06 haziran11 sehitler olmezler

12
H EVCİLİK KAMPANYASI Kampanyamız 01.01.2012 tarihine kadar hafta içi günler için geçerlidir. Düğün Pastası Kuru Pasta Karışık Kuruyemiş Cips Limitsiz Meşrubat 15 kişilik gelin – Damat hamamı Kamera ve Fotoğraf çekimi Balayı Odası ( Suit oda 2 gece) Anı kürsüsü ve defteri Sandalye giydirme Nikâh masası Lazer, sis ve Işık gösterileri Volkan ve Konfeti Show Şeyh Osman Mh. Adnan Menderes Bulvarı No: 85 YOZGAT Tel: 0(354) 212 26 26 - Fax: 0(354) 212 20 26 www.grandeserhotel.com Sadece 3.500 TL BAŞYAZI Av.Ruhi Bacanlı H. Prof. Dr. Nurullah Aydın YOZGAT HABER İnan Soyer 3 0 . Y I L Yozgat'ın ilk ve tek MARKA TESCİLLİ Restaurantı Tel: 0 354 212 44 04 - 212 16 41 Cep: 0532 243 39 28 Fax: 0 354 212 79 66 Tescil No: 2007 44015 "Lezzeti sunmak sanat, tatmaksa mutluluktur" T E Ş E K K Ü R L E R Y O Z G A T ® Şeyhosman Mah. Adnan Menderes Bulv. No: 45 Tel: 0354 217 64 67 - 64 80 Faks: 0354 217 64 79 Gözü Yükseklerde Olanlara... Dergisi Dershaneleri dershanecilikte yüksek standart Y ZGAT 0354 217 33 33 www.zaferpastaneleri.com ZAFER PASTANELERi Sizler bizim için değerlisiniz! "Farkı Fark Edeceksiniz" Pasta ve tatlı Ürünleri İmalatımızda Kesinlikle Mısır Şurubu ve Glikoz Kullanmıyoruz! Hikmet AKSOY Bir Devlet Böyle Çöker u8'de Türk’ün Milli Egemenliğine Tepki Duyanlar u5'de AKP’li Meclis Üyeleri Suçüstü Yakalandı u7'de Bugün Pazartesi u3'de Pazartesi 06 Haziran 2011 GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yıl: 9 l Sayı: 2823 l 50 Kr. B ozok Üniversitesi Akdağ- madeni Meslek Yüksek Okulu’nda eğitim gören 300 öğrencinin mezuniyet töreni oldukça güzel görüntülere sahne oldu. Akdağmadeni Kaymakamı Hüseyin Engin Saribrahim, Belediye Başkanı Suphi Daştan, Bozok Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Ta- mer Uçar başta olmak üzere kalabalık bir davetli grubunun katılarak heyecanını paylaş- tıkları öğrenciler, coşkularını kepleri havaya fırlatarak yaşa- dılar. 7'de Kepler havaya İşte Türk polisi B ahar aylarında özellikle köylü kadınların doğa- dan toplayarak satışa sundu- ğu ve aile bütçesine katkıda bulunduğu madımak artık şenliklere de adını vermeye başladı. Birlik ve bütünlü- ğün tesis edilmesi, Allah’ın doğa kanalıyla kendilerine sunulan nimetlere şükür amacı taşıyan Merkez Kırım Köyü'nde düzenlenen ‘Ma- dımak Şenliği’ etkinlikleri büyük ilgi gördü. Siyasilerin de yaklaşan seçimler önce- sinde boy gösterdiği şenliğe, aşıklar saz ve sözleriyle renk kattılar. 5'de S orgun ilçe merkezi yakınlarında bir tesise ailesiyle balık yemeye giden Mehmet Avcı yönetimindeki 66 LH 001 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak Mükremin Göleti'ne uçtu. 9'da Gölette can pazarı İ lköğretim 7’inci ve 8’inci sınıf öğrencilerinden 16 bin’e yakını bu yıl son kez gerçekleştirilen Sevi- ye Belirleme Sınavı’nda der döktüler. Saat 10.00'da başlayan ve yöneltilen 100 soru için 120 dakika sürenin verildiği öğrencilerin oldukça heyecanlı oldukları göz- lerden kaçmadı. Güvenlik tedbirlerinin yine üst düzey- de olduğu sınavlarda, veliler okulların önünde bekleyip çocuklarının başarılı olması için dua etti. 10'da SBS son kez yapıldı Rifat SERDAROĞLU Şenlikte siyaset rüzgârı Ş anlıurfa'dan tarım alanlarında çalışmak üze- re ailesiyle birlikte Boğazlıyan ilçesine gelen ilköğretim son sınıf öğrencisi Fevzi Akar, yardım talebinde bulunduğu İlçe Emniyet Müdürü Erdal Tepe ve personelinin desteğiyle Seviye Belirleme Sınavı'na girdi. Mahmut ve Zara Akar çiftinin 10 çocuğundan en küçüğü olan Fevzi Akar, İlçe Emniyet Müdürü Erdal Tepe ve polis memurlarına desteklerden dolayı teşekkür etti. Ailesinde okuyup meslek sahibi olan kimsenin bulunmadığını belirten Akar, kendisinin okuyup polis olacağını söyledi. 8'de Seçimlere az bir süre kala Yozgat’taki tansiyon yükselmeye başladı Yarış kızışıyor 12 Haziran genel seçimlerine bir hafta kala herkes nefeslerini tuttu. Partilerin çalışmalarını aralıksız sür- dürdüğü Yozgat’ta, MHP’nin yükselişini son günlerde zirveye taşıması ve AKP ile arasındaki farkı büyük ölçüde eritmesi ile birlikte seçimin çok çekişmeli geçeceğine yönelik iddialar artmaya başladı. S eçimlere bir hafta kala artık kimin kazanacağına yönelik sorular tüm kamuoyunda konuşulmaya başlandı. MHP YÜKSELİŞTE MHP ve CHP’nin yükselişe geçmesine rağmen Meclis’e 4 milletvekili gönderme hedefindeki AKP’nin çalışmalarını ara- lıksız sürdürdüğü Yozgat’ta seçim havası iyiden iyiye solunmaya başladı. 2004 yılı seçimlerinde yüzde 62, 2007 seçimle- rinde de yüzde 64’lük bir oy yüzdesiyle seçimlerden rahat bir galibiletle çıkan Ak Parti için durumda değişiklik sözkonusu olabilir. MHP’nin yükselişini son günlerde zirveye taşıması ve AKP ile arasındaki far- kı eritmesi ile birlikte seçimin çok çekiş- meli geçeceğine yönelik iddialar artmaya başladı. CHP’nin de bir önceki seçimlere göre oy oranını arttırdığına yönelik değer- lendirmelerin ne kadar gerçekçi olduğu, 13 Haziran günü netlik kazanacak. HERKES MERAK İÇİNDE Her ne kadar ortada ciddi veriler olsa da çekimserlerin çokluğunun tabloyu Ak parti ve MHP lehine bir sonuç çıkarması muhtemel olarak gösteriliyor. Karargah- larda çok daha fazla yaşanan bu havayı vatandaş henüz tam anlamıyla hissetmese de, siyaset sohbetleri hemen hemen her kö- şebaşında daha sık yapılır oldu. Meydan- lara bakıldığı zaman da arada çok büyük farkların olmadığını söylemek mümkün gözükse de, iktidar olmanın avantajları- nı kullanan AKP’nin özellikle köylerde daha ağır basması, AKP’nin Meclise 3, MHP’nin ise 1 milletvekili gönderebilece- ği şeklinde yorumlanıyor. Hatırlanacağı üzere AKP 2007 yılında yapılan seçimlerde geçerli 252 bin 431 oy’dan 155 bin 261’ni alarak yüzde 62.4’lük bir performansla Meclis’e 5 milletvekili gönderirken, MHP 44 bin 379 oy ve yüzde 17.8 oy yüzdesi ile 1 millet- vekili çıkarabilmiş, ülke genelindeki yüzde 20’lik oy potansiyeli Yozgat’ta yüzde 12.3 olarak gerçekleşen CHP ise 30 bin 513 oy alabilmesine rağmen Meclis’e vekil gönderememişti.

DESCRIPTION

Yozgat Haber

TRANSCRIPT

Page 1: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER

EVCİLİK KAMPANYASI

Kampanyamız 01.01.2012 tarihine kadar hafta içi günler için geçerlidir.

√ Düğün Pastası √ Kuru Pasta√ Karışık Kuruyemiş√ Cips √ Limitsiz Meşrubat √ 15 kişilik gelin – Damat hamamı√ Kamera ve Fotoğraf çekimi

√ Balayı Odası ( Suit oda 2 gece)√ Anı kürsüsü ve defteri √ Sandalye giydirme √ Nikâh masası√ Lazer, sis ve Işık gösterileri √ Volkan ve Konfeti Show

Şeyh Osman Mh. Adnan Menderes Bulvarı No: 85 YOZGATTel: 0(354) 212 26 26 - Fax: 0(354) 212 20 26 www.grandeserhotel.com

Sadece3.500 TL

BAŞYAZI

Av.Ruhi Bacanlı

H. Prof. Dr.Nurullah

Aydın

YOZGAT

HABER

İnan Soyer

30. YIL

Yozgat'ın ilk ve tek MARKA TESCİLLİ

Restaurantı

Tel: 0 354 212 44 04 - 212 16 41 Cep: 0532 243 39 28Fax: 0 354 212 79 66

Tescil No: 2007 44015

"Lezzeti sunmak sanat, tatmaksa mutluluktur"

TEŞEKKÜRLER YOZGAT

®

Şeyhosman Mah. Adnan Menderes Bulv. No: 45 Tel: 0354 217 64 67 - 64 80 Faks: 0354 217 64 79

Gözü Yükseklerde Olanlara...D e r g i s i D e r s h a n e l e r i

dershanecilikte yüksek standart

YOZGATHABERYOZGATHABER

SPORTMEN

BilalYeşilkaya

AYTAÇ AKYUDUM GIDA SAN. ve TİC. A.Ş.Yozgat Bayii: Korcan Ticaret Abdulcelil Çiftçi Sivas Caddesi Onur Apt. Altı No:7 • Tel: 0354 217 48 10 • YOZGAT

BAŞYAZI

Av.Ruhi Bacanlı

YOZGAT

HABER

İnan Soyer

Son Nokta

ÖzlemÇelikkaya

Şebnem Özbek

EDİTÖR

Gökhan Doğan

Kıs

a kı

sa...

VolkanAcer

Y ZGAT

ABER AYTAÇ AKYUDUM GIDA SAN. ve TİC. A.Ş.Yozgat Bayii: Korcan Ticaret Abdulcelil Çiftçi Sivas Caddesi Onur Apt. Altı No:7 • Tel: 0354 217 48 10 • YOZGAT

Y ZGAT

ABER0354 217 33 33

www.zaferpastaneleri.com

ZAFER PASTANELERi

Sizler bizim için değerlisiniz!

"Farkı Fark Edeceksiniz"

Pasta ve tatlı Ürünleri İmalatımızda

Kesinlikle Mısır Şurubu ve Glikoz

Kullanmıyoruz!

Hikmet AKSOY

Bir Devlet Böyle Çökeru8'de

Türk’ün Milli Egemenliğine Tepki Duyanlar

u5'de

AKP’li Meclis ÜyeleriSuçüstü Yakalandı

u7'de

Bugün Pazartesiu3'de

Pazartesi 06 Haziran 2011 GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yıl: 9 l Sayı: 2823 l 50 Kr.

Bozok Üniversitesi Akdağ-madeni Meslek Yüksek

Okulu’nda eğitim gören 300 öğrencinin mezuniyet töreni oldukça güzel görüntülere sahne oldu. Akdağmadeni Kaymakamı Hüseyin Engin Saribrahim, Belediye Başkanı

Suphi Daştan, Bozok Üniver-sitesi Rektörü Prof. Dr. Ta-mer Uçar başta olmak üzere kalabalık bir davetli grubunun katılarak heyecanını paylaş-tıkları öğrenciler, coşkularını kepleri havaya fırlatarak yaşa-dılar. 7'de

Kepler havaya

İşte Türk polisi

Bahar aylarında özellikle köylü kadınların doğa-

dan toplayarak satışa sundu-ğu ve aile bütçesine katkıda bulunduğu madımak artık şenliklere de adını vermeye başladı. Birlik ve bütünlü-ğün tesis edilmesi, Allah’ın doğa kanalıyla kendilerine sunulan nimetlere şükür amacı taşıyan Merkez Kırım Köyü'nde düzenlenen ‘Ma-dımak Şenliği’ etkinlikleri büyük ilgi gördü. Siyasilerin de yaklaşan seçimler önce-sinde boy gösterdiği şenliğe, aşıklar saz ve sözleriyle renk kattılar. 5'de

Sorgun ilçe merkezi yakınlarında bir tesise ailesiyle balık yemeye giden Mehmet Avcı yönetimindeki 66 LH 001 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak Mükremin

Göleti'ne uçtu. 9'da

Gölette can pazarı

İlköğretim 7’inci ve 8’inci sınıf öğrencilerinden 16 bin’e yakını bu yıl son kez gerçekleştirilen Sevi-

ye Belirleme Sınavı’nda der döktüler. Saat 10.00'da başlayan ve yöneltilen 100 soru için 120 dakika sürenin verildiği öğrencilerin oldukça heyecanlı oldukları göz-lerden kaçmadı. Güvenlik tedbirlerinin yine üst düzey-de olduğu sınavlarda, veliler okulların önünde bekleyip çocuklarının başarılı olması için dua etti. 10'da

SBS son kez yapıldı

Rifat SERDAROĞLU

Şenlikte siyaset rüzgârı

Şanlıurfa'dan tarım alanlarında çalışmak üze-re ailesiyle birlikte Boğazlıyan ilçesine gelen

ilköğretim son sınıf öğrencisi Fevzi Akar, yardım talebinde bulunduğu İlçe Emniyet Müdürü Erdal Tepe ve personelinin desteğiyle Seviye Belirleme Sınavı'na girdi. Mahmut ve Zara Akar çiftinin 10 çocuğundan en küçüğü olan Fevzi Akar, İlçe Emniyet Müdürü Erdal Tepe ve polis memurlarına desteklerden dolayı teşekkür etti. Ailesinde okuyup meslek sahibi olan kimsenin bulunmadığını belirten Akar, kendisinin okuyup polis olacağını söyledi. 8'de

Seçimlere az bir süre kala Yozgat’taki tansiyon yükselmeye başladı

Yarış kızışıyor12 Haziran genel seçimlerine bir hafta kala herkes nefeslerini tuttu. Partilerin çalışmalarını aralıksız sür-dürdüğü Yozgat’ta, MHP’nin yükselişini son günlerde zirveye taşıması ve AKP ile arasındaki farkı büyük ölçüde eritmesi ile birlikte seçimin çok çekişmeli geçeceğine yönelik iddialar artmaya başladı.

Seçimlere bir hafta kala artık kimin kazanacağına yönelik sorular tüm

kamuoyunda konuşulmaya başlandı. MHP YÜKSELİŞTEMHP ve CHP’nin yükselişe geçmesine

rağmen Meclis’e 4 milletvekili gönderme hedefindeki AKP’nin çalışmalarını ara-lıksız sürdürdüğü Yozgat’ta seçim havası iyiden iyiye solunmaya başladı. 2004 yılı seçimlerinde yüzde 62, 2007 seçimle-rinde de yüzde 64’lük bir oy yüzdesiyle seçimlerden rahat bir galibiletle çıkan Ak Parti için durumda değişiklik sözkonusu olabilir. MHP’nin yükselişini son günlerde zirveye taşıması ve AKP ile arasındaki far-kı eritmesi ile birlikte seçimin çok çekiş-meli geçeceğine yönelik iddialar artmaya başladı. CHP’nin de bir önceki seçimlere göre oy oranını arttırdığına yönelik değer-

lendirmelerin ne kadar gerçekçi olduğu, 13 Haziran günü netlik kazanacak.

HERKES MERAK İÇİNDEHer ne kadar ortada ciddi veriler olsa

da çekimserlerin çokluğunun tabloyu Ak

parti ve MHP lehine bir sonuç çıkarması muhtemel olarak gösteriliyor. Karargah-larda çok daha fazla yaşanan bu havayı vatandaş henüz tam anlamıyla hissetmese de, siyaset sohbetleri hemen hemen her kö-

şebaşında daha sık yapılır oldu. Meydan-lara bakıldığı zaman da arada çok büyük farkların olmadığını söylemek mümkün gözükse de, iktidar olmanın avantajları-nı kullanan AKP’nin özellikle köylerde daha ağır basması, AKP’nin Meclise 3, MHP’nin ise 1 milletvekili gönderebilece-ği şeklinde yorumlanıyor.

Hatırlanacağı üzere AKP 2007 yılında yapılan seçimlerde geçerli 252 bin 431 oy’dan 155 bin 261’ni alarak yüzde 62.4’lük bir performansla Meclis’e 5 milletvekili gönderirken, MHP 44 bin 379 oy ve yüzde 17.8 oy yüzdesi ile 1 millet-vekili çıkarabilmiş, ülke genelindeki yüzde 20’lik oy potansiyeli Yozgat’ta yüzde 12.3 olarak gerçekleşen CHP ise 30 bin 513 oy alabilmesine rağmen Meclis’e vekil gönderememişti.

Page 2: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER06 Haziran 2011

Pazartesi2 Düşünce

2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçi-minde yaşanan 367 krizi’yle ilgili dö-nemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orge-neral İlker Başbuğ’un, danışmanları aracılığıyla Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç’ın seçilmemesi için muhalefet partileriyle temas kurduğu ve bu konuda belge olduğu iddialarını Genelkurmay Baş-kanlığı yalanlıyor.

Ancak, Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın 6 Mayıs 2009 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği “Gizli” ibareli yazısı belge-nin varlığını doğruluyor!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçim-leri sırasında hazırlandığı iddia edilen bilgi notuyla ilgili soru üzerine, ”Daha çok telefon, mektuplar çıkacak. Bunları çoook konuşacağız” diyor!

Pekalâ, bütün bunlar ne anlama geliyor?

*Gücünü bilgi ve iletişimin egemen-

liğinde endüstriyelleşme, rasyonel örgütlenme ve kentleşmenin ekonomi-politiğinden alan ve yeni dünya düzeni-ni oluşturmaktan kendini sorumlu sa-yan ABD yeni Ortadoğu’yu Türkiye’den hareketle biçimlemektedir.

Arap İslam ülkelerinden fazla-sı Kemalist ideoloji olan Türkiye’de Kemalizm’in demokratikleşmesi esas alınıyor.

Kemalizm’in demokratikleştiril-mesi; ilkelerinin teoriye terkedil-mesi, pratiğinin ise liberalleşmesi anlamına geliyor; siyasi felsefele-rin ötesinde dinler de bu şekilde ılımlılaştırılıyor.

*TSK her ülkenin silahlı kuvvetle-

ri gibi ülkelerinin idealleri yolunda ilerlemelerinin galibi, dönüşmele-rinde ise mağlubu olmak gibi bir paradoksun temsilcisidir.

Bu uğurda toplumunun yaşam gü-venliğindeki sorumluluğundan ve bu sorumluluğa dair oluşturduğu güven ve itimattan beslenirken güvenç ve gö-nencin tüm ulusa yaygınlaşmasının da en önemli amilidir.

*Ne ki çok yakın tarihe kadar antilâik

karakteriyle Türkiye’nin bekasına açık tehdit oluşturan ABD işbirliğinde hü-kümet ve bölücü tehdit TSK’yı uzun süredir demokrasi kisvesi altında ço-ğulculuğu engelleyen bir kurum olarak göstermek gücüne ulaşmıştır.

Türkiye’nin yaşam güvenliğindeki sorumluluk ve etkinliğinin kayna-ğı TSK’nın canı pahasına korumakla mükellef olduğu akıl ve bilime dayalı Atatürkçü Düşünce Sistemi’nin de-mokratikleştirilerek toplumun dönüş-türülmesinde çok büyük galibiyetler sağladığı her an görülüyor.

*Hangisini belirtmek gerekir ki, me-

sela; TSK’nın askeri iktisadı milli gü-venlik siyasetinde geriletilmesinde baş-lıca handikaplarından birini oluşturuyor.

Çünkü bütünüyle otoritesinde bu-lundurduğu askeri harcamaları, doğru-dan serbest piyasalarda OYAK ile var-lığı ve askeri sanayiisi; TSK’yı küresel piyasaların gözlemine, denetimine ve kontrolüne açarken, piyasaların akçeli karakteri TSK’nın hem kurum hem de bireylerini -kim bilir- zan altına sokuyor!

Bu nitelik küresel serbest piyasala-rın demokratik ve ekonomik kriterle-rini arkalayan yakın zaman öncesinin Anayasa Mahkemesi’nin antilâik hükümlüsü AKP iktidarı ve çevresine sosyo-ekonomik ve sosyo-politik ya-şam alanı oluşturmakta büyük fırsatlar veriyor.

Askerin iktisadından hareketle as-kerin hesap verebilirliği, şeffaf hale getirilmesine dair siyasi talepler müte-madiyen yoğunlaşıyor.

TSK daralırken yerine “Sivilleşme” adıyla fakat TSK’nın temelini oluşturan Atatürkçü Düşünce Sistemi’nde eğ-rilmesi, bu suretle Kemalizm’in demok-ratikleşmesi sağlanıyor...

Yalnızca piyasaların akçeli ilişkileri içinde bir aktör olması dahi TSK’nın ko-muta heyetinin ağır zafiyeti nedenidir ki, idarenin herhangi bir noktasından açılan gedik zamanla tüm heyeti kevgi-re çeviriyor.

Böylesine büyük bir zafiyet oluşunca dilenildiği zaman askerle ilgili bir suç icadı, bir belge, bir kaset, bir ihbar, bir gizli tanık; özel yetkili mahkemelerin alanına giriyor!

*İmralı’da devletle müzakereler-

de bulunan Abdullah Öcalan, bö-lücü Kürt Hareketinin Demokratik Özerk Kürdistan taleplerinin ger-çekleştirilmesi taleplerinin hayata geçirilmesinde 15 Haziran tarihini milat seçmiştir; AKP’ye, ”ya devam ya kıyamet” tehdidinde bulunuyor.

Talebine demokratik çözüm diyor; önce TBMM de Hakikatleri Araştırma ve Anayasa Komisyonu kurulsun bir yanda yakın tarihteki faili meçhul 17 bin Kürt insanının failleri, köy yakmalar, zorunlu göç vb. nedenler ortaya çıkarılsın, öte yanda Dersim 38’in arşivleri, Said-i Nursi dosyası vb. açılarak -varsa- TC’nin konjonktürel ve tarihi bir kusuru ortaya çıkarılsın deniyor.

O esnada müzakerelerin tarafı Abdullah Öcalan ev hapsindedir ve beraberinde af müessesesi oluşurken, uluslararası denetim ve gözetim altında PKK siyasi tutuklu ve hükümlülerinin bırakılmasıyla PKK güçlerinin sınır dı-şına çıkarılması eşanlı gerçekleştirile-cektir!

Demokratikleşmenin anayasal ve yasal adımlarının atılmasıyla da silaha başvurma zemini ortadan kalkarken; sürgün, vatandaşlıktan çıkarılmış ya da mülteci durumuna düşmüş olanlar yur-da dönecek, KCK yasallık kazanacak ve PKK artık Türkiye sınırları içinde faali-yet göstermeyecektir!

*Bu anlamda 15 Haziran’a çok

az bir süre kala Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında hazırlandığı iddia edilen bilgi notuyla ilgili soru üzerine, ”Daha çok telefon, mektuplar çı-kacak. Bunları çoook konuşacağız” demesi; Öcalan’ın talimatıyla, AKP’yi tehditle 15 Haziran’ı bekleyen ve Türkiye’ye yayılmış bölücü Kürt Hare-ketinin 3-5 kişilik hücrelerine medya yoluyla verdiği hem yatıştırmayı amaç-layan bir söylemi hem de demokratik çözüm yolunda yöntemin nasıl gelişe-ceğine dair bir işaret olarak değerlen-dirmek gerekiyor.

*Belli ki TSK’nın kimi Ergenekon

davasında tutuklu mensubu yarının faili meçhullerin sorumlusu sayıla-caktır.

Ve CHP ısrarlı söylemiyle Ha-kikatleri Araştırma ve Anayasa Komisyonu, Dersim 38 arşivlerinin açılmasının vb.nin müsebbibi olur-ken bir elli yıl daha iktidar olmak-tan kopartılacaktır ve Türkiye Cum-huriyeti suçlu bulunacaktır.

Çünkü hep birlikte fakat “ağırlıkla” TSK; Kemalizm’i demokratikleştirmiş-tir!

Tam buraya o pek bilinen fıkra ya-kışıyor;

Oğul babaya, ”Baba, teori ile pratiğin farklılaşması ne demek-tir?” diye sorunca, baba, ”Gel oğlum! Bunu en iyi öğrenebileceğin bir deneme yapalım. Benim sordurt-tuğumu söylemeden annene git ve 1 milyon liraya yabancı bir insanla birlikte olur musun diye sor” diyor.

Oğlan bir koşu gidiyor ve soruyor; Annesi önce bir tokat atıyor fakat ana yüreği işte, ”Oğlum bundan baba-nın haberi var mı?”diye sorduğunda, ”hayır yok” yanıtını alınca “olabilir” diyor.

Bir şey anlamayan oğul babasına geliyor ”Yaa, baba” demeye kalmadan baba bu kez aynı soruyu ablasına sor-masını istiyor.

Abla hiç tereddütsüzdür, “evet” diyor!

Oğlan yine bir şey anlamamış, ”Ne oldu, baba?”deyince; baba, ”Oğlum! İşte teori ve pratik arasında bu fark vardır; biz hiç başımız ağrı-madan 2 milyon lira kazandık. Pra-tikte annen ve ablan tanımadıkları insanlarla birliktedir ve sen de anneni ve ablanı kullanmak yanlışı yaptın!”diyor.

*TSK’nın Kemalizm’i demokratikleşti-

rilmesi onu çok sıradanlaştırıyor...

REKLÂM vermek ve ABONE olmak için 217 09 04'ü tuşlamanız yeterli

Kemalizm’in Demokratikleşmesinde TSK

YOZGATHABER26 Nisan 2011

Salı2 DüşünceHalk arasında “baykuş” ifadesi, genel olarak

uğursuzluk karşılığı ya da habercisi olarak algılanır... Kişilerin algıladığı uğursuzluk eğer bir toplum için söz konusu ise, gelecekten endişe edilir... Hele bu baykuşluk görevini laf ebeleri yapıyor ve telkinleriyle halkı yanlışa sürüklüyorsa, o takdirde iş daha da vahimdir demektir... Ülkemizi bilinmeyen bir girdaba doğru sürüklenme potansiyelini çoğaltan bazı “ekran baykuşları” tarafından yapılan telkinlerin yanlışlığı fark edilmelidir.

Bu baykuşların her akşam geç saatlere kadar renkli cam aracıyla evlerimizin içine girerek, milletin kulağını tırmalayan uğursuz söylemlerine dikkat etmek gerek. Buna aracı olanların da sorumlulukları vardır. Akıl çeldirici değerlendirmelerine karşılık doğru ve etkili yanıt vermek her vatansever aydın ve akademisyenin görevidir. Bunu yaparken etkili dil olan Türkçenin doğru kullanımına da dikkat etmek gerek...

**Bir akademisyenin görevi sadece alan dersini

vermek ve makale yazmak değildir; bunları zaten yapacaktır; yapmaya mecburdur; asli görevidir; ekmek teknesi onları yapmayı mecbur kılar...

Diğer asli bir görevi daha var akademisyenin ve dahi aydının; ülkenin gidişatı hakkında halkını bilgilendirmek, aydınlatmaktır; böylece düşmanların oyununu bozmaktır... Bunun için görevi olan aydınlatma işlevini etkili olarak yapmak ve sürdürmek... Bu görev, aydın kişi olmanın sorumluluğudur, aynı zamanda görevi... Renkli ekranın meczup baykuşların dışa vurulan kin ve nefret dolu ifadelerine bilgi ve bilim ile doğrudan yanıt vermek, aydınlatıcı olacağını da hatırlamak gerek...

**Birey mi diktatörlük mü?Demokrasilerde kişilere dayalı rejimlerin miadı

dolmuştur. Bundan böyle söz hakkı, diktatörlüklerde değil, hakkıyla “birey” ve “vatandaş” olmuş insanların oluşturduğu toplumdadır...

Bu hak, Cumhuriyetle birlikte Mustafa Kemal’in Türk Milletine hediyesidir. Birey olmak vatandaş olmak demektir ve bu son derece önemlidir. Zaten savunduğumuz cumhuriyet ve demokrasi bunu amaçlamaktadır. Bunu istemeyenler, ayrı ajandaları olup farklı kulvarlarda ayak sürtenlerdir...

“Devlet”, koruyucu-denetleyici-gözetici bir şemsiye olarak görevi üstlendiği takdirde, gerçek “birey-vatandaş” olunur. T.C. Devletinin kuruluş felsefesindeki temel amaç da kişiyi “birey-vatandaş” yapmaktır.

Vatandaşlık, her türlü feodalizmin köleliğinden, padişahın kulu ve tebaası olmaktan kurtulma esasına dayanır. Buna engel olanlar, başta dikta rejimini benimseyenlerdir...

**Modern zamanda diktatörlük...

Diktatörlük, illaki monarşi ile gelecek diye bir şart yoktur. Seçimle de diktatörlük olur... Her nedense diktatörlük denildiğinde hep askeri cunta akla geliyor... Yanlış... Süngüsüyle gelen diktatörlükler kadar seçimle gelen sivil diktatörlükler de vardır. İşte yakın tarihten örnekler; Hitler ve Mussolini rejimleri sivil diktatörlüklerdir... Ve bunlar seçimle, yani halkın oyuyla –hani şu meşhur cumhur denilen güç var ya- iktidar olmuşlar ve diktatörlüklerini ilan etmişlerdir...

** “Modern zamanlarda sivil diktatörlük nasıl

gerçekleşiyor” sorusunun yanıtını bulmak ve insanlara anlatmak, her ülke aydınlarının, düşünürlerinin temel görevidir...

Ne demek modern zamanda sivil diktatörlük? Bunun irdelemesini yapalım; bu süreç son

derece plânlı ve programlı olarak, “ustaca” gerçekleştirilmektedir... Süreç şöyle işler; önce alt yapısı hazırlanır, etap-etap yol alınır; işe kadroların yetiştirilmesiyle başlanır...

Devletin idaresinde etken olacak alanlara özellikle

kadrolar yetiştirilir. Örneğin hukuk, siyasal, istihbarat ve eğitim alanlarında kadroların yetişmesine özel bir ilgi gösterilir...

Son aşamaya gelindiğinde özel eğitimle yetiştirilen (kayıtsız ve şartsız biat kültürüyle yetiştirilen) bu kadrolar, devletin tüm kademelerini işgal etmeye başlar... Özel olarak eğitilmiş bu kadrolar mükemmel derecede takiye yapmayı öğrenirler ve uygularlar... Sureti haktan görünürler, “sevimli” görünmek, sempati için çok önemsenir; karşısındakileri aldatmak ve kandırmak için her renkte ve şekilde maske takarlar; bunlar sahte “humanite maskeleri”dir...

Sıradan vatandaşları aldatmak, kandırmak için onların “hakkını savunuyormuş gibi” davranmak ilkesi vardır... Esas amaçlarını gizleyerek verilen görevi yaparlar; rollerini çok iyi oynarlar... Devletin imkânlarıyla vatandaşın aklı, fikri, oyu, ruhu, parası gasp edilir... Bunun sonunda sözde “seçim” denilen bir kandırmacıyla vatandaşın oyu ile iktidar olurlar...

Hâlbuki yapılan iş “seçim” değildir; vatandaş tarafından “seçilen” kimse yoktur; birileri tarafından hazırlanmış “günahkâr” takımı bir listenin vatandaşa tasdik ettirilerek kusura ortak arama sistemidir... Artık her türlü hileyi, istismarı yapmak mubah sayılır; önlerine çıkan her engeli, çeşitli bahaneler yaratarak kılıflar hazırlayarak aşarlar... Her tür yalan ve istismarı kullanarak olayları kendilerine yontarlar... Artık devletin her kademesinde “diktatörlük” rüzgârları aralıklı olarak esmeye başlar... Zahiri bir diktatörlük hissedilir... Bir korku atmosferi oluşur; toplum müthiş bir baskı hisseder...

**Halkın diktaya hazırlanması...Toplumda bu diktatörlük havasını yaratabilmek

için halkın kandırmacılarla hazırlanması gerekir... Yani, oylarının gasp edilmesi için halkın buna hazır hale getirilmesi gerekir... Önce halk “muhtaç” konuma sokulur... Fukaralaştırılır... Sonra bu biatli kadrolar dönüp sureti haktan görünürler... Sahte “halk koruyucusu” yapmacık rollerle “yardım” sektörü oluşturulur... Kimine yakacak, kimine yiyecek, kimine giyecek, kimine de ev aletleri dağıtılır...

Kimin kesesinden, tabii ki devletin... Herkesin cebinden çıkan vergiden... Fakat muhtaç vatandaş bu yardımların devletin değil de (X) partinin yardımı sanır ve oyunu ona verir... Bir durum daha dikkate alınarak istismar edilir; fakir fukaranın, garip gurabanın sığınak ve teselli kapısı olan “manevi değerler sığınağı” bu kadrolar tarafından çok iyi derecede istismar edilir...

Vatandaşın gözünde bu kadrolar, güya, “dindar” damgasıyla anılırlar... Çeşitli renkli ambalajlarla halkı kandırmak için “din” kullanılır... Kısaca din ticareti yapılır... Diğer taraftan bu ticaret sayesinde yaratılan “elit” ve zengin bir tabaka iş başında olur... Mabet referanslı kapitalizm hortlar... Devletin imkânları bu tabakaya peş-keş çekilerek kontrolsüz, kayıtsız büyük

REKLÂM vermek ve ABONE olmak için

217 09 04'ü tuşlamanız yeterli

Bugünlerde ülkemizde olan bitenler, önümüzdeki dönemde planlanan sinsi oyunların bir habercisi gibi görülüyor. Bölücü odakların açık ya da örtülü tehditleri karşısında devletin maruz bırakıldığı söz ve davranışlar millet vicdanını kanatmaya devam ediyor. Bazı çevrelerce bölücü başının “genel af” ile serbest bırakılabileceği bile seslendiriliyor. Bakınız bu hususta 21 Ağustos 2010 tarihli “Öcalan hangi tarihte serbest kalacak” başlıklı yazımızda şu ifadelere yer vermişiz:

İktidar yetkilileri “hayır” dese de, Öcalan açısından tünelin ucundaki ışığın görüldüğünü söylemek mümkündür. İstediğiniz kadar “Öcalan’a af yok”, “yeniden yargılama olmaz” deyin; eğer bahsedeceğimiz süreç böyle devam ederse, APO salıverilmese bile onu içeride tutan sebepler temelden sarsılmış olacaktır.

Ve yine aynı konuyla bağlantılı olarak 7 Ağustos 2010 tarihindeki yazımızda şunlar belirtilmiş:

Bütün hedef ve özlem “demokratik özerklik” tir. Üstelik bu yeni şekillenmiş bir arayış da değildir. Bölücübaşı Öcalan’ın vaat ettiği temel bir enstrümandır. Önümüzdeki dönemde doğrudan demokratik özerklik tartışılacak ve bu kavramın içi doldurulmaya çalışılacaktır.

Gerginlik tırmanıyorElbette bazılarımız bunun bir

paranoya veya seçimlere yönelik bir manipülasyon olduğunu düşünebilir. Zira bu önermelerimizin doğruluğunu tamamen kanıtlayacak bulgulara sahip değiliz. Ancak burada bilimsel bir tartışmadan bahsetmiyoruz. Hepimizin gözleri önünde olup biten şey Türk adaleti tarafından binlerce insanın katili olduğuna hükmedilen bir suçlunun, adına “terör”, “bölücülük” ya da “Kürt sorunu” denilen bir meselenin çözümünde kilit konuma sürüklenmek istenmesidir.

Üstelik kısmen de olsa aşama kaydedilmiş ve kitle iletişim araçlarında propaganda dönemi başlamıştır. Aslında burada önemli olan, devletin kiminle görüştüğü değil ne adına görüşüldüğüdür. Özellikle muhalefet tarafından seslendirilen sözde “ateşkesin devamı” ya da “yeni Anayasanın içeriğinin belirlenmesi için görüşülüyor” tezi gerçekten insanın kanını donduruyor. Ekranlara yansıyan devlete kafa tutma girişimleri, Cumhurbaşkanlığı makamını hiçe sayan tavırlar ve onlara karşı gösterilen abartı dolu kabullenişler... İnanın sağduyu sahibi tüm kesimler bu süreç karşısında “yeter artık” demekten kendini alıkoyamıyor.

Toplumsal akıl sallanıyor ve sabırlar giderek tükeniyor. Sokakta, evde, kahvede, okulda ve daha pek çok yerde örtülü gerginlikler yavaşça tırmanıyor. Belki de yaklaşan seçimler açığa çıkması muhtemel öfke patlamalarını bastırıyor.

Halk hiçe sayılamaz Hepimiz biliyoruz ki bu meseleye

ilişkin olarak yaklaşık 30 yıldır sürdürülen politikalar kesin sonuca varılmasını sağlayamamıştır. Zaman zaman gündemden düştüğü sanılan dönemlerde bile kökü kurutulamayan bu sorun, her defasında yeniden ortaya çıkmayı başarmıştır. Buna paralel olarak Türkiye’de çeşitli siyasi görüşlere sahip toplum kesimlerinin Güneydoğu meselesi karşısında değişim gösterdiğini ifade etmek mümkündür. Türk halkı devlet onuruna ve sistemine yakışan barış çabalarını desteklemekle birlikte, aynı devletin aşağılandığı, örselendiği ve hiçe sayıldığı süreçleri asla kabul etmemektedir. Bu durumda devleti yönetenlerin bilmesi gereken en önemli şey, “devleti” oluşturan parçalardan yalnızca birisinin hükümet ya da siyasi iktidar olduğu gerçeğidir.

Halkın Onuruyla veSabrıyla Oynamayın!

Ekran Baykuşları ve Sivil Diktatörlük...

Diktatör olmak için mutlaka monarşi ya da askeri süngü gerekmez... İnan-

mış örgütlü kadroların yapamayacağı si-vil diktatörlük olmaz... Örgütlü ve inançlı kadrolar tarafından milyonlarca insan tek celsede “esir” alınabilir... Bu diktatörce yapılanma kurulurken kullanılan en önemli aldatmaca sloganı; “daha çok demokrasi” ve “daha çok insan hakları” olur...

Bir ülkenin aydınları, akademisyenleri, bilim insanları, sanatçıları, yazarları, kanaat önderleri; eğer adaletsizlikler, hukuksuz-luklar karşısında susuyor-susturuluyorsa, orada sivil diktanın ayak sesleri var de-mektir... Farkında olup da susmak, esarete davetiye çıkarmak demektir... Aydınların, sanatçıların, üniversitelerin sustuğu yer-lerde her türlü dikta rejimlerin oluştuğunu unutmamak gerekir...

bir “gizli sermaye” oluşturulur...“Takkeli kapitalizmin elitleri” yeni lüks

villalarda, malikânelerde otururlar; 4 çeker ciplere binerler... En pahalı markaları giyer ve takarlar... Bu şaibeli “takkeli kapitalizm” sermayesi, sivil diktatörlüğün birinci derecede destekçileri olur ve medyatik destek için basın-yayın kuruluşlarını devreye sokarlar...

İktidar partisinin düdüğünü çalmayan basın-yayın organları, sivil toplum örgütleri çeşitli bahanelerle müthiş bir ekonomik baskı altına alınır... Akşamdan sabaha “vergi memurları” kapıya dikiliverir...

İktidar aleyhine kelam söyleyenin sesi kısılır... Bu ister yazılı basın ister görüntülü yayın olsun; derhal baskılanır... Bir kısmına çeşitli bahanelerle suçlar uydurularak “kodes” yolu gösterilir...

Sürekli bir reklâm ve propaganda ile vatandaşın zihni çeldirilir... Rakip sese dahi tahammül edemeyen bir zihniyet toplumda korku atmosferi yaratırken kendini de “alternatifsiz” göstermeye çalışır... Böylece sözde seçimle iktidar olan bu özel eğitimli ve örgütlü kadrolar, sıradan vatandaşların üzerinde çeşitli argümanlar kullanarak, devletin imkânlarını politik menfaatleri ve ikballeri için seferber ederek sivil diktatörlüklerini sürdürürler...

Sonuç...Sonuç olarak, diktatör olmak için mutlaka

monarşi ya da askeri süngü gerekmez... Modern zamanlarda buna heveslenenlerin izledikleri yöntemi özetledim yukarıda... İnanmış örgütlü kadroların yapamayacağı sivil diktatörlük olmaz... Örgütlü ve inançlı kadrolar tarafından milyonlarca insan tek celsede “esir” alınabilir... Bu diktatörce yapılanma kurulurken kullanılan en önemli aldatmaca sloganı; “daha çok demokrasi” ve “daha çok insan hakları” olur... Bunun farkında olmak ve ona göre demokratik tavır almak gerekir... Halkın karşı karşıya bulunduğu aldatmacanın iyi açıklanıp anlatılması gerekir... Başta bu görev, “aydın” geçinenlere, milli ideolojisi olan dürüst millici siyasetçilere (politikacılar değil) düşmektedir...

Bir ülkenin aydınları, akademisyenleri, bilim insanları, sanatçıları, yazarları, kanaat önderleri; eğer adaletsizlikler, hukuksuzluklar karşısında susuyor-susturuluyorsa, orada sivil diktanın ayak sesleri var demektir... Farkında olup da susmak, esarete davetiye çıkarmak demektir... Aydınların, sanatçıların, üniversitelerin sustuğu yerlerde her türlü dikta rejimlerin oluştuğunu unutmamak gerekir...

Dr. Kürşad ZORLU

Prof Dr. Ramazan Demir

Yeteneksizler ve Cahiller Nasıl Yükselir?

Şehitler ölmezler

Bilimsel yazında yaygın biçimde kullanı-lan örgüt kavramı günümüzde siyasallaştı-rılmış olsa da, aslında siyasete inat örgütle-rin içinde bulunduğu durum hakkında birkaç şey söylemek gerekir.

Siyasi partiler, irili ufaklı işletmeler, bü-rokratik kurumlar, her nevi kurum ve kuru-luşlar...

Eğer herhangi bir yerde “insan” ve “ör-gütlenme” varsa orada mutlaka bir örgüt vardır. Örgütleri geleceğe taşıyan, başarı ya da başarısızlıklarını tayin eden, farklılığını ortaya koyan temel araç aynı zamanda ör-gütlerin varlık sebebi olan insan faktörüdür.

İnsan, kendi eliyle çeşitli yapılar, sistem-ler, kurallar ve gelenekler meydana getirir. Kurduğu örgütte yükselebilmenin koşullarını günceller, dönüştürür ve yeri geldiğinde kişiselleştirir. Gerektiğinde fikir bilmez, hak-kı görmez ve kural tanımaz. Gerektiğinde ise görmediği, bilmediği ve tanımadığı her şey bir başkası için vazgeçilmezler arasına yükselebilir.

Bu tür insanların yetenek-yeteneksizlik ve cahillik-bilgelik ara-sında gidip gelen dinamik bir yaşam biçimi sürdürdükleri gözlenir.

Justin Kruger ve David Dunning’in Nobel ödüllü araştırmalarındaki bulgu ve so-nuçlar bu yaklaşımla örtüşmekte ve hayatın içinden sözler barındırmaktadır. Bu araştır-maya göre yaptığı işte her zaman çok başa-rılı olduğuna inanan “yetersizler”, sürekli kendi yaptıklarını övmekten, övülmekten, her işin kendilerine sorulmasından ve layık olmayan görevlere talip olmaktan asla çe-kinmezler. Üsttekilere bükülürken alt-takileri ezmek ve son sözü tek başına söylemek onlar için doğal bir hak olarak görülmektedir.

Öte yandan gerçekten bilgelik potansiyeli olan “yetenekliler” işlerinde ve çoğunlukla günlük yaşamlarında “fazla alçakgönüllü” davranarak özlerine haksızlık etmekte, önde durmayarak en üst görevlere talip olma-maktadır.

Araştırmacılar bu noktada bir adım ileri-ye gitmekte ve “yeteneklilerin” yaradılış gereği kıymetlerinin bilinmesini beklediğini ve bilinmediğinde ise kırılarak kendilerini daha da geri plana çektiklerinden söz et-mektedirler.

Hatta onların bu hassasiyetleri yöne-tenlerce “boş ver ihtirası yoktu” şeklinde eleştirilmektedir.

Diğer yandan bu önemli çalışma kendi-sinden yıllar önce yapılan başka bir çalışma-da yansımasını bulmaktadır. Peter İlkesi adı verilen çalışmada, herkesin kendi yeteneksizlik seviyesine kadar yüksele-bileceği vurgulanmaktadır.

Peter, herkesin yönetmek ve yönetici olmak isteyebileceğini ancak bunun için herkesin gerekli yeteneğe sahip olmadığı-na dikkat çekmektedir. İnsanların liyakat, yetenek ve her düzeyde uygunluğu belir-lenmeden yalnızca subjektif sebeplerle yük-seltilmesinin özellikle kamusal örgütlenme-lerde değişmeyen bir durum olduğunu ifade eden Peter İlkesi, tepeye kadar yükselebi-lenlerin meydana gelen olumsuzlukları tıpkı kendisi gibi olanları alt kademelerine getir-mek suretiyle bertaraf etmeye çalıştığından bahsetmektedir. Dolayısıyla yeteneksizlik her örgütte bir süre sonra yükselen de-ğer olmaya başlamaktadır.

Oysa aklın ve vicdanın götürdüğü nihai sonuç bunların tam tersi olmalıdır. Her-şeyden önce Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde “emanetin ehline verilmesi” buyrulmaktadır.

Gelin görün ki; hayatın insanlığa sundu-ğu adaletsizlikler ve “ehillerin” ısrarlı geri duruşları manidar bir tekerrür meydana getirmektedir.

İşte bu duruma son vermek için “ehil-leri”, “gerçek yetenek” sahiplerini, “bil-gelik” potansiyeli olanları ve “onurlu mü-tevazıları” bizzat hayatın içine ve gelecek stratejisinin tam ortasına davet etmekten başka çare yoktur.

Yıl 1993... bir sabah, güneşi henüz gör-meden, “Ses ver anne... Bugün yine sesini duymak istiyorum” derken… O da benimle yürek bağı kurdu. O anda annem bana te-lefon açtı, “Oğlum baban hastalandı, hep seni sayıklıyor. Mümkünse hemen buraya gel” dedi.

İşyerinden atılma ihtimaline rağmen Türkiye’ye gitmeye karar verdim. Bana emek veren, destek olan yıllarca birlikte aynı çatı altında yaşadığım babam için yola koyuldum. Uçaktan iner inmez vakit kaybetmeden garaj-lara geldim. İlk saat içerisinde Mersin’e hare-ket edecek otobüslerden birinde yer buldum. Sabahleyin erken saatlerde Mersin’e geldim. Babamın hastanede olduğunu komşulardan öğrendim. Koşar adımlarla oraya gittim. Giriş oldukça zor idi. Ahiret suali gibi sorulan soru-lara cevaplar verdim. Babamın hastalığı sebe-biyle Fransa’dan geldiğimi söyledim. Kimliğimi bırakmam istendi. Onu da verdim. Gözüm hiç bir şeyi görmüyordu. Babam, annem gözümde tütüyordu. Hasret öyle bir anda, bir iki keli-meyle izah edilebilecek bir şey de değildi.

Yukarı çıktığım zaman babamın durumunun çok ciddi olduğunu gördüm. Gözyaşlarımı tuta-madım. Beni görünce yattığı yerde doğrularak oturdu ve uzanarak bana sarıldı. “Oğlum…” dedi. Orada kardeşlerim ve annem de vardı. Bir hasta ve yakınları da bizi izliyorlardı. Ba-bamın bana sarıldığı an orada bulunanların hepsi gözyaşlarını tutamadılar. Ölüm döşeğin-de bulunanların görünüşleriyle onu sevenlerin bakışlarını birileri yazı haline dönüştürmek isteselerdi, o an ne yazabilirlerdi ki?

Oradaki bulunanların tek tek bakışlarını inceledim. “Sürekli sevgileriyle sizi büyü-tenlere söyleyecek bir sözünüz yok mu?” dedim kendi kendime... Ateşin özünde yaşa-yan günah tacirleri geçti gözlerimin önünden... Çivi çakılan aykırılıklar... Yüzlerine bakılma-yan ayrılıklar resimlendi...

Üç gün üç gece babamla birlikte kaldık. Ona hizmet etmek, onun bana söyledikleri-ni dinlemek bana haz verdi. Bana, “ Dindar görünenlere, dini kullananlara inanma! Din yaşanır. Aldatanlar ve aldananlar din dışında kalırlar. İki yüzlü insanlara dikkat et!” dedi. Bu sözlerden sonra babam ALLAH’ın ismini anarak gözlerini kapadı. Gece veya gündüz, üç gün içinde oraya tek bir doktorun geldiğini görmedim. Babamın ölüm raporu yazıldı… Cenazeyi mezarlığa veya cenaze namazının kılınacağı yere nasıl götüreceğimi sordum. Taksi tut dediler. Taksi tuttum, ba-bamın ayakları arkadan sarkıyordu. Oradakile-re sordum, “Bu vilayette, bu hastanede hiç cenaze arabası veya ambulans yok mu” dedim. Bana “olmaz olur mu? Baştabip beye söylemeniz gerekir” dediler. Neyse, baştabip odasının kapısını tıklayarak içeriye girdim. Baştabip masanın üzerine ayaklarını atmış, sınırsız bir keyifle döner koltuğa yatar gibi iyice yaslanmış, dönerek televizyon sey-rediyordu. Bana olmaz dedi önce… Sonra ben biraz sert konuşunca ambulans şoförüne emir verdi ve babamı mezarlığa götürdük. Kefen ve mezar yeri de hızla hazırlandı. Mezarlıkta iki imam öncülüğünde cenaze yıkandı ve namaz da gerçekleştirildi.

Bir yıl sonra Fransa’da gördüğüm rüyalar sebebiyle bir gece uyuyamadım. Sabahleyin erkenden anneme telefon açtım. Erkek kar-deşimi annemin, gözyaşlarıyla askere yolcu ettiğini öğrendim. Annem bana, “Hasan’ımı bu gün yolcu ettim... Askere gitti oğlum!” dedi.

İki ay sonra doğuda teröristlerle yapılan bir çatışmada kardeşimin şehit olduğunu öğrendim. Üç gün sonrası için uçak bileti bu-labildim. Vakit kaybetmeden iş yerinden otuz altı gün izin alarak Türkiye’ye hareket ettim.

Ben gittiğim zaman cenazenin kaldırıldığını ve babamın mezarıyla komşu olduğunu öğren-dim. Bir taksi tutarak annemle, babamın ve kardeşimin mezarlarını ziyaret ettim. Annem için için ağlıyordu. Onu her gün kardeşime ait teslim edilen eşyalarla, ayakkabılarıyla başba-şa görüyordum. İzin süremin son haftasında bir perşembe gecesi annemin gece yarısı gezi-nerek dua ettiğini gördüm. Uyuya kalmıştım. Sabah ezanı okunuyordu.

Bu esnada kapının açıldığını ve annemin dışarıya çıktığını hissettim. Kalktım, abdest aldım ve evimizin yakınında bulunan camiye gittim.

Geldiğim zaman annem evdeydi. “Anne-ciğim neredeydin?” diye sordum. “Oğlum kardeşin Hasan birçok kez uyudum uyandım bana, ‘Anne, benim yanıma gel, mezarımın başucundaki taşı kaldır... bir pamukla başım-dan akan kanı sil’ dedi. Gittim oğlumun topra-ğa konulmasının otuz üçüncü gününde başın-dan akan sıcakkanları sildim. Hasan’ımı çok iyi gördüm... Biraz da sohbet ettik. Bana ‘An-neciğim şu an iktidarda bulunan insanlar bize kurşun sıkanlarla işbirliği içerisindeler... Bu tehlikeli işbirliğini sinsice gizliyorlar. Onlar ve işbirlikçileri üstelik inançlı görünerek insanlara ve komutanlarımıza kötülük yapmaktan çekin-miyorlar. Onların bizim hallerimizden ve sizin acılarınızdan hiç haberleri yok! Siyasi ihtiras-ları için dinimizi ve teröristleri kullanıyorlar... Kuran-ı Kerim başka kitapların, başka niyetle-rin içerisinde eritilmeye çalışılıyor... Abdülhâlik Gücdevani Hazretleri’nin manevi evlâdına ilettiği öğütlerini mutlaka okuyun. İnsanlar içtikleri sulara, yedikleri gıdalara, karşılaştık-ları bilinmezlere dikkat etsinler... Unutmayın, sır kapısı tektir. Anneciğim son bir defa daha alnımdan akan kanı sil ve üstümü ört. Ağabe-yime selamımı söylemeyi de unutma. Allah’a emanet olun...’ dedi bana. Alnından akan kanı sildikten sonra tekrar kapadım kardeşinin me-zarını... Ve buraya geldim oğlum”.

Dr. Kürşad ZORLU

Ahmet Kılıçaslan

Aytar

Üzeyir LokmanÇAYCI

Page 3: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER

GündemP a z a r t e s i 0 6 H a z i r a n 2 0 1 1

vakItİmsak 03 : 15Güneş 05 : 08Öğle 12 : 46İkindi 16 : 40 Akşam 20 : 10Yatsı 21 : 54

para borsaEURO 2,295

DOLAR 1,576

iMKB 62.867

C.ALTINI 529,82

BAŞYAZI

Av.Ruhi Bacanlı

Bugün pazartesi. Ancak bu pazartesinin ayrı bir önemi var. Rahmetli, cennet mekân Başbuğ Alparslan Türkeş’ten sonra MHP ilk defa Diyarbakır’da miting yapıyor.

Denilebilir ki bunda şaşıracak önemsenecek ne var?

Haklısınız Diyarbakır da İzmir gibi, İstanbul gibi, Ankara gibi, Yozgat gibi bir Türk şehri.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen, 45 yıldır Türk Siyasetine damgasını vurmuş MHP’nin Diyarbakır’da, Hakkari’de, Şırnak’ta miting yapması kadar olağan ne olabilir ki?..

Bu, son on yıldır Türkiye’nin nereye geldiğini gerçeğinin resmidir.

Bu seçime kadar Güneydoğu Anadolu iki parti tarafından parsellenmişti. Sekiz buçuk yıldır iktidar olan AKP’nin Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Güneydoğu Anadolu’da miting yapmak için 5-10 bin kişilik polis ve özel kuvvetlerin korumasında gidebiliyorsa, MHP’nin bugün Diyarbakır’da yapacağı miting önemlidir.

Bin yıllık kardeşliği bitirmek isteyenlere karşı millî direncin göstergesinin olacaktır.

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Ankara mitinginde oynanan oyunları bozacağını öne sürdü. Diyarbakır’da bin yıllık kardeşliğin, birlikteliğin damgasını vuracağını söyledikten sonra yapılan bütün hain oyunlara itibar etmediğini belirterek, “DİYARBAKIR’A GİDECEĞİM VE DİYARBAKIRLI KARDEŞ LERİMLE KUCAKLAŞACAĞIM. MHP, BİRLİĞİN BÜTÜNLÜĞÜN VE KARDEŞLİĞİN PARTİSİDİR. Erdoğan’ın maskesini bir defa daha DİYARBAKIR’DA İNDİRE CEĞİM!” dedi.

Bu seçime damgasını vuracak sözler. Sâdece bu seçime değil, bu miting 13

Haziran sonrası Türkiye’nin geleceğinin de mihenk taşı olacaktır.

Adına ister ‘Güneydoğu Meselesi’ deyiniz, isterseniz ‘Kürt Meselesi’, MHP’siz bu meselenin çözümlenmesi mümkün değil.

Bunu en iyi bilmesi gerekenlerin başında BDP’nin geldiğine inanıyorum.

Bu nedenle MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Diyarbakır mitinginde istenmeyen olayların yaşanacağı kanısında değilim.

Diyarbakırlılar; -daha doğrusu dörtbir yandaki bütün Kürtçüler- ya bin yıllık kardeşliğin altına imza atacaklar veya bastıkları dalı kesip, kurdukları hayâlin altında kalacaklar.

Bugün Pazartesi

BU GECE

SAĞLIKEczanesi

NÖBETÇİAdres: Meydanyeri

Büyük Camii Karşısı Tel: 0 (354)212-3080

ÜÇ ÇAMLAR Doğal Kaynak Suyu

0354 212 13 92KIZILAYLAR'DA

'Yozgat’ı kandırıyorlar'MHP Milletvekili adayları, MHP Kadı-

şehri İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen açık hava toplantısında ilçe halkına hitabetti.

‘MHP ÇİFTÇİYİ GÖZETTİ’Ülkenin ve Yozgat'ın içerisinde bulun-

duğu durumu ve özellikle tarım kesiminin yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Sadir Durmaz, Yozgatlının, Kadışehrilinin bu çileyi çekmek zorunda olmadığını, geçmişte tarıma verdiği destekle gönüllere yer etmiş Milliyet-çi Hareket Partisi'nin bugün yine karşılarında ve dimdik ayakta olduğunu söyleyerek 12 Haziran seçimlerinde ilçe halkından AKP ik-tidarına mutlaka gereken ikazı yapmalarını ve MHP'ye de destek olmalarını istedi. AKP'nin her ortamda milleti aldattığını ve kandırdığı-nı, bunun bir örneğinin de hızlı tren güzer-gahı konusunda Kadışehri'nde yaşandığını söyleyen Durmaz, AKP milletvekili Bekir Bozdağ'ın Akdağmadenlilerden oy isterken "sizin için güzergahı değiştirdik" dediğini hatırlattı.

‘SÖZ SIRASI MİLLETTE’Milletvekili adayı Mehmet Ali Çakır da

seçim otobüsünde asılı "Unutmayacağız, Unutturmayacağız" yazılı afişte yer alan

resimlerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için birer kara gün sayılan; Türk askerinin başına çuval geçirilmesi, Habur'da PKK'lı eşkıya-ların kırmızı halılarla karşılanıp otobüslerle

kahramanlar gibi dolaştırılması ve sözde milletvekili bir kadının şanlı Türk polisine tokat atıldığı günleri gösterdiğini, bu densiz-liklere iktidarın iradesizliğinin yol açtığını ve maalesef AKP'den Yozgat milletvekili adayı olan iki avukatın da Yozgat'ın gelişmesinin ve büyümesinin önderliğini ve avukatlığını yapmak yerine ihanet açılımına destek ver-diklerini söyledi. Türk Milleti'nin ve Yozgat-lıların bunları unutmuş olmalarının mümkün olamayacağını söyleyen Çakır, seçmen iradesinin sandıktaki yansımasının da buna cevap niteliği taşıyacağından emin olduğunu belirtti. Türk Milletinin buna benzer hadi-selerin bir daha yaşanmaması için MHP'ye destek vereceğini ve bu konuda tek milli direnç noktasının MHP olduğunu bildiğini söyledi. Kadışehri'nden sonra, milletvekili adaylarından Sadir Durmaz, seçim çalışmala-rını Saraykent İlçesi'nde, Mehmet Ali Çakır ise Sorgun'a bağlı Gülşehri, Ahmetfakılı ve Karakız beldelerinde devam ettirdi.

MHP Milletvekili adayı Durmaz açık hava toplantısında halka seslendi:

Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili adayları Sadir Durmaz ve Mehmet Ali Çakır, seçim çalışmalarına Kadışehri ilçesinde devam etti. Açık hava toplantısında ilçe halkına seslenen Durmaz, AKP'nin her ortamda milleti aldattığını ve kandırdığını, bunun bir ör-neğinin de hızlı tren güzergahı konusunda yaşandığını belirten AKP milletvekili Bekir Bozdağ'ın Akdağmadenlilerden oy isterken "sizin için güzergahı değiştirdik" dediğini, Kadışehrilileri bu yolla nasıl gözden çıkardığını gösterdiğini ifade etti.

Yozgat kamuoyunda AKP yetkilileri ve taraf-tarları tarafından spekülasyona sebep olacak

şekilde kasıtlı olarak dillendirildiği iddia edilen Mehmet Ekici'nin milletvekili adaylığından istifa etmediğine dair haberler ve yorumların doğru olmadığı açıklandı.

Ekici’nin, 26 Mayıs 2011 tarihinde Ankara 18. Noteri vasıtasıyla Yüksek Seçim Kurulu'na “Milliyetçi Hareket Partisi Yozgat seçim çevresi 1. sıra milletvekilliği adaylığımdan gördüğüm luzüm üzerine istifa ediyorum. İstifamın işleme konularak gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim” şeklindeki istifa yazısının bir örneği aşağıdadır.

PANAYIR'A BAHAR GELDİ

BAYAN LİKRALI İP ASKILI ÇITÇITLI 3,25

TL

2,00TLBOXER SHORT

Sorgun ilçesinde 6 yaşındaki çocuk, 10 santimetrelik tornavida ucunu yuttu. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ilçeye bağlı Karşıyaka Mahallesi'nde ikamet eden Fatma Yavuz (27), 6 yaşındaki oğlu Volkan Yavuz'u, oyuncaklarıyla başbaşa bırakıp, namaz kılmak için başka bir odaya geçti.

Bir süre sonra odaya gelen anne, sürekli

öksürüp, yüzü sararan oğlunu Sorgun Dev-let Hastanesine götürdü. Yapılan muayene ve çekilen röntgen filmi sonrasında küçük çocuğun oyuncakları arasında bulunan 10 santim uzunluğundaki tornavida ucunu yuttuğu belirlendi.

Çekilen röntgen filmlerinden torna-vida ucunun mideden bağırsaklara doğru

ilerlediğini gözlemleyen doktorlar, minik Volkan'ı ameliyata almadan önce bir süre takip etmeye karar verdiler.

Küçük Volkan, yuttuğu tornavida ucunu doğal yollardan çıkarınca, ameliyat olmaktan kurtuldu. Bir süre daha müşahe-de altında tutulan Volkan Yavuz, taburcu edildi.

Tornavida ucu yuttu

Ustasına has Trabzon Ekmeği ve Kepek Ekmeği Tüm Gimat'larda

Vakfıkebirli Aykan Usta'nın YeriYerköy Shell Mevkii

Ekici resmen yok!

Page 4: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER4 Haber06 Haziran 2011

Pazartesi

Saadet Partisi Genel Başkanlığından istifa ederek kurduğu HAS Parti ile ilk

kez bir genel seçime girecek olan Numan Kurtulmuş, daha önce miting yapmaya-cağı açıklanmasına rağmen bu kararından vazgeçti. Bugün geleceği Yozgat’ta saat 14.30’da partisi tarafından Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenecek olan mitinge katı-lıp, halkın nabzını tutacak olan Kurtulmuş, Türkiye’nin yeni umudu olma hedefiyle çıktığı bu yolda Yozgat’ta ki gücünü de görmüş olacak.

Yozgat insanının oldukça büyük sempati beslediği siyasetçilerden biri olan HAS Parti Lideri Numan Kurtulmuş, saat 14.30’da Cumhuriyet Alanı’nda düzen-lenecek olan mitingde partililerine ve

vatandaşlara seslenecek. SON MİTİNG HAS PARTİ’NİN12 Haziran seçimleri öncesinde Başba-

kan ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ağırlayan ve seçimlerin tansiyonunun iyiden iyiye artmaya başladığı Yozgat’ta son mitingi HAS Parti düzenleyecek. Geçtiğimiz hafta içerisinde ilk yönetiminden alınan bilgiler ışığında saat 14.30’da Parti binasında il yöneticileri ile bir toplantı yapıp, ardından esnaf ziyaretlerinde bulunacağı açıkla-nan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un programı değişti.

OY İSTEYECEKÇok büyük bir oy kitlesi olmadığı

bilinen ancak çok büyük bir hayran kitle-sinin bulunduğu zannedilen Kurtulmuş, saat 14.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek olan mitingde partililerine ve vatandaşlara seslenip, partisinin seçim barajını aşabilmesi için destek isteyecek. Kimliği, kişiliği, samimiyeti, olaylara bakış açısı, yaklaşımları ve siyasi dü-şünceleri ile diğer politikacılardan farklı görüntü çizen ve bu nedenle de vatandaş-ların büyük beğenisini toplayan Numan Kurtulmuş’un Yozgat’ta beklenilen kala-balığı toplayıp, toplayamayacağı bugünkü miting öncesinde merak edilen soruların başında geliyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Günaydın Çalışkan'ın annesi

Pakize Çalışkan (81), dün Sorgun'un Çay Mahallesindeki evinde hayata veda etti.

Pakize Çalışkan'ın cenazesi dün öğle namazından sonra Salih Paşa Cami'nde kılınan cenaze namazının ardından Sor-gun İlçe Mezarlığında toprağa verildi.

TBMM Başkan Vekili ve AK Parti Kayseri Milletvekili Sadık Yakut, Kay-makam Levent Kılıç, Belediye Başkanı Ahmet Şimşek, AK Parti İlçe Başkanı Oktay Rıfat Yılmaz, İl Genel Meclisi üye-leri ve yakınları cenaze evinde Günaydın Çalışkan'a taziye ziyaretinde bulundu.

Meteoroloji`den yapılan son değer-lendirmelere göre 5 günlük haritalı

hava tahminleri.Yapılan son değerlendirmelere göre;

Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu`nun kuzeyi (Ankara, Çankırı, Yozgat, Sivas), Batı Karadeniz`in iç kesimleri, İç Ege, Doğu Anadolu`nun kuzeyi (Erzincan, Erzurum, Ardahan, Kars, Ağrı, Iğdır), Akdeniz`in iç kesimleri ile Sinop, Konya, Aksaray ve Karaman çevreleri sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hafta başından itibaren parçalı az bulutlu ve güneşli bir hafta yaşanacak.

Başbakanın avukatıannesini kaybetti

Beklenen sıcaklar bu hafta geliyor

Harun er-Reşid (763-809), Abbasi Devleti’nin en kudretli hükümdarıdır. 23 yaşında Halife olmuştur. İslami Yönetimin 23. Halifesidir. 23 yıl Hilafet makamında kalmıştır.

Döneminde beşeri ve dini ilimlere önem verilmiştir. İslam Orduları ve yönetimi Türklerden oluşturularak Devletin sınırları genişletilmiştir.

Sözel halk kültürümüzde “1001 Gece Masalları” olarak bilinen anlatımlar, bu dönemden kaynaklanmıştır.

Harun er- Reşid alimlerle sohbet etmeyi çok sever ve her fırsatta hediyeler dağıtır, yoksullara sadaka verirmiş…

1. ÖYKÜBir gün Harun er- Reşid alim meclisinde

arkadaşlarından su istedi, kendisine bir tas su getiren ulemadan Semmak;

-Bu sudan mahrum bırakılacak olursan onu kaça satın alırsın? diye sorar.

Halife, ‘mülkümün yarısını’ diye cevap verir.

Suyu içtikten sonra Semmak yine bir soru sorar;

-Ya Emire’l- mu’minin, içtiğin suyu bedeninden atman gerektiğinde, buna mani olunsa o idrarı dışarı atmak için ne verirdin?

-Mülkümün tamamını verirdim! diye cevap vermiştir.

Bunun üzerine Semmak ona;-İşte şunu iyi bil ki, bir iktidarın

değeri, bir içimlik su ile bedenden dışarı atılması gereken bir idrar kadardır!

Bunun üzerine Harun er-Reşid gözyaşı dökmüştür.

2. ÖYKÜBehlûl Dânâ, bir gün halife Harun Reşit

ile karşılaşır. Kendisini tanıyan hükümdar, bu mübarek zata:

–Ey Behlûl! Nereden geliyorsun böyle? diye sorar. Hazret, hiç düşünmeden:

–Cehennemden geliyorum, cevabını verir.

Harun Reşit, şaşırarak tekrar sorar:–Ne işin vardı orada?Behlûl Dânâ anlatır:–Efendim; ateş lâzım olmuştu.

Cehenneme gideyim de biraz isteyim dedim. Fakat oradaki memur bana: Burada ateş yoktur, dedi.

–Nasıl olur, Cehennem ateş yeri değil mi? diye sorunca:

–Evet; gerçekten burada ateş yoktur. Her gelen, ateşini Dünyadan getirir cevabını verdi.

Dehşete kapılan Harun Reşit büyük bir üzüntüyle sordu:

–Behlûl! Ne yapayım ki, oraya ateş götürmeyeyim?

Behlûl Dânâ, hızla uzaklaşırken haykırdı:

–Adalet! Adalet! Adalet!

İktidarın Değeri

HAS Parti lideri Yozgat’ta miting yapmama kararını son anda değiştirdi

Kurtulmuş "meydan" dedi

Sandık görevlileri eğitiliyor

Çekerek'te 12 Haziran Pazar günü yapılacak olan milletvekili genel

seçiminde sandık başında görev alacak 90 sandık kurulu başkanı ve 42 memur üye-ye, sandık kurullarının görev ve yetkilerini gösterir genelge anlatıldı.

Halk Eğitim Merkezi salonunda düzen-lenen seminere İlçe Seçim Kurulu Başkanı Kezban Tuğba Akalan Ünal, İlçe Seçim

Kurulu Müdürü Ali Alsancak ve sandık başında görev alacak 132 kişi katıldı.

Sandık başında görev alacakla-ra ilk olarak Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı'nın sandık kurallarının görev ve yetkilerini gösterir genelge basılı kitap-çıklar dağıtıldı. Daha sonra slayt eşliğinde genelge anlatıldı.

İlçe Seçim Kurulu Müdürü Ali Alsan-

cak, Yüksek Seçim Kurulunun belirlediği ücret doğrultusunda memur üyenin bir günlüğü 49 lira, sandık başkanının günlü-ğü ise 56 lira olduğunu belirtti.

Alsancak, ''Sandık başkanı olarak görev alanlar 3 gün görevli olacak, memur üyeler ise belde ve ilçe merkezlerinde 2 gün, köylerde ise 1 gün görevli olacaktır'' dedi.

Yılmaz Karahan

4/B kapsamında çalışan 190 bin sözleşmeliye memur olma hakkı verildi. Belediye, TRT ve

üniversitelerdeki sözleşmeliler kapsam dışı. Memur olanlar yer değiştirme hakkına kavuşacak. Böylece aileler buluşacak.

Kamuda sözleşmeli personel olarak çalışan yaklaşık 190 bin kişi memur kadrosuna geçiş hakkı kazandı. Memur kadrosuna geçen doktor, hemşire ve sağlık personeliyle öğretmenler ilk kez `yer değiştirme hakkı`na kavuşacak. Memur olduktan sonra zorunlu çalışma alanı dışında başka illere ata-nabilecekler. Yeni düzenleme, yer değiştirme hakkı olmadığı için evlenemeyen ya da evliliklerine son vermek zorunda kalan on binlerce sözleşmelinin evliliğini kurtaracak.Düzenleme sözleşmeli öğret-menler, temininde güçlük bulunan sağlık personeli kapsamında yer değiştirme hakkı olmaksızın belli bölgelerde görev verilen doktor, hemşire, laborant gibi sağlık çalışanları, çeşitli bakanlık ve kurumlar-daki mühendis veya teknik kadrolardaki personel, Diyanet İşleri Başkanlığı`na bağlı vaiz, kuran öğre-ticisi ve imam gibi çalışanları kapsıyor.

Sözleşmeliye evlilik ve maaş ayarı

Page 5: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER Haber 506 Haziran 2011

Pazartesi

H. Prof. Dr.Nurullah

Aydın

Şeyh Osman Mah. Adnan Menderes Bulvarı No:85 YOZGAT Tel: 0 (354) 212 26 26 - Fax: 0 (354) 212 20 26 www.grandeserotel.com

Sağlık Kulübü

Sağlık Kulübümüzde Havuz – Jakuzi – Fitness – Sauna – Hamam – Masaj - Kese

Günün yorgunluğunu atacak tatlı bir kaçamak...

Eğlenirken dinlenebilmeniz ve yenilendiğinizi hissedebilmeniz için…

Sınırlı sayıda üye kayıtlarımız devam etmektedir

İleri demokrasinin bu konuda ulaştığı nokta, milli sözcüğünün giderek kullanımdan kaldırılması yönündedir, iddiasında bulunuyorlar Millinin, tarihin kritik ve çoğul okunmasına izin vermediğini dolayısıyla itibar görmediğini ileri sürüyorlar.

Yeni anayasa diye ısrar edenler; özellikle bazı kavramların çıkarılmasını istiyor. Çıkarılmak istenen Türk Milleti ifadesidir.

Kısaca, egemenlik Türk Milletinden alınıp, coğrafi bir ifade olan Türkiye ye veriliyor. Böylece Türk’ün bin yıllık egemenliği sona eriyor.

Yemin metninden Türk kavramı çıktı diye, milletin egemenliği biter mi? Sonra Türk ile Türkiye’nin ne farkı var diyenler de olabilir.

Ülkeyi yöneten, yıllardır; anayasanın 66’ncı maddesindeki Türk vatandaşı yerine vatandaş, devletin Türk olan kimliği yerine Türkiye vatandaşlığının getirileceğini söylemiyor muydu? Gerekçe olarak da; bu ülkede 36 etnik grup var, Türk de bunlardan biridir. Türkiye Türklerindir demek haksızlıktır. Burada yaşayan başka gruplar da var. Türkiye herkesindir. Devletin kimliği bir etnisiteye/Türk’e göre olursa, inkarcılık, ayrımcılık ve çatışma çıkar. Terör bunun sonucudur. Halbuki, herkesi kucaklayan Türkiye vatandaşlığı dersek, herkes kendini özgür bir şekilde ifade eder, ayrımcılık ortadan kalkar, kardeşlik gelir demiyor muydu?

Bu gerekçe, Türk Milleti ve kökeni ne olursa olsun herkesin bu milletin eşit ve şerefli evladı olduğu gerçeğini inkara dayanıyor.

Bu inkarcılık, bilim adamlarının “Türk Milleti dikkate alınmazsa, insanlık tarihi yazılamaz dediği” dünyanın en eski bir milletine ve medeniyetine karşı yapılıyor. Ve bu millete hiç çekinmeden bir etnik grup denebiliyor.

Aynı ifadeleri, partinin diğer yetkilileri de tekrarlıyor. Yine; Türk Milleti’ni inkar hastalığı, ırkçı, bölücü, yıkıcı, dönek, işbirlikçi liboşların da temel dayanağıdır. Devlete ortak olmak için, Türk Milleti de etnik bir topluluk diye dayatıyor. Bunun için ırkçı bölücüler, Teklere karşıyız. Türkiye Cumhuriyeti bir ırka göre kurulup diğerleri inkar edildi. Türkiye vatandaşlığı ortak kimlik olmalı. Türk adı anayasa ve kanunlardan çıkarılmalı, diyor.

Aslında bu, Türk Milleti’nin egemenliğine son vermek üzere Haçlıların hazırladığı Büyük Orta Doğu Projesi’nde (BOP) aynen vardır. İnsan Hakları Derneği (İHD) imzasıyla 1998’de yayımlanan Kopenhag Siyasi Kriterleri ve Türkiye Mevzuat Taraması kitabında; Anayasa’dan başlayarak bütün kanunlardan “Türk” kelimesinin çıkarılması, egemenliğin el değiştirmesi dahil her şey mevcuttur.

Egemenlik meselesi, atomun parçalanması gibi yıkıcı sonuçlar doğuracak, devletlerin ve milletlerin en hassas, en çatışmalı ve en kanlı ihtilaf alınlarındandır Bununla oynanmamalıdır.

Egemenlikler, bir millet üzerine bina ediir. Uluslararası hukuk da böyle diyor. Bunun için Alman Milleti, Alman Devleti ve Alman vatandaşı, Fransız Milleti, Fransız Devleti ve Fransız vatandaşı, Japon Milleti, Japon Devleti ve Japon vatandaşı diyoruz.. Millet yoksa, kimlik de devlet de, egemenlik de yoktur.

Kurucu iradeye ait olan Devlet düzeni, parti iktidarları tarafından değiştirilemez. Alman Anayasası’nın 20/4 maddesinde, “Bu anayasa düzenini ortadan kaldırmak isteyen herkese karşı, başka bir çözümün bulunmaması halinde, bütün Almanlar direniş hakkına sahiptir” kuralı yer almaktadır.

Dünya da böyle de, Türkiye de neden tartışma yapılıyor? .

Peki tartışmaya açanlar kim? Birçok kez yazdık, Kimliksizler. Ya da dönmeler yani kökeni Rum, Ermeni, Levanten, Süryani olup ta kimliklerini gizleyenler. Bir diğerleri ise kökenini bilmeyenler yani, babaları belli olmayan, gayri meşru doğup ta kimlik sıkıntısı yaşayanlar.

Günün Sözü: Gerçeğin ne olduğunu bilmek istersen tek yönlü öğrenme.

İlk Çıkış Tarihi: 11 Mayıs 1987Kurucusu: Rasim KAYHAN

İM Gazetecilik Matbaacılık ve İletişim AraçlarıSan. ve Tic. Ltd. Şti. adına Sahibi

Av. Ruhi BACANLIGenel Yayın Yönetmeni : İnan SOYERSorumlu Yazı İşleri Müdürü : Bilal YEŞİLKAYA Editör : Gökhan DOĞAN

YOZGAT HABER KADROSUÖzlem ÇELİKKAYA, Kadir GÖRGÜLÜ

Salihe SOYER, Salih ARSLAN, Zeynep ERASLAN,H. İbrahim YALÇINSOY, Özlem DOĞAN, Recep ÖZKAN

Yozgat Haber, Basın Meslek İlkelerine uymaya söz verir.

İdare Yeri: Adnan Menderes Bulvarı Ümran Apt. Kat: 1 No: 1 YOZGAT

Tel: (0354) 217 09 04 - 217 00 91 Fax: 212 87 48Baskı: Yozgat Haber Baskı Tesisleri

Yeni Sanayi Sitesi 8-A Blok No: 7 YOZGATTel: (0354) 212 57 17 - 217 54 80

İLAN TARİFESİResmi İlan (Sütun/Cm): 7,45TLTüzük İlanı (Sütun/Cm): 7,45TL

Kongre İlanı(Sütun/Cm):7,45TLZayi İlanı: 5 TL

www.yozgathaber.com.tr

HABERYOZGAT GÜNLÜK SiYASi GAZETE

Türk’ün Milli Egemenliğine Tepki Duyanlar

Akdağmadeni Kız Teknik ve Meslek Lisesi öğrencileri, bir yıl boyunca

yaşadıkları okul stresini yıl sonu etkinliğiyle attı. Kız Teknik ve Meslek Lisesi salonunda düzenlenen etkinliğe Kaymakam Hüseyin Engin Sarıibrahim, Belediye Başkanı Suphi Daştan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Göçürücü, Belediye başkanları, Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürü Şuayıp Tunçal, bazı kurum amirleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı.

Programda konuşan AKP Yozgat Milletvekili ve 1. sıra Adayı Bekir Bozdağ, mutlaka her insanın hayatında onu başarıya mahkum eden bir şeyin olduğunu, onun için herkesin, kendisini başarıya iten kişiyi bulduğu zaman, onun peşinden koşması gerektiğini söyledi.

Daha sonra öğrenciler, kız isteme skeci, komedi dans üçlüsü, üniversite hazırlık skeci gösterilerini sundu. Şarkı ve türkülerin ses-lendirildiği yıl sonu programı, halk oyunları ekibinin gösterilerinin ardından sona erdi.

Birlik ve bütünlüğün tesis edilmesi, Allah’ın doğa kanalıyla kendilerine

sunulan nimetlere şükür amacı taşıyan Merkez Kırım Köyü'nde düzenlenen ‘Madımak Şenliği’ etkinlikleri büyük ilgi gördü. Siyasilerin de yaklaşan seçimler öncesinde boy gösterdiği şenliğe, aşıklar saz ve sözleriyle renk kattılar.

Yozgat Merkez Kırım Köyü'nde dü-zenlenen ''Madımak Şenliği'' etkinlikleri büyük ilgi gördü.

ŞENLİM İLGİ GÖRDÜMerkezi Ankara'da bulunan Kırım

Köyü Kültür Yardımlaşma Derneği tara-fından köy meydanında düzenlenen şenli-ğe Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, AK Parti Yozgat milletvekili adayı Yusuf Başer, CHP Yozgat İl Başkanı Onur Kaytan, MHP Yozgat İl Başkanı Ergin Çınarer, Ankara, Yozgat ve diğer illerden gelen köylüler ve davetliler katıldı.

GELENEK YAŞIYORDernek Başkanı Menderes Köksal,

Yozgat'ın genel yapısına uygun olarak,

Kırım'da da köy halkının geçimini tarım ve hayvancılıkla temin ettiğini, yaylarda kendiliğinden yetişen bir çok bitkinin toplanarak, yemek olarak yapılıp yenildi-ğini hatırlattı. Köksal, ''İşte bu bitkilerden birisi olan Madımak otundan da köylüle-rimiz birbirinden farklı yemekler yapabil-mektedir. Madımak otu, madımak pilavı, madımaklı börek, madımak salatası bunlardan bazılarıdır'' dedi.

Köksal, geleneği yaşatmak amacıyla köy adına düzenledikleri şenliğe ''Ma-dımak'' adını vererek, yörede yetişen

madımak otu ile yapılan yemek çeşitleri-nin bilmeyenlere tanıtmak, aynı zamanda da gelecek kuşaklara bu yemek çeşitlerini aktarmak olduğunu vurguladı.

AŞIKLAR RENK KATTIDaha sonra aşıklar saz ve sözleriy-

le şenliğe renk katarken, davetlilere ''Yoğurtlu Madımak'', ''Pilavlı Madımak'', ''Madımak Pilavı'' ile birlikte yayıkta ayran ikramında bulunuldu. Katılımcılara ve destek verenlere dernek yönetimi tara-fından teşekkür belgesi dağıtıldı.

KML öğrencileri Stres attı

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu, kısa süre önce annesini kay-

beden partisinin Yozgat Milletvekili adayı Tuçe Tuğba Aydoğmuş'a taziye ziyaretinde bulundu.

Ankara'dan Sivas'a geçerken Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesine uğrayan Topçu, parti binasında partililerle biraraya geldi. Partililer-le sohbet eden Topçu, ardından kısa süre önce annesini kaybeden BBP Yozgat Milletvekili adayı Tuçe Tuğba Aydoğmuş'u ziyaret ede-rek, taziyede bulundu. Siyasetin ikinci planda bulunduğu ziyaretin ardından Topçu, daha sonra ilçeden ayrıldı.

Yalçın Topçu'dan taziye ziyareti

Madımak Şenliği’ne milletvekili adayları ve il başkanları da katıldı

Bahar aylarında özellikle köylü kadınların doğadan toplayarak satışa sunduğu ve aile bütçesine katkıda bulunduğu madımak artık şenliklere de adını vermeye başladı. Birlik ve bütünlüğün tesis edilmesi, Allah’ın doğa kanalıyla kendilerine sunulan nimetlere şükür amacı taşıyan Merkez Kırım Köyü'nde düzenlenen ‘Madımak Şenliği’ etkinlikleri büyük ilgi gördü. Siyasilerin de yaklaşan se-çimler öncesinde boy gösterdiği şenliğe, aşıklar saz ve sözleriyle renk kattılar.

Şenlikte siyaset rüzgârı

Page 6: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER6 Haber06 Haziran 2011

Pazartesi

sarıkaya

boğazlıyan

akdağmadeni çekereksaraykent şefaatli

aydıncık

yenifakılı

çandırçayıralan

kadışehri

sorgun

İlçelerden kısa kısa...yerköy

ALTINBAŞAK İNŞAAT

"Bu çağrıya kulak verin!"

SİTE ÖZELLİKLERİDoğa ile iç içe orman ve gölet manzarasına sahip, Altınbaşak sitesi daireleri 3+1 ve 4+1’den oluşuyor. Ferah ve geniş daireler 24 saat ‘Kesintisiz’ güvenlikliÇevresinde oyun parkları ve oturma alanlarıyla çevreliBanyo ve mutfaklar seramik, odalar laminant parkeli Ortak kullanım alanları (Mescit, Toplantı Salonları)Kapıcı dairesi

BİNA ÖZELLİKLERİDeprem yönetmeliğine uygun C25 betondan betonarme karkas yapı3 kattan oluşan 140 araçlık kapalı otopark Garaj giriş ve çıkışlar uzaktan kumandalıYük taşımalarını sağlayan otopark girişli insan-yük asansörü Ambulans otoparktan asansöre kadar yanaşabilmekteKatlanabilir sedye asansöre sığmaktadır. Dış duvarlar ısı izolasyonlu (10cm lego geçmeli stroton panel ile)Duvarlar sıva üzerine saten alçıOdalar laminant parke, Islak zeminler kaleseramik Doğalgaz dönüşümlü ısıtma sistemiHer blokta çift hızlı 16 kişilik asansör (Otopark girişli)Merkezi renkli görüntülü diafonŞifreli dış kapı otomatiği Hidroforlu su deposuBütün malzemeler TSE’liSitemizde kullanılmış tüm malzemelerin detayı için

www.yozga t insaa t . com

AltınBaşak İnşaat AltınBaşak İnşaat

GENEL BİLGİLERYozgat’ın yeni çekim merkezi Kentpark-2 cepheli huzurlu, mutlu ve rahat bir yaşam isteyenlere şehir stresinden, gürültüsünden ve hava kirliliğinden uzakta içinde yeşil alanları, kapalı ve açık otoparkları ile sosyal aktiviteleri olan Altınbaşak Sitesi sizleri beklemektedir.

Otopark Girişi

Otopark İçi

Salon Görünümü

METİN ŞİŞMANYÖNETİM KURULU BAŞKANI

İRTİBAT : 0(506) 525 29 99 OFİS : 0(354) 217 66 58

Teslimat tarihi en geç 31 Ağustos 2011www.yozgatinsaat.com

Yeni korku EHECAlmanya, Danimarka ve İsveç'in de

aralarında bulunduğu 10 Avrupa ülkesinde görülen salgın Çek Cumhuriyeti'ne sıçradı. Amerika'da yaşayanları tehdit eden koli basili hastalığı teşhisi konulan 90 kişiden 2'sinin Almanya'ya gittiği belirtildi.

İNSANOĞLUNA RAHAT YOKSon yıllarda kuş gribi, KKKA, domuz

gribi, tularemi başta olmak üzere birçok has-talıkla boğuşan, ekonomik sıkıntılar nedeniy-le de ne yapacağını şaşıran insanoğlunun yeni korkusu EHEC bakterisi oldu. Almanya'da sebzelerden yayıldığı tahmin edilen EHEC bakterisi için çember daralıyor. İki haftada

Almanya'da 19, İsveç'te bir kişinin ölümüne sebep olan hastalık için Alman yetkililer, salgının başladığı noktaları teftiş ediyor.

Almanya, Danimarka ve İsveç'in de aralarında bulunduğu 10 Avrupa ülkesinde görülen salgın Çek Cumhuriyeti'ne sıçradı. Amerika'da yaşayanları tehdit eden koli basili hastalığı teşhisi konulan 90 kişiden 2'sinin Almanya'ya gittiği belirtildi. Bu arada salgı-nın ardından Almanya'daki hastaneler halktan kan bağışında bulunmasını istedi.

TÜRKİYE’DE SIKINTI YOKSağlık Bakanlığı, Almanya'da birçok

kişinin ölümüne neden olan Enterohemo-rajik Escherichia Coli (EHEC) bakterisine

ilişkin, Türkiye için endişe edecek bir durum olmadığını açıkladı. Son iki hafta içerisin-de EHEC'in görüldüğü ülkelere seyahat eden kişilerden kanlı ishal görülenlerin ve hastalıktan şüphe edenlerin en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri istendi. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, basında EHEC mikrobuna bağlı Avrupa'da ve özellikle Almanya'da hastalık ve ölüm-lerin görüldüğü haberleri üzerine komisyon oluşturulduğu belirtildi. EHEC'in hayvan veya insan dışkısıyla kirlenmiş su ve gıdayla bulaşan bir bakteri olduğuna işaret edilerek, EHEC'in kanlı ishalle seyreden bir hastalığa sebep olduğu ifade edildi.

Bir Fıkra ve Düşündürdükleri!

Roma’da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi’nde büyük bir pazar ayini...

Görkemli bir dinsel tören… Papa bile katılıyor.

Koskoca meydan mahşer yeri gibi. Kilisenin içi de dışı da tıklım tıklım.

Bu arada kilise kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor. İkisinin de boynunda kocaman birer levha asılı. Birinde “Ben koyu bir Hıristiyan’ım, lütfen bana yardım ediniz” yazılı. Ötekinde ise sadece “Ben koyu bir Yahudi’yim” yazıyor. Tabii ki kiliseden çıkanlar Hıristiyan olduğunu ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar. Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri “Yahudi’yim” yazısı taşıyana sokuluyor.

“Bana bak kardeş” diyor, “dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hıristiyan kiliseden çıkarken, senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca bir hareket değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten… Bence çıkar o yazıyı boynundan, sen de şu Hıristiyan gibi...” deyince; boynunda “Yahudi’yim” yazılı adam “Hıristiyan’ım” yazılı olana dönüp sesleniyor:

-Heey! Salamon! Herife bak be! Gelmiş bize ticaret öğretiyor.

Kötü bir gribin de esiri olarak yatağımda yatarken, ne yazsam diye düşünürken, bir fıkra yazayım bari dedim ve Yahudilerin özelliklerini çok iyi anlatan bu fıkra aklıma geldi.

Evet, Yahudilere ticaret öğretilemeyeceğinin en güzel örneği bu fıkra bence. Ticarette dürüstlük, onların kitabında yoktur. Kazanmak için her türlü hileye başvurabilecek bir yapıya sahiplerdir Yahudiler. Ticari hayatlarında başvurdukları bu yöntemleri, siyasi hayatlarında da uygulamaktan çekinmezler.

Ortadoğu’nun en büyük sorunu olan Yahudiler, o fıkrada ki iki adam gibi, ikili oynayan, politikalarını da buna göre ayarlayan bir millettir. Öylesine ikili bir politika sürdürmektedirler ki, yıllardır bizler, İsrail’in ABD’nin Ortadoğu’da ki maşası olarak biliyorduk. Fakat asıl olan İsrail’in Tüm AB ve ABD’yi yönettiğidir. ”Rotschild” ailesinin hayatını okuduktan sonra daha iyi anladım. Bu aile bu gün hala varlığını sürdüren, ABD ve İngiltere dahil bir çok AB ülkesinin para basımını da elinde bulunduran Yahudi bir ailedir ve tek bir hedefleri vardır Büyük İsrail Devleti’ni oluşturmak. Büyük İsrail Devleti’nin sınırları ise İç Anadolu’ya kadar uzanmaktadır. Suriye, Mısır ve Lübnan da bu sınırlar içindedir. Ayrıca Irak’ın Kuzeyi de vardır bu genişlemenin içinde. Bu aile ile ilgili bir seri yazı yazmıştım daha önce “Bilenen Tarihin Bilinmeyen Yönleri” adlı bu yazımda uzun uzun anlatmıştım. Bu ailenin önce İngiliz Krallığını nasıl ele geçirdiğini, Fransa ve İngiltere’yi nasıl savaşa sürüklediğini, Almanya’da Hitleri nasıl yarattığını da bu yazımda anlatmıştım.

Özellikle Yahudilerin Hitler tarafından katledilmesi de bu ailenin bir fikri olduğunu da bu yazıdan öğrendim. Vaat edilen toprakları ele geçirmek için büyük bir çoğunluğu Almanya da olan Yahudilerin bu topraklara getirilmesi gerekmektedir. Fakat Almanya da büyük iş sahibi olmuş sayılı zenginler arasına girmiş olan bu Yahudileri çöl şartlarında yaşamaya kimse ikna edemezdi. İşte bu noktada Rotschild ailesi Hitler’i yaratır ve az da olsa Yahudileri katlederek büyük çoğunluğun İsrail’e kaçması sağlanır.

İşte ticari kafaya sahip oldukları gibi siyasi kafaya da sahip olan Yahudiler, bugün dünya jandarması dediğimiz ABD’den bile güçlüdür. Kennedy suikastını de hatırlarsak, İsrail’e kafa tutan tek ABD başkanıydı ve faili meçhul bir cinayete kurban gitti. ABD’den de güçlüdür! Çünkü ABD’nin parasını hala bu aile basmaktadır.

Bir fıkra neler yazmama sebep oldu. Güya güzel bir fıkra olacaktı. Bir an dahi olsa yüzümüzü güldürecekti. Fakat ben ne yaptım, güldürürken de düşündürdüm.

AylaBerkin

Page 7: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER Haber 706 Haziran 2011

Pazartesi

AKP’li Meclis Üyeleri suçüstü yakalandıİl Genel Meclisi’nin AKP’li üyeleri, CHP Genel

Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Vali Necati Şentürk’e yönelik “Yozgat Valisi ya adam gibi görevini yap ya da istifa et, AKP’nin koltuğuna otur” şeklindeki sözüne içerlemiş olmalılar ki, biraraya gelip sözkonusu açıklamadan ötürü, CHP Lideri’ni kınadıklarına ilişkin karşı açıklamada bulundular. (MHP Lideri de benzer ifadeler kullanmıştı.. O’nu es geçtiklerine bakılırsa tansiyon yükseltmek istemedikleri anlaşılıyor.)

Uzun açıklamalarında, -hülâsa- Vali Şentürk’ün, eşitlikten ve doğruluktan taviz vermeden gecesini gündüzüne katarak Yozgat’ın gelişmesi için çalıştığını öne sürdüler.

Vâkî mesajla destek verdiklerini veya doğrusunu yaptıklarını düşünüyorlarsa, peşinen söylemeliyim ki yanılıyorlar.

Tâbir câizse, tek kelimeyle açığa düştüler, suçüstü yakalandılar.

-Vali’yi ne ile suçladı Kılıçdaroğlu?-AKP’nin İl Başkanı gibi çalışmakla..-Vali’ye alelacele kim destek veriyor?-İl Genel Meclisi’nin AKP’li üyeleri.İl Genel Meclisi’nin MHP’li ve CHP’li üyeleri de

var.. Onlar karşı açıklamaya destek vermediğine göre, tek taraflı bir memnuniyet sözkonusu ve zaten şikâyet edilen husus da buradan kaynaklanıyor.

Vali tarafsız kalmıyor. Devlet’in Valisi olmak yerine AKP’nin Valisi misyonu üstleniyor.

Eğer öne sürüldüğü gibi, zerre miskal eşitlik ve doğruluk gözetseydi Sayın Vali, Yozgat’ın gelişmesi için gecesini gündüzüne katarak çalışmış olsaydı, elbette MHP ve CHP’li üyelerce de hakkı teslim edilirdi.

Ortada tek taraflı bir irade beyanı var ve bu beyan ne yazık ki AKP’lilerle sınırlı kaldı.

Vali Necati Şentürk’ü AKP’nin İl Başkanı gibi çalışmakla suçlayan yalnızca CHP Lideri değil üstelik.

Arzettim, MHP Lideri de aynı kanaatte.CHP ve MHP Mitingini takip eden binlerce insanın

hep bir ağızdan ve âdeta yeri göğü inletircesine “Vali

istifa” diye haykırdıkları hesaba katılırsa, iddianın dayanaksız olduğu varsayılamaz!

Şu günden sonra ağzıyla kuş tutsa, makamını “tarafsız” çizgiye getiremez. Bu izlenimi asla ve kat’a uyandıramaz!

Ve bir vali tarafsızlığını yitirmişse eğer, o İl’e hiçbir katkı sunamaz.

Vali Necati Şentürk bu durumdadır.Tâviz tâvizi getirir. Yetki ve salahiyetinizi İktidarı

hoşnut etmek üzerine kullanıyorsanız eğer, yeri geldiğinde inisiyatif alamazsınız.

MHP Mitingi öncesi başgösteren poster krizinde Vali’ye söz düşmediği kanaatindeyim. Bekir Bozdağ’a rağmen müdahil olma takadını kendinde bulamadığı inancındayım.

Her Vali, kitlesel hareketlerin alevlenme/ateşlenme ihtimaline set çekmeyi birinci önceliği kabul eder. Olası herhangi bir olumsuz gelişmenin birinci derecede sorumlusu onlardır çünkü. (Artvin Valisi’nin istifa metninin mürekkebi kurumadı henüz.)

İzlenimim o ki, Bekir Bozdağ faktörü ağır basınca, çâreyi, bir gün sonrası için olağanüstü tedbir almakta buldu Vali Şentürk.

Dikkatinizden kaçmamıştır.. MHP Mitingi olağanüstü güvenlik tedbirleri altında yapıldı. Tedbirler özellikle AKP İl Binası ve seçim bürosu önünde yoğunlaştı. Polis panzeri bile eksik değildi.

Çok şükür ki korkulan olmadı. Ne gerek vardı halbuki.Bir gün önceki poster krizi tatlıya bağlansaydı,

tedbirlerin hiçbirisine ihtiyaç duyulmaz, endişe dolu dakikalar geçirilmezdi.

İşte bu sebeple Vali Necati Şentürk’ü “bölücülük yapmakla”, “Yozgat insanını ayrıştırmakla” suçladım.

Görüyorum ki haklıyım.Valilik makamı siyaset makamı değildir.

Dolayısıyla bir vali siyasetçi gibi düşünemez. Kendisini bir tarafta göremez.. Bir tarafın temsilcisi gibi hareket edemez, hassasiyetlerini buna göre belirleyemez.

Sağcısı-Solcusu, inançlısı-inançsızı, yandaşı-muhalifi; velhâsıl toplumdaki her kesime aynı mesafede durmak, aynı mesafeden bakmak yükümlülüğü altındadır.

Muhalefet, bütünüyle Vali Şentürk’ün âdil olmadığı, adâlet dağıtmadığı inancındadır bugün.

Vali, bu hususu görmezden gelemez... Ve bir yanılgıdan bahsedilemez.Tabiatıyla pişmanlıktan da.Her ne yapıyorsa bilinçli bir tercihle yapıyor

yapacağını Vali. “Söylesem tesiri yok/Sussam gönül razı

değil” durumuyla karşı karşıyayım anlayacağınız.Şu hâlde, son barutumu bir hatırlatma için

kullanayım da vebâl üzerimden kalksın:Şüphesiz, idareciler/yöneticiler indi ilahide adâlet

üzerinden sorguya çekilecek öncelikle.Kültürümüzde adâlet timsali olarak Halife Ömer

remzedilmiştir. Akif, bir beyitinde bu hususu şöyle taçlandırmıştır:

“Kenarı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu/Gelir de adl-i ilâhi sorar Ömer’den onu”

Yâni, kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak ya da ilâhi adâlet er geç tecelli edecek.

Yâni, Vali Şentürk bu gerçekle mutlaka yüzleşecek..

Yâni, AKP’lilerin şâhitliği hiçbir şekilde kâfi gelmeyecek.

Vesselâm!

YOZGAT HABER

İnan SOYER

Sadir DURMAZMilliyetçi Hareket Partisi

Yozgat Milletvekili A.

YÜREĞİNİ KOY

SES VER YOZGAT

Yozgat için,Akdağmadeni Meslek Yüksek Okulu’nda eğitim gören 300 öğrencinin mezuniyet töreni olduk-

ça güzel görüntülere sahne oldu. Akdağmadeni Kaymakamı Hüseyin Engin Saribrahim, Belediye Başkanı Suphi Daştan, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar başta olmak üzere kalabalık bir davetli grubunun katılarak heyecanını paylaştık-ları öğrenciler, coşkularını kepleri havaya fırlatarak yaşadılar.

Akdağmadeni Meslek Yüksek Okulu’nda eği-tim gören 300 öğrenci için düzenlenen mezuniyet töreni hem coşkulu hem de duygusal görüntülere sahne oldu.

MEZUNİYET TÖRENİ DÜZENLENDİAkdağmadeni MYO kampüsünde düzenlenen

mezuniyet törenine Akdağmadeni Kaymakamı Hüseyin Engin Saribrahim, Belediye Başkanı Suphi Daştan, İlçe Emniyet Müdürü Sait Oran, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Göçürücü, Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç Dr. Cengiz Bağcı, siyasi parti temsilcileri, kurum amirleri, öğretim görevlileri, öğrenciler ve aileleri katıldı.

Rektör Uçar, törende yaptığı konuşmada, me-zun olan öğrencilerin meslek hayatına başlama eşi-ğinde olduğunu söyledi. Öğrencileri MYO olarak en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştıklarını ve hayata hazırladıklarını ifade eden Rektör Uçar, bugünden itibaren edindikleri mesleki beceri ve yeteneklerle sosyal yaşam ve çalışma hayatında büyük başarı-lara imza atacaklarına inandığını söyledi. Rektör Uçar daha sonra bölüm mezunları ile birlikte mezu-niyet pastasını kesti.

Bu yıl mezun olan 300 öğrenciye diploma-ları protokol tarafından takdim edildikten sonra, öğrenciler hep birlikte kep atarak mezuniyetlerini kutladı.

Suriye Bölünürse…

Suriyeli bir siyaset uzmanı yaptığı açık-

lamada Suriye’de meydana gelen olay-ların bir proje dahilinde gerçekleştiğini ve bunun maliyetinin 3 milyar dolar ol-duğunu ayrıca Suriye bölünürse bundan 3 ülkenin etkileneceğini söyledi.

“Şimdi bu üç ülke neresi?” diye aklı-nıza herhangi bir soru gelmesin hani bazı televizyon dizilerinin jeneriğinde “Burada anlatılanların ülkemizle yakından uzak-tan herhangi bir ilgisi yoktur” türünden açıklamalar yapılıyor ya onun için söylüyo-rum…

Suriyeli uzmanın açıklaması kesinlikle ülkemizi ilgilendirmiyor.

Bu arada neresini ilgilendiriyor sekilinde bir soru da aklınıza gelirse ki mutlaka gel-miştir.

Sizi çok zorlamadan ben kısaca söyleyim1-Zimbabve2-Uruguay3-TanzanyaKısacası Suriye’de devam eden ve so-

nucunda ülkenin bölünmesi olarak sonuç-lanması planlanan olaylar işte bu üç ülkeyi ilgilendiriyor…

Türkiye’yi kesinlikle ilgilendirmiyor. Hem ilgilendirse ne olacak ki?..Ülkede bölünmeye karşı bir tavır mı ser-

gilenecek? Üniter yapı yeniden mi tesis edilmeye

çalışılacak?Yani konu Türkiye’yi ilgilendirse herhangi

bir tavır değişikliği mi olacak?Tavır değişikliği olamayacak kısmı doğru

ama elbette konunun Türkiye’yi ilgilendir-meyeceği kısmı sadece bir şaka…

Amaç Birinci Dünya Savası’ndan bu yana bölgede büyük bir Kürdistan kur-mak.

İşte bu büyük Kürdistan’ın kurulabilmesi için dört parçaya ayrıldığı varsayılan Kürtle-rin birleştirilmesi gerekiyor ve sadece Suriye bölümü için harcandığı söylenen proje tutarı 3 milyar dolar. Varın diğer ülkelerdeki ma-liyeti siz hesap edin, ama bir de işin başka boyutu var…

ABD dünyada karşılıksız para basma yetkisinde olan belki de tek ülke. Dün-yada ticareti de kendi parasıyla yapma zo-runluluğu getirip tüm dünyada değer ölçüle-ri dolar cinsinden de olunca, yani dünyanın diğer ülkelerine dolar satınca ister istemez bu şekilde ülke sınırlarını değiştirebilecek para konusu da sorun olmaktan çıkıyor.

İşte bugün Kürtlerin dört parçaya ayrıldığı söylenen ülkeler gerçekte Tür-kiye, Suriye, Irak, İran.

Irak kitle imha silahları adı altındaki bir uydurma senaryoyla işgal edildi ye-raltı yerüstü tüm kaynaklarına el konuldu.

Sonra bu ülke bir daha asla birleşmeme-cesine üç parçaya ayrıldı ve aralarına düş-manlık tohumları saçıldı.

Sırada Suriye var. O da bir süredir ba-tılı devletlerin saldırısı altında. Ülkede sözüm ona bir muhalefet oluşturuyorlar, işte o mu-halefete tüm güçleriyle

Gerek silah, gerekse para, hatta CİA ve çeşitli gizli servislerden eleman bile gönde-rip ülke yönetimini devirmeye ve ülkeyi par-çalamaya çalışıyorlar…

Onun ardından gelecek ülke İran. Hem zaten uzunca bir süredir İran’la ilgili de çeşitli senaryolar türetilmiyor mu?

Biliniz ki onun ardından hedef ülke konumuna gelecek ülke Türkiye. Ülke-mizde de yaklaşık 4 yıldır ulus devlet yanlısı güçler ve ordu üzerinde çeşitli operasyonlar yapılmıyor mu?

Hani diyeceğim, Irak gitti ama Suriye konusu çok önemli ve onun toprak bütünlü-ğünü savunmak da…

Ama aynen Suriyeli uzmanın dediği gibi Suriye bölünürse biliniz ki Türkiye’ de bölünür…

Kepler havaya Bozok Üniversitesi Akdağmadeni Meslek Yüksek Okulu’nda eğitim gören 300 öğrenci-nin mezuniyet töreni oldukça güzel görüntü-lere sahne oldu. Akdağmadeni Kaymakamı Hüseyin Engin Saribrahim, Belediye Başkanı Suphi Daştan, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar başta olmak üzere ka-labalık bir davetli grubunun katılarak heye-canını paylaştıkları öğrenciler, coşkularını kepleri havaya fırlatarak yaşadılar.

Akdağmadeni MYO yeni dönem mezunlarını muhteşem bir törenle uğurladı

Öneri, yorum ve abone olmak için 217 09 04'ü

tuşlayarak bizlere ulaşabilirsiniz.

NusretKEBAPÇI

ELEMAN İLÂNIORGANİZE SANAYİİ

BÖLGESİNDE ÇALIŞTIRILMAK ÜZERE

BAYAN ELEMANALINACAKTIR

Not: Müracaatların şahsen yapılması rica olunur.

İRTİBAT : KOÇ EMEK0.354 212 50 55

Page 8: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER06 Haziran 2011

Pazartesi8 Haber

Bir Devletin başına, hırsı aklından üstte olan birini getirirseniz ve o kişi bilerek kanunları çiğnerse, görevleri yasaları uygulamak olanlar da, yapılan yasa ihlallerini, korktukları için görmezden gelirlerse ve görevlerini yapmazlarsa, işte o zaman “tuz kokar” yani devlet çökmeye başlar…

*Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Görevleri; Madde:4

“Bizzat veya Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Cumhuriyet Başsavcı yardımcıları marifetiyle siyasi partilerin tüzük ve programlarını ve kurucularının hukuki durumlarının Anayasa ve kanun hükümlerine uygunluğunu, kuruluşlarını takiben ve öncelikle denetlemek, faaliyetlerini takip etmek, gerektiğinde siyasi parti, siyasi parti üyesi veya kuruluşu hakkında mahallinde denetleme, inceleme ve soruşturma yapmak, yaptırmak…

*Siyasi Partiler Kanunu; Md:84-86-87“Siyasi Partiler, Türk toplumunu çağdaş

uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini korumak amacını güden(Anayasa Md 174 sinde açıkça yazılan kanunlar) hükümlerine aykırı amaç güdemezler ve faaliyette bulunamazlar.”

“Siyasi Partiler, Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğinin değiştirilmesi ve halifeliğin yeniden kurulması amacını güdemez ve bu amaca yönelik faaliyetlerde bulunamazlar.”

“Siyasi Partiler, Devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini, kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne suretle olursa olsun propaganda yapamaz, istismar edemez veya kötüye kullanamazlar…”

Şimdi soralım; Türkiye’de , Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı denen bir makam var mı? Orada görevleri Cumhuriyeti korumak olan çok sayıda savcı var mı? Bunlar devletten maaş alıyorlar mı? Bunlar AKP hükümetinin değil de, Türk Devletinin görevlileri değil mi?

Her Siyasi Partinin yasalara uymasını bunlar kontrol etmeyecekler mi? O halde, seçimleri kaybederse Yüce Divan korkusu şimdiden yüreğine düşmüş Eşbaşkan, hangi cesaretle böyle konuşabiliyor? Anayasa ve yasalarımız herkesi bağlıyor da AKP Genel Başkanını bağlamıyor mu?

Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan’ın Trabzon- Diyarbakır-Isparta konuşmaları doğal olarak terbiye dışı ve yasa ihlalleri ile dolu idi!...

* Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına “Eşkıya” dedi.

*Bunların dini “Zerdüşt” dedi,*Bunların kökeni “Alevidir” deyip, halka yuhalattı.*Camileri ahıra çevirdiler, dedi.*İlmihal Kitaplarını toplattılar, dedi.*Bunlar Ezanı Türkçe okuttular, dedi.*İmam Hatiplere düşmanlık yapıyorlar, dedi.*Hacı Sait Camii İmamının öldürülmesinden

girdi, Ahmedi Hani’den Şeyh Mutahhar’a, Nurettin Zengi’den İbrahim Gülşeni’ye kadar dolaştı, en son Diyarbakır’daki 41 Sahabe’den çıktı…

*Cemaat ve Tarikatlar aralarında bakanlıkları paylaştılar ve devletin tüm kadrolarına yerleştiler.

*Tarikat ve Cemaatler, binlerce dönüm arazilerde özel kasabalar kuruyorlar. Cübbeleriyle, sarıklarıyla, çok eşli yaşamlarıyla, sakal ve asalarıyla Devrim Kanunlarıyla alay ediyorlar. Bir kuruş vergi vermedikleri halde, milyonlarca dolarla oynuyorlar.

*Diyanet İşleri Başkanlığından habersiz, kaçak Kuran Kurslarında on binlerce çocuk, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olarak zehirleniyor, T.C Devletinin Kaymakamları utanmadan koltuklarında oturuyor.

*Devlet, Gıda Bankacılığı yetkisi verdiği dernekler(Deniz Feneri-İHH) tarafından Trilyonlarca lira soyuluyor, bu aziz milletin vergilerinden maaşlarını alan Maliye Bakanlığı Denetim elemanları İngiltere Vatandaşı Bakanlarının korkusuna mesleki bilgilerini, kariyerlerini paspas yapıp üzerlerine basıyorlar.

*İstanbul Büyükşehir Başkanı Kadir Topbaş’ın İmar Danışmanı ve Deniz Otobüsleri Yönetim Kurulu Üyesi olan Fethi Turgut’un evine hırsız giriyor, iki büyük kasayı ağırlıklarından dolayı kaldıramayan hırsızlar, küçük kasayı çalıyorlar. Hırsızlar para paylaşımında birbirine girince olay ortaya çıkıyor. Küçücük kasadan; 950 Bin Dolar+280 Bin Avro+200 Bin TL+2 Kilo Altın çıkıyor. Türkiye Cumhuriyetinde, binlerce savcı, on binlerce denetim elemanı; “Gel bakalım arkadaş, bu parayı nereden buldun, soygunculuk mu yaptın, hırsızlık mı yaptın” diye soramıyor!...

Garip bir esnaf, fiş kesmedi diye başına gelmedik kalmıyor, ondan sonra “Aynı Sudan İçmişiz Biz” ha, haydi size “Osman Baydemir’in dediğinden”…

Bu yazdıklarım, olanların binde biri bile değildir. Demokratik bir ülkede, haysiyetli denetim elemanlarının ve bağımsız yargının olduğu bu suçları işleyenler, kanunlarda yazan cezalara en kısa sürede çarptırılırlar.

Yazının başında dediğim gibi, devlet bu şekilde yönetilir ve devlet görevlileri yasaları uygulamaktan çekinirlerse, bu devletin çökmesi kaçınılmazdır. Hele ülkeyi, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen siyasetçiler yönetiyorsa..

Çaresiz değiliz. Çare biziz, çare Türk Milletidir. Bu karabasandan kurtulmanın yolu 12 Haziran’da açılacaktır. Çevremizdeki herkesi sandığa götürmeli, oy kullandırmalıyız. Oylarımızın bölünmesini de engellemeliyiz. Kimsenin şahsi çıkarı, Türkiye’nin çıkarının önünde olamaz…

Bir Devlet Böyle Çöker

Şanlıurfa'dan tarım alanlarında çalışmak üzere ailesiyle birlikte Boğazlıyan ilçesine gelen ilköğretim son sınıf öğrencisi Fevzi Akar, yardım talebinde bulunduğu İlçe Em-niyet Müdürü Erdal Tepe ve personelinin desteğiyle Seviye Belirleme Sınavı'na girdi.

SINAVA GİREMİYORDUŞanlıurfa'da Mehmet Akif Ersoy İlköğ-

retim Okulunda eğitim gören 14 yaşındaki Fevzi Akar, yaklaşık bir ay önce ailesiyle birlikte tarım alanlarında çalışmak üzere

Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesine gelerek, Yapalak köyü yakınlarındaki tarım alanı kenarına kurulan çadırda yaşamaya başladı. Geçen hafta Boğazlıyan-Sarıkaya yolunda trafik kontrolü polisleri görüp yanlarına giden Fevzi Akar, sonradan İlçe Emniyet Müdürü olduğunu öğrendiği Erdal Tepe'ye okumak istediğini, ancak ailesiyle birlikte Boğazlıyan'a geldiği için SBS'ye giremeye-ceğini belirterek, ''Sınava girmeme yardımcı olun, ailemin beni sınava göndermeye gücü yetmiyor'' dedi.

EMNİYET VARSA SORUN YOKÇocuğun bilgilerini alan Boğazlıyan

İlçe Emniyet Müdürü Tepe, Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığı görüşme sonrasında, oturdukları şehir dışında bulunanların ''Mi-safir öğrenci'' olarak sınava girebileceklerini öğrenip, hemen işlemleri başlattı. Emniyet Müdürü Tepe, Başkomiser Osman Çoban ile birlikte sabah polis otosuyla Fevzi Akar'ı kaldığı çadırdan alıp, Kaymakam Kemal Bey İlköğretim Okulu'nda sınava girmesini sağladılar.

‘GELECEĞİMİZ ÇOCUKLAR’İlçe Emniyet Müdürü Erdal Tepe, tüm

öğrencilere imkanlar çerçevesinde eğitimle-rine devam edebilmeleri için katkıda bulun-duklarını, en büyük yatırımın insana yapılan yatırım olduğunu belirterek, ''İnsana verilen eğitim, bir ülkenin geleceğinin müreffeh olmasına temel teşkil eder.

Eğitim güvenlik açısından da önemli. Bizler hem bireysel, hem de kurumsal bazda eğitim ve öğretim imkanlarının geliştirilme-si ve öğrencilerimizin ihtiyaçlarının karşı-lanması noktasında, bugüne kadar üzerimize düşeni yapmaya çalıştık ve bundan sonrada yapmaya çalışacağız'' diye konuştu.

Rifat SERDAROĞLU

Akgül seçmenle buluştu

Şehit Halit Aksukaliteli okul seçildi

Sarıkaya AKP seçim karargahında muhtar-larla bir araya gelen AKPYozgat Milletve-

kili Abdulkadir Akgül , Köylerin önemli so-runlarını büyük ölçüde giderdiklerini söyledi.

AKP Yozgat Milletvekili Abdulkadir Akgül “Sarıkaya’nın kalkınmasına katkı sağlayacak önemli hizmetlere imza atmaya devamedeceğiz. Sarıkaya köyleriyle birlikte Yüksekokulu, Doğalgaz’ı ve Bölünmüş Yol-ları ile topyekün kalkınacak”dedi.

Adalet ve Kalkınma Partisi Yozgat Mil-letvekili adayı Abdulkadir Akgül muhtarlarla biraraya geldi. Akgül "Gün Sarıkaya'nın kalkınmasına omuz verme,destek verme günüdür" dedi.

Sarıkaya İlçesine bağlı Kadıgüllü Köyü Şehit Halit aksu İlköğretim Okulu, Milli Eği-

tim Bakanlığı tarafından düzenlenen Toplam Kalite Yönetimi (TKY) yarışmasında Türkiye birincisi oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı'nca her yıl düzenle-nen Toplam Kalite Yönetimi yarışmasında bu yıl hazırlanan 3 bin 500 proje arasında ilk 20'ye giren, Kadıgüllü Şehit Halit Akarsu İlköğretim Okulu son değerlendirmede Toplam Kalite Eğitimi kategorisinde Türkiye birincisi seçildi. Okul yönetimi Ankara Başkent Öğretmen evin-den düzenlenen törende birincilik ödülünü aldı.

Milli Eğitim Bakanlığı'nca her yıl dü-zenlenen Toplam kalite Yönetimi ödülleri kapsamında bu yıl yaklaşık 46 bin okul 3500 proje arasında ilk 20'ye giren; Sarıkaya İlçesi Kadıgüllü Şehit Halit Aksu İlköğretim Okulu yaptığı çalışmaların yerinde görülmesi amacıy-la Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Mü-dürlüğü Yönetim Değerlendirme ve Geliştirme daire Başkanı Mehmet Saraç Başkanlığındaki değerlendirme komisyonunca 28 Nisan 2011 tarihinde ziyaret edildi.

Saha ziyaretleri sürecinde gözlem, görüşme ve doküman incelemeye dayalı olarak yapılan değerlendirme sonucunda finale kalan okullar belirlenmiştir.

Sarıkaya İlçesi Kadıgüllü Şehit Halit Aksu İlköğretim Okulu Türkiye genelinde finale kalan ve ilk üç dereceyi paylaşan 14 okul / kurum arasında yer almayı garantiledi. Türkiye genelinde ilk üçe girdi.

Bitmesini İstemeyeceğiniz Anlar...

Özel günlerin, Özel mekanı

* Jakuzili Suit Odada Konaklama * İkiniz için Odanıza Kahvaltı Servisi* Sağlık kulübü kullanımı * Geç Çıkış İmkanı* Günlük Gazete Servisi * Odanıza Meyve ve kuruyemiş ikramı*Özel Balayı Dekorasyonu* Açık büfe akşam yemeği dahil

Temmuz ayı sonuna kadar sadece 160 TL

Adnan Menderes Bulvarı Şeyh Osman Mah. No:85 YOZGAT

Tel: 0 (354) 212 26 26 - Fax: 0 (354) 212 20 26 www.grandeserotel.com

BALAYI KAMPANYASI

İşte Türk polisiŞanlıurfa'da Mehmet Akif Ersoy

İlköğretim Okulunda eğitim gören 14 yaşındaki Fevzi Akar,

yaklaşık bir ay önce ailesiyle birlikte tarım alanlarında çalış-

mak üzere Yozgat'ın Boğazlı-yan ilçesine gelerek, Yapalak

köyü yakınlarındaki tarım alanı kenarına kurulan çadırda ya-şamaya başladı. Geçen hafta

Boğazlıyan-Sarıkaya yolun-da trafik kontrolü polisleri

görüp yanlarına giden Fevzi Akar, sonradan İlçe Emniyet Müdürü olduğunu öğrendiği Erdal Tepe'ye okumak istedi-

ğini, ancak ailesiyle birlikte Boğazlıyan'a geldiği için SBS'ye

giremeyeceğini belirterek, ''Sınava girmeme yardımcı olun, ailemin beni sınava gönderme-

ye gücü yetmiyor'' dedi.

YENİ PROJELERİMİZLE HİZMETİNİZDEYİZ Karar Verdik Yozgat’ı

EV’lendiriyoruz

Sinema Sok. Çelikkayalar Apt. 1/1 YOZGAT Tel: 217 62 02 GSM: 0542 530 36 35

3+1 Süper Lüks Full+ Full Yapılı Dairelerimizin Satışı Başlamıştır.

Dairelerimiz Sınırlı Sayıdadır.

Geç Kalmayın Pişman Olursunuz!

Mevsimlik işçinin çocuğu İlçe Emniyet Müdürü yardımıyla SBS’ye girdi

Page 9: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER06 Haziran 2011

Pazartesi Haber 9

Gölette can pazarı

Sorgun ilçe merkezi yakınlarında bir tesise ailesiyle balık yemeye giden Mehmet Avcı

yönetimindeki 66 LH 001 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak Mükremin Göleti'ne uçtu. Olayı gören tesis çalışanları, suya gömülen otomobilin içinde bulunan Mehmet Avcı (63), gelini Nuriye Avcı (29) ve torunları Ayşe (5) ile Mehmet Avcı'yı (3) kurtarırken, bir vatandaşın suya dalarak otomobilin lastiklerine çekme halatı bağlamasıyla otomobil göletten çıkarıldı.

Yozgat'ın Sorgun ilçesinde, içinde 2'si çocuk

3 kişinin bulunduğu otomobil gölete yuvarlandı. OTOMOBİL GÖLETE UÇTUSorgun ilçe merkezi yakınlarında bir tesise

ailesiyle balık yemeye giden Mehmet Avcı yönetimindeki 66 LH 001 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak Mükremin Göleti'ne uçtu. Otomobilin suya gömüldüğü sırada olayı gören Ethem Yücel, motorlu sandalıyla aracın arka koltuğunda oturan Mehmet (2) ve Ayşe Avcı (4) ile sürücü Mehmet Avcı ile elini Nuriye Avcı (29) güçlükle dışarı çıkardı.

VATANDAŞ İMDADA KOŞTUDurumları iyi olan şahıslar evlerine gön-

derilirken, gölete gömülen otomobilin su-dan çıkarılması için Yozgat Sivil Savunma Müdürlüğü’nden yardım istendi. Ancak yar-dımın geç geleceğini düşünen Ömer Özdemir isimli şahıs, suya girip elindeki halatı otomobile bağladı. Otomobil kurtarıcı yardımıyla göletten çıkarılırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

SGK kaçak avına çıkacak!

SGK lokanta ve eğlence merkezle-rini mercek altına aldı. Garsonu-

na sigorta yaptırmayan işyerleri prim indiriminden yararlanamayacak

Gelecek yıldan itibaren kayıtsız işçi çalıştıran bütün sektörleri bu kapsama alacak. Yapılan işin niteli-ği, büyüklüğü, kaç kişiyle yapıldığı gibi ayrıntılar raporlanacak. Garso-nuna sigorta yaptırmayan işyerle-rinin sigortalı çalışanları için prim indiriminden yararlanamayacak. Son iki aydır yeniden yapılandırma nede-niyle yoğun bir mesai yürüten SGK şimdi de kaçak avına çıkıyor.

Kurum, sigortasız çalışanları tespit etmek için birbirinden ilginç yöntemleri uygulamaya koyuyor. Milli Eğitim Bakanlığı`ndan 16 milyon öğrenci velisi ile sabit ve cep telefonu abonelerinin bilgilerini, Sağlık Bakanlığı`ndan muayene lis-telerini alan kurum, bu kayıtlardaki meslek bilgilerini tek tek inceleyerek sigortasız çalışanlara ulaşılıyor. Mes-lek bilgileri bölümünde mesleğini, çalıştığı yeri bildiren velilerin, orada kayıtlı olarak çalışıp çalışmadığı tespit ediliyor.

ALO KAÇAK VAR!SGK, GSM operatörleri ve okul-

ların yanı sıra spor federasyonları, bankalar, noterlerin yaptıkları her işlemde meslek bilgileri ile kişinin çalıştığı kuruma ilişkin bilgileri de alıyor. Bu bilgileri süzgeçten geçi-rerek kimlerin kayıt dışı olduğunu belirliyor. Sadece telefon kayıtları ile yapılan incelemelerde yaklaşık 400 bin işçinin kaçak çalıştığını saptayan Kurum, işletmeler hakkında para cezası kesti.

Uğur Kepekçi

RGİYİM

İ ÇM E ELAbdurrahman içme

LİSE CADDESİ OBA APT. NO:1 / YOZGAT Gsm : 0.532.626 3145

Takım Elbise

Tek Ceket

Pantolon

Altınyıldız Tk. Elbise

3 Adek Gömlek

Kemer

Kravat

99.00

79.00

39.00

149.00

39.00

10.00

10.00

Kampanya stoklarla sınırlıdır

Üç ayların ilki Receb-i Şerif ayıdır. Bu aylara ve günlere verilecek önem sayesinde dinde olgunluğa erişip geride kalan ömrümüzü daha verimli geçirebiliriz.

Abdülkadir–i Geylânî Hazretleri “Gunyet’üt Talibîn” eserinde üç aylar hakkında bakınız ne diyor:

“Recep, cefayı terk ayıdır; şaban, amel ve vefa ayıdır; ramazan ise, sadakat ve safa ayıdır.

Recep tevbe ayıdır; şaban muhabbet ayıdır; ramazan, Hakk’a yakınlık bulma ayıdır.

Recep, hürmet ayıdır; şaban, hizmet ayıdır; ramazan, nimet ayıdır.

Recep, ibadet ayıdır; şaban, zahidlik ayıdır; ramazan ise, ziyadesi ile nimetlere ermek ayıdır.

Recep ayında iyilikler kat kat artar; şaban ayında kötülükler kalkar; ramazan ayında ikramlar gelmeye başlar.

Recep, önce gidenlerin ayıdır; şaban ortadakilerin ayıdır; ramazan ise, asilerin ayıdır.”

Recep ayında kılınacak namazReceb-i Şerif ayının 1’i ile 10’u

arasında, 11’i ile 20’si arasında ve 21’i ile 30’u arasında olmak üzere 10’ar rekatlık bölümler halinde sadece birer defa kılınacak 30 rekat bir namaz vardır. Bu namazların hepsinin kılınışı aynıdır ancak namazların sonlarında okunacak dualarda fark vardır. Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir.

Münâfıkları bu namazı kılamadıkları gelen vahid haberler arasındadır. 30 rekatlık bu Recep ayı namazı Resûlüllah Efendimizin (sav) berberi Salmânı Pâk–i Farîsi (r.a.) hazretleri tarafından haber verilmiştir.

İki rekatta bir selâm verilerek kılınan bu namaz 10 rekattır. Her rekatta 1 Fâtiha, 3 Kâfirûn suresi ve 3 İhlâs- şerif okunur.

İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l–mülkü ve lehü’l–hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l–hayr. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” denilip dualar yapılır.

İkinci on gün içinde yani Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten sonra, 11 defa: “İlâhen vâhıden ehaden sameden ferden vitren hayyen kayyûmen dâimen ebedâ” denilip dualar yapılır.

Üçüncü on gün içinde, yani Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da 11 kerre, “Allâhümme lâ mânia limâ â’tayte, velâ mû’tiye limâ menâ’te, velâ raadde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l–ceddi minke’l–ceddü. Sübhâne rabbiye’l–aliyyi’l–â’le’l–vehhâb. Sübhâne rabbiye’l–aliyyi’l–â’le’l–vehhâb. Sübhâne rabbiye’l–âliyyi’l–â’le’l–kerîmi’l–vehhâb. Yâ vehhâbü yâ vehhâbü yâ vehhâb” denilip duâlar yapılır.

“Bu duaları okumakta zorlananlar, Allah Resulüne salat ve selam okuyabilirler. Yüce Allah’a diledikleri gibi dua edebilirler.”

Receb-i Şerif’i Nasıl Değerlendirelim?

Suya gömülen otomobil içindeki aileyi vatandaşlar kurtardı

Sorgun ilçe merkezi yakınlarında bir tesise ailesiyle balık yemeye giden Mehmet Avcı yöneti-mindeki 66 LH 001 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak Mükremin Göleti'ne uçtu. Olayı gören tesis çalışanları, suya gömülen otomobilin içinde bulunan Mehmet Avcı (63), gelini Nuriye Avcı (29) ve torunları Ayşe (5) ile Mehmet Avcı'yı (3) kurtarırken, bir vatandaşın suya dalarak otomo-bilin lastiklerine çekme halatı bağlamasıyla otomobil göletten çıkarıldı.

Kanserle birlikte mide ağrısına ve vücuttaki iltihapların atılmasına da iyi geliyor... Mide

bulantısı, iltihaplanma ve vücuttaki ödemin atıl-masına yardımcı olduğu bilinen zencefilin, kanser tedavisinde de etkili olduğu belirtildi. Zencefi-lin, mide bulantısının giderilmesine ve vücuttan iltihabın atılmasına yardımcı olduğu aynı zamanda afrodizyak etkisinin olduğu belirtildi.

Yapılan bir dizi araştırma, zencefilin yakın gelecekte kanser tedavisinde de kulanılabileceğini ortaya koydu. Uzmanlar, zencefilin yumurtalık kanserinin tedavisinde kullanılabileceğini duyurdu. Araştırmalarda, toz haldeki zencefil suda eritilerek kanserli hücreye uygulandı.

Zencefilin kanserli hücreyi öldürdüğü ve kanserli hücrelerin kemoterapiye karşı direnç kazanmasını önlediği görüldü. Zencefilin kanser ilaçlarında kullanılabileceğini belirten uzmanlar, kesin etkinin belirlenmesi için araştırmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Zencefil mide ağrısına karşı bire bir

YDH kaliteyi artırıyor Yerköy Devlet Hastanesi teknik

donanımı, yeni binası ve yeterli ekipmanıyla kaliteyi artıyor. Yerköy Devlet Hastanesi Başhekimi Sait Usul yaptığı açıklamada, hastanenin doktor eksiği-nin kalmadığını, tam te-şekkülü hastane yolunda büyük adım atıldığını, silah ruhsatı için gerekli rapor dahil birçok raporun hastanelerinden verilebil-diğini söyledi.

Günlük 900 yakın hastanın tetkik ve tedavilerine cevap verildiğini

anlatan Usul, bunun yanında çevre ilçe ve kasabaların tek hastanesi olma yo-

lunda büyük mesafe katedildiğini belirterek, tüm bu hizmetlerin

bir başhekim, iki başhekim yardımcı, 70 personel, dört diş hekimi, 19 uzman ve 6 pratisyen hekimle verildiği-ni kaydetti.

Sait Usul, yakında hastanenin Acil Servisi ve Laboratuvarlarını da yeni

binaya taşıyacaklarını, nezih bir ortamda hizmet verileceğini

açıklarken, hasta yatak kapasitesi-nin 89 olduğunu bildirdi.

Page 10: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER06 Haziran 2011

Pazartesi10 Haber

Sahte ürünler sağlığı tehdit ediyor

16 bin’e yakın öğrenci sınavlarda ter döktü

SBS son kez yapıldıİlköğretim 7’inci ve 8’inci sınıf öğren-

cilerinden 16 bin’e yakını bu yıl son kez gerçekleştirilen Seviye Belirleme Sınavı’nda der döktüler. Saat 10.00'da başlayan ve yöneltilen 100 soru için 120 dakika sürenin verildiği öğrencilerin oldukça heyecanlı ol-dukları gözlerden kaçmadı. Güvenlik tedbir-lerinin yine üst düzeyde olduğu sınavlarda, veliler okulların önünde bekleyip çocukları-nın başarılı olması için dua etti.

İlköğretim 8. sınıf öğrencileri için düzen-lenen Seviye Belirleme Sınavı (SBS) tüm illerde olduğu gibi Yozgat'ta da yapıldı.

TER DÖKTÜLERYozgat'ta SBS'ye girecek öğrenciler,

sınav için erken saatlerde yola çıkarak sınav saatinden önce girecekleri okullara gelip beklemeye başladı. Yozgat merkez ve 8 ilçesinde yapılan sınava, 8.sınıflarda Yozgat merkezde 94 salonda bin 584 öğrenci girdi. Öte yandan öğrenciler içeride ter dökerken, velileri de okulların önünde bekleyip çocuk-larının başarılı olması için dua etti.

7’İNCİ SINIFLAR DA KATILDIPazar günü 7. sınıf öğrencileri için

düzenlenen SBS'ye Yozgat şehir merkezin-de yine 94 salonda bin 549 öğrenci girdi. Şehirde hayatı büyük ölçüde canlandıran, okul bahçelerinin veliler tarafından dolu-rulmasına neden olan sınavlardan İlköğre-tim 8. sınıflar için yerleştirme sonuçları 7 Temmuz’da, ilköğretim 7. sınıflar için sınav sonuçları ise 5 Ağustos’ta ilan edilecek.

Öğrenciler, sınav salonlarına yanlarında sözlük, hesap cetveli, hesap makinesi, çağrı cihazı, cep telefonu, telsiz, radyo gibi ileti-şim araçları ile her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlar ve saat fonksiyonu dışın-da özellikleri bulunan saat bulunmaksızın sınava alındı.

Gerekli kimlik kontrolleri ve yerleştirme işlemlerinden sonra salon başkanı, sınavda uyulacak kuralları hatırlattı, sınav evrakının bulunduğu güvenlik torbalarını öğrencilerin

önünde açarak cevap kağıtlarını ve soru kitapçıklarını dağıttı.

Sınav esnasında kopya çekildiğinin salon görevlilerince tespit edilmesi halinde kopya çeken öğrencilerin sınavları iptal edilecek. Ayrıca sınavdan sonra cevap kağıtlarının de-ğerlendirmesi yapılırken aynı salonda sınava giren ve aynı tür soru kitapçığını kullanan öğrenciler arasında bilgisayar sistemi aracı-lığıyla ikili/toplu kopya taraması yapılacak.

Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı`na (PYBS) başvuran ilköğretim 7`inci sınıf öğrencileri ise ayrıca bir sınava girmeyecek, SBS sonuçlarına göre PYBS puanı hesapla-nacak.

Öğrencilere sınav sonuç belgesi posta yoluyla gönderilmeyecek olup sonuçlar ''http://www.meb.gov.tr'' ile ''http://oges.meb.gov.tr'' adreslerinde yayımlanacak.

Avrupa Komisyonu Taklit Mallar Komitesi, OECD ve Dünya Gümrük Teşkilatı`nın

araştırmalarına göre, dünyada hızla büyüyen sahte ve taklit ürün pazarı 1 trilyon dolara ulaşmış durumda. Sahte ve taklit ürünler küresel ticaretin yüzde 7 ila yüzde 10`unu oluşturuyor. 1990`lardan bu yana yüzde 400 artış gösteren bu yasadışı ticaretin 2020`de 2 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bu devasa pazarın içinde Çin`in payı tartı-şılmaz. Piyasanın yüzde 57`lik bölümünü Çin tek başına elinde tutuyor. İkincilik ise menşei bilinmeyen ülkelerde. Asıl çarpıcı olan ise Türkiye`nin yüzde 5 pazar payı ile bu illegal piyasanın üçüncü büyük ülkesi olması. Ka-çakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı`nın (KOM) hazırladığı raporlara göre, Türkiye`de sahte ürün pazarı 6 milyar dolara yaklaşıyor. Taklit ve kaçakçılık da buna eklendiğinde pazar 15 milyar dolara kadar çıkıyor.

Türkiye açısından bir başka çarpıcı durum da, tüketicinin de göz göre göre bu sahte ürünle-re rağbet etmesi. Marka Koruma Grubu`nun son yaptığı araştırmaya bakılırsa tüketicilerin yüzde 58`i sahte, taklit veya kaçak malı tercih ediyor. Bunların yüzde 31`i sahte malları işportadan, yüzde 22`si semt pazarlarından, yüzde 16`sı ise sosyete pazarları olarak anılan lüks semtlerdeki açık pazarlardan alışveriş yapıyor.

YOZGAT İL ÖZEL İDARESİİL ENCÜMEN BAŞKANLIĞINDAN

1- Mülkiyeti İl Özel İdaresine ait, Aşağınohutlu mahallesi Güneş Sokakta bulunan İl Özel İdare Hizmet Binasının 3. Katında bulunan 14,87m2 alana sahip çay ocağı 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunun 45. Maddesi uyarınca açık artırma suretiyle 3 yıl süre ile (doğalgaz hariç) kiraya verilecektir.

2- İhaleye çıkartılan iş yerlerinin yıllık muhammen bedeli (doğalgaz hariç), geçici teminatı, ihale günü ve saati aşağıya çıkarılmıştır. S.NO: İŞ YERİ ADI: ALANI: AYLIK/YILLIK MUH. BEDELİ: GEÇİCİ TEMİNAT: İHALE GÜN/SAATİ:1 Özel İdare 14.87 (m2) 160,00 TL1.920,00TL 58,00 TL 20.06.2011- 10:30 Çay ocağı

3- Söz konusu işyerleri için tespit edilen Muhammen Bedel bir yıllık olup, iş yerinin ihalesi İl Encümenince Yozgat İl Özel İdaresi Hizmet binasındaki İl Encümeni toplantı salonunda İl Encümenince yapılacaktır.

İŞ YERİ İHALESİNE KATILMAK İSTEYENLERDEN İSTENEN BELGELERa. İhalesine girilecek olan işyerine ait ilanda belirtilen Geçici Teminat ve banka makbuzu

veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanununca teminat sayılan belgeler (Yozgat İl Özel İdaresi, İl Encümeni Başkanlığı adına alınacaktır. )

b) Daimi İkametgah ilmühaberi ve Nüfus Cüzdanı sureti,c) Şirket adına ihaleye girenler ise şirketin imza sirküleri ve ihaleye giren şansın yetkili

olduğuna dair noter tasdikli umumi vekaletname, (2011 yılına ait olacaktır) gerçek kişi olması halinde noter tasdikli imza sirküsü,

d) S.G.K İl Müdürlüğünden alacakları son üç aya ait prim borcu olmadığına dair belge,e) Son üç ayına ait Gelir ve Kurumlar Vergisi borcu olmadığına dair ilgili Vergi Dairesinden

alacakları belge,4- İşyerlerine ait ihale şartnamesi mesai saatleri içerisinde İl Özel İdaresi Emlak İstimlak

Müdürlüğü ile Encümen Müdürlüğünde görülebilir.5- İşyerlerinin ihalesine katılmak isteyenler, ihalesine katılarak işyerine ait ilanda istenen

belgeleri bir dosya içerisinde 20.06.2011 Pazartesi günü, ihale saatine kadar Yozgat İl Özel İdaresi Hizmet Binasındaki İl Encümen Başkanlığına teslim edeceklerdir.

6- Herhangi bir resmi, özel kurum, şahıs veya şirketten çay ocağı işlettiklerine dair alacakları belge (bu belgenin şahıstan alınması halinde işletme ruhsatı fotokopisi belgeye eklenecektir.)

7- Telgraf ve faks ile yapılacak müracaatlar postada meydana gelebilecek gecikmeler kabul edilmeyecektir.

Keyfiyet ilan olunur. (İ-98)

SAĞLIK BAKANLIĞI Yozgat Devlet Hastanesi

MEDİKAL GAZ SİSTEMİ MALZEMELERİ ALIMIMEDİKAL GAZ SİSTEMİ MALZEMELERİ ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre

açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası: 2011/834181- İdarenina) Adresi: TAŞKÖPRÜ MAHALLESİ HASTANE CADDESİ NO:1 66200 YOZGATb) Telefon ve faks numarası: 354-217 66 33 - 354-217 66 37c) Elektronik Posta Adresi: [email protected]ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa): https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı: İhalenin niteliği, türü ve miktarına ilişkin ayrıntılı bilgiye EKAP’ta (Elektronik Kamu Alımları

Platformu) yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.b) Teslim yeri: YOZGAT DEVLET HASTANESİ BAŞTABİPLİĞİc) Teslim tarihi: Sözleşmenin imzalanmasına müteakip idare tarafından yüklenicinin kendisine veya tebligat için

göstermiş olduğu adrese yapılacak işe başlama talimatının tebliğinden itibaren 30 (OTUZ) gün içerisinde Medikal Gaz Sistemi Malzemelerinin tamamı tek partide teslim edilecek olup, teslim edilen malzemelerin işçilik ve montajı yüklenici tarafından yapılacaktır.

3- İhalenin a) Yapılacağı yer: YOZGAT DEVLET HASTANESİ EK BİNA – 3 İHALE SALONUb) Tarihi ve saati: 14.06.2011 - 14:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/

veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan

veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin

yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,

4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 25 TRY (Türk Lirası) karşılığı YOZGAT DEVLET HASTANESİ

EK BİNA – 3 SATINALMA BİRİMİ adresinden satın alınabilir.7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak

indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar YOZGAT DEVLET HASTANESİ EK BİNA – 3 SATINALMA BİRİMİ adresine

elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale

yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.

10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.

11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. (İ-99)

Tarım masaya yatırıldıSorgun Tarım İlçe Müdürü Murat Türkmen tarım

personeli ile değerlendirme toplantısı yaptı. Toplantıda İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından

2011 yılında hazırlanan ve uygulanan elma, bağ, kabak, karpuz ve yem bitkileri yetiştiriciliği proje-lerinin bahçe ve tarla takipleri irdelendi. 2012 yılı

projeli tarımsal yatırım tekliflerinin kurum hizmet standartlarının daha etkin, daha verimli ve daha kaliteli olması için yapılması gereken uygulamalar ele alındı. Besi hayvanlarına yönelik küpe takılması, aşılanması ve kene ilaçlamaları gibi konularda bilgi alışverişinde bulunuldu.

Page 11: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER

AYTAÇ'LA İÇİNİZ RAHAT OLSUNAytaç kurulduğundan beri T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği Helal Kesim Fetvası'ndan sonra şimdi de

GİMDES'den aldığı HELAL SERTİFİKASI'nın bilgisin halkımızla paylaşmaktan gurur duyar. Aytaç'ta gerek büyükbaş, gerek küçük baş ve gerekse kanatlı hayvanlar beslemeyle ve tek tek elle kesilir, temiz ve helal olarak sofranıza ulaşır.

Çiftlik Tavukçuluk

Aytaç Piliç Yozgat Bölge Bayii

Merkez Meydan Yeri No: 42 Yozgat Tel : 0 354 217 53 97Şube Meydan Yeri No: 18 Yozgat Tel : 0 354 217 80 60

Çiftlik Tavukçuluk

Afiyet Olsun

06 Haziran 2011

Pazartesi

Yozgat İkinci Amatör Küme Futbol Ligi A Grubu’nda

şampiyonluk mücadelesi veren Çekerek Belediyespor, iddiasını bu sezon lige iyi başlayan ve iki maçını da kazanarak şampiyon-luk yarışında kendisine rakip ol-ması beklenilen Yerköy Sitespor karşısında da gösterdi. Rakibini deplasmanda 6-2 yenen Çekerek Belediye, SHÇEK’in bay geçtiği haftada aldığı bu galibiyetle zirveye yerleşti.

Lige şampiyonluk parolası ile başlayan ve bu iddiasını Bişekspor’u farklı yenerek gös-teren Çekerek Belediye, ikinci haftayı bay geçti. Bir sonraki haftada yine en önemli rakiple-rinden biri olan SHÇEK’le 4-4 berabere kalan Çekerek Beledi-ye, Yerköy Sitesspor karşısında aldığı farklı galibiyetle yarışta bir adım öne geçti. Rakibini 6-2 yenen Çekerek ekibi, 7 puanla SHÇEK’in bay geçtiği haftayı zirvede kapattı.

Ligde inişli çıkışlı bir grafik çizen Yerköy Köseli Bağlarbaşı Belediyespor ise ilk galibiyetini bu sezon çok kötü bir perfor-mans sergileyen Bişekspor karşı-sında aldı. SHÇEKspor maçının sonucunu bekleyen Köseli, rakibini 4-1 yenerek haftayı kârlı kapatan takımlardan biri oldu.

Çekerek çok rahat

Bölgesel Amatör Ligi takımlarından Sorgun Belediyespor Teknik Sorumlu Muammer

Pirinçci ve Yardımcısı İbrahim Sap ile 2 yıllık sözleşme yeniledi.

Kulüp Başkanı Nihat Künbetli ile masaya oturan Pirinççi ve Sap her konuda anlaşarak iki sezonluk sözleşmeyi imzaladılar.

Sorgun Belediyespor Kulüp Başkanı Nihat Künbetli, sözleşme sonrasında yaptığı açıklama-

da, geçen sezon kötü bir dönem geçirdiklerini, ancak bu sezon hedeflerinin 3. Lig olduğunu belirtti.

Künbetli, ''Teknik Sorumlu Muammer Pi-rinçci ve Yardımcısı İbrahim Sap ile 2 yıl daha devam kararı almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sezon amacımız genç, dinamik ve 90 dakika bo-yunca bıkmadan, usanmadan mücadele edecek bir takım kuracağız. Geçen sezon Bölgesel Amatör Ligi'nin ne kadar kaliteli bir lig olduğunu gördük. Bizlerde bu amaçla önümüzdeki sezon güçlü ve

iddialı bir takım kurarak, Sorgun Belediyespor'u 3. Lige çıkartmak istiyoruz. Çalışmalarımız bu yönde devam edecek'' dedi.

Halil İbrahim Yılmaz, çok kaliteli oyuncularla anlaşma arefesinde olduklarını söyledi11

Yeni sezona genç ve dinamik bir kadroyla girme çalışmalarına hız verdiklerini belirten Kulüp Başkanı Halil İb-rahim Yılmaz, listelerindeki birkaç oyuncuyla görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Çok iyi bir takım oluşturmanın arefesinde olduklarını kaydeden Yılmaz, "Listemizde yer alan oyuncularla görüşmelerimiz sürüyor. Onlarla da anlaşmamız durumunda kadroyu büyük ölçüde şekillendirmiş olacağız" dedi.

Görüşmeler sürüyor

Bitmesini İstemeyeceğiniz Anlar...

Özel günlerin,

Özel mekanı

√ Özel mezuniyet menüleri √ Mezuniyet pastası√ Dj ve canlı müzik √ Lazer ve sis ve ışık gösterileri√ Sürpriz hediyeler

Organizasyon

Adnan Menderes Bulvarı Şeyh Osman Mah. No:85 YOZGAT

Tel: 0 (354) 212 26 26 - Fax: 0 (354) 212 20 26 www.grandeserotel.com

Mezuniyet Geceleriniz için;

Sp rEXTRA

Kulüp Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, listelerindeki birkaç oyuncuyla gö-

rüşmelerin sürdüğünü söyledi. Çok iyi bir takım oluşturmanın arefesinde olduklarını kaydeden Yılmaz, "Listemizde yer alan oyuncularla görüşmelerimiz sürüyor. Onlarla da anlaşmamız durumunda kadroyu büyük ölçüde şekillendirmiş olacağız" dedi.

Yimpaş Yozgatspor Kulüp Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, transfer çalışmalarında geli-nen noktayı değerlendirdi.

HERŞEY YOLUNDAYeni bir takım kurma çalışmalarının ara-

lıksız sürdüğünü belirten Yılmaz, Yozgat’a yakışır bir kadro kurmak üzere olduklarını

söyledi. Bu konuda önemli adımlar atıldığını ve sonuca ulaşacaklarına olan inancını tek-rarlayan Yılmaz, “Ligin bitmesinin ardından biz bir dakika bile boş durmadan transfer gö-rüşmelerine başladık. Eskişehir’de oynanan 2’inci Lig’e yükselme maçlarını izledik ve burada da bazı isimleri listemize dahil ettik. İç transferde kalan 10 oyuncumuzun yanına açıkları kapatacak, takıma güç verecek ve birçok takımın listesine girmeyi başaran isimlerle prensip anlaşmasına vardık. Bazı oyuncularımıza gerçekten daha iyi paralar verilmesine rağmen bizi tercip etmeleri ve sözlerinden dönmemeleri verdiğimiz güve-nin en önemli göstergesidir” dedi.

YERİNDE TRANSFERHedefe ulaşmanın pahalı futbolcu

almakla mümkün olamayacağına dikkat çeken Yılmaz, bu sıkıntıları birçok takımın yaşadığına dikkat çekti. Akılcı ve yerinde transfer yapmanın işlerini kolaylaştıraca-ğına vurgu yapan Yılmaz, “Biz kendi oyun sistemimize uyan, takıma katkı yapacak ve ilerleyen yıllarda da transfer edibeleceğimiz oyuncuları alma taraftarıyız. Çünkü başarılı olmamanın bize kazandıracağı değil, kay-bettireceği birçok şeyin olacağını biliyoruz. Bu nedenle de zaman kaybetmeden, ancak acele de etmeden takıma gerekli takviyeler yapılacak” diye konuştu.

Yimpaş Yozgatspor’a yeni trans-fer edilen oyunculara yönelik

imza töreninin haftaya yapılacağı açıklandı. Transfer çalışmalarının he-nüz sürmesi, kadrodaki birçok isimin durumundaki belirsizlik nedeniyle şu an için imza törenini ertelemeyi uygun bulan Yönetim, sıkıntılarından tam anlamıyla arınmış bir şekilde ka-

muoyunun karşısına çıkmak istiyor. Başkan Halil İbrahim Yılmaz, “Şu an için kimsenin kafasını karıştırmak istemiyoruz.

Bazı konulardaki belirsizlik sürdüğü için kesin ve mutlak suretle sonuca ulaşmak amacındayız. O ne-denle imza törenini haftaya yapmayı uygun bulduk” dedi.

İmza töreni haftaya

Prinçci sözleşme yeniledi

Page 12: 06 haziran11 sehitler olmezler

YOZGATHABER

Pazartesi 06 Haziran 2011 www.yozgathaber.com.tr GÜNLÜK SİYASİ GAZETE

Sorgun Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü

işçileri, Sorgun merkezinde bulunan refüjlerin temizliğini yaptı.

Sorgun Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Hasan Kelleci, geçtiğimiz yıllarda ana cadde ve yollarda çiçek-lendirme çalışmaları yaptık-larını, bu yıl ise ilçe merke-zinde MOBESE çalışmaları yapılacağı için çiçeklendirme çalışmaları yapamadıklarını belirtti.

Kelleci, ''MOBESE hat güzergahı kesin olarak belir-lenmediği için belediyemiz bazı yerlerde yapılması plan-lanan yol yapım çalışmalarını askıya aldı. Bundan dolayı çiçek ekimi ve fideleme ça-lışmaları yapamadık. Geçen yıl çiçek ekilen alanlarda bol yağış nedeniyle otlar da aşırı derecede büyüdü. Bu da çirkin bir görüntü yaratıyor-du. İşçilerimizle birlikte tüm buralardaki otların temizlen-mesine karar vererek çalışma-lara başladık'' dedi.

Refüjlertemizlendi

Yozgat Sınav Dershanesi son kez yapılan SBS’de rüştünü ispat etti

YOZGAT

ABER Alo Tüp212 13 92

KIZILAYLAR SPOTElektrikli Küçük Ev AletleriArzum-Felix-Arnika-Fantom-Naturel-Simbo-Kumtel-Regal-Braun-Çetintaş

Masaüstü TV - Buzdolabı - Çamaşır Makinası - Bulaşık Makinası - Kettle Saç Kurutma Makinası - Elektrikli Süpürge Mikser - Elektrikli Soba

ve daha birçok ürün ile hizmetinizdeyiz...

Sınav 2 şampiyon çıkarttıYozgat eğitiminin beklenilen, özlenilen seviyelere ulaşmasında tetikleyici, harekete geçirici bir görev üstlenen Yozgat Sı-nav Dershanesi başarılarına yenilerini ekledi. Türkiye genelinde son kez yapılan SBS sınavında 2 öğrencisi resmi olmayan sonuçlara göre 500 tam puan kazanan Sınav böylece eğitimi bir türlü istenilen seviyeye gelemeyen Yozgat’ın yüzakı oldu.

Kitlesel başarının adresi Sınav Dergisi Dershanesi ayrı-calığını bir kere daha gözler önüne sergiledi.

ÇOCUKLARIMIZA GÜVENİYORUZYozgat Sınav Dershanesi, hedefi ve sloganı her zaman

"Bilgi birikimi ne olursa olsun her düzeydeki öğrencinin başarısını sürekli yükseltilmesi için hiçbir ayrım yapılma-dan her türlü imkândan faydalandırılarak eğitim vererek başarıda büyük paya sahip olduğunu gösterdi.

Kurulduklarından bu yana her yıl hedeflerini ve başarı-

larını yükselttiklerini ifade eden Sınav Dershanesi Müdürü Zeki Çekiç, eğitimde çıtayı yükselttiklerini vurgulayarak, özellikle bu yıl hedeflerinin çok büyük olduğuna dikkat çekti. Oldukça yüksek başarı bekledikleri belirten Çekiç, “Sınav Dergisi Dershanesi olarak başarılarımızı her geçen yıl daha da arttırıyoruz. Kitlesel başarının adresi haline gelen Dershanemizin bu yılki hedefleri oldukça büyük. İn-şallah öğrencilerimiz SBS’de gösterecekleri başarılarla hem dershane yönetimi olarak bizleri, hemde Yozgat’ı gururlan-

dıracaklar" dedi.‘BAŞARIDA PAYIMIZ VAR’Konuya ilişkin bir açıklamada bulunan Yozgat Sınav

Dershanesi Müdürü Zeki Çekiç şunları söyledi: "2 yıl önce-sine kadar Türkiye başarı ortalaması 64. Sıralarda bulunan Yozgat’ımızın, şimdiki başarı ortalamaları 10’ncu sıralara kadar gelmiştir. Bu başarıda büyük payı olan dershanemi-zin hedefi ve sloganı her zaman "öğrencinin başlangıçtaki bilgi birikimi ne olursa olsun her düzeydeki öğrencinin

başarısını sürekli yükseltilmesi ve de kurum olanakların-dan ayrım yapılmadan faydalanılması olmuştur." dedi.

Dershane Müdürü Zeki Çekiç, SBS sınavında 500 tam puan alan 8. Sınıf öğrencilerimizden Ömer Güldür ve Şule Akyol’u bu büyük başarılarından dolayı kutladı. Hem SBS’de hemde ÖSS’de kitlesel başarı ortalamalarının yüksek olduğunu açıklayan Zeki Çekiç bundan sonraki çalışmalarında aynı şevk ve başarıyla devam edeceğini açıkladı.