1. · darÜlbedayi silleri de hazırlıksız olarak veriyordu.be lediye meclisi'nin 1 kasım...

2
takibata engel eder. Nitekim ay- sebeple darülharpte suçlara da ceza hukuku hükümleri uygulanmaz. Hanbeli, ve Maliki mezheplerine gö- re ise gerek gerekse darül- harpte suçlar gerektirir. bu hususta yer ve ülke tesiri yoktur. : Sahnün. el·Müdevvene, II, 47·48, 50; Ma- verdi, Kahire 1966, s. 61; Ebü Ya' la. el·Ahkamü's-sultaniyye, s. 39-40; el-Mühe??eb, II, 218-222; Sera h- sf. V, 51; IX, 204; X, 100, 130-136; Kasanf. i', VII, 34, 45, 71, 80, 141 -142, 168; Kudame, el-Mugnf, VII , 351; X, 49- 52, 61-62, 68, 70; Abdüsselam. Kava 'idü '1- ahkam, Kahire, ts. , 1, 68, 91 ; (Kahire). V, 333-342; Hacer ei-Heytemf. Tuh{etü'/-muhtac. Kahire 1315, I X, 69 ; ljalfl, VIII, 60-62; el-Feta va'l-Hindiyye, II , 149, 283-285; lll, 307- 308; Abidfn. Reddü'l-muhtar, III , 193, 309- 313; IV, 305; Haccavf. Kahi re 1351, IV, 292-297; Ahmet Özel. islam 1-/ukulcunda Ülke bul1991 , s. 203-211. AHMET ÖzEL L DARÜLBEDA ( t'-I..W0 IJ ) Belediyesi'ne bugünkü 1931 kadar verilen ad. _j Darü'l-bedayi-i Osmani olan ve "güzellikler evi" gelen bu isim Ali Ekrem (Bo\ay1r) tur. Da rülbedayi 1931 'de Tiyatro- su, semt sonra da Avrupai kültüre veren Belediye Cemi! (Topuzlu) ünlü tiyatrocu Andre Fransa'- dan istanbul'a getirterek bir konserva- tuvar ön ayak oldu. 28 Ha- ziran 1914'te gelen okul bir yandan tiyat- DAR-UL- BED1\YI OSMAN! ' 1\:ntion:d Ült 1' r r :n l' ' •1" .......... .. , .. ,. • .• : ;:: :: :·.,. ·" ...... .,. , .. '' ""'" "" ''' '-' " 1. ,.J\11 11!· . .. ..... ... .. ,, .• ·r 1-1 .,. , ... ll 1, •·,, • , l '••l •-- <··•l• ll :\111 t;.....;; t "·• . · 11 1.\.1 1 ,\\, lt · '":'A .... w o .... 1'. 1' '":" - '•\ ·1 1 1,1, 11 r, l .I:HIII I- 1.\ , : le '' /.t.l.o Jl, ;) ..,;.. l)r - ) (-- . -V 7- .1 :.-· 1 '·: , .. .. •. · .. , ,.,._.,,, i"' !·: ,\\ -;.1;. \"U.I. .. ;. .y· Darülbedayi ·in H- 1,! . .... 1• . 1\\ ... r, .. .. .. ... r, .. .. .. .11111 IL\ 1 H·: nt./ J. /11\At: :\X 1 ro öte yandan da müzik Belediye bütçesinden 12.000 frank üç ay için Anto- ine, birlikte ders ve 8'i 197 ki- Muhsin ol- mak üzere Ali Naci (Karacan). Peyami Sa- fa. Halit Fahri (Ozansoy). Behzat Haki (Bu - tak). Celal Sahir (Erozan). Emin (Bel- li). Ahmet Muvahhit. i. Galip (Arcan), Fik- ret (Samako) gibi de Ancak Dünya Sa- üzerine Antoine, Fran- yer alan Dev- leti'nin zorunda Derslerin gitmesiyle Darülbedayi'in ertelen- diyse de onun olan van, Darülbedayi sonuç- suz için kamuoyunda bir töreni düzenlen- mesi Darülbedayi'in , ilk okuma ku rul u üyeleri. Oturan lar !soldan i: Emin Bülent, Mehmed Rauf, Abd ullah Cevdet . Ahmed Hasim, Nahid. And re Antoine. Abdülhak Ham id , Tevf ik. Yahya Kemal. Yakup Kadri; ayaktaki ler: Bey ve t ercim Bedi Bey y.. • ' •••• •• •.•.•• •• •JJIJ, •V 1 : o • UY" , ••• _,dT . • .. ' , J. uj,.J da düzenlenen törende Türk ve mü- örnekler çalmarak Fakat bu yeterli ve kurum bir müddet sonra resmen Cemi! sonra belediye olan Bey (Canpolat). otuz yedi maddelik bir yönetmelik rak konuyu yeniden gündeme getirdi. göre Darülbedayi sadece bir okul zamanda temsiller verecek bir ti yatro Ancak bir süre için verilen dersler- den sonra Darülbedayi giderek okul hü- viyetinden ve sadece temsiller ve- ren bir tiyatro oldu. Oyuncu luk den çok oyun denetiminde daki Ferah Sahnesi ile Ti- yatrosu'nda yedi sekiz oyun birden temsil 20 Ocak 1916 gecesi, Hüseyin Emile Fab- re'dan Çürük Temel La Maison d'Argile oldu. 1916-1926 on kurumun her an tehlikesiyle dönemidir. Darülbedayi'in oyna- ilk yerli oyun, Halit Fahri'nin (Ozan- soy) manzum eseriydi. 2 Mart 1917 gecesi seyirci bu oyunu Muhsin sahne- ye koyd u ve rolü de kendisi üstlen- di. temsili büyük bir ka- problemleri çözme- ye yeterli Kurumun bütçesinde para yokt u. yeterli oyun- cuya sahip ve yönetirnde Üstelik okul ni- olan Darülbedayi tem- 515

Upload: others

Post on 10-Jul-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 1. · DARÜLBEDAYi silleri de hazırlıksız olarak veriyordu.Be lediye Meclisi'nin 1 Kasım 1920'de yap tığı toplantıda kurum için yeni bir yö netmelik hazırlandı ve Darülbedayi

takibata engel teşkil eder. Nitekim ay­nı sebeple darülharpte işlenen suçlara da ceza hukuku hükümleri uygulanmaz. Hanbeli, Şafii ve Maliki mezheplerine gö­re ise gerek darülbağy gerekse darül­harpte işlenen suçlar cezayı gerektirir. bu hususta yer ve ülke ayrılığının tesiri yoktur.

BİBLİYOGRAFYA :

Sahnün. el·Müdevvene, II, 47·48, 50; Ma­verdi, el·A(ıkamü's ·s ultaniyye, Kahire 1966, s. 61; Ebü Ya' la. el·Ahkamü's-sultaniyye, s. 39-40; Şfrazf. el-Mühe??eb, II, 218-222; Sera h­sf. el-Mebsa~ V, 51; IX, 204; X, 100, 130-136; Kasanf. Bed~' i', VII, 34, 45, 71, 80, 141 -142, 168; İbn Kudame, el -Mugnf, VII , 351; X, 49-52, 61-62, 68, 70; İbn Abdüsselam. Kava 'idü '1-ahkam, Kahire, ts. , 1, 68, 91 ; İbnü'I-Hümam. Fethu'l-~adfr (Kahire). V, 333-342; İbn Hacer ei-Heytemf. Tuh{etü'/-muhtac. Kahire 1315, IX, 69 ; Haraşf. Şerhu Mul]taşarı ljalfl, VIII, 60-62; el-Fetava'l-Hindiyye, II , 149, 283-285; lll, 307-308; İbn Abidfn. Reddü'l-muhtar, III , 193, 309-313; IV, 305; Haccavf. el-il~~a ', Kahi re 1351, IV, 292-297; Ahmet Özel. islam 1-/ukulcunda Ülke Kavramı: Darulislam-Darullıarb, İstan ­bul1991 , s. 203-211.

~ AHMET ÖzEL

L

DARÜLBEDA Yİ ( t'-I..W0 IJ )

İstanbul Belediyesi'ne bağlı bugünkü Şehir Tiyatroları'na kuruluşundan

1931 yılına kadar verilen ad. _j

Aslı Darü'l-bedayi-i Osmani olan ve "güzellikler evi" anlamına gelen bu isim Ali Ekrem (Bo\ay1r) tarafından konulmuş­tur. Darülbedayi 1931 'de Şehir Tiyatro­su, semt tiyatroları açıldıktan sonra da Şehir Tiyatroları adını almıştır.

Avrupai kültüre değer veren İstanbul Belediye Başkanı Cemi! Paşa (Topuzlu) ünlü tiyatrocu Andre Antoine'ı Fransa'­dan istanbul'a getirterek bir konserva­tuvar kurulmasına ön ayak oldu. 28 Ha­ziran 1914'te İstanbul'a gelen Antcine'ın başında bulunacağı okul bir yandan tiyat-

DARÜLBEDAYİ

DAR-UL-BED1\YI OSMAN!

~

' 'Coııst'l" \' :ıtoiP ı· 1\:ntion:d Ült • ınnn

1' r u ~ r :ı :n nı l'

' •1" ı : .......... .. , .. , . • ı .•

:;:: :: :·.,. ·" ...... .,. , .. '' ""'" '·"" ''' '-'" 1. ,.J\11 1· 11!· . .. ..... ı ... .. ,, .• ıı l · · ·n ı ıı.,p .... ·r

1-1 .,. , ...

ll 1 , •·,, • , l '••l•--<··•l• ll :\111 l lı .' T.•nıl:ıoıu l, c.\ıiJ.tj."l ·' .,j..::_.ı..:.!: .,.\:~ ..ı~r.J. ~~\~;ı. t;.....;; -~ - t : ııı ,f,\ \ .\l.l lı

ı• "·• ı . · ı . ı ı ı 11 1.\.11 .ı; r~r ,\\, lt ·

'":'A .... .;..ı:_.·~'-1~ .!Xı(ı, w ,:ı ı ·• o .... . · 'ı ı. 1 '. ı.ı• -.ı. ~ 1' l'ı.ıı ı•ı : ı.:,·Jrı•ı·:ı;:l\~

.:ı.ı.:ı~ .:-Jıl.;.ıj ~.,. ~ ~.~;ı.:vı.. .t~~ı..:--ı.:. '":" -'•\ · 1 1 1,1, 11

r, l IJ \ı,ı • .·.I:HIII I - 1.\ , : le l 'ı fı·!'.·ı~ır Viı.·l•ı•

'' ~:, /.t.l .o Jl, .:ı;W;. ~ ;) ..,;.. l)r ;r~;ı;,_ı,;..f.J - ı

..,-•ı:- ı\ ~)J \}.ı.:..l_,,..,, J~_,LJ ~'".Jl .)J,I,~ ı ) ,;:.ılj!IJJ,.~\....,-~..ıl;J•J- (-- : .,.~fci.:_'u;.,u . -V 7 - .1 :.-· 1'·: , . ... ·t.ı .~ •. ı x\'•ı.ı • ı ;Jı: ııı . n•.:Boıs . ·

ı ,'·'·'. ·--ı• .. ,,.,._.,,, i"' \l lhi.. .\::A ı ·crro, ~ıi - t· !·: ,\\ -;.1;. \"U.I. .:ı .. ;. .y·

Darülbedayi ·in acı l ıs programı

H- 1,! ..... 1•. 1\\ ıl~ ~ LIII..I\,\S.\:

l'ıııı .•ı

ı ... r, .. ı .. .. ı ... r, .. ı .. .. .11111

~1.11. ~ 1. IL\ 1 H·: nt./ ı\. J . /11\At: :\X ~ Hlı.\t.::\l\

M~ltl' I-:XI!;;n

llJJ ·:~ı 1 ı. ııı.;r

ro eğitimi, öte yandan da müzik eğitimi yapacaktı. Belediye bütçesinden 12.000 frank ayrılarak üç ay için çağrılan Anto­ine, kuruluş hazırlıklarıyla birlikte ders programını ve giriş imtihanlarını yaptı.

İmtihanlara başvuran 8'i hanım 197 ki­şi arasında başta Muhsin Ertuğrul ol­mak üzere Ali Naci (Karacan). Peyami Sa­fa. Halit Fahri (Ozansoy). Behzat Haki (Bu­tak). Celal Sahir (Erozan). Emin Beliğ (Bel­li). Ahmet Muvahhit. i. Galip (Arcan), Fik­ret Şadi, Raşit Rıza (Samako) gibi tanın­mış kişiler de vardı. Ancak ı. Dünya Sa­vaşı'nın çıkması üzerine Antoine, Fran­sa'nın karşısında yer alan Osmanlı Dev­leti'nin başşehrinden ayrılmak zorunda kaldı.

Derslerin başlayacağı sırada Antcine'ın gitmesiyle Darülbedayi'in açılışı ertelen­diyse de onun yardımcısı olan Reşat Rıd­van, Darülbedayi teşebbüsünün sonuç­suz kalmaması için kamuoyunda yankı uyandıracak bir açı lış töreni düzenlen­mesi işine girişti. Aynı yılın kasım ayın-

Darülbedayi'in , ilk okuma kurulu üyeleri. Oturanlar !soldan sağa i: Emin Bülent, Mehmed Rauf, Abdullah Cevdet. Ahmed Hasim, Talısin Nahid. And re Antoine. Abdülhak Ham id , Rıza Tevfik. Yahya Kemal. Yakup Kadri; ayaktaki ler: As ım Bey ve mütercim Bedi Bey

y .. ıJ.,...)' • ' •••• • • ;ı..:-_:

,:IJı~.r •.•.•• • • ;ı'(

•JJIJ, •V 1 • : • • o • • UY" ~j,.,J\o, • • • , ••• _,dT

~ ~ . • .. ' , J.uj,.J

da düzenlenen törende Türk ve Batı mü­ziğinden örnekler çalmarak açılış yapıl­dı. Fakat bu başlangıç yeterli olmad ı ve kurum kısa bir müddet sonra resmen kapandı. Cemi! Paşa'dan sonra belediye başkanı olan İsmet Bey (Canpolat). otuz yedi maddelik bir yönetmelik hazırlata­rak konuyu yeniden gündeme getirdi. Yönetmeliğe göre Darülbedayi sadece bir okul değil aynı zamanda temsiller verecek bir tiyatro topluluğu olacaktı.

Ancak kısa bir süre için verilen dersler­den sonra Darülbedayi giderek okul hü­viyetinden çıktı ve sadece temsiller ve­ren bir tiyatro oldu. Oyunculuk eğitimin­den çok oyun hazırlama işine girişildL

Mınakyan'ın denetiminde Şehzadebaşı'n­daki Ferah Sahnesi ile Kuşdili Çayırı Ti­yatrosu'nda yedi sekiz oyun birden çalı­şılmaya başlandı. İl k temsil 20 Ocak 1916 gecesi, Hüseyin Suat'ın (Yalçın) Emile Fab­re'dan Çürük Temel adıyla uyarladığı

La Maison d'Argile oldu.

1916-1926 arasındal~i on yıl, kurumun her an dağılma tehlikesiyle karşılaştığı bunalım dönemidir. Darülbedayi'in oyna­dığı ilk yerli oyun, Halit Fahri'nin (Ozan­soy) Baykuş adlı manzum eseriydi. 2 Mart 1917 gecesi seyirci 1-<arşısına çıka­rılan bu oyunu Muhsin Ertuğrul sahne­ye koydu ve baş rolü de kendisi üstlen­di. Baykuş temsili büyük bir başarı ka­zanmasına rağmen problemleri çözme­ye yeterli olmadı. Kurumun bütçesinde para yoktu. ayrıca yeterli sayıda oyun­cuya sahip değildi ve yönetirnde şahsi çekişmeler başlamıştı. Üstelik okul ni­teliğini kaybetmiş olan Darülbedayi tem-

515

Page 2: 1. · DARÜLBEDAYi silleri de hazırlıksız olarak veriyordu.Be lediye Meclisi'nin 1 Kasım 1920'de yap tığı toplantıda kurum için yeni bir yö netmelik hazırlandı ve Darülbedayi

DARÜLBEDAYi

silleri de hazırlıksız olarak veriyordu. Be­lediye Meclisi'nin 1 Kasım 1920'de yap­tığı toplantıda kurum için yeni bir yö­netmelik hazırlandı ve Darülbedayi yal­nız bir tiyatro topluluğu olarak kabul edildi.

Okulsuz tiyatronun gelişemeyeceğini bilen Muhsin Ertuğrul 1920 yılı başın­

da Almanya'ya gitti ve orada büyük yö­netmenlerin yanında kendini yetiştirdi.

1921 'de istanbul'a döndüğünde Darül­bedayi'e yönetmen olarak tayin edildi. Kurumun önemli kişileri olan Ahmet Mu­vahhit, i. Galip, Behzat Haki. Raşit Rıza onunla birlikte Darülbedayi'i yeniden can­landırma işine giriştiler. Ancak yönetim !<urulu içindeki çekişmelerin sonu gel­medi, buna parasızlık da eklenince hu­zursuzluk sanatçılara da yansıdı. Bu du­rum karşısında sanatçılar yönetimin ken­dilerine bırakılmasını istediler ve sözcü olarak da Muhsin Ertuğrul'u seçtiler. is­tekleri yönetim kuruluna iletilince büyük bir tepkiyle karşılaştılar; başta Muhsin Ertuğrul olmak üzere kararlarında dire­nen sanatçılar Darülbedayi'den çıkarıldı.

1926 yılının sonlarına doğru Darülbe­dayi yeni bir çalışma düzenine sokuldu. Belediye başkanlığına gelen Muhittin Bey (Üstündağ) istanbul'daki kültür ve sanat faaliyetlerine büyük önem veri­yordu. Aynı yıl Maarif Vekaleti 'nde Sa­nayi-i Neffse Müdürlüğü ile Sanayi -i Ne­ffse Encümeni kurularak belediyenin Da­rülbedayi konusunda atacağı adımlar des­teklenmiş oldu. Yeni yönetmelikle büt­çe, sanatçı aylıkları ve yönetim konuları ele alındı. 1927 yılı başlarında. dış ülke­lerde çalışmalarını tamamlayıp yurda dö­nen Muhsin Ertuğrul tekrar Darülbeda­yi ·in başına getirildi.

Gerek yönetim işlerini düzenleme. ge­rekse sanat çalışmalarını disiplinli bir bi­çimde yürütme açısından 1927-1928 dö­nemi Darülbedayi tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu olumlu gelişmede hükü­metin de payı vardır. Zira 25 Haziran 1927 tarih ve 11 67 sayılı kanunla ilk de­fa, Maarif Vekaleti'nce terbiyevi mahi­yette sayılacak müesseselerin verecek­leri konserler ve temsillerden istihlak vergisi alınmaması hükmü getiriliyordu.

Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Darül­bedayi'in bu dönemde. daha önceki ba­sit komedi ve bulvar oyunları yerine ti­yatro tarihinin büyük oyunlarını reper­tuvarına aldığı görülmektedir. Repertu­varda Shakespeare. Schiller. Moliere. Çek­hov. Pirandello. ibsen, Andreyev. Tolstoy.

516

Strindberg gibi yabancı büyük yazarla­rın yanı s ı ra Musahipzade Celal, Abdül­hak Hamid. Halit Fahri. Ömer Seyfettin, Nazım Hikmet, Faruk Nafız, Yakup Kad­ri, Vedat Nedim gibi Türk yazarları da yer aldı; 1927-1930 yılları arasında on yedi yerli oyun sahnelendi. Bu arada özel­likle Shakespeare'in HamJet trajedisi çok beğeniidi ve uzun süre oynandı. Muhsin Ertuğrul'un bu dönemde hazırlamış ol­duğu. sahne çalışmalarına ışık tutan iç tüzük Türk tiyatro tarihinin disiplinle il­gili ilk belgesidir. ileride kurulacak olan devlet tiyatrosu düşüncesi de 1927' de Ankara'ya giden Darülbedayi sanatçıla­rının teklifiyle başlamıştır. Aynı yıl istan­bul'da teşkil edilen Sanayi-i Neffse Bir­liği tiyatro eğitimine başlamış, 1930 yı­

lında yürürlüğe giren Belediyeler Kanu­nu'nun 1 S. maddesi belediyelere "ihti­yarf" bir görev olarak tiyatro binası yap­ma ve tiyatro topluluğu kurma hakkını tanımıştır . Bu kanunla Darülbedayi da­ha sağlam temeller üzerine oturmuş ol­du. 1928-1929 döneminde ayrıca ede­bi heyet yerine "okuma kurulu" (drama­turgluk) kuruldu. 1931 yılında alınan bir kararla Şehir Tiyatrosu adını alan Darül­bedayi günümüzde istanbul Belediyesi'­ne bağlı olarak Harbiye, Fatih, Kadıköy, Üsküdar ve Gaziosmanpaşa sahnelerin­de sadece temsiller vermek suretiyle fa­aliyetini sürdürmektedir.

BİBLİYOGRAFY A : M. Kemal Küçük, Tiyatro, istanbul 1933, s.

27, 30; Refik Ahmet Sevengil. Yalcm Çağlarda Türk Tiyatrosu, istanbul1934, 1·11, 99, 101 , 1ı3 ; Selami izzet Sades. Tiyatro Konuşma/an; istan· bul ı936, s. ı 07 ; a.mlf .. Tiyatroya Dair, is tan· bul ı938, s. 35, 37; İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Tiyatro, istanbul 1941, s. 21-23; Aşot Madat, Sahnemizin Değerleri, istanbul 1944, 1, 59, 63; M. Roussou, Andre Antoine, Paris 1954, s. 4; Suat Taşer, Bir Dünya Ic i..., Ankara ı956, s. 81; Burhan Arpad. Perde Arkası, istanbul 1959, s. 24; a.m lf .. Operet 8 Tablo, istanbul 1964, s. 51; Halit Fahri Ozansoy, Darülbedayi Deurinin Esk i Günlerinde, istanbul 1964, s. 54, 68-70; Özdemir Nutku. Darü/bedayi'in Elli Yılı, Anka· ra 1969, s. 33-87; a.mlf., Darülbedayi'in Oyun Seçimindeki Tutumu Üzerine Notlar, Ankara 36°

1970, s. 100-133; a.mlf.. Dünya Tiyatrosu Ta­rihi: ll, istanbulı985 , s. 374·377; Sevda Şener, Cumhuriyet Çağı Tiyatrosunda insan, Ankara ı972 , s. ·ı ı ; Hafi Kadri Alpman, Portre/er, is­tanbul ı972, s. 153; Metin And. 50 Yılın Türk Tiyatrosu, Ankara 1973, s. 97; Vedat Nedim Tör. Yıllar Böyle Geçti, istanbul 1976, s. 125 ; Vasfi Rıza Zobu, O Günden Bugüne, istanbul ı977, s. 88-89; a.mlf .. Uzun Hikayenin Sonu, istanbul 1990, s. ın; Gülriz Sururi. Kıldan in­ce Kılıçtan Keskin, istanbul 1978, s. 115; Muh­sin Ertuğrul. Benden Sonra Tufan Olmasın (haz Özdemir Nutku v dğr) . istanbul ı989, s. 353.

li] ÖzDEMİR NuTKu

L

DARÜLBEYzA (. La:::J~ \..ı)\ )

Fas'ın en önemli liman şehri. _j

Fas'ın kuzeybatısında Atlas Okyanusu kıyılarındaki geniş düzlükte yer alır; ay­nı adı taşıyan eyaletin merkezi ve ülke­nin en önemli ticaret ve sanayi şehridir. Kuruluşu her ne kadar Marmol tarafın­dan Kartacalılar'a, Hasan ei-Vezzan (Af­rikalı Leon) tarafından da Romalılar'a

mal edilmekteyse de bu görüşleri des­tekleyecek somut belgeler bulunama­mıştır. Şehrin Ortaçağ 'daki adı Enfa 'dır

( Berberice afa, "tepe, tümsek"), bu isim Portekiz kaynaklarında Anafe şeklinde geçer; bugün de şehrin batı kesimine Enfa denilmektedir. Enfa XV. yüzyılda

Portekizliler tarafından tamamen tah­rip edilmiş ve bu yöre Portekiz denizei­Ieri arasında. bir işaret olarak harabeie­rin üzerine inşa ettikleri beyaz boyalı bir binadan dolayı "Casa Branca" (beyaz ev) adıyla anılmaya başlanmıştır. Bu isim, XVI. yüzyılda Enfa'nın bir müstahkem mevki halinde Portekizliler'ce tekrar is­kan edilmesinden sonra yeni şehrin adı olmuş, daha sonra da ispanyaHar tara­fından "Casa Blanca" ve Fransızlar tara­fından "Maison Blanche" şeklinde kendi dillerine tercüme edilerek kullanılmış­

tır. Masani (Alevi) Şerifi Mevlay (Sidi) Mu­hammed b. Abdullah zamanından 11757-

1792) itibaren de Darülbeyza şeklinde

Arapça'ya tercüme edilmiş olan isim bu­gün Araplar arasında bu haliyle, Batı dün­yasında ise Casabianca şekliyle tanınmak­tadır.

Darülbeyza

8' 6°