1 mayis 1977 Şehİtlerİnİn hesabini soranlar taksİm’de ...yuruyus.biz/pdf/pdf/eoky063.pdf ·...

60
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 63 22 Nisan 2018 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE, KATLİAMIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İSTEYENLER MALTEPE’DE OLACAK! MEVZİ; DEVRİMİN, MÜCADELENİN KALBİNİN ATTIĞI YERDİR!

Upload: others

Post on 18-Aug-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 63

22 Nisan 2018Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİNHESABINI SORANLAR TAKSİM’DE,

KATLİAMIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İSTEYENLERMALTEPE’DE OLACAK!

MEVZİ; DEVRİMİN, MÜCADELENİN KALBİNİN ATTIĞI YERDİR!

Page 2: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. Baysungur Sok.Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. Fevzi

Çakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1

Sultangazi / İSTANBUL

Tel: (0-212) 536 93 45

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Devrimciler UyuşturucuBağımlılığından Kurtarıp

Uyuşturucuya Karşı SavaşınSalihler’ini Yaratıyorlar

AKP’nin Faşist Polisi, Salihler’iTutukluyor

KAPİTALİZMUYUŞTURUYOR, BİZ

UYANDIRIYORUZ,POLİS, UYANANITUTUKLUYOR!

SALİHLER’İ TUTUKLAYARAK,SALİHLER’DEN YOZLAŞMAYA KARŞI

BİR ORDU KURMAMIZI ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ!BİR UYUŞTURUCUYLA SAVAŞ MERKEZİ’Nİ KAPATTINIZ,

HER MAHALLEDE BİR MERKEZ AÇACAĞIZ!

Salih Kanza… Uyuşturucu bağımlısıydı.

Gazi’de kurulan Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi’nde,uyuşturucuya karşı savaştı ve kurtuldu.

Onun uyuşturucuyla savaşının odağında, devrimcileşmesi vardı. Uyuşturucuya karşı zaferini böyle kazandı. Devrimci oldu.

Uyuşturucu kullandığı yıllar boyunca ona dokunmayan, onun varlığını yok sayan düzen,Salih devrimci olunca, onun farkına vardı ve

düşmanı saydı. Tutukladı.

Salih, oligarşinin hapishanelerinde de direndi. Uyuşturucu bağımlılığına direndiği gibi, faşizmin hücrelerdeki baskı ve terörüne karşı da direndi.

Tahliye oldu. Eski uyuşturucu bağımlısı bir devrimci olarak, önüne

yeni Uyuşturucuya Karşı Savaş Merkezleri açma hedefini koydu. Yüz binlerce Salih vardı geride.

Onları uyuşturucu bataklığından çıkarmak içindaha çok merkezler açmak gerekiyordu.

Salih; yüz binlerce Salih’e elini uzatırken, tekrar tutuklandı.

Page 3: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

i ç i n d e k i l e rŞahanlarıdır:Mahallelerimizde uyuşturucu,bonzai satıcılarına hayathakkı tanımayacağız!

22 Faşizm sanat yapamaz, sanatçıçıkaramaz!

23 Devrimcilik Yapmak SuçDeğil, Görevdir: M. Aşoğlu:DHKC, her eyleminiüstlenmekte ve neden hedefaldığını açıkça ilanetmektedir. Terörün, zulmünkol gezdiği yerde, halklarınsilahlanma hakkı vardır!

27 Rekabet... Kapitalizmin temel ilkesi;omuz at geç, ez geç, sen kazan.Sosyalizmin temel ilkesi;dayanışma ve birlikte refah

30 Devrimci İşçi Hareketi:Direnişler, direnen işçilerbizimdir! Birlikte direneceğiz,birlikte kazanacağız!

32 Kamu Emekçileri Cephesi:KESK direnenlere kapısınıkapatarak faşizme davetiyeçıkarıyor!

35 Kelimelerimiz: Mahir’inmahirliği

37 AKP faşizminde işkencenin yeniadı: “Özel yaşam”

38 Halkın sanatçılarına, halkın

10 48 yıl... Kızıldere ihtilalinyoludur, dönülmez-3Emperyalizme ve faşizmekarşı; Marksizm-Leninizmiölümü pahasına savunanlar,koruyanlar, yayanlar var!

14 Bizden... Bizden... Bizden...

16 Ne faşizmin kurşunları,işkenceleri, hapishaneleri...Ne de ailelerin baskı vekaçırmaları... Dev-Genç’lilerinmeşru ve haklı mücadelesinihiçbir güç yenemez!

18 Halk Meclisleri: Bonzai,yoksul gençlerimizinçaresizliğidir; halkörgütlülükleri onlara çareolabilmelidir!

20 Mahalleler: Faşizminkuşatmasını parçalayacağız!

21 Milisler Mahallenin

4 Mevzi; devrimin, mücadeleninkalbinin attığı yerdir! Mevzi;Taksim 1 Mayıs alanıdır!Devrimde ısrar edenlerTaksim’de; uzlaşma veteslimiyet kulvarında yüzenlerMaltepe’de olacak!

TAKSİM1 MAYIS ALANIDIR!

avukatlarına özgürlük!

39 Halkız biz faşizmi yeneceğiz!

Kampanya sürüyor...

40 Grup Yorum 8. Bağımsız Türkiye

Konseri’ne çağrı!

42 Grup Yorum susturulamaz!

Listelerinize bestelerimizlekarşılık veriyoruz!

43 Halkın Sanatçıları: Kolektif üretim

45 FARC’ın ideolojik teslimiyetinin

geldiği sonuç: Uyuşturucuticaretinden gözaltına alınmaktır!

47 İsrail Savunma Bakanı Lieberman,

“sevinç göstermeden ve fotoğrafçekmeden Filistinlileri öldürün”talimatı verdi!

49 Emperyalizmin yalanları, Suriye

halklarının direnişini kırmayayetmeyecek!

50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye,

ışık olmaya devam ediyor!

51 Avrupa’da Yürüyüş

53 Avrupa’da HFG: “Avrupa gerçeği”

değil; emperyalizmin aşağılıkpolitikasına karşı HFG’lerdebirleşelim

56 Yitirdiklerimiz

58 1 Mayıs şehitlerimiz

Page 4: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Emekçilerin 4'lü Çete diye adlandırdığı DİSK, KESK,TMMOB ve TTB yönetimleri 10 Nisan'da yaptıklarıaçıklamada 1 Mayıs 2018'i İstanbul Maltepe'de kutlaya-caklarını ilan ettiler.

Soruyoruz böylesine tarihi bir karar, 1 Mayıs gibimilyonlarca emekçiyi ilgilendiren bu karar kime danışılarakalınmıştır?

Cevabı açıktır bu sorunun; sayıları milyonları bulankendi işçilerine, memurlarına, sağlık emekçilerine, mü-hendis-mimarlarına sormadan aldılar bu kararı.

Bu kararı kendileri de değil, AKP'nin İçişleri Bakanı,İstanbul Valisi almıştır.

Nitekim DİSK Genel Başkanı Kani Beko, yaptığıaçıklamada bunu şu sözleriyle kendisi itiraf etmiştir:

"Taksim için İçişleri Bakanlığı ile görüştük 'Biz buyıl Taksim’i 1 Mayıs’ta açmayı düşünmüyoruz’ dediler.Aynı görüşü İstanbul Valisi de belirtti."

Kendi İradeleri Olmayanlar EmekçileriTemsil Edemezler, Etmiyorlar!

Demokratik olduğu iddiasındaki bu sendikalar-odalar,1 Mayıs kararını kendi temsil ettikleri emekçileresormadan AKP'nin İçişleri Bakanı'na, valisine danışarakalmışlardır. Bu haliyle demokratik değillerdir. Faşizmekarşı devrimci 1 Mayıs mücadelesi vermeyenler, faşizminicazetinde karar alanlar demokrat niteliklerini de kay-betmiştir.

Onlar Maltepe'deyiz diye açıklama yaparkenCephe 2018 1 Mayıs'ında Taksim'de olacağız dedi.

Çünkü; Kürt, Türk, Alevi, Sünni, ezilen yoksulemekçi Türkiye halklarının bizden beklediği budur.

Çünkü; dünyada ve ülkemizde 1977'de, 89'da,96'da 1 Mayıs kavgasında faşizmin katlettiği şehitle-rimizin bizden beklediği budur.

Onlar bir kez daha 1 Mayıs'ın tarihsel özüne ihanetetmişlerdir.

Biz bir kez daha 1 Mayıs'ın tarihsel-siyasal özününyolundan gidiyoruz.

1) 1 MAYIS NEDİR, NEDEN ÖNEMLİDİR?DÜNYA VE ÜLKEMİZ TARİHİNDEKİ YERİ NE-DİR? BU GERÇEKLER KAVRANMADAN 1 MA-YISLAR ANLAŞILAMAZ. HATTA “ANLAMSIZBİR KAVGA, BİR İNATLAŞMA GÜNÜ” OLARAKELE ALINIR. OYSA 1 MAYIS BİR TARİHTİR; SI-NIF MÜCADELESİ TARİHİDİR. DEVRİM MÜ-CADELESİ TARİHİDİR. ONUN BİR PARÇASIDIR.BİZ CEPHELİLER 1 MAYIS’IN DEVRİMCİ ÖZÜ-NÜN YOLUNDAN İLERLEDİK. ÇÜNKÜ BU YOLDEVRİMİN YOLUDUR.

1 Mayıs dünya proletaryasının doğum tarihi dersekyanılmış olmayız. Proletarya burjuvaziyle örgütlü temelde,bilinçli ve iktidar kavgasına girdiği anda gerçek anlamdaproletarya oldu çünkü.

1 Mayıs'ın ilk kaynağı 1886'da Amerika'da işçilerin8 saatlik iş günü için bir mücadele başlatmalarına uzanır.Görüleceği gibi bu ekonomik bir taleptir; fakat 1 Mayıs'ıekonomik taleplere hapsetmek, yine de 1 Mayıs'ın tarihselanlamının inkarıdır.

İşçiler, tarih sahnesine çıktıkları andan itibarenmücadele ettiler burjuvaziyle. Başlangıçta bir hedefleriyoktu. 15-16 saati aşan sürelerde ve kadın-erkek-çocukdemeden kölece çalıştırılıyordu. Kölece çalışma koşul-larının sorumlusu olarak makinaları görüyorlardı. Bununiçin makinaları kırıp döktüler, çünkü bir alternatif düzendüşüncesi yoktu. 8 saatlik iş günü mücadelesi ise, işçisınıfının tarih sahnesine örgütlü bir sınıf olarak çıkmasınaişaret eder.

Amerika’da 1886’da 8 saatlik iş günü talebiyle ey-lemlere başladılar... 8 saatlik iş gününü kazanma müca-delesi kan-can bedeli oldu. Burjuvazi bir kez dahakanımızı akıttı. 8 saatlik iş günü mücadelemizi kazandık.1889'da Enternasyonal'da bu mücadeleyi, tüm dünyaişçilerinin mücadelesi haline getiren 1 Mayıs kararıalınır. Dünya proletaryası 1 Mayıs’ı BİRLİK MÜ-CADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ ilan etti.

Burjuvaziyle sınıfsal anlamda açık bir karşı karşıyageliştir 1 Mayıs. İşçi sınıfının "kendiliğinden sınıf" ol-maktan çıkıp “kendisi için sınıf” olmaya başlamasının

MMevzi; Devrimin, MücadeleninKalbinin Attığı Yerdir!

Mevzi; Taksim 1 Mayıs Alanıdır

DEVRİMDE ISRAR EDENLER TAKSİM'DE,UZLAŞMA VE TESLİMİYET KULVARINDA YÜZENLER

MALTEPE'DE OLACAK!

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

4 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 5: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

devamı olarak da işçi sınıfı artık kendi iktidarı için, sos-yalizm için mücadele eden bir güç haline gelir. Ve tümdünyada 1 Mayıslar, işçi sınıfının devrim ve sosyalizmyürüyüşüne bağlı bir muhteva kazanır.

1 Mayısların tarihi 128 yıllık bir kavganın tarihidir.Kan-can pahasına ilerletilen, sürdürülen bir kavga. Ka-zanılmış haklarını koruması, yeni haklar kazanma mü-cadelesi de kanlı oldu işçi sınıfının. Kimi zaman sadecemeydanlara çıkabilmek için bedeller ödedi.

1 Mayıslar burjuvazi için de tarihseldir. Ki 1 Mayıslar’ıbasit bir güne, mücadeleden uzak bir kutlamaya hapset-meye çalışanların aksine burjuvazinin 1 Mayıslar’dakitutumu açık net ve sınıf bilinçlidir.

Eğer bütün mesele işçilerin bazı ekonomik haklarıylasınırlı bir gösteri meselesi olsaydı burjuvazi yüzyıllardır1 Mayıslar’ı yok etmek için uğraşmazdı. Bunca kandöküp sınıf mücadelesini kızgınlaştırıp, keskinleştirmez-di.

Oysa çok iyi bilmektedir burjuvazi bu kavganındevrim ve sosyalizm yürüyüşünün de adı olduğunu.“Uyan artık uyan esirler dünyası. Bu kavga en sonuncukavgamızdır artık” diyorduk.

1 Mayıslar daha ilk yıllarından başlayarak burjuvaziiçin kabus ve korku yılları haline geldi. Bugün her 1Mayıs öncesi oligarşinin yetkili ağızlarının açıklamalarında,burjuva basınının manşetlerinde yer alan “1 MAYISALARMI”, “olay çıkacak” söylemlerini 1 Mayıslardailk 1892 1 Mayıs’ında Amerikan ve İngiliz burjuvabasını kullanmıştır. Çünkü 1889 yılında 1 Mayıs Enter-nasyonal tarafından 1 Mayıs olarak ilan edildikten biryıl sonra çok görkemli ve etkili bir 1 Mayıs 1890 ger-çekleşmiştir. Artık milyonlara ulaşan kitlesellik vardır.Ve bu kitleler ‘öylesine bir kalabalık’ değildir. Neistediğini bilen, kime karşı savaştığını bilen bir sınıftıro; tarihin en devrimci sınıfı olan işçi sınıfıdır.

Burjuvazinin korkusu başlamıştır. Bunun içinALARM vermiştir. Deyim yerindeyse her 1 Mayısöncesi ve 1 Mayıs günüyle klasikleşmiştir.

“Mayıs geldi. Mayıs'ın gelişi, havalar bir yana, ge-nellikle saray sakinlerinin pek hoşuna gitmez, çünkü birproleter 'bayram'ıyla başlar. Bu yıl... 1 Mayıs özellikletehlikeliydi. Çeşitli grev ve gösteri söylentileriyle dolubüyük kent havasında yangın kokusu vardı. Güvenilirpolisimiz hissedilir derecede sinirliydi, ev aramalarıyaptı, kimi kişileri tutukladı, sokak gösterilerini önlemekiçin büyük devriye birlikleri örgütledi.”

Bu ifadeler 100 yıl öncesinin ifadeleridir. 1912 Rus-yası’nın Çarlık basınında yer alan satırlardır. KorkanÇarlık ve burjuvazidir. Korkusunu terör estirerek bastır-maya çalışır.

İşte bu sahneler dünyada ve ülkemizde özüne uygungerçekleştirilen her 1 Mayıslar’da yüzyıllardır sürüyor.Alarm verirler. “Provakatörler olay çıkaracak” derler.

Bunu önlemek için operasyonlar düzenlerler. 1 Mayıs’ıyasaklarlar. 1 Mayıs günü başta meydanlar olmak üzereemekçilerin yaşadığı mahalleleri kuşatma altına alırlar.Bazen bütün bir ilde açık ve gizli sıkıyönetim ilanederler. Ve kimi kez de 1 Mayıslar’ı kana bular, emekçilerinkanını akıtırlar meydanlara.

Böyle bir tarihin adıdır 1 Mayıs. Bu onun sınıfsalözünün ifadesidir. Bu çatışma yaşanacak, bu kavga ya-şanacak. Bundan kaçış yok. Ara yol yok. Çünkü bu birsınıf mücadelesidir. İki sınıfın mücadelesi; proletaryaile burjuvazinin uzlaşmaz mücadelesinin... Her 1 Mayıs’tagörülür bu mücadele. İster çatışa çatışa girilsin meydanaister davul zurna halaylar çekilsin meydanlarda emeğinsermayeyle kavgası vardır özünde.

Anadolu'da 1 Mayıs ilk kez Osmanlı döneminde,1905 yılında İzmir'de kutlandı. Bunu 1909 Üsküpkutlaması izledi. İstanbul'da ise ilk kez 1 Mayıs kut-laması 1910'da yapıldı.

1920 1 Mayıs’ında emekçiler “Bağımsız Türkiye”pankartı taşıdılar. Çünkü Anadolu-İstanbul işgal altın-daydı.

1923 1 Mayısı'nda çok sayıda yerli ve yabancıişletmede çalışan işçiler greve çıktı. İşçi taleplerinin ara-sında, "yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs'ınresmen işçi bayramı olarak tanınması, sekiz saatlikişgünü, hafta tatili, serbest sendika ve grev hakkı" vardıve birçok işçi tutuklandı.

İşgal bitmiş, emperyalist düşman gitmiş, Cumhuriyetkurulmuştu ancak iktidar emekçilerin iktidarı değildi.Küçük-burjuva Kemalist iktidar Osmanlı’nın baskıcı ge-leneğini devralmıştı.

1924 1 Mayısı'nı "İşçi Bayramı" olarak kutlayan iş-çilerin bu eylemi engellenmek istendi. Sekiz saatlikişgünü için bildiri dağıtan birçok işçi tutuklandı.

1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu sonra-sında kutlamalara izin verilmedi ve 1935 yılına kadarhemen hemen her yıl ancak gizli kutlanabildi. 1 Mayıs'ınbundan sonraki tarihi "yasak"larla yazıldı.

Küçük-burjuva Kemalist iktidar 1 Mayıslar’ı yasak-larken, taleplerini dile getiren emekçileri tutuklarkenbunun tek başına yeterli olmadığını görmekte gecikmedi.Bunun için 1935 yılında çıkarılan "Ulusal Bayram veGenel Tatiller Hakkında Kanun" adıyla çıkarılan düzenlemeile "Bahar ve Çiçek Bayramı" olarak genel tatil günlerinedahil edildi.

Ülkemizde en kitlesel ilk 1 Mayıs 1976 yılında ger-çekleşti. Taksim Meydanı’nda 400 bin emekçi vardı. 1Mayıs’ın bir yıl sonra çok daha görkemli ve kitlesel ola-cağından korkan oligarşi 1 Mayıs 1977’de kitle katliamınabaşvuracaktı.

Emperyalizm işbirlikçisi oligarşik devlet 1 Mayıs77’de Taksim Meydanı’nı dolduran yüz binlerin üzerineateş açtı. 35 insanımız katledildi. Yüzlercesi yaralandı.

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

55SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 6: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Artık 1 Mayıs kızıllaşmıştı. 1 Mayıs’ın anlamı daTaksim Meydanı’nın anlamı da 1 Mayıs’ın tarihselliğininyanında yeni bir anlam kazanmıştı. Taksim Meydanıkatliamı unutmayacağımızın, katillerden hesap sormanınadı olmuştu. Taksim Meydanı artık herhangi bir meydandeğil 1 Mayıs Meydanı’ydı.

12 Eylül 1980 Amerikancı faşist cuntadan sonra1989’da Hedef Taksim diyen Cepheliler bu tarihin unu-tulmayacağının, unutturulamayacağının adı oldu. Katiller1 kez daha sahnedeydi. Cepheli bir işçi Mehmet AkifDalcı, Taksim’e çıkma mücadelesinde vurularak katledildi.

1989’da kanımız 77’ye aktı. Taksim meydanında kankurumadı. Artık Taksim Meydanı’nın Cepheliler için deözel bir anlamı vardı. Kuşandık genç öfkeni / taşlarınkucaklarımızda / bizlere öğrettiğin kavga kavgamız /büyüyor omuzlarımızda diyerek Mehmet Akif Dalcı’nınyolunda çatışa çatışa yürüdük Taksim Meydanı’na. AkifDalcı 1 Mayıs Taksim Meydanı’nın sembolü oldu.

1996 yılında 1980 sonrasının en kitlesel mitinglerindenbiri gerçekleştirildi. Kadıköy İskele Meydanı’nı dolduranyaklaşık 150 bin kişi ateş altında yürüdü. Şehitler vererekilerledi. 3 devrimci, emekçi katledildi.

Ve 2010... 32 yıl aradan sonra yüz binler tekrar 1Mayıs Alanı'nı, Taksim Meydanı'nı doldurdular. Büyükbir coşku ve heyecanla 200 bini aşkın katılımcı görkemlibir kutlama gerçekleştirdi. 2010 Taksim 1 Mayıs’ı ısra-rımızın, devrimci politikanın zaferiydi. Elveda proletaryadiyenlere işte proletarya diyordu yüz binler. Faşizm ko-şullarındaki bir ülkede dünyanın en kitlesel ve devrimci1 Mayıs’ı yaşanıyordu.

Taksim mücadelesi kesintisiz devrim mücadelemizinönemli köşe taşlarından biridir.

Bu kısa tarih çok şeyin özetidir aslında. Tüm baskılara,katliamlara, yasaklamalara, provakasyonlara, unutturmaçabalarına, devrimci içeriğini, özünü yok etme politika-larına, “bahar bayramı” demagojilerine, “kavga günüdeğil bayram” yalanlarına rağmen ilerledik 1 Mayıs’ınyolunda.

Bu yol halkların kurtuluş yoluydu. Emperyalizme

karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, sömürüyekarşı sosyalizm yoluydu.

Bizi bu yoldan döndürmeye çalışan sadece burjuva-zi-oligarşi değildi. Burjuva ideolojisinin işçi sınıfı içindekiuzantısı olan reformizm ve oportünizmle de kıyasıya birsavaş verdik. Tüm barikatları uzlaşmaz çizgimizle yıkarakgeçtik. Tüm baskı ve katliamları ödediğimiz bedellerlealt ettik.

Burjuvazi vazgeçmeyecekti. Kolay bir kavga, kolaybir mücadele ve devrimi hiçbir zaman ummadık biz.

2) BURJUVAZİ, ÖZELLİKLE 1980’LERDENİTİBAREN “SINIF MÜCADELELERİ DÖNEMİNİNKAPANDIĞI” TEZİYLE İDEOLOJİK MÜCADE-LESİNİ SÜRDÜRDÜ. ÖNCE “SINIFLARI” YOKEDİYOR, SINIFSAL DÜŞÜNMEYİ “DİNAZOR-LUK”, “GEÇMİŞE TAKILIP KALMAK”, “DOG-MATİKLİK” OLARAK İLAN EDİYOR VE MÜ-CADELENİN GEREKSİZ OLDUĞU TEORİSİNİYAPIYORDU.

90 BAŞLARINDA SOSYALİST ÜLKELERDEMEYDANA GELEN KARŞI-DEVRİMLERLE BİR-LİKTE BURJUVA DÜŞÜNCELER SOLUN GENİŞKESİMİNDE DE ZEMİN BULDU VE KABUL GÖR-MEYE BAŞLADI. BİZ CEPHELİLER TASFİYESALDIRISINDAN ETKİLENMEDİK. HERKES DE-ĞİŞTİ ANCAK BİZ DEĞİŞMEDİK. 77’DE KANI-MIZLA SULADIĞIMIZ 1 MAYIS TAKSİM MEY-DANI’NI 89’DA AKİF DALCILAR’LA KIZILLAŞ-TIRDIK.

Burjuvazinin sınıflar mücadelesinde kullandığı başlıcaiki araç vardır; fiziki ve ideolojik saldırı. Geçmiştenbugüne burjuvazi bu saldırılarında uzmanlaşmıştır. Saldırıaraçlarını zenginleştirmiştir. Ancak saldırının özü değiş-memiştir. Sınıf bilinçliler açısından burjuvazinin hertürlü ince yöntemini ayırt etmek zor değildir. Burjuvaziişçi sınıfıyla kavgasından galip çıkmayı hedefler. İşçi sı-nıfının kölece çalışmaya boyun eğmesini ister. İşçilerinkavgadan, iktidar için örgütlenmeden uzak durmasınıister. Kısacası burjuvazi tarihsel-siyasal olarak yenildiğisavaşta ömrünü uzatmak ister.

1 Mayıs mücadelelerine de yansır bu anlayışı. Biryandan 1 Mayısları devrimci içeriğinden uzaklaştırıpekonomizme hapsetmeye, enternasyonalist anlamındanuzaklaştırmaya yönelirken diğer yandan 1 Mayıs'ıntaşıdığı tarihsel anlamı hiç unutmadığı içindir ki, hertürlü politik, polisiye önlemi kullanarak 1 Mayıslardakienternasyonalist ve sosyalist özü yok etmeyi amaçla-maktadır.

Ülkemizdeki “bahar şenliği” yakıştırması bunun tipikbir örneğidir. "Kavga değil bayram günü" söylemi debundan bağımsız değildir.

1990 başlarında sosyalist ülkelerde meydana gelen

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

66 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 7: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

karşı-devrimler ve sosyalist blokun yıkılmasıyla burju-vazinin ideolojik saldırıları kendisine daha uygun birzemin buldu.

Devrimci, sosyalist değerler saldırı altındaydı. 1 Ma-yıslar da bundan nasibini alacaktı. Saldırı reformist soldakarşılık bulmakta gecikmedi. Oportünizm ise devrimcipolitikalar ile burjuvazinin saldırıları ve reformizminetkisi altında gidip geldi.

1 Mayıslar’ı unutturmak istediler. Olmadı. Bu kezsalonlara hapsetmeye çalıştılar. Yine olmadı. Devrimcilerinöncülüğünde emekçiler alanlara, Taksim Meydanı’naakıyordu. Bunun için çatışmaktan kaçmıyordu. 1 MayıslarıTaksim Meydanı’ndan uzaklaştırmayı düşündüler. Ça-tışmasız, kavgasız bir 1 Mayıs.

Reformistler 1 Mayıs’ın tüm sorumluluğunu sendikalarayüklediler. Onlara göre emekçileri temsil eden sendikalardı.Ne de olsa sendika yönetimleri reformizmin hakimiye-tindeydi. Oligarşinin icazetinde, devrimcileri sendikalardantasfiye ederek yönetiyorlardı. Oportünizm de sorumluluktankaçmak istediğinde bu reformist anlayışa sarıldı.

Danışıklı, bilinçli bir politika vardı. Bu anlayış sonrakiyıllarda belirginlik kazanacaktı. Emekçilerin, sınıfın tem-silcisi işçi-memur sendikalarıysa eğer sendikalar nediyorsa o olacaktı. Sendikalar dışında kalanlar sınıftankopuk marjinal gruplardı.

Bu dönemde reformizm 1 Mayısların devrimci özünüyok etmek için devrimcilerle aralarına kalın çizgilerçekme, devrimcileri 1 Mayısların dışında tutma politikasıizledi. Öyle ki 1 Mayıslarda sendika yöneticileri göster-melik konuşmalarla 1 Mayıs’ı apar-topar bitirirken dev-rimciler çatışa çatışa alanlara gelmeye çalışıyorlardı.Alana geldiklerinde 1 Mayıs bitmiş oluyordu. Reformizmher durumda devrimcileri, 1 Mayıs’ı özüne uygun ger-çekleştirmeye çalışan emekçileri oligarşinin saldırılarıylabaş başa bıraktı.

Başaramadılar. 1 Mayıs Cephelilerle anlam kazandı.

Konuşulan, tartışılan Cephe korteji oldu, Cephe’nin 1Mayıs politikaları oldu. Oligarşi ve reformizm Cephe’yiemekçilerden ayıramadı. Her durumda en kitlesel olanyine bizdik.

1996’larda en önde Parti-Cephe bayraklarıyla yürüyen30 bin kişilik kortejin görkemi karşısında burjuva basında“bir illegal örgüt nasıl bu kadar kitlesel olabiliyor” de-dirtiyorduk. Devrim umudunu çoktan yitirmiş olanlarkortejimizin görkemi karşısında devrim heyecanını ya-şıyordu.

Burjuvazinin-oligarşinin 1 Mayıs üzerinden tasfiyeetmeye çalıştıklarına bakmak 1 Mayıs ve Taksim müca-delesinin önemini kavramak açısından önemlidir.

3) SOLUN, 1 MAYIS’LARDA TAKSİM ISRARI-MIZ KONUSUNDA BİR SÜRÜ ÇARPITMA VEDEMAGOJİSİNE TANIK OLDUK. “İNATLAŞMA”DEDİLER. “ALAN FETİŞİZMİ” DEDİLER. “SINIFNEREDE BİZ ORADA” DEDİLER. 1 MAYIS’I “ENKİTLESEL NEREDE KUTLAYACAKSAK ORADAOLMALIYIZ” DEDİLER. DAHA PEK ÇOK DE-MAGOJİ. DEVRİMCİ 1 MAYIS PLATFORMUNUKURARAK SÜRDÜRDÜK TAKSİM ISRARIMIZI.VE OLİGARŞİYE KABUL ETTİRDİK TAKSİM 1MAYIS ALANINI. YASAL BAYRAM İLAN EDİL-MESİYLE HEPSİ GELDİ. ANCAK BU SINIF KAV-GASIYDI, DEVRİM MÜCADELESİYDİ. DEVRİMYOLU SARPTI, ENGEBELİYDİ. AKP FAŞİZMİ 1MAYISLARDA GÖRDÜĞÜ SONUNDAN KORKTU.YENİDEN YASAKLADI. SALDIRILARINI ART-TIRDI. YASALKEN TAKSİM’E GELENLER, CEP-HELİLERİ EN ARKALARA İTMEYE ÇALIŞAN-LAR ŞİMDİ YİNE UNUTTULAR TAKSİM’İ. BUR-JUVAZİNİN ÇİZDİĞİ SINIRLARA HAPSOLDU-LAR. TESLİMİYETİ MEŞRULAŞTIRMAYA ÇA-LIŞIYORLAR... MAKUL SAYI TARTIŞMALARIN-DAN ÇELENK BIRAKMAYA, “OHAL KOŞULLA-RINDA MÜCADELE EDİLEMEYECEĞİNE MAL-TEPE'YE” GELİNDİ... BİZ CEPHELİLER TAKSİMDİYORUZ YİNE. BİZ DEVRİM DİYORUZ ÇÜNKÜ.KURTULUŞ DİYORUZ.

1 Mayıslar’ın özüne uygun kutlanmaması demek butarihe ihanettir. Bu tarihi unutturmaktır. Burjuvazi ileproletaryayı; ezenle-ezileni, sömürenle-sömürüleni uz-laştırmaktır; sömürünün, zulmün devam etmesini kabuletmektir...

Başaramazsınız! Ezenle ezileni; sömürenle sömüreni;ezilen halklarla emperyalizm ve oligarşiyi barıştıramazsınız,yan yana getiremezsiniz.

Burjuvazi yüzyılı aşkın bir süredir bunun kavgasınıveriyor. Denemedik yöntemi kalmadı. Başaramadı. Re-formizm ve oportünizm de başaramayacak.

Tarihsel ve siyasal bir gerçektir; sınıflar mücadelesidurdurulamaz. Bu mücadele proletaryanın burjuvaziden

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

77SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 8: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

iktidarı alması ve onu tarihin çöp sepetine atmasıyla bi-tecektir. Proletarya bu mücadeleyi tarihsel ve siyasalolarak çoktan kazanmıştır. Sorun bu zaferi fiilen de ilanetmektir. İşte biz bu şanlı kavganın en önündeyiz.

4) MEVZİ NE DEMEKTİR, TAKSİM NEDENBİR MEVZİDİR? TAKSİM KANLARIMIZLA SU-

LADIĞIMIZ MEVZİMİZDİR. TARİHSELLİĞİ VEKANIMIZIN KARIŞTIĞI TAKSİM'İ ASLA TERKETMEYECEĞİZ. YASAKLAR, İÇİNİN BOŞAL-TILMASI, YOZLAŞTIRMA VE YENİDEN BASKI-LAR-YASAKLAR-TUTUKLAMALARLA BUGÜNHEM SAĞDAN HEM SOLDAN DEĞERLERİMİZSALDIRI ALTINDAYKEN TAKSİM ISRARIMIZISÜRDÜRÜYORUZ. BİZ SARSILMAZ BİR BİÇİM-DE HEP OLDUĞUMUZ YERDE KALMAYA DE-VAM EDECEĞİZ; ÇÜNKÜ EMPERYALİZM DE-ĞİŞMEDİ, ÇÜNKÜ FAŞİZM DEĞİŞMEDİ...

Bir alanı siyasi bir mevzi haline getiren onun tarihi,sınıflar mücadelesi içinde kazandığı yer ve mevcut süreçaçısından taşıdığı önemdir.

Mevzi; kazanılması ya da kaybedilmesi mücadeleninakışını belirleyen çatışma alanıdır.

Mevzi; devrimin, mücadelenin kalbinin attığı yerdir.

Mevzi; Taksim'dir.

1 Mayıs’ın özü tartışmasız sosyalizm mücadelesidir.Taksim 1 Mayıs’ın özü de faşizmle dişe diş mücadeledir.Devrimle düzenin mücadelesidir. Hak ve özgürlüklerlefaşizmin mücadelesidir. Oligarşi ile Türkiye halklarınınirade savaşıdır.

Oligarşi 10 yıllardır Taksim yasağından vazgeçmediyse,emekçileri, devrimcileri Taksim’e çıkarmamak için ideo-lojik, politik, fiziki her yolu kullandıysa ve kullanmayadevam ediyorsa işte bu gerçeklerin bilincinde olduğuiçindir.

Taksim’de kanımız aktı. Tarihsel-siyasal kökleridışında bizim için manevi bir anlamı da vardır.

Taksim mücadelesi, aynı zamanda faşizmin katliamcıtarihiyle bir hesaplaşmadır. Taksim, aynı zamanda sol

- Sınıf mücadelesini tasfiye etmek istiyorlar;kurban ol, köle ol diyorlar.

- Devrimi tasfiye etmek istiyorlar; düzen içiliğikabul et diyorlar.

- Uzlaşmaz çizgimizi tasfiye etmek istiyorlar;kaderine boyun eğ diyorlar.

- Devrimci şiddeti, sınıf kavgasını tasfiye etmekistiyorlar; şiddeti biz uygularız, siz şiddet uygular-sanız terörist olursunuz diyorlar.

- Tarih bilincini tasfiye etmek istiyorlar; her şeykapitalizmle başlayıp onunla biter diyorlar.

- Örgütlü olmayı tasfiye etmek istiyorlar; yaşasınbirey, her koyun kendi bacağından asılır diyorlar.

- Şehitlerimizi unutturmak istiyorlar; bir hiçuğruna diyorlar, olan oldu bir kere diyorlar, yazıkoldu diyorlar, terörist diyorlar.

- Adalet ve hesap sorma bilincini yitirmek isti-yorlar; insan olmaktan çıkın diyorlar.

- Baskı ve yasaklara teslim olmamızı istiyorlar;biz ne verirsek ona razı olun diyorlar.

- Hak ve özgürlüklerden vazgeçirmek istiyorlar;hak yok ödev var diyorlar.

- Direnme hakkından vazgeçirmek istiyorlar; fa-şizme direnmek suç diyorlar.

- Aklımızı bizden çalmak istiyorlar; siz cahilsinizdüşünemezsiniz diyorlar.

- Taksim’i 1 Mayıs tarihinden silmek istiyorlar;ne yapacaksınız 1 Mayıs’ı diyorlar. İstiyorsanız alınsize Maltepe diyorlar. Ancak uslu durun yoksabunu da elinizden alırım diyorlar.

Tüm bunların anlamı burjuvazinin sömürü vezulüm düzenine teslim olmaktır. Düzen içileşmektir.Bunun içindir ki siyasi anlayışların 1 Mayıs’lardakipolitika ve tutumları o siyasi anlayışların devrimemi düzene mi; halka mı emperyalizm ve oligarşiyemi yakınlığının-uzaklığının da ifadesi oldu.

Bunun içindir ki 1 Mayıslarda herkes kendi cep-hesinde oldu.

Bunun içindir ki gerçek yüzlerini gizlemek içinreformizm-oportünizm çarpıtma ve demagojilerdenmedet umdu.

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

88 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 9: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

için de bir hesaplaşma çağrısıdır. Biz hemen her yıl bık-madan usanmadan hatırlattık bunu. Taksim tartışması,mevcut koşullarda demokratik mücadelenin nasıl yürü-tüleceğine, işçi sınıfı mücadelesinin gelişmesinden neanlaşıldığına ilişkin bir tartışmadır.

Denilebilir ki 1 Mayıs ve Taksim mücadelesini dev-rimciler faşizme karşı vermemiştir. Asıl olarak da refor-mizme ve oportünizme karşı vermiştir.

“Biz olay çıkmasını istemiyoruz” diyorlar. Daha daileri gidiyorlar “Taksim’e çıkacağız polis saldıracak işçive emekçiler açısından moral kaybı yaratacak” diyorlar.“Taksim dersek kitlesel olmaz, AKP faşizmine verileceken iyi cevap, kitlesel ve birleşik 1 Mayıs’tır” diyorlar.

Reformizmin-oportünizmin kendini kandırdığı, dahasıbaşta işçi sınıfı olmak üzere halklarımızı kandırdığı açıkve nettir.

Dün ve bugün yaptıklarıyla AKP faşizmini güçlendi-riyorlar. Faşizme manevra alanı kazandırıyorlar. Faşizminmevzilerini daraltacaklarına emekçilerin mevziilerinigeriye çekiyorlar. Emekçileri faşizmin saldırılarına terkediyorlar.

Kitleselmiş, birleşikmiş yalan bunlar. Faşizmin ica-zetinde bir kitlesellik ve birlik emekçileri değil sadecefaşizmi güçlendirmiştir. Ülkemiz tarihinde tüm halk güç-lerini birleştiren en kitlesel 1 Mayıslar 1 Mayıs’ındevrimci özüne uygun gerçekleştirildiği Taksim 1 MayısMeydanı’ndaki kutlamalar olmuştur.

Olay olsun istemiyorlarmış. “Olay” dedikleri faşizmleirade savaşıdır, mevzi kazanma savaşıdır, faşizmin kat-liamlarıyla hesaplaşmaktır. İstemedikleri ve kaçtıklarıbunlardır. 1 Mayıs’ın kavgasını veremeyenlerin temsilettiklerini söyledikleri işçilerin, memurların, öğrencilerin,mühendis-mimarların, sağlıkçıların, yoksulların haklarıiçin de kavga etmeyecekleri açıktır.

5) AKP FAŞİZMİNİN YASAL MİTİNG ALANIOLARAK BELİRLEDİĞİ YERDE, TAKSİM'E ENUZAK KÖŞEDE BİRLEŞTİ 'SOL'. GERİ ADIMIN

SONU YOKTUR... BUGÜN EN KABUL EDİLEBİ-LİR, İKTİDAR AÇISINDAN MAKUL BİR YERDEGİBİ GÖRÜNEBİLİRLER; AMA FAŞİZM BUNABİLE TAHAMMÜL ETMEYECEK, YİNE BASKIVE YASAKLARI DEVREYE SOKACAKTIR!

Faşizm, doğası gereği, en geri noktaya getirmeden,tamamen kendi güdümüne sokmadan vazgeçmez. Bugünsolun tasfiyesiyle amaçlanan budur... Cepheliler’i tasfiyeedemeyecekler.

Devrimde ısrar edenler Taksim'de, uzlaşma ve teslimiyetkulvarında yüzenler ise Maltepe'de olacak.

Tüm halkımızı Cephe saflarında Taksim 1 MayısAlanına çağırıyoruz. Tüm Cephelileri halklarımızı,emekçileri, yoksulları 1 Mayıs Taksim alanına çı-kartmaya ve en önde Taksim’i zaptetmeye çağırıyo-ruz.

Bu kavga bizim, bu davet bizim, gelecek bizim!

Kahrolsun faşizm, kahrolsun teslimiyetçilik!

Geleneksel 1 Mayıs Pikni�i’ndeBulu�uyoruz!

Ankara Halk Cephesi, 1 Mayıs pikniğine çağrıyaptı. Yapılan açıklamada şunlar söylendi:

AKP faşizmi her gün baskılarını arttırmaya, devrimcilerisindirmeye çalışıyor fakat bizler ne faşizmden ne deonların uygulamaya çalıştığı baskılardan korkmuyoruz. 1Mayıs, 77’den beri Taksim’le anılmıştır ve bizler bu alanıkorumaya ve sahip çıkmaya devam ediyoruz! Taksim 1Mayıs alanıdır, her türlü yasağa, saldırıya, işkenceyerağmen bu sene de 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız! 1Mayıs işçinin, emekçinin örgütlü gücünün bir kanıtıdır,Taksim; 77’de 35 işçinin kanıyla yıkanmıştır ve o gündenbugüne katledilen bütün işçilerden, emekçilerden bizeemanettir; bunu unutturmaya çalışan faşizm karşısındaolmamız gereken yerde, alanlarda olacağız. 1 Mayısöncesi geleneksel olarak düzenlediğimiz 1Mayıs pikni-ğimize tüm halkımızı bekliyoruz.

1 Mayıs'ta, 1 Mayıs Alanı Taksim'de Olacağız!Çayan Halk Cephesi ta-

rafından 17 Nisan'da 1 Mayısçalışması yapıldı. İki HalkCephelinin katıldığı çalışma-da 100 adet pullama yapıldı.

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

99SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 10: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Uzlaşma Teslimiyet ve Tasfiyeye Karşı;

Bağımsızlık Demokrasi ve Sosyalizm İçin Sa-vaşımız Sürüyor!

CEPHELİLER VAR!

DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE

BİZ VARIZ!

MAHİRİZ, DAYIYIZ!

BİZ HALKIZ, HALK ÇOCUKLARIYIZ!İdeolojik netliğimizle bugün koruduğumuz ideolojik

bağımsızlığımız dünyada ve ülkemizdeki emperyalizminve faşizmin ideolojik bombardımanları altında sağlan-dı...

Biz buradayız. Biz burada Kızıldere'de nasılsak,bugün de aynıyız. Marksist-Leninist doğrularımızdanbir adım bile sapmadan duruyoruz.

Sapmak bir yana onu dünyada emperyalizmin ve fa-şizmin gelişimi, yükselişi karşısında daha da büyüterek,politikalarımızı daha da güçlendirerek ayakta duruyoruz.

Biz varız! Dünyada silahlı mücadele veren hareketlerinteslimiyeti karşısında, yalnız kalmamıza rağmen yol aç-maya devam ediyoruz...

Gücümüzü; Marksizm-Leninizmden,

Gücümüzü; Diyalektik materyalizmden...

Gücümüzü; Kızıldere'den bugüne direniş geleneği-mizden...

Gücümüzü şehitlik, tutsaklık pahasına yarattığımızCephe geleneklerinden...

Gücümüzü halkımızın açlığı, sefaletinden...

Gücümüzü; halkımızın acılarından...

Gücümüzü; faşizmin zulmünden...

Gücümüzü; emperyalizmin kuşatmasından...

Gücümüzü; tarihsel ve siyasal haklılığımızdan alıyoruz.Faşizm ne kadar zulmederse, emperyalizm ne kadar ku-şatırsa, biz buna karşı ideolojik netliğimizi yeni geleneklerletaçlandırarak sürdürüyoruz.

Elbette bu varlığımızı bugün koruyorsak, bu cüretlekonuşabiliyorsak bunu sağlayan tarihimizdir.

Uzlaşmadık, teslim olmadık, hizaya gelmedik. Uzlaşma,teslimiyet, tasfiye siyasi ölümdür dedik... Mahirler’denşehitlerimize, M-L ideolojimizle ölüm pahasına ideolojikve siyasi zafer bizimdir dedik.

Mahir'in, Dayı'nın uzlaşmazlığı ile emperyalizmeteslim olmadık,

Şehitlerimizin yolundan Anadolu İhtilali'ni büyütüyoruz.

KIZILDERE BİTMEDİ!

MAHİRLER ÖLMEDİ!

Kızıldere'yi yaratan, Mahir'leri ortaya çıkaran em-peryalizmin ve faşizmin dünyadaki, ülkemizdeki gelişi-miydi. Emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşıdemokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesiydi.

Ve emperyalizme karşı bağımsızlığımızı kazananakadar, kapitalizme karşı sosyalizm getirene, faşizmekarşı demokrasiyi sağlayana kadar da bitmeyecekti...

12 Mart cuntası bitirememişti... Kızıldere zaten bununkanıtı olmuştu. Manifestoydu Kızıldere, gelenek sürü-yordu...

OLİGARŞİNİN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ, YENİÇÖZÜM ARAYIŞLARI SÜRÜYOR!

12 Mart cuntası sonrasında 1973 seçimleriyle oligarşininçözüm arayışlarıyla getirdiği Ecevit'in başında olduğuCHP ve ortak kurulan CHP-MSP (Milli Selamet Partisi)koalisyonuyla başarabilirdi.

İnkar, Teslimiyet ve Tasfiyeciliğe Karşı;Devrimci Gençlik Mahirler’in Bayrağını Daha da Yükseklere Taşıyarak Yürüyüşünü Sürdürüyor!

Cepheliler; Bugün De Marksist-Leninist İdeolojinin Tasfiyesine Karşı Barikat Oluyor!

EMPERYALİZME VE FAŞİZME KARŞI;MARKSİZM-LENİNİZMİ ÖLÜMÜ PAHASINA SAVUNANLAR,

KORUYANLAR, YAYANLAR VAR!

EMPERYALİZMİNTASFİYE-UZLAŞMA-TESLİMİYET

SALDIRISI BİZİ TESLİM ALAMADI ÇÜNKÜ

BİZ YENİLMEZ MARKSİST-LENİNİST

İDEOLOJİYE SAHİBİZ!3. Bölüm

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

110 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 11: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Bu dönem yine; ECEVİT bu süreçteoligarşi lehine Kıbrıs harekatıyla pe-şinden sürüklediği milyonlarca insanı,şovenizm propagandası ile etkiledi. 12Mart faşizmine karşı bir şeyler yap-masını bekleyen halk kitlelerinin dik-katini Kıbrıs sorununa çekmiş, bir yan-dan savaşın getirdiği ekonomik bedelihalka ödetirken, diğer yandan bunalımınyarattığı hoşnutsuzlukları unutturmuş-tur.

Hiçbir vaadini yerine getirmediğiiçin, halk nezdinde kaybolan prestijini,böylece yeniden daha da arttırmıştır.Amerika'ya kafa tutan görüntüsü içindeAnti-Amerikancı potansiyeli CHP'yekanalize etmeye çalışıyordu.

MAHİRLER; HER TÜRLÜBURJUVA İDEOLOJİSİNEKARŞI MARKSİZM VE LENİ-NİZMDE ISRARIN ADIYDI!

"BURAYA DÖNMEYE DE-ĞİL, ÖLMEYE GELDİK";

MARKSİZM VE LENİNİZM-DE BİR MİLİM BİLE SAPMA-MANIN İFADESİYDİ!

Yol çizilmişti. THKP-C bunu yap-mıştı, şimdi bu gelenekten gelenlerinyapacağı tek şey bu yolda yürümekti.

Faşizm Mahirleri, Denizleri, dev-rimci önderleri katlederken, amaçlarısadece onları fiziki olarak yok etmekdeğildi. Devrimci potansiyeli sindirmek,bitirmek ve asıl olarak İDEOLOJİKOLARAK teslim almaktı.

Bunda kısmen süreç itibariyle debaşarılı oldu. Hapishanelerde geleneğisürdürmek bir yana inkar edildi, THKP-C mirasına sahip çıkanlar neredeysekalmadı. İdeolojik olarak teslimiyet,Marksizm-Leninizmin reddi, devrimcigelenekten gelenlerin Demirel'in de-mokratlığından, silahlı mücadeleninemperyalizmin oyununa gelmek oldu-ğuna varıncaya kadar yapılan "keşif"ler,12 Mart mahkemelerinde icazet dilen-menin kılıfı oldu. İçeride bunlar yaşa-nırken, tutuklanmayıp dışarıda kalanlarda sağa savruldular...

İşte bu tabloda halk, silahlı mü-cadeleye duyduğu sempatiye rağmenörgütsüzdü, yalnızdı.

Halkı harekete geçiren ise, Mahirgibi gençler oldu. Devrimci mücade-lenin dinamit fitili olan gençlik tümtecrübesizliklerine ve eksiklerine rağ-men THKP-C geleneğini sahiplendiler.Mahirler’in yolunda yürümeye başla-dılar.

1973'lerde Cepheciler olarak kendiniifade eden THKP-C sempatizanları da-ğınık ve örgütsüzlüklerine rağmen birtaraftan o dönem önlerinde duran enbüyük sorun olan sivil faşist terörünekarşı mücadeleyi yükseltiyorlardı. Diğertaraftan da THKP-C'yi tanıyor, öğre-niyor, özümsüyorlardı. Cepheciler ara-sında tam bir birliktelik ve netlik yoktu.12 Mart döneminde hapishaneye gir-memiş ama 12 Mart’ın tüm olumsuz-luklarını üzerinde taşıyan unsurlar Cep-heciler içinde etkin durumdaydı. Dö-nemin değerlendirmesini objektif olarakyapabilen ve oportünizme, revizyo-nizme karşı P-C’yi savunanlar ise buaşamada öncelikle eski THKP-C kad-rolarının, geçmişle aynı çizgide, bugeniş potansiyele ve mücadeleye sahipçıkmalarını, önderlik etmelerini bek-lediler.

GENÇ VE TECRÜBESİZDİ-LER,

GÜÇLERİNİ MAHİRLER-DEN ALDILAR!

EMPERYALİZME VE FA-ŞİZME KARŞI BAYRAK DEV-GENÇLİLERDE!

12 Mart Cuntası'nın terörüne karşıilk toparlanan kesim gençlik, özelde

“Gençlik, Devrimci YığınlarınPolitik Bilince Ulaşamadıkları YarıSömürge Bir Ülkede, BağımsızlıkMücadelesinde Toplumun Dev-rimci Sınıf Ve Tabakalarını Ha-rekete Geçiren Bir Dinamit Fitili-dir.” Mahir Çayan

Genciz!

Devrimciyiz!

Marksizm-Leninizmden Vaz-geçmiyor, Mahir'in Yolunda ÜlkeTopraklarımızda Savaşıyoruz...

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

111SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 12: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

de İstanbul'daki üniversiteli gençlik-ti.

Dayı'nın da içinde bulunduğu İs-tanbul Gençliği özellikle "eski"lerinonlara yol göstermek bir yana engelolduklarını gördüklerinde hızla ken-dileri harekete geçtiler. Bu süreçteDursun Karataş'ın "Asgari de olsamerkezi bir örgütlülük gerekir" tes-pitini tüm Cephe sempatizanları dadestekledi ve ilk mevzi İstanbul YüksekÖğrenim Kültür Derneği (İYÖKD)1973 Kasım'ın da böyle kuruldu. Başta"bu iş olmaz" diyen sağ ve sol sap-maların hepsi de sağlanan başarıyıve hazır örgüt potansiyelini kullanmakiçin biraraya gelmek bir yana önderliğesoyunmaya kalkıştılar.

İYÖKD, bu süreçte gençlik der-neğinin çok ötesinde, güçlü ve zenginbir pratiği omuzladı. Bir taraftan Kıb-rıs'ın işgaline karşı "Bağımsız BirleşikKıbrıs" sloganlarını atarlarken, diğertaraftan oportünizm, reformizmin gen-çliği düzen kalıplarına hapsetmesinekarşı barikat oldu.

Emperyalizme ve emperyalizminbeslemesi it sürülerine karşı mücade-lede 19 Aralık 1974'te İYÖKD yöne-ticilerinden Şahin Aydın katledildi.Kısa süre sonra 23 Ocak 1975'te faşistkatil sürüleri bu sefer Vatan Mühen-dislik öğrencisi Kerim Yaman'ı kat-lettiler. Buna karşı gençlik mücadeleyiyükseltiyordu. Kitlesel boykotlar, ce-naze törenlerinden silahlı çatışmalarakadar mücadele her boyutuyla sürüyor,büyüyordu.

İşte bu süreçteki en önemli di-renişlerden biri de 1975'te Koca-mustafa direnişiydi.

Özellikle İstanbul Gençliği İçe-risinde Yoğunlaşan THKP-C'yi Sa-vunan Unsurlar, 1975'lere Gelindi-ğinde Kurtuluş Grubu Olarak SiyasiArenada Yerini Aldı.

"Eski tüfeklere", her türlü tasfiyeve inkara karşı THKP-C mirasını bu-günlere taşıyan Dursun Karataş, ya-şadıkları bu süreci şöyle anlatmıştı;"Cezaevlerinde ihaneti yaşayan, çü-rüyen ve nihayet biten çokça insanın,artık düzene zarar vermekten çok,faydalı olacağına inanan, dışarı çık-malarında bir sakınca görmeyen oli-garşi, 1974 affıyla tahliye etti.

Bu unsurlara büyük umutlar bağ-lamış, THKP'nin kurtuluş olduğunainanmış genç potansiyel, bir andahayal kırıklığına uğradı. Çıkanlarınhemen hepsinin birleştikleri nokta,THKP-C'yi sağ bir çizgiye çekmekti.En uç noktadakiler “kitlelerden ko-pukluk, bireysel teröristlik” edebiyatınasarılmıştı.

“THKP-C'yi savunuyorum de-yip, açıktan bu tür saldırılara cesaretedemeyenler ise, subjektif koşullarınoluşmadığı koşullarda silahlı mü-cadeleye başlandığını, bu nedenleyenilgiye uğradıklarını söylüyorlar-dı. Kimileri ise içeride göremedikleribüyük potansiyeli görünce, düşün-celerini açıkça söylemeyerek, öncesessizce mevcut potansiyeli ele ge-çirmek, daha sonra oportünist gö-rüşlerini zamana yayarak, pratiğeönderlik yapan genç kadrolara ka-bul ettirmek taktiğine başvurdular.

THKP-C potansiyelinin yarattığı

“On binin üzerinde insanın… Kocamustafapaşa'da düşmansaldırısına uğradığında dağılmadan, sokak sokak, ev ev, genç,kadın, erkek demeden silahla, taşla, eline geçirdiği her şeyledüşmanın panzerlerini ve silahlarını etkisiz hale getirmesi,devrimci tarihimize altın harflerle yazılacak olan öğreticiderslerle dolu, büyük bir kitlesel gösteri olmuştur. Bu direnişindiğer bir yanı ise tüm oportünist, revizyonist blokun kitleyibölme çabalarına, provokasyon edebiyatlarına rağmen kitlelerinoportünist barikatları aşarak direnişte yer almasıdır.”

Dursun Karataş

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

112 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 13: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

genç kadroları, hayat tarihsel bir sorumlulukla başbaşa bırakmıştı. THKP-C çizgisi ve en genelde silahlımücadele çizgisi, devrim şehitlerimiz, önderlerimizsavunulacaktı. Dizilerce eskimiş, çürümüş, ihanetetmiş unsur, devrimci potansiyeli ele geçirmek için,kimileri doğrudan burjuvazinin ağzıyla, kimileri bi-limsellik maskesi altına gizlenmiş teorik söylemlerle,yoğun bir ideolojik saldırıya geçtiler. Bu süreç aynızamanda, oligarşinin silahlı mücadelenin yarattığıpotansiyeli görüp, bunu etkisiz kılmak için sivil faşistterörü örgütlemeye başladığı ve saldırıya geçtiği birsüreçtir. Gençlik bir yandan devrimi tasfiye etmeyeçalışan bu kaçkınlara karşı mücadele ederken, biryandan da faşist saldırıları etkisiz kılmak, gençliğinakademik-demokratik mücadelesini yönlendirmekve örgütlemek göreviyle karşı karşıyaydı..." (KongreBelgeleri 1)

Evet Dayı’lar genç ve tecrübesizdiler, kuşatılmışlardıve bu yetmezlikleri onları güçsüz kılıyordu. Ama onlarbu güçsüzlüklerine karşın gücünü en başta Mahirler’inbırakmış olduğu mirastan, güçlerini oportünizme ve tas-fiyeciliğe karşı verdikleri mücadeleden, oligarşinin sal-dırıları karşısında şehitler pahasına ilerleyişlerinden, şe-hitlerin miraslarına sahip çıkmalarından alıyorlardı.

Nasıl dün Mahirleri yenemedilerse, bugün de mirasıyemeye çalışan "eski tüfekler", ne oportünizm, ne deoligarşi yenemeyecekti. İşte bu savaş onları her geçen

gün ideolojik olarakdaha da güçlendiri-yordu. Marksizm-Leninizmle, opor-tünizm ve tasfiye-cilik arasında ne-den ideolojik ola-rak bağımsızlıkla-rını korumaları ge-rektiğini bu savaşiçerisinde görüyor,öğreniyorlardı. Bumücadele onlarıideolojik olarakdaha da netleşmeye,netleşme ise tümtasfiyeciliğe ve oli-garşiye karşı dahada güçlenmelerine sebep oldu. Onların bu gücü, bunetliği de aslında THKP-C geleneğini savunduğunu söy-leyenleri, her türlü sağ-sol sapmanın da teşhiri ve ideo-lojik-politik mahkumiyetiydi.

Mahkum olmuşlardı. Gelenek sürüyor, miras büyü-yordu. Bayrak Dayılarda, bayrak Dev-Gençliler’in, halkçocuklarının ellerinde ileriye daha da güçlü taşınıyordu.

Ölümlerde doğduk, zulümlerde doğrulduk, adaletlevurduk ve bugün iktidara yürüyoruz!

Dev-Genç'liler Faşizmin

Saldırılarına Karşı Halka

Umut Olmaya Devam Ediyorİstanbul ve Anadolu'da Dev-

Genç'liler faşizmin saldırılarını dergidağıtımı, pullama ve yazılamalarlateşhir etmeye ve halka, gençliğe umutolmaya devam ediyor. Dev-Genç'li-lerin yaptığı çalışmalardan derledik-lerimiz aşağıdaki gibidir.

Örnektepe:Umudun Sesini Her Alana Ta-

şıyacağızLiseli Dev-Genç'liler 13 Nisan'da

Örnektepe Mahallesi'nde yaptıkları

dergi dağıtımı sonrasında 50 dergiyihalka ulaştırdılar.

İkitelli:Kemal Delen Ölümsüzdür!Dev-Genç'liler 11 Nisan’da İki-

telli’de “Kemal Delen Ölümsüzdür!Dev-Genç”, “Liseli Dev-Genç” “Dev-Genç” yazılamalarını halkın matbaasıduvarlara işlediler.

Bu konuyla ilgili Dev-Genç’inyaptığı açıklama şu şekildedir: “Şe-hitlerimiz bizim değerlerimizdir. Şe-hitlerimiz geçmişimiz değildir, şehit-lerimiz bugünümüzdür. Dev-Gençlilerşehitlerimizden aldığımız devrim mi-rasımızı, şehitlerimize olan devrim

sözümüzü beyinlerine, bilinçlerine,yüreklerine kazımışlardır. Dev-Gen-çliler şehitlerimize olan borcumuzuiktidar bilinciyle devrim mücadelesinetaşırlar. Kemal Delen’in şehitlik yıl-dönümünde, şehidimizi İkitelli’dekiyazılamamızla ve örgütlendiğimiz heralanda halk düşmanlarına vurduğumuzdarbelerle selamladık.”

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

13SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 14: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Makine Mühendisleri Odası’nıntavrı; ÖDP, TMMOB genelinde olduğu gibiburayı da "düzen içi muhalefet"in mevzisihaline getirmiş. "Seni yönetime almıyoruz,çünkü soruşturman var" ne demek? Nasılkirli, çürümüş bir kafadır...Bugün soruşturması olmayan insan kal-mamış neredeyse Türkiye'de. Beyefendiler,faşizmin soruşturma açmasını "Yönetimealmama gerekçesi" yapıyorlar. Ama fa-şizmin soruşturmaları; bu halk düşmanı,faşist düzenin şeref belgeleridir. "Soruş-turma açılmaması" için suya sabuna do-kunmamak ise, başta kendi meslektaşlarınaolmak üzere tüm halka ihanettir...İşte reformizmin kafası böyle çalışıyor...Ve bu kafadan hiçbir şey çıkmaz! Kısavadede bizim buradan alacağımız en dev-rimci sonuç; beyinleri kirlenmemiş veörgütlü olmayan üyeleri, mesleğini halkiçin yapma konusunda ikna etmektir.Onları devrimin ihtiyaçlarıyla, olanaklarıylatanıştırıp yeni bir mühendislik anlayışı ya-ratmak olacaktır.

... Son süreçte bolca kitap vb. yayın çıkarılıyor. Yarına not düşmek için, her alandan farklı farklı üretimlerçıkıyor. Yüksel Direnişinin Cep Gazetesi, Yorum Haber Bülteni, yeni Yorum besteleri... Devrimcilik kitabı, Bir ÖlürBin Doğarız kitabı, yeni Kurtuluş dergisi... Hepsi, tarihimizin bu zorlu kesitini yarına taşıyacak olan birer belgeniteliğinde. Ve bizim alanımız da bugün kuşatma altında kendi pratiğini hayata geçiriyor.

Bu tarihi süreci belgelememiz de boynumuzun borcu. Bunu yapmak için önümüzde iki tane program var:Kendi alanımızın yayınını diriltmek ve kendi kitabımızı çıkarmak.

Kitaplarımızı, dergilerimizi "Bugün kimse okumuyor" diye düşünmeyelim. Yarın devrim olduktan sonra, busüreçte yaptıklarımızın değeri daha da anlaşılır olacak. Mesela Lenin'in eserlerini, Lenin hayattayken milyonlarcainsan okumamıştır. Ama bugün geri dönüp baktığımızda, nasıl bir ateş hattında neler yaptığını, neler yarattığınıdaha net görebiliyoruz. Bolşevik Parti'nin, Rus Marksist-Leninistler'in gücünü o eserlerde, engin teorik metinlerdegörebiliyoruz.

Veya Mahir... Kesintisiz 1-2-3'ü, hapishaneden firar ettikten sonra, kelimenin tam anlamıyla ateşin ortasındayazıyor. Ama "Şimdi yazıyorum ama kim okuyacak" diye düşünmüyor. Yarına nasıl bir iz bırakacağının bilinciyle,bir yandan silahlı eylemleri örgütlerken, diğer yandan Türkiye Devriminin yolunun yazılı metinlerini üretiyor.

Ve Mahir o zaman o yazıları yazmasaydı, tarihe o yazıları bırakmasaydı, bugün belki biz bu şekilde diyalogkuruyor olamayacaktık... Biz de öyle şeyler yaratmalıyız ki, bundan yıllar sonra alanımızın mücadelesini büyütenyoldaşlarımıza aynı şeyleri dedirtebilmeliyiz...

Bunu yapacak gücümüz ve pratiğimiz fazlasıyla var... Tek sorun, bunu ihtiyaç olarak görmememiz. Bunugördüğümüz anda, yazılı üretim noktasında daha da hızlanırız bence...

BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN...

14 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Devrimcilik yapmaya karar verirken korkular kaygılar

yaşarız; ama bu işin zorunluluğu da var. Her gün onlarca

sebep bulabiliriz bu işi neden yaptığımıza dair. İşte bu zorun-

luluklarla bütünleştiğimiz ölçüde yoldaşlarımızla aynı havayı

solumak bizleri bahtiyar ediyor. İşte bu bahtiyarlık, bizim dev-

rimcilik yapma nedenlerimizden birisi.

Devrimcilik yapma nedenleri; sayısal olarak YAPMAMA ne-

denlerinden daha fazla! Korku, kaygı, zorluklar, alışkanlıklar

vb. diye ifade ettiğimiz şeyler eninde sonunda tükenir. Zorluklara,

yapmama gerekçelerine yüzlerce şey sıralamak mümkün de-

ğildir; ama her gün bir günlük gazeteye baksak bile, onlarca

devrimcilik yapma nedeni buluruz. Nefes aldığımız her saniyede

açlıktan ölen insan sayısı, bizim devrimcilik yapmamızın en

somut nedeni. Bu adaletsiz düzen var olduğu sürece bu

nedenler asla tükenmez, sürekli artar. Yeter ki bu nedenleri

yüreğimizin en derinlerinde hissedebilelim...

Bizim kafamızın dışında koskocaman bir dünya var ve bu

dünyayı kavrayacak; hatta kavramanın da ötesinde değiştire-

bilecek bir gücümüz var. Maddenin ve diyalektiğin yasalarını

biliyoruz. Yeter ki kafamızı kaldıralım, dünyaya bakalım, kendi

kafamızın içinde debelenip durmayalım.

Evet, tek bir beyin yetersiz; ama biz bir örgütüz. Kolektivizmin

yasasını da biliyoruz; "iki artı iki büyüktür dört". "Yetersiz"

beyinlerimizi örgütleyip, bu örgütlü beyinleri birleştirirsek, o

zaman işte devasa bir güç oluruz, oluyoruz da...

Page 15: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Bir şeye ikna olduğumuzda, insanları da onun

etrafında harekete geçirebiliriz. Bunun onlarca

örneği var. Yolu, onları da ikna etmekten geçiyor.

Bir işin olmasını istiyorsan, onun olmasının ka-

tacağı olumlulukları gördüğün içindir. Olmasının

nasıl bir ihtiyaç olduğunu gördüğün içindir.

Buna ikna olmuşsundur.

Sadece siyasi olarak ikna değil, duygusal ola-

rak da ikna olmuşsun demektir. Bu sende bir

coşku, heyecan yaratır.

Bir şeye ikna olduysan, başkalarını da ikna

edebilirsin. Siyasi olarak da, duygusal olarak

da. Onun olmasının katacağı olumlulukları he-

yecanla ifade ederek bunu yapabilirsin... Veya

pratikte bu işe dört elle sarılarak bunu yapabi-

lirsen insanlar gelir. Çünkü sendeki coşkuyu,

motivasyonu görürler. İşe dört elle sarılmanı,

heyecanını... ki bunun örnekleri çok defa ya-

şandı.

Şu anda pratiklerimize insanları katamıyorsak

yine dönüp kendimize bakacağız. Ben bu işi ne

kadar heyecanla yapıyorum, insanları ne kadar

motive ediyorum, ne kadar bunun önemini

kendi içimde kavrıyorum, ne kadar kavratıyorum

diye soracağız kendimize...

Devrimcilik, bedel ödemeyi gerektiren bir iş

de olabilir, tek bedeli fiziksel yorgunluk olan

bir iş de...

Siyasi önemini kavradığımızda, bir hedef

koyduğumuzda, yoldaş sevgimizi hissettiğimizde;

bedel gerektiren bir şeyi bile alandaki tüm in-

sanların nasıl coşkuyla, heyecanla, istekle yap-

tığına da şahittir herkes.

Dolayısıyla, önce kendimize bakacağız. O iş

ile ilgili siyasi olarak ve duygusal olarak ikna

değilizdir. Bize katacakları şeyleri görememi-

şizdir. Ayrıca insanlardan da bunları görmedikleri

için şikayetlenmemeliyiz. "Beni heyecanlandırırsa

katılırım" demeyi kendilerinde hak görebilirler.

Bu bir eğitim sorunudur. Kendi coşku ve moti-

vasyonuna güven, kendi ideolojine güven.

Hareketin, alanın ihtiyaçlarını daha ayrıntılıolarak düşünmeliyiz. Neden bunu yapıyoruz, nedenbizden isteniyor diye. Bunu başarırsak ne kazanacağızdiye düşün. Önce kendini siyasi olarak, duygusalolarak ikna et. Ki böyle olduğunda, tek başına bilekalsan emin ol insanlar peşinden gelir. Çünkü coşkuve motivasyon, insanların çekim merkezi olur.

Yapmamız gereken onlarca iş var, hala sonuçalamadığımız... Ama bir tanesinde tek başımıza bileheyecanla, coşkuyla adım atsak, insanlar orada bende olmak isterim diyecekler. Bugün de böyle değilmi mesela? Üretim yapılıyor, programlar konuşuluyor,insanlar orada olmaktan mutlu ve coşkulu oluyor...

Aynı ruh halini tüm pratiklerimizde yaratabilmeliyiz,yaratabilmelisin. O yüzden, önce tüm işlerimiz ileilgili kendini daha güçlü biçimde ikna etmen gerek.

Devrimcilik için her gün onlarca neden bulabilirizdiyoruz ya, aynı şekilde, yapmamız gereken amayapamadığımız pratikleri de hayata geçirebilmemiziçin çok güçlü nedenler bulabiliriz, bulmalıyız, bul-malısın...

İçimizdeki burjuva düşüncelerle tartışacağımızonlarca konu, onlarca sorun var. Çünkü arkadaşları-mızın bilgi eksikliği var.

Tarihimizi bilmiyorlar. Doğru düşünmeyi bilmiyorlar.Ülke tahlilimizi, devrim stratejimizi bilmiyorlar. Dünyadevrim deneyimlerini bilmiyorlar. Yeni-sömürgeciliğibilmiyorlar ve bilmedikleri onlarca konu daha var...

Bilgi, çok değerli bir şey. Mesela sende bir elmaolsa ve bana versen, sende sıfır elma, bende birelma olur. Ama sende bir bilgi olsa ve bana versen;sende de, bende de birer bilgi olur. Paylaştıkçaçoğalan her şey gibi (sevgi, emek, feda gibi) bilgi dedevrimci özü barındırıyor içinde.

Bilgi sayesinde savaşıyoruz. Bilgi sayesinde öz-gürleşiyoruz. Bilgi sayesinde yenilmez oluyoruz. Bilgisayesinde "ideolojimiz cephaneliğimizdir" diyoruz.

Bilgi sayesinde; dünyada yılların örgütleri silahlarınıeritip betona gömerken, beyaz gömlekler giyip katil-leriyle el sıkışırken; bizim silahsız ve yaralı yoldaşlarımızyerin yedi kat altından silahlarını çıkarıp savaşmakararı alıyorlar. İşte bizleri güçlendiren bilgilerle, tümyoldaşlarımızı güçlendirmeliyiz. bu bizim görevimiz,sorumluluğumuz.

BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN...

15SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 16: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Dev-Genç, bir gelenektir. Şehitlere bağlılığın,yoldaşlığın, fedanın en üst boyutunu, yoldaşlığınonurunu layıkıyla yaşar.

Geçen hafta, 2 Dev-Gençli, yoldaşlarını veşehitlerini, tutsaklık ve şehitlik pahasına nasılsavunulacağını bir kez daha gösterdi. Şehitlerhaftasında, halka şehitleri anlatan yazılamalarıkurşunların altında yaptılar.

Yoldaşına gerçek mermilerle ateş açıldığınıgörünce kaçmak aklına bile gelmiyor. Hemenyere oturup ateş etmelerini engellemeye çalışıyor.Kendisi tutsaklığı göze alarak, yoldaşının şehitdüşmesinin önüne geçiyor. İşte Dev-Gençli olmakbu ruh haline sahip olmaktır!

Aşağıda anlatımlarını yayınlıyoruz.

“Pankart yazdık ve mahallede asmaya gittik. Mahallesakindi, pankartı astık ve güvenli bir şekilde belli biryere kadar geldik.

Sonra spreyl alıp yazılama yapalım dedim. 30 Mart-17 Nisanla ilgili. Birkaç yere yaptık, boya bitiyordu,yukarı doğru çıktık oralara da yaptık. Sonra sprey bitti.

O sırada kafamı kaldırdım "sivil geliyor koş dedimyanımdaki arkadaşa”

Bir anda aşağıdan 3 tane yukarıdan da 3 tane akrepgeliyordu. Sonra siviller üzerimize atladı. Ben biraz anihareket edip kaçtım. Önümde de arkadaşım koşuyordu.Sonra biraz yavaşlayınca ben elinden tutup koşturmayabaşladım.

Bize yaklaştıklarında sivil polisin kafasına spreyllevurdum. Arkamı döndüm 4 tane akrep. Sonra akrebinüzerinden atladım. Özel harekatçının teki elinde otomatiksilahla beni kovaladı. “Kaçma teslim ol" diye. Arkamıdöndüm bir baktım havaya sıkmaya başladı, yaklaşık 8tane sıktı.

Arkamı döner dönmez 2 tane bana sıktı. Bir tanesi 2santimle kafamı öbürü de bacağımı sıyırıp direği deldi.Sonra tekrardan kovaladılar. Bilgehan abinin vurduğu

AKP başkanlığının oradan geçip dolaştım biraz.

Daha sonra döndüğümde arkadaşın alındığını öğ-rendim. Tepki gösterdiği için almışlar, hemen arkadaşlaragidip haber verdim. Ve arada bir gözümde canlanıyormermi izleri, sonra arkadaşın girdiği hal... Ve arkadaştutuklandı.

Arkadaşın nasıl alındığını daha sonra öğrendim. Bana ateş açılınca, yere oturup bağırmaya başlıyor

düşmana ‘Ateş Açmayın’ diye. Yanında yoldaşına kurşunsıkılırken nasıl davranılırsa öyle davranıyor. Bağırıpçağırması üzerine alıyorlar yani, yoksa aslında beni ko-valıyorlar. O tepki gösterdiği için beni bırakıp ona yö-neliyorlar.

….Bu tutuklama öfkemizi bin kat arttırdı düşmanakarşı. Kavgaya daha sıkı sarılacağız. Tutsak düşen ar-kadaşlarımızın hesabını örgütlenerek soracağız.”

----

Bir Dev-Gençli’nin yaşadıklarını kendi anla-tımlarından derlediklerimizi yayınlıyoruz. Birailenin, çocuğunu devrimcilikten vazgeçirmekiçin filmleri andıran bir senaryo düzenliyor.

Yaşananlar göstermiştir ki, ailelerimize dahaçok emek harcamalı ve düşmanca yöntemlerkullandıkları anda kararlı bir mücadele yürüt-meliyiz.

“Ailem beni kaçırmaya kalkıştı. Annem anjiyo ola-cağını söylüyordu. Kalp rahatsızlığı var, ben hapisha-nedeyken kalp krizi geçirmişliği de var.

NE FAŞİZMİN KURŞUNLARI, İŞKENCELERİ, HAPİSHANELERİ...NE DE AİLELERİN BASKI ve KAÇIRMALARI...

DEV-GENÇ’LİLERİNMEŞRU ve HAKLI MÜCADELESİNİ

HİÇBİR GÜÇ YENEMEZ!POLİS KURŞUNLARI ALTINDA, HALKINA

ŞEHİTLERİNİ ANLATAN, DUVAR YAZILAMASIYAPAN DEV-GENÇLİLER YOLDAŞLIĞI ÖĞRETİYOR

İzmir

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

16 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 17: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Gittiğimiz hastanede bir doktor akrabamız var. O,annemi anjiyo yaptıracaktı sözde, para almadan, doktorarkadaşlarıyla.

Annemle beraber hastaneye gittim. Sonra oradaikram edilen meyve suyu ve keki yedikten sonra çokağır uykum geldi. Annemi hasta yatağına yatırdıklarındaben de uyumuşum.

Sanırım uyku ilacı ya da sakinleştirici gibi bir şeykatmışlar meyve suyuna. Uyandım birden. Çok halsizdim,çok uykuluydum. Doktorlar tekerlekli sandalyeyebindirdi. Annemler "fenalaştın, dünden beri buradayız"dediler.

Saatime baktım, sadece 2 saat geçmiş. Çok büyükhalsizlik içindeyim; ama yalan söylediğini anladım.Babam ve amcam arabayla gelmişler. Arabayı da birakraba kullanıyor. Sanırım bu …. şerefsiz resmi polis.

Bir baktım bunlar beni kaçırıyor. Anladım. Amakendimde de değildim. Sonuç olarak yol boyu kavgaettik. El frenini çekmeye kalktım, kapıyı açmaya kalktım.Annem, babam ve amcamın bu yaptığından haberi ol-madığını söyledi. Hala öyle söylüyor.

Arabadayken bağırdım çağırdım. Yaptıklarının kontr-gerillanın, Jitemin, beyaz torosların yaptıklarından farkıolmadığını haykırdım. Arabada "İşbirlikçilik yapmakşerefsizliktir" diye slogan attım. Yemek falan verdiler,almadım. Sürekli sakinleştirmeye çalıştılar. Zaten kolumukaldıracak halim yoktu; ama bağırıp çağırıyordum.

Tahliye olduktan sonra eve gitmememi bahane edi-yorlar. Gel 3-4 gün kal, dönersin diyorlar. Babaanneminhastalığını, dedemi bahane ediyorlar. Yeğenimi hiç gör-medim, onları bahane ediyorlar. Ama sakin kafayla ko-nuşunca ben onlara "Madem özlediniz siz gelin, benimgelmeme nedenlerim, sizin gelmeme nedenlerinizdenmilyon kat daha büyük" şeklinde anneme açıklamıştım.

En son otobana girerken trafik polisleri vardı. "Kendiailemle bunları yaşayacağıma düşmandan işkencegörürüm" duygusuyla kapıyı açtım. Aniden, polislere"Ben 21 yaşındayım, beni zorla götürüyorlar" diye ba-ğırdım. Sonra polisler geldiler (20 saniye sürmedi) "Gö-türemezsiniz 18’den büyükse" dediler.

Zaten o ara ailem de korktu, "Tamam tamam dönü-yoruz, biz annesi babasıyız" dediler. Sonra beni istediğimyere kadar getirdiler.”

AİLESİNİN, DEVRİMCİLİKTENVAZGEÇİRMEK İÇİN UYUŞTURUCU İLAÇ KULLANARAK BAYILTIP KAÇIRMAYAÇALIŞMASINI, BİR DEV-GENÇLİ BOŞA

ÇIKARIYOR!

Gözaltılar Tutuklamalar Bizi YıldıramazAntalya Halk Cephesi katil AKP’nin katil polisleri

tarafından yapılan ev baskını ve tutuklamalarlailgili 15 Nisan’da yaptığı açıklamada şunlara değindi:“AKP’nin eli kanlı katilleri, 3 Nisan sabahı şafakoperasyonlarıyla evleri bastılar. O kadar ahlaksızlarki, yatak odalarımıza kadar girdiler. Aldıkları emir-lerle işkence ile arkadaşlarımızı gözaltına aldılar. 9günlük gözaltı süresinden sonra 4 arkadaşımızı gizlitanık komplosuyla tutukladılar.

Tutuklanan Devrimci İşçiler Yalnız DeğildirAnkara NATO Yolu’nda Devrimci İşçi Hareketi

Eylül ayından beri tutuklu bulunan DİH’liler için14 Nisan'da pullama çalışması yaptı. Çalışmada100 adet ‘Devrimci İşçiler Serbest Bırakılsın’ taleplipul, çeşitli yerlere yapıştırıldı.

Sakarya

Gazi Mahallesi

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

17SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 18: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Gazetelerde bir haber yayınlan-dı:

"İstanbul'da kahreden görüntüler!Yanından geçip gittiler..."

Haberin ayrıntısında, "Bonzai içengencin yürümekte zorlandığı yanındangeçen bazı vatandaşların ise bu du-ruma aldırış etmeden gencin yanındangeçip gittiği" belirtiliyordu. (cum-huriyet.com.tr)

Bonzai içen gençlerle ilgili butür haberler, burjuva basında da sıksık yer alıyor.

Uyuşturucu bağımlısı gençlerinsayısı artıyor; bonzai kullanıcılarıda bunların içinde en çok göze çar-panlar oluyor.

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuş-turucu Bağımlılığı İzleme Merke-zi'nin hazırladığı '2017 UyuşturucuRaporu'na göre;

Türkiye sentetik uyuşturucu kul-lanımı sonucu ölümlerde Avrupabirincisi.

2017’de ülkemizde 580 kişi uyuş-turucudan öldü. Bunların birçoğu-nun sebebi, Bonzai. Çünkü bonzai,ucuz ve kolay temin edilebiliyor.Bonzai, alkolden daha kolay bulu-nabilen ve daha ucuz bir madde.

Bir sigara içimlik dozu 3-5 TL'yesatılan ve tek kullanımda bağımlılıkyapan bonzai, 13-25 yaşlarındakigençleri hedef alıyor. Ölenlerin büyükçoğunluğu 20-24 yaşlarında.

Ömrünün baharında zehirlenerekölüyor gençlerimiz. 2017'de tespitedilen "bonzaiden ölüm" sayısı580. Ancak bu gerçeği yansıtmıyor;çünkü, bonzai tahlillerde tespit edi-lemediği için ölüm nedeni olarakkayıtlara geçmiyor.

Uyuşturucudan, Bonzai'denÖlümler, Artık Bir "Kıyım"Boyutlarındadır

Başta aktardığımız haber, sorunuçarpık ele alışın bir örneğidir.

Sorun, oradan gelip geçenlerinyerde yatan Bonzai'den kendindengeçmiş genç karşısındaki duyarsızlığıdeğildir. Sorun, devletin politika-larındadır.

Bonzai kullanan gençlerimiz, bur-juva basında, serseri, hırsız, hastave korkulacak kişiler olarak göste-rilmektedir. İnsanlarımız bu gençle-rimize yaklaştığında onlardan zarargöreceklerini, saldırıya uğrayacak-larını, eşyalarının çalınacağını dü-

şünüp uzaklaşıyorlar.

Öncelikle şunu bilelim: Yollarda,meydanlarda bonzai içip sızıp kalan,o halleriyle sık sık kameralara çekiliphaberleri yapılan o gençlerimiz, hal-kımızın en yoksul kesiminin ço-cuklarıdır.

Anadolu halkı, kaldırıma serilmiş,ölmekte olan birine duyarsız değildir.Bencilleştiren, yozlaştıran düzen kül-türüne rağmen halk yine de yoksula,çaresize, düşmüşe karşı sahiplenicidir.

Uyuşturucuya karşı mücadelede,uyuşturucu kullananların sahiplenil-mesi, bağımlı insanlarımızın bu sa-hiplenmenin gücünü ve samimiyetinihissetmesi, temel önemdedir. Geçenhaftaki Halk Meclisleri sayfasındada belirtildiği gibi, "gençlerimizibağımlılıktan kurtarmanın birincişartı sahiplenmedir".

Bonzai kullanan gençlerimiz açı-sından da sahiplenme önemlidir.

Halkın bir kısmı, başına gelinceyekadar, bu tür sorunları, kendisinden,ailesinden uzak görüyor. Parklarda,meydanlarda kendinden geçip sürü-nenlerin kendi çocukları olduğunuanlatmalıyız. Bonzailerin, hapların,esrarın, kendi kapısından içeri gir-

mesinin hiç uzak bir ihtimal ol-madığını göstermeliyiz.

Halk çocuklarından kimseyebir zarar gelmez. Bonzai kulla-nan, sokaklarda yatıp kalkmayabaşlayan çocuklarımızı o ba-taklıkta bırakmamalıyız.

Halk Meclisleri, çocuğu bon-zai kullanan her evin kapısınıçalmalı. Onların aileleriyle ko-

BONZAİ, Yoksul GençlerimizinÇaresizliğidir; Halk Örgütlülükleri

Onlara ÇARE Olabilmelidir!

GENÇLERİMİZİN BONZAİİLE ZEHİRLENMESİNE İZİNVERMEYECEĞİZ.

BONZAİ DEVLETİN YOK-SUL GENÇLERİMİZİ ZEHİR-LEMESİNİN ARACIDIR. İZİNVERMEYECEĞİZ.

BAĞIMLI HALE GETİRİ-LEN YOKSUL HALK ÇOCUK-LARI BİZİM ÇOCUKLARIMIZ-DIR.

ÇOCUKLARIMIZI BATAK-LIKTAN ÇEKİP ALACAĞIZ.

GENÇLERİMİZ DÜZENİNZEHİRLEDİĞİ "kurbanlar" DE-ĞİL, DÜZENE KARŞI MÜCA-DELE EDEN GENÇLER olma-lıdır!

GENÇLERİMİZ BÖYLE KO-LAY ÖLMEMELİ… BÖYLEÖLMELERİNE İZİN VERME-YELİM!

BONZAİ DÜZENDİRÇocuklarımızı Düzene Bırakmayacağız

Atasözü:MİSAFİR

KISMETİ İLEGELİR

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

18 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 19: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

nuşup, ne yapabileceğinebakmalı. Meclis üyesi genç-ler aracılığıyla, o gençlerinkendilerine ulaşmalıyız.

Onların sahiplenilmeye,desteğe, değer verilmeye ih-tiyacı var.

Bu desteği Halk Mecl-isleri öncülüğünde halkı-mızla, gençlerimizle birliktevereceğiz.

Uyuşturucuyla, bağımlı-lıkla mücadeleyi, birkaç ki-şinin ilgilendiği bir sorunolmaktan çıkarıp, tüm sokakolarak, tüm mahalle olarak sahip-lendiğimiz bir sorun haline getirme-liyiz.

Başka bir ifadeyle, uyuşturucuylasavaş için ve uyuşturucu kullanangençlerimizi sahiplenmek için, bir halkseferberliği içinde olmalıyız. Bu se-ferberliği ise sadece Halk Meclislerisağlayabilir.

Halk Meclisleri uzun süredir ba-ğımlılıkla mücadele konusunda ça-lışmalar yürütmektedir. Bonzaininyarattığı tahribat ve zararlar dikkatealındığında, yerine göre bonzaiyi önplana çıkartan, bonzainin yarattığısonuçları anlatan çalışmalara öncelikverilebilir.

Neler yapabiliriz?

Uyuşturucuyla mücadele konu-

sunda sürekli halk toplantıları, pa-neller, seminerler düzenleyebiliriz.

Toplantılarda laf üretmeyeceğiz.Havanda su dövmeyeceğiz. Her top-lantı, bir pratik adıma vesile olmalı-dır.

Bu hafta, şu üç ailemiz, şu şu so-kakları tarayıp, oğlu, kızı, eşi uyuş-turucu kullanan ailelerle konuşacak.

İki gencimiz, falan sokakta bukonudaki bildirilerimizi dağıtacak.

Üç Meclis üyesi, bonzai alan şugençlerle konuşacak...

Onları tedaviye alacağız.

Bunlar örnektir; buna benzeradımlarla, çalışmayı adım adım iler-letebiliriz.

Bonzainin sonuçlarını, yarattığı

sağlık sorunlarını, resimlerle, rakam-larla anlatan duvar gazeteleri vesergiler yapabiliriz mahallelerimizde.

Mahallemizdeki cemevlerinde,yöre derneklerinde bu sergileri gez-direbiliriz.

Bonzai ve diğer uyuşturucularkonusunda bildiri, seminerler, ailetoplantıları yapabiliriz.

Bonzainin satıldığı noktaları tespitedebiliriz. Satış noktalarını teşhiredebiliriz. Satanları uyarıp satma-masını sağlayabiliriz.

Kimse mahallelerimizde bonzaibulamamalıdır.

Her Halk Meclisi ve Meclis üyesiolarak şöyle düşünmeliyiz: Eğer ma-hallemizde bir tek çocuğumuz Bon-zai'den ölürse, sorumlusu BİZİZ!

MİSAFİRPERVERLİK Misafirperverlik: Misafire iyi davranmak, iyi

ağırlamak, misafire önem ve değer vermektir.

Misafirperver: Kendisine misafir gelmesindenmemnun olandır.

Halk geleneklerinde, misafir gelmesi bereket olarakmisafir kabul etmek ve ağırlamak ise şeref olarakkabul edilir.

Gelen kişinin kim olduğu önemli değildir. Misafirasla geri çevrilmez, saygıda ve hizmette kusur edil-mez.

Her evin bir odası “misafir odası” olarak ayrılır,en iyi yatak, en güzel eşyalar oraya konulur. Misafirin

htiyaçları özenle karşılanır, en temiz, en yeni eşyalaronların kullanımına verilir.

Misafire sorulan ilk soru; “ aç mısın? ” sorusudur.

Misafirin yanında ev sahibinin televizyon izlemesi,telefonla uğraşması veya başka bir şeylerle uğraşmasıhoş karşılanmaz.

Misafirlik aileler arasındaki sevgi ve saygı bağlarınıgüçlendirir.

Kapitalizm; insanları bencilleştirerek, bireycileş-tirerek ve yoksulluk koşullarında bu güzel geleneğide adım adım tasfiye ediyor. Misafirlik kültürümüzünyaşatılması; insanlar arasındaki kaynaşmaya, dostlukve kardeşlik duygularının pekiştirilmesine hizmet ede-cektir.

Halk Meclisleri olarak, misafirlik geleneğini ko-rumaya özel bir özen göstermeliyiz.

GELENEKLERİMİZ

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

19SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 20: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Faşizmin KuşatmasınıParçalayacağız!

AKP faşizmi, her alanda baskıve terör uyguluyor. Ancak devrim-cilerin örgütlü olduğu yoksul mahal-lelerde uyguladığı baskı ve terör,daha yoğun ve daha sistemli bir poli-tikanın sonucudur.

Bunun sonucunda, bugün mahallelerfaşizm tarafından adeta kuşatma altınaalınmak istenmektedir. Mahalleleringiriş ve çıkışlarında sürekli çevirmelerolmakta, sürekli sabaha karşı ev bas-kınları düzenlenmekte, mahallelerdezırhlılar dolaşmaktadır. Derneklerinbir çoğu basılmış, mühürlenmiştir.

Faşizmin polisleri, yoksul mahal-lelere "düşman toprağı" gözüyle bakı-yorlar. Mahallelere giriş çıkışları,operasyonları, tamamen bu düşman-lıkla şekillenir.

Fakat;

bu tablonun diğer yanı da bizimirademizdir.

Kuşatma altında mücadelemiz veörgütlenmemiz devam ediyor.

30 Mart çarpıcı örnektir. Birçokyerde zırhlıların kuşatması altındaasıldı kızıl bayraklar.

Sivili resmisiyle, iti mitiyle, maf-

yası faşist çeteleriyle karşı-devrim,mahalleleri kuşatma altına almayaçalışıyor. Fakat halkın meclisleribu kuşatma altında çalışmalarınısürdürüyor. Mahallenin şahanları,özgürlük ateşleriyle aydınlatıyor

geceleri. Duvarlar, Cephelilerin yazı-lamalarıyla dolu. Kuşlamalarımızuçuşuyor mahallelerin sokaklarında.Ozalitler asılı duvarlarda.

Bu tablonun gösterdiği şudur;hiçbir zulüm, halkın direncinden vedevrimcilerin iradesinden üstün değil-dir.

Faşizmin kuşatmasına direnerekcevap veriyoruz. Fakat bu direniş,bir tek eylemle, bir barikatla, kuşatmaaltında asılan bir bayrakla sınırlıolmayan bir direniştir.

Yaptığımız her eylem, her çalışma,her etkinlik, çaldığımız her kapı,dağıttığımız her bildiri, yazdığımızher yazı, örgütlediğimiz her yeniinsan, bu direnişin bir parçasıdır.

Mahallelerdeki faşist kuşatmaya,örgütlenerek,

örgütlülüklerimizi güçlendirerekcevap vereceğiz.

Bunu nasıl yapacağımız ise gizlideğildir.

- Kitle çalışması yaparak;

- Her konuda, her işte komitelerkurarak,

- Komiteleri işleterek,

- İki elimiz kanda da olsa, eğitimyaparak,

- Kadrolar yetiştirerek,

- Meclisler kurarak,

- Yeni kurumlaşmalar yaratarak,

- Halkın sorunlarının çözümüdoğrultusunda mücadeleler, kampan-yalar örgütleyerek

faşist kuşatmaları dağıtmayı başa-rabiliriz.

Mesele; baskı var, kuşatma var,OHAL var demeden, mücadelenin,örgütlenmenin gereklerini sürdür-mektir. Biz faşizmin olduğu bir ülkedeyaşıyoruz. Devrim mücadelesi, enağır baskı koşullarında da sürmelidir.Burası açık ve kesindir. Böyle bak-tığımızda, her koşulda mücadeleyikesintisiz sürdürmenin yolunu, yön-temini buluruz.

PRATİĞİMİZ: her işe bir komite1 Mayıs Komitesi; Taksim yıllarca işgal altında oldu.

İşgali kırmaya yönelik her direnişte, Taksim'e yürüyenkortejlerin birçoğunun çıkış noktası mahallelerdir.Okmeydanı'ndan, Gazi'den, Armutlu'dan, Sarıgazi'den,Çayan'dan... yoksul halk akmıştır Taksim'e. Yine akmalıyız.

1 Mayıs Komitesi'nin iki temel görevi olacaktır: Bir: Alana gidişi örgütlemek. İki: 1 Mayıs'ın propagandasını yapmak. Çağrı yapmak yetmez. Taksim'e gidişi kişi kişi örgüt-

lemeliyiz. Yaptığımız her işi hakkını vererek yapmalıyız. 1 Mayıs

komitesi, 1 Mayıs’ıntarihçesi ve güncel anla-mı konusunda kendiiçinde eğitim yapmalıdır.Yapabildiğimiz yerlerde,taraftarlarımızla 1 Mayıstoplantıları yapabilme-liyiz. Nasıl olsa biliniyordemeden tarihi ve güncelanlamını anlatmalıyız.

1 Mayıs bizimdir. Alanlar bizimdir. Mahalleler dün 1Mayıs kavgasının ana güçlerinden biriydi. Bugün deöyle olacaktır.

Direnen Alev Şahin ve Mahir Kılıç'ıYalnız Bırakmayacağız

İkitelli Salı Pazarı bölgesine İkitelliHalk Cephesi tarafından 15 Nisan'da KHKile işten atılan ve 273 gündür Düzce’de“İşimi, Ekmeğimi Geri İstiyorum!” sloganıile direnen Alev Şahin ve Nu-Se destekçisi,CHP tarafından işten atılan ve direnişiniaçlık grevi ile taçlandıran, İzmir Konak’taaçlık grevinin 157. gününde olan MahirKılıç için 5 adet destek çağrısını içerenyazılamalar yapıldı.

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

20 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 21: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Mahallelerimizde Uyuşturucu,Bonzai Satıcılarına Hayat Hakkı

Tanımayacağız!

Geçen hafta dergimizde, HollandaDevleti'nin uyuşturucu satışını bizzatorganize ettiğini yazmıştık, yasalolarak yapıyorlar.

Peki ülkemizde yasadışı mı? Ya-salara bakılırsa yasadışı. Ama uygu-lamaya baktığımızda ülkemizde dev-letin bütün kurumlarıyla uyuşturucuticaretinin ve kullanımının önünüaçtığını görüyoruz.

Eskiden köşebaşlarında görüyor-duk, yakın zamanda her durakta, hersokakta uyuşturucudan sızıp kalanlarıgörüyoruz. Yukarıda gördüğünüz fo-toğraf ise ülkemizin en işlek, enbüyük meydanlarından Taksim Mey-danında çekildi. Onlarca mobese ka-merası ve 24 saat "görev başında"olan polislerin ortasında. Yüzlerceinsanın gelip geçtiği meydanda çekildibu fotoğraf.

Kimbilir hangi torbacı, hangi maf-ya çetesi onlara uyuşturucu, bonzaisattı. Biliyoruz! Adıyla sanıyla bili-niyor bunlar. Hangi semtte, hangimahallede nerede satıldığı, nasıl sa-tıldığını çocuklar bile biliyor artık.Taksim gibi bir yerde cebinizdenkırmızı mendil çıkarsanız bir da-kika olmadan tepenize on tanepolis biter. Her yer mobese, her yerpolis.

A m auyuşturucusatıcıları omeydanda ,meydana çıkan caddelerderahatça satışlarını yaparlar.

Uyuşturucu tacirleri bi-liniyor, gençlerimizi, ço-cuklarımızı zehirleyenler,mahallelerimizdeki torba-cılar, torbacılara satan ba-ronlar biliniyor. Onların bü-yük patronlarını da devlet,devletin polisi, düzeninmedyası biliyor.

Zaten cipleriyle, lüks tüketimle-riyle, villalarıyla ortalıktalar.

Ama faşist devletin polisi onlaradokunmuyor.

Tek tek çetelerden de, torbacılar-dan da, altlarına cipler çekip kendi-lerini dünyanın hakimi sanan uyuş-turucu baronlarından da hesabı iştebu fotoğraftaki gençler soracak.

Uyuşturucu ticaretinin en büyükpatronlarına, on binlerce gencimizeyaşatılan bu acının hesabını misliylesoracak olan da bu gençlerimiz ola-cak. Çünkü en büyük bedeli onlarödüyor, en büyük acıyı onlar çekiyor.Kesindir: Bu bataklığı, bataklığın

içinden çıkanlar kurutacak.

Gazi Mahallesi'ndeki Hasan FeritGedik Uyuşturucuyla Mücadele Mer-kezi'ni işkenceci polisler işgal ettiler.Avrupadan ve ülkemizin birçok ye-rinden gelenleri tedavi ediyordu.

İşgale, her yerde yeni yeni HasanFerit Gedik Uyuşturucuyla Savaş veKurtuluş Merkezleriyle cevap veri-lecektir. Çünkü bu kaçınılmaz birihtiyaçtır.

Biz halkın şahanları ise, uyuştu-rucuya karşı savaşımızı büyüteceğiz.Torbacılara, bonzai satıcılarına, hapsatıcılarına mahallelerimizde hayathakkı tanımayacağız. Kendilerini bubataklığa sürükleyenlerden hesap so-ranlar, bizim gençlerimiz olacaklar.

O GENÇLERİ ORADAN BİZ KALDIRACAĞIZ;BUGÜN UYUŞTURUCUNUN KURBANI OLAN

BU GENÇLER, YARIN KENDİLERİNİ BU BATAKLIĞA SÜRÜKLEYENLERDEN

HESAP SORANLAR OLACAK.

MİLİS'E NOTLAR: � Korkaklar da savaşabilir.

Korkusuz kimse yoktur. Korkununyerini vatanseverlik, halkına du-yulan bağlılık alır.

Korkularımızı aşmamız mümkündür.Korkuyu aşmak öğretilebilir."Korkaklar ölmeden önce birçok kez

ölür; cesurlar ise ölümü yalnızca birkez tadar." (Shakespeare)

� Eylem örgütlerken; o işekafasını, gönlünü, umudunu, herşeyini, tüm hücrelerini vermişbir savaşçı için olmaz-yok diye

bir şey yoktur.Düşmanın en küçük açığını, zaafını

bulmak mümkündür.Çünkü kendini güvende hisseden bir

düşman açık verir.

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

21SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 22: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Sevgili İdil ailesi merhaba,

Hepinizi sıkıca kucaklıyorum, nasılsınız? Bizlergayet iyiyiz. Size geçen hafta mektup göndermiştim,umarım almışsınızdır. Hemen hızlı bir şekilde konuyagireceğim. Bu hafta Tayyip Erdoğan, sanatçılara Afriniçin beste yapma çağrısında bulundu.

Afrin şu an iktidarın gündemi. Halkı kandırmanınen kolay yolu; "terörle mücadele" Oysa neye vekime göre terör? Fakat bu yazıda ele alacağımızkonu bu olmadığı için şimdilik bu konuya girmeyeceğiz.Sadece şunu kısaca söyleyebiliriz, en büyük teröristemperyalizm ve onun işbirlikçileridir.

Son zamanlarda Afrin için klipler çekiliyor, besteleryapılıyor ve en son "Bordo Bereliler, Afrin" filmiçekildi. Tabii sanatın ne kadar önemli olduğunuiktidar da çok iyi biliyor. Bu nedenle en hızlı şekildehemen besteler yapılıyor, filmler ve klipler çekiliyor.Bunların hepsi bir moral ve motivasyon aracıdır.Çünkü bir savaşta buna ihtiyaç olacaktır. Hele kisavaşanlarda bir inanç yoksa. O zaman abartılı,gövde gösterisi dolu, yalan dolu klipler hazırlamalıki askerler iyice havaya girsinler. Ve aynı zamandada halka bir demagoji olacaktır.

Tayyip Erdoğan en son sanatçılara Afrin için besteyapma çağrısında bulundu. Tabi bu çağrının üstüneAKP'nin yanında olan sanatçılar kollarını sıvadı.Tayyip Erdoğan'ın yanında en sık Sibel Can'ı, YavuzBingöl'ü, Ajda Pekkan'ı, Orhan Gencebay'ı, BülentErsoy'u görüyoruz. Bunlar da en tanıdık olanlar.Şimdi bu sanatçılara bakarsak hepsinin neden AKP'ninyanında olduğu açıkça ortadadır. Yavuz Bingöl gibileriktidar ile iyi geçinerek kapıların kendisine açılmasınıistiyorlar.

Tabi daha tanıdık sanatçılar, bu kapıların herzaman açık kalması için de iktidara yalakalık yapıyorlar.Çünkü iktidarın yanında olmamak demek belki detüm ün ve şöhretlerini kaybetmeleri demek. Tabibunu hiç de masum bir şekilde yapmıyorlar. Kimiçin ve ne için sanat yaptıklarının da gayet iyi farkın‐

dalar. Sanat sınıfsaldır ve bu sanatçılar burjuvasınıfına hizmet etmeyi seçmişlerdir. Adaletsiz, ahlaksız,yozlaşmanın yaratıcısı olan bu düzeni seçmişlerdir.Bu sanatçılar ikiyüzlülüğün ve çürümüşlüğün tem‐silcileridir. Söyledikleri şarkılarda hayata dair hiçbirşey yoktur. Ahlaksızlıkları, iğrençlikleriyle ünlerineün katarlar. Onlar için neyi savunacakları parayladoğru orantılıdır.

"Burjuva yazarın, sanatçının, oyuncunun özgürlüğüpara kesesine, çürümeye, satılık olmaya gizlice (yada ikiyüzlü biçimde gizlice) bağımlılıktan başka birşey değildir." Lenin

Burjuvazinin halkın değerlerini yok etme çabasındaolduğunun, ideolojik bir çöküş içinde olduğunungöstergesidir. Aynı şey sanat için de geçerlidir. Kendisırtlarını halka döndükleri için hiçbir şey de ürete‐mezler.

Bir beste yaparken halkın ihtiyaçlarını, yani halkınsorunlarını anlatmalıdır. Halkın yaşadığı adaletsizliğe,yoksulluğa, açlığa bir çözüm olmalıdır sanatçılarınşarkıları. Halka, buna karşı mücadele etmek için birçağrı olmalıdır. Ve bunu yapabilmek için halkadüşman olanların yanında değil, halkın içinde olmalıdırsanatçılar.

Halkın içinde olarak onların sorunlarını bilir vehalka bir çözüm sunabiliriz. Yaptığımız tüm bestelerhalkın çıkarları için olmalıdır. Günümüzde halka vesanata bu kadar baskı ve saldırı varken, halk içinsanat yapmak bir görevdir. Dünyadaki tüm pisliğin,açlığın, yoksulluğun, adaletsizliğin sorumlusu olanemperyalizm ve faşizme karşı olmalıdır sanatımız.

Betül VARAN

SANATÇI HALKIN SORUNLARINI ANLATMALI, ADALETSİZLİĞE KARŞIKENDİ MÜCADELESİNE ÇAĞRI YAPMALI, ÇÖZÜMLERİ GÖSTERMELİDİR!

BU YÜZDEN SANATÇI, EMPERYALİZME ve FAŞİZME KARŞIDIR, HALKIN SAFINDADIR!

FAŞİZM SANAT YAPAMAZ, SANATÇI ÇIKARAMAZ!Grup Yorum’ un tutsak elemanlarından Betül

Varan’ın mektubunu yayınlıyoruz.Halkın sanatçıları, tecrit hücrelerinden faşizmi

ve düzen sanatını teşhir ediyor. Sanatın ve sanatçınınnasıl olması gerektiğini anlatıyor.

Page 23: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

1. BÖLÜM: Musa Aşoğlu Mah-kemeye Kim Olduklarını, AlmanYargısının Kimi Temsil Ettiğini veAdil Bir Yargılama YapılmadığınıAnlatıyor:

Siyasi davalar klasik ceza dava-larından farklı. Neden dikkat çeki-yorum? Dava siyasi dava; ama mah-keme heyeti özel eğitilmiş bir heyetdeğildir. Mutlaka bireysel birikimvardır; ama politik dava için yeterlideğildir.

Politik dava için yeterli olan tekmakam benim. O yüzden klasik vepolitik davaların farkını ortaya koy-malıyım. Elbette Yüksek Eyalet Mah-kemesi’nin Devlet Güvenlik Mah-kemesi olduğu için siyasi yapısıvardı; ama bu mahkemenin koru-makla yükümlü olduğu devlet Al-manya.

Burada yargılanmak istenen ör-gütün ve benim Almanya Devleti’niyıkmak gibi bir hedefim yok. Sa-vunma makamı Türkiye'yi savun-makta; ama Türkiye ile ilgili bir uz-manlığı yok.

Klasik ceza davası, eylemin fiilengerçekleşmesi ile başlar. Siyasi cezadavalarında ise yapılan suç değil,faile yönelik siyasi cezalandırılmayapılıyor.

Örn: Bir şey çalınmıştır, biri öl-dürülmüştür ve suçun faili olduğudüşünülen kişiye yönelik dava yü-rütülür. Deliller ışığında suçu kanıt-lanır ve ceza verilir. Siyasi davalardabu klasik, burjuva, liberal yargılamayoktur. Siyasi davalarda faile karşıdava yürütülür, sanık fiildir.

Bu davalarda karar yöneticisi si-yasi iktidardır. Siyasi iktidar 129bkapsamında soruşturma kararı verir.Bizim davaya bakınca failden delilegidiliyor. Dosya ortada.

Bana karşı öne sürülen deliller2000-2008 arasındadır. Bir düğündekonuşma yapmam, DHKP-C Avrupa

sorumlusu olduğuma dair bir delilsayılıyor. Bu açık bir zorlamadır.Eşim tutuklandığında yanındaydım.Suç fiilleri, o zaman da biliniyordu.Neden tutuklanmadım? Çünkü suçteşkil etmiyordu. Peki o günden tu-tuklanmama kadar hangi fiiller var?Sadece bir paralı muhbirin söyle-dikleri var. Bir de ABD ve Hollandagizli servislerinin yorumları ve o yo-rumlara dayanan kelle avcılıkları var.

Burada failden delile yürütülenbir yöntem var. Şahsıma yönelik su-nulan deliller şişirilmiş, maddi temeliyok. Buna en somut örnek ABD kon-solosluk eylemi suçlaması. 2006’datutuklanmam ne kadar gereksizdiyse,bugün de öyledir ve tutuksuz yargı-lanmam gerekir. Burada savcılığıngörevi önceden kararı verilmiş birdavaya hukuki bir görüntü ver-

M. Aşoğlu: DHKC, Her Eylemini Üstlenmekte veNeden Hedef Aldığını Açıkça İlan Etmektedir

Terörün, Zulmün Kol Gezdiği Yerde,Halkların Silahlanma Hakkı Vardır!

Yazı dizimizin ‘Emperyalizmin,Kendi Toprağının DevrimcileriyleSavaşı ve Tasfiye PolitikalarınınMekanı Hapishaneler’ başlıklı bö-lümünün 4. kısmına haftaya Fransaile devam edeceğiz.

Bu hafta, güncelliği nedeniyleMusa Aşoğlu’nun 12 Nisan günü,Almanya Hamburg’da görülen du-ruşmada yaptığı savunmadan bö-lümler yayınlıyoruz.

Marksist-Leninist bir devrimcinin,emperyalizm karşısındaki gücünüve üstünlüğünü, Musa Aşoğlu nez-dinde bir kez daha gördük.

Aşağıda okuyacaklarınız, mah-kemeye katılanların anlatımlarındanderlenmiştir.

Parantez içindeki açıklamalardergimiz tarafından eklenmiştir.

Emperyalizmin Devrimcilere Karşı Savaşıyazı dizisi / bölüm 19

Devrimcilik YapmakSUÇ Değil,

GÖREVDİR

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

23

Page 24: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

mektir.

Devlet, yargı aracılığı ile mu-halefet olanları, yani düşmanlarınıcezalandırıyor. Bu davada yargı-lanan ben değilim: Savunma ma-kamı, mahkeme heyeti vd. Çünkühukukçu, eğitimi boyunca öğren-diklerinin tersyüz edilmesinin ça-resizliğini iliklerine kadar hisse-diyor.

Mahkeme heyeti 129b’nin koru-makla yükümlü oldukları Almanyaanayasal düzeni koruyamadıklarınınfarkına varacaklardır. Burada söz ko-nusu olan düşman hukukudur.

129b yasaları ile düşman ceza-landırılmak isteniyor. Anti-terör ya-saları tüm burjuva hakları rafa kal-dırılıyor. DHKP-C davalarında, ana-yasal garantiye alınmış olan düşünceve örgütlenme özgürlüğünü ‘terör’suçu sayıyor. Evrensel olan bu haklarmevcut düzenin, yani burjuvanın de-ğil, halkın kazandığı haklardır. Do-layısıyla bu hakları savunmak bur-juvanın değil, halkların görevidir.

(Burada örnekler vererek Dimit-rov’un kim olduğunu ve faşizmi nasıltanımladığını anlatıyor. Emperyaliz-min yönetim biçiminin ne olduğunuve nasıl işlediğini örneklerle ayrın-tılandırıyor. Dimitrov’un yaptığı iddiaedilen Reichstag kundaklaması, anti-faşist ve komünistlere karşı göster-melik bir dava. Dimitrov, Göbbelsve Göring’in delillerinin nasıl meş-rulukla çürüttüğünü, davanın tarihiönemini vurguluyor. Nazi iktidarınarağmen beraat ettiğini anlatıyor.)

Mahkeme Heyeti: Nazi hukukuile mevcut hukuku karşılaştırmakdoğru değil.

Musa Aşoğlu: 11 Eylül sonrasıgetirilen anti-terör yasaları açık düş-man hukuku.

Dimitrov 11 Eylül’den sonra yar-gılansaydı 129b maddesinden beraatetmezdi.

ABD, Patriot Act ile işkencelerive kaçırmaları yasallaştırdı. ABD veİngiltere işkence yöntemiyle haklarıalenen yok ederken, Almanya bunu

129b yasası ile çok daha başarılı vesinsi yapabilmiştir.

(Patriot Act, 11 Eylül’den sonraçıkarılan Terörle Mücadele Yasasıniteliğindeki Vatanseverlik Kanunu)

- Tecrit koşullarını uygulayıp bunaitiraz hakkımı da ortadan kaldırdı.Bu çerçevede adil yargılandığımı dü-

şünmüyorum. Evet avukatım var;ama tecrit koşullarıma itiraz etmeolanağım yok. Bana tecrit uygula-yanlarla itirazi değerlendiren aynımakamdır.

- Evet, 11 aydan sonra bağımsızdenilen heyetin karşısına çıkarıldım.Daha önceki DHKP-C davalarınınheyeti ne kadar bağımsızdıysa, buheyet de o kadar bağımsızdır. Stan-dartlaştırılmış cezalar veriliyor. Nedenbu hukuk gösterisi yapılıyor?

(Musa Aşoğlu bu bölümde, Al-manya’da “aşırı sağcı” diye tabiredilen Nazi artığı partileri anlatıyor.Bu faşist partiler aynı zamanda se-çimlere katılma hakkı olan yasal par-tilerdir.

NPD ve AfD ile DHKP-C’yikarşılaştırıyor. Asıl terör ve tehlikeyayanın bu ırkçı partiler olduğunuanlatıyor.)

- Anayasal düzeni kim tehdit edi-yor? Neden NPD, AfD’yi yargıla-mıyorsunuz?

Bugüne kadar DHKP-C’yi yar-gılamaktan hiç çekinmediniz; çünküsiyasi irade kararı veriyor. Dosyamabile bakamıyorum. Avukat görüşünübile cam arkasından yapıyorum. Ye-terli savunma olmadan yeterli yar-gılama olamaz!

2. BÖLÜM: Hakkında Hazır-lanan İddianameye İlişkin Değer-lendirme Yapıyor:

Hakkımdaki suçlama: Amacıyurtdışında adam öldürmek olan,yurtdışında insan öldürmüş DHKP-C örgütüne üye olmak. Ben ise buörgütün yönetici kadrosu.

- Öncelikle, DHKP-C adı altındabir örgüt yoktur. İddianamede DHKPve DHKC’nin birleşimi DHKP-C’dirdeniliyor.

Bu bir örgüt değil, siyasi bir an-layışı temsil eden bir organdır. BütünMarksist-Leninist kadro örgütlenme-lerinde olduğu gibi, DHKP-C’de debir hiyerarşi vardır.

- Emperyalizm, Katildir,İşkencecidir, İşgalcidir,Sömürücüdür.

- Emperyalizm, İnsanlıktanÇıkmıştır, Kimseyeİnsanlığı Öğretemez.

- Emperyalizm, Özgürlüğeve Bağımsızlığa Düşmandır,Özgürlük Götüremez.

- Dünyayı Kan Gölüne veHapishaneye ÇevirenEmperyalizm, Demokrasiyi Savunamaz.

- Halklara SoykırımUygulayan Emperyalizm,İnsan HaklarınıSavunamaz.

- Emperyalizmin“Medeniyetinin” TemelindeDünya Halklarının Kanı-Canı Vardır.

- Emperyalizm; YüzyılÖnce Ölümcül HastalığaYakalanan, Can ÇekişenKapitalizmdir.

- Emperyalist Çağ, ProleterDevrimler Çağıdır.

- Çaresi Yok! Emperyalizm Yenilecek veHalklar Özgürleşecektir.

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

224 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 25: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Marksist-Leninist örgütler hak-kında uzmanlığınız ne kadardır bi-lemem; ama bu yaklaşım Marksizm-Leninizm’e karşı olmanın kanıtıdır.

- DHKP-C Türkiye’de anayasaldüzeni devrimci ihtilalle ortadan kal-dırıp yerine kendi denetiminde Mark-sist-Leninist bir devlet kurmayı he-deflemiştir. Türkiye’de anayasal dü-zen, askeri cuntalar tarafından veonların düşüncelerine göre belirle-niyor.

(Musa Aşoğlu, bu bölümde Tür-kiye’de, her şey yürütmenin denetimialtındadır, bunu federal savcı bilme-lidir diye ayrıntılı biçimde anlatı-yor.)

- Ne sözü geçen isimde bir örgütvar ne de bahsedilen anayasal düzen.Tabii iddia makamı Marksizm-Le-ninizm uzmanı olmak zorunda değil,ama konuyu ayrıntılandırmalıyım.

Bahsedilen DHKP ve DHKCmi? Öyleyse cinayet ve adam öl-dürme amacı nerede yazıyor?

DHKC eylemlerinden bahsedi-liyorsa, amacın bu olduğu yalnızcabir yorumdur ve iddia makamınınyetki alanını aşar.

DHKC eylemlerinde yaklaşık 60-70 kişi şehit düşmüştür. İşkence vekatliamlarda ise 700’den fazla kişikatledilmiştir. Savcılık neden öldürendeğil de katledilmek istenen örgütdemiyor? Bu söylem ideolojik değilsebilinçsizliktir.

- Adaletsiz mahkeme kararlarısonucu insanlar yıllarca yatar, çıkar;fakat en büyük darbeyi yiyen adaletduygusudur.

3. BÖLÜM: Musa Aşoğlu, Mah-kemenin Yanlış Anlattığı ÖrgütYapısını ve Demokratik Mücade-lenin Anlamını Öğretiyor:

DHKP-C altında hareket eden vealtında hiyerarşik yapıya sahip birörgüt yoktur. İddianamede P-C bir-leşimi deniliyor. Yanlış, öyle bir şey

yok. DHKP-C politik bir düşünceanlayışıdır.

Deniliyor ki tüm Marksist-Leninistörgütler gibi katı disipline ve hiye-rarşik bir yapıya sahip.

Bu tür yanlış tespitler, ben ve be-nim gibi yargılananlara iradeniz yokdenilerek aşağılamayı hedeflemek-tedir.

DHKP’nin kuruluşunda 1 sekreter2 üyeden oluşan komite söz konusu.Yani komite karar alıyor.

İddianamede bu komiteler dernekkomiteleri ile aynılaştırılmaktadır.Komiteler hayatın her alanında ku-

rulmaktadır. Bundan dolayı Avru-pa’nın herhangi bir ülkesinde komiteüyesi olmak, parti üyesi olmakla öz-deşleştirilemez.

- Silahlı birlikler yalnızca Türki-ye’de bulunmaktadır. Bu, itirafçılarınve BND’nin (Federal Haber AlmaTeşkilatı) ifadelerinden de alınabilir.İddianame içindeki tek doğru belkide budur.

- Avrupa’da dernekler, komitelertarzında çalıştıkları için DHKP-Cüyesi olarak değerlendirilmeye çalı-şılıyor. Yani ırkçılığa karşı olmak,demokratik faaliyet yürütmek, kültürelfaaliyet yürütmek suç sayılıyor. Buinsanlar ‘terörist’ olmakla suçlanı-yor.

- Türkiye’de bile yasak olmayanYürüyüş dergisi Almanya’da yasak-landı. Türkiye’de yasal olan TA-YAD’ın “Avrupa’da DHKP-C’ningöstermelik dernekleri” olarak elealınması ne anlama geliyor? Yanimeşru, yasal, demokratik faaliyetlerillegal gibi gösteriliyor.

- Batı Avrupa’nın DHKP-C’nincephe gerisi olduğu yanlıştır. Savcılıkbunu kanıtlamak zorundadır. Kim,neye dayanarak cephe gerisinin BatıAvrupa’da olduğunu iddia edebili-yor?

Silahlı birliklerin olmazsa olmazıkomutan ve savaşçıdır. Avrupa’dakır veya şehir gerillalarının olduğukanıtlanmalıdır. Kanıtlanamıyorsaneye göre ve nasıl böyle suçlamalaryöneltilebiliyor? Avrupa’da parti vecephe örgütlenmeleri mi varmış?Öyle ise hangileri bunlar? Avrupa’datüzük mü varmış, Avrupa komitesiniberlirleyen tüzük neredeymiş?

DHKP-C Avrupa’da sokak sokak,köy köy örgütlenmiş mi? Abartı artıkmantık sınırlarını zorluyor ve saçmasonuçlara yol açıyor. Silahlı müca-delenin olmazsa olmazı komutan,savaşçıların nerede bulunduğu ka-nıtlanmak zorundadır.

"Emperyalizm:- Kapitalizmin özel birtarihsel aşamasıdır.- Tekelci kapitalizmdir.- Asalak ya da çürüyenkapitalizmdir.- Can çekişen kapitalizmdir"

LENIN***********

EMPERYALİSTLER KAĞITTAN KAPLANDIR

“Tüm sözde güçlü gericilerinsadece kâğıttan kaplanolduklarını söylemiştim.Bunun nedeni onlarınhalktan kopuk olmasıdır. Bakın! Hitler kâğıttan birkaplan değil miydi? Hitlerdevrilmedi mi? Yine Rus Çarı’nın, Çinİmparatorunun ve Japonemperyalizminin de kâğıttan kaplanlarolduklarını da söyledim. Hepsinin devrildiğinibiliyoruz. ABD emperyalizmihenuz devrilmedi ve atombombasına sahip.İnanıyorum ki, o dadevrilecek. O da bir kâğıttankaplan. (18 Kasım 1957)

MAO

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

225SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 26: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

- 1970’de THKP ve THKC’yikuran Mahir Çayan’dan beri bu entemel örgütlenme biçimi değişme-miştir. Partinin anlayışı PASS (Poli-tikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi)üzerine kuruludur. Bu stratejiyi hayatageçirenler ise siyasi ve askeri mü-cadele içindedir. Yani örgütün silahlıfaaliyet alanı Avrupa değil Türki-ye’dir.

Demokratik mücadele ise haklarve özgürlükler mücadelesidir, temelhaklar, ekmek, konut... bunlar bu-günün mücadelesidir. Bir yanı iledevrim öncesi mücadelesidir; amakendi başına devrim mücadelesi de-ğildir...

4. BÖLÜM: Silahlı MücadeleZorunlu ve Meşrudur

- Adalet aramanın en akıllıca yoluyargıdır; ama bu sadece adaletin ol-duğu yerde mümkündür! Türkiye,faşizmle yönetilen bir ülkedir ve de-mokrasicilik oyunu oynanmaktadır.Yasama, yürütme ve yargı erklerininayrılığından bahsetmek mümkün de-ğildir. Adalet saraylarını süsleyen

”themis” in gözleri bağlı değil, te-razisi bozuk ve kılıç iktidarın elin-dedir.

(Bu son bölümde, direnme hakkıen temel haktır diyerek John Lockeve farklı örneklerle mücadeleninmeşruluğunu anlattı. Musa Aşoğlu,”İster DHKP, ister DHKC olsun, is-terse bulunduğum demokratik alanolsun… Bunlar 129b ile yargılanarakmeşru direniş hakkı engelleniyor!”dedi.

396, 397 ve 407 no.lu açıklama-lardan bölümlerle örneklendirdi.)

- DHKC meşru hak arayışındadır.Yaptıkları her eylemi üstlenmekteve neden hedef aldığını açıkça ilanetmektedir.

Terörün, zulmün kol gezdiği yer-de, halkın silahlanma hakkı vardır.

Ferhat Gerçek’i felç bırakanlarcezalandırılmadı. Halkı katleden po-lisler cezalandırılmadı. Bu mu hak,adalet? DHKC, eylemleriyle işkence,katliam ve halk düşmanlıklarınınhesabını sormaktadır.

EMPERYALİZMİNEKONOMİKÖZELLİKLERİ: 1) Üretimin ve sermayeninyoğunlaşması, tekellerinortaya çıkması 2) Emperyalizmdebankaların önemi 3) Sermaye ihracı 4) Dünya pazarınıntekeller tarafındanpaylaşılması 5) Emperyalist ülkelerindünya topraklarınıpaylaşması

EMPERYALİZMİNTARİHSELÖZELLİKLERİ 1) Emperyalizm, tekelcikapitalizmdir. 2) Asalak ya da çürüyenkapitalizmdir. 3) Can çekişenkapitalizmdir.

***********

"... Eğer yeryüzündeanlamlı ve güzel bir şeyaranacaksa, işte enanlamlısı; isyan... Doğal bir şey aranıyorsa,işte en doğal olanı;Emperyalizme isyan etmehakkı! Eğer yeryüzünde uğrunaher fedakarlığın yapılacağıbir ideal aranıyorsa, işte en sade olanı;Emperyalizmin, baskının,sömürünün olmadığı birdünya... Emperyalizmdennefret etmek ve asla boyuneğmemek için milyonlarcanedenimiz var..."

Ölüm Orucu ŞehidiGülnihal YILMAZ

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

226 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Eğitim Emekçisi Akman Şimşek Serbest Bırakılsın!Yüksel Direnişi'ne sahip çıktığı ve işini geri

istediği için AKP faşizminin komplolarıyla tutuklananÖğretmen Nazife Onay ve Sağlık Emekçisi CelalAkgün’den sonra, KESK eski MYK ve Antalya Eği-tim-Sen Üyesi Eğitim Emekçisi Akman ŞİMŞEK,10 günlük gözaltı süresinin ardından 13 Nisan' An-talya’da tutuklandı.

Tutuklanma gerekçeleri arasında iş güvencesinesahip çıkmak için katıldığı eylemler, Yüksel Direnişive Dilek Doğan için yapılan basın açıklamalarına katılmak var. Yanihaklarını gasp ettirmemek ve halk çocuklarına sahip çıkmak suç sayılıyor!

Page 27: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Kapitalist sistemde rekabet dahaçok kar ve paradır.

Daha çok kar için ise, gerekli olan,yanındakini ezip geçmektir.

Kapitalistlerin, mülk sahiplerinin,ulusal uluslararası çaptaki pazarlardabir yer kapabilmek için giriştikleri kı-yasıya yarıştır rekabet.

Bu yarışma sadece kendi araların-daki pay kavgası değildir. Aynı zamandabu herkesi içine çeken bir çarka dön-üştürülmektedir.

Emekçiler de karnını doyurabilmekiçin bu rekabete sürüklenmektedir. Ya-nındakiyle rekabet etmezse, ondandaha iyi olmazsa, işten çıkarmada ilksırada olacak, işsiz ve aç kalacaktır.

Yanındakilerle rekabet etmezse,terfi edemeyecektir.

Kapitalizm rekabetle var olur veherkesi onun içine çeker.

Kapitalizmde başkası başarısız ol-malı ki, sen başarılı olabilesin.

Bu rekabet güçsüzlerin güçlüler ta-

rafından tamamen ezilmesine yol açar.

Dünya pazarları üzerinde girişilenrekabet, son derece şiddetli ekonomiksavaşlara neden olmakta ve bugünIrak, Libya, Suriye gibi ülkeleri işgaleyol açmaktadır. Sonuç olarak, bütünemperyalistlerin amacı, dünyadakiekonomik ve politik hegamonyayı el-lerine geçirmektir.

Bu kıyasıya rekabetin iki sonucuvar: Emperyalistlerin kasalarına dahafazla dolar, euro dolarken, halklarakatliamlar, mültecilik, yakılan yıkılanülkeler düşer.

Kapitalizm, her türlü değerden uzakbu rekabeti, ideolojik olarak da “tekyaşama biçimi” olarak, “tek geçerlikural” olarak halklara benimsetmeyeçalışır.

Ekonomik gelişmenin başka türlüsağlanamayacağı tezlerini savunurlar.Burjuva ideolojisine göre, rekabet, üre-timi geliştirmenin, ilerlemenin koşu-ludur.

"Kapitalist rekabet, yüksek seslesöylenmeyen şu temel ilkeye dayanır:Omuz at geç, herkesi atlat, ez onları,mutlu geçimini soyup soğana çevirdiğinadamların sırtından sağla.

Oysa, sosyalist yaratıcı-yarışmabunun tersini söyler: İlerlerken, arka-daşlarınla yanyana ol, geride kalanlara

yardım et, seni geçenleri yakala, mutluyaşamını ortak başarılar temeli üzerinekur.

Sosyalist toplumdaki yaratıcı-ya-rışma, yeni yeteneklerin boy atmasınaimkân tanır: İşçi sınıfının içinden,teknik alanda yaratıcı insanların, üretimorganizatörlerinin ve devlet adamlarınınyetişmesine yol açar. Sosyalist yaratı-cı-yarışma okulunun sıralarından geçenbirçok işçi, sosyalist çalışmanın yenibiçimlerinin yaratıcıları olmuşlar veisimleri ulusal kahramanlar arasındayazılmıştır." (Sosyalist yaratıcı yarışma,syf: 13)

İki Farklı RekabetYani rekabetin tanımı ve işlevi,

iki sınıf arasında taban tabana zıttır.

Kapitalizmin barbar rekabet sis-temi yerine; sosyalizm, kolektif zen-ginlik için halkın işbirliğini koyar.Sosyalizmde amaç, her insanın re-fahının, bütün halkın refahı ile ger-çekleşebileceği, insanlığın kardeşli-ğine dayanan toplumu kurmaktır.

Kapitalizm, kendi sınıfsal çıkarlarıiçin kendi ideolojisini dayatır. İdeo-lojisini bazen açık terörle, bazen iseinsanları açlıkla, işsizlikle tehdit ede-rek dayatır. İdeolojisini dayatarak buşekilde bir kültürel şekillenme oluş-turmaya çalışır.

düzen devrimkapitalizm sosyalizm

geçmiş gelecek

REKABETKAPİTALİZMİN TEMEL İLKESİ;

OMUZ AT GEÇ, EZ GEÇ, SEN KAZANSOSYALİZMİN TEMEL İLKESİ;

DAYANIŞMA VE BİRLİKTE REFAH

KAPİTALİSTLER İÇİN DEĞİL,KENDİMİZ İÇİN

"Tesviyeci İvan Gudov şöyle diyordu:

— Rekorlar kırdığımda kazanacağım parayı düşün-müyordum.

Her şeyden önce kapitalist fabrikaların verimini geridebırakacak güçte olduğumuzu kanıtlamak istiyordum; çünkübiz kapitalistler için değil, kendimiz için, halkımız için ça-lışıyorduk. Özgür sosyalist çalışmanın en üretken çalışma

biçimi olabileceğini gözler önüne sermek istiyordum.

İkincisi, diğer işçileri vereceğim örnekle ardımdansürüklemek istiyordum, çünkü bu, yalnızca kendimedeğil aynı zamanda, atölyeye, fabrikaya devlet planınınöngördüğü normları aşma, ülkeye büyük bir ihtiyaçduyduğu takım tezgâhlarını daha çok üretebilmek olanağısağlayacak biricik yoldu. Üçüncü olarak da, gizlemiyorum,diğer Sovyet işçileri gibi, yaratıcı-yarışmada birinciolmak istiyordum..."

(Sosyalist Yaratıcı Yarışma, syf. 37)

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

27SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 28: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Kapitalist rekabet kültürüyle,

‘arkadaşlık, dostluk, dayanışma’gibi değerleri yok ederek, dürüstlük,kendi emeğiyle hak ederek kazanmagibi değerlerin yerine fırsatçılığı, is-tediğini hangi yolla olursa olsun eldeetme pragmatizmini yaratır.

Kısacası; bencil, kendini düşünen,sürekli yanındakileri alt edip önegeçmeyi düşünen bir ideoloji...

Kapitalizm bu şekilde böler, par-çalar, yozlaştırarak yönetir.

Sosyalizm birleştirir. Ortak çı-karlar, ortak değerler ön plana çıkar.Bencilliğe, bireye dayanan rekabetitoplumsal çıkarlar lehine değiştirir.

Sosyalizm ‘Ben’Kültürünün Yok Edilmesi‘Biz’ KültürününYaratılmasıdır.

Sovyetler Birliği’nde üretimde ka-liteyi arttırmaya yönelik bir sistem ge-liştirildi. Bu yönteme, fabrikanın bu-lunduğu köyün isminden esinlenilerekSaratov adı verildi.

“Sistemin temeli, işçinin onurunave bilincine çağrıda bulunmasıdır.’ İş-levleri ne olursa olsun, üretim sürecindeyer alan herkes, artık bu sürecin baş-langıcından sonuna kadar, her aşamasınıkılı kırk yaran bir özenle denetliyorlardı.Bu ‘ayrıntılı gözden geçirme’nin so-nunda, her işçi, işyeri grubu açısındantaşıdığı önemin bilincine varıyor veçalışmasında daha yüksek düzeyde birsorumluluk duyuyordu.

Makinadan düzenli olarak mükem-mel ürün sağlayan işçilere kişisel birmühür veriliyordu. Bu, büyük bir güvenişaretiydi ve denetçi bu işçilerin ürün-lerini artık denetlemiyordu. Kişiselmühür, mükemmel bir kalitenin en iyitanığıydı. Bu işçilerin ücretlerine %60ile %20 oranında zam yapılıyordu.Saratov sisteminde … kusurlu ürünsayısı 7 misli azaldı ve makinadançıkar çıkmaz teslim oranı %98-99’aulaştı.” (Sosyalist yaratıcı yarışma, syf.81)

Hangi kapitalist rekabette bu kadaryüksek oranda başarı elde edilmiştir?Edilemez çünkü; her şeyden önce üre-timin en temel parçası olan işçilerbunu istemezler. Çünkü, işçi kapita-lizmde, üretime ve ürüne yabancılaş-mıştır. Kapitalizmde fabrikanın kazan-ması işçinin de kazanması demek de-ğildir; bilinçli veya bilinçsiz, her işçibunu bilir. Aç kalmasıdır.

Oysa sosyalizmde fabrikalar dev-letin elindedir, devlet halkın elindedir.Bu yüzden çalışmak; halkın, ailen,kendin için çalışmaktır.

Emekçiler bunun bilincinde hareketederler. Çalışmak eziyetten, kölece zo-runluluktan çıkar.

“Zittau tekstil kombinasında ekipşefi olan dokumacı Irmgard Rihter eniyi ekipten, öngörülen miktarın ancak

%64’ünü gerçekleştirebilen yavaş ça-lışan bir ekibe geçti. Gündeliğiningeçici olarak 100 mark düşeceğini bi-liyordu, fakat bu onu fikrinden cay-dırmadı. Bu konuda şöyle düşünüyordu:

—Ekipler kötü çalıştıkları, bütünbenlikleriyle işe sarılmadıkları zamankombinanın uğradığı zararlarla kar-şılaştırıldığında bu 100 mark ne ifadeeder ki? Üstelik bir de geçici olan buküçük fedakârlık, işçi-köylü devletimizinbana verdiklerinin yanında hiç kalır!”(age syf. 102)

Rekabetin en güzeli, üstünlüğü sa-dece kendin için değil daha az parakazanmak pahasına herkes için iste-mektir. Bu fedakarlığın sonucundayeni bir zafer kazanma hedefi var.Bire yüz veren bu verimli sistemin,sosyalizmin meyvelerine sahip olmaktıren büyük zafer.

Sosyalizmde, Paylaşım veGeliştirme Esastır

"ABD’de staj yapan Moskova oto-mobil fabrikası mühendisleri Svetkovve Mairov, yaşlı bir Amerikalı mü-hendisle dostluk kurmuşlardı. İştensonra çoğu kez birlikte eve dönüyor-lardı. Bir gün Svetkov ve Mairov,Amerikalı mühendise, çalışmadan,Sovyet üretim yenilikçilerinden, buyenilikçilerin uyguladıkları yöntem-lerdeki ve tekniklerdeki yetkinlik dü-zeyinden söz ederken mühendis hayretleşöyle dedi:

— Yok canım, inanılır gibi değil!Onların buluşlarının sırrını nasıl öğ-rendiniz?

Ardından da şunları ekledi.

— Kırk yıl çalıştıktan sonra, beni

- Kapitalizmde enyüce değer, kardır. Sosyalizmde en yücedeğer emek.

- Kapitalizmde bireyvardır. Sosyalizmdetüm halk.

- Kapitalizm “ben”iyüceltir. Sosyalizm“biz”i.

- Kapitalizm, bütünpisliklerin kaynağıdır. Sosyalizm, değerleryaratır.

- Kapitalizmsömürüdür.Sosyalizmsömürüsüz dünyadır.

-Kapitalizmadaletsizliktir.Sosyalizm adalettir.

Biz Cepheliler kapitalistdüzen içinde, gerek kendi

aramızdaki ilişkilerde,gerekse halklailişkilerimizde,

kapitalizmin rekabetçianlayışını mahkum ederiz.Sosyalizmin kolektivizmini,

paylaşımcılığını hakim kılarız.

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

28 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 29: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

neden hala Ford fabrikalarında tut-tuklarını biliyor musunuz? Üretime iliş-kin birçok sırrı elimde tutuyorum. Allahkorusun, bu sırları açıklayacak olsam,yerime hemen genç birini alırlar...

Sovyet işçilerinin ve mühendislerininise böyle bir korkuları yoktu.

Sosyalist çalışma pratiğinde, işçiler,mühendisler tüm mesleki deneyimlerini,mesleki becerilerini, sırlarını, mesleğin“püf noktaları”nı paylaşır, birbirlerineaktarırlar.

Çalışma gruplarının, üyelerindenherbirinin eğitimi konusunda daha fazlasorumluluk üstlenmeleri sosyalist ça-lışmanın belirgin özelliklerinden biridir.Ekipler, daireler, çalışma postaları veatölyeleri, rekabetçiliğin değil, kolek-tivizmin hayat bulduğu yerlerdir.

Sosyalizm ve kapitalizm arasındakitemel fark bu örnek üzerinden çok netanlaşılıyor.

Biri bireysel ve bencil, diğeri top-lumsal ve kolektif… Biri kişinin, diğeritüm halkın yararına.

Sosyalizm, kapitalizmin vahşi karhırsının, bencilliğinin karşısında halkınihtiyaçları temelinde işbirliği anlayışınıoturtur.

Kömürde Dünya RekoruBir Sovyet işçisinin ağzından akta-

rıyoruz şimdi:

Bakmak durumunda olduğum ikiküçük kız kardeşimle bir başıma kal-mıştım. Eğer kasaba sovyeti ve yoksulköylüler komitesi olmasaydı, açlıktanölürdük. O dönemde, kolhozlar olmadığıiçin, zengin köylülerin sömürüsü henüzsüregeliyordu. Yeniden, bu zengin köy-lülerden birinin yanına girmek zorundakaldım. Ancak bu yaşam beni tatminetmiyor, daha iyi bir şey arıyordum...

1927’de Donetz maden havzasındakiKadiyevka kentine, “İrmino Centrale”maden ocağına gittim. … Ayağımda,tabanı kayın kabuğundan örülmüş üstüketen ayakkabılar, sırtımda heybemyola koyuldum. Para kazanmak, birmiktarını biriktirerek bir at alıp köyümedönmek istiyordum.

… İki uçlu kazma ile çalışıyordum:Maden kuyusuna, 1932’de, madenciçekiçleri getirilmişti. Teknikle çok il-gileniyordum. O güne kadar çekiçbaşına beş tonluk bir iş normu öngörü-lüyordu. Ben daha fazla çalışarak, kimikez 8 tonluk bir ürün elde edebiliyor-dum. 1934’te mesleki gelişme kurslarınagönderildim ve aletimin çalışmasınailişkin tüm incelikleri öğrendim. İzo-tovcu hareket bu dönemde başladı. Bu-nun üzerine vurucu işçiler hareketinekatıldım ve İzotov’un yaptığı gibi, mes-

leğe yeni başlayan deneyimsiz madenkömürü işçilerini eğitmek yükümlülü-ğünü üstlendim. Zaman ilerliyordu.Diğerlerini eğitirken ben de bir şeyleröğreniyordum. Artık madenciliği se-viyordum ve bir at alıp köyüme dönmekistemiyordum...

… O sıralarda henüz parti üyesi ol-mamakla beraber, kendimi komünistlereyakın hissediyordum. ... 1935 yılında,maden kuyusundaki arkadaşlarımın ak-lına şöyle bir fikir geldi: Şantiyede iş-bölümü gözeterek çalışmaların yenidendüzenlenmesi yoluna gitmek. O günekadar, kömür madeni işçisi kuyudahem kömür damarını indiriyor, hemde böylece oluşan dehlizciklerin kiriş-lerle desteklenmesini sağlıyordu. Acaba,işçi sadece kömür damarını indirmekleyetinip, destekleme işlemi diğer işçilertarafından gerçekleştirilse nasıl olurdu?… 30 Ağustos’u 31 Ağustos’a bağlayangece, bu yöntemi uyguladım. 6 iş saatisonunda 102 ton kömür elde ettim. Buöngörülen iş normunun 14 katıydı.”

Böylece, Aleksey Stahanov, tek var-diyada maden çekiciyle kömür dama-rından kömür indirme işinde dünya re-korunu kırdı.

(Sosyalist Yaratıcı Yarışma, syf. 34)

Direnişçi Kamu Emekçileri 2. Yüksel Direnişi İhraçlarKahvaltısı Düzenledi

Ankara Yüksel Di-renişçileri, 15 günde birdüzenledikleri ‘İhraçlarKahvaltısı’nın ikincisini14 Nisan’da yaptı.Kahvaltıda, ihraç Aka-demisyen Süreyya Ka-racabey “Ezilenlerin Ti-yatrosu” konulu sunumyaptı.

Yüksel Okulu Öğrencileri Derslerini AksatmıyorYüksel Okulu 6. Dersini

VerdiHer hafta cumartesi gün-

leri bir araya gelen YükselOkulu öğrencileri, 14 Ni-san’da 6. derslerini işledi.Bu haftanın konusu ise, Ga-

leano’nun bir yazısı üzerinden ülkemizde ve dünyada çocuksömürüsünün nasıl ve kimler tarafından yapıldığı okundu,ezen-ezilen ilişkisi içinde değerlendirildi.

Yüksel Direnişini Anadolu’ya Yayacağız!Antalya’da Yüksel Direnişi İle İlgili Söyleşi Yapıldı

Yüksel Direnişçi-leri Acun Karadağ veMehmet Dersulu’nunkatılımıyla 14 Ni-san’da Antalya PirSultan Abdal KültürDerneği’nde söyleşiyapıldı.

İlk olarak söz alanAcun Karadağ, ‘korku’ ile ‘hak mücadelesi’ arasındaki bağlantıüzerine konuştu. Ardından ise Yüksel Direnişi’nden örneklerverdi.

Sonrasında söz alan Mehmet Dersulu, Yüksel Direnişi içe-risinde sendikaların tutumu ve açlık grevi zaferi hakkındabilgi vererek 15 kişinin katıldığı söyleşi sonlandırıldı.

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

229SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 30: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Taşeron yasasının çıkması ile birlikte binlerce işçiişinden atıldı. Sözde taşerona kadro vaadiyle çıkarılanyasa ile AKP istemediği işçileri işten attı.

Yaklaşık 150 bin taşeron işçi işten atılma tehlikesi ilekarşı karşıya. Buna karşı işçiler işlerini geri almak içindireniyorlar. Sendika hakkı için, kadro hakkı için, eşitücret için… direniyorlar. İzmir’de CHP’li belediyeyekarşı, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi yönetimine karşı, Be-şiktaş Belediyesi’ne karşı direniyorlar.

Direnmek işçilerin en temel hakkıdır. Ancak bu haksadece egemenler tarafından değil aynı zamanda işçininhaklarını korumakla görevli olan sendikalar tarafındanda yok sayılıyor. Bunun son örneğini geçtiğimiz günlerdebir kez daha gördük.

Güvenlik soruşturması gerekçesi ile işten çıkartılanve işleri için Beşiktaş Belediyesi önünde direnen işçilerGenel-İş Sendikası 1 No’lu Şube Sekreteri Taner Yaylaile konuşuyorlar. İşçiler, “Neden işten çıkartıldık, niyesahip çıkmıyorsunuz bize?...” diyorlar.

Sendikacının verdiği cevap ibretlik. Türkiye işçi sınıfımücadelesine DİSK’in ne kadar zararlı olduğunun ispatı.Yayla; “Siz yapacağınızı yapmışsınız. Devlete karşı suçişlemişsiniz. Sizin arkanızdan niye gelelim?” diyor.

AKP sınıfsal olarak işçiye ne kadar düşmansa DİSKde bugün geldiği nokta itibariyle işçi sınıfına bir o kadaruzaktır. İşçilere bakış açısı patronlar ile aynı düzlemdebuluşmuştur. Hatta daha da ileri giderek işçileri direnmekledevlete karşı suç işlemiş olmakla itham edecek kadarpatronlaşmıştır.

İşçileri Devlete Karşı Suç İşlemekleİtham Eden DİSK, İşçileri Savunamaz!

İşçi sınıfının sorunları dağ gibi birikmiş durumda.Her gün kaza adı altında yaşanan cinayetler, taşeronyasası ile işten atılmalar, düşük ücretler, mobbing uygu-lamaları ile işçiler adeta eziliyorlar. Sendikalı olmak is-tediklerinde işten atılıyorlar. Sendikalar ise direnenişçilere sahip çıkmak bir yana patronların diliyle konuşupişçileri suçluyorlar.

DİSK adında devrimci sıfatını taşıyor. Ancak bugüngeldiği nokta itibariyle devrimcilikle hiçbir ilgisi kalmamıştır.Türk-İş neyse DİSK de odur. Her iki sendikanın ortaknoktası AKP ile uzlaşmış olmaları, hiçbir şekilde direnişörgütlememeleri, işçilerin kendi inisiyatifleriyle başlattığıdirenişleri kırmaları, masa başında işçileri satmalarıdır.

Devrimcilikten kopanlar düzenin çarkına alet olup

düzenin değirmenine su taşırlar. DİSK’in bugünkü pratiğitam olarak budur. AKP faşizmi ile hiçbir şekilde karşıkarşıya gelmemeyi kendisine temel kıstas olarak belirle-miştir. 1 Mayıs için Taksim diyor, AKP hayır deyinceMaltepe’ye razı oluyor.

Direnmeyi Lügatından Çıkaranlar, İşçilerinEn Temel Haklarını Dahi Savunamaz!

OHAL uygulamaları faşizmin resmileştirilmesidir.Ve OHAL’in işçilere karşı yürürlükte olduğunu Cum-hurbaşkanı Erdoğan itiraf ediyor.

Patronlara hitaben yaptığı konuşmada; “OHAL siziniçin var, bakın tüm grevleri yasakladık” diyebiliyor.Peki, sendikalar ne yapıyor? AKP işçilere karşı patronlarınsafında olduğunu alenen tüm dünyaya ilan ederken baştaDİSK olmak üzere var olan sendikalar tek bir direniş ör-gütlemeyi akıllarının ucundan dahi geçirmiyor. SözdeOHAL’e karşılar; ama pratikte AKP’yi rahatsız edecekhiçbir direnişin içinde yoklar.

DİSK Düzenin,Devrimci İşçi Hareketi İşçilerindir!

DİSK direnmenin değil her ne şart altında olursaolsun faşizmle uzlaşmanın adıdır. Direnmek, kazanmakgibi terimleri çoktan unutmuşlardır.

DİSK en son ne zaman bir direniş örgütlemiş ve tamanlamıyla bir zafer kazanmıştır? Sorsak bugün DİSK’iyönetenler dahi hatırlamazlar. Onlar kazanmayı, zaferiunuttular. Direnmek için bedel ödemeyi göze almakgerekir. İşçi sınıfının sendikacılığını yapmak gerekir.Devrimci olmak gerekir.

DİSK ise patronlaşmıştır. İşçilerin parası ile beşyıldızlı otellerde kongre yapar, yabancı ülkeleri geziptozar, uluslararası tekellere raporlar hazırlatır. İşçininemeğini har vurup harman savurur. Ama direnenlereyardımı, desteği dokunmaz. Nerede bir direniş varsaveba görmüş gibi kaçar. Ya görmezden gelir ya da dostlaralışverişte görsün misali bir iki açıklama yaparak geçiştirir.Ama direnişin öncüsü, örgütçüsü olmaz. AKP’yi karşısınaalmamak en önemli amacı haline gelmiştir.

İşte bu nedenle işçilerin tek dayanak noktası dev-rimcilerdir. Direnişler örgütleyen, zaferler kazananDevrimci İşçi Hareketi işçilerin tüm sorunlarını çöz-meye taliptir.

Yeni Kazovalar’ı ancak DİH yaratabilir. DİH devrimciliktir.

DİRENİŞLER, DİRENEN İŞÇİLER BİZİMDİR BİRLİKTE DİRENECEĞİZ, BİRLİKTE KAZANACAĞIZ!

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

330 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 31: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Bugün ancak devrimciler AKP faşizmine karşı direnebilir, direnişlerörgütleyip zaferler kazanabilir.

İşçiler; İşçi Meclislerimizi Kuralım!DİSK’e Mecbur Değiliz!

Haklarımızı kazanmak için önce örgütlenmeliyiz. Ancak örgütlenirseküretimden gelen gücümüzü tam anlamıyla ortaya koyabilir ve zaferlerkazanabiliriz.

Bunun için her işçinin söz ve karar hakkına sahip olduğu İşçiMeclislerimizi bulunduğumuz her yerde kuralım, örgütlenelim,direnerek zaferler kazanalım.

ELLERİ VAR ÖZGÜRLÜĞÜN Köpürerek koşuyordu atlarımız

Durgun denize doğru.

Bu uçuş, güvercindeki, Özgürlük sevinci mi ne!

Öpüşmek yasaktı, bilir misiniz, Düşünmek yasak,

İşgücünü savunmak yasak!

Ürünü ayırmışlar ağacından, Tutturabildiğine,

Satıyorlar pazarda; Emeğin dalları kırılmış, yerde.

Işık kör edicidir, diyorlar, Özgürlük patlayıcı.

Lambamızı bozan da, Özgürlüğe kundak sokan da onlar.

Uzandık mı patlasın istiyorlar, Yaktık mı tutuşalım. Mayın tarlaları var,

Karanlıkta duruyor ekmekle su.

Elleri var özgürlüğün, Gözleri, ayakları;

Silmek için kanlı teri, Bakmak için yarınlara, Eşitliğe doğru giden.

Ben kafes, sen sarmaşık; Dolan dolanabildiğin kadar!

Özgürlük sevgisi bu, İnsan kapılmaya görsün bir kez;

Bir urba ki eskimez, Bir düş ki gerçekten daha doğru.

Yiğit sürücüleri tarihsel akışın, İşçiler, evren kovanının arıları;

Bir kara somunun çevresinde döndükçe Dünyamıza özgürlük getiren kardeşler. O somunla doğrulur uykusundan akıl, Ağarır o somunla bitmeyen gecemiz;

O güneşle bağımsızlığa erer kişi.

Bu umut özgür olmanın kapısı; Mutlu günlere insanca aralık. Bu sevinç mutlu günlerin ışığı; Vurur üstümüze usulca ürkek.

Gel yurdumun insanı görün artık, Özgürlüğün kapısında dal gibi;

Ardında gökyüzü kardeşçe mavi!

OKTAY RİFAT HOROZCU

“İlk Sabotaj ve Tahta AyakkabıAvrupa'da kapitalist gelişmenin erken evresinde işçiler kapitalist

üretimin ortaya çıkardığı yoksulluk, işsizlik, kötü çalışma veyaşam koşullarının sorumlusu olarak makineleri görürler. İşçiler;başlangıçta, kendilerini bu hale düşürdüğünü düşündükleri ma-kinelere karşı harekete girişirler. Makinelere tahta ayakkabılarını(sabo) atarak ilk "sabotaj" eylemlerini gerçekleştirirler.”

Das Kapital, Karl Marx Sayfa 53

“Üretim araçlarına sahip sınıf, aynı zamanda kendi dünya gö-rüşünü de alt sınıflara pompalar. Böylece proletarya kendiçıkarının nerede olduğunu göremez, düzeni değiştirme şansınınolmadığını düşünür.”

Das Kapital, Karl Marx Sayfa 32

“Emek gücüEmek gücü; bir insanın yaşayan varlığında, vücudunda bulunan

ve yararlı şeyler üretmek için harekete geçirmesi gereken fizikselve düşünsel kapasitelerin toplamıdır.”

Das Kapital, Karl Marx

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

31SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

“AKP Sakat Maaşımı,Sosyal Haklarımı Gasp Etti,Yedirtmeyeceğim!”

Hakları için direnen İrfan Yıl-maz’ın direniş günlüklerinden der-lediklerimizi yayınlıyoruz.

13 Nisan Cuma: Eylemimin 16.günü… Biz alana vardığımızda polisçoktan alandaki yerini almıştı. Dö-vizlerimi çıkarıp eyleme başlamamile birlikte polislerin amiri gelip da-ğılmamızı istedi. Zorla araca bindi-rilerek gözaltına alındık. Şişli EtfalHastanesi’ne götürüldük. SonrasındaŞişli Merkez Karakolu’na götürüldük.3 saatlik gözaltının ardından savcıtalimatı ile serbest bırakıldık.

14 Nisan Cumartesi: Eylemimin17. günü… Refakatçim Zeynal Da-nacı ile birlikte saat 15.00’da Şişli

Cevahir AVM önünde otobüsten in-dik... Bugün daha sert bir şekildegözaltına alındık. Doktor kontrolüiçin Şişli Etfal Hastanesi’ne götü-rüldük. Benim muayeneme doktoruarabaya getirdiler. Ben burada mua-yene olmayacağımı, beni hastaneniniçine götürmelerini söyledim. “Dok-toru ayağına getirdik” dediler, bunukabul etmediğimi söyledim, hakaretederek saldırdılar. Sonrasında ŞişliMerkez Karakolu’na götürüldük.Sonrasında saat 21.00 gibi serbestbırakıldık.

15 Nisan Pazar: Eylemimin 18.günü... Bugün daha bir özenle gözaltıyaptılar. Karakoldaki polisler “yinemi siz? Gelmeyin” dediler, biz de“biz gelmiyoruz, siz zorla getiriyor-sunuz” dedik. İşlemler bitince saat20.00 gibi serbest bırakıldık.

Page 32: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

15 Temmuz2016 günü gerçek-

leşen darbe girişimininardından AKP faşizmi kamu emek-çilerine yönelik kapsamlı bir saldırıyagirişti. OHAL ilan edip çıkardığıKHK’larla yüz binden fazla kamuemekçisini işten attı. Bunu yaparkenkim suçlu kim suçsuz diye bakmadıbile. Sözde FETÖ’cülere yönelik ola-rak yapılan işten atmalar kısa sürededevrimci, demokrat kamu emekçi-lerini işten atmaya döndü. AKP fa-şizmi, kendisinden olmayan tümkamu emekçilerini hedef aldı.

Saldırı kapsamlıysa direniş dekapsamlı olmalıydı. Ancak öyle ol-madı. Binlerce üyesi işten atılan sen-dikalar en asgari direnişi dahi örgüt-lemedi. Örgütlemek bir yana dire-nenlerin yanında dahi durmadı. Busendikalar başında gelen KESK yö-netimi beş yüz günden fazladır Yük-sel’de direnen üyelerinin yanında ol-mak bir yana üyelerinin sendika bi-nasında oturma eylemi yapmasınadahi tahammül edemez duruma gel-miş durumda.

“KESK Genel Meclisi olarak birtoplantı gerçekleştirdik, bu toplantıdaKEC dışında herkes eylemi bitir-menizi ve derhal KESK’i boşaltma-nızı istiyor.”

3 Mart tarihli genel merkezlereyolladığı yazı ile de bunu destekliyor.Şöyle belirtiliyor yazıda;

“Geldiğimiz aşamada MerkezYürütme Kurulumuz KESK’i ka-muoyunda itibarsızlaştırmaya çalı-şan tutumların ve yanlış algı yaratmaçabalarının önüne geçme ihtiyacınınbir adımı olarak yaşanan süreç hak-kında bir yazı kaleme alarak emekve demokrasi güçleri ile paylaşmış-tır...

KESK’i kamuoyunda itibarsız-laştırmaya çalışan tutumların veyanlış algı yaratma çabalarının önü-ne geçmek adına ekteki söz konusu

yazının şubelerletemsilciliklerep a y l a ş ı l m a s ıönemlidir.”

ESM yönetimigibi bazı sendikayönetimleri de ya-zıyı “Konfederas-yonumuzun iti-barsızlaştırılması-na yönelik hertürlü tutum vedavranışlarınüyelerimiz ve temsilciliklerimizle pay-laşılarak teşhir edilmesi ile birlik, da-yanışma ve mücadeleyi büyütmeyeçaba gösterileceğine olan inancımızlaçalışmalarınızda başarılar dileriz.”üst yazısıyla paylaşıyor. Bir sendikaemekçileri, üyelerini teşhir etmeyedavet ediyor temsilciliklerini.” (KamuEmekçileri Cephesi 6. Sayı)

KESK İçinde DirenmeyenlerDirenişi Kırmak İçinBiraraya Geldi!

AKP faşizmi direnişi kırmak içinher gün Yüksel Caddesi’nde yapılaneyleme saldırıyor. İnsan Hakları Anı-tı’nın etrafını çevirerek orada oturmaeylemi yapılmasını engelliyor. ŞimdiKESK yönetiminin almış olduğu bukararın AKP faşizminin yaptığındanfarkı nedir? KESK içinde yer alan sol,AKP ile aynı yerde buluştular. Biryanda direnişi kırmak için elindengeleni ardına koymayan AKP, diğeryanda kendisini korumaya çalışanKESK…

KESK Yönetimi DireniştenNeden RahatsızlıkDuyuyor?

Direniş KESK içerisinde yer alansolu ve Kürt milliyetçilerini rahatsızediyor. Çünkü direniş direnmeyenleriteşhir ediyor. Onların teslimiyetçilik-lerini ortaya seriyor. Bir yanı bu ikendiğer bir yanı ise AKP faşizmine mesaj

veriyor. Bu mesaj “biz direnenlerleaynı mahalleden değiliz” mesajıdır.

Bu kararın altında düzene kendi-sini kabul ettirebilme, saldırılardankurtulma, bedel ödemekten kaçmanınhesabı vardır. Yaptıkları tam anlamıylayavuz hırsız ev sahibini bastırır an-layışıdır. İşinden atılan binlerce üye-sine neden direnmediğini anlatmak,özeleştiri vermek bir yana direnenKEC’lileri suçlayarak kendilerini ak-lamaya çalışıyorlar.

Bu anlayış devrimcilerin, demo-kratların anlayışı değildir. Solun yarattığıgeleneklerde böyle bir anlayışa yeryoktur. Tam tersine Kızıldere’de ya-ratılan devrimci dayanışma örnek alın-ması gerekirken sol, ‘bizim için önce-likli olan sendika’ diyerek kendi yoz-laşmasını, çürümesini meşrulaştırıyor.

KEC haricinde bütün sol işinizigeri istemeyin, direnmeyin kararınınaltında birleşmiş durumda. Bizi ta-nımayanlar tarihimize baksın.1970’lerden bu yana, Kızıldere ru-huyla biz direniyoruz. Bugün işimizi,emeğimizi, onurumuzu korumak içinyine direniyoruz. Bize direnmeyindiyenler hangi solu, hangi değeritemsil ediyorlar?

Kapalı kapılar ardında kararlar ala-rak kendi çürümüşlüklerini dayatıyorlar.Madem KESK içinde direniş istemi-yorsunuz, direniş sizi rahatsız ediyorbir de işten atılan binlerce KESKüyesini toplayın, onlara bir sorun ba-kalım sizin gibi düşünüyorlar mı?

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

332 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 33: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Kendi üyelerine dahi saygılarıyoktur. İşinden atılan üyelerine siziniçin ne yapalım demeye dahi lüzumgörmüyorlar. Çünkü onlar için birşey yapmaya gerek yoktur. Tek ga-yeleri AKP’nin hışmına uğramamak,direnişe uzak durarak bedel ödemek-ten kaçmaktır. Diğer tüm söyledikleri“KEC burada olduğu için çalışa-mıyor, güvenliğimiz tehlikede, teşhiroluyoruz” sözleri gerçeklerden kaç-manın bir bahanesinden öte bir şeydeğildir.

İşten atılan kamu emekçileri içinbiraraya gelip de bir karar alamazlar.Taşeron yasası ile işten atılan ve atı-lacak olan yüz binden fazla işçi içinbiraraya gelip ne yapalım diyemezler.Öldürülen dört akademisyen için bi-raraya gelmezler.

İşsizlik, yoksulluk, açlık, demokratikhakların gasp edilmesi… Ve daha bu-raya yazabileceğimiz onlarca nedeniçin biraraya gelmesi gerekenler tümbunları yok sayıp KEC’e karşı birarayagelip karar alıyorlar.

DirenmeyenlerDirenişten RahatsızOluyorlar

KESK yönetiminin biraraya gelipböyle bir karar almasının nedeni bu-dur.

Direniş teşhir ediyor.

Direnmeyen, üyelerine sahip çık-mayan, icazet dilenen, sendikayı ko-ruyalım diyerek kendisini korumanınhesabını yapanları teşhir ediyor.

Solcu olmanın, demokrat olmanın,

devrimci olmanın en temel kıstası fa-şizme karşı tavır almak, direniş örgüt-lemektir. Biz KEC olarak bunu yapı-yoruz. Bunu yapmayanlar ise KEC’ekarşı birleşip, ortak bir tavır geliştirerekAKP faşizminin elini güçlendiriyor.

KESK yönetiminin almış olduğubu karara karşı biz de tüm kamuemekçilerine sesleniyoruz; KESK di-renmeyen, icazet dilenenlerin değildirenen kamu emekçilerinindir.

TÜM KAMU EMEKÇİLERİNİDİRENİŞTEN RAHATSIZLIKDUYAN, DİRENİŞE KARŞI OR-TAK DEKLERASYON YAYIN-LAYAN KESK YÖNETİMİNDENHESAP SORMAYA ÇAĞIRIYO-RUZ!

Neden direnişe karşı olduklarınınhesabını soralım.

İşten atılan üyelerine neden sahipçıkmadıklarının hesabını soralım.

OHAL’e karşı neden pratikte birşey yapmadıklarının hesabını sora-lım.

KESK, kamu emekçilerinin di-renişi ile kurulmuştur. Bugün yö-netimi elinde bulunduranlar, tümKESK üyeleri adına karar alıpKEC’i, direnenleri, sendika dışınaçıkaramazsınız. Size bu hakkı ta-nımıyoruz!

KESK, İCAZET DİLENEN, Dİ-RENMEYEN, TESLİMİYETÇİ,OPORTÜNİST, REFORMİST,KÜRT MİLLİYETÇİLERİNİNÇİFTLİĞİ DEĞİL DİRENENTÜM KAMU EMEKÇİLERİNİNSENDİKASIDIR!

“Varsın bütün oklar üstümü-ze yağsın. Biz, doğru gördüğü-müz bu yolda sonuna kadar yü-rüyeceğiz. Bu yolda çeşitli suç-lamalara, haksız kötülemelere,iftiralara, küfürlere, hatta pro-vokasyonlara hedef olacağız.Dünyanın herhangi bir ülkesindeoportünizm tarafından bu çeşitsuçlamalara hedef olmamış birMarksist-Leninist hareket gös-terilebilir mi? Ve yine gösterile-bilir mi ki, bu çeşit suçlamalarlaoportünizmin bir Marksist-Le-ninist hareketin üstesinden gel-diği? Hayır, hayır arkadaşlar,dünyanın her yerinde, her zamanmarksist hareket oportünizminsuçlamalarına, iftiralarına, hattaprovokasyonlarına rağmen, em-peryalizmin ve hakim sınıflarıninsanlık dışı bütün cebir ve bas-kılarına rağmen, giderek güç-lenmiş, çelikleşmiş ve zafer ka-zanmıştır.”

Mahir Çayan

“Tarihin en büyük buluşuyapılmış, proleter tip bir devletyaratılmıştır. Yeryüzünde hiçbirgüç Sovyet devletinin yaratılmışolduğu gerçeğini yok edemez.Bu tarihsel bir zaferdir. Yüzlerceyıldır devletler burjuva modelegöre yaratıldı ve ilk kez burjuvaolmayan bir devlet keşfedildi.Yönetim aygıtımız bozuk ola-bilir; ama icat edilen ilk buharlımakinenin de bozuk olduğu söy-leniyor. Hatta hiç kimse bu bu-harlı makinenin çalışıp çalışma-dığını bilmiyor; ama önemli olanbu değil; önemli olan buharlımakinenin bulunmuş olmasıdır.İlk buharlı makinenin hiçbir işeyaramadığını varsaysak bile, so-mut gerçek, bugün artık buharlımakinelere sahip olduğumuzgerçeğidir. Yönetim aygıtımızçok bozuk olsa bile, onun yara-tılmış olduğu gerçeği değişmez.”

Lenin

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

333SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 34: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

MUSA AŞOĞLU’NA ÖZGÜRLÜK KOMİTESİ’NDENMAHKEMEYE İLİŞKİN AÇIKLAMA:

Bugün 09.04.2018 tarihinde Musa Aşoğlu'na karşı yürütülendavanın duruşması oldu. 2 Nisan tarihli son duruşmadahakkında yapılan suçlamaları yanıtlayacağını söyleyen MusaAşoğlu, bu hafta 3 bölümlük yanıtlamanın 2 bölümünü okudu.

Yanıtında mahkeme heyetinin burjuva hukukun temel il-kelerini bile yerine getirmediğini, dolayısıyla adil bir yargı-lanmadan çok düşman hukukuna dayalı politik nitelikli birdavanın söz konusu olduğunu belirtti.

11 ay sonra iddianamenin hazırlandığını; ancak bu iddia-nameyi inceleyemediğini, avukat görüşmelerini bile cam ar-kasından yaptığı için sağlıklı bir savunma hazırlayamadığını,ağır tecrit koşullarında tutulduğunu ve bu durumun düzeltilmesiiçin verdiği dilekçelerin tecrit etme kararını alan aynı makamagöndermek zorunda kaldığını söyledi.

Politik davaların kararlarının siyasi iktidar tarafından alın-dığını, bundan dolayı federal başsavcılığın ve mahkemeheyetin görevlerinin hukuk süsü vermek olduğunu açıklayarakmahkemenin hukuk oyunu oynadığına dikkat çekti. Tarihten

de örnekler veren Musa Aşoğlu, Bulgaristan devriminin önderiGeorgi Dimitrov örneğine dikkat çekti.

“Georgi Dimitrov, Nazi iktidarı tarafından Reichstag kun-daklaması davasında yargılandı. Hakkında Göring ve Göbbels'inifadeleri olmasına rağmen, devrimci kimliğini inkar etmeyerektemel haklar mücadelesi verdiğini savunan Dimitrov, hakkındakiifadeleri çürüterek beraat etti.” diye anlattı.

Musa Aşoğlu, 11 Eylül’den sonra çıkan anti-terör yasalarıyla,özellikle 129b yasasının uygulanmasıyla, Dimitrov’un aynı şartlaraltında tekrar yargılansaydı beraat etmeyeceğini iddia etti.

Kendisinin de temel haklar mücadelesi verdiğini, Türkiye’defaşizm koşulları altında verdiği mücadelenin son derece meşruolduğunu savundu. Üyesi olduğu iddia edilen "cinayet veadam öldürme" hedefine bağlı bir örgütün olmadığını, tamtersine yüzlerce insanı işkenceden geçiren ve katleden birdevlete karşı meşru mücadele ettiğini söyledi.

Musa Aşoğlu, 10 Nisan 2018 tarihinde, saat 10.00 ve13.00 arası yanıtlamasının 3. bölümünü okuyacak. Tüm hal-kımızı Musa Aşoğlu'nu sahiplenmeye çağrıyoruz.

Musa Aşoğlu Özgürlük Komitesi - 09.04.2018

BORÇLUErik çiçek açmış da bahçenin

kıyısında Sen ona hiç bakmadan geçmişsen

oracıktan Leylek dansa durmuş da bacanın

tepesinde O baharlım laklakını durup din‐

lememişsen Şakır şakır bir tren bir gece

köprüsünden Islıkla dalmamışsan gurbet

türkülerine Akasya mor akasya ak akasya

sarı sarı sarkmış da bahar mavile‐rinden

Yaşamak ne güzel şey diye ağla‐mamışsan

Çocuklar birdirbir oynuyorlar daçöplük arsada

Dikilip yanıbaşlarına göğüs ge‐çirmemişsen

Yanından geçip gitmiş de çilek‐çinin arabası

Kaçtan veriyorsun hemşerim diyeyutkunmamışsan

İskelenin tepesinden türkü dökengurbetçi gence

Varolasın koçum benim diye elsallamamışsan

Bahar dalı gömleğiyle utangaç

bir uçurtma Bu ne şıklık delikanlım diye laf

atmamışsan Ve çapkınca bakmamışsan Göğsü domur domur yeniyetme‐

ye Sesi bambam Sesi ramazan topu Kendini herkül sanan delikanlıyı Yaştaşınmışcasına süzüp selam‐

lamamışsan Öpmemişsen gözlerine bakıp du‐

ran bir gözleri şenlikliyi Yaşama itmemişsen iter gibi de‐

nize Girmemişsen koluna bir yıkılmışın Yalanla da olsa avutmamışsan

umutsuzu Su diyene bir avuç su Bir yaralı parmağa işememişsen Kolay gelsin dememişsen taş kı‐

ranlara Günaydınsız bırakmışsan bahçe

bezeyenleri Eğilip koklamamışsan çitten gülen

çiçeği Bayram bayram donanmamışsan Sevinciyle dostlarının Acısını dostlarının Yüreğinde duymamışsan Kapı kapı dolaşmamışsan iş di‐

lenerek İşsizliğe düşmemişsen hakkım

dedikçe Ve bayraklı pankartlı yürüyüşlere Halaylı horonlu grev şenliklerine Katılmayı aşk gibi duymamışsan

şuranda Ağrın ağrım Acın acım Dememişsen insan kardeşlerine Ve dilinin en görkemli Ve dilinin bando‐davul sövgülerini Sıralayıp sallamamışsan deyyuslar

saltanatına Hangi yaşta olursan ol Kardeşim Kaptırıp gönlünü sevda fırtınasına Evin yolunu şaşırmamışsan Sende iş yok be kardeşim Sen artık hapı yutmuşsun Borçlusun sen ağaçlara kuşlara Borçlusun sen trenlere otobüslere Yağan kara esen yele borçlusun Borçlusun sen her şeye Gözdeki ışıltıya Alındaki çizgiye Eldeki şaşkınlığa Borçlusun her şeye Kardeşim Yaşamın kendisine

Hasan Hüseyin Korkmazgil

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

334 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 35: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

MAHİR'İN MAHİRLİĞİ

Biz Mahirin yoldaşlarıyız.

“Mahir, Hüseyin, Ulaş KurtuluşaKadar Savaş” sloganından doğup,"Halkız Haklıyız Kazanacağız"a uza-nan bir tarihin sürdürücüleri olarak,yaşadığımız tüm zorluklar karşısındaMahirler'den güç almaya devam edi-yoruz.

Mahir, bizim için hiçbir zaman sa-dece ölüm yıldönümünde nostaljik an-malarla hatırlayacağımız bir devrimciönder olmadı. Mahir ve Kızıldere; sa-dece bir kahramanlık öyküsü değil,halkların emeği, kanı ve canıyla yarattığıTHKP-C'de vücut bulan kurtuluş dü-şüdür. Kızıldere, salt bir direniş değil,devrim ve iktidar iddiasıdır.

“Kurtuluşa Kadar Savaş” sloganıile Mahir, devrim stratejisini ve düş-manlarımızın kim olduğunu tüm net-liğiyle gösterir bize. Düşmanlarımız,emperyalizm ve işbirlikçi oligarşidir."Kurtuluşa Kadar Savaş" sözü, öy-lesine bir slogan değil, Mahir'in heranını devrimci irade ile şekillendiripAnadolu halklarına miras bıraktığıideolojik netliğin özetidir.

Ve bugün Anadolu'da, "Mahiiir,Hüseyiiin, Ulaaaaş..." diye başlayansloganı yüreğinin en coşkun haliylehaykıranlar, Mahir’in yok edileme-diğinin ve yok edilemeyeceğinin encanlı kanıtlarıdır.

Mahir'in Mahirliği rastlantı de-ğildir. Dünya halklarının bütün büyükzaferleri, "Ya özgür vatan, ya ölüm","ya zafer, ya ölüm" şiarlarıyla sava-şılarak kazanılmıştır. Mahir, işte bugerçeği canı pahasına yaptığı terci-hiyle Anadolu halklarının bilincinesilinmezcesine kazımanın mahiri ola-bildiği için Mahir'dir...

MAHİR, AYAKLARI ANADO-LU'YA BASAN, YÜZÜ MARK-SİZM-LENİNİZME DÖNÜKDEVRİMCİ POLİTİKANIN MA-HİRLİĞİDİR

Kızıldere'ye gidişin her adımı,Kızıldere'de ortaya konulan devrimci

tavrın her anı, bir devrimci stratejininürünüdür.

Mahir, dünya devrimlerini öğren-miş, onların tecrübelerini özümsemişve onları Anadolu'da ayakları üzerineoturtmuştur. Direnişin damarı “Top-rakta, tohumda hakça” diyerek kav-gaya girişen, Selçuklu devletinin so-nunu getiren Baba İshaklar, Baba İl-yaslar; “Yarin yanağından gayrı herşeyde, her yerde hep beraber” diyerekOsmanlı’ya ecel terleri döktürürkenortakça bir yaşamın kapılarını açanŞeyh Bedreddin ve Börklüce Mus-tafalar; yüzyıllar öncesinden “Fermanpadişahın, dağlar bizimdir” diyerekzalime başkaldıran Dadaloğlular'dabaşlamıştır. Onlarda vücut bulan di-renme gücü, Mahir'in Marksizm veLeninizmin ilkelerini Anadolu’nungerçeğinde harmanlayan politikala-rıyla buluştuğu noktada yenilmezbir güce dönüşmüştür. Bu güç Ana-dolu ihtilalidir, bu güç Cephe'dir.

"Mahirler’den Dayı’ya Cephe,Marksizm-Leninizm’den sapmayan,kadrolarıyla bütünleşmiş sarsılmazcürete sahip önderliğe sahiptir. Ana-dolu ihtilalinin öncüsü ve iktidarıntek alternatifi CEPHE’dir. Çünkü;Lenin’in yolunda emperyalizme karşıkesintisiz mücadeleyi sürdürmüştür.İktidarın ancak zorla alınabileceğineinanmış ve gelişen yeni sömürgecilikilişkileriyle birlikte ülke gerçekliğimizitahlil etmiştir." (Mahir Hüseyin UlaşKurtuluşa Kadar Savaş kitabından)

MAHİR BAŞTAN AYAĞA EN-TERNASYONALİZMDİR!

Mahir enternasyonalizmdir. Ma-hirler'in Filistin halkının katillerindenİsrail başkonsolosu Efraim Elrom'ucezalandıran namluları hiç soğuma-mış, Mahirler'in öğrencilerinin eliyleateş etmeye devam etmiştir.

1991'de Irak'ı işgal eden emper-yalistlere karşı büyütülen anti-em-

kavganın ve hayatınSAVAŞÇILARI

�DİLİMİZİ GÜÇLENDİRELİM,ZENGİNLEŞTİRELİM!� Mahir olmak, savaşmaktır. � Mahir olmak, ölmesini bilip yaşamaktır. � Mahir olmak iktidar iddiasıdır.� Mahirlik, bilgi ile donanmaktır. � Mahirlik, savaşta ve örgütlenmede hünerliolmaktır.

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

34SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 36: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

peryalist mücadele, işte bu çizginindevamıdır.

"Halkımızın anti-emperyalist, anti-Amerikancı damarının Mahir, Hü-seyin, Ulaşlar'dan bugüne yok edi-lememesi her şeyden önce halkımızınve halkla bütünleşen devrimci ideo-lojimizin maddi hali olan Cephe'mizinzaferidir." (Age)

Cephe çatısı altında tüm halkıbirleştiren ve savaştırandır Mahir.Kızıldere'yle öyle bir yol açmıştırki, 1972'de onları bitirdiklerini sa-nanlar, Yolumuz Çayanlar’ın Yoludurdiye yürüyen yüz binleri buldularkarşılarında.

MAHİR, SİYASİ AHLAKINMAHİRLİĞİDİR

Her alanda ilk olmanın bedelinigözaltılar, işkenceler, tutuklanmalarve nihayet şehitliğiyle ödeyendirMahir. Ki, "devrim için savaşma-yana sosyalist denmez" sözü, buanlamda bize ondan kalan şaşmazbir kılavuzdur.

Geri dönmek yok, teslim olmakyok, mültecilik yok, yoldaşlarını, sa-vaşan diğer güçleri terk etmek yok.Devrimci ahlak, bu topraklarda Ma-hirlerle şekillenmiştir. Cephelileriçin, devrimci ahlak, stratejiler, tak-tikler kadar önemli olmuştur.

Neler var bu ahlak anlayışında?

"Halka ve kadrolarına karşı açık-lığıyla, halka zarar vermeyi kesinlikle

reddeden eylem anlayışıyla, profes-yonel devrimciliğin yozlaştırılmasınakarşı koyuşuyla, halkımızın temizgeleneklerini sahiplenmesiyle, dü-rüstlüğü yüceltmesiyle, kimsenin diluzatamayacağı bir saflığı devrimciinsan kişiliği haline getirmiştir.

İlke ve kurallarından sapmamış,kendi içinde ortaya çıkan zaaflarla,suçlarla uzlaşmayı değil, hesaplaş-mayı yeğlemiştir." (Age)

Hapishanelerde yaratılan özgürtutsaklık geleneğinin mayasını alanda Mahir'dir. Kolektivizmle devrimiçin yaşayıp devrim için üreten, "öz-gürlük ellerimizdedir" şiarıyla duvar-ları aşan ve savaşa koşan Mahir'ingeleneği; feda için birbiriyle yarışanFidan Kalşen, Ahmet İbili, İbrahimErler... ve daha niceleriyle "SonunaSonsuza Sonuncumuza Kadar Dire-neceğiz" şiarıyla bugüne ulaşmıştır.Bugünden de yarına ulaşacaktır.

Çünkü biz Mahir'in yoldaşlarıyız.

Sabolar'dan Leylalar'a, Sibeller'denBilgehanlar'a Mahir'in düşüncelerinin,düşlerinin somut haliyiz biz.

Mahir'in silah tutan elidir Oğuzlar,Leylalar. Mahir'in Kızıldere’de tutuş-turduğu ateştir komutan Kenanlar.

Dünyada ideolojik olarak tek ba-şımıza kalsak da, yolumuza devametmenin tarihsel kılavuzudur Mahir.Savaşıyoruz! Uzlaşmıyoruz! Boyuneğmiyoruz. Devrime yürüyoruz. BİZMAHİRİZ DAYIYIZ!

Mahirbaktı o kerpiç evin

çatısındanÖlümü gösterip

Elleri havada görmek isteyenHalk düşmanı cellatların

Yüzündeki damgayaAmerikan malı

tomsonların namlularıNasıl benzerse birbirlerine

Kerpiç evin karşısında birikenCellatlar da benzerdi

öylesineHepsinin yüzünde

TomsonundaVe ruhundaSırıtıyordu

Amerikan damgası…

Mahirbaktı

o kerpiç evin çatısındanToprağın bereketini

Halay edenHoron edenZeybek eden

Halkına baktı MahirVe gelmedi aklına hiç

‘Değer mi’ diyeDeğerdi, devrim için

Değerdi,her şeyin en güzeline

Layık olan bu halk içinbu can…

Mahirbaktı

o kerpiç evin çatısındanKerpiç evin

çatısına aksedenHalkın en umutlu haline

Baktığı kendisiydihalk aynasında

Umuduydu kendi suretindehalkın gördüğü

MahirKendi ölümsüzlüğünü gördü

Halkın kavgasındaVe halk

Umudun kesintisizliğini gördüKendi Mahirliğinde…

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

335 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Kızıdere İhtilalin YoludurDönülmez!

Cephe Milisleri İstanbul ve Ana-dolu'da 30 Mart-17 Nisan Devrim Şe-hitlerini Anma ve Umudun kuruluşukutlama günleri çerçevesinde yaptığıçalışmalardan derlediklerimizi yayın-lıyoruz: aşağıdaki gibidir

Ankara: Cephe Milisleri umudunadını duvarlara nakşetti. Mamak‘taCephe Milisleri 13 Nisan'dan mahal-lenin çeşitli yerlerine 6 adet ‘DHKP-C’ ‘DHKC’ yazılamaları yaptı.

İstanbul-Kuruçeşme: Cephe Mil-isleri tarafından 4 Nisan'da Kuruçeşme

Mahallesi'nde şehitleri ve partiyi se-lamlamak için halkın matbaası duvarlarayazılamalar yapıldı.

Ankara

Kuruçeşme

Page 37: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

"İşkenceye sıfır tolerans" AKP'ninbir dönem en sık kullandığı demagojimalzemelerinden biriydi.

Demagojiydi; çünkü AKP döne-minde de işkence hiç eksilmemiş, yal-nızca biçiminde bazı değişiklikler ol-muştu. Artık Filistin askısı, elektrikverme gibi "ilkel" işkence yöntemleriyerine daha "modern" işkence yön-temleri kullanılıyordu genellikle.

Fiziksel acı ve hasar vermeyen,daha çok psikolojik zararlar veren iş-kence yöntemleri tercih ediliyordu. El-bette bu durum fiziksel işkenceye hiçbaşvurulmadığı anlamına gelmiyor.Aksine AKP faşizmi döneminde fizikselişkence geçmişte hiç olmadığı kadarartmış, eskiden ağırlıkla karakollardayapılan işkence sokağa taşmıştır.

Karakollarda ve hapishanelerde üstaraması, parmak izi alma gibi baha-nelerle kaba dayak, kol bükme-kırma,falakaya yatırma, saç yolma ve dahabirçok işkence yöntemi sürmüş, EnginÇEBER, AKP faşizminin "işkenceyesıfır tolerans" demagojileri eşliğindeişkenceyle katledilmiştir.

Bugün de işkence artarak devametmektedir. 15 Temmuz darbe girişi-minden sonra ilan edilen OHAL kap-samında çıkarılan KHK'larla işkence-nin önü açıldı, hapishane ve karakollarişkencehaneye çevrildi.

Hatırlanacaktır, 15 Temmuz’danhemen sonraki birkaç gün içinde darbegirişimine katıldığı gerekçesiyle ya-kalanan çoğu subay onlarca kişiye ka-meraların önünde işkence yapılmış,işkence görüntüleri "ibret-i alem olsundiye" televizyonlarda, gazetelerde ya-yınlanmıştı. Bu görüntülerin amacıbelliydi. İşkence meşrulaştırılacak, sı-radanlaştırılacak, kanıksatılacaktı...

Elbette bu görüntüler bundan sonraolacakların da habercisi, daha doğrusuilanıydı. Nitekim o tarihten sonra ha-pishane ve karakollardaki işkence git-tikçe arttı, artmaya devam ediyor. Oncasansüre, gizlemeye çalışmalarına rağ-men her gün bir başka hapishane ya

da karakoldan işkence çığlıkları yük-seliyor.

AKP'nin henüz tam olarak sustu-ramadığı TV kanalları ve gazetelerdeişkence haberleri eksik olmuyor.AKP'nin bu işkenceler karşısındakitutumu ise daha çok görmezden gelmek,üstünü örtmek oluyor. Görmezden,duymazdan gelemedikleri durumlardada dolaylı, dolambaçlı ifadelerin ar-kasında ama açık açık işkenceyi sa-vunmaktan çekinmiyorlar. AKP'nin ilkyıllarındaki "işkenceye sıfır tolerans"demagojisi yerini "işkenceciye sonsuztolerans" söylemine bırakıyor.

Bunun son örneği de hapishanelerdeve karakollarda artan işkence olaylarıylailgili olarak Türkiye Büyük MilletMeclisi'nde verilen soru önergelerinin"özel hayat" gerekçesiyle reddedilme-sidir.

Örneğin, CHP İstanbul MilletvekiliBarış Yarkadaş, 30 Mayıs'ta İdil KültürMerkezi'ne yapılan baskında gözaltınaalınan ve işkenceyle saçları yolunanGrup Yorum üyesi Bergün VARAN’ayapılan işkence ile ilgili soru önergesiverdi. Uygulanan işkenceye ilişkinTBMM'nin iç tüzüğünün 96. maddesinedayanarak verdiği soru önergesi, MeclisBaşkanı İsmail Kahraman tarafından"bunlar özel hayata ilişkin" denilerekgeri gönderildi.

Bir başka örnek; yine Barış Yarka-daş'ın, 11 Haziran 2017'de “tapularımızıistiyoruz” diyen halka biber gazı sıkanve Yalçın Özdemir isimli bir gencinkolunu kıran polislere ilişkin soru öner-gesi, Meclis Başkanı İsmail Karamantarafından aynı gerekçeyle, "Özel ya-şama giriyor" denilerek iade edildi.

Son olarak 12 Nisan 2018 tarihlibasında yer alan haberlere göre, geçti-ğimiz şubat ayında Tekirdağ 1 Nolu TTipi hapishanesindeki özgür tutsaklarayönelik yaşanan işkence ile ilgili verilensoru önergesi de aynı gerekçeyle red-dedildi.

Tekirdağ 1 Nolu T Tipi hapishane-sinde bulunan özgür tutsaklardan Ali

Ülgü, Mert Avcı, Hakan Karabey veİsmail Kara, 50'ye yakın gardiyan ta-rafından saldırıya uğradı. Yere yatırılıpelleri arkadan kelepçelenerek dövülentutsaklar, süngerli hücreye konularaksaatlerce bu şekilde bekletildi.

Saatlerce süren işkenceler nedeniylekollarında, yüzlerinde ve vücutlarınındeğişik yerlerinde morluklar ve şişlikleroluşan tutsaklar hastaneye götürülmedi,muayene edilmedi... Halkın HukukBürosu avukatlarının talebi üzerineCHP İstanbul Milletvekili Barış Yar-kadaş tarafından Adalet Bakanı'nın ya-nıtlaması için verilen soru önergesi deöncekiler gibi "kişisel görüş içerdiğive özel yaşama ilişkin olduğu" ge-rekçesiyle reddedildi...

Saydıklarımız sadece birkaç örnek.Bu örneklerden de anlaşılacağı gibiAKP, işkenceyi ve işkencecileri açıkçasavunuyor. İşkenceye değil işkenceciyesıfır tolerans gösterdiğini açıkça ilanediyor. İşkence iddialarını göstermelikde olsa araştırmak, soruşturmak yerinebu başvurular meclis kayıtlarına gir-mesin diye reddediyor. Üstelik bunubüyük bir aymazlıkla, ikiyüzlülükle"özel yaşama saygı" maskesi arkasınagizlenerek yapıyor.

İşkenceyi ve işkencecilerini sahip-lenen, kol kanat geren AKP, bu işken-celerin hesabını verecek. Er ya da geçkırılan kollarımızın, yolunan saçları-mızın hesabını hem işkence yapanlar-dan, hem onları koruyup kollayan, buişkence ve zulüm düzeninin sahibiAKP'den soracağız!

İŞKENCECİ AKP'DEN KIRILAN KOLLARIMIZIN,YOLUNAN SAÇLARIMIZIN HESABINI SORACAĞIZ!

AKP FAŞİZMİNDE İŞKENCENİN YENİ ADI:"ÖZEL YAŞAM"

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

337SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 38: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Avukat dediğin; devletin ya da tekellerinmemuru olur. Onların haklarını savunur.Avukat dediğin, sadece parayı düşünür,

haklı olanın değil, “para”nın tarafını tutar.Avukat dediğin, düzen içinde bir yerlere

gelmek, milletvekili olmak için düzenpartilerinin kapısında kul köle olur. Avukat

dediğin burjuva politikacıları savunur,mafyacıları savunur, tecavüzcüleri savunur.

Başka türlü bir avukatlığa yer yoktur budüzende! Hayır, onlar böyle bir avukatlığıkabul edemezlerdi, etmediler. Onlar halkın

avukatlığını seçtiler, işte bu nedenle 19avukat tutsak, 2 avukat “aranıyor”

durumda.

Grup Yorum kimlerin türkülerini yaptı? Bir bakalım. 1984’te hapishanelerdeinsanlık onurunu, siyasi kimliklerini savunarak şehit düşen ölüm oruç-

çularının türkülerini yaptı. Emperyalizm bütün dünyaya sosyalizmin öldüğünü kabul ettirmeyeçalışırken, Çiftehavuzlar’da sosyalizmin orak çekiçli bayrağını dalgalandıran Sabolar’ıntürkülerini yaptı. Yeni Çeltek’te, Soma’da katledilen madencilerin, ezilen yoksul kondulularıntürkülerini yaptı. İşte bu yüzden bugün 11 üyesi tutsak, dışarda kalan üyeleri “aranıyor”durumda, başlarına “ödül” konmuş...

HALKIN SANATÇILARINA ÖZGÜRLÜK

TUTSAK GRUP YORUM ÜYELERİ VE İDİL KÜLTÜR MERKEZİ ÇALIŞANLARI: Bahar Kurt,Dilan Ekin, Dilan Poyraz, Bergün Varan, Betül Varan, Helin Bölek, Sultan Gökçek, Fırat Kıl,

Taylan Gültekin, Seher Adıgüzel, İsmail Cengiz Mumcu, Eren Erdem

HALKIN AVUKATLARINA ÖZGÜRLÜK

TUTSAK HALKIN AVUKATLARI: Şükriye Erden, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Özgür Yılmaz, Behiç Aşçı,Ayşegül Çağatay, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Yağmur Ereren, Aytaç Ünsal, Didem Ünsal,

Engin Gökoğlu, Ahmet Mandacı, Naim Eminoğlu, Selçuk Kozağaçlı, Yaprak Türkmen, Buket Yılmaz

38

Page 39: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

HALKIZBİZ FAŞİZMİ

YENECEĞİZ

KAMPANYA SÜRÜYOR

Halkız Biz, Faşizmi Yeneceğiz!

Faşizme Karşı Demokrasi

Keyfi Tutuklamalara Karşı

Adalet İstiyoruz!

Çanakkale’de Pullama Çalışması

13 Nisan 2018Çanakkale Biga’da Dev-Genç’liler

Çanakkale Biga merkezde ve 18 MartÜniversitesi Biga kampüsü civarındaartan faşizme karşı pullama çalışmasıyaptılar.

Her gün devrimcileri gözaltınaalıyor, tutukluyor, tahliye olanlarıhapishane kapısının önünden gerialıp işkence merkezlerine götürüyor,dernekleri talan ediyor, yakıp yıkı-yorlar.

Açıkça belirtmek istiyoruz ki eli-nizden geleni ardınıza koymayın!Evet biz buradayız. Siz tutukladıkça,siz işkence yaptıkça, siz öldürdükçebiz burada yerimizde durmaya devamedeceğiz. Biz halkız, milyonlarız!Bizi bitiremeyeceksiniz!

Liseli Dev-Gençliler

Çayan’da YazılamaYaptı!

Liseli Dev-Gençliler4 Nisan 2018’de Ça-yan’da yazılama yaptı.Çayan devrimcilerinmahallesidir. Çayan’daAKP’nin katil polislerihalka karşı terör estir-mektedir. Halkı süreklitaciz etmektedir. Ça-yan’ın duvarları Cephe’nin duvarlarıdır.Çayan’ın duvarları halkın duvarlarıdır.Çayan’ın duvarları bizim ideolojik gü-cümüzün simgesidir.

Yazılamalarda 2 adet “BİR Bİ-DON BİR ÇAKMAK ÖZGÜRLÜKELLERİMİZDE CEPHE”, 1 adet“LİSELİ DEV-GENÇ”, 1 adet “DEV-GENÇ” yazılaması yaptı.

İKİTELLİ 5-6 Nisan -Beşkat bölgesi, cemevi

bölgesi ve Kemal Paşa Caddesi;150pullama-cemevi ve perşembe paza-rında; 100 bildiri cemevi ve Beşkatbölgesine, 7 duvar gazetesi KemalPasa, perşembe pazarı, Beşkat bölgesi,Atakent bölgesine; 10 bin kuşlama,beş yazılama yaptı.

- LİSELİ DEV-GENÇ; 5 Nisan-Örnektepe; 200 pul, 400 kuşlama

- OKMEYDANI; 7 Nisan- 300pul, Bahçelievler kampanya dahilinde

sticker, kuşlama, duvar gazeteleri,ozalitler yapıldı.

Ankara Halk Cephesi FaşizmPullama Çalışması Yaptı

Ankara’da Halk Cepheliler faşiz-min son süreçteki baskılarını ve tu-tuklama terörünü teşhir amaçlı çeşitlipullamalar yaptı. NATO yolu ve Tuz-luçayır’da toplam 350 adet HalkCephesi imzalı pullama ve 50 adetbildiri, afiş yapıldı. Çalışmaya 2 kişikatıldı.

Çayan Mahallesinde AKP Faşizmine Karşı Kuşlama Çalışması

16 Nisan Pazartesi günü, saat16.00’da üç Halk Cepheli Çayan Ma-hallesi Sokullu Caddesi üzerinde‘Halkız Biz Faşizmi Yeneceğiz-HalkCephesi’ kampanyasının kuşlamala-rından 2000 adet yaptı.

39

Page 40: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

İNÖNÜ 12 Haziran

2010

İnönü'deyiz!Grup Yorumlayız!En büyük devrim-ci koroda, Kavga-nın büyük hala-yındayız!

12 Haziran'da İstanbul'da,İnönü Stadyumu'ndayız!İnönü'de 55 Bin KişiydikGrup Yorum Hiç Durmadan 25. Yıl

BAĞIMSIZ TÜRKİYEKONSERLERİ

2011Bağımsızlık Türkülerini

Grup Yorum'laBirlikte, Büyük

Halk Korosuyla Bir-likte Söyledik.

Bağımsızlık Hala-yı'nda Kavgamızı

Büyüttük.150 bin kişi

olduk Bakırköy

2012Bağımsızlık

meydanındatoplanan 350 binkişi Cephenin halka,halkın Cephe’ye olan gü-venini bir kez daha ispat-

ladı.

Yasakladılar, Enstrümanlarını Parçaladılar, Kulak Zarlarını

Ölümle Gözaltına Aldılar

Çünkü

Durduramayacaklar Halkın

22001100

2011

2012

GRUP YORUM 8. BAĞIMSIZ TÜRKİYE

KONSERİ 29 NİSAN 2018İNTERNETTENCANLI YAYIN

20

Dünyanın her yerinden izleyebilirsiniz.

Page 41: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

2013Grup Yorum ve halk koro-

su üç saat boyunca marşlar,türküler söyledi.

İstanbul’un bütünmahallelerinden,Anadolu’nundört bir yanındanve Avrupa’dan

halkımız akınakın geldi. Konserde,

dünyanınilerici, devrimci

örgütleri,temsilcileri de yerle-

rini aldılar. 550 bin kişilik

Grup Yorum halk korosuumudumuzu büyüttü

2014Yüz binler olduk Bakır-

köy meydanında, aktık İstanbul’un

sokaklarına. Bir kez daha gördüAnadolu toprakları halkın gücünü.

Grup Yorum konserlerisınır tanımıyordu.

2015Grup Yorum konserleri

milyonları aştık. İnsan der-yası oluştu.

Yine 2015 İzmir Gündoğdu Meydanı’nda

700 bin kişi olduk.

Coşkun Akan Selini!

22001155

22001144

13

2015

İşkence Yaptılar, Kollarını Kırdılar, Patlattılar, Saçlarını Yoldular,Tehdit Ettiler,ve Tutukladılar! Yine de Susturamadılar!Grup Yorum Halktır!

Halkın sanatçılarının iradesi, bütün sınırları ve yasakları aşar.

Page 42: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

11 Grup Yorum üyesi ve İdil KültürMerkezi çalışanı yaklaşık bir senedirtutsak. Son bir yılda çalışmalarımızıyürüttüğümüz kültür merkezi 4 defabasıldı. Enstrümanlarımız parçalandı,çalındı. Üyelerimiz gözaltına alındı.Aylarca tutsak kaldık, çıktık sonra ye-niden tutuklandık.

AKP faşizmi Grup Yorum'a pervaz-sızca saldırıyor; ama sonuç alamıyor.Grup Yorum'u yok edemedikçe, geri-letemedikçe daha da pervasızlaşıyorlar.En son grubumuzun 6 üyesini “Ara-nanlar” listesine koyarak, sonra da ai-lelerimiz üzerinden ölüm tehditleri sa-vurarak bu pervasızlığını daha da iler-lettiler.

Nasıl bir grup olmalı ki Grup Yorum,bir iktidarı bu denli korkutsun, kendinceyok etme planları yapmasına sebepolsun. En büyük sebebi AKP’yi teşhiretmemiz, emperyalizmin karşısında dur-mamızdır. Milyonları toplayıp sosya-lizmin, Bağımsız Türkiye’nin propa-gandasını yapmaktır. En çok bu nedenlesaldırıyor grubumuza faşizm.

Grup Yorum üyesi Bergün Varan,kültür merkezimiz 31 Mayıs 2017'debaskına uğradığında gözaltına alındı.Polis tarafından saçları kökünden yo-lundu.

Tüm Türkiye’nin gündemine oturduişkence. Bergün, saçları yolunduğundaTürkiye'ye geleli daha 2 gün olmuş-tu.

Gözaltından çıktı, Grup Yorum’aÖzgürlük kampanyasına katıldı, çalış-malar yürüttü. Yeniden gözaltına alındıve bu kez tutuklandı.

2 ay hapis yattı, sonra çıktı. Çıktığının2. günü gözaltındaki ablası Betül Varaniçin adliyeye giysi götürdüğünde kendiside gözaltına alındı ve tekrar tutuklandı.

Türkiye'ye geldiğinin 2. günündegözaltına alındı, sonra tutuklandı,çıktı yeniden tutuklandı, saçları yo-lundu.

Ve aradan 1 yıl geçti. Saçlarınınyolunması ile ilgili açılan dosya, geçti-ğimiz haftalarda "kovuşturmaya yer ol-madığı" gerekçesiyle kapatıldı. İşken-ceciler sözüm ona aklandı!

Saç yolan işkenceciler soruşturul-mayacak, haklarında dava açılmayacak.Tüm bunlar da yetmemiş olacak ki,yıllara varan iletişim cezaları verdilerşimdi de Bergün'e.

Siyasi anlamı nedir bu yaşananların?Bize karşı mücadele ederseniz, halkiçin sanat yaparsanız saçlarınızı yolarız,kollarınızı sakat bırakırız, işkence ya-parız. Ama hiç hesap vermeyiz, bunlarlada yetinmez, hapishanede de ceza üstüneceza vererek her türlü haktan mahrumederiz!

Yine bir diğer Grup Yorum üyesiDilan Poyraz. Aylarca nefes darlığı ya-şadı, kan geldi ağzından. Tedavi içinkaldığı hapishanede başvurularda bu-lundu. Ancak yoğun ısrarları sonucuhastaneye götürüldü.

Kanser olma şüphesi görüldü. Hızlatedavi edilme koşulları yaratılacağınasüreç ağırdan alındı. Kendisinin, ailesinin,Grup Yorum üyelerinin yarattığı baskısonucu hastaneye götürüldü, tedavisinebaşlandı. Neden böyle yapıyor AKP fa-şizmi? Bize karşı sanat yaparsanız sizitedavi ettirmeyiz, öldürürüz diyor.

Grubumuz üyesi Dilan Ekin dekeyfi gerekçelerle tutuklandı. Beli kırıkolduğu halde, gözaltındayken belindeplatin kaydı. Hapishanede tedavi içinbaşvurdu, hastaneye götürülmesi aylarıbuldu.

Aylarca bu şekilde işkence gördü.Aylar sonra götürüldüğü hasatanededoktor bozuntusu biri tarafından "namazkıl, şükret geçer" denilerek tedavisi ya-pılmadan geri hapishaneye gönderildi.

Uyku apnesi olduğu gerekçesi iletahliye edildi "damatlar". Ama belindeplatin, tedavi olması gereken genç birGrup Yorum elemanı ise bırakın tahliyeedilmeyi, tedavisi engellenerek işkencegördü aylarca. Aylar sonra Dilan'ınmahkemesi başladı; ama mahkeme Di-lan'a savunma yaptırmamak üzere ku-rulmuştu, hapishaneden adliyeye getirildi.Ancak mahkeme salonuna çıkartılmadı,savunma hakkı gasp edildi, sonra aynımahkeme 2 yıl ceza verdi ama tahliyeetti Dilan'ı.

Bu sefer de tahliye olduğu gün ha-

pishane kapısından yeniden gözaltınaalındı, günlerce gözaltında kaldı ve ye-niden tutuklandı. Felç geçirme tehlikesibiline biline yeniden tutukladılar Di-lan'ı.

Nedir buradaki politikanın özü?"Sizi bırakmayacağım, hasta da olsanız,ölseniz de sizi bırakmayacağım" de-mektir.

Yine Burhaniye hapishanesinde tu-tulan üyelerimiz Bahar Kurt ve BetülVaran'a gelen avukatlar özel muameleyetabi tutuluyor. Sırf Yorumcular’ı ziyaretegeldikleri için ayrıca isimleri, kimliknumaraları alınıyor, kayıtları tutuluyor.Böyle ucuz numaralarla Yorum’u halktantecrit etmeye, savunmasız bırakmayaçalışıyorlar.

Ama o kadar kire pasa bulanmış kiAKP, ne yapsa tutmuyor. Ne kadar çoksaldırırsa o kadar çok sahiplenme artıyor.Çünkü Grup Yorum bu halkın dilidir,sesidir. Bir dinleyicimiz "Grup Yorumsusarsa halk da susar, Grup Yorum sus-mayacak" diye yazmıştı.

Grup Yorum susmaz, susturamaz-sınız! Yalanlarınız, iftiralarınız hepsiboşuna. Grup Yorum’u tüm halk biliyor.Grup Yorum kimdir, ne yapar, ne dü-şünür, nasıl yaşar? Cümle alem bilirbunları, herkesin bildiği gerçekler üze-rinden yapılan kara propaganda sahibiniyakar. AKP de yanıyor farkında değil!

Grup Yorum yoluna devam ediyor.Listeler çıkartılıyor hakkında; ama lis-telerinize bestelerimizle cevap vereceğizdiyor. Konserlerimizi yasaklarsanız,yeni yollar, çareler buluruz diyor. Ve29 Nisan’da büyük bir konsere hazırla-nıyor. Meydanlarda olamasa da yinemilyonlara ulaşacak bir yol bularak,tarihinde ilk kez bir internet konserinehazırlık yapıyoruz.

8. Bağımsız Türkiye konseri ile hertürlü saldırıya cevap vereceğiz. GrupYorum bir kar makinasıdır denmiştir.Kar makinası tarihi serüvenine devamediyor engelleri, yasakları yara yara.Halkın sesi konuşmaya, üretmeye devamediyor.

GRUP YORUM SUSMAZ, SUS-TURULAMAZ !

Grup Yorum Susmaz, Susturulamaz!LİSTELERİNİZE BESTELERİMİZLE KARŞILIK VERiYORUZ!

Grup Yorum Susmaz, Susturulamaz!LİSTELERİNİZE BESTELERİMİZLE KARŞILIK VERiYORUZ!

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

42

Page 43: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

KOLEKTİF ÜRETİM"Grup Yorum Nerede" adında

yeni bir beste yaptık ve yakındayayınlayacağız.

Örneğimizi bu çalışmadan ver-mek istiyoruz kolektif çalışma nasılolur diye.

Öncelikle şunu belirtmek isti-yoruz. Bize üretimlerimizi sağlayanhalkımızın ta kendisidir. Biz de buhalkın bir parçasıyız ve halkımızınbağımsızlığı ve daha ileri bir top-lumsal sistem için, sosyalizm içinmücadele ediyoruz.

Bizler halkın sanatçılarıyız vebu kavgada somutlanıyoruz. Ek-mek, adalet ve bağımsızlık istiyo-ruz.

Biz bu besteyi nasıl yaptık?

1- TOPLANTI

Biz önce biraraya geldik ve birtoplantı yaptık. Bu toplantıda"Grup Yorum Nerede, Yorum Bi-zim Evde" diye mırıldandığımızıve bundan bir nakarat yapabile-ceğimizi konuştuk.

Bunu birlikte mırıldanmaya baş-ladık. Herkes ikna oldu, böyle birbeste yapmamız gerekiyor diye.Üzerine konuşmaya başladık.

Şu anda gündemimiz Grup Yo-rum üzerindeki baskılar ve saldı-rılar. Bu yüzden bu beste çok önemlive etkili olacak kanaatine vardık.

Siyasi olarak, AKP faşizmineçok güçlü bir cevap olacağındaneminiz.

AKP'nin gücü Grup Yorum'ayetmez. 11 üyesi tutsak, 6 tanesininbaşına ödül koymuş arıyor amaGrup Yorum'u susturamıyor.

Halk, internetten "Grup Yorumbizim evde" paylaşımları yapıyor.Grup Yorum hücre hücre büyü-meye devam ediyor, düğünlere gi-diyor ve oraları bir miting alanınaçeviriyor. Sloganlar yükseliyor dü-

ğünlerimizde.

Grup Yorum'u bitirdik sandılarama Grup Yorum besteleriyle cevapveriyor. Bu gelişmeleri en iyi nasılanlatabiliriz diye kendi içimizdekonuştuk ve bir karar aldık. Herkesbu konuyla ilgili bilgi toplayacakve notlar alacak. İş bölümü yaptıkbu nakarat'a uygun bir ezgi, beathazırlanacak ve toplanan bilgilerhazır edilecek bir sonraki toplantıyakadar.

2- SÖZ YAZMA

Rap bölümlerini yazmak içintekrar biraraya geldik ve aldığımıznotları önce birbirimizle paylaş-tık.

Herkes birkaç bir şey yazmışve hazırlanmış geldi toplantıya.Burada yazılanların üstünden bir-likte geçtik ve daha etkili hale ge-tirdik. Herkesin hazırlıklı gelmesiyazdıklarımızı hızla daha güçlü veçarpıcı vurgulayabilmemize nedenoldu. İşimizi epeyce kolaylaştırdı.

Tek tek üç bölümün üstündengeçtik ve güçlü sözler yazdık. Busözler bu haliyle de kalmadı. Çünküetrafımızda kim varsa herkesinönerilerini ve fikirlerini aldık."Grup Yorum nerede" nakarat bö-lümü epeyce değişikliğe uğradı busayede. Ama bu değişim tabi olumluanlamda oldu. Kolektivizmin bi-limsel bir güç olduğunu pratiktebir kez daha görmüş olduk sonucugördüğümüzde. Etrafımızda kimvarsa herkesi katmalıyız bu tarzüretimlere.

3- ŞARKININ SON AŞAMASI

Rap kayıtlarını yaptık, nakaratbölümünü de bitirdik ve etrafımız-daki arkadaşlarla paylaştık. Hemenöneriler geldi şurada şöyle söyle-nebilir diye veya sonuna şöyle birşey ekleyebiliriz diye.

Yani şarkı daha halen bitmedi.Şimdi kolektivizm ayrıntılara davakıf ve oradaki fikirlerini de bi-zimle paylaştı. Örneğin nakaratbölümünde birkaç dilde söyleyelimdiye bir öneri gelmişti ve biz bunuyapamadık koşullarımız o an bunuyapmaya uygun değildi. Ama çokyapmak istedik.

Başta sadece dört tane cevapveriliyordu daha sonra "şunu dasöyleyelim, şunu da söyleyelim"denildiği için, sonuç olarak her se-ferinde farklı bir cevap verdik na-karat bölümünde. Birimizin sözleritam anlaşılmıyor dendi vs. vs. Bizbu önerileri ve eleştirileri değer-lendirip yeniden bir kayıt sürecinegirdik ve sonuç olarak bitirdik.Arkadaşlarımızın tekrar okuması.Nakarata ekler yapmamız. Sonunabir saz eklememiz gibi.

Biz bu çalışmada kolektivizmingücünü bir kez daha somut bir bi-çimde yaşadık.

Kolektivizm bizim emperyalist-lere karşı en etkili gücümüz. Engüzel şeyleri biz birlikte yaratabi-liriz ve yapamayacağımız hiçbirşey yoktur. Birlikte üretmek bizigeliştiriyor ve ilerletiyor.

Bir kişi sadece kendisinin be-ğenilerini üretebilir ama 10 kişi bubeğenileri ortaklaştırır ve bilimselolarak ortak bir beğeni ortayaçıkar. Bu ortak beğeni daha etkili-dir.

Burada çok çarpıtılan bir gerçeğivurgulayalım. Sosyalistler bireyingelişiminin, yeteneklerinin önündeengel değildir. Tam tersine bunlarızenginlik olarak görür ve gelişti-rir.

Biz bireye karşı değiliz, birey-ciliğe karşıyız. Çünkü bireyleri ko-lektivizm zenginleştirir ve tabi bi-reyler de kendini ve emeğini kata-

HALKIN SANATÇILARI

43

Page 44: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

rak kolektifi büyütür.

Bu üretimlerde şunu da göre-biliyoruz. Teori - pratik sonra bireleştiri - özeleştiri toplantısı ve ye-niden pratik. Bu mekanizma sa-yesinde biz tekrar içine girip sonhamleleri yaparak en iyi sonucualdığımızı düşünüyoruz.

Eleştiri - özeleştirinin geliştiriciolduğunu ve bizi her zaman daha

ileri taşıdığını somut olarak göre-biliriz kolektif üretimlerde.

"Grup Yorum Nerede:" şarkı-mızın videosu yapılıyor şu andave burada da yine aynı yöntemleçalışıyoruz. İş bölümümüzde vi-deolarla ilgilenen arkadaşlarımızhazırlamaya başladılar bile.

Tabi fikir alış-verişi ve önerileryapıyoruz.

Sonuç olarak yine kolektif ça-lışıyoruz. Buradan video'yu hazır-layan MAHİR YÜREKLİ arka-daşlarımızı da selamlamak istiyo-ruz. Emeklerine sağlık önceki vi-deolar için.

TÜM CEPHELİLER’İ - MA-HİR YÜREKLİLER’İ SELAM-LIYORUZ

KIZIL MASKELİLER

Tutuklamalara, Listelere Karşı29 Nisan’da Grup YorumKonseri’nde Buluşalım!

Grup Yorum'un bu yıl 29 Nisan'dainternet üzerinden yapacağı "BağımsızTürkiye Konseri" çalışmaları başla-dı.

Faşist AKP iktidarı Grup Yorumüyerini tutuklayarak veya başına ödülkoyarak sindireceğini, halktan kopa-racağını sanıyorsa yanılıyordur. GrupYorum halkın kendisidir ve halk bi-tirilemez!

İkitelli: Atatürk Mahallesi çevre-sine Halk Cepheliler tarafından 15Nisan’da “Grup Yorum 29 Nisan’daBağımsız Türkiye Demeye DevamEdiyor!”, “Bağımsız Türkiye İçin 29Nisan’da Grup Yorum Konseri’ndeBuluşalım!”, “Tutuklamalara, ListelereKarşı 29 Nisan’da Grup Yorum Kon-seri’nde Buluşalım!” yazılı 5 adetyazılama yapıldı. İkitelli halkı yapılan

çalışma boyunca 29 Nisan’daki in-ternet konserine davet edildi.

Çayan: İdil Kültür Merkezi çalı-şanları, 12 Nisan’da Çayan Mahalle-si’nde Grup Yorum’un 29 Nisan’dagerçekleştireceği internet konserininduyurusunu yapmak için pullama ça-lışması yaptı ve el ilanı dağıttı. Yapılançalışmada mahalle duvarlarına 100pullama yapıştırıldı ve Çayan halkına50 davetiye dağıtıldı.

Okmeydanı: Grup Yorum Gö-nüllüleri, Grup Yorum’un 29 Nisan’dagerçekleştireceği 8. Bağımsız Türkiyeinternet konseri için çalışmalarını sür-dürüyor. 17 Nisan'da Okmeydanı’ndakonserin duyurusu için 300 davetiyedağıtırken, 150 pullama yapıştırıldı.Bir sonraki gün ise yapılan çalışmada1000 davetiye dağıtılırken, 150 pul-lama daha yapıştırıldı.

İkitelli

Çayan

Okmeydanı

44

Page 45: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

10 Nisan tarihinde gazeteler, FARC'ın üst düzey yö-neticilerinden Jesus Santrich'in uyuşturucu ticaretindentutuklandığını yazdı. Bugün yasal parti olarak parlamentodakoltuk peşinde koşan ve barış müzakerelerinin de temelmaddesinden biri olan Kolombiya kongresinde 10 kişilikkontenjan içinde yer alan isimlerden biri Jesus Santrich.

Savcılığın yaptığı açıklamaya göre sadece 2017 yı-lından bugüne ABD'deki değeri 320 milyon dolarıbulan 10 ton kokaini ABD'ye göndermek için anlaşmayapıldığı iddia ediliyor.

FARC açıklamasında tutuklama olayını tamamenABD'nin komplosu olarak açıklıyor.

Olayın aslı gerçekten de emperyalist bir komploolabilir, ki emperyalizm yıllardır FARC'ın silahlı müca-delesini karalamak için bunu kullandı, aslı olmayan ha-berlerle tüm dünyaya yalan-yanlış haberler yaydı.

Bizim açımızdan meselenin özü, haberin doğruluğuya da yanlışlığından çok FARC’ın bugüne nasıl geldiğisorunudur. Merkezi düzeyde bir insanının uyuşturucudangözaltına alınacak aşamaya gelmesi birdenbire yaşananbir süreç değildir. Adım adım, önce ideolojik olarakteslim oluş sonra fiziki olarak yenilgi, yani FARC'ınsiyasi anlamda çürümesi, ideolojik olarak tükenişiörgüt içi yozlaşmayı da beraberinde getirdi. Silahlarıbetona gömerken değerlerini de birlikte betona göm-düler.

Emperyalizmle uzlaşmanın kaçınılmaz sonu olarakda halkını, dağda mücadele veren gerillayı kamplardayalnız bırakarak, çetelerin ve kontrgerillanın açık hedefihaline getirdi.

Emperyalizm Uyuşturucuyu Halkları Yönetmeve Beyinlerini Uyuşturmak için Kullanır!

Uyuşturucu imalatı-ticareti doğrudan emperyalizmindenetiminde yürüyen bir olgudur.

Uyuşturucu, fuhuş ve kumar, yozlaşmanın, kitleleridoğrudan veya dolaylı etkileyen en yaygın biçimleridir.Uyuşturucu, fuhuş ve kumar, emperyalizm açısından ikiyönlü işler.

Birincisi; uyuşturucu ticaretinden para kazanırlar,ülkede yaşanan yozlaşmanın büyümesi ile orantılı uyuş-turucu, fuhuş ve kumar işinde dönen para da büyür.

İkincisi; uyuşturucu, fuhuş ve kumar bataklığınaçekilen halklar, düzen açısından etkisizleşir. Bunlar ya-yıldıkça, toplumsal çözülüş derinleşir.

ABD uyuşturucu ile halkları uyutma uyuşturma,kendi içinde muhalefeti yok etmenin yıllarca tecrübesinibiriktirmiş bir devlettir. Kendi ülkesinde Afrika kökenli

Amerikalılar’ın mücadelelerini bu yolla sindirmiş, yoz-laştırmıştır.

Kara Panterler’in örgütsel olarak yok oluşlarında, ör-gütlü oldukları mahallelere sokulan uyuşturucu, gençkuşağın uyuşturucu ticareti ve kullanımı nedeni ile yoz-laştırılması ve beyinlerinin yok edilmesi ve ABD'nin bupolitikasına karşı Kara Panter'lerin politika üretememelerisonucu ciddi bir destek-taban kaybı yaşanmış ve haklımücadeleleri uyuşturucu batağında boğulmuştur.

Yine Latin Amerika'da silahlı mücadele veren örgütlerinsilah bırakmaları, kendilerini feshetmeleri ile paralelbaşlayan, emperyalizmin pazar ve halkları yönetmebiçimi olarak uyuşturucu ve uyuşturucu çeteleri kulla-nılmıştır. Devletler birçok pis işlerini bu çeteler aracılığıile yaparlar. İşlenen siyasi cinayetler, insan kaçırma, ka-yıplar vb. bunlar hala günlük yaşanan sorunlardır. Mek-sika'da uyuşturucu baronları ve kartelleri, halkın sömü-rülmesi ve baskı altında tutulması için devletin silahlıgücü gibi çalışır.

Latin Amerika’yı her yönüyle sömüren ABD, bu ül-keleri aynı zamanda dünyanın uyuşturucu imalat veticaret merkezleri haline de getirmiştir. Bu nedenle detüm uyuşturucu trafiğini işbirlikçi devletler aracılığıylakendi denetiminde tutmak ister. Çünkü yukarıda da be-lirttiğimiz gibi uyuşturucu, silah ticaretinin yanı sıra enfazla kar getiren alanlardan biridir.

Bugün FARC'la yaşanan süreç, bu yanıyla ne Meksi-ka'da yaşananlardan ne de Nikaragua'dan farksızdır.ABD emperyalizmi teslim aldığı örgütü her yönü ileteslim alma peşindedir. Uyuşturucu ticareti, para vb. ilede bu örgütlerin militanlarını yozlaşmanın bir parçası,aktif gücü haline getirmek istemektedir. Yozlaşma poli-tikasının bir parçası olmak demek de zaten çürümüşlüktür,ki bu çürüme süreci FARC'da hızla ilerlemektedir.

FARC’ın İdeolojik Teslimiyetinin Geldiği Sonuç:Uyuşturucu Ticaretinden Gözaltına Alınmaktır!

ROTASINI DÜZENE ÇEVİRENLER,SADECE BATMAZ, AYNI ZAMANDA BATAKLIĞIN BİR PARÇASI OLURLAR!

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

445

Page 46: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Uyuşturucu ve Yozlaşmaya Karşı Mücadele Em-peryalizm ve Oligarşiye Karşı Mücadelenin AyrılmazBir Parçasıdır!

Emperyalizmin halkları yozlaştırma aracı olarak elin-deki en büyük silahı uyuşturucu, kumar ve fuhuştur, busayede kitlelerin beyinlerini teslim alır, beyinlerini elegeçirir.

Bu nedenle yozlaşmaya karşı mücadele emperyalizmeve işbirlikçilerine karşı verdiğimiz devrim mücadelesininayrılmaz bir parçasıdır.

Sosyalistlerin uyuşturucu ve yozlaşmaya karşı savaşıve buna karşı nasıl mücadele ettikleri Angola savaşı sı-rasında uyuşturucu ticareti yapan Ochoa'nun davası ileilgili anlatımlarında net bir biçimde ortaya konulmaktadır.

“Peki, Ochoa neden eski silah arkadaşlarına, halkınayabancılaşacak ölçüde soysuzlaştı? Bence, ideolojik(geniş anlamda alıyorum) bir eksiklik, hatta ideolojikbir gerileyiş yüzünden”. (Ochoa Davası Syf. 8)

Örgütlerde, örgüt içindeki bireylerde yozlaşma, Fidel'inde ifade ettiği gibi, ideolojiktir. Çünkü yozlaşma emper-yalizmin halklara karşı uyguladığı bir politikadır, bununkarşısında olan ise sosyalist ideolojidir. Yani yozlaşmanınpanzehiri sosyalist ideoloji ve bu ideolojinin getirdiğiyaşam biçimidir.

“Eğer bu bulguların ciddi oldukları ispatlanırsa, ozaman her şey mümkündü. Çünkü moral alçalma, ahlakitemellerin çökmesiyle sonuçlanır. Bu temeller çöktüğünde,bu temel ilkeler kaybolduğunda hiç kimseye güvene-mezsiniz, çünkü bir devrimci belli ilkelerden dolayı birdevrimcidir. O, belli bir ahlâk nedeniyle devrimcidir.”(Ochoa Davası Syf. 60)

Uyuşturucuya karşı mücadele iktidar mücadelesininbir parçasıdır. Yozlaşma emperyalizmin halkların kurtuluşsavaşına karşı uyguladığı bir politika ise devrimciler bupolitikaya karşı Marksist-Leninist bir tavırla politika be-lirlemek zorundadır. Ülkemizde ve dünyada uyuşturucuözellikle yoksul mahallelere sokularak devrimci dinamikleryok edilmek istenmektedir.

Ülkemizde uyuşturucu çetelerine karşı mücadeledekarşımıza çıkan devlettir. Çeteler devlet tarafından ko-runmakta, çetelere karşı mücadele eden Cephelilerbinlerce yıla varan hapis cezaları ile yargılanmaktadır.

Aynen Latin Amerika'da olduğu gibi ülkemizde deuyuşturucu çeteleri devletin silahlı gücü olarak mahalle-lerdeki örgütlenmelere saldırmaktadır.

Çetelere karşı mücadele demek uyuşturucu kullanımınıengellemek, kullananları tedavi etmek, yani bataklığı ta-mamen kurutmak ve o bataklıktan çiçekler yeşertmekdemektir.

Hasan Ferit Gedik Uyuşturucuya Karşı Savaş veKurtuluş Merkezi (HFG) gibi bir kurumun, devletinhedefi haline gelmesinin nedeni işte budur. Devlet uyuş-turucu sorununu sorun olarak görmekten çok teşvikettiği için gerçek anlamda uyuşturucuya karşı savaş

vermek devrimcilerin işidir. Devrimcilerin tedavi yön-temleri de devrimci-sosyalist yöntemlerdir.

AMATEM’ler ve hastanelerde yapılan, ilaç vererekbelli bir düzeyde tutma ‘saldırganlaşmanın’ önüne geç-mektir. Sorun çözmekten anladıkları en fazla budur.Yani kullansın; ama belli bir dozda alsın ve kargaşa çı-karmasın! Ki bu da sorunun çığ gibi büyümesi dışındabir sonuç doğurmamaktadır.

Uyuşturucu sorununun nihai çözümü bu düzenin yı-kılması ile olacaktır. Ve Fidel'in de altını çizdiği gibiyozlaşma ve uyuşturucuya karşı mücadele bizim içinbüyük önem taşımaktadır, çünkü yozlaşmaya karşı mü-cadele devrim mücadelesi, sosyalizm mücadelesidir.

“Dünyada pek çok insan şaşırdı; bazıları bu işeoldukça önem verdiğimizi düşünüyor. Çünkü dünyanınbirçok yerinde böyle olayların hiçbir önemi yoktur. Zim-mete para geçirme, hırsızlık, disiplinsizlik, dokunulmazlıkve kirli işlerin önemi yoktur. Onlar her gün meydanagelmektedir. Fakat bizim için onlar büyük önem taşıyorve hak ettikleri önemi onlara veriyoruz. Tabii —dahaönceden denildiği gibi— bu aksiliği bir zafere dönüştü-receğiz. Ama bu ülkenin benimsediği tavra, yalnızca ce-zaların uygulanmasına değil, cezaların peşi sıra atılanadımlara da bağlı olacak. Bununla, bu tür davranışlarınpotansiyel faillerinin tümüne uygulanacak önlemleri kas-tediyorum.” (Ochoa Davası Syf. 71)

Sonuç olarak; uyuşturucu, fuhuş, çeteleşme, rüşvet,kara para aklama vb. her türlü gayrimeşru iş, devletingüdümünde yapılmaktadır. Çünkü sömürü düzenlerinidevam ettirebilmek için beyinleri uyuşturarak halklarıteslim almak zorundadır. Bu nedenle yozlaştırmaya karşımücadelemiz, emperyalizme ve faşizme karşı mücade-lemizden ayrılamaz diye ısrarla vurguluyoruz.

Baskılara, tutuklamalara, işkencelere ve gözaltılara,şehitliklere rağmen yozlaştırmaya karşı mücadelemizisürdüreceğiz. Her yerde HFG’ler kuracak, bataklığıkurutacağız. Emperyalizmle “barış” ancak daha fazlasömürü, kan ve çürüme getirir. Beynimizi ve silahla-rımızı asla teslim etmeyecek, M-L ideolojimizinışığında, en yoksullar ve en yozlaştırılmışlarla sava-şımızı yükselteceğiz!

Gazete Yorum4. Sayısı Çıktı!

Şarkı Olmadan Devrim Olmazdiyen Grup Yorum, gazetenin 4. sa-yısını çıkardı.

Gazete Yorum’un 4. sayısınınPDF’si aşağıdaki linklerden okuna-bilir.

https://drive.google.com/file/d/1ULoSUMcdqFb1wslhqxre-c_NKyIED7Lb/view?usp=sharing

https://mega.nz/#!uI1SUbKL!hV1aap8gtSxGj8AybXX7yX4ekiBjD2ferDyG2tPnBK4

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

446 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 47: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

NE İSRAİL'İN TERÖRÜ, NE DE UZLAŞMACILIK VE İŞBİRLİKÇİLİK FİLİSTİN HALKINI DİRENMEKTEN VAZGEÇİREMEZ

İsrail Savunma Bakanı Lieberman "Sevinç göstermeden ve fotoğraf çekmeden

Filis�nlileri öldürün" talima verdi!

Yazımıza İsrail'in nasıl ve ne za-man Filistin halkının topraklarınıişgal ettiği ile başlayalım.

İsrail devleti, Birleşmiş Milletlerkararıyla 1948 yılında kurulmuş olsada devletin ideolojik yapısını oluş-turan siyonist görüşlerin ortaya çıkışıve bu görüş etrafında Filistin’de si-yonistler için bir yurt edinme politikası1800’lü yıllara uzanır.

Yıl 1938; kurulacak olan İsraildevletinin emperyalist düzenin gü-vencesini sağlamak için bir araçolduğunu bizzat İsrail devletinin ku-rucuları açıklıyordu. Bu konuşmanınyapıldığı tarihten 9 yıl sonra BM’de,Filistin topraklarının %56’lık kısmıüzerinde bir Yahudi Devleti kurulmasıkararı alındı. O dönemde Flisitin’deArap ve Yahudi nüfus oranı şöyledir;Filistin nüfusu 2 milyon 65 bindir.Bunun 1 milyon 415 bini Araptır,650 bini Yahudi. BM'den böylebir kararın çıkmasının arkasında,hem ABD’nin siyonistlere desteğihem de diğer devletlere baskı vetehditleri vardı.

ABD'nin siyonist İsrail'e desteğio gün bugündür sürmektedir.

İsrail devletinin Filistin topraklarıüzerindeki işgali yıllardır sürüyor.

Filistin Halkı da yıllardır teslim

olmadı. Direndi, savaştı.Direnip savaştığı için te-rörist ilan edildi. Oysaaçıktır: Kendi toprakla-rını savunanlar teröristdeğildir.

Asıl teröristler FilistinHalkını

katleden İsrail devle-tidir.

İsrail devleti; işken-ceyi, katliamı yasallaştırmış

ve teorileştirmiş bir devlettir.

İsrailli bakanlar, kol kırmayıda, infazları da, işkenceleri dealenen savunurlar.

Geçen hafta İsrail Savunma Ba-kanı Avigdor Liberman'ın yaptığıaçıklama, bunun yeni bir örneğioldu. Liberman, İsrail askerlerine

“Sevinç göstermeden ve videoçekmeden Filistinlileri öldürün”talimatını verdi.

Çünkü İsrailli iki askerin Filistinlisilahsız bir genci hedef alıp ateşaçtıkları videoların sosyal medya

ortamlarında yayınlanması, bukez İsrailli katliamcıları rahatsız et-mişti. Yayınlanan video, işgalin ger-çek yüzünü temsil ediyor. FaşistLieberman ve askerleri, video ya-sağıyla suçlarını gizlemeye çalışı-

yorlar.

30 Mart'tan bu yana devam edengösterilerde İsrail keskin nişancıla-rının açtığı ateş sonucu 32 Filistinlikatledildi. Birçoğu gerçek mermiylevurulan 2 bin 850 Filistinli yara-landı.

Video çekilmesini engelleyereksuçlarının belgelenmesini engel-lemeye çalışan Liberman, " Filis-tinlileri vuran askerler övgüyühak ediyorlar." diyerek, katliamcılığıalenen sürdürmekten de geri kal-mıyor.

Kimin neyi hak ettiği, hangi saftanbakıldığına göre değişir. Liberman'agöre katliamcılar övgüyü hak edi-yorlar. Halklara göre ise, katil Siyonistaskerlerin hak ettiği, olsa olsa birkurşundur.

Filistin Halkını katledenler, tarihinçöplüğüne atılmaktan kurtulama-yacaklar. Siyonistler, halk ve tarihönünde hesap vermekten kurtu-lamayacaklar.

Bugün direnenler ve haklı olan-lar hakkında onur ile bahsedilirkenkatiller sürüsü halk düşmanlarıhalklar tarafından lanetlenmiştir.İsrail devleti de lanetlenmiş birdevlettir. Dünya halkları karşısındaer geç hesap verecektir.

47SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 48: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

IRAK igalinde babası ve annesi ölen vekendinin de bacakları kopan bir çocuğunIRAK savaşını yöneten Tommy FRANKS’ayazdığı şiirdir. Tommy Ray Franks (d. 17 Ha-ziran 1945) ABD Silahlı Kuvvetlerinde emekligeneral. En son yaptığı görev ABD SilahlıKuvvetleri'nin yurtdışındaki ABD KomutaMerkezi Komutanlığıdır. Bu görevi GeneralAnthony Zinni'den 6 Temmuz 2000 tarihindedevralan Franks, 7 Temmuz 2003 günü emeklioluncaya kadar görevini sürdürdü. 11 EylülSaldırılarının ardından 2001 yılında Afganis-tan'daki Taliban rejimine karşı düzenlenenişgale de katılır. Ayrıca 2003 yılındaki Irakişgalinde de komutandır.

Liberman'ın aldığı ön-lemler boşunadır. Hiçbirfaşist, halk düşmanı ikti-dar, suçlarını sonuna ka-dar gizleyemez.

Liberman ve tüm Siyonist ka-tiller tarihe baksın: Hangi katliam,hangi suç gizli kalmış ki...

İkinci dünya savaşında Naziaskerleri on yedi yaşındaki Tan-ya'ya işkence yaparak diğer par-tizanların yerini, adını ve yaptıklarıeylemleri öğrenmek istiyorlardı.Tanya ise düşmana tek bir sırbile vermedi, düşman tek kelimealamadığı Tanya'yı idam etmeyekarar verdi.

Sonrasını Nazım şöyle anla-

tıyor: 

Bir subay fotoğrafa merak-lı,

bir subay, elinde makina:Kodak,

bir subay resim alacak.Tanya seslendi kolhozlulara

ilmiğinin içinden:Kardeşler, üzülmeyin.Gün yiğitlik günüdür.Soluk aldırmayın faşistlere,yakın, yıkın, öldürün.(Nazım Hikmet)İşte kodak marka makineyle

çekilen o fotoğraf, Nazilerin suç-larının belgelerinden biri olarakkaldı.

Nazilerin toplama kamplarındaişledikleri suçlar bir bir açığa çık-madı mı?

Nasıl ki Tanya dünya halkları-nın ve iki yüz milyon sovyet hal-kının direnme gücü olduysa vebu sahneler tarihten silineme-mişse, bugün katledilen Filistinlilerde öyle olacak.

Vİdeoyla ister kaydedilsin, isterkaydedilmesin...

Buradan halk düşmanlarınasesleniyoruz; dünyadaki bütünfotoğraf makinelerini, kağıtları,kalemleri, video kameralarını top-lasanız da, suçlarınızı ve yüzle-rinizi halkın hafızasından sile-mezsiniz.

Tarih DİRENENLERİ yazdığıgibi, HALK DÜŞMANLARINI DAKAYDEDER. Liberman gibi halkdüşmanları da kendilerini gizle-yemeyecekler. Hesap verecekler.

48 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 49: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

ABD, İngiltere ve Fransa, Suriyehalklarını bombaladılar. Başta AKP ol-mak üzere işbirlikçilerinin de desteğinialıp Suriye’ye saldırısı, bildik yalanlarınbir tekrarından öte bir şey değildi.

Onlar için önemli olan ülkeleri işgaledip yer altı ve yer üstü zenginliklerinisömürmek, halkları köle haline getir-mektir. Bunu yaparken de en bayağıyalanları sıralamaktan geri durmazlar.

Demokrasi, insan hakları, özgürlüklerdiyerek halkların üzerine bombalar yağ-dırırlar. Yaptıkları katliamları, işgallerimeşrulaştırmak adına en bayağı yalanlarısıralarlar.

Suriye’ye saldırma bahanesi de kim-yasal silah kullanıldı yalanı oldu. ABDBaşkanı Trump Suriye Devlet BaşkanıEsad’a hayvan diyerek kendi vahşiliğininüzerini örtmeye çalıştı. Ancak emper-yalizmin tarihi, yalanlar tarihidir.Hiçbir işgal adı ne olursa olsun meş-rulaştırılamaz.

Emperyalizmin her işgal öncesi ortayaattığı yalanlar kısa sürede ortaya çıktı.Buna rağmen aynı yalanları söylemeyedevam ederek dünya halklarını aldatmayaçalışıyor.

“Washington yönetimi ve Pentagonuzmanları, medyanın yığınlar üzerindekietkileyici gücünün farkında ve ateşli si-lahların yanında psikolojik bir silaharacı olarak medyadan sonuna kadaryararlanmaktadırlar.” (NK/BB)

Emperyalizmin İşgal Etmek, Sal-dırmak, Halkların Üzerine BombalarYağdırmak Adına Söylediği Yalan-lar:

- 1991, ABD Irak’a saldırmak içinpetrole batmış, can çekişen karabatakgörüntülerini aylarca TV ekranlarındayayınlattı. Güya Saddam Kuveyt’e sal-dırmış ve petrol kuyularından sızanpetrol denizi mahvetmişti. Ancak çoksonra ortaya çıktı ki bu görüntülerinKuveyt’le hiçbir ilgisi yoktu.

Yalanlar bununla da sınırlı kalmamış,aylar boyunca Irak ordusunun dünyanınen güçlü ordusu olduğu, Kuveyt’i işgaleden Irak askerlerinin yüzlerce bebeğiöldürdüğü, elektrikleri kestiği gibi sayısızyalan haber bizzat ABD yönetimi tara-

fından basına servis edilmiştir. SonuçABD, Körfez savaşı boyunca 200 binIraklıyı katletti.

- 2003: ABD bu kez yalan söyle-mekte daha da ustalaşmış olarak sah-neye çıktı. Saddam’ın elinde kimyasalsilahlar bulunduğu, Usame Bin Ladin’isakladığı, halkına zulmeden bir diktatörolduğu, demokrasiye düşman olduğu,Irak’ta insan hakları diye bir şeyin ol-madığı psikologlar, bilim insanları, pro-fesörler aracılığıyla TV ve gazetelerdebol bol anlatıldı.

ABD insan hakları ve demokrasiadına Irak’ı işgal ederek halkı Sad-dam’ın zulmünden kurtaran kurtarıcırolünü oynuyordu bu kez. SonuçIrak yerle bir edildi. İşgal boyunca1,5 milyon Iraklı katledildi. Binlercesisakat kaldı, mülteci olarak vatanınıterk etmeye zorlandı.

- Yugoslavya’yı bombalamak içinSırp lider Miloseviş basında âdetabir şeytan gibi gösterildi. SSCB’nindağılmasından sonra sosyalist Yugos-lavya’da hükümet karşı devrimcilerekarşı üstünlüğü ele geçirince NATOsoykırım yalanlarıyla aylarca bombaladı.Sonuç; binlerce Yugoslav vatandaşıyaşamını yitirdi. Yugoslavya yedi par-çaya bölündü.

- Romanya’da karşı devrimcilerÇavuşesku’nun Temeşvar Katliamınıyaptığı yalanını yaydı. Emperyalistbasın ise bu yalanın yaygaracısı olarakgörev yaptı. Mezarlık içinde siyah bay-raklarla çevrili bir toplu mezarda yanyana uzatılmış 18 ceset vardı. Yetkililer,binlerce insanın öldüğü söylenen 17Aralık katliamı sonrası çıkarılan cesetlerigösterdi; ancak yeni ölmüş insan bedenideğildi. Görgü tanıkları rengin mor veyeşil olduğunu hatta bir tanesinin kaburgakemikleri çıkacak kadar çürüdüğünüsöyledi.

“Cesetler bir katliamın kurbanlarındançok bir tıp laboratuvarından gelme ka-davralara benziyorlardı. Mezarlıktakibazı mezarlar da alt-üst edilmişti. Man-zara insanı huzursuz ediyordu. Ama buhuzursuzluk yalnızca mezarlıktaki ölümhavasından dolayı değildi” (The Sundey

Times, 31 Aralık 1989)

Emperyalistler mezarlıktaki cesetleriçıkarıp Çavuşesku’nun nasıl bir caniolduğu yalanlarını aylarca TV ve gaze-telerinde yayınladılar. Çavuşesku ve eşi-nin lüks içinde yaşadığından tutalım danasıl katliamcı oldukları üzerine söy-lenmedik yalan bırakmadılar. SonuçRomanya’da karşı devrimciler Ça-vuşesku ve eşini katlettiler.

- 2011 Libya’da Kaddafi’yi beslemeçetelerine linç ettirdiler.

Irak, Libya, Yugoslavya, Romanyasadece birkaç örnektir. Emperyalizmşimdi de aynı yalanları Suriye için kul-lanıyor. Beyaz Miğferler denilen tiyatrogrubunun hazırladığı mizansenler ger-çekmiş gibi basında gösteriliyor. SözdeSuriye devleti katliam yapıyor insanhakları koruyucusu ABD diktatöre ‘dur’diyor.

Emperyalizmin Ahlakı Yoktur.Onun İçin Her Türlü Yalanı SöylemekDoğaldır!

Bizim için ise emperyalizme direnen,emperyalizme bir tek taş atan dahi de-ğerlidir. Bunun için Saddam’ı, Çavu-şesku’yu, Yugoslavya’yı savunduk. Çün-kü baş çelişki emperyalizm ile dünyahalkları arasındadır. Halklar kendi so-runlarını kendileri çözebilirler.

Emperyalizmin müdahalesi sadecehalkları katletmek, ülkeleri sömür-geleştirmek amacını güder. Onlar içinne insan haklarının, ne demokrasinin,ne de özgürlüklerin bir önemi yoktur.Onlar için tek önemli olan tekellerininelde edeceği kardır. Bu nedenle debugün de emperyalizmin yalanlarınakarşı, işgalciliğine karşı direnen Suriyehalklarının yanındayız.

EMPERYALİZM YENİLECEK,DİRENEN HALKLAR KAZANA-CAK!

EEMPERYALİZMİN YALANLARI, SURİYE HALKLARININDİRENİŞİNİ KIRMAYA YETMEYECEK!

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

49SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 50: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Yürüyüş

22 Nisan2018

Sayı: 63

550 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

İstanbul Çayan Mahallesi’nde 30Mart-17 Nisan Devrim ŞehitleriniAnma ve Umudun kuruluşunu kut-lama günleri münasebetiyle 5 HalkCepheli mahallenin merkezi yerlerine5 tane ozalit astı.

30 Mart-17 Nisan Devrim Şehit-lerimizi Anıyoruz Umudu Selamlı-yoruz

Şehitlerimizin mezarında ot bit-meyecek. Onlar devrimci mücade-lemizin öncüleridir, onlardan öğren-meye, onları sahiplenmeye ve anmayadevam edeceğiz.

İZMİR: İzmir Halk Cephelilertarafından 13 Nisan'da 30 Mart-17Nisan Devrim Şehitlerimizi AnıyorUmudunu Selamlıyoruz haftası mü-nasebetiyle anma yapıldı.

Tüm devrim şehitleri için bir da-kikalık saygı duruşu ile başlayan an-mada yapılan konuşmalarda THKP-C’den Devrimci-Sol’a Devrimci-Sol’dan Umudun kuruluşuna kadarkisüreç anlatılarak 1972’de Kızıldere’de“Bizler Dönmeye Değil Ölmeye Gel-dik” diyen “Yolumuz Çayan’larınYoludur” iradesini gerçekleştiren birhareketin onlarca bedel ödemesinerağmen emperyalizme ve oligarşiyekarşı bağımsızlık ve sosyalizm mü-cadelesini tereddütsüz sürdürmesinindünyada da ilgi uyandırdığı ifadeedildi. Programa Yorum korosununMahalle, Dağlara gel, mitralyöz din-letisi ve halaylar ile devam edildi.12 kişinin katıldığı anmaya, hazırla-

nan ikramların yenilmesinin ardındanson verildi.

ANKARA: Ankara Halk Cephesi31 Mart’ta Mahir Çayan ve katledilen9 yoldaşı için mezar anması düzen-ledi. Anmada ‘her sene olduğu gibibu sene de Mahir’lerin başında olun-duğunun ve bundan sonra da oluna-cağının vurgusu yapıldı.’ Mahir’inmezarı başında kitleyi taciz etmeyeçalışan polisler Halk Cepheliler ta-rafından uzaklaştırıldı. Mahir’in me-zarından sonra Ulaş Bardakçı ve2015 yılında Berkin için adalet is-terken şehit olan Bahtiyar Doğru-yol’un mezarları da ziyaret edildi.Her mezarda saygı duruşu yapıldı,şiirler ve türküler söylendi. Anmaya19 kişi katıldı.

İSTANBUL:Esenyurt: Halk Cepheliler tara-

fından 14 Nisan'da Esenyurt Der-simliler Derneği’nde AKP’nin elikanlı katil polisinin tüm engellemeçabalarına ve tacizlerine rağmen 30Mart-17 Nisan Devrim Şehitlerinianma programı yapıldı. Anmadansaatler önce katil polisler hırsız gibiderneğin bulunduğu hana girip, elek-trik saatinin kablolarını keserek prog-ramı engellemeye, gün boyu hançevresinde gezip taciz etmelerinerağmen anmaya engel olamadılar.

Tüm devrim şehitleri nezdinde 1dakikalık saygı duruşu ile başlayanprogram Halk Cephesi’nin açıkla-

masıyla devam etti. On yıllardır düş-manın tüm teslim alma politikalarınakarşı direnen, cüret ile, feda ruhu ilezafere yürüyen Cephe geleneğininanlatıldığı açıklamanın ardından Ad-nan Yücel’in “Sen Yürürsün RüzgârYürür” şiiri okundu. Kızıldere’denbugüne Cephe tarihinin anlatıldığısinevizyonun izlenmesinin ardındanGrup Yorum sahne alarak marşlarla,türkülerle devrim şehitleri anıldı. 1Mayıs’ta Taksim’e yapılan çağrınınardından program sona erdi. Programa23 kişi katıldı.

Kefen Giyeriz, Tek Tip Elbise GiymeyizTAYAD'lı Aileler devrimci

tutsaklara Tek Tip Elbise da-yatması yapan AKP'nin sal-dırılarına karşı evlatlarını sa-hiplenmeye, seslerini her alan-da duyurmaya devam ediyor.

İSTANBUL:Galatasaray Meydanında

14 Nisan'da biraraya gelen TAYAD’lı Aileler, hapishanelerdeuygulanmak istenen Tek Tip Elbise dayatmasına karşı basınaçıklaması yaptı.

Devrimci tutsakların “Kefen Giyeriz Tek Tip Elbise Giy-meyiz” dediklerini dile getiren aileler, 84’te 4 şehit verereködedik bedelini, ‘96’da bir kez daha gündeme getirdiler,2000’de 122 şehit verdik… diyerek hapishanelerdeki hak

gasplarını dile getiren aileler,sloganlarla başladıkları ey-lemlerini sloganlarla bitirdi-ler.

ANKARA:Ankara Sakarya Cadde-

si’nde her cumartesi günü,saat 15.00’da TAYAD’lı Aileler’in yaptıkları basın açıklamasınapolis saldırdı ve aileleri zorla alandan uzaklaştırdı. İşkencecipolis “Suçlu Değil Devrimciyiz Tek Tip Elbise Giymeyeceğiz”yazılı ozaliti parçalayarak çekim yapan destekçileri de engel-lemeye çalıştı.

Evlatlarımız içeride biz dışarıda direnmeye devamedeceğiz! Her cumartesi günü, saat 15.00’da tüm halkımızıtutsaklarımıza sahip çıkmaya, Sakarya Caddesi’ne çağırıyo-ruz!

Şehitlerimiz Bize Yol Göstermeye, Işık Olmaya Devam Ediyor

Page 51: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

� ALMANYAHamburg’ta Adalet Nöbeti12 Nisan, perşembe günü Hamburg

halkı, Musa Aşoğlu için yapılan adaletnöbetini gerçekleştirmek üzere yine ha-pishane önündeydi.

Mahkemenin sona ermesinin ardından1 saat ara vererek, saat 16.00’da hapishaneönünde buluşan kitle, sloganlar ile MusaAşoğlu’nu selamladı ve Musa Aşoğlu’naÖzgürlük talebini tekrar haykırdı. Mah-kemeye gelenlerin de katıldığı adaletnöbeti sloganlar ve müzik eşliğinde sür-dürüldü. 1 saat süren eyleme toplam 13kişi katıldı.

Mannheim Halk Cephesi NisanAyı Programıı

13- 27 Nisan Grup Yorum KarlsruheKonsolosluk Önü Eylemleri

14- 28 Nisan “Devrimcilik YapmakSuç Değil Görevdir” Mannheim Haupt-bahnhof Önü Eylemleri

20-21-22 Nisan Aile Kampı

Mannheim Grup Yorum Gönül-lülerinden Eylem Çağrısı

"Listelerinizi Tanımıyoruz"Grup Yorum Halktır Susturulamaz!

eylemleri devam ediyor.Tüm halkımızı Grup Yorum’u sahip-

lenmeye, 13 Nisan Cuma günü saat10.30’da Karlsruhe Konsolosluk Önünebekliyoruz!

Berlin Halk Meclisi ÇalışmalarınaDevam Ediyor

Berlin’de Türkiyeliler’ in yoğun ya-şadığı Kreuzberg’te çalışmalarına devameden meclis, yozlaşma karşıtı kampanyakapsamında “Kreuzberg Bizim” başlığıylabir broşür hazırlamıştı.

Son olarak 13 Nisan Cuma günü bro-şür dağıtımı yapıldı.

İlk önce cuma namazı saatinde DİTİBcamisi önünde yapılan dağıtımda halktanolumlu tepkiler alındı. Daha sonra iseSchönleinstrasse pazarında broşür dağı-tımına devam etti. Dağıtımdaki sohbet-lerde yozlaşmanın nasıl büyük bir sorunolduğuna değinildi. Kısa sürede 100broşür halka ulaştırıldı.

Berlin Halk Cep-hesi 1 Mayıs ÇağrısıYaptı

Emperyalizm ve iş-birlikçileri emekçi halklara karşı baskı,yasak ve sömürü politikalarını artıraraksürdürüyor. Bu saldırılara ancak örgütlümücadele ile cevap verilebilir.

Berlin Halk Cephesi, 1 Mayıs’ta alan-lara çağırıyor.

Bu yıl da yine farklı yürüyüşlerinyapılacağı 1 Mayıs 2018 günü BerlinHalk Cephesi pankartları, bayrakları vecoşkusuyla Hackescher Markt’tan (DGBönü) yürümeye başlayacak.

Irkçılığa, baskılara ve faşizme karşıtüm halkımız Halk Cephesi saflarındayerini almalı.

Berlin Halk Meclisi Kahvaltı Dü-zenledi

Berlin Halk Meclisi bir kahvaltı dü-zenleyerek çalışmalarını değerlendirdi.

15 Nisan Pazar günü düzenlenenkahvaltı yine hep birlikte emek verilerekhazırlandı. Açık havada verilen kahvaltıyıçocuklar da renklendirdi. Saat 11.00’daoturulan kahvaltı masasında Halk Meclisibroşürleri üzerine de sohbetler yapıldı.Yeni ailelerin de katıldığı sohbette bro-şürler değerlendirildi.

Broşürlerle yapılacak çalışmalar datartışıldı ve posta kutuları da dahil olmaküzere dağıtıma ağırlık verme kararı alın-dı.

Kahvaltının ardından yaklaşık üç saatsüren sohbetlerin ardından aileler bro-şürleri bölüştüler. Kahvaltıya 20 kişi ka-tıldı.

Musa Aşoğlu Emperyalizmi Yar-gılamaya Devam Ediyor!

Devrimcilik Yapmak Suç Değil Gö-revdir! Savunma Mahkemesi 2. Gün:

13 Nisan Cuma günü devam edenmahkeme, saat 10.00’da Musa Aşoğ-lu’nun savunması ile başladı. Musa Aşoğ-lu, savunmasının bu bölümünde, AlaattinAteş ve komplolar ile delil yaratılmayaçalışıldığını söyledi.

2008 yılında, eşi tutuklandığı sıradayanında olduğunu, fakat kendisinin göz-altına dahi alınmadığını aktardı. 2008’ekadar olan verilerin, yalnızca HollandaÖzgürlük bürosunda bulunan bir harddiskolduğunu, bunun orjinalinin Almanya’ya

dahi verilmediğini, Hollanda’nın budisk’teki bilgilerin bazılarını özel prog-ramlarla elde edip, değiştirdiğini böylecemanipüle ettiğini açıkladı.

Musa Aşoğlu diğer DHKP-C dava-larında da olduğu gibi, şahsa yönelikdeliller yetmediği taktirde, komplolar iledelillerin yaratılmaya çalıştığını açıkladı.Bu bağlamda Alaattin Ateş isimli muhbirinöneminin yakıcı bir hal aldığını, kendisininde 2008’den itibaren hedef tahtası oldu-ğunu ve delillerin yaratıldığını söyledi.

Hakkındaki suçlamaları tek tek çürütenMusa Aşoğlu’nun duruşması yaklaşık 4saat sürdü. Özgürlük komitesi çalışanları,herkesi sahiplenmeye ve duruşmalarakatılmaya çağırdı.

Mannheim Halk Cephesi 1 Ma-yıs’ta Alanlara Çağırıyor

Emperyalizmin halkların üzerine fü-zeler yağdırdığı, oluk oluk halklarınkanını akıttığı, yerli işbirlikçileri olanAKP’nin ise faşist politikaları ile iyiceazgınlaştığı bugünlerde 1 Mayıs alanlarınıdoldurmak ve kan emicilerden hesapsormak bir görevdir.

Emperyalizme ve faşizme karşı sende ayağa kalk ve 1 Mayıs’ta saflarımızdakiyerini al.

NRW Halk Meclisi Kuruluş Top-lantısını Gerçekleştirerek Kuruluşunuİlan Etti

NRW Halk Meclisini kurmak içinilk toplantı 22 Ekim 2017’de yapılmıştı.İkinci toplantı ilan edildiği gibi, 15 NisanPazar günü gerçekleştirildi. Ve yine ilanedildiği gibi azınlık-çoğunluğa bakılmadanNRW HALK MECLİSİNİN kuruluşukarar verildi.

Avrupa’da, Almanya’da ve özel olarakNRW’de halkımızın birçok sorunlar ya-şadığı, bu sorunlara çözüm bulmak içinmücadele etmenin Halk Meclislerininasli görevi olduğu vurgulanarak, HalkMeclisleri'nin ise kitlelere mal edilerekayakta kalabileceği ve güçleneceği üze-rinde duruldu.

6 aylık sürece ilişkin program oluş-turma tartışmasına geçildi. Bu tartışma-

Av ru pa’da

22 Nisan2018

Yürüyüş

Sayı: 63

51SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 52: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

larda NRW Halk Meclisi Girişiminin yap-tığı "HFG UYUŞTURUCU KUMARVE ALKOL BAĞIMLILIĞINA KARŞIMÜCADELE MERKEZİ" çalışmaları ençok ilgi toplayan ve en çok tartışılançalışma oldu. Bu tartışmalar sürerken halamerkezin ilgilendiği ve destek çalışmalarıyürüttüğü bir gencimizin duygularını pay-laşması ve ayrıca bir şiir okuması büyüksempati ile karşılandı ve ilgi ile dinlendi.

Programın belirlendiği NRW HALKMECLİSİ toplantısında, ayrıca bir yürütmekomitesi, demokratik aile örgütlenme ko-mitesi ve aile sorunlarını çözme komis-yonları da seçilerek, NRW Halk Mecli-si’nin eksik olan örgütlenme sorunlarınada çözüm getirilmişltir.

Almanya Mannheim’da MusaAşoğlu İle Dayanışma Stantları De-vam Ediyor

Her cumartesi günü olduğu gibi, 14Nisan Cumartesi günü, saat 15.00’daaçılan stantta devrimcilik yapmanın suçdeğil görev olduğu ziyaretçilere anlatıldı.

� HOLLANDARotterdam’da Grup Yorum’a Öz-

gürlük EylemiHer hafta Rotterdam’da Grup Yorum

üyeleri için cumartesi günü yapılan oturmaeylemi, 7 Nisan’da tekrar yapıldı.

Tutsak Grup Yorum üyeleri BergünVaran ve Betül Varan’ın ve bütün tutsakGrup Yorum üyelerinin fotoğrafları asıldı.Türkçe ve Flemenkce ”Grup Yorum’aÖzgürlük” yazılı dövizler kullanıldı ey-lemde. Saat 15.00’da Rotterdam Garı’nınönünde başlayan eylem 17.00’da sonaerdi.

� AVUSTURYAGraz’da Gençlik Buluşması Dü-

zenlenecekAvusturya’da Türkiyeli gençliğin yo-

ğunluğu bilinen bir durum. Fakat Türkiyeligençliğin kendi ülke gençliği, kültürü veülkelerini tanımaları konularında da bilinenbir eksiklik var. Bu eksikliği Avusturya

Anadolu Gençliği doldurmak istiyor. Buamaçla da Avusturya’nın Graz şehrindebir “Gençlik Buluşması” düzenleyecek.Üç gün sürecek olan gençlik buluşması,Nazi faşizmi zamanında, Naziler tarafındanidam edilen Avusturya Komünist Partisininbir ayaklanmacının miras bıraktığı villadayapılacak.

Gençlik buluşması 20-21-22 Nisan ta-rihlerinde gerçekleşecek.

Viyana’da, 15 Nisan Pazar Günü,30 Mart-17 Nisan Şehitleri Anması Ya-pıldı

Anadolu Kültür Merkezinde yapılananmada umudun kuruluşunun coşkusuyaşandı. Program şehitler için yapılansaygı duruşu ile başladı.

Şehit ailelerine onurun ve gururunsimgesi olarak kırmızı karanfiller verildi.Yapılan kısa bir aranın ardından Mart-Nisan şehitleri anısına hazırlanan sineviz-yon gösterildi. Anma, okunan marşlarlasona erdi. Anmanın ardından AnadoluFederasyonu davası ile ilgili çalışmalar,Halk Meclislerinin vatandaşlıkla ilgili ça-lışmaları hakkında bilgilendirme yapıldı.

Viyana’da düzenlenecek olan etkin-liklerle ilgili duyuru yapıldı, 20 Nisan’dadüzenlenecek olan gençlik kampına katılımçağrısı yapıldı. 47 kişinin katıldığı anmadakadınların evlerinde yapıp getirdiklerihelvalar dağıtıldı.

� YUNANİSTANEli Kanlı Halkların Katili Ameri-

kan Emperyalizmi Atina’da Lanet-lendi

13 Nisan Cuma günü Yunanistan’ınAtina şehrinde Amerika’nın Suriye’dekisavaş çığırtkanlığına karşı Amerikan kon-solosluğu önünde eylem yapıldı.

Atina’da 13 Nisan Cuma günü Yuna-nistan sol örgüt ve partilerin çağrısıyla18.30'da toplanmaya başlanıldı ve Ame-rikan Konsolosluğuna yüründü. Yürüyüşboyunca Amerikanın aleyhine sloganlaratıldı. Yürüyüşe Yunan sol örgütleri, par-tileri ve Türkiye'den Halk Cephesi katıldı.

Halk Cephesi yürüyüşe “Emperyalist Veİşbirlikçilerin Saldırılarına Karşı DirenenSuriye Halkıyla Birlikte EmperyalizmeKarşı Örgütlenelim Birleşelim Ve Müca-dele Edelim’’ pankartı açtı ve kızıl flamalartaşıdı. Konsolosluk önünde de yaklaşık 1saat slogan atarak emperyalist savaşakarşı çıkıldı.

İkinci yürüyüşü ise Yunanistan Ko-münist Partisi yaptı. Orak çekiçli bayrak-larıyla kitlesel katılım gösterdiler.

Yunanistan Larisa’da Burak Ağar-mış’ın İade Mahkemesi Görüldü!

6 Nisan 2018 Pazartesi günü saat12.00’da Yunanistan’ın Larisa şehrindeBurak Ağarmış’ın iade mahkemesi görüldü.Savcılık Türkiye’nin iade talebini daya-nıksız ve yetersiz bularak iadenin reddinitalep etti. Mahkeme heyeti de yarım saatara verdi. Yarım saat sonra mahkemetekrar başladı. Mahkeme heyeti de iadeisteminin reddi yönünde karar verdi.

Halk Cepheliler mahkeme başlamadanönce adliye önüne gelerek pankartlarınıaçıp bildirilerini dağıtmışlardır.

� BELÇİKABelçika Devleti’nden Oturum Hak-

kımı İstiyorum17 yıldır Belçika’da yaşamasına ve

hukuki açıdan oturum hakkının verilme-mesi için hiçbir sebep olmamasına rağmen,hakları gasp edilen Cahit ZOREL oturumhakkı için direniş başlattı.

19 Nisan gününden itibaren, Belçi-ka’nın başkenti Brüksel’de YabancılarDairesi önünde oturma eylemi başlatanCahit Zorel eylemini (konunun esas mu-hatabı mahkeme önünde) 09.00’dan13.00’a kadar yapacak.

Adres: Bruxelles, Conseil des Con-tentieu des Etrangers

Rue Gaucherets, nr 92, 1030.

� İSVİÇREBasel’de Grup Yorum Konser Ça-

lışması4 Nisan tarihinde Basel ve çevresinde

552 1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI

Page 53: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Grup Yorum el ilanlarını sokaksokak gezerek 2000 Türkiyelievin posta kutularına attık, ça-lışmaya 8 kişi katıldı.

� FRANSAFransa’dan Grup Yo-

rum’a Özgürlük VideosuLe Chorale Sans

Nom’dan (İsimsizler Korosu)Grup Yorum’a Özgürlük Vi-deosu

12 Nisan 2018 günü NancyGrup Yorum gönüllüleri NancyÜniversitesi’nde Edebiyat Fa-kültesinin Amfi tiyatrosundaprovalar yapan İsimsizler Ko-rosunu ziyaret ettiler.

Görüşmenin sonunda İsim-sizler korosu İspanya iç sava-şında Faşist Franco iktidarınakarşı direnen Devrimcilerinanısına söylenen İspanyolcabir parça ile GRUP YORUM’AÖZGÜRLÜK talebi olan birvideo hazırladılar.

Nancy Grup Yorum’aÖzgürlük Eylemi

13 Nisan 2018 tarihindeNancy Grup Yorum Gönüllüleritarafından Nancy’de Place Sta-nislas’ta yapılan Grup Yorum’aözgürlük için oturma eylemiyapıldı.

Eylem boyunca 105 bildirive 10 imza toplandı.

Avrupa’da El Emeği-mizle Varız!

Fransa’nın başkenti Paris’tekadınlarımızın başlattığı birçalışma ile yapılacak el örgü-lerinin satışından elde edilecekgelir tutsaklarımıza gönderi-lecek. Tüm halkımızı kadın-larımızın başlattığı bu çalış-maya destek vermeye çağırı-yoruz.

Fransa’da Grup Yorumİle Dayanışma İmza Kam-panyası Sürüyor

Fransa’da Grup Yorum’aÖzgürlük kampanyası kapsa-mında imza toplayarak, halkın

sesi Grup Yorum’un üzerindekibaskılara son verilip, tutsaküyelerinin serbest bırakılmasıve yasakların kaldırılması talebiyükseliyor.

Nancy Halk CephesiGrevdeki Öğrencileri Ziya-ret Etti

14 Nisan 2018 günü NancyHalk Cephesi tarafından NancyEdebiyat Fakültesi’ndeki grevciöğrenciler ziyaret edildi.

Fransa’nın birçok şehrindebaşta Paris, Toulosue, Lyon,Nantes ve Nancy olmak üzereöğrencilerin yoğun olarak ka-tıldıkları üniversite işgali vegrevlerde birçok üniversitededers yapılamazken, Fransızdevletinin tutumu ise polisleriniöğrenci grev ve işgallerini kır-mak için saldırtmakta. Bununlabirlikte Paris’te Sorbonne Üni-versitesi, Nantes ve Montpel-liers'deki direnişler polisin sal-dırıları sonucu kırılmış olsa daöğrenciler sokakta haklarınıaramaya devam ediyorlar.

Nancy’de Grup YorumGönüllüleri Kahvaltısı Dü-zenlendi

14 Nisan 2018 tarihindeNancy’de Grup Yorum gönül-lüleri olarak kahvaltı programıdüzenlendi.

Saat 12.00’da Sapiniereparkında yapılan kahvaltı prog-ramına, konserimize emek ve-ren Grup Yorum Gönüllülerikatıldılar.

Kahvaltıdan sonra yapılansohbette katılan insanlarımızdankonserimiz ile ilgili düşünce-lerini aldıktan sonra, birliktenkuvvet doğduğu ve bu kuvvetinkarşısında zorluğun her zamanaşılacağı, konser çalışmasındaoluşan bu kolektif yapının sür-dürülebileceği belirtildi, dahasonra katılanlarla birlikte 1Mayıs hazırlıkları konuşuldu.

Yapılan etkinliğe 26 kişikatılırken, kahvaltımız ve soh-betimiz 3 saat sürdü.

Ne anadilini konuşamayanlar,ne vatanını "benim için bir şey ifade etmiyor" diyerek redde-

denler....Ne yaşadığı hayatta kendine ait hiçbir heyecan, mutluluk bula-

mayanlar, bir yere ait olamayanlar, Anadolu'nun değer ve gelenek-lerinden bir nebze olsun haberdar olmayanlar....

Ne Almanya'da her cuma sabahlara kadar içip alkol komasınagirenler...

Ne Avrupa'nın dört bir yanında uyuşturucu ile zevkin ve hazzın,mutluluğun doruklarına tırmanıp durmadan durmadan onunardındaki uçuruma düşenler...

Ne otomat başlarında ana-babasının ve kendinin emeğini birhamlede, kazanma arzusuyla yok edenler,

Ne binbir aşağılanmaya göz yumup okuyan azınlık içinde yeralıp da kendi ailesi dahil ait olduğu ne varsa onunla alay edenler...

Ne kendinden, ailesinden, geçmişinden, tarihinden, milliyetindenutananlar...

HİÇ AMA HİÇBİRİ "AVRUPA GERÇEĞİ" DEĞİLDİR!Bu bizim gerçeğimiz değildir.Bu Avrupa emperyalistlerinin bize dayattıkları, reva gördükle-

ridir.Bu bir hak gaspıdır. Yaşam hakkımızın, emeğimizle yaşamımıza

değer katma hakkımızın, çoluk-çocuk ailece mutlu olma hakkımızın,birarada kalma, birbirimizle dayanışma, birbirimizi sevme hakkımızıngaspıdır.

Bu bizim insan onuruyla yaşama, hayal kurma, vatan ve halksevgimizi büyütme, tarihimizi öğrenme, değer ve geleneklerimizesarılarak zorluklar karşısında güçlenme hakkımızın, hak aramahakkımızın gaspıdır.

Bu bizi yozlaştırma, değerlerimizden koparma suçunu işle-mektir.

Bu emperyalizmin tarih ve halk bilincimizle ona karşı mücadeleetmemiz yerine, köle olup kendi ailemize, arkadaşlarımıza, halkımızakarşı yabancılaştırma, bizi kendimize ihanete süreklemektir...

Biz emperyalizmin bize reva gördüğü bu yaşamı reddetmek;Emperyalizmin bize karşı işlediği suçlar için bir ceza istemek;Emperyalizmi tüm politikaları, pislikleri ile yaşamımızdan çı-

karmak;Solan çiçeklerimize su vermek, yeni boy veren çiçeklerimizi

çöpe atılmaktan alıkoymak istiyoruz.KENDİ KADERİMİZİ KENDİMİZ YAZMAK İÇİN AV-

RUPA'DA DA HFG'LERDE BİRLEŞELİM!

AVRUPA'DAEMPERYALİZMİN YOZLAŞTIRARAK

YOK ETME SALDIRISINA KARŞI MEVZİLERİMİZ:HFG'LER

"AVRUPA GERÇEĞİ" DEĞİL,EMPERYALİZMİN AŞAĞILIK POLİTİKASINA KARŞI

HFG'LERDE BİRLEŞELİM!

Facebook: Uyuşturucu Kumara Karşı MücadeleE-Mail : [email protected]

[email protected] : +49-1632257926

553SORANLAR TAKSİM’DE, TESLİMİYETÇİLER MALTEPE’DE!

Page 54: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

“Özgürlük mücadelenin içinde olmaktır.” Solmaz Karabulut

30 Nisan - 6 Mayıs

Ahmet ÖZDEMİREsenler Halk Meclisi Girişimi üyesi olan Ahmet,

askerlik yaptığı dönemde devrimciler lehine propa-ganda yaptığı için 2 yıl cezaevinde kalmış, 2 yıl dakontrgerilla devleti tarafından Trakya’ya sürgün edil-mişti. 1 Mayıs 1998’de Cephe saflarındaydı. 1Mayıs’ta polis tarafından yaralanmasından sonra bu-nalıma girerek 5 Mayıs günü hayatına son verdi.

Ahmet Özdemir

Mehdi Duran ALKAN1975 Tokat Zile İlçesi Karşıyaka Köyü doğum-

ludur. Karadeniz Teknik Üniversitesi ElektronikMühendisliği öğrencisi ve TÖDEF’liydi. İstanbul’da1 Mayıs gösterilerine katıldıktan sonra, 2 Mayıs1993’te Trabzon’a dönerken geçirdiği trafik kazasısonucu aramızdan ayrıldı.Mehdi Duran Alkan

Serpil YILMAZ Ayten Yüksel KELEŞDersim’in Pertek ilçesine

bağlı Ardıç Köyü KarabayırMezrası ile Altınçevre Köyüyakınlarında 4 Mayıs 1994’teDevrimci Sol gerillalarıyla jan-darma ve özel tim arasında ça-

tışma çıktı. 15 saat süren çatışmalar sonunda Serpil YILMAZve Ayten Yüksel KELEŞ şehit düştü.

Ayten bir Devrimci Sol gerillasıydı. Yaşamını halkınkurtuluş savaşına adayan, mücadelede tereddüt yaşamamışbir savaşçıydı.

Serpil Yılmaz, 1991 yılında Dersim Cumhuriyet Lise-si’nden mezun oldu. Devrim mücadelesine de daha öğren-ciyken katıldı.

Serpil Yılmaz Ayten Yüksel Keleş

Sadettin Emir ÇINAROĞLU1955 doğumlu olan Sadettin, Yüksek öğ-

renim için geldiği Bursa’da devrimci müca-deleyle tanıştı. Bir Dev-Genç’li olarak ba-ğımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücade-lesine omuz verdi. İşçi sınıfının mücadelegünü 1 Mayıs 1977’de katledildi.S. Emir Çınaroğlu

Sıddık ÖZÇELİK,Güven KESKİN,Esma POLAT

30 Nisan 1992’deAdana’da bulunduk-ları üssün polis tara-fından kuşatılmasıkarşısında direnerek

şehit düştüler. Üçü de SDB savaşçısıydılar. Üçü de savaşçıolmadan önce gecekondu semtlerinde faaliyet yürüttüler.

1970 Çorum Mecitözü doğumlu Sıddık Özçelik, devrimci ha-rekete 1988’de katıldı. 1973 Adana Kozan doğumlu GüvenKeskin, 1991’de SDB savaşçısı oldu. 1971 Kars Sarıkamışdoğumlu Esma Polat, ‘86 yılında mücadeleye katıldı. Şehitdüşerken örgütünün ismini duvara kanla yazdı.

Sıddık Özçelik Güven Keskin Esma Polat

Serap ŞİMŞEKO bir Dev-Gençli’ydi. Mahirler’in yolun-

daydı. Liselilerin örgütlenmesi içindeydi. Hay-darpaşa Teknik Öğretmen Okulu’nda 6 Mayıs1980’de Deniz’ler için düzenlenen bir anmadajandarmanın açtığı ateş sonucu katledildi.1963 doğumluydu.Serap Şimşek

Ercan GÜNDOĞDU1957 doğumluydu. DEV-GENÇ saflarında kendini

kısa sürede kabul ettirdi. Yönetici yeteneklerinin ge-lişmesiyle birlikte Doğu Karadeniz sorumluluğunualdı. Soğukkanlılığı, mütevaziliği ve kitle çalışmasındakiyeteneği önemli özelliklerindendi. Bulunduğu bölgedebir göreve giderken faşistlerin kurduğu bir pususonucu 6 Mayıs 1980’de şehit düştü.

Ercan Gündoğdu

Selma KUBATSelma 1978’de, Malatya Arguvan Koyuncu Kö-

yü’nde doğdu. Lise yıllarında devrimcileri tanıdı.Tercihleri giderek netleşti ve gençlik hareketindegörev ve sorumluluklar üstlendi.

F Tiplerine karşı Armutlu’da direnişe destek eylemiyaparken 13 Kasım 2001’de gözaltına alınıp tutuklandı.10. Ölüm Orucu Ekibinde yer aldı. 1 Mayıs 2004’te,

Saraçhane’de yoldaşları kızıl bayraklarıyla Büyük Direnişin kararlılığını1 Mayıs alanlarına taşırken o da feda ateşleriyle katıldı 1 Mayıs’a. 1Mayıs günü Gebze Hapishanesi’nde bedenini tutuşturarak ölüm-süzleşti.

Selma Kubat

Sıla ABALAY1 Ekim 1999’da Ardahan’da doğdu. 2 ya-

şındayken ailesi İstanbul’a göç etti. Lisedeykendevrimcilerle tanıştı ve Liseli Dev-Genç’lioldu. Genç yaşına rağmen kısa sürede kendisinigeliştirdi ve sorumluluklar aldı.

Kısa süreli bir tutsaklık yaşadı. Tahliyeolduktan sonra “Berkin’in hesabını soracağız”

diyerek mücadeleye atıldı.Küçükçekmece’de kaldığı evde katil polisler tarafından

katledildi. Sıla, 6 Mayıs 2017 tarihinde şehit düştü.

Sıla Abalay

Page 55: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Ali YILMAZ, Fikri KELEŞ,Halil ATEŞ, Solmaz KARABULUT Ankara Dikmen’de bir Devrimci Sol üssü 4 Mayıs 1992

tarihinde polis tarafından kuşatıldı. Çatışmalar sonunda dörtsavaşçımız şehit oldu. Halil Ateş ve Ali Yılmaz kuşatmayıyarıp çatışmayı sokaklarda sürdürerek şehit düştüler.

Halil ATEŞ, 1960 Sivas Zara doğumluydu. Bir işçi ailesinin

çocuğu olan Halil, 12 Eylül öncesinden beri devrimci müca-delede yer aldı. Son olarak Ankara Silahlı Devrimci BirliklerKomutanlığı görevini sürdürürken şehit düştü.

Solmaz KARABULUT, 1965 Balıkesir Bigadiç doğum-luydu. Okul yıllarında tanıştığı devrimci mücadelesine öğ-retmenliğinde de devam etti. Bir süre Ankara’da tutsak kaldı.Cezaevinden çıkar çıkmaz, mücadeleye hazırım diyen Solmaz,SDB savaşçısı olarak şehit düştü.

Fikri KELEŞ, 1969 yılında Sivaslı bir emekçi aileninçocuğu olarak İstanbul Çağlayan’da doğdu. 1989ʼda katıldığımücadelede gecekondu mahallelerinde çalışmalar yaptı. SDBsavaşçısı olarak şehit düştü.

Ali YILMAZ, 1971 Kastamonu doğumluydu. Önce mahallibölge çalışmalarında yer aldı. 1991’de SDB savaşçısı olduve görevi başında şehit düştü.

Ali Yılmaz Fikri Keleş Halil Ateş Solmaz Karabulut

KAYBEDİLDİLER:Soner GÜL,Hüsamettin YAMANDev-Gençli’ydiler. So-

ner, Cerrahpaşa Tıp Fakül-tesi öğrencisiydi. Hüsamet-tin İstanbul Üniversitesiöğrencisiydi. 4 Mayıs

1992’de İstanbul’da gözaltına alındılar ve bir daha on-lardan haber alınamadı.

Soner Gül Hüsamettin Yaman

Bobby SANDSIRA önderlerinden biriydi. IRA’nın tutsak

üyelerinin hapishanelerdeki Tek Tip Elbiseve tecrit uygulamalarına karşı başlattıklarıaçlık grevinde, Bobby Sands 5 Mayıs1981ʼde, direnişin 66. gününde şehit düştü.Sands, açlık grevini sürdürürken yapılanseçimlerde parlamento üyeliğine seçilmiş,

fakat İngiltere hükümeti bunun üzerine tutsakların seçilmehakkını da ellerinden almıştı. Bu direnişte toplam dokuzİrlandalı yurtsever şehit verildi. Belfast’ta bir duvaryazısında, şehitlere ilişkin şöyle yazıyordu: “They MayKill The Revolutionary, But Never The Revolution” (Onlardevrimcileri öldürebilirler ama devrimi asla!)

Bobby Sands

“Ne Kadar Çok Seviyoruz Birbirimizi Değil Mi?Sevgi Ölümü Nasıl Da Yeniyor”

Nasıl bir özlem nasıl, bir sevda ki bu, “çok özledim çok amaçok seviyorum” demek yetmiyor. Yutkunamıyor insan kelimelerboğazda diziliyor, ben birini düşünürken öyle hızlı çoğalıyor kikavuşacaklarım, insan koşarak katılmak istiyor bu kervana. Biryer hayal ediyorum cennet değil. Yıldızlar öyle parlak, öylederin, bütün dileklerimizin orada olduğu bir yer. Vurulduğumuhayal ediyorum, düşmanın beyninde en büyük zararı vererek

orada vurulup düşüyorum. Son nefesimi verirken, en çok acı çektiğim anda, biri elimi

tutuyor. Gözlerimi açıyorum, Şafak abi... Sımsıkı sarılıyorum ona,elimde değil eminim denize akan nehir gibi akar gözyaşlarım.

Siliyor abim gözyaşlarımı, “Hoş geldin! Nerede kaldın”diyor. “Çok özledim” diyor, ben öyle mutluyum ki konuşamıyorum.Tekrar sarılıyor Şafak abi uzunca, sımsıkı. Konuşacak çokşeyimiz var, diyor ve başlıyoruz yürümeye. Yolda bana gençliğisoruyor, neler yaptığımızı... Kimleri nasıl eğittiğimizi soruyor.“Gözüm hep sizin üzerinizdeydi” diyor. Anlatıyorum uzun uzunher şeyi. Kızıyorum ona niye beni de yanında götürmedin diye,“Senin daha yapacak işlerin vardı” diyor.

SILA ABALAY'IN TUTSAKKEN YAZDIĞI YAZI

Deniz GEZMİŞ,Hüseyin İNAN,Yusuf ASLAN6 Mayıs 1972ʼde

Ankaraʼda idam edilenİnan, Gezmiş ve Aslan,1960ʼların sonlarındagelişen mücadelenin

içinde yer alan, önder nitelikleriyle öne çıkan devrimcilerdi. Bumücadele içinde önlerine devrim hedefini koyduklarında, devrimigerçekleştirmek için gençlik örgütlenmesinin ötesine geçerek,devrimci bir cüretle Türkiye Halk Kurtuluş Ordusuʼnu oluşturupsilahlı mücadeleye başladılar.

12 Mart cuntası koşullarında tutsak düştüler. Mahir Çayan ve yol-daşları, onların idam edilmesini önlemek için Ünye radar üssündekiüç İngiliz ajanını kaçırıp bu eylem içinde Kızıldereʼde şehit düştüler.

Deniz, Yusuf ve Hüseyin de 6 Mayıs 1972ʼde Ankara MerkezKapalı Cezaevi avlusunda idam edildiler. Üç devrimci, darağaçlarındason nefeslerinde halkın kurtuluş mücadelesine bağlılıklarını veinançlarını haykırırken, tarihe şu çağrıyı bıraktılar: “Bütün Yurt-severler: Şerefsiz yaşamaktansa şerefle ölmek, yalvarmak yerinezora başvurmak, başkasına değil kendine ve kendin gibi olanlaragüvenmek, nerede ve nasıl olursa olsun, hainlere boyun eğmemekparolamızdır.” Bugün Marksist-Leninistlerin önderliğindeki anti-emperyalist, anti-oligarşik mücadelede, onların çağrısına verilentek devrimci cevap olmaya devam ediyor.

Deniz Gezmiş Hüseyin İnan Yusuf Aslan

Anıları Mirasımız

Page 56: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

Öyle özlemişim ki onu, onun sesini... Nerede yürüdük, hangiyollardan geçtik bilmiyorum. Bir kapıyı açıyor Şafak abi, yerlerdehep kiraz çiçekleri. Öyle güzel kokuyor ki her yer. Bak diyor “Sende en güzel olduğun anda düştün toprağa kiraz çiçekleri gibi”.

Sonra gökyüzüne bakıyorum lacivert ama apaydınlık. Yıl-dızlarla dolu ve öyle yakın ki, sanki elimi uzatsam bir yıldızıoynatacağım yerinden. Yürüdükçe yoğunlaşıyor kiraz çiçeklerininkokusu ve bir kapı açılıyor. Ben daha kim olduğunu göremedensarılıyor bana. Saçlarındaki kına kokusundan anlıyorum Hünkarabla. Gerillaya gitmeden kına yakmıştı saçlarına canım ablam.Sıkıyor yanaklarımı. “Sonunda erdin muradına, 18’ine basmadanaldın kleşi” diyor. Gülüyoruz.

Tekrar tekrar sarılıyorum doyamıyorum ablama, kulağımafısıldıyor; "Sakın ağlama, hiç mi değişmedi senin şu huyun?"diye tatlı tatlı kızıyor.

Bir bakıyorum ki lüle lüle saçlarıyla Çiğdem abla hızlı hızlıgeliyor. Hemen arkasında Berna abla ve Bahtiyar abi. Çiğdemabla hemen sarılıyor ve ardından hızlı hızlı sorular sormayabaşlıyor: “Nasılsın, bir ihtiyacın var mı? Bizimkiler ne yapıyor?”

Ve Berna abla giriyor araya "Çiğdem, Çiğdem ay dur özledimbir sarılayım". Berna ablam benim, o bana kendine güvenmeyiöğretti, bana yere sağlam basmayı öğretti.

Bahtiyar abi gülümsüyor Cephe gülüşüyle. Sarılıyoruzsımsıkı, "hoşgeldin" diyor. Oğuz’u görüyorum "semtimizinkızı" diyor, gülümsüyor o güzel gamzesini izliyorum sonra.

Nasıl özlemişim hepsini. Bir rüya olmasından korkuyorum... Hep şehitlerimizi görürdüm rüyamda ve sabahları kalkmak

istemez, tekrar tekrar hayal ederdim gördüklerimi. Şimdi desanki hiç uyanmak istemediğim bir rüyadaymışım gibi.

Hangisine sarılsam özlemle dolu gözyaşlarımı durduramı-yorum. Neler paylaştık biz... Şafak abinin omzunda ağlardımve o da dayanamazdı gözleri dolardı.

Berna ablanın "sen adaletli olacaksın", "Kendine güveneceksin"sözleri kulaklarımda yankılanıyor.

Ya Leyla abla, nasıl kafa yorardı mahalleler üzerine. Saatlercemahalle gençliği üzerine konuştuğumuzu hatırlıyorum. Çiğdemabla otobüste giderken bana Bahtiyar abinin sevdiği türküleridinletirdi. Bir kez sormuştu Berna abla; "Son kez bir şey diyecekolsan ne derdin" diye. Cevap verememiştim de nasıl pişman ol-muştu sorduğu için. Heyecandan cevap veremedim diye nasılkızmıştım kendime.

Ya Bahtiyar abi... Kar yağmıştı Gazi’ye de karların içinegömmüştü beni.

Benim sabırlı emekçi Mahir abim nasıl dalga geçiyordu be-nimle, "majezik" diyemiyorum diye. Gülünce daha da kırmızıolurdu o güzel yüzü. Şafak abi şehit düştüğünde ağladığımıziçin çok kızmıştı ve demişti ki; “Şafak’a da bu yakışırdı. Böyleölmek yakışırdı, niye üzülüyorsunuz? Devrimciliği bırakmadı,hain olmadı” ...

Ben bu anılarla yaşadım gece gündüz, onlara duyduğum öz-lemle yaşadım. Şimdi onlarla yan yana olduğuma inanamıyorum.Bunları geçirirken içimden, birden çikolata tutuşturuyor birielime "al" diyor; “kendi eyleminin tatlısı, ilk sen ye!” Bu sesDayı’mızın sesi. Mahkeme görüntülerini sayısız kere izleyipkabımıza sığamadığımız Dayı’mızın, öğretmenimizin sesi.Dayı’ya sarılıyorum, onu hep merak ediyordum. Hep abilerimesoruyor anlattırıyordum, onu tanımak istiyordum. Şimdi bütünsıcaklığıyla, samimiliğiyle karşımda.

Çiğdem abla heyacanlı heyacanlı “hadi hadi diyor halay çe-kelim”. Ve halaya başlıyoruz. Bir yanımda Bünyamin, bir

yanımda Aysun abla... Bünyamin'e bakıyorum gülümsüyor. Aysun ablaya bakıyorum yine yeleği üzerinde, boynuma sa-

rılıyor hemen. Aysun ablanın saf, temiz tavırları hep yüzümüzügüldürürdü. Öyle geniş bir çember olmuşuz, öyle güzel kiyoldaşlık, böyle omuz omuza...

Karşımda Onur abi ve Çayan abi var. Birbirlerine bakıp gü-lüyorlar. Sonra ikisi de koşarak gelip yanıma giriyorlar. Çayanabi "can ciğer" diyor, sonra Tarık geliyor yanıma, sarılıyorum.Tarık Gazi mahallesinin gençlerindendi, gerillaya katıldı.Yoksulluk onu savaşçı yaptı, şimdi halayımızda İbrahimÇuhadar'ın yanında. Gazi'yi soruyor bana, isim isim arkadaşlarınısoruyor "umarım onlar da savaşçı olur" diyor.

Leyla abla elimi tutup çıkartıyor beni halaydan, “Canım diyorburnumda tütüyorsun.” Sarılıyoruz dakikalarca. Anlatıyorum onatek tek mahalleleri, ailelerimizi, mahalle gençliğini... O gittiktensonra nasıl yaptığımı, neleri yapamadığımı anlatıyorum.

Canım ablam yine aklı işlerimizde, insanlarımızda. “Abladiyorum, herkes burada mı?” “ Evet“ diyor “herkes burada, nekadar güzel değil mi?” Kenan abiyi soruyorum beni yanına gö-türüyor.

Kenan abi ve Seyhan abla halayı izliyorlar birlikte. Kenanabiyle sarılıyoruz beni Seyhan ablayla tanıştırıyor.

Sonra hep bakıp bakıp gurur duyduğum dağ gibi Naciyeabla geliyor sarılıyoruz...

Elif Sultan ablayı merak ediyorum. Leyla abla yanınagötürüyor beni, sarılıyoruz. Beni Fidan ablayla tanıştırıyor.

Ferit abiyi soruyorum, Ferit Eliuygun'u. Onu çok merak edi-yorum, ona selam götürüyorum onu hep bana anlatan abimden.

Sonra tek tek bütün şehitlerimizle kucaklaşıyorum... Hünkarabla ile Şafak abi geliyor "seni bir yere götüreceğiz hadi"diyorlar. Bir kapıdan geçiyoruz, ikisi de ellerimi tutuyorlar.Onların ikisi de bana öyle çok emek verdi ki. Hastalandım,sabaha kadar başımda beklediler. Bana yaratmayı öğrettiler,bana imkansızı mümkün kılmayı öğrettiler. Bana sevmeyi,değer vermeyi öğrettiler. Bak diyor Şafak abi. "Göremiyorumabi" diyorum. Tekrar ediyor Şafak abi; "gözlerinle değil yüreğinlebak" diyor. Bakıyorum, yüreğimdekileri düşünerek bakıyorumve kendimi görüyorum, vurulup düştüğüm o anı görüyorum.Düşman nasıl da kaçışıyor, yaklaşamıyorlar yanıma.

Hep son nefesimde güleceğim diyordum. Çünkü Onur abiöyleydi gülüyordu ve bu öyle etkilemişti ki beni, herkesi... Ce-nazesinde toprağın içine girip ben koydum göğsüne cephebayrağını ve söz vermiştim ona; “hesabını soracağım, yanınageleceğim” diye. Şimdi sözümü tutmanın onurunu yaşıyorum.Evet, onun gibi gülmüşüm ben de.

Yoldaşlarımı görüyorum, haberi alan yoldaşlarım nasıl daöfkeliler. Hep geleneklerimize göre olsun istedim cenazem.Son kez görmek istedim Gazi Mahallesini. Gazi halkını kızıllariçinde dolaşmak istedim. Şimdi vasiyetim için koşturuyor yol-daşlarım. Mahallenin şahanları çıkıyorlar. Hepsini tek tek tanı-yorum. Hepsiyle ayrı ayrı yaşadığım güzellikler var. Hepsi içinkurduğum hayaller var. Slogan atıyorlar, şimdi adımı haykırıyorlar,"hesabını soracağız" diyorlar. Seslenmek istiyorum onlara,sarılmak istiyorum.

Gazi Cemevi'ne getiriyorlar cenazemi. Annem, TAYAD’lılarınyanında beyaz başörtüsü ve kızıl alın bandıyla dimdik duruyor.Ablam yoldaşlarımın yanında. Yeşil gömlek giymiş, ne güzelolmuş, nasıl yakışmış ona.

Hep özlemini duyduğum dağların kır çiçekleriyle süslüyorlar

Page 57: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

beni, yüzümü açıyorlar. Son kez dolaşıyorum Gazi sokaklarında.Esnafa selam veriyorum, kapıları çalıyorum bir bir "zafer yakında"diyorum. Gazimizin yüzü çamurlu çocuklarını öpüyorum. Gazivatanım. Bu bir veda değil Gazi halkına, mahallemizin şahanlarına,yüreklerinde yaşayacağımı biliyorum, onları çok ama çok sevi-yorum.

Ve dönüyoruz Şafak abi, ben, Hünkar abla. Gittiğimizde birçember oluşturuyoruz koskocaman, yıldızlar hala gökyüzünde veçok yakın bize, kiraz çiçekleri düşüyor üstümüze. Bu çemberdeBerkin’i, Hasan Ferit’i, Dilek Doğan’ı, Yılmaz’ı görüyorum. Amabir farklılık var, çok daha kalabalığız. Göz gezdiriyorum ve evetyine onlarlayız, halkımızlayız bunu fark ediyorum.

Taybet ana burada. Silopi’de 7 gün boyunca yerde bekletmişlerdicenazesini. Kalkıp elini öpüyorum, "kızım" diyor; siz sordunuz

hesabımızı, kanımız yerde kalmadı. Soma’da katledilen maden işçilerini görüyorum. Berkin'in yanında Uğur Kaymaz var, Barış Kurt var, TOMA’nın

altında ezilen Sevcan var. Evet biz yine burada onlarlayız. Do-yamıyorum onlara bakmaya. Ve başlıyoruz türkü söylemeye.

Ne kadar çok seviyoruz birbirimizi değil mi? Sevgi ölümünasıl da yeniyor. Bu sevgi ve bize sevdiklerimizin yokluğunuyaşatan düşmana öfkemiz var olduğu sürece, bizler tıpkışehitlerimiz gibi en güzel oldukları anda toprağa düşen kiraz çi-çekleri üzerinde, yıldızların altında omuz omuz oturup türkülersöylemeye devam edeceğiz. Bu yüzden bizim için öldü demesinler,kiraz çiçekleri toprağa düştü desinler.

25.01.2017Sevgilerimle

Şehitlerimizi Anmamıza Hiçbir Güç Engel Olamaz!

Şafak Yayla Ölümsüzdür!Dev-Genç’liler 11 Nisan’da 30 Mart-17 Nisan Umudun Kuruluşu ve

Şehitleri anma haftası kapsamında tüm ablukaya rağmen Şafak’ın mezarıbaşındaydı.

Dev-Gençliler, Giresun’un Görele ilçesi Karabörk köyünde oturandevrim şehidi Şafak Yayla’nın ailesini ziyaret etti. Aileyle sohbetinardından evin yanında bulunan mezara geçildi.

Anma devrim şehitleri nezdinde bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.Anmanın devamında Küba’dan Fidel Castro’nun mezarından getirilentoprak mezara serpiştirildi.

Dev-Genç’in, konuyla ilgili açıklamasında “Şehitlerimiz onurumuzdur,şehitlerimiz tarihimizdir, ne pahasına olursa olsun şehitlerimiziziyaret etmemizi engelleyemezsiniz. Buna ne polisiniz ne jandarmanızne de tankınız topunuz engel olamaz.” denildi.

TAYAD’lı Aileler Şehitlerinin BaşucundaydıGazi, Cebeci, Karaca-

ahmet ve Sarıgazi Mezar-lığı’nda bulunan şehitlerinmezarları TAYAD'lı Ailelertarafından 15 Nisan'da zi-yaret edilip anma gerçek-leştirildi. Cebeci, Sarıgazi,Karacaahmet ve Gazi Me-zarlığı’nda bulunan tümşehitlerin mezarına karan-filler bırakıldı. Gazi, Sa-rıgazi Mahallelerinde katilpolisler taciz etmek içintenekeleri ve TOMA’larıile yığınak yapmıştı. Bizde TAYAD'lı Aileler olarak16-17 Nisan 1992 Çifte-havuzlar şehitlerinden Eda

Yüksel’in düşmana seslenişiyle cevap veriyoruz: "hadi tankla-rınızla, toplarınızla gelin, girin içeri… Ölülerimiz dahi korkutuyorsizi, geceleri rüyalarınıza giriyoruz. Titriyorsunuz korkudan,hadi girin… Unutmayın ki, devrimci adaletimizden kaçama-yacaksınız. Yoldaşlarımız cezalandıracak sizi."

Kemal Delen Yozlaşmaya Karşı Bayrağımızdır!İkitelli’de Halk Cepheliler 11 Nisan'da Beşkat ve Mehmet

Akif Bölgesinde, yozlaşmaya karşı verdiği mücadelede şehitdüşen Kemal Delen için yazılama yaptı.

İkitelli Halk Cephesi'nin bu konuyla ilgili yayınladığı açıklamaşu şekildedir: "Kemal Delen bazen bir baba, bazen bir yoldaştı.İkitelli sokakları onu çok iyi tanırdı, o mücadelesiyle, duruşuyla,konuşmasıyla herkes tarafından sevilirdi. Yozlaşmaya karşı ver-diğimiz mücadelemizde şehit düştü. Bizler İkitelli Halk Cephesiolarak onun bize bıraktığı bayrağı devralıp mücadelemizi sür-düreceğiz, Kemal Delen’in hesabını soracağız!"

Page 58: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

1 Mayıs İşçinin Emekçinin bayramıdır, mücadelenin, dayanış-manın günüdür. Ülkemizde bu bayramımızda 1977’den bu yanaşehitler veriyoruz. 1 Mayıs 1977 yılında yarım milyon emekçiomuz omuza İstanbul Taksim meydanını zapt etmişlerdi. Yüzbinler coşkuyla alana akın ederken oligarşinin provokasyon saldı-rısıyla yaşanan katliamda 35 emekçi öldürüldü. Kitlenin üzerineaçılan ateş sonucu 5 kişi, yaşanan izdihamda 28 kişi ezilerek, birkişi panzer tarafından ezilerek öldürüldü.

77 1 Mayısı şehitleri:

Nazan Ünaldı, Jale Yeşilnil, Meral Özkol, Tevfik Beysoy,Ercüment Günkut, Hüseyin Kırkın, Bayram Eyi, Nazmi Arı,Hikmet Özkürkçü, Ahmet Gözükara, M. Atilla Özbelen, MehmetAli Genç, Bayram Sürücü, Kenan Çatak, Özcan Gürkan, HülyaEmecan, Karabet Akyan, Rasim Elmas, Ali Yeşilgül, MustafaErtan, Diran Nergis, Kıymet Duman, Ömer Narman, KahramanAlsancak, Ziya Baki, Aleko Konteus, Hacer İpek Sarman,Bayram Çıtak, Hasan Yıldırım, Niyazi Darı, Leyla Altıparmak,Hamdi Toka, Sibel Açıkalın, Mustafa Elmas, Yücel Elbistanlıve Kadir Balcı.

1 Mayıs 1977’de İstanbul Taksim’de katledilenlerden SibelAçıkalın Dev-Genç’liydi.

Sibel Açıkalın: 1 Mayıs 1977 katledilen 35 şehitten birisiolan Sibel Açıkalın Dev-Genç sempatizanıydı. 1 Mayıs 1977’deDev-Genç kortejinde yürüdü. İstanbul Üniversitesi Fen Fakül-tesinde okuyordu. 1 Mayıs 1977’de kontrgerilla devleti tarafındankatledildi.

1988 1 Mayıs şehitleri:

Öztürk Acari ve Salih Kul zor yıllarda mücadeleyi sürdüreniki Devrimci Sol militanıydılar. Öztürk ve Salih de 1 Mayıseylemine hazırlanıyorlardı. 1 Mayıs’ı yasaklayanlara söyleyeceksözleri vardı. İstanbul Okmeydanı Gürsel Mahallesi’nde kaldıklarıevde kuşatıldılar. Teslim olmayı reddettiler. 30 Nisan 1988’deİstanbul Okmeydanı’nda katledildiler.

1989 1 Mayıs şehitleri:

Taksim meydanına, 1 Mayıs meydanına 1 Mayısta binler sınıfbilincini kuşanmış akıyordu. Binlerden biri Mehmet Akif Dalcı’ydı.Oligarşi yine saldırdı, Mehmet çatışmanın en öndekilerindendi,elindeki taşı fırlatmaya hazırlanırken vuruldu.

Mehmet Akif Dalcı: Devrimci Sol taraftarı genç bir işçiydi. 1Mayıs gösterisinde İstanbul Şişhane’de polis tarafından açılanateş sonucu katledildi. Çevresinde çok sevilen, yardımsever, dürüst

bir insan olarak tanınmıştı. Özel birsaygı uyandırmıştı. Çevresindeki insan-lardan ayrılan bir özelliği de okuyuparaştıran bir genç olmasıydı. 18 yaşın-daydı şehit düştüğünde.

1993 1 Mayıs şehitleri:

U. Yaşar Kılıç ve Şengül Yıldıran,İYO-DER’li iki devrimci oğrenciydiler.Ertesi gün 1 Mayıs’ta taşıyacakları pan-kartı yazarken, 30 Nisan’da İstanbulModa’da kaldıkları evde katledildikle-rinde, 1993 1 Mayıs’ının arifesiydi.

Uğur, 1974 doğumluydu. İ. Ü. Vete-riner Fakültesi öğrencisiydi. 1992-1993öğretim yılı başında İYÖ-DER’li öğ-rencilerle tanıştı. Kendini hızla geliştiren,değiştiren bir devrimci oldu. Kısa süredeİYÖ-DER yöneticilerinden biri olarakgörevler üstlendi.

Şengül, lise yıllarında devrime sem-pati duymaya başladı. Örgütlü mücadeleile 89-90 yılında İstanbul Üniversite’sindeöğrenciyken tanıştı. DEV-GENÇ çalış-maları içinde yer aldı. Öğrenci gençliğinİstanbul’daki hemen her eyleminde onunemeği vardı.

1996 1 Mayıs şehitleri:

Gecekondular, İstanbul’un dört biryanından Kadıköy’e akmıştı o gün. Onbinler toplanmıştı. Yüz bini aşkın emek-çinin yürüyüşü başlayacakken saldırdıkatiller. Toplanma yerlerinden biri olanHasan Paşa’da polisin kitlenin üzerineaçtığı ateş sonucunda Dursun Odabaşve Hasan Albayrak şehit düştü. Ateşaltında kutlandı 1 Mayıs. Mitingin da-ğıldığı anda yeniden saldırdı oligarşi.Kurtuluş okuru Yalçın Levent şehitdüştü bu saldırıda da. Onlarca kişi göz-altına alındı sonrasında.

Onlardan biri olan Akın Rençber,gördüğü işkenceler sonucunda şehitdüştü ve 1996 1 Mayıs şehitlerininsayısı dört oldu.

1 Mayıs Şehitlerimiz

Sibel Açıkalın Akın Rençber Yalçın Levent Hasan Albayrak Dursun Odabaş Şengül Yıldıran

Uğur Yaşar Kılıç

Salih Kul

Öztürk Acari

Mehmet Akif Dalcı

Page 59: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Sistemi zorlayan,hak ve özgürlüklerin sınırını gittikçe genişletecek, kitleleri bireysel anlamda çaresizlikten kurtarıp,

örgütlü anlamda bir güce dönüştürecek, "yıkılmaz" denilen iktidara,

"koskoca" devlete karşı çok şey yapılabileceğinigöstereceğiz.

İktidar perspektifiyle düşünmek, aynı zamandainsan malzemesini ve aracını her düzeyde

devrimci faaliyet için seferber edebilmektir. "Taşın suyunu çıkarmak" esprisi bu yanıyla da

doğrudur.Bu anlayışı saflarımızda oturtmak zorundayız.

İktidar perspektifiyle hareket eden bir demokratik alan,her düzeyde ilişkilere değer ve emek veren,

her insanı, her malzemeyi, olanağı, her aracı,durumuna ve niteliğine uygun olarak

devrime seferber eden bir alandır.

Devrimci hareketi her boyutta destekleyen,sıkıntılarını, sancılarını içinde hisseden ve

buna bağlı olarak faaliyetini şekillendiren birdemokratik alana, stratejik hedefimize kilitlenmiş,

günlük olayların peşinden koşmayan,güncel olanla nihai hedefimizi bütünleştiren

bir demokratik alana ihtiyacımız vardır.

Page 60: 1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORANLAR TAKSİM’DE ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY063.pdf · 50 Şehitlerimiz bize yol göstermeye, ışık olmaya devam ediyor! 51 Avrupa’da

yu

ruy

us

.biz

@g

ma

il.co

mw

ww

.yu

ruyu

s-in

fo.o

rg

1 MAYIS 1977 ŞEHİTLERİNİNHESABINI SORANLAR TAKSİM’DE,

KATLİAMIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İSTEYENLERMALTEPE’DE OLACAK!

TUTSAKLIK, ÖDÜL, ÖLÜM TEHDİDİGRUP YORUM’U TESLİM ALAMADI, ALAMAYACAK!

MİLYONLARA MİLYONLAR EKLEYİP,ŞARKILARIMIZI SÖYLEMEYE

DEVAM EDECEĞİZ!