15 nisan2006 sayý 142 gss’ye karþý zincir eylemi - ttb · han odaba þý, Ýstanbul ......

8
Týp Dünyasý - ANKARA - Türk Tabipleri Birliði’nin Çernobil Nük- leer Santrali’nin patlamasýndan 20 yýl sonra, kazanýn çevreye ve insan saðlýðýna etkisinin ne yönde olduðu- nu belirleyebilmek amacýyla yaptýðý, “Çernobil Kazasý Sonrasý Türki- ye’de Kanser” araþtýrmasý tamam- landý. Araþtýrma, Çernobil Kazasý ile Hopa’daki kanser bulgularý arasýnda kanýta dayalý bir baðýntý kurmamakla birlikte, kanser görülme sýklýðý ve kanser nedeniyle ölümlerin, Türki- ye’nin diðer bölgelerine göre daha fazla görülmesi olasýlýðýnýn incelen- meye deðer olduðunu ortaya koyu- yor. Araþtýrma sonuçlarý, 12 Nisan 2006 günü, Ýstanbul Tabip Oda- sý’nda, Türk Tabipleri Birliði Mer- kez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Or- han Odabaþý, Ýstanbul Tabip Odasý yöneticileri, Hopa Belediye Baþkaný Yýlmaz Topaloðlu, milletvekilleri ile sanatçýlarýn da katýldýðý bir basýn toplantýsýyla duyuruldu. Dr. Gamze Va- rol Saraçoðlu’nun “Çernobil Son- rasý Dünyada Durum”, Dr. Alpas- lan Türkkan’ýn “Çernobil Sonrasý Türkiye’de Durum” baþlýklý su- numlarýnýn ardýndan, çalýþmanýn yü- rütücülüðünü üstlenen Uludað Üni- versitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Doç. Dr. Kayýhan Pala da, araþtýrma so- nuçlarýný aktardý. gündem ... 15 Nisan2006 Sayý 142 Dr. Füsun Sayek Neoliberalizmin sözcüleri, reformu, da- ha ucuz, daha etkin ve daha kaliteli hizmet için gündeme getirdiklerini iddia ediyorlar. Ancak, bu sürecin temelinde, sermayenin, toplumsal yaþamýn bütün alanlarýný meta- laþtýrma ve deðerlenme alanlarý olarak düzenleme amacýnýn yattýðý biliniyor. Faruk Ataay yazdý. Sayfa 7’de dýþarýdan göz ... c m y k 6. Sayfada “Hekimlerin mali durumlarý geriliyor” ÝTO’dan“Ýstanbul Hekim Profili” anketi 3. Sayfada Türkiye atýk çöplüðü haline getiriliyor 3. Sayfada Dünya Bankasý’nýn TTB korkusu 2006 Yýlý Tabip Odalarý Seçimli Genel Kurul Tarihleri 3. Sayfada 7. Sayfada “Doktorlarýn eyleme baþladýðý yerde ciddi sorun var demektir” Prof. Dr. Hans Ulrich Deppe, neoliberal politikalarýn etkilerini anlattý 2. Sayfada Yakýnda görüþmek üzere... Sayýn Dr. Füsun Sayek saðlýk sorunlarý nedeniyle yazýlarýna bir süre ara vermiþtir. Týp Dünyasý - ANKARA - 6023 Sayýlý Türk Tabipleri Birli- ði Kanunu’nda deðiþiklik öngö- ren yasa, Cumhurbaþkaný Ahmet Necdet Sezer’in onayýnýn ardýn- dan, 30 Mart 2006 tarihinde Res- mi Gazete’de yayýmlanarak yü- rürlüðe girdi. Yeni yasada, yakla- þýk 4 yýldýr boþlukta bulunan de- lege seçimi konusu yeniden dü- zenlendi. Böylece, bir önceki dö- nem toplanamayan TTB Büyük Kongresi toplanarak, seçimlerini yapabilecek. Yasa ile yaþama geçen deði- þiklikler þöyle: - Sýnýrlarý içinde tabip odalarýna kayýtlý en az 100 hekim bulunan her ilde tabip odasý kurulabilecek. - Tabip odalarýnýn gelirleri, o- daya giriþ ücretleri ve üye aidatla- rý; eðitim, 6023 Sayýlý Türk Tabipleri Birliði Kanu- nu’nda deðiþiklik öngören yasa, Cumhurbaþ- kaný Ahmet Necdet Sezer’in onayýnýn ardýn- dan, 30 Mart 2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayýmlanarak yürürlüðe girdi. Yasa, TTB’nin yoðun çabasý sonucu 23 Mart 2006 tarihinde TBMM’de görüþülerek kabul edilmiþti. Erdoðan doktor ithal edecekmiþ… Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi, Baþba- kan Recep Tayyip Erdoðan’ýn Türkiye’de “ya- bancý doktor çalýþtýrýlacaðý” yönündeki açýkla- malarýný, “kendi vatandaþýna ve kendi hekimine güvensizlik” olarak deðerlendirdi. Sayfa 5’te TTB’den Diyarbakýr raporu… TTB Yasasý yürürlükte... TBMM üzerine IMF gölgesini düþüren AKP Hükümeti’nin, komisyonlardan “gürültüsüz”biçimde geçirdiði, Genel Kurul’da “temel yasa” haline getirerek, tartýþtýrmadan, “yangýndan mal kaçýrýr” gibi yasalaþtýrmayý planladýðý Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý’ný halk veto etti. Sayfa 4’te Týp Dünyasý - ANKARA - Türk Tabip- leri Birliði Merkez Konseyi Heyeti, 5-6 Ni- san tarihlerinde, son dönemde üzücü olay- larýn meydana geldiði Diyarbakýr’a gide- rek, saðlýk kurumlarý, Valilik ve Büyükþe- hir Belediyesi yetkilileri ve hekimlerle gö- rüþmelerde bulundu. Diyarbakýr sonrasýnda hazýrlanan raporda, baþta Baþbakan olmak üzere hükümetin sorumluluklarýna dikkat çekildi. TTB Merkez Konseyi Heyeti’nin rapo- runda öncelikle, dört gün boyunca yaþanan ve 10 kiþinin ölümüne, 300 kiþinin yaralan- masýna yol açan þiddet ortamýnda, özellikle 112 hizmetleri ile devlet ve üniversite has- tanelerindeki hekim ve TTB’nin, “Çernobil Kazasý Sonrasý Türkiye’de Kanser” çalýþmasý tamamlandý. Ön araþtýrma niteliði taþýyan çalýþ- mada, Hopa’da son 3 yýl içinde yaþamýný yitirenlerin yak- laþýk yarýsýnýn ölüm nedeninin kanser olduðu belirlendi. TTB Merkez Konseyi Heyeti, 5-6 Nisan tarihlerinde, son dönemde üzücü olaylarýn meydana geldiði Diyarbakýr’da in- celemelerde bulundu. Diyarbakýr sonrasý hazýrlanan rapor- da, bu süreçte hükümetin sorumluluklarýna dikkat çekildi. devamý sayfa 4’te devamý sayfa 4’te devamý sayfa 4’te “Baþbakan görevinde ýsrar etmesin” Hükümete “Beyaz Cevap” TTB, DÝSK ve KESK tarafýndan Genel Saðlýk Sigortasý Yasasý’ný halka sormak amacýyla düzenlenen ve 27 Mart - 2 Nisan arasýnda sü- ren referandumda, 29 Mart günü TBMM önüne de sandýk kuruldu. Oylamaya CHP’li ve ANAP’lý milletvekilleri katýldý. Sayfa 4’te Milletvekillerinden GSS’ye “hayýr” oyu GSS’ye 2 milyon 228 bin 592 “hayýr” Antalya’da referandum saldýrýsý Sayfa 4’te TTB, DÝSK, KESK ve TMMOB’un çaðrýcýlýðýný yaptýðý referandum sonuçlandý GSS’ye karþý zincir eylemi Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Yasasý’na (GSS) karþý, Türk Tabipleri Birliði, DÝSK, KESK ve TMMOB’un düzenlediði “zincir eylemi”, 18 Nisan 2006 Salý günü Ankara’da gerçekleþtirildi. Kýzýlay’dan TBMM’ye kadar zincir halinde yürüyen yaklaþýk 2 bin 500 kiþilik grup, TBMM önünde akþam saatlerine kadar oturma eylemi yaptý. Sayfa 4’te Tabip Odalarý 14 Mart’ta ger- çekleþtirdikleri etkinliklerde hü- kümeti saðlýk ortamýnda daha fazla yýkým yaratmadan “saðlýkta çöküþ programýný” geri çekmeye çaðýrdýlar. Sayfa 8’de GSS yasalaþtý Sayfa 7’de Ben düþünürüm, bilirim, yaparým Avukat Ziynet Özçelik, ‘Hukuk Köþesi’nde yazdý “Ölümlerin yarýsý kanserden” 14 Mart etkinlikleri… “Çernobil Sonrasý Türkiye’de Kanser” araþtýrmasý… “Baþbakan atýlan her taþtan sorumlu”

Upload: others

Post on 22-Jul-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

Týp Dünyasý - ANKARA - TürkTabipleri Birliði’nin Çernobil Nük-leer Santrali’nin patlamasýndan 20yýl sonra, kazanýn çevreye ve insansaðlýðýna etkisinin ne yönde olduðu-nu belirleyebilmek amacýyla yaptýðý,“Çernobil Kazasý Sonrasý Türki-ye’de Kanser” araþtýrmasý tamam-landý. Araþtýrma, Çernobil Kazasý ileHopa’daki kanser bulgularý arasýndakanýta dayalý bir baðýntý kurmamaklabirlikte, kanser görülme sýklýðý vekanser nedeniyle ölümlerin, Türki-

ye’nin diðer bölgelerine göre dahafazla görülmesi olasýlýðýnýn incelen-meye deðer olduðunu ortaya koyu-yor.

Araþtýrma sonuçlarý, 12 Nisan2006 günü, Ýstanbul Tabip Oda-sý’nda, Türk Tabipleri Birliði Mer-kez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Or-han Odabaþý, Ýstanbul Tabip Odasýyöneticileri, Hopa Belediye BaþkanýYýlmaz Topaloðlu, milletvekilleriile sanatçýlarýn da katýldýðý bir basýntoplantýsýyla duyuruldu.

Dr. Gamze Va-rol Saraçoðlu’nun “Çernobil Son-rasý Dünyada Durum”, Dr. Alpas-lan Türkkan’ýn “Çernobil SonrasýTürkiye’de Durum” baþlýklý su-numlarýnýn ardýndan, çalýþmanýn yü-rütücülüðünü üstlenen Uludað Üni-versitesi Týp Fakültesi Halk SaðlýðýAnabilim Dalý Öðretim Üyesi Doç.Dr. Kayýhan Pala da, araþtýrma so-nuçlarýný aktardý.

gündem ...

15 Nisan2006 Sayý 142

Dr. Füsun Sayek

Neoliberalizmin sözcüleri, reformu, da-ha ucuz, daha etkin ve daha kaliteli hizmetiçin gündeme getirdiklerini iddia ediyorlar.Ancak, bu sürecin temelinde, sermayenin,toplumsal yaþamýn bütün alanlarýný meta-laþtýrma ve deðerlenme alanlarý olarakdüzenleme amacýnýn yattýðý biliniyor.

Faruk Ataay yazdý. Sayfa 7’de

dýþarýdangöz ...

c m y k

6. S a y f a d a

“Hekimlerin mali durumlarýgeriliyor”

ÝTO’dan“Ýstanbul Hekim Profili” anketi

3. S a y f a d a

Türkiye atýk çöplüðü halinegetiriliyor

3. S a y f a d a

Dünya Bankasý’nýn TTB korkusu

2006 Yýlý Tabip OdalarýSeçimli Genel Kurul Tarihleri

3. S a y f a d a

7. S a y f a d a

“Doktorlarýn eyleme baþladýðý

yerde ciddi sorunvar

demektir”

Prof. Dr. HansUlrich Deppe, neoliberal politikalarýn etkilerini

anlattý2. S a y f a d a

Yakýnda görüþmek üzere...

Sayýn Dr. Füsun Sayek saðlýk sorunlarý nedeniyle yazýlarýna

bir süre ara vermiþtir.

Týp Dünyasý - ANKARA -6023 Sayýlý Türk Tabipleri Birli-ði Kanunu’nda deðiþiklik öngö-ren yasa, Cumhurbaþkaný AhmetNecdet Sezer’in onayýnýn ardýn-dan, 30 Mart 2006 tarihinde Res-mi Gazete’de yayýmlanarak yü-rürlüðe girdi. Yeni yasada, yakla-þýk 4 yýldýr boþlukta bulunan de-lege seçimi konusu yeniden dü-zenlendi. Böylece, bir önceki dö-

nem toplanamayan TTB BüyükKongresi toplanarak, seçimleriniyapabilecek.

Yasa ile yaþama geçen deði-þiklikler þöyle:

- Sýnýrlarý içinde tabip odalarýnakayýtlý en az 100 hekim bulunanher ilde tabip odasý kurulabilecek.

- Tabip odalarýnýn gelirleri, o-daya giriþ ücretleri ve üye aidatla-rý; eðitim,

6023 Sayýlý Türk Tabipleri Birliði Kanu-nu’nda deðiþiklik öngören yasa, Cumhurbaþ-kaný Ahmet Necdet Sezer’in onayýnýn ardýn-dan, 30 Mart 2006 tarihinde Resmi Gazete’deyayýmlanarak yürürlüðe girdi. Yasa, TTB’ninyoðun çabasý sonucu 23 Mart 2006 tarihindeTBMM’de görüþülerek kabul edilmiþti.

Erdoðan doktor ithal edecekmiþ…

Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi, Baþba-kan Recep Tayyip Erdoðan’ýn Türkiye’de “ya-bancý doktor çalýþtýrýlacaðý” yönündeki açýkla-malarýný, “kendi vatandaþýna ve kendi hekiminegüvensizlik” olarak deðerlendirdi. Sayfa 5’te

TTB’den Diyarbakýr raporu…

TTB Yasasý yürürlükte...

TBMM üzerine IMF gölgesini düþüren AKP Hükümeti’nin, komisyonlardan “gürültüsüz”biçimde geçirdiði, Genel Kurul’da “temel yasa” haline getirerek, tartýþtýrmadan,“yangýndan mal kaçýrýr” gibi yasalaþtýrmayý planladýðý Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý’ný halk veto etti. Sayfa 4’te

Týp Dünyasý - ANKARA - Türk Tabip-leri Birliði Merkez Konseyi Heyeti, 5-6 Ni-san tarihlerinde, son dönemde üzücü olay-larýn meydana geldiði Diyarbakýr’a gide-rek, saðlýk kurumlarý, Valilik ve Büyükþe-hir Belediyesi yetkilileri ve hekimlerle gö-rüþmelerde bulundu. Diyarbakýr sonrasýndahazýrlanan raporda, baþta Baþbakan olmak

üzere hükümetin sorumluluklarýna dikkatçekildi.

TTB Merkez Konseyi Heyeti’nin rapo-runda öncelikle, dört gün boyunca yaþananve 10 kiþinin ölümüne, 300 kiþinin yaralan-masýna yol açan þiddet ortamýnda, özellikle112 hizmetleri ile devlet ve üniversite has-tanelerindeki hekim ve

TTB’nin, “Çernobil Kazasý Sonrasý Türkiye’de Kanser”çalýþmasý tamamlandý. Ön araþtýrma niteliði taþýyan çalýþ-mada, Hopa’da son 3 yýl içinde yaþamýný yitirenlerin yak-laþýk yarýsýnýn ölüm nedeninin kanser olduðu belirlendi. TTB Merkez Konseyi Heyeti, 5-6 Nisan tarihlerinde, son

dönemde üzücü olaylarýn meydana geldiði Diyarbakýr’da in-celemelerde bulundu. Diyarbakýr sonrasý hazýrlanan rapor-da, bu süreçte hükümetin sorumluluklarýna dikkat çekildi.

devamý sayfa 4’te

devamý sayfa 4’te devamý sayfa 4’te

“Baþbakan görevinde ýsrar etmesin”

Hükümete “Beyaz Cevap”

TTB, DÝSK ve KESK tarafýndanGenel Saðlýk Sigortasý Yasasý’nýhalka sormak amacýyla düzenlenenve 27 Mart - 2 Nisan arasýnda sü-ren referandumda, 29 Mart günüTBMM önüne de sandýk kuruldu.Oylamaya CHP’li ve ANAP’lýmilletvekilleri katýldý. Sayfa 4’te

Milletvekillerinden GSS’ye “hayýr” oyu

GSS’ye 2 milyon 228 bin 592 “hayýr”

Antalya’da referandum saldýrýsý Sayfa 4’te

TTB, DÝSK, KESK ve TMMOB’unçaðrýcýlýðýný yaptýðý referandumsonuçlandý

GSS’ye karþý zincir eylemiSosyal Sigortalar ve

Genel Saðlýk SigortasýYasasý’na (GSS) karþý,Türk Tabipleri Birliði,DÝSK, KESK veTMMOB’un düzenlediði“zincir eylemi”, 18 Nisan 2006 Salý günüAnkara’da gerçekleþtirildi. Kýzýlay’dan TBMM’yekadar zincir halinde yürüyen yaklaþýk 2 bin500 kiþilik grup, TBMMönünde akþam saatlerinekadar oturma eylemiyaptý. Sayfa 4’te

Tabip Odalarý 14 Mart’ta ger-çekleþtirdikleri etkinliklerde hü-kümeti saðlýk ortamýnda dahafazla yýkým yaratmadan “saðlýktaçöküþ programýný” geri çekmeyeçaðýrdýlar. Sayfa 8’de

GSS yasalaþtý Sayfa 7’de

Ben düþünürüm, bilirim, yaparýmAvukat Ziynet Özçelik,

‘Hukuk Köþesi’nde yazdý

“Ölümlerin yarýsý kanserden”

14 Mart etkinlikleri…

“Çernobil Sonrasý Türkiye’de Kanser” araþtýrmasý…

“Baþbakan atýlan her taþtan sorumlu”

Page 2: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

Týp Dünyasý - ANKARA -Hekim ve sosyolog Prof. Dr.Hans Ulrich Deppe, “Eðer birtoplumda doktorlar eyleme baþ-lýyorlarsa, orada ciddi sorunlarvar demektir” diye konuþtu. Sonyýllarda tüm dünyayý etkisi altýnaalan neoliberal politikalarýn saðlýkalanýna ve hekimlere etkilerini de-ðerlendiren Deppe, saðlýðýn birmal/meta olmadýðýný, sosyal birhak olduðunu ve bu yüzden ticari-leþtirilemeyeceðini vurguladý.Deppe, bu süreçte hekimlerin ar-gümanlarýnýn çok önemli olduðu-nu belirterek, saðlýðýn ticarileþti-rilmesinin önlenmesi konusundahekimlere büyük görev düþtüðü-nü söyledi.

Almanya’nýn Frankfurt ken-tinde bulunan J.W. Goethe Üni-versitesi Týp Fakültesi’nde öðre-tim üyesi olan Deppe, uzun za-mandýr neoliberal politikalarýnsaðlýk alaný ve hekimler üzerineetkilerini inceleyen çalýþmalar yü-rütüyor. Türk Tabipleri Birliði’nindavetlisi olarak Türkiye’ye gelenDeppe, Ýzmir ve Ankara’da çeþitlitoplantýlara katýldý. 18 Þubat 2006günü Ankara’da gerçekleþtirilenTTB Genel Yönetim Kurulu top-lantýsýnda da bir sunum yapanDeppe, Týp Dünyasý’nýn sorularý-ný yanýtladý:

- Sayýn Deppe, sizce pazar e-konomisi, neoliberal politikalarneden saðlýk alanýna da hük-metmek istiyor?

Bunu anlamak için önce neoli-beralizm nedir buna bakmak la-zým. Neoliberal ekonomi bir mo-deldir. Doðal bir bilim deðildir. Þuanda baskýn gelen ekonomik mo-del olarak tarif edebiliriz bunu.Neoliberal ekonomi ABD’de çýk-mýþtýr. Reagan yönetimi döne-minde baþlamýþ ve Chicago Boysadý verilen ekonomistler tarafýn-dan geliþtirilmiþ bir süreçtir. Bun-lar, neoliberal ekonomi modelininÞili’de Pinochet döneminde uy-gulanmasýný saðladýlar. Neolibe-ral dalga, daha sonra Avrupa’yayansýdý. Önce Ýngiltere’ye dahasonra diðer Avrupa ülkelerine ta-þýndý. Eðer piyasayý liberalize et-me niyetine sahipsek, serbestleþ-

tirme amacýmýz varsa, mali faali-yetleri global bir hale büründür-mek istiyorsak, “refah devleti”kavramý ile ilgili ciddi sorular sor-mamýz gerekiyor. Kocaman birmali fon olarak görebiliriz refahdevleti kavramýný. Saðlýk hizmetivermek için, emekli insanlara ge-rekli ödemelerin yapýlmasý için,yaralanmalar ve kazalar duru-munda gerekli adýmlarýn atýlabil-mesi için saðlanan büyük malifon. Ve burada çok büyük parafonlarý var. Bunlar neoliberal ser-maye mantýðý içinde iþlemeyenfonlar aslýnda. Bu refah para fon-larý menfaat için çalýþmýyor. Ýþte,neoliberalizm “bu uyuyan para-yý nasýl kara dönüþtürebiliriz”arayýþýna girmiþ olmaktýr. Þimdisizin sorunuza gelelim; neden ne-oliberal ekonomi saðlýk alanýný daele geçirmek istiyor? Þimdi uyu-yan bir sermaye var, bunu uyan-dýrmak ve sermaye birikimi içinbir kar olsun istiyorlar. Ýþte “eko-nomikleþtirme” dediðimiz süreçbu. “Ekonomikleþtirme”yi kapi-talist ekonomiler açýsýndan deðer-lendirecek olursak; ekonomiyisermaye birikimi açýsýndan karlýhale getirmek anlamýna geliyor.Kar elde etmek için de bunlarý ti-cari bir kimliðe büründürmek ge-rekiyor. Her saðlýk sistemi için birekonomiye ihtiyacýmýz var. Bunaneoliberal ekonomi mantýðýylabakacak olursanýz, saðlýk alanýnýnticarileþtirilmesi þeklinde gerçek-leþtiriliyor. Tüm toplumun aslýndaburada ticari bir kimliðe büründü-rülmesi söz konusu. Burada in-sanlar, “homo economicus” yani“ekonomik insanlar” olarak ta-nýmlanýyorlar. Çalýþmak ve varol-mak zorundalar. Bütün olaylaraneoliberal ekonomi açýsýndanbakmak zorundalar. Karý maksi-mize etmek, kiþisel karý en yüksekdüzeye çýkarmak nasýl mümkünolur, bütün insanlar artýk bu bakýþaçýsýyla olaylarý deðerlendirmeyebaþladýlar. Bunu saðlamak için depiyasaya açýlýyor, rekabet uygula-nýyor. Bu da sosyal darvinist ama-ca yaklaþma aslýnda. “En güçlüolan hayatta kalýr” ideolojisi buþekilde hayata yansýmýþ oluyor.

- Neoliberal politikalar herþeyin ticarileþtirilmesi amacýn-dan hareket ediyor ve dolayýsýy-la saðlýðý da ticarileþtirmeye ça-lýþýyor. Peki saðlýk alaný, “ticari-leþtirilebilir” bir alan mýdýr?

Neoliberalizmin amacý nedir,önce buna bakmak lazým. Neoli-beralizmin amacý toplumun bütünalanlarýna yayýlmaktýr. Kiþilerinözel yaþamýna müdahalede bulun-mak ve bu özel yaþam alanlarýnýneoliberalizm için karlý alanlarhaline getirmektir. Ama çaðýmýz-da çok özel sektörler var, gerçek-ten insanlarýn çok kiþisel yaþam a-laný içinde bulunan alanlar var. Bualanlarda, neoliberalizmin ekono-mik bakýþ açýsý iþlemiyor. Buradagüven ve gizlilik iliþkisi söz konu-su. Güveni ve gizliliði satýn ala-mazsýnýz. Özellikle saðlýk sektö-ründe böyle bir durumdan bahset-memiz mümkün. Þimdi bir hekimhastasýna “Sizin durumunuz içinbir ameliyat gerekli” ya da “Si-zin hastalýðýnýz için bu ilaç iþeyaramaz” derse, hasta neredenbilecek? Bu gerçekten týbbi tecrü-

beye mi dayanýyor, yoksa doktorpara kazanmak için mi bunu söy-lüyor? Hasta bunu nereden bile-cek? Ýþte bu saðlýk sektöründekiticarileþmedir. Týpta her zamandoktorun çok geniþ bir karar almayetkisi/alaný vardýr. Eðer doktorticari bir baskýnýn içindeyse, “sö-kebildiði” her þeyi sökmek için e-linden gelen her þeyi yapacaktýr.Bir de þöyle hekimler var; mide-nizde bir aðrý var diyelim; “Birhafta bir bakalým, izleyelim.Gerçekten bir rahatsýzlýðýnýz ol-duðunu belirlersek o zaman birmüdahalede bulunuruz” diyendoktorlar var. Buradaki güdüler,doktoru bu þekilde davranmaya i-ten hareket noktalarý nelerdir? E-ðer ticari kaygýlarý varsa, doktorpara kazanmak için elinden geleniyapacaktýr. Ticarileþme, özelleþ-tirme iþte bu nedenle týbbýn asýl a-lanlarýnda iþe yaramýyor. Siz bunuticarileþtirdiðiniz zaman “insan-lýk” kavramýyla bir çeliþki ortayaçýkýyor bir kere. Dolayýsýyla þunusöyleyebiliriz; saðlýk ya da hasta-lýk ticari bir mal/meta deðildir veticari bir malýn özelliklerine bü-rünmesi mümkün deðildir. Saðlýksatýlýk deðildir bir kere, sosyal birhaktýr.

- Saðlýk bir mal/meta deðil,sosyal bir haktýr diyorsunuz a-ma bir yandan da neoliberal po-litikalarýn saðlýðý metaya dönüþ-türme çabasýna tanýk oluyoruz.Bütün bu çaba bu alan nasýlyansýyor?

Þimdi hastaneleri özelleþtirdi-ðimizi düþünelim. Böyle bir du-rumda hastalar ve hekimler ara-sýndaki iliþkileri yok etmiþ olu-yorsunuz Þimdi siz bir hasta ola-rak mý görülüyorsunuz, müþteri o-larak mý görülüyorsunuz. Müþteriolarak, satýn alma gücünüzle hare-ket ediyorsunuz demektir. Hasta i-seniz, hekiminize güvenirsiniz.

- Türkiye’de son 3 yýldýr uy-gulanan bir saðlýkta dönüþümprogramý var. Bu program kap-samýnda, baþýndan beri “müþte-ri” olarak tanýmlandý hastalar.Sizin Türkiye’de uygulanan buprograma iliþkin bilginiz varmý? Bununla ilgili görüþlerinizialabilir miyim?

Türkiye’de uygulanan buprogram hakkýnda biraz bilgi sa-hibiyim. Þimdi þunu sormak zo-

rundayýz: Bu program niye Türki-ye’de uygulanýyor? Her ülkenin,kimi düzenlemeler yapabilmek i-çin, yönetim masraflarý için vs.paraya ihtiyacý vardýr. Bu para ne-reden elde edilecek? Vergilerdenmi ya da baþka yollardan mý? Birçok ülke para bulmaya çalýþýyor.Dünya Bankasý ve UluslararasýPara Fonu ve Dünya Ticaret Ör-gütü -bunlar neoliberalizmin ensaldýrgan uluslararasý örgütleridir-sadece neoliberal kavramlarla dü-þünüyorlar. Dünya Bankasý sizinhükümetinize diyor ki; “Parayamý ihtiyacýnýz var? Bu parayýveririm ama hastanelerinizi ö-zelleþtireceksiniz. Ondan sonrasize para veririm, bu benim ko-þulum”. Böylece mali kredi poli-tikalarý ülkenin iþleyiþine girmiþoluyor. Bunu özel sosyal koþulla-ra baðlý olarak vereceðini söylü-yor. Arjantin’de ve Güney Ameri-ka’yý büyük bir neoliberal dalgaetkisi altýna aldý biliyorsunuz. Ar-jantin’de çok yozlaþmýþ bir hükü-met vardý, yolsuzluklara batmýþbir ülkeydi. Arjantin’e dediler kisize para veririz ama hastaneleri-nizi özelleþtireceksiniz. Sonra e-konomi kötüye gitti. Bankalarbattý, insanlar bankalardan parala-rýný alamadýlar. Yeterince piyasayok, rekabet yeterince güçlü deðildiyerek bütün sosyal yapýlar yokedildi. Þimdi yeni bir baþkaný varArjantin’in biliyorsunuz; DünyaBankasý ile çalýþmayý kesti. Ýþteörneklerden biri bu. Bundan dersçýkarabilmemiz gerekiyor. Dün-yada ne olduðunu, diðer ülkelerdene olduðunu görüyoruz.

- Peki, bu güçlü neoliberaldalgaya karþý çýkmak için ne ya-pýlmasý gerekiyor?

Elimizde ne güç var, bunu iyibilmemiz gerekiyor. Ýlk olarak bi-limin gücü var. Bu askeri bir güçdeðil, paranýn gücü de deðil. Bu-nu ancak araþtýrarak elde edebili-riz, analizler yapabiliriz. Yani po-litik olarak bunun arkasýnda sa-hipler olduðunu gerçekten kanýt-layabiliriz. Bu politikalarla bir karelde etme amacý içinde olduklarý-ný kanýtlayabiliriz. Ýkinci olarak,saðlýkta ve sosyal güvenlikte he-kimlerin argümanlarý çok önemli.Çünkü hastalar hekimlere güveni-yor. Ve bir hekim bir hastaya þunusöyleyebilir; “Ben size yardýmetmek istiyorum ama uygula-nan politikalar nedeniyle yar-dýmcý olamýyorum”. Sizin sesi-niz, yani Türk Tabipleri Birli-ði’nin sesi çok önemli. Hastalarýnçýkarlarý için mücadele etmede si-zin duyurduðunuz ses gerçektençok önemli. Hastalar ve doktorlararasýnda ciddi bir koalisyona ihti-yaç var. Hastalar derken çok geniþkitlelerden bahsediyoruz. Bunlar-dan bir tanesi argümanlar, ikincisikitleleri harekete geçirmek, sendi-kalarla, siyasi partilerle olsun, ko-alisyonu yaratma konusunda kit-leleri harekete geçirmek. Yani si-yasal bir süreçten bahsediyoruz.

- Bu neoliberal dalganýn gidi-þatý için bir öngörünüz olabilirmi?

Neoliberalizmin bir model ol-duðunu ve insanýn ürettiði bir mo-del olduðunu söyledim. Ýnsan ta-rafýndan üretilmiþ olan modeller

yine insanlar tarafýndan deðiþtiri-lebilir. Ýkincisi, neoliberal dalgadiyoruz. Dalgalarýn çok yükseldi-ði ve sonra düþtüðü noktalar var-dýr. Neoliberal dalganýn en yük-seldiði noktayý geçtik. Þimdi iniþ-te. Latin Amerika’da neolibera-lizmden bahsetmiyorlar artýk. Fa-kat bu neoliberal dalga Avru-pa’daki devletlere de yansýdý. A-ma Avrupa’da yapýsal deðiþiklik-ler yaratmadý. Almanya’da sosyaldemokratlar refah devletinin sa-vunucusu. Ama neoliberal mode-lin öyle bir baskýsý vardý ki onlarýnüzerinde, neoliberal bir çerçevedeuygulanan sosyal demokrat politi-kalar söz konusuydu Almanya’da.Bu kanunlarýn uygulanmasý geçenyýl sonbaharda baþladý Alman-ya’da. Bu neoliberal sosyal de-mokrat politikalarýn çýkardýðý ilkkanun saðlýk kanunu idi. Geçensenenin Ocak ayýnda yürürlüðegirdi. Hastalar gerçekten büyükbir hayal kýrýklýðýna uðradý. Ge-çen Eylül’de erken seçimler ya-pýldý. Normalde bu yýl yapýlmasýgerekiyordu ama erkene alýndý.Sosyal demokratlar 2004 ve2005’te 10 seçim kaybettiler fark-lý düzeylerde.

- Uyguladýklarý neoliberalpolitikalar nedeniyle bu kaybauðradýklarýný mý söylüyorsu-nuz?

Evet. Tek neden deðil belki a-ma bu etkili oldu. Çok yüksek biriþsizlik oraný var. Bu iþsizlik ora-nýnýn düþürülmesi gerekiyor. Sos-yal demokratlarýn yaptýðý ideal birneoliberal politika uygulamasý de-ðildi. Neoliberal ve sosyal de-mokrat politikalarýn bir karýþýmýy-dý. Ama seçmen tabanlarýný kay-betmiþ oldular. Ayný oy kaybýnaHýristiyan Demokratlar da uðradý.Böylece büyük bir koalisyon yap-mak zorunda kaldýlar. Bu yýl birsaðlýk reformunu gündeme getir-diler. Ama endiþeleri var, halktanuzaklaþýr mýyýz diye endiþe duyu-yorlar açýkçasý. Almanya’da 30yýldýr ilk kez doktorlar gösterileryapmaya baþladýlar. Eðer doktor-lar sokakta gösteri yapmaya baþlý-yorlarsa beyaz kýyafetleri içinde,

gerçekten toplumda yolunda git-meyen bir þeyler vardýr. Yani dok-torlarýn sokaða dökülmesi gerçek-ten önemli sorunlar olduðunungöstergesidir.

- Sayýn Deppe, çok teþekkürediyorum. Son olarak eklemekistedikleriniz var mý?

30 yýldýr araþtýrmalar yapýyo-rum. Her toplumda, piyasanýn sal-

dýrgan güçlerine karþý korunmasýgereken alanlar vardýr. Bu sektör-lerden biri de saðlýk sektörüdür.Çünkü bu sektörler dýþardan gelensaldýrýlara ve zayýflatmalara açýk-týr. Bu alanlarýn ticarileþtirilme-mesi için mücadele vermek gere-kiyor. Çünkü saðlýk resmi olaraksosyal bir haktýr. Bu, saðlýðýn me-ta olamayacaðý ve satýlýk olmadýðýanlamýna gelir.

15 Nisan 20062

aradabir...

Çok tartýþýlan yeni Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) yürürlü-ðe girmesinden sonra Saðlýk Bakanlýðý cephesinde hara-retli bir çalýþmadýr gidiyor. Avrupa Birliði müktesebatý-

na, dolayýsýyla temelde serbest piyasa ekonomisi koþullarýna uymaçabasýyla birbiri ardýna yapýlan yasal düzenlemeler yeni tartýþmala-rý ve uygulamalarý gündeme getiriyor. Bunlardan biri de Türki-ye’nin saðlýk yapýlanmasýnda kökten deðiþikler öngören “SaðlýkKanunu” tasarýsýndaki “malpraktis/týbbi kusur”u tanýmlayan vekusur iþlendiði taktirde ne gibi yasal süreçler izleneceðine iliþkinmaddeler. Bunun bir uzantýsý olarak Saðlýk Bakanlýðý’nýn iteleme-siyle pek çok hastane kliniði hummalý bir þekilde “AydýnlatýlmýþOnam” formu hazýrlamaya giriþmiþ durumda. “Aydýnlatýlmýþ O-nam” ve hastayý bilgilendirme konusunun birden bire hatýrlanmýþolmasý manidar; zira ilgili yasada tarif edilen týbbi kusurlardan ba-zýlarý, hastayý eksik bilgilendirmek ve onun rýzasý dýþýnda kendisinebir týbbi fiilde bulunmak. Peki nedir bu “Aydýnlatýlmýþ Onam” de-nen þey? Daha da önemlisi gündelik hekimlik uðraþýnda nasýl birkarþýlýðý var?

“Aydýnlatýlmýþ Onam” kavramý hali hazýrda bir çok týp fakülte-sinde hekim adaylarýna öðretilirken, üç aþaðý beþ yukarý ayný biçim-de þöyle tanýmlanýyor: “Hastanýn kendisine uygulanacak taný vetedavi yöntemlerinin kapsamýný, yararlarýný, olasý istenmeyensonuçlarýný; söz konusu yöntemlere seçenek oluþturabilecek ö-teki yöntemleri ve onlarýn yapýsal sonuçlarýný bilerek, söz konu-su uygulamayý kabul ya da reddetmesidir.”

Bir konuyu anlamak ve anlatmak üzere seçtiðimiz kavramlar, ta-nýmlar tümüyle kapsayýcý ve neredeyse kusursuz olarak idealdir; buyüzden de kendi içinde tam bir doðruluða sahiptir. “AydýnlatýlmýþOnam” da, temelde, Batý’da baþat olan liberal demokrasi düþünce-sinden köken alan “özerklik” ilkesinden felsefi tutarlýlýk gözetile-rek türetilmiþtir. Özerklik “Kiþinin kendisine iliþkin konularda,kendi deðerlerine dayanarak kararlar verme ve bunlarý uygu-lamak üzere eylemlerde bulunma hakký” olarak tanýmlanmakta-dýr. Bu anlayýþa göre, her bireyin kendisiyle ilgili verdiði karar endoðru ve geçerli oladýr; birey bu kararýn tam ve eksiksiz bir biçim-de hayata geçirilmesini talep etmek hakkýna sahiptir. Böylece,mümkün olan deðerler en üst düzeyde korunmuþ (bunlarla çeliþen-ler ise alt düzeyde harcanmýþ) olacaktýr. Bu görüþ, bireyin kendi be-deni üzerinde her türlü tasarrufa sahip olduðu fikrinden kaynaklanýr.Kulaða ne kadar hoþ geliyor, deðil mi? Ancak öyle görülüyor ki, buidealler hayata geçirilmeye kalktýðýnda iþler hiç de öyle yolunda git-meyebiliyor.

Yukarýda kýsaca açýklanan bu düþüncenin en somut fiili yansý-masý olan “Aydýnlatýlmýþ Onam”a geri dönelim. Kavram, yukarý-daki tanýmýna uygun olarak her bir hasta bireyin gerektiði gibi bil-gilendirildiðinde, onun kendi deðerleri açýsýndan en doðru kararýverme olanaðýna sahip olacaðýný ve bunun etik ilkeler temelinde engeçerli tutum olduðunu var sayýyor. Bu savýn hayata geçirilme mo-deli ise, Batý’da ve onun çapraþýk bir yansýmasý olarak ülkemizde,hastaya, baþvurduðu klinikçe kendisine verilmesi uygun görülenbilgileri içeren bir formun okutulup imzalatýlmasý. Hastanýn imzasý-na yüklenen anlamýn büyüklüðünü kavrayabilmek için birkaç gün-delik örneðe bakalým. Türkiye’de, genel olarak hekimlerin çalýþmakoþullarýndan bahsetmeden önce, þöyle bir yutkunmak gerekir. Entemel düzeyde, büyük þehir kamu hastanelerinde hizmet vermeyeçalýþan hekimlerin çok fazla sayýda hasta bakmak zorunda oldukla-rýný, Türkiye’nin geri kalan bölgelerinde çalýþan hekimlerin ise baþ-ta ücret yetersizlikleri olmak üzere bir çok somut mesleki imkansýz-lýk içinde çalýþtýklarýný biliyoruz. Günden güne her bir hasta için da-ha az zaman ayýrmak durumunda kalan bir hekim ile hastasý arasýn-da, “aydýnlatýlmýþ onam” alma açýsýndan saðlýklý bir iliþki kurula-bilir mi? Kendi saðlýðý için dahi yeterli özeni gösteremeyen bir he-kim, býrakýn hasta ile yeterince uzun ve ayrýntýlý bir görüþme yap-mayý, onun tanýsýný koyup tedavisini düzenleyebilirse ne mutlu.“Aydýnlatýlmýþ Onam” formu denilen kaðýdýn, bu örnekte, sadecebir prosedür kalabalýðý anlamýna gelmesini kim engelleyebilir? He-kim kendini týbbi kusur suçlamalarýndan korumak için hastanýn im-zasýný almak durumunda; hasta ise Türkiye’nin baþka bir þehrindenkim bilir kaç kapý dolaþtýktan sonra hastalýðýna çare aramak için he-kimin karþýsýnda. Burada ne konuda bir aydýnlanmadan ve nasýl bironamdan söz edilebileceðini derinlemesine düþünmek gerekir.

Çaðdaþ etik yaklaþýmlara bakýlýrsa, hasta-hekim iliþkisinin bir e-kip çalýþmasý gibi yapýlandýrýlmasý gerekiyor. Yani, hekim uygula-masýnýn her aþamasýnda, hastasý ile derinlemesine bir iletiþim için-de olmalý ve tüm tedavi ve/veya bakým sürecinde onunla iþbirliði i-çinde çalýþmalý. Bu tutumun hem hekimin mesleki tatmini, hem dehastanýn tedaviye olan uyumu açýsýndan yararlý olduðu; bunun yanýsýra tabi, hasta özerkliðine saygý ilkesinin korunmuþ olacaðý savla-nýyor. Peki bu süreç, ülkemizde nasýl iþliyor? Bu yaklaþým, hekim-lerin ve genel olarak tüm saðlýk çalýþanlarýnýn çalýþma koþullarý i-çinde hayata geçirilmeye çalýþýldýðýnda karþýmýza yine ayný formkaðýdý çýkýyor: Aydýnlatýlmýþ Onam. Hasta ile gerçek ve özenli bir i-letiþimi kurmak temel olarak hekimin sorumluluðunda, evet. Ancak,böylesi bir iletiþim için gerekli bazal koþullar dahi saðlanamýþkenve dahi bu koþullar her gün kötüleþirken; hekim yeterli ücret ala-mazken, fazla nöbet tutarken ve yeterli dinlenemezken, her gün git-tikçe artan sayýda hastaya bakmak durumunda býrakýlýrken bu nasýlmümkün olabilir? Hastalar, yeterli saðlýk hizmeti alabilmek içinkentler arasýnda göç ederken, saðlýk güvencesi olsun olmasýn bir þe-kilde ücret ödemek durumunda ve saðlýk hizmeti talebinde bulunanbir çoklarý ile tedaviye ulaþmak için rekabet etmek durumunda bý-rakýlýrken, bu basit kaðýt parçasý nasýl bir iþlev görebilir ki?

Belli ki, bir çok kurumda bu konuda tam bir kafa karýþýklýðý ha-kim. Farklý kliniklerin aydýnlatýlmýþ onam formlarýna bakýldýðýndakeþmekeþ iyice su yüzüne çýkýyor. Temelde þablon alarak birbirleri-ne benzeyen bu formlarýn adý bazen “Bilgilendirilmiþ Onay For-mu” ya da “Bilgilendirmeli Olur Formu”,

Nedir bu “Aydýnlatýlmýþ Onam”? M. Volkan Kavas *

c m y k

Deppe, Türk Tabipleri Birliði’nin çalýþmalarýnýn çok önemli olduðunu belirterek, “Hastalarýn çýkarlarý için

mücadele etmede sizin duyurduðunuz ses gerçekten çokönemli” diye konuþtu. Hastalar ve doktorlar arasýnda cid-

di bir koalisyona ihtiyaç bulunduðunu belirten Deppe, bu koalisyonu yaratmanýn siyasal bir süreç olduðunu söyledi.

“Doktorlarýn eyleme baþladýðý yerde ciddi sorun var demektir”

Prof. Dr. Hans Ulrich Deppe, neoliberal politikalarýn saðlýk alanýna ve hekimlere etkilerini anlattý

“...Neden neoliberal e-konomi saðlýk alanýnýda ele geçirmek isti-yor? Þimdi uyuyan birsermaye var, bunu u-yandýrmak ve sermayebirikimi için bir kar ol-sun istiyorlar. Ýþte “e-konomikleþtirme” de-diðimiz süreç bu. “Eko-nomikleþtirme”yi kapi-talist ekonomiler açý-sýndan deðerlendirecekolursak; ekonomiyisermaye birikimi açý-sýndan karlý hale getir-mek anlamýna geliyor.Kar elde etmek için debunlarý ticari bir kimli-ðe büründürmek gere-kiyor...”

“...Ticarileþme, özel-leþtirme iþte bu nedenletýbbýn asýl alanlarýndaiþe yaramýyor. Siz bunuticarileþtirdiðiniz za-man “insanlýk” kavra-mýyla bir çeliþki ortayaçýkýyor bir kere. Dola-yýsýyla þunu söyleyebi-liriz; saðlýk ya da has-talýk ticari bir mal/me-ta deðildir ve ticari birmalýn özelliklerine bü-rünmesi mümkün deðil-dir. Saðlýk satýlýk deðil-dir bir kere, sosyal birhaktýr...”

“...Elimizde ne güç var,bunu iyi bilmemiz gere-kiyor. Ýlk olarak bilimingücü var. Bu askeri birgüç deðil, paranýn gü-cü de deðil. Bunu an-cak araþtýrarak elde e-debiliriz, analizler ya-pabiliriz. Yani politik o-larak bunun arkasýndasahipler olduðunu ger-çekten kanýtlayabiliriz.Bu politikalarla bir karelde etme amacý içindeolduklarýný kanýtlaya-biliriz. Ýkinci olarak,saðlýkta ve sosyal gü-venlikte hekimlerin ar-gümanlarý çok önemli.Çünkü hastalar hekim-lere güveniyor...”

devamý sayfa 7’de

* Ankara Üni. Týp. Fak. Deontoloji AD.

Page 3: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

SSUK toplandýTýp Dünyasý - ANKARA -Sigara ve Saðlýk UlusalKomitesi (SSUK) 14 Nisan2006 Cuma günü TürkTabipleri Birliði MerkezKonseyi binasýnda toplan-dý. 31 Mayýs Dünya Siga-rasýz Günü etkinlikleriningörüþüldüðü toplantýya,Pratisyen Hekimler Derne-ði, Türkiye Ziraatçiler Der-neði, Milli Eðitim Bakanlý-ðý, Saðlýk ve Eðitim Vakfý,Gençlik ve Spor GenelMüdürlüðü, Diyanet ÝþleriBaþkanlýðý, Türk-Ýþ, Türki-ye Ýstatistik Kurumu, Mar-mara Üniversitesi Týp Fa-kültesi, Atatürk Sanatoryu-mu, Hacettepe ÜniversitesiTýp Fakültesi Halk SaðlýðýAnabilim Dalý, ToraksDerneði, Türk Diþhekimle-ri Birliði, Kanser Araþtýrmave Savaþ Kurumu, Tütün,Tütün Mamülleri ve Alkol-lü Ýçkiler Piyasasý Düzenle-me Kurulu, Tüketici Hak-larý Derneði, Türkiye Esnafve Sanatkarlarý Konfede-rasyonu AR-GE Müdürlü-ðü, Çalýþma ve SosyalGüvenlik Bakanlýðý ÝS-GÜM, Çankaya BelediyesiSaðlýk Ýþleri Müdürlüðü,Aile ve Sosyal Araþtýrma-lar Genel Müdürlüðü,Marmara Üniversitesi Bi-liþsel Davranýþçý TerapilerDerneði ve Türk TabipleriBirliði’nden temsilciler ka-týldý.

STED’in yenisayýsý çýktýTýp Dünyasý - ANKARA -Sürekli Týp Eðitimi Dergi-si’nin (STED) yeni sayýsýçýktý. Derginin yeni sayý-sýnda, “Bir Ýlköðretim O-kulundaki ÖðrencilerdeSüt Tüketimi Durumu”,“Hipotermi ve Lokal Don-malar”, “Bebek Ýzlemleri-nin Geliþtirilmesine Yöne-lik Bir Giriþim ve Sonuçla-rý” baþlýklý çalýþmalarýnyaný sýra, “Türkiye’ninSaðlýðýný Okumak”, “14Mart Týp Bayramýnýz KutluOlsun”, “Bütçe UygulamaTalimatý” yazýlarý yer aldý.

Týp Dünyasý - ANKARA - TürkTabipleri Birliði ve Çevre Ýçin Hekim-ler Derneði, Türkiye’nin giderek birtehlikeli atýk çöplüðü haline getirildiðiuyarýsýnda bulundu. TTB ve ÇÝHD’denyapýlan açýklamada, yurtdýþýndan atýkgirmesinin önlenmesi ve atýklarýn yak-ma yöntemiyle bertaraf edilmesindenvazgeçilmesi gerektiði vurgulandý.

Ýnsan saðlýðý ve çevre içintehlike

TTB ve ÇÝHD, Tuzla’da, zehirlikimyasal atýk içeren varillerin topraðagömülü olarak bulunmasýnýn ardýndanyazýlý bir açýklama yaparak, zehirli a-týklarla ilgili uyarýlarda bulundu. 17Nisan 2006 günü yapýlan açýklamada,Ýstanbul Ýkitelli’de hurdalýkta bulunannükleer, Ýskenderun açýklarýnda sularagömülen Ulla Gemisi, Tuzla’da dahaönce bulunan variller anýmsatýlarak, in-san saðlýðý ve çevre için önemli bir teh-like kaynaðý olduðuna dikkat çekildi.

Açýklamada, tehlikeli atýklarýn top-

lanmasý, taþýnmasý ve depolanmasý ko-nusunda, “Tehlikeli Atýklarýn Kont-rolü Yönetmeliði”ne (TAKY) uyul-madýðý, denetim yapmakla yükümlükurumlarýn denetim iþlevini yerine ge-tirmedikleri vurgulandý. Evsel, kentselve tehlikeli sanayi atýklarýnýn yakýlma-sýnýn insan ve çevre için tehlikeli kim-yasallarýn ortaya çýkmasýna neden ol-duðunun belirtildiði açýklamada, buyüzden atýklarýn yakýlarak bertaraf e-dilmesinden kaçýnýlmasý gerektiði kay-dedildi.

Açýklamada, tehlike-li atýklar konusunda þuönlemlerin biran önceyaþama geçirilmesi is-tendi:

- Yurtdýþýndan ülkemize atýk girme-si önlenmelidir.

- Yerli sanayi atýklarýnýn TAKY’deyer belirlenmiþ (madde 31-40) þartlarauygun depolama alanlarýnda tutulmalý-dýr.

- Mevcut tehlikeli atýk depolama a-lanlarýndaki maddelerin ve pestisitle-

rin, insan saðlýðý ve çevre için yeni teh-likeli maddeler oluþturmayacak þekildebertaraf edilmelidir.

- Atýklarýn bertaraf edilmesindeyakma yönteminden vazgeçilmelidir.

- Bir atýk yakma tesisi olan ÝZAY-DAÞ’ýn kapatýlmalý; yeni atýk yakmatesislerinin açýlmamalýdýr.

- Tehlikeli atýklarýn uluslararasý

standartlara uygun depolarda tutulma-sý; tehlikeli atýk miktarýný düþürecekbaþta geri kazaným projelerine aðýrlýkverilmesi; insan saðlýðý ve çevre içinzararlý tehlikeli maddeler üretmeyenalternatif bertaraf yöntemlerinin kulla-nýlmalýdýr.

- TAKY’de gerekli deðiþiklikleregidilerek, özellikle yer altý su kaynak-larýný kirlenme riski ile karþý karþýyabýrakan derine enjeksiyon ve eski ma-den ocaklarýna terk yönteminden vaz-geçilmelidir.

- Önlem ilkesinin yaþama geçiril-melidir. Bugün zararýný bilmediðimizmaddelerin gelecekte zararlý etkileriortaya çýkabilir. Bu nedenle olasý zarar-lý etkilerine karþý tüm sanayi atýklarýnaþimdiden temkinli yaklaþmalýdýr.

- 2001 yýlýnda imzalan; en tehlikelikimyasallarýn üretimi, satýþý ve kullaný-mýný durduran ve ülkemizin de imzala-dýðý Stokholm Konvansiyonu’nunTBMM tarafýndan onaylanarak uygu-lamaya geçirilmelidir.

Türk Tabipleri Birliði ve Çevre Ýçin Hekimler Derneði, Tuzla’da zehirli kimyasal atýk içeren varillerin topraðagömülmüþ olarak bulunmasýnýnardýndan, zehirli atýklarla ilgiliuyarýlardan bulundu.

15 Nisan 2006 3

Týp Dünyasý - ÝSTANBUL - Ýstan-bul Tabip Odasý’nýn, Ýstanbul’da yaþa-yan hekimler üzerinde yaptýðý “HekimProfili” anketi, hekimlerin büyük ço-ðunluðunun 10 yýl öncesine göre top-lumsal statü ve reel gelirler açýsýndankayba uðradýðýný düþündüklerini orta-ya koydu.

Ýstanbul Tabip Odasý Yönetim Ku-rulu üyeleri Dr. Nilüfer Kapaklý veDr. Güray Kýlýç tarafýndan gerçekleþ-tirilen “Ýstanbul Hekim Profili” anke-ti, Ýstanbul Üniversitesi Cerrahpaþa TýpFakültesi Oditoryumu’nda gerçekleþti-rilen 14 Mart Týp Bayramý töreni son-rasý açýklandý.

Yüzde 76’sý uzman olan 1128 he-kimle gerçekleþtirilen anketin sonuçla-rý özetle þöyle:

- Ankete katýlan hekimlerin yüzde65’ini erkekler oluþturdu.

- Hekimlerin ortalama aylýk gelirle-ri 2-5 bin YTL olarak tespit edildi.

- Ankete katýlan hekimlerin yüzde86’sý, “10 yýl öncesine göre toplumsalstatü ve saygýnlýklarýnýn”, yüzde 80’ide “10 yýl öncesine göre ortalama reelgelirlerinin düþtüðünü” ifade etti.

“Çocuðum hekim olmasýn”- “Yeniden hekim olmayý seçer

misiniz” sorusuna hekimlerin yüzde56’sý “evet” dedi. “Çocuðunuzun he-kim olmasýný ister misiniz” sorusuna“evet” diyenlerin oraný ise yüzde30’da kaldý.

- Hekimler, “mesleklerini yapar-ken büyük oranda kýsýtlandýklarýný”

düþündüklerini belirttiler. Bunun en ö-nemli nedenleri ise “maddi olanaksýz-lýklar ve piyasa koþullarý, idari/hiye-rarþik düzen ve resmi makamlarýntutumu” olarak sýralandý. Kýsýtlanmýþ-lýðý en fazla pratisyen hekimler ve asis-tanlarýn hissettiði belirlendi.

“Özlük haklarý yetersiz” - “Gelir daðýlýmýndaki bozuk-

luk”, “eðitim” ve “iþsizlik” konularý-ný Türkiye’deki en önemli 3 sorun ola-rak gören hekimler, saðlýk ortamýndayaþanan olumsuzluklarýn nedenlerinide, “ulusal saðlýk politikasýnýn olma-yýþý”, “koruyucu hekimliðin gözardýedilmesi” ve “yönetimsel sorunlar-i-dari baskýlar” olarak sýraladýlar.

- Hekimler, en önemli mesleki so-

run olarak “özlük haklarýn yetersizli-ðini” gösterdiler.

- Ankete katýlan hekimlerin büyükbölümü, iþ güvencesi ve yüksek maaþ-la birlikte tam gün uygulamasýndan ya-na olduklarýný bildirdiler.

- Hekimlerin büyük bölümü saðlýkhizmetlerinin özelleþtirilmesine karþýolduklarýný bildirdiler.

- Ankete katýlan hekimlerin büyükçoðunluðu, Türkiye’deki hekim sayýsý-nýn yeterli olduðu görüþünü aktardýlar.

Genel bütçeden saðlýða ayrýlan pa-yýn artýrýlmasýný da isteyen hekimler,saðlýk politikalarýnýn oluþturulmasýndaöncelikle hekim örgütlerinin belirleyiciolmasý gerektiðini belirttiler.

Týp Dünyasý - ANKARA -Dünya Bankasý’nca hazýrlanan“Saðlýkta Dönüþüm Projesi De-ðerlendirme Belgesi”nde, TürkTabipleri Birliði, Saðlýkta Dönü-þüm Projesi’nin uygulanabilirliði-nin önünde “önemli” risk faktör-leri arasýnda sýralandý. DünyaBankasý’nýn raporunda, TTB’nin“direniþi”nin devam edeceði uya-rýsýnda bulunuldu ve programýnuygulanabilirliði açýsýndan dikkat-le incelenmesi gerektiði belirtildi.

Dünya Bankasý, 21 Nisan 2004tarihinde “Saðlýkta DönüþümProgramý’nýn Ýlk Evresine Des-tek Olarak Türkiye Cumhuri-yeti’ne 49.40 Milyon Avro Mik-tarýnda Önerilen Kredi Hakkýn-da Proje Deðerlendirme Belge-si” adýný taþýyan bir rapor hazýrla-dý. Sadece “resmi kullaným” içinhazýrlanan rapor, Dünya Banka-sý’nýn web sitesinde yayýnlandý.Türkçe çevirisi bulunmayan rapo-run, “gayriresmi” çevirisine Top-lum ve Hekim Dergisi’nin yenisayýsýnda yer verildi.

Dünya Bankasý Saðlýkta Dönü-þüm Projesi Deðerlendirme Bel-gesi’nde, Saðlýkta Dönüþüm Prog-ramý amaç, hedef, evreler, kilitgöstergeler, bileþenler, sürdürüle-bilirlik, kritik riskler gibi baþlýklaraçýsýndan irdelendi. Raporda,“kritik riskler” baþlýðý altýndaTürk Tabipleri Birliði’ne yer veril-mesi dikkat çekti.

“TTB’nin direniþi önemlirisk”

Raporda “kritik riskler”, 4 altbaþlýkta tanýmlandý. Bunlar; “ge-nel riskler” (makroekonomik veyapýsal reform riskleri, politik is-tikrarsýzlýk vb.), “Saðlýk Bakanlý-ðý ile Çalýþma ve Sosyal Güven-lik Bakanlýðý arasýnda koordi-nasyon”, “kurumsal kapasite”ve “taraflarýn direniþi” olarak sý-ralandý. “Taraflarýn direniþi”projenin uygulanabilirliði açýsýn-dan “önemli” risk faktörü olarakbelirtildi. Bu baþlýk altýnda þunla-ra yer verildi:

“Taraflarýn; özellikle TürkTabipleri Birliði’nin, özelliklede statükoyu devam ettirme

yanlýsý olanlarýn, yani hekimlerikamu bordrosunda tutmak iste-yenlerin direniþi devam edecekgibi görünmektedir. Proje butür taraflarla tartýþmalar ve di-yalog, kamusal farkýndalýkkampanyalarý ve direniþin dere-cesini ve nedenlerini belirleme-ye yönelik hekim anketleri yo-luyla ilgilenecek ve aile hekimli-ðinin Türkiye’de yaþayabilir birseçenek olduðunu göstermek ü-zere pilot çalýþmalar yürütecek-tir. Bir baþka potansiyel direniþkaynaðý, birleþme ve onu takipeden görevli operasyon konsoli-dasyonu ve modernleþtirilmesikonusunda tereddütlü olan çe-þitli saðlýk sigortasý kurumlarýolacaktýr.”

“Ýstanbul Hekim Profili” anketi

“Hekimlerin mali durumlarý geriliyor”Ýstanbul Tabip Odasý’nca Ýstanbul’da yaþayan hekimler üzerine yapýlan ankethekimlerin 10 yýl

öncesine göre toplumsal statü ve reel gelirler açýsýndangerilediklerini ortayakoydu.

Türkiye atýk çöplüðü haline getiriliyor

Dünya Bankasý’nýn TTB korkusuDünya Bankasý, Türk Tabipleri Birliði’ni, “Saðlýkta Dönüþüm

Programý”nýn uygulanabilirliðinin önünde “önemli” risk faktörleri arasýnda sýraladý. Dünya Bankasý’nca hazýrlanan

raporda, TTB’nin “direniþi”nin dikkatle incelenmesi gerektiði ifade edildi.

Prof. Dr. KazýmTürkeryaþamýný yitirdiTýp Dünyasý - ANKARA -Ankara Üniversitesi TýpFakültesi FarmakolojiAnabilim Dalý'nda uzunyýllar öðretim üyeliði yap-týktan sonra emekli olanProf. Dr. Kazým Türker, 3 Nisan 2006 günüyaþamýný yitirdi. Türker, 4 Nisan günü topraðaverildi. Kazým Türker,Türk Tabipleri BirliðiMerkez Konseyi ÝkinciBaþkanlýðý ve YüksekOnur Kurulu üyeliðigörevlerinde bulunmuþtu.

Danýþtay 11. Dairesi, kýsmi süreli çalýþma nedeniyledöner sermaye payýnda kesinti yapýlmasýnýn yürütmesini durdurdu. Buna göre hekimler,

serbest çalýþmalarý nedeniyle eksik ödenen döner sermaye paylarýný talep edebilecekler.

Karar, her 3 basamakta çalýþan hekimler için de geçerli olacak.

Döner sermaye payýnda kesintiye

durdurma...

Týp Dünyasý - ANKARA - Danýþtay,kýsmi süreli çalýþma sebebiyle döner ser-maye payýnda kesinti yapýlmasýnýn yürüt-mesini durdurdu. Buna göre, hekimler ser-best çalýþmalarý sebebiyle eksik ödenen dö-ner sermaye paylarýný talep edebilecekler.

Danýþtay 11. Dairesi, Saðlýk Bakanlý-ðý’na baðlý saðlýk kurum ve kuruluþlarýndaçalýþanlara döner sermayeden pay ödenme-sine iliþkin yönergenin, döner sermaye kat-sayýlarýný belirleyen maddesine iliþkin ola-rak, bir hekim tarafýndan yürütmenin dur-durulmasý ve eksik ödenen döner sermayeücretlerinin tazmin edilmesi talebiyle açý-lan davada; yönergenin dayanaðý olan Büt-çe Yasasý’nýn ilgili hükmünün AnayasaMahkemesi tarafýndan 29.11.2005 tarihin-de iptal edilmesi nedeniyle, yönergedekiserbest çalýþan hekimler ile uzmanlar içinsaptanan katsayýlarýn yürütmesinin durdu-rulmasýna karar verdi.

Danýþtay’ýn kararý sadece davacý içindeðil, tüm ilgililer için geçerli. Saðlýk Ba-kanlýðýna baðlý saðlýk kurum ve kuruluþla-rýnda görev yapan hekimlerden ayný za-manda serbest hekimlik yapanlara eksik ö-denen döner sermaye paylarýnýn hesaplana-

rak ödenmesi gerekiyor. Her ne kadar sað-lýk kurumlarýnýn herhangi bir baþvuruyagerek olmadan yargý kararýný uygulamalarýgerekiyorsa da, söz konusu durumdan etki-lenenlerin yargý kararýný esas alarak baþta-bipliklerden talepte bulunmasýnda yarargörülüyor. Baþtabipliklere yapýlacak baþ-vurunun üzerinden 60 gün geçmesine kar-þýn ödemenin yapýlmamasý, eksik yapýlma-sý ya da ret yanýtý verilmesi halinde, bu ta-rihten itibaren 60 gün içinde dava açýlmasýgerekiyor.

Her ne kadar Danýþtay, ikinci ve üçüncübasamak saðlýk kuruluþlarý ile ilgili olarakyürütmenin durdurulmasýna karar verilmiþise de, karar temel olarak yönergenin daya-naðý olan yasa hükümlerinin Anayasa Mah-kemesi tarafýndan iptal edilmesine dayan-dýrýldýðý için, bu durum birinci basamaksaðlýk kuruluþlarýnda çalýþan hekimler içinde geçerli olacak. Birinci basamak saðlýkkuruluþlarýnda çalýþan hekimler de AnayasaMahkemesi’nin iptal kararý ve Danýþtay 11.Dairesi’nin yürütmenin durdurulmasý kara-rýna dayalý olarak serbest çalýþmalarý nede-niyle eksik ödenen döner sermaye paylarý-ný talep edebilecekler.

Page 4: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

Milletvekillerinden GSS’ye “hayýr” oyu

kültür ve sosyal faali-yetlerden elde edilecek gelirler; disiplin kurulla-rýnca verilip kesinleþen para cezalarý; basýlý bel-gelerden ve yayýnlardan elde edilecek gelirler;görevleri içine giren onaylamalardan alýnacakücretler; baðýþ ve yardýmlar ile çeþitli gelirler o-lacak.

- Odaya kayýt ücreti ve yýllýk aidat miktarý,30 YTL’den az, 150 YTL’den fazla olmamakkaydýyla, ödeneceði tarihle birlikte BüyükKongre’ce tespit edilecek. Bu miktarlar her yýl213 sayýlý Vergi Usul Kanunu’nun 298. maddesiuyarýnca belirlenen yeniden deðerleme oranýnagöre artýrýlacak. Üyenin bir odadan baþka bir o-daya naklinde, odaya kayýt ücreti ve üye aidatýyeniden alýnmayacak.

- Eðitim, kültür, basýlý belgeler ve onaylardanalýnacak ücretlerin tarifeleri Büyük Kongre’cebelirlenecek.

- Oda gelirlerinden Türk Tabipleri Birliði’neayrýlan yüzde 25 oranýndaki pay, yüzde 10’a dü-þürülecek.

- Tabip odalarýnýn veya birlik teþekküllerin-den herhangi birisinin göstereceði lüzum üzeri-ne, muayene, ameliyat ve giriþimsel iþlem ücret-lerinin miktarlarýný gösteren rehber tarifeler dü-zenlenecek. Bu tarifeler Merkez Konseyi’nce o-naylandýktan sonra Saðlýk Bakanlýðý’na bildiri-lecek.

- Merkez Konseyi, Büyük Kongre’nin gizlioyla seçeceði 11 asýl 11 yedek üyeden oluþacak.Görev süresi 2 yýl olan Merkez Konseyi’ne ikidevre üst üste seçilen üyeler, aradan bir devregeçmedikçe yeniden seçilemeyecekler.

- Büyük Kongre, Tabip Odalarý Genel Kuru-lu’nca gizli oyla seçilen delegelerden oluþur. Ü-yesi (200)’e kadar olanlar (3), (500)’e kadar o-lanlar (5), (1000)’e kadar olanlar (7), (1000)’densonraki her (1000) kiþi için birer delege ve aynýsayýda yedek seçerler. Tabip odalarý baþkanlarýBüyük Kongre’nin doðal delegeleridir.

baþ tarafý sayfa 1’de

15 Nisan 20064

Týp Dünyasý - ANKARA -AKP Hükümeti’nin, TBMM ko-misyonlarýndan “gürültüsüz” bi-çimde geçirdiði, Genel Kurul’da“temel yasa” haline getirerek,tartýþtýrmadan, “yangýndan malkaçýrýr” gibi yasalaþtýrmayý plan-ladýðý Sosyal Sigortalar ve GenelSaðlýk Sigortasý’ný halk veto etti.TTB, DÝSK, KESK veTMMOB’un çaðrýcýlýðýný yaptýðý

referandumda 2 milyon 228 bin592 kiþi GSS’ye “hayýr” dedi.

Sosyal Sigortalar ve GenelSaðlýk Sigortasý Yasa Tasarýsý’nýhalka sormak üzere, Türk Tabip-leri Birliði, DÝSK, KESK veTMMOB tarafýndan düzenlenenreferandum sonuçlandý. Referan-dum sonuçlarýný açýklamak üzere4 Nisan 2006 Salý günü TTB Mer-kez Konseyi binasýnda basýn top-

lantýsý düzenlendi. DÝSK BaþkanýSüleyman Çelebi, KESK Baþka-ný Ýsmail Hakký Tombul veTMMOB Baþkaný Mehmet So-ðancý’nýn da katýldýðý toplantýda,açýklamayý TTB Ýkinci BaþkanýMetin Bakkalcý yaptý. Böyle biretkinliðin Türkiye’de ilk olduðu-na dikkat çeken Bakkalcý, “Ýn-sanlýk ayaða kalktý, vatandaþlarözgür iradelerini ortaya koydu.Halk sosyal devletin tasfiyesinehayýr dedi. Zaten bunun aksinidüþünebilmek mümkün deðildi.Þimdi vekillerin görevi bu yasatasarýsýný geri çekmektir” dedi.

Referandumda, Türkiye gene-linde toplam 2 bin 892 sandýk ku-rulduðunu bildiren Bakkalcý, in-ternet üzerinden kullanýlan oylar-la birlikte, 2 milyon 241 bin 738kiþinin GSS’ye iliþkin iradesinibelirttiðini aktardý. 2 milyon 228bin 592 kiþi GSS’ye hayýr derken,

13 bin 146 kiþi de GSS’yi destek-ledi. Oylama sonucunda, “hayýr”diyenlerin oraný yüzde 99.4 olur-ken, “evet” diyenler ise yüzde 0.6oranýnda kaldý.

“Hayýr” oylarýyla aydýnlýk ge-leceðin önünün açýldýðýný belirtenMetin Bakkalcý, þöyle konuþtu:

“Emeklilik hayal olacak, e-mekli maaþlarý düþecek, saðlýkparalý hale gelecek. Ýþte vatan-daþ bunlarý öngören yasa tasa-rýsýna karþý çýkmýþtýr. Bu yasay-la paran kadar saðlýk anlayýþýyasal çerçeve altýna alýnmak is-teniyor. Hükümet milli gelirinyüzde 7.6 oranýnda arttýðýnýsöylüyor. Bir yandan da emeklimaaþlarýný düþürmeye çalýþýyor.Ne hakla bunu söylerler. Bu bü-tün halký, ülkeyi aptal yerinekoymaktýr. Yeni bir yol açýldýartýk referandum süreci de buyolun baþlangýcýdýr.”

Bakkalcý, bu oy oranlarýnýn ta-sarýnýn geri çekilmesini gerektir-diðini, tasarýnýn geri çekilmemesidurumunda “Ýnsanca Bir YaþamÝçin Büyük Yürüyüþ” baþlatýla-caðýný da duyurdu.

DÝSK Genel Baþkaný Süley-man Çelebi, Türkiye’de bir oyunoynandýðýný ve bu oyunun bozul-masý gerektiðini söyledi. Çelebi,“Emekliliðinin hayal olduðu, e-mekli maaþlarýnýn düþürüldü-ðü, saðlýðýn paralý olduðu birdüzen yaratýlmaya çalýþýlýyor.Bu oyunu bozmamýz gerekiyor.Vatandaþ tepkisini ortaya koy-du. Þimdi önemli olan bu tepki-ye sahip çýkmaktýr. Vekilleringörevi de yasa tasarýsýný geriçekmektir” dedi.

KESK Genel Baþkaný ÝsmailHakký Tombul, asýl iþin bundansonra baþladýðýný ve vatandaþabüyük görev düþtüðünü söyledi.

Vatandaþlarýn iradesine sahip çýk-masý gerektiðini vurgulayan Tom-bul, “Biz halka sorduk. Halk i-radesini sandýða yansýttý. Hal-kýn söz söylediði yerde vekilinayrý bir söz söylemeye yetkisiyoktur. Halkýn kararýna saygýduysunlar. Bu etaptan sonra yi-ne vatandaþa büyük iþ düþüyor.Herkes iradesine sahip çýkmalý”diye konuþtu.

TMMOB Genel Baþkaný Meh-met Soðancý da “Halk bu tasarý-yý reddettiðini beyan etti. Tür-kiye’de insanlar halk etmediðibir muamele görüyor. Ancak bureferandum bir ilki gerçekleþ-tirdi. Halk iradesini sandýðayansýttý. Bu yasa meclisten geçi-rilebilir. Ama meþru olmaz.Türk halký kararýný ortaya koy-muþtur” görüþünü aktardý.

GSS’ye 2 milyon 228 bin 592 “hayýr”

Týp Dünyasý - ANKARA -Antalya Devlet Hastanesi’ndereferandum çalýþmasý yürütenhekim ve saðlýk çalýþanlarý, ken-di hastanelerinin özel güvenlikgörevlilerinin saldýrýsýna uðradý-lar. Antalya Tabip Odasý yöneti-cileri Antalya’da, TTB, DÝSK,KESK ve TMMOB yöneticileride Ankara’da düzenledikleri ba-sýn toplantýlarýyla saldýrýyý kýna-dýlar.

Antalya Devlet Hastane-si’nde 28 Mart 2006 Salý sabahýmeydana gelen olayda, referan-dum çalýþmasýný yürüten ve ara-larýnda hastanenin kendi hekimve saðlýk çalýþanlarýnýn da bu-lunduðu bir grup, özel güvenlikgörevlilerinin saldýrýsýna uðradý.Olaðanüstü basýn toplantýsý dü-zenleyen TTB, DÝSK, KESK veTMMOB yöneticileri, demok-ratik haklarýn kullanýlmasýna ta-hammül gösteremeyenlerin þid-deti hayatýn her alanýna taþýdýk-larýný belirterek, saldýrýyý kýna-dýlar.

TTB Merkez Konseyi bina-sýnda yapýlan basýn açýklamasý-na TTB Ýkinci Baþkaný Dr. Me-tin Bakkalcý, KESK GenelBaþkaný Ýsmail Hakký Tombul,DÝSK Genel Baþkan YardýmcýsýMahmut Seren ve TMMOBGenel Baþkaný Mehmet Soðan-cý katýldý. Açýklamayý yapanBakkalcý, Genel Saðlýk Sigorta-sý’na hayýr demek amacýyla baþ-latýlan referandumda, çalýþmala-rýn son derece güleryüzlü ve u-mut dolu biçimde yürütüldüðü-nü anlattý. Genel Saðlýk Sigorta-sý ile ilgili sahici bir tartýþma yü-rütüldüðünü ve somut cümleler-le bunun anlatýldýðýný belirtenBakkalcý, bu sahici tartýþmayaþiddet bulaþtýðýný kaydetti. Ýçiþ-leri Bakanlýðý’nýn illere “ne de-diði anlaþýlmayan” bir genelgegönderdiðini ve referandumunyaygýn olarak yapýlamayacaðýmesajýný verdiðini anlatan Bak-kalcý, þunlarý söyledi:

“Demokratik hakkýn ifa-desine bile tahammül etmeyenbu tutumlar þiddet ortamýnýkörüklüyor. Adalet duygusu-nun tahrip edilmesi ve eþitsiz-liklerin derinleþmesi þiddeteyol açar. Bugün Antalya Dev-let Hastanesi’nde aralarýndahastane çalýþanlarýnýn da ol-duðu bir grup saldýrýya uðra-mýþtýr. Bu tür saldýrýlarla ça-lýþmalarýmýzýn engellenmesisöz konusu olamaz. Bu tutum-lar, bu tür çalýþmalarýn dahada etkin yürütülmesi gereðiniortaya koymaktadýr.”

Bakkalcý, 29 Mart 2006 Çar-þamba günü saat 12.30’daTBMM’ye gideceklerini, refe-randum çalýþmasýný TBMM’desürdüreceklerini ve tüm millet-vekillerini bu tasarýya “evet” yada “hayýr” demeye davet ede-ceklerini de sözlerine ekledi.

TTB Merkez Konseyi, basýntoplantýsýnýn ardýndan Antal-ya’daki saldýrýyla ilgili olarak Ý-çiþleri Bakanlýðý’ndan randevuistedi, Saðlýk Bakanlýðý’na ko-nuya iliþkin bir yazý gönderdi veAntalya Valisi ile bir telefon gö-rüþmesi yaptý.

Ramazan Er’densavunma

Emniyet Genel Müdür Yar-dýmcýsý Ramazan Er, basýn top-lantýsýnýn ardýndan TTB ÝkinciBaþkaný Dr. Metin Bakkalcý’yýarayarak, referandum 2006 ça-lýþmalarýný engellemeye yönelikhiçbir genelgeleri olmadýðýnýsavundu. TTB’nin basýn açýkla-masýný duyduklarýný, ancak buyönde herhangi bir genelge ya-yýnlamadýklarýný söyleyen Er,“Türkiye’nin bazý yerlerindebu yöndeki davranýþlar, yerelyöneticilerin inisiyatifi ile or-taya çýkmýþtýr. Emniyet ola-rak, insanlarýn düþünceleriniözgürce ifade etmeleri gerek-tiðini düþünüyoruz” dedi.

Týp Dünyasý - ANKARA - TTB, DÝSK,KESK ve TMMOB tarafýndan Genel SaðlýkSigortasý Yasasý’ný halka sormak amacýyla dü-zenlenen ve 27 Mart’tan bu yana süren refe-randumda, 29 Mart günü TBMM önüne san-dýk kuruldu. Oylamaya CHP’li ve ANAP’lýmilletvekilleri katýldý.

TTB, DÝSK, KESK ve TMMOB tarafýn-dan düzenlenen referandumun üçüncü günün-de sandýklar TBMM’ye taþýndý. TBMM önün-de basýn açýklamasý yapýldý ve milletvekilleri-ne Genel Saðlýk Sigortasý Yasasý’na iliþkin ira-delerini kamuoyu önünde belirtmeleri çaðrý-sýnda bulunuldu.

Açýklamayý yapan KESK Baþkaný ÝsmailHakký Tombul, halkýn yüzde 25’inin oyuylaTBMM’de üçte iki milletvekili sayýsýna sahipolan bir hükümetin halka danýþmadan böylebir yasayý çýkaramayacaðýný söyledi. Tombul,hükümete ve milletvekillerine çok önemli birgörev düþtüðünü belirterek, “Eðer gerçektenhalkýn temsilcileriyseniz, halkýn taleplerinidikkate alýyorsanýz, halkýn iradesi ortayaçýkýncaya kadar bu yasanýn TBMM’de gö-rüþülmesini durdurun. Halkýn iradesi orta-ya çýktýktan sonra tutum alýn” dedi.

“Akýl tutulmasý”

Ayný gün gerçekleþen güneþ tutulmasý ilebaðlantý kuran Tombul, “Bugün güneþ tutu-luyor. Hükümet de akýl tutulmasý yaþýyor.Umarýz týpký güneþ tutulmasý gibi, hüküme-tin bu akýl tutulmasý da geçici olur” diye ko-nuþtu. Tombul, Antalya’daki saldýrýyý ve bazýyerlerde çeþitli gerginliklerin yaþandýðýný a-nýmsatarak, “Neden halkýn iradesinin ortayaçýkmasýndan korkuyorsunuz. Biz kamu hu-zurunu, kamu güvenliðini bozan bir þeyyapmýyoruz. Asýl kamu huzurunu siz bozu-yorsunuz. Bizi bu iþi yapmaya yönlendirensizsiniz” dedi.

Tombul’un ardýndan, “hayýr” oyu kullan-mak üzere sandýða gelen CHP Kocaeli Millet-

vekili Ýzzet Çetin söz aldý. Çetin, Genel Sað-lýk Sigortasý Yasasý’na baþýndan beri karþý ol-duklarýný belirterek, “Bu yasa toplumsal ihti-yaçtan deðil, IMF’ye ve dünyanýn diðer te-feci kurumlarýnýn dayatmalarýna karþýkoymamaktan kaynaklanmaktadýr. CHP o-larak bu yasanýn ülke yararýna olmadýðýnýdüþünüyoruz. Böyle bir yasanýn geçmesi bi-zi üzecektir” görüþünü aktardý. Çetin, konuþ-masýnýn ardýndan “hayýr” oyunu kullandý.CHP Milletvekilleri Ali Aslan, Ali Rýza Bo-dur, Mehmet Semerci ve ANAP MilletvekiliHüseyin Güler de, sandýða gelerek “hayýr”oyu kullanan milletvekilleri arasýnda yer aldý-lar. Açýklamayý izlemeye gelen bazý basýnmensuplarý ve civardaki vatandaþlar da oyla-maya katýldýlar.

TTB, DÝSK ve KESK tarafýn-dan Genel Saðlýk SigortasýYasasý’ný halka sormak ama-cýyla düzenlenen referandum-da, 29 Mart günü TBMM önü-ne sandýk kuruldu. OylamayaCHP’li ve ANAP’lý milletve-killeri katýldý.

Antalya’da referandum saldýrýsý

Antalya Devlet Hastanesi’nde referandumçalýþmasý yürüten hekim ve saðlýk çalýþan-larý, kendi hastanelerinin özel güvenlik gö-revlilerinin saldýrýsýna uðradýlar. AntalyaTabip Odasý ile TTB, DÝSK, KESK veTMMOB yöneticileri düzenledikleri basýntoplantýlarýnda saldýrýyý kýnadýlar.

Týp Dünyasý - ANKARA - 1 Mart2006 günü TBMM Genel Kurulu’nda gö-rüþülmekteyken herhangi bir gerekçe gös-terilmeden görüþülmesine ara verilen vetüm giriþimlere karþýn yeniden gündeme a-lýnmayan 6023 Sayýlý TTB Yasasý’nda De-ðiþiklik Öngören Tasarý ile ilgili olarak,TTB Merkez Konseyi ve Tabip Odasý Baþ-kanlarý 22 Mart 2006 günü TBMM’de çe-þitli temaslarda bulundular. TTB ÝkinciBaþkaný Dr. Metin Bakkalcý, TBMM’yegirmeden önce, heyet adýna basýn mensup-larýna açýklama yaptý. TTB Yasasý’nýn de-lege seçimlerini düzenleyen 60. maddesi-nin 2002 Haziran’ýnda Anayasa Mahke-mesi’nce iptal edildiðini ve Mahkeme’ninyeni düzenleme yapýlmasý için Hükümet’e6 ay süre tanýdýðýný anýmsatan Bakkalcý,“Üç buçuk yýldýr bu yasa çýkmadýðý içinAnayasa ile kurulmuþ bir meslek örgütüolarak Genel Kurulumuzu toplayamý-yoruz. TBMM þu an bir Anayasa suçu

iþliyor” diye konuþtu. Bakkalcý, TTB’nin her düzeydeki giri-

þimleri ve çabalarý doðrultusunda nihayet1 Mart 2006 günü 6023 Sayýlý TTB Yasa-sý’nda Deðiþiklik Öngören Tasarý’nýnTBMM Genel Kurulu’nda görüþülmeyebaþlandýðýný, ancak ne olduysa geri çekil-diðini anlattý. Bakkalcý, bu durum üzerineTabip Odasý baþkanlarý ile birlikte daha ön-ce aldýklarý karar gereði TBMM’ye geldik-lerini, yasanýn çýkarýlacaðý konusunda her-hangi bir söz almadan da Meclis’i terk et-meyeceklerini söyledi.

Grup, açýklamadan sonra CHP GrupBaþkanvekili Kemal Anadol, AKP GrupBaþkanvekili Ýrfan Gündüz ve TBMMÇalýþma, Saðlýk, Aile ve Sosyal Ýþler Ko-misyonu Baþkaný Cevdet Erdöl ile temas-larda bulundu. Yasanýn, 23 Mart 2006 Per-þembe günü TBMM Genel Kurulu’ndakaldýðý yerden görüþüleceði sözünü alanTTB Heyeti TBMM’den ayrýldý.

TBMM önünde açýklama…

Türk Tabipleri Birliði Yasasý yürürlükte...

Düzce’de “ailehekimliði”incelemesi...Týp Dünyasý - ANKARA -TTB Halk Saðlýðý Kolu (HSK)ve Halk Saðlýðý UzmanlarýDerneði (HASUDER) ile týpfakültelerinin Halk SaðlýðýAnabilim Dalý temsilcileri,10 Mart 2006 Cuma günü,aile hekimliði pilot uygula-masýna iliþkin incelemelerdebulunmak üzere, Düzce’yegittiler. Ýnceleme gezisininardýndan, 11 Mart 2006günü TTB Merkez Konseyibinasýnda bir basýn toplantý-sý düzenlenerek, aile hekim-liði pilot uygulamasýna iliþ-kin gözlem ve saptamalaraktarýldý. Aile hekimliði uy-gulamasýnda koruyucu hiz-metlerin önceliðini yitirdiði-ne dikkat çekildi ve uygula-ma baþarýsýz olsa bile ülkegenelinde yaygýnlaþtýrýlaca-ðýnýn vurgulanmasýnýn kaygýverici olduðu belirtildi. Açýk-lamada, aile hekimliði uy-gulamasýnýn amacýnýn yenibir model getirmek deðil,var olan tüm modelleri yokederek, yüksek kar amaçlýbir karmaþa ortamý, yani“kara düzen” yaratmak ol-duðu, bu uygulamaya har-canan paranýn çok daha azýile sosyalleþtirilmiþ saðlýkhizmetlerinde güncellemeve iyileþtirme saðlanabilece-ði vurgulandý ve “Var oldu-ðu söylenen kaynaklarýn so-nu belirsiz bir macera yeri-ne, var olan sistemin des-teklenmesi ve geliþtirilme-sinde kullanýlmasýnýn dahaakýlcý ve etkin olduðuna i-nanýyoruz ve bunu talep e-diyoruz” denildi.

Kocaeli’nde GSSþiddeti…Týp Dünyasý - KOCAELÝ -TTB, DÝSK, KESK veTMMOB’un çaðrýsýyla, 15Nisan 2006 Cumartesi günütüm illerde AKP Ýl Baþkanlýk-larý önünde, GSS ile ilgili o-larak yapýlan protestolaraþiddet bulaþtý. Kocaeli’ndegerçekleþtirilen etkinlikler sý-rasýnda, güvenlik görevlileridemokratik haklarýný kulla-nan kiþilere aþýrý þiddet uy-guladý. TTB Merkez Konse-yi’nden yapýlan açýklamada,“Baþbakan Recep Tayyip Er-doðan’ýn Kocaeli’nde bulun-duðu bir zamanda, güvenlikgüçlerince böylesine bir þid-det uygulanmýþ olmasýnýnbasit bir tesadüf olmasýný di-liyoruz” denildi. Olayý kýna-yan TTB Merkez Konseyi,Baþbakanlýk, Ýçiþleri Bakanlý-ðý ile Çalýþma ve Sosyal Gü-venlik Bakanlýðý ile konuyailiþkin olarak irtibata geçer-ken, tabip odalarýný da buyapýlanlarý kabullenmemeyeçaðýrdý.

Behçet Aysaniçin son baþvuru31 MayýsTýp Dünyasý - ANKARA -Türk Tabipleri Birliði’nin 2Temmuz 1993’te Sivas Ma-dýmak’ta yakýlarak öldürü-len þair Dr.Behçet Aysan ve36 kiþinin anýsýna verdiði þiirödülü için baþvurular 31Mayýs 2006 tarihinde sonaerecek. Ödül kazanan eser,2006 Temmuz’unda açýkla-nacak. Bu yýl, 12. kez verile-cek olan ödüle, 2005 Ocakayýndan itibaren yayýmlan-mýþ bir kitap ya da yayýnahazýr bir kitap dosyasý ile a-day olunabilir. Kiþiler kitapve dosya ile kendileri doðru-dan katýlabilir ya da siviltoplum örgütleri, yayýnevlerive üçüncü kiþiler yayýmlan-mýþ þiir kitaplarýný þairin o-nayýný almak koþuluyla öne-rebilirler. Ödüle aday ola-cak þairlerin, ad-soyad, açýkadres ve kýsa yaþam öyküle-riyle birlikte kitaplarýný (8kopya), TTB Merkez Konse-yi, GMK Bulvarý, Þehit DaniþTunalýgil Sok. No:2 Kat:4.Maltepe, 06570 Ankara ad-resine göndermeleri gereki-yor.

Page 5: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

Týp Dünyasý - ANKARA - TürkTabipleri Birliði, DÝSK, KESK veTMMOB’un, Sosyal Sigortalar veGenel Saðlýk Sigortasý Yasasý’nýn(GSS) geri çekilmesi talebiyle dü-zenlediði “zincir eylemi”, 18 Nisan2006 günü Ankara’da gerçekleþtiril-di. Kýzýlay’dan TBMM’ye kadar teksýra halinde yürüyen yaklaþýk 2 bin500 kiþilik grup, TBMM önündeakþam saatlerine kadar oturma eyle-mi yaptý.

GSS’yi protesto etmek amacýyladüzenlenen eylem, TTB, DÝSK,KESK ve TMMOB üyelerinin öðlesaatlerinde Süleyman Sýrrý So-kak’taki SSK Genel Müdürlü-ðü’nün önünde toplanmalarýyla baþ-ladý.

Kýzýlay’dan TBMM’yeinsan zinciri

Ellerinde, “Sosyal güvenlik ya-sasýna yüzde 99.4 hayýr, halktan

geçmeyen yasa, meclisten geçermi, IMF iradesi deðil, halk irade-si” yazýlý dövizler taþýyan grup, da-ha sonra tek sýra halinde zincir oluþ-turarak Mithatpaþa, MeþrutiyetCaddesi ve Atatürk Bulvarý güzer-gahý üzerinden TBMM’ye yürüdü.Grubu izleyen polislerin de zincir o-luþturarak yürümeleri ilginç görün-tüler oluþturdu. Grup, yürüyüþ sýra-sýnda “Mezarda emekli olmaca-ðýz”, “IMF defol bu memleket bi-zim”, “Saðlýk hakký satýlamaz”,“Gün gelecek, devran dönecek,AKP halka hesap verecek”, “Hü-kümet yasaný al baþýna çal” slo-ganlarý attý.

Grup TBMM’ye yaklaþtýðý sýra-ka, polisin, eyleme destek verenHalkevleri grubunu TBMM önüneyaklaþtýrmak istememesi üzerine ar-bede çýktý. Çýkan arbedede polis ha-vaya ateþ açtý ve grubu kordon altý-na aldý. Görüþmeler sonucu, kordonkaldýrýlarak grubun yürüyüþüne izinverildi.

TBMM önünde oturmaeylemi

Grup, TBMM önünde toplan-dýktan sonra oturma eylemine baþ-ladý.

DÝSK Genel Baþkaný SüleymanÇelebi, burada yaptýðý açýklamada,yasaya karþý uzun süreden beri mü-cadele ettiklerini söyledi. Çelebi,

Sosyal Sigortalar ve Genel SaðlýkSigortasý Yasa Tasarýsý’nýn halkaraðmen IMF ve Dünya Bankasý’nýndayatmalarý sonucu çýkarýlmaya ça-lýþýldýðýný belirterek, “Bu yasa hal-ka karþý bir yasadýr” diye konuþtu.Tasarýnýn yasalaþmasý durumundainsanlarýn mezarda bile emekli ola-mayacaklarýna dikkat çeken Çelebi,yasanýn saðlýk hizmetlerini yok ede-ceðini ve kayýt dýþýný büyüteceðinide sözlerine ekledi. Çelebi, “Fran-sa’da da iþ yasasý çýktý, ama halkbu yasayý yok etti. Biz de yasa çýk-sa bile onu yok edeceðimize ant i-çiyoruz” dedi.

KESK Genel Baþkaný ÝsmailHakký Tombul da, tasarýnýnTBMM’de temel yasa olarak görü-þülmesinin, tasarýnýn meþruiyetinegölge düþürdüðünü söyledi. Bu ya-sanýn çýkartýlamayacaðýný, çýkartýlsabile uygulanamayacaðýný kaydedenTombul, “Çünkü bu yasa gücünühalktan almýyor” diye konuþtu.

Açýklamalarýn ardýndan ve TTBMerkez Konseyi Ýkinci BaþkanýMetin Bakkalcý, DÝSK Genel Baþ-kaný Süleyman Çelebi, KESK Ge-nel Baþkaný Ýsmail Hakký Tombul,TMMOB Baþkaný Mehmet Soðan-cý, tasarýnýn görüþmelerini izlemeküzere TBMM Genel Kurul’una gir-diler.

Görüþmeler sürerken TBMM ö-nünde baþlatýlan oturma eylemi de,akþam saatlerine kadar sürdü.

15 Nisan 2006 5

Týp Dünyasý - ANKARA - Talihsiz açýklamala-rýna her gün bir yenisini ekleyen Baþbakan RecepTayyip Erdoðan, son olarak da “Özel sektör kaza-nýyor, biz de yatýrýmdan kurtuluyoruz” diyerek“devletin bundan sonra saðlýk alanýna yatýrýmyapmayacaðýný”, “hekim açýðýný gidermek içinyabancý doktor çalýþtýrýlacaðýný” bildirdi. Baþba-kan’ýn açýklamalarý hekimlerin büyük tepkisini çe-kerken, Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi 21Þubat 2006 günü konuyla ilgili bir basýn toplantýsýdüzenledi.

Basýn toplantýsýnda konuþan TTB Merkez Kon-seyi Ýkinci Baþkaný Dr. Metin Bakkalcý, Erdoðan’ýnbu sözlerini “kendi insanýna, kendi ülkesine gü-vensizlik” olarak deðerlendirerek, “Sayýn Baþba-kan bu sözlerle kendisini ve makamýný inkar et-mektedir. Kendi ülkesine ve kendi insanýna gü-venmeyen, bu ülkeye iliþkin hiçbir umudu kalma-

yan bir insanýn o ülkenin baþbakanlýðýnda ýsraretmemesi gerekir” diye konuþtu.

Baþbakan’ýn açýklamalarýnýn bu ülkede yaþayan70 milyona ve 100 bini aþkýn hekime bir hakaret an-lamýna geldiðini belirten Bakkalcý, “Baþbakan’ýndýþlayýcý ve ötekileþtirici bir sözcük olarak kullan-dýðý ‘yabancý’ sözcüðünde saklý olan; ‘düþmanlýk’ve ‘yýkýcý rekabet’ duygularýdýr. Yurtdýþýndan he-kim getirme istemi ticarileþen saðlýk ortamýnýnbasit ve vahþi piyasa mantýðý içinde sýradan bir e-mek sömürüsü ve saðlýðýn kamusal bir hak ol-maktan çýkarýlmasýdýr” dedi.

Yurtdýþýndaki hekimlerin Türkiye’deki hekimler-le rakip deðil meslektaþ olduðunu söyleyen Bakkal-cý, “O meslektaþlarýmýz da böyle bir anlayýþa kat-ký sunmayacaklar, bizler de onlarýn emeðinin sö-mürülmesine izin vermeyeceðiz” dedi.

Basýnda yer alan haberlerin, hükümetin doktor it-hal etmekteki amacýnýn Dubai’li Þeyh El Mak-tum’un yapacaðý hastane yatýrýmýyla ilgili olduðunugösterdiðini belirten Bakkalcý, Saðlýk Bakanlýðý’nýnderhal bu haberlere iliþkin olarak kamuoyunu bilgi-lendirmesini istedi.

Metin Bakkalcý, bir soru üzerine, Erdoðan’ýn“nasýl yatýrým yaparým” yerine “hemen satarým”mantýðý ile hareket ettiðini kaydetti. Baþbakan’ýn çe-þitli kesimlerle temaslarý sýrasýndaki azarlayýcý üslu-

bu hatýrlatýlarak, “psikolojik sorunlarý olup olma-dýðý” yönündeki bir soru üzerine de Bakkalcý, “Bubir tükenmiþliðin ifadesidir. Bu gibi sözler, kiþininözdenetimini yitirdiði anlarda ortaya çýkar. Bu,çöküþün en güçlü emarelerinden biridir. O da bu-nun farkýnda zaten. Bu nedenle çözümü dýþarýdaarýyor” yanýtýný verdi.

Bakkalcý ayrýca, 18 Þubat 2006 tarihinde topla-nan TTB Genel Yönetim Kurulu saðlýk ortamýndabir çöküþ programýna dönüþen bu uygulamalara son

verme için duruma el koyma kararý verdiðini bildire-rek, þöyle konuþtu:

“Bugüne kadar sayýn Baþbakan’ýn gözdaðý veaþaðýlama giriþimlerine karþýn korkmadan, onur-luca GöREVlerini yerine getiren hekimler, bu türtehditlerle de baþ etmeyi bileceklerdir. Çökertil-meye çalýþýlan hastanelerine, saðlýk ocaklarýna,hekimlik mesleklerine ve onun evrensel deðerleri-ne ayný zamanda da ülkelerine sahip çýkmaya de-vam edeceklerdir.”

“Baþbakan görevinde ýsrar etmesin”Türk Tabipleri Birliði Merkez Kon-seyi, Baþbakan Recep Tayyip Erdo-ðan’ýn Türkiye’de “yabancý doktorçalýþtýrýlacaðý” yönündeki açýkla-malarýný, “kendi vatandaþýna vekendi hekimine güvensizlik” olarakdeðerlendirdi.

Çalýþmanýn, saðlýk kayýt sistemin-den kanserle ilgili yeterli veri alýnamadýðý için ve Karade-niz Bölgesi’ndeki kanser görülme sýklýðý konusunda toplu-mun aydýnlatýlmasý amacýyla tasarlanmýþ bir “ön araþtýr-ma” olduðunu belirten Pala, araþtýrma sonucunda elde e-dilen bilgileri þöyle sýraladý:

- Araþtýrmada toplam bin 939 evde 7 bin 831 kiþi hak-kýnda bilgiye ulaþýldý (yüzde 50.7).

- Araþtýrma kapsamýna alýnanlarýn 3 bin 925’i (yüzde51.1) kadýnlardan, 3 bin 906’sý (yüzde 49.9) erkeklerden o-luþtu.

- Tanýsý doðrulanmýþ 49, tanýsý doðrulanmamýþ 27 ol-mak üzere toplam 76 kanser olgusu tespit edildi.

- 4 Ekim 2004-30 Eylül 2005 tarihleri arasýnda kansertanýsý konan kiþi sayýsý 11. Buna göre, yýllýk standart insi-dans hýzý; erkeklerde yüz binde 149.5, kadýnlarda yüz bin-de 117.5 olarak belirlendi.

- Hopa’da son 3 yýlda yaþamýný yitiren 96 kiþiden46’sýnýn (yüzde 47,9) ölüm nedeninin kanser olduðu belir-lendi.

- Çernobil kazasý ile kanser olgu sayýlarý ve kanser ne-deniyle ölümler arasýnda kanýta dayalý nedensel bir baðlan-tý kurulmadý. Ancak, Hopa’da kanser nedeniyle ölümlerinTürkiye’nin diðer bölgelerine göre daha fazla görülmesi o-lasýlýðýnýn incelenmeye deðer bir durum olduðu saptandý.

- Araþtýrma sonucunda, Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan bü-tün Türkiye’de acil olarak “Toplum Tabanlý Kanser Ka-yýt Sistemi” kurulmasý, radyoaktivite düzeyi açýsýndanriskli olduðu bildirilen yerleþim alanlarý baþta olmak üzereDoðu Karadeniz Bölgesi’nde bir kanser tarama çalýþmasýyapýlmasý ve bu çalýþmanýn Saðlýk Bakanlýðý ile bölge üni-versiteleri tarafýndan yürütülmesi önerilerinde bulunuldu.

baþ tarafý sayfa 1’de

“Baþbakan atýlan her taþtan sorumlu”

GSS’ye karþý zincir eylemi

TTB’den Diyarbakýr raporu…

MSG’nin yenisayýsý çýktýTTýýpp DDüünnyyaassýý - AANNKKAARRAA -Mesleki Saðlýk ve GüvenlikDergisi’nin yeni sayýsý çýktý.Derginin bu sayýsýnda, “E-mek Göçü ve Göçmen Ýþçi-ler”, “Çocuk Emeðinin Eko-nomi Politiði”, “Eðitim Ýþ Ko-lunda Tükenmiþlik”, “Çalýþ-ma Yaþamý ve Kadýn”, “LPGKullanýmý ve Güvenlik Ön-lemleri” yazýlarý ile “SamsunÇýraklýk Eðitim Merkezi’neDevam Eden Çýraklarýn Sü-rekli Kaygý Düzeylerinin De-ðerlendirilmesi”, “YüreðirÇýraklýk Eðitim Merkezi Öð-rencilerinde Depresyon Sýk-lýðý ve Nedenleri”, “Bazý Ö-zelliklerine Göre ve Öðre-nilmiþ Güçlük DüzeylerineGöre Lise ÖðretmenlerininTükenmiþlik Düzeyleri”,“Denizli’de Bir Tekstil Fabri-kasý Çalýþanlarýnda Hiper-tansiyon ve Obezite Sýklýðý”araþtýrmalarý yer aldý.

Toplum veHekim’in yenisayýsý çýktýTTýýpp DDüünnyyaassýý - AANNKKAARRAA -Toplum ve Hekim Dergi-si’nin yeni sayýsý çýktý. “Sos-yal Güvenlik”, “Saðlýk Politi-kalarý”, “Saðlýk Ýnsangücü”,“Saðlýk Politikalarý” ve “Üni-versite” konularýnýn iþlendi-ði, bu ana baþlýklar altýnda“Sosyal Güvenlikteki Daral-ma Ne Getirecek”, “Milliyet-çi Kamptan Bir Avrupa Birli-ði Güzellemesi”, “SaðlýkHizmetlerinde Özelleþtirmeve Ticaret: Kanýta Dayalý BirDerleme”, “Dünya BankasýSaðlýkta Dönüþüm ProjesiDeðerlendirme Belgesi”,“Saðlýkta Dönüþüm ProjesiKapsamýnda Birinci Basa-mak Saðlýk HizmetlerindeHemþire Nerede”, “AynayýKendine Doðrultmak: BirTýp Fakültesi Araþtýrma Gö-revlilerinde Kiþisel Özelliklerve Çalýþma Koþullarýna Ýliþ-kin Deðiþkenlerin Tükenmiþ-lik Sendromu ile Ýliþkisi”,“Yüksek Öðrenim Konusuve Yüksek Öðrenimin Fi-nansmaný Sorunu” baþlýklýyazýlar yer aldý.

ODSH YürütmeKurulu toplandýTTýýpp DDüünnyyaassýý - AANNKKAARRAA - O-laðandýþý Durumlarda Sað-lýk Hizmetleri (ODSH) KoluYürütme Kurulu 19 Mart2006 Pazar günü Anka-ra’da Hýzlý Deðerlendirmeve Müdahale (HDM) eðitimi,ODSH kurslarý ve Acil Eði-tim Seti’nin deðerlendirilme-si gündemiyle toplandý. Pa-kistan Depremi ve Kýzýlay-TTB protokolünün iþleyiþi,gelinen durum deðerlendi-rildi. Muðla Tabip Odasý a-fete hazýrlýk projesi kapsa-mýnda kol deðerlendirilmesiyapýldý.

“Ölümlerin yarýsý kanserden”

saðlýk çalý-þanlarýnýn özverili çalýþmasýnýn gu-rur verici olduðu vurgulandý.

Olaylar sýrasýnda, çeþitli kamuve özel iþyerlerinin yaný sýra kimisaðlýk ocaklarýnýn ve yaralý taþýmak-ta görevli ambulanslarýn da saldýrýyauðradýðýnýn anýmsatýldýðý raporda,bu durumun þiddet ortamýnýn insanideðerlere ait tüm sýnýrlarý ne denlitehdit ettiðinin kaygý verici bir gös-tergesi olduðu belirtildi. Raporda,mesleðinin gereðini yerine getirme-ye çalýþan hekim ve saðlýk çalýþanla-rý ile tüm Diyarbakýr halkýnýn maruzkaldýðý travma göz önüne alýndýðýn-da, bununla ilgili özel program ge-liþtirilmesi gereðinin ortaya çýktýðýve TTB’nin bu konuda ilgili birim-leri ile bir çalýþma baþlattýðý bildiril-di.

Gözaltý muayenesindehekimlere baský

Raporda, gözaltýna alýnan kiþile-re yönelik adli tabiplik hizmeti ve-ren hekimlerin, gerek týbbi deonto-loji kurallarý, gerekse de Saðlýk Ba-kanlýðý’nýn Adli Tabiplik Hizmetle-ri ile ilgili genelgesinin gereklerininyerine getirilmesi açýsýndan uygunolmayan çalýþma ortamlarýna zor-landýðýna dikkat çekildi. Mevzuatgereði saðlýk kurumlarýnda gerçek-leþtirilmesi gereken adli hizmetle-rin, saðlýk kurumlarýnýn dýþýnda ve-rilmeye zorlandýðý, hekimlerin adlimuayeneler için gözaltý yerlerinegötürüldüðü belirtilirken, bu duru-mun mesleki baðýmsýzlýk ve hekim-lik mesleðinin temel ilkeleri açýsýn-dan kabul edilemez olduðu vurgu-landý. Raporda, hekimleri bu duru-ma zorlayanlar hakkýnda gereklihukuki iþlemlerin de baþlatýlacaðýkaydedildi.

Gözaltýnda kötü muameleiddialarý

Gözaltýna alýnanlarýn 199’unun,tutuklananlarýn da 91’inin çocuk ol-duðuna dikkat çekilen raporda, ço-cuklara yönelik adli süreçlerde de,

ilgili temel kurallara uyulmadýðýnailiþkin ciddi iddialar bulunduðu be-lirtildi. Olaylar sýrasýnda ölen 10 ki-þinin arasýnda 3, 6, 9 ve 11 yaþlarýn-da 4 çocuk olmasýnýn kaygý verici-liðine iþaret edilirken, “etiketlen-miþ” kiþilerin öldürülebilirliði me-sajýnýn topluma artýk kabul ettiril-meye çalýþýldýðý bir dönem yaþandý-ðý vurgulandý. Çocuklarýn öldürül-melerinin ardýndan Baþbakan Re-cep Tayyip Erdoðan’ýn “kadýnda, çocuk da olsa güvenlik güçle-rimiz terörün maþalarý için gere-ken her türlü müdahaleyi yapa-cak” biçiminde bir açýklama yaptý-ðý anýmsatýlarak, þöyle denildi:

“Sayýn Baþbakan’a, yönettiðiülkenin hukukuna göre bu yaþta-ki çocuklarýn, en aðýr suçlarý iþle-miþ bile olsalar, ‘yaptýklarýnýnanlam ve sonuçlarýný özgürce de-ðerlendirecek ruhsal fiziksel ol-gunlukta olmadýklarý, yani çocukolduklarý için’ yargýlanamaya-caklarýný hatýrlatmak isteriz. Ýn-san haklarýna saygýlý, demokra-tik hukuk devletinde (milletvekil-lerinin deðil) çocuklarýn sýnýrsýzdokunulmazlýklarý vardýr. Yinedemokratik hukuk devletindeBaþbakan, ailelere deðil, saðlýk

kurumlarýna, bakým yurtlarýna,okullara, güvenlik güçlerine,mahkemelere ‘çocuklarýmýza sa-hip çýkýn’ çaðrýsýný yapar. Çünküçocuklar ‘maþa’ oluyorsa bununbirinci sorumlusunun çocuklarý-na sahip çýkmayan devlet olduðu-nu herkesten önce Sayýn Baþba-kan’ýn anlamasý gerekir.”

Baþbakan atýlan hertaþtan sorumlu

Baþbakan’ýn “maþa” diye nite-lediði çocuklarýn þiddet ortamýndadoðmuþ, þiddetin içinde maddi vemanevi yoksunluklarla büyümüþ,süreðen ruhsal ve bedensel travma-larýn maðduru olmuþ, sosyal, eko-nomik, psikolojik ve týbbi açýdandevletin yýllarca önce sahip çýkma-sý gereken çocuklar olduðu vurgu-lanarak, “Sayýn Baþbakan, sadecebu nedenle o çocuklarýn attýðý hertaþtan, onlarýn ailelerinden öncebizzat kendisi aðýrlýkla sorumlu-dur” denildi.

Raporda ayrýca, gözaltýna alý-nanlarýn kötü muamele ve iþkence-ye maruz kaldýklarýna iliþkin iddia-lara yönelik bir çalýþma baþlatýldýðýda bildirildi.

baþ tarafý sayfa 1’de

TTB Merkez Konseyi Heyeti,5-6 Nisan tarihlerinde, sondönemde üzücü olaylarýnmeydana geldiði Diyarbakýr’da incelemelerdebulundu. Diyarbakýr sonrasýhazýrlanan raporda, bu süreçte hükümetin sorumluluklarýna dikkatçekildi.

Page 6: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

Bebek ölümlerinde zengin-fakir farkýÝngilterede Baþbakan Tony Blair’in yeni resmi yaptý-

rýmlar olacaðý taahhütüne raðmen zengin ile fakir arasýnda-ki saðlýk farký oldukça ciddi þekilde açýlmýþtýr. Çalýþan sý-nýfa ait ailelerde bir yaþýný görmeden ölen bebeklerin oranýtoplumun diðer kesimlerine gore %19 daha fazladýr. Ýngil-tere’nin en fakir tabakasýnda , özellikle kadýnlarda, daha i-yi yaþam beklentisi diðer daha iyi alanlara gore geride kal-mayý sürdürmektedir. (BBC)

AIDS’li mahkumlar açlýk grevindeGüney Afrika’da 200’den fazla mahkum AIDS hastalý-

ðýna karþý tedavi olanaklarýna kavuþabilmek amacýyla açlýkgrevine baþladý. Hükümetle aylar süren görüþmelerin birneticeye varmamasý üzerine, 242 mahkum yemek yemeyireddediyor.

Mahkumlar adýna konuþan Xolani Ncemu, grevlerininüç gün sürmesini planladýklarýný ama bu süreyi uzatabile-ceklerini söyledi.

Güney Afrika hükümeti, ülkede HIV virüsü taþýyanyaklaþýk altý milyon kiþiden 50 binine anti-retroviral ilaçsaðlýyor. Avukatlarý, mahkumlara ilaç verilmesi için hükü-mete baský yapmak amacýyla, mahkumlarýn taleplerini ö-nümüzdeki ay Yüksek Mahkeme’ye ileteceklerini bildirdi.

Durban kentindeki bir cezaevinde açlýk grevine çýkanmahkumlar, kimlik belgeleri olmadýðý ve para istendiði i-çin AIDS’e karþý tedavi olanaklarýnýn kendilerine saðlan-madýðýný söylüyorlar.

Resmi rakamlar geçtiðimiz yýl Westville cezaevinde 78mahkumun AIDS’le iliþkili hastalýklar nedeniyle öldüðünügösteriyor.

BBC’nin Johannesburg’da bulunan muhabiri Nick Mi-les, bazý cezaevlerinin hastanelerine anti-retroviral ilaç ver-me yetkisi tanýnmadýðýný söylüyor.

Muhabirimiz, bazý cezaevlerinde ise mahkumlarý teda-vi görmeleri için sýradan hastanelere götürmenin güvenlikaçýsýndan riskli olduðu görüþünün hakim olduðunu belirti-yor. (27 Mart, 2006 - BBC Türkçe Servisi)

Hindistan’da kürtaj cezasýHindistan’da bir doktor ve asistaný, yasa dýþý olduðu

halde, cinsiyeti ultrason ile kýz olarak belirlenen bebeði al-mayý teklif etmekten hüküm giydi.

Hindistan’da, bebeðin cinsiyetinin belirlenmesi ama-cýyla hamile kadýnlara ultrason yapýlmasý yasak. Buna rað-men, uygulamanýn yaygýn bir þekilde devam ettiði bilini-yor.

Ancak Doktor Anil Sabani ve asistanýna verilen 2 yýllýkhapis cezasý bu konuda bir ilk. Uzmanlar bunu, adalet sis-temindeki gevþeklik ve yolsuzluða baðlýyor.

Doktor ve asistanýnýn yakalanmasý için, polisin hamilebir kadýnla iþbirliði yaptýðý öðrenildi.

Doktorun hamile kadýna söylediði; “Bebeðin cinsiyetikýz. Ancak biz çaresine bakabiliriz” sözleri, kayda alýnarakmahkemeye sunulmuþ.

Erkek çocuklarýn tercih edildiði ülkede, kýz bebeklerinkürtaj ile alýnmasý çok yaygýn bir uygulama. Hükümet 12yýl önce, bu amaçla yapýlan kürtajlarý yasaklamýþ.

Ancak son 20 yýlda yaklaþýk 10 milyon kýz bebeðin a-lýndýðý tahmin ediliyor.

Bu durum Hindistan’ýn nüfus oranlarýnda da dengesiz-liðe neden olmuþ. 1901 yýlýnda, her bin erkeðe karþýlýk 972kadýn varken, bugün bu sayý 927’ye düþmüþ.

Bu yýl baþýnda yapýlan bir araþtýrmaya göre de, ultrasonile cinsiyet belirleme ve kürtaj nedeniyle, her yýl 500 binkýz bebek ölüyor. (29 Mart, 2006 - BBC Türkçe Servisi)

Japonya nükleer reaktör kapattýJaponya’da bir mahkeme, ülkenin ikinci büyük nükleer

reaktörünün kapatýlmasýna karar verdi. Karar, reaktörünþiddetli bir depremde yýkýlmasýndan endiþe eden yerel hal-kýn açtýðý bir davada alýndý.

Davanýn yargýcý, ülkenin kuzeybatýsýndaki Kanaza-wa’da bulunan reaktörün depremlere dayanýklý olmasýnýgerektirecek standardda inþa edilmediðine ve bir depreminmeydana gelmesi halinde yerel halký radyoaktiviteye ma-ruz býrakacaðýna hükmetti.

Bu, Japonya’nýn en yeni inþa edilen nükleer reaktörle-rinden biriydi.

Dolayýsýyla ülkede halen faaliyet gösteren yaklaþýk 54reaktörün akýbeti de kuþkulu.

Zira bu reaktörlerin de depreme dayanýklý olmadýklarýgerekçesiyle çeþitli kampanyalar yürütülüyor.

Ancak Japonya’nýn bir bölgesinde alýnan hukuki karar-larýn diðer bölgelerdeki yargýçlar üzerinde fazla bir etkisiyok, dolayýsyla diðer bölgelerdeki nükleer reaktörler he-men kapatýlma tehdidiyle karþý karþýya deðil.

BBC’nin Tokyo’da bulunan muhabiri Jonathan Head,Japonya’nýn dünyanýn jeolojik olarak en hareketli ülkele-rinden biri olduðunu ve ülkede deprem bölgesi olmayan birnoktada nükleer reaktör inþa edilmesinin çok zor olduðunusöylüyor.

Muhabirimiz, Japon enerji þirketlerinin þimdiye dek bureaktörleri depreme dayanýklý inþa ettiklerinde ýsrarcý ol-duklarýný, ancak davada alýnan kararýn buna darbe indirdi-ðini ifade ediyor.

Japonya, elektrik ihtiyacýnýn üçte birini nükleer santral-lerden karþýlýyor.

Kanazawa’daki nükleer reaktörün yöneticileri, reaktö-rün güvenliði için tüm önlemleri aldýklarýný ve elektrik ih-tiyacýnýn karþýlanmasý için faaliyetlerine devam etmesi ge-rektiðini söylüyorlar.

Yöneticilerin davada alýnan kapatma kararýna itiraz et-me haklarý var. (24 Mart, 2006 - BBC Türkçe Servisi)

Doktorlardan ABD’ye kýnamaYedi ülkeden önde gelen 250’den fazla doktor Amerika

Birleþik Devletleri’ni, Küba’daki Guantanamo Üssü’ndebulunan tutsaklara zorla yemek yedirildiði gerekçesiyle ký-nadý.

Doktorlar, Ýngiliz týp dergisi Lancet’te yayýmlananmektuplarýnda, tutsaklarýn yemek yememe dahil tedaviyireddetme haklarý olduðunu belirtti.

Ayrýca Guantanamo Üssü’ndeki doktorlarýn da bu hak-ka saygýlý olmalarý gerektiði vurgulandý.

Lancet’teki mektupta yapýlan bir diðer çaðrý da, tutsak-lara zorla yemek yedirilmesine karýþan doktorlarýn, disiplinkuruluna verilmeleri.

Açýk mektuba imza atan doktorlar Amerika BirleþikDevletleri, Ýngiltere, Ýrlanda, Almanya, Avustralya, Ýtalyave Hollanda’dan.

BBC Televizyonu’nda geçen hafta, Guantanamo Üs-sü’ndeki tutsaklardan biriyle avukatý aracýlýðýyla yaopýlanbir mülakat yayýmlanmýþtý.

Mülakatta tutsak, açlýk grevi yaptýklarý sýrada kendileri-ne zorla yemek yedirilmesinden þikayetçi olmuþtu.

Amerika Birleþik Devletleri’yse Guantanamo Üs-sü’ndeki tutsaklara insanca davranýldýðýný savunuyor.

Üste yaklaþýk 500 kadar terör zanlýsý yargýlanmaksýzýntutuluyor.

Washington, Cenevre Sözleþmesi’nin hükümlerinin bukiþiler için geçerli olmadýðý görüþünde.

Bu görüþün gerekçesiyse, üstekilerin ulusal güvenliðetehdit oluþturan düþman savaþçýlar olmalarý.

Birleþmiþ Milletler ve çeþitli insan haklarý kuruluþlarýy-sa daha önce Washington’a üssü kapatma çaðrýsý yapmýþtý.(10 Mart, 2006 - BBC Türkçe Servisi)

Alman doktorlarýn greviAlmanya’daki devlet hastanelerinde çalýþan ve bir haf-

tadýr grev yapan doktorlar dün Hanover kentinde bir göste-ri düzenledi.

Almanya’nýn çeþitli kentlerinde 20 bin dolayýnda dok-tor daha iyi ücret ve çalýþma koþullarý saðlanmasý talebiylegrev yapýyor.

Alman yetkililerse istenen koþullarý karþýlayamayacak-larýný belirtmekte ve grevleri sorumsuzluk diye nitelemek-te.

Doktorlar sendikasý baþkaný Frank Montgomery, Hano-ver’de beþ bin dolayýnda doktora, “Artýk saygýn bir geliresahip olmamýz gerekiyor” mesajýný verdi.

Beyaz önlüklü doktor kitlesi, isteklerini duyurabilmekamacýyla Hanover sokaklarýnda yürüdü.

Almanya’da kamu saðlýk hizmetlerinin düzeyi yüksek.Ama Doktorlar Sendikasýnýn baþkaný Frank Montgomery,þimdi bu niteliðin tehlike altýnda olduðunu kaydediyor.

Montgomery, saðlýk hizmetlerinin þu andaki yüksek ni-teliðinin korunabilmesi için yüksek vasýflý, yüksek maaþ a-labilen, iþine baðlý ve aþýrý iþ yükü altýnda ezillmeyen dok-torlara ihtiyaç duyulduðunu vurguluyor.

‘Tahammül kalmadý’Almanya’da geçen Perþembe gününden bu yana binler-

ce doktor grevde. Nöbetleþe ülkenin çeþitli yerlerinde iþ býrakma eylemi-

ne gidiliyor. Alman doktorlar son 10 yýldýr uygulanan kesintilerin

çalýþma koþullarýný tahammül edilemez hale getirdiðinisöylüyorlar.

Ancak Alman yetkililer, mali zorluklara ve sýnýrlamala-ra dikkat çekiyor ve doktorlar sendikasýnýn talepleriningerçekçi olmadýðýný savunuyorlar.

Almanya’da doktorlarýn grevi, son yedi haftadýr sürenhemþireler, çöpçüler, yol bakým çalýþanlarý gibi kamu sek-töründeki diðer görevlilerin grevlerine eklendi.

Ayrýca Almanya’nýn dev mühendislik sektöründe çalý-þanlar da Paskalya’ya kadar kabul edilebilir bir ücret öne-risi almazlarsa, greve gidecekleri tehdidinde bulunuyorlar.

Bütün bu grevler, Baþbakan Angela Merkel’in halk ara-sýnda sevilmesine raðmen ülkenin ekonomik sorunlarýnsürdüðüne iþaret etmekte. (23 Mart, 2006 - BBC TürkçeServisi)

15 Nisan 20066

Avukat Ziynet Özçelik

hukukköþesi k

Ben düþünürüm, bilirim, yaparým

Soldan Saða1- Uzun süreli uçuþlarda vücudun saat

farkýna uyum saðlayamamasýndan doðanrahatsýzlýk - Sucuða benzer bir yiyecek. 2-Kalýn bükülmüþ sicim - Tanrý - Antal-ya’nýn bir plajý. 3- Karanlýktan aþýrý dere-cede korkma - “Baþlar ….. doðarken sal-tanatý sultaniyegahýn” (Attila Ýlhan). 4- Ta-výr, davranýþ - “……. Hayworth”: ABD’liaktris - Yünden dövülerek yapýlan kalýn vekaba kumaþ. 5- Yüz kilograma eþdeðerkütle ölçüsü birimi - Litvanya’nýn para bi-

rimi. 6- Kemiklerin yuvarlak ucu- Baðýþlama - Gidilen yol üzerin-de olmayan. 7- Takýmlar grubu,küme - Ýki nicelik arasýndaki ba-ðýntý - “Terlemeden …… kazananzalimler/Can verirken solumasýzor imiþ” (Dadaloðlu). 8- ÖnceÝsveç’te ortaya çýkan, daha sonrabaþka ülkelerde de yaygýnlaþanbir tür kamu denetçisi. 9- Sinema-da önemli rollerde oynayan gençerkek oyuncu - Üstü kapalý olarakanlatma - Kuran’da bir sure. 10-Çok sevilen kimse ya da þey - Ge-lir - Bir soru sözü. 11- Yunan mi-tolojisinde aþk tanrýsý - Tutsak-

lýk.12- Dünyanýn en yüksek tepesi - Birdevletin baþka bir devlete yaptýðý bildiri.

Yukarýdan Aþaðýya1- Kadýn hastalýklarýný konu edinen

hekimlik dalý. 2- Salgýn hastalýk - Vazife.3- “Boþuna deðil dökülen ……/Tarihin a-kýþýndan anlýyorum” (Necati Cumalý) -Týp dilinde belsoðukluðu hastalýðýna veri-len ad. 4- Borsada belli miktardaki hissesenedini belirtmekte kullanýlan iþlem biri-mi - Uzaklýk iþareti - Bir tür taze ve tuzsuz

beyaz peynir. 5- Açýk alanlardan ve kala-balýk yerlerden aþýrý derecede korkma -Tavlada “üç” sayýsý. 6- “…….. durma þaþ-kýn bir gün ölürsün” (Teslim Abdal) - Birtakvim türü. 7- Bir þeyi anýmsamak içinyazýlan kýsa yazý - Osmanlý devletindebaþbakanlýða verilen ad. 8- Denge - Ýs-kambilde bir kaðýt. 9- Dört Halife’nin so-nuncusu - Alfred Hitchcock’un bir filmi -Bataklýk gazý. 10- Bir nota - Kazak baþ-kanlarýna verilen ad - Romanya’nýn plakaiþareti. 11- Tekerlekli kara taþýtý - Cinselgüçsüzlük. 12- “Egzama” da denilen birderi hastalýðý - Ticaret malý.

Hazýrlayan: Sedat Yaþayan

Ýki hamlede mat

Satranç...Satranç...Satranç...Satranç...Satranç Bulmaca...Bulmaca...Bulmaca...Bulmaca...Hazýrlayan: Dr. Avni Dayýcan

1-e4 c52-Af3 e63-d4 cxd44-Axd4 Ac65-Ac3 Vc76-Fe3 a67-Vd2 Af6

8-0-0-0 Fb49-f3 Ae710-Ae2 b511-g4 h612-Kg1 Ag613-a3 Fe714-f4 b4

15-axb4 Fxb416-Vd4 Va517-Þb1 Kb818-g5 Ah519-gxh6 Kxh620-Kg5 Vc721-Ab5 Kxb5

22-Kxb5axb523-Vxb4Axf424-Ac3 Kh225-Fg11 0

1-e4 e52-Ac3 Af63-Fc4 Ac64-d3 Fb45-Ae2 d56-exd5 Axd57-Fxd5 Vxd58-0-0 Vd89-Ag3 0-010-f4 f5

11-Ace2 Vh412-Þh1 Fd613-d4 e414-c4 Af615-c5 Ah616-h3 Ff817-Vb3+ Þh818-Vc3 Ae719-Fe3 Fe620-Ff2 Vf6

21-a3 Fd522-Fe3 Ag623-b4 Ah424-Þg1 Af3+25-Þf2 Vh426-b5 Kg627-Kfc1 Fe728-Þf1 Kxg329-Axg3Vxg3

30-Ff2 Vh231-gxf3 exf332-Kc2 Ke833-Fe3 Vh1+34-Fg1 Fh435-Kh2 Vg2+36-Kxg2fxg2#

0 1

Unutulmaz oyunlarViakhirev, A - Alekhine, A 1907

Leko, P (2763) - Polgar, J (2735) 2005

Çözüm:1.Axg6 1……Þxh52.Af41……Þf52.Axe71……Þf32.Ae5

Yeni oyunlar

Ýlk basýndan duyduðumda yine çok düþünülmeden söylenmiþ birsöz diye düþündüm. Oysa iki gün sonra gelen yasa tasarýsý tas-laklarý, Baþbakanýn sözlerinin önceden düþünüldüðünü gösteri-

yordu.Saðlýk Bakanlýðý, gönderdiði taslaklar hakkýnda 15 gün içinde gö-

rüþ istiyordu TTB’den. Taslaklar 1219 Sayýlý Týp Sanatlarýnýn Uygu-lanmasýna Dair Kanun, 3153 sayýlý Saðlýk Hizmetleri Temel Kanunuve 2368 Sayýlý Saðlýk Personelinin Tazminat ve Çalýþma EsaslarýnaDair Kanun’da bazý deðiþiklikler öngörüyordu.

Taslakta yer alan deðiþikliklerin baþýnda ülkemizde hekim olarakçalýþmak için aranýlan vatandaþlýk koþulu kaldýrýlmasý yer alýyor. An-cak taslakta Avrupa ülkelerinde ve dünyanýn baþka ülkelerinde halkýnsaðlýðý ve meslek sahibi insanlarýn haklarýnýn korunmasý için öngörü-len hiçbir düzenlemeye yer verilmiyor, gelenlerin mesleki denetimi i-çin meslek örgütüne tek bir yetki dahi verilmesi düþünülmüyor, üstelikbu uygulama tek taraflý. Biz henüz Avrupa Birliðine üye olarak gireme-diðimiz için bizim hekimlerimiz de serbest dolaþým hakkýna sahip ola-mamakta, ancak bu düzenleme ile bize sadece Avrupa ülkelerinin de-ðil dünyanýn bütün ülkelerinin hekimleri girebilmektedir.

Deðiþikliðe gerekçe olarak ise; “Avrupa Birliðine tam üyelik süre-cinde, kiþi ve hizmetlerin serbest dolaþýmý önündeki engellerin kaldý-rýlmasý amacýna uygun olarak, Türkiye’de tababet icra edebilmek içinTürk olmak þartýnýn kaldýrýlmasý gerektiði” gösteriliyor.

Oysa bu gerekçe doðru deðil. Avrupa Birliði Genel Sekreterliði ta-rafýndan, 2004 Ocak ayýndan itibaren, içinde hekimlerin de olduðu o-tomatik tanýmaya tabi olan 7 mesleðin temsilcilerinin de katýlýmýyla,Avrupa Birliði üyeliðine hazýrlýk için “Mesleki Yeterliklerin Düzenlen-mesi Ve Tanýnmasý Hakkýnda Kanun Tasarýsý Taslaðý” çalýþmalarý baþ-latýlmýþ ve sürdürülmüþtür. Bu kanun tasarý taslaðý toplam 63 madde-den oluþmakta olup, bu çalýþmalara Ýçinde benimde olduðum TTB he-yetinin yaný sýra Saðlýk Bakanlýðý Temsilcileri de katýlmýþtýr. Bu tasarýtaslaðý Avrupa Birliði Parlamentosunun 11 Mayýs 2005 tarihinde kabulettiði direktifin taslak halindeki metni çevrilerek oluþturulmuþtur. Butoplantýlarýn sonuncusu 17.05.2005 tarihinde yapýlmýþtýr. Bu toplantýdaGenel Sekreterlik temsilcisi, Avrupa Birliðine üye olan ülkelerin aday-lýk süreçlerini incelediklerini, tam üyelikten önce mesleklerin icrasýn-da vatandaþlýk koþulunun bu ülkelerde de sorun olduðunu, yasalarýn-dan mesleklerin icrasý için aranan vatandaþlýk koþulunun tam üyelik i-le birlikte kaldýrýldýðý, Türkiye açýsýndan da böyle bir düzenleme yapý-labileceðini belirtmiþti. Ayrýca bizim yaptýðýmýz araþtýrmalar da bu bil-giyi doðruluyordu.

63. maddelik taslakta; Avrupa Birliði üyesi bir ülkenin vatandaþýnýnÜlkemizde çalýþmasý için hangi eðitimi almasý, bu eðitim sonucu han-gi belgelerin aranacaðý, bu belgelerin Türkiye’deki yetkili otoriteler ta-rafýndan nasýl incelemeden geçirileceði, bu kiþinin ülkemizde meslek-le ilgili nasýl bir yükümlülüðe sahip olacaðý, olasý hatalý meslek uygu-lamalarýnda zararýn nasýl karþýlanacaðý, yine bu kiþilerin Türkçeyi mes-leklerini icra edebilecek düzeyde, anlama, konuþma, yazma bilgisinesahip olduklarýnýn resmi bir sýnavla ölçüldüðüne iliþkin belge sahibi ol-malarý gerektiði gibi ayrýntýlý kurallar yer almaktadýr. Eðer sorun Avru-pa Birliðine tam üyelik ile ilgili olsaydý, Avrupa Birliði Parlamentosutarafýndan kabul edilen direktife paralel olarak yapýlan bu çalýþmanýnkabul edilmesi gerekirdi.

Zaten Dünya Saðlýk Örgütünün, 2005 yýlýnda yayýmladýðý AvrupaBölgesinde hekimlerle ilgili düzenleme ve uygulamalarý derlediði ikibölümden oluþan raporu da Saðlýk Bakanlýðýnýn gerekçesini doðrula-mýyordu.

Asýl gerekçe Avrupa Birliði deðilse ne diye sormaya bilmiyorumgerek var mý? Saðlýk Bakaný, Baþbakan ve diðer hükümet üyelerinin a-çýklamalarý ile yurt dýþý ziyaret ve görüþmelerine bakmak yeterli deðilmi? TTB arþivlerinde Saðlýk Bakanlýðýnýn 19.11.1998 tarihli bir yazýsývar. Bu yazý o tarihte yabancý sermayeyi teþvik kapsamýnda yabancýhekimlerin ülkemizde çalýþtýrýlmasý isteði üzerine yazýlmýþtýr. O tarih-te Saðlýk Bakanlýðý yürürlükteki yasalarýn buna izin vermediðine iliþ-kin görüþ bildirmiþtir. Bu gün hükümet koþar adým isteðin önünde en-gel olarak gördüðü yasalarý deðiþtirmek için taslak hazýrlamaktadýr. Bi-len ve düþünen olmasa da yapmaya soyunanýn bu hükümet olduðu or-tada.

Tasarý taslaðýnda sadece bu yok. Týpta uzmanlýk eðitiminde YÖKve Meslek Örgütlerini ve Danýþtay Ýncelemesi devre dýþý býrakýlmasý,zorunlu mesleki sorumluluk sigortasý, radyasyonla çalýþan saðlýk per-sonelin 5 saat olan günlük çalýþma süresinin 7,5 saate çýkarýlmasý vebaþka düzenlemeler. Bu düzenlemelerde çok ciddi sorunlar var. Ancakbana ayrýlan yer sýnýrlarý içinde hepsini paylaþmak olanaklý deðil. Bun-lara iliþkin TTB’nin ayrýntýlý hukuksal deðerlendirmeleri web sayfasýn-da yer alýyor.

Hükümetin, hekimlerin, hastalarýn, onlarýn örgütlerinin, yükseköð-retim kurumlarýnýn kurumsal düþüncelerini önemseyip dikkate alacaðý-ný düþünen var mý aramýzda? Ama biz kendimizi önemsemek ve ö-nemsettirmek zorundayýz galiba.

Dünyadan Haberler...Dünyadan Haberler...Dünyadan Haberler...

ODA ADI Ç.Aranarak Ç.AranmaksýzýnADANA-OSMANÝYE 22-23 Nisan 29-30 NisanADIYAMAN 30 Nisan 7 MayýsAFYON 22-23 Nisan 29-30 NisanAKSARAY 16 Nisan AMASYA 22 Nisan 29 NisanANKARA 22-23 Nisan 29-30 NisanANTALYA 22-23 Nisan 29-30 NisanAYDIN 1-2 NisanBALIKESÝR 29-30 Nisan 6-7 MayýsBARTIN 8-9 Nisan 15-16 NisanBATMAN-SÝÝRT 22-23 Nisan 29-30 NisanBOLU-DÜZCE 29-30 Nisan 6-7 MayýsBURSA 29-30 Nisan 6-7 MayýsÇANAKKALE 29-30 Nisan 6-7 MayýsÇORUM 8-9 Nisan 15-16 NisanDENÝZLÝ 22-23 Nisan 29-30 NisanDÝYARBAKIR 29-30 Nisan 6-7 MayýsEDÝRNE 28-29 Nisan 6-7 Mayýs ELAZIÐ-TUNCELÝ-BÝNGÖL 22-23 Nisan 29-30 NisanESKÝÞEHÝR-BÝLECÝK 6-7 Mayýs 13-14 MayýsGAZÝANTEP-KÝLÝS 22-23 Nisan 29-30 NisanGÝRESUN 29-30 Nisan 6-7 MayýsHATAY 15-16 Nisan 22-23 NisanISPARTA-BURDUR 8-9 Nisan 15-16 NisanÝSTANBUL-YALOVA 22-23 nisan 29-30 NisanÝZMÝR 29-30 Nisan 6-7 MayýsK.MARAÞ 22-23 Nisan 6-7 Mayýs KAYSERÝ 22-23 Nisan 29-30 NisanKARABÜK 8-9 Nisan 15-16 NisanKIRIKKALE 15 Nisan 22 NisanKIRKLARELÝ 8-9 Nisan 15-16 NisanKIRÞEHÝR 16 Nisan 23 NisanKOCAELÝ 15-16 Nisan 29-30 NisanKONYA-KARAMAN 29-30 NÝsan 6-7 MayýsKÜTAHYA 7 Mayýs 14 MayýsMALATYA 9 Nisan 16 NisanMARDÝN-ÞIRNAK 22 Nisan 29 NisanMANÝSA 22-23 Nisan 29-30 NisanMUÐLA 22-23 Nisan 29-30 NisanMERSÝN 29-30 Nisan 6-7 MayýsNEVÞEHÝR NÝÐDE 23 Nisan 30 NisanORDU 29-30 Nisan 6-7 MayýsRÝZE-ARTVÝN 22-23 Nisan 29-30 NisanSAMSUN-SÝNOP 29-30 Nisan 6-7 Mayýs

2006 YILI TABÝP ODALARI SEÇÝMLÝ GENEL KURUL TARÝHLERÝ

Page 7: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

Recep Kapar*

Belirsizlik1960’lý yýllardan bu yana çok sayýda hükümetin günde-

minde olan “Genel Saðlýk Sigortasý” tekrar gündeme gel-miþ ve 59. Hükümet tarafýndan yasa tasarýsý hazýrlanarakMeclise gönderilmiþtir. Yasa tasarýsý ve tasarýdaki maddelersýkça deðiþtirilmiþ ve halen deðiþtirilmektedir. Kamuoyunasistemin tüm unsurlarý ve iþleyiþi doðru yansýtýlmamakta,kanun ve madde gerekçelerinden sistemin ayrýntýda nasýlbir kurguya sahip olduðu tam olarak anlaþýlmamaktadýr.Yasa yapma tekniklerine uyulmadýðý gibi çoðu yerde sos-yal sigorta tekniðine uygun ifadeler kullanýlmamakta, öze-lilikle karmaþýklýk ve belirsizlik yaratýlmaktadýr. Kimimaddelerde tek tek, bazý durumda ise birbiriyle ilintilendi-rilmiþ biçimde birçok maddede gerçek amaç ve gerekçegizlenmiþ durumdadýr. Yürütme yaygýn bir belirsizlik ya-ratmakta, taraflarý ve kamuoyunu kontrol altýnda tutarak butasarýlarý yasalaþtýrmaya çalýþmaktadýr.

Yasa tasarýsýnýn çok sayýda maddesinde yönetmelik çý-karýlmasý öngörülmektedir. Esaslý konular yönetmeliklerebýrakýlarak, anayasa ve yasalarca korunmasý ve düzenlen-mesi gereken sosyal güvenlik ile saðlýk hakký yürütmeninkeyfiyetine býrakýlmaktadýr. Diðer yandan yürütmenin ira-desi de sürekli deðiþmektedir. Baþbakanlýktan TBMM Baþ-kanlýðýna gönderilen “Sosyal Güvenlik Kurumu YasaTasarýsý”na göre 4947 sayýlý Sosyal Güvenlik KurumuTeþkilatý Kanunu yürürlükten kalkacaktýr. Bu durum yürüt-menin sosyal güvenlik konusundaki çeliþkili, ikircikli,plansýz, eþgüdümden uzak ve deðiþken yaklaþýmýnýn en a-çýk göstergesidir. Tasarý yasalaþýrsa ayný hükümet 2,5 yýl i-çinde bir Sosyal Güvenlik Kurumu oluþturmuþ, daha sonraoluþturduðu bu Kurumu ortadan kaldýrmýþ yerine yeni bir“Sosyal Güvenlik Kurumu” kurmuþ olacaktýr. Ýstikrar ge-tirmesi beklenen tek çatý oturtulamamaktadýr.

EþitsizlikMaliye, Saðlýk ile Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakan-

lýklarýnýn eþgüdüm içinde uyguladýklarý politikalar gerçek-te saðlýk bakýmý temelinde ekonomik, toplumsal ve siyasalalanda hali hazýrda var olan eþitsizlikleri pekiþtirmektir.Tüm toplumu kapsayacaðýný, eþitliði ve daha iyi, daha ka-liteli saðlýk hizmeti vaat eden yeni liberal saðlýk politikala-rý toplumu gelir düzeyine, yaþa, cinsiyete, hastalýklarýna,yaþadýklarý bölgelere göre bölmektedir. Bu haliyle saðlýktadönüþüm programý “saðlýk iþletmelerinin” daha fazla ay-rýmcýlýk yapabilmesi için uygun koþullar yaratmaktadýr.

“Genel” Saðlýk Sigortasý ile tüm toplum üyelerininsaðlýk bakýmlarýnýn karþýlanacaðý, herkesin saðlýk hizmet-lerine ve bakýmýna yeterli, etkin olarak ulaþacaðý savlan-maktadýr. Ancak, Meclis’te Komisyonda beklediði biçi-miyle saðlýk sigortasýnýn kapsamý genel deðildir. Aksine si-gortanýn kapsamý olabildiðince esnek ve oynaktýr. Saðlýkhakký insan onuruna yaraþýr bir biçimde korunmamakta, i-darenin keyfiyetine ve hastane iþletmelerinin tercihlerinebýrakýlmaktadýr.

Genel Prim Ödeme YükümlülüðüDüzenli bir iþi ve geliri olmadýðý için saðlýk sigortasý

primini ödeyecek gücü olmayan kimseler yoksulluk sýnýrý-nýn (asgari ücretin üçte birinden az geliri olanlar yoksuldur)çok düþük olmasý nedeniyle Ýl ve Ýlçe Ýdare Kurullarýncayoksul olarak tanýnmayacak ve prim ödeme yükümlüsü o-lacaklardýr. Bu düþük ve düzensiz gelirli gruplarda yer a-lanlar ve bakmakla yükümlü olduklarý kimseler primleriniödemedikleri ve prim borçlusu olduklarý için sigortanýn ko-rumasý dýþýnda kalacaktýr. Hatta bu kimseler zorunlu olarakprim ödeme yükümlüsü olduklarý için TC Kimlik Numara-larýndan takip edilerek prim borçlarýnýn tahsili için icra iþ-lemi baþlatýlabilecektir.

Öngörülen sistemde tüm nüfusun prim ödeme yüküm-lülüðü genel bir ilkedir. Þöyle ki eðer primlerini MaliyeBakanlýðýna, Ýþ-Kur’a ödetemeyenler, emeklilik, yaþlýlýk,ölüm gibi aylýk ve gelirleri almayanlar, iþverenlerince si-gortalý olarak tescil ettirilmeyenler baþkasýnýn bakmaklayükümlü olduðu kimseler arasýnda yer almýyorlarsa kendiadlarýna sigorta tescillerini yaptýrmak ve prim ödemek zo-rundadýr.

Birçok kiþi tescilini yaptýrmadýðý ve primlerini ödeme-diði için hem faizi ve gecikme cezalarýyla prim borcunu,hem de tescil yaptýrmadýðý için ek bir para cezasý ödemekdurumunda olacaktýr. Kýsacasý kiþiler primlerini baþkalarý-na (iþveren, Maliye, Ýþ-Kur, YÖK) ödetemedikleri, emekli-lik, yaþlýlýk, ölüm aylýðý almadýklarý veya bakýlmakla yü-kümlü olunan biri (sigortalý birinin eþi, 18 yaþýndan küçükçocuðu, anne veya babasý) olmadýklarý sürece saðlýk sigor-tasý prim ödeme yükümlüsüdür. Bir baþka deyiþle, sistemgenel bir sosyal saðlýk sigortasýndan çok bireysel “saðlýkvergisi”ni andýrmaktadýr

Yeþil Kart Uygulamasý Sürecek“Genel” saðlýk sigortasý yeþil kart uygulamasýný yürür-

lülükten kaldýrmamaktadýr. Tasarýda saðlýk sigortasý prim-leri Maliye Bakanlýðý tarafýndan ödeneceklerin (yoksulla-rýn/muhtaçlarýn) belirlenmesine iliþkin esaslar þu an yürür-lükte olan “yeþil kart yasasý” na göre yapýlmasý öngörül-mektedir (Tasarý Maddesi 84/b-1). Yasa tasarýsý “yeþilkart” yasasýný yürürlükten kaldýrmamakta, tam tersi bir bi-

çimde “yeþil kart” yasasýnýn maddelerine atýf yapmakta-dýr. Kamuoyuna sunulduðunun aksine yeþil kart uygula-masý sürecektir. “Genel” saðlýk sigortasý ile “yeþil kartlar”sadece fiziki olarak ortalýkta gözükmeyecek, ama yeþil kartuygulamasý sürecektir.

Yeþil kart uygulamasýnýn “genel saðlýk sigortasýna ge-çilinceye kadar geçici olarak uygulanacaðý” “yeþil kart”yasasýnda belirtilmiþti. Ancak, “yeþil kart” yasasýnýn“Genel” Saðlýk Sigortasý yürürlüðe girdikten sonra halayürürlükte kalmasý ve yoksullarýn yeþil kart yasasýna görebelirlenmeye devam edilmesi, getirilen sigorta sisteminin“genel” olmadýðýnýn en açýk kanýtlarýndan biridir. Yeþilkart uygulamasýnýn aynen sürmesi, yoksularýn belirlenme-sinde Ýl’de vali, ilçede ise kaymakam Bayýndýrlýk ve Ýskânile Mal Müdürü gibi idarecilere yetki verilmesi, idareninkeyfiyeti karþýsýnda idari ve yargýsal denetimin açýk ve ye-terli olmamasý sosyal güvenlik ve saðlýk hakkýnýn gerçek-leþmesini sýnýrlayacak, saðlýk sigortasýnýn kapsamýný poli-tik etkilere açýk býrakacaktýr.

Güvencenin “Genel” Olmayan NiteliðiTasarýda öngörülen saðlýk sigortasýnýn “genel” ve “sos-

yal” niteliðini ortadan kaldýran düzenlemeler sonucundasaðlýk sigortasýnýn sunduðu güvencelerden dýþlananlar ola-caktýr. Bir baþka deyiþle prim ödeme yükümlülüðü baký-mýndan genel ve kapsayýcý olan sistem, saðlýk riskleri kar-þýsýnda sosyal koruma saðlamaya gelince bu niteliklerikaybolmaktadýr. Doðumdan itibaren 18 yaþýna kadar geçensüre içerisinde Nüfus Cüzdaný beyan eden her çocuðunsaðlýk bakýmýnýn prim ödeme koþulu aranmaksýzýn yapýla-cak olmasý dýþýnda, halen saðlýk sigortasý sisteminden dýþ-lanmýþ olanlarýn durumunda hiçbir deðiþiklik olmayacaktýr.

Ýþveren tarafýndan tescil ettirilmemiþ ve primleri öden-meyen çalýþanlar, enformel ekonomide bir iþverene baðlýolmaksýzýn çalýþanlar, 18 yaþýný aþmýþ ve eðitimini tamam-lamýþ evde sýnava hazýrlanan, ev iþlerini gören, evlilik ha-zýrlýðý yapan erkek ve kadýnlar kendi adlarýna prim ödeme-dikleri sürece saðlýk bakýmýndan yararlanamayacaktýr. Butür toplumsal gruplarý çoðaltabiliriz. Boþanmýþ eþ özellikleçalýþmayan kadýn, yoksul olarak tanýmlanmýyorsa genelsaðlýk sigortasý primlerini ödemedikçe saðlýk sigortasýndanyararlanamaz. Genel saðlýk sigortasý özellikle kadýnlarý,boþanmýþ, evlenmemiþ kadýnlarý iþgücü piyasasýna katýl-mayan yetiþkin genç erkek ve kadýnlarý, enformel ekono-mide çalýþanlarý yoksulluk sýnýrýnýn hemen üzerinde düþükgelir elde eden hanehalklarýný, iþgücü piyasasýna katýlmýþancak iþsiz statüsünde bulunanlarý önemli ölçüde koruma-sýz býrakacaktýr.

Yoksullara Yoksul Saðlýk HizmetGenel Saðlýk Sigortasý yoksullar için yoksul saðlýk hiz-

meti, üst gelir gruplarý için daha kaliteli ve daha hýzlý sað-lýk hizmeti anlamýna gelmektedir.

“(...) kiþilerin daha farklý kapsam, fiyat ve kalitedesaðlýk hizmeti talep etmeleri halinde, GSS’ yi ek bir yü-kümlülük altýna sokmaksýzýn, kiþinin kendi cebindenya da özel sigortasýndan aradaki farký ödeyebileceðiyöntemlerinde uygulamaya geçirilmesi düþünülmekte-dir. Bu þekilde hastanýn hekimi ve hastanesini seçmehakkýnýn uygulanmasý da kolaylaþtýrýlmýþ olacaktýr.”(ÇSGB, 2004: 30)

Buna göre, cebinden ya da özel saðlýk sigortasý aracýlý-ðýyla harcama yapacak gücü olanlar daha kapsamlý, kalite-li saðlýk hizmetine ulaþacak, kurum ve hasta seçme hakký-ný daha kolay kullanacaktýr. Bu tür harcamalar yapacak gü-cü olmayanlar karþýlarýna çýkan saðlýk hizmetinin kapsamý-na, fiyatýna ve kalitesine rýza göstermek zorunda kalacak-týr. Özel saðlýk harcamalarý toplumda bölünme yaratýrken,sosyal adalet, sosyal dayanýþma ve dolayýsýyla sosyal koru-

ma deðerlerinin zayýflamasýna yol açacaktýr. Yük-sek gelir gruplarýnýn daha iyi, kaliteli, güvenli sað-lýk hizmetinden daha kolay ve hýzlý yararlanmasý-nýn, diðer ekonomik ve sosyal gruplar için iyi ol-mayan, kalitesiz ve dar kapsamlý saðlýk hizmetin-den yararlanmak anlamýna geldiði unutulmamalý-dýr.

Otelcilik mi? Saðlýk hizmetinin sunulmasýnda ve finansma-

nýnda yoksullarýn, düþük ve orta gelirlilerin saðlýkhizmetlerine ulaþmasýný engelleyen çok sayýda a-çýkça görünen ya da örtük tuzaklar bulunmaktadýr.Hizmetlerden yararlanma sýrasýnda katýlým payý ö-denmesi zorunluluðu bunlardan sadece biridir. Butuzaklardan bir diðeri ise otel ve otelcilik hizmetle-ridir:

“Sözleþmeli saðlýk hizmeti sunucularý, genelsaðlýk sigortalýsý ve bakmakla yükümlü olduðukiþilerden sözleþmeli olduðu saðlýk hizmetleri i-çin otelcilik hizmetleri dýþýnda, herhangi birfark ödemesi talep edemez. (…)Bu farkýn alýna-bilmesi için, kiþilerin fark ödemeyi kabul ettiði-nin yazýlý olarak belgelenmesi zorunludur” (Ta-sarý maddesi 99) .

Her þeyden önemlisi gerçekte basit, sýradan gi-bi görünen otelcilik hizmetlerini düzenleyen bumadde uygulamada çok önemli sorunlara kaynak-lýk edecektir. Gelir elde etme amacýndaki kamu veözel saðlýk tesisleri fark bedel ödeyen sigortalýlarýkabul edecek diðerlerine “yatak yok” diyebile-cektir. Yasa tasarýsýnda otel iþletmeciliði için ilaveücret istenebileceðinin ön görülmesiyle fark ücretistenmesi kolaylaþtýrýlmýþtýr.

Saðlýk hizmetleri sunucularý hastane gelirleriniarttýrmak amacýyla otelcilik farklarýný ödeyebile-cek “müþterilere” göre hizmetlerini ve altyapýlarý-ný ayarlayacaklardýr. Bu durumda otelcilik hizmet-leri için ödeme yapacaðýna dair yazýlý bir belgevermeyen “müþterilerin” saðlýk bakýmýnýn nasýlve nerede yapýlacaðý önemli bir sorun olarak orta-ya çýkacaktýr. Böylesi bir düzenleme bütünüyle ya-sadan çýkarýlmalýdýr. Hastalar ve hasta yakýnlarýsaðlýk bakýmý sunucularýna hiç bir koþul altýnda ö-deme yapmak zorunda býrakýlmamalýdýr. Hastane-ler bütün kapasitelerini otelcilik hizmeti için farködemeyi gerektirecek biçimde düzenlemeleri en-gellenmelidir.

Son SözGenel saðlýk sigortasý tasarýsýnda deðindiðim

noktalara benzer onlarca olumsuz ve belirsiz konubulunmaktadýr. Ancak yasalaþma süreci sona er-memiþtir. Temennim burada belirttiðim eleþtiri vegörüþlerin TBMM tarafýndan boþa çýkartýlarak,gerçek anlamýyla tüm nüfusu kapsayan özel harca-malara dayanmayan sosyal saðlýk sistemin kurul-masýdýr.

* Muðla Üniversitesi ([email protected])

Kaynaklar: ÇSGB (2004), “Sosyal Güvenlik Sisteminde Re-

form Önerisi (Taslak Metin)”, (http://www.calis-ma.gov.tr/projeler/sos_guv_oneri.pdf). (21.08.2004)

Türk-Ýþ (2005), Sosyal Sigorta ve Genel Saðlýk Sigorta-sý Kanunu Tasarýsý Hakkýnda Görüþ ve Önerilerimiz, Türk-Ýþ Ya., Ankara.

Kapar, Recep (2004), “Taslak Metine Ýliþkin Eleþtiriler:Sosyal Güvenlik Sisteminde Reform Önerisi”, Sendikal

Notlar, Eylül-2004.(2005), “Maaþlar düþüyor, katký paylarý artýyor”, Ýs-

tanbul Hekim, S.5 (Nisan 2005).http://www.calisma.gov.tr/sgk/basbakanlik.pdf, http://www2.tbmm.gov.tr/d22/1/1-1008.pdfhttp://www.ses.org.tr/bilgi/gss/1.zip

15 Nisan 2006 7

Türkiye toplumunu 1980’den bu yana daha da geri býrakan,eþitsizlikleri ve yoksulluðu daha da arttýran neoliberal po-litikalar, günümüzde þiddetini iyice arttýrmýþ durumda.

Neoliberallerin 1980’den bu yana gerçekleþtirmek isteyip de top-lumsal muhalefet nedeniyle bir türlü gerçekleþtiremedikleri adýmlar,son birkaç yýlda Ýkinci Kuþak Yapýsal Reformlar adý altýnda ardý ar-dýna gerçekleþtiriliyor. Böylece, toplumsal yaþamýn bütün alanlarýmetalaþtýrýlýrken, çalýþan sýnýflarýn bütün kazanýmlarýnýn yok edilme-sine çalýþýlýyor.

Neoliberal saldýrýnýn günümüzdeki en önemli hedeflerinden biri-ni saðlýk ve sosyal güvenlik sistemi oluþturuyor. Bilindiði üzere,Saðlýkta Dönüþüm Programý baþlýðý altýnda gündeme getirilen re-form programý, bir yandan kamu saðlýk kuruluþlarýný “saðlýk iþlet-mesi”ne dönüþtürerek özelleþtirmeyi, bir yandan tüm sosyal güven-lik kurumlarýný Genel Saðlýk Sigortasý çatýsý altýnda birleþtirirkenyurttaþlarýn ödedikleri saðlýk primleri karþýlýðýnda alacaklarý saðlýkhizmetlerini sýnýrlamayý, diðer yandan da koruyucu saðlýk hizmetle-rini aile hekimliði çatýsý altýnda ticarileþtirmeyi öngörmektedir. Böy-lece, kamu saðlýk kurumlarýnýn ticarethaneye dönüþtürülmesi, insan-larýn saðlýða daha fazla harcama yapmasý, ödeme gücü olmayanyurttaþlarýn temel teminat paketi dýþýnda kalan hizmetlerden dýþlan-masý, emeklilik hakkýnýn geniþ bir nüfus dilimi için hayal haline gel-mesi ve belki de en vahimi, temel koruyucu hizmetlerin son dereceþuursuzca bir adýmla ticarileþtirilerek salgýn hastalýklara davetiye çý-kartýlmasý gündeme gelmektedir. Temel özellikleri bu þekilde ortayaçýkan Saðlýkta Dönüþüm Programý ile, en temel insan haklarý arasýn-da yer alan saðlýk ve sosyal güvenlik hizmetleri, sermayenin deðer-lenme alanlarý haline getirilmek ve yurttaþlar en insani haklarýndanyoksun býrakýlmak istenmektedir.

Neoliberalizmin sözcüleri, reformu, daha ucuz, daha etkin ve da-ha kaliteli hizmet için gündeme getirdiklerini iddia ediyorlar. Ancak,bu sürecin temelinde, sermayenin, toplumsal yaþamýn bütün alanla-rýný metalaþtýrma ve deðerlenme alanlarý olarak düzenleme amacýnýnyattýðý biliniyor. Dahasý, neoliberallerin “reform” adý altýnda günde-me getirdikleri düzenlemelerin, kamu hizmetlerini iyileþtirmeyi de-ðil, kamu hizmeti kavramýný yok etmeyi amaçladýðý görülüyor.

“Kamu hizmetleri”, bilindiði üzere, toplumun ortak gereksi-nimlerinin kolektif olarak çözüm aracý olmasý nedeniyle, devletintoplumsal meþruiyet temelini oluþturur. Bu nedenle, yurttaþlarýn in-sanca bir yaþam için gereksinim duyduklarý asgari hizmetler “kamuhizmeti” kapsamýna alýnarak, devletin görevi haline getirilir. Kamuhizmeti kapsamýna alýnan hizmetlerin kâr amaçlý olmamasý saðlanýr.Hizmetten herkesin yararlanabilmesi için, hizmetin finansmaný, bü-tün yurttaþlarýn ödeme güçleri oranýnca verdikleri vergilerle oluþandevlet bütçesinden karþýlanýr. Hizmetin yerine getirilmesini kamukurumlarý ve kamu görevlileri üstlenir. Böylece, bütün yurttaþlarýn,kamu hizmetlerinden bedelsiz bir þekilde yararlandýðý ve hiç olmaz-sa asgari gereksinimlerini karþýladýklarý bir toplumsal düzen varsayý-lýr. Her ne kadar, kapitalist toplumlarda, devletin kamu hizmeti üre-timi bir yanýyla toplumsal eþitsizliklere dayalý bir sistemin meþruiyetgereksinimine hizmet etse de, diðer yandan çalýþan sýnýflarýn kaza-nýmlarý anlamý da taþýmaktadýr. Bu düzenlemeler çerçevesinde, hiz-metin özel kiþilerce (müteþebbis) yerine getirilmesi, hizmetin karþý-lýðýnda yararlananlardan bedel talep edilmesi, hizmetin kâr amaçlýolmasý gibi özelliklerse piyasa faaliyetlerine ait sayýlýr.

Bu açýklamalar ýþýðýnda, son dönemde gündeme getirilen neoli-beral reformlara ve Saðlýkta Dönüþüm Programýna bakýldýðýnda, bureformlarýn, kamu hizmetlerinin fiyatlandýrýlmasýný, kâr amaçlý ký-lýnmasýný, kamu kurumlarý ve kamu görevlileri yerine müteþebbis-lerce üretilmesini gündeme getirdiði görülmektedir. Bu düzenleme-ler, bir yandan devlete kamu hizmeti üretmeyi yasaklarken, bir yan-dan da bu hizmetlerin bedelini ödeyemeyecek durumda olanlarýnhizmetten dýþlanmasýný öngörmektedir.

Günümüzde, Ýkinci Kuþak Yapýsal Reformlar çerçevesinde özel-leþtirilmesi öngörülmeyen hizmetlerse “kolluk hizmetleri”nden i-barettir. Bu durum, neoliberallerin, günümüzde, “kamu hizmeti” o-larak yalnýzca “kolluk hizmetleri”ni gördüðünü göstermektedir.Kanýmýzca, kamu hizmeti olarak yalnýzca “kolluk hizmetleri”ni gö-ren bir anlayýþýn toplumsal meþruiyetini bütünüyle yitirdiði açýktýr.

* Dr., Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yö-netimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalý.

dýþarýdan göz ...

Neoliberalizm ve “kamu hizmeti”nin sonu

Faruk Ataay*

c m y k

b a z e n s e“Bilgilendirmeli Hasta Rýza For-mu” veya “Aydýnlatýlmýþ HastaOlur Belgesi”. “Onam” kelimesi,hastanýn kendi bedenine iliþkin uy-gulamalarýn çeþitli boyutlarýný kav-ramasý, bu kavrayýþla karar verme-si ve kararýnýn bu çerçevede uygu-lanmasý isteðini ifade eder. “O-nay” ise hastanýn, onun iyiliði içinbaþka bir özne (hekimi, hasta ba-kým ekibi vb.) tarafýnda ön görüleniþlemlerin gerçekleþtirilmesine izinvermesi anlamýný taþýr. Bu örnekte,açýða çýkan, eski hasta-hekim iliþ-kisi alýþkanlýklarýnýn kalýntýsý “göl-ge etme, baþka ihsan etme iste-mez, bu senin bedenin bile olsa”yaklaþýmý, bizim soyut, idealizekavramlarýmýzýn gündelik hayatta-ki karþýlýklarýna iliþkin veriler ola-rak okunabilir. Bu bir yana, farklýdallar tarafýndan hazýrlanmýþ da ol-sa, aydýnlatýlmýþ onam formlarý a-rasýnda bazý benzerlikler var. Örne-

ðin, hemen hepsi kýsa sürede okun-mak için çok uzun ve, tek bir sayfa-ya sýðdýrýlmak istercesine, küçükpuntolarla yazýlmýþ. Hepsi ister is-temez, olasý tüm durumlarda, gere-ken tüm tedavileri ve ölüm durumudahil tüm riskleri içeriyor. Her biri-nin sonunda hastanýn kendi ifadesiyerine geçecek birinci tekil þahýsdiliyle yazýlmýþ bir “onay” cümle-si ve altýnda da isim ve imza boþ-luklarý bulunuyor. Gözümüzdecanlandýrmayý deneyelim. Ülkemizkoþullarýnda, bu form kaç hasta ta-rafýndan ayrýntýlý bir þekilde okunu-yordur? Hasta formu okusa bile,geçen bu süre, hekim için kaç has-taya bakamamak anlamýna geliyor-dur? Hasta bu formda yazanlarýkendisine açýklayacak zamaný ve e-nerjiyi bulabilecek bir hekimdenyoksun ise, kaygý ve endiþe duyma-dan, gönül rahatlýðý ile nasýl imzaverebilir? Hasta formu imzalamakistemediðinde, zaten zorlukla ulaþ-

týðý tedavi þansýný da yitireceðini nekadar biliyordur? Böyle bir zemin-de hasta ve hekimi arasýnda güvenduygusuna dayalý bir iliþki nasýlkurulabilir? Gerçekte uzun bir sü-reçte aþama aþama paylaþýlmasý ge-reken her olasý duruma iliþkin bilgiile bir anda karþý karþýya býrakýlanhasta ve yakýnlarý, bu zihin karýþýk-lýðý ile nasýl baþ edebilir? Kendi be-denine iliþkin bir karar vermedenönce, iyice düþünebilmek için ge-rekli zaman ve veriden yoksun kal-dýðýnda, hasta nasýl geçerli ve doð-ru bir karar verebilir? Her hastanýnözgün kültürel geçmiþi, eðitim vesosyo-ekonomik durumu göz ö-nünde tutulmadan, her birey tama-men eþit kabul edilip, sadece bir o-nam formu üzerinden hastalar ilegerçek bir iletiþim nasýl mümkün o-labilir? Bu sorularýn cevaplarý ha-vada asýlýdýr. Gerçek hayat, kuram-dan farklýdýr.

“Aydýnlatýlmýþ Onam”, Batýbireyciliðine dayanmaktadýr. Ba-tý’nýn modernizm macerasýnýn so-

nunda geldiði noktada, orta sýnýfdeðerlerini benimsemiþ “medeni”toplumlarýn yine sadece belirli birtoplumsal sýnýf için geçerli olan ko-þullarýnda yeþermiþtir. Aydýnlatýl-mýþ onam ve özerklik tartýþmalarý,belli düzeyde, hasta-hekim iliþkisi-nin etik açýdan anlaþýlmasýna, ilgilitaraflarýn deðerlerini gözeten yeniiliþki biçimlerinin önerilmesinekatkýda bulunmuþtur. Bu yönüyleuzun süredir ülkemiz týp etiði cami-asýnda genel bir kabul görmektedir.Ancak, temelde süreðen, yapýcý veduyarlý bir iletiþim biçiminin, nok-tasal, uygulanmasý kolay ve mate-matiksel bir yönüne vurguda bulu-nur. Aydýnlatýlmýþ onam kavramý,hasta ile empati kurma zeminindebelirli bir zaman ve enerji gerekti-ren derinlemesine bir iliþki ihtiya-cýný, nerdeyse tamamen miladi bir“onay” elde etme noktasýna indir-gemektedir.

Hasta-hekim iliþkisine dair tümbu akýl yürütmeler, temelde tekilbireylerin (hekim, hasta, hasta vasi-

si ya da yakýný vb.) tutumlarýyla i-liþkilidir. Kuramsal düzeyde kulaðahoþ gelen düþünceler, uygulanma-ya çalýþýldýðýnda, bireylerin içindebulunduklarý þartlarýn nasýl göz ar-dý edildiði açýða çýkmaktadýr. Bam-baþka bir toplumun koþullarý için i-deal kabul edilen bir düþünce, kö-ken aldýðý toplumsal kuramlar sor-gulanmadan, farklý özelliklere sa-hip bir toplum gerçekliðine giydi-rilmeye çalýþýldýðýnda anlamýndansoyutlanmaktadýr. Bu uygulamala-rýn, alternatiflerine göre daha doðruolduðunu savlayan ve uygulamasý-ný yasa ile zorunlu kýlan iktidarlarise, öncelikle bireylerin içinde“doðru” eyleyebilecekleri bazalþartlarý oluþturmak için çabalamalý-dýrlar. Bu sorumluluðun gerekleri-nin yerine getirilmemesi, iktidarýnda týpký bel baðladýðý kuramlar gi-bi, gerçeklikten kopuk olduðunugöstermiyor mu?

Þimdi, þu bölüme, “tarafýmayapýlan tüm açýklamalarý anla-dým” yazýn ve imzalayýn lütfen.

Nedir bu “Aydýnlatýlmýþ Onam”?

Genel Saðlýk Sigortasý yasalaþtýHükümet, sosyal taraflarýn tüm itirazlarýna karþýn, “ben yaptým, oldu” diyerek Sos-yal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý’ný yasalaþtýrdý. 122 maddelik yasa, “temelyasa” olarak, 6 bölümde görüþüldü ve böylece 2 gün içerisinde TBMM’den geçti. Ya-sanýn getirdiði düzenlemelere iliþkin olarak, Muðla Üniversitesi Ýktisadi Ýdari Bilim-ler Fakültesi öðretim üyesi Recep Kapar’ýn, görüþmeler tamamlanmadan kýsa süreönce, Týp Dünyasý için hazýrladýðý yazýyý sunuyoruz…

“Genel” Saðlýk Sigortasý Üzerine

Notlar

baþ tarafý sayfa 2’de

Page 8: 15 Nisan2006 Sayý 142 GSS’ye karþý zincir eylemi - TTB · han Odaba þý, Ýstanbul ... hükümetinize diyor ki; “Paraya mý ihtiyacýnýz var? Bu parayý veririm ama hastanelerinizi

Yazý Ýþleri Müdürü ve Sahibi

Türk Tabipleri Birliði adýna Dr. Füsun Sayek

Genel Yayýn Yönetmeni Mutlu Sereli

Katkýda bulunanlar: Dr. Eriþ Bilaloðlu, Dr. Harun Balcýoðlu,

Dr. Murat Civaner, Dr. Tufan Kaan

Týp Dünyasý, Türk Tabipleri Birliði tarafýn-dan on beþ günde bir yayýnlanýr. Ücret-sizdir. Bir yýllýk posta ücreti 6.000.000TL.dýr. 30.670 adet basýlmaktadýr. Hesap Numarasý:Türkiye Vakýflar BankasýMaltepe ÞubesiHesap No: 00158007281178784

Yazýþma adresi:Türk Tabipleri Birliði, Týp Dünyasý Gazetesi GMK Bulvarý, Þehit Daniþ Tunalýgil Sok. No:2 /4 06570 Maltepe Ankara Tel: (0312) 231 31 79 (pbx) Faks: (0312) 231 19 52- 53e-posta: [email protected] web: http://www.ttb.org.trBaský Öncesi Hazýrlýk ve Baský: GEO Tanýtým ve Reklam Hizmetleri Tel: (0312) 229 09 85 Faks:(0312) 229 09 86 [email protected] Park Pursaklar Tesislerinde basýlmýþtýr. Nisan 2006

Týp Dünyasý Gazetesine www.ttb.org.tr adresinden ulaþabilirsinizc m y k

Týp Dünyasý - ANKARA - Tabip o-dalarý, 14 Mart’ta gerçekleþtirdikleri et-kinliklerde, AKP’nin saðlýk alanýndakiuygulamalarýný protesto ettiler. Hekim-ler ve saðlýk çalýþanlarý, AKP Hüküme-ti’ni saðlýk ortamýný daha fazla yýprat-madan “saðlýkta çöküþ programýný”geri çekmeye çaðýrdýlar.

Ankara’da, Ankara Tabip Odasý (A-TO), Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçi-leri Sendikasý (SES) ve Dev-Saðlýk ÝþSendikasý’nca düzenlenen etkinliklerkapsamýnda, hekimler ve saðlýk çalýþan-larý önce Numune Hastanesi’nin bahçe-sinde bir araya geldiler. “Aile hekimliði-ne hayýr”, “saðlýk hizmetleri dönersermaye ile döndürülemez” yazýlý dö-vizler taþýyan grup, “saðlýk haktýr, sa-týlamaz”, “herkese eþit ücretsiz sað-lýk” sloganlarý atarak, buradan Abdi Ý-pekçi Parký’na doðru yürüyüþe geçti.

Burada yapýlan basýn açýklamasýnýgrup adýna SES Ankara Þube BaþkanýAdem Bulat okudu.

AKP Hükümeti’nin “Saðlýkta Dö-nüþüm Programý” adýyla baþlattýðý ve3 yýlý aþkýn süredir devam eden uygula-malarýn saðlýk alanýnda yaþanan sorun-larý derinleþtirdiðini belirten Bulat, buprogramýn “Saðlýkta Çöküþ Progra-mý” haline geldiðini söyledi. Bulat,“Saðlýkta çöküþ programý, saðlýk hiz-metini üreten bizleri hesaba katma-dan yürütülmeye çalýþýlmaktadýr.Saðlýk çalýþanlarý, saðlýk ortamýndayaþanan tahribata sessiz kalamaz.Bizler biliyoruz ki, bu tahribat prog-ramý ‘bize raðmen’ hayata geçirile-mez” diye konuþtu.

Bulat, uygulanan politikalar sonu-cunda saðlýk alanýndaki personel açýðý-nýn ciddi boyutlara ulaþtýðýný, SSK gas-pýnýn SSK giderlerinin 3 kat artmasýnayol açtýðýný ve bunun faturasýnýn halkaçýkarýlmak istendiðini, saðlýk çalýþanla-rýnýn aðýr koþullarda ve yoksulluk sýnýrý-nýn altýnda çalýþtýrýldýðýný, saðlýk çalý-þanlarýnýn iþ güvencesini ortadan kaldýr-maya yönelik giriþimler yapýldýðýný an-lattý.

Hastane alacaklarýnýn bir gecede si-lindiðini, Baþbakan Recep Tayyip Er-doðan’ýn sanki bundan habersizmiþ gibiSaðlýk, Maliye ve Çalýþma Bakanlarý’ný“Hepiniz çuvalladýnýz. Bu iþin altýn-dan kalkamadýnýz. Bu ihanettir, cina-yettir” sözleriyle suçladýðýný anýmsa-tan Bulat, “Böylece Baþbakan kendiaðzýyla saðlýðý yönetemediklerini iti-raf etmiþtir. Baþbakan’ýn söz ettiði i-hanet, cinayet halka karþýdýr” diyekonuþtu.

Bulat, kuþgribi vakalarýnýn ortayaçýkmasýnýn, kolera, tifo ve tüberkülozvakalarýnýn artmasýnýn, temel saðlýk hiz-metlerindeki çöküþü ortaya koyduðunubelirterek, Hükümetin 6 bin saðlýk oca-ðýný kapatarak birinci basamak saðlýkhizmetlerini “aile doktorlarý”na özel-leþtirme çabasýnda olduðunu, bu sistem-le hekim dýþý saðlýk çalýþanlarýnýn da iþ-levsizleþtirildiðini ve yok sayýldýðýnýkaydetti. Bulat, þöyle konuþtu:

“AKP Hükümeti’nin ‘Saðlýkta Dö-

nüþüm Programý’ adýyla baþlattýðý ve3 yýlý aþkýn bir süredir devam edenuygulamalarý saðlýk alanýnýn sorunla-rýný derinleþtirmiþtir. Saðlýk alanýnda-ki personel açýðý ciddi boyutlardadýr.Doðu ve Güneydoðu bölgesindekihastanelerin yaný sýra Ýstanbul’un gö-beðindeki hastanelerde dahi bu ne-denle servisler kapatýlmaktadýr. Baþ-bakan’ýn son günlerde ortaya attýðýyurtdýþýndan ucuz emek gücü olarakdoktor ithal etmeye yönelik açýklama-larý ise siyasi iktidarýn saðlýk alanýnaticari bakýþýnýn, hekimlere ve saðlýk e-mekçilerine verdiði deðerin gösterge-sidir.”

Saðlýk çalýþanlarýnýn aðýr koþullardahizmet verdiðini belirten Bulat, bunakarþýlýk ücretlerin yetersiz olduðunusöyledi. Bulat, Sosyal Sigortalar ve Ge-nel Saðlýk Sigortasý Yasa Tasarýsý’nýngeri çekilmesini, performansa dayalý üc-retlendirmenin sona erdirilmesini ve ai-le hekimliði uygulamasýnýn da durdurul-masýný istedi.

Ýstanbul Ýstanbul Tabip Odasý üyeleri, 14

Mart nedeniyle Galatasaray’da toplan-dýlar. Aralarýnda Ýstanbul Tabip OdasýBaþkaný Prof. Dr. Gençay Gürsoy ile

oda yöneticilerinin de bulunduðu he-kimler, burada “14 Mart Týp Bayramý”yazýlý pankart açtýktan sonra, TaksimMeydaný’na yürüyüþe geçtiler. Ellerin-de, “Mecburi hizmet istemiyoruz”,“Mecburi deðil gönüllü hizmet” yazý-lý dövizler ve balonlar taþýyan hekim-ler, “Herkese eþit ücretsiz saðlýk”,“Saðlýk haktýr satýlamaz” sloganlarýattýlar. Hekimler, yürüyüþü izleyen basýnmensuplarý ile yurttaþlara da kýrmýzý ka-ranfil daðýttýlar.

Grup, Taksim Meydaný’na geldiktensonra, burada bir basýn açýklamasý yapýl-dý. “Hekimlerin 14 Mart 2006 Bildir-gesi”ni, grup adýna Ýstanbul Tabip Oda-sý Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoðluokudu. Türkiye’de modern týp eðitimi-nin baþlangýcýnýn 179. yýldönümününhekimlik ortamý açýsýndan fevkalade o-lumsuz koþullarda kutlandýðýný belirtenÇerkezoðlu, Hükümetin ekonomik poli-tikalarýnýn sosyal devletin son kalýntýla-rýný ortadan kaldýracak nitelikte olduðu-nu söyledi. Bildirgede þunlara yer veril-di:

- AKP Hükümeti’nin saðlýkta çözümolarak sunduðu “Genel Saðlýk(sýzlýk)Sigortasý”, “Aile Hekimliði”, “Hasta-nelerin Ýþletmeleþtirilmesi” önermele-rinin hiçbiri yeni deðildir. 1980’lerdeDünya Bankasý uzmanlarýnca geliþtiri-len bu politikalarýn esasýný, saðlýk hiz-metlerinin piyasaya açýlmasý oluþtur-maktadýr.

- Türkiye’nin gerçekleriyle hiçbir þe-kilde baðdaþmayan bu program, dahaþimdiden “saðlýkta çöküþ progra-mý”na dönüþmüþtür. Þimdilerde bu çö-küþün faturasý, hekimlere ve meslek ör-gütümüze çýkarýlmaya çalýþýlmaktadýr.

- Hekimlere yönelik tutum ve davra-nýþlar artýk neredeyse hekim düþmanýpolitikalara dönüþmüþtür.

- Daha dün mecburi hizmetin uygu-lamada baþarýsýz olduðunu tespit edipçaðdýþý bulanlar, bugünlerde tekrar mec-buri hizmetin nimetlerini keþfettiler. Buülkenin doktorlarýnýn bilgisi, birikimi veyeteneklerine güvenmeyenler, Dubailiþeyhlerle kapalý kapýlar arkasýnda pazar-lýklar yaparak yabancý doktor ithalinehazýrlanýyorlar. Bir yandan da Türkicumhuriyetlerinden 50-100 dolara he-kim getirerek hekim emeðini deðersiz-leþtirmeye ve ucuzlatmaya çalýþýyorlar.

Hekimler, açýklamanýn ardýndan,Taksim Cumhuriyet Anýtý’na çelenk bý-raktýlar.

Ýzmir Ýzmir Tabip Odasý’nca düzenlenen,

14 Mart töreni, Atatürk Kültür Merke-zi’nde gerçekleþtirildi. Törene, ÝzmirValisi Oðuz Kaðan Köksal, Dokuz Ey-lül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. EminAlýcý, Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ülkü Bayýndýr, Ýzmir Tabip OdasýBaþkaný Dr. Zeki Gül, Ýl Saðlýk Müdür-lüðü, SSK Saðlýk Ýþleri Müdürlüðü yet-kilileri ile hekimler katýldý.

Vali Köksal, konuþmasýnda hekimle-

rin büyük bir özveriyle hizmet verdiðinibelirterek, “Doktorlarýn yaptýðý hiz-met, insan hayatýna yapýlan hizmet-tir” diye konuþtu.

Dokuz Eylül Üniversitesi RektörüProf. Dr. Emin Alýcý, saðlýðýn hak oldu-ðunu, bu hakkýn kamu kaynaklarýyla ya-pýlmasý gerektiðini söyledi. Alýcý, ülke-de saðlýk kültürünün yerleþmemesi ne-deniyle ilaca verilen paranýn çok fazlaolduðunu, sosyal güvenlik açýðýnýn gi-derek arttýðýný belirtti. Türkiye’de tümsaðlýk sisteminin ücretsiz olmasý ve her-kese eþit hizmet verilmesi gerektiðinivurgulayan Alýcý, bu durumda saðlýkharcamalarýnýn bugünkünden daha dü-þük olacaðýný kaydetti. Alýcý, Türkiyesaðlýk sisteminde doðru politikalara ihti-yaç bulunduðunu söyledi.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Ülkü Bayýndýr, Cumhuriyetin kuruldu-ðu dönemde 500 hekimin bulunduðuTürkiye’de, bugün bu rakamýn105 bineyükseldiðine dikkat çekti.

Ýzmir Tabip Odasý Baþkaný Dr. ZekiGül ise saðlýk çalýþanlarýnýn sorunlarýhakkýnda bilgi verdi.

Konuþmalarýn ardýndan meslekte 40.yýlýný dolduran doktorlara ve saðlýk ala-nýna haberleriyle yaptýklarý katkýlarýn-dan dolayý gazetecilere plaket verildi.

KayseriKayseri Tabip Odasý’nca 14 Mart ne-

deniyle yapýlan basýn açýklamasýnýn ar-dýndan, Ýl Özel Ýdare Genel SekreterliðiKonferans Salonu’nda “Ceza, AdaletSistemi ve Hekim” konulu konferansdüzenlendi. Konferansa, Atatürk Üni-versitesi Týp Fakültesi Adli Týp Anabi-lim Dalý Baþkaný ve Erzincan HukukFakültesi Dekaný Prof. Dr. Ahmet Ne-zih Kök konuþmacý olarak katýldý. Ayrý-ca, Erciyes Üniversitesi Týp FakültesiGevher Nesibe Hastanesi’nde düzenle-nen törenle de meslekte 35 ve üzeri yýlgörev yapan hekimlere plaket verildi.

Antalya Antalya’da, 14 Mart nedeniyle dü-

zenlenen etkinlikler kapsamýnda, Ata-türk Devlet Hastanesi ve Antalya DevletHastanesi’nde ayný saatte basýn açýkla-malarý ve “Beyaz Çelenk” eylemleriyapýldý.

14 Mart Týp Bayramý’nýn artýk “bay-ram” olarak kutlanamadýðý bir ortamda,hekimlerin “Beyaz Cevap” vermek içintoplandýklarý belirtilerek, þöyle denildi:

“Bizler, bugün bütün olumsuz ko-þullara, halkýmýza saðlýk ve sosyalyardým hizmeti sunmak için fedakar-ca çaba göstermemize raðmen, bizle-re karþý düþmanca tavýr takýnanlara;iþyerlerinde kendilerini tehdit eden-lere, rüþvet teklif edenlere, sürgünleregönderenlere, mezarda emekliliði da-yatanlara, ithal doktor getireceðiz di-yenlere, diplomalarýný rehin alanlara,onursuzca yaþamayý dayatanlara,halka ihanet ediyorsunuz diyenlere;vatandaþý müþteri olarak görenlere,paran kadar saðlýk diyenlere, hasta-nelerde rehin býraktýranlara, hastanekuyruklarýný yaratanlara, mezarda e-meklilik dayatanlara; hastanelerimi-ze haciz getirenlere, saðlýk sisteminiçökerterek, ticarileþtirerek, halka“paran kadar saðlýk” anlayýþýný yer-leþtirerek ülkeyi pazar-vatandaþýmüþteri-devleti þirket-bizleri tüccaryapmak isteyenlere “beyaz cevap”vermek için buradayýz.Ücretsiz saðlýkhizmeti almak bütün vatandaþlarýnen temel insani hakkýdýr. Devletin entemel görevi de vatandaþlarýn saðlýksorunlarýný çözmektir. Altýndan kal-kamadýklarý gerçekler karþýsýnda ha-yali düþmanlar yaratarak baþarýsýz-lýklarýný gizleyemezler.”

Trabzon14 Mart haftasý nedeniyle Trab-

zon’da düzenlenen etkinlikler de Kara-deniz Teknik Üniversitesi’nde gerçek-leþtirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ) Týp Fakültesi Dekaný Prof. Dr.Süleyman Baykal, burada yaptýðý ko-nuþmada, 14 Mart’ýn saðlýk sorunlarýnýnkamuoyuna iletilmesine vesile olduðu-nu bildirdi.

Baykal, yurt dýþýndan hekim getiril-mesi saðlýk sorunlarýný aþmada çözümolamayacaðýný belirterek, “Sizlerin deayný düþüncede olduðunuza inanýyo-rum. Eðer yabancý hekim bir tehditunsuru olarak sunuluyor ve bu yolladeðiþim amaçlanýyorsa bu yanlýþ, im-kansýz ve çözümsüzlük üreten biryöntemdir” diye konuþtu.

Konuþmalarýn ardýndan meslekte 40yýlýný dolduran 4, ile 25 yýlýný dolduran11 doktora plaketleri verildi.

KocaeliKocaeli’nde 14 Mart nedeniyle, Ko-

caeli Üniversitesi’nde bir tören düzen-lendi. Törende konuþan Kocaeli ValiYardýmcýsý Celalettin Özdal, Kocae-li’nde geçen yýl, üniversite hastanesi,Saðlýk Bakanlýðý kuruluþlarý ile özel ku-ruluþlarda, 456 pratisyen hekim, bin 269yardýmcý hemþire, 698 ebe hemþire, 694saðlýk memuru ve 612 uzman hekimingörev yaptýðýný söyledi. Özdal, ayný sü-rede her pratisyen hekimin 3 bin 967,her uzman hekimin ise 3 bin 132 hasta-yý muayene ettiðini söyledi.

Kocaeli Tabip Odasý Baþkaný Dr. I-þýk Elgün de, hekimlerin etik tutum vedavranýþlarýna deðinerek, her hekiminkiþisel kazanç için deðil, insanlýk sevgi-si için çalýþmasý gerektiðini söyledi.

Konuþmalarýn ardýndan mesleðinde50, 40 ve 25 yýlý dolduran 43 hekimeplaket verildi.

14 Mart etkinlikleri…

Hükümete “Beyaz Cevap”

Kitap...Kitap...Kitap...Kitap...Kitap...Kitap...Kitap...

TTýýpp DDüünnyyaassýý - AANNKKAARRAA - DDrr.. AAttaaSSooyyeerr’in, ““BBiirr MMuuhhaalleeffeett OOddaaððýý OOllaa-rraakk TTaabbiipp OOddaallaarrýý,, BBiirr EEyylleemm BBiiççiimmiiOOllaarraakk BBeeyyaazz EEyylleemmlleerr,, ‘‘ÝÝççeerrddeenn’’ BBiirrGGöözzllee TTüürrkkiiyyee’’ddee HHeekkiimmlleerriinn vvee TTaa-bbiipp OOddaallaarrýýnnýýnn TToopplluummssaall DDeeððiiþþiimmii-nniinn 2255 YYýýllýý//11998800-22000055”” adýný taþýyankitabý Sorun Yayýnlarý’ndan çýktý.

12 Eylül darbesiyle örgütleri ka-patýlan saðlýk çalýþanlarý, 1990’lý yýl-larýn baþlarýnda sendikal hak ve öz-gürlükler için mücadelelerini yoðun-laþtýrdýlar. 80’lerde baþlayan,90’larýn ikinci yarýsýndan itibaren iyi-ce sertleþmeye baþlayan neoliberaldalganýn saðlýk alanýný doðrudan veolumsuz biçimde etkilemesi sonu-cunda, saðlýk çalýþanlarý iþ güvence-lerini yitirmeye, düþük ücretlerle söz-

leþmeli olarak çalýþmaya baþladýlar.Bütün bu süreçte saðlýk çalýþanlarýhem mesleki ve özlük haklarý içinhem de yurttaþ olma bilinci ve so-rumluluðuyla pek çok eylem ve etkin-likler düzenlediler.

Soyer, kitabýnda bu 25 yýllýk sü-reçteki mücadeleyi, bu mücadeleniniçinden biri olarak, belgelerle, tanýk-lýklarla ve dönemin siyasal, sosyalgeliþmelerini de içine alan bütünlük-lü bir yaklaþýmla ele alýyor. Kitap,saðlýk çalýþanlarýnýn eylemlilik süreç-leriyle ilgili kapsamlý bir çalýþma ol-manýn yaný sýra, bu mücadeleyi gele-cek kuþaklara aktarma açýsýndan daönemli bir kaynak olma özelliðini ta-þýyor.

Tabip Odalarý 14Mart’ta gerçekleþtir-dikleri etkinliklerde

Hükümet’e seslendi-ler. AKP’nin saðlýk

politikalarýnýn çöktü-ðüne dikkat çekilenaçýklamalarda, he-

kimler ve saðlýk çalý-þanlarý hükümeti

saðlýk ortamýnda da-ha fazla yýkým yarat-madan “saðlýkta çö-

küþ programýný” geriçekmeye çaðýrdýlar.

“Hekimlerin ve Tabip Odalarýnýn Toplumsal Deðiþiminin 25 Yýlý” çýktý…