2012 yılı kompozisyon yarışmasında dereceye giren eserler

94

Upload: truongxuyen

Post on 29-Jan-2017

247 views

Category:

Documents


18 download

TRANSCRIPT

Page 1: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler
Page 2: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

ESERLER

2012 YILIİLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİM

ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK

DERECEYE GİREN

Page 3: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Değerli gençler,

Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz Sermaye Piyasası Kurulu Kompozisyon Yarışmasına olan ilginin giderek arttığını görmek bizi gerçekten çok sevindirdi. Hepimizin bildiği gibi tüketim çılgınlığının yaşandığı çağımızda zor olan bilinçli bir tüketici olabilmek ve tasarruf edebil-mek, daha da zoru yapmış olduğumuz tasarruflarımızı geleceğimiz için doğru yatırımlara yönlendirebilmektir.

Siz gençlerimizin sermaye piyasalarına yönelik farkındalık düzeyinin geliştirilmesi, tüm ser-maye piyasası kurumlarının sizlere tanıtılması, çocuk ve gençlerden başlayarak tasarruf ve yatırım bilincinin oluşturulması, finansal eğitim konusunda bilgilendirme amacı ile düzen-lemiş olduğumuz yarışmaya bu yıl 81 ilden binlerce genç katıldı. Her biri bir yeni bir fikir içeren ve ciddi bir emek ürünü olan eserler, bizlere sizlerin bu konulara olan ilgisini açıkça gösterdiği gibi değerlendirme sırasında bizleri de oldukça zorladı.

Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz kompozisyon yarışmasının, Uluslararası Çocuk ve Gençlik İçin Finans (Child and Youth Finance International) kuruluşu tarafından 4 Nisan 2012 tarihin-de Hollanda’da düzenlenen törenle ülke uygulamaları kategorisinde ikincilik ödülüne layık görülmesi de bu konuda ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bizlere gösterdi.

Yarışmaya “Bir Pasta Tarifi” başlıklı kompozisyonla katılan İlköğretim Bölümü birincisi Dilruba Nilhan KUTLU “Bana göre, yatırım yapanlar için kazanç; tarifi bilinmeyen lezzetli bir pasta gibi. Herkes doğru karışımın ne olduğunu merak ediyor, araştırıyor ve o pastadan tatmayı, pay almayı istiyor.

Benim tarifim şöyle olurdu:

Birikimlerinizi; biraz hisse senedi, bir parça tahvil, bir tutam döviz ve göz kararı altın alar-ak değerlendirin. Böylece riski dengeleyin. Piyasaları takip edin ama gerçekçi ve sabırlı ol-mayı unutmayın. Pasta ne kadar büyük ve lezzetli olursa olsun çalışmaktan, tutumlu olmak-tan vazgeçmeyin. Hazır olduğunda afiyetle yiyin ve hayallerinizi asla ertelemeyin.” diyerek ne güzel tarif etmiş kazancı. Bir taraftan tasarruf edin derken, öte taraftan riski dengeleyin, bununla beraber hayallerinizi ertelemeyin diyor.

“Yolculuk” başlıklı kompozisyonla Ortaöğretim Bölümünün birincisi olan Emre KANİK ise finans piyasalarını doğru anlayabilmek ve bilinçli yatırımcı olabilmek için okullarda okutu-lacak dersi okyanusta bir yolculuğa benzetiyor. Nasıl ki yolculuk için bir yelkenli, yelkenleri dolduracak bir rüzgâr, gidilecek hedef için bir pusula gerekiyorsa finans piyasalarını anlaya-bilmek ve bilinçli yatırımcı olabilmek için de içi hem teorik hem pratik bilgilerle donatılmış bir derse ihtiyaç olduğunu söyleyerek, bizlere finansal eğitimin nasıl verilmesi gerektiği konusunda yol gösteriyor.

Tasarruf ve yatırım bilincinin siz sevgili gençler sayesinde ilköğretimden başlayarak her yaş grubuna ülke düzeyinde hızlı bir şekilde yayılacağına olan inancımız her geçen gün biraz daha artıyor.

Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Türkiye Ser-maye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği ve bu kompozisyon yarışmasında emeği geçen, katkı sağlayan herkese teşekkür ediyor, geleceğimizin teminatı olan siz gençlerimizi sevgiyle ku-caklıyorum.

Vedat AKGİRAY

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı

Ankara, 2012

3

Page 4: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler
Page 5: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler
Page 6: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

SPK Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler Belli Oldu

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından, İl Milli Eğitim Müdürlüklerince, yurt genelinde 81 ilden toplanan binlerce eser arasından seçilerek, Kurulumuza iletilen ortaöğretim kısmı için 214, ilköğretim kısmı için 254 olmak üzere toplam 468 eser değerlendirmeye alınmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ve Sermaye Piyasası Kurulu’nca görevlendirilen Değerlendirme Kurulu tarafından Kurulumuzun Ankara’daki merkezinde titizlikle yapılan in-celeme sonucu 23.04.2012 tarihinde dereceye giren eserleri belirlenmiştir.

İlköğretim 6,7 ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen “Anne-Ba-banızın yerinde siz olsaydınız çocuklarınızın hayallerini gerçekleştirmek için nası tasarruf ederdiniz? Yaptığınız tasarrufları hangi yatırımları yaparak değerlendi-rirdiniz?” konulu kompozisyon yarışmasında “Bir Pasta Tarifi” isimli eserle katılan Dilruba Nihan Kutlu ilköğretim bölümünün birincisi olmuştur.

Ortaöğretim öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen “Finans piyasalarının doğru anlaya bilmek ve bilinçli yatırımcı olabilmek için okullarda bir ders konulacağını varsayınız. Sizce bu dersin içeriğinde neler olmalıdır? Bu dersi alarak hangi konu-ları öğrenmek isterdiniz? konulu kompozisyon yarışmasında “Yolculuk “ isimli es-erle katılan Emre Kanık ise ortaöğretim bölümünün birincisi olmuştur. İlköğre-tim için yedi, ortaöğretim için ise on eserin dereceye girdiği yarışma sonucuna göre kazanan öğrencilere 6 adet tablet bilgisayar 11 adet dijital fotoğraf makinesi hediye edildi.

6

Page 7: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Kompozisyon Yarışması İlköğretim Eserlerinin Değerlendirme Sonuçları

Ayrıca yarışmada dereceye giren öğrenciler, aileleri ve öğretmenleri ile birlikte İstanbul Finans Kurumları gezisine katıldılar. Ayrıca yarışmada dereceye giren öğrenciler, aileleri ve öğretmenleri için çeşitli etkinlikler düzenlendi.

Sermaye Piyasası Kurulu tarafından ülke genelinde ilköğretim ve ortaöğretim okulları arasında ayrı ayrı gerçekleştirilen kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilerin bilgileri aşağıdaki gibidir:

Değerlendirmede emeği geçen Jüri üyelerine teşekkür ederiz.

MEB Gül Şebnem KAHREMANOĞLUMEB Zafer YAZIMEB Ertuğrul YEŞİLOĞLUSPK Müge TAŞÇISPK Emel KOÇAKİMKB Tülin ERKILINÇİMKB Banu POLAT

Kompozisyon Yarışması Lise Eserlerinin Değerlendirme Sonuçları

7

Page 8: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler
Page 9: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

İlköğretimden

dereceye

giren eserler ..!

Page 10: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Dilruba Nilhan KutluÖzel Doğa İ .Ö.O. Malatya

10

Page 11: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Dilruba Nilhan KutluÖzel Doğa İ .Ö.O. Malatya

11

Page 12: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Bir Pasta Tarifi

Bir çocuk için dünyadaki en kolay şeydir hayal kurmak ve dünyadaki en kolay şeydir bir çocuğun hayallerini gerçek yapmak; zor olan alın teri dökerek çalışmak ve kazanmaktır. Çocukları hayal kurabilsin diye çalışır çabalar anneler, babalar.

Bazıları kızının her gece hayal ederek uyuduğu kırmızı bisiklet için simit satarken, ko-skoca bir şirketi yönetir bazıları. Bir anne, uçururken dev gibi uçakları, bir baba soğukta yük taşırken akşam oğluna götüreceği oyuncak arabayı düşünüyorsa, üşüyen sadece vücududur, yüreği sıcacıktır aslında…

Yaptıkları iş, verdikleri emek farklı farklıdır ama amaçları ortaktı, çocukları güvenle baksın-lar yarınlara ve hayallerinden vazgeçmesinler asla.

Annem ve babam, bana her zaman doğru ve dürüst olmayı öğrettiler. Paranın yaşamımızdaki önemini anlatırken; “Onsuz yaşayamayız ama her şeyi de satın alamayız.” Dediler ve hayallerim için var güçleriyle çalıştılar. Para kolay kazanılmıyor farkındayım ve parasını iyi yöneten hayatını da iyi yönetiyor.

Dünyada ekonomik kriz içinde olan ülkeler, açlıktan ölen çocuklar var. Ben, anne babamın yerinde olsaydım eğer bunları düşünerek gereksiz harcamalardan kaçınırdım. Alın teri ile kazanıldığından her kuruşa değer verir, bir bütçe yaparak, zorunlu harcamalarımdan arta kalan parayı disiplinli bir şekilde biriktirirdim.

Parada biz insanlar gibidir aslında kazanması için çalışması gereklidir, bu yüzden ben paramı başıboş bırakmaz tembellik etmesine izin vermezdim. Çağımız bilgi çağı, bunu başarabilmemiz için yatırım araçları hakkında bilgi sahibi olmamız, sorgulamamız, ken-dimize uygun olanı seçmemiz gereklidir.

Bana göre, yatırım yapanlar için kazanç; tarifi bilinmeyen lezzetli bir pasta gibi. Herkes doğru karışımın ne olduğunu merak ediyor, araştırıyor ve o pastadan tatmayı, pay almayı istiyor.

Benim tarifim şöyle olurdu:

Birikimlerinizi; biraz hisse senedi, bir parça tahvil, bir tutam döviz ve göz kararı altın alar-ak değerlendirin. Böylece riski dengeleyin. Piyasaları takip edin ama gerçekçi ve sabırlı olmayı unutmayın. Pasta ne kadar büyük ve lezzetli olursa olsun çalışmaktan, tutumlu olmaktan vazgeçmeyin. Hazır olduğunda afiyetle yiyin ve hayallerinizi asla ertelemeyin.

Dilruba Nilhan KutluÖzel Doğa İ .Ö.O. Malatya

12

Page 13: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Hatice Simge KaradoğanDenizköşkler i İ .Ö.O./Avcı lar-İstanbul

13

Page 14: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Hatice Simge KaradoğanDenizköşkler i İ .Ö.O./Avcı lar-İstanbul

14

Page 15: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Hatice Simge KaradoğanDenizköşkler i İ .Ö.O./Avcı lar-İstanbul

15

Page 16: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ne Yapmalı?

Anne ve babalar her türlü fedakarlıkta bulunarak kendi zevk ve ihtiyaçlarından ödün ver-erek çocuklarının gelecekleri için tasarruf yaparlar.

Peki ya biz çocuklar anne babamızın yerinde olsaydık nasıl tasarruf yapardık? Tabii ki kolay olmayan bu tasarruf durumunu çeşitli yollardan sağlayabiliriz. Öncelikle okullarda gerçekten fazlaca üstünde durulan sigara konusu. Hem sağlığa hem ekonomiye büyük zarar. Aylık alınan sigara yerine bu para kenara konulsa ekonomiye sağlıktan inanılmaz fazla kar sağlanır. Az para gibi bakmamak gerekiyor. Çünkü damlaya damlaya göl olur. Aylık biriktirilen para senede bir hayli miktar para oluşturabilir.

Bir başka durum ise araba. Araba başlı başına bir para harcama nedeni çok özel ve acil durumlar dışında otobüs, metrobüs, tramvay gibi toplu taşıma araçları kullanılsa kesemize büyük kar sağlar. Bununla kalmaz çevremizin kirlenmemesini de sağlar. Arabanın bakım, benzin vb. masraflarının azalması bile bizim bir tasarruf yapmamızdır. Ya da buna benzer yakın mesafelerde araba kullanılmasının hiçbir anlamı yok. Boşuna masraf. Yakın mesafe-ler bir diğer adıyla yürünebilecek uzaklıktaki mesafeler yürünse en basit bir tasarruftur.

Evimizde belki farkında olmadan aşırı derecede israf yapıyoruz. Boşa yanan ışıklar, boşa çalışan televizyon, boşa akan musluk, gereğinden fazla yüksek kalorifer derecesi, diş fırçalarken akan boşuna su…

Daha o kadar çok şey sıralanabilir ki! Bunların hepsinin olmadığı düşünülse yani bu kadar çok israf yapılmasa inanın bana çocuğumuzun geleceği için belki en çok kar buradan sağlanır.

Tasarruf yapmak için daha yaratıcı olmak gerekirse eğer sıcak bir yerde oturuyorsak ned-en güneş, rüzgar gibi yinelenebilir ve ekonomik enerji kaynaklarından kullanmayalım? Dediğim gibi yapılan tasarrufla sağlanan paraya az bakmayalım. Sonuçta çoklar azdan oluşur. Sıcak bir bölgede oturuyorsak güneş paneli gibi harika bir alet kullanarak suyu-muzun ısıtılması ya da daha pek çok konuyu rahatlatmış oluruz.

Başka bir konuya daha değinmek istiyorum. Zevkler…

Bu konuda biraz kendimizi kısabilir, ödün verebiliriz. Bazı akşam yemeklerini –özel zam-anlar dışında- biraz kısarak ekonomi yapılabilir. Bayanların alışveriş tutkunluğunu bil-meyenler yoktur. Bayanlar ihtiyaç dışındaki alışverişleri çok az da olsa kısabilirler. Ya da yine bayanlar kuaför masraflarından biraz kıssalar ne olur sanki? Farklı bir bakış açısıy-la çocuğumuzu özel okula göndermeyebiliriz. İlkokulda özel eğitimin doğru olmadığını düşünüyorum. Tabi ki bu durum kişiseldir.

Tasarruf yapmanın pek kolay olmadığını söylemiştim. Peki, bu tasarrufu yaptık da nerede kullanacağız? Bence bu da gayet önemli bir konu çünkü yaptığımız tasarrufların boşa gitmesini istemeyiz.

Hatice Simge KaradoğanDenizköşkler i İ .Ö.O./Avcı lar-İstanbul

16

Page 17: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Günümüzde dil zorunlu hale geldi. Hatta artık birden fazla dil gerekiyor işe girmek için. Bu nedenle dil kursuna gitmek şart. Ayrıca üniversitenin kitap, harç vb. masrafları da var. Sa-dece üniversite ile iş bitmiyor. Mezun olduktan sonra hemen hemen her için Kamu Per-soneli Seçme Sınavı’na girmek zorundayız. Bunun için kursa gitmek gerek. Ayrıca yüksek lisans gibi önemli konular da var. İşte yaptığımız tasarrufun bir kısmını hemen hemen sorunlu denebilecek bu işlerin masraflarında kullanabiliriz.

Bahsi geçen dil konusuna tekrar değinmek istiyorum. Çünkü dil için kurs şart ya da yurt dışına gidip diyalogları tam yerinde öğrensek ne güzel olur. Üniversitelerde bunun için geniş imkanlar var. Sınava girip başarılı olunursa öğrenci değişim programlarına başvuru-labilir. Çünkü dil aslında yerinde öğrenilir. Yurt dışının bunun için kesinlikle gerekli old-uğunu düşünüyorum. Sadece dil için değil bir üniversite öğrencisinin yurt dışı deneyimi kazanması gerektiği kanısındayım. İşte bu konuda tasarruflarımızı değerlendireceğimiz bir yer.

Bir öğrenci eğitiminde başarılı olduğu kadar sosyal hayatta da başarılı olmalı. Yani öğrencinin hobisi, meşgul olduğu güzel en az bir şey olmalı. Müzik, spor, tiyatro gibi. Bunlar da geliştirilmeli, yarıda bırakılmamalı. Bu konunun önemi yeterince kavranmam-akta ama bizler bu konuda çocuğumuza kesinlikle yatırım yapmalıyız.

Birde şu konu var. Emeklilik yaşı ileriye alındı. Çocuğumuzu erken sigortalatırsak bu konuyu halletmiş oluruz. Çünkü gerçekten yaş konusu biraz abartıldı diye düşünüyorum. Her konu gibi bu konuda kişinin isteğine bağlıdır.

Yaptığımız tasarrufları bir arsa olarak da değerlendirebiliriz. İleride çocuğumuzun ge-leceği için çok işe yarar. Anne, baba olmak kolay değilmiş gerçekten. Tasarruf yapıp onu değerlendirmekte.

Çocuğumuzun güzel ve rahat bir geleceğe sahip olmasını istiyorsak elimizden gelen tasarrufu yapıp, bunu en iyi şekilde değerlendirelim.

17

Page 18: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Mehmet Sadi GençEcz. Fadime Bolkan İ .Ö.O./Sal ih l i-Manisa

18

Page 19: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Mehmet Sadi GençEcz. Fadime Bolkan İ .Ö.O./Sal ih l i-Manisa

19

Page 20: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Mehmet Sadi GençEcz. Fadime Bolkan İ .Ö.O./Sal ih l i-Manisa

20

Page 21: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Kalbe de Yatırım Yapmak Lazım

Her anne baba için ön planda her zaman çocukları vardır. Hemen hemen her gün çocuk-larına “Sen derslerine benden daha iyi çalış, benden daha iyi mevkilere ulaş…” şeklinde nasihatlerde bulunurlar ve çocuklarının gelecekteki hayallerinde en rahat bir şekilde yaşamaları ve hayallerini başarıyla gerçekleştirebilmeleri için çok büyük yatırımları gö-zlerini kırpmadan yaparlar. Ben de bunun gibi bir çok nasihat işitmiş ve gelecekteki hayali içinçok büyük yatırımlar yapılan bir çok kişiden biriyim.

Benim yaşımdaki birçok insan “Ailem benim için, benim geleceğim için maddi ihti-yaçlarının bir kısmından tasarruf yapıyor ve yaptıkları bu tasarruflarla benim geleceğim için çeşitli yatırımlar yapıyorlar. Peki ben ailemin yerinde olsaydım çocuklarımın geleceği için nasıl bir tasarruf yapardım ve yaptığım bu tasarrufları ne tür yatırımlarda değerlendi-rirdim.” şeklinde bir fikir üretimi yaparlar. Ben de bu konu üzerinde kafa yormaktayım.

Her akşam alışılageldiği üzere tüm aile evimizin salonunda oturuyorduk. Kardeşim ve ben çalışma masalarımızda okul ödevlerimizi yaparken annem ve babam da bizim ge-leceğimiz için yaptıkları tasarrufları ne tür yatırımlarda değerlendirebilecekleri hususunda fikir alışverişinde bulunuyorlardı. Yaklaşık bir saat boyunca onların bu sohbetlerini dinl-edim ve bu fikirler hakkında düşünmeye başladım. Vakit geç olmaya başlayınca yatağı-ma girdim ve bu konuda kafa yormaya devam ettim. Her zaman olduğu gibi planlarımı yaparken uyuya kalmışım. Artık rüya halindeyim. Rüyamı merak ediyorsunuz, değil mi? Durun, anlatayım.

Rüyamda evlenmişim. Hatta baba olmuşum. Evliliğimizin tabi sonucu olan iki tane de çocuğumuz varmış. Bir oğlan bir kız.

Oğlanı hiç sormayın. Aynı bana çekmiş. Biraz tembel mi ne! Ama kız!... süper Tek kelimey-le muhteşem. Neyse, rüyamı anlatmayı devam edeyim. Sevgili eşimle çocuklarımızın ge-lecekleri için biriktirdiğimiz tasarrufları nasıl değerlendirebileceğimiz ve hangi yatırımları yapacağımız konusunda tartışıyorduk.

Bu tartışmalar bana çocukken annemle babamın benim hakkımda yaptıkları tartışmaları hatırlattı. Nasılda benziyordu. Bayağı şaşırmıştım. Neyse.

Eşim “Bankaya para yatıralım.” Derken ben bir yandan “Ev alalım.” O bir taraftan “Borsada değerlendirelim.” diyordu. Tartışmalarımız devam ederken evimizin kapısı çaldı. Ben kapıyı açınca karşımda ak sakallı, yaşlı bir dede gördüm. Bana “Tanrı misafiri kabul eder misiniz? diye sordu ama hemencecik içeri dalıverdi. Başta ben olmak üzere eşim ve çocuklarım-da şaşkın şaşkın bakıyorduk. Yaşlı dede sanki dedem gibi gayet rahat baş köşeye oturdu. Sonra da bize ne konuştuğumuzu sordu. Ben de anlattım. Anlattıklarımı dinleyip biraz düşündükten sonra “Evladım doğru söylüyorsun, çocuklarımızın geleceği için bankaya, borsaya, altına ve bunun gibi bir çok alana yatırım yapmak çok güzel bir düşünce; fakat bunun gibi yatırımların yanında çocuklarının kalbine yani ahlakına da yatırım yapmalısın. Evlatlarım! Elbette ki bilgi güzel bir şeydir.

Mehmet Sadi GençEcz. Fadime Bolkan İ .Ö.O./Sal ih l i-Manisa

21

Page 22: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Hakiki mürşit ilimdir. Fakat bilgi aynı zamanda öldürücü bir silahtır. Çocuğunuz ileride doktor oldu diyelim. Eğer sizler çocuğunuza şimdiden güzel ahlak ve insani değerleri vermezseniz, doktor olduğunda çocuğunuz bu doktorluk bilgisini kötü emellerine kullan-mayacağı ne malum? Belki de organ mafyacılığı yapacak. Tamam, yavrularımız için her türlü tedbiri alalım; ama insani ve ahlaki değerlerini de ihmal etmeyelim. Kalbe yapılan yatırım hiçbir zaman çökmez, boşa da gitmez.” Dedi ve ortadan kayboldu.

Ben de tam o sırada rüyadan uyandım. Büyük bir şok içerisindeydim. Gerçekten de ak sakallı dedemin söylediklerinde büyük bir hakikat payı vardı. O kadar yatırımla tahsil edilen bilgiler ahlaki değerlerden yoksun bir kalbin elinde ölümcül bir silaha dönüşebilir.

Mesela bir bilgisayar mühendisi ahlaki değerlerden yoksun olarak yetiştirilirse korsanlık yapıp insanların kredi kartlarını boşlatabilir veya devlet kurumlarının sitelerini çökertip tüm ülkeye zarar verebilir.

Ben de gelecekte inşaat mühendisi olmak istiyorum. Benim yaptığım binalarda yaşayan insanların en ufak bir depremden dolayı binalarının yıkılmasını ve onların ölmesini iste-mem. Belki de ben ileride baba olacağım. Çocuğumun veya çocuklarımın geleceği için borsaya, bankaya, gayrimenkule ve bunun gibi birçok alana yatırım yapacağım. Fakat bunların yanında onların ahlaki yönlerine de önem vereceğim. Çünkü ahlak olmadan hiçbir bilgi kalıcı ve insanlığa faydalı olamaz.

Ne demiş Ziya Paşa:

Bed asla necabet mi verir hiç üniforma

Zer-düz palan vursan eşek yine eşektir.

Yani demek istiyor ki:

Kötü kalpli huyla kimseye makam-mevki-zenginlik hiç yükseklik kazandırmaz. Altın işle-meli palanın da olsa eşek yine eşektir.

22

Page 23: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Mehmet Doğan BabaoğluGazi İ .Ö.O./Merkez-Kahramanmaraş

23

Page 24: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Mehmet Doğan BabaoğluGazi İ .Ö.O./Merkez-Kahramanmaraş

24

Page 25: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Çocuğa Yatırım Ülkemize Yatırımdır

Anne baba her zaman çocuğun iyiliğini ister. Keşke istemekle olsa. Anne baba o çocuğu sevgi hamuruyla yoğurmalıdır. Bir çocuk doğduğu anda hatta doğmadan geleceği düşünülmelidir. Çocuğun gelecekte iyi bir yaşam sürebilmesi için yatırımlar yapılmalıdır. Maddi ve manevi yatırımlar. Manevi yatırımlarla çocuklara uygun davranışlar öğretilir. Sevgi, paylaşma kavratılır. Bu bir ders olarak değil yaşamla öğretilmelidir. Unutmamalıyız ki çocuk anne babasından nasıl davranış görüyorsa ileride çocuğuna o davranışları uygu-lar. Bunun için çocuğa sevgi ile yaklaşılmalıdır. Ama bu şımartmak anlamına gelmez. Eğer ki çocuğunuz evde ailesinden gördüğü ilgiyi dışarıda arkadaşlarından, öğretmeninden de göremeyince büyük hayal kırıklığına uğrar. Bu şekilde çocuğunuza çok büyük şekilde zarar verirsiniz. Sevginizi çocuğa orantılı bir şekilde göstermelisiniz.

İyi bir eğitimde bir yatırımdır. İyi bir ilköğretim, lise, üniversite bunların hepsi kişiye yapılan bir yatırımdır. Kendisini geliştirerek geleceğin yatırımı kendisi olur. Günümüzde yabancı dil bilmeyen zor durumda kalıyor. Bu gelecekte de devam edecektir. Bunun için iyi bir yabancı dil eğitimi de almak şarttır. Her yönden iyi bir eğitim başarılı bir gelecek demektir. Bunun için çocuklarınızı her türlü imkanlardan yararlanarak yetiştirmek anne babaların vazifesidir. Okumak, iş kurmak için sermaye gereklidir.

Hayatta başarılı olmanın bir yolu düzendir. Bu alışkanlığı çocuğa evde düzenle vermel-isiniz. Düzen sahibi olmayan insan başarılı olamaz. Düzen yanında tasarruflu olmayı da getirecektir. Çocuklara doğadaki her şeyin dikkatli bir şekilde heba edilmeden kullanılması gerektiği öğretilmelidir. Bunu ancak anne babalar uygulamayla öğretebilirler.

Manevi yatırım kadar maddi yatırım da önemlidir. Anne baba çocuklarının hayallerini gerçekleştirmek ister. Bu da ister istemez maddiyata dayanır, yatırım ister. Burada yatırım derken yüklü bir para gerekmiyor. İlerde işe yarayacak paranızın olması için çocuklarınızı düşünerek tasarruf etmelisiniz. Unutmayalım ki küçük bir kıvılcım bir gün umut güneşi olabilir. Yapmamız gereken sadece çocuk doğduğu gün ona ait bir banka hesabı aç-mak. Bütçenize uygun şekilde belirli aralıklarla para yatırmanız yeterli. Bugünü değil yarını düşünmeliyiz. İleride çocuğunuz gerekirse öğrencilik hayatında, gerekirse iş hayatında işine çok yarayabilir. Yatırımı bir ihtiyaç olarak değil; zor günler için hazırladığımız bir tedbir olarak düşünmeliyiz. “Sakla samanı gelir zamanı” diyerek paramızı çocuğumuz için tasarruf ettirmeliyiz. Biz lüks yaşamayı seven bir milletir. Bu lüksleri kısmalıyız. Paramızı boşa çarçur etmemeliyiz. Evimizde suyumuzu, elektriğimizi tutumlu kullanmalıyız. İhti-yaç olmayan şeylere para harcamamalıyız. Akıllı bir insan mutlaka kendisinin ve çocuk-larının geleceğini düşünür ve ayağını yorganına göre uzatır. Cimrilik yapmadan tutumlu olma sanatını evinde, işinde, okulunda, hatta sokakta hayatının tüm alanında uygular. Bunu çocuklarına da öğretir. Böylece mutlu, güzel, parlak ve başarılıyla dolu bir geleceğin hayalini kurar hatta bu geleceğin kapılarını şimdiden aralamış olur.

Mehmet Doğan BabaoğluGazi İ .Ö.O./Merkez-Kahramanmaraş

25

Page 26: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Eğer ki elimizde yüklü bir para varsa illa bunu bankaya yatırmak zorunda değiliz. İleride değerli hale gelecek arsa, ev, tarla vb. satın alabiliriz. Ama bu şekilde yatırım yaparken dikkat etmemiz gereken önemli şey gelecektir. İleride değeri yükselen şeylere paramızı yatırmalıyız. Ekonomiyi çok iyi bilmeli Türkiye’deki ve dünyadaki tüm gelişmeleri takip etmeliyiz. Paranızı altına yatırmak da mantıklıdır ama bu şekilde altını paraya çevirirken en iyi zamanı bulmalısınız. Bu altını alırken de geçerlidir. Paranızı borsaya yatırmak için biraz tecrübeli olmalısınız, bu işten anlamalısınız. Ve biraz da şanslı olamalısınız.

Eminim ki bu yatırımlara sahip çocuk çok şanslıdır ve hayatında başarılı olacaktır. Ve un-utmayalım ki çocuklarımıza yatırım yapmak, cennet ülkemize yatırım yapmak demektir.

26

Page 27: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Furkan ÇubukçuAdacami İ .Ö.O./Güneysu-Rize

27

Page 28: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ne Cimrilik Ne De İsraf

Yaşamın en yönlerinden birisi, cimriliği ve israfı dengelemek olmalıdır. Her ikisi’de insanı cezbeden bir yapıya sahiptir. Ve birisine kapılınca diğerini unutur, orta noktayı bulmakta zorlanırız. Bunları dengelemek ve tasarruf yapmaksa en güzel erdemlerdendir. Herşeyi gerektiği zamanda ve miktarda harcamalıyız.

Günümüzde hızlı bir şekilde tüketici bir toplum oluşturmak istenmektedir. Oluşturul-muşturda. Bu tüketici toplumu içerisinde de tasarruf yapmak ve bilinçli bir tüketici ol-mak zorlaşmaktadır. Sayıları her geçen gün artan alışveriş merkezleri de tüketimi sürekli destekleyen unsurlardan birisidir. Tabi her geçen gün çeşitlenen ve sonu olmayan insan ihtiyaçları da israfa giden yolda büyük aşamalardır.

Ülkemizin ve benim ailemin ekonomi noktasında en büyük sorunlarından birisi de el-ektronik eşya alımı noktasında yaşanmaktadır. Geçenlerde bir gazetede okumuştum 2011 yılında milyarlarca liramız cep telefonu alımına harcanmış. Benim ailemde babam yüzenden bu duruma katkı yapmış bulunuyor. Babamın kaçıncı telefonu kullandığını bilmiyorum.

Benim annem ya da babamın yerinde olsam tasarruf konusunda çocuklarıma örnek olar-ak başlardım işe. Alışverişlerimi de planlı yapardım. Ve çocuklarıma karşı sorumlu olduğu-mu asla unutmazdım. Temel ihtiyaçlarımız dışındaki elbise ve elektronik eşya alımlarında kısıtlamalar yapardım.

Tasarruflarımı nasıl değerlendireceğimi çok düşünmedim ama çocuklarıma yönelik yatırımlarda bulunurdum herhalde. Yatırımlarımı onların eğitimilerine harcardım. Birde çocuklarıma ileride yaşayabilecekleri ev yaptırmak isterdim. Onların rahat etmesi için yatırımlarda bulunurdum.

En büyük tasarruf konularımızdan birisi de kuşkusuz doğal kaynakların tüketimi konu-sunda olmalıdır. Suyumuzu ve elektriğimizi idareli kullanmalıyız. Kişisel araçlarımızı çok mecbur kalmayınca kullanmamalıyız. Günümüzde küresel ısınmanın yaşattıkları ile karşı karşıya kalmış bulunmaktayız. Gelecek kuşaklar için yapacağımız en büyük yatırım, doğaya yapılan yatırımdır. Çocuklarımıza bir çok para ve kaynak bırakabiliriz ancak yaşay-abilecek bir doğa bırakmazsak hiçbir işe yaramaz.

Hepimiz harcamalarımız konusunda daha dikkatli olmalı ve geleceğimize dair yatırımlar-da bulunmalıyız. Dere akarken testiyi doldurmamız gerektiğini unutmamalıyız.

Furkan ÇubukçuAdacami İ .Ö.O./Güneysu-Rize

28

Page 29: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Aslı Fulin ÇalcalıÇorlu Ticaret ve Sanayi İ .Ö.O./Çorlu-Tekirdağ

29

Page 30: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Aslı Fulin ÇalcalıÇorlu Ticaret ve Sanayi İ .Ö.O./Çorlu-Tekirdağ

30

Page 31: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Tasarruftan Yatırıma

Çocukların hayalleri bitip sınır tanımayan gökyüzü gibidir. Bu hayallerin devam etme-sini sağlamak ebeveyinlerin işidir. Gelecekte bir anne olarak yapmak gerekenler var. En önemli de tasarruf.

“Damlaya damlaya göl olur” atasözüne kesinlikle katılıyorum. Bir tasarruf küçük adımlarla başlar. Bir süre sonra bakmışsın ki upuzun yolları aşmışsın. Amerikan Havayolları uçuşlar-da sunduğu kahvaltılarda her tepsiden yalnızca bir zeytini kaldırarak 1987 yılında kırk bin dolar kar etmiş. Ben de Amerikan Havayolları gibi küçük tasarruflarla başlayıp, büyük ka-zanç elde etmek istiyorum.

Tasarrufuma sigara ve alkol gibi olumsuz alışkanlıklardan uzak durarak başladım. Sigara kullanan bir kişinin yıllık sigaraya harcadığı miktar en az bin sekiz yüz yirmi beş Türk Lirası oluyor. Bu parayı sigaraya vereceğime bir bankaya yatırır. İleride çocuklarımın, doğan ih-tiyaçlarına yatırım yapmış olurum.

Para, mal, mülk önemli, fakat çocuğa ayıracak zaman olmadıktan sonra bunların pek bir kıymeti yok. Yapacağım işleri elimden geldiğince çabuk bitiririm. Zamanı iyi kullanıp aileme bol vakit ayırırdım.

Peki bu tasarrufları yapıp da neye harcayacağım? Bence bir ailenin çocuğuna yapabi-leceği en değerli ve önemli yatırım, eğitimdir. Eğitim, bir ailenin çocuğuna miras bırak-abileceği en parlak elmastır. Eğitim, çocuğa balık yakalayıp vermek değil, çocuğa balığı yakalamayı öğretmek ve yakalama fırsatı tanımaktır.

Eğitime nasıl yatırım yapacağıma gelince, bankalar bana çok yardımcı olacaktır. Bankalar, primleri düşük tutar ve vergi teşvikleri yaparsa bu işin çok gelişeceğini düşünüyorum. Güzel ürünler de sunmalı banka. Ben de tercihimi ona göre yaparım. Tercih yapacağım ürünler istediğim zaman nakite çevirebilmeli yatırım fonları benim bu isteğime uygun. Yatırım ürünleri arasında vergi avantajı olan ürünleri seçerim. Hisse senetleri de bu ürün-ler arasında. Bankalar bu ikisini geliştirip yaygınlaştırırsa, hem bize hem de kendilerine büyük kazanç sağlayacaktır.

Çocuğumun küçük yaşta çocukluğundan zevk almasını istiyorum. Şımartmamak koşu-luyla çocukluğunu güzel hale getirmeye çalışırdım.

Bu satırları yazarken anladım ki çocuğumun hayallerinin önüne kırmızı halı sermek için tasarruf ve geleceğine dair yatırımlar yapmalıyım.

Aslı Fulin ÇalcalıÇorlu Ticaret ve Sanayi İ .Ö.O./Çorlu-Tekirdağ

31

Page 32: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Onur ÖztürkBursa Özel F inal İ .Ö.O./Bursa

32

Page 33: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Onur ÖztürkBursa Özel F inal İ .Ö.O./Bursa

33

Page 34: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Onur ÖztürkBursa Özel F inal İ .Ö.O./Bursa

34

Page 35: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Geleceğe Yatırım

Bir gün kocaman bir hediye paketiyle içeri girdiğimde koşup eteklerine sarılmıştım an-nemin. Beni çok iyi anlardı; tek sevgi dilim, hediye almaktı. Kendimi özel hissederdim böyle anlarda. Büyük bir özen ve heyecanla açmıştım kutuyu. İçinden çıkan, kitap ve yine bir kutucuktu. “Kesinlikle Hacıyatmaz’ dır.” diye düşünürken, ikinci kutudan koca göbek-li bir Asteriks çıktı. İlkokul ikinci sınıftaydım, yaşım sekiz… Annem: “Bugünden tezi yok, harçlıklarının bir kısmını düzenli olarak biriktireceksin.” dedi. Biriktirmek mi? O gün için ne tuhaf ve itici bir sözcüktür!...

Su gibi geçti zaman. Onları daha iyi anlıyorum şimdi. İyi bir gelecekti düşledikleri. Eğiti-mim adına, hayallerini gerçeğe dönüştürmekti. Her çocuğun kumbarası olurmuş eskiden. Annem de benim için bir kumbara fonu açtırmıştı.Hatırı sayılır bir param olurdu bayramlarda. İlk torunlarıydım çünkü, iki tarafında… Harçlıklarımın büyük dilimi dolarken kumbaraya: “Niye biriktirir ki insan?” diye sızlan-madan da edemezdim. Babam: “Her aile, olanakları ölçüsünde yatırım yapmalı.” derdi. “Gayrimenkul, altın, dolar…” bana yabancı sözcüklerdi. Bir reklamda duymuştum. Ne doğ-ru sözmüş meğer… “Gelecek de bir gün gelecek!” ti. Peki, benim geleceğimi bunlardan hangisi çizecekti?

Sorunlar orta yerde görüşülürdü ailemde. Onlardan bir parçaydım ben de. Anlatırlardı yüksünmeden, paylaşırlardı. Kayıt dışı kalmazdım küçüğüm diye. Risk almaktan korkuy-ordu babam. Borsa, ona göre değildi. Ekonomik gelişmeleri günü gününe izlemek… Bu bir ihtisas işiydi. Yabancı paraların seyri ilginçti. Ev almadan iki yıl önce edindiği dolar-ları, ev alırken daha düşük fiyattan bozdurmak zorunda kalmaları… Hemen sonra doların yeniden tırmanışa geçişi… Gayrimenkul yatırımını da annem sevmezdi. Dedem az mı uğraşmıştı kiracılarıyla!.. Ev, arsa ya da bankada yatan para… Aktif hale getirilip gerek-tiğinde kullanılmıyorsa, bizim için mantıklı değildi.

Neyse ki… Türker eniştem yetişti imdadımıza. Bireysel emeklilik şirketinde yöneticiydi kendisi. Yıllar önce siste, Türkiye’de yeni yeni otururken, annemleri de getirileri adına ikna etmişti. Benim için sisteme girmişti annem. Her ay, belirli bir miktar otomatik olarak yatırılıyor, ödenen paranın bir kısmı da vergi matrahından düşürülüyordu. İlerde bu parayı toplu olarak çekmeyi düşünüyor annem. Yurt dışında doktora yapmam için!... İdolümüz Mehmet Öz”… Benim de onun gibi ünlü bir cerrah olmam, en büyük özlemleri!... Neden olmasın ki!... Bunun için şimdiden biriktiriyor. Kriz yok, risk yok. Kayıp yok!.. Bireysel eme-klilik!... Az ödeyip çok kazanacağını biliyor.

Benim için her şey. İnsan için Eğitim için en önemlisi de. Onun adına yapılan yatırım, yatırımların en değerlisi. “Zenginlik, bilginin ürünüdür” der babam. Annemse sever sarı altını. Eskilerin bildiklerin bildiklerini yabana atmamalı. Hani o, yastık altı dedikleri!... Hoş, evde altında hırsıza davetiye değil mi?Eğitimdir bir ülkenin geleceği. Ondan uzaklaşmadır, toplumların kararma nedeni. Şimdil-erde olağanüstü altın rezervi yığan Çin’in bile: “Planlarınız yüz yıl içinse, insan eğitiniz.” diye geçer atasözlerinde. Gelecek yüzyılı bugünden kurmak için biz de eğitime yapıyoruz tüm yatırımlarımızı…

Hem de ailece!...

Onur ÖztürkBursa Özel F inal İ .Ö.O./Bursa

35

Page 36: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler
Page 37: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

ortaöğretimde

dereceye

giren eserler ..!

Page 38: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Emre KanikGemlik Celal Bayar A.L . /Bursa

38

Page 39: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Emre KanikGemlik Celal Bayar A.L . /Bursa

39

Page 40: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Emre KanikGemlik Celal Bayar A.L . /Bursa

40

Page 41: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Yolculuk

Belli bir yaşa gelene dek yatırımı dayımızın, amcamızın verdiği bozuklukları kumbaramız-da biriktirmekten ibaret bilmedik mi? Peki ya hayatını yarış atı misali geçiren biz milenyum çağı çocukları için yatırım ya da finans gibi kavramların bu yarışın dışında kaldığını red-dedebilir miyiz? Bu yüzden üzerimize düşen ilk görev, bir kitap basıp bu kitabı okullarda okutmak yerine bu kitabın içindekileri nasıl öğreteceğimiz olmalıdır.

Bu derste vereceğimiz bilgileri, kavramları bir okyanus misali düşünmekle başlayalım. Su-yun üzerinde kalabilmek için bir yelkenliye ihtiyacımız var. Yani derslerde verilecek teknik bilgiler. Peki, amacımız bu uçsuz bucaksız okyanusta yerimizde saymak mı, yoksa yol-culuğa çıkmak mı? Hedefimiz taze kanlardan potansiyel yatırımcılar oluşturmak olduğu için; amacımız tabii ki yolculuk. Peki, bunu nasıl başarabiliriz? Tabii ki arkamıza alacağımız rüzgâr sayesinde. Günümüz eğitim anlayışının temellerini atan John Dewey’in de dediği gibi: “Bireyin psikolojik yapı ve aktivitelerini kavramayan bir eğitim gelişigüzel ve keyfidir. Bireyin zihinsel aktiviteleriyle buluşursa sıçrama noktası yakalar, aksi takdirde ihtilaf ve parçalanma yaratır.” Yani öğrenciyi bir yolculuğa çıkarmak için, bilgileri öğrencinin bey-nine ezbere dayalı olarak kazımaya çalışmak yerine, öğrenci psikolojisine uygun olarak ve ilgi çekici şekilde bu dersi yaşama fırsatı vermek gerekir.

Gelelim yelkenlimizi yolculuğa çıkarmaya. Öncelikle dersi can alıcı noktalarla beslemeliyiz. Söz gelimi; ekonomi ve finans gibi kavramları beynimizdeki soyut kavram köprüsünden karşıya geçirmekle başlamalıyız işe. Öğrenci bu kavramların, yerinden oynamayacak taşları dahi oynatabilecek kudrete sahip olduğunu bilmeli. Bir nevi Hiroşima’ya atılan atom bombasının şaşkınlığı yaratılmalı beyinlerde. O zaman ekonomi dünyasının atom bombasını bularak başlamalıyız işe. Nasıl mı? Ekonomik krizler… bir ülkeyi batırıp başka bir ülkede yiyecek ekmek bulmayı olanaksız kılan, ekonomik krizler. Büyük buhran anlatıl-malı mesela. Ya da çok uzaklara gitmeye gerek yok. 2001 yılı hepimizin aklında canlandı bile. Öğrencinin göz bebeğindeki şaşkınlık tomurcuğu, yelkenlimize ihtiyacı olan rüzgârı verdiğimizin kanıtıdır. Ve yelkenlimiz yolculukta.

Öğrencilerimizin kafasında büyük bir bilgi açlığı oluşturduk. Şimdi bu bilgi açlığını kulla-narak devam edelim. Öncelikle ülkemizde bu işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeli öğren-ci. Sermaye Piyasası Kurulu kısa ve öz şekilde anlatılmalı. Aracı kurumlar, yatırım ortak-ları ve yatırım fonları betimlenmeli beyinlere. Bunlardan da öte belki hepimizin kulak aşinalığının bulunduğu bir terim olan İMKB, ana haber bültenlerinden sonra duyduğumuz ve açılımını bilmenin ayrıcalık olduğu bir terim olarak kalmamalı. İşlem gören şirketler arasında çayımızın yanından ayırmadığımız kurabiyeleri öğreten firmanın, hatta fanatiği olduğumuz futbol takımının bile işlem gördüğü büyülü bir dünya olduğunu göstermeliyiz.

Emre KanikGemlik Celal Bayar A.L . /Bursa

41

Page 42: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Gelelim bu büyülü dünyanın kapılarını öğrenciler için aralamaya. Artık temelini attığımız binalara, tuğla örüp son rötuşları atmaya geldi sıra. Şirketler nasıl kurulur, nasıl büyür? Büyüyen şirketler kendilerini para karşılığında devretmek yerine neden halka arz eder? Peki, “halka arz” nedir? Halka arz edilen şirketlerin hisse senetleri nasıl hem şirkete, hem yatırımcıya kâr sağlar? Peki, “hisse senedi” nedir, “tahvil”den farkı nedir? Öncelikle bunlar ayrıntılarıyla anlatılmalı. Tabii teorik olarak vermek yetmez, çeşitli animasyonlarla can-landırılıp, desteklenmeli bu bilgiler.

Artık sıra bilinçli yatırımcılar yaratmaya geldi. Risk kavramı burada önemli bir noktadır. Ne demiler, büyük dalgalar büyük denizlerde olur. Bu yüzden risk-getiri ilişkisi iyi şekil-de kavratılmalı öğrenciye. Borsada her zaman kâr edemeyeceğimiz gerçeği öğretilmeli. Her şeyden öte yatırımın en temel kavramı enjekte edilmeli öğrenciye: “Yumurtaları aynı sepete koymamak.” yani “çeşitlendirme”. Verilecek derslerde pusula görevi görmeli bu kavram. Bize yol göstermeli, cesaret vermeli. Ayrıca okyanustaki yolculuğumuzda köpek balıklarından korunmamız gibi bir gerçek var: Borsa simsarları. Bunlardan korunmamız için gerekli olan bilgiler anlatılıp, özgüven aşılanmalı eğitmenler tarafından.

Şimdi elimizde ciddi bir potansiyele sahip yatırımcı genç nesil var. Böylece vergi gelirleri artmış, istihdam olanakları gelişmiş, refah seviyesi yüksek bir ülkeye merhaba diyerek bu uzun yolculuk sonunda karaya ayak basmanın mutluluğunu yaşayabiliriz.42

Page 43: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Emine ÖzdemirGöl Anadolu Öğretmen L . /Samsun

43

Page 44: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Masaldaki Ekonomi Dersi

Zaman zaman içinde, ders ders içinde, herkes hayatın hayat türlü derslerin içinde. Kimi harıl harıl çalışırken aydın insan olma niyetinde; kimi olmaz bir harf öğrenme peşinde. Yetmiş yedi milyon hikâye türlü türlü dizilişi harflerin, yerini tutmaz hiçbir şey ne aile değerinin ne bilginin yani senin!

Raf raf kitaplar, cilt cilt, sayfa sayfa. Raflarda uçtan uca antikalar gibi tozlu kimisi, kimisi tozdan ziyade değerli antika. Bizden kaplumbağalar yetiştirdi bu yeni tasarruf konularını ağır ağır; ardından çok tavşanlar kovaladı belki de. Belki de Alaaddin’in sihirli lambasından çıkıverdi, zevkle kullandığımız aklımızdan bir akıllı piyasa.

Yumurtayı soydum, kabuklarını uzaklara koydum, ekonomi derslerini programa koydurd-um. Sepetin altı bir delinse kırılır gider bütün yumurtalar. Marifet yumurtaları biriktirmekte değil, grup grup yapabilmekte, yarınki öğünlerde istediğin yemekte. İlla tavuğun karnını yarmak gerekmez altın yumurtaları biriktirmek için. Önce dersini oku, borsayı, endeksi, vadeyi bil. Sonra kalkınmış geleceğin eline gelir.

Geniş geniş zamanda öğrenci hep mi zorda? Her çıkışın inişi misali; bir yukarda olursun bir aşağıda. Gökten zembille inmez yüksek yüksek notlar, boş zaman kavramı yok, der-sler hayattır boş durma. Ne kadar iyi olursa evvel ve ahir ekonomin, işte bu hayat senin. Kilidi huzur gibi hisseden, altından, dövizden konular benim olsa, yaşamayı öğretecek ekonomi dersim olsa.

Buldum bir köşe; yaşımı hesaplamadan başladım işe. Şöyle geleceğe bakıverirken, aklımı saptırmadım, aldırmadım beynimde çalan zillere. Verimi dağıttım tavşanın sepetlerine. Tembelliği erittim yumurtaları pişirdiğim ateşte. Ekonomi hayattır dedim. Ne zamandır evvel ve ahiri piyasasında ibretlik halleri izlemekte idim.

Sepet sepet yumurta, bu devirde de herşey para. Çar çur edersen çekersin; havadan gel-sin diye mi bekleyeceksin? Paramı nasıl kullanacağım bir öğretenim olsa, ondan sonra bir yığın ödevim bile olsa!

Gökten üç elma düştü. Biri parası zembille inip iki gün sonra anca üzerindeki giyeceği kalanlara, diğeri ödev, hayat, ders ne bilemeden boş boş geçinenlere, en güzeli ise, esen rüzgârların önüne kapılmadan evvel ve ahiri ekonomi dersinde bir harf öğretenlere!

Emine ÖzdemirGöl Anadolu Öğretmen L . /Samsun

44

Page 45: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Furkan YenigeldiTaf lan Yayl ı M.L . /Samsun

45

Page 46: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Furkan YenigeldiTaf lan Yayl ı M.L . /Samsun

46

Page 47: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Dersimiz Risk Yönetimi

Finans deyince birçok kişinin aklına para; para deyince de kazanma duygusu ya da kay-betme korkusu gelir. Bu korku ve içgüdü insanın doğasında vardır. Çocukluktan itibaren kendini gösterir insan ruhunda.

Hepimiz çocukluğumuzda nasıl para biriktirdiğimizi hatırlarız. Kimimizin mavi, kimimizin pembe sevimli kumbaraları vardır. Doğum günü, bayram, sınıf geçme, sünnet, mezuniyet derken kumbaralarımızı doldurma yarışına gireriz. O sevimli teneke kutunun açılacağı anı sabırsızlıkla bekleriz. Biz her ne kadar o kutudan çıkan paralarla kocaman bir uçak alma hayali kursak da babamız bizim adımıza açtığı bir banka hesabına harçlıklarımızı yatırır ve şöyle söyler: “Bunlar senin gelecekteki hayallerini gerçekleştirecek olan birikimlerin. Seninle birlikte onlar da büyüyecek.” Pek anlamayız o günlerde bu sözlerin kıymetini. Biz istediğimiz oyuncağı alamamanın hüznü ve içimizdeki kazanma içgüdüsünün tattırdığı heyecanla, yarı buruk yarı sevinçli ayrılırız bankadan.

Peki ya kaybettiğimiz zamanlar… Belki de hatırlamak istemeyiz. Ama kaybettiğimiz bily-elerin, renkli kartların ve tasoların acısını içimizde hissederiz, gözü yaşlı evin yolunu tut-tuğumuz günler birer gerçektir.

Aslındaki çocukluktaki bu üç beş kuruşa aldığımız bilyeler, renkli kâğıtlar, kumbaramızdaki bozuk paralar birer semboldür. Bizlerin gözünde sanallaştırılmış bir kâr -zarar ve yatırım bilinci uyandırma etkinliğidir.

Ama artık çocukluk yıllarımızı geride bıraktığımız üretime ve tasarrufa gerçek anlamda aday olduğumuz bu çağda, yatırım bilincini ancak eğitimle kazanacağımız şüphesizdir.

İşte tam bu aşamada okulumuzda öğretilecek yeni bir dersin hayalini kurarım.

Dersimizin adı “Risk Yönetimi”

Bu dersin amacı – gelecek için hayati önem taşıyan – bizim gibi genç yatırımcılara fi-nansal piyasal hakkında bilgi vermek, bu piyasaların karmaşık yapısını kavratmak olmalıdır. Bu ders bana; ekonomi kanallarını izleyen babamızın kırmızı okları gördükçe yüzünün kızarmasının, yeşil okları gördükçe keyfinin yerine gelmesinin sebebini açıklamalıdır. Başka bir ifadeyle düşen ve yükselen borsanın ne anlama geldiğini bizlere ifade etmelidir. Borsa-da hisse senedi alış ve satışlarının tek bir merkezden nasıl idare edildiği bu derste öğretil-mesi gereken konulardır.

Bu ders; annemin mutfak harçlıklarından biriktirdiği ve yastığının altında sakladığı altınların, nasıl olup da sayılarının değişmediği halde değer kazandığı ya da kaybettiğini zihnim-de canlandırılmalıdır. Bankanın birkaç kumbara dolusu bozuk parayı benim hayallerimi gerçekleştirecek boyuta nasıl getirdiği de merak eğitim konuları arasındadır.

Furkan YenigeldiTaf lan Yayl ı M.L . /Samsun

47

Page 48: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Tabi ki ekonomi ve sermaye piyasalarını kavratacak olan bu dersin içeriği kadar nasıl ver-ileceği de önemlidir. Bu ders soyut ekonomik kavram ve terimleri tanımlama ve açıkla-ma çabasında olmamalı, biz öğrencileri bilgi hamalına dönüştürmemelidir. Zormuş gibi görülen ekonomik ve sermaye piyasaları konularını günlük hayatın akışı içerisinde basit örneklerle açıklamalı, yaşamımız için karşılaştığımız birtakım ekonomik fırsatların farkına varmamızı sağlamalıdır.

Bütün bunların yanında, ekonomik alanda başarıya imza atmış önemli yatırımcıların il-ginç hayat hikâyeleri de bu dersin içeriği arasında olması gerekenlerdendir. Bu hikâyel-er eminim sadece benim değil, yatırımlarını yastık altında saklayan annemin de ilgisini çekecektir. Böylece bu altınlar anemin açma hayalini kurduğu “Mantı Salonunda” görev alıp ülke ekonomisinde değerlenecektir. Eeee…! Kim istemez ki başarıyı yakalım insanların hayatlarını öğrenmeyi ve annemin o güzel mantısının tadına bakmayı? Bu hayalimi de çocukken kurduğum kocaman uçak alma hayali gibi babama söylemiş olsaydım, eminim babam şöyle derdi: “Oğlum, anneni de karıştırma hayallerine.”

Evet hayaldi belki, belki de rüyaydı açtığımız “Mantı Salonu”; okuyacağımız “Risk Yönetimi” dersi gibi. Ama S.M. Power’ın kurduğu şu cümle gayet gerçekti: “Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.” Biz gençler olarak hayallerimizi gerçekleştirmek adına her gün yeni bir rüyadan uyanıyor, bir adım daha yaklaşıyoruz bilinçli yatırım dolu günlere. Peki siz… Siz ne yapıyorsunuz? Bunca sohbetten sonra hala uyuyor musunuz yoksa? Sanırım böyle bir dersin içeriğini bizlere sorarak uyku mahmurluğuyla gözlerinizi ovuşturuyor-sunuz. O zaman hepimizin günü aydın olsun.

GÜNAYDIN…

48

Page 49: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Celal İnançBi lge Kağan Ticaret M.L . /Çorum

49

Page 50: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Celal İnançBi lge Kağan Ticaret M.L . /Çorum

50

Page 51: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Celal İnançBi lge Kağan Ticaret M.L . /Çorum

51

Page 52: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Üf be ÜFE! Tüh be TÜFE!

Bu yıl paranızı emtiyaela mı değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? Efendim bankanızın fort-föy oranı oldukça büyüdü, bu konudaki görüşleriniz nelerdir? Elimizde ne kadar likidite mevcut? Hiçbir şey anlamadınız değil mi? Ben de anlamıyordum. Gugıl ve TDK’nın inter-net sitesi sağ olsun, beni aydınlattılar. Az önce kullandığım kelimeler yanlış olabilir… Ama merak etmeyin. Zaten bir süre sonra unuturum gibi geliyor.

Ekonomi… Kenarda köşede üç beş kuruş paramız yoksa hem televizyonda hem de gazetede haberlerini hemen “teğet” geçeriz. Hele ÜFE ya da TÜFE’nin bir harfini göre-lim, üf yine çıktı bizimkiler deriz; belki doğru da hareket ederiz. Çünkü insan bilmediği şeyden kaçar; ama öğrenmek için çaba sarf eder ya da etmeli. Bu ülke büyük ekonomik krizler atlattı. Hala da atlatmaya devam ediyor. Her gün yeni bir “Ekonomik kriz kapıda!” manşetiyle uyanıyoruz. Bizim ülkemizde herkes depremden sonra jeolog, krizden sonra ekonomist olduğu için insanlar da bundan etkileniyor tabii ki. Fakat şu kuralı hatırlamak lazım: “Oyun başlamadan önce kazanılır.” Bugünün biz parasız gençleri, yarının paralı olan yetişkinleri olacağımız oyunun (paranın) kurallarını şimdiden öğrenmeli ve hayata daha umutla ve korkusuzca bakabilmeliyiz. Bunun için de bu konuda sistemli bir eğitim almalıyız. Nasıl mı? Artık okullarda uygulanan ve her sene değişen seçmeli dersler var. Bu derslerden biri de neden ekonomi ve yatırımla ilgili olmasın? Bu eğitimin içeriğine gelince şunları söyleyebilirim:

Öncelikle ekonomi ile ilgili o kadar çok bilinmeyen terim var ki başta bu durum insanlarda önyargı oluşturuyor.

Bu ekonomik terimlerin (emtia, fon, likidite…) kısaca açıklanıp öğretilmesi lazım. Hatta mümkünse Türkçeleştirilmesi çok iyi olur. En büyük sorun bu bence.

Paranın kalbi borsaya gelince İMKB deyince binlerce insanın aklında şu manzara can-lanıyor: Bilgisayarın başında stresli memurlar, uzun antenli telefonlarla bağıra bağıra konuşan sinirli kişiler, monitörlerden süzülen rakamlar ve isimler. Tam bir karmaşa… Öncelikle borsanın görevi, nasıl takip edileceği, aralardaki göstergelerin anlamları, kimler-in orada bulunduğu hakkında bilgi verilmeli. Devamında ise borsadan gerçek ve sanal or-tamda nasıl işlem yapacağımız, nelere dikkat edeceğimiz kısa ve öz bir şekilde anlatılmalı.

Öğretim de sanal ortam uygulamalarından da faydanılabilir. Eldeki parayı değerlendirmey-le ilgili oyunlar tasarlanıp – MİT’in de şu an uyguladığı gibi – gençlere ücretsiz sunula-bilir. Böylece hem kalıcı hem de zevkli bir öğretimle öğrenciler ekonomiyi kavrayabilirler. Böylece ellerinde gerçek para olmadan, riske girmeden, canları yanmadan ekonomi tal-imi yapabilirler.

Türk insanının en büyük sorunlarından biri olan hukuki süreçte bu konuda fevkalade önem taşımakta. Ekonomik konular karmaşık olduğundan hakkımız olan şeyi alamaya-biliriz veya kötü niyetli insanlar tarafından dolandırılabiliriz.

Celal İnançBi lge Kağan Ticaret M.L . /Çorum

52

Page 53: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Bunun üstesinden gelebilmek için bu konuyla ilgili hakların ve başvurulacak kuralların bu dersde öğretilmesi gereklidir. Yani ana hattıyla kanunlardan ve hukuki süreçten de bah-sedilmelidir.

Günümüzde birçok insan yanlış yatırım sonucu bin bir zorluklarla biriktirdiği parasını kay-bedebiliyor. Bu yüzden doğru yatırım ve “risk” kavramı dersde en iyi şekilde işlenmelidir. Zira riskin pratikteki anlamını bilmeden bu işe atılmanın sonu büyük ihtimalle hüsranla sonuçlanacakdır. Paramızı ne zaman neye yatıracağımızı bilmeli, risklere karşı hazırlıklı olmalıyız.

Bu dersin amaçlarından biri de az önce belirttiğim örnekte olduğu gibi bu konudaki ku-rumların iyi bir şekilde tanıtılması olmalıdır. İMKB, TOBB, SPK, VOB gibi kurumlar insanların aklında televizyondaki görüntülerinden, kısaltma isimlerinden ziyade pratikteki işlevleriyle bize tanıtılmalıdır.

Velhasıl, bu iş parayı kaybettikten sonra “üf be ÜFE, tüh be TÜFE” demekle olmaz. Yapıl-ması gereken; şu anki eğitim sistemi yüzünden öğrencilerdeki ders yükünü daha da art-tırmadan bu dersi eğlenceli ve bir o kadar da öğretici bir şekilde işlemelidir. Bu sayede verilen dersde de, bireyin hem kendisini hem de ülkesini yaptığı doğru yatırımla ve attığı doğru adımlarla bu kriz ortamında rahatlatması amaçlanmalıdır. Bilinçli yatırımcı gençler-in yetişeceği yarınlara ulaşmak dileğiyle…

53

Page 54: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Hali İbrahim AktaşBolu Fen Lisesi /Bolu

54

Page 55: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Hali İbrahim AktaşBolu Fen Lisesi /Bolu

55

Page 56: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Hali İbrahim AktaşBolu Fen Lisesi /Bolu

56

Page 57: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ekonomi Dersi ve İçeriği

Ekonomi, para kullanılarak ya da para kullanılmadan insanlar arasında değişim işlemlerine neden olan faaliyetleri incelenmesidir. Bir başka deyişle, insanların çeşitli mal-lar üretmek ve bunları tüketmek üzere toplumun çeşitli üyelerine bölüştürmek için kıt ya da sınırlı üretim kaynaklarını (toprak, işgücü, makine gibi sermaye mallarını ve teknik bilgi) hangi biçimde kullandıklarını inceleyen bilim dalıdır.

Tabii ki ekonomi, sadece bu tanımlardan ibaret değildir. Ya da sadece üniversitel-erde okutulan bir ders veya çeşitli televizyon programlarında konuşulan bir mevzu da değildir. Çevremize baktığımızda insanların içinde bulunduğu sistemler birer ekonomidir aslında. Toplumun en küçük yapı birimi olan aile, öğrencilerin bulunduğu okul, işçilerin çalıştığı fabrika ekonomik sistemin birer parçasıdır. Dolayısıyla ekonomi, sadece ekono-mistlerin konuştuğu veya anladığı bir konu olmamalıdır. Çünkü yeryüzündeki sistemlerin hepsi, insan odaklı olduğundan insanlarda ekonomik sistemin parçası olmaktadır. Haliyle okuldaki öğrencilerden, aileyi geçindiren ana babaya; ürünü tarladan toplayıp satan çiftçi-ye kadar herkes, ekonomiyi elinden geldiğince iyi bilmeli ve bu sayede ülke ekonomisine katkıda bulunmalıdır.

Ekonomik sistemi öğrenmenin, ekonomik sorunlar karşısında neler yapılacağını bilmenin ve bu sorunlara karşı gereken tedbirleri alabilmenin en iyi yolu insanları eğit-mek ve onları bu konuda bilinçlendirmektir. İnsanları eğitmenin zor olduğu bu süreçte izlenecek en iyi yol, uygun bir müfredatla öğrencilerin sıkılmayacağı bir ekonomi dersinin lise ve dengi okullarda okutulmasıdır. Genel anlamda akademik ve sıkıcı bilgilerle dolu ders kitaplarından ziyade ileride bir ekonomik sistemin içinde olacak gençlerin pratikte, iyi bir ekonomist kadar olmasa da eğitimli olmasının sağlanması gerekmektedir. Bugünün gençleri, yarının cumhurbaşkanı, bankacısı, öğretmeni, ana- babası olacaktır. İleride her biri, birer ekonomik sistemi idare edecek günümüz gençlerine gereken ekonomik bilgiyi vermekte ve gerekli donanıma sahip gençler yetiştirmede dikkat edilmesi gereken pek çok husus vardır.

Özellikle lise ve dengi okullarda okutulacak ders müfredatının net olarak belirlen-mesi gerekir. Bu ders, üniversitelerin ekonomi bölümlerinde okutulduğu gibi yoğun ve terimsel ifadelerle yüklü kitaplarla işlenmemelidir. Öncelikle ekonomi dersi öğrencilere sevdirilmeli; dersin hayatımıza etkileri önemi vurgulanmalıdır. Öğrenciler ekonomi dersini öğrenmek istemelidirler. Bu da derse rehberlik edecek öğretmenlerle ve dersin içeriği ile sağlanabilir. Okullarda okutulacak ekonomi dersi bir ilk olacağı için, bu desin sonraki nesil-lerde de devam etmesi ancak bu yolla sağlanabilir.

Elbette ki ekonomi ile ilgili bilgilere yer verilmeli ama bu dersin esas öğretisi, bilinçli öğrenciler yetiştirmek olmalıdır. Ekonomi dersi öğrenciler tarafından, cazip bir ders olarak algılanmalı, dersin içeriği zevkli olmalıdır. Karikatürler ve farklı görsellerle ders kitabı ze-nginleştirilmelidir. Bu ders ne matematik gibi formüllere bağlı bir ders ne de tarih gibi kalın bir kitaba sahip ders olmalıdır.

Hali İbrahim AktaşBolu Fen Lisesi /Bolu

57

Page 58: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Üniversite kitaplarının sadeleştirilmiş ve daha basite indirgenmiş, görsel malzemeyle desteklenmiş konuyla ilgili kısa hikâyelerin yer aldığı hali kullanılabilir.

Okullara konulacak ekonomi dersinin amaçları ve kazanımları da yaş seviyesine göre iyi belirlenmelidir. Bu dersin ilk amacı da “Bilinçli Tüketici ve Verimli Üretici” yetiştirmek olmalıdır. Çağımızın vebası olan bilinçsiz tüketim hastalığı bir an önce çözülmesi gereken bir sorundur. Şu anki ekonomik sistemler her bir vatandaşımızın alışveriş çılgını olmasına yol açmakta buda vatandaşımızın hazıra konmasına neden olmaktadır. Her zaman en yeni ürünün peşinde koşan insanlarımız, tüketici insanlar kervanının bir parçası olmak-tadır. Tüketici toplumlarda, yetersiz üretim dışa bağımlılığı artırmakta ve ülkenin ekonomik gelişimini engellemektedir. Bu konuda Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Siyasi zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferlerle taçlandırılmadığı sürece kalıcı olmaz” sözü unutulmamalıdır.

Finansal sistemler üretim ve tüketim dengesine bağlıdır. Fakat bu denge tüket-imden ziyade üretim yönünde sağlanmalıdır. Tüketim üretiminden çok olması, ekono-mik bağımsızlığımıza ket vurmaktadır. Okullarda öğrencilere bu bilinci aşılayan bir ders, birkaç nesil sonra kimsenin tahmin edemeyeceği derecede güzel sonuçlar verecektir. İleride fabrika işletecek olan, Çeşitli mali işlerde çalışacak olan, küçük ya da büyük her-hangi bir elektronik sistemin içinde yer alacaklar, bugünün gençleridir. Yani bir şeyler üre-tecek olan gençlerle çeşitli kamu hizmetlerini yürüten gençler kendi ekonomik hayatlarını düzenleyebilecek sağlıklı bilgiye sahip olmalıdır. İnsanlar bilinçli bir tüketici olduğunda ülkemiz daha yüksek standartlarda yaşanabilir bir hal alır. Bunun çözümü ise, ekonomi derslerinde öğrencilere bilinçli bir tüketici olmanın önemi ve yollarının anlatılmasıdır. Basit olarak öğrencilere yapacakları işin önemini yapmaları yönünde tavsiyeler verilebilir. Her-kes kendi işini, en güzel şekliyle yaptığında ülkemizin finansal sitemi en iyi şekilde işleye-cektir. Tüketimden çok, kalite ve teknoloji üreten, bunu da ihraç eden bir finansal sistemi sarsılmaz bir güze sahip olan; kaliteli mallar üreten, yıpranan ekonomisini dünya ekono-misi yapabilen bir Almanya kadar başarılı olacaktır.

İleride bir fabrikada çalışan işçi de patron da yaptıkları işin en iyisini yapmalıdır. Bir halı fabrikasında dünyanın en kaliteli halılarının üretildiğini varsayalım: bu fabrika, dünyanın en iyi halılarını üretmeyi kendine misyon edindiğinde işçi ve patron her seferinde daha kaliteli ve güzel halıları üretmenin arayışına girecektir. Bu halılar, ihraç edildiğinde ülke ekonomisine olan katkısı yadırganamayacak kadar büyük olacaktır. İnsanlar, sürekli bozu-lan, eskiyen kalitesiz ürünler yerine uzun süre kullanılabilen ürünleri kullandığında bilinç-sizce tüketimin önüne geçilecektir. Bu döngü, fabrikanın ekonomisinden bir ailenin ekon-omisine, bir ilin ekonomisinden ülkenin ekonomisine uzanacaktır. Böylece milli ekonomi yolunda ilerleme kaydedilecektir. Ülkenin milli bütçesinde gelirler, giderlerden daha fazla olacak, bilinçli harcamalarda söz konusu ülkenin finansal sistemi rahata kavuşacaktır. Bu beraberinde yüksek refah seviyesini getirecek, ülkemiz muasır medeniyetler seviyesinin önüne geçecektir.

58

Page 59: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Kısacası, milli bir ekonomi oluşturmak, verimli üretici ve bilinçli tüketici yetiştirmek, ekonomi dersinin en temel amacı olmalıdır. Bu amaçlar doğrultusunda okullara konu-lacak bir ekonomi dersi ile belli kazanımlara sahip olacak öğrenciler, ilerde ülkemizin dört bir yanında çeşitli görevlerde bulunacaktır. Bir öğretmen, vatanı ve milleti için birbirinden değerli öğrenciler yetiştirdiğinde; bir doktor hastalarını en iyi şekilde tedavi ettiğinde; çiftçi tarlasında en yüksek kalitede ürün yetiştirdiğinde; halk kaliteli ve uzun ömürlü ürünleri seçip, bilinçli tüketici olduğunda, o ülke, siyasi zaferlerini ekonomik zaferlerle taçlandırmış olacaktır. Bu ülke gerek halkı gerek dünyadaki saygın konumu ile her şekilde örnek bir ülke olacaktır.

Sonuç itibariyle ekonomi, tüm topluma hitap eden bir konudur. Ekonomi eğitimi alan gençler, okullarından mezun olduktan sonra ülkenin dört bir yanına dağılacak ve ken-di ekonomik hayatlarını en doğru şekilde idare edebilecektir. Bunu sağlayacak ekonomi dersinin okullarda okutulması ile bilinçli gençlerin en kısa zamanda yetiştirilmesi dileğiyle…

59

Page 60: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Büşra DanışKaya Karakaya A.L . /E lazığ

60

Page 61: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Büşra DanışKaya Karakaya A.L . /E lazığ

61

Page 62: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Büşra DanışKaya Karakaya A.L . /E lazığ

62

Page 63: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Gençliğe Yatırım

“En kestirme yol en iyi bildiğimiz yoldur.” Bu söz genellikle doğru bizim için. Ama akıllara da şu soruyu getirmiyor değil: Diyelim ki birkaç yol var önümde ama benim hiçbir bilgim yok. Bu durumda kestirme yol hangisi? Tabi ki bu sorunun birçok cevabı var. Aynı durumla karşılaşmış kişilerden farklı cevaplar alabilirsiniz. Risk alıp kendi cevaplarınızı kendiniz bul-mak ister, deneme yanılma yolunu da seçebilirsiniz. Bazı konularda iyi veya iyiye yakın ce-vaplar bulabilirsiniz. Ama bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: bazı konularda cevap bula-bilirsiniz, her konuda değil. Bence hangi yola adım atacağımızı derin derin düşündüğümüz konulardan biri kârlı yatırım hangisidir konusu. Bu konuda farklı farklı düşüncelerin ortaya çıktığı bir gerçek. Peki, ama bu düşüncelerin kaynağı ne? Düşüncelerin farklılığı piyas-aların değişken olmasından mı yoksa kişilerin konu hakkında mevcut bilgilerinin yeterli olmamasından mı? Ben ikinci ifadenin ön planda olduğunu düşünüyorum. Ne de olsa piyasayı okuyabilen insanların görüşleri tam olmasa da kimi noktalarda kesişir. Şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor ki o da yatırım, ekonomi veya finans hakkında yeterli bilgimizin ol-mamasıdır.

“Çok param olsa şunları yaparım, bunları alırım.” diyen insanlarla karşılaşmışız veya biz de onlardan biriyizdir. Söz konusu insanlara istedikleri parayı veya sermayeyi verin ve “Şimdi ne yapacaksın?” diye sorun. Bu soru bana sorulsa vereceğim cevap pek kayda değer olmaz. Büyük ihtimalle diğer kişilerden bir kısım insanın cevabı da pek iç açıcı olmaz. Ellerinde ser-maye var ama ne yapacağını bilmez durumda olurlar. Tamam, belki yaparım dedikleri şeyi yaparlar. Ama yapacağım dedikleri o kadar çok şey vardı ki arkalarına dönüp baktıklarında hiç mesafe kaydetmeden sadece geçici şeylere sahip olduklarını görürler. Eğer bu konuda bilinçlendirileceksek öncelikle eksiklerimizin neler olduğunu belirlemeliyiz. Görüldüğü gibi insanlar için önemli olan sermayeyi bulmak. Sermayeyi elinde tutmak veya artırmak gibi bir amaç yok. Oysa ileriye dönük bir yatırım yapılmazsa sermaye kâr getirmeden biter. İleriyi düşünmeden, ihtiyaçları ve şartları göz önüne almadan yapılan yatırım sermayeyi gözü kapalı savurmaktan başka bir şey değildir. Yani bu konuda eksik olduğumuz sonucu ortaya çıkıyor. Eksiğin temeli konu hakkında eğitimimizin olmamasından kaynaklanıyor. Bu sorunların giderileceğini göz önüne alınca bu konuda okullarda bir ders verilmesi el-bette yararlı olacaktır.

Bilinçli yatırımcı olmak ve finans piyasalarını anlamak için bir ders verilecekse bu dersin içeriğinde finansla ilgili temel kavramlar mutlaka olmalı. Çünkü bu konu ile ilgili bilgi ed-inmeye çalıştığımda kimilerinin pek bilgilerinin olmadığını fark ettim. Bilgileri olan insan-larınsa kullandığı bazı sözcükleri anlamadım. Dersin anlaşılması isteniyorsa önce finans, yatırım ve fon vb. kavramların ne olduğu öğretilmelidir. Kavramlar öğretildikten sonra yatırım araçları hakkında bilgi verilmeli. Yatırım araçlarının değeri neye göre değişiyor? Değişen değerlerde en etkili etmen hangisi? Bu dersi almadan önce öğrencilerde cevap-ları muamma olan bu sorular dersi aldıktan sonra açıklık kazanacaktır.

Büşra DanışKaya Karakaya A.L . /E lazığ

63

Page 64: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Dersi alan öğrencilerin ileride bir iş adamı ya da en azından aile bütçesini kontrol ede-cek bir birey olacağını göz önünde bulundurursak bu dersi almanın yararlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca bu dersin içeriği hakkında başlıklar sunmak istiyorum. Diyelim ki bir işletme kuracaksınız. İşletmenin kurulacağı yer hakkında bilginiz olması gerekiyor. Bu yerin söz konusu işletme hakkında geçmişi tarih ile ilgili iken ulaşım şartları ve buradan sağlana-bilecek ham madde miktarı coğrafya ile haberleşme olanakları ise daha çok teknoloji ile ilgilidir. Yani “Finansın Diğer Alanlarla İlişkisi” adlı bir başlık dersin içeriğinde bulunabilir. “Bir iş adamının kararları sahip olduğu bilgiden öteye gidemez.” R. P. Lomont’un sözüne yakın olarak finans piyasalarının doğru anlayabilmek için mevcut piyasayı değerlendirebilmek gerekir. Bu da ancak bilgi ile mümkün olur. Bilgi gerekli ancak finans piyasası değişken. Bu gerekçe ile bir başlık daha ortaya çıkıyor: “Piyasayı doğru anlayabilmek için yapılması gerekenler, “Piyasanın değişken olduğundan bahsettik. Akıllara şu soru gelebilir değişken-liğin sebebi ne? Birçok cevabı olabilir bu sorunun yani piyasayı değişken kılan birçok sebep var. Dersin bu kısmında öğrenci kendini bir yatırımcı yerine koyabilir. Bir yatırımcı elbette kar etmek ister. Doğal olarak “En karlı yatırım hangisi?” diye sorar. Piyasadaki değişken-liği inceler. “Piyasada neye ihtiyaç var? Hangi yatırımın değeri düşüyor veya artıyor? Her-hangi bir dalgalanma söz konusu ise sebepleri neler olabilir?” gibi sorular sorarak yatırımcı (öğrenci) birçok ihtimali birlikte değerlendirir. Ne yönde yatırım yapacağına karar verirken konuya farklı açılardan bakmış, aynı zamanda bir olayın altında yatan sebep sonuç il-işkisini “Finans ve Çok Yönlü Düşünme” adı altında değerlendirilmiş olur. Yatırımdan söz ettikten sonra risk konusuna değinmemek elbette olmaz. Yaptığınız yatırımdan kar etmek istiyorsanız risk almak zorundasınız. Çünkü yapacağınız iş sizi ileri taşıyabilirde elinizde patlayabilirde. Riskten korkup küçük karlı işler yapmak bizi çok da ileriye götüremez. O yüzden fazla kar etmeyi hedeflemeli riski de en aza indirmeye çalışmalıyız. “Finans Piyas-aları ve Risk” ile rekabet ortamından, devletin o an ki ekonomi politikasından yararlanmayı ve risk olgusunu en alt seviyeye indirmeyi hedeflemeliyiz. Öğrencilere yatırımın önemi kadar yatırımın sürdürülebilirliğinin önemi de vurgulanmalıdır. Ne de olsa “Bir iş açmak çok kolaydır; onu açık tutmak ise çok zordur. “İşin sürekliliğini sağlayabilmek için yatırımcı gelir gider tablo ve grafiklerini değerlendirmelidir. Yatırımcı değerlendirmeyi yaparken sayısal verilerden yararlanması kaçınılmazdır. Öğrencilere verilecek derste de verilen örneklerin ve sayısala ihtiyaç duyulan konuların daha iyi anlaşılabilmesi için “Finansal Metamatik” adlı bir ünite oluşturulabilir. Öğretilecek konularla öğrencilere söz konusu nitelikleri kazandırmak amaçlanmalıdır. Öğrencilere bilinçli yatırımcı ve iyi bir işadamının nasıl olduğunu öğre-tirken değerlerini korumakta öğretilmelidir. Kazancın sadece hayatları sürdürebilmeleri için gereken bir şey olduğu unutturulmamalıdır. İş yaşamı yanında aile ve sosyal hayatın önemene vurgulanmalı, iş yaşamında başarısız olunca bu durumun tekrar düzelebi-leceğini ancak aile ve arkadaşlık gibi kavramların kırılgan olduğu söylenmelidir. Öğrenciler her iki unsuru dengede tutmanın bilincine vardırılmalıdır. Öğrencilere bu unsurların öne-mini vurgulamak için ders kitaplarında başarı hikayelerine yer verilmeli. İmkan bulunursa yatırım yapıp başarılı olmuş biri öğrencilere başarı sürecini anlatmalı. Başarı kişilerin yanın-da başarısız kişilerin de neleri göz önünü almadığı anlatılmalı. Dersin içeriği ve amacı ka-dar işlenişi de önemlidir. Öğretmen anlattığı konuyu sınıfında bir tartışma ortamında, fikir alışverişi yaparak işlenmelidir. Konuyu anlatırken sunum, tablo ve grafiklerden yararlanmalı ve öğrencileri ile sürekli diyalog içinde olmalıdır. Böylelikle öğrencilerin derse ilgisini ve dersten alınan verimi artırmış olur.

64

Page 65: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Aynı zamanda dersi verecek kişinin konumunun da önemli olduğunu düşünüyorum. Fi-nans veya iktisat alanında uzman birinin konu hakkındaki bilgisi daha detaylı olacağından, derste vereceği örneklerin ve öğrencilerin sorularına vereceği cevapların daha tatmin ed-ici olacağını düşünüyorum.

Sonuç olarak öğrencilerin, birçok veriyi birlikte değerlendirmek, olaylara farklı pencere-den bakmak, ileri görüşlü olmak gibi nitelikleri kazanmak için bu dersin önemli olduğunu düşünüyorum. Öğrenci dersi alırsa iş hayatında kendine güvenir, ileriki zamanlarda bütçesini ihtiyaçlarına ve amaçlarına uygun kullanan birey olacağı sonucuna varıyorum. Kısaca ben şimdilerde büyük bir eksik olan bu dersin verilmesiyle hem gençlere bilinç-li yatırımcı olmayı öğreteceğini hem de gençlik için yapılacak iyi bir yatırım olacağını düşünüyorum.

65

Page 66: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Burak AyvaEr-Bakır Fen Lisesi /Denizl i

66

Page 67: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Burak AyvaEr-Bakır Fen Lisesi /Denizl i

67

Page 68: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Burak AyvaEr-Bakır Fen Lisesi /Denizl i

68

Page 69: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Liselerde Finans Eğitimi Konusunda Bir Öneri

Bernard Russell, matematikten “Soğuk ve kesin bir güzellik…” diye bahseder. Gerek ser-maye piyasaları gerek para piyasaları olsun kesin ve tatminkar tahminler ister. Bu yüzden finansın temeline matematik oturur.

Lise eğitimi dört yıldır. Hazırlık sınıfı olan liselerde bu süre beş yıla çıkacaktır. Öğrencilere verilmesi planlanan finans eğitiminin kalıcı olabilmesi için teoriden bir adım ötede, uygu-lamalı bir eğitimin verilmesi gerekecektir. Ama ilk önce teorik eğitimin verilmesi gereke-cektir. İşe finans matematiğinin temel konularının öğretilmesi ile başlamak yanlış bir karar olmayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nca belirlenen lise 9. Sınıf matematik müfredatı, finans matematiğinde kullanılan temel matematik fonksiyonlarını içermektedir. İşçi problemleri, yol-zaman problemleri, faiz problemleri… Bu nedenle finans matematiğinin 9. Sınıfta öğretilmeye başlanması, en az müfredat değişiminin yapılmasını sağlayacaktır. Çünkü; faiz problemleri lise eğitiminin ilk yılında görülmektedir. Ancak söz konusu problemler, sadece basit faiz hesaplamalarını içermektedir. Finans matematiğinde kullanılan bileşik ve sürekli faiz kavramları ya da nominal ve efektif faiz kavramları, öğren-cilere verilen eğitim-öğretim dahilinde değildir. Eklenmesi gerekmektedir. Öte yandan ana ünite hesaplamalarının 10. Sınıfa bırakılması, tüm konuların 9. sınıfa yığılmasını önleyece-ktir.

Paranın zaman değeri, iskontolama, faizlendirme ve kredilendirme gibi konular 10. sınıfta öğretilmeli, ardından sermaye ve para piyasaları ile ilgili temel kavramlara (enstrümanlara) geçilmelidir. 10. sınıfın ikinci yarısında mali analiz hakkında olabildiğince özütlenmiş bir eğitim, seçmeli derslerde verilmeli ve teşkilatlanmış piyasalar ile borsalar bu süreç içer-isinde anlatılmalıdır. Para ve sermaye piyasalarında yaşanılan olayların senoryalaştırılarak öğrencilere anlatılması konunun teorik eğitimi bitirilmiş olacaktır. Zaten bu süreç içerisinde konuya ilgi duyan ve/veya ilgi duymaya başlayan öğrenciler, okullarda kendilerine verilen eğitimle yeterli kalmayacak, kendilerini konu hakkında geliştirmeye başlamış olacaklardır.

Eğitimin ikinci, yani uygulamalı eğitimi… Bu süreçte tıpkı şirketlerin halka açılması gibi okul kantininde öğrencilere açılması sağlanılacaktır. Tabi bu esnada öğrenci finans konu-sundaki en soğuk gerçeği de öğrenmiş olacaklardır. Finansta ringe çıkanlar ya parası olan yada birilerinin parasını yöneten kişilerdir. Artık uygulamalı eğitim safhasında çok küçük miktarlarda da olsa gerçek para kullanılacaktır. Böylece öğrencilerin, tabi bu esnada 11. sınıf olacaklar, finans piyasalarında insanın yerinin ve psikolojisinin en olduğunu da öğren-meleri sağlanacaktır. Çünkü bu uygulamalı eğitimde para kazananlar ve para kaybeden-ler olacaktır ki, bu iş basketbol maçında yenilmekten biraz farklıdır. Monopoly oynar gibi öğrencilerin ellerine üzerine bazı miktarlar yazan kağıt parçalarının verilmesi hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

Burak AyvaEr-Bakır Fen Lisesi /Denizl i

69

Page 70: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Uygulamalı eğitimde öğrencilere istedikleri roller verilmelidir. İsteyen öğrenci öğrencil-ere açılan okul kantinin mali analizlerini yapıp, kantinin o anki durumunu yayınlamalı ya da cebindeki para ile kantinde satılan gofret ya da gazoza yatırım yapmalıdır. Tabi faiz karşılığı para toplayan ve oluşturduğu birikimle kredi veren model kuruluşlar da öğrenciler tarafından oluşturulmalıdır. Bazı olumsuzlukların önüne geçilmesi için bu tip uygulamalar da para okul idaresinin kasasında tutulmalıdır. Okulun imkanlarına göre bilişim teknolojil-erinden de faydananılmalıdır. Sosyal paylaşım siteleri ise; okul içi finansal durumun güncel olarak takip edilebilmesinde kullanılabilecek, maliyetsiz bir alternatif olacaktır.

Bir lise öğrencisi olarak kendimde ve çevremde gözlemlediğim şeyleri tek bir başlığa in-dirgeyebiliyorum. Herkes içinde bulunduğu anda ve gelecek zaman dilimlerinde kendil-erine menfaat sağlayabilecek değerleri hedefliyor. Tabi bu değerler kişilere göre değişiklik gösteriyor. Kimi sosyal hayatını zenginleştirmek istiyor, kim de kişisel gelişimini hedefliyor. Ancak herkesin tek ortak hedefi; ekonomik bir yeterlilik kazanmaktır. Bu konuda tevazu gösterip gelecekte bir ev ve arabayla yetinecekler de vardır. Benim gibi koca bir şirketin kaptan köşkünde istekli oturmak isteyenlerde de… Onun için, bahsettiğim uygulamayı biraz daha anlatmak istiyorum. Ama bu süreçte biraz daha samimi bir kullanmak istedim. Uygulama esnasındaki tüm koşulları da öğrencisi olduğum okulun koşullarına endeksli-yorum.

Finans eğitiminin uygulama ayağındaki kilit noktası; okul kantini. İhale usulü orada bulu-nan kantincinin finans teorisini bilmesi gerekiyor. Öte yandan her dönemde okulun sek-sen civarında öğrenci aldığını da unutmamalıyız. Kantinci sermayesinin % 49’unu öğren-cilere açtığı anda belirli peryotlarla yaptığı işlem hacmi belki de yüzlerce kat artmış olacak ki, kantincinin bu işin altından kalkabilmesini umut etmiyorum. Bu işi de öğrencilerin üs-tlenmesi gayet mantıklı olacaktır. Böylece paraya sahip olmayan grubun da uygulama içinde olması sağlanacaktır. Bir de bu durumu okul kantincisine kabul ettirmek gerekecek. Bizim okuldaki kantinci bunu kabul etmez. O halde, sigorta şirketlerine başvuracağız. Kan-tinin ayda, bin beş yüz lira kadar bir gelirinin olduğunu kantinciyle gerçekleştirdiğim soh-betlerden öğreniyorum. Bu geliri sigortalamamız lazım. Öte yandan iyimser bir senaryo içerisinde kantin geliri uygulama içerisinde artarsa, ortalama miktarın üzerinde kalan farkın % 51’ini okul yönetimine aktarmamız gerekir. Aynı zamanda kantinin yazar kasasının tüm işlemleri kaydetmesi gerekli. Çünkü bu süreç de hiçbir veriyi göz ardı etmememiz gerekli. Aynı zamanda bu verileri direkt olarak kantinin yazar kasasından uygun bir data bankası-na aktarmak da gerekiyor. Sonrasında da kantinde görülen işlemlerin istatistiği yapılmalı. SPSS programı bu konuda yeterli olacaktır. Bu işlemleri de öğrenciler yapmalıdır. Sonra yatırımcı rolü üslenmiş öğrenciler bu istatistikler doğrultusunda hareket edecekler. Doğru veya yanlış… Mesela kış ayları yaklaştıkça soğuk içecek satışları düşerken, sıcak içecekler-inki artıyor. Bu verinin uygun bir sosyal paylaşım sitesinde beyan edilmesi gerekli. Tabi bu süreçte kantinci kahveye on kuruş zammı çoktan koymuş olacaktır. Aynı süreçte küçük fonlar sağlayan model kuruluşlarda oluşmuş olmalı. Beş liralık bir fon, yada bankacılık rolünü üstlenen öğrencilerden alınan on liralık bir kredi konunun yaşanarak öğrenilmesini sağlayacaktır. Çünkü bir öğretmen gelip tahtaya uzun uzun altın borsasını yada ulusal yüz endeksini anlatsa bu pek bir şey ifade etmeyecektir. Bir de söz konusu dersin yazılı yada sözlü yoklaması yapılmazsa olay bütünüyle bir finans hatası olur.

70

Page 71: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Sonuçta derslerinde ülke ekonomisine bir maliyeti var. Aynı zaman da bu süreç 12. sınıfa sarkmamalı; çünkü herkes üniversite sınavına hazırlanmaya başlıyor ki, bu zaman dili-minde bu dersin umursanması için LGS kitapçığına konuyla ilgili birkaç sorunun konması gerekir. Tüm anlattıklarım toplarsak, ben okullarda İMKB’nin demo versiyonu kurulsun ve herşey okul kantinine endekslenirken, İMKB’deki şirketler yerine kantindeki tost, kahve gibi ürünler kullanılsın diyorum. Teorik eğitim aşamasını geçen öğrenciler de kantin borsasına girsin. İsteyen yatırımcı olsun, isteyen de analist ya da danışman olsun. Bu süreçte daha çok ocak ayında kantinde satılacak olan dondurmaya yatırım yapan öğrenciler mutlaka çıkacaktır ki biz bu öğrenciye uygun koşullarda sermaye piyasasının daha çok gelir getire-ceğini öğretmişiz demektir.

Ben teorik eğitime pek inanmıyorum. Kitaplardaki bilgiler anında hayata aktarılamıyor. Ba-zen sadece bilmek hiçbir şeye yaramıyor. Öyle ki okulum gereği çok iyi fizik biliyorum. TÜBİTAK Fizik Kampları’na katıldım. Ama dayım basit makineleri ben den çok iyi kullana-biliyor.

Sonuç olarak; bu yöntemle herkes para ve sermaye piyasaların öğrenebilecektir. Öte yan-dan da bu süreçte para kazanan yada kaybedenler gerçekte de olduğu gibi bir şekilde paraya sahip olmuş kişiler olacaktırlar.

71

Page 72: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Aşkın SertCihat Kora A.L . / İzmir

72

Page 73: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Aşkın SertCihat Kora A.L . / İzmir

73

Page 74: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Aşkın SertCihat Kora A.L . / İzmir

74

Page 75: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Yüzleşme

‘İndikatör, itfa, kambiyo, konsolidasyon, küsürat emir, likidite, MACD göstergesi...’ Tahmin edeyim hiçbir şey anlamadınız! Çünkü ne siz ne de ben lisede finans dersleri almadık. Örneğin ben, iyi yatırım nedir, borsa ne işe yarar, neden hisse fiyatları değişkendir bilmi-yorum. İMF kimdir, ya da FED? Dünya neden böyle kurumlara ihtiyaç duyuyor? Peki yüzyıl-larca değerli madenlerle alışveriş yapan insanoğlu, nasıl oldu da değersiz kağıt parçalarına bel bağlayıp, hayallerini onunla süsledi?

‘İnsanlığın başından beridir vardır, birinde olan diğerinde yoktur. Bu yüzdendir ki insanoğ-lu takası buldu. Böylece aslında bir süre herkes, her şeye sahip oldu. Kendisinden ‘fazla’ olanı verdi, ‘az’ olanı aldı. Ama popülasyon arttıkça ihtiyaçları da arttı. Her geçen yıl daha fazla istedi. Artık takas antlaşmaları büyüdü, zengin ve fakir insan ortaya çıktı. İnsanoğlu takas edeceği malları sürekli yanında taşıyamadığından, alışveriş zorlaştı ve uzadı. Zamanla Lidyalılar alışverişlerinde değerli maden alıp vermeye başladılar. Alışverişi çok hızlı ve kolay hale getiren bu yöntem beğenildi. Lidyalılar ‘para’yı icat etmiş oldular.’ Türk eğitim sistem-inin paranın gelişimi ve kullanımı ile ilgili tüm bilgisini az önce okudunuz. Bu bölümden sonrası müfredatta ve literatürde yer almamaktadır. Ayrıca bildiklerimiz eğitim sisteminin bize verdiği kadar olduğu için, sizden önceki jenerasyonun da konu ile ilgili fikri yoktur. Sistemimiz ‘neden, nasıl ve niçin’ sorularını unutturup, ezbere dayalı eğitim ile tek tip in-san yetiştirmeye çalışsa da hani olurda merak ederseniz, liselerimizde sizi bu konuya ilgili aydınlatacak, gerekli donanıma sahip bir öğretim görevlisi bulamazsınız. Ama bu onların suçu değil tabii ki! Ne de olsa aynı sistemin ürünüdür onlar…

Eskiden konu hakkında bilgi akışı ancak üniversite yıllarında başlardı ve sadece ekonomi, finans ya da ilgili bölümlerde okuyorsanız gerekli bilgi birikimine ulaşabilirdiniz, ki bu şüphesiz çok uzun bir süreydi. Ama 21. yy ilk çeyreğinde, size bildiklerinizi unutturacak, unuttuklarınızı hatırlatacak, bilginin her türlüsüne ulaşabileceğiniz ‘internet’ ortaya çıktı.

İnternet; bankacılık, borsa işlemleri ve daha bir çok işlemi kolaylaştırarak piyasaya dinam-izm getirmesinin yanında, bilgiye erişimin bu kadar kolaylaştırması insanlığa en büyük katkısı oldu. Ama oturduğumuz yerden bilgiye ulaşabilme olanağı bazı insanların korkulu rüyası haline geldi.

Sistem ürünü olan insanoğlu ‘paranoyakça’ bulmasına rağmen dünyayı bir grup insan yö-netmektedir. Şirketlerin patronları, ülkelerin liderleri, bir ordunun komutanı, bir köyün bile muhtarı vardır. Koskoca dünyanın kendi kendini yönettiğini söylemek pollyannacılıktan başka bir şey değildir. Dünya kaynaklarının % 70’ine, dünya nüfusunun % 3’ünün sahip ol-ması bu iddiaayı destekler niteliktedir. Burada oranlara takılmayın, kaynaklarımızın ne kadar adaletsiz ve dengesizce dağıldığını çevrenize bakarak rahatlıkla anlayabilirsiniz. Amerika’nın petrol, elektrik, kömür, emlak, müzik, sinema, gıda ve ilaç sektörlerinin lider ailesi mensubu Jay Rockefeller bakalım internet hakkında ne söylemiş; ‘Bizim en büyük hatamız internet oldu. İnternet asla var olmamalıydı.’ Dünyayı elinde bulundurdukları parayla yöneten bu insanlar bile bilgiye ulaşabilen insanlardan korkmuşlardır. Oysa ki biz parayı elinde tutan-ların korkacak hiçbir şeyleri olmadığına inandırılarak yetiştirildik.

Aşkın SertCihat Kora A.L . / İzmir

75

Page 76: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Dünya üzerinde herkese yetecek kadar her şey olmasına rağmen, neden evimize üç kuruş götürmek için ömrünüzün üçte birinde çalışıyorsunuz? Eğer zengin olabilmek için gerek-en her şey bu ise, neden dünyanın en zenginleri mesai yapıp, alınteri dökmüyorlar?

Siz, köle gibi çalışmanız gerektiğine inandırılmışsınız ve bu düşünce kesinlikle tembelliğe övgü veya işten kaçmak değildir. Neden siz elektriğe veya suya para veriyorsunuz? Sizce insanı Ay’a gönderen, insan klonlayabilen, saniyede binlerce kişiyi öldürebilecek silahlar üreten dünyamız insanı, tuzlu suyu içme suyuna çeviremez mi? Rüzgar ile elektrik üre-temez mi? Güneş ile ısınamaz mı? Makinanalarını sınırsız enerji kaynakları ile çalıştıramaz mı? Yapabileceğini siz de biliyorsunuz, ama bu teknolojilerin çok kötü bir özelliği vardır. Bu kaynaklar kolay ulaşılabilir ve sınırsız olduğundan ucuzdur da! Siz bedava enerjiye sahip olduğunuz anda dünya ekonomisi tepetaklak olacaktır.

Günümüzde korkunç bir tüketim çılgınlığı sarmıştır dünyayı. Tüm insanlık, vitrindeki pas-ta için, yüzünü cama dayayan küçük çocuklar gibidir. İnsanlar istediklerine ulaşabilmek için durmadan bankalara borçlanıyorlar. Kredi kartı ile alışveriş yapıyorlar, kredi çekip faiz ödüyorlar. Bunun sonucunda da… Hey, hey bir dakika biri ‘faiz’ mi dedi? Hadi biraz ‘faiz’ hakkında konuşalım.

Faiz, insanları, ülkeleri ve tüm dünyayı köle etmek için oluşturulmuş mükemmel bir sis-temdir. Dünya ekonomisi borç ödeme üzerine kuruludur. 1971’den sonra dünyayı yöneten para babaları artık tatmin olmamaya başlamış olacaklar ki, şu an da Türkiye’nin de içinde bulunduğu ‘fiat’ sistemine geçiş yapıldı. (Bunu hangi okulda öğretiyorlar acaba?) Ama faiz hakkında fikir sahibi olabilmeniz için, fiat sistemi hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir.

Fiat sisteminde ‘para’ altın veya değerli bir maden gibi, fiziksel ticari bir eşya ile garanti al-tına alınmamıştır. Yani üretilen para karşılığı altın hazineye konmamaktadır! Bu sistemde paraya değerini veren, bankadaki para miktarı ve insanların o para birimine olan güven-leridir. Karşılığı olmadığından istenildiği kadar üretilebilir. Bu sayede tüketiciye ve yatırım-cıya kredi verme olanakları artar. Paranın değeri ile oynamak ve onu kontrol etmek para ile yönetilen dünyamızda ‘Tanrı’ olmaktır. Bu sistemin sürekliliği, tüketimin sürekliliğine ve piyasayı hareketli tutabilmeye bağlıdır. Bu da toplumun manipilasyonu ile mümkündür ki; eğlence sektörünün, basın-yayın organlarının ve eğitimin sahipli olduğunu asla unut-mayın. Ayrıca aklınızdan geçenleri hayal edebiliyorum, insanları paranoyak veya deli diye yaftalamadan önce her şeyi mantık süzgecinden geçirin, alışık değilsiniz ama araştırın ve sorgulayın.

Bankalar bugün kredi vermek adına birbirleri ile dayanıklı dövüş içerisindedirler ve oldukça yaratıcıdırlar; ihtiyaç kredisi, bayram kredisi, kobi kredisi… Herhangi bir bankadan kredi aldığınızda, size 1 birim para verilir. Size verilen süre dolduğunda ise 1,5 birim para istenir. Bu olay size gayet normal gelebilir. Bana da; ‘dünyayı mı kurtaracaan yeaa, bırak bu işleri’ diye bilirsiniz. Evet biraz daha global bağlamda düşünelim. Dünya bankaları piyasaya 1 birim para verip, 1,5 birim para isterse, süre sonunda insanlardan, 0,5 birim daha fazla para vermiş olmaları gerekir ki dünya üzerinde aslında hiç var olmamış bir parayı geri vermek imkansızdır. Bu şekilde piyasada açık oluşur. Buna da talep denir.

76

Page 77: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Piyasanın paraya ihtiyaç duyduğu o anda fiat sistemi devreye girer ve piyasa rahatlatılır. Aslında dünya sürekli kendi kendine borçlanmaktadır. Şu an da tüm dünyada ki parayı toplasanız bile, dünyanın tüm borcunu kapatamazsınız, borçları sıfırlayamazsınız! Ortala-ma her 5 yılda bir çıkan, dünyanın panik atakları ekonomik krizlerin nedenleri sanki biraz belli oldu ha ne dersiniz? Bu bir kısır döngüdür. Parasal sistemin çekeceği daha kurulduğu günden belliydi. (Bunu ben söylemiyorum, dünya para birimleri değer grafiklerine bakar-ak, kullanıldığı ilk günden itibaren değer kaybettiğini görebilirsiniz.) Borçlandırma üzerine kurulu bir sistemi yürütmek çok zordur. Ama siz farkına varamadığınız sürece sürdürüle-bilirdir. Bu nedenle de içine girmek istemeyeceğiniz kadar karmaşıklaştırılmıştır. Dünyanın gerçek teröristleri pahalı takım elbiseler giyip Wall Strett’ te mekik dokuyan bankacılardır. Şüphe yok ki para, onlar için iyi bir hizmetçi bizler içinse acımasız bir efendi olmuştur.

İşin özü, eğitim sistemimiz tamamen insanları meşhur etmeye, insanları toplumdan soğutmaya ve manupile etmeye odaklı. Öğrencilerimiz ve eğitimcilerimiz büyük resmi görmekten çok uzak. Hala da parmağın gösterdiği yere değil de, parmağa bakıyorlar. Gün-lük dert ve telaş onları kör ediyor, günü kurtarmak ile yetiniyorlar. Bu kadar amaçsız olmak ne kadar korkunç! Okullarımız ahlaki açıdan yoksun, düşünme yetileri kıt, özgürlüklerin-den mahrum, ümitsiz ve önyargılı robotlar yetiştiriyor.

Ülkemizde üretmeden tüketme yaşı çok düştü! Cehaletin rağbet gördüğü günümüzde, her yeni doğan gırtlağına kadar borçla doğuyor! ‘Ekonomimiz çok iyi, yükselen yıldız Tür-kiye’ diye bağıran arkadaş! Sana para değerini kontrol ettirdiklerini ve sadece görmeni istedikleri şeyi gördüğünü söylemiş miydim? Şirketlerimiz, sermaye yetersizliğinden yer-inde sayıyor, özelleştiriliyor yada yabancı bir ortak olmadan yoluna devam edemiyor. Hadi cesaretinizi toplayın ve sorun kendinize; Türkiye’nin kaçta kaçı Türkiye’nin?

Buraya çoğunuzun isteyeceği gibi ‘hmm ekonomi, finans, tabii efendim gerekli böyle şey-ler okutmak lazım bunları’ mesajı veren bir yazı yazıp tatmin olmanızı sağlayabilirdim. Ama bu, düşüncelerimi paylaşabilmek fırsatını hunharca harcamak olurdu.

Bu sözlerden sonra ‘finans piyasalarını anlamak’ mı? ‘Yatırım bilinci oluşturmak’ mı? Sıra buna geldi mi gerçekten? Issız bir adaya düşseniz yanınıza bir ekonomist mi alırsınız? İnsanları üniversitede dört yıl üzerine çalıştığı, uzmanlaşmak için çok daha uzun yıllar harcadığı ve çökmek üzere olan bu karmaşık sistemi lise müfredatına koymak ha? Daha düşünmeyi ve sorgulamayı öğretemediğimiz topluma vermek istediğimiz konuya bir bakın! Haklı çıkmak ne hoş şey. Öğrencinin sırtına bir yük daha…

İnsanlığı battığı bu çukurdan sadece ve sadece eğitimciler çıkarabilir. Eğer eğitimciler eller-ini vicdanlarına koymadan hareket etmeye devam ederse, Türk genci asla olması gereken yerde olmayacaktır. Her eğitimcinin amacı, birer dünya insanı yetiştirmek olmalıdır. Ha, bu arada aklıma gelmişken, en son yatırım falan diyordunuz. İlla ki iyi bir yatırım yapmak istiyorsanız, ‘aklımıza’ ve ‘aklınıza’ yatırım yapın.

77

Page 78: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ali ÇakalTEV İnanç Türkeş Ö.L . /Kocael i

78

Page 79: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ali ÇakalTEV İnanç Türkeş Ö.L . /Kocael i

79

Page 80: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ali ÇakalTEV İnanç Türkeş Ö.L . /Kocael i

80

Page 81: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Bir Finans Dersi, Bin Bilinçli Yatırımcı

Gelecek kaygısı ve kaliteli yaşama sahip olma arzusu günümüzde her bireyin aklını kurca-layan ve gerçekleştirmek istediği şeylerdir. Ekonomik gelişmeleri takip eden ve karşılaştığı fırsatları iyi değerlendirebilenler, bu isteklerini yerine getirmede diğerlerinden bir adım önde olacaklardır. Ne var ki ekonomiyle ilişkili kavramlar ve banka, borsa, girişimcilik ve tasarruf gibi hayatımızda büyük yerlere sahip öğeler gençlere eğitim-öğretim yaşantıları boyunca öğretilmemekte, bu da büyüdüklerinde kendilerini bir anda daha önce pek fikir sahibi olmadıkları bir ortamın içinde bulunmalarına neden olmaktadır. Oysa ki orta öğretim müfredatına eklenecek bir finans dersi, gençleri geleceğe hazırlamada büyük bir yardımcı olabilir ve farkındalığı yüksek, finans piyasalarında olup bitenden haberdar, tasarrufun ne anlama geldiğinin bilincinde bir nesil yetişmesine katkı sağlayabilir.

Orta öğretim müfredatına eklenecek bu ders, öncelikle finansal kavramları öğrencilere öğretmeyi hedeflemelidir; nitekim bir çok genç büyüklerinin izlediği finansla ilgili tel-evizyon kanallarını bu kanallarda bahsi geçen kavramları bilmediği ve tartışılan konulara uzak olduğu için izlemek istememekte ve küçük yaşlarda bu konulara duyulan ilgisiz-lik ileri yaşlarda da devam edebilme riski taşımaktadır. Bu da gelecekte ekonomiyle ilgili konulara duyarsız bir toplumun oluşmasına yol açabilir. Oysa ki özellikle lise öğrencilerinin ekonomiyle ilgili terimlerle tanışmasını sağlamak onları bu konuda cesaretlendirip başta duydukları korkuyu aşmalarını sağlayabilir ve aslında öğrendikçe bu işlerin zannettikleri gibi zor olamadığını da gösterebilir. Öğretilecek kavramlar uygulamalı olarak da gösterilmelidir, bunun içinse mesela ders esnasında televizyondan finansla ilgili bir kanal açılıp öğrenilen-ler test edilebilir. Kavram meselesi sonlandığında da yavaş yavaş gündelik yaşamda sık sık duyulan banka, borsa gibi kurumlarla ilgili bilgi verilmeye geçilmelidir.

Banka ve borsa, ister istemez birçok insanın bağlantılı olduğu, gidip iş yaptığı kurumlardır; ancak gençler buralarda işlerin nasıl işlediğini, nelerin yapılabildiğini, yine döviz, kur, alım-satım, hisse senedi gibi kavramların ne olduğunu bilmemektedir. En fazla, büyükleriyle bankaya gittiğinde para çekme yada yatırma gibi basit işlemlerden haberdardırlar. Dolayısıy-la büyüdüğünde girişimcilikten bihaber, yatırım yapmaktan aciz bir neslin oluşması hiç de zor görülmemektedir. Oysa ki finans dersinin bir uygulaması olarak öğrenciler banka ve borsa gibi kurumlara geziye götürülürse ve orada bizzat yetkililer tarafından konuyla ilgili bilgiler verilmesi sağlanırsa bu kurumlara alışık, finans piyasalarında nelerin yapılabildiğini bilen gençler yetişmiş olur. Ayrıca, lisenin bulunduğu bölgenin tanınmış, meşhur ekon-omistleri, sermayedarları, yatırımcıları da okullara davet edilip öğrencilere konferans ver-meleri sağlanabilir, böylece lise öğrencilerinin kendilerine örnek olabilecekleri insanlarla tanışmaları sağlanmış olur ve piyasaya duyduğu ilgi artırılabilir.

“Tasarruf kavramı da ayrı bir alt başlık olarak ele almalı, önemi vurgulanarak anlatılmalıdır. Ne yazık ki ülkemizde milli değerlerimize sahip çıkarak tasarruf etmenin ne demek olduğunu bilmeyen, elindeki maddi olanakları yanlış yönlendiren ve piyasayı yanlış algılayan insanlar mevcuttur ve bu da toplum olarak ilerlememizi engelleyen gelecek planımız çizmemizi önleyen bir duruma yol açmaktadır. Kendi ülkesinin gelişmesini önemsemeyen birey, kendi gelişimine de rehberlik edemez ve gelişimi sağlamanın en önemli yolu tasarruflu olmaktır.

Ali ÇakalTEV İnanç Türkeş Ö.L . /Kocael i

81

Page 82: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Finans dersi kapsamında güneş, rüzgar, su enerjileri gibi yenilenebilir enerji kullanımının tasarruflu olmanın önemli birer uygulamaları olduğu öğretilip gençler bu konuda da özendirilmelidir. Yerli mal kullanımının artırılmaya çalışılmasının da tasarrufla büyük ilişki içinde olduğu, buna özen gösterilmesi gerektiği bilinmelidir. Bu alt başlık içinde ihracat ve ithalat kavramlarından bahsedilip belli başlı ülkenin ihracat ve ithalat değerleri örnek olarak gösterilebilir.

Finans evrensel bir kavramdır, dolayısıyla yalnız kendi ülkemizin ekonomisinden değil, yurt dışında ülkelerin ekonomilerinden de bahsedilmeli ve gelişmiş ülkelerin bu duruma nasıl geldikleri, gelişmemiş yada gelişmekte olan ülkelerin de neden bu durumda oldukları örnekler verilerek anlatılmalıdır. Ayrıca ülkeler arası karşılaştırmalar yapılması da olukça ilgi çekici olacaktır. Lise öğrencilerinin, gelişmiş ülkelerin ekonomilerini özenmeleri sağl-anmalıdır. Bu konuyla ilintili olarak ders uygulamaları da yapılabilir. Örneğin öğrencilerin bir bilgisayar programı hazırlamaları sağlanabilir ve bu programda bir dünya haritası üze-rindeki ülkelerin üzerlerine tıklanınca finansal verilerinin görülmesi istenebilir. Bu şekilde farklı ülkelerin farklı bilgilerini öğrenmek çok daha kolay bir hal alır ve öğrencilerin zihninde her ülkenin ekonomik durumuyla ilgili bir şeylerin canlanması sağlanır.

Bazı lise öğrencileri mesleklerini ekonomiyle ilgili seçeceklerdir; ancak bu öğrencilere lise müfredatında yeterince bilgi verilmemekte ve deneyim kazandırılmamaktadır. Finans der-sleri, ekonomiye eğilimli olan öğrencilere daha fazla bilgi vermeyi amaçlamalı, araştırma yapmaya teşvik etmeli, bir ekonomi terimleri sözlüğü sahibi olmaları sağlamalı ve yatırım yapmayla ilgili sanal uygulamalarla deneyimlerini artırılmalıdır. Bu doğrultuda, derste işle-nen finans piyasaları ve yatırımla ilgili ülke çapında katılımın sağlanacağı sanal oyunlar geliştirilebilir. Nitekim sanal borsa, sanal banka yarışmaları ya da ekonomi terimleri ile ilgili bilgi yarışmaları yapılarak derste öğrenilenler test edilebilir ve bu sayede ilgili öğrencilerin bilgi düzeyleri artırılabilir ve finans yaşantısındaki rekabetin lise çağında tadına varılması sağlanabilir.

Genel olarak öğrencilere, ekonomi ile ilgili kavramların öğretildiği, gazete, radyo ve tel-evizyon gibi iletişim araçlarından bu öğretilen kavramların uygulamalı gösterildiği, banka ve borsalarda yapılan işlemlerin ve yatırımların öğretildiği, bu kurumlara geziler düzenlenerek olup bitenlerin bizzat gösterildiği ve öğrencilerin yetkililerle görüşmelerinin sağlandığı, ul-usal ekonomik gelişmenin öneminin anlatıldığı, tasarrufun ne olduğunun ve nasıl yapıla-bileceğinin gösterildiği, ayrıca farklı ülkelerin ekonomilerinden de örneklerin verildiği, tüm bunların sanal yarışmalar ve bilgisayar programlarıyla desteklendiği, ilgili öğrencilere daha derin bilgilerin verildiği ve tecrübe edilmelerinin sağlandığı bir finans dersi, geleceğin bir bilinçli yatırımcısının ve finans piyasasından anlayan ekonomistin yetişmesini sağlayabilir; böylece de daha gelişmiş bir ülkenin oluşmasına katkıda bulunabilir.

82

Page 83: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Arzum BaştürkAhmet Altan A.L . /Manisa

83

Page 84: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Arzum BaştürkAhmet Altan A.L . /Manisa

84

Page 85: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Kazancın Nemalandırılması

Kişi veya kurumların, ekonomik hazinesi sayılan paralarının güvenliğini sağlamak, yaşam boyu idareli yatırımlar yapabilmeleri için gerekli değerlendirilmelere finans deniliyor. Ke-lime olarak her ne kadar bize yabancı, yaşam standartlarıyla pek de alakalı görülmese de aslında bu kavram, insanların ekonomik çizelgesini belirtiyor. Çünkü bu çizelge başka bir deyişle, parasal her türlü faaliyetin sınırlarını belirleme de önemli rol oynuyor. Öyleyse, finansa, elimizdeki kaynağı değerlendirme ve doğru ölçüde kullanmamız için önemli bir rehber demek de yanlış olmaz.

Örneğin, ailelerin elindeki en büyük kaynak çocuklardır. Yani çocuklarını doğru şekilde, bilinçli olarak ve yeterli ölçüde değerlendirebildiklerinde neticede güzel sonuçlar meyda-na gelir. Hayatımızda, ekonomik alanda para da çocuk gibidir. Ne ölçüde ve ne denli doğ-ru değerlendirildiği hakkında bize yardımcı olan da finansal kaynaklardır. Madem ki para hayatımızı bu denli etkiliyor, o zaman onu doğru kullanmayı öğrenmek gerekir. Öyle ki, silah tutmayı bilmeyen askerlikte başarılı olmaz ya da okuma yazma bilmiyorsanız öğret-men olamazsınız. Bu şekilde düşünüldüğünde, para ve benzeri maddi kaynakları bilinçli kullanmayı bilmezsek, elimizdeki kaynağın bize yarardan çok zararının olduğunu bile fark edebiliriz. Gençlere, ilerde bir meslek sahibi olmayı aile kurmayı, para biriktirmeyi öğreti-yoruz da niçin maddi kaynakları nasıl değerlendirmeleri konusunda yeterli ve doğru bilgi öğretmiyoruz? Gençler, okul denilen köklü ağacın filizleridir. Okul onlara verdiği bilgileri alıp hapseden gençlere, bu tür bilgilerde de yine okullarında ders olarak verilmelidir. Okul-da hayatın gerçeklerini öğrenen bu filizler, ekonominin de doğrularını bu eğitim yuvasında öğrenmelidir.

Herkesin bildiği bir söz vardır ki: “Öğrenmenin yaşı olmaz” pek tabii bu bir çok kavram için doğru bir saptamadır; fakat konu para ve ekonomi olunca bir istisna vardır ki bu da yaşam koşulları. Bizler ancak eğitim alıp meslek kazandıktan sonra maddi gelir elde edebiliyoruz. Bu geçen sürede de tasarrufu, mevduatı, yatırımı bilmiyorsak, gelir sahibi olur olmaz bo-calıyoruz. Okullarda okutulan “Hayat Bilgisi” dersindeki amaç hayatı öğrenmekse, ben-zer bir derste hayattaki fırsatları değerlendirmek, dezavantajları avantaja çevirebilmek için masaya yatırılacak bir finans konusu üzerine hazırlanabilir.

Bu dersi bir hayat öğretisi gibi gençlerimize kavratırsak, eğlenceli ve işe yarar bir hale getirmek mümkündür. Sayısal veriler yardımıyla ve dünya çapında bu konuda eğitim almış kişilerin de deneyimleriyle, hazırlanan el kitapçığı şeklinde kitaplar hazırlanmalıdır. El kitapçığı olma sebebi de tahmin edilebileceği gibi gerektiğinde kaynak olması için kita-pların rahat taşınabilmesidir. Sayılarla tıpkı bir oyuncak gibi oynayan matematik de derse yardımcı olabilecek konular barındırdığı için, yer yer bu dersten alıntılara başvurulmalıdır. Sadece bilgi verme amaçlı değil yaratıcı düşünceyi artırma politikası izleyen bir ders olabil-mesi için kitaplara ara ara doğru yatırım yapan bireylerden röportajlar verilmelidir. Böylece, örnek alma güdüsünden yola çıkarak derse olan ilgi daha da artırılmış olur. Filizler diyoruz gençlerimize. Amaçları, hayatlarını doğru seyirde yürüterek dallanıp budaklanmak. Öyley-se bu sadece kitaplardan okuyup, algılanmakla başarılacak bir şey değildir. Kitaba yardımcı kısa filmler hazırlanmalı, müfredat çevresinde ara sıra gençlere izletilmelidir.

Arzum BaştürkAhmet Altan A.L . /Manisa

85

Page 86: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Kimilerine göre belki de amatör denilebilecek olan bu tür filmler, gerekirse kendi yaşıtları yardımıyla çekilmelidir. Böylece, öğrencilerin derse katkısı da bulunacağı için yararlılık duy-gularını geliştirilmelerine de yardımcı olacaktır.

İleride işletmeci, ekonomist, muhasebeci, yönetici vasıflarında çalışacak bireylere bu denli bir dersi öğretirken, öz güven duygusunu aşılamak da, çok önemlidir. Öz güven aşılarken, öğrenileni pekiştirebilmeleri ve hayata geçirebilmeleri için sınıflarında küçük çaplı uygu-lamalar yapılmalıdır. Bu sayede öğrencilerin, ekonomi hakkında farklı fikirlere sahip olma ve kendilerini ifade edebilmeleri yeteneği de gelişmiş olur.

İçlerindeki farklı becerileri ortaya koyabilmeleri için, parasal anlamda mantıklı düzenleme ve planlar yapabilmek öğretilmeli, bu konuda grafikler esas alınmalıdır. Çünkü grafiklerle öğretme, beyin fırtınasının en rahat yapıldığı ve yorumlama gücünün en çok kullanıldığı öğretim şeklidir. Kimi zaman gençlerin en çok oynadığı bilgisayar oyunlarının bir getiri-si olsaydı, bu gelirin ne denli arttırılabileceği ya da uygun seviye de korunabileceği gibi konular verilerek, öğrencilerin bunu en çok vakit geçirdikleri araçlar için uygulayabileceği belirtilmelidir.

Farkındalık duygusunun gelişmesi ve dersleri amacına yönelik olarak uygulanarak istenilen sonuçların alınması için bu dersler seçmeli olmalıdır. Ekonomiye ve finansal kavramlara ilgisi olan öğrencilerden bir sınıf hazırlanmalı, gerekirse bu sınıf içinde ara sıra küçük çaplı yarışmalar düzenlenmelidir. Böylece gençlerimiz, hem bilgilerini kullanmada daha istekli olur, hem de derse ilgileri artar.

Bu dersin verilme amaçlarından bir diğeri de öğrencilerin merak ettikleri detaylara değine-bilir olması ve sorularına en net cevaplara verilebilir olmasıdır. Örneğin, öğrencilerin en çok öğrenmek istedikleri kavramlar genelde ekonomik kaynakları artırıcı politikalar da izle-nen yolda kullanılan kavramlardır. Bunun sebebine gelince, genelde çocuklarımıza küçük yaştan itibaren parasını nasıl koruması gerektiği değil, nasıl biriktirmesi ve arttırması gerek-tiğinin öğretilmesidir.

Bunun yanında, ilerde yetişkin birer birey olarak hayata atılacak kartallara doğru uçuşu öğretmek, zirveye çıkınca değil, henüz yer yüzüne yakınken mümkündür. Çünkü gençler, öğretileni uygulamaya geçirebilmek için önce konu hakkında fikir sahibi olmak ister. Bu yüzden, gençlerin böyle bir derste öğrenmek istedikleri kavramların biride ekonomi piyas-asını takip etme olanağını kazanmaktır. Bunun için, aylık dergiler çıkartılabilir ya da öğren-ciler için düzenlenmiş bir internet sitesi hazırlanabilir.

“Karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak” diyen Konfüçyus, sebepler üreterek şikay-etçi olmak yerine, çaba ve istekle aydınlığa gidebileceğini ne de güzel açıklar bu sözüyle. Öğrencilerimize, karşılarına çıkacak ekonomik sorunlar ve bunların doğurduğu sosyal prob-lemlerle nasıl başa çıkabileceklerini en iyi açıklayabilecek okulda böyle finansal bir dersin verilmesi mutlaktır. Böylece, aydınlığa daha sağlam adımlarla yürüyen, kazandığını nasıl harcaması, koruması ve değerlendirmesi gerektiğini iyi bilen bireyler yetiştirilmiş olacaktır.

86

Page 87: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Dolmabahçe Sarayı’nda

87

Page 88: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Tekne Gezisinde

Miniatürk’de

88

Page 89: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ayasofya Müzesi’nde

Miniatürk’de

89

Page 90: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ödül Töreninde

Ödül Töreninde

90

Page 91: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ödül Töreninde

Ödül Töreninde

91

Page 92: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Ödül Töreninde

Ödül Töreninde

92

Page 93: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

93

Page 94: 2012 Yılı Kompozisyon Yarışmasında Dereceye Giren Eserler

Soru ve Önerileriniz için;Kurumsal İletişim DairesiTelefon : (312) 292 89 00Faks : (312) 292 89 03E-posta : [email protected]