2018 dijital 03 oabt sosyal tg cozum kit - uzman kariyer · 2018. 2. 16. · nemrut gölü krater...

19
KAMU PERSONEL KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI SEÇME SINAVI SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKİYE TÜRKİYE GENELİ GENELİ 03 ÇÖZÜMLER SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ 1. E 26. B 2. D 27. E 3. A 28. D 4. C 29. B 5. D 30. B 6. B 31. C 7. C 32. A 8. E 33. E 9. D 34. D 10. B 35. A 11. C 36. B 12. D 37. B 13. A 38. C 14. E 39. C 15. D 40. E 16. D 41. E 17. A 42. D 18. C 43. B 19. A 44. C 20. E 45. C 21. D 46. B 22. A 47. D 23. A 48. E 24. D 49. B 25. B 50. C

Upload: others

Post on 18-Feb-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • KAMU PERSONELKAMU PERSONELSEÇME SINAVISEÇME SINAVISOSYAL BİLGİLER

    ÖĞRETMENLİĞİ

    TÜRKİYETÜRKİYEGENELİGENELİ

    03

    ÇÖZÜMLERSOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ

    1. E 26. B

    2. D 27. E3. A 28. D4. C 29. B5. D 30. B6. B 31. C7. C 32. A8. E 33. E9. D 34. D

    10. B 35. A11. C 36. B12. D 37. B13. A 38. C14. E 39. C15. D 40. E16. D 41. E17. A 42. D18. C 43. B

    19. A 44. C

    20. E 45. C21. D 46. B22. A 47. D23. A 48. E24. D 49. B25. B 50. C

  • 1. Tarih bilimi çok geniş bir çalışma alanına sahip olduğu için, tarihî olayları iyi bir şekilde incelemek amacıyla zamana,

    mekâna ve konuya göre bir sınıfl andırma yapılmıştır.

    Zamana göre tasnif, tarihin çağ ve yüzyıl gibi zaman dilimleri-

    ne ayrılmasıdır. Taş Çağı, Maden Çağı, İlk Çağ, V. yüzyıl vb.

    Mekâna göre tasnif, belli bir coğrafi bölgenin incelenmesidir.

    Türkiye tarihi, Mısır tarihi vb.

    Konuya göre tasnif, toplumun siyasi, sosyal, ekonomik, huku-

    ki, dinî, kültürel yönlerinin ayrı ayrı incelemesidir. Dinler tarihi,

    hukuk tarihi, tıp tarihi vb.

    Bilim tarihi, uygarlık tarihi, felsefe tarihi tarihin konuya göre

    sınıfl andırılmasına örnek gösterilebilir.

    Anadolu tarihi, tarihin mekâna göre sınıfl andırılmasına örnek

    gösterilebilir.

    Maden Çağı tarihi, tarihin zamana göre sınıfl andırılmasına

    örnek gösterilebilir.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

    2. Mezopotamya’da ilk şehir devletleri Sümerler tarafından kurulmuştur. Sümer şehir devletlerine “site” denilirdi. Sitelerin

    başında patesi veya ensi adı verilen krallar bulunurdu. Pate-

    si çevresindeki sitelere hâkim olursa “lugal”, Sümer ülkesine

    hâkim olursa “lugal kalma” unvanını alırdı.

    Perslerde ülke “satraplık” adı verilen eyaletlere ayrılmıştır.

    Eyaletler “satrap” adı verilen görevliler tarafından yönetilmiştir.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    3. I. Kök Türk Devleti (552 - 659), Asya Hun Devleti’nden sonra Orta Asya’da kurulan ikinci büyük Türk devletidir. Ta-

    rihte ilk kez “Türk” adını devlet adı olarak kullanmışlardır. I.

    Kök Türk Devleti’nin kurucusu Bumin Kağan’dır. (552 - 553),

    Mukan Kağan (553 - 572), Tapo Kağan (572 - 581) ve İşbara

    Kağan (581 - 587) I. Kök Türk Devleti hükümdarlarıdır. Kap-

    gan Kağan, II. Kök Türk Devleti hükümdarlarından biridir.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

  • 4. Karluklar, Kök Türk Devleti’ne bağlı olarak Altay Dağları’nın batısında yaşadılar. Karluklar, Basmil ve Uygur-

    larla birlikte II. Kök Türk Devleti’nin yıkılmasında rol oyna-

    mıştır. Karluklar, 766 yılında, Türgişlerin siyasi varlıklarına

    son vererek, Talas Nehri dolaylarında bir devlet kurmuştur.

    Karluklar aynı zamanda Karahanlı Devleti’nin kurulmasında

    etkin rol oynadılar. Talas Savaşı’nda (751) Karluklar Müslü-

    manların yanında yer alarak Çinlilerin yenilmesini sağladılar.

    Karluklar, İslamiyeti kabul eden ilk Türk topluluğu olarak bi-

    linmektedir.

    Karluklar, XII. yüzyılda Karahitayların ve Moğolların

    hâkimiyeti altına girmiş, Cengiz Han’a itaat eden ilk Müslü-

    man Türk topluluğu olmuşlardır.

    Uygurlara, 840 yılında Kırgızlar son vermiştir.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    5. Hz. Ali 656 - 661 yılları arasında halifelik yapmıştır.Cemel Vakası (Deve Olayı) ve Sıffın Savaşı Hz. Ali

    Dönemi’nde ortaya çıkan gelişmelerdir. Kerbela Olayı Eme-

    viler Dönemi’nde ortaya çıkmıştır.

    Cemel Vakası (656), Hz. Ali’ye karşı olan Hz. Ayşe, Talha ve

    Zübeyr’in Irak’tan topladıkları kuvvetlerle harekete geçmesi

    sonucunda ortaya çıkan bir savaştır. Kûfe’de yapılan sava-

    şı Hz. Ali kazanmıştır.

    Sıffîn Savaşı (657), Hz. Ali’nin halifeliğine karşı çıkanların

    Şam valisi Muaviye’nin etrafında birleşmesi sonucunda or-

    taya çıkmıştır.

    Kerbela Olayı (680), Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin Ker-

    bela denilen yerde şehit edilmesidir. Bu olay sonucunda İs-

    lam dünyasında kesin ayrılıklar ortaya çıkmıştır.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    6. Talas Savaşı’nda (751) Türkler Abbasilerle iş birliği yap-mış, bunun sonucunda İslamiyet Türkler arasında hızla ya-

    yılmıştır. Abbasi halifesi Mutasım Dönemi’nde Türkler önemli

    devlet makamlarına ve ordu komutanlıklarına getirildi. Muta-

    sım, Türklerin Araplarla karışıp savaşçı özelliklerini yitirmele-

    rini engellemek amacıyla Samarra şehrini kurmuştur. Samar-

    ra Abbasiler Dönemi’nde Türkler için kurulan şehirdir. Fustat,

    Hz. Ömer Dönemi’nde İslam ordusu komutanlarından Amr

    Bin As tarafından Kahire yakınlarında kurulan bir şehirdir.

    Kurtuba, İspanya’da kurulan Endülüs Emevi Devleti’nin baş-

    kentidir.Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

  • 7. Orhan Bey Dönemi’nde Karesi Beyliği’nin Osmanlı top-raklarına katılmasıyla Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağ-

    lama yolunda ilk adım atıldı. Yıldırım Bayezıd Dönemi’nde

    Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlama çalışmaları hız ka-

    zandı.

    Bu dönemde Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğul-

    ları, Germiyanoğulları, Karamanoğulları, Hamitoğulları, Eret-

    na Beyliği ve Candaroğullarının Kastamonu kolu Osman-

    lı topraklarına katıldı. Bunun sonucunda Yıldırım Bayezıd

    Dönemi’nde Anadolu’da Türk birliği büyük ölçüde gerçekleş-

    tirildi.

    Dulkadiroğulları Beyliği 1515 Turnadağ Savaşı ile Yavuz Sul-

    tan Selim Dönemi’nde Osmanlı Devleti’ne katılmıştır. Bunun

    sonucunda Ana-dolu’da Türk siyasi birliği tam anlamıyla sağ-

    lanmıştır.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    8. Sultan Ahmet Camisi, 1609 - 1616 yılları arasında Sul-tan I. Ahmet tarafından Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa’ya yap-

    tırılmıştır. Sultan Ahmet Camisi mavi, yeşil ve beyaz renkli İz-

    nik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ile büyük kub-

    besinin içi de mavi kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılar

    tarafından “Mavi Cami” olarak adlandırılır.

    Sultan Ahmet Camisi külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en bü-

    yük yapılarda biridir. Sultan Ahmet Camisi aynı zamanda

    Türkiye’nin ilk altı minareli camisidir.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

    9. Osmanlı Devleti’nde Vakayıhayriye sonucunda Yeniçeri Ocağı kaldırılmış, yerine Asakirimansureimuhammediye or-

    dusu kurulmuştur.

    Asakirimansureimuhammediye ordusunun subay ihtiyacını

    karşılamak amacıyla 1834’te Mektebifü-nûnıharbiye adıyla

    bir okul açılmıştır.

    Hendesehane 1734’te I. Mahmut Dönemi’nde Humbaracı

    Ahmet Pa-şa’nın (Kont de Bonneval) çalışmaları sonucunda

    kara subayı yetiştirmek amacıyla açılmıştır.

    Hendesehane, III. Selim Döne-mi’nde Nizamıcedit düzenle-

    meleri çerçevesinde genişletirilerek istihkam ve topçu subayı

    yetiştiren bir okula dönüştürülmüş ve Mühendishaneiberrihü-

    mayun adını almıştır. Mühendishaneiberrihümayun 1795’te

    III. Selim Dönemi’nde kurulmuştur.

  • III. Mustafa Dönemi’nde 1773’te deniz subayı yetiştirmek

    amacıyla “Deniz Mühendishanesi” adıyla bir okul kuruldu.

    Bu okul III. Selim Dönemi’nde daha da genişletilerek 1793’te

    Mühendishaneibahrihümayun adını almıştır.

    Mektebimaarifi adliye, II. Mahmut Dönemi’nde Enderun’un

    kapatılmasıyla devlet memuru yetiştirmek amacıyla açılan

    bir okuldur.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    10. Büyük Taarruz sonucunda imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaş-ması’yla (11 Ekim 1922) İtilaf Devletleri Doğu Trak-ya, İstanbul ve Boğazları TBMM Hükûmetine bırakmayı ka-bul etti. İstanbul ve Boğazlar bu antlaşmaya göre TBMM Hükûmetine bırakılmakla birlikte barış antlaşması imzala-nıncaya kadar İtilaf Devletleri İstanbul’da kalacaktır. Doğu Trakya’nın ise on beş gün içerisinde Yunanlılar tarafından boşatılması ve otuz gün içerisinde İtilaf Devletleri tarafın-dan TBMM Hükûmetine teslim edilmesi kararlaştırıldı. Mu-danya Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra Re-fet Bele, TBMM Hükûmeti tarafından Doğu Trakya’yı teslim almakla görevlendirildi. Refet Bele TBMM Hükûmeti temsilci-si olarak “Trakya Yüksek Komiseri” sıfatıyla 19 Ekim 1922’de

    İstanbul’a gitti.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    11. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17 Kasım 1924’te kurulmuştur. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Atatürk

    Dönemi’nde kurulan ilk muhalefet partisidir. Terakkiperver

    Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasında Mustafa Kemal ve ar-

    kadaşları arasında ortaya çıkan görüş ayrılıkları etkili oldu.

    Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Kâzım Karabekir, Ali Fuat

    Cebesoy, Refet Bele, Rauf Orbay ve Adnan Adıvar tarafın-

    dan kurulmuştur. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın baş-

    kanlığını Kâzım Karabekir yapmıştır. Terakkiperver Cumhuri-

    yet Fırkası, Şeyh Sait Ayaklanması’na karıştığı gerekçesiyle

    5 Haziran 1925’te Takririsükûn Kanunu’na dayanılarak kapa-

    tılmıştır.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

  • 12. Eyyûbilerin Filistin’deki Yafa’yı ve Suriye’deki bazı şe-hirleri ele geçirmesi üzerine IV. Haçlı Seferi (1202 - 1204)

    düzenlendi. İstanbul’a gelen Haçlı ordusunun şehri yağma-

    laması ve Bizans tahtında değişikliğe gitmesi üzerine halk

    ayaklandı. Bu durumdan yararlanan Haçlılar İstanbul’da bir

    Latin İmparatorluğu kurdular. (1204)

    Bunun üzerine Bizans hanedan üyeleri İstanbul’dan ayrılarak

    İznik ve Trabzon’da olmak üzere iki ayrı devlet kurdular. İz-

    nik Devleti 1261’de İstanbul’daki Latin egemenliğine son ve-

    rerek Bizans İm-paratorluğu’nu yeniden canlandırdı. Bundan

    dolayı Haçlı Seferleri Katolik ve Ortodoks Kiliseleri arasında-

    ki ayrılıkların daha da artmasına neden olmuştur.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    13. Otuz Yıl Savaşları (1618 - 1648) Avrupa’da mezhep bir-liğini sağlamak amacıyla yapılan savaşlardır. Otuz Yıl Savaş-

    ları sonucunda 1648’de imzalanan Vestfalya Antlaşması ile

    Avrupa’da halka mezhep seçme özgürlüğü tanınmıştır.

    Ogsburg Antlaşması (1555) ile Protestanlık mezhebi

    Almanya’da resmen tanınmıştır.

    Nant Fermanı (1598) ile Kalvenizm mezhebi Fransa’da res-

    men tanınmıştır.

    Versailles Antlaşması (1783) ile İngiltere Amerikan kolonileri-

    nin bağımsızlığını tanımıştır.

    Milano Fermanı (313) ile Roma’da Hristiyanlık serbest bıra-

    kıldı.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

    14. 9 - 14 Eylül 1960 tarihleri arasında Bağdat’ta toplanan bir konferans sonucunda petrol ihraç eden ülkeler teşkilatı

    anlamına gelen “OPEC” kuruldu.

    Suudi Arabistan, İran, Irak, Kuveyt ve Venezüela bu teşkila-

    tın kurucu üyeleridir. Katar, Libya, Endonezya, Ekvador ve

    Birleşik Arap Emirlikleri bu teşkilata sonradan üye olmuştur.

    OECD, Avrupa İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatıdır.

    SEATO, Güney Doğu Asya Anlaşma Teşkilatıdır. IAEA, Ulus-

    lararası Atom Enerjisi Ajansıdır. OAPEC, Petrol İhraç Eden

    Arap Ülkeleri Teş-kilatıdır.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

  • 15. Haritada gösterilen merkezler arasında 45°lik meridyen farkı vardır. Bu nedenle M noktasında öğlen vakti yaşanırken

    aynı anda,

    K noktasında yerel saat 18.00,

    L noktasında yerel saat 15.00,

    N noktasında yerel saat 9.00,

    P noktasında yerel saat 6.00 olur.

    Bu nedenle L noktasında öğlen vakti geçmiştir. Ayrıca Ku-

    zey Yarım Küre Orta Kuşak’ta gölge boyları yıl boyunca ku-

    zeyi gösterir.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    16. Labrador akıntısı Kuzey Amerika’nın doğu kıyılarında etkili olan soğuk su akıntısıdır. Gulf Stream ise Batı Avrupa

    kıyılarında etkili olan sıcak su akıntısıdır. Kaliforniya akıntısı

    ise Batı Amerika kıyılarında etkili olan soğuk su akıntısıdır.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    17. Danimarka’nın yer şekilleri tamamen düzlüklerden olu-şur. Ayrıca kıyılarında adalar, fi yortlar ve boğazlar bulunur.

    Bu nedenle Danimarka’da heyelanların etkisinden bahsedi-

    lemez.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

    18. Nil havzası Amazon bölgesine oranla daha elverişli ik-lim koşullarına sahiptir. Ayrıca Nil Havzası yağmur Ormanla-

    rı gibi araziyi sık kaplayan ve tarım alanlarını kapatan bir bit-

    ki örtüsüne sahip değildir. Nil Havzası’nın aşağı çığrında çok

    verimli ve düzlük ovalık alanlar mevcuttur. Bu yüzden aşağı

    çığrı çok sık nüfusludur.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    19. Macellan Boğazı, Güney Amerika’nın en güneyinde At-las Okyanusu’nu Büyük Okyanus’una bağlayan boğaz. Ana

    kıta ile Tierra del Fuego Takımadaları’nı ayırır. Bu takımada-

    lar, Arjantin ve Şili arasında paylaşılmıştır.

    Macellan Boğazı, Panama Kanalı’nın inşaasından önce ol-

    duğu kadar büyük bir öneme sahip olmasa da, hâlâ birçok

    gemi tarafından kullanılır. Fırtınalı güney kuşağında yer alan

    boğaz, tehlikeli bir su yolu olarak kabul edilir.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

  • 20. Haritada II ve IV numara ile gösterilen yerde Ekvatoral, III numaralı yerde okyanusal ve I numaralı yerde sert kara-

    sal iklim özellikleri etkilidir. Bu iklimler ormanların bulunma-

    sı için elverişli koşullara sahiptir. Haritada V numara ile gös-

    terilen yerde çöl iklimi etkilidir. Bu nedenle V numaralı yer or-

    manlar için elverişli koşullara sahip değildir.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

    21. Trabzon’daki Uzungöl, alüvyon set gölüdür. Bitlis’teki Nemrut Gölü krater gölü ve Konya’daki Meke Tuzlası Gölü

    volkanizmanın etkisiyle oluşmuştur. Kastamonu’daki boğaz

    vadiler akarsuların etkisiyle oluşmuştur.

    Teke Yarımadası’ndaki Korkuteli Ovası karstik erime süreciy-

    le ilgilidir.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    22. UNESCO’nun dünya kültürel miras alanları için belirledi-ği kriterler şunlardır:

    Yaratıcı insan dehasının ürünü olması, Belli bir zaman diliminde veya kültürel mekânda, mimari-nin veya teknolojinin, anıtsal sanatların gelişiminde, şe-hirlerin planlanmasında veya peyzajların yaratılmasında, insani değerler arasındaki önemli etkileşimi göstermesi,

    Kültürel bir gelenek veya yaşayan ya da kayıp bir uygarlı-ğın tek veya en azından istisnai tanıklığını yapması,

    İnsanlık tarihinin bir veya birden fazla anlamlı dönemini temsil eden yapı tipinin ya da mimari veya teknolojik pey-zaj topluluğunun değerli bir örneğini sunması,

    Bir veya daha fazla kültürü temsil eden geleneksel insan yerleşimine veya toprağın kullanımına ilişkin önemli bir örnek sunması ve özellikle bu örneğin, geri dönüşü olma-yan değişimlerin etkisiyle dayanıklılığını yitirmesi,

    İstisnai düzeyde evrensel bir anlam taşıyan olaylar veya yaşayan gelenekler, fi kirler, inançlar veya sanatsal ve edebî eserlerle doğrudan bağlantılı olması gerekir.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

    23. Japonya’nın genelinde muson iklim özellikleri etkilidir. Bu nedenle Japonya’da güneşlenme imkânları sınırlıdır.

    Japonya’da kırıklı yer yapısı jeotermal enerji için, yer şekille-

    ri de hidroelektrik enerji için elverişli koşullara sahiptir. Ayrı-

    ca ülkede etkili olan rüzgâr sistemleri rüzgâr enerjisi için el-

    verişlidir.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

  • 24. Birleşmiş Milletler fi kri ilk olarak, II. Dünya Savaşı’nın bi-timinde savaşın galibi ülkeler tarafından, ülkeler arasındaki

    anlaşmazlığı ortadan kaldırarak ileride meydana gelebilecek

    ve kendi güvenliklerini tehdit edebilecek bir savaşın önüne

    geçebilmek amacıyla ortaya atılmıştır. Örgüt yapısının halen

    bu amacı koruduğunu BM Güvenlik Konseyinin varlığı ve ça-

    lışmalarıyla ortaya koymuştur. Güvenlik Konseyi on beş ülke-

    den oluşmakta olup, bu üyelerden beşi daimi üye statüsün-

    dedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir. Bu ülkeler ABD, Rus-

    ya, Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Fransa’dır.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    25. Duverger’in tipolojisine göre kadro partilerinin özellikleri: Batı demokrasilerindeki iktidar yarışmalarında ilk örnek-leri görülen partilerdir.

    Üye sayılarını artırmak için özel bir çaba sarf etmezler. Genellikle sağ kanatta yer alırlar. Etki ve servet sahibi ünlü kişileri bir araya getirmeye ça-lışırlar.

    Amaçları bu kişilerden yararlanarak parasal destek ve oy sağlamaktır.

    Sosyalist akımların etkisi ise kadro partilerinde değil, kitle

    partilerinde görülmektedir.

    Kitle partileri ise 20. yüzyılın başlarında kitlelerin oy hakkı-

    na kavuşmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu parti tipinin doğuşunda

    sosyalist akımların büyük etkisi vardır.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    26. Demokrat Parti 1946 yılında CHP’den ayrılan Dörtlü Takrir Grubu tarafından kurulmuştur (Celal Bayar - Adnan

    Menderes - Fuat Köprülü - Refi k Koraltan). 27 Mayıs askerî

    darbesi ile bu parti Millî Birlik Komitesi tarafından kapatıldı.

    Adalet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Millî Selamet Partisi ve

    Milliyetçi Hareket Partisi 1961’den sonra kuruldu. Bu partiler

    DP ile aynı dönemde siyasi faaliyette bulunmamıştır.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    27. Baskı grupları; Siyasal bir kuruluş değildir sürekli politik faaliyette bulun-mazlar.

    Politika alanındaki girişimleri, iktidar üzerindeki çabala-rı geçicidir.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

  • 28. Mutlakiyetçi Düşüncenin Genel Özellikleri: Bireyi değil, devleti öne çıkarır. Devlet, çoğunluğun iradesine göre çalışır. Mutlakiyetçi düşünce 16. yy. dan itibaren yükselmeye başlamıştır.

    Çoğunluğun kabul ettiği bir yasa veya karar mutlak doğ-ru olarak kabul edilir.

    Mutlakiyetçi düşüncenin 20. yy. daki aşırı yorumu faşizm-dir.

    Adam Smith, John Locke ve İmmanuel Kant liberalizmin

    önemli temsilcilerindendir.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    29. Hukuk kamu hukuku ve özel hukuk olarak sınıfl andırı-lır. Özel hukuk şahıs ile diğer bir şahıs arasındaki ilişkileri

    yani eşitler arası ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarıdır. Tica-

    ret hukuku bir özel hukuk olup şahıslar arasındaki ticari ilişki-

    leri düzenler. Vergi hukuku, idare hukuku, iş hukuku ve ana-

    yasa hukuku kamu hukukuna aittir. Vergi hukuku, devlet ile

    şahıslar arasındaki mali ilişkileri, idare hukuku ise devlet ida-

    resinin teşkilat ve işleyişini, şahısların idare ile olan ilişkilerini

    düzenler. İş hukuku işçi ile işveren arasındaki ilişkileri düzen-

    lerken anayasa hukuku devletin şeklini, yapısını, organların

    görev ve yetkilerini; bunların birbiriyle olan ilişkilerini, şahıs-

    ların temel hak ve hürriyetlerini düzenler.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    30. Sosyal etki bir kişinin tutum ve davranışlarının bir baş-kasının varlığından etkilenmesine denir. Başka bir deyişle in-

    sanın diğer insanlarla birlikteyken, kendi başına olduğu du-

    rumlardan farklı davranmasıdır. Sosyal etkiler sonucu olu-

    şan davranışlara ise sosyal davranış denir. Ön yargı haklı-

    lığı kanıtlanmamış tutumu ifade eder. İtaat, bireyin istemedi-

    ği hâlde, bir isteğe veya emre uymasıdır. İtaat sonucu görü-

    len uyma davranışının temelinde, uyulanın uyan üzerindeki

    gücü ve kontrolü yatar. Özdeşleşme, bireyin bir kişinin vaya

    bir grubun fi krine ona benzeyebilmek için uyma davranışını

    göstermesidir. Bu uyma davranışının temelinde uyulanın ca-

    zibesi ve değeri vardır. Benimseme bireyin bir davranışı ger-

    çekten istediği veya onu gerçekten doğru olduğuna inandığı

    için uyma davranışını yapmasıdır.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

  • 31. Osman Hamdi Bey “ilk Türk arkeo-loğu’dur. En önem-li kazısı 1887 - 1888’de gerçekleştirdiği Sayda Kral Mezar-

    lığı (Lübnan) kazılarıdır. Bu kazılar sırasında ünlü İskender

    Lahidi’ni bulmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni kurmuş, 29

    yıl müdürlüğünü yapmış ve müzeyi dünyanın sayılı müzeleri

    arasına sokmuştur. Ekrem Akurgal, Türkiye’de arkeoloji bö-

    lümlerinde akademik olarak görev yapmış ve yapmakta olan

    birçok arkeoloğun hocasıdır. Ege’de Foça, Çandarlı, Çeşme

    Ildırı ve Bayraklı Antik Kentlerini ortaya çıkarmıştır. Eski Yu-

    nan, Hitit ve eski Anadolu uygarlıkları üzerine çeşitli diller-

    de sayısız eseri yayımlanmıştır. Remzi Oğuz Arık Türk arke-

    oloğu, yazar ve politikacıdır. Louvre Arkeoloji Enstitüsü’nde

    arkeoloji öğrenimi gördükten sonra Göllüdağ, Alacahöyük,

    Çankırıkapı, Karaoğlan, Hacılar, Alaattintepe ve Bitik kazı-

    larına katıldı. Jale İnan Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğudur.

    Uzun yıllar devam eden programlı kazılarla Perge ve Side

    Antik Kentlerinin gün ışığına çıkarılmasına katkı sağlamış;

    Antalya ve Side müzelerinin kurulmasını sağlamıştır. Güven

    Arsebük 1988 - 1990 yılları arasında Türkiye’nin en eski pa-

    leolitik buluntu yerlerinden olan Yarımburgaz Mağarası kazı-

    larını yürütmüştür.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    32. İki farklı kültürün birbiri ile etkileşime girmesi sonucunda her iki kültürün de kültürünün değişmesine kültürleşme denir.

    Kültürleşme sonucunda farklı kültürlere karşı hoşgörü artar.

    Farklı kültürlerle karşılaşmayan, kendi içine kapalı toplum-

    larda kültürel etnosantrizm gelişir. Etnosantrizm kişinin kendi

    kültürünü en üst kültür olarak görmesidir. Örneğin felsefenin

    eski Yunan’da gelişmesinin en önemli nedeni, farklı kültürle-

    re karşı hoşgörünün olmasıdır. Her kültür az ya da çok de-

    ğişir. Geleneklere bağlı olan toplumlarda değişim yavaş olur

    ama mutlaka olur. Dünyaya tek bir dilin hâkim olması, kültür

    emperyalizmi ile olur. Kültür emperyalizminde ise baskın kül-

    tür zayıf kültürü etkiler. Kültürleşmede karşılıklı bir ilişki oldu-

    ğundan kültürlerin birbirinden bağımsız olması mümkün de-

    ğildir. Eğitim düzeyinin yükselmesinin nedeni de kültürleşme

    değildir.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

  • 33. Normlar yazılı normlar ve yazısız normlar olmak üzere ikiye ayrılır. Gelenekler, görenekler, örfl er, âdetler birer ya-

    zısız normdur. Bunlar uzun yıllar sonucunda oluşur, sosyal-

    leşme sürecinde öğrenilir. Toplumsal düzenin korunmasında

    ve sürdürülmesinde normlar önemli bir işleve sahiptir. Yazı-

    sız normlara uyulmadığında ayıplama, kınama, toplumdan

    dışlama, konuşmama gibi manevi cezalar uygulanır. Yazılı

    normlar ise kanunlar, yönetmelikler, tüzükler gibi çoğunlukla

    devlet tarafından ortaya konan normlardır. Devletin ve toplu-

    mun düzeni yazılı kurallara bağlıdır. Bu kurallara uyulmadı-

    ğında idam, hapis, para cezası, sürgün, hak mahrumiyeti gibi

    yaptırımlar uygulanır.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

    34. Evrensel ahlak yasalarının varlığını reddeden görüşler haz ahlakı, bencilik, anarşizm ve fayda ahlakıdır. Hazcılık en

    yüksek iyinin haz olduğunu savunur. Mutluluğun amacı olan

    hazzı sağlayan ögeler dışında hiçbir şeyin değeri yoktur. En

    kötü durumlarda bile kişi kendisi için olanaklı en büyük fay-

    danın peşinde koşmalıdır. Hazlar kişiden kişiye değiştiği için,

    hazcılar evrensel ahlak yasasının varlığını reddetmiştir. Tho-

    mas Hobbes’un temsil ettiği bencilik görüşüne göre insanın

    eylemlerini belirleyen “ben sevgisidir” ve ahlaklılık da kendini

    koruma içgüdüsünün bir biçimidir. Ahlaki kurallar nesnel ola-

    rak doğrulanan ilkeler kategorisinde olmayıp duygu ve arzu-

    ların öznel ifadeleri olarak görülmelidir. Anarşizm, insan do-

    ğasının özü itibarıyla iyi olduğunu, insan yaşamında karşıla-

    şılan kötülüklerin temelde insan üzerindeki kontrolden kay-

    naklandığını ileri süren öğretidir. İnsan özgürlüğünü kısıtla-

    yan her kurum gibi ahlak da tümden reddedilmelidir. Fayda

    ahlakına göre insan kendine ve topluma faydalı olanı iyi ola-

    rak görmelidir. Faydanın ve iyinin ölçütü de kişiden kişiye de-

    ğiştiğinden bu ahlak görüşü de evrensel ahlak yasasını red-

    deder. Kant’ın ödev ahlakında ise kişi hiçbir koşula bağlı ol-

    madan eylemini iyi niyetle gerçekleştirmeli ve evrenselleştiri-

    lebilir ilkelere uymalıdır.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

  • 35. Sermaye üretimin unsurlarından biridir. Üretilmiş üretim araçları veya üretime yarayan tüm üretim araçları birer ser-

    mayedir. Buna göre her çeşit makine, araç ve gereçler ser-

    maye niteliği taşır. Para da kendi başına bir sermaye özelli-

    ği taşımaz. Para bir malın üretimi için kullanıldığında serma-

    ye niteliği taşır. Bir nesnenin sermaye niteliği taşıması için

    uzun bir zaman diliminde oluşturulması gerekmez. Sermaye

    aracı kısa bir zamanda da oluşturulabilir. Tüm üretim ve tü-

    ketim malları insanların gereksinimlerine cevap verir. Ayrıca

    sermaye tüketim için değil, üretim için kullanılır. Sermaye bi-

    reyin gelir düzeyiyle doğrudan ilişkili değildir.

    Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

    36. Cabir İbn Hayyan yapmış olduğu kavramsal ve deneysel araştırmalarla kimyanın ve simyanın gelişimini etkilemiş, ku-

    rucusu olarak kabul edilmiştir. Hayyan yapmış olduğu araş-

    tırmalar sonucunda element görüşünün oluşmasına yardım-

    cı olmuştur. Deneylerinde ölçü ve tartı işlemleri üzerinde has-

    sasiyetle durduğu için, nicelik anlayışının güçlenmesini sağ-

    lamıştır. Ayrıca çalışmaları sırasında geliştirmiş olduğu fırın

    ve imbikler gibi yeni aletlerle kimya teknolojisinin ilerleme-

    sine yardımcı olmuştur. En önemlisi “Kitab Meydan el-Akıl”

    olan kitabının yanı sıra 200 kadar yapıtı bulunmaktadır. Batı-

    da Rhazes diye bilinen el-Razi’nin kimya çalışmaları da ken-

    disinin tıptaki etkisi kadar etkili oldu. Razi’nin kimyaya kat-

    kılarından en büyüğü, kimyasal maddeleri metalik, bitkisel

    ve hayvansal olarak sınıfl andırmasıdır. İhvâl-ı Safa, Ebû Ab-

    dullah Muhammed ve El-Irâkı de kimyayla ilgilenmişler fakat

    kimyanın kurucusu olarak adlandırılmamışlardır.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    37. Dışavurumculuk (ekspresyonizm) yalnızlaşan, kendine yabancılaşan, umutsuz bir var oluş korkusuna kapılmış olan insanın kültürüne, çağına yönelttiği suçlamayı, başkaldırıyı dile getirir ve bu olgular birçok sanat eserinde somutlaşmış-tır. James Ensor’un resimlerindeki korkunç hayaletleri andı-ran maske gibi yüzler ve iskeletler, Munch’un evrensel güçle-rin yol açtığı panik dolu korkuyu dile getiren “çığlık” adlı eseri hep bu yabancılaşan insanı simgeleyen ipuçlarıdır. Gelecek-çilik (fütürizm) sürekli bir değişimi ve dinamizmi savunduğu için statik bir kuram olan kübizmi eleştirmiştir. Geometrik bir şekil olan küb kelimesinden gelen kübizm, objelerin görünen

  • yönlerini değil bilinçaltı gibi görünmeyen yönlerini geometrik biçimlerle üç boyutlu olarak yansıtmaya çalışan bir sanat al-kımıdır. En önemli temsilcisi Pablo Picasso’dur. Gerçeküstü-cülük (sürrealizm) sanatı, bilinçaltından beslenen akıl dışı bir dünyanın anlatımı olarak ele almıştır. Naturalizm ise doğayı detayları ile olduğu gibi yansıtmayı öngören akımların genel

    adıdır.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    38. Dil ile iletişim ve dil ötesi iletişim birbirinden farklıdır. Dil ile iletişim insanların duygu ve düşüncelerini kelimeler ya

    da semboller yolu ile aktarma ve anlamlandırma biçimidir.

    Dil ötesi iletişim ise sesin niteliğiyle ilgilidir. Ses tonu, se-

    sin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklama-

    lar vb. özellikler dil ötesi iletişim sayılır. Dil ile iletişimde “kişi-

    lerin ne söyledikleri”, dil ötesi iletişimde ise “nasıl söyledikle-

    ri” önemlidir. Araştırmalar, insanların günlük yaşamda birbiri-

    nin ne söylediklerinden çok nasıl söylediklerine dikkat ettikle-

    rini göstermektedir. Bedensel temas, yüz ve beden hareket-

    leri ise sözsüz iletişimin unsurlarıdır.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    39. Gürültü, en basit anlamıyla “rahatsız edici ses veya ses-ler topluluğu” olarak tanımlanırken daha kapsamlı olarak;

    canlıların fi zyolojik fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyen,

    insanların psikolojik dengelerini bozan, iş yapabilme gücünü

    azaltan ve istenmeyen sesler olarak tanımlanabilir. Gürültü

    kirliliği diğer çevre kirlilikleri gibi doğada tahribata yol açmaz-

    ken insanın psikolojisini etkilemekte ve psikolojik yıpranma-

    ya neden olmaktadır. Radyasyon elektromanyetik dalgalar

    veya parçacıklar biçimindeki enerji yayılımı ya da aktarımı-

    dır. Radyoaktif kirliliğin en önemli özelliği kirlenmeye neden

    olan kirleticilerin ömürlerinin çok uzun olmasıdır. Bununla bir-

    likte radyoaktif kirlenme sadece belirli bir yerde değil, küre-

    sel boyutta etkilidir. Su kirliliği en genel ifadeyle su ortamla-

    rının çeşitli yollardan karışan bazı maddelerle ilk özellikleri-

    nin ve kalitesinin insan ve diğer canlıların yaşamını olumsuz

    yönde etkileyebilecek biçimde olması şeklinde tanımlanabilir.

    Ölmüş bitki ve hayvan atıkları ile inorganik maddelerden kay-

    naklanabileceği gibi, evsel ve endüstriyel atıkların yüzey su-

    larına karışmasından da kaynaklanabilmektedir. Toprak kir-

    liliği toprağın yanlış ve bilinçsiz kullanılması sonucu ortaya

  • çıkmaktadır. Toprak kirliliği doğal ya da yapay yollarla topra-

    ğa karışan katı, sıvı ve gaz atıkların toprağın fi ziksel, kimya-

    sal ve biyolojik yapısını olumsuz yönde etkilemesi olarak ta-

    nımlanabilir. Hava kirliliği, doğal ve beşerî faaliyetler sonu-

    cunda atmosfere karışan kirleticilerin atmosferin doğal yapı-

    sını bozarak ekosistemi olumsuz yönde etkilenmesidir.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    40. Bir ölçme aracının önceden belirlenmiş sadece bir özel-liği ölçmesi için kullanılması geçerliktir. Örneğin bir kişilik tes-

    ti sadece kişiliği ölçmelidir. Başka unsurlar da bu testle ölçül-

    meye çalışılırsa bu test geçersizdir. Performans değerlendir-

    me; öğrencilerin bir konudaki bilgilerini, becerilerini, anlama

    düzeylerini ve düşünme alışkanlıklarını yansıtmalarına fırsat

    verecek farklı durumların yaratıldığı değerlendirme amaç-

    lı çalışmalardır. Yeni eğitim - öğretim veya program anlayışı

    öğrenciyi değerlendirmede doğru ve yanlış gibi kesin ve kes-

    kin sonuç bildiren yargılar yerine öğrencinin kazanımlarının

    seviyesini ölçmeyi amaçlamaktadır. Öğrencinin süreçte se-

    viyesini ölçmek için en sık başvurulan ölçme değerlendirme

    aracı puanlama ölçeğidir. Güvenirlik, bir test veya ölçme ara-

    cının ölçtüğü şeyi ne derece doğru ölçtüğü ile ilgili bir durum-

    dur. Başka bir ifadeyle ölçmede az hata yapılan test güvenilir,

    ölçmede fazla hata yapılan test güvenilmezdir. Kültürel stan-

    dardizasyon ise test hazırlarken, o grubun kültürel özellikleri-

    nin dikkate alınmasıdır.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

    41. Öğrencilerde yaratıcılık becerisinin geliştirilmesini sağ-lamak sadece sınıf içi etkinliklerde değil, okul ortamı ve öğ-

    rencinin okul dışındaki zamanlarında da desteklenerek müm-

    kün olur. Yaratıcılık becerisinin gelişmesinde kişisel özellikle-

    rin payı olsa da öğrencilerin bu becerilerinin gerilemesi ya

    da geliştirilmesi büyük oranda çevresel yaklaşımlara bağlıdır.

    “Yaratıcı bir model olmak, yaratıcı fi kir ürün için yeterli zaman

    tanımak, yaratıcılığı değerlendirmek, yaratıcı fi kirleri ürünle-

    ri takdir etmek, mantıklı riskleri cesaretlendirmek, belirsizliğe

    karşı toleranslı olmak, hatalara izin vermek, engelleri tanım-

    lamak ve aşmak” yaratıcılığın gelişmesine katkı sağlayan öğ-

    retmenlerin özelliklerindir.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

  • 42. Resim üzerinde yapılan çalışmalarla öğrenciler; sebep-sonuç ilişkisi belirleme, karşılaştırma yapma, çıkarımda bu-

    lunma, orijinal fi kirler üretme, imgeleme, analiz, sentez, de-

    ğerlendirme yapma, kendini ifade etme, kronolojik sırala-

    ma yapma, sorgulama, görsel okuma yapma ve empati kur-

    ma gibi etkinliklerde bulunarak sosyal bilgiler öğretim prog-

    ramında hedefl enen becerileri geliştirmeye çalışabilirler. Öğ-

    rencilerin görsel materyaller üzerinde düşünmeleri ve yorum-

    lar yapmaları; öğrencilerin becerilerinin geliştirilmesine önem

    veren ve öğrenciyi aktif kılan sosyal bilgiler öğretim progra-

    mıyla uyuşmaktadır. Bir kanıtı kullanma ya da referansa da-

    yanma (eleştirel düşünme becerisi), sebep-sonuç ilişkisini

    belirleme (eleştirel düşünme becerisi), karşılaştırma yapma

    (eleştirel düşünme becerisi), esnek ve orijinal olma (yaratı-

    cı düşünme becerisi), imgeleme (yaratıcı düşünme beceri-

    si), sözlü ya da yazılı olarak kendini ifade etme (iletişim bece-

    risi), farklı perspektiften bakma (iletişim becerisi), değişik şe-

    killerde basılmış materyalleri okuma (araştırma becerisi), hi-

    potezleri test etme (problem çözme becerisi), yenilikçi fi kirler

    sunma ve ürünleri tasarlayabilme (girişimcilik becerisi), gör-

    sel okuma/sunu (Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma be-

    cerisi), zamanları ayırt etme - geçmiş, şimdiki ve gelecek za-

    manı- (zaman ve kronolojiyi algılama becerisi), zamanla olu-

    şan süreklilik ve değişimi algılama (değişim ve sürekliliği al-

    gılama becerisi), kendisini karşısındakinin yerine koymadır

    (empati becerisi). Ancak uzay ilişkilerini görebilme, mekânı

    algılama becerisidir.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

    43. Egan (1983), tarihsel öğrenme ve anlamayı dört aşa-maya ayırır. Bu aşamalar; mitsel/öyküsel evre (4-7/9 yaş),

    romantik/duygusal evre (7/9-14/15 yaş), felsefi evre (14/15-

    20’li yaşlar) ve ironik/alaycı evredir. Romantik düzeydeki öğ-

    rencilerin karşılaştığı bilgilerin önemli bir özelliği; bunların

    “gerçek ve mümkün” olan şeyleri anlatmalarıdır. Hayalci dö-

    nemin imkânsız fantezileri bu dönemde aşağılanır. Romantik

    dönemde öğrencilerin kavrayışları büyük oranda en şaşırtı-

    cı parçalarda, gerçek hikâyelerde, dramatik olay ve fi kirlerde,

    tuhaf gerçekliklerde, kahramanların hayatlarında yer alan uç-

    lara odaklıdır. Tüm bunların “aynı” dünyanın parçası oldukla-

    rı bilinir. Ancak parçalar arasındaki bağıntılarla çok fazla ilgi-

    lenilmez. Ortaokul dönemindeki çocukların romantik evrede

    olması beklenir.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

  • 44. Kronolojik düşünme becerisinin geliştirilmesinde, görsel materyal kullanımının önemine dikkat çekilmektedir. Görsel

    materyallerle, öğrencilerin kronolojik sıralama yapmaları is-

    tenebilir ve bu tür çalışmalar öğrencilerin ilgili konuyu daha

    iyi öğrenmelerini ve hatırlamalarını sağlayabilir. Kronolojik al-

    gıyı geliştirme çalışmalarında elde edilen bulgulara göre; 1.

    Öğrenciler, erken yaşlarda kronolojiyle ilgili karmaşık kav-

    ramları kavrayabilirler. 2. Öğrencilere, kronolojiyle ilgili konu-

    lardan bahsederken dil kullanımına dikkat edilmeli ve çok an-

    laşılır bir dil kullanılmalıdır. 3. Kronolojik olayların sıralanma-

    sı görsel materyaller ışığı altında çok daha kolay olmaktadır.

    4. Tarihî nesne ve binalara dayalı yapılabilecek olan kronoloji

    öğretimi, öğrencilerin kronoloji anlayışının gelişimine yardım-

    cı olabilir. 5. Görsel etkinliğe dayalı çalışmalar, öğrencilerin

    zaman ve kronolojiyle ilgili farkındalıklarını geliştirir, zengin-

    leştirir ve sağlamlaştırır. 6. Öğrencilerin görsel ve yazılı ma-

    teryallere daha fazla nüfuz etmesi, onlara dokunması, onları

    koklaması ve hissetmesi kronolojik farkındalığı geliştirmesi-

    nin yanı sıra, öğrencilerin tarihlendirme ve kronolojilendirme-

    de hataya düşmelerine engel olmaktadır.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    45. Soru öncülünde tanımlanan beceri tarihsel empati be-cerisidir. Tarihsel empatinin özellikleri; geçmişteki insanla-

    rın davranışlarının nedenlerini anlamamıza ve açıklamamı-

    za imkân tanıyan bir süreç olmasıdır. Tarihsel olayların, kro-

    nolojik açıdan ve bağlam açısından değerlendirilmesini içer-

    mesidir. Tarihsel empati kurarken öğrenciler, temel olayların,

    kişilerin ve döneme ait kültürel, ekonomik, siyasal, toplum-

    sal, felsefi bilgilerin farkında olmalıdırlar. Tarihsel empati, ta-

    rihsel kanıtların değerlendirilmesine ve analizine dayanmak-

    tadır. Tarihsel kanıtlar, tarihin motorudur. Onlar olmadıkların-

    da, hatta bazı durumlarda az bulunduklarında bile tarih ma-

    kinesi çalışmayabilir. Öğrenciler, tarihsel olayları daha de-

    rinlemesine anlayabilmek için tarihsel kanıtların incelenme-

    si ve değerlendirilmesi ile ilgili araştırmalarla baş edebilmeli-

    dirler. Geçmişte yaşanan olayların sonuçları üzerinde çalış-

    mayı içermesidir. Öğrenciler, olayların iç yüzlerini öğrenmek-

    ten hem haz duyar hem de bu bilgileri öğrenmenin yararla-

    rını fark ederler. Çalışılan dönemin, bugünden kesin ve net

    olarak farklı olduğunun anlaşılması gereğidir. Tarihsel empa-

    ti kurulurken, bugünün değerleri ile geçmişi yargılamamalı-

    dır. Tarihsel empati, insan davranışının farklılığına, çeşitlili-

    ğine ve karmaşıklığına saygı duymayı gerektirmektedir. Ta-

    rihsel empati kurarken günümüz koşullarına göre değerlen-

    dirme yapılır ise doğru bir empati kurulması mümkün olma-

    yacaktır.Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

  • 46. Tarihsel kavrama, öğrencilerin tarihsel yaklaşım edin-melerini yani geçmişteki olayları dönemin şartları ve kavram-

    larıyla bu geçmişi yaşayanların bakış açılarından inceleye-

    bilmelerini gerektirir. Bunun için öğrenciler; geçmişe ait bu-

    luntuları, belgeleri, günlükleri, mektupları, sanat eserlerini,

    edebî ürünleri vb. kaynakları incelerken geçmişi, bugünün

    kavram ve normlarıyla değerlendirmekten kaçınmayı öğren-

    meli ve olayların meydana geldiği tarihsel bağlamı göz önün-

    de bulundurmalıdırlar. Ayrıca bu önemli kazanımların ötesin-

    de, öğrenciler tarihsel olayları yeniden açıklayan veya yo-

    rumlayan anlatıları da kavrayacak becerileri geliştirmeli ve

    tarihsel akış içinde etkili olmuş güçler arasındaki ilişkiyi ve bu

    güçlerin olayların gidişatını nasıl etkilediğini analiz edebilme-

    lidirler. Metinlerde verilen bilgileri açıklamak, görsel hâle ge-

    tirmek ve somutlaştırmak amacıyla tarih haritalarında sunu-

    lan veriler, çeşitli grafi klerde verilen görsel, matematiksel bil-

    giler ve tarihsel fotoğrafl ar, siyasi karikatürler, temsilî resim-

    ler ve mimari çizimler gibi farklı görsel materyaller üzerinde

    çalışmak tarihsel metinleri kavramayı kolaylaştırır.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    47. Yapılandırmacı yaklaşım kapsamında müzeler önem-li ölçüde eğitim-öğretim ortamları olarak görülmeye başlan-

    mıştır. Yapılandırmacı yaklaşıma göre hazırlanan programlar

    sebebi ile ülkemizdeki müzelerin eğitim işlevi daha da önem

    kazanmıştır. Müzeler bilginin doğrudan kaynağına ulaşmayı

    sağlar. Çocuklar bilgilerini geliştirme yollarını öğrenir ve bu

    bilgilerini kitap bilgileriyle karşılaştırma alışkanlığı kazanır-

    lar. Çocuklar kitaplarda okudukları tarihsel dönemlerde kul-

    lanılan yaşam nesnelerinin gerçeklerini görme olanağı bu-

    lurlar. Tarihsel olaylar ve o dönemin yaşam nesneleri arasın-

    da ilişki kurmaya çalışırlar. Bu durum onların doğru tarih bi-

    linci edinmelerine yardımcı olur. Müzede bulunan nesnelerle

    günümüzdeki nesneler arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri

    düşüncelerinde karşılaştırırlar. Çocuklar gözlem, mantık, ya-

    ratıcılık, hayal gücü ve beğeni duygusunu geliştirirler. Estetik

    beğenilerini geliştirirler. Yaratıcı düşünmeyi öğrenirler. Müze

    çocuklara gelişimin ve değişimin kaçınılmaz olduğunu göste-

    rir. Olayları bütün boyutlarıyla düşünebilmeyi ve değerlendi-

    rebilmeyi (çok boyutlu düşünmeyi) öğretir. Bunların yanı sıra

    çocuklar farklı kültürleri tanırlar. Sahip oldukları kültürel de-

    ğerleri koruma bilinci edinirler. Ancak kavram yanılgısı oluş-

    turmayacağı gibi kavram yanılgılarını gidermede etkilidirler.

    Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

  • 48. Sosyal bilgiler, kültürel mirası, onun günümüzdeki yaşa-yan özelliklerini ve bunların yaşamımıza etkilerini, insanların sosyal ve fi ziki çevreleriyle olan ilişkilerini esas alan bir ders olarak tanımlanmaktadır. Sosyal bilgiler okuldaki dersler için-de toplumsal sorunların konuşulabildiği tek ders olma özel-liğini taşımaktadır. Özellikle ilkokul ve ortaokul yılları öğren-cilere toplumsal sorunlar karşısında duyarlılık kazandırmak için en doğru zamanlardır. İlkokullarda sosyal bilgiler adı ül-kemizde ilk defa 1968 programında yer almış, 1968’den son-ra 1989, 1993, 1998 ve 2004’te programlar yapılmıştır. 1998 programı davranışçı kuramın etkisindedir. 2004 programında ise davranışçı ve bilişsel kuramların izleri görülmekle birlik-te, program yapılandırmacı kurama göre hazırlanmıştır. Sos-yal bilgiler tutumu ile cinsiyet arasındaki ilişkiyi inceleyen bir-çok çalışmada da kız öğrencilerin bu derse yönelik tutumla-rının erkek öğrencilerden daha olumlu olduğu saptanmıştır. Sosyal bilgiler dersi tutumunun cinsiyete göre farklılık gös-termesinin okul dışı yaşantı, aile ve çevre etkisi, kız öğrenci-lerin soyut düşünme becerilerinin daha erken gelişmesi gibi nedenlere bağlanabileceği belirtilmektedir.

    Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

    49. Kavramsal değişim, bilimsel olarak doğru olan bilgilerle kavram yanılgıları arasındaki çelişkileri açık bir şekilde orta-ya koyan metinler olarak tanımlamaktadır. Kavram değiştir-me metninde, öncelikle öğrencilerin konuyla ilgili kavram ya-nılgılarını ortaya çıkarmak için bir soru sorulur. Daha sonra o konuyla ilgili yaygın kavram yanılgıları belirtilerek bu bilgi-lerin neden yanlış olduğu açıklanır. Böylece öğrenciler, sa-hip oldukları kavram yanılgılarını sorgulayarak kendi bilgileri-nin yetersizliğini görürler. Ardından konuyla ilgili yeni bilgiler açıklanır, örnekler verilir.

    Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

    50. Öğretmen öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerini iyi bilmeli ve derse giriş yaparken mevcut bilgi ile yeni sunu-lacak bilgi arasındaki köprüyü iyi kurmalıdır. Bunun için de organize edicilerden faydalanmalıdır. Organize ediciler öğ-renciyi, hedef davranışlardan, konunun içeriğinden haber-dar etme amacını da taşır. Organize ediciler, sözel açıkla-malar, kavram haritaları, gerçek nesneler, şemalar vb. olabi-leceği gibi öğretmenin dersin başında işlediği konunun han-gi alt konulardan oluştuğunu açıklaması ya da ne işe yaraya-cağı hakkında bilgi vermesi de örnek sayılabilir. Organize edi-ciler ikiye ayrılır: Açıklayıcı: Daha önce hiç karşılaşılmamış bir konu hakkında ön bilgi vermek amacı ile kullanılır. Karşılaştı-rıcı: Daha önceden bilinen bir konu ile yeni konu arasındaki benzerlik ve farklılıkların ortaya konulması amacıyla kullanılır.

    Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

    /ColorImageDict > /JPEG2000ColorACSImageDict > /JPEG2000ColorImageDict > /AntiAliasGrayImages false /CropGrayImages true /GrayImageMinResolution 300 /GrayImageMinResolutionPolicy /OK /DownsampleGrayImages true /GrayImageDownsampleType /Bicubic /GrayImageResolution 300 /GrayImageDepth -1 /GrayImageMinDownsampleDepth 2 /GrayImageDownsampleThreshold 1.50000 /EncodeGrayImages true /GrayImageFilter /DCTEncode /AutoFilterGrayImages true /GrayImageAutoFilterStrategy /JPEG /GrayACSImageDict > /GrayImageDict > /JPEG2000GrayACSImageDict > /JPEG2000GrayImageDict > /AntiAliasMonoImages false /CropMonoImages true /MonoImageMinResolution 1200 /MonoImageMinResolutionPolicy /OK /DownsampleMonoImages true /MonoImageDownsampleType /Bicubic /MonoImageResolution 1200 /MonoImageDepth -1 /MonoImageDownsampleThreshold 1.50000 /EncodeMonoImages true /MonoImageFilter /CCITTFaxEncode /MonoImageDict > /AllowPSXObjects false /CheckCompliance [ /None ] /PDFX1aCheck false /PDFX3Check false /PDFXCompliantPDFOnly false /PDFXNoTrimBoxError true /PDFXTrimBoxToMediaBoxOffset [ 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 ] /PDFXSetBleedBoxToMediaBox true /PDFXBleedBoxToTrimBoxOffset [ 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 ] /PDFXOutputIntentProfile () /PDFXOutputConditionIdentifier () /PDFXOutputCondition () /PDFXRegistryName () /PDFXTrapped /False

    /CreateJDFFile false /Description > /Namespace [ (Adobe) (Common) (1.0) ] /OtherNamespaces [ > /FormElements false /GenerateStructure false /IncludeBookmarks false /IncludeHyperlinks false /IncludeInteractive false /IncludeLayers false /IncludeProfiles false /MultimediaHandling /UseObjectSettings /Namespace [ (Adobe) (CreativeSuite) (2.0) ] /PDFXOutputIntentProfileSelector /DocumentCMYK /PreserveEditing true /UntaggedCMYKHandling /LeaveUntagged /UntaggedRGBHandling /UseDocumentProfile /UseDocumentBleed false >> ]>> setdistillerparams> setpagedevice