3 ayda bir yayımlanır ücretsizdir tÜrk dİlİ konuŞan ...o kadar kısa olur” diye, o...
TRANSCRIPT
Haziran 2017 SAYI 41
3 ayda bir yayımlanırücretsizdir
TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER TEKNİK MÜŞAVİRLİK FİRMALARI
İŞBİRLİĞİ KONFERANSI
b
2
Biz ODE’yiz. Bu gurur bizim, bu gurur tüm Türkiye’nin.
www.ode.com.tr
Editör’den
Aynı Dili Konuşurken, Aynı Duyguları da
Paylaşmak Dileğiyle… .................................................................... 2
Başkan’dan
Kırlangıç’ın Yeni Rotası Kuzeydoğu. .. .............................................. 3
Tema
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları
İşbirliği Konferansı .......................................................................... 4
Ülkelerin Müşavirlik Sektörleri Tanıtımları..................................... 8
İpekyolu - Dostluk ve İşbirliği Yolu ................................................. 14
Mega Projeler ................................................................................. 18
İstanbul Avrasya Tüneli Teknik Gezisi ve
Kapanış Akşam Yemeği ................................................................... 22
Kültür-Sanat
Duygusal, Deli, Seven... Anjelika Akbar ...................................... 26
Birliğimizden Haberler ............................................. 31
SAYI 41Haziran 2017
ISSN 1303 – 2585
İmtiyaz Sahibi
Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli€i ad›na Yönetim Kurulu Baflkan›
Munis ÖZER
Yazı İşleri Müdürü
Filiz PEHLİVAN
Yayın Kurulu
Filiz PEHLİVAN (Başkan)
Demir İNÖZÜ
Salih Bilgin AKMAN
Cemal KARAOĞLU
Ahmet KAVALCI
Hülya EKSERT
Seda SEYHAN
Yunus Emre KOLSAL
Baskı - Cilt
Ajans-Türk Gazetecilik Matbaacılık
İnşaat Sanayii A.Ş.
İstanbul Yolu 7. Km. İnönü Mahallesi
Necdet Evliyagil Cad. No: 24 Batıkent / ANKARA
Tel: 0312 278 08 24 - Fax: 0312 278 18 95
www.ajansturk.com.tr - [email protected]
Grafik-Tasarım
Yusuf MEfiE (Ajans-Türk)
Basım Tarihi ve Yeri
05.07. 2017 - ANKARA
Yayın Türü
Yerel Süreli, 3 ayda bir yayımlanır
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği
Ahmet Rasim Sokak No: 35 / 2 Çankaya - 06550 Ankara
Tel: (312) 440 89 70
Faks: (0312) 440 89 72
e-posta: [email protected]
url: www.tmmmb.org.tr
“Yazıların ve reklamların içeriğinden sahibi sorumludur; TürkMMMB veya Yayın Kurulu sorumlu tutulamaz.”
“Yayımlanan yazıların, her hakkı saklıdır. Kaynak belirtmek koşuluyla, yazılarından, toplamda çeyrek sayfayı geçmeyen alın-tı yapılabilir. Bunun dışında, seri olarak çoğaltılması, çeyrek sayfadan fazla alıntı veya kopya yapılması, Yayın Kurulu’nun yazılı iznine bağlıdır”
Dergimiz, 2000 adet basılıp dağıtılmaktadır.
2
SAYI 41
Editör’den
Filiz PEHLİVAN
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar
Birliği’miz, 27 Nisan’da çok özel bir konfe-
ransa ev sahipliği yaptı. “Türk Dili Konuşan
Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği
Konferansı”. Azerbaycan, Kazakistan, Kır-
gızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve el-
bette ülkemizin çok değerli konukları, özel
konu başlıklarının işlendiği konferansta
biraraya geldi. Dergimizin bu sayısını, bu
konferanstaki sunumlara ayırdık. Bu su-
numların, sözkonusu ülkelerdeki müşavirlik
sektörü ve iş potansiyelini anlamak açısın-
dan önemli olduğunu düşünüyoruz.
Son beş yıldır, şirket ortağı olduğum FNP
Mühendislik; Azerbaycan Bakü “White
City- Beyaz Şehir” projesinde, Ural Mühen-
dislik tarafından oluşturulan ekip içerisinde
onlarca binanın mekanik tesisat sistemle-
rinin tasarımını üstlendi. Ülkemizdeki proje
hizmetleri sektörünün gerek fiyat gerekse
projeciye verilen değer açısından geriye
gittiği bu son yıllarda, Bakü’deki projeler
bizim için çöldeki bir vaha gibiydi. Eskiden
petrol bölgesi olan ve “Kara Şehir” diye
adlandırılan bölgeye, dünyaca ünlü mi-
marlar; Foster+Partners, Atkins, DLR Grup,
UNStudio’nun hazırladığı konsept projeleri
üzerinden, uygulama projeleri hazırlamak
öncelikle mühendislik açısından çok tatmin
ediciydi. Hani derler ya, “bir projenin proje
süresi ne kadar uzun sürerse, imalat süresi
o kadar kısa olur” diye, o prensiple, her bir
bina için, detaylı tasarım yapabileceğimiz
proje süreleri geçirdik. Başlangıçta, İşve-
renimizin bakış açısını anlama sürecinde,
elbette zorluklar yaşadık ama karşılıklı
güven oluşunca her şey su gibi aktı geçti.
Hatırlayacağınız gibi projelerimizin ana
yüklenicisi URAL Mühendislik, TİM tarafın-
dan Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracat-
çısı olarak Teknik Müşavir ve Mühendislik
dalında Türkiye Üçüncüsü ödülünü aldı.
Projelerimizin onay sürecinde gördüğüm
bazı detayları paylaşmak isterim. Öncelikle
yangın sistemleri, bina kaçış olanakları ko-
nusunda büyük bir dikkat sözkonusu ama
bir kafa karışıklığı da var. Rus standartla-
rı (SNIP) ve diğer uluslararası standartlar
arasında kaldığımız durumlar oldu. Özellik-
le geçtiğimiz yıl Bakü’de yüksek bir binada
çıkan ölümlü yangın sonrası, projeleri, onay
mercilerinin kaygılarını gidermek açısından
bir kez daha elden geçirmek durumunda
kaldık diyebilirim.
Isıtma sistemine baktığımızda; ülkemizde
de bir dönem merkezi sistemlerin önü-
ne geçmiş olan, ama son yönetmelikler-
le buna dur denilen, kombi kullanımı şu
sıralar Bakü’de de çok revaçta. Yüksek
binalarda bile kombi kullanılması talebi
sözkonusu. Merkezi sistem kurulumu ko-
nusundaki ısrarlı çabalarımız çok yerini
bulamadı. Bu durum soğutma sistemleri
içinde geçerli. Merkezi soğutma sistemle-
rini işletemeyecekleri gerekçesi ile uygun
bulmuyorlar. VRV/VRF (değişken debili
soğutucu akışkan) sistemleri yaygın kul-
lanılır durumda. Henüz enerji verimliliği
konusu ilgi alanında değilse de, 5 yıllık sü-
reç sonrasında, son 2 projemizi Breeam*
belgesi alabilecek şekilde tasarlamamızın
istenmesi bu konuda da bakış açısının de-
ğişmeye başladığını gösterdi.
Ama şunu söylemeliyim ki; bir süredir ülke-
mizde özlemini duyduğumuz, mühendislik
ve proje hizmetlerine yönelik özen ve saygı-
nın gösterildiği bir süreç yaşadık. Baku’nün
çehresinin çok kısa bir süre içerisinde de-
ğişmesinin arkasında da bu vizyon olsa ge-
rek. Selam olsun Bakü’lü dostlara.
Konferansımızın konusundan yola çıkarak,
sanat köşemize, “farklı milletleri birleştiren
bir ailem var” diyen, Kazakistan’da doğ-
muş, Özbekistan’da yaşamış, şu an ülke-
mizde yaşamaktan çok mutlu olan, Türkleri
ve Türkiye’yi çok seven bir sanatçıyı konuk
ettik. Anjelika Akbar. Benim için çok büyülü
bir karşılaşmaydı içtenlikle belirtmek iste-
rim. Türkçeyi gerçekten çok güzel konu-
şuyor. Olabildiğince konuşmalarını olduğu
gibi aktarmaya çalıştım sizlere. Çok doğal,
sıcak ve içten bir sohbetimiz oldu. Bize bu
fırsatı verdiği için tekrar çok teşekkür edi-
yorum. Hayal kurmayı sevmese de ısrarım
üzerine, “en büyük hayalim sevdiklerimle
birlikte mutlu olmak” diyecek alçak gönül-
lülükteki bu güzel ve özel kadına, bize bu
fırsatı verdiği için tekrar çok teşekkür edi-
yorum. Sevgiyle kalın Anjelika Akbar.
Yeni sayımızda; ülkemiz için, her birimiz
için mutlu günlerde buluşabilmek dileğiyle.
*Breeam: Bir binanın çevreye olan etkilerini basit
ve ekonomik bir şekilde değerlendirebilmek ve
böylelikle bu etkileri azaltabilmek için oluşturul-
muş bir metod ve sertifikasyon sistemi.
Aynı Dili Konuşurken, Aynı Duyguları da Paylaşmak Dileğiyle…
3
SAYI 41
Başkan’dan
Munis ÖZER
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar
Birliği (TürkMMMB), müşavir mühendislik
ve mimarlık kavramının önemini ilgili ku-
rumlara ve topluma anlatmak, müşavirlik
hizmetlerinin ilerlemesine ve gelişmesine
çalışmak, uluslararası uygulamaları ülke-
mize taşımada öncülük ederek, bu konu-
da en yüksek uluslararası teknolojik ve
örgütsel seviyeye erişmek amacıyla, 25
Nisan 1980 tarihinde kurulmuştur. Birlik,
bağımsız müşavirlik hizmeti veren mühen-
dis ve mimarları temsil eden dernek statü-
sünde bir sivil toplum kuruluşudur.
TürkMMMB, 1987 yılında Müşavir Mühen-
disler Uluslararası Federasyonu – FIDIC’e
ve 2001 yılında Avrupa Müşavir Birlikleri
Federasyonu - EFCA’ya üye olmuştur.
Her iki federasyonun Türkiye’deki tek tem-
silcisidir.
TürkMMMB, amaçları doğrultusunda; ge-
lişmiş ülkelerde yaygın ve kurumsallaşmış
olarak kabul gören, ancak ülkemizde he-
nüz eksiklikleri olan bağımsız teknik mü-
şavirlik sektörünün geliştirilmesi ve geliş-
miş ülkelerdeki uygulamaların Türkiye’ye
kazandırılması için gerek üyelerine, ge-
rekse toplumun tüm kesimlerine yönelik
yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Ulus la ra ra s› ka bul gör müfl ta n› m›y la
FI DIC stan dart la r›y la ba €›m s›z mü fla vir
mü hen dis lik ya pan fir ma la r›n bir ara ya
gel di €i ça t› ku ru lu flu olan TürkMMMB’nin,
in fla at sek tö rü nün fark l› alan la r›n da de ne-
yim li 200’e ya k›n üye si bu lun mak ta d›r.
2016 – 2018 Dönemi Yönetim Kurulu
Munis ÖZER – Başkan
Demir İNÖZÜ – Geçen Dönem Başkanı
Sedef ERDOĞAN – Başkan Yardımcısı
M. Sinan AKER – Başkan Yardımcısı
H. Cemal KARAOĞLU – Başkan Yardımcısı
A. Süreyya URAL – Başkan Yardımcısı
Ertuğrul DİZDAR – Sekreter Üye
Utku Cengiz ÖZYURT – Sayman Üye
Ahmet KAVALCI - Üye
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar
Birliği’nin amblemi kırlangıç kuşudur.
Göçmen bir kuş olan kırlangıçlar, aynı
zamanda yuva yapma konusundaki usta-
lıkları ve yardımlaşmalarıyla, mimarlığın,
mühendisliğin, girişimciliğin ve birlikteli-
ğin sembolüdür. Bizler de Türk Müşavir
Mühendisler ve Mimarlar Birliği’nin her yıl
bahar aylarında gerçekleştirdiği konfe-
ransın rotasını, kuzeydoğumuzdaki geniş
coğrafyada yer alan “Türkçe Konuşan
Ülkeler” olarak belirledik. Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve
Türkmenistan’dan Teknik Müşavirlik fir-
malarının, birlik temsilcilerinin ve ilgili yatı-
rımcı kuruluşların katıldığı Türk Dili Konu-şan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı’nı, 27 Nisan 2017’de
Ankara’da gerçekleştirdik.
Türk Dili Konuşan Ülkelerin yer aldığı ve
Orta Asya’dan başlayarak Kafkasya ve
Anadolu üzerinden Balkanlar’a kadar
uzanan bu güzel coğrafya, Uzak Doğu
ve Avrupa arasında bir köprü oluştur-
maktadır. Eski çağlarda İpek Yolu olarak
bilinen bu önemli güzergah, tarih boyun-
ca medeniyetlerin ve yenilikçi buluşların
Avrupa ve yeni dünyaya ulaşımını sağla-
mıştır. Bugün de, sahip olduğumuz zen-
gin tarihsel ve kültürel bağlarımız ve İpek
Yolu’nun bizlere bıraktığı eşsiz mirasla,
doğunun eski çağlardan günümüze taşı-
nan bilgeliğini ve doğal kaynaklarını batı
dünyasına aktarmak için beraberce çaba
göstermeliyiz.
İnşaat Endüstrisi, bünyesinde çok sayı-
da sektör barındırması ve geniş istihdam
alanı sağlaması nedeniyle, tüm dünyada
ekonomiye en çok katkı veren sektörler-
den biridir ve ülkelerin kalkınma hedef-
lerine ulaşılmasında önemli bir rol oyna-
maktadır. İnşaat Sanayiinin öncü ve ana
sektörlerinden biri de teknik müşavirlik
sektörüdür. Bir ülkenin gelişmesinin te-
mel şartlarından birisi, o ülkede gelişmiş
bir teknik müşavirlik sektörünün var olma-
sıdır. Türk Dili Konuşan Ülkelerdeki teknik
müşavirlik kuruluşlarının yakın işbirliği
içerisinde güçlenmesi, ülkelerimizdeki
yatırım ve inşaat faaliyetlerindeki olumlu
gelişmelerin yanı sıra, bölge ekonomisine
de önemli katkılar sağlayacaktır.
Teknik müşavirlik sektöründe dil birliğinin
çok önemli bir yeri vardır. Aynı köklerden
gelen değişik lehçelere sahip dil birliği-
miz, çoğu coğrafyada karşılaştığımız ve
her zaman bir engel olarak karşımıza çı-
kan lisan bariyerini ortadan kaldıracak ve
bizleri daha da yakınlaştıracaktır.
Türk Dili konuşan ülkelerin Teknik Mü-
şavirlik Sektörü temsilcilerinin, Cumhur-
başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
himayelerinde ülkemizde “Türk Dili Yılı”
olarak ilan edilen 2017 yılında düzenle-
nen bu etkinlikle bir araya gelmesi, kon-
feransımızın önem ve anlamını daha da
arttırmıştır.
Konferansımızın katılımcıları ülkelerimiz-
de gerçekleştirilen ve planlanan projeleri
yakından tanıma imkanını bulmuşlardır.
Ayrıca Teknik Müşavirlik alanında ülke-
lerimiz arasında geliştirilmesini hedefle-
diğimiz işbirliği imkanları ve yöntemleri
değerlendirilmiştir. Konferans sonrası,
Türk Dili Konuşan Ülkelerden gelen ko-
nuklarımıza Dünya çapında önemli bir
mühendislik başarısı olan ve Avrupa ile
Asya’yı bağlayan Avrasya Tüneli’ni tek-
nik bir geziyle tanıttık. Bizlere bu imkanı
sağlayan ve mükemmel bir sunum yapan
Yapı Merkezi’ne teşekkür ederiz.
Davetimizi kabul ederek konferansımı-
za katılan tüm konuk ülke temsilcilerine
çok teşekkür ederiz. Konferansımızın
gerçekleşmesinde bizlere her türlü des-
teği sağlayan Ekonomi Bakanlığı’mıza
şükranlarımızı sunarız. Türk Konseyi, bu
konferansın zihinlerimizde şekillenmesi-
ne ışık tutmuştur, katılım ve katkıları için
teşekkür ediyoruz.
Türk Dili Konuşan Ülkeler arasında Teknik
Müşavirlik konusunda ilk defa gerçekleş-
tirilen bu konferansın, tüm katılımcıların
dile getirdiği gibi geleneksel hale gele-
rek her yıl kırlangıç kuşlarının göç ettiği
bahar aylarında değişik ülkelerin kültür
ve güzellikleri içerisinde tekrarlanmasını
diliyoruz.
Kırlangıç’ın Yeni Rotası Kuzeydoğu
4
SAYI 41
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
Seda SEYHAN
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar
Birliği tarafından her sene Türk Tek-
nik Müşavirlik sektörünün gelişimine
katkıda bulunmak, inşaat sektörümüzdeki
yüksek teknoloji ve inovasyon uygulama-
ları konusundaki deneyimleri ve birikim-
leri paylaşmak amacıyla çeşitli etkinlikler
düzenlenmektedir. Bu sene, T.C. Ekonomi
Bakanlığı’nın da destekleri ile uluslarara-
sı platformda 27 – 28 Nisan 2017 tarih-
lerinde düzenlenen “Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı”nın konuk ülkeleri
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan olmuştur. Konuk ülkelerin teknik müşavirlik sektörün-
de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşla-
rından, kamu kurumlarından ve özel sek-
törden temsilcilerin katıldığı etkinlik birinci
gün, Ankara-Wyndham Otel’de Konferans,
ikinci gün olan 28 Nisan’da ise konukların
ve TürkMMMB Yönetim Kurulu Üyelerinin
katılımları ile İstanbul-Avrasya Tüneli’ne bir
teknik gezi şeklinde organize edilmiştir.
Hazırlıklarına aylar öncesinden başlanan
Konferansa;
Azerbaycan’dan sivil toplumu temsilen
TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER TEKNİK MÜŞAVİRLİK FİRMALARI
İŞBİRLİĞİ KONFERANSI
5
SAYI 41
“National Engineering Consultancy Society
of Azerbaijan” Birliği Başkanı Sayın İbrahim
Mammedzadeh ile “Azerbaycan Mimarlar
Birliği”nden Sayın Zaur Gurbanaliyev,
özel sektörü temsilen “SULACO Ltd
Consulting and Engineering Company”
firması Genel Müdürü Sayın Abbas Orujli,
kamu sektörünü temsilen “Fevkalade
Haller Nazırlığı (The Ministry of Emergency
Situations)”dan İnşaat Şubesi Başkanı
Sayın Latif Zeynalov, Direktör Yardımcısı
Sayın Azad Amrahov ve Ekspertiz
Komitesi Başkanı Sayın Asgar Hasanov
ile “Azerbaycan Demiryolları İdaresi”nden
Şube Müdürü Sayın Nariman Naghiyev;
Kazakistan’dan kamu sektörünü temsilen
“Kazakistan Yollar Komitesi” Başkan
Yardımcısı Sayın Satzhan Ablaliyev ile
uzman Sayın Kanat Utepbergenov, sivil
toplumu temsilen “KNAPEC-Kazakhstan
National Association of Professional
Engineers and Consultants” Birliği
Direktörü Sayın Zhandos Amanbayev ve
özel sektörü temsilen “LLP Zhol-Sapa”
firmasından Sayın Aibek Orynbekov;
Kırgızistan’dan “Kırgızistan Karayolları”
Genel Müdürü Sayın Melisbek Alıpsatarov,
özel sektörü temsilen “Kyrgyz TREC
International Ltd” firmasından Sayın Almaz
Turgunbayev ile “Kırgızdortransproject
Design-Surveying Institute” firmasından
Sayın Aliazov Zhanibek ve “Kırgızistan
Küçük Hidroelektrik Santraller Birliği”
Başkanı Sayın Elvira Borombaeva;
Özbekistan’dan da yol projelerinde yer
alan “LLC YOLINJINIRINGLOYIHA” firması
Genel Müdürü Sayın Murod Sattarov ile
“Global Business Services Ltd” firma
sahibi Sayın Komil Ruziev katılmışlardır.
Ülkemizden de inşaat sektörünün ilgili
paydaşları, Kamu Kurumlarından üst dü-
zey yetkililer ve özel sektör temsilcilerinin
yer aldığı, yoğun katılımla geçen etkinlik
başarı ile tamamlanmıştır. Konferansın ha-
zırlıklarında başta T.C. Ekonomi Bakanlığı
Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hiz-
metler Genel Müdürlüğü olmak üzere, ilgili
ülkelerdeki Ticaret Müşavirlerimizin, konuk
ülkelerin Türkiye Büyükelçiliklerinin, ve
Türk Konseyi’nin büyük katkıları olmuştur.
Açılış Konuşmaları
Konferans’ın açılışını TürkMMMB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Munis Özer ger-
çekleştirmiştir. Konuşmasına TürkMMMB’yi
tanıtarak başlayan Sayın Özer, dünyada
en fazla konuşulan dillerden olan Türk di-
lini kullanan, ortak tarih ve kültür birliğine
sahip olan Kafkasya’dan Balkanlara kadar
yayılmış ilgili ülkeler arasında, inşaat sek-
töründe ve inşaat sektörü özelinde Teknik
Müşavirlik hizmetlerinde yapılacak işbir-
liklerinin hem ülkelerin hem de bu geniş
bölgenin gelişimine büyük katkı sağlaya-
cağını vurgulamıştır. Bu işbirliğinde ortak
dil kullanımının oldukça önemli olduğunu
belirten Sayın Özer, Türk Dilini konuşan
ülkelerin Teknik Müşavirlik Sektörü tem-
silcilerinin, Cumhurbaşkanımız Sayın Re-
cep Tayyip Erdoğan tarafından ülkemizde
“Türk Dili Yılı” olarak ilan edilen 2017
yılında düzenlenen bu etkinlikle bir araya
gelmesinin de Konferansa büyük anlam
kattığını belirtmiştir.
6
SAYI 41
Seda SEYHAN
Sayın Başkan daha sonra katılımcılara
Konferans programı ile ilgili bilgi vermiş,
Konferansın ilk bölümünde ilgili ülkelerde
gerçekleştirilen veya planlanan projele-
rin yetkililer tarafından sunulacağını daha
sonra da işbirliği olanaklarının belirlenmesi
için ortak eylem planlarının değerlendirile-
ceğini belirtmiştir. Ayrıca 28 Nisan tarihin-
de konuk katılımcılar ile birlikte Türkiye’de
yakın dönemde gerçekleştirilmiş önemli
projelerden biri olan ve Asya ile Avrupa’yı
birbirine bağlayan Avrasya Tüneli’ne bir
teknik gezi düzenleneceğini de bildiren
Sayın Başkan Konferansa katılan tüm ko-
nuk ülke temsilcilerine, Birliğimize her türlü
desteği sağlayan Ekonomi Bakanlığı’na,
Türk Konseyi’ne ve tüm katılımcılara teşek-
kürlerini iletmiş ve ilgili ülkeler arasında ilk
defa gerçekleştirilen bu organizasyonun
devam etmesini temenni ederek konuşma-
sını tamamlamıştır.
Sayın Özer’den sonra Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi adına proje di-
rektörü Sayın Azhan Mazhitov bir konuş-
ma yapmıştır. Sayın Mazhitov konuşmasın-
da, 2010 yılında kurulan ve ekonomi, ulaş-
tırma, turizm, bilim, eğitim, kültür, güm-
rük gibi birçok alanda faaliyet gösteren
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve
Türkiye’nin üye olduğu Türk Konseyi’nin
çalışmaları ve amaçları ile ilgili bazı bilgiler
vermiştir. İlgili ülkeler arasındaki ortak kö-
kenlerin, jeolojik, jeostratejik avantajların
işbirliği potansiyellerini artırdığını vurgula-
yan Sayın Mazhitov, Türk Konseyi’nin bu
işbirliklerinin kurulması ve güçlendirilmesi
için büyük çaba sarf ettiğini vurgulamış-
tır. Ülkeler arası işbirliğinin bir göstergesi
olarak son dönemde gündeme gelen üye
ülkelerden geçen merkezi ulaştırma ko-
ridoru ya da (Trans Hazar Koridoru) ile
2013 yılında Kazakistan, Azerbaycan ve
Gürcistan arasında imzalanan ve 2014
yılında da Türkiye’nin taraf olduğu ulus-
lararası kombine yük taşımacılığı projesi
olan Trans Hazar Uluslararası Ulaştır-ma Hattı Anlaşması hakkında bilgiler
vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi
Bakanlığı’na ve Birliğimize konuya yakla-
şımları nedeni ile de teşekkürlerini ileten
Mazhitov, Türk Konseyi olarak ilgili bütün
çalışmalarda yer almaktan memnuniyet
duyduklarını belirtmiştir.
Sayın Azhan Mazhitov’dan sonra kürsüye
konuşmasını yapmak üzere Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçisi Sayın ABZAL SAPARBEKULY gelmiştir. Katılımı ile Kon-
feransı onurlandıran Sayın Büyükelçi ko-
nuşmasına öncelikle yeni atanmış olduğu
Büyükelçilik görevinde ilk katıldığı resmi
etkinliğin “Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik
Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı” ol-
masından büyük memnuniyet duyduğunu
belirterek başlamıştır. Yeni atanmış olduğu
Büyükelçilik görevinden önce beş sene
Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yap-
tığı Türk Konseyi (Türk Keneşi)’nde Türk
Dünyasıyla ilgili atılan ilk adımlara bizzat
tanık olduğunu belirten Sayın Büyükelçi,
siyasiler veya bakanların Türk dünyasındaki
gelişmeleri belli seviyelere çıkarabileceğini
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
7
SAYI 41
ancak asıl ilerlemenin ortak kültüre sahip
bu toplumlardaki iş adamları ve sivil toplum
kuruluşları arasındaki işbirliği ile olacağını
vurgulamıştır.
Kazakistan ve Türkiye’nin “Tek Dil, Tek
Duygu, Tek Din, Tek Adet” üzerinde bir-
leşen iki kardeş devlet olduğunu ve Bü-
yükelçilik olarak öncelikli çalışma konu-
larının Türkiye’nin Kazakistan’da yaptığı
yatırımlardaki düşüşün tekrar artırılması
olduğunu belirten Büyükelçi, yatırım için
Kazakistan’ın tercih edilmesi ile ilgili ola-
rak, Kazakistan’daki siyasi istikrardan, ka-
liteli iş gücünden, hızlı ilerlemeden, özel-
likle yol projelerinde yaşanan gelişimden,
Kazakistan’ın coğrafi avantajı sayesinde
180 milyonluk Rusya, Beyaz Rusya, Kırgı-
zistan ve diğer ülkelere vergisiz, gümrük-
süz ihracat yapılabilmesinden ve dünya-
nın en büyük pazarlarından Çin ile coğrafi
yakınlığından bahsetmiştir.
Bu avantajlı durumların ülkelerin gelişimi
için kullanılabilmesi amacıyla Türk Müşa-
vir Mühendisler ve Mimarlar Birliğinin yıllar
içerisinde edindiği tecrübe ve bilgi birikim-
lerini ortak kültüre sahip olduğu bu ülkeler
ile paylaşmasının önemli olduğunu vurgu-
layan Sayın Büyükelçi, tarihi bir toplantı
olarak nitelendirdiği ve somut sonuçlar
beklediğini belirttiği Konferans için Birliği-
mize ve Ekonomi Bakanlığına teşekkürleri-
ni ileterek konuşmasını tamamlamıştır.
Açılış konuşmaları bölümünün son konuş-
masını yapmak üzere Türk Teknik Müşa-
virlik firmalarının güçlenmesi konusunda
hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen
Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel
Müdürü Sayın Uğur Öztürk kürsüde yer
almıştır. Konuşmasına TürkMMMB’ye te-
şekkür ederek başlayan Sayın Genel
Müdür, program kapsamında ülkeler ara-
sındaki mevcut ticari ilişkilerin daha da
kuvvetleneceğine ve işbirliği imkânlarının
artacağına inandığını belirtmiştir. Türk mü-
teahhitlik firmalarının 1972 yılında Libya ile
başlayan deneyimlerinin bugün 115 farklı
ülkede 342 milyar dolar değerinde 8950
proje ile devam ettiğini, Türk müteahhitlik
firmalarının dünyanın en prestijli yayınların-
dan olan ENR-Engineering News Record
2016 yılı listesinde 40 firma ile firma sayısı
itibariyle Çin’in ardından 2. sırada yer aldı-
ğını vurgulayan Sayın Öztürk, bu çapta bir
ilerleme için Mühendislik sektörünün de ol-
gunluk kazanmış olması gerektiğini belirt-
miştir. Türkiye’de son yıllarda gerçekleşti-
rilen büyük altyapı yatırımlarında en büyük
katkıyı sağlayan sektörlerden birinin teknik
müşavirlik sektörü olduğunu vurgulamış ve
Ekonomi Bakanlığı kayıtlarına göre Türk
Teknik Müşavirlik firmalarının yurtdışında
üstlendikleri proje sayısının bin beşyüze,
projelerin toplam bedelinin ise 2 milyar
dolar seviyesine yaklaştığını belirtmiştir. Bu
gelişimin devam ettirilmesi için Türk teknik
müşavirlik firmalarının deneyimlerini dost
ve kardeş ülkelerin hizmetine sunmasının
ortak kültüre sahip bu ülkeler için büyük
kazanımlar sağlayacağını vurgulamıştır.
Sayın Öztürk konuşmasını, Türk teknik
müşavirlik firmalarının yurtdışında kara-
yolu, demiryolu ve raylı sistemler, enerji
ve sulama altyapısı içme suyu ve atık su
şebekeleri ve her tür konut projesinde hiz-
met verebilecek birikime sahip olduklarını
vurgulayarak Bakanlık olarak ilgili ülkeler
arasında ve üçüncü ülkelerde ortaklıklar
şeklinde oluşturulacak işbirliği mekaniz-
malarının tesis edilmesini önemsediklerini
belirterek tamamlamıştır.
Açılış konuşmaları bölümünün sonunda
TürkMMMB Başkanı Sayın Munis Özer,
bölüm konuşmacılarına plaketlerini takdim
etmiştir.
8
SAYI 41
Filiz PEHLİVAN
ü TürkMMMB Tanıtım Filmi, gerek Türk Müşavirlik Mühendislik sektö-rünün gerekse Birliğimizin sektöre katkılarını özetlemek açısından ilgi ile izlenmiştir.
ü T.C. Ekonomi Bakanlığı, Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hiz. Genel Müd. Daire Başkanı Çağrı Köseyener, “Türk Teknik Müşavirlik
Hizmetleri Sektörü” başlıklı konuşma-
sında öncelikle Türk Müteahhitlik Hiz-
metleri Sektörünün yıllara dayalı proje
sayısı, proje bedeli, kümülatif proje be-
deli ve ortalama proje bedeli verilerini
paylaştı. 115 ülkede 342 milyar dolar
tutarında 8949 projenin gerçekleştiril-
diğini aktardı. 2012 ve 2013 yıllarında
30 milyar dolara ulaşan proje bedelinin
son 3 yıldır düşüşe geçmesi, 2016 yı-
lında 12.5 milyar dolara kadar düşmesi
dünyanın içinde bulunduğu ekonomik
krizle açıklanabilirse de, türk müteah-
hitlerinin bu durumu değerlendirerek,
yeni stratejiler geliştirmesi gerektiğini
de göstermekteydi. Çağrı Köseyener konuşmasında şu nok-
taların altını çizdi;
“İnşaat sektörüne ilişkin tüm öngörülerin,
doğrudan etkileşim içinde olduğu teknik
müşavirlik sektörünü de etkilemesi kaçınıl-
mazdır. Gerek inşaat piyasası hacmindeki
genel büyüme, gerek finansal ya da de-
mografik etkenler, gerekse dönemsel orga-
nizasyonlara yönelik yapılanma ihtiyaçlarıy-
la şekillenecek olan inşaat piyasası, teknik
müşavirlik hizmetlerini de yanında sürükle-
yecektir. Bu noktada teknik müşavirlik fir-
malarının inşaat sektörünün gereksinimleri
doğrultusunda kendi iş fırsatlarını oluştur-
ması en temel gelişim göstergesi olacaktır.
Türk Teknik Müşavirleri, 99 ülkede 1,8 mil-
yar dolar tutarında, 1.471 proje gerçekleş-
tirmiştir. Gerçekleştirilen projelerin bedeli
ise; 1.790.525.675 $ dır.
Ülkelerin Müşavirlik Sektörleri Tanıtımları
“Türk Dili Konuşan Ülkeler
Teknik Müşavirlik Firmaları
İşbirliği Konferansı”nın
açılış konuşmaları ardından,
ülkelerin müşavirlik
sektörlerinin tanıtıldığı bir
bölüm gerçekleşmiştir.
YURTDIŞINDA ÜSTLENİLEN PROJELER
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
9
SAYI 41
Uluslararası teknik müşavirlik hizmetleri
piyasasına baktığınızda görüyorsunuz ki;
istikrarsız iş yapısı, düşük giriş engelleri, re-
kabetçi piyasa; teknik müşavirler açısından
gelir kaybına neden olmakta. ENR En Bü-
yük 225 Uluslararası Tasarım Firması Listesi
(2016) son yıllarda teknik müşavirlik sektörü-
nün gelir düşüşünü gözler önüne sermekte.
Şöyle ki;
Uluslararası gelir
2014 70,85 milyar dolar
2015 65,43 milyar dolar %7,7 düşüşYerel gelir
2014 73,48 milyar dolar
2015 70,76 milyar dolar %3,7 düşüş
Piyasadaki küçülmenin; proje çeşitlendir-
me, birlikte hareket ve işbirliği ile aşılması
gerekiyor. Türk teknik müşavirlerinin ulus-
lararası teknik müşavirlik sektöründe daha
fazla pay sahibi olabilmesi mümkün, çün-
kü türk teknik müşavirlerinin artıları sözko-
nusu; üst düzey mesleki eğitimli çalışan-
lar, üst düzey teknik kapasite, uluslararası
standartlarda uygun maliyetli hizmet, farklı
pazarlarda, farklı iş kültürlerinde ve farklı
proje türlerinde edinilmiş bilgi ve tecrübe,
ihale yetkilisi kurumlar ve müteahhitler ile
iyi ticari ilişkiler, sözleşme süresine sadık
kalma, bu artılar arasında sayılabilir.
TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜNÜN
DENEYİMLERİ
Türk teknik müşavirlerinin en fazla yapı ve ulaşım sektörlerinde, proje yapımı ve yönetimi
ile mühendislik faaliyet alanlarında yer aldığını görüyoruz.
Azerbaycan Sel Önleme Projesi Mühendislik Danışmanlık Hizmetleri
Katar Lusail Şehri Tasarım Hizmetleri Projesi
Ekvator Ginesi Sipopo Kongre Merkezi (ENR 2013 En İyi Küresel Proje Ödülü)
10
SAYI 41
Filiz PEHLİVAN
Kazakistan’da mühendislik hizmetlerinin
yoğunlaştığı ana alanları şu şekilde özet-
leyebiliriz;
-
mesi; Astana’yı büyük bölgeleriyle ka-
rayolları, demiryolları ve hava yollarıyla
güneş ışınları prensibine göre bağla-
tacak ulaşım ağının tamamlanması,
öncelikle ana karayolları projelerinin
hayata geçirilmesi gerekiyor.
-
tırma-komünikasyon, enerji ve konut
yapımı alanları için yapı malzemeleri,
ürün ve hizmetler ile ilgili taleplerin kar-
şılanması ihtiyacı var.
-
baztuz - Semey - Ust-Kamenogorsk ve
Semey - Aktorgay - Taldıkorgan - Alma-
tı istikametlerine yüksek gerilimli hatla-
rın yapılması gerekiyor.
Bu mühendislik alanlarında projeler sü-
rerken, bir yandan da çözümlememiz
gereken sorunlarımız mevcut. Personelin
sıklıkla değişmesi, içeriğin teknik denetim
bütçesine geçirilmesi, yerel mühendislerin
yabancı uzmanlar ile rekabet edebilme-
leri için niteliklerinin artırılması, Avrasya
Birliği’nin ortak piyasasının oluşturulması
nedeniyle yeni rekabet ortamına adapte
olabilmek gibi konularda çalışmamız ve
önlemler almamız gerekiyor.
KNAPİK, kurulduğu 2015 yılında FIDIC
üyesi olmuştur. Bugün itibariyle hem ülke-
mizin, hem yabancı mühendislik şirketleri
için FIDIC standartlarına göre seminerlerin
hazırlanması ve yapılması, KNAPİK Birliği-
nin ana hedeflerinden biridir. 2017 yılı bu
bağlamda bir çok olumlu gelişme sağla-
mıştır. Tarafımızca FIDIC’in önde gelen
uzmanları ile önemli çalışmalar yapılmış-
tır. İleride özellikle uluslararası seviyedeki
projeler konusunda büyük avantaj sağ-
layacak olan danışman ve mühendisler
arasında FIDIC bilgisi ile ilgili sertifikasyon
imkanı sağlanacaktır.
Kazakistan’da sertifika verilecek şekilde
FIDIC 1999 kontratları ile ilişkin eğitim ve
kursların yapılmasına dair aktif görüşme-
ler yapmaya devam etmekteyiz. Birliği-
miz, Kazakistan Cumhuriyeti’nde yerleşik
olan ve yerleşik olmayan yeni Katılımcı-
ların üyeliğine açıktır. FIDIC ile işbirliği,
Kazakistan’ın mühendislik alanı için iyi bir
imkandır.”
ü İkinci konuşmacı, Azerbaycan Ulusal Müşavir Mühendisler Birliği (NECSA) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Memmedzade, 1994 yılında,
Eski Sovyetler Birliği (fSU) ülkelerinin
ilk bağımsız müşavir mühendislik
firması ‘ASPI Inc.’ bünyesinde kurulan
birliklerinin tarihçesini aktararak başladığı
konuşmasında şu açıklamaları yaptı;
“NECSA bir sivil toplum kuruluşu olarak
üyeliği teşvik edici, teknolojik konularda
birikim sahibi, etkili iletişim özelliğine sa-
hip olup, genel perspektiftin yanı sıra de-
taylara da odaklanır. Uluslararası Finans
Kuruluşları ile yaptığı işbirlikleri NECSA’ya
önemli katkılar sağlamıştır. Yaratıcılığımız
ve iletişime verdiğimiz önem bizi farklı ve
rakipsiz kılmaktadır. Yaratıcı eleman kad-
romuz iş dünyasının eski liderleri, hükümet
ilişkilerinde uzman profesyoneller ve de-
neyimli mühendislerden oluşmaktadır.
NECSA; eğitimler düzenleyerek, kaynak
dokümanlar hazırlayarak ve bunları taki-
ben yapılan faaliyetlerle FIDIC sözleşme
uygulamalarına katkı sağlamaktadır. Ayrı-
ca stratejik planlama ve liderliği destekle-
me hizmetleri de sunmaktayız. Tüzük, po-
litika, prosedür ve mühendislik endüstrisi
kimliğinin desteklenmesi için gerekli diğer
tüm dokümanların hazırlanması ve gün-
cellenmesi konularında katkı ve denetim
uygulamaktayız.
Bakü’deki NECSA ofisi, yerel firmaların
profesyonel imajını geliştiren ve güçlen-
diren bir FIDIC uygulama merkezi haline
gelmiştir. Merkez ofisimiz vasıtasıyla oluş-
turduğumuz iletişim sistemi vasıtasıyla so-
rulara cevap verebilmekte, kurul ve komite
toplantıları düzenleyebilmekte, duyurula-
rımızı hazırlayıp gönderebilmekte, bütçe
yönetimini gerçekleştirmekte ve müşavir
mühendislik sektörünün tüm gereklerini
yerine getirebilmekteyiz.
NECSA, ortaklık için yerel firmalara yardım
eden ve yeni üyeleri cezbeden bir yakla-
şım sergilemektedir. Üyelerimize ilgilerini
çekecek konularda çeşitli yöntemlerle -
bültenler ve mesajlar ileterek, sosyal med-
ya üzerinden başarılarını kutlayarak, EPC
(Mühendislik - Satın/Alma - Yapım) projele-
ri ve teknik müşavirlik ihaleleri duyuruların-
dan onları haberdar ederek- her ortamda
ulaşmaya çalışıyoruz.
NECSA yerel firmaların ve bireylerin duy-
mak istediği bilgileri sağlamak için üyeler,
destekçiler, medya ve kamuoyu gibi mev-
cut olan her kanalı kullanmaktadır. NECSA
aktif olarak uluslararası profesyonel ve
akademik konferanslara katılmış, bünye-
sindeki uzmanlar önemli mesajlar ve so-
nuçların duyurulmasını sağlamıştır.
Uluslararası ve bölgesel işbirliğine önem
vermekteyiz. İslam Ülkeleri Danışmanlar
Federasyonu/FCIC, Dünya Bankası Gru-
bundaki Katılımcı Sulama Yönetimi/INPIM
Uluslararası İletişim Ağı, Küresel Su Ortak-
lığı/GWP, Uluslararası Proje Yönetimi Der-
neği/IPMA, Dünya Kaynakları Enstitüsü/
WRI, Küresel Inovasyon Değişim Progra-
mı, Amerikan Girişimcileri Enstitüsü /AEI,
gibi kurum ve proje işbirliklerimiz sözkonu-
sudur.
Teknik müşavirlik açısından ülkemizde öne
çıkan problemleri de şu şekilde özetleye-
biliriz; mühendislik konularında ortaklaşa
çözümler oluşturulması için hükümet ile
işbirliği eksikliği, iş piyasasında danışman
mühendislerin serbest çalışması ve karar
beyanı konularında mevzuat eksikliği, mü-
şavir mühendislik sektörünün gelişmesi
konusunda kurumsal yapılanma ortamının
yetersizliği, petrol fiyatlarındaki düşüşten
kaynaklanan ekonomik zorluklar.”
ü Bir sonraki konuşmacı, Kazakistan Profesyonel Mühendisler ve Mü-şavirler Birliği (KNAPİK) Direktörü Zhandos Amanbayev, Birlik yapıları
ile ilgili şu bilgileri verdi;
“Birliğimiz, 2015 yılında kurulmuştur ve her
yıl Birlik üyelerinin sayısı artmaktadır. Sa-
dece üyelerimizin sayısı artmıyor, bu artışla
birlikte potansiyelimiz de artmaya devam
ediyor, karayolları alanında yeni hedef ve
amaçlarımızı ortaya koyuyoruz.
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
11
SAYI 41
vardı. Bu kuruluşlar sadece projelendir-
me ve telif hakları denetimi olmak üzere
iki tane hizmet türü veriyorlardı. O zaman-
larda biz buna danışmanlık hizmeti bile
demiyorduk. Bu hizmetlerin ne olduğunu
sadece altyapı projeleri olan uluslararası
donörlerin gelmesiyle anlamaya başladık.
Bugün Kırgızistan’da Ulaştırma Bakanlığı
tarafından danışmanlık hizmetlerinin alımı,
uluslararası donörleri tarafından finanse
edilen projelerle sınırlı değil, devlet büt-
çesinden finanse edilen projeler için de
bu alımlar yapılıyor. Kırgız Cumhuriyeti
Hükümeti tarafından 2015-2016 yılların-
da kendi kaynaklarından 15 milyon ABD
doları tutarında yol yapım projesi finanse
edilmiştir. İnşaat denetim hizmetleri, Kırgız
danışmanlık şirketi tarafından sağlanmıştır.
Isık-Kul gölü çevre yolunun 104 km’lik bö-
lümünün inşaatı danışmanlık hizmetlerinin
verilmesi için yerli bir şirket dahil edilmiş-
tir. Üstelik Kırgız Cumhuriyeti Ulaştırma ve
Karayolları Bakanlığı 2008 yılından beri
karayollarının tamiratı ve bakımı için danış-
manların tutulmasına ilişkin uygulamalara
başlamıştır. Bütün bunlar devlet bütçesin-
den finanse ediliyor.
Benim görüşüme göre bugünlerde Kırgız
Danışmanlık şirketlerinin sonraki gelişme
aşaması uluslararası piyasaya açılması
ü Kırgızistan Krygyz TREC International, Genel Müdürü Almaz Turgunbayev,
Kırgızistan’ın yol yapım sektöründeki da-
nışmanlık hizmetlerinin gelişiminden, Ülke-
lerindeki, özellikle yük ve yolcu taşımacılığı-
na yönelik projelere olan ihtiyaçtan bahsetti.
Yol yapım sektöründe ciddi bir proje ağır-
lığına sahip olan Kırgızistan’da, yol yapım
sektörüne yönelik; fizibilite raporu, muhtelif
araştırmalar, projelendirme, maliyet değer-
lendirmesi, şartnamelerin hazırlanması,
ihale dokümantasyonu hazırlanması, pro-
jenin genel açıklamaları, inşaatın denetimi
konularında hizmet alımı açısından ciddi bir
iş potansiyeli olduğu bilgisini verdi. Almaz
Turgunbayev, şu detayları paylaştı;
“Kırgız Cumhuriyeti, dağlık bir ülkedir; yü-
zölçümünün %90’ından fazlası 1500 m’lik
rakımın üzerinde bulunmaktadır. Ülkede
deniz kıyısı yoktur. Kırgız Cumhuriyeti’nin
demiryolları bütün olan bir sistemi oluştur-
muyorlar. Kuzeyde Kazakistan demiryolları
ile bağlı olan başka çıkışı olmayan demir-
yolu ve güneyde Özbekistan demiryolu
ağının bir parçası olan demiryolu vardır.
Suda taşımacılık, Isık-Kul gölündeki bir
kaç küçük tekneden ibarettir. Hava taşıma-
cılık sistemi, üç uluslararası ve birkaç yerel
havalimanlarından oluşur. Görüleceği gibi;
karayolu taşımacılığı Kırgızistan’da baskın
gelmekte ve bütün yük ve yolcu taşımala-
rının %96’dan fazlasını sağlamaktadır. Bu
nedenle karayolları Kırgız Cumhuriyeti’nin
ekonomisinin çok önemli kısmını oluştur-
maktadır. Karayollarının kaliteli inşaatı, ba-
kımı ve tamiri hayati önem arz etmektedir.
Dolayısıyla fizibilite raporunun hazırlanma
aşamasından başlayarak işin kabulü aşa-
masına kadar, yani sürecin bütün aşama-
larında, bağımsız danışman ve mühendis-
lerin dahil edilmesi, kaliteli kara yollarına
sahip olunması olasılığını önemli ölçüde
arttıracaktır.
Eski Sovyet ülkelerinden gelen bütün ka-
tılımcıların bildiği bir takım sebeplerden
dolayı, mühendislik hizmetleri piyasasında
uzun süre sadece kamu proje kuruluşları
olmalıdır. Bizim için ilk olarak Türk Dili ko-
nuşan ülkelerin danışmanlık hizmetleri pi-
yasası olabilir. Dost ülkelerden başlamayı
çok isterdik. Lakin uluslararası donörleri
tarafından finanse edilmeyen, ülkelerin
iç kaynaklarından finanse edilen projeler
hakkında bilgi olmayışı bu bağlamda ge-
lişmelere yardımcı olmuyor.
Planlanan projeler hakkında bilgi sahibi
olmamız halinde bizler de ihalelere katıla-
biliriz ve şansımız olursa konferansın ka-
tılımcı ülkelerindeki yol yapım projelerine
katkıda bulunabiliriz. Bu da Kırgız şirket-
lerin profesyonel gelişmesine katkı sağla-
makla sınırlı kalmayacak, aynı zamanda
bütün bölgenin mühendislik danışmanlı-
ğının gelişimine de katkı sağlayacaktır. Bu
konferansın en önemli amaçlarından biri
zaten budur.
Bu anlamda bu tür düzenli temaslar, bilgi
alışverişleri için bir platform olabilir. Bun-
ların nasıl gerçekleşebileceğini henüz bil-
miyorum, ama planlanan danışmanlık hiz-
metleri alımlarına ilişkin güncellenen ortak
elektronik veri bankasının oluşturulması
konusunu hep birlikte düşünmemizi teklif
ediyorum. Bu da konferansımızın ana he-
deflerine tam olarak ulaşmamıza yardımcı
olacaktır.”
12
SAYI 41
Filiz PEHLİVAN
ü Programın bu bölümünün son
konuşmacısı ise; Özbekistan’dan Yolinjiniring Loyiha LLC, Genel Müdürü, Komil Ruziyev’di. Komil Ruziyev, şirketleri ve yaptıkları işlerle
ilgili şu bilgileri verdi;
“Şirketimiz, 2006 yılında kurulmuştur.
Şirketimiz tarafından verilen hizmetler:
Fizibilite raporlarının hazırlanması, detaylı
projelendirme, proje yönetimi ve inşaat de-
netimidir. Üye olduğumuz kuruluşlar; İslam
Ülkeleri Danışmanlar Federasyonu, Özbek
Danışman Mühendisleri Derneği, Özbe-
kistan Mimarlar Birliği’dir.
Şirketimizde projelerin bütün aşamaların-
da işlerin kaliteli bir şekilde yapılmasını
sağlayan yüksek tahsilli 50’den fazla uz-
man çalışıyor. Şirketin uzmanlarının orta-
lama yaşı 33’tür. Bu da şirketimizin büyük
potansiyele sahip olduğunu gösterir. Bazı
uzmanlarımızın yol yapım sektöründeki iş
tecrübeleri 35 yıldan fazladır. Uzmanları-
mızın bazıları, uzmanlıklarının artırılması
için Güney Kore, Çek Cumhuriyeti, Rusya,
Almanya, ABD ve diğer ülkeleri ziyaret et-
mişlerdir.
ü Özbekistan Global Business Ltd, Genel Müdürü Murod Sattarov, Öz-
bekistan mühendislik hizmetleri piya-
sasının özelliklerini anlattığı konuşma-
sında şu bilgilere yer verdi;
“Özbekistan 32 milyonluk nüfusu ile dün-
yada 41.sırada yer almaktadır. Gayrisa-
fi Yurtiçi Hasıla (GSYH): 303 milyar $’dır.
Tüm altyapının, özellikle ulaştırma, kamu
hizmetleri, telekomünikasyon tesisleri, su-
lama ve drenaj sistemleri vs. alanlarında
yoğun bir şekilde yenilenmesi, genişletil-
mesi ve modernizasyonu aşamasındadır.
Mühendislik hizmetleri açısından bakıl-
dığında; yerel mühendislik şirketlerinin
sayısı sınırlıdır, yerel mühendislik şirketleri-
nin sermayelendirme düzeyi düşüktür, ya-
bancı mühendislik şirketlerinin yerel ortak
olmadan katılımı mevzuat özelliklerinden
dolayı ciddi ölçüde sınırlandırılmıştır.
Özbekistan’da, proje teknik ve keşif dokü-
mantasyonun hazırlanması lisans gerektirir.
Fizibilite hesap ve raporları hazırlanması
özel lisans gerektirir. Mevzuatta cezai işlem-
lere kadar ciddi düzeyde sorumluluk ön-
görülmüştür. Düzenleyici yasalar projelerin
uygulaması için çok kısıtlı süreler belirler ve
sürelere uyma konusunda, nedenlere bak-
maksızın, müşterek mesuliyet öngörülür.
Murod Sattarov, müteahhitlik şirketleri pi-
yasasının özellikleri açısından da şu bilgi-
leri aktardı; “Yerel müteahhitlik şirketlerinin
sayısı çok sınırlıdır, sermayelendirme dü-
zeyi düşüktür. Yerel müteahhitlik şirketleri-
nin çoğu yetersiz ve zayıf iç kontrol ve pro-
je yönetimi sistemlerine sahiptir, kaliteli iş-
lerin sağlanması için danışman tarafından
çok sıkı teknik denetimi gerektirir. Sonuç
olarak; Özbekistan’da, piyasanın büyük-
lüğüne rağmen mühendislik şirketlerinin
sayısı ciddi ölçüde yetersizdir. Piyasaya
giriş, proje ve risk yönetim sistemlerinin ve
imkanlarının yaratılması, müteahhitlik şir-
ketlerinin sıkı teknik denetimi ile ilgili uzun
vadeli ve sermaye yoğun tedbirleri gerekti-
rir. Piyasaya giriş için, yetenekli yerel ortak
ile stratejik işbirliği yapmak gerekmektedir.
Kuruluşumuzdan bu yana, 11 yıl boyunca,
toplam 100’den fazla köprü ve yapıların,
1200 km’yi aşan karayollarının; inşaat,
rekonstrüksiyon ve tam onarım ile ilgili proje
ve keşif dokümantasyonlarının hazırlanması
ve denetimi yapılmıştır. Projelerimizden
bazıları arasında; 26 km uzunluğundaki
A-373 karayolu, toplam uzunluğu 161 km
olan Namangan Bölgesindeki karayollarının
onarımı ile ilgili proje, 50 km uzunluğundaki
A380 Guzar - Buhara - Nukus - Beyneu
karayolunun rekonstrüksiyonu ile ilgili
danışmanlık hizmetleri, Guzar - Çim-
Kukdala karayolunun 38-74 km’de
bulunan bölümün rekonstrüksiyonu ile ilgili
danışmanlık hizmetleri sayılabilir.”
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
İpek Yolu - Dostluk ve İşbirliği Yolu
14
SAYI 41
Demir İNÖZÜ
27 Nisan 2017 tarihinde Ankara’da
yapılan “Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Fir-
maları İşbirliği Konferansı”nın “Ülkele-rimizde Gerçekleştirilen ve Planlanan Önemli Projeler” konulu Birinci Panel’i, Konferans Organizasyon Komitesi Başka-
nı ve TürkMMMB Geçen Dönem Başkanı
Demir İnözü’nün moderatörlüğünde ger-
çekleştirildi. Panelde katılımcı ülkelerde
ulaşım altyapısının geliştirilmesi, su ve
toprak kaynaklarının sürdürülebilir yöneti-
mi ve üstyapı inşaatlarına yönelik planlar,
programlar ve gerçekleştirilen bazı önemli
projeler ele alındı.
hiptir. Yeni İpek Yolu Projesi, doğu ile batı
arasındaki mal ve hizmet taşımacılığının
güçlendirilmesini hedeflemektedir. Bu pro-
je kapsamında ulaşım altyapılarının geliş-
tirilmesi, karayolları, demiryolları, limanlar
ve havaalanlarının yapımı, mevcut tesisle-
rin rehabilitasyonu ve modernizasyonu için
çeşitli projeler gerçekleştirilmektedir. Hem
ulaştırma sektöründeki projelerin, hem de
zengin doğal kaynaklara sahip ülkelerimi-
zin enerji, su ve toprak kaynaklarının çev-
resel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik
ilkeleri doğrultusunda kullanılması ve yö-
netilmesi, insanlarımızın ve ülkelerimizin
geleceği açısından bizlere büyük sorum-
luluklar yüklemektedir.
Türk Dili konuşan ülkeler olarak tanımladı-
ğımız Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan,
Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye;
Orta Asya, Kafkaslar ve Anadolu’yu kap-
sayan bir coğrafyada yer almaktadır. Bu
coğrafyanın bir ucundan diğer ucuna uza-
nan ve bizleri birbirimize bağlayan tarihî
İpek Yolu sadece bir ticaret güzergahı de-
ğil aynı zamanda bu coğrafyanın insanla-
rının tarihsel, kültürel ve ortak değerlerinin
de paylaşıldığı bir dostluk yolu olmuştur.
Çin ile Avrupa arasında uzanan bir kuşak-
ta, dünyanın gelişmiş ekonomilerini birbiri-
ne bağlayan ticaret yollarının üzerinde yer
alan ülkelerimiz stratejik bir konuma sa-
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
15
SAYI 41
Panelin ilk konuşmacısı Kazakistan Yollar Komitesi Başkan Yardımcısı Satzhan Ablaliyev, yaptığı sunumda özetle şu ko-
nulara değindi:
“Kazakistan kapladığı alan bakımından
dünyanın 9. büyüklükteki ülkesidir. Bu
alan Batı Avrupa’ya eşittir. Çok zengin
petrol, gaz ve maden kaynaklarına sahip
olan Kazakistan’da karayolları ülkenin
ulaşım sistemi açısından büyük önem
taşımaktadır. CAREC (Central Asia Regi-
onal Economic Cooperation Program) ve
TRACECA (Transport Corridor Europa-
Caucasus-Asia) programları kapsamında
Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası,
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)
ve İslam Kalkınma Bankası finansmanıyla
Kazakistan’da doğu-batı ve kuzey-güney
yönlerinde çeşitli yol güzergahları geliştiril-
mektedir. Ulaşım altyapısının geliştirilmesi-
ne yönelik olarak Kazakistan Devlet Başka-
nı Nursultan Nazarbayev “Nurlu Yol” adında
bir program başlatmıştır. Bu program ülke-
nin ulaşım ve taşımacılık altyapısının ge-
liştirilmesini, karayolları ve demiryollarının
yapımını, endüstri ve turizm altyapısının
geliştirilmesini hedeflemekte, bu kapsamda
Batı Avrupa-Batı Çin koridoru (1800 km),
Merkez-Güney (Karaganda-Almatı arası,
688km) ve Merkez-Batı (Astana-Atırau-Ak-
tau arası, 1050km) güzergahlarının yapımı
ve iyileştirilmesi gerçekleştirilmektedir. Ayrı-
ca Kamu-Özel Sektör İşbirliği (PPP) Modeli
uygulanarak Almatı Çevre Yolu, Almatı-Çin
Sınırı yolu, Çimkent Şehri Çevre Yolu proje-
lerinin tamamlanması planlanmıştır. Tüm bu
projeler yerel bütçe ve uluslararası finans-
manla yabancı ve yerli firmaların işbirliğinde
gerçekleştirilmektedir. Bu projelerde Türk
teknik müşavirlik ve müteahhitlik firmaları
da yer almaktadır. Kazakistan’da tasarım
hizmetlerini lisans sahibi firmalar (genellik-
le yerli firmalar) yükümlenmektedir. Yakında
inşaat kontrolluk hizmetleri için de firmaların
lisans almaları koşulu getirilecektir. Bu konu
hizmet kalitesi açısından büyük önem taşı-
maktadır”.
Panel’in ikinci konuşmacısı Kırgızistan Karayolları Genel Müdürü Melisbek Alıpsatarov ülkesinde karayollarının duru-
muyla ilgili bilgiler verdi:
“Dağlık bir ülke olan Kırgızistan arazisinin
%90’dan fazlası 1500 m. kotunun
üzerindedir. Bu nedenle karayolu ulaşımı
ağırlıklıdır, tüm yolcu ve yük taşımacılığının
%97’si karayollarıyla sağlanmaktadır. Ülke
dağlık olduğu için yolların iklim koşullarına
uygun kalitede yapılması, bakım ve onarım
hizmetlerinin sürekliliği büyük önem
taşımaktadır. Bu nedenle teknik müşavirlik
ve yol yapım işlerinde kaliteli ve uluslararası
standartlara uygun hizmet alınmasına
dikkat edilmektedir. Başkent Bişkek’te ve
ülkenin güney kesimindeki Jalal-Abad ve
16
SAYI 41
Demir İNÖZÜ
Oş kentlerinde uluslararası havalimanları
hizmet vermekte, ayrıca çeşitli kentlerde de
küçük yerel havalimanları bulunmaktadır.
En önemli karayolu güzergahları olarak
Bişkek-Oş (600 km), Oş kentinden Çin
sınırına bağlanan 160 km uzunlukta Oş-
İrkeştam yolu, yine Bişkek’ten güneye Çin
sınırına uzanan Bişkek-Narin-Torugart yolu
(540 km) sıralanabilir. Ayrıca batı yönünde
Bişkek-Taraz-Talas yolu, Issık Göl çevre
yolu ve Oş’tan batı yönünde Tacikistan
sınırına bağlanan Oş-İsfana yolu (390 km)
önemli karayolu ulaşım güzergahlarıdır. Tüm
bu yolların çeşitli kesimlerinde uluslararası
kuruluşların finans desteğiyle yapım ve
kontrolluk işleri ihale edilmektedir”.
Panel’deki üçüncü konuşmayı Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığı Devlet İnşaat Güvenliği Denetleme İdaresi Başkanı Asgar Hasanov yaptı.
Azerbaycan’da mimarlık ve inşaat mühen-
disliğinin çok eskilere dayanan tarihî kök-
lerinden söz eden Hasanov, halen tüm ül-
kede ve özellikle Baku’de modern çok katlı
konutlar, Baku’nun simgesi haline gelmiş
konferans ve kültür merkezleri, iş ve alış-
veriş merkezleri, hastaneler ve uluslararası
spor tesislerinin yapıldığını ve yapılmaya
devam edildiğini, bu projelerde dünyanın
en ünlü mimarları, mühendisleri ve şirket-
leri ile çalıştıklarını vurguladı. Ülkedeki tüm
inşaatların Devlet İnşaat Güvenliği Denet-
leme İdaresi tarafından yerine getirildiği-
ni; kadrolarında çok sayıda akademisyen
ve bilim insanlarının yer aldığını, Sovyet
döneminden kalan standartların yanı sıra
uluslararası standartlar ve en son geliş-
tirilen bilgisayar programlarını kullanarak
yapılan hesapları kontrol ettiklerini belirten
Hasanov, genç uzmanların yetiştirilmesine
önem verdiklerini söyledi. Eleman yetiştir-
mek için Türkiye’deki kuruluşlarla, üniver-
sitelerle, akademisyenlerle, mühendislerle
ve proje firmaları ile de işbirliği yaptıkları-
nı, bu amaçla Türkiye’de düzenlenen çe-
şitli etkinliklere katıldıklarını, Türkiye Bina
Deprem Yönetmeliği konusunda Türk uz-
manlarla görüşmeler yaptıklarını ve yönet-
meliğin bazı bölümlerini Azerbaycan’da
uygulamaya başladıklarını belirten
Hasanov, Kazakistan Denetleme Kurumu
ile de işbirliği yaptıklarını, Azerbaycan mü-
teahhitlerinin Kazakistan’da Hazar Denizi
kıyısında İpek Yolu ulaşım koridoru kapsa-
mında inşa edilen deniz limanı işinde yer
aldıklarını söyledi.
Dördüncü konuşmacı olan Azerbaycan Demiryolları İnovasyon - Araştırma ve Uygulama Şube Müdürü Nariman Naghiyev; Azerbaycan demiryolu hiz-
metlerinin geliştirilmesi, işletme ve ma-
liyet verimliliğinin artması, malî açıdan
sürdürülebilirliğin sağlanması ve rekabet
gücünün artması için uluslararası finans
kuruluşlarının da desteğiyle yaptıkları ça-
lışmaları anlattı. Azerbaycan demiryolu
trafiğinin önemli bölümünü taşıyan, Hazar
denizinden batıya uzanan, İpek Yolu ula-
şım koridoru ve transit kargo taşımacılığı
açısından büyük önemi olan Baku-Gürcis-
tan sınırı hattının geliştirilmesi ve hizmet
standardının yükseltilmesi için uygulanan
Demiryolları Yatırım Programı kapsamında
yürütülen modernizasyon, güzergah ve hat
iyileştirme çalışmalarından, elektrifikasyon
ve sinyalizasyon sisteminin yenilenmesi
ve yeni lokomotifler alınması konularından
söz etti. Ayrıca Kuzey-Güney yönünde
Rusya-Azerbaycan-İran demiryolu hattına
ilişkin çalışmaların da sürdüğünü belirt-
ti. Demiryolları idaresinin anonim şirkete
dönüştüğünü, idari yapılanmasının ona
göre yeniden düzenlendiğini, çeşitli eği-
tim programları uyguladıklarını belirtti. De-
miryolu ulaşımını geliştirme çalışmalarının
TRACECA ve CAREC programları doğrul-
tusunda sürdürüldüğünü vurgulayan Nag-
hiyev, sunumu sırasında Avrupa demir-
yolları ağının Avrasya bölgesiyle entegre
olması için yapılan çalışmaları ve demiryo-
lu modernizasyon çalışmalarını anlatan ve
ilgiyle izlenen bir filme de yer verdi.
Panel’deki beşinci konuşmacı Temelsu Uluslararası Mühendislik Hizmetleri A.Ş. Özbekistan Ülke Müdürü Sina Velioğlu, “Orta Asya’da Uluslararası Finans
Kuruluşlarının Desteğiyle Gerçekleştirilen
Sulama ve Drenaj Projeleri” konulu bir
sunum yaptı. Kazakistan, Özbekistan,
Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan’da
Temelsu firmasının yer aldığı çok sayıda
sulama projelerinde uluslararası proje
finansmanının, proje döngüsü aşamalarının
ve sınır aşan suların yönetiminin önemini
vurgulayan sunumunda Velioğlu, Aral
Denizi’nin kurtarılmasına yönelik olarak
gerçekleştirilen üç projeyi örnek olay
olarak özetlemiştir. Aral Denizi’nin su
düzeyi, kendisini besleyen Amuderya ve
Sirderya nehirlerinin sulama sahalarına
yönlendirilmesi ve aşırı su kullanımı sonucu
1960 yılından bu yana 16 metre azalmış,
Aral Denizi orijinal boyutunun 10%’una
gelmiştir. Bunun sonucunda, Aral Denizi;
Kuzey ve Güney Aral Denizi olarak ikiye
ayrılmış, iki bölüm arasında bağlantı
kalmamış, çok ciddi çevresel, ekonomik ve
sosyal sorunlar oluşmuştur. Aral Denizi’nin
kurtarılması amacıyla üç önemli proje
gerçekleştirilmiştir:
(i) Özbekistan’da Dünya Bankası (DB)
finansmanlı Drenaj Projesi (1996-2013)
kapsamında, Amuderya’nın sağ yakasında
tarımsal drenaj suyunu toplama, tuzdan
arıtma ve Aral Denizi’ne taşıma amacıyla
bir Kollektör inşa edilmiş, nehirde su
kalitesinde önemli bir iyileşme sağlanmıştır.
(ii) Kazakistan’da DB finansmanlı SYNAS
projesi kapsamında (2002-2007), Kuzey
Aral’a dökülen Sirderya nehrinin su taşıma
kapasitesi arttırılmış, Aral’ın iki bölümünü
ayıran 13 km uzunlukta bir sedde yapılarak
Kuzey Aral’daki su düzeyinin orijinal haline
yaklaşması sağlanmıştır.
(iii) Türkmenistan’da Amuderya nehrinden
yılda 12 milyar m3 su çeken 1100 km
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
17
SAYI 41
uzunluktaki kaplamasız Karakum Kanalı bu
suyun %30’unun çölde kaybolmasına neden
olmaktadır. Kanalın hidrolik işletmesinin,
üzerindeki kontrol yapıları ile sulama ve
drenaj sistemlerinin iyileştirilmesine hazırlık
amacıyla 1996-1998 yılları arasında DB
finansmanıyla bir proje geliştirilmiştir.
Panel’in son konuşmacısı Ural Mühen-dislik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve TürkMMMB Yönetim Kurulu üyesi Sü-reyya Ural, firmasının Azerbaycan’da
imzası bulunan projelere ilişkin olarak
“Azerbaycan’da Anıtsal Yapılar” konulu bir
sunum gerçekleştirdi ve Baku’nun simgesi
haline gelmiş bu önemli yapıları tanıttı. Proje
yönetimi, mühendislik ve tasarım, inşaat yö-
netimi ve denetleme, sözleşme yönetimi hiz-
metleri ve çeşitli teknik müşavirlik hizmetleri
sundukları bu yapıların arasında Azerbay-
can Merkez Bankası, Baku Kongre ve Kon-
ferans Merkezi, JW Marriot Hotel, Four Se-
asons Hotel, Inturist Hotel, Şahdağ Palace
Hotel, Şahdağ Park Chalet Hotel, Port Baku
Residences, Caspian Waterfront Eğlence
Merkezi, Port Baku Tower, Park Bulvar Mall,
28 May AVM, Baku White City Kentsel Dö-
nüşüm Projesi, White City Residences and
Offices, White City Twin Offices, White City
Fountain Square AVM, National Gymnasium
Arena gibi pek çok önemli yapı yer almak-
tadır. Ural Mühendislik bu projelerde dün-
yaca tanınmış ve uluslararası ödüller almış
tasarım firmaları ve Türkiye’nin önde gelen
mimarlık, mekanik, tesisat ve elektrik proje
firmaları ile çalışmıştır. Çeşitli uluslararası ve
yerel tasarım kodlarının kullanıldığı bu bi-
nalar tasarım ve yapım aşamalarında Azer-
baycan Devlet İnşaat Güvenliği Denetleme
İdaresi, Azerbaycan İnşaat ve Mimarlık Bi-
limsel Araştırma Enstitüsü ve S.E. Dadaşov
Bilimsel Araştırma, Proje ve İnşaat Malze-
meleri Enstitüsü tarafından denetlenerek
onaylanmış, bu kuruluşlardan danışmanlık
hizmetleri alınmıştır.
Bu paneldeki sunumlardan çıkarabile-ceğimiz sonuçları şöyle özetleyebiliriz:
katma değeri yüksek, uluslararası öne-
me sahip çeşitli altyapı ve üstyapı pro-
jeleri gerçekleştirilmektedir.
-
kelerin yerel bütçe kaynaklarının yanı
sıra çeşitli uluslararası finans kuruluşla-
rının sağladığı finansman desteklerine
gereksinim vardır.
-
ma, planlama, tasarım, yapım, kont-
rolluk, işletme ve bakım dönemlerin-
de; her aşamada sosyal, çevresel ve
ekonomik sürdürülebilirlik kurallarına
uyulmasına özen gösterilmesi, yenilikçi
uygulamaların yaygınlaştırılması, işlet-
me sırasında izleme ve değerlendirme
çalışmalarının yapılması büyük önem
taşımaktadır.
firmaların yanı sıra, yerel bilgi ve de-
neyimlerden yararlanılması, yerel pay-
daşların, idarelerin ve yerel teknik mü-
şavirlik kuruluşlarının projelere katılımı
projelerin başarısında kilit rol oynamak-
tadır.
ihalelerinde kalite esaslı değerlendirme
yapılması esas olmalıdır.
hizmetleri için yeterli kalifikasyona ve
yetkinliğe sahip firmalar seçilmelidir.
-
metlerinin bedelleri gerçekçi olarak be-
lirlenmelidir.
yasal ve idari mevzuat, hizmet kalitesi-
nin yükseltilmesine yönelik olarak gün-
cellenmelidir.
ve ilgili idareleri, FIDIC kurallarının etkin
şekilde uygulanması için çeşitli semi-
nerler ve konferanslar düzenleyerek
tüm ilgili kuruluşları bilgilendirmeli ve
farkındalık oluşturmalıdır.
dostluk ilişkilerini ülkelerimizin kalkın-
masına yönelik ortaklıklar ve işbirlikle-
rine dönüştürmek, planlanan projelerin
başarıyla hayata geçirilmesi ve sürdü-
rülebilirliği için büyük önem taşımakta-
dır. Geleceğimizi birlikte inşa etmeliyiz.
Mega Projeler
18
SAYI 41
Sedef ERDOĞAN
27 Nisan 2017 tarihinde Ankara’da
yapılan “Türk Dili Konuşan Ül-keler Teknik Müşavirlik Firmala-
rı İş birliği Konferansı”nın “Ülkelerimizde Gerçekleştirilen ve Planlanan Önemli Projeler” konulu İkinci Panel, TürkMMMB
Başkan Yardımcısı Sedef Erdoğan’ın mo-
deratörlüğünde gerçekleştirildi. Panelde
beş konuşmacı yer aldı. Dünya Bankası
Grubunu ve aktivitelerini tanıtan ilk konuş-
macımızı takiben Kamu Özel Sektör Ortak-
lığı modelini değişik yönleriyle irdeleyen
ve Türkiye deneyimlerini aktaran iki ayrı
konuşmacı söz aldı. Dördüncü konuşmacı
Kırgızistan hidroelektrik potansiyeli ve bu-
rada gerçekleştirilebilecek özel yatırımlar
ile ilgili bilgi verdi ve son konuşmacı, böl-
ge ülkelerini birbirine bağlayan bir başka
mega projeyi tanıttı.
Panelin ilk konuşmacısı olan Dünya Ban-kası Türkiye ofisinden, Portfolyo ve Operasyonlar Sorumlusu Mustafa Uğur Alver, Dünya Bankası Grubu’nu pek çok yö-
nüyle tanıttı ve bazı önemli noktalarda bilgi
verdi. Grubun 1950’li yıllardaki ilk misyonu
ile zaman içinde ele aldığı konuların öncelik-
le kentsel alt yapı yatırımları olduğunu daha
sonra almışlı yıllarda tarım, yetmişli yıllarda
sağlık ve eğitim, seksenli yıllarda mali ve fi-
nans konuları, doksanlı yıllarda sosyal konu-
ların ve artık 2000’li yıllarda ise yönetişim ko-
nularının da Banka Grubu tarafından finanse
edilen geniş portföye katıldığını ve zaman
içinde değişen kalkınma pradigmasına nasıl
uyum gösterildiğini anlattı. Dünya Bankası
Grubunun Orta Gelir Grubundaki Ülke hü-
kümetleri ile IBRD (International Bank for
Reconstruction and Development) ve Düşük
Gelir Grubundaki Ülke hükümetleri ile IDA
(International Development Agency) ara-
cılığıyla ilişki kurduğu ve her iki finansman
modelinin de doğal olarak ülkelerin yapısına
göre farklı olduğu anlatıldı. Ayrıca özel sektör
ile tesis ettiği çalışmaları da IFC (International
Finance Corporation) ve MIGA (Multilateral
Investment Guarantee Agency) üzerinden
yürüttüğü bilgisini verdi. Bunun yanı sıra,
Banka Grubunda ICSID’ın da (Internati-
onal Center for Settlement of Investment
Disputes) varlığını ve hukuki alanda görev
yaptığını öğrendik.
“Halen bu grubun finans hacminin %14’ü Türk
dili konuşan ülkelerin bulunduğu “Avrupa ve
Orta Asya Bölgesi” dir, dolayısıyla bizler için
bu Banka Grubuyla çalışmak için önemli bir
iş potansiyeli mevcuttur. Halihazırda en çok
kredi anlaşmasının varıldığı ülkeler sırasıyla
Brezilya, Hindistan, Çin, Ukrayna, Romanya,
Filipinler, Fas Endonezya, Kolombiya ve
Tunus olmaktadır. Finansörlere baktığımızda
ise Banka Grubuna mali destek sunan
ülkelerin başında yine sırasıyla ABD,
Japonya, Çin, Almanya, Fransa ve İngiltere’yi
görüyoruz.
Dünya Bankası grubunun Türkiye ile olan
işbirliği 1947 yıllarına uzanıyor, 1988 yılında
kurulan ülke ofisinde bugün 40 çalışanı
mevcut. Şu anda yürürlükte bulunan “2012-
2016 Türkiye Ülke Stratejisi” program
kredileri; proje kredileri ve analitik çalışma ile
teknik yardım olarak 3 eksende yürütülüyor
ve kapsamında aşağıda verilen 2 finansman
aracı ile çalışılıyor:
Bütçe desteği: temel olarak rekabetçi-
lik, sosyal kalkınma ve kamu hizmetleri
alanlarındaki yapısal reformlar için kul-
lanılıyor.
Yatırım finansmanı: temel olarak enerji,
özel sektör geliştirme, kentsel gelişim, alt
yapı, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve
afet yönetimi için kullanılıyor.
Ayrıca, KOBİ, yenilenebilir enerji, enerji
verimliliği ve ihracat finansmanı alanlarında
Özel Sektör Finansmanı Aracılık Kredileri de kullanılıyor.
Bundan sonra katılımcılara “İş Fırsat-
ları” hakkında bilgiler verdi. Öncelikle
www.worldbank.org sitesinden ulaşılabile-
cek bilgileri aktardı. Daha sonra bütçesi 50
milyon ABD ve üzerinde olan önemli işlerin
listesini sundu ve ihale yöntemlerine ait do-
kümanların/yöntemlerin bulunduğu adresleri
verdi. Yeni ihalelerin nasıl takip edilebilece-
ğini anlattı ve “teklif sahibinin rolüne” ilişkin
önemli bazı ipuçlarını ve Banka Grubu ile
olan olası iletişimi katılımcılar ile paylaştı.
Günümüzde halen, hem Türk Dili Konuşan
Ülkelerin bulunduğu coğrafyada hem de
dünyanın hemen her bölgesinde, başta
halkın temel ve insani hakkı olan temiz içme
suyu temini ve diğer kentsel ve çevresel alt
yapı projeleri hem ulaşım projeleri hem de
tarım gibi diğer önemli kalkınma alt yapısı
yatırım ihtiyaçlarında, uzun vadeli kredi temini
denince akla gelen en önemli uluslararası
kurum Dünya Bankasıdır. Dünya Bankası
kredi temininde şart koştuğu uygulama
esaslarıyla da diğer bütün uluslararası
finans kurumlarına ve pek çok ülkenin yerel
hizmet alım yöntemlerinin oluşturulmasında
da örnek teşkil etmiştir. Dünya Bankasının
kalite ve fiyat bazlı müşavir seçimi ve
uygulanmasını şart koştuğu sözleşme
modelleri ile tarafları adilane bir zeminde bir
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
19
SAYI 41
araya getirmesi çok önemlidir. Bu sebeple
biz müşavirlerin kendi ülkelerimiz dışında
daha az bilgili olduğumuz coğrafyalarda
en çok talip olduğumuz ve tercih ettiğimiz
hizmetler Dünya Bankası ve bunun gibi
kurumların finanse ettiği hizmet alım işleri
olmaktadır. Ayrıca bu banka “know how”
transferi ve uluslararası deneyimin, yerel
deneyimle bir arada sunulmasına verdiği
destek de önemli ve doğrudur.”
İkinci konuşmacı konuğumuz Dolsar Firmasından Cem Aker, dünyada hızla
yayılan Kamu Özel Sektör Ortaklığı Proje-
leri (PPP, Public Private Partnership) konu-
sunda Türkiye’nin deneyimlerini aktardı.
“Kamu Özel Sektör Ortaklığı Projeleri,
bilindiği üzere, Kamunun klasik yollarla inşa
edip işlettiği tesisler ile, tümüyle özel sektör
aracılığıyla inşa edilip işletilen modeller
arasında kalan ve her ikisinin katılımını
içeren her türlü mal ve hizmet sağlama
modeli olarak ortaya çıkmıştır. Bu modeller
projelerin niteliğine, tarafların katılım
şekline ve risk paylaşımlarına göre değişim
göstermektedir.
Bu modelin klasik modellere göre kendi
içindeki zorlukları; gerekli hukuki alt
yapının hazır edilmesi, klasik yöntemler
dışındaki ihale süreçlerinin tanımlanması
ve yerleşmesi, güçlü ve hevesli bir özel
sektörün varlığı, projelerin niteliğine göre
finansman bulma zorlukları, ülkenin siyasi ve
ekonomik yapısının istikrar içinde bulunması
olarak sayabiliriz.
Türkiye bu model ile günümüze kadar
enerji (hidroelektrik, termik, rüzgâr/güneş
santralları), ulaşım (havalimanı, limanlar,
otoyollar, köprüler) ve sağlık (şehir
hastaneleri) alanlarında önemli tesisler
vücuda getirdi ve işletiyor.”
Cem Aker seçtiği önemli proje örneklerini
tanıttı ve yatırım sürecinde karşılaşılan
zorluklara değindi. Bunlar enerji alanında;
Boyabat Barajı ve HES (195 m yüksekliğinde
beton ağırlık baraj, 528 MW kurulu güç,
yatırım bedeli 1.2 Milyar $), Beyhan 1
Barajı ve HES (97 m yüksekliğinde silindir
ile sıkıştırılmış beton gövdeli baraj, 691
MW kurulu güç, yatırım bedeli 650 milyon
$), ulaşım alanında; Gebze-Orhangazi-
İzmir Otoyolu (433 km otoyol, 3.1 km
asma köprü, 6.3 milyar $ yatırım bedeli);
İstanbul Yeni Havalimanı (nihai kapasite
yıllık 150 milyon yolcu kapasitesi, yatırım
bedeli nihai kapasite 22 milyar $), sağlık
alanında; Isparta Şehir Hastanesi (755 yatak
kapasiteli, yatırım bedeli 300 milyon $) idi.
Hem teknolojik boyut olarak hem de yatırım
bedeli büyüklüğü olarak dünyanın sayılı
tesisleri arasına girmiş bu tesisler hepimizin
yüz akıdır.
Panelimizin üçüncü konuşmacısı Yüksel Proje’den İrfan Ünal olmuştur. Kendisi Kamu
Özel Sektör Ortaklığı olarak modellenmiş
mega projelerde teknik müşavirliğin rolüne
ilişkin bir sunum yapmıştır.
İrfan Ünal öncelikle Türkiye’de uygulanan
Kamu Özel Sektör Ortaklığı Projelerinin,
değişik tiplerini izah etti. Bunlar, yatırımların
toplamının %63’ünü teşkil eden Yap İşlet
Devret (YİD), %3’e denk gelen Yap İşlet (Yİ),
%9’una eşdeğer Yap Kirala Devret (YKD)
ve %25’ine karşılık olan İşletme Hakkı Devri
(İHD) tipleri olmaktadır.
İrfan Ünal, bir Kamu Özel Sektör Ortaklığı
Projesinin hayata geçmesi için gereken
adımları izah ettikten sonra bazı önemli ve
büyük otoyol ve köprü yatırımları konusunda
bilgilendirme yapmıştır. Bunlar arasında
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu (433 km
otoyol, 3.1 km asma köprü, 6.3 milyar $
yatırım bedeli), Kuzey Marmara Otoyolu ve
Yavuz Sultan Selim Boğaz Geçiş Köprüsü
(95 km Avrupa tarafı otoyol,169 km Asya
tarafı otoyol ve 2.2 km asma köprü, yatırım
bedeli toplam 4.1 milyar $), Kınalı-Tekirdağ-
Çanakkale Otoyolu ve Çanakkale Boğaz
Geçiş Köprüsü (101 km otoyol ve 3.6 km
köprü toplam yatırım bedeli 2.7 milyar $),
Menemen- Aliağa-Çandarlı Otoyolu (76 km
otoyol yatırım bedeli 394 milyon $), Ankara-
Niğde Otoyolu (330 km otoyol toplam yatırım
bedeli 1.1 milyar $) yer almıştır. Ayrıca
2023 yılı için hükümetin hedefinde olan ve
YİD olarak hayata geçirilmesi planlanan
1.ve 2. Grup Türkiye çapındaki otoyolların
güzergahları ve listesi de kendisi tarafından
verilmiştir.
Daha sonra Kamu Özel Sektör Ortaklığı Pro-
jesinin hayata geçmesi sırasında paydaş-
lar olan İdare (ilgili kamu kuruluşu), Görevli
Şirket (yapım ve işletme taahhüdünü yapan
özel sektör kuruluşu/ortaklığı) ve Bağım-
sız Teknik Müşavirin (firma/firmalar grubu)
görev kapsamlarını irdelemiştir. Teknik Mü-
şavirin görevleri arasında toplam kalitenin
güvence altına alınmasına katkı vermek, iş
sağlığı ve güvenliği ile çevre koruma konu-
larını yakından takip etmek, tüm şartname-
lere uygunluk konularını denetlemek, zaman
ve maliyet kayıtlarını tutmak ve raporlamak,
karmaşık konularda ve gerekmesi durumun-
da yurt dışı uzmanlık temin ederek İdare’ye
teknik destek sağlamak, proje değişiklikleri-
nin uygunluğunu izlemek olarak sayabiliriz.
Buradan da Kamu Özel Sektör Ortaklığı Pro-
jelerinde de klasik yöntemlerle hayata geçi-
rilen tesislerde olduğu gibi teknik müşavirin
yatırıma ve paydaşlara olan katkıları açıkça
ortaya konulmuştur. Ayrıca bu tip çok özellikli
tesislerin vücuda gelmesinde Türk mühen-
dislik sektörüne önemli deneyimlerin kazan-
dırılması da mümkün olmaktadır. Dolayısıyla
bu yatırımlarda da mutlaka teknik müşavir
bulundurmak önemli olmaktadır.
20
SAYI 41
Sedef ERDOĞAN
Panel in dördüncü konuşmacısı
Kırgızistan’dan gelen konuğumuz Elmira Borombayeva olmuştur. Kendisi Kırgız
Cumhuriyeti’nde küçük hidroelektrik sant-
ralların (Mikro HES) geliştirilmesine yönelik
Kamu Özel Sektör Ortaklığı planlamala-
rıyla ilgili bir sunum yapmıştır. Halihazırda
toplam 45 MV kurulu güce sahip 13 adet
mikro HES işletilmekte olduğunu bunlar dı-
şında potansiyel olarak 48 alanda hızlıca
hayata geçirilebilecek toplam 205 MV ku-
rulu güç potansiyeli olduğunu aktarmıştır.
Kendisi bazı bölgelerdeki enerji eksikliğini
gidermenin en hızlı ve ekonomik yolu oldu-
ğunu ve acil ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Kırgızistan’da yenilenebilir enerji kaynak-
larına dair kanunun yatırımcılara getirdiği
avantajlar şunlar olmaktadır:
-
nan donanımın elektrik şebekelerine
garanti kapsamında bağlanma hakkı;
şirketlerinde garanti kapsamında satın
alınma hakkı;
göre sınıflandırılan yükseltme katsayıla-
rı kullanarak ülkede çapında belirlenen
azami tarife tutarındaki sabit elektrik ta-
rifeleri;
-
nağı kullanan donanımın işletmeye
alındığı günden itibaren 8 yıllık süreye
kadar geçerli olması;
-
nımına ilişkin faaliyetler için lisans alın-
masının kaldırılmasıdır.
Elmira Borombayeva, sırasıyla ÇUY,
ISSIK-KUL, TALAS, NARIN, OS, CALAL-ABAD ve
BATKEN bölgelerinde yer alan tüm potansi-
yel Micro HES yatırım projelerinin listelerini
vererek Türk yatırımcıları ve teknik müşavir-
leri bu projelerde yer almaya davet ederek
konuşmasını tamamladı.
Panelin son konuşmacı konuğu, Su-Yapı Firmasından Cevdet Gökyay olmuş-
tur. Kendisi, ilk etapta Azeri doğal gazını,
daha sonraki aşamalarda da ilave olarak
Türkmen doğal gazını, Türkiye üzerinden
Avrupa’ya taşıyacak olan TANAP (Trans
Anatolian Natural Gas Pipeline) Doğal
Gaz Boru Hattı Projesini ve burada yer
alan müşavirlik hizmetlerini tanıtmıştır.
TANAP Projesinin amacı Hazar Deni-
zi’ndeki Deniz 2 Gaz ve Hazar Denizi’nin
güneyindeki diğer sahalarda üretilen do-
ğal gazın ve Türkmen gazının öncelikle
Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya taşınma-
sıdır. TANAP, Azerbaycan ve Gürcistan
arasında yer alan Güney Kafkasya Boru
Hattı (SCP) ve Yunanistan-Arnavutluk-İtal-
ya arasında yer alan Trans-Adriyatik Boru
Hattı (TAP) ile birleşerek ve orta bölümünü
oluşturarak Güney Doğal Gaz Koridorunu
oluşturmaktadır. “TANAP Doğalgaz İletim
A.Ş” ise Projenin tasarımını, inşasını ve iş-
letmesini tamamlamak üzere kurulmuş ve
yetkilendirilmiştir. Tesisin temel atma töreni
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan Cum-
hurbaşkanlarının katılımı ile 17 Mart 2015
tarihinde gerçekleştirilmiştir, halen inşaatı
devam etmektedir.
1850 km uzunluğundaki boru hattı, Gürcis-
tan sınırında, SCP boru hattından alacağı
gazı Ardahan’dan başlayarak, 20 il sınırı
içinden Türkiye’yi doğu batı yönünde boy-
dan boya geçerek Edirne’de Yunanistan
sınırına ulaşacak ve TAP boru hattına bağ-
lanarak iletecektir. Yaklaşık 8.5 Milyar $’ a
tamamlanması beklenilen yatırımın sahip-
leri %58 Azerbaycan’ın milli petrol ve gaz
şirketi Socar, %30 Botaş ve %12 British
Petroleum (BP) dir. Hat ilk aşamada 6 mil-
yar m3 doğal gazı Haziran 2018 tarihinde
Türkiye Botaş şebekesine verecek, ikinci
aşamada ise Haziran 2019 tarihinde ilave
10 milyar m3 lük bölümü Yunanistan sınırın-
da TAP boru hattına iletecek şekilde inşa-
atlar devam etmektedir. Boru imalatlarının
%80 i (yaklaşık 1450 km 56 inç, 400 km 48
inç) Türk fabrikalarında yapılmış bulunan
hattının bölümlere ayrılarak sürmekte olan
inşaatının tümünde de yerli müteahhitlik
firmaları görev almaktadır. Teknik müşa-
virliğinde ve proje yönetiminde ise İngiliz
Worley Parsons ve Su-Yapı Mühendislik ve
Müşavirlik firmaları görev yapmaktadır.
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
21
SAYI 41
Bu Mega Projenin ülkemize katkıları şöyle
özetlenebilir;
-
yacının karşılanması,
-
tik katkılar,
ve iş birliği ile bölgesel iş birliği imkan-
larının artması,
azalma,
yeni iş imkanlarının oluşması,
(boru hattının yapımında kullanılacak
toplam 1,3 milyon ton çelik borunun
%80’ninin yerli firmalar tarafından kar-
şılanmaktadır),
iş imkanlarının oluşması; 15.000 kişiden
fazla kişiye doğrudan ya da dolaylı iş
imkânı sağlanması,
Boru hattı işletme ve taşımacılık gelirleri,
-
minin (know-how) ülkemize katkıları,
-
tiği bölgelere yönelik projeler ve hibe
desteği ile bölgesel kalkınmaya katkı.
Bu sunum ve takip eden soru cevap bölü-
mü ile panel tamamlanmıştır. Tüm konuş-
macıların sunumları TMMMB resmî sitesin-
de mevcuttur ve incelenebilir.
Bu panelde özet olarak aşağıdaki konu-lar tespit edilmiştir;
-
cekleri iş olanakları için en önemli finan-
sör konumunda olan Dünya Bankasının
çalışma yöntemleri ve güncel finans
hacimleri hakkında bilgi edinilmiştir. Fir-
maların verilen adresleri ve oradaki bil-
gileri incelemeleri yurt dışı iş geliştirme
faaliyetleri bakımından önemlidir.
-
lanan Kamu ve Özel Sektör Ortaklığı
Projeleri hakkında geniş bilgiler veril-
miştir. Yabancı konuklarımız açısından
Türkiye’de bu yöntemler ile vücuda
gelen pek çok mega projeyi de tanıma
ve Türk inşaat, mühendislik sektörünün
gücünü anlamak açısından önemli bir
fırsat olmuştur. Dolayısıyla kendi ülke-
lerinde pek çok yatırım için hem bizim
firmalarımızı görevlendirmekte veya
ortaklık yapmakta daha istekli olacak-
lardır hem de bizim bu model ile yaşa-
dığımız ve geliştirdiğimiz tecrübelerden
faydalanabileceklerdir.
-
ları, müteahhit firmaları ve müşavirlik
firmaları bakımından Kırgızistan’ın hid-
roelektrik potansiyeli ve yatırımcı arayı-
şında olan Mikro HES sektörünü daha
yakından tanınma fırsatı bulunmuştur.
Bu kardeş ülke ile çalışılabilecek önemli
bir iş alanı mevcuttur.
-
lımcılara Azerbaycan, Türkmenistan ve
Gürcistan’ı birbirine bir yatırım ve tica-
ret ortaklığı ile bağlayacak teknik, mali,
sosyal ve jeopolitik önemi ile öne çıkan
bir başka mega projeyi tanıtma fırsatı
bulunmuştur. Bunun gibi pek çok ülke-
yi birbirine bağlayacak projeler ile hem
bu ülkelerin ekonomik gelişmesine hem
bölge barışına ve bölgesel işbirliği ile
halkların birbirine yakınlaşmasına hiz-
met edecek yeni projeler için de örnek
teşkil edeceği katılımcılar tarafından bir
kez daha tespit edilmiştir.
İstanbul Avrasya Tüneli Teknik Gezisi ve
Kapanış Akşam Yemeği
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimar-lar Birliği’nce, 27 Nisan 2017, Per-şembe tam gün olarak düzenlenen
“Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşa-
virlik Firmaları İşbirliği Konferansı”nın ar-
dından, Birlik Yönetim Kurulu Üyeleri ve
yabancı konuklar, ülkemizde son yıllarda
gerçekleştirilen önemli projelerden birini
görmek ve yapımcı, işletmeci kuruluş-
lardan proje hakkında bilgi almak üzere
28 Nisan sabahı İstanbul’a gelmişlerdir.
Atatürk Havalimanı’ndan doğrudan otel-
lerine geçen heyet kısa bir dinlenmenin
ardından, geçtiğimiz yılbaşı hizmete
açılan Avrasya Tünelini Avrupa-Asya yö-
nünde araçla geçerek Avrasya Tüneli İş-
letme İnşaat ve Yatırım A.Ş.’nin Anadolu
yakası, D-100 Otoyolu bağlantı ağzında-
ki İşletme ve Bakım Merkezine ulaşmıştır.
Burada heyete, yeni hazırlanan Avrasya
Tüneli Müzesi gezdirilmiş, Boğaziçi’ni
suyun altından geçen ve insan yaratı-
cılığı ve çabasının ürünü olan tünelin
hikayesi ve baş döndüren inşaat süre-
ci, son teknoloji anlatım teknikleriyle zi-
yaretçilere sunulmuştur. Küratörlüğü ve
tasarımı Mimar Sanja Jurca Avcı ve Avcı
Architecture tarafından yapılan Avrasya
Tüneli Müzesi’nde, tünel hakkında fikir
sahibi olmak istendiğinde akla gelecek
dört temel soruyu yanıtlama kaygısıyla
yola çıkılmış. İki kıta arasındaki hızlı ula-
şıma neden ihtiyaç duyulduğu, tünelin
nasıl inşa edildiği, içinde bulunduğu-
muz çağın sağladığı tünel inşa teknik-
leri ve inşayı mümkün kılan makinaların
nelerden, kalifiye insan gücünün kim-
lerden oluştuğuna yönelik sorular müze
sunumunun ana temasını oluşturmuştur.
TM Dergisi olarak okuyucularımızı, tünel
inşasındaki yeni teknolojileri merak edi-
yorlarsa ve benzersiz bir deneyim yaşa-
mak istiyorlarsa, Avrasya Tüneli Müzesi-
ni görmelerini şiddetle tavsiye ediyoruz.
Avrasya Tüneli Müzesi, Tünelin Anadolu
yakası girişindeki İşletme ve Bakım Bina-
sı içerisinde yer alıyor.
GMW Mimarlık, Yapı Merkezi liderliğin-deki “Yap - İşlet - Devret” konsorsiyumu tarafından; tünel iç mekanı, portallar, her iki kıtadaki servis binaları ve Asya kıtasında yer alan Tünel Operasyon ve Kontrol Binası’nın tasarım ve uygulama-ları için seçilmiş. Projenin tüm binaları, alışılagelmiş tünel servis binalarının ak-sine yer kotunun üzerine de çıkacak şe-kilde tasarlanmış. Avrasya Tüneli servis binaları, gerek içerdikleri fonksiyonları dışa yansıtmalarıyla, gerekse çevrelerine duyarlı tasarımlarıyla kendi çevrelerinde birer odak noktası oluşturuyor.
İnşaat sürecinde görev almış, yapıyı çok iyi tanıması sebebi ile işletmesinde gö-rev alan inşaat mühendisi Sayın Kaan KAPTAN tarafından Azeri, Kırgız, Kazak ve Özbek konuklara, İşletme ve Bakım Binasının toplantı salonunda, multivizyon eşliğinde Avrasya Tüneli tanıtılmıştır.
Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım AŞ. kısaca ATAŞ, 2009 yılında, yapının finansmanı, inşaatı ve 25 yıl süre ile iş-letmesini üstlenmek üzere Türkiye’den Yapı Merkezi ve Güney Kore’den SK E&C firmalarının bir araya gelmeleri ile kurulmuş. TC. Ulaştırma Bakanlığı, Alt-yapı Yatırımları Genel Müdürlüğünce gö-revlendirilen ATAŞ, tünel inşaatını plan-lanandan 8 ay erken bitirerek, 47 ayda tamamlamış, 29 yıllık imtiyaz süresinin kalan 25 yılı boyunca Avrasya Tüneli’nin bakım ve işletme hakkını elde etmiştir.
Tam kapasite ile çalışması durumunda, tünelin çift yönlü olarak toplam günde 120.000 araç geçişine imkân sağlayabi-leceği bildirilmiştir.
Projenin yatırım tutarı 1.246.000.000 Amerikan Doları mertebesinde olup, bu-nun %23’ü yatırımcı kuruluş ATAŞ’ın öz-kaynaklarından, geriye kalan 960 milyon doları ise içerisinde Avrupa Yatırım Ban-kası, Kore Eximbank ve Koreli Sigorta Kuruluşları gibi yabancı finans kuruluş-larının yanında, yerli bankaların bir ara-ya gelmeleri ile temin edilen finansman kredilerinden karşılanmıştır.
İstanbul’un Avrupa ve Asya Yakalarını karayoluyla bağlayan Avrasya Tüneli Projesi; İstanbul Boğazı’nı deniz taba-nının altından geçen 5,4 km uzunluğun-daki iki katlı tüneli de kapsayan toplam 14,6 km’lik bir güzergâhta, Kazlıçeşme ile Göztepe arasında inşa edilmiş. Trafi-ğin çok yoğun olduğu güzergâhta yolcu-luk süresini 100 dakikadan 15 dakikaya kadar indiriyor. Proje için özel olarak üre-tilen ve İstanbul Boğazı’nın altında 3.344 metrelik güzergâhı kazarak ilerleyen Tünel Açma Makinesi ile iki kıta, deniz tabanı al-tında birleştirilmiş. Tünel kazı çalışmaları 19 Nisan 2014 tarihinde Asya kıtasında-ki Haydarpaşa Şantiyesinde başlamış. Avrupa Yakası, Boğaz Geçişi ve Anado-lu Yakası olarak üç ana bölümden olu-şan Avrasya Tüneli Projesi’nin en önemli aşamasını 3,4 kilometre uzunluğundaki
22
SAYI 41
Cemal KARAOĞLUTürk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
Boğaz Geçişi oluşturuyor. Proje için özel olarak geliştirilen Tünel Açma Makinesi (Tunnel Boring Machine/TBM) deniz taba-nının altında günde 8-10 metre ilerleyerek, bu 3.344 metrelik kazıyı tamamlamış. Bu projede kullanılan TBM, tünel açma ma-kineleri içinde 33,3 kW/m2’lik kesici kafa gücü ile dünyada 1. sırada; 12 bar’lık ta-sarım basıncı ile 2. sırada ve 13,7 m kazı çapı ile 6. sırada yer almaktaymış. Proje güzergâhı üzerinde hem deniz çökelleri hem de değişik basınç dayanımlarındaki kaya birimleri (Trakya Formasyonu) ile kar-şılaşılmış. Bütün bu özelliklerinden ötürü Avrasya Tüneli Projesi, teknik özellikleri bakımından dünyanın sayılı ve ender mü-hendislik projelerinden biri olarak değer-lendiriliyor.
Tünel Açma Makinasının ilerleyişine para-lel olarak, gene TBM makinası tarafından yerleştirilen, tünel dış çeper basıncına dayanan, sızdırmazlığı temin eden ve her birinde kilit segman dahil toplam 9 seg-manı bulunan bilezikteler (ring) sayesinde tünelin mukavemeti sağlanmış. Toplam 1.672 bilezikten oluşan tünelde, olası büyük bir depreme karşı tünelin dayanık-lılığını artırmak amacıyla iki ayrı noktada sismik bilezik monte edilmiş. Özel olarak tasarlanan ve laboratuvarlarda test edile-rek başarısı kanıtlandıktan sonra üretilen sismik bilezikler, mevcut çap ve sismik aktivite seviyesi göz önüne alındığında TBM Tünelcilik sektöründe dünyadaki ilk uygulama olmuş.
Avrasya Tüneli, 7.5 moment büyük-lüğünde bir depreme göre tasarlan-mış. Boğaz altında inşa edilen sistem, İstanbul’da 500 yılda bir olacak en bü-yük depremde hiç hasarsız hizmete de-vam edebilecek, 2 bin 500 yılda bir olma olasılığı bulunan depremde ise küçük bakımlarla hizmete açılabilecek şekilde inşa edilmiş. Yapılan sunum sırasında, tünelin geçiş güzergâhı üzerinde alı-nan zemin profilinde, sismik bileziklerin
tam nerelere yerleştirildiği konusu gün-
deme geldi. Sunumu yapan Kaan Kap-
tan, aşağıda verdiğimiz görselle duru-
mu açıkladı. Tünel Delme Makinasının,
3,4 km’lik Boğaz Geçişi sırasında genel-
de Trakya Formasyonu adı verilen ana
kaya içerisinden geçtiğini ancak tam
Boğaz suyu altında takriben 760 metrelik
bir kısımda konsolide olmuş deniz çöke-
lekleri katmanlarından geçtiklerini anlattı.
Tünel içerisi, iki şerit gidiş ve iki şerit ge-
liş olmak üzere, ayrı ayrı platformlarda iki
katlı olarak inşa edilmiş. Önce üst tabli-
ye, ardından alt tabliye bitirilmiş. Tünel
ucunda TBM kazısı devam ettiği sırada,
Tünel boyunca iki noktada yerleştirilen Sismik Bilezikler
Kaptan, tünel kesitinin içinden geçtiği zemin formasyonlarında majör değişiklikler gördükleri
noktalarda, stress konsantrasyonlarını engellemek için sismik bilezikler yerleştirildiğini bildirdi.
Üst Tabliye Kalıbı, Tünel ucunda devam
eden TBM kazı bölgesine lojistik desteğe
izin verecek şekilde tasarlandı.
23
SAYI 41
üst tabliye inşaatının yapılabilmesi için özel olarak tasarlanmış kalıplar kulla-nılmış. Bu özel tasarım kalıp sayesinde TBM’e ulaştırılması gereken segmanların taşınması gibi lojistik konularda herhangi bir sorun yaşanmamış. TBM kazısı biti-rildiğinde, üst tabliye imalatında %60’a gelinmiş. Bu iki imalatın paralel yürütül-mesi, toplam inşaat süresini 33 hafta kı-saltmış. Alt tabliye inşaatında kullanılan kalıplar ise, ister istemez sıkışık alanda ve kısıtlı lojistik koşullarda ama en hızlı biçimde montajın tamamlanmasına ola-nak sağlayacak şekilde tasarlanmış.
Sunumu yapan Sayın Kaan Kaptan, Asya girişi Harem’de, Avrupa girişi ise Çatladıkapı’da yer alan Avrasya Tüneli’nin İstanbul trafiğine, tarihi yarı-madaya ve ekonomiye neler kazandıra-cağını da şu başlıklar altında, yabancı misafirlerimize ve birlik yönetimimize aktardı.
-me-Göztepe hattında yolculuk süresi 15 dakikaya kadar inecek.
-noloji ile bu güzergahta güvenli ve konforlu yolculuk imkânı sağlayacak. Modern aydınlatma, yüksek kapasite-li havalandırma ve yolun düşük eğime sahip olması gibi özellikler, yolculuk konforunu artıracak.
edilmesi, yol güvenliğine sağladığı katkı sayesinde sürüş konforunu da olumlu yönde etkileyecek. Her katta 2
şeritten tek yönlü geçiş sağlanacak.
-şullarında da kesintisiz yolculuk yapıl-ması sağlanacak.
-tar bağlantı ve İstanbul’daki mevcut havaalanları arasında en hızlı ulaşım olanağı olacak.
-zoz emisyon oranı azalacak.
değer oranda trafik azalması sağla-yacak.
-rülerindeki araç trafiğinde hissedilir rahatlama olacak.
zarar vermeyecek.
-billerin kullanımına izin verilecek.
ödeme yapabilecek iken araç için-deki yolcular için ayrıca ödeme yapıl-mayacak.
-rum telefonları, kamu anons sistemi, radyo anonsu ve GSM alt yapısı sa-yesinde yolculuk esnasında kesintisiz bir iletişim imkânı sağlanacak ve acil durumlarda bilgi akışı kesilmeyecek.
görev yapan her türlü donanıma ve
eğitime sahip İlk Müdahale Ekiple-
ri tünel içerisinde herhangi bir olaya
birkaç dakika içerisinde müdahale
edecek.
Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım
AŞ. yetkilisi Kaan Kaptan’ın sunumunun
ardından, Tünel İnşaatı Kontrollük Hiz-
metini yürüten İtalferr Gruppo Ferrove-
Altınok Mühendislik Ortaklığı’nı temsilen
Birliğimizin üyesi Enver Altınok söz ala-
rak heyetimize hoş geldiniz dedi ve ya-
pım sürecinde karşılaşılan sorunları yük-
lenici ile birlikte nasıl aştıklarını aktardı.
Heyetimiz, yapılan sunumlar için yet-
kililere teşekkür ederek, İstanbul
Boğaziçi’nin Nisan ayındaki güzellikleri-
ni görmek üzere, gezi teknesine binmek
için Üsküdar Meydanına hareket etti. Ni-
san ayının serin bir Cuma akşamı, İstan-
bul Boğaziçi’nde, gezi teknesinde veri-
len akşam yemeği ile Türk Dili Konuşan
Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İş Bir-
liği Konferansı ve akabinde İstanbul’da
yaptığımız teknik gezimizi tamamlamış
olduk. Organizasyona katılan yabancı
konuklar, Türk Müşavir Mühendislerin
ve Mimarların son yıllarda yurt içinde
ve yurt dışında başardıkları ile göz dol-
durduğunu, kendi ülkelerinde yapılacak
olan yatırımlarda da Türk Müşavir Mü-
hendis ve Mimarların yer almalarının
doğru bir tercih olacağını vurguladılar.
Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik Firmaları İşbirliği Konferansı
24
SAYI 41
Cemal KARAOĞLU
26
SAYI 41
Filiz PEHLİVAN
Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Anjelika Akbar. Sizi literatür böyle tanımlıyor. Siz kendinizi bana 3
kelime ile tanımlarsanız neler söylersiniz?
Duygusal, Deli, Seven...
Müzik yaşantınız çok küçük yaşlarda baş-lamış. Ben 2.5 yaşında başladığını oku-dum. Ailenizin, yaşadığınız çevrenin etkisi ve elbette doğuştan gelen yeteneğiniz et-ken olsa gerek. Nasıl bir çocukluk yaşadı-nız? Sıkı bir disiplinle geçen bir çocukluk mu? Ya da şöyle sorsam, çocukluğunuzu yaşayabildiniz mi?
Daha erken başladı müzik yaşantım; 2.5 ya-
şında notaları biliyordum. Ben kendim çok di-
siplinliydim. Yaramazlık yaptığımda, annem
bana ceza vermek istediği zaman “bugün
piyanoya yaklaşamazsın” derdi... Yaramazlık
dediğim şey de; en büyük yaramazlık yuva-
da herkes uyurken ben uyumazdım örneğin.
O zaman 4 yaşındaydım ve piyanoya yakla-
şamamak benim için bir cezaydı.
Tamamıyla, sanat, müzik ve doğayı izleyen
bir halim vardı. Herhalde bir çok cocuğa
benzemeyen bir hal. Ama beni hiç bir zaman
kimse bir şeyler yapmak için zorlamadı. Ben
kendim öyleydim, öyle istiyordum ve etrafımı
öyle organize ediyordum.
Babam orkestra şefi, aynı zamanda felsefe
profesörü, annem de koro şefi ve piyanistti.
Annemin, babamın müzisyen olmalarının en
önemli etkisi, benim, dinlediğim müziklere
farklı bir tepki veriyor olduğumu farketmeleri.
Çok iyi bir kulağım olması gerektiğini düşü-
nürek, evdeki piyanoyu karyolamın yanına
yaklaştırmalarıydı. İlk tanıştığım objelerden
biri piyanoydu. Bilinçli insanlar, sanatın için-
de olan insanlar. Bu tür insanların mutlaka
yetenekli bir çocuklarının olması gerekmiyor
elbette ama yeteneğimi farketmeleri önemliy-
di. Bana bir yol açtılar.
2 yaşından itibaren, klasik müzik konserle-
rine, opera, balelere gitmeye başladım. O
sıralar Rusya’daydık. Hem evde canlı olarak
müziğin yaratılışını seyrediyordum hem de
konserlerde en ön sırada izleyiciydim...
Sonra hayatıma bir pikap girdi. 2 yaş doğum
günümde geldi. Kısa sürede klasik müzik plak
kolleksiyonum oluştu. Herkes bana plak getiri-
yordu. Benim bir plak köşem vardı, o küçücük
yaşlarda. İstediğim plağı çıkarıyor, çalıyor ve
yerine koyuyordum. İnanılmaz muntazammı-
şım. Annem bana şaşırırmış. O yaşta özel bir
teşvik yoktu ama ben kendime o sistemi içim-
den gelerek kurmuştum.
Resim yapmayı çok seviyordum.Müzik dinler-
ken resim yapıyordum. Çok erken yaşta şunu
keşfettim. Bastığım tuşlardan bir renk geldiğini
görüyordum. Anne babam müzisyen olması-
na rağmen, söylediğimde onlar bunu görmü-
yordu ve inanmıyorlardı. Bu durumda söyleye-
mez oldum. Şu anda bazı üniversitelerde bu
araştırılıyor. Sinestezi deniliyor. Bu normalin
dışında bir algı. Türkiye’de bunu bazı insanlar
rahatsızlık olarak yorumluyor. Algı mekanizma-
sında bir şeyi algıladığınızda, bir başka şeyi
de onun yanında algılayabiliyorsunuz.Tek bir
şey değil. Bir koku size bir harf getiriyor. Bir
nota size bir renk getirebiliyor. Bir rakam size
bir şey çağrıştırabiliyor. Bağlantılı bir algılama
sözkonusu, ayrı ayrı değil. Sinestezi!. Büyü-
düğümde bunu öğrendiğimde “benim duru-
mum bu” dedim. Çok insanda değil ama bazı
insanlarda doğuştan olan bir şey.
Mutlak kulağım olduğu tespit edildi zaten.
Referans bir nota olmadan bir notayı duyabi-
liyorum. Her bir notanın nasıl bir renk olduğu-
nu algılamak başka bir şey. Ben o dünyanın
içinde yaşıyorum. Duyduğum her sesi nota
ve müzik olarak algılıyorum.
Kısacası; nasıl bir çocukluktu derseniz? De-
ğişik bir çocukluktu. Sokağa çıkıyorsam izle-
mek için... Rüzgar, kar, eriyor, çiçekler, yavaş
yavaş çıkıyor. Çocukları seviyordum, çok gü-
zel dostluklarım vardı ama sokağa çıkmaz-
dım. Oyuncaklarım yoktu. İlgimi çekmiyordu.
Hala bu hal sürüyor.
Ama çok mutlu bir çocukluk. Ben bir sürü
acıklı hikayeler duyuyorum, zorla müzikle
uğraşmak zorunda kalanlar gibi, ama benim
ailem asla bana bunu yapmazdı.
Gençlik döneminizde en büyük hayaliniz ne idi? Hayallerinize ulaşmak için nasıl bir yol çizdiniz?
Ben öylesine hayal kurmuyorum. Önceden
görüyorum. Rüyalarımda görüp, sonra onu
yaşayanlardanım. Yani gençliğimde de; gö-
rüyor ve ona yürüyordum. Hayal kuran biri
değilim. Belki böyle birine benziyorum ama
değilim. Yani var olan malzemeler ne ise ben
onlarla yürüyorum ve o hamuru yapıyorum
zaten; ileriye dönük “şunu yapsam” dediğim
çok şey yok. Belki İstanbul’da köprüde kon-
ser vermek olabilir mesela. Kimbilir?
Aecii maca nlü an stemi içimma benşvik yoktuüün
Kültür - Sanat
27
SAYI 41
Kitap da yazıyorsunuz ...
Çok erken yazmaya başladım zaten daha
okul yıllarında şiirlerle başladım yazmaya
sonra düz yazılara geçtim. Seviyorum, çün-
kü ses bir frekanstır, ses ve söz, ikisi de titre-
şimdir, ben onları ayırmıyorum bu anlamda.
Hem sese çok önem veriyorum hem söze
çok önem veriyorum. Bazen deniliyor ki “sö-
zün bittiği yerde müzik başlar” bir yandan da
öyle bir şey var, yani bizim kelimeleştirdiğimiz
her şey bir anlamda kısıtlanmış oluyor. Müzik
daha saf bir frekans, titreşim öte bir şeyleri
ya da söylenemeyecek şeyleri müzik yoluyla
direkt kalbe yollayabilirsiniz. Mesela öyle bir
şey var. Okumayı da çok seviyorum. Fantas-
tik ve felsefi kitaplar benim en sevdiğim, oku-
ma malzemelerim olmuştur.
Resim de yapıyorsunuz diye biliyorum...
Yapıyordum evet. Ben daha çok karakalem
ya da renkli bir takım şeylerle ama tablolar
yapmıyorum. Daha çok benim ilgimi çeken
kalem; ya renkli, ya siyah el çizimlerim var.
Heykelcikler yapıyordum, çok seviyordum
bir ara. Hatta sergim bile oldu. Plastilinden,
renkli hamurdan.
Türkiye ile nasıl kesişti yollarınız?
Rusya’da eski eşimle birlikte Unesco üye-
siydik. Henüz Sovyetler Birliği dağılmamıştı.
Uluslararası bir film projesinde yer almıştık.
Eski eşim senaryo yazarı, ben de filmin bes-
tecisiydim. Ekolojik problemleri işliyorduk. O
zaman dünyada henüz çok az konuşuluyor-
du ekoloji. Özellikle de sadece fiziki ekoloji
değil bizi daha çok ilgilendiren, insan eko-
lojisi, varlık ekolojisi, düşüncelerin ya da
duyguların temizliği. Şu anda yavaş yavaş
konuşulmaya başladı; dünyadaki bir çok so-
run ne kadar fiziki görünse de insanın düşün-
cesinden yada duygularından kaynaklanıyor.
Biz bu konuya bir giriş yapmıştık o filmde ve
o vesileyle birkaç ülkeyi geziyorduk. Çünkü
Sovyetler Birliğinde bunu yapmak çok zordu,
kapalıydı o dönemde sonuçta.
Mesela Hindistan’da uzunca zaman kalmış-
tık. Geze geze Türkiye’ye adım attığımız za-
man artık doğumuma bir ay gibi bir süre kal-
mıştı ve Türkiye’de doğurmam gerekiyordu,
büyük oğlum burada doğdu. Bir iki ay kalırız
sonra da döneriz diye programımız vardı. Fa-
kat ne oldu? Türkiye’ye âşık olduğumu an-ladım. Ben duygularla yaşayan bir insanım.
İstanbul’daydık. Bir sürü mektup yazdım, ki-
tabımda o mektuplardan örnekler var, ilk hay-
ranlık mektupları, ki Türkçe bir kelime bile bil-
miyordum. Ama insanlarla gönülden gönüle
nasıl anlaşılabileceğini de o zaman anladım
ve gerçekten gözüm bir şey görmüyordu.
Sovyetler Birliği zamanında Türkiye hakkında
hiç birimizin bilgisi yoktu. Çok önyargı vardı,
çok gelişmemiş bir ülke diye bakılıyordu.
Dehşet içinde ailemin fertleri “ya sen deli ol-
malısın, nasıl Türkiye’de kalırsın?” diye endi-
şelendi. Ama içimde kalma isteği vardı. Bu
isteğimi anlatmaya çalışırken, televizyonda
Sovyetler Birliğinin dağıldığını gördüm. Be-
nim Sovyet pasaportum vardı ve öyle bir ülke
yoktu. Tam bir terminal filmi. Bunu öğrendim
ve ben Türkiye’deyim. Zaten harika bir ülke,
burayı sevmişken gitmek te istemiyorken, be-
beğim de yeni doğmuşken. Annem telefon
etti, dedi ki “şu anda burada her şey çok ka-
rıştı, bizde bilmiyoruz ne olduğunu ama sakın
bebekle buraya gelme!”...
Öyle bir denk geldi. O yüzden sorarsanız,
kendi isteğinle mi Türkiye’ye geldin, hayır!
Tamamıyla yolum düştü, ama böyle bir şey
oldu. Buraya gelen sanıyorum ki ilk Sovyetler
Birliği vatandaşı o anlamda ben oldum, biz
burada kaldık, sonra bir kaç ay geçti, oradan
bir göç oldu. Herkes zannediyor ki ben o ve-
sileyle geldim. Hiç alakası yok. O dalganın
çok öncesinde geldim buraya sonra bütün
Rusya buraya geldi.
Ve “İçimdeki Türkiye’m” kitabını yazacak kadar da bu ülkeyi sevdiniz. Peki zorluklar olmadı mı adaptasyon sürecinizde? Belki bazen “ah gitsem!” demediniz mi?
Bir kere bile demedim. Benim öyle bir şe-
yim yok. “Keşke” hiç demem. “Ah şu olsa”,
mümkün değil. Benim bünyeme aykırı böyle
şeyler. “Keşke gitsem” desem giderim zaten.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra benim çok
uluslu ailem bütün dünyaya dağıldı ve herkes
çok iyi yerlerde, çok iyi ülkelerde, klasik mü-
zik için de son derece elverişli yerlerde.Ama
ben hiçbir yere gitmedim.
Dilimizi bilmiyordunuz ve çok zor bir dil!
Hiç bilmiyordum ve iki sene sustum. Hiç-
bir şey yapmadım, sadece dinledim sonra
birdenbire konuşmaya başladım. Sonra yaz-
maya da başladım. O dönemde beni Mimar
Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’na da-
vet ettiler, ama dil hiç bilmiyorum ve elimde
bebek var o dönemde. Ben Mimar Sinan’a
görüşmeye gittiğim zaman büyük oğlum
40 günlüktü. Şurada masada duruyor, biz
burada müzik partisyonlarına bakıyoruz.
Ve dedim ki nasıl yapayım burada kimse
yok, kocama bırakamam ki ben bebeği.
28
SAYI 41
Filiz PEHLİVAN
Sonra Antalya’ya taşındık. Benden haberdar
olan birkaç kişi birkaç konsere davet etti.
Konserlerle başladık. Sonra benden ders
almak isteyen birkaç insan oldu ama o ka-
dar sıkı bir eğitimden geçtim ki, ben sınavsız
kimseyi alamazdım, halen de öyleyim.
Bu anlamda çok titiz olduğunuzu öğrendim.
Çok sıkı bir sınavım var ve o sınavdan geç-
mek çok zor. Ancak öyle bir sınavdan sonra
öğrenci kabul ediyorum. Beni sanki ayakta
yürüyen bir konservatuvar gibi düşünün, öyle
bir sınav yapıyorum. Çünkü zamanım az ve
yetenek, müzik, müziğe yatkınlık ve başka
bir sürü kıstasım var ve onlar tam bana göre
olmalı ki hızlı sonuç alabilelim.Bu hayat okulu
aslında. Dediğim gibi çok az, çok zor seçi-
yorum. Ve çok az öğrencim var. Bir an önce
benden kurtulsun istiyorum. Bir an önce her
şeyi vereyim ki yürüsün. Normalde öyle ya-
pılmıyor.
Antalya sonrası Ankara sanırım... O nasıl oldu?
Antalya Akdeniz Üniversitesi yeni konserva-
tuvar kurmaya karar verdiğinde, rektör beni
davet etti ve kurucu olmamı istedi. Tam be-
nim kadrom oraya çıktı. Denklik belgesi yap-
tık vesaire. Ankara Üniversitesi yeni konser-
vatuar kuruyordu, oradaki rektör burayı aradı
rica ettiler. “Anjelika’yı biz istiyoruz” diye böy-
lece ben Ankara’ya transfer oldum.
Neredeyse 3 sene Ankara’da oturduk. An-
kara Üniversitesi Konservatuarı’nın kurucu
öğretim üyesi oldum. Sadece en başlar-
da bir iki ay Hikmet Şimşek vardı, onun
vasıtasıyla duymuşlar beni zaten. O da Ren-
gin Gökmen’den duymuş. Aynı zamanda
Hacettepe’de bestecilik ve orkestra şefliği
konusunda yüksek lisans ve doktora yaptım.
Öyle bir Ankara dönemim oldu. Çok seviyo-
rum Ankara’yı.
Her müzisyenin kendine özel bir müzik ta-rifi var. Ben sizden de bir tarif isteyeceğim ve sonra da kendi müziğinizi tarif etmenizi. Çünkü sizin müziğinizi de tarif ediyorlar.
Müzik nedir?; “Gönlün vücut bulmuş hali”. Benim için müzik bu.
Kendi müziğime gelirsek; çok çeşitli, farklı dal-
larda müzik yaptığım için tek bir kelimeyle ta-
nımlamak zor. Bunu bilinçli olarak yapıyorum,
çünkü hepsini seviyorum. Bestecilikte hem
çok modern alangart tınıları da kullanıyorum,
ileri müzik dedikleri modern, klasik müzik.
Hem de etnik tınıları kullanıyorum. Çok sade,
küçük bir çocuğun bile kalbine dokunabilecek
melodileri bestelemeyi de seviyorum.Zamana
yere göre, ruh halime ya da üzerinde çalıştığım
projelerin içeriğine göre, bütün malzemeleri bir
araya getiriyorum. İçimde hepsini taşıyorum.
Proje besteleriniz oluyor mu?
Oluyor, mesela film, senaryo. Ama sen zaten
sürekli açıksın, sürekli o akış var. İstediğin
zaman, oraya ilgini ve dikkatini verdiğin za-
man, o akmaya başlıyor, o durmadan akan
bir şey. Biz onu duysak da duymasak da.
Çünkü bana göre müzik; yeryüzünde ve bu
fiziki mekânda, sınırlı bir şey değil! Müzik
çok büyük bir şey. Biz onu alabildiğimiz al-
gılayabildiğimiz kadar ufak ufak kırıntılarını
duyuyoruz.
Müzik hep vardı, her zamanda olacak. Ne
kadar evren duracaksa da devam edecek-
se de, evren sonsuz. Sonuçta müzik denilen
olgu da her zaman olacak. Biz onu yeteneği-
mize göre aldığımız eğitime göre algılıyoruz
ya da kendimizden proses edip besteye dö-
nüştürüyoruz. Bu bilinçli ya da bilinçsiz her
türlü olabilir ama olay odur yani.
“Su ve müzik sesiyle tedavi”. Bu konularla il-gili tespit ettiğiniz, tanık olduğunuz neler var?
Çok ilgiliyim bu konularla. Şimdi mesela bir
iki şey söyleyeceğim müzik terapisi konu-
sunda. Benim en sevdiğim düşünür ve gö-
nül insanlarından biri İbni Sina’dır. Öyle se-
viyorum ki, bahsederken ağlayacak kadar
seviyorum. İbni Sina’nın, biliyorsunuz ki, tıp
konusunda bir sürü çalışmaları var. Batıda
“tıbbın babası” deniliyor. Ama İbni Sina’nın
en çok önem verdiği kitap “Kurtuluş” adlı
kitap ve orada müzik terapisinden bahsedi-
yor. Kurtuluş isminde çok büyük bir sır var.
Dolayısı ile eski zamanlarda, eski medeni-
yetlerde çok net olarak müziğin, o seslerin,
bizim ruhumuza, vücudumuza etki yaptığını
biliyorlardı. Mısırlılar da biliyorlardı, Uzakdo-
ğulular da biliyorlardı, Hindistan’da da öyle.
Enstrümanların titreşimleri ve yapımı bile ona
göre. Dünyanın dönüşüne göre, bizim kendi
biyolojik saatimize göre, farklı sesler farklı
bir etki yapar, biz sadece bu vücut değiliz.
Müzik terapisinin özünü anlamak için bunu
göz önünde bulundurmak gerekiyor.Sadece
bu vücuttan oluşsak, belki müzikten etkilen-
mez, ama biz bu değiliz, bu bizim küçücük
bir parçamız bu fiziki dünyada, dolayısıy-
la çok önemli bir konu. Edirne’de var böyle
bir merkez, müzik terapisi ile ilgili. Batıda 30
seneden fazla sürmüş olan bir araştırma var
Mozart müziği üzerine, CD leri çıktı, “Mozart
Effect-Etkisi” diye. Orada laboratuvarda bir
sürü denekler ile ve bu kadar yıllar boyunca,
Mozart’ın hangi eserinin hangi hastalıklara,
hangi organlara, hangi psikolojik durumlara
iyi geldiğini söylüyor. Benim şahit olduğum
bir olay var onu anlatayım, bu önemli bir şey.
Tayland’da kalabalık bir yerde duruyorum,
denize bakıyorum dikkatimi çekti, bir adam-
cağız birisiyle Rusça konuşuyor. Sordum ne-
reden geldiğini. Hikayesini anlattı; deniz altı
fotoğrafçısı imiş, oldukça da meşhurmuş. Yıl-
lar önce çok ağır bir kanser teşhisi konmuş
ve artık tedavinin hiçbir şekilde işlemeyeceği
son safhalara gelmiş. 65 yaşında imiş ve onu
eve göndermişler umutsuz vaka diye. Sonra
birinden duymuş Mozart’ın müziği iyileştirir
diye, oradan buradan ne kadar Mozart müzi-
ği varsa hepsini toplamış, gece gündüz dur-
madan, büyük bir koleksiyona sahip olmuş.
Uyuduğu zaman bile mutlaka Mozart çalmış.
Çok kısa zaman sonra adamcağızın hastalığı
geçmiş. Hastaneye geldiği zaman doktorlar
düşüp bayılacakmış. Böyle bir şey nasıl olur
diye, mucize olmuş. Elbette burada en önem-
li şey adamın buna inanmış olması. Çünkü
biz inandığımız zaman kapıları açıyoruz, ka-
patırsak hiçbir şey zaten size dokunamaz. O,
kapıyı açtı ama oradan da bir şey geldi, o
iki olay birbirlerini buldu ve o adam yıllardır
Kızıldeniz’e gidiyor, oraya buraya gidiyor ve
o yaşta denizaltı fotoğrafçılığı yapıyormuş.
Böyle bir şeye şahit oldum.
Bir albümüm var “Raindrops by Anjelika”,
o albümü ben hamileyken yaptım ve ço-
ğunlukla o besteleri Himalaya Dağları’nda
yaptım. Ben Himalaya Dağları’na 20 sene-
den fazladır her sene gidiyorum, sadece
bir iki sene gitmedim son zamanlarda ve bu
albüm orada doğdu. O albümü yaparken
hamilelere hitap edecek bir albüm olmasını
istedim. Çünkü özellikle büyük şehirlerde ha-
mile ve çalışan kadın için huzur adacıklara
çok ihtiyaç var. Uluslararası “The Adventure
Therapy” diye bir organizasyon var. Müzik
terapisi seanslarında bu albümümü kullanıl-
mak üzere öneriyor.
Türk Sanat Müziğini, Türk Halk Müziği ezgilerini kullanarak, batıda tanınırlığına katkı sağlamak için de projeleriniz var mı, yapmayı düşünüyor musunuz?
Var, ben yapıyorum, belki tam programlı yap-
mıyorum ama bir sürü projelerim var. Mesela
“Bach Projesi”; doğu ritimleri ve müziklerini,
Bach müziği ile bir araya getirdiğim bir al-
büm, “Doğulu Bach”. Bir sürü şey var için-
de; kanun var, kopuz var. Doğuyu ve batıyı
Kültür - Sanat
29
SAYI 41
kucaklaştırdığım bir proje o. Erkan Uğur’la,
Mısırlı Ahmet gibi birçok kişiyi bir araya getir-
diğim bir atölye çalışması gibi oldu o albüm
gerçekten. Çıktığında, Eminem, Madonna gibi
sanatçıların önüne geçti ve şok etkisi yarattı;
klasik müzik dünyası bana şöyle bir şey baktı.
Daha sonra birkaç ilahi uyarlamam oldu.Âşık
Veysel’in birkaç eserini uyarladım, birkaç tür-
kü, ben seviyorum, içimden geldikçe bunu
yapıyorum, harman yapıyorum. Çanakkale
Türküsü’nün uyarlaması da mesela, o da
öyle çıktı. Onu enstrümantal olarak yaptım
ama sonra Hakan Aysev ile de seslendirdik,
bu tür dokunuşları seviyorum. “Güldür Gül”
ilahisi de değişik bir şekilde çıktı. Zaten o ça-
lışmanın ayrı, mistik bir hikayesi var. Mesela
“Ayvazovski Rapsodi” yi yaptık. Dünya’nın
en geniş Ayvazovski dijital koleksiyonunu
“Ayvazovski’nin İstanbul’u” ve “Pitoresk İs-
tanbul” için dijital sergiler ve kitap yayınını
gerçekleştirdik. Proje Yöneticisi ve Müzik
Direktörlüğünü üstlendiğim, Ayvazovski
tablolarının dahil olduğu “Pitoresk İstanbul”
9 ay boyunca İstanbul Deniz Müzesi’nde
sergilendi. Sergi-konser formatındaki gös-
terileri “Ayvazovski’nin İstanbul’u” teması
ile New York, Los Angeles, Ankara, Erivan
ve Feodosya’da gerçekleştirdik. Ayvazovs-
ki, Türkiye’ye âşık olan bir Rus ressam idi.
İstanbul’a geldiği zaman burada dinlemiş
olduğu müzikleri, şu anki modern halleri
ile birleştirdim, Dede Efendi’yi kullandım,
Üsküdar’ı kullandım bir sürü tını vardı orada.
Şarkı da söylüyorsunuz değil mi?
Şöyle diyeyim, ben piyanist ve besteciyim.
Dolayısıyla şarkı söylemek benim için hobi
gibi bir şey. Ben tabi ki çocukluğumdan beri
koroda solist olarak söyledim. İki önemli ope-
ra sanatçısından ders alıyorum. Ama ne de-
nir ona? Alaylı mı? Yani ben öylesine söylü-
yorum. Sesimi özellikle profesyonelleştirmek
istemiyorum. Konserlerde de, albümlerde de,
içimden nasıl geliyorsa. Ben hiçbir şekilde
fazla teknik olmak istemiyorum. Benimle ça-
lışmış olan kişiler de bunun farkında. Bunun
için çok fazla o tekniği koymadılar içime ve
bende almadım zaten. Sanki evde, bahçede
dolaşırken nasıl söylüyorsam öyle söylemek
istiyorum. Diğer bütün iddialı olduğum şey-
lerde sonuna kadar eğitimini alırım, bu konu-
yu kendime bıraktım. Öyle kalsın.
Yazdığınız iki kitabınız var...
“Uçan Köpek Baaşa” ve “İçimdeki Türkiyem”.
Bir kitabım daha var hazır olan ama çıkara-
cak mıyım bilmiyorum. Yıllar önce yazdım.
Benim farklı milletleri birleştiren ailemin, 77
tane yemek tarifini içeriyor, bende yemek
yaparım çok meraklıyım. “Ailemizin yemek
tarifleri”. Her birinin yanına müzik tavsiyesi
koydum. Bu şekilde ve bu formatta bir şey
yapılmadı ki ben bunu yıllar önce yaptım. Ai-
lemle ve eski Rusya ile ilgili bir sürü hikâye de
yazdım içerisine. Bu kitap çıkacaktı aslında
ama başka projelerle uğraşırken bir kenarda
kaldı, belki ona tekrar dönerim. Çünkü deği-
şik bir kitap. Lezzetli bir kitap!
Yakın süreçte neler var sizi bekleyen, Ha-kan Aysev ile konserleriniz var galiba,
“Mutlu Aşk Şarkıları” diye bir albüm çıkardık
Hakan’la. Dedik ki aşk ile ilgili bir şey yapalım
ama mutlu aşk olsun, aradık aradık, zorlandık
ama bulduk. Bir sürü mutlu aşk şarkıları var.
Oraya böyle ekstradan da “Çanakkale Tür-
küsünü” koyduk, o da memleket aşkını ifade
ediyor bizim için. Bu çalışmamızın konserleri
sürüyor.
22 tane yeni beste yaptım. Hepsinin üzerinde
aynı anda çalışıyorum, onlar bir albüm ola-
cak, albümün pilot adı “Filmlerini arayan müzikler”. Çünkü onların her biri bir film mü-
ziği gibi ama henüz filmleri yok.
En etkilendiğiniz konseriniz?
Çok ayırmıyorum aslında sadece hissiyat ola-
rak bir konser farklıydı. O da Afrodisias Antik
Tiyatro’daki konserim. O konserin özelliği de
şuydu. Afrodisias Antik Tiyatro, yüzyılların ar-
dından yüzeye çıkarıldıktan sonra ilk sahne
performansını ben gerçekleştirmiştim...
Toprak altında idi Afrodisias, onu bir çocuk
tesadüfen bulmuş, bilinmiyordu altında koca
bir tiyatro olduğu. Kazmaya başlamışlar, yüz-
lerce seneden sonra, gün yüzünü gördüğün-
de ilk konser benim konserim oldu orada.
Tiyatro yeniden canlanmıştı o gün.. Öyle de-
ğişik bir his, sanki yeniden düğmeye basıp
tarihi canlandırıyorsun. Sonuçta o sahnede
kim bilir neler vardı... Afrodisias’a o kuyruklu
piyanoyu taşımak çok zordu. Bin bir zorluk-
larla taşındı. Konser gündüz oldu...Güneş,
sahnede dolaşan kuşlar, yankılanan alkışlar..
çok çok güzeldi...
Konserlerinizde eserlerinizin hikâyelerini de anlatıyormuşsunuz,
Evet, öyle yapıyorum. Aslında benim aldığım
eğitimde öyle bir şey yok. Yıllar önce Anka-
ra Üniversitesi’nde, konservatuvarı kurduktan
sonra, ki tek kişiyim, konservatuar binası bile
yok, Ankara Üniversitesi’nin farklı farklı fakül-
telerine gidip hocalara, öğrencilere konser
vermeye başladım. Çok az Türkçem vardı o
zaman. Özellikle öğrencilere konser verirken
anladım ki birçok kişi klasik müzikten korku-
yor, çünkü bilmiyorlar. Birazcık onları rahat-
latmak için, sonuçta aynı eşit paydadayız.
30
SAYI 41
ANJELİKA AKBARSenfonik Orkestra ve Oda Orkestrası ile koro, piyano ve diğer enstrümanlar için 500’den faz-la bestesi bulunan Anjelika Akbar 2,5 yaşında iken nota biliyor ve piyano çalabiliyordu. 4 ya-şındayken Mutlak Kulak yeteneği fark edilen Anjelika Akbar, Moskova Tchaikovsky Devlet Konservatuarı öğretim üyelerinin dikkatini çekti ve konservatuar bünyesindeki harika çocukla-rın okuduğu okula kabul edilip, eğitimine oku-lun Taşkent Uspenski şubesinde devam etti. 11 sene boyunca piyano ve bestecilik bölümünde V.Fadeeva, A.Berlin ve A.Zeydman’ın öğrencisi oldu. Sonrasında 5 sene boyunca Taşkent Dev-let Konservatuvarı’nda Bestecilik bölümünde Prof.A. Berlin ve Prof. F. Yanov-Yanovsky ile bes-te ve orkestrasyon eğitimini tamamladı. Sovyet-ler Birliği Besteciler Kurulu, Anjelika Akbar’ı “En İyi Genç Besteci” olarak seçti.
Bestecilik ve Orkestra Şefliği yüksek lisansını ve doktorasını UNESCO üyesi olarak geldiği ve sonrasında da yerleştiği Türkiye’de, Hacet-tepe Devlet Konservatuarı’nda Doç. Turgay Erdener’in sınıfında tamamladı, ayrıca Selma Berk ve Djoke Winkler Prins’ten vokal dersleri aldı.
Anjelika Akbar 14 albüm yayınladı, aralarında 2002 yılında çıkan Vivaldi’nin “Dört Mevsim” ke-man konçertolarının dünyada ilk kez solo piyano uyarlaması, Sony Music International etiketiyle çıktı ve Sony Classical kataloguna girerek, bu katalogdaki ilk Türk Klasik Müzik albümü oldu
Piyano için bestelediği 12 eserden oluşan, “Gençlik Albümü” (Anjelika Akbar- Rosenbaum Album Pour La Jeunesse) EMR Paris tarafından 2006 yılında Fransa’da nota olarak yayınlandı. Anjelika Akbar ayrıca pek çok ulusal ve uluslar arası ödülün de sahibidir, Dünya’nın birçok ül-kesinde sayısız konser vermiştir
Son 4 sene boyunca Bülent Özükan - Genel Yayın Yönetmeni ve Murat Öneş - Genel Sa-nat Yönetmeni (Boyut Yayın Grubu ve ONE’S Media) ile ortak olarak Dünya’nın en geniş Ayvazovski dijital koleksiyonunu yarattıkla-rı uluslar arası projesi olan “Ayvazovski’nin İstanbul’u” ve “Pitoresk İstanbul” için dijital ser-giler ve kitap yayınını gerçekleştirdiler. Anjelika Akbar’ın Proje Yöneticisi ve Müzik Direktörlü-ğünü üstlendiği, Ayvazovski tablolarının dahil olduğu “Pitoresk İstanbul” 9 ay boyunca İstan-bul Deniz Müzesinde sergilendi. Murat Öneş’in kurduğu ONE’S Media’nın ortağı olarak birlikte gerçekleştirdikleri sergi-konser formatındaki gösteriler “Ayvazovski’nin İstanbul’u” teması ile New York, Los Angeles, Ankara, Erivan ve Feodosya’da gerçekleştirildi.
Sonuçta farklı bir dil kullanılıyor orada. O
duygulardan, içeriklerden bahsetmeye ih-
tiyaç duydum. Açıklamalı konserler böyle
doğdu. Sonra sevdim bunu ve devam ettim.
Sonra baktım ki bir çok kişi de bunu uygula-
maya başladı, dinleyenler bu tarzı seviyorlar.
500’den fazla beste, pek çok ödül.. Peki sizce başarı nedir? Artık başarılıyım diyor musunuz?
Ben başarılı sözcüğünü sevmiyorum, bunu
hiç kullanmıyorum. Öyle bir gayem de yok.
Öyle bir tanımım da yok. Bir yandan çok şey
yapıldı ama hiçbiri de yapılmadı. Geri kalan
şu benim için, kıymetli olan; bir konserimde
bir insanın gönlüne dokunmam. Ona da ba-
şarı diyemem çünkü o benim başarım değil,
başarı denen şey çok sığ bir kavram bence.
Birçok insan onu kullanmayı seviyor. Ama şöy-
le bakarsak; yetenekler bize ait değil. Evet biz
o yeteneklerle doğuyoruz. Ama onlar bizim
değil. Nasıl çocuklar bizim değilse onlar sa-
dece bize geliyorlar. Geçicilik. Yetenekler de
öyle, yaptığımız şeylerde öyle, hal öyle olunca,
böyle algılıyorsanız durumu, ben yaptım diye-
miyorsunuz. Bunun sonu yok, kesinlikle yok.
Hayal kurmam dediniz ama Türkiye için hayal kursanız neler olurdu hayalinizin içinde?
Türkiye’nin derin, manevi duruşuna yetenekli
insanların elini vermesiyle birlikte uluslarara-
sı toplulukta örnek bir ülke olacaktır. Türkiye,
gönlün ve aklın iç içe geçtiği, dengede duran
insanların ülkesidir. Çok büyük bir potansiyel
var, çok az ülke için gerçek olabilir ama Tür-
kiye için olabilir, ben buna çok inanıyorum.
O yüzden Türkiye için Türklerin dahi olumsuz
konuştukları zaman buna tahammül edemi-
yorum, kesiyorum.
İstanbul? İstanbul’da yaşıyorsunuz...
İstanbul bütün o eksikliklerle bile dünyanın
en güzel şehridir. Köhneliğiyle, trafiğiyle, ka-
rışıklığıyla. İstanbul’da daha çok ne isterdim
biliyor musunuz? Çocukların yeteneklerini ve
boş zamanlarını değerlendirecek halka açık
mükemmel yerler isterdim. Her mahallede
çok iyi donatılmış bir kütüphane. Fiziksel
olarak engelli olan insanlar için şehri baştan
sonuna tekerlekli sandalye ile gezebilmenin
mümkün olması.
Eğitimci olduğunuzu konuştuk, Türkiye’de eğitim anlamında ne yapılmalı, Türklerin de klasik müziğe katkısını artırmak, beste-cileri çoğaltmak için ne önerirsiniz ne tür eksiklik görüyorsunuz?
Sadece müzik eğitimi değil, genel olarak eği-
timle ilgili eksiklikler var. Ben olumsuz şeyler-
den bahsetmeyi sevmiyorum ama eğitim
kadar önemli bir şey var mı? Çok az; sağlık,
eğitim. Onlar toplumun içinde önemli iki şey
ki bu iki sistem tıkır tıkır çalışmalı. Türkiye’de
bu konuda evet bir sıkıntı var.
Konservatuvarlarda, literatür eksikliği var,
kitaplar notalar herkes fotokopilerle, işin fi-
zik tarafı eksik. Çok erken yaştan alınmıyor
çocuklar. Rusya’da eğer yetenekliyse dört –
dört buçuk yaşından itibaren çocuklar kon-
servatuvara alınır. Dolayısıyla bu önemli bir
eksiklik. Türkiye’de o yaşta yetenekli çocuk-
lara müzik eğitimi verecek eğitimciler yok.
Bilkent’te bazı çalışmalar yapılıyor. Benim
birçok dostum var orada ama yetersiz. Ye-
tenekli çocukların eğitimi farklı bir hassasiyet
gerektiriyor. Çocuklara göre özel yaklaşımlar
sergilenmeli, çünkü yetenek olabilir ama o
çocuğa yanlış yaklaşılırsa, o çocuk hayat bo-
yunca müziğin “m”’sini görmek istemez.
Yine de Türkiye’deki klasik müziğin durumu
başlangıç noktasından itibaren bakarsanız çok
iyi, çünkü çok az bir geçmişi var bu tür mü-
ziğin, bu toprakların müziği değil, sonradan
gelen bir şey, dolayısıyla rahat rahat halka ine-
mez. Ayrıca benim çok rahatsız olduğum bir
şey var;sanki herkes klasik müzik dinlemek
zorunda gibi böyle bir seferberliğin de anlamı
yok. Hayır tamam enstrüman, müzik çok önemli
ama insana ters gelen alışmadığı bir şeyse so-
nuçta zorla onu yapamaz. Tabi ki onu da nasıl
yapabilirsin; küçük küçük örnekleri dinleterek,
o deneyimi kazandırabilirsin ama insan onun
güzelliğini fark ettiği zaman oraya yönelebilir.
Ama bütün bu kısa tarihe rağmen müthiş ba-
şarılar var Türkiye’de. Hiç haksızlık yapmamak
lazım. Kıyası bırakmak lazım. Böyle noktalarda
özellikle, bu çok zarar veriyor. Sen niye kendini
kıyaslıyorsun, 500 - 600 senelik neredeyse kla-
sik müzik tarihi olan bir ülkeyle, mümkün değil
ve bu büyük bir haksızlık bu kendini aşağıda
görmek ve eleştirmek, bu doğru bir şey değil.
Ne dersiniz, son bir cümle söyleyin geleceğe dair umut veren, nasıl bitireyim röportajımı?
“Sevmeyi öğrenmek önemli bir şeydir”.
ANJELİKA AKBARRR
Kültür - SanatFiliz PEHLİVAN
31
SAYI 41
TürkMMMB Yeni Yıl Üye Yemeği 2017
TürkMMMB Üyeleri 24 Ocak 2017, Salı
akşamı Göksu Restaurant’ta düzenle-
nen Yeni Yıl Yemeği’nde biraraya gelmiş-
lerdir. Yemekte, Birlik üyeliğinde 25.yılını
dolduran üyemiz Sayın İrfan AKER ile
2012-2016 Döneminde Birliğimiz Yö-
netim Kurulu Başkanlığını yapmış olan
ve bu dönemde de yine Geçen Dönem
Başkanı olarak Yönetim Kurulumuzda
Birliğimize katkılarını sürdüren Sayın Demir İNÖZÜ’ne Kırlangıç heykelleri
sunulmuştur. Ayrıca Birliğimizde 15.ve 20.yıllarını dolduran Birlik perso-
nellerimiz de plaket ile ödüllendirilmişlerdir.
TürkMMMB 37. Olağan Genel Kurul Toplantısı
Birliğimizin 37. Olağan Genel Kurul Toplantısı 23 Mart 2017 tarihinde
Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıda Yönetim Kurulu Çalışma Ra-
poru ve Denetim Kurulu Hesap Raporu görüşülmüş, oylanmış ve karara
bağlanmıştır. Katılımcıların dilek ve önerilerinin görüşülmesi ile toplantı
son bulmuştur. 37. Olağan Genel Kurul Çalışma Raporu.
http://www.tmmmb.org.tr/images/UYELERE_OZEL/TMMMB_37-Genel_
Kurul_Calisma_Raporu.pdf adresinde yer almaktadır.
Birlik ÇalışmalarıSu Yapıları Denetim Hizmetleri Çalışma Komisyonu
TürkMMMB, Üyelerinden gelen talepler sonucunda sektörde yaşanan
bazı sorunlara çözüm üretebilmek amacıyla Birlik bünyesinde bazı
Çalışma Komisyonları oluşturmakta ve sorunların çözümleri için çalış-
malar yapılmaktadır. Bu kapsamda son dönemde öne çıkan Su Yapıları
Danışmanlık Hizmetleri ihaleleri ile ilgili süreçte yaşanan sıkıntıların de-
ğerlendirilmesi “Su Yapıları Danışmanlık Hizmetleri Çalışma Komisyonu”
kurulmuştur. Komisyon tarafından hazırlanan rapor Yönetim Kurulu onayı
sonrasında DSİ Genel Müdürü Murat ACU’nun makamına iletilmiştir. Önü-
müzdeki günlerde Sayın ACU’nun ziyaret edilmesi ve konunun kendisi ile
görüşülmesi planlanmaktadır.
Karayolları Genel Müdürlüğü ile Çalışmalar
29 Nisan 2017 tarihinde 67.Karayolları Bölge Müdürleri Toplantı-
sı sonrasında Genel Müdür Sayın İsmail KARTAL’ın talimatları ile
Yönetim Kurulumuz 2 Mayıs tarihinde Sayın Mehmet TUTAŞ’a ma-
kamında bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Yaşanan sıkıntıların çözülmesi
için Etüd-Proje ve Müşavirlik grupları oluşturulmuştur. KGM Etüt Pro-
je Daire Başkanı Sayın Hüsamettin KIRCI başkanlığında birinci grup
ile yapılan çalışmalar dahilinde toplantılar düzenlenmiştir. Çalışmalar
sonunda bir Komisyon oluşturulmuş ve Genel Müdürlük makamına
sunulmak üzere çalışmalar devam etmektedir. İkinci grup ile de bir
toplantı düzenlenmiş ve konular ilgili daire başkanlıklarına aktarılmıştır.
Bu çalışma sonunda da İdare tarafının bir rapor hazırlayarak Genel
Müdürlük makamına sunması planlanmaktadır.
TürkMMMB-Ukrayna Müşavir ve Mühendisler Birliği İmza Töreni
15 Mart 2017 Çarşamba günü DEİK tarafından düzenlenen Türkiye-Uk-
rayna İş Forumu kapsamında Ukrayna Müşavir ve Mühendisler Birli-
ği - Interstate Consultants Engineers Guild (ICEG) ile Birliğimiz arasında
bir MoU (İyi Niyet Anlaşması) imzalanmıştır. Atılan bu imzalar ile iki Birlik
arasında teknik müşavirlik sektöründe ortak çalışmalar yapılması, işbirlik-
lerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir.
TürkMMMB-Kırgızistan Küçük Hidroelektrik Santraller Birliği İmza Töreni
TürkMMMB ile Kırgızistan Küçük Hidroelektrik Santraller Birliği ara-
sında 27 Nisan tarihli “Türk Dili Konuşan Ülkeler Teknik Müşavirlik
Firmaları İşbirliği Konferansı” sırasında Başkanlar Munis Özer ve Elvira
Borombaeva’nın imzaları ile bir İşbirliği Protokolü (Memorandum of Un-
derstanding) imzalanmıştır.
Birlikten ZiyaretlerNükleer Enerji Dairesi Başkanı Sayın Halil İbrahim DERE’ye Ziyaret
TürkMMMB Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri, 18 Ocak 2017 tarihin-
de Enerji Bakanlığı Nükleer Enerji Dairesi Başkanı Sayın Halil İbrahim
DERE ile makamında bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Sayın Başkan’ın da-
veti üzerine gerçekleşen ziyarette ülkemiz için büyük önem taşıyan ve
her aşamasında titiz bir çalışma gerektiren nükleer enerji santrallerinin
müşavirlik hizmetleri ile ilgili kısa bir bilgilendirme yapılmıştır.
TürkMMMB Yönetim Kurulu’ndan Yapı İşleri Genel Müdürü Sayın Banu ASLAN CAN’a Ziyaret
Birliğimizin geçtiğimiz dönemden beri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile
sürdürdüğü çalışmalar
kapsamında 23 Ocak 2017
tarihinde, T.C. Çevre ve Şe-
hircilik Bakanlığı Yapı İşleri
Genel Müdürü Sayın Banu
ASLAN CAN makamında
ziyaret edilmiştir. Yapılan
görüşmede Türk Teknik Mü-
şavirlik sektörünün daha da
güçlenmesi yönünde yapıla-
cak çalışmalar planlanmıştır.
BİRLİĞİMİZDEN HABERLERB İ R L İ Ğ İ M İ Z D E N H A B E R L E RO c a k - H a z i r a n - 2 0 1 7
32
SAYI 41
Birliğimizden Haberler
BİRLİĞİMİZDEN HABERLERB İ R L İ Ğ İ M İ Z D E N H A B E R L E RO c a k - H a z i r a n - 2 0 1 7
Birliğe ZiyaretlerISTAC- İstanbul Tahkim Merkezi Tarafından Birlik Ziyareti
ISTAC-İstanbul Tahkim Merkezi Tahkim Divanı Başkanı Prof Dr. Ziya AKIN-
CI, 24 Ocak 2017 tarihinde Birlik merkezinde TürkMMMB Yönetim Kurulu
ile biraraya gelmiştir. Ziya AKINCI, Birlik Yönetim Kurulu’na ISTAC hakkın-
da bilgi vermiş ve Birliğimiz ile ISTAC ortak organizasyonu ile düzenlene-
bilecek etkinlikler ile ilgili fikir alışverişinde bulunulmuştur.
Avusturya Ticaret Ofisi Tarafından Birlik Ziyareti
Avusturya Ticaret Ataşesi Sayın Dr. Christian Maier ve Avusturya Ticaret
Müsteşarlığı İstanbul ofisi sektör uzmanı Nurcan Yerlikaya 26 Ocak
2017 tarihinde Birliğe bir ziyarette bulunmuşlardır. TürkMMMB’yi temsi-
len Yönetim Kurulu Başkanımız Munis ÖZER, Geçen Dönem Başkanımız
Demir İNÖZÜ ve Birlik Yöneticisi Seda SEYHAN’ın yer aldıkları toplantıda
Ofis yetkilileri, Avusturya Ticaret Ofisi tarafından, 17- 18 Mayıs 2017 ta-
rihlerinde Viyana’da düzenlenecek olan “İnşaatın Geleceği – Future of
Building” konferansı hakkında bilgi vermişlerdir.
TSMD Yönetim Kurulu’ndan TürkMMMB Yönetim Kurulu’na Ziyaret
13 Haziran 2017 tarihinde TSMD Yönetim Kurulundan Başkan Aytek
İTEZ, 2. Başkan Önder KAYA, Sekreter Üye Berna TANRIVERDİ ve
Genel Sekreter Çiğdem ALP, TürkMMMB Yönetim Kuruluna, Birlik merke-
zinde bir ziyarette bulunmuştur. Sivil toplum kuruluşları arasında gelişti-
rilecek işbirlikleri ve projeler hakkında görüşülmüş ve iki Birlik arasında
önümüzdeki dönemde gerçekleştirilebilecek çalışmalar planlanmıştır.
Sektörel EtkinliklerÇevre ve Şehircilik Bakanlığı Dış Paydaş Çalıştayı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 4 Nisan 2017 ta-
rihinde “2018-2022 Stratejik Planı Çalışmaları Dış Pay-
daş Çalıştayı” düzenlenmiştir. Etkinliğe Birliğimizi temsilen ka-
tılan Evren Yiğit firması tarafından hazırlanan Çalıştay Raporu
http://www.tmmmb.org.tr/images/Etkinlikler/cevre_bak_dis_paydas_
calistayi.pdf adresinde yer almaktadır.
Türkiye’de Atıksu Yönetimi Çalıştayı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Yatırımları Dairesi Baş-
kanlığı ile AB Türkiye Delegasyonu tarafından 24-27 Nisan tarihleri
arasında Antalya’da “Türkiye’de Atıksu Yönetimi Çalıştayı” gerçekleştiril-
miştir. Birliğimizi temsilen üyelerimizden Burçin ÇETİN (TEMELSU)’in ka-
tıldığı Çalıştay hakkında Bakanlık tarafından hazırlanan sonuç bildirgesi
http://www.csb.gov.tr/db/cygm/editordosya/turkiyede_atiksu_yonetimi_
calistayi_sonuc_bildirgesi_ve_raporu.pdf adresinde yer almaktadır.
67. Karayolları Bölge Müdürleri Toplantısı
Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından her sene düzenlenen ve İdare
bünyesinde yapılan çalışmaların kamu sektörü ve özel sektör olarak
karşılıklı değerlendirilmesine olanak sağlayan Karayolları Bölge Müdürleri
Toplantısı bu sene 24-29 Nisan tarihleri arasında düzenlenmiştir.
29 Nisan tarihli “İdare-Müteahhit İlişkileri” konulu oturuma Birliğimizi
temsilen Başkan Yardımcımız Sayın Sedef Erdoğan konuşmacı olarak
katılmıştır. Sayın Erdoğan tarafından gerçekleştirilen, teknik müşavirlik
firmalarımızın KGM proje ve müşavirlik hizmetlerinin ihale ve uygulama
aşamalarında karşılaştıkları önemli sorunlara ve çözüm önerilerine de-
ğindiği etkileyici konuşma http://www.tmmmb.org.tr/images/Etkinlikler/Se-
def_Erdogan_KONUSMA.pdf adresinde yer almaktadır.
Gümrük Birliğinin Güncellenmesi Kapsamında İnşaat ve İlgili Mühendislik Hizmetleri Toplantısı
Ekonomi Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından 4 Mayıs
2017 tarihinde düzenlenen “Gümrük Birliğinin güncellenmesi kapsa-
mında inşaat ve ilgili mühendislik hizmetleri” toplantısına Birliği temsilen
Başkan Yardımcısı Cemal Karaoğlu ve Birlik Yöneticisi Seda Seyhan
katılmışlardır. Toplantıda konu ile ilgili olarak geçtiğimiz yıllarda Birliğimiz
tarafından hazırlanarak Bakanlığa iletilen görüşlerde
(http://www.tmmmb.org.tr/images/GORUSLERIMIZ/T.C._EKONOM_
BAKANLG.pdf ) yer alan konular Genel Müdür’e tekrar aktarılmıştır.
İNTES Etkinlikleri
İNTES-İnşaat Sanayisi İşveren Sendikası tarafından 4 Mayıs tarihinde
“4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Çerçevesinde Mevzuat Değişiklikleri
ve Uygulamada Yaşanan Sorunlar Konferansı”, 11 Mayıs tarihinde “4735
Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu Uygulamalar ve Sorunlar” etkinlik-
leri düzenlenmiştir. İdarelerden ve paydaş sektör temsilcilerinden yoğun
katılımların olduğu ve Birliği temsilen Seda Seyhan’ın katıldığı etkinlik-
lere ait genel bilgi http://intes.org.tr/54.cozum-arama-konferansi.php ve
http://intes.org.tr/53.cozum-arama-konferansi.php adreslerinde yer almaktadır.
İnşaat Sektörünün Geleceği Çalıştayı
İnşaat Sektörünün Geleceği Çalıştayı 4 Mayıs 2017 tarihinde TOBB İkiz
Kuleler de düzenlenmiştir. Çalıştaya Birliği temsilen Yunus Kolsal ka-
tılmıştır. Çalıştaya ait genel bilgi https://www.tobb.org.tr/Sayfalar/Detay.
php?rid=7648&lst=Haberler adresinde yer almaktadır.
İslam Kalkınma Bankası’nın 42. Yıllık Toplantısı
İslam Kalkınma Bankası’nın 42. Yıllık Toplantısı 14-18 Mayıs 2017 tarih-
lerinde Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde 2000 den fazla kişinin katı-
lımıyla gerçekleştirilmiştir. Üst düzey toplantıların yanısıra programda;
Yenilikçilik, Genç Girişimcilerin Desteklenmesi, İslamî Finans Modelleri,
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi, Yoksullukla Mücadele,
Sürdürülebilir Kalkınma gibi 100’e yakın konunun ele alındığı, 300 konuş-
macının katıldığı 53 adet oturum ve seminer düzenlenmiştir. Bu etkinlikler
kapsamında 16 Mayıs’ta İslam Ülkeleri Müşavirler Birliği (FCIC) ve İslam
Kalkınma Bankası’nın “Projeler Satınalma Bölümü” işbirliğinde gerçekleş-
tirilen seminerde “Teknik Müşavirlik ve Müteahhitlik Endüstrisinin Üye Ül-
kelerin Ekonomik Gelişimine ve İşgücü Yaratma Potansiyelinde Oynadığı
Rol” ele alınmıştır. Bu seminer kapsamında Geçen Dönem Başkanımız
ve DEİK Uluslararası Teknik Müşavirlik İş Konseyi Başkanı Demir İnözü
de “Teknik Müşavirlik ve Müteahhitlik Endüstrisinin Türkiye’nin Ekonomik
Gelişimindeki Rolü” konulu bir sunum gerçekleştirmiştir. Türk Müşavir
Mühendisler ve Mimarlar Birliği Geçen Dönem Başkanı Demir İnözü’nün
İslam Kalkınma Bankası’nın 42. Yıllık Toplantısı’nda yer alan sunumu
http://www.tmmmb.org.tr/h.php?h=islam-kalkinma-bankasinin-42.-yillik-
toplantisi--0706170430 adresinde yer almaktadır.
Toktogul Baraj Güvenlik ProjesiKırgızistan
Haydar Aliyev Ulusulararası HavaalanıKöprülü Kavşağı, Azerbaycan Özbekistan Sulama ve Drenaj Projesi
Şabran Atıksu Arıtma Tesisi, Azerbaycan Almatı – Bişkek Yolu İnşaat Kontrollük Hizmetleri, Kazakistan
ARNAVUTLUK