4 nisan 2012 · 2020. 9. 21. · 4 nisan 2012. 514 varad (1 aðustos 1664) habsburglar a...

3
513 lý bir vâiz ve müfessir olan Vanî Mehmed Efendi ile (ö. 1096/1685) karýþtýrýlmýþtýr. Ýyi bir öðrenim gören Vankulu, Çivizâde Da- madý Hâmid Efendi’den mülâzým olduktan sonra 970 Zilhiccesinde (Temmuz-Aðus- tos 1563) Ýstanbul Mahmud Paþa Medre- sesi’nde göreve baþladý, Hankah Medrese- si’nde müderrislik görevinde bulundu, da- ha sonra azledildi (Rebîülâhir 974 / Ekim 1566). Ardýndan Atik Ali Paþa medresele- rinde müderrislik, Rodos müftülüðü, Ayak Kurþunlu Medresesi müderrisliði ve Mani- sa müftülüðü yaptý (Zilkade 982 / Þubat 1575). Selânik (Þâban 988 / Eylül 1580) ve Kütahya kadýlýðýndan sonra 2 Zilhicce 991 (17 Aralýk 1583) tarihinde aylýk 80 akçe maaþla emekliye ayrýldý. 998 Ramazanýnda (Temmuz 1590) Medine kadýlýðýna tayin edildi ve 1000 yýlý Recebinde (Nisan 1592) burada vefat etti. Vankulu fýkýh, lugat ve edebiyat alanýnda eserler vermiþ ve tercü- meler yapmýþtýr. Manisa þer‘iyye sicillerine göre Vankulu’nun Tâlibî Mehmed adýnda bir oðlu, Aynî Hatun adýnda bir kýzý olmuþ- tur. Manisa’nýn Çapaçarýk mevkiinde bir cami yaptýrdýðý, vakýf kurduðu ve vakfiye- ler düzenlediði bilinmektedir. Eserleri. 1. Tercüme-i Sýhâh-ý Cevhe- rî. Cevherî’nin, Tâcü’l-lu³a ve ½ý¼â¼u’l- £Arabiyye adýyla da bilinen Arapça söz- lüðünün Türkçe tercümesidir. Yirmi sekiz babdan ve her babý yirmi sekiz fasýldan meydana gelen eser Vankulu Lugatý (Lu- gat-ý Vankulý) ismiyle tanýnmýþtýr. Ýbrâhim Müteferrika tarafýndan iki cilt halinde ya- yýmlanan eser (Ýstanbul 1141) bir Osman- lý müellifinin kaleminden çýkmýþ olup Tür- kiye’de basýlan ilk kitap sayýlmaktadýr. Lu- gatýn daha sonra çeþitli baskýlarý yapýlmýþ- týr (Ýstanbul 1170, 1188, 1217-1218). Ese- rin mukaddimesinde Ýbrâhim Müteferri- ka’nýn III. Ahmed, Nevþehirli Damad Ýbrâ- him Paþa ve Þeyhülislâm Abdullah Efen- di’ye methiyeleri, sözlüðün yararlarýyla il- gili düþünceleri, matbaanýn açýlmasýna izin veren padiþahýn fermaný, þeyhülislâmýn fetvasý ve kitap hakkýnda devrin âlimlerin- ce yazýlmýþ on altý takriz yer almaktadýr. Ayrýca eserin baþ tarafýna Ýbrâhim Müte- ferrika’nýn matbaanýn önemine dair Ve- sîletü’t-týbâa adlý risâlesi konmuþtur. 2. Tercüme-i Kîmyâ-yý Saâdet. Gazzâlî’ye ait eserin tercümesidir (Nuruosmaniye Ktp., nr. 2334; Süleymaniye Ktp., Hamidi- ye, nr. 636, Hacý Mahmud Efendi, nr. 1711, 1756). 3. Tercî¼u’l-beyyinât. Vankulu’- nun kadýlýða baþladýktan sonra kaleme aldýðý bu Arapça risâlede deliller arasýnda çatýþma bulunmasý durumunda baþvuru- lacak tercih yöntemi anlatýlmaktadýr (Sü- leymaniye Ktp., Baðdatlý Vehbi Efendi, nr. 2070, Hacý Mahmud Efendi, nr. 1026/4, vr. 161 b -170 a ; Beyazýt Devlet Ktp., Veliyyüd- din Efendi, nr. 1420; ÝÜ Ktp., AY, nr. 435). 4. Našdü’d-Dürer. Molla Hüsrev’in fýkha dair øurerü’l-a¼kâm adlý eserine yine kendisinin yazdýðý Dürerü’l-¼ükkâm adlý þerh üzerine yapýlan hâþiyelerin en önem- lisi sayýlmaktadýr. Birçok yazmasý mevcut olan eser ayrýca basýlmýþtýr (Süleymaniye Ktp., Yazma Baðýþlar, nr. 985, vr. 1 b -187 b , müellif hattý; Ýstanbul 1314, Nûh b. Mus- tafa’nýn hâþiyesi Netâicü’n-nazar ’ýn kena- rýnda). 5. Müseddes Na‘t-i Þerîf. Aruzun remel bahriyle (fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün) kaleme alýnmýþ olup beþ bendden ibarettir (Süleymaniye Ktp., Nuri Arlasez, nr. 54, vr. 90 b ). 6. Mefâtî¼u’l-cinân ve me½âbî¼u’l-Cânân. Hadise dair bu ese- rin bir nüshasý Süleymaniye Kütüphane- si’nde kayýtlýdýr (Âtýf Efendi, nr. 297, vr. 1 a -154 a ). 7. Hâþiyetü Þer¼i’s-Sirâciyye. Seyyid Þerîf el-Cürcânî’nin eserine yazýlan hâþiyedir (Ýstanbul 1317). 8. Þer¼u Mif- tâ¼i’n-necât. Hz. Ali’den nakledilen “Mif- tâhu’n-necât” adlý duanýn þerhidir (Süley- maniye Ktp., Ayasofya, nr. 1933) (eserleri- nin diðer yazma nüshalarý için ayrýca bk. Mu£cemü’l-maŹû¹ât, III, 1393). BÝBLÝYOGRAFYA : Nev‘îzâde Atâî, Zeyl-i Þekåik, Ýstanbul 1268, II, 316; Sicill-i Osmânî, IV, 130; Osmanlý Müellifle- ri, II, 48; Abdulkerim Abdulkadiroðlu, “Van Meþ- hurlarý”, Van Kütüðü, Ankara 1992, s. 181-183; Mu£cemü’l-maŹû¹âti’l-mevcûde fî mektebâti Ýs- tânbûl ve Ânâ¹ûlî (haz. Ali Rýza Karabulut), [bas- ký yeri ve tarihi yok], III, 1393; Ýnci Koçak, “Sýhah ve Vankulu”, MK, sy. 47 (1984), s. 73-74; Meh- met Yiðit, “Vankulu Mehmed Efendi ve Vanku- lu Lugatý”, Yüzüncü Yýl Üniversitesi Fen-Edebi- yat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, I/1, Van 1990, s. 314-325; Yakup Civelek, “Mehmed b. Mustafa el-Vânî ve Vankulu Lûgatý”, EKEV Aka- demi Dergisi, I/3, Ankara 1998, s. 355-362; Sa- dýk Yazar, “Vankulu Mehmed Efendi’nin Müsed- des Bir Natý”, Ýslâmî Edebiyat, sy. 44, Ýstanbul 2008, s. 39-41; Kåmûsü’l-a‘lâm, VI, 4678-4679; A. Subhi Furat, “Vankulu”, ÝA, XIII, 202-203; Th. Menzel, “Wankuli”, EI 2 (Ýng.), XI, 138; M. Þakir Ülkütaþýr, “Vankulu Mehmed Efendi”, TDEA, VIII, 506-507; Mustafa Koç, “Vankulu Mehmed Efen- di”, Yaþamlarý ve Yapýtlarýyla Osmanlýlar An- siklopedisi, Ýstanbul 1999, II, 650. ÿMustafa S. Kaçalin VARAD Romanya’da tarihî bir þehir. ˜ Romanya’nýn kuzeybatýsýnda Erdel (Tran- silvanya) bölgesinde Türkler’in Hýzlý Körös / Çabukakan Körös (Rumence’si Crisul Re- pede) adýný verdikleri küçük bir akarsu- kýyafetler, bakýr kaplar, savaþ aletleri, tes- bihler ve aðýzlýklardan oluþan etnografik eserler sergilenmektedir. Van’ýn çevresin- de de yörede hüküm süren devletlerce ya- pýlan birçok cami, medrese, türbe, köprü ve kale bulunmaktadýr. BÝBLÝYOGRAFYA : Aydýn Talay, Bizim Eller Van, Ankara 1988, tür.yer.; M. Taner Tarhan, “Van Kalesi ve Eski Van Þehri Kazýlarý, 1987”, 10. Kazý Sonuçlarý Toplan- týsý 1, Ankara 1989, s. 369-428; a.mlf., “Van Ka- lesi ve Eski Van Þehri Kazýlarý 1990 Yýlý Çalýþma- larý”, TTK Belleten, LVII/220 (1993), s. 843-861; Muhammet Beþir Aþan, XIV. Yüzyýlda Van ve Yö- resi (doktora tezi, 1992), Fýrat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; F. Mine Günel, Eski Van Kent Dokusu Üzerine Bir Deneme (yüksek lisans te- zi, 1993), Yüzüncü Yýl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ali Boran, Van Gölü Çevresindeki Tek Kubbeli Camilerin Türk Sanatýndaki Yeri (yük- sek lisans tezi, 1994), Yüzüncü Yýl Üniversitesi Sos- yal Bilimler Enstitüsü; a.mlf., “The Architectural Style of Castles during The Ottoman Period”, The Great Ottoman: Turkish Civilisation (ed. Ke- mal Çiçek), Ankara 2000, IV, 346-363; a.mlf., “Es- ki Van Þehrindeki Kaya Çelebi Külliyesi”, Prof. Dr. Halûk Karamaðaralý’ya Armaðan, Ankara 2002, s. 33-54; Hüseyin Rahmi Ünal, Türk Döne- minde Van, Ankara 1995, s. 104-152; Abdüsse- lam Uluçam, “Eski Van’da Selçuklu Ýzleri”, IV. Millî Selçuklu Kültür ve Medeniyetleri Semine- ri (25-26 Nisan 1994), Konya 1995, s. 53-67; Ab- dülhamit Tüfekçioðlu, “Van Müzesi’ndeki Yazma Eserler”, Van Gölü Çevresi Kültür Varlýklarý Sem- pozyumu Bildirileri, Van 1996, s. 218-234; Orhan Kýlýç, XVI. ve XVII. Yüzyýllarda Van: 1548-1648, Van 1997, s. 212-243; Van 2006 Kültür ve Turizm Envanteri I: Tarihsel Deðerler (ed. Sinan Kýlýç), Ýstanbul 2006; Oktay Aslanapa, “Kazýsý Tamam- landýktan Sonra Van Ulu Camii”, STY, V (1973), s. 1-25; J.-L. Bacqué-Grammont, “Un plan otto- man inédit de Van au XVII e siècle”, Osm.Ar., II (1981), s. 97-122. ÿAli Boran – Abdülhamit Tüfekçioðlu VAN ULUCAMÝÝ (bk. ULUCAMÝ). ˜ VANÎ MEHMED EFENDÝ (bk. MEHMED EFENDÝ, Vanî). ˜ VANKULU (ö. 1000/1592) Cevherî’nin es-Sýhâh adlý Arapça sözlüðünün tercümesiyle tanýnan Osmanlý âlimi. ˜ XVI. yüzyýlýn ilk çeyreðinde doðmuþ ol- malýdýr. Adý Mehmed, babasýnýn adý Musta- fa’dýr. Van’da dünyaya geldiði için Vanî nis- besini kullanmýþ ve daha çok Vankulu laka- býyla tanýnmýþtýr. Bazý kaynaklarda yine Van- VARAD

Upload: others

Post on 27-Jan-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 513

    lý bir vâiz ve müfessir olan Vanî MehmedEfendi ile (ö. 1096/1685) karýþtýrýlmýþtýr. Ýyibir öðrenim gören Vankulu, Çivizâde Da-madý Hâmid Efendi’den mülâzým olduktansonra 970 Zilhiccesinde (Temmuz-Aðus-tos 1563) Ýstanbul Mahmud Paþa Medre-sesi’nde göreve baþladý, Hankah Medrese-si’nde müderrislik görevinde bulundu, da-ha sonra azledildi (Rebîülâhir 974 / Ekim1566). Ardýndan Atik Ali Paþa medresele-rinde müderrislik, Rodos müftülüðü, AyakKurþunlu Medresesi müderrisliði ve Mani-sa müftülüðü yaptý (Zilkade 982 / Þubat1575). Selânik (Þâban 988 / Eylül 1580) veKütahya kadýlýðýndan sonra 2 Zilhicce 991(17 Aralýk 1583) tarihinde aylýk 80 akçemaaþla emekliye ayrýldý. 998 Ramazanýnda(Temmuz 1590) Medine kadýlýðýna tayinedildi ve 1000 yýlý Recebinde (Nisan 1592)burada vefat etti. Vankulu fýkýh, lugat veedebiyat alanýnda eserler vermiþ ve tercü-meler yapmýþtýr. Manisa þer‘iyye sicillerinegöre Vankulu’nun Tâlibî Mehmed adýndabir oðlu, Aynî Hatun adýnda bir kýzý olmuþ-tur. Manisa’nýn Çapaçarýk mevkiinde bircami yaptýrdýðý, vakýf kurduðu ve vakfiye-ler düzenlediði bilinmektedir.

    Eserleri. 1. Tercüme-i Sýhâh-ý Cevhe-rî. Cevherî’nin, Tâcü’l-lu³a ve ½ý¼â¼u’l-£Arabiyye adýyla da bilinen Arapça söz-lüðünün Türkçe tercümesidir. Yirmi sekizbabdan ve her babý yirmi sekiz fasýldanmeydana gelen eser Vankulu Lugatý (Lu-gat-ý Vankulý) ismiyle tanýnmýþtýr. ÝbrâhimMüteferrika tarafýndan iki cilt halinde ya-yýmlanan eser (Ýstanbul 1141) bir Osman-lý müellifinin kaleminden çýkmýþ olup Tür-kiye’de basýlan ilk kitap sayýlmaktadýr. Lu-gatýn daha sonra çeþitli baskýlarý yapýlmýþ-týr (Ýstanbul 1170, 1188, 1217-1218). Ese-rin mukaddimesinde Ýbrâhim Müteferri-ka’nýn III. Ahmed, Nevþehirli Damad Ýbrâ-him Paþa ve Þeyhülislâm Abdullah Efen-di’ye methiyeleri, sözlüðün yararlarýyla il-gili düþünceleri, matbaanýn açýlmasýna izinveren padiþahýn fermaný, þeyhülislâmýnfetvasý ve kitap hakkýnda devrin âlimlerin-ce yazýlmýþ on altý takriz yer almaktadýr.Ayrýca eserin baþ tarafýna Ýbrâhim Müte-ferrika’nýn matbaanýn önemine dair Ve-sîletü’t-týbâa adlý risâlesi konmuþtur. 2.Tercüme-i Kîmyâ-yý Saâdet. Gazzâlî’yeait eserin tercümesidir (NuruosmaniyeKtp., nr. 2334; Süleymaniye Ktp., Hamidi-ye, nr. 636, Hacý Mahmud Efendi, nr. 1711,1756). 3. Tercî¼u’l-beyyinât. Vankulu’-nun kadýlýða baþladýktan sonra kalemealdýðý bu Arapça risâlede deliller arasýndaçatýþma bulunmasý durumunda baþvuru-lacak tercih yöntemi anlatýlmaktadýr (Sü-

    leymaniye Ktp., Baðdatlý Vehbi Efendi, nr.2070, Hacý Mahmud Efendi, nr. 1026/4, vr.161b-170a; Beyazýt Devlet Ktp., Veliyyüd-din Efendi, nr. 1420; ÝÜ Ktp., AY, nr. 435).4. Našdü’d-Dürer. Molla Hüsrev’in fýkhadair øurerü’l-a¼kâm adlý eserine yinekendisinin yazdýðý Dürerü’l-¼ükkâm adlýþerh üzerine yapýlan hâþiyelerin en önem-lisi sayýlmaktadýr. Birçok yazmasý mevcutolan eser ayrýca basýlmýþtýr (SüleymaniyeKtp., Yazma Baðýþlar, nr. 985, vr. 1b-187b,müellif hattý; Ýstanbul 1314, Nûh b. Mus-tafa’nýn hâþiyesi Netâicü’n-nazar’ýn kena-rýnda). 5. Müseddes Na‘t-i Þerîf. Aruzunremel bahriyle (fâilâtün fâilâtün fâilâtünfâilün) kaleme alýnmýþ olup beþ benddenibarettir (Süleymaniye Ktp., Nuri Arlasez,nr. 54, vr. 90b). 6. Mefâtî¼u’l-cinân veme½âbî¼u’l-Cânân. Hadise dair bu ese-rin bir nüshasý Süleymaniye Kütüphane-si’nde kayýtlýdýr (Âtýf Efendi, nr. 297, vr.1a-154a). 7. Hâþiyetü Þer¼i’s-Sirâciyye.Seyyid Þerîf el-Cürcânî’nin eserine yazýlanhâþiyedir (Ýstanbul 1317). 8. Þer¼u Mif-tâ¼i’n-necât. Hz. Ali’den nakledilen “Mif-tâhu’n-necât” adlý duanýn þerhidir (Süley-maniye Ktp., Ayasofya, nr. 1933) (eserleri-nin diðer yazma nüshalarý için ayrýca bk.Mu£cemü’l-maŹû¹ât, III, 1393).

    BÝBLÝYOGRAFYA :

    Nev‘îzâde Atâî, Zeyl-i Þekåik, Ýstanbul 1268, II,316; Sicill-i Osmânî, IV, 130; Osmanlý Müellifle-ri, II, 48; Abdulkerim Abdulkadiroðlu, “Van Meþ-hurlarý”, Van Kütüðü, Ankara 1992, s. 181-183;Mu£cemü’l-maŹû¹âti’l-mevcûde fî mektebâti Ýs-tânbûl ve Ânâ¹ûlî (haz. Ali Rýza Karabulut), [bas-ký yeri ve tarihi yok], III, 1393; Ýnci Koçak, “Sýhahve Vankulu”, MK, sy. 47 (1984), s. 73-74; Meh-met Yiðit, “Vankulu Mehmed Efendi ve Vanku-lu Lugatý”, Yüzüncü Yýl Üniversitesi Fen-Edebi-yat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, I/1, Van1990, s. 314-325; Yakup Civelek, “Mehmed b.Mustafa el-Vânî ve Vankulu Lûgatý”, EKEV Aka-demi Dergisi, I/3, Ankara 1998, s. 355-362; Sa-dýk Yazar, “Vankulu Mehmed Efendi’nin Müsed-des Bir Natý”, Ýslâmî Edebiyat, sy. 44, Ýstanbul2008, s. 39-41; Kåmûsü’l-a‘lâm, VI, 4678-4679;A. Subhi Furat, “Vankulu”, ÝA, XIII, 202-203; Th.Menzel, “Wankuli”, EI 2 (Ýng.), XI, 138; M. ÞakirÜlkütaþýr, “Vankulu Mehmed Efendi”, TDEA, VIII,506-507; Mustafa Koç, “Vankulu Mehmed Efen-di”, Yaþamlarý ve Yapýtlarýyla Osmanlýlar An-siklopedisi, Ýstanbul 1999, II, 650.

    ÿMustafa S. Kaçalin

    – —VARAD

    Romanya’da tarihî bir þehir.˜ ™

    Romanya’nýn kuzeybatýsýnda Erdel (Tran-silvanya) bölgesinde Türkler’in Hýzlý Körös /Çabukakan Körös (Rumence’si Crisul Re-pede) adýný verdikleri küçük bir akarsu-

    kýyafetler, bakýr kaplar, savaþ aletleri, tes-bihler ve aðýzlýklardan oluþan etnografikeserler sergilenmektedir. Van’ýn çevresin-de de yörede hüküm süren devletlerce ya-pýlan birçok cami, medrese, türbe, köprüve kale bulunmaktadýr.

    BÝBLÝYOGRAFYA :

    Aydýn Talay, Bizim Eller Van, Ankara 1988,tür.yer.; M. Taner Tarhan, “Van Kalesi ve Eski VanÞehri Kazýlarý, 1987”, 10. Kazý Sonuçlarý Toplan-týsý 1, Ankara 1989, s. 369-428; a.mlf., “Van Ka-lesi ve Eski Van Þehri Kazýlarý 1990 Yýlý Çalýþma-larý”, TTK Belleten, LVII/220 (1993), s. 843-861;Muhammet Beþir Aþan, XIV. Yüzyýlda Van ve Yö-resi (doktora tezi, 1992), Fýrat Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü; F. Mine Günel, Eski Van KentDokusu Üzerine Bir Deneme (yüksek lisans te-zi, 1993), Yüzüncü Yýl Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü; Ali Boran, Van Gölü Çevresindeki TekKubbeli Camilerin Türk Sanatýndaki Yeri (yük-sek lisans tezi, 1994), Yüzüncü Yýl Üniversitesi Sos-yal Bilimler Enstitüsü; a.mlf., “The ArchitecturalStyle of Castles during The Ottoman Period”,The Great Ottoman: Turkish Civilisation (ed. Ke-mal Çiçek), Ankara 2000, IV, 346-363; a.mlf., “Es-ki Van Þehrindeki Kaya Çelebi Külliyesi”, Prof.Dr. Halûk Karamaðaralý’ya Armaðan, Ankara2002, s. 33-54; Hüseyin Rahmi Ünal, Türk Döne-minde Van, Ankara 1995, s. 104-152; Abdüsse-lam Uluçam, “Eski Van’da Selçuklu Ýzleri”, IV.Millî Selçuklu Kültür ve Medeniyetleri Semine-ri (25-26 Nisan 1994), Konya 1995, s. 53-67; Ab-dülhamit Tüfekçioðlu, “Van Müzesi’ndeki YazmaEserler”, Van Gölü Çevresi Kültür Varlýklarý Sem-pozyumu Bildirileri, Van 1996, s. 218-234; OrhanKýlýç, XVI. ve XVII. Yüzyýllarda Van: 1548-1648,Van 1997, s. 212-243; Van 2006 Kültür ve TurizmEnvanteri I: Tarihsel Deðerler (ed. Sinan Kýlýç),Ýstanbul 2006; Oktay Aslanapa, “Kazýsý Tamam-landýktan Sonra Van Ulu Camii”, STY, V (1973),s. 1-25; J.-L. Bacqué-Grammont, “Un plan otto-man inédit de Van au XVIIe siècle”, Osm.Ar., II(1981), s. 97-122.

    ÿAli Boran – Abdülhamit Tüfekçioðlu

    – —VAN ULUCAMÝÝ

    (bk. ULUCAMÝ).˜ ™

    – —VANÎ MEHMED EFENDÝ

    (bk. MEHMED EFENDÝ, Vanî).˜ ™

    – —VANKULU

    (ö. 1000/1592)

    Cevherî’nin es-Sýhâh adlý Arapça sözlüðünün

    tercümesiyle tanýnan Osmanlý âlimi.˜ ™

    XVI. yüzyýlýn ilk çeyreðinde doðmuþ ol-malýdýr. Adý Mehmed, babasýnýn adý Musta-fa’dýr. Van’da dünyaya geldiði için Vanî nis-besini kullanmýþ ve daha çok Vankulu laka-býyla tanýnmýþtýr. Bazý kaynaklarda yine Van-

    VARAD

    42. CÝLT 6. FASÝKÜL (263) 3. Forma / 2. Kontrol4 Nisan 2012

  • 514

    VARAD

    (1 Aðustos 1664) Habsburglar’a yenilmesi-ne raðmen Vasvár Antlaþmasý (1664) böl-gedeki Osmanlý çýkarlarýný saðlamlaþtýrdý.Antlaþmada Varad beylerbeyiliðiyle ErdelPrensliði arasýndaki sýnýrýn tam düzenlen-memiþ olmasý prensliðe ait yeni toprak-larýn zamanla beylerbeyiliðe katýlmasýnýnönünü açtý. Dönemin Erdel Prensi Mihail(Mihály) Apáfi ile Ýngiltere’nin Ýstanbul Bü-yükelçisi Lord Winchilsea arasýnda 1662-1665 yýllarýnda bununla ilgili birçok yazýþ-ma yapýldýðý bilinmektedir (Cernovodeanu,XXXII/3-4 [1993], s. 333-348).

    Varad merkezli yeni eyaletin Varad dý-þýnda beþ sancaðý vardý: Salanta / Salon-ta, Debrecen, Halmaþ, Sengevi (Senkövi),Yapýþmaz. Bunlardan Sengevi adý, Szent-Jobb (Macarca Aziz Kol) denilen Macar-lar’ýn ilk kralý Aziz Ýstefan’ýn sað kolu mâ-nasýna geliyordu. Eyaletin vergi gelirleri yatimar sistemi içerisinde askerlere daðýtýl-dý ya da vakfa aktarýldý. Evliya Çelebi’yegöre Mekke ve Medine þehirlerinin herbiri için Varad’dan yýlda 12.000 altýn gön-deriliyordu. Ayrýca bu kesimdeki köylülerhem Osmanlý sipahi ve zaîmlerine hem deeski Macar toprak sahiplerine vergi veri-yordu (ortak sahiplik / condominium). Hat-ta Habsburg ile Osmanlý imparatorlukla-rý arasýnda tampon devlet olarak kurulanOrta Macar’ýn kralý Tököli Ýmre 1691’de Va-rad eyaletine ait köylerin çýkarlarýný savun-maya çalýþmýþtý (BA, A.DVN, dosya nr. 262,vesika nr. 35, evâsýt-ý Ramazan 1102 / Ha-ziran 1691 tarihli arz). Osmanlý hâkimiyetialtýndaki Varad’ý en geniþ biçimde Evliya

    Çelebi anlatmýþtýr. Buranýn fethinde ha-zýr bulunan ve daha sonra da birkaç defaþehre gelen Evliya Çelebi, Varad eyaletinin22.000 haraçgüzâr reâyâsý olduðunu belirt-tikten sonra kale ile varoþu tasvir eder. Ka-le içinde bir kulenin, iki hamamýn ve 250askerin ikametine mahsus evlerin yer al-dýðýný, iç kalesinde kiliseden çevrilmiþ IV.Mehmed Camii’nin bulunduðunu kayde-der. Kalenin altýnda yedi varoþ mevcuttur. Burada üçünde cuma namazý kýlýnan onyedi cami-mescid vardýr. Evliya Çelebi bun-lardan Köse Ali Paþa, Köprülü Mehmed Pa-þa ve Küçük Mehmed Paþa camilerini sa-yar. Üç medrese, dört mektep, iki tekke, üçhan, bir imaret (Köprülü vakfý) ve 1000 ka-dar kâgir ev bulunmaktadýr. Bu durumdaonun döneminde sivil nüfus 6000 dolayýn-da tahmin edilebilir. Evliya Çelebi þehirde-ki pazar ve çarþýlardan övgüyle söz eder.Kaleden 1000 adým uzaklýkta panayýr ye-rinde 4000 dükkânýn bulunduðunu yazar(Seyahatnâme, VII, 390-398).

    Bölgedeki Osmanlý hâkimiyeti 1692 yý-lýna kadar sürdü. 1699 Karlofça Antlaþ-masý ile Varad resmen Avusturya’da kal-dý. 1867’de Avusturya-Macaristan Ýmpa-ratorluðu’nun teþekkülü ile bu bölge Ma-caristan Krallýðý’na býrakýldý. I. Dünya Sa-vaþý neticesinde Avusturya-Macaristan Ým-paratorluðu’nun tasfiyesiyle Transilvanya1 Aralýk 1918 tarihinde Romanya Krallýðýile birleþtirildi, Varad da Birleþik Roman-ya’nýn bir parçasý haline geldi. II. DünyaSavaþý sýrasýnda Hitler ve Mussolini 30

    yun kýyýsýnda denizden 125 m. yükseklik-te kurulmuþtur. Macaristan sýnýrýna çokyakýn olan þehir Romence Oradea, Macar-ca Nagyvárad, Almanca Grosswardein, La-tince Varadinum þeklinde anýlmýþtýr. Os-manlý kaynaklarýnda Varad adýyla geçer.

    Varad, Ortaçað’da Macar Krallýðý sýnýr-larý içindeydi, X. yüzyýlda burada küçükbir kale bulunuyordu. Adý kaynaklarda ilkdefa 1113’te Varadinum þeklinde geçer.XIII. yüzyýlda þehir giderek geliþme gös-terdi. 1241’de Moðol istilâsý neticesindeyaðmalandýysa da bir süre sonra yenidengeliþti ve rasathânesiyle tanýndý. Georg vonPeuerbach, Tabula Varadiensis (1464)adlý eserini buradaki çalýþmalarýnýn ardýn-dan tamamlamýþtý. XVI. yüzyýlda þehrinsiyasî önemi arttý. 1538’de burada, Ma-caristan ve Transilvanya topraklarý üzeri-ne rekabete giren Habsburglar ile Osman-lýlar’a tâbi Macar Kralý Yanoþ Zapolya (Já-nos Szápolyai) arasýnda bir antlaþma im-zalandý. Zapolya’nýn ölümünün ardýndanOsmanlýlar Budin beylerbeyiliðini kurarken(1541) kuzeybatý kesimindeki topraklar-da Habsburglar Macar Krallýðý’ný oluþtur-du. Þehir bundan sonra Habsburglar’ýn yada Erdel prenslerinin hâkimiyetine girdi.1593-1606 yýllarýndaki Osmanlý-Habsburgsavaþlarý esnasýnda 1598’de Varad Kale-si, Serdar Satýrcý Mehmed Paþa tarafýndanmuhasara edildiyse de alýnamadý. Þehirancak XVII. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Os-manlý idaresine girdi. 27 Aðustos 1660’-ta Osmanlýlar’a savaþ açan Erdel PrensiGyörgy Rákoczi’ye karþý yapýlan sefer çer-çevesinde Varad Kalesi ve þehri alýndý, Va-rad eyaleti teþkil edildi. Osmanlý kaynakla-rýna göre iyi tahkim edilmiþ kalenin mu-hasarasý kýrk beþ gün sürmüþ, Serdârýek-rem Vezir Köse Ali Paþa’nýn idaresindekikuvvetlerin yoðun baskýsý karþýsýnda ka-ledekiler teslim olmak zorunda kalmýþtýr.Kalenin fethi ve Varad eyaletinin kurulma-sýyla Erdel Prensliði’nin batý sýnýrýnýn mü-dafaasý zayýfladý. Varad Kalesi’nin savun-ma rolünü Cluj (Koloszvár) Kalesi üstlendi.Osmanlý ordusu St. Gotthard savaþýnda

    Varad Kalesi’nin kalýntýlarý

    Varad’da Katolik katetrali ve sinagog

  • 515

    hiye kýsmýnda mahlasýný “Ayyûký” þeklinde,eseri takdim ettiði hükümdarý Sultan Ga-zi, Sultan Mahmud ve Ebü’l-Kasým diyeanmýþtýr. Farsça’nýn ilk sözlüklerinden Ese-dî-i Tûsî’nin Lu³at-i Fürs’ünde Ayyûký’-nin adý ve iki beyti zikredilmektedir. Busözlüðün V. (XI.) yüzyýlýn ortalarýnda yazýl-masýndan ve Sultan Mahmud’dan hare-ketle Ayyûký’nin ayný yüzyýlýn þairlerindenve Esedî’nin çaðdaþlarýndan olduðu kabuledilmektedir. Ayyûký hakkýnda Gazneli Mah-mud’un saray þairleri arasýnda yer alma-sý ve Fars edebiyatýnýn aþk konulu en eskimesnevisi Varaša ve Gülþâh’ý nazmet-mesi dýþýnda bilgi yoktur.

    Varaša ve Gülþâh eserde “ahbâr-i tâ-zî” ve “kütüb-i Arab” terkipleriyle iþaretedilen, tarihî-menkýbevî rivayetlerden veyazýlý kaynaklardan aktarýlmýþ Arap men-þeli bir aþk hikâyesidir ve Emevîler döne-minde Benî Uzre kabilesinden Urve b. Hi-zâm ile amcasýnýn kýzý Afrâ arasýnda ge-çen aþk macerasýndan uyarlanmýþtýr. Alib. Hüseyin el-Mes‘ûdî’nin Mürûcü’×-×e-heb’i, Ebü’l-Ferec el-Ýsfahânî’nin el-E³å-nî’si ve Ýbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’inde buhikâyeye atýflar mevcuttur. Hikâye kýsaca

    þöyledir: Hizâm ölünce kardeþi, Urve’yi hi-mayesine alýr. Urve ile Afrâ birlikte büyür-ler ve birbirlerini severler. Amcasýndan Af-râ’yý isteyen Urve amcasýnýn hanýmýnýn is-tediði mihri karþýlayamaz ve Yemen’de bu-lunan diðer amcasýnýn yanýna gider. Buarada Afrâ, Þam’ýn Belka halkýndan birkiþiyle evlendirilir. Memleketine dönen Ur-ve durumu öðrenince Þam’a gider. Þam’-da Afrâ’nýn kocasý tarafýndan çok iyi kar-þýlanýr. Urve memleketine kederli ve mah-cup bir þekilde dönerken yolda ölür ve Me-dine yakýnlarýnda Kurâ vadisinde defne-dilir. Afrâ da 670 yýlýnda ölür ve Urve’ninmezarý yanýnda topraða verilir. Her iki me-zarýn baþýna dikilen aðaçlar birbirine sa-rýlmýþ þekilde büyür. Ayyûký bu aþk hikâye-sinin aslýný korumakla birlikte kahraman-larýn adýný deðiþtirmiþ, mekân ve kabile-ler için farklý isimler kullanmýþtýr. Özellik-le Varaka’nýn katýldýðý savaþlar, gösterdi-ði kahramanlýklar, ölen iki sevgilinin dahasonra Hz. Peygamber’in duasý ile dirilerekkýrk yýl mutlu bir hayat sürmesi gibi men-kýbeler Ayyûký tarafýndan eklenmiþtir.

    Mesnevi 2100, bazý tesbitlere göre ise2250 beyitten meydana gelmektedir (Meh-bîz Ýsmâîlpûr, III, 1086). Giriþte tevhid, na‘t,

    Aðustos 1940 Viyana diktasýyla Varaddahil olmak üzere Kuzey Transilvanya’yýHorthy Macaristaný’na verdi. Þehirdeki ka-labalýk yahudi nüfusu toplama kamplarý-na sevkedildi. 12 Ekim 1944’te Varad, Sov-yet ve Romanya ordularý tarafýndan elegeçirildi ve Romanya’ya dahil edildi.

    Günümüzde þehir Romanya’nýn idarî bi-rimlerinden biri olan Bihor idarî birimininmerkezidir. 2009 resmî sayýmýna göre nü-fusu 204.477’dir. Bunun % 70,3’ünü Ro-menler, % 27,6’sýný Macarlar, % 1,2’siniRomanlar (Çingeneler), % 0,5’ini Almanlar,% 0,2’sini Slovaklar ve % 0,1’ini yahudi-ler meydana getirir. Þehirde iki üniver-site vardýr: Oradea Devlet Üniversitesi vePartium Hýristiyan Üniversitesi. II. DünyaSavaþý’nýn ardýndan önemli bir sanayi mer-kezi durumuna gelen þehirde kimya, gý-da, deri ve mobilya sanayii en önde gelensanayi kollarýdýr. Mevcut tarihî eserler ara-sýnda Romanya’nýn en büyük barok Ro-mano-Katolik Katedrali (1752-1780), Orto-doks Piskoposluðu Katedrali (1784-1790),beþgen þeklinde Ortaçað kalesi kalýntýlarý(1114-1131 yýllarýnda kurulan kale 1241’-de Moðollar tarafýndan yýkýlmýþ, 1570-1589ve 1717-1780 yýllarýnda tamir edilerek ge-niþletilmiþtir) ve sinagog (1877) sayýlabilir.

    BÝBLÝYOGRAFYA :Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VII, 389-402; Si-

    lâhdar, Târih, I, 203-207; P. Rycaut, The TurkishHistory, London 1687, II, tür.yer.; G. Kraus, Cro-nica Transilvaniei: 1608-1665 (ed. G. Duzinche-vici – E. Reus-Mîrza), Bucureþti 1965, tür.yer.; P.Cernovodeanu, “The Issue of Pashalyk of Oradeaas Mirrored in the Relations Between Transylva-nia and England During the Reign of Michael I.Apáfi (1662-1665)”, Revue roumaine d’histoire,XXXII/3-4, Bucharest 1993, s. 333-348; FeridunM. Emecen, “Onbeþ Yýl Savaþlarý Tarihinden BirSafha: Osmanlý Kaynaklarýna Göre 1598 VaradSeferi”, TED, sy. 15 (1997), s. 265-303; M. Ma-xim – P. Stancu, “Nota preliminara asupra unuitezaur de aur din secolul al XVI-lea, secoperit laOradea”, Cercetari Numismatice, VIII, Bucereþ-ti 2002, s. 253-262; G. Dávid, “Nagyuárad”, EI 2

    (Ýng.), VII, 899-900.ÿMýhaý Maxým

    – —VARAKA ve GÜLÞAH

    ( ����+����� )Fars ve Türk edebiyatlarýndakahramanlarýnýn adýyla anýlan

    bir aþk hikâyesi.˜ ™

    Bilinen ilk Varaša ve Gülþâh, GazneliSultan Mahmud (998-1030) adýna Ayyûkýtarafýndan Farsça yazýlmýþtýr. Farsça veTürkçe sözlüklerle bu mesneviye dair ya-yýnlarda erkek kahramanýn adý Varka þek-linde de geçmektedir. Müellif eserin met-

    VARAKA ve GÜLÞAH

    Varakave Gülþah

    mesnevisinde

    sahte bir

    mezarýn

    (Varaka’ya)

    Gülþah’ýn

    mezarý olarak

    gösteriliþini

    tasvir eden

    minyatür(TSMK, Hazine,nr. 841, vr. 48a)

    Varad

    þehrinden

    bir görünüþ