7 deniz dergisi

84
metin kalkaVan mı? saliH zeki Çakır mı? Büyük Düello yıl: 1 sayı: 1 / oCak-şubat 2013 Fiyat: 10 Dto’Da kıran kırana seÇim

Upload: 7deniz-dergisi

Post on 22-Mar-2016

247 views

Category:

Documents


16 download

DESCRIPTION

Gemi-Yat İnşa, Savunma Sanayi ve Uluslararası Deniz Ticareti Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: 7 Deniz Dergisi

1Ocak - Şubat 2013

metin kalkaVan mı? saliH zeki Çakır mı?

BüyükDüello

yıl: 1 sayı: 1 / oCak-şubat 2013Fiyat: 10

Dto’Dakıran kıranaseÇim

Page 2: 7 Deniz Dergisi

2 Ocak - Şubat 2013

Prista Oil Yağ San. Ve Tic Ltd. Şti.Atatürk Havalimanı Karşısı, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi A1 Blok, K:12 No: 391 34149 Yeşilköy, İstanbull Tel: +90 212 465 2403 l Faks: +90 212 465 2311 l www.prista-oil.com.tr

Page 3: 7 Deniz Dergisi

3Ocak - Şubat 2013

Prista Oil Yağ San. Ve Tic Ltd. Şti.Atatürk Havalimanı Karşısı, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi A1 Blok, K:12 No: 391 34149 Yeşilköy, İstanbull Tel: +90 212 465 2403 l Faks: +90 212 465 2311 l www.prista-oil.com.tr

Page 4: 7 Deniz Dergisi

4 Ocak - Şubat 2013

DOSYA BAŞLIKLARI

HABERLER

8 KISA KISA

26 DOSYA Metin Kalkavan: “Sen bizim tanıdığımız Salih Kaptan değilsin”

32 DOSYA İzmir DTO’da ‘Değiştirmeye’ talipler

36 RÖPORTAJ Salih Zeki Çakır: “DTO’yu denizcinin odası yapacağız”

42 HABERTRANSBOSPHOR Denizcilik

46 HABER GullsEye ile tüm liman kontrolümüzde olsun!

48 HABER Arkas, 2012’yi yüzde 10 büyüme ile kapattı

50 HABER U.N. Ro-Ro en büyük gemisini suya indirdi

52 HABER Gelin gemilerinizi tehlikeli sulardan güvenle geçirelim

56 HABER MOS, dünyayı gözüne kestirdi

SAVUNMA SANAYi 60 - Fransa’dan Rusya’ya savaş gemisi golü62 - TSK’nın 2013 projeleri64 - Dünyanın ilk yüzer dozeri TSK’da

66 HABER Denizci elektriğini de boşaltmak zorunda

70 HABER Oda partnerliklerine örnek proje: PROJECT BRIDGE

MAKALE 72 Sitem ATEŞ74 Engin KOÇAK76 Kapt. Kubilay ULUCAN77 Bahadır TONGUÇ78 Can BESEV

80 TURiZMİzmir Cruise’de dünyada ilk 50 arasında

82 YOLCU TAŞIMACILIĞIYolcu gemileri sıkı denetime alınacak

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri

MüdürüLOJİMEDYA Basın Yayın

Org. Tic. ve Ltd. Şti. adına

Selçuk ONUR

Genel Yayın Koordinatörü: İbrahim KOCAMIŞ

Görsel YönetmenTalha Feyyaz DUYAR

Editör: Cengiz TEPEBAŞHacı Yusuf ÖZER

Reklam&Halklaİlişkiler Md:Funda BİNGÖL

Yayın Danışmanı: Altan KÖSEOĞLU

Danışmanlar Kurulu:Denizyolu:

Prof. Dr. Mustafa İNSEL, Prof. Dr. Güldem CERİT,

Elk Müh. Suat YİĞİT, Mak. Müh. İsmail KUTER, Kapt.

Ayhan ÇEKİÇ, Kapt. Savaş ERCAN, Bahadır TONGUÇ,

Can BESEV

Gümrük: Osan BAŞTA

ABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay ULUCAN

Almanya Temsilcisi: Doğan PÜRSÜN

Hollanda Temsilcisi: İlhan KARAÇAY

İngiltere Temsilcisi: Tahsin ÖZALAN

YAYINA HAZIRLAYAN:

LOJİMEDYAPerpa Ticaret Merkezi A Blok

Kat: 13 - No: 2007Okmeydanı-İSTANBUL

Yayın Türü: Yerel - Süreli Yayın

İLETİŞİMEditör: +90 212 251 86 70e-mail: [email protected]/7deniz.net

facebook.com/7deniz.netReklam: +90 212 251 86 70

[email protected]

CTP ve Baskı:Özkan Basım Tanıtım Hizmetleri

San.Tic.Ltd.Şti Tekstilkent Ticaret Merkezi A4 Blok - No 48 Esenler / İstanbul

Tel: 0212 438 07 31 - 32 Faks : 0212 438 07 33

Dergimizde yayınlanan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.

GEMİ İNŞASAVUNMA

HABERRÖPORTAJMAKALE

DÜNYADAN

DOSYA

Page 5: 7 Deniz Dergisi

5Ocak - Şubat 2013

Marine OtOMasyOn sisteMleri ltd. Şti.Evliya Çelebi Mah. Rauf Orbay Cad.

Ak İş Merkezi No:41/BTuzla - 34944 - İstanbul

Tel : +90 (0216) 447 12 90, 446 38 01Fax: +90 (0216) 447 12 91

www.m-o-s.com.tr

Page 6: 7 Deniz Dergisi

6 Ocak - Şubat 2013

Hoş geldin bebek!

Elinizdeki ilk sayıyla birlikte Türk denizci-lik dünyasına yeni bir yayın daha katıldı. İsminde de, içinde de denizi barındıran

derginizi kucaklayacağınıza inanıyoruz. Uzun soluklu birlikte olmak ve kalitemizi hep üst dü-zeyde sürdürmek için elimizden geleni yapmaya söz veriyoruz.

Her sayımızda bir dosyayı gündeme getirece-ğiz. İlk olarak da, önemine binaen Deniz Ticaret Odası seçimlerini taşıdık sayfalarımıza. Mevcut Başkan Sayın Metin Kalkavan, her konuşmasına DÜNYA Gazetesi’nden Murat Erdoğan ve beni anarak başlasa da, yazıları okuduğunuzda, her iki tarafa da aynı uzaklıkta olduğumuzu görebilecek-siniz. Ancak, şöyle bir eleştiri kabulümdür. Niye tek röportaj yaptın? Salih Zeki Çakır ile konuş-muşsun, Metin Kalkavan niye yok? Bunun çok basit bir yanıtı var: Metin Kalkavan, görevde ol-duğu sürece, bir yandan işleri ve öte yandan oda faaliyetleriyle öyle meşgul ki; asistanına defalarca yaptığım ve bir türlü geri dönmeyen taleplerimin sayısı bir artsın istemedim. Fakat, samimi olarak söyleyebilirim ki, yapılacak seçimlerin galibi kim olursa olsun kazanan ‘deniz’ olacaktır. Çünkü, oda Türk denizciliğinin amiral gemisidir. Ve o geminin sağlıklı yüzmesi hepimizin yararınadır.

TEŞEKKÜRSizinle bir de gururumu paylaşmak istiyorum.

Denizci dostlarımız bizi öylesine özlemiş ki, ellerinde basılı bir meta olmamasına karşın, yal-nızca sözlerimize inanarak destek oldular. Biz de, bugün ve yayın hayatımız boyunca, o desteklerini boşa çıkarmayacağımıza söz veriyoruz.

Bir de hepsi birbirinden saygın, aşağıda isimleri ve görevleri yazılı genç yazar kadromuza ayrı ayrı teşekkür etmeliyim.

Kapt. Kubilay Ulucan (Amerikan Türk Ticaret Odası –ATCOM- Denizcilik Sektörü Başkanı)

Can Besev (İngiliz Ocean Intelligence şirke-tinde Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’dan Sorumlu Yönetici Analist)

Kapt. Sitem Ateş (Uzakyol Zabiti 5. Kaptan)Bahadır Tonguç (Brokerler Derneği Genel

Başkan Yardımcısı)Engin Koçak (ISTFIX - Istanbul Ar-Ge Bölümü

Yöneticisi)Allah selamet versin. Saygılarımla.

Hafta 7 günGökkuşağı 7 renkDünyanın 7 Harikası kabul görmüşSoyumuz 7 göbekDünyada varsayılır 7 kapıBüyük Ayı 7 yıldız’lıNota sayısı 7İslam dinine göre Kainat 7 safhada yaratıldıKabe’nin etrafı 7 kere tavaf edilir (dolaşılır)Manevi bilgeliğin rakamı yine 7Katoliklerde 7 sakrament esasYahudilerde Kutsal Samdan 7 MumluEski Yunan Uygarlığında 7 Akilli Adam varsayılmışMitolojide ise 7 esas Tanrı varsaymışlarMısır’da Güneş Tanrısı RA 7 ruhluTibet’te 7 BudaCin’de kutsal 7 element varmışFeng Shui’de iletişim sayısı 7Tamamlanmış olmak eşittir 7Afrikalıların Kwanza Bayramı 7 sembollüZulu süsleri 7 renkliEskimolarda Kar 7 isimliHürmüz bile 7 kocalıDinlenmek haftanın 7.günündeÇiçeklerden 7 veren gül7 Tepe üstünde Rio7 Tepe üstünde Roma7 Tepe üstünde İstanbul James Bond bile 007Yüzde 7 nokta (açık) var. (ağız, kulak 2, burun 2, göz 2)Dünyada var olmuş 7 kıtaDenizlerin figurativ sayısı 7Kızılderililere göre mevsimler 7 taneAvustralya yerlileri Aborjin ve Kulin’lere göre de mevsim 7 taneTüm Japonlarda rakamların en uğurlusu 7Tarot falında 7 zaferPamuk Prenses ve 7 cücelerGökyüzü 7 kat ....Denizcilerin okuduğu 7 deniz dergisi

Selçuk Onur

Editör

NEDEN 7 DENİZ?n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

n

Page 7: 7 Deniz Dergisi

7Ocak - Şubat 2013

Page 8: 7 Deniz Dergisi

8 Ocak - Şubat 2013

raştırma şirketi Alp-haliner’ın raporuna göre, 2012 yılının sonunda küresel

konteyner filosunun yüzde 5’i boşta, bu da rakamla-ra döküldüğünde 809 bin TEU kapasite ya da 297 gemi manasına geliyor. 2012 yılında, 3 bin TEU ile 5 bin TEU arasındaki gemilerin boşa çıkartılması arttı, 27’si taşıyıcı şirket kontrolünde 83 gemi boşa çıkarıldı. Alphaliner’ın raporunda, gemi kiralama-larının son derece geriledi-ğini açıklanırken,bu durumun aynı gemi-

lerin arka arkaya tekrar kiralanmasına da yol açtığı da belirtildi. Alphaliner’a göre, aynı gemilerin ye-niden kiralanması 3,000 TEU kapasiteli gemilerin sektörüne son derece sert bir etki yaptı. 2012 yılında ortalama kapasitesi 3,000 TEU olan toplam 33 gemi söküme gitti, söküme giden 33 geminin 8’i aralık ayında söküme gönderil-di. 2013 yılında bu sayının daha da artması bekleni-yor. Raporda, 2012 yılında söküme giden gemi sayısı 2009 yılındaki rekor seviye-lere ulaştı. n

a

Dünyada297297

gemi boşta

in’in Cosco Tersa-nesi tarafından inşa edilecek gemi, çevre dostu olarak lanse

edildi. Temiz Gökyüzü projesi kapsamında tasar-lanan geminin inşasında

Cosco, Golden Union ve Lloyd’s Register birlikte çalışacak. Gemide LNG yakıt siste-minin yanı sıra fuel oil ve dizel yakıt kullanmanın da mümkün olacağı açıklandı.

Proje yetkilileri artan yakıt fiyatları ve değişen kurallar karşısında böyle bir çalış-ma yapmaya yöneldikle-

rini ifade etti. nÇLNG yakıtlı tanker geliyor

mayıs’ta Süveyş’ten geçişler zamlı

Süveyş Kana-lı’nda mayıs ayından itibaren geçiş ücretlerin-

de zamlı tarife uygula-nacak. Süveyş Kanalı Yönetimi, kanaldan geçiş ücretlerinin 1 Ma-yıstan itibaren zam ala-cağını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, kargo gemileri, RO/RO ve yol-cu gemileri için kanal-dan geçiş ücreti yüzde 3 oranında zam alacak. Konteyner gemileri ve araç taşıyıcıları ise en az yüzde 2 oranında zam görecek. Limanın yeni fiyat çizelgesinde, ham petrol tanker-lerinin, petrol ürünü tankerlerinin, kimyasal ürün tankerlerinin ve diğer yakıt ürün tan-kerlerinin, LPG,LNG ve kuru yük gemilerinin kanaldan geçiş ücretleri yüzde 5 oranında zam alacak. n

s

Kısa Kısa

Page 9: 7 Deniz Dergisi

9Ocak - Şubat 2013

Page 10: 7 Deniz Dergisi

10 Ocak - Şubat 2013

Kanal İstanbul için ihale yolda

Marport, 3G ile hızlandı

Başbakan Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi ihalesinin yılın ilk çeyreğinde yapılması için hazırlıkların sürdüğü-nü bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen 10 yılda olduğu gibi, önümüzdeki 10 yılda da Türkiye’yi bir kez daha 3 kat büyüteceklerini belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti: “İşte bakın şimdi bu yıl 29 Ekim’de, Marmaray’ın açılışına hazırlanıyoruz. 2015’te, biraz daha güneyinde, çift katlı tüp geçidin denizin altından açılışı olacak. Yine aynı yıl yetiştir-meye çalışacağız, üçüncü köprüyü bitireceğiz. İstanbul kanalıyla ilgili, Kanal İstanbul Projesi’nin de hazır-lıkları yapılıyor. Onun da ihalesini inşallah yapacağız.” n

Türkiye’nin ilk ve en büyük özel konteyner limanı Marport, Turk-cell’le birlikte gerçekleştirdiği 3G altyapısı ve AR-GE çalışmaları sayesinde erişim hızını 2,5 kat artırdı. Dünya standartlarında liman işletmeciliği yapan Marport hizmetlerini geliştirmek amacıyla altyapı yatırımlarına devam ediyor. Bu doğrultuda Turkcell ile yaptığı işbirliğiyle liman içinde 3G hızında erişim sağlandı. Marport, bu yatı-rım ile limandaki işleyişin tamamını merkezden yönetebiliyor. Limanda, her biri dört adet reefer konteyneri izleyebilen 60 adet sabit cihaz ve 80 adet de mobil cihaz kullanılıyor. n

1973 yılında kurulan Uluslararası Deniz Ticareti ile İştigal Eden Kadınlar (WISTA) Derneği’nin Türki-

ye ayağında, ilk kadın denizci sivil toplum örgütü olması kapsamın-da Altın Yunus ödülü almaya hak kazandı. n

Ekol Lojistik, Ro-Ro seferlerine başladı

WISTA Türkiye’ye Altınyunus Ödülü

Avrupa’da ve Türkiye’de gerçekleştirdiği önemli yatırımlar ile adından söz ettiren Ekol, Ro-Ro seferleriyle bu yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Satın alma taahhüdü ile kiralanan ge-milerin isimleri HATCHE, PAQIZE ve QEZ-BAN olarak belirlendi. En son teknolojiye sahip, her biri 240 treyler kapasiteli modern Ro-Ro gemilerinin seferleri karşılıklı olarak haftanın üç günü Haydarpaşa-Trieste liman-ları arasında gerçekleşecek. n

Kısa Kısa

Page 11: 7 Deniz Dergisi

11Ocak - Şubat 2013

Page 12: 7 Deniz Dergisi

12 Ocak - Şubat 2013

Haliç’in iki yakası otobüsle bağlanacak

Haliç’in iki yakası Amfibi model (karada ve suda giden taşıt) otobüs ile bir birine bağlanacak. Karadan suya girerken tekerleklerini topla-yan ve gemi halini alan oto-büs, Ağustos ayında hizmete sunulacak. Şu an Hollan-da’nın Roterdam şehrinde kullanılan ve Amfibus olarak anılan taşıt ile Sütlüce’den Eyüp’e 5 dakikada geçile-bilecek. 15 kilometre sürat yapabilecek otobüs, Haliç’i 3-5 dakikada geçebiliyor. n

Küresel ekonomik kriz ile Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın 2006 yılında devreye girmesi, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçen gemi sayısının azalmasına neden oldu. Karadeniz ve Marmara denizlerini birbirine bağlayan 30 ki-lometre uzunluğundaki İstanbul Boğazı’ndan 2012 yılında 9 bin 27’si tanker olmak üzere 48 bin 329 gemi geçiş yaptı. n

Boğazın altına iki katlı otopark yapılacak

Boğazlardan geçen yıl yaklaşık 93 bin gemi geçti

Galataport’un yeni imar planla-rına göre de-nizde 10 metre eninde dolgu ala-nının açılması ve projenin altına 2 katlı otopark ya-pılması planlanı-yor. İstanbul Mo-dern Müzesi’nin yıkımının önünü açan plana karşı Mimarlar Odası dava hazırlığı yapıyor. 1200 metrelik sahil boyunca 10 metre eninde denize dolgu yapılmasına izin verilir-ken, rekreasyon alanlarının altına da 2 katlı otopark yapılabilecek. n

Galataport, Nisan’da ihaleye çıkıyor

Özelleştirme İdaresi Başkan-lığı’nın (ÖİB), bu hafta Gala-taport olarak bilinen İstanbul Karaköy kruvaziyer turizmine yönelik inşa projesinde özelleş-tirme ilanına çıkmasının beklen-diği, tekliflerin Nisan sonunda alınacağı belirtildi. Proje kapsa-mında, Karaköy’den Tophane’ye kadar olan 1,200 metrelik sahil şeridi ve yaklaşık 100,000 metre-karelik alanda alışveriş merkez-leri, oteller ve liman yapım-işle-timi gerçekleştirilecek. n

Kısa Kısa

Page 13: 7 Deniz Dergisi

13Ocak - Şubat 2013

AKYAPAK Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş.Akçalar Sanayi Bolgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TURKEY

+90 224 280 75 00www.akyapak.com.tr

[email protected]

Page 14: 7 Deniz Dergisi

14 Ocak - Şubat 2013

Akaryakıt dağıtım şirketleri 2011’de Tüpraş’tan 224 milyon liralık ÖTV’yi ödemeksizin de-niz motorini satın aldı. 2012’de ise bu tutar 498,3 milyon lira-ya çıktı. Bu veriler, akaryakıt şirketlerinin 2011’de yaklaşık 584 milyon, 2012’de ise yakla-şık 1,3 milyar liralık motorin çektiklerini ortaya koydu. Bu olağanüstü artış üzerine ha-rekete geçen EPDK ve Maliye Bakanlığı 3 firmanın toplam 46,5 milyon liralık ÖTV mah-subunu incelemeye aldı. So-nunda iki firmanın akaryakıt dağıtım izni iptal edilirken bir firma hakkındaki incelemenin devam ettiği öğrenildi. Aynı şekilde olağanüstü düzeyde ÖTV’siz yakıt çeken akaryakıt şirketlerine yönelik inceleme başlatıldı. Devletin sadece ge-çen yıl bu yolla uğradığı vergi kaybının 300-350 milyon lirayı bulduğu tahmin ediliyor. n

ÖTV’siz yakıtı karaya sattılar

True Luxury Explorer ve Leisure olmak üzere iki farklı seçeneği bulunan RMK 5000 tasarım projesi Hot Lab Yacht & Design tara-fından tasarlanıyor. Hot Lab Yacht & Design halen 43 metrelik kapsamlı bir yeniden dona-tım projesi için Koç Topluluğu’nun tersanesi RMK Marine bünyesindeki çalışmalarını sürdürüyor. n

RMK ve Hot Lab Yacht & Design güç birleştirdi

“Aztek Karidesi” Akdeniz’i çok sevdi

Batı Atlantik orijinli bir tür olan Aztek karidesinin Antalya Körfe-zi’nde hızla çoğaldığı belirtildi ve şu anda Akdeniz’in en iri türü olduğu bildirdi. Yaygın olarak Batı Atlan-tik’te görülmesi dolayısıyla “Aztek karidesi” anlamına gelen “Penaeus aztecus” olarak adlandırılan ve Ak-deniz’de ilk kez 2009 yılında rastla-nan karides türü, bölgede hızlı bir şekilde çoğalıyor. n

Kısa Kısa

Page 15: 7 Deniz Dergisi

15Ocak - Şubat 2013

Page 16: 7 Deniz Dergisi

16 Ocak - Şubat 2013

Yeni nesil şamandıra rüzgar değirmeni

Yeni nesil, yüzer rüzgar değirmenle-ri derin sularda da çalışıyor. İlk modeller Norveç açıklarında test ediliyor. Yüzen rüzgar değirmenleri-nin en gelişmiş mode-linin adı ise “Hywind”. Deniz yüzeyinin üzerinde pervaneli kule dikkat çekiyor. Geri kalan bölüm su yüzeyinin epeyce altında yüzüyor ve kaidesi ağır beton yük ile dolduruluyor. Bir nevi “hacıyatmaz” oyuncağı gibi; yani en ağır fırtınada dahi batmıyor. n

U.N Ro-Ro’nun taşımaların yönünü karadan denize kaydırmayı hedefleyen uygu-lamaları sürüyor. Buna göre, 1 Şu-bat 2013 itibariyle İstanbul-Trieste hattında Cumar-tesi uygulanan 100 EURO hafta sonu ek navlunu kaldırıldı. U.N Ro-Ro hatlarında gerçekleştirilen ünite sayısını aşan ünitelere gidiş-dönüş için 300 EURO indi-rim uygulanacak. Rezervasyon kontenjan uygulaması devreye alındı. Özellikle Fransa ile Mersin hatlarında ve hafta sonu İtalya gemilerinde yaşanan rezervasyon ve yer sorunlarını, kredi kartlı müşterileri için ortadan kal-dıracak olan sistemin devreye alınması ile taşımalarda yer sorunu ve termin sorunu ortadan kalkacak. n

BUDO deniz otobüsü seferleri, 20 günde 10 bin yolcuya ulaştı. BUDO’nun 10 bininci yolcusunu Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe Mudan-ya İskelesi’nde çiçeklerle karşıladı.Bursa Büyükşe-hir Belediyesi tarafından Bursa - İstanbul ulaşımın sağlanması amacıyla başlatılan BUDO deniz otobüsü seferlerine ilgi artarken, 10 bininci yolcu olarak İstan-bul’dan gelen Esra Sevilay Su, Başkan Altepe tarafın-dan iskelede çiçekle karşılandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, ‘Halkın projesi’ olarak hayata geçirdikleri BUDO’ya Bursalı ve İstanbulluların sahip çıktığını belirterek, “Talepler doğrultusunda ek sefer-lerimizi devreye alıyoruz” dedi. n

U.N. RO-RO’dan cazip kampanyalar

10 bininci yolcu çiçeklerle karşılandı

Kısa Kısa

Page 17: 7 Deniz Dergisi

17Ocak - Şubat 2013

Aklın yolu İdo’dan,avantajlı yolculuk fırsatı

sosyal ağlardan geçer!

Hepsi ve daha fazlası için Türkiye’nin yeni ulaşım sitesi

ido.com.tr

/idokurumsal

/idokurumsal

/idokurumsal

/idokurumsal

/idokurumsal

Page 18: 7 Deniz Dergisi

18 Ocak - Şubat 2013

Şehiriçi-şehirdışı tüm hatlarda ucuz bilet kam-panyasıyla yeni yıla başla-yan İDO, 7 Ocak –31 Mart 2013 tarihleri arasında tüm hatlarda 156 bin yolcuyu ve 27 bin aracı indirimli taşıyacak.

İDO Genel Müdürü Ah-met Paksoy, kampanyaların tüm bir yıla yayılacağını be-lirterek belirledikleri yeni ‘Her bütçeye uygun fiyat politikasıyla’ milyonlarca yolcuyu ağırlamayı hedefle-diklerini söyledi. Yolcuların beklentilerini çok iyi bil-diklerini kaydeden Paksoy şöyle konuştu: “Yolcula-rımızın alışkanlıklarını ve şikayetlerini de biliyoruz. 2011’e kadar hangi fiyat ve hizmet politikasını benim-sediysek, bugün de aynısını uygulayacağız.”

Kampanya kapsamında Pendik-Yalova ekonomi sınıfı yolcular için 5 TL, araçlar için 15 TL’lik; Yenikapı-Yalova ekono-mi sınıfı yolcular için 5

TL, araçlar için 24 TL’lik; Yenikapı-Bandırma eko-nomi sınıfı yolcular için 19 TL, araçlar için 74 TL’lik; Yenikapı-Bursa ekonomi sınıfı yolcular için 9 TL, araçlar için 49 TL’lik özel

fiyatlar belirlendi. Ayrıca bu kontenjanların dolması durumunda, yine standart fiyatların daha altından aynı miktarda başka düşük seviyeli fiyatlar da kampan-yaya dahil edildi. n

156 bin yolcu ucuza taşınacak

156 binyolcu ve

27 bin araç indirimli

taşınacak

Aliağa limanlarına 5 bin 221 gemi yanaştı

Aliağa Liman Başkanlığı verilerinden derle-nen bilgilere göre 2011 yılında 4 bin 888 ticari geminin yanaştığı Aliağa limanlarına geçen yıl 323 artışla 5 bin 221 gemi yanaştı, gemi-lerdeki 40 milyon 320 bin ton yük elleçlendi. Bu rakamla Aliağa, ticari amaçlı gemi sayısı bakımından Kocaeli ve İstanbul Ambarlı’dan sonra Türkiye kıyı şeridinde en fazla gemi ya-naşan 3. bölge oldu. 2012 yılında Kocaeli’deki limanlara 10 bin 664 gemi, İstanbul Ambarlı limanına 5 bin 526 gemi yanaştı. Sıralamada 4. sırada yer alan Mersin Limanı ise 4 bin 946 gemi ile 4. sırada, 3 bin 568 gemi ile İskende-run Limanı ise 5. sırada yer aldı. n

Kısa Kısa

Page 19: 7 Deniz Dergisi

19Ocak - Şubat 2013

Page 20: 7 Deniz Dergisi

20 Ocak - Şubat 2013

Seanergy Maritime Holding geçtiğimiz günler-de iştiraki şirketi Capital Shipping Limited “MCS” ye ait olan dört şirketi birden sattı. Satılan dört iştiraki şirket, Handysi-ze kuru yük gemileri M/V Fiesta, M/V Pacific Fantasy, M/V Pacific Fighter ve M/V Clipper Freeway’in sahibi. 29 Ocak 2013 tarihi itibari ile, satışın karşılığı olarak şirketin 30,3 milyon dolarlık

borcu silindi. İştiraki şirketlerin satılmasıyla birlikte, şirketin şu anki filosu, iki Panamax, iki Supramax ve dört Handysize olmak üzere sekiz kuru yük gemisinden oluşmakta. n

Fransa’nın güneyinde La Ciotat şehrin-de bir limanda bakıma alınan Planetso-lar isimli gemi, diğer araştırma gemile-rinden oldukça farklı. Güneş enerjisiyle dünya turu gerçekleştiren ilk gemi olan 30 metre uzunluğundaki Planetsolar, 500 metrekare büyüklüğünde güneş paneli-ne sahip. İlk dünya turunu tamamlayan gemi, bu limanda önündeki yeni macera-lara hazırlanıyor. n

Çinliler bir ilki denediler, betondan gemi yaptılar. Betondan inşa ettikleri gemiyi yüzdüremeyeceklerini anlayınca karada çürüttüler. Şimdi ise o gemi tamamen kaldırılıyor. Çelik sıkıntısı sebebiyle dönemin yöneticileri tarafından yaptırılan 3 bin tonluk dev gemi, daha son-ra işletme maliyetlerinin çok fazla olacağı gerekçesiyle karada bırakılmış. Gu Tian ismindeki geminin karada tutulmasıyla Fuzhou şehrine turist getirmesi planlanır-ken, dev yapı ancak evsizlere barınak olabilmiş. n

Seanergy borç ödemek için şirket sattı

Güneş enerjisi ile çalışan araştırma gemisi

Çinliler’in betondan gemisi

eski yöneticisi tutuklandıSea Star Line’ın

Amerikan Adalet Ba-kanlığı, Florida merkezli navlun taşıma şirketi Sea Star Line’ın eski yönetcisi Frank Pea-ke’in, Amerika Birleşik Devletleri ve Porto Riko arasındaki navlun taşı-masında fiyat sabitleme ve zam hareketleriyle oynama komplosuna suç ortaklığından Porto Riko’da bulunan Fede-ral Mahkeme tarafından iki haftadır süre gelen bir dava sonucunda suçlu bulun-duğunu açıkladı. n

HAYALLERİNİZİ

Kısa Kısa

Page 21: 7 Deniz Dergisi

21Ocak - Şubat 2013Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh San. Sit A Blok No:3 Tuzla - İSTANBUL / TÜRKİYE

Telefon: (+90 216) 395 29 30 - (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48E-Posta: [email protected] - www.huzuryat.com.tr

HAYALLERİNİZİGERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Huzur Yat

Page 22: 7 Deniz Dergisi

22 Ocak - Şubat 2013

Cemre Tersanesi geçtiğimiz günlerde Norveç merkezli Se-aworks grup tarafından teslim alınan iki gemilik serinin ikin-cisi HELENE H adlı kuruyük gemisini suya indirdi. Cemre Tersanesi tarafından yapılan açıklamada, Norveç merkezli NSK Nordnorsk Skipkonsult tarafından tasarlanan iki gemilik anlaşmanın 25 Mayıs 2011 tarihinde imzalandığı ifade edilirken, sözleşmenin değeri açıklanmadı. 68 met-

re uzunluğa sahip olan ikiz yük gemilerinin, 12 metre genişliği bulunuyor. Dikmeler arası uzunluğu 62 metre olan gemilerin en yüksek noktasından derinliği ise yaklaşık 7 metre. n

Amerika Birleşik Devlet-leri’nden yazılarıyla bize katkıda bulunan Kaptan Kubilay Ulucan, 12 Aralık 2012’de Fatoş Sarıca ile ha-yatlarını birleştirdi.

Fatoş Hanım’a ve Kubilay Kaptan’a ömür boyu mutlu-luklar diler, Sarıca ve Ulucan ailelerini tebrik ederiz. n

Danimarkalı Orskov Christen-sen tersanesinde 1993 yılında Merette ismiyle suya indirilen, gemi “CS STAR” Arkas’a 2,1 milyon dolara satıldı. Geminin satılmadan önceki işletmecisi, Danimarka merkezli Dania Ma-rine, armatörü ise Danimarkalı Finansman K/S Habro-Mølleå. n

Cemre Tersanesi Helene H’yi suyla buluşturdu

7 DENİZ’in mutlu günü

CS Star, 2.1 milyon dolara Arkas’ın

Densa Denizcilik’ten 1 milyar $’lık yatırım

Ömer Sabancı ve Demet Saban-cı Çetindoğan kardeşler de düşen gemi fiyatlarını fırsat bilip 2008 yı-lında kurdukları Densa Denizcilik şirketi ile Uzakdoğu’daki tersane-lere verdikleri gemi siparişlerinde 1 milyar dolar değerinde 21 gemi filosuna ulaştı. Densa Denizcilik şirketinin yönetim kurulu üyeliği-ni Ömer Sabancı’nın 25 yaşındaki oğlu Hacı Sabancı yürütüyor. n

Satır başlarıyla CS STAR:

Uzunluk: 149 metreGenişlik: 22 metre

Draft: 6 metreBayrak: Britanya

Ağırlık: 10,546 GRT 12,184 DWT

Kısa Kısa

Page 23: 7 Deniz Dergisi

23Ocak - Şubat 2013

Delfin Denizcilik San. Tic. Ltd. Şti.Rafet Paşa Mah 5038 Sk No:15/A Çamdibi - İZMİRTelefon : 0(232) 462 61 74 - 435 07 83 [email protected]

Delfi n Su yapıcılar, 2007’den bu yana türkiye ve dünya genelinde bir çok müşteriye hizmet vermektedir. Delfi n Denizcilik olarak

amacımız, deniz suyuna erişimi olan herkesin su yapıcının sunduğu imkan ve kolaylıktan faydalanmasını sağlamak. Bu amaçla, cihazlarımız dayanıklı, güvenilir, kullanışlı ve

uygun fi yatlarda olmaları hedefl enerek üretilmektedir. Satış sonrası hizmetlerimiz ve yedek parça imkanlarımızla sattığımız

cihazların daima arkasındayız.

2 YIL GARANTİ

Uygun fiyat garantisi

Saatte 30 litreden 700 litreye kadardenizde ihtiyacınız olan tüm tatlı su

Bol yedek parça ve Türkiye’nin her yerine servis imkanı

Page 24: 7 Deniz Dergisi

24 Ocak - Şubat 2013

Marine OtOMasyOn sisteMleri ltd. Şti.Evliya Çelebi Mah. Rauf Orbay Cad. Ak İş Merkezi No:41/B

Tuzla - 34944 - İstanbulTel : +90 (0216) 447 12 90, 446 38 01 Fax: +90 (0216) 447 12 91

www.m-o-s.com.tr

Page 25: 7 Deniz Dergisi

25Ocak - Şubat 2013

Marine OtOMasyOn sisteMleri ltd. Şti.Evliya Çelebi Mah. Rauf Orbay Cad. Ak İş Merkezi No:41/B

Tuzla - 34944 - İstanbulTel : +90 (0216) 447 12 90, 446 38 01 Fax: +90 (0216) 447 12 91

www.m-o-s.com.tr

Page 26: 7 Deniz Dergisi

26 Ocak - Şubat 2013

“Sen bizim tanıdığımız Salih Kaptan değilsin”

İMEAK Deniz Ticaret

Odası Şubat ayı aylık ola-ğan toplantısına iki başkan adayının karşılıklı açıkla-maları damgasını vurdu. İlk olarak söz alan İMEAK DTO Başkanı Metin Kal-kavan, Başkan Adayı Salih Zeki Çakır’ın basında çıkan açıklamalarına yanıt verdi. Salih Zeki Çakır’a kendi-lerine bu seçimlerde rakip oldukları için teşekkür ederek başlayan Kalkavan, “Seçimlerde muhalefetin olması faydalıdır. Bizi ken-dimize getirdi ve bundan sonra bizde yaptıklarımızı anlatmak için daha çok çaba harcayacağız” dedi.

Deniz Ticaret Odası Seçimlerinde başkan adayı olan Salih Zeki Çakır’ın basında çıkan haberlerini göstererek DTO yönetimi-ni suçlayıcı açıklamalarda bulunduğuna tepki göste-ren Kalkavan, bu açık-lamalara yanıt verdi. Kalkavan, Salih Zeki Çakır’ın kendilerini, demokrat olma-makla, vizyonsuz olmakla, şeffaf olmamakla ve ko-miteleri ayarla-dığı gerekçesiyle hilekar olmakla suçladığını söyledi. Kalka-van “DTO’da

adalet yok diyorsun, hile yaptığımızı söylüyorsun. Demokratlık yok diyorsun. Ben senin bu sözleri söyle-diğine inanmıyorum. Eğer bu sözleri söylediysen bu sözlerin altına imzanı atar mısın?” diyerek Salih Zeki Çakır’a seslendi. Salih Zeki Çakır’ın ‘evet söyledim’ demesi üzerine Kalkavan ‘Sen bizim tanıdığımız Salih kaptan değilsin. Seni hiç tanıma-mışız” diye konuştu.

İnsan yapmadı-ğı şeylerin söylenme-sine üzülü-yor. Adalet yok demiş. Kendi de-yimiyle,

‘Adaleti temsil edecek bir oda yönetimi oluşturmak istiyoruz’. Bana her şeyi dersiniz ama adaletimiz-den şüphe edemezsiniz. Bu seçimleri 4 rauntluk bir boks maçı olarak değer-lendirin. Birinci raunt bugündür. Keyif alacak-sınız. Demokrat olacağız demişsiniz. Biz demokrat değiliz sanki? Hiç yanından geçmemişiz. Daha da üzü-

cüsü bizim vizyonumuz yokmuş. Vizyonsuz demişsiniz bize. Biraz Allah korkusu olsun. Biz 10 senedir hiçbir şey yapmamışız. Her şey kendiliğinden oluşmuş veya devlet yapmış. Bunlar o ka-

dar fazla ki tek tek ce-vap ver-

Mayıs ayında yapılacak seçimlerde DTO Başkanı Metin Kalkavan ve Başkan Adayı Salih Zeki Çakır, Şubat ayı aylık olağan toplantısında karşılıklı açıklamalarda bulunarak seçimlerin şimdiden ne kadar sıkı geçeceğinin sinyallerini verdiler.

Dosya

METİN KALKAVAN:

Page 27: 7 Deniz Dergisi

27Ocak - Şubat 2013

meye kalksam saatler alır. Hesap sorulabilen bir ya-pımız yokmuş. Bize hesap sorup da cevap alamayan var mı? Bir de şeffaflık ko-nusu var. Biz galiba birkaç tane katman kullanıyoruz o yüzden şeffaf değilmişiz. Bizim hiç kimseden sakla-dığımız bir şey yok. Hile-kar denmiş bir toplantıda ve Salih Zeki Çakır ona hilekar demeyelim de ince ayar diyelim demiş. Biz ne yapmışız da hilekar ol-muşuz onu anlamıyorum” ifadelerini kullandı.

“Hilekar olduğumuzu söylediler”Klasik seçim taktikleri

uygulamayacağız dediler ama hilekar olduğumuzu dahi söylediler diyen Kal-kavan, “Hilekar olduğu-muzdan kasıtları komite-leri ayarlamışız. Eskiden blok blok götürüp komi-telere koyarmışız. Evet koyardık. Neden koyduğu-muzu söyleyeyim, bu kadar insanı buraya toplamak için. Çıkaramazsınız bu ra-kamı. Bugün yapın 60 kişi çıkaramazsınız. Ama mec-lise fazla insan getirelim diye komitelerden böldük parçaladık meclise fazla in-

san getirelim diye koyduk. Bize bir firma başvurdu-ğu zaman çok belli başlı bir iş yapmıyorsa, o bile 3-5 komiteye uyar. Devlet karar vermiş. Uluslararası kodlamayla eşit olsun diye NACE kodlaması diye bir şey yapmış. Bunun içinde, Gümrük Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Nüfus İdaresi, TUİK, TOBB mec-lisi var. Oturup çalışıyorlar ve bu kodlamayı yapıyorlar. Burada görev verilmiş olan Odalar Birliği bizim bütün üyelerimize bildiri yapıyor. ‘Ey firmalarım yeriniz yan-lışsa buna itiraz edin’ diye. Bulamadıkları firmalara özel olarak ulaşıyorlar ve sonunda 26 ulusal gazeteye ilan veriyorlar bu konuda. Bunu görüp de itiraz edip gidip kendisini düzelten firmalar var. Belli firma-lar yapmamışsa bizim bir hatamız yok. İtiraz edip itirazı kabul edilmemişse benim suçum ne burada? Benim müdahil olduğum bir durum yok bu konu-da. Salih Kaptan diyor ki; ‘Benim 8 firmam var 8 farklı komiteye konmuş’. Ben niye böyle bir şey yapayım? Git bir komi-tede uğraş niye o kadar

yayalım ki? Gerçekten bizi tanımamışsınız, bizde sizi tanımamışız. Bizden böyle şüphe etmek bir seçim için değmez” açıklamasında bulundu.

“Koster filosunu yaparsanız tebrik ederiz”Konuşmasına devam

eden Kalkavan, “Projeleri-niz ne diye soruluyor, cevap yok. 35 proje var deniyor bekliyoruz bizde. Koster projesine sahip çıkmayın. Koster projesi varken siz neredeydiniz. 57’inci hü-kümetin 2002 yılının mali bütçesinde 200 milyar ola-rak koyduğunu biliyoruz. Hepimiz uğraştık ama o para kullanılamadı. Koster filosu sizindir. Hayırlı ol-sun. Buyurun yapın. Yapar-sanız tebrik ederiz. Koster filosunda toplantılara katıl-makla proje sahibi olundu-ğunu ilk defa görüyorum. Biz bunu en son devlete ve GİSBİR’e bıraktık. Biz en başından beri, 10-12 sene, bu konunun içinde olduk. Ama proje sizinmiş buyu-run hayırlı olsun. Bakalım ne yapacaksınız. Ama sizin söylediğiniz yöntemle ol-maz. Koster projesi teşvik primi olmadan olmaz.

Dosya

s

Page 28: 7 Deniz Dergisi

28 Ocak - Şubat 2013

Anahtar teşvik priminde-dir” ifadesini dile getirdi.

“Biz yaptık siz hayal edemezsiniz”Bizim 10 yılda yaptıkla-

rımızı 10 sene oturup dü-şünseniz hayal etmeniz bile mümkün değil diyen Kalkavan, “Oturun düşü-nün istediğiniz kadroyu kurun. Kadronuzu da göremedim zaten. Ama bizim kadromuz hazır. Biz bir zümreye çalışıyor-muşuz. Biz hiçbir züm-renin adamı olmayacağız demişsiniz. İçinde deniz lafı geçen her şeye bizim sahip olmamız lazım. Biz söylüyorduk, burası armatörlerin yeri değil sadece. Biz laf üretmişiz çözüm üretmemişiz. Bu kadar uğraşıp çalışıp bu kadar götürdüğün yerde devlet kabul etmemişse biz ne yapabiliriz. Doğru kanaldan gitmemişsiniz diyebilirsiniz. Buyurun siz gidin. Sayın Bakan Yıldırım’a da yakınsınız. Hadi gidin belli şeyleri halledin. Deniz bütün olayıdır. Bir tavada olmak ayrı ama hepimiz bir gemideyiz. Bizim ikti-darımız için bir zümreyi kolladı, ayrım yapıldı demek günahtır” şeklin-de konuştu.

“Yaptıklarımız 20 dakikada anlatmaya çalışıyoruz”Kalkavan, “Herkese ula-

şamadınız dediniz. Nasıl ulaşalım? İşte burada gördünüz yaptıklarımızı. 20 dakikada anlatmaya çalıştık. Bu konuşmayı 2 saate çıkartayım, burada kimseyi bulamazsınız. Biz size odalarda yaptığımız kavgalarımı anlatalım. Benim hayatımın büyük bir bölümü temsilde geçiyor. O bir yeri doldur-mak, bir kurumun orada olması bile ne kadar önemli bilemezsiniz. Eğer her hangi birisi size gelip

para vereceğini, bütün sorunlarınızı çözeceğini söylüyorsa, böyle bir dün-ya yok maalesef. Yapılabi-lecekler belli yapılamaya-caklar belli” diye anlattı.

“Her şey seçim değil”Seçim konusunda

önemli olanın ilişkilerin zedelenmemesi diyen Kalkavan, “Her şey seçim değil. Bir de seçim sonra-sı var. Ben size saygısızlık ettim mi? Ben size böyle cümleler kullandım mı? Hiçbir basın mensubuna böyle açıklamalar yaptım mı? Hepsi geldi, hayırlı olsun dedim. Aday olmak herkesin demokratik hakkıdır. Ama benden günah gitti. Sen 1 ay bo-yunca konuşacaksın ben buradan 1 saatte cevap vereceğim. Buradaki belli şeylere cevap veririm. En önemlisi eğitim. Bu konu-da da cevap veririm. Ben niye aday oldum ona da cevap veririm. Gerçekten hepimiz için inanılmaz bir performans gösterdik son yıllarda. Biz deniz-de hiçbir zaman ayrım yapmadık. Büyük, küçük, farklı alan diye bir ayrım yapmadık. Biz kişilerle uğraşmadık. Biz herkesi temsil ediyoruz” dedi.

“seçmenler Oda’mızı tanısınlar”Salih Zeki Çakır’ın

seçimde oy kullanmak için DTO salonunun yetersiz olduğu konusun-daki açıklamalarına yanıt veren Kalkavan, “Genel seçimlerde oylarımızı okulların sınıflarında veriyoruz. Bir sadıkta 300 kişi oy veriyor. Rahatça oy kullanıyor. Bizim de amacımız üyelerimiz oda-mıza gelsinler, görsünler, dolaşsınlar, tanısınlar istiyoruz. Seçimde yer açısından bir sıkıntı yaşa-yacağımızı sanmıyorum” şeklinde konuştu. n

“Ben olsam DTO’nun imkanlarını kullanırım”

“yeniaday

1-0geridenbaşlar”

Meclis Başkanı’ndan Salih Zeki Çakır’a

acı gönderme:

Metin Kalkavan’ın konuşması sıra-sında, Salih Zeki Çakır’ın ‘DTO’nun imkanlarını kullanıyorsunuz’ açıklamalarına yanıt verirken konuşma-ya dahil olan DTO Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, Başkan Adayı Salih Zeki Çakır ve Erkan Dereli’ye hitaben, “Bugün partiler, dernekler ve oda yönetimleri dahil çalışmalarını nerede yapar? Süleyman Demirel genel başkanlığını ilan ettiği zaman genel merkezden dışarı mı çıktı? Aday olanlar dışarı çıkmaz mı? İTO Başkanı Murat Yalçıntaş tekrar aday oldu. O da mı çalışmalarını dışarı-dan yürütüyor? Yani bunu biliyorsunuz. Başkan onu demek istiyor. Ben buradan onları söylemek istemiyorum. Çünkü ben istemiyorum kırıcı olayım. Sinir-leniyorum, üzülüyo-rum. Kendi adıma konuşayım, Valla-hide Billahi de ben iktidar olsam, ben Metin Kalkavan’ın yerinde olsam çok daha iyi kullanırdım bu durumu. Hakkım çünkü. Maalesef başkanlığa yeni aday olan 1-0 geride başlar. Onun için çok çalışın dedik. 2 ay müsaade ettik” şeklinde konuştu.

KAPTANOĞLU:

Dosya

Page 29: 7 Deniz Dergisi

29Ocak - Şubat 2013

Evliya Çelebi Mah. Rauf Orbay Cad. Yasemin Sok. No:10 - Kat 2 Daire 1 İçmeler / TuzlaTelefon: 0216 395 22 35 - 446 01 75 - Fax: 0216 446 01 75 - [email protected]

www.korkmazyat.com

Geçmişten bu yana süregelen ve gelişmekte olan portföyümüz ve ilkelerimiz doğrultusunda sunduğumuz “kalite”,

çalışmalarımızın ciddiyeti ve öneminin en güçlü kanıtıdır.

Page 30: 7 Deniz Dergisi

30 Ocak - Şubat 2013

Seçimler içinne dediler?

CenGiz Kaptanoğlu

Biz bu odayı kolay kurmadık. Birlikte hareket etmemiz ge-rekiyor. Her şey odanın menfaati ve

sektörün geleceği içindir. Tam demokratik güzel bir yarış olsun. Bu rekabet fevkalade de heyecan getirir. Biz aynı göreve talip olduk, durmak yok yola devam felsefesiyle, biz devam kararı aldık. Çalışan kazansın. Üyeleri-mizin takdirine kalmıştır. Birliği, beraberliği bozma-dan hareket edilmesini ve kimseyi üzmeden sonuca varılmasını bekliyoruz. Sonuç ne olursa olsun, bu sonucun tüm denizcilik camiasına, denizcilik aile-sine ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.

FaruK ÜrKmezÖnümüz-

deki seçim-lerde yarışın kızıştığını görmek hoşuma gidiyor. Zevk alıyorum. Demokra-

sinin getirdiği sonuçlar bunlar. Yarış devam ede-cek ve bir tanesi kazana-cak. Ancak duyumlarım, edindiğim bilgiler denizci-lik sektörüne yaraşan bir yarışma olsun. Yarışmada tarafların mutlak taraftarı vardır. Herkes taraftır. Ancak kimse kimsenin belden aşağısına vurmaya teşebbüs etmesin. Bura-sı denizcilik sektörünün

çatısı. Bu çatının idaresini kazanabil-mek için etik kurallara uyulması en büyük temennimdir. Her iki arkadaşıma da başarı-lar diliyorum.

Halim meteSayın

Çakır Beyin yapacağı konuşma DTOya yön verici olmalı, birleştirici ve yapıcı olmalı. Birlikte ça-

lışacağımız başka yerlere gitmeyeceğimiz bir seçim olmasını diliyorum. Kim kazanırsa kazansın sonuç-ta birbirimizin yüzüne ba-kacağız. O yüzden seçim sonrasında birbirimizin yüzüne bakamayacak du-ruma gelmeyelim. Seçim-lere kadar da en ufak bir tatsızlık olmamasını diler her iki adaya da başarılar dilerim.

mustaFa Ünar

Gelişmek-te olan bir sektörün katılımıyla gerçekle-şecek bu seçimlerde, seçilecek kadronun

ve yönetimin hem ülke ekonomisine katkıda bulunacağını, hem de ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil edeceğini düşünüyorum. Yeni yönetimden sektö-rün sorunlarının çözümü için çalışmalarına devam etmelerini bekliyorum.

murat Kıran “Deniz Ti-

caret Odası seçimleri denizcilik sektörünün geleceğini çok yakın-dan ilgilen-dirmektedir.

Sektörün çatı örgütü ola-rak bugüne kadar faaliyet-lerini başarı ile sürdüren odamızın geleceğini be-lirleyecek olan bu seçim-lerin uygar ve yapıcı bir ortamda gerçekleşmesi en büyük dileğimdir. Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği GİSBİR’in çoğul-cu ve katılımcı anlayışı benimsediğini bugüne kadar değişik platformlar-da birçok kez ifade ettim. Deniz Ticaret Odamızın seçimlerine de bu anlayı-şın yansıyacağına ve de-nizcilik sektörü mensupla-rının odamızın geleceğine sahip çıkacağına inancım tamdır. Sonuç ne olursa olsun, bu seçimin kaybe-deni olmayacak, kazananı ise ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri olan, mensubu olmaktan gurur duyduğum denizcilik sek-törümüz olacaktır.” n

Dosya

Page 31: 7 Deniz Dergisi

31Ocak - Şubat 2013

Page 32: 7 Deniz Dergisi

32 Ocak - Şubat 2013

izmir DtO’da ‘Değiştirmeye’ talipler

İMEAK Deniz Tica-

ret Odası İzmir Şubesi, genç denizcilerle değişime hazırlanıyor. ‘Şimdi hizmet için eyleme geçme zama-nı’ ve ‘Yeni bir başlangıca hazır mısınız?’ sloganla-rıyla adaylıklarını açık-layan grup, denizin tüm paydaşlarını kucaklamak üzere yola çıktı. DTO İzmir Şubesi, merkez seçimlerin-den önce gerçekleştirilecek seçime odaklandı. Tamamı çeşitli denizcilik fakülte-lerinden mezun 5 yönetim kurulu adayı ile basının karşısına çıkan DTO Yö-netim Kurulu Üyesi Yusuf Öztürk’ün başkanlığındaki grup, “Biz sadece deni-zin bir bölümünü değil, denizde iş yapan herkesi kucaklamaya geliyoruz. Tüm denizcilik paydaşları-na bir odalarının olduğunu

anımsatıp, onları odalarıyla yeniden barıştırmak isti-yoruz. Gönüllülük esasına dayalı bir sistemin gelmesi-ni sağlayacağız. Hedefimiz, tüm üyelerin sorunlarını

anlatabileceği samimi bir ortam yaratmak. Bundan böyle denizcilik eğitimi veren tüm kurumlarla dirsek temasında olacağız. Danışma kurulları ve çalış-ma kurulları oluşturacağız. Sosyal iletişimi artırmak uğruna organizasyonlar yapacağız. Bir hikayemiz olsun diye geliyoruz” diye konuştular. Geza Dologh ile Meclis Başkanlığı konu-sunda daha önce görüştük-lerini ifade eden Öztürk: “Ama Anayasa Mahke-mesi’nin ardından fikir değiştirdi. Geza Dologh’u yeniden başkan adayı olarak göreceğiz. Yeni Asır’da çıkan beyanatında da, icazet alacağını ve bu icazetin ardından kararını açıklayacağını söylemişti. Ancak biz, ne olursa olsun yolumuza devam edeceğiz” dedi. n

Yusuf OztürK Martı Link Konteyner Hizmetleri Ltd.

9 Eylül Denizcilik fakültesi

Kaptan savaş Ercan Msc Gemi acenteliği a.s.İtü Denizcilik fakültesi

Kaptan MİHrİ ÇELİK MMs Denizcilik Ltd.

İtü Denizcilik fakültesi

KEnan YaLavaÇ armada Gemi acenteliği Ltd.9 Eylül Denizcilik fakültesi

Kaptan Murat YıLMazEL uzmar uzmanlar Denizcilik a.ş

İtü Denizcilik fakültesi

YUSUF ÖZTÜRK’ÜN LİSTESİ

Dosya

Page 33: 7 Deniz Dergisi

33Ocak - Şubat 2013

Page 34: 7 Deniz Dergisi

34 Ocak - Şubat 2013

Page 35: 7 Deniz Dergisi

35Ocak - Şubat 2013

Page 36: 7 Deniz Dergisi

36 Ocak - Şubat 2013

DTO Başkan Adayı Salih Zeki Çakır, seçim süresince kendisinin ve grubunun uymayı taahhüt ettiği konuları on madde ile açıkladı. Salih Zeki Çakır’ın söz verdiği konular arasında maddi ve ahlaki, davranış tarzı ile şeffaflığı ilgilendiren konular yer alıyor.

İşte “DTO DEĞİŞİM GRUBU” adına Salih Zeki Çakır’ın söz verdiği ilkeler:1. Deniz Ticaret Odası merkez, şube ve temsilciliklerine ait hiçbir nakdi, ayni ve insan kaynağı imkânını seçim için kullanmayacağız,2. Doğru olduğundan emin olmadığımız hiçbir bilgiyi kullanmayacağız, gündeme taşımayacağız,3. Üyelerimizi ayağımıza çağırmayacağız, onlara saygılı davranacağız, önerilerini her şartta dinleyeceğiz,4. Makam, mevki, maişet, vaat ve garantileriyle hiçbir üyeden destek talep etmeyeceğiz,5. Yapabileceklerimizi söyleyeceğiz, söylediklerimizi her şartta yapma gayretinde olacağız,6. Bölge, zümre, sınıf, okul, faaliyet alanı, siyaset kaynaklı ayrımcılıklara hiçbir şekilde pirim vermeyeceğiz, her tür ötekileştirmenin karşısında duracağız, 7. Seçim sürecinde bize destek veren – vermeyen arasında ayrım yapmayacağız, destek olma-yanlarla da sevgi ve saygı çerçevesinde ilişkimizi sürdüreceğiz,8. Aykırı görüşlere kaba ve yüksek sesle karşılık vermeyeceğiz, kimseye had bildirmeyeceğiz, üyelerimize surat ekşitmeyeceğiz, kimseyi çekiştirmeyeceğiz,9. En büyüğünden en küçüğüne kadar tüm üyelerimize düzenli bilgilendirmeler yapacağız, bildiklerimizi en hızlı biçimde onlara paylaşacağız,10. Aldatmayacağız, aldananlardan olmayacağız, kimsenin aldatılmasına rıza göstermeyeceğiz.

Salih Zeki Çakır’dan 10 maddelik SeÇim SöZü

Röportaj

Page 37: 7 Deniz Dergisi

37Ocak - Şubat 2013

Dto’yuDenizCininoDasıyapaCağız

Kapt. Salih Zeki Çakır, kapıları yalnızca armatöre değil, denizin tüm paydaşlarına açmak için göreve talip…

MEAK Deniz Ticaret Odası, 14 yıldır ilk kez, sonucu kestirile-meyen bir seçime daha hazır-lanıyor. Geleneklerin dışında kalıp, aday olduğunu aylarca önce açıklayan Kapt. Salih Zeki Çakır’ı sütunlarımıza konuk ettik.

İşte Kapt. Çakır’ın soruları-mıza yanıtları…

• Ben seçim öncesi yaptığım değerlendirmede sayın Metin Kalkavan’ın akademik geçmişi ve entelektüel birikimini öne çıkarır-ken, sizi es geçmişim, bunun için sizden özür dilerim. DtO Başkanlığı yetkinlik isteyen bir iştir. Yetkin-liğiniz konusunda ne söylersiniz?

i

Röportaj

s

RÖPORTAJ

SelçukONUR

Page 38: 7 Deniz Dergisi

38 Ocak - Şubat 2013

Okurlarımızın bilgilenmesi açı-sından soruyorum. sizin back roundunuzda neler var?

1975 yılında Yüksek Denizcilik Okulu Güverte Bölümü’ne girdim. Daha o yıllarda denizciliğin sorun-larıyla ilgilenmeye başla-dım. Gazete arşivlerinden araştırabilirsiniz. Mezun olduktan sonra, tekrar üniversite imtihanına girdim. İstanbul Üniversi-tesi Siyasal Bilgiler Fakül-tesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazandım. O yıllarda mecburi hizmetimi Deniz Nakliyat’ta yapıyor-dum. Deniz Nakliyat’ta sefere çıktığınızda izinler birikirdi. Örneğin 6 ay çalı-şırdınız, 3 ay izniniz olurdu. Böylece 4. sınıfa kadar geldim. YÖK’ün azizlikle-riyle de diploma alamadan ayrıldım.

1985 yılında gemi ya-şamının uzun süre sür-dürülemeyeceğine karar verip, karaya geçtim. Gemi kiralama bölümünde şef olarak işe başladım. 1986 yılında Oslo Denizcilik Akademisi’ne daha önce yaptığım müracaatım değerlendirmeye alınmış. Lisan seviye imtihanından da en iyi notu alıp, burslu olarak Norveç’e gittim. 1 yıl kadar deniz işletmeciliği okudum, diplomayı aldık-tan sonra yurda döndüm. Yeniden Deniz Nakliyat’ta şube müdürü olarak göreve başladım. Bu da 1988 yılına kadar sürdü. Mecburi hizmetim biter bitmez de ertesi gün Deniz Nakli-yat’tan ayrıldım. 35 bin lira maaş alıyordum. Fair Play yayınlarından deniz ticareti ile ilgili 70 bin liralık kitap ısmarladım. Kendim oku-duktan sonra da tercüme edip, çoğalttıktan sonra birçok insana dağıttım.

İsveç’teki Dünya De-

nizcilik Akademisi de, aralarında Türkiye’nin bulunduğu birçok ülkeye kontenjan ayırmıştı. Ama, ülkemizdeki denizcilik bürokrasisi, bu imkanı kullanmamızı engelliyordu. Zamanın Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy’u iyi tanıyan bir arkadaşım vasıtasıyla irtibata geçtim. İsveç’teki bu imkandan denizciler yararlandırılmıyordu, ya-rarlandırılsa da eşe dosta sunuluyordu. Durumu anlatarak, o kontenjan-lardan aralarında Cahit Paksoy, Suat Hayri Aka, İsmet Yılmaz gibi arkadaş-ların Malmö’ye gitmesi için altyapıyı hazırladım.

• İş yaşamınız ne zaman başladı?

1988’in sonlarına doğru piyasadaki boşluğu gö-rerek, birkaç ortakla ilk şirketimi İskenderun’da kurdum. Potansiyel gördü-ğüm gemi acenteliği işine girdim. Güney Afrika’dan Türkiye’ye kömür ithalatı serbest bırakılmıştı. Hava kirliliği hat safhadaydı. Güney Afrikalı firmayla irtibata geçtik. Kömürün İskenderun’a getirilip,

kamyonlarla yurda dağıtıl-masını sağladık.

• cemaate yakın olduğunuz, hükümetin adamı olduğunuz söyleniyor. siz, hükümetin adamı mısınız?

Kesinlikle değilim. Türk seçmeninin yarısının tercihiyle iktidara gelmiş bir hükümet var. Sadece, o tercih yapanlardan birisi de benim. Uzun yıllardır denizcilik sektöründe-yim. Birlikte çalıştığımız pek çok arkadaş da şu an bürokraside önemli nok-talarda bulunuyor. Bunu yalnızca bir avantaj olarak nitelendirmek gerekir.

Kendimce bir inancım var. Kastettiğiniz hiçbir cemaate karşı bir aidiye-tim yok. Bunu çok samimi olarak söylüyorum. Muha-fazakar bir yapım olduğu doğrudur. Ayrıca cemaatler de, Türkiye’nin bir gerçeği-dir. Cemaatin içinde olmayı tercih edenlere saygı du-yarım ama ben kesinlikle hiçbir cemaatin içinde değilim.

• İzmir şubesindeki seçimi de yakından takip ediyorum. Oradaki arkadaşlar tartışılması gereken bir işe imza atmışlar,

Page 39: 7 Deniz Dergisi

39Ocak - Şubat 2013

sadece başkan çıkıp ‘ben ada-yım’ dememiş, ‘kadrom da bu’ demiş. siz niye böyle yapmadı-nız. Bu yöntemi sağlıklı bulur musunuz?

Çalışmalara başladığı-mızda kendimi dahi öne çıkarma gayretimiz yoktu. Kişisel olarak da kenarda durmayı tercih ederim. Önde olmak insanı yıpra-tır. Çevremizle yaptığımız görüşmelerde, başka bir ismin öne çıkmaması konu-sunda karar birliğine var-dık. Bu bir hizmet yarışıdır, kadroları bir yere getirip, birilerine maiyet kazandır-mak için çalışma yapmı-yoruz. Yönetim Kurulu’nu önceden açıklamak birçok etkileme çabasını da bera-berinde getirirdi. Açıkla-madığımız halde şu anda bile öneriler alıyoruz. Bu iki kademeli bir seçimdir. Meclis üyelerine öncelikle kaliteli, ilgilenen, onlara zaman ayıracak, istekli bir liste oluşturma gayretinde-yiz. Bir çalışma grubuyla, komitelerden seçilecek meclis üyelerini belirleye-ceğiz. O meclis çoğunluğu da yönetimi seçecek. Üye-lerden seçtiğimiz kaliteli arkadaşlar da yönetimi oluşturacak. Daha önce-ki seçimler atama usulü yapıldığı için ilk kez böyle bir yöntem uygulanıyor. Tabi ki, yönetimde kimler görev alabilir diye bir takip durumumuz var.

• Odanın şu anki görünümün-de adaletli bir temsil olduğuna inanıyor musunuz?

Oda sadece armatörle-re tahsis edilmiş bir sivil toplum örgütü değil. Türk denizciliği ülkenin loko-motif sektörlerindendir. Literatürde ne kadar böyle görünmese de, bu durumu tescil ettirmek için çalış-malar yapacağız. Türk denizciliğinin lokomotifinin

de armatörlük olduğunun bilincindeyiz. Armatörlük tabi ki odada iyi bir şekilde temsil edilecek. Fakat çok doğal olarak üye olduğu için kendilerinin de temsil edilmesini hak gören ve sayısı ciddi oranlara ulaşan faaliyet alanları var. Bunla-rı da dikkate alacağız.

• Yanınızda hep Erkan De-reli’yi görüyorum. Meclis Baş-kanlığı için düşündüğünüz isim Erkan ağabey mi? Kafanızda bir meclis başkanı adayınız var mı?

Bir değil, birkaç kişi var. Bunu da istişarelerle çöze-ceğiz. Ama Erkan Ağabey, bu çalışmaya büyük kat-

KOSTER PROJESİNİ CANLANDIRACAĞIZ

• Yine o toplantıda tOBB Denizcilik sektör Meclisi Başkanı Erol Yücel, koster hakkında çok doğru noktalara temas etti. Koster, sizin de bayraktarlığını yürüttüğünüz bir proje. Kocaman bir açık var ve hala somut bir adım atılmış değil. Göreve gelirseniz, koster çalışmalarını hızlandıracak işler yapacak mısınız?

Bu projenin pek sahiplenilmediği doğrudur. Ama, bir gerçek de var ki, biz projeyi 2008’de gündeme getirdiğimizde kriz başlamıştı. Büyük tonajın sorunları daha ivedi olduğu için onlara çözüm bul-ma gayreti içine girildi. Bu doğal yönlendirmeye saygı duyuyorum. Yaptığımız çalışmada Türk sahipli koster filosunun bölgede çalışan gemilerin yüzde 30-35’ine sahip olduğu ortaya çıktı. Hava taşımacı-lığında THY, nasıl ‘dünyanın en’leri arasında gösteriliyorsa, koster filosunda da Türkiye bu konuma gelebilir. Şu anda yüzde 35’ler olan seviye de yüzde 29’lara düştü. Biz gereken adımları atmaz-sak, daha da gerileyecektir. Rusların da bizim önümüze geçmesi gündemde. Bu, çok taraflı bir proje. Gemi inşa sektörünü canlan-dıracak. Yeni mezunlara, işsizlere istihdam yaratılacak. Çünkü, 5 bin tonluk gemide 12 kişi çalıştırıyorsanız, bu 50 bin tonluk gemide en fazla 20 kişiye çıkar. Kosterde ciddi bir insan kaynağı var. Ana fikir bizden çıktı ama diğer arkadaşlara da haksızlık etmemek lazım. Alev Kaptan, dizaynda Bülent Şener, finansta Prof. Oral Erdoğan ile birlikte oluşturduğumuz çalışma grubuyla sorunu her platforma taşı-dık. En azından yüzde 15-20 özkaynak ayırabilmeliydik. Bu katılımı genişletecek olan da Oda’nın işin içinde olduğunu beyan etmesiydi ancak, bir türlü fiiliyata dönüşmedi. Bu modele de hissedar olması-nı ve armatörleri toparlama görevinin üstlenmesini beklerdik. Böy-lece proje de daha hüsn-ü kabul görürdü. Dizaynı hazır, modelleri, maketleri yapıldı. Arama konferansının sonuçlarının da değerlendiri-leceği söylendi ama bu da yapılmadı. Biz göreve gelirsek, en önemli çalışmalarımızdan biri de bu olacak.

Röportaj

s

Page 40: 7 Deniz Dergisi

40 Ocak - Şubat 2013

kılar sağlıyor. Çünkü, çok fazla sivil toplum örgütü tecrübesi var. 1999 yılında ilk başkaldırıyı yapan da o olmuş. O nedenle Erkan Ağabey’in yanımda durma-sını önemsiyorum.

• DtO yönetiminde YDO’lu-lara karşı bir ön yargı olduğu söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?

Genelleme yapmak doğru değil. Ama, birçok YDO’lu-nun küstürüldüğüne ben de şahit oldum. Sektörde uzun yıllardır çok fazla ön yargı oluştu. Yanlış anlaşılmalar var. Sektör gereksiz yere yorulmuş. Biz seçildiğimizde ön yargısız ve temiz bir sayfa açaca-

ğız. Şucu, bucu tartışması bitecek.

• Ocak ayı olağan meclis toplantısında bütçe açıklandı 46 milyon 320 bin lira. İyi bir rakam. Bunun yüzde 50’sinin piri reis üniversitesi’ne akta-rıldığı söylendi. sizin olası baş-kanlığınız durumunda bütçenin aslan payı yine piri reis’e mi aktarılacak?

Meclis’teki oylamada ben de vardım. Neticede bir eğitim işi. Eğitime katkı açısından oylandı. Çok açık net bir resim de yoktu. Sadece eğitime katkıda bulunmak için destekledik. Piri Reis Üniversitesi’nin sektör için gerekli oldu-ğuna inanıyorum. Ama Piri Reis, bir denizcilik üniversitesi değil. İçinde denizcilik fakültesi olan bir üniversite. Yani sektörün kaynaklarının aralarında diğer fakültelerin de bulun-duğu bir üniversitenin ta-mamına aktarılmasını doğ-ru bulmuyorum. Sektör, iyi organize edilirse, birkaç denizcilik üniversitesini dahi kaldıracak potansiyeli var. Kaynakların doğru kullanılıp kullanılmadığı tartışmalarını yönetime geldiğimizde gündeme ge-tirmeyi düşünüyoruz. Yani, meclis karar verir.

•Bir diğer önemli hedefiniz de, sanırım denizcilik sektörü-nün envanterini çıkarmak ola-cak. Bunu nasıl yapacaksınız?

Sektörün muğlak olan rakamlarını gün yüzüne çıkarıp, envanterini dökme kararlılığındayız. Veriler yönünde yapılacak bu ça-lışma, belli faaliyet grup-larını değil, denizin tüm birimlerini kapsayacak. Göz önünde olmayan pay-daşlarımızın da sektöre ka-zandırdığı önemli miktarlar var. Üniversitelerle, çalışma grupları oluşturarak kalem kalem ortaya koyup, sek-törün büyüklüğünü ölçe-

ceğiz. Hizmet alan, veren potansiyeli belirleyeceğiz. Devletin tüm kademele-rindeki çalışmalarda da bu büyüklüğümüzle yer alacağız.

• Denizcilerin bir süre önce geri alınan yıpranma payı hak-kını yeniden kazanabilmeleri için çalışmanız olacak mı?

Denizcilikteki tüm faa-liyetler insan faktörüyle yürütülür. Hem karada, hem de denizde mahrumi-yet çeken insanlara yönelik bir arama konferansı, ilk gündem maddelerimizden olacak. Çalışanı mutlu olmayan bir sektörün bü-yüme şansı yok.

• Çantanızda hükümete bu konuda götüreceğiniz somut bir çalışma ya da öneri var mı?

Çalışanlar üyemiz değil. Ama, onların sorunu hepi-mizi ilgilendiriyor. Odaya şirketler üye. O şirketler de çalışanlar üzerinden katma değer oluşturuyor. O insan-lar olmazsa işler yürümez. Bunlara çözüm aramamak bizim yapımızla da çelişen bir durumdur. Arama kon-feransında çıkacak çözüm önerileriyle Ankara’nın yolunu tutacağız.

• Deniz ticaret Odası’nda temsil edilen kadın sayısını ar-tıracağını söylüyorsunuz. Bunu nasıl yapacaksınız?

Sektörümüzde özellikle kara işletmelerindeki ba-yan çalışan oranı yüksek. Ama DTO’daki üyelikler ortaklar üzerinden ve yet-kilendirilmiş genel müdür-ler üzerinden temsil edilir. Bu da sınırlı sayıda kadın üyemizin olması sonucunu getiriyor. Üyelerimizden de özellikle bayan üye gön-dermelerini talep ediyoruz. Kaynak, ‘listelerde yer alırım alamam’ kaygısıyla da sınırlı. Kadınların daha ciddi çalıştıklarını, görev yaptığım birçok yerde tespit ettim. Devamlılık oranları daha iyi. Çeşitliliği sağlamakta yarar var. n

Röportaj

Page 41: 7 Deniz Dergisi

41Ocak - Şubat 2013

Page 42: 7 Deniz Dergisi

42 Ocak - Şubat 2013

Bu cihazı kullananlar yılda 5 bin euro tasarruf ediyor

Transbosphor Denizcilik’in Vega Savunma ve Denizde Güvenlik Teknolojileri firması ile birlikte ürettiği tamamı yerli bir pneumatic halat atar, 10 gemilik bir Fifioda yılda yaklaşık 5 Euro tasarruf sağlanıyor. Firma bu ürünüyle, gemilerde kullanılan pyrotechnic (ateşleme sistemiyle çalışan) ürünleri azaltmayı hedefliyor.

Haber

Page 43: 7 Deniz Dergisi

43Ocak - Şubat 2013

Ürettikleri halat atar cihazının tekrar tekrar kullanılabilmesi,

çevreye duyarlı olması ve fiyatının uygun olması, 10 gemilik filosu olan bir firmaya 5 yılda 25 bin Euro tasarruf sağlamaktadır di-yen Transbosphor Deniz-cilik Gemi Makine İşletme Mühendisi Yönetim Kuru-lu Üyesi Nuri Mert Can, bu rakamın da minimum ola-rak hesaplandığını söyledi. Can, “Eğer Batı Afrika’da ya da Brezilya’da yenile-mek zorunda kalsalardı bu rakam 50 bin Euro’ları aşacaktı. Bu ürün için 500 bin Euro’luk bütçe ile yola çıkılmış ve 650 bin Euro ile seri üretime 4 sene sonra geçilebilmiştir. Yatırımı sadece maddi açıdan almamalı, gerek yetişmiş personelin emekleri, gerek yetişmekte olan persone-limizin azmi bizi birçok gereksiz yatırım maliyetin-den kurtarmıştır. Kaptan Mustafa Can’ın öngörüleri sayesinde piyasaya uygun bir ürün üretilmekte bizim için riskleri azaltan bir fak-tör olmuştur” ifadelerinde bulundu.

Dolu tüp ile 7 atışNuri Mert Can, ürettik-

leri pneumatic (mekanik) halat atarın, 200 bar’lık bir yüksek basınçlı tüp, özel bir vana, regülatör, atış haznesi, tetik mekaniz-ması, namlu ve roketten oluştuğunu söyledi. Can, “Pneumatic halat atar, gemilerde bulunması gere-ken halat atar cihazların-da bulunan tüm özellikleri karşılayarak ve hatta daha fazla özelliği barındırarak tamamıyla kullanıcı dostu olarak ön plana çıkmakta. Pneumatic halat atar ile en az 4 atış, dolu bir tüp ile toplam 7 adet atış yapı-labilmekte. Tüp içerisinde bulunan hava bittikten

sonra tüp, yüksek basınç kompresörü ile yeniden normal hava ile doldurula-bilir. Özel olarak üretilmiş olan doldurma aparatı sa-yesinde roketler rahatlıkla doldurulabilir” ifadelerini kullandı.

“İş güvenliği açısından tercih edilmeli”Pneumatic halat atar

cihazının raf ömrünün sınırsız olduğunun altını çizen Can, cihazın 5 yılda bir veya 500 atıştan sonra bakımları yetkili servislere yaptırıldığı takdirde süre-siz olarak kullanılabilme özelliğine sahip olduğunu söyledi. Can, “Cihazın raf ömrü sınırsızdır. Vega,

üretmiş olduğu Pneumatic halat atar için Module B ve Module D belgelerini alarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Özellikle-riyle diğer pyrotechnic halat atarlardan ayrılan bu ürünlerin iş güvenliği ve işçi sağlığı bakımından daha fazla tercih edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Pyrotechniclerin azal-tılması için birçok Ar-Ge projesi geliştirdiklerini söyleyen Can, “İşaret fişeklerinin kullanımının pneumatic sistemler ara-cılığı ile yapılması bun-lardan birisidir. Portatif olarak kullanılabilen, daha az mesafelerde ihtiyaç du-

Haber

s

Page 44: 7 Deniz Dergisi

44 Ocak - Şubat 2013

yulabilecek farklı bir atış cihazı ile can kurtarma ürünlerini daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağ-lamak için çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu portatif ürün ile işaret fişeklerinin fırlatılması, can yelekle-rinin bu şekilde atılarak daha uzağa gönderilebil-mesi için de yeni ürünler geliştiriyoruz” diye anlattı.

“türkiye kazandıkça hepimiz kazanalım”Yerli proje geliştirmenin

zorluklarının yanı sıra, birçok insanın bu proje için fedakarlık yaparak bir adım atılmasını sağladığı-nı anlatan Nuri Mert Can, yaptıkları işin bu alanda atılmış küçük bir adım olduğunu, ancak umalım ki, hem bizi hem de başka-larını koşmaya teşvik etsin ve Türkiye kazandıkça hepimiz kazanalım dedi. Can, “Başka bir proje-mizse, halat atarın düşük güçle, standart manevra-lardaki el incesi transferini kolaylaştırmak için, servis havasıyla halat iletimini sağlayacak bir varyasyo-nunu geliştirmek. Ar-Ge çalışmaları tüm hızla sür-mekte. Şirket olarak, bir şirketin yürümesi için iki ayağa ihtiyacı olduğunun farkındayız. Biri üretimse bu ayakların, diğeri de AR-Ge’dir” diye anlattı.

“tüm ithal halat atarları üretmeye talibiz”Yerli üretici olarak Türki-

ye’nin bir yılda ithal ettiği 10 bin adet halat atarla-rının tümünü üretmeye talip olduklarını söyleyen Can, aynı zamanda ihraca-ta da başladıklarını ifade etti. Can, “Senelik satış hedeflerimiz birinci sene 5 bin adet ikinci sene 10 bin adet ve sonraki senelerde de 10 bin adet satış ve 5 sene sonrada senede 10 bin adet servis verme he-defimiz var. Escape sette ise çok daha iddialıyız senelik 30 bin adet satış rakamlarına ilk seneden ulaşacağız. El incesi atar-da ise senelik 2 bin adet sabit satış rakamlarına ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Nuri Mert Can, yaptık-ları pazar araştırmaları sonucunda karşılarına çıkan rakamların başta kendilerini şaşırtsa da, bu rakamların realitesinin, gerek son tüketicinin, gerekse aracıların bilgi-lendirilmesinden geçtiğini söyledi. Cani, “Bir yeniliği kabul etmenin zorluğunun farkındayız. Bir farkındalık yaratma amacımızı hiç kaybetmeyerek ve daima bu politikayla ilerleye-rek bu sayılara rahatça ulaşacağız” açıklamasında bulundu. n

KISACA TRANSBOSPHORtransbosphor Denizcilik, 50 yıldır denizcilik sektörün-

de hizmet veren, ana iş kolu gemi acenteliğinin yanı sıra, başka alanlara da yatırımlar yapmış bir firma. Gemi armatörlüğü, brokerlik ve savunma sanayi üreticisi ola-rak faaliyetlerini sürdüren transbosphor, bir aile şirketi olarak kendi işlerinin dışına da çıkarak farklı gruplarla ortaklıklar kurup ürün portföyünü genişletmiş durumda.

Haber

Page 45: 7 Deniz Dergisi

45Ocak - Şubat 2013

Page 46: 7 Deniz Dergisi

46 Ocak - Şubat 2013

Gullseye ile tüm liman kontrolünüzde olsun!

Tamamen Türk mühendislerinin geliştirdiği liman otomasyon sistemi ‘GullsEye’ (Martının Gözü), özellikle konteynere uygun, yerin kısıtlı olduğu bölgelerde yükleme ve tahliye operasyonunu yönetmek amacıyla geliştirilen, ihtiyaca uygun, güncel teknolojilerle donatılmış bir sistem

GullsEye Liman Otomasyon Sis-temi’nin üretici firması olan Soft-

Tech A.Ş. Genel Müdürü Levent Berkman, sistemin günümüz modern liman-larında verilen konteyner, Ro-Ro, genel yük, kapalı ambar hizmet süreçlerinin hızlı ve verimli yapılabil-mesini sağlayan bir oto-masyon çözümü olduğunu kaydetti. Berkman; müş-teri ilişkileri, planlama,

operasyon, ticaret bölüm-lerinden farklı kullanıcılara hizmet veren üründe, tüm birimlerin birbirleriyle en-tegre çalıştığını ve kullanıcı dostu ekranlar sayesinde işlerin daha hızlı gerçekleş-tiğini söyledi.

Berkman, “Liman sahala-rının büyüklüğü, personel sayısı, ekipman sayısı, gemi trafiği ve yük elleçleme boyutu düşünüldüğünde, limanda bir gün içinde yapılan insan ve makine

aktiviteleri binlerce sayıda olabilmekte ve yapılan işin organizasyonu gün geçtik-çe karmaşıklaşmaktadır. GullsEye Liman Otomas-yon Sistemiyle bu karma-şık ortamlarda, verimliliğin, müşteri memnuniyetinin ve denetlenebilirliğin ar-tırılması için çeşitli uygu-lamalarımız var” şeklinde konuştu.

Müşterilerini dinliyorGullsEye’da müşteri

Page 47: 7 Deniz Dergisi

47Ocak - Şubat 2013

isteklerinin kendileri için çok önemli olduğunu vur-gulayan Berkman, gelen isteklerin önce müşteri istekleri birimi tarafından ele alındığını ve gelen ta-leplerin sisteme girildikten sonra planlama ekibinin operasyon planlamasını yaptığını ve harekete ge-çildiğini ifade etti.

Berkman, “Operasyon birimleri operasyonu tamamlar, her ope-

rasyon sonunda sistem tahakkukları otomatik oluşturulur. Ticaret perso-neli oluşan tahakkukları faturaya çevirir. Sistem gerçekleşen operasyonlar ile ilgili zengin raporlama imkanı sunar” açıklamasını yaptı.

Levent Berkman, “Gull-sEye sistemi, 3D Tasarım bileşeni ile limanda bulu-nan RTG, Stacker, Reefer, OOG sahaları, kapılar, kantar, rıhtım gibi liman bileşenlerinin ölçekli çizim-lerinin uygulama üzerin-den gerçekleştirilebilmek-tedir. Bu sayede limana ilk kurulum aşamasında liman bileşenlerinin sisteme tanıtılması aşamasında ya-zılım değişikliğine ihtiyaç bulunmamakta, uygulama üzerinden tüm bileşenler oluşturulabilmektedir” ifadelerini dile getirdi.

3D ile limandaki tüm hareketleri izliyor3D izleme bileşeni ile

limanın o anki durumunu, saha doluluk oranlarını, ekipmanların yerlerini, ekipmanların üzerindeki konteynerleri, rıhtımda bulunan gemileri ve anlık yükleme/tahliye sayılarını izleme imkanı bulundu-ğunu söyleyen Berkman, kolay kullanımı sayesinde liman sahaları arasın-da gezme, isteğe göre konteynerleri filtreleme

seçenekleri de bu uygula-manın içerisinde sunuldu-ğunu ifade etti. Berkman, sistemin optimizasyon özelliği sayesinde; limana karayolu veya denizyolu ile giren, çıkan konteynerlere en uygun yer, en uygun operasyon sırası, en uygun ekipman operasyonları en hızlı ve en düşük maliyetli gerçekleştirecek şekilde belirlenebildiğini kaydetti.

Levent Berkman, “Ulus-lararası terminolojide TOS diye isimlendirilen liman otomasyon sistemlerinin birçoğu sadece konteyner hareketlerine odaklanmış

iken GullsEye ile limanda-ki konteynerlerin içerdiği eşyalar tutulabilmekte ve CFS işlemleri sistem üze-rinden takip edilebilmekte-dir. GullsEye yeni olmanın avantajı ile teknoloji olarak diğer uygulamalardan öndedir. Çok katmanlı mimarisi, veri iletişim ye-tenekleri, zengin görselliği, kullanıcı dostu ara yüzleri ile modern bir uygulama-dır. GullsEye, 2012 yılında Türkiye’deki en itibarlı lojistik ödüllerinden birisi olan Logitrans En İyi Proje Jüri Özel Ödülü’nü kazan-dı” diye konuştu. n

softtech a.Ş. Genel müdürü levent Berkman 3D izleme bileşeni ile limanın o anki durumunu, saha doluluk oranlarını, ekipmanların yerlerini, ekipmanların üzerindeki konteynerleri, rıhtımda bulunan gemileri ve anlık yükleme/tahliye sayılarını izleme imkanı bulunduğunu söyledi

Page 48: 7 Deniz Dergisi

48 Ocak - Şubat 2013

arkas, 2012’yi yüzde 10 büyümeyle kapattı

Arkas, 2012 yılının genel değerlendir-mesi yapıldı-ğında özellikle

acentelik ve liman işlet-meciliği faaliyetlerinin olumlu etkisiyle hedef-lerini yakaladığı bir yılı geride bıraktı. 2011 yılına göre cirosunu yüzde 10’un üzerinde artıran Arkas, 2.2 milyar doların üzerinde bir ciro gerçekleştirdi.

Arkas, acentelik, liman işletmeciliği ve lojistik hizmetleri alanlarında gerçekleştirdiği yatırımlar ve yeni projelerin etkisiyle 2012 yılını yüzde 10 büyü-me ile kapattı. 2012 yılında gerek yurt içinde gerekse Akdeniz ve Karadeniz ül-kelerinde gerçekleştirdiği yatırımlar nedeniyle bü-yüyen iş hacmi ve Marma-ray’ın devreye girmesiyle demiryolu taşımacılığında yapılacak yatırımlar çerçe-vesinde sermaye artırımı

kararı alan Arkas Holding mevcut ödenmiş sermaye-sini 46 Mio TL’dan 190 Mio TL’na artırdı. Banka ve ekonominin diğer önem-li oyuncuları yeni yılda dünya dış ticaret rakamla-rının 2012 yılının üzerinde olmasını bekliyor. Bu bü-yümenin Arkas’ın faaliyet-lerine olumlu etki yapaca-ğına inanılıyor. Akdeniz ve Karadeniz’de uluslararası actor Arkas, yurtdışında Mare Nostrum “Bizim Deniz” dediği Akdeniz ve Karadeniz’deki yapı-lanmasına 2012 yılında da devam etti. Fransa’da Arkas France, Azerbay-can’da Arkas Azerbaijan ile Arlogic Baku şirketleri ve Portekiz’de ise Arkas Portugal kuruldu.

Yeni ServislerArkas Line, Rize Lima-

nı’nı rotasına ekleyen ve limana uğrak yapan ilk konteyner hat işletmecisi

oldu. Poti- Rize- Samsun- İstanbul (Ambarlı rotasın-da hizmet veriyor. Ege-İs-panya servisine Fos’u ekleyerek buraya direkt servise başladı. İstanbul’u Tangier’e bağlayan ilk direkt servis WBS (West Mediterranean Black Sea Service) Arkas Line ve EMES Feedering işbirliği ile başlatıldı. Antalya’dan Rusya’nın Novorossiysk Limanı’na giden Antal-ya-Novo düzenli servisiyle; yaş sebze-meyve yükleri taşınıyor.

Yeni acentelikler alındıTürkiye’de ve yurtdı-

şında yeni temsilcilikler alındı. Türkiye’de Arkas Denizcilik, Yunanistan’da Arkas Hellas UAFL’nin (United Africa Feeder Line) acenteliğini yü-rütmeye başladı. Arkas Hellas’a bağlı olarak 2012 yılında kurulan Arpac Hel-las PIL’ın (Pacific Interna-

Haber

Page 49: 7 Deniz Dergisi

49Ocak - Şubat 2013

tional Lines) temsilcisi oldu. Arkas, Libya’da ise Hapag-Lloyd’un temsilci-liğini aldı.

Lojistik hizmetlerinde yatırım ve gelecek hazırlıklarıArkas, uzun vade-

li yatırım projesi olan Anadolu Projesi kap-samında 2012’de Mar-maray ile bağlantılı bir şekilde ‘’kara limanları’’ oluşturmaya başladı. Kamuoyunda yolcu taşı-macılığına getireceği fay-dalarla gündeme gelen Marmaray Projesi, yük taşımacılığı konusunda da büyük bir potansiyel yaratacak. Projenin 2013 yılında tamamlanmasıyla Avrupa ile Asya arasında yük trafiği katlanarak artacak. Yalnız Türki-ye değil, Kafkaslar ve Ortadoğu ülkeleri de bu sisteme dahil olacak. Bu gelişim doğrultusunda Arkas’ın İzmit-Kartepe, Bilecik-Bozüyük ile Kon-

ya, Ankara, Gaziantep, Mersin ve Yenice lojistik merkezlerinde kuracağı terminaller bir nevi ‘’kara limanı’’işlevi üstlenecek. Arkas Lojistik Grubunun halkalarından olan depo hizmetleri şirketi Ardep, geliştirdiği web tabanlı EDS’yi (Entegre Depocu-luk Sistemi) kullanmaya başladı. Ayrıca Mersin’de bulunan terminal sahası-na “Tırmıl” adını verdiği demiryolu bağlantısını ekleyerek, TCDD ağını deposuyla direkt bağlan-tılı hale getirdi.

Yeni yabancı ortaklık2002 yılından beri Tür-

kiye’de acenteliği yürütü-len Hanjin grubun lojistik alanında hizmet veren şirketi Hanjin Logistics ortaklığı ile Hanjin Arkas Logictics kuruldu. Mer-kezi İstanbul’da bulunan Hanjin Arkas Lojistik tüm Türkiye’deki müşte-rilerine kapsamlı lojistik hizmeti veriyor. n

2012 sonunda rakamlarla Arkas Holding

Şirket sayısı: 61Türkiye dahil Akdeniz ve

Karadeniz’deki ofis sayısı: 50Filosundaki gemi sayısı

(26 konteyner, 5 yakıt tankeri): 31Filosundaki TIR (çekici) sayısı: 410

Filosundaki vagon sayısı: 6152012 cirosu: 2,2 Milyar USD

Çalışan sayısı: 6.300

MSC yeni yılda Türkiye çıkışlı turlarını artırıyor

Arkas Holding ortaklığıyla 2005 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteren Avrupa’nın en büyük kruvaziyer şirketle-rinden MSC Cruises, kruva-ziyer turizminde artan Türk yolcu talebini karşılayabilmek için 2013 yılında filosundaki 4 farklı gemiyle İzmir ve İstan-bul çıkışlı turlar düzenleye-cek. MSC Magnifica, MSC Musica, MSC Divina ve MSC Lirica gemileriyle birbirinden değişik destinasyonlardan oluşan bu turlar arasında, İstanbul ve İzmir çıkışlı 22 gecelik 23 günlük Miami varışlı Transatlantik seferi de bulunuyor. MSC Cruises’un bu sene ilk kez, Karadeniz ve Akdeniz destinasyonlarının bir arada sunduğu İstanbul ve İzmir çıkışlı bir tur prog-ramı da var. 2012 yılında 15.000’den fazla Turk yolcuyu gemilerinde ağırlayan MSC Cruises, bu yeniliklerle bir-likte, 2013 yılında Türk yolcu sayısında gecen yıla oranla yüzde 20 artış sağlamayı he-defliyor. Diğer yandan, MSC Cruises gemilerinin Türkiye limanlarına olan uğraklarının artması sayesinde, Türkiye’ye yaklaşık 150.000 turist gelmiş olacak. n

Haber

Page 50: 7 Deniz Dergisi

50 Ocak - Şubat 2013

U.n. ro-ro en büyük gemisini suya indirdi

Ulusoy Denizci-lik’in Flensburg Tersanesi’ne sipariş ettiği

Türkiye’nin en büyük Ro-Ro gemisi, U.N. Ro-Ro’ya kısmet oldu. Global krize rağmen son 5 yılda 260 mil-yon Euro’luk filo yatırımı yapan U.N. Ro-Ro, 280 TIR kapasiteli U.N. İstanbul’u filosuna ekledi.

Avrupa’ya yönelik TIR taşımalarında yüzde 60’lık artışa cevap verebilecek kapasiteye sahip olduk-larını anlatan U.N. Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu, “Biz gemi yatırımlarımızı hep ileri doğru planlıyoruz. O gün yük geldiği zaman istediğiniz ölçekte gemi bulamayabilirsiniz. Aldığı-mız gemi, Ulusoy Denizci-lik’in verdiği siparişlerden biriydi. İhtiyaç olarak gördüğümüz için karşılıklı mutakabatla ve değerin-den aldık. Gemilerimizi

istediğimiz gibi yönlendi-rebiliriz. Ama U.N. İSTAN-BUL’u en çok tercih edilen cumartesi günü Trieste’ye çalıştırmak istiyoruz. Gelen yük tonajına göre de gemiyi kaydırabiliriz. Türkiye’den yapılan ihra-catın en önemli altyapısını oluşturan şirketimiz, 2023 dış ticaret hedeflerine şim-diden hazır” açıklamasını yaptı.

YıLDa 322 Bİn araÇ taşıYacaKBu dönemde U.N. Ro-

Ro’nun işlettiği hat sayı-sını 5’e çıkarttığının altını çizen Gümüşoğlu, “2007 yılında 9 gemiden oluşan filomuz daha da gençleşe-rek 12 gemiye çıktı. Aynı dönemde araç taşıma kapasitemizi yüzde 61 artışla 200 binden 322 bine çıkarttık. Bugün itibarıyla TIR taşımalarında yüzde 60 artışı taşıyabilecek 43,5

kilometrelik gemi kapasi-temiz mevcut” ifadelerini kullandı.

Bu rakamların U.N. Ro-Ro’yu Türkiye’den yapı-lan ihracatın en önemli altyapısını oluşturan şirket haline getirdiğini vurgu-layan Gümüşoğlu, şöyle konuştu: “2012 yılı, U.N. Ro-Ro’nun tüm veriler bakımından kriz öncesine döndüğü bir yıl oldu. Tür-kiye’nin en büyük lojistik ve uluslararası nakliye fir-malarına en kaliteli hizme-ti sunan Ro-Ro operatörü olarak, 12 modern Ro-Ro gemimiz, Avrupa’ya işlet-mekte olduğumuz 4 hat, sahibi olduğumuz Pendik Limanı ve 550 çalışanımız ve Türkiye’nin geleceğine inanan Ortaklarımız ile kurulduğumuz günden bugüne Türkiye ile Avrupa arasındaki en büyük deniz otobanını inşa etmekten gurur duyuyoruz.” n

RAKAMLARLA U.N. İSTANBUL:

Uzunluk: 208 metre

Linermetre: 4 bin 100 metre (4,1 km)

Araç Kapasitesi: 280 TIR

Yüksüz ağırlık: 31 bin 500 ton

4 ana güvertede yükleme alanı

Seyir sürati: 21 deniz mili

En modern elektronik seyir cihazları

Türk bayraklı ve Türk mürettebatlı

Page 51: 7 Deniz Dergisi

51Ocak - Şubat 2013

Page 52: 7 Deniz Dergisi

52 Ocak - Şubat 2013

Gelin gemilerinizi tehlikeli sulardan güvenle geçirelim

Sinan KöroğluSinan Köroğlu

Florida merkezli Türk şirketi Silias Security silahlı güvenlik hizmetinde iddialı…

Haber

Page 53: 7 Deniz Dergisi

53Ocak - Şubat 2013

ilias Security, Silah-lı Kuvvetler’in özel birliklerinde 24 yıl görev yapan Sinan Köroğlu’nun önder-

liğinde ABD’nin Florida eyaletinde kurulmuş. Çün-kü, yasalarımız hala böyle bir oluşuma izin vermiyor. Birleşmiş Milletler Deniz-cilik Örgütü IMO, 2009’da gemilerde silahlı muha-fız bulundurmayla ilgili tavsiye kararları almıştı. Ancak, bunu çekincele-riyle birlikte yayınlamıştı. O çekincelerde tanker gemilerde farklı uygula-maya gidilmesi; çatışmaya girilmemesi ve sigortanın kimin tarafından yapıla-cağı ile ilgili hususlar yer alıyordu. Sinan Köroğ-lu’nun silahlı muhafızlığa ilgisi 2008’de haberlerde tesadüfen ortaya çıkmış. O dönemi ve kendini şu sözlerle ifade ediyor Köroğlu, “Ben Silahlı Kuvvetler’den emekli bir astsubayım. Özel birlik-lerde görev yapıp, 24 yılın

S

Gemileri rasgele tarayan deniz hay-

dutları yüzünden yaşam mahallinde

hayatını kaybeden gemici sayısıGemileri rasgele tarayan deniz hay-

Deniz haydutlarının

açtığı ateşle yaralanan

gemici sayısı

Kayıp gemici

sayısı148

Gemileri rasgele tarayan deniz hay-

dutları yüzünden yaşam mahallinde

hayatını kaybeden gemici sayısı

98

Deniz haydutlarının

açtığı ateşle yaralanan

gemici sayısıgemici sayısı

2156

Haber

s

Page 54: 7 Deniz Dergisi

54 Ocak - Şubat 2013

sonunda emekli oldum.. O dönemde önce Nes-lihan, ardından YA SA gemisi kaçırılmıştı. Ben de hocalar hocası bir dalış eğitmeniyim. Güvenlik ile dalışı öpüştürebilece-ğim bir saha arıyordum. Gemileri korumanın tam bana göre bir iş olduğu-nu gördüm. Uluslararası bir kimliğim olsun diye İsrail’de bir kursa gittim. Çünkü, İsrail’den alınan belgeler tüm dünyada ak-reditasyonu kabul edilmiş belgelerdir. Deniz Ticaret Odası dergisinde 2009’da yayınlanan bir makalemde de hangi dayanaklara göre bir koruma yapılabilece-ğini belirtmiştim. 5188 sayılı Özel Güvenlik Yasa-sı, Misak-ı Milli sınırlarını tarif eder. Türk bandıralı gemiler de, hukuken yüzen Türk toprağıdır. Buralarda bir uygulama yapılabilir diye düşünmüş-tüm. Ama, gemilerde bu-lundurulan silahın, başka bir ülkeye girebilmesi, o ülkenin gümrüğünde nasıl muamele göreceği Dışiş-leri Bakanlığı’nın vereceği

izinlerle mümkün. Koru-ma yapabilecek enstrü-manı alabilmek için Milli Savunma Bakanlığı’na yazı yazacaksınız. Genel Kurmay’dan izin alacak-sınız. Prosedür çok uzun, tarifi de olanaksız. İş yeni-den başa dönünce Birleş-miş Milletler alt komisyo-nu Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün yayınlamış olduğu ISPS kod, aslında terör saldırılarına karşı gemi ve limanların agresif korunmasını öngörür. Ve bu kodda aslında her şey özetlenmiştir. Kod yanlış yorumlandığı için bu sade-ce yasak savma mantığıy-la yürür. Fakat, konsepti geniş tutunca çok olanak çıktığını görürsünüz.”

ABD’LİLER KEŞFEDİYOR Köroğlu’nun İsrail’de

özel eğitim almış olması; Almanya’da koruma ve kolluk kuvvetleri eğit-menliği diplomasına sahip olması Amerikan şirket-lerinin dikkatini çekmiş. Köroğlu’na ‘burada şirket kuralım mı?’ teklifi yap-mışlar. Sinan Köroğlu’nun

teklifi kabul etmesinin ar-dından da, Silias Security Florida’da faaliyetlerine başlamış. Kurduğu şirketi ‘özel askeri şirket’ olarak tanımlayan Köroğlu, Tür-kiye Cumhuriyeti devle-tinin müsaade etmediği hiçbir sahada faaliyetleri olmayacağının altını özel-likle çizerek, asıl amaç-larının gemi korumak ve eğitim vermek olduğunu ifade ediyor.

Korumayı Akabe Körfezi ve Kızıldeniz’in kesiştiği belirlenmiş bir noktadan veriyorlar. Ekip, enstrü-manlarıyla birlikte gemiye transfer ediliyor. Koruma-ların arasında Türk de var. Her ülkede de partnerleri bulunuyor. Türk gemile-rinin hassasiyetleri olursa Türk koruma gönderi-yorlar. Koruma şekilleri, gemi sahiplerinin istediği doğrultuda yürüyor.

ÇATIŞMA İÇİN DEĞİL CAYDIRMAK İÇİN VARIZ

Aslında Somalili kor-sanların ölmek gibi bir düşünceleri olmadığını ifade eden Sinan Köroğlu, “İlk 3 gemiye ordu mantı-ğıyla hareket edip, ‘gide-mediğimiz yere maiyet göndermek doğru olma-yacağı’ için ben gittim. Muhafız olduğunu fark edince tavırlar tamamen değişebiliyor. ‘Bu gemide koruma varmış, arkada-kini bekleyelim’ diyorlar. Aslında muhafız, çatışma için değil caydırıcılık için gereklidir. İmhaya yönelik hiçbir operasyonumuz olmadı. Tabi ki, eğer çatışma diye nitelendirile-bilirse, sadece uyarı ateşi açtık. Önleyici görevimizi yaptık, bize göre basit bir işti. Korsanlar da, hiç gemiye yanaşma teşebbü-sünde dahi bulunmadılar” diye konuştu.

Sinan Köroğlu’nun şirketinin rakibi İngiliz-

Görevlerinin çatışmak değil,

caydırmak olduğunu

ifade eden Sinan Köroğlu,

“Roketini kaldırıp,

üstümüze ateşlemek

üzereyken ben ateş açtığım için

beyaz bayrak kaldıran bota şahit oldum.

Sırtında roketi gördük, ben

daha fazla yaklaşmasın

diye ateş ettim, roketi indirip

öyle bir kaçışları var ki şaşarsınız”

diyor.

AMAÇ ÇATIŞMAK

DEĞİL, CAYDIRMAK!

Haber

Page 55: 7 Deniz Dergisi

55Ocak - Şubat 2013

ler, inanılmaz organize olmuşlar. Köroğlu, mevcut yapıyı şu sözlerle açıklı-yor: “İngilizler korumayı Bab-El Mandep Boğazı’nı geçtikten sonra, Cibuli’de başlatıyorlar. Aslında tehdit Yemen sınırının bitmesiyle başlar. O bölgeye kadar korumasız gidiyorlar. İngilizler bu işi 35 bin sterlin civarında bir ücret karşılığı yapıyor. Biz de aynı hizmeti 35 bin dolara veriyoruz. Gemi-nin boyutları, taşıdığı yük ve korumadaki özeni düşünürseniz bu hizmeti minimumda verdiğimizi görürsünüz. 3 donanımlı koruma 24 saat görevde kalmak kaydıyla, nereye kadar istiyorlarsa ko-ruyoruz. A noktası ve B noktası armatörün terci-hidir, yani nereden binip, nerede ineceğine o karar verir. 18 güne kadar bu rakam alınıyor. 18 günden sonra geçen her gün belli bir miktarda artırım olur. Silias Security’nin özel-liği Uzakdoğu’dan da bu hizmeti verebilmesidir. Yani karşılıklı noktalardan bizden hizmet almanız mümkün. Tayland’ın Phu-ket Adası açıklarından koruma hizmeti başlıyor,

Akdeniz’e Mısır’a kadar sürüyor.” FATURAYI KİRALAYAN ÖDER, MUHAFIZ ŞARTI KOYUN!

Türk şirketlerinin bugüne kadar 3 ya da 4 kez saldı-rıya uğradığını ifade eden Köroğlu, “Biri kaçırıldı, 190 gün esarette kaldı. Fidye bedelini ödeyenler var, hatta eski İngiliz asker-lerine bile 400 bine kadar bedel ödendi. Tüm bunlara hiç gerek yok. Türk arma-törü genelde gemilerini bir başka şirkete kiralıyor. Faturayı da zaten kiralayan ödeyecek. Bizim söyleme-ye çalıştığımız, armatörün koşul olarak bu bölgeden geçerken koruma istemeyi şart koşmasıdır. Güvenlik şirketini kendimiz seçe-ceğiz, gidişte ve dönüşte doğan maliyeti karşılaya-caksınız derler ve rahat uyurlar” açıklamasını yaptı. Sinan Köroğlu, ‘Gemicileri-mize zarar gelir’ kaygısıyla hareket edenlere de çok şaşırıyor. Bu şaşkınlığını da rakamlara döküyor: “2011 sonuna kadar korsanların gemiyi durdurmak ama-cıyla rasgele gemiyi tara-dığı için yaşam mahallinde hiçbir şeyden habersiz ölen gemici sayısı 98, kayıp ge-

mici sayısı 148. Yaralanların sayısı da 2156. Gemicileri-miz ölür diye kaygılanmaya gerek yok, zaten öldürüyor-lar. Ama caydırıcı unsuru görürlerse vazgeçiyorlar. Bu önleyici bir hizmettir. Bot size doğru süratle gelir-ken 100-150 metre açığına yaptığınız atışlar, duyulan silah sesi, suya çarpan mer-minin sıçrattığı su bile, bu gemide koruma var, riske gerek yok düşüncesine sevk ediyor korsanları. Pabuç pahalı diye başka gemilere yöneliyorlar. Roketini kal-dırıp, üstümüze ateşlemek üzereyken ben ateş açtığım için beyaz bayrak kaldıran bota şahit oldum. Sırtında roketi gördük, ben daha fazla yaklaşmasın diye ateş ettim, roketi indirip öyle bir kaçışları var ki şaşarsınız. Amaç, milli serveti koru-maktır. Geminin nesnel bir değeri yok. Gemicileri koruyor, ticari akışın sey-rine katkıda bulunuyoruz. Maalesef, ülkemizde yasal bir düzenleme yapılmadığı için bu hizmet verilemiyor ama bir dönemi hatırlayın İngiliz sigortacılar, ‘ça-tışmayın’ diye seminerler verirlerdi. Şimdi aynı İngi-lizler, koruma alın diyor. Ne değişti? Değişen, 150 İngiliz şirketi Cibuti’de konuşlandı ve büyük bir pazar oluştu. Ama pazarda biz de varız ve gemilerimizi büyük bir özen ve onurla koruruz.” n

Haber

Page 56: 7 Deniz Dergisi

56 Ocak - Şubat 2013

MOS Genel Mü-dürü Suat Yiğit; “MOS, gemi otomasyon ve servis hizmetleri konusunda 20 yıllık tecrübesiy-le, hem üretim yapıyor hem de AR-GE yatırım-larıyla gelecek için büyük he-defleri olduğunu gösteriyor. MOS ayrıca denizcilik sektöründe çok iyi bilinen bir İtalyan markanın da üreteni” dedi

DÜnyayı gözÜne kestirDi

mos

uCu elektriğe Değen Her sisteme

serVis VerebileCek kabiliyette bir

Firmayız

Haber

Page 57: 7 Deniz Dergisi

57Ocak - Şubat 2013

Marine Otomas-yon Sistemleri (MOS), yak-laşık 500’ün

üzerinde gemiye servis anlaşmalı hizmet veren bir otomasyon firması. Dün-ya genelinde her noktaya gemi otomasyon sistemleri konusunda servis ve ürün hizmeti verebilecek bir ka-pasiteye sahip. Firmanın kendi tasarlayıp ürettiği ve piyasada muadili olmayan sattığı yaklaşık 25 ürü-nü var. Bunun yanında Denizcilik sektöründe otomasyon sistemleri ko-nusunda çok iyi bilinen bir İtalyan firmanın da mar-kalı üretimini gerçekleşti-rerek önemli bir teknolojik altyapıya sahip olduğunu kanıtlamış durumda. Ku-rulduğu günden bu yana 500 bin TL’nin üzerinde AR-GE yatırımı yapan şirket, önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyada devler arasına girmeyi hedefliyor.

20 yıllık tecrübeMOS Genel Müdürü

Suat Yiğit, sahip oldukları 20 yıllık tecrübeyle sek-törde servis konusunda Türkiye’nin en iyisi olduk-larını belirterek, bu alanda dünyada da söz sahibi olmak için tüm güçleriyle çalıştıklarını belirtti. Yiğit, “Ucu elektriğe değen her sisteme servis verebilecek kabiliyette bir firmayız. Tamire gelen gemilerde eski sistemi söküp taka-biliyoruz. Bazı markalar için servis hizmeti veriyo-ruz. Yaklaşık 20 yıllık bir tecrübemiz var. Türkiye’de neredeyse tüm armatörler-le çalışıyoruz. Tüm dün-yaya servis hizmeti veri-yoruz. Uzmanlık alanımız olan bazı sistemlerimiz var. Nitrojen jeneratörü, odme, tank radar sistem-leri, gaz dedection, remote

kontrol, kargo pompalar, incineratör, bilge seperatör ve vinçler gibi elektrikle çalışan birçok konuda uzmanız. 600’e yakın gemi-nin partneri olmamız bu işteki yetkinliğimizin bir göstergesi aslında. Son 10 yıl içinde yaklaşık 3 bine yakın ‘start up’ yaptık” ifadesinde bulundu.

Kendi ürünlerini geliştiriyorToplam 8 kişilik bir kad-

roları olduğunu belirten Yiğit, “Ancak önümüzde-ki dönemde bu kadroyu genişletmeyi düşünüyoruz. Bunun yanında gerekli olduğu zaman partnerle-rimizle birlikte çok kısa bir sürede bu sayıyı 25-30 kişiye çıkarabiliyoruz. Ge-milere verdiğimiz servisler dışında aynı zamanda seri üretim tekne yapan Nektonbot var. Onların bütün teknelerinin elektrik donanımını ve malzeme te-darikini de biz yapıyoruz. Aynı zamanda yat ve tekne donatımı da yapıyoruz. Birde MOS olarak kendi ürettiğimiz 25’e yakın ürün var. Kendi ürünlerimizin satışını ve pazarlamasını yürütüyoruz.. Amacımız bu ürünleri Türkiye’de her noktada satış ağı oluş-turduktan sonra dünyaya açılmak. Özellikle Ortado-ğu ve Afrika bölgelerinden ciddi talepler var. İhracatı-mız, ciromuzun yüzde 40’ı durumunda. AR-GE’miz devam ediyor. Üretmeyi düşündüğümüz pek çok sistem var. Onları da yavaş yavaş hayata geçiriyoruz” şeklinde konuştu.

Denizcilik sektörüne ver-dikleri hizmetlerin yanında karada olan bazı sektörle-re de hitap ettiklerini anla-tan Yiğit, “Fabrika oto-masyon, tesis kurulumu ve servisi hizmeti veriyoruz. En son ülkemizde otomo-

tiv yedek parça üretimi yapan Kanadalı bir şirke-tin fabrikasının otomasyon işlerini yaptık. Aynı firma ikinci bir tesis yapacak onu da sıfırdan yapmak için görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

ar-GE’ye 500 bin tLArge ye son 4 yılda 500

bin TL’nin üstünde para harcadık diyen Yiğit, “Arge yatırımı hiçbir zaman bitmez. Devam ediyor ve edecek. Yani elimizdeki ürün bittiğinde hemen yeni bir projeyle onun AR-GE’sine ve imalatına başlıyoruz. Aslında bizim ürettiğimiz ürünlerin alter-natifi pek yok zaten. Hepsi kendi ürünlerimiz. Bizim teknelere yönelik üretti-ğimiz ürünler membran panellerdir. Hem estetik hem de sökülüp takılma-sı çok basittir. Çok rahat müdahale edilebilir. Bütün bağlantıları soketlidir. Uzak yerlere de hizmet verdiğimiz için bu özellik çok önemli. Dünyanın her yerine ulaşabiliyoruz. Ge-nelde müşterilerimiz tekne imalatçılarıdır. Son kulla-nıcı değiller. Bu işlerden anlayan insanlar.

Haber

s

Page 58: 7 Deniz Dergisi

58 Ocak - Şubat 2013

O yüzden o soketleri söküp takmak çok zor olmuyor onlar için” diye anlattı.

Hollandalı tBs’nin türkiye temsilcisiBaterry charger ve

inverter üretimi yapan Hollanda’dan TBS firma-sının Türkiye distirbitörü olduklarını ifade eden Suat Yiğit, “Bu firma Hol-landa’da üretim yapıyor. TBS ile girdiğimiz bu pa-zar, 2 tane büyük firmanın elinde. Fiyatlarımız her iki firmanın altında ve kali-temiz olarak ürünlerimiz Avrupa’da üretildiği için oldukça yukarıda. O pa-zarda da ciddi bir iddiamız var. Zaten dünyayla da kı-yasladığımızda fiyatlarımız hep onların altında. Ancak Uzakdoğu ile kıyaslarsak tabiki pahalı olduğumuz ürün ve hizmetler oluyor. Ürünlerde dünya fiyatları-nın yaklaşık yüzde 30 aşa-ğısındayız. Servis hizmet-lerinde ise neredeyse 4’te bir fiyatındayız. Ayrıca bu servis verdiğimiz firmalara ve gemilere yedek parça konusunda da alternetif ürünler sunuyoruz” sözle-rini kullandı.

Deniz polisine 12 tekneSektörde gemi inşa

bölümde son 3-4 sene-dir büyük bir durgunluk olduğunu ancak tamir ve servis işlerinde yoğunlu-ğun devam ettiğini belir-ten Yiğit, “Bizim için 2012 yılı çok verimli geçti. Ocak ayına da çok hızlı girdik. Bu anlamda servis ve tamir işlerinde sorun yok şuanda. Örneğin, son 2 ay içinde deniz polisine 12 tane tekne donatımı yaptık. 2013 için

yeni gemi inşa için çok iyi beklentiler yok. O yüzden biz zatten en iyi yaptığımız işe yoğunlaşıp kendimizi daha ileri taşı-

mak amacındayız” dedi. n

600’e yakın geminin partneri olmamız

bu işteki yetkinliğimizin bir göstergesi

MOS’un geliştirdiği bir başka ürün olan Ulrasonic Sistem, tekne karinasına içeriden uygulandığından, tekneler bu sis-tem sayesinde yüzde 90 daha temiz kalıyor. Sistemin tekne karinasına verdiği yüksek frekans titreşimler sayesinde, canlı organizmaları rahatsız etmekte ve karinaya yapışması-na engel olmakta. Tekne kullanıcılarının en büyük sıkıntısı ve maliyeti marinada uzun süre bekleyen teknelerin karinasına yapışan canlılardır diyen Suat Yiğit, “Bu sebeple her sene tekne karaya alınarak temizlenmekte zehirli boya uygula-ması yapılmakta ve ciddi maliyetler çıkmaktadır. Mos Ultra-sonic Karina Koruyucu (MOS SONIC) sayesinde hem vakit, hem de nakit kaybının önüne geçilebilir” şeklinde konuştu.

MOs sOnİc İLE Karİna KİrLİLİğİnE sOn

Haber

Page 59: 7 Deniz Dergisi

59Ocak - Şubat 2013

Page 60: 7 Deniz Dergisi

60 Ocak - Şubat 2013

Fransa’dan rusya’ya savaş gemisi golüFransa’nın, top-

rakları çoğun-lukla soğuk iklim bölgesinde yer

alan Rusya’ya 1.2 milyar euroya sattığı iki savaş gemisinin 7 derecenin altında çalışmadığı ortaya çıktı.

Tüm Rusya’yı şaşırtan gerçeği ise Rusya Başba-

kan Yardımcısı Dimitri Ragozin açıkladı. Rago-zin, Askeri Bilimler Aka-demisi’nde bir toplantı sırasında yaptığı açıkla-mada, “Kara kuvvetleri-nin taşınmasını sağlayan bu gemilerin 7 derecenin altında çalışmıyor oluşu oldukça tuhaf” dedi.

Ragozin, biraz da alaycı

bir ifadeyle şöyle devam etti:”Sanırım bizim Afrika bölgesinde bazı özel ope-rasyonlar gerçekleştirece-ğimizi düşündüler ancak böyle bir şeyin olacağını sanmıyorum.”

Ragozin, gemilerin neden 7 derecenin altında çalışmadığı konusunda ise ayrıntılı bilgi vermedi. n

Savunma Sanayi

Page 61: 7 Deniz Dergisi

61Ocak - Şubat 2013

Page 62: 7 Deniz Dergisi

62 Ocak - Şubat 2013

tSK’nın 2013 projeleri

Savunma Sanayii İcra Komitesi top-lantısında çok sayı-da önemli kararlar

alındı. Toplantı sonrasında ipuçları ortaya çıkan bazı projeler olduğu söylendi. Bu projeler arasında fırlat-ma üssü, Göktürk-3, harp gemileri ve helikopterler olduğu gelen bilgiler ara-sında. Toplam maliyeti 140 milyon doları bulan Gök-türk-2 uydu projesinde, Çin’e fırlatma bedeli olarak 20 milyon dolar ödenmesi, Türkiye’yi harekete geçir-di. Türkiye kendi fırlat-ma üssüne sahip olacak. Uydu Fırlatma Sistemi

Projesi kapsamında, ön kavramsal tasarım fazı için, ROKETSAN ile sözleşme görüşmelerine başlanması kararlaştırıldı. Bu üs için Ege bölgesinde Datça, Ka-radeniz’de ise Sinop’un adı öne çıkıyor.

Sentetik açıklıklı radar görüntüsü alma özelliği taşıyacak Göktürk 3 Uydu Projesi’nin, TÜBİTAK ve ASELSAN’ın desteğiyle milli olarak geliştirilmesi için, TUSAŞ-Türk Havacı-lık ve Uzay Sanayii AŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildi. Göktürk-3 projesiyle, yük-sek çözünürlüklü gece ve

gündüz her hava şartında görüntü aktarabilecek.

6 yeni harp gemisiTSK, 6 yeni harp gemi-

sinin üretimini ise yerli firmalara emanet edecek. 6 geminin seri üretimi için RMK Marine ile sözleşme imzalandı.

4-5 ton sınıfı helikopterlerAskeri ve sivil hafif sınıf

(4-5 ton sınıfı) helikopter-lerin özgün olarak tasar-lanıp geliştirilmesi için, TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ ile sözleş-me görüşmelerine başlana-cak. n

Savunma Sanayi

Page 63: 7 Deniz Dergisi

63Ocak - Şubat 2013

Page 64: 7 Deniz Dergisi

64 Ocak - Şubat 2013

Dünyanın ilk yüzer dozeri tSK’da

Türk mühendisleri ilk zırhlı ve yüzme özelliğine sahip dozerini geliştirdi.

FNSS Savunma Sistemle-ri A.Ş. tarafından üretilen Amfibi Zırhlı Muharebe İstihkam İş Makinesi (AZMİM)Projesi sözleş-mesi, 10 Mart 2009’da FNSS Savunma Sistemle-ri AŞ ile Savunma Sana-yii Müsteşarlığı (SSM) arasında imzalanmıştı. FNSS’nin Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü proje-sinden sonra kara araçları sektörünün sözleşmeye bağlanmış ikinci özgün tasarım ve üretim projesi olan AZMİM, TSK’nın icra edeceği nehir geçiş operasyonları sırasında

amfibi araçların suya girebilmeleri için kıyı özel-liklerinin (eğim, genişlik, toprak sertliği, yüzey düzgünlüğü, vb) farklı araçların kabiliyetlerine göre uygun hale getiril-mesi amacıyla tasarlanan bir sistem. AZMİM, aynı zamanda dünyada zırhlı ve yüzme özelliğine sahip tek istihkam dozeri.

Hareket ve operasyon hızı artıyorFNSS yetkilileri, silahlı

kuvvetlerin icra edeceği nehir geçiş operasyonları sırasında amfibi araçların nehre giriş ve çıkışı için uygun kıyıların bulunma-sının her zaman mümkün olmadığını belirterek,

amfibi harekat yapılabile-cek bölgelerin seçiminde esnek olabilmenin ordu-nun hareket ve operasyon kabiliyetinin artırılması açısından kritik önem arz ettiğini kaydetti. Amfibi araçların suya girebilme-leri için kıyı özelliklerinin farklı araçların kabiliyet-lerine göre uygun hale ge-tirilmesi gerektiğini ifade eden yetkililer, bu amaçla kullanılabilen standart askeri iş makinelerinin bulunduğunu ancak bu araçların yüzme özelliği-nin olmadığını kaydettiler. Standart iş makinelerinin hareket bölgesine nak-liyesi için diğer taşıyıcı araçlara gerek duyduğunu anlattılar. n

Savunma Sanayi

Page 65: 7 Deniz Dergisi

65Ocak - Şubat 2013

Page 66: 7 Deniz Dergisi

66 Ocak - Şubat 2013

Türkiye Denizciler Sendikası Genel Eğitim Sekre-teri Cevahittin

Yeşiltaş, “Yıpranma payını kaldıranlar; ‘gemiler yeni, nasıl olsa zorluk yaşa-mazlar’ diye düşünüyor olabilirler ama denizciler gemilerde elektroman-

yetik alanlardan dolayı statik elektrik yükü alıyor. Bu yükü boşaltmaları şart. Bunu da karaya ayak basarak yapmaları gere-kir” diye konuştu.

Türkiye Denizcilik Sendikası’na bağlı yakla-şık 5 bin gemi adamının haklarını temsil ettiklerini

belirten sendikanın Genel Eğitim Sekreteri Ceva-hittin Yeşiltaş, yıpranma paylarının kaldırılmasın-dan sonra sektörün, çalı-şanlar açısından cazibesi-ni yitirdiğini söyledi.

1987 yılında yasada ya-pılan değişiklikle deniz-cilik sektöründe yıpran-

Gemilerde çalışan denizcilerin “Faraday Kafesi” de denen statik elektrik yükü alma ve bu yükü boşaltamamaktan dola-yı yaşadıkları sıkıntılar, sağlık açısından sorunlar yaratıyor.

Gemiadamları, yalnızca

Gemiadamları, yalnızca

ağır bir iş kolundaGemiadamları, yalnızca

ağır bir iş kolunda

ağır bir iş kolunda

oldukları için ‘yıpranma

hakkı’nı geri istemiyor…

Denizci elektriğini deboşaltmak zorunda

Page 67: 7 Deniz Dergisi

67Ocak - Şubat 2013

tan sonra başka yerlerde çalışabilmesi iş bulabilme-si çok zor” dedi.

“Biz ayrıcalık istemiyoruz”Pek çok iş kolunda

yıpranma payı var ancak denizciler için bu kanunu koymadılar diyen Yeşiltaş, “Herhalde denizcilerin sıkıntıları tam anlaşıla-madı. Biz de bu sıkıntıyı anlatmak için bir çalış-ma gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki dönemde görüşlerimizi ve istekle-rimizi gerekli mercilere bildireceğiz. Biz zaten bir ayrıcalık istemiyoruz. Yıpranma payı olan diğer iş kollarında şartlar ne ise, biz denizcilere de aynı prosedür uygulansın istiyoruz. Denizci, denize çıktığı zaman tamamen bir mahrumiyet içine girer. Belki bu kanunu çıka-ranlar şöyle düşünebilir, ‘artık eskisi gibi kömürlü gemiler yok. Gemiler yeni ve dolayısıyla da zorluk az olur’ diyebilirler. Ancak gemi limana yanaşıyor gemiciler gene çalışıyor-lar. Bunun yanında başka sıkıntılar da var elbette. “Faraday Kafesi” denen bir durum var. Denizciler gemilerde elektroman-yetik alanlardan dolayı elektrik yükü alıyorlar ve bu yükü boşaltmaları gerekiyor. Bunu da karaya ayak basarak yapmaları şart” ifadelerini kullandı.

“Denizci olmak zor”Denizci olmanın diğer

meslek dallarına göre daha zor olduğunun altını çizen Yeşiltaş, “Başka mesleklerin okulları var ve oradan mezun olunca gidip o alanda çalışabili-yorlar. Şimdi denizciliğin de okulu var ama deniz-ciler mezun olduktan sonra gidip o diplomayla

ma payları senede 90 gün olacak şekilde yürürlüğe girmiş, ancak 2008 yılında tekrar eski haline getirilerek gemi adamlarının yıpranma payları kaldırıldı. Bu konu hakkında görüş aldığımız Yeşiltaş, “Yıpranma payını açıklamak gerekirse, önce-likle şunun bilinmesi lazım ki, denizde çalışmak riskli bir iştir. Her an bir kaza yaşanabilir. Her an bir fır-tına çıkabilir, gemi alabora olabilir ve makine persone-linin yaşadığı sıkıntılar bu riskleri de arttırıyor. Ağır iş koluna giren her iş yerinde bu yıpranma payı var ama denizcilikte bu kaldırıldı. Senede 3 aydan 20 yıllık sürede 5 yıl erken emekli olunuyordu. Belli bir yaştan sonra denizcilik sektöründe çalıştırılmıyor bu insanlar. Denizcinin 15-20 yıl çalıştık-

Denizcilere verilecek

yıpranma payı onların

denizdeki mahrumiyetine karşılık verilen bir motivasyon

aracı olarak ortaya çıkıyor.

Cevahittin Yeşiltaş TDS Genel Eğitim Sekreteri

s

Page 68: 7 Deniz Dergisi

68 Ocak - Şubat 2013

iş bulamıyorlar. En alt kademedeki personelin gemiye çıkabilmesi için alması gereken toplam 11 tane belge var. Sağlık yoklamasından 2 yılda bir geçiyor. Gemi adamı diploması alıyor onu da 5 yılda bir yeniliyor” açıkla-masını yaptı.

“Deniz mahrumiyet bölgesidir”Denizcilere neden

yıpranma payı verilmesi gerektiğinin ayrıntılarını anlatan Yeşiltaş, bu payın denizcinin mahrumiyetine verildiğini söyledi. Gemi-ciyi motive etmek için de verilmesi gerektiğinin altı-nı çizen Yeşiltaş, “Gemide çalışan gemi adamlarının çok büyük sıkıntıları var. Günlük sosyal hayat yok zaten onlarda. Bir tiyatro-ya, sinemaya gidemezler. İstedikleri zaman evlerine gidemezler. Sefer süreleri bazen 6 ayı bulabiliyor. Sağlıklı yeme içme sıkın-tıları olabiliyor. Burada çalışan insanları motive edecek bazı unsurların ol-

ması gerekiyor. Bu insan-lardan yıpranma payını alırsanız 25 yıl bu şekilde çalışmalarını beklemeniz zor olur. Duruma başka bir açıdan bakarsak, en önemlisi denizciler olarak bizim bir bakanlığımız var. Bu açıdan pozitif bir ayrımcılık olduğunu düşü-nüyoruz. Kendine özgü bir kanunu var denizciliğin. Böyle bir kanunun varsa, kanunda bu gibi sıkıntıla-rın giderilmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Bu işin üç ayağı var”Yıpranma payları konu-

sunda konunun üç muha-tabının olduğunu söyleyen Yeşiltaş,”Bu işin 3 ayağı var. Devlet, özel sektör ve sendika. Devlet yasalarla işçisini koruyacak, işçisi için en rahat, en sağlıklı en güzel ve en verimli çalışa-cak sistemi kuracak. En başta bu yıpranma sıkıntı-sını giderecek. En basitin-den şuanda karada günde 7 buçuk saat çalışma var, denizde 8 saat. Halbuki mahrum bölge, en azından

denizde de 7 buçuk saat olması lazım bu çalışma saatlerinin. Sendika da işçilerin hak ve hukukunu koruma anlamında çalış-malar yapacak. Bunun yanında sadece işçileri düşünerek değil iş yerinin devamlılığını sağlayacak belli konularda da işyerini koruma durumunda ola-cak. İşveren ise ‘hep bana Rabbena’ demeyecek. İşçisini de en iyi şekilde, mağdur olmayacak şekilde sosyal haklarını vererek çalıştıracak. Gemilerini ye-nileyecek. İnsan odaklı bir yapı içerisinde olacak. Ma-kineciler çoğunun kulağı hasar görmüştür. Bunların da ayrıca meslek hastalığı olarak sayılması gereki-yor. Denizde çalışan gemi adamlarını şimdi bir sağlık testinden geçirsek çoğu sağlam çıkmaz. Çünkü çok ağır şartlar altında çalışı-yorlar. 20 sene sonra sıkın-tıya giriyor çalışan. İnsanın sağlığını, sosyal hayatını ve insanın kimliğini ön planda tutmaları gerekir” ifadele-rini kullandı. n

Açık denizlerde çalışanlar aylarca karaya ayak basmıyorlarUzak yol seferleri yapan gemilerdeki mürettebat, karaya ayak basana kadar aylarca her türlü sosyal hayattan ve diğer günlük aktivitelerden mahrum yaşıyor.

Haber

Page 69: 7 Deniz Dergisi

69Ocak - Şubat 2013

Page 70: 7 Deniz Dergisi

70 Ocak - Şubat 2013

Oda partnerliklerine örnek proje: prOJeCt BrIDGeIMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından yürütülmekte olan AB projesi “Project BRIDGE” kapsamında, geçtiğimiz günlerde proje ortakları ve iştirakçilerinin katılımıyla DTO Toplantı Salonu’nda ilk çalışma toplantısı gerçekleştirildi.

çılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Başak AKDEMİR;

Projenin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımı, Türkiye ve AB odaları arasında işbirliğin gelişti-rilmesi ve kurumsal işbir-liğinin artırılmasına katkı sağlayacağını söyledi.

Proje ortaklarının da projeye neden katıldıkları ile ilgili açıklamaları ve kurumlarını tanıttıkları sunumları takiben, Proje Yöneticisi Hande Güney-kaya Akpınar bahse konu AB projesinin hedefleri, stratejileri ve faaliyetleri ile ilgili bilgilendirmede bulundu.

TOBB Bölgesel Proje Yöneticisi Werner Gruber konuşmasında, “Oda partnerlikleri”ne örnek olarak nitelendirdiği Pro-ject Bridge’in Türkiye-AB programında AB’nin desteklediği bir proje ol-duğunu söyledi. “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile biz bunu 10 yıldır yapıyoruz” diyen Gruber, böylece Türkiye ve AB arasında sivil top-lum oluşumunu hayata geçirdiklerini ifade etti.

Projenin başarılı ol-ması halinde Chambres Forum’a üye 365 odaya bu projeyi yayacaklarını anlatan Gruber, AB’deki

iş camiasının Türkiye’nin AB’ye üyeliğine nasıl baktığına ilişkin üç bin şirketin katıldığı bir anket yaptıklarını ve anket sonucunda yüzde 75 evet cevabı aldıklarını belirtti. AB Delegasyonu Bölüm Başkanı Javier Menendes Bonilla da yaptığı konuş-mada, buradaki amacın AB-Türkiye Sivil Toplum Diyalogu’nun yoğunlaştı-rılması olduğunu söyledi. Odaların sivil toplum diyalogunda anahtar rol oynadıklarını belirten Bonilla, “AB-Türkiye ilişki-leri bir balayı döneminde değil. Siyasi retorik ol-dukça karamsar ve insanı rahatsız edecek şekilde. Özellikle son 2.5 yılda 5 başkanlık döneminde AB’ye katılım ilgili yeni

başlıklar açılmadı. Net bir hedef de yok. Bu yıl için yeni ümitler besliyoruz. Belki hız kazandırılabilir. Buna rağmen Türkiye-AB arasında kesin bir iletişim var. Türkiye ticaretinin yüzde 80’ini AB ülkeleri ile yapıyor” dedi.

Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Reza Ziarati de konuşma-sına Türkiye’nin ticare-tinin yüzde 85’inin Deniz Ticaret Odası’ndan geçti-ğini vurgulayarak başladı. Piri Reis Üniversitesi’nde yürütülen AB projeleri hakkında bilgi veren Prof. Ziarati, üniversite olarak AB fonlarından yararlan-mak istediklerini, bununla birlikte Asya’daki odalarla da işbirliğine başladıkları-nı dile getirdi. n

a

DTO Yönetim Kurulu Üyesi

Dr. Başak AKDEMİR

Haber

Page 71: 7 Deniz Dergisi

71Ocak - Şubat 2013

Gemi Brokerleri Derneği’nden genç brokerlere kazancın formülü:

yumurtaları farklı sepetlere koyun!emi Brokerleri Derneği (GBD) tarafından organize edilen ve Kadı-köy’de düzenlenen

toplantıda, denizcilik sek-törüyle basın mensupları bir araya geldi. Sohbet ha-vasında geçen toplantıya Gemi Brokerleri Derneği Başkanı Pınar Kalkavan, Başkan Yardımcısı Baha-dır Tonguç ve Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan Gökhan Özcan katıldı. Toplantıda ilk sözü alan Başkan Pınar Kalkavan, 2010 yılında kuruldukla-rından bu yana gerçek-leştirdikleri faaliyetlerde kendilerine destek veren sektör basınına teşekkür etti ve devamını bekledik-lerini belirtti. Kuruldukla-rı günden bu yana kendi sektörleri açısından epey yol kat ettiklerini ve bun-dan sonrası içinde tüm güçleriyle üyelerinin ya-nında olduklarını belirten Kalkavan, bu yıl gerçek-leştirecekleri faaliyetler hakkında açıklamalarda bulundu. Orta ve uzun vadede gündemlerinde en çok yer alan konulardan birinin eğitim olduğunun altını çizen Kalkavan, 10 Ocak Perşembe günü geçtiğimiz dönem Te-mel Brokerlik Eğitimini tamamlayan 21 kursiyere diplomalarını verdiklerini ve bir sonraki eğitimlerini de Şubat-Nisan dönemle-rinde gerçekleştirecekleri-ni kaydetti.

“İletişim havuzu oluşturduk”Dernek üyelerine yönelik

çalışmalar hakkında da bilgiler veren Kalkavan,

derneğe üye olan bro-kerlerin ne gibi faydalar sağlayacakları hakkında açıklamalarda bulundu. Kalkavan, “Derneğimize üye olan brokerler için bir bilgi havuzu oluşturduk. Bir çeşit forum olarak düşünebileceğimiz bu havuzda her türlü bilgiyi neredeyse anında üyeleri-mize ulaştırıyoruz. Bu ve bunun gibi uygulamalarla sektörde tek ses olma ve birlikte hareket etme kabiliyetimizi de artırmış oluyoruz” diye konuştu.

Daha sonra söz alan GBD Başkan Yardım-cısı Bahadır Tonguç ise, brokerlik mesleği hakkında bilgiler verdi. Tonguç, “Gemi brokerliği

mesleğinin bir okulu yok. Bu mesleğe girmek iste-yenlerin öncelikle bu işi yapmaya istekli olmaları gerekiyor. Belli bir bilgi ve çeşitli teknik ve hukuk-sal prosedürleri bilmeleri gerekiyor” dedi. Mesleğe yeni başlayanlar için çe-şitli önerilerde de bulunan Tonguç, “Bu mesleğe yeni başlayanlara tavsiyem; öncelikle risk analizlerini iyi yapsınlar. Yumurtaları-nı farklı sepetlere koyarak zarara uğradıklarında diğer taraftan bu zararı karşılama imkanları olsun. Yalnızca tek bir uzmanlık alanına takılıp kalmasın-lar ve portföylerini sürekli farklı sektörlerle beslesin-ler” diye konuştu. n

G 2013 yılının ilk toplantısını denizcilik sektörü yayınları temsilcileriyle yapan GBD, sektör basınına kendilerine verdikleri destekten ötürü teşekkür etti

Haber

Page 72: 7 Deniz Dergisi

72 Ocak - Şubat 2013

Aklının pusulası; evindeyken denizi, denizdeyken evini gösteren tüm denizcilere

aman durur bazen, yol biter, fırtına diner, rüzgar yön değiştirir, akıntı ters döner, liman ve şehirlere yayılmış tüm karasal alışkanlıklar da geçer gider bir yenisine dek. Ama bitmeyen bir şey vardır hep, hep bir ses, bazen içerden bazen de dışarıdan “git” der.

Hayatı üzerine kurulmuş denizlerin dışına çekilmiş, kendi içinde de yol-culuğa, onarılmaya ve yenilenmeye çekilmiş gemi’nin yoluna düş’müş, iz’ ler arıyorum…

Hala üzerinde yol olan bir yol-da, asla bir yere varamayacağını bilen bir yolcu (zira vardığı her yer kesinlikle bir başka varılacak yere uğurlayan, arkada kalacak olandır), zaman dursa da devam eden bir yolda, ömrün tamamında, bir şeyle-rin peşindedir. Hayallerin ve aklının sınırlarından çıkmış yolcu, nereye ne kadar zamanda gittiğini saymadan, geride bıraktığı ve önüne çıkacak zamana takılmadan, nerde ne ya-şayacağına bakmadan gider. Öyle ki ardına düştüğü biraz da çocuk-luğunun, büyürken yanında olan ve onunla beraber büyüyen, fısıldayan tek sözü, sözcüğü olur, ‘git’ der ona bir ses, küçük harflerle… Çocukluğa emanet bırakılmış, akılda kaldıkça, söylendikçe ve yazıldıkça kendini büyüten uzun boylu bir öykü olur son-ra, çok sonra. Öyle ki gittiği her yere onunla beraber giden ‘git’ de gider ve yine kaldırır onu oturup dinlendiği yerlerden.

Bazen yalnız çıkarsınız bir yola, yalnız çıkılmış bir yolculuktur bu. Ba-

zen de çıktığınız bir yol, yalnız kaldı-ğınız uzun bir yolculuğa döner.

Güneşin açısı değişir önce. Deği-şen zamanlar; değişen iklimlerin ve değişen duyguların da kaynağı olur çoğu zaman. Duyduğunuz yalnızlık, içinizde büyüyüp, sizi kuşatan ya da sizi soyutlayan içsel ve fiziki bir yal-nızlığın bazen yanı başında, bazen de dışında, uzak bir kıyının sizi kucak-layacak limanına dek süren, uzayan, büyüyen bir uzaklığındadır.

Yerleşik hayatın değerleri ve pa-rametreleriyle örtüşmeyen bu yaşantı gece baktığınız gökyüzünde yıldız-lara yüklenmiş romantik anlamlarla, ya da şehir ışıklarının gölgelediği bir parlaklıkla, zaman zaman başı-mızı kaldırıp baktığımız bir manzara değildir. Şeklini bildiğimiz yerkürenin herhangi bir yerinde, sonsuz uzay boşluğu ile uzayıp giden gecenin karanlığında iyice belirginleşen açık deniz sonsuzluğunun ve aklınızın da sınırlarını çizen, zaman zaman kay-bettiğiniz gerçeklik duygusunun da yıldızlarıdır. Dünyanın neresindeyse-niz ve hangi zamanındaysanız, ora-dan size göz kırpan yıldız takımları, durduğunuz yerin rengidir biraz da. Öyle ki, her zaman size yol göste-receğine inandığınız Kutup Yıldızı, güney yarıküreye inerseniz sizi yalnız ve pusulasız bırakabilir. Günlerce, haftalarca, ev’e, oradaki hayatınıza ve bildiğiniz, anlamlandırdığınız her şeye duyduğunuz özlemin tek kar-şılığı, tek simgesi olur bazen. Sizi o dünyaya bağlayan ve bağlarınızın sürdüğünü gösteren tek simge. Yolu-

Sitem AteşUzakyol 5.Kaptanı

KİMDİR?Zaman kapısına bıraktığı bir tek

cümleden ibaret, “git” demiş, sade-ce. Bazen 5. Kap-

tan, bazen gemi ablası, yengesi,

yazar, fotoğraf çe-ker, ya da yalnız ve yalnızca bir gezgin,

bir gider…

MAVİ YAŞAM

Z

Makale

Page 73: 7 Deniz Dergisi

73Ocak - Şubat 2013

nuzu şaşırsanız, pusulanızı yitirseniz size bir yön sunacak, aklınızın ve duygularınızın pusulasını şaşırmanı-zı engelleyecek tek gerçekmiş gibi görünmeye başlar. Önce uzaklaşıp gözden ve pruvadan kaybettiği-nizde, sonraysa yaklaşırken, ekva-tora varırken ve kuzey yarı küreye geçerken görmeyi umduğunuz ilk gerçek, ilk eski dost, hatta denizde geçirdiğiniz süreye bağlı olarak, bir sevgili gibi görünmeye başlayabilir. Tabi kuzey yarı küreli iseniz. Zira güneydenseniz bir güney yıldızı, aynı doğruda, aynı gerçekte ve gerçekdışında, ama sizindir, sizin-ledir…

Bir limandan diğerine, bir tersane-den öbürüne kadar geçen zaman-da hiç durmayan zaman, bazen bir limandan, bazen tersaneden, bazen de herhangi bir başka durak nokta-sından hareket eden gemi ile, ye-niden akmaya başlar. Zamanı durduran tüm detaylar, aynı ilk canlı organizmaların türediği bir okyanus kenarından, insan-lığın ve gelişmişliğin denizlerine, şehirlerine, limanlarına taşır sizi. Kıtalar, okyanuslar ve mevsimler arasında pek değişmeyen günlerle değişen hayatlar, bir yerlerde durmuş zama-nı yeniden kaldıracak ilk hareketle yeniden yolculuğun denizlerine ve deniz yolculuklarının heyecanına, yalnızlıklarına ve o sonsuz mavi ve sonsuz karanlık arasında büyüyen özlemlere götürür…

Gittikçe bir ülkenin kimliğini taşı-yan bir başka ülkelerde yaşamaya başlarsınız; her rüzgarda iklim de-ğiştiren ve değişen her yüzüyle yeni düşlerin peşine düşen. Nihayetinde Aşık Veysel’in gezerken aklının evi-ne varmayı umduğu yerde, benim akıl evimin pusulası biraz daha şaşıyor ve ardına düştüğüm izlerin peşinde, ardımda kalacak izlerin

gölgesinde, gölgesine sığındığımız zamanın aynasında, zamanla ger-çeğimi kaybediyorum… n

Makale

Page 74: 7 Deniz Dergisi

74 Ocak - Şubat 2013

Karadeniz ve Akdeniz’de neler oluyor?

öze yeni başlangıçları kutlayarak başlayalım... Denizcilik basınında müstesna bir yere sahip olmayı ba-şarmış bir ekip tarafından çıkartılan Yedi Deniz dergisine yayın haya-tında başarılar diliyor, dergimizin müstesna köşe yazarları arasında bana emanet bu değerli köşede hayırlısıyla denizcilik camiasına yararı dokunan işlere imza etmeyi arzuluyorum.

Köşemizin ismi, “Yakın Denizler”...Aslında ortaçağ edebiyatında “Yedi Denizler” olarak bahsi geçen denizlerin pek çoğunu kapsayan bir isim. Fenikeliler, Akdeniz’i yediye bölüp bu yedi zorlu denizde tarihin ilk denizcilik destanlarını yazarken, Araplar ise Akdeniz’in tümünü, Orta Doğu, Arap Körfezi ve Uzak Do-ğu’ya kadar uzanan hatta Hazar Denizi’ni de içine alan daha büyük bir alanı Yedi Denizler olarak ad-landırmış. Avrupalılar da Kızıldeniz, Karadeniz, Ege, Akdeniz, Kuzey-batı Avrupa ve Kelt Denizi ile Baltık Denizi’ni Yedi Denizler olarak bel-lemişlerdir. Şimdilerde Yedi Deniz deyince yedi büyük okyanus anla-şılsa da eski Yedi Denizler şimdinin “Yakın Denizleri” olmuştur ve aynen tüm medeniyetlerin olduğu gibi modern denizciliğin de yeşerdiği bu coğrafya, şimdilerde yakınyol deniz taşımacılığının beşiğidir. Türk deniz ticaret fi losunun belkemiği olan, herkese gemiyi ve denizi öğ-reten kosterler de işte bu coğraf-yanın daimi sahipleridir...ki zaten denizciler olarak sizler bunları pek iyi biliyorsunuz. Bu köşede ben de yakınyol denizciliğinin dünya eko-nomisiyle, emtialarla ve fi nansla iliş-kilerini incelemeye çalışacak, koster

piyasalarının da en az daha büyük gemilerin piyasası kadar önemli olduğuna inançla gündemi, koster armatörü ve brokeri gözüyle ince-leyeceğim.

Vira bismillah...2013’ün ilk ayını geride bıraktı-

ğımız şu günlerde kosterciliğin en önemli gündem konuları Karade-niz’deki hayal kırıklığı, Doğu Akde-niz’de geçen sene yaşanan Arap Baharı’ndan sonra halihazırda ge-linen durum ve halihazırdaki yansı-maları, tabii ki batıda da Avrupa ekonomilerinin sıkıntıları.

2012 yazı Avrupa’da krizin ağır-laşması ve alışılageldiği üzere Ra-mazan’da Kuzey Afrika’da işlerin iyice yavaşlamasıyla güç bela atlatıldı. Rusya’nın tahıl sezonunun açılması iyi haberdi ama sert bir kıştan sonra hasatın beklendiği gibi çıkmadı ve Rusya tahıllarının nefesi sonbahara bile yetişmedi. Üstü-ne Avrupa’daki krizin derinleşmesi, Amerika ve Çin’deki seçim belir-sizlikleri nedeniyle bazı ekonomik hamlelerin geciktirilmesi, kosterlerin geleneksel olarak iyi çalıştığı son-bahar aylarını tam bir hayal kırıklı-ğına çevirdi.

Arap Baharı Suriye hariç din-se de, sadece Cezayir’in koster piyasalarını destekleyecek dere-cede ciddi alımlar yaptığı görülü-yor. Kaddafi sonrası Libya’nın hem petrol ihracatı hem de ithalatları artmakta, ülkenin Türkiye ile Arap Baharı öncesi ticaret hacmi ya-kalanmış gözüküyor ama ülkenin yaşadığı büyük yıkımdan sonra ta-lep halen emekleme seviyesinde. Mısır toparlandı derken şu günler-

Engin Koçak YAKIN DENİZLER...

KİMDİR?Engin Koçak, 1981 yılında

İstanbul’da doğmuş, Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi

İnşaatı ve Makineleri Mühendisliği Bölümü’nde

lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ise İngiliz-

ce İşletme üzerine yüksek lisans yapmıştır. 2006 yı-

lında Hollanda – Rotterdam merkezli gemi fi nansman şirketi FinShip’in Türkiye ofi sine katılmış, 2011’de

buradaki görevinden ayrı-larak ISTFIX’e katılan Engin

Koçak, 2011 yılından beri bu görevini sürdürmektedir.

Zaman kapısına bıraktığı bir tek cümleden ibaret, “git”

demiş, sadece. Bazen 5. Kaptan, bazen gemi ablası,

yengesi, yazar, fotoğraf çe-ker, ya da yalnız ve yalnızca

bir gezgin, bir gider…

S

Makale

Page 75: 7 Deniz Dergisi

75Ocak - Şubat 2013

de daha fazla karışmanın eşiğine gelmiş gözüküyor. Ülke bir şekilde kendi kendine yetecek bir nokta-ya gelmeye çalışırken, siyasi istik-rarsızlık burada da toparlanmayı geciktiriyor. Suriye’nin ise durumu malum. Şu aralar Cezayir’den baş-ka ciddi bir koster talebi yarata-bilen Kuzey Afrika ülkesi yok ve kısa vadede de olacağa ben-zemiyor. Orta vadede Libya ve Mısır’dan beklentiler olabilir.

Avrupa’da ise 2012 yılı ortala-ma yüzde 0,5 daralma ile kapatıl-dı. Dikkat edilirse krizin en şiddetli geçtiği ülkeler maalesef Akdeniz’i çevrelemekteler. Ama son birkaç haftadır Avrupa’da tüm liderler ağız birliği etmişlercesine en kö-tünün geirde kaldığını aktarmak-talar. Aslına bakılırsa 2012 Şubat ayında da buna benzer söylemler vardı lakin Avrupa’da başta Al-manya olmak üzere bir avuç kuzey ülkesi hariç ne liderler ne de ku-rumlar güven telkin edebiliyor.

Yunanistan’ın bundan sonra küçülme bölgesinden büyümeye adım atacağı düşünülse de iki defa kurtarılan ülkeden istenenler hala çok fazla. Bu durum İspanya ve İtalya’nın durumunu da zora sokuyor çünkü bilindiği gibi her-hangi bir ülkenin Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) veya Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) yar-dımına başvurması demek artık iç işlerini tamamen AB’nin yani Al-manya’nın eline bırakmak demek

olacak, haliyle politikacılar da bu siyasi riskin altına girmek istemiyor. Hatta geçen haftalarda İspanya Başbakanı Mariano Rajoy’u kol-tuğundan edebilecek bir inşaat sektörü skandalı patladı ki, her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğu bir dönemde etkisi çok yıkıcı ola-bilirdi...Tabi eğer yaratılmaya ça-lışılan olumlu bir hava olmasaydı.

İlgi alanımıza doğrudan girmese de ABD ve Çin ise kim ne derse desin toparlanıyorlar. Son çeyrek negatif büyümesi yüzünde Ameri-ka krizi hortlamış gibi gözükse de uzmanlar bu sene ABD’de yüzde 2 üzerinde büyüme bekliyor. Çin ise yüzde 8 civarı büyümek için yine gaza basmış görünüyor.

Pekiyi tüm bunların ışığında Ka-radeniz ve Akdeniz’de neler olu-yor? Bu ayın öne çıkanları şöyle:n Hayak kırıklığıyla geçen bir

sonbahar ve kışın ardında nav-lunlar yatay hareketini sürdürüyor. Karadeniz’de çok sayıda açık gemi olduğu herkesçe görülmekte ve bu da kiracıların eline ciddi bir koz veriyor ve Karadeniz çıkışları-nı ciddi biçimde zayıflatıyor.

- Rus tahıllarının azlığı ve Ukray-na’nın ihracatını kısması tahıl arzını daraltmakta. Rusya’nın 2012 yı-lına kıyasla en az 10 milyon ton daha iyi tahıl hasatı beklemesi ise yaz için umutları arttırıyor. Rusya bu yıl 71 milyon ton tahıl hasatı gerçekleştirdi, iç talebi ise 60 milyon tonun üzerindeydi.

Bu sene 80 milyon tonu aşan bir hasat yakalanabilirse ihracat için iyi bir potansiyel oluşturulabilir. Madalyonun diğer yüzünde ise emtianın fiyatı üzerinde yapılan spekülasyonlar var ve fiyatların tarihi seviyelere çıkması, yine tica-reti vurabilir.n Orta Akdeniz’de en büyük alı-

cı olan Cezayir, İtalyan, İspanyol, Portekizli üreticilerden inşaat çeli-ği ve yapı malzemesi, Fransa’dan ise buğday alımlarıyla talebi canlı tutmaya devam edecek gibi gö-züküyor. Son dönemde İtalyan ve İspanyollar yerel hurda fiyatları artınca mamüllere de zam yapmak zorunda kalınca Cezayirli tüccar-lar başka kapıları çalmaya başladı.n Kontinent ve Baltık bölgesin-

de hurda ve gübre çıkışları 3.000-5.000 dwt gemilerin navlunlarını destekliyor. Zayıf bir hasat mev-simi geçiren İngiltere’nin bilhassa Almanya’dan kuvvetli buğday alımları ise şu sıralar biraz hız kes-miş durumda. n Baltık Denizi’nde mevsimsel

bir faktör olarak buzlanma da dikkat çekiyor. Buz klası olmayan gemileri Kontinent’e çekilmeye zorlayan düşük sıcaklıklar, yer yer açık tonajın artmasına sebep olabiliyor. Güney Baltık’tan Ams-terdam-Roterdam-Anvers- Gent (ARAG) bölgesine ise çelik ve diğer genel yük çıkşlarının denge-li olduğu, navlunların korunduğu görülüyor. n

Makale

Page 76: 7 Deniz Dergisi

76 Ocak - Şubat 2013

Kabuk değiştiren ABD’nin dünya denizciliği üzerine etkileri

Kıtalararası ticarette önemli bir yere sahip olan Amerika tarihinin Pe-arl Harbor’dan (Aralık 1941) sonra dışarıdan gelen en büyük saldırısı olan 11 Eylül’e maruz kalmasıyla başlayan değişimi, ekonomik kriz ile son buldu. Trajik saldırı 11 Eylül 2001 ile sadece Amerika tarihi değil, tarihi değil, tüm dünyanın ekonomik ge-leceği de etkilenmiş oldu. 11 Eylül saldırıları ülke yönetiminin güvenliğe bakışında derin değişimler meydana getirdi. Bu değişimlerin en çok etkili olduğu sektör ise deniz taşımacılığı-dır. 2001 yılından önce Amerika’ya gemi ile sefer yapmış denizciler ve sektör çalışanları bu değişimi bilfiil hissettiler. Daha önceleri Amerika’ya geminin sefer yapması heyecan ve-rici bir durum iken, şimdilerde bu hem gemi çalışanları, hem de işin ticari kısmı ile ilgilenler için kabus hali-ne dönüşmüş oldu. Yıllardır biz de, Amerika’daki denizcilik sektörünün daha iyiye gitmesi için çeşitli kurumlar aracılığı ile çalışmalar yapmaktayız. Ancak bütün gemilerde de büyük kırmızı harflerle yazılı olan “Güvenlik her şeyden önce gelir” kavramı de-ğişimlerin iyileştirici ve kolaylaştırıcı şekilde olması yerine, zorlaştırıcı ve engelleyici şekilde karşımıza çıkmak-ta. Bir denizcinin en doğal ve insani hakki olan karaya ayak basması bile son 10 yılda yapılan değişikliklerle imkansız hale getirilmiştir. Halbuki de-nizcilerin ve denizciliğin dünya eko-nomisini ayakta tutan ana çark oldu-ğunu anlamak zor olmamalı. Bugün

yaşadığımız çoğu zorluğun kaynağı işte bu geçmişte yaşanan güvenlik zafiyetine bağlanabilir. Günümüzde Amerika’da denizcilik ile ilgili kararlar alan, kurallar koyan çoğu kurumun başın-da hayatında daha önce hiç gemiye ayak basmamış, ekseriyetle eğitimleri ve tecrübeleri güvenlik üzerine olan insanlar bulunmakta. Ancak yine de yapılan tüm bu değişiklikler Amerika’yı daha güvenli bir hale getir-mekten ziyade dış ticarette kendi ayağına kurşun sıkar vaziyete getirdi. Gemile-re, mürettebata ve taşınan yükler üzerine getirilen yeni mevzuatlar Amerika’da ilgili federal kurumlar (Gümrük Muhafaza, Sahil Güvenlik,

İç İşleri Bakanlığı, Savunma Bakanlı-ğı) tarafından ülkenin kendini daha güvende hissetmesini düşüncede sağlamaktan öteye gidemedi. Yine denizcilik sektörü üzerine eğitimi kısıtlı insanların çıkarttığı yeni kurallar, de-nizcilikte taşıma maliyetinin artmasına ve bunun navlunlara yansımasına se-bep oldu. Umarız Amerika bu politik değişimlerin ülkenin güvenliğine çok da faydasının olmadığını ancak yeni bir Pearl Harbor veya 11 Eylül tra-jedisi yaşamadan farkına varır. Diğer taraftan da bu zorlukların denizcilikle ilişkili yan sektörleri yani ülke içindeki iş gücünü olumsuz yönde etkilediği de fark edilmelidir.

ABD’DEKİ KURALLAR, SSCB DÖNEMİNİ ARATMIYORBir mürettebat değişiminin Amerikan

yerel Gümrük muhafaza tarafından anlamsız güvenlik sebepleri gösteri-lerek engellenmesi bu yolla gelir elde edecek olan yerel kara taşımacılığı; otel hizmeti, Hava yolu taşımacılığı şirketlerini son derece kötü yönde etkilediği bir gerçek. Ülke yönetiminin ekonomiyi ayağa kaldırmak için ça-baladığı şu günlerde çok büyük ge-lirlerin anlamsız şekilde engellenmesi ayrıca psikolojik baskı da yaratmakta ve ülkenin dışa karşı imajını zede-lenmektedir. Benim bu konu üzerine komik, diğer yandan da düşündükçe üzücü olan yaşadığım anı, ülkenin dışa karşı imaj durumunu özetlemekte. Amerika’nın yeni yapılanması sonucu oluşan kurallar gereği Amerika’ya seferi olan bir gemideki Rus kaptana en az 15 gün öncesinden sayfalar dolusu kuralları, zorunlulukları, uygu-lamaları, engelleri belirten yazılarımızı gönderdik. Ardından da günlerce gemi kaptanına her bir uygulamanın sebebini ve geminin buna nasıl uy-ması gerektiğini açıklamak zorunda kaldık. Malum gemi kaptanı bunları anlayamadı ve bunaldı. Ancak zor-lu ve stresli çalışma günleri sonunda geminin bu kurallara uygunluğunu sağlayıp limana getirebildik. Geminin

gelişinde kaptana Amerika devle-tinin bu yeni ve zorlu uygulamaları-nın şahsına özel olmadığını anlatıp, karşılaştığı zorluklar için özür diledik. Gemi kaptanının sözü her şeyi özet-ler nitelikteydi “Mr. Agent üzülmeyiniz. Biz 70 yılı aşkın komünist rejim kuralları altında ezildik. Görünen o ki maalesef şimdi sıra sizde”. Ben de şahsen de-nizde bulunduğum yıllarda gerçekten de kuralların, zamanın rejimi ülkelerin-de dahi bu denli zorlu olduğunu göz-lemlememiştim. Bütün bu değişimler ar-matörler için ekstra elektronik, yazılım donanımı masrafları getirmiş ve gemi zabitlerine de Amerika seferleri için ayrıca eğitim alınması zorunlu hale gelmiştir. Kuralların karmaşıklığı ve uygulamaların sonucunda gemilerin veya yükün bildiriminin eksik yapılması durumu yüksek cezalara ve gemilerin seferlerinde gecikmelere sebebiyet vermiştir. Bu durumları önlemek için armatörlerin koruyucu acente hiz-meti alması da Amerika seferleri için zaruri bir durum haline geldi. Ameri-ka deniz ticaret kurallarının derinliği denizcilik sektörümüzü bu seferlerden alıkoymamalı, aksine bu pazardaki payını profesyonel ekiplerle çalışa-rak yol almaya sevk etmelidir.İçinde bulunulan olumsuzluklar ve ekono-mik şartlara rağmen armatörlerimizin, özellikle de tanker firmalarının Ame-rika pazarına yönelmesi ve başarılı olması için elimizden geleni değişik kurumlar aracılığı ile yapmaktayız. Bu çalışmaların sonucunda Türk bayrağı-nın itibarı ve Amerika sularında gurur-la taşınması bizim için en büyük ödül olur. Sayfalarımızda zaman zaman bu çalışmalardan, Türk şirketlerimizin yaşadığı zorluklardan ve edindikleri tecrübelerden bahsedip ayrıca siz-lere ilgili kurumların ileri gelenleri ile yaptığımız görüşmeleri aktaracağım. Amerika’daki denizcilik, ekonomik ve siyasi gelişmelerden sizleri haberdar edip karşılaşılan zorlukların çözüm yollarını da yine beraber sizlere su-nacağız. Bu yeni sularda yol almaya Vira Bismillah diyerek başlıyoruz… n

Kapt.Kubilay

ULUCAN

MAVİ DÜNYADA

SEYİR

1977 Karabük doğumlu Kubilay Ulucan, Kocaeli Üniversitesi, Karamürsel Denizcilik MYO’nu bitirdi. RT Shipping ve Kaptanoğlu Denizcilik gemilerinde çalıştı. 2001 yılında eğitim amaçlı gittiği Amerika’da öğreniminin yanı sıra, GAC Shipping (USA) Inc. firmasında yönetici olarak görev yaptı. Halen burada-ki görevinin yanı sıra, Türk şirketlerine öncülük etmek ve Amerika’daki çalış-malarına yardımcı olmak amacıyla kurulan Amerikan Türk Ticaret Odası’nda (ATCOM), Denizcilik Sektörü Başkanlığını yürütmektedir.

KİMDİR?

Makale

Page 77: 7 Deniz Dergisi

77Ocak - Şubat 2013

Türkiye’de gemi brokerliği

Bizim brokerimizin işi zor! Neden diye sorarsanız, ticari filomuzun büyük bir bölümü kısa mesafe-li deniz taşımacılığı yapan koster tonajından oluşmakta. Komşumuz Yunanistan’ı ele aldığımızda, çok farklı bir tonaj ve piyasaya hizmet verdiklerinden ötürü mesleğe yeni giren brokerler de çok farklı bir seg-mentten başlangıç yapmış olmalıdır. Avrupa’da ise yine durum farklıdır çünkü mesleğe yeni başlayan bir ki-şinin shortsea, deepsea, off-shore, project/heavy-lift gibi alt grupları seçme şansı bulunmaktadır.

Bir başka dezavantajımız ise, koster armatörünün ve bu segmente ait kiracıların, brokerlerimizin omuz-larına çok yük yüklemesidir. Yakın zamana kadar, belki de halen, bazı armatörlerimiz var ki bırakın sözleş-me okumayı veya yeterli kadro ile çalışmayı, İngilizce bile bilmeden gemi işletiyor. Dolayısıyla armatörün yapacağı tüm işleri broker yapmak zorunda kalıyor. Hatta gemi Liman Devleti Kontrolü tarafından alıko-nulduğunda bile armatör brokeri arıyor. Denizcilik sektörü gelişmiş ülkelerde brokerin üzerine düşen yük çok daha hafiftir çünkü taraflar üzerlerine düşen görevleri layığıyla icra ettiği için, broker de brokerliği-ni yapar ve fırsat maliyetleri bizden çok düşüktür.

Bir brokerlik firmasının piyasa değeri yüksek olsa bile, ticari kazancını yükseltmesi için iki uy-

gulanabilir çözüm bulunmak-tadır. Birincisi, firmada çalışan broker sayısını ve ticaret hac-mini artırarak sürümden kazan-

mak. İkincisi ise faaliyetlerin yönünü değiştirip büyük tonaja veya reka-betin az olduğu özellikli segment-lere hizmet vermek. İkinci çözümün uygulanması bence daha zor çünkü işletme ve ekip olarak bu tonajın coğrafyasına ve piyasasına hakim olmanız gerekecektir ki ülkemizdeki usta broker yetersizliği de cabası-dır. Dolayısıyla cevval brokerimiz sözleşme detaylarını bir tarafa bı-rakarak bize bir-iki dolar avantajla bağlantı yaparken, seferin icrası sırasında meydana gelebilecek hallerin her biri saatli bomba niteli-ğindedir. Sadece pratik bilgi ile ça-lışan bir broker hem kendini, hem de hizmet verdiği tarafları büyük riske a tmaktadır. Bunun yanında, sadece teorik bilgi ile hizmet veren broker ile riski minimize eder fakat yaptığı işe değer katmamış olur dolayısıyla teorik bilgi ile pratik bilgi ve tecrü-belerimizi harmanlamalıyız ki ortaya değerli bir eser çıksın.

Geçtiğimiz günlerde basına yan-sıyan çok talihsiz açıklamalarla karşılaştım ve bu mesleğin yanlış biçimde icra edilmesine yol açan durumların gayet normalmiş gibi gösterilmesine şahit oldum. En dik-katimi çeken kısmı ise, bir brokerin bu saygıdeğer mesleği herhangi bir düzene sahip olmadan da, bir tele-fon ve bir bilgisayarla hatta evin-den veya bir kafeden bile yapa-bileceğinin dile getirilmiş olmasıydı.

EVDEN BROKERLİK OLMAZ Bizler; kişiler, kurumlar ve STK’lar

olarak tüm gücümüzle bilinçli bir nesil yetiştirmeye ve ülke denizci-

liğinin kalite standardını yükselt-meye çalışıyorken, bu tip bilinçsiz ve mesnetsiz ifadeler misyonumuzu daha da zorlaştırıyor. Örnek ver-mek gerekirse, bu evinden çalışan, bir bilgisayarı ve bir telefonu olan sözüm ona broker hasbelkader bir bağlantı yaptı, hatta 20,000 ton yükü 50 dolar/ton navluna bağladı. Brüt navlun etti 1 milyon dolar. Tari-hi geldi ve armatör navlun faturasını kesti, armatöre iletilmek üzere bizim brokere yolladı. Tutun ki bizim bro-ker hastalandı, evde yatak döşek yatıyor. Bırakın bilgisayarın başına geçmeyi, kolunu kaldıracak hali yok. Bimco Liner Booking Note’un (Con linebooking) 11. Klozunda belirtil-diği üzere, “vadesinde ödenmeyen navlun ve diğer alacakların gecik-mesi durumunda yüzde 5 faiz uygu-lanacaktır” Bu çok basit ve olağan örnekten kaynaklanan zararı kim, nasıl karşılayacak? Bilgisayarını veya akıllı telefonunu satarak mı?

Bu tür düşüncesiz beyanatlar hem toplumu yanlış yönlendirmekte hem de bizler gibi basiretli, adabıyla çalışan birey ve firmaları hiçe say-maktadır. Eğer bu tip bir uygulama doğru olsa; sermayeler koyan, ofis-ler kiralayan, demirbaşlarla dona-tan, ekipler kuran, vergi veren ve her ay tüm bu giderlere katlanan müteşebbisler boşuna mı uğraşıyor. Bu noktada armatör ve kiracıların doğru seçimleri de broker camiasını doğru uygulamaya itecektir.

Umuyorum ki 2013 senesi tüm de-nizcilik camiamız için beklenenden çok daha iyi geçer. Allah selamet versin. n

BahadırTONGUÇ

BROKER

GÖZÜYLE

1976 yılında İstanbul’da doğdu. Babası ile birlikte başladığı gemi alım satım brokerliği ve acentelik hizmetlerini ülkenin önde gelen arma-törlük firmalarında broker ve gemi kiralama müdürü olarak geliştirdi. 2007 yılında kendi brokerlik ve gemi kiralama firmasını kuran Tonguç, 2012’de de gemi acenteliği firmasını hayata geçirdi. Bahadır Tonguç, Gemi Brokerleri Derneği’nin kurucu üyesi ve başkan yardımcılığı görevi-ni halen sürdürmektedir.

KİMDİR?

Makale

Page 78: 7 Deniz Dergisi

78 Ocak - Şubat 2013

Kötü gün dostunuz: BUNKERBANK

2012 senesi denizciliğin şimdi-ye kadar geçirdiği en zor dönem-lerden birisi oldu. Bir zamanların yüce dağları Sanko ve Overseas Shipholding Group (OSG) bile kriz dalgaları karşısında eridi gitti. Sayısız küçük armatör de iyi gün-lerde dünyanın en lüks ve pahalı masalarında otururlarken kendilerini icra-iflas masalarında buldular. Biz Ocean Intelligence olarak “Ceketi satar öder” deyimini dünya deniz-cilik literatürüne kazandırdık. Bilhas-sa bazı Türk armatörler için. Bazıları varlıklarını satıp şirketlerine yatırdı-l a r ceket gitti. Bazıları ise “Bu

firma limited şirket adı üstünde içinde ne varsa o” dediler ve ceketi alıp çıktılar, alacak-lıları boş ellerle bırakıp. En bü-

yüğünden en kü-çüğüne iflas edip gidenler çoğun-

lukla bankalarla olan görüşmelerin sonuç vermemesini sebep olarak gösterdiler. Özellikle 2005-2009 arası yüksek fiyatla gemi alanlar banka borçları karsısında sinirden, utançtan ve ödemek için çok çalış-maktan kıpkırmızı oldular. Bir zaman-lar kendilerini kapılarda karşılayan kredi vermek için bin bir türlü ikna yöntemini deneyen bankacılara izahat verir, af diler, her şeylerini teslim eder oldular. Çünkü banka ne de olsa teminatsız iş yapmaz kolay kolay. Gemi zaten ipotekli ve baş-ka teminatlar da gösterilmiş belki. Bankayla aran iyi olmazsa bir anda açık arttırmada hurda fiyatının altı-na satılmış bulursun gemini ve hala da borç bitmez. Mesela 2012’nin son çeyreğinde, 2000 yapımı bir 20 bin dwt’lik kimyasal ürün tankeri satılıverir 2,2 milyon dolara sadece hurdası 3 milyon dolar ederken…

Sıradakine bakalım. Denizciliğin en büyük finansörlerinden birine. Hem de bunu çoğu zaman teminat-sız. Senetsiz sepetsiz ve çok ucuza yapan, kredi işlerini sıklıkla hatır gö-nül ekseninde yürüten bir sektöre; bunker (deniz yakıtçısı) sektörüne IMO verilerine göre dünyada yakıt piyasasının hacmi, ortalama olarak yıllık 350 milyon ton olarak düşünü-lüyor. Bunkerworld indekslerine ba-karsak dünya genelinde 2012’de ortalama IFO380 yakıt fiyatı ton başına 670 dolar. Gazoil ise nere-deyse bin dolar. Bu demek oluyor ki, deniz yakıtları sektörü yılda ne-redeyse 300 milyar dolarlık kredi sağlıyor denizciliğe. Hem de kolay, düşük faizli ve anlayışlı. “Abi idare

et” “Abla söz iki haftaya vereceğim navlun takıldı” denilebiliyor yakıt firmasına. Ya da dönüp size hesap-larımı, bilançolarımı göstermiyorum diye kafa tutulabiliyor. Üstelik yakıt-çıya, bankaların önünde el pençe divan durulurken. Sadece İstan-bul’da bile deniz yakıtçıları yılda ve sadece gümrüksüz fiziksel satışlarda 2 milyon tona yakın ürün satıyor. Bu olağanüstü hizmeti sunuyor ve se-netsiz sepetsiz 1,5 milyar dolarlık bir işletme kredisi veriyor.

Yurtdışında alınan ikmallerle bu daha da artıyor ve 2 milyar dola-rı geçiyor. Denizciliğe bu ölçekte kredi veren başka bir Türk sektörü yok. Şu şekilde söyleyelim, bu kadar paraya tanesi 20 milyon dolardan 100 adet büyük çaplı yeni kuru yük gemisi veya yukarıdaki örnekte olduğu gibi 909 adet 12 yaşında kimyasal tanker alınabilir. Bunker-cilerin işi bankacılardan çok daha zor, çünkü para değil mal satıyorlar. Bir çoğumuzun haritada bile yerini bilmediği yerlerden ürün getirip, pa-halı depolarda saklayıp, sıkı gümrük kontrolleriyle barclar organize edip denizin ortasında iyi havada, kötü havada ikmal yapıyorlar. Günlerini, gecelerini, hafta sonlarını denizciler gibi onları yakıtsız bırakmamak için harcıyorlar ve bunu çok düşük bir kar marjı için yapıyorlar, çoğunlukla yüzde 1 bile değil! Denizcilik firma-ları biraz da bu bankaya “Bunker-bank”a saygı göstermeli, takdir et-meli çünkü gemiyi (vücudu) almayı sağlayan bankaysa, içindeki kanı sağlayan bunkerciler, cefakar, kötü gün dostu bunkerbank. n

CanBesev

ANALİTİK

BAKIŞ

Analistliğe rahmetli Adam Dupre ile geleneksel usta-çırak ilişkisi içinde CCRS China Company Research Services’de başladı. 2008’de dünyada konu-sunda dört kuruluştan biri olan Ocean Intelligence’a katıldı. İngiltere’de ağır-lıklı olarak lisansüstü düzeyde işletme, iş idaresi, münakaşa yönetimi tahsil etti. Halen Ocean Intelligence’da Yonetici Analist olarak Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu olarak çalışıyor. Bulunduğu pozisyon bir Türk vatandaşının bugüne kadar geldiği en üst pozisyon olarak nitelendiriliyor.

KİMDİR?

Makale

Page 79: 7 Deniz Dergisi

79Ocak - Şubat 2013

●ATABAY YAT ●ATALAY YAT ●ARKIN PRUVA ANTALYA ●AYDOS YATÇILIK ●ALG YAT BODRUM ●DERELİ YATÇILIK MUMU ●DEMİRCAN YAT ●EVREKA YATÇILIK ●ESER YATÇILIK ●F.C.A. MARİN CAN AKBAŞ OĞLU ●F. BAHÇE YELKEN KULÜBÜ ●GEMLİK YELKEN KULÜBÜ ●GARBON YAT ●LİNMAR YAT ●MURAL YATÇILIK ●METUR YAT BODRUM ●NEREDEİS YAT ●NUMARİN ●R.M.K. ●TEKAD YATÇILIK ●SAYGI DENİZCİLİK ●SİRENA MARİN GEMLİK ●VİCEM YAT ●OPTİMA DENİZCİLİK ●ORİON YAT GÖCEK ●TEKA YATÇILIK ●YENER DENİZ TEKNELERİ ●ÜRKMEZLER YATÇILIK ●BARBOROS TEKNECİLİK ●BOR-DO YATÇILIK ●DENİZ MARİN GEMLİK ●MAG MARİN YATÇILIK ●ICT YATÇILIK ●MENGİ YAY YATÇILIK ●İTİBAR TEKNECİLİK

REFERANSLAR

MERKEZ: Sultan Orhan Mah. Hasköy Sanayi Sitesi, 7. Blok No: 11 - Gebze/KOCAELİ - Tel & Faks: 0262 643 71 07ŞUBE: Gedelek Köyü Açmalar Mevkii Orhangazi Küçük Sanayi Sitesi 5. Cad. No: 25 - Orhangazi/BURSA - Tel: 0224 586 00 87

GSM: 0535 221 10 29 - 0532 305 95 50www.basaran-dokum.com & [email protected]

MERKEZ: Sultan Orhan Mah. Hasköy Sanayi Sitesi, 7. Blok No: 11 - Gebze/KOCAELİ - Tel & Faks: 0262 643 71 07

www.basaran-dokum.com

ALÜMİNYUM-KIZIL-AL.BRONZ-TUTYA-PİK-KURŞUN SALMA DÖKÜM İŞLERİ, 500KG’DAN

SINIRSIZ TONAJLARA KADAR KURŞUN DÖKÜM SALMA İŞLERİ İTİNA İLE DÖKÜLÜR

DÖKÜMSANAYİDE

HİZMETİNİZDEYİZ

45 YILIAŞKINTECRÜBEMİZLE

başaran DökÜm

35 ton

33 ton

35 ton

35 ton

9 ton

Page 80: 7 Deniz Dergisi

80 Ocak - Şubat 2013

izmirCruise’de Cruise’de

dünyadadünyadailk 50 arasında

zmir, 2012 yılında Avrupa’da yaşa-nan ekonomik kriz sebebiyle turizmdeki

düşüşe rağmen kruvaziyer turizmde 500 bin turist rakamını geçti. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, “Artık kruvaziyer turizmde, şart-lar ne olursa olsun belirli bir seviyenin altına asla düşmüyoruz. İzmir, kru-vaziyerin yükselen yıldızı

olmayı sürdürüyor. Son olarak da Avrupa Kruvazi-yer Konseyi’nin organizas-yonlarını yapan Ashcroft Associates firması tarafın-dan yayınlanan sektörün önemli dergilerinden Cru-ise Insight, İzmir’i dünya-daki 512 liman arasında en önemli 50 transit yolcu limanı arasında 42. sırada gösterdi.” dedi.

Demirtaş, 20 Aralık 2012 itibariyle Alsancak Lima-nı’na 286 seferle İzmir’e

508 bin kruvaziyer yol-cusu geldiğini, Çeşme ve Dikili limanlarına gelen 48 gemiyle birlikte İzmir’in bu yıl 334 seferde toplam 517 bin turist ağırladığını söyledi. İZTO Başkanı, “27 Aralık’ta yapılacak son seferle 2012 sezonunu da kapatmış olacağız.” şeklinde konuştu. Geçen yıl İzmir’e 272 seferle 504 bin kruvaziyer yolcusu gelmesine karşılık bu yıl sefer sayısında 15 gemilik

i

Cruise’de

İzmir, 2012 yılında Avrupa’da yaşanan ekonomik

kriz sebebiyle turizmdeki düşüşe rağmen kruvaziyer turizminde 500 bin

turist rakamını geçti.

Turizm

Page 81: 7 Deniz Dergisi

81Ocak - Şubat 2013

artış olduğunu aktaran Demirtaş, “Buna rağmen yolcu sayısı, geçen yıla göre fazla bir artış göstermedi. Bunda en önemli neden, kruva-ziyer yolcularının büyük kısmını oluşturan Avrupa ve Amerika’da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle insanların tatillerini ertelemeleri veya kruvaziyer turizmden vazgeç-meleri. Arap Baharı ve yaşanan olayların bölgedeki kruvaziyer turizmi trafiğinde yarattığı değişim ve Türk limanlarımızda bazı kural ve uygulamaların mevcut kruvazi-yer dinamiğine cevap verememesi de önemli bir etken.” dedi.

türKİYE Düştü, İzMİr YüKsELDİOcak–Kasım 2012 arasında-

ki rakamlara göre Türkiye’deki kruvaziyer limanlarından İstanbul, Kuşadası ve İzmir arasında liderlik için soluk soluğa bir yarış olduğu-nu belirten Ekrem Demirtaş, çok küçük farklarla birbirini izledikleri-ni söyledi: “Avrupa ve Amerika’daki kriz nedeniyle Türkiye kruvaziyer turizminde de şu anda yüzde 5’lik düşüş var. Toplam yolcu sayısı, yılın ilk 11 ayı sonunda 2 milyon 74 bin 860 oldu. Aynı şekilde Kuşadası’nda yüzde 3, İstanbul’da yüzde 1’e ya-kın düşüş var. İzmir’de ise yüzde 4’e yakın bir büyüme var. Tüm liman-lar içinde en yüksek büyüme oranı İzmir’e ait.” diye konuştu. Demirtaş ayrıca İzmir çıkışlı turlarda artış olmaya başladığına ve Türk turist-lerin de kruvaziyer turizme ilgisinin arttığına dikkat çekti. n

MSC Magnifica ile 30 günlük rüya turu

Cruises, 24 ve 30 gecelik hazırlanan iki alternatifle İz-mir ve İstanbul’dan katılabi-

leceğiniz bir rüya paket hazırladı. Otuz günlük programda Brezilya sahillerinin yanı sıra Punda Del Este, Buenos Aires ve Monteviedo gibi Uruguay ve Arjantin şehirlerini görmek de mümkün olacak.

Gemide katılımcı sayısı gözetilmeksizin Türkçe rehberlik hizmeti de verileceği ifade edildi. n

msC

İç Kabinde Kişibaşı 1049 €Dış Kabinde Kişibaşı 1349 €Balkonlu Kabinde Kişibaşı 1499 €3. ve 4. Kişi (Yetişkin) 849 €0 – 18 Yaş Çocuk ÜcretsizTek Kişilik İç Kabin 1579 €Tek Kişilik Dış Kabin 2029 €Tek Kişilik Balkonlu Kabin 2249 €Liman Vergisi (Yetişkin) 390 €Liman Vergisi (0-18 yaş çocuk) 390 €

16.11.2013

Turizm

Page 82: 7 Deniz Dergisi

82 Ocak - Şubat 2013

yolcu gemileri sıkı denetime alınacak

Paris Memorandumu

kapsamında denetim yapan

27 ülkenin limanlarında 01.01.2013

tarihinden itibaren

başlamak üzere bir yıl süre ile

yolcu gemilerine yönelik

yoğunlaştırılmış denetim

uygulaması yapılacak.

laştırma Denizci-lik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme

Genel Müdürlüğü, İstan-bul, İzmit, İzmir, Antal-ya, Mersin, Çanakkale, Samsun, Trabzon, Tuzla, Çeşme, Marmaris, Kuşa-dası, Bodrum, Fethiye, Kaş, Ayvalık, Taşucu Liman Başkanlıkları ile İMEAK Deniz Ticaret Odası’na gönderdiği yazı-da Paris Memorandumu (Paris MoU) kapsamında denetim yapan 27 ülkenin limanlarında 01.01.2013 tarihinden itibaren başla-mak üzere bir yıl süre ile yolcu gemilerine yönelik yoğunlaştırılmış denetim uygulaması yapılacağını açıkladı.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı De-niz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafın-dan gönderilen o yazı:

Paris Memorandumu kapsamında denetim ya-pan 27 ülkenin limanların-da 01.01.2013 tarihinden itibaren başlamak üzere bir yıl süre ile yolcu gemi-lerine yönelik yoğunlaştı-rılmış denetim uygulama-sı yapılacağı,

Söz konusu yoğunlaş-tırılmış denetim uygula-

ması çerçevesinde yolcu gemisi işleten firmaların konu hakkında bilgilendi-rilmesi, Paris MOU üyesi ülke limanlarına sefer yapacak yolcu gemilerinin bu denetimlere hazırlıklı olması gerektiği,

Paris MOU üyesi ülke limanlarında yapılacak olan bu denetimlere ha-zırlıklı olunması amacıyla; uluslararası sefer yapan Türk Bayraklı tüm yolcu gemilerimize limanları-mızda yapılacak dene-timlerde bu hususlara dikkat edilmesinin hem yolcu gemilerinde emni-yetin arttırılması hem de yaşanabilecek tutulmala-rın önlenmesi açısından önem arz ettiği,

Uluslararası sefer yapan Türk Bayraklı yolcu gemi-lerimize yapılacak önsör-vey, programdışı sörvey ve belgelendirme işlemle-rinde www.parismou.org internet adresinde yayın-lanan Paris Memorandu-mu Yolcu Gemilerinde Harmonize Doğrulama Programı’nın (HAVEP) dikkate alınması, ayrıca Ek’te de bir örneği sunu-lan kontrol listesinin de doldurularak kayıt altına alınması hususu isten-mektedir. n

u

Yolcu Taşımacılığı

Page 83: 7 Deniz Dergisi

83Ocak - Şubat 2013

Page 84: 7 Deniz Dergisi

84 Ocak - Şubat 2013