ae magazin 2014 sayı 4

52
PROJE : İŞYERİNDEN YAŞAM MERKEZİNE PALLADIUM TOWER MEDYA : İLETİŞİMİN YAPI TAŞI HEDEF KİTLE RÖPORTAJ : SMMM YAKUP ŞENTEKİN SEYYAHNAME : FIRSATLAR ÜLKESİ AMERİKA

Upload: ae-arma-elektropanc

Post on 25-Jul-2016

234 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: AE Magazin 2014 Sayı 4

PROJE : İŞYERİNDEN YAŞAM MERKEZİNE

PALLADIUM TOWER

MEDYA : İLETİŞİMİN YAPI TAŞI

HEDEF KİTLE

RÖPORTAJ : SMMM

YAKUP ŞENTEKİN

SEYYAHNAME : FIRSATLAR ÜLKESİ

AMERİKA

Page 2: AE Magazin 2014 Sayı 4
Page 3: AE Magazin 2014 Sayı 4

Necmi YILDIZMüdür

Satın Alma & Lojistik Departmanı

» editörden

Konfüçyüs’ün “Hiç kimse başarı merdi-venlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.” demesinin üzerinden neredeyse 2.500 sene geçmiş ama her duyanın hayran-lıkla içinden defalarca tekrar ettiği bu ve buna benzer yüzlerce sözün doğruluğu-dur Çinli filozofu ölümsüz kılan.

Üç kıtada birden iş yapan AE Arma- Elektropanç, farklı coğrafyalarda olma-sının avantajı ile bölgesel krizlerden etkilenmemeyi başararak yoluna devam ediyor. 2014 yılında Rusya, Azerbaycan, Cezayir, Türkiye ve Birleşik Arap Emir-liklerinde toplam kapalı alanı 1 milyon metrekare, kontrat bedeli 250 milyon USD’yi geçen 8 proje alarak başarı mer-divenlerini tırmanmaya devam ediyor.

Bu sayımızın proje bölümünde, elekt-romekanik olarak teslimatını gerçekleş-tirdiğimiz Palladium Tower projesinin detaylarını proje müdürümüz Aydın Kuran’ın kaleminden okuyabilirsiniz. Röportaj konuğumuz ise şirketimizin da-

nışmanı SMMM Yakup Şentekin. Kendi-sine sorduğunuz en basit bir soruyu bile size kanunlarla, fotokopilerle destekle-yerek tüm ayrıntıları ile açıklamayı ilke edinmiş, işini çok severek yapan Yakup abimizinden asla yanıtsız ya da tatmin olmamış halde ayrılamazsınız.

Dergimizin seyyahname bölümünde ise bir diğer değerli abimiz Makine Mühen-disi Murat Alkım’ın 25 yıllık Amerika yaşamından süzülen damlalarla kaleme aldığı Amerika yazısını keyifle okuya-caksınız. Amerika için anlatılacak çok şey olduğunu düşündüğümüz için ge-lecek sayımızda da Amerika’yı yakın zamanda ziyaret eden başka bir arkada-şımızın “turist” gözünden deneyimlerine yer vereceğiz.

2015 yılının sektörümüze yeni fırsatlar getirmesini temenni eder; siz değerli okuyucularımıza ailelerinizle birlikte sağlık ve mutluluk dileriz.

1

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 4: AE Magazin 2014 Sayı 4

içindekileriçindekiler

Kısa Kısa

Proje / Palladium TowerAydın Kuran

Dergi Adı: AE Magazin

İmtiyaz SahibiAE Arma-Elektropanç adına

Demir Özkaya

Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni veYazı İşleri Müdürü

Necmi Yıldız

Yayın KuruluNecmi Yıldız, Burak Kızılhan, Merve Çıkrıkçıoğlu,

Burcu Kızılhan, Atakan Naçar

Yönetim YeriFulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394

Şişli / İstanbulT: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41

[email protected]

Rusya Federasyonu TemsilcisiHakan İnce

T: +7 495 775 01 [email protected]

Birleşik Arap Emirlikleri TemsilcisiYavuz Güvener

T: +971 2 628 22 [email protected]

Görsel YönetmenAtakan Naçar

Basımİkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.

Çoban Çeşme Cad. No:14 Kağıthane / İstanbul

T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32

Yayın TürüYerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır.

Basım TarihiOcak 2015

4

10

2

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 5: AE Magazin 2014 Sayı 4

Hukuk Penceresi / Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu - Merve Çıkrıkçıoğlu

Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri - 1Murat Alkım

Kültür & Sanat / Fyodor DostoyevskiBuket Altaç

Röportaj / Yakup ŞentekinBurcu Kızılhan

Teknoloji / KNXSinan Demiralay

32 Seyyahname / Amerika - 1 Murat Alkım38 Kültür & Sanat / Fyodor Dostoyevski Buket Altaç42 Medya / Hedef Kitle Atakan Naçar44 Basında Biz48 AE Ailesi’nden

1 Başlarken / Editör Necmi Yıldız4 Kısa Kısa10 Proje / Palladium Tower Aydın Kuran18 Röportaj / Yakup Şentekin Burcu Kızılhan24 Teknoloji / KNX Sinan Demiralay28 Hukuk Penceresi / Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu Merve Çıkrıkçıoğlu

1824

32

38

28

AE Magazin Yıl 8 Sayı 32 / www.arma-elektropanc.com.tr

Medya / Hedef KitleAtakan Naçar

42

3

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 6: AE Magazin 2014 Sayı 4

AE Arma-Elektropanç 2014’te Kontrat Bedeli 250 Milyon Dolar’ı Aşan 8 Proje Üstlendi

» kısa kısa

AE Arma-Elektropanç, 2014 yılını Rusya’dan Cezayir’e uzanan coğrafyada ve kapalı alan toplamı 1 milyon m2; kontrat bedelleri 250 milyon USD’nin üzerinde olan sekiz büyük proje ile tamamladı.

Türkiye, Rusya Federasyonu ve Orta Doğu’nun en güçlü teknik müteahhitlik şirketi AE Arma-Elektropanç, 2014 yı-lını uluslararası arenada ses getiren sekiz büyük projeyi üstlenerek tamamladı. Kurum, Dubai ve Moskova’da iki, İstanbul, Abu Dabi, Bakü ve Cezayir’deki birer olmak üzere birbirinden büyük sekiz inşaat projesinin elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) işlerin teknik müteahhitliğini üstlendi.

AE Arma-Elektropanç’ın 2014 yılında üstlendiği Bakü Whi-te City (Bakü), Abu Dabi Marina City Development-Plot C2 (Abu Dabi), Oasis Çok Amaçlı Ofis Kompleksi (Mosko-va), Garanti Bankası Pendik Teknoloji Kampüsü (İstanbul), Algorithm Çok Amaçlı Ofis Kompleksi (Moskova), Büyük

Cezayir Camisi K Binası (Cezayir), Dubai Üniversitesi (Du-bai), Al Maktoum Çok Amaçlı Yaşam Kompleksi (Dubai) isimli projelerin toplam kapalı alanı yaklaşık 1 milyon m2 ulaştı ve toplam kontrat bedeli 250 milyon USD’yi aştı.

AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kı-zılhan “Kurum olarak 2014 yılını başarılarla geride bı-rakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 3 kıtada üstlendiğimiz projelerle uluslar arası inşaat sektöründe ülkemizi gururla temsil ediyoruz. 2015 yılı için kendimize zor hedefler ko-yarak başarı çıtamızı yükseltmek istiyoruz” dedi.

AE Arma-Elektropanç bu yıl inşaat sektörünün en prestijli uluslararası dergisi Engineering News Record (ENR) tara-fından yayımlanan “Dünyanın En Büyük 250 Müteahhitlik Firması” listesinde yer alan Türkiye’deki 42 müteahhitlik firması arasındaki tek teknik müteahhitlik firması olarak yer alma başarısı göstermişti.

4

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 7: AE Magazin 2014 Sayı 4

kısa kısa «

Dubai’deki Dev Yaşam Kompleksi AE ile Hayat Bulacak

Türkiye’nin en güçlü teknik müteahhitlik şirketi AE Ar-ma-Elektropanç; Ortadoğu’da önemli projelere imza at-maya devam ediyor. AE son olarak Dubai’de yapımı devam eden Al Maktoum çok amaçlı yaşam kompleksi projesinin tüm elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) tesisat işlerinin teknik müteahhitliğini üstlendi.

Ana müteahhitliğini Hintli inşaat devi Shapoorji Pallon-ji Mideast LLC’nin üstlendiği projenin tüm MEP işlerinin anahtar teslimi AE Arma-Elektropanç tarafından yapıla-

cak. Toplam dört binadan oluşan kompleksin içerisinde 311 oda kapasiteli 5 yıldızlı bir otel, rezidans ve ofis alan-ları yer alacak. Dubai şehrinin merkezinde yükselecek Al Maktoum, tamamlandığında 141 bin 674 m2’lik alana sa-hip olacak.

MEP işlerinin kontrat bedeli 39 milyon 617 bin USD olan projenin 2016’nın Mayıs ayı sonunda tamamlanması plan-lanıyor.

5

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 8: AE Magazin 2014 Sayı 4

» kısa kısa

Nurol Tower’da İşlere Hız VerildiAE Arma-Elektropanç’ın mekanik tesisat işlerinin teknik müteahhitliğini üstlendiği Nurol Tower’da işler hızlandı.

68 bin m2 kapalı alana sahip olan ve Nurol GYO’nın ana müteahhitliğini yürüttüğü Nurol Tower, nitelikli bir iş mer-kezinin sunduğu ayrıcalıklarla, lüks bir residence’ın konfo-runu tek bir yapı içinde buluşturarak “evofisev” konseptini

Türkiye’ye kazandıracak. Ayrıca çevre dostu uygulama-larıyla LEED Gold sertifikasının tüm kriterlerine uyarak, benzer nitelikteki binalara göre enerji tüketiminde %40’a varan verimlilik sağlamayı amaçlayan yapı AE Arma-Elekt-ropanç’ın teknik müteahhitliği üstlendiği 8 yeşil bina pro-jesinden biri.

6

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 9: AE Magazin 2014 Sayı 4

Algorithm Çok Amaçlı Ofis Kompleksi’nde İşler Sona Doğru Yaklaştı

kısa kısa «

AE Arma-Elektropanç tarafından elektrik ve elektronik iş-lerinin teknik müteahhitliği yapılmakta olan Moskova Ti-caret ve Sanayi Odası’nın Algorithm isimli çok amaçlı ofis kompleksinde işler sona doğru yaklaştı.

43 bin 500m2’lik kapalı alana sahip olan çok amaçlı ofis kompleksinin bünyesinde; ofis, kantin ve kafe fonksiyon-

larını bulunmakta. Bina; 2 yer altı ve 19 yer üstü olmak üzere toplam 21 kata sahip.

Elektrik ve elektronik işlerinin teknik müteahhitliğinin kontrat bedeli 6 milyon 500 bin USD tutarında olan proje-nin 2015 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor.

7

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 10: AE Magazin 2014 Sayı 4

AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Medih Ertan, Elektrik Tesisat Mühendisleri Derne-ği Deneyimler Toplantı serilerinin beşincisine konuşmacı oldu. Sektörün duayenlerinden, derneğin kurucu üyesi ve aynı zamanda 2. dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı yap-mış olan Ahmet Medih Ertan’ın katılımıyla 20 Aralık 2014 Cumartesi günü ETMD dernek merkezinde düzenlendi.

08 Nisan 1952 İstanbul doğumlu olan A. Medih Ertan, 1974 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fa-kültesini bitirdikten sonra ilk mühendislik hayatına, aldığı burs sebebiyetiyle Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu ÇNAEM (Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi) TR-2 Reaktör Tevsii Grubunda başladı.

1976 yılında serbest hayata geçiş yaparak sırasıyla 1976 da Elektropanç Elektronik,1992 de Elektropanç Elektrik ve 2001 de AE Arma-Elektropanç’ın Kurucu ortağı olarak gö-rev aldı.

Keyifli geçen söyleşide A. Medih Ertan “Sistemli olarak ça-lışan mühendisin, hayat dahil her alanda belirlediği hede-fe en kısa yoldan ulaşabilir” diye belirtti. Ayrıca söyleşinin ikinci yarısında katılımcılara “Elektrik tesisat mühendisliği nereye gidiyor?” sorusunu yönelten Ertan, katılımcılar ile bu mesleğin geleceğini tartıştı.

A. Medih Ertan ETMD Deneyimler Toplantısı’nınBeşincisine Konuşmacı Oldu

» kısa kısa

8

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 11: AE Magazin 2014 Sayı 4

kısa kısa «

9

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 12: AE Magazin 2014 Sayı 4

» proje : Palladium Tower

Aydın KuranProje MüdürüPalladium Tower

10

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 13: AE Magazin 2014 Sayı 4

proje : Palladium Tower «

Palladium, kimilerine göre bir ele-ment, bazıları için güvenlik unsuru, meraklıları için ise tanrıça Pallas’ın Truva’yı koruyan heykeli anlamında-dır. Anlamı, herkes için farklı olsa da Palladium Tower projesi bizler için tek bir anlam taşımaktadır; o da AE Arma-Elektropanç eserlerine bir yeni-sinin eklenmiş olmasıdır. Firmamız bu eserin, teknik müteahhitliğini üstlen-miş olup, elektrik, elektronik ve me-kanik (MEP) tesisat işlerine imzasını atmıştır.

İşveren, Tahincioğlu Holding Gayri-menkul Geliştirme ve Yatırım olup, işin ana müteahhitliğini aynı grubun firması Nida İnşaat üstlenmiştir. Bi-nanın mimari projesi, birçok ödül sa-hibi uluslararası bir mimarlık firması olan Swanke Hayden Connell Archi-tects imzasını taşımaktadır. Ataşehir, Küçükbakkalköy mevkii, Palladium

AVM karşısında bulunan bina 100 bin m2 inşaat alanına sahiptir.

Binanın Geneli

Zemin, lobby ve kiralık alanlar ile ze-min üzeri 43 kat, toplam 55 bin m2 kiralanabilir ofis alanları, zemin altı 4 kat otopark, depo alanları ve sosyal hizmet bölümleriyle birlikte işletme ve idari ofisler, güvenlik merkezi, 43. kat panoramik İstanbul manzaralı VIP lounge, ortak 9 adet toplantı salonları, seminer salonu, özel yemek salonları, mutfak, yemekhane, açık, kapalı res-toran ve kafeler, 1012 araç kapasite-li kapalı otopark, vale park hizmeti, bisiklet park alanları, spor merkezi, kuru temizleme, kuaför, lostra, kırta-siye hizmetleri, depolama alanları ve ATM hizmetleri binanın genel yapısı-nı belirlemektedir. 1. bodrum - 43. kat arası hizmet veren 8 adet ve zemin -

4. bodrum arası hizmet veren 3 adet yolcu ile 4. bodrum - 43. kat arası hiz-met veren, yük ve yangın rejiminde kullanılabilen asansörler bulunmak-tadır. Çevreye duyarlılık hedefi, Leed Gold sertifikasıdır.

Elektrik İşleri Kapsam ve İmalatlar

Binanın kurulu gücü, 4 adet 1600 kVA ABB marka, yağlı, hermetik, elit A tip trafolar ile sağlanmaktadır. Trafoların 34,5 kV tarafı Ulusoy marka, 1250A iki giriş ve 630A dört çıkış hücreler ile beslenmektedir. 0,4 kV trafo çıkışları açık bara sistemi ile ilk bağlantı nok-tası TR-DP panolarına yapılmaktadır. Kurulu güç %100 oranında 4 adet 1650 kVA standby, Aksa marka jene-ratörler ile yedeklenmiştir. 4 jeneratör 1 adet senkron panosu üzerinden, şebeke-jeneratör ana transferlerin ya-pıldığı JTP panoları ile yangın pompa

11

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 14: AE Magazin 2014 Sayı 4

panolarının otomatik transfer girişleri-ne bağlanmaktadır.

Bina içi kuvvet dağılımı genel olarak 4 adet ADP panoları üzerinden ya-pılmaktadır. Katlarda, müşterek alan tesisatlarını ve kiralık alanları besle-yen sayaç panoları, mekanik odalar-da, asansör makine dairesinde ve Jet Fan sisteminde, MCC sistem panoları bulunmaktadır. Ana dağıtım, dikeyde ve yatayda EAE marka busbarlar ile yapılmış olup, tesisat altyapısında, ge-reğine göre EAE marka sıcak daldırma veya pregalvaniz kablo kanalları kul-lanılmıştır. Tali panolar, bulundukları noktada busbardan çıkış kutuları üze-rinden kablo ile beslenmiştir.

Aydınlatmada, genel ve sosyal alan-larda EAE marka, led armatürler kul-lanılmıştır. Anahtar priz serisi olarak Viko Karre ve Novella serileri tercih edilmiştir.

Enerji sarfiyatını kontrol altında tut-mak ve işletmede konfor sunması amacıyla aydınlatma tesisatının bü-yük bölümünde, Schneider KNX sis-tem aydınlatma otomasyon sistemi kullanılmıştır. Kontrol tek bir merkeze bağlıdır. Depolar, otoparklar, müşte-

rek kullanım mahalleri, ofisler, top-lantı odaları, dış cephe aydınlatması bu sistem tarafından kontrol edilmek-tedir. Sistem konfigurasyonunda pro-jesine göre, hareket sensörleri ve kontrol noktalarında ise otomasyon anahtarları kullanılmıştır. Sistemin devreye alınması ve supervisorluk hizmeti Schneider entegratörü Mas otomasyon tarafından yapılmıştır.

Enerji tüketimini izlemek ve rapor-lama yapabilmek amacıyla enerji otomasyon sistemi kurulmuştur. Ana dağıtım ve tali panolarda, Socomec, diris serisi enerji analizörleri kulla-nılmıştır. Sistem modbus haberleşme protokolu üzerinden tek bir merkezde bulunan 5.000 I/O kapasitesine sahip scada bilgisayarı ile kontrol edilip, iz-lenmektedir. Sistem devreye alma ve supervisorluk hizmeti Socomec tara-fından sağlanmıştır.

Seslendirme ve acil anons sistemi Elektropanç imzalıdır. Sistem tek merkezden oluşmakta olup, yangın sinyalizasyon sistemi ile entegredir. Sistemin amacı, herhangi bir acil du-rumda veya yangın durumunda bina-nın istenilen mahallerine ve yangın zonlarına anons, normal şartlarda ise

isteğe bağlı müzik yayını ve amacına uygun anons yapılabilmektedir. Müş-terek ve kiralık alanlar olarak ayrılan zonlarda, mahallerin mimari ve tek-nik özelliklerine bağlı olarak, sıva altı, sıva üstü, kolon tiplerde hoparlörler kullanılmıştır. Sistem çalışma gerilimi 100V dur.

TV yayın sistemi, binanın 45. katın-da kurulmuştur. Yayın kaynağında, Türksat, Hotbird ve Digiturk olarak 3 adet 120 cm çapında offset tip çanak antenler kullanılmıştır. Sistem konfi-gurasyonunda ikisi markası seçilmiş olup, devreye alma ve supervisorlük hizmeti Elektropanç Elektronik tara-fından sağlanmıştır.

1.bodrumda bulunan 9 adet toplantı odalarında ses ve görüntü sistemleri tesis edilmiştir. Sistemde, odaların ya-pısına göre, motorlu perdeler, projek-siyonlar, led monitörler ile bağlantı ve dağıtım tesisatında aktif ve pasif ürün-ler kullanılmıştır. Odalarda, değişken tefrişe cevap verebilecek tarzda döşe-mede, yer kutularında kaynak bağlan-tıları için ses ve görüntü giriş noktaları yaratılmıştır. Projeksiyon cihazlarında Panasonic, sistem entegrasyonunda Kramer matrix switchler, ses siste-

» proje : Palladium Tower

12

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 15: AE Magazin 2014 Sayı 4

minde ise Elektropanç marka aktif ürünler kullanılmıştır. Sistem konfigu-rasyonu ve supervisorluk hizmetleri Elektropanç tarafından yapılmıştır. Kapalı devre kamera güvenlik sistemi Honeywell olarak seçilmiştir. Kame-raların dağılımı, bina çevresi, zemin kat giriş, otopark alanları, asansör hol-leri ve kabinleri, müşterek alanlar ve koridorlar şeklindedir. Kullanım yerle-rine uygun farklı özelliklere sahip top-lam 185 adet kamera kullanılmıştır. Görüntüler, merkezde toplam 10 adet led monitor ile izlenmekte ve sürekli görüntü kaydı gerçekleşmektedir.

Bina zemin kat giriş turnikeleri, meka-nik ve elektrik A.G/O.G odaları, işve-renin belirlediği kritik mahaller, sistem ve zayıf akım odaları, yangın kapıları, kartlı geçiş, geçiş izleme ve acil geçiş butonu sistemi ile donatılmıştır. Sis-tem markası Honeywell olup, geçiş sistemi mifare özellikli kartlar ile ça-lışabilmektedir. Kartlı geçiş sisteminin entegre edildiği 10 kulvarlık turnike-ler Tansa LTT111 modeldir.

Yangın sinyalizasyon sistemi Ho-neywell-Esser markadır. Sistemde mahal özelliklerine göre dedektörler ve görsel amaçlı flaşörler kullanıl-

proje : Palladium Tower «

13

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 16: AE Magazin 2014 Sayı 4

mıştır. Yangın loopları, müşterek ve kiralık alanlar olarak bölünmüştür. Bina genelinde senaryo uygulaması 10 adet kontrol, 2 adet tekrarlama panellerinin birbirleri ve merkez ile haberleşmesiyle çalışmaktadır. Yan-gın senaryosuna bağlı olarak, alarm durumunda, havalandırma sistemi iptali, yangın egzoz ve basınçlandır-ma fanlarının devreye girmesi, yan-gın damperlerinin ve seksiyonel zon ayrım kapılarının kapatılması, araç bariyerlerinin ve turnikelerin açılma-sı, binada zonlamaya uygun yangın ihbar anonsunun yapılması gerçek-leştirilmektedir. Yangın sinyalizasyon, kartlı geçiş ve kapalı devre kamera sistemlerine ait ürün temini ve super-visorluk hizmeti İntermobil tarafından sağlanmıştır.

Telefon-data tesisatı TE/AMP marka ürünler ile yapılmıştır. Tesisat, omurga

» proje : Palladium Tower

14

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 17: AE Magazin 2014 Sayı 4

ve dağıtımda fiber optik, UTP Cat6, Cat3 tip kabloların kullanımı ile ser-ver merkezi, bina içi rack kabinler ve telefon regletleri arasında yapılarak, kullanıcı prizleri ile sonlandırılmış-tır. Binanın telefon sistemi IP tabanlı olup, santral Alcatel marka seçilmiş-tir. Aktif ve pasif ürünlerin temini, supervisorluk hizmetleri Neocom ve Sistaş tarafından sağlanmıştır. Tüm zayıf akım sistemleri ve tesisat içeriği UPS prizleri, 2 adet UPS ana dağıtım ve bu panoların beslemiş olduğu bina içerisinde dağılmış olan tali UPS pa-noları üzerinden beslenmektedir. Sis-temlerin kurulu gücü, 1 adet 20kVA ve 1 adet 30 kVA olmak üzere toplam 2 adet Inform marka UPS üzerinden beslenmektedir.

Mekanik İşleri Kapsam ve İmalatlar

Isıtma / Soğutma Sistemi

Binanın ısı ihtiyacı, toplamda 3190KW lık 3 adet kazan ile sağlan-maktadır. Isıtılan su; sirkülasyon pom-paları vasıtasıyla, bodrum kat radya-tor, lobby yerden ısıtma, alçak basınç ısıtma esanjoru ve yüksek basınç ısıt-ma esanjorune gönderilir. Esanjorden ise; 1-22. katlar arası (alçak basınç zonu), 23 - 43. katlar arası (yüksek ba-sınç zonu)ofis içlerinde bulunan dört borulu FCU’ler ve santral dairelerin-deki santrallere gönderilir.

Binada soğutma işlemi, yazın 3 adet 1650 KW’lık su soğutmalı chiller ta-rafından, kışın ise 2 adet 1100KW’lık free-cooling esanjorleri vasıtasıyla yapılmaktadır. Sistemde soğutulan su pompalar vasıtası ile 1. bodrum - 22.kat (alçak basınç zonu) ve yüksek basınç esanjorlerine gönderilir. Yüksek basınç esanjorlerinden ise 23 - 43. katlar arası (yüksek basınç zonu)

ofis içlerinde bulunan dört borulu FCU’ler ve santral dairelerindeki sant-rallere gönderilir. Kışın ve geçiş ayla-rında binanın soğutulması, free-co-oling esanjorleri ile açık tip soğutma kulesi ile yapılmaktadır. Ayrıca kışın free cooling kapasite olarak yetmedi-ği yerlerde yedekli iki adet chillerde devreye girmektedir.

Sıhhi Tesisat Sistemi

Temiz su sistemi, bina da 2 adet top-lamda 564 m3’lük temiz su deposu mevcuttur. Temiz su 43. kata kadar, bodrum 4, 11 .kat, 22. kat ve 34. kat-ta bulunan hidroforlar tarafından ba-sılmaktadır.

Ayrıca, ısıtma-soğutma sisteminde ve mutfakta kullanılmak üzere yumuşak su, bodrum 4 ve 34. katta ki yumu-şak su cihazlarında üretilmektedir ve

proje : Palladium Tower «

15

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 18: AE Magazin 2014 Sayı 4

buralardan binada ki ihtiyaç yerlerine basılmaktadır.

Bina da ayrıca, ilk 12 katta pisuar ve gömme rezervuarlarda ve bahçe sula-ma hattında kullanılmak üzere, bina yağmur suyunu değerlendirmek ama-cı ile kurulmuş gri su sistemi mevcut-tur. 430 m3’lük yağmur suyu tankına gelen su, buradan kum filtresinden geçirildikten sonra 60 m3’lük ham su deposuna gönderilir. Buradan da hid-roforlarla birlikte kullanma yerlerine basılır.

Yangın Sistemi

Ana yangın pompa dairesinde sulu söndürme sistemleri için (1 asıl + 1 yedek) iki adet elektrik motor tahrik-li pompa ve bir adet jokey pompa vardır. Ara yangın pompa dairesinde sulu söndürme sistemleri için (1 asıl

+ 1 yedek) iki adet YS-EP-3/4 kodlu elektrik motor tahrikli pompa ve bir adet YS-JP-4 kodlu jokey pompa var-dır. Dördüncü bodrum katta yer alan yangın pompa dairesi, dördüncü bod-rum kat (-14.40) ile 21. kat (tavan kotu +87.80) arası sulu söndürme sistemle-rine hitap eder.

Ana yangın pompa dairesinden alınan ve üzerinde basınç düşürücü olan ilk basınç zonu dördüncü bodrum kat (-14.40 kotu) ile dokuzuncu kat (tavan kotu +41.0) arasıdır. Ana pompa da-iresine bağlı olan ikinci basınç zonu ise onuncu kat (+41.0) ile 21. katları (tavan kotu +87.80) arasıdır.

Kulenin 22. katında (+87.80 kotu) ara yangın pompa dairesi yapılan pompa grubu kulenin +87.80 ile +180.07 (asansör makina dairesi tavanı) kotları arasına hitap eder. Ara yangın pompa

dairesinden alınan ve üzerinde basınç düşürücü olan ilk basınç zonu üçüncü basınç zonudur. 22. kat (+87.80 kotu) ile 33. katları (tavan kotu +134.60) arasıdır.

Ara yangın pompa dairesinden alınan ve üzerinde basınç düşürücü olan ikinci basınç zonu dördüncü basınç zonu 34. kat (+134.60) ile asansör makina dairesi (tavan kotu 180.07) arasıdır.

4.bodrum katta bulunan ana yangın pompa dairesinde yangın için beton olan 2 adet 180 m3 su deposu vardır. Bakım, onarım gibi nedenlerle kulla-nılmadığı zamanlarda, sulu söndürme sisteminin devre dışı kalmaması için, depolardan ayrı hatlar ile pompa gru-bu emme kolektörüne bağlantılıdır. 22. kattaki ara yangın pompa daire-sinde her biri 15 m3 kapasitesinde iki

» proje : Palladium Tower

16

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 19: AE Magazin 2014 Sayı 4

proje : Palladium Tower «

adet paslanmaz depo vardır.

Telefon santral odası, AG odası, gü-venlik odasına çift kilitlemeli pre-a-ction sprinkler sistemi uygulanmıştır. Ayrıca zemin kat açık alanda bulunan jeneratör odasına da ayrı bir çift kilit-lemeli pre-action sprinkler sistemi uy-gulanmıştır. Sistem de toplam 2 adet çift kilitlemeli pre-action vanası bu-lunmaktadır. Server odasına ise gazlı söndürme sistemi yapılmıştır

Her bir riser kolonundan kata bağlantı yapılan noktalarda birer adet izlene-bilir kelebek kesme (açma-kapatma) vanası, birer adet çek valf, birer adet manometre ve boşaltılabilmesi için her bir riser yanından 2” çapında ana drenaj hatları çekilmiştir ve kat sprinkler hatlarına konulacak olan test ve drain vanaları (1¼”) ile drenaj bo-rularına bağlantı yapılmıştır.

Bodrum katlar için her katta dörder adet (S2, S4, S5 ve S6 merdivenleri veya merdiven yangın güvenlik hol-leri içerisinde) kule katlarında ise her katta birer adet (S2 merdiven yuvası içinde) itfaiye su alma ağızları vardır. İtfaiye su alma ağızlarının bağlan-tısı doğrudan sprinkler sistemi riser borularına yapılmıştır. İtfaiye geldiği zaman dış kısımdan içeriye su vere-bilmesi için, itfaiye araçlarının yana-şabileceği dış kısma 2½” boyutunda itfaiye normlarına uygun iki çıkış ağzı konulmuştur. Bu çıkış ağızlarına bağlı bir bağlantı borusu doğrudan binanın sulu yangın söndürme sistemleri hat-tına bağlanmıştır. Böylece, hatta veri-len su, yangına müdahale için kulla-nılabilecektir. Kule genelinde hizmet verecek her bir yangın pompa dairesi için birer adet itfaiye su verme ağzı vardır. Hidrant sistemi için ana yangın pompa dairesi sulu söndürme sistem-

leri kolektörü birinci basınç zonundan ayrı bir hat almıştır ve bina çevresinde ring sistemi oluşturularak, bina çevre-sinde toplam 8 adet hidrant yerleşti-rilmiştir.

Palladium Tower projesinde, emeği, bilgisi olan, çalışma ortamında hiçbir fedakarlığı esirgemeyen, gereken öz-veriyi gösteren, ofiste ve sahada görev almış, elektromekanik takım arkadaş-larıma teşekkürü bir borç bilirim. De-ğerli yöneticilerimiz ve bizlerle tüm zorluk ve sıkıntıyı paylaşan merkezde görevli arkadaşlarımız ile yaratılan bu eserin gururunu paylaşırım.

Aydın Kuran

Proje Müdürü

Palladium Tower

17

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 20: AE Magazin 2014 Sayı 4

» röportaj : Yakup Şentekin

Burcu KızılhanMüdürHalkla İlişkiler Departmanı

Yakup ŞentekinSMMM

Yakup Bey sizi tanıyabilir miyiz ?

Ankara/Beypazarın’da 1950 yılında doğdum, İlk ve orta okulu Beypaza-rın’da okudum. O zamanlar Beypa-zarın’da lise olmadığı için ve maddi imkansızlıklar nedeni ile 1964 yılında İstanbul’a geldim. Gündüz çalışmam gerektiği için o zamanlar İstanbul’da

normal lise statüsünde Vefa Akşam Lisesi vardı. Akşam Ticaret Lisesine girmemim nedeni şu andaki yaptığım mesleğimin tabanını oluşturmaktı. Yani bu mesleği seçmeye o zaman ka-rar verdim ve Akşam Ticaret Lisesi’ne kaydoldum. O zamanlar gece lisesi 4 yıldı. Dersler akşam 18’de başlar 22.10 da sona ererdi. Kalmadan 4 yılı

başarı ile tamamladım. Okul gece de-vamlı olduğundan gündüzleri hayatı-mı devam ettirmem için çeşitli işlerde çalışmak zorunda kaldım. 18 yaşımda devlete ait kurumlarda çalıştım. Liseyi bitirdikten sonra muhasebe büroların-da çalıştım. Üniversite imtihanlarına girdim. O zamanlarda meslek lisele-rinden mezun olanlar klasik liselerin

18

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 21: AE Magazin 2014 Sayı 4

röportaj : Yakup Şentekin «

girebileceği okullara girme hakları yoktu . Ticaret lisesini bitirenler sade-ce İktisadi Ticari İlimler Akademisi ve o zamanlarda akademiye bağlı yüksek okullara girebiliyorlardı ve bu okulu bitirenlerde okul kontenjanlarının sa-dece % 50’si sınırlı idi. Yine gündüz çalışarak akşam İstanbul’da bulunan İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine devam ettim. Bu dönemde şirketlerde çalışmaya başladım. Muhasebe mes-leğinin çıraklığından başladım demek yanlış olmaz.

Çalıştığım şirkette yükselme imkanım oldu. Bu deneyimlerim sonucu kendi muhasebe büromu açtım. O zaman-larda sadece bu mesleği yapanlar muhasebeci olarak değerlendirilirdi. 1980 sonrası merhum Turgut Özal’ın hükümeti zamanında vergi ve sigorta v.s kanunlarında büyük değişiklikler meclisten geçerek kanunlaşması do-layısıyla muhasebe mesleği de sadece kayıt tutan bir meslek değil okuyup yorum yapacak bir meslek haline

geldi. Özellikle 1985 yılında Katma Değer Vergisi uygulamaların başladı-ğından itibaren, mesleğe küçük yaşta başlamam ve her nedense muhasebe ve vergi, sigorta, Türk Ticaret Kanunu vs. okumak, okuduğumu karşı kişilere aktarmak bana büyük zevk vermeye başladı. Ve bu dönemde bu mesleği sadece kayıt yapan ve beyanname ve-ren bir kimse olarak değil, bilgi veren ve bugünkü adıyla müşavirlik yapan bir kişi olarak o günün şartlarında ya-yınlanan hemen hemen bütün mesle-ği dergileri ve kitapları almağa başla-dım. Çünkü o dönemlerde mevzuat yayınları ve bu husustaki bilgiye ulaş-mak bir hayli zordu. Bu hususta yayın yapan Lebib Yalkın yayınevine abone oldum. Belki inanılması zor ama yayı-nevi tarafından gönderilen zarflar gel-diğinde çok mutlu oluyordum. Çün-kü bilgim artıyordu. Hemen hemen her ay Cağaloğlunun’daki kitapçıları dolaşıp, mesleğim ile ilgili kitapla-rı takip edip satın alıyordum. Klasik muhasebe bürosu değil bilgi veren o

zaman henüz mali müşavirlik kanu-nuna istinaden müşavirlik müessese-si oluşmamıştı. Kendimi bu hususta yetiştirmem gerektiğini düşündüm ve hem muhasebe işleri yapmak şirket-lerde mali müşavirlik hizmeti verme-ğe başladım. Bu hizmeti şirketin kendi işyerinde vermem daha doğru oldu-ğunu düşündüm. Müşavirlik hizmeti-nin düzgün ve kaliteli olması içinde müşteri sayısının da fazla olmaması gerekmektedir. Bu nedenle her müşte-riye haftanın aynı gün ve saatinde şir-kette bulunmak üzere program yapa-rak hizmet vermeye devam ediyorum. Bu durumda hizmet verdiğim işveren ve muhasebe de çalışan çalışma arka-daşlarım memnun oluyor.

AE Arma-Elektropanç’ın 30 yılı aşkın süredir mali müşavirliğini yapıyor-sunuz, bu kadar uzun süredir bir fir-mayla çalışabilmenizin sırrı nedir?

Sayın Kemal Beyi 1983 yılından beri tanımaktayım. Kendisini tanıdığım

19

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 22: AE Magazin 2014 Sayı 4

» röportaj : Yakup Şentekin

için gerçekten çok mutluyum. Mu-hasebe mesleğine çok çok önem ve-riyor. Kendisi çok disiplinlidir. Yaptı-ğımız bu meslek işletmenin var veya yok oluşunda önemli rol oynar. Bir anlamda mühendislik mesleği gibi-dir. Nasıl ki inşaatın temelinin sağlam atılması inşaat için ne kadar önemli ise, bizim de kanunları uygularken doğru bilgi ve belgelerle yasal defter ve beyannamelere intikal ettirmemiz o kadar önemlidir. Kemal Bey ve şir-

ketin diğer sayın ortakları bu hususları çok önemsedikleri için bu şirkete mu-hasebe hizmeti vermek bana sonsuz mutluluk ve haz veriyor.

İşverenlerin sorularının yasal daya-naklarla kendilerine anlatılması veya yazılı görüş verilmesi işverenlerin te-reddütlerini ortadan kaldırıyor.

İşverenler yoğun işleri dolayısıyla ve her an değişen kanun, tebliğ, yönet-

melik, sirküler ve özelgelerin takip edildiğini ve bu bilgilerin zamanında kendilerine ve muhasebe servislerin-de çalışan arkadaşlara ulaşıldığını görmelerin kendi esas işlerine yoğun-laşmalarını sağlıyor.

Benim çalışma sisteminde haftanın belirlenen günleri ve saatlerinde şir-ket merkezinde bulunmam veya şirket yönetiminin istediği gün ve saatlerde şirkette bulunmam şirket yönetimince kabul görmektedir.

Her şeyden önemli karşılıklı saygı ve sevgiye asla bozmamak için gerekli özeni ben ve şirket ortak, yönetici ve çalışma arkadaşlarım karşılıklı olarak göstermekteyiz.

Sizi tanıyanlar, sizden kitap gibi in-san diye bahsediyor. Başarınızın sırrı nedir?

Okumak gerçekten zor iştir. Haya-tımın başlangıcında hayat ile müca-delede mutlaka bir şeyler yapmak gerekli olduğunu düşündüm. Fazla-ca konuşmayan, sakin, heyecanlı bir kişiliğe sahip olduğumdan okuma-nın daha uygun olduğundan düşün-düm. Hem meslekte başarılı olmak için mutlaka okumanın öne geçtiğini gördüm. Çünkü, yaptığımız iş çoğu zaman kanun, yönetmelik v.s mev-zuatlar yayınlandığı gün yürürlüğe girmektedir. Bu gün için değil ama önceleri kanunlar tebliğler vs. Resmi Gazetede yayınlanır, gazete bir hafta on gün sonra elimize ulaşır, bunları okuyup anlayacaksınız ve ona göre yorum yapacaksınız. Mesleğin gerek-tirdiği bilgilerin aktarılması gerekir.

Çalışma arkadaşlarıma her şirke-te geldiğimde değişen mevzuatlar hakkında mutlaka sözlü olarak bilgi veririm. Gerektiğinde fotokopi çe-kerek kağıt bazında bilgilendiririm. Mesleğimizle ilgili her türlü sorunun sorulmasını özellikle isterim. Anlaşıl-mayan hususların defalarca sorulması kendilerinden rica ederim. Arkadaş-ların olayı sadece o an bilgi sahibi olmasını değil bu bilginin kaynağının detaylı bir şekilde (Kanun maddeleri, yönetmelik, tebliğ, sirküler tarihleri-ni de söyleyerek hafızada kalmasını öneririm.)

20

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 23: AE Magazin 2014 Sayı 4

röportaj : Yakup Şentekin «

Her ay bu ay yapılacak işler ve genel bilgiler adı altında sirküler çıkarırım.

İşinizle ilgili en yeni bilgileri genç arkadaşlarınızla paylaşmayı seviyor-sunuz, üniversitede akademisyen olarak görev almayı hiç düşündünüz mü?

Öğrenim zamanında üniversitede akademisyen olarak görev yapmayı düşünüyordum. Bu hususta gereken ortamı oluşturamadım.

Sizin branşınızı seçmek isteyen genç arkadaşlarınıza, mesleğiniz ile ilgili öğütleriniz ne olur?

Bilindiği üzere bu meslek her halde Türkiye de böyle bir mesleğe girişi çok az veya yoktur.

Şöyle ki, asgari lisans düzeyinde sos-yal eğitim yapan bir fakülteyi bitire-ceksiniz, bitirmek; diploma almak mesleği yapmak anlamına gelmiyor.

Türkiye gibi bir ülkede iş bulacaksı-nız, bu işte mutlaka sigortalı olacak, mesleğe girmek için meslek kuruluşu tarafından staja başlama imtihanına gireceksiniz ve bu imtihanı kazana-caksınız. Stajda 3 yılınızı dolduracak-sınız. Staj bitiminden sonra Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavına gireceksiniz ve de bunu başaracaksı-nız sonuçta bu ünvanı kazanacaksı-nız. Her meslekte olduğu gibi gelişen bir ülkede kanunlar yönetmelikler, tebliğler, tüzükler devamlı değişmek-tedir. Bunları günü gününe takip ede-ceksiniz. Muhasebe ve mali müşa-virlik mesleği sadece vergi, defter ve belge işleri olarak görülmektedir. Bu meslekte vergi kanunları denildiğinde yaklaşık 18 kanun bunların tebliğleri, tüzükleri, yönetmelikleri, özelgeleri ve kurum uygulamaları, Sosyal Sigor-talar Kanunu, İş Kanunu, İş Güvenliği Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, T. Borç-lar Kanunu, Bağımsız Denetim vs. hakkında bir çok kanun hakkında çok kapsamlı bilgilerin olması gerekmek-

tedir. Bu nedenle bu kanunları ve ek-lerini günü gününe takip etmek yani çok çok okumak, sadece bu kanunlar değil bu konuda yayınlanan aylık der-gileri, internet ortamında yazılan ve uzman kişilerin görüşlerini mahkeme kararlarını mutlaka öncelikle okumak. Bu hususlarda düzenlenen kurs, semi-ner, toplantılara katılmak. Öncelikle yapılması gereken mesleğin her gün değişin konuları kapsadığını bu hu-suslarda yayınlanan mesleki yazıların okunmasını tavsiye ediyorum.

Kanunlar ve vergi mevzuatları sürekli değişiyor, takiplerini nasıl yapıyorsu-nuz?

Türkiye bugün için basılı ve inter-netten muhasebe ile ilgili kanunları yönetmelikleri, tebliğleri, özelgeleri vs. yayınlayan Lebib Yalkın yayınevi-ne aboneyim. Bu kurum ayrıca aylık bir mesleki dergide yayınlamaktadır. Vergi Dünyası dergisi, Vergi Sorunla-rı dergisi, Yaklaşım Dergisi, Diyalog

21

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 24: AE Magazin 2014 Sayı 4

» röportaj : Yakup Şentekin

dergisi,Lebib yalkın mevzuat dergisi internet üzerinden yayınlanan muha-sebe vergi sigorta iş Türk Ticaret ile il-gili internet sitelerini takip ediyorum. Her gün resmi gazeteyi okuyorum. Yaklaşık her ay kitapçılardan mesle-ğim ile ilgili bütün kitapları satın alıp okuyorum.

İşinizde karşılaştığınız zorluklar ne-lerdir?

2004 yılından önce vergi beyanna-meleri kağıt ortamında verilmekte idi. Bazı beyannameler nüsha olarak isteniyordu aralarına karbon kağıdı olarak düzenleniyordu, vergi dairesi-ne elden veriliyor çok sıra bekleniyor zaman kaybı çok oluyordu. Bu gün ise internet ortamında beyanname verilmesi gerçekten çok kolay oluyor.

Keza sigorta giriş işlemleri aylık ve 4 aylık bildirgeler sigorta kurumuna el-den verilip tahakkuk fişi alınması zor ve zaman alıcı idi. Bu gün bu zorluk-

lar ortadan kalktı. İnternette bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı ve bu gelişme çok olumlu oldu.

Her kurumun internet sitesinde Ka-nun, yönetmelik, tebliğ, özelge vs. kolaylıkla her an ulaşılabilinmesi bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdı. Taraf olduğumuz kamu kurumlarındaki gö-revlilerle uygulamalar hakkında bilgi paylaşımlarımızın istenilen düzende değildir. Karşı taraf her şeyi ben bili-rim düşüncesinden çıkmış değildir. Ülkenin gelişmesi ile kamu kurum ve kuruluşları da gelişeceğinden kısa za-manda zorluklar daha da asgari düze-ye indirilecek.

Türkiye’de mali müşavirlik kavramı oturdu mu sizce ve bu konuya nasıl bakılıyor?

Türkiye de 1989 yılında yasa ile dü-zenlenen mali müşavirlik kavramı henüz tam olarak istenilen seviyede

bulunmamaktadır. Meslek ilk düzen-lendiğinden meslek içinde 3 farklı meslek mensubu yer almakta iken, bugün bu sayı 2 ye düşmüştür.

1. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir2. Yeminli Mali Müşavir

Türkiye de bir meslek içinde 2 farklı meslek mensubu var mı dır bilmiyo-rum.

Bu iki meslek mensubu dayanışması maalesef yok. Bence iki meslek men-subunun tek unvan ve yetki altında toplanması gerekmektedir.

Yurtdışında mali müşavirliğe nasıl bakılıyor ?

Yurt dışında her ülkenin kendi özel kanunlarına göre işlem yapılması zo-runlu olduğundan, Yurt dışı mali mü-şavirliğinde hizmet vermek ilgili ülke kanunlarına öncelikle hakim olmak gerekmektedir.

22

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 25: AE Magazin 2014 Sayı 4

röportaj : Yakup Şentekin «

Yeminli mali müşavirlerin sayısı gün geçtikçe artıyor, sınavlar hakkında ne düşünüyorsunuz, yaptırımlar artmalı mı sizce ?

Yeminli Mali Müşavirlik sınavların büyük bölümü vergi kanunlarının uygulaması ile ilgilidir. Mali Müşavir ise Vergi Kanunları, Sosyal Sigortalar, İşsizlik, İş Güvenliği, Türk Ticaret Ka-nunu, Borçlar Kanunu v.s kanunlarına hakim olması söz konusudur. Üstelik Yeminli Mali Müşavirler defter tuta-mazlar, ama tutulan defterleri Maliye Bakanlığın vs. yetkilendirildiği işlem-ler hakkında rapor düzenlerler. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Bağımsız Denetim yetkilendirilmesinde Yemin-li Mali Müşavirler ile Serbest Muha-sebeci Mali Müşavirler aynı unvan ile aynı işi yapmaktadırlar. Yani eşit yetki ve sorumlulara tabidirler. Ge-lişmekte olan ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde düzenlenen yasala-rın kontrol ve denetiminin gereği gibi yapılmamaktadır. Öncelikle yürürlük-

te olan kanunların denetiminin kamu otoritesinde denetimin yapılması, denetim sonucu eksiklerin giderilme-si için yeniden meslek mensuplarına yaptırımların arttırılması zorunludur. İyi ile kötünün tespitinde mutlaka de-netimin yapılması gerekmektedir.

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiri-yorsunuz?

Yaptığım işin kaliteli olmasını istiyo-rum. Her iş için belirli bir zamanın ayrılması gerekiyor. Özellikle okuma-ya karşı aşırı bir tutkum var. Aylık der-gilerimin gelmesini veya internetten yayınlanması ayın başından itibaren yemek içmek gibi bekliyorum. O der-gileri her akşam mutlaka okuyorum. Tabiî ki bahsettim dergiler yaklaşık her ay 2.000 sayfa civarından, zaman içinde aldığım kitapları da göz önüne alırsam her ay 2.000 sayfa üzerinde mesleki kitap ve dergi okuyorum. Her gün mutlaka Resmi Gazeteye bakıyo-rum. Bunun haricinde vergi, sosyal

sigortalar ve diğer kurumların internet sitelerindeki günlük yazıları okuyo-rum. Ailemin bana göstermiş olduğu olağan üstü özverileri sayesinde bu fırsatı yakalıyorum. Sonuçta her boş kaldığım zamanlarda mutlaka, mes-leğim ile ilgili kitap dergi, makale, tebliğ, sirküler, özelge, yönetmelik, mahkeme kararlarını takip ediyorum.

Ailemle geçirdiğim her an benim için en mutlu olduğum zamandır. Hafta-nın 4-5 günü günde 1 saatten aşağıda olmak üzere yürüyorum. Hafta son-larında mümkün olduğunda İstanbul dışında geçiriyorum. Genelde televiz-yonda ekonomi haber ve yorumlarını, belgesel izlemeyi seviyorum.

Burcu Kızılhan

Müdür

Halkla İlişkiler Departmanı

23

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 26: AE Magazin 2014 Sayı 4

» teknoloji : KNX

Sinan DemiralayBina Otomasyon Sistemleri Proje UzmanıViko

Uzun zaman önce hayatımıza giren ve sayısız faydaları olduğu anlatılan, her derde deva gösterilen, insanların farklı amaçlarla da olsa kullanmak istediği bir teknoloji olan ve “akıllı” diye tanıtılan ev otomasyon sistemle-rinden bahsedeceğiz yazımızda.

Kimisi için tasarruf sağlayan teknoloji, bir diğeri için konforu sunarken, bir başkası da lüksü aradı kullandığı sis-temlerde. Tek dokunuşla her şeyi ya-pabilen bu sistemin yıldızı parladıkça, firmalar kendine özgü yöntemlerle bu hayallerde yer almaya çalıştı. Kimisi de ısrarla KNX, nam-ı diğer EIB ya da ilk adıyla Instabus’u sundu soruldu-ğunda. Çok isimli olunca da dikkati çekildi teknoloji severlerin.

Peki, nedir bu sistemi bu kadar po-püler yapan? Sistemi kurarken nelere dikkat edilmesi gerekir? Teknik detay-lara çok girmeden, genel kullanımda dikkat edilmesi gereken ve çoğu za-man gözden kaçan bazı noktalara de-ğinmeye, kullanım alanlarından kısa-ca bahsedip fikir vermeye çalışacağız yazımızda.

Yıllar önce, birçok firmanın kendi ge-liştirdiği teknolojilere daha sonra des-

tek verememesi ve kullanıcıların onca para verdikleri bu sistemlerden verim alamaması, hatta arıza durumunda servis dahi verilememesi, ortak bir dil konuşan, herkesin geliştirebileceği ve firmalardan destek alabileceği bir sistem arayışına itmiş Alman firmala-rını. ve Insta isminde bir firma bulmuş beklenen BUS sistemini (Instabus). Ardından, Avrupa’yı saran bu sistem EIB (European Installation Bus) adıy-la standart olarak anılmaya başlamış. Amerika’nın da sistemi kullanmaya başlaması ile KNX (Konnex) isminde karar kılınmış.

KNX, iki tel üzerinden haberleşmekte ve birçok farklı otomasyon protoko-lünü de desteklemektedir. (Lonworks, Bacnet, Modbus, OPC ve Profi bus). Sistemi bu kadar popüler yapan, elektrik piyasasındaki büyük firmala-rın buna uygun ürünler üretmesidir demek yanlış olmaz. Sayıları gün geç-tikçe artan KNX üreticileri de farklı ürünleri ile öne çıkmaya çalışmakta-dır. Hal böyle olunca tüketiciler, çok sayıda ürün seçeneğini, daha reka-betçi fiyatlara bulabilirken, uygulama yapabilen servis sayınını artması da hizmet kalitesini olumlu yönde etki-lemiştir. Endüstriyel alanlarda kalan

diğer sistemlerin aksine, son kullanı-cıya da hitap eden ürünleri ile KNX sistemleri, yükselen bir trendin içinde ve hatta başındadır.

KNX olmayan sistemler de var ve ola-cak da mutlaka. Bununla birlikte, kab-losuz olarak ya da sadece kendi pro-tokolü ile haberleşen ürünlere sahip birçok firmanın, KNX üretici listesin-de yer arıyor olmaları da göze çarpan bir başka konu.

Bu kadar methettik de ne yapar bu KNX? Yaptığı projelerle ses getiren bir müteahhit, son teknoloji ile dona-tılmış bir ev sunarken kullanıcılarına ya da hayalleri tasarlarken bir mimar, güven tesis ederken bir mühendis ne-leri katmalı hesabına da herkese uy-gun bir sistem ortaya çıksın ve uzun yıllar sonra bile adından olumlu söz ettirsin.

Bir mekanda kullanılan ve manuel olarak da kullanılabilen sistemlerin, kullanıcı alışkanlıklarını da dikkate alarak, merkezi bir noktadan ya da uzaktan, dış etkenlere ya da zamana bağlı olarak kontrol edilmesini, bir-birleri ile entegre edilmesini sağlayan sistemleri tarif ediyoruz otomasyon

24

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 27: AE Magazin 2014 Sayı 4

teknoloji : KNX «

denilince. Bu sistemleri; aydınlatma, perde/panjur, iklimlendirme (ısıtma/soğutma/havalandırma), multimedya (tv, müzik sistemi vs.) güvenlik (yan-gın-hırsızlık alarmı/kamera) olarak genel başlıklar altında toplayabiliriz. Dikkat edilmesi gereken konu; enteg-rasyon yapılırken sistemlerin standart çalışmasına bir müdahale edilmeme-lidir ki; herhangi bir servis, kendi ürü-nü ile ilgili bakıma geldiğinde başka bir ekibe ihtiyaç duymadan işini ya-pabilsin. Bunu bir kaç örnekle açıkla-mak istiyorum.

Projelerde en çok karşılaşılan konu-lardan biri klima kontrolüdür. Sistem, kendi kumandalarıyla ihtiyaç duyulan kontrolleri (aç/kapa, fan hızı kontrolü, sıcak-soğuk-nem alma gibi mod deği-şimi, arıza bilgileri görüntüleme vs.) sağlarken, otomasyon ile bu fonksi-yonlara ilave olarak, merkezi kontrol ve uzaktan yönetimi katılır ve mima-ri açıdan uygun bir ürünle birleştiri-lirse başarılı bir sonuç elde edilmiş olur. Bunu yaparken; cihazların ken-di kumandalarını başka bir noktada konumlandırmak ve beğenilen oto-masyon ürünü ile kontrol edilmesini sağlamak gerekir.

Özellikle villalarda öne çıkan alarm sistemi kurgulanırken, tüm senaryo-lar düşünülmeli, bir alarm sonrasında geçmişe yönelik kayıtlara erişilebilir olmalıdır ki sinyalin nereden geldiği bulunabilsin. Kullanılacak ana ekran-da bu özellik yok ise, alarm paneli

görünmeyen bir noktaya mutlaka ko-nulmalıdır.

Hepsi bir arada olan kombine ürün-lerin kullanımı göze hoş gelebilir. Bununla beraber, kullanım amacına uygun olarak konumları iyi tasarlan-malı, kurulan sistem hayatı zorlaştırıcı olmamalıdır. Mesela, termostatın tav-siye edilen yerden yüksekliği 150cm iken, sadece şık olsun diye aydınlat-ma anahtarını da aynı seviyede kul-lanmak, 3 yaşındaki bir çocuğun oda-sından oyuncak almak ya da ellerini yıkamak için ebeveynin ışığı yakma-sını gerektiriyorsa, burada tasarlanan sistemin amacını yeniden gözden geçirmek gerekebilir. Tersi durumda geçerlidir elbet. Herkes kullansın diye termostatı da 110 cm seviyesine çe-ken bir bakış, teknik gereklilikleri de ihmal ediyor olabilir. Bu nedenledir ki otomasyon, fonksiyonların kullanımı-na engel değil, kolaylaştırıcı olmalıdır. Sistemin tamamına bu bakışı yaymak mümkündür ve olması gerekendir.

Isıtmada konforu sağlamak amacıyla, her odada ayrı ayrı kontrol yapılabil-mektedir. Yerden ısıtma ya da rad-yatör kullanılan sulu ısıtma sistem-lerinde kullanılan selenoid vanalar kontrol edilirken mutlaka elektronik switch(tirac)’li ürünler tercih edilme-lidir. Çünkü ortam ısısını ayarlanan seviyede tutmaya çalışan sistem, sü-rekli aç-kapa yaparak bunu sağlar ve bu durum mekanik kontrol sağlayan rölenin ömrünün kısalmasına neden

olur. Ayrıca her aç-kapa yaptığında röleden gelecek ses, bir süre sonra ev sahibini de rahatsız edebilir. Elektro-nik switch (triac) tamamen sessiz ça-lışması ve mekanik ömür sınırlaması olmadığından tercih edilmelidir.

Mermer ve ahşap farklı ısı geçirgenliği olan malzemelerdir. Ve yerden ısıtma sistemlerinde homojen bir ısı dağılımı sağlamak amacıyla zemin sıcaklığı da eşit seviyede planlanması gereken bir diğer konudur.

Tercih edilecek cihazların teknik de-ğerleri de ayrı bir öneme sahiptir. Zira kullanımı oldukça yaygınlaşan led ürünlerinin ilk açılış anında çektiği yüksek anma akımları ile motorların kalkış anındaki güç ihtiyacı oldukça fazladır. Bu ürünlerin gruplandırılma-sı iyi hesaplanmalı, kontrol edecek ürünlerin ise güç değerlerinin yüksek tercih edilmesi gerekir ki, cihazla-rın uzun yıllar sorunsuz çalışmasını mümkün olsun.

Tüm teknik hassasiyetler ve kulla-nıcının istekleri dikkate alınarak ta-sarlanmış bir sistemin faydaları ise oldukça fazladır. Özellikle, otomas-yonun tasarrufa yönelik kullanımını desteklemek amacıyla çalışmalar da yapılmakta. Binaların enerji kimli-ğinin oluşturulması ve derecelendi-rilmesi neticesinde, elektrik, su, gaz vb. kaynakların ucuza temin edilmesi mümkün olmaktadır. Son dönemlerde duyduğumuz; az yakıt harcayan araç-

25

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 28: AE Magazin 2014 Sayı 4

» teknoloji : KNX

lara, daha az elektrik harcayan beyaz eşyalara vergi avantajı sağlanması ör-nek olarak gösterilebilir. Başlıklar ha-linde sıralamaya çalışalım;

Aydınlatma

Aydınlatmada enerji tasarrufunun ilk örnekleri sensörlü aydınlatmalar ola-rak ortaya çıktı sahneye. Hareket var-sa ışık açılır yoksa kapanır. Oldukça yaygın olan kullanım şekli bugünler-de daha da gelişti. Algılama hassasi-yeti oldukça yüksek olan sensörler, aydınlık seviyesini ölçerek ve varlık kontrolü yaparak, ışığı sadece ihtiyaç kadar açabilir duruma geldi. Böylece tasarruf maksimum seviyeye çıkarıl-mış oldu. Bir başka konu ise ürün-ler düşük seviyelerde de çalıştığında ömürlerinin uzaması olarak karşımıza çıkıyor ki işletmeler için dikkate alı-nası bir fayda olabilir.

Işık seviyesini ayarlayabilen ürünle-rin ilk örnekleri tasarruf sağlamazken, yeni teknolojiye sahip cihazlar kulla-nıldığı kadar enerji harcarlar. Böylece evlerimizde düşük ışık seviyesi ile gözler dinlenirken, gerçek tasarruf da sağlanmış olmaktadır.

Aydınlatmalar merkezi olarak yönetil-diğinde; arızalı aydınlatma bilgisi, kit-li aydınlatmaların akü şarj durumları

da izlenebilmekte, böylece sisteme erken müdahale yapılabilmektedir.

Perde / Panjur

Farklı kullanım alanları olmakla bir-likte perde/panjur kontrolü; konutlar-da daha çok mahremiyeti korumak amaçla tercih edilirken, ticari alanlar-da ise çalışan konforunu sağlamak ve yaz aylarında soğutma performansını arttırmak amacıyla kullanılabilmek-tedir. Detayları diğer bölümde izah edeceğiz.

Kullanıcılar, evlerinde ya da ofislerin-de bulunan perde/panjurları ayrı ayrı kontrol etmek yerine, tek tuşla hepsini açıp-kapatmak istemektedir. Güvenlik ile de entegre edilebilen sistemin gü-venliğini sağlamak da otomasyon sa-yesinde mümkün olabilir. Bu konuyla ilgili şöyle örnek verebiliriz: Yüksek katlı binalarda kullanılan panjur sis-temleri, yüksek rüzgar hızlarına ma-ruz kaldığında zarar görebilmektedir. Mekanizmaların bozulmasını önle-mek amacıyla, rüzgar hızı belirlene-nin üzerine çıktığında panjurlar oto-matik olarak açılır ve sistemin zarar görmesi engellenmiş olur. Bu durum ev hanımların çok hoşuna gitmese de güvenlik, öncelikli konudur.

İklimlendirme

Akıllı ev sistemlerine yönelik talepler incelendiğinde öne çıkan isteklerden bir tanesi de uzaktan klima ya da kombi kontrolü olarak çıkar. Temelin-de yatan konfor ihtiyacı, beraberinde birçok avantajı da getirir.

Oda bazında iklimlendirme kontro-lü, farklı cephelere bakan odalarda ortam ısısını eşit seviyede tutarken, istenilen sıcaklığa ulaşan odanın ka-panması, diğer odaların daha çabuk ısınmasını, dolayısıyla daha az enerji harcanmasını da beraberinde getirir. Daha az çalışan cihazların mekanik ömürlerinde uzama, bakım maliyetle-rinde de azalma sağlanmış olur.

26

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 29: AE Magazin 2014 Sayı 4

teknoloji : KNX «

Ofis kullanımda yaygın uygulama ise aydınlatma ile iklimlendirmeyi varlığa bağlı kontrol etmektir. Hassas sensör-ler, varlığa ve aydınlığa bağlı olarak ışığı kontrol ederken, ışıktan bağımsız olarak iklimlendirmeyi kontrol edebi-lirler. Çalışan odasında iken “comfort mod” (Örn: 24°C) da olan termostat, oda boşaldığında “stand-by mod” (Örn: 18°C) a geçer. Benzer kontrol zaman bağlı olarak da yapılabilir. Ye-mek ya da paydos saatlerinde, hatta daha öncesinde stand-by konumuna alınır, mesai öncesi de ortam sıcaklı-ğı istenen seviyeye ayarlanabilir. Ofis kullanılmadığı zamanlarda tasarruf sağlanırken, çalışan konforundan ödün verilmez.

Başka bir yöntem ise, yaz aylarında klima kontrolü ile yapılabilir. Nere-deyse tamamı cam olan ofislerde cep-heden gelen güneş çalışanın hem ışık, hem de sıcaklık olarak rahatsız eder. Perde kontrolü otomasyona bağlanıp, sensörler ile otomatik kontrol sağlana-bilir. Işık alan cephenin perdeleri ka-patılarak ortamın daha hızlı soğuması ve kontrollü bir aydınlık seviyesini de beraberinde getirir. Klimaların daha az çalışması, enerji ve bakım maliyet-lerini düşürürken, ortam ses seviye-sinde de azalma sağlanmış olur.

Güvenlik

Güvenlik sistemlerinin otomasyona entegre edilmesi ile uzaktan kontrol de sağlanmış olur. Ev kullanıcıları

açık unuttukları (ya da öyle zannet-tikleri) suyu, gazı, prizde unuttukları ütüyü cep telefonundan kapatabilir-ler. Sistem bir alarm algıladığında da bu kontroller sağlanırken, ilgili uyarı güvenlik birimlerine de iletilebilir. Böylece en özel alanlarımız güvence altına alınmış olur.

Bu kadar faydası olan sistemin hiç dezavantajı yok mu diye soranlar ola-caktır. Sistemin kontrol ekipmanları panoda olunca, kablolama da bir artış söz konusu olmaktadır. Bu, kurulacak

sistemin içeriğine bağlı olmakla bir-likte %10-20 arasındadır diyebiliriz. Bununla birlikte pano boyutlarının da ekipman sayısına bağlı olarak büyü-düğünü de belirtelim. Sayıları giderek artan (şu an 300 civarında) KNX mar-kaları sayesinde kurulum maliyetleri giderek gerilemektedir. %18-49 arası tasarruf potansiyeli taşıyan sistemin yatırım geri dönüşü 5-7 yıl arasına olabilmektedir. Yatırım geri dönüşleri-nin 8-10 yıl olduğu düşünülürse, oto-masyon lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline gelmiştir.

Kullanım amacı dikkate alınarak ya-pılmış sistemlerin nasıl tasarruf ve konfor sağladığını özetlemeye çalıştık yazımızda. Oldukça şık ürünlerin yer aldığı alanda, lüks severler de kendi-lerine uygun çözümler bulabilirler.

Yapılabilecekler ve faydaları burada anlattıklarımızla sınırlı değil elbet. Ancak sayfalarımız sınırlı Size özel ve daha detaylı bilgiler için işin uzman-larına danışmanızı öneririm... Sağlı-cakla kalın...

27

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 30: AE Magazin 2014 Sayı 4

» hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu

SözleşmelerdekiCeza Koşulu

Merve ÇıkrıkçıoğluAvukatYükselKarkınKüçük Avukatlık Ortaklığı

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“Borçlar Kanunu”) 179-182. madde-lerinde “Ceza Koşulu” düzenlenmiştir. Ceza koşulunda borçlu alacaklıya belli bir ödemede bulunmayı taahhüt etmekte ancak borçlu bu ödemenin yapılmasını borca aykırı davranması koşuluna bağlamaktadır. Borç ilişki-sinde alacaklının amacı borcun bu ilişkiye uygun olarak yerine getirilmesi-ni sağlamaktır. Bu amaçla sözleşmeden doğan borçlarda alacaklı borçludan çeşitli güvenceler vermesini isteyebilir. Borçlar Hukukunda sözleşmeden doğan borçlarda bu güvencelerden birisi de ceza koşuludur. Açıkça görül-düğü üzere ceza koşulunun amacı borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir.

28

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 31: AE Magazin 2014 Sayı 4

hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu «

Ceza koşulu borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gere-ği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi üstlendiği, hukuki işlem ile belirlen-miş ekonomik değeri olan bir edimdir. Ceza koşulu zararı tazmin amacı de-ğil, sözleşmeden doğan borcun ifasını sağlama amacı güder. Ceza koşulun-da borçlu genellikle yüksek miktar-larda tayin edilen cezayı ödememek için borca uygun davranmaya gayret gösterir. Günümüzde akdedilen söz-leşmelerin bir çoğunda ceza koşulu hükümlerine rastlamak mümkündür. Son dönemde sözleşmenin feshi yo-luna giden birçok sözleşme tarafı açısından ceza koşulu konusu büyük önem taşımaktadır. Taraflarca karar-laştırılan ceza koşulunun aşırı olması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Taraflar alacak borç ilişkisine girer-ken; alacaklı alacağını güvence altına almak için borçluya gözdağı vermek amacıyla sözleşmeye ceza koşulu maddesi koydurmaktadır.

Hukuki Niteliği

Ceza koşulunun kendisi başlı başı-na bir borcun konusu değildir. Ceza koşulunda daima ifası gereken bir

borcun varlığını şart koşar. Ortada ifası gereken bir borç bulunmalıdır ki bunun yerine getirilmemesi halin-de talep edilebilecek bir ceza koşulu bulunsun.

Ceza koşulu, hukukî niteliği itibariyle asıl borca bağlıdır. Bir başka ifadeyle, ceza koşulu fer’i bir nitelik taşır. Asıl borç yoksa ceza koşulu da yoktur. Asıl borç herhangi bir sebeple geçerli ol-mazsa, ceza koşulu da geçerli olmaz. Aynı şekilde, asıl borcun herhangi bir sebeple sona ermesi de, ceza koşulu-nu kendiliğinden sona erdirir.

Ceza Koşulunun Türleri

a. Seçimlik Ceza Koşulu Borçlar Kanunu madde 179/1 seçim-lik ceza koşulu düzenlenmiştir. Bu dü-zenlemeye göre bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi du-rumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi de sözleşmeden anlaşılmadıkça, alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifa-sını isteyebilir. Alacaklı, seçimlik bir hakka sahiptir. Bu bağlamda, seçimlik ceza koşulu söz konusu ise, alacaklı hem borcun ifasını hem de cezanın ödenmesini talep edemez.

b. İfaya Eklenen Ceza KoşuluBorçlar Kanunu madde 179/2 ifaya eklenen ceza koşulu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre ifaya eklenen ceza koşulunda, alacaklıya, borç be-lirlenen zamanda veya yerde ifa edil-mediği takdirde hem borcun ifasını, hem de bu yüzden maruz kaldığı za-rarlarının tazminini isteyebilme yetki-si tanınmıştır. Ancak alacaklı, borçlu edimini zamanında ifa etmemesine rağmen ceza koşulu talep etmeyece-ğini beyan etmişse ya da borçlunun geç ifasını ceza koşulu alacağını saklı tutmadan kabul etmiş ise, artık ceza koşulu talep edemez.

c. İfa Yerine Ceza KoşuluBorçlar Kanunu madde 179/3 dönme cezası düzenlenmiştir. Bu düzenle-meye göre dönme cezası esasen bir ceza koşulu değildir.Ceza koşulunun amacı borçlunun borcuna uygun ha-reket etmesini temin iken; dönme cezasında borçlu, borcu ifa yerine bizzat ceza koşulu ödemek suretiyle borçtan kurtulma olanağına sahiptir. Bir başka ifadeyle, burada borçlu bor-cuna aykırı davranmamakta, borcu ifa etmek yerine ceza koşulunu ödeyerek sözleşmeden dönebilmektedir. Bir ba-

29

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 32: AE Magazin 2014 Sayı 4

» hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu

kıma, ceza koşulu ifanın yerini almaktadır. Dönme cezasında, se-çimlik ve ifaya eklenen ceza koşulundan farklı olarak, borçlunun borca aykırı davranması koşulu aranmamaktadır. Borçlu, borca aykırı davranışı bulunmadığı hâlde, ceza koşulu ödeyerek sözleş-meden dönme olanağına kavuşmaktadır. Diğer yandan, seçimlik ceza koşulunda seçim hakkı alacaklıya tanındığı hâlde, ifa yerine ceza koşulunda seçim hakkı borçluya aittir.

Ceza ile zarar arasındaki ilişki

Borçlar Kanunu madde 180 uyarınca, alacaklı hiçbir zara-ra uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir. Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşı-yorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat et-medikçe aşan miktarı isteyemez.

İspat yükümlülüğü

Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre, borçlunun edimini yerine getirmemesi halinde alacaklının aynen ifa ve tazminat talep hakkı olsa da, alacaklı öncelikle uğramış olduğu zararı ve miktarını ispat etmekle yükümlü olacaktır. Halbuki ceza koşulu ödemesinde durum tazminat mesele-sinden farklıdır. Ceza koşulu alacaklı yönünden zarar koşu-lunun ispatını gerektirmeksizin talep edilebilmesi sonucunu doğurur. Diğer bir deyişle, sözleşmede düzenlenecek ceza koşulu alacaklıya ispat yükümlülüğü yüklemeden doğru-dan kararlaştırılan miktarı talep etme hakkı vermektedir. Ceza koşulu genellikle alacaklıya bir miktar paranın ödenmesi şeklinde ortaya çıkar.

Ceza Koşulun Geçersizliği

Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi karar-laştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tu-tulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.

Cezanın miktarı ve indirilmesiSözleşmeler hukukunun hakim olan temel ilkesi sözleşme serbestisi olup, bu serbestinin bir görünümü de tarafların - kanunun çizdiği sınırlar içinde kalmak kaydıyla- sözleşmenin içeriğini belirleme özgür-lüğüdür. Ceza koşulun miktarını taraflar sözleşmede açıkça belirlemektedirler. Taraflarca kararlaştırılan ceza koşullarının aşırı olması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Her ne kadar taraflar cezanın miktarını belirlemekte serbest olsalar da, hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir. Yasa koyucu bu olumsuzlukların önüne geçmek ve zayıf olan sözleşme tarafını korumak için, hakime aşırı gör-düğü ceza koşulu indirme yetkisi vermiştir. Hakim aşağıdaki şartların gerçekleşmesi halinde aşırı ceza koşulun indirilmesine karar verecektir.

1. Ceza koşul borcunun muaccel olması: Ceza koşul muaccel olmadan önce bağımsız bir alacak niteliği taşımadığı için böyle bir ceza koşu-lun indirilmesi de istenemeyecektir.

30

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 33: AE Magazin 2014 Sayı 4

hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu «

2. Ceza koşulu borcunun henüz ifa edilmemiş olması: İndirim ancak ifa edilmemiş bir ceza koşulu borcunda mümkün olacaktır. Bu bağlamda ceza koşulu borcunu ödeyen borçlu, son-radan ceza koşulun indirilmesi için hâkime başvuramayacaktır.

3. Ceza koşulun aşırı fahiş olması: Her ceza koşulun aşırı olduğu iddia-sı kabul edilemez. Hakim, adalet ve hakkaniyet esaslarına uyarak, ceza koşulun aşırı olup olmadığına karar verecektir. Kanun koyucu, hakimin ceza koşulun aşırı olup olmadığını belirlemede kullanacağı özel bir ta-kım ölçüler belirlememiştir. Ancak pratikte uygulama alanı bulan birta-kım ölçüler vardır.

Örneğin ceza koşulun korunması ge-reken menfaatlerle karşılaştırıldığın-da, hakkaniyete açık bir şekilde aykırı düşmesi halinde onun aşırılığından söz edilecektir. Aynı şekilde alacak-lının göz önünde tutulması gereken menfaatleriyle kıyaslandığında, açık bir oransızlık içinde bulunan ceza koşulu da aşırı sayılır. Aşırılığın tespi-tinde kullanılan başlıca ölçütler şun-lardır;

a. Alacaklının Menfaatleri Aşırılığın tespitinde hakim ilk olarak alacaklının menfaatlerini göz önünde tutmalıdır. Gerçekten, ceza koşulun yüksekliğinin, adalet ve hakkaniyet hislerini incitecek derecede olmama-sı gerektiği gibi, yapılacak indirimin, alacaklı bakımından aynı şekilde ada-letsiz olmamasına dikkat edilmelidir.

b. Borcun ihlalinin ağırlığı Ceza koşulun aşırılığının tespitinde göz önünde tutulması gereken bir di-ğer önemli husus da, borçlunun, taah-hüdüne ne ölçüde uygun davrandığı ve özellikle borcun ihlalinin ağırlık derecesidir.

c. Kusurun ağırlığı Hakkaniyetin söz konusu olduğu her yerde, borçlunun kusurlu olup olma-dığının büyük önemi vardır. Borç-lunun, kusursuzluğunu ispat etmesi suretiyle, ceza koşulun muaccelliye-tine engel olması, yani ceza koşulu ödemekten kurtulması mümkündür. Bu durumda kusurun miktarının az olması halinde de ceza koşulu mikta-rını indirmek mümkün olacaktır.

d. Tarafların ekonomik durumları

Aşırılığın tespitinde tarafların ekono-mik durumlarının ve özellikle borç-lunun ödeme gücünün de dikkate alınması gerekmektedir. Ceza koşulun yerine getirilmesi, borçlunun ekono-mik yönden yıkımına sebep olmama-lıdır.

Borçlunun Talepte Bulunması

Alman Medeni Kanunu’nda aşırı ceza koşulunun hakim tarafından indiri-lebilmesi için borçlunun talepte bu-lunması gerektiği hükme bağlanmış olmasına karşılık Türk/İsviçre Borçlar Kanunu bu konuda herhangi bir hük-me yer vermemiştir. Bu yüzden görül-mekte olan bir davada hakimin dos-ya içeriğinden ceza koşulunun aşırı olduğunu görmesi halinde borçlunun bir talebine gerek kalmadan re’sen indirim yoluna gidip gidemeyeceği tartışmalıdır. Kanun metninin ifadesi karşısında hakim görüş ceza koşulu-nun hakim tarafından re’sen indirile-ceği doğrultusundadır. Bu çerçevede borçlu tarafından ileri sürülmese bile hakimin aşırı bulduğu ceza koşulunu indirmesi gündeme gelecektir.

Merve Çıkrıkçıoğlu

YükselKarkınKüçük Avukatlık Ortaklığı

31

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 34: AE Magazin 2014 Sayı 4

» seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I

Murat AlkımPE, LEED AP, CFPSMüdür - Mekanik İşlerProje Dizayn Departmanı

32

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 35: AE Magazin 2014 Sayı 4

seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I «

ABD kendi iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde federal bir devlete bağlı 50 eyaletten oluşuyor. Eyaletleri seçimle iş başına gelen valiler yönetiyor. Dev-letin kökü devlet başkanı, senato ve meclisten oluşmakta. Yasama, mecli-sin geçirdiği kanunların senatoda da kabul edildikten sonra devlet başkanı-nın da onayına sunumuyla oluşmakta. Devlet başkanı bağımsız bir seçimle iş başına gelmekte. Yürütme, devlet başkanı ve bağlı devlet kuruluşları ta-rafından yapılmakta. Yargı, bağımsız bir seçimle iş başına gelen yargıçlarca yürütülmekte. Yasama, yargı ve yürüt-menin birbirinden bağımsız işlemesi, demokrasinin temeli dediğimiz ilkeler olduğu için, yapının demokratik ola-rak işlediği varsayılabilir.

Devletin kökü Washington DC`den

işlevini sürdürür. Washington DC, hiçbir eyalete bağlı olmayan, federal devletin arazisi sayılabilecek bağım-sız bir bölgedir. Beyaz saray ve senato binası burada yer alır. Eskiden halka açık olan her iki bina da, ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra ziyaretçilere artık kapalı.

Coğrafya olarak – ABD çok büyük bir ülke. Doğu kıyısıyla batı kıyısı arasın-da 3 saat saat-farkı var. Kuzeyde kar kış sürerken, güneyde denize girilebi-liyor. Buzulların erimediği iklim böl-gelerinden çöl iklimleri içeren bölge-lere geçebiliyorsunuz. Yüzyıllardır kese kese, yaka yaka hala ormanlar bitirilememiş, yeşilin çok bol olduğu bir ülke. Öyle ki, ciddi statik tasarım gerektirmeyen her yapı, ucuz olduğu için kereste kullanılarak yapılmakta.

Fazlaca başınızı ağrıtmadan, ilginç, görülmeye değer, neşeli konulara gi-relim. Tabi en başta New York City. New York, eyaletin adı. New York City, bizim New York olarak bildiği-miz şehir. Gökdelen zafiyeti geçiren bir şehir.

Arazi inanılmaz pahalı, öyle olmasına rağmen Central Park (merkezi park) denilen inanılmaz büyük bir park ala-nı var şehrin göbeğinde, değeri paha biçilmez. Bugüne değin en ufak bir parçasına, ne olursa olsun, kim olursa olsun hiç kimse göz dikememiş. Tüm parklar öyle ki ben; 25 senelik ABD yaşamımda nerede olursa olsun en ufak bir parkın yerine bina dikildiğini görmedim.

New York City dünyanın her köşe-

33

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 36: AE Magazin 2014 Sayı 4

» seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I

sinden insanların yaşadığı, kendi mahallelerini kurdukları, kültürlerini sundukları inanılmaz bir şehir. Her türlü dile rastlayabileceğiniz bir yer. Bu kültürel zenginlik, insanların ya-şamları boyu her gün yeni bir dene-yim yaşamasını sağlayabilir. Bir hafta Çinlilerin yeni yıl kutlamasını, diğer hafta zencilerin karnavalını, sonraki hafta Tarkan’ın yada Celine Dion’un Central Parktaki (ücretsiz) gösterisini izlemeye gidebilirsiniz.

New York City semt semt paylaşılmış gibi. Hemen hemen tüm yaşayanların Rus olduğu yada İtalyan, Yahudi, His-panik olduğu semtler var. Öyleki His-panik kökenli bir insan New York’ta bir kelime İngilizce öğrenmeden tüm yaşamını kurabilir, çarşısı pazarı oku-lu hastanesi herşey var o mahallede.

Türk ve Yunanlıların yoğun olarak yaşadığı bölge Astoria. Burada bizim alışık olduğumuz her türlü yiyeceği marketten almak, lokantalarda bula-bilmek mümkün. Şehir merkezine de oldukça yakın.

ABD’de müzeler parasız, bağış esa-sına göre işliyor. New York’ta en gö-rülmeye değer Guggenheim Müzesi (özellikle mimari yapısının ödüller aldığı bir müze), Museum of Natural History (Doğal Tarih Müzesi) ve Met-ropolitan Museum of Art (Sanat Mü-zesi) görülmesi gerekli yerlerden biri. Guggenheim’daki program sık sık de-ğişir. Genelde modern sanat müzesi olan müzenin bir köşesinden Picas-so ve benzeri ressamlar eksik olmaz. Museum of Natural History, dinazor-lardan, Afrikadaki kabilelerin kuruttu-

ğu kafataslarına kadar çok zengin su-numların olduğu bir tabiat müzesidir, buradaki program genellikle aynıdır. Darwin - Evrim meraklıları için de zengin bir sunuma sahiptir. Metropo-litan Museum of Art, bir kısmı zaman zaman değişen, bir kısmı sabit sanat yapıtlarının bulunduğu bir müze. Eski mısırdaki yazıtlardan, klasik resme, klasik heykellerden günümüz sanatı-na uzanan bir sunum içerir. Gezme süresi için Guggenheim hariç birer gün ayırmanız lazım. Guggenheimi birkaç saatte görebilirsiniz.

Özgürlük abidesini uzaktan görseniz yeter. Eskiden en tepesine kadar çı-kılabiliyordu, o nedenle gidip yakın-dan incelemek eğlenceliydi ama son zamanlarda çıkılmasına izin vermi-yorlar. Yapabileceğiniz en uygun şey

34

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 37: AE Magazin 2014 Sayı 4

seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I «

Manhattan’ın en güney ucundan Sta-ten Island Ferry denilen feribota binip (ücretsiz) yarım saatlik bir yolculuk yapmak. Özgürlük abidesinin olduk-ça yakınından geçiyor, görmek ve fo-toğraf çekmek için mükemmel.

Washington DC görülmeye değer. Hem mimari olarak hem de müzeler açısından çok zengin bir şehir. Her ne denli içine artık giremiyorsanız da hem senato binasını hem de beyaz sarayı yakından görmek güzel bir de-neyim.

Senato binasının bahçesinde botanik park mutlaka görülmeli. Çöl bitkile-rinden tropik bitkilere uzanan çok zengin bir bitki yapısını, türlerin ye-tişme ortamına göre mekanik olarak şartlandırılmış bölümlerde yetiştiri-

yorlar. En az 2 saat ayırmanız lazım. Biz gittiğimizde çiçekleri büyüterek yaptıkları bir orkestra vardı, viyolon-sel, harp, keman, piyano, bateri, öyle şekillendirmişler ki oturup dinleyesi-niz geliyor.

Washington DC’de müzeler arasında benim en sevdiğim The National Air and Space Museum (Milli Havacılık ve Uzay Müzesi). Burada The Wri-ght Brothers`ın (ilk uçağı tasarlayan kardeşler) yaptıkları ilk maket uçak-lardan, aya inip dönmüş uzay kap-süllerine kadar uzanan tarihsel bir sıralamayla havacılığın geçmişini gö-rebilmek mümkün. İlginç gelen diğer müzeler - Madame Tussauds tanınmış insanların gerçek boy balmumundan yapılmış heykellerini sunuyor, Natio-nal Postal Museum (Milli Posta Müze-

si) yüzyıllardır ABD’deki posta servi-sini özetliyor. Kovboy filmlerinden bir şerit izler gibisiniz bu müzede.

En kuzeyde Kanada sınırında Niagara şelalesi görülmesi gereken bir doğa harikası. Çok soğuk geçen kışlarda şelalenin donması, belki de akan ha-linden daha ilginç gelebilir. Niagara’dan biraz güneye inince, Boston uzun zamandır ABD’nin R&D merkezi. Özellikle ecza firma-larıyla başlayan, değişik teknolojiyle dallanıp budaklanan, MIT’nin (Mas-sachusetts Institude of Technology) katkısıyla gelişen bir teknoloji şehri denilebilir. MIT ve Harvard başta ol-mak üzere ABD’nin hemen hemen en fazla üniversitesi bu bölgede. Genç ve aydın nüfusu, teknolojiye yapılan

35

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 38: AE Magazin 2014 Sayı 4

yatırım, geçmişte ve gelecekte Massa-chusetts’i çok uzun seneler ABD’nin teknolojik önder eyaleti olarak belir-lemiş.

Boston’dan Miami’ye bir araba seya-hati yapmak isterseniz yol 3 yada 4 gün sürer… Ama yol üstünde New York’ta 3 - 4 günlüğüne konaklamak lazım. Sonra Washington DC için 2 gün yeter. Arkasından Florida eyaleti (Orlando ve Miami). İlk durak Cape Canaveral - NASA’nın merkezi. Uzay mekiğinin içine girmek hoş bir dene-yim. Uzay gemilerinin inşa edildiği bina, büyüklüğünü anlamak için - bina üstünde görünen Amerikan bay-rağındaki şeritlerdeki her değişik renk bir otobüs genişliğinde. Yerleşime ka-palı olduğu için Cape Canaveral bir doğal tabiatı koruma alanı. Bol mik-

tarda kartal ve timsah görmek müm-kün. Kartallar uçup gidiyor yaklaşınca ama arabadan inip timsahları sevmek isterseniz, onlar kaçmıyor... Orlando eğlence merkezi. Çocuklar için Disney World, yetişkinler için Universal Studios… Çocukların yöne-timi sizde olduğu için doğrudan Uni-versal Stüdyolarını tavsiye ederim. İki günde ne kadar delice roller coaster varsa hepsine binebilirsiniz. İnsan bi-nerken korkudan ölüyor ama inince tadılan o zevk çocuklarınızı Disney World’den mahrum etmeye değiyor... Tamam ille de bencil olmayalım der-seniz, çocuklara da Disney World’de ömürleri boyunca unutamayacakları bir macera yaşatın. Çevredeki tatil köylerinde kalabilirsiniz veya önce-den bir ev ayarlayabilirsiniz. Tatil si-

teleri genelde pek pahalı değil, ama evler çok daha ekonomik ve rahat. En güneyde Miami var, Miaminin güzel-liği buradan Karayiplere kalkan cru-ise gemileri... İnanılmaz bir denize inanılmaz lüks bir gemide inanılmaz bir fiyata (herşey dahil) krallar gibi ulaşabilirsiniz. Genelde turlar bir haf-ta, mevsimine göre adam başı günlük 100 - 150 dolar civarında, hem otel hem seyahat hem de yemek içmek dahil, çok pohpohlandığınız baş tacı edildiğiniz bir deneyim...

Gemiler genelde 12 katlı, içinde asansörler, yemek salonları, çeşitli lo-kantalar, 3 öğün yemek servisi dışında 24 saat açık büfe, diskotek, spor sa-lonları, gazinolar, yüzme havuzları, çocuklar için oyun alanları vb. alan-lar var. Odalar günde 3 kez düzelti-

» seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I

36

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 39: AE Magazin 2014 Sayı 4

liyor, odaya her girişte havlulardan yapılmış değişik hayvan figürleriyle karşılaşıyorsunuz. Gemi geceleri se-yahat ediyor, gündüzleri bir limanda geçiriliyor. Benim son gezimde önce Meksika (Cozumel), sonra Honduras, arkasından Beliz ve en son Cayman Islands’da mola verildi. Tüm bu mo-lalarda, tropik parkları ziyaret edebi-leceğiniz gibi, dalarak deniz altındaki mercan adalarına da ulaşabilirsiniz. Yada bir yerde serenat eşliğinde tekila balık yaparsınız (biraz cahil kalmışlar daha rakı balığı bile bilmiyorlar...)

Doğu yakasından iç bölgelere ge-çildiğinde en görülmeye değer yer Grand Canyon. Nehrin yüzbinlarce yıl oyarak oluşturduğu bir vadi. He-men hemen tüm kovboy filmlerinde

görmüşsünüzdür. Grand Canyon do-ğal güzelliğinin yanı sıra tükenmekte olan bazı hayvan türlerinin yaşam alanı olarak koruma altında.

ABD’nin kara sınırları içinde olma-yan ama eyaleti iki turizm cenneti de Hawaii ve Porto Riko (Puerto Rico), Hawaii Pasifik okyanusunun ortasın-da, mercan adaları ve harika deniziy-le kış mevsimi tanımayan bir eyalet. Porto Riko, Karayipler’de Küba’nın doğusunda kalıyor. Her iki eyalet de deniz ve dalma meraklıları için mü-kemmel adalar.

Alaska doğrudan ABD ile sınırı ola-mayan diğer bir eyalet, Kanada’nın batısında yer alıyor. Soğuk hava, kar ve buz seviyorsanız tercihiniz olabilir.

Eğer bir gün ziyaret etmeyi düşünür-seniz, daha ayrıntılı bilgi için her za-man bana ulaşabilirsiniz. Seyahat için birkaç faydalı bilgi; uçak rezervas-yonlarınız için Travelocity web sitesi-ni muhakkak ziyaret edin, en uygun fiyatları ben oradan ediniyorum:www.travelocity.com

ABD’de arabasız yapamazsınız, en uygun fiyatları ben budget ki-ralama firmasından ediniyorum: www.budget.com

Otel rezervasyonları için genelde Tra-velocity veya Expedia sitelerini kulla-nıyorum: www.expedia.com

Murat Alkım

PE, LEED AP, CFPS

Müdür - Mekanik İşler

Proje Dizayn Departmanı

seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I «

37

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 40: AE Magazin 2014 Sayı 4

» kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski

Buket AltaçMakine MühendisiTeklif Departmanı

38

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 41: AE Magazin 2014 Sayı 4

kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski «

Gerek ilmek ilmek işleyip oluşturdu-ğu eşsiz karakterlerle, gerek karakteri bizden biriymişçesine benimseyebil-memizi sağladığı derin ruh çözüm-lemeleriyle, gerekse geniş çerçevede yaptığı ruhsal analizleriyle, benim ha-yatım boyunca okuduğum yazarların en derine dokunanı ve bugün “klasik-leri okumak” denince hepimizin aklı-na gelen, gerçekçilik akımının öncü-sü yazarlardan birisidir Dostoyevski. Tam adıyla Fyodor Mihayloviç Dosto-yevski.. 1821’de, Moskova’da, kendi babasının da cerrah olarak çalışmak-ta olduğu bir yoksul hastanesinde dünyaya gelir. (Yazarın tam doğum-günü tarihinin 30 Ekim mi 11 Kasım mı olduğu muallak olmakla beraber, 30 Ekim günü dünyada Dostoyevski günü olarak kutlanmaktadır). Altı ço-cuklu ailenin ikinci çocuğuydu.

Dostoyevski, 13 yaşındayken Mosko-va’nın en iyi okullarından birine yatı-lı olarak verilir. 16 yaşına geldiğinde babasının ısrarları üzerine Petersburg Askeri Okulu’na girer. Aynı yıl annesi-ni kaybeder. Dostoyevski babasından hayatı boyunca nefret etmiş, kitapla-rında bahsettiği gibi babasını öldürme isteği de duymuştur. Babasının muhte-melen köylüler tarafından öldürülme-sinden sonra Dostoyevski büyük bir suçluluk duygusuna kapılmıştır. Dos-toyevski’nin epilepsi hastalığı ve ilki Petersburg’da sokaktan geçen bir ce-naze alayını gördüğü zaman geçirdiği epilepsi nöbetleri bu zor çocukluğuna bağlanır. Budala’daki Prens Mişkin ve Karamazov Kardeşler’deki Smerdya-kov karakterleri kendisi gibi epilepsi hastalığını anlatmıştır.

1837’de girdiği Petersburg Askeri Mü-

hendis Okulu’nu bitirdi. Öğrencilik yıllarını Rus ve Avrupa edebiyatının önde gelen yazarlarının eserlerini okuyarak geçirdi. Kısa bir süre asker-lik yaptıktan sonra ayrılıp edebiyatla uğraşmaya başladı. Topraklarında çalışan köylüler tarafından öldürü-len babasından az bir miraz kalmış-tı. İlk romanı “İnsancıklar”ı 1846’da yazdı. Bu eserin basılmasından sonra ünlendi. 1846’da yazdığı ikinci ro-manı “Öteki” yeterli ilgiyi görmedi. Ünü giderek kayboldu. “Ev Sahibesi”, 1848’de yazdığı “Beyaz Geceler” ile “Yufka Yürekli” romanları da ilgi gör-medi. 1849’da yazdığı “Netoçka Nez-vanova” romanı da beklenen başarıyı getirmedi.

Politikayla ilgililenmeye başladı genç liberallere katıldı. Çar 1. Aleksandr’ın güvenlik güçleri tarafından, “devleti

39

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 42: AE Magazin 2014 Sayı 4

» kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski

yıkmaya çalıştığı” suçlamasıyla arka-daşlarıyla birlikte tutuklandı. İdama mahkum edildiler. Kendisinin kur-şuna dizilmesi hazırlıklarını izlemek onda derin etkiler bıraktı. İdamdan son anda vazgeçildi, Sibirya’da 4 yıl ağır hapse ve 4 yıl askerlik yapmaya mahkum edildi. Sibirya’daki cezaevi günlerinde birlikte yaşadığı mahkum-ları gözlemleyerek Rus halkını daha yakından tanıma fırsatı buldu. Ancak zor koşullar nedeniyle sara nöbetleri geçirmeye başladı. Bu rahatsızlığın etkileri de birçok eserine yansıdı. 1854’te cezaevinden çıkıp askerliğe başladı. Subaylığa kadar yükseldi. 1857’de dul bir kadınla evlendi. Bu evlilik maddi sorunlarını artırdı. Tek-rar yazmaya karar verdi. Askerlik cezasının da bitmesi üzerine Petes-burg’a döndü. Yeni Çar 2. Aleksandr’ı destekledi. Kardeşi Mihail ile birlikte

“Vremya” adlı bir dergi çıkardı. Bu dergi ve dergide yayınlanan romanla-rı yeniden tanınmasını ve eski ününü kazanmasını sağladı. 1862’de Fransa, İngiltere ve İtalya’yı kapsayan bir yurt-dışı gezisi yaptı. Aynı yıl dergikapatıl-dı. Dostoyevski, Almanya’nın Wies-baden kentine gitti. Burada kumara başladı.

Rusya’ya dönüşünde “Epoha” ismin-de yeni bir dergi çıkardı. 1864’te eşi-ni ve kardeşi Mihail’i kaybetti. Borca battı. Kurtulmak için Avrupa’ya kaçtı. Wiesbaden’de kumarda bütün para-sını kaybetti. Yayıncısından borç alıp 1865’te Rusya’ya döndü. 1867’de steno ile romanlarının yazımında kendisine yardım eden Anna Snitki-na ile evlendi. Bir kere daha borca boğulduğu için yeni eşiyle yine yurt dışına çıktı. Yoksulluk ve para peşin-

de ülke ülke dolaştı. Ama romanlarını yazmayı da sürdürdü. Bir kere daha yayıncısının desteğiyle Petersburga’a döndü. Tutucu bir haftalık dergi olan “Grajdanin”in başına geçti. 1 yıl son-ra bıraktı. Bu dönemde eksi itibarını ve ününü tekrar kazandı. En büyük romanı “Karamozof Kardeşleri” yaz-maya 1879’da başladı. 1880’de şair Aleksander Puşkin’in ölüm töreninde konuşmayı o yaptı. Petersburg Bilim ve Sanat Akademisi’nin edebiyat bö-lümüne seçildi.

Yaşamının son döneminde Peters-burg yakınlarında küçük bir kasaba olan Staraya Russa’da yaşadı. 9 Şubat 1881’de burada yaşamını yitirdi. Gü-nümüzde de en çok okunan yazarlar arasında yer alır. Eserlerinde iki dün-ya savaşı arasında yaşayan bir kuşağı rahatsız eden ahlaksal, dinsel, siyasal

40

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 43: AE Magazin 2014 Sayı 4

kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski «

konuları etkileyi bir dil ve ustalıkla dile getirdi. Gözlemlerinin keskinli-ği, ayıntılara verdiği önem, karma-karışık yaşamından çıkardığı sağlam karakterleri ve roman kurgulamadaki ustalığıyla Avrupa’da ve ülkesinde kendisinden sonra gelen hemen tüm yazarlar üzerinde etkili oldu. Batılı ül-kelerin edebiyat ve düşün yaşamında önemli bir rol oynadı. Varoluşçuluk akımının temel kaynaklarından biri sayılır.

Edebi anlamda, kendisine kadar olan gerçekçilik anlayışında bir yeniliktir “Suç ve Ceza”. Roman sanatının dış dünyayı anlatma konusunda düştüğü tekdüzelikten, yani nesnel dünyanın sadece yansıtılmasından, insanın iç dünyasında olup bitenlerin de işin içine sokulmasıyla kurtulması, insan psikolojisinin derinliklerine inme

kaygıları Dostoyevski ile başlar. Ünlü yazar Herman Hesse göre ise “Dos-toyevski’yi ne zaman okumalıyız” so-rusuna yanıt olabilecek şekilde şöyle tespitte bulunur: “Ancak tükenmişsek artık, acı çekme yetimizin sonuna de-ğin acı çekmişsek ve yaşamın bütünü-nü kor gibi yakan tek bir yara olarak duyumsuyorsak, eğer çaresizlik solu-yorsak ve umutsuzluğun ölümlerini ölmüşsek işte o zaman okumalıyız Dostoyevski’yi.”

Dostoyevski; eserlerindeki insanlık durumlarının, kahramanı olarak seç-tiği karekterlerin en uç davranışlarını, sahip olabilecekleri en abartılı zaafla-rı anlatır. Dahiliği de bu sefil yaşamla-rı olabilecek en sıradan, en doğal şey-ler gibi anlatmasındadır. Dostoyevski kahramanlarının davranışlarındaki bu tutarsızlıklar, kişiliklerinde barındır-

dıkları tüm çelişkiler ve zayıflıklar bir-çok sıradan insanda da bir bir ortaya çıkar. Bazı eleştirmenlere göre, Dos-toyevski okurları, “Dostoyevski’ciler” ve onu anlamayanlar karşı gruptakiler olarak ayrılmaktadır.

Bugünün bazı hekimleri Dostoyevs-ki’nin kendi hastaları olması halinde onu iyileştirmek istemeyebilecekleri-ni, sağlıklı ama, ortalama kabiliyetli bir insan için bir edebiyat devini yere seremeyeceklerini söylemekteler.

Dostoyevski epilepsi hastası olmasay-dı, bir “Budala” literatüre girmeyecek, ya da Raskolnikov olmayacaktı.

Buket Altaç

Makine Mühendisi

Teklif Departmanı

41

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 44: AE Magazin 2014 Sayı 4

» medya : Hedef Kitle

Atakan NaçarMüdür YardımcısıHalkla İlişkiler Departmanı

Herhangi bir marka yada kuruluşun, iletişim sürecinin başarısını belirleye-cek en önemli unsurlardan biri hedef kitledir. Öyle ki; hedef kitlenin doğru belirlenmesi ve özelliklerinin doğru bilinmesi, iletişim ve tanıtım süreci-nin nasıl şekilleneceğinden başlayıp ne kadar başarılı olabileceği sonucu-na kadar gidebilmekte. Hedef kitlenin belirlenmemesi ve tüm nüfusa oynar-casına yapılan iletişim çalışmalarının başarılı olabilme şansı, hedef kitlenin belirlenerek yapılması karşısında ol-dukça düşük kalacaktır.

Örneğin Türkiye’nin önde gelen GSM operatörlerinden birini ele alalım; büyük ve ulusal bir marka olmasına karşın yaptığı iletişim ve tanıtım ça-lışmalarını kitle açılımını genişleterek çeşitli gruplara ayırmıştır. Bu grupla-ra örnek vermek gerekirse genç, yaş-lı, çalışan, çiftçi, aile gibi toplumu oluşturan temel insan grupları diye-biliriz… Bu büyüklükteki markaların bilinirliğini devam ettirebilmesi ve ko-numunu pekiştirebilmesi içinde doğru olan yol bu olmakta…

Hedef kitlenin özelliklerini göz önün-de bulundurulmadan yapılan iletişim çalışmaları, çalışmalarının başarısız olmasına ve iletişim kaynaklarının boşa harcamasına neden olur. Günü-müzde hedefte bulunan gruplar dahi içlerinde ayrılarak “hedef kitle” kavra-mını “hedef birey” kavramına doğru kaydırmaya başlamıştır. Çünkü her bireyin zevki ve iradesi birbirinden farklı özellikler gösterebilmekte.

Gelişen teknoloji ile kişisel olarak kullandığımız her cihaz hedef birey olmamızın önünü açan gelişmelerin başında gelmekte. Ellerimizden dü-şürmediğimiz akıllı telefonlar, evimiz-de ve iş yerinde kullandığımız bilgisa-yarlar hedef birey olmamızı sağlayan en büyük araçlardır.

Bu cihazlar ile ziyaret ettiğimiz in-ternet sitelerinin (ki bunlar bir giyim markasının sitesinden tutun bir futbol yorum sayfasına kadar uzanabilir) cihazlarınızda barındığı çerezler ve toplanan bilgiler ile başta servis sağ-layıcı ve GSM operatörleri tarafından

ardından büyük sosyal ağ ile gezdiği-niz diğer bu teknolojiye sahip internet siteleri ve kullandığımız mobil uygu-lamalar tarafından okunmasıyla karşı-nıza çıkan reklamlar sayesinde hedef birey olabiliyoruz.

Bir örnek vermek gerekirse Galata-saray resmi internet sayfasında bir haber okudunuz ve ertesi gün ürün yelpazesi geniş bir giyim e-ticaret si-tesine girdiniz. Bu e-ticaret sitesinin ana sayfasında Galatasaray formasını görmeniz daha önce ziyaret ettiğiniz Galatasaray resmi internet sayfasının bilgisayarınızda bıraktığı çerezler sa-yesinde gayet mümkün. Tabi bu her internet sitesi için geçerli... Eğer bu gezintiyi akıllı cihazınız ile yaptıysa-nız kullandığınız GSM operatörünün topladığı kişisel bilgilerinizi 3. parti firmalar ile paylaşması ile durup du-rurken “Galatasaray forması sadece 49 TL” gibi bir SMS almanız işten bile değil… Hiç “çıkış” yapmadığınız sosyal ağlarda beğendiğiniz her şeyin size reklam olarak dönebileceğinden de emin olabilirsiniz…

42

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 45: AE Magazin 2014 Sayı 4

medya : Hedef Kitle «

Google yakın bir zamanda online rek-lam gösterimlerinin ve tıklamaların normal mağaza satışlarına katkısını göstermek için Google reklamları ile mağaza ziyaretleri arasındaki ilişkiyi anlamak adına kullanılabilecek yeni bir ölçütü kullanıma açmayı hedefli-yor. “Mağaza Ziyaretleri” adı verilen bu sistem, veriyi iOS ve Android iş-letim sistemli cihazlarında lokasyon geçmişini aktifleştirmiş olan Google Maps kullanıcılarının, reklam ve-renlerin fiziki mağazalarına yakın-lıklarından yola çıkarak hesaplama algoritmasına dayanıyor. Bu sistem

bir reklama tıklamamızın bizi nasıl “hedef birey” yaptığının adeta hayata geçmiş hali…

Twitter ise geçtiğimiz günlerde rek-lam verenler için hedef kitle iletişim sistemini bir tık öteye taşıdı. Bu sistem sayesinde bir ülkedeki GSM operatör-lerinden sadece istediklerinizde rek-lam yayınlatabiliyorsunuz. Örneğin bir GSM operatörü “Sizin operatör az çekiyorsa bize gelin” diye rakip firma kullanıcılarına yönelik reklam yapabilecek iken diğer operatör ise “Sizde 500 dakika çok pahalı, bizde

daha ucuz” diye reklam yapabilme şansı elde etmiş durumda. Tabi bu reklam veren sizde olabilirsiniz başka bir marka da… Buna benzer pek çok sistem hali hazırda kullanımda iken bu ve benzeri sistemlerin gelişmesi, markaların yapacağı iletişim çalışma-larının geleceğini, başarı şansını ve göreceğimiz reklamların, haberlerin daha “bize özel” olmasına ön ayak olmakta… Görüşmek üzere…

Atakan Naçar

Müdür Yardımcısı

Halkla İlişkiler Departmanı

43

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 46: AE Magazin 2014 Sayı 4

» basında biz

Yayın Adı : Indergi

Yayın Adı : Electricity Turkey Dergisi

Tarih : 01.09.2014

Tarih : 01.09.2014

44

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 47: AE Magazin 2014 Sayı 4

basında biz «

Yayın Adı : Vatan Gazetesi Tarih : 25.10.2014

45

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 48: AE Magazin 2014 Sayı 4

» basında biz

Yayın Adı : Indergi Tarih : 01.09.2014

Yayın Adı : Electricity Turkey Dergisi Tarih : 01.09.2014

46

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 49: AE Magazin 2014 Sayı 4

basında biz «

47

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 50: AE Magazin 2014 Sayı 4

Kemal Kızılhan Yeni Yaşını KutladıAE Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kızılhan yeni yaşını Bakü White City projesi çalışanlarıyla beraber kutladı.

AE Arma-Elektropanç Bakü White City personelinin orga-

nize ettiği sürpriz partide Kemal Kızılhan“Bu güzel kutla-ma için hepinize çok teşekkür ederim, birlikte nice yılla-ra ve projelere” dedi. AE Arma-Elektropanç ailesi olarak, Kemal Kızılhan’a nice sağlıklı ve mutlu seneler diliyoruz.

İstanbul merkez ofis Mühendislik Departmanı’mızda Mekanik İşler

Müdürü olarak görev yapan Sn. Samuray Çavdar’ın annesi,

Tülay Çavdarvefat etmiştir. Merhumeye Allah’tan rahmet

kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.

İstanbul merkez ofisimiz Mühendislik Departmanımızda Elektrik Panoları Müdürü olarak görev yapan Sn. Yusuf Çakmak’ın 14 Ekim 2014 tarihinde biricik oğlu Umut Ali Çakmak dünyaya geldi. Çakmak ailesini tebrik ediyoruz.

» AE Ailesi’nden

48

Ekim

- Kas

ım - A

ralık

Page 51: AE Magazin 2014 Sayı 4
Page 52: AE Magazin 2014 Sayı 4