ajandakurumsal.istikbal.com.tr/files/e-dergi/files/istikbal_ajanda_2.pdf · üretmek amacıyla,...

30
AJANDA www.istikbal.com.tr Heimtextil 2011 Fuarı Toplam Üretken Yönetim (TPM) İnsan Kaynakları Kongresi

Upload: lamdang

Post on 05-Feb-2018

235 views

Category:

Documents


7 download

TRANSCRIPT

AJANDAw

ww

.istik

ba

l.c

om

.tr

Heimtextil 2011 Fuarı

Toplam Üretken Yönetim (TPM)

İnsan Kaynakları Kongresi

istikbal ajandaKış 2011

2

Kalbinizi

Fethedece

k

Desenle

r

KalbiniziFethedecek

3istikbal ajandaKış 2011

İÇİN

DEKİ

LER

2011-2012Heintexstil fuarı

6 Toplam Üretken Yönetim (TPM)

8 SAP (MM) modülü

9 2011 Kalderİnsan Kaynakları Kongresi

1013 2011 İMOB Fuarı

14Yorgan Deyip Geçmemeli

18Firmamızda Uygulanan 5S Çalışmaları

2022

23 Kütüphanemizden...

2428

içindekiler

Sağlık Köşesi(İş Kazası Nedir?)

Hukuk Köşesi

Haberler

Resim Kulübü

Üstelemek başarının temel unsurudur. Kapıyı yeterince uzun

süre ve yüksek sesle çalarsanız, birilerini uyandıracağınızdan emin

olabilirsiniz! Arkasından gelen yüzde yüz ve mutlaka başarıdır!

İnsanlar temelde, doğal olarak hayatları boyunca başarmak,

başarılı olmak ve onun getirdiği hazzı ve mutluluğu tatmak isterler.

Bu çok insani ve doğru bir yaklaşımdır ve fakat her şeyde olduğu

gibi başarının da elbette bir bedeli ve rotası var. Rotayı doğru

tutturur ve ödemenizi yaparsanız; başarı da sizin olur!

Ama doğrusunu söylemek gerekirse, başarılı olmanın da bir yolu,

yordamı, disiplini ve uyulması gereken bir yol haritası da var. Pek

çok insan keyfine düşkün ve en ufak rahatsızlıktan kaçınma

eğiliminde iken, başarılı insanlar zorluklara göğüs germenin

önemini ve değerini bilir ve pek çok kişinin kaçınacağı zor işleri

üstlenirler. Kolay olandan çok etkin olanla ilgilenirler. Pek çok kişi

kestirme yolları ararken, onlar uzun vadede en iyi sonuç verecek

yolları ararlar. Kolay olandan çok etkin olanla ilgilenirler. James B.

Conant'ın başarıyı tek kelimeyle özetleyen muhteşem sözü

“Kaplumbağaya dikkat et! Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında

ilerleyebilir!” Hayat da başarılı olabilmek için risk almayı bilmeliyiz.

Saygılarımla

Yasemin YÜCE

İmtiyaz Sahibi

Genel Müdür

Yayına Hazırlık

Editör - Grafik Tasarım

Yönetim Yeri

Yayın Türü

Memduh BOYDAK

Mesut YİĞİT

Sami BOYDAK - Mali ve İdari İşl.Gen.Müd.Yrd.

Erkan EKİNCİ - Teknik Gen. Müd. Yrd.

Ali GÜLHAN - İnsan Kaynakları Müdürü

Sistem Geliştirme Şefi

İSTİKBAL MOBİLYA SAN. ve TİC. A.Ş.

O.S.B. 8. Cd. No:60 38070 KAYSERİ

Telefon (+90) (352) 322 01 01

Faks (+90) (352) 322 01 13

www.istikbal.com.tr

Yerel ve Süreli Yayındır.

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

İstikbal ajanda İstikbal Mobilya San. ve Tic. A.Ş.

yayın organıdır.

Ayda bir yayınlanır.

Tuğba ATAY -

Yasemin YÜCE - Sistem Geliştirme Grafik Tasarım

5istikbal ajandaKış 2011

editörden 2011Sayı-2 Yıl-1

AJANDA

6istikbal ajanda

Kış 2011

yapabilecek seviyeye çıkacaklar.

Bakım ihtiyacı en aza indirgenmiş ve etkinliği artmış makinelere

sahip olacaklar.

Katılımın artması ile birlikte, firmaya olan aitlik hissi artacak

Birer eğitimci olarak firmanın entelektüel seviyesinin artmasına

katkıda bulunacaklar .

İstikbal'de 2010 yılında başlayan TPM çalışmaları için Kasım

ayında profesyonel destek alınmasına karar verilmiştir. KalDer ile

yapılan görüşmeler neticesinde bu konuda uzman, daha önce

Japonya'da JIPM'den ödül almış bir danışman ekipten destek

alınmaya başlanmıştır. TPM uygulamalarının yürütülmesi için

TPM ofis kurularak, TPM organizasyon şeması oluşturulmuştur.

TPM Yürütme Komitesi Genel Müdürümüz Sn. Mesut Yiğit,

Genel Müdür Teknik Yardımcımız Sn. Erkan Ekinci ve diğer

komite başkanlarından oluşmuştur.

TPM Koordinatörlüğü Sn. Erkan Ekinci Bey tarafından

yürütülecektir.

TPM Ofis'te TPM sistemini yürütmek üzere Sn. Kazım Sezerkan

Üretim Bölümleri;

Tüm Çalışanlar;

İstikbal'de TPM

Oluşturulan organizasyon şemasına göre;

TPM Japonya'da 1971'de doğmuş bir

yönetim metodolijisidir. JIPM Başkanı Seichi

Nakajima tarafından geliştirilerek önce

Toplam Üretken Bakım olarak başlamış sonra

üretimin direkt ve endirekt ilişkili tüm

alanlarına yayılmış ve bir üretim yönetimi

tarzına dönüştürülerek Toplam Üretken

Yönetim adını almıştır. TPM bir fabrikadaki tüm çalışanları

kapsayan ve ağırlıklı olarak üretimin verimini esas alan bir yönetim

sistemidir

.

Üretim sisteminin verim ve etkinliğini en üst düzeye çıkartacak

bir işletme kültürü ve yönetim sistemini tüm çalışanlarla birlikte

oluşturmak,

Mevcut ekipman ve üretim alanıyla alakalı tüm kayıpları

önleyecek kusursuz bir sistem amaçlanarak, iyileştirmeler

yapmak,

Çalışma ortamını iyileştirerek iş güvenliğini arttırmak,

Artan verim, azalan kayıplar, hızlanan teslimat ile kârlılığı

arttırmak,

Ürün kalitesinde istikrar sağlamak,

Otonom bakımı etkin kullanarak “Sıfır Arıza” hedefini

gerçekleştirmek,

Çalışanları yetiştirerek çok fonksiyonlu hale getirmek,

Yetkelendirme sonucunda artan yetenek ve kabiliyetleri ile birer

bakımcı operatör olacak ve makine ekipman etkinliğinin

artmasına katkıda bulunacaklar.

Eğitimci olarak yetiştirilecek olup, makine operatörlerinin

eğitilmesine katkıda bulunacaklar ve daha nitelikli işleri

TPM uygulamanın amaçlarından bazıları;

TPM ile elde edilebilecek kazanımlar;

Operatörler;

Bakımcılar;

Kazım SEZERKANSistem Geli tirme TPM EFş Ş İ

Dünyada lider olmak hedefimize bir adım daha yaklaştıracak olan Toplam Üretken Yönetim Sistemi, rekabetgücümüzü artıracağı gibi çalışanlarımıza farklı bir boyut kazandırarak sorumlu, inançlı, kabiliyetleri ve sahiplikduygusu yüksek mutlu insanlar yetiştirecektir.

Toplam Üretken Yönetim

7istikbal ajandaKış 2011

Müşteri gereksinimleri ve isteklerine zamanında cevap

verebilme

Komite Başkanlığını TPM Ofisten Sn. Ahmet Erhan Özhan

yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

Ekipman temin sistematiğinin oluşması

Yeni ekipmanların hızla devreye alınması

Ekipman doküman sisteminin oluşturulması

Komite Başkanlığını İnsan Kaynaklarından Sn. Esra Gündüz

yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

Makine ve bakımcı operatörlerin eğitim ihtiyaçlarının

belirlenmesi

GAP analizi ve eğitimlerin planlanması

Eğitim bütçelerinin oluşturulması

Eğitim atölyesi ve eğitim doküman yönetimi

Komite Başkanlığını İnsan Kaynakları Müdürü Sn. Ali Gülhan

yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

Sıfır kaza, kirlilik, gürültü ve risk

Enerji tasarrufu projelerinin oluşması ve yürütülmesi

Çalışanların memnuniyetinin artırılması

Güvensiz çalışma ortamlarının ortadan kaldırılması

Komite Başkanlığını Satınalma Müdürü Sn. Zeyyad Geze

yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

Ofislerde 5S uygulamalarının yapılması

Süreçlerin iyileştirilmesi

Ofislerde tam katılım ile kaizen çalışmalarının yürütülmesi

Değer katmayan süreçlerin ortadan kaldırılması

Gönüllülük esası ile karşılıklı görüşmelerle oluşturulan TPM

organizasyon yapısını tanıtmak ve moral motivasyonu

yükseltmek amacıyla Cumartesi Kahvaltısı düzenlenmiştir. İstikbal

Fabrika yemekhanesinde yapılan kahvaltıda Genel Müdürümüz

Sn. Mesut Yiğit tarafından yapılan konuşmanın ardından Genel

Müdür Yardımcımız ve TPM Koordinatörümüz Sn. Erkan Ekinci

tarafından TPM Organizasyon yapısı tanıtılmıştır.

Erken Ekipman Komitesi,

Eğitim Komitesi,

SHE (Güvenlik-İnsan-Çevre) Komitesi,

Ofis TPM Komitesi,

Kayıplara Karşı Hep Birlikte

Savaşacağız!!!

TPM yöneticisi, Sn. Ahmet Erhan Özhan ise TPM uzmanı olarak

görev yapacaktır.

Sistemin çarklarını çevirecek olan komite başkanları ve amaçları

ise;

,

Komite Başkanlığını Kalite Yönetim Şefi Sn. Latife Şahin yürütecek

olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

İnsan, makine, malzeme ve süreç kayıplarının tespiti

Kayıpların önlenmesi ve ortadan kaldırılması

Yeni standartların oluşturulması ve yayılımın sağlanması

Tüm Çalışanların katılımı ile sürekli gelişme

Komite Başkanlığını Endüstriyel Üretim Müdürü Sn. Metin Uğur

yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

Operatörlerin becerilerinin gelişmesi

Bakımcı Operatör gibi düşünmelerinin sağlanması

Uygunsuzlukların operatörler tarafından tespiti ve giderilmesi

Kontrol, yağlama ve temizlik standartlarının oluşturulması

Komite Başkanlığını Yardımcı İşletmelerden Sn. Göksel Özer

yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

Arızaların meydana gelmeden önce önlenebilmesi

Sıfır arıza felsefesinin yerleşmesi

Planlı bakım sisteminin oluşturulması ve yönetilmesi

Bakım maliyetlerinin azaltılması

Komite Başkanlığını Kalite Yönetimden Sn. Tolga Soylu

yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki gibidir;

Kusursuz ürünlerin üretilmesi

Toplam Kalite Yönetimi felsefesinin yayılması

Kalite Güvence ile üretimin eş zamanlı çalışması

Komite Başkanlığını Ar-Ge ve Tasarım Müdürü Sn. Esra

Beserek yürütecek olup, komitenin başlıca amaçları aşağıdaki

gibidir;

Müşteriler ile ilişkilerin gelişmesi

Yeni ürünlerin istenilen kalitede üretilebilmesi ve sevk edilmesi

Kobetsu Kaizen Komitesi

Otonom Bakım Komitesi,

Planlı Bakım Komitesi,

Kalite Bakım Komitesi,

Erken Ürün Komitesi,

8istikbal ajanda

Kış 2011

SAP Proje kapsamında devreye

alınan modüller biri olan ; MM

Malzeme Yönetimi (Materials

Management) modülü.

SAP ERP Sistemi, bütün modülleri

birbirine tam entegre olacak şekilde

tasar lanmış t ı r. Hiç b i r ver i

sistemden bağımsız olmamakla birlikte, zenginleştirme

yöntemleri ile tanımlı verileri sisteme bağlı SAP kullanan

firmalar, Satış Organizasyonları, Üretim Yerlerinin ortak

kullanılması mümkündür. Satış Organizasyonu, farklı bir firma

üzerinde olan müşteri bilgilerinin Başka bir firma üzerine

genişletilmesi veya Üretim dahilinde kullanılan bir satış

kaleminin Başka bir üretim yerine hatta depo yerine

genişletilebilmesi bu duruma birer örnektir.

Sistem dahilinde bulunmayan ve firmalara özel çözümler

üretmek amacıyla, ABAP (Advanced Business Application

Programming) sisteme özgü geliştirme dili bulunmaktadır. Bu

dil yazım biçimi dizilimi(Syntax) olarak; COBOL ve T-SQL

benzemesine karşın, içerik olarak kendine özgü bir nesnel

programlama dilidir. Bu dili kullanarak Çeşitli raporlamalar,

program parçaları ve iş akışları oluşturmak mümkündür.

Sistem çatısı altında Hiç kuşkusuz en önemli modüllerden biri

MM(Material Management) Malzeme Yönetimi Modülüdür.

Modül dahilinde; Malzeme Kartları, stok yönetimi, Depo

yönetimi, İktisadi Temel verilerin yönetimi, Satış & Satınalma

Temel verilerinin yönetimi gibi çok önemli süreçleri

barındırmaktadır. Modülün kapsamı o kadar geniştir ki; Sadece

Bu modülü inceleyerek bir Fabrikanın Çalışma şekli hakkında

fikir yürütebilmek mümkündür. Temel anlamda diğer

modüllerin birçoğu buradaki verilerden referansla çalışmaya

başlamaktadır. Örneğin bir malzemenin satışının hangi satış

Modülün Temel görevlerinden bir diğeri de Stok girişini (satın

almasını) yapmaktır. Bir malzeme stoklara girdiği andan itibaren,

Tanımlı fiyatı üzerinden malzeme defterine kaydolmaktadır.

Dönem sonunda Sistem tarafından bu defterin değerlemesi

yapılarak, mal girişinin fiyata oranlanması (kayar ortalama) veya

sabit fiyat üzerinden değerlemesi yapılabilmektedir.

Anlaşılacağı üzere, MM modülünün temel görevi; sistemin

omurgasını oluşturmak ve diğer modülleri bir arada tutacak

verilere ev sahipliği yapmaktır.

B KOÇERülentYaz l m Gel t meı ı iş ir

KalDer, 21–22–23 Şubat 2011 tarihlerinde 2011 İnsan Kaynakları Kongresi'ni Ankara'da ODTÜ Kültür ve

Kongre Merkezi'nde gerçekleştirmiştir. 19, 21, 23, 24 ve 25 Şubat tarihlerinde çalıştaylarla İK konusunda

çeşitli yöntemler ve uygulama örnekleri aktarılırken, 22 Şubat'ta Kongre kapsamında konuşmacılar bilgi ve

deneyimlerini paylaştılar.

Kongre'nin ana teması bu sene BiricİK İnsan olarak belirlenmiştir. Başarılı ve geleceğin kuruluşu olmanın yolu;

insanın önemine yürekten inanmaktan ve insana yatırım yapmaktan geçiyor. İnsanın biricikliğinden yola çıkarak

belirlenen ana tema çerçevesinde, tüm insan kaynakları sistem ve uygulamalarının, çalışanların kendilerini

biricik ve değerli hissetmelerini sağlayabilmesi için kurgulanması gerekliliği çeşitli oturumlarda farklı yönleriyle ele alınmıştır.

22 Şubat'ta yapılan İK Kongresi'nde BiricİK İnsan, Kurumsal Değerler ve Etik, Yetenek Yönetimi, Stratejik konularında İnsan Kaynakları

alanında üst düzey yöneticilik yapan çeşitli konuşmacıların katılımıyla oturumlar düzenlenmiştir. Bu konuşmacıların çalıştıkları şirketlerin

bazıları şunlardır; Young Guru Akademi, Havelsan, Opet, Hay Group Danışmanlık, Yapı Kredi Bankası gibi. Kongreye şirketimizden Genel

Müdürümüz Sn Mesut YİĞİT, İnsan Kaynakları Müdürümüz Sn Ali GÜLHAN ve İnsan Kaynakları Uzman Yardımcımız Sn Esra GÜNDÜZ

katılmıştır. Kongrede söylenen en çarpıcı

kavram; “Vicdani Zeka” kavramıdır: Bir

insanda olması gereken 3 özellik vardır.

Bunlardan 1. si olmadan 2. ve 3. sünün

olmasının insanı yok edebileceğinin altı

özellikle çizilmiştir:

1. Integrity: Dürüstlük ve kişisel bütünlük

2. Intelligence: Zeka

3. Energy: Enerji.

23 Şubat'ta İK Uzman Yardımcımız Sn Esra

GÜNDÜZ, “Pozisyon Değerlendirme ve

Ücret Belirleme Sistemleri Esasları ve

Uygulamaları” konusunda Kalder Eğitmeni

Serdar Atmaca'nın verdiği bir çalıştaya

katılmıştır. Bu çalıştayda; gelir sistematiği,

pozisyon değerlendirme sistemi, pozisyon

değerlendirme kriterleri, pozisyonlara

bağlı ücret sistemi konusunda bilgiler

verilmiştir.

9istikbal ajandaKış 2011

Esra GÜNDÜZİnsan Kaynakları Uzman Yardımcısı

2011 KALDERİnsan Kaynaklar ı Kongres i

10istikbal ajanda

Kış 2011

Abstract Confusion,……………. Soyut Karmaşa

Yaşamın hızlı yorucu ve karmaşık düzeninin getirdiği ve kentsel yaşamda kozmopolit

yaşam tarzını benimsemiş insan sayısı her geçen gün daha da çok artıyor. Bu yaşam biçimi

içerisinde kendini ifade eden kişiler kendilerine özel tasarlanmış mekanlar da kendilerini çok daha rahat hissedebiliyorlar, klasiklikten

uzak, yaşam tarzını ve kullanacağı ve kullanacağı objeleri ve materyalleri tamamen kendi yaşam biçimine göre belirleyen, şekillerde

asimetrik, kübik ve geometrik tarzı benimsemiş, seçimlerde opsyonelliği kendi hayat tarzına adapte eden bir yaşam stildir soyut

karmaşa.

Kontrast tonlardan, hayal gücünün yansıttığı şekilsel objelere, hafif pırıltılara beraber hacimli ve karmaşık dokular bu temanın ana

hatlarını oluşturuyor. Geri dönüşümlü materyal ve objeler, tekrar işlenebilir yüzeyler,yatay görünümlü materyaller, geçirgen ve

saydam yüzeyler ve bir ışık huzmesini orantılı bir biçimde yansıtan mekanlar tercih ediliyor. Küçük mekanlarda gayet fonksyonel

tasarlanmış yaşam ekipmanları, tekstüre dokunulabilir yüzeyler ve blok desenlerde koyu ve açık kontrastlarla birleşiyor. Renkli cam

uygulamalar, soğuk pastel yüzeyler led aydınlatmalar oldukça kullanılıyor. Fonksyonel yer kaplamayan objeler, katmanlı yüzeyler, iç içe

geçmiş motifler ve ayrıca polipropilen malzemelerin materyellarde kullanılması öngörülüyor.

Eğimli ve karmaşık yüzeyler kontrast algılama içerisinde çeşitli geçiş noktalarında farklı uygulamalarla ortaya çıkıyor. Ayrıca gravür

yüzeyler modüler oturma grupları tasarımlarda oldukça karşımıza çıkıyor.

Tekstil ürünlerinde genelde düz zeminler üzerinde kırışık ve renkli kumaşlar,

mat simler, büyük ekoseler, derin kırmızı ve solgun yeşil bir arada kullanılıyor.

Kumaşlarda potlu hacim ve yüzeyler katlanmış pile görünümleri ve dikişli etki

yaratan geometrik hareketler kullanılıyor. Farklı tekniklerle yapılmış lazer

kesimler, metal iplikler ve apreden gelen bazı koruyucu özelliklerde

kullanılıyor. Noktasal deri görünümleri, geometrik mini jakarlar, yönsüz

desenler ve modern makremeler desen ve motif karakterlerini oluşturuyor.

Ana renklere gelince 'bu temada en çok dikkati çeken gri ve kahve tonlarının

birbiriyle dansı'aralarda zaman zaman farklı renk renk değerlerinden ışık

alsada koyu felsefik bir derinliği olan bir renk skalası dikkati çekiyor.Koyu

kahverengi,mocca rengi,antrasit,gri duman rengi temel renklerden en

belirgin olanları.

Dünya Ev Teksti l i

Moda Trendleri

2011

-2012

Moda; tekstilde farklı bir yüz olarak bu yıl kendine özgü ve salaş bir tarz benimsemiştir.

2011 modası tek renkler ve tona ton renklerden ziyade kişiye özgü ve bireysel yaşam

tarzına uygun bir çizgi üzerindedir. Heimtexstil fuarında da izlenimlerimiz doğrultusunda

daha çok bireysellik ve yaşam mekânlarındaki sadelik göze çarpmaktadır. Teknolojinin de

gelişmesi ile birlikte insanlarda oluşan özel mekân isteği renklerinde etnik, romantik,

moder ve klasik olarak bölümlere ayrılmasına neden olmuştur. Bu tarzların hepsinin ana

özellikleri üzerinden farklı yaklaşımlar ile gün ışığına çıkarılmıştır.

2011 Yılı Trendleri ve Özellikler;

11istikbal ajandaKış 2011

Ethnic Interaction………..Etnik Etkileşim

Coming From The Nature………..Doğadan Gelen

Etnik etkileşim dünyanın farklı yerlerinde farklı geleneksel kültürlerin

özündeki yaşam stilini ve geçmişten gelen gelenek ve alışkanlıkların şimdiki

zaman uyarlanmış,bu stile azda olsa yer açma çabasını çağrıştıran bir kurguyu

anlatıyor.Artık kültürler,geçmişler ve duygular harmanlanıyor. Yaşamın izleri

büyük bir geçmiş ve bugün ile farklı değer yargılarıyla bir araya gelip yeniden

hayat buluyor. Etnik etkileşimde ön plana çıkan konu bu ''farklı kültürlerin

iletişiminde büyük katkısıyla birbirleriyle kaynaşmasından dolayı ortaya çıkan

etkileşimi anlatıyor ve yansıtıyor. Etnik etkileşim temasından bahsederken

diğer bir vurguyada değinmek yerinde olacak. Son yıllarda sıklıkla karşımıza çıkan ''eklektizm''farklı değer yargılarının,farklı yaşam

anıları ve izlerinin, sahip olduğu objelerin, eşyaların harmanlanarak yaşam alanı oluşturduğu bir tarz olarak yorumlanabilir. Zaman

zaman folklorik duygularla ortaya çıkan zevklerin yansımasını konu alıyor.Bize birçok tasarımlarda ilham verebilen,her ne tarz olursa

olsun kişilerin kendisine bir şeyler bulabileceği bir etkileşim bu. Etnik temada ülkelerin sıklıkla ülkelerin folklorik yerel motiflerinden

etkilerin sindiğini görüyoruz. Peru daki bir kadının yerel dokumalı giysisinden yola çıkarak tasarlanmış bir kumaştan hazırlanmış bir

yastığı, Fransa daki bir evin salonunda görebiliyoruz. Özbek desenleri döşeme kumaşlarıyla evleri, ruhları birleştiriyor. Farklı kilim

motifleri,geometrik havada kontrast ve uyumsuz renkte kolaj yapılıyor. Koyu ve loş tonlarda kırmızı sıcaklığıyla birlikte bir araya

getiriliyor.

Ortadoğunun ve kuzey afrikanın geleneksel ve atmosferik görünümleri mekanlara ve ev tekstiline yansıyor. Çizgili duvar kağıdı

desenler,çağla yeşili,bordo ve derin kırmızı ve mavi bu hava içerisinde yeralıyor. Uzakdoğu kültürü ve bu kültürün yansımaları bu

etkileşimin önemli bir parçasını oluşturuyor. Gelenekselliğide kapsamış farklı ritm duygularına sahip kişiliklrin yansıması ortaya çıkıyor

aplikeler şeffaf yüzeylerde sıcak tonlarla kullanılıyor. Renk cümbüşü içerisinde mekanlarda kırmızı ağırlıklı, totem etkisi yaratan

materyaller,işlevsel etnik objelerle bir arada kullanılıyor.Renkli tüylü ve fırça etkisi veren motif ve kumaş tarzları tekstil ürünlerini

oluşturuyor. Koyu tondaki hayvansal materyaller, Afrika safari temasının folklorik renklerle kaynaşıp zenginleştirdiği etnik ve lüks

görünümlü çizgilere ulaşılabiliyor. Büyük dokulu yüzeyler ve hasır örgülerle simgesel arma motifleri, renk dalgalanmalarıyla bir arada

koordine edilmiş şekilde karşımıza çıkıyor. Renkli ekoseler, yün örmeler, hasır dokular ve sıcak tonlarla kullanılan püsküller var.

Geleneksel renklerde hint tarzı ipek taftalar sıcak renk tonlamalarıyla karşımıza çıkıyor. Renklerde ise bordo, gök mavisi,donanma

mavisi, portakal, erguvan, derin kırmızı, royal mavi ve turkuvaz var.

Önümüzdeki sezondalarda sıklıkla duyacağımız temel konulardan biride

şüphesiz doğa ile bağlantılı kurgulanmış yaşamlar ve onlara yönelik ürünler

olacak, özellikle son dönemlerde organik ürünler ilede bu vurgu artıyor. Geri

dönüşüm konusu sık sık karşımıza çıkıyor. Yerküremizin korunmayı bekleyen

sınırlı kaynakları var ve geleceğinibize teslim etmiş durumda, birde şüphesiz ki

sorumlu olduğumuz kuşaklar var tabiî ki, bu bilinçgittikçede artıyor ve

giderekte daha fazla artacak. Bu temada özellikle yeşil rengine vurgu yapmak

istiyorum. Doğadan gelen yeşil tonları oldukça sık vurgulanıyor, bunun

yanında toprak ve ağaç tonları ve beyaz yeşile eşlik ediyor.

Moda dünyası bu yenilikleripeşpeşe sıralarken birde tüm bu şıklığın ağırbir

faturasıda olduğu bir süre sonra ortaya çıkıyor.. Tekstil sektöründe de insan

sağlığını tehlikeye sokan çeşitli kimyasallar ve ve işlem aşamaları olduğu

görülüyor. İşte tam bu noktada arayışlar başlıyor ve ekolojik tekstil dediğimiz

kavram ve yapılanma devreye giriyor. Bugün pamuklu bir kumaş üretimi için

yılda yaklaşık 15-20 bin pamuk işçisi maalesef hayatını kaybediyor. O naif

pamuk için kullanılan kimyasallar ve ve böcek ilaçları hem toprağı hemde suyu

kirletiyor, tam bu noktada belki maliyeti biraz daha yüksek olan doğal ekolojik

12istikbal ajanda

Kış 2011

tekstil devreye giriyor ve yeni dönemin

yönelimlerini belirl iyor. İnsanların doğaya

yönelimleri ve bu konudaki hassasiyetleri bu tema

içerisinde vurgulanıyor. Çeşitli yaprak motifleri ve

su damlacıkları yeşilin tonlarının yanı sıra mavi ilede

birleşiyor.

Ağaç motifleri ile bejler, kahveler ve yıpranmış

yüzey etkileri kullanılıyor. Ekolojik pamuklu ürünlein

yanı sıra son dönemlerde adını en çok duyduğumuz

elyaflar bamboo ve soya. Bamboo ağacından

çekilen liflerden oluşan bamboo ipliği; parlaklığı,su

emiciliği, bakteri üretmeyen koku yapmayan

özellikleriylede son dönemde evtekstilind de aranır

oldu.. Soya da son dönemdekarşımıza çıkmış

durumda.Modal ve viskon kumaşlarıda sıklıkla duyuyoruz ve tabiî ki natural görüntülerin vazgeçilmezi keten her daim revaçta olacak.

Bunlar kendi aralarında çizgili ekose ve hafif simlerle birleşiyor.

Yaşam enerjisini güçlü kılan ve ve dinlendiren bir renk olan yeşil paletini sıklıkla göreceğiz önümüzdeki sezonda.Yeşiller çok geniş bir

skalada yearlırken, zaman zaman bejler ve kahve değerlerde bu sklaya eşlik ediyor olacak. Tekstüre duvar kağıtları,geri dönüşümlü

ürünler, çeşitli rafine edilmiş kökler, ağaç kabukları ve ekolojik modlar sıkça karşımıza çıkacak. 2010 renk vurgusunda pantone bile

turkuaz renge dikkat çekerken ben ikinci bir rengin altını çizmek istiyorum ''limoni'' sarı ile yeşilin tatlı bir kombinasyonunu içinde

barındıran bir renk, moda dünyasından ev tekstil gruplarına kayıyor. Limoni renk üzerinde soft ve şal desen yatak örtüleri, aynalı

mobilyalar, soft pembe renklerde hacimli halılar, hasır örgüler bir arada kullanılıyor.

Doğadan gelen motifler ile farklı zeminlere işlenmiş baskıları oldukça sık göreceğiz.Lila,turuncu ve sarıda bu skala içerisinde

yeralacak.Tonsürton renk bloklarının yanı sıra akan ve havalı ürünlerde birbirini tamamlıyor olacak.Beyaz halılar,modern oturma

üniteleri,sade ve şık mekanlarda dingin ortamlar yaratcak.Doğadan ilham alınan desenlerin yanında geometrik tarzdaki motifler

bibirlerine koordine edilecek ,zeminler ise natural.Düz yürüyüşlü kapalı zeminlerdeki brodeler,natural ipliklerle işleniyor ve büyük

raportlar kullanılıyor.Kısacası doğadan gelen etkiler bir çok tasarımda hayatımızda yeralacak ve bize ilham vermeye devam edecek.

Yaşam kaynaklarının en önemlisi su ve su kaynakları giderek tükeniyor.Bu temada bir parça çevrecilikten bahsetmekte yarar var.

Okyanusun büyüsü aslında bize farklı bir uyarıda bulunuyor. Bugün ellerimizde tuttuğumuz güç yarın ellerimizden kayıp gidebilir ve

yoettiklerimiz bizden hesap sorabilir. Bu temada ilk dikkati çeken şüphesiz ki suyun akışkanlığı ve şeffaflığı, derin sulardaki mavilik. Geniş

bir mavi skalası konuyu özetliyor.

Balık motifleri ve denize uygun puslu dalgalar,mercan motifleri ve farklı hacimli akışkan görüntüler var. Mavinin dingin bir sakinlik

verdiğini söyler psikologlarBelkide yorgun yerküre kadar, yorgun bedenli insanlar içinde huzur arayışı olaraktan mavilikten

bahsedebiliriz. Araştırmalara göre mavi dünyadakien sevilen renk olarak görülüyor ve aynı zamanda en sakinleştirici renktir. Kan

basıncını azaltır.

Tekstilde jakar eğilimler ile çok iri olmayan motiflerle çizgililer bir arada kullanılıyor. Açık mavi, lacivert, yosun yeşilive turkuazda beyaz

ile beraber kombine ediliyor. Baskılı ve pamuklu nevresimler ile suni deri ve keten tercih ediliyor. Sade ve konforlu yaşam alanları

tercih ediliyor. Marine desenleri ve renkleri havlu, bornoz ve diğer ev tekstillerinde uyum içerisinde kullanılıyor.

Mavi ve tonlarına ait skalanın hakim olduğu bir temada İskandinav Gustavien tarzı olarak açıklanabilir. Adını 1700 lü yılların sonlarında

yaşamış İsveç Kralı 3. Gustav dan alan bu tarz mavi ve tonlarına çok yer veren bu grupta eski porselenler, patine edilmiş beyaz

mobilyalar,hafif eşyalar sakin bir rahatlık içinde yeralır. En ünlü İsveç-İskandinav tarzı olan Gustavien stili son yıllardayeniden değer

kazanıyor. İsmi değilsede tarzını muhakkak bildiğinize eminim. Fransız saraylarındaki mobilya formları ile İsveç evlerine özgü uçuk mavi,

gri beyaz ve krem renklerinin birleşiminden oluşuyor. Büyük ve kıvrımlı mobilyalar, ince zarif bacaklı konsollar,sehpalar, kanepeler ve

sandalyeler bu renklerle neo-klasik bir tarza bürünüyor.Kumaşlara gelince şeffaf geçirgen dokular, dikkati çekiyor. Aksesuarlarda

Magic Of The Ocean………..Okyanusun Büyüsü

13istikbal ajanda

Kış 2011

19-22 şubat 2011 tarihleri arasında Hindistan New

Delhi şehrinde düzenlenen hediyelik eşya ve el

yapımı ürünler fuarında, genel olarak gümüş kaplama

oda aksesuarları, mutfak setleri(masa örtüsü, eldiven,

önlük, amerikan servis, peçete vs.), hediyelik eşyalar,

mücevher kutusu, dekoratif masa örtüsü tarzında

üretim yapan firmaların bulunduğu bir fuar olarak

dikkat çekmekte olup, fuar dışında fuar da stand

açmayan bir masa örtüsü firması da ziyaret edilmiştir.

IHGF 2011

HİNDİSTAN FUARIHANDİCRAFTS AND GIFTS FAIR

Türkiye mobilya sektörünün öncüsü Boydak Holding Mobilya Grubu, bu yıl 1-5 Şubat 2011 tarihlerinde CNR Expo'da düzenlenen

7. İstanbul Mobilya Fuarı'nda İstikbal, Bellona ve Mondi markalarıyla yer aldı. Tasarımlarını

yeniliklere açık, modern, tüketici ihtiyaç ve beklentilerine uygun, kalite konfor ve estetiği birlikte

sunan ve bu yenilikleri de en yeni teknoloji ile gerçekleştiren Boydak Holding Mobilya Grubu

sektörünün öncüsü markalarıyla; fuara damgasını vurdu.

Grubun lokomotif markası ve Türkiye mobilya sektörünün lideri İstikbal, 2011 yılı yeni ürün

konseptiyle fuarda yerini aldı. 2011 yılı konsepti olarak sunulan ve tasarımları tamamlanan

modern ve sağlığın, hijyenin, fonksiyonelliğin, konforun ve teknolojik özelliklerin ön planda

olduğu en yeni yatak çalışmalarıyla İstanbul Mobilya Fuarı'nda boy gösterdi. Fuar boyunca

çizgi film karakteri ve İstikbal'in lisanlı karakterleri olan Tom ve Jerry de dikkat çekti

Bellona, rengi, dokusu, fonksiyonelliği, tasarımı ve çizgileri ile birbirinden farklı ürünlerden

oluşan 2011 yeni ürün koleksiyonu ile yer aldı. Bellona 2011 yılı koleksiyonu; yemek ve

yatak odaları, koltuk takımları, duvar üniteleri, yılın rengi olan beyaz tonun ön planda

tutulduğu ferah ortamlar oluşturan ürünlerin yanı sıra, tüketicilerin yaşam alanlarında

zevkle kullanacakları formlardan oluşturdu.

Mobilya sektörünün genç markalarından biri olan Mondi, bu yıl da tüketici ihtiyaçlarına

uygun, kalite, konfor ve estetiğin ön plana çıktığı fonksiyonel tasarımları ile İMOB Fuarı'nda

yerini aldı. Yenilikçi yapısını devam ettiren Mondi ev tekstili ürün gruplarına , 2011 yılı için

konsept mantığında oluşturduğu birbirinden şık, fonksiyonel, kullanım rahatlığı ve

konforun ön planda olduğu geniş ürün yelpazesi ile fuarda boy gösterdi. Mondi, özel

olarak tasarlanan bu ürün konsepti ile gelecek dönemde hem ekonomik hem de tasarım

anlamında beklentileri karşıladı.

2011 İMOB Fuarı

14istikbal ajanda

Kış 2011

biotechkaztüyü

naturelelyaf yorgan

comfexbiotech

naturel

kaztüyü comfex elyaf yorgankaztüyü

comfex

15istikbal ajandaKış 2011

Yorgan Deyip GeçmemeliYorgan Deyip GeçmemeliYorgan Deyip Geçmemeli

Türkler binlerce yıla üç kıtaya uzanan kültürleri ile, birbirinden

farklı, birbirinden güzel ama çoğu dünyaca pek bilinmeyen birçok

el sanatının mimarı ve uygulayıcısıdırlar. İşte bu el sanatlarının en

köklülerinden biri de yorgan sanatıdır. Yorgan sanatının

geçmişinin nerelere kadar uzandığını görmek için "Yorgan"

kelimesinin kökenine şöyle bir göz atmak yeterli olur. Yorgan

kelimesinin kökenine ilk olarak Uygur yazıtlarında "Yourgan"

biçiminde rastlanır. Kelime o günden bugüne "Yorgan" biçimini

alarak çıkagelmiş ve önemli bir geleneğe ve el sanatına da isim

olmuştur. Ama bugün, doğanın tüm canlılığının; en çarpıcı

renklerinin, çiçeklerinin, kuşlarının hayranlık uyandıran motiflere

dönüşerek odalara yansıdığı bu sanat dalı ve onu yaşatan

sanatkarlar da oldukça azalmış, yok olmaya doğru gitmektedir.

Yorgan ve yorgan yapımıyla ilgili bilgileri yalnızca bir kültüre mal

etmek doğru değildir. İnsanın gereksinimleri doğrultusunda

ortaya çıkan bu örtü Eski Türklerde yerleşik yaşama geçtikten

sonra kullanılır olmuştur.

Eski Türkler 'in pamuk bitkisinin olgunlaşıp, toplanmasından,

pamuğun temizlenmesine, hallaç yayı ile atılıp yorgan, şilte,

minder, arka yastığı yapımına kadar birçok konuda bilgi sahibidir.

Yukarıda sayılan ev tekstillerinin yapımı için gerekli olan pamuk

yün gibi malzemelerin atılıp kabartılmasında kullanılan hallaç yayı,

Selçuk Çağı başlarında hem pamuğu, hem de yünü atıp kabartan

bir alet olarak bilinmektedir. Harzemşahlar döneminde pamuk

atan yayla ilgili bilgiler daha çoğalmış 'mamuk çapar yayı' sözü

aslında 'pamuk döver yay' manasında kullanılmıştır. 'Pamuk atmak

ve pamuk ditmek' , Anadolu 'da çok eskiden beri söylenen

değişlerdir. Eski Mısır'da ki Memlük Devletinde 'hallaç' için

'Panbuk calici' ,'Hallaç yayı' için Selçuk Çağı başındaki Orta Asya

Türklerinde 'yeteng' sözcüğü kullanılmaktadır.

Geleneklere göre yapılmış bir yorgan üç kattan oluşur. Birinci kat

yorganın kullanılan kumaş cinsinden dolayı adının belirlendiği

yüzüdür. Örn.: Saten, Atlas, Kadife, Yemeni, Basma vs. yorgan.

Motifler bu yüz üzerinde özenli bir dikiş tekniği ile oluşturulur.

Sanatkârın yeteneği doğrultusunda zengin desen koleksiyonları

yorganın bu katının dekorasyonuna yöneliktir. Geometrik

stilizasyona sahip olan dekoratif motif tek bir parça olan yorgan

yüzünde dikişlerle elde edilir.

Yorganın ikinci katı pamuk ya da yün bulunan orta kattır.

Hammadde tercihi iklim özelliğine göre değişebilir. Pamuğun

sağlıklı bir hammadde olarak birçok kültürde tercih edildiği

bilinmektedir. Kullanılan pamuğun özelliği yorganın kalitesini

etkiler. 'Ülkemizde, Denizli'nin Çal ilçesinde yetiştirilen Yerli Koza

pamuğu yorgan dikiminde tercih edilen pamuk türüdür. Kısa,

kalın elyaflı bu pamuk sıcakta kabarır. Yorgan dikiminde kullanılan

diğer bir pamuk cinsi Amerikan Akala pamuğudur. Uzun, ince

elyafı Yerli Koza pamuğunun aksine sıcakta yatışır. Yorganın en alt

katta bulunan astar katı mitil adı verilen pamuklu bir kumaştan

yapılır Yorgan dikişinde ilk adım astar ile yüzü içe gelecek şekilde

yerleştirilen yorgan yüzünün dört bir yanından makine da

dikilmesiyle başlar. Buna 'Peyim Dikimi' denir. Astarın ortasında,

ek yerinde 1 metre kadar bırakılan yırtmaç daha ileride ki

aşamalarda yorganın tersyüz edilmesini sağlayacaktır. Peyim

dikiminden sonra yorganın ters yüzünün üstüne hallaçla atılmış ya

da makinede açılmış pamuk yerleştirilir. Kızılcık, nar ya da zeytin

ağacından 100/120 cm uzunluğunda ince bir sopa yardımıyla

pamuk eşit oranda yüzeye dağıtılır. Dört köşeden içe doğru

kıvırıp, astar katında bırakılan bir metrelik açıklıktan yorgan

tersyüz yapılır. Böylece pamuk tabakası yorgan yüzüyle astar

arasına yerleşir. Astarın ek yerindeki açıklık dikişle kapatılır. Buna

ağız dikişi denir. Ara kata alınan pamuğun düzgün ve dengeli

dağılımını sağlamak amacıyla ön ve arka yüzden sık aralıklarla

sopalama işlemi yapılır. Vuruş aralıklarının geniş olması elyafın

kesilmesine sebep olacağından bu konuda hassas davranılması

gerekir. Dikiş için uygun yüzeyin hazırlanmasında öncelikle

pamuğun kaymasını engellemek gerekir. Yorgan yüzü, pamuk ve

astar teğel dikişiyle tespit edilir. Uzun kenarlardan 20 cm kadar

içerden atılan teğel ile içte bir çerçeve oluşturulur. Yorgan astar

yüzü içe gelecek şekilde uzunlamasına ortadan ikiye katlanır.

Kenar dikişi 10 cm kadar içerden yapılır. 'Çubuk', 'Temel Çubuk',

'İrilemesi' gibi isimler alan bu dikiş yorganın dörtkenarında yeterli

pamuğun bırakılmasını sağlar. Yorgan yüzünü süsleyecek

motiflerin yüzeye düzgün bir şekilde yerleştirilmesi kenar

çubuğunun düzgün dikilmesine bağlıdır. Yorgan kenarından 3 cm

içeride dörtkenarı çerçeveleyen sık dikiş bulunur. Yorganın kenar

pamuğunun kaymasını tamamen önlemek ve yorgan kenarını

daha düzgün göstermek amacıyla yapılan bu dikişe 'Zırh',

'Ufaklama Dikişi' gibi adlar verilir. İçte teğellenen çerçeve içine

dört çubuk dikişi yapılır. Yorganın model ağırlığına göre çubuk

aralarında teğellenir. Pamukların kayması önleneceği gibi

motiflerin çizileceği bir zemin elde edilmiş olur. Yorgan yüzünün

geometrik düzeni tebeşirlenmiş bir sicim, cetvel, pergel ve

mukavva kalıplar yardımıyla oluşturulur. Geometrik plan içinde

yerleştirilecek motifler tebeşirle yüzeyde tespit edilir. Motiflerin

çiziminden sonra yorgan ters çevrilip sopalanarak tebeşir

tozunun fazlası atılır. Teğel dikişleri sökülür.

Yorgan dikişi özen isteyen bir iştir. Dikiş esnasında her parmağın

görevi vardır. Başparmak ve işaret parmağı iğneyi tutar. Orta

parmak yüksüğü taşır. Yüzük parmağı yüksük parmağını destekler.

Yüzük parmağı serçe parmağıyla birlikte ipliğe yön verir.

Parmakların bu hareketi titiz bir dikiş içindir. Yorgan dikişi yorganın

inceliğine ya da kalınlığına bağlı olarak büyür veya küçülür. Dikiş

esnasında pamuğun kopartılmadan yüz ve astarla birlikte

dikilmesi önemlidir. 'İzmir Dikişi' olarak bilinen ve üç katın birlikte

dikilmesinin sağlandığı bu dikiş tarzı yorganın işlevselliğine

uymaktadır. Sadece yüz ve astarın tutturulması ve pamuğun

kopartılması halinde yüzeyde hava geçirgenliği meydana gelecek,

yorganın koruyucu özelliği kaybolacaktır.

Yorgan motifleri dikildikten sonra yorgan ön ve arka yüzden

sopalanır. Bu işlem herhangi bir yerdeki kopmanın görünmesini

sağlar. Yorgan, yüzünün işleniş şekline göre üç tip gösterir.

Dekoratif motifin tek parça olan yorgan yüzünde dikişle

belirlendiği normal yorgan.

Yanyana dikilmiş çeşitli kumaşlarla meydana gelen motiflerin

yorgan yüzünü oluşturan tek parça üzerine dikildiği kaplama

yorgan.

Birbirine benzemeyen renk ve biçimdeki kumaşların önceden

kesilip daha sonra birbirine dikişle eklenmesinden meydana gelen

kırkpare yorgan. Daha çok birinci grubun örneklerinin yer aldığı

yorgan sanatımıza gönül veren ustalar bugün yok denecek kadar

azalmıştır. Oysa bugün hala pek çok ülkede geleneği olan yorgan

sanatı eski geometrik konularının yanı sıra çağdaş yorgan

sanatçılarının soyut resim izlenimciliğiyle betimledikleri konuları

tıpkı bir resim gibi evin özel yaşamından sergi salonlarına

taşımışlardır. Yüzyıllar boyunca kullanıla gelen bu örtü yarınki

kuşaklara rengârenk kumaşları birbirine ekleyip oluşturarak da

sürse, bir modülden hareketle meydana da gelse geleneksel

tarzın izlerini taşıyor.

16istikbal ajandaKış 2011

17istikbal ajandaKış 2011

18istikbal ajanda

Kış 2011

SYG Ev Tekstili

Yardımcı İşletmeler – Talaşlı

Yardımcı İşletmeler – Bakım-onarım

Firmamızda UygulananEn İyi 5S Çalışmaları...

SonrasıÖncesi

Kanepe Üretim-Kumaş

Yardımcı İşletmeler

Yatak üretim-kapitone

SonrasıÖncesi

19istikbal ajanda

Kış 2011

Adapazarı Firmamızda UygulananEn İyi 5S Çalışmaları...

20istikbal ajanda

Kış 2011

İŞ KAZASI: Belirli bir zarara ya da

yaralanmaya neden olan, beklenmeyen

ve önceden planlanmamış olaylara iş

kazası diyoruz. Bu iş kazalarını

sınıflandırdığımız zaman,

Yaralanma ile sonuçlanan ve iş gücü

kaybına sebep olmayan kazalar,Bir

günden fazla işten uzaklaşmaya neden

olacak tedavi gerektirmeyen hafif iş kazaları,bir günden fazla

işten uzaklaştırmayı gerektiren kazalar, Sürekli iş göremezliğe

neden olan kazalar, Ölüm ile sonuçlanan kazalardır.

İş kazalarını yaralanan uzva göre değerlendirdiğimiz zaman en

sık karşılaştığımız iş kazları; Ön kol, el bileği, el içi, parmak

yaralanmaları, omuz, üst kol, dirsek yaralanmaları, diz kapağı,

baldır, ayak yaralanmaları ve baş, göz, yüz yaralanmaları...

Karşılaştığımız bu iş kazalarının nedenlerine biz güvensiz

davranışlar diyoruz.Bunlar sırası ile,

İşi bilinçsiz yapmak,

Dalgınlık ve dikkatsizlik(En sık duyduğumuz iş kazası nedeni)

Tehlikeli hızda çalışmak

Görevi dışında iş yapmak

İş disiplinine uymamak

İşe uygun makine kullanmamak

Yetkisiz ve izinsiz olarak tehlikeli bölgede bulunmak

Makine koruyucularını çıkartmak vs..

Birde güvensiz durumlardan kaynaklanan iş kazaları nedenleri;

Kişisel koruyucuları kullanmamak

Ehliyetsiz ve tehlikeli hızda araç kullanmak

Güvensiz çalışma yöntemi

Güvensiz ve sağlıksız çevre koşulları

Topraklanmamış elektirik makineleri

İşe uygun olmayan el aletleri

Kontrol ve testleri yapılmamış basınçlı makineler

Tehlikeli yükseklikte istifleme

Kapatılmamış boşluklar

İş yeri düzensizliği

Koruyucusuz makine ve tezgahlar vs..

1. Çalışanı korumak,

2. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçmek için ,

3. Yasal zorunluluk,

4. Sağlıklı bir çalışma ortamı için

Baret (Yüksekten düşen malzemelere karşı başı korur,

yüksekten düşüldüğünde beyin kanaması riskini azaltır)

Kulaklık (İşitme kaybını ortadan kaldırır)

Gözlük (Yabancı Cisim Sıçramalarına Karşı gözü koruru)

Maske(Solunum yolları ve meslek hastalıklarına karşı vücudu

korur)

Eldiven (Cild hastalıklarına ve el yaralanmalarına karşı koruma

sağlar.)

Emniyet Kemeri (Yüksekten düşmemek için kullanılır)

İş Elbisesi (Vücut koruması sağlar)

Ayakkabı ( Ayak yaralanmalarına karşı kullanılır)

Sunulan araştırma bulguları,iş yerimiz gerçeklerine dayanan

gerçek verilerden elde edilmiş olup fabrikamızda iş güvenliği

önlemlerinin alınmasına yardımcı olabilecek nitelikte oldukları

düşünülmektedir.

Fabrikamızda olan iş kazaları yıllara göre değerlendirildiğinde,bu

yıl diğer yıla oranla daha az iş kazasına rastlanıldığı görülmektedir.

Koruyucu Malzeme Neden Kullaniyoruz?

Hangi Koruyucu Malzemeyi Niçin Kullanıyoruz?

Fadime KARAKAYAKampüs İşyeri Hemşiresi

İŞ KAZASI NEDİR?EN SIK KARŞILAŞTIĞIMIZ İŞ KAZALARI NEDENLERİ NELERDİR?KORUYUCU MALZEME NEDEN KULLANIYORUZ?

21istikbal ajanda

Kış 2011

Yinede iş kazalarının büyük bir kısmı daha dikkatli çalışarak

engellenebilecek tarzda ufak kazalar olup, sürekli iş

görmemezlik ve ölümle sonuçlanan vahim kazalarının olmayışı

sevindiricidir. Hiçbir bölümde iş kazalarını sıfıra indirmek

mümkün olmamıştır. Ancak iş kazalarını en aza indirmek için

çalışmalar yapmak şarttır.

Fabrikamızda meydana gelen iş kazalardaki azalış bizlere

yapılan çalışmalar, verilen eğitimler ve alınan tedbirler

konusunda daha dikkatli olmamız gerektiğini göstermektedir.

Önümüzdeki yıllarda alınacak tedbirler ve verilecek eğitimler

doğrultusunda iş kazası ve iş günü kayıplarında azalmanın

gerçekleşmesi dileğimiz ve amacımızdır.

İş kazalarının önemi ve önlenmesi sadece İşçi Sağlığı İş

Güvenliği Kurulunun değil tüm çalışanların üzerinde titizlikle

durması gereken bir vazife olup, kaza sayısını azaltmanın hedef

olması gerektiği malumunuzdur.

ÖNERİ ŞAMPİYONU

2011

ŞUBAT AYI

Savaş ÇAKIRSYG Yatak Süreci

ÖNERİ ŞAMPİYONU

2011

OCAK AYI

Ahmet MAŞLAKSYG Yatak Süreci

2011 Yılı Öneri Şampiyonları

Ocak ayında SYG Yatak Üretim Sürecinden Ahmet Maşlak 5 öneri ile şampiyon olurken Şubat ayında yine SYG Yataküretim Sürecinden Savaş Çakır 12 öneri ile şampiyon olmuştur. Böylece, Mart 2010 yılında başlayan Önerişampiyonluğu uygulaması 1. Yılını doldururken her ay için bir kişi olmak üzere 12 öneri şampiyonumuz olmuştur.

OCAK AYI

ŞUBAT AYI

Bir süredir uygulanan adres kayıt sistemi kişilerin yerleşim

yerlerine göre nüfus bilgilerinin güncel olarak tutulduğu, nüfus

hareketlerinin her an izlenebildiği, TC Kimlik Numarasına göre

kişiler ile ikamet adreslerinin eşleştirildiği bir uygulama

niteliğinde.

Sisteme göre, adres değişikliği yapanların 20 işgünü içerisinde

yeni adres bilgilerini bağlı bulundukları ilçe nüfus müdürlüklerine

bildirmeleri gerekiyor. Bu süre içinde adres değişikliği beyanında

bulunmayanlar para cezası ile karşılaşıyor.

Ancak, bu süre içinde bilgi vermeyenlere para cezası hemen

kesilmiyor. Boşaltılan eve bir başkası taşınarak kayıt yaptırmak

istediğinde ev dolu gözüktüğü için, taşınma beyanının gerçek

olup olmadığının anlaşılması amacıyla muhtarlıklar ve polisten

tahkikat talep ediliyor. Muhtar ve polis, o evde kimin yaşadığını

tespit ediyor. Eve yeni taşınan kişinin beyanı doğruysa bilgileri

kayıt altına alınıyor. Evi boşaltan ise sistemde şüpheli duruma

düşüyor. O kişi, ikametgahı ile ilgili belge almak istediği anda

sistem otomatik olarak l ira para cezası kesiyor.

Adres kayıt sisteminde gerekli bildirim ve güncellemenin

yapılmaması halinde 2011 yılı itibarıyla kesilecek idari para cezası

354 TL. Ancak, artık olay bununla da sınırlı olmayacak. Adres

kayıt sistemindeki adresle gerçek adresin farklı olması çok daha

ciddi sorunlar ortaya çıkarabilecek. Bunun nedeni, Tebligat

Kanunu'nda yapılan değişiklikler.

TBMM'de kabul edilen ve adres kayıt sistemini de tebligatın esaslı

unsuru kabu l eden değ i ş i k l i k le r özet le şun la r :

'Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması

veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt

sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi

o la rak kabu l ed i l i r ve teb l i ga t buraya yap ı l ı r. '

'Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi

;

,

TEBLİGAT KONUSU

22istikbal ajandaKış 2011

Hukuk Köşesi

Adresinizi güncellemeyi unutmayın!

olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten

sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak

evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine

veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim

eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi

gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin

kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

''Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt

sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde,

tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın

kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.

NE ANLAMA GELİYOR? Bu değişiklilerin para cezasından

daha ciddi sonuçlar ortaya çıkarabileceği konusuna vurgu

yapmıştık. Şimdi, 'Ne olabilir?' sorusunu yanıtlayalım. Başka

yere taşındığı halde adresini değiştirmeyen bir kişi hakkında

icra takibi yapıldığında, kişiye ulaşılamayınca kayıt sistemindeki

adresine tebligat yapılacak. Bu adresle kişinin bağlantısı

olmadığı için bilgisi olmadığı halde tebligat yapılmış sayılacak.

Dolayısıyla süreye bağlı olan itirazlarda itiraz süresini

kaçıracak.

Somutlaştıracak olursak, bir alacağın takibi için icra dairesinden

gönderilen ödeme emrine karşı 7 gün içinde itiraz veya mal

bildiriminde bulunamayacağı için hem borç kesinleşecek

(gerçekte olmasa bile), hem de mal bildiriminde

bulunulmadığı için tazyik hapsi ile karşı karşıya kalınabilecek.

Aynı durum, vergi ve sigorta işlemleri için de geçerli. Yani,

özellikle bir hakkın kullanılması için kanunlarda be li süre

öngörülen işlemlerde süre tebliğle başlıyor.

Tebliğ yapılacak kişinin bulunamaması halinde, yeni

değişikliklere göre adres kayıt sistemi devreye girecek. Bu

nedenle, adres kayıt sistemine gerekli bildiririm ve

değişikliklerin yapılması artık çok daha önem kazanmış

durumda. Bizden uyarması...

23istikbal ajanda

Kış 2011

Ali URAL/Posta Kutusundaki Mızıka

Genel Muhasebe Uzman Yard.Murat AYKAŞ

Kütüphanemizden...

Sevgili Dost,

Yazar her defasında bu iki kelimeyle başlıyor yazısına. Çünkü bu iki

kelimenin her biri gücünü diğerinden alıyor. Sevgili olunmadan dost, dost

olunmadan sevgili olunmuyor. Eğer bir ruh beraberliği ise dostluk, iki ruhu

bir kılan nedir? Nedir bileşik kaplardaki su seviyesinin sırrı? Dost insanın bir

ikinci kendisidir. Sevgi hiç ayırt etmez; sevenle sevilen aynı şeydir.

Sevgili Dost,

Bana gidişi önleyemediğini söyleme. Akıl freninin patladığını söyleme bana.

Ağaçlar hayatın sembolüyken sana niye ölümü hatırlatıyor. Silmeye

uğraştıkça, silgiyi bastırdıkça üzerine, iyice gömülüp sabitleşiyor diyorsun. Bu, durmak istediğin zaman

aniden frene basmaya benziyor.

Çünkü frene basmak kolay olduğu kadar tehlikelidir de. Asıl mesele sürati ayarlamak, tehlikeyi

sezmek ve frenin son direncini kaybedeceği son anı hesaba katmaktır. Bu hem ölçü hem de zaman

işidir. Aklımızın ardından gidelim. İnsanların takdiri de canı isterse arkamızdan gelsin.' diyor yazar.

Siz bu sözün neresindesiniz???

'Akıllı adam yalnız kendi tecrübelerinden, daha akıllı bir adam başkalarının da tecrübelerinden

faydalanır.'

İskender PALA / Babilde Ölüm Istanbulda Aşk

Santral Uzman Yard.Elif ERGUT

Bir yolculuk öyküsü……Kimine göre divan edebiyatının o ince

feryadına,kimine göre divan edebiyatının zenginlikleri ve önemine

,kimine göre değişmeyen tarihe, kimine göre ise iç içe işlenmiş sırlar

yumağına.Yazar divan edebiyatı ve tarihi öyle ince ayrıntılarla

harmanlayarak anlatmış ki kitapta Kanuni döneminden Osmanlının

yıkılışına kadar birçok devri görme imkanı bulmakla beraber

Fuzulinin'de Leyla ile Mecnun mesnevisinden çok güzel beyitlere

rastlamanız mümkün.Bu öykünün devamını birazda yazardan

dinlemeye ne dersiniz?

Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca can verdikleri bir

sırrın, binlerce yıl sonra , bir şair tarafından aşkın derin katmanlarına saklanarak korunacağını

bilselerdi…

Siruş başlıklı murassa hançerin kabzasına parmak izlerini bırakanlar, daha avuçlarının sıcaklığı

gitmeden hançer kınında kan biriktiğini bilselerdi…..

Bağdat,İstanbul,Roma, Paris ve diğerleri; kıyılarına vuran yeni aşkın ,bütün eski tarihlerini

dolduracak yoğunlukta olduğunu bilselerdi…

Bilgeler,katiller,asiller ve sevgililer;ellerinde tuttukları kitabın alev almaya hazır bir aşk külçesine

dönüşmek üzere olduğunu bilselerdi…

Şair ipeksi dizeleri arasına hayaller gibi sakladığı şifrelerin hoyrat ellerde ihtirasla parçalandığını, sonsuzluk şarabına kadeh yaptığı gelincik

yapraklarının kinle dağıtıldığını bilseydi…..

Ve şimdi kim bilebilir neler olacağını,

BABİL uyandığı zaman?!......

24istikbal ajanda

Kış 2011

Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımız kapsamında Boydak

İlköğretim Okulu (Melikgazi) 5/C sınıfı öğrencileri, sınıf öğretmeni Sn

Seval POLAT eşliğinde Kayseri İstikbal Mobilya San. ve Ticaret A.Ş.

fabrikamızı 01.03.2011 tarihinde ziyaret ederek işletmemiz hakkında

bilgiler edindiler. Geleceğin yöneticileri ve teminatı olarak

gördüğümüz çocuklar, Kalite Yönetim Departmanı Uzman Yardımcısı

Sn Tolga SOYLU koordinasyonundaki ekiple sıcak bir şekilde

karşılanmış, tanışma sonrası, öğrencilere işletme gezisi öncesinde iş

güvenliğinin öneminin altını çizmek adına öğrencilerle bilgi paylaşımında bulunulmuş, yaklaşık 1 saat süren gezi esnasında da işletmemiz

hakkında bilgiler aktarılmıştır. Temel anlamda hammadde, yarımamul, mamul kavramları ve akışlar hakkında bilgiler verilmiştir. Öğrenciler

üretim işlemlerini aşama aşama görme imkanını bulurken, üretimin nasıl yapıldığı ve otomatları meraklı gözlerle takip ettmişlerdir. Gezinin

sonunda öğrencilerin bir sonraki durağı yaklaşık yarım saat süren soru cevap toplantısı olmuştur. Geziden çok memnun kalan öğrencilere

hediyeler verilirken hatıra olarak da fabrika önünde fotoğraf çekilmiştir.

17.02.2011 tarihinde yapılan kan bağışına 66 çalışanımız katılımı ile gerçekleşmiştir.

KızılayaKan Bağışı

Sakarya İstikbal Mobilya 50 mavi yakalı katılımı ile Kan bağışımız 50 mavi yaka katılımıyla Sakarya istikbal

mobilya'da 07.01.2011 tarihinde gerçekleşmiştir.

Haberler...

Boydak İlköğretim Okulu

Firmamız bünyesinde birlik ve beraberliği kuvvetlendirmek amacıyla Genel

Müdürümüz ve Yöneticilerimizin de katılımıyla düzenlenen halısaha Futbol

maçları düzenli peryotlarda devam etmektedir.

Sosyal Aktivite

25istikbal ajanda

Kış 2011

28.02.2011'de firmamıza gelene Gürpınar İzmir ana bayiimiz 62

kişilik bir gurup ile birlikte firmamızı gezdi.

17.02.2011'de Anadolu Dörtler Mağazası satış danışmanları 15

kişilik bir grup ile birlikte firmamızı ziyaret etmişlerdir.

15.02.2011'de Duru Mobilyadan 60 kişilik bir grup firmamızı

gezmişlerdir.

27.01.2011'de Boypaş ikitelli den 15 kişilik bir grup Sn Rüstem

ARMUT eşliğinde fabrikamızı gezmişlerdir.

Bayii Ziyaretleri

Adapazarı tesislerinde Kalite yönetim bölümü bünyesinde

oluşturulan Laboratuvarın inşaat işlemleri bitmiş ve cihazların

kurulumuna başlanmıştır. İşletmemizde kurulan laboratuvarda

yapılacak ilgili test işlemleri ve kullanılacak test cihazları

Aksesuar Darbe dayanım testi

.Yaybasma testi

Suni deri ve kumaş ağırlık (Gr/m²) tayini

Sürtünmeye karşı renk haslığı testi

Deri bükülme dayanım testi

Aşınma ve boncuklanma testi

Boya aşınma testi (ahşaplar için)

Dikiş dayanım testi

1.

2

3.

4.

5.

6.

7.

8.

Kalite Yönetim Bölümü Bünyesinde Oluşturulan Laboratuvar (Adapazarı)

07.03.2011 tarihinde Fatih Endüstri Meslek lisesinde şirketimizin

katkıları ile oluşturulan veli bekleme salonu hizmete açılmıştır.

Okul idaresi daha önceki ve bu tarihteki desteklerimizden ötürü

tarafımıza teşekkürlerini sunmuş ve plaket takdim etmiştir. Okul

bünyesinde bulunan İstikbal atölyesine haftada 2 saat uzman

personelimiz giderek buradaki öğrencilere uygulamalı olarak

eğitim vermeye devam etmektedir.

Fatih Endüstri Meslek Lisesi (Adapazarı)

26istikbal ajanda

Kış 2011

05.03.1965 yı l ında Kayser in in

Pınarbaşı İlçesi Büyük Gümüşgün

Köyünde doğmuştur. Orta Doğu

Teknik Üniversitesi İ İBF Kamu

Yönet imi bölümü mezunudur.

15.08.1997 de Merkez Çelik A.Ş de

İthalat Şefi olarak grubumuzda göreve

başlamış, 1 yıl sonra Boytaş Mobilya

San. ve Tic. A.Ş ne Dış Ticaret Müdürü

o l a r a k a t anm ı ş t ı r. 01 .06 .2002

tarihinde tekrar Merkez Çelik A.Ş ne

İ t h a l a t M ü d ü r ü o l a r a k

dönmüştür.17.02.2011 tarihinde

firmamızda Satınalma Müdürü olarak

göreve baş lamış t ı r. Kend i s ine

başarılarının devamını dileriz.

Zeyad GEZE

Harun CESUR

09.01.1972 yı l ında Kayser in in

Tomarza İlçesin de doğmuştur.

Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi

mezunudur.22.05.1197'de Boytaş

Mobilya San. ve Tic. A.Ş ne başlamış

olup, 01.03.2011 tarihinde de

firmamızda Mali İşler Müdürü olarak

göreve baş lamış t ı r. Kend i s ine

başarılarının devamını dileriz.

Melih Hamit SARICA

Satınalma Müdürü

Mali İşler Müdürü

Haberler...

20.05.1976 yıl ında Kayseri de

doğmuştur.22.10.2002 de Boytaş

Mobilya San. ve Tic. A.Ş ne Yazılım

uzmanı olarak grubumuzda göreve

başlamıştır. 2007 yılında Boydak

Holding e Uygulama Geliştirme Şefi

o larak atanmışt ı r. 07.03.2011

tarihinde de firmamızda Bilgi İşlem

Müdürü olarak göreve başlamıştır.

Kendisine başarılarının devamını

dileriz.

Bilgi İşlem Müdürü

Her ho ça kal bir merhaba n n e i inde“ ş ” “ ” ı ş ğ ...

Aramıza Hoşgeldiniz.

1- 16.02.2011'de Endüstri Mühendisi olan Ömer ÇAKIR ,

Makine Mühendisi olan Tufan YILDIRIM şirketimizde işe

başlamışlardır. ş ı ı ş ı

2- 17.02.2011'de Makine Mühendisi olan Ersin ŞAFAK

şirketimizde işe başlamışlardır. şımıza

ş ı

3- 18.02.2011'de Enes OZAN şirketimizde Yardımcı

İşletmelerde işe başlamışlardır. şımıza

ş ı (Adapazarı)

Arkada lar m za yeni görevlerinde ba ar lar

dileriz.

Arkada yeni görevlerinde

ba ar lar dileriz.

Arkada yeni görevlerinde

ba ar lar dileriz.

Hoş Geldin Bebek!

BizdenHaberlerBizdenHaberler

Kayıplarımız

Mutluluklar...

1- 02.02.2011 tarihinde SGY- Yatak bölümünden SEZGİN

KARAGÖZ dünya evine girmiştir.

(Adapazarı)

Mutluluklar dileriz.

27istikbal ajandaKış 2011

1- SYG – Yatak üretim çalışanı olan Ayhan SAPSIZ ın

07.02.2011'de bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.

2- SYG – Yatak üretim çalışanı olan Tuncay KARAKOYUNLU

'un 10.02.2011'de bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.

3- Kampus idari amiri olan Kemal ÖZTÜRK' ün 04.02.2011'de

bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir.

4- Satınalma uzman yard. Bilal ÖLÇEKÇİOĞLU un

02.02.2011 de bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir.

5- SYG – Kanepe üretim çalışanı olan Ahmet DURMAZ' ın

14.02.2011'de bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.(Adapazarı)

6- Hizmet departmanı çalışanı olan İdris GÜNEŞ'ın

03.02.2011'de bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir.

(Adapazarı)

1- SYG- Yatak üretim bölümünde çalışan İsmail USTA' nın

23.02.2011'de babannesi vefat etmiştir.

ı ı ı

2- Yardımcı işletmeler bölümünde çalışan Fikret DURGUN'un

05.02.2011'de dedesi vefat etmiştir.

ı ı ı

Merhuma Allah'tan

rahmet yak nlar na sab rlar diliyoruz.

Merhuma Allah'tan

rahmet yak nlar na sab rlar diliyoruz.

istikbal ajandaKış 2011

29

Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını,

sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, farklı görünümlerde ortaya

çıkmıştır.

Bugün sanatın "duygusal ve düşünsel etkileme gücüne sahip oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı

yapan Thomas Munro'ya göre; "sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma

becerisidir." Sanat, güzel ile uğraşır. Güzel göreceli bir kavramdır. Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey

çirkin, acı verici, iğrendirici bile olsa estetik açıdan güzeldir.

Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir

bireysellikle yaratılır.

Bir kumandaya dokunuşla, zaman ve mekânı birkaç yüzyıl kısaltabilecek güce erişen insan düşüncesi, yepyeni ve şiddetli korkuları da

beraberinde getirdi. Bilim, endüstri, teknik ve politika alanında meydana gelen birbirine bağlı ve sürükleyici gelişmeler, toplumlara

özgürlük getirdiği kadar, huzursuzlukları da arttırdı. Özellikle 1945 sonrası, insanların daha yükseğe mantığı ile tırmanışları, yeryüzündeki

büyük sermaye hareketleri, insana yakışmayacak katliamlar, endüstriyel ve teknik gelişmeler, şiddetli ve yıpratıcı korkuları da beraberinde

getirdi. Özellikle 20.yy dan sonra insanlarımız gereksiz bir tasarruf içindedir.

Her şeyden önemlisi duygularında tasarruf etmektedir. Nefret duyduğunda ileriyi düşünerek susabilen, sevdiğinde şımartmaktan korkan,

harcadığında fakirlikten ve konforsuzluktan ürperen bir toplum haline geldik. Bundan 25 yıl öncesi eğitim alan bir eğitmen her şeyi bilmek

zorunda idi hayata, ekonomiye, siyasete dair ve hatta birçok konuda bilgi sahibi olması gerekirdi.

Alanların ayrılması ile insan toplumsal bir varlık olduğunu unutup tek bir alanda yoğunlaştı. Bir tıpçının matematik bilgisi ve zekâsı

mükemmel olurken toplumsal kültürel ve insani değerlerinde azalma göstermesi buna bir örnektir.

Bütün bunlar, bugünkü insanın sanata bakış tarzını da biçimlendiren gelişmelerdir.

Halk arasında "sanat" kelimesi; "insanların ihtiyaçlarından birisinin karşılanması konusunda öğretilen ve yapılan iş" anlamında kullanıldığı gibi,

"ustalık, hüner, marifet" anlamında; "Bu işte sanat vardır; kolay değil o da bir sanattır." şeklinde de kullanılmaktadır. Maddi fayda gözeten

sanatlardan ayırabilmek için "GÜZEL SANAT" kavramı içinde, sanat'ı şöyle tanımlamak mümkündür: "İnsanların, tabiat karşısındaki duygu

ve düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi unsurlarla güzel ve etkili bir biçimde ve kişisel bir üslûpla ifade etme çabasından

doğan ruhsal bir faaliyettir."

Bir portreye duygu katmadığınız taktirde basit bir çizimden öteye gitmez. Sanat duygu işidir, duygu insan işi… Sanat öğretilebilir! Herkes

resim yapabilir ama herkes sanatçı olamaz.

Bol sanatlı ve zanaatlı yıllara!

Nazikcan YALÇIN

Kapışma – SnatchYapım Yılı : 2000 / ABD, İngiltereTür : Aksiyon, Suç, GerilimYönetmen : Guy RitchieOyuncular : Brad Pitt, Jason Statham, Benicio Del Toro, Vinnie Jones, JasonFlemyng, Rade Serbedzija, Stephen Graham, Dennis Farina, Ewen Bremner, Lennie James,Adam Fogerty, Ade , Alan Ford, Andy Beckwith, Charles Cork, David Legeno, Mickey Dee,Robbie Gee, Sam Douglas, Sorcha Cusack,

William BeckSüre : 1 saat 42 dk

Türk / Turkish (Jason Statham) çaylak lisansız bir boks organizatörüdür. Ortağı Tommy ile birlikte yasadışı boksişindeki büyük isim olan Tuğla Kafayı maç için ikna etmişlerdir. Fakat boks maçından önce Türk'ün boksörütalihsiz bir şekilde sakatlanır ve maça çıkamaz. Boks maçında bahisler önceden

yapıldığı için Tuğla Kafa yaşanan bu olayları kendi menfaatine göredüzeltmeye çalışır. Bu arada Türk ve ortağı Tommy sakatlananboksörlerinin yerine Mickey'i (Brad Pitt ) ikna ederler. FakatMickey maç yerine kendi kurallarıyla dövüşmeye başlayınca işlerçığrından çıkar. Diğer yandan ertelenen boks maçına bahisoynayan 4 Parmak Franky (Benicio Del Toro) ve onun 86karatlık elması İngiltere'de kaybolur. Kuzen Avi (Dennis Farina)Franky'nin tuzağa düşürüldüğünü düşünerek sağ kolu ilebirlikte Londra'nın yolunu tutar. Hikayeye Kuzen Avi'ninkarışmasıyla birlikte işler iyice karışır.Yeni nesil İngiliz yönetmenlerden olan Guy Ritchie filminhem yönetmen koltuğunda hem de senaryo yazarıkoltuğunda oturmaktadır. Filmi kendine has tarzı ileanlatarak farklı bir bakış açısı getirmiştir. Filmin anlatımıbiraz farklı olsa da seyir zevki yüksek, keyif verici ve sizikoltuğa bağlayacaktır. Film İMDB portalında onüzerinden 8.3 puan alarak en çok beğenilen filmlerarasında yerini almıştır. Bu arada hikayenin başkahramanı Türk (Turkish – Jason Statham) ismini filmiçerisinde meydana gelmiş bir uçak kazasından

A .Erhan ÖZHANSistem Geliştirme TPM Uzman Yrd.