altin orda tarİhİ - İstanbul

291
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ ALTIN ORDA TARİHİ TARİH DOÇ. DR. DİNÇER KOÇ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

Upload: others

Post on 02-Nov-2021

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

ALTIN ORDA TARİHİ

TARİH

DOÇ. DR. DİNÇER KOÇ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

Page 2: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

TARİH LİSANS PROGRAMI

ALTIN ORDA TARİHİ

DOÇ. DR. DİNÇER KOÇ

Page 3: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

3

ÖNSÖZ

“Altın Orda Tarihi” başlıklı bu çalışma Moğol istilasından sonra Sibirya, Kazakistan, İdil-Ural bölgesi,

Güney Rus stepleri ve Kırım Yarımadası dâhil geniş bir coğrafyada kurulan ve batıda Rus knezlikleri

ile Bulgar krallarını baskı altına alan Cengiz Han’ın oğlu Cuçi’ye atfedilen ulusun tarihini ele

almaktadır. Bu çalışmada ilk olarak Cengiz Han’ın ortaya çıkışından Büyük Moğol İmparatorluğunu

teşkil etmesine ve vefatından önce oğulları arasında ülkesini taksim etmesine değinilmekte, daha sonra

Cuçi Ulusu’nun dolayısıyla Altın Orda Devleti’nin kuruluşu ele alınmaktadır. Bununla birlikte Altın

Orda Devleti’nin ilk hanları ve müstakil hale gelmesi, Emîr Nogay’ın yükselişi, Özbek Han ve Canibek

Han devirleri, Fetret (Bulkak) dönemi, Toktamış’ın iktidara gelişi ve Timur’la mücadelesi, Altın Orda

Devleti’nin parçalanması, Ulu Orda ve Çöküşü, Altın Orda Devleti’nde teşkilat, sosyal yapı gibi konular

hakkında bilgiler vermektedir. Çalışmanın içeriği bakımından bir özelliği de Altın Orda Devleti’nin

dağılmasından sonra ortaya çıkan Nogay Ordası ile Kazan, Astarhan, Kasım, Sibir, Kazak ve Kırım

hanlıklarının siyasî tarihi hakkında özet bilgiler sunmasıdır. Böylece bu kitap Cengiz Han’la birlikte

ortaya çıkan Büyük Moğol İmparatorluğu’na bağlı olarak Avrasya’da teşkil edilen Altın Orda ve onun

dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan hanlıkların hâkim olduğu yaklaşık 600 yıllık bir dönemi ele

almaktadır.

Page 4: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

4

İçindekiler ÖNSÖZ ......................................................................................................................................... 3

YAZAR NOTU .............................................................................................................................. 10

1.CENGİZ HAN VE BÜYÜK MOĞOL İMPARATORLUĞU .................................................................. 11

1.1. Cengiz Han’dan Önce Moğollar’da Birlik Kurma Teşebbüsleri ......................................... 16

1.2. Temuçin (Cengiz Han)’ın Dünya’ya Gelişi ve Çocukluk Dönemi ........................................ 16

1.3. Temuçin’in Kerait Kralı Tuğrul’un Yanına Sığınması ve İlk Askerî Faaliyetleri ............. 17

1.4. Temuçin ile Tuğrul’un Arasının Bozulması ........................................................................... 18

1.5. Temuçin’in Moğol Kabilelerini Birleştirmesi ve Cengiz Han Unvanını Alması ................. 19

1.6. Cengiz Han’ın Askerî Seferleri ................................................................................................ 19

1.7. Cengiz Han Sonrasında Moğollar ............................................................................................ 21

1.7.1. Ögedey Han Devri .............................................................................................................. 21

1.7.2. Töregene Hatun’un Naipliği ve Güyük Han Devirleri ................................................... 22

1.7.3. Mengü Han Devri ............................................................................................................... 23

1.7.4. Kubilay Han Devri ............................................................................................................. 24

1.7.5. Büyük Moğol İmparatorluğu’nun Yıkılması................................................................... 26

Bölüm Soruları ........................................................................................................................... 28

2. ALTIN ORDA DEVLETİ’NİN KURULUŞ DÖNEMİ (1224-1269) ....................................................... 30

2.1. Cuçi Ulusu’nun Teşekkülü ....................................................................................................... 35

2.2. Kalka Savaşı ve Deşt-i Kıpçak Seferi ...................................................................................... 36

2.3. II. Deşt-i Kıpçak Seferi ............................................................................................................. 38

2.3.1. İdil Boyunun Zapt Edilmesi .............................................................................................. 38

2.4. Batu’nun İktidarı Devrinde Cuçi Ulusu ............................................................................ 42

2.4.1. Batu’nun Büyük Moğol Hanı Güyük ile İlişkileri ..................................................... 42

2.4.2. Batu’nun Mengü Han ile İttifakı ................................................................................ 44

2.5. Berke Dönemi ....................................................................................................................... 45

2.5.1. Berke’nin İktidara Gelişi ............................................................................................. 45

2.5.1. Berke’nin Büyük Moğol İmparatorluğu ile İlişkileri ..................................................... 46

2.5.2. Berke ve Ruslar ............................................................................................................ 46

2.5.3. Berke’nin Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykuvus’u Esaretten Kurtarması .............. 47

2.5.4. Berke’nin Hülâgü ile Savaşları ................................................................................... 47

2.6. Mengü Timur Han Dönemi: ................................................................................................ 49

2.6.1. Mengü Timur Han’ın Kaydu ile İttifakı ve Altın Orda Devleti’nin Bağımsızlığını

Kazanaması ................................................................................................................................... 49

Bölüm Soruları ................................................................................................................................. 54

3. EMÎR NOGAY VE CUÇİ ULUSU’NDA HÂKİMİYET MÜCADELESİ................................................ 56

Page 5: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

5

3.1. Emîr Nogay’ın İlk Siyasî Faaliyetleri ...................................................................................... 61

3.2. Tuda Mengü Han (1380-1387)’ın Tahta Çıkışı ve Emîr Nogay’ın Yükselişi ....................... 62

3.2.1. Emîr Nogay’ın Bizans İmparatorluğu ve Bulgar Krallığı ile İlişkileri ......................... 63

3.2.2. Emîr Nogay’ın Macaristan Seferi ..................................................................................... 64

3.3. Emîr Nogay’ın Tula Buka Han’ı Tahttan İndirmesi ............................................................. 65

3.4. Tokta Han ve Altın Orda Devleti’nde İkili İktidarın Sona Ermesi ................................. 66

3.4.1. Tokta Han ile Emir Nogay’ın Arasının Bozulmasının Sebepleri............................. 66

3.4.2. Tokta Han’ın Emîr Nogay’la Hâkimiyet Mücadelesi ............................................... 67

3.4.3. Tokta Han Devrinde Altın Orda-İlhanlı Siyasî İlişkileri.......................................... 68

3.4.4. Tokta Han Devrinin Diğer Önemli Olayları .............................................................. 69

Bölüm Soruları ................................................................................................................................. 72

4. ÖZBEK HAN VE CANİBEK HAN DEVİRLERİNDE CUÇİ ULUSU’NUN YENİDEN YÜKSELİŞİ GEÇMESİ

74

4.1. Özbek Han Devri (1312-1341) .................................................................................................. 79

4.1.1 Özbek Han’ın Tahta Çıkışı ................................................................................................ 79

4.1.2. İslâmiyet’in Altın Orda Devleti’nin Resmî Dini Haline Gelmesi ve Islahatlar ............ 80

4.1.3. Özbek Han’ın Gök Orda’ya Son Vermesi ....................................................................... 80

4.1.4. Özbek Han Devrinde Altın Orda-İlhanlı Siyasî Münasebetleri..................................... 81

4.1.5. Özbek Han’ın Balkan Siyaseti .......................................................................................... 83

4.1.6. Özbek Han Döneminde Altın Orda-Rus Siyasî İlişkileri................................................ 83

4.1.7. Özbek Han Döneminde Altın Orda-İtalyan Kolonileri Siyasî İlişkileri ........................ 84

4.1.8. Arap Seyyahı İbn Battûta’nın Özbek Han ile İlgili Müşahadeleri ................................ 85

4.2. Canibek Han Devri (1341-1356) .............................................................................................. 86

4.2.1.Canibek Han’ın Tahta Çıkması ......................................................................................... 86

4.2.2.Canibek Han Devrinde Altın Orda-Rus Siyasî İlişkileri ................................................. 87

4.2.3.Canibek Han Devrinde Altın Orda-İtalyan Kolonileri Siyasî İlişkileri ......................... 87

4.2.4.Canibek Han’ın Azerbaycan’ı Zapt Etmesi ve Vefatı ..................................................... 90

Bölüm Soruları ................................................................................................................................. 93

5. 13-14. YÜZYILLARDA ALTIN ORDA’NIN SOL KANADI: GÖK ORDA .............................................. 95

5.1. Gök Orda’nın Teşekkülü ................................................................................................... 100

5.2. Gök Orda Kanadının Sınırları .......................................................................................... 101

5.3. Orda ve Halefleri ................................................................................................................ 101

5.3.1. Konkıran ..................................................................................................................... 103

5.3.2. Konçi ............................................................................................................................ 103

5.3.3. Bayan ve Kubluk (Kuyluk) Arasında İktidar Mücadelesi ..................................... 104

5.3.4. Sası Buka ..................................................................................................................... 106

Page 6: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

6

5.3.5. Erzen ............................................................................................................................ 106

5.3.6. Çimtay ......................................................................................................................... 107

5.3.7. Mübarek Hoca ............................................................................................................ 107

5.3.8. Urus Han ..................................................................................................................... 108

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 111

6. ALTIN ORDA DEVLETİNDE FETRET (BULKAK) DEVRİ (1360-1380) ..............................................113

6.1. Hızır Han ve Altın Orda Devleti’nin Birliğinin Bozulması ................................................. 118

6.2. Mamay Mirza’nın Yükselişi ................................................................................................... 119

6.3. Bulkak Devrinde Cuçi Ulusunun Sol Kanadı ....................................................................... 120

6.4. Toktamış Han’ın Doğu Deşt-i Kıpçak’ı Hâkimiyeti Altına Alması .................................... 123

6.5. Kulikova Meydan Muharebesi ............................................................................................... 124

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 127

7. TOKTAMIŞ HAN VE ALTIN ORDA DEVLETİ’NİN YENİDEN YÜKSELİŞE GEÇMESİ ...........................130

7.1. Toktamış Han’ın Mamay Mirza’yı Yenilgiye Uğratması.................................................... 135

7.2. Toktamış Han’ın Moskova Seferi ..................................................................................... 135

7.3. Toktamış Han’ın Hâkimiyet Alameti Olarak Harezm’de Para Bastırması ................. 137

7.4. Toktamış Han’ın Tebriz’e Saldırması .............................................................................. 137

7.5. Toktamış Han’ın Maveraünnehir’e Saldırması .............................................................. 138

7.6. Emîr Timur’un I. Deşti Kıpçak Seferi ve Kundurça Meydan Muharebesi .................. 139

7.7. Toktamış Han’ın Moskova Knezliği ve Litvanya Knezliği Arasındaki Sınır

Anlaşmazlığına Müdahalesi .......................................................................................................... 141

7.8. Toktamış Han’ın Emîr Timur’a Karşı İttifak Arayışı ................................................... 141

7.9. Terek Muharebesi ve Deşt-i Kıpçak’ın Emîr Timur Tarafından Tahribi .................... 141

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 144

8. ALTIN ORDA DEVLETİ’NDE EDİGEY MİRZA’NIN HÂKİMİYETİ DÖNEMİ .......................................146

8.1. Edigey Mirza’nın Cuçi Ulusu’nda Yükselişi ........................................................................ 151

8.2. Toktamış’ın Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyeti Ele Geçirme Teşebbüsü ................................... 152

8.3. Toktamış’ın Akıbeti ........................................................................................................... 153

8.4. Edigey Mirza’nın Harezm’i Zapt Etmesi ........................................................................ 154

8.5. Edigey Mirza’nın Şadibek Hanı Tahttan İndirmesi ....................................................... 154

8.6. Edigey Mirza’nın Ruslarla İlişkileri ve Moskova Seferi ................................................ 154

8.7. Edigey Mirza’nın Timurlularla İlişkileri ......................................................................... 156

8.8. Edigey Mirza ve İtalyan Kolonileri .................................................................................. 156

8.9. Edigey Mirza’nın Timur Hanı Tahta Çıkarması ............................................................ 156

8.10. Toktamış’ın Oğullarının Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyet Mücadelesine Katılmaları .. 157

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 161

Page 7: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

7

9. ALTIN ORDA DEVLETİ’NİN YIKILIŞ SÜRECİ ............................................................................163

9.1. Uluğ Muhammed Han ve Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyet Mücadelesi .............................. 168

9.2. Küçük Muhammed Han ve Seyid Ahmed Han’ın Batı Deşt-i Kıpçak Hâkimiyeti ...... 170

9.3. Uluğ Muhammed Han’ın Orta İdil Boyuna Çekilmesi .................................................. 170

9.4. Altın Orda Devleti’nin Parçalanması ............................................................................... 171

9.5. Ulu Orda (Taht İli) Hanları .............................................................................................. 172

9.5.1. Küçük Muhammed Han ............................................................................................ 172

9.5.2. Mahmud Han .............................................................................................................. 173

9.5.3. Ahmed Han ................................................................................................................. 173

9.5.4. Seyid Mahmud ve Murtaza ....................................................................................... 175

9.5.5. Şeyh Ahmed ve Ulu Orda’nın Çöküşü ..................................................................... 176

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 179

10.1. İdarî-Askerî Teşkilat ............................................................................................................. 186

10.1.1. İkili Sistem .................................................................................................................. 186

10.1.2. Han Hâkimiyeti .......................................................................................................... 186

10.1.3. Hatunlar ...................................................................................................................... 187

10.1.4. Beylerbeyi (Uluğbey) .................................................................................................. 187

10.1.5. Ulus Sistemi ................................................................................................................. 188

10.1.6. Vezir ............................................................................................................................ 190

10.1.7. Kurultay ...................................................................................................................... 190

10.1.8. Daruga ......................................................................................................................... 191

10.1.9. Yam Teşkilatı .............................................................................................................. 191

10.1.10. Ordu ........................................................................................................................ 191

10.1.11. Hukuk Sistemi ........................................................................................................ 193

10.1.12. Vergi ........................................................................................................................ 194

10.2. Sosyo-Ekonomik Hayat ................................................................................................. 195

10.2.1. Bozkır Hayatı .............................................................................................................. 195

10.2.2. Şehir Hayatı ................................................................................................................ 196

10.3. Altın Orda Devleti’nde Kültürel Hayat ....................................................................... 199

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 203

11. ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI: KAZAN VE KASIM HANLIKLARI ........................................205

11.1.Kazan Hanlığı ......................................................................................................................... 210

11.1.1. Kazan Hanlığı’nın Sınırları ....................................................................................... 210

11.1.2. Kazan Hanlığı’nın Kuruluşu ..................................................................................... 210

11.1.3. Kazan Hanlığı ve Ruslar ............................................................................................ 211

11.1.4. Kazan Hanlığı’nın Yıkılışı ......................................................................................... 214

Page 8: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

8

11.2.Kasım Hanlığı ......................................................................................................................... 217

11.2.1. Kasım Hanlığı’nın Sınırları ........................................................................................... 217

11.2.2. Kasım Hanlığı’nın Kuruluşu ......................................................................................... 217

11.2.3. Kasım Han’ın Ruslarla İttifak Kurması ...................................................................... 218

11.2.4. Kasım Hanlığı’nda Kırım Hanlığı Hanedanının İktidarı........................................... 219

11.2.5. Kasım Hanlarının Rus Vesayetine Girmesi ................................................................. 219

11.2.6. Kasım Hanlığı’nın Rus Çarlığı Tarafından Ortadan Kaldırılması ........................... 221

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 223

12. ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI 2: ASTARHAN HANLIĞI VE NOGAY ORDASI .......................225

12.1. Astarhan (Hacı Tarhan) Hanlığı ................................................................................... 230

12.1.1. Astarhan Hanlığı’nın Sınırları .................................................................................. 230

12.1.2. Astarhan Şehri ve Hanlığın Kuruluşu...................................................................... 230

12.1.3. 16. Yüzyılın İlk Yarısında Astarhan-Kırım Siyasî Münasebetleri ........................ 231

12.1.4.Astarhan Hanlığı’nın Ruslar Tarafından İşgali ve Yıkılışı ......................................... 232

12.2. Nogay Ordası .................................................................................................................. 234

12.2.1. Mangıtlar ve Nogay Ordası’nın Ortaya Çıkışı ............................................................ 234

12.2.2. Nogay Ordası’nın Sınırları ve İdari Teşkilatlanması ................................................. 234

12.2.3. Nogaylar ve Kazaklarla Mücadeleleri .......................................................................... 235

12.2.4. Nogay Mirzaları ve Diğer Tatar Hanlıkları ................................................................. 236

12.2.5. İsmail Mirza ve Nogay Ordası’nın Rus Devleti ile Yakınlaşması .............................. 236

12.2.6. Nogay Ordası’nın Rus Nüfuzu Altına Girmesi ve Dağılması..................................... 238

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 240

13. ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI 3: SİBİR VE KAZAK HANLIKLARI ..............................................242

13.1. Sibir Hanlığı ........................................................................................................................... 247

13.1.1. Sibir Hanlığı’nın Sınırları ............................................................................................. 247

13.1.2. İbak Han ve Sibir Hanlığı’nın Kuruluşu ..................................................................... 247

13.1.3. Sibir Hanlığı’nda Taybuğaoğullarının İktidarı Devresi ............................................. 248

13.1.4. Küçüm Han ve Sibir Hanlığı’nda Şibanoğullarının Hâkimiyeti Yeniden Tesisi ..... 248

13.1.5. Sibir Hanlığı’nın İşgali ve Yıkılışı ................................................................................ 249

13.2. Kazak Hanlığı ........................................................................................................................ 250

13.2.1. Kazak Hanlığı’nın Kuruluşu ve Sınırları .................................................................... 250

13.2.2. Burındık Han Döneminde Kazak Hanlığı.................................................................... 252

13.2. 3. Kasım Han ve Kazak Hanlığı’nın Yükselişi ............................................................... 252

13.2.4. Tahir Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı .......................................................... 253

13.2.5. Haknazar Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı ................................................... 253

13.2.6. Tevekkel Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı .................................................... 254

Page 9: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

9

13.2.7. İşim Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı ............................................................ 255

13.2.8. Cihangir Han ve Kalmuklarla Mücadelesi .................................................................. 256

13.2.9. Tavke Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı ......................................................... 256

13.2.10. Kazak Hanlığı’nın Cüzlere Ayrılması ........................................................................ 257

13.2.11. Kazak Cüzleri’nin Rus Hâkimiyetine Girmesi .......................................................... 257

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 261

14.ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI 4: KIRIM HANLIĞI ..................................................................263

14.1. Kırım Hanlığı’nın Kurulışu ve Osmanlı Devleti’nin Himayesine Girmesi...................... 268

14.2. Kırım Hanlığı’nın Sınırları .................................................................................................. 268

14.3.Kırım Hanlığı’nın Siyasî Tarihi ............................................................................................ 269

14.3.1. Osmanlı Devleti’nin Kefe’yi Fethi ve I. Mengli Giray’ın Han Olması ...................... 269

14.3.2. Muhammed Giray’ın İktidarı Devrinde (1514-1523) Kırım Hanlığı ........................ 269

14.3.3. Saadet Giray’ın İktidarı Devrinde (1524-1532) Kırım Hanlığı ................................. 270

14.3.4. Sahib Giray’ın İktidarı Devrinde (1532-1551) Kırım Hanlığı ................................... 270

14.3.5. Devlet Giray’ın İktidarı Devrinde (1551-1577) Kırım Hanlığı .................................. 271

14.3.6. II. Muhammed Giray’ın İktidarı Devrinde (1577-1584) Kırım Hanlığı ................... 272

14.3.7. II. İslam Giray’ın İktidarı Devrinde (1584-1588) Kırım Hanlığı .............................. 272

14.3.8. II. Gazi Giray’ın İktidarı Devrinde (1588-1596, 1597-1608) Kırım Hanlığı ............ 273

14.4. 17. Yüzyılda Kırım Hanları ................................................................................................. 274

14.5. 18. Yüzyılda Kırım Hanlığı .................................................................................................. 276

14.6. Kırım Hanlığı’nın Rusya Tarafından İşgal Edilmesi Süreci............................................. 277

Bölüm Soruları ............................................................................................................................... 280

KAYNAKÇA ................................................................................................................................283

Page 10: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

10

YAZAR NOTU

Sevgili öğrenciler, bu çalışmada Türk tarihinin önemli devletlerinden biri olan Altın Orda Devleti siyasî

tarihi ve teşkilat yapısı bakımından anlatılmaktadır. Bunun yanı sıra Altın Orda Devleti’nin mirasçıları

olarak kabul edilen Kazan Hanlığı, Kasım Hanlığı, Astarhan Hanlığı, Sibir Hanlığı, Nogay Ordası,

Kazak Hanlığı ve Kırım Hanlığı’nın tarihi literatür tartışmalarına girmeden, genel olarak ve sade bir

dilde anlatılmaya çalışılmıştır.

Page 11: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

11

1.CENGİZ HAN VE BÜYÜK MOĞOL İMPARATORLUĞU

Page 12: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

12

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

1.1. Cengiz Han’dan Önce Moğollar’da Birlik Kurma Teşebbüsleri

1.2. Temuçin (Cengiz Han)’in Dünya’ya Gelişi ve Çocukluk Dönemi

1.3. Temuçin’in Kerait Kralı Tuğrul’un Yanına Sığınması ve İlk Askerî Faaliyetleri

1.4. Temuçin ile Tuğrul’un Arasının Bozulması

1.5. Temuçin’in Moğol Kabilelerini Birleştirmesi ve Cengiz Han Unvanını Alması

1.6. Cengiz Han’ın Askerî Seferleri

1.7. Cengiz Han Sonrasında Moğollar

1.7.1. Ögedey Han Devri

1.7.2. Töregene Hatun’un Naipliği ve Güyük Han Devirleri

1.7.3. Mengü Han Devri

1.7.4. Kubilay Han Devri

1.7.5. Büyük Moğol İmparatorluğu’nun Yıkılması

Page 13: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

13

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1. Cengiz Han’ın çocukluk dönemi nasıl geçmiştir?

2. Cengiz Han’ın Moğol kabileleri arasında birliği nasıl sağlamıştır?

3. Cengiz Han’ın askerî faaliyetleri nelerdir?

4. Ögedey Han ve Mengü Han devirlerinde Büyük Moğol İmparatorluğu açısından

önemli gelişmeler nelerdir?

5. Kubilay Han devri hakkında bilgi veriniz.

Page 14: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

14

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Cengiz Han’dan önce

Moğollarda Birlik Kurma

Teşebbüsleri ve Cengiz Han’ın

çocukluk dönemi

Cengiz Han’dan önce Moğol

kabilelerinin siyasî durumu ve

Cengiz Han’ın çocukluk

dönemi öğrenilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Cengiz Han’ın Tuğrul ile

İşbirliği kurması ve ilk askerî

faaliyetleri neticesinde

yükselişi

Cengiz Han’ın hayatında

karşılaştığı zorluklar ve sebatlı

mücadelesi neticesinde

rakiplerine karşı sivrilişi

öğrenilecektir

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Cengiz Han’ın Moğol

Kabilelerini birleştirmesi ve

askerî seferleri

Cengiz Han’ın askerî

başarılarıyla Moğol kabilelerini

birleştirmesi ve diğer ülkelere

gerçekleştirdiği askerî seferler

öğrenilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Cengiz Han’dan sonra Büyük

Moğol İmparatorluğu

Cengiz Han’ın halefleri

Ögedey, Güyük, Mengü ve

Kubilay hanların iktidarı

devirleri hakkında bilgi sahibi

olunacaktır.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 15: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

15

Anahtar Kavramlar

• Moğollar

• Cengiz Han

• Ögedey

• Güyük

• Mengü

• Kubilay

• Büyük Moğol İmparatorluğu

Page 16: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

16

1.1. Cengiz Han’dan Önce Moğollar’da Birlik Kurma Teşebbüsleri

XII. yüzyılın başlarında Moğollar arasında siyasî birlik mevcut değildi. O sıralarda

Moğol adı ortak ulusu ifade eden etnik bir adlandırma olarak henüz kullanılmıyordu. Bugünkü

Moğolistan’ın kuzeydoğusunda Onon ve Kerülen nehirleri civarında dağınık halde yaşayan

Kereit, Nayman, Merkit, Borçiğin ve Kongrat gibi göçer kabileler bahadır, seçen, noyan gibi

unvanlara sahip reislerinin önderliğinde hayvancılıkla uğraşıyor ve artan nüfuslarını doyurmak

için yeni meralar arıyorlardı. Bu kabileler arasında Türk soylu olup zamanla Moğollaşanlar

(Kereit, Nayman, Merkit vb.) vardı. Ayrıca Çin seddi civarında yaşayan Öngütler gibi

Türklüğünü muhafaza eden kabileler de bulunuyordu. Buyir Nor Gölü civarında yaşayan Çin’in

müttefiki güçlü Tatarlar tüm bu kabile gruplarını baskı altında tutarak onların güneye inmelerini

engelliyordu1.

Moğol ulusunu meydana getiren kabile grupları arasında ilk birleşme teşebbüsü Cengiz

Han’ın atası Kabul Kağan’ın inisiyatifi ile gerçekleşti. O mensup olduğu Borçiğin kabilesine

dayanarak diğer kabileleri hâkimiyeti altına aldı ve onları Moğol genel adıyla birleştirmeyi

başardı. Ancak çok geçmeden Çin’in kışkırtmalarıyla Moğol kabileleri arasında artan rekabet

yüzünden bu siyasî birlik bozuldu. Kabul Kağan’ın oğullarından biri olan Kutula Kağan’ın

Moğolları birleştirme teşebbüsleri de Buyir Nor Tatarlarının muhalefeti neticesinde sonuçsuz

kaldı2.

1.2. Temuçin (Cengiz Han)’ın Dünya’ya Gelişi ve Çocukluk Dönemi

İstikbalin Cengiz Han’ı Temuçin’in babası olan Yesugai Bahadır Kabul Kağan’ın

torunlarından biriydi ve Borçiğin kabilesinin Kiyat boyuna mensuptu. Yesugai, Merkit

kabilesinden Hoelun Hatun’u kaçırarak evlenmişti. Bu evlilikten 1155 yılında dünyaya gelen

Temuçin dâhil üç oğlu ve bir kızı oldu. Babası dokuz yaşına geldiğinde Temuçin’i Kongrat

kabilesinden Dei-Seçen’in kızı Börte ile nişanladı. Temuçin Moğol geleneğine göre

kaynatasının yanında kaldı. Yesugai eve dönerken düşman Tatarlar tarafından kendisi için

verilen ziyafete katıldı. Ancak yemeğine katılan zehir yüzünden öldü. Temuçin babasının

ölümünü haber alır almaz yurduna döndü. Yesugai’n ölümünden sonra boy mensupları

çocuklarıyla tek kalan Hoelun Hatun’u hayvanlarını da alarak terk ettiler. Böylece annesi, üç

erkek kardeşi Kasar, Kaçiun ve Temüge ve iki üvey kardeşi Bekter ve Belgütey ile yalnız kalan

Temuçin ailesine bakmak için avcılıkla meşgul olmak zorunda kaldı. Temuçin bu zorlukların

1Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T. I, Perevod s Persidskogo YU. P. Verhovskogo, İzd. AN SSSR, Moskva-

Leningrad, s.32-44. 2B. Y. Vladimirtsov, Cengiz Han, Çev. H. A. Ediz, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1950, s.9-12.

Page 17: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

17

yanı sıra kendisini hedef alan Tayçiutların reisi Targutay Kırıltuk’la uğraştı. Borçiğinler

arasında yönetimi ele geçiren Targutay, Temucin’in ilerde kendisine rakip olabileceğini ön

görerek onu yakalattı ve işkenceyle yok etmeye çalıştı. Ne var ki Timuçin Sulduslerin reisi

Sorkan-şira ve oğulları Çilaun ve Çimbay’ın yardımıyla onun elinden kurtuldu. Aynı sıralarda

çalınan atlarını yardımıyla kurtardığı Arulat reisinin oğlu ve ilerde kendisinin en iyi

Noyanlarından biri haline gelecek olan Boğorçu ile dostluk kurdu3.

1.3. Temuçin’in Kerait Kralı Tuğrul’un Yanına Sığınması ve İlk Askerî Faaliyetleri

Temuçin 18 yaşına geldiğinde nişanlısı Börte ile evlendi ve bağlılığını bildirmek üzere

Tula Nehri kıyısında yurtlanan Keraitlerin Kralı Tuğrul’un yanına gitti. Tuğrul vaktiyle

Temuçin’ın babası Yesugei Bahadır’ın yardımını gördüğü için onu hoş bir şekilde karşılayarak

himayesi altına aldı. Böylece Temuçin Tuğrul’un emrine girdi. Bir süre sonra Toktagho-

beki’nin başında bulunduğu bir Merkit çetesi Temuçin’in çadırına baskın yaparak karısı

Börte’yi kaçırdı. Temuçin Cacirat kabilesinin reisi Camuka ve hâmisi Tuğrul’un yardımıyla

Börte’yi Merkitlerin elinden kurtardı. Ancak bu hadiseden bir müddet sonra doğan büyük oğlu

Cuçi’ye her zaman şüpheyle baktı. Temuçin yardımından dolayı Camuka ile kan kardeş (anda)

oldu. Yaklaşık bir buçuk yıl birlikte göçer hayatı yaşadıktan sonra her ikisi de Moğol

kabilelerine han olmak istediklerinden dolayı dostlukları bozuldu4.

Temuçin amcası Darıtay Oçigin, Jurkin kabilesinin reisi Seçe-beki, Kutula Kağan’ın

oğlu Altan Oçigin, Kuçar gibi akrabalarının yanı sıra Celayir, Kıyat ve Barın kabilelerinin

desteğini aldı. Böylece bu Moğol asilzadeleri tarafından 1196 yılına doğru Han ilan edilse de,

Tuğrul ve Camuka gibi ihtiraslı rakiplerinin ve güçlü düşman Buyir Nor Tatarlarının

varlığından dolayı başkaldırmak için bir süre daha uygun şartların oluşmasını bekledi5.

1198 yılına doğru Çin İmparatorluğu ile Kerait Kralı Tuğrul arasında Tatarları ortadan

kaldırmak amacıyla bir ittifak tesis edildi. Tuğrul’un yanında yer alan Temuçin Tatarların

mağlup edilmesinde büyük rol oynadı. Bu zaferden sonra Tuğrul Çin İmparatorundan kral veya

hükümdar anlamına gelen wang unvanını aldı. Temuçin bu sefere katılmayan Seçe-beki başta

olmak üzere bazı yakınlarını idam ettirdi. Bu hadiseden sonra Tuğrul, Nayman Kralı İnanç

Bilge’nin desteklediği kardeşi Erke-kara tarafından tahtından indirildiğinde en büyük desteği

3Bkz: Rene Grousset, Bozkır İmparatorluğu Attila - Cengiz Han - Timur, 4. bs., ev. Dr. M. Reşat Uzmen, Ötüken

Yay., İstanbul 1999, s.195-205.

4 Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, 2. bs., Terc. Ahmet

Temir, TTK Yay., Ankara, 1986, s.37-52; İlyas Kemaloğlu, “Büyük Moğol İmparatorluğu”, Avrasya’nın Sekiz

Asrı Çengizoğulları, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.31-32. 5Rene Grousset, a. g. e., s.205-211.

Page 18: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

18

Temuçin’den gördü. Temuçin’in yardımıyla Kerait tahtını tekrar ele geçirdi. Buna rağmen

Tuğrul Temuçin’e vefa göstermedi. Naymanlara karşı düzenlediği sefer esnasında Temuçin’e

haber vermeden geri çekildi. Temuçin zorlukla Naymanların baskınından kurtuldu. Bozkır

geleneğinde ihanet anlamına gelen bu hareketine rağmen Tuğrul’a duyduğu bağlılığı sürdürdü.

Aynı sıralarda Naymanlar Kerait ülkesine saldırdığında Tuğrul’un yardımına en iyi

savaşçılarını yollayarak Naymanları geri püskürttü. Bu muharebeden sonra Tuğrul ve Temuçin

Tayiçiutlara karşı sefer düzenleyerek onları mağlup ettiler. Temuçin’in eski düşmanı Targutay

da çatışmada öldürüldü. Naymanların mağlubiyetinden dehşete düşen Katakinler, Salciutlar,

Dörbenler, mağlup Tatarların geri kalanları ve Kongratların ileri gelenleri ittifak kurarak bir

suikastla Tuğrul ve Temuçin’i öldürmeye karar verdiler. Fakat kaynatası Day-Seçen tarafından

durumdan haberdar edilen Temuçin ansızın saldırarak onları Buyir Gölü yakınında bozguna

uğrattı6.

Camuka 1201 yılına doğru Kerulen Nehri’nin aşağı akımındaki Argun’un kıyısında

toplanan kurultayda Caciratlar, Tayiçiutlar, Kongratlar, İkiresler, Körlaslar, Dörbenler,

Katakinler ve Salciutlar gibi Temuçin’e düşman kabileleri etrafına topladı ve Merkitler,

Oyratlar, Naymanlar ve Tatarların desteği ile kendisini Han ilan ettirdi. Ne var ki, Temuçin

Tuğrul’un desteği ile üstünlük sağladı ve Camuka’yı Argun’un güneyine çekilmeye mecbur

etti. Temuçin bu zaferden bir yıl sonra Tayiçiutların üzerine bir kez daha giderek onları

tamamen mağlup etti. Daha sonra babasını öldüren Çağan ve Alçı Tatarları üzerine giderek

onları büyük bir yıkıma uğrattı. Temuçin bu zaferden sonra Merkit Kralı Tokto’a’nın saldırısını

da püskürttü7.

1.4. Temuçin ile Tuğrul’un Arasının Bozulması

1203 yılına doğru Temuçin ile Tuğrul’un arasında düşmanlık ortaya çıktı. Bunun zahiri

sebebi Temuçin’in oğlu Cuçi’ye Kerait Kralının kızını istemesiydi. Zira Tuğrul bu isteği geri

çevirmişti. Esasen Temuçin’in artan gücü Tuğrul’u tedirgin etmeye başlamıştı. Oğlu Sengün’ün

teşvikiyle Camuka’nın tarafını tutmaya ve gizlice Temuçin’e saldırmaya karar verdi. Fakat

durumu öğrenen iki çoban Temuçin’e saldırı planını bildirdi. Bunun üzerine Keraitlere

saldırmak zorunda kalan Temuçin mağlup olarak Buyir Nor’a kadar geri çekildi ve karısının

kabilesi Kongratlara sığındı(1203). Bu arada Camuka Temuçin’e karşı kin duyarak Tuğrul’un

yanına sığınan Moğol asilzadeleri ile anlaşarak Kerait Kralını katletmek için anlaşmıştı. Ancak

6Bkz: Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.76-105; B.

Y. Vladimirtsov, a. g. e., s.33-41. 7Rene Grousset, a. g. e., s.211-218.

Page 19: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

19

zamanında haber alan Tuğrul elini çabuk tutarak onları mağlup etti. Camuka Naymanlara

sığınmak zorunda kaldı. Böylece Temuçin’e karşı kurulan ittifak dağıldı. 1203 yılı sonlarına

doğru Tuğrul’un gücünün iyice zayıfladığını anlayan Temuçin Keraitler üzerine giderek onları

bozguna uğrattı. Oğlu Sengün’le birlikte Naymanlara sığınan Tuğrul kendisini tanımayan bir

asker tarafından öldürüldü. Bu zaferden sonra Naymanlar üzerine giden Temuçin onları Kangay

mevkiinde bozguna uğrattı. Ağır yaralanan Nayman Kralı bir süre sonra öldü, daha sonra ele

geçirilen Camuka da Temuçin’in emriyle idam edildi. Nayman Kralı’nın oğullarından biri olan

Küçlük bu hezimetten kurtularak ülkesine kaçmayı başardı. İlerde tahtı ele geçirerek

Moğolların karşısına Karahıtay Gurhan’ı olarak çıkacaktı8.

1.5. Temuçin’in Moğol Kabilelerini Birleştirmesi ve Cengiz Han Unvanını Alması

Naymanlar üzerine elde ettiği seferden sonra başta bazı Merkit çeteleri olmak üzere

Moğolistan’daki son muhalif unsurları da ortadan kaldıran Temucin 1206 yılında düzenlenen

büyük kurultayda “Cengiz Han” unvanını aldı. Böylece Moğol İmparatorluğu teşkil edilmiş

oldu. Bununla birlikte idaresi altındaki Moğolları on, yüz, bin ve tümenlere ayırarak askeri

teşkilata göre tertip etti. “Cengiz yasası” adı verilen düzenlemeleri yürürlüğe koyarak toplumsal

nizamı sağladı. Bundan sonra Cengiz Han’ın askeri faaliyetleri hız kazandı9.

1.6. Cengiz Han’ın Askerî Seferleri

Cengiz Han ilk olarak Oyrat ve Yenisey boylarındaki Kırgızları itaat altına alındı. Bu

başarıyı Beşbalık ve Kansu Uygur devletlerinin Moğol İmparatorluğu’na bağlanması takip etti.

1209’da Tangutların vergiye bağlanması ve 1211-1212 kışında Kin Devleti’nin mağlup

edilerek Pekin’in ele geçirilmesi Cengiz Han’ın uluslararası siyasetteki önemini arttıran

hadiseler oldu. Ancak onun devletinin büyük bir dünya İmparatorluğu haline gelmesi batı

seferiyle bağlantılı olarak cereyan etti10.

Tarihe Otrar faciası olarak geçen ve 450 kişilik Cengiz Han’a bağlı ticaret kervanının

Harzemşahlar Devleti’nin Otrar Valisi İnalcık tarafından katledilmesi hadisesi adeta batı

seferini fitilleyen ateş oldu. Cengiz Han’ın tazminat ve Otrar Valisi’nin kendisine teslim

edilmesi talepleri Muhammed Harzemşah tarafından reddedildi. Ayrıca Harzemşah’â

8Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.117-131.

9Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.133-134.

10İlyas Kemaloğlu, a. g. m., s.33-34.

Page 20: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

20

göndermiş olduğu elçilerden biri öldürüldü. Buna rağmen soğukkanlılığını muhafaza eden

Cengiz Han öncelikle Harezmşahlar Devleti ile Moğol İmparatorluğu arasında yer alan

Karahıtay İmparatorluğu’nu ortadan kaldırmakla işe başladı. Nitekim Cengiz Han’ın ünlü

noyanlarından Cebe’nin komutasındaki Moğol ordusu 1218 yılında Karahıtayları mağlup

ederek bu devleti yıktı. Daha sonra 1219 yılında Cengiz Han yönetimi altındaki 200.000 kişilik

Moğol ordusu ile Harezmşahlar Devleti üzerine başlattığı seferle bir yılı aşkın bir sürede Otrar,

Buhara, Semerkant, Hocend, Ürgenç gibi İslam doğusunun mühim ticaret ve kültür

merkezlerini ele geçirerek tahrip etti11.

Harezm’in ve Maveraünnehir’in tahribatından sonra Cengiz Han’ın emriyle harekete

geçen Cebe ve Sebudey noyanlar 40.000 kişilik orduyla Horasan’dan Azerbaycan’a girdiler ve

Kafkasya’da Alan, Çerkez ve Lezgileri mağlup ettiler. Yaklaşan Moğol tehdidine karşı birleşen

Kıpçak-Rus ordusunu 1223 yılında Kalka Nehri kenarında bozguna uğrattıktan sonra Suğdak’ı

yağmaladılar ve büyük gânimetle Cengiz Han’ın yanına dönmek üzere harekete geçtiler. Ancak

dönüş yolunda İdil Bulgarları onları pusuya düşürerek mağlup ettiler. Moğollardan Cebe ve

Sebudey dâhil çok azı kurtularak Cengiz Han’ın yanına ulaşabildi12.

1225 yılında büyük başarılarla ve gânimetlerle Moğolistan’a dönen Cengiz Han’ın son

seferi Tangutlar üzerine oldu. Ancak Tangutları mağlup ettikten sonra 1227’de vefat etti.

Cengiz Han vefat etmeseydi Tangutlardan sonra bütün Çin’i ele geçirmek maksadıyla Kin

Devleti üzerine de sefer yapmayı planlıyordu13. Dünya tarihinin seyrini değiştiren birkaç

liderden biri olarak kabul edilen ve Moğolları bir daha hiçbir zaman olmadığı kadar yükselten

Çingiz Han’ın ve Kubilay’a kadar gelen hanların başarısında Moğollar arasındaki sosyal

muvazenenin ve devlet teşkilatının sarsılmaz kurallarının (yasa) benimsenmesinin rolü

büyüktü. Bu hususta Cüveynî’nin şu değerlendirmesi ilgi çekicidir: “Ordu, halkın hizmetinde,

halk ise onun ihtiyaçlarını ve masraflarını karşılamak için yardımcı olmakta; kopçur ile her

türlü vergi ve ilâve vergileri (avarız) ödemede, posta menzilleri (yam), araç ve yiyecek (ulufe)

temin etmede ihmalkârlık etmez. Küçük büyük, fakir zengin, efendi köle gibi halkın her

kesiminden insanlar, gerektiği zaman kılıç sallayan ve mızrak kullanan kimseler olurlar…”14.

11V. V. Barthold, Moğol İstilâsına Kadar Türkistan, Haz. Hakkı Dursun Yıldız, TTK Yay., Ankara 1990, s.418-

453; Minhâcü’d-din Sirâc el-Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî (Moğol İstilasına Dair Kayıtlar), Çev. Mustafa Uyar,

Ötüken Neşriyat, İstanbul 2016, s.55-102. 12İbnü’l-Esir, İslam Tarihi El-Kâmil Fi’t – Târih Tercümesi, C.12, Çev. Ahmet Ağırakça-Abdülkerim Özaydın,

Bahar Yay., İstanbul 1987, s.346-348. 13Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.190. 14Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, Çev. Mürsel Öztürk, C.I, T.C. Kültür Bakanlığı Yay., Ankara

1988, s.90-91.

Page 21: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

21

1.7. Cengiz Han Sonrasında Moğollar

1.7.1. Ögedey Han Devri

Cengiz Han öldüğünde oğullarına Mançurya’dan Doğu Avrupa’ya uzanan geniş

toprakları miras bıraktı. İleri görüşlü devlet adamı olması hasebiyle henüz hayattayken varisini

belirledi ve ele geçirdiği toprakları oğulları arasında paylaştırarak onların hâkimiyet alanlarını

tespit etti. O böylece oğulları arasında meydana gelebilecek herhangi bir taht kavgasının önünü

almayı planlıyordu. Buna göre Ögedey’in büyük Han olarak kendisinin yerine geçmesini

vasiyet etti. Tarbakatay, İmil, Kara-İrtiş ve Urungu nehirlerinin havzalarını da Ögedey Ulusu

olarak ona verdi. Büyük oğlu Cuci’ye Altay Dağları ve Batı Sibirya’dan başlayarak İdil-Ural

bölgesi ve ötesini verdi. Ayrıca batıda Moğol atlarının ayak basabileceği her yeri ele geçirmesi

hakkını da ona tanıdı. Fakat Cuci babasından önce vefat ettiğinden dolayı ona verilen yurtlar

ve uluslar yani Cuci Ulusu Cengiz Han tarafından Cuci’nin oğlu Batu’nun idaresine bırakıldı.

İkinci oğlu Çağatay’ı yasa işlerinden sorumlu kılarak Beşbalık yöresinden Ceyhun’a kadar

uzanan toprakların idarecisi olarak tayin etti. Böylece Çağatay Ulusunun temeli atıldı. Küçük

oğlu Tuli’ye ise Odtiğin sıfatıyla asıl Moğol topraklarını bıraktı. Cengiz Han’ın vefatından

sonra naip olarak ülkeyi yöneten Tuli 1229 yılında büyük kurultayı topladı. Böylece Ögedey,

Han seçilerek Cengiz Han’ın vasiyeti yerine getirildi. Aynı kurultayda Kin Devleti’ne sefer

düzenlenerek Çin’e tamamen hâkim olunması, Harzemşahlar Devleti’nin kalıntılarının

temizlenmesi, İdil boyu ve Rusya üzerine büyük bir sefer tertip edilmesi gibi stratejik kararlar

da alındı15.

Ögedey Han’ın iktidarı devrinde 1229 yılı kurultayında alınan kararlar çerçevesinde

Büyük Moğol İmparatorluğu genişlemeye devam etti. 1231 yılında başlayan seferler

neticesinde Kin Devleti yıkıldı ve toprakları Moğol İmparatorluğu’na dâhil edildi (1234). Kore

vergiye bağlandı16. Curmağun Noyan komutasında batıya yollanan kuvvetler, Azerbaycan

üzerinden Doğu Anadolu’ya girdi ve Celaleddin Harzemşah’ın ordusunu 1231’de Diyarbakır

yakınlarında bozguna uğrattı17. Türkiye Selçuklu Devleti Sultanı Alaaddin Keykubat 1235

yılında Ögedey Han’ın tâbiiyet teklifini kabul etmek zorunda kaldı18. Muhalefetin ortadan

kaldırılmasıyla İran’daki şehirler de Moğol idaresi altına alındı. Bu amaçla Curmağun Noyan

15Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.191; Alaaddin

Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, s.108. 16Jean-Paul Roux, Orta Asya Tarih ve Uygarlık, 2. bs., Çev. Lale Arslan, Kabalcı Yay., İstanbul 2006, s.302. 17 Minhâcü’d-din Sirâc el-Cûzcânî, age, s.112-117. 18 İbn Bibi (El-Hüseyin B. Muhammed B. Ali El-Ca’feri Er-Rugadi), El-Evamirü’l – Ala’iye Fi’l - Umuri’l –

Ala’iyye (Selçuk Name) I, Çev. Mürsel Öztürk, T.C. Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 1996, s.448-451.

Page 22: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

22

İran’da genel vali olarak görevlendirildi19. 1236’da Kafkasya’da ilerleyen Moğol birlikleri

Ermeni Krallığı ve Gürcü topraklarını hâkimiyet altına aldı. Bütün Moğol prens ve

komutanlarının katıldığı ve Cuci’nin oğlu Batu Han komutasına verilen Moğol birlikleri

1236’dan başlayarak 1242 yılına kadar devam eden Doğu Avrupa seferiyle Kıpçakları

hâkimiyet altına aldılar, İdil Bulgar Devleti’ni mağlup ettiler, Vladimir, Suzdal, Kiev vb. Rus

knezliklerini ele geçirdiler20. Ayrıca batıda Polonya ve Macaristan üzerine iki koldan

ilerleyerek Krakov’u zapt ettiler. Macar Kralı Bela’yı ağır bir mağlubiyete uğratarak

Hırvatistan’a doğru ilerledikleri sırada Karakurum’dan Ögedey Han’ın 1241 yılında vefat ettiği

haberi geldi. Bunun üzerine geri çekilmek zorunda kaldılar. Böylece Moğol tehdidinden

dehşete kapılan merkezi Avrupa rahat bir nefes aldı. Batu Han dışındaki sefere katılan

komutanlar Karakurum’a döndüler. Batu Han ise İdil boyuna çekilerek Bulgar şehrinde

karargâhını kurdu ve kendisine verilen topraklarda Altın Orda Devleti’nin temelini attı21.

Ögedey Han askeri başarılarının yanı sıra önemli idari düzenlemeleriyle de dikkat çekti.

Zira devlet hayatında yam (posta) istasyonlarının kurulması, kuyuların açılması, idari binalar

kurularak garnizonlar oluşturulması gibi bir takım yeni düzenlemeler yaptı22. O ayrıca

Karakurum’da bir saray yaptırıp etrafını surlarla çevirttirdi ve orayı gerçek bir başkente

dönüştürdü. Böylece Ögedey Han döneminde Moğol İmparatorluğu’nun sınırları ve gücü

artmaya devam etti23.

1.7.2. Töregene Hatun’un Naipliği ve Güyük Han Devirleri

Ögedey Han, yerine torunu Şiremûn’un geçmesini istemesine rağmen eşi Töregene

Hatun, kendi oğlu Güyük’ün Han olmasını arzuluyordu. Hanedanın büyüklerinden Batu ise

Güyük’e karşıydı. Görüş birliği sağlanamamasından dolayı büyük kurultay ancak 1246 yılı

ilkbaharında toplanabildi. Bu yüzden yaklaşık beş yıl süresince Töregene Hatun naip olarak

Büyük Moğol İmparatorluğu’nu yönetti24.

19Abdulkadir Yuvalı, İlhanlı Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yay., İstanbul 2017, s.87-94. 20 Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.191-192;

Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, s.281. 21Abdulkadir Yuvalı, a. g. e., s.96-99; İlyas Kemaloğlu, a. g. m., s.39-40. 22Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.202-203; V. V.

Barthold, a. g. e., s.490-498. 23Jean-Paul Roux, a. g. e, s.302-303; V. N. Tkaçev, “Karakorum v XIII Veke”, Mongolica Pamyati Akademika

Borisa Yakovleviça Vladimirtsova 1884-1931, İzd. “Nauka” Glavnaya Redaktsi,ya Vostoçnoy Literaturı, Moskva

1986, s..226-227. 24Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.196; Alaaddin

Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, s.261; V. V. Barthold, a. g. e., s.509-512.

Page 23: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

23

Töregene Hatun’un naipliği döneminde İran’da Curmağun Noyan’ın yerine Mugan’a

Vali olarak gönderilen Baycu Noyan, emrindeki birliklerle 1243 yılında Kösedağ savaşında

Gıyaseddin Keyhüsrev’i mağlup etti ve Sivas ile Kayseri’yi yağmaladı. Böylece Türkiye

Selçuklu Devleti vergiye bağlanarak tamamen Moğol İmparatorluğu’na tâbi hale getirildi25.

1246 yılında yapılan büyük kurultayda Güyük, kurultaya katılmayan Batu’nun

muhalefetine rağmen büyük han olarak seçildi. Bu sırada Papa’nın elçisi Plano de Carpini de

Karakurum’da bulunuyordu. Nitekim o Güyük’ün Papa’ya hitaben yazdığı ve ondan Moğol

İmparatorluğu’na itaat etmesini talep ettiği mektubu Vatikan’a ulaştırdı26.

1.7.3. Mengü Han Devri

Güyük Han’ın iktidarı fazla uzun sürmedi. Zira 1248 yılında vefat etti. Dul eşi Oğul

Kaymiş naip olarak 1251 yılına kadar yönetimi üstlendi ve oğlu Kuça’yı tahta çıkarmaya çalıştı.

Fakat Batu ona muhalefet ederek Tuli’nin büyük oğlu Mengü’yi Han olması için destekledi.

Bunda başarılı da oldu. Yeni Han Mengü ilk iş olarak kendisine muhalif olan Ögedey ve

Çağatay soyundan çok sayıda Cengizoğlunu öldürttü27. Daha sonra 1253’te büyük bir kurultay

toplayarak doğu ve batı yönünde seferler icra edilmesini kararlaştırdı. Aynı yıl Fransa Kralı

Louis’in elçisi Wilhelm Rubruck Han’ı ziyaret etti28.

Kurultay kararları çerçevesinde uzak doğuya yapılan seferlerle 1258’de Kore hâkimiyet

altına alındı. Delhi Sultanlığı’na yapılan seferle birçok gânimet elde edildi. Mengü Han kardeşi

Hülagü’yü Ortadoğu’ya sefer yapmakla görevlendirdi. Bununla birçoğu itaat altına alınan başta

İran olmak üzere Ortadoğu ülkelerinin de aynı Cuci ve Çağatay uluslarında olduğu gibi idari

olarak doğrudan Cengizoğullarından temsilciler eliyle yönetimini sağlamak ve siyasî

hâkimiyeti merkezileştirmek amaçlanıyordu. 1253’te Karakurum’dan hareket eden Hülagü’nün

ilk darbesini İsmailîler yedi: 1256’da Alamut ele geçirilerek Bâtıniler ortadan kaldırıldı.

1258’de büyük bir katliam eşliğinde Bağdat’ın da alınmasıyla Moğol İmparatorluğu’na bağlı

üçüncü ulus ta teşkil edilmiş oldu. Mengü Han Çin’i fethe yolladığı diğer kardeşi Kubilay’a

destek olmak amacıyla 1258’de sefere çıktı ve Song İmparatorluğu’nu kuzey, batı ve güneyden

kuşattı. Ancak 1259’da vefat edince Çin’in tamamen zaptı engellendi29.

25Abdulkadir Yuvalı, a. g. e., s.109-111. 26Rene Grousset, a. g. e., s.262-263. 27Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, C. III, s.44-46; Jean-Paul Roux, a. g. e., s.305-306. 28Wilhelm de Rubruk, Puteşestvie v Vostoçnıya Stranı, Vvedenie, Perevod i Primeçaniya A. I. Maleina, S.-

Peterburg 1911, s.119-122; Wilhelm Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, Çev. Ergin Ayan, Ayışığı

Kitapları, İstanbul 2012, s.127-128. 29Rene Gressout, a. g. e., s.274-276.

Page 24: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

24

1.7.4. Kubilay Han Devri

Mengü Han Cengiz Han ve Ögedey Han’ın doğu ve batı yönünde genişleme siyasetini

devam ettirmesinin yanında, devleti merkezileştirmek ve bozulan mali yapıyı yeniden tesis

etmek amacıyla bir takım idari düzenlemeleri hayata geçirdi. Bilhassa vergi alanında önemli

kararlar aldı. Son dönemlerde hazineye borcu olan tâbilerin borçlarını tahsil etti. Doğrudan

Karakurum tarafından atanan genel valiler aracılığıyla yönetilen Horasan gibi yerlerde nüfus

sayımları yapılarak alınması lüzumlu vergiler belirlendi30. Göçerlerden kopçur adıyla yüz

koyundan bir koyun vergi olarak alındı. Yerleşik halktan olan tacirlerden tamga vergisi, tarım

arazilerinden de kalan vergisi tahsil edildi. Dini hoşgörü gereğince bütün din adamları vergiden

muaf tutuldu31.

Mengü Han’ın vefatından sonra kardeşleri Kubilay ile Arık Buka arasında taht kavgası

yaşandı. Kubilay Çin sınırında, Arık Buka ise Karakurum’da topladıkları kurultaylarda

kendilerini büyük han olarak ilan ettiler. Ancak iki kardeş arasındaki mücadeleden Kubilay

zaferle ayrıldı (1261) ve Büyük Moğol Hanı oldu32. Kubilay Çin seferini devam ettirmek ve

Çin’i daima kontrol altında tutmak niyetinde olduğundan dolayı başkenti Karakurum’dan Dadu

(Hanbalık veya Pekin)’ya taşıdı. 1268’den 1279’a kadar sürdürdüğü seferlerle Song

İmparatorluğu’na son vererek Çin’in tek hâkimi oldu33. Çin tarihinde Kubilay’la birlikte

başlayan ve 1368’e kadar devam eden Moğol hâkimiyeti devresi Yuan Hanedanı dönemi

adlandırmasıyla ifade edilir.

Kubilay Çin’in fethiyle uğraşırken bir yandan da Ögedey Han’ın torunu Kaydu’nun

isyanıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Zira Imıl Irmağı ile Tarbagatay dağlarındaki

topraklarında hüküm süren Kaydu, Tuli sülalesine karşı kendi meşruluğunu ihya etme

çabasındaydı. Öncelikle 1267 ile 1269 arasında Çağataylı Barak’ı yenmiş ve onun elinden İli

ve Kaşgarya’yı almıştı. Kaydu bu zaferin ardından, Altın Orda Hanı Mengü Timur’la da ittifak

kurarak Han unvanını kullanmaya başladı. Kubilay ona engel olmak amacıyla oğlu Nomokan’ı

gönderdiyse de netice alamadı. Kaydu daha sonra Mançurya’da tımar sahibi Moğol prensi

Noyon’la ittifak tesis etti. Kubilay meselenin ciddiyetini idrak ederek büyük bir orduyla

30Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, C. III, s.212. 31Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, C. III, s.48-49, 212; Abdulkadir Yuvalı, a. g. e., s.115-116. 32Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, Târîhu Muhtasari’d-Düvel, Çev. Şerafeddin Yaltkaya, TTK Yay., Ankara 2011, s.43. 33Rene Grousset, a. g. e., s.277-279.

Page 25: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

25

Noyon’u mağlup etti (1288). Neticede Kaydu Kubilay’ın vefatına kadar ciddi bir sorun

oluşturmaya devam etti34.

Kubilay Han Çin’i kontrol altında tutmak amacıyla bir takım idari tedbirler aldı. Buna

göre üç temel devlet organı kurdu: vergilerden, çalışanlardan, törenlerden, savaşlardan,

hukuktan ve kamu işlerinden sorumlu bir Genel Sekreterlik; Kuzey Çin’de konuşlandırılmış

askeri birliklerin yönetiminden sorumlu Askeri İşler Dairesi; görevlileri ve imparator

buyruklarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen bir Sansür Dairesi. Ayrıca yapılan

diğer düzenlemelere göre hâkimiyet tamamen Han’ın elinde olacak, ödül ve cezaları o

belirleyecek, önceki Çin hanedanının belirlediği vergiler kaldırılacak, vergiler muntazaman

toplanacak, Karakurum’da da bir yönetim merkezi faaliyet gösterecekti. Kubilay Han bu

tedbirlerin yanı sıra Çin’de memuriyete girişte uygulanan Konfüçyüs bilgisi sınavını iptal

ederek Moğolların memur olmalarını sağladı. İmparatorluk nüfusunu üçe böldü. Buna göre en

üst sınıfı Moğollar, ikinci sınıfı yabancılar, en alt sınıfı da Çinliler oluşturdu. Çinlilerin bazı

önemli görevlere getirilmelerini de yasakladı. Kubilay Han bu tedbirlerle kalabalık Çin nüfusu

arasında Moğolların ayrıcalığını sağlayarak onların eriyip gitmesini önlemek istiyordu. Kubilay

Han ekonomide de bazı önemli ıslahatları yürürlüğe soktu. Güney Çin’i Pekin’e bağlayan

büyük kanalın inşası, kâğıt para basımı, yam teşkilatının kurulması, ticaretin teşvik edilmesi

olumlu icraatlarındandı. Ancak Moğollar lehine yapılan düzenlemelerle Çinli köylüler ve

kölelerin durumu daha da kötüleşti. Bu durum ilerde Moğollara karşı çıkacak isyan

hareketlerini körüklüyordu35.

Kubilay Han döneminde Uzakdoğu’da önemli askeri faaliyetler icra edildi. 1268 ve

1271 yıllarında Japonya Kralı’ndan Moğol hâkimiyetini tanıması talep edildi. Japonların Moğol

hâkimiyetine karşı direnmesi üzerine 1281 yılında Moğol, Çinli ve Korelilerden oluşan büyük

bir orduyla Japonya’ya çıkartma yapıldı. Moğol ordusu Japonları yenilgiye uğrattıysa da tayfun

çıkmasından dolayı Kore-Çin donanması yok olunca büyük zayiatla geri çekilmek zorunda

kaldılar. Bu mağlubiyete rağmen Kubilay Han 1288’de Annam Krallığı ile Çampa Krallığı

(Vietnam)’nı vergiye bağladı. 1293’te Endonezya, 1294’te de Kimmer Krallığı ile Birmanya

Moğol hâkimiyetini tanıdı. Aynı yıl Kubilay Han vefat etti36. Marco Polo’nun deyimiyle o

“Adem’den bugüne kadar yeryüzüne gelmiş geçmiş insanların, ülkelerin ve hazinelerin en

kudretli adamı” idi37.

34Rene Grousset, a. g. e., s.282-285; Jean-Paul Roux, a. g. e., s.320-321. 35İlyas Kemaloğlu, a. g. m., s.47-48; Wolfram Eberhard, Çin Tarihi, 3. bs., TTK Yay., Ankara 1995, s.259-260.

36Marco Polo, Doğu ve Batı Kaynaklarında Çin Seyahati, Haz. Milton Rugoft, Çev. Hande Loddo, Kaknüs Yay.,

İstanbul, 2003, s.109-120; Rene Grousset, a. g. e., s.279-282.

37İlyas Kemaloğlu, a. g. m., s.47.

Page 26: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

26

Kubilay’dan sonra Moğol tahtına torunu Timur Olcaytu (1294-1307) çıktı. Timur

Olcaytu Kangay’ın batısındaki Moğolistan’da ve Orta Asya’da hâkimiyetini muhafaza eden

Kaydu’ya karşı daha önce dedesinin yürüttüğü mücadeleyi sürdürdü. Kaydu’nun müttefiki

Çağataylı Duva 1297-1298’de saldırıya geçerek Moğolistan’daki İmparatorluk ordularının

kumandanı Öngüt Körgüz’ü esir aldıysa da Tangutlara karşı başarısız oldu. Kaydu son

hamlesini 1301’de Karakurum’a saldırarak gerçekleştirdi. Ancak yenildi ve geri çekiliş

esnasında öldü. Onun oğlu Çeper, Çağataylı Duva’nın gayretiyle Büyük Kağan’ın hâkimiyetini

tanıdı. Böylece Ögedey Ulusu’nun isyanı sona erdi38.

Timur Han dedesi Kubilay gibi dini müsamaha sahibiydi. Onun döneminin ilgi çekici

şahsiyetlerinden biri Kur’an’ı ezbere bilen Prens Ananda idi. Timur Han onu Budizm’e

döndürmeye çalışsa da başarılı olamadı. O Han’ın muhalefetine rağmen umumi valisi olduğu

Tangut ülkesinde İslâmiyet’i yaymaya gayret etti39.

1.7.5. Büyük Moğol İmparatorluğu’nun Yıkılması

1307’de Timur Han’ın vefatından sonra ortaya çıkan siyasî yozlaşmayla birlikte

istikrarın bozulmasıyla Togan Timur’un İmparator olduğu 1339 yılına kadar çok sayıda

Cengizoğlu [Kayşan (1307-1311), Bayantu (1311-1320), Suddhipâla (1320-1323), Yesün

Timur (1323-1328), Toğ Timur (1328), Kusala (1328-1329), Toğ Timur – 2. kez (1329-1332),

Rinçenpal (1332-1333), Merkit kabilesinden Bayan] tahta çıktı40.

Togan Timur döneminde askeri seferler kesildiği gibi Moğol iktidarına karşı bazı isyan

hareketleri de ivme kazandı. Buna karşılık yalnızca Tibetli Lamaların arkadaşlığına bel

bağlayan Togan Timur iradesiz, zayıf karakterli ve sefahat düşkünü olmasından dolayı iç

meselelerle ilgilenmedi. Nitekim 1351 yılında Çin’de Kızıl Bandajlar adıyla yayılan isyanlar

1368’e kadar geniş bir alana yayılarak iç savaş haline dönüştü. Sonuçta 1368 yılında Zhu

Yuanzhang adlı Çinli komutan rakiplerine karşı üstünlük kurarak Çin’de Moğol

İmparatorluğunun hâkimiyetine son verdi. Böylece Çin’de iktidara Ming Hanedanı geldi.

Moğollar da Çin’den kovuldular. Moğol Devleti (Kuzey Yuan) ise artık Karakurum’un yeniden

merkez olduğu bugünkü Moğolistan topraklarıyla sınırlandı41.

38Rene Grousset, a. g. e., s.284-285; Jean-Paul Roux, a. g. e., s.321-323. 39Rene Grousset, a. g. e., s.289. 40Rene Grousset, a. g. e., s.308-311. 41Wolfram Eberhard, a. g. e., s.265-268.

Page 27: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

27

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Cengiz Han’ın tarih sahnesine çıkmasından hemen önce Moğol kabilelerinin durumunu;

Cengiz Han’ın hayatının ilk yıllarını; Moğol kabilelerini hâkimiyeti altında birleştirmesini; Yaptığı

askerî faaliyetler neticesinde Büyük Moğol İmparatorluğunu kurmasını; Onun ölümünün ardından

sırasıyla yerine geçen Ögedey, Güyük, Mengü ve Kubilay hanlar ve sonrasında Büyük Moğol

İmparatorluğu’nun tarihi hakkında genel bilgi sahibi olunmuştur.

Page 28: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

28

BÖLÜM SORULARI

1) Aşağıdakilerden hangisi Cengiz Han’ın mensup olduğu Moğol kabilesidir?

a) Kongrat

b) Mangıt

c) Borçiğin

d) Kıyat

e) Cacirat

2) Tarihte Moğol kabilelerini ilk kez kim birleştirmiştir?

a) Cengiz Han

b) Yesügey Bahadır

c) Camuka

d) Kabul Kağan

e) Tuğrul

3) Posta (Yam) Teşkilatı hangi Moğol Hanı devrinde kurulmuştur?

a) Ögedey

b) Kubilay

c) Mengü

d) Kaydu

e) Güyük

4) Türkiye Selçuklu Devleti hangi savaş neticesinde Büyük Moğol İmparatorluğuna tâbi hale

gelmiştir?

a) Derbent Savaşı

b) Kulikova Meydan Muharebesi

c) Kösedağ Savaşı

d) Malazgirt Savaşı

e) Ankara Savaşı

5) Aşağıdakilerden hangisi Ögedey Han devrinde gerçekleşen gelişmelerden biri değildir?

a) Su kuyularının açılması

b) Karakurum’un başkent haline gelmesi

c) Güney Çin’in zapt edilmesi

d) Posta (Yam) Teşkilatının kurulması

Page 29: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

29

e) İdil Bulgar Devleti topraklarının zapt edilmesi

6) Aşağıdaki Büyük Moğol İmparatorlarından hangisinin iktidarı diğerlerine göre daha az

sürmüştür?

a) Ögedey

b) Kubilay

c) Mengü

d) Timur Olcaytu

e) Güyük

7) Aşağıdaki ülkelerden hangisi Kubilay Han devrinde hâkimiyet altına alınmamıştır?

a) Çampa Krallığı

b) Japonya

c) Birmanya

d) Endonezya

e) Vietnam

8) Rus knezlikleri hangi sefer neticesinde Büyük Moğol İmparatorluğu’na tâbi oldu?

a) I. Deşt-i Kıpçak Seferi

b) Harezm Seferi

c) Kalka Savaşı

d) II. Deşt-i Kıpçak Seferi

e) İran Seferi

9) Cengiz Han ülkesini taksim ederken oğlu Tuli’ye nereyi bırakmıştır?

a) İdil boyu ve ötesini.

b) Beşbalık Bölgesini.

c) Moğolistan’ı.

d) İran ve Azerbaycan’ı

e) Maveraünnehir Bölgesini

10) Moğollar hangi isyan neticesinde Çin’den kovulmuşlardır?

a) Kaydu’nun İsyanı

b) Kızıl Bandajlar

c) Turab İsyanı

d) Çeper İsyanı

e) Prens Ananda’nın İsyanı

Cevaplar

1) c 2) d 3) a 4) c 5) c 6) e 7) b 8) d 9) c 10) b

Page 30: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

30

2. ALTIN ORDA DEVLETİ’NİN KURULUŞ DÖNEMİ (1224-1269)

Page 31: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

31

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

2.1. Cuçi Ulusu’nun Teşekkülü

2.2. Kalka Savaşı ve I. Deşt-i Kıpçak Seferi

2.3. II. Deşt-i Kıpçak Seferi

2.3.1. İdil Boyunun Zapt Edilmesi

2.3.2. Rus Topraklarının Hâkimiyet Altına Alınması

2.4. Batu’nun İktidarı Devrinde Cuçi Ulusu

2.4.1. Batu’nun Büyük Moğol Hanı Güyük ile İlişkileri

2.4.2. Batu’nun Mengü Han ile İttifakı

2.5. Berke Dönemi

2.5.1. Berke’nin İktidara Gelişi

2.5.2. Berke’nin Büyük Moğol İmparatorluğu ile İlişkileri

2.5.3. Berke ve Ruslar

2.5.4. Berke’nin Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykuvus’u Esaretten Kurtarması

2.5.5. Berke’nin Hülâgü ile Savaşları

2.6. Mengü Timur Han Dönemi

2.6.1. Mengü Timur Han’ın Kaydu ile İttifakı ve Altın Orda Devleti’nin Bağımsızlığını

Kazanaması

2.6.2. Mengü Timur Han Döneminde Dış İlişkiler

Page 32: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

32

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Cuçi Ulusu nasıl oluşturulmuştur, açıklayınız?

2) Batu’nun Büyük Moğol hanlarıyla ilişkiler nasıl olmuştur?

3) Berke’nin tahta çıkışı hakkında bilgi veriniz?

4) Berke’nin Hülagü ile savaşları hakkında bilgi veriniz?

5) Mengü Timur Döneminde Altın Orda Devleti bağımsızlığını nasıl kazanmıştır?

Page 33: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

33

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Cuçi Ulusu’nun Teşekkülü Cuçi Ulusu’nun nasıl

oluştuğunu ve Altın Orda

Devleti’nin kuruluşunu

anlamak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Batu Döneminde Altın Orda Batu’nun askerî faaliyetleri ve

diğer Moğol yöneticileriyle

ilişkilerini öğrenmek

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Berke Döneminde Altın Orda Berke’nin nasıl tahta çıktığını

ve İlhanlılarla ilişkilerini

öğrenmek

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Mengü Timur Döneminde

Altın Orda

Altın Orda Devleti’nin nasıl

müstakil hale geldiğini ve

Ruslarla ilişkilerini öğrenmek

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 34: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

34

Anahtar Kavramlar

• Cuçi Ulusu

• Batu

• Berke

• Mengü Timur

• Moğollar

• Deşt-i Kıpçak

Page 35: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

35

2.1. Cuçi Ulusu’nun Teşekkülü

Cuçi Ulusu’nun kurucusu Cengiz Han’ın büyük oğlu Cuçi idi, devlet resmî adını da

ondan aldı. Ortaçağ tarih kaynaklarında Cuçi’nin yurtlandığı topraklarla ilgili bilgiler

mevcuttur. Nitekim İranlı Tarihçi Reşîdüddîn bu hususta şöyle demektedir: “Cengiz Han İrtış

Nehri ve Altay dağları sınırları içerisinde bulunan bütün bölgeler ve uluslar ile kışlık ve yazlık

yerleri Cuçi Han’ın yönetimine verdi ve ona Deşt-i Kıpçak ve orada bulunan devletleri kendi

mülklerine dâhil etmesi için kayıtsız şartsız bir emir verdi. Onun yurdu İrtış civarındaydı ve

devletinin merkezi de oradaydı”42. Nuveyrî’nin bildirdiğine göre, Cengiz Han oğlu Cuçi’ye

Kıpçak ülkesini yani Harezm toprakları ve Kayalık sınırlarındaki yazlık ve kışlaklardan Saksın

ve Bulgar bölgelerine kadar olan yerleri idaresi altına almasını emretti43. Aynı ifadeler Ortaçağ

yazarlarından el-Ömerî’nin eserinde de geçmektedir44. Bir başka Ortaçağ Tarihçisi Vassâf

Cuçi’ye bırakılan toprakların batı sınırına Azerbaycan’ı da dâhil ederek şöyle yazıyordu:

“Cengiz Han henüz hayattayken Moğol ordularınca zaptedilen toprakları oğulları arasında

paylaştırdığında büyük oğlu Cuçi’ye Kayalık ve Harezm bölgelerinden başlayarak Saksın ve

Bulgar sınırlarına ve batıda Derbend'e kadar uzanan toprakları bıraktı”45. Cengiz Han ayrıca

henüz zaptedilmemiş İdil-Ural bölgesi ile batıda Moğol atlarının ayağının basacağı her yerin

feth edilmesi hakkını da Cuçi’ye tanıdı46. Bu hususta 14. yüzyılın İranlı müellifi Hamdullah

Kâzvinî daha detaylı bir şekilde bilgi vermektedir: “Cuçi Han, Çingiz Han’ın büyük oğluydu.

Babasının emri gereğince Harezm bölgesi, Deşt-i Hazar, Bulgar, Saksın, Alan, As, Rus, Mikes,

Başkırt ve o sınırlar ona emanet edilmişti”47.

Cuçi Cengiz Han’ın emri gereğince İrtiş’in orta akımında bir yerde otağını kurdu. Ancak

henüz babası hayattayken 1227 yılı Şubat ayında vefat etti. Esasen Cuçi’nin büyük oğlu Orda

42Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, Perevod s Pers. Yu. P. Verhovskogo, İzdatelsvo Akademii Nauk SSSR,

Moskva-Leningrad, 1960, s.78.

43Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, Haz. W. de Tıesenhausen, Türkçeye Çev. İsmail Hakkı İzmirli, İstanbul,

Maarif Matbaası, 1941, s.245.

44Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l Ebsâr), Çev. D.

Ahsen Batur, Selenge Yay., İstanbul, 2014, s.65-66.

45Vassâf, “Târîh-i Vassâf”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih

Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo

Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.80-81.

46Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, Çev. Mürsel Öztürk, C.I, T.C. Kültür Bakanlığı Yay., Ankara

1988, s.96.

47Hamdullah Kâzvinî, “Târîh-i Gûzîde”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya

iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım,

İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.91.

Page 36: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

36

idi ve babasının vefatından sonra resmî olarak Cuçi Ulusu’nun başına geçme hakkı onundu.

Ancak küçük kardeşi Batu’yu çok seven Orda Cuçi Ulusu’nun tahtından onun lehine feragat

etti. Bunda Cengiz Han’ın hanımı Börte’nin Batu’yu desteklemesinin de etkisi oldu. Zira

Batu’nun annesi Uki Hatun Börte’nin yeğeniydi. Cengiz Han bunun üzerine Cuçi’ye verdiği

toprakları onun oğulları arasında yeniden paylaştırdı. Bu taksimata göre sağ kol olarak İdil boyu

ile daha batıda fethedilmesi planlanan bölgeleri Batu’nun idaresine bıraktı. Ayrıca ona

hâkimiyet alameti olarak altın busağalı (eşikli) Ak Orda’yı kurdurdu. Bu yüzden onun soyundan

gelen hanlar Ak Orda Hanedanını meydana getirdiler. Cengiz Han Batu’nun ağabeyi Orda’ya

ise gümüş busağalı (eşikli) Gök Orda’yı kurdurduğu için onun neslinden gelen hanedanlığa Gök

Orda Hanedanlığı denildi. Böylece Orda İçen’e sol kol olarak bugünkü Kazakistan sınırları

içerisinde bulunan güneyde Sığnak şehri dâhil Karatağ’dan Sırderya’nın Aral Denizi’nin doğu

kıyısındaki ağzına, kuzeyde de Sarısu havzasının Turgay havzasından ayrıldığı Uludağ

sıradağlarına kadar uzanan saha verildi. Cengiz Han küçük torunu Şiban’a da pûlad (çelik)

busağalı hazırlattı. Güney Ural’ın doğusunda İlek ve Irgız nehirlerinin bulunduğu bölge de

Şiban’ın hâkimiyetine bırakıldı. Bununla birlikte Şiban ve Cuçi’nin odalıklarından olan 17 oğlu

Batu’nun maiyetine verildi. Böylece Batu ağabeyi Orda’nın de tasdiki ile Cuçi Ulusu’nun

büyük hükümdarı olarak seçildi. Batu maiyetine verilen 17 kardeşinin her birinin emrine bir

miktar nöker verdi ve ulus emîrleri olarak hâkimiyetleri için onlara belirli yurtları tahsis etti.

Küçük kardeşlerinden Berke’yi ordunun komutanı olarak emîr-i kebir vazifesinde

görevlendirdi. Böylece Büyük Moğol İmparatorluğu’na bağlı Cuçi Ulusu teşkil edildi48. Cuçi

Ulusunu meydana getiren başlıca hanedanlar yukarda bahsedildiği üzere Ak Orda ve Gök Orda

adıyla belirlenmesine rağmen 1269 yılından itibaren müstakil hale gelen Cuçi Ulusu için tarih

literatüründe Altın Orda adının kullanılması benimsenmiştir.

2.2. Kalka Savaşı ve Deşt-i Kıpçak Seferi

Batu, Cengiz Han tarafından idaresine bırakılan henüz ele geçirilmemiş İdil boyu ve

batıda fethedilmesi planlanan Deşt-i Kıpçak ülkesini bizzat savaşarak almak zorundaydı.

Moğollar henüz 1220 yılındaki Harezm seferinde İdil boyuna hâkim olmak için ilk teşebbüste

bulunmuşlardı. 1240 yılında kaleme alınan “Moğolların Gizli Tarihi”nde bu hususta şöyle

48Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, Haz. İlyas Kamalov, TTK Basımevi, Ankara, 2009, s.3-4; 31-32; Mustafa Kafalı,

Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul,

1976, s.18-21; İlyas Kemalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat,

İstanbul, 2009, s.71-74; Vadim Trepavlov, “Obrazovanie Ulusa Djuçi”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut

İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.137-141.

Page 37: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

37

yazıyordu: “(Cengiz-Han) sonra da, Sube’etai-ba’atur’u kuzeyde bulunan Hanglin, Kibça’ut,

Bacigit, Orusut, Macarat, Asut, Sasut, Serkesut, Keşimir, Bolar (Bulgar) ve Raral adındaki

onbir kabile, devlet ve halka karşı gönderdi. Büyük İdil ve Cayah (Yayık) nehirlerini geçerek

Kiva-men-kermen şehrine kadar yürümelerini emretti”49.

Cengiz Han’ın emriyle 1222 yılında İran ve Azerbaycan üzerinden kuzeye gönderilen

Cebe ve Sebudey noyanların komutasındaki bir Moğol ordusu Alanlar, Çerkesler ve Lezginleri

mağlup ettiler, daha sonra da Kıpçakları yendiler. Moğolların önünden kaçan Kıpçaklar Rus

knezleriyle ittifak kurdular. Böylece 100 bin kişiyi aşan bir ordu meydana getirdiler. Oysa

Moğol ordusunun mevcudu sadece 40 kişiden ibaretti. Buna rağmen Moğol ordusu 1223 yılı

sonbaharında Kalka Nehri kenarında vuku bulan savaşta sayıca üstün durumdaki Rus-Kıpçak

ordusunu kılıçtan geçirmeyi başardı. Rusların ağır kayıp verdiği bu savaşta çok sayıda Rus

Knezi de hayatını kaybetti50. Moğollar daha sonra Hazar Denizi’nin kuzey sahilindeki Saksın

şehrini tahrip etti ve güneyden orta İdil boyundaki Bulgar Devleti’ne saldırdılar. Ancak İdil

Bulgarları tarafından pusuya düşürüldükten sonra büyük kayıplar vererek Cengiz Han’ın yanına

döndüler. Moğol ordusunun İdil Bulgarları tarafından ilk kez yenilgiye uğratılması hadisesini

çağdaş Arap yazar el-Kamil İbnü’l Esir (1160-1233) şöyle kaydetmiştir:

“Moğollar, yukarıda kaydettiğimiz gibi, Rusları mağlûp edip ülkelerini yağmaladıktan

sonra 620(1223) yılı sonlarında Bulgar diyarına doğru harekete geçtiler. Bulgarlar

Moğollar’ın üzerlerine geldiğini öğrenince yolları üzerine muhtelif noktalara pusular kurup,

bu pusulara askerlerini yerleştirdikten sonra geri kalan adamlarıyla Moğollar’a karşı çıkıp

onlarla karşılaşmış ve onları pusulara çekmeğe başlamışlardı. Moğollar Bulgarların kurduğu

bu pusuları geçtikten sonra Bulgarlar birden geriye dönmüş ve pusudakiler de yerlerinden

fırlayarak Moğolları iki ateş arasında bırakmışlardı. Bulgarlar her iki taraftan kılıçla

Moğolları doğramaya başlamışlar, çok azı müstesna onlardan kurtulan olmamıştı.

Bir rivayette anlatıldığına göre, bu Moğollardan dört bin civarında olup Saksın’e doğru

yürümüş ve hükümdarları Cangiz Han’ın yanına geri dönmüşlerdi. Böylece Kıpçak diyarı

Moğollar’dan temizlenmiş oldu. Kıpçaklar’dan da ölümden kurtulanlar tekrar ülkelerine geri

dönmüşlerdi”51.

49Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, 2. bs., Terc. Ahmet

Temir, TTK Yay., Ankara, 1986, s.185.

50 “Letopis Po Lavrentievskomu Spisku”, PSRL, T.I, İzdanie Tretye Arheografiçeskoy Kommissii, Sanktpeterburg,

1897, s.423-424; “Letopis Po Voskresenskomu Spisku”, PSRL, T.VII, İzd. Po Vısoçayşemu Poveleniyu

Arheografiçeskoyu Kommissieyu, Sanktpeterburg, 1856, s.129-132; “Moskovskiy Letopisnıy Svod Kontsa XV

Veka”, PSRL, T.XXV, İzd. AN SSSR, Moskva-Leningrad, 1949, s.118-121; “Holmogorskaya Letopis – Dvinskoy

Letopisets”, PSRL, T.XXXIII, İzd. “Nauka” Leningradskoe Otdelenie, Leningrad, 1977, s.62-64; V. V. Barthold,

Moğol İstilasına Kadar Türkistan, Haz. Hakkı Dursun Yıldız, TTK Yay., Ankara 1990, s.431-462; İlyas Kamalov,

Altın Orda ve Rusya, s.75-79.

51İbnü’l-Esir, İslam Tarihi El-Kâmil Fi’t – Târih Tercümesi, C.12, Çev. Ahmet Ağırakça-Abdülkerim Özaydın,

Bahar Yay., İstanbul 1987, s.348.

Page 38: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

38

Bununla birlikte Moğolların Birinci Deşt-i Kıpçak Seferi olarak nitelendirilen bu askerî

faaliyet aynı zamanda bir keşif harekâtı oldu.

2.3. II. Deşt-i Kıpçak Seferi

1229 yılında Ögedey Han’ın Büyük Moğol İmparatoru olarak seçildiği kurultayda aynı

zamanda Sebudey Noyan tarafından İdil boyuna ve ötesine bir sefer düzenlenmesi kararı alındı.

Bunula birlikte Saksın’ı ele geçirmeyi başaran Sebudey Noyan İdil Bulgar Devleti’ni zapt

edemedi52. Böylece Karakurum’da İdil boyu, Batı Deşt-i Kıpçak ve Rus knezliklerinin yanı sıra

batıda Avrupa’nın içlerine kadar olan bölgenin hâkimiyet altına alınması amacıyla 1235 yılında

bir kurultay düzenlendi. Kurultayda geleceğin hükümdarları Güyük, Mengü ve Hülagü dâhil

bütün Moğol prenslerinin katılımıyla Doğu Avrupa’ya büyük bir sefer düzenlenmesi kararı

alındı. Seferin komutası ele geçirilen topraklar Cuçi Ulusu’na dâhil edileceğinden dolayı

Batu’ya verildi53.

2.3.1. İdil Boyunun Zapt Edilmesi

1236 yılının sonbaharında başlayan İkinci Deşt-i Kıpçak Seferi 1242 yılına kadar devam

etti. Bu süreçte Batu komutasındaki 200 bin kişiye ulaşan Moğol ordusu ilk önce 1236 yılında

İdil Bulgar Devleti’ni yıkarak topraklarını ele geçirdi. Bulgar, Biler ve Suvar gibi İdil

Bulgarlarının önemli merkezleri büyük tahribata ve yağmaya uğratıldı. Ortaçağ yazarı Cüveynî

1236 yılında İdil Bulgar ülkesinin Moğollarca zapt edilmesi hadisesini şöyle anlatmaktadır:

“Bulgar, As ve Rus ülkelerinin istilası ile alakalı rivayet. Kağan (Ogedey) ikinci kez

büyük kurultay düzenlediğinde henüz ele geçirilmeyen Batu’nun obasına komşu olan Bulgar,

As ve Rus ülkelerinin zapt edilmesi ve imha edilmesini kararlaştırdı. Bu ülkeler tamamen zapt

edilmemişlerdi ve kendi çokluklarıyla gurur duyuyorlardı. Bu yüzden O (Ogedey) Batu’ya

yardım ve destek sağlamaları için Tuluy’un oğulları Mengu-han ve kardeşi Buçek’i; kendi

oğullarından Guyuk-han ve Kadagan’ı; diğer prenslerden Kuklan, Buri, Baydar’ı; Batu’nun

kardeşleri Horda ve Tangut’u ve tanınmış Emirlerden Subutay-Bahadur’u görevlendirdi.

Prensler, asker ve ordularını düzenlemek için her biri kendi obalarına ve ikametgâh bölgelerine

gittiler. İlkbaharda ikametgâh bölgelerinden çıktılar ve bir birlerinin önüne geçmek için acele

ettiler. Prensler, Bulgar sınırları içinde (İdil Bulgar ülkesinde) birleştiler. Onların askerlerinin

kalabalığından (dolayı) toprak yer inliyor ve uğulduyordu. Ordunun gürültüsü ve

kalabalığından vahşi yaratıklar ve yırtıcı hayvanlar şaşkına döndü. İlk başta güç ve hücumla

dünyada erişilmez bir yer ve büyük nüfusuyla meşhur olan Bulgar şehrini aldılar. Diğerlerine

52Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T. II, s.21; “Letopis Po Lavrentievskomu Spisku”, s.430; “Tipografskaya

Letopis”, PSRL, T.XXIV, İzd. Arheografiçeskoyu Kommissieyu, Petrograd, 1921, s.91.

53Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.191-192.

Page 39: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

39

örnek olsun diye buradaki insanların bir kısmını katlettiler, diğer kısmını da esir aldılar”54.

1236 yılında meydana gelen bu faciayı Lavrentevskaya Kroniği, Cüveynî’nin rivayetine

benzer bir şekilde olarak şöyle aktarmaktadır:

“(1236) O ilkbaharda doğu ülkelerinden Bolgar ülkesine gelen kâfir Tatarlar (Moğollar)

meşhur Büyük Şehir Bolgar’ı ele geçirdiler ve onu ateşe verdiler. Büyük küçük, yaşlı genç demeden

herkesi silahlarıyla katlettiler ve çok sayıda gânimet elde ettiler, şehirlerini de ateşe verdiler ve bütün

topraklarını esaret altına aldılar”55.

Bu sefer esnasında İdil Bulgarlarının yanı sıra Başkurtlar, Burtaslar, Mordva ve Mari

halkları da hâkimiyet altına alındı.

2.3.1. Rus Topraklarının Hâkimiyet Altına Alınması

1237-1238 yıllarında Ryazan, Vladimir, Suzdal, Rostov, Tver ve Moskova knezlikleri

mağlup edilerek kuzeydoğu Rus toprakları tahribata uğratıldı ve Ruslar Moğolların hâkimiyeti

altına alındı. Daha sonra da 1238-1239 yıllarında önce Dnyeper boyunca ilerleyen Moğol

orduları Smolensk ve Kozelysk’i, ardından da Don boyunca uzanan sahada yer alan Çernigov

ve Pereyaslavl şehirlerini zapt ettiler56.

Nikonovskaya Letopis’te Moğolların Rus topraklarını zapt etmesi ve yaptıkları tahribat

şöyle kaydedilmiştir:

“1237 yılı. O kışın Batu Han ile birlikte kâfir Tatarları doğu memleketlerinden ormanları

geçerek Ryazan yurduna geldiler. Gelince, onlar önce tabur halinde Onuza (mevkii) yanında durdular

ve burayı alıp yaktılar. Onlar oradan kendi elçilerini- sihirbaz bir kadım ve onunla birlikte iki erkeği -

Ryazan knezlerine yolladılar ve onlardan tam takım silâh ve at olmak üzere knezlerinden ve

adamlarından aşar talep ettiler. Ryazan' knezleri Yuriy igorevic ve onun biraderi Oleg, aynı veçhile

Murom ve Pron knezleri, elçileri şehre sokmadılar, Tatarlara karşı Vronei’e yürüdüler. Knezler: “

Bizlerden kimse kalmayınca (yani ölünce) her şey sizin olur” diye cevap vermişlerdi. Ryazan knezleri,

Vladimir Knezi Yuriy’e adam göndererek, yardım göndermesini veya kendisinin gelmesini istediler.

Fakat Knez Yuriy gitmedi, Ryazan knezlerinin ricalarına kulak vermedi, o kendi başına Tatarlarla

tutuşmak arzusunda idi.

Ryazan', Murom ve Knezleri Allah’sızlara karşı yuruduler ve onlarla savaşa tutuştular; ve katı

bir savaş oldu ve Allah’sız İsmail oğulları üstün geldiler ve knezlerden her biri kendi şehrine kactılar.

Tatarlar ise öfkelenerek, büyük bir hiddetle her şeyden önce Ryazan arazisinde savaşmaya giriştiler;

Şehirleri yıktılar, insanları oldurduler, yaktılar ve esir aldılar. Bu mel’un yabancılar 6 Aralık gunu bu

başşehri kuşattılar ve şarampollerle çevirdiler. Ryazan knezleri adamları ile birlikte şehirde kapandılar,

katı savaştılar ve yıldılar. Aynı ayda, 21 inde, Tatarlar Ryazan şehrini aldılar, onu tamamiyle yaktılar,

Knez Yuriy Igoreviç’i öldürdüler, onu, eşini ve diğer knezleri kırdılar, erkekleri, kadınları, çocukları,

rahip ve rahibeleri yakalayarak, kimisini kılıçları ile kesip (paramparça) ediyorlar ötekilerini okları ile

öldürüyorlar ve ateşe atıyorlardı; bazılarını ise yakalayıp bağlıyorlar, göğüslerini yararak odunu

çıkarıyorlardı.... Tatarlar birçok mukaddes kiliseyi ateşe verdiler, manastırları ve köyleri yaktılar ve

bunların mal ve mülklerini

zapt ettiler.

54Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, s.281. 55“Letopis Po Lavrentievskomu Spisku”, s.437.

56Bertold Şpuler, Zolotaya Orda. Mongolı v Rossii. 1223-1502, Perevod s Nemets. M. S. Gatina, İnstitut İstorii

İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.40-45; Aleksandr Mayorov, “Zavoyevanie Russkih Zemel v 1237-1240

Godah”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.89-108.

Page 40: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

40

Tatarlar, bunu müteakip Kolomna üzerine yürüdüler. Büyük Knez Yuriy Vsevolodoviç onlara

karşı Vladimir’den kendi oğlu Knez Vsevolod’u gönderdi; onunla birlikte kendi askeri ile Ryazan Knezi

Roman İgoreviç (te) vardı. Büyük Knez Yuriy, kendi voyvodası (askerî komutam) Yeremey Gebloviç’i

bekci bir kıta olarak önden gönderdi. Onlar, Vsevolod ve Roman Igoreviç ile Kolomna’da birleştiler.

Orada onları Tatarlar kuşattılar. Cok cetin bir savaş oldu, Ruslar’ ı (şehirden) attılar ve orada Ryazan'

Knezi Roman Igorevic’i oldurduler. Vsevolod

’İur’yeviç’in ise voyvodası Yeremey Globoviç’i öldürdüler ve birçok diğer kimseleri kırdılar. Knez

Ysevolod ise küçük bir kıtası (drujinası) ile Vladimir’e kaçıp geldi. Tatarlar ise Moskova’ya doğru

yürüdüler. Oraya varınca Moskova’yı aldılar ve voyvoda Filipp Myonka’yı öldürdüler. Buyuk Knez

Yuriy’in oğlunu, Vladimir’ i ise tuttular; küçük çocuktan ihtiyarlara kadar ahaliden herkesi öldürdüler,

bazılarını tutsak ettiler ve birçok mal-mülk alıp (oradan) gittiler.

Büyük Knez Yuriy Vsevolodovic bunu duyunca yerini ruhani reisle (Vladiyka) birlikte

Vsevolod ve Mstislav knezleri ve voyvodası Peter Olsyadukoviç’ i Vladimir (şehrinde) bıraktı, kendisi

ise yeğenleri Vasiluk Konstantinoviç, Vsevolod Konstantinoviç ve Vladimir Konstantinoviç ile Volga

Nehri’nin ötesine gitti. Onlar Siti Nehri üzerinde tabur kurarak durdular. Büyük Knez kendisi yanında

biraderleri –Knez Yaroslav Vsevolodoviç ve Knez Svyatoslav Vsevolodoviç’ i kuvvetleri ile birlikte

bekliyordu ve (Büyük Knez) kendisi de asker toplamakta idi. Voyvoda olarak da Ziroslev Mikhayloviç’

i tayin etti.

Bu sırada, 3 Şubat Salı günü, büyük perhizden iki hafta evvel gelen haftadan önce Allah’ın

yavrusu, Aziz Simon gününde, Tatarlar Vladimir şehrine geldiler. Vladimirliler kendi knezleri ve

voyvoda Peter Oslyadokoviç ile şehre kapandılar. Tatarlar altın kapıya yaklaştılar, kendileri ile birlikte

Büyük Knez Yuri Vsevolodoviç’in oğlu beyzade Vladimir’i götürmüşlerdi; ve (Tatarlar) şu (şartla)

sormağa başladılar: “ Büyük Knez Yuriy acaba şehirde midir ?” Vladimirliler ise onlara (Tararlara) (ok)

atmağa başladılar. (Tatarlar ise): “Atmayın; diyorlardı. Ve şehir kapılarına çok yakın gelince,

Vladimirlilere kendi beyleri Yuriy’in oğlu Vladimir’i gösterdiler ve “ kendi beyzâdenizi tanıyor

musunuz” diye sordular. O (yani beyzâde) çehresi, solgun mihnet ve sıkıntılar yüzünden bitkin bir halde

idi. Ysevolod ve Mstislav altın kapı yanında bulunuyorlardı. Kendi kardeşlerini tanımışlardı. Biraderi

bu halde görmek ne acı bir şeydir. Ysevolod ve Mstislav ile butun boyarları ve şehir halkı Vladimir’e

bakarak ağlıyorlardı. Tatarlar ise Altın Kapı’dan uzaklaştılar ve (şehrin cevresini) görmek icin bütün

etrafını (at üzerinde) dolaştılar ve Altın Kapı onunde Zremyan mevkiinde ve bütün şehir yanında

taburlarını kurdular, onların (Tatarların) sayısı pek çoktu.

Vladimir yanında ordugâhlarını kurduktan sonra, Tatarlar gittiler ve Suzdal şehrini aldılar…

Onlar çok sayıda tutsağı ordugâhlarına getirdiler ve karnavalda Cumartesi günü, sabahtan akşama kadar

yapı iskeleleri kurarak üzerlerine (mancınıklar) koymağa başladılar ve geceye kadar bütün şehri çitlerle

cevirdiler. Ertesi sabah knezler, ruhani reis Mitrofan, Voyvoda Peter Vslyadokoviç, bütün boyarlar ve

halk, şehrin düşeceğini anladılar ve hüngür hüngür ağlamaya başladılar. Ertesi gün, karnavalın Pazar

günü, sekiz Şubat’ta aziz Martir Fedor Stratihet gününde, günün saat birinde, Tatarlar şehrin her

tarafından (hücuma) geçtiler ve şehri mancınıklarla dövmeğe başladılar, şehrin ortasına Tanrı’nın izni

ile, uzaktan atılıp gelen kocaman taşlar şehrin içinde sanki yağmurmuş gibi dökülüyordu ve şehrin içinde

pek çok ölen kişi görüldü ve herkes üzerine muazzam korku ve titreme çoktu. Tatarlar Altın Kapı

kesimindeki ve aynı vecihle Lybedi’den Orinim’ya ve Bakırcılara (Medyanıch), Volga Kapısı’ndaki

Klyenezma’dan ve diğer kesimlerdeki surları deldiler, bütün şehri yıktılar, içeriye taşlar doldurdular ve

atlayarak doldurulan (taşlar) üzerinden, Altın Kapı tarafından şehre girdiler; aynı vecihle, Lybedi Orinim

Kapısından ve Bakırcılar (Medyamye), Yolga Kapısı’ndaki Klyaz'ma (Kapısı’ndan) ve diğer kesimlerde

de şehri yıkarak şeytanlar gibi her taraftan şehre daldılar. Onlar öğleye kadar Yenişehir’i aldılar ve

(burayı) tamamıyla ateşe verdiler ve orada Knez Vsevolod’u ve biraderini, birçok boyarı ve ahaliden

(çok kişiyi) öldürdüler; diğer knezler ve bütün halk ise orta şehre koştular. Ruhani reis Mitrofan, Büyük

Knez’in hanımı, oğulları ve kızları ile gelinleri, torunları, boyarlar, boyar hanımları ve ahaliden pek çok

kişi ile kiliseye koştular, kilise kapısını kapattılar, kilisede Galeriye çıktılar ve kapandılar; Tatarlar bu

şehri de aldılar ve Knez ile hanımını aramağa başladılar ve kilisede olduğunu öğrendiler. Tatarlar

kilisenin kapılarını kırdılar ve kilisenin içinde olup karşı durmak isteyenleri öldürdüler.

(Bu defa) Knezler ve knezin hanımı hakkında soruşturmağa başladılar ve onların galeride

olduğunu öğrendiler ve onlara galeriden inmeleri için yalanlar söylemeğe başladılar. Fakat onlar bunu

dinlemediler. Tatarlar kiliseye birçok odun getirerek, kilise (yanında) ateş yaktılar. Galeride bulunanlar

(ise) dualarla ve şükranlar içinde ruhlarını Tanrı’ya teslim ettiler; (onlar) ateşte yakıldıkları cihetle (din

Page 41: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

41

yolunda kurban) martirler cümlesine ithal edildiler. Mukaddes kiliseyi ise Tatarlar yağma ettiler ve

mucize yaratan Tanrı anasının ikonunu dahi kopardılar. Tatarlar oradan Büyük Knez Yuriy üzerine

yürümüşler, (Tatarlardan) başkaları Rostov’a, üçüncü bir kısım Yaroslav’a gittiler ve onu aldılar; başka

birileri de Volga (nehrine) ve Gorodets üzerine gittiler ve Volga boyunca, Merya’dakı Galec’e kadar

her yeri ele geçirdiler. Bazıları Pereyaslavl’a giderek, bu şehri aldılar ve ahalisini kılıçtan geçirdiler.

Ondan sonra bütün memleketi ve birçok şehirleri istila ettiler: Yuryev, Dimitrov, Volok, Tver’i (aldılar)

ve burada Yaroslav’ın oğlunu öldürdüler; Torzok şehrine varıncaya kadar, Tatarların savaşmadıkları yer

kalmamıştı. Rostov ve Suzdal ülkesinde sadece Şubat ayı içinde kasaba ve çiftlikler hariç 14 şehri

aldılar.

Şubat ayı sonunda Büyük Knez Yuriy Ysevolodoviç’e, onun biraderi Svyatoslav

Ysevolodoviç’e, yeğenleri, Vasilka Konstantinoviç, Vsevolodovic Konstantinoviç’e ve Vladimir

Konstantinoviç’e, Vladimir şehrinin alındığı, piskoposun, Buyuk Knezin, eşinin, knezlerin ve bütün

kişilerin yakıldıkları ve bir kısmının da kılıçtan geçirildikleri haberi ile bir haberci geldi. (Haberci): “

Senin büyük oğlun Vsevolod’u kardeşleri ile şehrin dışında öldürdüler ve senin üzerine yürüyorlar”

(dedi). Yuriy, biraderi Yaroslav’ı bekliyordu, fakat o (meydanda) yoktu. Ve Knez kendi voyvodasına

adamlarının silahlanmasını (metinde: takdim edilmelerini) ve savaşa hazırlanmalarını emretti; ve cesur

adam olan Dorofey Semenovic’i üç bin askerle, Tatarları keşif için yolladı. O azıcık uzaklaşmışken:

“Bay Knez: Tatarlar artık bizi sarmış bulunuyorlar” sözleri ile geri döndü. Bunu işitince, Knez Yuriy,

biraderi Svyatoslav ve kendi yeğenleri Vasuka, Vsevolod, ve Vladimir ve kendi adamları ile atlarına

bindi ve dinsiz (pagan) lere karşı gittiler. Büyük Knez Yuriy Vsevolodoviç kıtalarını tanzimle

meşgulken, birden bire Tatarlar Sit’ Nehri’nde Knez’e karşı geliverdiler. Knez Yuriy bütün kaygı (ve

kederlerim) unuttu ve onlara karşı yürüdü. Kıtalar (bölükler) birbirine girdiler ve büyük bir savaş, katı

bir kesişme oldu; kan su gibi aktı. Tanrı’nın izni ile Tatarlar Rus knezlerine galip geldiler. O zaman,

Vladimir Büyük Knezi Yuriy Vsevolodoviç ve onun birçok voyvodaları (komutanları) ve boyarları

öldürülmüş ve onun ordusu kılıçtan geçirilmişti. Onun (Büyük Knez’in) yeğeni Rostov Knezi Vasilko

Konstantinoviç’i (Tatarlar) esir ettiler ve kendileri ile birlikte Şeren Ormanı’na kadar götürdüler. Ve

orada ordugâhlarını kurdular”57.

1240 yılının sonuna doğru Kiev ve sonra da Kırım Yarımadası fethedildi. Böylece Rus

toprakları ve knezleri Batu’nun idaresine bağlandılar ve böylece Altın Orda’nın vassalı haline

getirildiler. İlerleyişine devam eden Moğol ordusu 1242 yılına gelindiğinde Macaristan’a ulaştı

ve Macar Kralı IV. Bela’nın ordusuna karşı büyük bir zafer elde etti. Bununla da yetinmeyen

Moğollar iki kol halinde Hırvatistan’a ve Polonya’ya kadar ilerledi. Bu sırada Batu’nun

karargâhına Karakurum’dan Ögedey Han’ın vefat ettiği haberi geldi. Bunun üzerine sefer

durduruldu ve Batu dışındaki diğer Moğol prensleri Karakurum’a döndüler. Batu ise fethedilen

toprakların yönetim merkezi olarak İdil Bulgarlarının eski başkenti Bulgar şehrine otağını

kurdu58. Böylece bütün Deşt-i Kıpçak, Harezm, Kuzey Kafkasya, Kırım ve İdil boyunu

kapsayan topraklar üzerinde Altın Orda Devleti’nin temeli atıldı.

Moğol kroniğinde topyekûn olarak II. Deşt-i Kıpçak Seferi’nin sonucu şöyle ifade

edilmiştir: “Sube’etai-ba’atur için takviye olarak gönderilen Batu, Buri, Guyuk, Mungge gibi

57“Letopis Sbornik, İmenuyemıy Patriarşeyu ili Nikonovskoyu Letopisyu”, PSRL, T.10, Sanktpeterburg, 1885,

s.105-110’dan çev. Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve

devletleri, TTK Basımevi, Ankara, 1972, Ek No:7, s.331-335.

58Bertold Şpuler, a. g. e., s.45-50; Aleksandr Mayorov, “Zavoyevatelnıy Pohod v Tsentralnuyu Yevropu:

Voyennaya Sila i Taynaya Diplomatiya”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT,

Kazan, 2016, s.113-135.

Page 42: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

42

komutanlar Hanglin, Kibça’ud ve Bacigid’leri tabi kıldılar, Ecil, Cayah ve Meget şehirlerini aldılar ve

sonra da Orusud (Rus) ları tarumar ederek onları son neferine kadar yağma ettiler. Asut, Sesut, Bolar

(Bulgar) ve Man-kerman-kiva şehirleriyle ahalisinin bir kısmını tabi kıldılar ve bir kısmını da esir

aldılar. Şehirlere valiler tayin ettikten sonra yurtlarına döndüler…

… Biz on bir devleti ve bu kadar halkı kendimize tâbi kıldık ve altın dizginleri elimize geçirdik…”59.

2.4. Batu’nun İktidarı Devrinde Cuçi Ulusu

Altın Orda’nın gerçek kurucusu Cuçi’nin oğlu ve halefi Batu oldu. Zira onun iktidarı

devrinde Cuçi Ulusu’na atfedilen devlet (Altın Orda Devleti) belirli sınırlar ve Moğol

İmparatorluğu’ndan geniş bir özerklik elde etti.

Batu Cuçi Ulusu’nun başına geçtiğinde henüz 18 yaşındaydı. Dedesi Cengiz Han’ın

vefatından sonra Karakurum’da Büyük Moğol İmparatorluğu’nun tahtına çıkan amcası Ögedey

ile iyi ilişkiler kurdu ve onun 1230’lu yılların başlarında Kin İmparatorluğu’na karşı organize

ettiği askeri seferlere katıldı. Kuzey Çin’in tamamen fethedilmesinden sonra buradaki bazı

topraklar Ögedey Han tarafından yurtluk olarak Batu’ya verildi. Bu topraklardan elde edilen

gelirler 14. yüzyılın ortalarına kadar Batu ve onun haleflerine gönderildi60. Batu’nun en önemli

askerî faaliyeti ise yukarda bahsedilen II. Deşt-i Kıpçak Seferi oldu.

Batu 1242 yılından 1256’ya kadar Cuçi Ulusu’nun başında kaldı. Ciddi askerî

çatışmaların olmadığı bu dönemde zapt edilen topraklarda yönetim sistemini kurdu. Hâkimiyet

altına alınan Rus, Anadolu ve Kafkas yöneticileriyle ilişkiler düzenlendi. Deşt-i Kıpçak’ın

içerisinde ve diğer devletlerle ticari ilişkilerin geliştirilmesi için uğraşıldı. Moğol istilası

neticesinde yıkılan şehirlerin yeniden inşa edilmesi sağlandı61.

2.4.1. Batu’nun Büyük Moğol Hanı Güyük ile İlişkileri

Batu amcaları Çağatay ve Ögedey’in birbiri ardına vefat etmesinden sonra

Cengizoğulları arasında en yaşlı yönetici konumundaydı. Bu onun Büyük Moğol

İmparatorluğu’ndaki siyasî nüfuzunu arttırmasına yardımcı oldu. Moğol İmparatorluğu’nda

tahta çıkma kuralının belirsizliği neticesinde Ögedey’in vefatından sonra dört yıl süren (1242-

1246) ve Cengizoğullarından farklı siyasî grupların tahta kendi adaylarını çıkarmak için

59Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, s.195-196.

60Roman Poçekayev, “Pervıe Praviteli Ulusa Djuçi”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş.

Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.225. 61Bertold Şpuler, a. g. e., s.51-52.

Page 43: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

43

mücadele ettikleri iç çekişme dönemi yaşandı. Ögedey Han, yerine torunu Şiremûn’un

geçmesini vasiyet etmiş olsa da, naip olarak Moğol İmparatorluğunu yöneten dul eşi Töregene

Hatun tahta kendi oğlu Güyük’ü çıkarmak için uğraştı. Batu henüz İkinci Deşt-i Kıpçak

seferinde anlaşmazlığa düştüğü Güyük’ün iktidarına karşıydı62. Bu yüzden Batu başta olmak

üzere Töregene Hatun’a muhalif diğer Cengizoğulları yüzünden Büyük Moğol Hanı’nın

seçileceği kurultay dört yıl boyunca toplanamadı. Nihayet 1246 yılında toplanan kurultaya Batu

birkaç kardeşini yolladı ve onların çoğunluğun tercihine göre hareket etmelerini emretti.

Bununla birlikte çoğunluğun desteğini sağlayan Güyük yeni Moğol Hanı olarak seçildi63.

Güyük Han ilk icraatı olarak kendisine muhalif durumdaki Cengizoğullarını ortadan

kaldırmaya çalıştı. Ayrıca Azerbaycan’a vali olarak tayin ettiği Elcigidey Noyan aracılığıyla

batıdaki tâbilerden toplanan vergilerin doğrudan Karakurum’a gönderilmesini sağladı.

Elcigidey Noyan Güyük Han’dan aldığı talimat gereğince ilk iş olarak Batu’nun Azerbaycan

ve Kafkasya’daki temsilcilerini tutuklattı. Batu Kafkasya’daki durumu lehine çevirmek için

Gürcü Kraliçesi ile evlenmeye kalkıştı ise de Kraliçe Rusudan zehir içerek intihar etmeyi tercih

etti. Batu bunun üzerine yanında rehin olarak duran Gürcü Prensi David Narini’yi tahta

çıkardıysa da Karakurum’un baskısı ile Gürcü halkının direniş gösterememesi neticesinde

amacına ulaşamadı. Böylece Batu’nun Kafkasya’daki hakları gasp edildi. Bu durum Güyük ile

Batu’yu bir savaşın eşiğine getirdi. Ne var ki, Güyük Han 1248 yılında aniden vefat etti. Onun

beklenmedik ölümü Batu ile savaş durumunu da ortadan kaldırdı64.

Batu ile Güyük arasındaki düşmanlık ile ilgili olarak Arap yazar El-Ömerî’nin eserinde

şu tespitlere yer verilmiştir: “… Güyük, şirret, diktatör ve gaddardı. Kendi yeğenlerine karşı

gaddarlık etti ve onları ezmeye başladı. Fakat Batu’nun muhalefeti ve sert çıkışıyla karşılaştı.

Elçikday (Elcigidey) adında birini Batu’ya bağlı Er-Ran ve diğer yerlere göndererek, Batu’nun

naiplerini tutuklayıp kendisine getirmesini emretti. Batu’nun naipleri bunu öğrenince ona

mektup yazarak kendilerine destek vermesini istediler. Bu sırada Güyük’ün gönderdiği

Elçikday gelmişti. Aynı sıralarda Batu’nun Elçikday’ın tutuklanıp, kendisine gönderilmesini

emreden mektubu naiplerinin eline ulaştı. Böylece elleri kolları bağlanan naipler isyan ederek,

bağlarından kurtuldular ve Elçikday’ı tutuklayarak elleri kolları bağlı vaziyette Batu’ya

gönderdiler. Batu, Elçikday’ı suda boğdurarak öldürttü. Güyük bunu haber alınca öfkeden

62Mustafa Kafalı, a. g. e., s.51. 63Bertold Şpuler, a. g. e., s.53-54; Roman Poçekayev, a. g. m., s.226-227. 64Bertold Şpuler, a. g. e., s.54-55; Roman Poçekayev, a. g. m., s.227.

Page 44: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

44

küplere bindi ve altı yüz bin süvari toplayarak ardı ardına Batu’nun üzerine sürdü. İki taraf

birbirinin üzerine yürüdü ve aralarında on günlük bir yol kaldığı sırada Güyük Han öldü…”65

2.4.2. Batu’nun Mengü Han ile İttifakı

Güyük’ün vefat etmesinden sonra Dul eşi Oğul Kaymiş naip olarak 1251 yılına kadar

Büyük Moğol İmparatorluğu’nun yönetimini üstlendi ve oğlu Kuça’yı tahta çıkarmaya çalıştı.

Fakat Batu ona muhalefet ederek amcası Tuli’nin büyük oğlu Mengü’yü han olması için

destekledi. Mengü’nin annesi Sorhaktani-beki Töregene Hatun’un naipliği ve Güyük’ün

iktidarı dönemlerinde Batu’nun başlıca müttefiki olmuştu. Bu yüzden Mengü Batu’ya büyük

güven duyuyordu. 1251 yılında han seçimi için düzenlenen kurultayda Mengü’yi desteklemek

amacıyla 20 bin savaşçıyla katılan Batu’nun kardeşleri Berke ve Tukay Timur önemli rol

oynadılar66. Mengü’nin Büyük Moğol Hanı olmasından sonra Cengizoğulları arasında nüfuzu

oldukça artan Batu, Han unvanını elde etmesinin yanı sıra Moğol İmparatorluğu’nun batı

kanadının yöneticisi olarak konumunu muhafaza etti. Ayrıca batıdaki vassal hükümdarlar

ülkelerinde hüküm sürmek için artık Karakurum’daki Büyük Moğol Hanından değil, Batu

Han’dan yarlık almaya başladılar. Ancak bir süre sonra Mengü Han, Batu Han’ı otoritesi altına

almaya çalıştı. Moğolistan ve Çin’den gelen gelirlerini kıstı. Cuçi Ulusu ve ona tâbi devletlere

ahalinin kayıt altına alınması amacıyla kendi memurlarını gönderdi. Nihayet Batu 1253 yılında

askerlerinin 20%’sini İran’a sefere yollanan Mengü Han’ın küçük kardeşi Hülagü’nin komutası

altına vermesi talimatını aldı. Batu Han Mengü Han’ın tüm bu talimatlarına itaat etmek zorunda

kaldı. Böylece Batu Han Cuçi Ulusu’nun bağımsızlığı için çaba göstermedi ve Büyük Moğol

İmparatorluğu’nun teşkilat prensiplerine bağlı kaldı67.

65Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l Ebsâr), s.66-67. 66Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî’ye göre Batu, Mengü Han’ı tahta çıkarmak amacıyla kardeşi Berke

komutasında 100 bin kişilik bir ordu göndermişti, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l

Ebsâr), s.67.

67Mustafa Kafalı, a. g. e., s.52; Roman Poçekayev, a. g. m., s.228-229.

Page 45: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

45

2.5. Berke Dönemi

2.5.1. Berke’nin İktidara Gelişi

Batu Han 1256 yılının başında vefat etti. Onun vefat ettiği sırada Cuçi Ulusu’nun en

büyüğü olarak kardeşi Berke bulunuyordu. İslâmiyet’i kabul eden Berke Cuçi’nin yedinci

oğluydu. Annesi Harzemşah Alaaddin Muhammed’in kızı Han Sultan’dı. Berke ağabeyinin

yerine tahta çıkmak arzusundaydı. Ancak Mengü Han Batu henüz hayattayken Cuçi Ulusu’nda

Batu’nun halefi olarak onun büyük oğlu Sartak’ın hâkimiyetini tasdik etmişti. Nesturi bir

Hıristiyan olan Sartak Moğolistan’a giderek Mengü Han’dan Cuçi Ulusu’nun yönetisi olduğuna

dair yarlık aldıktan sonra Karakurum’dan Deşt-i Kıpçak’a dönüş yolunda amcası Berkeçar’ın

verdiği bir ziyafetten sonra aniden vefat etti. Berkeçar Berke’nin anne baba bir öz kardeşiydi,

buna rağmen Sartak’ın zehirlenerek ölümünün Berke tarafından organize edildiğinden şüphe

duyan olmadı68.

Berke Sartak’ın ölümüne rağmen arzu ettiği tahtı yine de elde edemedi. Çünkü Mengü

Han bu kez de Sartak’ın küçük yaştaki oğlu veya kardeşi Ulakçi’yi Cuçi Ulusu’nun başına

hükümdar olarak tayin etti. Batu’nun oğlu Togan’ın dul eşi Borakçin Hatun onun yanında naibe

oldu. Berke bir süre hâkimiyet mücadelesine girişmedi. Ancak 1257 yılında Mengü Han Song

İmparatorluğu’na karşı Moğolların yürüttüğü askerî faaliyetleri bizzat kumanda etmeye karar

verince Berke bu durumdan istifade etmek istedi. Çünkü bu sıralarda Mengü Han batıdaki

olaylara dikkat edecek durumda değildi. Böylece Berke Ulakçi’yi tahttan indirdi. Bazı

kaynaklara göre Ulakçi tahta çıktığı yıl vefat etmişti. Naibe Borakçin Hatun hâkimiyeti

muhafaza etmek ve bu amaçla küçük yaştaki oğlu Tudan Mengü’yü tahta çıkarmak için Mengü

Han’ın İran’daki kardeşi Hülagü’ye müracaat etmeye karar verdi ise de bir netice elde edemedi

(Hülagü bu sıralarda Bağdat’ın ele geçirilmesiyle meşguldü) ve Berke’nin emriyle ihanetle

suçlanarak idam ettirildi. Bundan sonra Berke Cuçi’nin soyundan gelenlerin ve ulus emîrlerinin

tam mutabakatıyla han ilan edildi69. Böylece Berke Karakurum tarafından atanmayan ilk Cuçi

Ulusu hükümdarı oldu.

Müslüman olan Berke’nin Deşt-i Kıpçak’ta iktidara gelmesiyle birlikte İslâm

ülkelerinden çok sayıda bürokratlar, tüccarlar ve hukukçular onun yanına akın ettiler. Ne var ki

Berke’nin Müslümanları himaye etmesine rağmen İslâmiyet Cuçi Ulusu’nda resmî din haline

68Bertold Şpuler, a. g. e., s.59; Mustafa Kafalı, a. g. e., s.53-54; Roman Poçekayev, a. g. m., s.229. 69Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Fûnuni’l-Edeb”, T. 1, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı,

İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, Sanktpeterburg, 1884, s.150-151; Bertold Şpuler, a. g.

e., s.60; s.150-151.

Page 46: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

46

gelemedi. Berke’nin hükümranlığı devrinde İdil Nehri’nin aşağı akımında Saray şehri inşa

edilerek başkent yapıldı.

2.5.1. Berke’nin Büyük Moğol İmparatorluğu ile İlişkileri

Bu sıralarda Mengü Han Güney Çin’e hâkim Song hanedanına ait şehirlerinden birinin

kuşatması esnasında ölmüş ve kardeşleri Arık Buga ile Kubilay arasında taht mücadelesi

başlamıştı. Berke Han bu mücadelede Arık Buga’nın zafer kazanmasını istese de herhangi bir

müdahalede bulunmadı ve tarafsız kaldı. Neticede dört yıl devam eden çatışmalardan sonra

Arık Buga’ya üstünlük sağlayan Kubilay Han Büyük Moğol Hanı oldu (1261). Kubilay Han o

sıralarda Songlarla mücadeleyi kızıştırmıştı ve güney Çin’in fethiyle uğraştığı için Berke’ye

karşı herhangi bir askerî girişimde bulunacak durumda değildi70. Böylece Berke’nin Cuçi Ulusu

üzerindeki hâkimiyetini istemeden de olsa tanımak zorunda kaldı.

2.5.2. Berke ve Ruslar

Berke iktidarının ilk yıllarında Rus knezliklerinin ayaklanmalarıyla da uğraşmak

zorunda kaldı. Galiç Knezi Daniil ve oğlu Lev henüz 1255 yılında Litvanya knezlerinin

desteğiyle Moğol vergi tahsildarlarını katlederek Batı Ukrayna’da ayaklanmıştı. Berke bu

isyanı bastırdığı gibi, 1259 yılında baskak (vergi tahsildarı) olarak görevlendirdiği vali

Burunday Litvanya ve Galiç knezlerini mağlup ederek Batı Rus kenzliklerini itaat altına aldı.

1257 yılında bütün Rus topraklarında başlayan nüfus sayımına 1259 yılında henüz itaat etmeyen

Novgorod bölgesi de dâhil edildi. Böylece vergi mükellefiyetleri tespit edilerek Novgorod

Knezliği de Altın Orda’nın hâkimiyeti altına alındı71.

1262 yılında Rostov başta olmak üzere Vladimir, Suzdal ve Yaroslavl’da Moğol vergi

tahsildarlarının aşırı vergi toplamalarından ve suistimallerinden rahatsızlık duyan halk geniş

çaplı bir isyan çıkardı. Berke askerî müdahaleye hazırlarınırken Vladimir Knezi Alksandr

Nevskiy onun huzuruna gelerek zararın karşılanması ve halkın vergileri muntazaman ödemesi

karşılığında onu seferden vazgeçirmeye ikna etti. Böylece Aleksandr Nevskiy’in bu girişimi

birçok Rus şehrini Altın Orda ordularının tahribatından kurtardı. Berke bununla birlikte 1263

70 Rene Grousset, Bozkır İmparatorluğu Attila - Cengiz Han - Timur, 4. bs., ev. Dr. M. Reşat Uzmen, Ötüken Yay.,

İstanbul 1999, s.174-285. 71İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya, s.79-80.

Page 47: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

47

yılından itibaren Rus bölgelerinde halktan vergiyi Rus knezlerinin toplaması uygulamasını da

başlattı72.

2.5.3. Berke’nin Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykuvus’u Esaretten Kurtarması

Aktif bir dış siyaset yürüten Berke İlhanlılarla işbirliği yapan Bizans İmparatoru Mikhail

Paleolog’un saldırılarına karşı Tuna’daki Bulgarlara yardımda bulundu. 1261 yılında Emîr

Nogay komutasındaki Altın Orda kuvvetleri Bizans ordusunu bozguna uğratarak Bulgaristan’ın

güneyini Mikhail Paleolog’un istilasından kurtardı. Bizans İmparatorluğu üzerine baskısını

arttıran Berke’nin gönderdiği ordu Trakya’yı yağmalayarak İstanbul’da tutsak olan Selçuklu

Sultanı İzzeddin Keykavus’u esaretten kurtardı73.

2.5.4. Berke’nin Hülâgü ile Savaşları

Büyük Moğol İmparatorluğu’ndan Cuçi Ulusu’nda kendi hâkimiyetine karşı bir tehdit

olmadığını gören Berke, Güyük ve Mengü hanların politikaları sonucu başta Azerbaycan olmak

üzere Cuçi Ulusu’nun hâkimiyetinde olması gerektiğini iddia ettiği toprakları ele geçirmeye

teşebbüs etti. Azerbaycan’dan başka Kafkasya ve İran’daki bazı bölgeler ile Selçuklu

Sultanlığı’nın üzerindeki hâkimiyet iddiası da iki ulusun yöneticileri arasında tartışmalı

konulardandı. Tüm bu topraklar Batu’nun iktidarı devrinde Cuçi Ulusu’nun kontrolü altında

bulunuyordu. Ne var ki, yukarıda ifade edildiği üzere önce Güyük onun temsilcilerini İran’dan

çıkardı, sonra da Mengü kardeşi Hülagü’yü İran ve Azerbaycan’ı ele geçirmesi ve Gürcistan ile

Selçuklular üzerinde hâkimiyet kurması için destekledi. Berke’nin Hülagü’ye karşı askerî

faaliyete girişmesi için başka sebepler de vardı. Öncelikle Hülagü Bağdat Halifeliği üzerine

yaptığı sefer esnasında elde ettiği gânimetlerden Berke’nin payına düşen kısmı göndermedi74.

Berke yasaya göre kendi askerlerini Hülagü’ye yardıma gönderdiği için hükümdar olarak

gânimetlerde hak sahibiydi. Zira Cengiz Han “her kim batıda bir ülkeyi zapt ederse, elde ettiği

kazancın 1/3’ünü büyük Han’a, 1/3’ünü Batu ailesine gönderecek, geri kalanı da kendisi

alacaktır” diye hüküm koymuştu. Ayrıca ordusunda vazifeli Cuçi Ulusu’ndan emîrlere

güvenmeyen Hülagü kendisine tuzak kurmakla suçlayarak Berke’den onları cezalandırmasını

talep etmişti. Berke Hülagü’ye onların kaderlerini kendisinin tayin etmesini bildirdi. O bununla

72İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya, s.80-81. 73Mustafa Kafalı, a. g. e., s.58. 74Roman Poçekayev, a. g. m., s.230-231.

Page 48: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

48

Hülagü’nün kendi iradesiyle onları serbest bırakacağını ve Deşt-i Kıpçak’a göndereceğini

umuyordu. Ancak Hülagü onların idam edilmelerini emretti. Böylece Hülagü’ye karşı savaş

aynı zamanda katledilen Cuçi Ulusu emîrlerinin intikamına dönüştü. Berke’nin Hülagü’ye karşı

intikam hisleri duymasının bir diğer sebebi de hiç kuşkusuz, Bağdat ve Suriye’de Müslümanlara

karşı yapılan katliamlardan duymuş olduğu rahatsızlıktı75.

1261 yılında Şam’ı ele geçirerek Suriye’de ilerleyen Hülagü’nün ordusu beklenmedik

şekilde Baybars’ın komutasındaki Memlûk kuvvetlerine Ayn Calûd’da mağlup oldu. Daha

sonra Memlûk Devleti’nin hükümdarı olan Baybars Hülagü ile mücadele ettiğini öğrendiği

Berke’ye mektup yollayarak onu kendisiyle ittifaka davet etti. Bundan memnun olan Berke

elçilerini derhâl Kahire’ye yollayarak Hülagü’ye karşı Memlûklarla ittifak kurdu. Böylece

Hülagü’yü batıdan baskı altına aldı76.

Berke ve Hülagü 1262-1263 yıllarında birbirlerine karşı birkaç saldırı gerçekleştirdiler.

İlhanlılar ile Cuçi Ulusu arasında ilk büyük savaş 1262 yılında Kür Nehri’nin kuzeyinde

cereyan etti. Çarpışmada Hülagü zafer kazandı. Berke geri çekilmek zorunda kaldı. Hülagü aynı

yıl Cuçi Ulusu emîrlerinden Nogay komutasındaki bir Altın Orda birliğini de Derbent

yakınlarında bozguna uğrattı. Daha sonra savunmasız kalan Deşt-i Kıpçak Bozkırını

yağmalamaları için askerlerini Terek Nehri’nin yukarısına gönderdi. Ne var ki, hızlı bir şekilde

yeni bir ordu toplamayı başaran Berke 1263 yılı başlarında İlhanlı kuvvetlerini Demîrkapı

Savaşı’nda mağlup etmeyi başardı. Bu mağlubiyete rağmen Azerbaycan Hülagü’nün

hâkimiyetinde kalmaya devam etti77.

Berke Hülagü’nün 1265 yılında vefat etmesinden sonra İlhanlı tahtına çıkan oğlu Abaka

ile sulh yaptı. Hatta barışın pekiştirilmesi amacıyla Tebriz’de Berke adına bir camii inşa edildi.

Ancak çok geçmeden çatışmalar yeniden başladı. Emîr Nogay komutasındaki Altın Orda

ordusu ile İlhanlı Yeşmut’un kuvvetleri arasında 1265-1266 kışında Kür Nehri’nin Aksu kolu

yakınında cereyan eden savaşta her iki taraf ta ağır kayıplar vererek geri çekildi. Abaka’nın Kür

Nehri boyunca güçlü savunma tahkimatları oluşturduğunu gören Berke, Azerbaycan’ı başka bir

yoldan ele geçirmek üzere Kafkasya’nın kuzeyinden ilerlemeye başladı. Bu arada İlhanlılarla

ittifak kuran Gürcü Kralı’nı cezalandırmak için Gürcistan’ı istila etti. Ancak Tiflis’e geldiğinde

1266 yılının son ayları ile 1267 yılı başları arasında bir tarihte aniden vefat etti78.

75 Raşid ad-Din, Sbornik Letopisey, T.III, Perevod s Pers. A. K. Arendsa, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR,

Moskva-Leningrad, 1946, s.236.

76Mustafa Kafalı, a. g. e., s.58; İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, s.102.

77NMustafa Kafalı, a. g. e., s.57-58; İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, s.103. 78Mustafa Kafalı, a. g. e., s.58-59; İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, s.103-104.

Page 49: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

49

2.6. Mengü Timur Han Dönemi:

Berke’nin vefatından sonra Cuçi Ulusu’nun başına yeğeni Batu’nun ikinci oğlu

Tutukan’ın oğlu olan Mengü Timur geçti. Cuçi Ulusu’nun Büyük Moğol İmparatorluğu’ndan

ayrılarak müstakil bir duruma gelmesi onun faaliyetleriyle gerçekleşti. Nitekim iktidarının

henüz başında bastırdığı paraların üzerine Büyük Moğol İmparatoru Kubilay Han’ın adı ve

tamgasının yerine, kendi adının ve hanedanının tamgasının basılmasını emretti.

2.6.1. Mengü Timur Han’ın Kaydu ile İttifakı ve Altın Orda Devleti’nin Bağımsızlığını

Kazanaması

Mengü Timur Büyük Moğol İmparatorluğu’ndan müstakil hale gelmeye çalışsa da diğer

ulusların kendi aralarındaki mücadelelerine de katıldı. 1268 yılında Ögedey Ulusu’nun başında

bulunan ve Kubilay Han’a karşı isyan başlatan Kaydu ile Çağatay Ulusu’nun hükümdarı Barak

arasındaki çatışmaya müdahalede bulundu. Bu çerçevede Kubilay Han taraftarı olan Barak’a

karşı Kaydu ile ittifak yaptı. Mengü Kaydu’yu desteklemek amacıyla Berke’nin kardeşi

Berkeçar’ın komutası altına verdiği 30 bin kişiden oluşan bir orduyu onun yardımına yolladı.

Neticede bir yıl sonra Kubilay Han’dan istediği desteği alamayan Barak, Kaydu ve Altın Orda

kuvvetlerince mağlup edildi. Bunun üzerine 1269 yılında Kaydu tarafından Talas Vadisi’nde

tertip edilen uzlaşı kurultayına katılmak zorunda kaldı. Kurultaya Ögedey ve Çağatay

uluslarının temsilcilerinin yanısıra Cuçi Ulusu’nun temsilcileri de katıldı. Kurultayda alınan

kararlara göre üç ulusun hükümdarları kendilerini hem birbirlerine hem de Kubilay’a karşı eşit

hanlar olarak ilan ettiler. Ayrıca Kaydu ve Mengü Timur Çağatay Ulusu’nun topraklarının

neredeyse üçte birini aldılar. Buna karşılık Barak’ın uğradığı toprak kaybını Kubilay Han’a

bağlılığını devam ettiren İlhanlı Hükümdarı Abaka’nın topraklarına saldırarak telafi etmesine

karar verdiler79.

1269 yılı Talas Kurultayı’nın önemli bir sonucu Mengü Timur Han’ın Büyük Moğol

İmparatorluğu’ndan tamamen müstakil hale gelmesiydi. Bunda Kaydu’yla yaptığı ittifakın

önemli rolü oldu. Ancak bir süre sonra Kaydu’nun müstakil bir han olmakla yetinmeyerek 1271

yılında kendisini Büyük Moğol Hanı olarak ilan etmesi ve Kubilay’a karşı mücadeleye

girişmesi üzerine ittifakı bozdu. Kubilay Han Kaydu’nun isyanını bastırmak amacıyla oğlu

Nomokan’ı onun üzerine yolladı. Mengü Timur Han da Nomokan’ı desteklemek kararı aldı.

Hatta Mengü Timur ve Kubilay birbirlerinin ülkelerinde çıkan iç isyanların bastırılmasında

karşılıklı yardımlaşmada bulunmak amacıyla bir anlaşma yaptılar. Ne var ki Nomokan Kaydu

79Roman Poçekayev, a. g. m., s.232-233.

Page 50: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

50

ile olan mücadelede bazı başlarılar elde edince Mengü Timur Han yeniden Kaydu ile ittifak

kurmaya çalıştı. 1278 yılında Nomokan kendi noyanlarının ihanetine uğradı ve Kaydu

tarafından esir alındı. Kaydu Nomokan’ı rehin olarak tutması için Mengü Timur’un yanına

gönderdi. Nomokan’ı hayatının sonuna kadar yanında tutan Mengü Timur böylece Kubilay

Han’ın Cuçi Ulusu’na karşı saldırı yapmamasını garanti altına aldı80.

2.6.2. Mengü Timur Han Döneminde Dış İlişkiler

Berke gibi Büyük Moğol İmparatoru’nun Cuçi Ulusu’na müdahale etmemesini garanti

altına alan ve hatta diğer Cengizoğulları tarafından han unvanı tanınan Mengü Timur aktif bir

dış siyaset yürüttü. Bu çerçevede Rus knezleri üzerindeki nüfuzunu arttırmaya gayret etti.

Mengü Timur Rus Ortadoks Kilisesi’ne yarlık veren ilk Altın Orda Hanı oldu. O vermiş olduğu

yarlıkla kiliseleri ve din adamlarını vergiden muaf tutarak Ruslar üzerindeki baskıyı azalttı.

Rostov ve Novgorod knezliklerine çeşitli imtiyazlar tanıyarak Baltık bölgesi ile doğu Rus

bölgeleri arasındaki ticareti geliştirmeye çalıştı. Ayrıca Cenovalı ve Venedikli tüccarların

Kırım’da ticari faaliyetler yapmalarına müsaade etti. Mengü Timur Han bununla Karadeniz

ticaretini canlandırmayı ve bu sayede vergi gelirlerini arttırmayı hedefliyordu81.

Mengü Timur Han döneminde Bizans İmparatorluğu ve Bulgaristan ile ilişkilerde Emîr

Nogay önemli rol oynadı. Onun komutasındaki Altın Orda ordusu 1270 yılında İlhanlıların

müttefiği Bizans İmparatorluğu üzerine bir sefer düzenledi. Bizans İmparatoru oldukça değerli

hediyerlerle ve tam itaat ilan ederek ülkesini Altın Orda kuvvetlerinin yıkımından kurtarabildi.

Bu hadiseden yedi yıl sonra Kafkasya’da işler istediği gibi gitmediği için Mengü Timur Han

Rus knezlerinin kuvvetlerinin de katıldığı ordusunu yollayarak Kuzey Kafkasya’daki Alan

şehri Dedyakov’u ele geçirdi. Altın Orda kuvvetleri şehri yakıp yıktıktan sonra geri döndü82.

Mengü Timur Han’ın iktidarının sonuna doğru daha önce Berke’nin esaretten kurtarak

yanına getirdiği İzzeddin Keykâvus Hicri 677 (25 Mayıs 1278-13 Mayıs 1279) tarihinde vefat

etti. Mengu Timur Han yanında bulunan İzzeddin’in oğlu Mesud’u babasının dul kalan eşiyle

evlendirmeye çalıştı, fakat Mesud böylesi akla îzana aykırı öneriye şiddetle karşı çıktı ve

oğulları Melik ve Kara Murad’la birlikte onun yanından kaçtı83. R. Baybars’ın anlattığı bu

olaydan Mengü Timur’un Müslüman olmadığı anlaşılır.

Mengü Timur Han kendisi Müslüman olmamasına rağmen seleflerinin Memlûk

Sultanlığı ile ittifakı güçlendirme politikasını devam ettirdi. Bununla birlikte iktidarının hemen

80Roman Poçekayev, a. g. m., s.233.

81İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, s.108-109.

82Bertold Şpuler, a. g. e., s.80-91. 83Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy

Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1, Sanktpeterburg, 1884, s.103.

Page 51: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

51

başında Abaka’nın kuvvetlerine karşı mağlup olsa da hayatının sonuna kadar İlhanlılarla

çatışmaya girişmedi. Tarih kaynaklarına göre Mengü Timur Han oldukça adil, kudretli ve akıllı

bir hükümdardı. Altın Orda Devleti’ni gerçek manada müstakil hale getiren Mengü Timur Han

devrinde halk büyük refah içerisinde yaşadı84.

84Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, s.48-49.

Page 52: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

52

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Cuçi Ulusu’nun kuruluşundan bahsedilmiş; II. Deşt-i Kıpçak Seferi ve Batu’nun

iktidarı döenmi ele alınmış; Berke’nin tahta çıkışı ve Azerbaycan’a hâkim olmak amacıyla

İlhanlılarla mücadelesi hakkında hakkında bilgi verilmiş; Mengü Timur’un Altın Orda

Devleti’ni bağımsız hale getirmesi ve diğer devletlerle ilişkileri anlatılmıştır.

Page 53: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

53

Page 54: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

54

Bölüm Soruları

1) Cengiz Han torunu Batu’ya hangi ordayı kurdurmuştur?

a) Gök Orda

b) Sarı Orda

c) Boz Orda

d) Pulad Orda

e) Ak Orda

2) İdil Bulgar Devleti Hangi sefer neticesinde Moğollar tarafından zaptedilmiştir?

a) II. Deşt-i Kıpçak Seferi

b) I. Deşt-i Kıpçak Seferi

c) Harezm Seferi

d) Çin Seferi

e) İran Seferi

3) Batu hangi hana muhalefet etmiştir?

a) Mengü Han

b) Güyük Han

c) Ögedey Han

d) Kubilay Han

e) Gazan Han

4) Aşıdakilerden hangisi Altın Orda hükümdarlarından biri değildir?

a) Ulukçi

b) Batu

c) Berke

d) Sartak

e) Tukay Timur

5) Novgorod Knezliği hangi hükümdar döneminde Altın Orda’nın hâkimiyeti altına

girmiştir?

a) Mengü Timur

b) Sartak

c) Berke

d) Batu

e) Ulakçi

6) Talas Kurultayı ne zaman yapılmıştır?

a) 1229

b) 1235

c) 1251

d) 1269

e) 1280

7) Berke Hülâgü’nün ordusunu hangi savaşta mağlup etmiştir?

a) Kalka Meydan Muharebesi

b) Demirkapı Savaşı

c) Kulikova Meydan Muharebesi

Page 55: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

55

d) Terek Savaşı

e) Kundurça Meydan Muharebesi

8) Aşağıdakilerden hangisi Moğolların II. Deşt-i Kıpçak Seferinde zapt ettiği yerlerden

biri değildir?

a) Ürgenç

b) Bulgar

c) Kiev

d) Rostov

e) Ryazan

9) Verdiği yarlıkla Rus Ortadoks Kilisesi’ni vergiden muaf tutan ilk Altın Orda

hükümdarı kimdir?

a) Batu

b) Ulukçi

c) Mengü Timur

d) Berke

e) Sartak

10) Kalka Savaşı’nda Ruslar hangi Türk boyu ile ittifak yapmıştır?

a) Kıpçaklar

b) İdil Bulgarları

c) Oğuzlar

d) Tatarlar

e) Macarlar

Cevaplar

1) e 2) a 3) b 4) e 5) c 6) d 7) b 8) a 9) c 10) a

Page 56: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

56

3. EMÎR NOGAY VE CUÇİ ULUSU’NDA HÂKİMİYET

MÜCADELESİ

Page 57: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

57

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

3.1. Emîr Nogay’ın İlk Siyasî Faaliyetleri

3.2. Tuda Mengü Han (1380-1387)’ın Tahta Çıkışı ve Emîr Nogay’ın Yükselişi

3.2.1. Emîr Nogay’ın Bizans İmparatorluğu ve Bulgar Krallığı ile İlişkileri

3.2.2. Emîr Nogay’ın Macaristan Seferi

3.3. Emîr Nogay’ın Tula Buka Han’ı Tahttan İndirmesi

3.4. Tokta Han ve Altın Orda Devleti’nde İkili İktidarın Sona Ermesi

3.4.1. Tokta Han ile Emir Nogay’ın Arasının Bozulmasının Sebepleri

3.4.2. Tokta Han’ın Emîr Nogay’la Hâkimiyet Mücadelesi

3.4.3. Tokta Han Devrinde Altın Orda-İlhanlı Siyasî İlişkileri

3.4.4. Tokta Han Devrinin Diğer Önemli Olayları

Page 58: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

58

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Emîr Nogay’ın İlk Siyasî Faaliyetleri Hakkında Bilgi Verin?

2) Tuda Mengü Döneminin Önemli Olaylarını Anlatın?

3) Tula Buka Han’ın Tahttan İndirilmesi Süreci Hakkında Bilgi Verin?

4) Emîr Nogay ile Tokta Han Arasındaki İktidar Mücadelesi Hakkında Bilgi Verin?

5) Tokta Han Döneminde Altın Orda Devleti’nin Dış İlişkileri Hakkında Bilgi Verin?

Page 59: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

59

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Emîr Nogay’ın İlk Siyasî

Faaliyetleri

Emîr Nogay’ın Cuçi Ulusun’da

sivrilmesi ve Mengü Timur

Han devrinde rol aldığı ilk

önemli olaylar öğrenilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Tuda Mengü Han’ın Tahta

Çıkışı ve Emîr Nogay’ın

Yükselişi

Tuda Mengü Han devrinde

Emîr Nogay’ın Bizans

İmparatorluğu ve Balkan

devletleriyle siyasî ilişkileri ve

Macaristan seferi

öğrenilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Emîr Nogay’ın Tula Buka

Han’ı Tahttan İndirmesi

Emîr Nogay ile Tula Buka Han

arasında iktidar mücadelesi

konusu anlaşılacaktır.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Tokta Han ve Altın Orda’da

ikili iktidarın sona ermesi

Tokta Han’ın Emîr Nogay’la

hâkimiyet mücadelesi ve diğer

devletlerle siyasî ilişkileri

hakkında bilgi edinilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 60: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

60

Anahtar Kavramlar

• Altın Orda Deevleti

• Emîr Nogay

• Tuda Mengü Han

• Tula Buka Han

• Tokta Han

• İlhanlılarla İlişkiler

Page 61: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

61

3.1. Emîr Nogay’ın İlk Siyasî Faaliyetleri

Mengü Timur Han’ın 1280 yılında vefat etmesinden sonra Altın Orda Devleti’nin

tahtına kardeşi Tuda Mengü çıktı. Bu Han selefi gibi muktedir ve enerjik bir hükümdar değildi,

bu yüzden siyasî faaliyetlerinde yardımcılara ihtiyacı vardı. Onlardan başlıcası az sonra

Cuçi’nin soyundan gelen Nogay oldu. Nitekim Rüknüddin Baybars Nogay’ın soyunu, Nogay

bin Tatar b. Mogol (Bo’ul) bin Cuçi şeklinde Cengiz Han'a bağlamıştı85.

Nogay Altın Orda’nın güçlü ve kalabalık kabilelerinden Mangıtların başında

bulunuyordu. Başka bir ifadeyle onun tümeni (on binlik) Mangıtlardan meydana geliyordu.

Nogay henüz Berke’nin iktidarı devrinde Altın Orda ordusunun komutanı olarak bilhassa

İlhanlılarla Azerbaycan hâkimiyeti için girişilen savaşlarda sivrilmişti, fakat tahta çıkması için

başka adayı desteklediğinden dolayı Mengü Timur Han devrinde gözden düşmüştü. Nogay

Altın Orda’nın ilk müstakil Hanı’nın bütün iktidarı süresince kendi kabilesinin yani Mangıtların

Dnyester boyundaki yurdunda kaldı. Mengü Timur Han Nogay’ın Altın Orda’nın işlerine

karışmasına müsaade etmediyse de, onun kendi ulusu ve onunla komşu devletlerin

topraklarındaki siyasetine herhangibir müdahalede bulunmadı. Nogay bundan faydalanarak dış

ilişkilerde kendini müstakil kabul etti ve bağımsız bir hükümdar gibi diplomatik faaliyetlerde

bulundu. Han sarayının herhangi bir onayına ihtiyaç duymadan başka devletlere elçiler yolladı,

yabancı devletlerin elçilerini kabul etti ve doğudaki ve batıdaki hükümdarlarla anlaşmalar

yaptı86.

Nogay henüz 1270 yılında kendi elçilerini Memlûk Sultanı Rüknüddin Baybars’a

yollayarak ona ittifak kurmayı teklif etmişti. Hatta elçileri aracılığıyla İslâmiyeti kabul ettiğini

Memlûk Sultanı’na bildirmişti. Buna karşılık Sultan Baybars Nogay’ın inisiyatifine derhâl

cevap vermiş ve böylece onlar arasında dostane mektuplaşmalar başlamıştı. Baybars’ın

halefleri de Nogay’la iyi ilişkiler kurmuşlar ve ona daima elçilerini ve pahalı hediyeler

yollamışlardı87. En sonunda Nogay İlhanlılara savaş açacağına dair Baybars’a verdiği sözü

tutmayı başaracaktı. Bu Memlûk Sultanı Kalavun ve Tuda Mengü’nün kısa iktidarından sonra

Nogay’ın inisiyatifiyle Altın Orda tahtına çıkan Tula Buka Han devrinde gerçekleşecekti.

Nogay zaman zaman da İlhanlılarla barış yapmanın lüzumlu olduğunu görerek kendi çıkarlarına

85Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy

Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1, Sanktpeterburg, 1884, s.109. 86Roman Poçekayev, “Pervıe Praviteli Ulusa Djuçi”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş.

Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.234. 87Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.101-102.

Page 62: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

62

göre hareket etti. Örneğin Abaka Han’a elçi olarak kendi oğlu Turi’yi gönderdi. Abaka barışı

pekiştirmek için kızını Nogay’ın oğluyla evlendirdi88.

3.2. Tuda Mengü Han (1380-1387)’ın Tahta Çıkışı ve Emîr Nogay’ın Yükselişi

Mengü Timur Han’ın vefatından sonra Nogay Altın Orda’nın iç işleriyle daha çok

ilgilenmeye başladı ve yeni Han Tuda Mengü’nün yanında beylerbeyi (ulubey) mevkisini elde

etti. Sofu derecesinde İslâmiyete düşkün bir Müslüman olan Tuda Mengü devlet işleriyle

uğraşmak yerine şeyhlerle ve dervişlerle arkadaşlık ediyordu89. Mengü Timur’dan bile daha

fazla barış sever bir hükümdar olan Tuda Mengü tahta çıkar çıkmaz rehin olarak tutulan

Kubilay’ın oğlu Nomokan’ı serbest bıraktı ve babasının yanına yolladı90. Bu durum

hiçkuşkusuz onun Büyük Moğol İmparatorluğu’na karşı Altın Orda’nın müstakilliğinin

garantisini sağlayan çok değerli bir kozu elinden kaybetmesi anlamına geliyordu.

Kısa süre içerisinde siyasî yetkinlikten uzak olduğu anlaşılan Tuda Mengü Han

devrindeki bütün askerî faaliyetler Emîr Nogay ile şehzadelerden Tula Buka’nın inisiyatifinde

gerçekleşti. Emîr Nogay bununla birlikte Han ile açıktan karşı karşıya gelmemeye dikkat etti

ve aslında birçok kez onun siyasetine aykırı şekilde faaliyetlerde bulundu. Örneğin Tuda Mengü

Han 1281 yılında Vladimir Knezi Dmitriy Aleksandroviç’i büyük knezlikten alarak yerine onun

küçük kardeşi Andrey’i atadı. Ne var ki Nogay devrik Knez Dmitriy’i destekledi ve onun 1282

yılında büyük knez yetkisini yeniden elde etmesini sağladı91.

Nogay 1280 yılının başlarında Kursk Knezliği’ne baskak (vergi toplayan bürokrat)

olarak Müslüman bir tüccar olan Ahmet’i atadı. Ahmet orada iki yerleşim (kasaba) kurdu ve

buraya kendi knezlerinden kaçan şehir sakinleri ve köylüleri yerleştirmeye başladı. Bu

yerleşimlerde Rus knezlerinin talep ettiğinden daha az vergi tahsil edildiği için birçok Rus

uyruklu oralara akın ediyordu. Bu durum Rus knezlerinin pek hoşuna gitmedi ve onlardan ikisi

Oleg Rılskiy ile Svyatoslov Lipetskiy Han’a müracaat ederek Ahmet’i şikayet ettiler. Tuda

Mengü Han onlara Ahmet’in kurduğu yerleşimleri yıkmalarını ve insanları kendi knezliklerine

götürmelerini emretti. Bunun üzerine Kursk knezleri Han’ın destek kuvvetleriyle birlikte

yerleşimleri yakıp yıktılar ve sakinlerini esir aldılar. Ahmet derhâl Nogay’a müracaat ederek

88Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, Perevod s Pers. Yu. P. Verhovskogo, İzdatelsvo Akademii Nauk SSSR,

Moskva-Leningrad, 1960, s.86.

89Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.105; En-Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-

Edeb”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G.

Tizengauzenom, T.1, Sanktpeterburg, 1884, s.155.

90Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.171.

91İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2009, s.84.

Page 63: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

63

ondan yardım istedi. Üstelik Oleg ve Svyatoslav’ın ona karşı savaşmaya hazırlandıklarını iddia

etti. Nogay suçlanan knezleri yanına çağırdı ise de knezler korktuğu için talebine karşılık

alamadı. Bunun üzerine askerlerini Kursk Knezliği’ne sevk ederek Oleg ve Svyatoslav’ın

şehirlerini tahrip ettirdi. Knezler Tuda Mengü Han’ın yanına kaçtılar. Bu arada Ahmet Baskak

yerleşimlerini yeniden inşa ettirdi ise de Svyatoslav Lipetskiy gene onlara saldırarak yıktı.

Bunun üzerine Tuda Mengü Han Oleg’e bir miktar asker vererek Svyatoslav’ı öldürmesini

emretti. Oleg, Han’ın talebini yerine getirerek Svyatoslav’ı öldürdü. Ancak bu kez de

Svyatoslav’ın kardeşi Aleksandr Nogay’a müracaat ederek onun yardımıyla Oleg’i iki oğluyla

birlikte öldürdü92. Böylece Nogay Ruslar üzerindeki nüfuzunu muhafaza etti.

3.2.1. Emîr Nogay’ın Bizans İmparatorluğu ve Bulgar Krallığı ile İlişkileri

Nogay’ın Memlûk Sultanıyla olan dostane ilişkileri başka hükümdarların da dikkatinden

kaçmadı. Bizans İmparatoru VIII. Mikhael Paleolog bir süre önce Nogay ve onun müttefiki

olan Bulgar Kralı Konstantin’in eline esir düşmekten son anda kurtulmuştu. Nogay’ın yeni bir

saldırısından kendisini korumayı arzulayarak geçmişte emsali olmamış bir şekilde nikâhsız

eşinden olan kızı Euphrosyne’yi onunla evlendirdi. Böylece Bizans İmparatoru’nun damadı

olan Nogay aynı zamanda İmparatorluk hiyerarşisinde yüksek bir mevki olan arhont, yani

eyalet valisi unvanını aldı. Nogay kayınpederine hörmet ettiğinden dolayı Bizans

İmparatorluğu’na kendisi saldırmadığı gibi müttefiki ve vassalı olan Bulgar Kralı Konstantin

Tihu’yu da bundan men etti. Aksine 1277-1278 yıllarında Nogay’ın ordusu İmparator’un

ordusuyla birlikte Bulgarlara saldırdı. 1282 yılında ise Teselya yöneticisi İoann’ın isyanına

karşı askerlerini Bizans ordusunun yardımına gönderdi93.

1277 yılında Bulgar Kralı Konstantin Asen bir halk ayaklanması neticesinde tahttan

indirilerek öldürüldü ve Bulgar tahtına onun dul eşiyle evlenen İvaylo çıktı. Yeni Kral hemen

Moğollara karşı askeri faaliyetlere girişti, hatta bir kez savaşta onları yenmeyi başardı. Ancak

bir yıl gibi kısa bir süre sonra onun karşısına Bizans İmparatoru’nun yandaşı ve damadı olan

III. İvan Asen çıktı ve onu mağlup etti. İvaylo’nun yardım için Nogay’a müracaat etmekten

başka çaresi yoktu. Nogay başta onu şerefle kabul etti. Zira devrik Kral Bizans ve Bulgaristan

politikası için bir nüfuz aracıydı. Bir yıl daha geçtikten sonra III. İvan Asen de tahtan indirildi

92“Moskovskiy Letopis Svod Kontsa XV Veka”, PSRL, T.XXV, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-

Leningrad, 1949, s.154-156; İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken

Neşriyat, s.85-86. 93Roman Poçekayev, a. g. m., s.234-235; Bertold Şpuler, Zolotaya Orda. Mongolı v Rossii. 1223-1502, Perevod

s Nemets. M. S. Gatina, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.93.

Page 64: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

64

ve o da Nogay’a müracaat etti. Böylece iki devrik kralın da kaderi Nogay’ın iradesine kaldı. Ne

var ki Nogay kayınpederi Bizans İmparatoru’na sadık kaldı ve İvaylo’yu öldürttü. İvan Asen’e

de yardım etmeyerek eski memleketi Sırbistan’a yolladı. Yeni Bulgar Kralı Georgiy Terter en

başından itibaren Altın Orda’ya vergisini ödedi ve 1285 yılında Nogay’ın tâbisi olduğunu kabul

etti. Hatta buna uygun paralar bastırdı94.

3.2.2. Emîr Nogay’ın Macaristan Seferi

Nogay Bizans’a saldırmaktan kaçınırken öbür taraftan Avrupa’nın diğer ülkelerini hedef

aldı. Henüz Mengü Timur’un iktidarı devrinde 1275-1279 yıllarında Polonya ve Litvanya

topraklarına bir takım seferler düzenlemişti. Bu ülkelerdeki başarılı askerî faaliyetleri

neticesinde büyük miktarda gânimet ve köle olarak faydalanmak amacıyla yerli ahaliden çok

sayıda esir elde etmişti. Bu seferler esnasında Galiç Knezi Lev ve Çernigov Knezi Roman

Bryanskiy Nogay’a önemli hizmetlerde bulundular ve Altın Orda Hanı’ndan ziyade ona tâbi

oldular95.

Nogay’ın bilhassa Deşt-i Kıpçak’ta hayvanlar arasında çıkan salgın hastalık sebebiyle

Altın Orda’da meydana gelen açlığı telafi etmek için 1285 yıllarında Macaristan topraklarına

gânimet elde etmek amacıyla düzenlediği seferde en yakın silah arkadaşı Mengü Timur Han’ın

kardeşi Tarbu’nun oğlu ve güney Rus topraklarında Baskak olan Tula Buka idi96. Bazı

tarihçilere göre Nogay’ın Macaristan seferi bizzat Macar Kralı IV. Laslo (1272-1290)’nun

isteği üzerine gerçekleşmişti. Anne tarafından Kıpçak soyundan gelen Laslo akrabalarının da

tesiriyle onların yaşam tarzını benimsemişti. Hatta eşi İzabella’yı hapse atarak, iki Nogay

prensesini eş olarak almıştı. Hıristiyanlık’tan çıktığı için Papa’yı kızdıran IV. Laslo kendisine

muhalif Hıristiyanlara karşılık Nogay’ı yardımına çağırmıştı97.

Rus kroniklerine göre sefere Emîr Nogay’ın emriyle Galiç knezleri de katıldılar. Altın

Orda ordusu iki kol halinde Nogay Semigrad üzerinde Tula Buka Karpatlar’dan ilerliyordu.

Seklere karşı uğranılan başarısızlığa rağmen Tatarlar Semigrad Saksonya bölgesindeki çok

sayıda şehri ve şatoyu tahrip etmeyi başardılar. Galiçya’yı da yağmaladıktan sonra Polonya’nın

güneydoğusundaki Peremışl üzerinden Zavihost ve Sandomir üzerine yürüdüler. San Nehri’ni

94Roman Poçekayev, a. g. m., s.235-236; Bertold Şpuler, Zolotaya Orda. Mongolı v Rossii. 1223-1502, Perevod s

Nemets. M. S. Gatina, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.88.

95Roman Poçekayev, a. g. m., s.236.

96Roman Poçekayev, a. g. m., s.236.

97Bertold Spuler, a. g. e., s.95; George Vernadsky, Moğollar ve Ruslar, Çev. Eşref Bengi Özbilen, Selenge

Yayınları, İstanbul, 2013, s.222.

Page 65: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

65

kayıklarla geçerek Sandomir’i ateşe verdiler. Ardından Tula Buka Lviv’e, Nogay da 24 Aralık

1386’da Krakov’a saldırdı. Knez Leşek Çernıy ve karısı Macaristan’a kaçtı. Yine de Altın Orda

kuvvetleri kaleyi ele geçiremedi. Korumasız yerleşimleri yağmaladıktan sonra Tatra üzerinden

Krakov’dan ayrıldılar98.

Macaristan seferini ele alan Nuveyrî ve Baybars gibi çağdaş yazarların ifadesine göre

ise 1285 yılında orta Avrupa’ya doğru ilerleyen Altın Orda kuvvetleri Krakov’u yağmaladıktan

sonra kış bastırdığı için iki kol halinde geri çekildiler. Nogay elde ettiği büyük gânimetlerle

yurduna döndü. Ancak Tula Buka zorlu dağların kar bataklıklarında ordusunun büyük bir

kısmını kaybetti ve güçlükle Deşt-i Kıpçak’a dönebildi. Tula Buka bu olaydan Emîr Nogay’ı

sorumlu tutuyordu99. Fakat bununla birlikte han tahtını elde etmesi için onun desteğine ihtiyacı

olduğundan dolayı düşmanlığını açıkça ortaya koyamadı.

3.3. Emîr Nogay’ın Tula Buka Han’ı Tahttan İndirmesi

Tuda Mengü Han’ın yumuşak karakterine rağmen Nogay Cuçi Ulusu’nda iktidarı

tamamen kendi eline almak arzusundaydı. Bir süre sonra Han’ı tahttan indirmeye karar verdi.

Bu amaçla onun kardeşleri ve ulus emîrleriyle anlaştı. Müttefikler 1287 yılında onun devlet

işleriyle uğraşmamasını ve vaktinin çoğunu dervişlerle geçirmesini bahane ederek tahttan

uzaklaştırdılar. Nüfuzunu tamamen yitiren Tuda Mengü’nün buna itaat etmekten başka çaresi

yoktu. Nogay’ın tasdikiyle Han olarak Altın Orda tahtına Mengü Timur’un kardeşi Tarbu’nun

oğlu Tula Buka çıktı. Ancak yeni Han’ın oldukça enerjik ve savaşçı olmasından dolayı Nogay,

onun iktidarına kardeşleri Algu, Tuğrulca, Malagan, Kadan ve Kutlugan’ı ortak etti. Tula Buka

ve iktidarına ortak olan kardeşleri 1287’den 1291 yılına kadar iktidarda kaldı100.

Yukarıda belirtildiği üzere Tula Buka Han Krakov’da çekilirken zorlu kış şartları

nedeniyle Karpat dağlarında uğradığı hezimetten Nogay’ı sorumlu tutuyordu. Üstelik 1288-

1290 yıllarında İlhanlılara karşı gerçekleştirilen seferler de başarısızlıkla neticelendi. Altın

Orda kuvvetleri İlhanlı Argun Han karşısında iki kez mağlubiyete uğramıştı101. Bu askerî

başarısızlıklar aynı zamanda Tula Buka Han ve Nogay’ın arasının tamamen açılmasına sebep

oldu.

98Bertold Şpuler, a. g. e., s.94; George Vernadsk, a. g. e., s.223.

99Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.106; Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-Edeb”,

s.156; İbn Haldûn, “Kitabu’l –İber divânu’l-mübtedâ ve’l-haber fî eyyamu’l-arab ve’l-acem ve’l-berber”, Sbornik

Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1,

Sanktpeterburg, 1884, s.381.

100Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.108.

101İlyas H. Kamalov, Otnoşeniya Zolotoy Ordı s Hulaguidami, İnstitut İstorii AN RT, Kazan, 2007, s.64-65.

Page 66: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

66

1291 yılına doğru Karadeniz’in kuzeyindeki İtalyan kolonilerinden Cenevizliler Argun

Han ile işbiliği yaparken, Venedikliler Tula Buka Han ile yakınlaştılar ve hem onunla hem de

Nogay’la ticarî bir anlaşma yaptılar102.

Nogay sonunda Tula Buka’yı tahttan indirmeye karar verdi. Taht nâmzeti olarak ise

Mengü Timur Han’ın oğullarından en yeteneklisi ve ağırbaşlısı olarak kabul edilen Tokta’yı

seçti. Tula Buka ve yönetime ortak kardeşleri Tokta’dan şüphelendiler. Bunun üzerine Tokta

başkentten kaçtı ve Altın Orda’nın doğu kısmında bulunan Berkeçar’ın oğlu Bilıkçi’nin yanına

sığındı. Nogay onunla mektuplaşarak desteğini ortaya koydu ve 1291 yılında bir darbe organize

etti. Nitekim Tula Buka ve kardeşlerini müzakerede bulunmak üzere kendi otağına çağırttı.

Aslında bu bir tuzaktı. Çünkü Tula Buka ve beraberindekiler Nogay’ın karargâhına

geldiklerinde Tokta’nın destekçileri tarafından yakalanarak öldürüldüler103.

3.4. Tokta Han ve Altın Orda Devleti’nde İkili İktidarın Sona Ermesi

3.4.1. Tokta Han ile Emir Nogay’ın Arasının Bozulmasının Sebepleri

Yeni Han birkaç yıl boyunca kendisini tahta çıkaran Nogay’ın bütün talimatlarını yerine

getirdi. Böylece Nogay genellikle kendisine muhalif kabile liderlerini ve bürokratları etkisiz

hale getirdi104. Ancak bir süre sonra Tokta Han Nogay’ın nüfuzundan rahatsız olmaya başladı.

İkili arasındaki ilk ihtilaf Rus knezleri yüzünden ortaya çıktı. Büyük Rus Knezi Andrey

Gorodetskiy Tokta Han’dan hâkimiyetini tasdik ettirmek amacıyla yarlık aldığında Nogay’ın

himayesindeki rakibi Dmitriy Pereyaslavskiy’i şikayet etti. Bunun üzerine Tokta Han

kendisinden yarlık almaya gelmeyen Dmitriy’in cezalandırılmasına karar verdi ve büyük bir

ordu yollayarak onu ve kendisine itaat etmeyen diğer knezleri mağlup etti. Böylece bütün

Kuzey Rus knezleri Andrey’in iktidarını kabul ettiler. Ayrıca Nogay’ın Rus knezleri üzerindeki

nüfuzu azalırken, Tokta Han hâkimiyetini arttırıyordu105.

Emîr Nogay kendisine muhalif olarak gördüğü Tokta Han’ın üvey annesi Çiçek

Hatun’un devlet işlerine müdahale etmesinden de rahatsızdı. Bu yüzden 1294 yılında Çiçek

Hatun’u boğdurtarak öldürttü. Bununla da yetinmeyerek onun en sadık adamı olan Emîr

Baytar’ı da öldürttü106. Bu duruma oldukça kızan Tokta Han Nogay’a karşı intikam duyguları

102Mişel Balar, Genueztsı i Zolotaya Orda”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN

RT, Kazan, 2016, s.600. 103Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.108-109; Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-

Edeb”, s.156-157; Mustafa Kafalı, a. g. e., s.64-65.

104Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.108-109; Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-

Edeb”, s.157-158.

105İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), s.87.

106Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.109.

Page 67: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

67

beslemeye başladı. Tokta Han Çiçek Hatun’un Nogay’ın yanına sığınan katillerini kendisine

teslim etmesini istediyse de Nogay’dan olumsuz cevap alınca harekete geçmeye karar verdi.

3.4.2. Tokta Han’ın Emîr Nogay’la Hâkimiyet Mücadelesi

Emîr Nogay Dnyester boyunda, Tuna’da, güney Rus bozkırlarında ve Kırım’da

hâkimiyeti elinde bulunduruyordu. Artık tahta çıkaracak birine ihtiyaç duymayan Nogay

kendisini han olarak ilan etti. Üstelik büyük oğlu Cuki’yi yönetimine ortak ederek her ikisinin

adlarının yer aldığı paralar dahi bastırdı. Sonuçta 1298 yılında Tokta ile Nogay arasında ilk

savaş vuku buldu. Yaklaşık 200 bin askerden oluşan Nogay Mirza’nın kuvvetleri Tokta Han’ın

ordusunu bozguna uğratmayı başardı. Tokta Han güç bela Saray’a kaçarak hayatını kurtarabildi.

Eğer Nogay onu takip ederek yakalamayı deneseydi askerî başarısını nihayete erdirecekti.

Ancak o bunun yerine elde ettiği esirlerle ve gânimetlerle yetindi107.

Nogay elde ettiği zaferden dolayı kendinden emin bir şekilde Tokta’yı destekleyen ve

vergi toplamak için gelen Nogay’ın torunu Aktaci’yi kalleşçe öldüren Kırım’daki Cenevizlileri

cezalandırmaya karar verdi. Kırım’a oldukça kalabalık bir orduyla giren Nogay Kefe’yi ateşe

verdirerek büyük tahribata uğrattı ve ahalisinin birçoğunu kayletti. Bununla da yetinmeyerek

tüccarları esir aldı ve mallarına el koydu. Daha sonra Sarıkerman, Kırkyer, Kerç vb. birçok yeri

yağmalayarak Kırım’dan ayrıldı. Nogay bu zaferden sonra güçleri kendisine denk olan ve

onunla birlikte hareket eden Kurmış oğlu Abacı, Karacin ve Yancı ile anlaşmazlığı düştü.

Bunun üzerine bahsi geçen beyler Nogay’ın yanından ayrıldılar. Onların kendisine muhalef

hareket etmelerinden çekinen Nogay kendi oğulları Ceka, Teka ve Turay’ı Abacı ve

kardeşlerinin üzerine gönderdi. Nogay’ın oğulları Abacı ve Karacin’i tuzağa düşürerek

öldürdüler ve tümenlerini yağmaladılar. Ancak Yancı bu yıkımdan kurtulmayı başardı. Bu

olaylardan sonra Nogay’ın bazı komutanları onun terkederek Tokta Han’a katılmaya başladılar.

Onların sayısı 30 bin süvariye ulaşmıştı. Bu durum Nogay’a karşı intikam duyguları besleyen

Tokta Han’ın kuvvetini oldukça arttırmıştı. Deşt-i Kıpçak’taki nüfuzunun kaybolduğunu gören

Nogay İlhanlı hükümdarı Gazan Han’a müracaat ederek ondan kendini ve tâbilerini hâkimiyeti

altına almasını istedi. Ancak Gazan Han Altın Orda’nın iç işlerine karışmak istemediği için

onun sığınma teklifini kabul etmedi. 1299 yılının sonunda Güney Bug Nehri kenarında cereyan

eden ikinci savaşta bu kez Tokta Han galip geldi ve Nogay Tokta’nın ordusunda vazifeli bir

107Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.110-111; Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-

Edeb”, s.158-159.

Page 68: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

68

Rus askeri tarafından öldürüldü108. Böylece Altın Orda Devleti’nde Mengü Timur Han’ın

ölümüyle başlayan ve yaklaşık yirmi yıl devam eden ikili iktidar ortadan kalktı. Bununla birlikte

Tokta Han 1302 yılına kadar Nogay’ın oğullarının isyanlarını bastırmakla uğraştı109.

3.4.3. Tokta Han Devrinde Altın Orda-İlhanlı Siyasî İlişkileri

Tokta Han diğer Moğol uluslarıyla iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. İktidarının henüz

başında 1294 yılında İlhanlı Hükümdarı Geyhatu ile imzaladığı barış anlaşmasına uzun süre

sadık kaldı. Ancak ülkesinin iç işlerini yoluna soktuktan sonra diplomatik münasebetleri

yeniden başlatmaya karar verdi ve 1303 yılı başında İlhanlı hükümdarı Gazan Han’a 325

kişiden oluşan kalabalık bir elçi heyeti gönderdi. Heyet 21 Ocak 1303 tarihinde Gazan Han

tarafından kabul edildi. Altın Orda elçilik heyeti adına söz alan İsa Küregen bütün Kafkas

ülkesinin terk ve teslimini talep etti. Bu talebi dile getirirken de Arrân ve Azerbaycan’ın Hülâgü

Han ortaya çıkan kadar Cuçi Ulusu’na ait olduğunu ve Cengiz Han’ın yaptığı taksimata göre

Azerbaycan hâkimiyetini Batu’ya verdiğini, dolayısıyla da kendilerine ait olan bu bölgenin

yıllardır haksız bir şekilde İlhanlıların tasarrufunda bulunduğunu hatırlatarak, talebin yerine

getirilmediği takdirde bu işin 10 tümenden (100 binden) fazla iyi silâhlanmış asker tarafından

zorla yerine getirileceğini bildirdi110. Tokta Han’ın bu talebinin nedeni o sıralarda Gazan Han’ın

Suriye’de ve doğuda sıkışık durumda olmasıydı111. Tokta’nın elçileri, askerlerinin çokluğunu

ifade etmek üzere yanlarında darı torbası getirmişlerdi. Gazan Han bu tehditlere boyun

eğmeyerek Altın Orda elçilerinin tüm taleplerini reddetti ve onlara şöyle dedi: “Elçiler eğer

İlhanlı Ülkesi’ni ele geçirmek için gelmişlerse, sayılarının bundan çok olması gerekirdi. Şayet

elçilik için gelmişlerse, beş kişilik bir koruma yeterlidir”. Gazan Han Altın Orda elçilerinin

toprak taleplerine karşılık bu toprakların “Hint kökenli kılıçla” fethedildiğini ve buranın

ilhakının ancak kılıçla mümkün olabileceğini belirtti. Bunun üzerine Altın Orda Hanı’nın

ordusunun kalabalıklığını ortaya koymak amacıyla gönderdiği darı yere saçıldı. Getirilen bir

tavuk bu tanelerin hepsini toplayarak yedi. Daha sonra Gazan Han elçilere hitaben şöyle dedi:

108Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.111-114; Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-

Edeb”, s.159-160; İbn Haldûn, “Kitabu’l –İber divânu’l-mübtedâ ve’l-haber fî eyyamu’l-arab ve’l-acem ve’l-

berber”, s.383. 109Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.115-118; Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-

Edeb”, s.160-162; Mustafa Kafalı, a. g. e., s.70-71. 110Vassâf, “Târîh-i Vassâf”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih

Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo

Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.82-83.

111Bertold Spuler, İran Moğolları. Siyaset, İdare ve Kültür. İlhanlılar Devri 1220-1350, Çev. Cemal Köprülü, TTK

Basımevi, Ankara, 1957, s.114.

Page 69: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

69

“Tokta bilir ki, bir tavuk pek çok tane yer. Av kuşu güvercinlerin bolluğuna sevinir. Kurt da bir

sürünün kalabalık oluşundan haz duyar”112.

Tokta Han talepleri kesin bir dille reddedilince Memlûk Sultanı’na müracaat etti ve

İlhanlılara karşı onu ittifaka davet etti. Bu sıralarda Gazan Han ölmüş yerine Olcaytu Han

İlhanlı tahtına çıkmıştı. Tokta Han Memlûk Sultanı’na yolladığı mektupta işbirliği isteğini

şöyle ifade ediyordu: “Olcaytu’yu bu bölgeden uzaklaştırmak için birleşelim. Sizin

askerlerinizin fethettiği topraklar sizin, bizim askerlerimizin ele geçirdikleri topraklar ise bizim

olacaktır”. Ancak Memlûk Sultanı ile Gazan Han arasında anlaşmaya varıldığı gerekçesiyle

onun bu isteği Kahire’den destek bulmadı113.

Altın Orda Devleti ile İlhanlılar arasındaki mücadele Gazan Han’ın ölümünden sonra

da devam etti. 1308 yılında Tokta Han Gök Orda sahasında taht mücadelesine müdahale

etmekle uğraşırken İlhanlı Olcaytu Han bu durumdan yararlanmaya karar verdi. Ancak Tokta

Han akıllı bir hamleyle ordusunun bir kısmını Azerbaycan sınırında tuttu. Altın Orda birlikleri

sınır hattında İlhanlılara karşı bazı ufak başarılar kazandıysa da, Tokta Han’ın vefatına kadar

İlhanlılarla büyük bir çatışma yaşanmadı. Bunun neticesinde İlhanlı kuvvetlerinin Deşt-i

Kıpçak’ın içerisine ilerlemesine engel olundu. Tokta Han ayrıca Memlûk Sultanlığı ile

geleneksel olarak devam eden müttefiklik ilişkilerini muhafaza etti. Zaten 1310 yılında

Suriye’de askerî faaliyete girişen Memlûklerle savaşmak zorunda kalan Olcaytu Han, Deşt-i

Kıpçak’a saldırma inisiyatifini de kaybetti. Meselenin diplomatik yoldan çözülmesinde ısrarcı

olan Tokta Han 30 Mayıs 1310 tarihinde Sultaniye’ye yeni bir elçilik heyeti yollayarak

Azerbaycan’ı Altın Orda Devleti’ne iade etmesini bu kez Olcaytu Han’dan talep ettiyse de yine

istediği karşılığı alamadı114.

3.4.4. Tokta Han Devrinin Diğer Önemli Olayları

Tokta Han Kırım’ın güneyindeki Cenevizlilerin kolonilerine 1308 yılında bir sefer tertip

etti. Seferin nedeni Cenevizlilerin İlhanlılarla iş birliği yapmasıydı. Bir diğer sebep ise Cuçi

Ulusu’nda açlık zamanında Altın Orda tâbilerinin çocuklarını köle olarak satın almaları ve

onları batıda satmalarıydı. Cenevizlileri cezalandırmak isteyen Tokta Han ordusunu Kefe’ye

gönderdi, büyük dehşete kapılan Ceneviz ahalisi gemilere binerek aceleyle Kırım’ı terk ettiler.

Bunun üzerine Tokta Han onlardan Saray ve yakınında bulunanların mallarına el koydurttu115.

112Vassâf, “Târîh-i Vassâf”, s.83-84.

113İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, s.115. 114Bertold Şpuler, a. g. e., s.110.

115Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, s.119-120; Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Funûni’l-

Edeb”, s.162. Çocukların köle olarak satılması hususunda Arap müellif El-Ömerî’nin Altın Orda Hanı’na tâbi Rus

Page 70: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

70

Tokta Han Kubilay Ulusu’nun hükümdarı Timur Olcaytu Han’la diplomatik ilişkileri

geliştirdi. Bu sayede henüz Batu devrinde Cuçi hanlarına Çin’de tahsis edilen mülklerden gelen

gelirler yeniden gönderilmeye başlandı. Üstelik Timur Han tarafından gelirleri Cuçi Ulusu

hanlarına gönderilmek üzere başka topraklar da tahsis edildi. Tokta Han 1310-1311 yıllarında

Cuçi Ulusu’nda para reformunu uygulamaya soktu. Altın Orda’nın bütün topraklarında farklı

darphanelerde basılsalar da tek bir paranın tedavülüne başlandı116.

Cuçi Ulusu’nu kargaşadan kurtararak yeniden yükselişe geçiren Tokta Han 1312 yılında

vefat etti.

ve gayrımüslim Türkleri kastederek verdiği şu bilgiler ilgi çekicidir: “Kıtlık ve aşırı pahalılık zamanlarında

çocuklarını satarlar. Ucuzluk dönemlerinde yalnızca kız çocuklarını satarlar. Erkek çocuklarını ise başka çare

kalmayınca satarlar”, Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım

(Mesâliku’l Ebsâr), Çev. D. Ahsen Batur, Selenge Yay., İstanbul, 2014, s.127-128.

116Roman Poçekayev, a. g. m., s.240-241.

Page 71: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

71

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Tuda Mengü Han’ın iktidarıyla birlikte Emîr Nogay’ın Cuçi Ulusu’nun fiîli iktidarını

ele alması, Emîr Nogay’ın Rus knezlikleri, Bizans İmparatorluğu ve Balkan ülkeleriyle

ilişkileri; Emîr Nogay’ın Macaristan seferi ve Tula Buka’nın tahta çıkışı ve düşüşü süreci;

Tokta Han’ın iktidara gelişi ve Emîr Nogay’la iktidar mücadelesi, Tokta Han’ın İlhanlılarla ve

diğer devletlerle ilişkileri gibi konular öğrenilmiştir.

Page 72: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

72

Bölüm Soruları

1) Aşağıdaki Altın Orda hanlarından hangisi Nogay tarafından tahttan indirilmiştir?

a) Mengü Timur

b) Tinibek

c) Tokta

d) Tula Buka

e) Ulakçi

2) Nogay’ın aşağıdaki devletlerden hangisiyle siyasî ilişkisi olmamıştır?

a) Bizans İmparatorluğu

b) Bulgar Krallığı

c) Sırp Krallığı

d) Memlûk Sultanlığı

e) Çağatay Hanlığı

3) Aşağıdakilerden hangisi Tokta Han ile Nogay’ın arasının bozulmasının sebeplerinden biri

değildir?

a) Rus knezlikleri üstünde hâkimiyet kurma rekabeti

b) Çiçek Hatun’un öldürülmesi

c) Nogay’ın Bizans İmparatoru ile ittifak kurması

d) Tokta Han’ın Altın Orda Devleti’nde yegâne hükümdar olmak istemesi

e) Nogay’ın Tokta Han’a itaat etmemesi

4) Aşağıdakilerden hangisi Tuda Mengü Han’ın tahttan indirilmesinin sebeplerinden biridir?

a) İlhanlılarla işbirliği yapması

b) İçki içmesi

c) Askerî işleri Nogay’a bırakması

d) Venediklilere imtiyazlar vermesi

e) Devlet işleriyle uğraşmaması

5) Altın Orda Devleti’nde Nogay’ın fiîli iktidarına kim son vermiştir?

a) Tuda Mengü

b) Tula Buka

c) İsa Küregen

d) Tokta

e) Mengü Timur

6) Tula Buka Han hangi yıllar arasında Altın Orda hükümdarı olmuştur?

a) 1287-1291

b) 1280-1287

c) 1291-1311

d) 1291-1299

e) 1280-1291

7) Nogay’ın 1298 yılında Cenevizlileri cezalandırmak istemesinin sebebi nedir?

a) Cenevizlilerin gümrük vergisinin oranını düşürmek istemeleri

b) Cenevizlilerin Nogay’ın torununu öldürmeleri

c) Cenevizlilerin İlhanlılarla işbirliği yapmaları

d) Cenevizlilerin Kefe’yi Bizans İmparatorluğu’na vermek istemeleri

Page 73: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

73

e) Cenevizlilerin köle ticaretini tekellerinde bulundurmak istemeleri

8) Aşağıdaki olaylardan hangisinin Tula Buka Han’ın Nogay’la arasının bozulmasına etkisi

olmuştur?

a) 1285 Macaristan Seferi

b) Ahmet Baskak olayı

c) Gök Orda İsyanı

d) Çiçek Hatun’un öldürülmesi

e) Nogay’ın İlhanlılarla işbirliği yapması

9) Tokta Han Azerbaycan’ı ele geçirmek için İlhanlılara karşı nasıl bir siyaset yürütmüştür?

a) Çağatay Hanlığı’nın desteğini almıştır

b) Büyük çaplı askerî seferler düzenlemiştir

c) Taleplerini diplomatik yollarla elde etmeye çalışmıştır

d) Büyük Moğol İmparatoru Timur Olcaytu Han’a müraat etmiştir

e) Azerbaycan’da ayaklanma çıkarmak istemiştir

10) Aşağıdakilerden hangisi Tokta Han’ın 1308 yılında Kefe’ye düzenlediği seferin

sebeplerinden biridir?

a) Cenevizlilerin İlhanlılarla işbirliği yapmaları

b) Cenevizlerin kürk ticaretini kendi tekellerine almaları

c) Cenevizlilerin gümrük vergisi ödemek istememeleri

d) Cenevizlilerin Kefe’de Müslüma tüccarları katletmeleri

e) Kefe’nin Osmanlı Devleti tarafından zapt edilmesi

Cevaplar

1) d 2) a 3) c 4) e 5) d 6) a 7) b 8) a 9) c 10) a

Page 74: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

74

4. ÖZBEK HAN VE CANİBEK HAN DEVİRLERİNDE CUÇİ

ULUSU’NUN YENİDEN YÜKSELİŞİ GEÇMESİ

Page 75: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

75

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

4.1. Özbek Han Devri (1312-1341)

4.1.1. Özbek Han’ın Tahta Çıkışı

4.1.2. İslâmiyet’in Altın Orda Devleti’nin Resmî Dini Haline Gelmesi ve Islahatlar

4.1.3. Özbek Han’ın Gök Orda’ya Son Vermesi

4.1.4. Özbek Han Devrinde Altın Orda-İlhanlı Siyasî Münasebetleri

4.1.5. Özbek Han’ın Balkan Siyaseti

4.1.6. Özbek Han Döneminde Altın Orda-Rus Siyasî İlişkileri

4.1.7. Özbek Han Döneminde Altın Orda-İtalyan Kolonileri Siyasî İlişkileri

4.1.8. Arap Seyyahı İbn Battûta’nın Özbek Han ile İlgili Müşahadeleri

4.2. Canibek Han Devri (1341-1356)

4.2.1. Canibek Han’ın Tahta Çıkması

4.4.1. Canibek Han Devrinde Altın Orda-Rus Siyasî İlişkileri

4.4.2. Canibek Han Devrinde Altın Orda-İtalyan Kolonileri Siyasî İlişkileri

4.4.3. Canibek Han’ın Azerbaycan’ı Zapt Etmesi ve Vefatı

Page 76: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

76

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Özbek Han’ın İlhanlılarla Siyasî İlişkileri Hakkında Bilgi Verin?

2) Özbek Han Rus Knezliklerine Karşı Nasıl Bir Siyaset İzlemiştir?

3) Altın Orda Devleti’nin İslamlaşması İle Birlikte Meydana Gelen Değişiklikler Nelerdir?

4) Canibek Han’ın İtilyan Kolonileri İle Siyasî İlişkiler Hakkında Bilgi Verin?

5) Canibek Han’ın Azerbaycan Seferi Ve Vefatından Sonra Meydana gelen Olaylar Hakkında

Bilgi Veriniz?

Page 77: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

77

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Özbek Han Dönemi Özbek Han’ın tahta çıkışı,

İslâmiyeti Altın Orda’nın resmî

devlet dini haline getirmesi ve

İbn Battûta’nın Özbek Han

hakkındaki izlenimleri

hakkında bilgi edinilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Özbek Han’ın Dış İlişkileri Özbek Han döneminde İlhanlı

Devleti, Memlûk Sultanlığı,

Rus Knezlikleri, Balkan

Devletleri ve İtalyan kolonileri

ile Altın Orda arasındaki siyasî

ilişkiler hakkında bilgi sahibi

olunacaktır.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Canibek Han’ın Rus

Knezlikleri ve İtalyan

Kolonileri ile İlişkileri

Canibek Han devrinde Rus

knezliklerine karşı uygulanan

siyaset ve Kırım’daki

Venedikliler, Cenevizliler vb.

İtalyan kolonileriyle ortaya

çıkan problemlerle ilgili bilgi

edinilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Canibek Han’ın Azerbaycan

Seferi ve Vefatı

Canibek Han’ın Azerbaycan’ı

ele geçirmesi ve Berdibek

Han’ın iktidarı devri hakkında

bilgi edinilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 78: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

78

Anahtar Kavramlar

• Özbek Han

• İslâmiyet’in resmî olarak kabulü

• Canibek Han

• Venedikliler ve Cenevizliler

• Azerbaycan

Page 79: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

79

4.1. Özbek Han Devri (1312-1341)

4.1.1 Özbek Han’ın Tahta Çıkışı

Özbek Han’ın Altın Orda tahtına çıkışıyla ilgili olarak tarih kaynaklarından iki farklı

görüş mevcuttur. Bunlardan ilkine göre Tokta Han vefat ettiğinde Ak Orda hanedanından tahta

çıkmak için yeğeni Özbek’ten başka kimse kalmamıştı. Sadece başbuğu olduğu Uygur İli’nin

kuvvetlerine güvenerek Hanlığı’nı ilân etmiş olan Tokta’nın atalığı Bacır Tok Buga’yla

mücadele etmiş ve onu öldürterek ortadan kaldırdıktan sonra tahta çıkmıştı117.

Başka bir görüşe göre Tokta Han’ın vefatından sonra Altın Orda tahtı için siyasî

mücadele başladı. Tokta henüz hayattayken vefat eden oğlu İlbasar’dan olan torunu İsen

Buka’nın yerine geçmesini arzuluyordu. İsakçi şehrinin bulunduğu Tuna’nın aşağı kesiminde

ordası olan Tokta’nın oğlu Tugel Buka da babasının halefi olmak arzusundaydı. Bu arada Tokta

Han’ın kardeşi Tuğrul’un oğlu Özbek de Han namzetlerinden biriydi. Tuğrul, Tula Buka’nın

tahttan indirilmesi esnasındaki menfî tutumu nedeniyle Han’ın emriyle idam ettirilmişti. Tokta

Han daha önce Özbek’i Çerkezlerin ülkesine göndermiş ve ona prenslerin isyanını bastırma

görevi vermişti. Neticede Tuğrul’un dul eşi Bayalun kendi oğlu Özbek’i tahta çıkarmaları için

bazı ulus emîrlerinin desteğini sağlamayı başardı. Böylece Saray Emîri ve vefat eden Han’ın

vezirlerinden Kutluk Timur’la oğlunun tahta çıkması için anlaştı. Kutluk Timur siyaset icabı

bütün emîrlere Tokta’nın torununun adaylığını önerdi, fakat emin olunması amacıyla herkesin

Özbek’in gelmesini beklemesi hususunda ısrar etti. Timur Kutluk aslında bununla Özbek’in

gelmesine kadar seçimleri geciktirmeyi amaçlıyordu118.

Özbek amcasının vefat haberini aldığı anda Saray’a geldi ve kendisinin tahtın en ciddi

adayı olduğunu ortaya koydu. Sonuçta yönetici zadegân onun adaylığı hususunda mutabakata

vardı, fakat İslâmiyet’e zorlamaması ve Cengiz yasalarına uyması şartını öne sürdüler. Özbek

İslâmiyet’e eğilimi olan selefinin aksine Müslümandı. Kutluk Timur ön seçim kurultayı

esnasında onu bir tarafa çekerek durumu izah etti ve ona askerin desteğini sağladı. Böylece

117Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, Haz. İlyas Kamalov, TTK Basımevi, Ankara, 2009, s.50-52.

118El-Aynî, “Ikdu’l-Cûman”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy

Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1, Sanktpeterburg, 1884, s.514-516; Bertold Şpuler, Zolotaya Orda. Mongolı v

Rossii. 1223-1502, Perevod s Nemets. M. S. Gatina, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.111.

Page 80: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

80

Özbek kendisine muhalif emîrleri ele geçirdi ve bazılarını idam ettirdi. Ancak bundan sonra

iktidarı elde edebildi (H. Ramazan 712 – 1313 yılı Ocak ayı)119.

4.1.2. İslâmiyet’in Altın Orda Devleti’nin Resmî Dini Haline Gelmesi ve Islahatlar

Müslüman olan Özbek Han’ın iktidarı devri (1313-1341) Altı Orda Devleti’nin

yükselişe geçtiği ve gücünün zirvesine ulaştığı bir dönem oldu. Özbek Han Cuçi Ulusu’nun

yönetim sisteminde gerçekleştirdiği ıslahatlarla dikkat çekti. 1320 yılına kadar sürdürdüğü

mücadeleler neticesinde İslâmiyet’i Altın Orda’nın resmî devlet dini haline getirdi. Böylece

İslâmiyet bütün Deşt-i Kıpçak’ta hızla yayılmaya başladı. Müslüman ülkelerinden birçok din

adamları, tüccarlar ve zanaatkârlar Altın Orda Devleti’ne geldi. Şehirlerde çok sayıda mescidler

ve medreseler inşa edildi. Bastırdığı paralardan da anlaşılacağı üzere kendisi de “Sultan

Gıyaseddin Muhammed Özbek” adını aldı ve Altın Orda’nın idare ve hukuk sistemini

İslâmiyet’in kurallarına göre şekillendirdi. Ancak gayrimüslimlerin inancına karışmayarak

Cengizoğullarının geleneksel olarak devam ettirdikleri dini tolerans uygulamasını muhafaza

etti. Nitekim Özbek Han’ın sarayında Budist Uygur kâtipler (bahşi) görev aldılar.

Müslümanların hukuk işleriyle ilgilenmeleri için atanan kadıların yanı sıra, yarguci olarak

gayrimüslimlerin davalarına bakan yargıçlar da görevlerine devam ettiler. İdari alanda yapılan

ıslahatlarla merkezi otoritenin güçlendirilmesi sağlandı. Cuçi soyundan bütün kalabalık gruplar

ve beylerin klanları 70 tümene dönüştürüldü ve on büyük bölge veya ulusa ayrıldı, başlarına da

Han’ın temsilcileri olarak ulusbeyleri atandı. Han yönetiminin merkezileştirilmesiyle birlikte

Cuçioğullarının kendi bölgelerindeki yönetim yetkilerinde de kısıtlamalara gidildi. Onların

artık kendi yararlarına vergi toplama, ordu kurma gibi konulardaki yetkileri ellerinden alınarak

doğrudan Han’ın atadığı bürokratların uhdesine bırakıldı120.

4.1.3. Özbek Han’ın Gök Orda’ya Son Vermesi

Özbek Han Ak Orda’da gerçekleştirdiği ıslahatlardan sonra muhtariyetini kısarak Gök

Orda kanadına da müdahalede bulundu. Bu durumdan memnuniyetsiz olan Gök Orda’nın

yöneticisi Mubarek Hoca 1328 yılı civarında Özbek Han’a karşı bir ayaklanma çıkardı.

Kendisini Han ilan ederek kendi adına para bastıran Mubarek Hoca Özbek Han’ın ordusu

119Bertold Şpuler, a. g. e., s.111-112. 120Roman Poçekayev, “Rastsvet Ulusa Djuçi: Pravlenie Uzbeka i Djanibeka”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii,

İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.244-245.

Page 81: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

81

tarafından mağlup edildi ve kaçmak zorunda kaldı. Gök Orda ise Özbek Han’ın oğlu Timur’a

(onun ölümünden sonra da Tinibek’e) tâbi birkaç Han temsilcisi tarafından idare edilmeye

başlandı121.

4.1.4. Özbek Han Devrinde Altın Orda-İlhanlı Siyasî Münasebetleri

Aktif bir dış siyaset yürüten Özbek Han iktidarının ilk yıllarında Çağataylılarla Çin’deki

Moğol yönetimi (Yuan Hanedanı) arasındaki savaşta Çağataylı İsen Buka’nın kışkırtmalarına

rağmen tarafsız kalmayı tercih etti. Böylece Yuan Hanedanı ile iyi ilişkiler kurarak Çin’den

tahsis edilen gelirleri almaya devam etti. Aynı şekilde İlhanlılarla da çatışmak istemedi. Özbek

Han iktidarının henüz başında Olcaytu’ya yolladığı elçileri aracılığıyla Altın Orda Devleti’nin

Kafkasya ve Azerbaycan üzerindeki haklarını talep ettiyse de bir netice alamadı. Bunun üzerine

1314 yılında yeniden Sultaniye’ye elçilerini yollayarak İlhanlı devleti ile sulh yaptı. Ancak

Altın Orda’dan kaçarak İlhanlıların hizmetine giren Baba-ogul adlı Cuçi prenslerinden biri

yüzünden sulh az kalsın bozulacaktı. İlhanlı hükümdarından 15 bin savaşçıdan oluşan bir ordu

alan Baba-ogul Harezm’e yağma amaçlı baskın yaptı. Özbek Han’ın Harezm’deki vekili Kutluk

Timur ona karşı harekete geçtiğinde, Harezm ordusunun bir kısmı Baba-ogul’un safına katıldı

ve birlikte şehirleri ve diğer yerleşimleri tahrip etmeye başladılar. Askerî gücü azalan Kutluk

Timur onlara zamanında müdahale edemeyince Baba-ogul çok sayıda gânimet ve esir alarak

İran’a döndü. Bunun üzerine Özbek Han, İlhanlı Olcaytu Han’a bir mektup yollayarak Baba-

ogul’u kendisine teslim etmesini ondan talep etti. Olcaytu’nun Hocend’deki temsilcisi

Çağataylı Yasavur İlhan’dan aldığı emirle Baba-ogul’a saldırarak onu mağlup etti ve esirleri

serbest bıraktı. Ele geçirilen Baba-ogul ise Olcaytu’nun emriyle Özbek Han’ın elçilerinin

huzurunda idam edildi. Böylece Altın Orda ve İlhanlılar arasındaki barış muhafaza edildi.

İlhanlılarla yaptığı anlaşmaya sadık kalan Özbek Han Olcaytu’nun 1316 yılında ölümünün

ardından bu devletin Emîri Çoban’ın İlhanlı tahtını ele geçirmesi için Beylerbeyi Kutluk Timur

aracılığıyla yaptığı teklifini bile reddetti. Ancak bir süre sonra Çağataylı Yasavur Horasan’a

hâkim duruma gelerek Olcaytu’nun ölümünün ardından tahta çıkan Ebû Said’e karşı

ayaklanınca Özbek Han tarafsızlığını bozdu. Özbek Han ve Yasavur Ebû Said’e karşı ortak

hareket etmeye karar verdi122.

121Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Yayınları, İstanbul, 1976, s.78-79. 122Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II. İzvleçeniya iz

Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım,

İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.139-141; Roman Poçekayev, a. g. m., s.245-246.

Page 82: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

82

Özbek Han’ın ordusu Derbend’i geçerek Şirvan’a girdi. Bu esnada Ebû Said’in ordusu

da Kür Irmağı kıyısına geldi, fakat Özbek Han’ın askerleri Demir Kapı’ya gelince, İlhanlı

askerleri kaçtı ve sultanın karargâhına dönüp durumu ona anlattılar. Ebû Said emri altındaki

Altın Orda ordusuna kıyasla az sayıda askerle Demir Kapı’ya doğru harekete geçerek Kür

Irmağı kıyısına kadar ilerledi. Bu sırada Özbek Han’ın askerleri ırmağın karşı sahilinde idiler.

Nehir bu sırada sel gibi yağan yağmur nedeniyle taşmış olduğundan askerler karşı tarafa

geçemedi. Ebû Said Altın Orda askerlerinin kendisinin ordusunun bulunduğu tarafa

geçemeyeceğini anlayınca rahatladı ve bir hileye başvurmaya karar verdi. Ordusunun mevcudu

az olduğundan dolayı askerlerini kalabalık göstermek amacıyla onları tek sıra halinde ırmağın

kenarına dizdi. Ayrıca Emir Çoban’a haber yollayarak derhâl kendisine katılmasını bildirdi. Ne

var ki Emir Çoban Kür Irmağı’na ulaştığı esnada artık Özbek Han’ın ordusu çoktan geri

çekilmişti123. Böylece Özbek Han’ın İlhanlıları mağlup ederek Azerbaycan’ı Altın Orda

Devleti’ne bağlamak için teşebbüs ettiği bu sefer neticesiz kaldı.

Özbek Han 1322 yılında Memlûk Sultanı el-Melikü’n-Nâsır’a İlhanlılara karşı ortak

hareket etme teklifinde bulundu ise de, Memlûk Sultan’ı buna yanaşmadı. Zira Özbek Han

Mısır’a köle ticaretini yasakladığı gibi Memlûk Sultanı’nın dostu olan bir Cenevizli tüccarı

öldürtmüş ve mallarına el koymuştu. Ayrıca Ebu Said Han ve Emîr Çaban sunnî Müslüman

oldukları için İlhanlılara saldırmak istemiyordu. Özbek Han’la düşmanlık yapmak istemediğini

belirterek köleleri başka ülkelerden de alabileceğini bildirdi. Bir süre sonra da İlhanlılarla

dostluk anlaşması yaptı. Bunun üzerine Özbek Han 1325 yılında bir kez daha Azerbaycan’a

saldırmak için harekete geçti, fakat bu kez de İlhanlı Emîri Çoban’ın karşı hareketiyle geri

çekilmek zorunda kaldı. Derbend’i geçen İlhanlı kuvvetleri Altın Orda ordusunu Terek

Nehri’ne kadar kovaladı124.

Özbek Han Azerbaycan’ı ele geçirmek ümidinden vazgeçmedi. Nihayet 1335 yılın

Aralık ayında İlhanlı Ebu Said Han’ın ölümünden sonra yeni bir askerî girişimde daha bulundu.

Özbek Han kışa rağmen İlhanlılara savaş açarak Derbend’i geçti ve Kür Irmağı kıyısına ulaştı.

İlhanlı ordusu ise yeni hükümdar Arpa Han kumandasında ırmağın karşı kıyısında hazır

bulunuyordu. Bu sırada, çok değer verdiği Harezm hâkimi Kutluk Timur’un vefat haberini alan

123İbn Haldûn, “Kitabu’l –İber divânu’l-mübtedâ ve’l-haber fî eyyamu’l-arab ve’l-acem ve’l-berber”, Sbornik

Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1,

Sanktpeterburg, 1884, s.387; İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, Avrasyanın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz.

Hayrunnisa Alan-İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.118.

124Bertold Şpuler, a. g. e., s.119-120; Abdulkadir Yuvalı, İlhanlı Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yay., İstanbul 2017,

s.87-94.

Page 83: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

83

Özbek Han, çok üzüldü ve ordusuna geri çekilme emrini verdi. İlhanlı ordusu da Altın Orda

ordusunu takip etmeyi göze alamayınca askerî çatışma vuku bulmadı125.

4.1.5. Özbek Han’ın Balkan Siyaseti

Özbek Han Nogay’ın ölümünden sonra Cuçi Ulusuna bağlılığı gevşeyen Balkan

ülkelerini yeniden Altın Orda Devleti’nin kontrolü altına sokmaya çalıştı. Özbek Han doğrudan

Bizans İmparatoru II. Andronik ve onun halefi III. Andronik’e karşı savaşmak istemiyordu.

Çünkü II. Andronik’in tarih kaynaklarında Bayalun Hatun adıyla zikredilen kızıyla evliydi. Bu

yüzden 1323 yılında Altın Orda ordusunu Adrianopol yakınlarındaki savaşta Bizans kuvvetleri

tarafından bozguna uğrayan II. Georgiy Terter’in yardımına Bulgaristan’a gönderdi. 1330

yılında da 3.000 kişilik bir kuvveti Sırp Kralı III. Stefan’a karşı savaşan Bizanslıların yardımına

yolladı. Ancak İspanyol ve Alman paralı askerlerinin yardımıyla Sırp Kralı müttefik

kuvvetlerini bozguna uğrattı. Böylece Özbek Han’ın Balkanlarda Altın Orda’nın hâkimiyetini

canlandırma girişimleri sonuçsuz kaldı126.

4.1.6. Özbek Han Döneminde Altın Orda-Rus Siyasî İlişkileri

Özbek Han döneminde iktisadi ve askerî gereksinimlerden dolayı değerli madenlere

olan talep ve aynı şekilde Rus vassalların tam itaati Altın Orda yönetiminin Rus knezlikleriyle

ilişkilerinde değişiklik meydana getirdi. Ruslar Altın Orda yönetimi tarafından belirlenen

miktardaki haracı artık kendileri toplayarak düzenli bir şekilde göndermek zorundaydı. Özbek

Han’ın bu siyaseti Rus knezlerin birbirlerinin kanlarını akıtmasının temel sebebi oldu. Onların

bazıları idam edildi. Özbek Han Moskova ve Tver knezlikleri arasındaki rekabetten

faydalanarak sırasıyla Vladimir Knezi Daniloviç Moskovskiy’e (1317), Tver Knezi Yuriy

Mihayloviç’e (1322) ve Suzdal Knezi Aleksandr Mihayloviç’e (1325) Büyük Knezlik

yarlıklarını verdi. 1327 yılında Tver’de çıkan Altın Orda karşıtı ayaklanmanın bastırılmasından

sonra Büyük Knezlik yarlığı ve bütün Rus Ulusu’ndan haraç toplama yetkisini Moskova Knezi

İvan Daniloviç Kalita ve sonra da Semen İvanoviç Gordıy’a verdi. Onların siyasetlerinden

125Hamdullah M. Kazvînî, “Târîh-i Güzîde”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II.

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.93. 126Bertold Şpuler, a. g. e., s.117-118; Roman Poçekayev, a. g. m., s.248.

Page 84: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

84

memnun kalan Özbek Han Rus topraklarına askeri sefer düzenlemek için bir sebep görmedi.

Bundan dolayı Rus kronikleri bu dönemi “kırk yıl sessizlik” ifadesiyle belirtmektedirler127.

Özbek Han devrinde Rus knezliklerinin itaati devam ettirildiyse de Büyük Litvanya

Knezliği’nin yükselişi de başladı. Zira Litvanya Büyük Knezi Gedimin 1320 yılında yardıma

gelen Altın Orda temsilcilerine rağmen Volın ve Kiev’i zapt etmeyi başardı. Bunun üzerine

Özbek Han 1324 ve 1337 yıllarında Litvanya’ya ordularını sevk ettiyse de Güneybatı Rus

topraklarında kontrolü sağlayamadı. Özbek Han Gedimin’in kontrolüne giren Smolensk’e

cezalandırmak amacıyla 1339 yılında bir ordu gönderdi. Fakat bir süre sonra Smolensk yine

Litvanya Knezi’nin hâkimiyetine girdi. 1340 yılında Litvanyalılar bu kez Güneybatı Rus

topraklarındaki son Knezlik olan Galiç’i de zapt ettiler. Böylece Güneybatı Rus topraklarında

Altın Orda hâkimiyeti sona erdi128.

4.1.7. Özbek Han Döneminde Altın Orda-İtalyan Kolonileri Siyasî İlişkileri

Özbek Han selefi Tokta Han devrinde Kırım’dan kovulan Cenevizlilere 1313 yılında

yeniden Kefe’ye yerleşme ve ticaret yapma hakkı tanıyan bir yarlık verdi. 1320 yılında

Venedikli tüccarlar Özbek Han’a müracaat ederek ondan devamlı ekonomik faaliyette

bulunmaları için Kırım’da bir yer tahsis etmesini ve ticari imtiyazlar tanımasını talep ettiler.

Uzun süren müzakerelerden sonra 1332 yılında Venediklere istedikleri talepleri karşılayan bir

yarlık verildi ve Azak’ta bir pazar yeri kurmalarına müsaade edildi. Buna mukabil

Venediklilerin 3% nisbetinde vergi ödemelerini; Venedik gemeilerinin yelken sayısına göre

vergi ödemelerini; vergilerin ve ödenmesi lâzım gelen miktarların her iki tarafın temsilcilerinin

huzurunda tesbit edilmesi kararlaştırıldı129. Özbek Han bununla Karadeniz’in kuzeyindeki

ticareti canlandırmayı arzuluyordu. Böylece hazineye giren ticari vergilerin ve haracın

miktarını arttırmak niyetindeydi.

127İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat, s.91-93.

128A. N. Nasonov, Mongolı i Rus. İstoriya Tatarskoy Politiki na Rusi, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-

Leningrad, 1940, s.112. 129Mustafa Kafalı, a. g. e., s.79; Roman Poçekayev, a. g. m., s.249.

Page 85: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

85

4.1.8. Arap Seyyahı İbn Battûta’nın Özbek Han ile İlgili Müşahadeleri

1333 yılında Sinop’tan denize açılarak Kırım’ın Kerç Limanında karaya çıkan ve Azak

ve Macar şehirleri üzerinden Saray’a gelerek bizzat Altın Orda Hanı ile görüşen Arap seyyah

İbn Battûta’nın Özbek Han’a dair tespitleri ilgi çekicidir:

“Adı Muhammed Uzbek (Özbek)’tir. Han, onların dilinde hükümdar, sultan anlamındadır. Onun

geniş bir ülkesi, kuvvetli bir ordusu, şanlı ve şöhretli bir devleti vardır. O, Tanrı düşmanı Kostantîniye

halkıyla cihat etmekte, onları kahretmektedir. Onun ülkesi çok büyüktür, muazzam şehirlerle

donanmıştır. Kefe, Kırım, Macar, Azâk, Surdak ( Suğdak), Harezm ile taht şehri olan Sarâ (Saray) bu

beldelerin en ünlüleridir. Muhammed Uzbek Han dünyanın yedi ulu hükümdarından biridir. Onları şöyle

sıralayabiliriz:

… [Fas hükümdarı] efendimiz; Mısır ve Şam bölgesinin sultanı; Irak bölgesinin sultanı; şimdi

bahsetmekte olduğumuz Sultan Uzbek; Türkistan ve Maverâü’n-nehr’in hükümdarı; Hint hükümdarı ve

Çin hükümdarı…

…. Cuma günleri namazdan sonra altın kubbede oturur. Burası mükemmel bir şekilde düzenlenmiştir

ve altın levhalarla kaplı ahşap direkler üzerine kuruludur. Orta yerde yine altınla süslenmiş, gümüş

kaplamalı ahşap bir taht vardır. Tahtın ayakları halis gümüştendir, başları da gümüşle bezenmiştir.

Sultan tören esnasında bu tahta oturunca sağ yanında Taytuğlî (Taydula) Hatun oturur. Onun yanında

Kebek Hatun bulunur. Sol tarafta da sırasıyla Beyelûn Hatun ve Urducâ (Orducî) Hatun otururlar. Tahtın

sağ alt kenarında hükümdarın oğlu Tîn Bek (Tinibek), solunda ise öteki oğlu Cânî Bek ayakta beklerler.

Ön tarafta sultanın kızı Ît Kucücük oturur. Bu kadınlardan biri içeri girince sultan ayağa kalkar, onun

elinden tutar, tahta kadar götürüp yerine oturtur. Ama Taytuğlî Hatun teşrif ettikte; “melike” olduğu ve

en beğenilen hatun olma niteliğini kazandığı için sultan onu köşkün ta kapısında karşılar. Oracıkta

elinden tutarak içeriye getirir. Tahtın bulunduğu yere kadar onunla yavaş yavaş ilerler, kibarca yerine

oturtur ve kendi makamına geçip kurulur. Kadınların hiçbiri kaç-göç yapmadıkları için bu tören halkın

önünde cereyan eder.

Merasimin bundan sonraki bölümünde saygın ve nüfuzlu emirler içeri girerler. Tahtın her iki

yanına konmuş iskemlelere otururlar. Sultanın otağına giren her ziyaretçi iskemlesini kölesiyle beraber getirmek zorundadır. Hükümdarın yakın akrabaları, amca ve kardeş çocukları ön tarafta yerlerini alırlar.

Onların tam karşısında, köşk kapısının yanında büyük kumandanların çocukları durur. Onların arka

tarafına sağlı sollu, yüksek rütbeli subaylar dizilir. Sonra derecelerine göre halktan bazı kimseler üçer

üçer içeri girerek sultanı selâmlar ve dönüp uzağa otururlar.

İkindi namazı kılındıktan sonra önce başhatun kalkar. Kumaları, otağına kadar ona refakat

ederler. Başhatun kendi çadırına girinceye dek orada beklerler. Sonra her biri kendi arabasına binerek

kaldığı çadıra yönelir. Her hatunun yanında elli kadar atlı cariye bulunur. Arabaların önünde yirmi

civarında yaşlı kadın yer alır. Onlar da ata binmektedirler. Bunlar “fityân” denilen yiğit hizmetkârlar ile

araba arasındadırlar. Hepsinin arkasında yüz kadar genç köle bulunur.

Fityân denilen hizmetkârların önünde yüze yakın yüksek rütbeli kapıkulu bulunur. Onlar da ata

binmişlerdir. Yüz kadar da yaya köle vardır. Yayalar bellerinde kılıç, ellerinde değnek, atlılarla genç

hizmetkârlar arasında yer alırlar. Bütün hatunların geliş ve dönüş tertipleri böyledir.

Sultanın Cânî Bek adlı oğluna yakın bir yerde konaklıyordum. Gelişimin ertesi günü ikindi namazından

sonra hükümdarın huzuruna çıktım. Yanında şeyhler, kadılar, fakih efendiler, seyyidler, şerifler ve

dervişler toplanmıştı. Çeşit çeşit yemek yapılarak zengin bir sofra kurulmuştu; ziyafete katıldık. Bu

arada nakîbüleşraflık yapan Seyyid Şerif b. Abdülhamîd ile Kadı Hamza hakkımda övgü dolu sözler

söylediler, sultana güzelce takdim ettiler beni! Ayrıca ikram görmem için telmihte bulundular!

Buradaki Türkler, gelen yabancıları nasıl ağırlayacaklarını, onlara ne gibi yiyecekler

sunacaklarını bilmiyorlar! Kesip yemeleri için koyunlar ve atlar; içecek olarak da kımız tulumları

gönderiyorlar! İkramları budur işte! Birkaç gün geçmişti, ikindi namazını sultanla birlikte kıldık; ben

Page 86: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

86

çadırıma gitmek için kalktığımda derhâl oturmamı emretti. Önce "dûkî”den yapılma meşrubat (boza)

sonra haşlama at ve koyun etinden oluşan bir yemek çıkarıldı…”130.

İbn Battûta’nın bu sözlerinden Özbek Han’ın gündelik rutini, hatunlarının durumu,

teşrifat ve kabul törenlerinin detaylarını anlamak mümkündür. Ayrıca İslâmiyeti kabul eden bir

hükümdar olarak dinin kurallarına riayet ettiği ve yanından din adamlarını eksik etmediği ortaya

çıkmaktadır.

4.2. Canibek Han Devri (1341-1356)

4.2.1.Canibek Han’ın Tahta Çıkması

Altın Orda Devleti’ni yükselişe geçiren Özbek Han 1341 yılında vefat etti. Onun

Taydula Hatun’dan Tinibek ve Canibek adından iki oğlu vardı. Veliahdı olan Tinibek Özbek

Han vefat ettiği sırada Harezm’de bulunuyordu. Babasının ölüm haberini alır almaz Saray’a

hareket etti. Ancak kardeşi Canibek annesiyle birlikte Tinibek’e tuzak kurdu ve başkente

geldiğinde onu öldürttü. Böylece Altın Orda tahtına Canibek çıktı131. Tinibek hakkında

kaynaklarda pek fazla bilgi yoktur. Arap seyyah İbn Battûta onun hakkında şöyle demektedir:

“Tîn Bek (Tinibek) görünüş ve endam bakımından Allah’ın en hoş kullarındandır. Babası onu

tahtına vâris kıldı; veliaht yaptığını duyurdu. Onun üzerine eğildi; ilgisini tamamen onda

yoğunlaştırdı ama bu tavır Yüce Hakk’ın iradesine uygun değildi. Baba vefat edince o kısa bir

müddet hükümdarlık yapmış lâkin çirkin işlerinden ötürü öldürülmüştür”132. İbn Battûta’nın

daha sonra ifade ettiği Canibek’le ilgili şu sözlerinden Altın Orda’nın önde gelen ulemasının

Tinibek’in yerine Canibek’in han olamasını desteklediği anlaşaılmaktadır: “Onun (Tinibek)

yerine başa geçen Cânî Bek ötekinden daha erdemlidir. Seyyid Şerif b. Abdülhamîd, Cânî

Bek’in terbiyesini üstlenen hocadır. Buraya geldiğim zaman Cânî Bek’in otağına inmemi

tavsiye eden kişiler Kadı Hamza, İmam Bedreddîn Kıvâmî, İmam Mukrî Hüsameddîn Buharî

vs. ile beraber Seyyid Şerif’tir. Cânî Bek’in faziletlerinden ötürü bu tavsiyeyi yaptılar; ben de

uydum”133.

130Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, C. 1, Çev. A. Sait Aykut, YKY,

İstanbul, 2004, s.474-476.

131Mustafa Kafalı, a. g. e., s.82-83.

132Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, a. g. e., s.480. 133Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, a. g. e., s.480.

Page 87: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

87

4.2.2.Canibek Han Devrinde Altın Orda-Rus Siyasî İlişkileri

Canibek Han (1342-1357) dış ilişkilerinde Özbek Han’ın ılımlı siyasetini devam ettirdi.

Canibek Han da babası gibi Yuan Hanedanı ile iyi ilişkileri sürdürerek Çin’deki üç bölgeden

tahsis edilen gelirleri aldı. Ancak bir süre sonra Çin’de başlayan “Kızıl Bandajlar İsyanı”yla

birlikte Yuan Hanedanı çöküşe geçtiğinde Canibek Han’ın Büyük Moğol İmparatorluğuyla

münasebetleri de kesildi.

Canibek Han Moskova’daki İvan Daniloviç Kalita’nın oğullarının (Semen ve II. İvan)

Vladimir Büyük Knezliği üzerindeki hak iddialarını ve Litvanya Büyük Knezi Olgerd’le

mücadelelerini destekledi. Bununla birlikte diğer knezlikler üzerinde tamamen hâkimiyet

kurmalarına müsaade etmedi. Örneğin Tver, Ryazan ve Suzdal yöneticilerinin çatışmalarını

bizzat Han çözdü ve onların Moskova’ya karşı müstakilliklerini onayladı. Litvanya Büyük

Knezi Olgerd 1349 yılında Canibek Han’a başında kendi kardeşi Koriat’ın bulunduğu bir elçilik

heyeti göndererek Ruslara karşı askerî ittifak kurmayı teklif etti. Ancak bundan haberdar olan

Semen derhâl Saray’a gidip bağlılığını bir kez daha bildirdi. Bundan memnun kalan Canibek

Han Litvanya Büyük Knezi’nin ittifak teklifini reddetti. Bununla birlikte Olgerd Polonya’ya

gerçekleştireceği seferde Altın Orda kuvvetlerinin yardımını talep ettiğinde Canibek Han

olumlu karşılık verdi. Böylece 1352 yılında Altın Orda kuvvetleri Olgerd’in Polonya ile

mücadelesine yardım etti134.

4.2.3.Canibek Han Devrinde Altın Orda-İtalyan Kolonileri Siyasî İlişkileri

Tarih kaynaklarında adil ve kudretli bir hükümdar olarak tasvir edilen Canibek Han

annesi Taydula Hatun’un Ortodoks din adamlarını himaye etmesine müdahale etmedi. Taydula

Kırım’daki İtalyan tüccarlarına ticaret yapma hakkı tanıyan yarlıklar dahi verdi. Rusya’daki

Tula şehri ile Kırım’daki İtalyan ticaret kolonilerinden alınan vergilerin bir kısmı Taydula’ya

verildi135.

Canibek Han iktidara geldikten bir süre sonra 1332 yılında babasının Venedikli

tüccarlara verdiği (Azak’ta bir koloniye sahip olmaları ve bazı vergilerden muaf tutulmalarıyla

ilgili) yarlıkı tasdik eden bir yarlık verdi. Ne var ki bir yıl sonra artık Altın Orda ile İtalyan

134Bertold Şpuler, a. g. e., s.128-133; İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi),

s.93-94.

135İlyas Kamalov, “Altın Orda Hanlığı’nda Hanedan Kadınları”, Ortaçağda Kadın, Ed. A. Çetin, Lotus Yayınevi,

Ankara, 2011, s.593-604.

Page 88: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

88

kolonileri arasında uzun süre devam eden ihtilaf başladı. Bunu çoğunlukla Altın Orda

hanlarının yarlıkları sayesinde Kardeniz’in kuzey sahillerinde uzun süreden beri varlıklarını

koruyan ve onlardan birçok imtiyaz elde eden İtalyanlar kışkırttılar. Cenevizlilerin resmî

merkezi Kefe’de Ceneviz Konseyi ve Altın Orda Hanı’nın olmak üzere iki ayrı uyruka sahip

halk vardı. İtalyan kolonisinin bu statüsünü numizmatik veriler de desteklemektedir. XV.

yüzyılda Kefe’de basılan paraların bazılarının üzerinde Ceneviz arması, bazılarının üzerinde de

Altın Orda yöneticilerinin tamgası bulunuyordu. Gerçekte Kefe Konsülü ve büyük ailelerin

temsilcileri olan asilzâdeler ve tüccarlar kimseye boyun eğmiyorlardı. Onlar yakın bölgelerdeki

şehirlerin ve köylerin ahalilerine karşı kendilerini feodal efendiler olarak gösteriyorlardı. Altın

Orda Hanı’nın hâkimiyetinde bulunan Azak’taki Venedik kolonisinin İtalyanları da aynı

şekilde davranıyorlardı. 1343 yılında Azak’ta meydana gelen bir sokak kavgasında Venedikli

Andreolo Çivrano kendisine bir şamar atan Altın Ordalı tüccar Hoca Ömer’i öldürdü. Bu

yüzden Azak’ın Avrupalı kökene mensup birçok sakini ve ziyaretçileri yağmalandı ve hatta

öldürüldü. Geri kalanlar ise ya Kefe’ye ya da memleketlerine yani İtalya’ya kaçmak zorunda

kaldılar. Çatışmaların sonucunda Venedikli, Cenevizli, Floransalı ve Pisalı tüccarların

muazzam ekonomik kayıpları oldu. Ayrıca Avrupa’da doğu mallarının, tohum ve balığın değeri

oldukça yükseldi. Topraklarında meydan okurcasına hareket eden Avrupalılara öfkelenen

Canibek Han onlara karşı gerçek ekonomik yaptırımları uygulamaya soktu ve bütün İtalyan

tüccarlarının beş yıl süreyle Azak’taki kolonilerinin bulunduğu Tana’dan kovulmalarını

emretti. Canibek Han başka önlemler de aldı. Bunun neticesinde Altın Orda’yla ticaret yapma

imkânınından yoksun kalan Pisalı tüccarlara ait Don Nehri’nin ağzındaki Porto-Pisano

yerleşimi harap hale geldi136.

Venedik Konseyi Azak’taki olaylarla ilgili soruşturma yaptı ve Çirvano’nun suçlu

olduğuna hükmederek onu tutuklattı. Bu konuda derhâl Altın Orda Hanı’na haber verdiler ve

bu vesileyle ondan Venediklilere Azak’ta yeniden ticaret yapma hakkını tanımasını rica ettiler.

Öfkesi yatışan Canibek Han meseleyi sulh yoluyla neticelendirmeye hazır olduğunu ifade etti.

Maksimum başarı elde etmek isteyen Venedikliler eski düşmanları olan Kefe’nin Cenevizlileri

ile ittifak yaptılar ve ortaklaşa olarak Azak’ta yerli ahaliyle çatışma neticesinde ortaya çıkan

kayıpların tazminini talep etmeye karar verdiler. Bu görüşmeleri öğrenen Canibek Han

İtalyanların kendisine karşı ittifak kurmak niyetinde olduklarına kanaat getirdi ve 1344 yılında

Kefe’ye bir ordu gönderdi. Seferin bahanesi Kefe’deki Cenevizlilerin Hoca Ömer’in katilini

Altın Orda kanunlarına göre yargılanması için Han’a teslim etmeyi resmî olarak

136Roman Poçekayev, a. g. m., s.255-256; Mişel Balar, “Genueztsı i Zolotaya Orda”, Zolotaya Orda v Mirovoy

İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.601.

Page 89: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

89

reddetmeleriydi. Ne var ki Kefe’yi kuşatan Altın Orda kuvvetleri beklenmedik şekilde

mağlubiyete uğradılar. Bazı malumatlara göre Altın Orda ordusu 15 bin civarında askerini ve

bütün kuşatma aletlerini yitirerek geri çekilmek zorunda kaldı. Geri çekilen Han kinini başka

bir Ceneviz kolonisi olan Çembalo (Balaklava)’dan almak istedi. Sadece toprak surlarla çevrili

olan şehir Altın Orda askerlerince zapt edildi ve ateşe verildi. Sakinleri ise kaçtılar. Canibek

Han’ın öfkesi buna rağmen dinmedi. Bir yıl geçtikten sonra yeniden şehri kuşattıysa da askerleri

gene başarılı olamadı. Orduyu komuta eden Beklerbek Mogul Buka bir nevi biyolojik silah

kullanmaya karar verdi. Vebadan ölmüş bir kişinin cesedi mancınık yardımıyla kale duvarından

içeriye fırlatıldı. Doğal olarak yılın sıcak zamanı dar ve pek temiz olmayan şehirde hemen veba

salgını yayıldı. Kuşatmaya ve saldırılara dayanıklı ve sebatlı olan muhasara edilenlerden

birçoğu hastalık korkusuyla Venedik ve Ceneviz’e kaçtılar. Ne var ki kaçanların arasında artık

hastalık bulaşanlar bulunuyordu. Onlar aynı zamanda Avrupa’ya veba salgınını getirdiler. İşte

1348-1349 yıllarında Avrupa’yı kasıp kavuran ve bazı malumatlara göre Avrupa nüfusunun

60%’ını biçen veba salgını böyle başladı. Salgın Suriye ve Mısır’ı bile etkiledi. Az sonra 1350

yılının başlarında salgın Rus topraklarına yayıldı ve Büyük Knez Semen İvanoviç dâhil birçok

Rus hayatını kaybetti. Veba salgını oldukça temiz ve nispeten az nüfuslu olan Altın Orda

şehirlerini ve Deşt-i Kıpçak bozkırını pek fazla etkilemedi. Kefeliler Altın Orda’ya haraç

ödeyince kuşatma kaldırıldı. Kefe’yi ele geçiremeden geri çekilmek zorunda kalan Canibek

Han İtalyanların Altın Orda’da ticaret yapmalarnı yasakladı. Ancak İtalyanların Altın Orda

içerisindeki lobi faaliyetleri neticesinde bir yıl sonra ambargo kaldırıldı. 1347 yılında Azak’taki

Venedikliler yeni bir Han yarlıkı aldılar. Bununla muamele vergisi 3%’ten 5%’e yükseltildi137.

Canibek Han 1349 yılında İtalyanlar üzerine yeniden bir sefer düzenledi. Azak’a

gönderdiği Altın Orda ordusu Venedikliler, Cenevizliler ve Pisalıların mallarını sırasıyla

yağmalamaya başladılar. Ne var ki Kefe’den gelen Ceneviz donanması Azak Denizi’ne girdi

ve Han’ın ordusunu bombardımana tuttu. Bu yüzden Han kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı

ve İtalyanlarla barış anlaşması imzaladı138.

137A. P. Grigoryev-V. P. Grigoryev, Kollektsiya Zolotoordınskih Dokumentov XIV Veka iz Venetsii:

İstoçnikovedçeskoe İssledovanie, İzdatelstvo Sankt-Peterburgskogo Universiteta, Sankt-Peterburg, 2002, s.79-85;

Bertold Şpuler, a. g. e., s.127; Roman Poçekayev, a. g. m., s.256-257.

138Roman Poçekayev, a. g. m., s.257.

Page 90: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

90

4.2.4.Canibek Han’ın Azerbaycan’ı Zapt Etmesi ve Vefatı

Karadeniz’in kuzey sahilinde İtalyanların çetin direnişi neticesinde istediği hâkimiyeti

kuramayan Canibek Han seleflerinin yaklaşık yüz yıl boyunca ele geçirmeye çalıştıkları

Azerbaycan’ı zapt etmek için oldukça elverişli şartlara sahipti. Zira 1335 yılında Ebu Said

Han’ın vefatından sonra İlhanlı Devleti meydana gelen iç çekişmeler yüzünden parçalanmış ve

toprakları üzerinde birbirinden bağımsız birçok devlet ortaya çıkmıştı. Bu durumda Azerbaycan

Çobanoğullarından Şeyh Hasan ve kardeşi Melik Eşref’in hâkimiyeti altına girmişti. Canibek

Han 1356 yılında oldukça kalabalık bir orduyla (asker sayısı kaynaklarda 100 binden 300 bine

kadar değişiyor) Azerbaycan’a sefere çıktı. Melik Eşref’in sayıca az olan ordusu Altın Orda

kuvvetleri karşısında bir şansı olmadığını görünce savaşmayarak dağıldı. Böylece Azerbaycan’ı

kolayca zapt eden Canibek Han adına hâkimiyet alâmeti olarak Tebriz, Hoy, Nahçivan ve

Maraga’da para bastırıldı. Canibek Han Azerbaycan’da bir süre kaldıktan sonra büyük oğlu

Berdibek’i belirli bir kuvvetle Tebriz’de bırakarak Saray’a geri dömeye karar verdi139. Ancak

Canibek Han Azerbaycan zaferinin sevincini fazla yaşayamadan yolda hastalanarak vefat etti.

Bazı kaynaklara göre onun ölümü oğlu Berdibek’in teşebbüsüyle gerçekleşmişti. Buna göre

Canibek’in ciddi surette hasta olduğu anlaşıldığı zaman, büyük emîrlerinden Toglubay,

Tebriz’de bulunan Berdibek’e mektup yazarak Han öldüğü takdirde tahta çıkması için bir an

önce gelmesini rica etmişti. Tahta çıkmak emelinde olan Berdibek, babasının iznini

beklemeksizin hemen yola koyulmuştu. Berdibek babasının karargahına ulaştığında, Han artık

iyileşmiş ve ona oğlunun geldğini haber vermişlerdi. Canibek telaşa düşerek Berdibek’i çağıran

Toglubay’la konuşmaya karar vermişti. Toglubay meseleyi araştırmak bahanesiyle Han’ın

otağından çıkmış ve az sonra yanında birkaç adamıyla gelerek Canibek Han’ı öldürmüştü.

Bunun üzerine Berdibek derhâl otağa getirilerek han ilan edilmişti. Kendisine yemin etmek

istemeyen emîrleri hemen öldüren Berdibek Han taht ihtirası yüzünden birçok Altın Orda

hanının yüz yılı aşkın bir süre sahip olmak istediği Azerbaycan’ı babası ele geçirmişken kolayca

terk etmesinden anlaşılacağı üzere devlet işlerinde muktedir bir hükümdar değildi. Tahtı

sağlama almak isteyen korkak bir karaktere sahip Berdibek Han babasıyla da yetinmeyerek 12

kardeşini de öldürttü. Yerine veliahd olarak yalnızca kendi oğlunu hayatta bıraktı. Ancak çok

geçmeden oğlu da vefat etti ve Han kendisini içkiye verdi, bu zaafiyeti yüzünden de üç yıllık

iktidardan sonra ardında veliahd bırakmadan vefat etti (1359). Böylece 1227 yılında Batu ile

139Hamdullah M. Kazvînî, “Târîh-i Güzîde”, s.94-96; Mustafa Kafalı, a. g. e., s.84.

Page 91: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

91

başlayan ve 133 yıl iktidarı elinde tutan Ak Orda Hanedanı da sona ermiş oldu. Mensubu

bulunduğu sülâleyi yok etmesi dolayısıyla Cuçi Ulusu’nda Berdibek Han’a “Kökün Kırgan

Köten Han” denilmiştir140.

140Mustafa Kafalı, a. g. e., s.84-87; İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, s.123-124.

Page 92: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

92

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Özbek Han devrinde Altın Orda Devleti’nin Memlûklular, İlhanlılar, İtalyan

kolonileri, Balkan devletleri, Rus knezlikleri ve Moğol İmparatorluğu’yla ilişkileri; Canibek

Han devrinde Karadeniz’in kuzey sahilinde Altın Orda hanlarından aldıkları imtiyazlarla ticari

faaliyet yürüten İtalyan kolonilerine karşı yapılan seferler, Rus knezleriyle ilişkiler, Canibek

Han’ın Azerbaycan’ı ele geçirmesi ve Berdibek Han devrinde Ak Orda hanedanının sona

ermesi konuları hakkında genel bilgi sahibi olunmuştur.

Page 93: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

93

Bölüm Soruları

1) Altın Orda Devleti hangi han devrinde resmî olarak İslamiyet’i kabul etti?

a)Berke Han

b)Canibek Han

c)Özbek Han

d)Tinibek Han

e)Tokta Han

2) Ak Orda Hanedanına mensup son Altın Orda Hanı kimdir?

a)Berdibek Han

b)Tinibek Han

c)Canibek Han

d)Toktamış Han

e)Tokta Han

3) Aşağıdaki olaylardan hangisi Özbek Han devrinde meydana gelmemiştir?

a)İslâmiyet’in resmî devlet dini haline gelmesi

b)Cenevizlilere Kefe’de yerleşme ve ticaret yapma hakkının verilmesi

c) Moskova knezlerine Ruslardan haraç toplama hakkının verilmesi

d) Gök Orda kolunun hâkimiyet altına alınması

e) Azerbaycan’ın ele geçirilmesi

4) Özbek Han’ın Altın Orda tahtına çıkmasına yardım eden devlet adamı kimdir?

a) Kutluk Timur

b) Yasavur

c) Ak Boga

d) Tulubay

e) Nogay

5) Özbek Han’ın baş hatunu kimdir?

a) Çiçek Hatun

b) Taydula Hatun

c) Baylak Hatun

d) Olcay Hatun

e) Terken Hatun

6) Canibek Han Azerbaycan’ı hangi devleti yenerek zapt etmiştir?

a) İlhanlılar

b) Karakoyunlular

Page 94: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

94

c) Timurlular

d) Çobanoğulları

e) Muzafferiler

7) Özbek Han hangi İlhanlı hükümdarı ile sulh yapmıştır?

a) Gazan Han

b) Ebu Said Han

c) Argun Han

d) Abaka Han

e) Olcaytu Han

8) Aşağıdakilerden hangisi 1343 yılınd Venediklilerin Azak’ta Müslüman bir tüccarı

öldürmelerinin sonucu değildir?

a) Azak’ta Avrupalıların mallarının yağmalanması

b) Avrupa’da tohum ve balığın değerinin artması

c) İtalyan tüccarların zarara uğraması

d) Porto-Pisano’nun harap hale gelmesi

e) Köle ticaretinin yasaklanması

9) 1348-1349 yıllarında Avrupa’da ortaya çıkan veba salgını hangi olayın neticesidir?

a) Altın Orda ordusunun Çembalo (Balaklava) kuşatması

b) Venediklilerin kolonilerinde temizliğe dikkat etmemesi

c) Rusların Azak’a saldırıları

d) Memlûk Sultanı’nın dostu olan bir tüccarın Cenevizliler tarafından öldürülmesi

e) Vebalı bir İlhanlı tüccarının Kefe’de vefat etmesi

10) Aşağıdakilerden hangisi Özbek Han devrinde hukuk alanında yapılan yeniliklerden

biridir?

a) Mescidlerin inşa edilmesi

b) Mahkemelere kadıların tayin edilmesi

c) Yarguci denilen hakimlerin azl edilmesi

d) Gayrımüslimlerin İslam hukukuna tâbi olmaları

e) Mahkemelerin başkanlığına Bahşi denilen bürokratların tayin edilmesi

Cevaplar

1) c 2) a 3) e 4) a 5) b 6) d 7) e 8) e 9) a 10) b

Page 95: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

95

5. 13-14. YÜZYILLARDA ALTIN ORDA’NIN SOL KANADI: GÖK

ORDA

Page 96: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

96

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

5.1. Gök Orda’nın Teşekkülü

5.2. Gök Orda Kanadının Sınırları

5.3. Orda ve Halefleri

5.3.1. Konkıran

5.3.2. Konçi

5.3.3. Bayan ve Kubluk (Kuyluk) Arasında İktidar Mücadelesi

5.3.4. Sası Buka

5.3.5. Erzen

5.3.6. Çimtay

5.3.7. Mübarek Hoca

5.3.8. Urus Han

5.4. Altın Orda Devleti’nin Parçalanma Sürecinde Gök Orda Sahası

Page 97: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

97

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Gök Orda Kanadının Nasıl Teşekkül Ettiği Hakkında Bilgi Veriniz?

2) Gök Orda Kanadının Sınırları Hakkında Bilgi Veriniz?

3) Orda Hakkında Tarih Kaynaklarında Geçen Bilgiler Nelerdir?

4) Orda’nın Halefleri Hakkında Bilgi Verin?

5) Altın Orda Devleti’nin Parçalanma Sürecinde Sol Kanatta Meydana gelen Olaylar Hakkında

Bilgi Veriniz?

Page 98: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

98

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Gök Orda (Sol Kanat)’nın

Teşekkülü

Cuçi Ulusu’nun teşekkülünde

Gök Orda’nın rolü ve önemi

hakkında bilgi edinilecektir.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Gök Orda’nın Sınırları ve İlk

Hükümdarı

Gök Orda’nın sınırları ve onun

ilk hükümdarı Orda hakkında

bilgi sahibi olunacaktır.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Orda’nın Halefleri Orda’dan sonra gelen Gök

Orda hükümdarları hakkında

bilgi sahibi olunacaktır.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Altın Orda’nın Parçalanma

Sürecinde Sol Kanat

Urus Han ve Toktamış Han’ın

iktidarları sonrasında Doğu

Deşt-i Kıpçak’ın Siyasî

Durumu hakkında genel bilgi

sahibi olunacaktır.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 99: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

99

Anahtar Kavramlar

• Orda

• Gök Orda

• Sol Kanat

• Bayan

• Urus Han

Page 100: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

100

5.1. Gök Orda’nın Teşekkülü

İkinci bölümde de ifade edildiği üzere Cengiz Han’ın kararı gereğince Cuçi’nin vefatından

sonra onun yerine ikinci oğlu Batu geçti. Tarihçi Reşîdüddîn’in belirtttiğine göre Cuçi’nin en

büyük oğlu ve Batu’nun ağabeyi olan Orda, Batu’nun hükümdarlığına razı oldu ve babasının

yerine tahta onu kendisi çıkardı141. Orda’nın Cuçi Ulusu’nun yüksek hâkimiyetini arzulamadığı

veya dedesinin kararına razı geldiğiyle alakalı Ötemiş Hacı’nın eserinde şöyle yazmaktadır:

“İçen (Orda) ile Sayın (Batu) Han meşhur idiler. (Onlar) (Cuçi Han’ın) Turalı Han (adlı)

eşinden doğmuşlardı. Yine (onun) başka eşlerinden 17 oğlu vardı. Bu İçen ile Sayın hanlıktan

birbirleri adına feragat ettiler. Sayın Han küçük idi. Büyük kardeşi İçen’e (şöyle) dedi: ‘Babam

yerinde (sen) büyük kardeşimsin, (benim için) babam gibisin. Yabancı yurda gidiyoruz. (Sen)

Han ol’. İçen dedi: ‘Benim senden yaşça büyük olduğum doğrudur. Ama babamız seni çok sevip

(daha çok) değer verirdi. Bugüne kadar senin gücünü ve yerini bilmiş ve tahammül etmiştim.

Şayet ki han olursam eskisi gibi (senin) yerini kabul etmeyeceğim. Ve aramızda savaş ve

düşmanlık olacak. Sen han ol. Senin Hanlığı’na ben tahammül edebilirim, ama sen benim

hanlığıma tahammül edemezsin’. (Sayın) ‘O dediğin nasıl sözdür? Yasaya göre büyük kardeşim

varken han olmam bana yakışmaz’ diyip büyük kardeşine (tahtı) çok (ısrarla) teklif etti. Kabul

etmediğinde ise (şöyle) söyledi: ‘Olmazsa (şu şekilde) bir iş yapalım. Ulu babamız Çengiz

Han’ın huzuruna gidelim. Ben sözlerimi arzedeyim. Siz de sözünüzü arzedin. Babamızın her ne

buyruğu olsa, o şekilde yapalım’ dediğinde, (İçen Han)bu sözü makul görüp kabul etti. Bir

anadan doğan iki oğul ve (Cuçi’nin) diğer eşlerinden doğan 17 oğul, hepsi Büyük Han’ın

huzuruna gittiler. Bunlar Han’ın yanına gittiklerinde, Han onlar için üç orda yaptı. Altın eşikli

ak ordayı Sayın Han’a yaptı. Gümüş eşikli kök ordayı İçen’e yaptı. Çelik eşikli boz ordayı

Şiban’a yaptı ”142.

Bununla birlikte gerçekte Cuçi Ulusu’nda büyük kardeşler arasında topraklar bölüşüldü.

Reşîdüddîn’in belirttiğine göre Cuçi Han’ın ordusunun yarısını Orda, yarısını da Batu idare

ediyordu143. Tarihçi Vassâf’ın ifadesine göre bir tümenden daha fazla canlı orduyu meydana

getiren Cuçioğullarından dört binbaşı şahsiyet Kerk, Azan, Azl ve Alguy büyük kardeş Horda

141Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, Perevod s Pers. Yu. P. Verhovskogo, İzdatelsvo Akademii Nauk SSSR,

Moskva-Leningrad, 1960, s.66; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii

Zolotoy Ordı II. İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A.

Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.41. 142Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, Haz. İlyas Kamalov, TTK Basımevi, Ankara, 2009, s.3, 31-32.

143Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.66; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.41.

Page 101: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

101

(Orda)’nın komutası altında bulunuyordu144. Orda küçük kardeşleri Odar, Tukay-Timur, Şinkur

ve Sengüm ile birlikte ordunun sol kanadını meydana getiriyordu ve onlar o zamandan beri sol

kanadın prensleri (şah-zadegân-î dâst-î çâp) olarak adlandırılıyorlardı145.

5.2. Gök Orda Kanadının Sınırları

Orda ve onun haleflerinin hüküm sürdüğü toprakların sınırları tesbit etmek oldukça zordur.

Gerek Gök Orda Ulusu’nda gerekse de onun hudutları dışında siyasî vaziyetin o veya bu şekilde

değişmesine bağlı olarak zaman içerisinde sol kanadın topraklarının sınırları da değişmiştir.

Başlangıçta Orda ve ilk haleflerinin iktidarı devrinde doğu ve kuzeydoğu Kazakistan bozkırları

Gök Orda’nın hâkimiyet alanını olmuşturmaktaydı. Fakat zamanla Gök Orda sınırları Güney

Kazakistan’daki Savran, Sığnak, Cend, Barçkend vb şehirlerin bulunduğu Sır Derya havzasına

doğru genişlemiştir. Gök Orda toprakları şartlı olarak doğudan batıya doğru genişliyordu. 13.

yüzyılda Gök Orda kanadının sınırları kuzeyde Barabin Ovası ile Kulındin Bozkırı, kuzeyde

Tarbagatay ile Balkaş, batıda Sarıarka Bozkırı ve Ulutav Dağları ve güneyde de Karatav dağ

silsilesiyle çevriliydi. Artık 14. yüzyılın başlarında Gök Orda hükümdarları hâkimiyet

alanlarını Yayık’ın doğu kıyısına kadar genişletmişlerdi146.

5.3. Orda ve Halefleri

Orda Cuçi Ulusu’nun siyasî hayatında önemli rol oynamasının yanında bütün Moğol

İmparatorluğu üzerinde de saygın bir mevkiye sahipti. Aslında Orda kardeşi Batu ile birlikte

Cengiz Han’ın torunlarının devrinde yani üçüncü yönetici neslin çağında ağabey pozisyonunda

bulunuyordu. Reşîdüddîn’in bildirdiğine göre Cuçi Han’ın ilk oğlu Orda Kongrat kabilesinden

olan ilk karısı Sartak’tan dünyaya gelen Orda hem babası hayattayken hem de ondan sonra

büyük saygınlık sahibiydi ve bu yüzden gerek babasının sağlığında gerekse de onun vefatından

sonra oldukça hörmet görmüştü. Büyük Moğol İmparatoru Mengü Han tarafından Cuçi Ulusu

adına yazılmış yarlıklarda yasa ve emirler kısmında Cuçi’nin halefi ikinci oğlu Batu idiyse de

Orda’nın adı onun adından önce yer alıyordu147. Bununla birlikte Orda’nın neslinden gelenler

144Vassâf, “Târîh-i Vassâf”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih

Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo

Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.84-85.

145Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.66; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.41-42.

146Kanat Uskenbay, “Levoe Krılo Ulusa Djuçi v XIII – Naçale XV Veka”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut

İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.214. 147Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.41.

Page 102: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

102

bir gelenek olarak Batu’nun haleflerini kendi hanları ve hükümdarları olarak tanıyorlar ve

yarlıklarda onların adlarını kendilerinin üzerine yazıyorlardı148.

1246 yılında Orda’nın hüküm sürdüğü topraklardan geçen Plano Karpini şöyle

yazıyordu: “… Tossuk-han (Cuçi Han)’ın çocukları ise şunlardır: Bati (Batu), o İmparator’dan

sonra en zengin ve kudretlisidir; Orda, o bütün başbuğların en yaşlısıdır; Sıban (Şıban), Bora,

Berke, Oaut”149. Aynı müellif daha sonra şöyle yazıyordu: “bu topraklarda Batu’nun büyüğü

olan Orda yaşıyor, o bütün Tatar prenslerinin en yaşlısıdır”150.

Reşîdüddîn’in bildirdiğine göre Batu’nun emriyle Orda kardeşleri Şiban, Berke,

Berkeçar, Tangut ve Tukay Timur’la birlikte Cuçi Ulusu’nu temsilen 1246 yılında Güyük’ün

Büyük Moğol Hanı seçildiği kurultaya katıldı. Ayrıca Orda amcası Tuli’nin oğlu Mengü ile

birlikte Cengizoğulları arasında yaşı büyükler olarak Cengiz Han’ın küçük kardeşi Temüge-

Odçiğin’in tahtı ele geçirmek amacıyla yaptığı teşebbüse karşılık mahkemenin verdiği idam

cezasının infazıyla alakalı olarak Güyük Han tarafından görevlendirildi151. Aynı müellifin

bildirdiğine göre Batu hayattayken Mengü Han üçüncü kardeşi Hulâgu’yu kalabalık bir orduyla

İran topraklarına gönderdiğinde Cuçioğullarından her prensin ordusundan on kişiden ikisini

yardımcı olarak Hulâgu’nun ordusuna katılsınlar diye ayırmalarını emretti. Bu durumda Orda

oğlu Kuli’yi bir tümen askerle Harezm ve Dehistan üzerinden Hülâgü’ye yardıma gönderdi152.

Bu haber Orda’nın 1255 yılı civarında henüz hayatta olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla

birlikte onun tam olarak ne zaman öldüğü bilinmemektedir.

Cengizoğullarının üçüncü neslinin aksakalı olan Orda’nın vefatından sonra onun adı

yasak olmaya başlandı ve ölümden sonra verilen en saygın unvan olan İçen Han (Efendi Han)

adıyla anıldı. Bundan dolayı çağdaş tarihçiler onun adını ve ölümünden sonra ona verilen

unvanı birleştirerek onun adını Orda-İçen’e dönüştürdüler. Onun kardeşi Batu da, Sayın Han

olarak bilinir153. Bu ad veya saygı lakâbı aslında onun ölümünden sonra şahsına verilen

unvanıydı. Moğollar böylesi unvanları Hanedan mensuplarından vefat edenleri adlandırmak

için kullanıyorlardı. Esasen ilk Cuçioğullarının çağdaşları olan yazarlar Orda’yı, İçen ile

birlikte adlandırmamışlardı. Orda İçen adlandırması ilk olarak 15. yüzyılın ilk yarısının Farsça

yazan müellifinin “Mu’izz al-ansab” adlı eserinde geçmekteydi154.

148Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.42. 149Ioann de Plano Karpini, İstoriya Mongolov, Bvedenie, Perevod i Primeçaniya A. I. Maleina, İzdanie A. S.

Surova, S.Peterburg, 1911, s.22.

150Ioann de Plano Karpini, a. g. e., s.51. 151Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.118-119. 152Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.81. 153Roman Yu. Poçekayev, Batıy Han, kotorıy nye bıl hanom, İzdatelstvo Yevraziya, Moskva-Saintpeterburg, 2018,

s.13-17.

154Kanat Uskenbay, a. g. m., s.209.

Page 103: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

103

Orda’nın üçü de Kongrat kabilesine mensup Çöke Hatun, Tubakane Hatun ve adı

bilinmeyen üç eşi vardı, ayrıca kumaları vardı. Tüm eşlerinden olan yedi oğlu sırasıyla şöyledir:

1) Sertektay, 2) Kuli, 3) Kurumışi, 4) Kungkıran, 5) Çurmakay, 6) Kutuku ve 7) Hulâgu155.

5.3.1. Konkıran

Orda’nın büyük oğlu ve halefi olan Konkıran (Kungkıran) adının manasına rağmen

güçlü ve becerikli bir hükümdar değildi. 1270’li yılların sonuna değin Gök Orda’nın başında

kalan Konkıran’ın adı tarih kaynaklarında sadece bir kez Büyük Moğol İmparatoru Mengü

Han’ın Çağatay ve Ögedey uluslarına karşı giriştiği seferle bağlantılı olarak geçmektedir.

Mengü Han noyanlarından birini cesur Türklerden meydana getirdiği on tümenlik bir orduyla

onları o bölgeden uzaklaştırmak ve Kayalık sınırları içerisinde kalan ve Otrar’a kadar

sürülerinin uzandığı Konkıran-oğul’un ordasına yaklaştırmak amacıyla batıda Beşbalık ile

Karakurum arasındaki yerlere, Ulutağ sınırlarına doğru gönderdi156. Mengü Han düşmanlarını

nihaî olarak yok etmek için batıya kalabalık bir ordu gönderdi. Amacı Karakurum ve Beşbalık

arasındaki boşluğu zapt etmek ve Kayalık ile Otrar arasındaki yerlerde konuşlanan Orda’nın

oğlu ve halefi Konkıran’ın komutası altındaki Cuçioğullarının kuvvetleriyle birleşmekti.

Neticede Çağatay Ulusu’ndaki kompolculara sempati duyan bütün komutanlar öldürüldü157.

5.3.2. Konçi

Konkıran’ın hiç evladı yoktu. Bu yüzden Konkıran öldükten sonra Gök Orda Ulusu’nun

tahtına Orda’nın torunu ve Sertektay’ın oğlu Konçi (Kulçi veya Koyunçi) çıktı ve uzun süre

iktidarda kaldı158. Konçi’nin lâkabı “Toruk Han” idi159. Onun saltanatı döneminde kudretli

Moğol İmparatorluğu Cengizoğullarının çeşitli hanedanları arasında uzun süre devam eden

savaşlar neticesinde parçalanmaya başladı. Konçi bu dönemde aktif bir dış siyaset yürüttü. İlk

başta Kaydu ile ittifak kuran Konçi onunla birlikte Kubilay Han’a karşı savaştı160. Konçi, Ak

Orda Hanı Tuda Mengü ve Emîr Nogay 1280 yılından sonra Kubilay Han ile barış yaptı ve

onun rehin olarak tuttukları oğlu Nomokan’ı serbest bırakak babasına iade ettiler. Kubilay Han

155Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.42.

156Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.137-138.

157V. V. Bartold, “Oçerk İstorii Semireçya”, Soçineniya, T.II, Ç.1, İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturı, Moskva, 1963,

s.65.

158 Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.41.

159Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Yayınları, İstanbul, 1976, s.18-21, s.26.

160Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.13.

Page 104: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

104

bu jeste hediyelerle ve finans yardımıyla karşılık verdi. Çince olarak kaleme alınan “Yuan Şi”

adlı tarih kaynağında yazdığına göre İmparator Prens Huo-ni-çi (Konçi)’ye 500 külçe gümüş,

inci kolye ve sırma kumaşlar gönderdi. Ertesi yıl Huo-ni-çi’nin askerlerine çeşitli hediyeler

yollandı161.

Konçi Ak Orda hanlarından farklı olarak İran’a ve Azerbahcan’a hâkim durumdaki

İlhanlılarla dostluk kurdu. Argun Han, Geyhatu Han ve Gazan Han’a elçilerini yollayarak

İlhanlılarla barış yaptı162. Büyük Moğol İmparatorluğu ve İlhanlılarla barış yaptıktan sonra

Konçi’nin güneydeki komşuları Ögedey ve Çağatay uluslarıyla olan ilişkileri bozuldu.

Günümüz Kazakistanının güney ve güneydoğusunda yer alan şehirler (kaynaklarda Karı-

Sayram’ın adıyla geçmektedir. Orda’nın torunları hâkimiyet alanlarını doğudan güneye Çu-

Talas bozkır kuşağına doğru genişletmişlerdi. Bu durum Yedisu’ya hâkim durumdaki Kaydu

ile savaşa sebebiyet verdi. Reşîdüddîn’e göre Karı-Sayram Kaydu’ya bağlı olmakla birlikte

Konçi’nin uluslarından biriydi163. Bununla birlikte Konçi’nin iktidarı devri sukunetle geçti.

Bu dönemde Gök Orda’nın Ak Orda’dan müstakil olduğunu ifade etmek mümkündür.

Reşîdüddîn’in şu ifadeleri bu görüşü desteklemektedir: “Genellikle Batu’nun yerini alanları

kendi hükümdarları ve yöneticileri olarak sayıyorlar ve onların adlarını kendi yarlıklarının

üzerine yazıyorlar”, ancak “en başında Orda’nın yerini alan onun soyundan birisinin Batu

soyunun hanlarına gitmek için sebebi yoktu, çünkü onlar birbirlerinden ayrılmışlar ve aynı

şekilde kendi uluslarının müstakil hükümdarları olmuşlardı”164. Ne var ki Konçi’nin 1299 yılı

civarında ölmesinden sonra Gök Orda’daki siyasî istikrar onun seleflerinin iktidar mücadeleleri

yüzünden bozuldu.

5.3.3. Bayan ve Kubluk (Kuyluk) Arasında İktidar Mücadelesi

Konçi’nin ölümünden sonra 14. yüzyılın başından 1360’lı yıllara kadar olan süreçte Gök

Orda’nın tarihi kaynaklarda yeterli bilgi olmadığı için çok iyi aydınlatılamamıştır. Taht

kavgalarının ve bu minvalde ortaya çıkan hâkimiyet mücadelelerinin yaşandığı bu dönemde sol

kanadın tahtına sırasıyla Konçi’nin büyük oğlu ve halefi Bayan, Konçi’nin dördüncü ve küçük

oğlu Makuday (Mangıtay), Ordaoğullarının diğer bir kolundan gelen Timur Buka’nın oğlu

Kubluk (Kuyluk) ve Kubluk’un oğlu Kuştay (Kuşay veya Kuş-Timur) çıktılar. Tarih

161Kanat Uskenbay, Vostoçnıy Daşt-i Kıpçak v XIII – Naçale XV Veka. Problemı Etnopolitiçeskoy İstorii Ulusa

Djuçi, İzdatelstvo “Fen” AN RT, Kazan, 2013, s.130-131.

162Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.67; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.42.

163Raşid ad-din, Sbornik Letopisey, T. I, Kniga Pervaya, Perevod s Pers. L. A. Hetagurova, İzdatelstvo Akademii

Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1952, s.81.

164Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.66; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.42.

Page 105: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

105

kaynaklarının şehadetine göre onlardan herbiri Gök Orda hükümdarlığını belirli sürelerle

üstlendiler165.

Reşîdüddîn’in verdiği bilgilere göre Gök Orda hükümdarı Bayan, Kaydu’nun oğlu

Yangiçar ile düşmanlık içerisindeydi, İslam Hükümdarı Gazan Han ile dosluk kurmuştu ve Cuçi

tahtının sahibi Tokta Han ona yardım ediyordu. Kudretli Kaydu onun muhtemel harekatından

korkuyordu. Oysa Orda Ulusu’nun hükümdarıyla düşman olan Kubluk, Bayan’dan kopardığı

ve Kaydu ile Duva’nın onun yardımına gönderdiği ordusuyla yetiniyordu166. Bu ifadelerden

Kubluk’un Gök Orda Ulusu’nda sadece yüksek iktidar iddiasında bulunduğu anlaşılıyor. Zira

Kaydu ile Duva’nın onun ulusunun hükümdarı olması için yardım göndermelerine dair ifadeler

bunu ortaya koyuyor.

İbn Haldûn’a göre Konçi’den sonra Gök Orda tahtına onun oğlu Kuyluk çıktı. Ancak

Kuyluk’un kardeşi Bayan ona karşı ayaklandı167. Reşîdüddîn’in ifadesine göre Orda Ulusu’nun

büyük kısmını Bayan yönetiyordu168. Ortaçağ Müslüman yazarlarının bu ifadelerinden

Konçi’nin ölümünden sonra Gök Orda kanadında iki hükümdarın aynı anda hüküm sürdüğü ve

birbirleriyle hâkimiyet mücadelesi içerisinde oldukları anlaşılmaktadır169. Bu mücadelede

Kaydu ve Çağataylı Duva Han’ın Kubluk’u destekledikleri de ortaya çıkmaktadır. Onların Orda

Ulusu’nda han olması için Kubluk’a yardım etmelerinin sebebi Gazan Han ile giriştikleri

mücadelede onu kendi müttefikleri yapmak istemeleriydi. Bayan, Kubluk ve Kaydu ile

Duva’nın ordusuyla 18 kez savaştı, onlardan altısına şahsen katıldı. En sonunda mağlubiyete

uğratıldı ve Batu tahtının sahibi Tokta’nın memleketinin sınırlarına kaçtı170.

Sürekli devam eden bu savaşlar yüzünden onun (Bayan) askerleri yoksul düştü, savaşlar

kısmen atlı kısmen de yaya oluyordu, ne var ki o (Bayan) gene de sebatla düşmanla mücadele

ediyor ve bu taraftan (yani Gazan Han’dan) mal yardımı istiyordu171.

Bayan’a iç savaşta zafer kazanması için Tokta Han’ın ordusu yardım etti. Ebu’l Kasım

el-Kaşanî’nin “Tarih-i Olcaytu” adlı eserinde yazdığına göre “Tokta iktidarının sonunda

Orda’nın oğlu Tubici (Konçi, fakat o Orda’nın oğlu değil torunuydu) öldü. Onun geride büyüğü

Bayan ve küçüğü Mumkiya adında iki meşhur oğlu kaldı. Bayan babasından ulusunu ve

ordusunu devraldı, Mumkiya ise ona karşı çıktı ve onu ülkeden ve ulustan kaçmak ve göç etmek

165Kanat Uskenbay, Vostoçnıy Daşt-i Kıpçak v XIII – Naçale XV Veka…, s.135-136.

166Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.68; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.43-44.

167İbn Haldûn, “Kitabu’l –İber divânu’l-mübtedâ ve’l-haber fî eyyamu’l-arab ve’l-acem ve’l-berber”, Sbornik

Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1,

Sanktpeterburg, 1884, s.394. 168Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.68; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.44. 169Kanat Uskenbay, Vostoçnıy Daşt-i Kıpçak v XIII – Naçale XV Veka…, s.136-137. 170Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.68; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.44. 171Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, s.68; Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, s.44.

Page 106: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

106

zorunda bıraktı. Tokta sayısız kana susamış askeriyle ona yardıma çıktı ve zafer kazandı.

Mumkiya kaçtı ve baba yurduna Bayan’ın ardından yerleşti”172.

5.3.4. Sası Buka

1310’lu yıllarda Bayan Altın Orda ordusunun yardımı olmaksızın Gök Orda Ulusunda

hâkimiyeti geri almayı başaramıyordu. Bu dönemden itibaren Gök Orda Ak Orda’nın

himayesini kabul etti. Bayan’ın halefi olan oğlu Sası Buka (1318-1321) kısa bir süre iktidarda

kaldı. Muîneddin Natanzî’nin verdiği malumatlara göre “Sası Buka bağlılığını ve tâbiliğini

devam ettirdi. Tuğrul Han ve Özbek Han’a hizmet etmekten geri adım atmadı ve hiç muhalefet

ve kurultaya katılmamazlık etmedi. Han’a sadakatini muhafaza ederek 1321 yılına doğru vefat

etti ve Savran Kalesindeki türbesine defnedildi”173.

5.3.5. Erzen

Muîneddin Natanzî’nin verdiği malumatlara göre Sası Buka Han’ın ölümünden sonra

Özbek Han’ın emri gereğince Erzen (İrzan) Cuçi Ulusu’nun sol kanadının hanı oldu. Oldukça

akıllı, basiretli ve adil bir hükümdar olan Erzen ülkede büyük hakimiyet kurdu. Onun konumu

kısa sürede Özbek Han’ın kendisinin büyüklüğüne yakın seviyeye ulaştı. Şerefli ve Allah’tan

korkan dindar padişah Otrar, Savran, Cend ve Barçkend’de medrese, hanak, mescid ve diğer

dini yapılar inşa ettirdi. Onun devrinde küçükler büyüklere, büyükler de küçüklere büyük

hörmet etti. Erzen âdillik ve yufka yüreklikteki şöhretiyle bütün Türkistan’ı yüksek cennete

çevirdi ve neredeyse yediyüz soydaşına herbirinin kendi yurt, yüksek makam, hizmet ve kendi

etrafındaki insanlara sahip olacağı bölgeler verdi. Tanınmış insanlardan hiç kimse basit halka

eziyet etmedi ve basit halktan hiçkimse mehur kişilere saygısızlık etmedi. Onun iktidarı

döneminde hâkim olan huzur ve refahı sonradan insanlar rüyalarında dahi göremediler. Erzen

Sığnak şehrinde defnedilmişti174.

172Abu’l Qasem ibn ‘Ali ibn Mohammad al-Qashani, The History of Uljaytu, Edited by M. Hambly, Printed in

Ziba Press, Tehran, 1969, s.144’ Kanat Uskenbay, “Levoe Krılo Ulusa Djuçi v XIII – Naçale XV Veka”, s.212’den

naklen.

173Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.129.

174Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, s.129-130.

Page 107: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

107

5.3.6. Çimtay

Hicri 740-741 yılları civarında Özbek Han’ın oğlu Tinibek ordusuyla Sığnak’a girdi.

Eğer Erzen o sıralarda hayatta idiyse büyük ihtimalle barışçıl bir şekilde kendi hâmisinin oğluna

hâkimiyeti vermiş olurdu. Tinibek Sığnak’ta uzun süre kalmadı. Artık hicri 742 yılının başında

babasının öldüğü haberini alarak geri döndü. Ne var ki, küçük kardeşi Canibek’in emîrleri

Saray’a geri dönmekte olan Tinibek’i Sarayçik’te karşıladılar ve haince öldürdüler. Babasının

tahtını ele geçiren Canibek Doğu Orda’daki isyanı unutmadı. Muhtemeldir ki, yerli

asilzâdelerin desteğini sağlamaya çabalayarak Erzen’in oğlu Çimtay (Cimbay)’ı han olarak

tasdik etti. Bununla birlikte buraya kendi adamlarını tayin etmedi. Sığnak Ulusu’nun yeni Hanı

bütün kendi faaliyetlerini iç istikrarı yenilemek için yaptı ve zamanın talepleri doğrultusunda

kırıkları tamir etti. Canibek’le aynı anda Hicri 742-743 yıllarında (1341/2-1342/3) tahta çıkan

Çimtay ondan dört yıl fazla yaşadı ve yaklaşık olarak 762 yılında (1360/1361) öldü. Çimtay’ın

hâkimiyetinin son yılları Ak Orda’daki kargaşa dönemine denk geldi175.

5.3.7. Mübarek Hoca

1360’lı yıllarda daha evvel Kıyat asilzâdelerinin güçlü olduğu Sır Derya boyunda

Cuçi’nin oğlu Tukay Timur’un neslinden gelenler yükselmeye başladı. Ötemiş Hacı’nın

belirttiğine göre burada sırasıyla Kara Nogay (yaklaşık Hicri 761-763 yılları) ve Tuglı Timur

(yaklaşık Hicri 763- 767 yılları) hüküm sürdüler. Onların hâkimiyetinden sonra iktidara hicri

768-769 yıllarında bir veriye göre Tukay Timur neslinden, başka bir veriye göre de Orda’nın

soyundan gelen Mübarek Hoca geldi176.

Natanzî’ye göre Mübarek Hoca Erzen’in oğluydu ve onun vefatından sonra sol kanadın

hükümdarı olmuştu. Aynı müllefin onun hakkındaki görüşleri şöyledir: “Mübarek Hoca aşırı

şöhret düşkünlüğü ve hırsı yüzünden isyan (fitne) çıkardı ve bu fesat (bulgak) hakkındaki hatıra

o zamandan beri Deşt-i Kıpçak’ta muhafaza edilmiştir. İnsanlar asayiş, refah ve huzura

alıştıklarına göre bu fesat büyük boyutlara ulaşmadı. Altı ay sonra Saray’a eş cennet benzeriyle

vedalaştı ve daha 2 yıl 6 ay orada ölene dek yurtsuz Kırgız ve Altay memleketlerinde göçerlik

etti”177. Günümüze kadar ulaşan madeni paralara göre ise o toplam olarak Hicri 768-769

175Kanat Uskenbay, Vostoçnıy Daşt-i Kıpçak v XIII – Naçale XV Veka…, s.156-158.

176Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, Haz. İlyas Kamalov, TTK Basımevi, Ankara, 2009, s.63; Kanat Uskenbay,

Vostoçnıy Daşt-i Kıpçak v XIII – Naçale XV Veka…, s.165-170. 177Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, s.130.

Page 108: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

108

(1366/1367-1367/1368 yılları)’dan 770 (1368/1369) yılına kadar yaklaşık iki yıl hüküm

sürdü178. Bu durumda onun çıkardığı isyandan sonra Özbek Han tarafından Gök Orda tahtından

uzaklaştırıldığı, fakat 1367 yılına doğru yeniden Doğu Deşt-i Kıpçak’ta hâkimiyeti ele geçirdiği

düşünülebilir.

5.3.8. Urus Han

Mübarek Hoca’dan sonra Sığnak’ta Urus Han adına para basılmaya başlandı. Mübarek

Hoca Han’ın iktidarındaki şartlar bilinmemektedir. Büyük ihtimalle Cuçi’nin oğullarından

Tukay-Timur neslinden gelen Urus Han tarafından tahttan indirildi ve bir süre daha Sığnak

Ordası’nın doğu göç istikameti civarında Kırgızlar arasında ve Altay’da dolaşıp durdu179.

Urus Han (1369-1379) tahta çıkar çıkmaz Sığnak şehrinde para darbettirmişti. Urus Han

daha sonra 1377 yılında Saray tahtını da ele geçirdi ve burada da kendi adına para darbettirdi.

Urus Han Mamay Mirza’nın kontrolü altında bulunan Kırım haricinde Altın Orda Devleti’nin

bütün topraklarına hâkim duruma gelmişti. Böylece Tukay-Timur neslinden Altın Orda tahtına

çıkan ilk şahsiyet Urus Han oldu. Urus Han’ın Kayırçak, Tokta Pulat (Tokta Buka), Timur

Melik, Tuğluk Pulat ve Toktakıya adlarında oğulları vardı. Urus Han’ın adları geçen oğulları

içerisinde yalnızca Kayırçak’ın oğlu Barak’ın neslinden gelenler Kazak İli’nin başına geçerek

hanedan tesis edebildiler. Bu sıralarda Urus Han’ın amcazâdesi Tuy-Hoca Oğlan oğlu Toktamış

ve diğer amcazâdesi Timur Kutluk Urus Han’ın hizmetinde bulunuyorlardı. Bunlardan

Toktamış Urus Han ile bozuşarak Türkistan Hükümdarı Emîr Timur’un yanına sığınmıştı180.

5.4. Altın Orda Devleti’nin Parçalanma Sürecinde Gök Orda Sahası

6. Bölümde detaylı olarak ele alınacağı üzere Urus Han’ın oğulları Emîr Timur’un

desteklediği Toktamış’la 1376 yılından giriştikleri mücadelede dört kez üstünlük sağladıysalar

da nihayet 1379 yılında savaşı kaybettiler. Böylece Gök Orda sahasını ele geçiren Toktamış iki

yıl içerisinde önce İdil boyunu kontrolü altına aldı, daha sonra da Mamay Mirza’yı mağlup

ederek Cuçi Ulusu’nun batı kanadının bütün bölgelerini kendi hâkimiyeti altında birleştirmeyi

başardı.

Sarıarka ve Doğu Deşt-i Kıpçak (Kazakistan) bozkırları Toktamış’ın hâkimiyetini

şeklen tanırken yerli kabile aristokrasisi aracılığıyla yönetilmeye devam ettiler. Onlardan

bazıları örneğin Mangıtlar ve Kongratlar Toktamış’ın devletinde yüksek askerî mevkiler elde

178Mustafa Kafalı, a. g. e., s.28-29; Kanat Uskenbay, “Levoe Krılo Ulusa Djuçi v XIII – Naçale XV Veka”, s.213. 179S. G. Klyashtorny - T. İ. Sultanov, Kazakistan. Türkün Üç Bin Yılı, 2. Bs., Çev. D. Ahsen Batur, Selenge

Yayınları, İstanbul, 2004, s.206. 180Mustafa Kafalı, a. g. e., s.30-31.

Page 109: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

109

ettiler. Diğer kabileler ise kendi iktidarlarını yeniden kurmak isteyen Urus Han’ın neslinden

gelenleri desteklemeye başladılar. Onlar ancak Toktamış’ın Emîr Timur’la giriştiği savaşları

kaybetmesinin ardından meydana gelen iç karışıklıklar neticesinde 15. yüzyılın ilk çeyreğinde

ortaya çıkan parçalanma sürecinde Barak Han’ın Doğu Deşt-i Kıpçak’a hâkim olmasıyla

amaçlarına ulaştılar. Ancak 1428 yılının sonuna doğru Barak Küçük Muhammed’le giriştiği

savaşta mağlup edilerek öldürüldü. Aynı sıralarda Doğu Deşt-i Kıpçak Cuçi’nin oğullarından

Şıban’ın neslinden gelen Ebu’l-Hayr Han’ın hâkimiyeti altına girdi. Böylece Gök Orda

sahasında Özbek Hanlığı ortaya çıktı. Bununla birlikte Barak’ın oğulları Canibek ve Giray

sultanlar Ebu’l-Hayr’ın baskılarına dayanamayarak Özbek Hanlığı’ndan ayrıldılar ve

kendilerine tâbi kabile gruplarıyla Doğu Çağatay Hanı II. İsen Buka’nın yanına sığındılar. II.

İsen Buka onların Yedisu ve Kozıbaşı’nda yurtlanmalarına müsaade etti. Böylece Urus Han’ın

neslinden gelenlerin inisiyatifi ile Kazak Hanlığı’nın temeli atıldı181.

181Osman Yorulmaz, “Kazaklar ve Kazak Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan-

İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.444-446.

Page 110: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

110

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Cuçi Ulusu’nu meydana getiren iki kanattan biri olan sol kol yani Gök Orda ve onun ilk

hümüdarı Orda; Orda’nın halefleri Konkıran, Konçi, Bayan, Kubluk, Sası Buka, Erzen, Çimtay ve

Mübarek Hoca’nın iktidarları devriyle ilgili tarih kaynaklarında geçen bilgiler ve Urus Han ve

sonrasında sol kanatta meydana gelen siyasî gelişmeler gibi hususlar anlatılmıştır.

Page 111: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

111

Bölüm Soruları

1) Aşağıdakilerden hangisi Orda’nın oğullarından biri değildir?

a) Konkıran

b) Sertektay

c) Kuli

d) Hulâgu

e) Kayırçak

2) Aşağıdakilerden hangisi Orda’nın kardeşlerinden biri değildir?

a) Şıban

b) Temuge Odçiğin

c) Berke

d) Batu

e) Tukay Timur

3) Orda ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

a) İçen Orda’nın ölümünden sonra kendisine verilen unvanıdır

b) Cuçi Han’ın en büyük oğlu Orda’dır

c) Orda’nın eşlerinden üçü Kongrat kabilesindendir

d) Orda kardeşi Batu ile taht mücadelesine girişmiştir

e) Mengü Han tarafından verilen yarlıklarda Orda’nın adı Batu’nun üstünde yazar

4) Orda’nın halefi kimdir?

a) Konkıran

b) Çimtay

c) Konçi

d) Kubluk

e) Bayan

5) Aşağıdaki hangi iki Gök Orda hükümdarı arasında iç savaş yaşanmıştır?

a) Batu ve Orda

b) Bayan ve Kubluk

c) Erzen ve Mübarek Hoca

d) Çimtay ve Erzen

e) Konçi ve Konkıran

6) Aşağıdaki Gök Orda hükümdarlarından hangisi dindar bir Müslüman kişiliği ile tanınmıştır?

a) Orda

b) Çimtay

c) Erzen

d) Kubluk

e) Konkıran

7) Urus Han’la ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?

a) Merkezi Sığnak şehri olmuştur

Page 112: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

112

b) Çimtay’ı tahttan indirerek han olmuştur

c) Orda’nın soyundan gelmiştir

d) Kırım’ı ele geçirmiştir

e) Toktamış Han’ı tahta çıkarmıştır

8) Tokta Han hangi Gök Orda hükümdarını kendi ulusu içerisindeki hâkimiyet mücadelesinde

desteklemiştir?

a) Kubluk

b) Çimtay

c) Erzen

d) Bayan

e) Mubarek Hoca

9) Ebu’l-Hayr Han Doğu Deşt-i Kıpçak’ta hangi devleti kurmuştur?

a) Kazan Hanlığı

b) Kazak Hanlığı

c) Astarhan Hanlığı

d) Kırım Hanlığı

e) Özbek Hanlığı

10) Konkıran hangi Büyük Moğol Hanı ile Çağataylılara karşı ittifak yapmıştır?

a) Kubilay Han

b) Güyük Han

c) Mengü Han

d) Timur Olcaytu Han

e) Ögedey Han

Cevaplar

1) e 2) b 3) d 4) a 5) b 6) c 7) a 8) d 9) e 10) c

Page 113: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

113

6. ALTIN ORDA DEVLETİNDE FETRET (BULKAK) DEVRİ (1360-

1380)

Page 114: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

114

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

8.1.Hızır Han ve Altın Orda Devleti’nin Birliğinin Bozulması

8.2.Mamay Mirza’nın Yükselişi

6.3. Bulkak Devrinde Cuçi Ulusunun Sol Kanadı

6.4. Toktamış Han’ın Doğu Deşt-i Kıpçak’ı Hâkimiyeti Altına Alması

6.5. Kulikova Meydan Muharebesi

Page 115: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

115

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Berdibek Han’ın ölümünden sonra Altın Orda Devleti’nin birliğinin nasıl bozulduğunu,

açıklayınız?

2) Cuçi Ulusu’nda Mamay Mirza’nın hâkimiyeti nasıl ele geçirdiği hakkında bilgi veriniz?

3) Bulkak devrinde Altın Orda’nın sol kanadının siyasî durumu hakkında bilgi veriniz?

4) Toktamış Han’ın Doğu Deşt-i Kıpçak’ta hâkimiyet kurmasını anlatın?

5) Kulikova Meydan Muharebesi’nin önemini anlatın?

Page 116: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

116

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Hızır Han ve Altın Orda

Devleti’nin Birliğinin

Bozulması

Berdibek Han’ın ölümünden

sonra ortaya çıkan siyasî

karışıklıklarla birlikte Altın

Orda Devleti’nde ortaya çıkan

fetret dönemini anlamak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Cuçi Ulsusu’nda Mamay

Mirza’nın Hâkimiyeti ele

geçirmesi

Mamay Mirza’nın Batı Deşt-i

Kıpçak’ta hâkimiyeti nasıl ele

geçirdiğini öğrenmek

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Bulkak Devrinde Altın

Orda’nın Sol Kanadı ve

Toktamış Han’ın Doğu Deşt-i

Kıpçak’ta Hâkimiyeti Ele

geçirmesi

Bulkak devrinde Altın

Orda’nın sol kanadındaki siyasî

durumu ve Toktamış Han’ın

iktidar mücadelesi hakkında

bilgi sahibi olmak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Kulikova Meydan Muharebesi Kulikova Meydan

Muharebesi’nin Türk ve Rus

tarihi açısından önemini

kavramak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 117: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

117

Anahtar Kavramlar

• Bulkak Devri

• Mamay Mirza

• Urus Han

• Toktamış Han

• Emîr Timur

• Kulikova Meydan Muharebesi

Page 118: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

118

6.1. Hızır Han ve Altın Orda Devleti’nin Birliğinin Bozulması

Dördüncü bölümde ifade edildiği üzere Berdi Bek Han’ın bütün kardeşlerini öldürmesi

ve ardında tahta çıkacak veliahd bırakmadan vefat etmesinden sonra Batu ile başlayan ve

133 yıl kesintisiz iktidarı muhafaza eden Ak Orda hanedanı son bulmuştu. Bununla birlikte

Cuçi Ulusu’nda yaklaşık 20 yıl süren ve ardı ardına birçok Cuçi soyuna mensup

Cengizoğlunun taht için birbiriyle çekiştiği siyasî istikrarsızlık sürecine girildi. Tarih

literatüründe “Bulkak veya fetret devri” adlandırmasıyla anılan bu devirde Cuçi Ulusu’nda

nüfusun büyük bir çoğunluğu Türk kökenli ve Müslüman olmasına rağmen Cuçi’nin 15

oğlunun neslinden gelen çok sayıda hanedan mensubu bulunması sebebiyle birçok han

namzedi ortaya çıktı. Bununla birlikte fetret döneminde Ak Orda (Batu nesli) ve Gök Orda

(Orda nesli) hanedanı mensupları artık son bulduğundan dolayı Tukay Timur ve Şıban

neslinden gelen hanzâdeler siyasî mücadelelerde yer aldılar. Ulus emîrleri de bu

mücadelede aktif rol oynayarak herbiri kendi adayını han yapmak için uğraştı. Zira tahta

çıkmak isteyen han namzetleri güçlü emîrlerin desteğini almak durumundaydı ve hatta tahta

çıktığı takdirde gerçek iktidarı onların eline vermek zorundaydı. Araştırmacıların tespitine

göre bu süreçte Saray tahtına kısa aralıklarla 19 han çıktı182. İlk olarak Ak Orda Hanedanı

sükut etse de Cuçi Ulusunda nüfuzunu muhafaza eden Özbek Han’ın yaşlı hatunu Taydula

Begim “Şimdi yurttaki hanlık Şiban Han’ın oğullarına düşer” diyerek Mangıtay’ın oğlu

Hızır Oğlan’ı Ak-Göl’deki yurdundan getirterek tahta oturttu ve Ak Orda’nın hâkimiyet

alâmeti olan Altın Busagalı ona verdi. Taydula yaşlı olmasına rağmen Hızır Han ile

evlenmek arzusundaydı. O büylece nüfuzunu korumak istiyordu. Ancak Hızır’ın atalığı

Nayman Kutlu Buka buna karşı çıktı ve onu Taydula’yı nikâhına almaması husussunda ikna

etti. Taydula bunun üzerine Hızır Han’ı tahttan indirtti ve onun yerine Canibek Han’ın oğlu

olduğunu iddia ettiği Kildibek (1360-1361) adında birini geçirdi. Ne var ki, Cuçi Ulusu’nun

ileri gelen zâdeganı Berdibek Han’ın bütün kardeşlerini öldürdüğünü bildiğinden dolayı ona

“Yalgan (yalan) Kildibek Han” denildi ve az sonra Saray’a gelen Hızır Han tarafından

tahttan indirildi. Hızır Han yeniden devirmek isteyen Taydula Hatun Cuçi’nin oğullarından

Boul’un neslinden gelen Bazarcı Oğlan’ı tahta çıkarmaya teşebbüs ettiyse de Hızır Han

tarafından her ikisi de öldürüldü. Bununla birlikte Hızır Han’a karşı çıkan Cuçi neslinden

Timur Hoca ve Ordu Melik’te taht mücadelesine giriştiler. Hızır Han 1-2 ay gibi kısa

fasılalarla tahtı ele geçiren bu rakiplerini de bertaraf etmeyi başardıysa da, bu kez kendi

182İlnur Mirgaliyev, Politiçeskaya İstoriya Zolotoy Ordı Perioda Pravleniya Toktamış Hana, İzdatelstvo AN RT,

Kazan, 2003, s.25-26.

Page 119: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

119

oğlu Murad’ın suikastine kurban gitti (1362). Murad Han Saray tahtına çıktıktan sonra

yeniden ortaya çıkan Kildibek ile giriştiği hâkimiyet mücadelesinden zaferle ayrılsa da

iktidarı çok uzun sürmeyecekti183.

Cuçi Ulusu’nda Berdibek Han’ın vefatından sonra ortaya çıkan siyasî istikrarsızlık

sürecinde Özbek Han devrinde son verilen Gök Orda hanedanını hüküm sürdüğü sol kanat

ta Saray’a tabi olmaktan çıktı. Hızır Han Deşt-i Kıpçak’ta siyasî birliği sağlayamadı.

Nümizmatik verilerden anlaşıldığı kadarıyla İdil boyu, Kırım Yarımadası ve Harezm’de

hâkimiyet tesisi ettiği anlaşılan Hızır Han’ın sol kanatta hükmünün olmadığı bellidir.

Yukarıda da ifade edildiği üzere 1361’den itibaren sol kanat, Sığnak’ta tahta çıkarak Sır

Derya boylarına hâkim olan Cuçi’nin oğlu Tokay-Timur neslinden gelen Kara Nogay

Han’ın iktidarı altında bulunuyordu. Üç yıl hüküm süren bu hanın ölümünden sonra yerine

kardeşi Tuglı Timur Sır Derya boyunda han olmuştu. Onun zamanında sol kanat kudret

kazanmıştı. Amcazâdeleri Urus, Kutluk Timur ve Toktamış onun hizmetindeydiler.

Böylece merkezi Sığnak şehri olmak üzere Cuçi Ulusu’nun sol kanadı sağ kanadın

hâkimiyetinden çıkmıştı184.

6.2. Mamay Mirza’nın Yükselişi

Hızır Han’ın öldürülmesinden bir süre sonra Kıyat kabilesine mensup ulus emîri Mamay

Kırım taraflarında müstakil hareket etmeye başladı. Mamay Mirza Canibek Han’ın kızı

Sulu-Haniş Hatun ile evli olduğu için Berdibek Han devrinden itibaren Batı Deşt-i Kıpçak

yâni Sağ kanadın beylerinin başbuğu olmuştu. 1359’dan itibaren de Batı Deşt-i Kıpçak’ta

mutlak hâkim duruma gelmişti. Bu yüzden Saray tahtına kendi adayı olarak Cuçi soyunun

hangi koluna mensup olduğu bilinmeyen Abdullah Can’ı çıkarmaya çalıştı. Bu sıralarda

Murad Han, Emîr İlyas’ın başını çektiği kendi emîrleri tarafından h. 764’te (21 Ekim 1362

– 9 Ekim 1363) bir suikaste kurban giderek öldürüldü. Mamay’ın desteğiyle Saray tahtını

elde eden Abdullah Can Han’ın buradaki hâkimiyeti uzun sürmedi. Zira Saray bir süre sonra

Mir Polat Hoca Han tarafından zapt edildi. Nümizmatik verilerden anlaşıldığı kadarıyla Mir

Polat Hoca Gülistan şehrine de hâkim durumdaydı. Ayrıca Bulgar bölgesinde müstakil bir

han olarak Polat Timur ve Mokşa taraflarında da Togay adında iki han daha ortaya çıkmıştı.

Bu durumda Abdullah Can Han Saray, Gülistan, Mokşa ve Orta İdil havzasındaki

183Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, Haz. İlyas Kamalov, TTK Basımevi, Ankara, 2009, s.61-62.

184Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Yayınları, İstanbul, 1976, s.91-94.

Page 120: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

120

rakiplerine karşılık yaklaşık 1370 yılına kadar Emîr Mamay’ın desteğiyle Deşt-i Kıpçak’ın

güney batı hattında iktidarını sürdürdü. Emîr Mamay Abdullah Can Han’ın ölümünden

sonra yerine Muhammed Bölek Han’ı tahta çıkardı. En son aşağı İdil boyundaki Astarhan

(Hacı Tarhan)’da para darbettiği anlaşılan Muhammed Bölek Han Toktamış’ın bütün Deşt-

i Kıpçak’ı siyasî olarak kendi iktidarı altında yeniden birleştirdiği 1380 yılına kadar nispeten

uzun bir süre han tahtında kaldıysa da aslında Emîr Mamay’ın elinde bir kukladan başkası

değildi. Bu dönemde Saray ve Gülistan çevresinde Mir Polat Han’ın yaklaşık üç yıl süren

iktidarından sonra Aziz Şeyh Han hâkimiyet kurdu. Onun ne kadar hüküm sürdüğü tam

olarak bilinmemektedir. Onun ardından Saray’da Han tahtında oturduğu bilinen ve H. 773

yılında darbedilen paraları olan Tolunbek’de bu minvaldedir. Ayrıca H. 776 yılında

Astarhan’da Hacı Çerkes Bek’in hâkim durumda olduğu anlaşılmaktadır. Bu veriler İdil

Boyunda hâkimiyet mücadelesinin oldukça kızıştığı ve Altın Orda Devleti’nin sağ

kanadında siyasî parçalanma yaşandığını ortaya koymaktadır185.

Tolunbek’in ardından Saray’da oturan Han olarak Arapşah beş yıl kadar (takriben 1378

yılına kadar) hüküm sürdü. Bulkak devrinde en muktedir hanlardan biri olarak dikkat çeken

Arapşah 1377 yılında Ruslara ait Nijniy Novgorod’a bir sefer düzenleyerek şehri tahrib

etmiş ve askerlerine yağmalatmıştı186.

6.3. Bulkak Devrinde Cuçi Ulusunun Sol Kanadı

1368 yılına doğru Sığnak’ta tahta çıkarak Cuçi Ulusu’nun sol kanadında hâkimiyet tesis

eden Urus Han Bulkak Devri’nin en güçlü siyasî figürlerinden biriydi. O 1374-1375

yıllarında gerçekleştirdiği askerî faaliyetleri ile Sarayçik, Hacı Tarhan ve Saray’ı zapt

etmeyi başardı. Saray’da para darbettiren Urus Han böylece hâkimiyetini sağ kolun merkezi

kısmına da kabul ettirdi. Urus Han iktidarını güçlendirmek amacıyla rakiplerini ortadan

kaldırmak istiyordu. Bu amaçla 1375 yılında amcazâdesi Mangışlak’ta hâkim olan Tuy-

Hoca Oğlan’ı kurultaya gelmediği gerekçesiyle ortadan kaldırdı. Sıranın kendisine

gelemesinden endişelenen Tuy-Hoca Oğlan’ın oğlu Toktamış Sığnak’tan kaçarak o vakit

185Mustafa Kafalı, a. g. e. s.94-97.

186İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2009,

s.99.

Page 121: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

121

Türkistan’da güçlü bir hükümdar durumuna gelmiş olan Emîr Timur’un yanına sığınmaya

karar verdi187.

15. yüzyılın Arap Tarihçisi İbn Haldûn Toktamış’ın soyunu bilinenin aksine Berdibek

Han’a dolayısı ile Ak Orda hanedanına bağlayarak onun Emîr Timur’un yanına şığınması

ve bu arada Deşt-i Kıpçak’ta cereyan eden olaylar hakkında çekici bilgiler vermektedir:

“Berdibek’in ölmesi üzerine küçük yaşta bir bebek olan oğlu Toktamış onu takip etti. Onun

kzıkardeşi Berdibek’in kızı Hanum yaşlı Moğol emîrlerinden Mamay adında biriyle evliydi.

Mamay onun Hanlığı’nda bütün işleri yönetiyordu. Kırım şehri onun hâkimiyetinde

bulunuyordu. Onun ordada olmadığı sırada Saray civarlarındaki toprakların yönetimini

üstlenen (başka) birkaç tane daha Moğol emîri vardı; onlar kendi aralarında mutabık

değillerdi ve kendi bölgelerini müstakil olarak yönetiyorlardı. Mesela Hacı Çerkes

Astarhan civarına hâkimken, Urus Han da kendi bölgelerini yönetiyordu; Aybekhan da

öyleydi. Onların hepsi sefer emîrleri (sol kol emîrleri) olarak adlandırılıyorlardı. Bedribek

öldüğünde ve (yüksek) hâkimiyet olmadığında bu emîrler müstakil olarak illerde hüküm

sürüyorlarken Mamay Kırım’a çıktı, Özbek’in çocuklarından Abdullah adında delikanlıyı

han olarak ilan etti ve onunla Saray’a hareket etti. Toktamış oradan kaçtı ve Harezm’in

dağlık bölgesinde (bulunan) Urus Han’ın Hanlığı’na gitti, Mamay da Saray’a saraya hâkim

oldu ve tahta Abdullah’ı çıkardı. Kutluk Timur adındaki devletin emîrlerinden biri başka

bir han çocuğunu ortaya çıkararak ona rakip oldu. Mamay her ikisini de yendi ve öldürdü.

Sonra Toktamış Harezm ülkesinde Urus Han’ın Hanlığı’ndan Çingiz Han’ın oğlu

Çağatay’ın neslinden hanların hükmündeki Semerkant ve Maveraünnehir’e geçti. Oralar

bu sırada Çağatay neslinden Mahmud Suyurgatmış adında bir hanı başa geçirip onun

annesiyle velenerek onları müstakil bir şekilde yönetmeye başlamış olan Moğol

emîrlerinden Sultan Timur’un hâkimiyeti altında bulunuyordu. Toktamış burada kaldı.

Saray illerine hâkim olan emîrler yeniden mücadeleye giriştiler. Astarhan ilinin hâkimi

Hacı Çerkes Mamay’ın üzerine gitti ve onu yenerek Saray’ı ondan aldı. Mamay Kırım’a

gitti ve orada müstakil olarak hüküm sürmeye başladı. Hacı Çerkes kendi ilinden

ayrıldığında Urus Han Harezm ülkesinin dağlık tarafından askerlerini yollayarak

Astarhan’ı kuşattırdı. Hacı emîrlerinden birini kendi askerlerinin başında onların karşısına

gönderdi ve kurnazlıkla onları Astarhan’dan geri püskürtmeyi başardı, sonra aniden onlara

ve onları komuta eden emîre saldırdı. Hacı Çerkes bu düşmanlıktan çok endişeliydi. Onun

187Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.131; Mustafa Kafalı, a. g. e. s.97.

Page 122: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

122

karşısına Aybek Han çıktı, Saray’ı ondan aldı ve orada bir süre müstakil olarak hüküm

sürdü. Sonra o öldü ve ondan sonra oğlu Kari Han (?) Saray’da hüküm sürdü. Harezm

dağlarından Urus Han ona karşı çıktı ve Saray’ı ondan aldı. Aybek Han’ın oğlu Kari Han

da kendi ilkbaştaki yurduna kaçtı. Urus Han Saray’da, Mamay’da Kırım’da kuruldular.

Kırım ile Saray arasındaki topraklar da ona aitti. Bu 776 yılı (1374-1375) süresince vuku

buldu. Toktamış bu sırada Maveraünnehir’deki Çağataylıların ve Sultan Timur’un yanında

bulunuyordu”188.

Toktamış Semerkant’a geldiğinde Emîr Timur Doğu Çağataylıları üzerine sefere

çıkmıştı ve Talas dolaylarında bulunuyordu. Buna rağmen Toktamış’ı emîrlerinden Tuman

Timur Özbek aracılığıyla onu karşılattı. Doğu Çağataylılarından Kamarüddin üzerine

düzenlediği seferden döndükten sonra da Toktamış’ı oldukça memnuniyetle kabul ederek

ona asker, silah ve para yardımında bulundu ve Urus Han’a karşı mücadelesinde onu

destekledi. O böylece Toktamış aracılığıyla Doğu Deşt-i Kıpçak’taki siyasî gelişmelere

nüfuz etmek istiyordu. Emîr Timur Toktamış’a Doğu Deşt-i Kıpçak bozkırına uzanan hattın

güneyinde adeta bir kapı konumunda bulunan Otrar’ı ve Sır Derya boyunda yer alan Savran

ve Sığnak şehirlerini vermişti. Emîr Timur elinde bulunmayan bu şehirleri vermekle aslında

Toktamış’a istikamet tayin etmişti. Bununla birlikte Toktamış’ın Urus Han’ın hâkimiyeti

altında bulunan bu şehirleri bir sefer düzenlemek suretiyle savaşarak zapt etmesi

gerekiyordu189.

Toktamış bir süre sonra Emîr Timur’un kendisine verdiği kuvvetlerle 1375 yılının

ortalarına doğru Urus Han’ın İdil boyu üzerine seferde olmasından faydalanarak ona vekalet

eden oğlu Kutluk Buğa’nın üzerine yürüdü. Sığnak yakınlarında vuku bulan savaşta Kutluk

Buğa öldürüldüğü halde Toktamış mağlup olarak geri çekilmekten kurtulamadı. Emîr

Timur tekrar kendisine sığınan Toktamış’a uğradığı yenilgiye rağmen destek vermekten

vazgeçmedi. Bu kez öncekinden daha fazla asker vererek onu takviye etti. Ne var ki,

Toktamış bu kez de Urus Han’ın bir diğer oğlu Toktakiya’ya karşı hezimete uğradı ve geri

çekilirlen Sır Derya’yı yüzerek geçişi esnasında Toktakiya’nın adamlarından Kazancı

Bahadır tarafından arkasından atılan bir ok sebebiyle kolundan ağır şekilde yaralandı. Güç

bela kıyıya ulaşarak sazlıklar arasında saklanmıştı. Onu bu zor durumdan Emîr Timur’un

188İbn Haldûn, “Kitabu’l –İber divânu’l-mübtedâ ve’l-haber fî eyyamu’l-arab ve’l-acem ve’l-berber”, Sbornik

Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1,

Sanktpeterburg, 1884, s.389-391. 189Nizamüddin Şâmi, Zafernâme, Çev. Necati Lugal, TTK Yayınları, Ankara, 1987, s.88-89; Şerefüddin Ali Yezdî,

“Zafernâme”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy

Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk

SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.146-147.

Page 123: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

123

gönderdiği adamı Emîr Edigü Barlas kurtardı ve o sırada Buhara’da bulunan Timur’un

yanına götürdü. Timur iki kez mağlup olmasına rağmen onu şefkatle karşıladı ve tedavisini

yaptırdı. Bu sırada Deşt-i Kıpçak’tan Urus Han’ın düşmanlığından kaçan Mangıt-Nogay

Emîri Edigey de Timur’un yanına gelerek ona sığındı190.

Bir süre sonra Urus Han, Tüklücan ve Köpek Mangıt adındaki elçilerini Emîr Timur’a

göndererdi ve onlar aracılığıyla Timur’dan oğlunu öldüren Toktamış’ı kendisine teslim

etmesini aksi takdirde savaşmayı göze almasını bildirdi. Timur buna karşılık kendisine

sığınan birinin teslim edilmesinin örf ve adetlerine aykırı olduğunu ifade ederek gerekirse

savaşa hazır olduğu cevabını Urus Han’a iletti. Emîr Timur, Urus Han’ın elçilerini

gönderdikten sonra ordusunu toplayarak Türkistan’dan Deşt-i Kıpçak açılan bir kapı

konumundaki Otrar şehrine geldi. Aynı sıralarda Urus Han da ordusuyla Sığnak’a ulaşmıştı.

1376 yılının kışına doğru iki ordunun öncü kuvvetleri arasında ufak çaplı bazı çatışmalar

meydana geldiyse de ağır kış şartları nedeniyle savaşmadan üç ay kadar bekledikten sonra

iki ordu da geri çekildi. Bir müddet sonra da Urus Han’ın vefat ettiği haberi Semerkant’a

ulaştı (1377)191.

6.4. Toktamış Han’ın Doğu Deşt-i Kıpçak’ı Hâkimiyeti Altına Alması

Urus Han’ın ardından Sığnak’ta tahta çıkan oğlu Toktakiya da az bir süre sonra ölmüş

yerine Urus Han’ın diğer oğlu Timur Melik geçmişti. Emîr Timur bu durumu fırsat bilerek

Toktamış’ı emrine verdiği kuvvetlerle yeniden Deşt-i Kıpçak’a sefere yolladı. Ancak

Toktamış bu kez de Timur Melik’e karşı mağlup olarak geri döndü (1378). Fakat Emîr

Timur yine de Toktamış’ı desteklemekten geri durmadı ve dördüncü kez onu Deşt-i

Kıpçak’a sefer yapması için cesaretlendirdi. Toktamış nihayet dördüncü girişiminde arzu

ettiği başarıyı sağladı. Timur Melik 1378-1379 dönemi kışında Karatal’da kışladığı için

Sığnak’ı zorlanmadan ele geçiren Toktamış daha sonra onun üzerine yürümüş ve 1379 yılı

ilkbaharında cereyan eden savaşta Timur Melik’i mağlup ederek Doğu Deşt-i Kıpçak’ın

hâkimiyetini ele geçirmişti192.

190Nizamüddin Şâmi, Zafernâme, s.89-90; Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.147-148. 191Nizamüddin Şâmi, Zafernâme, s.90-91; Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.148-149. 192Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.149-150.

Page 124: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

124

6.5. Kulikova Meydan Muharebesi

Toktamış Doğu Deşt-i Kıpçak’ın hâkimiyetini ele geçirmekle uğraştığı sıralarda Altın

Orda Devleti’nin sağ kanadındaki siyasî istikrarsızlık nedeiniyle Rus knezlerinin Cuçi

Ulusuna siyasî bağlılığı gevşemişti. Bu durumdan istifade eden Büyük Litvanya Knezliği

Karadeniz’e doğru sınırlarını genişletirken, doğu Rus topraklarına hâkim Moskova Knezliği

de gücünü arttırdı. Moskova Knezi Dmitriy artık Ryazan hariç bütün Doğu Rusya’nın Knezi

olarak kabul ediliyordu193.

Toktamış Han’ın iktidar mücadelesine giriştiği dönemde Ruslar ile Tatarlar arasında

bazı çatışmalar yaşandı. Mesela Moskova ve Nijegorod knezlerinin 1376 yılındaki

saldırısyla Bulgar şehri tahrip edildi. Buna karşılık Bulgar bölgesine hâkim olan Arapşah

1377 yılında Nijegorod, Nijniy Novgorod, Murom ve Ryazan’a saldırarak askerlerine

yağmalattı. Arapşah Saray’ın Toktamış Han tarafından ele geçirildiğini haber alınca seferi

bitirerek geri çekildi. Böylece Moskova onun olası bir tahribatından kurtulmuş oldu.

Bununla birlikte Moskova’nın siyasî yükselişi Batı Deşt-i Kıpçak’ta adeta müstakil bir han

gibi hareket den Mamay Mirza tarafından dikkatle takip ediliyordu. Saray’ı ele geçiren

Toktamış Han’ın batıya doğru ilerleme ve Deşt-i Kıpçak’ı kendi hâkimiyeti altında

birleştirme gayesi karşısında büyük bir tehdit altında olsa da Mamay Mirza, öncelikle

Moskova’ya bir darbe indirmek arzusundaydı194.

Mamay askerlerinin 1377 yılında Rus topraklarına gerçekleştirdiği baskınlar Moskova

Büyük Knezi Dmitriy İvanoviç’i teakkuza geçirmiş ve Tatarların Moskova’ya

gerçekleştirebilecekleri olası bir saldırının önünü almak amacıyla ordusunu Oka Nehri’nin

kollarından biri olan Voje Suyu’nun kenarına konuçlandırmıştı. Neticede 11 Ağustos 1378

tarihinde Ryazan topraklarında vuku bulan savaşta Ruslar Tatarların öncü birliklerine karşı

üstünlük kurdu ve Mamay Mirza’nın ordusu kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı.

Bu zaferin en önemli sonucu Rusların Mamay Mirza’ya karşı moral üstünlüğünü elde

etmeleriydi195.

Mamay Mirza’nın Moskova’ya karşı üstünlüğünü ve böylece Ruslar üzerinde

hâkimiyetini kabul ettirmesi için 1378 yılında uğradığı hezimeti telafi etmekten başka çaresi

yoktu. Bunu da ancak Rusları savaş meydanında mağlubiyete uğratarak sağlayabilirdi.

193İlyas Kemaloğlu, a. g. e., s.98. 194İlyas Kemaloğlu, a. g. e., s.98-99. 195İlyas Kemaloğlu, a. g. e., s.99.

Page 125: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

125

Mamay Mirza bu amaçla Cenevizli, Çerkes ve Alanlar gibi halkların da desteğine

başvurarak oldukça büyük bir ordu meydana getirdi. Bununla birlikte Moskova’ya muhalif

olan Ryazan Knezi Oleg ve Litvanya Knezi Yagaylo ile bir ittifak anlaşması yaptı. Yapılan

anlaşmaya göre Moskova Knezliği mağlup edildiği takdirde Vladimir-Suzdal toprakları

Ryazan ve Litvanya knezlikleri arasında paylaştırılacaktı. Ayrıca her iki knez Mamay’ın

Moskova Knezliği ile yapacağı savaşta ona askerî yardımda bulunacaktı. Mamay Mirza

hazırlıklarını tamamladıktan sonra Moskova’ya elçilerini yollayarak Knez Dmitriy’den

1375 yılına kadar ödedikleri verginin birkaç katını ödemesini ondan talep etti. Knez Dmitriy

vakit kazanmak amacıyla bu talebe karşılık cevabını geciktirdi ise de, Mamay Mirza artık

harekete geçmişti. Durumu haber alan Knez Dmitriy’de ordusunu toplayarak Mamay’ın

üzerine doğru yürüdü. Tver hariç Moskova’ya itaat eden diğer Rus knezleri de ordularını

Knez Dmitriy’e katılmaları için yolladılar196.

Mamay Mirza Litvanya Knezi Yagoylo’nun ordusuyla birleşmek için Don ve

Nepryadva nehirleri arasında bulunan Kulikova ovasında karargâhını kurdu. Ne var ki,

Litvanya Knezi’nden beklenen takviye gelmedi. Üstelik Knez Yagoylo’ya isyan eden

kardeşleri kuvvetleriyle Moskova ordusuna katılmışlardı. Neticede 8 Eylül 1380 tarihinde

Don’u geçen Knez Dmitriy’in ordusu Kulikova mevkiinde Mamay Mirza’nın ordusuyla

karşılaştı. Tarihe Kulikova Meydan Muharebesi olarak geçen bu savaşın başında Tatar

ordusu Ruslara karşı üstünlük kurdu ise de Mamay Mirza onları Don’un öteki tarafına

püskürtme inisiyatifini kullanamadı. Bu arada Knez Dmitriy moral üstünlüğü kaybeden

ordusuna yeni bir birlik katarak Tatar ordusunun üzerine hücum etti. Mamay Mirza’nın

paralı Ceneviz ve Ermeni askerleri Rus ordusuna yeni kuvvetlerin katıldığını zannederek

korkuya kapıldılar ve geri çekilmeye başladılar. Ancak Ruslar da oldukça fazla miktarda

kayıp verdiklerinden dolayı Mamay Mirza’nın ordusunu takip edemediler. Bununla birlikte

geri çekiliş ve verilen ağır kayıplar Mamay Mirza’nın istediği zaferi elde etmesini engelledi.

Bununla birlikte Mamay’ın ordusunu geri püskürtmeyi başaran ve bu sayade büyük bir zafer

elde etmiş olarak kabul edilen Moskova Knezi Dmitriy Rus tarihinde müstesna bir mekviye

ulaştı. Altın Orda’ya karşı 150 seneden beri elde edilen ilk mühim zaferi kazandığından

dolayı kendisine “Don Zaferi Kahramanı” olarak hatırlanması için “Donskoy” unvanı

verildi197.

196İlyas Kemaloğlu, a. g. e., s.100. 197“Prodolhenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, PSRL, T. VII, Sanktpeterburg, 1859, s.38-41; İlyas

Kemaloğlu, a. g. e., s.100-101.

Page 126: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

126

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde 15. Yüzyılın ortalarından başlayarak 1380 yılına kadar devam eden yaklaşık 20 yıllık

süreçte Altın Orda Devleti’nde ortaya çıkan iktidar mücadeleleri neticesinde yaşanan siyasî

istikrarsızlık; Batı Deşt-i Kıpçak’ta Mamay Mirza’nın, Sol kanatta da Urus Han’ın yükselişi; Emîr

Timur’un desteğiyle Toktamış Han’ın iktidara gelişi ve Kulikova Meydan Muharebesi gibi konular

anlatılmıştır.

Page 127: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

127

Bölüm Soruları

1) Aşağıdakilerden hangisi Bulkak (Fetret) Devrinde tahta çıkan hanlardan biri değildir?

a) Canibek Han

b) Hızır Han

c) Urus Han

d) Muhammed Bölek Han

e) Abdullah Can Han

2) Mamay Mirza aşağıdaki kabilelerden hangisine mensuptur?

a) Nayman

b) Borçiğin

c) Kıyat

d) Kongrat

e) Mangıt

3) Toktamış Urus Han ve oğullarına karşı kaçıncı teşebbüsünde başarı kazanmıştır?

a) Birinci

b) İkinci

c) Üçüncü

d) Dördüncü

e) Altıncı

4) Kulikova Meydan Muharebesi hangi tarihte vuku bulmuştur

a) 8 Eylül 1380

b) 11 Ağustos 1378

c) 12 Eylül 1377

d) 19 Ağutos 1379

e) 26 Ağustos 1382

5) Toktamış Urus Han’ın yanından niçin kaçmıştır?

a) Urus Han Toktamış’ın babasını öldürdüğü için

b) Toktamış Emîr Timur’un hizmetine girmek istediği için

c) Toktamış Mamay Mirza’nın saldırısından korktuğu için

d) Litvanya Knezi Toktamış ile ittifak kurmak istediği için

e) Toktamış inzivaya çekilmek istediği için

6) Aşağıdaki Rus şehirlerinden hangisi Arapşah tarafından saldırıya uğramamıştır?

a) Moskova

b) Nijegorod

c) Ryazan

d) Nijniy Novgorod

e) Murom

Page 128: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

128

7) 1377 yılında Emîr Timur ile Urus Han arasındaki savaş nasıl neticelenmiştir?

a) Emîr Timur zafer kazanmıştır

b) Urus Han zafer kazanmıştır

c) Her iki tarafta geri çekilmiştir

d) Urus Han Maveraünnehir’i zapt etmiştir

e) Toktamış ölmüştür

8) Aşağıdaki şehirlerden hangisi Urus Han’ın hâkimiyeti altına girmemiştir?

a) Sığnak

b) Hacı Tarhan

c) Savran

d) Sarayçik

e) Kırım

9) Toktamış Urus Han’ın oğullarından hangisini mağlup ederek Doğu Deşt-i Kıpçak’a hâkim

olmuştur?

a) Toktakiya

b) Kutluk Buğa

c) Timur Melik

d) Kayırcak Oğlan

e) Kutluk Timur

10) Kulikova Meydan Muharebesi’nin Ruslar açısından en önemli sonucu nedir?

a) Rusların Altın Orda Devleti’ne vergi ödemeye son vermeleri

b) Rusların Altın Orda’yı savaşarak yenebileceklerini anlamaları

c) Rusların Kırım Yarıması’na hâkim olmaları

d) Rusya’nın Litvanya ile birleşmesinin sağlanması

e) Ortadoks Kilisesi’nin bağımsızlığına kavuşması

Cevaplar

1) a 2) c 3) d 4) a 5) a 6) a 7) c 8) e 9) c 10) b

Page 129: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

129

Page 130: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

130

7. TOKTAMIŞ HAN VE ALTIN ORDA DEVLETİ’NİN YENİDEN

YÜKSELİŞE GEÇMESİ

Page 131: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

131

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

7.1. Toktamış Han’ın Mamay Mirza’yı Yenilgiye Uğratması

7.2. Toktamış Han’ın Moskova Seferi

7.3. Toktamış Han’ın Hâkimiyet Alameti Olarak Harezm’de Para Bastırması

7.4. Toktamış Han’ın Tebriz’e Saldırması

7.5.Toktamış Han’ın Maveraünnehir’e Saldırması

7.6.Emîr Timur’un I. Deşti Kıpçak Seferi ve Kundurça Meydan Muharebesi

7.7.Toktamış Han’ın Moskova Knezliği ve Litvanya Knezliği Arasındaki Sınır

Anlaşmazlığına Müdahalesi

7.8.Toktamış Han’ın Emîr Timur’a Karşı İttifak Arayışı

7.9.Terek Muharebesi ve Deşt-i Kıpçak’ın Emîr Timur Tarafından Tahribi

Page 132: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

132

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Toktamış Han’ın Mamay Mirza’yı yenilgiye uğratması ve sonrasında düzenlediği

Moskova Seferi hakkında bilgi veriniz?

2) Emîr Timur’un Toktamış Han’a karşı sefere çıkmasının sebepleri nelerdir,

açıklayınız?

3) Kundurça Muharebesi hakkında bilgi veriniz?

4) Toktamış Han’ın Moskova Knezliği ve Litvanya Knezliği arasındaki anlaşmazlıklara

müdahalesi ne şekilde olmuştur, açıklayınız?

5) Toktamış Han’ın Emîr Timur’a karşı ittifak arayışları ve Terek Muharebesi hakkında

bilgi veriniz?

Page 133: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

133

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Toktamış Han’ın Mamay

Mirza’yı Yenilgiye Uğratması

ve Moskova Seferi

Toktamış Han’ın Mamay

Mirza’yı mağlup ederek Altın

Orda Devleti’ni hâkimiyeti

altında birleştirdiğini ve

Moskova Seferi ile Ruslara

karşı üstünlüğü yeniden tesis

ettiğini anlamak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Toktamış Han’ın Harezm’de

Para Bastırması, Tebriz ve

Maveraünnehir’e Saldırması

Emîr Timur’un Toktamış

Han’a karşı düzenlediği I.

Deşt-i Kıpçak Seferi’nin

sebeplerini öğrenmek

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Emîr Timur’un I. Deşt-i

Kıpçak Seferi ve Kundurça

Muharebesi

Emîr Timur’un Toktamış

Han’a karşı düzenlediği sefer

ve Kundurça Muharebesi

hakkında bilgi sahibi olmak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Toktamış Han’ın Ruslarla

İlişkileri; Emîr Timur’a Karşı

İttifak Arayışları ve Terek

Muharebesi

Toktamış Han’ın Rus knezleri

arasındaki ilişkilerdeki rolünü

anlamak ve Terek

Muharebesi’nin Türk tarihi

açısından önemini kavramak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 134: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

134

Anahtar Kavramlar

• Toktamış Han

• Mamay Mirza

• Moskova Seferi

• Kundurça Savaşı

• Emîr Timur

• Terek Savaşı

Page 135: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

135

7.1. Toktamış Han’ın Mamay Mirza’yı Yenilgiye Uğratması

Saray’ı zapt ettikten sonra devletin merkezinde tahta çıkan ve adına hutbe okunmaya

başlanan Toktamış Han bütün Cuçi Ulusunu hâkimiyeti altında birleştirmek için Batı Deşt-

i Kıpçak’ta hüküm süren Mamay Mirza’yı devre dışı bırakmak zorunda olduğunu biliyordu.

Mamay Mirza’nın Kulikova’daki hezimetini duyduğu için muhtemelen uygun vaktin

geldiğini hesap ediyordu. Toktamış Han bu amaçla 1380 yılı sonbaharına doğru ordusuyla

Kırım istikametine hareket etti. Bu sıralarda Kulikova Meydan Muharebesinde Ruslara

mağlup olduğu için gücü ve nüfuzu azalan Mamay Mirza ise Kırım’a dönerek Ruslara karşı

yeni bir sefer için hazırlıklara girişmişti. Ne var ki artık bunun için öncelikle Toktamış

tehdidini bertaraf etmek zorunda olduğunu anladı ve onu karşılamaya çıktı. Neticede 1380

yılının sonbaharında Don Nehri’ne dökülen Kalka Irmağı kenarında iki Tatar ordusu

arasında vuku bulan savaşta Toktamış Han üstünlüğü elde etti. Ele geçirilemeyen Mamay

Mirza Kefe’ye kaçarak Cenevizlilere sığındı. Cenevizliler onu iyi bir şekilde kabul ettilerse

de birkaç gün sonra değerli hazinesine sahip olmak için onu ve maiyetindekileri hileyle

öldürdüler198. Toktamış Han’ın Mamay Mirza’ya karşı elde etmiş olduğu bu zaferin en

önemli neticesi ise, hiç kuşkusuz, yaklaşık yirmi yıl süren iç karışıklıkların son bulması yâni

fetret devrinin nihayete ermesiydi. Bununla birlikte Deşt-i Kıpçak yeniden tek bir Han’ın

hâkimiyeti altında birleşti ve Altın Orda Devleti bir süreliğine de olsa yükselişe geçti.

7.2.Toktamış Han’ın Moskova Seferi

Toktamış Han Mamay Mirza’yı yenilgiye uğrattıktan sonra başta Moskova ve Vladimir

Büyük Knezi Dmitriy İvanoviç Donskoy olmak üzere bütün Rus knezlerine ve Litvanya

Büyük Knezi Yagaylo’ya zaferini bildirdi. Ruslar her ne kadar Kulikova Meydan

Muharebesi’nden zaferle ayrılsalar da kendileri de büyük kayıplar vermişlerdi. Bu yüzden

Dmitriy İvanoviç Donskoy ve diğer Rus knezleri derhâl Toktamış Han’a bağlılıklarını

bildirdiler ve gönül alıcı hediyeler yolladılar199. Bununla birlikte Rus knezlerinin zâhiren

boyun eğmelerinin önüne geçmeyi, Kulikova Meydan Muharebesi’nin intikamını alarak

Ruslar üzerindeki Tatar baskısını arttırmayı ve Rus şehirlerinden gânimetler elde etmeyi

198“Prodolhenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, PSRL, T. VIII, Sanktpeterburg, 1859, s.41; “Letopisnıy

Sbornik, İmenuemıy Patriarşeyu ili Nikonovskogo Letopisyu”, PSRL, T.XI, S. Peterburg, 1897, s.69.

199“Prodolhenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, s.41-42; “Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy Patriarşeyu ili

Nikonovskogo Letopisyu”, s.69; Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul

Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1976, s.104.

Page 136: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

136

hedefleyen Toktamış Han 1382 yılınının yazında Moskova üzerine bir sefer tertip etmeye

karar verdi. Rusları gafil avlamak isteyen Toktamış Han sanki Orta İdil boyuna sefere

çıkmış izlenimi vermek amacıyla ilk olarak Bulgar şehrine geldi ve buradaki bütün gemilere

el koyarak tüccarları esir etti. Daha sonra hızla Moskova’ya doğru yürüyüşe geçti. Bu sırada

Ryazan Knezi Oleg ve Suzdal Knezi Dmitriy kuvvetleriyle birlikte Toktamış Han’a katıldı.

Tatarların yaklaştığını şaşkınlıkla haber alan Moskova Büyük Knezi Dmitriy İvanoviç

Donskiy Rus knezlerinin yardımını sağlamak ve asker toplamak amacıyla aceleyle şehri

terk ederek Kostroma’ya gitti. Bununla birlikte o sırada Moskova’da bulunan Litvanya

Büyük Knezi Olgerd’in torunu Ostey şehrin savunmasını organize ederek tahkimatları

kuvvetlendirdi. Bu arada Serpuhov’u zapt eden Toktamış Han Moskova’ya yaklaştı200.

23 Ağustos 1382 tarihinde ordusuyla Moskova’yı kuşatmaya başlayan Toktamış Han üç

gün boyunca şehri düşürmeye uğraştıysa da bazı kayıplar verdiği halde muvaffak olamadı.

Bunun üzerine hileye başvurarak amacını gerçekleştirmeye karar verdi ve Moskovalılara az

bir miktar kurtuluş akçesi ödemeleri karşılığında kuşatmayı kaldıracağına dair söz verdi.

Onun sözüne itimat eden müdafiler şehrin kapılarını açınca Toktamış Han askerlerini derhâl

içeri soktu. Tatar askerleri şehri yangına vererek büyük bir tahribata uğrattılar ve çok

miktarda gânimet topladılar. Yağmayı tamamladıktan sonra Toktamış Han askerlerini

şehirden çıkardı ve muzaffer bir şekilde Saray’a döndü. Bu baskın dolayısıyla Moskova’da

24.000 civarında insan hayatını kaybetti201.

Moskova’nın tahribatından sonra bütün Rus knezleri Toktamış Han’ın huzuruna gelerek

yıllık vergi ödemeyi taahhüt ederek bağlılıklarını bildirdiler ve böylece ondan aldıkları

yarlıklarla topraklarına döndüler. Ruslar öylesine korkmuşlardı ki, Tatarların saldrısından

emin olmak amacıyla Moskova Knezi Dmitriy ve diğer bazı Rus knezleri oğullarını rehin

olarak Saray’a Toktamış Han’ın yanına göndermek zorunda kaldılar202. Böylece Toktamış

Han Kulikova Meydan Muharebesinden sonra Rusların elde ettiği moral üstünlüğü ortadan

kaldırdığı gibi onları yeniden baskı altına almayı başardı. Bununla birlikte Moskova’nın

yükselişini engellemek amacıyla Rus knezlikleri arasında denge siyaseti uyguladı. Bu

amaçla Nijegorod Knezliği’nin başına Moskova’ya muhalif Boris’i getirtti. 1375 yılından

200“Prodolhenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, s.42-44; “Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy Patriarşeyu ili

Nikonovskogo Letopisyu”, s.71-72.

201“Prodolhenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, s.44-46; “Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy Patriarşeyu ili

Nikonovskogo Letopisyu”, s.73-74; İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi),

Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2009, s.103-104.

202İlyas Kamalov, a. g. e., s.104.

Page 137: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

137

beri Moskova’nın hâkimiyeti altına bulunan Tver Knezliği’ni müstakilliği için

destekleyerek 1382 yılında bağımsız hale gelmesini sağladı203.

7.3.Toktamış Han’ın Hâkimiyet Alameti Olarak Harezm’de Para Bastırması

Toktamış Han iç düzeni sağladıktan sonra bir taraftan Rusları itaat altına almakla

uğraşırken diğer taraftan da Altın Orda hanlarının geçmişten beri Cuçi Ulusunun

mülkiyetinde olduğu iddiasıyla hâkimiyet tesis etmek istedikleri Azerbaycan ve Harezm

meselelerini halletmeye çalıştı. Ne var ki Harezm artık Toktamış Han’ın hâmisi Emir

Timur’un idaresi altına girmişti. 1359 yılına kadar Harezm’i Altın Orda hanları adına idare

eden Sofî ailesine mensup Kongrat Kabilesi’nin emîrleri fetret döneminde bile konumlarını

muhafaza etmişlerdi. Ancak Emir Timur 1373 yılından itibaren Harezm’de hâkimiyet tesis

etmeye başlamış ve nihayetinde 1379 yılında Yusuf Sofî’yi yenerek bu ülkeyi doğrudan

idaresi altına almıştı204. Toktamış Han Deşt-i Kıpçak’ta iktidarı ele geçirmesinde en büyük

yardımı ondan gördüğü halde Emîr Timur Cengiz Han soyundan gelmediği için kendisini

meşru görüyor ve onunla mücadeleye girmekten çekinmiyordu. Bu yüzden Emîr Timur’un

İran seferiyle meşgul olmasından da faydalanarak Sofî ailesine mensup emîrlerin de

teşvikiyle 1382 ve 1384 yıllarında hâkimiyet alâmeti olarak Harezm’de kendi adına para

darbettirdi205.

7.4.Toktamış Han’ın Tebriz’e Saldırması

Emîr Timur’un bu duruma ses çıkarmaması Toktamış Han’ın cesaretini daha da arttırdı

ve Azerbaycan’a da müdahele etmeye karar verdi. Yukarıda ifade edildiği üzere Berke

Han’dan başlayarak Altın Orda hanları Azerbaycan üzerinde hak iddia ederek yaklaşık yüz

yıl boyunca bu ülkeyi ele geçirmek için İlhanlılarla mücadele etmişlerdi. Nihayet Canibek

Han 1356 yılında İlhanlı Devleti’nin dağılmasından sonra Azerbaycan’a hâkim olan

Çobanoğullarından Melik Eşref’i mağlup ederek bu amacı gerçekleştirmişti. Ancak

Canibek Han’ın Azerbaycan’da bıraktığı oğlu Berdibek taht ihtirasıyla yerini terk etmiş ve

babasını öldürdükten sonra bu ülkede kalan Altın Orda kuvvetleri Celayirlere karşı

203İlyas Kamalov, a. g. e., s.107. 204Nizamüddin Şâmî, Zafernâme, Çev. Necati Lugal, TTK Basımevi, Ankara, 1987, s.95-97.

205Mustafa Kafalı, a. g. e., s.105.

Page 138: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

138

tutunamadığından dolayı buradaki Altın Orda hâkimiyeti çok kısa sürmüştü206. Toktamış

şimdi Azerbaycan’ı yeniden ele geçirmek istiyordu.

Emîr Timur 1384 yılında İlhanlıların eski merkezi Sultaniye’ye yönelince

Azerbaycan’ın hükümdarı Ahmed Celayir ona karşı koyamayacağını anlayarak Bağdat’a

kaçtı. Kısa bir kuşatmadan sonra Sultaniye’yi ele geçiren Emîr Timur, Azerbaycan’da fazla

kalmayarak geri döndü. Bununla birlikte Azerbaycan’ın merkezi olan Tebriz şehrinin ileri

gelenleri Timur’a bir heyet yollayarak bağlılıklarını bildirdiler. Bu hadiseleri yakından takip

eden Toktamış Han Timur’a karşı ittifak kurmak amacıyla 1385 yılının başlarında elçilerini

değerli hediyelerle Kahire’deki Memlûk Sultanı Berkuk’a gönderdi. Tarih kaynaklarında

Altın Orda elçilerinin Sultan Berkuk ile yaptıkları görüşmeler ve anlaşmalar hakkında

malumat yok ise de Timur’u ortak düşman olarak kabul ettiklerine şüphe yoktur. Nihayet

Toktamış Han Timur’un ve Ahmed Celayir’in Azerbaycan’da bulunmayışından istifade

etmeye karar verdi ve yaklaşık 90 bin kişilik bir orduyla 1385 yılı kışında Derbend’i geçerek

Şirvan üzerinden Tebriz’e doğru yaklaştı. Tebriz halkı başlarında bir hükümdar bulunmasa

da Toktamış’a karşı direnmeye karar verdi. Toktamış Han Tebriz’i bir hafta kuşattıktan

sonra şehir halkından 250 tümen (2,5 milyon) altın kurtuluş akçesi aldığı takdirde kuşatmayı

kaldıracağına dair söz verdi. Ancak altınları aldığı halde tıpkı Moskova kuşatmasında

yaptığı gibi askerlerine Tebriz’e soktu ve şehri yağmalattıktan sonra Deşt-i Kıpçak’a geri

döndü207. Bununla birlikte Toktamış Han büyük gânimet elde etse de sözünde durmayarak

şehirde yapmış olduğu tahribattan dolayı Tebriz halkının büyük nefretini kazandı. Ayrıca

Tebriz halkının bağlı olduğu eski hâmisi kudretli Türkistan Hükümdarı Emîr Timur’un da

artık azılı bir düşmanı sayılırdı.

7.5.Toktamış Han’ın Maveraünnehir’e Saldırması

Tebriz hadisesini haber alan Emîr Timur 1386 yılı kışında ordusuyla Azerbaycan’a girdi

ve Tebriz’i aldıktan sonra Karabağ’a geldi. Daha sonra yaz aylarında Gürcistan’a girerek

Tiflis ve Kars gibi önemli yerleri ele geçirdi ve kışlamak üzere Kür havzasına çekildi. Bu

sırada Toktamış Han’ın ordusuyla Derbend’i aşarak Samur Irmağı boyuna ulaştığını haber

206Hamdullah M. Kazvînî, “Târîh-i Güzîde”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.94-96.

207Zeynu’d-dîn, “Târîh-i Güzîde”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz

Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım,

İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.97; Nizamüddin Şâmî, Zafernâme, s.116-118.

Page 139: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

139

aldı. Bunun üzerine 20-30 bin kişilik bir kuvveti öncü olarak Toktamış’ın üzerine yolladıysa

da, emirlerine çatışmaya girmemelerini şayet Toktamış’ın kuvvetleri saldırırsa geri

çekilerek kendisine katılmalarını emretti. Ancak Timur’un öncü birlikleri Samur Irmağı’na

yaklaştıkları esnada Toktamış’ın askerleri tarafından yoğun ok atışına maruz kaldıkları için

çatışmaya tutuştular. Az sonra Timur’un oğlu Miranşah’ın emrindeki kuvvetler de yetişince

Altın Orda öncü birlikleri mağlup olarak Derbent’de bulunan Toktamış’ın yanına

çekildiler208. Bunun üzerine Toktamış Derbent’ten ayrılarak ordusunu suratle Sır Derya

boyuna sevk etti ve Timur’un sınır kalesi konumundaki Sabran’ı kuşattı. Ancak şehir

oldukça iyi tahkim edildiğineden dolayı bu amacını gerçekleştiremedi. Bununla birlikte

Timur’un Maveraünnehir’in savunması için Andican taraflarında bıraktığı oğlu Ömer

Şeyh’in birliklerini mağlup etmeyi başardı. Önünde kendisine karşı koyacak bir kuvvet

olmadığını gören Toktamış Han Maveraünnehir’e girerek birçok yeri yağmalattı ve Buhara

önlerine gelerek şehri kuşattı. Tıpkı Sabran gibi Buhara’nın da iyi tahkimlere sahip olması

ve şehir halkının sebatlı mukavemeti sayesinde kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı. Yine

de Karşi ve Zincir Saray gibi bazı yerleşimleri yağmalamaktan geri durmadı. Böylelikle

Emîr Timur’un bulunmayışından faydalanarak büyük gânimetlerle Deşt-i Kıpçak’a çekildi.

Toktamış’ın Maveraünnehir’deki tahribatını haber aldığı sırada Şiraz taraflarında bulunan

Emîr Timur suratle Semerkant’a dönerek sefer hazırlıklarına başladı209.

7.6. Emîr Timur’un I. Deşti Kıpçak Seferi ve Kundurça Meydan Muharebesi

Emîr Timur öncelikle Toktamış Han ile ittifak yapan ve onun adına paralar darbettiren

Harezm hâkimi Süleyman Sofî’yi cezalandırmaya karar verdi. 1388 yılında Harezm’in

merkezi olan Ürgenç üzerine yürüdü ve kendisini durdurmak isteyen Toktamış Han’ın

emîrlerinden İlyığmış Oğlan’ı mağlup etti. Bunun üzerine Süleyman Sofî Toktamış Han’ın

yanına kaçtı. Ürgenç’i kolayca zapt ederek askerlerine yağmalatan Emîr Timur şehir

ahalisini de Semerkant’a göç ettirdi210. 1388 yılının sonuna doğru harekete geçen Toktamış

Han Sabran şehrini ikinci kez kuşattı ve ordusunun bir kolunu da Sır Derya boyunca Zernuk

Kalesi’ne kadar ilerletti. Toktamış’ın faaliyetlerini öğrenen Emîr Timur oğullarından

208Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya

iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım,

İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.151-152; Nizamüddin Şâmî, Zafernâme, s.121-

123. 209Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.153-154.

210Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.154-155; Nizamüddin Şâmî, Zafernâme, s.130-131.

Page 140: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

140

Andican’daki Ömer Şeyh ve Herat’taki Miranşah’a haber yollayarak derhâl askerleri ile

kendisine katılmalarını emretti. Kendisi ise 30 bin kişilik bir kuvvetle Sır Derya

istikametinde harekete geçti. Az sonra Ömer Şeyh te ona katıldı. Bu sırada Toktamış’ın

öncü kuvvetleriyle yapılan muharebeyi kazandı ve Miranşah’ın kuvvetlerinin de

katılmasının ardından 1389 yılı baharında Sabran üzerine yürüdü. Emîr Timur’un kendisi

üzerine yürüdüğünü haber alan Toktamış Han derhâl kuşatmayı kaldırarak Deşt-i Kıpçak’ın

içlerine doğru suratle çekildi211.

Semerkant’a dönen Emîr Timur Toktamış Han’ın işini bitirmeye kararlıydı. Bu amaçla

gerçekleştirmeyi planladığı sefer için büyük hazırlıklara girişti ve yaklaşık 200 bin kişilik

bir ordu hazırladı. 1391 yılının başında Semerkant’tan hareket eden Emîr Timur önce

Taşkent’e geldi, burada bir süre kaldıktan sonra 23 Ocak 1391 tarihinde bozkıra doğru

harekete geçti. Toktamış Han Emîr Timur’la doğrudan bir çatışmaya girmek yerine onu

ülkesinin içine doğru çekerek askerlerini yıpratmak ve böylece moral üstünlüğü ele

geçirmek gibi bir taktik uygulamaya karar verdi. Timur Otrar yakınlarına geldiği sırada

Toktamış Han’ın elçileri huzuruna gelerek sulh talebini elettiler. Timur şayet Toktamış

Uluğbeyi olan Kongrad Ali Bey’i rehin olarak gönderirse sulh talebini müzakere

edebileceğini ifade etti. Bununla birlikte Toktamış’ın elçi gendermekle oyalama taktiği

yaptığını hesaba katarak elçileri kılavuz olarak kullanmak gayesiyle yanında alı koydu.

Ayrıca Toktamış’ın yanından kaçarak kendisine sığınan amcazadeleri Timur Kutluk Oğlan

ve Könce Oğlan’ı ve Emîr Edigey’i öncü tayin ederek emirlerine birlikler verdi. Timur’un

ordusu ise Nisan ayı boyunca bugünkü Kazakistan toprakları üzerinden kuzeybatıya doğru

ilerleyerek Ulutav (Uludağ) mevkisine ulaştı. Burada seferin hatırasına binaen bir taş anıtı

diktirdi. Erzak sıkıntısı baş gösterince askerlerine sürek avı tertip ederek et ve yiyecek

ihtiyacını karşılayan Emîr Timur ordusu ile Tobol Irmağı’nı geçerek 25 Mayıs 1391’de

Yayık Nehri’ne ulaştı. Bu sırada Toktamış Han’ın Kırk-Göl mevkiinde olduğunu öğrenince

derhâl Yayık ve sonra da Samara nehirlerini aşarak 18 Haziran 1391 tarihinde Kundurça

(Kunduzça) Irmağı kenarına geldi. Nihayet her iki ordu burada karşılaştı. Emîr Timur

ordusunu yedi kol halinde harp nizamına sokmuştu. Neticede vuku bulan kanlı savaşta

Toktamış Han’ın ordusunu bozguna uğratan Emîr Timur büyük bir zafer elde etti. Bununla

birlikte bozgun esnasında Toktamış Han savaş meydanından kaçtığı için onu yakalamaya

muvaffak olamadı ve İdil boyunca aşğı doğru inerek Saray ve Astarhan (Hacı Tarhan)

211Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.156-158; Mustafa Kafalı, a. g. e., s.108-109.

Page 141: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

141

şehirlerini askerlerine yağmalattıktan sonra elde ettiği büyük miktarda gânimetlerle

Semerkant’a dönmekle yetindi212.

7.7. Toktamış Han’ın Moskova Knezliği ve Litvanya Knezliği Arasındaki Sınır

Anlaşmazlığına Müdahalesi

Toktamış Han Kundurça savaşında aldığı ağır yenilgiye rağmen Deşt-i Kıpçak’taki

iktidarını muhafaza etmeyi başardı ve intikam almak amacıyla derhâl yeni bir ordu

hazırlamaya koyuldu. Bu sıralarda Moskova Knezliği ile Litvanya Knezliği arasında ortaya

çıkan sınır anlaşmazlığı meselesine müdahalede bulundu. Litvanya Büyük Knezi Vitovt’un

kardeşi Lehistan Kralı Yagaylo’ya yolladığı yarlıkla münakaşalı toprakların idaresini yıllık

vergisini yollaması kaydıyla ona verdi. Bu husus Toktamış Han’ın Emîr Timur karşısında

Kundurça’da uğradığı hezimete rağmen Rus topraklarındaki hâkimiyetini devam ettirdiğini

ortaya koyması bakımından önemliydi213.

7.8. Toktamış Han’ın Emîr Timur’a Karşı İttifak Arayışı

Toktamış Han ordu hazırlamaya devam ederken bir tafaftan da diplomatik temaslarını

hızlandırdı. 1393 ve 1395 yıllarında Kahire’ye göndermiş olduğu elçileri aracılığıyla

Memlûk Sultanı Berkuk’u Timur’a karşı ittifak kurmaya ve ortak hareket etmeye davet etti.

Sultan Berkûk ittifaka olumlu cevap verdi ve hatta Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayazid’in de

kendilerinin safında yer almasına çabaladı. Ne var ki Timur’u ortak düşman olarak hedef

alan bu ittifak istenen neticeyi vermeyecekti. Zira takip eden hadiselerde müttefiklerin

herbiri Timur’a karşı kendi başına savaşmak zorunda kalacaktı214.

7.9. Terek Muharebesi ve Deşt-i Kıpçak’ın Emîr Timur Tarafından Tahribi

Timur 1394 yılı sonbaharında Kuzey Azerbaycan’da Şeki şehri civarında bulunuyorken

Toktamış Han’ın ordusuyla Derbend’i geçerek kendi hâkimiyeti altında bulunan Şirvan

topraklarına girdiğini haber aldı. Yeni bir sefer zarureti sebebiyle derhâl ordunun

hazırlanmasını emrederek kışı geçrimek üzere Kür Irmağı boyuna gitti. Hazırlıkların

212Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.158-172; Nizamüddin Şâmî, Zafernâme, s.142-153.

213Bertold Şpuler, Zolotaya Orda. Mongolı v Rossii. 1223-1502, Perevod s Nemets. M. S. Gatina, İnstitut İstorii

İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.157-158. 214Mustafa Kafalı, a. g. e., s.111.

Page 142: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

142

tamamlanmasıyla birlikte ertesi yıl tam olarak 28 Şubat 1395 tarihinde ordusunu Toktamış

Han’ın kuvvetlerine doğru harekete geçirdi. Emîr Timur son bir hamleyle adamlarından

Şemseddin Almalıkî’yi elçi olarak Toktamış Han’a göndererek nasihatta bulundu ise de

Toktamış’ın buna cevabı oldukça sert oldu. Zaten Timur’da bundan bir netice elde

edemeyeceğini bildiği için ilerleyişini sürdürerek Samur Nehri’ne kadar gelmişti. Daha

sonra Derbend’i geçerek Toktamış Han’ın Emîr Kazancı komutasındaki öncü birliklerini

mağlup etti. Nihayet 14 Nisan 1395 tarihinde iki ordunun esas kuvvetleri Terek Irmağı

kenarında karşı karşıya geldi. Emîr Timur Kundurça’da vuku bulan savaşta yaptığı gibi

ordusunu yedi kol nizamında tertipledi ve herbir kolun başına kendi oğullarını ve en

güvendiği emîrlerini koydu. Altın Orda Devleti’nin mukadderatını tayin etmesi bakımından

en mühim muharebelerden biri olan Terek Savaşı Emîr Timur’un ordusunun zaferiyle

neticelendi. Toktamış Han Kundurça’da olduğu gibi yine kaçmayı başararak Bulgar tarafına

gitti. Maiyetinden bir grup ta Bekyaruk Oğlan ve Emîr Aktav başta olmak üzere Kırım’a

kaçtı. Toktamış’ı bu kez ele geçirmekte kararlı olan Timur onu yakalamak amacıyla İdil

boyunun orta akımına kadar ilerledi ve buradaki Bulgar, Ükek gibi şehirleri tahrip ederek

askerlerine yağmalattı. Ne var ki Toktamış’ı yakalayamadı. Yanında bulunan Urus Han’ın

oğullarından Kayırcak Oğlan’a asker vererek Doğu Deşt-i Kıpçak’a hâkim olması için

gönderdi. Daha sonra Hacı Tarhan ve Saray’ı askerlerine yağmalatarak tahrip ettirdi. Son

olarak ta Kırım’a girerek buradaki birçok yurdu ve Kefe, Azak gibi şehirleri yağmaladıktan

sonra muazzam gânimetlerle birlikte Azerbaycan’a çekildi215.

Emîr Timur’un Deşt-i Kıpçak’ta yapmış olduğu tahribat devrin tarihçisi İbn Arapşah

tarafından şu sözlerle tasvir edilmişti: “Elde ettiği eşyaları alıp götürmüş, bütün gânimeti

dağıtmış, yağmaya müsaade etmiş, ahaliyi öldürmüş, esirleri kesmiş, hayat şartlarını

değiştirmiş ve ele geçirdiği para, esir ve malları alıp götürmüştü. Onun öncüleri Azak’a

kadar ilerlemişlerdi; Saray’ı, Sarayçuk’u, Hacı Tarhan’ı ve bütün bölgeyi yıkmıştı”216. İbn

Arapşah’ın bu sözlerinden Emîr Timur’un Deşt-i Kıpçak’ta yaptığı tahribatın Altın Orda

Devleti’nin parçalanmasında ciddi tesiri olduğu anlaşılır.

215Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, s.173-187; Nizamüddin Şâmî, Zafernâme, s.142-153. 216İbn Arabşah, “Acâibu’l-Makdûr”, T. 1, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya

iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, Sanktpeterburg, 1884, s.466.

Page 143: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

143

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Toktamış Han’ın Mamay Mirza’yı mağlup ederek Altın Orda Devleti’ni kendi hâkimiyeti

altında birleştirmesi; 1382 yılında gerçekleştirdiği Moskova Seferi ile Rusları baskı altına alması; Emîr

Timur’la arasının açılmasına sebep olan faaliyetleri olarak Harezm’de para bastırması, Tebriz’e ve

Maveraünnehir’e gerçekleştirdiği saldırılar; Kundurça Muharebesi; Toktamış’ın Ruslarla ilişkileri;

Toktamış’ın Emîr Timur’a karşı ittifak arayışları ve Terek Muharebesi gibi konular anlatılmıştır.

Page 144: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

144

Bölüm Soruları

1) Aşağıdakilerden hangisi Toktamış Han’ın Mamay Mirza’yı mağlup etmesinin sonuçlarından

birisidir?

a) Altın Orda Devleti’nde siyasî birliğin yeniden sağlanması,

b) Toktamış Han’ın büyük gânimetler elde etmesi,

c) Altın Orda Devleti’nin parçalanmasına sebep olması,

d) Altın Orda Devleti’nin Fetret Devrine girmesi,

e) Ruslar Üzerindeki Tatar baskısının azalması.

2) Aşağıdakilerden hangisi Toktamış Han’ın Moskova Seferiyle ilgili doğru bir bilgi değildir?

a) Toktamış Han Rusları gâfil avlamak için seferi gizli tutmuştur,

b) Moskova Knezi Dmitriy İvanoviç Donskoy yardım toplamak için Kostroma’ya

gitmiştir,

c) Toktamış Moskova’nın kuşatmasına 23 Ağustos 1382 tarihinde başlamıştır,

d) Toktamış Han şehre dokunmaması için ahaliden kurtuluş parası aldığı halde Mokova’yı

askerlerine yağmalatmıştır,

e) Tver ve Ryazan knezlerinin yardımını alan Dmitriy İvanoviç Donskoy Toktamış Han’ı

mağlup etmiştir.

3) Aşağıdakilerden hangisi Toktamış Han ile Emîr Timur’un arasının bozulmasının

sebeplerinden biri değildir?

a) Toktamış Han’ın Harezm’de kendi adına para bastırması

b) Toktamış Han’ın Tebriz’e saldırması

c) Toktamış Han’ın Maveraünnehir’e saldırması

d) Toktamış Han’ın Sultaniye ve Kazvin’i ele geçirmesi

e) Toktamış Han’ın Emîr Timur’u Cengiz Han soyundan gelmediği için meşru görmemesi

4) Toktamış Han Emîr Timur’a karşı hangi Memlûk Sultanı ile ittifak kurdmuştur?

a) Sultan Baybars

b) Sultan Kalavun

c) Sultan Berkûk

d) Sultan Nâsır

e) Sultan Farac

5) Emîr Timur’un I. Deşt-i Kıpçak Seferi sonucunda vuku bulan savaş aşağıdakilerden

hangisidir?

a) Terek Muharebesi

b) Kundurça Muahrebesi

c) Kalka Muharebesi

d) Kulikova Muharebesi

e) Bataklar Savaşı

Page 145: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

145

6) Toktamış Han Harezm’de Emîr Timur’a karşı kiminle ittifak yapmıştır?

a) Kara Yusıuf

b) Ahmed Celayir

c) Kutluk Timur

d) Edigey Mirza

e) Süleyman Sofî

7) Toktamış Han Moskova ve Litvanya knezleri arasında çıkan sınır anlaşmazlığını ne şekilde

çözmüştür?

a) İhtilaflı toprakların idaresini Lehistan Kralı Yagaylo’ya bırakmıştır,

b) İhtilaflı toprakların idaresini Litvanya Kralı Vitovt’a bırakmıştır,

c) İhtilaflı toprakların idaresini Moksova Knezi Dmitriy İvanoviç Donskoy’a bırakmıştır,

d) İhtilaflı toprakların idaresini doğrudan kendi üzerine aldı,

e) İhtilaflı toprakların idaresini Mamay Mirza’ya bıraktı.

8) Terek Muharebesi hakkında aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

a) Savaş Emîr Timur’un zaferiyle neticelenmiştir,

b) Savaş 1395 yılında vuku bulmuştur,

c) Toktamış Han tutsak edilerek öldürülmüştür,

d) Emîr Timur askerlerine Altın Orda şehirlerini yağmalatmıştır,

e) Toktamış Han Kundurça Muharebesi’nin intikamını almak istemiştir.

9) Aşağıdaki olaylardan hangisi kronolojik olarak diğerlerinden önce gelir?

a) Toktamış Han’ın Moskova Seferi

b) Terek Muharebesi

c) Kundurça Muharebesi

d) Toktamış Han’ın Tebriz’e saldırması

e) Toktamış Han’ın Emîr Timur’un yanına sığınması

10) Emîr Timur Harezm’i nihaî olarak ne zaman zapt etmiştir?

a) 1375

b) 1379

c) 1384

d) 1388

e) 1395

Cevaplar

1) a 2) e 3) d 4) c 5) b 6) e 7) a 8) c 9) e 10) d

Page 146: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

146

8. ALTIN ORDA DEVLETİ’NDE EDİGEY MİRZA’NIN

HÂKİMİYETİ DÖNEMİ

Page 147: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

147

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

8.1. Edigey Mirza’nın Cuçi Ulusu’nda Yükselişi

8.2. Toktamış’ın Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyeti Ele Geçirme Teşebbüsü

8.3. Toktamış’ın Akıbeti

8.4. Edigey Mirza’nın Harezm’i Zapt Etmesi

8.5. Edigey Mirza’nın Şadibek Hanı Tahttan İndirmesi

8.6. Edigey Mirza’nın Ruslarla İlişkileri ve Moskova Seferi

8.7. Edigey Mirza’nın Timurlularla İlişkileri

8.8. Edigey Mirza ve İtalyan Kolonileri

8.9. Edigey Mirza’nın Timur Hanı Tahta Çıkarması

8.10.Toktamış’ın Oğullarının Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyet Mücadelesine Katılmaları

Page 148: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

148

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Edigey Mirza’nın Cuçi Ulusu’nda yükselişi ve Toktamış’la mücadelesi hakkında

bilgi veriniz?

2) Edigey Mirza’nın Harezm’i zapt etmesi ve Moskova Seferi hakkında bilgi veriniz?

3) Edigey Mirza’nın Ruslar, Timurlular ve İtalyan kolonileriyle ilişkilerinin mahiyetini

açıklayınız?

4) Edigey Mirza ile Timur Han arasında hâkimiyet mücadelesi nasıl olmuştur,

açıklayınız?

5) Toktamış Han’ın oğullarının Altın Orda Devleti iktidarını ele geçirme mücadelesi ve

Edigey Mirza’nın akıbeti hakkında bilgi veriniz?

Page 149: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

149

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Edigey Mirza’nın Yükselişi ve

Toktamış Han’ın Hâkimiyeti

Yeniden Ele Geçirme

Mücadelesi

Edigey Mirza’nın Cuçi

Ulusu’nda nasıl yükseldiğini ve

Terek Muharebesi’nden sonra

Toktamış’ın Altın Orda tahtını

yeniden ele geçirmek için

onunla giriştiği mücadelenin

mahiyetini anlamak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Edigey’in Harezm’i Zapt

Etmesi, Ruslarla İlişkileri ve

Moskova Seferi

Edigey’in Harezm’i nasıl zapt

ettğini ve 1408 yılında

gerçekleştirdiği Moskova

Seferini öğrenmek

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Edigey’in Timurlular ve

İtalyan Kolonileriyle Siyasî

İlişkileri

Edigey’in Timurlu Sultanı

Şahruh ve Karedeniz’in

kuzeyindeki İtalyan kolonileri

ile ilişkileri hakkında bilgi

sahibi olmak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Edigey’in Timur Han ve

Toktamış Han’ın Oğullarıyla

Hâkimiyet Mücadelesi

Edigey’in kendisinin tahta

çıkardığı Timur Han’la ve

Toktamış’ın oğullarıyla

giriştiği hâkimiyet mücadelesi

ve âkıbeti hakkında bilgi sahibi

olmak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 150: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

150

Anahtar Kavramlar

• Edigey

• Toktamış Han

• Moskova Seferi

• Harezm’in Zaptı

• Timur Han

• Hâkimiyet Mücadelesi

Page 151: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

151

8.1. Edigey Mirza’nın Cuçi Ulusu’nda Yükselişi

Emîr Timur’un II. Deşt-i Kıpçak Seferi’nin ardından Semerkant’a dönmesinden sonra

onun safında Toktamış’a karşı savaşan Edigey Mirza tıpkı yüzyıl evvelki Nogay misali

Altın Orda Devleti’nin iktidarında söz sahibi oldu. Edigey Mirza Toktamış Han’ın

iktidarının ilk yıllarında nöker olarak görev yapmış ve kabiliyeti sayesinde emîrliğe kadar

yükselmişti. Daha sonra Toktamış Han’la arası bozulmuş 1390 yılına doğru Emîr Timur’un

yanına sığınmıştı217. Aynı sıralarda Urus Han’ın torunu Timur Kutluk ta Toktamış’tan

kaçarak Emîr Timur’un yanına sığınmıştı. Timur 1391’de Toktamış’a karşı gerçekleştirdiği

seferde Timur Kutluk’u ve Edigey’i öncü birliğin komutanları olarak görevlendirdi218. 1395

yılındaki Terek Muharebesi’nden sonra Urus Han’ın oğullarından Kayırcak Oğlan Emîr

Timur tarafından Cuçi Ulusu’nun başına han olarak tayin edidiyse de Altın Orda Devleti’ni

hâkimiyeti altından birleştirmeye mûvafık olamadı ve bir süre sonra öldü219. Edigey Mirza

ise mensup olduğu Deşt-i Kıpçak’taki en güçlü ve kalabalık grup olarak dikkat çeken

Mangıt kabilesinin desteğiyle artık Cuçi Ulusu'nun kaderini tayin edecek nüfuza ulaşmıştı.

Ancak Cengiz Han soyundan gelmediği için Altın Orda Devleti tahtına himayesi altında

olacak ve sözünü geçirebileceği bir han çıkarmak zorundaydı. Bu durumda daha önce

kendisiyle birlikte Emîr Timur’un yanına sığınan Timur Melik Han’ın oğlu Timur Kutluk’u

Altın Orda Devleti’nin Hanı olarak ilan etti (1396). Timur Kutluk’un Edigey Mirza’nın

kızkardeşlerinden biriyle evli olması da onu Han tahtına çıkarmasında etkili oldu220. Edigey

Mirza’nın vesayeti altındaki Timur Kutluk’un Han olmasıyla birlikte Altın Orda Devleti

kısa bir süreliğine de olsa yeniden yükselişe geçti. Edigey Mirza bazı idari ve ekonomik

düzenlemeler yaparak Altın Orda Devleti’nde belli oranda istikrarı tesis etmeyi başardı.

Vergi sistemini değiştirdi ve Mısır ile eskiden beri yapılan köle ticaretini yasakladı221.

217Rizaeddin Fahreddin, Altın Ordu ve Kazan Hanları, Yayına Haz. İlyas Kamalov, Kaknüs Yayınları, İstanbul,

2003, s.73.

218Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya

iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım,

İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.159.

219Haydar ibn Ali Hüseyini Râzî, “Târîh-i Hayderî”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.214.

220İlnur Midhatoviç Mirgaleyev, Politiçeskaya İstoriya Zolotoy Ordı Perioda Prevleniya Toktamış-Hana, Alma-

Lit, Kazan, 2003, s.141-143.

221George Vernadsky, Moğollar ve Ruslar, Çev. Eşref Bengi Özbilen, Selenge Yayınları, İstanbul, 2007, s.337-

338; Rızaeddin Fahreddin, a. g. e., s.335-336.

Page 152: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

152

Tarihçi İbn Arabşah Edigey’le ilgili olarak şöyle diyordu: “Cesur ve heybetli bir

kimseydi. Görüş ve düşünceleriyle diğer inanlardan farklıydı. Alimlere ve faziletli kişilere

himmet eder, takva sahibi ve fakirlere iyi davranırdı. Orucu hakkıyla tutar, şeriatı gözetir

ve gecelerini ibadetle geçirirdi. İlk kitabı (Kur’an’ı) ve Hz. Peygamberin sünneti ile

âlimlerin sözlerini kendisi ile Allah arasında köprü yapardı. Edigey’in yirmi kadar oğlu

vardı. Her biri bir şehri yönetirdi ve yine her birinin ordusu vardı. Edigey, Deşt’te yirmi yıl

hükümdarlık yaptı. Onun saltanat yılları atın alnındaki beyaz akıtma, o yılların geceleri ise

asrın çehresindeki bir zülüf gibiydi”222.

8.2. Toktamış’ın Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyeti Ele Geçirme Teşebbüsü

Toktamış Timur’a karşı almış olduğu ağır mağlubiyetlere ve Deşt-i Kıpçak’ta nüfuzunu

büyük oranda yitirmesine rağmen iktidarı yeniden elde etme ümidini kaybetmedi. Bu

amaçla ilk önce Terek Muharebesi’nden sonra ortaya çıkan siyasî boşluktan faydalanarak

Kırım’da iktidarı ele geçiren Cenevizlilerin üzerine yürüdü ve Kefe’yi hücumla aldı223.

1397 yılında Timur Kutluk’a karşı savaşa giriştiyse de mağlup olmaktan kurtulamadı ve

Litvanya Knezi Vitovt’un yanına sığındı. Onunla birlikte çok sayıda Tatar da Litvanya’ya

göç etti. Toktamış’ı oldukça iyi bir şekilde kabul eden Vitovt çok geçmeden ona Lida

şehrini verdi. Bu arada Timur Kutluk Han Vitovt’a elçilerini yollayarak ondan Toktamış’ı

kendisine vermesini talep ettiyse de beklediği karşılığı alamadı. Zira Vitovt Toktamış’ın

yanına sığınmasını Litvanya’yı büyütmek için bir fırsat olarak görüyordu. Bu amaçla

Toktamış’la bir anlaşma dahi yapmıştı. Buna göre Vitovt Altın Orda tahtını geri alabilmesi

için Toktamış’a yardım edecekti. Buna karşılık Toktamış ta başarılı olduğu takdirde

Vitovt’a Moskova Knezliği’ni verecekti. Müttefikler emellerine ulaşmak için derhâl askerî

hazırlıklara başladılar. Baltık Alman şövalyelerinin dâhil olduğu Vitovt’un ordusunda ateşli

silahlar dahi bulunuyordu. Ayrıca Toktamış’ın da üç bin kadar Tatar askerinden oluşan bir

kuvveti vardı. Neticede Toktamış’ın emrindeki kuvvetlerle katıldığı Vitovt’un ordusu 12

Ağustos 1399’da Dnyeper Nehri’nin bir kolu olan Vorska Irmağı kenarına ulaştıkları vakit

duruma vâkıf olan Timur Kutluk Han’ın ordusuyla karşılaştılar. Burada vuku bulan savaşta

Timur Kutluk Han’ın Emîri Edigey’in ordusu Vitovt ve Toktamış’ın kuvvetlerini hezimete

uğratarak büyük bir zafer elde etti. Bozgunla geri çekilen Toktamış’ın Tatar kuvvetleri ile

222İbn Arabşah, Acâibu’l Makdûr (Bozkırdan Gelen Bela), Çev. D. Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul, 2012,

s.151.

223George Vernadsky, a. g. e., s.332.

Page 153: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

153

Vitovt’un ordusu ve kiralık Alman birliklerinin peşinden giden Altın Orda askerleri

öncelikle Kiev’e gittiler ve şehri kuşattılar. Ahaliden 3000 gümüş ruble kurtuluş akçası

aldıkları için şehre dokunmadılar. Sonra Litvanya topraklarına girerek burada büyük

tahribat yaptılar ve elde ettikleri çok sayıda gânimetlerle geri döndüler224. Bu zaferle Emir

Edigey’in Cuçi Ulusu üzerindeki hâkimiyeti pekiştirildi ve dolayısıyla Timur Kutluk

Han’ın tahtı sağlama alındı. Ne var ki, Timur Kutluk Toktamış ve müttefiki Vitovt’a karşı

elde edilen zaferden sonra çok uzun yaşayamadı ve 1400 yılına doğru vefat etti. Devrin

tarihçisi Muineddin Natanzî (İskender Anonimi)’nin belirttiğine göre Timur Kutluk Han o

kadar fazla içki içiyordu ki bir defasında uzun bir sarhoşluktan sonra derin bir uykuya

dalmış, nefesi kesilm ve böylece hayatını kaybetmişti225. Bunun üzerine Edigey Mirza Altın

Orda Devleti tahtına Timur Kutluk’un akrabalarından Şadibek Han’ı çıkardı226.

8.3. Toktamış’ın Akıbeti

Vorska kenarındaki savaşı kaybederek hanlık şansını artık yitiren Toktamış Han’ın

akıbeti ise oldukça trajik oldu. O kalan ömrünü Deşt-i Kıpçak’ın ücra köşelerinde yer

değiştirerek ve saklanarak geçirmek zorunda kaldı. 1405 yılına kadar devam eden bu kaçak

hayatı süresince Emir Edigey onu yakalamak için çok uğraştı. Toktamış 1405 yılına doğru

bir adamını Emîr Timur’a yollayarak onunla arasını düzeltmeye çalıştı. Timur onu teselli

edici cevaplar verdiyse de bir süre sonra Çin’e yapacağı sefer için Otrar’a geldiğinde

hastalanarak hayatını kaybetti. Bu durumda Toktamış’ın Altın Orda tahtına sahip olmak

için eski hâmisinin desteğini zor da olsa yeniden sağlama ümidi de ortadan kalktı. Zaten bir

süre sonra Toktamış ta kendisini takip eden Edigey Mirza’nın adamları tarafından Batı

Sibirya’daki Tümen şehri dolaylarında yakalanarak katledildi227. Toktamış Altın Orda

Devleti’ni fetret devrinden çıkartarak bir süreliğine de olsa yeniden yükselişe geçirdiyse de

onun başlangıçta en büyük talihi olan Emîr Timur gibi dünya tarihinin gelmiş geçmiş en

kudretli hükümdarlarından biriyle sonradan düşman olması en büyük hatasıydı. Öyle ki,

azimli ve enerjik yapısıyla Altın Orda’yı güçlü kılmışken bu hatasıyla kendisinden sonra

devletin yıkılmasını hazırlayan hadiselerin fitilini de ateşlemiş oluyordu.

224“Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy Patriarşeyu ili Nikonovskogo Letopisyu”, PSRL, T.XI, S. Peterburg, 1897,

s.s.172-174; Rizaeddin Fahreddin, a. g. e., s.74; George Vernadsky, a. g. e., s.333-336.

225Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.133. 226“Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy Patriarşeyu ili Nikonovskogo Letopisyu”, s.183; Rizaeddin Fahreddin, a. g.

e., s.74.

227Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Yayınları, İstanbul, 1976, s.113-114.

Page 154: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

154

8.4. Edigey Mirza’nın Harezm’i Zapt Etmesi

Kaderin bir cilvesi olarak Emîr Timur’un 1405 yılında Otrar’da vefat etmesinden hemen

sonra Timurlu hanedanı arasında ortaya çıkan taht kavgaları ve iç çekişmeler bu kez Altın

Orda Devleti’nin Timur’un devletine darbe vurması için uygun şartlar hazırladı. Devrin

tarihçisi Abdürrezzak Semerkandî’nin belirttiği üzere Edigey Mirza Maveraünnehir’de

çıkan karışıklıklardan faydalanarak Hicri 808 (13.12. 1405-21.11.1406 arası) tarihinde

Ürgenç’i zapt etti ve Emîr Anka’yı Harezm’in yöneticisi olarak bırakıp Deşt-i Kıpçak’a

dödü. Böylece Harezm Altın Orda Devleti’ne bağlandı228.

8.5. Edigey Mirza’nın Şadibek Hanı Tahttan İndirmesi

Edigey Mirza’nın Harezm’i zapt etmesinden bir yıl sonra yani 1407’de Altın Orda

Devleti tahtında bir değişiklik meydana geldi. Devrin Tarihçisi Natanzî’ye göre Edigey

tarafından devlet işlerinden uzaklaştırılan Şadibek Han bütün hayatını eğlence ve zevkle

geçiriyordu. Zira Edigey zarif âdetler (töre) ve büyük kanunlar (yasak) tesis etmişti. Böylece

insanların hürriyetleri kısıtlanmıştı. O zaman Şadibek gizlice onu ortadan kaldırmak istedi.

O böyle düşünürken Edigey onun aklından geçenleri anladı ve karışıklık çıkmadan evvel

ona karşı önlem almak istedi. Şadibek bunu öğrendi ve Derbend tarafına Bakü’ye kaçarak

Emîr Şeyh İbrahim’in yanına sığındı. Edigey yolladığı elçilerle Şadibek’i iade etmesini

talep etse de Şeyh İbrahim bunu reddetti. Ne var ki Şadibek bir daha Altın Orda tahtına

çıkma şansını elde edemedi ve sürgündeyken hayatını kaybetti229.

8.6. Edigey Mirza’nın Ruslarla İlişkileri ve Moskova Seferi

Altın Orda Devleti’nin tahtına Edigey Mirza tarafından Timur Kutluk Han’ın

oğullarından Bulat veya başka bir ifadesiyle Polat Han çıkarıldı. Bununla birlikte Altın Orda

Devleti’nin fiilî iktidarını elinde bulunduran Edigey Mirza Ruslarla ilişkilere büyük

228Abdu’r-rezzak İbn İshak Semerkândî, “Matla’u’s-sâdeyn ve Mecma’ul-bahreyn”, Sbornik Materialov

Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i

Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941,

s.193. 229Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.133-134.

Page 155: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

155

ehemmiyet veriyordu. 1399 yılında Vorska Irmağı kenarında elde edilen zaferden sonra

Ruslara karşı nüfuzu artmıştı. Nitekim 1400 yılında Tver Knezi İvan gönderdiği elçisi

aracılığıyla Edigey’e bağlılığını bildirdi. Daha sonra Ryazan Knezi Fedor Edigey’den yarlık

aldı. Bununla birlikte Moskova Büyük Knezi Vasiliy’e bağlı kaldı. Vasiliy ise Edigey

Mirza’nın vergi ödemesi yönündeki taleplerini yerine getirmemekte ısrar ediyordu. Vorska

Irmağı bozgunundan sonra iç karışıklıklarla uğraşan Vitovt’un durumu da iç açıcı değildi.

Smolensk ve Pskov gibi Butı Rusya’daki şehirler artık onun idaresinden çıkmıştı.

Smolensk’i zorlukla idaresi altına aldıktan sonra Moskova’nın yardımına müracaat eden

Pskov meselesini ancak Vasiliy ile anlaşarak çözebildi. Moskova’nın Rus knezlikleri

üzerindeki hâkimiyetini korumak ve Altın Orda yönetiminden ayrımak isteyen Vasiliy Tver

tahtı için mücadele eden İvan ve Yuriy adlı knezlerden Yuriy’i destekledi. Buna karşılık

İvan da Saray’dan yarlık aldı. Tüm bunlar Altın Orda Devleti ve Moskova Büyük Knezliği

arasında Rus topraklarına hâkim olma mücadelesinin kızıştığını ortaya koymaktadır230.

Edigey Mirza Knez Vasiliy’in Altın Orda Devleti’nin vesayetinden çıkma çabaları ve

Rus knezlikleri üzerinde hâkimiyet kurma teşebbüslerine son vermek amacıyla Moskova

üzerine bir sefer düzenlemeye karar verdi. Vasiliy’i gafil avlamak için seferi gizli tutarak

ani bir baskınla netice almak istiyordu. Bu yüzden Moskova’ya bir elçisini yollayarak Polat

Han’ın Litvanya’ya sefer düzenleyeceğini Vasiliy’e bildirdi. Halbuki Edigey Mirza’nın

hazırladığı Altın Orda ordusunun gerçek hedefi Moskova’ydı. Nitekim 1408 yılının

sonbaharında harekete geçen Edigey Mirza Pereyaslavl, Rostov, Dmitriyev ve Serpuhov

şehirlerini zapt ettikten sonra aynı senenin Kasım ayının sonunda Moskova’nın surlarına

dayandı. Bu sırada Knez II. Vasiliy askerî yardım toplamak üzere şehri terk etmiş ve

ordusunun toplanma yeri olan Kostroma’ya gitmişti. Kuşatmanın başlamasıyla birlikte

şehirde başlayan panik havasından yararlanan yağmacılar halkı soymaya ve öldürmeye

başladılar. Moskova’nın etrafını ateşe veren Edigey Mirza şehirin savunmasını üstlenen

Vasiliy’in vekili Vladimir Serpuhov’a bir ulak yollayarak kış boyunca kuşatmayı

kaldırmayacağını bu durumda halkın soğuk ve açlıktan kırılacağını bildirdi. Durumun

vehametini gören Moskova halkı Edigey’in sunduğu şartları kabul etmeye karar verdi.

Neticede Moskova halkından toplanan 3000 gümüş ruble kurtuluş akçası karşılığında

Edigey Mirza kuşatmayı kaldırdı ve Saray’a döndü. Bununla birlikte Edigey Mirza Knez

Vasiliy’e yolladığı mektup aracılığıyla Toktamış’ın oğullarından kendisine sığınmak

isteyen olursa kabul etmemesini ve vergi ödemeyi kestiği takdirde onu cezalandıracağını

230İlyas Kemaloğlu, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2009,

s.110.

Page 156: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

156

bildirdi. O böylece askerî faaliyetinin karşılığını diplomatik yolla almaya çalıştı. Bunda

belli ölçüde başarı da sağladı. Rus knezliklerini yeniden vergiye bağladığı gibi, Nijegorod

Knezliği de Moskova’nın kontrolünden çıkarıldı231.

8.7. Edigey Mirza’nın Timurlularla İlişkileri

Edigey Mirza dış siyasette Timurlularla ilişkilere büyük ehemmiyet veriyordu. Bu

amaçla Polat Han adına Altın Orda elçilerini 1409 yılında Timurlu Hükümdarı Şahruh’a

değerli av kuşlarını hediye olarak sunmaları için Herat’a gönderdi. Deşt-i Kıpçak’tan

elçilerin gelmesinden oldukça memnun kalan Şahruh onlara Polat Han ve Edigey Mirza’ya

hediye olarak takdim etmeleri için değerli kalpaklar ve kemerler verdi. Hatta oğullarından

Muhammed Cuki’yi evlendirmek için Cuçi soyundan bir hanzadenin bulunması arzusunu

bildirdi232.

8.8. Edigey Mirza ve İtalyan Kolonileri

Edigey Mirza 1410 yılında Polat Han ile birlikte Karadeniz’in kıyı şerdindeki (Azak

çevresi) Venedikliler ve Cenevizlilere ait yerleşemlere bazı saldırılar gerçekleştirdi. Bunun

neticesinde birçok yerleşim tahrip edildi ve çok sayıda Venedikli öldürüldü. Cenevizlilere

ait Kefe halkı ancak büyük miktarda kurtuluş akçası ödemek suretiyle Edigey Mirza’nın

tahribatından kurtulabildi233.

8.9.Edigey Mirza’nın Timur Hanı Tahta Çıkarması

Edigey Mirza’nın gücünün zirvesine ulaştığı bir dönemde Altın Orda Devleti’nde iç

karışıklıklar yeniden baş göstermeye başladı. Bunda en büyük rolü Toktamış Han’ın iktidar

mücadelesinden vazgeçmeyen oğulları oynadı. Toktamış’ın türlü karıları ve cariyelerinden

13 oğlu kalmıştı. Bunlar arasında Celaleddin en büyük otorite sahibiydi. Üstelik Edigey’in

itirazalarına rağmen Moskova Knezi Vasiliy Toktamış’ın oğullarını kendi siyesiti için

kullanmak amacıyla himaye ediyordu. 1410 yılına doğru Toktamış’ın oğulları yardım

almak amacıyla Moskova’dan Litvanya’ya Knez Vitovt’un yanına gittikleri esnada Polat

231İlyas Kemalov, a. g. e., s.111-112; George Vernadsky, a. g. e., s.340-342.

232Abdu’r-rezzak İbn İshak Semerkândî, “Matla’u’s-sâdeyn ve Mecma’ul-bahreyn”, s.192.

233Roman Reva, “Borba za Vlast v Pervoy Polovine XV V.”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm.

Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.710.

Page 157: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

157

Han vefat etmişti. Edigey Mirza Altın Orda tahtına kızıyla evlendirdiği Timur Kutluk

Han’ın başka bir oğlu Timur Han’ı çıkardı234. Ne var ki Timur Han’ın kayınpederinin

vesayeti altında kalmaya pek niyeti yoktu. Bu yüzden çok geçmeden her ikisi arasında

rekabet başladı. Kendisini Bekelerbek makamından uzaklaştıran Timur Han ve onun

safında birleşen muhaliflere karşı koyamayacağını anlayan Edigey Mirza Harezm’e

çekilmeye karar verdi. Fakat yolda Timur Han’ın bir birliği tarafından mağlup edildi.

8.10. Toktamış’ın Oğullarının Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyet Mücadelesine

Katılmaları

Edigey Mirza Timur Han’ın baskısı neticesinde maiyetiyle birlikte 1412 yılının

başlarında Harezm (Ürgenç)’e vardı. Ancak onu ele geçirmek isteyen Timur Han’ın ordusu

altı ay boyunca Harezm’i kuşattı. Bu arada Litvanya Knezi Vitovt’un desteğiyle Altın Orda

tahtını ele geçirmek isteyen Toktamış Han’ın oğlu Celaleddin’in, ordusu Edigey’i ele

geçirmekle meşgul Timur Han’ı mağlup ederek Saray’ı zapt ettiği haberi Harezm’e geldi.

Bozguna uğrayan Timur Han da Harezm’e doğru çekildi. Bu arada Celaleddin Edigey’i

kuşatan emîrlere yolladığı ulak aracılığıyla onlardan kedi tarafına geçmelerini istedi. Cevap

alamayan Celaleddin hem Timur’la hem de Edigey ile mücadele etmesi gerektiğini anladı.

Edigey’i saf dışı etmek ve Timur Han’ın ordusunu zayıflatmak amacıyla emîrlere başka bir

ulak daha göndererek Edigey şayet kendisinin (Celaleddin’in) kızkardeşi olan karısını ve

oğulları Mahmud Sultan’ı serbest bırakırsa ve kendisini Han olarak tanırsa muhasaranın

kaldırılabileceği ve evlerine dönebileceği önerisini iletti. Celaleddin’in başka bir

kızkardeşiyle evli olan Emir Gazan taraf değiştirmeye hazırdı. Timur Han’ın kızkardeşiyle

evli olan Emir Denke ise buna karşıydı. Bu sıralarda Timur Han onların kampına geldi.

Gazan Denke’yi içki içmekle meşgul ederek Timur Han’ı öldürttü ve emirleri Celaleddin’in

tarafına geçmeye ikna etti. Olanları haber alan Celaleddin Gazan’a kendi adına hareket

etmesi hakkını tanıdı. Bundan sonra Edigey’e de kayıtsız şartsız yerine getirdikleri

Celaleddin’in tarafına geçmesi teklifini ilettiler. Buna razı olan Edigey Mirza, Gazan ile

barış yaptı. Emîrler Ürgenç kuşatmasını kaldırarak Celaleddin’in yanına hareket ettiler.

Fakat yolda Celaleddin’in muhasaraya yardım etmesi için yolladığı Kaculay Bahadır ile

karşılaştılar. Muhtemelen Timur Han’ın öldüğünü ve emîrlerin kendi safına geçtiğini

öğrenen Celaleddin yine de Edigey’i ele geçirmek istiyordu. Muhasaranın kaldırıldığını

234Abdu’r-rezzak İbn İshak Semerkândî, “Matla’u’s-sâdeyn ve Mecma’ul-bahreyn”, s.193.

Page 158: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

158

öğrenen Kaculay emîrlere Edigey’i kendisinin ele geçirebileceğini bildirdi. Çünkü asker

sayısı Edigey’in kuvvetlerinden fazlaydı. Ne var ki, Edigey kurnazca bir askerî taktikle

sahte ricat ederek pusuya düşürdüğü Kaculay’ın ordusunu mağlup etmeyi başardı ve

yaklaşık 1000 askeri esir olarak ele geçirdi. Esirleri Ürgenç’e yerleştirerek kendisine bağlı

ahalinin gözetimi altına aldı235. Ancak bir süre sonra Edigey’in durumundan istifade ederek

Harezm’i geri almak isteyen Timurlu hükümdarı Şahruh harekete geçti. Şahruh’un

görevlendirdiği Şah Melik ahalinin desteğiyle H. 816 yılında (03.04.1313-22.03.1414 arası)

Harezm’i ele geçirdi236. Ürgenç’ten çıkmak zorunda kalan Edigey Mirza’nın Harezm’deki

temsilcisi ve oğlu Mubarekşah babasının yanına çekildi.

Edigey Mirza Harezm’de Şahruh’un kuvvetleriyle mücadele ettiği sıralarda Toktamış’ın

oğullarının arasında iktidar için cereyan eden çatışmalar neticesinde Altın Orda Devleti’nde

taht değişiklikleri meydana geldi. 1412 yılında Kepek kardeşi Celaleddin’i mağlup ederek

öldürdü. Ancak tahta başka bir kardeş Kerimberdi çıkarıldı. Bu sırada Edigey Mirza daha

evvel Timurluların yanına gönderdeği Çerke adlı Tukay Timur neslinden gelen prensi tahta

çıkarmak için harekete geçmişti. Kerimberdi Edigey’i ve dolayısıyla onun desteklediği

Çerke’yi Han olarak tanıyan Bulgar’ı bile henüz hâkimiyeti altına alamamıştı. Bu durumda

Kerimberdi açık mücadeleden kaçınarak Edigey ile müzakerelere devam etti. Edigey bu

yüzden Çerke’yi tahta çıkarma girişimini bir süre erteledi. Daha sonra Kerimberdi Litvanya

Knezi Vitovt’un desteklediği Kepek’le mücadele etmek zorunda kaldı. Neticede Kepek

1413 yılı İlkbaharında Kerimberdi’yi mağlup ederek Saray’dan uzaklaştırdı. Ancak

yaklaşık bir yıl sonra bu kez Kerimberdi üstünlük sağlayarak Saray’a yeniden hâkim oldu.

Kepek ise öldürüldü. Bu sıralarda Edigey Mirza Çerke ile birlikte Sibir yurduna bir sefer

düzenledi. 1413 yılında Bulgar vilayetini hâkimiyeti altına aldı. Daha sonra da Yayık

taraflarına çekildi. Kerimberdi ile Kepek arasındaki mücadele kızışınca bunu bir fırsat

olarak gördü ve Çerke’yi Hicri 816 yılında han olarak ilan etti. Çerke Kepek’e karşı giriştiği

ilk savaşta mağlup oldu ise de daha sonra ona üstünlük sağlamayı başardı. Basım yerleri

Saray, Azak, Ordu Muazzam, Bulgar, Hacı Tarhan ve Bek Bazar olan paralarının 1414-

1416 yıllarına ait olması onun iki yıl kadar iktidarda kaldığını ortaya koyuyor237.

235Abdu’r-rezzak İbn İshak Semerkândî, “Matla’u’s-sâdeyn ve Mecma’ul-bahreyn”, s.193-195; Poman Reva, a. g.

m., s.710-711.

236Abdu’r-rezzak İbn İshak Semerkândî, “Matla’u’s-sâdeyn ve Mecma’ul-bahreyn”, s.195-196. 237Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr (Transkripsiyon, Faksimile), Haz. Derya Derin Paşaoğlu, Kazan, 2014,

s.272a-272b; M. G. Safargaliyev, Raspad Zolotoy Ordı, Mordovskoe Knijnoe İzdatelstvo, Saransk, 1960, s.188-

192; Roman Reva, a. g. m., s.713-714.

Page 159: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

159

Litvanya Knezi Vitovt Kepek’in öldürülmesinden sonra Altın Orda tahtına kendi

vesayeti altında birini çıkarmak amacıyla bu kez Toktamış’ın başka bir oğlu olan

Cabbarberdi’yi desteklemeye karar verdi. Litvanya’daki Tatarların ve bizzat Knez

Vitovt’un verdiği kuvvetlerle harekete geçen Cabbarberdi 1414 yılında Saray’ı zapt etti. Ne

var ki hem Çerke ile hem de kendi kardeşi Kerimberdi ile mücadele etmek zorundaydı.

Çerke Edigey’le birlikte aynı yıl içerisinde Hacı Tarhan ve Saray’ı ele geçirdi. Cabbarberdi

o sıralarda Kerimberdi ile uğraşıyordu ve neticede onu mağlup ederek öldürmeyi başardı.

Cabbarberdi 1415 yılının sonuna doğru Çerke’yi de yendi ve böylece Altın Orda’nın büyük

bir kısmını hâkimiyeti altına aldı. Cabbarberdi’nin kısa hâkimiyetinden sonra

Kerimberdi’nin oğlu Seyid Ahmed tahta çıktı. Litvanya Knezi Vitovt Taş Timur’un oğlu

Gıyaseddin’i destekleyerek Altın Orda tahtını ele geçirmesi için Seyid Ahmed’e karşı

kışkırttı. Fakat Gıyaseddin, Seyid Ahmed Han tarafından mağlup edildi. Seyid Ahmed Han

Edigey’le ittifak yaparak Vitovt’a karşı harekete geçti. 1416 yılı Temmuz ayında Litvanya

topraklarını tahrip eden Seyid Ahmed Han daha sonra Kiev’i zapt ederek askerlerine

yağmalattı. Ne var ki Seyid Ahmed Han bu başarılı seferden sonra tarih sahnesinden

kayboldu ve Altın Orda tahtına Edigey Mirza tarafından Toktamış’ın akrabalarından Derviş

Han çıkarıldı. Derviş Han 1419 yılında vefat etti. Bunun üzerine Litvanya Knezi Vitovt’la

barış yapan Edigey Mirza onun da isteğiyle Kırım taraflarında hüküm süren Bek-Sufi’yi

han tahtına çıkardı. Kendisi de Beylerbeyi oldu. Fakat bu durumdan hoşnutsuz olan

Edigey’e muhalif emîrler Toktamış’ın oğullarından Kadirberdi’yi Han olarak ilan ettiler.

Neticede Kadirberdi ile Edigey arasında 1419 yılında vuku bulan savaşta her ikisi de

hayatını kaybederken zafer Kadirberdi’nin ordusunun oldu238.

Edigey’in 1410 yılından sonra Deşt-i Kıpçak’ta hâkimiyeti kaybetmesiyle başlayan ve

Toktamış’ın oğullarıyla 9 yıl boyunca sürdürdüğü mücadelenin sonunda ölümüyle birlikte

aynı zamanda Altın Orda Devleti de dağılma sürecine girmiş oldu.

238Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.273a-273b; M. İ. Safargaliyev, a. g. e., s.192-195; A. YU. Yakubovskiy,

Altın Ordu ve Çöküşü, Çev. Hasan Eren, 2. Bs., TTK Basımevi, Ankara, 2000, s.202-203; Roman Reva, a. g. m.,

s.714-716.

Page 160: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

160

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Edigey Mirza’nın Cuçi Ulusu’ndaki yükselişi; Timur Kutluk Hanı tahta çıkaran Edigey’in

Toktamış’la giriştiği hâkimiyet mücadelesi; Toktamış’ın akıbeti ve Edigey’in Harezm’i zapt etmesi;

Şadibek Han’ın tahta çıkışı ve Edigey’in Moskova seferi; Edigey’in Timurlularla ve İtalyan

kolonileriyle ilişkileri; Timur Han’ın tahta çıkışı ve sonrasında Edigey’le ihtilafa düşmesi ve

Toktamış’ın oğullarıyla girişilen hâkimiyet mücadelesi gibi konular anlatılmıştır.

Page 161: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

161

Bölüm Soruları

1) Aşağıdakilerden hangisi Edigey Mirza’nın Altın Orda Devleti’nde hâkim olduğu dönemde

tahta çıkan hanlardan birisi değildir?

a) Timur Kutluk Han

b) Şadibek Han

c) Polat Han

d) Timur Han

e) Celaleddin Han

2) Aşağıdakilerden hangisi Edigey Mirza’nın Moskova Seferiyle ilgili doğru bir bilgi değildir?

a) Edigey Mirza Moskova’yı 1408 yılında kuşatmıştır,

b) Moskova Knezi II. Vasiliy askerî yardım sağlamak için Kostroma’ya gitmiştir,

c) Edigey Mirza 3000 gümüş ruble karşılığı Moskova kuşatmasını kaldırmıştır,

d) Edigey Mirza şehre dokunmaması için ahaliden kurtuluş parası aldığı halde Mokova’yı

askerlerine yağmalatmıştır,

e) Moskova’nın savunmasını Vladimir Serpuhov üstlendi.

3) Edigey Mirza ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?

a) Edigey Mirza Kongrat kabilesine mensuptur,

b) Edigey Mirza 1290 yılında Emîr Timur’un yanına sığınmıştır,

c) Edigey Mirza Mısır ve başka ülkelere köle satılmasını yasaklamıştır,

d) Edigey Mirza Harezm’i zapt etmiştir,

e) Edigey Mirza’nın kızlarından biri Timur Han ile evlenmiştir.

4) Emîr Timur Terek Muharebesi’nden sonra Cuçi Ulusu’nun başına aşağıdakilerden hangisini

han olarak tayin etmiştir?

a) Timur Melik

b) Kayırcak

c) Timur Kutluk

d) Şadibek

e) Edigey

5) Aşağıdakilerden hangisi Edigey Mirza’nın mücadele ettiği Toktamış Han’ın oğullarından biri

değildir?

a) Çerke

b) Kadirberdi

c) Kerimberdi

d) Celaleddin

e) Cabbarberdi

6) Edigey Mirza ne zaman ölmüştür?

a) 1412

b) 1419

c) 1421

d) 1417

e) 1415

Page 162: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

162

7) Harezm’i Altın Orda Devleti’nden geri alan Timurlu hükümdarı kimdir?

a) Halil Sultan

b) Pir Muhammed

c) Şahruh

d) Ebû Said

e) Uluğbey

8) Toktamış Altın Orda tahtını yeniden elde etmek için kiminle işbirliği yapmıştır?

a) Moskova Knezi II. Vasiliy

b) Cenevizliler

c) Emîr Timur

d) Kayırcak Oğlan

e) Litvanya Knezi Vitovt

9) Aşağıdaki olaylardan hangisi kronolojik olarak diğerlerinden önce gelir?

a) Edigey Mirza’nın Moskova Seferi

b) Toktamış’ın oğullarından Kepek’in kardeşi Celaleddin’i öldürmesi

c) Toktamış’ın ölümü

d) Şadibek Han’ın tahta çıkışı

e) Timur Han’ın öldürülmesi

10) 12 Ağustos 1399’da Dnyeper Nehri’nin bir kolu olan Vorska Irmağı kenarında vuku

bulan savaşla ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?

a) Toktamış Han’ın zaferiyle neticelenmiştir

b) Timur Kutluk Han’ın zaferiyle neticelenmiştir

c) Moskova Knezi II. Vasiliy’in zaferiyle neticelenmiştir

d) Litvanya Knezi Vitovt’un zaferiyle neticlenmiştir

e) Litvanya Knezi Vitovt tarafından Kefe yağmalanmıştır

Cevaplar

1) e 2) d 3) a 4) b 5) a 6) b 7) c 8) e 9) c 10) b

Page 163: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

163

9. ALTIN ORDA DEVLETİ’NİN YIKILIŞ SÜRECİ

Page 164: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

164

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

9.1. Uluğ Muhammed Han ve Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyet Mücadelesi

9.2. Küçük Muhammed Han ve Seyid Ahmed Han’ın Batı Deşt-i Kıpçak Hâkimiyeti

9.3. Uluğ Muhammed Han’ın Orta İdil Boyuna Çekilmesi

9.4. Altın Orda Devleti’nin Parçalanması

9.5. Ulu Orda (Taht İli) Hanları

9.5.1. Küçük Muhammed Han

9.5.2. Mahmud Han

9.5.3. Ahmed Han

9.5.4. Seyid Mahmud Han ve Murtaza Han

Page 165: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

165

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Uluğ Muhammed Han’ın Altın Orda hâkimiyeti için verdiği mücadele ve Orta İdil

Boyuna çekilmesi hakkında bilgi veriniz?

2) Küçük Muhammed Han ve Seyid Ahmed Han’ın Batı Deşt-i Kıpçak’taki

hâkimiyetleri döneminden meydana gelen önemli olaylar nelerdir, açıklayınız?

3) Altın Orda Devleti’nin parçalanama süreci hakkında bilgi veriniz?

4) Küçük Mustafa Han ve Ulu Orda (Taht İli)’nın kuruluşu hakkında bilgi veriniz?

5) Ulu Orda hanları hakkında bilgi veriniz?

Page 166: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

166

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Uluğ Muhammed Han ve Deşt-

i Kıpçak’ta Hâkimiyet

Mücadelesi

Uluğ Muhammed Han’ın Altın

Orda tahtına çıkması ve diğer

Cuçioğullarıyla giriştiği

hâkimiyet mücadelesini

öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Küçük Muhammed Han ve

Seyid Ahmed Han’ın Batı

Deşt-i Kıpçak’a Hâkim

Olmaları ve Uluğ Muhammed

Han’ın Orta İdil Boyuna

Çekilmesi

Uluğ Muhammed Han’ın Seyid

Ahmed Han’a mağlup olması

ve merkeze hâkim duruma

gelen Küçük Muhammed

Han’ın baskısıyla İdil boyunun

orta kesimine yerleşemesi

sürecinde yaşanan siyasî

olayları anlamak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Altın Orda Devleti’nin

Parçalanması

Cuçi Ulusu’nun farklı

bölgelerinde birbirlerinden

müstakil hanların ortaya

çıkmasıyla birlikte Altın

Orda’nın parçalanması

hakkında bilgi sahibi olmak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Ulu Orda (Taht İli) Hanları Altın Orda Devleti’nin

dağılmasıyla birlikte merkeze

hâkim olan Küçük Mustafa

Han ve halefleri hakkında bilgi

sahibi olmak

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 167: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

167

Anahtar Kavramlar

• Uluğ Muhammed Han

• Küçük Muhammed Han

• Seyid Ahmed Han

• Küçük Mustafa Han

• Altın Orda’nın Parçalanması

• Ulu Orda

Page 168: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

168

9.1.Uluğ Muhammed Han ve Deşt-i Kıpçak’ta Hâkimiyet Mücadelesi

Altın Orda Devleti’nde Edigey Mirza’nın ölümünden sonra karışık bir siyasî tablo

ortaya çıktı. Tarih kaynaklarının analizi neticesinde Deşt-i Kıpçak’ta birkaç hanın hüküm

sürdüğü anlaşılabilir. Buna göre bir önceki bölümde bahsi geçen Bek Sufi 1419’dan 1421

yılına kadar yalnızca Kırım bölgesini hâkimiyeti altında tuttu. Merkezde ise emirler tahta

Muhammed Han’ı çıkardılar. Ancak 1419 yılından 1423’e kadar hüküm sürdüğü anlaşılan

Muhammed Han’ın tam kimliğini tespit etmek mümkün değildir. Zira o dönemde tahta

çıkabilecek Tukay Timur neslinden gelen Uluğ Muhammed, Hacı Muhammed, Küçük

Muhammed, Kiçi Muhammed ve Müslüman adı bilinmeyen Hudaydad sultanlar

bulunuyordu. Muhammed Han’la bunlardan hangisinin kastedildiği belli değildir239. Ne var

ki tarih literatüründe 1419-1423 yılları arasında Saray’da oturan Altın Orda Hanı’nın Uluğ

Muhammed olduğu yönünde bir eğilim vardır240.

1421 yılından itibaren Deşt-i Kıpçak’taki hâkimiyet mücadelesine Urus Han’ın

Kayırcak Oğlan’dan torunu olan Muhammed Barak Oğlan da dâhil olmaya başladı. Barak

1421 yılında Semerkant’a giderek Şahruh’un oğlu Mirza Uluğbek’in yanına sığındı.

Uluğbek Barak’a yardımcı oldu ve asker vererek onu aynı yıl içerisinde Deşt-i Kıpçak’a

gönderdi. Böylece Cuçi Ulusu’ndaki taht mücadelesine Timurlular da müdâhil oldu.

Neticede 1421 yılında Uluğ Muhammed, Bek Sufi ve Barak arasında iktidar mücadelesi

başladı. Bir süre sonra Bek Sufi öldü ve Kırım’da Toktamış’ın oğullarından Devletberdi

hüküm sürmeye başladı. Bununla birlikte Uluğ Muhammed, Barak ve Devletberdi iktidar

mücadelesine devam etti. Bu arada onlardan başka Devletberdi’nin kardeşi Hudaydad da

Bek Sufi’nin ölümünden sonra hâkimiyet mücadelesine dâhil oldu. Ancak 1422 yılında

Barak’a mağlup oldu. Barak nihayet 1423 yılında Muhammed’e karşı da zafer elde etti.

Uluğ Muhammed Litvanya Knezi Vitovt’a sığındı ve daha sonra 1424 yılında

Devletberdi’nin yokluğundan faydalanarak Kırım’ı zapt etti241.

Barak 1423 yılında artık önemli rakiplerini devre dışı bıraksa da hala Deşt-i Kıpçak’ı

bütünüyle hâkimiyeti altına alamamıştı. Zira Edigey’in taraftarlarının Han yapmak için

uğraştığı Şadibek’in oğlu II. Gıyaseddin ile uğraşmak zorundaydı. Nitekim II. Gıyaseddin

Bulgar’a hâkim olmuş ve daha sonra merkezdeki bazı başka yurtları da idaresi altına almayı

239Roman Reva, “Borba za Vlast v Pervoy Polovine XV V.”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm.

Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.717-718.

240M. G. Safargaliyev, Raspad Zolotoy Ordı, Mordovskoe Knijnoe İzdatelstvo, Saransk, 1960, s.195-197.

241A. YU. Yakubovskiy, Altın Ordu ve Çöküşü, Çev. Hasan Eren, 2. Bs., TTK Basımevi, Ankara, 2000, s.207-

208; Roman Reva, a. g. m., s.717-718.

Page 169: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

169

başarmıştı. 1425 yılında Saray’ı da zapt ettiyse de bir yıl sonra 1426’da Kırım’dan gelen

Uluğ Muhammed’in askerlerince mağlup edildi. Zaten bu olaydan kısa bir süre sonra da

vefat etti. Barak’a karşı da üstünlük sağlayan Uluğ Muhammed Altın Orda Devleti’nin

merkezi kısmını idaresi altına almayı başardı. Uluğ Muhammed’e karşı koyamayarak

doğuya çekilen Barak ise Harezm ve Sığnak’ı hâkimiyeti altında tutuyordu. Kırım ise

yeniden Devletberdi’nin kontrolüne girmişti. Devletberdi 1428 yılında Saray ve Hacı

Tarhan’ı ele geçirerek buralarda kendi adına para darbettirmeyi başardıysa da kısa bir süre

sonra vefat etti. Böylece Altın Orda Devleti’nin merkezi kısmı yine Uluğ Muhammed’in

kontrolü altına girdi. Bu sıralarda Edigey Mirza’nın oğlu Mansur Sığnak çevresine

hükmeden Barak’ın hizmetine girdi, fakat bir süre sonra onun tarafından öldürüldü.

Mansur’un Barak tarafından öldürüldüğünü öğrenen kardeşleri Gazi ve Nevruz Timur

Kutluk’un oğlu Timur’dan torunu olan Küçük Muhammed’in yanına gittiler ve II.

Gıyaseddin’in vefatından sonra onu han olarak ilan ettiler. 1428 yılının sonuna doğru Barak

Küçük Muhammed’le giriştiği savaşta mağlup edilerek öldürüldü. Böylece Doğu Deşt-i

Kıpçak Küçük Muhammed’in kontrolü altına girdi. Ancak çok geçmeden bu alan Şıbanî

hanedanı tarafından hâkimiyet altına alınınca Küçük Muhammed batıya doğru hareket

etmek zorunda kaldı242.

Şıban’ın neslinden gelen Ebu’l-Hayr Han Doğu Deşt-i Kıpçak’ta Özbek Han’ın iktidarı

devrinden itibaren artık Özbek Ulusu olarak zikredilen göçer kabileleri hâkimiyeti altında

birleştirerek 1428 yılında Batı Sibirya’da bulunan Tura şehrini zapt etti. Ural dağlarından

Batı Sibirya’ya kadar uzanan sahada muhalifleri ortadan kaldırdıktan sonra 1432 yılında

Harezm’e büyük bir yağma seferi düzenledi. 1446 yılında Timurluların içerisinde

bulunduğu karışıklıklardan faydalanarak Sır Derya havzasında yer alan Ak-Kurgan, Arkuk,

Özkent, Suzak ve Sığnak şehirlerini zapt etti. Aynı tarihte başkentini Tura’dan Sığnak’a

taşıdı. Aynı zamanda Timurluların taht mücadelelerine müdahalede bulunarak Ebu Said’in

Semerkant tahtını ele geçirmesine yardımcı oldu. Ancak 1457 yılında Kalmuklara mağlup

olduktan sonra nüfuzunu önemli ölçüde kaybetti. Buna bağlı olarak Doğu Deşt-i Kıpçak’ta

kabileler arasında büyük mücadeleler baş gösterdi. Bir müddet sonra Cuçi’nin oğullarından

Tukay Timur neslinden gelen Canibek ve Kerey sultanlar Ebu’l-Hayr Han’a muhalif olsalar

da ona karşı koyamayarak kendilerine tâbi kabilelerle yurtlarını terk ettiler ve Doğu Çağatay

Hanı II. İsen Buka’nın yanına sığındılar. Doğu Çağatay Hanı onları Yedisu bölgesine

242Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr (Transkripsiyon, Faksimile), Haz. Derya Derin Paşaoğlu, Kazan, 2014,

s.276a-276b, 277a-277b; M. G. Safargaliyev, a. g. e., s.203-206; A. YU. Yakubovskiy, a. g. e., s.208-209; Roman

Reva, a. g. m., s.718-719.

Page 170: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

170

yerleştirdi. Böylece Kazak Ulusu ortaya çıktı. Ebu’l-Hayr Han onları cezalandırmak

amacıyla 1468 yılında Yedisu bölgesine bir sefer düzenlemeye karar verdi. Ne var ki sefer

esnasında hastalanarak vefat etti. Onun ölümünden sonra ilk Özbek Hanlığı da dağıldı243.

9.2. Küçük Muhammed Han ve Seyid Ahmed Han’ın Batı Deşt-i Kıpçak

Hâkimiyeti

Küçük Muhammed gibi güçlü bir rakibin ortaya çıkması Uluğ Muhammed’i ittifaklarını

güçlendirme siyasetine yönlendirdi. Nitekim 1430’de vefat eden Litvanya Knezi Vitovt’un

yerine geçen Svidrigaylo Olgerdoviç’le de ittika devam etti. 1431 yılında Litvanya ile

Lehistan arasındaki savaşta Svidrigaylo Olgerdoviç’e yardımcı Tatar kuvvetlerini

yollayarak onu destekledi. Bununla birlikte Uluğ Muhammed Han kendisini devirmek

isteyen muhalifler tarafından desteklenen Bek Sufi’nin oğlu II. Seyid Ahmed’le de

mücadele etmek zorunda kaldı. 1432 yılında II. Seyid Ahmed’in üzerine giderek onu

mağlup etmeyi başardı ve esir alarak müttefiki olan Litvanya Knezi Svidrigaylo’nun yanına

gönderdi. Ancak Ortadoks grubun lideri Svidrigaylo Olgerdoviç 1 Eylül 1432 tarihinde

Lehistan ile ittifak taraftarı olan karşıtları tarafından tahttan indirildi. Svidrigaylo boyarları

ve Seyid Ahmed’le birlikte Litvanya’dan kaçtı. Uluğ Muhammed Han onu Litvanya tahtını

ele geçirme mücadelesinde destekledi ve bu amaçla Tatar kuvvetlerini yardımına gönderdi.

Ancak sözde Svidrigaylo’nun yardımına gelen Tatar ordusu 1433 yılında Kiev ve kuzey

Rus bölgelerini yakıp yıkarak yağmaladı. Bunun üzerine Svidrigaylo’nun Uluğ

Muhammed’le arası bozuldu ve artık II. Seyid Ahmed’i Uluğ Muhammed’e karşı giriştiği

iktidar mücadelesinde desteklemeye başladı. Neticede II. Seyid Ahmed onun desteğiyle

1436 yılının Aralık ayında Uluğ Muhammed’i mağlup etmeyi başardı ve Altın Orda’nın

batı kanadında hâkimiyeti ele geçirdi244.

9.3. Uluğ Muhammed Han’ın Orta İdil Boyuna Çekilmesi

Uluğ Muhammed 1437 yılında 3000 kişilik maiyetiyle birlikte Tula yakınlarındaki

Belev şehrine geldi. Amacı Moskova Knezi II. Vasiliy’in desteğini alarak Altın Orda tahtını

tekrar ele geçirmekti. Ancak onun varlığından rahatsız olan II. Vasiliy’in gönderdiği Rus

kuvvetleri 1437 yılının Aralık ayında Uluğ Muhammed tarafından mağlup edildi. Böylece

243B. A. Ahmedov, Gosudarstvo Koçevıh Uzbekov, İzdatelstvo “Nauka” Glavnaya Redaktsiya Vostoçnoy

Literaturı, Moskva, 1965, s.32-71; M. G. Safargaliyev, a. g. e., s.209-214.

244Roman Reva, a. g. m., s.719-720.

Page 171: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

171

Belev şehri Uluğ Muhammed’in hâkimiyeti altına girdi245. Bununla birlikte Küçük

Muhammed’in Altın Orda’da hâkimiyeti sağlamak amacıyla batıya doğru hareket etmesi

neticesinde tahtı elde etme ümidi azaldı. Üstelik Uluğ Muhammed’in ordu komutanı olan

Edigey Mirza’nın oğullarından Nevruz da onunla ters düştü ve Küçük Muhammed’in

yanına sığındı. Nevruz Küçük Muhammed ile güçlerini birleştirdi ve birlikte Don’a doğru

ilerleyerek Uluğ Muhammed’i baskı altına aldılar246. Zaten II. Seyid Ahmed tarafından da

mağlup edilmiş olan Uluğ Muhammed yerini terk ederek orta İdil boyuna yöneldi. Böylece

İdil Nehri’nin orta akımındaki Bulgar vilayetini zapt etti ve artık Altın Orda Devleti

hâkimiyetiyle uğraşmaktan ziyade başta Moskova Knezliği olmak üzere Ruslarla mücadele

etmeye başladı. Böylece Kazan Hanlığı’nın temelini attı247.

9.4. Altın Orda Devleti’nin Parçalanması

Uluğ Muhammed Altın Orda Devleti’nin kuzey tarafına gittiği sıralarda İdil’den batıya

uzanan topraklarda iki rakip olarak II. Seyid Ahmed ve Küçük Muhammed kaldı. II. Seyid

Ahmed Dnyeper’den Azak’ın güneyine ve Don’a kadar uzanan sahanın hâkimi

durumundaydı. Aynı sırada Büyük (Ulu) Orda veya Taht İli denilen ve Kırım’dan İdil

Nehri’nin aşağı akımına kadar uzanan alanda ise Küçük Muhammed hüküm sürüyordu.

Kısa bir süre sonra Litvanya Büyük Knezi IV. Kazimir’in II. Seyid Ahmed’e karşı rakip

olarak desteklediği Devletberdi’nin kardeşi Hacı Giray da bu mücadeleye katıldı.

Litvanya’nın iç işleriyle de alakalı olarak uzun süre devam eden mücadelelerden sonra Hacı

Giray 1455 yılında Seyid Ahmed’i Özi Nehri üzerinde vuku bulan çatışmada mağlup etmeyi

başardı. Seyid Ahmed Litvanyalılara sığınsa da onlar tarafından öldürüldü248. Bunun

sonucunda Altın Orda’nın batı kısmında (Don’un batısında) rakibi ortadan kalkan Hacı

Giray Kırım ve çevresinde hâkimiyet kurdu. Böylece Kırım Hanlığı’nın temeli atıldı. Aynı

zamanda Doğu Deşt-i Kıpçak’ta Ebu’l-Hayr’ın liderliğindeki Şıbanîler, yukarda belirtildiği

üzere, iktidara hâkim duruma geldiler ve Yayık’ın doğu sahilinden itibaren Altın Orda’nın

sol kanadında müstakil bir devlet olarak Özbek Hanlığı’nı kurdular. Böylece 15. yüzyılın

ortalarına doğru Altın Orda Devleti’nin toprakları üzerinde birbirinden müstakil hanlıklar

245Serkan Acar, Kazan Hanlığı-Moskova Knezliği Siyasi İlişkileri (1437-1552), TTK Yayınları, Ankara, 2013,

s.93-95. 246Josaphat Barbaro, Anadolu’ya ve İran’a Seyahat, Çev. Tufan Gündüz, Yeditepe Yayınları, İstanbul, 2009, s.10-

11.

247Serkan Acar, a. g. e., s.95-100.

248Roman Reva, a. g. m., s.720-721.

Page 172: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

172

ortaya çıktı. Altın Orda’nın parçalanması Tatar Türklerinin şanlı Edigey Destanı’nda şöyle

anlatılır:

Toprağa kara gün geldi.

Cengiz’den kalan han tahtı,

Kan akıtılan tahta dönüştü.

Han sarayı gözlerden kayboldu.

Darmadağın olan yurt tenhalaştı,

Astarhan, Kazan ve Kırım

Ayrı ayrı il oldu,

Altın Orda dağıldı249.

9.5. Ulu Orda (Taht İli) Hanları

9.5.1. Küçük Muhammed Han

Altın Orda Devleti’nin parçalanmasıyla birlikte onun 15. yüzyıldaki devamı olarak

kabul edilen ve merkezi (Saray ve çevresi) kontrolü altında tutan batı kanadı (İdil Nehri’nin

aşağı akımından Don Nehri’ne kadar) Ulu Orda veya Taht İli olarak adlandırılmıştır.

Nitekim aynı adlandırma Rus kaynaklarında da “Bolşaya Orda (Büyük Orda)” ifadesiyle

geçmektedir. Ulu Orda’nın kuruluş tarihini tam olarak tespit etmek mümkün değildir.

Bununla birlikte yukarda bahsi geçen alanda Küçük Muhammed Han’ın iktidarıyla Ulu

Orda’nın ortaya çıktığını ifade etmek mümkündür250. Ancak 1459 yılında vefat eden Küçük

Muhammed Han’ın siyasî faaliyetleriyle ilgili kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Rusların

Hacı Giray’ın Kırım’a hâkim olmasından önce vergileri Don ile Dnyeper arasını kontrolü

altında tutan II. Seyid Ahmed’a gönderdiği bilinmektedir. Hiç kuşkusuz Küçük Muhammed

Han bundan rahatsızlık duymuştur. Ancak Moskova Büyük Knezi II. Vasiliy daha sonra II.

Seyid Ahmed’e de vergi yollamayı kesmiştir. Bunun üzerine II. Seyid Ahmed 1449 yılında

Moskova üzerine bir ordu yollamış, fakat yol güzergâhındaki birçok yerleşimi tahrip ederek

Moskova’ya yaklaşık 30 km uzaklıktaki Pohra Nehri’ne kadar ilerleyen Tatar kuvvetleri

Moskova’nın hizmetine girmiş olan Uluğ Muhammed’in oğlu Kasım Sultan’ın

müdahalesiyle geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bunun üzerine Seyid Ahmed 1451 yılı

yazında bu kez bizzat Moskova üzerine bir sefer düzenlemiş ve şehrin kapılarına kadar

249İdedey Tatarskiy Narodnıy Epos, Per. S. Lipkin, Kazan, 1990, s.240.

250V. V. Trepavlov, Stepnıe İmperii Evrazii: Mongolı i Tatarı, İzdatelstvo “Kvadriga”, Moskva, 2015, s.289-293.

Page 173: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

173

ilerlemiş se de kaleyi ele geçirmeyi başaramamıştır251. Bu olaydan bir süre sonra Hacı Giray

tarafından mağlup edilen Seyid Ahmed’in tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte Ruslardan

vergi almak için Ulu Orda, Kırım ve Kazan hanları mücadele etmeye başlamışlardır.

9.5.2. Mahmud Han

Küçük Muhammed 1459 yılında vefat ettiğinde ardında Mahmud ve Ahmed adında

oğulları kalmıştı. Mahmud ve Ahmed hanların adına basım tarihleri belli olmayan paralar

mevcuttur. Mahmud’un adına Ordu-Bazar, Bek-Bazar, Kırım el-Mansur, Hacı Tarhan,

Ukek ve Bulgar’da; Ahmed adına da Bek-Bazar ve Hacı Tarhan’da basılan paralar

bilinmektedir. Mahmud adına Bulgar’da basılan paralar şüphelidir. Bu paraların Uluğ

Muhammed’in oğlu ve halefi olan Mahmud adına basılmış olma ihtimali de

bulunmaktadır252.

Mahmud 1460 yılında Ryazan üzerine bir sefer düzenledi, fakat Rusların direnişi ile

karşılaşarak geri çekilmek zorunda kaldı. Mahmud Han bu kez 1465 yılında Rus

topraklarına saldırmak üzere harekete geçti. Ne var ki Don Nehri’ni geçtiği sırada

Kırım’dan gelen Hacı Giray onu geri çekilmeye mecbur etti253. Mahmud Han bu

mağlubiyetten sonra nüfuzunu kaybetti. Kardeşi Ahmed tarafından tahttan indirildikten

sonra Hacı Tarhan’a çekildi254. Mahmud Han 10 Nisan 1466 tarihinde Osmanlı Padişahı II.

Mehmed’e bir elçi yollayarak Osmanlı Devleti ile ittifak kurmak istediğini belirtti ise de az

sonra vefat etti255.

9.5.3. Ahmed Han

Saray’da oturan Ahmed Han Hacı Tarhan’ı Mahmud Han’ın oğlu Kasım Sultan’ın

idaresine bıraktı. Kasım Sultan amcasıyla kısa bir süre taht mücadelesine giriştiyse de onun

hâkimiyetini tanımak zorunda kaldı256.

251İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2009,

s.116-118. 252V. V. Trepavlov, a. g. e., s.294.

253“Tipografskaya Letopis”, PSRL, T.XXIV, Petrograd, 1921, s.184-186; “Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy

Patriarseyu İli Nikonovskoyu Letopisyu”, PSRL, T. XII, S-Peterburg, 1901, s.116-117.

254Dinçer Koç, “Aşağı İdil Boyunda Hâkimiyet Mücadelesi ve Astarhan (Hacı Tarhan) Hanlığı, Türk Dünyası

İncelemeleri Dergisi, Cilt:12, Sayı:1, İzmir, 2012, s.462.

255Akdes Nimet Kurat, Topkapı Sarayı Müzesi Arsivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına Ait Yarlık ve

Bitikler, DTCF Yayınları, İstanbul, 1940, s.38-42.

256Dinçer Koç, a. g. m., s.463-464.

Page 174: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

174

Ahmed Han Sibir ve Kazak hanları ile Nogay mirzalarının Özbek Hanı Ebü’l Hayr

Han’ın vefatından sonra halefi olan oğlu Seyh Haydar’a karşı ittifak kurdu. Bunun

neticesinde Ahmed Han, Sibir Hanı İbak, Kazak Hanı Canibek ve Nogay Beyi Abbas’ın

müttefik kuvvetleri Özbek ordusunu mağlup etti. Savaş esnasında Seyh Haydar’la birlikte

birçok Özbek şehzâdesi de hayatını kaybetti. Özbeklerin Hanı olarak ilan edilen Seyh

Haydar’ın küçük yastaki oğlu Muhammed Şıbanî katliamdan kurtularak Hacı Tarhan’a

kaçtı ve burada Ahmed Han’ın yeğeni Kasım Sultan’ın yanına sığındı. Ancak Kasım Sultan

Ahmed Han’ın baskısıyla Muhammed Şıbanî’yi Hacı Tarhan’dan göndermek zorunda

kaldı257.

1466 yılında Hacı Giray’ın ölümünün ardından Kırım tahtı için oğulları arasında

mücadele başladı. Nurdevlet Ahmed Han’dan Kırım tahtı için yarlık istedi. O böylece

rakiplerine karşı Taht İli’nin desteğini sağlamak suretiyle üstünlük elde etmek istiyordu.

Kırım’ı kendi hâkimiyeti altına almak için bunu bir fırsat olarak gören Ahmed Han

Nurdevlet’in isteğini derhâl yerine getirdi. Ne var ki Ulu Orda’ya tâbi olmak istemeyen

yerli zadegânın müdahalesiyle Nurdevlet amacına ulaşamadı. Mengi Giray Kırım Hanı

olarak ilan edildi258.

Ahmed Han Kırım’ı kendi hâkimiyeti altına almak için 1476 yılında bir fırsat daha elde

etti. O sıralarda Kırım’daki nüfuz sahibi kabile yöneticileri arasında derin bir muhalefet

ortaya çıkmıştı. Onlardan bazıları Ahmed Han’a müracaat etmeye karar verdiler. Şirin

kabilesinin beyleri Aminek ve Hacike karşı cephelerde bulunuyorlardı. Hacike ve Barın

kabilesinin beyi olan Abdullah Ulu Orda’dan Ahmed Han’ın oğlu Canibek’i getirdiler, fakat

Aminek’in topladığı ordu tarafından geri püskürtüldüler. Ne var ki 1476 yılının yazında

Osmanlı Padişahı’nın emriyle Aminek’in komutasındaki Kırım ordusu Moldovya üzerine

sefere çıktığında Canibek Ahmed Han’ın verdiği büyük bir orduyla Kırım Yarımadası’na

girdi ve birçok yeri yağmaladı. Durumu haber alarak aceleyle geri dönen Aminek

Canibek’in sayıca üstün kuvvetlerine karşı çatışarak kaleye kapandı. Tahttan indirilen

Nurdevlet’in yerine Canibek Kırım Hanı olarak ilan edildi. Aslında bu Kırım’ın Ulu

Orda’ya bağlanması anlamına geliyordu. Ancak Canibek’in Kırım’daki hâkimiyeti sadece

birkaç ay sürdü259.

257Dinçer Koç, a. g. m., s.464. 258Halil İnalcık, “Yeni Vesikalara Göre Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Tâbiliğine Girmesi ve Ahidname Meselesi”,

Belleten, VIII/30, Ankara, 1944, s.212-213.

259V. V. Trepavlov, a. g. e., s.300-301.

Page 175: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

175

Ahmed Han’ın Kırım’ın yanı sıra Ruslara da hâkimiyetini kabul ettirmeye çalıştı.

Moskova Büyük Knezi III. İvan tahta çıktıktan sonra müstakil bir siyaset takip ederek Altın

Orda hanlarına ödenen vergileri göndermemeye başlamıştı. Ahmed Han Moskova’nın

ödemeyi kestiği vergileri yeniden almak için Ruslara üstünlüğünü göstermek zorundaydı.

Bu yüzden 1468 yılında Ryazan üzerine, 1472 yılında da Moskova önlerine kadar seferler

yaptıysa da Ruslarla büyük çaplı çatışmalara girmekten kaçındı. Bu yüzden III. İvan vergi

ödememeye devam etti. Bunun üzerine Ahmed Han 1480 yılında III. İvan’dan vergi

ödemeye tekrar başlamasını ve geriye dönük olarak göndermediği vergileri de kendisine

yollamasını talep etti. III. İvan’ın vergi ödemeye yanaşmaması üzerine Ahmed Han

Moskova üzerine bir sefer düzenlemeye karar verdi. Bu amaçla Litvanya Kralı Kazimir ile

de ittifak kurdu. Böylece hanzadeleri ve beyleriyle birlikte Moskova’ya doğru harekete

geçti ve Moskova yakınlarındaki Ugra Nehri’ne kadar ilerledi. Ancak Kırım Hanı Mengli

Giray Podolya’ya saldırdığı için Kazimir ordusunu Ahmed Han’ın yardımına yollayamadı.

Artık III. İvan da Ahmed Han’ın ordusunu Moskova’ya yaklaşmadan durdurmak için

harekete geçmişti. 8 Ekim 1480 tarihinde Ugra Nehri kıyısında başlayan savaş beş gün

boyunca devam etti. Ahmed Han’ın ordusu 12 küçük Rus şehrini zapt etse de Rusların

sebatlı direnişi yüzünden nehrin öbür tarafına geçmeyi başaramadı. Ahmed Han elde ettiği

küçük başarılarla yetinerek III. İvan’a barış teklif etti. Teklifi kabul eden III. İvan Ahmed

Han’a bir elçi yollayarak hediyeler sundu. Ne var ki Ahmed Han hediyelerle yetinmeyerek

III. İvan’dan geriye dönük yedi yıl boyunca ödenmeyen vergileri de talep etti. III. İvan yine

vergi ödemeye yanaşmadı. Kışın yaklaşması, ordunun iaşesinin azalması ve III. İvan’ın Ulu

Orda üzerine birlik sevk etmesi gibi sebeplerden dolayı Ahmed Han taleplerinden

vazgeçerek Ulu Orda’ya çekilmek zorunda kaldı260.

9.5.4. Seyid Mahmud ve Murtaza

Ahmed Han başarısız Moskova seferinden hemen sonra 1481 yılının Ocak ayında

Nogaylarla işbirliği yapan Sibir Hanı İbak’ın ordusu tarafından saldırıya uğradı ve hayatını

kaybetti261. Ulu Orda’nın başsız kalan Tatarları düşman komşularının sıkı gözetimi altında

bulunuyordu. Ulu Orda’nın Beylerbeyi olan Timur Mirza Ahmed Han’ın çocuklarını yanına

alarak (Seyid Mahmud ve Murtaza) Sibir-Nogay saldırısından kaçmış ve Kırım Hanı

260İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya, s.118-119. “Sofiyskiya Letopis”, PCRL, T. VI, Sanktpeterburg 1853,

s.223-232; “Prodoljenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, s.205-207.

261“Sofiyskiya Letopis”, s.223-232; “Prodoljenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, s.205-207.

Page 176: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

176

Mengli Giray’ın yanına sığındı. Timur Mirza birkaç yıl Kırım’da kaldıktan sonra Ahmed

Han’ın oğullarından Seyid Mahmud’la birlikte Ulu Orda’ya kaçtı. Mengli Giray Han

Ahmed Han’ın diğer oğlu Murtaza’yı yanında rehin olarak tuttu. Kaçakların ardından da

ordusunu gönderdi ise de bir netice elde edemedi. Yeni Han Seyid Mahmud Beylerbeyi

Timur’la birlikte ordu toplayarak Murtaza’yı kurtarmak için Kırım’a doğru harekete geçti.

Kırım’da Türk kuvvetlerinin bulunmadığını anlayan Mahmud Han doğrudan Mengli

Giray’ın üzerine yürüdü. Kırım’a giren Ulu Orda kuvvetleri karşısında tutunamayacağını

anlayan Mengli Giray gizlice Kefe’ye kaçtı ve süratle Osmanlıları yardıma çağırdı. Bu

durumda Ulu Orda kuvvetleri Osmanlı ordusunu beklemeden aceleyle yurtlarına geri

çekildi262.

Ulu Orda hanlarının Kırım’a gerçekleştirdiği saldırı Tatarlar arasına seyahat eden ve

olayların tanıklarından olan Venedikli tüccar J. Barbaro’nun seyahatnamesinde de

anlatılmıştır. Onun belirttiğine göre Kırım Hanı Mengli Giray Solhat (Eski Kırım)’ı ele

geçirip Kefe hâkimi Tatar Beyi Eminek’i öldürerek bölgenin hâkimi oldu. Bu hadiselerden

bir yıl sonra ise İdil kıyısında yer alan ahalinin hükümdarı olan Murtaza Han’ın hâkimiyeti

altındaki Hacı Tarhan’a saldırdı ve ilini ele geçirerek kendi hâkimiyeti altına aldı.

Bunlardan kalabalık bir grubu Kefe’ye yolladı ve Murtaza Han’ı da hapse attırdı. Ancak

aynı sıralarda başka bir Tatar Hanı Mengli Giray’a saldırarak ona zarar verdi ve onun

Kefe’ye geri çekilmesini sağladı. Böylece Murtaza Han hapisten kurtularak güç kazandı ve

ertesi baharda Kefe’ye kadar ilerleyerek etrafı tahrip etti fakat şehri ele geçiremeyerek geri

döndü263.

Ulu Orda’ya dönen Ahmed Han’ın oğulları çok geçmeden kendi aralarında taht

mücadelesine giriştiler. Murtaza başta Han olduysa da kısa süre sonra kardeşleri Şeyh

Ahmed ve Seyid Mahmud’a karşı direnemeyerek tahttan indirildi ve yurdunu terk ederek

Litvanya Büyük Knezi Kazimir’in yanına sığındı(1484). Yerine Şeyh Ahmed geçti. Fakat

Seyid Mahmud da onun tahtına ortak oldu264.

9.5.5. Şeyh Ahmed ve Ulu Orda’nın Çöküşü

1490 yılının Eylül ayında Şeyh Ahmed ve Seyid Mahmud’un elçileri Bahçesaray’a

gelerek Mengli Giray’la barış anlaşması imzaladılar. Kırım Hanı bunun üzerinde Ulu

Orda’dan bir tehdit gelmeyeceğini hesap ederek Tatar askerlerini terhis etti. Fakat

262V. V. Trepavlov, a. g. e., s.309-310. 263Josaphat Barbaro, Anadolu’ya ve İran’a Seyahat, s.31.

264V. V. Trepvlov, a. g. e., s.311.

Page 177: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

177

Mangıtların desteklediği Ulu Orda ordusu aniden harekete geçerek Kırım Yarımadası’na

girdi ve başta en önemli kabilelerden Barınların yurdu olmak üzere birçok yeri yıkıma

uğrattı. Daha sonra Ulu Orda ordusu kışlamak üzere kuzeye Dnyeper’in ağzına çekildi.

Hacike III. İvan’a Ulu Orda hanlarıyla ittifak yapmasını teklif etti. Ne var ki Kırım Hanı ile

müttefik olan III. İvan bu teklife yanaşmadı265. Aynı hadiselerden bahseden yerli

vekayinamelere göre ise Murtaza Sultan güya kardeşi ile çatışmak önerisiyle ve aldatmak

niyetiyle Kırım Hanı Mengli Giray’a sığındı ve onun tarafından iyi şekilde kabul edildi.

Ancak Mengli Giray onun gerçekte kendisine tuzak kurduğunu öğrenince Murtaza’yı

tutuklattı. Bunun üzerine Murtaza’nın kardeşi Seyid Mahmud onu kurtarmak için Kırım’a

saldırdı ve Mengli Giray’ı bozguna uğrattı. Mengli Giray Han yaralı şekilde kaçarak

Kırkor’a sığındı. Seyid Mahmud o sıralarda Solhat’ı yağmalayarak Kefe’yi kuşattı. Ancak

güçlü Kefe kalesini ele geçirmeyi başaramayarak geri çekilmek zorunda kaldı. Bu arada

toparlanan Kırım kuvvetleri Mengli Giray’ın oğulları ve Kalgası Muhammed Giray ile

beraber o sıralarda kardeşleriyle kavga içerisinde bulunan Seyid Mahmud’un üzerine

giderek bir gece vakti aniden “Taht-İli”ne saldırdı. Arkadan babasının kuvvetlerince

desteklenen Muhammed Giray onları bozguna uğratarak Seyid Mahmud’u öldürdü266.

Kırım Hanı Mengli Giray sürekli uğraşmak zorunda kaldığı Ulu Orda’ya öldürücü

darbeyi nihayet 1502 yılında indirdi. 1502 yılı Temmuz ayında Kırım Han’ı Mengli Giray

Taht İli’ne saldırarak Şeyh Ahmed Hanı öldürdü ve Altın Orda Devleti’ni tamamen ortadan

kaldırdı. Aynı yıl hanzâdeler Yusuf Sultan, Yakup Sultan ve diğer bazı Ahmedoğulları

Büyük Rus Knezi’ne hizmet etmek üzere Hacı Tarhan’dan Moskova’ya geldi267. Bundan

sonra Ulu Orda toprakları Kırım Hanlığı ile Nogay Ordası arasında paylaştırıldı.

265V. V. Trepavlov, a. g. e., s.321-330. 266V. V. Velyaminov-Zernov, İzsledovanie o Kasimovskih Tsaryah i Tsareviçah, Ç. 1, Sanktpeterburg, 1863,

s.112-113. 267“Sofiyskiya Letopis”, s.243-244; “Prodoljenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, s.242-243.

Page 178: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

178

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Uluğ Muhammed Han, Barak Han, Küçük Muhammed Han ve Seyid Ahmed Han

arasında 15. yüzyılın ikinci çeyreğinde cereyan eden taht mücadelesi; Uluğ Muhammed Han’ın

Orta İdil Boyuna Çekilmesi ve Kazan Hanlığı’nın kuruluşu; Altın Orda Devleti’nin

parçalamması ve Ulu Orda; Küçük Mustafa Han ve halefleri gibi konular anlatılmıştır.

Page 179: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

179

Bölüm Soruları

1) Aşağıdaki şahsiyetlerden hangisi Uluğ Muhammed Han’la hâkimiyet mücadelesi için

çekişmemiştir?

a) Muhammed Barak Oğlan

b) Küçük Muhammed

c) Şeyh Ahmed

d) Hudydat

e) Devletberdi

2) 1428 yılında Batı Sibirya’daki Tura şehrini zapt ederek Özbek Hanlığı’nı kuran hükümdar

kimdir?

a) Ebu’l-Hayr Han

b) Uluğ Muhammed Han

c) Muhammed Barak Oğlan

d) Muhammed Şıbanî Han

e) II. Gıyaseddin Han

3) Uluğ Muhammed Han’la ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?

a) Litvanya Knezi Svidrigaylo Olgerdoviç ile ittifak kurmuştur,

b) 1437 yılında Belev şehrini zapt etmiştir,

c) II. Seyid Ahmed’e mağlup olmuştur,

d) İdil Nehri’nin orta akımındaki Bulgar Vilayeti’ni hâkimiyeti altına almıştır,

e) Ebu’l-Hayr Han tarafından mağlup edilmiştir.

4) Muhammed Barak Oğlan Deşt-i Kıpçak’ta hâkimiyeti ele geçirmek için hangi Timurlu

hükümdarının desteğini almıştır?

a) Şahruh

b) Halil Sultan

c) Ebû Said

d) Uluğ Bey

e) Hüseyin Baykara

5) Ulu Orda (Taht İli) ifadesi Rus kaynaklarında ne şekilde geçmektedir?

a) Zolotaya Orda

b) Bolşaya Orda

c) Sinaya Orda

d) Nogayskaya Orda

e) Kirgizskaya Orda

6) Küçük Muhammed Han’la ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

a) İdil Nehri’nin aşağı akımından Don Nehri’ne kadar olan bölgeyi hâkimiyeti altına

almıştır,

b) Uluğ Muhammed’i mağlup ederek Bulgar şehrini zapt etmiştir,

c) Hacı Giray’ı mağlup ederek Kırım’ı ele geçirmiştir,

d) II. Seyyid Ahmed’le giriştiği savaşta mağlup olarak hayatını kaybetmiştir,

e) Litvanya Knezliği’nden haraç almıştır.

Page 180: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

180

7) Aşağıdaki ifadelerden hangisi Ahmed Han’la ilgili doğru bir bilgi değildir?

a) Sibir Hanı İbak, Kazak Hanı Canibek ve Nogay Beyi Abbas ile ittifak kurarak Şeyh

Haydar’ı mağlup etmiş ve Özbek Hanlığı’nı yıkmıştır,

b) Hacı Tarhan’ın idaresini yeğeni Kasım Sultan’a bırakmıştır,

c) Kardeşi Mahmud Han’ın öldürerek tahta çıkmıştır,

d) 1480 yılında III. İvan’ın ordusuyla Ugra Nehri kenarında savaşmıştır,

e) 1481 yılında Nogaylarla işbirliği yapan Sibir Hanı İbak’ın saldırısı sonucunda hayatını

kaybetti.

8) Altın Orda Devleti’nin devamı niteliğindeki Ulu Orda (Taht İli) ne zaman yıkılmıştır?

a) 1502

b) 1480

c) 1552

d) 1556

e) 1783

9) Ulu Orda’nın son hanı kimdir?

a) Seyid Ahmed

b) Seyid Mahmud

c) Murtaza

d) Şeyh Ahmed

e) Küçük Muhammed

10) Ulu Orda hangi hükümdar tarafından yıkılmıştır?

a) IV. İvan

b) Mengli Giray

c) Muhammed Giray

d) Uluğ Muhammed

e) İsmail Mirza

Cevaplar

1) c 2) a 3) e 4) d 5) b 6) a 7) c 8) a 9) d 10) b

Page 181: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

181

10. ALTIN ORDA DEVLETİ’NDE İDARİ-ASKERÎ TEŞKİLAT, SOSYO-

EKONOMİK VE KÜLTÜREL HAYAT

Page 182: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

182

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

10.1. İdarî-Askerî Teşkilat

10.1.1. İkili Sistem

10.1.2. Han Hâkimiyeti

10.1.3. Hatun

10.1.4. Beylerbeyi (Uluğbey)

10.1.5. Ulus Sistemi

10.1.6. Vezir

10.1.7. Kurultay

10.1.8. Daruga

10.1.9. Yam Teşkilatı

10.1.10. Ordu

10.1.11. Hukuk Sistemi

10.1.12. Vergi

10.2. Sosyo-Ekonomik Hayat

10.2.1. Bozkır Hayatı

10.2.2. Şehir Hayatı

10.3. Altın Orda Devleti’nde Kültürel Hayat

Page 183: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

183

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Altın Orda Devleti’nin idarî-askerî teşkilatının unsurları hakkında bilgi veriniz?

2) Altın Orda Devleti’nde hukuk sistemi ve vergiler hakkında bilgi veriniz?

3) Altın Orda Devleti’nde bozkır hayatının özelliklerini açıklayınız?

4) Altın Orda Devleti’nin mühim şehirleri hakkında kısaca bilgi veriniz?

5) Altın Orda Devleti’nin kültürel hayatında önemli rol oynayan şahsiyetler ve eserleri

ile ilgili bilgi veriniz?

Page 184: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

184

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Altın Orda Devleti’nde İdarî-

Askerî Teşkilat

Altın Orda Devleti’nin idarî-

askerî yapılanmasının temel

unsurlarını öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Altın Orda Devleti’nde hukuk

sistemi ve vergiler

Altın Orda Devleti’nin hukuk

sistemi ve mükelleflere

uygulanan vergiler hakkında

bilgi sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Altın Orda Devleti’nde Sosyo-

Ekonomik Hayat

Altın Orda Devleti’nin

ekonomik hayatının ana

unsurları olan zanaat, tarım ve

ticaretin geliştiği şehirler ve

hayvancılığın esas olduğu

bozkır hayatı hakkında bilgi

sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Altın Orda Devleti’nde

Kültürel Hayat

Altın Orda Devleti’nin kültürel

hayatına damgasını vuran bilim

insanları ve onların kaleme

aldığı eserler hakkında bilgi

sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 185: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

185

Anahtar Kavramlar

• İdarî-Askerî Teşkilat

• Hukuk Sistemi

• Vergiler

• Bozkır Hayatı

• Şehirler

• Kültür

Page 186: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

186

10.1. İdarî-Askerî Teşkilat

Altın Orda Devleti’nde yönetim sistemi Cengiz Han’ın yasaları temelinde teşkil edilmişti.

Bununla birlikte Özbek Han’ın iktidarıyla birlikte İslâmiyet’in resmî devlet dini haline

getirilmesi sonucunda yönetim sistemi bu dinin kuralları çerçevesinde şekillendirilmeye

başlandı. Nitekim yönetim sisteminin başlıca unsurları aşağıdaki gibiydi.

10.1.1. İkili Sistem

Türk-Moğol devlet geleneği çerçevesinde ikili teşkilat sistemine göre kurulan Cuçi Ulusu

Yayık Nehri sınır olmak kaydıyla batıda sağ kol yani Ak Orda, doğuda ise sol kol yani Gök

Orda şeklinde ayrılmıştı. Böylece iki bölümden teşkil edilen Cuçi Ulusu’nun sol kolu sağ kola

tâbi kılınmıştı. Nitekim Cengiz Han, oğlu Cuçi’nin ölümünden sonra yanına gelen

torunlarından Batu’ya hâkimiyet alâmeti olan “Altın-Busağalı Ak Orda”yı kurdurduğu ve İdil

boyu ile batıda zapt edilecek yerlerle sağ kol illerini verdiği için ulus üzerinde hâkim olan Ak

Orda hanedanı; diğer torunu Orda’ya “Gümüş Busağalı Gök-Orda”yı kurdurup Sır Derya boyu

ile sol kol illerini verdiği için ona tâbi Gök Orda hanedanı teşkil edilmişti. Cengiz Han küçük

torunu Şiban’a da pûlad busağalı hazırlattı. Güney Ural’ın doğusunda İlek ve Irgız nehirlerinin

bulunduğu bölge de Şiban’ın hâkimiyetine bırakıldı268. Böylece Şıbanî hanedanın temeli atıldı.

Bununla birlikte Şıbanoğulları Gök Orda tarafında kaldılar.

Cuçi Han’ın 18 oğlu olmasına rağmen ulusu ve yurdu büyük oğlu Orda ve hemen onun

arkasından gelen Batu arasında taksim edilmişti. Kardeşlerden Odor, Tukay Timur, Sinkur ve

Sangkum sol kolda Orda’nın emrinde bulunuyorlardı. Diğerleri ise Batu’nun emrine verilmişti.

Bununla birlikte sağ kol ve sol kolda yer alan şehzâdelerin her birinin yurdu ve o yurtta yaşayan

urukları bulunuyordu269.

10.1.2. Han Hâkimiyeti

Cuçi Ulusu’nda devletin ve bütün yönetim sisteminin başında Han bulunuyordu. Herkes

Han’ın mutlak otoritesi altındaydı. Han seçiminde Cuçi soyundan gelmek ve yönetici zadegân

başta olmak üzere içerdeki kabilelerin desteğini sağlamak gerekiyordu. Altın Orda Devleti’nin

tahtına çıkan hükümdarlar Mengü Timur Han’ın iktidarına kadar Büyük Moğol Hanı’ndan

yarlık almak zorundaydılar. Ancak Mengü Timur Han’dan itibaren Altın Orda Devleti müstakil

hale geldiği için buna gerek kalmadı.

Han devletin başlıca bürokratlarının atamalarını yapıyordu. Bunun dışında para basımı işini

gerçekleştiriyordu, yabancı hükümdarlarla diplomatik ilişkileri yürütüyordu ve büyük askerî

seferlerde ordunun komutasını üstleniyordu.

268Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, Haz. İlyas Kamalov, TTK Basımevi, Ankara, 2009, s.3-4; 31-32.

269Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Yayınları, İstanbul, 1976, s.119.

Page 187: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

187

Altın Orda’nın fetret dönemlerinde han seçimlerinde ulus emirleri etkili oldular. Bunların

başlıca örnekleri Nogay, Mamay ve Edigey mirzalardı. Onlar kendi elleriyle tahta çıkardıkları

hanları vesayetleri altına alarak Altın Orda Devleti’nin fiîli iktidarına sahip olmaya çalıştılar.

10.1.3. Hatunlar

Altın Orda Devleti’nde hanların eşleri olan hatunlar yüksek mevkie sahiptiler. Ortaçağ Arap

müellifi el-Ömerî Cuçi Ulusu’nda hatunların yüksek konumlarından şöyle bahsediyordu:

“Deşt-i Kıpçak’ta prensesler (hatunlar) yönetime fiilen iştirak ederler ve İran’daki gibi devlet

adına emirler verirler… Berke-han zamanında ve daha sonraki dönemde bu ülke hükümdarları

tarafından yazılmış bazı mektupları gördüm. Mektuplarda (yarlıklarda) ‘bu mektup,

prenseslerin ve emîrlerin ortak kararına uygun olarak yazılmıştır’ veya ‘emîrlerin ve

prenseslerin kararına uygun olarak yapılmıştır’ deniliyordu”270. Özbek Han’ı ziyaret eden

Arap seyyah İbn Battûta protokol icabı hatunları, baş hatun Taydula’dan başlamak üzere ziyaret

etmiş ve onların nüfuzu karşısında hayrete düşmüştü271.

Hatunlar bazen kendi adlarına yarlık dahi veriyorlardı. Örneğin Özbek Han’ın eşi Taydula

Hatun Rus kilisesine yarlık vermişti272.

10.1.4. Beylerbeyi (Uluğbey)

Han yetkilerini karaçi beyleriyle bölüşüyordu. Karaçi beyleri Cuçi Ulusu’nu meydana

getiren başlıca kabilelerin (Mangıt, Kongrat, Şirin, Barın vb.) beyleri veya başka bir ifadesiyle

emîrleriydiler. Onlardan biri beylerbeyi veya uluğbey unvanını alarak yetki bakımından

diğerlerinden üstün oluyordu. Beylerbeyi Cuçi Ulusu’ndaki bütün beylerin başbuğu

konumundaydı. Askerî işler ve onunla bağlantılı ulus sistemi beylerbeyi ve ona bağlı dört karaçi

beyinin sorumluluğu altında bulunuyordu273. Özbek Han’ın beylerbeyi aynı zamanda damadı

olan İsa Bek’ti. Beylerbeyin altında sağ kol ve sol kol emîrleri de bulunuyordu. Sağ kol beyi

270Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l Ebsâr), Çev. D.

Ahsen Batur, Selenge Yay., İstanbul, 2014, s.111-113.

271Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, C. 1, Çev. A. Sait Aykut, YKY,

İstanbul, 2004, s.474-475.

272 İlyas Kamalov, “Altın Orda Hanlığı’nda Hanedan Kadınları”, Ortaçağda Kadın, Ed. A. Çetin, Lotus Yayınevi,

Ankara, 2011, s.593-604.

273Vadim Trepavlov, “Gosudarstvennıy Stroy Ulusa Djuçi”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm.

Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.151-152.

Page 188: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

188

(emîri) Kırım’da, sol kol beyi de Harezm’de oturuyordu. Onlar kendi kollarında bulunan diğer

beylerin komutanı durumundaydılar274.

10.1.5. Ulus Sistemi

Altın Orda Devleti’nin teşkilat yapısının önemli unsurlarından biri de ulus sistemiydi.

Ulus ilk başta yönetilen halkı ifade ediyordu. Daha sonraları ulus aynı zamanda halkın yaşadığı

toprakları ve bu manada bütün devleti ifade eden bir terim olarak kullanılmaya başlandı.

Nitekim Moğol devlet teşkilatlanmasında Cuçi Ulusu, Çağatay Ulusu, Ogedey Ulusu, Özbek

Ulusu vb. örnekler kaynaklarda yer almaktadır. Plano de Carpini 1245 yılında Altın Orda’daki

toprakların yurtlara ayrılması suretiyle meydana getirilen ulus sistemiyle ilgili olarak önemli

tespitlerde bulunmuştu. Onun belirttiğine göre Dnyeper’in aşağı akımının sağ kenarında (yani

Rus tarafında) Han Batu’nun yeğenlerinden Korença’nın ulusu; bahsi geçen nehrin sol

kenarında Korença’dan daha yüksek konumda biri olan Mautsa’nın ulusu bulunuyordu, Don

Nehri’nin aşağı akımında Batu’nun kızkardeşi ile evli olan Kartan’ın ulusu, Don ile İdil

nehirleri arasındaki alanda da Batu’nun oğlu Sartak’ın ulusu yer alıyordu. İdil boyu han ulusuna

aitti, İdil-Ural nehirleri arasındaki bozkır ise adı tam olarak muhafaza edilmeyen bir

Cuçioğlu’nun yurdunu teşkil ediyordu. Ural (Yayık) Nehri’nin her iki kenarında iki binlik göç

ediyordu. Ural’ın güney tarafı ve Batı Sibirya İrtış’a varıncaya dek Cuçi’nin oğlu Şiban’a ve

onun birinci dereceden torunlarına aitti275.

Altın Orda’da uluslar miras olarak alınan mülkler değillerdi, en azından 14. yüzyılın

ikinci yarısına kadar şartlı tutulan topraklardı. Yurt veya nugut denilen bu topraklarda yaylak,

kışlak ve otlaklar bulunuyor ve sınırları han tarafından tespit ediliyordu. Buraların yöneticileri

halktan vergi toplama hakkına sahiplerdi. Ayrıca kontrol altındaki topraklarda düzenin ve

istikrarın sağlanması ve lazım gelen miktarda askerlerin sevk edilmesinden sorumlu

oluyorlardı. Ulus ifadesi askerî manada tümen yani on binlik birliğe karşılık geliyordu. Başka

bir ifadeyle her bir ulustan on bin savaşçı çıkıyordu. Böylece ulus yöneticisi temnik yani

tümenbaşı (tümenbeyi) unvanına sahip oluyordu276.

Han yarlıklarında tümenbeyi, binbaşı, yüzbaşı, onbaşı gibi unvanlar da geçmektedir.

Tüm bu komutanlar kariçi beylerine kadar hiyerarşik sistemi oluşturuyorlardı.

274Mustafa Kafalı, a. g. e., s.122. 275Ioann de Plano Karpini, İstoriya Mongolov, Bvedenie, Perevod i Primeçaniya A. I. Maleina, İzdanie A. S.

Surova, S.Peterburg, 1911, s.48-51.

276Mustafa Kafalı, a. g. e., s.122, 130-131; Vadim Trepavlov, a. g. m. S.152-153.

Page 189: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

189

Page 190: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

190

10.1.6. Vezir

Başta mali işler olmak üzere sivillerle ilgili hususlar vezir ve onların yönetimi altında

bulunan divan tarafından yerine getiriliyordu. Başka bir ifadeyle Altın Orda’da göçer nüfus

beylerbeyinin, yerleşik ahali de vezirin gözetimi ve denetimi altında bulunuyordu.

Beylerbeyliği Türk-Moğol devlet geleneğine dayanan bir kurumdu. Oysa vezir ve divan

müesseseleri İslâmiyet’in tesiriyle Altın Orda devlet teşkilatına dâhil oldu. Onların başlıca

vazifeleri finans sisteminin şekillenmesini sağlamak, mali kararları hayata geçirmek, ticari

hayatın kurallarını belirlemek vb idi. Vergi listeleri (defterleri) ve çeşitli kadastro belgeleri

divanda muhafaza ediliyordu277.

Altın Orda Devlet teşkilatında atalık olarak unvanı belirtilen bürokratlar vardı. Atalık

aslında vezir hüviyetindeydi. Tokta Han’ın Atalığı Uygur İlinden Bacırtık Buka, Berdibek

Han’ın Atalığı ise Kanglı ilinden Tulubay idi278.

10.1.7. Kurultay

Altın Orda Devleti’nde önemli devlet müesseselerinden biri kurultay idi. Ancak hanların

seçilmesi, savaş veya barış kararı alınması, önemli törenlerin yapılması esnasında vb. acil

meselelerin görüşülmesi amacıyla kurultay toplanıyordu. Han seçimi haricinde toplanan

kurultaylara mevcut han başkanlık ediyordu. Han kurultaya hatunları ve şehzadeleriyle (kalgay)

birlikte katılıyordu. Sol kol yani Gök Orda hanının da kurultaya katılması merkeze bağlılığı

açısından önemliydi. Batu’nun neslinden gelenlerden başka Cuçi’nin diğer oğullarının

soyundan gelenler de kurultaya katılıyorlardı. Bunların dışında sağ kol ve sol kol emîrleri,

Kıyat, Kongrat, Mangıt, Şirin, Barın Secut vb. kabilelerin tümen emirleri ile binliklerin

başındaki beyler de kurultaya katılıyorlardı. Kurultayda Cengiz Han’ın yasalarına uygun

şekilde kararlar alınmak zorundaydı. Dolayısıyla yasa ve yargı işlerinden sorumlu olan Yasa

Emîri veya Bitikçi Emîri diye bilinen defterdarlar da kurultaylara katılıyorlardı. Altın Orda

hanları kurultaydan başka devlet işleriyle ilgili meşverette bulunmak amacıyla daha çok

yanlarında hazır bulunan devlet adamlarıyla kengeş meclisi de toplarlardı279.

277Vadim Trepavlov, a. g. m., s.152.

278Mustafa Kafalı, a. g. e., s.121.

279Mustafa Kafalı, a. g. e., s.121-123.

Page 191: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

191

10.1.8. Daruga

Altın Orda Devlet teşkilatında sivil bürokratlar da hiyerarşik olarak ayrılıyorlardı.

Vezirden sonra en yüksek unvan daruga idi. Daruga belirli yerlerden vergilerin toplanmasından

sorumluydu. Darugalar gerek şehir ve köy gibi yerleşik alanlara gerekse de bütün tümenlere –

ulus bölümlerine atanıyorlardı. Tümenlerde yönetim yetkilerini yerli beylerle paylaşıyorlardı.

Darugalar merkezi otoriteyi temsil ediyorlardı. Bu anlamda onlar Altın Orda Devleti müstakil

olduğu dönemde artık Moğol İmparatorluğu’nun Cuçi Ulusu dâhil bütün uluslara hâkim olduğu

devirde Büyük Moğol Hanı’nın temsilcisi olan baskakların yerini almışlardı. 15. yüzyılda Rus

knezliklerinde Altın Orda Devleti’nin temsilcileri olan darugalar bulunuyordu. Darugaların

vergi toplamaktan başka hâkimiyet altına alınan bölgelerde nüfus sayımı yapılması ve

halklardan birlik oluşturulması ve posta işlerinin düzenlenmesi gibi görevleri de vardı280.

10.1.9. Yam Teşkilatı

Altın Orda Devleti’nin en önemli müesseselerinden biri yam (posta) teşkilatıydı. Ögedey

Han devrinde Altın Orda sahası dâhil Büyük Moğol İmparatorluğu topraklarında at

yolculuğuyla birer günlük mesafe aralığında posta istasyonları kuruldu. Bu istasyonlarda

devletin resmî postacıları ve elçileri için yedek atlar ve yiyecek bulunduruluyordu281. Böylece

Büyük Moğol İmparatorluğu dâhilinde haberleşme ağı meydana getirildi. Yam teşkilatı

sayesinde geniş bir alana nüfuz eden Altın Orda hanlarının hâkimiyeti pekiştirildi282.

10.1.10. Ordu

Altın Orda Devleti’nde askerî teşkilatın başında beylerbeyi bulunuyordu. Tarih

kaynaklarında onların en meşhurlarından Nogay, Timur Kutluk, Mamay ve Edigey’i tespit

etmek mümkündür. Devletin başı han olmakla birlikte gerçekte bütün askerî idare

beylerbeyinin şahsında toplanmıştı. Beylerbeyi Han’dan sonra gelen en büyük bürokrattı.

Beylerbeyi aynı zamanda tümenbaşı (Rusça temnik) yani on bin askerden meydana gelen

280İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, Avrasyanın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan-İlyas

Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.135.

281Monghol-un Niuça Tobç’an. Moğolların Gizli Tarihi, Çev. Ahmet Temir, TTK Basımevi, Ankara, 1995, s.203-

204.

282Mustafa Kafalı, a. g. e., s.133-134.

Page 192: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

192

ordunun komutanı olarak adlandırılıyordu. Bununla birlikte beylerbeyinin asker sayısı çoğu

zaman çok daha fazla oluyordu283.

Onluk sisteme göre tanzim edilen Altın Orda ordusunda onluk, yüzlük, binlik ve on

binlik (tümen) birlikler bulunuyordu. Onluk sisteme göre teşkil edilen Altın Orda ordusunu

düzeni hakkında Marco Polo şöyle diyordu: “Tatar Hanı savaşmaya gittiğinde yanına yüz bin

atlı alıyor ve onları şöyle bir düzen içerisinde komuta ediyor: - bir subayı on kişinin üzerine,

başkasını yüzlüğün, diğer bir başkasını binliğin, daha bir başkasını da on binliğin üzerine

koyuyor. Yüz bini bilirsiniz, burada on bin tümen, bin min, yüzlük yüz, onluk on olarak

adlandırılıyor” 284.

Tümenlerin birleşmesinden de ordu meydana geliyordu. Cuçioğullarının meydana

getirdiği üst tabakadan sonra ulusbeyleri ve binlikleri ve daha altındaki birlikleri komuta eden

beyler (emirler) hiyerarşik düzen içerisinde bulunuyorlardı. Cuçi soyundan komutanlar sağ ve

sol kolun oğlanları diye adlandırılıyorlardı. Onlar tümenlerin kumandasını üstlenmişlerdi.

Mesela Berke zamanında Mangıt tümeninin başında bulunan Cuçi’nin oğullarından Bovul’un

neslinden gelen Nogay daha sonraları diğer tümenleri de hâkimiyeti altına almıştı. Mangıt

tümeni dışında sol kolda Kıyat tümeni bulunuyordu. Bu tümenin en ünlü başbuğu hiç kuşkusuz

Mamay Mirza idi. Sol kolda ise Kongrat ve Secut tümenleri bulunuyordu285.

Altın Orda Devlet teşkilatında askere nöker deniliyordu. Savaş zamanında sağ kol

oğlanları, sağ kol beyleri ve nökerleri ordunun sağ kanadını; sol kol oğlanları ve beyleri ile

nökerleri de ordunun sol kanadını teşkil ediyorlardı. Ordunun merkezi ise Han ve oğulları ile

ümerasının birliklerinden teşkil etmekteydi. Bununla birlikte hâkimiyet altına alınan yabancı

kavimlerde sefer zamanlarında Altın Orda ordusuna katılmakla mükellefti. Örneğin Şerafeddin

Ali Yezdi “Zafername” adlı eserinde Timur’la savaşan Toktamış Han’ın ordusunda Rus,

Çerkes, Bulgar, Kıpçak ve Alanların bulunduğunu ifade ediyordu286.

283Vadim Trepavlov, a. g. m., s.150-152.

284Kniga Marko Polo, İzdatelstvo Nauka, Alma-Ata, 1990, s.256. 285Mustafa Kafalı, a. g. e., s.129.

286Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya

iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım,

İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.156.

Page 193: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

193

10.1.11. Hukuk Sistemi

Altın Orda Devleti’nde yönetim sisteminin hukukî dayanağı Özbek Han’ın iktidarı

dönemine kadar Cengiz Han yasalarıydı. Bunun en önemli kaynakları Altın Orda hanlarının

verdikleri yarlıklardı. Han yarlıkları farklı meselelerin halledilmesi amacıyla veriliyordu.

Mesela tarhan yarlıkları belirli toprakların sahiplerinin vergiden muaf tutulması için

veriliyordu. Bunun dışında çeşitli sorunların halledilmesi için kanun olarak çıkarılan yarlıklar,

elçilere verilen yarlıklar, vassal hükümdarlara meşruiyet kazandırmak amacıyla verilen

yarlıklar, çeşitli bürokratların atamaları için verilen yarlıklar vardı. Herhangi bir hanın verdiği

yarlık onun iktidarı süresince geçerli oluyordu287.

Altın Orda Devleti’nde yargu denilen hukuk işleri han yarlığı ile atanan yargucunun

sorumluluğu altın da bulunuyordu. Bununla birlikte göçer nüfusun arasında hukuk

meselelerinin halli için aslı töreye dayanan geleneksel hukuk normları mevcuttu. Moğol

geleneğinde bu yosun kelimesiyle ifade ediliyordu. Daha çok Müslümanların yaşadığı yerleşik

alanlarda ise Altın Orda yöneticileri onların İslâm şeriatına dayanan kendi hukuk normlarını

uygulamalarına müsaade ettiler. Böylece Müslümanların kendi aralarındaki meselelerin

çözülmesinde İslam hukuku uygulandı288.

Özbek Han’ın iktidarı devrinde 1320 yılı civarında İslâmiyet’in resmî devlet dini haline

getirilmesiyle birlikte şeriat kuralları çok daha geniş bir alanda yaygınlaştırıldı. Devlet

hâkimiyetinin kurumları İslâm idari sistemine entegre edildi, yargu mahkemelerinin yanı sıra

kadıların başkanlık ettiği şer’î mahkemeler kuruldu. Mesela devletin merkezi Saray şehrinde

hukuk işlerine bakan “Baş Kadı” ve “Baş Yargucu”ya muvazî olarak Kırım ve Harezm’de de

“Orda Kadısı” ve “Orda Yargucusu” bulunmakta idi. İbn Battûta Altın Orda Devleti’ndeki bu

ikili yargılama usulünü şöyle tarif etmiştir: “Her gün vazife görmek üzere kendilerine ait

daireye giden kadı, yanında fâkih ve kâtibi ile birlikte bulunurken, yargucu da sekiz kişilik

maiyetiyle yine bu dairede bulunmakta idi. Yargucu umerâdan bir zât idi. Mahkeme anında her

iki heyet te birlikte bulunurlar ve davanın şeriata ait olan kısmına Kadı hükmeder, yasa ve

töreye ait olan tarafına ise Yargucu hükmeder; neticede karar verilirdi. Onların verdikleri

hükümlerin metîn ve adil olduklarını gördüm”289.

287Roman Poçekayev, “Pravo Zolotoy Ordı. Nalogooblojeniye. Pridvornıy Etiket i Protokol”, Zolotaya Orda v

Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.179-180.

288Mustafa Kafalı, a. g. e., s.123-124; Roman Poçekayev, a. g. m., s.180. 289Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, C. 1, Çev. A. Sait Aykut, YKY,

İstanbul, 2004, s.

Page 194: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

194

10.1.12. Vergi

Altın Orda Devleti’nde vergiler gerek nakdî olarak gerekse de aynî şekilde

alınabiliyordu. Hangi şekilde tahsilat yapılacağı han yarlıklarında belirtiliyordu. Her bir meslek

erbabından alınan vergi farklıydı. Yerleşik ahaliden tarımla uğraşan çiftçiler ürünlerinden 1/10

oranında vergi ödemekle mükellefti. Bu vergiye kalan deniliyordu. Hayvan yetiştiricilerinden

kopçur vergisi alınıyordu. Kopçur ilk önceleri at, koyun, inek gibi hayvan sürülerinden 10%

nispetinde alınıyordu. Bu oran daha sonra 1%’e düşürüldü. Ticarî vergiye tamga deniliyordu.

Tamga vergisini alan memura tamgacı deniliyordu. Tamgacı vergisini aldığı malın üzerine

damga vuruyordu. Tamga malın değeri nispetinde 3% oranında alınıyordu290. Bunların dışında

ev veya baca başına alınan tütün, posta teşkilatının masraflarının karşılanması için toplanan

yam (ulag), Ruslardan alınan dan (haraç, çıkış), ulaklara ve seyahat eden devlet görevlilerine

erzak temini için alınan süsün gibi vergiler bulunuyordu291.

Ticarî, yol ve gümrük vergileri hem yerli nüfustan hem yabancılardan alınıyordu. Sınır

geçen şahıs mallarından gümrük resmi ödemek zorundaydı. Limana yanaşan gemilerden de

büyüklüklerine göre ithalat ve ihracat ürünlerine uygulanan nispette gümrük vergisi alınıyordu.

Sınırlarda yolların bakımına harcanması ve tüccarlara sağlanan silahlı korumalara (karaulluk)

tahsis edilmesi amacıyla yol vergisi de alınıyordu. Tüccarlar ve seyyahlar köprülerden veya

kayıklarla su kaynaklarından geçişleri karşılığında da vergi ödüyorlardı292.

Vergilerin birçoğunun toplanmasından sorumlu bürokrat vezir idi. Ona bağlı divan

kurumu ülkedeki vergilerin toplanması ve mükelleflerin belirlenmesini sağlıyordu293.

Timur Kutluk Han’ın vergi tahsilatıyla ilgili Muhammed adlı birine verdiği yarlıkta

şöyle yazıyordu: “onların bağlarından tamga, inkinçi ve uskübol’dan kurut, ambar vergisi,

onlara tâbi insanlardan kısmet ve kopçur, yasak ve kalan, salık denilen bac ve harç almasınlar;

onların Kırım veya Kefe’ye giriş çıkışlarında yolda veya yerinde her türlü malın onlar

tarafından satın alınması veya satışı esnasında ne tamga ne de tartnak onlardan alınmasın;

tarhanların yanındaki ve onlara bağlı insanlardan yol haracı veya devriye vergisi talep

edilmesin; onların hayvanlarına arz altında el koyulmasın; geceleme ve postaya alınmasınlar;

290Roman Poçekayev, a. g. m., s.182-183.

291Bkz.: İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat, İstanbul,

2009, s.162-169.

292Roman Poçekayev, a. g. m., s.183.

293Bkz.: Mustafa Kafalı, a. g. e., s.134-136.

Page 195: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

195

onlardan erzak ve yem talep edilmesin; her türlü endişeden, el koymadan ve fevkalade

vergilerden korunmuşlardır ve muaf olacaklardır” 294.

10.2. Sosyo-Ekonomik Hayat

Altın Orda Devleti’nde sosyal hayatının ana unsurları Deşt-i Kıpçak’ın çeşitli

bölgelerinde yurtlanan göçerler ve onların temel ekonomik faaliyetleri olan hayvancılık ile

şehirler ve onların etrafında gerçekleştirilen tarım, zanaat ve ticaretten ibaretti.

10.2.1. Bozkır Hayatı

Göçer kabileler hem sağ kol hem de sol kol da mevcuttu. Kongratlar sol kol kabileleri

arasında en muteberi olup Harezm’de yaşıyorlardı. Altın Orda hanlarının hepsi bu kabileden

kızlarla evlenmişlerdi. Naymanlar Doğu Deşt-i Kıpçak’ta Tay-Buga yurdunda (Batı Sibirya)

oturuyorlardı. Tümen halinde olan Secut kabilesi de Doğu Deşt-i Kıpçak’ta yurtlanmıştı. Cuçi

Ulsusu’nu teşkil eden en büyük kabilelerden biri olan Mangıtların yurdu aşağı İdil havzasında

Hazar Denizi’nin kuzeyinde yer almaktaydı. Onlar merkez kabileleri arasında idiler. Aşağı İdil

boyunda oturan ve Mangıtlarla komşu olan Huşin ve Kinkitler de merkez kabilelerindendi. Sağ

kolda yer alan Kıyatlar da Kırım taraflarında yurtlanmıştı. Bunların yanı sıra Şirin ve Barın

kabileleri de Don ve Dnyester arasında Kırım yarımadasına doğru yurtlanmışlardı. Bu kabileleri

meydana getiren temel unsurlar Moğol olmakla birlikte yurtlandıkları topraklar Kıpçaklar başta

olmak üzere çeşitli Türk boylarıyla meskûn olduğundan dolayı kısa süre içerisinde

Türkleşmişlerdi. Bozkırda keçe çadırlarda yaşayan bu kabile mensuplarının temel ekonomik

faaliyetleri hayvan yetiştiriciliği ve avcılıktı. Nitekim tarih kaynaklarında bozkırda yaşayan

Türk ve Moğol unsurlardan bahsedilirken onların at, deve, sığır ve koyun sürülerine sahip

olduklarını ifade ediyordu295.

1253 yılında Deşt-i Kıpçak’tan geçen W. Rubruck göçer kabilelerin ekonomik

faaliyetleriyle ilgili şu tespitleri yapmıştı: “Bu bozkırlarda yaşayanlar keçeden çadırlarda

otururlar. Erkekler her zaman lazım olan ok yapar ve yay bağlarlar; gem, üzengi ve eğer gibi

koşum takımlarını tamir ederler, veyahut yılkı sürüp kısrak sağarak kısrak sütünden kımız

yaparlar; ayrıca itibar ettikleri kımızı muhafaza için tulum dikerler, develeri yüklerler, koyun

294A. P. Grigoryev, “Zolotoordınskie Yarlıki: Poisk i İnterpretatsiya”, Tyurkologiçeskiy Sbornik 2005: Tyurkskie

Narodı Rossii i Velikoy Stepi, İzdatelstvo Vostoçnaya Literatura, Mokva, 2006, s.98-99. (s.74-142).

295Mustafa Kafalı, a. g. e., s.138-139.

Page 196: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

196

ve keçileri birlikte sürer, otlatırlardı. Süt sağımı, bazen erkekler bazen de kadınlar tarafından

yapılır; deriler yoğurt ve tuz ile işlenirdi. Kadınlar ise arabaları kullanır, çadırları kurmak,

sökmek ve arabalara bindirmek, indirmek, inekleri sağmak, yağ ve yoğurt yapmak, deri işlemek

veya dikmek gibi işlerle uğraşırlardı”296.

Arap yazar El-Ömerî Altın Orda Devleti’nin göçer nüfusunun başlıca geçim kaynağı

olan hayvancılıkla ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyordu: “(Özbek Han’ın) halkının çoğu

bozkırda yaşayan göçebelerden oluşur. Ana yiyecekleri at, sığır ve koyun etidir. Tarımla fazla

uğraşmazlar. Buğday ve arpa çok azdır… Et fiyatları ucuzdur ve genellikle at kesilir. Sahrada

yaşayanlarda ise et alınıp satılmaz. Yiyecekleri ağırlıklı olarak av hayvanları, süt, yağ ve

mısırdır. Eğer içlerinden birinin at veya sığır yahut koyun gibi herhangi bir hayvanı telef

olursa, onu keser aile efradıyla birlikte yediği gibi, komşularına da hediye eder. Eğer

komşularının da herhangi bir hayvanı telef olmuşsa, o da onu keserek kendisine et ikramında

bulunanlara hediye olarak sunar. Bu, onların geleneğidir ve et hediye etmek ödenmesi gereken

bir borç gibi telakki edilir"297.

İbn Battûta Altın Orda Devleti’nin önemli bir gelir kaynağı olarak göçer ahalinin sahip

olduğu oldukça fazla miktarda atlardan Hindistan’a ihraç edildiğini ifade etmektedir. İtalyan

seyyah İ. Barbaro’nun tespitine göre Altın Orda Devleti’nde göçerlerinin yetiştirdiği atların

ticaretiyle uğraşan hususi tüccarlar bulunuyordu. Atların dışında oldukça iri yapılı boğalar

önemli ticari hayvanlar arasında yer alıyor ve Polonya, Transilvanya, Almanya ve İtalya’ya

ihraç ediliyordu. Ayrıca çift kamburu olan uzun develer de İran’a götürülerek her biri yirmi beş

duka’ya satılıyordu298. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar yurtdışına ihraç edilmelerinin yanı

sıra göçerler tarafından iç talebi karşılamak amacıyla Altın Orda şehirlerine ve Rus bölgelerine

götürülerek satılıyordu299.

10.2.2. Şehir Hayatı

Altın Orda Devleti’nde şehirler başlıca olarak Kırım yarımadası, İdil boyu, Sır Derya

havzası ve Harezm’de yer alıyorlardı. Şehirler ekonomik faaliyetlerin merkeziydi. Tarım,

zanaat üretimi ve ticari hayat genellikle şehirlerde icra ediliyordu. Kırım yarımadasında yer

alan Kerç, Kefe ve Sudak Karadeniz’in kıyı şeridinde yer alan liman ve ticaret merkezleriydi.

296Wilhelm von Rubruck, The Journey, Translated by W. W. Rockhill, London, 1900, p.23.

297Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l Ebsâr), s.115.

298Barbaro i Kontarini o Rossii: k İstorii İtalo-Russkih Svyazey, İzdatelstva AN SSSR, Leningrad, 1971, s.149.

299Leonard Nedaşkovskiy, “Zemledelie, Skotovodstvo, Promıslı i Remeslo”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii,

İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.555.

Page 197: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

197

Yarımadanın iç kesiminde bulunan Kırım (Solhat) ve Don Nehri havzasında kurulmuş olan

Azak şehirleri de bu minvaldeydi. İbn Battûta’ya göre Hıristiyanların çok olduğu küçük bir

şehir olan Kerç ve nüfusunun büyük kısmını Cenevizlilerin teşkil ettiği Kefe’de Müslümanlar

da bulunuyordu. Şehrin güzel çarşıları ve yüzlerce gemiyi barındıran bir limanı vardı300. Büyük

ve güzel bir şehir olan Solhat ve Kırım’ın en büyük limanı olan ticaret merkezi Sudak dikkat

çekiciydi. Sudak’ın dışında bostanlar ve bahçeler vardı. Şehirde Türkler ve zanaatkar Rumlar

birlikte yaşıyorlardı301. Azak şehrinde Cenevizliler başta olmak üzere çeşitli milletlerden çok

sayıda tüccarlar bulunuyordu. Kırım yarımadasındaki tüm bu şehirler Deşt-i Kıpçak’ın

Avrupa’ya ve Yakındoğu’ya açılan kapıları durumundaydı. Bilhassa Ceneviz ve Venedik

tacirleri bu şehirlerin limanlarında koloniler teşkil ederek her türlü ticari malı buraya getirip

satarlar veya buradan alıp Avrupa pazarlarına naklederlerdi. Altın Orda Devleti’nin önemli gelir

kaynaklarında birini teşkil eden ve bilhassa Mısır’da talep gören Kıpçak kölelerin sevki de

Kırım yarımadasının kıyı şeridinde yer alan bu şehirlerden yapılırdı.

Altın Orda tüccarlarının Avrupa ve Yakındoğu ülkelerine ihraç ürünleri arasında

kürkler, deri ürünleri, balmumu, tahıl çeşitleri, peynir, şarap, balık, at ve köleler yer almaktaydı.

Tüccarlar ihracatın karşılığında altın paradan ziyade mal alıyorlardı. Mesela Kefe limanından

her çeşit kumaş, halı, altın, ipek ve iplik getiriyorlardı. Ayrıca Çin ve İran’dan porselen ve ipek,

Buhara’dan pamuk ve halı, Hindistan’dan ise inci ve mercan geliyordu302.

İbn Battûta’nın ziyaret ettiği Altın Orda şehirlerinden Macar, Kuzey Kafkasya’da

Kuma Nehri kenarında yer alıyordu. Saray’a dört günlük mesafede yer alan Macar canlı bir

ticaret merkeziydi ve şehrin etrafı bostanlar ve meyve bahçeleriyle çevriliydi.

İdil boyunun orta havzasında yer alan Bulgar şehri Batu’nun ilk merkezi ve Altın Orda

hanlarının para darbettiği başlıca yerlerden biriydi. Kalıntıları günümüze kadar ulaşan ve Altın

Orda Devleti’nin kürk merkezi olarak temayüz eden Bulgar mescitleri, medreseleri, hamamları,

imalthaneleri ve sarayı ile tipik bir Tük-İslam şehri niteliğindeydi. Bulgar aynı zamanda Altın

Orda Devleti’nin tarım yapılan önemli merkezleri arasında yer alıyordu. Buğday, akbuğday,

darı, arpa, çavdar, yulaf, keten, kenevir, bezelye, burçak, mercimek, salatalık, elma gibi çeşitli

ürünler Bulgar’da yetiştiriliyordu303. İdil Nehri’nin orta akımında yer alan Cuketau ve Ükek te

Altın Orda Devleti devrinde gelişen şehirler arasındaydı. Altın Orda Devleti’nin başkenti Saray

300Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, s. 357-359.

301Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, s.386.

302İlyas Kemaloğlu, “Altın Orda Devleti”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan – İlyas

Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.138-139.

303Yu. A. Krasnov, “Nyekotorıe Voprosı İstorii Zemledeliya u Jiteley Goroda Bulgara i ego Okrugi”, Gorod

Bolgar: Oçerki İstorii i Kulturı, Mokva, İzd. Nauka, 1987, s.218.

Page 198: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

198

aşağı İdil havzasında yer alıyordu. Saray bir veriye göre Batu tarafından 1250 yılı civarında

kurulmuştu304. Şehrin Berke tarafından kurulduğunu belirten El-Ömerî şöyle demektedir:

“Şehir, çevresinde sur bulunmayan çorak bir arazidedir. Hanın sarayı oldukça büyüktür ve

tepesinde iki Mısır kantarı ağırlığında altın bir hilal bulunur. Sarayın çevresi beylerin oturması

için yapılmış hisarlarla çevrilidir. Bu saray onların kışın yaşadıkları yerdir… Saray şehri

pazarları, hamamları ve önemli binaları olan büyük bir şehirdir…”305. İbn Battûta, El-

Ömerî’nin aksine Saray’ın etrafının surlarla çevrili olduğunu belirtmektedir. Ona göre Saray’da

birçok cami bulunuyordu. Türk, Moğol, As, Çerkes, Rus, Rum gibi çeşitli etnik unsurların

oturduğu Saray şehrinde çarşı ve pazarlar dikkat çekiyordu. Şehirde dünyanın birçok yerinden

gelen tüccarlar, çeşitli zanaatlarla uğraşan ustalar ve imâlathaneler bulunuyordu. Han’ın

oturduğu Altıntaş Sarayı şehrin ortasında yer alıyordu306. Saray’ın güneyinde yer alan Hacı

Tarhan baharat yolu üzerinde kurulmuş önemli bir ticaret merkeziydi307.

Saray’a on günlük mesafede bulunan Altın Orda Devleti’nin mühim yerleşimlerinden

Sarayçik şehri Yayık Nehri’nin aşağı mecrasında yer alıyordu. Başta Gök Orda’nın merkezi

Sığnak olmak üzere Otrar, Sabran, Cend, Barçkend gibi şehirler Sır Derya havzasında yer

alıyordu. Moğol istilası esnasında büyük tahribata uğrayan bu şehirler Altın Orda Devleti’nde

İslâmiyet’in yayılmasıyla birlikte gelişmeye başlamıştı. Muineddin Natanzî’nin belirttiğine

göre Özbek Han devrinde Sığnak’ta oturan Gök Orda hükümdarı Erzen Han Müslüman olmuş

ve Sır Derya havzasındaki şehirlerde camiler, medreseler ve türbeler inşa ettirmişti308.

Altın Orda Devleti’nin en mühim şehirlerinden biri de Harezm’in merkezi olan

Ürgenç’ti. Ürgenç Altın Orda ile Türkistan arasında icra edilen ticaretin merkezi

konumundaydı. El-Ömerî’nin verdiği malumatlara göre Ürgenç çarşısı, pazar yerleri ve

binalarıyla oldukça güzel bir beldeydi309. İbn Battûta’nın verdiği malumatlara göre Harezm

karpuzları ve kavunlarıyla meşhurdu. Öyle ki lezzeti bakımından dünyada eşi olmayan Harezm

kavunları Hindistan ve Çin’e ihraç ediliyordu.

Altın Orda Devleti’nin ekonomik hayatında önemli rol oynayan şehirlerin dışında

oldukça geniş bozkır kuşağında ve İdil boyu gibi ormanlık alanlarda yaşayan tavşan, ayı, kurt,

304Roman Yu. Poçekayev, Batıy Han, kotorıy nye bıl hanom, İzdatelstvo Yevraziya, Moskva-Saintpeterburg, 2018,

s.135.

305Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l Ebsâr), s.129.

306Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, s.401-402.

307 Dinçer Koç, “Aşağı İdil Boyunda Hâkimiyet Mücadelesi ve Astarhan (Hacı Tarhan) Hanlığı, Türk Dünyası

İncelemeleri Dergisi, Cilt:12, Sayı:1, İzmir, 2012, s.459-460.

308Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L.

Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.129.

309Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G.

Tizengauzenom, Sanktpeterburg, 1884, s.242-243.

Page 199: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

199

tilki, sansar, geyik, pars, kulan gibi vahşi hayvanlar avlanarak hem etleri hem de derilerinden

faydalanılıyordu. Avcılığın önemli bir kolu da İdil, Yayık, Don gibi nehirlerde yapılan

balıkçılıktı310.

Altın Orda Devleti’nin bu şehirlerinin birçoğu Emîr Timur’un 1395 yılında

gerçekleştirdiği Deşt-i Kıpçak seferi esnasında büyük tahribata uğratılmış ve önemini

kaybetmiştir. Bu tahribat aynı zamanda Deşt-i Kıpçak’ın ekonomik hayatına da büyük bir darbe

indirmiştir.

10.3. Altın Orda Devleti’nde Kültürel Hayat

Cuçi Ulusu göçer kabileler ve bunların kontrolü altına bırakılan şehirler çerçevesinde

teşkil edilmişti. Altın Orda’yı meydana getiren göçerlerin kültürü kökeni çok eskilere dayanan

bozkır kültürü temelinde şekillenmişti. Bu şekillenme Deşt-i Kıpçak’a gelen Moğol unsurların

başta Kıpçaklar ve İdil Bulgarları olmak üzere kısa süre içerisinde Türkleşmesini sağladı. Altın

Orda medeniyetinin yükselişi ise Cuçi Ulsusu’nun geniş şekilde İslâmlaşmasıyla gerçekleşti.

13. yüzyılın 70’li yıllarında Altın Orda Devleti’nde İslâmiyet’in güçlenmeye

başlamasıyla birlikte İdil boyu ve Ural taraflarındaki eski inancını muhafaza eden nüfusun

kurgan mezarlıklarının sayılarının azaldığı bunun yerine Müslüman defin geleneğine göre

gömülen mezarlıkların sayısının arttığı gözlemlenmiştir. İslâmiyet’in devlet dini olarak

pozisyonunun güçlenmesinde sofiler önemli rol oynadılar. Berke İslâm âlimi Necmeddin

Kûbra’nın talebesi Seyfeddin Baharzî’nin eliyle Müslüman olmuştu. Özbek Han’ın İslâmiyet’i

kabul etmesinde Sofi Şeyh Seyid Ata’nın önemli rolü olmuştu. Onun devrinde Altın Orda’da

her yerde Müslüman müesseseleri olarak mescitler, medreseler, mektepler, hanaklar, ribâtlar,

zâviyeler, tekkeler ve türbeler ortaya çıkmıştı311. El-Ömerî Özbek Han’la ilgili olarak şöyle

diyordu: “… Özbek Han burada (Saray’da) bir medrese yaptırmıştır. Çünkü bu han, ilim

adamlarına ve ilme karşı çok saygılırdır”312.

Özbek Han’ın iktidarı devrinde Altın Orda kudretinin zirvesine ulaştı. Han’ın sarayına

ilahiyatçılar ve fâkihlerin yanı sıra matematik ve astronomi bilginleri davet edilmişlerdi.

Müellifi bilinmeyen ilk matematik eseri “At-tuhve fi’ilm el-hesab” muhtemelen Özbek Han

devrinde kaleme alınmıştı. Tabip Abdurrahman ibn Nasru’l Mausılî (1254-1330) Saray’da tıp

başta olmak üzere birçok ilim dalıyla uğraşmıştı. El-Birzâlî’nin eserinde Altın Ordalı seyyah

310Leonard Nedaşkovskiy, a. g. m., S.556-557.

311Elmira Sayfetdinova, “İslamskaya Kultura Zolotoy Ordı”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm.

Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.458.

312Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l Ebsâr), s.113.

Page 200: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

200

Alaeddin Numan el-Harezmî hakkında şöyle bilgi verilmektedir: “müthiş bir insan olan bu kişi

21 yaşında kendi memleketinden ayrıldı, çeşitli ülkeleri dolaştı, şöhretli kimselerle yakınlık

kurdu, mantık, matematik ve tıp tahsili gördü ve 701 yılında (6 Eylül 1301-25 Ağustos 1302)

memleketine döndü”313.

Altın Orda’da İslâm kültürünün gelişmesinde Özbek Han’ın oğlu Canibek Han’ın da

önemli rolü oldu. Onun iktidarı devrinde İslâm felsefesi üzerine mühim eserler kaleme alındı.

Mubarek b. Yusuf el-Alanî 735 (1334-1335) yılında Meraga matematik-astronomi okulu ve İbn

Heysemci ilim komitesi arasında köprü vazifesi gören Şerafeddin Ebu-Ali Mahmud b.

Muhammed b. Ömer el-Çagminî el-Harezmî’nin kısa eseri “el-Mulâhhas fi ilmil-heyetil-

basita”ya şerh olarak “Tureru’l-mulâhhas”ı kaleme aldı ve onu Canibek Han’a takdim etti.

Yaklaşık olarak aynı dönemde 755 (1354) yılında Kemaleddin Muhammed et-Türkmenî el-

Mardinî Saray (Gülistan)’da bahsi geçen esere İslâm tarihi ve Osmanlı astronomisi için mühim

bir yorum eseri yazdı (8, s.63) Seyfeddin et-Taftazanî 1352-1353 yılları civarında Gülistan’da

İslâm hukuku (usul el-fıkıh) üzerine meşhur eseri “et-Talvih’âlâ-t-tevhid”i yazdı. Diğer bir eseri

“Şerh et-tehlis”i Altın Orda hükümdarı Canibek Han’a adadı (12, s.90). Mahmud el-Bulgarî’nin

1357 yılı civarında kaleme aldığı “Nahcu’l-Faradis” ve Hisam Katib’in 1358’de yılında yazdığı

“Cümcüme Sultan” ve 1369’da yazdığı “Kisekbaş Kitabı (Destanı)” adlı dini eserleri Altın

Orda’nın fetret devrinde meşhur olan kitaplardandı314.

Altın Orda şairi Kutb’un Tinibek Han (1341-1342) ve onun eşi Melike Hatun’a adadığı

meşhur eseri “Hüsrev ve Şirin” edebiyat alanında en önemli yapıtlardan biriydi. Bu eser aslında

İranlı şair Nizamî (1141-1209) tarafından kaleme alının “Husrev-i Şirin”in Farsçadan tercümesi

ve yeniden yapılandırılması şeklinde kaleme alınmıştı. Altın Orda devrinin en önemli edebî

eserlerinden birisi de Muhammed Harezmî tarafından Muhammed Hocabek adlı birisine

adanmak amacıyla 1353 yılında yazılan meşhur “Muhabbetnâme”ydi. Kahire’ye göç ederek

Memlûk Sultanının sarayında hizmet gören meşhur Altın Orda şairi Saif Sarayî’nin “Gülistan

bit-türkî” (1391) ve “Suheyl ve Güldursun” adlı eserleri Mısır’da oldukça şöhret kazanmıştı315.

Âlim Hafızeddin ibn el-Bazzazî (1329-1413) Kırım’ın ilim çevresinin oluşmasında

önemli rol oynadı. Onun katkılarıyla yetişen Kırımlı âlim Ahmed el-Kırımî (öl. 1474) Osmanlı

Padişahı Fatih Sultan Mehmed devrinde İstanbul’a gelerek onun hizmetine girdi ve

çocuklarının hocası oldu. Mahmud ibn Fatşah as-Sarayî (öl. 1373/1374), Şehabeddin as-Sarayî

313 Elmira Sayfetdinova, a. g. m., s.459-460. 314 Elmira Sayfetdinova, a. g. m., s.460. 315 Elmira Sayfetdinova, a. g. m., 460-461.

Page 201: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

201

(öl. 1388/1389), Sadullah ibn Muhammed el-Kırımî (öl. 1376/1377) gibi Altın Orda bilginleri

Kahire’deki medreselerde ders verdiler316.

316Elmira Sayfetdinova, a. g. m., s.461-462.

Page 202: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

202

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Altın Orda Devleti’nde idarî-askerî teşkilatı meydana getiren önemli unsurlar ve

bu çerçevede oluşturulan hukuk sistemi ve vergiler; tarım, zanaat ve ticaret kollarının geliştiği

şehirler ve hayvancılığın temel meşguliyet olduğu göçer yaşam çerçevesinde şekillenen sosyo-

ekonomik yapı ve kültürel hayat gibi konular anlatılmıştır.

Page 203: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

203

Bölüm Soruları

1) Altın Orda Devleti’nde yollar arasında belirli mesafelerde oluşturulan karakollar aracılığıyla

meydana getirilen posta teşkilatının adı nedir?

a) Yam

b) Kopçur

c) Kalan

d) Yosun

e) Menzil

2) Altın Orda Devleti askerî teşklilatında aşağıdaki unvanlardan hangisi hiyerarşîde

diğerlerinden daha yüksektir?

a) Yüzbaşı

b) Binbaşı

c) Onbaşı

d) Tümenbaşı

e) Noyan

3) Aşağıda addı verilen şehirlerden hangisi Altın Orda Devleti’nin başkentidir?

a) Hacı Tarhan,

b) Saray,

c) Bulgar el-Cedid

d) Solhat,

e) Sığnak.

4) Altın Orda Devleti’nde yetkilerinin büyüklüğü bakımından Han’dan sonra gelen en yüksek

unvanlı bürokrat kimdir?

a) Daruga

b) Baskak

c) Beylerbeyi

d) Vezir

e) Bahşi

5) Altın Orda Devlet teşkiltında vergilerin toplanmasından sorumlu bürokratın unvanı nedir?

a) Daruga

b) Vezir

c) Beylerbeyi

d) Karaçi Beyi

e) Temnik

6) Altın Orda Devleti’nde hukuk sistemine dâir aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Özbek Han devrinde şer’î mahkemeler kuruldu,

b) Altın Orda Devleti’nde hukuk işlerinden sorumlu bürokrata yargucu denilirdi,

c) Hıristiyanların ve Müslümanların kendi aralarındaki hukukî meselelerin çözümüne

yargucu bakardı,

Page 204: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

204

d) Göçer nüfusun arasında hukuk meselelerinin halli için aslı töreye dayanan geleneksel

hukuk normları mevcuttu,

e) Altın Orda Devleti’nde yönetim sisteminin hukukî dayanağı Cengiz Han yasalarıydı.

7) Aşağıda adı verilen kabilelerden hangisi Cuçi Ulusu’na dâhil olmamıştır?

a) Kıyat

b) Mangıt

c) Secut

d) Duğlat

e) Kongrat

8) Aşağıda adı geçen şahsiyetlerden hangisi Altın Orda Devleti’nde yetişip eser veren

yazarlardan biri değildir?

a) Mahmud el-Bulgarî

b) Kutb

c) Hisam Katib

d) Seyfeddin et-Taftazanî

e) Reşîdüddîn Fazlullâh el-Hemedânî

9) Aşağıdaki şehirlerden hangisi Kırım Yarımadası’nda yer almaz?

a) Solhat

b) Hacı Tarhan

c) Kefe

d) Kerç

e) Sudak

10) Aşağıdakilerden hangisi Altın Orda Devleti’nde Han’ın görevleri arasında sayılmaz?

a) Önemli bürokratların atamasını yapar,

b) Yabancı hükümdarlarla diplomatik ilişkileri yürütür,

c) Askerî seferlerde ordunun komutasını üstlenir,

d) Para basımı işini uygulamaya sokar,

e) Yabancı tüccarların yargılamalarını yapar.

Cevaplar

1) a 2) d 3) c 4) c 5) a 6) c 7) d 8) e 9) b 10) e

Page 205: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

205

11. ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI: KAZAN VE KASIM

HANLIKLARI

Page 206: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

206

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

11.1. Kazan Hanlığı

11.1.1. Kazan Hanlığı’nın Sınırları

11.1.2. Kazan Hanlığı’nın Kuruluşu

11.1.3. Kazan Hanlığı ve Ruslar

11.1.4. Kazan Hanlığı’nın Yıkılışı

11.2. Kasım Hanlığı

11.2.1. Kasım Hanlığı’nın Sınırları

11.2.2. Kasım Hanlığı’nın Kuruluşu

11.2.3. Kasım Han’ın Ruslarla İttifakı

11.2.4. Kasım Hanlığı’nda Kırım Hanlığı Hanedanının İktidarı

11.2.5. Kasım Hanlığı’nın Rus Vesâyetine Girmesi

11.2.6. Kasım Hanlığı’nın Rus Çarlığı Tarafından Ortadan Kaldırılması

Page 207: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

207

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Kazan Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları hakkında bilgi veriniz?

2) Kazan Hanlığı-Rus siyasi-askeri münasebetleri ne şekilde olmuştur, açıklayınız?

3) Kazan Hanlığı’nın yıkılışı hakkında bilgi veriniz?

4) Kasım Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları hakkında bilgi veriniz?

5) Kasım hanlarının Ruslarla ilişkileri hakkında bilgi veriniz?

Page 208: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

208

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Kazan Hanlığı’nın Kuruluşu ve

Sınırları

Kazan Hanlığı’nın nasıl ve ne

zaman kurulduğunu ve

sınırlarını öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Kazan Hanlığı-Rus Siyasi

Münasebetleri

Kazan Hanlığı ile Moskova

Büyük Knezliği arasındaki

siyasi münasebetler ve savaşlar

hakkında bilgi sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Kazan Hanlığı’nın Yıkılışı Kazan Hanlığı’nın nasıl

yıkıldığını öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Kasım Hanlığı Kasım Hanlığı’nın kuruluşu,

sınırları, Rus hükümdarlarıyla

ilişkiler vb. konular hakkında

bilgi sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 209: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

209

Anahtar Kavramlar

• Kazan Hanlığı

• Uluğ Muhammed Han

• Kasım Hanlığı

• Kasım Sultan

• IV. İvan

• Ruslar

Page 210: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

210

11.1.Kazan Hanlığı

11.1.1. Kazan Hanlığı’nın Sınırları

Orta İdil boyunda kurulan Türk Tatar devleti olarak Kazan Hanlığı’nın adı başkenti

Kazan şehrinden gelmektedir. Kazan Hanlığı Tatar kaynaklarında Bulgar Vilayeti, Rus

kaynaklarında ise Kazan Hanlığı olarak adlandırılmaktadır. Kazan Hanlığı Kazan Suyu ve

Kama kenarındaki Altın Orda’nın Bulgar Ulusundan teşkil edilmiştir. Kazan Hanlığı büyük ve

ekonomik olarak gelişmiş bir devlet olarak Doğu Avrupa tarihinde ve İdil-Ural bölgesinin etnik

sosyal oluşumunda önemli rol oynadı. Tarih kaynakları Kazan Hanlığı’nın sınırlarını ancak

yaklaşık olarak tahmin etmeye imkân tanımaktadır. Bugünkü Rusya Federasyonu’na bağlı

Tataristan, Çuvaşistan, Udmurt, Mari ve Başkırdistan özerk cumhuriyetleri ile Ulyanovsk,

Penza, Saratov, Kuybişev, Perm, Tambov ve Ryazan vilâyetlerini içine alıyordu. Güneyinde

Ulu Orda (daha sonraları Astarhan Hanlığı), güney doğusunda Nogay Ordası, doğusunda Sibir

Hanlığı, kuzeyinde Fin boyları ve batısında Moskova Knezliği yer alıyordu. Kazan, Alabuga,

Arça, Bulgar, Jori, Eski Kazan, Kaşan, Tetüş ve Çallı şehirleri Hanlığın önemli merkezleriydi.

Kazan Hanlığı etnik bakımdan başta Müslüman Tatarlar olmak üzere, Mariler (Çeremisler),

Mordvinler, Çuvaşlar, Udmurtlar (Vosyak ve Arlar) ve Başkırtlardan meydana geliyordu317.

11.1.2. Kazan Hanlığı’nın Kuruluşu

Kazan Hanlığı’nın kuruluşu ile ilgili olarak tarihçiler arasında iki farklı görüş

bulunmaktadır. Bazı tarihçilere (Ş. Mercanî, H. Atlasi, M. G. Hudyakov, A. N. Kurat, Z. V.

Togan vb.) göre Kazan Hanlığı Altın Orda hanlarından Uluğ Muhammed Han tarafından 1437

veya 1438 yılında kurulmuştur. Bazı tarihçiler (V. V. Velyaminov-Zernov, N. F. Kalinin, A. H.

Halikov, S. H. Alişev, R. G. Fahrutdinov) ise Kazan Hanlığı’nın kuruluş tarihi olarak Uluğ

Muhammed Han’ın oğlu Mahmutek (Mahmud) Han’ın iktidarının başlangıcı olan 1445 yılını

esas almışlardır318. Zira Uluğ Muhammed Han kaynakların birçoğunda Kazan Han’ı olarak

adlandırılmamaktadır. Ancak onun Kazan Hanlığı hanedanının kurucusu olduğuna şüphe

yoktur.

317D. M. İshakov, Tyurko-Tatarskie Gosudarstva XV-XVI vv., İzdatelstvo İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT,

Kazan, 2004, s.8-10, 22-23.

318Serkan Acar, “Kazan Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan – İlyas

Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.249-250.

Page 211: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

211

11.1.3. Kazan Hanlığı ve Ruslar

Henüz kuruluş devrinden itibaren Kazan hanları Moskova toprakları üzerine akınlar

tertip ettiler. 1445 yılında sahte bir ricatla Moskova ordusunu pusuya düşüren Tatar kuvvetleri

büyük bir zafer elde etti. Moskova Knezi II. Vasiliy dâhil birçok Rus esir olarak ele geçirildi.

Uluğ Muhammed Han elde ettiği zafere dayanarak kurtuluş akçası olarak II. Vasiliy’den

200.000 ruble talep etti. Ayrıca Oka Nehri kenarındaki Mişer yurdunun oğlu Kasım’a

bırakılmasını sağladı. Böylece Kasım Hanlığı’nın temeli atıldı319.

Bununla birlikte 1448’den Mahmutek Han (1445-1461)’ın iktidarının sonuna kadar ve

onun oğlu Halil Han (1461-1467) devrinde Kazan Hanlığı ile Rus knezlikleri arasında dostane

ilişkiler kuruldu. Bu dönemde Kazan Hanlığı’nın içerisinde Moskova ile ittifaka giren asilzâde

bir grup ortaya çıktı. Halil Han’ın vefatından sonra Kazan tahtına onun biraderi İbrahim Han

(1467-1479) çıktı. Ancak Moskova taraftarı asilzadeler İbrahim Han’ın yerine Kazan tahtına

çıkması için Uluğ Muhammed’in oğlu olan ve o sırada Kasım Hanlığı’nın başında bulunan

Kasım Han’ı davet ettiler. Kasım Han’ın Kazan tahtını ele geçirebilmek amacıyla Moskova

Knezi III. İvan’ın yardımını ve müsaadesini alması birinci Kazan-Rus savaşının (1467-1469)

başlamasına sebep oldu. Kasım Han Kazan seferinde Rusların desteğine rağmen başarılı

olamadı. Böylece Rus yönetimi onun Kazan tahtına çıkması için giriştiği saldırı teşebbüsüne

son vermek zorunda kaldı. İbrahim Han devrinde Vyatka bölgesi Kazan Hanlığı topraklarına

dâhil edildi ve Hanlığın sınırları kuzeyde Kama Nehri’nin yukarı akımına kadar genişledi. 1478

yılında cereyan eden ikinci Kazan-Rus savaşı neticesinde Kazan Hanı Rusların öne sürdüğü

şartlar altında barış yapmak zorunda kaldı. İbrahim Han’ın oğlu İlham Ali’nin iktidarının ilk

zamanlarında (1479’dan 1487’ye kadar aralıklarla) Kazan Hanlığı ile büyük Moskova Knezliği

arasında dostane münasebetler desteklendi. Ancak 1482 yılının yazında Ruslar Kazan

Hanlığı’na saldırdılar ve Hanlığın iç işlerine aktif bir şekilde müdahalede bulunmaya çalıştılar.

Zira o sırada Ali Han ile biraderi Muhammed Emin’in taraftarları arasında siyasî çatışma

yaşanıyordu. Askeri baskılar neticesinde (III. İvan diğer knezlerle Vladimir’de toplanmıştı,

Nijniy Novgorod’a büyük kuvvetler sevk edilmişti, Rus donanması gemilerle Kazan’a doğru

harekete geçmişti) Ruslarla barış anlaşması imzalandı. Böylece Moskova’nın desteğini alan

Muhammed Emin 1485-1487 yıllarında Kazan tahtına sahip olmayı başardı. Ne var ki, Kazan

Hanlığı’ndaki Rus muhalifi zümrenin faaliyetleri ve bilhassa Nogayların yardımıyla 1487

319M. Hudyakov, Oçerki po İstorii Kazanskogo Hanstva, İzdatelstva “İnsan”, Moskva, 1991, s.25-29; Serkan Acar,

Kasım Hanlığı (1445-1681), IQ Yayınları, İstanbul, 2008, s.43-44.

Page 212: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

212

yılında Muhammed Emin Han tahttan indirildi. Muhalifleri İlham Ali Han’ı yeniden Kazan

Hanı olarak ilan ettiler. Bunun üzerine Moskova Büyük Knezi III. İvan duruma müdahale

etmeye karar verdi. 1487 yılında vuku bulan üçüncü Kazan-Rus savaşında III. İvan üstünlük

sağladı. Yapılan anlaşmayla “Bulgar Knezi” unvanını aldı ve Kazan Hanlığı tahtına tekrar kendi

taraftarı Muhammed Emin Han (1487-1495)’ı oturttu. Böylece Muhammed Emin Han, III.

İvan’ın vassalı haline geldi. İlham Ali Han ise ailesi ve bütün yakınlarıyla birlikte Rus tarafına

teslim edildiler. Onları Vologda ve Beloozero bölgelerine sürgüne yolladılar. Ayrıca bazı

Kazanlı mirzalar Moskova’ya götürülerek III. İvan’ın emriyle idam edildiler320.

Muhammed Emin Han’ın Rus taraftarlığı siyaseti Kazanlı yerli beyleri rahatsız etti.

1495 yılında düzenlenen bir suikast ile Muhammed Emin Han tahttan indirildi. Nogayların ve

Sibirya Tatarlarının desteğiyle 1496 yılında Kazan tahtına Sibirya’dan Cengiz Han soyundan

Mamuk Han çıkarıldı, ancak o da Kazan tahtında fazla tutunamadı. Onun yerine Rus taraftarı

ve yerli asilzadelerin nüfuzunu sınırlandırmaya meyilli bir şahsiyet olan Muhammed Emin

Han’ın biraderi Abdullatif Han (1496-1502) geçti. 1500 yılında Nogay Mirzaları Musa ve

Yamgurçi Kazan Hanlığı’na bir sefer düzenlediler. Kazan Hanlığı topraklarının Nogaylar

tarafından tahrip edilmesi neticesinde Rus düşmanlığı güçlendi. Abdullatif Rus düşmanlığı

yapan gruplara karşı koyamadı. Bunun üzerine III. İvan’ın emriyle tutuklanarak Beloozero’ya

sürgüne gönderildi. Kazan tahtını Muhammed Emin (1502-1518) tekrar ele geçirdi. Kazan-Rus

münasebetlerini ele almak amacıyla 1505 yılı ilkbahar-yaz döneminde Moskova’da, sonra da

Kazan’da gerçekleşen müzakerelerden bir netice çıkmadı. Bunun üzerine Muhammed Emin

Han Rus Elçisi M. S. Klyapik Eropkin’i ve diğer elçileri tutuklatarak hapishaneye tıktı. Bununla

da yetinmeyerek köle olarak Nogay Ordası’na satılmalarına karar verdi. Ayrıca bazı Rus

tüccarlarını idam ettirdi. Aynı yıl Kazan Hanı dördüncü Kazan-Rus savaşını başlattı. Rus

ordularının mağlup edilmesinden sonra 1507 yılı ilkbahar-yaz döneminde sürdürülen uzun

müzakereler neticesinde anlaşma yapıldı. Buna göre tutuklu Rus elçileri, bazı tüccarlar ve daha

önce 1506 yılında esir edilen Rus askerleri serbest bırakıldı. Bunun karşılığında Kazan Hanlığı

üzerindeki Rus hâkimiyeti sona erdirildi. 1512 yılında Kazan Hanlığı ile Rus Devleti arasında

“ebedi barış” yapıldı. Bu anlaşmanın şartlarından biri Kazan tahtına büyük Moskova Knezi’nin

uygun görmeyeceği birinin çıkarılmamasıydı. Muhammed Emin Han Kazan Hanlığı’ndaki

asilzadelerin siyasî ekonomik çıkarlarını sınırlandıran bir siyaset uygulayarak tahtını sağlama

aldı. Onun vefatından sonra Uluğ Karaçi Bey Bulat Şirin’in başını çektiği Kazanlı asilzâdeler

320M. Hudyakov, a. g. e., s.28-46; Akdes Nimet Kurat, IV – XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk

Kavimleri ve Devletleri, TTK Basımevi, Ankara, 1972, s.159-163; Serkan Acar, Kazan Hanlığı-Mokosva Knezliği

Siyasi İlişkileri (1437-1552), TTK Yayınları, Ankara, 2013, s.104-139.

Page 213: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

213

Büyük Moskova Knezi III. İvan’ın tasdikiyle Kazan tahtına çıkması için Kasım Hanı Şah Ali’yi

davet ettiler. Kırım hanlarının muhalifi olan Ulu Orda hanlarının soyundan gelen Şah Ali

döneminde (1519-1521) Kazan’da Rus garnizonu kuruldu. Bu durum Hanlığın asilzâdelerinin

hoşnutsuzluğuna sebep oldu. Kazanlı asilzadeler Şah Ali’yi tahttan indirilerek yerine Kırım

Hanlığı hanedanından Rus muhalifi Sahip Giray’ı çağırdılar. 1521 yılından itibaren Kazan

hanlarının Rus topraklarına saldırıları başladı. Özellikle Sahip Giray’ın Rus topraklarına

düzenlediği bazı seferlerinde kardeşi Kırım Hanı I. Muhammed Giray da eş zamanlı olarak

Moskova’ya saldırarak Rusları oldukça zor durumda bırakıyordu. Büyük Moskova Knezi III.

İvan 1523 yılında Çeremislerin topraklarına düzenlediği seferin neticesinde Kazan Hanlığı

toprakları üzerinde (Sura Nehri’nin sağ kenarında) Vasilgorod’u kurdu. Bu Rusların Kazan

Hanlığı’nı zapt edebilmesi için attıkları ilk mühim adım oldu. 1523 yılında Sahip Giray Han

beşinci Kazan-Rus savaşını başlattı. Ancak aynı sıralarda I. Muhammed Giray’ın Nogaylar

tarafından öldürüldüğü ve Kırım Hanlığı’nda iç çatışmalar yaşandığı haberini alınca oraya

gitmek zorunda kaldı. Kazan tahtına ise onun yeğeni Safa Giray (1524-1531) çıktı. Kazan

Hanlığı ile Rus Devleti arasında 1524 yılı Ağustos ayında imzalanan barış anlaşmasıyla askeri

faaliyetlere son verildi ve Safa Giray derhâl Moskova’ya elçilerini yolladı. Nogayların saldırısı

nedeniyle taht için girişilen kanlı çatışmalar Rusların önemli imtiyazlar elde etmesini

sağlamıştı. 1525 yılı ilkbaharında Rus tarafının ısrarı üzerine Safa Giray Han ticareti Kazan’dan

Nijniy Novgorod’a taşımaya razı oldu. Ne var ki, Safa Giray Han 1530 yılında Nogay taraftarı

Kazan asilzâdelerine dayanarak altıncı Kazan-Rus savaşını başlatmaya karar verdi. Kazan’daki

Rus elçisi A. F. Pilyemov Saburov tutuklanarak gasp edildi. 1530-1531 yıllarında Moskova ve

Kazan’da yapılan uzun müzakereler esnasında Kırımlıların ve Nogayların zorlamasıyla Kazan

Hanlığı’nda halkın da katıldığı çatışmalar meydana geldi. Safa Giray 1531 yılında Nogay

Ordası’na kaçtı ve onun taraftarları idam edildiler. Kazan Hanlığı’nda Rus nüfuzunun artması

neticesinde III. Vasiliv’in tasdikiyle 1531 yılı yazında tahta Şah Ali Han’ın biraderi Can Ali

çıktı. Can Ali Han Rus taraftarı siyaseti aktif bir şekilde uyguladı ve bazı durumlarda Kazan

Hanlığı’nın bağımsızlığını Rus Devleti lehine sınırlandırdı. Mesela 1534 yılında Kazan

birlikleri Rus ordusunun hizmetinde Litvanya’ya düzenlenen sefere katıldı. Sahip Giray’ın

Kırım Hanı olması (1532) ve III. Vasiliy İvanoviç’in 1533’te vefat etmesi Rus Devleti ile Kazan

Hanlığı siyasî münasebetlerine olumsuz yönde tesir etti. Bu süreçte Kazan Hanlığı’nda Kırım

Hanlığı tarafından desteklenen Rus karşıtı siyaset güçlendi. 1535 yılında Kazan Hanlığı’nın

nüfuzlu şahsiyetleri Bulat Şirin ve Gevherşad Bike tarafından organize edilen komplo

neticesinde Can Ali Han öldürüldü ve Safa Giray (1535-1546) yeniden Kazan tahtına çıkarıldı.

Rus yönetimi 1536 yılının Ocak ayında sürgün edilen Şah Ali’yi serbest bıraktı ve aynı yılın

Page 214: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

214

sonunda Kazan Hanlığı üzerine bir ordu gönderdi. Safa Giray’ın buna cevabı Ruslar üzerine

yeni akınların sebebi oldu. I. Sahip Giray’ın baskısı altında 1538-1541 yılları arasında Kazan

Hanlığı ile Rus Devleti arasında müzakereler yapıldı. 1541 yılında Bulat Şirin Moskova’da

asilzadelerin Safa Giray’ı tahttan indirmek istediklerini bildirdi. 1545 yılından itibaren

Moskova Büyük Knezi IV. İvan Vasileviç Groznıy Kazan Hanlığı üzerine düzenli seferler

organize etmeye başladı. 1545 yılında yapılan Kazan seferi neticesinde Kazan Hanlığı’nın

içerisinde bir takım karışıklıklar ortaya çıktı ve çok sayıda Kazanlı asilzâde Moskova’ya gitti.

Safa Giray Kazan asilzadelerini ihanetle suçladı ve Bulat Şirin, Gevherşad Bike vb. birçok

şahsiyeti idam ettirdi. 1546 yılında Kazan’daki Kırım kuvvetleri geri gönderildi. Onlar

Kazan’dan kaçarak Kırım Hanlığı’na geçme teşebbüsleri esnasında Kama Nehri kenarındaki

Rus öncü kuvvetleri tarafından bozguna uğratılmışlardı. Bu arada Şah Ali yeniden Kazan Hanı

oldu (Haziran-Temmuz 1546). Kazanlılar ona ve Moskova Büyük Knezi IV. İvan’a bağlı

kalacaklarına dair yemin ettiler. Safa Giray Kırım, Nogay ve Astarhan Tatarlarının desteğiyle

Kazan tahtını geri almaya çalıştıysa da bunda başarılı olamadı. Ne var ki, birbiri ardına ortaya

çıkan ihtilaflar neticesinde Şah Ali tahtı bırakıp kaçınca Safa Giray bir kez daha Kazan Hanı

oldu (1546-1549). Rus taraftarı olanlar idam edildi, Kazan Hanlığı divanı sadece Kırımlılar,

Nogaylar ve Kırım taraftarı Tatar şahsiyetlerden teşkil edildi. 1546 yılında Kazan Hanlığı’nın

dağlık bölgesinden yerli Çeremisler ve Çuvaşların temsilcileri Moskova’ya gelerek Rus

yönetiminden Kazan’a ordu yollamalarını rica ettiler ve bu istekleri karşılandığı takdirde IV.

İvan’a savaşçılarıyla hizmet edeceklerini bildirdiler. Rus yönetimi Şah Ali’yi yeniden Kazan

tahtına çıkarmak amacıyla 1547 yılı Şubat-Mart aylarından 1548 yılı Ocak-Şubat dönemine

kadar sürecek yeni bir sefer organize etti. Ancak Safa Giray hâkimiyetini muhafaza etmeyi

başardı321.

11.1.4. Kazan Hanlığı’nın Yıkılışı

Safa Giray’ın vefatından sonra Kazan Hanlığı tahtına onun küçük yaştaki oğlu Ötemiş

Giray (1549-1551) çıktı. Bu dönemde Kazan Hanlığı’nın yönetiminde Hanzade Suyumbike

etkili oldu. Kazan asilzadelerinden çeşitli gruplar geçici olarak onun etrafında birleştiler. Ne

var ki, Şah Ali’yi Kazan Hanlığı’nın başına geçirme teşebbüsleri gerçekleşmediği için Rus

yönetimi 1550 ve 1551 yıllarında Kazan Hanlığı üzerine saldırılar gerçekleştirdi. 1551 yılında

Kazan Hanlığı toprakları üzerinde Svyaga Nehri’nin ağzında Ruslar tarafından Sviyajsk Kalesi

inşa edildi. Böylece Rus hâkimiyetini Kazan Hanlığı’na doğru yayma düşüncesini harekete

321M. Hudyakov, a. g. e., s.46-64; Akdes Nimet Kurat, a. g. e., s.163-179; Serkan Acar, a. g. e., s.140-227.

Page 215: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

215

geçirdiler. Ruslar tarafından bunun hukuki gerekçesi olarak 1546 yılında Kazanlıların Şah Ali

ve IV. İvan’a bağlı kalacaklarına dair ettikleri yemine sadakat göstermemeleri ve seferler

esnasında Kazanlıların mabetleri tahrip ederek çok sayıda Ortodoks Hıristiyanı esir alarak köle

yapmaları gibi hususlar öne sürülüyordu. Rus ordusunun bu seferleri Kazan’daki iç siyasî

çekişmelere de yansıdı. Kazanlı asilzadelerin ve göçmenlerin entrikaları buna yardımcı oldu ve

Kazan Hanlığı diplomatik olarak izole edildi. Yeni Kırım Hanı Devlet Giray’ın Türk Sultanının

onayıyla 1449 ve 1551 yıllarında iki hanlığın Nogay Ordası ile yaptığı Rus karşıtı ittifak ön

koşulu olan bir karakterdeydi. Nogay mirzaları Kazan üzerinde kendi yararlarına hanlıktan

haraç almak şartı esasında Moskova’nın önceliğini tanıyorlardı. Kazanlı mirzalar IV. İvan’ın

temsilcileri ile Kazan Hanlığı’nın dağlık kısmının Rus Devletinin sınırlarına dâhil edilmesi,

Kazan Hanlığı’nın müttefik-vassal statüsünün kabulü, Kazan tahtına Şah Ali’nın çıkması,

Ötemiş Giray ve Suyumbike’nin Kırım taraftarı olarak kalan gruplarla ve aileleriyle birlikte

Ruslara teslim edilmesi, tüm Rus esirlerinin serbest bırakılması ve onların Sviyajsk’taki

yetkililere teslim edilmesi gibi şartları kabul etme baskısı altında müzakereler yapıyorlardı.

Neticede Kazan tahtına Şah Ali yeniden çıktı (1551-1552). 1551 yılı Kasım ayında Hanlıkta iç

durum yine alevlendi. Kazan Hanlığı’nı diplomasi yoluyla kendine bağlamak isteyen Rus

yönetimi derhâl iki istikamette hareke geçti. Şah Ali’ye Kazan’ı Rus ordusu ile takviye etmesini

önerdiler, fakat Han sadece Kazan’daki topların ve levazım unsurlarının bozulmasına razı oldu.

Rus yönetimi aynı zamanda Moskova’da elçi veya göçmen olarak bulunan Şah Ali’ye muhalif

Kazanlı aristokratlarla müzakerelerde bulunuyordu. Onlar Şah Ali’nin tahttan indirilmesini ve

Kazan Hanlığı’nın Çar adına kendi temsilcileri aracılığıyla yönetilmesini teklif ederek

aristokratların sosyal statüsünün ve hâkimiyetinin ve geleneksel düzenin muhafaza edilmesi

halinde Kazanlıların rızasının alınacağı garantisini veriyorlardı. Kazan Hanlığı’nın doğrudan

IV. İvan tarafından yönetilmesi düşüncesi başını Seyid Kul Şerif ve emirlerin çektiği Moskova

karşıtı kesimin Şah Ali’yi ve Rus kuvvetlerini Kazan’dan kovması ile neticelendi. Böylece

Astarhanlı Cengiz soyundan Yadigâr Muhammed, Kazan Hanı oldu322.

Kazan’daki darbe Rus yönetiminin karşılık vermesine sebep oldu. Böylece 1552 yılı

Nisan ayında Boyar Duması’ndaki toplantıda Kazan Hanlığı’nın işgal edilmesi kararı alındı.

IV. İvan 1552 yılında gerçekleştirdiği sefer neticesinde Kazan’ın kırk gün süren kuşatması 2

Ekim 1552 tarihinde yarıldı ve şehir ele geçirildi. Bu Kazan Hanlığı’nın fiilî olarak işgal

edilmesi anlamına geliyordu323.

322M. Hudyakov, a. g. e., s.65-73; Akdes Nimet Kurat, a. g. e., s.179-185; Serkan Acar, a. g. e., s.228-247. 323M. Hudyakov, a. g. e., s.73-81; Akdes Nimet Kurat, a. g. e., s.185-189.

Page 216: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

216

Page 217: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

217

11.2.Kasım Hanlığı

11.2.1. Kasım Hanlığı’nın Sınırları

Kasım Hanlığı Moskova ve Ryazan knezliklerinin arasında yer alan Mişer yurdu

üzerinde kuruldu. 16. yüzyılın ortalarında Kasım Hanlığı’nın hâkim olduğu topraklar üzerinde

Mişer (daha sonraları Kasım veya Rus kaynaklarındaki ifadesiyle Kasımov), Koşkov, Kadom,

Temnikov, Elatma ve Şatsk şehirleri yer alıyordu. Kasım Hanlığı ahalisi farklı köklere mensup

Türk gruplarından meydana geliyordu. Bunlar şehirli Tatarlar, Kasım Tatarları veya Mişer

Tatarları adıyla kaynaklarda zikredilmişlerdi. 16. yüzyılın ortalarında Tatarların nüfusu 70 bin

civarındaydı. Tatarlardan başka Ugor kökenli yerli Mişer ve Mordvin halkları Kasım Hanlığı

ahalisini meydana getiriyordu. Bu etnik gruplara 16. yüzyıldan itibaren hizmetli ve köylü olarak

Mişer yurduna gelen Ruslar da dâhil oldu324.

11.2.2. Kasım Hanlığı’nın Kuruluşu

1437 yılında Altın Orda tahtından indirilen Uluğ Muhammed Han Orta İdil Boyu’na

gelerek Kazan taraflarına yerleşti. Buradan düzenlediği akınlarla Rusları baskı altına almaya

başladı. 1444 yılında Nijniy Novgorod’a saldırdı ve ardından Murom’u zapt etti. Ne var ki,

Uluğ Muhammed Han’ın baskısını kırmak isteyen Moskova Büyük Knezi II. Vasiliy’in 1445

yılı başlarında gerçekleştirdiği taaruzuna karşı koyamayarak geri çekilmek zorunda kaldı. Bu

hadiseden yalnızca birkaç ay sonra intikam almak isteyen Uluğ Muhammed Han oğulları

Mahmud ve Yakub’u Rusların üzerine sefere yolladı. Suzdal Savaşında Rusları bozguna

uğratan Tatar kuvvetleri çok sayıda esir elde etti. Nijniy Novgorod’da bulunan Uluğ

Muhammed Han’a getirilen Rus esirleri arasında II. Vasiliy’de bulunuyordu. Onun esir düştüğü

haberi Moskova’ya ulaşınca Knez tahtına Dimitriy Şemyaka çıkarıldı. Ancak birkaç ay esaret

altında kalan Moskova Büyük Knezi büyük bir fidye ödemesi ve Tatarlar lehine verdiği bazı

taahhütler karşılığında Uluğ Muhammed tarafından çok sayıda Rus esiri ile birlikte serbest

bırakıldı. II. Vasiliy’in Uluğ Muhammed Han’la yaptığı sözlü anlaşmaya göre bazı Rus şehirleri

Tatarlara verilecekti. Ayrıca II. Vasiliy hernekadar Uluğ Muhammed artık Altın Orda Hanı

olmasa da onun metbuluğunu kabul etti. Bunun sonucunda II. Vasiliy kendisini korumakla

görevli çok sayıda Tatarın eşliğinde Moskova’ya döndü ve tahtını geri aldı (1445). Onunla

324D. M. İshakov, a. g. e., s.23-24.

Page 218: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

218

Rusya’ya giden Tatarlar arasında Uluğ Muhammed Han’ın oğlu Kasım ve Yakub sultanlar da

bulunuyordu. Nitekim II. Vasiliy Uluğ Muhammed Han’la yaptığı anlaşmaya sadık kalarak

Kasım’a Oka Nehri kenarında yer alan Mişer şehrini verdi. Çok sayıda Tatar Türkü de onunla

birlikte Mişer’e yerleşti. Mişer’in adı daha sonraları Kasım’ın adıyla anılmaya başlandı.

Böylece Moskova ve Ryazan Knezlikleri arasında gayrı Rus Mişer ve Morda halklarının

yaşadığı bölgede Kasım Hanlığı’nın temeli atıldı325.

11.2.3. Kasım Han’ın Ruslarla İttifak Kurması

Mişer’de yerleşen Kasım Han tıpkı Altın Orda hanları gibi Moskova ve Ryazan

knezliklerinden haraç almaya başladı. Bu durum hernekadar Moskova Büyük Knezliği oldukça

güçlense de XVI. yüzyılın ortalarına kadar devam edecekti. Zira Ruslar Cengiz Han nesline

dayanan Kasım Sultan (1445-1469) ve halefleri aracılığıyla Kazan, Astarhan ve Kırım gibi

Tatar Türk devletlerinin iç işlerine müdahale etmek amacıyla onları Rus Devleti’nin siyasî

istikametinde kukla hanlar olarak tutmak istiyorlardı326.

Kasım Hanlığı’nın kurucusu olan Kasım Sultan hayatta bulunduğu sürece babası Uluğ

Muhammed Han’a bağlı kaldı ve dolayısıyla Moskova Büyük Knezi II. Vasiliy gibi onun

vassalı oldu. Ancak babasının vefatından sonra Kazan Hanı olan biraderi Mahmud’un 1447

yılında Moskova tahtına çıkması için Dimitriy Şemyaka’yı desteklemesine muhalefet ederek

II. Vasiliy’le ittifak kurdu. Ruslar arasındaki mücadeleden II. Vasiliy galip çıktı327. Bununla

birlikte Kasım hanları Kazan Hanlığı’nın hâkimiyetinden çıktı. 1467’de Kazan Hanı Halil vefat

edince Kazan’daki zadegânın bir kısmı tahta Kasım Sultan’ın çıkmasını istedi. Ancak Kasım

Sultan Moskova Büyük Knezi III. İvan’ın askerî desteğine rağmen yeğeni İbrahim’e mağlup

olarak Mişer’e geri çekilmek zorunda kaldı328.

1469’da vefat eden Kasım Sultan’ın yerine oğlu Daniyar Sultan (1469-1486) geçti.

Daniyar Moskova Büyük Knezi’nin müttefiği olarak 1471 ve 1477-1478 yıllarında

gerçekleştirilen Novgorod seferilerine katıldı. Ayrıca 1472’de Oka’da Ruslara saldıran Ulu

Orda (Taht İli) Hanı Ahmed’in karşısında yer aldı329.

325Akdes Nimet Kurat, a. g. e., s.157-158; Serkan Acar, Kasım Hanlığı, s.42-44. 326İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2009,

s.118.

327George Vernadsky, Moğollar ve Ruslar, Çev. Eşref Bengi Özbilen, Selenge Yayınları, İstanbul, 2007, s.380-

395.

328Serkan Acar, Kazan Hanlığı-Moskova Knezliği Siyasi İlişkileri (1437-1552), s.110-115.

329Reşid Rahmeti Arat, “Kasım Hanlığı”, İslâm Ansiklopedisi, C. 6, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1977, s.382;

Bulat Rahimzyanov, “Meşçerskiy Yurt (Kasimovskoe Hanstvo)”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii

İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.788.

Page 219: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

219

11.2.4. Kasım Hanlığı’nda Kırım Hanlığı Hanedanının İktidarı

Daniyar’ın 1486’da vefat etmesinden sonra Moskova yönetiminin isteği ile Kırım

Hanlığı’nda hâkimiyet kuran Cuçioğullarından Tukay Timur neslinden gelen Giray hanedanına

mensup Nur Devlet Kasım Hanlığı tahtına çıktı. Uluğ Muhammed Kırım Hanlığı’nın kurucusu

Hacı Giray’ın amcası olduğundan dolayı Nur Devlet’in (1486-1490) Kasım Hanlığı’nın başına

geçmesi Kasım Tatarları arasında güçlü bir muhalefete sebep olmadı. Nur Devlet’ten sonra

onun oğulları Satılgan (1490-1506) ve Sultan Canay (1506-1512) da Kasım Hanlığı’nın tahtına

oturdular330.

Hacı Giray’ın oğlu ve Kırım Hanı olan I. Mengli Giray’ın öz kardeşi olan Nur Devlet

Giray Rus Devleti’nin önemli bir müttefiki idi. Onun Kırım Hanlığı tahtına çıkma hakkına sahip

olması Büyük Moskova Knezi’ni Kırım Hanlığı üzerine belirli ölçüde baskı yapmaya

sevkediyordu. Aynı zamanda Rus Devleti’nin sınırlarında konuşlandırılan Kasım Tatarlarının

süvari birlikleri Ulu Orda ve Kazan Hanlığı’na karşı yapılan mücadelede Rusların vurucu gücü

olarak değerlendiriliyordu. Nitekim 1486-1502 yıllarında Kasım Hanlığı kuvvetleri Ulu

Orda’nın yıkılması sürecinde Kırım Hanı’na yardıma gönderildi331.

11.2.5. Kasım Hanlarının Rus Vesayetine Girmesi

1512 yılında Kasım Hanlığı’nda hanedan yeniden değişti. Zira Moskova Büyük Knezi

III. Vasiliy’in talebiyle Kasım Hanlığı tahtına Kırım hanlarına düşman olan eski Ulu Orda

hanlarının neslinden gelen Şeyh Avliyar Bin Bahtiyar (1512-1516) çıkarıldı. Şeyh Avliyar Ulu

Orda Hanı Ahmed’in yeğeniydi. Bu duruma Kırımlılar büyük tepki gösterseler de bir şey elde

edemediler. Moskova yönetimi Ulu Orda ortadan kaldırıldığı için Kazan ve Kırım hanlıklarıyla

işbirliğine artık son vermişti. Esas hedef Kazan Hanlığı’nın ele geçirilmesiydi. Bu siyaset

çerçevesinde Kasım Hanlığı kendisine biçilen rolü oynamaya başladı. Bu süreçte Kasım

Hanlığı tahtına Şeyh Avliyar’dan sonra onun oğulları Şah Ali dört kez (1516-1519, 1536-1546,

1546-1551, 1552-1567) ve Can Ali bir kez (1519-1531) çıktı. Bu arada 1532 yılının Haziran

ayından 1536 yılının başlarına kadar Kasım Hanlığı hansız kaldı. 1510 yılının sonlarından

1550’li yılların başlarına kadar Kasım hükümdarları Rus Devleti’nin doğu siyasetinde Kazan

Hanlığı tahtında hak iddia ederek önemli rol oynadılar. Neticede Kazan tahtını dört kez (1519-

330Reşid Rahmeti Arat, a. g. m., s.382; Bulat Rahimzyanov, a. g. m., s.789. 331Reşid Rahmeti Arat, a. g. m., s.382; Bulat Rahimzyanov, a. g. m., s.790.

Page 220: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

220

1521, 1531-1535, 1546, 1551-1552) ele geçirmeyi başardılar ve Rus taraftarı siyasetin

temsilcileri olarak Kazan Hanlığı’nın düşmesinde etkili oldular. Hatta Kazan’da 1553, 1554

yıllarında çıkan isyanların bastırılmasında Ruslara yardım ettiler332.

Birçok tarih kaynağına göre Moskova knezleri 1530’lu yıllardan itibaren yavaş yavaş

Kasım Hanlığı’nın iç işlerine karışmaya başladılar. Böylece Kasım Hanlığı’nın Moskova’ya

bağlılığını sağlayacak idari düzenlemelere gidildi. 1542 yılından itibaren Kasım’da Rus daimi

temsilcisi mertebesinde Saray mensubu bulunmaya başladı. 1552 yılında Cengizoğullarına

Kasım ve Elatom vilayetlerinde büyük yurtluklar verildi. Kazan ve Astarhan hanlıklarının

düşüşünden sonra Rus ordusunda Kasım Tatarları birliklerinin askerî önemi azaldı. Şah Ali

ardında oğul bırakmadan 1567 yılında vefat etti. Bu yüzden bir süre boş kalan Kasım Hanlığı

tahtına IV. İvan’ın inisiyatifiyle Şah Ali’nin akrabalarından biri olan Sayın Bulat Bin Bek

Bulat’ın (1570-1573) çıkmasına karar verildi. Sayın Bulat Tatar kuvvetleriyle IV. İvan’ın 1572

yılında düzenlediği İsveç seferine katıldı. Rus Çarlığı’na yaptığı bu hizmetten sonra 1573

yılında vaftiz edilerek Hıristiyan oldu ve Simeon Bekbulatoviç adını aldı. Kasım Hanlığı

hükümdarının Müslüman olması şartı bulunduğundan dolayı hanlık hakkını da yitirdi. Rus

yönetimi Kasım Hanlığı’nı defalarca tasfiye etmeye niyetlendi. Bu ilk olarak Sayın Bulat’ın

vaftiz edilmesinden sonra cereyan etti ve Kasım’da on yıldan fazla bir süre boyunca Kasım

Hanı veya Sultanı unvanıyla Cengiz soyundan birkimse bulunmadı. Sonunda Rus Çarı Fedor

İvanoviç eski geleneği canlandırdı ve Kasım, Mustafa Ali Bin Abdullah (1584-1590)’a verildi.

Rus Çarının bunu yapmaktaki amacı uluslararası prestijini arttırmaktı. Çünkü Rus yönetimi

Çarı Müslümanları baskı altında tutmakla suçlayan Kırım Hanlığı ve Osmanlı İmparatorluğu

ile siyasî ilişkilerinde Kasım Hanlığı’nı kullanmak istiyordu. Böylece Rus Çarı Ortodoks Rus

Devletinde ahalisinin serbestçe inancını yaşadığı bir Müslüman teşekkülünün örneği olarak

Kasım Hanlığı’nı gösterebilirdi333.

1600-1610 yıllarında Kasım’ı Cengiz Han nesline mensup Kazak sultanlarından Uraz

Muhammed ibn Ordan yönetti. Uraz Muhammed Kazak Hanı Tevekkel’in yeğeniydi ve 1588

yılında Çar Fedor İvanoviç’in hizmetine girmişti. Ancak Uraz Muhammed Kasım tahtına sahip

olduktan sonra Rusya’nın fetret döneminde (1603-1610) ortaya çıkan sahte çarların

Moskova’da iktidarı ele geçirmek için girşitikleri isyanlarda aktif rol oynadı. Ondan sonra

Kasım’da iktidar Sibir Hanı Küçüm’ün torunu Arslan Bin Ali (1614-1626)’ye geçti334.

332Reşid Rahmeti Arat, a. g. m., s.382-383; Bulat Rahimzyanov, a. g. m., s.790-793. 333Reşid Rahmeti Arat, a. g. m., s.383; Bulat Rahimzyanov, a. g. m., s.793-794

334Reşid Rahmeti Arat, a. g. m., s.383-384; Bulat Rahimzyanov, a. g. m., s.794-795.

Page 221: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

221

Kasım Hanı unvanının ortaya çıkması 1614 yılında Rus yönetiminin isteğiyle

gerçekleşmişti. Çar Mihail Fedoroviç’in eski durumu yenilemek ve Arslan’a Moskova’da

düşmaların yok edilerek işlerin düzene sokulmasında gösterdiği yardıma karşılık teşekkür

etmek arzusundan kaynaklanıyordu. Bununla birlikte Kasım’da Rus Çarlığı’nın kontrolü

arttırıldı. Kasım’da görevlendirilen Rus Voyvodası artık Moskova’nın tek muhattabı olarak

yöneticileri denetliyor ve Rusya adına her türlü önlemi alıyordu. Bilhassa Han’ın ve Müslüman

halkın diğer Müslümanlarla münasebet kurmamasına dikkat ediyordu335.

11.2.6. Kasım Hanlığı’nın Rus Çarlığı Tarafından Ortadan Kaldırılması

Arslan Han’ın 1626 yılında vefat etmesinden sonra Moskova yönetimi tarafından onun

oğlu Seyid Burhan’a Han unvanı verilmedi ve gelirleri önemli ölçüde kısıldı. Elinde sadece

bazı yurtluk araziler kaldı. Böylece Kasım Hanlığı’nın siyasî varlığı fiilî olarak sona erdi. Buna

rağmen Seyid Burhan 1653 yılında Hıristiyan olarak Vasiliy Arslanoviç adını aldı. Bu tarihten

sonra Rus yönetimi Kasım Tatarlarını Hıristiyanlaştırma siyasetini hızlandırdı. Vasiliy

Arslanoviç’in 1579 yılında vefat etmesinin ardından Kasım’dan sağladığı gelirleri ve arazileri

onun oğulları Semon ve İvan’a miras kaldı. Ne var ki 1681 yılında onların ellerinde yalnızca

yurtluk arazileri kaldı ve bununla birlikte Kasım Hanlığı tamamen ortadan kalktı336.

335Reşid Rahmeti Arat, a. g. m., s.384; Bulat Rahimzyanov, a. g. m., s.795; Bulat Rahimzyanov, “Kasım Hanlığı”,

Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul,

2016, s.308.

336Reşid Rahmeti Arat, a. g. m., s.384-386; Bulat Rahimzyanov, “Kasım Hanlığı”, s.308-310.

Page 222: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

222

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Kazan Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları; Kazan Hanlığı-Rus siyasi ve askerî

münasebetleri; Kazan Hanlığı’nın yıkılışı; Kasım Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları; Kasım

hanları ve Ruslar gibi konular anlatılmıştır.

Page 223: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

223

Bölüm Soruları

1) Aşağıdakilerden hangisi Kazan Hanlığı’nın sınırları ile ilgili doğru bir bilgi değildir?

a) Kazan Hanlığı’nın güneyinde Ulu Orda yer almaktaydı,

b) Kazan Hanlığı’nın güneydoğusunda Nogay Ordası yer almaktaydı,

c) Kazan Hanlığı’nın doğusunda Sibir Hanlığı yer almaktaydı,

d) Kazan Hanlığı’nın batısında Moskova Knezliği yer almaktaydı,

e) Kazan Hanlığı’nın kuzeybatısında Kırım Hanlığı yer almaktaydı.

2) Aşağıdakilerden hangisi Kazan hanlarından biri değildir?

a) İbrahim Han

b) Kasım Han

c) Sahip Giray Han

d) Şah Ali Han

e) Safa Giray Han

3) Kazan Hanlığı ne zaman yıkılmıştır?

a) 1552

b) 1554

c) 1555

d) 1556

e) 1558

4) Kazan Hanlığı’nı yıkan Rus hükümdarı kimdir?

a) III. İvan

b) II. Vasiliy

c) IV. Vasiliy

d) IV. İvan

e) Svyatoslov

5) Aşağıdakilerden hangisi Uluğ Muhammed Han’ın 1445 yılında Moskova Knezi’ne karşı elde

ettiği zaferin sonuçlarından birisidir?

a) Kazan Hanlığı’nın kurulması,

b) Moskova Knezi’nin Kırım Hanı’na sığınması,

c) Kasım Hanlığı’nın kurulması,

d) Novgorod’un Kazan Hanlığı topraklarına katılması,

e) Uluğ Muhammed Han’ın Moskova’yı yakıp yıkması.

6) Aşağıdakilerden hangisi Uluğ Muhammed Han’ın Kazan Hanı olan oğludur?

a) İbrahim Han

b) Halil Han

c) Kasım Han

d) Şah Ali Han

Page 224: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

224

e) Mahmutek Han

7) Kasım Hanlığı ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?

a) Kasım Hanlığı Oka Nehri kenarında yer alan Mişer yurdunda kurulmuştur,

b) Kasım Sultan’ın vefatından sonra yerine oğlu Daniyar Sultan geçmiştir,

c) Nur Devlet Giray Moskova Büyük Knezi ile işbirliği yapmıştır,

d) Kazak hanlarının soyundan gelen Uraz Muhammed 1600 yılında Kasım Hanı olmuştur,

e) Kasım Hanlığı 1783 yılında Rusların Kırım’ı işgal etmesinden sonra ortadan

kaldırılmıştır.

8) Aşağıdaki Kasım hanlarından hangisi vaftiz edilerek Hıristiyan olmuştur?

a) Sayın Bulat

b) Uraz Muhammed

c) Daniyar Sultan

d) Şah Ali

e) Arslan Bin Ali

9) Aşağıdaki etnik unsurlardan hangisi Kazan Hanlığı nüfusu içerisinde yer almaz?

a) Kırgızlar

b) Tatarlar

c) Başkırtlar

d) Udmurtlar

e) Çuvaşlar

10) 1487 yılında vuku bulan ve Rusların üstünlüğü ile neticelenen üçüncü Kazan Hanlığı-

Moskova Büyük Knezliği savaşının sebebi nedir?

a) Tatarların Rus şehirlerine saldırarak halkı esir etmesi,

b) Kazan’daki Rus tüccarların ve diplomatların öldürülmesi,

c) Muhammed Emin Han’ın tahttan indirilmesi,

d) İlham Han’ın vergi ödemeyi reddetmesi,

e) III. İvan’ın Kazan’ı zapt etmek istemesi.

Cevaplar

1) e 2) b 3) a 4) d 5) c 6) e 7) e 8) a 9) a 10) c

Page 225: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

225

12. ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI 2: ASTARHAN HANLIĞI VE

NOGAY ORDASI

Page 226: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

226

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

12.1. Astarhan (Hacı Tarhan) Hanlığı

12.1.1. Astarhan Hanlığı’nın Sınırları

12.1.2. Astarhan Hanlığı’nın Kuruluşu

12.1.3. 16. Yüzyılın İlk Yarısında Astarhan-Kırım Siyasî Münasebetleri

12.1.4. Astarhan Hanlığı’nın Ruslar Tarafından İşgali ve Yıkılışı

12.2. Nogay Ordası

12.2.1. Mangıtlar ve Nogay Ordası’nın Ortaya Çıkışı

12.2.2. Nogay Ordası’nın Sınırları ve İdarî Teşkilatlanması

12.2.3. Nogayların Kazaklarla Mücadeleleri

12.2.4. Nogay Mirzaları ve Diğer Türk-Tatar Hanlıkları

12.2.5. İsmail Mirza ve Nogay Ordası’nın Rus Devleti ile Yakınlaşması

12.2.6. Nogay Ordası’nın Rus Nüfuzu Altına Girmesi ve Dağılması

Page 227: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

227

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Astarhan Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları hakkında bilgi veriniz?

2) Astarhan Hanlığı-Rus siyasi ve askeri münasebetleri ne şekilde olmuştur, açıklayınız?

3) Astarhan Hanlığı’nın yıkılışı hakkında bilgi veriniz?

4) Nogay Ordası’nın kuruluşu, sınırları ve idari teşkilatlanması hakkında bilgi veriniz?

5) Nogayların Kazaklarla mücadeleleri ve Ruslarla ilişkileri hakkında bilgi veriniz?

Page 228: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

228

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Astarhan Hanlığı’nın Kuruluşu

ve Sınırları

Astarhan Hanlığı’nın nasıl ve

ne zaman kurulduğunu ve

sınırlarını öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Astarhan Hanlığı-Rus Siyasi ve

askerî Münasebetleri

Astarhan Hanlığı ile Moskova

Büyük Knezliği arasındaki

siyasi münasebetler ve Rusların

Astarhan’ı işgali hakkında bilgi

sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Nogay Ordası’nın Kuruluşu,

Sınırları ve İdari

Teşkilatlanması

Nogay Ordası’nın nasıl ortaya

çıktığını, sınırları ve

komşularını ve idari

teşkilatlanmasını öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Nogayların Kazaklarla

Mücadelesi ve Ruslarla Siyasi

İlişkileri

Nogayların Kazak yayılmasına

karşı verdikleri mücadeleler,

İsmail Mirza’nın Rus yönetimi

ile yakınlaşması ve sonrasında

Nogay Ordasının dağılma

süreci hakkında bilgi sahibi

olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 229: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

229

Anahtar Kavramlar

• Astarhan Hanlığı

• Hacı Tarhan

• Derviş Ali Han

• Mangıtlar

• Nogay Ordası

• İsmail Mirza

Page 230: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

230

12.1. Astarhan (Hacı Tarhan) Hanlığı

12.1.1. Astarhan Hanlığı’nın Sınırları

Astarhan Hanlığı’nın toprakları batıda Kuban Nehri’ne ulaşmakta ve Don Nehri’nin

aşağı akımını asmaktaydı. Doğuda Nogay Ordası ile sınır teşkil edecek şekilde Ahtuba’nın

kollarından biri olan Buzan Nehri’ne kadar ulaşmaktaydı. Sınırlar güneyde Terek Nehri’ne

kuzeyde ise İdil ile Don nehirlerinin arasındaki en dar bölgeye (Perevolok) kadar yaklaşıyordu.

Astarhan Hanlığı Hazar Denizi ve Kokas dağlarının geçtiği güney sınırında Alanlarla ve batıdan

da Çerkeslerle komsuydu. Egorlık ve Manıç nehirlerinden Don Nehri’ne doğru uzanan batı

sınırlarında ise Kırım Hanlığı yer almaktaydı337.

12.1.2. Astarhan Şehri ve Hanlığın Kuruluşu

Henüz IX-X. yüzyıllar sınırında İdil Nehri’nin aşağı akımının sağ tarafında Hazar

Denizi’nin kuzeybatı sahiline doğru uzanan topraklarda şekillenmeye başladığı anlaşılan

Astarhan, Altın Orda Devleti tarihini aydınlatan birçok tarih kaynağında Hacı Tarhan adıyla

zikredilmektedir. Osmanlı belgelerinde ise Ejderhan adıyla geçmektedir. 1374-1375 yıllarında

Altın Orda emirlerinden Hacı Çerkes’in mülkü olduğu anlaşılan Astarhan Toktamış Hanı

cezalandırmak isteyen Emir Timur’un talimatıyla 1395 yılında tahrip edilerek yakılmıştır.

Astarhan şehri bu hadiseden sonra eski şehrin yakınlarında başka bir yerde yeniden inşa edilse

de, baharat yolunun güzergâhının değişmesiyle birlikte uluslararası ticaret merkezi olarak

önemini yitirmeye başlamıştır338.

XV. yüzyılın ortalarına doğru Altın Orda Devleti taht mücadeleleri ve iç çekişmeler

nedeniyle parçalanarak farklı hanlık idarelerine ayrıldı. Bu parçalanmadan sonra Astarhan dâhil

Altın Orda’nın merkezinde yer alan topraklar Ulu Orda (Taht İli)’nın hâkimiyetinde kaldı. Altın

Orda hanlarından Timur Kutluk (1397-1400)’un torunu olan Küçük Muhammed Han’ın 1459

yılında vefatından sonra oğulları Mahmud ve Ahmed arasında taht kavgaları cereyan etti. Bu

mücadelenin sonucunda Ahmed Han galip geldi. Bunun üzerine Mahmud Han Saray’dan

kaçarak Astarhan’a sığındı. Saray’da müstakil hareket ettiği anlaşılan Mahmud Han’ın

337V. V. Pohlyobkin, Tatarı i Rus 360 Let Otnoseniy Rusi s Tatarskimi Gosudarstvami v XIII-XVI vv. 1238-1598

gg. (Ot Bitvı na r. Sit do Pokoreniya Sibiri), İzdatelstvo “Mejdunarodnıe Otnoseniya”, Moskva 2000, s.141; İlya

V. Zaytsev, “Astarhan Hanlığı’nın Sınırları”, Çev. Serkan Acar, Tarih İncelemeleri Dergisi, C. XXIV, Sayı 2,

İzmir, 2009, s.171-178.

338Dinçer Koç, “Aşağı İdil Boyunda Hâkimiyet Mücadelesi ve Astarhan (Hacı Tarhan) Hanlığı, Türk Dünyası

İncelemeleri Dergisi, Cilt:12, Sayı:1, İzmir, 2012, s.457-461.

Page 231: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

231

Astarhan’da para bastırması ve Osmanlı İmparatorluğu dâhil başka devletlerle siyasî münasebet

tesis etmesi nedeniyle, Hanlığın kuruluşu bazı tarihçiler tarafından onun şahsına

atfedilmektedir. Bununla birlikte Mahmud Han’ın esas gayesi tıpkı Kırım’daki Hacı Giray ve

Kazan’daki Ulu Muhammed gibi Saray tahtını ele geçirerek Altın Orda’yı yeniden ihya etmekti.

1475 yılında ölen Mahmud Han’ın oğlu Kasım Sultan’da aynı amaçla amcası Ahmed Han’la

mücadele etti. Ne var ki, ona tâbi olmaktan kurtulamadı. Kasım Sultan’ın 1480’li yılların

başında ölmesinden sonra Astarhan Ulu Orda’nın başkenti haline dönüştü. Ancak 1502 yılında

Kırım Hanı Mengli Giray’ın Taht İli’ne saldırarak Şeyh Ahmed Han’ı mağlup etmesi

neticesinde Ulu Orda ortadan kalktı. Bu devletin Astarhan ve çevresi hariç toprakları Kırım

Hanlığı ile Nogay Ordası arasında paylaşıldı. Astarhan ise müstakil hale gelen Abdülkerim Bin

Mahmud Han (1502-1514)’ın yönetimi altında kaldı339.

12.1.3. 16. Yüzyılın İlk Yarısında Astarhan-Kırım Siyasî Münasebetleri

Astarhan Hanı Abdülkerim Kırım Hanlığı’nın saldırılarına karşı koyabilmek amacıyla

Nogaylarla ittifak kurdu. 1514 yılında tahta çıkan Abdülkerim Han’ın kardeşi Canibek Han da

aynı siyaseti devam ettirmek niyetindeydi. Ancak çok geçmeden Astarhan’a hâkim olmak

isteyen ve bu amaçla Kırım Hanı Muhammed Giray’la iş birliği yapan Nogay mirzaları

yüzünden ittifak bozuldu. Bunun üzerine Canibek Han doğuda Nogayları baskı altına almak

amacıyla Kazaklarla, batıda da Astarhan’a saldırmak iseteyen Kırım Hanlığı’na karşı Ruslarla

ittifak kurmaya çalışarak Hanlığı’nı korumaya çalıştı. Ne var ki, Nogay Mirzası Seyid Ahmed

1521 yılında Astarhan’ı zapt ederek Canibek Han’ın yakın adamlarını katletti. Aynı yıl Canibek

Han da vefat edince yerine Nogay mirzalarının desteklediği oğlu Hüseyin Han geçti. Fakat onun

iktidarı uzun sürmedi. Zira 1523 yılında Nogay Mirzası Mamay’la anlaşan Kırım Hanı

Muhammed Giray Astarhan’ı işgal etti ve Hüseyin Han’ı tahttan indirdi. Böylece Kırım

Hanlığı’nın sınırları aşağı İdil boyuna dayandı. Ne var ki, Muhammed Giray’ın gücünün

artması Nogay mirzalarını huzursuz etti. Zira onun Nogay Ordası’nı da hâkimiyet altına

almasından korkuyorlardı. Bu yüzden bir suikastle ondan kurtulmaya karar verdiler. Sonuçta

zafer sarhoşluğu içerisinde bozkırda tedbirsiz dolaşan Muhammed Giray ve Kalgayı Bahadır

Giray Nogayların ani saldırısı ile öldürüldü. Böylece Hüseyin Han Astarhan’a yeniden hâkim

oldu. Hüseyin Han’ın vefat ettiği 1525 yılından 1532 yılına kadar Şeyh Ahmed İbn Ahmed

339Dinçer Koç, a. g. m., s.461-467.

Page 232: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

232

(1525-1528), Kasım Bin Seyid Ahmed (1528-1530), İslam Giray (1530-1532) ve ikinci kez

Kasım Bin Seyid Ahmed (1532) sırasıyla Astarhan Hanı oldular340.

1532 yılında Astarhan’a saldıran Çerkesler, Kasım Hanı ve birçok insanı katlederek

şehri yağmaladılar. Hanlığın başına ise Akkubek Bin Murtaza’yı geçirdiler. Ancak birkaç ay

sonra Astarhan’da duruma hâkim olan Nogaylar Akkubek’i azl ettiler ve Hanlığın tahtına

Abdurrahman Bin Abdülkerim (1533-1537)’i çıkardılar. Bununla birlikte Astarhan Hanlığı’nda

Nogay Mirzalarının nüfuzu arttı ve onların istedikleri kimseler Han olmaya başladı.

Abdurrahman Han Kırım Hanlığı’na karşı Moskova Büyük Knezi Vasiliy İvanoviç ile ittifak

kurdu. Bu yakınlaşma neticesinde Astarhan Hanlığı içerisinde Rus çıkarlarını savunan bir hizip

ortaya çıktı. 1537 yılında başını Mamay’ın çektiği Nogay mirzaları Abdurrahman Hanı tahttan

indirdiler ve yerine Derviş Ali Han’ı geçirdiler. Ancak o da Kırımlıların ve Çerkeslerin baskısı

sonucu 1539 yılında Astarhan’ı terk ederek Rusların yanına sığındı. Onun yerine geçen

Abdurrahman İbn Abdülkerim ikinci kez Astarhan Hanı oldu. Abdurrahman Han Moksova

Knezi ile ittifaka büyük önem verdi341.

1545-1546 yıllarında Akkubek Bin Murtaza’nın kısa süren ikinci iktidarından sonra

yeğeni Yamgurçi Bin Bedribek Astarhan Hanı oldu. Kırım Hanı Sahib Giray Yamgurçi Han’ın

yerine oğullarından birini Astarhan tahtına çıkarmak istiyordu. Bu yüzden Sahib Giray’a

düşmanlık besleyen Yamgurçi Han Kazan’dan mallarla memleketlerine dönmekte olan Kırımlı

tüccarların kervanına saldırdı ve mallarına el koyarak onlardan bazılarını öldürttü. Bunun

üzerine Yamgurçi Hanı’nı cezalandırmak isteyen Kırım Hanı Sahib Giray Astarhan üzerine

sefere çıktı. Korkuya kapılan Yamgurçi Han ve yakınları şehirden kaçarak Nogayların yanına

sığındı. Astarhan’ı kolayca zapt eden Sahip Giray Han şehri yağmalatmadı, fakat ahalinin

önemli bir kısmını varlıklarıyla beraber Kırım’a götürdü. Ancak Osmanlı Padişahı Kanunî

Sultan Süleyman’ın emriyle onları geri yollamak zorunda kaldı342.

12.1.4.Astarhan Hanlığı’nın Ruslar Tarafından İşgali ve Yıkılışı

Kırım kuvvetlerinin Astarhan’dan ayrılmasından sonra geri dönen Yamgurçi Han

yeniden tahta çıktı. Yamgurçi Han iktidarını sağlamlaştırmak için Ruslarla ittifak kurmak

istiyordu. Hatta 1551 yılında Moskova’ya gönderdiği elçileri aracılığıyla Rusların hâkimiyetini

340Dinçer Koç, a. g. m., s.467-471; İlya V. Zaytsev, “Astrahan Hanlığı”, Çev. Zuharmukhamed Zardukhan,

Türkler, C. 8, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s.460-463. 341“Lvovskaya Letopis”, Ç.2., PSRL, T.XX., S.-Peterburg, 1914, s.441-444; Dinçer Koç, a. g. m., s.472-473.

342Kâysunî-zâde Nidâî Remmâl Hoca, Târih-i Sâhib Giray Hân (Historie de Sahib Giray, Khan de Crimée de 1532

à 1551), Yay. Haz. Özalp Gökbilgin, Atatürk Üniversitesi Yay., Ankara, 1973, s.97-103.

Page 233: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

233

tanımak istediğini bildirdi. Bundan dolayı 1552 yılında Ruslar Kazan Hanlığı’nı zapt ettiğinde

Kazanlılara hiçbir yardımda bulunmadı. Ne var ki, Kazan’ın düşmesi onda büyük endişe yarattı.

Bunun üzerine Ruslara karşı Kırım Hanı Devlet Giray ve Nogay Mirzası Yusuf ile ittifak kurdu.

Ne var ki, Yusuf Mirza’nın Rus taraftarı kardeşi İsmail Mirza Yamgurçi Han’ı devirmek ve

yerine kendi yeğeni Derviş Ali’yi yeniden Astarhan tahtına çıkarmak üzere Moskova yönetimi

ile anlaştı. Neticede 35, 40 bin civarındaki kalabalık Rus ordusu 1554 yılı yazında Astarhan’ı

kolayca işgal etti. Geri çekilen Yamgurçi Han’ın birlikleri Rus kuvvetlerince katledildi.

Yamgurçi Han haremini bırakarak Azak’a kaçmak zorunda kaldı. Rusların zaferiyle Astarhan

tahtına yeniden oturan Derviş Ali Han ilk iş olarak Moskova yönetimi ile bir anlaşma imzaladı.

Bu anlaşmayla Astarhan Hanlığı Rus Çarlığı’na tâbi hale geldi. 1555 yılından itibaren Rus

taraftarı Derviş Ali Han’ın korunması amacıyla Astarhan’da bir Rus birliğinin yerleştirilmesi

kabul edildi. Ayrıca Moskova’ya her yıl haraç olarak 40 bin altın ödenmesi ve 3 bin adet balık

gönderilmesi kararlaştırıldı343.

1555 yılı ilkbaharında Yamgurçi Kırım Hanı’nın ve Yusuf Mirza’nın desteği ile

Astarhan’ı yeniden hâkimiyeti altına almak için Derviş Ali Han’a bir saldırı düzenledi ise de

Astarhan’da konuşlandırılan Rus ve Kozak topçularının ateşi karşısında başarılı olamayarak

geri çekilmek zorunda kaldı. Bu arada Nogay Ordasında Rus taraftarı olan İsmail Mirza’nın

kardeşi Yusuf Mirza’yı yenilgiye uğratması Moskova’nın Astarhan’ı baskı altında tutmasını

daha da kolaylaştırdı. Ne var ki, 1554 yılı Astarhan-Moskova Anlaşmasının köleleştirici şartları

neticesinde Astarhan ahalisi haraç toplanmasını sabote etti ve Derviş Ali Han gizlice Ruslara

karşı Kırım Hanlığı ile ittifak kurdu. Hatta Kırım Hanı Astarhan’a 1000 kadar asker ile bir

miktar silah gönderdi. Rus karşıtı bu ittifak üzerine Moskova’da Astarhan’ın işgal edilmesi

kararlaştırıldı. Rus ordusu ile Don Kozaklarının ortaklaşa yaptığı harekat neticesinde Tatar

garnizonu bozguna uğratıldı ve Astarhan şehri kolayca zapt edildi. Şehrin dışında karargâhını

kuran Derviş Ali Han Rus kuvvetlerine ani baskınlarla bazı kayıplar verdirdiyse de geri

çekilmek zorunda kaldı ve neticede Azak’a kaçtı. Böylece 1556 yılı Ağustos ayında Astarhan

Hanlığı işgal edilerek Rus Çarlığı’na bağlandı344. 1569 yılında Astarhan dâhil İdil boyunu Rus

hâkimiyetinden kurtarmak ve Don ile İdil nehirlerini bir kanal kazarak birleştirmek amacıyla

Osmanlı İmparatorluğunun düzenlemiş olduğu sefer de başarısızlıkla neticelendi345.

343İlya Z. Zaytsev, Astrahanskoe Hanstvo, 2. İzdanie, İspravlennoe, İzdatelsvo “Vostoçnaya Literatura” RAN,

Moskva, 2006, s.141-145; V. V. Pohlyobkin, a. g. e., s.143-144; Dinçer Koç, a. g. m. s.473-478.

344P. L. Karabusçenko, Astrahanskoe Tsarstvo, İzdateskiy Dom “Astrahanskiy Universitet”, Astrahan, 2009, s.44-

46; V. V. Pohlyobkin, a. g. e., s.143-144.

345Halil İnalcık, “Osmanlı-Rus Rekabetinin Mensei ve Don-Volga Kanalı Tesebbüsü (1569)”, Belleten, C XII,

Sayı: 46, Ankara, 1948, s.349-402; Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve İdil Boyu (1569 Astrahan Seferi, Ten-İdil

Kanalı ve XVI-XVII. Yüzyıl Osmanlı-Rus Münasebetleri), DTCF Yayınları, Ankara 1966.

Page 234: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

234

12.2. Nogay Ordası

12.2.1. Mangıtlar ve Nogay Ordası’nın Ortaya Çıkışı

Altın Orda Devleti’nin 15. yüzyılın ilk yarısında parçalanması sürecinde ortaya çıkan

büyük devlet oluşumlarından biri olan Nogay Ordası’nın çekirdeğini Mangıt kabilesi teşkil

ediyordu. Mangıt kabilesi Altın Orda’nın güçlü emîrlerinden Nogay’ın tümenini meydana

getirdiğinden dolayı bir süre sonra onunla özdeşleştirildi. Böylece Mangıtlar onun adına

izafeten Nogaylar olarak da adlandırıldılar. Konargöçer bir Tük kabilesi olan Mangıtların hâkim

oldukları topraklar Yayık ve Emba nehirleri arasında kalıyordu346. 14. yüzyılın sonlarına doğru

Mangıtlara mensup Beylerbeyi Edigey Mirza bahsi geçen bölgede kendi kabile mensuplarını

topladı ve müstakil bir ulus (yurt) meydana getirdi. Mangıt Ulusu’nun başında resmî olarak

Edigey Mirza bulunmakla birlikte, fiiliyatta kabilenin yönetiminden onun oğlu Nureddin

sorumluydu. Nureddin’den sonra onun kardeşi Gazi, onun ölümünün ardından da Nureddin’in

oğlu Vakkas, Mangıtların başına geçti. Vakkas daha sonra Doğu Deşt-i Kıpçak’ta hâkim

duruma gelerek ilk Özbek Hanlığı’nı kuran Şıbanoğullarından Ebu’l-Hayr’ın Beylerbeyi ve en

yakın müttefiki oldu347.

1480’li yıllarda Vakkas’ın çocuklarının başında bulunduğu Mangıtlar tamamen

müstakil hale geldiler. Böylece Mangıtların başbuğu Musa 15. yüzyılın sonlarına doğru Mangıt

Ulusu’nu bağımsız olarak idare etmeye başladı. Aynı zamanda çok sayıda Türk Kıpçak

kabilelerini Mangıtların etrafında toplandı ve bu birlik Altın Orda Devleti’nin Mangıt

kabilesine mensup kudretli emîri Nogay’ın adına dayanılarak Nogaylar adıyla anılmaya

başlandı348.

12.2.2. Nogay Ordası’nın Sınırları ve İdari Teşkilatlanması

Nogay Ordası topraklarının büyüklüğü ve ahalisinin sayısı bakımından Altın Orda’nın

dağılmasından sonra ortaya çıkan diğer hanlıkları aşıyordu. Çoğunlukla göçer nüfusa sahip

Nogay Ordası’nın toprakları İdil Nehri’nin aşağı akımının sağ tarafını kapsıyordu, aynı

zamanda Kazakistan’ın batı ve nispeten merkezi kısmını ve aynı şekilde Başkırdistan’ın bir

346D. M. İshakov, a. g. e., s.17; Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri

ve devletleri, TTK Basımevi, Ankara, 1972, s.281.

347V. V. Trepavlov, İstoriya Nogayskoy Ordı, İzdatelskaya Firam “Vostoçnya Literatura” Ran, Moskva, 2002,

s.72-100.

348V. V. Trepavlov, a. g. e., s.107-112.

Page 235: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

235

bölümünü içine alıyordu. Ural (Yayık) Nehri’nin aşağı akımının sağ kenarında yer alan

Sarayçik 1581 yılına kadar Nogay Ordası’nın yegâne şehri ve başkentiydi. 16. yüzyılda Nogay

Ordası’nın nüfusu yarım milyonu aşıyordu, hatta bazı verilere göre 1 milyona ulaşmıştı349.

Nogay Ordası topraklarında Edigey’in torunları olan mirzaların yönettiği Nogay

kabilelerinin yazlık ve kışlık yurtları bulunuyordu. Edigey ve onun neslinden gelenler Cengiz

Han soyundan olmadıkları için Han yerine Ulubey (Ulugbek) veya Biy (Bey) ya da Mirza

unvanını kullanıyorlardı. Muhtemelen bazı kabilelerin Mangıtların başına bağlılıkları sayesinde

durumunu muhafaza eden kendi beyleri vardı. Nogay Ordası Altın Orda’nın mirasçısı olan

diğer hanlıklar gibi sağ ve sol kanada (doğu ve batı eyaletleri) ayrıldı. Her iki kanadın da

başında Edigey’in oğullarının adından gelen Nureddin ve Kekovat unvanı taşıyan askerî-idarî

yöneticileri bulunuyordu. 1580’li yıllarda Sibir Hanlığı’nın Ermak Timofeyeviç tarafından

yıkılmasından sonra Nogay Ordası’nın kuzey doğu kısmına Sibirya’dan göç eden Tatarların

idaresinden sorumlu kılınmak üzere Taybuga makamı da ihdas edildi. Bu unvan da Taybuga

hanedanının yarı efsanevi kurucusunun adına dayanıyordu. Nogay Ordası’na dâhil ehemmiyetli

idari sorumluluk makamlarından biri de Başkırtların yaşadığı bölgeyle alakalı olarak teşkil

edilmişti350.

12.2.3. Nogaylar ve Kazaklarla Mücadeleleri

Musa’nın 1502 yılında vefatından sonra, iktidar için onun küçük biraderleri ve oğulları

mücadele ettiler. Musa’nın yerine oğlu Yamgurcı (1502-1505) geçti ise de Nogay Ordası’nda

yavaş yavaş iki karşıt grup ortaya çıktı. Onların başını Musa’nın oğulları Şeyh Muhammed ve

Alçagir, sonra da Musa’nın diğer oğlu Mamay ve yeğeni Agiş çekiyordu. Onların hepsi de

mümkün olduğu kadar fazla sayıda soyu kendi yanlarına çekmeye ve komşu yöneticilerin şahsi

desteğini sağlamaya çabalıyorlardı. Nogayların zayıflayan durumundan Kazakların Hanı Kasım

faydalandı ve Nogay mirzalarını kendi ele geçirilemez tâbileri olarak kabul etti. Kasım Han

aynı zamanda Sarayçik şehrini merkezi olarak belirledi. 1519-1520 yıllarında Kasım’ın ordusu

neredeyse Nogay Ordası’nın bütün topraklarını işgal etti. Mirzaların birçoğu İdil Nehri’nin batı

tarafına geçti ve Kırım Hanlığı’nın sınırları dâhilinde yurtlanmaya başladılar. Kırım Hanı I.

Muhammed Giray onları kendi ordusunu takviye etmek için kullandı ve 1521 yılında Nogay

349D. M. İshakov, a. g. e., s.29-30; V. V. Trepavlov, a. g. e., s.457-499. 350B. Koçekayev, Nogaysko-Russkie Otnoşeniya v XV-XVIII vv.,Alma-Ata, 1988, s.42-43; Mehmet Alpargu, “Nogay Ordası” Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat,

İstanbul, 2016, s.429-430; V. V. Trepavlov, a. g. e., s.445-447.

Page 236: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

236

firarilerini Moskova saldırısına dâhil etti. Aynı yıl Kasım vefat etti, onun hâkimiyeti de dağıldı.

Böylece Nogaylar kendi ordalarını yeniden kurma fırsatını elde ettiler. Kazaklar uzun yıllar

devam eden savaşlardan sonra Özbekler ve Moğollarla ittifak kuran Nogaylar tarafından

tamamen bozguna uğratıldılar ve uzak doğuya atıldılar. Nogay Ordası’nın toprakları yeniden

İdil’den İrtış’a kadar geniş bozkırları kapsadı351.

12.2.4. Nogay Mirzaları ve Diğer Tatar Hanlıkları

Mamay ve Agiş mirzalar 1523 yılında kendi hâmileri I. Muhammed Giray’ı öldürdüler

ve Kırım Hanlığı’nı yağmaladılar. Nogay Ordası belirli bir güç haline gelince Kazan ve

Astarhan hanları Nogayların saldırılarından kaçınmak amacıyla beylere belirli miktarda düzenli

ödeme yapmaya başladılar. 1530’lu yıllarda başında Musa’nın oğlu Seyid Ahmed’in bulunduğu

Nogay Ordası Kırım Tatarlarını ve Kazakları tehdit ediyordu. 1537 yılında Nureddin’in

torunları bir kurultay topladılar ve iç çatışmalara son vererek hem iç hem de dış işlerde Bey’e

tabi olmayı kararlaştırdılar. 1540’lı yılların başlarında Nogay Ordası muhtemelen biraderi

Seyid Ahmed’i tahttan indirerek yerine geçen Şeyh Mamay’ın hâkimiyeti altında bulunuyordu.

Şeyh Mamay’ın 1549’da vefat etmesinden sonra Bey unvanı Musa’nın oğullarından o sırada en

büyüğü olan Yusuf’a geçti352.

12.2.5. İsmail Mirza ve Nogay Ordası’nın Rus Devleti ile Yakınlaşması

1550’li yılların ortalarında Nogay asilzadelerinin ayrı grupları arasındaki mücadele

keskinleşti. Birçok Nogay mirzası Çar IV. İvan tarafından 1552’de Kazan Hanlığı’nın işgal

edilmesi ve 1554 yılında da Astarhan Hanlığı’nın hâkimiyet altına alınmasıyla Rus Devleti’nin

doğuya doğru yayılmasından rahatsızlık duyuyordu. Rusların tarafına meyil edenlere karşıt

olanların başında Yusuf Bey, Rus Devleti’ne yakınlaşma taraftarı olanların başında da onun

biraderi Nureddin İsmail duruyordu. İsmail 1554 yılında Yusuf’u öldürdü. Bu hadiseden sonra

birkaç yıl daha iç çekişmeler devam etti. Silahlı çatışmalar konargöçerlerin iktisadi

faaliyetlerini de olumsuz etkiledi. Böylece çok sayıda hayvan telef oldu. Bu durum ahali

arasında açlığa neden oldu. Bu hadiseler esnasında çok sayıda Nogay açlıktan ve veba

salgınından dolayı öldü veya civar ülkelere göç ettiler. İsmail Moskova’da müttefik olarak

351V. V. Trepavlov, a. g. e., s.140-162; S. G. Klyashtorny - T. İ. Sultanov, Kazakistan. Türkün Üç Bin Yılı, 2. Bs.,

Çev. D. Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul, 2004, s.282. 352V. V. Trepavlov, a. g. e., s.162-184; Mehmet Alpargu, a. g. m., s.416-417.

Page 237: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

237

kabul ediliyordu. Bu yüzden ona defalarca erzak yardımı yaptılar, aynı zamanda muhaliflerden

korunması için Rus birliklerini gönderdiler. Dış siyasî ilişkileri bakımından yalnızlaşan İsmail,

sadece Çar IV. İvan’ın desteğine bağlı kaldı. Onlar arasında imzalanan anlaşmaya göre Bey

Çar’ın hiyerarşi bakımından kendi üzerinde olduğunu kabul etti ve onun sadık müttefiki olarak

kalmaya yemin etti353.

1550’li yılların sonunda İsmail’in hâkimiyeti güçlenince rakipleri Nogay Ordası

topraklarından kaçtılar. Onların bir kısmı kuzeybatı Kafkasya’da Küçük Nogay Ordasını (veya

kurucusu olan Alçagir’in torunu Gazi Mirza’nın adına dayanan Gazioğulları Ulusunu) meydana

getirdiler. Bu tarihten itibaren İdil ötesi Nogaylarının toprakları Rus kaynakları tarafından Ulu

Nogay Ordası (Bolşoya Nogayskaya Orda) adıyla zikredilmeye başlandı. Aynı zamanda

doğuda Nogay Ordası yavaş yavaş Şeyh Mamay’ın soyundan gelenlerin dâhil olduğu Altı

Ulus’a ayrılmaya başladı354.

İsmail’in halefleri bazen Rus Çarı’na şekli olarak bağlı kaldılar bazen de onlarla

çatıştılar. Ancak çekişmeler ve ekonomik yıkımla zayıflayarak dağılan Nogaylar artık mühim

bir güç arz etmiyorlardı. İsmail’in oğlu Din Ahmed Bey (1563-1578) Ulu Nogay Ordası’nı

kargaşa döneminden sonra yeniden canlandırmaya çalıştı. Bu yüzden hem Rus Devleti ile hem

de Kırım Hanlığı ile barışı muhafaza etmeye özen gösterdi. Ancak İdil boyunda ve ötesinde

pozisyonunu güçlendiren Rus Devleti’nden duyulan korku bazen onu Ruslara karşı hareket

etmeye sevk etti. Onun kuvvetleri Kırım Hanı I. Devlet Giray’ın seferlerine (1571, 1572)

katıldılar, sınır topraklarına saldırdılar, oralarda bulunan yerleşimleri tahrip ettiler ve ahaliden

bazılarını esir alarak götürdüler. Din Ahmed’i tahttan indiren biraderi Urus (1578-1590) katı

bir şekilde Rus muhalifi idi. Çar IV. İvan 1558-1583 yılları arasında sürdürdüğü Livonsk

Savaşları sebebiyle Nogaylara karşı büyük kuvvetler ayıramadığı için İdil boyu Kazak

göçerlerinden faydalanmaya karar verdi. Kazaklar Nogay meralarını, elçilerini ve tüccar

kervanlarını yağmalamaya başladılar. 1581 yılında Sarayçik şehrini ele geçirdiler ve yakıp

yıktılar. Nogay saldırılarına karşı başka bir önlem olarak İdil’in başlıca geçiş güzergâhı

üzerinde 1586’da Samara, 1589’da Tsaritsın ve 1590 yılında Saratov kaleleri inşa edildi.

Böylece Nogayların geçiş güzergâhları kapatıldı. Bu durumdan oldukça rahatsız olan Urus Rus

elçilerini esir ederek yeni inşa edilen Ufa dâhil şehirlerin yıkılmalarını talep etti. Ancak bu

hususta ısrar etmesini kolaylaştıracak kararlılığa ve gerçek güce sahip olmadığı için bir şey elde

353V. V. Trepavlov, “Mangıtskiy Yurt (Nogayskaya Orda), Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş.

Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.836-837.

354Akdes Nimet Kurat, a. g. e., s.282-283; Mehmet Alparagu, a. g. m., 419-421.

Page 238: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

238

edemedi. Urus’un ölümünden sonra Ulu Nogay Ordası’nda yeniden karışıklıklar ortaya çıktı.

Bu kez Din Ahmed ve Urus’un aileleri hâkimiyet için mücadeleye giriştiler355.

12.2.6. Nogay Ordası’nın Rus Nüfuzu Altına Girmesi ve Dağılması

1600 yılında iktidarının henüz başında olan Din Ahmed’in oğlu İşterek Bey (1600-1619)

Rus Çarının hâkimiyetini tanıyarak vassalı oldu. Nogay liderleri Astarhan valileriyle çok sıkı

münasebetler kurdular ve onlar aracılığıyla erzak ve silah temin etmeye karar verdiler.

Astarhan’da da Rus yöneticileri tarafından uydurulan tören usulüne göre Nogay beyleri ve

Nureddinler makamları ihdas edildi. Ulu Nogay Ordası’nın son Bey’i İsmail’in torunu

Kanay’ın (1622-1638) artık hâkimiyeti ve otoritesi kalmamıştı356.

Rus nüfuzunun artması Ulu Nogay Ordası’nın dağılmasını hızlandırdı. Bey’i suçlayan

birçok mirza kendi gruplarıyla topraklarını terk ederek Kırım, Kazak, Buhara ve Hive

hanlıklarına göç etmeye başladılar. Nogayların kitlesel göçlerinin ve Ulu Nogay Ordası’nın

nihai olarak yıkılmasının başlıca sebeplerinden biri de 18. yüzyılın ilk çeyreğinde Kalmukların

İdil-Ural bozkırlarına göç etmeleriydi. Kalmuklar 1608 yılında Emba Nehri’ne doğru

yaklaşmaya başladılar. 1613 yılında Yayık’a doğru yayıldılar ve Nogay yurtlarına tecavüzde

bulundular. Nihayet Kalmuklar 1630’lu yıllarda Nogayların büyük kısmını İdil’in sağ tarafına

göç etmeye mecbur ettiler. Bu hadiselerden sonra Nogaylar Tuna’dan Terek’e kadar uzanan

bozkırlara dağıldılar357.

Altı Ulus 18. yüzyılın ilk otuz yılında Kalmukların boyunduruğu altına girdi ve yıkıldı.

Küçük Nogay Ordası (Gazioğulları Ulusu) Osmanlı Devleti ve Kırım Hanlığı’na dayanarak 18.

yüzyılın ortalarına kadar varlığını devam ettirdi. 17. yüzyılda Aral-Sır Derya bozkır kuşağında

Ulu Nogay Ordası ahalisinin bir kısmı Karakalpakları meydana getirdi. 18. yüzyılın ikinci

yarısında göçer Nogay uluslarının dağılan grupları devlet öncesi teşkilatlanmalar olarak

Osmanlı Devleti, Kırım Hanlığı ve Rus Devleti arasında kendi siyasetini yapan bazı ordaları

(Bucak, Yedisan, Yedişkul, Cemboyluk) meydana getirdiler358.

355V. V. Trepavlov, İstoriya Nogayskoy Ordı, s.270-381; Akdes Nimet Kurat, a. g. e., s.282-284; A. A.

Novoselyskiy, XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devletinin Tatarlarla Mücadelesi, Ter. Kemal Ortaylı,

Yay. Haz. Erhan Afyoncu-İlyas Kamalov, TTK Yayınları, Ankara, 2011, s.26-51.

356Mehmet Alpargu, a. g. m., s.427-428.

357V. V. Trepavlov, İstoriya Nogayskoy Ordı, s.382 vd.

358Akdes Nimet Kurat, a. g. e., s.285-289.

Page 239: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

239

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Astarhan Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları; Kırım hanlarının Astarhan’ı hâkimiyet

altında tutma çabaları; Astarhan Hanlığı-Rus siyasi ve askerî münasebetleri; Astarhan

Hanlığı’nın yıkılışı; Nogay Ordası’nın kuruluşu ve sınırları; Nogay Ordası’nın idari

teşkilatlanması; Nogayların Kazak yayılmasına karşı koyma çabaları; İsmail Mirza ve

Nogayların Ruslarla yakınlaşmları ve Nogay Ordasının dağılması gibi konular anlatılmıştır.

Page 240: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

240

Bölüm Soruları

1) Astarhan Hanlığı’nın sınırları ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?

a) Astarhan Hanlığı’nın kuzeyinde Kazan Hanlığı yer almaktaydı,

b) Astarhan Hanlığı’nın batısında Kırım Hanlığı yer almaktaydı,

c) Astarhan Hanlığı’nın doğusunda Nogay Ordası yer almaktaydı,

d) Kazan Hanlığı’nın güneybatısında Çerkes ülkesi yer almaktaydı,

e) Kazan Hanlığı’nın kuzeydoğusunda Moskova Knezliği yer almaktaydı.

2) Astarhan şehrinin Osmanlı kaynaklarında geçen adı nedir?

a) Astrahan

b) Astarkan

c) Ejderhan

d) Saray el-mahrusa

e) Bulgar el-cedid

3) Rus Çarlığı Astarhan Hanlığı’nı ne zaman yıkmıştır?

a) 1552

b) 1554

c) 1555

d) 1556

e) 1558

4) İlk müstakil Astarhan Hanı kimdir?

a) Abdülkerim Han

b) Canibek Han

c) Derviş Ali Han

d) Hüseyin Han

e) Akkubek Han

5) 1532 yılında Astarhan’ı işgal eden …………., Kasım Han’ı ve birçok insanı öldürdüler ve

Akkubek Bin Murtaza’yı tahta çıkardılar.

Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

a) Nogaylar

b) Ruslar

c) Kırım Tatarları

d) Kazaklar

e) Çerkesler

6) 1519-1520 yıllarında Nogay Ordasını zapt eden Kazak Hanı kimdir ?

a) Kasım Han

b) Şah Ali Han

c) Tevekkel Han

d) Nurali Han

e) Kaip Han

7) Nogay Ordası’nın temelini hangi kabile meydana getiriyordu?

Page 241: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

241

a) Barın

b) Kongrat

c) Kıyat

d) Mangıt

e) Celayir

8) Rus Çarı IV. İvan’la ittifak kurarak Nogay Ordası’nın birliğini bozan Nogay Beyi kimdir?

a) Musa Mirza

b) Gazi Mirza

c) İsmail Mirza

d) Yusuf Mirza

e) Din Ahmed Bey

9) Aşağıda adı verilen şehirlerden hangisi 1581 yılına kadar Nogay Ordası’nın başkenti

olmuştur?

a) Astarhan

b) Sarayçik

c) Savran

d) Tura

e) Arkuk

10) 17. yüzyılda Aral-Sır Derya bozkır kuşağında Ulu Nogay Ordası ahalisinin bir kısmı ……..

meydana getirdi.

Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdaki ifadelerden hangisi gelmelidir ?

a) Karakalpakları

b) Gazioğullarını

c) Yedisan Nogaylarını

d) Ulu Nogay Ordasını

e) Kalmukları

Cevaplar

1) e 2) c 3) d 4) a 5) e 6) a 7) d 8) c 9) b 10) a

Page 242: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

242

13. ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI 3: SİBİR VE KAZAK

HANLIKLARI

Page 243: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

243

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

13.1. Sibir Hanlığı

13.1.1. Sibir Hanlığı’nın Sınırları

13.1.2. İbak Han ve Sibir Hanlığı’nın Kuruluşu

13.1.3. Sibir Hanlığı’nda Taybuğaoğulları’nın İktidarı Devresi

13.1.4. Sibir Hanlığı’nın İşgali ve Yıkılışı

13.2. Kazak Hanlığı

13.2.1. Kazak Hanlığı’nın Kuruluşu ve Sınırları

13.2.2. Burındık Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

13.2.3. Kasım Han ve Kazak Hanlığı’nın Yükselişi

13.2.4. Tahir Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

13.2.5. Haknazar Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

13.2.6. Tevekkel Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

13.2.7. İşim Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

13.2.8. Cihangir Han ve Kalmuklarla Mücadelesi

13.2.9. Tavke Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

13.2.10. Kazak Hanlığı’nın Cüzlere Ayrılması

13.2.11. Kazak Cüzlerinin Rus Hâkimiyetine Girmesi

Page 244: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

244

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) İbak Han devrinde Sibir Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları hakkında bilgi veriniz?

2) Sibir Hanlığı’nda Taybuğaoğulları ve Küçüm Han’ın iktidarları döneminde meydana

gelen önemli siyasi gelişmeler nelerdir, açıklayınız?

3) Kazak Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları hakkında bilgi veriniz?

4) 16-17. yüzyıllarda Kazak Hanlığı’nın siyasi durumu hakkında bilgi veriniz?

5) Kazak Hanlığı’nın cüzlere ayrılması ve cüzlerin Rusların hâkimiyetine girmesi nasıl

gerçekleşmiştir, açıklayınız?

Page 245: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

245

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

İbak Han ve Sibir Hanlığı’nın

Kuruluşu ve Sınırları

Sibir Hanlığı’nın nasıl ve ne

zaman kurulduğunu ve

sınırlarını öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Taybuğaoğulları ve Küçüm

Han’ın iktidarları devrinde Sibir

Hanlığı

Sibir Hanlığı’nda

Taybuğaoğullarının ikidarı

devresi, Küçüm Han’ın

hâkimiyeti ele geçirmesi ve

Sibir’in Rus işgaline uğraması

süreci hakkında bilgi sahibi

olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Kazak Hanlığı’nın Kuruluşu,

Sınırları ve 16-17. Yüzyıllarda

Siyasi Durumu

Kazak Hanlığı’nın nasıl ortaya

çıktığını, sınırları ve 16-17.

yüzyıllarda tahta çıkan Kazak

hanlarının siyasi faaliyetlerini

öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Kazak Hanlığı’nın Cüzlere

Ayrılması ve Kazakistan’ın Rus

Hâkimiyetine Girme Süreci

Kazak Hanlığı’nın Kalmukların

baskısıyla cüzlere ayrılması ve

sonrasında Kazak cüzlerinin

Rus hâkimiyetine girmesi süreci

hakkında bilgi sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 246: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

246

Anahtar Kavramlar

• Sibir Hanlığı

• Küçüm Han

• Canibek ve Giray Sultanlar

• Kazak Hanlığı

• Sır Derya

• Ulu, orta ve küçük cüz

Page 247: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

247

13.1. Sibir Hanlığı

13.1.1. Sibir Hanlığı’nın Sınırları

15-16. yüzyıllarda Batı Sibirya’da Şıbanî neslinden gelen hanların inisiyatifiyle ortaya

çıkan bir Tatar-Türk devleti olan Sibir Hanlığı’nın sınırları batıda Ural Dağları, güneybatıda

Nogay Ordası, güneyde Kalmuklar, doğuda Yenisey Nehri ve kuzeyde aşağı Obi boylarına

kadar ulaşıyordu. Hanlığın ilk merkezi Tümen (Tura veya Çimgi-Tura) şehriydi. Ancak daha

sonraları payitaht merkezi İrtiş Nehri’nin Tobol’a döküldüğü kavşakta yer alan Kaşlık (Tatarca

İsker, Eski Or veya Sibir) şehrine taşındı359.

13.1.2. İbak Han ve Sibir Hanlığı’nın Kuruluşu

İlerde Sibir Hanlığı’nı meydana getirecek topraklar önce 1420’li yıllarda Hacı

Muhammed Han’ın, sonra da Özbek Hanlığı’nı kuran Ebu’l-Hayr’ın hâkimiyeti altına girdi

(1428). Ebu’l-Hayr Han’ın 1468 yılında ölümü ve Özbek Hanlığı’nın yıkılışının ardından

Cengiz Han soyuna mensup olmayan Mar Bek, Tura şehrinde iktidarı ele geçirmek için

faaliyetlere girişti. Mar Bek Cengiz Han’ın komutanlarından Kırgız asıllı Taybuğa’nın

soyundan geliyordu. Cengiz Han Moğol ordularının istila ettiği Batı Sibirya’yı 1220 yılında

Taybuğa’ya vermişti. Mar Bek böylece ata yurdunu hâkimiyeti altına almak istiyordu. Ne var

ki, kızkardeşi ile evli olduğu Şıbanî neslinden İbrahim B. Mahmutek (İbak Han) ona karşı

mücadeleye girişti. Hâkimiyet için yapılan çetin çarpışmaların ardından Mar Bek öldürüldü ve

oğulları da İbak Han tarafından esir alındı. Böylece İrtiş, İşim, Tobol ve Tura nehirlerinin aşağı

akımındaki yurtlar üzerinde hâkimiyet tesis eden İbak Han’ın (1470-1495) şahsında Sibir

Hanlığı kuruldu360.

Şibanoğullarını ihya etmek isteyen İbak Han Ulu Orda (Taht İli) Hanı Seyid Ahmed’e

karşı Kırım Hanı Mengli Giray ve Nogay Beyi Musa Mirza ile ittifak kurarak 1481 yılında Don

Nehri üzerinden gerçekleştirdiği saldırı ile onu öldürdü361.

359D. M. İshakov, Tyurko-Tatarskie Gosudarstva XV-XVI vv., İzdatelstvo İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT,

Kazan, 2004, s.29-32.

360D. M. İshakov, a. g. e., s.18-21.

361“Sofiyskiya Letopis”, PSRL, T.VI, Sanktpeterburg, 1853, s.223-232; “Prodoljenie Letopisi po Voskresenskomu

Spisku”, PSRL, T.VIII, Sanktpeterburg 1859, s.205-207.

Page 248: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

248

13.1.3. Sibir Hanlığı’nda Taybuğaoğullarının İktidarı Devresi

Uzun bir süre Sibirya ve İdil-Ural Bölgesinde meydana gelen siyasî hadiselerde etkili

olduğu anlaşılan İbak Han 1495 yılında Mar Bek’in torunlarından Muhammed tarafından

öldürüldü. Ailesi de Sibirya’dan ayrılarak Buhara’ya kaçtı. Böylece Beylik idaresine dönüşen

Sibir Hanlığı’nda hâkimiyet Taybuğa nesline geçti. Muhammed payitaht merkezini Tura’dan

Sibir (İsker) Kalesi’ne taşıdı. Bu soydan Kasım ve Angiş’in iktidarlarının ardından 1530 yılına

doğru Sibir Beyliği’nde Yadigâr Bek ve biraderi Bek Bulat’ın ortak hâkimiyeti tesis edildi.

Onların saltanatı döneminde bilhassa Nogaylar ile iyi siyasî ve iktisadi ilişkiler kuruldu.

1552’de Kazan Hanlığı’nın hemen ardından da Astarhan Hanlığı’nın Ruslar tarafından işgal

edilmesi üzerine Yadigâr Bek Rus Çarı IV. İvan’la anlaşmak istedi. Onun Ruslarla yakınlaşmak

istemesinin esas sebebi Şıbanîlerin Sibir Hanlığı’nı geri almak için mücadeleye girişmeleriydi.

Bunun sonucunda 1555 yılında yapılan anlaşmayla Taybuğaoğulları IV. İvan’ın metbuluğunu

tanıdılar ve haraç olarak Moskova’ya her yıl 1000 samur kürkü yollamayı kabul ettiler. Böylece

Rus Çarı’ndan Sibirya’da hüküm sürmek için yarlık aldılar. Ne var ki, hem coğrafi olarak

Sibirya’nın uzak olması hem de uzun süre devam eden Livonsk Savaşı sebebiyle Rus Çarı’ndan

bekledikleri askeri desteği sağlayamadılar. Ayrıca yıllık olarak vermeyi taahhüt ettikleri haracı

göndermemeleri de Rus Hükümeti tarafından hoş karşılanmadı362.

13.1.4. Küçüm Han ve Sibir Hanlığı’nda Şibanoğullarının Hâkimiyeti Yeniden

Tesisi

1563 yılında akarabası Buhara Hanı II. Abdullah’ın desteğini sağlayan Şıbanoğulları

neslinden Küçüm Han Nogaylarla ittifak kurarak Taybuğaoğullarına saldırdı. Yapılın savaşta

üstünlük sağlayan Küçüm Han Yadigar Bek ve biraderi Bek Bulat’ı öldürdü ve böylece onun

şahsında Sibir Hanlığı’na yeniden Şıbanoğulları hâkim oldu. Küçüm Han’ın iktidarı döneminde

İrtiş ve Konda civarında yaşayan Ugor kabileleri (Mansi, Hanti ve Mariler) ile Barabin

Bozkırındaki Türk kabileleri hâkimiyet altına alındı. Ural ötesi Başkurtları Sibir Hanlığı’nın

metbuluğunu tanıdı. Ayrıca Küçüm Han’ın gayretleriyle Sibirya’da yaşayan gayrımüslimler

arasında İslamiyet hızla yayıldı. Ne var ki, Sibir Hanlığı’nın bu yükseleşi Rus Çarlığı tarafından

362D. M. İshakov, Vvedenie v İstoriyu Sibirskogo Hanstva. Oçerki, İzdatelstvo İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN

RT, Kazan, 2006, s.172-174; Serkan Acar, “Sibir Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz.

Hayrunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.393-394.

Page 249: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

249

dikkatle tekip ediliyordu. Artık 1570 yılına doğru Rus Çarlığı ile Sibir Hanlığı arasında

düşmanlık açık bir hal almıştı. Bu arada Batı Sibirya’da zuhur eden iç karışıklar da Sibir

Hanlığı’nın gücünü zayıflatmıştı363.

13.1.5. Sibir Hanlığı’nın İşgali ve Yıkılışı

Rus Çarlığı 1580’lere doğru Sibir Hanlığı’nı işgal etmek üzere faaliyetlere başladı. Bu

amaçla Moskova’da nüfuz sahibi Stragonov ailesi görevlendirildi. Stragonovlar Sibir

Hanlığı’nı ele geçirmek amacıyla kervanlara ve İdil Nehri üzerinde gidip gelen ticaret

gemilerine saldırarak çapulculukla geçinen Don Kozaklarının Atamanı Yermak Timofeeviç ile

anlaştılar. Bunun sonucunda Yermak Timofeeviç’in komutası altında yaklaşık 800 kişilik

Kozaklardan oluşan bir kuvvet 1581 yılında Sibir Hanlığı üzerine harekete geçti. 1582 yılı Ekim

ayında Türk-Tatar kuvvetleri ile İrtiş Nehri kenarında düşmanı karşılayan Küçüm Han ateşli

silahların üstünlüğü ile Kozakların inisiyatifi ele geçirdiğini görünce bozkır tarafına çekilmek

zorunda kaldı. Bunun neticesinde Yermak Timofeeviç Rus Çarlığı adına Sibir Hanlığı’nı işgal

etti. Başkent Sibir dâhil birçok yerleşim yeri ve ahalisi Kozaklar tarafından büyük bir yağmaya

ve tahribata uğratıldı. Buna rağmen Küçüm Han direnişini devam ettirdi. Çok sayıda Kozağı

pusuya düşürerek esir etmeyi başardı. Zor durumda kalan işgalcilerin komutanı Yermak

Timofeeviç Moskova’ya adamlarını yollayarak yardım gönderilmesini istedi. Rus yönetimi bu

talebe olumlu yanıt vererek 1583 yılında 500 kişilik bir Rus kuvvetini bölgeye sevk etti ise de,

Yermak Timofeeviç ve adamları 1585 yılında Buhara’dan gelen bir ticaret kervanına saldrımak

isterken Küçüm Han tarafından pusuya düşürülerek öldürülünce Rusların Sibir Hanlığı’nı ele

geçirme planları başarısızlığa uğradı. Böylece Küçüm Han Sibir Hanlığı’na yeniden hâkim

oldu. Sibir’de Küçüm Han’ın oğlu Ali ve buradan aynı yıl kovulan Taybuğaoğullarının lideri

Seyid Ahmed güçlerini birleştirdi. Ne var ki, 1587-1588 yıllarında Seyid Ahmed yakalanarak

esir edildi ve Sibir şehri Rus Komutanı D. G. Çulkov’un askerleri tarafından ateşe verildi. Bu

hadiselerden sonra Sibir Hanlığı tamamen ortadan kaldırıldı ve onun toprakları Rus Çarlığı’nın

sınırlarına dâhil edildi364.

1598 yılında Küçüm Han Sibir Hanlığı’nı Rus işgalinden kurtarmak amacıyla giriştiği

son çatışmadan da bir netice elde edemedi. Ailesi ve yakın adamları haricinde bütün kuvvetleri

Ruslar tarfından katledildi. Küçüm Han’ın biraderi Altun, oğlu Kanay ve torunu Arslan Ruslar

363Murat Abdirov, Han Kuçum: İzvestnıy i Nyeizvestnıy, İzdatelstvo Jalın, Almatı, 1996, s.11-66. 364Letopisi Sibirskie, Sostavitel i Perevodçik E. İ. Dergaveça-Skop, Novosibirskoe Knijnoe İzdatelstvo,

Novosibirsk, 1991, s.105-191; Murat Abdirov, a. g. e., s.67-142; Serkan Acar, a. g. m., s.397-398.

Page 250: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

250

tarafından tutsak edilerek Moskova’ya gönderildi. Küçüm Han ise oğlu Ali ile birlikte kaçarak

Mangıtların yanına sığındı365.

13.2. Kazak Hanlığı

13.2.1. Kazak Hanlığı’nın Kuruluşu ve Sınırları

Etnik bir nitelendirme olarak Kazak adı, Kazak Hanlığı’nın kuruluşu ile birlikte XV.

yüzyıldan itibaren ortaya çıkmıştır. Kazak adının tarihçiler ve etimologlar tarafından hür,

müstakil, yiğit ve cesur manasına geldiği tespitleri yapılmıştır. Bununla birlikte Kazak

Hanlığı’nın kurucuları olan Kerey ve Canibek sultanların Doğu Deşt-i Kıpçak’ta Ebu’l-Hayr

Han’ın hâkimiyetine karşı muhalefet ederek kendilerine tâbi kabilerle birlikte devletlerinden

ayrılmaları ve ona karşı mücadele etmeleri sebebiyle kaçkın ve başkaldıran manasında Kazak

adını aldıkları tahmin edilmektedir366.

Kazak Hanlığı Doğu Deşt-i Kıpçak’ta Yedisu bölgesinin batı kesimi olan Çu Havzası

ve Kozıbaşı bölgesinde kuruldu. Kazak halkını meydana getiren etnik unsurlardan başlıcaları

Uysun, Kanglı, Dulat, Celayir, Nayman, Kıpçak, Kerey, Karluk, Kongrat, Vak, Argın, Alimulı,

Bayulı ve Yedi Urug kabileleriydi. Bunlar esas itibariyle Türk veya Türkleşen Moğol kabileleri

olarak konargöçer kültüre mensuptu. Kazakları meydana getiren kabileler Ulu, Orta ve Küçük

olmak üzere üç Cüz’e veya Orda’ya ayrılıyordu. Ulu Cüz Doğu Deşt-i Kıpçak’ın

güneydoğusunda İli Nehri havzası ile Talas ve Sırderya boylarında yurtlanan Uysun, Kanglı,

Dulat, Suan, Celayir, Sirgeli, Sarıuysun, Istı, Aşaktı, Şapıraştı ve Şanışkılı kabilelerinden

ibaretti. Doğu Deşt-i Kıpçak’ın orta ve kuzey sahasında Altay dağları, İrtiş kıyıları ve

Yedisu’nun kuzey kısımlarında yayılan Nayman, Kıpçak, Kerey, Kongrat, Vak ve Argın

kabileleri Orta Cüz’ü meydana getiriyordu. Doğu Deşt-i Kıpçak’ın batısında Sırderya’nın Aral

Denizi’ne döküldüğü bölgeden Hazar Denizi’ne kadar uzunan coğrafyada yer alan Küçük Cüz

sahası ise Alimulı, Bayulı ve Yedi Urug (Tabın, Tama, Kerderi, Kereyt, Jagalbaylı, Telen ve

Ramadan) kabilelerinin topraklarıydı. İdari sistemde birkaç aileden meydana gelen köy(avul)

yönetimi en küçük birimdi. Birkaç köyün birleşmesinden oluşan Ata-Aymak’ın yönecisine

Aksakal denilirdi. Daha sonra başlarında beylerin bulunduğu boy veya kabile idaresi geliyordu.

Birkaç boyun birleşmesinden Ulus oluşuyordu. Ulusların başında Han veya Sultanlar

365Murat Abdirov, a. g. e., s.143-161; Serkan Acar, a. g. m., s.399. 366İstoriya Kazahstana s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, T. 2, İzdatelstvo “Atamura”, Almatı,

1997, s.295-301; S. G. Klyashtorny - T. İ. Sultanov, Kazakistan. Türkün Üç Bin Yılı, 2. Bs., Çev. D. Ahsen Batur,

Selenge Yayınları, İstanbul, 2004, s.225-231, 255-263.

Page 251: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

251

bulunuyordu. Birkaç ulusun birleşmesinden ise Cüz meydana geliyordu. Cüzlerin

birleşmesinden de Hanlık teşkil ediliyordu367.

Cuçi Ulusu hükümdarı Urus Han’ın torunları olan Kerey ve Canibek sultanlar Özbek

Hanı Ebu’l-Hayr ile çekiştiler ve Altın Orda Devleti hâkimiyeti için Şıbanîlerle mücadele

ettiler. Ebu’l-Hayr Han’a boyun eğmek istemeyen Deşt-i Kıpçak’taki göçer kabileleri bir araya

getirerek 1459-1460 yıllarında Moğolistan’ın güneybatı Yedisu bölgesine göç ettiler. Kerey ve

Canibek sultanları dostane bir şekilde kabul eden Doğu Çağatay Hanı Esen Buka Şibanîler,

Timurlular ve Kalmukların saldırılarına karşı onlarla ittifak kurdu. Ne var ki, Esen Buka’nın

1462 yılında ölümünün ardından Moğolistan’a anarşi hâkim oldu. Yedisu’daki Moğol

kuvvetleri giderek azalmaya başladı. Bu durumda Kazak Hanlığı’nın Çu Vadisi, Kozıbaşı

çevresi ve Talas Nehri etrafındaki oluşumu oldukça tabii bir hal aldı. Ebu’l-Hayr Han’ın Şıbanî

Devleti’nde Kalmukların saldırıları ile ortaya çıkan siyasî istikrarsızlık neticesinde artan

baskılar nedeniyle birçok kabile ve urug Yedisu taraflarına göç etmeye başladı. Kazakların

yükselen gücünü kırmak isteyen Ebu’l-Hayr Han 1468 yılında Yedisu üzerine çıktığı sefer

esnasında vefat etti. Onun vefatından sonra Doğu Deşt-i Kıpçak’taki siyasî karışıklıklar ve iç

çatışmalar sebebiyle Canibek ve Kerey’a bağlı kabilelerin sayısı giderek arttı ve 200.000 kişiye

kadar ulaştı. Kazak sultanları Ebu’l-Hayr’ın vefatından sonra yerine geçen oğlu Şeyh Haydar’a

karşı Ulu Orda Hanı Ahmed, Sibir Hanı İbak ve Nogay Mirzası Abbas ile ittifak kurdular ve

onu mağlup ettiler. Bunun neticesinde Ebu’l-Hayr’ın devletinde iktidar 1470 yılından itibaren

Şıbanîlerden Urus Han’ın torunlarına geçti. Böylece Kazak Hanlığı kuruldu368.

Kerey ve Canibek sultanlar Kazak Hanlığı’nın tesis edilmesinden sonra ilk birkaç yıl

içerisinde Sırderya boyundaki şehirler ve Doğu Deşt-i Kıpçak bozkırları üzerinde hâkimiyet

tesis etmeye çalıştılar. Canibek Sultan’ın oğulları Mahmud ve İrençi 1470 yılında Suzak ve

Savran’ı zapt etti. Ardından Şıbanîleri yeniden ihya etmek üzere Kazakistan’ın güneyindeki

Türkistan Vilayeti ve çevresinde faaliyetlerde bulunan Ebu’l-Hayr Han’ın torunu Muhammed

Şıbanî’yi mağlup ettiler. Muhammed Şıbanî Buhara’ya kaçmak zorunda kaldı369.

367İstoriya Kazahstana s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, 301-306; Osman Yorulmaz, “Kazaklar

ve Kazak Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı: Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken

Neşriyat, İstanbul, 2016, s.471-472. 368İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, T.2, İzdatelstvo “Nauka”

Kazahskoy SSR, Alma-Ata, 1979, s.255-259.

369İstoriya Kazahstana s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.319-325.

Page 252: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

252

13.2.2. Burındık Han Döneminde Kazak Hanlığı

Kazak Hanlığı’nın ilk Hanı olan Kerey’in vefatından sonra oğlu Burındık Han (1480-

1511) tahta çıktı. Onun yazlık merkezi Sırderya boyundaki Sarayçik şehriydi370. Burındık Han

uzun süren saltanatı süresince Güney Kazak bozkırına ve Sırderya boyundaki şehirlere hâkim

olmak isteyen Muhammad Şibanî ile defalarca çatıştı. 1470’li yıllardan XV. yüzyılın sonuna

kadar devam eden uzun ve sebatlı mücadelelerden sonra Otrar, Yesi, Arkuk ve Uzgend

Muhammed Şibanî’de; Sıgnak, Savran ve Suzak Kazak Hanında kaldı. Yine aynı dönemde

1482-1485 yıllarında Timurlularla mücadele eden Doğu Çağatay Hanı Yunus Kazakistan’ın

güneyindeki Taşkent ve Sayram’ı zapt etti. Muhammed Şibanî’nin müttefiki olan Yunus Han’ın

oğlu Ahmed Alaş Han Yedisu ve Tanrı Dağları civarında yaşayan Kırgızlar başta olmak üzere

Kazak hâkimiyetini tanıyan kabileleri boyunduruk altına almak için 1480’li yıllardan 1490’lı

yılların başlarına kadar Kazaklarla defalarca savaştı371.

XVI. yüzyılın başlarında Muhammed Şibanî’nin Timurluların içerisinde bulunduğu

siyasî karışıklıklardan faydalanarak Maveraünnehir’de hâkimiyeti ele geçirmeye başlamasıyla

güç dengesi değişmeye başladı. Böylece Muhammed Şıbanî 1503-1504, 1505-1506 ve 1509-

1510 yıllarında gerçekleştirdiği seferlerle Kazakları Sırderya’dan kuzeye atmayı başardı372.

Burındık Han’ın iktidarının son yıllarında Canibek’in oğlu Kasım Sultan’ın Kazaklar

arasındaki nüfuzu arttı. Bunun üzerine Yedisu bölgesindeki merkezi Karatal’da müstakil olarak

hareket etmeye başladı. Kazak uruglarının Kasım Sultanı desteklemesi neticesinde mücadeleyi

kaybeden Burındık Han Semerkant’a kaçmak zorunda kaldı ve bir süre sonra orada vefat etti.

Böylece Kazak Hanlığı’nda iktidar Canibek’in soyuna geçti373.

13.2. 3. Kasım Han ve Kazak Hanlığı’nın Yükselişi

Kazak Hanlığı en büyük gücüne Kasım Han (1511-1522) devrinde ulaştı. Doğu Deşt-i

Kıpçak’taki bütün Türk kabileleri ilk kez bir devlet yönetimi altında birleşti. Nogaylar

370 Mirza Haydar Duğlat, Tarih-i Reşidî. Geride Bıraktıklarımızın Hikâyesi, İngilizceden Çev. Osman Karatay,

Selenge Yayınları, İstanbul, 2006, s.448.

371İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.261-263; S. G. Klyashtorny - T.

İ. Sultanov, a. g. e., s.267-278. 372İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.263-268; Osman Yorulmaz, a.

g. m., s.448-449.

373Mirza Haydar Duğlat, Tarih-i Reşidî, s.447-449; İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney

v Pyati Tomah, s.268.

Page 253: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

253

arasındaki iç çatışmalardan dolayı bazı Mangıt urugları Kazakların hâkimiyetine girdi. Bazı

verilere göre Kasım Han’ın tebaası yaklaşık 1 milyon kişiye ulaştı. Kasım Han, Muhammed

Şibanî Han’ın Şah İsmail’e yenilmesinden sonra Şibanîlerin içerisine düştüğü karışıklıklardan

faydalanarak Sırderya’nın en güneyinde yer alan şehirlerden Sayram’ı aldı (1513). Kasım Han

devrinde Kazak Hanlığı en geniş sınırlarına ulaştı. Bu dönemde Hanlığın sınırları güneyde

Sırderya’nın sağ kıyısına ulaşıyordu, güneydoğuda Yedisu’nun büyük kısmını kapsıyordu,

kuzey ve kuzeydoğuda Ulatav ve Balkaş Gölü’nü geçerek Karkaralinsk dağlarına ulaşıyordu,

kuzeybatıda ise Yayık Nehri havzasına dayanıyordu. Ayrıca onun devrinde Moskova Büyük

Knezi III. Vasiliy’e gönderilen elçiler aracılığıyla Ruslarla ilk diplomatik ilişkiler de kuruldu.

Kasım Han’ın vefatından sonra Kazak Hanlığı’nın tahtına çıkan oğlu Mamaş Han’ın iç

çatışmalar sonucu hayatını kaybetmesi yüzünden oldukça kısa süren iktidarının ardından

Canibek’in Edik Sultan’dan torunu Tahir Han (1523-1532) başa geçti374.

13.2.4. Tahir Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

Tahir Han diplomatik ve askeri yetenekten yoksundu. Bu yüzden Özbeklerle ve daha

önce Kasım Han’ın müttefiği olan Mangıt mirzalarıyla ve Doğu Çağatay hanlarıyla çatıştı.

1524’te Nogay Ordası’na saldırdı ise de bozguna uğrayarak Kazak Hanlığı’nın güneyindeki

Koçkar’a çekildi. Bu mağlubiyetle halk üzerindeki otoritesini kaybettiği için Taşkent

hükümdarı Keldi Muhammed’den yardım istedi. Onun desteği ile nüfuzunu arttırmasına

rağmen doğuda Kırgızlarla anlaşarak Taşkent’e sefer hazırlıklarına başladı. Kendisine karşı

kurulan ittifakı öğrenen Keldi Muhammed hızlı bir harekatla Talas üzerinden Kazak

topraklarına girdi. Yesi şehri yakınlarında yapılan savaşta Tahir Han’ın kuvvetlerini ağır bir

mağlubiyete uğrattı. Kazak Hanı bozkıra çekilmek zorunda kaldı. Böylece Sırderya’nın güney

bölgesindeki topraklar Keldi Muhammed’in hâkimiyetine girdi (1525/26). Bu hadiseden sonra

Kazak kabilelerinin desteğini kaybeden Tahir Han Kırgızlara dayanarak Yedisu’da tutunmaya

çalıştı375.

13.2.5. Haknazar Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

Tahir Han’ın 1533 yılında vefat etmesinden sonra yerine kardeşi Buydaş Han (1533-

1534) geçti. Onun kısa iktidarından sonra Kazak sultanları arasında iç çekişmeler yaşandı. 1537

374İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.268-271. 375İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.271-272; S. G. Klyashtorny -

T. İ. Sultanov, a. g. e., s.279-285.

Page 254: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

254

yılında Özbeklerle ittifak kuran Doğu Türkistan Hükümdarı Abdurrşid Han Yedisu’ya hâkim

olmak ve Kazaklara tâbi olan Kırgızları cezalandırmak üzere Kazak Hanlığı’na saldırdı.

Issıkgöl civarında yapılan savaşta Kazakları bozguna uğrattı376.

Kasım Han’ın oğullarından Haknazar Han (1538-1580) devrinde Kazak Hanlığı yeniden

güçlendi. Haknazar Han Nogay Ordası’ndaki iç mücadelelerden faydalanarak birçok Nogay

mirzasını kendi tarafına çekti ve Kazak Hanlığı’nın topraklarını Yayık Nehri’nin sol tarafına

kadar genişletti. 1550-1560’lı yıllarda Doğu Türkistan hükümdarı Abdurreşid Han Yedisu ve

Issıkgöl bölgelerini Kazak ve Kırgızlardan almak amacıyla mücadele etti. Çatışmalardan

birinde Abdurreşid Han’ın oğlu Abdullatif öldürüldü. Abdurreşid Han buna karşılık olarak

Kazakları ve Kırgızları ağır bir mağlubiyete uğrattı. Kazak ve Kırgızlara karşı mücadele

Abdurreşid Han’ın halefleri döneminde de devam etti. Aynı dönemde Yedisu üzerine

Kalmukların (Oyratlar) da yağma akınları oldu. Tüm bu saldırılara rağmen Haknazar Han

1570’li yılların sonuna doğru Çu ve Talas bölgelerinin batı kısmını hâkimiyeti altında tutmayı

başardı377.

Haknazar Han Sibir Hanı Küçüm’ün saldırgan faaliyetlerine karşı Buhara Hanı II.

Abdullah ile barış yaptı. Böylece güneybatı sınırlarını güvence altına aldı. 1579 yılında II.

Abdullah Han Taşkent Hâkimi Baba Sultan ile taht mücadelesine girdi. Haknazar Han

Şibanîleri zayıflatmak amacıyla her ikisini de destekledi. Bu siyaseti anlayamayan II. Abdullah

Han Yesi ve Savran şehirlerini Kazak Hanı’na hediye etti. Ancak Kazak Hanı’nın II. Abdullah

Hanı desteklediğini öğrenen Baba Sultan adamlarını göndererek 1580’de Haknazar Hanı ve

yanındaki Kazak sultanlarını öldürttü. Haknazar Han’ın uzun süren iktidarı devrinde Rus

Çarlığı Kazan, Astarhan ve Sibir hanlıklarını zapt ederek Kazak topraklarına yaklaştı. Bunun

neticesinde çok sayıda Nogay, Başkırt ve Sibirya Tatarı Kazak bozkırlarına göç etti. Aynı

dönemde Karakalpaklar da Sırderya taraflarında yurtlandılar378.

13.2.6. Tevekkel Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

Haknazar Han’dan sonra Canibek’in Cadik Sultan’dan olan torunu 80 yaşındaki Şıgay,

Kazak Hanı oldu. Ne var ki, Şıgay Han müttefiği II. Abdullah Han’ın Baba Sultan üzerine

yaptığı başarılı sefer esnasıda hayatını kaybetti (1583). Ancak oğlu Tevekkel Baba Sultanı

376Muhammed Bilal Çelik, “Yarkend Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Harunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.642. 377İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.273-375; S. G. Klyashtorny -

T. İ. Sultanov, a. g. e., s.287-293. 378İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.275-276.

Page 255: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

255

yakalatarak öldürttü. Tevekkel Han (1583-1598) Sırderya boyundaki ve Türkistan bölgesindeki

şehirleri ele geçirmek amacıyla sebatlı bir mücadele yürüttü. Neticede 1598 yılında Buhara

Hanı II. Abdullah’ın ölümünün ardından amacına ulaştı. Böylece Sırderya boyu ile Yesi,

Sayram, Taşkent ve Andican dâhil Kazakistan’ın güneyindeki şehirler Kazak Hanlığı’nın

hâkimiyetine girdi379.

13.2.7. İşim Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

Tevekkel Han’ın 1598 yılında ölümünün ardından kardeşi İşim Kazak Hanı oldu. İşim

Han 1603 yılında Baki Muhammed ve 1611-1612 yıllarında da İmamkulu Han’ın Taşkent’i

Kazaklardan geri almak amacıyla yaptıkları saldırılara başarıyla karşı koyarak Buhara Hanlığı

ordularını iki kez mağlup etti. İşim Han Türkistan Vilayeti’nde hüküm sürerken, 1613 yılında

Taşkent Hâkimi Tursun Sultan kendini Kazak Hanı olarak ilan etti. Bazı Kazak grupları da onu

destekledi. Kalmukların Kazak Hanlığı’nın doğu ve kuzeydoğu sınırlarını tehdit eden saldırıları

nedeniyle İşim Han Tursun Han’ın Taşkent ve çevresindeki faaliyetlerine bir süreliğine göz

yummak zorunda kaldı. Hatta Buhara Hanı İmamkulu’dan aldığı destekle Andican’da

ayaklanma çıkaran Abılay Sultan’a karşı her iki Kazak Hanı ittifak kurdular. Abılay Sultan

1623 yılında İmamkulu Han’ın Taşkent seferine katıldı. Ne var ki savaş esnasında Kazaklar

tarafından bozguna uğratılarak kaçtı ve Tursun Han Buhara kuvvetlerini ağır bir mağlubiyete

uğrattı. 1624 yılında Tursun Han ve İşim Han Abılay Sultan’ı cezalandırmak amacıyla Andican

üzerine ortaklaşa bir sefer icra ettiler. Zor duruma düşen Abılay Sultan İmamkulu Han’dan

yardım istedi. Bunun üzerine Andican’a doğru hareket eden Buhara ordusu Kazaklar tarafından

mağlup edildi ise de Andican ele geçirilemedi. Tursun Han ile İşim Han arasındaki ittifak 1627

yılında sona erdi. Zira Kalmuklar üzerine yaptığı seferden dönen İşim Han Tursun Han’ın

gönderdiği kuvvetler tarafından pusuya düşürülmek istendi. Ancak Sayram yakınlarında

cereyan eden savaşta İşim Han zafer kazandı. Taşkent’i kuşatan İşim Han Tursun Hanı

yakalayarak öldürttü. Böylece Kazak Hanlığı’nı kendi iktidarı altında yeniden birleştirdi. Ne

var ki kendisi de kısa bir süre sonra vefat etti (1628)380.

379S. G. Klyashtorny - T. İ. Sultanov, a. g. e., s.297-300; Osman Yorulmaz, a. g. m., s.455-456. 380İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.282-286; S. G. Klyashtorny - T.

İ. Sultanov, a. g. e., s.301-306; Osman Yorulmaz, a. g. m., s.457-459.

Page 256: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

256

13.2.8. Cihangir Han ve Kalmuklarla Mücadelesi

İşim Han’dan sonra Kazak Hanlığı’nın durumu çok daha fazla kötüleşti. İç karışıklıklar

çoğaldı ve Kalmuklar bir süreliğine Yedisu’nun bir kısmını işgal ederek buradaki göçer Kazak

ve Kırgızları boyunduruk altına aldılar. Buhara orduları Taşkent’i ele geçirip Kazakları

sıkıştırdıysalar da, Kazak hanlarından biri olan Cihangir Han Buhara Hanını Kalmuklara karşı

mücadele etmek için askeri ittifak kurmanın şart olduğuna ikna etti. Cihangir Han hayatının

büyük bir kısmını Kalmukların saldırılarına karşı koymakla geçirdi. Neticede bu

mücadelelerden biri esnasında hayatını kaybetti (1652). Cihangir Han’ın vefatından sonra

Kazak tahtına çıkan Bahadur (Batur) Han (1652-1680) devrinde Çungar Hanlığı’nda iç

mücadeleler sebebiyle Kalmukların Kazak topraklarına büyük çaplı saldırıları sözkonusu

olmadı381.

13.2.9. Tavke Han’ın İktidarı Devrinde Kazak Hanlığı

1680 yılında Kazak Hanlığı’nın tahtına Cihangir Han’ın oğlu Tavke Han (1680-1715)

çıktı. Yeni Han kabile gruplarının beylerinin desteğine dayanarak hâkimiyetini güçlendirmeye

çalıştı. Etrafını beylerle çeviren Tavke Han ayrılıkçı hareketlere karşı mücadele etti. Onun

devrinde Kazak birliği Kırgız ve Kara Kalpaklarla birlikte güçlenerek, Çungar Hanlığı’nı kuran

Kalmukların Kazak topraklarına yaptıkları saldırıları belli oranda etkisiz hale getirildi. Ne var

ki Kalmukların ardı arkası kesilmeyen saldırıları, iç çatışmalar, Özbek hanları ile istikrarsız

münasebetler ve Kazak topraklarının kuzey, batı ve doğusundaki Rus askeri tahkimatları

Kazakistan’ın iktisadi ve siyasî durumunda mühim zorluklar meydana getirdi. Ülkenin birliğini

sağlamak için mücadele eden Tavke Han zamanında yapılan önemli ıslahatlardan biri olarak

örf ve geleneklere dayanan hukukun yasaları, kanunların ve yönetim sisteminin ana prensipleri

ve devletin teşkilatlandırılma esasını oluşturan Yedi Yargı’nın yürürlüğe girmesiydi382.

381İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, s.286-289; S. G. Klyashtorny - T.

İ. Sultanov, a. g. e., s.307, 312-314; Osman Yorulmaz, a. g. m., s.459-460. 382S. G. Klyashtorny - T. İ. Sultanov, a. g. e., s.319-328; İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih

Dney v Pyati Tomah, s.334-341.

Page 257: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

257

13.2.10. Kazak Hanlığı’nın Cüzlere Ayrılması

Tavke Han’ın 1715 yılında vefat etmesinden sonra Kazak Hanlığı’nın başına Kayıp Han

(1715-1718) geçti. Onun kısa iktidarı devrinde iç çekişmeler ve Kalmukların saldırıları devam

etti. Kayıp Han’ın ölümünden sonra Kazak tahtına Tavke Han’ın oğlu Bolat Han (1718-1730)

çıktı. Cüzler arasında siyasî birliğin sağlanamaması neticesinde 1723 yılında Kalmuklar Kazak

Hanlığı’nın büyük bir kısmını işgal ettiler. Büyük bir yıkım yapan Kalmuklar çok sayıda insanı

katlettiler. Kazak cüzlerini hâkimiyeti altında birleştirme çabaları neticesiz kalan Bolat Han

1729 yılında Kalmuklara karşı elde ettiği zaferden sonra vefat etti. Onun ölümünden sonra

yerine geçen oğlu Ebu’l-Membet Han ile Küçük Cüz’ün başıdaki Ebu’l-Hayr Han ihtilafa

düştü. Kazak sultanlarına hâkimiyetini kabul ettiremeyen Ebu’l-Hayr Han 1731 yılında Küçük

Cüz’ün bağımsızlığını ilan etti. Böylece Kazak Hanlığı Ulu, Orta ve Küçük Cüz olmak üzere

üç ayrı idareye bölündü383.

13.2.11. Kazak Cüzleri’nin Rus Hâkimiyetine Girmesi

1731-1740 yılları arasında bilhassa Çungar Hanlığı’nın saldırılarına karşı güçlü bir

devletin desteğini sağlamak isteyen Kazak hanlarının girişimleriyle önce Küçük Cüz daha sonra

Orta Cüz Rus İmparatorluğu’nun himayesi altına girdi. Böylece Kazak topraklarının Rusya’ya

bağlanması süreci başladı. Küçük Cüz’de Ebu’l-Hayr Han’ın 1748 yılında Orta Cüz’den Barak

Sultan tarafından öldürülmesinden sonra tahta Nurali Han (1748-1786) çıktı. Nurali Han’ın Rus

yanlısı siyaseti ve uruklar arasında otoriteyi sağlayamaması yüzünden çok sayıda Küçük Cüz

Kazağı 1782 yılında Sırım Batır yönetiminde büyük bir ayaklanma çıkardı. Ayaklanmayı

bastırmakta zorlanan Nurali Han 1786 yılında Rus yönetimi tarafından azl edildi. Rusya

tarafından Küçük Cüz’ün Hanı olarak atanan Erali Han (1790-1794) ve İşim Han (1796-1797)

devirlerinde işler daha da karıştı. Bunun üzerine Küçük Cüz’ün bağlı olduğu Orenburg Askeri

Valisi tarafından Han makamı lağvedildi. Bunun yerine Şura sistemi getirildi. Buna göre Küçük

Cüz Ebu’l-Hayr Han’ın oğlu Ayçuvak Sultan’ın başkanı olduğu her boydan ikişer beyin ve bir

Rus temsilcinin katıldığı Şura tarafından yönetilmeye başlandı. Ancak Nurali’nin oğlu

Karatay’ın Han ilan edilmesini isteyen sultanların baskısı neticesinde yeniden Han atanması

sistemine geçildi. Böylece Ayçuvak Sultan Han ilan edildi. Ancak Kazakların desteğini alan

383Osman Yorulmaz, Kazak Türkleri ile Çarlık Rusya Arasındaki İlişkiler, TTK Yayınları, Ankara, 2013, s.91-

110.

Page 258: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

258

Karatay Sultan onun Hanlığı’nı tanımadı. 1801 yılında Küçük Cüz Kazaklarından 10.000 çadır

kadar bir grup Nurali Han’ın oğlu Bökey Sultan idaresinde Rusya’nın izniyle yurtlarını terk

ederek Yayık ile İdil Nehirleri arasında Narınkum denilen bölgeye göç ettiler. Böylece Bökey

Ordası meydana geldi. Cantöre Sultan (1805-1809)’ın Han makamında kaldığı kısa süreden

sonra Küçük Kazak Cüzüne Rus köylüleri yerleştirmek amacıyla Novoiletsk yolunun yapımına

başlandı. 1812 yılında Küçük Cüz’de Han olarak Ayçavuk’un oğlu Şirgazi atandı. 1815

yılından itibaren Arıngazi Kazaklar arasında lider olarak ön plana çıkmaya başladı. Ancak 1823

yılında müzakere yapmak için gittiği St. Petersburg’da tutuklandı ve hapse atıldı. Bundan bir

yıl sonra Rus İmparatorunun fermanıyla Küçük Cüz’de hanlık makamı ilga edildi384.

Orta Cüz’de de Kazak hâkimiyetinin Rusya’ya geçmesi süreci uzun sürdü. Önce

Kalmuklar 1740-1741 yıllarında Orta Cüz’e saldırarak burayı yaklaşık 15 yıl hâkimiyet altında

tuttular. 1758 yılında Mançular Çungar Hanlığı’nı ortadan kaldırınca Orta Cüz bu tehditten

kurtuldu. Ne var ki, Orta Cüz’e giren Mançu Ordusu karşısında tutunamayan Kazak yöneticileri

(Ebu’l-Mambet Han ve Abılay Sultan) bu kez temsilcilerini Pekin’e yollayarak Çin’e tâbi

olmak zorunda kaldılar. Abılay Han (1771-1781) Mançularla siyasî ve iktisadi münasebetleri

geliştirdi. Resmî olarak Rus İmparatorluğu’na bağlılığını da devam ettirdi. Ayrıca yaptığı idari

düzenlemelerle Orta Cüz’de otoritesini güçlendirdi. Bu sayede Sırderya boylarındaki Türkistan,

Suzak, Sayram ve Çimkent gibi şehirleri yeniden Kazak topraklarına bağladı. Abılay Han’dan

sonra Orta Cüz’ün başına geçen oğlu Vali Han Kazaklar arasında birliği sağlayamadı. Neticede

1822 yılında Orta Cüz Rus İmparatorluğu tarafından ılga edilerek Sibir Kırgızları Eyaleti olarak

Rusya’ya dâhil edildi385.

Ulu Cüz ise 1723 yılından itibaren Çungar Hanlığı’na tâbi olmuştu. 1758 yılından

itibaren de Çungar Hanlığı’nı ortadan kaldıran Mançuların idaresi altına girmişti. 1770’li yıllar

boyunca Ulu Cüz’ün büyük bir kısmında Orta Cüz Hanı Abılay’ın nüfuzu arttı. Daha sonra Ulu

Cüz topraklarının önemli bir kısmını oluşturan Güney Kazakistan sahasında yer alan Türkistan,

Sayram, Çimkent ve çevresi Taşkent Hükümdarı Yunus Hoca’nın idaresi altına girdi. Ne var

ki, 1806 yılında Taşkent’i ele geçiren Alim Han bahsi geçen Güney Kazakistan sahasını Hokand

Hanlığı’na bağladı. 1830 yılında Mumammed Ali Han’ın Mançularla yaptığı anlaşmadan sonra

İli havzasındaki bazı Ulu Cüz Kazakları da Hokand Hanlığı’na tâbi hale geldi. Nihayet Rus

İmparatorluğu 1853 yılından 1865’e kadar Ak-Mescid, Tokmak, Bişkek, Suzak, Çimkent,

384Osman Yorulmaz, a. g. m., s.463-467. 385Osman Yorulmaz, a. g. m., s.467-470.

Page 259: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

259

Evliya-Ata, Türkistan ve Taşkent’i işgal ederek Ulu Cüz topraklarının büyük bir kısmını idari

sistemine dâhil etti386.

386Osman Yorulmaz, a. g. m., s.470-471.

Page 260: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

260

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Sibir Hanlığı’nın sınırları; İbak Han ve Sibir Hanlığı’nın kuruluşu; Sibir

Hanlığı’nda Taybuğaoğullarının iktidarı devresi; Küçüm Han ve Sibir Hanlığı’nda

Şıbanoğullarının hâkimiyeti ele geçirmesi; Sibir Hanlığı’nın Rus Çarlığı tarafından işgal

edilmesi; Kazak Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları; 16-17. yüzyıllarda tahta çıkan Kazak

hanlarının iktidarları devirlerinin önemli olayları; Kazak Hanlığı’nın cüzlere ayrılması ve 18-

19. yüzyıllarda Kazak topraklarının Rusya’nın hâkimiyeti altına girmesi süreci gibi konular

anlatılmıştır.

Page 261: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

261

Bölüm Soruları

1) Sibir Hanlığı’nın kurucusu kimdir?

a) Mar Bek

b) İbak Han

c) Ebu’l-Hayr Han

d) Küçüm Han

e) Kasım Han

2) Sibir Hanlığı’nın işgaliyle ilgili olarak verilen aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Rus Çarlığı Sibir Hanlığı’nın işgali için Moskova’da nüfuz sahibi olan Stragonovlar

ailesini görevlendirmiştir.

b) Ruslar Sibirya’nın işgali için Yermak Timofeeviç adlı Don Kozaklarının Atamanı ile

işbirliği yapmışlardır.

c) Sibir Hanlığı 1582 yılı sonbaharında işgal edildi.

d) Küçüm Han Sibir Hanlığı için mücadeleye devam etti ve Mangıtların yardımıyla 1598

yılında Sibir Hanlığı’nı geri almayı başardı.

e) Rus yönetimi 1583 yılında Sibirya’ya 500 kişilik takviye kuvveti gönderdi.

3) Kazak Hanlığı ……….ve ………. bölgelerinde kuruldu.

Yukarıda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

a) Fergana ve Çadak

b) Kozıbaşı ve Yedisu

c) Maveraünnehir ve Harezm

d) Aral ve İdil-Ural

e) İrtış ve Tobol

4) Kazak Hanlığı en geniş sınırlarına hangi hanın döneminde ulaşmıştır?

a) Canibek Han

b) Haknazar Han

c) Burındık Han

d) Kasım Han

e) Tavke Han

5) Tavke Han tarafından yürülüğe sokulan hukuk düzenlemesinin adı nedir?

a) Yedi Yargı

b) Kanunnâme-î Kazak

c) Kazak Yasası

d) İslam Hukuku

e) Töre

6) Tevekkel Han ile ilgili olarak verilen aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur ?

a) Tevekkel Han devrinde Yesi, Sayram, Taşkent ve Andican şehirleri Kazak Hanlığı’nın

hâkimiyetine girdi.

b) Tevekkel Han Kazak Hanlığı’nın sınırlarını batıda İdil Nehri’ne kadar genişletti.

c) Tevekkel Han Yarkend Hanı Abdurreşid ile Kalmuklara karşı ittifak kurdu.

Page 262: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

262

d) Tevekkel Han Taşkent’i ele geçirmek için Buhara Hanı II. Abdullah’a karşı giriştiği

savaşı kaybetti ve yeğeni Baba Sultan tarafından öldürüldü.

e) Tevekkel Han devrinde Kazak Hanlığı Kalmuklar tarafından işgal edildi.

7) İşim Han’la ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Kalmukların saldırılarına karşı koymaya çalışmıştır.

b) İç isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır.

c) Taşkent’i ele geçirmek isteyen Buhara hanlarını mağlup etmiştir.

d) Kalmuk tehdidinden dolayı Taşkent’te kendisini Han olarak ilan eden Tursun Sultan’a

müdahalede bulunmamıştır.

e) 1628 yılında Sayram yakınlarında Tursun Sultan tarafından pusuya düşürülerek

öldürülmüştür.

8) Aşağıdaki şehirlerden hangisi Sibir Hanlığı’nın ilk başkentidir?

a) Tümen (Çimgi Tura)

b) İsker (Sibir)

c) Kaşlık

d) Yavlu Tura

e) Kasım Tura

9) Kazak cüzlerinin yöneticilerinin Rusya’nın himayesine girmek istemelerinin sebebi nedir?

a) Rusya’nın desteği ile Kazak Hanlığı’nda hâkimiyet sağlamak istemeleri,

b) Rusya’nın Kazak topraklarını işgal etmesinden çekinmeleri,

c) Kalmukların (Çungar Hanlığı) saldırılarına karşı güçlü bir devletin himayesine girerek

korunmak istemeleri,

d) Çin yayılmasına karşı Rusya’nın koruması altına girmek istemeleri,

e) Ekonomik krizden dolayı Rusya’nın maddi desteğini sağlamak istemeleri.

10) Türkistan hanlıklarından hangisi 19. yüzyılın ilk yarısında Ulu Cüze ait Güney Kazak

bozkırını hâkimiyet altına almıştır?

a) Buhara Hanlığı

b) Hive Hanlığı

c) Hokand Hanlığı

d) Taşkent Hanlığı

e) Çungar Hanlığı

Cevaplar

1) b 2) d 3) b 4) d 5) a 6) a 7) e 8) a 9) c 10) c

Page 263: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

263

14.ALTIN ORDA’NIN MİRASÇILARI 4: KIRIM HANLIĞI

Page 264: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

264

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

14.1. Kırım Hanlığı’nın Kuruluşu ve Osmanlı Devleti’nin Himayesine Girmesi

14.2. Kırım Hanlığı’nın Sınırları

14.3. Kırım Hanlığı’nın Siyasî Tarihi

14.3.1. Osmanlı Devleti’nin Kefe’yi Fethi ve I. Mengli Giray’ın Kırım Hanı

Olması

14.3.2. Muhammed Giray’ın İktidarı Devrinde Kırım Hanlığı

14.3.3. Saadet Giray’ın İktidarı Devrinde Kırım Hanlığı

14.3.4. Sahib Giray’ın İktidarı Devrinde Kırım Hanlığı

14.3.5. Devlet Giray’ın İktidarı Devrinde Kırım Hanlığı

14.3.6. II. Muhammed Giray’ın İktidarı Devrinde Kırım Hanlığı

14.3.7. İslâm Giray’ın İktidarı Devrinde Kırım Hanlığı

14.3.8. II. Gazi Giray’ın İktidarı Devrinde Kırım Hanlığı

14.4. 17. Yüzyılda Kırım Hanları

14.5. 18. Yüzyılda Kırım Hanlığı

14.6. Kırım Hanlığı’nın Rus İmparatorluğu Tarafından İşgal Edilmesi

Page 265: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

265

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

1) Kırım Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları hakkında bilgi veriniz?

2) Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Devleti’nin himayesine girmesi ne şekilde olmuştur,

açıklayınız?

3) 16. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın siyasi tarihi hakkında bilgi veriniz?

4) 17. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın siyasi tarihi hakkında bilgi veriniz?

5) 18. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın siyasi tarihi hakkında bilgi veriniz?

Page 266: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

266

Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri

Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde

edileceği veya geliştirileceği

Kırım Hanlığı’nın Kuruluşu,

Sınırları ve Osmanlı

Devleti’nin Himayesine

Girmesi

Kırım Hanlığı’nın nasıl

kurulduğunu, sınırlarını ve

Osmanlı Devleti’nin

himayesine ne şekilde girdiğini

öğrenmek.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

16. Yüzyılda Kırım Hanlığı’nın

Siyasi Tarihi

16. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın

siyasi tarihi hakkında genel

bilgi sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

17. Yüzyılda Kırım Hanlığı’nın

Siyasi Tarihi

16. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın

siyasi tarihi hakkında genel

bilgi sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

18. Yüzyılda Kırım Hanlığı ve

Rusların Kırım’ı İşgal Süreci

18. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın

siyasi tarihi ve bu çerçevede

Kırım’ın Rus işgaline uğraması

süreci hakkında genel bilgi

sahibi olmak.

Kazanım okuyarak ve

araştırarak geliştirilecektir.

Page 267: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

267

Anahtar Kavramlar

• Kırım Hanlığı

• Hacı Giray

• Kefe

• Osmanlı Devleti

• Rusya

• Kırım Tatarları

Page 268: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

268

14.1. Kırım Hanlığı’nın Kurulışu ve Osmanlı Devleti’nin Himayesine Girmesi

Tarih kaynaklarının birçoğu Kırım Hanlığı’nın Kırım Yarımadası’nın yöneticisi olan

Hacı Giray tarafından Litvanya Kralı IV. Kazimir’in desteğiyle 1440’lı yılların başlarında

kurulduğunu iddia etmektedirler387. Esasında onun Kırım’da müstakil bir hanlık tesis etmesinde

başını Barın ve Şirin kabilelerinin çektiği Kırım Yarımadası’nda yurtlanmış Tatarların

desteğinin büyük katkısı oldu. Bununla birlikte 1470’li yıllarda Kırım Yarımadası’nın güney

sahilindeki toprakları (1475’te Kefe) ele geçiren Osmanlı Devleti Kırım Hanlığı’nın iç ve dış

siyasetine nüfuz etmeye başladı. Osmanlı padişahları Kırım tahtına çıkacak hanların

belirlenmesi hakkına sahiptiler. Kırım tahtına çıkacak Han’ın Osmanlı padişahından özel bir

berat alması gerekiyordu. Ayrıca Kırım Hanının oğullarından birinin İstanbul’da rehin olarak

kalması gerekiyordu. Osmanlı padişahları hanlara ve onların ailelerine iaşeleri için maddi

yardımlarda bulunuyorlardı. Osmanlı padişahları Kırım hanlarını kontrolleri altında tutmak için

Kefe Kalesi’nde kendi emirlerinde bulunan belirli miktarda askeri kuvvet tutuyorlardı. Neticede

XVI. yüzyılın başlarından itibaren Kırım Hanlığı Osmanlı Devletinin Doğu Avrupa siyasetinin

belirleyici unsuru ve bölgedeki silahlı gücü haline geldi. Nitekim Kırım ordusu Osmanlı

sultanlarının seferlerine düzenli olarak katılmak zorundaydı388.

14.2. Kırım Hanlığı’nın Sınırları

Kırım hanlarının hâkimiyet sahası öncelikle Kırım yarımadasının bozkır kısmını ve

Kırım dağlarının kuzey kuşağını kapsıyordu. Kırım Yarımadası’nın güney sahilleri Hanlığa ait

değildi. Önce Cenevizlerin hâkimiyetinde bulunan bu bölge, 1475’den itibaren Osmanlı

Devleti’nin kontrolüne girdi. Hanlığın sınırları doğuda Moloçnaya Voda Nehri’ne kadar,

kuzeyde Dnyeper’in sol tarafında İslam Kermen Kalesini aşarak Konskie Vodı Nehri’ne kadar,

batıda ise Akkerman yakınında Bug Nehri’ne ulaşıyordu. Kırım Hanlığı’nın güneyinde

387Seyyid Mehmed Rıza, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr Fî Ahbâr-ı Mülûki’t-Tatar (Tenkitli Metin Neşri, İnceleme), Haz.

Yavuz Söylemez, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi SBE Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir, 2016,

s.103-107; Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr (Transkripsiyon, Faksimile), Haz. Derya Derin

Paşaoğlu, Kazan, 2014, s.278b; Halim Giray, Gülbün-i Hânân, İstanbul, 1327, s.3-7; V. D. Smirnov, Krımskoe

Hanstvo pod Verhovenstvom Otomanskoy Portı do Naçala XVIII Veka, S. Peterburg, 1887, s.226-228; Muzaffer

Ürekli, Kırım Hanlığı’nın Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi (1441-1569), TKAE Yayınları, Ankara, 1989, s.1-13; Ahmet Mutlu, “Hacı Giray”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C.14, İstanbul, 1996, s.474-475. 388Bkz.: Halil İnalcık, “Yeni Vesikalara Göre Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Tâbiliğine Girmesi ve Ahidname

Meselesi”, Belleten, C. VIII, Sayı: 30, Ankara, 1944, s.185-229; Alan Fisher, Kırım Tatarları, Çev. Eşref B.

Özbile, Selenge Yayınları, İstanbul, 2009, s.16-27.

Page 269: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

269

Osmanlı Devleti, doğusunda Ulu Orda (sonraları Astarhan Hanlığı ve Nogay Ordası),

kuzeyinde Moskova Knezliği ve batısında Litvanya Krallığı ile Lehistan bulunuyordu389.

14.3.Kırım Hanlığı’nın Siyasî Tarihi

14.3.1. Osmanlı Devleti’nin Kefe’yi Fethi ve I. Mengli Giray’ın Han Olması

1466’da Hacı Giray’ın vefatından sonra Kırım tahtına büyük oğlu Nur Devlet Giray

çıktı. Ancak küçük biraderi I. Mengli Giray onun hâkimiyetine karşı çıktı ve 1468’de Kırım

tahtını ele geçirdi. Bu durumda Nur Devlet Giray Kırım’dan kaçtı ve hâkimiyeti geri alabilmek

için müttefikler aramaya başladı. Bilhassa Ulu Orda hanlarının ve Litvanya Büyük Knezi IV.

Kazimir’in desteğini sağlamaya çalıştı. Buna karşılık I. Mengli Giray ise Moskova Büyük

Knezi III. İvan Vasiliyeviç’le ittifaka girdi. Neticede Nur Devlet Giray 1476 yılında bütün

Kırım Hanlığı’na hâkim olmayı başardı. I. Mengli Giray ise Kefe’ye kaçarak Cenevizlere

sığındı. Bu arada Fatih Sultan Mehmed’e müracaat ederek onu Kefe’yi fethetmeye davet etti.

Bunun üzerine Cenevizliler I. Mengli Giray’ı hapsettiler. Ancak Karadeniz’i bir Türk gölü

haline getirmek isteyen Osmanlı Padişahı, Sadrazam Gedik Ahmed Paşa’yı 300 gemiyle

Kefe’yi fethetmeye yolladı. Neticede Kefe’yi Cenevizlerden alan Osmanlı ordusu sayesinde I.

Mengli Giray hapisten kurtuldu ve Gedik Ahmed Paşa’nın desteğiyle 1478 yılında Kırım tahtını

yeniden ele geçirdi. I. Mengli Giray 1484 yılında Baserabya bölgesinde Kili ve Akkerman

kalelerinin Osmanlı ordusu tarafından fethedilmesinde büyük katkı sağlayarak Padişaha

vefasını gösterdi. Ayrıca kayınpederi olduğu Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı tahtına çıkmasına

da yardım etti. I. Mengli Giray 1502 yılında Ulu Orda üzerine sefer düzenledi ve Saray şehrini

yıkarak Altın Orda’nın devamı niteliğindeki bu hanlığa son verdi. III. İvan’ın ölümünden sonra

1507 yılında Moskova’ya karşı Litvanya Kralı IV. Kazimir ile ittifak tesis etti390.

14.3.2. Muhammed Giray’ın İktidarı Devrinde (1514-1523) Kırım Hanlığı

I. Mengli Giray’ın 1514 yılında vefat etmesinden sonra yerine geçen oğlu I. Muhammed

Giray 1517 yılında Moskova üzerine bir ordu yolladı ve Ruslara büyük darbeler indirdi. Ancak

389D. M. İshakov, Tyurko-Tatarskie Gosudarstva XV-XVI vv., İzdatelstvo İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT,

Kazan, 2004, s.24-25.

390Geniş bilgi için bkz: V. D. Smirnov, a. g. e., s.251-390; Müneccimbaşı Ahmet Dede, Müneccimbaşı Tarihi.

Sahaif-ül-Ahbar fî Vekayi-ül-a‘sâr, C. II, Haz. İsmail Erünsal, Tercüman Gazetesi Yayınları, İstanbul, (Tarihsiz),

s.381-383; Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.278b-279a.

Page 270: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

270

bir yıl sonra Knez Vasiliy İvanoviç Tatarları mağlup etmeyi başardı. Bunun üzerine iki taraf

arasında barış yapıldı. I. Muhammed Giray 1521 yılında biraderi Kazan Hanı Sahib Giray’la

birlikte Moskova’yı kuşattı. Zor durumda kalan Rusların isteği ile barış yapıldı. Buna karşılık

Rus Knezi Vasiliy Kırım Hanı’na yıllık vergi ödemeyi kabul etti. Muhammed Giray bu zaferden

bir yıl sonra Astarhan’ı ele geçirdi. Ancak Kırım’a dönerken Nogaylar tarafından öldürüldü

(1523)391.

14.3.3. Saadet Giray’ın İktidarı Devrinde (1524-1532) Kırım Hanlığı

I. Muhammed Giray’ın ölümünün ardından Kırım Hanlığı’nın başına oğlu Gazi Giray

geçti. Ancak Kırım ahalisi Osmanlı Padişahı’na müracaat ederek ondan han tayin etmesini talep

etti. Bunun üzerine 1524 yılının Nisan ayında Osmanlı ordusunun desteğiyle Kırım tahtına I.

Muhammed Giray’ın biraderi İstanbul’da yaşayan I. Saadet Giray çıktı. Bununla birlikte

Osmanlı Padişahı Kanunî Sultan Süleyman Gazi Giray’ı amcasının yanında kalgay, yani veliaht

olarak tayin etti. Ancak Saadet Giray yeğenini öldürttü. I. Saadet Giray Perekop bölgesinde

Nogayların saldırılarına engel olmak amacıyla istihkamlar inşa ettirdi. 1531-1532 yıllarında I.

Saadet Giray’ın akrabalarından İslam Giray ayaklandı ve Azak civarında yapılan çarpışmalarda

üstünlük sağlayarak Kırım Hanlığı’na hâkim olunca Saadet Giray İstanbul’a kaçtı392.

14.3.4. Sahib Giray’ın İktidarı Devrinde (1532-1551) Kırım Hanlığı

İslam Giray’ın faaliyetlerinden Kanuni Sultan Süleyman hoşnutsuz idi. Bu yüzden İslam

Giray Padişaha müracaat ederek saltanattan feragat edince eski Kazan Hanı (1521-1524) I.

Sahib Giray Kırım tahtına çıkması için görevlendirildi. Böylelikle Kırım Hanı olan I. Sahib

Giray biraderi İslam Giray’ı önce kendine kalgay tayin etti ise de daha sonra onu öldürttü393.

Bununla birlikte onun iktidarı devri (1532-1551) sükunetle geçti. Uygulamaya soktuğu

düzenleme ile Kırım Yarımadası sakinlerinin göçebe hayat yaşamasını yasakladı394.

391Giray Saynur Derman, “Kırım Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan - İlyas

Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.328-329. 392Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.279b; Halim Giray, Gülbün-i Hânân, s.35-36.

393Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.280a; Halim Giray, Gülbün-i Hânân, s.37-38.

394Alan Fisher, a. g. e., s.68-71.

Page 271: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

271

14.3.5. Devlet Giray’ın İktidarı Devrinde (1551-1577) Kırım Hanlığı

Sahib Giray’ın iktidarının son döneminde başta Sadrazam Rüstem Paşa ve Kefe Valisi

Kasım Paşa olmak üzere Osmanlı yönetimi ile arası bozulmuştu. I. Mengli Giray’ın İstanbul’da

bulunan torunu I. Devlet Giray bu durumdan istifade ederek Kırım tahtına çıkmak istiyordu. Bu

amaçla Osmanlı Yönetimi’nin desteğiyle Kefe’ye gelerek kendini Kırım Hanı ilan etti. O sırada

Kabardin bölgesinde seferde bulunan Sahib Giray ve oğlu Gazi Giray aceleyle Bahçesaray’a

dönerken onun emriyle Taman’da öldürüldüler. Daha sonra sâbık Han’ın bütün ailesi

katledildi395.

Devlet Giray (1551-1577) 1552 yılında Rusların Kazan’ı ele geçirmesine engel olmak

amacıyla Moskova’ya saldırdıysa da başarılı olamayarak geri çekilmek zorunda kaldı. Neticede

Kazan Ruslar tarafından ele geçirildi. İki yıl sonra Astarhan Hanlığı’nı boyunduruk altına alan

Ruslar, 1556 yılında onu da tamamen ortadan kaldırdılar. Bu sırada Kırım Hanlığı’nı baskı

altında tutmayı başardılar. Kazan ve Astarhan’ın birbiri ardına Rus hâkimiyeti altına girmesi

üzerine İdil boyu Tatarlarının istiklaline kavuşması için hem Osmanlı Devleti’ne hem de Kırım

Hanı’na çok sayıda müracaat oldu. İran üzerinden Mekke’ye hac yolculuğu tehlikeli olduğu

için Astarhan güzergâhını kullanan Türkistanlı Müslüman Türkler de Osmanlı Padişahı’ndan

Astarhan’ı Rus işgalinden kurtarması için yardım istediler. Neticede Veziriazam Sokullu

Mehmed Paşa’nın inisiyatifiyle Don-Volga nehirlerinin birbirine en yakın geldiği Perevolok

bölgesinde bir kanal kazılarak birleştirilmesi amacıyla yapılması amaçlanan Kanal Projesi ve

sonrasında da yapılacak seferle İdil boyu Tatarlarının Rus boyunduruğundan kurtarılması

düşüncesiyle harekete geçildi. Kırım Hanı’nın desteğiyle 1569 yılında harekete geçen Osmanlı

Ordusunun başında Kefe Valisi Kasım Paşa bulunuyordu. Perevolok mevkiinde kanal

kazılmaya girişilse de gerek soğukların başlaması gerekse de Kırım Hanı’nın olumsuz tutumu

üzerine Osmanlı askerlerinin moralinin bozulması sebebiyle kanal kazma işine son veren Kasım

Paşa doğrudan Astarhan üzerine yürümeye karar verdi. Ne var ki Osmanlı Ordusu Astarhan’a

yaklaştığı esnada Rusların İran Şahı ile anlaşarak bir ordu sevk ettiği ve Nogayların gizlice

Ruslarla anlaştığı haberleri ulaşınca Kasım Paşa geri çekilmeye karar verdi. Geri çekiliş

esnasında çok sayıda Osmanlı askeri soğuktan ve açlıktan dolayı şehid oldu. Kanal Projesi ve

Astarhan seferinin başarısızlıkla sonuçlanmasının sorumluluğu Osmanlı ordusunun

muvaffakiyete ulaşması halinde Padişah’ın İdil boyuna doğrudan hâkim olması durumunda

395Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.283a-283b; Halim Giray, Gülbün-i Hânân, s.50; Muzaffer Ürekli, a. g.

e., s.40-44.

Page 272: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

272

Kırım Hanlığı’nı da ortadan kaldırabileceğini hesap ederek olumsuz davranan Kırım Hanı’nın

üzerine yüklendi396.

14.3.6. II. Muhammed Giray’ın İktidarı Devrinde (1577-1584) Kırım Hanlığı

Devlet Giray Kırım Hanlığı’nda etkili olan Şirin kabilesini, Nogayları ve Appak soyunu

kendine bağlamayı başararak uzun süre iktidarda kalmayı başardı. Onun 1577 yılında vefat

etmesi üzerine yerine oğlu II. Muhammed Giray Kırım Hanı (1577-1584) oldu. O Osmanlı

İmparatorluğu’nun 1579’daki İran seferine katılarak destek verdi. Bununla birlikte Kırım

Hanlığı’nın içerisinde Nogaylar başta olmak üzere ona karşı muhalefet ortaya çıktı. II.

Muhammed Giray’ın biraderi Alp Giray’ı kalgay yapması gerekirken Saadet Giray’ı veliaht

tayin etmesi üzerine Alp Giray ona karşı ayaklandı. Bu arada 1583 yılında Osmanlı Devleti’nin

İran seferine katılması için III. Murad’dan davet almasına rağmen oğlu Murad Giray’ı sefere

yolladı. Kendisi de Ruslara saldırı düzenledi. Bu durum Padişahın hoşuna gitmedi. Bunun

üzerine Kefe’ye gelen Özdemiroğlu Osman Paşa Muhammed Giray’ın hanlıktan azl edildiğini

ve yerine biraderi İslam Giray’ın atandığını bildiren fermanı getirdi. Alp Giray da Osmanlı

Paşasını destekledi. II. Muhammed Giray Osmanlı Padişahının iradesine karşı koyamayınca

İdil boyundaki Nogaylara sığınmak istedi, ancak Alp Giray tarafından yakalanarak öldürüldü.

Böylece İstanbul’dan gelen II. İslam Giray (1584-1588) Kırım tahtına oturdu397.

14.3.7. II. İslam Giray’ın İktidarı Devrinde (1584-1588) Kırım Hanlığı

Yeni Kırım Hanı II. İslam Giray’ın durumu da sağlam değildi. 1584 yılı yazında II.

Muhammed Giray’ın oğulları Saadet Giray, Safa Giray ve Murad Giray Kırım Nogaylarıyla

yarımadayı tahrip ettiler ve Bahçesaray’ı ele geçirdiler. Saadet Giray Kırım Hanı olarak ilan

edildi. Ne var ki, II. İslam Giray Sultan III. Murad’ın askeri desteğiyle hâkimiyetini muhafaza

edebildi. İsyancı Giraylar Saadet Giray’ı Kırım Han’ı olarak kabul eden Rus Çarı Fedor

İvanoviç’in koruması altına girdiler. Onlardan Murad Giray ise Astarhan’a sığınmak zorunda

kaldı. Han iktidarının prestijinin azalması 1584 yılındaki ayaklanmadan sonra baskılara maruz

kalan Kırımlı asilzadelerin memnuniyetsizliğini arttırdı. İsyancı hanzadelerin ve Sultanın

396Halil İnalcık, “Osmanlı-Rus Rekabetinin Mensei ve Don-Volga Kanalı Tesebbüsü (1569)”, Belleten, C. XII,

Sayı: 46, Ankara, 1948, s.349-402; Dinçer Koç, “Aşağı İdil Boyunda Hâkimiyet Mücadelesi ve Astarhan (Hacı

Tarhan) Hanlığı, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, Cilt:12, Sayı:1, İzmir, 2012, s.480-484.

397Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.284b; V. D. Smirnov, a. g. e., s.436-443; Halil İnalcık, “Kırım Hanlığı,

İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1977, s.748-749.

Page 273: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

273

yanına İstanbul’a kaçmaya başladılar. Han’a bağlı kalan asilzadeler arasında yalnızca Şirin

kabilesinin temsilcileri bulunuyordu. Bu durum Kırım Hanlığı’nın askeri gücünü oldukça

azaltıyordu. Üstelik aynı sıralarda Dnyeper boylarındaki Kozakların saldırıları da söz

konusuydu398.

14.3.8. II. Gazi Giray’ın İktidarı Devrinde (1588-1596, 1597-1608) Kırım Hanlığı

Kırım Hanlığı’nın siyasî istikrarı ancak 1588 yılında İslam Giray’ın vefatından sonra

tahta çıkan II. Muhammed Giray’ın oğullarından II. Gazi Giray’ın iktidarı devrinde (1588-

1596) sağlandı. İstanbul’dan Sultan III. Murad’ın beratıyla Kırım’a gelen yeni Han’ın kalgayı

biraderi Feth Giray, nureddini ise daha evvel göç eden mirzaların bir kısmı ile birlikte Kırım’a

dönmüş olan Safa Giray oldu. II. Gazi Giray derhâl Kırım asilzadelerinin büyük bir

çoğunluğuyla uzlaşı sağladı. II. Muhammed Giray’ın oğullarının taraftarlarından Kutlu Giray

Şirin, Debış Kulioğlu ve Arsanay Diveyoğlu Han’ın yakın çevresinde yer aldılar. II. İslam

Giray’ın taraftarları ise Kefe’ye oradan da İstanbul’a kaçmak zorunda kaldılar. 1590 yılında

Han’ın Giray hanedanından en büyük dayanağı olan Safa Giray’ın ve yakın adamlarından

Arsanay’ın ölmelerinin ardından kalgay Feth Giray ile münasebetleri bozuldu. Buna rağmen

1594 yılında Osmanlı Devleti’nin Avusturya seferine katılarak Yanıkkale’nin fethinde büyük

yararlılık gösterdi. Bir yıl sonra 1595 yılında Boğdan’daki ayaklanmayı da bastırdı. Ancak

1596 yılında Osmanlı ordusunun düzenlediği Eğri Seferi’ne katılmayınca Veziriazam Sinan

Paşa’nın da telkiniyle Sultan III. Mehmed tarafından azledilerek yerine Feth Giray (1596-1597)

atandı. Kırım tahtına çıkan yeni Han Feth Giray yeğenlerinden (Adil Giray’ın oğulları) Baht

Giray’ı kalgay ve Selamet Giray’ı da nureddin olarak belirledi. Ancak Kırım’da otoriteyi

sağlayamadı. Bu arada Feth Giray’ı Kırım tahtına çıkması için destekleyen Veziriazam Sinan

Paşa azledilip yerine İbrahim Paşa geçince İstanbul’dan elde ettiği desteği de kaybetti. Böylece

Sultan III. Mehmed II. Gazi Giray’ı yeniden Kırım Hanı olarak tayin etti. Onun ikinci Hanlık

dönemindeki (1597-1608) ilk icraatı kendisine karşı koymaya çalışan Feth Giray ve ailesini

yakalatarak idam ettirmek oldu. Ayrıca kendisine muhalif olarak gördüğü Saadet Giray’ın oğlu

Devlet Giray ve Şirin Beyi Kutlu Giray gibi bazı asilzâdeleri öldürttü. Kalgay Selamet Giray

Kırım Hanlığı’ndan kaçarak hayatta kalmayı başardı. Bu hadiselerden sonra II. Gazi Giray

oğullarından Tohtamış Giray’ı kalgay, Sefer Giray’ı da nureddin olarak tayin etti. Kırım Hanı

Osmanlı ordusunun 1598-1599 yıllarında düzenlediği Avusturya seferine katılarak Uyvar

398Halim Giray, Gülbün-i Hânân, s.55-56; Halil İnalcık, “Kırım Hanlığı”, s.749; Alan Fisher, a. g. e., s.72-73.

Page 274: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

274

Kalesi’nin fethine yardımcı oldu. Daha sonra 1602 yılında Macaristan seferinde büyük

hizmetlerde bulundu399.

14.4. 17. Yüzyılda Kırım Hanları

II. Gazi Giray 1608 yılında vefat edince İstanbul’da bulunan Devlet Giray’ın oğlu

Selamet Giray Kırım Hanı olarak tayin edildi. Ancak onun iktidarı kısa sürdü. Zira 1610 yılında

vefat etti. Bunun üzerine Osmanlı Sultanının beratıyla Canibek Giray Kırım Hanı olarak

görevlendirildi. Canibek Giray Osmanlı Ordusunun 1617 yılında düzenlediği İran seferine

katıldı. Kendisine muhalif gördüğü Saadet Giray’ın soyundan gelen Muhammed Giray ve Şahin

Giray’ı hâkim oldukları Akkermen bölgesinden uzaklaştırdı. Şahin Giray İran’a kaçarak Şah

Abbas’ın yanına sığındı. İstanbul’a gelen Muhammed Giray ise Rodos’a gönderilerek gözetim

altında tutuldu. Bu hadiselerden sonra Canibek Giray Han Sultan Genç Osman’ın 1620-1621

yıllarında düzenlediği meşhur Lehistan seferine katıldı. Ancak bu seferden sonra Genç Osman

katledilip yerine I. Mustafa geçince veziriazamlığa getirilen Mere Hüseyin Paşa Rodos’ta

bulunan Muhammed Giray’ın Kırım Hanı (1623-1624) olarak tayin edilmesini sağladı.

Azledilen Canibek Giray İstanbul’a geldi ise de sonradan Rodos’a gönderilerek gözetim altında

tutuldu400.

Kardeşi Muhammed Giray’ın Kırım Hanı olduğunu haber alan Şahin Giray da İran’dan

Bahçesaray’a geldi ve kalgay olarak tayin edildi. Muhammed Giray ve Şahin Giray kardeşler

kısa sürede tüm muhalifleri ortadan kaldırdılar. Ancak onların Osmanlı topraklarına

saldırabileceklerine dair şayialar çıkınca İstanbul’daki Padişah Sarayında Rodos'ta bulunan

Canibek Giray’ın tekrar Kırım Hanı yapılmasına karar verildi. Canibek Giray Kefe’ye geldi ise

de Muhammed Giray ona karşı direndi ve Kırımlıların desteği ile başarılı olarak bir süre daha

tahtını muhafaza etti. Ne var ki 1626-1628 yıllarında yeniden azl edilince bu kez Canibek

Giray’a karşı direnişi kaybetti ve çatışma esnasında öldürüldü. Bunun üzerine Şahin Giray da

Çerkeslerin yanına sığındı. Sonra da İstanbul’a gelerek affını istedi, ancak Rodos’ta mecburî

ikâmete gönderilmekten kurtulamadı. Canibek Giray Han 1633-1634 yıllarına kadar tahtta

kaldıktan sonra azledilerek Rodos’a gönderildi. Yerine ise Gazi Giray’ın oğullarından İnayet

Giray geçti. Ancak Osmanlı İmparatorluğu aleyhine faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle o da

399Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.284b, 285a-285b, 286a; Halim Giray, Gülbün-i Hânân, s.60-63; V. D.

Smirnov, a. g. e., s.436-443; Alan Fisher, a. g. e., s.73; Giray Saynur Derman, a. g. m., s.336-337. 400Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.286a-286b; V. D. Smirnov, a. g. e., s.444-466; Giray Saynur Derman,

a. g. m., s.338.

Page 275: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

275

azledilerek yakalandı ve idam ettirildi (1637). Ondan sonra Selamet Girayın oğulları Bahadır

Giray (1637-1640), IV. Muhammed Giray (1640-1655) ve III. İslam Giray (1655-1665) ard

ardına Kırım Hanlığı tahtına çıktılar401.

III. İslam Giray Han Ak Çokmak liderliğinde başkaldıran Jana Kabilesinin isyanını

bastırdı. Nureddin Adil Giray’ı Moskova üzerine sefere yolladı. Rusların Kırım kuvvetlerine

mağlup olması üzerine Rus Çarı büyük bir haraç (sincap ve samur kürkleri, altın ve başka

değerli hediyeler) karşılığında barış yapmak zorunda kaldı. III. İslam Giray Rusların yanı sıra

Lehistan üzerine de bir saldırı düzenleyerek Lehleri mağlup etti. Leh Kralı ancak 200 bin altın

ve başka değerli eşyalar karşılığında barışı sağlayabildi. Ayrıca Kırım Hanlığı’na senelik haraç

ödemeyi de kabul etti. Askeri başarılarıyla dikkat çeken İslam Giray’ın vefatından sonra IV.

Muhammed Giray 1655 yılında ikinci kez Kırım Hanı oldu. Muhammed Giray’ın Osmanlı

Ordusunun 1662-1663 yıllarında düzenlediği Uyvar seferine bizzat kıtılmayarak yerine oğlu

Canibek’i göndermesi onun Osmanlı Veziriazamı Fazıl Ahmed Paşa nezdinde itabarını

zedeledi. Bunun üzerine 1665 yılında Osmanlı Padişahı IV. Mehmed’in fermanıyla azledildi ve

yerine Adil Giray atandı. Adil Giray’ın Kırım Hanı olmasında Fazıl Ahmed Paşa’ya yakın

Kırımlı İslam Ağa’nın rolü büyüktü. Ancak buna rağmen Adil Giray İslam Ağa’yı ve bazı Şirin

kabilesi mensubu mirzaları öldürttü. Onun katliamlarından korkan Kırımlı asilzadeler mallarını

bırakarak kaçtılar. Şikayetler Osmanlı Sarayına ulaşınca Padişah adına onların mallarının iade

edilmesi ve Kırım’a geri dönüşlerinin sağlanması için bir ferman çıkarıldı. Ne var ki, Padişahın

emirlerini dinlemeyince azledilerek Rodos’a sürgün edildi. Yerine ise Selim Giray Han (1670-

1677) geçti. Selim Giray Han 1672 yılında Osmanlı ordusunun Lehistan seferine katılarak Bar

Kalesini zaptetti. Ardından 1674 yılında Padişah IV. Mehmed’in Hotin seferine katıldı402.

1677 yılında Kırım Hanlığı’nın başına Murad Giray geçti. Murad Giray II. Viyana

Seferine katıldı. Ancak seferin icraasında Osmanlı Veziriazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa

ile anlaşmazlığa düştü. Viyana önlerine kadar gelen Osmanlı-Kırım kuvvetleri büyük

gânimetler elde etti. Ne var ki, Kırım kuvvetlerinin ekseriyetinin zor durumda bulunan Abaza

Hüseyin Paşa’ya yardıma gitmeyerek gânimetlerle geri dönmesi Osmanlı ordusunun

başarısızlıkla geri çekilmesinde önemli rol oynadı. Bu durum Murad Giray’ın Kırım Hanlığı

tahtından azledilmesine yol açtı (1683). Onun yerine II. Hacı Giray geçti. Ancak o da Kırımlı

asilzadelerin taleplerini karşılamayınca Kırım ahalisinin de destek verdiği bir iç isyanla karşı

401Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.286b, 287a-287b, 288a; V. D. Smirnov, a. g. e., s.467-561; Halim Giray,

Gülbün-i Hânân, s.82-104; Halil İnalcık, “Kırım Hanlığı”, s.749.

402Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.288a-288b, 289a-289b; V. D. Smirnov, a. g. e., s.561-585; Halil İnalcık,

“Kırım Hanlığı”, s.750; Giray Saynur Derman, a. g. m., s.341-342.

Page 276: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

276

karşıya kaldı ve Bahçesaray’ı terk ederek Mangup Kalesi’ne çekildi. Memnuniyetsizlerin

Osmanlı Sarayına şikayetleri üzerine de azledildi. Onun yerine Rodos’ta bulunan Selim Giray

ikinci kez Kırım Hanı olarak tayin edildi (1684). Selim Giray Rusların Kırım’a saldırılarını geri

püskürttü. Daha sonra Hanlıktan çekilince yerine II. Saadet Giray geçti. O da 1691’de

azledilince Safa Giray Kırım Hanı (1691-1694) oldu. Bu sıralarda Osmanlı İmparatorluğu

kutsal ittifak kuran Avusturya, Lehistan ve Rusya ile üç cephede savaşıyordu403.

14.5. 18. Yüzyılda Kırım Hanlığı

1694 yılında Kırım tahtına yeniden çıkan Selim Giray’ın üçüncü iktidarının ilk

yıllarında Kırım kuvvetlerinin desteklediği Osmanlı Ordusu Ruslara karşı üstünlüğünü

kaybetti. Bunun neticesinde Özi ve Azak kaleleri Rusların kontrolüne girdi. Ayrıca 1699 yılında

imzalanan Karlofça Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu Kırımlıların Lehistan’a saldırmasına

engel olmayı taahhüt etti. Bu hadiselerden kısa bir süre sonra Selim Giray’ın tahttan çekilmesi

üzerine Kırım Hanlığı’nın başına II. Devlet Giray (1699-1702) geçti. Ancak 1702 yılında

tahttan feragat edince Selim Giray dördüncü kez Kırım tahtına çıkmayı başardı (1702-1704).

Onun 1704 yında vefat etmesi üzerine yerine kısa süre içerisinde önce II. Gazi Giray (1704-

1707), sonra da Kaplan Giray (1707-1708) geçti. Kaplan Giray’ın Kabartay’daki savaşta

yenilgiye uğraması azledilmesine sebep oldu. Bunun üzerine II. Devlet Giray ikinci kez Kırım

Hanlığı’nın tahtına çıktı. 1711 yılında Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı

Ordusunun Ruslar üzerine yaptığı Prut Seferine katıldı. Bu seferde yaptığı büyük hizmetlere

rağmen 1713 yılında azledilerek Rodos’a sürgüne yollandı. Yeniden Han nasbolunan Kaplan

Giray (1713-1716) döneminde Rusya ile akdolunan Edirne Anlaşmasıyla Kırım Hanlığı ile

Rusya arasındaki sınır meselesi halledildi. Onun ardından Han tayin edilen Kara Devlet Giray

(1716-1717), III. Saadet Giray (1717-1724) ve II. Mengli Giray’ın (1724-1730) ardından

Kaplan Giray (1730-1736) üçüncü kez Kırım Hanı oldu. Onun iktidarının son yılında Ruslar

iki koldan (Orkapı ve Azak) Kırım Hanlığı’na saldırdılar. Rus kuvvetlerinin üstünlüğü

karşısında Kırım ordusu geri çekilince Akmescid ve başkent Bahçesaray dâhil birçok yerleşim

yeri yağmalanarak tahrip edildi. Rus işgaline karşı koyamayan Kaplan Giray Osmanlı Padişahı

tarafından azledildi ve yerine II. Feth Giray Kırım Hanı olarak tayin edildi. Bu arada Ruslar

Osmanlı ordusunun Avrupa’da seferde olmasından faydalanarak Özi Kalesini zapt ettiler.

Ayrıca Hotin yakınlarındaki Türk kuvverlerini mağlup ederek Azak Kalesini ele geçirdiler.

403Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.289b, 290a-290b; V. D. Smirnov, a. g. e., s.585-637; Halil İnalcık,

“Kırım Hanlığı”, s.750; Alan Fisher, a. g. e., s.73-74.

Page 277: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

277

Bahçesaray’ın tahribinden sonra II. Feth Giray tarafından geçici olarak Kırım Hanlığı’nın

başkenti yapılan Karasu’nun düşmesi aynı zamanda onun azline sebep oldu (1737). Bu

hadiselerden sonra Kırım tahtına ikince kez çıkarılan II. Mengli Giray Han döneminde Osmanlı

İmparatorluğu ile Rusya arasında 1739 yılında Belgrad Anlaşması yapıldı ve böylece Rusların

Kırım’a saldırıları sona erdi. Bu anlaşmanın imzalanmasından kısa bir süre sonra II. Mengli

Giray vefat etti404.

Rusya ile ciddi çatışmaların yaşanmadığı ancak iç çekişmelerin meydana geldiği

yaklaşık otuz yıl içerisinde II. Selamet Giray (1739-1743), II. Selim Giray (1743-1748), Arslan

Giray (1748-1756) Halim Giray (1756-1758), Kırım Giray (1758-1764), III. Selim Giray

(1764-1767), Arslan Giray (1767, ikinci kez) ve Maksud Giray (1767-1768) birbiri ardına

Kırım Hanı olarak nasbolundular405.

14.6. Kırım Hanlığı’nın Rusya Tarafından İşgal Edilmesi Süreci

Kırım Giray 1768’de ikinci kez Kırım tahtına çıktığında Osmanlı İmparatorluğu

Rusya’ya harp ilan etti. Bunun üzerine Kırım Hanı Ruslara saldırarak başarı kazandı ve 10.000

Rusu esir olarak ele geçirdi. Ancak bu hadiseden kısa bir süre sonra vefat edince yerine III.

Selim Giray yeniden Kırım Hanı olarak tayin edildi. 1770 yılında Rusların Or Kapı

güzergâhından gerçekleştirdiği ilk saldırı Osmanlı Komutanı Silahdar İbrahim Paşa’nın iyi

savunmasıyla geri püskürtüldü ise de, Yedisan ve Edigey Tatarları ile anlaşan Ruslar Bucak’ı

işgal etmeyi başardılar. Ruslar 1771 yılı ilkbaharında Or Kapı’da mevzilenen Türk kuvvetleri

üzerine ikinci kez saldırıya geçti. Bu kez üstünlüğü elde ettiler ve Kırım’ı işgale başladılar.

Bahçesaray, Gözleve, Perekop, Kefe, Kerç ve Yenikale birbiri ardına işgal edildi. III. Selim

Giray Han İstanbul’a kaçmak zorunda kaldı. Osmanlı devlet adamları ile Rus temsilcilerinin

1772 yılında Bükreş’te yaptığı barış müzarekelerinden kesin sonuç alınamadı. Ne var ki, iki

devletin 1774 yılında imzaladığı Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu Kırım

Hanlığı’nın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı. Bu karar Kırım Hanlığı topraklarının Rusya

tarafından işgaline yönelik bir hazırlıktı. Anlaşmanın imzalanmasından sonra Kırım halkının

onayı ile Sahib Giray Kırım Hanı olarak ilan edildiyse de bir yıl sonra mirzaların katı muhalefeti

neticesinde tahttan indirildi. Onun yerine IV. Devlet Giray Han olarak seçildi. Ancak Rus

404Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr, s.291a-291b; Halim Giray, Gülbün-i Hânân, s.110-171; V. D. Smirnov,

Krımskoe Hanstvo pod Verhovenstvom Otomanskoy Portı v XVIII Stoletii, Odessa, 1889, s.1-68; Halil İnalcık,

“Kırım Hanlığı”, s.750-751; Giray Saynur Derman, a. g. m., s.344-348. 405V. D. Smirnov, Krımskoe Hanstvo pod Verhovenstvom Otomanskoy Portı v XVIII Stoletii, s.69-144.

Page 278: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

278

yönetcileri kendi taraftarları olmayan IV. Devlet Giray’ı tahttan indirmek istiyordu. Bu amaçla

kendi himayelerinde olan Şahin Giray’ı Kuban bölgesinde ihdas ettikleri Nogay Hükümeti’nin

başına geçirdiler. Şahin Giray Rusya’nın büyük yardımı ile IV. Devlet Giray’ı mağlup etti ve

1777 yılında Kırım tahtına çıkmayı başardı406.

Şahin Giray 1783 yılı başlarında Han tahtından çekildi. Bu arada Ruslar Kırım, Koban

ve Taman’ı zapt ettiler. Rus İmparatoriçesi II. Ekaterine aynı yıl bir beyanname yayınlayarak

Kırım’ın ilhak edildiğini ilan etti. Bunun ardından bütün toprakları birbiri ardına işgal edilen

Kırım Hanlığı ahalisi çok sayıda Tatar Türkü Osmanlı topraklarına göç etmeye başladı. Kırım’ı

Rus işgalinden kurtarmak amacıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun 1787 yılında başlattığı savaşta

mağlubiyete uğraması üzerine 1792 yılında Yaş Anlaşması yapıldı. Osmanlı İmparatorluğu bu

anlaşmayla Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul etmek zorunda kaldı407.

406V. D. Smirnov, Krımskoe Hanstvo pod Verhovenstvom Otomanskoy Portı v XVIII Stoletii,s.144-212; Halil

İnalcık, “Kırım Hanlığı”, s.751; Alan Fisher, a. g. e., s.79-97. 407V. D. Smirnov, Krımskoe Hanstvo pod Verhovenstvom Otomanskoy Portı v XVIII Stoletii,s.219-246; Halil

İnalcık, “Kırım Hanlığı”, s.751-752; Alan Fisher, a. g. e., s.97-103.

Page 279: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

279

Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Bu bölümde Kırım Hanlığı’nın kuruluşu ve sınırları; Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Devleti’nin

himayesine girmesi süreci; 16. yüzyılda Kırım hanları; 17. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın siyasi

tarihi; 18. yüzyılda Kırım Hanlığı’nın durumu ve Kırım’ın Rus işgaline uğraması süreci gibi

konular anlatılmıştır.

Page 280: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

280

Bölüm Soruları

1) Kırım Hanlığı’nın kurucusu kimdir?

a) Hacı Giray

b) Mengli Giray

c) Nur Devlet Giray

d) Saadet Giray

e) Safa Giray

2) Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Devleti’nin himayesi altında bulunmasıyla ilgili olarak aşağıda

verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

a) Kırım hanları Osmanlı padişahlarının yaptığı askerî seferlere düzenli olarak katılmak

zorundaydılar,

b) Osmanlı padişahları hanlara ve onların ailelerine iaşeleri için maddi yardımlarda

bulunuyorlardı,

c) Kırım tahtına çıkacak Han’ın Osmanlı Padişahından özel bir berat alması gerekiyordu,

d) Kırım Hanının oğullarından birinin İstanbul’da rehin olarak kalması gerekiyordu,

e) Kırım hanları Osmanlı Devlet bürokrasisinde padişahtan sonra geliyorlardı.

3) Kırım Hanlığı’nın sınırlarıyla ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

a) Kırım Hanlığı’nın sınırları batıda Akkirman yakınında Bug Nehri’ne ulaşıyordu,

b) Kırım Yarımadası’nın güney sahilleri önce Cenevizlilerin, 1475 yılından itibaren de

Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girdi,

c) Kırım Hanlığı’nın 17. yüzyılda doğu komşusu Ulu Orda (Taht İli) idi,

d) Kırım Hanlığı’nın kuzeyinde Moskova Büyük Knezliği yer alıyordu,

e) Kırım Hanlığı’nın batısında Litvanya Büyük Knezliği ve Lehistan bulunuyordu.

4) I. Mengli Giray’la ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?

a) Kırım tahtını Fatih Sultan Mehmed’in desteği sayesinde elde edebilmiştir.

b) Nur Devlet Giray’ı tahttan indirmek amacıyla Moskova Büyük Knezi III. İvan ile ittifak

kurmuştur.

c) 1476 yılında Nur Devlet Giray tarafından tahttan indirilince Cenevizlilere sığınmıştır.

d) 1507 yılında düzenlediği seferle Moksova’yı ele geçirerek yakıp yıkmıştır.

e) 1502 yılında Şeyh Ahmed Han’ı mağlup ederek Ulu Orda’ya son vermiştir.

5) 1521-1524 yıllarında Kazan Hanı oldu.

1532-1551 yılları arasında Kırım Hanlığı yaptı.

1540 yılında Kırım Yarımadası sakinlerinin göçebe hayat yaşamasını yasakladı.

Yukarıda verilen bilgiler hangi Kırım Hanı’na aittir?

a) Saadet Giray

Page 281: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

281

b) Sahib Giray

c) İslam Giray

d) Safa Giray

e) I. Muhammed Giray

6) Osmanlı ordusunun 1569 yılında icra ettiği Don-Volga Kanalı’nın kazılması faaliyeti ve

Astarhan seferine katılarak olumsuz tavırlarıyla kazı işinin ve seferin başarısız olmasında etkisi

olan Kırım Hanı kimdir?

a) I. Safa Giray

b) I. Devlet Giray

c) I. Muhammed Giray

d) II. Muhammed Giray

e) II. İslam Giray

7) Osmanlı Devleti Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu hangi anlaşmayla tanımak zorunda

kalmıştır?

a) 1774 Küçük Kaynarca Anlaşması

b) 1791 Ziştovi Anlaşması

c) 1792 Yaş Anlaşması

d) 1829 Edirne Anlaşması

e) 1878 Berlin Anlaşması

8) Rusya İmparatorluğu Kırım’ı ne zaman işgal etmiştir?

a) 1792

b) 1774

c) 1739

d) 1829

e) 1783

9) Kırım Hanı II. Gazi Giray’ın aşağıda verilen akerî faaliyetlerin hangisinde şahsen yer

almamıştır?

a) 1594 Avusturya Seferi

b) 1595 Boğdan Seferi

c) 1596 Eğri Seferi

d) 1598-1599 Uyvar Kalesi’nin fethi

e) 1602 Macaristan Seferi

10) Aşağıdaki Kırım hanlarından hangisi Rus İmparatorluğu’nun desteğiyle IV. Devlet Giray’ı

mağlup ederek tahta çıkmıştır?

a) Selamet Giray

b) Bora Giray

c) Kaplan Giray

d) Şahin Giray

Page 282: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

282

e) II. Mengli Giray

Cevaplar

1) a 2) e 3) c 4) d 5) b 6) b 7) c 8) e 9) c 10) d

Page 283: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

283

KAYNAKÇA

1. Ana Kaynaklar

Abdulgaffar Kırımî, Umdet’ul-Ahbâr (Transkripsiyon, Faksimile), Haz. Derya Derin Paşaoğlu,

Kazan, 2014.

Abdu’r-rezzak İbn İshak Semerkândî, “Matla’u’s-sâdeyn ve Mecma’ul-bahreyn”, Sbornik

Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy

Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım,

İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941, s.190-201.

Abu’l Qasem ibn ‘Ali ibn Mohammad al-Qashani, The History of Uljaytu, Edited by M.

Hambly, Printed in Ziba Press, Tehran, 1969.

Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, Çev. Mürsel Öztürk, C.I, T.C. Kültür

Bakanlığı Yay., Ankara 1988.

Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, Haz. W. de Tıesenhausen, Türkçeye Çev. İsmail Hakkı

İzmirli, İstanbul, Maarif Matbaası, 1941.

Barbaro i Kontarini o Rossii: k İstorii İtalo-Russkih Svyazey, İzdatelstva Akademii Nauk SSSR,

Leningrad, 1971.

Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, C. 1, Çev. A. Sait

Aykut, YKY, İstanbul, 2004.

Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, Târîhu Muhtasari’d-Düvel, Çev. Şerafeddin Yaltkaya, TTK Yay.,

Ankara 2011.

El-Aynî, “Ikdu’l-Cûman”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı,

İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1, Sanktpeterburg, 1884, s.475-

534.

En-Nuveyrî, “Nihâyetu’l-Ereb fî Fûnuni’l-Edeb”, T. 1, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k

İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, Sanktpeterburg,

1884, s.128-171.

Hamdullah M. Kâzvinî, “Târîh-i Gûzîde”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy

Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe

A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad,

1941, s.90-93.

Haydar İbn Ali Hüseyini Râzî, “Târîh-i Hayderî”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii

Zolotoy Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i

Obrabotannıe A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR,

Moskva-Leningrad, 1941, s.213-218.

Page 284: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

284

“Holmogorskaya Letopis – Dvinskoy Letopisets”, PSRL, T.XXXIII, İzdatelstvo “Nauka”

Leningradskoe Otdelenie, Leningrad, 1977.

Ioann de Plano Karpini, İstoriya Mongolov, Vvedenie, Perevod i Primeçaniya A. I. Maleina,

İzdanie A. S. Surova, S.Peterburg, 1911.

İbn Arabşah, Acâibu’l Makdûr (Bozkırdan Gelen Bela), Çev. D. Ahsen Batur, Selenge

Yayınları, İstanbul, 2012.

İbn Arabşah, “Acâibu’l-Makdûr”, T. 1, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy

Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, Sanktpeterburg, 1884, s.455-

474.

İbn Bibi (El-Hüseyin B. Muhammed B. Ali El-Ca’feri Er-Rugadi), El-Evamirü’l – Ala’iye Fi’l

- Umuri’l – Ala’iyye (Selçuk Name) I, Çev. Mürsel Öztürk, T.C. Kültür Bakanlığı Yay., Ankara

1996.

İbn Haldûn, “Kitabu’l –İber divânu’l-mübtedâ ve’l-haber fî eyyamu’l-arab ve’l-acem ve’l-

berber”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy

Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1, Sanktpeterburg, 1884, s.365-394.

İbnü’l-Esir, İslam Tarihi El-Kâmil Fi’t – Târih Tercümesi, C.12, Çev. Ahmet Ağırakça-

Abdülkerim Özaydın, Bahar Yay., İstanbul, 1987.

İdegey Tatarskiy Narodnıy Epos, Per. S. Lipkin, Kazan, 1990.

Josaphat Barbaro, Anadolu’ya ve İran’a Seyahat, Çev. Tufan Gündüz, Yeditepe Yayınları,

İstanbul, 2009.

Kâysunî-zâde Nidâî Remmâl Hoca, Târih-i Sâhib Giray Hân (Historie de Sahib Giray, Khan

de Crimée de 1532 à 1551), Yay. Haz. Özalp Gökbilgin, Atatürk Üniversitesi Yay., Ankara,

1973.

Kniga Marko Polo, İzdatelstvo Nauka, Alma-Ata, 1990.

“Letopis po Lavrentievskomu Spisku”, PSRL, T.I, Sanktpeterburg, 1897.

“Letopis po Voskresenskomu Spisku”, PSRL, T.VII, Sanktpeterburg, 1856.

Letopisi Sibirskie, Sostavitel i Perevodçik E. İ. Dergaveça-Skop, Novosibirskoe Knijnoe

İzdatelstvo, Novosibirsk, 1991.

“Letopis Sbornik, İmenuyemıy Patriarşeyu ili Nikonovskoyu Letopisyu”, PSRL, T.X,

Sanktpeterburg, 1885.

“Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy Patriarşeyu ili Nikonovskogo Letopisyu”, PSRL, T.XI, S.

Peterburg, 1897.

“Letopisnıy Sbornik, İmenuemıy Patriarseyu İli Nikonovskoyu Letopisyu”, PSRL, T. XII, S-

Peterburg, 1901.

Page 285: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

285

“Lvovskaya Letopis”, Ç.2., PSRL, T.XX., S.-Peterburg, 1914.

Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch’ao Pi-shi) Moğolların Gizli Tarihi (Yazılışı: 1240) I, 2.

bs., Terc. Ahmet Temir, TTK Yay., Ankara, 1986.

Marco Polo, Doğu ve Batı Kaynaklarında Çin Seyahati, Haz. Milton Rugoft, Çev. Hande

Loddo, Kaknüs Yayınları, İstanbul, 2003.

Minhâcü’d-din Sirâc el-Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî (Moğol İstilasına Dair Kayıtlar), Çev.

Mustafa Uyar, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2016.

Mirza Haydar Duğlat, Tarih-i Reşidî. Geride Bıraktıklarımızın Hikâyesi, İngilizceden Çev.

Osman Karatay, Selenge Yayınları, İstanbul, 2006.

“Moskovskiy Letopisnıy Svod Kontsa XV Veka”, PSRL, T.XXV, İzdatelstvo Akademii Nauk

SSSR, Moskva-Leningrad, 1949.

Müneccimbaşı Ahmet Dede, Müneccimbaşı Tarihi. Sahaif-ül-Ahbar fî Vekayi-ül-a‘sâr, C. II,

Haz. İsmail Erünsal, Tercüman Gazetesi Yayınları, İstanbul, (Tarihsiz).

Natanzî, “Muntahab at-tevârîh-i Muîni”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy

Ordı II, İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe

A. A. Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad,

1941, s.126-139.

Nizamüddin Şâmi, Zafernâme, Çev. Necati Lugal, TTK Yayınları, Ankara, 1987.

Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, Haz. İlyas Kamalov, TTK Basımevi, Ankara, 2009.

“Prodolhenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, PSRL, T. VII, Sanktpeterburg, 1859.

“Prodolhenie Letopisi po Voskresenskomu Spisku”, PSRL, T. VIII, Sanktpeterburg, 1859.

Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T. I, Perevod s Persidskogo YU. P. Verhovskogo, İzdatelstvo

Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1952.

Raşid-ad-din, Sbornik Letopisey, T.II, Perevod s Pers. Yu. P. Verhovskogo, İzdatelsvo

Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1960.

Raşid ad-Din, Sbornik Letopisey, T.III, Perevod s Pers. A. K. Arendsa, İzdatelstvo Akademii

Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1946.

Reşîdüddîn, “Câmi’u’t-Tevârîh”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II.

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A.

Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941,

s.27-79.

Page 286: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

286

Rüknüddîn Baybars, “Zûbdetu’l-Fikre fî Târîhi’l-Hicre”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k

İstorii Zolotoy Ordı, İzvleçeniya iz Soçineniy Arapskih V. G. Tizengauzenom, T.1,

Sanktpeterburg, 1884, s.76-123.

Seyyid Mehmed Rıza, Es-Seb‘ü’s-Seyyâr Fî Ahbâr-ı Mülûki’t-Tatar (Tenkitli Metin Neşri,

İnceleme), Haz. Yavuz Söylemez, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi SBE

Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir, 2016.

Şerefüddin Ali Yezdî, “Zafernâme”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı

II, İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A.

Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941,

s.144-189.

Şihabeddin b. Fazlullah El-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesâliku’l

Ebsâr), Çev. D. Ahsen Batur, Selenge Yay., İstanbul, 2014.

“Sofiyskiya Letopis”, PSRL, T.VI, Sanktpeterburg, 1853.

“Tipografskaya Letopis”, PSRL, T.XXIV, Petrograd, 1921.

Vassâf, “Târîh-i Vassâf”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A.

Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941,

s.80-90.

Wilhelm Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, Çev. Ergin Ayan, Ayışığı Kitapları,

İstanbul 2012.

Wilhelm de Rubruk, Puteşestvie v Vostoçnıya Stranı, Vvedenie, Perevod i Primeçaniya A. I.

Maleina, S.-Peterburg 1911.

Wilhelm von Rubruck, The Journey, Translated by W. W. Rockhill, London, 1900.

Zeynu’d-dîn, “Târîh-i Güzîde”, Sbornik Materialov Otnosyaşçihsya k İstorii Zolotoy Ordı II,

İzvleçeniya iz Persidskih Soçineniy Sobrannıe V. G. Tizengauzenom i Obrabotannıe A. A.

Romaskeviçem i S. L. Volınım, İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR, Moskva-Leningrad, 1941,

s.94-98.

2. Araştırma Eserler

Abdirov, Murat, Han Kuçum: İzvestnıy i Nyeizvestnıy, İzdatelstvo Jalın, Almatı, 1996.

Acar, Serkan, Kasım Hanlığı (1445-1681), IQ Yayınları, İstanbul, 2008.

Acar, Serkan, Kazan Hanlığı-Mokosva Knezliği Siyasi İlişkileri (1437-1552), TTK Yayınları,

Ankara, 2013.

Acar, Serkan, “Kazan Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan

– İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.248-284.

Page 287: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

287

Acar, Serkan, “Sibir Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa Alan –

İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.388-406.

Ahmedov, B. D., Gosudarstvo Koçevıh Uzbekov, İzdatelstvo “Nauka” Glavnaya Redaktsiya

Vostoçnoy Literaturı, Moskva, 1965.

Alpargu, Mehmet, “Nogay Ordası” Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz. Hayrunnisa

Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.407-439.

Arat, Reşid Rahmeti, “Kasım Hanlığı”, İslâm Ansiklopedisi, C. 6, Milli Eğitim Basımevi,

İstanbul, 1977, s.380-386.

Balar, Mişel, “Genueztsı i Zolotaya Orda”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm.

Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.598-607.

Bartold, V. V., “Oçerk İstorii Semireçya”, Soçineniya, T.II, Ç.1, İzdatelstvo Vostoçnoy

Literaturı, Moskva, 1963.

Barthold, V. V., Moğol İstilâsına Kadar Türkistan, Haz. Hakkı Dursun Yıldız, TTK Yay.,

Ankara, 1990.

Çelik, Muhammed Bilal, “Yarkend Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz.

Harunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.632-673.

Derman, Giray Saynur, “Kırım Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz.

Hayrunnisa Alan - İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.320-372.

Eberhard, Wolfram, Çin Tarihi, 3. bs., TTK Yay., Ankara 1995.

Fahreddin, Rizaeddin, Altın Ordu ve Kazan Hanları, Yayına Haz. İlyas Kamalov, Kaknüs

Yayınları, İstanbul, 2003.

Fisher, Alan, Kırım Tatarları, Çev. Eşref B. Özbilen, Selenge Yayınları, İstanbul, 2009.

Grigoryev, A. P., “Zolotoordınskie Yarlıki: Poisk i İnterpretatsiya”, Tyurkologiçeskiy Sbornik

2005: Tyurkskie Narodı Rossii i Velikoy Stepi, İzdatelstvo Vostoçnaya Literatura, Mokva, 2006,

s.74-142.

Grigoryev, A. P.; Grigoryev, V. P., Kollektsiya Zolotoordınskih Dokumentov XIV Veka iz

Venetsii: İstoçnikovedçeskoe İssledovanie, İzdatelstvo Sankt-Peterburgskogo Universiteta,

Sankt-Peterburg, 2002.

Grousset, Réne, Bozkır İmparatorluğu Attila - Cengiz Han - Timur, 4. bs., ev. Dr. M. Reşat

Uzmen, Ötüken Yay., İstanbul, 1999.

Hudyakov, M., Oçerki po İstorii Kazanskogo Hanstva, İzdatelstva “İnsan”, Moskva, 1991.

İnalcık, Halil, “Kırım Hanlığı”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1977,

s.746-756.

Page 288: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

288

İnalcık, Halil, “Osmanlı-Rus Rekabetinin Mensei ve Don-Volga Kanalı Tesebbüsü (1569)”,

Belleten, C. XII, Sayı: 46, Ankara, 1948, s.349-402.

İnalcık, Halil, “Yeni Vesikalara Göre Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Tâbiliğine Girmesi ve

Ahidname Meselesi”, Belleten, C. VIII, Sayı: 30, Ankara, 1944, s.185-229.

İshakov, D. M., Tyurko-Tatarskie Gosudarstva XV-XVI vv., İzdatelstvo İnstitut İstorii İm. Ş.

Mardjani AN RT, Kazan, 2004.

İshakov, D. M., Vvedenie v İstoriyu Sibirskogo Hanstva. Oçerki, İzdatelstvo İnstitut İstorii İm.

Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2006.

İstoriya Kazahskoy SSR s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, T.2, İzdatelstvo

“Nauka” Kazahskoy SSR, Alma-Ata, 1979.

İstoriya Kazahstana s Drevneyşih Vremen do Naşih Dney v Pyati Tomah, T. 2, İzdatelstvo

“Atamura”, Almatı, 1997.

Kafalı, Mustafa, Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1976.

Kamalov, İlyas, Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), Ötüken Neşriyat,

İstanbul, 2009.

Kamalov, İlyas, “Altın Orda Hanlığı’nda Hanedan Kadınları”, Ortaçağda Kadın, Ed. A. Çetin,

Lotus Yayınevi, Ankara, 2011, s.593-604.

Kamalov, İlyas, Otnoşeniya Zolotoy Ordı s Hulaguidami, İnstitut İstorii AN RT, Kazan, 2007.

Kemaloğlu, İlyas, “Büyük Moğol İmparatorluğu”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları,

Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.29-67.

Kemaloğlu, İlyas, “Altın Orda Devleti”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz.

Hayrunnisa Alan-İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.98-149.

Karabusçenko, P. L., Astrahanskoe Tsarstvo, İzdateskiy Dom “Astrahanskiy Universitet”,

Astrahan, 2009.

Klyashtornıy, S. G.; Sultanov, T. İ, Kazakistan. Türkün Üç Bin Yılı, 2. Bs., Çev. D. Ahsen

Batur, Selenge Yayınları, İstanbul, 2004.

Koç, Dinçer, “Aşağı İdil Boyunda Hâkimiyet Mücadelesi ve Astarhan (Hacı Tarhan) Hanlığı,

Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, Cilt:12, Sayı:1, İzmir, 2012.

Koçekayev, B., Nogaysko-Russkie Otnoşeniya v XV-XVIII vv.,Alma-Ata, 1988.

Krasnov, Yu A., “Nyekotorıe Voprosı İstorii Zemledeliya u Jiteley Goroda Bulgara i ego

Okrugi”, Gorod Bolgar: Oçerki İstorii i Kulturı, Mokva, İzd. Nauka, 1987.

Page 289: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

289

Kurat, Akdes Nimet, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve

devletleri, TTK Basımevi, Ankara, 1972.

Kurat, Akdes Nimet, Topkapı Sarayı Müzesi Arsivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan

Hanlarına Ait Yarlık ve Bitikler, DTCF Yayınları, İstanbul, 1940.

Kurat, Akdes Nimet, Türkiye ve İdil Boyu (1569 Astrahan Seferi, Ten-İdil Kanalı ve XVI-XVII.

Yüzyıl Osmanlı-Rus Münasebetleri), DTCF Yayınları, Ankara 1966.

Mayorov, Aleksandr, “Zavoyevanie Russkih Zemel v 1237-1240 Godah”, Zolotaya Orda v

Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.89-108.

Mayorov, Aleksandr, “Zavoyevatelnıy Pohod v Tsentralnuyu Yevropu: Voyennaya Sila i

Taynaya Diplomatiya”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN

RT, Kazan, 2016, s.113-135.

Mirgaliyev, İlnur M., Politiçeskaya İstoriya Zolotoy Ordı Perioda Pravleniya Toktamış Hana,

İzdatelstvo AN RT, Kazan, 2003.

Mutlu, Ahmet, “Hacı Giray”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C.14, İstanbul, 1996, s.474-475.

Nasonov, A. N., Mongolı i Rus. İstoriya Tatarskoy Politiki na Rusi, İzdatelstvo Akademii Nauk

SSSR, Moskva-Leningrad, 1940.

Nedaşkovskiy, Leonard, “Zemledelie, Skotovodstvo, Promıslı i Remeslo”, Zolotaya Orda v

Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016.

Novoselyskiy, A. A., XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devletinin Tatarlarla

Mücadelesi, Ter. Kemal Ortaylı, Yay. Haz. Erhan Afyoncu-İlyas Kamalov, TTK Yayınları,

Ankara, 2011.

Poçekayev, Roman Yu., Batıy Han, kotorıy nye bıl hanom, İzdatelstvo Yevraziya, Moskva-

Saintpeterburg, 2018.

Poçekayev, Roman, “Pravo Zolotoy Ordı. Nalogooblojeniye. Pridvornıy Etiket i Protokol”,

Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.179-

195.

Poçekayev, Roman, “Rastsvet Ulusa Djuçi: Pravlenie Uzbeka i Djanibeka”, Zolotaya Orda v

Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.244-263.

Poçekayev, Roman, “Pervıe Praviteli Ulusa Djuçi”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut

İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.225-243.

Pohlyobkin, V. V., Tatarı i Rus 360 Let Otnoseniy Rusi s Tatarskimi Gosudarstvami v XIII-XVI

vv. 1238-1598 gg. (Ot Bitvı na r. Sit do Pokoreniya Sibiri), İzdatelstvo “Mejdunarodnıe

Otnoseniya”, Moskva, 2000.

Rahimzyanov, Bulat, “Kasım Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı Çengizoğulları, Haz.

Hayrunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.285-319.

Page 290: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

290

Rahimzyanov, Bulat, “Meşçerskiy Yurt (Kasimovskoe Hanstvo)”, Zolotaya Orda v Mirovoy

İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.787-796.

Reva, Roman, “Borba za Vlast v Pervoy Polovine XV v.”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii,

İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.704-728.

Roux, Jean-Paul, Orta Asya Tarih ve Uygarlık, 2. bs., Çev. Lale Arslan, Kabalcı Yay., İstanbul

2006.

Safargaliyev, M. G., Raspad Zolotoy Ordı, Mordovskoe Knijnoe İzdatelstvo, Saransk, 1960.

Sayfetdinova, Elmira, “İslamskaya Kultura Zolotoy Ordı”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii,

İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.457-463.

Smirnov, V. D., Krımskoe Hanstvo pod Verhovenstvom Otomanskoy Portı do Naçala XVIII

Veka, S. Peterburg, 1887.

Smirnov, V. D., Krımskoe Hanstvo pod Verhovenstvom Otomanskoy Portı v XVIII Stoletii,

Odessa, 1889.

Şpuler, Betold, Zolotaya Orda. Mongolı v Rossii. 1223-1502, Perevod s Nemets. M. S. Gatina,

İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016.

Tkaçev, V. N., “Karakorum v XIII Veke”, Mongolica Pamyati Akademika Borisa Yakovleviça

Vladimirtsova 1884-1931, İzd. “Nauka” Glavnaya Redaktsi,ya Vostoçnoy Literaturı, Moskva

1986.

Trepavlov, V. V., İstoriya Nogayskoy Ordı, İzdatelskaya Firam “Vostoçnya Literatura” Ran,

Moskva, 2002.

Trepavlov, Vadim, “Administrativnoe Ustroystvo. Organizatsiya Upravleniya”, Zolotaya Orda

v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.148-156.

Trepavlov, Vadim, “Obrazovanie Ulusa Djuçi”, Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii

İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.137-147.

Trepavlov, V. V., “Mangıtskiy Yurt (Nogayskaya Orda), Zolotaya Orda v Mirovoy İstorii,

İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.832-841.

Trepavlov, V. V., Stepnıe İmperii Evrazii: Mongolı i Tatarı, İzdatelstvo “Kvadriga”, Moskva,

2015.

Uskenbay, Kanat, “Levoe Krılo Ulusa Djuçi v XIII – Naçale XV Veka”, Zolotaya Orda v

Mirovoy İstorii, İnstitut İstorii İm. Ş. Mardjani AN RT, Kazan, 2016, s.208-216.

Uskenbay, Kanat, Vostoçnıy Daşt-i Kıpçak v XIII – Naçale XV Veka. Problemı Etnopolitiçeskoy

İstorii Ulusa Djuçi, İzdatelstvo “Fen” AN RT, Kazan, 2013.

Page 291: ALTIN ORDA TARİHİ - İstanbul

291

Ürekli, Muzaffer, Kırım Hanlığı’nın Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi (1441-1569),

TKAE Yayınları, Ankara, 1989.

Velyaminov-Zernov, V. V., İzsledovanie o Kasimovskih Tsaryah i Tsareviçah, Ç. 1,

Sanktpeterburg, 1863.

Vernadsky, George, Moğollar ve Ruslar, Çev. Eşref Bengi Özbilen, Selenge Yayınları,

İstanbul, 2007.

Vladimirtsov, B. Y, Cengiz Han, Çev. H. A. Ediz, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1950.

Yakubovskiy, A. YU., Altın Ordu ve Çöküşü, Çev. Hasan Eren, 2. Bs., TTK Basımevi, Ankara,

2000.

Yorulmaz, Osman, Kazak Türkleri ile Çarlık Rusya Arasındaki İlişkiler, TTK Yayınları,

Ankara, 2013.

Yorulmaz, Osman, “Kazaklar ve Kazak Hanlığı”, Avrasya’nın Sekiz Asrı: Çengizoğulları, Haz.

Hayrunnisa Alan – İlyas Kemaloğlu, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s.440-481.

Yuvalı, Abdulkadir, İlhanlı Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yay., İstanbul 2017.

Zaytsev, İlya Z., Astrahanskoe Hanstvo, 2. İzdanie, İspravlennoe, İzdatelsvo “Vostoçnaya

Literatura” RAN, Moskva, 2006.

Zaytsev, İlya V., “Astrahan Hanlığı”, Çev. Zuharmukhamed Zardukhan, Türkler, C. 8, Yeni

Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s.460-467.

Zaytsev, İlya V., “Astarhan Hanlığı’nın Sınırları”, Çev. Serkan Acar, Tarih İncelemeleri

Dergisi, C. XXIV, Sayı 2, İzmir, 2009, s.171-178.