1 - 16 Şubat 2007 - sayı 105
Post on 09-Mar-2016
255 Views
Preview:
DESCRIPTION
TRANSCRIPT
15 Günlük Siyasi Gazete Y›l: 5 • Say›: 105 • 1-16 fiubat 2007 • Fiyat›: 1 YTL e-mail:devrimcidemokras@superonline.com
PRACHANDA NEPAL’DEK‹ SONGEL‹fiMELER‹ DE⁄ERLEND‹RD‹
NEDEN HEDEF SEÇ‹LD‹M?
1133113311551155G Ü NCELG Ü NCEL
Nepal Komünist Partisi (Maoist) Baflkan› Prachandaile yeni sürece iliflikin görüfltük. Gazetemize yapt›¤›de¤erlendirmede, kamuoyunda, medya ve internettekendi adlar›na yap›lan resmi aç›klamalar›n görüntü-deki haliyle oldu¤u gibi baz al›nmamas› gerekti¤inibelirten Prachanda, bunlar›n ço¤unun takti¤e teka-bül eden fleyler oldu¤unu söyledi.
GENÇ YORUM
Büyük geliflmelere
kendimizi haz›rlayal›m
SS‹‹NNAANN ÇÇAAKKIIRROO⁄⁄LLUU
Osmanl›’dan günümüzekatliam gelene¤i sürüyor
Hrant D‹NK
Hepimiz Hrant Dink’izHepimiz Ermeni’yiz
Karadeniz’de katledilen MustafaSuphilerden bu yana süregelenTürk devletinin karanl›k cinayetlerserisine eklenen Hrant Dink, devle-tin ‘tek din, tek dil, tek ulus’ fafliz-minin lincine maruz kalmas›na ra¤-men, demokrasi mücadelesindeki›srar›n› yitirmeden Yeni Demokra-si mücadelemizde ölümsüzleflti
Katliam›n duyulmas›yla Taksim’deve Agos Gazetesi’nin bulundu¤u Os-manbey’de toplanmaya bafllayan onbini aflk›n duyarl› insan, akflam saatle-rinde Taksim’den Agos Gazetesi’ne yü-rüdü. “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Erme-niyiz”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m”, “Katildevlet hesap verecek”, “Faflizme karfl›omuz omuza” sloganlar› atan kitle ilktepkisini böyle dile getirdi. HrantDink’in cenaze töreninin yap›ld›¤› 23Ocak Sal› günü ise, ‹stanbul’un bütünsemtlerinden gelerek Osmanbey’deAgos Gazetesi’nin önünde toplanmayabafllayan insanlar›n say›s› iki yüzbinigeçti. Osmanbey’de toplanan bu bü-yük kalabal›¤›n bir k›sm› sessiz bir fle-kilde cenaze arabas›n›n arkas›ndan yü-rümeye bafllarken, yürüyüflün arkas›n-da bulunan on binlerce kifli “Katil dev-let hesap verecek”, “‹flte devlet ifltesoyk›r›m”, “Kahrolsun faflist Kemalistdiktatörlük”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimizErmeni’yiz”, “Yaflas›n halklar›n kardefl-li¤i” sloganlar› atarak katliama karfl›tepkilerini dile getirdi.
M‹T’in 80 y›ll›k tarihinde pek de rastlanmayan “uyar› mesajla-r›” aç›ktan yay›nlad›. Kerkük ve PKK meseleleri için s›n›r ötesioperasyon tart›flmalar› yo¤unlafl›rken TBMM gizli oturum ka-rar› alarak topland›. Tüm bunlar ülke gündemini meflgul eder-ken Hrant Dink öldürüldü.. SAYFA 9
Özellefltirmeyi “babalar gibi” yaparak el-
de avuçta sat›lmad›k kamu iflletmesi b›rak-
mayan AKP hükümeti, flimdi ülkemiz petrol
yataklar›n› yabanc› petrol tekellerine sat›-
yor! Petrol arama, ç›kartma ve bunlar›n kul-
lan›m› konusunda yabanc› petrol flirketleri-
ne ve onlar›n ülkemizdeki uzant›lar›na bü-
yük kolayl›klar getirerek, ülkemiz petrolünü
onlar›n avuçlar›na terk eden “Türk Petrol
Kanunu”, Meclis’ten geçerek yasalaflt›. Ya-
sayla beraber ülkemizdeki petrol kaynaklar›-
n› ifltahla yutmay› bekleyen uluslararas› te-
kellere, ülkemiz petrollerini 30 y›l süre ile ki-
ralamalar› için gerekli yasal düzenleme ya-
p›lm›fl oldu. K›sa bir süre önce gündeme ge-
len iflgal alt›ndaki Irak’›n petrolünün 30 y›l
süre ile ABD-‹ngiliz petrol tekellerinin kulla-
n›m›na aç›lmas›, onlara b›rak›lmas› durumu
böylece ülkemiz için de gerçekleflmifl, ülke-
miz iflgal edilmeden petrol kaynaklar›m›z
emperyalist tekellere terk edilmifl olacak!
SAYFA 6
Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› ve F tipi hapisha-nelerde bulunan tutsaklar aç›s›ndan k›smi iyilefltir-meleri de kapsayan genelgenin ard›ndan tecridinkald›r›lmas› talebiyle ölüm orucu eylemini sürdü-ren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve SevgiSaymaz eylemlerine ara verdiklerini aç›klad›lar.Bakanl›¤›n haz›rlad›¤› genelgenin ard›ndan, 22Ocak’ta ‹stanbul Tabip Odas›'nda bas›na aç›klamayapan TTB Merkez Konsey Baflkan› Gencay Gür-soy’un, Behiç Aflç› ve di¤er eylemcilerin ölüm oru-cunu b›rakabilece¤ini aç›klamas›n›n akabinde, ay-n› gün akflam saatlerinde Aflç›’n›n eylemini sürdür-dü¤ü fiiflli’deki evinin önünde yap›lan bas›n aç›kla-mas›yla Behiç Aflç›’n›n ölüm orucuna ara verdi¤ibildirildi. SAYFA 4
Benimle ilgili yeni, tehlikeli bir süreç bafll›yordu.Yine uçurumun k›y›s›ndayd›m. Peflimde tekrarbirileri vard›. Onlar› seziyordum.
Dersim Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005
tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro,
üye ve savaflç›s›n›n aileleri, katliam ope-
rasyonu ve sonras›nda mezar yap›m› ile
mezar ziyaretlerinin engellenmesi üzerine
avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurdular
17’ler davas›A‹HM’de
17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKOkadro, üye ve savaflç›s›n›n sa¤ yakalanabilecekken,afl›r› güç kullan›larak katledildiklerini, ayr›ca katliam-da kimyasal silah kullan›lmas› flüphelerinin gideril-mesi için yap›lmas›n› istedikleri soruflturmalar›n yet-kili makamlarca yap›lmamas› nedeniyle A‹HM’e bafl-vurduklar›n› belirten Av. Mehmet Ali K›rdök, “Bütünçabalar›m›za karfl›l›k iç hukuk süreci sonuçsuz b›rak›l-d› ve A‹HM’e baflvuruda bulunduk” dedi.
SAYFA 2
Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤iile Demokratik Haklar Platformu Ocak ay›n›n sonhaftas›nda düzenledikleri etkinliklerle Yeni De-mokrasi mücadelesinde flehit düflen devrimci vekomünistleri and›lar SAYFA 2
Yabanc›lar için Türk Petrol Kanunu
Ölüm
orucu
direnifli
sona
erdi
Yeni Demokrasiflehitleri an›ld›
1-16 fiubat 2007
DevrimciDemokrasi’den
YURT‹Ç‹ HESAP NO:
Ertafl ÖZTÜRK
Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6
‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314
YURTDIfiI HESAP NO:
Ertafl ÖZTÜRK
Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9
‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308
Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699
Abone Süresi Yurtiçi Yurtd›fl›
6 AYLIK 12 YTL 35 EURO
1 YILLIK 24. YTL 70 EURO
2
ABONE OL - ABONE BUL
OKU - OKUT
GÜNCEL
Hrant Dink’i sayg›yla an›yoruz
Hepimiz Hrant’›z, hepimiz ErmeniyizBu say›m›zda sayfalar›m›z a¤›rl›kl› olarak bu katliamla ilgili
hakl› olarak. Zira o, hem meslektafl›m›z olarak Ermeniulusunun u¤rad›¤› haks›zl›¤a karfl› sürdürdü¤ü mücadele-sinde gerici egemen sistemin neden oldu¤u bir sald›r› ilekatledildi, hem de geçmiflinin üzerine infla etti¤i özellik-leriyle Yeni Demokrasi mücadelemizin bir neferi olarakölümsüzleflti.
Bu topraklar için bizim ‘Yeni Demokrasi’ ad›n› verdi¤imiztürden bir demokrasiye, halk›n kendi demokrasisine olanihtiyaç bütün aciliyetiyle kendini dayatmaya devam edi-yor. Katliamlar yeni de¤il, son da de¤il. Bu durum, Hrantgibi nice Yeni Demokrasi mücadelesi neferinin temsil et-ti¤i gücün egemenli¤ine kadar, faflizmin altedilmesine ka-dar sürecek bu topraklarda.
Daha yak›n zaman önce Özgür Düflün Kollektifi’nin düzen-ledi¤i ‘Ayd›nl›k Sorgular’ sempozyumunda Hrant’layanyana olmufl olman›n s›cakl›¤›, katliamdan duydu¤u-muz ac›n›n duygusal boyutlar›n› daha bir zorlasa da,Hrant’›n ard›ndan yüz binlerin sahip ç›kt›¤› halklar›nkardeflli¤i mücadelesi, bu ac›y›, yönelmesi gereken he-defe bir cevap olma niteli¤ine büründürdü. Bu hedef, ›r-ç›, gerici Türk egemen s›n›flar›ndan ve onlar›n efendisiemperyalizmden baflkas› de¤ildir. Emperyalistler ve on-lar›n uflaklar›, kendi karanl›klar›n›, geleceksizliklerini,tetikçi Ogün Samast’›n üzerinde somutlam›fl oldular.‘Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz’ diyen yüz binlerise, gerici egemen sisteme, onun halklar aras›nda yarat-mak istedi¤i düflmanl›¤a, halka dayatt›¤› geleceksizli¤eiyi bir yan›t verdi.
Türk devleti her ne kadar timsah gözyafllar›yla Hrant’› ve ce-nazesinde yüz binlerin bir araya gelmesini sahipleniyorgörünse de, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ slogan›yla ifade edilmekistenen ‘ezilen, bask› gören bir ulusla dayan›flma’ yöneli-minden rahats›z olarak, bunu dile getiren halk kitlelerinedüflmanl›k etti¤ini gizlemekte geç kalmad›.
Katledilmesinin ard›ndan devletin yönetim kademesindekibütün kurumlar› aç›klamalar yay›nlad›lar, Hrant’›n evininbulundu¤u apartman›n girifline büyük boy Türk bayra¤›ast›lar; tabutuna bayrak sarmak istediler, devlet töreni deyapmak istediler ama Hrant’›n Türk devletinin k›flk›rtt›¤›‘milli linc’e maruz kald›¤› zamanlarda hep yan›nda olanailesi bunu reddetti.
Hrant’›n katledilmesiyle Türk egemen s›n›flar›n›n ‘psikolojiksavafl’›, farkl› olan› Türklefltirme hassasiyetininin üzerin-den yükselmeye devam etti.
Devletin k›flk›rtt›¤› milliyetçi histeri ise, çeflitli milliyetlerdenyüz binlerin hayk›rd›¤› ‘Hepimiz Ermeniyiz’ slogan›nakarfl›l›k olarak, “Hepimiz Ogün Samast’›z”, “Ne mutluTürküm diyene” demekte gecikmedi. Biliyoruz ki herkeskatil de¤il ama mevcut durumda böyle bir potansiyel ta-fl›yan çok insan var. Sokaklar 20 lira için adam öldürebi-leceklerle doluyken, milliyetçi duygular› k›flk›rt›lm›fllar›ncinayet ifllerken arkalar›nda ‘flanl›’ Türk devletinin olma-s›ndan duyacaklar› rahatl›klar›n› hesap edebiliriz. Türki-ye-Kuzey Kürdistan’daki sosyo ekonomik yap›n›n ve Türkdevletinin 84 y›l boyunca dayatt›¤› gerici politikalar›nürünü mevcut tablo.
Genelkurmay’›n gerici telkinler ile Hrant’› bir ‘d›fl tehdit’,‘d›fl devletlerin maflas›’ fleklinde tan›t›p Ermeni ulusunadüflmanl›k gelifltirmeye çal›flmas›, bilinçleri dumura u¤-ram›fl genifl kitlelerde yank› bulabiliyor. Hrant’›n müca-delesinin ‘d›fl güçler’ dedikleri emperyalizme nas›l dar-be vurdu¤unu görmekten yoksun genifl halk kitleleri, buperdelemeyi aflarak Türk devletinin emperyalizme etti¤iuflakl›k ile Hrant’›n emperyalizm karfl›s›ndaki duruflu-nun perdelenmemifl görüntüsüyle yüz yüze gelebilse-ler... Ancak bu bizim görevimiz, kendili¤inden olmas›n›bekleyemeyiz. Bu anlamda Hrant Dink’in, Amed’de kat-ledilen muhabirimiz ‹lyas Aktafl’›n, Yeni Demokrasi mü-cadelesinin ölümsüz evlatlar›n›n devrettikleri miras› ku-flanman›n önemi büyük.
Hrant’›n katledilmesi, ayn› zamanda Türk devletinin 84 y›l-d›r sistematik olarak uygulayageldi¤i bir ‘demokrasi soy-k›r›m›’d›r. Karadeniz’deki Mustafa Suphi’nin; Diyarbak›rzindan›ndaki Kaypakkaya’n›n; Kürt illerinde Türk ege-menlik sistemine isyan›n; Çorum’da, Marafl’ta, Sivas’ta,Gazi’de katledilenlerin; grevlerdeki iflçinin, toprak iflga-lindeki köylünün; okulunda paras›z, eflit, bilimsel e¤itimisteyen ö¤rencinin; hapishanelerdeki, dara¤açlar›ndakionurlu duruflun; meydanlar› dolduranlar›n; sokak orta-s›nda s›k›lan kurflunlar›n hedefindeki militan›n, gazete-cinin, ayd›n›n, yazar›n, sanatç›n›n temsil etti¤i mücade-ledir soyk›r›ma u¤rayan.
1177’’lleerr ddaavvaass›› AA‹‹HHMM’’ddee
Dersim Mercan Vadisi’nde devletin kol-
luk kuvvetlerince katledilen 17 MKP/HKO
kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, avukatlar›
arac›l›¤›yla Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkeme-
si’ne (A‹HM) baflvurdular.
17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17
MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n sa¤ ya-
kalanabilecekken, afl›r› güç kullan›larak kat-
ledildiklerini, ayr›ca katliamda kimyasal silah
kullan›lmas› flüphelerinin giderilmesi için ya-
p›lmas›n› istedikleri soruflturmalar›n yetkili
makamlarca yap›lmamas› nedeniyle A‹HM’e
baflvurduklar›n› belirten Av. Mehmet Ali K›r-
dök, “Bütün çabalar›m›za karfl›l›k iç hu-
kuk süreci sonuçsuz b›rak›ld› ve A‹HM’e
baflvuruda bulunduk” fleklinde konufltu.
Operasyona iliflkin baflvuru
Mercan Vadisi’ndeki katliam operasyo-
nuna iliflkin kolluk güçlerinin haz›rlad›klar›
tutanaklarda farkl›l›klar ve tutars›zl›klar oldu-
¤unu ve ailelerin, katledilen yak›nlar›n›n sa¤
yakalanabilecekken, a¤›r silahlar kullan›larak
katledildikleri yönünde flüphelerinin gideril-
mesi için etkin flekilde soruflturma yürütül-
medi¤ini düflündüklerini belirten K›rdök,
“Operasyondan sonra 27 Haziran 2005 ta-
rihinde Ovac›k Cumhuriyet Savc›l›¤›’na
aileler ad›na baflvuruda bulunarak, etkin
soruflturma yürütülmesini istedik. Ancak
savc›l›k bu baflvurumuzu dosyan›n gizli-
lik karar› oldu¤unu belirterek cevaps›z b›-
rakt›. Bu karara Temmuz ay›nda Beyo¤lu
Cumhuriyet Savc›l›¤› arac›l›¤›yla itiraz et-
tik. Ancak bu itiraz›m›z da sonuçsuz kal-
d›” fleklinde konufltu.
Operasyona iliflkin soruflturman›n son-
lanmas›ndan sonra, dosyaya ulaflabildiklerini
belirten Avukat M. Ali K›rdök, “Ovac›k
Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n takipsizlik kara-
r›na ve ailelerin cevapland›r›lamayan so-
rular›na iliflkin Erzincan A¤›r Ceza Mah-
kemesi’ne baflvurduk. Katledilen kiflilerin
uzun süre takip edildiklerini, telefon gö-
rüflmelerinin dinlendi¤ini, yani sürecin ta-
mam›yla bilindi¤ini belirterek, ‘isteselerdi
bu 17 kifliyi sa¤ teslim alabilirlerdi’ dedik”
fleklinde konufltu. Erzincan A¤›r Ceza Mah-
kemesi’nin bu taleplerini reddetti¤ini ve
operasyona iliflkin ailelerin ›srarla cevaplan-
d›r›lmas›n› istedikleri sorular›n böylece ce-
vaplanmad›¤›n› belirten K›rdök, “Böylece iç
hukuk süreci sona erdi ve baflvurular so-
nuçsuz kald›. Bunun üzerine A‹HM’e bafl-
vuruda bulunduk” dedi.
Mezarlara iliflkin baflvuru
Mercan Vadisi’nde katledilen Cafer Can-
göz, Ayd›n Hanbayat, Taylan Y›ld›z, Ali R›za
Sabur ve Ahmet Perktafl’›n Dersim merkezde
Si¤enk Mezarl›¤›’ndaki mezarlar›nda ‘ölüm-
süzdür’ ibaresi bulundu¤u için mezar tafllar›-
na savc›l›k taraf›ndan el konuldu¤unu ve ai-
lelerin ifadelerine baflvuruldu¤unu belirten
K›rdök, ailelerin mezar ziyaretlerinde zorluk-
larla karfl› karfl›ya kald›klar›n› söyledi.
Mezar ziyaretinde bulunan kiflilerin, aile-
ler de dahil olmak üzere engellendi¤ini ya da
sorgulamaya tabi tutuldu¤unu belirten K›r-
dök, “Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤› mezar-
lar›n örgüt taraf›ndan an›t mezar olarak
yap›ld›¤›n› iddia ederek, mezar yap›m›n›
durdurdu ve soruflturma bafllatt›. Yine bu
süreçte ölüm y›ldönümlerinde yap›lmak
istenen mezar ziyareti de engellendi. Me-
zarlar› ziyaret etmek isteyen 64 kifli gözal-
t›na al›nd› ve 3 kifli tutukland›. Yaflanan-
lardan birkaç gün sonra mezarlar› ziyaret
etmek isteyen aileler engellenmeye çal›fl›l-
d›” fleklinde konufltu.
“Tunceli Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l›
güçlerin bu engellemelerine ve keyfi tu-
tumlar›na iliflkin, 26 Haziran 2006 tari-
hinde Emniyet Müdürlü¤ü yetkilileri hak-
k›nda, görevlerini kötüye kulland›klar› ve
aile bireylerinin özgürlüklerini k›s›tlad›k-
lar›n› için Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤›’na
baflvurduk. Aradan 7 ay geçmesine ra¤-
men bu baflvurumuz cevaps›z b›rak›ld›” di-
yen K›rdök, halen mezar ziyaretine giden ki-
flilerin, aileler ve avukatlar da dahil olmak
üzere bu tür uygulamalara maruz kald›¤›n›
söyledi. K›rdök, “Tüm bunlardan kaynakl›
A‹HM’e baflvurduk” dedi.
A‹HM baflvuruyu kabul etti
Operasyona iliflkin yap›lan baflvurunun
A‹HM taraf›ndan de¤erlendirilerek kabul edil-
di¤ini belirten K›rdök, “Mezarlara ve mezar
ziyaretlerine iliflkin yapt›¤›m›z baflvuru ise
halen de¤erlendirme aflamas›nda” dedi.
Dersim Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, katliam ope-rasyonu ve sonras›nda mezar yap›m›n›n, mezar ziyaretlerinin engellenmesi üzerine avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurdular
Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Ailele-
ri Birli¤i ile Demokratik Haklar Platformu
Ocak ay›n›n son haftas›nda düzenledikleri
etkinliklerle Yeni Demokrasi mücadele-
sinde flehit düflen devrimci ve komünistle-
ri and›lar.
Sar›gazi
Ölüm orucu direnifllerinde flehit düfl-
müfl olan MKP/HKO üyeleri Ali Ayata ile
Endercan Y›ld›z’›n mezarlar›n›n bulundu-
¤u Sar›gazi Mezarl›¤›’nda anma etkinli¤i
düzenleyen DHP ve Yeni Demokrasi fiehit
ve Tutsak Aileleri Birli¤i, Yeni Demokrasi
mücadelesinde flehit düflenleri and›lar. An-
ma etkinli¤inde DHP aç›klamas› okunduk-
tan sonra, Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak
Aileleri Birli¤i ad›na konuflma yap›larak,
“Onlar›n düflüncelerini kendi idealleri-
miz olarak görüp sahiplendi¤imiz süre-
ce gerçek anlamda flehitlerimizi sahip-
lendi¤imizi söyleyebiliriz” denildi.
Anma, Kartal Pir Sultan Abdal Derne-
¤i Müzik Grubu’nun söyledi¤i türkü ve
marfllarla sona erdi.
Gazi Mahallesi
Yeni Demokrasi mücadelesinde flehit
düflenler Gazi Mezarl›¤›’nda düzenlenen
anma etkinli¤iyle an›ld›lar. Eski Karakol
dura¤›nda toplanan ve “Halk Savaflç›lar›
ölümsüzdür” ile “Kavgalar› kavgam›zd›r,
ideallerini yaflataca¤›z” yaz›l› pankartlar
tafl›yarak yürüyen DHP üyeleri, s›k s›k
“Halk Savaflç›lar› ölümsüzdür”, “‹bra-
him’den Cafer’e Halk Savafl›’yla zafere”,
“Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya” fleklin-
de slogan att›lar. Gazi Mezarl›¤›’nda
MKP/HKO flehitleri olan Murat Akbaba
ve Murat Poyraz’›n mezar› bafl›nda anma
etkinli¤i düzenleyen DHP üyeleri, fliir ve
marfllar okuyarak anmay› sonland›rd›lar.
fiehitler etkinliklerle an›ld›
Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aile-
leri Birli¤i, ‹stanbul’da bulunan Demokra-
tik Haklar derneklerinde ve Tunceli Ova-
c›kl›lar Derne¤i’nde Yeni Demokrasi fle-
hitlerini anmak için etkinlikler düzenledi.
OKMEYDANI’ndaki Tunceli Ovac›k-
l›lar Derne¤i’nde düzenlenen etkinlikte,
sayg› duruflunun ard›ndan flehit ve tutsak
aileleri birli¤inin aç›klamas› okundu. fie-
hitlerle ilgili slayt gösterisinin yap›ld›¤› et-
kinlikte fliir dinletisi de verildi. Söylefli bö-
lümünde yap›lan konuflmalarda, flehitleri
sadece flehit ailelerinin de¤il, tüm ailele-
rin ve bireylerin sahiplenmesi gerekti¤ini
vurguland›. Etkinlik daha sonra müzik
dinletisi ile sona erdi.
AL‹BEYKÖY Demokratik Haklar Der-
ne¤i’nde yap›lan etkinlikte sayg› duruflu-
nun ard›ndan dernek ad›na yap›lan ko-
nuflmada, “Biz de dernek olarak Yeni
Demokrasi mücadelesinin gelifltirilmesi
için mücadele ediyoruz” denildi. fiehit-
lerle ilgili slayt gösteriminin yap›ld›¤› ve
flehit ve tutsak aileleri birli¤inin aç›klama-
s›n›n okundu¤u etkinlik, Soner Soyer ile
Munzur Cömert’in verdi¤i müzik dinletisi
ile son buldu.
KARAYOLLARI’ndaki Demokratik
Haklar Derne¤i’nde yap›lan ve bölgede
oturan flehit ve tutsak aileleri ile halktan
insanlar›n kat›ld›¤› etkinlikte de sayg› du-
ruflunun ard›ndan flehitlerle ilgili slayt
gösterimi yap›ld›. fiehit aileleri ve DHP
ad›na konuflmalar›n yap›ld›¤› etkinlik, fliir
dinletisi ve Grup ‹klim’in verdi¤i müzik
dinletisinin ard›ndan sona erdi.
BA⁄CILAR Demokratik Haklar Derne-
¤i’nde yap›lan etkinlikte sayg› duruflunun
ard›ndan flehit ailelerinin aç›klamas›
okundu. fiehitlerle ilgili slayt gösterimi ya-
p›lan ve fliir dinletisi sunulan etkinlik,
söyleflinin ard›ndan sona erdi.
SARIGAZ‹ Demokratik Haklar Der-
ne¤i’ndeki anma etkinli¤i Yeni Demok-
rasi flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duru-
flu ile bafllad›. Etkinlikte flehit aileleri
ad›na konuflan H›d›r Sabur, komünizm
flehitlerinin mirasç›s› olduklar›n› ve on-
lardan devral›nan mücadeleyi büyüte-
rek sürdüreceklerini söyledi. fiehitlerle
ilgili slayt gösterimi yap›lan etkinlikte
DHP ad›na da bir konuflma yap›ld›. An-
ma Grup Munzur’un söyledi¤i türkü ve
marfllarla sona erdi. Anmaya ESP ve
SGD de mesaj göndererek komünizm
flehitlerini and›klar›n› belirttiler.
Yeni Demokrasi flehitleri an›ld›Yeni Demokrasi mücadelesinin ölümsüzevlatlar›, Ocak ay›n›n son haftas› ‘fiehitlerHaftas›’nda etkinliklerle an›ld›lar
Av.
M A
li K
›rdö
k
SINIF TAVRI‹smail Uçar
1-16 fiubat 2007GÜNDEM 3
De¤iflmeyen TC gelene¤i: Katliam 19 Ocak 2007’de katledilen Hrant Dink'in katili baflka yer-
de aranmayacak kadar ç›plak ve aç›kt›r. Bu katil devlettir! Zi-
ra solcu Hrant Dink'i tüm ulusal eflitsizliklere bafl kald›rd›¤› Er-
meni soyk›r›m›n› bütün ç›plakl›¤›yla sergiledi¤i için bir "vatan
haini" olarak ilan eden devletti. Türk devletinin resmi ideolo-
jisinin inkârc›, imhac›, soyk›r›mc› geleneksel politikas›n›
sorgulad›¤› için 301 gibi nice sald›r› yasalar›n›n hedefi hali-
ne getirilmesinin bafl aktörü devletti. Mahkemelerde faflist
linç çetelerinin kuflatmalar›n›n örgütlenmesinin organizatö-
rü de ayn› devletti. Dolay›s›yla Samast gibi çapulculara tetik
çektiren devletin kendisidir. Onun resmi ideolojisidir.
Onun resmi tarih anlay›fl›d›r. Onun imhac›, inkârc›, soyk›-
r›mc› Türk ›rkç›s› geleneksel politikas›d›r. Katliam›n çapul-
cu görünümlü basit organizasyonunun arka plan›nda son
derece profesyonel bir zihniyet yatmaktad›r. Katillerin ço-
cuk yafltakilerden seçilmesi de son derece bilinçlidir. Böy-
lelikle devlet organizasyonunun a盤a ç›kart›lmas› önlen-
meye, devleti korumada gerekli emniyet çizgisine keskin
bir flekilde hassasiyet gösterilmeye çal›fl›lm›flt›r.
Topal Osman’lardan Veli Küçük’lere Ad›na Türkiye Cumhuriyeti denilen devlet, Türkiye-Ku-
zey Kürdistan’›n yerli kadim halklar›n›n, ezilen uluslar›n›n,
ezilen inanç guruplar›n›n Sünni ve Türklefltirilme operasyon-
lar›yla imha ve inkar edilmesi, katliam ve soyk›r›mlara maruz
b›rak›lmas› zemininde yükselen bir halklar hapishanesidir.
Takrir-i Sükûn kanunlar›yla "meflru" gösterilen hukuklar›yla ic-
ra edilmifl Kürt, Ermeni, Pontus jenositleri, Rum k›r›mlar›,
Alevi katliamlar› gerçe¤i ile yüzleflmeye sömürücü zalim ka-
rakterleri gere¤i yanaflmayan, yanaflamayacak olan Türk ha-
kim s›n›flar› 1 milyon 500 bin Ermeni’nin katledilmesine
Hrant Dink zincirini de ekleyerek ›srar mesaj› vermektedir.
Evet, katliamlar› yeni de¤il. Mustafa Suphi ve yoldafllar› da T.C
kumandas›ndaki Topal Osman çeteleri taraf›ndan Trabzon'da
katledilmifllerdi. Toplal Osman "derin" çeteleri nas›l T.C dev-
letinin bir parças›yd›larsa, flimdiki sivil görünümlü katil çete-
leri de öyledirler. Derini ve a盤›yla suçlu olan bizzat devletin
kendisidir. Derin olan bu devletten ayr›, ona ra¤men bir olu-
flum de¤il; Susurluk, fiemdinli, Marafl, 1 May›s, 12 Eylül, 12
Mart gerçeklerinde de görülebilece¤i gibi bu devletin kendisi-
dir. M›zra¤›n çuvala s›¤mamas› misali
bu gerçek; bu devletin Demirel
gibi Cumhurbaflkanlar›, Ecevit
ve flimdi Erdo¤an gibi baflba-
kanlar› taraf›ndan bile zorunlu
olarak itiraf edilmifl durumda-
d›r. Baflbakan Erdo¤an diyor ki;
"Evet derin devlet var. Minimi-
ze etmek gerek”. Ve devamla
diyor ki; “Derin devletin
dibine kadar inemi-
yoruz”. Ç›karlar› za-
ten inmemesini ge-
rektiriyor. Aksi hal-
de kan ve irin üze-
rinde yükselen dü-
zenlerinin tüm re-
zaleti orta yere
serilmifl olacak-
t›r. fiemdinli,
Sauna, Atabeyler
gibi nice ç›plak
olgular›n devle-
tin bizzat gerçe¤i
oldu¤unu gizle-
mek için es geçil-
mesi bu gerici ç›-
karlar gere¤idir.
Mafya-kontra-dev-
let gerçe¤i, Os-
manl›’dan devral›-
nan Türk devleti-
nin özüdür. Ve za-
ten yine baflbakan
Erdo¤an Derin
devlet "Osman-
l›’dan bu yana
var" zorunlu itira-
f›yla bunu ispatla-
m›yor mu? Yani
Susurluk, fiemdinli ve modern
kontra cumhuriyeti devaml›l›-
¤›yla derin devlet, devletin
bizzat kendisidir. Bu münferit
bir mesele de¤il, Türk hakim s›-
n›flar sisteminin mantalitesidir.
Türk egemen s›n›f›n›n sö-
mürü düzeninin
özüdür. Erdo¤an "O
her zaman olmufl,
Osmanl›’dan beri süren bir gelenek" derken de ayn› fleyi is-
patl›yor. Öyleyse kontra paflas› Veli Küçüklerin, J‹TEM'lerin,
12 Eylül'lerin ve flimdi de ezilen Kürt ulusu ve az›nl›klara, her
milliyetten emekçi halklar›m›za karfl› sürdürülen top yekûn
haks›z savafl›n koordinatörü Özel Harp Dairelerinin üzerlerine
neden gitmedikleri, gidemeyecekleri belli de¤il midir? Baz› tak-
tik de¤ifliklikler yap›yorlar: Mumcu, Aksoy, K›fllal›, Vedat Ayd›n
cinayetlerinde, zanl›lar belirsizdi ve yakalanam›yorlard›(!).
Katil ayn› güç, de¤iflen tetikçilerdir Kamuoyunda bu vesileyle ortaya ç›kan büyük tepkilerin
tehditlerinden korunmak için flimdi taktik de¤ifltiriyorlar. Zan-
l›lar, sözde yakalat›l›yor. Oysa bu, gerçek katil olan devletin
temize ç›kart›lmas› oyunudur. fiimdi "varofl psikolojisi" ile fle-
killi "bir psikopatlar hezeyan›" eylemi görüntüsüyle gerçek
katil, devlet, korunmak isteniyor. Bu çok daha i¤renç bir po-
litikad›r. Görülüyor ki devletin bizzat kendisi olan derin dev-
let, bizzat onun koordine etti¤i basit görünümlü çapulcular
arac›l›¤›yla gizlenmeye ve katliamlar, örgüt ba¤› ve siyasal bo-
yutu olmayan kriminal münferit hadiseler biçimiyle örtülme-
ye çal›fl›l›yor. Olay› soruflturan savc›, "olaylar›n arkas›nda
herhangi bir örgütten bahsedemeyiz, bahsedilse bile 'nite-
liksiz bir örgütten' söz edilebilinir" aç›klamalar›yla faflist siya-
si cinayetleri "lümpen" bir varofl eylemi olarak gösterip kamu-
oyunu aldatmaya çal›fl›yor. Tüm komprador düzen medyas›
ayn› temay› iflleyerek, devleti koruma gayretini beklendi¤i gi-
bi sürdürüyorlar. Böylelikle linç kültürünü faflist cinayetlerin,
katliam ve soyk›r›mlar›n tarihsel kökenini oluflturan Türk mil-
liyetçili¤i, yani ›rkç› Türk flovenizmi temize ç›kart›lmak isten-
mektedir. Hay›r, hay›r gerçekler son derece aç›kt›r. Ve bu ger-
çekler Türk ›rkç›l›¤›n›n geleneksel bir miras›d›r, devam ettiril-
mektedir. Bu düzen sürdükçe devam ettirilecektir de.
1948'lerde Sabahattin Ali'yi de vuran ayn› devletti. Nas›l bu-
gün kulland›klar› katillere "milliyetçi hissiyatla yapt›klar›
fevri bir eylem" diyorlarsa, Sabahattin Ali'nin katili için de ay-
n›s›n› söylemifllerdi. Hrant Dink cinayetinde konuflan da t›pk›
Sabahattin Ali cinayetindeki gibi Türk devlet politikas›yd›.
"Düflünce suçu" bu devletin
geleneksel kültürüdürHrant Dink ve düzen muhalifi, solcu oldu¤u için öldürül-
dü. Sabahhattin Ali de öyleydi. Muhalif fikirlere, düzeni sorgu-
lamaya tahammülsüzlük bu devletin harc›d›r. Bunlar düzeni
aflmaya muktedir devrime düflman olman›n yan› s›ra, düzen
içerisinde muhalefet eden her fikre de düflmand›rlar. Sabahat-
tin Ali kendi deyimiyle çilekefl halk›n› sevdi¤i, emperyalizm
ve uflaklar›na karfl› boyun e¤medi¤i, gerçekleri gün ›fl›¤›na ç›-
kartmak istedi¤i için katledilmiflti. Hrant Dink'in suçu da buy-
du. Tüm uluslar için tam hak eflitli¤ini savundu¤u, sömürü ve
zulme karfl› halklar›n ortak mücadele, yaflam iradesini yans›t-
t›¤› için "vatan haini" ilan edildi. Sabahattin Ali de ayn› flekil-
de "hain, sat›lm›fl, Bolflevik ajan›" ilan edilmemifl miydi? Sa-
bahattin Ali’nin fikirleri karfl›s›nda yenilenler, Hrant Dink'in fi-
kirleri karfl›s›nda da yenilmekteydiler. Kudurganl›klar› bun-
dan. Hrant'› da bundan vurdular. Bu katliam emperyalizmin
hizmetinde Türk egemenlerinin halklar› biçme operasyonu-
nun bir halkas›d›r. Evet, dün gibi bugün de katiller "vatani
vazife yapt›k" diyorlar. Onlara bunu dedirten devlettir. "Mil-
liyetçi, ulusalc›" tüm faflist çetelerin organizatörü devlettir.
Hrant Dink'in katilleri sadece Muhsin Yaz›c›o¤lu gibi geçmifl-
leriyle de çete reislikleriyle ünlü katillerin müritleri de¤il, ay-
n› zamanda ortaya devlet koordinasyonunda sevk edilmifl fi-
güranlard›r. Dün 7 T‹P'liyi katleden Haluk K›rc›lar, Çatl›lar,
A¤calar nas›l Özel Harp Dairesi koordinasyonunda devlet
oyuncaklar›yd›larsa, bugünküler de öyle. Demirel "Bana mil-
liyetçiler suç iflliyor dedirtemezsiniz", Çiller; "Devlet için
kurflun atan da, yiyen de flereflidir", Büyükan›t; "‹yi çocuk-
lar" tan›mlamalar›yla bunlar› do¤rudan koordine ettiklerini,
kollad›klar›n› anlatma durumundayd›lar. fiimdi de öyle. ‹stan-
bul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah diyor ki, "bu örgüt ifli
de¤il, siyasi bir yan› da yok, milliyetçi bir hissiyatla ifllen-
mifl, birbirilerini doldurufla getiren bir kaç milliyetçi gen-
cin iflidir." Senaryo ve yap›mc›lar ayn›. Bu koruma-kollama gö-
revlerini ve koordinasyon sorumluluklar›n› böylece geçifltire-
bilirler mi? fiimdi ‘azmettirici’ diye yakalad›klar› bombac› Ya-
vuz'u daha dün bombac› oldu¤u halde serbest b›rakan, da¤da
milliyetçilere silahl› e¤itim vermesine göz yuman, teflvik edip
koordine eden bizzat bu devlettir. "Abi Tuncel" kendilerinin
"haber alma" eleman›ym›fl. Hrant Dink öncesi eylemlerinde
mahkemeye bile ç›kart›lmadan gözalt›nda serbest b›rakt›klar›
bu tiplerin bizzat devlet himayesinde olduklar› aç›k de¤il mi-
dir? Söz konusu icraatlar›n pratik sorumlusu o dönemin Trab-
zon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’i terfi ettirip Emniyet
Genel Müdürlü¤ü ‹stihbarat Daire Baflkanl›¤›’na atayan, Susur-
luk sicilli bürokratlar›n› Trabzon’a tafl›yarak Karadeniz’de Ve-
li Küçük arac›l›¤›yla bir üs yaratmaya çal›flan bu devletin ken-
disidir. Tüm bunlar birer yan›lg› ve ihmal meseleleri de¤il, bi-
linçli-stratejik bir savafl plan›n›n parçalar›d›rlar. Yani T.C deni-
len devletin Genel Kurmay, hükümet, emniyet ve tüm birim-
lerinin kumandas›ndaki icraatlar›d›rlar. Yeni de¤illerdir, dev-
let için ölme ve öldürme bunlar›n Susurluk, fiemdinli Marafl, 1
May›s gibi eylemlerinde de görülece¤i gibi tart›fl›lamaz ‘imti-
yaz’lar›d›r. Y›llard›r sahibi ve sorumlusu olduklar› Ermeni ve
Kürt soyk›r›m gerçekli¤ini "yalan" ve "sözde" ilan ederek, bun-
lar› gündeme getirenleri hain diye tan›mlayanlar, Türk hakim
s›n›flar›n›n tüm klikleri de¤il midir?
Timsah gözyafllar› erken kuruduBöylelikle katledilen ilerici, devrimci güçleri hedef göste-
ren bu sorumlular atlanarak mesele baz› çetelerin münferit
bir eylemi olarak geçifltirilmemelidir. Türk hakim güçleri ve
emrindeki medyan›n göstermelik tav›rlar› aldat›c› olmamal›-
d›r. Hrant Dink için aya¤a kalkan halk kuflatmas›ndan korkan-
lar "hepimiz Hrant›z, hepimiz Erminiyiz" sloganlar›na bir iki
günlük sessiz kalarak, empati edebiyat›yla yetinenler, Hrant'›n
kan› kurumadan beklendi¤i gibi yine görev bafl› yapt›lar. Yine
tek millet, tek devlet, tek bayrak gösterileriyle imha ve inkâr
kararl›l›klar›yla "hepimiz Türküz" kara bayra¤›n› kald›rmaya
devam ettiler. Devlet ve onun kurumlar›n›n sald›r›lar› gö¤üs-
lenmeden faflist sald›r›larla gerçek anlamda hesaplafl›lamaz.
Türk milliyetçisi, ulusçusu flovenizme karfl› enternasyonalist
proletaryan›n sanca¤› alt›nda kenetlenmeden gelece¤e yürü-
nemez. Türk flovenizmine karfl› dar milliyetçi yaklafl›mlarla
karfl› ç›k›fl ekseninde gelecek kazan›lamaz. Türk hakim güçle-
ri dün bayrak gösterilerini, bugün futbol maçlar›nda galeyana
getirdiklerini toparlama çal›flmalar›yla haks›z savafllar›na ka-
muoyu yaratma ve bu yolla düzenini koruma gayreti içerisin-
dedir. "Ç›lg›n Türkler" efelenmeleriyle gerici duygular› okfla-
nan binlerce kifliden; devlet için kurflun atacak yedekler dev-
fliriyorlar. Atatürk, bayrak, millet argümanlar› Türk egemenle-
rinin resmi ideolojisinin yeni tetikçiler yaratma motorudur.
Bir günlük empati yaratma numaralar›na aldan›lmamal›d›r.
Dün "Ermeni dölü, kan› bozuk Rum alçaklar›" diyenler bir
günlük sessizlik ilan etmifllerdi. Birkaç gün içinde gerçek su-
rat›yla yine sahnede yer ald›lar. Erdo¤an, "Dink’in cenazesin-
de hepimiz Ermeniyiz slogan› olmamal›yd›" dedi. Di¤erleri
"Elhamdülillah Müslüman’›z" fleklinde devam etti. Daha baflka-
lar› "hepimiz Türküz" gururlanmas›yla boy verdi. Ezilen ulus
ve az›nl›klar›n inkâr›na dayal› bayrak, Perinçek'inden Bahçe-
li'ye, Yaz›c›o¤lu'na, Genelkurmay’a, Sezer'e, Özkök'e, Vakit'çi
kökten dincilere, bilumum Türkçü ve ‹slamc›lar›n ortak cep-
he sembolü olarak yine kara yüzünü gösterdi. Bu ortak gerici
cepheye karfl›, sadece bir günlü¤üne kendini di¤erlerinin ye-
rine koyan bir empatiyle de¤il, proletarya ve emekçilerin bir-
li¤i, tüm uluslar için tam hak eflitli¤i, ezilen uluslar›n kendi ka-
derini tayin hakk› kararl›l›¤›yla, yani halklar›n gerçek kardeflli-
¤ini tesis edecek devrim barikat›ndaki kenetlenmeyle yürü-
meliyiz. Yürümek, halklar›m›za vahfli bir karanl›¤› dayatan bu
düzene karfl› komünizmin ›fl›¤›na sahip olmay› gerektirir.
E¤er bu ›fl›¤a sahip de¤ilsek, tek tiplefltirmeye, linç kültürü-
ne karfl› duran, elefltiri-özelefltiriye, sorgulamaya aç›k gerçek
anlam›yla ayd›n bir gelecek yaratamay›z. Kendimizi ezenle-
re benzemekten kurtaramay›z. fiimdi yine ‘Türkçü ulusalc›-
l›ktan gevflemeyin, dininize, iman›n›za s›k› sar›l›n’ emri ve-
renlerin karfl›s›na proletaryan›n enternasyonal bayra¤›yla ç›-
kabiliriz. Zanl› diye yakalad›klar›n› dün Samsun’da Atatürk
posterli “vatan topra¤› kutsald›r, kaderine terk edilemez”
tablosu önünde foto¤raflayanlar›n karfl›s›na ulusal eflitsizlik-
lere, her türlü ayr›mc›l›¤a köküne kadar karfl› ç›kan devrim
bayra¤›yla dikilmeliyiz. Halklar›m›z› bu yönelim birlefltirir.
"Biz Türküz, biz Müslüman’›z" diyenlere karfl› “biz halk›z!
Biz tüm emekçiler kardefliz! Biz her tür ulusal eflitsizli¤in
düflman›y›z! Biz Ermeni, Kürt soyk›r›m›na karfl› ezilenlerin
yan›nday›z! Biz ezilen uluslar›n kendi kaderini tayin etme
hakk›n›n bayra¤›y›z” ruhuyla dikilmeliyiz.
Hrantlarla ayn› davan›n büyük sanca¤›
alt›nda yürümeye devam edece¤izTürk egemenlerinin kendileri gibi düflünmeyenleri "suç-
lu, vatan haini, bölücü" göstermelerine fazlas›yla tan›¤›z. Do-
lay›s›yla 301 adl› yasalar›n› elefltirenlerden befl on kifliye söz-
de baz› korumalar vermifl olmalar› kimseyi aldatmamal›d›r.
Kumanda ettikleri ortam, yaratt›klar› zihniyet bol miktarda
katil sürüsü yaratt›¤› gibi, kendileri de bizzat katliam organi-
zatörleridirler. Emperyalist, faflist gerici kuflatmay› yarma-
dan, yani gerçek suçlu devleti y›kmadan halklar›n kardeflli¤i-
ni tesis etmek hayaldir. Hrant Dink s›radan bir ayd›n de¤ildi.
O ayn› zamanda 12 Eylül generalleri taraf›ndan TKP(ML)
mensubu olarak kelepçelendi. Ve o yine kendisi bu tarihin
bir parças› olmaktan gurur duydu¤unu her defas›nda söyle-
di. Halklar›n kardeflli¤i için yürüttü¤ü mücadelesinin temel
kökleri buralardan yükseliyordu. Onun için O’nu; ne emper-
yalistler, ne onlar›n uflaklar›, ne de emperyalistlerin güdü-
münde çözüm arayanlar hiç sevmedi. O, sa¤lam bir harçla
yo¤rulmufltu, donam›flt›. Orhan Bak›r gibi komünistlerin ge-
lene¤inden, Vartinik yürüyüflünden geliyordu. Sa¤lam bir
sosyalist donan›m›n yaratt›¤› bir kültür ve kiflilik ile devam
etti. Öldürüldü¤ünde ayn› örgütsel barikatlarda elbette de-
¤ildik. Ama ayn› davan›n büyük sanca¤› alt›nda omuz omu-
za yürümeye devam etti. Yürüyüflü devam edecek.
Hrant Dink ve düflündürdükleri
Burjuva feodal faflist diktatölük yaklafl›k bir
as›rd›r çeflitli millet ve milliyetlerden emekçi hal-
k›m›za ve onun öncülerine karfl› hiçbir kural ta-
n›maks›z›n her türden zor ve fliddet araçlar›n›
pervas›zca uygulayarak ayakta kalmaya çal›flmak-
tad›r. Bu süreç ayn› zamanda halklar›m›z›n ba¤›m-
s›zl›k, halk demokrasisi, sosyalizm ve komünizm
u¤runa verdikleri savafl›m ve mücadelelerinin ka-
na bo¤mak için bütün güçleriyle sald›rd›klar› ve
sald›rmak istedikleri sürecin de ad› olarak tüm ta-
zeli¤iyle bilincimizde yer edinmifltir-edinmeye de
devam ediyor.
fiöyleki; ‹ttihat Terakkicilerin” “gayrimüslüm”
olarak tabir ettikleri halklara yönelik her türden
fliddet ve zor araçlar›n› devreye sokup fiziki imha-
ya yönelmifllerdi. Fiziki ve kültürel soy k›r›m›n ya-
n› s›ra o halklara ait ne varsa; yani tüm zenginlik
ve birikim kaynaklar› zor ve fliddet yoluyla talan
edilmiflti. Yap›lan bu talanla Türk komprador bur-
juvazinin giderek daha çok palazland›¤› bir süre-
ci de ördü. Dahas› Osmanl› idaresinin ipi bu kesi-
min elinde topland›. Örülen bu süreç, her bak›m-
dan kan-göyafl› ve talan üzerinden vucut bulmufl-
tur. Ermeni ulusu, bu topraklarda yaflayan kadim
halklardan biri olmas›na karfl›n sistematik olarak
o dönemde uygulanan jenosit ve etnosit nedeiyle
bir ulusun ulus olarak tarih sahnesinden silindi¤i-
ne ve az›nl›k milliyet konumuna düflürüldü¤üne
tan›k olmaktay›z. Çünkü sistematik olarak uygu-
lanan jenosit ve etnosit siyaseti nedeniyle birbu-
çuk milyonun üzerinde insan›m›z katledilmifltir.
Yine bir o kadar› da zorla topraklar›ndan sürül-
müfltür.
“1908 Jön Türk Devrimi” olarak an›lan saray
darbesiyle Osmanl› idaresinin ipini eline geçiren
‹ttihat Terakkici kadrolar› ayn› zamanda faflist
Türk devletinin de kadrolar›d›r. ‹ttihat Terakkici-
lerden devral›nan o kanl› ve talanc› bayrak, hiç
ara verilmeden bugünlere tafl›nd›. Daha do¤rusu
diktatörlü¤ün inkarc› ve yok etme siyaseti h›z›n-
dan ve yo¤unlu¤undan hiçbir fley kaybettirilme-
den uyguland› ve uygulan›yor da. ‹flte tam da bu-
nun bir sonucu olarak yine o aflinas› oldu¤umuz
“soylu” gelene¤ini konuflturmak için 19 Ocak’ta
ifle koyuldu ve Hrant D‹NK’i hunharca katletti.
Hrant D‹NK’in neden niflangaha oturtulup kat-
ledild¤i bizler aç›s›ndan bilinmez de¤ildi? Çünkü
Hrant D‹NK gerek duruflu, gerekse yönelimiyle
devletin hedefleri aras›nda olan ayd›nlar›m›zdan
biriydi. Duruflu ve yöneliminin yan› s›ra Ermeni
milliyetine mensup olmas›yla da yok edilmesi ge-
rekenlerin içinde yer almas› dahi bafll› bafl›na ye-
tiyordu. Ki öyle de oldu.
Hrant D‹NK’i katletmekle göz da¤› verip sindir-
mek istiyolard›. Ama öyle olmad›. B›rakal›m göz-
da¤› verip sindirmeyi; baflta Maoist koministler
olmak üzere tüm ilerici dinamikler taraf›ndan kit-
lesel biçimde sahiplenildi. Hep bir a¤›zdan “Hepi-
miz HRANT’›z Hepimiz Ermeniyiz” slogan›yla yüz-
binler taraf›ndan görkemli biçimde u¤urland›.
Katliama karfl› tepki salt co¤rafyam›zla s›n›rl›
kalmad›. Daha do¤rusu bir çok ülkede devrimci
ve komünislerce kitlesel biçimde sahiplendi. Or-
taya konulan tepki ve sahiplenme duygusu, burju-
va feodal faflist diktatörlü¤ün korkular›n› büyüten
bir noktada oldu¤unu söylersek hiçde abart›l› bir
tesbit yapmam›fl oluruz. Tam tersine nesnsel bir
gerçekli¤e dikkat çekmifl oluruz.
fiunu aç›kça diyebiliriz ki bu katliamla devlet
kedisini yaralam›flt›r. Yani s›kt›¤› kuflun geri tep-
mifl ve bunun sonucunda kendisini yaralam›fl ve
can›n› ac›tm›flt›r. Hunharca ifllenen cinayet son-
ras›nda medya baflta olmak üzere ayn› soy a¤c›n-
dan gelen tüm zebaniler taraf›ndan “k›nanmas›”!?
ve ard›ndan timsah göz yafl› dökmeleri kendileri-
ni “masum” gösterme gayretlerinden baflka bir-
fley de¤ildir. Ancak onlar›n timsah gözyafllar› ve
sözde “k›namalar›” kendilerini aklamaya yetme-
di¤i gibi, bunun failinin devlet oldu¤u gerçe¤ini
de de¤ifltirememektedir. Hele hele bir-iki kontray›
yakalay›p ifllenen cinayeti bunlara y›kmas› da bir
fleyi de¤ifltirmeyecek. Çünkü Hrant’›n katilinin
mevcut sistem oldu¤u tüm ç›plakl›¤›yla ortadad›r.
Hrant Dink’in katili bellidirTopal Osmanlardan Veli Küçüklere ve di¤er çete reislerine var›ncaya kadar tetikçiler de¤iflse de de¤iflmeyen devlet gelene¤i katliamlard›r
1-16 fiubat 2007 GÜNCEL4
Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› ve F tipi
hapishanelerde bulunan tutsaklar aç›s›ndan
k›smi iyilefltirmeleri de kapsayan genelge-
nin ard›ndan tecridin kald›r›lmas› talebiyle
ölüm orucu eylemini sürdüren Av. Behiç Afl-
ç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz ey-
lemlerine ara verdiklerini aç›klad›lar.
Bakanl›¤›n haz›rlad›¤› genelgenin ard›n-
dan, 22 Ocak’ta ‹stanbul Tabip Odas›'nda
bas›na aç›klama yapan TTB Merkez Konsey
Baflkan› Gencay Gürsoy’un, Behiç Aflç› ve
di¤er eylemclerin ölüm orucunu b›rakabi-
lece¤ini aç›klamas›n›n akabinde, ayn› gün
akflam saatlerinde Aflç›’n›n eylemini sür-
dürdü¤ü fiiflli’deki evinin önünde yap›lan
bas›n aç›klamas›yla Behiç Aflç›’n›n ölüm
orucuna ara verdi¤i bildirildi.
‘Ölüm orucu mutlu sonla
noktaland›’
Türk Tabipleri Birli¤i Baflkan› Gencay
Gürsoy, ‹stanbul Barosu Baflkan› Kaz›m
Kolcuo¤lu, D‹SK Genel Baflkan› Süleyman
Çelebi, ‹stanbul Tabip Odas› temsilcileri,
‹HD, Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i temsilci-
leri, Tecrite Karfl› Avukatlar, TAYAD üyele-
ri ve Behiç Aflç›'n›n annesi Fazilet Erdo-
¤an'›n da aralar›nda bulundu¤u bir grup,
Aflç›’n›n eylemini sürdürdü¤ü evinin önün-
de bir araya gelerek bas›na aç›klama yapt›-
lar. Burada ilk olarak konuflan TTB Baflkan›
Gencay Gürsoy, Adalet Bakanl›¤› Ceza ve
Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü'nün hapis-
hanelere iliflkin aç›klad›¤› genelgeye dikkat
çekti. Adalet Bakanl›¤›'n›n söz konusu ge-
nelgeyle F Tipi hapishanelerdeki tecrit so-
runu için somut bir ad›m att›¤›n› belirten
Gürsoy, konuyla ilgili haz›rlanan genelge
ile tutuklu ve hükümlülerin 10 kifliyi aflma-
yacak gruplar halinde haftada 10 saat ortak
kullan›m alanlar›nda bir araya gelebilece¤i-
ni kaydetti. Bu say›n›n zamanla 20'ye ç›kar-
t›labilece¤ini iddia eden Gürsoy, ‘Ölüm
orucu eylemi mutlu sonla noktaland›’ flek-
linde konufltu.
Görüro¤lu ile Saymaz da
eylemlerine ara verdi
Aflç›’n›n ard›ndan, Adana'n›n fiakirpafla
Mahallesi'ndeki evinde ölüm orucu eylemi-
ni sürdüren Gülcan Görüro¤lu ve Uflak Ha-
pishanesi’nde tutuklu bulunan Sevgi Say-
maz da ölüm orucuna ara verdiler. Evinin
önünde k›sa bir aç›klama yapan Görüro¤lu,
bugüne kadar ölüm orucunda 122 insan›n
hayat›n› kaybetti¤ini belirterek, “Bugün
Adalet Bakanl›¤›, sundu¤u genelge ile so-
mut bir ad›m att›, biz de bu somut ad›ma
karfl›l›k olarak somut bir ad›m at›yoruz. Bu
tecridin kald›r›ld›¤› anlam›na gelmez, ayn›
zamanda ölüm oruçlar›n›n bitti¤i anlam›na
da gelmez. E¤er olumsuz bir geliflme olur-
sa yeniden ölüm oruçlar› gündeme gelir”
fleklinde konufltu.
Direniflçilerin sa¤l›k
durumuna iliflkin ilk bilgiler
Behiç Aflç›’n›n, kan de¤erleri ile ba¤›-
fl›kl›k sisteminin en alt düzeyde oldu¤u be-
lirtilirken, a¤z›nda yaralar oluflan Aflç›, bün-
yesi çok zay›f durumda oldu¤u için yo¤un
bak›mda tutuluyor.
Uzun süreli açl›ktan kaynakl› kan de-
¤erlerinde düzensizlik oluflan Gülcan Gö-
rüro¤lu’nun kan flekerinde ciddi yükselme-
alçalmalar›n yafland›¤›, afl›r› zay›flad›¤› ve
vücudunda protein eksikli¤i olufltu¤u belir-
tiliyor. Görüro¤lu’nun, denge bozuklu¤u
ve halsizlik gibi flikayetleri var.
Uflak Hapishanesi’nde tutuklu olan Sev-
gi Saymaz’›n afl›r› zay›flama, halsizlik gibi
flikayetlerinin oldu¤u, ayr›ca vitamin ve vü-
cudunda protein eksikli¤inin olufltu¤u be-
lirtiliyor. ‹htiyaçlar›n› tek bafl›na karfl›laya-
mayan Saymaz’›n sa¤l›k durumunun, di¤er
direniflçilere oranla daha iyi oldu¤u ve kan
de¤erleri normal oldu¤u belirtiliyor.
Genelge tecriti kald›rmay›öngörmüyor
Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› genel-
genin ‘ortak etkinlikler’ bafll›¤› alt›nda; hü-
kümlü ve tutuklular›n, ‘iflledikleri suçlara,
kurumdaki davran›fllar›na, ilgi ve yetenek-
lerine göre’ grupland›r›larak, güvenlik ba-
k›m›ndan tehlike yaratmad›¤› ölçüde ken-
dileri için haz›rlanm›fl iyilefltirme program-
lar› çerçevesinde e¤itim, spor, meslek ka-
zand›rma ve çal›flma ile di¤er sosyal ve kül-
türel faaliyetlere kat›lacaklar›, bu faaliyetle-
rin güvenlik kurumlar› ile di¤er kurumlar›n
yüksek güvenlikli bölümlerinde 10 kifliyi
aflmayacak gruplar halinde haftada 10 saati
aflmayacak flekilde gerçeklefltirilece¤i belir-
tiliyor.
Ancak F tipi hapishanelerdeki tecrit ve
tredman uygulamalar›n›n yasadan de¤il uy-
gulamadan, yani hapishane idaresinden
kaynakland›¤› yalan›n› söyleyen Adalet Ba-
kanl›¤›, yay›nlad›¤› genelgede; ortak alan-
lar ile ortak programlar›n süresi ve bu
programlara kat›lacak hükümlü tutuklu sa-
y›s›n›, güvenlik koflullar› ve kurumun ola-
naklar› dikkate al›narak hapishane idaresi
ve gözlem kurulunca belirlenece¤ini belir-
tiyor. Ayr›ca bu programlar›n amac›na ayk›-
r› sonuçlar verdi¤ini(!) tespit ettikleri tut-
saklar›n bu haklar›na son verilebilme veya
de¤ifliklikler yapma yetkisi veriyor.
Ölüm orucuna ara verildiMeslek odalar›, demokratik kitle örgütleri ile ayd›n ve sanatç›lar›n giriflimlerinin ard›ndanAdalet Bakanl›¤›’n›n F tipleri ile ilili genelge yay›nlamas›n› “olumlu ad›m” olarak de¤erlendi-ren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz ölüm orucunu sonland›rd›lar
S‹LOP‹ ‹lçe Jandarma Komu-
tanl›¤›’na ça¤r›lmalar›ndan sonra
kendilerinden bir daha haber al›na-
mayan kapat›lan HADEP’in Silopi ‹l-
çe Baflkan› Serdar Tan›fl ve ‹lçe Sek-
reteri Ebubekir Deniz’in kaybedilifl-
lerinin üzerinden alt› y›l geçti. Tüm
çabalar›na karfl›n yak›nlar›ndan ha-
ber alamayan ailelerin Türk devleti
aleyhine Avrupa ‹nsan Haklar› Mah-
kemesi’nde (A‹HM) açm›fl olduklar›
dava sonuçlan›rken, olaya ad› kar›-
flan yetkililer hakk›nda mahkumiyet
karar› ç›kmad›.
A‹HM Türk devletini
mahkum etti
Tan›fl ve Deniz aileleri, 2001 y›-
l›nda avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e
baflvurmufllard›. Aileler, fi›rnak ‹l
Jandarma Alay Komutan› Levent Er-
söz, Silopi ‹lçe Jandarma Komutan›
Süleyman Can, Alay Komutanl›¤› ‹s-
tihbarat ve Sorgu Birimi’nde görevli
Taflk›n Akgün, jandarma istihbarat
görevlileri Selim Gül ve Veysel
Atefl’in yan› s›ra, olayda sorumlulu-
¤u bulunan di¤er kifliler hakk›nda da
kamu davas› aç›lmas› talebinde bu-
lundu. A‹HM, yapt›¤› incelemeler
sonucu Türk devletini mahkum etti.
Dokunulamayanlar...
Tan›fl ve Deniz’in kaybedilmele-
rinin ard›ndan Silopi ‹lçe Jandarma
Komutanl›¤› ve fi›rnak Alay Komu-
tanl›¤›’nda görevli 47 asker hakk›n-
da Silopi Cumhuriyet Savc›l›¤› tara-
f›ndan soruflturma bafllat›ld›. Ancak
fi›rnak Jandarma Alay Komutan› Le-
vent Ersöz ile Silopi ‹lçe Jandarma
Komutan› Süleyman Can bu sorufl-
turman›n d›fl›nda tutuldu.
Takipsizlik karar› verildi
Tan›fl ve Deniz’i son olarak kara-
kol kap›s›ndan girerken gördükleri-
ni söyleyen kiflilerin ifadelerine ra¤-
men Silopi Savc›l›¤›, ‘yeterli delile
ulafl›lmad›’ diyerek tüm san›klar hak-
k›nda takipsizlik karar› verdi. Yine
Savc›l›k, avukatlar›n dosya inceleme
ve suret alma haklar›n›n k›s›tlanmas›
için dosyadaki gizlilik karar› uyar›n-
ca, istihbarat elemanlar›n›n dosyada-
ki beyanlar›n›n dosyadan ç›kar›lma-
s›na karar verdi. Silopi Cumhuriyet
Savc›l›¤› taraf›ndan haz›rlanan haz›r-
l›k tahkikat› iki y›l sürdü ve 2003 y›-
l›nda dönemin Diyarbak›r Devlet
Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savc›l›-
¤›’na gönderildi. Diyarbak›r DGM
Savc›l›¤› taraf›ndan dosya üzerinde
yürütülen soruflturma sonucunda 10
fiubat 2004’te takipsizlik karar› ç›kt›.
Binlerce kifli yürüdü
Deniz ve Tan›fl’›n kaybedilmele-
rinin y›ldönümünde Silopi’de dü-
zenlenen yürüyüfle binlerce kifli ka-
t›ld›.
Eski Belediye Binas› önünden
DTP Silopi ilçe binas› önüne yürü-
yen kitle ad›na burada bas›na aç›kla-
ma yapan DTP fi›rnak ‹l Baflkan› ‹z-
zet Belge, "Bizi buraya kadar yal-
n›z b›rakmayan halk›m›za teflek-
kür ediyoruz ve yemin ediyoruz ki
failler bulununcaya kadar hukuk-
sal demokratik eylemselliklerimiz
daha da güçlü bir flekilde devam
edecektir” fleklinde konufltu.
Yürüyüfl s›ras›nda robokop ola-
rak tabir edilen polisler taraf›ndan
yo¤un güvenlik önlemlerinin al›n-
mas› dikkat çekti.
Tan›fl
ve
Deniz
hala
kay›p
Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda ‹stanbul’un
Maltepe ‹lçesi Bafl›büyük Mahallesi’ne zemin etüdü yap-
maya gelen belediye ekiplerini mahalleden kovan halk
polisle çat›flt›. Polis mahalle sakinlerine gaz bombas› ve
tazyikli su ile müdahale ederken, halk muhtarl›¤› tafllad›.
Maltepe ‹lçesi Bafl›büyük Mahallesi’ne sabah saatle-
rinde zemin etüdü yapmak üzere gelen belediye ekip-
lerine halk karfl› koyarak mahalleden kovdu. Daha son-
ra polisle birlikte mahalleye gelen belediye ekiplerine
halk›n tekrar karfl› koymas› üzerine polis olaya müda-
hale etti. Gaz bombas› ve panzerlerle mahalle sakinle-
rine sald›ran polis, kitleyi da¤›tt›. Olayda yaralanan ha-
mile bir kad›n›n Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastane-
si’ne kald›r›ld›¤›n› söyleyen mahalle sakinleri, polisin
evlerin içine gaz bombas› att›¤›n› söylediler. Mahalle-
yi, Muhtar Ayhan Karpuz ve Maltepe Belediye Baflkan›
Fikri Köse’nin aralar›nda anlaflarak satt›¤›n› öne süren
halk, tekrar toplanarak Bafl›büyük Mahallesi Muhtarl›-
¤›’n› tafl ya¤muruna tuttu. Eylem s›ras›nda gençler,
“Polis flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma”, “Katil polis” fleklin-
de slogan att›lar.
Bafl›büyük Mahallesi halk› polisle çat›flt›
Tohum Kültür Merkezi’nde ‘Umudun AteflToplar›’ ad› alt›nda düzenlenen etkinlikle,devrim ve komünizm mücadelesinde flehitdüflenler an›ld›.
Etkinlik sayg› durufluyla bafllad› ve ard›n-dan Partizan’›n aç›klamas› okundu. Aç›kla-man›n ard›ndan ‘Umudun Atefl Toplar› 3’ ad-l› sinevizyon gösterimi izletildi. Anmada,Bayram Kama ve Semiha K›rkoç’un konufl-mac› olarak kat›ld›¤› bir panel düzenlendi.Konuflmac›lar flehit ailelerinin mücadeleninbir parças› olmas› gerekti¤ini belirttiler. Anmaetkinli¤i Grup Göç ve Grup Munzur’un verdi-¤i müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi.
Anmada ayr›ca flehit yak›nlar› duygu vedüflüncelerini etkinli¤e kat›lanlarla paylafl›r-ken, DHP, BDSP ve çeflitli il ve semtlerden ‹fl-çi Köylü Gazetesi okurlar›n›n gönderdi¤i me-sajlar okundu.
Dersim’in Ovac›k ilçesinde lösemi hastas›olan Cem Murat Dinler için Ovac›k esnaf› da-yan›flma etkinli¤i düzenledi.
25 Ocak Perflembe günü Ovac›k BelediyeDü¤ün Salonu’nda yap›lan etkinlik UmutAyata’n›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›n›n ard›n-dan fliir dinletileriyle bafllad›. Ovac›k Beledi-ye Baflkan› Hasan Hüseyin Dizi’nin de birkonuflma yapt›¤› etkinlikte, etkinli¤e getiri-len hediye paketleri aç›k artt›rmayla sat›flasunuldu.
Hozat Kültür Sanat Derne¤i müzik grubuGrup Hiwda’n›n sahne ald›¤› etkinlikte, Ova-c›k Mareflal Fevzi Çakmak Lisesi tiyatro ekibide kendi oyunlar›n› sergiledi. Umuda Türkümüzik grubunun da sahne ald›¤› etkinlikte,folklör gösterisinin ard›ndan Fikri Hoca’n›nyapt›¤› kapan›fl konuflmas›yla etkinlik son-land›r›ld›.
Etkinli¤e Hozat ‹l Genel Meclis üyesi DenizY›ld›r›m, Hozat Kültür Sanat Ve Dayan›flmaDerne¤i, Evrensel Gazetesi, Almanya MörflinGladbah Ovac›kl›lar Derne¤i ve Seyfi Yerlika-ya destek mesajlar› gönderdiler.
‘Umudun Atefl Toplar›’ an›ld›
Ovac›k’ta etkinlik
Ramazan Cevizve Celal A¤gülan›ld›lar
Dersim’de 10 Aral›k 1996’da devletin kol-
luk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit dü-
flen Halk Savaflç›s› Celal A¤gül ve ‹stanbul Kar-
tal’da 19 Temmuz 1992’de ç›kan çat›flmada
flehit düflen MKP/HKO üyesi Ramazan Ceviz,
Adana’da mezarlar› bafl›nda an›ld›lar.
fiehitlerin Adana Buruk Mezarl›¤›’nda bulu-
nan mezarlar› bafl›nda bir araya gelen DHP
üyeleri, burada devrim ve komünizm mücade-
lesinde flehit düflenler an›s›na sayg› duruflunda
bulunarak, fliirler okudular. Celal A¤gül ve Ra-
mazan Ceviz’in mezarlar›n› karanfillerle süsle-
yen DHP üyeleri anmay› sonland›rd›lar.
Mezar ziyaretinden sonra mezarl›ktan ayr›-
lan kiflilerin sivil polisler taraf›ndan gizlice ka-
meraya çekilmeye çal›fl›ld›¤› dikkat çekti.
1-16 fiubat 2007GÜNCEL 5
Gerek ülkemizde, gerekse üzerinde halkla-
r›n yaflad›¤› bütün anakaralarda s›n›flar›n çelifl-
kileri her gün daha bir derinleflmektedir. S›n›f›-
m›z›n insan› olmay› ne kadar baflar›rsak, kavga-
m›z ve mücadelemiz de o kadar yükselmifl ola-
cakt›r. Bu her nefes al›fl›m›zla, her ad›m at›fl›-
m›zla ve yüre¤imizin halk›m›z ve halklar›m›z
için ne kadar att›¤›yla da ilintilidir.
Spartaküslerden, Hallac-› Mansurlardan,
Pir Sultanlardan, Bedrettinlerden, Seyit R›za-
lardan, Denizlerden, Mahirlerden, Kemal Pir-
lerden, Mazlum Do¤anlardan ve Vartinik’ten
Mercanlar’a uzanan ve özünü halka duydu¤u
derinlikli sevdas›ndan alan ‹brahim ve 700’le-
re varan proletaryan›n de¤erli ölümsüz öncü
gücünden ald›¤›m›z fenerle ilerleyece¤imiz-
den hiç kimsenin bir tereddütü olmamal›d›r.
“Vur zulümcü bafl› ben kolay ölmem, ben
ölürsem baflka ‹bo yok mu ki? Bir ölüm de bir
yi¤ide çok mu ki?” fliar›yla ölümü hücre hücre
küçülterek yenenler, “Bekir’in Diyar› Hücre
Tutsakl›¤›”n› halklara baharla müjdeleyenler,
umutlar› gelece¤e ba¤layanlar, kazan›lacak ye-
ni dünyan›n yeni insan› olma mutlulu¤uyla sü-
zülüp mavi göklerde çoktan kanatlan›p özgür-
lefltiler bile. Özgürlük gülüflleri hep yüzlerin-
deydi, kazanmak hep hedeflerindeydi.
Hrant Orhan, Hrant Manuel, Hrant l7’ler,
Hrant Ali Haydar, Hrant Barbara, Hrant ‹lyas
Aktafl… Hrant hepimiziz, hepimiz Ermeniyiz,
hepimiz Kürtüz, hepimiz Laz›z, hepimiz Çer-
kesiz, hepimiz Azeriyiz… Hepimizin Türkleflti-
rilmek istendi¤i bu ülkede.
Hrant, ülkenin sosyo-ekonomik yap›s›n›,
ayakkab›s›n›n alt›n›n delik olmas›yla egemen
s›n›flar›n surat›na vuruyordu.
Hrant, kat›ld›¤› bir gençlik sempozyumun-
da “bizler siyasi yaflam›m›zda, mensubu ol-
du¤umuz az›nl›ktaki ulusumuza bir zarar
gelmesin ve daha rahat çal›flabilelim diye
Ermeni isimlerimizi Türkçe’ye çevirdik” der-
ken asl›nda bütün gerçekli¤ini de koyuyordu.
Hrant da tam kendisi gibi ismini de¤ifltiren Ar-
menak Bak›rciyan (Orhan Bak›r) gibi kurflunla-
ra hedef oldu, biri ba¤›ms›zl›¤› için halk›n sa-
vafl›nda, biri de demokratik haklar ve talepleri-
nin mücadelisini verirken. Biri Elaz›¤’›n Kara-
koçan’›nda, biri ‹stanbul’un göbe¤inde.
Hrant Avrupa’n›n flehri Konstantinapo-
lis’te, ‹lyas Kürt’ün flehri Amed’de.
301’in katil oldu¤unu söyleyip, say›lara
suç yüklemeye devam eden ve kendisi Türk
olmad›¤› halde Baflbakanl›¤› döneminde “Türk
olmayanlar›” fiflleyip takip alt›nda tutmak için,
“Ermenilere limon satt›rmazsam, bana da Bafl-
bakan demesinler” diyen zihniyetlerin “Az›n-
l›klar Tali Komisyonu” tarihi üzerinde yükse-
len 1.500.000 + 1’den sonra d›flar›daki 301’li-
lere koruma tahsis etme ikiyüzlülü¤ü hala kan
ve can üzerinden sürdürülüyor. fiimdi sormak
gerekmiyor mu, içerideki 301’lileri, Diyarba-
k›r’da, Buca’da, Ümraniye’de, Burdur’da, Ulu-
canlar’da ve 19 Aral›k ‘Hayata Dönüfl Operas-
yonu’yla 20 hapishanede katledenler Hrant’›n
katili de¤iller mi?
Hrant’›n cenazesini bile Türklefltirme ina-
d›ndayd›lar, bunu her zamanki ince sinsi poli-
tikalar›yla yedirmeye çal›fl›rlarken cenaze gü-
nü, kurtlarla yiyip, kargalarla öten ça¤r›fl›m›n-
dayd›lar.
Hrant Dink’in cenazesinde O¤uz Hakse-
ver’in canl› yay›ndaki haber sunumu, haf›za-
m›z› bize yoklatt›r›yor. Trabzon’daki ve mah-
kemelerdeki linç giriflimleri misali bir ça¤r›-
fl›m. 31 Ocak-2 fiubat 1990 tarihinde Naz›miye
k›rsal›nda Hüseyin Demir, Erdo¤an Karatafl,
Cemile Sevgül, Aynur An, Yazgülü K›l›ç ve di-
¤er yoldafllar›m›z ölümsüzleflti¤inde; O¤uz
Haksever ATV muhabiriyken kin dolu öfkesiy-
le “evet say›n seyirciler 5’i kad›n, 5’i erkek 10
terörist silahlar›yla birlikte ölü ele geçirildi”
haberini sunarken heyecan› ve Hrant’›n cena-
zesindeki durumu! Sormak gerekmez mi, ney-
di ölümü sizin gözünüzde bu kadar de¤ifltiren,
neydi bu kadar ikiyüzlü duyguyu yaflatan, ney-
di bu kentin ortas›nda yüzü koyun uzat›lm›fl
bir beden gibi da¤ bafl›nda öldürülen bedenle-
ri araçlar›n arkas›na ba¤lat›p, Yat›l› Bölge Oku-
lu’nun spor salonunda üst üste at›p, o yafltaki
çocuklara teflhir ederer, “e¤er siz de büyüdü-
¤ünüzde bu yolu seçerseniz, sizin de sonu-
nuz bu teröristlerin sonu gibi olacak” diyen,
halklar›n çocuklar›n›n kan›na susayan canavar
yarat›c›lar›, neydi bu ölümlerin fark›, flehrin
merkezinde ‘demokrat’, da¤ bafl›nda sizleri
kurtlaflt›ran durum neydi? “Ölü ele geçirme”
kültürünün flehirdeki devam› “yüzükoyun ye-
re serme” kültürüne tafl›nd›.
Yafll› bir ana bir sohbette hasta yata¤›ndan
Armenak (Orhan Bak›r)’›n ad›n› duyunca yata-
¤›ndan do¤ruluyor ve gözlerinde Rakel’in a¤-
z›ndan dökülen insan sevgisine ve halklar›n
kardeflli¤ine efllik her bir sözcü¤ün öneminin
kavray›fl›nda “Orhan Bak›r m› dediniz, O öyle
bir insand› ki, o öyle bir devrimciydi ki, bir
daha onlar gibi insanlar zor gelir. Ben da-
vardayd›m, Orhan (Ali A¤a) köyün içinden
bir bahar günü yürüyor, ben de oldu¤um
yerden onu seyrediyorum. Tarlan›n kenar›n-
dan öyle bir titizlikte, öyle bir incelikte yürü-
yor ki, aya¤›n›n taban›na basm›yor, ayak-
kab›s›n›n kenar›na basarak yürüyor, bir
bu¤day bafla¤›na de¤memek için, bir bu¤-
day bafla¤›n› e¤memek ve otlara basma-
mak için. O insanlar gerçek devrimcilerdi,
onlar›n yerini doldurmak çok zor, ah ah!...”
deyifli tam da 83 yafl›ndaki Kürt bir anan›n öz-
leminin Rakel’in “ah kardefller” söylemiyle
halklar›n tarihi kardeflli¤ini bütünlefltiriyordu.
Hrant’› koruyamayanlar t›pk› her resmi ku-
rumun etraf›na ördükleri tafl duvarlar, demir
parmakl›klar ve diktikleri bayraklar› gibi
Agos’u da bariyerlerle kuflatt›lar. Ama nafile,
çünkü Hrant’› kendiniz öldürdünüz, t›pk› Or-
hanlar gibi, t›pk› Manueller gibi, t›pk› 17’ler gi-
bi, t›pk› ‹lyaslar gibi, t›pk› Cumhuriyetinizin ‹t-
tihat-› Terrakki’den devrald›¤› cinayet dolu
resmi siyasi tarihinden yükselen katliamlar ve
soyk›r›mlar gibi. Kökünüzden kopmak ve res-
mi tarihinizle yüzleflmek ancak sizi biraz insan-
s› yapabilir. Buna var m›s›n›z? Haydi insanlafl-
maya, haydi ürkek güvercinlerin cüretli yürek-
lerini kuflanmaya…
Hrantlar›n cüretini kuflanal›mHrant Armenak, Hrant Manuel, Hrant l7’ler, Hrant Ali Haydar, Hrant Barbara, Hrant ‹lyas Aktafl…Hrant hepimiziz, hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Kürtüz, hepimiz Laz›z, hepimiz Çerkesiz, hepimiz Azeriyiz…
Hrant Dink’in katledildi¤inin duyulmas› üzerine ülkenin
dört bir yan›nda protesto gösterileri düzenlendi, her yerde ey-
lemlere kat›lanlar, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”
fleklinde slogan at›p, bu katliamdan Türk devletini sorumlu
tuttuklar›n› aç›klad›lar.
‹stanbul
Kartal’da bir araya gelen DHP, Partizan, ESP, HKM, BDSP,
Emekli-Sen, EKD, ‹LPS ve Tersane ‹flçileri Birli¤i üyeleri meflale-
lerle Kartal Postanesi önünden Kartal Meydan›’na yürüdüler. Yü-
rüyüflte polis ile k›sa süren bir gerginlik yaflanmas›na ra¤men
grup Kartal Meydan›’nda bas›n aç›klamas›n› yapt›.
Avc›lar’da bir araya gelen çeflitli siyasi parti ve demokratik kit-
le örgütleri üyeleri Marmara Caddesi’nden Belediye’ye kadar slo-
ganlarla yürüdüler. Belediye binas› önünde bas›n aç›klamas› yap›-
l›rken, provokatör bir grup, ‘Ne mutlu Türk’üm’ fleklinde slogan
atarak provokasyon yaratmak istese de eylem olays›z sona erdi.
Ankara
Hrant Dink’in katledilmesi sonras›nda defin gününe de-
¤in kitlesel eylemlerin gerçeklefltirildi¤i Ankara’da 23 Ocak
günü binlerce insan “Hepimiz Hrant’›z” slogan›yla katliama
tepkisini hayk›rd›.
Dink'i u¤urlamak için Sakarya Caddesi'nde akflam saatinde bir
araya gelen sendikalar, meslek odalar› ve devrimci demokrat ku-
rumlar burada bir saat süren bir etkinlik yapt›lar. Hrant Dink'in
son yaz›s›n›n da okundu¤u eylemde Grup Kibele de Ermenice ve
Kürtçe ezgiler seslendirdi.
Daha sonra Sakarya Caddesi’nden Hrant Dink'in yazar› oldu-
¤u Birgün Gazetesi'nin önüne yürünerek, Birgün gazetesi ziyaret
edildi.
Adana
Hrant Dink’in katledilmesini protesto eden Adana’daki
demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler Çak-
mak Caddesi’nden ‹nönü Park›’na yürüdüler.
23 Ocak’ta düzenlenen eylemde aralar›nda DHP üyeleri-
nin de bulundu¤u grup, ‘Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i’ pan-
kart›n› tafl›yarak sloganlarla ‹nönü Park›’na yürüdü. Parkta
yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan yere mumlarla ‘Hepi-
miz Hrant Dink’iz’ yaz›larak müzik eflli¤inde ‘Sar› gelin’ par-
ças› seslendirildi.
Mersin
Katliam› protesto etmek için 20 Ocak Cumartesi günü Mer-
sin ‹HD önünde toplanan kitle, “Hrant’a s›k›lan kurflun halkla-
r›n kardeflli¤ine s›k›lm›flt›r” pankart› açarak Mersin Gazeteciler
Cemiyeti önüne kadar yürdü. Burada bas›n aç›klamas› yapan
kitle daha sonra sloganlarla da¤›ld›.
Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›ld›¤› 23 Ocak gününde
de bir araya gelen yaklafl›k 200 kifli bas›n aç›klamas› yaparak
katliam› k›nad›.
Konya
Katliam› protesto etmek için Konya Merkez’de, ‹fl Bankas›
önünde toplanan DHP, ÖDP, D‹SK, Emekli-Sen, E¤itim-Sen,
BES, SES ve Yap›Yol-Sen üyeleri bas›n aç›klamas› yapt›lar. Ya-
p›lan aç›klamada, “Hrant’›n katledilmesinden, ona kurflun s›-
kanlar kadar Ermeni tehcirine dair her tart›flmay› vatan
hainli¤i olarak gösterenler, solculu¤u milliyetçi-›rkç›-floven
histerinin içinde yapma küstahl›¤›n› ve gafletini gösteren-
ler, farkl› olana karfl› hofl görüsüzlü¤ü ve linç kültürünü
yayg›nlaflt›ranlar da sorumludurlar” denildi.
Eskiflehir
Adalar Migros önünde ‹HD’nin düzenledi¤i eyleme DGH,
D‹SK, Halkevleri, EHP, ÖDP, BDSP, ESP, Mücadele Birli¤i,
DPG, Gençlik Derne¤i, SDP, EMEP ve TKP de destek verdi.
Yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, “Hepimiz Hrant’›z, hepi-
miz Ermeniyiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›.
Edirne
Trakya Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i (TÜÖD)’ün organize
etti¤i eyleme yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. TÜÖD önünden baflla-
yan yürüyüfl eyleminde “Hepimiz Hrant'›z, Yaflas›n Halklar›n
Kardeflli¤i” pankart› tafl›n›rken, “Faflizme karfl› omuz omuza”,
“Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz” fleklinde sloganlar at›l-
d›. Yürüyüflün sonunda, Edirne Postanesi önünde oturma eyle-
mi ve bas›n aç›klamas› yap›ld›. Burada yak›lan mumlar postane-
nin önüne b›rak›ld›.
Elaz›¤
Hozat Garaj›’nda 20 Ocak Cumartesi günü bas›n aç›klama-
s› düzenleyen ‹HD’ye, ildeki tüm devrimci ve demokratik ku-
rumlar da eyleme kat›larak destek verdiler. Eylemde s›k s›k
“Hrant’›n katili TC devleti”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Erme-
niyiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›.
Dersim
Hozat’ta, Cumhuriyet Caddesi Çarfl› Meydan›’nda yap›-
lan bas›n aç›klamas›nda Hrant Dink’in foto¤raflar›n› tafl›yan
grup, “Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dink’iz”, “Yafla-
s›n devrimci dayan›flma”, “Faflist TC devleti halka hesap ve-
recek” sloganlar›n› att›. Burada yap›lan bas›n aç›klamas›n›
okuyan Erdem Ulafl Çelik hakk›nda 2911’e muhalefet etti¤i
gerekçesiyle dava aç›ld›.
Gazetemiz, At›l›m Gazetesi, K›z›l Bayrak ve
‹flçi Köylü Gazetelerinin okurlar› taraf›ndan
düzenlenen ve Odak dergisi okurlar›n›n da
destekledi¤i ilk protesto eylemi Türk devleti-
nin Paris’te bulunan konsoloslu¤u önünde ya-
p›ld›. ‘Sessiz protesto’ eyleminde Hrant
Dink’in resimleri ve Frans›zca “Hepimiz Hrant
Dink’iz” yaz›l› pankart tafl›nd›.
Fransa’da 27 Ocak’ta düzenlenen di¤er bir
eylemde de, Türkiye-Kuzey Kürdistanl› dev-
rimci örgüt ve partiler, çeflitli demokratik kit-
le örgütleri, federasyon ve konfederasyonlar-
dan oluflan 40 kurumun biraraya geldi¤i Re-
public Meydan›’ndan Bastil Meydan›’na ‘sessiz
yürüyüfl’ düzenlendi. Yaklafl›k 1500 kiflinin ka-
t›ld›¤› yürüyüflte Türkçe ve Frans›zca “Hepi-
miz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz” yaz›l› pan-
kart tafl›nd› ve yürüyüfl boyunca ‘Sar› Gelin’
adl› türkü çal›nd›.
Bastil Meydan›’nda Türkçe, Ermenice ve
Kürtçe ezgiler çal›n›rken, “Hoflçakal Hrant
Dink, hoflçakal kardeflimiz, hep bizimle ola-
caks›n, hep seninle olaca¤›z ve gene görüfle-
ce¤iz” denilerek güvercinler uçuruldu.
Katliam Avrupa’da daprotesto edildi
ADHF (ÖK), AT‹GF, ATILIM, AVUS-
TURYA ANADOLU FEDERASYONU, ÖDP
V‹YANA KORD‹NASYONU ve VTOGED
Avusturya’n›n Viyana kentinde yapt›klar›
ortak eylemle Hrant Dink’in katledilmesini
protesto ettiler.
Türkiye-Kuzey Kürdistan Hrant Dink için ayakta
Okmeydan›’nda yürüyüfl düzenleyen DHPüyeleri; “Hrant’›n katili patron a¤a devleti”,“Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”, “Ya-flas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› ileHrant Dink’in katledilmesini protesto ettiler
1-16 fiubat 2007 EMEK-HABER6
EME⁄‹N KÜRSÜSÜDursun Baştuğ
Bir bireyin, grubun, kurumun karakteristik özelli¤ini ortaya ç›-kartan en önemli etkenlerin bafl›nda, hangi s›n›f›n dünya görüflün-den beslendi¤i gelir. Politik olarak belli esneklikler içerisinde, de-¤iflim göstermesi, onun s›n›fsal gerçekli¤inden uzaklaflt›¤› anlam›-na gelmez. Fakat proletaryan›n ç›karlar› gere¤i yap›lmak istenenher fleyin, bu s›n›fa hizmet edip etmedi¤i noktas›, yaflanan somutdurumlardan kaynakl› irdelemeyi önemsetiyor.
Öncelikle flunu belirtelim. Bugünkü hâkimiyet burjuvazininelinde oldu¤undan, burjuvazinin esnekli¤i kendi stratejilerinintaktiksel boyutudur. Ama proletaryan›n her esnekli¤i taktik olarakkabul edilemez. E¤er taktik manevra ad› alt›nda yap›lanlar, iktidarperspektifine denk düflmüyorsa, bu taktik olmaktan ç›kar, mevcutdüzenin takipçili¤ine götürür. Çünkü iktidarda olan proletaryan›nkendisi de¤ildir. Yap›lan esnemeler dolayl› olarak mevcut düzenehizmet edebilir.
Burjuvazinin belleklerde yaratt›¤› yan›lsamalarla, daha uzlafl-mac› görünümü, ezilenler taraf›ndan bir iyimserlik olarak alg›lan›-yor. Hâlbuki burjuvazinin karakteristik yap›s› incelendi¤i zaman,sadece biçimsel olarak baz› farkl›l›klar›n oldu¤u, özellikle sosyalyaflamda tüketim kültürünü gelifltirdi¤i, ekonomik boyutta ise, da-ha da sald›rganlaflt›¤› görülmektedir. Zenginle fakir aras›ndakiuçurumun her gün biraz daha artmas›, ekonomik sald›rganl›¤›nneticesidir. Zaten köklü bir de¤iflimi beklemek, s›n›flar›n ortayaç›k›fl gerekçelerine z›t olur. Prati¤e hükmeden bu düflüncenin de-¤iflece¤i veya ekonomik refah›n belli bir düzeye ç›kaca¤› umutla-r›na kap›larak, sosyal yaflamda da belli özgürlülükler getirece¤inidüflünmek, oldukça tehlikeli ve yanl›fl olur. Yaflanan kimi de¤iflim-ler biçimsel olmakla birlikte, o da ezilen s›n›f›n yaratt›¤› bask›lan-man›n ürünüdür. Çünkü yaflanacak isyanlar›n tasfiyesini sa¤la-mak ve hâkimiyeti pürüzsüz sürdürmenin politikas› yap›lmakta-d›r. Bununla da sonuç al›nmad›¤› zaman, postal, cop sesleri yük-selmeye bafllar.
Sorun var olan sistemin yamalanmas› de¤il ya da sorun teflkileden, beli bafll› yanlar›n› törpüleyerek, uç ç›k›fllar› engellemek de-¤il, bu ç›k›fllara vesile olan anlay›fllar› temelden yok ederek, pro-letarya önderli¤inde geliflecek ve yönetimde üretenlerin oldu¤ubir yaflam kurmakt›r. Ezen s›n›f›n hâkimiyetine son vermenin yo-lu, sadece ve sadece ezilen s›n›f›n, ezen s›n›fa karfl› verdi¤i müca-deleyle olur. Bu da proletaryan›n di¤er halk katmanlar›na önder-lik ederek k›sa vadede siyasi iktidar› almas› iken, uzun vadede isekendisiyle birlikte burjuvaziyi bir bütün ortadan kald›rarak ger-çekleflir. Bunun d›fl›nda öne sürülecek formüllerin bir geçerlili¤iolamad›¤› gibi, bu formüllerin halk›n kendi kaderini tayin etmesi-ne tezat oldu¤unu belirtelim. Halk›n kendi kaderini tayin etmesi,devrimci halk katman ve tabakalar›n komprador bürokrat burju-vaziye ve toprak a¤alar›na karfl› verdi¤i mücadeleyle, onun orta-dan kald›r›lmas›yla olaca¤›, bunun d›fl›ndaki formüllerin de ger-çek anlamda kazan›m sa¤lamayaca¤› yönündedir. Burada vurgu-lamam›z gereken baflka bir nokta ise, burjuvazinin sömürü vebask›lar› karfl›s›nda, proletaryan›n kendi kaderini tayin etmesinindüzen d›fl›ndaki bir mücadelede oldu¤udur.
E¤er bu halk›n kendi kaderini tayin etme hakk›n› getirip dü-zen içicili¤ine ba¤lar isek, bu gerçekleri sapt›rman›n bir baflkayöntemi olur. ‹flte mücadele içerisinde, komünistleri di¤erlerindeay›ran yan, bu noktadaki tutarl› durufllar›, politika yap›fllar›d›r. Birtak›m argümanlarla, ezilen yoksul halklar›n hak aray›fllar›n›, geti-rip sistemin ç›kmazl›klar›na kanalize etmek komünistlerin de¤il,küçük burjuva revizyonistlerin iflidir.
Bir tak›m aldatmacalarla, ezilen s›n›f›n ihtiyaçlar›na cevap ol-mak bir kenara, onlar›n ortaya koydu¤u enerjinin do¤ru önderlikalt›nda do¤ru hedefe yönlendirilememesinden dolay›, sisteminkitleler gözündeki mevcut zay›fl›¤› oldu¤undan daha güçlü görün-mektedir. Getirirsi olamayan her hamlenin sonucunda yaflananhüsran, var olan umutlar›n k›r›lmas›na vesile olarak, kabulümüzolan idare biçimine dair inançs›zl›¤› gelifltirmektedir.
Her mücadele biçiminin nihai kurtulufl mücadelesine kazan-d›raca¤› bir tak›m olumluluklar olmakla birlikte, bu mücadele bi-çimlerinin sa¤lam bir hedefi ve önderli¤i olmad›¤›nda, yap›lmakistenenlerin anlams›zlaflmas› kaç›n›lmaz olur. En basitinden so-kakta yap›lan bir bas›n aç›klamas›n›n dahi ne kadar önemli oldu-¤unu bilmekteyiz. Fakat bu bas›n aç›klamaklar›n›n, çal›flmalar›nmerkezine oturtulup, stratejik mücadele araçlar›n›n önüne geçiri-lerek köklü bir sonuç al›nmayaca¤›n› iyi bilmeliyiz. Bundan kay-nakl›, de¤iflik alanlarda yap›lan birçok çal›flman›n kendisi deönemli olmakla beraber, bunun d›fl›nda yap›lmas› gerekenler ya-p›lmad›¤›ndan, bu çal›flmalar›n yaflamda karfl›l›¤›n› bulmas› ol-dukça zor olur. Her gün aç›m diyerek birilerinin yemek vermesi-ni beklemek, avuntudan baflka bir fley de¤ildir. Bu istemleri poli-tik bir arenaya tafl›y›p; hem dillendirmek, hem de al›nmas› gere-kenin hak olup olmad›¤› neticesi üzerinden yapt›r›m gücü uygu-lanmal›d›r. Ancak istenilen fleyin bu bütünlüklü duruflla sa¤lana-bilece¤ini düflünmek gerekir.
Her arac›n, bir amaç akabinde geliflti¤ini düflündü¤ümüzde,bu araçlar içerisinde de öncelikli olanlar öne ç›kar›lmazsa, mev-cut ç›kmazl›klar içerisinde dönüp durmam›z kaç›n›lmaz olur. Ül-kemizin sosyo-ekonomik yap›s›ndan kaynakl›, proletaryan›n he-definde komprador bürokratik kapitalizm ve büyük toprak a¤ala-r› durmaktad›r. Proletaryan›n önderli¤inde gelifltirilecek mücade-lenin de, asgari olarak ortaya koydu¤u Milli Demokratik Devrim,k›sa vadede ihtiyaçlar› sa¤layacak temeldedir. Her bak›fl kendiprati¤ini örgütleyerek, kendi renginde bir misyon oynar. Bizlerinde oynamam›z gereken misyon, kendi kaderini tayin etmektir. Buda flu anlama gelmektedir: Nihai kurtuluflu sa¤layacak mücadelebiçimleri d›fl›nda, hiçbir mücadele biçiminin esas olmad›¤›d›r.
Kendi kaderini tayin etme!..
Hükümetin, “Ekonomik program›m›z baflar›ya
ulafl›yor ve borçlar›m›z ad›m ad›m azal›yor” söylem-
lerine karfl›n iç ve d›fl borçlar azalmak flöyle dursun
her geçen gün daha da artarak içinden ç›k›lmaz bir
hal al›rken, devlet ald›¤› borcun faizini dahi ödeye-
miyor. Öyle ki her y›l bütçenin yüzde 30’unun üze-
rinde bir k›sm› faiz giderlerine ayr›l›yor, yani her y›l
bizlerin her 100 liras›ndan en az 30 liras› faiz ödeme-
lerine harcan›yor.
Özellefltirmeyi “babalar gibi yapan”, elde avuçta
ne varsa satanlar, bu paradan bir kurufl bile yat›r›ma
ay›rmadan borç faizlerine ödemektedirler. Son befl
y›l içerisinde devlet; ald›¤› borçlar›n faizi için 184.3
milyar dolar harcad›. Faize 2002 y›l›nda 35.6,
2003’te 40.4, 2004’te 40.7, 2005’te 34.8, 2006 y›l›n-
da ise 32.8 milyar dolar olmak üzere toplam 184.3
milyar dolar harcan›rken, yat›r›ma 2002 y›l›nda 8.5,
2003’te 8.7, 2004’te 9.5, 2005’te 13.9, 2006’da 15
milyar dolar para ay›rabildi. Yeni al›nan borçlar›n fa-
izlerinin ödenmesi için harcanan para, yat›r›m için
ayr›lan paran›n üç kat›ndan daha fazla!
Faize gitmeseydi…
Ülke tarihinin en büyük projelerinden biri olarak
gösterilen GAP projesinin toplam tutar› 32 milyar
dolar. Buradan bak›ld›¤›nda 5 y›ll›k borç faizlerine
ödenen para ile 6 tane GAP bitirilebilirdi. Yine bu
para ile 10 bin km demiryolu (30 milyar dolar), 3 bin
km otoyol (27 milyar dolar), 5 tane Atatürk Baraj›
(15 milyar dolar), 8 milyon 617 bin 787 ev, 400 km
metro (16 milyar dolar), 3 bo¤az köprüsü (1.2 milyar
dolar) yap›labilirdi.
Faize 5 y›lda 184 milyar $Devlet, ald›¤› iç ve d›fl borçlar›n faizleri için 5 y›lda 184.3 milyar dolar harcad›.Bu para ile; 12 tane Atatürk Baraj›, 150 adet Bo¤az Köprüsü yapmak mümkün
Küresel ›s›nma, yanl›fl sulama yöntemleri,
alt yap› ve destek yetersizli¤i nedeni ile tah›l
ambar› olarak bilinen Konya’da ve Çukuro-
va’da bu¤day ve di¤er tah›l ürünlerinin rekolte-
sinde büyük düflüfl bekleniyor.
Ya¤›fllar›n mevsim normallerinin çok alt›n-
da gerçekleflmesi nedeni ile üretici köylü güç
durumda. Ziraat Mühendisleri Odas› Adana flu-
be baflkan› Ayhan Barut, yeterli ya¤›fl düflme-
mesi nedeniyle bu¤dayda üretim kayb›n›n 1
milyon ton olaca¤›n› ve bu¤day üretimindeki
bu düflüflün genel ekonomide 400 milyon YTL
zarara yol açaca¤›n› söyledi. Barut, birçok bu¤-
day üreticisinin bu tablo sonucunda masraflar›-
n› karfl›layamayaca¤›n›, ald›¤› borçlar› ödeye-
meyece¤ini belirterek, Konya ve Çukurova’ya
uzun süreden sonra düflen ya¤›fl miktar›n›n çok
düflük oldu¤unu, üreticilerin bu¤dayda ikinci
ekimden bafllayarak devam eden kurakl›¤›n ar-
d›ndan gelen ya¤mura sevinemediklerini ifade
etti. 73 gün ya¤›fl almayan topra¤›n iyice kuru-
du¤unu, hafta sonu ya¤an ya¤murla topra¤›n
yeteri kadar doymad›¤›n› söyleyen Barut, “Ya-
¤›fl, çimlenmifl tohumlar›n uzamas›na yar-
d›mc› olur, ama topra¤›n alt›ndaki tohum-
lar için fayda sa¤lamad›” dedi.
Ülke genelinde ya¤›fllarda büyük bir düflüfl
oldu¤una, 2006 y›l›n›n Aral›k ay›nda normalin
4’te 1’i kadar ya¤›fl gerçekleflti¤ine dikkat çe-
ken Barut, özellikle Konya, Adana, fianl›urfa ve
Hatay gibi yerlerde bu¤day üretiminde yüzde
20’ye varan üretim düflüflünün yaflanaca¤›n›
kaydetti.
Bu¤dayda kay›p 1 milyon tonTersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i üyeleri
tersanelerde yaflanan sorunla dikkat çek-
erek ve iflçilerin sigortas›z çal›flt›r›lmas›n›
protesto ettiler.
21 Ocak günü Galatasaray Postanesi
önünde bir araya gelen Dernek üyeleri,
burada bir bas›n aç›klamas› yaparak; Her
ay 10'dan fazla iflçinin ifl kazalar›nda yafla-
m›n› yitirdi¤ine dikkat çektiler ve 2 bin ifl-
çinin ise tafleron olarak çal›flt›r›ld›¤›n›n al-
t›n› çizdiler. Tersane iflçilerinin her türlü
sosyal güvenceden yoksun oldu¤u ifade
eden Dernek üyeleri, gerekli ifl güvenli¤i
tedbirleri al›nmas›, tafleronlaflt›rman›n ya-
saklanmas›, sigortas›z iflçi çal›flt›r›lmas›na
son verilmesi, sosyal tesis düzenlemeleri-
nin yap›lmas› ve iflçiler için ücretsiz tafl›-
mac›l›¤›n yap›lmas›n› istediler.
‹zmir'de, 27 Ocak günü Eski Sümerbank
önünden Büyükflehir Belediyesi’ne yürü-
yen sözleflmeli ö¤retmenler kadroya al›n-
malar›n› istediler.
‹lkö¤retim ö¤rencilerinin de destek ver-
di¤i eylemde, “E¤itimde ifl güvencesiz çal›fl-
t›r›lmaya son”, “S›navs›z ifl güvenceli kadro
hakk› istiyoruz” pankart› açan sözleflmeli
ö¤retmenler ad›na bas›n aç›klamas›n› oku-
yan ‹zmir E¤itim-Sen üyesi P›nar Bali; 2006
y›l›nda KPSS'ye giren ö¤retmen aday›n›n
202 bin olmas›na ra¤men kadrolu olarak is-
tihdam edilen ö¤retmen say›s›n›n 29 bin ol-
du¤unu belirtti. Ülke genelinde ö¤retmen
a盤›n›n olmas›na karfl›n binlerce sözlefl-
meli ö¤retmenin kadroya al›nmad›¤›n›
kaydeden Bali; “Bizler gelece¤imize, Tür-
kiye'nin gelece¤ine sahip ç›kt›¤›m›z için
bugün buraday›z. Bu uygulamalara son
verilene kadar mücadelemiz ‹zmir'de
bafllayarak tüm yurtta yank›s›n› bula-
cakt›r. ‹flsizlik ve mezarda emeklili¤e
mahkûm olmak istemiyoruz. Diplomal›
iflsiz olmak istemiyoruz” ifadeleri ile ko-
nuflmas›n› noktalad›.
Ad›yaman’da, Besni ‹lçe Belediyesi’nin
ifl antlaflmalar›n› fes etti¤i 82 geçici iflçi
ad›na Belediye-‹fl fianl›urfa flubesi ile bele-
diye aras›nda toplu ifl sözleflmesinin imza-
lanmas›n›n ard›ndan iflçiler sözleflmeli ola-
rak tekrar ifl bafl› yapt›.
Besni Belediye Baflkan› ‹brahim Öztürk
ve Belediye-‹fl Sendikas› fianl›urfa fiube
Baflkan› Adem fi›ltak'›n imzalad›¤› toplu
sözleflme sürecinde iflçiler de bulundular.
Toplu sözleflmenin imzalanmas›n›n ard›n-
dan konuflan Adem fi›ltak; sözleflmenin ifl-
çiler ad›na önemli bir kazan›m oldu¤unu
ifade ederek, bunun di¤er belediyelere ve
belediye çal›flanlar›na örnek olmas› gerek-
ti¤ini kaydetti.
‹flçiler sigortahakk›n› istiyor
“Kadro istiyoruz”
Geçici iflçilerlesözleflme yap›ld›
Türk Tabipler Birli¤i ve Sa¤l›k Emek-
çileri Sendikas›, 30 Ocak günü mecliste
görüflülen “Sa¤l›k Hizmetleri Temel Ka-
nunu’nda De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair
Kanun Tasar›s›”na karfl› hastanelerde iti-
raz eylemi gerçeklefltirdi.
Ülke genelinde hastanelerde eylem
yapan Türk Tabip Odas› (TTO) ve Sa¤l›k
Emekçileri Sendikas› (SES) üyesi sa¤l›k
çal›flanlar› ve doktorlar, mecliste görüflü-
len yasay› ‘torba yasas›’ olarak niteleye-
rek yasan›n iptal edilmesini istediler. Ey-
lemlerde yap›lan konuflmalarda ithal he-
kim uygulamas›na karfl› olundu¤u belirte-
rek, ç›kart›lmak istenen yasayla sa¤l›k ça-
l›flanlar›n›n ölüme mahkûm edildi¤i ifade
edildi. Radyoloji çal›flanlar›n›n her gün
yüzlerce hastaya bakt›¤›na ve bu nedenle
büyük oranda kanser olma riski alt›nda
olduklar›na iflaret edilen konuflmalarda;
“Bugün itiraz ediyoruz, yar›n da itiraz
edece¤iz. Bu torba yasas›nda ›srar eder-
lerse yarg› yoluna gidece¤iz. Daha önce
bunun gibi yasalar yarg›dan döndü”
denildi. Aç›klamalarda ayr›ca yasan›n; ‹t-
hal hekim uygulamas›yla hekim eme¤ini
ucuzlataca¤›, sa¤l›k alan›n› uluslararas›
sermayeye açaca¤›, kadrolaflmay› ve s›-
navs›z atamay› kolaylaflt›raca¤›, hekim ve
hastalar› sigorta flirketlerinin k›skac›na
sokaca¤›, e¤itici kadrolar› Sa¤l›k Bakanl›-
¤›’n›n keyfine b›rakaca¤› ifade edildi.
“Hükümet
yasan› al
bafl›na çal”
Diyarbak›r’da, sigorta hakk› ve
çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi
için iki ay› aflk›n bir süredir grevde
olan Aky›l Tekstil Fabrikas› iflçileri,
AKP’ye siyah çelenk b›rakarak; hü-
kümeti protesto ettiler.
25 Ocak günü Diyarbak›r AKP il
binas› önünde toplanan iflçiler ad›na
bir aç›klama yapan TEKS‹F Diyarba-
k›r Büro Temsilcisi Aziz Bürçün, ya-
flad›klar› sorunlar karfl›s›nda AKP
hükümeti ve milletvekillerinin kay›t-
s›z kald›klar›n› dile getirerek; “Biz-
ler Baflbakan Erdo¤an'›n iflçilere
özel sektörde örgütlenin söylemle-
rine inand›k. Mücadele ediyoruz.
Baflbakan›m›z, milletvekilleri ve
AK Parti il baflkanlar› ve yönetici-
leri bu söylemin arkas›nda dur-
man›z gerekti¤ine inan›yoruz”
fleklinde konufltu. “AKP uyuma, sab-
r›m›z› tafl›rma”, “‹flçiler burada, yet-
kililer nerede” sloganlar› atan iflçi-
ler, AKP il örgütü önüne siyah çe-
lenk b›rakarak eylemlerini sonlan-
d›rd›lar.
Aky›l iflçsi AKP hükümetine öfkeli
‹flverenin tutumuna tepki gös-
teren ve taleplerinin kabul edile-
rek yeniden ifle al›nmalar›n› iste-
yen Aky›l iflçilerinin fabrikaya yü-
rümesi polis taraf›ndan engellendi.
AZC Plaza önünde toplanan iflçi-
ler, burada yapt›klar› bas›n aç›kla-
mas›n›n ard›ndan Aky›l Fabrika-
s›’na yürümek istediler. Polisin
yürüyüflü engellemesi üzerine ifl-
çiler, Ofis kavfla¤›nda yar›m saat
oturma eylemi yaparak engelle-
meye tepki gösterdi.
Aky›l iflçisinepolis engeli
1-16 fiubat 2007G Ü N C E L 7
ÖNCÜ KADINRojda Demir
Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan dolay›
yay›mlayam›yoruz
Özellefltirmeyi “ba-
balar gibi” yapa-
rak elde avuçta
sat›lmad›k kamu
iflletmesi b›rak-
mayan AKP hükümeti, flimdi ülke-
miz petrol yataklar›n› yabanc› pet-
rol tekellerine sat›yor! Petrol arama,
ç›kartma ve bunlar›n kullan›m› konu-
sunda yabanc› petrol flirketlerine ve
onlar›n ülkemizdeki uzant›lar›na bü-
yük kolayl›klar getirerek, ülkemiz
petrolünü onlar›n avuçlar›na terk
eden “Türk Petrol Kanunu”, meclis-
ten geçerek yasalaflt›. Konuya iliflkin
Petrol-‹fl Araflt›rma Uzman› Ayfer
E¤ilmez’in yapt›¤› tan›mlana oldukça
çarp›c›: “Ç›kar›lan yeni kanuna
‘Türk Petrol Kanunu’ dense de, ad›
Türk, ama kendisi ‘yabanc›’ bir ka-
nundur”.
“Petrol yok” diyenler-
den Türk Petrol KanunuY›llard›r ülkemizde petrol olma-
d›¤›n› söyleyenlerin bugün; “Türki-
ye’deki petrolün bulunmas›, ç›kar-
t›lmas› ve petrol üzerindeki yerli-ya-
banc› petrol flirketlerinin imtiyazla-
r›n›n”belirlenmesini kapsayan Türk
Petrol Kanunu ç›kartm›fl olmas› dik-
kat çekicidir! Uluslararas› petrol te-
kellerinin istekleri ve IMF ile Dünya
Bankas›’n›n dayatmalar› sonucu ka-
bul edilen yeni petrol kanunu ile
daha önce petrol arama ve üretimi-
ne iliflkin zorunlu olan “ülke menfa-
atlerine uygun olarak yap›lmas›” flar-
t› kald›r›lm›fl oldu. Yine yasayla bir-
likte art›k ülkemizde petrol ç›kartan
flirketler, ola¤an üstü durumlarda da-
hi geçerli olmak üzere, ç›kartt›klar›
petrolün tamam›n› yurtd›fl›na sata-
bilme hakk›na sahip olmufl durum-
dalar. Oysa eskiden ülkenin ihtiyaç
duydu¤u petrolün d›flar›ya sat›lmas›
yasakt›! Böylece ülkemiz petrolün-
den elde edilecek kazanc›n yabanc›
petrol flirketlerinin ceplerine girme-
sinin önü aç›lm›fl oldu.
Petrol tekellerine 30
y›ll›k kullan›m izni!Yasayla beraber ülkemizdeki
petrol kaynaklar›n› ifltahla yutmay›
bekleyen uluslararas› tekellere, ül-
kemiz petrollerini 30 y›l süre ile ki-
ralamalar› için gerekli yasal düzenle-
me yap›lm›fl oldu. K›sa bir süre ön-
ce gündeme gelen iflgal alt›ndaki
Irak’›n petrolünün 30 y›l süre ile
ABD-‹ngiliz petrol tekellerinin kulla-
n›m›na aç›lmas›, onlara b›rak›lmas›
durumu böylece ülkemiz için de
gerçekleflmifl, ülkemiz iflgal edilme-
den petrol kaynaklar›m›z emperya-
list tekellere terk edilmifl olacak!
Yabanc›lar için Türk Petrol Kanunu
Emekli-Sen’in insanca yaflama-
ya yetecek emeklilik ücreti ve
SSGSS’nin iptali için 5 Ocak’ta
bafllatt›¤› imza kampanyas› sonuç-
land›.
Emekli-Sen üyeleri, 26 Ocak
günü 4 günlük kampanya çerçe-
vesinde toplad›klar› 25 bin imzay›
Baflbakanl›¤a iletti. K›z›lay’da bu-
lunan YKM önünde toplanan
Emekli-Sen üyeleri buradan Bafl-
bakanl›¤a yürüdü. Emekliler ad›-
na bir heyetin imzalar› Baflbakan-
l›¤a teslim etmesinin ard›ndan
E¤itim-Sen Genel Baflkan› Veli
Beysülen taraf›ndan bir aç›klama
yap›ld›. Beysülen aç›klamas›nda;
AKP’nin 4 y›ll›k hükümeti süre-
since IMF’nin politikalar›n› ek-
siksiz uygulad›¤›n›, bu politika-
lardan en çok emeklilerin etki-
lendi¤ini söyleyerek, “Bu ikti-
dar döneminde emeklileri yok
sayan birçok uygulama hayata
geçirildi. S›k›nt›lar›m›z katla-
narak artt›” dedi. Beysülen, Yar-
g›tay 4. Hukuk Dairesi’nin emek-
lilerin sendika hakk›n› yok sayan
karar›na da at›fta bulunarak;
“Anayasa’n›n 90. maddesi bize
sendika hakk› tan›yor ve biz
bunu kullanaca¤›z. Sendikam›-
z› sokakta kurduk, savunaca-
¤›z” fleklinde konufltu.
Türkiye Haberleflme, Ka¤›t ve
Bas›n Yay›n Hizmet Kolu Kamu Ça-
l›flanlar› Sendikas› üyeleri, PTT’deki
personel s›k›nt›s› ve ifl yükünden fli-
kayet ederek hükümetten PTT’ye
personel al›nmas›n› istedi.
25 Ocak günü, ‹stanbul Ac›ba-
dem’de bulunan 150. Y›l PTT Bafl-
müdürlü¤ü önünde toplanan Türk
Haber-Sen üyesi postac›lar, PTT’de-
ki personelin azl›¤› nedeni ile iflle-
rin fazla oldu¤unu belirterek, hükü-
metten PTT’ye personel al›nmas›n›
talep etti. Halaylarla bafllayan ve ‹s-
tanbul Anadolu Yakas›’nda çal›flan
çok say›da postac›n›n kat›ld›¤› ey-
lemde konuflan Türk Haber-Sen Ge-
nel Baflkan› ‹smail Karadavut,
PTT’de hizmet üretecek personelin
kalmad›¤›n›, hizmetlerin durma
noktas›na geldi¤ini söyledi. Karada-
vut, “Yaklafl›k 50 bin kadrosu bu-
lunan PTT Genel Müdürlü¤ü’nde
çal›flan say›s› 29 bin kifliye düfl-
müfltür. ‹flimiz de yüzde 265 ora-
n›nda artm›flt›r. Personelin art›k
dayanacak gücü kalmam›flt›r. Ar-
t›k sesimizi duyun, PTT’ye perso-
nel verin” dedi.
Personel al›m›n› IMF’nin engel-
ledi¤ini, hükümetin de buna uya-
rak personel al›m›n› durdurdu¤u-
nu belirten Karadavut, PTT’nin de
di¤er kamu kurulufllar› gibi özel-
lefltirilmek istendi¤ini öne sürdü.
Karadavut, hükümetten acil ola-
rak 10 bin personel almas›n› iste-
diklerini belirtti.
Devlet bünyesinde çal›flan yol, yap›, alt-
yap›, tapu ve kadastro emekçilerinin; maafl-
lar›nda zamm› öngören yasa tasar›n›n Mali-
ye Bakanl›¤›’nda bekletilmesini protesto
için yapt›¤› yürüyüfle polis müdahale etti.
25 Ocak günü Bay›nd›rl›k ve ‹skan Ba-
kanl›¤› önünde toplanarak Maliye Bakanl›-
¤›’na yürümek isteyen Yap› Yol-Sen üyele-
rine polis müdahale ederek slogan atmama-
lar›n› ve pankart açmamalar› istedi. Kitle-
nin buna itiraz ederek polis çemberini yar-
maya çal›flmas› üzerine yaflanan arbedenin
ard›ndan iflçiler pankartlar›n› kapatarak,
slogans›z bir flekilde Maliye Bakanl›¤›’na yü-
rüdüler. Yap› Yol-Sen Genel Baflkan› Bedri
Tekin burada bas›na yönelik bir aç›klama
yapt›. “Bugün alk›fls›z, slogans›z ve pan-
karts›z yürümeye zorland›k. Böylece ülke
çetelerden, h›rs›zl›ktan, batmaktan kur-
tulmufl mu oldu” sözleri ile polisin tutu-
muna tepki gösteren Tekin, ücretlerinin
çok düflük oldu¤unu ve zam istediklerini
ifade ederek; “Çal›flma koflullar›m›z›n iyi-
lefltirilmesi ve insanca bir yaflam için 19-
24 fiubat tarihleri aras›nda 5 koldan An-
kara’ya yürüyecek, 12 Nisan'da da oto-
yol ve köprülerde ifl yavafllatma eylemi,
di¤er iflyerlerinde ise ifl b›rakma eylemi
gerçeklefltirece¤iz” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan iflçiler ad›na bir
heyet çal›flma koflullar›n›n düzeltilerek ma-
afllar›na zam yap›lmas› talebiyle toplanan 5
bin imzay› Maliye Bakanl›¤›’na verdi.
Emeklilerden25 bin imza PTT
iflçilerininsay›s›azald›iflleri artt›
Emekçiye polis barikat›
Meclisten ge-çen ‘Türk PetrolKanunu’ ile ya-banc› tekellere
büyük imtiyazlartan›n›yor. Konu-
ya iliflkin Petrol-‹flAraflt›rma Uzma-
n› Ayfer E¤il-mez’in yapt›¤› ta-n›mlana oldukçaçarp›c›: “Ç›kart›-lan yeni kanuna‘Türk Petrol Ka-nunu’ dense de,
ad› Türk, amakendisi ‘yabanc›’
bir kanundur”
Petrol-İş sendika-sı Genel BaşkanıMustafa Öztaşkın;ABD ve yandaşları-nın Irak’ı işgal ederekpetrolüne el koyduk-larına dikkat çekerek;“Irak’ta savafl-silah-la yapt›r›lanlar, Tür-kiye’de AKP hüküme-
ti marifetiyle yapt›r›lm›flt›r” dedi. Öztaşkın, yasa-daki başlıca önemli noktaları ise şöyle özetledi:
-“Milli Menfaatin Korunması” başlıklı bölümkaldırılmıştır. Kamu menfaatinin yerini, yerli/ya-bancı özel şirket menfaatleri almıştır.
-Petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulun-mak için yapılan başvurularda; “talebin millimenfaatlere uygun olması” ölçütü, yasadan çıka-rılmış, uluslararası şirketlere sayısız imtiyazlarsağlanmıştır.
-Yabancı devletlerin doğrudan ve dolaylı birbiçimde idaresinde etkili olabilecekleri şirketlerile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devletnamına hareket eden şahısların, petrol faaliyetle-rinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekle-ri, tesis kuramayacakları hükmü, bu yasadan çıka-rılmıştır.
-Ülke içinde üretilen ham petrol ve doğal gaz
ile bunlardan elde edilen petrol ürünlerinin, karasahalarında %65’i ve deniz sahalarında %55’inin“memleket ihtiyacına” ayrılması zorunluluğu kal-dırılmış, yabancı şirketlere, ürettikleri ham petrolüzerinde sınırsız tasarrufta bulunma hakkı veril-miştir. Ürettikleri ham petrol/doğal gazın tamamı-nı ihraç etme hakkı getirilerek, olağanüstü durum-larda bile ülkemizde üretilen ham petrolün ülke-mizde kullanılması, “memleket ihtiyacını gözet-me” anlayışını ortadan kaldırmıştır.
-Türkiye’de üretilen ham petrolden alınan%12,5’lik devlet hissesi oranı, günlük üretimmiktarına göre kademeli olarak %2’ye kadar indi-rilerek, üretimden sağlanan gelir %50–85 arasın-da azaltılmış, şirketlerin gelirleri korunmuştur.
-Denizlerde bulunacak ham petrolün üreti-minden alınacak devlet hissesi oranlarının düşü-rülmesinden sonra, su derinliğine bağlı olarak%30’a ulaşan ilave indirimler getirilmiştir.
-Türkiye’de çalıştırılacak yabancı personel,serbestçe istihdam edilecektir.
-Doğal afet, savaş, grev ve toplumsal olaylar-dan dolayı etkilenmelerde üretime ara verilmesi,durdurulması gibi şirketlere geniş inisiyatifler ta-nınmaktadır.
-Emekçilerin grev ve halkın, insan sağlığı veçevre gibi konularda duyarlılığını belirtmeye yö-nelik demokratik hak arama yolları sınırlandırıl-maktadır.
-İmar Yasası dahilindeki alanlarda devlet ona-yı olmadan arama yapılamayacağına ilişkin hü-küm yasadan çıkarılmış, yabancı şirketlere ülke-mizin her yerinde sınırsız bir biçimde faaliyettebulunma hakkı tanınmıştır.
-TPAO’nun, devlet adına petrol arama ve üre-tim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak,özelleştirilmesinin önü açılmaktadır.
“Irak’ta iflgalle
yap›lan› ülkemizdeAKP yap›yor”
“Kendi evimizi ev olarak görmemek,
orada kendimizi evimizde hissetmemek
ahlâk›n bir parças›d›r.” (1)
“Hepimiz Ermeniyiz!”… Ahbari¤imizi, Sevgili Hrant’›m›z› u¤urlamak üzere Harbiye’den Yenikap›’ya
akan yüz bini aflk›n insan›n tek yürek, tek ses hayk›r›fl› buydu. Evet o an, ve o günden sonra hepimiz Er-
meniydik; de¤il mi ki kardeflimiz, ahbari¤imiz bu topraklar›n egemenlerinin lanetli tarihini sorgulad›¤›
için öldürülmüfltü… Ve de¤il mi ki o lanetli tarihi elefltirmek, yafl› k›rk› geçmifl her Türk’ün örtük olarak
bildi¤i “s›r”r› a盤a vurmak 301’lik olmaya, mahkeme kap›lar›nda ‘Kerinçli-Kerinçsiz’ güruhunun sald›r›-
s›na u¤ramaya yetiyordu… De¤il mi ki bu ülkede kapitalizm dedi¤imiz, birikimini topraklar›ndan, yurt-
lar›ndan sürülen, katledilen gayrimüslimlerin menkul ve gayrimenkullar›n›n ya¤malanmas› üzerinden
sa¤lam›flt›…
De¤il mi ki “onlar” aram›zdan kopart›l›p götürüldükten sonra derelerin günlerce kan akt›¤›n› gör-
müfl… Görmüfl ve susmufltuk… De¤il mi ki flimdi bir ölüm uykusundan uyan›p hayal-meyal hat›rlad›¤›-
m›z suskun nenelerimizin tehcirden nas›lsa kurtulup Müslüman ailelere evlatl›k verilmifl, “gelin” edilmifl
ve ondan sonra da yaflam› boyunca “lal olmufl” Ermeni k›zlar› oldu¤unu keflfediyorduk… De¤il mi ki,
kendisine, “Senin için 10.000 Ermeni imha etti diyorlar,” sorusuna karfl›l›k, “Benim namusum var, on bi-
ne tenezzül etmem, daha ç›k bakal›m,” yan›t›n› veren Zor mutasarr›f› Salih Zeki Bey’in (2) torunlar›, “bu
vatan için kurflun yemeye ve kurflun s›kmaya” azmettirilmifl “vatan evlatlar›”, ezelî-ebedî vigilante’lerimiz
halen ifl bafl›ndayd› ve ço¤unlukla s›rtlar› s›vazlanarak yakay› kurtar›yorlar, yakay› kurtarmakla da kalm›-
yor, milletvekili, ifl adam›, mafya babas› olarak ellerini kollar›n› sallaya sallaya dolafl›yorlard› aram›zda. Her
nas›lsa yakaland›klar›nda ise, en yetkili a¤›zlar, koro halinde, “ortada örgüt yok, olay münferit, meczup
ifli, san›k tahrike kap›lm›fl…” diye yaygaray› bas›yordu. Evet, de¤il mi ki bütün bunlar olmufltu, oluyor-
du… ve biz sustukça hep olaca¤a benziyordu… Hayk›rmaya bafllad›k: “Hepimiz Ermeniyiz!” T›pk› kirli
savafl›n hedefi ve ma¤duru Kürt kardefllerimiz için “Hepimiz Kürdüz!” diye hayk›rd›¤›m›z gibi.
En çok tak›ld›klar› da bu oldu… MHP’sinden Cumhuriyet Gazetesi’ne, BBP’sinden Perinçek’in Ulu-
sal Kanal’›na… Nitekim cenazenin ertesi günü Tercüman Gazetesi “nazire” yap›yordu manfletinde: “He-
pimiz Türküz!” MHP Antalya ‹l baflkan› Nizamettin Sa¤›r, “Bu co¤rafyada Türk oldu¤unu söyleyemeyen
vatandafl›n, yaflama hakk› oldu¤una inanm›yorum,”(3) buyururken, ‹lhan Selçuk da ekliyordu, tehditle,
“Kuvva’c›” Cumhuriyet gazetesindeki sütunundan: “Bu bak›mdan hepimiz Ermeni, Yahudi, Çerkez,
Kürt, Rum, Laz, Abaza vb. olabiliriz; bu yolda hiçbir sak›nca yok… Ama hep birlikte mutlu olmak istiyor-
sak, gelin flu Türk yurttafll›¤›nda birleflelim… Birleflelim de flu ‘Ç›lg›n Türkler’i yeniden ç›lg›nlaflt›rmaya-
l›m…”(4) (abç)
Sahi, flu “Ç›lg›n Türkler” neden “ç›lg›n olmayan”, yani aklî melekeleri yerinde, akl-› selim sahibi bir
Türk’ün (Harbiye’den Yenikap›’ya yürüyen on binlerin büyük bölümünün kendini “Türk” olarak tan›m-
lad›¤›n› önvarsayarak söylüyorum bunu) kendini Ermeni olarak tan›mlamas›na, öyle hissetmesine, ya da
Ermeni kardeflleriyle dayan›flmas›n› dile getirmek için böyle söylemesine “(yeniden) ç›ld›r›rlar”? Sak›n
“Ermeni” sözcü¤ünü bir “hakaret” olarak gördükleri için olmas›n? (Büyüklerimin dünya güzeli, kara göz-
lü ilkokul arkadafl›m›n yan›nda a¤z›mdan o mefl’um “Ermeni” sözcü¤ünü kaç›r›p da “pot k›rmamam” ge-
rekti¤ini, arkadafl›m›n buna çok üzülece¤ini s›k› s›k›ya tembihleyifllerini hat›rl›yorum da…) “Madem ki
Ermeni…” diye bafllayan yeniyetme y›l›fl›kl›klar›ndan hâlâ s›yr›lamam›fl olmam›z›n bir göstergesi midir bu
efelenifller? Bu ülkenin anl›-flanl› yöneticilerinin, all›-pullu medyas›n›n “lanetli” gördü¤ü her fleyi “Erme-
ni parma¤›”, herkesi “Ermeni dölü” olarak nitelemesi bu -son vermek istemedikleri- h›nc› a盤a ç›kartan
anlaml› bir “lapsus” de¤il midir?
Ya Hrant’›m›z›n san›klar›na nedamet getirtmek için onlara “Fatih’in ferman›”n› okutan emniyet gö-
revlilerinin “lapsus”u? “Evlad-› fatihân”›n kendini bu memleketin tek ve gerçek sahibi, “ötekiler”i ise, bir
büyüklük gösterisi olarak “hoflgörü gösterilmesi”, daha do¤rusu “tahammül edilmesi” gereken “ya-
ban”lar olarak gören bir zihniyetin ayan beyan bir d›flavurumu de¤il mi?
Bir soru daha: Mustafa Kemal’e atfedilen ve Türk milliyetçili¤inin “kafatasç›, ›rkç›” de¤il de, “irade-
ye (ya da öztan›ma) dayal›” ça¤dafl bir milliyetçilik oldu¤u sav›na s›kça delil gösterilen “Ne mutlu Tür-
küm diyene” vecizesini art›k tersinden okuma vakti gelmedi mi? “Türk’üm” diyen mutlu, ya demeyen-
ler? Ya Anadolulu, T.C. yurttafl› olmaktan gocunmayan, ama kendilerini “Ermeni”, “Kürt”, “Arap” vb. ola-
rak hisseden ve öyle tan›mlanmay› isteyenler? Say›lar›n›n hiç de az olmad›¤›n› biliyoruz üstelik… Hay›r,
kimse Türklü¤ün bir “üst-kimlik” oldu¤u yolunda söz oyunlar›na tevessül etmesin… Türkler (üstelik de
ta mübadeleden bu yana Sünni-Müslüman Türkler) Türkiye Cumhuriyeti ulus-devletinin, ço¤u asimle ol-
mufl “hakim” kabul ve ilan edilmifl unsurlar›d›r; kökenleri çeflitlidir; da¤›lan Osmanl›’n›n Anadolu’da tu-
tunabilmifl bekayas› ya da mübadeleyle misak-› millî s›n›rlar›na getirilmifl veya sonradan göç etmifl Müs-
lüman unsurlard›r; bir k›sm›n›n anadili Türkçe’dir, baz›lar› zamanla dilini Türkçelefltirmifl, okullarda or-
tak bir tarihi bellemifller ve “Türklük”e kat›lm›fllard›r - ama tek unsuru de¤ildirler. “Hepimiz Türküz!”
manfletini atanlara, “ç›lg›n Türkler”i göreve ça¤›ranlara flu soruyu sormak gerekir; siz anadili Türkçe ol-
mayan bir Türk’ü tahayyül ve kabul ediyor musunuz? Lazlar, Abazalar, Çerkezlerin büyük ço¤unlu¤u için
belki art›k de¤il, ama Kürtlerin ve (kald›¤› kadar›yla) Rumlar›n, Ermenilerin ço¤unun anadilleri hâlâ Türk-
çe de¤il… Onlar rüyalar›n› Kürtçe, Rumca, Ermenice… olarak görüyorlar ve daha da önemlisi böyle gör-
meyi de sürdürmek istiyorlar…
E¤er “Türklük” gerçekten de milliyetçili¤in “soldan” apolojistlerinin iddia etti¤i gibi “konsensüs”e
dayal› bir “üst-kimlik” ise, onlar› “Ermeni kökenli Türk”, “Kürt kökenli Türk” vb. olarak damgalamadan,
“yurttafll›¤›” tan›mlamadan önce kimse fikirlerini sormay› ak›l etmifl midir? Hay›r, hangi koflullar alt›nda
haz›rlan›p nas›l bir referandumla kabul edildi¤i hepimizin akl›nda olan 1981 Anayasas›, bu alanda bir re-
ferans teflkil edemez, etmemelidir. “O” Anayasa, 12 Eylül devlet terörünün özgül koflullar›nda haz›rlan-
m›fl ve kamu içerisinde tart›flmaya aç›lmaks›z›n oylanm›flt›r… Dahas›, bir “konsensüs”ten söz edebilmek,
en az›ndan taraflar›n›n varl›¤›n›n kabulünü öngerektirir. 1981’de Kürtler karlar›n üzerinde “kart-kurt-
kürt” diye yürüyen da¤ Türkleri olarak geçmekteydi kay›tlara; Ermeniler ise, Aflkale’nin, 6-7 Eylül’ün,
“Vatandafl Türkçe konufl!” kampanyalar›n›n bask›s› alt›nda sinmifl, gözlerden silinmeye, varl›klar›n› unut-
turmaya çabalayan, bunun için adlar›n› de¤ifltirmek dahil her yola baflvuran ve ancak ve ancak Asala bir
T.C. diplomat›n› öldürünce “an›msanan” içine büzülmüfl bir cemaatti…
Hay›r, kimse fikirlerini sormad›… Çünkü “devletlû”lar onlar›n “taraf” olabilece¤ini ak›llar›na dahi ge-
tirmediler -Türkiye Cumhuriyeti (ulus-) Devletinin homojen ve monolitik kurgusuna uygun olarak…
Do¤rusu istenirse ne “devletlûlar”›n, ne de halk›n büyük ço¤unlu¤unun akl›nda bu yolda en ufak bir kufl-
ku k›r›nt›s› mevcut de¤ildi.
Bugünkü h›rç›nl›k, kuflku k›r›nt›lar›n›n biçimlenmekte oluflundan kaynaklan›yor. Gerçekten de so-
kaklarda “Hepimiz Ermeniyiz!” diye hayk›ran on binler, köyü boflalt›lan Kürt’le Kürt, evi bafl›na y›k›lan
Roman’la Roman, soka¤›n ortas›nda kurflunlanan Ermeni’yle Ermeni olmaya istekli, insan yaralar›na du-
yarl›, kardeflli¤e susam›fl, “ç›ld›rmam›fl Türkler”in say›s›n›n hiç de az olmad›¤›n› gösterdi “devletlûlar”a.
Sa¤l› sollu milliyetçilere ve halk›m›z›n Kurtlar Vadisi’ne râm olmufl b›çk›n evlatlar›na…
Birgün bu yurt üzerinde gerçek bir “konsensüs” oluflacaksa e¤er, bu ac›l›, kanla yo¤rulmufl toprak-
lar›, farkl› türkülerimizi hep bir a¤›zdan söyleyece¤imiz, “yarin yana¤›ndan gayr› her yerde, her fleyde
hep beraber” diyebilece¤imiz gerçek bir kardefllik sofras›na dönüfltürebileceksek, bunu Ahbarik
Hrant’›n ard›ndan uzanan sekiz kilometre boyunca “Hepimiz Kürdüz! Hepimiz Ermeniyiz!” diye hayk›-
ranlar gerçeklefltirecektir…
1Adorno.
2‹ttihatç›lar›n duruflma tutanaklar›ndan, Tertib 6 ve Tertib 14, Vesika 4 ve Tertib II, Vesika I, ak-
taran: Murat Belge, “1919 Kararlar›”, Radikal, 9 Nisan 2005, s.11.
3“Bahçeli: ‹zaha Muhtaç Bir Garabet”, Cumhuriyet, 25 Ocak 2007, s. 6.
4 ‹lhan Selçuk, ‘Hepimiz Ermeniyiz…’, Cumhuriyet, 25 Ocak 2007, s.2.
Evet, evet, “Hepimiz Ermeniyiz!”
Sibel ÖZBUDUN
1-16 fiubat 2007 PERSPEKT‹F8
Devrimci mücadalede kiflinin ideolojik geli-
fliminde en önemli konulardan birisi de dev-
rimci çoflkudur. ‹deolojik geliflimin ya da ide-
olojik duruflun iki yan› vard›r. Birisi; dar anlam-
da ideolojik durufl ya da geliflim, ikincisi; genifl
anlamda ideolojik durufl ya da geliflimdir. Birin-
cisi kiflinin sahip oldu¤u dünya görüflüyle yani
sahip oldu¤u ve savundu¤u ideolojiyi ne kadar
yaflam›yla bütünlefltirip bütünlefltiremedi¤ini
ifade eder. ‹deolojinin genifl ve ikinci anlam›
ise sahip olunan ideolojiye ne kadar vak›f olun-
du¤unu, bilimsel bilgiyle mi donatt›¤› yoksa
günlük yaflam al›flkanl›klar› ile kendili¤indenci
bir flekilde mi ö¤rendi¤ini ifade eder.
Burjuvazi de kendi önemli kadrolar›n› bu
flekilde de¤erlendirmektedir. E¤itimlerini de yi-
ne bu flekilde gerçeklefltirmektedirler. Fakat
burjuva ideolojisi bilimsellikten yararlanmakla
birlikte son noktada idealizmi ve özel mülkiyet
iliflkilerinin devam›n› savundu¤undan ne kadar
aksini iddia ederse etsin tarih karfl›s›nda gerici-
dir ve bu haliyle de asl›nda bilimsellik d›fl›d›r.
Marksizm-Leninizm-Maoizm ise hem bilim-
lere dayan›r, hem de kendisi bilimsel bir dünya
görüflüdür. Çünkü diyalektik materyalist ol-
makla birlikte tarihin ve insanl›¤›n gelifliminin
bilimsel bir yorumu olan tarihsel materyalizmi
savunur ve savunmakla da kalmaz gereklerini
yerine getirmek için prati¤e giriflir.
‹ste bu noktada devrimci çoflku ve heyecan
devreye girmektedir. S›n›f savafl›m›na kat›lan
gerek bireyler, gerek kitleler içinde bulunduk-
lar› toplumun genel koflullar›n› de¤ifltirdikleri
gibi kendilerini de bu de¤iflim prati¤i içerisine
sokarlar. Bu olmadan yap›lacak bir devrimci
politik mücadele zaten eksik ve güdük bir mü-
cadeledir. Çünkü devrimci mücadele ayn› za-
manda genelde özel mülkiyet iliflkilerine ve ya-
ratm›fl oldu¤u kültüre karfl› da bir mücadeledir.
Ve bu kültür ve onun yaratm›fl oldu¤u bask›y›
a¤›r bir flekilde her zaman üzerimizde hissede-
riz. Aile ortam›ndan okula, ifle kadar... Yani ya-
flam›n her alan›nda. ‹flsizsek ya da a¤›r sömürü
alt›nda bulunuyorsak bu sefer de özel mülkiyet
dünyas›n›n flaflal› yald›zl› yalanlar› hayal dünya-
m›z› kaplar ve yine bizi teslim almaya çal›fl›r.
Sonuçta bu kültürel bir mücadele oldu¤u kadar
ayn› zamanda ideolojik bir mücadeledir. ‹flte
bu kuflat›lm›fll›¤a karfl› kiflinin ya da devrimci
bir örgütün kendisini yenileyerek ideolojik mü-
cadale etmesi için öncelikle ideolojinin dar an-
lam› olarak belirtti¤imiz noktada kendisiyle ba-
r›fl›k olmal› ve bu sürekli yenileme iste¤ini ve
iradesini sürekli oluflturmal›d›r. Bu ayn› zaman-
da kiflinin ya da bir örgütlenmenin ideolojik ve
kültürel olarak geliflim ve birikim sa¤lamas›n›-
na yol açacakt›r. Bu istek ve iradenin ad›n› k›-
saca devrimci çoflku ve heyecan olarak nitele-
yebiliriz. Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci
hareketi genel olarak bunu devrimci inanç ola-
rak tan›mlamakta, ama bu tan›mlama bilimsel
bir tan›mlama olmad›¤›ndan tercih etmiyoruz.
‹nanç kavram› olarak ifade edilmek istenen
devrimci bilinç meselesini anlamakla birlikte
bilincin bilinç olarak tan›mlanmas›n› daha do¤-
ru görüyoruz.
Devrimci çoflku ve heyecan bizleri kuflatan
her türlü olumsuz kuflatmaya karfl› devrimci bi-
lincimizle ve onun oluflturdu¤u irademizle ver-
di¤imiz mücadelenin ad›d›r.
Devrimci düflünceler
nesneldirÖncü kadro ve militanlarda bu çoflku ve he-
yecan duyulmad›¤›nda ve kitle çal›flmalar›nda
kitlelelere hissettirilmedi¤inde zaten a¤›r sö-
mürü koflullar› alt›nda yabanc›laflm›fl kitlelerin
kendi geleceklerini kendi ellerine alma iste¤i
duymalar› pek de mümkün olmayacakt›r.
Devrim mücadelesi nesneldir diyoruz. Bu
anlamda devrimci düflünceler de nesneldir.
Çünkü yaflayan canl›-kanl› insanlar›n yaflad›kla-
r›n›n tarihsel, ekonomik ve sosyal olarak çö-
zümleniflidir. Bilimdir. Bu nedenle devrimin
nesnelli¤i kadar onun bu nesnelli¤inin kavran-
mas› da bir o kadar önemlidir. Y›¤›nlar bu nes-
nelli¤i az çok bilince ç›karmad›kça yani dev-
rimci bir çal›flman›n ve bu çal›flmaya yön veren
program›n, örgütün varl›¤›n› hissetmedikçe
devrimin nesnelli¤i sadece ve sadece bilimsel
bir tespit olarak bilinemeyecek zamanlar›n bir
gerçekli¤i olarak gelece¤e ait olur. Oysa ki dev-
rim gerek dünyam›zda birçok ülkede, gerek
Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar›nda bugü-
nün sorunudur ve bu yönüyle devrimin nesnel
ve bilimsel tespiti yap›lm›fl, sunulmufltur.
Gerisi bu bilincin örgütlenmesi ve esas ola-
rak da ordulaflt›r›lmas›d›r. Ordulaflt›r›lmas›d›r
derken edebiyat yapm›yoruz; yani kitlesellefl-
mekten ya da yayg›nlaflmaktan vs söz etmiyo-
ruz. Kelimenin ilk anlam›yla gerçek bir ordu-
laflmaktan söz ediyoruz.
Ancak kendi ordusuyla bir halk kendi gele-
ce¤ini, kaderini belirleyebilir. Ve ancak böyle
bir ordulaflmayla bugün art›k tepeden t›rna¤a
silahlanm›fl modern burjuva devlete karfl› ken-
di iktidar mücadelesini verebilir.
Günümüzde bu gerçekli¤i tart›flmay› b›ra-
k›n bunun ad›n› bile and›¤›n›zda çok yo¤un bir
tepki al›rs›n›z. Bu tepki al›n›ld›¤›nda ise karfl›l›-
¤›nda bir karamsarl›k oluflabilmekte. Ki dedi¤i-
miz gibi günümüzde genel olarak devrimci
mücdaleye karfl›, özel olarak da silahl› mücade-
leye karfl› böylesi a¤›r bir ideolojik kuflatma ve
sald›rganl›k yap›lmaktad›r. fiiddete karfl› olma
ad›na, demokratl›k ad›na ya da çok soyut bir
hümanizm ad›na bu yap›labilmektedir. ‹nsan
hayat›n›n ne olursa olsun de¤erinden bahsedi-
lerek devrimci mücadele ve özelde silahl› mü-
cadeleye karfl› bir karfl› kampanya yürütülmek-
tedir. Sorun bu kampanyan›n yürütülmesi de-
¤il, bu kampanya karfl›s›nda devrimcilerin du-
rufludur. Yani bu saldrganl›ktaki “hümanizma”
ya da demogojik demokratl›k söylemleri bizi
etkiliyor mu, etkilemiyor mu? Böylesi durumda
sessiz kal›n›yorsa bu kötüdür. Ya da çok ajitatif
bir flekilde savunu yap›l›yorsa bu da kötüdür.
Her iki durumda da asl›nda bilinçsizlikten ve
ideolojik olarak gerilemeden bahsedebiliriz.
Kiflinin nesnelli¤inden ayr› bir
alg› ve duygu dünyas› yokturSorun sadece bilinç de¤ildir bu durumda.
Sahip oldu¤umuz bilinci yaflamak ve bunun
her daim fark›nda olmak. Sahip oldu¤unuz bi-
linci ona yabanc›laflmadan yaflamak. Yani
Marksist olmak, yabanc›laflmay› teorik olarak
bilmek; yabanc›laflmay› k›rmay› kolaylaflt›r›r
belki ama tek bafl›na sa¤lamaz. Ayr› bir çaba ge-
rektirecektir. Ve yabanc›laflmay› k›rman›n
veya onu denetleyebilmenin en iyi yollar›ndan
birisi de duygu olarak adland›rd›¤›m›z düflün-
celerle do¤rudan düflünce olarak adland›rd›kla-
r›m›z aras›ndaki iliflkidir. Yani kifli benim duy-
gular›m böyle deyip kendisine ayr› bir davran›fl
“özgürlü¤ü” alan› yaratm›flsa ortada ciddi bir
tutars›zl›k var demektir. “Yani böyle düflünmü-
yorum, ama duygusal›m baflka türlü davranam›-
yorum” demek çok da ikna edici bir aç›klama
de¤ildir. Çok istisnai durumlarda kiflinin çok
zorland›¤› durumlarda belki bu aç›klamay› ka-
bul etmek mümkün olabilir, ama genel olarak
özellikle de günlük yaflam pratiklerinde ya da
yaflam›n temel noktalar›nda kabul etmek müm-
kün de¤ildir. Buna ra¤men kendisini böyle iki
ayr› parçaya ay›ran birçok kifli vard›r. ‹flin kötü-
sü devrimci saflarda da s›k karfl›lafl›lan bir du-
rumdur. Birçok hatal› davran›fl ya da ilkesizlik
bu flekilde izah edilmeye çal›fl›lmakta. “Yani
do¤rusunu biliyorum, ama ne yapay›m böyle
davran›yorum”.
Oysa duygular düflüncelerden ve kiflinin sa-
hip oldu¤u bilgi birikiminden ayr› de¤ildir. Ya-
ni kiflinin nesnelli¤inden ayr› bir alg› ve duygu
dünyas› yoktur. ‹flte bu anlamda kiflinin kendi
duygular›n› da e¤itmesi gerekmektedir. Daha
do¤rusu bu zorunludur. Bu yap›lmad›kça dev-
rimci faaliyetimiz s›ras›nda yaflad›¤›m›z her fley
bize zor gelmeye bafllar ki; bunun sonu da y›l-
g›nlaflmakt›r. Sonuç olarak bunun ad› devrimci
çoflku ve heyecan›n yitirilmesi olmaktad›r.
Tekrar tan›mlayacak olursak devrimci coflku ve
heyecan duygular›n da e¤itilmesi demek ola-
cakt›r. Bu ayn› zamanda kitlelere dönük de bir
e¤itimdir. Yani salt kendi e¤itimimiz de¤il kit-
lelerin de duygular›n›n dönüfltürülmesini ve
hayat› do¤ru alg›lamalar›na yol açacak bilincin
sa¤lanmas›na hizmet etmektedir.
Kitlelerde heyecan yaratabilmek, bir çekim
merkezi olabilmek biraz da bundan geçmekte-
dir. Kendi içinde o çoflkuyu devrimci disiplin
ve e¤itim çerçevesinde yaflayamayan ve yaflat-
mayan bir hareket son noktada kitleler aç›s›n-
dan ideolojik çekim merkezi olma noktas›nda
zorlanacakt›r.
‹deoloji bilim gibi gerek kiflide, gerek genel
olarak bir örgütte ya da toplumda geliflen, yafla-
yan ve ölen bir fleydir. Yani canl›d›r. Bu anla-
m›yla ideolojik yenilenme önemli bir konudur.
‹deolojik yenilenme sadece kitap, dergi okuya-
rak bilgilenme de¤ildir. Gerçi ö¤renmek onun
en vazgeçilmez alt yap›s›d›r, ama tek bafl›na
her fley de de¤ildir. ideolojik yenilenme teori-
pratik bütünlü¤ünde mücadelenin içinde ol-
makt›r. Y›lmadan, kararl› ve sab›rl› bir flekilde.
Evet bu cümleleri çok s›k tekrar ederiz. Bunla-
r› yinelemek yanl›fl ya da basma kal›p de¤ildir.
Çünkü uzun soluklu bir mücadelenin iniflleri
ve ç›k›fllar›na ancak bu flekilde dayanabilmek,
daha do¤ru bir deyimle gö¤üs gerebilmek
mümkündür. Sab›r bu anlam›yla çoflkunun ikiz
kardefli gibidir. Onun diyalektik birli¤idir. Bir
devrimci sab›rla beklerken de ya da sab›rla ay-
n› cümleleri tekrar etmek durumundayken de
çoflku hissedebilir.
Burada bahsettiklerimiz duygusal, soyut ya
da mistik duygular de¤il. Aksine dikkat edilirse
yaz›m›z›n bafl›ndan beri duygular›n böyle so-
yut, mistik ya da insan›n kendisinden ba¤›ms›z-
m›fl gibi gösterilmesine karfl› olduk. Belki bu
kavramlar günlük yaflamda al›flt›r›ld›¤› flekliyle
soyut duygular ça¤r›flt›rabilir tehlikesiyle bu
uyar›y› ya da hat›rlatmay› diyelim yapmak du-
rumunda kald›k. Çünkü gerçekten böyle alg›-
lanmakta ve böyle alg›land›kça da yabanc›lafl-
ma teoriyle k›l›flanarak daha inceltilmifl, ama
daha tehlikeli bir flekilde yaflanmaya devam et-
mektedir.
Ama tüm bunlar yanl›flt›r. ‹nsan somut bir
varl›kt›r ve tafl›d›¤› her düflünce sonuçta en
gerçeklefltirilemez gibi düflündü¤ü hayalleri bi-
le gerçe¤in bir yan›n› yans›tmaktad›r. Ya da
gerçekli¤in ancak anti-tezi olarak vard›r. Ama
dedi¤imiz gibi son noktada onu yok saymaya
dayansa da gerçekli¤e dayanmaktad›r.
‹nsanl›k kendi bilincine vard›kça biyolojik
olarak da geliflimi farkl›laflm›flt›r ve bu süreç
biz farketmesek de devam etmektedir. Özel
mülkiyet iliflkileri ortadan kald›r›l›p insanl›¤›n
komünist dünyas› kuruldu¤unda; insanl›¤›n
düflün dünyas›ndaki de¤ifliklikler bu yan›yla
biyolojik evrimine de bugünkünden daha faz-
la yans›yacakt›r.
Devrimci coflku ve heyecan
Duygulardüflünceler-den ve kifli-nin sahip ol-du¤u bilgibirikimin-den ayr› de-¤ildir. Kifli-nin nesnelli-¤inden ayr›bir alg› veduygu dün-yas› yoktur.Kendi içindeo çoflkuyudevrimci di-siplin vee¤itim çer-çevesindeyaflayama-yan ve ya-flatmayanbir hareketson noktadakitleler aç›-s›ndan ide-olojik çekimmerkezi ol-ma noktas›n-da zorlana-cakt›r
Devrimci çoflku ve heyecan bizleri kuflatan her türlü olumsuz kuflatmaya karfl› dev-
rimci bilincimizle ve onun oluflturdu¤u irademizle verdi¤imiz mücadelenin ad›d›r
1-16 fiubat 2007 GÜNCEL9
GENÇ YORUM
Sinan ÇAKIROĞLU
2007’nin ilk ay›nda yaflananlar, bu y›l›n çok büyük siyasi geliflmelere, de¤iflimle-re gebe oldu¤unun sinyallerini verdi. Yaflanan önemli geliflmeleri k›saca hat›rlayal›m.
PKK’nin ateflkes süreciyle birlikte belirledi¤i-önerdi¤i politik strateji “Türkiye Ba-r›fl›n› Ar›yor” konferans›yla çeflitli alanlardan genifl kat›l›mla tart›fl›ld›, oldukça önemlimesajlar içeren sonuç bildirgesiyle kamuoyuna sunuldu. Bu tart›flmalar›n hemen ön-cesinde M‹T’in 80 y›ll›k tarihinde pek de rastlanmayan “uyar› mesajlar›” aç›ktan ya-y›nlad›. Kerkük ve PKK meseleleri için s›n›r ötesi operasyon tart›flmalar› yo¤unlafl›r-ken TBMM gizli oturum karar› alarak topland›. Tüm bunlar ülke gündemini meflgulederken Hrant Dink öldürüldü. Ard›ndan TÜS‹AD’›n seçim baraj›n›n yüzde 4-5’e dü-flürülmesi, Türkçe d›fl›ndaki anadillerin seçimlik ders olarak okutulmas› gibi önerile-rin yer ald›¤› raporu aç›kland›. Cumhurbaflkanl›¤› ve genel seçimlere k›sa bir süre ka-la yaflanan bu geliflmeler siyasi tansiyonu art›r›rken beraberinde politik kamplaflmay›ve netleflmeyi de h›zland›rd›.
Özet olarak aktard›¤›m›z bu geliflmelerin çizdi¤i tablo, hakim s›n›flar içindeki fark-l› kliklerin ve güç odaklar›n›n, son dönemlerde “statükocu” ve “de¤iflimci” diye adlan-d›r›lan esasta iki farkl› cephenin, özellikle Kürt meselesinde zorunlu flekilde kendisinidayatan gelenekselleflmifl, 80 y›ll›k devlet politikas›ndaki de¤iflime iliflkin konumlan›fl-lar›d›r. Bu biraz açmak gerekirse:
Kürtlerin inkar› üzerine varolan, tek kurucu unsur söylemiyle flekillenen, demok-ratik-kültürel haklar›n dahi tan›nmad›¤› ve tarih boyunca ç›plak fliddetle bast›rma yön-teminin uyguland›¤› inkarc›-flovenist ideolojik yaklafl›m bugüne kadar resmi devlet po-litikas› olarak sürdürülmüfltür. Fakat bugün gelinen aflamada de¤iflim kendisini dayat-maktad›r. Bunun sebeplerinden biri Kürt ulusal mücadelesinin vard›¤› boyut ve nokta-d›r, may›s ay›na kadar sürecek ateflkesin sonunun ateflkesin bozulmas› de¤il kopmaolaca¤›n›n belirtilmesidir. Di¤er önemli sebep ise ABD emperyalizminin bölge politika-lar›nda askeri ve siyasi olarak en önemli müttefiki olan güneyli Kürtlerin ulaflt›¤› nokta-d›r. ‹flte, hakim s›n›flar cephesindeki bu s›k›nt›l› ve sanc›l› sürecin ve bu sürece iliflkinfarkl› konumlan›fllar›n ifadesidir Devlet Bahçeli’nin “PKK’nin siyasallaflmas›n›n zemi-ni” olarak de¤erlendirdi¤i TÜS‹AD raporu yada M‹T’in yay›nlad›¤› “ulus devlet!” alarm-l› “bekle-gör-tav›r al takti¤inin”, “savunma pozisyonunun” kabul edilemezli¤ini ifadeeden 80. y›l mesaj›. Yine Hrant Dink’in katledilmesinin arkas›nda da esas olarak bukamplaflman›n hesaplaflmas› oldu¤unu söylemek pek de yanl›fl olmayacakt›r.
Meselenin bu duruma gelmesine neden olan geliflmeleri inceledi¤imizde esasolarak birkaç husus göze çarpmaktad›r. Öncelikle, 1. emperyalist paylafl›m savafl› son-ras› y›k›lan Osmanl› imparatorlu¤u birçok tek yada çok uluslu devletlerin kurulmas›-n› sonuçlam›flt›r. Bunlardan devletleflemeyen Kürt ulusu ise dört parçaya bölünereksöz konusu devletlerin siyasi ve askeri ilhak›na maruz kalm›flt›r-kalmaktad›r. Ulusunkendi kaderini tayin hakk› gasbedilmifltir. 1920’li y›llardan bugüne uzanan bu tarihihaks›zl›k esas olarak bölge devletlerinin gündemiyle s›n›rl› kalm›flt›r, uluslar aras› gün-demde bugünkü kadar yer almam›fl, tart›fl›lmam›flt›r. Çünkü, tarihte kürt ulusal hare-keti siyasi-askeri olarak hiç bu kadar güçlenmemifl ve yine Kürdistan üzerinde hakimolan devletler de hiç bu kadar zay›flamam›flt›r. Ayr›ca, emperyalizm kendi ç›karlar› ge-re¤i bu tarihi haks›zl›¤› do¤rudan yada dolayl› olarak bugünkü kadar kullanma ihtiya-c› duymam›flt›r. Tüm bunlar›n bir araya gelmesi kürt sorununu art›k sadece ulusal,bölgesel bir konu olmaktan ç›karm›fl uluslar aras› bir sorun haline getirmifltir.
Bu konuda bölge devletleriyle birlikte Türk devletinin de s›k›nt› içine düfltü¤ü birgerçektir. T.C.’nin izledi¤i genel strateji ABD ile karfl› karfl›ya gelmeden bölgedeki sta-tükonun, siyasi haritalar›n ve bölge devletlerinin rejimlerinin kendi aleyhine köklü fle-kilde de¤iflmesini önlemektir. Kerkük üzerine kopar›lan f›rt›nalar›n arkas›nda yatansebep de tam budur. Irak Türkmen cephesi lideri Saadettin Ergeç’in “ReferandumlaKerkük’ün kürt yönetimine ba¤lanmas› Kürdistan’›n ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etmede sonaflama olacak” sözü ve Irak’›n petrol ihracat›n›n yar›s›n›n buradan karfl›land›¤› gerçe-¤i, iflte T.C.’nin Türkmenlerin u¤rad›¤› haks›zl›klar› öne ç›kararak ve milliyetçi duygu-lar› okflayarak meflrulaflt›rmaya çal›flt›¤› siyasi ve ekonomik haz›ms›zl›¤› bunlard›r. Fa-kat son noktada efendilerinin emperyalist ç›karlar› neyi gerektiriyorsa ona boyun e¤e-cekleri bir gerçekliktir.
ABD’nin Ortado¤u’ya iliflkin yaklafl›m›n›n taktiksel bir aç›l›m de¤il stratejik birplan oldu¤unu çok kereler söyledik. ‹çinde bulundu¤u ç›kmaz› aflmas›n›n ve gelecek-te yaflayaca¤› olas› tehlikeleri bertaraf etmesinin yolu dünya petrolünün yüzde altm›-fl›ndan fazlas›n› bar›nd›ran Ortado¤uya hakim olmak oldu¤u hepimizin malumu. Busebepten dolay› emperyalist sald›rganl›¤›n uzun zamana yay›lm›fl farkl› askeri-siyasikonseptlerle sürece¤ini söyleyebiliriz. Bu farkl› konseptlerin kayna¤›n› ald›¤›-alaca¤›ana halka hep “böl-parçala-yönet” olmufltur-olacakt›r. Güçleri bölmek, yaln›zlaflt›rmakve birbirine düflman ederek kontrol alt›nda tutmak, ortak direniflin temellerini yok et-mek emperyalizmin temel politikas›d›r. Bölgedeki statükoyu y›karak dengeleri kendilehine çevirmesinde bugünkü esas yönelim varolan kurulu ulus devletlerin reorgani-zasyonudur ve merkezi bir devletten ziyade federatif yap›lanma ABD’nin öncelikli ter-cihidir. Tüm bunlar yaflan›rken ulus devletler sürecinin sonunun bafllad›¤› belirleme-leri yap›lmaktad›r. Asl›nda bunun arkas›nda yatan niyet emperyalizm gerçe¤inin giz-lenmeye çal›fl›lmas›d›r. Bu söylem, emperyalizmle ezilen uluslar ve halklar aras›nda-ki çeliflkinin yok say›lmas›n›n ideolojik k›l›f› olarak da kullan›lmaktad›r.
Bugün Irak’taki flii-sunni çat›flmalar›, Arap ve Kürtler aras›nda keskinleflen çelifl-kiler, Filistin’deki El-Fetih-Hamas çat›flmalar›, Lübnan’da Hizbullah’›n ça¤r›s›yla yap›-lan grev ve sonras› yaflanan çat›flmalar v.b. bunlar›n tümü sonuç olarak ABD emper-yalizminin ekme¤ine ya¤ süren ve yukar›da bahsetti¤imiz stratejik planlamalar›nadenk düflen geliflmelerdir.
Etnik ve mezhep farkl›l›klar› kullan›larak halklar birbirine düflürülmektedir. Ülke-mizde ve bölgede bunu bofla ç›karacak politik konumlan›fl en genifl anti-emperyalistbirlikteliktir. Emperyalizme do¤rudan darbe vurmak, onu zay›flatmak ve yaln›zlaflt›r-mak; günümüz dünyas›nda devrimci yada ilerici olman›n temel kriteri budur. Bu ce-saretle savunulmal›d›r, bunun d›fl›ndaki tüm politik belirlemeler niyet yada gerekçene olursa olsun emperyalizme flu yada bu ölçüde hizmet eder. Dünyadaki, bölgedekive ülkemizdeki temel çeliflki, bafl düflman tespitleri bize bu sonucu dayatmaktad›r.
Sonuç olarak, önümüzdeki günlerde genel anlamda ülkemizdeki ve bununla ba¤-lant›l› olarak bölgedeki güçlerinin politik durufllar›nda netleflmelerin ve de saflaflmala-r›n daha belirgin olaca¤›n› söyleyebiliriz. Özellikle PKK önderli¤inin “Her parçan›nkendi içinde bulundu¤u ülke s›n›rlar› dahilinde demokratik çözümü esas almas›” stra-tejisinin may›s ay›na kadar geçerli oldu¤u, bu tarihe kadar sonuç al›nmazsa sürecinkopmayla, ulus devlet ilan›yla sonuçlanaca¤› aç›klamas› oldukça önemlidir. Farkl›güçler bu eksende kendi cephelerinden sürece haz›rlanmakta ve saf tutmaktad›r. Mil-liyetçi kamplaflman›n boyutlanarak Türk-Kürt çat›flmas›na dönüflmesi tehlikesi her za-mankinden fazlad›r. Anti-emperyalist, anti-faflist ideolojik-politik perspektifle genifl kit-leleri birlefltirerek, “yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan› etraf›nda emperyalizme kar-fl› ortak duruflu örgütleyerek mücadeleyi yükseltmeliyiz. Buradan do¤ru sürece haz›r-lanmal› saf›m›z› netlefltirmeliyiz. Cüretli olal›m kazan›lacak bir dünyam›z var
Büyük gelişmelere hazırlanalım Komprador sermayenin
ülkemizdeki temsilcisi
TÜS‹AD gladyo örgüt-
lenmesi olan MHP’yi
denetimde tutamay›nca
aba alt›ndan sopa göstermeye çal›fl›yor.
Özellikle ikinci emperyalist paylafl›m sa-
vafl›ndan sonra ABD emperyalizmi tara-
f›ndan, sömürge-yar› sömürge ülkelerde
denetimi sa¤lamak, geliflebilecek halk
ayaklanmalar›n›, s›n›f mücadelelerini, ba-
¤›ms›zl›k mücadelelerini bast›rmak, ora-
daki kendilerine uflakl›k eden kukla ikti-
darlar› korumak için bu tip gladyo örgüt-
lenmeleri kurulmufltur. ABD emperyaliz-
mi ve di¤er NATO üyesi emperyalist ül-
keler taraf›ndan farkl› isimler alt›nda ku-
rulan bu örgütlemeler dünyan›n bir çok
sömürge-yar› sömürge ülkesinde çeflitli
kanl› sald›r›lar yapm›flt›r. Emperyalistle-
rin bu örgütlenmeler arac›l›¤›yla dünya
genelinde yapt›klar› kanl› olaylara bakt›-
¤›m›zda karfl›m›za milyonlarca insan›n
katledildi¤i korkunç bir tablo ç›k›yor.
Amerika k›tas›ndan Asya k›tas›na, baht›
kara Afrika k›tas›na kadar, nerede bir ba-
¤›ms›zl›k k›v›lc›m›, bir halk ayaklanmas›,
bir özgürlük mücadelesi bafllarsa derhal
en barbar ve vahfli yöntemlerle bu filiz-
lenmeler kukla iktidarlar ve gladyo örgüt-
lenmeler arac›l›¤›yla bast›r›lm›flt›r. fiili’de
katil Pinofle eliyle ba¤›ms›zl›k mücadele-
si yürüten yüz binlerce fiili halk›n› ve hal-
k›n oylar›yla bafla gelen fiili devlet baflka-
n› Alenda’y›, Elsalvador’da, Panama’da,
Bolivya’da, Nikaragua’da, Kolombiya’da
ba¤›ms›zl›k mücadelesi yürüten yüz bin-
lerce insan› bu galdyo örgütlenmeler
eliyle katletmifltir.
Ülkemizdeki Gladyo Örgütle-mesi “Özel Kuvvetler” ile MHPAras›ndaki ‹liflkiler
Ülkemizde ise özellikle 60’lardan
sonra geliflen ba¤›ms›zl›k ve s›n›f müca-
delesini bast›rmak için kurulan bu kanl›
örgütlenmenin bir aya¤›n› da MHP olufl-
turmaktad›r. Öyle ki MHP kuruldu¤un-
dan bu güne kadar adeta bir gladyo yetifl-
tirme okulu olarak faaliyet yürütmüfltür.
Ülkemizde gladyo örgütlenmesi olarak
ordu içerisinde “özel kuvvetler” ad› alt›n-
da örgütlenen bu kanl› örgütün üyeleri-
nin tümüne yak›n›n›n MHP kökenli olma-
s› ise bir tesadüfle ifade edilmeyecek ka-
dar bu tespiti do¤rulamaktad›r. Ülkemiz-
de yaflanan kanl› olaylardan bir kaç›na
bakt›¤›m›zda bu çok rahatl›kla anlafl›l-
maktad›r. Yüzlerce insan›n vahflice katle-
dildi¤i Marafl Katliam›’n›n san›klar›n›n
hepsi MHP kökenli, Çorum Katliam›’n›n
san›klar›na, Ankara’da ki 7 T‹P’li ö¤renci-
yi vahflice katledenlere bakt›¤›m›zda tüm
bu tetikçilerin MHP kökenli oldu¤unu ra-
hatl›kla görmekteyiz.
TÜS‹AD’›n “Demokratl›¤›”
Ülkemizdeki ikdidar›n en büyük or-
taklar›ndan biri olan emperyalizme gö-
bekten ba¤l› komprador burjuvazinin ör-
gütlülü¤ü olan TÜS‹AD (Türkiye Sanayici
ve ‹fl Adamlar› Derne¤i) ülkemiz Türkiye-
Kuzey Kürdistan’daki tüm pazara hakim
olmak için daha ›l›ml› liberal bir politika
izledi¤i görüntüsünü vermeye çal›flarak
“Kürt raporu”, “demokratikleflme rapo-
ru” gibi bir dizi rapor yay›nlamakta, bir
taraftan ise demokratikleflmenin kriteri
olarak AB’yi göstermektedir. Komprador
bürokrat burjuvazi bu amaçlar›n› yaflama
geçirmeye çal›fl›rken yaratmaya çal›flt›¤›
“sorunsuz ortam” için kendisine görece
en uygun olan AKP’yi tercih ederken di-
¤er taraftan gladyo örgütlülü¤ü MHP’yi
denetlemek için ülkemiz Türkiye- Kuzey
Kürdistan’da gerçeklefltirilen kanl› ey-
lemlerin sorumlusu olarak buray› iflaret
edip hem halk›n gözünde kendini temize
ç›karmak, hem esas olarak devleti kurtar-
mak, hem de MHP’yi hizaya getirmek is-
temektedir. TÜS‹AD’›n “demokratiklefl-
me raporu”nda yer alan “Kürt’çenin
seçmeli ders olmas›” önerisine MHP’nin
yapt›¤› sert ç›k›fl›n arkas›nda
ise esas olarak yaklaflan seçim-
lerin oldu¤u, zira patronlar
kulübü olan TÜS‹AD’›n, AKP
ile yola devam edece¤i, AKP
döneminde kasalar›n› doldu-
ran patronlar›n “istikrar›n”
sürmesi ve ABD ve AB ile olan
iliflkisinde yola en az pürüzle
devam edilmesi karfl›l›¤›nda,
ikinci AKP hükümetine des-
tek verdi¤i, Cumhurbaflkanl›-
¤› seçimlerinde de AKP ile bir
senaryo üzerinde uzlafl›ld›¤›,
söylemleri olufltururken bir
di¤er neden de son süreç de
yaflanan linçler ve Hrant Dink
cinayetiyle yarat›lan flovenist-
›rkç› atmosferin katliamda ad›
geçen BBP’ye yaramas› oldu-
¤u, MHP’nin taban›nda bu-
nunla beraber oy kaybetme
korkusu oldu¤unu söyleyebiliriz.
Sonuç Olarak
Ne emperyalizmin ülkemizdeki tafle-
ronlu¤unu yapan komprador bürokrat
burjuvazinin örgütlülü¤ü, varl›¤›n› emek
sömürüsü üzerine kuran bu u¤urda her
türlü zulmü emekçi halka tereddütsüzce
uygulayan TÜS‹AD’›n “demokratiklefl-
me” sorunu vard›r, ne de ülkemiz Türki-
ye-Kuzey Kürdistan’da emperyalizme
karfl› yürütülen her türlü özgürlük müca-
delesinin bast›r›lmas› için gerçeklefltiri-
len kanl› sald›r›lar›n arkas›nda olan
MHP’nin AB karfl›tl›¤› söz konusudur. Ül-
kemizde yaflanan her türlü gerici faflist
politikalar›n arkas›nda TÜS‹AD’›n parma-
¤› oldu¤u gibi, tetikçili¤ini ise MHP yap-
maktad›r. TÜS‹AD ülkemizdeki iktidar
kliklerinden komprador bürokrat burju-
vazinin örgütlü¤ü oldu¤u gibi, MHP de
bu iktidar›n gladyo örgütlenmesinin bir
parças›d›r.
TÜS‹AD, MHP polemi¤i ve gizlenen gerçekler
TBMM Genel Kurulu, ‘Kerkük’ün statüsü ve Irak’taki Türk-
menlerin durumu’, ‘PKK, Güney Kürdistan’ ile ‘›rkç›l›k’ konula-
r›yla ilgili gizli oturumla topland›.
Kapal› oturum öncesinde ola¤anüstü güvenlik ön-
lemleri al›nd›. Konuflmalar›n dinlenmesini önleyecek
perdeleme sistemi devreye sokuldu, cep telefonlar›n›n
çal›flmas› engellendi. Oturumun tutanaklar› devlet s›rr›
niteli¤inde bulundu¤u için 10 y›l aç›klanmayacak.
Yurtd›fl›ndaki kurumlardan tepki
Yurtd›fl›nda faaliyet sürdüren kurumlardan ADHK,
AT‹K, B‹R-KAR, Yaflanacak Dünya ve AvEG-Kon ortak
bir yaz›l› aç›klama yay›nlayarak meclisteki gizli oturu-
ma tepki gösterdiler. “Ermeni ve Kürt halklar› baflta
olmak üzere, tüm halklar›n demokratik hak ve öz-
gürlükleri için mücadelesini kanla, katliamla bast›-
ran, varl›klar›n› inkar eden, ayd›nlar›, yazarlar›, sa-
natç›lar› katleden devlet, ‘Gizli Görüflme’ ile yeni bir
katliama daha imza atmak istiyor” denilen aç›klama-
da, “Meclis'te yap›lan bu ‘Gizli Görüflme’yi k›n›yor, Kürt illeri-
ne, Ortado¤u'ya, ‘s›n›r ötesi’ne iflgal ordusunun gönderilmesi-
ni istemiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Yakaland›¤› hastal›k sonucu yaflam›n› yitiren Belge
Yay›nlar›’n›n eski yay›n yönetmeni Ayflenur Zarakolu
dostlar› ve sevenleri taraf›ndan mezar› bafl›nda an›ld›.
‹nsan Haklar› Derne¤i ‹stanbul fiubesi üyeleri ve çe-
flitli demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri,
2002 y›l›nda yaflam›n› yitiren Ayflenur Zarakolu için me-
zar› bafl›nda anma düzenlediler. Yap›lan sayg› duruflu-
nun ard›ndan konuflan ‹HD ‹stanbul fiube Yöneticisi Hü-
seyin Ayy›ld›z, Zarakolu’nun ülkedeki insan haklar› sa-
vunucular›na çok katk›da bulundu¤u ve Zarakolu’nun
demokrasi mücadelesinde önemli bir yeri oldu¤unu
söyledi.
Anma Zarakolu’nun mezar›na karanfillerin b›rak›l-
mas› ile son buldu.
Meclis
Kerkük
için
‘gizli’
topland›
Star Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Alev
Er, gazeteci Hrant Dink’in katledilmesinin ard›n-
dan her kesim taraf›ndan tart›fl›lmaya bafllanan
301. madde konusunu, ‘301 Cemil, tahtaya’
manfletiyle haber yap›nca koltu¤undan oldu.
Star Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Alev
Er, 26 Ocak sabah› gazeteye gitti¤inde görevden
al›nd›¤›n› ö¤rendi. Bir önceki gün Star Gazete-
sinde 301. maddeye iliflkin haberi, ‘301 Cemil,
tahtaya’ manfleti ile, “Bakan Çiçek 301 için 'uy-
gulamay› görelim' demiflti. Uygulamay›
Hrant Dink cinayetiyle gördük... Sivil toplum
deste¤i istemiflti. 200 binlik cenazede onu da
gördük. S›ra onda...” fleklinde vermiflti.
Star Gazetesi’nin sahibi kimEgemen sistemin savunucusu ve sistemin gü-
nahlar›n› örtmek için sat›l›k kalemflörlerden olu-
flan medyan›n bir parças› olan Star Gazetesi,
Uzanlar’dan sonra uzunca bir süre Tasarruf Mev-
duat› Sigorta Fonu’nun atad›¤› yöneticiler tara-
f›ndan yönetildi ve ‘hükümet yanl›s›’ bir gazete
haline geldi. Bir y›l önce de K›br›sl› ifl adam› Ali
Özmen Sefa’ya sat›ld›. Ancak Özmen’in perde
arkas›nda bir orta¤› daha var, o da AKP Diyarba-
k›r Milletvekili ‹hsan Arslan.
Böyle olunca yaflanan daha bir anlafl›l›r olu-
yor. Bu güne kadar 301. madde yarg›lamalar›na
fazla ses ç›karmayan medya, Hrant Dink’in kat-
ledilmesinin ard›ndan bu konuya ‘duyarl›l›k’
göstermeye bafllam›flt›. Ancak Alev han›m›n ‘du-
yarl›l›¤›’ bafl›na ifl açt› ve iflinden etti.
301 haberi iflinden etti
Ayflenur Zarakolu an›ld›
1-16 fiubat 2007DÜNYA10
YÖNEL‹M
Kazım Cihan
Komünist olmak, komünizm için teori ve prati¤inbirli¤i, stratejik konumlanma ve bu temelde nitel örgüt-lenmeyi gerektirir. Burjuva ve devrimci demokrat çev-reyi, her türlü küçük burjuva sosyalizmi aflmak, teori-de-siyasette-örgütlenmede komünist nitel ayr›m› heryönüyle (kiflilikte, kültürde, önderlik anlay›fl› ve sitilin-de v.b.) ortaya koymak durumunday›z. Komünizm as-k› veya gelecekte raftan indirilecek bir mesele de¤il,proletarya devriminin her an›n› yönlendirmesi, zama-na hükmünü geçirmesi gereken bilimsel bir davad›r.Aksi halde kirli geleneksel burjuva siyaset tarz›ndan,geleneksel fikir ve de¤erlerden, burjuva örgüt ve bur-juva kiflili¤in her türünden kopulamaz. Gericili¤e ger-çek alternatif olunamaz. Devrimin objektif koflullar›n›yaratan sömürü dünyas›n›n kendisidir. Komünist par-tisi bu objektif koflullar› yaratm›yor, diyalektik mater-yalist bak›fl aç›s›yla görüyor, bilinçli müdahale yapma-ya çal›fl›yor.
Komünist partisinin görevi, devrimin bu objektif ko-flular›nda devrimi örgütlemeye önderlik etmektir. Dev-rimin görevlerine do¤ru çizgide sahip ç›k›p, örgütleme-yen niyeti ne olursa olsun komünist olamaz. Görevleredo¤ru çizgide sahip ç›k›ld›¤›nda dar hesaplar afl›l›r.Parti-s›n›f ve halk›n birli¤i ilerletilir. Devrim birlefltirir.Parti tüm örgütlenmeler içinde esas halkad›r. Elbetteparti devrim yapmaz. Gerçek kahraman kitlelerdir,devrim onlar›n eseridir. Ancak bu eseri komünizm do¤-rultusunda yaratmada Komünist Parti önderli¤i kilit birsorundur. Komünist çizgi ve komünist parti önderli¤id›fl›nda hiç bir kitle hareketi ve kitle örgütlenmesi ken-dili¤inden komünizm için devrim icra edemez. Stratejikkonumlanma ve nitel örgütlenme savunulmal›d›r. (Ko-münizm temelinde) ekonomistçe kitleselleflme projele-ri de¤il. Bernstein’in “hareket her fley, nihai hedef hiç-bir fley” revizyonizmi konjonktürel havan›n kendili¤in-denci seyrine kuyrukçuluktu... Onun da tüm ekono-mistlerin de argüman›, “kitleselleflme ve genifl kitle ba-¤›” idi. Devrimde kitlelerin rolünün tayin edici olmas›,kitle kuyrukçulu¤u ile kar›flt›r›lamaz. Kitleler bu tarihirolünü, muazzam enerjilerini komünist önderlikle birle-flip, komünist bilinçle donand›klar›nda oynayabilirler...Objektif koflullar kitle hareketi zaten yarat›yor ve yara-tacakt›r. Sorun bunun hangi yata¤a akaca¤›d›r. Kendili-¤inden komünizm mecras›na girmez. Komünizmmecras›na komünist bayrak alt›nda ve komünist çizgive parti önderli¤inde siyasal iktidar›n devrimle zaptedilmesi yürüyüflüyle girilir. Do¤ru çizgi ve bununlakuflanm›fl KP önderli¤i d›fl›nda, komünizm için bir kitlehareketi infla edilemez. Bunu infla etmek için esas hal-ka partinin nitel inflas›d›r... Parti tarihimizin çeflitli kesit-lerinde temel meselede (MLM) ideolojik k›r›lmalara,kolektif tecrübemizle iflaret ettik. K›r›lma, nitel inflay›tahrip etme rolü oynad›. Tecrübelerimizin özetledi¤i buolumsuzluklar› köklü aflmak, nitel s›çramalarla yeni ni-tel geliflmeler talep eder. Mesela parti tarihimiz aç›s›n-dan, Kaypakkaya Maoist köklü nitel bir ç›k›flt›. Sonra-dan geriye düflüfle 2. Konferans baz› zay›fl›klar›na ra¤-men nitel bir meydan okuyufltu. Kongre çizgimiz de ni-tel bir ilerleme ça¤r›s›d›r. Partinin komünist niteli¤i bir-birinin kaba tekrar› devaml›l›kla de¤il, nitel s›çramalar-la korunur, savunulur. Nicelik ve nitelik z›tlar›n birli¤i-dir ve birbirlerine dönüflürler. Komünist nitel infla k›r›kdökük de¤il, gerçek nicel gücünü de yarat›r. Nitel inflazeminine oturmam›fl kendili¤indenci nicel kalabal›kl›kkomünist niteli¤i de yer. Komünist ideoloji-teori-siya-set-bilim rehberli¤inde stratejik hareketlere yönelen vebu temelde merkezi görevimiz bilincinde ve icra edengidifl nitel infla ve devrimin güçlerini birlefltirmede çokönemlidir. Örgütlenme taktik bir sorun de¤ildir. ‹deolo-jinin-teori-siyaset-strateji ve taktik uygulanmas›d›r. Do¤-ru çizgi d›fl›nda hiçbir mahir koordinasyon, teknik dü-zenleme kendi bafl›na komünist örgütlenme sorununuçözemez. Komünist örgütlenmenin eyleminin içeri¤ikomünist olmak durumundad›r. Beyaz-siyah kedi farketmez pragmatizmi, nihai amac›m›zla birleflmemifl nas›lolursa olsun araç fikri bizim olamaz. Partinin bütün ör-gütlerinin parti önderli¤inde kitlelerin hareket birli¤ini,komünizmin rehberli¤i, devrimin önder çizgisi ve bunuicra edecek yeni iktidar için gerilla savafl› merkezi göre-vi sa¤lama olacakt›r. Aksi durum parti ve kitlelerin ha-reket birli¤ini tahrip eder. Kap›y› curcunalara açar. Herihtisas alan›, kifli, birim, organ kendine sormal›d›r. Bu-lundu¤um yerde, MLM çizgi ne kadar kumandadad›r?‹ktidar bilincim ve birleflti¤im kitlelerin bu konuda zih-ni nedir? Aktivist ve kitlelerin nihai amaçla birleflme se-viyesi ne alemdedir? Komünizm için pratik duruflunnedir? Komünizm rehberlik etmezse komünist hareketolmaz. Komünist hareket olmadan komünizme gidil-mez. Her zaman için do¤ru çizgi önderli¤inde nitel ör-gütlenmeyi derinlefltirelim.
Nitel inşaa
Amerika ‹nsan Haklar›
Mahkemesi (The In-
ter-American Court
of Human Rights), 6-
9 May›s 1992 tarihin-
de Lima’daki Miguel Castro Hapisha-
nesi’nde gerçeklefltirilen katliamdan
dolay› Peru devletini sorumlu tutan
önemli bir karar verdi. Peru’nun söz-
leflme ile kendisine tabi oldu¤u mah-
keme ayr›ca Peru devletinin, kamuo-
yu önünde katliam kurbanlar›ndan
özür dilemesi ve yine kurbanlar›n aile-
lerine u¤ran›lan zarar›n karfl›l›¤› ola-
rak toplam 20 milyon dolar ödemesi-
ni karara ba¤lad›.
ABD destekli Alberto Fujimori,
gerçeklefltirdi¤i darbeden k›sa bir
süre sonra silahl› güçlere, PKP üyesi
olmakla suçlanan 500’ü aflk›n kad›n
ve erkek tutsa¤›n tutuldu¤u bu ha-
pishanede sözde “isyan” gerçekleflti-
rildi¤i bahanesiyle, müdahale emri
verilmiflti.
Hapishanedeki devrimci tutsaklar
politik bir kaleye dönüfltürdükleri yer-
den ç›kar›ld›klar›nda derhal öldürül-
meleri için haz›rlanan bir plan oldu¤u-
nu ilan ettikleri nakil operasyonunu
protesto etmek için hapishanenin bir
bölümünü iflgal etmifllerdi. Tutsaklar
K›z›l Haç ile yapt›klar› görüflmeler so-
nucunda protestolar›na son vermeyi
kabul etmifl ve yine K›z›l Haç’›n neza-
retinde hücrelerine geri dönmeye ra-
z› olmufllard›. Buna ra¤men silahl›
güçler yine de içeri yolland›. Maoist-
ler, bu durum karfl›nda direnifle geç-
mifl ve olay sona erdikten sonra, tut-
saklar ele geçirilip silah tehdidi ile s›-
ra halinde yere yat›r›lm›fl ve 41 Maoist
vahfli bir flekilde katledilmiflti.
Y›llar sonra yürütülen bir araflt›r-
ma gösterdi ki, La Colina olarak adlan-
d›r›lan paramiliter bir ölüm mangas›-
n›n üyeleri bizzat Fujimori’nin direkti-
fi ile, PKP liderleri olarak tan›nan tut-
saklar› infaz etmekle görevlendirile-
rek askerlerle birlikte içeri gönderil-
miflti. Katledilen Maoistlerden 13’ü
PKP-Merkez Komite üyesiydi. Sald›r›-
da 322 tutsak ac›mas›z bir flekilde kö-
tü muameleye tabi tutulurken, 175
tutsakda yaralanm›flt›.
Amerika ‹nsan Haklar› Mahkeme-
si’nin verdi¤i karar sonras› bir aç›kla-
ma yapan Peru’nun yeni devlet baflka-
n› “sosyal demokrat” Alan Garcia,
mahkemenin karar›n›n “utanç verici”
oldu¤unu söyleyerek, karara uymaya-
caklar›n› dile getirdi.
Karara tepki gösteren Peru’nun
eli kanl› yeni devlet baflkan› Alan
Garcia, 19 Haziran 1968’de, PKP
üyelerinden ve di¤er politik anlay›fl-
lardan 300 tutsa¤›n katledilmesinin
emrini bizzat veren kifli olarakd a ta-
n›nmaktad›r.
Garcia’n›n iflbafl›na gelir gelmez
ilk icraatlar›ndan biri de devrimci ve
komünistler için ölüm cezas›n›n ye-
niden gündeme gelmesini önermek
oldu.
41 Maoist tutsa¤› katleden Peru devletine göstermelik mahkumiyet
Gerçek Adaleti Peru halk› sa¤layacak
1992 y›l›nda Lima’daki Miguel Castro Hapishanesi’nde41 Maoist tutsa¤› vahfli bir flekilde katleden Peru hakims›n›flar›, sözleflme ile kendisinin de tabi oldu¤u Amerika‹nsan Haklar› Mahkemesi taraf›ndan mahkum edildi
Somali’de ABD ve Etiyopya’n›n elbirli¤iyle
gerçeklefltirdi¤i iflgalin ard›ndan “savafl a¤alar›”
yeniden güç kazan›rken, çatıflmalar da giderek
yo¤unlaflıyor. Somali halk› geçici hükümetin de
destek verdi¤i bu iflgal karfl›s›nda sokalara ak›n
ederken, iflgal güçleri ise bu tepkilerin yo¤unlafl-
mas›yla birlikte ülkede 3 ay süreyle ola¤anüstü
hal ilan etti. OHAL'i onaylayan ABD yanl›s› geçici
Somali hükümeti ise ihtiyaç duyulmas› halinde
OHAL'in uzat›laca¤›n› söyledi.
Vahflet t›rman›yor
‹flgalin ard›ndan fieriat Mahkemeleri Birli¤i
k›smi olarak kontrol alt›na al›n›rken ABD uçaklar›
radikal ‹slamc› milislerle birlikte gizlendi¤i ileri
sürülen El Kaide militanlar›n› vurmak için bölge-
yi bombalarla cehenneme çevirmifl duruma. Son
olarak, Somali’nin güneyine düzenlenen hava
sald›r›lar›nda 70 kadar çoban katledildi.
Etiyopya’da gerginlik
ABD’nin teflvikiyle Somali’ye müdahale
eden Etiyopya’n›n birçok flehrinde de gerginlik
t›rman›yor. Somali’nin iflgal edilmesinin ard›n-
dan baz› H›ristiyan ailelerin evlerine sald›r› dü-
zenlenirken, sald›r›larda birçok kifli yaflam›n›
kaybetti. Nüfusunun ço¤unlu¤u H›ristiyan olan
ülkede sald›ralar›n ülke geneline yay›lmas›ndan
endifle ediliyor.
Lübnan'da ABD iflbirlikçisi Sinyora
hükümetini düflürmek için 1 Aral›k'tan
bu yana gösteriler yapan Hizbullah ön-
derli¤indeki muhalefetin bafllatt›¤› yeni
bir grev dalgas› Beyrut sokaklar›n› afla-
rak tüm Lübnan’a yay›lm›fl durumda.
Hizbullah, emperyalistlerin des-
te¤i ile ayakta kalabilen Sinyora hü-
kümetinin Lübnan’› temsil etmedi¤i-
ni aç›klayarak bir ulusal mutabakat
hükümetinin kurulmas› için erken
seçimlere gidilmesi gerekti¤ini savu-
nuyor ve kitlesel gösterilerin devam
edece¤ini belirtiyor.
Muhalefet, ye-
ni bir ulusal birlik
hükümeti kurul-
mas› için son iki
ayd›r Beyrut’taki
baflbakanl›k saray›
önünde çad›rkent
kurup, nöbet tu-
tarken, ülke çap›n-
da büyük etki ya-
ratan grev, ABD
yanl›s› hükümet
karfl›t› eylemleri-
nin “üçüncü afla-
mas›” olarak nite-
lendirildi.
Sokaklar alev topu
Grevle birlikte Lübnan’da yaflam
durma noktas›na ulafl›rken, eylemler
çerçevesinde, ana yollar kapat›ld›, ha-
valiman› seferleri de iptal edildi.
Yer yer fliddetli çat›flmalar›n yaflan-
d›¤› eylemlerde 10’a yak›n kifli hayat›-
n› kaybederken yüzlerce kifli de yara-
land›. Eylemlerin üniversitelere s›çra-
mas›yla birlikte Lübnan ordusu 25
Ocak günü eylemlerin en yo¤un oldu-
¤u baflkent Beyrut'ta soka¤a ç›kma ya-
sa¤› ilan etti.
ABD’den Sinyora
hükümetine askeri destek
Lübnan’da iflgalin ard›nan bölgeye
yerlefltirelen BM ‘bar›fl gücü’ askerleri
iflbirlikçi Sinyora hükümetine koruma
kalkan› olurken, ABD emperyalizmi ise
hükümetin desteklenmesi için yap›lan
‘yard›m’ kapsam›nda ABD Hava Kuv-
vetleri'ne ait C-17 tipi kargo uça¤› ile
ülkeye 20 adet z›rhl› jeep gönderdi.
ABD emperyalizmi bu yard›mlarla bafl-
ta Hizbullah olmak üzere bölgedeki
muhalafete gözda¤› vermeye çal›fl›r-
ken, önümüzdeki aylarda 265 adet je-
ep'in daha ülkeye sevk edilerek askeri
yard›mlar›n sürdürülece¤i kaydedildi.
ABD’nin bu giriflimleri karfl›s›nda
bir aç›klama yapan Hizbullah lideri Nas-
rallah, Lübnan’daki mevcut siyasi krizin
temel nedeninin ABD’nin ulusal birlik
hükümeti kurulmas›n› engellemesi ol-
du¤unu belirtti. Nasrallah, “Amaç Fu-
ad Sinyora hükümetini güçlendir-
mektir. Çünkü gerçekte bu onlar›n
hükümetidir” yorumunda bulundu.
ABD emperyalizmi Sinyora hükümetine askeri deste¤ini artt›r›yor
Lübnan sokaklar› alev topuSomali’de 3 ayl›k OHAL
Her y›l Ocak ay›n›n son haftas›
yap›lan ve ald›¤› kararlarla dünya halkla-
r›na karfl› sosyal, kültürel ve ekonomik
y›k›m paketleri haz›rlayan Dünya Eko-
nomik Formu ‹sviçre'nin Davos kasa-
bas›nda 90 ülkeden yaklafl›k 2 bin 400 ki-
flinin kat›l›m›yla yap›ld›.
Merkel'in aç›l›fl konuflmas›n› yapt›¤›
zirvenin ana gündemi yine Ortado-
¤u’ydu. Emperyalist tekellerin yo¤un ilgi
gösterdi¤i zirve yeni sald›r› programlar›
eflli¤inde son bulurken, küreselleflme
karfl›tlar› ise Kenya’n›n baflkenti Nairo-
bi’de, altarnatif olarak düzenledikleri 7.
“Dünya Sosyal Forum”unda bir araya
geldi. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› for-
umda, küreselleflme karfl›tlar› dünya ge-
nelinde 30 bin kiflinin imzalad›¤› bir bil-
diriyi sunmak üzere Nairobi’deki AB
merkezine yürüdü. Bildiride, Avrupa
Komisyonu’nun Afrika, Pasifik ve Kara-
yip ülkeleriyle yapt›¤› “Ekonomik Or-
takl›k Anlaflmalar›” müzakerelerini, bir-
kaç y›ll›¤›na ertelemesi istendi. Çeflitli
etkinlerin düzenlendi¤i forum 25 Ocak
günü sona erdi.
Davos’a karfl› Dünya Sosyal Formu
1-16 fiubat 2007GÜNCEL 11
Ön Aç›klama: Bu yaz› Hrant Dink’in, Özgür DüflünKolektifi’nin 23-24 Aral›k 2006 tarihlerinde düzenledi¤i‘Ayd›nl›k Sorgular Sempozyumu’nun ‘Ayd›n ve Resmi TarihYaz›m›’ bafll›kl› oturumda yapm›fl oldu¤u konuflmad›r.Hrant Dink’in an›s›na konuflmas›n›n birinci bölümünü busay›m›zda yay›ml›yoruz.
***
Toplant›ya kat›ld›¤›mda bugün en büyük
üzüntüm niye sabahtan kat›lamad›¤›m ol-
du. Çünkü hakikaten ayd›n kavram› üze-
rinde dönen tart›flmalar›n zengin tart›flma-
lar oldu¤unu düflünüyorum. Ama her fley-
den önce flunu söyleyeyim size: Ayd›n kavram›n›n bu ka-
dar ciddi bir kavram oldu¤unu düflünmüyorum. Ayd›n›n
karfl›l›¤› nedir? Ayd›n olmayan yurttafl hangisi? Ayd›nlar
var da, ayd›n olmayan kim? Çok bilen mi ayd›n? Çok cesur
olan m›? Çok iyi analiz, sentez yapabilen mi ayd›n? Bunla-
r›n ölçütü nedir? Hakikaten felsefi anlamda çok tart›flabilir-
siniz. Ama pratik anlamda bunun karfl›l›¤›na istedi¤iniz an
burun k›v›rabilir, dudak bükebilirsiniz. Çünkü bazen çok
cesur olabilirsiniz. Bu sizi bir ayd›n gibi gösterebilir, ama
o kadar karanl›k fleyler söylüyorsunuzdur ki toplumun ca-
n›na okuyorsunuzdur. Çok cesursunuzdur ama, ayd›n de-
¤ilsinizdir. Sartre’yi okudum “ayd›n ça¤›ndan sorumludur”
diyor. Peki Türkiye’deki ayd›nlar›n durumlar›na bakarsak,
biz ça¤›m›zdan sorumluyuz noktas›nda kalarak ayd›n ola-
bilir miyiz? Yoksa gerçek sorumsuzlu¤umuz asl›nda ça¤›-
m›z ve ça¤›m›zdan önceki sürece iliflkin üzerimize düflen
sorumlulu¤u yerine getirmedi¤imiz için midir?
‘Ayd›n sadece ça¤›ndan sorumlude¤ildir; tarihinden sorumludur’
Biraz önce iflçi s›n›f›ndan bahsedildi. ‹flçi s›n›f›n›n fel-
sefesinden, iflçi olman›n, ayd›n olman›n ne oldu¤undan
bahsettik. Ama itiraf etmeliyiz ki; Türkiye’de ayd›n olma-
yan as›l ayd›nlar, Türkiye solu içerisindeki ayd›nlar olmufl-
tur. Tarih s›nav›n› ele al›rsak e¤er, Türk Solu içerisinde
Fikret Baflkayalardan ‹smail Beflikçilere kadar, -tabi baz›la-
r›n› tenzih ediyorum. Özellikle bir dönemin T‹KKO’su
içerisinde tarihi gerçek anlamda analiz edebilen, bu tür
sa¤lam insanlar ç›km›flt›r- ülkemizdeki ayd›nlar›n büyük
ço¤unlu¤u ayd›n olman›n s›nav›ndan geçememifltir. Tabii
tarih dedi¤imizde, beni gördü¤ünüzde tarih sadece Erme-
ni tarihinden müteflekkil de¤ildir. Ben sadece Ermeni tari-
hinden müteflekkil bir s›nav sorusu sormayaca¤›m. Ama s›-
nav sorular›ndan bir tanesini e¤er benim soruma ay›r›rsak;
Türk solu ve Türk ayd›nlar› bu s›navdan, bu sorudan bütü-
nüyle çakm›fllard›r. Biraz önce sevgili Ercan’›n örnek ver-
di¤i Naz›m Hikmet de çakm›flt›r. Naz›m, kurtulufl savafl›
üzerine destanlar yazd›. Kuva-i milliye üzerine destanlar
yazd›, kitaplar yazd›. Naz›m’›n TKP içerisinde en yak›n ar-
kadafllar› Ermeni yoldafllar›yd›. Hatta Moskova’da Ermenis-
tan’dan gelen yoldafllar›yla, Vedat a¤abeyle bir gün oturup
konufltum. fiafl›rd›k. Naz›m 1915 döneminde, kurtulufl sa-
vafl› döneminde olanlar› bilmiyor muydu? Milli Kurtulufl
Savafl› denilen olgunun, asl›nda bu ülkede yaflayan halkla-
ra karfl› verilmifl bir savafl oldu¤unu bilmiyor muydu? Bir
tek sat›ra rastlayamazs›n›z. Onca külliyesi içerisinde bir fli-
irinde, o da bir yerinde Bakkal Karabela’dan bahseder. Ay-
d›n ve tarih denildi¤i zaman ben size, Türkiye’nin prati¤in-
den baflka bir fley anlatamam. Bu pratik size bu kadar aç›k
bir pratik. Ayd›n sadece ça¤›ndan sorumlu de¤ildir; tari-
hinden sorumludur. Hele hele böyle bir ülkede yafl›yorsak
TC; tamamen yeni bir birey, yeni bir tarih, yeni bir kültür
ve o tarih ve kültürün harmanlad›¤› yeni bir zihniyet ve
hatta tek bir forma, tek bir k›yafet, tek bir kimlik yaratma-
ya çal›flt›. Bir teklik ve onun toplam›nda Türklük diye bir
kimli¤i ald› ve bütün yurttafllar›na dayatt›. Türkiye solu bu
teklik içerisinde “ayr›l›klar›m›z›n ne gere¤i var, bizim bir
tane sorunumuz var o da iflçi s›n›f›n›n sorunu. Biz bu soru-
nu bitirirsek zaten baflka sorun kalmayacak” diye tarihine
bakmamay› bir maske ile kendisine perdelemifl ise o za-
man Türkiye ayd›nlar› kendi tarihlerini ne kadar do¤ru
sorgulad›lar? Sorgulamad›lar. Ve bunun, ayd›n olmak için
önemli bir s›nav oldu¤unu, izin verin ben belirteyim. Be-
flikçi’ye ve Baflkaya’ya teflekkür ediyorum. Türkiye’de ilk
kez sorun sadece Kürt sorunu olmaktan ç›kt›. Ama ger-
çek anlamda Beflikçi, Paradigman›n ‹flas›’nda da Baflkaya
Ermeni Sorunu’nu ne kadar bu ülkenin infla edilmifl o bü-
yük binas›n›n temelinde yatt›¤›n› gösterdi, gün yüzüne
ç›kard›? Bugün en az›ndan bu sorun sorgulanmaya, tart›-
fl›lmaya baflland›.
‘Bize dayat›lan tek kimlik,
teklik tutmad›’Biraz önceki oturumdaki konuflmalarda, ayd›n olmak
solcu olmak, iflçi s›n›f›na ait olmakt›r gibi saptamalar yap›l-
d›. Ama bu kavramlar›n, saptamalar›n içi doldurulmad›kça
inan›n hiçbir anlam› kalmaz. Ve bunu hayat ve pratik çok
net gösterir. Ben bunu alk›fllanmas› için ya da solu bir ke-
nara atmak için söylemiyorum. Sonuçta ben solun içerisin-
den gelen birisiyim. Ama isterseniz itiraf edebilirim bunu
size. Bize kimliklerimizin ne kadar bofl oldu¤unu, ö¤reten
ve dayatan da solun sekter zihniyetinin kendisidir. Oysa
keflke ayd›n olabilseydik. Farkl› olmak daha iyidir, niye ay-
n› olaca¤›z diyebilseydik. Hay›r diyemedik. Ben T‹KKO
içerisine girerken -Allah rahmet eylesin, topra¤› bol olsun-
Orhan Bak›r’la, Stephan’la beraber adlar›m›z› de¤ifltirdik.
Orhan Bak›r’›n ad› Armenak’t›. Murat’›n ad› Stephand›.
Ben Hrant’t›m. Ama T‹KKO’da daha rahat çal›flabilelim, ar-
kadafllar›m›za uyum gösterebilelim ve bafl›m›za bir fley ge-
lirse Ermeni toplumunun bafl›na bir fley gelmesin diye
isimlerimizi de¤ifltirdik. Armenak Orhan oldu, ben F›rat ol-
dum, Stephan Murat oldu. Düflünün ne kadar yüce bir da-
va için, ideal için, kendi kendimize aidiyetimizi bir kenara
itebiliyorduk. Unutabiliyorduk. Ve biz bunu yaparken as-
l›nda bunu bize birileri dayat›yordu. Sol dayat›yordu. Dü-
flünün farkl›l›k içerisinde biz rahat olabilseydik yani; dev-
letin bize dayatm›fl oldu¤u tek kimlik içerisinde hapsolma-
m›fl olsayd›k ve s›n›f mücadelesini bu teklikle s›n›rl› tutma-
m›fl olsayd›k, bence Türkiye bugün çoktan s›n›f mücadele-
sinde daha ileri noktalara tafl›nm›fl olurdu. Ve size aç›kça
flunu söylüyorum: Türkiye’de s›n›f mücadelesi yenilgiye
u¤rad›ysa kimlik mücadelesini bir kenara öteledi¤i için u¤-
ram›flt›r. E¤er Türkiye iflçi s›n›f› kendi içerisindeki kimlik-
lere sahip ç›ksayd›, farkl›l›klar›na sahip ç›ksayd›, bu yenil-
giye u¤ramazd›. En az›ndan, 12 Eylül’de,12 Mart’ta bu ka-
dar büyük yenilgiler almazd›. Ama gelin görün ki o kadar
dayatmaya, aldanmaya karfl›n, bizim kendimizin aldanma-
s›na karfl›n bize dayat›lan tek kimlik, teklik tutmad›.
‘(Devam edecek)
Çok bilen mi ayd›n? Çok cesur olan m›?
Ayd›n›nolmazsa ol-maz, bir teksilah› vard›r:Vicdan. Vic-dan› olma-yan ayd›nolamaz. Vic-dan›n› orta-ya koyarakmeselelerebakmayan,olaylara bak-mayan, sade-ce akl›na gü-venen ve ak-l›yla çözme-ye çal›flanbenim nez-dimde ayd›nolamaz. Oçok iyi birbilgisayarolabilir, amaayd›n olamaz
HRANT D‹NK
22 Ocak 2007 Sal› günü de¤erli insan Hrant Dink’i ölüm-
süzlü¤e u¤urlad›k. Tabi ça¤ d›fl› kafalar sevindi “bir vatan
haini, bir dinsiz daha öldü” diye. Asl›nda halk›n› ve tüm in-
sanl›¤› sevenler hiç ölmezler. Halk oldukça onlar yaflarlar. ‹n-
sanl›k tarihi bunun binlerce, on binlerce örnekleriyle dolu.
‹nanmayanlara söyleyelim. ‹lk köle ayaklanmas›n›n önderi
Spartaküs’ü büyük bir ço¤unlu¤umuz tan›r›z. Ama Sparta-
küs’ü öldüreni %99’muz bilmeyiz. fieyh Bedrettin için “as›n,
kan› halel” diyen Acem Haydar’› kaç kifli bilir? Ama Bedret-
tin ölümsüzdür. Y›lmaz Güney’i yurdundan eden generalle-
rin ad›n› kaç insan bilir? Ama Y›lmaz Güney’i dünya tan›r. Ali
Elverdi’yi kaç›m›z tan›r›z? Ama Deniz Gezmifl’i, Hüseyin
‹nan’›, Yusuf Aslan’› Türkiye tan›r. Erdal Eren’i dara gönde-
ren, kalem k›ran hakimi tan›yan insan say›s› zannederim ki
70 milyonluk ülkede 70 kifliyi bulmaz. Bunun gibi Hrant
Dirk’i tan›yan bir dünya var, ya öldüreni, öldürteni kim ta-
n›r? Ne yaz›k ki, iflte Osmanl› gericili¤inden devir al›nan bas-
k›c›, milliyetçi, ›rkç›, devletin hali bu. Kendi ülkesinde ken-
di anayasas›na göre seçilen baflbakan›n›, bakanlar›n› asan,
sonradan ast›klar›n›n ad›na bulvarlar, havaalanlar› yapan kaç
devlet var? Dünyada “Bana milliyetçiler cinayet iflliyor dedir-
temezsiniz” diyen bir baflbakan, bizim ülkemizden baflka,
“ne mutlu Türküm diyene, bir Türk dünya’ya bedeldir” diye
övünüp alt› milyon insan› b›rak mutlulu¤u, ekmek bulmak
için el kap›lar›nda sürünen kaç ülke kald› yer yüzünde? Tüm
dünya birbiriyle iç içe geçmiflken halen “Türk’ün, Türk’ten
baflka dostunun olmad›¤› yer de görüldü mü? Mevcut anaya-
sal düzeni her 10 y›lda bir gelip de¤ifltirerek, madalyayla
onurland›r›lan generallerin oldu¤u kaç ülke kald› bizim d›fl›-
m›zda? U¤ur Mumcu’nun ölümünde “Bu, devletin sözü! Ka-
tiller bulunacak” deyip verdi¤i sözün üstüne yatan devlet ne
kadar ciddi olabilir? Dünyada kendi ülkesinin befl bin köyü-
nü yak›p, y›kan bir devlet var m› bizim d›fl›m›zda? “Kad›n›n
karn›ndan s›pay›, s›rt›ndan sopay› eksik etmeyeceksin” di-
yen bir hukuk adam›n› (Türkiye hariç) dünyada mum yak›p
arasan bulamazs›n.
Hukuksuzlu¤a karfl› 300 gün ölüm orucuna yatan bir hu-
kuk adam› gösterebilir misiniz. Hangi ülkenin yazarlar› mah-
keme salonlar›nda hukuk adamlar› denilen flarlatanlar ard›na
toplanan çapulcular taraf›ndan linç edilmeye çal›fl›ld› ve dev-
let önlemini almad› söyler misiniz. Bir tek ülke var m›; yaza-
r› dünyan›n en önemli edebiyat ödülünü al›p da Cumhurbafl-
kan› taraf›ndan tebrik edilmeyen? Dünyan›n hangi ülkesinde
devletin güvenlik güçleri bu kadar çeteleflme ve yasad›fl›
olaylara kar›flt› söyler misiniz? Dünyan›n hangi ülkesi katille-
rine k›rm›z› pasaport ve silah tafl›ma ruhsat› verdi Türki-
ye’nin d›fl›nda? Dünyan›n hangi ülkesinde yöneticileri ülke-
sini bu kadar utan›lacak duruma düflürdü? Her hangi bir ül-
ke var m› baflbakan›, bayra¤›, morfin fl›r›ngas›yla dergilere
kapak olan? Ülkesinde yaflayan 20 milyon bir halk› yok sa-
yan bir zihniyet hangi k›tada kald› bilen var m›? Ad›na ba-
s›n medya denen 301’den yarg›lananlar› her haber bülte-
ninde vatan haini olarak lanse eden, onlar› hedef göste-
ren, bir bas›n gezegenimizin hangi bölgesinde var? Cuma
namaz› k›l›p ülkenin özgürlü¤ünü, fleffaflaflmas›n›, demok-
ratikleflmesini, geliflmesini, halklar›n bar›flmas›n›, fikirle-
rin serbestçe söylenmesini, insandan-güzelliklerden yana
olan düflünceleri savunan bir yazar› vuran bir dinin men-
subu hangi toprakta yafl›yor, bizden baflka bilen var m›?
20. yüzy›l›n son çeyre¤inde 37 ayd›n›n›, yazar›n›, bilim in-
san›n›, ozan›n› yakan bir devlet dünyan›n neresinde kald›
söyleyin. Türkiye halklar› bu soysuzlar›n, ba¤nazlar›n, ›rk-
ç›lar›n, katillerin yaratt›¤› utanc› tafl›mak zorunda m›? Söy-
leyin, söyleyin, söyleyin lütfen söyleyin.
Müslüm Sönmez
1- Hrant Dink Ermeni ulusunun
maruz kald›¤› haks›zl›klar› kamuoyu-
nun gündemine getirmeye çal›flan bir
düflünce savaflç›s›yd›. Düflünceleri
resmi ideolojiye uygun düflmedi¤i
için hedef gösterildi. TCK 301. mad-
desinden ötürü Türklü¤e hakaret etti-
¤i gerekçesiyle yarg›land› ve hakk›n-
da mahkumiyet karar› verildi. Özel
olarak belli çevreler sürekli bir flekil-
de Dink'i hedef gösterip flovenizmi
k›flk›rtmaktayd›lar. Çünkü hedef gös-
terenlerin beslendikleri yer flovenizm
ve milliyetçiliktir. Halk cenazeyi sa-
hiplenmifltir. Oysa siyasi parti liderle-
ri cenazeye kat›lmam›flt›r. Çünkü k›fl-
k›rtt›klar› milliyetçi kesimden oy bek-
lemektedirler. fiovenizmi körükleme-
ye ve medet ummaya devam etmek-
tedirler
2- Bu suikast› kesinlikle basit bir
milliyetçi gencin tepkisi olarak de¤er-
lendirmemek gerekir. Suikast daha
önceden tüm yönleriyle planlanm›fl-
t›r ve arkas›nda derin güçler vard›r.
Yakalanma olay› da önceden planlan-
m›flt›r. Olay› ört bas etme niyeti var-
d›r. Arkas› araflt›r›lmas›n diye bu fla-
h›slar feda edilmifltir. ‹stanbul Emni-
yet Müdürü olay›n siyasi olmayan, ba-
sit bir adli vaka oldu¤u aç›klamas›
yapm›flt›r. Ayr›ca ‹stanbul Vali Yar-
d›mc›s› daha önce 2 istihbarat elema-
n› ile tahditvari bir üslupla Hrant
Dink'i "uyarm›fl"t›r. Bu Vali Yard›mc›-
s› bir an önce tespit edilmeli ve gö-
revden al›nmal›d›r. Bu mant›kla hare-
ket eden bir zihniyetin Dink'i koru-
mas› da beklenemezdi. Bence bu ola-
y›n arkas›nda susurlukta ortaya ç›kan
gerçekler vard›r. Susurluk kahraman-
lar›ndan Veli Küçük yine olaya kar›-
flan flah›slardand›r. Suikastla verilmek
istenen mesaj fludur: Devlete muhalif
düflünceye sahip olursan›z milliyetçi
bir gencin tepkisi ile sonunuz Hrant
Dink'inki gibi olabilir. Amaç korku ve
panik yaratmakt›r.
Av. Özgür Ulafl Kaplan
1- Kendi siyasal düflüncesini, bir
ulusun kültürünü, kimli¤ini görsel ya-
y›n üzerinden halklarla buluflturdu-
¤undan ve bir ulusun kimli¤ini aç›kla-
d›¤› için hedef seçildi. Hrant Dink iyi
ve güzelden yana halklar›n kardeflli¤i-
ni örüyordu. Irkç›l›¤›n halklar›n düfl-
man› oldu¤unu söylüyordu. Hak ve
özgürlükler mücadelesi bedel ödeti-
yor. Hrant Dink de bu bedeli ödedi.
2- Bu katliam ne ilktir, ne de son
olacakt›r. Susurluk'ta ortaya ç›kan,
fiemdinli'de suçüstü yakalanan anlay›-
fl›n ürünüdür bu cinayet. fioven ve
›rkç› bas›n da sürekli hedef göster di.
Süreci tetikleyenler de tetikçileri gö-
revlendirdi ve bu cinayet gerçekleflti-
rildi. Bu cinayetlerin a盤a ç›kart›lma-
s› demokratik kamuoyunun duyarl›¤›-
na ba¤l›d›r.
Kadir Akbay
1- fiiddet olmamal›, bu ülkede
herkes kardeflçe yaflamal› ve herkesin
kardeflçe yaflama hakk› olmal›. Çünkü
bu ülkenin kaybedecek bir fleyi kal-
mad›. Herkesin beraber yaflama zo-
runlulu¤u var. Tahammül s›n›rlar› ge-
nifllemeli bence.
2- Hiç bilgim yok, ama kesinlikle
bu ülkenin iyi olmas›n› istemeyenler-
dir. Zaten baflkas› da olamaz.
Mehmet fiahin
1- Hrant Dink'in öldürülmesinde
sivri dilli olmas›n›n da pay› var bence.
Her fleyi aç›k konufluyordu. Birileri
hazmedemedi san›r›m. Ama d›fl güç-
lerin parma¤› da vard›r.
2- Bence olayda ABD ve ‹srail'in
parma¤› olabilir.
Tamer Yavuz
1- Hrant Dink'i yeterince tan›m›-
yorum. Ama yap›lan bu katliam Hrant
Dink'ten önce yap›lanlardan farkl› de-
¤ildir. fiah›slar de¤iflse de her dönem
bu kurflunlar düflünceye s›k›lm›flt›r.
S›k›lacakt›r da.
2- Güzel bir dünya düflleyen ay-
d›nlara, ilerici insanlara karfl› kafatasç›
zihniyetin tahammülsüzlü¤ünün ürü-
nüdür. Resmi ideoloji olan Türk-‹slam
sentezi anlay›fl›n›n yaratt›¤› insan tipi-
dir katil. Yani buradan bakt›¤›m›zda
katil hiç de yaln›z de¤il.
Cihan Aslan
1- Hrant Dink'in katledilmesi
emperyalist politikalarla iliflkilidir.
Emperyalistlerin BOP projesinin ha-
yata geçirilmesi ile alakal›d›r. Emper-
yalist politikalar›n ülkemizdeki yans›-
mas› ilerici ayd›nlar›n katledilmesi ile
hayat buluyor. Yaflad›¤›m›z co¤rafya-
da ayd›n katliam› bir gelenek halini al-
m›flt›r. Özellikle s›n›f hareketlerinin
geliflti¤i dönemlerde hakim s›n›flar bu
tür yöntemlere bafl vurmaktad›rlar.
2- 1920'lerde Mustafa Suphi ve
arkadafllar›n›n katledilmesi, 1970'ler-
de gençlik hareketi önderlerinin kat-
ledilmesi, 1980-90'larda gündeme ge-
len sald›r›larla Hrant Dink'in katledil-
mesi birbiriyle ba¤lant›l›d›r. M. Suphi
ve arkadafllar›n›n katilleri gibi, Hrant
Dink'in katilleri de bellidir. Sald›r›lar
egemenlerin iktidarlar›n› sa¤lama al-
mak için gerçeklefltirilmifltir.
GÖZÜYLE
MÜSLÜM SÖNMEZ ÖZGÜR ULAfi KAPLAN KAD‹R AKBAY MEHMET fiAH‹N TAMER YAVUZ C‹HAN ASLAN
SORULAR1- H›rant Dink neden hedef seçildi ve siz bu katliam› nas›l yorumluyorsunuz?
2- Sizce bu katliam›n gerçek planlay›c›lar› kimlerdir?Hrant Dink Katliam›
HALKIN
Hrant Dink’i u¤urlarken‹. Çelik
1-16 fiubat 2007 KÜLTÜR-SANAT12
YÜZ F‹K‹RMuzaffer Oruço lu
muzafferorucoglu@hotmail.com
www.muzafferorucoglu.com
Devlet, Hrant Dink’in öldürülmesini derinve aldukça ac›l› bir sesle k›nad› ve cenaze me-rasimine elden geldi¤ince çok insan›n kat›lma-s› ça¤r›s›nda bulundu. Devletin yüzündeki ikli-me ve iklimin özüne, ince niyetine iyi bakmakgerekiyor. Doksan iki y›l önce, bir Ermeni’ninöldürülmesi, ülkede ve dünyada bu kadar yan-k› yapar m›yd›? Doksan iki y›l önce, Devlet,kaflla göz aras›nda, bir halk›, binlerce y›ld›rüzerinde yaflad›¤› topraklardan topyekün sürmekarar› al›yordu. Zahire ambarlar›ndan, dillerin-den, kültürlerinden, tarihlerinden, incelikli ma-haretlerinden ve mezarlar›ndan kopararak, ka¤-n› arabalar›yla ve de yayan yap›ldak, ç›plak birflekilde, eflkiya çetelerinin, vahfli Hamidiyealaylar›n›n, Teflkilat-› Mahsusa mahfillerininmitralyözlü tuzaklar›ndan geçirerek, Suriye veIrak çöllerine sürüyordu. Doksan iki y›l önceDevlet, Anadolu’nun kadim zenginliklerindenbirisinin köküne kibrit suyu ekiyor, onu bir var-m›fl, bir yokmufla çeviriyordu. Kendimizi, rüya-lar› kanayan, sahipsiz bir Ermeni flark›s›n›n, y›-k›lm›fl bir kilise tafl›n›n, ana baba kavram›n› yi-tirmifl bir yetimhane çocu¤unun, F›rat ya daDicle ak›nt›s›yla, fiattülarab’a do¤ru sürüklenenhamile bir gelinin yerine koyarak düflünürsek,
devletin ve daha önemlisi, kendi ac›m›z›n özü-nü derinlikli kavrar›z.
Devlet, üzgün görünüyor ve halk, çoban›-n›n bu görünümüne kan›yor. Provokasyonlar-dan, menfur emellerden, d›fl mihraklardan sözediyor devlet. Ülke çap›nda, yükselen Ermeniöcüsünün, fanatizmin, milliyetçili¤in bafl mi-mar› de¤ilmifl gibi davran›yor. Daha dün, bar›-fl›n, kardeflli¤in, dil ve kültür çeflnisinin, tutarl›demokratizmin cesur savunucusu Dink’i yarg›-lay›p kodese t›kmak isteyen, milliyetçilere, do-layl› ve incelikli bir flekilde onu hedef gösterenbu devlet de¤il miydi? Daha dün, devletin Ge-nel Kurmay Baflkan›, Ermenilerin Türkleri nas›lkatlettiklerine dair belgeler yay›nlamam›fl m›y-d›? Ermenilerin de¤il, Türklerin katledildikleriniaç›klayarak, fanatik milliyetçilere, Ermenilerinkatliamc› oldu¤u mesaj›n› vermemifl miydi? Ta-rih elbette ki, ezilen ulus milliyetçilerinin dekatliamlar yapt›klar›na tan›kt›r. Ermeni milliyet-çileri de bu tan›kl›ktan kendilerini kurtaramaz-lar. ‹yi güzel de, sen kim oluyorsun? Adamasormazlar m›, ‘Bre hey, bu topraklar üzerindeyaflayan bu kadar Ermeni’ye ne oldu? Pireye k›-z›p, yorgan› m› yakt›n yoksa?’ Hiç kimse, iflle-di¤i suçlardan, cinayetlerden yakas›n› kurtara-
maz. Dünyan›n vicdan› kanar ve o kan, enindesonunda yarg›ca dönüflür. Bir bilgenin bile, fa-zileti ne kadar güçlü olursa olsun, o fazilet,onun en küçük bir hatas›n› örtme ya da gözler-den saklama kudretini gösteremez.
Laf aram›zda, ben bir zalimin elini s›kar›m.95 veya 100 yafl›ndaki anamdan bana böyle birgensel veya cinsel özellik kalm›flt›r. Mesela, En-ver, Talat, Cemal veya Teflkilat-› Mahsusa’n›ntehcir harekat›n› yönlendiren, yürüten bafl ada-m› Bahaddin fiakir, mezar›ndan kalksa, Dink’incenaze merasimine kat›lsa, bir halk›n yokedil-mesine yol açan Tehcir Kanunu’nun yanl›fll›¤›-n›, gayri insani özünü samimi olarak itiraf etse,suç iflledi¤ini söylese, ben dayanamam, elini s›-kar›m. Ama günümüzün, Enverlerinin, Talatla-r›n›n, Cemallerinin, Bahaddinlerinin, ellerinis›kmam; elleri do¤rudan Ermeni halk›n›n kan›-na bulaflmam›fl olsa da s›kmam. Çünkü bunlarböyle bir suçun varl›¤›n› kabul etmedikleri gibi,ak›l almaz bir piflkinlikle karfl› sald›r›ya geçiyor,Ermenileri katliamc› olarak gösteriyorlar.
Dink’in öldürülmesi, emperyalist dünyadada yank›s›n› buldu. Devlet baflkanlar›n›n, d›fl ifl-leri yetkililerinin tepkileri, bizim yaflayan En-
verlerimizin, Talatlar›m›z›n tepkilerine ne kadarda benziyor. Bir küresel ya¤ma savafl›yla, Erme-ni felaketinin as›l zeminini yaratanlar onlar de-¤illermifl gibi. K›z›lderililerin ve günümüz dün-yas›n›n bafl cellad› ABD emperyalistleri olay›k›n›yor. Bir zamanlar, topraklar›n›n üzerindegüneflin batmad›¤›, kan›n kurumad›¤› Biritanya‹mparatorlu¤u’nun günümüzdeki temsilcileri,ellerindeki taze Irak kan›yla cinayeti k›n›yorlar.Ermeni halk›n› kendi emperyalist emelleri içinkullanmaya kalk›flan, Cezayir kasab›, Fransa dak›yor. ‹ttihatç›lar› piyon gibi kullanan ve Tehciryasas›’n› alttan alta destekleyen Alman emper-yalizminin günümüzdeki sözcüleri de k›n›yor.Demokrasi ve insan haklar› flampiyonlu¤u ilecellatl›¤› ve inkar politikas›n› birlikte yürütmeyeçal›fl›yorlar. Gelgelelim ki, dünya eski dünyade¤il, bu ikiyüzlü politikay› kolay yutmuyor. Bi-rinci ve ‹kinci Dünya Savafllar› arifesinde k›l›n›k›p›rdatmayan dünya, bir Irak iflgalinde, birgünde, onbefl milyonu sokak yürüyüflüne dö-nüfltürebiliyor. Sadece ekonomiler küresellefl-miyor, yürüyüfller, mücadeleler de küresellefli-yor. Zalimleri, kurbanlar›n›n kanl› cesetleri ba-fl›nda k›nama mesajlar› verecek derecede gü-lünçlefltiriyor dünya.
Hrant Dink
3. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat Gecesi’nde Buluflal›m!
PROGRAM� GRUP MUNZUR �FERHAT TUNÇ �MOĞOLLAR
�KOMA ÇİYA �ÖZLEM ÖZDİL � NİHAT BEHRAM
�HALUK GERGER � ERDAL BAYRAKOĞLU
�NEPAL’DEN KONUŞMACI � SİNEVİZYON
YÜZ ÇİÇEK AÇSIN KÜLTÜR MERKEZİ
YER: BAĞCILAR OLİMPİK SPORSALONU/BAĞCILAR-İST.
TARİH: 24 ŞUBAT 2007 CUMARTESİSAAT: 16.00-23.00 ARASI
İRTİBAT TEL: (0212) 256 74 68(0212) 243 91 92
“Sesimizin gitti¤i herkesin bu geceye kat›lmas›n›
bekliyorum…”
“3. Demokratik Haklar Kültür ve Sanatfienli¤i’ne kat›lacak olan Özlem Özdil, “‹nsanlar›nseslerini daha güçlü ve daha gür duyurabilmesiiçin, bu tür geceleri önemli buluyorum”
Kendiniz ve müzikal çal›flmalar›n›z hakk›n-da bilgi verebilir misiniz?
Ben Almanya’da do¤dum. ‹lk ve orta okulu ora-
da okudum. Daha sonra iyi bir müzik e¤itimi al-
mak için, ülkemize geldim. Ülkemizde bulunan
halk müzi¤i sanatç›lar›ndan ba¤lama ve repertuar
dersleri ald›m. Ayn› zamanda di¤er e¤itimlerime
de devam ettim. fiuana kadar dört albüm ile birlik-
te k›sa bir süre önce halk müzi¤i sanatç›s› Güler
Duman ile beraber yapt›¤›m›z düet albümümüzü
de yay›nlad›k.
Sanata bak›fl aç›n›z ve müzikal çal›flmalar›n›-za yön veren temel etkenler nelerdir?
Halk müzi¤ine ilgi duymama daha çok babam
Dursun Özdil vesile oldu. Çünkü babam da bir
halk ozan›d›r. Zaman içerisinde de, halk müzi¤iy-
le birlikte halk edebiyat›n› tan›d›kça, bu yönlü ça-
l›flmalar›m› giderek yo¤unlaflt›rd›m. Halk müzi¤i
noktas›nda daha çok çal›flmam gerekti¤inin bilin-
cindeyim. Çünkü toplumumuzun as›rlard›r yarat-
t›¤› kültürel de¤erlerin yaflat›lmas› ve süreklili¤in
sa¤lanmas›n›n çok önemli oldu¤u kan›s›nday›m.
Bu y›l 3.’sü düzenleyecek olan DemokratikHaklar Kültür ve Sanat Gecesi’nin fliar› “Emper-
yalist iflgal ve sald›r›lara karfl› Ortado¤u ve dün-
yan›n birçok baflka bölgesinde büyüyerek de-
vam eden anti-emperyalist mücadeleler ile Ne-
pal’de iktidara uzanan Halk Savafl›” vurguludur.
Bu geliflmeler hakk›nda, bir sanatç› olarak ne-
ler söylemek istersiniz?
Günümüzde geliflmifl ülkelerin, di¤er ülkeler
üzerindeki bask› ve tahakkümü gittikçe fliddetle-
nerek artmaktad›r. Bu bask› ve sömürüye karfl› di-
renmek gerekti¤ini düflünüyorum. Çünkü bizler
aç›s›ndan da, gelecek kuflak aç›s›ndan da özgürce
ve insanca bir yaflam için, her türlü haks›zl›¤a kar-
fl› ç›k›lmas› gerekmektedir.
Sizi ç›kartt›¤›n›z albümlerden ve çeflitli yerler-
de gerçeklefltirdi¤iniz konserlerden takip ediyo-
ruz. Özellikle Halk türkülerini yorumluyorsu-
nuz, bununla ilgili gecemize kat›lacak dostlar›-
m›za söylemek istedi¤iniz bir fleyler var m›?
‹nsanlar›n seslerini daha güçlü ve daha gür duyu-
rabilmesi için, bu tür geceler önemlidir. Sesimizin
gitti¤i herkesin bu geceye kat›lmas›n› bekliyorum…
1-16 fiubat 2007GÜNCEL 13
UFUK Ç‹ZG‹S‹Bakış CAN
NKP(M) Baflkan› Prachanda yeni süreci gazetemize de¤erlendirdi
Dünya halklar›nda varolan beklentive inanc› bofla ç›kartmayaca¤›z
NKP(M) Baflkan› Prachanda ile yeni süre-
ce iliflikin görüfltük. Gazetemize yapt›¤› de-
¤erlendirmede, kamuoyunda, medya ve in-
ternetde kendi adlar›na yap›lan resmi aç›kla-
malar›n görüntüdeki haliyle oldu¤u gibi baz
al›nmamas› gerekti¤ini belirten Prachanda,
bunlar›n ço¤unun takti¤e tekabül eden fley-
ler oldu¤unu belirtti. Prachanda’n›n yeni sü-
rece iliflkin yapt›¤› bu k›sa de¤erlendirmeyi
güncelli¤inden ve öneminden dolay› oldu¤u
gibi yayml›yoruz.
***
Kamuoyunda, medya ve inter-
netlerde bizim ad›m›za resmi
aç›klamalar› görüntüdeki ha-
liyle oldu¤u gibi baz almay›n.
Bunlar›n ço¤u taktiklere ta-
kabül eden fleylerdir. Birçok fley iktidar ta-
mamen al›nd›ktan sonra daha net a盤a ç›ka-
cakt›r. Taktiklere iliflkin aç›klamalar›m›z bü-
tün her fleyi anlatmamaktad›r. Önermeleri-
mizin esas› taktiklere iliflkin aç›klamalarla s›-
n›rl› de¤ildir. Örne¤in biliyoruzki Lenin ‹ki
Taktik'i önce haz›rlad›, fakat devrimden son-
ra bast›. 10 y›ll›k Halk Savafl› sürecince kur-
mufl oldu¤umuz iktidarlar akabinde, iktida-
r›n fliddetle al›naca¤›n›n evrensel gerçekli¤i-
nin ülkemiz özgülünde de kaç›n›lmaz oldu-
¤una iliflkin oldukça netiz. Bu konuda bir ya-
n›lsamaya sahip olmad›k, olmayaca¤›z. ‹kti-
dar›n tümden ele geçirilmesi haz›rl›klar›n› ta-
mamlama aflamas›nday›z. Düflmanla giriflti¤i-
miz bu diplomasi ve görüflme sürecinde
gündeme gelen baz› taktik politikalar nez-
ninde bir çok çevre çeflitli görüfl ve kayg›la-
r›n› dile getirdi, bunlardan baz›lar› yap›c› ve
dostane iken, baz›lar›nda niyetten ba¤›ms›z
somut olgulara dair bilgi eksikliklerinden
kaynakl› yanl›fl ve eksik yorumlar bulunmak-
tad›r. Biz bu türden yanl›fl ve eksik yaklafl›m-
lara cevap vermedik. Prati¤in seyri içinde bu
türden yanl›fl elefltirilerin ve kayg›lar›n orta-
dan kalkaca¤›n› biliyoruz. Süreç gericilerle
iktidar› paylaflmak süretiyle ad›m ad›m nufu-
zumuzu art›rarak ele geçirme olarak de¤il,
bizzat Halk Savafl› içinde deklare edilen hal-
k›n devrim yönündeki iradesini düflmana ka-
bul ettirerek noktalanacak. Düflman sürecin
bu yöndeki geliflmesi sonucunda Maoistlerin
iktidar› alaca¤›n› iyi biliyor ve sürece bu ba-
k›mdan engel olmaya ve oyalamalara girifli-
yor. Çok aç›kt›rki proleterya s›n›f›, kendi ah-
lak ve devrimci siyaseti ›fl›¤›nda, diplomasi
arenas›nda, düflmana tarihinde ender rastla-
nan bir yenilgi yaflatm›flt›r. Sürecin uygulan-
mas› durumunda Maoistlerin ülke çap›nda
zaferi elde edece¤inden emindir düflman. Bu
nedenle düflman›n niyeti süreci oyalamak
ve komplolarla bloke etmektir. Bizim bu ka-
dar k›sa süre içinde bu noktaya varmam›z
bafll› bafl›na bir baflar›d›r. Bunu düflman çok
iyi kavram›fl. Onlar› buna mecbur b›rakt›k.
Düflman yenildi¤inin fark›nda, ama kamu-
oyunda inisiyatif gösterilerinde bulunmas›-
n›n as›l amac› Amerikal› efendilerini biraz ra-
hatlatmak içindir. Kendileri ad›na kaybettik-
lerini biliyorlar. Dolay›s›yla flu soru orta yer-
de durmaktad›r. ‹ktidar kimin olacak? Düfl-
man›n bu sürecin sonuna kadar yürümeye-
ce¤inden hiç bir kuflkumuz yok. Bu halk
nezlinde de her geçen gün netlik kazan›yor.
Dolay›s›yla yak›n gelecekte ülkemizde yafla-
nacak olan toplumsal alt-üst oluflun, parla-
mento ve seçimler yoluyla ad›m ad›m de¤il,
bilfiil halk ayaklanmas›yla tamamlanaca¤› ka-
ç›n›lmaz bir durumdur. Bu do¤rultuda flekil-
lenen plan ve haz›rl›klar›m›z› konunun has-
sasiyetinden dolay› ayr›nt›l› olarak kamuoyu
ile paylaflamama durumumuzu anlay›flla kay-
fl›layaca¤›n›z› eminiz. Halk Ordumuzun bir
bölümünün kamplarda bulunmas› askeri ha-
z›rl›klar›m›z›n olmad›¤› veya yetersiz kalaca-
¤› biçiminde yorumlanmamal›d›r. Sürecin
yükledi¤i sorumluluklara uygun ideolojik,
politik, örgütsel ve askeri tüm imkanlara sa-
hip oldu¤umuzun bilinmesini isteriz.
Ayr›ca tali bir konu olmakla beraber,
düflman ordusu saflar›nda moral bozuklu¤u
ve çözülmelerin oldu¤unu da belirtmeliyiz.
Baz› üst düzey ordu mensuplar›n›n komu-
oyunda hareketimiz lehinde yapt›klar› aç›k-
lamalar ve silahlar›yla beraber saflar›m›za ka-
t›lanlar›n varl›¤› önümüzdeki dönemde düfl-
man saflar›nda ciddi çözülmelerin olaca¤›na
dair veriler durumundad›r.
Büyük zaferler kadar büyük yenilgilerin-
de yaflayaca¤›n›n derin bilincindeyiz, ancak
21. yüzy›lda enternasyonal proletaryan›n Ne-
pal'deki taburu olarak, k›z›l bayra¤›m›z› bü-
tün görkemlili¤iyle Himalaya Da¤lar›’na dike-
ce¤imize dair dünya halklar›nda varolan bek-
lenti ve inanc› bofla ç›kartmayaca¤›z
Yeni sürece iliflkin görüfltü¤ümüz NKP(M) Baflkan› Prachanda gazetemize yapt›¤› de¤erlendirmede yeni sü-rece iliflkin att›klar› ad›mlar›n ço¤unun taktiklere takabül eden politik giriflimler oldu¤unun alt›n› çizdi
Nepal'de Geçici Meclis olufl-
turuldu. Yeni parlamento,
NKP(M) ile Yedi Parti ‹ttifa-
k› aras›nda Kas›m ay›nda
imzalanan bar›fl anlaflmas›n›n bir sonucu
olarak gündeme geldi. Üzerinde anlaflma-
ya var›lan yeni perlamentonun yüzde 25'i
Maoistlerden olufluyor. Bu geliflme üzeri-
ne, Singha Durbar ad›yla an›lan eski mec-
lis otomatik olarak da¤›lm›fl oldu. ‹kinci
aflamada ise; monarflinin gelece¤i de da-
hil, Haziran'da anayasal seçimlere kadar
tüm ülkenin yasal çerçevesini oluflturacak
olan geçici anayasaya metni kabul edildi.
Yeni parlamentonun, silahs›zlanma süreci
tamamland›ktan sonra fiubat ay› içerisinde
bir hükümet seçmesi bekleniyor.
Yeni tek-meclisli yasama organ› 330
üyeyi kapsarken, NKP(M) delegasyonu d›-
fl›ndaki üyelerin tamam›, kral taraf›ndan
daha önce feshedilen parlamentonun üye-
siydiler. NKP(M) delegasyonu içerisindeki
yeni üyelerden 28'i kad›n, 12'si dalit (geç-
miflte "dokunulamazlar" olarak bilinen),
22'si yerli etnik (janajatis) guruplardan ve
21'i Hindistan ile s›n›r ve ayr›ca merkezi
Nepal devleti taraf›ndan uzun zamand›r
bask› alt›nda tutulan Terai'den olufluyor.
HKO, 7 askeri bölge vekamplarda konumland›r›ld›
NKP(M)’nin parlamentoya girmesiyle
birlikte, HKO, 7 askeri bölge ve kamplar-
da konumland›r›l›rken, 16 Ocak’tan itba-
ren ise HKO’nun silahlar› metal depolarda
kilit alt›na al›nd›. BM ile yap›lan anlaflma
gere¤i bu silahlar (ve HKO'nun üç kat›
olan, flimdiki ad›yla Nepal Ordusu'nun da
ayn› miktarda silah›), flimdilik, Hindistan
ordusuna hizmet etmifl ve son birkaç y›l
içerisinde emekliye ayr›lm›fl Nepalliler ve
Birleflmifl Milletler görevlilerinden oluflan
111 kiflilik bir güç taraf›ndan kontrol edi-
lecek. BM ayr›ca tüm HKO üyelerini 16
Ocak'ta kamplarda kaydetmeye bafllad›.
“Bask› ve yabanc› müdaha-leden kurtar›lm›fl bir Nepal bi-zim taahhüdümüz oldu ve bu
hedefimizde kat›y›z”NKP(M) ad›na parlamentoda delegas-
yon baflkanl›¤›na getirilen Krishna Bahu-
dur Mahara parlamentonun ilk oturumun-
da yapt›¤› aç›klamada; “Bugün yeni bir
tarihin bafllang›c›. Daha önce hiçbir za-
man Nepal halk› kendi anayasas›n›
yazma f›rsat›n› yakalamad›. fiimdi
halk, geçici anayasan›n ana taahhüdü
olan kurucu meclis yolu ile kendi ana-
yasas›n› yazacak" yorumunda bulundu.
Krishna Bahudur Mahara ayr›ca, yaln›z-
ca kurucu meclisin bir "bütünlüklü anaya-
sa" meydana getirece¤ini söyledi ve dev-
rimci bir toprak reformu, devletin yeni-
den yap›land›r›lmas› ve yeni bir ulusal or-
du oluflturulmas› noktalar›nda partisinin
duruflunu tekrarlad›.
Zafere uzanan yolda yeni
bir ad›m‹çinde parlamenter partilerin de yer al-
d›¤› gerici güçlerin bütün bloke etme ve
sürece yayarak etkisiz hale getirme çaba-
lar›na ra¤men, Baflkan Prachanda'n›n, "düfl-
manla yumruk yumru¤a dövüflüyoruz"
diye nitelendirdi¤i yeni süreç, s›n›f›m›z
için zafere uzanan yolda yeni bir ad›m,
düflman için ise yeni bir bozgunu ifade
ediyor.
Bütün bu geliflmelerden sonra, Ocak
ay› boyunca Nepal'in bir çok merkezi yer-
leflim birimlerinde hayat› felce u¤ratan ve
flu ana kadar 7 kiflinin ölümüyle sonuçla-
nan etnik çat›flma ve provakasyon giriflim-
leri yaflan›yor. Gerek Maoistler, gerekse
de birçok ba¤›ms›z gözlemci taraf›ndan,
da¤l›k ve oval›k bölgelerdeki cemiyetlerin
birbirleriyle bir bo¤azlaflmaya itilmeleri,
ABD emperyalistlerinin bir fiil deste¤iyle
yay›lmac› Hindistan egemenlerinin dev-
rimci inisiyatifi k›rma ve süreci baltalama
giriflimi olarak yorumlan›yor. Gazetemiz
muhabirinin Nepal'de Maoistlerle görüfl-
melerde bulundu¤u s›ralarda, Hindistan
s›n›r›nda bulunan Nepalganj kentinde pat-
lak veren ve içinde gerici ve ›rkç› motifle-
ri de bar›nd›ran etnik çat›flma ve akabinde
getirilen soka¤a ç›kma yasa¤› uygulamas›-
na iliflkin görüfl belirten Nepalli Maoistler,
görüflmeler sürecinde inisiyatifi fiilen kay-
beden düflman›n süreci engelleme yönün-
de aciz bir giriflimi olarak adland›rm›fl ve
Nepal halklar› aras›nda gerçeklefltirilmeye
çal›fl›lan beyaz gerici teröre karfl› dünya
halklar›na duyarl› olunmas› ça¤r›s›nda bu-
lunmufllard›. Düflman etnik çat›flmalar› kö-
rükleyerek, mevcut devrimci sürecin bir
iktidar bofllu¤una yol açt›¤›n› ve Nepal'in
kaç›n›lmaz olarak bir iç çat›flma ve fliddet
ortam›na süreklendi¤ini iddia ediyor ve
bunu beyaz terörü uygulaman›n gerekçesi
haline getirmeye çal›fl›yor. Bununla kitle-
ler aras›nda Maoistlerin süreci kontrol
edemedi¤i propagandas›n› yapmaktad›r.
Ancak, bu giriflimlerin düflman aç›s›ndan
bir çaresizli¤i ve son ç›rp›n›fl› ifade etti¤i
bir gerçektir. Bizzat Maoistlerin önderli-
¤inde birçok kentte soka¤a ç›kma yasakla-
r›na inat, yüzbinlerin kat›l›m›yla gerçekle-
flen "Halklar›n Kardeflli¤i" yürüyüflleriyle
düflman›n oyunlar› bofla ç›kart›l›yor.
NKP(M) Parlamentoda
"Düflmanla yumrukyumru¤a dövüflüyoruz"
Devrimci kitle çizgisi, do¤ru bir önderli¤in vazge-
çilmez ilkesidir. Do¤ru bir siyasal çizginin gelifltirilme-
si kadar, parti önderli¤ini zamanla partiye ve kitlelere
benimsetmenin ve hareketin süreklili¤ini garanti alt›-
na alman›n yolu da bu ilkeden geçer.
Devrimci kitle çizgisi kuyrukçuluk olmad›¤› gibi,
buyrukçuluk da de¤ildir. Kitlenin ileri kesimiyle birle-
flirken, tek bafl›na onlarla hareket etmek, gerideki ve
aradaki daha genifl kitleleri ihmal etmek devrimci de-
¤il, buyrukçu kitle çizgisidir.
Bir avuç öncüyle devrimin yap›ld›¤› görülmüfl fley
de¤il. Devrimci kitleler birleflip bir tarafa giderken bi-
zim genel ça¤r›larla yetinip bir avuç öncüyü al›p baflka
yöne gitmemiz, düflmana kolayca baflar› imkan› sa¤la-
yan, halk› bölerek gücünden eden, partiyi kitleden ko-
puk bir avuç asi derekesine düflüren, bu nedenle ön-
derli¤inin benimsenmesine mani olan ve küçük burju-
va ayd›n kibrinden kaynaklanan yanl›fl bir önderlik sti-
lidir.
Bizi genifl halk kitlelerinden, onlar›n temsilcisi
devrimci parti ve gruplardan kopartan böyle bir tarz
kabul edilemez. Gittikleri yol bize yanl›fl da gelse halk
birleflmifl bir yere gidiyorsa, kan›m›z da aksa onlarla
birlikte gitmek zorunday›z. Bu, onlar›n yanl›fl fikirle-
rini kabul edece¤imiz anlam›na gelmez. Onlarla birlik-
te davran›rken do¤ru fikirleri sonuna kadar savun-
mak ve dolays›z deneyimi ile bunlar› s›namalar›n› sa-
b›rla beklemek demektir.
Kitlelerin taleplerinden hareket etmeyi ö¤rendik.
Fakat bu henüz meselenin yar›s›d›r. Onlar ad›na eylem
kararlaflt›rmak faydas›zd›r. Kitlelerin kendi devrimini
yapmas›na çal›flmal›y›z. Talepleri için haz›r olduklar›
eylemlerden bafllayarak ve bizzat bu eylemler içinde
onlar› e¤itip birlefltirerek siyasal iktidar mücadelesine
sevk etmeliyiz.
Bu nedenle hiçbir kitle hareketini abartmayaca¤›-
m›z gibi, küçümsememeliyiz de. Ama kitle kuyrukçu-
lu¤una, kendili¤inden kitle hareketine, reformizme ve
ekonomizme de asla taviz vermemeliyiz.
Devrimci kitle çizgisi
1-16 fiubat 2007OKUR14
KONUK YAZAR
ÖMER LEVENTOĞLU
Ne mutlu “katilim” diyene!
Kimsenin kan› zehirli de¤ildi; temiz de de¤ildi kimsenin kan›. Yani birfley yoktu kanda; ne varsa yürekteydi... Türk’ü, Ermeni’si yoktu yüre¤in;ama cesareti, korkusu vard›... Dili vard› yüre¤in; türkü söyleyen, özgürlükve kardefllik diye hayk›ran dili... Özgürlük tutkusuyla yanan›, sevgiyi ma-yalayan›, adaletsizli¤e karfl› ç›kan›, meydan okuyan› vard› yüre¤in.
Ama ›rk›yla mutlu olmad› kimse. Olamazd›. Irk adalet getirmezdi çün-kü... Irkta sevgi yoktu. Hangi aflk ›rkç›d›r? “Irkç› aflk” bilir miydiniz? ‹flitti-niz mi? “Irkç› sevgi” gördünüz mü hiç? Tek bir erdemli düflünce ç›kt› m›“›rk”tan? Ç›kmad›, ç›kmaz, ç›kmayacak da...
Çünkü ana memesinden ›rk akmazd›. Irk yetiflmezdi ana kuca¤›nda,›rk› kundaklamazd› hiçbir ana. Türk sevmez, Kürt sevmez, Ermeni sevmez,Eskimo sevmez; evlat severdi analar... Çünkü sevgi, ›rktan ba¤›fl›kt›. Irktanar›nd›¤›nda parlard› sevginin ›fl›¤›. Irktan ar›nmakt› sevgi.
Oysa ›rk›m›z için katil olduk biz, katlettik... Afla¤›l›k bir cemaat halinegeldik, çukur bir karanl›k yaratt›k kutlu ›rk›m›z için. Kirlettik, katrana çevir-dik yüre¤imizi. Yaralar açt›k yüre¤imize. Pilte pilte döküldü hoflgörümüz.Damar damar so¤udu kan›m›z.
Linç ettik, sürdük, k›rd›k... Da¤lara gönderdik; apartman dairelerini,gecekondular› bast›k, vurduk... Tarlalar› zehirledik, öldürdük. Yolda, so-kakta, dernekte, arabada, üniversitedeki odada vurduk...
Öldürdük, öldürdük, öldürdük...
Yüre¤imizi kaybettik böylece; akl›m›z›, basiretimizi, fluurumuzu kay-bettik. Duygusuz ve kapkara, bir kömür parças› gibi kapkara, kat›laflt› yü-re¤imiz.
Mustafa Suphi’yi bo¤duk... Siftah› böyle yapt›k. Kara bir denizde, ge-cenin en kara vaktinde açt›k bu kara devrin kara perdesini. Böyle att›k budevrin temellerini.
Siyah bir geceydi Mustafa’y› bo¤du¤unuzda...
“...Siyah gece
Beyaz kar
Rüzgar
Rüzgar
Trabzon'da bir motor aç›l›yor
Sahilde kalabal›k
Motoru tafll›yorlar
Son perdeye bafll›yorlar!
Burjuva, Kemal'in omzuna binmifl,
Kemal kumandan›n kordonuna,
Kumandan kâhyan›n cebine inmifl,
Kâhya adamlar›n›n donuna,
Uluyorlar...
-Hav... hav... hak... tuu” (N.Hikmet)
Uluduk... Uluduk... Uluduk...
Ve uluyduk... Ulu önderlerimizle, uluyduk... Ululu¤un flan›na uyduk...Ve Musa’y› vurduk, U¤ur’u bombalad›k, kurflunlad›k U¤ur’u... 50 y›ll›kömre bir C-4 ve 12 y›ll›k yaflama 13 kurflun vurduk.
Baz›lar›n›n kafalar›n› ezdik sonra, boyunlar›na keskin sat›rlar indirdikbaz›lar›n›n... Siyasi fiube mahzenlerinde tecavüz ettik, kad›nlar›m›za, er-keklerimize... K›z kardefllerimiz, erkek kardefllerimizdi onlar... Dinmediöfkemiz. Ne melanet öfkemiz vard› bizim böyle; dinmedi; flarapnellerleparçalad›k bedenlerini... Hapishanelere doldurduk; yakt›k; demir çubuk-larla kafalar›n› parçalad›k sonra... Açl›k grevlerinde, ölüm oruçlar›nda, ac›çeke çeke öldüler, dindiremedik h›nc›m›z›... Çivili de¤nekler yapt›k onlariçin, saplaya saplaya, ferlerinin kesiliflini gözleye gözleye, gözleri kapana-na kadar baka baka öldürdük, dinmedi h›nc›m›z. Sonra balyozlarla, kep-çelerle, buldozerlerle, gazl› bombalarla sald›rd›k, hapishanelerde ranzala-ra yap›flt›rd›k piflmifl etlerini...
Dinmedi h›nc›m›z, dindiremedik öfkemizi. Da¤ gibi öfkemiz, ‘deli-kanl›l›¤›m›z’ vard› çünkü. Çivili de¤neklerimiz, keskin sat›rlar›m›z, so¤ukburgulu namlular›yla, gagal› tetikleriyle belimizde bizi “erkek” yapan si-lahlar›m›z vard›. Sert bak›fllar›m›z, s›k› difllerimiz, gür, fliddetli, heybetli se-simiz vard›.
***
Belki de bu yüzden güvercini tan›m›yorduk. Bilmiyorduk güvercin te-dirginli¤ini; bilmiyoruz... Bir kad›n›n sevgilisine yazd›¤› “kuca¤›mdan ay-r›ld›n” sözündeki derinli¤i, o sözü söyleyen sesin titrek gücünü bilmiyoruz,hissedemeyece¤iz hiçbir zaman. Nerden bilece¤iz ki? Nas›l anlayaca¤›z kibir sevgilinin kuca¤›ndan uçup giden güvercin ruhundan?
***
A¤r› Da¤› herkese yüksek görünür; bir “yükseklik”tir A¤r› Da¤›... AmaHrant Dink’in Ermenilerinin gözünden, o göze bakan Hrant’›n yüre¤inden,derin görünür A¤r› Da¤›. “Bir derinliktir Ararat!” demiflti Hrant Dink Ay-d›nl›k Sorgular sempozyumunda. Ve kad›n erkek, çocuk, yafll› Ermeniler...Etraf›nda jandarmalarla yollara, tarlalara, tafl ocaklar›na, tren istasyonlar›-na, bozk›rlara sürülen Ermenilerin kanayan ayaklar›nda, kavruk siyah ya-ral› bereli yüzlerinde, o yüzlerde parlayan gözlerde, o güzlere ›fl›k verenyürekte bir yükseklik de¤il bir derinlikti A¤r› Da¤›.
Ve ey A¤r›’n›n derinli¤ini görmeyen, göremeyen, göremeyecek olan›rkç›lar!.. Derinlik hissine yabanc› babayi¤itler!.. Sevgili kuca¤›ndan, yanio titrek bedende parlayan bir ayva tüyünün tutkulu sal›n›fl›ndan bihaberb›çk›n kinbiliciler! Hrant’› öldürdünüz. Gözünüz ayd›n. fiimdi sizinle bir-likte biz de katil olduk.
Ve “hepimiz katiliz!”
Ne mutlu “katilim” diyene!..
Ayakkab›s› delik bir demokrasi savaflç›s› olarak bu
dünyay› terk etmek onun onurudur. Ona bir yetimha-
nede büyümesi bile belki bu kadar a¤›r gelmemiflti.
Yar›m b›rak›lm›fl bir sevdan›n, yel de¤irmenlerine sa-
vafl açm›fl delisi de¤ildi o. Demokrasi sözcü¤ünün bir
rüzgar gülünün ç›kard›¤› histerik t›n›lar kadar bile k›-
p›rt› yaratamayan anlams›zl›¤› gibi avuç avuç at›lm›fl
bir ölü topra¤› suskunlu¤unda ülke. Bugün, yani
Hrant’› kaybetti¤imiz günün ertesinde y›lg›nl›k, çare-
sizlik ve öfke. Nas›l da harmanlanm›fl? Nas›l da a¤›r bir
yürek yaras› bu flimdi?
***
Neden hiç bir fley yap›lmad› onun bunca gürültü
ile 盤l›k 盤l›k gelen ölümüne? Neden?
***
‘‹lk ölüm de¤il ki bu’ demiflti, ben telefonda hay-
k›rarak a¤larken, belli ki benden daha dayanakl› bir
arkadafl›m ‘Son da olmayacak’ demiflti. Peki ama gö-
revimiz sadece iyi cenaze törenleri mi yapmak? Biz-
ler düflledi¤imiz özgür demokratik ülkeyi, çocuklar›-
m›z›n yar›nlar›n›, daha nice ölüler vererek defnet-
meyi mi bekleyece¤iz?
***
Sürekli bir iç savafl teyakkuzu durumunda yafl›yor
bu ülke. Eski bir moza¤in parçalar› istendi¤inde nef-
ret güçlere dönüfltürülerek düflmanlaflt›r›l›nca ortaya
iflte bu ç›k›yor. Yüzy›llara yay›lan iç savafl; korku tema-
l› hiç eskimeyen bir oyun, sürekli bir seyirci ve oyun-
cu kadrosu ile her daim sahnede. Belki de mozaik ol-
man›n bedelini bu flekilde sürekli ama sürekli ödeyen,
›srarla asla olmayacak bir ulus devletçik olma çabas›n-
daki ‘medeniyetin befli¤i’ Anadolu topraklar›. Düflünü-
yorum da acaba birbirine bulaflmayan kaç mozaik par-
ças› kalm›flt›r bu kara parças›nda? Kaç kiflinin ‘DNA’ la-
r›nda tek tip niteliklere rastlan›r kafatasç› labaratuvar-
larda? Ad›m ad›m parçalama provalar›n›n yap›ld›¤› bu
mozaik parças›nda tek tek kahramanlar›n› söküyorlar
toplumun içinden. Nefes borular›n› tek tek t›kayarak
sahneye koyuyorlar yeni k›yamlara haz›rl›klar›n›. fiimdi-
lerde, henüz daha ölülerimizin kanlar› kurumadan bir
yandan timsah gözyafllar›n› ak›t›yor, di¤er yandan bir-
lik ve beraberlik ça¤r›lar› yap›yorlar. Sanki bu topluma
kafatasç› tohumlar› elleri ile onlar serpmemifl gibi. San-
ki solu k›rpa k›rpa gökyüzünün ›fl›ks›z y›ld›zlar›na ken-
dileri dönüfltürmemifller gibi. Sanki toplumun vicdan›-
n›, belkemi¤ini ayaklar›n›n alt›na al›p kendileri çi¤ne-
memifller gibi.
***
Herkes suçlu. Cinayetin hemen ertesinde ilk aç›k-
lamay› yapan Orhan Pamuk’a, Yaflar Kemal’e, Behiç
Ahç›’ya sahip ç›kmayan Cumhurbaflkan›, ifline geldi¤i
zaman milliyetçi söylemlerle ifli çeflnilendiren Baflba-
kan, Kerkük’e asker gönderilmesini talep eden sözde
sosyal demokrat sözde muhalefet lideri ve flürekas›,
akort üretim yapar gibi katil üreten kafatasç›larla bira-
raya gelen kendilerini solcu zannedenler, insanlar›n
soyadlar›n› takip ederek geçmifllerini efleleme cüreti
gösteren ne idü¤ü belirsiz profesör ve ona flakflakç›l›k
yapanlar…Herkes, flapkas›n›, takkesini, fesini, kalpa¤›-
n› önüne koyup bir de¤il birçok kez düflünmeli. Kald›
ise e¤er kimselerle de¤il, kendisi ile vicdan muhasebe-
si yapmal›.
***
Susacak m›y›z? Özgür ülke düfllerimiz, toplum ve
kendine sayg› gibi de¤erlerle özene bezene yetifltirdi-
¤imiz çocuklar›m›z›n yar›nlar›, internet tekni¤ini çok
iyi ö¤renmifl bafl›bofl katillerin insaf›na m› kalacak? Dü-
flünmek, elefltirmek, devletin, bireyin, toplumun yan-
l›fl kurgular›n› dile getirebilmenin bedeli kafas› duman-
l› kiral›k katillerin insaflar›na m› teslim edilecek? Ne za-
man yazar, sanatç›, elefltirel düflünce, düflünceye sayg›
ilkesi ile dinlenebilecek? Ne zaman rayting kayg›lar› ve
toplumsal manipülasyon tehlikelerinin toplumsal ba-
r›fla karfl› yerlefltirilmifl dinamitler oldu¤unu fark edebi-
lece¤iz?
***
Yazmak hiç bu kadar zor gelmemiflti bana. Sözcük-
ler hiç bu kadar bofl, anlams›z. Geriye sar›labilse za-
man. Bir filmin geriye sar›lmas› gibi. Alt› delik ayakka-
b›s› ile bu ülkenin yetifltirdi¤i onurlu evlat Hrant, sa-
bah çocuklar› ile, efli ile vadalafls›n. Akflam yeme¤inde
buluflmak üzere. Günlük ç›kan gazetelerin günlük te-
lafl ve stresi ile Agos’un günlük haber ak›fl›n› planlas›n.
Akflam ç›kaca¤› televizyonlardaki tart›flman›n haz›rl›k-
lar›n› yaps›n. Günlük pür telafllar içinde günlük hüzün-
leri, kederleri, sevinçleri paylafls›n. Yafl›yor olsun. Ko-
nufluyor olsun.
O ise bir kahraman oldu dünden beri. ‘Dostluklar
farkl›l›klara ra¤men kurulabildi¤inde de¤erli olur’ denir
ya. O, kahraman›m›z Hrant bunun çimentosu oldu. Aya-
¤›n›n alt›ndaki deli¤i umursamadan gitti. Gözlerinin
içindeki p›r›lt›s›nda ‚sizlere güveniyorum’ diyerek gitti.
‚Kahramanlar yarat›n’ diyerek gitti. ‘Ben çimentoyum,
tu¤lalar› da siz dizin’ diyerek gitti. Gitti iflte.
� Bihterin SARAÇ
Güle Güle Hrant
C. Tayyar Bektafl, devrimci düflün-
celerle yaflad›¤› co¤rafyadan kaynakl›
ortaokul y›llar›nda, yani Dersim’de ta-
n›flt›. Ankara’da liseye bafllarken dev-
rimci düflüncelerle daha yak›ndan ve
daha yo¤un olarak tan›flt›.
Girdi¤i ilk ÖSS s›nav›n› kazanarak
A.Ü. E¤itim Bilimler Fak. E¤itim Yöne-
timi ve Planlama bölümünü kazand›.
Bir taraftan okurken bir taraftan da
devrimci faaliyetler yürütüyordu. Dev-
rimci düflüncelerle art›k daha profes-
yonelce u¤rafl›yor ve sürekli ilerliyor-
du. Art›k kendini devrime ve devrimci
mücadeleye adam›flt›.
‹lk gözalt› ve tutuklanmas› yine
A.Ü.’de okurken oldu. 2,5 y›la yak›n
bir süre Ulucanlar Merkez Kapal› Ha-
pishanesi’nde tutuldu. Daha sonra tu-
tuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›ra-
k›ld›. Tüm gözalt› ve sorgulardan ön-
deri ‹brahim yoldafl›n “ser verip s›r
vermeme” fliar›na uyup iflkencelerden
bafl› dik bir flekilde ç›kt›. Davas›na ve
mücadelesine sonuna kadar inanm›fl
bir devrimciydi o.
Dava aleyhinde sonuçlan›nca firari
hayata geçmek zorunda kald›. Tokat
k›rsal›na ç›karken yoldafllar›yla yaka-
land› ve tekrar tutsak düfltü. S›ras›yla;
Ulucanlar, Amasya, Bart›n ve tekrar
Ankara Sincan F Tipi hapishanelerinde
kald›.
Tarih 2000’i gösterirken zindanda-
ki devrimci tutsaklar F tiplerine karfl›
AG ve ÖO direnifli karar› ald›. C. Tay-
yar hiç tereddüt etmeden ÖO 1. ekip-
te en ön safta yerini ald›. Yoldafllar›n-
dan ald›¤› bayra¤›, bu sefer ÖO’na gö-
nüllü girerek daha ileriye tafl›maya ka-
rarl›yd›…
O’nun a¤z›ndan F tipi tecrit ve izo-
lasyon sald›r›lar›na karfl› söylediklerini
anlatmadan geçemeyece¤im: “Bugün,
96’da tarihe kanlar›m›zla yazd›¤›m›z si-
per yoldafll›¤› manifestosunun üzerin-
den dört y›l› aflk›n bir zaman geçmifl-
ken, bir kez daha bedenlerimizi ölüme
yat›rman›n tarifi imkans›z sevincini ve
coflkusunu yafl›yoruz. Biz biliyoruz ki,
iflçi s›n›f› ve emekçi halk›m›za, onlar›n
temsilcilerini ve öncülerini teslim al-
ma, tasfiye ve ihanet çemberinde erit-
me politikalar› dün oldu¤u gibi bugün
de ola¤an h›z›yla sürüyor. Zindanlar
cephesinde bu kararl›l›k sesini 82’ler-
de, 84’lerde; Metris’de, Buca’da, Üm-
raniye’de, Ulucanlar’da da çok yak›n-
dan duyduk ve tan›d›k”
ÖO s›ras›nda sendeleyenlerin, tö-
kezleyenlerin aksine O, devrald›¤›
bayra¤› aln› aç›k ve bafl› dik bir flekilde
ÖO’nun 200. gününde flehitler kerva-
n›na kat›larak bayra¤› yoldafllar›na dev-
retti…
Evet k›sac›k yaflam›na mücadele
dolu y›llar s›¤d›rm›fl, yaflad›¤› her an›
halk›na ve devrime adamas›n› bilmiflti
Cafer.
“Zafere Halay” adl› kitab›n›n son
sözünde yazd›¤› flu paragrafla bitirmek
istiyorum sözü:
“Böylesi bir görkemin solu¤unu, s›-
cakl›¤›n› ve kavuruculu¤unu hisseden-
lere ne mutlu! Ne mutlu ki tetik doku-
nufluna haz›r yüzlerce mermiden biri
olma flans›n› yakalayan bizlere! Ezilen-
lerin zaferine-yengisine olan inanc›n,
kazanaca¤›m›za olan sars›lmaz güve-
nin, o büyük ailemize, halk›m›za, yol-
dafllar›m›za, kanla yaz›lan tarihimize
olan ba¤l›l›¤›mla, gerillayla ayn› hedefi
vurman›n coflkusuyla bir kez daha di-
yorum ki; CANIMIZ HALK SAVAfiINA
FEDA OLSUN! Hepinizi yüre¤imin en
korunakl› yerinde s›ms›k› kucakl›yor,
destan›m›z›n kor aleviyle sar›p sarma-
l›yorum”.
Evet Cafer Tayyar böyle diyordu.
Davas›na, yoldafllar›na ve halk›na so-
nuna kadar ba¤l›yd›. Bizim, Ca-
fer’den ve Caferlerden ö¤renece¤i-
miz çok fley var. Onlar›n onurlu yafla-
m›ndan, mücadelelerinden ö¤rene-
ce¤imiz çok fley var. Mücadeleleri
yolumuza ›fl›k tutsun
Ali R›za Bektafl
Devrime adanm›fl bir ömür: CAFER TAYYAR BEKTAfiNas›r’›n an›s›na
Sen bilirsin ki yoldafl; par-çalanan ellerin bir gürz gibidüflman›n beyninde, silah›n›nnamlusu al›nçat›lar›nda, bilin-cin Dersim’de, Almus’ta, Bo-tan’da, Toroslar’da özgürlüktohumu olacak vatan›m›za. Bi-lirsin ki; ard›llar›n yürüyor veyürüyecek yolunda. Silah›nyadigar›n, kavgan yarimizdirRAYHEVAL NASIR.
Dersim Ovac›k’tanyoldafllar›
1-16 fiubat 2007GÜNCEL 15
Bu say›da yine Irak’ta sürüp giden iflgalci katliam üzerine biryaz› yazmay› düflünmüfltüm. Çünkü durum oldukça kritikti. ‹flgal-ci ABD idamlarla körükledi¤i çat›flmalar› bahane ederek Irak’ayeni askeri birlikler gönderiyordu. Acaba ‹ran’a sald›rmak için ha-z›rl›k m› yap›yorlar, diye endiflelenmifltim. 16 Ocak’ta Barzan ‹b-rahim el Tikriti ile Avad Hamid el Bender’in idam›ndan bir günsonra El Mustansriya Üniversitesi’ne yönelik alçakça sald›r›da ço-¤u k›z ö¤renci 60 kifli öldürüldü ve yüzlercesi yaraland›. San›r›mAmerikan askerleri ölünce, onlar da intikam›n› sivil yerlerde katli-amlara giriflerek al›yorlar. Ayn› anda El Sadr’›n direniflçi milisMehdi Ordusu’nu etkisiz hale getirmek için Ba¤dat’›n fii-i semti El Sadr kuflat›l›yor ve Telafer modeli bir katliam haz›rl›¤›n-dan söz ediliyordu. “Telafer modeli“, bir kentin toptan imha edil-mesi demekti ve daha önce Sünni direniflçilere karfl› uygulanm›fl-t›. Yeni Amerikan askerlerinin Ba¤dat’a intikali s›ras›nda vurulanbir helikopterlerinin düflmesinden sonra 22 Ocak’ta Ba¤dat çarfl›-s›nda iki bomba patlad› ve 78 kifli katledildi. Emperyalist haydut-lar›n bu barbarca kabaday›l›¤›ndan yüre¤im s›k›ld›. Üstüne üstlükülkemin insanlar›n› da bu insafs›z kanl› mezbahaya sürmek içini¤renç dolaplar döndürülüyordu. Kerkük’e askeri müdahale veABD ile söz düellosuna dönüflen tart›flmalar›n ard›ndan M‹T Müfl-teflar› Emre Taner’den “ulus devlet tehlike alt›nda“ aç›klamas› gel-di. Sonra kapal› TBMM oturumu, TSK’ya valilerin yetkisini baypaseden toplumsal olaylara müdahale yetkisi ve Ça¤layan Meyda-
n›’nda “tatbikat“ haz›rl›¤› derken kuflkulu bir hareketlenme baflla-m›flt›.
Bu t›rman›fla paralel, ilginç bir art›flla gazeteci dostlardan u¤-rad›klar› ölüm tehditleri ile ilgili mesajlar almaya bafllad›k! Biri 19Aral›k hapishaneler katliam›ndaki insanc›l tutumundan dolay› ifl-siz b›rak›lan yi¤it bir gazeteci. Hrant Dink hiç akl›ma gelmemiflti,halbuki o topun a¤z›na çoktan sürülmüfltü.
Olaylar biraz kar›fl›kt›, Irak yaz›s›n› yar›da b›rakt›m.
19 Ocak’ta Münih’te dostlarla yap› malzemeleri ve makinala-r› fuar›na gittik. Çal›fl›r vaziyette iki robotu izlerken dalm›fl›m. Be-nim akl›m Irak’ta. “Hadi gidelim“ dediler “fuar›n kapanma saatigeliyor“. Ç›kt›k, iyice yorulmufluz. Kuzenlerde bir kahve içip yolaç›kacakt›k. Orda ö¤rendik: “Hrant Dink’i vurmufllar, duydunuzmu?!“
Hrant, adalet arayan ma¤dur ve mahsum bir halk›n ruhu idi.O, soycul k›r›ma u¤rayan bir halk›n yetim ve çaresiz b›rak›lan ço-cuklar›n›n 盤l›¤› idi. O, kendi yurdunda yurtsuz k›l›nan namuslu,yi¤it, gerçek bir yurtseverlikti. O, evrensel dostluk ve insanc›lütopyam›z›n dürüst, yalans›z, heyecan verici ezgisiydi. O, emper-yalist himaye sahtekarl›¤›n›n surat›na tüküren bilincimizdi. O,secde ile ellerini öptü¤ümüz Sar› gelinimizin torunuydu, can›m›z-d›, kardeflimizdi. O, insanl›ktan ç›km›fl yan›m›za insanc›l bir is-yand›, o gerçek bir insand›!
Onu vurdular! ‹flte bütün bunlar› vurdular!
Bu cinayet çoktan ifllenmiflti. Bu cinayet, Giresun Kelesi’neTopal Osman’›n heykeli dikilirken ifllenmiflti, ‹psiz Recep ulusalkahraman ilan edilirken ifllenmiflti, ulus ad›na Talat Pafla sahiple-nilirken ifllenmiflti, “Ermeni mezalimini“ kan›tlama ve ‹ttihat Te-rakki’nin suç sikletini dengelemek için yürütülen sözde tarih arafl-t›rmalar› ve “toplu mezar“ haberlerinde ifllenmiflti, hergün kulak-lar› t›rmalayan “Ermeni tohumu“, “Ermeni dölü“, “vatan haini“küfürlü gazete manfletlerinde ifllenmiflti, 301’inci madde ç›kart›l›r-ken ve ›srarla uygulan›rken ifllenmiflti, “Türkleri afla¤›lama“ dava-
s› aç›l›rken ifllenmiflti, adliye koridorlar›ndaki manevi linçlerde,yumurta ve domates at›l›rken ifllenmiflti, yüzlerce flövenist yaz›,haber ve konuflmayla ifllenmiflti. Ve en sonunda 6 ayl›k mahkumi-yet karar› ile zaten çoktan ifllenmifl bir cinayetti bu. Kaatilleri çok-tu. fiimdi hepisi gözyafl› döküyorlar. ‹¤rendim, midem buland›.Üstelik hepisinin a¤lama gerekçesi ayn› ve utanç verici: “Devletinimaj›n› bozma“, “Ermeni soyk›r›m yasa tasar›lar›na kolayl›k sa¤la-ma“, “Ermeni diasporas›na koz verme“. Yani gözyafllar› Hrant’›nkatlinden dolay› de¤il, suçüstü yakalanma korkusundan! Kaatille-re “hain“ demeleri bu yüzden.
Fakat ilk kez hep birden do¤ru bir fley söylediler, katiller ger-çekten vatan hainiydi. Bu hainlikleri yeni de¤ildi, çoktan öyleydi-ler zaten. fiimdi suçüstü yakaland›lar ve e¤er yalan de¤ilse herkesikna olmufl gözüküyor, yeni olan bu!
Kaatiller ortada, Topal Osmanlar›n, Doktor Naz›mlar›n, Talatve Enverlerin izleyicileri, talanc›lar, ya¤mac›lar, cepleri kanl› pa-rayla dolu, keyifleri yerinde zalim emperyalist iflbirlikçiler saklan-ma gere¤i duymuyorlar. Dizi dizi televizyonlar› var, gazetelerivar, partileri ve “ocak“lar› var, kulüpleri var, e¤itim kamplar› var,paflalar› var, profesörleri, valileri ve “emniyetçi abileri“ var, kirlive derin yerleri var, silahlar› var. Olmayan fleyleri yok ki! O yüz-den suçlu de¤il güçlüler, o yüzden flimdilik kaatil de¤il “milliyet-çiler“, vatan haini de¤il “vatanseverler“. Baflka ülkelerde ›rkçi, fa-flist katliamc› örgütlere nefes ald›r›lmazken, bizde rahat rahat ör-gütlenirler, e¤itim kamplar› kurarlar, silahlan›rlar, cinayetler ifller-ler, linç hareketlerine giriflirler.
32 saat sonra birkaç robot yakaland›, asl›nda robotlar kendi-lerini yakalatt›, çünkü öyle yapmalar› istenmiflti. ‹stiyorlar ki OgünSamast, Yasin Hayal ve di¤er robotlar› gerçek kaatiller diye yuta-l›m. Paras›z pulsuz, “birbirini doldurufla getiren”, profesyonellikve örgüt ba¤lant›s› olmayan, internet üzerinden haberleflen üç-beflkafadar, “iflsiz çocuklar“ sanal›m istiyorlar. Veli Küçükler’i, KemalKerinçsizler’i, y›lard›r “Bayrak“ flifresiyle Trabzon’da cinayetler ifl-leten, linçler yapt›ran odaklar›, emniyetçi ve istihbaratç› “abileri“,
sald›rganlara gözyuman savc›lar›, valileri ve bu iflin uzay›p gide-
ce¤i zirveleri, bu tür sald›rganlar› cüretlendiren paflalar› koruma-
ya çal›fl›yorlar. ‹stanbul valili¤indeki tehdidi ve tertibi, ‹stan-
bul’dan Trabzon’a kadar uzanan güçlü ve kirli örgütü görmemizi
istemiyorlar.
***
Musa amca, benim yurttafl›m, dostum, Mardinli bir Süryani.
Hergün bastonuna dayanarak soka¤›m›zdan geçer. Art›k ›fl›¤› iyi-
ce azalm›fl gözleri bir yurttafl, bir dost arar konuflmak ve hasret gi-
derebilmek için flu sürgün diyar›nda. ‹tiraf edeyim bütün yaflam›m
boyunca böylesine ç›kars›z, soylu, mükemmel yurt sevgisine ve
yurt hasretine tan›k olmad›m hiç! O a¤lay›nca beni de a¤lat›r, o
yüzden göz göze gelmek istemem, utan›r›m. Yüzlerce Ermeni
dost karfl›s›nda da öyleyimdir. Hrant’› flimdi daha iyi anl›yorum,
böylesine bir hasrete katlanmaktansa öldürülmeyi ye¤ledi, veril-
mifl ölüm karar›n›n infaz›n› bekledi aylarca.
Gözlerimiz yafl, yüre¤imiz ac› içinde kald› ve Irak’taki vahfle-
ti bile günlerce görmez olduk. Öldürenlerin ihanetine ve alçakl›-
¤›na bak›n siz!
Çok gerekliyse bizi öldürün, ama art›k bir avuç kalm›fl bu gü-
zel insanlara k›ymay›n, benim kardefllerime dokunmay›n!
Güzel halk›m›n tepkileri ve u¤urlama töreni yüre¤imi kabart-
t›. Keflke bu duyarl›l›¤› daha önce gösterebilseydik ve H›rant’›m›z
ölmeseydi. Fakat onu u¤urlarken görevimizin bitmedi¤ini de
unutmayal›m. Bak›fllar›m›z› canilerin üzerine yo¤unlaflt›ral›m ve
olay›n basit kriminal çocuk çetesi ifline indirgenip kapat›lmas›na
izin vermeyelim! Ayr›ca ne kadar zor olursa olsun Hrant Dink’›n
yoklu¤unu da hisettirmemeliyiz, Agos ç›kmal› ve hepimiz onun
görevlerini binlerce Hrant olarak omuzlamal›y›z. Kaatillerin
Agos’u susturma, y›ld›rma ve tecrit etme çabas›n› gönüllü görev-
ler alarak ve her yönden destekleyerek paramparça edelim.
Hrant ailesi, Agos gazetesi ve bütün dostlar›n bafl› sa¤ olsun!
MAYAArif BİLGİN
O cinayet çoktan
işlenmişti
Hiç ifllemedi¤im "Türklü¤ü afla¤›-
lamak" suçundan 6 aya mahkum ol-
dum. fiimdi art›k son çare olarak Av-
rupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi'ne gi-
diyorum. 17 Ocak tarihine kadar avu-
katlar›m baflvuruyu gerçeklefltirecek-
ler ve benden de baflvuruya eklemek
için olaylar›n geliflimini anlatan bir
yaz› istediler. Ben de dosyaya kona-
cak bu yaz›y› kamuoyuyla paylaflmay›
uygun gördüm. Çünkü benim için
A‹HM'in karar› kadar ve hatta ondan
daha fazla Türkiye toplumunun vic-
dani karar› önemli.
Sadece benim de¤il, sadece Erme-
nilerin de de¤il... Tüm kamuoyunun
merak etti¤i ve sormaktan kendini
alamad›¤› soru flu: "Türklü¤ü afla¤›la-
mak suçlamas›yla 301'den sorufltur-
ma ya da dava aç›lan hemen herkes
için bir biçimiyle teknik ya da huku-
ki çözüm bulundu ve dava mahkumi-
yete varmadan daha ilk celselerde so-
nuçland› da, Hrant Dink niye 6 aya
mahkum oldu?"
Hafif atlat›lanlar... Bu asl›nda yanl›fl bir tespit ya da
gereksiz bir soru de¤il. An›msan›rsa
e¤er Orhan Pamuk için dava celsesi
bafllamadan daha, "Ne yap›labilir de
dava düflürülebilir?" diye az takla at›l-
mad›... Benzer sürecin daha hafifi ise
Elif fiafak davas›nda yafland›. Öncesin-
de hayli pat›rt›s› kopar›lan dava daha
ilk celsesinde, fiafak'›n mahkemeye
görünmesine bile gerek kalmadan, so-
na erdirildi. Bu teknik çözümlerden
herkes memnundu. Baflbakan Tayyip
Erdo¤an dahi fiafak'a telefon aç›p geç-
mifl olsun dile¤inde bulundu...
Bu davalar›n bu flekilde hafif at-
lat›lm›fl olmas›n› k›skand›¤›m san›l-
mas›n... Benim derdim onlar›n da-
valar›nda gösterilen kayg› ve tela-
fl›n, Hrant Dink davas›nda niçin gös-
terilmedi¤ini sorgulamak ve cevap-
lamak...
Ermeni olmam›n rolü Evet, bu cevaba hepimizin ihtiya-
c› var! Özellikle de benim. Sonuçta
bu ülkenin bir yurttafl›y›m ve ›srarla
herkesle eflit olmak istiyorum...
Ama ayr›mc›l›¤a u¤raman›n tecrü-
beleriyle piflmifl biri olarak ussal ref-
leksimin flu soruyu sormaktan da hiç
geri durmad›¤›n› itiraf etmeliyim:
"Benim Ermeni olmam›n bu sonuçta
bir rolü oldu mu?"...
Haddimin bildirilmesi
1996 y›l›yla birlikte, AGOS'u ç›-
kard›¤›ndan beri Ermeni toplumu-
nun sorunlar›n› dile getirirken, hak-
lar›n› talep ederken ya da tarihin ko-
nuflulmas›na iliflkin Türk resmi tezi-
nin hofluna gitmeyen kendi duruflu-
nu sergilerken, arada bir çizmeyi afl-
t›¤› olmuyor de¤ildi ancak as›l barda-
¤› tafl›ran damla 6 fiubat 2004 tarihin-
de AGOS'ta yay›nlanan "Sabiha Gök-
çen" haberi oldu. Dink imzas›yla ve
"Sabiha-Hatun'un s›rr›" bafll›¤›yla veri-
len haberde Gökçen'in Ermenistanl›
akrabalar› konufluyor ve Atatürk'ün
manevi k›z› Sabiha Gökçen'in asl›nda
yetimhaneden al›nm›fl bir Ermeni ye-
tim oldu¤unu iddia ediyorlard›... Ge-
nelkurmay bu haberi yapanlara karfl›
"Böyle bir sembolü amac› ne olursa
olsun tart›flmaya açmak, milli bütün-
lü¤e ve toplumsal bar›fla karfl› bir cü-
rümdür" aç›klamas›yla tepki koyu-
yordu. Onlara göre bu haberi yapan-
lar art niyetliydi, Türk kad›n›n›n miti
ve sembolü haline dönüfltürülmüfl
bir kiflinin Türklü¤ünü birden bire
onun üstünden çekerek o kimlikte
deprem yaratmaya çal›fl›yorlard›.
Kimdi bu densizler, kimdi bu Hrant
Dink? Ona haddi bildirilmeliydi!
Resmi sohbete davet Genelkurmay bildirisi 22 fiubat Pa-
zar günü yay›nland›... Ertesi gün saba-
h›n erken saatinde çald› telefonum. ‹s-
tanbul Vali yard›mc›lar›ndan biri ar›-
yordu. Sert bir tonla, habere iliflkin
elimdeki belgelerle Valili¤e bekledi¤i-
ni bildirdi...
Dikkatli olmal›yd›m Elimdeki belgelerle birlikte Vali
Yard›mc›s›'n›n yan›na gittim. ‹çeri
buyur etti¤inde, odas›nda biri bayan
iki kifli daha oturuyordu. Nazikçe
"Onlar›n kendisinin yak›nlar› oldu¤u-
nu, sohbetimizde haz›r bulunmala-
r›nda bir mahzur görüp görmedi¤i-
mi?" sordu. "Bir mahzur görmedi¤i-
mi" söyleyip oturdu¤umda zaten or-
tam›n nazikli¤ini kavram›flt›m. Hiç
beklemeden girifli yapt› Vali Yard›m-
c›s›. "Hrant bey" diyordu "Siz, tecrü-
beli bir gazetecisiniz. Daha dikkatli
haber yapman›z gerekmez mi? Sonra
böyle haberlere ne gerek var? Bak›n
ortal›k nas›l allak bullak oldu. Hay›r,
biz sizi biliyoruz ama sokaktaki adam
ne bilsin? Bu tür haberleri baflka bir
niyetle yap›yorsunuz sanabilir... Ama
bak›n iflte sokaklar ne gibi insanlarla
dolu. Bu tür haberlere daha dikkat et-
mek gerekmez mi?". Vali Yard›mc›-
s›'n›n bu giriflle bafllad›¤› sohbete,
odadaki misafirlerden erkek olan da
kat›ld› ve ondan sonra da zaten sözü
bir daha baflkas›na b›rakmad›. Vali
Yard›mc›s›'n›n sözlerini daha da net
bir üslupla bu kez o yineledi. Dikkat-
li olmam›, ülkeyi ve ortam› gerecek
giriflimlerden kaç›nmam› telkin edi-
yordu: "Sizin yazd›¤›n›z baz› yaz›lar-
dan, her ne kadar üslubunuza kat›l-
masak da, niyetinizin kötü olmad›¤›-
n› anlayabiliyoruz, ancak herkes bu-
nu böyle anlamayabilir ve toplumun
tepkisini üzerinize çekebilirsiniz" di-
yerek de beni kerelerce uyar›yordu.
Haddimi bilmeliydim... Dikkatli
olmal›yd›m... Yoksa iyi olmazd›!
Art›k hedefteydim
Hakikaten de sonras› iyi olmad›.
Valili¤e ça¤r›ld›¤›m›n ertesi günün-
den itibaren birçok gazetede birçok
köfle yazar› Ermeni kimli¤i üzerine
yazm›fl oldu¤um deneme serisinin
içinde geçen "Türk'ten boflalacak o
zehirli kan›n yerini dolduracak temiz
kan, Ermenilerin Ermenistan'la kura-
ca¤› asil damar›nda mevcuttur" cüm-
lesini c›mb›zlayarak, bununla Türk
düflmanl›¤› yapt›¤›m› ortak bir kam-
panyayla dile getirmeye bafllad›lar.
Bu yay›nlar›n ard›ndan ise 26 fiubat
günü ‹stanbul Ülkü Ocaklar› ‹l Baflka-
n› Levent Temiz'in bafl›n› çekti¤i bir
grup ülkücü, AGOS'un kap›s›na gele-
rek aleyhime sloganlar att› ve tehdit-
lerde bulundu... Grubun kulland›¤›
sloganlar çok netti: "Ya sev ya terk
et", "Kahrolsun ASALA", "Bir gece an-
s›z›n gelebiliriz" Grubun lideri Le-
vent Temiz'in yapt›¤› konuflmada he-
def aç›k ve seçikti: "Hrant Dink, bun-
dan sonra bütün öfkemizin ve nefre-
timizin hedefidir, hedefimizdir."
Grup gösterisini yap›p da¤›ld›...
Tehlikenin efli¤inde
AGOS'un önünde benzer bir gös-
teri de birkaç gün sonra kendilerini
"As›ls›z Ermeni ‹ddialar›yla Mücade-
le Federasyonu" olarak adland›ran
grup taraf›ndan yap›ld›. Ard›ndan da
devreye o güne de¤in hiçbir popüla-
ritesi olmayan Av. Kemal Kerinçsiz
ve onun baflkanl›¤›n› yapt›¤› Büyük
Hukukçular Birli¤i girdi. Kerinçsiz
ve arkadafllar› fiiflli Cumhuriyet Sav-
c›l›¤›'na giderek, hakk›mda suç du-
yurusunda bulundular...
Ve iflte yine uçurumun k›y›s›nday-
d›m. Peflimde tekrar birileri vard›.
Onlar› seziyordum. Ve onlar›n Ke-
rinçsiz ekibiyle s›n›rl› ve salt onlar-
dan oluflacak denli s›radan ve görü-
nür olmad›klar›n› çok iyi biliyordum.
(Hrant Dink’in 12 Ocak 2007
tarihli Agos Gazetesi’nde yay›mla-
nan yaz›s›)
Neden Hedef Seçildim?
Benimle il-gili yeni, tehli-
keli bir süreçbafll›yordu.
Yine uçuru-mun k›y›s›n-dayd›m. Pe-flimde tekrarbirileri vard›.
Onlar› sezi-yordum. Veonlar›n Ke-
rinçsiz ekibiy-le s›n›rl› ve
salt onlardanoluflacak denlis›radan ve gö-
rünür olma-d›klar›n› çok
iyi biliyordum
Hrant D‹NK
ADANA : Dr. Ali Menteflo€lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ANKARA : Tuna Cad. Çanakç› ‹fl Han› No: 11 Kat:3 Daire: 41 K›z›lay/Ankara Tel-Fax: : (312) 430 82 66‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. 1. Harput Cad. Çeflmeli Sok. Çavufl Apt. No: 16 Kat: 4 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da€kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: yunanistan_devrimcidemokrasi@yahoo.com.trYD TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: devrimcidemokrasiyurdisi@hotmail.com
KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTERİ ORGANİZASYON LİMİTED ŞİRKETİ • Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Hakan ERTEN
Millet Cad. Nevbahar Mah. Fındıkzade Saray Apt. No: 57 Kat: 5 Daire: 11 Fındıkzade/İstanbul • Tel: (0212) 584 18 04 • Fax: (0212) 584 18 05
BÜROLAR
Teknik Hazırlık: Kardelen Yayımcılık • Baskı: Gün Matbaacılık Adres: Sefaköy Telsizler Mev.Akasya Sok. No:23/A Küçükçekmece/İST.Tel( 0212) 580 63 75• DAĞITIM:YAY-SAT
Ermeni ayd›n, Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetme-ni Hrant Dink, ‹stanbul Osmanbey’de, Agos Gazete-si’nin önünde, ensesine s›k›lan iki kurflunla katledil-di. Büyük yank› uyand›ran bu katliam, hem Türkdevletinin Ermeni Soyk›r›m› gibi hassas bir sorununedeniyle, hem de demokrasi mücadelesine vurul-mufl bir neflter olmas› boyutuyla büyük ses getirdi.Katliam nedeniyle Türk devleti timsah gözyafllar›dökerken, yüz binlerce kifli olay› protesto etmekiçin soka¤a ç›karak, katliamdan Türk devletini so-rumlu tuttuklar›n› hayk›rd›lar.
Katliam›n duyulmas›yla binlerce insan Agos’a
yürüdü
Katliam›n duyulmas›yla Taksim’de ve Agos Gazete-si’nin bulundu¤u Osmanbey’de toplanmaya baflla-yan demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sendi-kalar, sanatç›lar, yazarlar, k›sacas› devrimci demok-rat olan on bini aflk›n insan, akflam saatlerinde Tak-sim’den Agos Gazetesi’ne yürüdü. “Hepimiz
Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”, “‹flte devlet, iflte soyk›-
r›m”, “Katil devlet hesap verecek”, “Faflizme karfl›
omuz omuza” sloganlar› ile yürüyen ve yürüdükçe
daha da kalabal›klaflan kitle, Agos Gazetesi önünde
topland›ktan bir süre sonra da¤›ld›.
Ancak, Agos Gazetesi’nin önü hiç bofl kalmad›, kat-
liam nedeniyle ak›n ak›n buraya gelen binlerce ki-
fli, gazeteyi ziyaret ederek, Hrant’›n vuruldu¤u yere
çiçekler b›rakt›. Gazetenin önünü çiçekler ve döviz-
lerle donatanlar, Hrant’›n vuruldu¤u yere çeflitli
renklerdeki çiçeklerden bir ‘mezar’ yapt›lar. Gazete-
nin önüne konulan ziyaretçi defterine ise bu cina-
yete duyulan öfke sat›r sat›r yaz›ld›. Hrant Dink’in
Bak›rköy’deki evinde de efli, çocuklar› ve yak›nlar›,
taziye ziyaretine gelenleri karfl›lad›lar.
Osmanbey’den Yenikap›’ya insan seli
Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›laca¤› 23 Ocak
Sal› günü ‹stanbul’un bütün semtlerinden gelerek
Osmanbey’de Agos Gazetesi’nin önünde toplanma-ya bafllayan insanlar›n say›s› iki yüzbini geçti. Cena-ze öncesinde sürekli olarak yap›lan uyar›lar veHrant Dink’in vasiyeti oldu¤u iddia edilen ‘cenazemgösteriye dönüflmesin, slogan at›lmas›n’ fleklindekiuyar›lar nedeniyle, Osmanbey’de toplanan bu bü-yük kalabal›¤›n bir k›sm› sessiz bir flekilde cenazearabas›n›n arkas›ndan yürümeye bafllarken, yürü-yüflün arkas›nda bulunan on binlerce insan devletiteflhir eden sloganlarla yürüdü.
Hrant’›n arkas›ndan sessizce yürümediler
‘Cenazem gösteriye dönüflmesin, slogan at›lmas›n’fleklinde yap›lan uyar›n›n Hrant Dink’in katledilme-sinden sorumlu olan Türk devletinin ifline geldi¤i;devletin cenazeyi sahiplenmeye çal›flarak kendisi-ne yönelecek tepkileri manipüle etmek istemesin-den, bu büyüklükte bir kalabal›¤›n kendi aleyhindebir tutum sergilemesinin yarataca¤› çekinceden vecenaze törenine devlet erkan›ndan temsilcilerin ka-
t›lacak olmas›ndan anlafl›l›yor. Dink’in Bak›rköy’deki
evinin bulundu¤u apartman›n girifline as›lan Türk
bayra¤› da bu “hassasiyetin” göstergesi oldu. Hatta
daha da ileri gidilerek, Hrant Dink’in tabutuna Türk
bayra¤› sar›lmas›, yani bir devlet töreni yap›lmas›
tart›fl›l›r olduysa da, Dink’in ailesi bunu kabul etme-
di. Devletin çeflitli kurumlar›ndan yap›lan aç›klama-
larda ‘Bu kurflun Türkiye’ye s›k›lm›flt›r’ denilirken,
Hrant Dink’in ve temsil etti¤i mücadelenin her gün
Türk devleti taraf›ndan yedi¤i kurflunlar ve Hrant
Dink’i hedef tahtas›na oturtan o meflhur 301. mad-
denin karfl›l›¤› olan ‘Türklü¤ü afla¤›lamak suçunu’ ifl-
ledi¤i unutturulmak isteniyordu.
Bu yan›lsamaya meydan vermeyen on binlerce in-
san Osmanbey’den Yenikap›’ya do¤ru akan yürü-
yüfl boyunca, “Katil devlet hesap verecek”, “‹flte
devlet, iflte soyk›r›m”, “Kahrolsun faflist Kemalist
diktatörlük”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”,
“Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fleklinde sloganlar at-
t›lar.
Hrant Dink ölümsüzdürErmeni Gaze-teci HrantDink, yüz bin-lerin önündesonsuzlu¤au¤urland›. Ka-radeniz’de kat-ledilen Musta-fa Suphi’lerdenbuyana Türkdevletinin ‘ka-ranl›k’ cinayet-ler serisine ek-lendi o, devle-tin ‘tek din, tekdil, tek ›rk’propaganda-s›ndaki fafliz-minin lincinemaruz kalma-s›na ra¤men,demokrasi mü-cadelesindeki›srar›n› yitir-meden YeniDemokrasi mü-cadelemizdeölümsüzleflti
DHP: Hrant Dink’in katledildi¤i gün ya-z›l› bir aç›klama yay›nlayan DemokratikHaklar Platformu, Dink’in katledilmesin-den Türk devletini sorumlu tuttu. DHPaç›klamas›nda, “Devlet, resmi tarih tezle-rine yönelen her türlü elefltiriye karfl› al-d›¤› tav›rla bu katliama zemin haz›rlam›flve do¤rudan ya da dolayl› olarak katlia-m›n faili konumuna düflmüfltür” ifadeleri-ne yer verdi.
DHP aç›klamas›n›n devam›nda, “Te-mel niteliklerini tek dil, tek bayrak, tekmillet gibi kavramlar etraf›nda oluflturandevlet gelene¤i, her türlü dini, mezhepselve etnik ayr›l›klar› inkar siyaseti üzerin-den flekillenen söylemleriyle y›llard›rhalklar aras›na düflmanl›k tohumlar›serpmeyi görev kabul etmifltir. 1915 ileyüzleflmek istemeyen, kendisi yüzleflme-di¤i gibi tarihin farkl› yorumlar›na da ta-hammül edemeyen devlet, Ermeni soru-nundaki yaklafl›m›yla resmi tarih yaz›n›-n›n d›fl›nda duran Hrant D‹NK’i hedef tah-tas›na oturtarak katliam›n birinci derece-den sorumlusu olmufltur” denildi.
ADHK: Hrant Dink için yaz›l› bir aç›kla-
ma yapan Avrupa Demokratik Haklar
Konfederasyonu, yapt›¤› aç›klamada,
“Dünya halklar›n›n kardeflli¤ini kendisi
için ciddi tehlike olarak görüp halklar ara-
s›nda daima husumetler yaratma gayre-
tinde olanlar katlettiler onu! Türkiye
Cumhuriyeti Devleti katletti onu! ‘Kimi
ülkelerde sözde Ermeni Soyk›r›m›n›n gö-
rüflüldü¤ü bir dönemde bu sald›r›n›n ya-
p›lmas› manal›d›r’ diyen R. Tayip Erdo¤an,
olay özgülünde devlete yönelen kitlele-
rin öfkesine baflka adresler gösterme
gayretindedir.
Hrant Dink nezlinde sald›r› bizlere ya-
p›lm›flt›r. Bu anlam›yla tüm demokrasi
güçlerinin görev ve sorumlulu¤unun bi-
lincinde olmas›, devlet sald›r›lar›n›n bofla
ç›kar›lmas› için en önemli dinami¤e sa-
hiptir. Dün benzer s›navlardan geçen biz-
ler önemli mesafeler katettik, egemen s›-
n›flar›n sald›r›lar› karfl›s›nda ayn› durufl ve
kararl›l›kla durmal›y›z” dedi.
Maoist Komünist Partisi (MKP)Hrant Dink’in katledilmesinin ard›n-
dan yapt›¤› aç›klamayla gerçek suçluve katilin devlet oldu¤una dikkat çekerek,
“Susurluk, fiemdinli gerçeklerinde de görüldü¤ü gibi buna
kaynakl›k eden ve sorumlusu Türk egemenlik sisteminin özü-dür. Kurflunlanan; Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez, Arap, yaniher milliyetten halklar›m›z›n kurtuluflu olan ortak gelecek da-vam›zd›r. S›n›fsal, ulusal, cins, inanç eflitsizliklerini aflarak ba-¤›ms›z Yeni Demokratik bir sistem yaratacak olan devrim kav-
gam›zd›r” dedi. Maoist Komünist Partisi aç›klamas›n›n deva-m›nda; “Hrant öteden beri devletin hedefindeydi. O bafl›ndanberi devlete bafl e¤memiflti. Partimiz Maoist Komünist Partisi(MKP)’nin önceli TKP(ML) saflar›nda örgütlenerek, her tür geri-cili¤e, emperyalizme baflkald›rarak, faflist diktatörlü¤ün halk-lar›m›z› birbirlerine k›rd›rarak daha rahat yönetme politikas›-na karfl› gelece¤i kazanma azmiyle mücadele etmiflti. Hrantpartimiz saflar›nda örgütlenerek mücadele yürüttü¤ü süreci
hiçbir zaman olumsuzlamayarak reddetmedi¤i gibi bunu bü-yük bir kabul ve memnuniyetle dile getirip Kaypakkaya çizgi-sinin ay›rt edici niteli¤ini ifade etmekten çekinmemiflti. ‘Kay-nayan cehennemleri b›rak›p haz›r cennetlere kaçmak yap›mauygun de¤il’ diyordu Agos’taki son yaz›s›nda. ‘Biz cehennemicennete çevirmeye talip insanlard›k’ diye hayk›r›yordu. Zul-me ve sömürüye karfl› ey halk aya¤a kalk! H›rant Dink’in ça¤-r›s› budur” denildi.
Hrant Dink yafl›yor, yaflataca¤›z!
DHPüyeleri, 21 Ocak
Pazar günü akflam
saatlerinde Agos
Gazetesi’nin önünde toplanarak, Hrant
Dink’in katledilmesini protesto ettiler.
“Hrant’›n katili patron a¤a devleti”,
“Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”,
“A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk
iktidar› kuraca¤›z”, “Yaflas›n halklar›n
kardeflli¤i”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m ”
fleklinde slogan atan yüzlerce DHP
üyesi, Hrant Dink ile MKP üyeleri Ar-
menak Bak›rciyan ve Manuel Demir’in
resimlerinin bulundu¤u dövizler de ta-
fl›d›lar. DHP’liler, aralar›nda Armenak
Bak›rciyan’›n ablas›n›n da bulundu¤u
flehit aileleri ile birlikte Agos Gazete-
si’ni ziyaret ettiler.
DHP Agos’unönündeydi
Katliamdan devlet sorumlu tutuldu
top related