2013 sistemik lupus eritematozus- deniz gül
Post on 11-Apr-2017
344 Views
Preview:
TRANSCRIPT
Sistemik Lupus Eritematozus
Dr. Deniz GülDr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Aile Hekimliği
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Tanım ve Prevalans
Sistemik Lupus Eritematozus (SLE), immünolojik bozukluklara bağlı olarak gelişen; ancak etyolojisi belli olmayan kronik, iltihabi, sistemik bir hastalıktır.
SLE’de hücreler ve organlar immünkompleksler ve otoantikorlarla hasara uğramaktadır.
Kadınlarda erkeklerden 8-13 kat fazla görülür. Tanı alan hastaların %90’ı doğurgan yaş grubundaki
kadınlardır. Siyah ırkta beyazlara göre 4 kat fazla görülür. ABD’deki prevalansı 10-400/100.000’dir.
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Patogenez ve Etyoloji
Patogenez ve Etyoloji
Hastalarda B lenfosit aktivitesinde artış vardır.
T-helper ve T-supressor lenfositlerde sayıca
azalma vardır.
T lenfositlerin fonksiyonlarında da bozulma
vardır.
İmmün kompleksler dolaşımdan daha yavaş
temizlenmektedir.
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Patolojik Bulgular
SLE’de etkilenmiş deriden alınan biyopsiler
dermoepidermal bileşkede IgG birikimini ve bazal
keratinositlerde hasarlanmayı gösterir.
Klinik olarak etkilenmemiş deriden alınan
biyopsilerde de IgG birikimi görülebilir.
Patolojik Bulgular
Renal biyopsilerde hasarın boyutu ve paterni tanı koymada
ve en etkili tedavi şeklini belirlemede önemlidir.
Lupus nefriti ile ilgili bir çok çalışma WHO sınıflandırmasını
kullanmaktadır, ancak International Society of Nephrology
and the Renal Pathology Society (ISN-RPS) daha yeni ancak
benzer bir sınıflandırma yayımladı ve bu WHO
sınıflandırmasının yerine geçmeye başladı.
Patolojik Bulgular
ISN-RPS sınıflandırmasının bir avantajı aktif değişiklikler
için ‘a’, kronik değişiklikler için ‘c’ ön eklerinin
kullanılmasıdır. Bu kullanım hekime hastalığın
potansiyel reverzibilitesi hakkında fikir verir.
Klinik olarak tubulointertisyel tutulum ve vasküler
hastalık önemli olmasına rağmen, tüm klasifikasyon
sistemleri glomerüler hastalığa odaklanmıştır.
Patolojik Bulgular
Kan damarlarındaki histolojik anormallikler de
tedaviyi belirleyebilir.
SLE’e spesifik bir vaskülit paterni yoktur ancak
vaskülit aktif hastalığı gösterir.
SLE’de en sık lökositoklastik vaskülit görülür.
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Klinik Bulgu ve Semptomlar-1
Klinik Bulgu ve Semptomlar-2
Klinik Bulgu ve Semptomlar-3
Klinik Bulgu ve Semptomlar-4
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Tanı
SLE tanısı karakteristik klinik özellikler ve
otoantikorlara dayanır.
Tanı Kriterleri - Eski
Tanı Kriterleri - Yeni
Yeni Tanı Kriterleri – Klinik
1-Akut kutanöz lupus
Lupus malar rash Büllöz lupus
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
1-Akut kutanöz lupus• Lupus toksik epidermal nekroz varyantı
• Makulopapüler lupus döküntüsü
• Fotosensivite lupus döküntüsü
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
1-Akut kutanöz lupus
• Subakut kutanöz lupus
**Akut deri lezyonlarının tanı kriteri sayılabilmesi için dermatomiyozit bulunmaması gerekmektedir
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
2-Kronik kutanöz lupus
• Klasik diskoid döküntü
• Mukozal lupus
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
2-Kronik kutanöz lupus
Hipertrofik lupus Lupus pannukulit
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
2-Kronik kutanöz lupus
Lupus tumidus
Chilblain lupus
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
3- Oral veya Nazal Ülserler
**Vaskülit, Behçet, Wegener, Herpes infeksiyonu, inflamatuar barsak hastalığı, reaktif artrit ve asitli gıdaların kullanımı dışlanmalı
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
4- Skarsız alopesi
• Tüm saç tellerinde incelme
veya kırılmış saç tellerinin de
görülebildiği artmış
kırılganlık
**Androjen alopesi, ilaçlar, demir eksikliği, alopesi areata dışlanmalıdır.
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
5- Sinovit
• Şişlik veya effüzonla karakterize en az iki eklemin etkilenmesi
veya
• En az iki eklemde hassasiyet ve beraberinde en az otuz dakika süren sabah tutukluğu
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
6- Serozit
• Plevra: En az bir gün süren tipik plörezi veya plevral
effüzyon veya plevral rub sesi
• Perikard: En az bir gün süren yatma ile artan, oturma ile
azalan tipik perikardiyal ağrı veya perikardiyal effüzyon
veya perikardiyal rub sesi veya EKG’de perikardit bulgusu.
(**Üremi, infeksiyon ve Dressler Sendromu dışlanmalı)
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
7- Renal tutulum
• İdrarla protein atılımının >500mg/24h olması
veya
• Eritrosit silendirleri
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
8- Nörolojik Tutulum• Nöbet• Psikoz• Mononöritis multiplex (primer vaskülit gibi nedenlerin
dışlanması)• Miyelit• Periferal veya kraniyal nöropati (diabet, enfeksiyon ve
primer vaskülitlerin dışlanması)• Akut konfüzyon (ilaç, toksinler, üremi, metabolik
nedenler dışlanmalı)
Yeni Tanı Kriterleri - Klinik
9- Hemolitik anemi10- Lökopeni veya Lenfopeni*İlaç, felty sendromu, portal hipertansiyon dışlanmalı11- Trombositopeni*TTP, ilaç kullanımı, portal hipertansiyon dışlanmalı
*En az bir kez <100.000/mm3
Yeni Tanı Kriterleri - İmmünolojik
1- ANA pozitifliği
• Laboratuar normallerinin üstünde olması yeterli
2- Anti ds-DNA pozitifliği
• ELISA ile yapılıyorsa, laboratuar normallerinin en
az 2 katı olmalı
3-Anti-Sm pozitifliği
Yeni Tanı Kriterleri - İmmünolojik
4- Anti-fosfolipid antikor pozitifliği
• Lupus antikoagülan pozitifliği
• Rapid plasma reagin testi yalancı pozitifliği
• Antikardiyolipin antikor pozitifliği (Ig G/A/M)
• Beta-2 mikroglobulin-1 antikor pozitifliği (Ig G/A/M)
Yeni Tanı Kriterleri - İmmünolojik
5- Kompleman düşüklüğü
C3 veya C4 veya CH50 düşüklüğü
6- Direkt Coombs testi pozitifliği
*Hemolitik anemi olmaması gerekir
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Laboratuar Testleri
Laboratuar testleri;
• Tanıyı kesinleştirmede veya dışlamada
• Hastalığın seyrini takip etmede
• Tedavinin yan etkilerini belirlemede
kullanılır
Laboratuar Testleri
Otoantikorlar;
• Tanısal anlamda semptomların başlangıcında
hastaların %95’inden fazlasında ANA pozitif
olduğundan en önemli otoantikor ANA’dır.
• Bir kaç hastada ANA ilk semptom başlangıcından
sonra bir yıl içinde pozitifleşir, bu nedenle
tekrarlayan ANA ölçümleri yarar sağlayabilir.
Laboratuar Testleri
Otoantikorlar;
• ANA negatif lupus da vardır, ancak erişkinlerde çok
nadirdir ve genellikle diğer otoantikorlarla ilişkilidir
(anti-Ro, anti-DNA).
• Anti-dsDNA’nın yüksek titreleri SLE için spesifiktir.
• Anti-dsDNA’daki artışlar bazı hastalarda hastalık
alevlenmesinin özellikle de nefrit ve vaskülit gelişiminin
bir habercisidir.
Laboratuar Testleri
Otoantikorlar;
• Anti-Sm antikorları da lupus için spesifiktir ve tanıda
yardımcı olur ancak genellikle hastalık aktivitesi ve
klinik belirtilerle ilişkisi yoktur.
• Antifosfolipid antikor SLE için spesifik değildir ancak
varlığı hastaları arteryel ve venöz tromboz açısından
riskli kılar, gebede de varlığı fetal kayıp riskini arttırır.
Laboratuar Testleri
Otoantikorlar;
• Antikardiyolipin, lupus antikoagülanı ve anti-
Beta-2 glikoprotein-1 diğer bakılabilecek
otoantikorlardır, ancak spesifik değildirler.
Laboratuar Testleri
Hastalık takibindeki testler;
• SLE alevlenmeleri sırasında organ tutulumunu
gösteren testlerin yapılmasında fayda vardır.
• Tam kan sayımı, idrar tetkiki, kreatinin seviyesi ve
albumin bunlara örnek verilebilir.
• Hastalık aktivitesini belirleyen ek markerlarla ilgili
yoğun bir calışma vardır.
Laboratuar Testleri
Hastalık takibindeki testler;
• Anti-DNA antikorları, kompleman komponentleri
(öne çıkan C3), IFN ile indüklenebilen genler,
çözünebilir IL-2, idrar adiponektini hastalik
aktivitesini belirlemede aday gözüken testlerdir.
• Hiçbirisi genel kabul görmemişlerdir.
Laboratuar Testleri
Hastalık takibindeki testler;
• Hekim laboratuar testlerinde değişiklikler olan her
hastayı alevlenme gibi kabul etmelidir. Çünkü yapılan
tedavi değişikliğinin alevlenmeleri önlediği
gösterilmiştir.
• Ek olarak; SLE’deki artmış ateroskleroz riski nedeniyle
hiperlipidemi tedavisinde SLE de tıpkı DM gibi bağımsız
bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir.
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Tedavi
• SLE için kür yoktur ve tam devamlı remisyonlar
nadirdir.
• Bu nedenle hekim akut ve ciddi alevlenmeleri
kontrol edecek, semptomları kabul edilebilir bir
seviyede tutacak ve organ hasarını önleyecek bir
tedavi planı yapmalıdır.
Tedavi
Tedavi secenekleri;
• Hayatı tehdit eden veya organ hasarına sebep
olan hastalığın varlığına
• Potansiyel olarak geri dönüşümlü hastalığa
• Hastalık ile tedavinin komplikasyonlarını en iyi
önleyebilecek yaklaşımlara dayanır.
Tedavi
Yaşamı tehdit etmeyen hastalıkta konservatif tedaviler;
• Semptomları baskılamaya yönelik tedavi verilir
• Analjezikler ve antimalaryal ilaçlar ana ilaçlardır
• Antimalaryal ilaçların hastalık alevlenmelerini azalttığı
gösterilmiştir. Retinal toksisite nedeniyle en az yıllık
oftalmolojik muayene yapılması gerekir.
Tedavi
Yaşamı tehdit etmeyen hastalıkta konservatif tedaviler;
• NSAID’lerle ilgili iki önemli konu vardır.
• Birincisi; SLE’li hastalar NSAID’le ilişkili aseptik menenjit,
transaminaz artışı, hipertansiyon ve renal disfonksiyon
açısından normal populasyona göre artmış risktedirler.
• İkincisi ise; tüm NSAID’ler özellikle de siklooksijenaz-2’yi
spesifik inhibe edenler koroner arter hastalık riskini arttırırlar.
Tedavi
Yaşamı tehdit etmeyen hastalıkta konservatif tedaviler;
• Dehidroepiandrosteron uygulamasının da hastalık
aktivitesini azalttığı gösterilmiştir.
• Bu konservatif yaklaşımlara rağmen hayat kalitesi
yetersiz ise düşük dozdan sistemik glukokortikoid
verilebilir.
Tedavi
Yaşamı tehdit eden SLE;
• Temel ilaç glukokortikoidlerdir. 0.5-2 mg/kg/gün
oral veya 3 gün 1000 mg/gün glukokortikoid
sonrasında 0.5-1 mg/kg glukokortikoid verilir.
• Diffüz proliferatif glomerülonefriti olan hastalarda
yüksek doz glukokortikoid tedavisinin düşük doza
göre daha hayat kurtarıcı olduğu kanıtlanmıştır.
Tedavi
Yaşamı tehdit eden SLE;
• Ciddi lupus atağı olan hastaların çoğunun uzun yıllar
düşük doz glukokortikoid idame tedavisi kullanması
gerekir. Bu tedavi yeni alevlenme olması riskini azaltır.
• Lupus nefriti ile ilgili çalışmalara dayanarak hayatı
tehdit eden aktif SLE varlığında yüksek doz pulse
steroid standart başlangıç tedavisi olmuştur.
Tedavi
Yaşamı tehdit eden SLE;
• Ciddi SLE’yi tedavi amacıyla
sitotoksik/immünsupresif ilaçların
glukokortikoidlere eklenmesi önerilmektedir.
• Bu amaçla mikofenolat mofetil, siklofosfamid,
azotiyopürin, siklosporin kullanılabilir.
Tedavi
Önleyici tedaviler;
• Uygun aşılamaların yapılması (pnömokok, influenza)
• Rekürren idrar yolu enfeksiyonlarının önlenmesi
• Osteoporoz gelişiminin önlenmesi
• Dislipidemi, hipertansiyon, hiperglisemi ile
mücadele edilmesi önerilmektedir.
Sunum Akışı
Tanım ve PrevalansPatogenez ve EtyolojiPatolojik BulgularKlinik Bulgu ve SemptomlarTanıLaboratuar TestleriTedaviPrognoz ve Survey
Prognoz ve Survey
• 5 yıllık survey %95, 10 yıllık %90 , 20 yıllık survey
ise %78’dir.
• Kötü prognoz bir çok seride; tanı anındaki yüksek
kreatinin seviyeleriyle, hipertansiyonla, nefrotik
sendromla, anemiyle, hipoalbuminemiyle,
hipokomplemantemi ve erkek cinsiyetle
ilişkilendirilmiştir.
İlaca Bağlı Lupus
• Hidralazin, prokainamid, izoniazid, karbamazepin,
metildopa, propiltiyourasil, penisilamin, rezerpin gibi
ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkan lupus tablosudur.
• Nadiren anti-dsDNA ile ilişkilidir ve anti-histon
antikorları genellikle pozitif saptanır.
• Sebep olan ilaç kesildikten sonra bir kaç hafta içinde
düzelir.
TEŞEKKÜRLER…
top related