bildiriler kitabı - karadeniz teknik Üniversitesibildiriler kitabı (Özet) 2 basım tarihi: ......
Post on 12-Feb-2020
15 Views
Preview:
TRANSCRIPT
DOKAP Bölgesi ULUSLARARASI TURİZM
SEMPOZYUMU
23-24 Ekim 2017 Karadeniz Teknik Üniversitesi
Trabzon-TÜRKİYE
B i l d i r i l e r K i t a b ı ( Ö z e t )
2
Basım tarihi : 17 Ekim 2017
Basım yeri : Karadeniz Teknik Üniversitesi Matbaası
Sempozyum İletişim : (462) 377 4401- 377 2101
E-Posta : unidokap@ktu.edu.tr
3
SUNUŞ
Değerli Katılımcılar,
Üniversitelerimizin sahip olduğu beşeri sermayenin ekonomik kalkınmanın
en önemli dinamiği olduğu gerçeğinden hareketle DOKAP Bölgesinde yer
alan 9 devlet ve 1 vakıf üniversitesinin DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı ile bir araya gelmesiyle 15 Kasım 2016 tarihinde kurulmuş olan
DOKAP Bölgesi Üniversiteler Birliği (ÜNİ-DOKAP), bölgemiz ve ülkemiz
için çok değerli bir girişimdir. Üniversitelerimiz arasında Eğitim-Öğretim,
AR-GE, sanat ve kültür, toplumsal hizmet ve bölge kalkınmasına yönelik iş
birliğinin geliştirilmesi ÜNİ-DOKAP’ın temel hedefleri arasında yer
almaktadır. Birliğimizin ilk üst kurul toplantısında, bölge turizminin ele
alınacağı bir sempozyumun düzenlenmesi kararı alınmış olup tüm üye
üniversitelerimiz ve DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığımızın
katkıları ile DOKAP Bölgesi Uluslararası Turizm Sempozyumu
düzenlenmiştir.
Sempozyum ile amacımız; turizmde nitelikli işgücü, tesis ve hizmet
kalitesiyle DOKAP Bölgesinin uluslararası bir marka haline gelmesi, turizm
ürün ve hizmetlerinin çeşitlendirilmesi ve iyileştirilmesi, turizm değer
zincirinin her bileşeninde kalitenin artırılması ve sürdürülebilirlik ilkesi
çerçevesinde bölgesel kalkınmada öncü bir sektör haline getirilmesidir.
Sempozyuma katılan çok sayıda akademisyen, kurum ve sivil toplum
kuruluşu temsilcileri, hazırladıkları bildiriler ile DOKAP Bölgesi turizmine
farklı açılardan bakmış, sorunları tespit etmiş ve çözüm önerileri sunmuştur.
Böylece 10. Kalkınma Planımızda da belirtilen politikalar doğrultusunda,
turizm hareketlerinin yoğunlaştığı bölgemizde turizmle ilgili alınacak
kararlara da katılım sağlamışlardır.
Ülkemizin her köşesinden gelerek Sempozyuma ilgi gösteren davetli
konuşmacılarımıza, tüm akademisyenlerimize, ÜNİ-DOKAP üyesi
üniversitelerimize, DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığımıza ve İl
Kültür ve Turizm Müdürlüklerimiz başta olmak üzere turizmin tüm
paydaşlarına teşekkür ediyor, Sempozyum kazanımlarının bölgemize ve
ülkemize faydalı olmasını diliyorum.
Prof. Dr. Süleyman BAYKAL
DOKAP Bölgesi Üniversiteler Birliği Dönem Başkanı
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü
4
Sempozyum Başkanları
Prof. Dr. Süleyman BAYKAL DOKAP Bölgesi Üniversiteler Birliği
Dönem Başkanı
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü
Ekrem YÜCE DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı
Onur Kurulu
Prof. Dr. Sait BİLGİÇ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Hüseyin KARAMAN Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Cevdet COŞKUN Giresun Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Tarık YARILGAÇ Ordu Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Fahrettin TİLKİ Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Selçuk COŞKUN Bayburt Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Halil İbrahim ZEYBEK Gümüşhane Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ersan BOCUTOĞLU Avrasya Üniversitesi Rektör Vekili
Danışma Kurulu
Prof. Dr. Vedat CEYHAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Sefa TARHAN Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Mustafa Serkan SOYLU Giresun Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Şevket Metin KARA Ordu Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Ali BİLGİN Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Abdulkuddüs BİNGÖL Artvin Çoruh Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Halil İbrahim ŞİMŞEK Bayburt Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Bünyamin KOCAOĞLU Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Yavuz ÖZORAN Avrasya Üniversitesi Rektör Yrd.
Bilim Kurulu
Prof. Dr. Ali Sait ALBAYRAK Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet KÜÇÜK Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Prof. Dr. Cemalettin ŞAHİN Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Prof. Dr. Fatih SEYİS Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Prof. Dr. Gökhan ABAY Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Prof. Dr. Turan YÜKSEK Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Elif ACUNER Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Zehra EROL Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Emre ASLAN Gümüşhane Üniversitesi
Yrd. Doç. Salih YILDIZ Gümüşhane Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. İsmail ÇALIK Gümüşhane Üniversitesi
5
Yrd. Doç. Dr. Uğur AKDU Gümüşhane Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Bilal YALÇIN Gümüşhane Üniversitesi
Doç. Dr. Yetkin BULUT Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Yasin KELEŞ Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Seden DOĞAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Yrd. Doç. Emine TAŞ Bayburt Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa CİN Giresun Üniversitesi
Prof. Dr. Musa GENÇ Giresun Üniversitesi
Prof. Dr. Serkan DOĞANAY Giresun Üniversitesi
Yrd. Doç. Hakan AKYURT Giresun Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet TUNCER Çankaya Üniversitesi
Prof. Dr. Nazmi KOZAK Anadolu Üniversitesi
Prof. Dr. Özkan TÜTÜNCÜ Dokuz Eylül Üniversitesi
Prof. Dr. Aykut KARAMAN Altınbaş Üniversitesi
Prof. Dr. Neslihan DOSTOĞLU İstanbul Kültür Üniversitesi
Doç. Dr. Adem ERBAŞ Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Prof. Dr. Vlatko P. KOROBAR Republic of Macedonia
Prof. Dr. Celal Abdi GÜZER Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Atila GÜL Süleyman Demirel Üniversitesi
Prof. Dr. Claudia JUROWSKI Northern Arizona Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet ZAMAN Atatürk Üniversitesi
Prof. Dr. Ermile MESKHIA Batumi Art State University
Prof. Dr. Khatuna MANAGADZE Batumi Art State University
Prof. Dr. İlkay ÖZDEMİR Karadeniz Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Muhammet BORAN Karadeniz Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Murat TOPBAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Hasan KARAL Karadeniz Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Erdem TAŞDEMİR Karadeniz Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Fatih BEKTAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Coşkun ERÜZ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Sercan EROL Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Şebnem ERTAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. İsmail KÖSE Karadeniz Teknik Üniversitesi
Dr. Muhammet PANAH Islamic Republic of Iran
Yrd. Doç. Dr. Ediz GÜRİPEK Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Yrd. Doç. Mehmet GÜLLÜ Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Yrd. Doç. Emin ARSLAN Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Prof. Dr. Ümit YILMAZ The University of Georgia
Düzenleme Kurulu
Prof. Dr. Hikmet ÖKSÜZ Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Asım ÖREM Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yrd.
Prof. Dr. Hasan KARAL Karadeniz Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Murat TOPBAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Abdullah AKAT Karadeniz Teknik Üniversitesi
6
Doç. Dr. Fatih BEKTAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Ebru ÇOLAK Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Şebnem ERTAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. İsmail KÖSE Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Melike ÇELİK Karadeniz Teknik Üniversitesi
Öğr. Gör. Ali Haydar DOĞU Karadeniz Teknik Üniversitesi
Öğr. Gör. Fegan MUTLU Karadeniz Teknik Üniversitesi
Okt. Veysel USTA Karadeniz Teknik Üniversitesi
Sempozyum Sekretaryası
Öğr. Gör. Ali Haydar DOĞU Karadeniz Teknik Üniversitesi
Nazlı GÜLEŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi
Elif GÖKÇE Karadeniz Teknik Üniversitesi
© 2016 DOKAP Bölgesi Üniversiteler Birliği
7
Akademik Bildiri Özetleri
8
TONYA’DA (TRABZON) SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMİN
UYGULANMASI ÖNERİSİ
Turgut Haci ZEYREK
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/zeyrek@ktu.edu.tr)
Ali Nadir ZEYREK
(Öğr. Gör. Dr./Gaziantep Üniversitesi/nadirzeyrek@gantep.edu.tr)
ÖZET
Trabzon ili, Tonya ilçesindeki Tonya yaylasında sürdürülebilir turizm
hedefleri için ne yapılabilir? Bu bağlamda öngörülen süreçler nelerdir ve bu süreçler
üzerinde farklı turizm paydaşlarının katkısı nelerdir? Bu araştırma, hem
sürdürülebilir kalkınma gündemini (iklim değişikliği ve kaynakların tükenmesi gibi)
belirleyen mevcut tehditleri işaret etmekte, hem de sürdürülebilir turizmin ve
Trabzon il idare sınırı dâhilinde Tonya ile yakın merkezler arası işbirliği ve paydaş
katılımı ön görülmektedir. Veriler, Trabzon ve çevresinde turizm gelişimi ve
sürdürülebilir turizm gelişimini konu alan yazılı kaynaklardan elde edilmiştir. Bu
bulgular, sürdürülebilir yayla turizmi için bütüncül bir yaklaşım ve
sürdürülebilirlikle ilgili verilerin toplanması ve dağıtılmasına yapıcı katkı
sağlamıştır. Tonya’da sürdürülebilir turizm uygulanmasının pratikte gerçekleşmesi
için üç husus önemli rol oynayacaktır: sürdürülebilir turizmin göstergeleri, Trabzon
il idare sınırına komşu bölgeler ile işbirliği ve paydaş katılımı.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, yayla turizmi, amaçlanan hedefin
planlaması; bölgesel kalkınma, kaynaklar, paydaşlar, sınır ötesi işbirliği.
9
ARTVİN’DE GASTRONOMİ TURİZMİ ALGISI: ARTVİN ÇORUH
ÜNİVERSİTESİNDE ÇALIŞAN AKADEMİSYENLER ÜZERİNE BİR
ARAŞTIRMA
Anıl AKAY
(Öğr. Gör./Artvin Çoruh Üniversitesi/anil.akay@artvin.edu.tr)
ÖZET
Türkiye’nin sahip olduğu çok çeşitli kültür yapısı ve bölgelerin gelişen
teknoloji ile birlikte daha fazla birbirleriyle etkileşim içerisinde olması neticesinde
destinasyonlara ait mutfak kültürleri de her geçen gün daha fazla önem kazanmıştır.
Yemek ve kültür kavramlarını birleştirerek ortaya çıkan gastronomi turizm,
bölgelerin rakiplerine karşı bir adım öne geçebilmeleri için kullandıkları alternatif
bir turizm türüdür. Bu kapsamda özellikle son yıllarda destinasyona ait mutfak
kültürünün seyahat deneyiminde önemli bir yer tuttuğu görülmektedir.
Artvin sahip olduğu doğal ve tarihi güzellikleri ile yüksek bir turizm
potansiyeline sahiptir. Ayrıca Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan Artvin’de,
bölgenin sahip olduğu farklı yemek kültürünü tanıtmak ve geliştirmek amacıyla
bilimsel ve teknik yönden yeterince çalışma olmadığı saptanmıştır. Bu açığın
giderilmesi ve sonraki çalışmalara yardımcı olması anlamında yapılan bu çalışma,
bölgede gastronomi turizmi üzerine yapılan ilk çalışma özelliği taşımaktadır.
Bu çalışmanın temel amacı; gastronomi ve turizm ilişkisi bağlamında, Artvin
ilinde yaşayan akademisyenlerin yöresel mutfağa ilişkin algılarını belirlemektir.
Araştırmada kullanılan veriler mülakat yoluyla toplanmıştır. Çalışma Artvin ilinde
yaşayan 20 akademisyen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın sonucunda;
Artvin ilinde gastronomi turizminin istenilen düzeyde olmadığı belirlenmiştir.
Ayrıca katılımcıların çoğunun Artvin’e gelmeden önce yöre yemekleri hakkında
herhangi bir bilgileri olmadığı saptanmış, yöresel yemeklerin reklam ve tanıtım
eksikliği olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Artvin, Turizm, Gastronomi Turizmi, Artvin Çoruh
Üniversitesi
10
CAMİ İÇ MEKAN TEZYİNATINDA TERS LALE MOTİFİNİN
KULLANIMI VE AÇTIĞI PERSPEKTİFLER
Ayşegül DURUKAN
(Öğr. Gör./Nişantaşı Üniversitesi/aysegul.drukan@gmail.com)
ÖZET
Coğrafi mekanın çevre özellikleri, tarihi değerler, sahip olduğu kültürel miras
ve kent dokusu her zaman turizmi tetikleyen niteliklere sahip olmuşlardır. Dinlenme,
eğlenme, görme ve tanıma amaçları ile turistik geziler yapılmaktadır. Mimari yapılar
ve sergiledikleri kültürel kimlik, turizmi tetikleyen en belirgin öğelerden biri olarak
karşımıza çıkmaktadır. Merak uyandıran, bir bilinmezi ya da bir gizemi içinde
barındıran mimari eserlerin oldukları yerler turist topluluklarınca yoğun ilgi
görmektedir. Zaman içinde bu tür mekanlar hakkında toplumun hayal gücünün etkisi
ile söylentiler oluşmaktadır. İçinde gizem barındıran mimari mekanın halk
tarafından oluşturulan hikayeler tarafından süslenmesi ile mimari mekân dilden dile
yayılarak yörenin turizmine büyük bir ivme kazandırır hale gelmektedir. Mimar
Sinan tarafından XVI. yy’ da yapılan Selimiye cami bu duruma bir örnek olarak
gösterilebilecek niteliktedir. Edirne’de bulunan Selimiye caminin mimarisi teknik ve
estetik olarak mükemmelliği içerisinde tasarlanarak imar edilmiştir. Bu nedenle
cami bir kültürel varlık olarak “UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yerini almıştır.
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” olarak nitelendirdiği cami, Edirne’ye birçok turistin
gitmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte Selimiye caminin turistler tarafından
yoğun ilgi çekmesinin nedeni sahip olduğu mimari dehanın ötesinde müezzinler
mahfelinin kuzeydoğu yönünde; köşedeki mermer ayağında, bulunan ters lale
motifidir. Lale motifinin anlamı ve neyi temsil ettiğini anlamak halk tarafından bir
gaye edinilmiştir. Bu konu hakkında farklı söylenceler üretilip, halk arasında
paylaşılmakta ve medyada bilmek ve açıklamak amacını güden düşünceler ve
kurgular paylaşılmaktadır. Dergi ve gazetelerde sık sık Selimiye Cami ve Ters lale
motifi hakkında haberler çıkmakta ve bu haberler halk tarafından büyük bir ilgi ile
takip edilmektedir. Ters lale motifini görmek isteyen turistler camiyi ziyaret
etmektedirler. Ters lale motifi ve onun hakkında çıkan /üretilen söylencelerde, bu
motifin bir çok farklı sırları simgelediğinden bahsedilmektedir. Cami iç mekân
tezyinatında ters lale motifinin kullanımı hakkında topluma inebilmiş bir çalışma
bulunmamaktadır. Bununla birlikte ters lale motifinin cami iç mekân tezyinatında
kullanımına XIX. yy’ da yapılmış olan Trabzon’un Of ilçesine bağlı bir belde olan
Bölümlü’ de yer alan Mithat Paşa caminde rastlanmaktadır. Hasan Usta tarafından
yapılan caminin üst kat mahfilini taşıyan dört adet ahşap dikmenin başlık ve
gövdelerinde ters lale motifi görülmektedir. Düşey eleman üzerinde konumlandırılan
ters lale motifleri Selimiye cami ile birlikte gelen gizemli motif kullanımını içinde
taşımaktadır. Mithat Paşa cami ahşap yapı geleneğini sergileyen Türkiye’nin sahip
olduğu değerli tarihi eserlerin arasındadır. Mithat Paşa cami ve içerdiği mimari
özelliklerin incelenerek halka tanıtımın yapılması gerekmektedir. Aynı şekilde bu
cami hakkında yapılacak araştırmaların “ters lale” efsanelerine ışık tutabileceği de
düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı Mithat Paşa cami mimarisi ve iç mekanında
yer alan ters lale motifi hakkında inceleme yapmak ve bunu toplumla paylaşmaktır.
Anahtar Kelimeler: Cami, tezyinat, estetik
11
KENT TANITIMINDA ETKİLİ BİR ARAÇ OLARAK WEB
SAYFALARI: DOKAP BÖLGESİ İLLERİ KAPSAMINDA BİR
ARAŞTIRMA
Bahar Eroğlu YALIN
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversietesi/beroglu@ktu.edu.tr)
Özer SİLSÜPÜR
(Öğr. Gör./Karadeniz Teknik Üniversietesi/ozersilsupur@ktu.edu.tr)
ÖZET
Kurumlar açısından en önemli konu ve sorunlardan biri kurumsal iletişim
süreçlerinin etkin bir şekilde yönetilmesi ve bu sayede farklılaşmayı sağlamaktır.
Kurumların hâlihazırda sahip olduğu (mevcut) imajları ile gelecekte sahip olmak
istediği imaj kavramlarına verdiği önem ya da bir başka deyişle imajın kurumlara
“ne anlam ifade ettiği” tercih edilme noktasında en önemli faktördür. Ancak bu tür
farklı ve farkındalık oluşturacak etkinlikler ile kurumlar hedeflerine ulaşabilir. İmaj,
insanların algılarıyla ilgilidir. Bu yüzden, kurumlar sürekli olarak insanların
zihinlerinde olumlu imaj oluşturmak ve sürdürmek durumundadırlar. Nasıl ki kurum
binasının tasarımı, kurumun logosunda barındırdığı renkler ve renklerin ne anlam
ifade ettiği imajını etkileyecek faktörlerse kurumsal iletişim sürecinde yeniçağın
teknolojisi ve iletişim türünü ortaya koyan web sayfaları da kurumların tanıtılmasını,
bilgilenmeyi ve haberleşmeyi sağlayan dijital binalardır. Kurum imajı oluşturmada,
varolan olumlu imajı pekiştirmede ve devamlılığını sağlamada dijital teknolojinin
heryerdeliği sayesinde ilk başvurulan kaynak olan web sayfalarının etkililiği ve
etkinliğini sağlamak son derece önemlidir. Kent algısının ve imajının oluşmasında
son derece önemli bir işleve sahip olan belediyelerin ise gerek tanıma gerekse
tanıtma ile belirginleşen kurumsal iletişim süreç ve işlevlerini gerçekleştirmelerinde
web sayfaları önemli bir adres olmaktadır. Belediye sayfaları, yapılan hizmetlerin
duyurulmasında, halkın beklentilerinin, taleplerinin belirlenmesinde, hedef kitleyle
karşılıklı anlayışın sağlanmasında ve sürdürülmesinde, yerli/yabancı turistleri
etkileme ve bilgilendirme açısından önemli bir başvuru mecrasıdır. Bu çalışmada,
kurumsal iletişim sürecinde web sayfalarının kent tanıtımında, kent imajının
oluşmasında ve aynı zamanda hedef kitle ile karşılıklı iletişimin sağlanmasında bir
araç ve ortam olduğu gerçeğinden hareketle DOKAP Bölgesi illerinin büyükşehir
belediyelerinin web sayfaları incelenecektir (Tokat - Samsun - Ordu - Giresun -
Trabzon - Gümüşhane - Bayburt - Rize – Artvin).
Anahtar Kelimeler: Kurumsal İletişim, Kent İmajı, Web Sayfaları
12
KARADENİZ BÖLGESİNE YENİ BİR TURİZM FİKİR PROJESİ;
ULUSLARARASI KARADENİZ EXPO 2023 TRABZON
Hasan YILMAZ
(Prof. Dr./ Atatürk Üniversitesi/hyilmaz@atauni.edu.tr)
ÖZET
Dünya fuarı olarak bilinen sergi alanları olan EXPO’lar 19. Yüzyıldan beri
değişik katagorilerde ve değişik ülkelerde belirli aralıklarla düzenlenmektedir. Bu
sergiler dünyada FIFA dünya kupası ve olimpiyat oyunlarından sonra 3. büyük
organizasyon olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmanın amacını Trabzon kentinde
yapılması hedeflenen Karadeniz ülkeleri Botanik EXPO 2023 fikir projesinin
tanıtımı oluşturmaktadır. Bu proje ilk defa farklı ülkelerin ortaklaşa
gerçekleştirebileceği uluslararası EXPO organizasyon olması yanısıra deniz içinde
yapılacak olması açısından da dünyada ilk olma özelliğini taşıyacaktır.. Proje
kapsamında Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerle ortaklaşa düzenlenecek olan bu
organizasyonla Bölge EXPO’su fikri ağırlık kazanmıştır. Fikir projesi olarak
tasarlanan peyzaj avan projesi kapsamında, ‘Yeşil Yaşam Denizde’ sloganı ile;
katılımcı ülkeler, ülkesel ve yerel paydaşlar, alan seçimi kriterleri, başarı ölçütleri,
düşünülen canlı ve cansız yapı elemanları, bölge turizmi ve ekonomisine katkıları,
başvuru süreci, sergi sonrası alternatifler ve diğer alan kullanım önerileri üzerinde
durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: EXPO 2023 Trabzon fikir projesi, Uluslararası sergi
alanı, öneri peyzaj tasarım projesi
13
TURİZM BÖLGESİ OLMASI SÜRECİNDE KALINÇAM KÖYÜ İÇİN
(TONYA/TRABZON) ALTERNETİF TURİZM YAKLAŞIMLARI
KARADENİZ EXPO 2023 TRABZON
Hasan YILMAZ
(Prof. Dr./ Atatürk Üniversitesi/hyilmaz@atauni.edu.tr)
ÖZET
Trabzon ilinin yeni kırsal turizm alanlarından birisi olması yönünde karar
alınan Kalınçam Köyü ve Vadisi özgün peyzaj karakterleri ile dikkat çekmektedir.
Bu çalışmada Kalınçam Köyünün yerleşim dokusu, geleneksel mimarisi, sosyo-
ekonomik ve kültürel yaşamı, ulaşımı, mevcut relreasyonel tesisleri, doğal bitki
örtüsü, iklim, hidrolojik yapı gibi doğal ve kültürel kaynak değerleri belirlenmiştir.
Sürdürülebilir kaynak yönetimine yönelik mevcut ve olası turizm yatırımlarının bir
analizi yapılarak, doğal ve kültürel çevre ile uyumlu alternatif turizm yaklaşımları
ortaya konulması hedeflenmiştir. Konu turizm master planı uygulamasına ışık
tutması hedeflenen koruma- kullanma önerilerine yönelik kırsal peyzaj planlaması
yönünden değerlendirilmiştir. Islah çalışmaları devam eden Fol Deresi çevresinde
doğal yaşam parkuru, dağlık ve yayla alanlarını kapsayan alanlarda yürüme, bisiklet
ve motor sporları parkurları, foto safari, botanik turizmi alanları, yüksek irtifalı spor
merkezi alanları, kültür turizmi/folklorik yaşam vb. gibi alternatif turizm önerileri
geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kalınçam Köyü, alternatif turizm, ekoköy, kırsal peyzaj
planlama
14
ARTVİN ARDANUÇ CEHENNEM DERESİ KANYONU’NUN DOĞA
TURİZMİ POTANSİYELİNİN SWOT ANALİZİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ
Ali İLHAN
(Yrd. Doç. Dr./Artvin Çoruh Üniversitesi/alilhan@artvin.edu.tr)
Mehmet Ali ÇELİK
(Dr./Kilis 7 Aralık Üniversitesi mehmet.ali.celikk@gmail.com)
Ali Ekber GÜLERSOY
(Doç. Dr./Dokuz Eylül Üniversitesi/gulersoy74@gmail.com)
Nevzat GÜMÜŞ
(Doç. Dr./Dokuz Eylül Üniversitesi/nevzat.gumus@gmail.com)
ÖZET
Eko turizm olarak bilenen doğa turizmi son yıllarda yükselişe geçmiş ve
özellikle gelişmiş ülkelerde ilgi çekmeye başlamıştır. Doğa turizmde asıl olan doğa
çevre ve ekolojiye saygı temelinde tarihi ve kültürel değerleri tanımak, kent
yaşamının sebep olduğu stresten uzaklaşmak ve doğal ortamımı bozulmamış
alanlarda ziyaretçilerin dinlenmesidir.
Artvin ili Ardanuç ilçesinde bulunan Cehennem Deresi Kanyonu eko
turizmin gelişebileceği yerlerden biri olduğu için çalışma alanı olarak seçilmiştir.
Çalışma sahası, eko turizm yönünden zengin bir potansiyele sahip olmasına rağmen,
bu potansiyelini ortaya koyan çalışmalar sınırlıdır.
Bu çalışmanın amacı, Artvin ili Ardanuç ilçesi Cehennem Deresi
Kanyonu’nun doğa turizm potansiyelini SWOT analizi ile ortaya koymaktır.
Araştırma nitel betimsel analiz yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma alanının
taşıdığı potansiyelinin güçlü ve zayıf yönleri ortaya koymak amacıyla SWOT analizi
ve görsel kalite değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışma alanının analizinde çeşitli
ölçeklerde haritalardan, uydu görüntülerinden, fotoğraflardan ve arazi
gözlemlerinden faydalanılmıştır. Araştırma sahasının sahip olduğu eko turizm
potansiyelinin değerlendirilmesi yapılarak turizm faaliyetlerine açılması ve çalışma
sahasında eko turizmin sürdürülebilirliliğinin sağlanması için öneriler getirilmiştir.
Ardanuç Cehennem Deresi Kanyonu ve yakın çevresinde ekoturizm
faaliyetlerinin yaygınlaşması dünyada yaygınlaşan doğa turizmi gelirlerinden
Türkiye’nin ve Artvin’in de pay almasını sağlayacaktır. Çalışmanın, yapılacak
benzer çalışmalara katkı sunması beklenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Artvin, Artdanuç, Cehennem Deresi, kanyon, turizm
15
YÖRESEL LEZZET HARİTASININ DİNAMİK WEB HARİTALAMA
TEKNİKLERİ İLE ÜRETİLMESİ: TRABZON İLİ ÖRNEĞİ
Hüsniye Ebru ÇOLAK
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ecolak@ktu.edu.tr)
Tuğba MEMİŞOĞLU
(Arş. Gör./ Karadeniz Teknik Üniversitesi/tugbamemisoglu@gmail.com) Gamze BEDİROĞLU
(Arş. Gör./ Karadeniz Teknik Üniversitesi/gmzeyilmaz08@gmail.com)
ÖZET
İnsanlığın en temel ihtiyaçlarından biri olan beslenme yıllar geçtikçe çok daha
gelişmiş ve zenginleşmiştir. Artık her yörede farklı tatlar oluşmuş ve bu durum bütün
dünyaya yayılmıştır. İnsanlar gün geçtikçe daha çok yerleri gezmek, görmek ve o yerlere ait
lezzetleri tatmak istemişlerdir. Köklü bir geçmişe dayalı turistik alanlara ve ayrıca yerel
mutfakların özgün niteliklerini içinde barındıran çok yönlü bir mutfak kültürüne sahip
ülkemiz bu açıdan değerlendirildiğinde, her yıl farklı ülkelerden birçok turiste
misafirperverlik yapmaktadır. Son yıllarda bu bağlamda meydana gelen turizmin artışı ve
turistlerin ülkemize oldukça fazla gelmesi, hem turizme katkıda bulunmakta hem de turistlere
yöresel lezzetleri tanıtma noktasında önemlilik arz etmektedir. Genel olarak yapılan
incelemelerde, turistik amaçla gidilen yerlerde turistler, nerelerde gezilebilir, nerede
konaklanılabilir, nerede yemek yenilebilir gibi soruların cevaplarını elde etme noktasında
zorluk yaşamaktadır. Son yıllarda bu durum, internet tabanlı kısmen çözümlenebilse de
konum bazlı ve detaylı bilgilerin içinde barındığı sistemlerle ve haritalarla tam anlamıyla ne
yazık ki sunulamamaktadır. Bu bağlamda özellikle gastronomi turizmi için yerli ve yabancı
turistlerin harita ile konuma dayalı görsel/yazılı veriye eş zamanlı ve birlikte erişebileceği
güncel ve dinamik web tabanlı haritaların Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yardımıyla
üretilmesi gerekmektedir. Alışılmış klasik haritaların dışında internet üzerinden kolayca
erişimi sağlanan dinamik web tabanlı haritalar, günümüzde birçok çalışma alanında
kullanılmaktadır. Özellikle turistlerin istedikleri yerlerde konaklama ve yeme ihtiyaçlarına
daha kolay erişebilme noktasında oldukça avantajlar sağlamaktadır. Ayrıca bu web tabanlı
haritalar kullanıcıların herhangi bir yazılıma veya bilgisayara bağlı kalmadan istenilen bilgiye
erişilebilme olanağı sağlayan önemli bir araç niteliğindedir. Dünyadaki bazı çalışmalarda
turistlerin, turistik seyahatlerinde nerede ne yemeleri gerektiği konusunda web üzerinden
konumsal olarak bilgiler paylaşılmış fakat hiçbir haritada bu yemeklere ait gelişmiş detaylı
bilgiler yer almamıştır. Bu çalışma ile CBS tekniklerinin etkin çalışma performansı ve
dinamik web haritalama teknolojilerinin kullanılması yardımıyla yöresel lezzetlerin bir arada
sunulabileceği pilot bölge olarak seçilen Trabzon ilinde lezzet haritaların üretilmesi ve
kullanıcıya sunulmasını hedeflenmektedir. Bu amaçla öncelikle Trabzon ili için literatürdeki
yöresel yemekler araştırılacak, bu yöresel lezzetlerin konumsal verileri temin edilecek ve
bilgiler konumlarla ilişkilendirilerek konumsal veritabanı oluşturulacaktır. Akabinde bu
konumsal veritabanı CBS ve dinamik web haritalama teknikleri kullanılarak haritalandırılacak
ve kullanıcıların kolayca erişebileceği bir şekilde sunulacaktır. Yerel ve yabancı turistlerin
bölgeye ziyaretinden önce veya ziyaret anında gastronomik turizm hakkında ön bilgi temin
edebilme ve gezi güzergâhlarını tatmak istedikleri lezzetlere göre planlayabilmek olanakları
sağlanmış olacaktır. Böylece turizm açısından yapılacak seyahatlerde bölgeye ait yeme
kültürü kolay ve hızlı bir şekilde kullanıcıya sunulmuş olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Lezzet haritası, CBS, Web-tabanlı haritalama, yöresel lezzet
haritalama Trabzon.
16
ORDU İLİ GASTRONOMİ TURİZMİ POTANSİYELİ
Mehmet KABACIK
(Öğr. Gör./Ordu Üniversitesi/mehmetkabacik@gmail.com)
ÖZET
Gastronomi kavramı son yıllarda hem dünyada hemde ülkemizde yükselen
bir trend olarak karşımıza çıkmaktadır. Yemek ve kültür kavramını birleştiren
gastronomi, turizm pazarlamasında avantaj sağlayan yeni bir turizm alanının
gelişmesine katkı sağlamıştır. Son yıllarda Doğu Karadeniz bölgesinde turizm
hareketlerindeki önemli ölçüde bir artış göze çarpmaktadır. Doğu Kardeniz
Bölgesinde yer alan Ordu İli’nin bu turizm hareketliliğinden daha fazla yaralanması
için mevcut turizm türlerine ek olarak gastronomi turizmini ön plana alması
gerekmektedir. Bu çalışma Ordu İli’nin gastronomi turizm potansiyelini tespit etmek
amacıyla hazırlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden literatür tarama ve döküman
inceleme yöntemi kullanılan bu çalışmada, öncelikle alanyazın taranarak gastronomi
turizmi ile ilgili kavramlar açıklanmış daha sonra Ordu İli’nin gastronomik unsurları
ön plana çıkarılmış ve Ordu İli SWOT(GZFT) analizi yapılmıştır. Son olarak Ordu
İli’nin gastronomi turizmi potansiyelinin geliştirilmesi için önerilerde
bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Ordu, gastronomi, yemek kültürü, turizm
17
ARTVİN HALKININ İHTİYAÇLARININ BELİRLENMESİ VE
BU İHTİYAÇLARIN KARŞILANMA DÜZEYLERİ
Anıl AKAY
(Öğr. Gör./Artvin Çoruh Üniversitesi/anil.akay@artvin.edu.tr)
Mustafa ÖZDEMİR
(Öğr. Gör./Artvin Çoruh Üniversitesi/mustafaozdemir@artvin.edu.tr)
Fatih Mehmet PARLAR
(Öğr. Gör/ Artvin Çoruh Üniversitesi/ fatihmehmetparlar@artvin.edu.tr)
Tuncay ULUYURT
(Öğr. Gör./Artvin Çoruh Üniversitesi/ tuncayuluyurt@artvin.edu.tr)
ÖZET
Yaşam koşullarını iyileştirmek için çok yavaş da olsa çevresini değiştirmeyi
başarabilen insan, bu değişimde çelişkilerin doğmasına neden olmuştur. İnsanlar,
yaşamlarını kolaylaştırabilmek adına artık sadece doğayla değil, birbirleriyle de
mücadele etmek durumunda kalmışlar ve bu durum, yöneten-yönetilen, üreten-
tüketen, satan-satın alan gibi çeşitli kategorileşmelerin de ortaya çıkarmıştır.
İnsanların bir arada yaşayarak toplumu oluşturmuş ve kişisel ihtiyaçlarının yanında
umumi ihtiyaçlarının da doğmasına ortam hazırlanmıştır.
Toplumsallaşma ile birlikte ekonomik yapı ile sosyal ve kültürel yapı
arasındaki bağlantı ekonomik gelişmelerin değerlendirilmesiyle önem kazanmıştır.
Nerede ve hangi zamanda olursa olsun, ekonomik hayatın arkasında insan gerçeği ve
onun yaşayış normları ile zihniyeti yer almaktadır. Ekonomik unsurlar ve sosyal
unsurlar bir bütün olarak ele alınmakta; ekonomik faaliyet, toplumsal bir yapının
içinde meydana gelmiş, gelişmiş ve sosyal yapı içerisinde sosyallik kazanmıştır.
Görüldüğü gibi toplumsal ihtiyaçlar bağlamında ekonomik kalkınma önemli bir
unsur olarak karşımıza çıkmakta ve özellikle bölgesel kalkınma farklı açılardan
toplumları etkileyebilmektedir.
Bu çalışmanın temel amacı; Artvin’nde yaşayan insanların öncelikli
ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu ihtiyaçların karşılanması düzeylerini ölçmektir.
Verilerin elde edilmesinde nicel araştırma yöntemlerinden yararlanılmış ve betimsel
bir çalışma yaklaşımı gösterilmiştir. Araştırmanın evrenini Artvin ilinde yaşayan
2016 sonu itibari ile toplam 168.068 kişi oluşturmaktadır. Artvin’de yaşayan
bireylerin ihtiyaçlarının karşılanma durumlarını tespit etmek amacıyla evrene dahil
(n=800) kişinin görüşlerine başvurulmuş ve bunun için araştırmacılar tarafından
uyarlanan veri toplama aracı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda bireylerin Yaş,
Cinsiyet, Yaşadığı Şehir, Çalıştığı Kurum ve Çocuk sayısı değişkenleri bakımından
ihtiyaçlarının karşılanma durumlarına arasında anlamlı farklar tespit edilmiştir.
Bölgesel Kalkınmaya önem verildiği günümüzde hükümet politikaları ve 2023
Vizyonu çerçevesinde bölgede yaşayan bireylerin temel ihtiyaçlarının
karşılanmasına yönelik makro boyutta tedbirlerin alınmasının yararlı olacağı
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Artvin, İhtiyaç Analizi, Doğu Karadeniz
18
ÖRNEK BİR KIRSAL TURİZM KÖYÜ:
COCKINGTON VILLAGE (İNGİLTERE)
Mehmet Akif IRMAK
(Doç. Dr./Atatürk Üniversitesi/mairmak@atauni.edu.tr)
ÖZET
Ülkemiz genelinde kırsaldan kentsel alanlara doğru gerçekleşen hızlı göç
hareketlerinin temelinde kırsal alanların sosyal ve ekonomik bakımdan yetersiz
olmasından kaynaklanmaktadır. Kırsal alanların alt ve üst yapı bakımından kentlerle
eşit seviyelere ulaştırılması, sosyal olanakların artırılması, ekonomik açıdan yeni
gelir kaynaklarının oluşturulması, kırsal alanların sahip olduğu kaynak değerlerinin
ortaya çıkarılması ve bu kaynak değerlerinin doğru kullanımı kırsal kalkınma
bakımından oldukça önemlidir. Ülke, bölge veya yörelerin sahip oldukları kaynak
değerlerini belirlemesi ve bu kaynakların etkin ve doğru kullanımı beraberinde
kalkınmayı da getirmektedir. Kırsal alanlarda yaşayan halka ek gelir getirme
olanağı sunan kırsal turizm, yöresel ve bölgesel kalkınma için oldukça önemli bir
unsurdur. Doğal peyzaj güzellikleri, yöresel destinasyonlar, organik tarım
uygulamaları, yerel mimari değerler, geleneksel el sanatları ve farklı lezzetler gibi
kırsal turizmi cazip hale getiren birçok faktör bulunmaktadır. Bu kapsamda
İngiltere’nin Güney Devon Bölgesi şehirlerinden olan Torquay kenti yakınlarındaki
Cockington Village 2017 yılı içerisinde ziyaret edilmiş olup, kırsal köy kalkınması
bakımından oldukça iyi bir örnek olduğu gözlemlenmiştir. 16. yy da kurulmuş olan
köy, doğal güzelliklerinin yanında, mimarisi, tarım uygulamaları, geleneksel el
sanatları uygulamaları, organik ürün yetiştiriciliği, yöresel lezzetlerin yerinde
tadılması ve daha birçok kaynak değeri ile koruma-kullanma dengesini sağlayarak
kırsal kalkınmayı başarmıştır. Çalışmada köyün taşıdığı kaynak değerleri ve bu
kaynak değerlerinin turizme sunuluş şekilleri ayrıntılı olarak ortaya konulacaktır.
Ayrıca Cockington Köyünün kalkınma sürecindeki etkili unsurları değerlendirilerek,
ülkemizde benzer kaynak değerlerine sahip yöreler için bir model ortaya konulması
hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kırsal Kalkınma, Kırsal Kaynak Değerleri, Örnek Köy,
Kırsal Peyzaj, Cockington.
19
TURİZMİN TOKAT İLİ KONOMİSİNE ETKİLERİ
Hüseyin DİNÇ
(Öğr.Gör.Dr.Gaziosmanpaşa Üniversitesi/huseyin.dinc@gop.edu.tr)
Fikret GÜRSES
(Öğr.Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/fikret.gurses@gop.edu.tr)
Selim ÇAKAR
(Öğr. Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/selimcakar@gop.edu.tr )
ÖZET
Çalışma, İl turizminin özellikleri, turizmin bölge ekonomisine katkıları ve
etkileri üzerine bir incelemeden oluşmaktadır. Yapılan bu araştırmada, Genel
turizmin yeri ve Tokat’ın bunun içerisindeki konumu irdelenmiş ve ekonomik
katkıları araştırılmıştır. Çalışma Tokat’ın sahip olduğu fakat değerlendirilmeyen
turizm potansiyelinin ekonomiye kazandırılması bakımından önem arz etmektedir.
Çalışmanın amacı Yöre turizmini geliştirmek ve bu gelişim sonucu ekonomik
hayatı canlı tutmaktır. Bununla birlikte istihdam yaratmak, tarihi ve doğal
güzellikleri sonraki nesillere aktarmak olarak sıralanabilir. Bunu yanı sıra turizmin
ekonomik kazanımlarının dışında sağlayacağı olumlu sosyal etkileri göz önüne
alınarak turizmi geliştirmektir.
Çalışma, Tokat Ticaret ve Sanayi Odası, Tokat Valiliği ve Tokat Belediyesi
ile yapılan görüşmeler ve bu kurumlardan alınan istatistikî bilgiler ışığı altında
oluşturulmuştur. Bunun yanı sıra çalışmada, turizm ve sosyal bilimler
literatürlerinden ve TÜİK, Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi kurumlara ait çeşitli
istatistiki yayınlardan da faydalanılmıştır.
Bu çalışma ile Tokat turizminin mevcut durumu analiz edilerek, gelecekte
turizm gelirlerinin bölge genel ekonomisi içerisindeki yeri öngörülmeye
çalışılmıştır. Ayrıca, bölgenin ekonomik gelişimini hızlandırmak ve turizm
gelirlerini artırmak adına önerilere yer verilmiştir. .
Anahtar Kelimeler: Tokat’da Turizm, Tokat İl Ekonomisi, Turizmin
Ekonomik Etkileri
20
KENT İMAJI OLUŞTURMADA DESTİNASYON PAZARLAMASI:
TRABZON KENTİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Bahar EROĞLU YALIN
(Doç. Dr./ Karadeniz Teknik Üniversitesi/beroglu@ktu.edu.tr)
Bahadır Burak SOLAK
(Arş. Gör./ Karadeniz Teknik Üniversitesi/b.brksolak@gmail.com)
ÖZET
Destinasyon, varılacak olan yer anlamında turistik çekiciliği olan bölge
demektir. Destinasyon pazarlaması ise, belirli bir kent/bölgenin turizm etkinlikleri
bağlamında çekici dolayısıyla tercih edilir olmasını belirleyen yöntemleri ifade eder.
Turizmde bir destinasyon olarak tercih edilir olmak hiç kuşkusuz kentlerin
farklılaşmasına ve öne çıkmasına bağlıdır. Kentlerin turistik bir bölge olarak öne
çıkmasını ve tercih edilmesini sağlayan destinasyon pazarlamasında ise en temel
unsur imajdır.
Trabzon'da gerçekleştirilecek hedef kitlesi gençlerin olduğu bir destinasyon
pazarlaması sürecinde gençlerin kente ilişkin imaj algısını ortaya koyması
bakımından bu konuda yapılmış ilk çalışmadır. Bu yönü ile gerek turizm gerekse
kamu, özel ve sivil toplum kuruluşları için kent tanıtımında önemli bulgular
içermektedir. Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitim gören ve
Trabzon’a başka kentlerden gelen toplam 190 öğrenci ile gerçekleştirilmiş anket
çalışmasının verileri doğrultusunda Trabzon’un “spor” ve “doğa” kenti algısının
destinasyon pazarlaması sürecinde kent imajı için son derece belirleyici özellikler
olduğu görülmüştür. Ayrıca araştırmanın öne çıkan verilerinden biri de önemli bir
yüzde ile gençlere göre Trabzon’un önemli bir “turizm merkezi” olduğu bulgusudur.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Destinasyon Pazarlaması, Marka Kent, İmaj
21
DOĞAL SU KAYNAKLARINI KÜLTÜRE ETTİĞİMİZ DOĞAL
ALABALIKLAR İLE BALIKLANDIRSAK TA MI AVLASAK
YOKSA KORUSAK TA MI?-UZUNGÖL
Mehmet KOCABAŞ
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/mkocabas@ktu.edu.tr)
Filiz KUTLUYER
(Arş. Gör. Dr./Munzur Üniversitesi/fkutluyer@munzur.edu.tr.)
Alptuğ SARİ
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/alptugsari@ktu.edu.tr)
Ahmet ARPACIK
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ahmetarpacik@ktu.edu.tr)
ÖZET
Uzungöl ülkemizdeki sayılı dağ turizm merkezlerinden biridir. Ancak son
yıllarda artan turist sayısına bağlı olarak özellikle yeni yol genişletme çalışmaları,
rekreasyon alanları, konaklama alanlarının sayısı hızlı ve plansız bir şekilde
artmıştır. Bu artışa bağlı olarak dağ ve su ekosistemi olumsuz etkilenmiştir. Yayla
turizmi faaliyetleri ile ilkbahardan sonbahara kadar devam etmesi, Uzungöl Tabiat
Parkını besleyen kaynaklarda evsel atıklarının karışması ve tarlaların gübrelenmesi
sonucu kaynak suları kirlenmektedir. Özellikle, temiz su indikatörü olan doğal
alabalıkların yaşam alanları tahrip edilmektedir. Bu tahribat sonucu, doğal alabalık
populasyonlarının yaşam alanları daraltılmakta dolayısıyla alabalık
populasyonlarındaki birey sayıları da azalmaktadır. Balık insanoğlunun var
oluşundan beri yaşam şekli ve iyi bir besleyici olması yönüyle hep popüler olmuştur.
Dolayısıyla doğal ortamdaki populasyonun azalmasına engel olmak amacıyla
balıklandırma çalışmaları yapılmaktadır. Balıklandırma yöntemi pahalı, riskleri çok
olan ve geri dönüşümü olmayan sonuçlar üretebilecek bir metottur. Balıklandırma
bir çare gibi gözükse de doğal yaşam alanları tahrip edildiğinden dolayı da neslin
sağlıklı devamı için kesin çözüm değildir. Balıklandırma sonucunda spesifik
karakterde olan ve genetik olarak ıslah edilmiş baskın genler doğaya adapte
olmaktadır. Çözüm olarak balıklandırmadan ziyade su kaynaklarının korunması,
insanların bilinçlendirmesi ve doğaya saygının öğretilmesi yolu benimsenmelidir.
Bu şekilde doğal balık stoklarımız sürekli olabilir. Böylece sportif balıkçılık ta
kullanılabilecek bir materyalimiz olabilir. Sonuçta artan bölge turizmine olta
balıkçılığı manasında yeni bir etkinlik sağlanmış olur.
Anahtar Kelimeler: Balıklandırma, Uzungöl, alabalık, turizm.
22
CONTRIBUTIONS OF ECOLOGICAL CORRIDORS TO TOURISM:
ERZURUM-BAYBURT-OF HIGHWAY ROUTE
Sevgi YILMAZ
(Prof.Dr./Atatürk Üniversitesi)
Işık SEZEN
(Doç.Dr. /Atatürk Üniversitesi/isiksezen@atauni.edu.tr)
ABSTRACT
Ecological corridors can sustain ecosystem as ecological network or
ecological road. In addition, ecological corridors can increase biological diversity
and recreational potential with flora, fauna and habitats they include. All this natural
and cultural richness can ultimately contribute to tourism potential of ecological
corridor. Highway routes with visual scenic value can also provide the sustainability
of ecology as ecological road. Along the highway routes which can serve as
ecological road, passangers should experience fascinating surprises. Along these
routes, their users can see various geological formations, rocky zones and cliffs,
sudden topographical shifts, vast plains, canyons, natural waterfalls flowing down
between rocky areas, plant cover with colour effect, dark forest areas, wide water
surface having mirror effects, rural landscape scenes, surface waters accompanying
with road bends and other fascinating natural beauties.
As stated in Turkey's Tourism Strategy 2023 targets, the country harbours
some routes which should be brought forefront due to their natural, historical and
cultural values. Tourism potentials these routes present will be used in a planned
way. Along routes to be developed as destination, transportation possibilities will be
improved and diversified. In the scope of the study, Erzurum-Bayburt-Of Highway
route is evaluated in order to suggest the use of alternative roads having scenic
beauty to main transit roads with heavy traffic load. Study area includes a 231 - km
part of E-97 road on D925 state highway devlet. As the result of the study, it was
suggested that Erzurum-Bayburt-Of highway should be considered as a route to take
place in the targets of tourism strategy by giving emphasis in touristic respects since
this highway has the features of ecological road.
Keywords: Ecological corridor, ecological road, tourism, Erzurum-Bayburt-
Of highway
23
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ SÖZLÜ KÜLTÜRÜNÜN
KÜLTÜR ENVANTERİ ÇALIŞMALARI İÇİNDEKİ YERİ VE
KÜLTÜR TURİZMİNE ETKİLERİ ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER
Mustafa AÇA
(Öğr. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/mustafaaca@hotmail.com)
ÖZET
Bir toplumun üyesi olarak insanın kazandığı bilgi, inanç, gelenek, sanatsal
faaliyet, hukuk, ahlaki değerler ve diğer yetenek ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir
bütün şeklinde tanımlanan kültür, bütün bileşenleri ile dinamik bir yapıya sahiptir.
Toplum içinde çeşitli araçlarla ve biçimlerde aktarılan kültürel unsurlar bireyleri bir
araya getirerek toplum haline getirme gibi temel bir işleve sahiptirler. Başlangıçta
mahalli nitelikler taşıyan her bir kültürel sistem, zaman seyri içinde ulusal ve
nihayetinde evrensel bir etkiye ve tanınırlığa ulaşma çabası içine girer. Ulusal
kültürü oluşturan ve zenginleştiren bölgesel kültürlerin envanter disiplini içinde
tespiti ve kültür ekonomisi açısından kullanım alanlarının çeşitlendirilmesi bu açıdan
oldukça önemlidir. Sözlü kültür mirasının bütüncül bir biçimde envanter kayıtlarının
çıkarılması yolundaki ilk profesyonel tecrübeler Batı ve Kuzey Avrupa ile Kuzey
Amerika’da yaklaşık 60 yıl öncesine uzanmaktadır. Doğu Karadeniz Bölgesi
özelinde bu türden bir çalışmanın işlevsel biçimde kültür turizmine ve ekonomisine
de hizmet edecek biçimiyle henüz hazırlanmamış olmaması bölgeye dönük turizm
planlamalarının aksamasında etkili olmaktadır. Bu çalışmada öncelikle kültür
envanteri kavramı üzerinde durulacak, sonrasında bölge özelinde “Kültür Envanteri”
adıyla yapılan sınırlı sayıdaki çalışmada sözlü kültür unsurlarına nasıl yer verildiği
tespit edilecektir. Yapılan tespitler ve eleştiriler doğrultusunda kültür turizmine katkı
sağlayacak işlevsellikte bölgesel nitelikli bir sözlü kültür envanterinin nasıl olması
gerektiği yolunda öneriler belirtilecektir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, sözlü kültür, kültür envanteri, kültür
turizmi
24
DOKAP BÖLGESİ YEREL TURİZM OFİSLERİNİN
WEB SİTELERİNİN İNCELENMESİ
Ali SOLUNOĞLU
(Öğr. Gör./Kırıkkale Üniversitesi/alisolunoglu@msn.com)
Özgür YAYLA
(Arş. Gör./Gazi Üniversitesi/ozguryayla@gazi.edu.tr)
ÖZET
Ülkeye döviz girdisi sağlama, dış ticaret açığı üzerinde olumlu etkisi,
istihdamı arttırıcı özelliği gibi birçok yönden ülke ekonomisine katkısı olan turizm,
özellikle jeo ekonomik varlıklar yönünden zengin ülkelerin önemle üzerinde
durdukları sektörlerin başında gelmektedir. Ülke ekonomisine katkılarının yanı sıra
turizmin bölgesel kalkınma üzerinde etkisi göz önünde bulundurulduğunda turistik
çekiciliklere sahip destinasyonlarda, ilgili işletmelerin ve kurumların turistik
ürünlerin yönetimi, pazarlanması, tanıtımı ve etkililiğinin arttırmasına yönelik gerek
uygulamalı gerekse de akademik çalışmaların arttığı görülmektedir.
Son yıllarda teknolojinin de gelişmesi ile birlikte gerek pazarlama gerekse de
turizmde yeni uygulamalar ortaya çıkmış, internet kullanımın yaygınlaşmasıyla
birlikte de yeni pazarlama modelleri geliştirilmiştir. Bu kapsamda turizm sektöründe
faaliyet gösteren turistik işletmeler, destinasyondaki yerel yönetimler ve diğer
kamuya ait kuruluşlar internet ve sosyal medya aracılığı ile turistlerin seçimlerine
etki etmeye çalışacak faaliyetlerde bulunmaktadırlar.
Turistik bir destinasyonun tanıtım ve tutundurma çalışmalarında, en önemli
görevlerden birini de yerel turizm ofisleri üstlenmektedir. Öyle ki, yerel turizm
ofislerinin, bir destinasyondaki turistik jeo ekonomik kaynakların tespiti, yönetimi,
sürdürülebilirliği, tanıtımı ve pazarlama çalışmalarının yapılmasına kadar geniş
faaliyet alanları bulunmaktadır. Dünyada özellikle internet kullanımının hızla
artmasıyla birlikte, yerel yönetimlerin ve turizm ofislerinin ilgili reklam, tanıtım ve
tutundurma faaliyetlerini internet siteleri üzerinden yapmaya başlamışlardır
(Giritlioğlu, 2014:90). Söz konusu internet sitelerinin aktif ve etkili bir şekilde
yürütülmesi destinasyonu ziyaret etmek isteyen ve internet bilgi kaynağını kullanan
turistlerin karar verme süreçleri üzerinde de etkili olacağı düşünülmektedir. Zira,
Sreejesh ve Ponnam (2015) web sitelerinin dizaynı, verdiği güven ve verilen
bilgilerin niteliğinin tüketicilerin destinasyona yönelik olumlu tutum ve güven
sağladığını iddia etmişlerdir. Ayrıca, Agag ve El-Masry (2016) turizm faaliyetine
katılmak için interneti kullanan 1431 kullanıcı üzerinde yaptığı araştırmada web
sitesinde yer alan bilgilerin tüketicilerin satın alma niyetleri, algılanan riskler üzerine
olumlu etkisinin olduğunu tespit etmişlerdir. Bu bilgilerden hareketle, Doğu
Karadeniz bölgesindeki turizmin geliştirilmesi ve tutundurma faaliyetlerinin
arttırılması amacıyla, söz konusu bölgede yer alan 9 ildeki (Tokat, Samsun, Ordu,
Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Artvin) İl Kültür ve Turizm
Müdürlükleri web sayfaları incelenmiş ve içerik analizi yapılarak sonuçları
raporlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: DOKA, turizm ofisi, web sitesi, bölgesel kalkınma,
pazarlama
25
SEBASTAPOLİS ANTİK KENTİNİN KÜLTÜREL MİRAS TURİZMİ
KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ: DÖRT ADIM MODELİ
Özgür YAYLA
(Arş. Gör./Gazi Üniversitesi/ozguryayla@gazi.edu.tr)
Ali SOLUNOĞLU
(Öğr. Gör./Kırıkkale Üniversitesi/alisolunoglu@msn.com)
ÖZET
Kültürel miras turizmi, en yalın anlamı ile turistlerin gittikleri
destinasyonlarda, söz konusu destinasyonda yaşayan halka ait her bir kültürün
geçmişten gelen ve bütün insanlığa bıraktığı sanatsal, mimari değerleri görmeleri ve
deneyimlemeleri olarak açıklanabilir. Tarihi niteliği olan değerlerin, eski mimari
yapıların ve onlara ait kalıntıların görülmesi, araştırma, keşif amaçlı seyahatler
kültürel miras turizmi kapsamında değerlendirilmektedir. Deniz, kum, güneş
turizmine en güçlü alternatiflerden biri olan kültürel miras turizmi gerek politika
yapıcıların gerekse de ilgili alanyazında çalışan akademisyenlerin yoğun olarak
ilgilendikleri konuların başında gelmektedir. Bu kapsamda kültürel miras turizmine
olan talebin arttırılmasına yönelik birçok model geliştirilmiştir. 1990-1993 yıllarında
Amerika’da ‘National Trust for Historic Preservation’ (NTHP) kuruluşunun
geliştirdiği ve potansiyelin değerlendirilmesi, planlama ve organizasyon, ziyaretçi
yönetimi ile doğal/tarihi kaynakların korunması ve pazara sunum aşamalarından
oluşan dört adım modeli zaman içerisinde geliştirilerek farklı destinasyonlarda
kültürel mirasa yönelik değerler ve kaynaklar üzerinde uygulansa da, geliştirilen
modeller incelendiğinde birçok modelin ilgili destinasyonun ihtiyacına göre
oluşturulduğu ve dört adım modelinin temel alındığı tespit edilmiştir.
Tam olarak net tarihi bilinmemekle birlikte milattan önce birinci yüzyılda
kurulduğu tahmin edilen, döneminin Karadeniz bölgesinde en büyük şehirlerinden
biri olan ve bugünkü Tokat il sınırlarında Sulusaray ilçesinde kurulan Sebastapolis
antik kenti, tarih içerisinde birçok tarihi ve kültürel değerini koruyarak içinde
bulunulan çağa aktarmıştır. Yapılan kazılarda, antik kente ait şehir surları, hamam
ve tapınağın bir kısmı ortaya çıkarılmıştır. Sebastapolis antik kenti, özellikle Roma
döneminin önemli bir ticaret yolu üzerinde bulunmasına rağmen, böylesine önemli
bir antik kent kültürel miras turizm talebi yönünden hak ettiği değeri
görememektedir.
Yukarıdaki bilgilerden hareketle Tokat’a bağlı Sulusaray ilçesinde bulunan
Sebastapolis antik kenti; potansiyelin değerlendirilmesi, planlama ve organizasyon,
ziyaretçi yönetimi ile doğal/tarihi kaynakların korunması ve pazara sunum
aşamalarından oluşan dört adım modeli ile ikincil veri türleri kullanılarak kültürel
miras turizmi kapsamında değerlendirilmiş, sonuçlar raporlanarak bölgenin kültürel
turizm talebini arttırmaya yönelik öneriler getirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sebastapolis, kültür, miras, roma, Tokat, Sulusaray
26
SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM KAPSAMINDA
DESTİNASYON TANITIMI ÖNÜNDEKİ ENGELLER VE
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: ZİNAV GÖLÜ ÖRNEĞİ
Sevcan SOLUNOĞLU
(Öğretmen/MEB Kırıkkale Yeşilvadi Şehit Musa SAYDAM Anadolu ve Teknik
Meslek Lisesi/sevcankaya@msn.com)
Ali SOLUNOĞLU
(Öğr. Gör./Kırıkkale Üniversitesi/alisolunoglu@msn.com)
ÖZET
Küreselleşen dünya ekonomisi içinde giderek artan önemi ve hızlı büyüme
ivmesi sebebiyle turizm sektörü hayati bir önem taşımaktadadır. Destinasyonlar,
küresel ekonomik rekabet içinde var olma çabası göstermekte ve kendilerine en
yüksek ekonomik faydayı getirecek çalışmaları gerçekleştirerek, birer cazibe
merkezine dönüşmeyi hedeflemektedir.
Günümüzde iletişim teknolojilerinden özellikle internetin kullanımının hızla
artması, bireylerin gelir seviyelerinin yükselmesi, farklı turist tiplerinin ortaya
çıkması ve daha fazla destinasyonun turizm sektörü içerinde yer alarak rekabet
koşullarını oluşturması sonucunda destinasyonlarında, sürdürülebilir turizm
kapsamında tanıtım çabaları içerisinde olmalarını zorunlu kılmaktadır. Türkiye’yi
2016 yılı boyunca ziyaret eden turistlerden elde edilen gelir yaklaşık 23 milyar
dolardır (Tüik, 2016). Ve bu önemli meblağdan daha büyük pay almak isteyen her
destinasyon ziyaretçilerin dikkatlerini üzerlerine çekmek ve ziyaretçi sayısını
artırmak amacıyla doğru ve etkili tanıtım faaliyetleri gerçekleştirmek zorundadır.
Türkiye turizm sektörü arz unsurları ve sosyo-ekonomik özellikleri açısından
bölgelere göre önemli farklılıklar göstermektedir. Doğal olarak, farklı bölgelerde
gerçekleŞen iç ve dış turizm talebi de farklı kalıplarda olmaktadır. Böyle bir
durumda birbirine benzer özellikleri içeren yörelerin destinasyonlar halinde
gruplandırılması ve turizm planlama ve pazarlama faaliyetlerinin bu destinasyonlar
itibariyle uygulanması önem kazanmaktadır. Böylece, turizmin geleneksel 3S (sea,
sand, sun) odaklı talep yapısının ve bu ürünlere dayalı bölgelere bağlı kalma riskinin
azaltılması ve bölgesel arz değerleri de dikkate alınmak suretiyle turistik ürünlerin
çeşitlendirilmesi mümkün olabilecektir (Ersunve Arslan, 2011; 230).
Bu kapsamda Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP) hedefleri
doğrultusunda turizmde söz sahibi olmayı amaçlayann ve 6000 yıllık tarihi boyunca
üzerinde barındırdığı medeniyetlerin izlerini taşıyan Tokat ilinde yer alan Zinav
Gölünün doğa turizmi kapsamında ele alınarak tanıtılmasının önündeki engellere
ilişkin ikincil veri türleri kullanılarak değerlendirmeler yapılmış, sonuçlar
raporlanarak bölgeye yönelik talebin artırılması amacıyla öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimdeler: DOKAP, sürdürlebilir turizm, destinasyon, Zinav gölü
27
TURİZMDE İNOVATİF YAKLAŞIM: DOKAP İÇİN BİR MODEL ÖNERİSİ
Murat SEYFİ
(Yrd. Doç. Dr./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/seyfi.murat@gmail.com)
Kubilay YILDIRIM
(Yrd. Doç. Dr., Gaziosmanpaşa Üniversitesi/kubilay.yildirim@gop.edu.tr)
ÖZET
İletişim teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte dünya küçük bir köye
dönüşmektedir. Buna bağlı olarak da sektörler yeni iletişim stratejileri geliştirmek ve
uluslarası rekabet edebilme yeteneği kazanmak zorunda kalmaktadırlar. Çünkü
gelişen iletişim teknolojileri ile; bilgi, çok hızlı bir şekilde yayılmaya başlamış ve
buna bağlı olarak da hedef kitle, sektörlere yönelik yeni birer hafızaya sahip
olmuştur. Özellikle turizm gibi insan odaklı sektörlerde, sosyal medya ve benzeri
sitelerde turizm bölgeleri ve tesisleri ile ilgili kullanıcı yorumları tüm turizm
pazarlama stratejilerini doğrudan etkilemeye başlamıştır. Dokap Bölgesi tarihi,
kültürel, coğrafi ve beşeri özelliklere sahip olan önemli bir turizm kaynağıdır. Bu
turizm kaynağının hem ulusal hem de uluslararası boyutta değerlendirilebilmesi için
inovatif yöntemler geliştirilmeleri ve uygulanmalıdır. Çünkü iletişim
teknolojilerindeki gelişmeler ile insanlar mesaj bombardımanı altında kalmış ve artık
mesajlar hedef kitlede davranış değişikliği yaratamaz hale gelmiştir. Bu çalışmada
bölgenin değerlerini, kültürlerini, ürünlerini ve hizmetlerini anlatacak organik bir
iletişim zinciri oluşturmak amacıyla transmedyatik hikaye anlatımı odağa alınarak
bir model önerisi geliştirilmiştir. Transmedya hikayeciliği; bir hikayenin hikaye
kurgusuyla oluşturduğu marka içeriklerinin farklı iletişim araçlarında birbirini
destekleyecek, iletişim kuracak ve yöndeşecek şekilde kurgulanıp, hedef kitlenin
katılımı ile geliştirilmesidir. Transmedya hikayeciliğinde bir ürün ya da kurum
hikayeleştirilerek film, kitap, kıyafet, mobil uygulama vb. uygulama çeşitliliğiyle
üretilerek hikayenin parçaları oluşturulur ve bu parçaların birbirini desteklemesi ve
geliştirmesi amaçlanır. Böylelikle hedef kitle pasif izleyici olmaktan çıkıp, aktif
katılımcılara dönüşür. Bu çalışmanın amacı DOKAP bölgesi için transmedyayı
kullanarak inovatif bir iletişim modeli geliştirmektir. Bu kapsamda alan araştırması
yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen verilerden DOKAP bölgesi için transmedya
odaklı sürdürülebilir tanıtım modeli geliştirilmiştir. Yapılan literatür taraması
perspektifinde bu model tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Transmedya, Tanıtım, Storytelling, İnovasyon, DOKAP
28
KORUMA VE KÜLTÜR TURİZMİ BAĞLAMINDA TOKAT MİMARİ
MİRASININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Serpil SEYFİ
(Öğr. Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/serpil.seyfi@gop.edu.tr)
ÖZET
Kültür bir toplumun tarihsel süreç içerisinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı, o
toplumun kimliğini oluşturan her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünü olarak
tanımlanabilir. Bu yüzden de kültür toplumun yaşam biçimini ve değerlerini içine alan
organik bir yapıya sahiptir. Kültür turizmi ise; kültürel değerlerin merkeze alındığı turistik
faaliyetleri içerir. Kültür turizmi sadece geçmişten gelen kültürel öğeleri değil aynı zamanda
yaşan kültürel dokuları da içerir. Bu yüzden hem geçmişten gelen hem de şuan var olan
kültürel enstrümanları korumak oldukça önemlidir. Son yıllarda kültür turizmi, kültürel
değerlere karşı toplumsal bilincin artması ve karar alıcıların bu konuya önem vermesi ile
birlikte ülkemizde ve dünyada yükselen bir değer olmuştur. Bunun da temelinde ekonomik
getirisinin yanı sıra önemli bir istihdam olanağı sunması da vardır. Diğer taraftan kültürel
turizmin sürdürülebilirliğinin sağlanması için koruma çalışmaları oldukça önemlidir. Bu
olgu, geliştirme ve değerlendirme sözcükleriyle bütünleştirilmiştir. Örneğin; koruma ve kültür
turizmi arasındaki döngüyü sağlayabilmek için korumaya yönelik kültürel envanterlerin
çıkarılması ve koruma ve turizm planlarının yapılması gerekmektedir.
Tokat tarihi geçmişi çok eskilere dayanan önemli bir kültür merkezidir. Şehir;
Yeşilırmak havzasının ve Behzat Deresinin kesiştiği alandaki vadi üzerinde kurulmuş ve
6000 yıllık Tarihi boyunca önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuştur. Ayrıca 14
Devlete ve birçok beyliğe ev sahipliği yapmıştır. Hatti, Hitit, Frig, Kimmerler, İskitler,
Medler, Persler, Makedonyalılar, Roma, Bizans, Danişmendli, İlhanlı,
Selçuklu ve Osmanlı Dönemine kadar gelişen süreç içerisinde tarihin hemen hemen
her dönemine ait eserler ve izler bulmak mümkündür.
Bu coğrafya’da bulunan önemli yerler arasında Erbaa ilçesinde Antik Horoztepe
yerleşimi, Hitit yerleşim yeri, Zile’de Maşathöyük Örenyeri, Sulusaray’da; Roma -Bizans
Dönemlerinin izlerinin mevcut olduğu Sebastapolis, Merkez’de Komana Şehri, Roma
Dönemine ait Tokat Kalesi, aynı zamanda Danişmendli Beyliğine başkentlik yapmış olan
Niksar’da bulunan tarihi kale, Garipler Camii, Yağıbasan Medresesi (Çukur Medrese),
Gökmedrese, Yeşilırmak-Hıdırlık Köprüsü, zaviyeler, Osmanlı Dönemine ait Alipaşa
Camii ve Hamamı, Voyvoda Han (Taşhan), Deveciler Hanı, Arastalı Bedesten, 18.yüzyıla
ait Anadolu’nun en güzel tavan göbeği sayılabilecek Latifoğlu Konağı Müze Evi ve ahşap
bir yapı olan Mevlevihane, Saat Kulesi, Bey Sokağı, Bey Hamam Sokağı, Halit Sokağı ve
Sulusokak’ta bulunan 19. Yüzyıl sonrasına tarihlenen sivil mimari örnekleri ile zengin bir
mimari perspektif oluşturmaktadır.
Tokat’ta var olan bu potansiyel yapılar bugün çeşitli restorasyon projeleriyle ayağa
kaldırılmakta ve bu da buraya gelebilecek turistler için yeni alanlar oluşturmaktadır. Bu
kapsamda bu araştırmanın amacı; koruma ve kültürel turizm perspektifinde Tokat’taki mimari
yapıları değerlendirmek ve konu ile ilgili yeni stratejiler geliştirmektir. Araştırma kapsamında
alan araştırması ve mimari katalog taraması yöntemleri kullanılarak Tokat Yağıbasan
Medresesi, Deveciler Hanı ve çeşitli konaklar mimari perspektifte incelenmiştir. Çalışmadan
elde edilen veriler kapsamında; Tokat Mimari Mirasının Turistik Tanıtma Haritası
çıkarılması, yeni koruma politikaları geliştirilmesi ve konu ile ilgili toplumsal duyarlılığı
artıracak iletişim çalışmaları yapılması gerektiği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tokat, Turizm, Kültür Turizmi, Koruma, Kültürel Miras
29
TURİZM, KALKINMA VE MESLEK YÜKSEKOKULLARI
Mehmet OKUTAN
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ mehmetokutan@ktu.edu.tr)
ÖZET
Bu çalışma turizm, kalkınma ve eğitim ilişkisinden yola çıkarak, meslek
yüksekokulların turizme ve dolayısıyla kalkınmaya nasıl etki ettiğinin tartışılmasını
amaçlamaktadır. 10. 5 yıllık kalkınma planında, “Turizmde nitelikli işgücü, tesis ve
hizmet kalitesiyle uluslararası bir marka haline gelinmesi; daha üst gelir grubuna
hitap edecek şekilde turizm ürün ve hizmetlerinin çeşitlendirilmesi ve iyileştirilmesi;
turizm değer zincirinin her bileşeninde kalitenin artırılması ve sürdürülebilirlik ilkesi
çerçevesinde bölgesel kalkınmada öncü bir sektör haline gelinmesi temel amaçtır.”
denilerek, turizmde nitelikli işgücüne vurgu yapılmaktadır. Nitelikli işgücüne elde
etmenin de en kestirme yolu kuşkusuz eğitimdir. Çünkü eğitim, ekonominin her
kesiminde, bu arada turizmde de teknoloji ve hizmetleri düzenleyecek ve yönetecek
becerili insangücünü hazırlayıp yetiştirmekte en etkin işlevleri üstlenir. Kalkınmanın
her düzeyde yeterli sayıda nitelikli insangücü ile gerçekleştiğini gelişmiş ülkelerin
kalkınmışlığı ile eğitimlerinin gelişmişliğinin paralel olmasından anlaşılabilir. 10. 5
yıllık kalkınma planında, “Turizm sektöründe işgücü kalitesi artırılarak, nitelikli
turizm personeliyle turiste daha yüksek standartlarda hizmet sunumuna önem
verilecektir.” denilmektedir. Bu ifade, turizm sektöründe eğitim marifetiyle işgücü
kalitesinin artırılacağına işaret etmektedir. İşgücü kalitesinin artırılmasında eğitim
hizmeti sunmaya en uygun örgün eğitim kurumu olarak da meslek yüksekokulları ve
bu okullarda bulunan “turizm programları” olduğu açıktır. Trabzon’un bölgesel
turizm sektörünün kalitesinin artırılması ve etkin bir turizm hizmeti verilebilmesi
için meslek yüksekokullarının etkinliğinin artırılmasına ihtiyaç vardır. Bu okullarda
verilen eğitimin salt kuramsal eğitimle sınırlı kalmaması, alanla ilişkilendirilmesinin
hayati önem taşıdığının altı çizilmelidir. Bölgemizin turizm potansiyelinin kalkınma
hedeflerimizle uyumlu hale gelebilmesi için eğitimin her alanda kalitesinin
artırılması ve turizm sektörünün bölge kalkınmamıza katkı yapmasının önünün
açılması önemlidir. Burada önemli olan meslek yüksekokullarının bölgesel
misyonlarının farkına varmasıdır. Bu misyon da turizm sektöründeki insan gücünün
kalitesinin artırılması olarak özetlenebilir. Çaykara Meslek Yüksekokulunun, bir
turizm merkezi haline gelmiş Uzungöl’ ün bölge kalkınmasındaki etkisini artırmada
önemli bir işleve sahip olması gerektiği değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, eğitim, meslek yüksek okulu
30
TEMATİK TURİZM ÖRNEĞİ OLARAK UZUNGÖL’DE TURİZM
FAALİYETLERİNİN SOSYAL DOKUNUN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ
AÇISINDAN ANALİZİ
Musa Yavuz ALPTEKİN
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/m.yavuzalptekin@ktu.edu.tr)
ÖZET
Bu çalışmada kullanılan veriler, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Bilimsel Araştırma
Projeleri, Hızlı Destek kapsamında hazırlanmakta olan “Geleneksel Köyden, Turizm
Beldesine Uzungöl’de Ekonomik Değişmenin Sosyolojik Boyutları” isimli projeye
dayanmaktadır. 2016 Kasım ayında başlayan proje kapsamında 111 işletme sahibine anket
uygulanmış ve bunlardan 30 işletmeciyle derinlemesine mülakat yapılmıştır. Etnografik ve
katılımcı gözlemlerin de eklenmesiyle önemli bir veri setine ulaşılmıştır. 2017 yılı sonunda
teslim edilecek olan projenin temel varsayımı, geleneksel köyden turizm beldesine geçişle
birlikte toplumsal yapıda ve kültürel yaşamda ciddi değişiklikler olduğu düşüncesi ve bunun
ürettiği veya üretebileceği sorunları analiz etmek ve mümkünse bu sorunlara çözüm önerileri
sunmaktır. Fakat çalışmanın ilerlemesiyle görülmüştür ki, Türkiye’de ve hatta küresel
dünyada her hangi bir toplumda görülebilecek rutin toplumsal değişmeler dışında turizm
kaynaklı ekstra bir sosyal ve kültürel değişme, toplumda bunun ürettiği belirgin ve ayrıcalıklı
bir sosyal çözülme söz konusu değildir. Bir çok başka örnekte görülebilen para kazandırıp,
ekonomiyi geliştirip, kültür, kimlik ve gelenek kaybettiren turizm örneği, Uzungöl’de sadece
bir önyargı, faraziye ve teori düzeyinde kalmaktadır. Uzungöl, kendine özgü ve kendi sosyal
dokusunu sürdürülebilir kılacak özel bir turizm formu geliştirmiştir.
Bu tebliğin konusu da tümüyle ulaşılan söz konusu bilgiye dayanmaktadır. Bilindiği
üzere, litreratürde Doğa Turizmi, Kış Turizmi, Sağlık Turizmi, Spor Turizmi ve İnanç
Turizmi gibi birçok kavram mevcuttur. Bu çalışma, literatüre bu kapsamda teori ve
uygulamasıyla birlikte bir kavram da kazandarıma iddiasındadır. Trabzon’un, Çaykara’nın ve
Uzungöl’ün muhafazakâr, izole yapısı, buraya gelen turistlerin kahir ekseriyetini temsil eden
insanlar olarak Arapların hemen tamamıyla Uzungöl’e aileleriyle birlikte gelmeleri ve turizm
etkinliklerini bu sosyal doku çerçevesinde yürütmeleri dolayısıyla adına “Muhafazakâr
Turizm” denebilecek bir turizm formu ortaya çıkmıştır. Bu tebliğ çalışması, Uzungöl’ün
kozmopolit turizm anlayışından, muhafazakârlık odaklı tematik bir turizm formuna geçiş
yaptığını ve bu çerçevede sosyal dokusunu koruma refleksi geliştirdiğini ileri sürmektedir.
Elbette “muhafazakâr turizm” kavramı çerçevesinde anlatılacak birçok husus
bulunmaktadır. Fakat burada dikkat çekici bir örnek olması açısından belirtmek gerekir ki,
Uzungjl’ün genç kızlarından bazıları bu süreçte baş açıkken, başını örterek turizm tesislerinde
çalışmaya başladığına dair sosyal gözlemler ve bireysel tanıklıklar söz konusudur. Zira genç
kızlar, muhtemelen başını örterse çok daha kolay iş bulabilceğini ve belki daha fazla bahşiş
alabileceğini düşünmüştür. Dolayısıyla turizmin, Uzungöl insanını ana kültür akımının dışına
çıkarmak bir yana, belki biçimsel olarak da olsa, yeni ve ekonomik bir bağlamda, adeta daha
da fazla bu akımın içine girmeye sevkettiği söylenebilir ve bu nedenle Uzungöl’deki turizm
faaliyetleri, tematik turizm bakış açısıyla “Muhafazakâr Turizm” formu olarak
isimlendirilebilir. Tebliğ içerisinde katılımcıların Uzungöl’ün turizm öncesi ve sürecindeki
komşuluktan, mutfak, giyinme, davranma alışkanlıklarına, aile hayatından gençliğin dindarlık
düzeyine kadar bir çok hususta algı düzeyleri ile ilgili bilgi verilecek ve bu bilgiler detaylıca
yorumlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Uzungöl, Turizm, Toplumsal ve Kültürel Değişme,
Muhafazakar Turizm.
31
TOKAT BALLICA MAĞARASI
EKONOMİK VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI
Hüseyin DİNÇ
(Öğr.Gör.Dr./Gaziosmanpaşa Ünviversitesi/huseyin.dinc@gop.edu.tr)
Rüştü YAYAR
(Doç.Dr./ Gaziosmanpaşa Ünviversitesi/rustu.yayar@gop.edu.tr)
Yücel EROL
(Yrd.Doç.Dr./ Gaziosmanpaşa Ünviversitesi/yucel.erol@gop.edu.tr
ÖZET
Ballıca Mağarası nedir? Nerededir? Özellikleri nelerdir? sorularına net
cevaplar vermek adına oluşturulmuş bir çalışmadır. Bu araştırma ile ülke ve yurt
dışında iyi tanıtılamadığı düşünülen bir turizm değerinin iyi tanıtımının sağlayacağı
ekonomik getiriler hesap edilmiştir. Ayrıca Dünya’da eşsiz olarak nitelendirilen bu
doğa harikası turistik değerin yakın ve ticaret çevresine önemi ölçüsünde katkı
sağlamadığı düşünülmektedir.
Bu çalışmada Tokat İl’i ve Pazar İlçe’si sınırları içerisinde bulunan Ballıca
Mağarası Doğal Güzelliği’nin hak ettiği değeri görmesi, yan ve ek projeler ile
desteklenmesi, teşvik edilmesi ve korunması amaç edinilmiştir. Tüm bunlarla
birlikte yörenin bu değerden özelliği ölçüsünde gelir elde etmesini sağlayacak yol ve
yöntemlerin açıklanması amaçlanmıştır. Potansiyel ve kapasitesinin olduğu halde
ekonomik verimliliğinin sağlanamadığı düşünülen mağaranın etkinliğini artırmak bir
başka amaçtır.
Çalışma, Tokat Valiliği, Tokat Müze Müdürlüğü ve Mağara İşletmesinden
sağlanan bilgiler ve yayınlar ile Mağara’da yapılan araştırmalardan oluşmuştur.
Çalışmada mağaradan yeteri kadar turizm geliri elde edilebilmesi için hayata
geçirilebilecek ek ve tamamlayıcı projelerin yapılabilirliği üzerinde durulmuştur.
Mağaranın tam kapasite ve verimli çalışabilmesi, turizmde bütün olarak kalkınma ile
ilişkilendirilerek, kompleks gelişimin önemi vurgulanmıştır. Bu konuda Tokat’ın
diğer turizm unsurları ile bağlantısı araştırılarak değer analizleri yapılmıştır. Ayrıca
mağarada etkinlik için ulaşımın rolünden bahsedilerek gelir artışlarının yöreye
sağlayacağı refah ve ekonomik getiriler hesap edilerek yöre kalkınmasındaki rolü
incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Turistik Doğal Oluşumlar, Tokat Ballıca Mağarası,
Turizm Gelirlerinde Verimlilik
32
CONTRIBUTIONS OF ECOLOGICAL CORRIDORS TO TOURISM:
ERZURUM-BAYBURT-OF HIGHWAY ROUTE
Sevgi YILMAZ
(Prof. Dr./Atatürk Üniversitesi)
Işık SEZEN
(Doç.Dr./Atatürk Üniversitesi/isiksezen@atauni.edu.tr)
ABSTRACT
Ecological corridors can sustain ecosystem as ecological network or
ecological road. In addition, ecological corridors can increase biological diversity
and recreational potential with flora, fauna and habitats they include. All this natural
and cultural richness can ultimately contribute to tourism potential of ecological
corridor. Highway routes with visual scenic value can also provide
the sustainability of ecology as ecological road. Along the highway routes which
can serve as ecological road, passangers should experience fascinating
surprises. Along these routes, their users can see various geological formations,
rocky zones and cliffs, sudden topographical shifts, vast plains, canyons, natural
waterfalls flowing down between rocky areas, plant cover with colour effect, dark
forest areas, wide water surface having mirror effects, rural landscape scenes,
surface waters accompanying with road bends and other fascinating natural beauties.
As stated in Turkey's Tourism Strategy 2023 targets, the country harbours
some routes which should be brought forefront due to their natural, historical and
cultural values. Tourism potentials these routes present will be used in a planned
way. Along routes to be developed as destination, transportation possibilities will
be improved and diversified.
In the scope of the study, Erzurum-Bayburt-Of Highway route is evaluated
in order to suggest the use of alternative roads having scenic beauty to main transit
roads with heavy traffic load. Study area includes a 231 - km part of E-97 road
on D925 state highway devlet. As the result of the study, it was suggested that
Erzurum-Bayburt-Of highway should be considered as a route to take place in the
targets of tourism strategy by giving emphasis in touristic respects since this
highway has the features of ecological road.
Keywords: Ecological corridor, ecological road, tourism, Erzurum-
Bayburt-Of highway
33
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE YABAN HAYATI TURİZM
POTANSİYELİ
Şağdan BAŞKAYA
(Prof.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ baskaya@ktu.edu.tr)
Ahmet ARPACIK
(Arş.Gör/Karadeniz Teknik Üniversitesi/ ahmetarpacik@ktu.edu.tr)
Alptuğ SARİ
(Arş.Gör/Karadeniz Teknik Üniversitesi/alptugsari@ktu.edu.tr)
Ebubekir GÜNDOĞDU
(Doç.Dr. /Karadeniz Teknik Üniversitesi/ ebubekir@ktu.edu.tr)
ÖZET
Dünyanın birçok ülkesinde yaban hayatı odaklı alternatif turizm faaliyetlerine olan
ilgi her geçen gün artmaktadır. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, dünya turizminin%
7'sinin yaban hayatı turizmiyle bağlantılı olduğunu ve yıllık %3 civarında büyüyeceğini
tahmin etmektedir. Yaban hayatı turizmi en basit tanımı ile önemli yaban hayvanlarını onların
doğal ortamlarında izletme esasına dayanır. ABD’de yılda ortalama 67 milyon insan yaban
hayatı odaklı turizm faaliyetlerine (yaban hayatı gözlemi, doğa yürüyüşleri, yaban hayatı
fotoğrafçılığı, besleme vd.) katılmaktadır. Bu yaban hayatı odaklı turizm faaliyetleri için
harcanan toplam miktar yaklaşık 40 milyar dolardır. Örneğin balina seyri için 2016 yılında 6
milyon turistin bölgeyi ziyareti ile yaklaşık 500 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Doğu
Karadeniz Bölgesinin gelir kaynaklarında, sahip olduğu doğal güzellikleri, yaylaları, zengin
kültürel, tarihi ve yöresel değerleri ile son yıllarda turizm önemli bir rol oynamaktadır.
Özellikle Körfez ülkelerinden gelen turistler başta olmak üzere her yıl milyonlarca yerli ve
yabancı turisti ağırlayan bölge, son birkaç yılda turizme dönük yapılan yatırımların artması ile
hem ulusal anlamda hemde yerel anlamda önemli bir turizm merkezi haline gelmiştir.
Ziyaretçiler için özellikle deniz, dağ ve yayla turizmine yönelik faaliyetler düzenlenmektedir.
Bölge biyolojik çeşitlilik açısından Avrupa’nın ve Türkiye’nin önemli alanlarından birisidir.
Gelişme potansiyelinin az olduğu bu bölgenin gelir kaynaklarının artırılması için diğer turizm
faaliyetleri yanında yapılacak tanıtım, eğitim çalışmaları ve yeni yatırımlarla yaban hayatı
turizmi alternatif olarak sunulmalıdır. Doğu Karadeniz bölgesinde farklı statülerde birçok
korunan alan mevcuttur. Bu alanlarda Pars (Panthera pardus), Vaşak (Lynx lynx), Sırtlan
(Hyaena hyaena), Ayı (Ursus arctos), Kurt (Canis lupus), Su samuru (Lutra lutra), Çengel
boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapra), Yaban keçisi (Capra aegagrus), Kızıl geyik
(Cervus elaphus), Karaca (Capreolus capreolus), Urkeklik (Tetraogallus caspius) ve Dağ
horozu (Tetrao mlokosiewiczi) gibi doğa turistlerinin ilgisini çekebilecek önemli türler ve bu
türlere ait yaşam alanları mevcuttur. Aynı zamanda bölge ilkbahar ve sonbahar göçlerinde
akbaba, kartal, şahin, doğan, atmaca ve kerkenez gibi 1 milyonun üzerinde gündüz yırtıcı kuş
türü tarafından kullanılan kuş göç yolu üzerindedir. Konuyla ilgili tüm ilgi gruplarına bu
önemli türler ve yaşam alanları ile ilgili eğitimler verilerek koruma-geliştirme faaliyetlerine
bu grupların etkin katılımı sağlanmalıdır. Bölge insanının yaban hayatı turizmini sürekli bir
gelir kaynağı olarak görmesi ve inanması durumunda kaçak avcılık başta olmak üzere birçok
konuda koruma ve kontrol çalışmalarına olan pozitif katkısı da kendiliğinden artacaktır.
Yaban hayatı turizm faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ile hem yerel halka hemde yaban hayatı
eğitimi almış uzman personele iş imkanları ortaya cıkacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yaban hayatı, Turizmi, Biyolojik çeşitlilik, Doğu Karadeniz
Bölgesi, Türkiye.
34
TURİZM AÇISINDAN PERŞEMBE İLÇESİ: SAKİN (CİTTSLOW) ŞEHİR
HAREKETİ (ORDU)
Mehmet ZAMAN
(Prof. Dr./Atatürk Üniversitesi/mzaman@atauni.edu.tr)
Yusuf KIZILKAN
(Doktora Öğrencisi/Atatürk Üniversitesi/yusufkizilkan@hotmail.com)
Çağlar KIVANÇ KAYMAZ
(Arş. Gör./Atatürk Üniversitesi/ckkaymaz@ atauni.edu.tr)
Salih BİRİNCİ
(Yrd. Doç. Dr/Atatürk Üniversitesi/sbirinci@atauni.edu.tr)
ÖZET
1999 yılında İtalya’da ortaya çıkan “Cittaslow (Sakin Şehir)” hareketi küçük
kentsel bölgelerin karakteristik özelliklerini devam ettirme ve korunması amacıyla
kurulmuş dünya çapında hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştır. Fastfood gibi hızlı
ve sağlıksız bir yeme alışkanlığının aksine slowfood hareketiyle örtüşen bu hareket
dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek, korunması gereken özgün kırsal
alanlarda ve şehirlerde geçmişten gelen karakteristik özelliklerin kaybolmaması ve
devam ettirilmesi gibi hedefleri bulunmaktadır. Ülkemizde bulunan 14
Cittaslow’dan birisi Ordu ilinde bulunan Perşembe ilçesidir. Karadeniz Bölgesi’nde
yer almakta olan Ordu ili Perşembe ilçesinin Cittaslow ilan edilmesindeki sahip
olunan doğal ve sosyo-kültürel değerler bu çalışmada ele alınmıştır. Elde edilen
bulgular neticesinde ilçenin sahip olduğu değerlerin yörede turizmin gelişmesine
olan katkıları ve sürdürülebilirliği konuları incelenmiştir. Bu kapsamda ilçede
Cittaslow kriterleri açısından taşımış olduğu özellikler arazi çalışmaları ile
desteklenerek değerlendirilmiştir. İlçe genel olarak önemli bir Cittaslow potansiyeli
taşımasına rağmen bu potansiyelin Cittaslow için belirlenen çevre politikaları,
altyapı politikaları, teknolojik gelişimle destekli şehir kalitesinin arttırılması, yerel
üretim ve ürünlerin desteklenmesi politikası, slowfood ağının ve faaliyetlerinin
desteklenmesi, misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar, sosyal uyum,
ortaklıklar ve projelerin desteklenmesi gibi alanlarda önemli eksiklikler olduğu
tespit edilmiştir. Sonuç olarak Perşembe ilçesinde Cittaslow kriterlerinin yerine
getirilmesi hususunda uygun projelerin geliştirilmesi, markalaşma ve entegre kırsal
turizmin geliştirilmesi yönünden önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sakin şehir (Cittaslow), Turizm, Perşembe (Ordu).
35
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NDE AV TURİZMİ VE KIRSAL
KALKINMA
Ebubekir GÜNDOĞDU
(Doç.Dr. /Karadeniz Teknik Üniversitesi/ ebubekir@ktu.edu.tr)
Alptuğ SARİ
(Arş.Gör/Karadeniz Teknik Üniversitesi/alptugsari@ktu.edu.tr)
Ahmet ARPACIK
(Arş.Gör/Karadeniz Teknik Üniversitesi/ ahmetarpacik@ktu.edu.tr)
Şağdan BAŞKAYA
(Prof.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ baskaya@ktu.edu.tr)
ÖZET Yaban hayatı kaynaklarının konunun uzmanlarınca korunması ve doğru yönetimi kırsal
kalkınmada son derece önemli fırsatlar sunabilir. Yaban hayatı kaynaklarının sürdürülebilir
kullanımı dünyanın birçok ülkesinde hem lokal hemde ulusal bazda ülke ekonomilerine önemli
katkılar sağlamaktadır. Türkiye, dünyada biyolojik çeşitliliğin en zengin olduğu ekvatoral kuşak
ülkelerinin ardından, sahip olduğu yaban hayatı kaynakları bakımından dünyanın önemli
ülkelerinden birisidir. Dünyanın gelişmiş birçok ülkesi bu kaynak değerlerini çeşitli uygulamalarla
ülke ekonomilerine katarak önemli miktarlarda gelir elde etmektedirler. Bu gelir getirici
uygulamaların başında ise av turizmi faaliyetleri gelmektedir. ABD’nin av turizminden elde ettiği
yıllık ortalama gelir 76 milyar Dolar, Almanya’nın 10 milyar Avro, İspanya’nın 5 milyar Avro ve
hatta komşumuz Bulgaristan’ın 3 milyar Avro’dur. Türkiye’de bu doğal kaynak değerler yeterince
ekonomiye kazandırılamadığından ülkemizin av turizminden elde ettiği gelir dünya ülkelerinin çok
gerisinde kalmaktadır. Bugün yaklaşık 20 milyon TL ile ifade edilen av turizmi gelirlerinin milli
ekonomiye katkısının gerekli çalışmaların yapılmasıyla 20-25 milyar TL’ye yükseltilebileceği
tahmin edilmektedir. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon avcı olduğu fakat bunlardan sadece 165 bininin
yasal avlanma izni bulunduğu bilinmektedir. Doğu Karadeniz bölgesinde av turizmi kapsamında
yerli ve yabancı avcıların ilgisini çekebilecek Ayı (Ursus arctos), Kurt (Canis lupus), Çakal (Canis
aureus), Tilki (Vulpes vulpes), Çengel boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapra), Yaban keçisi
(Capra aegagrus), Kızıl geyik (Cervus elaphus), Karaca (Capreolus capreolus), Yaban domuzu
(Sus scrofa) gibi önemli türler mevcuttur. Doğu Karadeniz bölgesinde 2015-2017 yılları arasında
yasal avlanma izni bulunan avcı sayısı toplam 11.314, bu yıllar arasında avcılardan harç ve pul
parası adı altında elde edilen gelir ise 3 milyon TL’dir. Av turizmi kapsamında elde edilen
gelirlerin önemli bir kısmı köy tüzel kişiliklerine aktarılırken geriye kalan kısmı da yaban hayatı ve
hayvanlarının korunması karşılığı katılım payı olarak bakanlığa aktarılmaktadır. Bölgede son üç
yılda av turizmi kapsamında yerli ve yabancı 110 avcı avlanmıştır. Bu avcılardan elde edilen
toplam gelir yaklaşık 1.2 milyon TL dir. Bu gelirden köy tüzel kişiliklerine ve belde belediyelerine
aktarılan toplam miktar ise yaklaşık 600 bin TL dir. Yenilenebilir doğal kaynakların bir parçası
olan av hayvanlarının taşıma kapasitesinin üzerine çıkan miktarının av turizmi kapsamında
avlandırılmasıyla, kaçak avlanmanın önüne geçilmesi, sürdürülebilir avcılık bilincinin
yaygınlaşması ve yerleşmesinin yanısıra kırsal kalkınmanın sağlanmasında önemli bir katkı elde
edilmesi de olacaktır. Av turizmi kapsamında yapılan av organizasyonlarında; yaban hayatı
uzmanı, kılavuz, rehber hizmetleri için istihdam alanı oluşturulurken aynı zamanda alışveriş,
yemek, konaklama, ulaşım gibi pek çok sektöre de katkıda bulunulmaktadır. Bölge insanının av
turizmini sürekli bir gelir kaynağı olarak görmesi durumunda kaçak avcılık başta olmak üzere
birçok konuda koruma ve kontrol çalışmalarına olan pozitif katkısı da kendiliğinden artacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yaban hayatı, Av turizmi, Kırsal kalkınma, Doğu Karadeniz Bölgesi,
Türkiye.
36
TOKAT-ZİLE’DEKİ ASIRLIK “40 HATİM” GELENEĞİNİN SOMUT
OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS VE KÜLTÜR TURİZMİ AÇISINDAN
İNCELENMESİ
Emin ARSLAN
(Yrd.Doç.Dr./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/emin.arslan@gop.edu.tr)
Mehmet Alparslan KÜÇÜK
(Doç.Dr. Gazi Üniversitesi/makucuk@gazi.edu.tr)
ÖZET
Dünya Mirasının korunması özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra önemli bir
konu haline gelmiştir. Bu amaçla 1946’da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve
Kültür Kurumu (UNESCO) kurulmuştur. Bu kurumun kuruluş sözleşmesini ilk
imzalayan devletlerarasında Türkiye de yer almaktadır. Bu bağlamda Kapadokya-
Göreme, 1985 yılında, dünya mirası kapsamında UNESCO listesinde ilk sırada yer
almıştır. Daha sonra bunu Divriği Ulu Cami, İstanbul’daki bazı tarihi mekânlar,
Hattuşaş, Nemrut Dağı gibi farklı mekânlar izlemiştir. Bahsi geçen bu mekânlar,
dünya mirası öğeleri somut olan doğal ve kültürel miras öğeleridir.
2003 yılında ise UNESCO’ya üye devletler “Somut Olmayan Kültürel Miras
(SOKÜM)” sözleşmesini imzalamıştır. Her yıl UNESCO tarafından güncellenen
SOKÜM listesine Türkiye’den bugüne kadar 15 öğe girebilmiştir. Bu çalışma
kapsamında Tokat-Zile yöresinde asırlık bir uygulama olan “40 Hatim” geleneğinin,
SOKÜM ve kültür turizmi açısından incelenmesi plânlanmıştır. 40 Hatim geleneği
Tokat’ın Zile ilçesinde yüz yılı aşkın bir zamandır devam etmekte olan bir
uygulamadır. Her yıl Aralık ayında başlayıp ocak ayı ortasına kadar imsak
vakitlerinde Zile’nin en büyük camisi olan Ulu Cami’de (Nasuhpaşa Camii) hafızlar
ve gönüllüler arasında Kuran’ın bölümleri paylaştırılarak hatim okunur ve bu
okumalar 39 günün sabahı boyunca sürer. Son gün olan 40. günde ilin ve ilçenin
önde gelenleri ile çevre illerden ve ilçelerden hafızlar, hocalar ve vatandaşlar davet
edilir. 40. gün yoğun katılımla imsak vaktinde hatim okunduktan sonra dualar ve
ilahiler eşliğinde bir tören düzenlenir daha sonra davetlilere kahvaltı verilerek tören
son bulur. 40 Hatim geleneği bu şekilde her yıl tekrarlanır ve Zile ilçesinde bu
uygulamaya oldukça önem verilir. Bu bağlamda 40 Hatim geleneğinin araştırmacılar
tarafından önemli bir yöresel kültür değeri olduğu düşünülmektedir. Bu noktadan
hareketle 40 Hatim geleneğinin SOKÜM ve kültür turizmi kapsamında incelenmesi
ve değerlendirilmesi çalışmanın birincil amacıdır. Bu amaçla kültür, din ve turizm
alanındaki uzman kişilerin değerlendirmelerine nitel araştırma yöntemlerinden
“yapılandırılmış görüşme” yöntemiyle başvurulması planlanmaktadır. Ayrıca 40
Hatim geleneğinin kültür turizmi faaliyeti olarak nitelendirilmesine yönelik bir
SWOT analizinin yapılması ise bu çalışmanın alt amacını oluşturmaktadır. Doğu
Karadeniz Kalkınma Projesi (DOKAP) bölgesi içerisinde yer alan Tokat-Zile’deki
bu asırlık gelenek için alanda hiçbir akademik çalışma bulunmaması araştırmacılar
tarafından bir eksiklik olarak görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın önemi bir ilk
niteliğinde olmasıdır.
Anahtar Kelimeler: Somut olmayan kültürel miras, kültür turizmi, 40
Hatim, Tokat-Zile
37
NİGALİ VADİSİ CAMİLERİNİN İÇ MEKÂN TASARIMI ÜZERİNE
BİR ARAŞTIRMA
M. Emir FİDAN
(Arş. Gör./Nişantaşı Üniversitesi/emir.fidan41@gmail.com)
ÖZET
Mimari yapıtlar bir şehir, köy veya kasabanın ve hatta bazen tek başına
ülkelerin tanıtımında önemli rol oynamaktadır. Yerleşimlerin remzi haline gelen
yapılar, sahip oldukları mahiyeti, muhkem özgünlükleriyle kazanmıştır. Dolayısıyla
yerleşimlerin görsel kimliği olan mimarinin tanıtım ve turizmi canlandırmadaki gücü
yadsınamaz.
Bu çalışmada, Artvin, Nigali Vadisi’nde yer alan ve İslam ibadethaneleri iç
mekânlarına göre geleneksel üslubun dışında özellikler gösteren tarihi köy camileri
ele alınmıştır.
Özellikle sivil mimarinin hâkim olduğu kırsal bölgelerde, yerelliğin
beraberinde getirdiği “mekânın toplumsal bir ürün olması durumu” söz konusudur.
Barınma, ibadet etme gibi ihtiyaca yönelik amaçlarla oluşturulan mekânlar, toplum
için bir araçtır ve kültürel kodlardan bağımsız müteşekkil değildir. Doğu Karadeniz
bölgesi, tarihten günümüze ev sahipliği yaptığı medeniyetlerle eşsiz bir kültürel
zenginliğe sahiptir. Bu çok kültürlülük, beraberinde küçük bir coğrafya içinde
birbirinden farklı pek çok üslup ortaya koymuştur. Artvin dahilinde, cami mimarisi
örneğinde de aynı durum söz konusudur. Farklı yöre, ilçe yahut daha küçük yerleşim
birimlerinde farklı malzeme ve iç mekân üslupları gösteren camiler mevcuttur. Bu
çalışmada, Maçahel (Camili) ve Maradid (Muratlı) nahiyelerini kapsayan ve Nigali
Vadisi olarak adlandırılan bölgeye özgü camilerin iç mekânları incelenmiştir. Söz
konusu camiler, iç mekânlarında kullanılan geniş renk skalası, canlı ve derin renk
tonlarıyla öne çıkmaktadır. Bununla birlikte kullanılan bezeme ve motifler de cami
mimarisi dahilinde nadir bir nitelik göstermektedir.
Çalışmada, söz konusu camilerin mekânsal özelliklerini ortaya koymak ve bu
mekanların tanıtımına yönelik öneriler getirmek amaçlanmıştır. Bu nitel araştırmada
veri toplama aracı olarak öncelikle çoklu görsel kaynaklardan yararlanılmış,
beraberinde konunun öznesine değinen yazılı kaynaklardan yararlanılmıştır.
Araştırmanın öznesi olan başlıca camiler Camili Köyü Merkez Camii, Maral
Köyü İremit Camii, Kayalar Köyü Camii ve Muratlı Köyü Camii’dir. Bu çalışmada,
Nigali Vadisi cami iç mekânlarının otokton kültürün ürünü olduğu ve Acara Bölgesi
camileri (Batum Orta Camii, Ghorjomi Camii, Dghvani Camii, Chvana Camii,
Khokhna Camii, Tskhmorisi Camii ve Khelvachauri’de bulunup eski bir camii olan
Machakhela Tarihi-Etnografik Müzesi) ile iç mekânda renk kullanımı, motif ve
malzeme gibi özellikler bakımından benzer özellikler gösterdiği tespit edilmiştir.
Söz konusu camilerin geniş renk skalası, incelenen bölgede yer alan tekstil
ürünlerinde; benzer renk ve tonlarıyla yerel giyimde de görülmüştür. Araştırmada,
bu gizli kalmış bölge ve yerel cami mimarisinin tanıtımına yönelik veriler ortaya
konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Camii, İç Mekan Tasarımı, Görsel İletişim.
38
KAMU KURUMLARI, SOSYAL MEDYA VE TURİZM:
DOKA BÖLGESİ VALİLİKLERİNİN TURİZME YÖNELİK
TWİTTER MESAJLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Şule Yüksel ÖZMEN
(Doç. Dr. /Karadeniz Teknik Üniversitesi/syozmen@ktu.edu.tr)
Mehmet Emir YILDIZ
(Arş. Gör. /Karadeniz Teknik Üniversitesi/mehmetemiryildiz@gmail.com)
ÖZET
“Bacasız sanayi” olarak adlandırılan turizm, var olan doğal, tarihi ve kültürel
kaynaklardan faydalanılarak yapılan bir faaliyettir. Doğu Karadeniz Kalkınma
Ajansı (DOKA) bölgesinde yer alan iller, özellikle 2000’li yıllarla birlikte yerli
turistin ilgisini çekmiştir. Son birkaç yılda da başta Trabzon, Rize olmak üzere,
Doğu Karadeniz özellikle Körfez ülkelerinden gelen turistlerin dikkatini
çekmektedir. “Arap turizmi” olarak adlandırılan turizm faaliyeti, son birkaç yılda
Doğu Karadeniz’de özellikle Trabzon özelinde büyük gelişmeye göstermiştir.
Turizmde yatırım, tanıtım ve denetleme sacayağında sorumlu merciler merkezi
hükümet ve tayin edilen yerel yönetimlerdir. Hizmete yönelik yatırım ve faaliyetler
açısından da faaliyettin gerçekleştiği yerel halk sorumluluk taşımaktadır. Turizme
yönelik yapılan çalışmalara bakıldığında; genellikle tanıtım ve destinasyon çekiciliği
bağlamında çalışmalar olduğu görülmektedir. Yerel halkın nasıl ve ne şekilde iyi
hizmet vereceği de çalışma konuları içinde yer almaktadır. Yerel yönetimlerin
turizm konusunda yerel halkı nasıl ve ne şekilde bilgilendirdiği üzerine çalışmalar
mevcut değildir. Diğer deyişle turizm konusunda “yerel yönetimler yerel halkı
yeterli derecede bilgilendiriyor mu?” sorusu cevap bekleyen bir sorudur. Yerel
yönetimler son yıllarda çalışmalarından haberdar etmek, kamu ile etkileşimde
bulunmak amacıyla sosyal medyayı etkin şekilde kullanmayı başlamışlardır.
Özellikle Valiliklerin, Twitter üzerinden iletişim faaliyetleri gerçekleştirdikleri
görülmektedir. Bu çalışmada; DOKA bölgesindeki Valiliklerinin Twitter
hesaplarından paylaşılan turizm yönelik mesajlar analiz edilecektir. Bu çerçevede
destinasyon çekiciliğine yönelik yer alan mesajların içeriği, yerel halka turizm
sezonuna verilen mesajların olup olmadığı, varsa niteliği tartışılacaktır. Söz konusu
valiliklerinin resmi hesapları, turizm sezonunun başlangıcı olarak sayılabilecek
Hazirandan Eylül ayına kadar 2017 yılı içinde incelenecektir.
Anahtar Sözcükler: DOKAP, sosyal medya, twittwr mesajı, valilik
39
TOURİSTİC PRODUCT DİVERSİFİCATİON WİTHİN THE
CONTEXT OF ECOTOURİSM: THE EXAMPLE OF ARTVİN
PROVİNCE/ŞAVŞAT DİSTRİCT
Hilal SURAT
(Yrd. Doç. Dr./Artvin Çoruh Üniversitesi/hilal881@artvin.edu.tr)
ÖZET
Protect natural resources for future generations while meeting the needs of
this day and to leave a better environment for tourism activities is defined as
sustainability and with this, nature-based activities increased and alternative tourism
types have emerged which emphasize on the value of nature. Additionally demands
of tourism vary worldwide. This variance in travel and vacation preferences of
communities provides a tendency to different types of tourism. One of these types of
tourism is ecotourism.
Ecotourism as an alternative tourizm, appeared in 1980’s and became one of
the most developing subsector of tourism industry. Ecotourizm is an activity which
is especially proper to natural and cultural areas. While, it provides the knowledge
and experiences of the tourists’ because of its informative form, also improves the
socioeconomic well-being of the local community and has many benefits to
conserve the natural and cultural areas.
At the same time ecotourism is an alternative kind of tourism and also an
alternative source of income for rural areas. Ecotourism plays an importance role at
revival of the national economy, ensuring the development and promotion of the
country in the international arena. At the same time, it has different significances at
the development of the region, positive change of socio-cultural indicators, increase
of employment and supply of additional income.
Artvin province, which is one of the tourist feature of the Blacksea region, is
an important tourist city with being the cradle of many civilizations in the history
and natural beauty 71 km away from this city and waiting to be discovered town of
Şavşat is a tourism resource with its history and natural attractions. In this study,
known cittaslow city, within the scope of Şavşat ecotourism values, we attempt to
draw attention to tourism resources, to evaluate them in tourism phenomenon and to
demonstrate its tourism strategy.
Keywords: Blacksea region Artvin, Şavşat, ekoturizm
40
BULUT CBS TABANLI DOĞA TURİZMİ YÖNLENDİRME VE BİLGİ
SİSTEMİ
Şevket BEDİROĞLU
(Ars. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ bediroglu@ktu.edu.tr)
Volkan YILDIRIM
(Doc. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/yvolkan@ktu.edu.tr)
ÖZET
Dünya genelinde doğa turizmi ve eko-turizm bölgelerine olan ilgi giderek
artmaktadır. Ülkemizdeki Doğu Karadeniz bölgesi, yaylaları, gölleri ve diğer doğal
güzellikleri ile turistler açısından önemli cazibe merkezleri arasındadır. Fakat
turistlerin bu konuda en çok ihtiyaç duydukları hususlardan birisi turizm
destinasyonları hakkında internet üzerinden çevrimiçi (online) bilgi içeriği, görseller
ve videolardır. Ayrıca çevrimiçi sistemler sayesinde gitmek istedikleri tesisler
aradığında kolayca rota oluşturup ulaşım planlarını da dahil ederek günlük planların
yapılması gerekmektedir. CBS alanında günümüzün internet fenomeni Bulut CBS’
dir. Kullanım kolaylıkları, ekonomik oluşu ve hızlı çalışması internet hizmetlerine,
Bulut CBS’ yi önemli bir araç durumuna getirmiştir. Sadece masaüstü değil, tablet,
telefon ve diğer akıllı cihazlardan da turistik destinasyonların bilgilerine erişim
mümkün olabilmektedir. Bu çalışmada Trabzon ilinin civarındaki Doğa Turizmi
destinasyonları için yönlendirici bilgi sistemi oluşturulmuş, sistem görsel, yazı ve
videolar ile zenginleştirilmiştir. İli turistik amaçlı ziyaret eden kişilerin kullanımına
sunulmuştur. Sadece bilgi sistemi değil yönlendirici analiz fonksiyonlarını da
internet üzerinden sunan bu sistem sayesinde turistler doğal cazibe merkezlerini
ziyaret etmek istediklerinde konumsal sorgu ve analizlerini yapabilmekte
seyahatlerini planlayabilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, doğa turizmi, Bulut CBS
41
DAĞ VE YAYLA TURİZMİNİN
DOĞU KARADENİZ TURİZMİ İÇİN ÖNEMİ
Mehmet ZAMAN
(Prof. Dr./Atatürk Üniversitesi/mzaman@atauni.edu.tr)
Salih BİRİNCİ
(Yrd. Doç. Dr./Atatürk Üniversitesi/sbirinci@atauni.edu.tr)
Çağlar Kıvanç KAYMAZ
(Arş. Gör./Atatürk Üniversitesi/ckkaymaz@ atauni.edu.tr)
ÖZET
Dağ ve yaylalar, Doğu Karadeniz turizmi için birkaç nedenden dolayı
önemlidir. Bunlardan birini, ülke ekonomisi içinde turizm sektörünün geliştirilmesi,
bölgelerin doğal, kültürel ve sosyal kaynaklarını devreye sokarak, bölge özellikleri
ile uyumlu şekilde yerinde değerlendirilmesi, bölge ve ülke kalkınmasına kısa
sürede daha hızlı katkı sağlaması oluşturur.
Diğerini, günümüzde dünya turizminde en fazla talep, kıyı turizmine
olmasına rağmen, bu bölgede coğrafi şartların yeterince elverişli olmamasından
dolayı deniz (kıyı) turizminin arzu edilen düzeyde gelişememesi teşkil eder. Bunda
özellikle bölgenin iklim şartları yanı sıra kıyı kesiminin jeomorfolojik özellikleri
yanı sıra beşeri müdahaleler önemli rol oynamaktadır.
Bir başkasını da, bölge dağ ve yaylalarının alternatif turizm bakımından çok
büyük bir potansiyele sahip oluşu meydana getirir. Bu bağlamda şüphesiz alternatif
turizmi ortaya çıkaran unsur, doğal ve beşeri özellikleridir ki, bölgede bu bakımdan
büyük potansiyel mevcuttur. Gerçekten de, sahip olduğu doğal ve kültürel kaynaklar
nedeniyle, önemli çekicilikleri olan Doğu Karadeniz bölümünü; dağ (doğa
yürüyüşü/trekking, kaya ve zirve tırmanışı) ve yayla turizmi başta olmak üzere, kış
turizmi, termal turizm, kültür turizmi, kırsal turizm (tarım ve çiftlik turizmi), kamp
ve karavan turizmi, av turizmi, botanik turizmi, akarsu turizmi (sportif olta
balıkçılığı, kano ve rafting), kongre turizmi, mağara turizmi, yaban hayatı ve kuş
gözlemciliği (ornito-turizm) olmak üzere, rafting, heliski, fotoğrafçılık (foto safari),
dağ bisikletçiliği, yamaç paraşütü, atlı doğa yürüyüşü, film-belgesel yapımı, bilimsel
araştırmalar ve eğitim kampları gibi doğaya dayalı çeşitli rekreasyonel etkinlikler
için uygun coğrafi ortamlar oluşturmaktadır. Diğer taraftan yerel mimari tarzın
büyük ölçüde korunduğu, geleneksel kırsal yaşam ortamıyla eko turizm özellikleri
de taşımaktadır. Ayrıca, tarihsel kültürel açıdan çok çeşitli zenginliklere de sahiptir
Bütün bu turizm türleri ve bunlara bağlı yapılan aktiviteler, büyük ölçüde
kırsal kesimde ve çoğunlukla da dağ ve yayla alanlarında gerçekleştirilmektedir.
Ayrıca bunların bir kısmı mevsimsel olmakla birlikte bir kısmı ise yıl boyunca
gerçekleştirilme özelliğine sahiptir. Yıl boyunca yapılanların yanı sıra mevsimsel
olanların aynı sezonda değil, farklı mevsimlerde gerçekleştirilmesi, Doğu Karadeniz
turizmi için son derece önemlidir. Böylece turizmi bütün yıla yayma olanağı ortaya
çıkmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, alternatif turizm, dağ ve yayla turizmi.
42
TONYA İLÇESİNİN TURİZM POTANSİYELİ
Mehmet ZAMAN
(Prof. Dr./Atatürk Üniversitesi/mzaman@atauni.edu.tr)
Salih BİRİNCİ
(Yrd. Doç. Dr./Atatürk Üniversitesi/sbirinci@atauni.edu.tr)
ÖZET
Turizmin, gerek ülke ve bölgelerin ve gerekse de ekonomik kaynakları sınırlı
yörelerin ekonomik, sosyal ve ekolojik sorunlarının çözümüne büyük katkılarda
bulunabilecek bir özelliğe sahip olduğu bir gerçektir. Zira turizm ulusal yanında
bölgesel veya yöresel düzeyde hem doğrudan hem de dolaylı birçok ekonomik fayda
sağlamaktadır. Bu bağlamda doğrudan sağladığı yararlar arasında; bölgesel ve
yöresel ekonominin gelişmesine olan katkısı, turizme yönelik yeni iş ve ticaret
sahalarının kurulması, istihdam sağlaması, yerel halkın gelirinin artmasına paralel
olarak yaşam standardını yükseltmesi, yerel idarelerin artan gelirlerine paralel olarak
altyapı hizmetlerinin gerçekleştirilmesi veya kalitesinin arttırılması bulunur. Dolaylı
etkileri ise; başta yörede yetişen tarım ürünleri ve hayvancılık üzerindeki çoğaltan
etkisi, el sanatları, bazı yarı mamul ve mamul ürünlerin üretilmesi şeklinde
sıralanabilir. Bütün bunlar Tonya ilçesi gibi, ekonomik anlamda geri kalmış veya
yeterince gelişememiş olan yörelerin kalkınması açısından büyük önem
taşımaktadır.
Bu amaçla, Tonya ilçesi turizm potansiyeli belirlenirken çekicilikleri yanı
sıra arzın özellikleri ile turizm alanındaki gelişmeleri göz önünde bulundurmak
gerekir. Turizm açısından son derece önemli olan bu husus, son dönemlerde
turistlerin istek ve ihtiyaçlarının sürekli bir değişim ve artış içinde olması sebebiyle
giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Neticede turistler son yıllarda
Tonya gibi, doğal ve beşeri çekicilikleri bakımından önem arz eden yörelere
yönelmeye başlamış ve alternatif turizm diye bilinen pek çok yeni turizm çeşidinin
ortaya çıkmasına neden olmuşlardır.
Bu bağlamda son birkaç yıldır turizm ile gündeme gelen Tonya ilçesi,
kendine özgü doğal, sosyal ve ekonomik yapısı göz önüne alındığında, turizmin
gelişmesi için pek çok yerli ve yabancı turistin de aradığı, doğal ve kültürel
çekiciliklerden oluşan önemli alternatif kaynaklara sahiptir. Özellikle bozulmamış
doğal ortamları yanı sıra kırsal yaşam biçimi, geleneksel köy ve yayla yaşamı,
yöresel meskenleri, örf ve adetleri, bahçe ve tarla tarımı, yabancı turistlerin ilgisini
çekecek potansiyel kaynaklardan sadece birkaçıdır. Bu yönüyle de; dağ ve yayla
turizmi, kırsal turizm, çiftlik turizmi, av turizmi, botanik turizmi, kamp turizmi, kış
sporları yanı sıra jeep safari, dağ bisikleti, atlı doğa yürüyüşü, çim kayağı,
orienteering (yön bulma, tayini), kaya tırmanıcılığı, belgesel çekimleri ve piknik
olanakları gibi çok sayıda turizm çeşidi ve aktivitesi için uygun ortamlara sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Tonya, turizm, dağ ve yayla turizmi.
43
ARTVİN’DE KIRSAL MİMARİ MİRASIN
KIRSAL TURİZM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Zehra EMİNAĞAOĞLU
(Yrd.Doç.Dr./Artvin Çoruh Üniversitesi/zeminagaoglu@artvin.edu.tr.)
ÖZET
Artvin Karadeniz’in en doğusunda, Doğu Karadeniz Bölgesinde yer
almaktadır. Doğu Karadeniz Dağları üzerinde yer alan Artvin’in doğusunda
Ardahan, güneyinde Erzurum, batısında Rize, kuzeybatısında Karadeniz, kuzeyinde
Gürcistan Cumhuriyeti yer almaktadır. Kuzeybatısında ise Karadeniz ile
sınırlanmıştır. İlin yüzölçümü 7.436 kilometrekaredir. Artvin, arazi bakımından
genel olarak dağlıktır. İlin Arhavi ve Hopa ilçeleri, Karadeniz ile denize paralel
uzanan Doğu Karadeniz Dağları arasında kalan dar bir düzlük alan üzerine
kuruludur. Kıyıdan iç bölgelere doğru gidildiğinde arazinin birden yükseldiği
görülür.
Farklı kültürleri kesiştirdiği coğrafyası ve doğası ile Artvin’de özgün bir
kırsal mimari miras bulunmaktadır. Bölgede kırsal mimari, bulundukları coğrafyanın
iklim yapısı ve yerel yapı malzemelerini kullanma geleneği ile birleşmiş zengin bir
yapı çeşitliliğine sahiptir. Ahşap ve taş yığma sistemler, ahşap iskeletli sistemler gibi
geleneksel yapım sistemlerinin tümünü bir arada görmek mümkündür. Kıyıdan iç
kesimlere gittikçe doğadaki ve kültürel yapıdaki değişim ve çeşitlilik kırsal
mimaride de görülmektedir. Karadeniz ile sınır olan Arhavi’de dolgu sistemler,
Erzurum ile sınır olan Yusufeli’nde taş yapıların özgün örnekleri, Şavşat’ta ahşap
mimarinin en güzel örnekleri bulunmaktadır. İl’in farklı coğrafya ve kültürlere sahip
ilçelerinde kır mimarisi de çeşitlenmektedir. Kırsal kültürün izlerini taşıyan kır
yapılarının doğal çevre ve birbiriyle gösterdiği uyum peyzajda eşsiz güzel görüntüler
sergilemektedir. Söz konusu yapı ve alanlarda yaşayan gelenek ve görenekler, özel
geleneksel üretimler gibi mekânın ruhunu oluşturan değerler yaşama derinlik ve
zenginlik katmakta; geleceğin şekillenmesinde toplumlara rehber olabileceği gibi
önemli bir turizm potansiyeli oluşturmaktadır.
Bu çalışmada amaç Artvin’in kırsal mimari potansiyeli verilerek, kırsal
turizme katkısını değerlendirmektir. Çalışmada kırsal turizmde, kırsal mimarinin
nasıl ve ne ölçüde değerlendirilebileceği tartışılacaktır. Maalesef günümüzde kırsal
mimari farklı etkiler altında tahrip olmakta, hatta yok olmaktadır. Turizm ve
Turizmin yerel halka katkıları planlandığında bu süreç değişebilir mi? Türkiye’de
kırsal yerleşmeler turizm ve sürdürülebilirlik pratiğinin nasıl gerçekleştirildiği
bilinen örnekler üzerinden, incelenecektir. Değerlendirmeler gerek arazide elde
edilmiş, gerekse belediye, turizm müdürlüğü gibi kamu kuruluşlarından elde edilen
veriler üzerinden yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kırsal mimari, Kırsal turizm, Sürdürülebilir turizm,
Artvin.
44
SOSYAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇERÇEVESİNDE
KATILIMCI TURİZM PLANLAMASI: GÜMÜŞHANE ÖRNEĞİ
Serap AKDU
(Arş. Gör. Dr./Gümüşhane Üniversitesi)
Uğur AKDU
(Yrd. Doç. Dr./Gümüşhane Üniversitesi)
ÖZET
Turizm sektörü, ülkelerin ekonomisine önemli bir katkı sağlayan ve sürekli
gelişen bir sektördür. Turizm konusunda tartışmalar ve turizm etkileri de genellikle
turizmin ekonomik boyutuyla ele alınmaktadır. Ekonomik etkileriyle birlikte olumlu
ve/veya olumsuz diğer etkileri de özellikle sürdürülebilirlik yaklaşımı ile birlikte
turizm araştırmalarının da gündeminde yer almaya başlamıştır. Sürdürülebilirlik
konusu turizm araştırmalarına ‘sürdürülebilir turizm’ olarak yansımış olup özetle,
mevcut turizm arzlarının planlı ve etkili bir şekilde en az zararla kullanılmasını ve
mevcut kaynakları, gelecek nesillerin de kullanabilecek şekilde değerlendirilmesini
kapsamaktadır. Bu kapsamda sürdürülebilir turizm yaklaşımı doğrultusunda, planlı
turizm gelişim modelleri önerilmektedir. Önerilen modellerde turizmin ekonomik ve
çevresel boyutuyla birlikte yerel değerlerin, gelenek ve göreneklerin, bölge halkının
sosyal yaşantısı ve alışkanlıklarının da ele alınması her açıdan sürdürülebilir bir
turizm modeli olacaktır. Sürdürülebilir kalkınma konusu insan ve çevre üzerine
odaklanmakta olup turizm kapsamında değerlendirildiğinde çevrenin korunması ve
ekonomik kalkınma kadar merkezinde insanın olduğu sosyal kalkınmanın da önemli
olduğu söylenilebilir. Turizm literatüründe genellikle sürdürülebilirliğin çevresel
boyutu ön plana çıkarılmaktadır. Sürdürülebilirlik konusunun çevresel boyutu
ekosistemin dengesi için önemli bir gereksinim olmakla birlikte toplumsal dengenin
sürdürülebilirliği için sosyal sürdürülebilirlik konusu önem arz etmektedir. Bu
bağlamda özellikle kent planlamacılığı, mimarlık alanlarında sıklıkla çalışılan
‘Sosyal Sürdürülebilirlik’ konusu önem arz etmektedir. Bu kapsamda araştırmanın
amacı sosyal sürdürülebilirlik çerçevesinde katılımcı turizm planlamasının
Gümüşhane ili özelinde tartışılması ve bölge paydaşlarının turizm planlamasında
nasıl dahil edilebileceğini ortaya çıkarmaktır.
Bu doğrultuda, çalışmanın tam metninde sosyal sürdürülebilirlik konusunun
turizm sektörüyle ilişkisini tartışmak ve bu kapsamda katılımcı turizm planlaması
konusunda turizmin henüz başlangıç aşamasında olduğu Gümüşhane ilinde neler
yapılabileceği, paydaşların planlama sürecindeki rolü ve bu sürece iştiraki
konusunda neler yapılabileceği konusunda öneriler sunulması planlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Gümüşhane, turizm, çevre, sosyal yaşam
45
DOĞA TURİZMİ VE ZİGANA DOĞA OKULU UYGULAMALARI
Savaş AYDIN
(Zigana Doğa Okulu/ZDO Başkanı/info@ziganadogaokulu.org)
ÖZET
Ülkemizde gerçekleştirilen turizm yatırımları incelendiğinde güneş, deniz ve
kum birlikteliğinden açığa çıkan sahil turizmi ön plana çıkmaktadır. Fakat dünya
genelindeki turizm yatırımları incelendiğinde, gelişmiş ülke vatandaşlarının
gelişmekte olan ülkelerin alternatif turizm kaynaklarına yöneldikleri
gözlemlenmektedir. Doğa turizm türleri, dünyanın önemli turizm seçenekleri
arasında yer almaktadır. Gelişmekte olan bir bölgede yer alan Zigana coğrafyasının
kalkınması, sürdürülebilir doğa turizmi ve alternatif turizm yatırımlarına bağlıdır.
Zigana coğrafyasının içine aldığı Doğu Karadeniz Dağları, sahip olduğu jeolojik ve
ekolojik imkanlar ile kuzeyi ve güneyi arasındaki iklim farklılığı ve buna bağlı
endemizim, yüksek fauna ve flora, zengin biyoçeşitliliği ile ülkemizin korunan
alanlarına dahil edilmesi gereken nadir doğa alanlarındandır. Doğa turizmi
potansiyeli ile bu bölgenin çekim merkezlerinden olan, Zigana Dağı ve Kurum
(Kromni) Vadisi’ni altyapısı planlaması olmadan yapılan bilinçsiz turizm yatırımları
tehdit etmeye başlamıştır. Bu tebliğ, Zigana Dağı, Karaca Mağrası, Cehennem
Vadisi Kanyonu, Kurum- İmera antik kenti ve maden ocakları, zengin biyoçeşitlilik
barındıran eşsiz güzelliklere sahip bu alanların korunması gereken alanlar olarak
tescil edilmelerini öne sürmektedir. Doğa turizmi konusunda koruma ve kollanma
dengesini esas alan sürdürülebilir çalışmalarla yöre halkının bilinçlendirilmesine
yönelik olarak, kamu, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Zigana köyü içerisindeki
tarihi ilkokul, Zigana Doğa Okulu’na dönüştürülmüştür. Bu okul içerisinde bitki
müzesi (herbaryum) oluşturularak ziyaretçilere açılmak suretiyle bölgenin
biyoceşitlilik envanterinin çıkartılması çalışmalarına öncülük edilen çalışmalara yer
verilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda, Gümüşhane Elması Müzesi, botanik
parkı çalışmaları ve farkındalık projeleri ile birlikte Coğrafyada bulunan dokuz adet
nadir bitkinin tüm dünya için önem arz ettiği ve bu potansiyelin değerlendirilmesi
gerektiği, doğa severlerle birlikte düzenlenen doğa kampları ve eğitimlerinin önemli
ölçüde ekolojik okur yazarlık gelişimi sağladığı, bölgede bulunan potansiyeli
yüksek, tarihi ve turistik yolların ve rotalarının belirlenme çalışmaları bölge
turizmine fayda sağlayacağı kanısına varılmıştır. Ayrıca soyut ve somut kültür
varlığı olan Lames Şenlikleri’nin ayrı bir turizm destinasyonu olarak
değerlendirilmesi halinde bölgedeki ekoturizme ekonomik katkı sağlanabileceği ve
bölgenin doğal güzellikleri ile biyoçeşitliliğine dikkat çekebilmek için yapılan
Ulusal Foto Kamplarının bölge turizminin tanıtımı için önemli bir potansiyel olduğu
görülmektedir. Bu tür çalışmaların desteklenmesi halinde büyük katma değerler
yaratacağı sonucuna varılmıştır. Bu çalışmada bölgede doğa turizmine ve alternatif
turizme dayalı kalkınma için yapılması gerekenler ve Zigana Doğa Okulu’nun
Zigana coğrafyasına sosyal ve ekonomik açıdan yaptığı katkıları irdelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Turizm Pazarlaması, Doğa Turizmi, Zigana Köyü
46
YETİŞMİŞ PERSONEL SAYISINDAKİ YETERSİZLİĞİN YÖNETİM
AÇISINDAN ORTAYA ÇIKARDIĞI ZORLUKLAR: SAMSUN ÖRNEĞİ
Ruhan BAYRAK
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Ondokuzmayıs Üniversitesi/ruhanbayrak@gmail.com)
Yetkin BULUT
(Doç. Dr./Ondokuzmayıs Üniversitesi/ybulut@omu.edu.tr
ÖZET
Turizm sektöründe işletmelerin en önemli temsilcileri çalışanlardır.
İşletmelerin kaliteli hizmet verebilmesi, gelişmesi ve verimli çalışması için nitelikli
personele ihtiyaçları vardır. Turizm işletmelerinde yeni müşteriler kazanmak, karı
artırmak ve piyasada etkin konuma gelebilmek için işgücü kalitesini artırmak
gerekmektedir. Turizm bir hizmet sektörüdür ve bu sektörün başarısını sağlamak
doğrudan nitelikli personel ile sağlanacaktır. Turizm işletmeleri yönetimleri
öncelikle turizm eğitimiyle ilgilenmelidir. Turizm sektöründe faaliyet gösteren
küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin maliyeti artıracağı düşüncesiyle daha çok
eğitimli personel yerine tecrübesiz personel istihdamı sağlanmaktadır. İşletmeler
açısından külfet gibi görünse de aslında işletmenin kalitesini olumsuz
etkilemektedir. İşletmeler profesyonellikten ziyade kendi fikirleri ile başarı sağlama
yoluna gitmektedir. Turist çeşitliliğinin arttığı dönemlerde müşteri isteklerine cevap
verilememektedir. Tiyader modeline göre yetişmiş personelin istihdam edilmesini
sağlayacak çalışmalar yapılmıştır. Bu modelde, Turizm Personeli Meslek Yasasını
çıkararak yeni bir turizm personeli sistemi işleyişi önerilmiştir. Yetişmiş personel
eksikliğinden dolayı işletmeler hedeflerine ulaşmakta zorluk çekmektedir. Bu
yönetimsel açıdan sıkıntılara neden olmaktadır. Bu araştırmanın amacı turizm
işletmelerinde çalışmakta olan eğitilmiş çalışanlar ile ilgili değerlendirmeleri
araştırmak ve yetişmiş personel eksikliğinin yönetime yaşattığı zorlukların
incelemesini yapmaktır. Bu çalışma sonunda faaliyetlerini sürdürmekte olan turizm
işletmelerindeki kalifiye personel eksikliği nedeniyle ortaya çıkan yönetimsel
sorunlar ele alınmıştır. Sorunların tespiti için 4-5 yıldızlı otellerin genel müdürleriyle
derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Samsun, turizm, yetişmiş eleman, işletme
47
SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İÇİN
BEŞİKDÜZÜ SAKİN ŞEHİR OLMALI (MI?)
Ersin BURNAZ
(Öğr.Gör.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ersinburnaz@ktu.edu.tr
ÖZET
Beşikdüzü ilçesinde yapımı devam eden teleferik ve otel inşaatlarının,
tamamlandıklarında ilçenin turizm yoğunluğunu arttırması beklenmektedir. Ancak,
bu yoğunluğu kaldıracak yeterli alt ve üst yapı olanaklarına sahip olmaması ilçenin
turizminin sürdürülebilirliğini tartışılır kılmaktadır. Ordu ilindeki teleferiğin bu ilin
turizmine katkı sağlaması, Beşikdüzü için örnek olabilir. Ancak, Ordu’nun bir il
olması dolayısıyla alt ve üst yapı olanaklarının daha fazla olması, Beşikdüzü
ilçesinin sürdürülebilir turizm çalışmalarına önem vermesini gerektirmektedir. Bu
çalışmada, Beşikdüzü ilçesinin turizminin geleceği sürdürülebilirlik açısından
tartışılması ve “Sakin Şehir” yaklaşımının ilçeye olası katkılarının incelenmesi
amaçlanmıştır. Teorik olarak ikincil kaynakların incelendiği çalışmada ayrıca
Beşikdüzü ilçesinin turizm potansiyeli ile sakin şehir kriterleri karşılaştırılmıştır.
Teleferik ve otelin faaliyeti geçmesinden sonra, mevcut alt ve üst yapı olanaklarının
ciddi oranda iyileştirilmemesi halinde, gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel olan
turizm yoğunluğunun kaldırılamaması, ilçenin turizminin sürdürülebilirliğini
olumsuz etkileyeceğinden Beşikdüzü sakin şehir olmalıdır sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sakin Şehir, Sürdürülebilir Turizm, Şehir Pazarlaması,
Destinasyon Pazarlaması, Turizm Pazarlaması.
48
ORDU–BOZTEPE’NİN TURİZM-REKREASYON POTANSİYELİ VE
BOZTEPE’NİN KENT İMAJINA OLAN KATKISI
Murat YEŞİL
(Yrd. Doç. Dr./Ordu Üniversitesi/muraty25@hotmail.com)
Kübra Nur BEYLİ
(Peyzaj Mimarı/Ordu Üniversitesi/beylikubra@gmail.com)
ÖZET
Turizm, dünyada hızlı gelişen ve her gün yeni alanların keşfedilmesi ya da
keşfedilmiş alanların değerlendirilmesiyle çeşitliliği artan çok dinamik bir sektördür.
Ulaşım çeşitliliği, internet erişimi, insanların yeni yerler keşfetme isteği,
ulaşılabilirlik ve refah düzeyinin artması ülkemizde turizm hareketliliğini artırmıştır.
Teknolojik gelişmeler, hızlı nüfus artışı ile paralelinde gelen hızlı ve çarpık
kentleşme gibi birçok olumsuzluk kentlerde çevresel ve görsel kalitenin bozulmasına
neden olmuştur. İnsanlar bu tür olumsuzluklardan uzaklaşmak ve doğaya duydukları
özlemi gidermek adına rekreasyon amaçlı olarak doğal alanlara gitme eğilimi
göstermeye başlamışlardır. Karadeniz Bölgesi’nde Boztepe’nin eteklerinde yeşil ve
mavinin buluştuğu bir yerde kurulu olan Ordu kenti; doğal güzellikleri, tarihi ve
turistik yerleri ile zengin doğa turizmi potansiyeline sahip bir yerleşimdir. Deniz
seviyesinden 450 m. yükseklikte bulunan Boztepe; kent merkezine olan yakınlığı,
sahip olduğu hakim manzarası, ulaşım kolaylığı ve kırsal turizm potansiyeli ile
bölge halkının ve turistlerin yoğun ilgisini çeken doğal bir alandır.
Bu çalışma kapsamında; Ordu Boztepe’nin turizm ve rekreasyon potansiyeli
ile Boztepe’nin kent imajına olan katkısı incelenmiştir. Boztepe’nin rekreasyon
potansiyelini belirlemek için Gülez (1990) tarafından ülkemiz koşullarına uygun
olarak geliştirilen orman içi ve açık hava alanlarının rekreasyon potansiyelinin
belirlenmesine imkan veren yöntem kullanılmıştır. Çalışma sonucunda Boztepe’nin;
Peyzaj Değeri 25, İklim Değeri 20, Ulaşılabilirlik 18, Rekreatif Kolaylık 16 puan
almış olup, bu değerlerin toplamı ile elde edilen Rekreasyon Değeri ise %79 olarak
bulunmuştur. Yöntemin ortaya koyduğu değerlendirme kriterleri ışığında rekreasyon
potansiyeli “çok yüksek” olarak tespit edilmiştir. Ayrıca tesadüfi örnekleme tekniği
kullanılarak 100 kişi ile birebir yapılan anket çalışması ile Boztepe’nin kent imajına
katkı sağlayan bir unsur olduğu tespit edilmiş ve alana yönelik SWOT analizi
uygulanarak, alanın güçlü-zayıf yönleri ile fırsatlar ve tehditleri ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ordu, Boztepe, Turizm, Rekreasyon, Kent imajı
49
TURİZMDE DİJİTAL ÇAĞA DÖNÜŞÜMÜN OTEL İŞLETMELERİ
ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: SAMSUN 5 YILDIZLI OTELLERE YÖNELİK
BİR UYGULAMA
Nurşah ERGUN
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Samsun Ondokuz Mayıs
Üniversitesi/nursahergn@gmail.com)
Yetkin BULUT
(Doç.Dr./Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi/ybulut@omu.edu.tr)
ÖZET
Teknolojinin günlük hayatımıza ve iş hayatına kanalize olması gün geçtikçe
artmaktadır. Bu nedenle birçok şirket sektörel değişime ayak uydurmak için birtakım
yenilikler yapmaktadır. Bu yenilikler ile kendi ekosistemini oluşturan şirketler
analog uygulamalardan dijital uygulamalara geçerek dijitalleşme yolunda emin
adımlarla ilerlemektedir. Dijitaleşme; üretim standartlarından hizmet dağılımına
kadar işletmenin tüm süreçlerini değiştirmektedir. Küreselleşen dünya ile birlikte
turizm sektöründe meydana gelen dijitale dönüşün sektörel etkileri bu çalışmanın
amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Samsun ilinde yer alan 5 yıldızlı
oteller ile araştırma planlanıp fırsat ve tehditler Swot analizi ile sunulmaktadır.
Verileri toplamada nicel araştırma yöntemlerinden anket uygulamaya yer verilmiştir.
Bu yöntemler ile elde edilen bulgular; sosyal medya iletişiminin kolay, ucuz esnek
gerçekleşmesi ve hedef kitlenin aktif şekilde sosyal medya kullanıyor olması turizm
sektörünün dijitalize olmasını zorunlu hale getirmiştir. Buna ek olarak Turizmde
nesnelerin interneti uygulamaları, ınternet of thıngs (IOT) ile akıllı otel odaları, akıllı
bileklikler, akıllı bavullar gibi birçok tehdit unsuru otel işletmelerinde dijitale
dönüşe teşvik etmektedir. Araştırma bulgularına yönelik çıkarımlar ve anketler
metnin bütününde yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Samsun, turizm, 5 yıldızlı otel, dijital çağ
50
DOĞU KARADENİZ ŞEHİRLERİNİN MARKA KENT KİŞİLİKLERİNİN
BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Erdem TAŞDEMİR
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/tasdemir@ktu.edu.tr)
Emre Ş. ASLAN
(Yrd. Doç. Dr./Gümüşhane Üniversitesi/emresaslan@gmail.com)
ÖZET
Ulaşım ve iletişim teknolojilerinin geliştiği günümüzde serbest piyasa
ekonomisinin de etkisiyle ortaya çıkan yoğun rekabet ortamı geleneksel anlayışları
kökten değiştirmiştir. Artık bir değere sahip olmak veya bir ürün üretmek rekabet
avantajı sağlamamaktadır. Bunun yerine duygulara odaklanan ve zihinde inşa edilen
soyut bir değer olan markalara sahip olmak gerekmektedir. Bu nedenle ürünler,
hizmetler, kurumlar ve hatta destinasyonlar somut olan varlıklarına soyut değerler
ekleyerek onları markalama yoluna gitmektedirler. Bu somut olan varlıklara eklenen
duygular plansız, kendiliğinden oluşmaktan ziyade, işin uzmanları tarafından belli
stratejilere dayalı olarak zihinlerde inşa edilen soyut değerlerdir. Bir markayı var
eden ve onu rekabette avantajlı konuma getiren bu değerleri farkındalık oluşturma,
kişilik ve kimlik yaratma, çağrışım öğelerine, olumlu imaja ve itibara sahip olma,
hedef kitle tarafından bilinme, bağımlılık yaratacak duygu yoğunluğuna sahip olma
olarak sıralamak mümkündür.
İnsani özelliklerin markalara yansıması olarak görülen marka kişiliği, bu
çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Üründen ve hizmetten farklı olarak bir
duygudan oluşan markaların sahip oldukları bu kişilik özellikleri onlarla tüketiciler
arasındaki duygusal bağın kurulmasını sağlamaktadır. Böylece markalar tüketiciler
için bir dost, bir arkadaş, bir sırdaş, bir sevgili halini almaktadır. Bu nedenle şehirler
de somut varlıklar olmaktan çıkıp soyut ve duyguya dayanan bir marka kent olmak
istiyorlarsa, bir kişiliğe sahip olmalı ve belirlenen bu kişilik üzerinden hedef
kitleleriyle yani kent sakinleri, turistler ve yatırımcılarla iletişim kurmalıdırlar.
Bunun için öncelikle şehirlerin nasıl bir kişilik özelliği ile algılandıklarının
belirlenmesi gerekmektedir.
Marka kişiliği öğelerinin şehirlere uyarlaması nedeniyle alanında ilk olma
özelliği taşıyan bu araştırma Doğu Karadeniz’de yer alan 6 şehirde (Artvin, Giresun,
Gümüşhane, Ordu, Rize, Trabzon) uygulanmıştır. Deneklere sorulan sorularla bu
şehirlerde ikamet eden bireylerin kendi şehirleriyle ilgili marka kent kişiliği
algılarının ne olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Aaker’ın marka kişiliği ölçeğinin
referans alındığı bu araştırmada, kişilik özelliklerinden bazıları şehirlere uyarlanarak
uygulanmıştır. Anket (Survey) yöntemiyle elde edilen veriler, SPSS programıyla
analiz edilmiştir. Bu analiz sonucunda Doğu Karadeniz şehirlerinin kişilik algıları
ortaya konarak şehirler için marka kent kişiliği önerileri sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, marka şehir
51
JEOTURİZM: SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZME DOĞU KARADENİZ
BÖLGESİNDEN ÖRNEKLER
Raif KANDEMİR
(Doç.Dr./ Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi/raif.kandemir@erdogan.edu.tr)
Fatih KÖROĞLU
ÖZET
Jeoturizm, doğa korumacılığı ile birlikte doğa eğitiminin de yapılabildiği,
ekonomik gelir sağlanabilen, son yıllarda hızla yaygınlaşan sosyal bir faaliyet türüdür.
Jeolojik kaynak değerler (Jeositler) bilimsel ve eğitimsel değer taşımaları yanında görsel
ve kültürel değere de sahiptir. Yerbilimleri açısından önemli olan ve korunması gereken
bu kaynak değerler iyi bir planlama ile değerlendirilerek jeopark alanlarına
dönüştürüldüğünde sosyo-ekonomik kalkınmaya katkı sağlayabilecek doğal
oluşumlardır.
İnsanların turizm anlayışı, ekonomik, siyasal ve teknolojik gelişmelere paralel
olarak, son yıllarda önemli değişimler göstermektedir. İnsanlar, 3S (güneş-kum-deniz)
turizminden çok, artık 3E (heyecan-eğlence-eğitim) turizmini tercih etmektedirler.
Birçok ülke turizm faaliyet planlarını bu doğrultuda yapmakta ve yeni istekleri
karşılamak için planlar oluşturmaktadır. Son yıllarda ortaya çıkan jeoturizm, jeolojik
miras alanlarının korunması, yer yuvarının geçmişini yansıtan izleri ve bu kaynak
değerlerin turizme kazandırılmasına odaklanan jeoparklar içinde gerçekleştirilen
alternatif yeni bir turizm türüdür. Alternatif turizm kavramı, ülkelerin dünya turizminden
daha fazla pay alabilmek amacıyla, rekabetçi ve satılabilir ürünler geliştirme ve buna
ilişkin stratejiler oluşturmaları sonucu ortaya çıkmıştır. Alternatif turizmi teşvik
amacıyla, Turizm Bakanlığı tarafından turizmin çeşitlendirilmesini, turizmin tüm yıla
yayılması ve ülke geneline yaygınlaştırılmasını, çevreye ve kültürel değerlere duyarlı
turizm olgusunun yerleştirilmesini, yerel yönetimler ve halkın turizm ile ilgili kararlara
katılmasını sağlayacak alternatif turizm projelerine hız verilmiştir. Anadolu, geçirmiş
olduğu jeolojik tarihi izleri ve içermiş olduğu jeolojik miras alanlarının zenginliği ile,
potansiyel olarak dünyadaki diğer örneklerle yarışabilecek düzeydedir. Ülkemizde yer
alan birçok jeoturizm objesi (jeolojik, kültürel, tarihi vs.) Milli Parklar bünyesinde çeşitli
statüler içerisinde yer almaktadır. Fakat Milli Parklar Kanununda Jeolojik Miras, Jeopark
veya Jeoturizm terimleri halen yer almamaktadır.
Üzerinde yaşadığımız yer kürenin evrimini anlamak ve koruma önlemleri almak
için doğa ile insan arasındaki koruma-kullanma dengesinin sağlanması ve sürdürülebilir
kalkınmanın oluşturulması gerekmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesindeki jeopark
potansiyeline sahip bölgelerin ve yakın civarlarında yer alan doğal ve kültürel öğelerin
fark edilmesi, korunması ve jeoturizm gibi sosyal faaliyetlerin geliştirilmesinin
sağlanması, yerel ekonomi ve yerel istihdamı geliştirmede destek ve teşvik olabilecektir.
Bu çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki; Sürmene Ağaçbaşı Turba
Bataklıkları (Trabzon), Çal-Camili Tabiat Parkı (Trabzon), Kurum Vadisi (Gümüşhane),
Kuzalan Tabiat Parkı (Giresun) ve civarındaki jeoturizm potansiyeline sahip alanların
jeolojik, bilimsel ve jeomorfolojik özelliklerinin analizi ile jeoturizm ve sürdürülebilir
turizm açısından değerlendirilmesi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Jeoturizm, jeopark, sürdürülebilir turizm, Doğu Karadeniz
Bölgesi
52
TRABZON’UN BATISINDA EŞSİZ BİR DESTİNASYON TONYA
KUMYATAK EKOLOJİK TURİZM PROJESİ
Muhittin İNCE
(İç Mimar/TMMOB İçmimarlar Odası/Muhince61@gmail.com)
ÖZET
Kumyatak Vadisinin Doğal Kültürel değerlerini Uzungöl ve Ayder özelinde
yapılan yanlışları tekrar etmeden, kitle turizminin olumlu yanlarından yararlanarak
tasarlamak, doğal ve kültürel dengeye adapte edilecek özgün turizm ürünleri
geliştirebilmek ve bölgenin özgün kimliği olan yerel mimarisini, lokal kültürünü, koruma
ilkesiyle vadi genelinde tespit edilen 350 civarında geleneksel mimari tarzı yansıtan
evlerin özgünlüğünü bozmadan üst gelir ve kültür guruplarının konfor şartlarına hitap
edecek biçimde ev pansiyonu olarak tasarlanması, tarım ve hayvancılık alanındaki
üretimin sürdürülebilirliğini sağlaması, yöreyi ziyaret edecek turistlerin kalış süresinin
artırılması amacıyla tarihi yayla göç yolu ve yakın bölgelere yürüyüş rotaları, çim
kayağı, kaya tırmanışı, yamaç paraşütü alanlarının oluşturulması, tarımsal ürünlerin
farkındalığının artmasına için patates, mısır, tereyağı ve peynir çeşitlerinin tanıtılmasına
yönelik festivaller oluşturmaktır.
Doğu Karadeniz bölgesinde her vadide yaşayan farklı kültürler köyden kente göç
ile kaybolmaktadır. Yaşadığımız süreç göstermektedir ki istihdam ve eğitim sorunu
çözülmedikçe köyden kente göç devam ederek, vadilerdeki kültürler ve üretim yok
olacaktır.
Doğu Karadeniz bölgesindeki geleneksel mimarinin en yoğun örneklerinin
kumyatak da bulunması ve vadi içerisinde çevresinin ormanlarla kaplı, eşsiz bir
güzellikte olması yer seçiminde öncelik kazanması için geçerli bir sebeptir. Kumyatak
vadisindeki taş küme ev yoğunluğunun en nitelikli örneklerinin olduğu alanların tespiti
için yapılan etüdler de, İskenderli Petra bölgesi, Ağameydan mahallesi ve Turalı köyü
Solak mevkii mimari, doğal kültürel açıdan zengin lokasyonlar olduğu görülmüştür.
Küçük ölçekli aile işletmeleri kurarak gelirlerin bölgede yaşayanlara katkı sağlamak
projeyi sahiplenmesini sağlamak birebir turist ile iletişimde bulunmasını sağlamaktır.
Bölgenin Doğal kültürel dengesini bozmayacak biçimde. Üst gelir ve kültür
guruplarına hitap edecek ürünlere yönelerek turizm kalitesini ve yöre halkının gelir
seviyesini yükseltmektir. Analitik yöntemle yörenin doğal ve kültürel değerleri tespit
edilmiş elde edilen veriler üzerinden eko turizm mantığı içerisinde bir proje yaklaşımı
gerçekleştirilmiştir. Kumyatak vadisindeki yerel halkının refah seviyesini yükselterek
kente göçünü önlemektir. Projenin uygulamalı olarak ifade edileceği ekolojik turizm
eğitimi, ahşap ve taş ustası yetiştirme kurslarının verileceği yerel doku örneği taş evdir.
Deneysel turizm evi çevresine yakın evler bulunmasına dikkat edilecektir.
Etkileşim modeli uygulanarak yakın komşuların projeyi kabullenmeleri ve kendilerinin
de aynı şekilde evlerini tesise dönüştürmeleri sağlanacaktır.
Yöre halkının Projeyi pratik de görmesini sağlayacak projeye katılımını teşvik
edecek en önemli unsur deneysel turizm evi olacaktır. İlk etapta yöre yaşayanlarından
turizm eğitimi almış olanlar konaklama tesisinde görevlendirilecektir. Çevredeki taş ev
sahiplerinden talep geldikçe işletmenin daha profesyonel mali yapıya kavuşturulması
sağlanacak ve işletme maliyetini düşürecek evler arasında işbirliğini sağlayacak
yöntemler geliştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Tonya, Kumyatak, eko turizm
53
TRABZON İLİNDE YER ALAN BALIKÇI BARINAKLARININ
KIYI - DENİZ TURİZMİ AMAÇLI KULLANILABİLİRLİĞİ
Coşkun ERÜZ
(Yrd. Doç Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ceruz@ktu.edu.tr)
Sercan EROL
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/sercerol@ktu.edu.tr)
ÖZET
Kıyı ve sucul ekosistemler insanlığa ekonomik, sosyal hizmet veren ekolojik
sistemlerdir. Kıyılar doğal bir kaynak olarak çeşitli kullanımlara imkan sağlar.
Bunların başlıcaları; yerleşim, ulaşım, ticaret, endüstri, tarım, atık madde atımı,
hammadde temini, savunma, rekreasyon, turizm, sağlık, enerji, balıkçılık ve spor
etkinlikleridir. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili, 1685km si Karadeniz olan,
8337km ile uzun bir kıyı şeridine sahiptir. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada
öncelik kamu yararının gözetilmesidir. Trabzon son 50 yıl içersinde ulaşım,
yapılaşma ve yerleşimlerin kıyılara dönük planlanması ve yapılmasının sonucu
olarak doğal kıyılarının %90ına kadar kısmını kaybetmiştir. Varlığını koruyabilmiş
az sayıda ve dar alanlara sıkışık doğal kıyılar yanında müdahale edilmiş kıyı
alanlarında bulunan kıyı yapılarının da bölge ve dışardan gelecek insanlara sosyal,
kültürel ve turizm amaçlı hizmet etmesine ihtiyaç vardır. İlin kıyıları ve kıyı yapıları
bütüncül olarak irdelenerek geleceğe dönük sürdürülebilir planlama ve uygulamalara
ihtiyaç vardır. Mevcut kıyı yapıları incelendiğinde balıkçı barınaklarının kıyı
yapıları içerisinde en yoğun tesisler olduğu görülmektedir. Hiç şüphe yok ki, balıkçı
barınakları balıkçılık faaliyetlerinin lojistik noktalardan biri olduğu için, bu yerler
balıkçılık endüstrisinin çok önemli bir bileşenidir. Balıkçı limanlarının yapımı
genellikle ihtiyaçtan çok talebe göre gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte, bu
yapılar, girdilerinin yanında ulusal ekonomi için önemli bir maliyet yaratmaktadır.
Bu kapsamda Trabzon ili sınırları içerisinde toplam kurulu alanı 2.231.000 m2 olan
2020 tekne kapasiteli 30 adet balıkçı barınağı, çekek ve barınma yeri bulunmaktadır.
Söz konusu tesislerin verimliliğinin artırılması ve sürdürebilirliğinin sağlanabilmesi
açısından balıkçılık faaliyetlerinin durduğu yaz dönemlerinde turizm amaçlı
kullanılmasına dönük çalışmalar yapılabilir. Bu çalışmanın amacı Trabzon'daki
balıkçı barınaklarının veriminin artırılmasına dönük alternatif kullanım analizleri
yapmaktır. Çalışmada, TC Ulaştırma Bakanlığı Denizcilik ve Ulaştırma Bakanlığı
Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü'nden temin edilmiş olan yapısal maliyetler ve
balıkçı barınaklarına ilişkin nicel veri setleri kullanılmıştır. CBS tekniklerinden de
yaralanarak barınakların konumu, ekonomik, yapısal ve sosyal uygunlukları,
bütünleşik ve sürdürülebilir kullanım potansiyelleri irdelenerek, Trabzon İlinde yer
alan balıkçı barınaklarının alternatif kullanımları ile yerel istihdama, ekonomik
kalkınmaya, göç sorununa ve çevreye olan katkıları artırılabileceği öngörülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Balıkçı Barınakları, Turizm, Trabzon
54
KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN ENGELLİ TURİZMİNE BAKIŞ AÇISI:
SAMSUN ÖRNEĞİ
Muhammed Burak AKÇETİN
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Ondokuz Mayıs
Üniversitesi/mburakk_52@hotmail.com)
Yetkin BULUT
(Doç.Dr./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/ybulut@omu.edu.tr)
ÖZET
Dünya üzerinde turizm faaliyetlerine katılan tüm insanların eşit şartlarda ve
haklarda bu olanaklardan faydalanması gerekmektedir. Bu faaliyetlerde dikkate
alınması gereken önemli bir grup da engelli bireylerdir. Engelli bireyler için
düzenlenecek olan fiziki ve sosyal düzenlemeler ile bireylerin turizm faaliyetlerine
katılma olanakları arttırılmış olacaktır. Engelli, Turizmi Dünya Sağlık Örgütünün
tanımına göre; özürlülük (impairment), fonksiyonel bir hasar, sakatlık (disability)
normal aktivitelerde kısıtlılık, engellilik (handicap) sosyal dezavantajdır. Engellilik
konusunda ilk çalışmalar 1948 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından
yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde karara bağlanmıştır. Dünya
genelinde 1990’lı yılların başında Amerika başta olmak üzere İngiltere gibi ülkelerin
engelli bireylerine yönelik yaptığı çalışmalar ve çıkardıkları kanunlar turizm de bu
sektörün hızla gelişmesini sağlamıştır ve engelli bireylerin hareket alanlarını
kolaylaştıracak işler yapılmasının da önünü açmıştır. Türkiye’de ise 2005 yılında
çıkarılan kanun ile engelli bireylerinin hakları koruma altına alınmış engelli
bireylerin istihdam edilmesi, sosyal hayatta faaliyetlere katılması, yollar ve parkların
onlarında faydalanacağı şekilde yapılmasına imkân sağlanmıştır. Ülkemizde 4 ve 5
yıldızlı otellerin Turizm Tesisleri Yönetmeliği’nde bulunan maddesinde engelli
bireylerin fiziki şartlarının kolaylaştırılması ve belirlenen sayıda odanın engelli
bireyler için düzenlenmesi belirtilmiştir. Bu kanun ile engelli bireylerin turizm
faaliyetlerine katılımı kolaymış ve kendileri için özel bir statü oluşturulması
sağlanmıştır. Kanun gereğince gerekli çalışmalar yapılmış ve incelemeye alınmıştır.
Bu bağlamda Samsun ilindeki 4 ve 5 yıldızlı otellerin engelli turizmine yönelik
bakış açıları ve yaptığı yatırımlar incelenerek engelli turizmine katkıları
gözlemlenmiştir.
Anahter Kelimeler: Samsun, engelli turizmi, işletme
55
BÖLGESEL DESTİNASYON PAZARLAMA ARACI OLARAK YEREL
FESTİVALLER: TRABZON ÖRNEĞİ
Ali YAYLI
(Doç. Dr./Gazi Üniversitesi/yayli@gazi.edu.tr)
Ercan YAVUZ
(Yrd. Doç. Dr./Gazi Üniversitesi, Turizm Fakültesi/eyavuz@gazi.edu.tr)
Özgür YAYLA
(Arş. Gör./Gazi ÜniversitesiTurizm Fakültesi/ozguryayla@gazi.edu.tr)
ÖZET
Destinasyon, bireylerin uzun ya da kısa süreli tatillerini geçirmek istedikleri, doğal
güzelliklere, tarihi unsurlara, festival ya da etkinliklere sahip, gelen ziyaretçilere, yeme içme,
konaklama imkanı sunabilen bölge, şehir ya da bir yer olarak tanımlanabilir. Büyük kent
hayatında yaşanan monotonluklar, tatil sürelerinin uzaması, teknoloji alanında yaşanan
gelişmeler vb. sebepler nedeniyle insanların farklı destinasyonlara seyahatleri kolaylaşmış,
aynı zamanda eğitim seviyesinde ve farklı kültürlerin pazarlanmasında yaşanan gelişmelerle
birlikte kültür turizmine yönelik talep artmıştır. Bu kapsamda, kültürel öğeler bir
destinasyonun çekicilik unsurları olarak görülmüş ve destinasyon pazarlamasında önemli hale
gelmiştir.
Ülke turizmini geliştirmek için bir bölgede ya da şehirde toplanmış olan turizm
yoğunluğunu tüm ülke geneline yaymak ve farklı çekiciliklere sahip yeni turistik merkezler
oluşturmak gerekmektedir. Deniz, kum ve güneş turizmine en önemli alternatiflerden bir
tanesi de kültür turizmi içerisinde değerlendirilebilecek olan festivallerdir. Yapılan
araştırmalar festivallere katılan kişilerin deniz, kum ve güneş turizmine katılan kişilerden daha
yüksek gelire sahip olduğunu ve bölge ekonomisine katkısının daha fazla olduğunu
göstermektedir. İçinde bulunulan çağda festivaller düzenlendikleri bölgelerde destinasyon
çekicilik unsurlarına sahip en önemli etkinliklerin başında gelmektedir. Uluslararası ölçekte
düzenlenen İspanya’daki San Fermin Festivali, Almanya’da düzenlenen Oktoberfest vb.
festivaller her yıl on binlerce ziyaretçiyi bu bölgelere çekmektedir.
Türkiye, düzenlenen festivaller açısından oldukça zengin bir ülke olmasına rağmen
destinasyon pazarlama unsuru olarak görülmemesi ve bu sebeple her yıl söz konusu
festivallerin küçük çaplı düzenlenmesi, ülke turizminin gelişimi ve turizmin on iki ay süreye
yayılması önündeki bir engel olarak ifade edilebilir. Kültür ve Turizm Bakanlığının verilerine
göre Marmara Bölgesinden sonra en fazla festivalin düzenlendiği bölge Karadeniz bölgesidir.
Zira, bölgede 250’den fazla festival mevcuttur. Trabzon, ulusal ve uluslararası çapta
düzenlenen ‘Hıdrellez Bahar Bayramı Festivali’, ‘Uluslararası Kültür Sanat Festivali’ ve
farklı birçok yayla şenlikleri ile Karadeniz bölgesinin en fazla festivale sahip olan
destinasyonlarından birisidir. Söz konusu destinasyonda düzenlenen festivallerin destinasyon
markalamasında değerlendirilmesi, destinasyon pazarlama aracı olarak görülmesi destinasyon
imajının geliştirilmesi, bunun yanında diğer destinasyonlarda düzenlenen festivallere de örnek
model olma açısından önem arz etmektedir. Bu kapsamda, bu çalışma ile Trabzon ilinde
düzenlenen festivaller incelenmiş ve uluslararası çapta ziyaretçileri çekmesi ve markalaşması
yönünde farklı festival örnekleri ile mukayese edilerek öneriler getirilmiştir.
Anahter Kelimeler: Trabzon, festival, destinasyon, pazarlama
56
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN YÖRESEL MUTFAKLARA YÖNELİK
ALGISI: KARADENİZ MUTFAĞI ÖREĞİ
İrfan YAZICIOĞLU
(Doç. Dr./Gazi Üniversitesi/irfanyaz@gazi.edu.tr)
Alper IŞIN
(Arş. Gör./Gazi Üniversitesi/alper.isin@gazi.edu.tr)
Esra ÖZATA
ÖZET
İnsan ihtiyaçları günümüz teknolojisiyle ve sosyoekonomik değişimlerle
hızla yenilenmektedir. Türk mutfağını dünya mutfaklarından ayıran en önemli
unsurlardan biri yeme içme alışkanlıklarında geleneklere bağlı kalınmasıdır.
Yemekler ya da daha genel bir ifadeyle mutfak kültürü, kültürel zenginliği ortaya
koyan unsurların başında gelmektedir.
Ülkemizde her bir yörenin, şehrin ayrı bir mutfak kültürü vardır. Türkiye bu
nedenle mutfak kültürü bakımından oldukça zengin ve köklü bir geçmişe sahiptir.
Yerel mutfağın oluşumunda coğrafi konum, tarihsel süreç, ulusal veya etnik köken
gibi etkenler önemli rol oynamaktadır. Farklı toplumların alışkanlıkları ve yaşam
tarzlarını yansıtan mutfak, coğrafi farklılıklara uygun ürün içermeleriyle birlikte
servis karakterlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır (Korkutata, 2013: 33).
Karadeniz mutfağıda kendine has coğrafyası, özellikleri ve yiyecekleri olan
bölgelerimizden biridir. Bu mutfağın şekillenmesinde ise en önemli etkenler
bölgenin tarihi geçmişi, kültürel değerleri, halkın yaşam biçimi ve yörede yetiştirilen
ürünlerdir. Karadeniz bölgesinde tarım için elverişli düzlük alanlar olmamasına
rağmen sınırlı tarım alanlarında çok sayıda sebze çeşidi yetiştirilmektedir.
Yerel yiyecekler; belli bir bölge ve yöreye özgü, üretimi, pişirmesi, tüketimi,
sunumu, tadı farklı olan yiyeceklerdir. Yerel yiyecekler üretim tekniğinden,
kültürden ve ürünü elde etmek için kullanılan bileşenlerin o bölgede elde edilmesine
kadar birçok şeyi kapsamaktadır (Erkul, Varlı, Çelik, 2014: 23-142). Yerel
yiyecekler aynı zamanda bir bölgenin kültürel sembolü olarak kabul edilmektedir
(Du Rand and Heath, 2003: 208).
Son on yılda, akademisyenlerin yerel gıdaların daha sürdürülebilir, daha
ekolojik ve sağlıklı olduğuna dair görüşleri ve bulguları, insanların yöresel
yiyeceklere yönelik ilgisindeki artışın önemli bir unsuru olmakla birlikte, medya ve
sosyal hareketlerde tüketicileri davranışlarını etkilemektedir (Adams and Salois,
2010; Thilmany et al., 2008).
Bu çalışmanın temel amacı, Karadeniz Bölgesine ait yerel yiyeceklerin başka
bir coğrafyada yaşayan tüketiciler tarafından algılanması ve tüketilme durumunun
tespit edilmesidir. Bu çalışma kapsamında, Ankara’da yaşayan üniversite
öğrencilerinin Karadeniz Bölgesine özgü yiyeceklere yönelik algısı ve tercih etme
durumlarına yönelik anket yöntemi kullanılarak bir saha araştırması yapılacaktır.
Böylece Karadeniz Bölgesi dışında bölgeye ait yöresel yiyeceklerin nasıl algılandığı,
tüketilme ve tercih edilme durumlarının belirlenmesi sağlanması amaçlanmaktadır.
Anahter Kelimeler: Karadeniz mutfağı, üniversite, öğrenci, mutfak kültürü
57
TURİZM İŞLETMELERİNDE YEŞİL YILDIZ UYGULAMASI:
SAMSUN ÖRNEĞİ
Şeyma YILMAZ
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Ondokuz Mayıs
Üniversitesi/seymayilmaz61@hotmail.com)
Yetkin BULUT
(Doç. Dr./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/ybulut@omu.edu.tr)
ÖZET
Son yıllarda turizmde öne çıkan en önemli kavramlar sürdürebilirlik ve
çevreye duyarlılıktır. Sürdürülebilirlik kavramı ile yeşil kavramının birlikte bir
anlam ifade ettiği bilinmektedir Sürdürülebilir turizm kapsamında çevre korunması,
insan hayatının sağlığı ve çevreye olan bilincin arttırılması, turistik tesislerin çevreye
olan katkıları günümüzde önemli bir durum haline gelmiştir.
Sürdürülebilir turizm kavramının ortaya çıkmasında 1960'lı yılların en önemli
turizm hareketlerini oluşturan kitle turizminin hızlı yükselişinden başlayarak,
günümüze kadar turizmin geçirdiği tarihsel gelişim süreçleri etkili olmuştur. Kitle
turizminin artmasıyla birlikte ortaya çıkan çevresel problemler büyük ölçüde artış
göstermektedir. Artmakta olan çevresel problemler karşısında turizm işletmeleri
varlıklarını sürdürebilmek için yasalar çıkarılmış ve bu işletmelere doğayı
korumalarına yönelik teşvik programları hazırlanmıştır. Bu doğrultuda Kültür ve
Turizm Bakanlığı turizm işletmelerinin doğaya karşı duyarlılıklarını arttırmak için
Yeşil Yıldız programını ortaya çıkarmıştır. Bu sayede turizm işletmeleri çevresel
problemleri düşünerek yaptıkları ve yapacakları her plana Yeşil Yıldız programını
katmak zorunda kalmışlardır.
Yapılan bu çalışmanın amacı, turizm işletmelerinde Yeşil Yıldız'a ilişkin
literarüre bir katkı sağlamak ve örnek olarak bir turizm işletmesinin incelemesini
yapmaktır. Ayrıca Samsun ilinde faaliyette olan 3, 4 ve 5 yıldızlı turizm
işletmelerinin Yeşil Yıldız uygulama düzeylerini ve Yeşil Yıldız uygulamasına bakış
açılarını tespit ederek önerilerde bulunmaktır.
Anahter Kelimeler: Samsun, Turizm, işletme, yeşil yıldız
58
DOĞU KARADENİZ’E AİT YÖRESEL YİYECEK ÜRÜNLERİNİN
DESTİNASYON BİLİNİRLİĞİNDEKİ ROLÜ
Günay EROL
(Öğr. Gör. Dr./Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/gunayerol@nevsehir.edu.tr)
Emrah ÖRGÜN
(Öğr. Gör./Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/emrahorgun@nevsehir.edu.tr)
Emrah KESKİN
(Öğr. Gör. Dr./Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/ekeskin@nevsehir.edu.tr)
ÖZET
Doğu Karadeniz bölgesi, doğal ve kültürel çekiciliklerinin yanında kendine
özgü mutfak kültürü ve yöresel yiyecek ürünleri ile de Türkiye’nin önemli bir
turistik destinasyon merkezi haline gelmektedir. Buna rağmen turistik çekicilik
unsuru olarak kullanılan yöreye özgü yiyecek ürünlerinin yeterli bir şekilde
kullanılmadığı düşünülmektedir. Yöreye özgü belirli ve sürekli tekrarlanan yöresel
yiyecek ürünlerinin Doğu Karadeniz mutfağının çok dar bir şekilde algılanmasına ve
bu ürünlerin şehirsel dağılımlarının yanlışlığına da yol açtığı bilinmektedir. Bilinen
yöresel ürünlerin yanında çok daha fazla zenginliğe sahip olan bölge ürünlerinin
turistlerin destinasyon bilinirliğini de artıracağı düşünülmektedir. Bu çalışmada
Doğu Karadeniz bölgesine ait ve sıkça tekrarlanan yöresel yiyecek ürünlerinin
yanında diğer yöresel yiyecek ürünlerinin destinasyon bilinirliği üzerindeki rolünün
belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca bölgeye ait yöresel ürünlerin bilinirliği ve bu
ürünlerin bölge dışında yaşayan insanlar üzerinde bölge destinasyonuna yönelik
algıları belirlenmeye çalışılacaktır. Bu amaçla araştırma Nevşehir’de uygulanacak ve
nitel araştırma yöntemi kullanılacaktır. Araştırmaya katılanlara bölgeye ait yöresel
yiyecek ürünlerinin fotoğrafları gösterilecek ve ürünleri destinasyon açısından
değerlendirmeleri istenecektir. Çalışmada kullanılacak veriler yüz yüze ve yarı
yapılandırılmış anket formu aracılığı ile toplanacak, bilgisayar ortamında nicel
verilere dönüştürülerek analiz edilecektir. Araştırma sonucunda bölgeye ait bilinen
ve bilinmeyen ürünlerin ne olduğu, bölge destinasyonunda hangi ürünlerin daha
fazla bilindiği, bilinen ürünlerin destinasyona yönelik hangi bilgilerle
ilişkilendirildiği, bu bilgilerin destinasyonun özelliklerine sahip olup olmadığı,
turistik destinasyon seçiminde etkili olup olmadığı gibi sonuçların elde edilmesi
planlanmaktadır. Araştırmadan elde edilen verilere göre; tur planlayıcılarına, turizm
işletmelerine, özel ve kamu kuruluşlarına yerel ürünlerin kullanımında destinasyon
bilinirliğinin artırılmasına yönelik öneriler sunulacak ve bölgenin bilinmeyen
yöresel ürünlerinin tanınmasına katkı sağlanacağı düşünülmektedir. Ayrıca bölgede
yer alan ürünlerin şehirsel dağılımın yapılmasının da bölge içerisinde yer alan her
bir destinasyona yönelik algının geliştirilmesine ve özellikle bölgeyi gastronomi
amacıyla ziyaret edecek turistlerin ilgisinin artmasına ve bölge ürünlerinin doğru bir
şekilde bilinmesine ve bölge tanıtımında doğru bir şekilde kullanılmasına katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahter Kelimeler: Doğu Karadeniz, Yöresel mutfak, turizm
59
YEREL TURİZMDE EYLEM PLANI SÜRECİ:
TOKAT İLİ ÖRNEK UYGULAMASI
Selim ÇAKAR
(Öğr.Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/selimcakar@gop.edu.tr)
Fikret GÜRSES
(Öğr.Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/fikret.gurses@gop.edu.tr)
Hüseyin DİNÇ
(Öğr.Gör.Dr./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/huseyin.dinc@gop.edu.tr)
ÖZET Turizm vasıtasıyla kalkınmayı hedefleyen birçok ilimizde turizmle ilgili yeterli
planlama yapılmadığı görülmektedir. Turizmle ilgili kararlar il ve ilçeler tarafından
birbirinden bağımsız ve habersiz alınmakta ve dolayısıyla etkin sonuçlar elde
edilememektedir. Bu nedenle il genelinde tüm turizm paydaşlarını kapsayan bir eylem
planı yaparak bu planı uygulamaya koymaları, il turizminin gelişimine katkı
sağlayacaktır. Hazırlanan bu eylem planı ilin turizm potansiyelinin ortaya konularak,
turizmin geliştirilmesi için yapılması gerekenlerin bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasını
ve il düzeyinde sektörel bir yol haritasının ortaya konulmasını sağlayacaktır.
Türkiye’de yapılan turizm eylem planlarının ya ulusal eylem planlarının bir
parçası ya da il ilçe koordinasyonu olmadan birbirlerinden bağımsız şekilde hazırlanmış
planlardan oluştuğu dikkati çekmektedir. Hazırlanan planların ilin tüm turistik
potansiyelini içermediği ve hatta farklılıkların ortaya konulmadığı planlar olduğu
görülmektedir. Bu nedenlerle hazırlanan yerel turizm eylem planı; uygulayıcılar için yol
gösterici olma özelliğinin yanı sıra, gerek kamu gerek özel sektör ve gerekse sivil toplum
kuruluşları düzeyinde turizm geliştirme çalışmalarında oynayacakları rolleri
belirleyecektir. Ekonomik ve sosyal katkılarının neler olabileceği konusunda genel
çerçeveyi çizerek, ekonomik gelişimi destekleyen; fiziksel düzeyde uygulanabilir,
toplum yönelimli ve sürdürülebilir turizm ilkesini içeren bir planlama yaklaşımını ortaya
koyacaktır. Öncelikle ilin turizmindeki bütün problemlerini tespit ederek, bunların yetkili
ve sorumlularını belirleyerek, çözümü konusunda somut hedeflere yönelecektir.
Bu yöntemle hazırlanan stratejik turizm eylem planı Tokat il, ilçe ve beldelerinde
koordineli bir şekilde uygulanmış ve bir birinden bağımsız değil bütünleşik bir
yaklaşımda ele alınmıştır. Hazırlanan stratejik turizm eylem planı alt yapısı için il ve ilçe
turizm paydaşları ile odak grup görüşmeleri yapılmış, her ilçede çok katılımcı toplantılar
düzenlenmiş ve halkın görüşlerini almak amacıyla online anket çalışması yapılmıştır.
Bu çalışmada, merkezden yapılan ulusal turizm eylem planlarına ek olarak yerel
yönetimlerin de il veya bölge bazında; kendi stratejik turizm eylem planlarının
oluşturulması gerekliliği vurgulanmakta ve lokal düzeyde bir eylem planı oluşturma için
hangi unsurların hangi sırayla uygulanması gerektiğini araştırmakta ve önerilere yer
verilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Turizm eylem planı, Tokat Turizm eylem planı, Turizm
planlaması
60
FIRTINA VADİSİ’NDE GERÇEKLEŞTİRİLEN RAFTİNG
FAALİYETLERİNİN REKABETÇİLİK ANALİZİ VE DESTİNASYONUN
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE KATKISI
Elif ACUNER
(Yrd. Doç. Dr./Recep Tayyip Erdoğan/elif.acuner@erdogan.edu.tr)
Bilgen METE
(Öğr. Dör./Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi /bilgen.mete@erdogan.edu.tr)
ÖZET
Akarsu turizmi, doğal şartlarda gerçekleştirilen, çevreyle uyumlu ve
destinasyonun doğal güzelliklerini ön plana çıkaran bir turizm çeşididir. Bu turizm
içerisinde rafting sporu önemli bir yere sahiptir ve destinasyonun sürdürülebilirliğine
katkısı olacağı düşünülmektedir. Bu amaçla, Türkiye’nin en önemli rafting
parkurlarından biri olan Rize ili Fırtına Vadisi’nde gerçekleştirilen rafting
faaliyetlerinin Porter’ın Elmas Modeli ile rekabetçilik analizi yapılmıştır.
Araştırmada bölgede faaliyet gösteren rafting spor kulüpleri temsilcileri, seyahat
acenteleri, rafting işletmeleri, rafting federasyonu temsilcileri ve turizm
akademisyenleri ile görüşmeler yapılmıştır. Yapılan bu görüşmeler sonucunda
Fırtına Vadisi’nin rafting sporu açısından rekabetçilik düzeyi ve rekabet yapısının
temel özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Rafting, Elmas Modeli, Fırtına Vadisi
61
DOĞU KARADENİZ TURİZMİNDE EĞİTİMSEL PROBLEMLERE
UZAKTAN EĞİTİM İLE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Muhammet BERİGEL
(Yrd.Doç.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/berigel@ktu.edu.tr )
ÖZET
Uzaktan eğitim 18.yy dan sonra kullanılmaya başlamasına rağmen son
dönemde özellikle internet teknolojilerinin kullanımı ile sıkça kullanılmaya
başlanmış ve disiplinler arası bir alan olarak eğitim faaliyetlerinde yaygın olarak
yararlanılmaya başlayan bir alan olmuştur. Uzaktan eğitimin farklı ortamlarda
bulunan öğrenci, öğretim elemanı ve öğretim materyallerinin iletişim teknolojileri
aracılığı ile bir araya getirmesi eğitime esneklik kazandırmış ve özellikle turizm
sektörü gibi yoğun çalışan ve eğitime vakit ayıramayan bireyler için önemli bir fırsat
haline gelmiştir. Sahip olduğu iklim koşulları, kültür, tarih, sanat ve spor birikimiyle
dört mevsim ilgi çeken Doğu Karadeniz bölgesinin son dönemde artan turizm
potansiyeli ve talep edilen turizm hizmetlerine cevap verebilmek için ihtiyaç
duyulan turizm eğitimleri önemli bir problem olarak turizm sektörünün önünde yer
almaktadır. Doğu Karadeniz bölgesinde turizm sektöründe çalışacak insanların iyi
bir şekilde eğitilip kalifiye çalışan haline getirilmesi hizmet kalitesini ve bölgeye
gelen turistlerin memnuniyetini de arttıracaktır. Bu durum Doğu Karadeniz
bölgesine daha çok turistin gelmesi ve bölgesel kalkınmanın artmasına yardımcı
olacaktır. Türkiye 2023 Turizm hedeflerinde turizm eğitimine özellikle vurgu
yapılmış ve turizm eğitimi ile işgücü kalitesinin artırılması ve sektörde sertifikasyon
sisteminin etkin bir şekilde uygulanması, verilen eğitimlerin ölçülebilir olması ve
raporlanabilmesi, eğitimde kalite bilincinin oluşturulması, kalifiye eleman
yetiştirecek eğitim altyapılarının oluşturulması ve Yaygın turizm eğitimi sektörde
çalışan kişilerin beceri ve niteliklerinin arttırılmasına yönelik olarak yapılacak ve
geniş kitlelerin eğitilmesi stratejik hedef olarak belirtilmiştir. Turizm eğitimleri
örgün eğitim ile ortaöğretim, lisans ve yüksek lisans düzeylerinde sınırlı sayıda
bireye sunulabilmekte ve bu sayı turizm sektöründe istihdam edilen ve çalışan
bireylerin küçük bir kısmını karşılamaktadır. Yaygın eğitim kullanılarak
gerçekleştirilen etkin ve başarılı bir turizm eğitimi, sektörde çalışanların veya
çalışacak olanların kariyer ve sürekli iş olarak turizme bakışlarını değiştirecektir.
Turizmde eğitime ihtiyaç duyan bireyler farklı yaş, öğrenim, sosyo-ekonomik düzey,
çalışma alanı, istihdam alanı gibi parametreler açısından incelendiğinde bu bireylere
verilecek eğitimler zorlaşmaktadır. Ayrıca eğitim alacak bireylerin iş yoğunluğu,
coğrafi olarak dağınıklığı eğitime ayrılacak bütçe gibi konular bu eğitimlerin yüz
yüze geniş kitlelere yapılmasını engellemektedir. Bu noktada ülkemizde 50 milyona
yaklaşan mobil abone sayısı, güçlü internet altyapısı ve yaygın mobil cihaz kullanım
oranı uzaktan eğitimi kullanılabilecek bir fırsat haline getirmektedir. Bu çalışmada
Turizm sektöründe ihtiyaç duyulan eğitimler için çözüm olabilecek ve yaygın
kullanabilecek uzaktan eğitim araçları tanıtılacaktır. Öğrenim yönetim sistemleri,
mobil uygulamalar, e-içerikler, video portalları gibi araçlar kullanılarak
oluşturulacak turizm eğitimleri ihtiyaç duyulan eğitimler için bir fırsat olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Turizm Eğitimi, Uzaktan Eğitim
62
TRABZON’UN BATISINDA EŞSİZ BİR DESTİNASYON, TONYA
KUMYATAK EKOLOJİK TURİZM HAVZASI
Muhittin İNCE
(İç Mimar/TMMOB İçmimarlar Odası/Muhince61@gmail.com)
ÖZET
Kumyatak Eko Turizm Havzası Trabzon, Tonya İlçesine Bağlı İskenderli, Turalı,
Yakçukur, Sayraç ve Kozluca köylerini kapsayan, Tonya ilçe merkezine 8 Beşikdüzü ilçe
merkezine 17 km uzaklıkta bir vadi yerleşimidir.
Trabzon’un batısında Beşikdüzü ilçesinde yapımı tamamlanmak üzere olan teleferik
projesi ile Erikbeli turizm alanı arasında oluşturulmaya çalışılan Turizm aksında yer alması
proje alanı seçiminde önemli bir etken olmuştur. Projenin hazırlanması İçin TMMOB
İçmimarlar Odası Trabzon Şubesi ve Kumyatak Toplumsal Bilinçlenme ve Gelişim Derneği
İşbirliği yapmıştır.
Son yıllarda Doğu Karadeniz Bölgesinde, gelişen doğa turizmi, Uzungöl ve Ayder
özelinde kalmış bu yörelerde oluşan yapılaşma ve turist yoğunluğu farklı alanlarda
destinasyonlar oluşturma ihtiyacı doğurmuştur.
Temel hedef, Kumyatak Vadisinin Doğal Kültürel değerlerini Uzungöl ve Ayder
özelinde yapılan yanlışları tekrar etmeden, kitle turizminin olumlu yanlarından yararlanarak
tasarlamak, doğal ve kültürel dengeye adapte edilecek özgün turizm ürünleri geliştirebilmek
ve bölgenin özgün kimliği olan yerel mimarisini, lokal kültürünü, koruma ilkesiyle vadi
genelinde tespit edilen 350 civarında geleneksel mimari tarzı yansıtan evlerin özgünlüğünü
bozmadan üst gelir ve kültür guruplarının konfor şartlarına hitap edecek biçimde ev
pansiyonu olarak tasarlanması, ile oluşacak potansiyel neticesinde, tarım ve hayvancılık
alanındaki üretimin artışının ve sürdürülebilirliğinin sağlaması, yöreyi ziyaret edecek
turistlerin kalış süresinin artırılması amacıyla vadi çevresinde, çeşitli spor alanları ve yürüyüş
rotaları belirlenmiştir.
Yaşadığımız süreç göstermektedir ki istihdam ve eğitim sorunu çözülmedikçe köyden
kente göç devam ederek, vadilerdeki kültürler ve üretim yok olacaktır. Doğu Karadeniz
bölgesindeki geleneksel mimarinin en yoğun örneklerinin Kumyatak’da bulunması ve vadi
içerisinde çevresinin ormanlarla kaplı, eşsiz bir güzellikte olması yer seçiminde öncelik
kazanması için geçerli bir sebeptir.
Kumyatak vadisindeki taş küme ev yoğunluğunun en nitelikli örneklerinin olduğu
alanların tespiti için yapılan analitik etüdler de, İskenderli Petra bölgesi, Ağameydan
mahallesi ve Turalı köyü Solak mevkii mimari, doğal kültürel açıdan zengin lokasyonlar
olduğu görülmüştür.
KTÜ Mimarlık Fakültesi İçmimarlık Bölümü Rolöve dersi kapsamında Kumyatak
Solak küme evleri üzerinde çalışma yapmıştır. Analitik yöntemlerle yörenin doğal ve kültürel
değerleri tespit edilmiş elde edilen veriler üzerinden eko turizm mantığı içerisinde
kurgulanması sağlanmıştır. Yöre halkının ev pansiyonculuğunu yerinde görmesini sağlaması
ve katılımını teşvik etmek amacıyla deneysel turizm evi planlanmıştır. Yörenin güzelliklerinin
daha iyi tanıtılması amacıyla Foto maratonlar ve Ülkemizin saygın fotoğrafçıları tarafından
atölye çalışmaları neticesinde ülkemiz medyasında yer almıştır.
Ülkemizin hedeflediği 46 milyon turist 50 milyon dolar turizm geliri, hedefine ve
Bölgemizdeki turizm çeşitlendirilmesine katkı sağlayacaktır.
Anahter Kelimeler: Trabzon, Tonya, Kumyatak, eoko-turizm
63
TARİHİ SÜRMENE-BAYBURT KERVAN YOLU- KAHVEDÜZÜ HANLARI
ÖRNEĞİNDE TURİZM POTANSİYELİNİN İRDELENMESİ
Birgül ÇAKIROĞLU
( Dr. Mimar/Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/onerose61@hotmail.com)
Güler ERÜZ
(Dr. Mimar/ Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/gulereruz@hotmail.com)
Sedat TÜRKMEN
(Yük. Mimar/ Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/turkmensedat@gmail.com)
Leyla DEMİRKIR
(Yük. Mimar/ Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/leylademirkir@hotmail.com)
Coşkun ERÜZ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/coskuneruz@gmail.com)
ÖZET
Tarihi Sürmene-Bayburt Kervan Yolu; İpek Yolu’nun bir kolunun da içinden geçtiği,
Trabzon iline ait Sürmene ve Köprübaşı ilçelerinden geçerek aynı güzergâhı takip eden araç yolu
ile, deniz seviyesinden başlayarak Madur-Polut dağı eteklerinde 2500m yüksekliğe ulaşan sırt ve
bu sırt üzerinden geçerek Aydıntepe (Antik Hart Kenti)-Bayburt’a ulaşan, günümüzde de aktif
olarak kullanılan tarihi bir yoldur. Bu yol güzergahı üzerinde kervanların konaklama ve yük
değişimlerine imkan veren, geçmişi 150-200 yıl öncesine dayanan 12 han mevkii bulunmaktadır.
Bu han mevkiileri içerisinde bulunan Kahvedüzü Hanları; doğal ve tarihi kimliğini bozulmadan
günümüze ulaşabilmiş, alan içerisinde kervan konaklama alanı ve geçmişten günümüze hiç
kesintisiz hizmet veren hanı ve çevresindeki ticaret binalarını (çoğu harap durumda bulunmaktadır)
da barındırması nedeniyle önem arz etmektedir. Bu çalışma ile; Kahvedüzü Han Mevkiinde var
olan mevcut dokunun tanıtılması, turizme kazandırılması, sürdürülebilir bir yaklaşımla, doğal ve
tarihi çevrenin koruma, kullanma ve gelecek nesillere aktarılması amaçlanmaktadır. Kervan Yolu
Projesi ile havzada mevcut doğal, kültürel ve tarihi değerlerin bir bölümü önceden tespit edilmiş
olup, havzada tespit edilmeyi bekleyen pek çok değer bulunmaktadır. Doğru planlama ve ekolojik
yapıya zarar vermeyen alt ve üst yapı yatırımlarının yapılması koşulu ile havza, bölge
ekoturizminde önem arz edecek yapıya sahiptir. Bu çalışmada, yeniden yapılacak yapıların o
yöreye özgün mimariye uygun olarak inşa edilmesi ya da var olan yapıların kendilerine özgü
mimari özelliklerini ve peyzajını bozmadan yaşatılmasının önemine vurgu yapılarak, gerekli
desteklerin sağlanması suretiyle turizme kazandırılması, turizm potansiyelinin artmasına yardımcı
olunması için yapılması gerekenler ortaya konmaktadır. Gözlem, inceleme, veri toplama, analiz,
değerlendirme ve önerilerden oluşan çalışmada; Kahvedüzü Han yerleşmesinde yer alan konut,
ticarethane, cami, han, şadırvan olmak üzere 26 yapı incelenmiş, yerinde yapılan tespit, fotoğraflar
yardımıyla görsel, biçimsel incelemeye dayalı bir yöntem kullanılmıştır. İncelemeler sonucunda
çalışma alanında yapılan saptamalar; işlev analizi, bina korunma derecelerinin mekânsal dağılımı,
bina kat adetlerinin mekânsal dağılımı, malzeme türleri, çatı biçimleri haritalar üzerine işlenmiştir.
Elde edilen veriler değerlendirilerek, önerilere yer verilmiştir. Çalışma; “Tarihi Sürmene-Kervan
Yolu” hakkında genel bilgilerin yer aldığı giriş bölümü, materyal ve metod, bulgular; “Kahvedüzü
Han mevkine” ait bilgiler, analitik etüd (saptama-belgeleme çalışması), koruma ve sürdürülebilir
turizm potansiyeline yönelik öneriler içermektedir.
Anahter Kelimeler: Kervan Yolu, Sürmene, Bayburt, Kahvedüzü Hanları, turizm
64
DOĞU KARADENİZ’DE KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN YENİ BİR
TURİZM KAPISI: TARİHİ HANLAR
Güler ERÜZ
(Dr. Mimar/ Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/gulereruz@hotmail.com)
Birgül ÇAKIROĞLU
( Dr. Mimar/Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/onerose61@hotmail.com)
Sedat TÜRKMEN
(Yük. Mimar/ Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/turkmensedat@gmail.com)
Leyla DEMİRKIR
(Yük. Mimar/ Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma
Derneği/leylademirkir@hotmail.com)
Coşkun ERÜZ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/coskuneruz@gmail.com)
ÖZET
Tarihi Sürmene-Bayburt Kervan Yolu, geçmişi antik çağlara kadar dayanan, Tarihi
İpek Yolu’nun bir kolunun da içinden geçtiği bir havzada bulunmaktadır. Bu yol güzergahı
üzerinde kervanların konaklama ve yük değişimlerine imkan veren, geçmişi 150-200 yıl
öncesine dayanan (sağlam, harap ve kısmi harap durumda) 12 Han mevkii bulunmaktadır. Bu
han mevkiilerinin adları kuzeyden güneye sırasıyla; Hayrat Hanları, Avulot Hanları,
Kahvedüzü Hanları, Soğuksu Hanları, Ebeler Hanları, Harman Yaylası- şehitliği, Tevfiğin
Hanları, Ağaçbaşı Turba Bataklığı ve Hanları, Seslikaya Hanları, Köşk Hanları, Taşlı Hanları,
Limonsuyu Hanları olarak adlandırılmaktadır. Bugün ise; bu 12 han mevkiinde fiziki yapı
olarak kullanılan 7 han ve günümüze ait 2 otel mevcuttur [Avulot Hanları (Otel), Kahvedüzü
Hanları, Soğuksu Hanları, Ebeler Hanları, Ağaçbaşı Turba Bataklığı ve Hanları, Seslikaya
Hanları, Köşk Hanları, Taşlı Hanları, Limonsuyu Hanları (Otel)]. Sürmene (Araklı)-Bayburt
Kervan Yolu güzargahı üzerindeki tüm bu hanlar, yaklaşık 5 km aralıkla sıralanmış olup ve
her biri farklı manzara ve peyzaj güzelliğine sahiptir. Geçmişte kervanlara ev sahipliği yapan
bu tarihi han yapıları, günümüzde de inşa edildiği ve kullanıldığı dönemi yansıtan ortamlar
oluşturmaktadır. Tarihi han yapılarında kısmı bozulmalar olsa dahi, bölgeyi yayla amacıyla
kullanan kişiler tarafından halen kullanılmaktadır Bu hanlar ve han yerleşimleri tarihi doku
korunarak restore edilebilir ve yeni turizm destinasyonu olarak (koruma-kullanma dengesi
oluşturularak) turizme kazandırılabilir. Bu çalışma ile amaçlanan; Kervan Yolu Havzasında
var olan tarihi hanlar ve han yerleşim alanlarının tanıtılması ve turizme kazandırılması,
sürdürülebilir bir yaklaşımla doğal ve tarihi çevrenin koruma-kullanma dengesi gözetilerek
gelecek nesillere aktarılması amaçlanmaktadır. Gözlem, inceleme, veri toplama, analiz,
değerlendirme ve önerilerden oluşan bu çalışmada; Avulot Hanları-Otel, Kahvedüzü Hanları,
Soğuksu Hanları, Ebeler Hanları, Ağaçbaşı Turba Bataklığı ve Hanları, Seslikaya Hanları,
Köşk Hanları, Taşlı Hanları, Limonsuyu Hanları-Otel mevkinde yer alan hanlar incelenmiş,
mevcut hanların planları çıkarılmış, yerinde yapılan tespit, fotoğraflar yardımıyla görsel,
biçimsel incelemeye dayalı bir yöntem kullanılmıştır. Çalışma, hanlar hakkında genel
bilgilerin yer aldığı giriş bölümünü, materyal ve metodu, çalışma alanına ait bilgileri, analitik
etüdü (saptama-belgeleme çalışması), koruma ve sürdürülebilir turizmin geliştirilmesi için
önerileri içermektedir.
Anahter Kelimeler: Doğu Karadeniz, Tarihi Hanları, turizm
65
23. YAZ İŞİTME ENGELLİLER OLİMPİYAT OYUNLARININ SPOR
TURİZMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Derya Gül ÖZTÜRK
(Arş. Gör./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/ derya.gul@omu.edu.tr)
ÖZET
Küreselleşme ve rekabet olgularının getirdiği hızlı teknolojik değişim ve
gelişmeler, demografik ve sosyo-ekonomik değişimler diğer alanları olduğu gibi
uluslararası turizm ve spor hareketlerini de etkilemiştir. Günümüzde düzenlenen
uluslararası spor organizasyonları sadece yarışmacıların yeteneklerini sergiledikleri
bir spor etkinliği değil ülkeler arasındaki ilişkileri geliştiren, prestij ve değer yaratan,
ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan etkileşimde bulunabildikleri bir alan
haline gelmiştir.
Spor turizmi, sporla ilgili faaliyetlere katılmak veya bu faaliyetleri izlemek
için gerçekleştirilen seyahat ve deneyimlerdir. Spor geniş anlamda turizmi
destekleyen, toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi sağlayan, insanların ve farklı
kültürlerin birbirlerini daha iyi tanımalarına olanak veren, ayrımcılığı ortadan
kaldıran, eşitlikçi ve her kesimin faydalandığı önemli bir araç haline gelmiştir. Spor
turizmi ile uzun süreli organizasyonlar yapılarak yüksek gelirler elde etmenin
yanında ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, toplumsal, sağlık ve istihdam yönünden
büyük kazanımlar sağlanmaktadır.
Türkiye, coğrafi konumu, iklimi, ulaşım imkanları, turizm çeşitlendirmesine
olanak veren doğal ve çevresel kaynakları, nitelikli spor tesisleri ile spor
organizasyonları için coğrafi ve beşeri açıdan gerekli imkânlara sahip olup spor
turizmine uygun alanlar oluşmasına katkı sağlamıştır. Bu çalışmanın amacı, 2017
yılında Samsun şehrinin ev sahipliği yaptığı ve uluslararası spor etkinliklerini içeren
23. Yaz İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunlarını spor turizmi açısından
değerlendirmektir.
Anahtar Kelimeler: Spor turizmi, işitme engelliler olimpiyatı
66
TURİZM DESTİNASYONLARININ ORTAK PAZARLAMA STRATEJİSİ
ÇERÇEVESİNDE YENİ BİR ÜRÜN OLARAK GELİŞTİRİLEREK
REKABET GÜCÜNÜN ARTIRILMASI: RİZE VE ARTVİN
DESTİNASYONLARI ÜZERİNE BİR UYGULAMA
Hayri UYGUN
(Öğr. Gör./Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi/hayri.uygun@erdogan.edu.tr)
Kürşat BAŞKAN
(Öğr. Gör./Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi/kursat.baskan@erdogan.edu.tr
Eren ERKILIÇ
(Öğr. Gör./Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi/eren.erkilic@erdogan.edu.tr)
ÖZET
Turizm destinasyonlarının diğer destinasyonlarla rekabet edebilmesi için
çekici turistik kaynaklara sahip olması tek başına yeterli değildir. Özellikle sahip
olduğu turizm kaynaklarının pazarlanmasında iyi bir pazarlama stratejisinin de
uygulanması gerekir. Bunun için de markalaşmış destinasyonlara rakip olabilmesi,
kendi markasını yaratabilmesi ve sürdürülebilirliği sağlayabilmesi adına ekonomik
güce de sahip olması gerekir. Bu çalışmanın amacı, belirli bir bölgenin veya bölge
illerinin turizm kaynaklarının sürdürülebilirlik çerçevesinde yeni bir destinasyon
olarak geliştirilip, ortak pazarlama stratejisi ile rekabet gücünü artırarak rekabet
üstünlüğü sağlamasına katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda öncelikle araştırmanın
kapsamını oluşturan Artvin ile Rize illerinin sahip olduğu çekici turizm kaynakları
tespit edilmiştir. Çalışmada niteliksel değerlendirme yöntemi ve araştırma alanı ile
ilgili yerinde gözlem yöntemi ve örnek olay yöntemi kullanılmıştır. Çalışma
sonucunda, birbirinden farklı temalara sahip dört küçük ölçekli yeni destinasyon
taslağı geliştirilmiş ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Yeni Ürün Geliştirme, Ortak Pazarlama, Rekabet,
Turizm, Rize, Artvin
67
YENİ BİR SPOR DİSİPLİNİ OLARAK YELKEN İLE
ORYANTİRİNG ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ
Fatih BEKTAŞ
(Doç.Dr. Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu)
Sabiha KAYA
Fatih Samet ATASOY
(Karadeniz Teknik Üniversitesi/sfatasoy@ktu.edu.tr
Hamdi ALKAN
ÖZET
Bu çalışmanın amacı, yelken ve oryantiring sporlarını birleştirilerek Dünyada
ilk defa yapılan, yeni bir disiplin olarak Yelken ile Oryantiring etkinliğinin hazırlık,
uygulama ve sonuçları yönünden incelenmesidir. Çalışma, Trabzon, Beşikdüzü
Çeşmeönündeki açık deniz ve liman içinde, Türkiye Oryantiring Federasyonu ile
Poyraz Gençlik ve Spor Kulübü’nün iş birliği ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada
nitel araştırma desenlerinden durum çalışması (case study) deseni kullanılmıştır.
Veriler 23 Eylül 2017 tarihlerinden düzenlenen Yelken ile Oryantiring yarışmasına
katılan sporcu, antrenör ve organizasyon içinde bulunan parkur planlayıcıları
hakemlerden elde edilmiştir. Veriler 4 yelken sporcusu, 1 antrenör, 1 hakem ve 2
parkur planlayıcısı ile görüşmeler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir Veri toplama
aracı olarak görüşme formu yaklaşımı kullanılmıştır. Verilerin analiz edilmesin de
ise betimsel analiz tekniğinden faydalanılmıştır. Yelken ile Oryantiring disiplinini
oluşturmak için açık deniz ve liman içinin Oryantiring’e özel harita çizimi
yapılmıştır. Daha sonra Oryantiring hedeflerinin rüzgârın esiş yönüne göre
konumlandırılması, parkurun güvelik ve zorluk özelliklerinin planlamaları
yapılmıştır. Rüzgârın esiş yönüne göre yapılan parkur planlaması, Yelken ile
Oryantiring’in disiplinin oluşturulmasının ilk adımını oluşturmuştur. Etkinliğin
uygulanması aşamasında yelken sporcularına Oryantiring spor kuralları hakkında
bilgilendirme eğitimi verilmiştir. Yapılan görüşmelerde, Yelken ile Oryantiring
sürdürülebilir ve yeni bir spor disiplini olabileceği konusunda eleştirilerin ön plana
çıktığı tespit edilmiştir. Ayrıca sporcular, antrenör ve parkur planlayıcısı ile yapılan
görüşmelerde, Yelken ile Oryantiring yarışının, optimist ve lazer yelken sınıfı
yarışlarından daha zevkli ve heyecanlı olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak Yelken
ile Oryantiring Uluslararası Oryantiring Federasyonunun (IOF) kabul ettiği 4
disiplinin (patika, koşu, dağ bisikleti ve kayakla Oryantiring) yanında yeni bir
disiplin olarak denizde yapılması nedeniyle farklı bir bakış açısı kazandıracak
olduğu düşünülmektedir. Dünyada ilk defa Yelken ile Oryantiring yarışları
Trabzon’da düzenlenmesi spor turizm açısında bölgemize bir katma değer
sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Spor, Spor Turizmi, Su Sporları, Yelken ile
Oryantiring
68
ARAP TURİSTLERİN TRABZON VE ÇEVRESİNE YÖNELİK
DESTİNASYON TERCİHLERİ, BEKLENTİ VE ŞİKÂYETLERİNE
YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
İhsan GÜNAYDIN
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/gunaydin61@yahoo.com)
Tarhan OKAN
(Yrd.Doç. Dr./Gümüşhane Üniversitesi/tarhanokan@gumushane.edu.tr)
Alam KHAN
(Öğr. Gör./Gümüşhane Üniversitesi/alamiiui09@gmail.com)
ÖZET
Doğu Karadeniz Bölgesi, doğal güzellikleri, temiz havası ve iklimi çerçevesinde
düşünüldüğünde özellikle sıcak yaz aylarını ülkeleri dışında geçirmek isteyen Arap turistler
açısından oldukça cazip bir destinasyon oluşturmaktadır. Doğu Karadeniz Bölgesi içerisinde
özellikle Trabzon, söz konusu turistlerin en çok tercih ettikleri il olmakta ve bölgeye gelen turist
sayısının son yıllarda önemli bir artış gösterdiği gözlenmektedir. Arap turist sayısındaki artışın
Doğu Karadeniz Bölgesinin kalkınması ve sosyo-ekonomik gelişimi açısından önemli bir fırsat
oluşturduğu ve bölge ekonomisine canlılık kazandırdığı söylenebilmektedir. Zira sanayinin
gelişmişlik düzeyi ve buna bağlı istihdam olanakları bakımından diğer bölgelere göre dezavantajlı
olan bölgenin, eşsiz doğal güzellikleri bakımından turizm sektöründe rekabetçi avantajlara sahip
olabileceği söylenebilir. Ne var ki, öncül çalışmalar, bölgeyi ziyaret eden Arap turistlerin
deneyimledikleri hizmet kalitesine dair önemli eksikliklerin mevcut olduğunu, söz konusu
eksikliklerin giderilmesine yönelik faaliyetlerin yeterli düzeyde olmadığını ve daha da önemlisi
bölge turizmine dair etkin bir planlama konusunda önemli eksikliklerin mevcut olduğunu
göstermektedir. Turistlere yönelik beklentilerin tam olarak anlaşılamaması nedeniyle gelen
turistlerin talep ettikleri ürün ve hizmetlerin arz edilememesine koşut olarak potansiyel ekonomik
kazanımlar sınırlı kalmakta, bununla birlikte bölgeden beklediklerini bulamadan ayrılan turistlerin
çevrelerine verecekleri olumsuz geri bildirimler, bölge turizminin geleceği açısından olumsuz
sonuçlar doğurabilmektedir. Bu eksikliklerin giderilmesi ve etkin bir turizm planlaması yapılması
için ise mevcut sorunların ve beklentilerin, doğrudan turistlerin ilgilerini yansıtacak saha çalışmaları
ile tespit edilmesi önem taşımaktadır. Ancak, yapılan literatür araştırması sonucunda bölgedeki
Arap turistlere yönelik çalışmaların oldukça kısıtlı olduğu veya yapılan bazı çalışmalarda Arap
turistlerin beklentilerinin sadece teorik temellere dayalı olarak açıklandığı görülmüştür. Bu noktada
bu çalışmanın amacı, Trabzon’u ziyaret eden Arap turistlerin destinasyon tercihleri, beklenti ve
şikayetlerinin ortaya konulması ve Turistlerin tercihleri doğrultusunda daha fazla turistin bölgeye
çekilmesine ve mevcut sorunların giderilmesine yönelik çözüm önerilerinin sunulması olarak
belirlenmiştir.
Araştırma 2017 yılı Eylül ayında, içerisinde Arap turistlerin Doğu Karadeniz Bölgesine
yaptıkları ziyaretlerinde ağırlıklı olarak tercih ettikleri Uzungöl ve Trabzon şehir merkezinde
yürütülmüş olup bu turistlere yoğun bir şekilde hizmet veren beş yıldızlı bir otelde kalan
turistlerden de veri elde edilmiştir. Turistlerin kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri ve
görüşmecilere dair güven duygusuna sahip olabilmeleri amacıyla görüşmeler, Arapça
gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aşamasında, turistlere yüz yüze ulaşılarak 30 aile veya grup ile -
116 kişi- yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Kapsamlı saha çalışması sonucunda,
Arap turistlerin destinasyon tercihleri, onları bölgeyi ziyaret etmeye nelerin motive ettiği,
yaşadıkları sorun ve şikayetler, ulaşım, konaklama, gezi, alışveriş, yeme-içme ve diğer hizmetlere
dair özellikli beklentilerinin neler olduğuna ve bölgenin ülkelerinde tanıtılmasına yönelik görüş ve
önerileri değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında ayrıca mevcut, sorun beklenti ve şikâyetlerin
giderilmesi noktasında öneriler de getirilmiştir.
Anahter Kelimeler: Doğu Karadeniz, Trabzon, Arap turizmi
69
TURİZMİN GELİŞİMİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ AÇISINDAN YEREL
YÖNETİMLERİN ROLLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME: BAYBURT
DEMİRÖZÜ BELEDİYESİ DİRİLİŞ PROJESİ ÖRNEĞİ
Murat KÜÇÜKŞEN
(Öğr. Gör./ Bayburt Üniversitesi/muratkucuksen@bayburt.edu.tr)
Selami ERSEN
(Belediye Başkanı/ Demirözü Belediyesi/sersen69@hotmail.com)
ÖZET
Yerel yönetimler, yerelde halkın ortak ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan, karar organları
yerel halk tarafından seçilen, idari ve mali anlamda özerkliğe sahip kamu tüzel kişiliğidir. Yerel
yönetimler, spordan eğitime, sosyal yardımdan kültürel faaliyetlere, ulaşımdan sağlığa, temizlikten
çevreye, ağaçlandırmadan barınak hizmetlerine kadar birçok yerel hizmeti üstlenen kurumlardır.
Dünyanın en önemli ve hızlı gelişim sağlayan alanlarından biri turizm sektörüdür. Turizm
sektörünün büyüklüğü ekonomik, sosyo-kültürel ve çevre alanlarındaki gelişimi doğrudan
etkilemektedir. İstihdamı artıran, döviz getiren ve yerel sermayeyi canlandıran yapısı ile ekonomik
refah düzeyini olumlu yönde etkilemektedir. Aynı zamanda turizm sektörü, insanların
sosyalleşmesi, kültür ve tarih bilincine sahip olmasını sağlamakta; insana doğayı ve çevreyi
koruma, sahip çıkma ve sürdürülebilirliğini gerçekleştirme fırsatı vermektedir.
Son verilere göre; Türkiye’yi 2016 yılında 31,3 milyon kişi ziyaret etmiş, buradan ortalama
22,1 milyar dolar sermaye girdisi sağlanmıştır. 2016 yılı itibariyle Türkiye’de turizm sektörünün
GSMH’ya oranı ise %4’tür. Bu veriler ülkemizde turizm sektörünün önemli bir gelir kaynağı ve
ülkenin tanıtımına oldukça fazla katkısı olduğunu göstermekle birlikte turizm potansiyelinin altında
olduğunu da göstermektedir. Uluslararası alanda turizm sektöründen daha fazla pay alabilmek için
turizm politikaları ve planlarının hem ulusal hem de yerel düzeyde hazırlanması ve
sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu noktada yerel yönetim organlarının turizm
sektöründe aktif rol alması gerekmektedir. Turizm faaliyetleri bölgesel ve yerel alanda sunulmakta
olduğundan buradaki yerel yönetim birimlerinin önemi bir kat daha artmaktadır.
Yerel yönetimlere -özellikle belediyelere- yörede turizm potansiyelinin artırılması ve
canlandırılması adına yerel kanunlarda birtakım görevler tanınmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanunun
belediyenin görevlerini belirten 14. maddesi ve belediyelerin yetki ve imtiyazlarını belirten 15.
maddesinde belediyelerin turizm ve tanıtım faaliyetlerinde bulunma, turizm çalışmaları yapma
veya yaptırma ve turizmin gelişimi için hazırlanan projelere taşınmaz tahsis etme gibi önemli rolleri
olduğu görülmektedir. Aynı zamanda eğlence, yeşil alan ve park gibi günlük dinlenme alanları,
temizlik, çevre koruma, tarihsel yapılara sahip çıkma, alt yapı ve denetim gibi hizmetler yerel
bölgedeki turizmin gelişimi ve sürdürülebilirliği için yapılması gerekli olan hizmetlerdir. Bu
hizmetlerin etkin, verimli ve hızlı bir şekilde yürütülmesinden sorumlu olan yerel yönetimlerin
turizm ile etkileşimini bu yönlerden ele almak mümkündür. Yerelde turizm potansiyelinin ortaya
çıkarılması ve yükseltilmesi noktasında yerel yönetimlere önemli görev ve sorumluluklar
düşmektedir. Bu çalışmada, yerel yönetimlere daha fazla yetki tanınması durumunda turizmin
gelişim ve sürdürülebilirlik gösterebileceği savunulmaktadır.
Öte yandan Bayburt ilçe yerel yönetimlerinden biri olan Demirözü Belediyesinin, bahar ve
yaz turizmine yönelik baraj gölünde turistik faaliyetler yerine getirmek amacıyla planlanan “Diriliş
Projesi” uygulaması üzerinde durulacak ve bu projenin yerel, bölgesel ve ulusal turizme olan
katkıları (ekonomik, sosyal, kültürel) paylaşılacaktır. Son olarak, turizmin gelişimi ve
sürdürülebilirliği için yerel yönetimlerin yapması gerekenler noktasında önerilerde bulunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yerel Yönetimler, Turizm, Demirözü Belediyesi, Diriliş Projesi.
70
TRABZON’DA TURİZM FARKINDALIĞININ YEREL BASIN
ÜZERİNDEN İNCELENMESİ
Murat YILMAZ
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/muratyilmaz@ktu.edu.tr)
A. Berkant PARLAK
(Gazeteci/KTÜ Türk Dili ve Ede. Lisans Öğr/berkantparlak@gmail.com
ÖZET
Doğu Karadeniz Bölgesi turizm potansiyeli açısından Türkiye’nin önde gelen
coğrafyalarından birisidir. Bu bölge içerisindeki Trabzon’da gerek doğal güzellikleri
gerekse tarih yapılarıyla yerli ve yabancı turistler için geçmişten günümüze ilgi
odağıdır. Tarihin ilk dönemlerinden itibaren seyyahların uğrak merkezi olan
Trabzon, turizme uzak bir yapıya sahip değildir. Son yıllardaki birtakım siyasî ve
sosyo-ekonomik gelişmeler turizmin Trabzon ekonomisindeki payının gittikçe
artmasını sağlamıştır. Dolayısıyla turistlerin Trabzon’a olan ilgisiyle Trabzon’un
turizm farkındalığı belirgin bir paralellik göstermektedir. Trabzon’da turizme olan
ilginin seyri ve bu konudaki gelişmeler yerel basın tarafından takip edilebilmektedir.
Trabzon basınının tarih birikimine ve tecrübeye sahip oluşu gazetelerin olaylara
bakışını da etkilemiştir. Konumuz itibarıyla turizm de Trabzon basınının göz ardı
etmediği bir alandır. Şehrin geçim kaynaklarının daha çok ticaret, hayvancılık ve
tarıma dayanmış olması sebebiyle ekonomik arayış içindeki Trabzon için turizm
önem arz eden bir faaliyet sahası olmuştur. Bu iş koluyla ilgili haberler Trabzon
basınında sıkça yer bulmuştur. Trabzon’da ele aldığımız dönemde çok sayıda
gazetenin çıkmış olması da bizler için bir avantaj oluşturmaktadır. Çalışmamızın ana
kaynaklarını oluşturan bu gazetelerle Trabzon’da turizmin gelişimini bütün
hatlarıyla izlemek mümkün olabilmektedir. Biz bu çalışmamızla Trabzon basınından
yola çıkarak yaklaşık son 50 yıllık süreçte Trabzon’da turizmle ilgili gelişmeleri
inceleyeceğiz. Trabzonluların turizmle olan alâkası, turizm konusunda Trabzon’da
dile getirilen sorunlar ve bunların çözümünde izlenilen yollar, Trabzon’daki turizm
alanlarının gelişimi, yabancı turistlerin Trabzon’a olan ilgisinin boyutu, kente gelen
yabancı turistlerin yıllar içerisindeki profil değişiminde siyasî ve sosyo-kültürel
etkenler dikkat çekilen konu başlıkları olacaktır. Trabzon’da turizm algısının
seyrinin nasıl geliştiği ve şehrin turizm alanında ön plana çıkışına etki eden
faktörlerin neler olduğu soruları çalışmamız içerisinde yanıt bulacaktır. Çalışmamız
sonucunda elde edeceğimiz veriler ve yapacağımız tespitlerle Trabzon’un turizme
olan ilgisinin son 50 yıllık süreçteki tarihî alt yapısını basın merkezli olarak ortaya
koyacağız. Bu sayede turizm konusunda bundan sonra yapılacak olan faaliyetler ve
gelişmeler için bir birikim meydana getirmiş olacağız.
Anahter Kelimeler: Trabzon, yerel basın, turizm farkındalığı
71
TRABZON KENT MERKEZİ
STRATEJİK MEKÂNSAL TURİZM PLANLAMASI
Emrehan ÖZCAN
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/emrehanozcan@ktu.edu.tr)
Dilek BEYAZLI
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dsen@ktu.edu.tr)
ÖZET
Anabasis’ten bugüne Trabzon tarihine ışık tutan seyahatnameler, kentin liman-ticaret kenti
oluşunu ve kent merkezinin ticari fonksiyonlar ile nasıl şekillendiğini aktarmaktadır. 1938 ile başlayan
planlı dönemde üretilen her kent planında (1970-1977-1989-2002) liman arkası alandan Maraş Caddesine
kadar uzanan merkezi iş alanı, kentin meydanları (Gâvur ve Kabak -bugünkü adlarıyla Atatürk Alanı ve
Kavak Meydanı-) ve İpekyolu hattına (liman-Semerciler Caddesi-Moloz) ilişkin hassasiyetler söz
konusudur. Bahsedilen bu alan, kent tarihinde büyük öneme sahip, taşıdığı kültürel ve ekonomik değerler
içerisinde 3 adet kentsel sit alanı ile 46 adet tescilli anıtsal mimari, 259 adet tescilli sivil mimari ve 35 adet
diğer tescilli yapıyı bulunduran Trabzon kent merkezidir. Kentin her dönemine ait sosyo-kültürel ve
mekânsal katmanlar bu alan üzerinde yoğun bir şekilde izlenmekte ve kentin önemli kültürel miras
elemanları bu alanda bulunmaktadır.
Bu süreçte, kent planları da; kentsel dokuyla, kentin gelişme yönü ve büyüklüğüne ilişkin
yaklaşım ve ilkelerin ortaya koyularak, arazi kullanımı, gelecekteki nüfus tahmini, işlev ve yoğunluk
bölgelemeleri, kentin ulaşım sistemi ve kentsel donatıların dağılımı gibi pek çok hususta kararlar
üretilerek kentin problemlerini çözmeyi amaçlayan ve kentlerdeki yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen
araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Trabzon kentinin tarihsel süreç içinde yaşadığı planlama
deneyimleri ile bugüne ulaşan kent merkezi, toplumsal ve sosyal yapıda zaman içerisinde yaşanan
değişimler, kentleşme, nüfus artışı, trafik yoğunluğu gibi büyümeye bağlı baskılarla karşı karşıya
kalmaya başlamıştır. Yaşanan bu değişim ve dönüşüm süreçlerine bağlı olarak kent merkezinin
özgünlüğünün kaybolması, karmaşa ve çöküntü alanlarına dönüşmesi muhtemel bir sondur.
Bir diğer yandan kentlerin kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla ülkesel ve bölgesel
ölçeklerde yapılan planlar yoluyla, kentlerin potansiyellerini etkin kullanabilecekleri farklı gelişim
senaryoları üretilmektedir. Bu bağlamda, Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve DOKAP Eylem Planında
(T.Ç.S. 1.9-1.10-1.11) Trabzon kent merkezine kültürel turizm odaklı vizyon öngörüsünde
bulunulmuştur. Kültürel turizm odaklı vizyona hizmet edecek en önemli bileşenlerden biri olan kültürel
miras öğelerinin, bu kapsamda korunması ve kullanım olanaklarının geliştirilmesi, diğer bir anlamda
yaşatılması; vizyonun gerçekleştirilmesinin ilk koşulu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentsel yaşam
kalitesinin -hem yaşayanlar hem de ziyaretçiler/ turistler için- artırılması, kent merkezilerinde yaşanan
değişimin ve baskının yönetilmesi/ yönlendirilmesi ve belirlenen vizyonun gerçekleştirilmesini
sağlayacak uygulama araçları olan eylem planlarının üretilmesi ile mümkün olabilecektir. Ancak, bu
noktada her aşamada kontrol edilebilen, vizyon odaklı, katılımlı ve en önemlisi uygulamayı garanti altına
almada kolaylaştırıcı bir yol izlenmelidir. Bütün bu olguların bilincinde olarak, geleneksel planlama
yaklaşımların dışına çıkarak, kent paydaşları ile hazırlanan, Trabzon kent merkezi üzerindeki gelişme
baskısını yönetebilen ve kente yüklenen vizyonun mekâna yansımasını sağlayan stratejik mekânsal
planlama yaklaşımıyla bir planlama süreci deneyimlenmiştir. Çalışmada bu deneyim aktarılarak, yaklaşık
1 yıl süren araştırmanın bilgilerinin ve yapılan pilot uygulamanın sonuçlarının tartışılması ile önerilen
yaklaşım yoluyla eylem planının nasıl projelendirilebileceği ortaya koyulacaktır.
Tanımlanan vizyon ve stratejiler bağlamında, ortaya koyulan eylem; Trabzon kent merkezinin
turizm odaklı planlanmasıdır. Eylemin tüm adımları, sorumluları, kaynak talebi ve etapları paydaş
çalışmalarıyla oluşturulmuştur. Bu pilot çalışmanın bulgularının sunulması, sonrasında hayata geçirilecek
olan eylem projesi için gereken öneri, tartışma ve revizyonların yapılması, Trabzon kentine ve aynı
vizyonu yüklenen DOKAP kentlerine sempozyumun önemli bir katkısıdır.
Anahtar Kelimeler: Kültürel Turizm, Stratejik Mekansal Planlama, Trabzon, Turizm Odaklı
Planlama
72
ÖZNELLİKTEN NESNELLİĞE KENT ESTETİĞİ MODUSLARI
Sefa Ersan KAYA
(Öğr. Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/sefaersan.kaya@gop.edu.tr)
Merve EKIZ
(Öğretmen/MEB Tokat/Niksar Atatürk Ortaokulu/merveekiz@hotmail.com)
ÖZET
Kentlerin ilk ortaya çıkışlarında ki Neolitik yerleşmeler kent olgusunun ilk
öncüleri olmuşlardır. Bu dönemlerdeki yapılan yerleşim alanları o dönem
insanlarının çağın gereksinimlerine göre tasarladıkları kerpiç evler olarak
bilinmektedir. Çağın ilerlemesi ve ihtiyaçların estetik duygular ile belirlendiği
günümüzde kentler birbirlerinden ayrılarak ekolojik yapılarına ve beşeri yönleri ile
karakterize olarak kimlik kazanmaya başlamışlardır. Kentlerin bölgesel olarak
kimlik kazanması ve bu Kentlerin yeniden yapılanması (restructuring), yapılanması
(structuring) ve turizm gibi faaliyetler kent kimliğini ön plana çıkarmaya başlamıştır.
Yaşadığımız dünya da hangi ülkeye bakarsak bakalım bir kimliğe sahip olduğunu
görebiliriz. Örneğin, modern mimari açısından ele aldığımızda ABD-New York,
BAE-DUBAI, İNGİLTERE-Londra, NORVEC-Oslo, tarihi yapısı ile ele
aldığımızda İTALYA-Roma, ROMA-Floransa, TÜRKİYE-Bodrum ve kent estetiği
açısından yeniden yapılanma ölçütleri ile bakıldığında ise NORVEÇ-Longyearbyen,
ARJANTİN-Buenos Aires, KANADA-St. John’s, İSVEÇ-Stockholm, İTALYA-
Procida ve İSTANBUL-Balat oluşturulmuş kent kimliğine sahip örnekler olarak
verilebilir. Bu örnekler incelendiğinde her kentin fiziksel, kültürel, tarihi ve sosyo-
ekonomik durumları değerlendirilerek görsel sanatlar uzmanları, mimarlar ve çevre
tasarımcıları ile çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalar ile kentlerin
estetik algısının değişeceği, kimlik kazanacağı ve turizme katkı sağlayacağı ön
görülebilmektedir. Bu doğrultuda yapılarda kullanılan malzeme ve mimari ilişkileri,
kompakt yapısı, bina seviyelerinin çevrenin karakterine ve insanların psikolojik
yapısına ve renklerin iklim şartlarına olan oryantasyonları vb. estetik moduslara göre
bilimsel temelli olarak yapılması, sonucu pozitif yönde etkilemektedir. Bu
sebeplerden dolayı belirli estetik ve sanatsal kriterlere göre yapılan çalışmalarda
estetiği etkileyen güzellik ve çirkinlik kavramları öznellikten uzaklaşarak nesnel bir
beğeni durumu ortaya çıkarmaktadır. Bu açıdan bakıldığında belirli kriterlerin
dikkate alınması gereken bir gerçeklik olgusu olduğu görülmektedir.
Sonuç olarak, kent estetiği bütünü kapsayıcı bir özelliğe sahip olmakla
birlikte o kentin markasını oluşturan değerler bütünü olarak düşünülebilmektedir. Bu
kapsayıcılığı, sağlık sektöründe ki mimari ve çevre düzeninden, deniz turizmi
canlandıracak sahil hinterlandı tasarım çalışmalarına, doğa turizminde çevrenin
mimari konsepti ve renk özelliklerinden kültür turizmindeki alan çalışmalarına kadar
geniş bir yelpazede değerlendirilebilmektedir. Günümüzde tüketim ve yeniden
üretim alışkanlıkları göz önüne alındığında ise öznellikten kendini soyutlayan ve
nesnel olarak, nesilden nesile aktarılabilecek ve kentin popülaritesini arttıracak
estetik moduslara gereksinim duyulmaktadır.
Anahtar kelimeler: Turizm, Kent, Estetik, Modus, Güzel, Mimari, Tasarım,
Renk
73
DOKAP KAPSAMINDAKİ İLLERİN TURİZM İŞLETMELERİNİN
2000-2016 YILLARI ARASINDAKİ GELİŞİMİNİN
SAYISAL OLARAK İNCELENMESİ
Leyla ŞİŞİK
(Öğr. Gör./İstanbul Kültür Üniversitesi/leylasisik@gmail.com)
Zeynep KURTULAY
(Arş. Gör./Bülent Ecevit Üniversitesi/ zeynepkurtulay@gmail.com)
İsmail KIZILIRMAK
(Prof. Dr./İstanbul Üniversitesi/ikizilirmak@yahoo.com)
ÖZET
Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon
illerinden oluşan DOKAP Bölgesi, tarihi İpek Yolunun limanlarından biri olması
nedeniyle geçmişten günümüze günümüze kadar her dönemde önemli kültür ve
ticaret merkezi olmuştur.
Bölgenin tarihi ve kültürel çekiciliklerin yanı sıra sahip olduğu eşsiz doğal
güzellikleri ile özellikle de yaylaları ve buralarda yaşatılan yaylacılık gelenekleri ve
alternatif turizm türlerine yönelik potansiyeli ile son yıllarda önemli turizm merkezi
haline gelmiştir. Bölgenin sahip olduğu zenginliklerin turizm açısından
değerlendirilmesiyle son dönemlerde gerek iç turizm gerekse dış turizm açısından
hızlı bir gelişme süreci yaşanmaktadır. Turizm talebinde yaşanan gelişmelere bağlı
olarak ortaya çıkan konaklama, yeme ve içme, acentacılık ve rekreasyon amaçlı
ihtiyaçların karşılanmasına yönelik kurulan turizm işletmelerinin gelişmesini de
hızlandırmıştır.
DOKAP süresince, gerek turizm yatırımlarının desteklenmesi, gerek tanıtım
ve markalaşma çabaları, alt ve üst yapı yatırımlarının yapılması, bölge özelliklerini
yansıtan mimari projelerin hazırlanması, turizm merkezlerinin imar planlarının
yapılması, nitelikli işgücü kapasitesinin arttırılmasına yönelik çalışmalar ve
eğitimlerin verilmesi gibi pek çok çalışmalar yapılmış ve yapılagelmektedir. Proje
kapsamındaki illerdeki bu çalışmalar sayesinde; bölgesel kalkınmada turizm
sektörünün katkısını arttırmak, turizm faaliyetlerine ivme kazandırmak ve mevcut
kaynakların etkin kullanımını sağlayarak, niteliklerin iyileştirmesi de
amaçlanmaktadır. Yapılacak bu çalışmada, Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP)
kapsamında bölgesel kalkınmanın amaçlandığı, proje dahilindeki 9 ilde turizm
hareketlerinin gelişimine bağlı olarak 2000-2016 yılları içindeki turistik tesis ve
işletmelerinin gelişimi ile ilgili analiz yapılmaktadır. Sonuç olarak, ulaşılacak tüm
bu bilgiler ile turizm işletmelerinde sayısal olarak yaşanan gelişmelerin, DOKAP
bölgesindeki illerde yaşanan turizm hareketlerinin büyüme potansiyelini ve arz talep
yapılarını daha net görmemiz için ışık tutacaktır.
Anahter Kelimeler: DOKAP, turizm işletmesi, gelişim
74
FIRTINA VADİSİNDEKİ TURİZM FAALİYETLERİNİN
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İÇİN EKOLOJİK BİR YAKLAŞIM:
MONORAİL VE HAVADAN TAŞIMA SİSTEMİNİN KURULMASI
Turan YÜKSEK
(Prof. Dr./Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi/turan.yuksek@erdogan.edu.tr)
Adnan ER
(Genel Sekreter,/Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi)
Sadık ÇAĞLAR
(Yrd. Doç. Dr./Kastamonu Üniversitesi)
İlker SARI
(Jeoloji Müh./Grafik Tasarımcı, Turizm İşletmecisi)
ÖZET
Doğu Karadeniz ve Rize ilinin en önemli ekoturizm merkezlerinden biri olan
fırtına vadisindeki ekoturizm ve çevresel etkileri sürekli tartışma konusu olmuştur.
bir diğer önemli husus turizm faaliyetleri süresince meydana gelen trafik sorunudur.
Fırtına vadisi ekoturizm kaynak değerleri bakımından oldukça zengin olmasına
rağmen kaynakların kullanımı yılın tüm aylarına layıkıyla yansıtılamamıştır. Bu
çalışmanın amacı ekoturizm kaynak değerlerinin daha verimli kullanılması ve
kaynak değerlerinden faydalanırken çevre üzerinde oluşan baskının azaltılmasında
monorail ve hava taşımacılığı sisteminin faydalarının getireceği kazanımların fırtına
vadisi ölçeğinde irdelenmesidir. bu amaçla fırtına vadisi ekoturizm faaliyetlerinin
yılın tüm aylarına yayılması, trafik sorunun ekolojik temelli çözümlenmesi ve
kaynak değerlerinin koruma-kullanma ilkesine göre yapılabilirliği konusunda yurtiçi
ve yurtdışı monorail ve hava taşımacılığı çalışmaları incelenmiş ve fırtına vadisi için
kazanımları değerlendirilmiştir.
Fırtına vadisinde monorail ve hava hattı sistemlerinin kurulması ile elde
edilmesi beklenen kazanımlar şunlardır: karayolu trafik sorunu çözümlenecek, araç
egzozlarında çevreye salınan zehirli gazların miktarı azalacak, trafik kazası ve buna
bağlı sorunlar azalacak, araç park sorunu çözümlenecek, gürültü kirliliği azalacak,
erişilmesi zor olan alanlara ve zirvelere yılın hemen her ayında ulaşılabilme şansı
artacak, ekoturizm faaliyetleri sonucu toprak ve su kaynakları, biyoçeşitlilik ve
yaban hayatı üzerindeki baskılara azalacak ve bunların sürdürülebilirliği güvence
altına alınabilecektir. yılda 1.5 milyon kişinin erişim yaptığı fırtına vadisinde bu
sistemin kurulması ile yıllık en az 15 milyon türk lirası gelirin direkt olarak elde
edilmesi öngörülmektedir. Fırtına vadisinde devletin alt yapı bakım, onarım ve
yenileme ve diğer hizmetler için her yıl harcadığı paranın da harcanmayacağı
öngörüldüğünde kazancın 15 milyon liranın çok daha üzerinde olacağı son derece
açıktır. Bir diğer kazanım bu altyapının kurulması sayesinde fırtına vadisinin
ekoturizm kaynak değeri uluslararası ekoturizm piyasasında daha da artacak ve
vadinin rekabet gücü yükselecektir. Hattın bir diğer kazanımı doğal afetlerin
ekoturizm faaliyetlerinin yürütülmesinde oluşturacağı risk ve sorunların asgari
seviyeye düşürülmesi olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Fırtına vadisi, monorail, hava taşıma sistemi, ekoturizm
75
BAYBURT ŞEHRİ KÜLTÜREL TURİZM ALANLARINDAN
OSMANLI DÖNEMİ FERRUHŞAD BEY TESİSİ
Gazi ÖZDEMİR
(Yrd. Doç. Dr./Bayburt Üniversitesi/gaziozdemir@bayburt.edu.tr)
ÖZET
Bu çalışmada, kültürel zenginlikleri bünyesinde barından kadim bir şehir
Bayburt’un tarihte Pulur günümüzde ise Gökçedere adıyla anılan köyündeki
Ferruhşad Bey Camii, İmarethanesi ve Sıbyan Mektebi araştırıldı.
Akkoyunlu hanedanına mensup olan Osmanlı devleti padişahlarının
teveccühünü kazanan Ferruhşad Bey, hem Akkoyunlu Devleti’ni hem de Osmanlı
Devleti’ni temsil etmesi bakımından önemlidir. Onun tarafından XVI. yüzyıl
başlarında Camii, İmarethane/Zaviye ve Sıbyan Mektebi ile toplumsal ihtiyaçları
karşılayacak tesis vücuda getirildi ve bu hayri tesis ve vakıfları sayesinde Bayburt ve
çevresi için ekonomik, sosyal ve kültürel manada önemli roller üstlendi.
Bu çalışmada araştırma desenlerinden nitel araştırma deseni ve modellerden
de tarihsel araştırma modeli kullanıldı. Bu bağlamda arşiv belge kullanımı ve saha
incelemesi tercih edildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi ile Başbakanlık Osmanlı
Arşivi Genel Müdürlüğü arşivlerinde bulunan arşiv dokümanlarından yararlanıldı.
Ayrıca Erzurum Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu çalışmaları ve saha araştırmaları
ile desteklendi. Ayrıca İsmet Miroğlu’nun Ferruhşad Bey Vakfiyesinden
yararlanıldı. Ferruhşad Bey vakfiyesinin süreç içindeki işleyişinin izi sürüldü.
Osmanlı Devleti’nin sosyal tesis hizmetinin köylerde nasıl işlediğinin örneklemi
ortaya konuldu.
Sosyal hizmet veren kurumların sayısının giderek azaldığı ya da değişime
uğradığı; artık şehre gelen yabancının parası varsa kalabileceği bir yerinin olduğu,
parası yoksa terminalde, banklarda ya da sokaklarda kalmaya terk edildiği bir dünya
düzenine geçildi. Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının çok
yönlü kalkındırma hamlesi bağlamında, Erzincan-Bayburt-Gümüşhane-Trabzon
yolu üzerinde bulunan Ferruhşad Bey gibi ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyette
bulunan tarihi şahsiyet ve kurumların tespiti ve bu yapıların var oluş gayelerinin
ortaya çıkarılması ve ecdadımızın misafirperverlikleri ile ilgili tanıtım faaliyetleri
yapılabilir. Bunun için Erzincan-Bayburt-Gümüşhane ve Bayburt-Sivas
güzergâhlarında Ferruhşad Bey İmarethanesini işaret eden kültürel tanıtıma fırsat
verecek yönlendirme tabelalarının yerleştirilmesi; ayrıca 1990 tarihinde Erzurum
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun 07.06.1996 tarihinde bakım ve
onarımını karara bağladığı hamamın restore edilmesinin uygun olacağı tavsiye
edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Bayburt, Osmanlı, Ferruhşad Bey, vakfiye
76
DOĞU KARADENİZ GÜNÜBİRLİK TURLARDA
MÜZİK REPERTUVARI ANALİZİ
Damla İSKENDER
(Karadeniz Teknik Üniversitesi/damla.iskenderr@gmail.com)
ÖZET
Turizm, iyi ülke imajı adına ve ekonominin canlı tutulabilmesi için önemli
bir sektör konumundadır. Başarılı bir turizm planlaması ile ülkenin kültürel, tarihsel,
doğal vb. birçok kaynağı değerlendirilerek iyi bir itibar sağlanmasının yanı sıra ülke
vatandaşı içinde iş istihdamı sağlar.
Turizm çeşitleri temel alınarak her bölge kendi özelliklerine göre bir strateji
izleyerek uygun tamamlayıcı ve alternatif turizm yöntemlerine yönelmektedir.
Türkiye’de de Doğu Karadeniz bölgesi kültürel ve tarihi zenginliklerinin yanı sıra
son yıllarda eko turizm ile büyük bir ivme kazanmıştır.
Son yıllarda yerli turistlerin yanı sıra Arap turizmi içinde büyük destinasyon
haline gelen Doğu Karadeniz bölgesinde, restoranlar, turistik eğlence merkezleri,
oteller ve turizm seyahat acenteleri önemli rol üstlenmektedir. Turizmin etkin
kollarından olan bu işletmeler daha iyi bir vitrin sağlayabilmek, turist artışı
sağlayabilmek ve memnuniyet adına her gün yenilenme odaklı çalışarak çeşitli
seçeneklere başvurmaktadır. Zengin içerikler sunmaya çalışan işletmelerin bunu
sağlama yöntemlerinden biri de gelen turistlerin iyi zaman geçirebilmesi adına ya da
bölge kültürünü sunmak için oluşturmuş oldukları müzik repertuvarıdır. Restoran,
otel ya da tur şirketleri seçilen müzik tercihleri ile yerli, yabancı turistler arasında
iletişim köprüsü oluşturmakta ve bununla birlikte kültürel, dini vb. öğeler ile
birleşerek olumlu ya da olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Bildiride, bir seyahat acentesi ile görüşülerek katılımcı gözlemci methoduyla
alan çalışması gerçekleştirilmiştir. Buradan hareketle günübirlik turlarda en çok
tercih edilen ‘Ayder yaylası, Uzungöl, Borçka-Karagöl, Sümela Manastırı-Karaca
Mağarası (Paket Tur)’ güzergahları üzerinden inceleme yapılmıştır. Acentenin
seçmiş olduğu müzik repertuvarı analiz edilmiş, kişisel görüşmeler ve gözlemler
sonucunda orada bulunan turistlerin kültürel, dini vb. değişkenlere göre dinledikleri
müziklere olumlu ya da olumsuz tepkileri tespit edilmiştir. Müziğin turist üzerindeki
eğlendirici, dinlendirici, uyum sağlayabilme, ortaklık oluşturabilme rollerine
bakılmıştır.
Çalışma görsel-işitsel veriler ile desteklenecek, inceleme, tespit ve
analizlerden sonra müziğin turizm sektörü üzerindeki rolü örnekler ile açıklanarak
alternatif çözüm önerileri üzerinden sonuca bağlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Turizm, eko-turizm, Müzik, Repertuvar
77
DOKAP BÖLGESİNDE TURİZMİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ÜZERİNE
BİR İNCELEME
Kemal KANTARCI
(Prof. Dr./Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi/kemal.kantarci@alanya.edu.tr)
Murat Alper BAŞARAN
(Doç. Dr./Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi/muratalper@yahoo.com)
Paşa Mustafa ÖZYURT
(Arş. Gör./Akdeniz Üniversitesi/ozyurt@akdeniz.edu.tr)
Ata KAHVECİ
(Arş. Gör./Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi/ata.kahveci@alanya.edu.tr)
ÖZET
Bir destinasyonun ulusal veya uluslararası turizm pazarında başarılı olması
“rekabet edebilirlik ve sürdürülebilirlik” olarak ifade edilen iki temel gösterge üzerinden
değerlendirilmektedir. Bu yolla destinasyon, pazarda etkili ve kârlı bir şekilde rekabet
ederken aynı zamanda sahip olduğu doğal, kültürel ve diğer kaynakları da
koruyabilmektedir.
Doğu Karadeniz Bölgesi coğrafi konumu, biyo-çeşitliliği, doğal kaynakları, tarihi
zenginliği ve özgün kültürü itibarıyla özel bir bölge olarak kabul edilmektedir. Bölge
dünyada özel öneme sahip 200 ekolojik bölgeden biri olan Kafkas Ekolojik Koridorunun
bir parçasıdır. Bu özel bölgenin turizm pazarına açılması bir yandan bölgeye refah
sağlarken diğer taraftan bölgedeki kaynakların baskı altına alınması tehdidini de ortaya
çıkarmaktadır. Bölgenin temel turizm çekiciliklerini oluşturan bu hassas kaynakların
koruma ve kullanma dengesinin yönetilmesi önemli görülmektedir. Turizm gelişimine
bağlı olarak bölgede ortaya çıkan/çıkacak ilk sorun kaynakların sürdürülebilirliğidir.
1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre Komisyonu tarafından yayımlanan
Brutland Raporuyla beraber sürdürülebilirlik ilkeleri pek çok sektöre olduğu gibi turizm
sektörüne de bir çerçeve sunmaktadır. Bu süreçte ekonomik, çevresel ve sosyal olmak
üzere üç temel başlık üzerinden değerlendirilen sürdürülebilirlik, rekabetçi ve
ziyaretçilerine kaliteli bir deneyim sunan destinasyonların dikkate aldığı ve bağlayıcılığı
olan bir yapıtaşı durumundadır.
Bu çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesinde gelişmekte olan turizm faaliyetlerinin
planlanması, yönetilmesi ve pazarlanması sürdürülebilirlik ekseninde tartışılmaktadır. Bu
bağlamda üzerinde durulması gereken en önemli nokta olarak gelişen turizmin, bölgenin
sahip olduğu kaynaklara zarar vermemesi ve uzun dönemli sürdürülebilirlik başarısı
sağlanması için fiziksel, ekolojik ve sosyal taşıma kapasitesinin gözetilmesi ve bölgedeki
turizm politika ve planlamalarının bu temel üzerine inşa edilmesi olarak belirtilmiştir.
Ayrıca, günümüzde turizmin yaratmış olduğu sayısal verilerden ziyade dikkate alınan
önemli bir etmen turizm gelişiminin bölge halkının yaşam kalitesi üzerine olan etkisidir.
Sürdürülebilirlik ekseninde geliştirilen turizm politikalarının bir yandan kaynakları
korurken diğer yandan bölge halkının yaşam kalitesini arttırmasının beklendiği de ifade
edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, Turizm, Yaşam Kalitesi, DOKAP Bölgesi
78
TRABZON VE ÇEVRESİNDE
FAALİYET GÖSTEREN KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN
TRIVAGO.COM WEB SİTESİNDEKİ PUANLAMALARA GÖRE
DEĞERLENDİRİLMESİ
Seden DOĞAN
(Yrd. Doç. Dr./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/seden.dogan@omu.edu.tr)
Mehtap YÜCEL GÜNGÖR
(Öğr. Gör./Adnan Menderes Üniversitesi/mehtap.yucel@adu.edu.tr)
Ozan GÜNGÖR
(Öğr. Gör./Adnan Menderes Üniversitesi/ozangungor@adu.edu.tr)
ÖZET
Bilgi teknolojilerine olan ilginin artması; sosyalleşmenin boyutunu
değiştirirken tüketici satın alma süreçlerinde farklılaşmalara neden olmaktadır.
Günümüzde dünyanın dört bir yanındaki turistler, sanal platformlarda birbirleri ile
iletişime geçmekte ve bu platformlarda seyahat deneyimlerine ilişkin olumlu veya
olumsuz yorumları, çektikleri fotoğraf ve videoları paylaşmaktadır. İlaveten pek çok
turist, seyahat planlarını yapmadan önce çevrimiçi yorum ve puanlamalara
başvurmaktadır. Çevrimiçi tüketici yorumları “bir mal, hizmet veya şirket hakkında
mevcut, potansiyel veya eski müşteriler tarafından oluşturulan ve çok sayıda kişi ve
kurumun internet vasıtasıyla ulaşabileceği olumlu veya olumsuz açıklamalar” olarak
tanımlanmaktadır. Seyahat edenlerin ulaşım, konaklama veya restoran rezervasyon
davranışlarının giderek çevrimiçi platformlarda yapılan puanlama ve çevrimiçi
yorumlara bağlı olduğu görülmektedir. Turizm sektöründe sunulan ürünün soyut
olma özelliği, seyahat edenlerin bilgi kaynağı olarak çevrimiçi puanlama ve
yorumlara yönelmelerinin en önemli nedenlerinden biridir. Bu durum özellikle
konaklama işletmelerinin söz konusu yorum ve puanlamalar ışığında, sundukları
ürün ve hizmeti gözden geçirmeleri ve iyileştirmeleri gerekliliğini sonucunu ortaya
koymaktadır. Bu bağlamda araştırmanın amacı Trivago.com web sitesinde derlenen
kriterlere verilen puanlara göre Trabzon ve çevresindeki konaklama işletmelerinin
mevcut durumunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Trivago.com 190 farklı ülkede
faaliyet gösteren 1.3 milyon konaklama işletmesinin birbirleriyle karşılaştırıldığı,
belirlenen kriterlere gerçek tüketiciler tarafından verilen puanların ortalamalarının
sunulduğu, farklı kaynaklardan elde edilen konaklama fiyatları içerisinde en ideal
olanı tüketiciye sunmaya yönelik olarak çalışan ilk web sitesidir. Bu amaçla
Trivago.com web sitesinden Trabzon ve çevresinde faaliyet gösteren 135; Samsun,
Ordu, Giresun, Rize ve Artvin illeri ve çevresinde faaliyet gösteren toplam 116
konaklama işletmesi için 7 farklı kritere verilen puanlar toplanarak analiz edilmiştir.
Yapılan analiz sonucunda işletmenin konumu, odalarının durumu, temizlik, fiyat
değeri ve işletmenin imkânları açısından Trabzon ve çevresindeki konaklama
işletmelerinin diğer şehirlere göre daha düşük puan aldıkları görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Trabzon, Konaklama İşletmeleri, Trivago, Çevrimiçi
Tüketici Puanlamaları
79
TURİZM SEKTÖRÜDE ENDÜSTRİ 4.0 UYGULAMALARI:
SAMSUN ÖRNEĞİ
Selahittin KARATAŞ
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Ondokuz Mayıs Üniversitesi/slhttnkrts@hotmail.com)
Yetkin BULUT
(Doç.Dr./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/ybulut@omu.edu.tr)
ÖZET
Farklı evrelerde süre gelen endüstri devrimi dünyada birçok yenilik
hareketinin, modernliğin ve dönüşümün temeli olarak görülmektedir. Endüstri
günümüze kadar üç farklı evreden geçmiştir; 1760’da İngiltere’de başlayan Birinci
Endüstri Devrimi; kas gücünden buhar gücüne geçiş, 20. y.y başlarında İkinci
Endüstri Devrimi; petrol, elektrik, çelik ve kimyasal maddelerin ortaya çıkması ve
kullanılması, Üçüncü Endüstri Devrimi; PLC (Programlanabilir Mantıksal
Denetleyici)’nin endüstriye girmesiyle üretim, ticaret ve pazarlamada önemli
gelişmeler olmuştur. Bu endüstri gelişerek günümüze kadar geldi ancak
doyum noktasına ulaşması, üretim stokunun giderek artması, bireysel ihtiyaçların
hızla artması ve çeşitlilik göstermesi yeni üretim ve tüktim yollarının aranmasına
sebep olmuştur. Bu doygunluk ve ihtiyaçlar nedeniyle iş gücü ve hammadde kaynağı
nedeniyle Batı’dan Doğu’ya kayan endüstri Batı tarafından hoş karşılanmamıştır.
Ürün en kısa sürede nasıl pazara sunulur?, Üretim nasıl daha esnek hale
getirilir?, Üretim nasıl daha ucuz hale getirilir? Sorularına cevap, 2011 yılında
Almanya tarafından geliştirilen bir proje olan Endüstri 4.0 cevap olarak gelmiştir.
Endüstri 4.0; ürünün fikir aşamasından başlayarak ürün geliştirme, ürün siparişinden
üretime, kullanıcıya ulaşmasını, geri dönüşümü kapsayacak şekilde tüm zinciri içine
alan tüm hizmetleri içermektedir. Endüstri 4.0 nasıl uygulanacak? Nasıl
gerçekleşecek? Sorularına cevap ise sekiz alt başlıkta açıklanmıştır: Siber ve
Fiziksel Dünyalar, Yatay ve Dikey Entegrasyon, Nesnelerin İnterneti, Öğrenen
Robotlar, Büyük Veri ve Veri Analitiği, Bulut Bilişim, Sanal Gerçeklik ve Siber
Güvenlik olmak üzere. Bu araştırmada ülke yatırımlarına, yapılan çalışmalara ve
birey olarak üstümüze düşen görevlere başlıklar halinde değinilmiştir.
Turizm sektörünün Endüstri 4.0’a uyum sağlaması gerekmektedir. Rekabetin yoğun
olarak yaşandığı dünyamızda Endüstri 4.0’dan en çok etkilenecek sektörlerden birisi
de turizm sektörüdür. Bu çalışma Endüstri 4.0’ın turizm sektörünü nasıl etkileyeceği
sorusuna yanıt aramaktadır. Çalışmanın uygulaması Samsun ilinde gerçekleşmiştir.
Samsunda faaliyetlerini sürdürmekte olan 4 ve 5 yıldızlı otellerin genel müdürleri ile
derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Samsun, turizm sektörü, endüstri
80
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNE DÜZENLENEN TUR
PROGRAMLARINDA ÇAY TURİZMİ ÜRÜNLERİNİN KULLANIMI
Gökhan YILMAZ
(Arş. Gör./Akdeniz Üniversitesi/gokhanyilmaz@akdeniz.edu.tr)
ÖZET
Çay turizmi çayın tarihsel gelişimi, üretim süreci (yetiştirilmesi, toplanması,
işlenmesi, kurutulması vb), gelenekleri ve tüketimi gibi çeşitli yönlerini kapsayan ve
başlıca seyahat etme motivasyonunu çay ve çay ile ilgili unsurların oluşturduğu bir
turizm çeşidi olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda destinasyonlarda çay ve çay ile
ilgili unsurlar turistik bir ürün olarak turistlere sunulabilmektedir. Turistler çay
fabrikaları, çay müzeleri, çay depoları ve çay bahçelerini ziyaret edebilmekte; çay
demleme ve tadım kursları ile çay toplama ve hasat etkinliklerine katılabilmekte ya
da çay bahçeleri içinde yer alan otellerde konaklayabilmektedir. Tüm bunların
ışığında çalışmada seyahat acentaları tarafından Doğu Karadeniz Bölgesi’ne
düzenlenen turlarda çay turizmine özgü ürünlerin kullanılıp kullanılmadığının ve
nasıl kullanıldığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada nitel araştırma
yaklaşımından faydalanılmıştır. Bu çerçevede veri toplama tekniği olarak doküman
incelemesi; veri analiz yöntemi olarak da içerik analizinden yararlanılmıştır.
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) tarafından 2014 yılında
yayınlanan Yurtiçi Seyahat Pazarı Araştırması Raporu’nda belirtilen ve müşteri
sayısı bakımından ilk beş sırada yer alan seyahat acentaları (ETS Tur, Jolly Tour,
Anı Tur, Mika Tur (Tatilbudur.com), Tatil.com) araştırmanın örneklemine dahil
edilmiştir. 03 Eylül – 02 Ekim 2017 tarihleri arasında seyahat acentalarının web
sitelerinde yer alan tur programlarına erişim sağlanmış ve toplamda bölgeye
düzenlenen 66 adet tur programı olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre
tur programlarının tamamında çay turizmi ürünlerinin birinin veya birkaçının birlikte
yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca çay fabrikalarına düzenlenen turlar, çay
bahçeleri gezileri, çay toplama ya da çay hasadına katılım, otantik köy kahveleri ya
da tarihi konaklarda çay tadımı gibi etkinliklerin sıklıkla yerli turistlere sunulan çay
turizmi ürünleri arasında yer aldığı dikkat çekmektedir. Son olarak çay ile ilgili
unsurların kültür turizminin bir tamamlayıcısı şeklinde tur programlarında yer aldığı
da göze çarpmaktadır. Çalışma sonuçlarının hem ilgili alanyazına hem de turizm
paydaşlarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Seyahat Acentaları, Tur Programı, Çay ve Turizm, Çay
Turizmi, Doğu Karadeniz Bölgesi
81
TOKAT KENT KİMLİĞİ ANALİZİ
Onur DAL
(Öğr. Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/onur.dal@gop.edu.tr)
Serpil SEYFİ
(Öğr. Gör./Gaziosmanpaşa Üniversitesi/serpil.seyfi@gop.edu.tr)
ÖZET
Turizm, bölgesel ve kentsel kalkınmada ekonomik olarak önemli etkiye sahip
olan sektörlerden biridir. DOKAP bölgesi, bünyesinde barındırdığı kültürel ve tarihi
zenginlikleriyle turistik bir cazibe merkezi olabilecek niteliktedir. DOKAP
bölgesinin ekonomik kalkınması için kent kimlikleri ile turizm politikaları
arasındaki ilişkinin geliştirilmesi oldukça önemlidir. Kent Kimliği; bir kenti diğer
kentlerden ayırıp tanınır hale gelmesini sağlar ve yapılması düşünülen yatırımlarda
nitelik ve uygunluk aranmaya başlar. Bunun içinde kent kimliğini oluşturan doğal,
beşeri ve insan eliyle yapılan kaynakların incelenmesi oldukça önemlidir. Doğal
çevreden kaynaklanan unsurlar, kentin topografik durumu ve iklim koşulları ile
ilgilidir. Beşeri unsurlar ise bireylerin ve toplumun sahip olduğu değerleri yansıtır.
İnsan eliyle düzenlenen çevre ise kentte yapılmış olan her türlü çalışma alanı ile
ilgilidir. Bu üç önemli faktör dışında kent imajını oluşturan kurumsal kimlik ve
kurumsal tanıtım çalışmaları da oldukça önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı
DOKAP bölgesinde bulunan illerin, kent kimliği analizi yapılarak, kent kimliğinin
turizm perspektifinde yeniden yapılandırılması için çözüm önerileri sunmaktır. Bu
kapsamda Tokat ilinin kurumsal imajını içeren kamu kurumlarının tanıtım
çalışmaları, kamu kurumları veya özel sektör tarafından yapılmış mekan tasarımları,
bitki örtüsü, kültürel değerlerin şehir içinde kullanımı ve tarihi mekanların şehir
kimliği ile örtüşme durumları incelenmiştir. Elde edilen veriler sonucunda; Tokat’ın
Kent Kimliği’nin oluşturulmasında hem ilin karar alıcıları hem de bölge insanının
konu ile ilgili duyarlılık kazanması gerektiği ve kent kimliğinin oluşturulmasında
uzman bir kurul oluşturulup Tokat şehri temel alınarak bölge kentlerine özel yeni
kimlik politikalarının geliştirilmesinin gerekliliği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kent Kimliği, Tokat, Turizm, DOKAP
82
BAYBURT TURİZMİNİN GELİŞME POTANSİYELİ,
SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Miraç İlyas KIVANÇ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/mirackivanc@bayburt.edu.tr.)
Hami ÜNLÜ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/hamiunlu@bayburt.edu.tr)
Emine TAŞ
(Yrd. Doç. Dr./Bayburt Üniversitesi/etas@bayburt.edu.tr.)
İlyas Kays İMAMOĞLU
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/imamoglu@bayburt.edu.tr.)
ÖZET
Bir bölgede turizmin gelişebilmesi için coğrafi faktörler önemli katkılar
sağlamaktadır. Turizmin gelişmesi bir ülkenin doğal ve kültürel coğrafyasının sahip olduğu
değerlerle yakından ilişkilidir. Fiziksel coğrafi özellikler bir destinasyonun turizm
çekiciliklerinin çeşidini, kalitesini ve dağılımını belirlerken, aynı anda o bölgeye
ulaşılabilirliği ve bölge içi ulaşım koşullarının iyileştirilmesini de kontrolü altına alır.
Doğu Karadeniz Bölgesi, coğrafi ve ekonomik şartlar sonucu ekonomik gelişme
düzeyi eksik kalan, yıllardır yoğun göç veren bölgelerin başında gelmektedir. Doğu
Karadeniz Bölgesi İllerinden biri olan Bayburt ili de az gelişmişliğin en önemli ekonomik ve
sosyal etkisinin bir sonucu olarak gelişmiş bölgelere doğru yoğun bir göç vermiştir. Bu göç,
beşeri sermayenin yanında finansal kaynakların da transferine yol açmaktadır, böylece sürekli
göç veren ilin yoksullaşma süreci de hızlanmaktadır. İlin sürekli göç veren bir yapı arz etmesi
ve arazi yapısının tipi, verimli tarımsal faaliyetlerin de yerine getirilmesini kısıtlamaktadır.
Coğrafi konum bir bölgede ve/veya ilde turizm faaliyetlerinin doğuşu ve
olgunlaşmasındaki en önemli faktörlerden biridir. Turizm pazarlarının çoğunda seyahatin
temel amacı doğal kaynak arzları ile yakın ilişkilidir. Bu kaynakların nitelik ve niceliği
turizmin oluşturulmasında ve geliştirilmesinde oldukça önemlidir. İklim, su ve sudaki yaşam,
bitki örtüsü, topografya ve morfoloji turizmin içinde yer alan doğal kaynak enstrümanlarıdır.
Bu enstrümanlarda oluşabilecek bozulma veya zayıflık destinasyona seyahati olumsuz yönde
etkiler. Özellikle hava şartlarında beklenmedik sıcaklıklar veya soğumalar, vahşi yaşam
alanlarına insan müdahalelerinin artması, ormanlık alanların dağılımında ve yapısında
oluşabilecek bozulmalar, akarsuların gelişimini olumsuz etkileyecek yanlış müdahaleler, bitki
örtüsünün doğal görünümüne zarar verecek uygulamalar, yeryüzü şekillerindeki doğal
ve/veya doğal olmayan değişim gibi coğrafyaya özgü olan değerler turizmin gelişmesinde
anahtar belirleyicilerdir.
Bayburt ilinin ekonomik ve turistik potansiyelinin projelendirilerek değerlendirilmesi,
üretim ve yatırıma dönüştürülmesi, bölge iş adamlarının ve sanayicilerinin destek ve
katılımlarının sağlanması, ilin ekonomik gelişimin sağlanması için gereklidir. Yıllardır süren
bölgesel teşvik uygulamalarına rağmen Bayburt’un ülkenin genel kalkınma düzeyine uygun
bir dengeli gelişme sağlayamadığı görülmektedir. Dolayısıyla ekonomik yapı bakımından,
tarım ve hayvancılığa bağlı dar çerçeveli bir karakter sergilemektedir. Bölgede gelir düzeyi
düşük, pazar olanakları ise dar kapsamlıdır. Bu çalışmada Bayburt turizminin gelişme
gösterebilmesi için mevcut potansiyelleri değerlendirilmiş, gelişimi engelleyen sorunlar tespit
edilerek çözüm önerileri sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Turizm potansiyeli, Coğrafi Kaynaklar, Tarihi ve Kültürel
Değerler, Bayburt
83
KÜLTÜR TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİNDE
YEREL YÖNETİMLERİN ETKİNLİĞİ: BAYBURT İLİ ÖRNEĞİ
Hami ÜNLÜ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/hamiunlu@bayburt.edu.tr)
Miraç İlyas KIVANÇ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/mirackivanc@bayburt.edu.tr.)
Emine TAŞ
(Yrd. Doç. Dr./Bayburt Üniversitesi/etas@bayburt.edu.tr.)
İlyas Kays İMAMOĞLU
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/imamoglu@bayburt.edu.tr.)
ÖZET
Kültür, sanat, dil, din, tarih, yaşam şekli ve mimari yapı gibi pek çok kavramı
içinde barındıran geniş bir yelpazedir. Yaşanılan topraklar üzerinde bulunan bu
kültürel değerler kültürel miras olarak ifade edilmektedir. Kültürel miras
topraklarımız üzerinde bulunan ve asırlar boyunca biriken ve gelişen bütün
insanlığın deneyimleridir. Bu deneyimleri, yapılar ve eserler, siteler ve insan
habitatları, sözlü veya yazılı miras, halk mirası ve popüler kültür mirası
oluşturmaktadır. Kültürel miras da kendi içerisinde somut kültürel miras ve somut
olmayan kültürel miras olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Somut kültürel mirası,
tarihi siteler, tarihi koridorlar, binalar, mezarlıklar ve doğal alanlar oluşturmaktadır.
Somut olmayan kültürel miras(SOKUM)’ı da kültürün somut olan maddi ve
teknolojik yanının dışında kalanlar; sözel, işitsel, görsel, uygulama ve inanmalar
oluşturmaktadır. Somut olmayan kültürel miras unsurları insanlığın ortak belleğidir
ve bu ortak bellek deneyimler sonucu tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkmıştır.
Kültür turizmi ise bölgelerin sahip olduğu somut ve somut olmayan kültürel miras
unsurlarını görmek ve yerinde tanımak için yapılan seyahatleri içermektedir. Kültür
turizmi günümüzde yükselen bir değerdir. Bir niş alandır. Bir ülkenin ve bölgenin
başta yerel ve bölgesel ekonomide ve turizm alanında gerçek bir rekabet gücü elde
edebilmesi, doğal, tarihsel ve kültürel mirasın sürdürülebilir olması için kültür
turizmi tek araçtır. Gelişen ve değişen dünya da seçeneklerin bollaştığı, bilginin
dijitalleştiği, gezilerin insanların parmak ucuna geldiği günümüzde kültür turizmi
eskiye nazaran daha fazla değerli hale gelmiştir. Bundan dolayı, insanlarda sanal
ortamda gördükleri, merak ettikleri, kültürel miras açısından önemli olan bölgeleri
yakından görme merakı ortaya çıkmıştır. DOKAP bölgesi sınırları içerisinde yer
alan Bayburt ile gerek kültürel değerler açısından gerekse sahip olduğu doğal
güzellikler açısından büyük bir kültür turizmi potansiyeline sahiptir. Bu çalışmada,
Bayburt’un sahip olduğu bu kültür turizmi potansiyelinin geliştirilmesi,
zenginleştirilmesi ve ilin ekonomisine olan katkısının artırılmasında yerel
yönetimlerin etkilerinin neler olduğu saptanacaktır. Bu amaçla bu çalışmada kültür
turizmi, yerel yönetim kavramları açıklanarak, Bayburt ilinde kültür turizminin
gelişmesinde yerel yönetimin etkinliği araştırılarak sorunlar tespit edilip çözüm
önerileri sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kültür, Kültürel Miras, Yerel Yönetimler, Bayburt
84
SÜRDÜRÜLEBİLİR KÜLTÜR TURİZMİ VE BAYBURT İLİNİN
KÜLTÜREL TURZİM POTANSİYELİ
Emine TAŞ
(Yrd. Doç. Dr./Bayburt Üniversitesi/etas@bayburt.edu.tr.)
İlyas Kays İMAMOĞLU
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/imamoglu@bayburt.edu.tr.)
Hami ÜNLÜ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/hamiunlu@bayburt.edu.tr)
Miraç İlyas KIVANÇ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/mirackivanc@bayburt.edu.tr.)
ÖZET
Sürdürülebilir turizm, sadece bugünü değil geleceği de düşünebilen ve buna
uygun politikalar üreten ve etkilenen tüm tarafları dikkate alan turizmdir. Bu açıdan
bakıldığında sürdürülebilir turizm, gelecek kaygısı olan ve su sürecin devamlılığını
sağlayacak politikalar üreten ve sürekli kendini yenileyen aktiviteler bütünüdür.
Sürdürülebilir turizm, farklı bir turizm türü olmamakla beraber turizm çeşitlerinin
tümüne uygulanabilecek gelecek vizyonlu bir anahtardır. Bu açıdan sürdürülebilir
turizm de amaç sadece turizm geliri elde etmek değildir. Turizm gelirleri arttırılırken
çevreye, ekolojik dengeye, kültürel değerlere, kültürel mirasa zarar vermeden bu
sürecin en iyi şekilde işletilerek sürecin devamlılığının sağlanması gerekmektedir.
Bu nedenle sürdürebilirlik kavramı dikkate alınarak uygulanacak turizm politikaları,
sektörün geleceğe yönelik büyümesine katkı sağlayabilecektir. Bu açıdan kültürel
turizmde sürdürülebilirlik kavramı daha da önemli hale gelmektedir. Kültür turizmi,
insanların kültürel değeri olan ve geçmişteki yaşam biçimleri ve kültürel değerleri
görmek amacıyla yaptıkları bir turizm türüdür. Kültürel gezilerde kültürel mirasın
gelecek nesillere aktarılabilmesi için sürdürülebilir turizm daha da önemli hale
gelmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, sürdürülebilir kültür turizmi incelenerek,
DOKAP illerinden biri olan Bayburt ilinin kültür turizmi potansiyeli araştırılacaktır.
Çok eski ve farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Bayburt ili kültür turizmi
açısından oldukça zengindir ancak kültür turizmi açısından yeterince gelişmemiştir.
Bu çalışmada Bayburt ilinin kültürel mirası incelenirken; Bayburt Valiliği, Bayburt
Belediyesi, Bayburt Üniversitesi, Bayburt Turizm İl Müdürlüğü ve bu alanda çalışan
araştırmacıların özel arşivlerinden faydalanılmıştır. Bu çalışmayla birlikte Bayburt
ilinin kültür turizminde pazarlanabilecek kültürel değerleri araştırılıp, ilin kültürel
turizm potansiyelinin ortaya çıkarılması sağlanacaktır. İlin kültür turizmi açısından
sorunları değerlendirilip bu sorunların çözülebilmesi için öneriler geliştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Turizm, Kültür Turizmi, Bayburt
85
KARADENİZ MUTFAĞINDAKİ İKİLEM: KUYMAK VE MIHLAMA
Emrah KESKİN
(Öğr. Gör. Dr./Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/ekeskin@nevsehir.edu.tr)
Emrah ÖRGÜN
(Öğr. Gör./Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/emrahorgun@nevsehir.edu.tr)
Günay EROL
(Öğr. Gör. Dr./Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/gunayerol@nevsehir.edu.tr
ÖZET
Günümüz dünyasında insanlar, tükettikleri yiyecek ve içecek ürünleri
hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istemektedirler. Yazılı-görsel basında ve
sosyal medyada yiyecek ve içeceklerle ilgili haber, reklam ve tanıtımların her geçen
gün artması insanların yiyecek-içecek ürünlerine olan bu ilgilerinin en büyük
göstergelerinden biridir. Yiyecek- içecek ürünlerine olan söz konusu bu ilgi yeni bir
turizm türü olan gastronomi turizmini yaratmıştır. İnsanlar bir yerden başka bir yere
oranın meşhur olan lezzetlerini yerinde deneyimlemek için seyahat etmektedirler.
Bu seyahatler ise bölgenin daha fazla ziyaretçi ile tanışmasına neden olmaktadır.
Böylece bölge ekonomisi canlanmakta ve yeni iş kolları oluşmaktadır. Gastronomi
turizmi ile canlanan bölge ekonomisi kendine has yerel yiyecek-içecek ürünleri
korumak, geliştirmek ve tanıtarak hem gelecek nesillere bozulmadan aktarmak hem
de daha fazla kişiye ulaşarak bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlamak
istemektedir.
Bir bölgenin sahip olduğu gastronomik öğeler o bölgenin coğrafik yapısına,
tarihine, etnik kimliğine, mutfak kurallarına ve kültürel yapısına göre değişmektedir.
Bu durum taklit edilemeyen, eşsiz ve zamanla toplumsal simge haline gelen bölgesel
mutfak ürünlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Nasıl ki bir Fransız peyniri Fransız
Mutfağının karaktestik özelliklerini taşıyorsa Karadeniz Mutfağının da kendine has
eşsiz lezzetleri bulunmaktadır. Bu mutfak ürünlerinin bilinirliği, özgün şeklilerinin
korunması bölgenin mutfak ürünlerinin marka değerinin oluşmasına imkân
sağlayabilir. Ancak bazı mutfak ürünleri her yörede farklı bilinmekte ve farklı
şekillerde yapılmaktadır. Karadeniz mutfak ürünlerini konu alan akademik
çalışmalar dikkate alındığında bu farklılığın en fazla kuymak ve mıhlamada olduğu
görülmektedir. Bu iki ürünün adı birçok çalışmada birbirinin yerine kullanılmakta ve
tarifleri farklı farklı verilmektedir.
Bu çalışma doğu Karadeniz bölgesinin gastronomik bir ürünü olan kuymak
ve mıhlamanın farklılıklarını saptamayı ve bölge halkı tarafından nasıl yapıldığının
tespit edilmesini amaçlamaktadır. Bu amaç kapsamında doğu Karadeniz bölgesinden
kaynak kişilerle yüz yüze görüşmeler yapılarak ve ilgili literatür taraması yapılarak
söz konusu iki mutfak ürününün malzemeleri ve yapılışı hakkında bilgilere
ulaşılacaktır. Kaynak kişilerden alınan bilgiler ile literatürden edinilen bilgiler nitel
araştırma yöntemleri ışığında analiz edilerek çalışmada sunulacaktır. Karadeniz
mutfağının en çok bilinen ancak en fazla karıştırılan ürünlerinin farklılıklarının
belirlenmesiyle, gastronomik unsurlara ilgili tüketicilerin ürünler hakkında daha
sağlıklı bilgi alması sağlanılacaktır. Ayrıca bölgenin tanıtımında en çok kullanılan
bu mutfak ürünleri hakkındaki bilgi karmaşasına son verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Karadeniz mutfağı, kuymak, muhlama, lezzet
86
TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIĞI KORUNMA ALANI EDİNİM MALİYETİ
İÇİN COĞRAFİ VERİ TABANI TASARIMI
Hülya YILMAZ
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/yilmazhulya61@hotmail.com)
Yakup Emre ÇORUHLU
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/yecoruhlu@gmail.com)
Okan YILDIZ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/okan.yildiz@ktu.edu.tr)
Osman DEMİR
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/osmand@ktu.edu.tr)
ÖZET
Kültür ve tabiat varlıkları toplumlar tarafından ilgi çekmeyi başarmış ve halen de bu ilgiyi
sürdürmeyi devam ettirmektedirler. İnsanların farklı toplumların kültürlerine olan merak duyguları,
dünyanın çeşitli bölgelerindeki bu tip eserleri gidip görmelerine neden olmakta, bu durum da o
bölgelerin turizmine katma değer yaratmaktadır. Bu noktada, kültürel mirasın bir parçası olan
taşınmaz kültür varlıkları bir kez daha öne çıkmaktadır. Ülkemizdeki taşınmaz kültür varlıkları,
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca korunması gerekli alanlar
olarak belirlenmiştir. Uluslararası alanda ise UNESCO tarafından, 1975 yılında “Dünya Kültür ve
Doğal Mirasını Koruma Sözleşmesi” bu tip alanların korunması ve gelecek nesillere aktarılması
için yürürlüğe konulmuştur. Zira ülkemiz de bu sözleşmeye taraf olmuş ve hükümlerini tanımıştır.
Türkiye’de bu kapsamda değerlendirilebilecek 100.000’den fazla tescilli taşınmaz kültür varlığı
bulunmaktadır. Bu kültür varlıklarının belirlenen korunma alanlarında yoğun ve çarpık yapılar yer
almaktadır. Ticari çekim merkezi haline gelen bu alanlardaki taşınmazların piyasa bedelleri ise bir
hayli yüksektir. Koruma amaçlı imar planları ile düzenlenen bu alanlara yapılaşma yasağı veya
kısıtlaması getirilebilmektedir. Çoğu zaman koruma alanlarında yer alan taşınmazların
kamulaştırılması da yapılarak kültür varlıklarının görünürlükleri sağlanmaktadır. Bu alanlardaki
taşınmazların edinim bedelleri yanında, mülkiyet verileri, emlak vergi değerleri, yapı tipleri gibi
diğer bilgilerin bilinmesi bu alanların optimum yönetimini sağlayacaktır. Kültür varlıklarının
yönetimi ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülmekte olan Taşınmaz Ulusal Envanter
Sistemi (TUES) mevcuttur. Ancak mevcut sistem, taşınmaz kültür varlıklarını parsel bazında ele
alarak sadece o parsele ilişkin kültür varlığı ile ilgili verilerle ilgilenmektedir. Oysa optimum bir
taşınmaz idare sisteminde bu veriler dışında da verilere ihtiyaç olabilmektedir. Bu çalışmada
Trabzon’daki bazı taşınmaz kültür varlıkları ele alınarak, arazi yönetimi ile ilgili veriler elde
edildikten sonra coğrafi veri tabanına aktarılmıştır. Tasarlanan veri tabanında, korunma alanı sınırı,
korunma alanı parsel bilgileri, ortalama parsel malik sayıları, mülkiyet tipleri, asgari emlak vergi
değeri, piyasa bedelleri, yapı tipleri ve yıpranma payı bilgileri gibi veriler arazi ve büro çalışmaları
ile elde edilmiştir. Taşınmaz kültür varlıklarının korunma alanlarının olası edinim maliyetleri bu
veriler ile hesaplanmıştır. Burada hem asgari emlak vergi değerleri hem de piyasa bedelleri
üzerinden işlem yapılarak her bir taşınmaz için min ve max edinim bedelleri hesaplanmıştır.
Çalışmanın neticesinde emlak vergi değerleri ile piyasa değerleri arasında çok büyük
farklar olduğu gözlenmiştir. Özellikle edinim maliyetlerinin dinamik bir yapıda sunulabilmesi için
yukarıda tanımlanan bir coğrafi veri tabanı ihtiyacı olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca alternatif
taşınmaz edinim yöntemleri olarak son zamanda öne çıkan imar haklarının transferi yönteminin de
ele alınması ve korunma alanlarındaki taşınmazların ediniminde kullanılması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Taşınmaz, kültür varlığı, koruma alanı, maliyet, veri tabanı
87
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NDE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM
BAĞLAMINDA TEMEL ÖNCELİKLER, SORUNLAR VE TESPİTLER
İsmail ÇALIK
(Yrd. Doç. Dr./Gümüşhane Üniversitesi/ismailcalik29@gmail.com)
ÖZET
Sürdürülebilir turizm, turistik kaynakların tahribat unsurlarını dikkate alarak
planlanmasını ön gören bir yaklaşımdır. Sürdürülebilir turizm göstergeleri de
planlama süreçlerinde karar vericilere rehberlik edecek temel veri setleridir. Bu
çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki turizm paydaşlarının sürdürülebilir turizm
bağlamındaki önceliklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda turizm
paydaşlarından ekonomik, sosyo-kültürel, çevresel, planlama ve kontrol
konularındaki 29 sürdürülebilir turizm göstergesini, bölgenin öncelikleri
doğrultusunda önem derecesine göre sıralamaları istenmiştir. Araştırma İstatistiki
Bölge Birimleri Sınıflamasına göre Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan 6 ilde
yapılmıştır. Araştırmada verilerin toplanmasında anket yöntemi kullanılmıştır.
Araştırmaya katılan turizm paydaşlarının %40’ı planlama ve kontrol
belirleyicilerinin, % 30’u çevresel göstergelerin, % 18’i sosyo-kültürel göstergelerin
ve % 12’si ekonomik belirleyicilerinin sürdürülebilir turizmde daha önemli
olduğunu belirtmiştir. Sürdürülebilir turizmin ekonomik göstergelerinde “havayolu
ve denizyolu yolcu taşımacılığının gelişmesi” göstergesi, sosyo-kültürel göstergeler
kategorisinde “ turizm işletmelerinde çalışanların eğitim durumları” göstergesi,
çevresel göstergelerde “milli park, tabiat parkı, tabiat koruma alanı vb. hassas
alanlar” ve son olarak sürdürülebilir turizmin planlama ve kontrol göstergeleri
kategorisinde yer alan “destinasyon planlama faaliyetleri” göstergeleri 29 gösterge
alanı arasından önem derecesi en yüksek olan sürdürülebilir turizm göstergeleri
olarak belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz Bölgesi, Sürdürülebilir Turizm,
Sürdürülebilir Turizm Göstergeleri.
88
DOKAP BÖLGESİNDEKİ TURİZM FAALİYETLERİNİN SEKTÖREL
KREDİ ÇERÇEVESİNDE BELİRLENMESİ: 2010-2016 YILLARI ARASI
BANKACILIK VERİLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZİ
Safa ACAR
(Öğr. Gör/Siirt Üniversitesi/safaacar@siirt.edu.tr)
Soner KÜNÇ
(Öğr. Gör/Siirt Üniversitesi/snr.knc@hotmail.com)
Kerim COŞKUN
(Öğr. Gör/Siirt Üniversitesi/k_coskun85@hotmail.com)
Süleyman ÇELİK
(Öğr. Gör/Siirt Üniversitesi/celik.slymn@gmail.com)
ÖZET
Bankacılık sektörü etkileşimde olduğu diğer sektörlere büyük etkilerde bulunmakta ve
bu sektörlerin gelişimine büyük katkılar sağlamaktadır. Bankacılık sektörü Türkiye'nin önde
gelen sektörlerinden biridir ve diğer sektörlere desteklerinden dolayı Türk ekonomik
sisteminin vazgeçilmez sektörü konumundadır. Bankacılık sektörünün etkileşimde olduğu
ve Türkiye için çok önemli olan bir diğer sektör de turizm sektörüdür
Türkiye'de gelir dağılımının tabana yayılmasında büyük katkılar sağlayan turizm sektörü
bankacılık sektörü ile iç içe geçmiş bir konumdadır. Bu sebeple tıpkı diğer sektörlerde olduğu
gibi turizm sektörü için de bankacılık faaliyetleri vazgeçilmez niteliktedir.
Turizm sektörünün Türkiye'deki gelişimine baktığımızda geleneksel turizm
faaliyetlerinin diğer turizm türlerine nazaran daha fazla yer işgal ettiği görülmektedir. Ancak
son dönemlerde ortaya çıkan gelişmeler incelendiğinde yaz turizminin yanında kış turizminin
ve doğa turizminin de yer aldığı 15 çeşit alternatif turizm çeşidi bulunmaktadır.1 Türkiye'nin
konumu itibariyle sadece bir çeşit turizm faaliyetine bel bağlaması ülke ekonomisinin
gelişmesine yeterince katkı sağlamamakta ve alternatiflerin değerini daha da
artırmaktadır. Yine Türkiye'nin konumuna bakıldığında en büyük pastayı yaz turizmi alsa
bile bunun yanında doğa turizmi, kış turizmi, kültür turizmi gibi faaliyet alanları daha fazla
desteklenerek ekonomik katkının büyük bir oranda artırılması mümkün
olabilecektir. Alternatif turizm faaliyetlerinin gelişmesine en büyük katkıyı yine diğer
sektörlerin en büyük destekleyicisi olan bankacılık sektörü sağlayabilecektir. Bu çerçevede
DOKAP bölgesinde gerçekleşmesi beklenen turizm faaliyetlerinin de konum itibariyle yaz
turizmine alternatif turizm çeşitleri olması sebebiyle bankacılık sektörünün DOKAP
bölgesinde alternatif turizm kanallarını desteklemesi büyük oranda ekonomiye değerli katkılar
sağlayacaktır.
Bu bilgiler dikkate alındığında çalışmanın temel amaçları DOKAP bölgesindeki
illerin alternatif turizm faaliyetlerinin bankacılık sektörü ile olan ilişkilerinin belirlenmesi ve
bankacılık sektörü ve turizm sektörünün ilişkilerinin son yıllardaki durumunun ortaya
konulmasıdır. Bu çerçevede ikincil veriler kullanılacak ve bu veriler Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) resmi internet sitesinde yayınlanan sektörel kredi
verilerinden elde edilecektir. Çalışmanın temel amacı bankacılık ve turizm sektöründeki
ilişkilerin son yıllardaki durumunu ortaya koymak olduğu için 2010 yılı ile 2016 yılı arasında
veriler karşılaştırmalı olarak değerlendirilecek ve dönemsel olarak eşitlik sağlanması amacıyla
her yılın haziran ve aralık ayı verileri dikkate alınacaktır. Bu sayede yıl içerisindeki mevsim
etkisinin de ortaya çıkması sağlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: DOKAP, turizm sektörü, bankacılık, kredi
89
GÜMÜŞHANE İLİ AÇISINDAN EKO-TURİZMİN SWOT ANALİZ
YARDIMIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ
Kurtuluş MERDAN
(Yrd.Doç.Dr.Gümüşhane Üniversitesi/kurtulus_m@hotmail.com)
ÖZET
Eko-turizm, bozulmamış doğal alanlara zarar vermeden, doğal yaşamı ve
kültürel kaynakları anlayarak korumayı amaçlayan, yerel halka sosyo-ekonomik
fayda sağlayan ve çevreyi koruyan bir turizm çeşididir. Aynı zamanda doğal ve
kültürel değerlerin korunarak turizme kazandırılması olarak da ifade edilmektedir.
Eko-turizm kavramında alternatif turizm, yeşil turizm, kültürel turizm, sürdürülebilir
turizm, soft turizm ve macera turizmi gibi terimler de kullanılmaktadır. Eko-turizm
genellikle küçük tesislerde ailelerin küçük gruplar şeklinde işlettiği geleneksel
mimariyi ve yerel kaynakların kullanımını esas alan bir sistem üzerine inşa
edilmiştir. Bu turizm şekli amacına uygun gerçekleştirilirse; hassas ekosistemin
korunmasına, mevcut yapı stokunun yerel niteliklerle uyumlu kullanılmasına, açık
mekânlara ağırlık verilmesine, bölgeler içerisinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik
gelişimine kaynak yaratılmasına, sınırlı bir ortalama talebe göre kapasite tayinine ve
bölge içerisinde sınıf farklılığının azaltılmasına olanak sağlamaktadır.
Bu çalışmayla, eko-turizmin Gümüşhane ili açısından değerlendirilmesi ve
bu turizmin Gümüşhane ekonomisinde meydana getireceği katma değer
belirlenmeye çalışılmaktadır. Çalışmada, eko-turizmin Gümüşhane ilinde güçlü ve
zayıf yönler ile ilin karşı karşıya bulunduğu fırsatlar ve tehdit unsurları SWOT
analizi yapılarak bilimsel bir yaklaşımla ortaya konulmaktadır. İlin coğrafi açıdan
diğer yerlere göre merkezin dışında kalmış ve doğal yapısının tahribata uğramamış
olması, İlin alternatif turizm ve turistik ürün çeşitlendirmesi konularında büyük bir
potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Gümüşhane’de eko-turizmin SWOT
analizini gerçekleştirdiğimiz bu çalışmada; Karaca Mağarası, Artabel krater gölleri,
Torul Limni Gölü, Çakırkaya Manastırı, Tomara Şelalesi, Kazıkbeli Yaylası,
Hamsiköy, Zigana etekleri ve Örümcek Ormanlarının Varlığı ilin güçlü yönleri;
turist rehberlerinin ve yerel seyahat acentelerinin yetersizliği, tanıtım ve pazarlama
eksikliği, coğrafik yapıdan kaynaklanan dezavantajlar, altyapı, tesis ve eğitim
eksiklikleri de zayıf yönleri olarak ortaya çıkmaktadır. Turizm anlayışında meydana
gelen değişiklik; Gümüşhane’ye yeni fırsatlar sunmaktadır. Gümüşhane de sayıca
birçok örneği bulunan doğal hayata uygunluk gösteren otantik yerleşim yerlerinde
yayla, balon, bisiklet, çadırkent ve mağara turizmi ile belirli güzergahlarda
gerçekleştirilen araçlı ve araçsız safari turlarını, dağcılık ve doğa yürüyüşüne uygun
parkurları da içerisine alan faaliyetlerin bir program dahilinde yürütülmesiyle,
bölgenin sınırsız potansiyelinin kullanılabileceğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğa Turizmi, Mağara, Alternatif Turizmi, SWOT
Analiz
90
YUSUFELİM’DE
Fatih BEKTAŞ
(Doç.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi)
Sabiha KAYA
Fatih Samet ATASOY
Hamdi ALKAN
(Karadeniz Teknik Üniversitesi/alkanhamdi61@gmail.com)
ÖZET
Çalışmanın amacı Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı desteği ile başlanan
Yusufeli Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliğinin YUSUFELİM’DE
isimli, Referans numarası TR90/13/KT/0084 olan proje sonuçlarının açıklanması
amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması (case
study) deseni kullanılmıştır. Veriler Yusufeli’nde yapılan Kırsal Turizm Çalıştayına
bölgede operasyon yapan altı uluslararası şirket yetkilisi, alana ait çalışma yapan on
bir akademisyen, bölgedeki etkinlik çeşitliliğine ait dokuz uluslararası çalışan
rehber, bölgede pansiyon ve otel işletmeciliği yapan yedi kişi, ulusal kanallarda
belgesel yapan iki kişi, milli parklar yetkilisi iki kişi, Doğa Korumadan iki kişi,
DOKA yetkilisi bir kişi, kırsal kalkınmacı bir kişi, harita mühendisi bir kişi,
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programından bir kişi ve bakanlık yetkilileri olmak
üzere 47 kişiden elde edilmiştir. Veriler odak gurup görüşmesi şeklinde yapılmış
olup katılımcılara yarı yapılandırılmış; “Yusufeli’nde Turizm Hareketi Nasıl
Yönetilmelidir?, Tarihi ve Dini Turizm İçin Gelenlere Etkinlik Nasıl Yaptırılır?,
Gelen Ziyaretçilere Konaklama Seçenekleri Nasıl Planlanmalıdır?” soruları
sorulmuştur. Veriler içerik analizi ile yorumlanmıştır. Yusufeli’nde Turizm Hareketi
Nasıl Yönetilmelidir? Sorusuna verilen cevaplara bakıldığında 16 değişik kişi söz
aldığı görülmektedir. Katılımcıların ifadelerinden 133 değişik kod elde edilmiştir.
Elde edilen kodlardan 11 değişik temaya ulaşılmıştır. Tarihi ve Dini Turizm İçin
Gelenlere Etkinlik Nasıl Yaptırılır? Sorusuna verilen cevaplara bakıldığında 10
değişik kişi söz aldığı görülmektedir. Katılımcıların ifadelerinden 60 değişik kod
elde edilmiştir. Elde edilen kodlardan 6 değişik temaya ulaşılmıştır. Gelen
Ziyaretçilere Konaklama Seçenekleri Nasıl Planlanmalıdır? Sorusuna verilen
cevaplara bakıldığında 12 değişik kişi söz aldığı görülmektedir. Katılımcıların
ifadelerinden 92 değişik kod elde edilmiştir. Elde edilen kodlardan 8 değişik temaya
ulaşılmıştır. Bu sonuçlara göre bölgenin Yönetim, Planlama, Yatırım, Tanıtım-
Pazarlama ve Denetim ve kontrol gibi temalarının çok faktör aldığı gözlenmektedir.
Diğer temalarında ayrı ayrı incelediğimizde bölgenin sorun ağacının tam olarak
ortaya konduğu görülmüştür. Sonuç olarak bu çalışma sahadaki uzmanların
görüşlerinin neler olduğunu yansıtması bakımından önem arz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Etkinlik, Yusufeli
91
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ TURİZMİNDE İŞBİRLİĞİ GEREKLİLİĞİ:
ORDU VE GİRESUN İLLERİ ÖRNEĞİNDE
Cavit YAVUZ
(Doç.Dr./Ordu Üniversitesi/yavuzcavit@hotmail.com)
ÖZET
Doğu Karadeniz Bölgesi ülkemizin önemli turizm merkezlerinden birisi
olmaya adaydır. Dünyadaki ekonomik, sosyal, siyasal ve teknolojik değişimler ve
gelişmeler, turizmde turistik tüketim anlayışı ve kalıplarında önemli dönüşümlere
neden olmuştur. Bu dönüşümle birlikte oluşan turist profili; “Deniz-Güneş-Kum”
üçlemesinden uzaklaşmış, konakladığı tesislerde temiz bir oda, iyi hizmet ve
bunların dışında bozulmamış ve temiz bir çevrede aktif bir tatil isteği arzusunda olan
kişilerden oluşmuştur. Turizm anlayışında değişen bu konsepte uygun özelliklere
sahip olan bölgemiz bu anlamda avantajlı konumdadır. Doğu Karadeniz Bölgesi
sahip olduğu doğal güzellikleri, yaylaları, kültürel değerleri ve iklimsel özellikleriyle
Ortadoğu ülkelerinden gelen turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Doğu Karadeniz
Bölgesi aynı zamanda iç turizmin yoğun yaşandığı turistik destinasyonlardan
birisidir. Bölge turizminde bu hareketliliğin daha da artması ve sürdürülebilir
olmasının sağlanması arzu edilen bir durumdur. Bu manada elbette çeşitli pazarlama
ve tanıtım faaliyetleri ve yöntemlerinden faydalanma yoluna gidilmektedir. Ancak
bunun yanında bölgemizdeki illerin turizm potansiyellerinin değerlendirilmesinde
kanaatimizce bölgedeki tüm turizm bileşenleri arasında ciddi bir iletişim ve
işbirliğine ihtiyaç vardır. Kaynakların daha doğru ve verimli kullanılmasında bu
işbirliğinin önemli katkıları olacaktır. Bu çalışmamızda Doğu Karadeniz Bölgesinin
turizm potansiyelinin değerlendirilmesinde işbirliğinin öneminin anlatılmasının
yanında, bölge illerinden olan Ordu ve Giresun illerinin turizmde güçlerini
birleştirerek ve işbirliklerini geliştirerek, bir işbirliği modeli geliştirmeleri ve
kaynaklarını daha verimli kullanmaları üzerinde durulacak. Doğu Karadeniz
Bölgesine gerçekleştirilen turlar daha çok Trabzon ve Rize illerine yönelik olmakta,
Ordu ve Giresun illeri bu manada sadece transit olarak gelinen ve 1 gece kalınan
destinasyonlar olmuştur. Arzu edilen, bu iki ilin bir destinasyon olarak tur
programlarına girmesi, ziyaretçilerin 1 günlüğüne uğradıkları yerler değil haftalık
yada 10 günlü turlar şeklinde bu illere gelmesinin sağlanmasıdır. Trabzon ve Rize
arasında zimni de olsa oluşan birlikteliğin Ordu ve Giresun illeri arasında da
gerçekleşmesi bu iki ilin turizmine çok şey katacaktır. Ordu ve Giresun illeri
birbirine yakın iki olması nedeniyle bir destinasyon olarak sahip oldukları turizm
potansiyelini daha güçlü bir şekilde pazarlayabilirler. Bu iki ilin geliştirecekleri bu
işbirliği sonucunda bölgedeki turizm gelirleri pastasından daha fazla pay almalarının
mümkün olacağı sanılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Ordu, Giresun, turizm işbirliği
92
TURİZM SEKTÖRÜNE SAĞLANAN VERGİSEL TEŞVİKLERİN
BÖLGESEL KALKINMAYA VE GÜMÜŞHANE TURİZMİNE
ETKİLERİ
Meltem İrteş GÜLŞEN
(Dr./Anadolu Üniversitesi/mirtes@anadolu.edu.tr)
ÖZET
1900'lü yılların ortalarından günümüze kadar hızla gelişen sektörlerin başında
turizm sektörü gelmektedir. Turizm sektöründeki bu hızlı gelişme, artan turist sayısı
ile birlikte ülkelerin turizm sektörüne olan bakış açısını ve dolayısıyla turizm
politikalarını da etkilemektedir. Örneğin bir ülkede artan turizm talebi aynı zamanda
ilave gelir, üretim, istihdam ve vergi geliri anlamına da gelmektedir. Turizm
talebindeki artışın bu olumlu etkileri nedeniyle teşvik edilmesi önem arz etmektedir.
Zira yasa koyucu bölgesel kalkınma amaçlarını gerçekleştirebilmek ve özel
teşebbüsü belirlediği bölgelere çekebilmek için bazı mali ve vergisel teşvik tedbirleri
uygulayabilir. Bu kapsamda ülkemizde de 'Turizm Teşvik Kanunu' ile özel sektöre
sağlanan kredi kolaylıkları artmış, teşvikler çeşitlendirilmiştir. Böylece turizm
teşvikli yatırımların gelişimine katkı sağlanmıştır. Teşvik tedbirleri arasında en hızlı
etki de vergisel teşviklerden alınmaktadır. Bu çalışmada öncelikle genel olarak
teşviklerden, özel olarak da turizm sektörüne sağlanan teşviklerden kısaca
bahsedilecektir. Daha sonra turizm sektörüne sağlanan vergisel teşviklerin sektöre
olan katkısı Gümüşhane ili özelinde ele alınarak incelenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Gümüşhane, turizm, bölgesel kalkınma, teşvik
93
KORUNAN ALANLARIN ARAZİ YÖNETİMİNDE CBS UYGULAMALARI
Yakup Emre ÇORUHLU
(Doç.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/yecoruhlu@ktu.edu.tr)
Mehmet Özgür ÇELİK
(Karadeniz Teknik Üniversitesi/ozgur.25.01.1995@gmail.com)
Osman DEMİR
(Prof.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/osmand@ktu.edu.tr)
Okan YILDIZ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/Okan.yildiz@ktu.edu.tr)
ÖZET
Trabzon geçmişten günümüze kadar birçok farklı medeniyete ev sahipliği
yapmış köklü bir tarihe sahip şehirdir. Köklü bir geçmişi olan kentte hâlihazırda çok
sayıda taşınmaz kültür varlığı ve korunan alan niteliğinde alanlar bulunmaktadır.
Bunlar özellikle kentte son yıllarda hızla gelişim gösteren turizm sektörü için
destinasyon noktaları olmaktadır. Bu çalışmada korunan alan tipleri ele alınmış ve
bunların yönetimi için coğrafi veri tabanlarında mevcut durumları oluşturulmuştur.
Çalışma açık kaynak kodlu CBS yazılımı yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada
taşınmaz kültür varlıkları dışında yer alan ve özellikle 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu’nda tanımlanan korunan alanlar ele alınmıştır. Bu
alanlar öncelikle veri tabanında parsel tabanlı oluşturulmuştur. Bu alanların sözel
verileri de coğrafi veri tabanına aktarılmıştır. Çalışma özelinde Uzungöl ve Ayder
gibi önemli çekim merkezlerinde saha çalışması da yapılmıştır. Elde edilen en
önemli sonuçlardan biri, arazi yönetimi ile ilgili verilen kararlar için korunan
alanların pek dikkate alınmadığıdır. Korunan alanların yoğun olduğu bazı çekim
merkezlerinde yoğun ve çarpık yapılaşma olmasına rağmen bunların önüne
geçilememesi de dikkat çekmiştir. Tasarlanan bu sistem sayesinde bu tip korunan
alanlardaki alınacak arazi yönetimi ve kullanımı kararlarının daha şeffaf ve
sorgulanabilir olması sağlanabilir. Özellikle planlama süreçlerinde çalışma
kapsamında oluşturulan bu tip altlıklarla çalışmak son derece faydalı olacaktır.
Ülkemizde son yıllarda öne çıkan e-devlet uygulamaları ile korunan alanların
yönetiminin de yapılabilmesi araştırılmalıdır. Özellikle TUCBS’nin web uygulaması
olan ATLAS içinde korunan alan verilerinin doğru ve güncel bir şekilde aktarılması
sağlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: korunan alan, turizm merkezi, arazi yönetimi
94
GASTRONOMİ TURİZMİ ÇEKİCİLİĞİ AÇISINDAN ZİGANA YÖRESİ
Ahmet ÇAVUŞ
(Yrd. Doç. Dr./Atatürk Üniversitesi/ahmetcavus@atauni.edu.tr)
Mehmet Fatih IŞIK
(Arş. Gör./Atatürk Üniversitesi/mfatih.isik@atauni.edu.tr)
Ceren YALÇIN
(Turizm Fakültesi Mezunu/Atatürk Üniversitesi/cerenyalcin53@gmail.com)
ÖZET
Bir destinasyonun sahip olduğu yeme-içme alışkanlıkları, yiyecek ve
içecekleri hazırlama ve sunuş kültürü olan gastronomi, seyahat motivasyonu
sağlayan itici aynı zamanda çekici bir faktördür. Gastronomi turizmi ise; yeme-içme
faaliyetlerini bir zevke dönüştüren tutumla seyahat etmek, tecrübe kazanmak ve bu
tecrübeleri başkalarına aktarmak için yapılan alternatif bir turizm faaliyeti olarak
ifade edilebilir.
Dünya üzerinde uluslararası, ulusal ve yöresel düzeyde çekiciliği olan
gastronomik sahalar söz konusudur. Bu sahalar yeme içme kültürleri, doğal
güzellikleri, özgün mimarili mekanları, sunumları ve hizmet kalitesi ile turist
çekebilmektedir. Östersund (İsveç), Shunde (Çin), Zahle (Lübnan), Florianopolis
(Brezilya) ve ülkemizde Gaziantep, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına girmiş ve
uluslararası tanınırlığı olan destinasyonlardandır. Bununla birlikte sahip olduğu
özellikleri ile gastronomi turizmi açısından yerel düzeyde çekiciliği olan sahalar da
mevcuttur. Geçmişten günümüze Doğu Karadeniz Bölümü’nü Doğu Anadolu, İran
ve Ortadoğu’ya bağlayan yol üzerine bulunan Zigana Yöresinde birçok yiyecek-
içecek işletmesi bulunmakta ve gastronomi turizmi açısından bir potansiyel taşıdığı
düşünülmektedir.
Araştırmanın amacı, Zigana’ya gelen ziyaretçilerin yöresel tatlara olan
meraklarını, yöredeki yiyecek içecek işletmelerinin sunduğu hizmetler hakkındaki
düşüncelerini, yöreden memnun ayrılıp ayrılmadıklarını saptamak ve buranın
gastronomi turizmi açısından geliştirilebilmesi için öneriler getirmektir. Bunun için
sahaya gidilerek yiyecek-içecek işletmeleri yöneticileriyle mülakat yapılmış, gelen
ziyaretçilerin deneyimlerini ölçmek için 200 kişiye yüz yüze anket uygulanmıştır.
Yapılan analizler neticesinde gelen ziyaretçilerin et ürünleri ve sütlaca büyük
ilgi duydukları, tekrar gelmeleri halinde bu ürünleri tatmaktan zevk alacakları
sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca yörede bulunan yiyecek-içecek işletmelerinin sunduğu
hizmetlerden memnun kalan ziyaretçilerin çoğunlukta olduğu tespit edilmiştir. Bu
bağlamda Zigana’nın gastronomi turizmi çerçevesinde bir çekicilik unsuru
yaratacağını söylemek mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Zigana yöresi, Alternatif turizm, Gastronomi turizmi
95
TURİZM TEMELİNDE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDEKİ
YAYLALARIN ARAP TURİSTLER ÜZERİNDEKİ ROLÜ
Recep YÜCEL
(Doç Dr./Kırıkkale Üniversitesi/akademik71@ gmail.com)
Nevin AYDIN
(Yrd. Doç. Dr./Artvin Çoruh Üniversitesi/nevin.aydin@gmail.com)
Cihat KARTAL
(Yrd. Doç. Dr./ Kırıkkale Üniversitesi / dr_cihat_kartal@yahoo.com
ÖZET
Ülkemizdeki coğrafi yerler arasında yayla, çok yaygın olarak kullanılan kısa
dönemlik dinlenme fırsatları yaratmaktadır. Bu yüzden; temiz havası, şifalı suları,
özel iklimi, bitki örtüsü ve kültürel çekiciliği ile yaylalar, turizm bakımından her
geçen gün dikkat çekmektedirler. Türklerin İslam Dinini kabulünden sonra, Arap
mutfağı, müziği ve gelenekleri, bu boyutlarda Türk kültürünü etkileyen temel
faktörler arasındadırlar. Kaldı ki, her iki toplumun zengin mutfak ve yemek kültürü
ile beslenme alışkanlıkları, köklü yaşam tarzlarının benzer yanları bunu daha da
güçlendirmektedir. Bu anlamda; geleneksel mekanları, el sanatları, yöresel müzik ve
oyunları, festivalleri, balık yetiştirme, su kayağı sporları, trakking, rafting, doğa ve
atlı yürüyüşü, foto, jeep ve bisiklet safari, botanik gibi sağlık ve kültürel alanlarda,
yörede turizm faaliyetleri geliştirilebilir. Bu yüzden, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde
geleneksel yaylacılık faaliyeti yoğun olarak kullanıldığı ve uygun yerlerden birisidir.
Bu açıdan Ordu-Giresun ve Rize Hava Limanı’nın faaliyete geçmesi bölgeyi daha da
canlandıracaktır. Böylece, yaylaları, şelaleleri ve kaplıcalarıyla ünlü bu bölgede, iç
turizmin yanında Arap turistler için cazibe merkezi olacağı belirtilebilir. Bu
çalışmanın amacı; tarihi ve doğal güzelliklerin yanında, sakin ve sessizliği
benimseyen Arap turistlerin; Bölge de Rize’nin, son zamanlarda gözde yayla turizm
mekanlarından birisi olmasının nedenleri ve gelecekte buna yapacağı katkıları
belirlemeye çalışmaktır.
Anahtar Kelimeler: Yayla, Yayla Turizmi, Termal Kaplıca, Yöresel Yemek,
Yöresel Müzik.
96
SAĞLIK TURİZMİNİN TÜRKIYE’YE VE DOĞU KARADENİZ
BÖLGESİNE KATKISI
Nevin AYDIN
(Yrd. Doç. Dr./Artvin Çoruh Üniversitesi/nevin.aydin@gmail.com)
Recep YÜCEL
(Doç Dr./Kırıkkale Üniversitesi/akademik71@ gmail.com)
Cihat KARTAL
(Yrd. Doç. Dr./ Kırıkkale Üniversitesi / dr_cihat_kartal@yahoo.com
ÖZET
Sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon ihtiyacı olan insanlara hizmet
sunan ulusal ve uluslararası sağlık kuruluşların verdiği hizmettir. Sağlık turizmi
hastalara ve hasta yakınlarına rahat bir ortam sunmayı amaçlar. Avrupa ülkelerinde
yaşlı nüfusun yüksek olması sağlık giderlerini yükselmektedir. Ulusal ve
Uluslararası sosyal güvenlik kurumları ve özel sağlık kuruluşları yaşam kalitesini
artırmak için turizm sağlık merkezleri ile anlaşmalar yaparak sağlık hizmetlerine
katkıda bulunmaktadırlar. Arap Ülkelerinde yaşıyan insanların kaplıcalardan
hoşlanmaları sakin yerleri tercih etmeleri yanında; rafting vs sporlar yapmaları, Türk
yemekleri ile kendi yemek kültürleri arasında yakınlık duymalarından dolayı son
zamanlarda Doğu Karadeniz Bölgesine gelen turist sayısında artma meydana
gelmiştir. Bu artışsın iyi değerlendirilerek Kaplıca turizm dışında Sağlık turizmde
Medikal turizm alanında Büyük tesislerin kurulmasına önem verilmelidir.
Ülkemizde sağlık turizm merkezlerinin çoğalmasıyla yerli ve yabancı turist sayısı
her geçen gün artmaktadır. Avrupa standartlarıyla yarışabilecek düzeyde, büyük
illerde özel sağlık kuruluşları hizmet vermeye başlamıştır. Ülkemizin sahip oldugu
coğrafi konum sağlık turizm için uygun olup, son yıllarda sağlık sektöründe uzman
insan gücünün artması Türkiye'yi sağlık turizm de diger sağlık hizmeti veren ülkeler
arasında önemli konuma getirmiştir. Ülkemiz ekonomisine katkıda bulunan sağlık
turizmin iyi değerlendirilmesi konusu tartışılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Sağlık turizmi, Medikal Turizm, Termal Turizm, İleri
yaş ve engelli turizmi
97
TURİZM İŞLETMELERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZME
YÖNELİK YAPTIKLARI İNOVASYON ÇALIŞMALARI
ÜZERİNE ARAŞTIRMA
Mehmet KASAP
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Gaziantep Üniversitesi/m.kasap8461@gmail.com)
Eyyüp YILDIRIM
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Gaziantep Üniversitesi/eyyupnly@outlook.com)
ÖZET
Turizm sektörü yapısı gereği eğlenme, dinleme, gezme, yeme-içme gibi
hizmetlerin sunulduğu ve insanların tercih ettiği bir sektör konumundadır. Daima
dinamik bir sektör olan turizmin ülke ve dünya ekonomisine katkısı büyüktür. Bu
nedenle turizm müşterilerinin beklentilerinin ve isteklerinin karşılanabilmesi son
derece önemlidir. İnsanların yaşam süreçleri içerisinde birtakım değerlerin
değişmesi çok olağan bir olgudur. Değişmek, vazgeçilmez bir süreçtir, ancak
değişimin boyutu, koşulları ve sonuçları dikkate alındığında birtakım değerlerin
değişmesi sırasında sürdürülebilir olanların da korunması ve sürekliliğinin
sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle turizmin sürdürülebilmesi ve rekabetçi
ortamda işletmelerin ayakta kalabilmeleri için değişen dünyaya ayak uydurarak
yenilikler yapılması gerekmektedir. Bu bilgiler doğrultusunda çalışmanın amacı
Trabzon ilinde faaliyet gösteren otel işletmelerinin sürdürülebilir turizme yönelik
yaptıkları yenilikçilik çalışmalarını tespit etmek ve bu çalışmaların sürdürülebilir
turizme yaptığı katkıları belirlemektir. Çalışma Trabzon ilindeki otellerde çalışan
yöneticiler ile gerçekleştirilecek ve anket yöntemi kullanılacaktır. Çalışmanın özgün
değeri ise bu bölgede turizm işletmelerine yönelik yenilikçilik çalışmaları
bulunmamasıdır. Bölgenin turizminin sürdürülebilirliği ve gelişmesi açısından
çalışmanın önemi büyüktür.
Anahtar Kelimeler: Turizm İşletmeleri, Sürdürülebilir Turizm, İnovasyon
98
DOKA BELGELERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM:
TR 90 BÖLGESİNDE EKO-TURİZM STRATEJİLERİ
Cihan KAYMAZ
(Öğr. Gör. Dr./Gümüşhane Üniversitesi/cihankaymaz@gumushane.edu.tr)
Gürdal TUT
(tutgurdal@gmail.com)
Gülfidan AKYÜZ
(gulfidan.akyuz@gmail.com)
ÖZET
Devlet Planlama Teşkilatının yürüttüğü planlama işlevinin önemli bir bölümü
bölgeselleşerek Türkiye’de Kalkınma Ajanslarına devredilmiştir. Ajansların
yürüttüğü bölgesel planlama işlevlerinden biri turizm faaliyetlerinin bölgelere göre
planlanmasıdır. Bu süreçte; Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı üzerinden
bölgesel kalkınmanın en önemli eksenlerinden biri kitlesel olmayan turizm haline
gelirken; bölgesel planlama, ajansların kendi çalışmaları ve Doğrudan Faaliyet
Desteği Programlarıyla yürütülmüştür. Dolayısıyla, yönetişim paradigmasıyla
dönüşen turizm endüstrisinin planlanma aşaması, küresel düzeyle olan ilişkisini
kaybetmeden ulus-devlet kategorisinde yerel düzeyde ajanslar eliyle yürütülmeye
başlamıştır. Ayrıca gerek ajansların bilgi toplama görevleri gerekse kamu ve sivil
toplum kuruluşlarının kâr amacı gütmeden başvurabildiği Doğrudan Faaliyet
Destekleri; ilgili kurumun ihtiyaçları, ajans desteği, sivil toplum kuruluşlarının
görüşü ve çoğu zaman yüklenici, yani özel sektör faaliyetleriyle gerçekleşmiştir.
Teorik açıdan başarılı gibi görünen bu uygulamalar sonucu alternatif turizm
alanlarındaki gelişmelerin birçok yönden değerlendirilmesi ihtiyacı doğmaktadır. Bu
ihtiyaç kapsamında çalışma, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) bünyesinde
geliştirilen eko-turizm stratejilerini değerlendirilerek; bölgedeki stratejilerin
ekonomik-toplumsal-çevresel sürdürülebilirliğe katkılarının olumlu ve olumsuz
sonuçlarını tartışmaya açacaktır. Çalışma, TR90 Bölge Planı olmak üzere
DOKA’nın hazırladığı ya da desteklediği sektör raporları ve turizme yönelik yatırım
programlarını geliştirdikleri stratejiler ekseninde bir değerlendirmede bulunacaktır.
Değerlendirme üst ölçekli planlarla paralel yapılacak olup değerlendirmede kaçak
yapılaşma, doğal kaynaklara aşırı baskı, kültürel ve tarihi değerlerde nitelik kaybı
gibi güncel problemler göz önüne alınacaktır. Çalışmada; geliştirilen ve uygulama
alanı bulmuş stratejilerin ekonomik-toplumsal-çevresel sürdürülebilirliğe ne ölçüde
destek verip-vermediğinin tespit edilmesi hedeflenmektedir.
Anahtar Kelimeler: TR90 Bölgesi, Kalkınma Ajansları, DOKA, Eko-
Turizm.
99
DAĞCILIK VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İLİŞKİSİ:
DOKAP BÖLGESİNDEKİ DAĞCILIK FAALİYETLERİNİN
TURİZMDE ETKİNLEŞTİRİLMESİ
Gürdal TUT
(tutgurdal@gmail.com)
Gülfidan AKYÜZ
(gulfidan.akyuz@gmail.com)
Cihan KAYMAZ
(Öğr. Gör. Dr./Gümüşhane Üniversitesi/cihankaymaz@gumushane.edu.tr)
ÖZET
Dağcılık, belirli bir yükseltide yürüyüş, kaya ve buz tırmanışı ile kamp kurmayı
kapsayan spor temelli bir eko-turizm ürünü olarak tanımlanmaktadır. Faaliyet olarak
kitle turizminin karşısında dağcılık bireysel nitelikli gözükmekle birlikte faaliyetin
yapıldığı dağların belirli merkezlerde bulunması nedeniyle dağcıların tırmanmak için sık
sık yaşadıkları bir yerden başka bir yere seyahat etmelerini sağlamaktadır. Dolayısıyla
dağcılık aynı zamanda kitlesel bir turizm hareketine karşılık gelmektedir. Öte yandan
kitle turizmindeki aşırı tüketim pratiklerinin aksine dağcılığın doğa korumacı tarafı
bulunmakta ve bu özelliğiyle dağcılık turizm ile ekoloji ilişkisinde önemli bir konumda
yer almaktadır. Ayrıca uluslararası turizm aktivitelerinin %15-20’sinin dağlık alanlarda
gerçekleştiğinden; dağcılık aktivitesi aracılığıyla dünya genelinde yılda ortalama 70–90
milyar dolar turizm geliri sağlandığı görülmektedir. Türkiye’ye bakıldığında ise dağcılık
ve trekking öneminin çok altında bir konumdadır. Gerek sürdürülebilir turizm stratejileri,
gerekse ekonomik getirisi açısından yeteri kadar dikkate alınmayan dağcılık, Türkiye’de
dar bir kitlenin hobisi olarak algılanmaktadır. Ancak Avrupa’nın en yüksek dağının
ülkemizde olması, iklim şartlarının farklı tırmanışları çeşitlendirme imkânını
verebilmesi, dağlık alanların aynı zamanda yaylalar gibi kültürel alanları içeren entegre
turizm faaliyetlerine potansiyel teşkil etmesi gibi birçok sebepten dağcılık Türkiye’deki
turizm faaliyetine katkı sağlamaktadır. Turizmin ekolojiyle ilişkisinde dağcılığın
konumunu ele alan çalışma; dağcılık potansiyeline sahip Doğu Karadeniz Bölgesindeki
dağcılığın geliştirilerek doğayı koruyan ve yüksek katma değerli bir faaliyet haline
getirilmesinin mümkün olacağı iddiasını taşımaktadır.
İşte bu iddia kapsamında çalışmada Türkiye Turizm Stratejisi 2023 belgesindeki
konsept koridorlarla planlanan entegre turizm potansiyeli içerisindeki dağcılığın
geliştirilmesi ve bölgedeki diğer turizm aktivitelerine entegre edilmesi için pratik
uygulama önerilerine yer verilecek; dağcılığın Doğu Karadeniz Bölgesindeki önemini
değerlendirecek; Doğu Karadeniz Bölgesindeki dağcılık ve trekking turizmi için alan
kılavuzluğunun oluşturulup yaygınlaştırma politikaları, yerel turizm eğitimleri,
fiyatlandırma stratejileri, konaklama ve ulaşım, tanıtım, pazarlama gibi uygulamaya
yönelik konularda dünyadan örneklerle öneriler geliştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Dağcılık, Sürdürülebilir Turizm.
100
ANKARA’DA BULUNAN SEYAHAT ACENTALARININ DOKAP
İLLERİNE DÜZENLEDİĞİ TURLAR VE WEB SİTELERİNDE YER ALAN
TUR PROGRAMLARININ İÇERİK ANALİZİ
Burcu Ayşenur AKBULUT
(Arş. Gör./Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi/burcuaysenur.akbulut@erdogan.edu.tr)
Olca SEZEN-DOĞANCİLİ
(Öğr. Gör. Dr./Amasya Üniversitesi/olca.sezen@amasya.edu.tr)
ÖZET
DOKAP kapsamında yer alan illerin sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal
güzelliklerinin doğru bir pazarlama stratejisi oluşturularak ortaya konması
gerekmektedir. Bu stratejinin oluşturulması için bölgenin mevcut durumunun ortaya
konulması önem arz etmektedir. Araştırma, DOKAP bölgesine düzenlenen turların
ziyaret noktalarını inceleyerek, bölgenin öne çıkan özelliklerinin yanı sıra aktif
olarak turizm faaliyetlerinde yer alan bölgeleri ortaya koymayı hedeflemektedir.
Araştırmanın amacı, Ankara’da bulunan seyahat acentalarının DOKAP illerine
düzenlediği turların belirlenmesi ve bu seyahat acentalarının web sitelerinde yer alan
tur programlarının içeriksel olarak analiz edilmesidir. Araştırma evreni, Ankara’da
bulunan ve TÜRSAB’a üye olan 608 seyahat acentası olarak belirlenmiştir.
Araştırma örneklemini ise gerçekleştirdiği tur bilgisini web sayfasında paylaşan ve
aktif olarak belirli dönemlerle DOKAP bölgesine tur düzenleyen 25 adet seyahat
acentası oluşturmaktadır. Araştırma yöntemi olarak içerik analizi yöntemi seçilmiş
olup; söz konusu tur programlarının tur çeşitleri, tercih ettiği güzergâhlar,
konaklamayı tercih ettikleri iller, tur kapsamında yer alan bölgeye özgü gastronomik
unsurlar ve kültürel ziyaret noktaları incelenecektir. Araştırma sonuçları
değerlendirildiğinde; “Doğu Karadeniz Turu ve Batum”, “Karadeniz Yaylaları”
turlarının yanı sıra, “Amasya-Tokat-Niksar” turu, “Trabzon-Gümüşhane-Bayburt”
turları düzenlendiği görülmektedir. Söz konusu paket turların konaklamayı en çok
tercih ettiği il geceleme açısından en fazla Rize ilinde toplanmakta, onu Trabzon ve
Artvin illeri takip etmektedir. DOKAP illerine düzenlenen turlarda yeme-içme
yerlerine ve gastronomik ürünler için ziyaret bölgelerine bakıldığında; Hamsiköy
Sütlacı, Çay Fabrikası, Fındık Üretimi, Trabzon- Akçaabat Köfte ve Ayder - Fırtına
Vadisi ve Trabzon-Uzungöl’de öğle yemeği dikkat çekmektedir. Araştırmanın,
DOKAP bölgesinde yer alan illerin sahip olduğu kaynakların doğru
değerlendirilmesi ve dolayısıyla bölgenin turizm geleceğinin iyileştirilmesi yönünde
atılacak adımlara kaynaklık edeceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: DOKAP, TURSAB, seyahat acentesi, web sitesi
101
TRABZON’DA ULUSLARARASI BİR KÜLTÜR ELÇİSİ: KTÜ TÖMER
Yusuf GÜNAYDIN
(Okt./ Karadeniz Teknik Üniversitesi/yusuf.gunaydin@hotmail.com)
ÖZET
Karadeniz Teknik Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma
Merkezi (KTÜ TÖMER) yurt içinde ve yurt dışında Türkçeyi yabancı dil olarak
öğretmenin yanında Türkiye’yi ve Türk kültürünü tanıtmak, mezunlarıyla birer
kültür elçisi yetiştirmek, gelen talep doğrultusunda farklı dilleri öğretmek için
kurulan akademik bir birimdir. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları
Başkanlığınca (YTB) Karadeniz Teknik Üniversitesine gönderilen Türkiye Burslusu
öğrenciler, kendi imkânları ile üniversitede okumak üzere Trabzon’a gelen
öğrenciler, muhacirler ve herhangi bir görevle Türkiye’ye gelen kişiler KTÜ
TÖMER bünyesinde öğrenim görmektedir.
KTÜ TÖMER, 17 Ekim 2012 tarihinde kurulmuştur; ancak bu merkez
bünyesindeki eğitim ve öğretim faaliyetleri 2014 yılında başlamıştır. Merkezin
kuruluşundan bugüne kadar 52 farklı ülkeden çok sayıda öğrenciye Türkçe
öğretilmiştir. KTÜ TÖMER’de eğitim gören öğrenciler aynı zamanda Trabzon’un
ve KTÜ’nün tanıtımına yapıcı katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda KTÜ TÖMER
kuruluş amaçları kapsamında ilgili diğer kurum ve kuruluşlar ile ortak paydaşlar
oluşturmayı da amaç edinmiştir.
Bu çalışmada KTÜ TÖMER’de eğitim alan öğrencilerin bir kısmının sosyal
medya hesapları - izinleri dâhilinde-Trabzon’un doğası, kültürü, mesire ve ören
yerleriyle ilgili yaptıkları paylaşımlar dikkate alınarak incelenmiştir. Söz konusu
öğrencilerin bir kısmının da özellikle kendi ülkelerinden gelen turistlere hizmet
verebilmek için, turizm şirketlerinde çalıştıkları, otel, lokanta, inşaat firması gibi iş
yerleri açtıkları gözlemlenmiş ve sayıları paylaşılmıştır.
Yapılandırılmış görüşme formu tekniği kullanılarak 10 farklı ülkeden gelen
20 öğrenciye Trabzon’la ilgili sorular yöneltilmiştir. Trabzon’u tercih etmelerinin
asıl sebepleri ve bu sebepler içinde sporun olup olmadığı; yerel halktan ve
yöneticilerden beklentileri; şehir merkezinde, mesire ve ören yerlerinde dikkatlerini
çeken unsurlar ve eksiklikleri; Trabzon hakkındaki düşünceleri; ülkelerinde
Trabzon’un ziyaret edilmesi gereken bir yer olduğuna dair tavsiyede bulunup
bulunmadıkları ve tavsiye etme nedenleri; Trabzon’u daha önce duyup
duymadıkları; gelmeden önceki fikirleriyle şimdikiler arasında olumlu veya olumsuz
bir değişikliğin olup olmadığı sorulup maddeler hâlinde sıralanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Trabzon, turizm, KTÜ TÖMER, Türkçe Öğretimi,
Sosyal Medya
102
ETKİNLİK TURİZMİ BAĞLAMINDA
FİLM FESTİVALLERİNİN ŞEHİRLERE ETKİSİ
Beyler YETKİNER
(Arş. Gör. Dr./Gümüşhane Üniversitesi)
Esra YETKİNER
(Yüksek Lisans Öğrencisi/Gümüşhane Üniversitesi)
ÖZET
Sinema ve turistik destinasyonların bilinirliği arasında doğrusal bir ilişkinin
olduğunu birçok çalışmada/literatürde görmek mümkündür. Özellikle son yıllarda
sinema filmlerin çekildiği ve film festivallerin düzenlendiği mekânlar ve
destinasyonlar turistik talebin artmasına öncülük etmiştir. Kentlerin imaj ve
tanıtımına pozitif katkı sağlayan film festivalleri, Türkiye’nin birçok kentinde rağbet
görmektedir. Bu bağlamda bilinen destinasyonlardan Antalya, İstanbul, Ankara gibi
kentlerin yanında Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kars gibi birçok kent, bu
organizasyonlara ev sahipliği yapmaktadır. Yakın geçmişte Kars ilinde düzenlenen
Gezici Film Festivali nedeniyle birçok yönetmen ve oyuncu bölgeye gelip film
çekmiş ayrıca sinemasever de bu etkinlik kapsamında festivale yoğun ilgi
göstermişlerdir. Dolayısıyla turizm tanıtımı açısından bu etkinliklerin yapılması,
bölgenin veya kentin imajına doğrudan katkı sağladığı söylenebilir. Ancak birçok
bölgenin film festivali düzenleme potansiyelinin bulunmasına rağmen, istenilen
girişimlerde bulunmadığı görülmektedir. İfade edilen bölgelerin başında Doğu
Karadeniz Bölgesi veya bölgede bulunan iller gelmektedir. Doğu Karadeniz
Bölgesinde uluslararası anlamda bir film festivalinin düzenlenmiyor olması ve şehir
tanıtımlarının filmlerin veya sinema sanatının çokta tercih edilmediği
anlaşılmaktadır. Bu çalışma kapsamında etkinlik turizmi içinde yer alan film
festivallerinin düzenlenmesi halinde Doğu Karadeniz Bölgesinde var olan
potansiyelin ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı,
Kars ilinde düzenlenen Gezici Film Festivali örneğinden ve organizasyon içerisinde
aktif çalışanların görüşlerinden yola çıkarak Doğu Karadeniz Bölgesi açısından bazı
önerilerde bulunmaktır.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, sinema, turizm, film festivalleri
103
ULAŞTIRMANIN ÜLKE EKONOMİSİ VE SÜRDÜLRÜLEBİLİR TURİZM
ÜZERİNDEKİ BİLEŞİK ETKİLERİ
Emine ÇORUH
(Yrd. Doç.Dr./Gümüşhane Üniversitesi/coruhemine@gmail.com)
ÖZET
Ulaşım; en genel hali ile “insanların, malların ve hizmetlerin iki nokta
arasında bir yerden başka bir yere taşınmasında yer ve zaman faydası sağlayan bir
unsur” olarak tanımlanabilir. Ekonomide önemli parametrelerden biri olan ulaşım
sektörü, kalkınma için de etkin bir araç olarak kullanılmaktadır. Modern toplumlarda
gelişmişliğin göstergelerinden biri de, erişilebilirlik olarak kabul edilmektedir.
Ulaşım, “erişilebilirlik” kavramının önemli bir bileşeni olarak da karşımıza
çıkmaktadır. Bir ülkenin veya bölgenin sosyal kalkınmasının temelini de sosyal
mobilite oluşturur. Sosyal mobiliteyi mümkün kılan ana etkin araç ise ulaştırmadır.
Dışa kapalı toplumların değişime uğraması, gelişmesi hatta yenidünya düzenini
yakalaması oldukça zordur.
Doğu Karadeniz Bölgesi sahip olduğu sayısız turizm etkinliği, eşsiz doğası,
özgün mimarisi, yaylaları, inanç turizmi, termal turizm vb. gibi sayısız avantaja
sahip olmasına rağmen maalesef ülke turizminden aldığı pay çok azdır. Bu sorunun
altında belli başlı birçok problem yatmakla beraber en önemlilerinden biri; bölgenin
sahip olduğu topoğrafyanın gelişmiş bir ulaştırma altyapısı oluşturmayı yıllarca
engellemiş olması dolayısı ile bu yetersiz ulaşım alt yapısının bölge için turizm de
başta olmak üzere her türlü kalkınmayı engelleyen önemli bir neden teşkil etmesidir.
Ülkemiz düne kadar doğu-batı aksında “koridor ülkesi” olarak tanımlanırken,
bugün kuzey-güney akslarının da yer aldığı “üç kıtanın birleştiği dünyanın en kritik
kavşağı” konumuna gelmiştir. Oluşan yenidünya şartları içerisinde Türkiye’nin
ulaşım alt yapısını doğu batı akslarının yanı sıra kuzey-güney akslarını da
kapsayacak şekilde yeniden ele alma gereği zaruri olmuştur. Arazi yapıları nedeniyle
düşük standartta olup, zorlu bir topografyaya sahip kesimlerde önemli tünel
projelerinin hayata geçirilmesi ile hem karayolu km si kısaltılmakta hem de bölgenin
coğrafi ve mevsimsel zorluklarına karşın yılın her günü hizmete açık karayolları
amaçlanmaktadır. DOKAP bölgesinde kuzey-güney aksında yer alan önemli
tünellerin başlıcaları; Ovit Tüneli (Rize-Erzurum karayolu üzerinde ve İspir-
Erzurum arasında devam niteliğinde Dallıkavak ve Kırık Tünelleri), Kop Tüneli
(Erzurum-Bayburt), Cankurtaran Tüneli (Hopa-Borçka) ve Salmankaş Tüneli
(Trabzon-Araklı-Bayburt) dir. Hem bu tünellerin açılması hem de devamları olan
karayollarının geometrik ve fiziki standartlarının iyileştirilerek bitümlü sıcak karışım
kaplamalı 2x2 şeritli bölünmüş yol olarak yapılması sonucu yüksek standartlara
sahip güvenli ve diğer ulaşım modları ile uyumlu bir karayolu ağının oluşturulması
sonucu bölge ekonomisinin canlılık kazanacağı aşikârdır. Turizm açısından
Türkiye’nin, Karadeniz’i iç ve dış pazara tanıtmasına yönelik çalışmaları artarak
devam ederken bu ulaştırma yatırımları sayesinde Karadeniz’e daha güvenilir, daha
konforlu ve daha kısa bir güzergâhtan ulaşım sağlanmış olunacaktır.
Anahtar Kelimeler: Ulaştırma, Turizm, Doğu Karadeniz Bölgesi, Karayolu,
Tünel.
104
TURİZM İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ: DOKAP
İLLERİ ÜZERİNE EKONOMETRİK BİR ANALİZ
Mürşit RECEPOĞLU
(Arş.Gör./Gümüşhane Üniversitesi/mursit_recepoglu@hotmail.com)
ÖZET
Ekonomik anlamda turizm gelirleri birçok ülkenin en önemli döviz
kaynaklarında biri olarak ülke ekonomilerinin ekonomik büyümesine katkı
sağlamaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin mevcut turizm potansiyelini en iyi şekilde
değerlendirerek bunu ekonomik kazanımlara çevirmesi gerekmektedir. Bu
çalışmanın amacı turizm ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi DOKAP bölgesi
bağlamında analiz etmektir. Çalışmada DOKAP bölgesi illeri olan Tokat, Samsun,
Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Artvin illerini kapsayan bir
panel veri seti oluşturulmuştur. Söz konusu panel veri seti üzerinden bölgedeki
turizm ve ekonomik büyüme ilişkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu ilişkiyi
belirlemek amacıyla turizmden elde edilen gelir ile bölgenin ekonomik büyümesi
arasındaki ilişki araştırılmak istenmiş ancak il düzeyinde turizm gelirleri verisi
bulunmadığından turizm göstergesi olarak “Turizm İşletme Belgeli Konaklama
Tesislerine Geliş Sayısı” verisi dikkate alınmıştır. Böylece bölgedeki turist
hareketliliğinin bölgenin ekonomik büyümesi ile ilişkisi ortaya koyulmaya
çalışılmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu il düzeyinde ekonomik büyüme verilerini
son olarak 2004-2014 dönemi için yayınladığından analiz bu dönem kısıtı altında
gerçekleştirilmiştir. Çalışmada turizm ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi
belirlemek amacıyla yöntem olarak Dumitrescu ve Hurlin (2012) Panel Granger
Nedensellik Testi kullanılmıştır. Bu test heterojen paneller için gerçekleştirilen
Granger nedensellik testleri ile benzerlik göstermektedir. Ayrıca bu test Granger
nedensellik testi kapsamında yatay kesit birimleri için hesaplanan bireysel Wald
testlerinin ortalamalarını göstermektedir. Bu testin bir diğer üstün tarafı ise hem
heterojenliği hem de yatay kesit bağımlılığını dikkate alıyor olmasıdır. Ayrıca bu
test eş bütünleşme ilişkisinin hem olduğu hem de olmadığı durumda da
kullanılabilmektedir. Literatür incelendiğinde turizm ile ekonomik büyüme
arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmaların çoğunluğunun ülke düzeyinde yapıldığı
görülmektedir. Bu ilişkiyi araştıran yerel ve bölgesel düzeydeki çalışmalar ise
oldukça sınırlıdır. Turizm ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi DOKAP bölgesi
üzerinden analiz eden herhangi bir ampirik çalışmaya ise rastlanamamıştır.
Dolayısıyla bu çalışmanın literatüre önemli katkı sunacağı düşünülmektedir.
Çalışmadan elde edilen bulgulara göre DOKAP bölgesinde turizm ve ekonomik
büyüme arasında tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Nedenselliğin
yönü ise turizmden ekonomik büyümeye doğrudur.
Anahtar Kelimeler: DOKAP, turizm, ekonomik büyüme, konaklama tesisi
105
İÇ MEKANDA ENERJİ KULLANIMI AÇISINDAN SÜRDÜRÜLEBİLİR
TASARIM KRİTERLERİ
Serkan SİPAHİ
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/serkansipahi@hotmail.com)
Filiz TAVŞAN (Doç.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ftavsan@hotmail.com)
ÖZET
Endüstri devrimiyle başlayan teknolojik gelişmeler, çevre kirliliği, kaynak tüketimi ve
enerji kullanımı artışını beraberinde getirmiştir. Bu artış Dünya’yı olduğu gibi insanlığın
yaşam kalitesini ve seviyesini de olumsuz etkilemiştir. Yaşam kalitesindeki bu düşüş yeni
görüşlerin ortaya konulmasını zorunlu kılmıştır.
20. yy başından itibaren ortaya konulmaya başlayan çevreci görüşler sonucu
sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıkmıştır. Her sektör gibi yapı ve tasarım sektörü de
sürdürülebilirlik konusuyla yakından ilgilenmektedir.
Yapı ve tasarım sektöründe sürdürülebilirlik konusunda birçok çalışma yapılmaktadır
ve yapılar için yapıların sürdürülebilirliğini değerlendiren yeşil bina sertifikasyon sistemleri
oluşturulmuştur. Bu sistemler yapıların yaşam döngüleri içerisinde doğaya olan etkilerini ve
çevresiyle uyumlarını incelemektedir.
Yeşil bina sertifikasyon sistemleri konusunda dünya genelinde gelişmiş ülkeler
kendileri için çalışmalar yapmaktadır. Bunlar arasında dünya genelinde tanınırlığı olan ve
yaygın olarak kullanılan sertifikasyon sistemleri de vardır. Bu sistemlerden bazıları ve yaygın
olarak kullanılanları, LEED, BREEAM ve HK-BEAM sertfikasyon sistemleridir.
Turizm bir yerin doğal, kültürel ve tarihi güzellikleri ile doğrudan ilişkilidir. Turizm
eyleminin yapıldığı yerlerde o yeri turizm açısından cazip hale getiren özelliklerin korunması
dolayısı ile sürdürülebilir olması son derece önemlidir. Özellikle doğal güzellikleri ile turizm
açısından cazibe merkezi haline gelmiş yerlerde doğanın korunumu dikkat edilmesi gereken
başlıca konulardandır.
Turizm eylemi yapılırken turistlerin barınma, yemek yeme gibi başlıca eylemlerini
gerçekleştirdikleri; dolayısı ile en fazla vakit geçirdikleri ve bunun sonucu olarak doğayı en
fazla etkileyen yerler turizm yapılarıdır. Bu yerlerin sürdürülebilirlikleri özellikle doğası ile
turizm açısından cazibe merkezi haline gelen yerlerde oldukça önemlidir.
Karadeniz bölgesi son yıllarda eşsiz doğası ile turistler için oldukça cazip hale
gelmiştir. Karadeniz bölgesinin turizmde cazibesinin devam etmesi için turizm yapılarının
sürdürülebilir hale getirilmesi ve doğasının korunması, Karadeniz bölgesi turizminin devam
ettirilebilmesi açısından gereklidir. Yeşil bina sertifikasyon sistemleri soru cevap şeklinde
uygulanan anket tekniğine dayalı sistemlerdir. Yeşil bina sertifikasyon sistemlerinde
mekânlardaki enerji kullanımlarının değerlendirilmesi farklı değerlendirme başlıkları altında
önemli bir yer kaplamaktadır.
Bu çalışmada dünya üzerinde en kapsamlı sürdürülebilirlik sertifikasyon sistemleri
olarak kabul edilen LEED, BREEAM, HK-BEAM sertifikasyon sistemlerinin iç mekânda
enerji kullanımını etkileyen kriterleri analiz edilerek birleştirilmiş; daha sonra bu kriterler
açıklanarak iç mekân tasarımı yapılırken enerji kullanımı açısından sürdürülebilirlik
konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiği saptanmıştır. Karadeniz bölgesi turizm yapılarında
bu kriterlere dikkat edilmesi Karadeniz’de doğanın korunumuna katkı sağlayacak ve Bölge
turizm mirasının gelecek kuşaklara eksiksiz iletilmesini sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik, LEED, BREEAM, HK-BEAM, İç Mekânda
Enerji Kullanımı
106
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ İÇİN ADAPTE EDİLEBİLİR
YENİLİKÇİ MOBİL UYGULAMA ÖRNEĞİ VE DOĞU KARADENİZ
TANITIM REHBERİ ÖNERİSİ
Serdar ÖZKAŞ
(Genel Müdür/Klik Yazılım/serdar.ozkas@kliksoft.net)
Cem KARAHANOĞLU
(Eğitim Müdürü/Klik Yazılım/cem.karahanoglu@kliksoft.net)
Ahmet Gökhan ULUÇAY
(Öğr. Gör./İstanbul Kültür Üniversitesi/g.ulucay@iku.edu.tr)
Muhammet BERİGEL
(Yrd.Doç.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/berigel@ktu.edu.tr)
Özlem GÜZELYAZICI
(Öğr. Gör./Beykent Üniversitesi/ozlemguzelyazici@gmail.com)
ÖZET
2017 yılında yapılan araştırmalar dünya nüfusunun yarısından fazlasının mobil aygıt
kullanıcısı olduğunu göstermektedir. Mobil cihaz ve internet kullanımının hızla arttığı çağımızda
turizm alanında kullanıcıların mobil mecralarda bilgilendirmeleri önem kazanmaktadır. Mobil
yazılım teknolojilerinin kullanımı; turizmin doğru ve kalıcı tanıtımı, yönetimi ve koordinasyonu
konularında kritik öneme sahip konu başlıklarından biri haline getirmektedir.
Kültür, tarih, sanat ve çoğrafi yapı özellikleriyle son yıllarda yabancı ve yerli turistlerin
ilgisini çekmeye başlayan Doğu Karadeniz bölgesinin tanıtımının yapılması, doğru bilgi akışının
sağlanması, tanıtım materyallerinin geniş kitlelere kolayca iletilmesi bölge turizmine katkı sağlama
açısından önem arzetmektedir. Bu kapsamda gerek bireysel olarak gerekse özel ve kamu kurumları
tarafından çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bunlardan önemli bir tanesi T.C. Kalkınma Bakanlığı
GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı; Güneydoğu Anadolu Bölgesi Turizm Odaklı Tanıtım ve
Markalaşma Projesi kapsamında yürütülen Mezopotamya turizm projesidir. Proje kapsamında
bölgenin görünürlüğünü arttırarak bölge için kamu kaynaklı güvenilir bir bilgi kaynağı sunmak,
kültürel miras ve turizm potansiyelini sayısal ortamda görünür hale getirmek, bölgenin kültürel
miras özgünlüğünü vurgulayarak ulusal ve uluslararası kamuoyuna tanıtımını yapmak
amaçlanmıştır. Geliştirilen uygulama IOS ve ANDROID cihazlarda kullanıma uygun hale
getirilmiş, bu sayede mobil kullanıcıların %95 ine rahatlıkla ulaşılması sağlanmıştır. Mezopotamya
tanıtım projesi için elde edilen veriler başarılı sonuçlar ortaya çıkarmış olup bu çalışmada mobil
ortamlar için geliştirilen tanıtım uygulamasının Doğu Karadeniz Bölgesi Turizminin ihtiyaçlarına
uyarlanabilir hale getirilmesi amaçlanmıştır.
Sonuç olarak; hem IOS hem de ANDROİD cihazların kullanımı için geliştirilecek olan
GSM ve GPRS teknolojilerini ve ilgili mobil servisleri kullanabilen, elektronik mağazalardan
ücretsiz indirilebilir özellikli “Doğu Karadeniz Gezi Rehberi” başlıklı benzer bir mobil aplikasyon
birden çok dil seçeneği ile kullanıma sunulabilecektir. Öneri mobil rehber uygulaması ile hem yerli
hem de yabancı turistlerin bölgeye geldiklerinde uygulamayı indirerek bölge hakkında en doğru
yeme içme mekan bilgilendirmeleri, en doğru konaklama bilgilendirmeleri, tematik rotalar ve
cazibe noktalarına ulaşım için mobil rehberlik hizmetlerinden yararlanmaları amaçlanmaktadır.
Doğu Karadeniz bölgesinde 1990 yılları itibari ile başlayan bölge turizm faaliyetlerinin
gelişmesi, yaygınlaşması için benzer tematik rotaların, dinsel temalı hoşgörü rotalarının, gastro
turizm mekanlarının kaynağından beslenen bir mobil uygulama ile sunumu, mobil mecraların
yaygınlığı göz önüne alındığında, kuşkusuz bölgenin iç ve dış turizm sürecine olumlu katkı
sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, tanıtım rehberi, mobil aplikasyon
107
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ İÇİN ADAPTE EDİLEBİLİR MOBİL
ARTTIRILMIŞ GERÇEKLİK UYGULAMA ÖRNEĞİ
DÜNDEN BUGÜNE GAP MOBİL UYGULAMASI
Serdar ÖZKAŞ
(Genel Müdür/Klik Yazılım/serdar.ozkas@kliksoft.net)
Cem KARAHANOĞLU
(Eğitim Müdürü/Klik Yazılım/cem.karahanoglu@kliksoft.net)
Ahmet Gökhan ULUÇAY
(Öğretim Görevlisi/İstanbul Kültür Üniversitesi/g.ulucay@iku.edu.tr)
Muhammet BERİGEL
(Yrd.Doç.Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ berigel@ktu.edu.tr)
Özlem GÜZELYAZICI
(Öğretim Görevlisi/Beykent Üniversitesi/ozlemguzelyazici@gmail.com)
ÖZET
Teknoloji, günlük yaşantımızı radikal bir biçimde değiştiriyor. Popülerliği hızla artan
yeni teknolojik dönüşümlerden biri olan arttırılmış gerçeklik uygulamaları eğitim, askeriye,
savunma sanayi, sağlık, tekstil gibi birçok sektörde kendine yer edinmeye başladı. 2017 ocak
verilerine göre dünyanın yarısından fazlasının, Türkiye’nin ise %90’ına yakın bir oranın
kullandığı mobil mecralar ile arttırılmış gerçeklik dünyasının birarada harmanlanarak
Turizmin çarpıcı tanıtımı sağlanabilir.
1989 yılında kurulan GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı; Güneydoğu Anadolu
Bölgesi kapsamına giren illerde (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin,
Siirt, Şanlıurfa, Şırnak) bölgesel kalkınma planları hazırlayan, kamu ve özel sektör
yatırımlarını yönlendiren, uygulamaları koordine eden, izleyen ve değerlendiren bir
kuruluştur. GAP Bölge Kalkonma İdaresi Başkanlığı önderliğinde; bölgenin bir cazibe
merkezi olarak doğal güzelliklerinin, bölge faaliyetlerinin ve bölgedeki yatırımların tanıtımı
maksadı ile IOS ve Android işletim sistemleri için tasarlanan Artırılmış Gerçeklik mobil
uygulamaları ile zenginleştirilmiş “Dünden Bugüne GAP” başlıklı fotoğraf albümü ve mobil
uygulama örneğinin detaylandırılarak Doğu Karadeniz bölgesi turizminin tanıtımına adapte
edilmesi hedeflenmektedir.
Gerçek fiziksel ortamların ve ortamdaki nesnelerin bilgisayar tarafından üretilen ses,
grafik, GPS verileri ve animasyon unsurlarıyla zenginleştirilerek meydana getirilen fiziksel
görünüm olarak tanımlayabileceğimiz Arttırılmış Gerçeklik dünyası, kullanıcının bilgi ile
etkileşime girmesine farklı bir boyut kazandırmakta, öğrenme deneyimine pozitif katkı
sağlamaktadır. Teknolojinin en yeni formu olarak karşımıza çıkan arttırılmış gerçeklik
uygulamalarının yaygın mobil mecralarla birarada kullanıldığı “Dünden Bugüne fotoğraflarla
GAP” mobil uygulaması örneği, kültür, tarih, sanat ve coğrafi yapı özellikleriyle son yıllarda
yabancı ve yerli turistlerin ilgisini çekmeye başlayan Doğu Karadeniz bölgesinin tanıtımının
etkili bir biçimde yapılması için somut bir örnek olarak çalışmada sunulmaktadır. Doğu
Karadeniz bölgesindeki cazibe merkezlerinin tanıtımı maksadı hazırlanacak benzer bir
fotoğraf albümü, arttırılmış gerçeklik mobil uygulaması ile zenginleştirilerek, potansiyel
ziyaretçilerin bölge hakkında interaktif deneyim kazanmasını sağlayacaktır. Öneri çalışma,
fotoğraf albümü dışında bölgenin turizm faaliyetlerinin tanıtımı için hazırlanan basılı
pazarlama materyallerin tamamına adapte edilebilir teknolojik altyapısıyla dinamik bir
pazarlama ve bilgilendirme kaynağı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz GAP mobil uygulaması, tanıtım, turizm
108
DOKAP BÖLGESİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İÇİN
SEBZE ÜRETİMİ
Atnan UĞUR
(Doç. Dr./Ordu Üniversitesi/atnanugur@gmail.com)
Andaç Kutay SAKA
(Arş. Gör./Ordu Üniversitesi/andacsaka@gmail.com)
ÖZET
Turizm sektörü son yıllarda dünyanın en büyük ve en hızlı büyümekte olan
sektörlerinin başında gelmektedir. Turizm ve tarım sektörleri, birbirleri ile önemli
bir ilişki içerisindedir. Turizm sektörü meyve, sebze, vb. gibi temel gıdaların
tüketildiği bir hizmet sektörüdür. Kültür ve doğa turizminin gelişmesinde yöresel
yiyeceklerin ve mutfak kültürünün ayrı bir yeri vardır. Doğu Karadeniz Bölgesi
sahip olduğu farklı ekolojisi nedeni ile bu bölgede farklı sebzeler üretilip
tüketilmekte ve farklı bölgelerden gelen insanların ilgisini çekmektedir. Bölge
ekolojisi gereği yeşillik üretimi açısından büyük bir avantaja sahiptir. Bölgede
karalahana, taze fasulye, pazı, taze soğan ve marul üretilen başlıca sebzelerdir. Diğer
yandan merulcan, mendek, kuzukulağı, gücündene, hoşran, ısırgan, madımak,
kabalak, sakarca, merevcen, pancar çiçeği ve galdirik gibi bazı otlarda pazarlarda
satışa sunulmaktadır. Son yıllarda ortaya çıkan gastronomi turizmi ile insanlar
dünyanın farklı bölgelerinde yetişen farklı sebze, meyve, balık ve hayvanlarla
yöreye özgü mutfakları keşfetme eğilimindedirler. Bu bağlamda DOKAP bölgesinde
turizmi canlandırmak açısından farklı çekim alanları yaratılmalıdır. Sürdürülebilir
turizm için farklı lezzetlerin bu sektörde ilgi görmesi ve değişik bölgelerdeki
insanlara bu lezzetler tanıtılarak yerli ve yabancı turistler bölgeye çekilmelidir.
Sebze üretiminin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde önemi düşünülecek olursa
sürdürülebilir turizm için yararlı etkiler oluşturacağı aşikardır. Bu çalışmada
DOKAP bölgesinde sürdürülebilir turizm açısından sebze üretiminin önemi, turizme
sağlayacağı katkılar ve mevcut potansiyellerin ortaya konulması amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: DOKAP, sebze üretimi, turizm
109
YEREL PAYDAŞLARIN BAKIŞ AÇISIYLA TURİZMDE YAYLA
EVLERİNİN KULLANILMASI YAKLAŞIMI
Sema KÜÇÜKALİ
(Arş. Gör./İstanbul Üniversitesi/sema.kucukali@istanbul.edu.tr)
Fazıl KAYA
(Arş. Gör./Gümüşhane Üniversitesi/fkaya@gumushane.edu.tr)
İsmail KIZILIRMAK
(Prof. Dr./İstanbul Üniversitesi/ikizilirmak@istanbul.edu.tr )
ÖZET
Turizm hareketleri son yıllarda doğa temelli bölgelere doğru bir
yayılım/eğilim göstermektedir. Bu eğilimin temel motivasyonları, doğaya olan
merak ve özlem, doğada vakit geçirmek, dinlenmek, bozulmamışı aramak, doğanın
sesine kulak vermek vb. gibi istek ve beklentilerdir. Aslında turizm, tam da bu
arayışların bir cevabı olarak görülebilir. Ancak turistler bazen umduklarını bulmakta
güçlük çekebilir ve konaklama ihtiyacını modern binalarda geçirmek zorunda
kalabilmektedir. Halbuki doğaya özgü, yerel kültürün yansımasını taşıyan ve yerel
mimarinin kullanıldığı yapıların kullanılması, turistlerin beklentilerine artı değer
sağlayacaktır. Bu amaca yönelik yapılacak olan araştırmanın amacı, Doğu Karadeniz
Bölgesi’ne özgü olan ve yerel halkın kullanmakta/kullanmamakta olduğu yayla
evlerinin turizme nasıl kazandırlacağını yerel paydaşların gözüyle
değerlendirmektir. Böylece doğaya özgü inşa edilen veya zamanla atıl kalan bu
yapıların, yerel ekonomiye katkısının tartışılması oldukça önemlidir. Bu çalışmada,
konunun muhatapları ve doğrudan turizm ile ilgili kurum/kuruluşlar ve kişilerle
görüşmeler yapılmıştır. Elde edilen veriler, yazarlar tarafından betimleme analizine
tabi tutulmuştur. Görüşmelerden elde edilen sonuçlar bakımından, yerel paydaşların
ifadeleri bölgede sonradan kurulan yayla kentlerin yeterli derecede altyapıya
kavuşturulamadığını ve turistler tarafından ilgi görmediği yönündedir. Çok hassas
bir dokuya sahip olan yaylaların, biyolojik kapasitesine zarar vermeyen, çevresi ile
uyumlu yapılara talebin daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Bu konuda yayla
evlerinin turizme açılması için başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere diğer
paydaşlarla da fikir alışverişinde bulunularak örnek bir proje ortaya konulması
önerisi de yapılan görüşmelerde ortaya çıkan diğer bir bulgudur. Diğer taraftan yerel
halkın kontrolsüz bir şekilde evlerini gelen ziyaretçilere açmasının bölge turizmini
olumsuz etkilemesi yerel işletmelerin ortak endişesi olarak görülmektedir. Sonuç
olarak, bölgede kullanılmakta veya atıl olan yayla evlerinin yasal düzenlemeler
çerçevesinde alternatif konaklama işletmesi olarak kullanabileceği ortaya
konulmuştur.
Anahtar kelimeler: Yayla turizmi, yayla kentler, yayla evleri, yerel
paydaşlar
110
KIRSAL TURİZM VE REKREASYON POTANSİYELİ BAĞLAMINDA
“YAZLIK KÖYÜ TURİSTİK KÖY İŞLETMESİ YERLEŞİMİ”
HARİTASININ OLUŞTURULMASI
Cengiz TAVŞAN
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ctansan@hotmail.com)
Şebnem ERTAŞ
(Yrd. Doç. Dr./ Karadeniz Teknik Üniversitesi/ sebnem_arc@ktu.edu.tr)
Öner DEMİREL
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/odofe01@gmail.com)
ÖZET
Türkiye- Turizm Stratejisi-2023 kapsamında önerilen 10 adet turizm kenti
içerisinde Maçka ilçesi de Maçka Turizm Kenti adıyla yer almaktadır. Bu bağlamda
2011-2012 yılları arasında Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından
bölge potansiyelinin harekete geçirilmesi için desteklenen “Meryemana Vadisi’nde
Alternatif Turizm Olanaklarının Araştırılarak Turizm Amaçlı Potansiyel Alan
Kullanım Haritasının Oluşturulması” adıyla bir proje çok katılımlı olarak
hazırlanmıştır. Kırsal turizmi canlandırma adına bölgenin turizme veri olacak
altyapısını kaynak temelli olarak ortaya koymak amacıyla hazırlanan proje
kapsamında 10 adet kırsal turizme dayalı faaliyet önerilmiştir. Bu faaliyetler
arasından “Diğer alternatif doğa temelli turizm etkinlikleri/ turizm gelişme
potansiyeli altlığı hazırlanması” başlığı altında “Yazlık Köyünün turistik köy
işletmesi olarak planlaması” etkinliği kapsamında çalışma ele alınmıştır.
Bölge içinde yapılan bir yıllık bir gözlem sonucunda çalışma alanı olarak
seçilen Trabzon ili Maçka ilçesine bağlı Yazlık Köyü; Sümela Manastırı, İskobel
Yaylası (Tekez Tepesi) ve Santa Harabeleri gibi kırsal turizme hizmet veren ana
arterleri birbirine bağlayan gerek doğal gerekse kültürel değerleri ile rekreasyon
potansiyeline sahip kırsal bir yerleşkedir. Kırsal turizmi canlandırmak için
yerleşkenin turistik köy işletmesi olarak planlanması amacıyla çalışma kapsamında
“Yazlık Köyü Turistik Köy İşletmesi Yerleşkesi Haritası” hazırlanmıştır.
Bu çalışma, bölgenin tüm kültürel-doğal çevre değerlerini temsil eden köy
yerleşkesinin sahip olduğu tüm bu değerler üzerinde yükselen turizm etkinliklerini
“turistik köy işletmeleri” adı altında köy bütününe yayarak bu etkinlikleri tanıtan-
yaşatan ve bu değerlerin devamlılığını sağlayan bir olguyla ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kırsal Turizm, kırsal rekreasyon, Turistik Köy
İşletmesi, Yazlık Köyü.
111
TRABZON’DA KIRSAL ALANLARIN KALKINMASI AMACIYLA,
TURİZME YÖNELİK, ÇEKİRDEK ALANLARIN OLUŞTURULMASI:
SÜRMENE ÖRNEĞİ
Şebnem ERTAŞ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/sebnem_arc@ktu.edu.tr)
İlkay ÖZDEMİR
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ilkayozdemir@ktu.edu.tr )
Zeynep YILMAZ BAYRAM
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/zeynepyilmaz@ktu.edu.tr )
Ertan DÜZGÜNEŞ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ertan.duzgunes@ktu.edu.tr )
Elif SÖNMEZ
(Yrd. Doç. Dr./İstanbul Altınbaş Üniversitesi/elif.sonmez@kemerburgaz.edu.tr)
Mustafa Reşat SÜMERKAN
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/mustafasumerkan@yahoo.com)
Zeynep SADIKLAR
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/zsadiklar@ktu.edu.tr)
Elif AKTAŞ
(Arş. Gör./Özyeğin Üniversitesi/elif.aktas@ozyegin.edu.tr)
Makbule Nur BEKAR
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/mnurbekar@ktu.edu.tr )
Veysel USTA
(Okt./Karadeniz Teknik Üniversitesi / vusta@ktu.edu.tr )
Ahmet KALAYCIOĞLU
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/drak@ktu.edu.tr )
ÖZET
Kırsal alanlar, doğal kaynak değerleri ve sahip olduklar özellikler ile insanlar için önemli
yaşam alanlarıdır. Günümüzde doğal kaynakların hızlı bir şekilde yok olma tehlikesi ile karşı
karşıya kaldığı dünyamızda, bu alanlar ülkelerin farklı ölçekteki planlama süreçlerinde (bölge, kent,
kır, vb.) önemli yer tutan alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kırsal alanları yaşayamayan
kentliler için, bu alanlarda bulunma ve faaliyet gösterme araçları olumlu alternatif turizm girdisi
oluşturmaktadır. Bu noktadan hareketle, çalışmanın amacı, kırsal alanlarda bulunan ve alternatif
turizm potansiyeline sahip yeni turizm destinasyonlarının turizme kazandırılmasına yönelik bir
model önerisi geliştirmektir. Bu doğrultuda çalışma alanı olarak Doğu Karadeniz Bölgesinde sahip
olduğu doğal kaynak değerleri ve turizm potansiyelleri de dikkate alınarak Trabzon ili kırsal
alanları seçilmiştir. İl genelinde alternatif turizm etkinliklerine yönelik ekolojik, ekonomik ve
kültürel açıdan uygun alanlar, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) aracılığı ile ortaya konulmuştur.
Trabzon kırsalına ait doğal ve kültürel varlıklar ile konaklama ve turizm merkezlerinin bulunduğu
lokasyonlar saptanıp haritalanmış ve beş tane alternatif turizm aksı belirlenmiştir.
Bunlar ilin batısından doğusuna doğru sırasıyla, Şalpazarı - Kültür Aksı, Düzköy – Mağara
ve Doğa Turizm Aksı, Maçka-Doğa ve Kültür Aksı, Sürmene ve Köprübaşı - Kültür Aksı,
Çaykara-Doğa Turizm Aksı’dır. Bu akslar üzerindeki köyler ve kırsal alanlar yerinde incelenerek
doğal, kültürel ve tarihi kaynak değerleri yönüyle benzerlik gösteren ve turizm açısından öne çıkan
merkezler çekirdek alanlar olarak tanımlanmıştır. Çalışmanın son aşamasında, Trabzon ili için yeni
bir turizm güzergahı potansiyeline sahip Sürmene ve Köprübaşı aksı üzerinde yer alan Gültepe,
Aksu, Karacakaya ve Dirlik köyleri (mahalle) ile doğal bir turizm destinasyonu sağlayan Zarha
dağından oluşan çekirdek alanın belirlenen model bağlamında geliştirilmesine yönelik tespitler ve
öneriler ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler: Kırsal kalkınma, kırsal turizm, çekirdek alan, çekirdek köy
112
GÜMÜŞHANE VE TRABZON’UN SÜRDÜRÜLEBİLİR KIYI, DOĞA VE
KÜLTÜR TURİZMİ İÇİN YENİ VE POTANSİYELİ YÜKSEK BİR CAZİBE
MERKEZİ: SANTA-YANBOLU HAVZASI
Coşkun ERÜZ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ceruz@ktu.edu.tr)
Yücel DURSUN
(Dr./dursunyucel@windowslive.com)
ÖZET
Değişik kültürlerin ve kültür eserlerinin görülmesi için yapılan seyahatler,
tarih ve kültür turizmi olarak adlandırılmaktadır. Antik yerleşim yerleri, camiler,
kiliseler, hanlar, hamamlar, türbeler, su kemerleri, köprüler, kervansaraylar gibi
örnekler ile arkeolojik eserler, araştırma, keşif ve dini amaçlı seyahatler, yerel
mimari ve orijinal özellikler, kütüphaneler, yerel mutfak ve alt kültürleri tanıma
amacı ile yapılan seyahatler kültür turizmi içinde yer alıyor. Ekoturizmi de kapsayan
doğa turizmini ise doğal alanlardan yararlanma amaçlı ekolojik sürdürülebilir turizm
olarak tanımlanır. Santa tarihi yerleşimi ve Yanbolu vadisi Trabzon ve Gümüşhane
turizmi için adından sıkça söz ettiren ancak henüz hak ettiği tanıtım, koruma,
restorasyon, altyapı ve üstyapı ile sürdürülebilir turizme kazandırılamayan bir
havzadır. Bu çalışma ile Yanbolu havzasının turistik bir merkez olabilmesi için
turizme uygunluk düzeyi araştırılmış ve geleceğe dönük öneri ve öngörü ortaya
konmaya çalışmıştır. Çalışma kapsamında havzanın sahip olduğu varlıkların, kaynak
değer ve alanların tespit, belgeleme ve analitik irdeleme süreçleri ile bütüncül turizm
potansiyeli belirlenmeye çalışılmıştır. Yanbolu Vadisi 24 köy/mahalle, tarım
yerleşimi, Santa harbeleri, tarihi kervan yolları ile Doğu Karadeniz’de tarih, kültür,
tarım ve doğa, kıyı turizminde potansiyeli yüksek bir havzasıdır. 68 kilometre
uzunluğa sahip Yanbolu Çayı havzası Karadeniz kıyısındaki plaj alanlarından
başlayarak, tarihi öneme sahip 2700m yükseklikteki Ziyaret ve Karakaban ve
3081m yüksekliğe sahip Deveboynu Dağında son bulur. Yanbolu havzasında tarihi
eser kapsamında 16 anıtsal kemerli taş köprü, 11 cami, 12 kilise, okul, mescit,
mektep ve 200 ü tarihi Santa harabe yerleşiminde olmak üzere 500 civarında yöresel
ya da havzaya özgü mimari özelliklerde konut, konak ve yerleşimlere ait çok sayıda
tarihi serander, fırın, çeşme, değirmen bulunur. Vadi tabanından, yamaçlardan ve
sırtlar üzerinden geçen doğa yürüyüşü, kültür yürüyüşü yapmaya uygun, tarihi
kemer köprülerden geçen kervan yolları ve 30 civarındaki yayla ile birlikte, mezra
ve köyler arasında bir kısmı taş döşeli köy ve yayla yolları mevcuttur. Vadi kültür,
doğa- eko, tarım, kıyı ve sulak alan gibi birçok turizm çeşidini bir arada planlama ve
sunma potansiyeline sahiptir. Vadide havza bazlı çevresel bakımdan duyarlı bir
turizm yaklaşımı ile tüm potansiyel varlıklar; Trabzon ve Gümüşhane tarafından
ortak planlama, varlık yönetimi stratejisi, restorasyon ve sürdürülebilir planlı bir
altyapı, yapılaşma süreçleri takip edilmesi ile, havza Santa cazibe merkezi ile
birlikte önemli bir doğa, kültür ve kıyı, adrenalin turizmi havzası olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Trabzon, Gümüşhane, Santa, Yanbolu, turizm
113
DOĞU KARADENİZ VE TRABZON’DA KIYI MÜDAHALELERİ
VE DENİZ - KIYI TURİZMİ POTANSİYELİ
Coşkun ERÜZ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/coskuneruz@gmail.com)
Neira Purwanty İSMAİL
(Yük. Müh./Karadeniz Teknik Üniversitesi/neira.ismail@gmail.com)
ÖZET
Kıyı ve sucul ekosistemler, su içi ve tabanı, flora ve fauna, mikroorganizmalardan
oluşmuş ekolojik bir sistemdir. Kıyılar doğal bir kaynak olarak çeşitli kullanımlara imkan
sağlar. Bunların başlıcaları; yerleşim, ulaşım, ticaret, endüstri, tarım, atık madde atımı,
hammadde temini, savunma, rekreasyon, turizm, sağlık, enerji, balıkçılık ve spor
etkinlikleridir. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelik kamu yararının gözetilmesidir.
Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili, 1685km si Karadeniz olan, 8337km ile uzun bir kıyı
şeridine sahiptir. Kıyılar başta doğa güzelliği olmak üzere kültürel ve tarihi değerleri ile
çeşitli sektörlerin ilgi alanındadır. Doğal alanların yok edilmesi, doğa turizmi gibi yeni gelişen
sektörlerin gelişim sürecini durduruyor. Doğal alanların herhangi bir yapılaşmaya veya
yatırıma gerek kalmadan da ekonomiye büyük katkıları olduğu gerçeği, günümüzde daha iyi
anlaşılmaya başlanmıştır. Yeryüzündeki en hızlı değişime uğrayan bölge kıyı alanlarıdır.
Özellikle son 50 yılda Türkiye kıyılarının iç ve dış turizm talebine bağlı olarak yoğun bir
nüfus baskısı altına girmesi, ikinci konut ve tatil siteleri yapımı, koruma alanlarında
günübirlik turizm adına yapılan sakıncalı uygulamalar, arazi kazanmak için yapılan dolgular,
ulaşım sorunu adına gerçekleştirilen otoyollar ve daha bir çok uygulama, uygarlığın beşiği ve
ekolojinin can damarları olan kıyılarımızın günümüzde ne denli büyük bir baskı altında
olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada, kıyılar harita ve uzaktan algılama görüntüleri CBS teknikleri, yerinde
inceleme ve belgeleme ile irdelenerek Doğu Karadeniz ve özelde Trabzon’un insan
müdahaleleri ile son 50 yılda doğal kıyılarında meydana gelen değişimler incelenmiştir.
Değişimlerin bölgede kıyı ve deniz turizmi, rekreasyon, bölge halkının sosyal amaçlı
kullanımı açısından potansiyel alanlar belirlenmiş ve bu alanların avantaj ve dezavantajları
irdelenmiştir. Karadeniz in Sarp-Samsun arasında toplam uzunluğu 575 km olan kıyı doğal
kıyı alanlarından 442km uzunluğundaki Karadeniz Sahil Yolu geçirilmiştir. 1950-60
döneminde Trabzon’un eski bozulmamış doğal kıyılarının %74.8’ı kumluk ve %24.2si ise
kayalık alanlardan oluşmakta idi. Trabzon kıyı müdahaleleri sonucu il kıyı-deniz turizmi için
gereken doğal kıyılar toplam kıyı alanlarının sadece %15.6 sına kadar düşmüştür. Trabzon un
elde kalan son kıyı ve plajlarının korunabilmesi ve deniz turizmi için öncelikle orta ve uzun
vadeli bir turizm gelişim planı oluşturması gereklidir. İlçelerde %84.41i kaybedilen doğal
kıyılardan geriye kalan kıyıların mevcut topografik, ekolojik ve de kullanım durumu acilen
belirlenmeli ve elde kalan kıyıların sürdürülebilir kullanımı için koruma kullanma planları
ortaya konmalıdır. Tekrar geri kazanılması ya da restorasyonu mümkün olan kıyılar için
geliştirme planları oluşturulmalı. Kent halkının günübirlik dinlenme, spor aktiviteleri ve deniz
kültürü için kent merkezleri ya da yakınlarında altyapısı ve sosyal tesisleri bulunan plaj
alanları oluşturulmalı. Sayısal olarak ölçülemeyen Ekolojik kazanç, ölçülebilen ekonomik
kazança kurban edilmemeli.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Trabzon, deniz-kıyı turizmi, kıyı tahribatı
114
TRABZON UN YENİ KÜLTÜR VE DOĞA TURİZMİ HAVZASI:
TARİHİ SÜRMENE-BAYBURT KERVAN YOLU
Coşkun ERÜZ
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/coskuneruz@gmail.com)
Selçuk ERBAŞ
(Arş. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/selcukerbas@hotmail.com)
Güler ERÜZ
(Dr.Mimar/gulereruz@hotmail.com)
Sedat TÜRKMEN
(Yük Mimar/turkmensedat@gmail.com)
Leyla DEMİRKIR
(Yük Mimar/ leylademirkir@hotmail.com)
ÖZET
Değişik kültürlerin ve kültür eserlerinin görülmesi için yapılan seyahatler, tarih ve
kültür turizmi olarak adlandırılmaktadır. Antik yerleşim yerleri, camiler, kiliseler, hanlar,
hamamlar, türbeler, su kemerleri, köprüler, kervansaraylar gibi örnekler ile arkeolojik eserler,
araştırma, keşif ve dini amaçlı seyahatler, yerel mimari ve orijinal özellikler, kütüphaneler,
yerel mutfak ve alt kültürleri tanıma amacı ile yapılan seyahatler kültür turizmi içinde yer
alıyor. Ekoturizmi de kapsayan doğa turizmini ise doğal alanlardan yararlanma amaçlı
ekolojik sürdürülebilir turizm olarak tanımlanır. Sürmene( Araklı) Hyssus kalesi ve
limanından başlayıp Bayburt’ta İpek yoluna bağlanan ve günümüzde de aktif olarak
kullanılan tarihi bir kervan yolu yol güzergahı bulunmaktadır. Bu çalışma ile kervan yolu
güzergahı ve havzasının cazibe merkezi, yeni bir turizm aksı olabilmesi için uygunluk düzeyi
araştırılmış ve geleceğe dönük öneri ve öngörü ortaya konmaya çalışmıştır. Çalışma
kapsamında tarihi güzergahta bulunan kaynak değer ve alanların tespit, belgeleme ve analitik
irdeleme süreçleri ile bütüncül turizm potansiyeli belirlenmeye çalışılmıştır. Yol güzergâhı ve
çevresi; kaleler, hanlar, kalem işi ve ahşap oymaları ile türünün en muhteşem örneklerinden
olan camiler, ahşap ve taş işçiliğinin abideleri konaklar, seranderler, çeşmeler, köprüler,
kiliseler vb yüzlerce tarihi eseri bünyesinde barındırmaktadır. Kervan yolu ve çevresi, sahip
olduğu tarihi ve doğal değerleri ile henüz keşfedilmemiş kültür ve doğa hazinesidir. Her
mevsim farklı güzellikler sunan, birçoğu endemik çiçeklerle kaplı, muhteşem manzaraya
sahip yaylalar, tepeler ve sırtlardan, Harman Tepe Şehitliğinden ve de Dünya ölçeğinde
önemli ekolojik hazine ve Dede Korkut hikayeleri ve Evliya Çelebi Seyahatnamesine konu
olmuş Ağaçbaşı Turba Bataklığı’ndan geçen tarihi yol güzergahı, efsanelere konu olmuş
Madur Dağı eteklerinden geçerek, Kaymakam Düzü ve Aşot geçidinden Bayburt’ a devam
etmektedir. Tarihi özellikleri, doğal güzellikleri ve kültürel altyapısı ile KERVAN YOLU
havzası, Trabzon’un özel ve potansiyeli yüksek, yıldızı parlayan bir turizm aksıdır. Zengin
yaban hayatı, endemik türleri ve biyoçeşitliliği ile doğa fotoğrafçılığı, kampçılık, doğa
yürüyüşü, bisiklet vb araçlı turlar, karavanla seyahat ve doğa-kültür turları için uygun
mekanlar sunmaktadır. Kervan yolu, her yaş ve kültürden insanın; doğal, kültürel, tarihi
güzellikleri, dinlenme ya da sportif etkinlik alanlarını bulabileceği değerli bir havzadır.
Kervan yolu üzerinde bulunan 100 yıldan eski tarihi hanlar, Konaklar, modern gezginlerin
günübirlik ihtiyaçlarını karşılayabileceği konaklanabilecek mekânlar olarak da turizme hizmet
etmekte ve tarihi misyonlarını sürdürmektedirler. Havzanın en önemli kaynak değeri olan ve
taş döşeli, bir kısmın Arkeolojik SİT olarak tescilli antik kervan yolu her geçen gün tahrip
olmaktadır. Doğru planlama ve ekolojik yapıya zarar vermeyen alt ve üst yapı yatırımlarının
yapılması koşulu ile havza, bölge ekoturizminin parlayan yıldızı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Trabzon, Sürmne, Bayburt, kervan yolu
115
DOKAP BÖLGESİ GASTRONOMİK UNSURLARININ
GASTRONOMİ TURİZMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Songül Seda KAMBER TAŞ
(Arş. Gör./Gümüşhane Üniversitesi/s.sedakamber@gmail.com)
Sedat TAŞ
(Öğr. Gör./Gümüşhane Üniversitesi/sedattas61@gmail.com)
ÖZET
Gelişen ve değişen dünyayla birlikte günümüz turizm anlayışında da
farklılıklar meydana gelmeye başlamıştır. Kişilerin turistik tüketici davranışları, kitle
turizminden alternatif turizm türlerine doğru yönelen bir ivme kazanmıştır.
Teknolojik gelişmelerle birlikte kolaylaşan ulaşım hizmetleri, artan tatil süreleri,
bireylerin eğitim seviyeleri, gelir düzeyleri, yeni yerler ve deneyimler edinme arzusu
vb. faktörler bireylerin tercihlerindeki bu değişimde etkin rol oynamaktadır. Özel
ilgi alanları dahilinde yeni yerler, yeni tatlar, yeni maceralar, yeni kültürler
deneyimlemek isteyen bireyler farklı turizm türlerine yönelmeye başlamıştır.
Gastronomi turizmi de bu anlamda önem kazanan turizm türlerinden birisidir. Artık
turistler deniz, güneş, kum üçlüsünün dışında gittikleri bölgelerin mutfak kültürünü
de merak etmekte ve hatta kimi zaman bir seyahatin motivasyon kaynağını sadece
gastronomik değerler de oluşturabilmektedir. Dünya kültür mirasının önemli
bölümlerinden birini oluşturan mutfak kültürü, geçmişten günümüze kadar hayat
bulduğu tüm coğrafyalara ayna olan kültürel bir zenginlik olma özelliğini
taşımaktadır. Yemek ve kültür başlıklarının kesiştikleri noktada başlayan gastronomi
kavramı; şehirlerin, bölgelerin ve ülkelerin turizm pazarlamalarında avantaj sağlayan
yeni bir turizm alanının gelişmesine kaynak sağlamıştır. Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından hazırlanan 2023 Türkiye Turizm Stratejisi’nde de belirtildiği
gibi; ülke turizminin sadece noktasal değil bölgesel ölçekte de geliştirilmesi bölgesel
kalkınma açısından hayati değer taşımaktadır. Bu noktadan hareketle bu çalışmanın
amacı; Doğu Karadeniz Bölgesi’nin gastronomik değerlerini ortaya koyup bu
değerlerinin sürdürülebilirliğine destek olarak gelecek nesillere aktarılabilmesinde
rol oynamak ve destinasyonların yerel kimliklerini yansıtan mutfak kültürleriyle
farklılık yaratarak bölgenin rekabet edilebilirliğini artırmaktır. Bu bağlamda
araştırmanın konusunu, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde öne çıkan gastronomik
unsurların incelenmesi oluşturmaktadır. Bölgedeki iller bir bütün halinde
değerlendirilerek bölgenin farklı lezzetler arayan gastronomi turistleri için daha
cazip hale gelmesine yardımcı olacak önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca bu
araştırma; Doğu Karadeniz Bölgesi’nin gastronomik kimliğini yansıtan akademik
çalışmaların yetersiz oluşu, sunulan öneriler ışığında bölgesel turizm ekonomisine
sağlayabileceği katma değerler ile bölgesel kalkınma açısından ilgili kişi, kurum,
kuruluş ve paydaşlara çıkarımlar sunabilmesi adına da önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: DOKAP, gastronomi, turizm, kültür mirası
116
ORDU İLİ GASTRONOMİ TURİZMİ POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ
Melike Çakır KELEŞ
(Öğr. Gör./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/melike.keles@omu.edu.tr)
ÖZET
Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kapısı konumundaki Ordu ili, doğa güzellikleri,
bitki örtüsü, kıyıları, koy ve kumsalları, kıyı şeridinden başlayan dağları, yaylaları
ile tarih, kültür ve doğa turizmi yanı sıra gastronomi turizmi için de potansiyele
sahiptir. Zengin bitki örtüsüne sahip Ordu ilinde farklı yöreye özgü otlarla yapılan
yöresel yemekleri, balık çeşitleri, pidesi ve ana malzemesi fındık olan birçok tatlı ile
dikkat çekmektedir. Yöresel yiyecek ve içecekler, bir bölgenin turizm destinasyonu
olma profilini geliştirmede veya kötüleştirmede güçlü ve etkili araçlardır. Son
yıllarda bir turizm fenomeni olarak değerlendirilen gastronomi turizmi, öncelikli
seyahat motivasyonunun bir yemeği tatmak veya özel bir yemeğin üretimini görmek
olduğu, birincil ya da ikincil yiyecek üreticilerine, yemek festivallerine, restoranlara
ve özel alanlara yapılan ziyaretleri kapsamaktadır. Günümüzde turistler, gittikleri
bölgenin kültürünü yaşamak için yöresel yiyecek ve içecekleri tüketmeyi tercih
etmektedir. Yayla turizmi, ekoturizm gibi doğa temelli turizm çeşitleri ile tanınan
Ordu ili gastronomi turizmine gereken ilgiyi göstermemiştir. Oysa Ordu Mutfağı,
özellikle vejetaryen turistler için birçok seçenek sunarak niş pazara hitap edebilir.
Gastronomi turizmi ürünleri destinasyonun ana ürünü ne olursa olsun,
destinasyondaki ya da işletmelerdeki ek turizm faaliyetlerini oluşturarak turistleri
bölgeye çekmede yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla yöresel mutfağın tanıtılması,
turistlik ürün olarak değerlendirilmesi bölgenin çekiciliği arttırmaktadır. DOKAP
Eylem Planı’nda (2014-2018) incelendiğinde turizmin tüm yıla yayılması için
turizm çeşitlerinin arttırılması önerilmektedir ancak bu öneriler içinde gastronomi
turizminin olmadığı dikkat çekmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde turizm
faaliyetleri bölge iklim yapısına bağlı olarak dar bir sezona sıkışmış görülmektedir.
Sezonu on iki aya yaymak için Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer ala illerin turizm
potansiyellerinin incelenmesi doğru yatırımların yapılması açısından önemlidir. Bu
araştırmada, Ordu ilinin gastronomi turizmi potansiyelinin belirlenmesi ve sektöre
yönelik öneriler getirilmesi amaçlanmaktadır. Ordu ilinin gastronomi turizmi
potansiyelinin belirlenmesi için ikincil verilerden yararlanılarak SWOT (Güçlü ve
Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler) analizi yapılması planlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Gastronomi Turizmi, Yöresel Mutfak, Ordu.
117
TURİZMDE ÖZGÜNLÜK ÇERÇEVESİNDE AYDER YAYLASI
ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Melike Çakır KELEŞ
(Öğr. Gör./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/melike.keles@omu.edu.tr)
Yağmur YİĞİT
(Arş. Gör./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/yagmur.yigit@omu.edu.tr)
ÖZET
Bir bölgenin turizm çekim merkezi olabilmesi için bazı özelliklere sahip
olması gerekir. Doğal güzellikler, tarihi unsurlar, kültürel değerler ve özgünlük bu
özelliklerin başında gelmektedir. TDK (2017)’na göre özgünlük, yalnız kendine
özgü bir nitelik taşıyan, orijinal anlamında kullanılmaktadır. Turizmde özgünlük
kavramı ise, kitle turizmi destinasyonlarının ortaya çıktığı 1960’lardan itibaren
araştırma konusu haline gelmiştir. Küreselleşme ile beraber tüketim kalıplarında
yaşanan değişim turizm sektörünü de etkilemiş ve kitle turizmine olan talep ile
turistik destinasyonlar birbirine benzer nitelikler taşımaya başlamıştır. Buna karşın
modern yaşamın karmaşıklığı, günlük fiziksel ve sosyal çevrenin sahteliği, seyahat
tercihlerinde turistlerin beklentilerini belirlemektedir. Dolayısıyla turistler,
destinasyon seçimlerinde farklı deneyimler yaşayabileceği, özgün kriterlere sahip
çekim merkezlerine yönelmektedirler. Özgünlük kriterleri olarak yerel halkın yaşam
biçimi, doğa, müzik, el sanatları, ritüeller, geleneksel mimari, mutfak kültürü,
festivaller ve endüstriyel miras değerlendirilmektedir. Turizm sektöründe
destinasyonların rakiplerinden farklılaşması için özgünlük kriterlerine sahip olmaları
önem teşkil etmektedir. Bu çalışmada, turistlik bir destinasyon olan Ayder
Yaylası’nın özgünlük kriterleri olarak belirlenen doğal, kültürel ve sosyal değerleri
turizm açısından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çamlıhemşin ilçesine bağlı
Fırtına havzasında yer alan Ayder Yaylası, 1987 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile
önce “Turizm Merkezi” daha sonra birçok aktiviteyi barındırması (yayla, kaplıca,
kış turizmi) nedeniyle 20.11.2006 tarih ve 11264 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
“Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi” ilan edilmiştir. Bu doğrultuda turizm
özgünlük kriterleri çerçevesinde Ayder Yaylası değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Özgünlük Kriterleri, Yayla Turizmi, Ayder Yaylası
118
TURİZMİN BÖLGESEL KALKINMAYA ETKİSİ:
DOKAP BÖLGESİ İÇİN SWOT ANALİZİ
İlyas Kays İMAMOĞLU
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/imamoglu@bayburt.edu.tr.)
Emine TAŞ
(Yrd. Doç. Dr./Bayburt Üniversitesi/etas@bayburt.edu.tr.)
Miraç İlyas KIVANÇ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/mirackivanc@bayburt.edu.tr.)
Hami ÜNLÜ
(Öğr. Gör./Bayburt Üniversitesi/hamiunlu@bayburt.edu.tr)
ÖZET
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin temel sorundan biri kalkınma
sorunudur. Kalkınma sorunu ülkeler arasında olabildiği gibi aynı ülkenin farklı
bölgeleri arasında da ortaya çıkabilmektedir. Bir ülkenin farklı bölgelerinde ve bir
bölgedeki farklı illerdeki gelişme farklılıkları bölgesel kalkınma sorununu ortaya
çıkarmaktadır. Bu sorunun çözülebilmesi için ülkelere ve bölgelere özgü kalkınma
politikalarının oluşturulması ve bu politikalarla uyumlu bir şekilde gerekli
yatırımların yapılması gerekmektedir. Bölgesel kalkınmaya etki edecek sektörler ve
alt sektörler belirlenerek bölgenin yerel dinamikleriyle ulusal dinamiklerin birlikte
harekete geçirilerek, bölgelerin pazarlanabilir özellikleri dikkate alınarak oluşturulan
bölgesel kalkınma politikaları ile bölgenin çekici özellikleri ortaya çıkarılmalıdır. Bu
özellikler ya da sektörlerin geliştirilmesi bölgesel kalkınma sorununun çözümüne
katkı sağlayabilmektedir. Turizm sektörü diğer sektörler gibi bölgesel kalkınmada iti
güç olabilmektedir. Bölgesel kalkınmada turizmin önemli bir rolü vardır. Ekonomik
olarak kalkınmış bölgelerde öncü bir sektör olan turizm, turizm potansiyeli olan
ancak kalkınamamış bölgelerde ise bacasız fabrika konumundadır. Ekonomik olarak
yeterli üretim ve kaynak potansiyeline sahip olmayan ama turizm açısından
pazarlanabilir turizm alternatiflerine sahip bölgelerin, planlı ve etkin bir turizm
uygulaması sonucunda kalkınmaları ve gelişmeleri mümkündür. Bu nedenle bu
çalışmada turizm sektörünün bölgesel kalkınmaya etkisi araştırılıp, DOKAP
bölgesinin turizm olanakları incelenecektir. Bölgedeki, turizm sektörünün güçlü ve
zayıf yönleri, fırsat ve tehditleri SWOT analizi yapılarak araştırılacaktır. Bu
analizimiz bölge turizm çalışmaları esnasında yapılan her türlü araştırma, ilgili
kişilerle görüşme ve yerinde inceleme verilerine dayanılarak elde edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Bölgesel Kalkınma, DOKAP Bölgesi
119
TRABZON’DA BAZI KÜLTÜR DEĞERLERİNİN/VARLIKLARININ
TURİZM DESTİNASYONUNA KATILMASI HAKKINDA BİR
DEĞERLENDİRME
Veysel USTA
(Okt./Karadeniz Teknik Üniversitesi/veyselusta61@gmail.com)
M. Reşat SÜMERKAN
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ mustafasumerkan@yahoo.com)
ÖZET
Türk Dil Kurumu’na göre turizm dar anlamda dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb.
amaçlarla yapılan gezi; geniş anlamda bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan
ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümü olarak tanımlanmıştır. Kitle
ulaşım ve iletişim araçlarının gelişip yaygınlaşmasıyla küresel nitelikli bir endüstriye dönüşen
turizm; bir yandan bireylerin değişik ülke ve mekanları görüp tanımasına imkan verirken öte
yandan ülkeler için turizm, ülkelerin sahip oldukları turizm değerleri üzerinden küresel ölçekte
güçlü bir tanıtım ve algı oluşturma imkanı sağlamaktadır. Bu özelliği ile milletler ve kültürler
arasında sıcak ilişki ve yakınlaşmaya da önemli katkı sağlamaktadır.
Günümüzde turizm; deniz, doğa, sağlık, kültür vb. gibi toplumsal yaşamın hemen her
alanına hizmet etmekle birlikte Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doğa ve kültür turizmi ön plana
çıkmaktadır. Son yıllarda bu alanlara yapılan yatırım ve tanıtımlar, bölgemize olan turizm
hareketliliğince önemli katkı sağlamıştır. Bununla birlikte bölge turizminin temel sorunlarından
birisi turistlerin konaklama süresinin kısa olmasıdır. Hiç kuşku yok ki konaklama süresinin
uzatılması, turizm girdisinin artmasıyla doğru orantılıdır. Bunu yapabilmek için de bölge turizminin
potansiyel değerlerinden başlıcası olan kültür varlıklarını öne çıkarmak, bunların tarihsel geçmişleri
ve halk kültüründeki yansımalarını daha belirgin bir şekilde turizmin hizmetine sunmak
gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, tarihsel ve sosyolojik verilere dayalı olarak bölgemizdeki kültür
varlıklarına dair “mitolojiler” oluşturmak ve bunları turizm pazarına arz etmek, bölge turizminin
konaklama süresinin artırılmasına katkı sağlayacaktır.
Trabzon ili hudutları içinde turizm sektörüyle henüz yeterince buluşturulamamış çok
sayıda somut veya somut olmayan kültür değeri mevcuttur. Bu değerlere konu olan mekanları
tespit ederek bunlara dair gerçek veya destansı/efsanevi verileri toplayıp yazıya dökmek ve bunları
yöre haritaları üzerine konumlandırarak yöre turizmine çeşitlilik kazandırmak olasıdır. Anca burada
bir hususa dikkat çekmek gerekir. Uygarlıklar beşiği ülkemizin hemen her yöresinde kendine has
özellikleri bulunan somut veya somut olmayan kültür varlıklarımızın bir an evvel tespit edilerek
envanterlenmesi gerektiği gibi bunların korunması için de ilgili kamu kurumları tarafından gerekli
önlemlerin alınması, hem ülkemiz hem de insanlık adına büyük önem arz etmektedir.
Bölgemize dair somut kültür değerlerinden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz.
-Onbinlerin Dönüş Yolu
-İpek Yolu
-Kervan Yolu
-Roma’nın Askeri Yolu
-Şeyh Cüneyt’in İzlediği Fetih Yolu
-Fatih Sultan Mehmet’in Fetih Yolu
-Komnenosların Vadi Boylarındaki Gözetleme Kuleleri/Kaleler
Somut olmayan kültür değerlerine birkaç örnek:
-Hoşoğlan Efsanesi
-Beşikdağı’nda yaşanan Elik Keçi Efsanesi
-Mağaradaki Altınlar Efsanesi (Aralı Pazarcık’taki mağara)
-Kesikbaş Efsanesi (Kadırga Yaylasındaki bir mezara dair)
-Ejder Efsanesi (Çaykara Şur/Şahinkaya köyündeki kayalıklar)
Anahtar Kelimeler: Trabzon, kültür varlıkları, kültür turizmi
120
KORUMA-TURİZM DENGESİNİN BİRBİRİNİ BESLEYEN UNSURLAR
OLARAK ESKİ GÜMÜŞHANE/ PALEO ARGYROUPOLİ TARİHİ SİT
ALANININ GELECEĞİ İÇİN ÖNEMİ
S. Yıldız SALMAN
(Ass. Prof./İstanbul Technical University/salman@itu.edu.tr)
Y. Burak DOLU
(Yüksek Mimar/burakdolu@gmail.com)
ÖZET
Eski Gümüşhane, Trabzon limanı ve Doğu Anadolu arasındaki konumu ve
gümüş madenleri nedeniyle 16. ve 18. Yüzyıllar arasında ekonomik olarak güçlü bir
yerleşim yeriydi. Buna rağmen, madenlerin kapanması, Osmanlı-Rus savaşı, Birinci
Dünya Savaşı dönemindeki Rus işgali sırasında Ermeni nüfusunun yeniden tehciri
ve Türk nüfusunun göç etmesi ve 1924 yılındaki nüfus değişimi sonucu oluşan
göçleri takiben şehir, 1920’lerde 4 km kuzey-doğuya taşınmıştır. Günümüzde,
terkedilmiş eski şehirde bulunan 2 camii, 3 minare, 6 kilise, 4 hamam, yaklaşık 30
konut, çeşme ve mezarlıklar çoğunlukla yıkıntı halinde bulunmaktadır ve şehir kırsal
bir yerleşim yerine dönüştürülmüştür.
Yaklaşık 50 senedir yerleşim alanında bulunan binalar, bina yapım
malzemelerine kaynak olarak kullanılmış ya da doğal yollardan yıkım süreçlerine
terk edilmişlerdir. 2000’lerde ortaya çıkan tevsi alanlarındaki azalma, turizm odaklı
yönetim planlamalarındaki ekonomik zorlukların çözülmesi için bir gereklilik teşkil
ettirmiştir. Bu yerleşim bölgesinin, alanın 3 km güneyinde inşa edilecek olan kayak
merkezi için konaklama merkezi oluşturması bu planın en büyük aktörüdür.
Alanın kültürel tabiatını, baskın doğal çevre, kayalar, tepeler ve dar bir
vadinin yanı sıra sokak ağı, kaldırım kalıntıları, bina kalıntıları, bahçe duvarları ve
diğer elemanlar oluşturmaktadır. Alanın ruhunun muhafaza edilmesi, başlıca bu
elemanlarla birlikte mevcutta bulunan yapıların muhafaza edilmesine bağlıdır.
Turizm, bu tür terk edilmiş sit alanlarının restorasyonu ve korunması için
büyük bir potansiyel olmakla birlikte bilimsel planlama yaklaşımları olmadan
yapılan yatırımlar, turizmin başlıca katalizörü olan kültürel mirasın kaybı ile
sonlanabilir. Tarihi sit alanının sürdürülebilir geleceği için kurumlar ve STK'lar
tarafından koruma-turizm dengesini sağlayacak alan yönetimi, kentsel planlama,
kentsel tasarım projeleri, restorasyon projeleri, koruma-restorasyon-tasarım
rehberleri ve diğer çalışmaların turizm planlarıyla birlikte programlanması
gerekmektedir.
Makale, turizm ve koruma değerleri arasındaki ilişkiyi gözeterek Eski
Gümüşhane'nin yakın gelecekteki potansiyelleri ve riskleri üzerine odaklanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Gümüşhane, Trabzon limanı, tarihi sit alanı, turizm,
koruma
121
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ KIRSAL MİMARİ DOKUSUNUN
EKOTURİZM BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
Derya ELMALI ŞEN
(Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, 61080,
Trabzon, d_elmali@ktu.edu.tr)
Evşen YETİM
(Arş. Gör./ Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık
Fakültesi, Mimarlık Bölümü, 53100, Rize, evsen_yetim101@hotmail.com)
ÖZET
Doğu Karadeniz Bölgesi doğa turizmi potansiyelinin en yüksek olduğu bölgelerden
birisidir. Ekolojik çeşitliliği, bitki örtüsü, iklimi ve iklimine uygun kırsal mimarisiyle oldukça
ilgi çekmektedir. Bölgenin, farklı coğrafyalar arasında geçiş alanı olması; farklı yönetimlerin
hüküm sürmesine ve buna bağlı olarak farklı kültürlerin oluşmasına neden olmuştur. Çok
sayıda mimari eser söz konusu kültürlerin mirasıdır. Bunların, çoğu geleneksel dokular içinde
veya doğa ile bütünleşmiş durumdadır. Kültürel ve doğal değerlerin iç içe olduğu bölgede,
doğal yapı ve varlıklar; HES, sahil yolu, yayla yolu gibi projelerle zarar görmüşse de kırsal
mimari doku nispeten korunmuştur. Ancak konfor koşulları, teknoloji ve yaşam biçimi
açısından mevcut yapı stoğuyla günümüze ayak uyduramayan pek çok yerleşim, ekonomik
sıkıntıların da etkisiyle terk edilmekte ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Öte
yandan, bu doğal ve tarihi güzelliklerin turizm adı altında kâr amacı güden kimliklerin
bilinçsiz kullanımına bırakılması da; bu varlığın nitelik ve nicelik olarak hızla azalmasına ve
giderek yok olmasına yol açmaktadır.
Turizmin gelişmesi her bölge için olumlu katkılar sağlamaktadır. Fakat bu turizm;
yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, bunun yanı sıra yerel
halkın ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup
gözeten bir tavır olduğunda anlam kazanmaktadır. İşte bu noktada dünyada da yeni bir anlayış
olan ekomüze kavramı karşımıza çıkmaktadır.
Ekomüze hareketinin kökeni 1960lara uzansa da, ekomüze kavram olarak ilk kez
1971’de de Varine tarafından kullanılmıştır. Ekomüze kavramı, 1970lerden itibaren gelişen,
klasik müzecilik anlayışından farklı olarak sergileme aracı olmak yerine, yaşam biçiminin
sürdürülmesine imkan tanıyan, yaratıcı ve dinamik yeni bir müzecilik anlayışını ifade eder.
Ekomüze anlayışı, belli bir coğrafi bölgede yer alan doğal ve kültürel mirasın korunmasını ve
yöre halkının yararını gözeten, bir nevi toplumsal miras projesi olarak tanımlanabilir (Borrelli
& Davis, 2012). Ayrıca ekomüze, yöreye özgü ürün üretimiyle kırsal bölgenin hayatta
kalmasına ve küçük ölçekli turizmin gelişmesine katkıda bulunarak adeta bir sürdürülebilir
gelişme laboratuvarı işlevi görür (Pavlis, 2017). Diğer bir ifadeyle klasik müze bina, eserler,
koleksiyonlar, uzman personel ve ziyaretçilerden oluşurken; ekomüze, belli bir coğrafi alan,
orada yaşayan halk, gelenekler ve toplumsal mirastan oluşmaktadır.
Çalışma, Doğu Karadeniz Bölgesi kırsalının, doğal ve kültürel varlıklarını korunması
ve yaşatılması amacıyla bir yöntem olarak ekomüze anlayışının ele alınmasını
hedeflemektedir. Bu amaçla literatürde de yeni olan ekomüze kavramı araştırılarak, dünya ve
ülkemiz ölçeğindeki örnekler üzerinden değerlendirilecektir. Bu bağlamda hem bölgede artan
turizm potansiyeline doğru cevap verebilecek, hem de yerleşmeleri ekolojik ve ekonomik
anlamda koruyup yaşatabilecek özgün çözümler üretilmesi düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz Bölgesi, ekolojik çeşitlilik, kırsal mimari,
ekomüze.
122
UÇUŞLARDA MEYDANA GELEN TIBBİ ACİLLER VE KORUNMA
YOLLARI
Cevriye Ceyda KOLAYLI
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.ceydakolayli@hotmail.com)
İrem DİLAVER
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.iremhekimoglu@gmail.com)
Gufran ACAR
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/acargufran@yahoo.com.tr)
Gamze ÇAN
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/gcanktu@yahoo.com)
ÖZET Teknolojik gelişmelerle birlikte havayolu taşımacılığı gün geçtikçe daha güvenli, hızlı ve konforlu bir
ulaşım aracı haline gelmiştir. Bu doğrultuda yolcu talepleri de artmış, 2016 yılında yaklaşık 4 milyar yolcu ticari
hava yolu şirketleriyle yolculuk etmiştir . Eskiden havayolunu daha çok genç ve sağlıklı bireyler tercih ederken,
günümüzde diğer yolculuk türlerine göre kolay olması nedeniyle çocuklu aileler, gebeler, yaşlılar ve kronik hastalıkları bulunan kişiler de tercih etmektedir. Bu nedenle uçuşlarda yaşanan tıbbi olaylar basit müdahalelerle
giderilebilen sağlık sorunlarından, hayatı tehdit eden ve resüsitasyon gerektiren sağlık sorunlarına kadar
değişkenlik gösterebilir. Uçuşlarda yaşanan tıbbi acillerin %65’inin yolcuların daha önceden var olan sağlık sorunlarıyla ilişkili
olduğu bildirilmektedir. En sık karşılaşılan sağlık sorunlarında da respiratuvar, kardiyovasküler, nörolojik ve
gastrointestinal nedenler karşımıza çıkmaktadır. Uçuşlarda meydana gelen tıbbi acillerin %70’inde kabin ekibinin müdahalesi yeterli olurken, zaman zaman uçakta o sırada yolculuk eden sağlık personelinin desteğine
ihtiyaç duyulabilmekte, hatta uçağın acil iniş yapması (diversiyon) ve yolcunun hastaneye sevk edilmesi
gerekebilmektedir.
Uçuşlarda Tıbbi Aciller
Kardiyak Aciller: Uçuşlarda en sık görülen kardiyak aciller başlıca dolaşım bozukluğu, hipertansiyon, göğüs ağrısı, çarpıntı gibi sorunlardan meydana gelmektedir. Uçuşlarda kardiyak acillerin görülme sıklığı %7,7-
12,0’dır. Kardiyak aciller %18,4 diversiyona neden olmakta, %45,5 hastaneye başvuru ile sonuçlanmaktadır.
Aynı zamanda ölümlerin de en sık nedenini (%44) oluşturmaktadır. Göğüs Hastalıkları Acilleri: Uçuşlar kabin ortamı faktörleri nedeniyle bazı respiratuar durumların
ortaya çıkmasına veya var olan respiratuar durumların alevlenmesine neden olabilir. Bu durumun en önemli iki
nedeni oksijen basıncının deniz seviyesine göre %25-30 azalmasına bağlı gelişsen taşikardi ve hiperventilasyon gibi fizyolojik değişiklikler ve kuru kabin atmosferi nedeniyle mukozal zarların zarar görmesidir. Uçuşlarda
respiratuar semptomlar %12,1 oranında görülmektedir. Bu durum %5,6 oranında diversiyona neden olmakta,
%22,7 oranında ise hastaneye başvurmayı gerektirmektedir. Gastrointestinal Aciller: Uçuşlarda en sık görülen gastrointestinal şikayet karın ağrısıdır. Bunun
yanısıra mide bulantısı, kusma, ishal ve daha nadiren kolik de görülebilmektedir. Gastrointestinal patolojiler esas
olarak barsak gazı genişlemesinden kaynaklanmaktadır. Bunun yanısıra uçuşlarda farklı yiyeceklerin yenmesi de
gastrointestinal şikayetlere sebep olabilmektedir.
Nörolojik Aciller: Uçuşlarda vazovagal ataklar, senkop ve presenkop gibi nörolojik belirtiler uçuş
acillerinin yaklaşık %25-37’sini oluşturmaktadır. Özellikle de uzun mesafeli uçuşlarda koltuktan kalkarken bu belirtiler meydana gelmekte, %5’i diversiyonla sonlanmaktadır. Nörolojik aciller içerisinde inme daha nadir
(%2) görülse de daha çok diversiyon (%16,4) ve hastane sevkiyle (%43) sonuçlanmaktadır.
Korunma Yolları: 1. Tüm ilaçlarınızı el bagajınıza alın ve orijinal ambalajında reçete etiketiyle birlikte bulundurun.
2. Sağlık sorunlarınız varsa, mutlaka hastalığınıza dair bilgileri yanınızda bulundurun.
3. Kronik akciğer/kalp hastalığı, derin ven trombozu, epilepsiniz, geçirilmiş serebrovasküler olay öykünüz varsa uçuş öncesinde doktorunuza danışın.
4. Uçuşunuza eşlik edecek kabin ekibini özel sağlık sorunlarınızdan haberdar edin.
5. Rahat giysiler giyin. Anahtar Kelimeler: Uçuş, tıbbi acil, Nörolojik Aciller, Gastrointestinal Aciller, Göğüs Hastalıkları
Acilleri, Kardiyak Aciller
123
ULUSLARARASI SEYAHAT EDENLERİN SEYAHATLERİNDE
YAŞADIKLARI SAĞLIK SORUNLARI VE ALDIKLARI ÖNLEMLER:
İNTERNET TABANLI BİR ÇALIŞMA
Cevriye Ceyda KOLAYLI
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.ceydakolayli@hotmail.com)
Serdar KARAKULLUKÇU
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/serdar.karakullukcu@gmail.com)
Medine Gözde ÜSTÜNDAĞ (Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ mgustundag@hotmail.com)
Gamze ÇAN
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/gcanktu@yahoo.com)
ÖZET Uluslararası seyahat edenler, geçici bir süre ile sürekli kaldıkları ülkelerin dışına çıkarak farklı
ülkelerde eğlence, dinlenme, kültürel faaliyet, eğitim, dini vb. nedenlerle kar amacı olmaksızın
konaklayan bireylerdir . Bu bireyler seyahat edilen ülkenin yükseklik, sıcaklık, nem gibi özelliklerinden
yetersiz hijyen ve sanitasyon koşullarına kadar pek çok faktör nedeniyle çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı
karşıya kalabilmektedir.
Çalışmada uluslararası seyahat eden bireylerin seyahatlerinde yaşadıkları sağlık sorunlarının ve
bu sorunlara yönelik aldıkları önlemlerin internet aracılığıyla tanımlanması amaçlanmıştır.
Gereç Yöntem: Çalışma tanımlayıcı tipte olup sosyal medyada 15000 kişinin takip ettiği
“Seyahat Fırsatları” olarak bilinen grubun takipçileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu grubun kuruluş
amacı şehirlerarası yolculuk edecek bireylerin, kendilerine daha az maliyet getirecek şekilde yolculuk
edebilmelerini sağlamaktır. Bu doğrultuda öncelikle grup yöneticisinden yazılı izin alınmıştır. Daha sonra
hazırlanan anket formu, grup üyeleriyle paylaşılmıştır. 27 Eylül – 4 Ekim 2017 tarihleri arasında anketi
dolduran bireylerin verileri analiz edilmiştir.
Verilerin analizinde SPSS 23.0 kullanılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler; kategorik değişkenler için
sayı ve yüzde, sürekli değişkenler için ortalama, standart sapma, minimum (min) ve maksimum (maks)
değerler olarak verilmiştir.
Bulgular: Çalışmaya katılan 177 kişiden alınan bilgilere göre katılımcıların yaş ortalaması 33,5 ±
10,0 (min=14 – maks=63), %52,5’i (n=93) kadın, %84,2’si (n=149) üniversite mezunu, %98,3’ü
(n=174) Türkiye’de yaşamakta, %68,4’ü (n=121) şu anda gelir getiren bir işte çalışmaktadır. Daha önce
ortalama 11,0 ± 23,2 (min=1 – maks=250) kez uluslararası seyahat etmişlerdir.
Katılımcıların %44,1’inin (n=78) her zaman seyahate çıkmadan önce seyahat sağlık sigortası
yaptırdıkları görülmüştür. %18,6’sının (n=33) seyahat etmeden önce aşı yaptırdığı; %36,4’ünün (n=12)
“Tetanoz”, %27,3’ünün (n=9) “Hepatit B”, %21,2’sinin (n=7) “Hepatit A” aşılarını yaptırdıkları
görülmüştür. %4,5’inin (n=8) seyahate çıkmadan önce sıtma profilaksisi aldığı, %84,2’sinin (n=149)
yanında ilaç götürdüğü; ilaç çeşidi olarak da %95,3’ünün (n=142) ağrı kesici, %47,7’sinin (n=71) anti-
gribal, %20,8’inin (n=31) devamlı kullanmakta olduğu ilaçları yanına aldığı belirlenmiştir.
Seyahatlerinde alacakları ilaçları %72,5’i (n=108) kendi deneyimlerine, %51,0’ı (n=76) hekim
tavsiyesine göre belirledikleri görülmüştür.
Katılımcıların %48,6’sı (n=86) daha önceki seyahatlerinde sağlık sorunu yaşadığını; sağlık
sorunu yaşayanların %37,2’sinin (n=32) baş ağrısı, %30,2’sinin (n=26) ishal, %29,1’inin (n=25) halsizlik
şikayetlerinin olduğu; %10,5’inin (n=9) bu şikayetler nedeniyle hastaneye başvurduğu; hastaneye
başvuran 9 kişinin de %33,3’ünün (n=3) solunum yolu enfeksiyonu, %22,2’sinin (n=2) alerji tanısı aldığı
görülmüştür. Ayrıca katılımcıların hiçbiri daha önceki seyahatleri sırasında acil ameliyat olmalarını
gerektiren bir sağlık sorunu yaşamadıklarını ifade etmişlerdir.
Sonuç: Çalışmada uluslararası seyahat edenlerin, seyahatleri sırasında çeşitli sağlık sorunlarıyla
karşı karşıya kalabildikleri, sorunlarına çözüm ararken de daha çok kendi deneyimlerini dikkate aldıkları
görülmektedir. Bu anlamda uluslararası seyahat edenlerin gidecekleri ülkelerde sık karşılaşacakları sağlık
sorunlarıyla ilgili bilgilendirilmeleri, sağlık sorunu yaşadıklarında da sağlık personelinden yardım
almalarını sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Uluslararası seyahat, sağlık potansiyeli, sağlık sigortası
124
TURİZM VE OTELCİLİK MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN
ACİL VE İLKYARDIM GEREKTİREN DURUMLAR HAKKINDAKİ BİLGİ
VE TUTUMLARI: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
Cevriye Ceyda KOLAYLI
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.ceydakolayli@hotmail.com)
Gizem GÜRPINAR
(Int. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/gizemgurpinar@hotmail.com)
Murat TOPBAŞ
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/murattopbas@yahoo.com)
Fegan MUTLU
(Öğr. Gör./Karadeniz Teknik Üniversitesi/fmutlu@ktu.edu.tr)
Gufran ACAR
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/acargufran@yahoo.com.tr)
Büşra PARLAK
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/parlakbusra@hotmail.com)
ÖZET Hayatımızın her anında acil veya ilkyardım gerektiren durumlarla karşılaşabilmekteyiz. Bu durumlar
yanlış uygulamalar nedeniyle sakatlıklarla hatta ölümlerle sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle gelecekte mezun
olduklarında yerli ve yabancı uyruklu turistlerle çalışacak olan Turizm – Otelcilik öğrencilerinin acil ve ilkyardım gerektiren durumlarda doğru yaklaşım göstermeleri önem taşımaktadır. Çalışmada Karadeniz Teknik
Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören öğrencilerin acil ve ilkyardım
gerektiren durumlarla ilgili bilgi ve tutumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç Yöntem: Çalışmanın tipi tanımlayıcı olup evrenini Karadeniz Teknik Üniversitesi Turizm ve
Otelcilik Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 797 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilerin 287’si derslere
devamlılık göstermekte; geri kalanı devamsızlık, sınıf tekrarı gibi nedenlerle derslere aktif katılım göstermemektedir.
Çalışmanın saha çalışması Meslek Yüksekokulu Müdürlük makamından izin alınarak, 3 Ekim 2017
tarihinde gerçekleştirilmiştir. Öğretim üyelerine derse girmeden önce çalışmanın amacı hakkında bilgi verilmiş, derse başlamadan anketimizin uygulanması için izin istenmiştir. Daha sonra dersliklere gidilerek çalışmanın
amacı öğrencilere de açıklandıktan sonra; sosyodemografik özellikler, ilkyardım ve acil durum bölümlerinden
oluşan anket formunu gözlem altında doldurmaları istenmiştir. Bu yöntemle 160 (%56) öğrenciye ulaşılmış, ulaşılan öğrencilerin tamamı çalışmaya katılmayı kabul etmiştir.
Verilerin analizinde SPSS 23.0 kullanılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler; kategorik değişkenler için sayı
ve yüzde, sürekli değişkenler için ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerler olarak verilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan 170 kişiden alınan bilgilere göre öğrencilerin %63,8’i (n=102) erkek, yaş
ortalaması 20,0 ± 3,9’dur. %55,6’sı (n=89) 1. sınıfta, %56,3’ü (n=90) Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri
bölümünde okumaktadır. %48,1’i (n=77) daha önce ilkyardım eğitimi almıştır.
Çalışmamızın travmayla ilgili ilkyardım senaryolarının bulunduğu bölümde “ampütasyon” sorusuna
öğrencilerin %63,1’i (n=101), “kulak kanaması” sorusuna ise %49,4’ü (n=79), “kırık” sorusuna %45,0’ı (n=72),
burun kanaması sorusuna %42,5’i (n=68), yanık sorusuna %36,9’u (n=59), “cam parçası batma” sorusuna %16,3’ü (n=26) doğru yanıt verilmiştir. Allerjiye yaklaşımlarını değerlendiren soruda %55,0’ı (n=88),
zehirlenmeye %52,5’i (n=84), diyabetik hastaya ise %52,5’i (n=84), erişkinde yabancı cisim inhalasyonuna
%51,9’u (n=83), çocukta yabancı cisim inhalasyonuna %30,6’sı (n=49), senkopa %36,3’ü (n=58), epilepsiye %15’i (n=24) doğru yaklaşımı içeren seçeneği işaretlemiştir.
Acil durumlarda aranacak numaralardan ambulansı katılımcıların %98,8’i (n=158), polis imdatı
%97,5’i (n=156), itfaiyeyi %95,0’ı (n=152), jandarmayı %93,8’i (n=150), doğalgaz acili %15,0’ı (n=24), elektrik arızayı %13,1’i (n=21), orman yangınını %11,9’u (n=19), su arızayı %8,1’i (n=13), zehir danışmayı
%3,8’i (n=6) doğru bilmektedir. Acil durum senaryolarının bulunduğu bölümde ise depreme %72,5’i (n=116), orman yangınına %71,3’ü (n=114), gaz sızıntısına %67,5’i (n=108), yangına %60,0’ı (n=96), sele %60,0’ı
(n=96), elektrik kaçağına %51,9’u (n=83) doğru yaklaşımı içeren seçeneği işaretlemiştir.
Sonuç: Çalışmada Turizm – Otelcilik öğrencilerinin acil ve ilkyardım gerektiren durumlarla ilgili yanlış yaklaşımlarda bulunabildikleri görülmüştür. Meslekleri nedeniyle daha önce hiç tanımadıkları turistlerle
karşılaşacak olan öğrencilere yönelik pratik ağırlıklı eğitimlerin düzenlenmesi faydalı olabilir.
Anahtar Kelimeler: Karadeniz Teknik Üniversitesi, acil, ilk yardım, travma, öğrenci, turizm otelcilik
125
TRABZON İLİ ORTAHİSAR İLÇESİNDEKİ TURİZM ACENTE
ÇALIŞANLARININ STRES VE TÜKENMİŞLİK DÜZEYLERİ İLE BU
DÜZEYLERİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Büşra PARLAK
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/parlakbusra@hotmail.com)
Serdar KARAKULLUKÇU
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/serdar.karakullukcu@gmail.com )
Cevriye Ceyda KOLAYLI
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.ceydakolayli@hotmail.com )
Gufran ACAR
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/acargufran@yahoo.com.tr)
Medine Gözde ÜSTÜNDAĞ
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/mgustundag@hotmail.com )
Nazım Ercüment BEYHUN
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ebeyhun@yahoo.com )
ÖZET
Seyahat acenteleri, turizm sektöründe üretilen mal ve hizmetlerin müşterilere ulaştırılmasına
aracılık eden işletmelerdir.(1) Bu işletmelerde çalışanların bir taraftan başarılı sonuçlar elde etmeleri
gerekirken diğer taraftan yoğun iş temposu, sorumluluk ve yaşamın getirdiği zorluklarla baş etmeleri
gerekmektedir. (2) Bu durum da çalışanlardaki stresi ve tükenmişlik düzeylerini etkileyebilmektedir.
Bu çalışmada Trabzon ili Ortahisar ilçesindeki turizm acente çalışanlarının stres ve tükenmişlik
düzeyleri ile bu düzeyleri etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu araştırmanın evrenini Trabzon Ortahisar ilçesinde
bulunan 67 seyahat acentesinin çalışanları oluşturmaktadır. 4-5 Ekim tarihlerinde 111 acente çalışanına
ulaşılmış, sözel onamı alınarak araştırmamıza katılmayı kabul eden 75 kişi çalışmaya dahil edilmiştir.
Veri toplama aracı olarak kullanılan anket formu sosyodemografik özellikler, çalışma özellikleri, Maslach
Tükenmişlik Ölçeği (MTÖ) ve Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ) bölümlerinden oluşmaktadır.
MTÖ, tükenmişliği duygusal tükenme (DT), duyarsızlaşma (D) ve kişisel başarı (KB) olmak
üzere üç farklı boyut üzerinden değerlendiren, 22 ifadeden oluşan bir ölçektir. Kişisel başarı alt ölçeğinde
yüksek puan azalan kişisel başarıyı, diğer alt ölçeklerden alınan yüksek puanlar ise yüksek düzeyde
tükenmişliği ifade etmektedir.
ASÖ 14 maddeden oluşmakta, kişinin hayatındaki birtakım durumların ne derece stresli
algılandığını ölçmektedir. Her madde “Hiçbir zaman (0)” ile “Çok sık (4)” arasında değişen 5’li likert
skalası bulunmaktadır. Ölçekten alınabilecek puanlar 0-56 arasındadır, yüksek puan kişinin stres algısının
fazlalığını göstermektedir.
Verilerin analizinde SPSS 24.0 kullanılmıştır. Verilerin analizinde Spearman Korelasyonu ve
Mann Whitney U testi kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan 75 kişinin %56,0 (n=42)’ı kadın, %52,0 (n=39) ‘ı bekar, yaş
ortalaması 31,7 ± 7,8 dir. Katılımcıların %72,0 (n=54)‘ı üniversite mezunu iken %54,7 (n=41)’si turizm
konusunda eğitim almıştır. %26,7 (n=20)‘si yönetici olarak çalışmaktadır.
Çalışanların MTÖ puan ortalaması 24,5 ±14,4; DT alt ölçek puanı 11,0 ±7,6, D alt ölçek puanı
3,8±3,5, KB alt ölçek puanı ise 9,5±5,7’dir. ASÖ puan ortalaması 24,1±8,6’dır.
ASÖ puanı ile MTÖ puanı ve bütün alt ölçek puanları arasında pozitif yönde korelasyon
bulunmaktadır (p<0,05). İşe ulaşmak için yolda geçirilen süre arttıkça ASÖ puanı da artmaktadır
(p=0,009). Yöneticilerin tüm ölçek puanları diğer çalışma gruplarına göre daha düşüktür (p<0,05). İşini
isteyerek seçenlerin ölçek puanları işini istemeden seçenlerden daha düşüktür (p=0,001). Dinlenme ve
eğlenmeye vakit ayırabilenlerin MTÖ ve DT alt ölçek puanları anlamlı derecede daha düşüktür (p<0,05).
Sonuç: Araştırmamızda işini isteyerek seçenlerde ve yöneticilerde stres ve tükenmişlik düzeyleri
daha düşük bulunmuştur. Ayrıca katılımcılardan kendisine vakit ayırabilenlerin tükenmişlik düzeyleri de
düşük bulunmuştur. Bu anlamda seyahat acente çalışanlarının stres ve tükenmişlik düzeylerini azaltmada
çalışma sürelerinin kendilerine vakit ayırabilecekleri şekilde düzenlenmesi faydalı olabilir.
Anahtar Kelimeler: Trabzon, Ortahisar, turizm acenteleri, tükenmişlik, stres
126
KTÜ TIP FAKÜLTESİ ACİL SERVİS ÇALIŞANLARININ YABANCI
UYRUKLU HASTALARA SAĞLIK HİZMETİ SUNUMUNDA YAŞANAN
SORUNLAR HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ
İrem DİLAVER
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.iremdilaver@gmail.com)
Emre DİLAVER
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı,
dr.emredilaver@gmail.com)
Yusuf DEMİRTAŞ
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/yusufdemirtas@hotmail.com.tr)
N. Ercüment BEYHUN
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ebeyhun@yahoo.com)
Aynur ŞAHİN
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/aynursahin@ktu.edu.tr)
Abdülkadir GÜNDÜZ
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi/agunduz@ktu.edu.tr)
ÖZET İkamet edilen yerden başka bir ülkeye tatil amaçlı giden turistlerin seyahat halindeyken acil veya
plansız sağlık hizmeti almak zorunda kalmasına ‘‘Turistin Sağlığı’’ denilmektedir (1). Türkiye sağlık
alanında nitelikli insan gücüne, sağlık altyapısına ve teknolojisine sahip olmasına rağmen, yabancı uyruklu hastalar sağlık hizmeti sunumunda başka faktörler de devreye girmektedir. Yabancı uyruklu
hastaların ve onlara hizmet veren sağlık personeli iletişim sorunları ve kültürel farklılıkların neden olduğu
gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalabilmektedir. Yabancı uyruklu hastaların istedikleri hizmeti istedikleri kriterde veren kurumlardan sağlık hizmeti almayı tercih ettikleri sağlık turizminden farklı
olarak (1) acil sağlık hizmetlerine başvuruda böyle bir durum söz konusu olmamaktadır.
Çalışmamızda KTÜ tıp fakültesi acil servis çalışanlarının yabancı uyruklu hastalara sağlık hizmeti sunumunda yaşanan sorunlar hakkındaki düşüncelerinin araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç Ve Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırmamızın evrenini KTÜ Tıp Fakültesi Yetişkin Acil
Servisinde çalışan sağlık personeli oluşturmaktadır. Çalışma yapılırken evrenin tümüne ulaşılması hedeflenmiştir. Acil tıp teknisyeni (att) /paramediklerin tamamına, 1 doktorun izinde 1 doktorun çalışma
ekibinde olması nedeniyle 23 doktora, 28 hemşireden 19 hemşireye ulaşılmıştır. Çalışmanın yapılması
amacıyla KTÜ Tıp Fakültesi Başhekimliğinden yazılı izin alınmıştır. Araştırmanın amacı ve içeriği hakkında sağlık personelleri bilgilendirilip sözlü onamları alındıktan sonra veri toplama formu
uygulanmıştır. Veriler SPSS 23.0 paket programına aktarılmış ve analiz edilmiştir. Niteliksel veriler sayı
(n) ve yüzde (%); ölçümsel veriler ortalama ±standart sapma (minimum-maksimum) değerleriyle sunulmuştur.
Bulgular: Katılımcıların 29’u (%55,8) kadındır, yaş ortalaması 29,0±6,2 (20-52)’ dır. 23’ü
(%44,2) doktor, 19’u (%36,5) hemşire, 6’sı (%11,5) ATT, 4’ü (%7,7) paramediktir. Sağlık çalışanlarının 47’si (%90,4) daha önce acil serviste yabancı hastaya hizmet vermiştir. 25’i (%53,2) işletişim kuracak
kadar bir yabancı dil bildiğini ancak bunların 15’i (%62,5) bildiği yabancı dilin yabancı uyruklu hastalarla
iletişim kurmasına yetmediğini belirtmiştir. Acil serviste en sık sağlık hizmeti verilen yabancı uyruklu hasta grubunu Arap (%85,1) hastalar oluşturmaktadır. Acil servisteki sağlık çalışanlarının yabancı
uyruklu hastalara sağlık hizmeti sunumuna ilişkin yaşadıkları en sık sorunlara bakıldığında 46’sı (%97,9)
iletişim sorunu, 37’si (%78,7) mali nedenlerden kaynaklanan sorunlar, 21’i (%44,7) kültürel farklılıklardan kaynaklanan sorunları belirtmiştir.
Acil serviste çalışan sağlık çalışanlarının yabancı uyruklu hastaları sağlık hizmeti alımında yaşadıkları sorunlar hakkındaki düşüncelerine bakıldığında 45’i (%95,7) sağlık sorununu anlatamama,
38’i (%80,9) kayıtta ücret yüksekliği sorunu yaşandığını belirtti.
Sonuç: Çalışmamızda hem acil sağlık çalışanlarının hem de yabancı uyruklu hastaların yaşadıkları en önemli sorunun iletişim problemleri ve mali nedenlerle kayıt ve tanı/tedavi hizmetlerinden
yararlanırken meydan gelen kısıtlılıklar olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Karadeniz Teknikl Üniversitesi, acil, yabancı uyruklu hastalar, sağlık çalışanları
127
KTÜ TIP FAKÜLTESİ YETİŞKİN ACİL SERVİSE BAŞVURAN YABANCI
UYRUKLU HASTALARIN ÖZELLİKLERİ
İrem DİLAVER
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.iremdilaver@gmail.com)
Emre DİLAVER
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.emredilaver@gmail.com)
Yusuf DEMİRTAŞ
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/yusufdemirtas@hotmail.com.tr)
Aynur ŞAHİN
(Yrd. Doç. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/aynursahin@ktu.edu.tr)
Abdülkadir GÜNDÜZ
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi/agunduz@ktu.edu.tr)
Murat TOPBAŞ
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ murattopbas@yahoo.com)
ÖZET
Dünyada hızla gerçekleşen uluslararası seyahatler, özellikle turizm potansiyeli yüksek olan ülkelerde turist sağlığı kavramını ön plana çıkarmaktadır (1). Seyahat, eğlence, iş, sağlık gibi her ne
amaçla seyahat ediyor olursa olsun kendi ülkelerinden ayrılmış olan ziyaretçiler seyahat ettikleri
ülkelerde sağlıkları açısından pek çok riskle karşı karşıya kalabilmektedir. Yabancı uyruklu ziyaretçilerin seyahat ettikleri yerlerde maruz kaldıkları farklı iklim ve coğrafi koşullar, gıda, su kaynakları ve
konaklama şartları gibi pek çok neden var olan tıbbi problemlerini daha da şiddetlendirebileceği gibi yeni
sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına da neden olabilmektedir (2)
Çalışmamızda KTÜ Tıp Fakültesi Yetişkin Acil Servise başvuran yabancı uyruklu hastaların
kişisel özellikleri ile acil servise başvuru durumları, tanıları ve aldıkları sağlık hizmetinin özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM:
Tanımlayıcı tipteki araştırmamız 25 Eylül – 5 Ekim 2017 tarihleri arasında yapılmıştır. Çalışmamızın evrenini 1 Ocak 2015-31 Ağustos 2017 tarihleri arasında acil servise başvuran yabancı
uyruklu hastalar oluşturmaktadır. Çalışmanın yapılması amacıyla KTÜ Tıp Fakültesi Başhekimliğinden
yazılı izin alınmıştır. Çalışmamızda 1 Ocak 2015-31 Ağustos 2017 tarihleri arasında yetişkin acil servise başvuran yabancı uyruklu hastaların verileri retrospektif olarak taranmıştır. Veriler SPSS 23.0 paket
programına aktarılmış ve analiz edilmiştir. Niteliksel veriler sayı (n) ve yüzde (%); ölçümsel veriler
ortalama ±standart sapma (minimum-maksimum) değerleriyle sunulmuştur. BULGULAR:
Acil servise 1 Ocak 2015- 31 Ağustos 2017 tarihleri arasında 179 yabancı uyruklu hasta
başvurmuştur. Hastaların yaş ortalaması 32,4±18,2 (0-80) yıldır. 95’i (%53,1) erkek, 84’ü (46,9) kadındır.
Bu hastaların 74’ü (%43,8)’i yeşil alanda, 71’i (%42,0) travmada, 12’si (%7,1) sarı alanda, 12’si (%7,1)
kırmızı alanda hizmet almıştır. Acil servise başvuran yabancı uyruklu hastaların uyruklarına bakıldığında
83’ü (%47,4) Suudi Arabistan, 21’i (%12,0) Gürcistan, 13’ü (%7,4) Azerbaycan uyrukluydu. Acil servise başvuran yabancı uyruklu hastaların en sık aldıkları tanılar gastrointestinal sistem
enfeksiyonu (%11,2), el-ayak yaralanması (%10,6), düşme (%7,3), solunum yolu enfeksiyonudur (%7,3).
SONUÇ: Acil servise başvuran yabancı uyruklu hastaların %85’i yeşil alan ve travma alanında tedavi
almıştır. Başvuran hastaların tanılarına bakıldığında gastrointestinal sistem enfeksiyonlarının ve el-ayak
yaralanmalarının ilk sıralarda yer aldığı görülmüştür. Buna yönelik olarak turistlerin başka bir ülkeye seyahatinden önce veya seyahati esnasında seyahat edecekleri ülkede karşılacakları farklı çevresel
koşullar ve olası sağlık etkileri hakkında bilgilendirilmesi faydalı olabilir.
Anahtar Kelimeler: Karadeniz Teknik Üniversitesi, acil, yabancı uyruklu hastalar, sağlık çalışanları
128
DOKAP BÖLGESİ YEMEKLERİ: KİRAZ KAVURMASI
Fikret GÖKÇE
(Öğr. Gör./İskenderun Teknik Üniversitesi/fikretgokce@gmail.com)
Hasan GÖKÇE
(Öğr. Gör./Giresun üniversitesi/hasangokce28@hotmail.com)
Halil SUNAR
(Bilim Uzmanı, halil.sunar@windowslive.com )
ÖZET
Giresun yöresinde mutfak kültürü ile ilgili yapılan araştırmaların
yetersizliğine bağlı olarak genellikle yemek çeşitliliğinin az olduğu
düşünülmektedir. Giresun yöresinde doğal ortamda yetişen kirazdan elde edilerek
yapılan kiraz kavurması yemeği çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
Anavatanı Giresun olan kiraz, Tüm Dünya’da ve Giresun’da meyve olarak
tüketilmektedir. Giresun ve yöresinde kiraz kavurması yapılarak yemek olarak
tüketilmektedir. Bu çalışmada; Giresun ilinin yöresel değerlerinden biri olan ve
yemek olarak tüketilen kirazın tarihi, kavurmanın üretimi ve servisi incelenmektedir.
Araştırmada sonuç olarak sürdürülebilirlik açısında irdelendiğinde, Giresun’a özgü
kiraz meyvesinin cinsinin korunması sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra yöresel bir
lezzet olan kiraz kavurmasının restoranlarda ve otel işletmelerinde satışının
sağlanması ile birlikte yemeğin bilinirliğinin artırılması gerekliliği öngörülmüştür.
Kiraz salamurası yapan kırsal nüfusun gelir elde etmesine olanak sağlayacağı
öngörülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yerel lezzetler, Gastronomi, Turizm, Giresun, Kiraz
129
YAYLA TURİZMİNİN KAVRAMSAL DEĞERLENDİRİLMESİ
Fikret GÖKÇE
(Öğr. Gör./İskenderun Teknik Üniversitesi/fikretgokce@gmail.com )
Mehmet YEŞİLTAŞ
(Prof. Dr./Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ)/ymehmet@gazi.edu.tr )
ÖZET
Geçmişten günümüze turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısı düzenli olarak
artmaktadır. Bunun bir sonucu olarak turizmin çevreye vermiş olduğu tahribat
gündeme gelmiş, buna bağlı olarak sürdürülebilir turizm kavramı ön plana
çıkmaktadır. Çalışmanın konusunu özellikle son yıllarda Doğu Karadeniz
Bölgesi’nde ön plana çıkan yayla turizmi kavramı oluşturmaktadır. Literatür
incelendiğinde yayla turizmi kavramı, eko turizm, kırsal turizm, doğa turizmi, yeşil
turizm vb. çeşitli turizm türleri altında ele alınmıştır. Çalışmada literatür taraması
yapılıp, yayla turizmi kavramı açıklanmakta ve teorideki yeri
konumlandırılmaktadır. Sonuç olarak yayla turizminin teorik çerçevesi
oluşturularak, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki önemi ve sürdürülebilirliği ile ilgili
öneriler sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yayla Turizmi, Sürdürülebilir Turizm, Doğu Karadeniz
Bölgesi,
130
KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE YEŞİL PAZARLAMA
UYGULAMALARI
Büşra PARLAK
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ parlakbusra@hotmail.com)
Serdar KARAKULLUKÇU
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/serdar.karakullukcu@gmail.com)
N. Ercüment BEYHUN
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/ebeyhun@yahoo.com)
ÖZET
Teknolojideki hızlı gelişmeler, tüketim çılgınlığını da beraberinde getirmiştir. İnsanların
kaynakları hiç tükenmeyecekmiş gibi kullanması, çevresel sorunların ortaya çıkmasına, atmosferin,
denizlerin, nehirlerin ve kara parçalarının uluslararası boyutlarda kirlenmesine yol açmıştır. Çevresel
kirliliğin büyük boyutlara ulaşması, insanların geleceği konusunda endişelenmesine sebep olmuştur.
Hatta bu kirlilik 21. yüzyıla girerken ülkeleri, dünyanın nasıl temizleneceği konusunda uluslararası
çözümler aramaya sevk etmiştir. Kontrolsüz biçimde artan ticaret ve hızlı kalkınmanın yarattığı çevresel
tehditlerden korunmak amacıyla 19. yüzyılın ikinci yarısında uluslararası çevre örgütlerini ortaya
çıkmıştır.
Günümüzde işletmeler çevresel sorunlara duyarlı olmadan varlıklarını sürdüremeyeceklerini
anlamışlardır. Böylece yeşil pazarlama kavramı ortaya çıkmıştır. Yeşil pazarlama, tüketicilerin ihtiyaç ve
isteklerini yerine getirirken işletmenin de hedeflerine ulaşmasını sağlayan ve doğal çevreye en az zarar
veren faaliyetlerdir.
Yeşil pazarlamanın amacı yeni tüketim alanları yaratmak değil, sınırlı doğal kaynakları en iyi
şekilde kullanmaktır. Yeşil pazarlamanın mantığında enerji tüketiminin en az seviyeye indirilmesi,
işletmelerin yarattığı çevre kirliliğini azaltacak alternatiflerin aranması, çevre dostu ürün kullanımının
teşviki, paketleme işleminin en az düzeye indirilmesi ve toplumda geri dönüşüm bilincini yaratılması
yatmaktadır.
Yeşil pazarlama uygulamaları; tüketicilerin çevresel konulara ilgisinin artması, çevreci
örgütlerin, devletlerin baskısı, daha fazla müşteri memnuniyeti sağlama isteği ve rekabetin etkisiyle hızla
artmaktadır. Ayrıca yeşil uygulamaların uzun vadede işletmenin maliyetlerini düşürerek karlılığı
arttırması da, işletmelerin yeşil pazarlamaya yönelmelerini sağlamaktadır.
Konaklama işletmelerinin de ısınma, soğutma, aydınlatma, yemek pişirme, temizlik, banyo,
yüzme, yeşil alanların sulanması gibi gereksinimleri nedeniyle çevre üzerine etkileri oldukça fazladır.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na göre, konaklama işletmelerinin çevreye duyarlı olması için;
su tasarrufu, enerji verimliliğinin artırılması, çevreye zararlı maddelerin tüketiminin ve atık miktarının
azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi, yatırım aşamasından itibaren
çevreye duyarlı olarak planlanmaları, çevreye uyum, çevreyi güzelleştirici düzenlemeler, ekolojik mimari,
çevreye duyarlılık konusunda bilinçlendirme, çevre eğitimi çalışmaları ve ilgili kurum ve kuruluşlarla
işbirliği yapılması gibi unsur ve etkinliklere yönelik çalışmalara ağırlık vermesi gerekmektedir.
Literatürde konaklama işletmelerindeki yeşil pazarlama uygulamaları ile ilgili çalışmalarda, yeşil
bir imaja sahip otellerin, müşterilerin karar verme süreçlerinde ve satın alma davranışsal niyetlerinde
kritik bir rol oynadığı, tekrar ziyaret etme düşüncesi ile belirgin bir şekilde ilişkili olduğu görülmüştür.
Sonuç: Konaklama işletmelerinin yeşil pazarlama anlayışını benimsemeleri, hem maliyetlerinin
azalmasını nedeniyle daha fazla kar elde etmelerini, hem de turizmin en önemli kaynağı olarak görülen
çevreyi korumayı ve onu sürdürülebilir kılmaya yönelik adım atmalarını sağlayacaktır. Bu nedenle
konaklama işletmeleri, enerji tasarrufu, doğal kaynakların korunması ve çevresel yönetim gibi konulara
gereken önemi göstermeli, böylece bu işletmelerin değişen tüketici beklentilerine uygun, çevreye duyarlı
ürünler sunabilmeleri ve tüketici gözünde iyi bir imaj oluşturmaları sağlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Yeşil pazarlama, konaklama, işletme, turizm,
131
DOKAP BÖLGESİNDE FAALİYET GÖSTEREN KIŞ TURİZM
İŞLETMELERİ İÇİN MALİ BİR KOLAYLIK: ÖZEL HESAP DÖNEMİ
Serkan ACUNER
(Okt.Dr./Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi/serkan.acuner@erdogan.edu.tr)
Elif ACUNER
(Yrd. Doç. Dr./Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi/elif.acuner@erdogan.edu.tr)
ÖZET Turizm sektöründeki gelişme ve genişlemeler, ülke ekonomisi üzerinde
olumlu etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle sektör ülke ekonomileri için önem arz
etmektedir. Dolayısıyla sektörün ve sektörde faaliyette bulunan işletmelerin
desteklenmesi ve bazı ödev ve yükümlülüklerde kolaylık sağlanması önem
taşımaktadır. Vergi teşvikleri ve sübvansiyon gibi destekler yanında, mali ödevlerle
yükümlendirilmiş işletmelerin ödevlerini daha rahat yerine getirebilmeleri sektöre
dolayısıyla ülke ekonomisine ek katkılar sağlayacaktır. Sektörde faal olan işletmeler,
ürün çeşitlerine göre mevsimsel olarak faaliyet göstermektedirler. Kimi işletmelerin
faaliyetleri, kış turizmine yönelik olarak, kış aylarında yoğunlaşmaktayken, kimi
işletmeler de deniz turizmine yönelen faaliyetleri sebebiyle yaz aylarında yoğun bir
çalışma temposunda olurlar. Özellikle kış turizm işletmelerinin yoğun faaliyet
dönemleri sırasında yerine getirmeleri gereken vergi ödevleriyle ilgili bir mali
kolaylık vergi mevzuatımızda yer almaktadır. Bu mali kolaylık işletmelerin tercih
edebileceği özel hesap dönemidir. Özel hesap dönemi, vergi ile ilgili ödevlerini arzu
ettikleri ve faaliyetlerinin daha az yoğun olduğu dönemlerde yerine getirmelerini
sağlamak üzere mükelleflere/işletmelere tanınan önemli bir vergi kolaylığıdır. Bu
çalışmada özel hesap döneminin kış turizm işletmeleri için uygulanabilirliği
değerlendirilmiş, DOKAP bölgesinde faaliyet gösteren işletmelere kolaylık
sağlayacak bir öneri geliştirilmiş, Türk vergi mevzuatındaki uygulama açıklanmaya
çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Kış Turizmi, Vergi Ödevi, Vergi Kolaylığı,
Özel Hesap Dönemi
132
ETKİNLİK TURİZMİ KAPSAMINDA GÜMÜŞHANE’DEKİ YAYLA
ŞENLİKLERİ
Gürkan ALAGÖZ
(Yrd. Doç. Dr./Erzincan Üniversitesi/galagoz@erzincan.edu.tr)
Erkan GÜNEŞ
(Yrd. Doç. Dr./Erzincan Üniversitesi/egunes@erzincan.edu.tr)
ÖZET Turizm bölgeleri son yıllarda daha fazla tanınmak, turist çekebilmek ve
rekabet edebilme adına farklı yollar ve stratejiler aramaktadır. Bu stratejilerden birisi
bölgede düzenlenen etkinliklerin turizm amacıyla değerlendirilmesidir. Etkinlikler
destinasyon pazarlamasında destinasyonun elini güçlendiren unsurlar haline
gelmiştir. Bazıları çok uzun bir geçmişe sahip olan etkinlikler pek çok insanın
destinasyon hakkında bir fikre sahip olmasında önemli yer tutmaktadır. Ayrıca bir
turizm çekiciliği olarak etkinliklerin turizm kaynaklarını verimli kullanmada ve
pozitif imaj oluşturmada gerçekleştirildikleri yerlere ciddi katkıları söz konusudur.
Bu çalışmada turizmin çeşitlendirilmesi ve sayıca az turist çeken bölgelere farklı
turistik değerler katması anlamında etkinlik turizmi kapsamında Gümüşhane’de
düzenlenen yayla şenlikleri ele alınmıştır. Yapılan çalışma keşifsel bir nitelik
taşımakta ve Gümüşhane’de yayla şenliklerinin mevcut durumunun turizm
manasında değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Çalışmada ikincil veri
kaynaklarından yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular ile geliştirilen öneriler
doğrultusunda Gümüşhane yayla şenliklerinin turistik ürün olarak
değerlendirilebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yayla Şenlikleri, Etkinlik Turizmi, Gümüşhane.
133
MİRAS ÇEKİCİLİKLERİ BAĞLAMINDA KELKİT İLÇESİNDE KÜLTÜR
TURİZMİ POTANSİYELİ
Erkan GÜNEŞ
(Yrd. Doç. Dr.Erzincan Üniversitesi/egunes@erzincan.edu.tr)
Gürkan ALAGÖZ
(Yrd. Doç. Dr.Erzincan Üniversitesi/galagoz@erzincan.edu.tr)
ÖZET Bir bölgede yaşayan insanların yaşam biçimleri, oluşturduğu sanat eserleri
bölgenin kültürel özelliklerini yansıtmaktadır. Bu özellikler ise o bölgeyi diğer
yerlerden farklı kılan en temel unsurlar olmakla birlikte, turizm hareketleri açısından
önemli bir kaynak olarak kültür turizmi kapsamında da değerlendirilmektedir.
Turizm hareketleri içerisinde ulaştığı boyut dikkate alındığında birçok bölge için
önemli fırsatlar sunan kültür turizmi kaynakları içerisinde yer alan miras
çekicilikleri ise önemli bir bileşen olarak turistleri cezp etmekte ve kaynakların
sürekliliğine katkı sağlamaktadır. İnsanların yüzyıllar boyunca yaşamlarını devam
ettirebilmeleri için ürettikleri ve kendinden sonra gelen nesle bıraktığı varlıklar
olarak tanımlanabilen ve kültür turizmi kaynakları içerisinde önemli bir yere sahip
olan miras çekicilikleri günümüz turizm hareketliliği içerisinde önemli bir yere
sahiptir.
Bu çalışma, Gümüşhane ili Kelkit ilçesi miras çekiciliklerinin kültür turizmi
açısından potansiyelini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda ilçede yer
alan ve kültür turizmi açısından değerlendirilebilecek varlıklar Swarbrooke (1999)
tarafından belirlenmiş miras çekicilikleri kapsamında ele alınmıştır. İkincil veri
kaynaklarından yararlanılarak hazırlanan çalışmada, ilçenin miras çekicilikleri
açısından önemli kaynaklara sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca mevcut
kaynaklar göz önünde bulundurularak Kelkit ve çevresinde kültür turizmini
geliştirmeye yönelik öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Miras çekicilikleri, kültür turizmi, Kelkit.
134
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FARABİ HASTANESİ’NE
YAPILAN YABANCI UYRUKLU HASTA BAŞVURULARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
Yusuf DEMİRTAŞ
(Arş. Gör. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/yusufdemirtas@hotmail.com)
İrem DİLAVER
(Arş. Gör. Dr.Karadeniz Teknik Üniversitesi/dr.iremhekimoglu@gmail.com)
Gamze ÇAN
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/gcanktu@yahoo.com)
Murat TOPBAŞ
(Prof. Dr./Karadeniz Teknik Üniversitesi/murattopbas@yahoo.com)
ÖZET Dünyada uluslararası seyahat edenlerin sayısı her yıl artmakta buna paralel olarak seyahat
edenlerin sağlık riskleri de artırmaktadır. Turistlerin sağlıklı bir biçimde seyahatlerini
tamamlamaları ve hastalandıklarında kaliteli hizmet almaları önemlidir. Bu farklı hasta
popülasyonunun hastane başvurularının değerlendirilmesi, ileriye yönelik sağlık hizmetleri
planlamasına ve etkili hizmet sunumuna katkıda bulunacaktır. Bu çalışmada, hem medikal turizm
hem de turistin sağlığı kapsamında hastaların en fazla başvurduğu üniversite hastaneleri arasında
Türkiye’de ilk onda yer alan Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nin acil sağlık
hizmetleri sunan birimler dışındaki poliklinik ve servislerine Ocak 2015- Ağustos 2017 tarihleri
arasında yapılan yabancı uyruklu hasta başvurularının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma, 1 Ocak 2015- 31 Ağustos 2017
tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nin acil servis dışındaki
birimlerine yapılan yabancı uyruklu hasta başvurularına ait hastane kayıtları üzerinden
yürütülmüştür. Veriler IBM SPSS Statistics for Windows 23.0 istatistik paket programında analiz
edilmiş; niteliksel veriler sayı (n) ve yüzde (%), ölçümsel veriler ortalama ve standart sapma
değerleriyle sunulmuştur.
Bulgular: Toplam yabancı uyruklu hasta başvuru sayısı 2220 olup, yapılan başvuruların
1361’i (%61,3) Almanya uyruklu, 504 (%22,7) başvuru Gürcistan uyruklu, 124 (%5,6) başvuru
Azerbaycan uyruklu, 51(%2,3) başvuru Türkmenistan uyruklu, 180 (%8,1) başvuru ise 44 farklı
ülkeden hastalara aittir. Başvurular köken açısından değerlendirildiğinde, 1505 (%67,8)
başvurunun Türk kökenli ve 715 (%32,2) başvurunun yabancı kökenli hastalara ait olduğu
saptanmıştır. Aylık ortalama 69,4±23,5 başvuru olduğu ve en çok başvurunun 134 başvuru ile
Ağustos 2016, en az başvurunun 39 başvuru ile Ocak 2015 tarihinde yapıldığı görülmüştür.
Yapılan başvuruların birimlere göre dağılımı incelendiğinde yabancı uyruklu hastalar tarafından en
fazla başvuru 122 (%5,5) başvuru ile Kardiyoloji Polikliniği’ne, 117 (%5,3) başvuru ile Kadın
Hastalıkları ve Doğum Polikliniği’ne ve yine 117 (%5,3) başvuru ile Medikal Onkoloji
Polikliniği’ne yapılmıştır. Başvuru tanılarına bakıldığında, 122 (%10,2) başvuru ile nörolojik
hastalıklar, 108 (%9,1) başvuru ile maligniteler ve 105 (%8,8) başvuru ile kas iskelet sistemi
hastalıkları ilk üç sırada yer almıştır.
Sonuç: Sağlık hizmetleri planlanırken yabancı uyruklu hasta başvuruları ihmal
edilmemelidir. Bu hastaların sıklıkla başvurduğu birimlerde sağlık personelinin bu farklı hasta
grubunun ihtiyaçlarını karşılama açısından eğitilmesi, sık görülen hastalıkların teşhis ve tedavi
sürecinde yabancı uyruklu hastaların karşılarına çıkabilecek güçlüklerin giderilmesi gerekmektedir.
Yabancı uyruklu hasta başvurusu fazla olan hastanelerde benzer çalışmaların yapılması, bölgesel
farklılıkların belirlenmesi ve ileriye yönelik hizmet planlarının şekillendirilmesi açısından yarar
sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Karadeniz Teknikl Üniversitesi, acil, yabancı uyruklu hastalar, sağlık çalışanları
135
ÖZEL İLGİ TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ: KIZILIRMAK DELTASI
ÖRNEĞİ
Kubilay AYDEMİR (Yüksek Lisans Öğrencisi/Ondokuz Mayıs
Üniversitesi/Kubilayaydemir14@gmail.com)
Yetkin BULUT
(Doç.Dr./Ondokuz Mayıs Üniversitesi/ybulut@omu.edu.tr)
ÖZET Turizm ve turist biyolojik bir varlık gibi sürekli devinim içindedir. İnsan
davranış ve alışkanlıklarının direk olarak yansıdığı bir sekterdür. Bu paralel de 21 yy
turizm tüketicisi artık yeni alışkanlıklar geliştirmektedir. Turist artık eskisi gibi,
toplam yıllık izninin tamamını kullanarak bir defalık seyahat yapmamaktadır.20-30
günlük iznini 3-5 kez bölerek değişik ilgilerini tatmin etme çabasındadır. Bu olgu
özel ilgi turizminin bundan sonra daha da yoğunluk kazanacağına bir işarettir. 21. yy
turizminin gelişimi özellikle bu doğrultuda olacaktır.
İnsanoğlu dinlenmek ve eğlenmek gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için
20.yy 2. Yarısından itibaren turizmi bir boş zaman aktivitesi olarak değerlendirmeye
başlamıştır. Postmodern toplumlarda çalışma koşulları, boş zaman değerlendirme
alışkanlıklarının değişmesi, kısıtlı sürede daha fazla deneyim yaşama arzusu ve
turizm tüketiminin giderek bireyselleşmesi gibi nedenler boş zaman değerlendirme
etkinlikleri konusunda artan bir çeşitlilik yaratmıştır. Tüketicinin farklılaşan
tercihleri turizmciler de doğaya, çevreye ve kültüre daha az zarar verecek ürünler
konusunda düşünmeye zorlamıştır. Bu durumda özel ilgi turizmi bu tüketiciler için
iyi bir alternatif olmuştur. T.C Kültür ve Turizm bakanlığı değerlendirmelerine
göre, dünyada ve ülkemizde 100 ü aşkın, özel ilgi turizmi için potansiyele
alternatifler olduğunu belirtilmektedir.
Özel ilgi turizmi: Bireylerin veya grupların belirli özel ilgi motifleri
tarafından yönlendirilen, uyumsallaştırılmış boş zaman ve rekreasyon yaşantıları
olarak tanımlanmaktadır. Samsun ili Bafra ilçesinde bulunan Kızılırmak deltası
ihtiyaçları değişen bu turizm tüketicilerinin ihtiyaçlarını karşılar niteliktedir. Bu
bağlamda Kızılırmak deltasının özel ilgi turizmine kazandırılması araştırılmış,
yapılacak uygulamalar ve faaliyetler yapılan araştırmada alt başlıklar halinde
değerlendirilmiştir. Bafra ilçesinde turizm belgesi bulunan işletmelerle ve Bafra
turizm derneği ile görüşülerek Kızılırmak deltasının özel ilgi turizmine
kazandırılması ve tanıtılmasına yönelik öneriler bu araştırmada mevcuttur.
Anahtar Kelimeler: Samsun, Bafra, Kızılırmak deltası, özeli ilgi turizmi
136
COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNLERİN TURİSTİK ÜRÜN OLARAK
KULLANILABİLİRLİĞİ; SÜRMENE BIÇAĞI
Sema KÜÇÜKALİ
(Arş. Gör./İstanbul Üniversitesi/sema.kucukali@istanbul.edu.tr)
Gizem KANDEMİR
(Öğr. Gör./Nişantaşı Üniversitesi/gizem.kandemir@nisantasi.edu.tr)
ÖZET
Türkiye’de bugün de üretilmekte olan el sanatları ürünlerinden biri de bıçaktır.
Sürmene bıçakları, Karadeniz’in yaşam koşullarına uygun olarak, sert, dayanıklı,
eğilmez, kırılmaz ve çok keskin olma özelliklerini taşıyan, kendine özgü biçemselliği
olan özel üretimli ve şekilli bıçaklardır. Sürmene bıçakları kendine özgü şekilleri,
kınları, saplarındaki özel motifleri ve formları ile özel bir yere sahiptir. Araştırmada,
destinasyonlarda coğrafi işaretli ürünlerin turistik bir ürün olarak kullanılıp
kullanılmadığının işletmelerin bakış açısıyla ele alınması amaçlanmaktadır. Araştırma
çerçevesinde Nitel Araştırma yaklaşımı kullanılmış olup, veriler yarı yapılandırılmış
görüşmeler aracılığı ile toplanmıştır. Araştırmanın örneklemine dahil edilecek işletme
sahipleri veya yöneticileri amaçsal örnekleme yöntemi ve gönüllülük esasına dayalı
olarak seçilmiştir. Örnekleme alınacak katılımcıların bölgede en az 3 yıldır faaliyet
göstermesi, işletmenin sahibi veya yöneticisi olması, turistlere hizmet vermesi ve
düşünce, görüş ve deneyimlerini paylaşmaya gönüllü olması gibi ölçütler çerçevesinde
belirlenmiştir. Bu bağlamda, belirtilen ölçütler doğrultusunda 10 işletmeye
(katılımcıya) ulaşılmış, araştırmanın içeriği ve amacı kısaca anlatılmış ve araştırmaya
katılıp katılmayacağı sorulmuştur. 10 işletme araştırmaya katılmayı kabul etmiştir.
Buna göre görüşmeler içim randevu listesi hazırlanmıştır. Görüşmelerin tamamının 15
Ekim 2017 tarihine kadar bitirilmesi planlanmaktadır. Elde edilen öncül bulgulara
göre, özellikle yerli seyahat acentaları tarafından düzenlenen paket turlar yoluyla,
başta İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere farklı bölgelerden yerli turistlerin geldiği,
turistlerin genellikle bölgesel kültürü yansıtması, meşhur olması ve mutfaklarda
kullanmak amacıyla Sürmene bıçağını satın aldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca
turistlerin, daha önce bölgeye gelen eş, dost, arkadaş tavsiyelerini, tur rehberinin
önerilerini ve reklam ve tanıtımların önemli bir bilgi kaynağı olarak gördükleri tespit
edilmiştir. Diğer taraftan işletmecilerin geçmişten günümüze diğer bir ifadeyle,
babadan oğula kalan bir meslek olması, gelecek kuşaklara aktarılarak kültürel
sürdürülebilirliğin sağlanmasına katkı sağlaması ve son zamanlarda turistik bir ürün
olarak fazla talep görmesi gibi nedenlerden dolayı bölgeye özgü bıçağın ön plana
çıktığı belirtilmektedir. Benzer bir şekilde işletmeciler başvuru aşamasında olan
bıçağın coğrafi işaretli ürün olarak tescil edilmesi ile birlikte daha çok tanıtımının
yapılabileceği ve böylece daha çok turistin bölgeye gelebileceğinden bahsetmektedir.
Sonuç olarak turistik bir ürün olarak Sürmene bıçağına talebin olduğu anlaşılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Coğrafi İşaretli Ürünler, Sürmene, Sürmene Bıçağı, El
Sanatı
137
TURİZMİN YÜKSELEN ALTERNATİFİ YAYLALAR: ÇAMBAŞI
YAYLASI ÖRNEĞİ
Ömer ATABEYOĞLU
Yrd.Doç.Dr., Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü,
Ordu/TÜRKİYE, atabey6@hotmail.com
Aslıhan ARGAN Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Ordu/TÜRKİYE,
aslihan.argan@gmail.com
ÖZET
Yaylalar, Anadolu kültüründe yeri olan önemli rekreasyon ve yaşam
alanlarıdır. Yaylalar, iklim, flora, fauna gibi olgular bakımından kendine has
özelliklere sahiptir. Bu farklılıklar yaşam tarzı, imkânlar, talepler ve tercihler
bakımından da kendine özgü bir sistem oluşturmaktadır. Yaylada yaşamayı tercih
eden insanlar olduğu gibi, çoğu insan tarafından belirli dönemler için
kullanılmaktadır. Yaylalar, yerleşik veya sezonluk yerleşimcilerin dışında turistler
tarafından da tercih edilmektedir. Kentten uzaklaşmak isteyenlerin tercihi olan
yaylalar hem doğal, hem de kültürel imkânlar sunar. Yaylaların kendilerine özgü
rekreasyonel olanakları turistler için önemli bir alternatiftir. Ordu İli Çambaşı,
Yeşilce, Topçam, Perşembe, Keyfalan ve Argın Yaylaları gibi önemli doğal ve
kültürel özellikleri bulunan yaylalara sahiptir. Bu yaylalar arasında en popüler olanı
ve en dikkat çekeni ise Kabadüz İlçesi'nde yer alan Çambaşı Yaylası'dır. Çambaşı
Yaylası sadece Ordu İli'nin değil Karadeniz Bölgesinin de önemli yaylalarından
birisidir. 1991 Yılında Bakanlık tarafından turizm merkezi olarak ilan edilen
Çambaşı yaylası Ordu kent merkezine 57 km uzaklıkta ve 1850 m rakımda yer
almaktadır. 76 Obası olan oldukça büyük bir yayla olan Çambaşı özellikle
günübirlik turizm faaliyetleri ile Ordu ili sakinleri tarafından da kullanılmaktadır.
Yaz ve kış sezonları için alternatiflere sahip olmakla birlikte hala geliştirilmesi
gereken noktalara sahiptir. Çalışmada, Çambaşı Yaylası sunduğu mevcut
rekreasyonel imkânlar ve sahip olduğu doğal, kültürel ve sosyal kaynaklar açısından
incelenmiştir. Bununla birlikte mevcut turizm potansiyeli değerlendirilmiş, turizmi
yönlendiren etkenler ve turizm eğilimleri tartışılmıştır. Ayrıca Çambaşı Yaylası için
turizmin geliştirilmesi ve potansiyelin artırılması için alınabilecek önlemler ve
önerilerden bahsedilmiştir. Potansiyel, varlık ve noksanlıkların tespitin
değerlendirilebilmesi için swot analizi de uygulanmıştır. İlave olarak doğal
kaynakların sürekliliği ve koruma kullanma dengesine dikkati çekmek üzere
sürdürülebilir kullanım Çambaşı Yaylası özelinde tartışılmıştır. Ordu ili doğal ve
kültürel değerleri ile potansiyeli yüksek bir ildir. Kaynakların tanınırlığı ve doğru
kullanımı potansiyeli ve turizm alternatiflerini artıracaktır. Bu noktada çalışmanın
amacı, Ordu İli turizm potansiyeli ve tanıtımı için büyük öneme sahip Çambaşı
Yaylası'nın tanınırlığına katkı sağlamak, Ordu İli alternatif turizm kaynaklarına
dikkati çekmek ve turizm potansiyelinin artırılması için önerilerde bulunmaktır.
Anahtar kelimeler; Yayla turizmi, peyzaj mimarlığı, Ordu İli, Çambaşı
Yaylası, rekreasyon
138
GELENEKSEL ESKİ TÜRK EVLERİNİN EKOLOJİK YAKLAŞIMLARI
(İslamköy Evleri Örneği)
Aydın APAYDIN
Mimar, E-mail: apaydin17@hotmail.com
Prof. Dr. Atila GÜL
Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Doğu
Yerleşkesi/Isparta E-mail. atilagul@sdu.edu.tr
ÖZET
Günümüzde konut mimarisinde ekolojik yaklaşımlar giderek önem
kazanmaya başlamıştır. Geleneksel Türk konutlarının geçmişte mevcut koşullara
göre doğa ile uyumlu ve ekolojik özellikleri ile kurgulanmıştır. Geleneksel
konutların, kırsal alandan kentsel alanlara göç edilmesi, yeni ve katlı yapılaşma
eğilimleri, arazilerinin değer kazanması, artan nüfus yoğunluğu, vb. nedenlerden
dolayı hem varlıkları tehlikeye girmekte hem de bulunduğu çevre ile görsel
bütünlükleri kaybolmakta; dolayısı ile giderek yok olmaktadır. Bu değerlerin
öncelikle koruma altına alınması ve günümüz koşullarıyla bütünleştirilmesi ve
değerlendirilmesi gerekmektedir.Isparta ili İslamköy'de bulunan geleneksel eski
konutlar, yerel değerlerden etkilenerek kendine özgü ekolojik ve mimari karakterlere
sahiptir. Ancak ne yazik ki her geçen gün sayısı azalmakta ve kendi kaderlerine
terkedilmektedir.Bu konut önemli kültürel miras değerleri olup farkına varılması,
korunması ve iyileştirilmesine yönelik tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu
çalışmada, geleneksel İslamköy konutların karakterinde iklimsel özellikler, dinsel
inançlar, ekonomik yapı, aile büyüklüğü, işlevsellik, mahremiyet ve estetik değerler
etkili olduğu belirlenmiştir. İslamköy geleneksel eski konutların genel özellikleri;
Özellikle dikdörtgen formlu, dış sofalı ve iki katlı plan konseptinde olması, Üretim
ve yaşam bütünlüğü sağlanarak tasarlanması, Güneş ışınları sadece ısınma değil gıda
kurutma ve aydınlanma gibi maksimum düzeyde yararlanılması, Yapılarda ve
günlük yaşamda doğal malzemeler tercih edilmesi, Çevreye en az zarar verilmesi,
Kerpiç ve ahşap malzemelerle yapılmış olup deprem, sel, gibi doğal afetlere veya
koşullara karşı dayanıklı yapılması, Yapı formu ve malzeme seçimi ile aydınlanma
ve ısınmada tasarruf sağlanması, Evsel ve tarımsal atık ve artıkların
değerlendirilmesi, Dini inanış gereği mahremiyet ilkesi ön planda olması, Yüksek
duvarlu avluya sahip olması ve güneye bakılı olması vb şeklinde
sıralanabilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Ekoloji, geleneksel Türk evleri, Mimari, İslamköy
139
TRABZON TURİZMİNDE YAŞANAN SORUNLARIN ANALİZİ VE
EĞİTSEL ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Mehmet KOKOÇ
(Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi, mkokoc@ktu.edu.tr)
Hasan KARAL
(Prof. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi, hasankaral@ktu.edu.tr)
ÖZET
Turizm açısından bakıldığında Trabzon ili tarihi ve doğal güzellikleri
açısından önemli bir kent olarak göze çarpmaktadır. Trabzon kenti, içerisinde doğa
güzelliklerini barındıran, tarihi dokusu ile tarihimize ışık tutan ve birden fazla
üniversitesi ile Trabzon halkına ve diğer kentlere örnek olabilecek potansiyele sahip,
gelişime ve değişime açık bir şehir durumundadır. Sahip olduğu doğal, kültürel,
tarihi ve sosyal özellikler dolayısıyla ulusal ve uluslararası turizm açısından son
yıllarda odak noktası haline gelmiş ve turizm kenti olarak işlenmeye başlamıştır.
Olumlu gelişmelerle birlikte Trabzon turizminde özellikler dış turizm bağlamında
sorunları yaşandığı bilinmektedir. Mevcut sorunların çözümü ve yaşanabilecek olası
sorunların önlemesi için Trabzon turizminin güçlendirilmesine yönelik bütüncül
politika ve stratejiler geliştirilmesi ve uygulamaya dönük yaklaşımların ortaya
koyulması gerekmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı; Trabzon turizminde
yaşanan problemlerin belirlenmesi ve ilgili problemlerin çözümüne ilişkin eğitsel
önerilerin geliştirilmesidir. Çalışmanın katılımcı grubu, Trabzon’u turizm amacıyla
ziyaret etmiş olan 9 yabancı ve 12 yerli turistten oluşmaktadır. Katılımcılarla
gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla elde edilen nitel veriler
çözümlenerek Trabzon turizminde yaşanan problemlere ilişkin bulgular elde
edilmiştir. Elde edilen bulgular; hizmet sektörü, ulaşım ve altyapı, konaklama ve
tanıtım açısından sorunların var olduğunu ve yaşanan sorunların iç turizm ve dış
turizm açısından farklılaştığını göstermektedir. Çalışma bulgularına dayalı olarak
sorunların çözümüne ilişkin eğitsel açıdan öneriler geliştirilmiştir. Hizmet
sektöründe faaliyet gösteren kurumların (otel, turizm acentesi, lokanta, alışveriş
merkezi gibi) akreditasyonu sağlanabilir ve ilgili sektörde çalışan personele yabancı
dil, temel iletişim becerileri ve mesleki gelişim becerileri eğitimi verilebilir.
Turistlerin sorularını anlık olarak yanıtlayabilecek bir yardım destek hattı kurulabilir
ve Trabzon kentinde ihtiyaç duyulan hizmet kurumlarının ve turistik noktaların
bilgilerinin paylaşılabileceği bir mobil uygulama geliştirilebilir. Sosyal medya
üzerinde Trabzon turizmine ilişkin tanıtıcı bilgiler ve kısa videolar paylaşılabilir.
Anahtar Kelimeler: Trabzon, turizm, eğitim, turizm stratejisi
140
TURİZMDE YAŞAM DÖNGÜ MODELİNİN DOĞU KARADENİZ’E
UYGULANMASINA BİR ÖRNEK: UZUNGÖL
Yrd. Doç. Dr. Muhammet BAHADIR
(Yrd. Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi muhammet.bahadir@omu.edu.tr,)
Hasan DİNÇER
(Araştırma Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, geographier@gmail.com)
Fatih IŞIK
(Araştırma Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi,fatihtrbzon.61@gmail.com)
ÖZET
Bu çalışmada Trabzon ili sınırları içerisinde yer alan Uzungöl havzasının turizm
doygunluğu ve sürdürülebilirliği üzerine model bir yaklaşımda bulunulacaktır. Uzungöl oluşum
bakımından heyelan set gölü özelliği taşımaktadır. Göl ve çevresi taşıdığı doğal güzellik ve
manzarası ile Doğu Karadeniz’in en önemli turizm merkezlerinden biri durumuna gelmiştir.
Çalışmada yöntem olarak ‘Turizmde Yaşam Döngüsü Modeli’ Uzungöl’e uygulanmıştır. Bu
modelde kayda değer en önemli veri kaynaklarını sahayı ziyaret eden turistlerin envanteri, görsel ve
yazılı medyada çıkan haberler, basımı yapılan broşürler ve çekilen tanıtım videoları
oluşturmaktadır. Bu bağlamda Trabzon Turizm il müdürlüğünden 2010 yılından günümüze kadar
olan turist sayıları temin edilmiştir. Bu verilere ek olarak sahada yapılan arazi çalışmaları, yerel
halkla yapılan sohbetler, gözlemler ve çekilen fotoğraflar diğer önemli veri kaynaklarını
oluşturmaktadır. Elde edilen verilere ait veri seti oluşturulmuş, ilgili veriler ise sistematik olarak
sınıflandırmaya tabi tutulmuştur. Elde edilen verilere Yaşam Döngü Modeli çerçevesinde Butler’in
sistematiği uygulanmıştır.
Butler’in (1980) yılında hazırlamış olduğu Yaşam Döngüsü Grafiğine göre önce bir sahayı
keşfetme, oraya duyulan ilgi, sahanın gelişimi, asgari duruma ulaşma ve sağlamlaşma,
durağanlaşma ve son olarak da düşüşe geçme veya yeni eğilimlerle gençleşme devresine geçiş
süreçlerini yaşamaktadır. Bu evreler dikkate alındığında Uzungöl’ün yıllara göre aldığı turist
sayıları, yapılan konaklama tesisleri ve doluluk oranları, göl çevresinin taşıma kapasitesine
ulaşması, ulaşım sorunlarının hat safhaya gelmesi tüm bu süreçlerin yaşanmaya başladığını
göstermektedir. Turizm il müdürlüğünden alınan verilere göre hem yerli hem de yabancı turist
sayısı son yıllarda katlanarak artmıştır. Özellikle yabancı turist sayısı 32.523’den (2010) 335.600’e
(2016) ulaşmıştır. Bu değer yörenin sadece günübirlik turizmcileri ağırlamadığını uzun süreli gelen
turistlerin de oldukça arttığını göstermektedir. Yöreye gelen turistlerin çoğunluğunu ise Arap
ülkelerinden gelenler oluşturmuştur. Böylece yörede ciddi boyutlarda altyapı sorunları yaşanmaya
başlanmıştır. Özellikle otopark sorunu, yürünemeyecek kadar daralmış yollar, konaklamak için oda
bulunamaması gelen turistlerin geri dönüşünü hızlandırmaktadır. Ayrıca yeni konaklama tesisi
kazanma çabası ile göl çevresinin tamamen yapılaşmaya açılması göl manzarasının ve albenisinin
kaybına neden olmaktadır. Bu nedenlerle Uzungöl turizm yönetimi ve olgusu bakımından
durgunluk ve doygunluk aşamasına gelmiş durumdadır. Bu şekilde devam etmesi durumunda
düşüş sürecine girmesi kaçınılmazdır. Acil olarak akılcı ve planlaması yapılmış sürdürülebilir bir
turizm modeli ile göl ve çevresinin turizm eylem planı hazırlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Trabzon, turizm, Uzungöl, yaşam döngü modeli
141
GİRESUN İLİ TURİZMİNDE AKSU ÇAYI HAVZASININ YERİ VE ÖNEMİ
Eren ŞENOL
(Yrd. Doç. Dr, Giresun Üniversitesi, eren.senol@giresun.edu.tr)
ÖZET
Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) illerinde ülke geneline oranla sanayi
yeterince gelişmemiştir. Bu illerde ekonomik hayatı canlandırmak için potansiyel
arz eden alanların da varlığına bağlı olarak turizm sektörünü geliştirmek adına,
büyük çaba sarf edilmektedir. Bölge illerinde turistlerin ilgisini çekecek çok sayıda
destinasyon bulunmaktadır. Bunların hepsinin aynı anda turizme kazandırılması, alt
ve üst yapı maliyetleri düşünüldüğünde kamu açısından ekonomik değildir. Talebin
henüz istenilen düzeyde olmadığı sahada arzın fazla olması, birim alana düşen
ziyaretçi sayısını(ziyaretçi yoğunluğunu), dolayısı ile karlılığı azaltmakta; haliyle
özel sektörün, girişimcilerin ve yatırımcıların bölgeye ilgisi de arzu edilen düzeyde
olmamaktadır. Sorunun çözümü ülke genelinde olduğu gibi, bölgede de il ölçeğinde
lokomotif görevi üstlenebilecek yerlerin belirlenmesi, alt ve üst yapı olanakları ile
geliştirilmesi, teşviklerle desteklenmesi ve marka oluşturulması ile mümkün olabilir.
Bu amaçla her bir ilde destinasyon değeri, erişilebilirlik ve sürdürülebilirlik ilkeleri
çerçevesinde turistin geçireceği süreye göre ZAMAN, görmek isteyeceği alanlara -
yapmak isteyeceği faaliyetlere göre KONU-TEMA, ve konaklamayı düşündüğü yere
göre MEKAN eksenli rotalar oluşturularak potansiyel arz eden sahaların bir kısmı
ziyaretçi kullanımına sunulabilir. Bu alanlar markalaştıkça, talep arttıkça diğer
alanların da ziyaretçilere açılması düşünülebilir.
Konu bu perspektifte ve Giresun ölçeğinde değerlendirildiğinde, ilde
potansiyel arz eden çokça alan içerisinde festivale dönüşen Mayıs 7’si ritüelleri,
Mavi göl ve Kuzalan şelaleleri, sodalı suları, traverten mağaraları, Kümbet,
Kulakkaya yaylaları, Karagöl, Camlı göl gibi sirk gölleri ile Aksu çayı havzasının,
diğer havzalardan ayrıldığı; görece daha fazla potansiyel arz ettiği; zaman, mesafe
ve maliyet açısından erişilebilir olduğu söylenebilir. Eldeki çalışmada Aksu çayı
havzasının SWOT analizi yapılarak halihazırdaki güçlü ve zayıf yanları tespit
edilmiş; değişen koşullara göre beliren tehdit ve fırsatlar dile getirilmiştir. Rize’de
Ayder, Trabzon’da Uzungöl-Sümela benzeri; Giresun’da da bu sahanın yada başka
bir alanın markalaşmasına destek verilmesi, yöreye olan talep arttıkça, taşıma
kapasitesi aşıldıkça, çevredeki diğer havzaların-destinasyonların turistlere arz
edilmesi önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Aksu Çayı Havzası, Giresun.
142
GÜMÜŞHANE’DE YABANCI UYRUKLU TURİSTLERİN 112 ACİL
ÇAĞRILARININ ÖZELLİKLERİ
Medine Gözde Üstündağ
(Araş. Gör. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı,
mgustundag@hotmail.com)
Cevriye Ceyda Kolaylı
(Araş. Gör. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı,
dr.ceydakolayli@hotmail.com)
Fevzi Yavuzyılmaz
(İl Sağlık Müdürü Dr., Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğü, dr.fevzi@hotmail.com)
Volkan Ak
(Acil ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü, Gümüşhane İl Sağlık
Müdürlüğü, volkan.ak@saglik.gov.tr)
Murat Topbaş
(Prof. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı,
murattopbas@yahoo.com)
ÖZET
İnsanlar gezi, eğlence, kültürel / sportif faaliyetler, iş, eğitim gibi farklı
nedenlerle farklı ülkelere seyahat etmektedir (1). Teknolojinin gelişmesi ve ulaşımın
kolaylaşması nedeniyle seyahat edenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır (2).
Ülkemiz doğal, tarihi ve kültürel turistik değerleriyle turizm potansiyeli
yüksek ülkeler arasında yer almaktadır (3). Ülkemizin illeri içerinde Gümüşhane,
Karadeniz ile Doğu Anadolu arasındaki geçiş noktası üzerinde yer alması açısından
kültürel; pek çok uygarlığa ev sahipliği yapması nedeniyle tarihsel; zengin bitki
örtüsü, yaylaları, şelaleleriyle de doğal güzellikler anlamında turist çeken iller
arasında yer almaktadır (4, 5). Ancak eskiden daha çok sağlıklı ve genç bireyler
seyahat etmekteyken günümüzde bebekler, çocuklar, gebeler, yaşlılar ve sağlık
sorunu olan bireyler de seyahat edebilmektedir (6). Bu durum farklı özelliklerdeki
bireylerin alışkın olmadıkları bir ortamda farklı sağlık riskleriyle karşılaşmalarına
neden olabilmektedir. Çalışmanın amacı, 2015-2017 yılları arasında Gümüşhane’ye
gelen yabancı uyruklu turistlere ait 112 acil çağrıların özelliklerinin incelenmesidir.
Çalışma tanımlayıcı tipte olup 2015-2017 yılları arasında Gümüşhane’de
bulunup 112 acil durum çağrısı yapan yabancı uyruklu turistlerin kayıtları
incelenmiştir. Öncelikle Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğü’nden izin alınarak
Müdürlük ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim
Dalı Başkanlığı arasında protokol imzalanmıştır. Yabancı uyruklu hastaların yaşı,
cinsiyeti, uyruğu, ön tanıları, tanıları, acil durum kodu; çağrının tarihi, saati,
yapıldığı yer; çağrıya verilen yanıt; nakil yapılan hastanenin adı; hastaya ambulansta
yapılan tıbbi işlemler; hastanın yapılacak tıbbi işlemleri veya hastaneye nakli
reddetme durumu ile ilgili bilgiler hasta hakları ihlal edilmeden Gümüşhane İl
Sağlık Müdürlüğü tarafından sağlanmıştır. Hastaların tamamının ön tanılarına
ulaşılmış; tanılarına ise sadece hastaneler arası nakil yapılanlarda ulaşılabilmiştir.
143
Veriler SPSS 23.0 paket programına aktarılmış ve analiz edilmiştir.
Kategorik değişkenler sayı ve yüzde; sürekli değişkenler ortalama, standart sapma,
minimum (min) ve maksimum (maks) değerleriyle sunulmuştur.
Çalışmamızda 2015-2017 yılları arasında Gümüşhane’de bulunan 32 yabancı
uyruklu turist için 112 acil çağrısı yapıldığı belirlenmiştir. Turistlerin yaş ortalaması
31,7±14,9 (min=3– maks=63) yıl, 17’si (%53,1) erkek, 2’si (%6,2) Türk kökenli,
9’u (%28,1) İran, 4’ü (%12,5) Gürcistan, 4’ü (%12,5) Afganistan vatandaşıdır.
Bu kişilerin 14’ü (%43,8) trafik kazası, 2’si (%6,3) alkol ve ilaç
intoksikasyonu, 2’si (%6,3) primer (esansiyel) hipertansiyon, 2’si (%6,3) kesici
delici alet yaralanması ön tanılarını almış, 12’sine (%37,5) kırmızı, 12’sine (%37,5)
yeşil kod verilerek triaj yapılmıştır.
Çağrıların 23’ünün (%71,9) 2016 yılında; 7’sinin (%21,9) Ağustos, 7’sinin
(%21,9) Eylül aylarında; 16’sının (%50,0) 12:00- 18:00 saatleri arasında; 20’sinin
(%62,5) Merkez ilçeden yapıldığı; olay yerinin 15’inin (%46,9) otoyol olduğu,
çağrıların 16’sının (%50,0) hastaneye nakil, 11’inin (%34,4) nakil reddi ile
sonuçlandığı, 12’sinin (%57,1) Gümüşhane Devlet Hastanesine nakil edildiği
görülmüştür. Hastaların 5’i (%15,6) için 2 kez acil çağrıda bulunulmuş, 2. kez acil
çağrı yapılanların da 4’ü (%80) hastayı hastaneler arası nakil etmek için yapılmış,
2’si (%40) Gümüşhane Devlet Hastanesi’ne sevk edilmiştir.
112 acil ambulansında yapılan tıbbi işlemler incelendiğinde ise başvuranların
tamamının muayene edildiği, 30’una (%93,8) Transkutan Parsiyel Oksijen basıncı
ölçümü yapıldığı, 16’sına (%50,0) damar yolu açıldığı görülmüştür.
Çalışmamızda yabancı uyruklu turistlerin travma ve komplikasyonları başta
olmak üzere çeşitli sağlık sorunları yaşayabildikleri görülmüştür. Hastaların büyük
çoğunluğunun travma geçirmesinin nedeni Gümüşhane’nin engebeli ve dağlık bir
konuma sahip olması, dağların da derin vadilerle birbirinde ayrılması olabilir. Bu
nedenle Gümüşhane’ye gidecek olan turistlerin bölgenin virajlı ve engebeli ulaşım
koşulları hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde sağlık sorunları
yaşamı tehdit edebilen boyutları ulaşabilir.
Anahtar Kelimeler: Yabancı uyruklu turist, 112 acil,
144
ARAP TURİSTLERİN DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNE EKONOMİK
KATKILARINI BELİRLEMEYE YÖNELİK BETİMSEL BİR ARAŞTIRMA
Ertuğrul DÜZGÜN
(Öğr.Gör., Gümüşhane Üniversitesi Turizm Fakültesi, duzgunertugrul@gmail.com)
Murat ÖDEMİŞ
(Öğr.Gör., Gümüşhane Üniversitesi Turizm Fakültesi, mrodemis@gmail.com)
Ayşegül DÜZGÜN
(Arş.Gör., Gümüşhane Üniversitesi İİBF, duzgunaysegul29@gmail.com)
ÖZET
Araştırmanın amacı Doğu Karadeniz Bölgesi için önemli bir değer olan Arap
turistlerin bölge turizmine olan ekonomik katkılarını belirlemektir. Bu kapsamda
Doğu Karadeniz Bölgesine ağırlıklı olarak hangi Arap ülkelerinden turistlerin
geldiği, bu turistlerin bölgeye yapmış oldukları seyahat amaçları ve ortalama seyahat
harcamaları belirlenmeye çalışılacaktır. Betimsel bir çalışma niteliğinde olan
araştırmada ikincil verilerden faydalanılacaktır. Araştırma kapsamında temel olarak
daha önce yayınlanan TÜİK, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Doğu Karadeniz
Kalkınma Ajansı (DOKA), UNWTO ve diğer yazılı kaynaklardan elde edilecek
verilerden faydalanılacaktır. Çalışma, Doğu Karadeniz Bölgesinde yıllar itibariyle
artan bir değer olan Arap turistlerin hangi alanlara yönelik harcamalarda
bulunduğunun belirlenmesi ve bölgedeki paydaşlar için yol haritası çizilmesi
açısından özgün olarak değerlendirilebilir. Araştırma sonucunda Körfez ülkelerinin
uluslararası turizm harcamaları, popüler seyahat noktaları, ortalama seyahat
harcamaları ve en çok tercih ettikleri destinasyonlar da belirlenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Arap Turist, Doğu Karadeniz Bölgesi, Turizm
145
DESTİNASYON PAZARLAMASINDA İMAJIN ROLÜ, DOĞU
KARADENİZ BÖLGESİNDE EĞİTİM GÖREN ÜNİVERSİTE
ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Ceyhun AKYOL
(Öğr. Gör./Artvin Çoruh Üniversitesi)
Burhanettin ZENGİN
(Doç. Dr./Sakarya Üniversitesi)
Süleyman AKKAŞOĞLU,
(Arş. Gör./İstanbul Arel Üniversitesi)
Şevki ULAMA
(Doç. Dr./Sakarya Üniversitesi)
ÖZET
Bir destinasyonun sahip olduğu özellikler turizm pazarlaması açısından
oldukça önemlidir. Turistin bir destinasyonu tercih etmesi için o destinasyonun bazı
özelliklere sahip olması gerekmektedir. Sahip olunan imaj, destinasyonun mevcut ve
olası turizm hareketlerini etkilemektedir. Olumlu bir imaj, destinasyon gelişimine
önemli katkılar sağlamakta destinasyon pazarlamasını da olumlu yönde
etkilemektedir. Olumsuz bir imaj ise destinasyonun turizm endüstrisinden pay
almasını zorlaştırmaktadır.
Çalışmanın amacı, bir turizm destinasyonuna eğitim amaçlı gelen kişilerde
oluşan imaj algısını ortaya çıkarmaktır. Bu doğrultuda, Arhavi ilçesinde eğitim
gören üniversite öğrencilerinin destinasyon seçiminde dikkate aldıkları özellikler
saptanmaya çalışılmıştır. Daha önce Arhavi ilçesinde destinasyon pazarlamasında
imajın rolünü belirlemeye yönelik bir çalışmanın yapılmamış olması, araştırmanın
özgünlüğünü ortaya koymaktadır. Çalışmanın kapsamı Artvin Çoruh Üniversitesi
Arhavi Meslek Yüksek Okulu’nda öğrenim gören öğrenciler olarak belirlenmiş ve
bu doğrultuda meslek yüksekokulunda eğitim-öğretim gören toplam 161 öğrenciye
nicel araştırma yöntemi olan anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Olasılığa dayalı
olmayan örnekleme yöntemlerinden olan kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak
elde edilen verilerin çözümlenmesinde yüzde, frekans dağılımı, aritmetik ortalama
ve standart sapma değerlerinden yararlanılmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre, üniversite öğrencilerinin tercih ettiği turistik
destinasyonlarda en çok dikkat ettiği özellikler; bölgedeki turistik tesislerde ve
bölgenin genelinde hijyen ve temizlik standartlarının olması, terör olaylarından uzak
bir yer olması, konaklama tesislerinin bütçeye uygun fiyatta olması ve sağlık
imkanları açısından bölgenin yeterli olması olmuştur. Modaya uygun bir yer olması,
kaliteli bir gece hayatının olması, yöreye ait geleneksel el sanatlarının olması
özellikleri ise düşük ortalamalı katılımların olduğu destinasyon özellikleri olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Turizm, İmaj, Destinasyon Pazarlaması
146
TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023’ÜN DOĞU KARADENİZ
PERSPEKTİFİNDEN ANALİZİ
Ceyhun AKYOL
(Öğr. Gör./Artvin Çoruh Üniversitesi)
ÖZET
Turizm endüstrisine uzun vadeli bir vizyon kazandırmak üzere hazırlanan
Türkiye Turizm Stratejisi 2023, sürdürülebilir turizm yaklaşımının benimsendiği,
istihdamın artırılması ve bölgesel gelişmenin hedeflendiği bir planlamadır. Bu
stratejik planlamada, Türkiye turizminin kısa, orta ve uzun vadede öncelikli olarak
ele alacağı sorun alanları, bu sorunları çözmekle sorumlu kuruluşlar ve bunların
rolleri açıklığa çıkarılmak amaçlanmıştır. Turizm endüstrisinin güçlendirilmesine
yönelik stratejilerin oluşturulduğu planlamada, yeni ufuklara doğru Türkiye
turizminin şekillendirilmesi hedeflenmiş, endüstrinin global gelişim sürecini ele
alınarak kültür ve turizm gelişim bölgeleri, gelişim koridorları, turizm kentleri
geliştirilmesi planlanmıştır. Planda; sağlık turizmi, kış turizmi, golf turizmi, deniz
turizmi, ekoturizm, kongre ve fuar turizmi gibi turizm çeşitlendirmesi stratejileri
içeriğine sahip olan çalışmada, kavramsal eylem planı dışında karayolu, hızlı tren,
hava ve deniz yolları ile turizm kentleri önerileri yer almaktadır.
Bu araştırmanın amacı, sahip olduğu doğal ve kültürel değerlerin özellikle
son yıllarda daha fazla ilgi çektiği, ziyaretçi sayısında artış sağladığı Doğu
Karadeniz Bölgesi’nin Türkiye Turizm Stratejisi 2023 planı içerisinde ne derece
etkin rol aldığını tespit etmektir. Araştırmada, Doğu Karadeniz merkezli incelenen
planın bölgeye katkısı ile bölge açısından hedeflenen stratejiler ele alınacaktır.
Araştırmada, bilimsel araştırma tekniklerinden ikincil veri analizi ile kaynak tarama
tekniklerinden literatür taraması kullanılacaktır. Elde edilen verilerin betimsel
analize tabi tutulacağı araştırma neticesinde ulaşılan bilgiler ışığında Doğu
Karadeniz Bölgesi’nin ulusal kamu kurum ve kuruluşların plan ve programlarında
daha çok yer alması hedeflenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Türkiye Turizm Stratejisi 2023.
147
ARTVİN İLİNİN DOĞA TURİZMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Ceyhun AKYOL
(Öğr. Gör./Artvin Çoruh Üniversitesi)
ÖZET
Milli park, tabiat parkı, tabiat koruma alanı, tabiat anıtı, yaban hayatı
geliştirme sahası biyosfer rezerv alanı gibi koruma statülü alanlar, henüz koruma
statüsüne sahip olmayan yayla, mesire yeri, vadi, şelale, kayalık, göl, tepe, kanyon,
kaya, orman, türbe, taş, mağara gibi doğa turizmi potansiyeli yüksek sahalar,
alternatif turizm faaliyetlerini ön plana çıkartan alanlardır. Doğu Karadeniz
Bölgesi’nde bu sahalardan bolca yer alması, bölge turizminin önemli
kaynaklarındandır. İnsan sağlığı, doğal kaynaklar ve estetik değerlerin bir araya
geldiği bu turizm değerleri bölgeyi turizm açısından ön plana çıkarmaktadır.
Artvin, sahip olduğu zengin flora ve fauna, buzul göl, vadi, mağara gibi
değerlerle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde gerçekleştirilebilecek doğa turizmi kapsamlı
etkinliklerde önemli alternatiflere sahip bir ildir. Tarihsel ve kültürel değerleri de
destekleyici turizm ürünlerini barındıran il, henüz bölgesel ve ulusal çapta bir turizm
girdisine sahip değildir.
Çalışmanın amacı, doğa turizmi başta olma üzere farklı turizm türlerini
bünyesinde barındıran Artvin’in marka değerini yükseltebilecek potansiyel turizm
değerlerini ön plana çıkartarak, bu değerlerin bilinirliğinin artırılması ve farkındalık
yaratmaktır. Böylece, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki turizm değerlerinin çevreye ve
topluma tanıtımının yapılması, tarihi, kültürel ve doğal varlıkların ortaya
çıkarılması, toplumsal yaşantıya ve bölge ekonomisine sürekli katkı sağlanması
amaçlanmaktadır.
Bu çalışmada, bilimsel araştırmalarda kullanılan tekniklerden ikincil veri
analizi ile araştırmalarda kaynak tarama tekniklerinden literatür taraması
yöntemlerinden yararlanılmıştır. Elde edilen veriler betimsel analize tabi
tutulmuştur. Çalışma neticesinde elde edilecek çıktı ile Artvin ilinin turizm
hareketlerine ve ekonomisine katkı sağlanması hedeflenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz, Doğa Turizmi, Artvin.
148
GİRESUN ADASININ EKOTURİZM POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ
Pervin YEŞİL
(Yrd. Doç. Dr./Ordu Üniversitesi/perviny48@gmail.com)
Betül KOÇ
(Peyzaj Mimarı/Ordu Üniversitesi/bbtlkoc28@gmail.com)
ÖZET
Turizm, günümüzde vazgeçilemez bir olgu olup, kitle turizmi denilen kavram
çerçevesinde planlanan ve yapılan turizm aktiviteleri ile doğal ve kültürel çevrenin
tahribatı kaçınılmaz bir hal almaktadır. Dolayısıyla değerli kaynak değerleri giderek
azalmakta, bozularak yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Kitle
turizminin olumsuz etkilerine karşın ortaya çıkan alternatif turizm türleri
bulunmakta olup, temelde aynı olsalar da farklı isimlerle anılmaktadırlar. Ekoturizm
kavramı, günümüzde oldukça gündemde olan ve kitle turizmine karşın, doğal
alanlara yapılan ve kontrollü turizm aktiviteleri olarak ön plana çıkmaktadır.
Sürdürülebilir planlama bağlamında, ekoturizm aktiviteleri, doğal ve kültürel
kaynakların gelecek nesillere aktarılması amacı ile kaynakların kontrollü ve
sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde kullanımının sağlanması için önemli ve
değerli adımlar olarak kabul edilebilmektedir.
Karadeniz Bölgesi’nde Giresun ili sınırlarında yer alan Giresun Adası, doğal
ve kültürel değerleri ile ön plana çıkan, ama çok fazla tanınmayan bir alandır. Ada,
2. Derece Doğal sit statüsünde olup, pek çok doğal otsu ve odunsu bitki türünü
bünyesinde barındırmaktadır. Ayrıca, mitolojik tarihi de oldukça ilgi çekicidir.
Çalışmada Giresun Adası tarihi ve kültürel değerleri açısından incelenmiş, alandaki
mevcut ve geliştirilebilir turizm-rekreasyon aktiviteleri belirlenmiştir. Elde edilen
veriler ışığında mevcut durum analizi yapılarak ekoturizm potansiyelinin
değerlendirilmesi, alan potansiyelinin geliştirilmesi ve turizm yoluyla sürdürülebilir
kalkınma sağlanması amacıyla önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Ekoturizm, Giresun, rekreasyon, sürdürülebilirlik
top related