cumhuriyet’in İlk yıllarından günümüze ders kitaplarında ... · lise son sınıflarda...
Post on 30-Jan-2020
7 Views
Preview:
TRANSCRIPT
Cumhuriyet’in İlk Yıllarından Günümüze
Ders Kitaplarında Ahlak Eğitimi
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ
Yrd. Doç. Dr., Ahi Evran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü E-mail: sevalyinilmez@gmail.com
ORCID No: 0000-0003-4200-351X
Geliş Tarihi: 23.05.2017 Kabul Tarihi: 26.11.2017
Bu makale, yazarın Prof. Dr. H. Haluk Erdem danışmanlığında hazırladığı “Türkiye'de Ahlak
Eğitimi Üzerine Bir İnceleme” adlı doktora tezinden uyarlanmıştır.
ÖZ
YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Seval, Cumhuriyet’in İlk Yıllarından Günümüze
Ders Kitaplarında Ahlak Eğitimi, CTAD, Yıl 13, Sayı 26 (Güz 2017), s. 149-180.
Bireyi daha iyiyi ya da arzu edilebilir şeyi ister hale getirme düşüncesi genelde eğitim ve
özelde ahlak eğitiminin amaçlarındandır. Bu amaç doğrultusunda, iyi ve ahlaklı bireyler
yetiştirmek için başta aile ve okul, sonrasında da toplumsallaşmanın kendisini
somutlaştırdığı tüm mekânlarda bir nebze de olsa ahlak eğitiminin yapıldığı söylenebilir.
Bireyi toplumsallaştırma araçlarından birisi olan eğitim ile okullarda toplumsal düzen
yeniden üretilerek meşru siyasi bilinç yeni nesillere aktarılmak istenmekte ve bu amaç
gerçekleştirilirken de ders kitaplarından özellikle yararlanılmaktadır. Eğitimin
vazgeçilmez araçlarından olan ders kitapları aracılığıyla, ahlaki duyguları ve değerleri
türdeş “iyi”, “erdemli”, aynı zamanda da “ahlaklı” bireyler yaratma isteği, pek çok dersin
genel amacını oluştursa da ahlak eğitiminin özel amacıdır. Bu bağlamda, Türkiye’de
ahlak eğitimi adı altında yapılan çalışmaların çoğunluğu “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi”
ders kitaplarından hareketle yapılmaktadır. Ancak Türkiye’de ahlak eğitiminin
geçmişinin ve bugünkü durumunun tam olarak incelenebilmesi için “DKAB” ve 1975
yılında yazılan “Ahlak” ders kitaplarının incelenmesi yetersizdir. Bu ders kitaplarının
150 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
Giriş
Genelde eğitim ve özelde ise ahlak eğitimi aracılığıyla, bireylerin istenilen
doğrultuda değişmesi beklenirken, yaşadığı çağa ayak uydurması, bilimsel ve
teknolojik gelişmeleri takip etmesi, toplumun kabul gördüğü değerlerin, ilkelerin
ve normların aktarılması, toplumsal kuralların öğretilmesi, medeni yaşamın
gerekliliklerinin anlatılması, yani iyi ve ahlaklı bireyler yetişmesi
amaçlanmaktadır. Öte yandan, öncelikle aile ve sonrasında toplumsallaşmanın
kendisinde vücut bularak somutlaştığı tüm mekânlarda ahlak eğitiminin var
yanı sıra, ahlak eğitimiyle dolaylı olarak ilişkilendirilen “Yurt Bilgisi” ve “Yurttaşlık
Bilgisi” ders kitaplarında da ahlak olgusunun incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada
amaç, ahlaklı yurttaşlar yaratma sürecinin tarihsel gelişimini, ders kitapları başta olmak
üzere, öğretim program ve mevzuatlardanndan hareketle, günümüz ahlaklı yurttaşların
yetiştirilmesi için yapılan kurgulamaların anlaşılması bağlamında incelemektir.
Anahtar Kelimeler: Eğitim, Ahlak, Ahlak Eğitimi, Ders Kitapları, Din, DKAB
ABSTRACT
YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Seval, Moral Education in Textbooks from the First
Years of Republic to Present, CTAD, Volume 13, Issue 26 (Fall 2017), pp. 149-180.
The notion of leading individual to want the better or desirable one is one of the
purposes of education and moral education in general and private manners,
respectively. In the direction of this purpose, it could be said that moral education is
provided first of all in family and school, and then in all kinds of places to some extent
where socialization materializes itself in order to raise good and moral individuals.
Rightful political consciousness is transferred to new generations as re-producing
societal order in schools with education that is one of the tools to socialize an
individual; furthermore textbooks are particularly used to achieve this purpose.
Although desire to create “good”, “virtuous” and “moral” individual as moral feelings
and values correspondents, by using textbooks that is one of the indispensable tools of
education is general purpose of many lessons, it is the private purpose of moral
education. In this context, the majority of the studies that is conducted under moral
education in Turkey actually depends on “Religious Culture and Moral Education”
textbooks. However, it is insufficient to analyze “DKAB” and “Moral” textbook, which
has been written in 1975, in order to analyze the past and current situation of moral
education in Turkey, comprehensively.Besides these textbooks, moral subject should be
analyzed in textbooks of “Civics” that is indirectly associated with moral education. The
purpose of this study is to have a role on understanding the historical development of
raising moral citizens process in directions of notably textbooks, teaching programs and
regulations, and currently employed efforts to raise today’s moral citizens.
Keywords: Education, Moral, Moral Education, Textbooks, Religion, DKAB
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 151
olduğu ya da bireylerde toplumsal kabuller etrafında şekillenerek; bir grubun iyi,
doğru, güzel kabul ettiği özel değerler ve bununla birlikte tüm uygarlıklarda
kabul edilen evrensel değerlerin öğrencilere aktarılmaya çalışıldığı bilinmektedir.
Ancak bize neyin doğru, neyin yanlış olduğu içinden çıktığımız toplumsal
yapıdan hareketle öğretilmektedir. Bu durumda ise ahlak bir tür kurallar
manzumesi gibi düşünülmekte ve ahlak eğitimi aracılığıyla da bu kuralların
öğrencilere öğretilmesinin hedeflendiği düşünülmektedir. Her ne kadar ahlak
eğitimi denildiğinde ilk anlaşılan kuralların ve buyrukların öğrencilere
ezberletilmesiymiş gibi düşünülse de Haynese’ye göre ahlak eğitimiyle yapılmak
istenen: “alışkanlık halinde belli bir biçimde davranan insanlarla birlikte yaşayarak,
davranış alışkanlıklarını, anadili edindiğimiz biçimde kazanmaktır.”1
Ahlak eğitiminin bir diğer önemli yanı ise, öğrencilerin etik
düşünebilmelerini ve tavır alabilmelerini sağlamaktır ki burada etik düşünme;
eylemlerimizi ahlak açısından değerlendirmek anlamına gelmektedir.2 Bu
düzlemde öğrencilerin sadece ahlaki değer ve kuralları öğrenmesi değil, bu kural,
ilke, değer ve normlar üzerinde düşünmeleri ve sorgulamaları da gerekmektedir.
Ayrıca, sosyal bir varlık olan insanın, davranış alışkanlıklarını kazanması
anlamında da kullanılan ahlak eğitimi, kendisini sadece eğitim kurumlarında
değil, başta aile olmak üzere, toplumun her kesim ve kademesinde
göstermektedir; çünkü ahlak çok yönlü bir kavramdır. Her ne kadar ahlak,
özelde insan davranışlarını incelese de genelde toplumun oluşturduğu kuralları
doğru-yanlış ya da iyi-kötü düzleminde incelemesiyle değerlendirilmektedir.3
Bundan dolayı da ahlak eğitimini, eğitimin tüm kademesine yerleştirmek ve
yaygınlaştırmak gerekmektedir.4
1 Felicity Haynes, Eğitimde Etik, Çev. Semra Kunt Akbaş, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2002, s. 169. 2 Ayşen Bakioğlu ve Nur Sılay, Karakter Eğitimi, Nobel Yayınevi, Ankara, 2011, s. 20. 3 Mehmet Zeki Aydın, Ahlak Öğretiminde Örnek Olay İncelemesi, Nobel Yay., Ankara, 2003, s. 16.
4 Türkiye’de ahlak eğitiminin felsefi ve tarihsel boyutlarıyla incelenmesini ele alan bu araştırma
konusuyla ilgili benzer birkaç çalışma şöyledir: - Bekir Onur, Ortaöğretimde Ahlak Eğitimi Açısından
Lise Son Sınıflarda Öğrenci-Eğitimci İlişkisini Belirleyen Koşulların Araştırılması, Yayınlanmamış Doktora
Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Ankara, 1976; Meral Çileli, 14-18 Yaşları
Arasındaki Öğrencilerde Ahlaki Yargının Zihinsel Gelişim Psikolojisi Yaklaşımı İle Değerlendirilmesi,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Ankara, 1981;
Mustafa Şengün, Ahlaki Düşünce ve Yargıları Etkileyen Bazı Faktörlerin İncelenmesi, Yüksek Lisans
Tezi, On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun, 2003; İsmet Parlak,
Türkiye’de İdeoloji-Eğitim İlişkisi, Erken Cumhuriyet Dönemi Tarih ve Yurt Bilgisi Ders Kitapları Üzerine
Bir İnceleme, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara, 2005; Aylin Cebeci, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinde Ahlaki Değerlerin
Eğitimi-Öğretimi, Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2005;
Safiye Kesgin, Cumhuriyet Dönemi Örgün Eğitim Kurumlarında Ahlak Eğitimi, Yayınlanmamış
152 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
Bu çalışmanın problemini, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze ahlak
eğitiminin tarihsel gelişiminin, çeşitli ders kitaplarından (ahlak, yurt bilgisi,
yurttaşlık bilgisi, din kültürü ve ahlak bilgisi) hareketle ne durumda olduğunu
belirlemek oluşturmaktadır. Bu ana problemi incelemek üzere şu alt
problemlere cevap aranmıştır: -Türkiye’de ahlak eğitiminin tarihsel gelişimi
nasıldır? -Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze hazırlanan öğretim
programlarında ahlak eğitimi hangi ders adıyla ya da hangi derslerin içerisinde
verilmektedir? –Cumhuriyet’in kurulmasıyla inşa edilen yeni devletin bireylerinin
ahlaklı ve iyi yurttaş olabilmeleri için ders kitaplarından nasıl yararlanılmıştır?
-İncelenen ders kitaplarında ahlaksal topluluğun sınırları nasıl tanımlanmıştır?
-Hak ve vazife kavramlarıyla bireylere ne gibi sorumluluklar verilmiştir?
Ahlaksal toplulukta kimin kime karşı sorumluluğu vardır? -Öğretim
programlarında ve incelenen ders kitaplarında ahlak ve din arasında nasıl ilişki
kurulmuştur? -Türkiye’de ahlak eğitimi her dönem dinle mi temellendirilmiştir?
-Dinden bağımsız bir ahlak eğitimi verilebilir mi? Çalışmanın amacı bu alt
problemler temelinde, Türkiye’de örgün eğitim kurumlarında ahlak eğitimi adına
yapılan çalışmaları, ders kitaplarından hareketle ve tarihsel bakış açısıyla
inceleyerek, bugün ahlak eğitiminin geldiği son noktayı belirlemektir.
Öte yandan bu çalışmayla incelenen ders kitaplarının künyesine ait bilgilere
yer verilmesi, ahlak eğitimi konusunda çalışma yapacak sonraki araştırmacılara
bir literatür sağlaması açısından önem taşımaktadır. Bu çalışma Cumhuriyet’in
kuruluşundan günümüze kadar hazırlanan öğretim programları ve ahlakla
ilişkilendirilen ders kitaplarından yola çıkarak tarihsel bakış açısıyla ahlak
eğitiminin dününü ve bugününü gözler önüne sermesinden dolayı özgün bir
çalışma olmasının yanı sıra; bu çalışma ile incelenen ders kitaplarının, belirlenen
tema ve alt kategorilerle detaylandırılarak değerlendirilmesi ve araştırmanın
konusunu oluşturan kitaplar arasındaki benzerlikler ve farklılıkların ortaya
koyulması, ahlak eğitiminin Türkiye’deki geçmişinin belirlenmesine yardımcı
olması açısından önemlidir.
Bu çalışma aşağıdaki sınırlılıklar çerçevesinde planlanıp gerçekleştirilmiştir:
İncelenen öğretim programları, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze
kadar hazırlananlarla sınırlandırılmıştır.
İncelenen ders kitapları, ahlak, yurt bilgisi, yurttaşlık bilgisi, din kültürü
ve ahlak bilgisi dersleriyle sınırlandırılmıştır.
Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim
Dalı, Ankara, 2010.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 153
İncelenen eğitim şûraları, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze
toplanan ve ahlak eğitimiyle doğrudan ilgili olanlarla sınırlandırılmıştır.
Bu çalışma nitel bir araştırmadır. Genel tarama modeli şeklinde
yürütülen bu çalışmada, öğretim programları, eğitim şûraları ve ders kitapları
tarihsel veri kaynakları olarak kabul edilmiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan
günümüze değin yazılan ders kitapları öncelikli olmak üzere, diğer veri
kaynakları kütüphanelere gidilerek kataloglardan taranarak belirlenmiş, ahlak
eğitimiyle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili olduğu düşünülen ders kitapları
incelenerek araştırmanın kapsamına uygun örneklem oluşturulmuştur. Bu
çalışmanın araştırma evrenini Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze, ahlak
eğitimiyle doğrudan ve dolaylı olarak ilgili olan ders kitapları oluşturmaktadır.
Zaman diliminin uzun olmasından dolayı, bu dönemde yazılan çok sayıda ders
kitabı vardır. Bu nedenle evreni oluşturan kitaplardan yurt bilgisi, yurttaşlık
bilgisi, ahlak ve din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitaplarından “örneklem alma”
yoluna gidilmiştir. Örneklemi alınan ders kitaplarının yayınlanma tarihleri ve
hangi yaş grubu çocuklar için yazıldıkları göz önünde tutulmuştur. Bu dönem
içerisinde yazılmış çok sayıda ders kitabı ve diğer kitaplar vardır ve bu kitaplarda
örneğin 1945 yılında yazılan bir yurttaşlık bilgisi kitabı aynı baskıyla 1950 ve
1960’lı yıllarda da basılmaya devam etmiştir. Yani aynı kitapların tekrar tekrar
baskısı yapıldığından olabildiğince farklı yazarların kitaplarından faydalanılmaya
çalışılmıştır. Bu çalışmanın uygulama kısmında örneklemi alınan ders kitapları
doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmada öncelikle Türkiye’de ahlak
eğitiminin tarihsel gelişimini açığa çıkartmak amacıyla öğretim programlarındaki
ve şura kararlarındaki veriler belgesel tarama yöntemiyle belirlenmiştir. Belgesel
tarama yöntemiyle elde edilen veriler, yazıldıkları dönemin toplumsal, siyasal ve
kültürel ortamı da göz önünde bulundurularak, doküman incelemesiyle
irdelenmiştir. Sonrasında çalışmanın konusunu oluşturan ve ahlak eğitimiyle
ilişkilendirilen ders kitaplarının listesi çıkartılarak araştırmanın evreni
oluşturulmuştur. Bu çalışmanın, örneklemini oluşturan ders kitapları bir ön
inceleme sonrasında temalara ayrılmıştır. Temalar belirlenirken ders kitaplarının
içeriğinden hareket edilmiştir. Üç tane tema belirlenmiştir: yeni insan, yeni
toplum ve yeni devlet.
Bu çerçevede Türkiye’de öğretim programları ve eğitim şuralarında ahlak
eğitiminin tarihine baktığımızda, öncelikle belirtilmelidir ki, Cumhuriyet’in
kuruluşunun ilk yıllarında yeni bir ders programı hazırlanamadığından, 1913 ve
1914 yıllarında Mekatip-i İptidaiyeler için hazırlanan ders programları, 1924
yılına kadar uygulanmaya devam etmiştir. Bu programlarda ahlak eğitimine
ilişkin, “Musabahat-ı Ahlakiye” ve “Ahlak-ı Malumat-ı ve Medeniye” adlı derslerin 1.
154 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
2. 3. 4. ve 5. sınıflarda haftada bir saat okutulması kararı alınmıştır.5 Örneğin,
erken Cumhuriyet dönemi ders kitaplarına örnek oluşturan ve 1918 yılında
İbrahim Hilmi tarafından kaleme alınan “Malumat-ı Ahlakiye ve Medeniye” adlı
ders kitabının, 1924 öğretim programındaki “Musabahat-ı Ahlakiye” dersinin
amacını karşıladığı anlaşılmaktadır. Bu dersin genel amacı vatanına, milletine,
büyüklerine saygılı bireyler yetiştirmektir.6 Bu amaç doğrultusunda ise ahlak
eğitimi, yaşamın içinde yapılması ve yapılmaması gereken kuralların öğrencilere
öğretilmesi olarak değerlendirilmiştir. 1924 yılında hazırlanan İlkokul Programı
ise hızlı hazırlanmasından kaynaklanan birtakım eksiklere sahip olduğu
gerekçesiyle, 1926 yılında yeniden kaleme alınarak, ahlak eğitimi, yurt bilgisi
dersinin içine yerleştirilmiştir.7 Ancak, zaman içerisinde, 1926 tarihli ilkokul
programı da, yeni kurulan hükümetin ruhunu ve yapılan devrimlerini tam olarak
yansıtmadığı için 1936’da değiştirilmiştir. 1935 yılında İlkokul Müfredat
Komisyonu, başta Cumhuriyet Halk Partisi Programının esaslarını, eğitim
alanındaki devrimleri temel alarak, 1926 Programı’nı yeniden düzenlemiştir.8
Bu dönemde öğretim programları dışında, Heyet-i İlmiyelerin görevlerini
yapmaları için, 1933 yılında 2287 sayılı kanun ile “Milli Eğitim Şurası” toplanması
kararı verilmiş ve çok partili siyasi yaşama geçilinceye kadar Hasan Ali Yücel
başkanlığında iki ayrı şura toplanmıştır. Bu şuralardan birincisinde (17-29
Temmuz 1939) ahlak eğitimi, sadece okul disiplini talimatnamesi içinde ele
alınarak, dönemin Maarif Vekili Yücel’in okullarda disiplini anlatırken ders,
vazife ve ahlaki durum arasındaki sıkı ilişkiden hareket etmesi dikkat çekmiştir.9
15-21 Şubat 1943 yılında Yücel başkanlığında toplanan II. Milli Eğitim
Şûrası’nda ise ahlak eğitimi temel gündem maddeleri arasındadır. Bu şurada
“Okullarda Ahlak Terbiyesinin Geliştirilmesi” başlığını taşıyan gündem maddesinin
içeriğinde, Türk ahlakının sosyal ve kişisel prensiplerinin belirtilmesi adlı bir
maddeye yer verilmiştir.10 II. Milli Eğitim Şûrası’nda ahlak eğitimi verilmesine
ilişkin alınan karardan sonra 1943 yılında Taşkıran Türk Ahlakının İlkeleri adlı bir
kitapçık hazırlamıştır ve bu kitapçığın yurt bilgisi derslerine yardımcı kaynak
olarak okutulması kararlaştırılmıştır. Bu kitapçıkla öğrencilere iyi bir yurttaş ve
ahlaklı birey olabilmeleri için uymaları gereken kurallar maddeler halinde
5 Hasan Cicioğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nde İlk ve Ortaöğretim, DTCF Yayınları, Ankara, 1982, s. 94. 6 Maarif Vekâleti İlk Mekteplerin Müfredat Programı, İlk Tedrisat Dairesi. İstanbul, Matbaa-i Amire,
1340/1924, s. 29. 7 Cicioğlu, age., s. 96. 8 Mustafa Şahin, “Cumhuriyet’in Kuruluşundan Günümüze Hayat Bilgisi Dersi Programlarının
Gelişimi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2009, Cilt: 2, Sayı:8, s. 404. 9 Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekilliği 1. Maarif Şurası, MEB, İstanbul, 1991, s. 19-20. 10 Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekilliği 2. Maarif Şurası, MEB, İstanbul, 1991, s. 2.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 155
anlatılmaktadır.11 II. Milli Eğitim Şurası’ndan sonra 1945 yılında Türkiye’de çok
partili siyasi yaşama geçilmiştir. Türkiye’de çok partili yaşama geçiş ve
beraberinde getirdiği demokratikleşme hareketi 1948 yılında hazırlanan İlkokul
Programı’na da yansımıştır. Örneğin bu programın açıklamalar kısmında
demokrasi konusunda detaylı tanımlar yapılarak eşitlik, hoşgörü, hürriyet ve çok
partili siyasi yaşama ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.12 1948 İlkokul
Programı’nda yurt bilgisi dersinin adı yurttaşlık bilgisi olmuştur. Yurt bilgisi
dersinin amacında olduğu gibi yurttaşlık bilgisi dersinin temel amacı da milli
duyguları gelişkin iyi yurttaş yetiştirmektir. Hatta Yücel’e göre bu ders
aracılığıyla çocuklara pratik ahlak kuralları gösterilmekte ve bu sayede
öğrencilerin telkin yoluyla kendine, ailesine, kendini terbiye eden
öğretmenlerine, milletine ve bütün insanlığa karşı sorumlulukları anlatılıp
öğretilmektedir.13
Bu bağlamda Türkiye tarihinin belki de en hareketli yılları olarak kabul
edebileceğimiz 1960’lı ve 70’li yıllar, yoğun toplumsal, kültürel, ekonomik
gelişmeler ve siyasi gerginliklerin yaşandığı yılları kapsamaktadır. Örneğin 27
Mayıs 1960 Askeri Müdahalesinin yapılma nedenleri ve sonrasında Türkiye’de
siyasi ve toplumsal yaşam üzerindeki baskıcı yönetim anlayışını dizginleyebilmek
için yapılan bir dizi değişiklik dikkat çekicidir. 1960-1980 yılları arasında
yaşanılan askeri müdahale, siyasi çatışmalar, ekonomik ve kültürel alanlarda
yaşanılan gelişmeler 1961 yılında İlköğretim Komitesi Raporu ve on yıllık
planına, 1962 yılında hazırlanan İlkokul Program Taslağı’na ve 1968 yılında
hazırlanan İlkokul Programı’na da yansımıştır. 1961 yılında yayınlanan,
İlköğretim Komitesi Raporu ve on yıllık planında, milli eğitimimizin amacı şöyle
ifade edilmiştir: “Milletimizi hür düşüncenin hâkim olduğu bir hava içinde bilgi, sanat,
teknik ve refah derecesi bakımlarından batı uygarlığının seviyesine yükseltmek, Türk
milletinin sahip olduğu milli ahlakı, insani üstün değerleri geliştirmek, onu batı uygarlığının
yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı haline getirmektir.”14Bu anlamda temel amaç eğitim,
bilim ve teknoloji aracılığıyla Türk milletini Batı uygarlığının seçkin bir üyesi ve
parçası haline getirmektir. Ancak bu amaç gerçekleştirilmeye çalışılırken
öğrencilerin asla milli değerlerden feragat etmemeleri özellikle istenmiştir. 1962
İlkokul Program Taslağı’ndan 6 yıl sonra ise, 1968 İlkokul Programı
hazırlanmıştır. 1968 İlkokul Programı’nın, 1962 yılında hazırlanan taslakla
neredeyse aynı olduğunu söyleyebiliriz. 1968 İlkokul Programı’nda da diğer
hazırlanan öğretim programlarında olduğu gibi temel amaç milli değerleri
11 Tezer Taşkıran, Türk Ahlakının İlkeleri, Maarif Matbaası, İstanbul, 1943. 12 1948 İlkokul Programı, MEB Basımevi, İstanbul, 1949, s. 157. 13 Hasan Ali Yücel, Felsefe Dersleri, Maarif Basımevi, İstanbul, 1959, s. 76. 14 İlköğretim Komitesi Raporu ve On Yıllık Plan, MEB, İstanbul, 1961, s. 1.
156 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
öğrencilere öğreterek, eğitimde ahlaki ve manevi değerlerin kazandırılması
öğretim programının ve iktidarın önemli bir unsuru kabul edilmiştir.15
1970’li yıllarda da eğitim sisteminde değişiklikler yaşanmış Cumhuriyet’in
kuruluş yıllarındaki gibi milli birlik ve bütünlük, Türklük, demokrasi ve laiklik
hakkındaki değerlendirmelerde artış yaşanmıştır. Yine IX. Milli Eğitim
Şûrası’nda Türkiye’de eğitim sisteminin laik temeller üzerinde kurulduğu ve
okullarda din eğitiminin de isteğe bağlı olduğu özellikle vurgulanmıştır.16 IX.
Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlardan birisi de ahlak dersinin örgün eğitim
kurumlarında ayrı ve zorunlu bir ders olarak okutulmasıdır. Her öğrencinin
alması gereken ortak dersler arasında ahlak dersi de vardır17 Talim Terbiye
Kurulu’nun 22 Mayıs 1974 gün ve 347 sayılı kararıyla kabul edilerek, 2 Temmuz
1974 gün ve 1789 sayılı Tebliğler Dergisi’nde yayımlanmış olan ve 1974-1975
öğretim yılında uygulamaya konulan “Temel Eğitim ve Orta öğretimde Ahlâk Dersleri
Programı”yla ahlak dersinin ilkokul 4. ve 5. sınıfta, ortaokulun tüm sınıflarında ve
lise I. ve II. sınıflarda haftada birer saat olarak okutulması kararı alınmıştır.18
Buraya kadar Türkiye’de ahlak eğitiminin kısaca hangi aşamalardan
geçtiğinden bahsedilmiştir. Ancak 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi’nin
ardından hazırlanan 1982 Anayasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, bu
anayasanın 24. maddesindeki şu açıklamalar, zorunlu din dersi dönemine
girildiğinin de bir göstergesidir: “Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi devletin gözetim ve
denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında
okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak,
kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.”19 Nitekim
Türkiye’de cumhuriyetin kuruluşundan itibaren en hassas tartışma konularından
birisini oluşturan din eğitimi üzerindeki değişiklikler ve yaşananlar bunlarla
sınırlı değildir. Örneğin 18 Ağustos 1997 tarihinde 23084 sayılı Resmi Gazete’de
yayınlanan 4306 sayılı kanun gereği, sekiz yıllık zorunlu eğitim uygulamasına
geçilmiştir.20 Bu kanunla, “ilköğretim kurumlarının sekiz yıllık okullardan oluşması, bu
okullarda kesintisiz eğitim yapılması ve bitirenlere ilköğretim diploması verilmesi” hükmü
getirilerek, ilköğretim kurumlarında yapısal bir değişikliğe gidilmek kaydıyla, tek
tip program uygulamasına geçilmiş ve ilkokul ile ortaokul programları
15 İlkokul Programı, MEB, İstanbul, 1968, s. 13-14. 16 Dokuzuncu Millî Eğitim Şûrası (Tıpkı Basım), MEB, İstanbul, 1991, s. 280. 17 Age. 18 Temel Eğitim ve Ortaöğretimde Ahlak Dersleri Programı, MEB, Ankara, 1975, s. 13. 19 TBMM, Resmî Gazete, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Tarih: 11.9.1982, Sayı: 17863. 20 MEB 1997 İlköğretim Temel Kanunu, Sayı: 23084, Tarih: 18.8.1997.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 157
bütünleştirilmiştir.21 Sekiz yıllık zorunlu eğitim kanunundan hemen sonra 1998
yılında İlköğretim Programı hazırlanmıştır. 1998 İlköğretim Programı’nda
DKAB dersinin 4., 5., 6., 7., 8. sınıflara haftada iki saat zorunlu ders olarak
okutulması kararı verilmiştir.22 Genel olarak 1998 İlköğretim Programı’nda,
öğrencilerde zihin ve duygu birlikteliğinin başarılı bir sentezi olarak ahlaki
duyarlılığı bünyesinde barındıran bireyler yetiştirmenin temel hedefler arasında
olduğunu söyleyebiliriz.23
2005 yılında hazırlanan yeni İlköğretim Programı’nda ilk ve ortaöğretim
kurumlarında “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi haftada iki saat ve zorunlu ders
olarak kabul edilmiştir. 2005 Öğretim Programı ise 2007’de geliştirilmiş böylece,
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı “İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi Dersi (4., 5., 6., 7. ve 8. sınıflar) Öğretim Programı” Talim ve Terbiye Kurulu
Başkanlığının 28/12/2006 tarih ve 410 sayılı kararı ile 2007–2008 öğretim
yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Aslında ülkemizde 2005 İlköğretim
Programı hazırlanıncaya kadar birtakım değişikliklerle, 1968 Programı
uygulanmıştır. Ancak bilgi toplumuna geçişin gerektirdiği niteliksel değişiklikler
ve “yaşam boyu öğrenme” anlayışına duyulan inanç, 2005 programının
hazırlanmasını etkileyen faktörler arasında gösterilmiştir.24 Kısacası Türkiye’de
her dönem ahlak eğitimine ilişkin, öğretim programları ve eğitim şuralarında
yeni karalar alınmış ve bu kararlar doğrultusunda da ders kitapları hazırlanmıştır.
Ders kitaplarının toplumun şekillenmesi ve yeni bireylerin yetişmesindeki etkisi
göz önünde bulundurulduğunda önemleri yadsınamaz. Bu noktada Türkiye’de
ahlak eğitimi üzerine yapılan çalışmaların en önemli göstergesi, alana ilişkin
yazılan ders kitaplarıdır.
Ders Kitaplarında Ahlak Eğitiminin Yapılandırılması
Bir ülkenin özelde eğitim felsefesi geleneğini ve genelde de toplumsal,
ideolojik ve kültürel kodlarını temele alarak hazırlanan öğretim programlarının,
somut bir gerçekliği olan ders kitapları, eğitim-öğretim sürecinin önemli ve
vazgeçilmez araçlarıdır.25 Ders kitapları sadece bilgi aktarma araçları değildir,
21 Tanju Gürkan ve Ertan Gökçe, Türkiye ve Çeşitli Ülkelerde İlköğretim, Siyasal Kitapevi, Ankara
1999, s. 20. 22 1998 İlköğretim Okulu Ders Programları, MEB, İstanbul 2000, s. 9. 23 Age., s. 221. 24 2005 İlköğretim Okulu Ders Programı, Düzenleyen: M. Vural, MEB, İstanbul 2005. 25 Ali Baykal, Türkiye'de Okutulan İlköğretim ve Lise Ders Kitaplarında Sayısal Veriler. İnsan Hakları
Eğitimi ve Ders Kitabı Araştırmaları Uluslararası Sempozyumu, 17-18 Nisan 2004,Tarih Vakfı Yayınları,
İstanbul, 2004, s. 35.
158 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
aynı zamanda içinden çıktığı toplumun yüzyıllardır oluşturduğu gelenekleri ve
normları yansıtarak, toplumun sınırlarını belirleyen materyallerdir.26
Bu çerçevede “Yurt Bilgisi”, “Yurttaşlık Bilgisi”, “Ahlak” ve “Din Kültürü ve
Ahlak Bilgisi” ders kitapları(ilkokul ve ortaokul ders kitapları), Cumhuriyet’ten
günümüze Türkiye’de ders kitapları aracılığıyla ahlaklı ya da iyi yurttaşın nasıl
kurgulandığını, hangi değerlerin çocuklarda erdemli bir hayat yaşamaları için
gerekli olduğunu ve elbette ki din ve ahlak arasındaki ince çizginin ne ölçüde
çizildiği ya da çizilmediğini belirlemek amacıyla felsefi bir sorgulamadan
geçirilecektir.
Yurt Bilgisi ve Yurttaşlık Bilgisi Ders Kitaplarında Ahlak Eğitimi
Cumhuriyet’in ilk yıllarında yazılan yurt bilgisi ders kitaplarında iyi yurttaştan
beklenen, Cumhuriyet’in ilke ve inkılâplarını içselleştirip yaşamının her anında
kullanabilmesidir; ancak iyi yurttaş olabilmesi için öğrenmesi ve uyması gereken
birtakım kurallar vardır. Bu kurallar düzleminde eski rejimin zincirlerinden
Cumhuriyet sayesinde kurtularak özgürlüğüne kavuşan yeni insan, sahip olduğu
bu özgürlüğü korumanın onun en önemli “vazifesi” olduğunu unutmamalıdır.27
İyi bir yurttaş olmak için sadece bunlar yeterli değildir. Her şeyden önemlisi,
incelediğimiz ders kitaplarında, milletin iyilik ve refahının her şeyin üstünde
olduğuna da vurgu yapılmaktadır. Hatta yurt bilgisi kitabı yazarlarından Mehmet
Emin’e göre, milletinin iyiliği için bir şey yaparsan, sen de mutlu olursun; ancak
kendi çıkarınla hareket edersen, milletinin mutluluğunu göz ardı ettiğinden sen
de mutsuz olursun.28 Birey, devletin geleceğini ve varlığını sürdürmesini
sağlayan önemli bir araçtır. Bu anlamda da ders kitapları, Cumhuriyet’in ilk
yıllarında ulus olma bilincinın ve yeni kurulan devletinin değerlerinin toplumda
içselleştirilmesi bakımından da ayrı bir öneme sahiptir.
Ulus olma bilinci ve biz duygusu bireylerin toplumsallık temelinde
kendilerini güvende hissetmelerine olanak tanımaktadır.29 İyi yurttaş olarak
yetiştirilmek istenen çocuklara, biz bilinci, milli birlik, beraberlik, vatan ve en
önemlisi de millet kavramlarından hareketle anlatılmaktadır. Kitaplarda içerikleri
hemen hemen aynı, ancak anlatımları farklı olmakla birlikte “millet” kavramına
ilişkin benzer tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlardan biri şöyledir: “Bir harstan olan
insanlardan mürekkep cemiyete millet denir.”30 O halde yurttaş, milletini seven ve
26 Falk Pingel, Ders Kitaplarını Araştırma ve Düzeltme Rehberi (UNESCO), Çev: N. Elhüseyni, Tarih
Vakfı Yayınları, İstanbul, 2003, s.1. 27 Teyfik Tarık Danışman, Yurt Bilgisi, Mustafa Asım Matbaası, İstanbul, 1939, s. 5. 28 Mehmet Emin, Malumat-ı Vataniye, Matbuat-ı Amire, İstanbul, 1924, s. 7. 29 Muslihiddin Adil, Malumat-ı Vataniye, Orhaniye Matbaası, İstanbul, 1924, s. 3. 30 Afet İnan, Vatandaş İçin Medeni Bilgiler, Devlet Matbaası, İstanbul, 1931, s. 17.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 159
milletinin iyiliği için canını verircesine çalışan kişidir. Sonrasında ise, yalan
söylemeyen, düşmanından korkmayan, doğruluktan ayrılmayan, ahlakı çok
temiz olan bir bireydir.31 Özellikle incelediğimiz kitaplarda, iyi yurttaşın,
Türklüğe yapılan vurgu ve övgülerle anlatıldığı söylenebilir.32
Yurt bilgisi ders kitaplarında iyi ve ahlaklı yurttaşın eğitimli, aklını ön planda
tutan, bilim ve teknolojinin farkında olmasının yanı sıra manevi yönü de
kuvvetli olan birey olarak algılandığını söyleyebiliriz. Çünkü yeni insan, milli
duyguları yüksek olmakla birlikte, yalan söylememeli, dürüst olmalı, hep
doğrudan ve temiz ahlaktan yana olmalıdır.33 1940’lı yıllara doğru yazılan yurt
bilgisi ders kitaplarında artık, iyi yurttaş olmak ve sorumluluk duygusu bir tür
ödev gibi anlatılmaktadır.34 Öte yandan, 1943 yılında, ilkokul 4. ve 5. sınıfların
yurt bilgisi derslerine ek olarak Türk Ahlakının İlkeleri adlı kitapçık yayınlamıştır.
Bu kitapçık daha çok bu dönemde yazılmış yurt bilgisi kitaplarının küçük bir
özeti gibidir. Öğrencilere maddeler halinde ahlaklı bir yaşamın nasıl olması
gerektiği ve öğrencilerin de ahlaklı yaşam adına uymaları gereken kurallar
anlatılarak, onlardan bu kurallara uyacaklarına dair söz vermeleri istenmektedir.
Çocuklara ahlaklı ya da erdemli bir yaşamın anahtarının bu kurallara uymaktan
geçtiği özellikle söylenmektedir.35
1940’lı yıllarda yazılan yurt bilgisi ders kitaplarında milli duygular ve milli
ahlakın gerektirdiği iyi yurttaşlık ile Türklerin kutlu tarihi, millet olmanın önemi,
vatanı oluşturan toprağın değeri, Türkçenin işlevi ve yararlarının sıklıkla
vurgulandığına tanık oluyoruz.36 Bunlara ek olarak söz konusu kitaplarda
özellikle Türklerin savaşçılıklarından hareketle Türk ulusunun parçalanmayan
kayalar gibi sıkı sıkı birleşmiş yurttaşlardan oluştuğu anlatılarak milli duygular ve
milli birliğin gerektirdiği milli bir ahlaktan da bahsedilmektedir.37 O halde iyi
yurttaş, milli duyguları ve beraberinde milli ahlakı da yaratmıştır. Çünkü Türk
ulusunun iyi yurttaşı milletinin refahı ve mutluluğu için eylemlerinde ve
seçimlerinde milleti için en iyisini, doğrusunu, güzelini yani ahlaklı olanı seçmeyi
öğrenecektir.
1948 yılında hazırlanan İlkokul Öğretim Programı’ndan sonra yurt bilgisi
dersinin adı, yurttaşlık bilgisi olarak değiştirilmiş ve bu tarihten sonra yazılan
yurttaşlık bilgisi ders kitapları üzerinde, Cumhuriyet’le birlikte gelişen demokrasi
31 Yurt Bilgisi, Maarif Vekâleti, Devlet Matbaası, İstanbul, 1938, s. 6. 32 Yurt Bilgisi-V, Maarif Vekâleti, Türk Kitapçılığı Limited Şirketi, İstanbul, 1935, s. 65. 33 Yurt Bilgisi, s. 50. 34 Bedia Ermat ve Kemal Ermat, Yurt Bilgisi Dersleri, MEB, İstanbul, 1942, s. 22. 35 Taşkıran, age., s. 5-6. 36 Ermat ve Ermat, age., s.1-2. 37 Tarık Rona, Yurt Bilgisi, Çankaya Matbaası, Ankara, 1945, s. 7.
160 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
anlayışı ve bireyselleşme etkili olmuştur. Örneğin 1945 öncesinde yazılan yurt
bilgisi ders kitaplarında, milli duygu biz bilinciyle anlatılırken; 1950’li yıllarda
bireylerin toplumdan bağımsız bir benliğe sahip olduklarına ilişkin açıklamalara
da yer verilmiştir. Hatta başta eğitim kurumları olmak üzere bireylerin, kendi var
oluşunu açığa çıkartmak için toplumdaki konumlarının yanı sıra, kendilerini
tanıyarak, bilerek, sorgulayarak, detaylı bir inceleme yapmalarının önemi her
fırsatta gerek ders kitapları gerek öğretim programları, gerekse de diğer yazılı
iletişim araçlarıyla anlatılmaya çalışılmıştır. Bu dönemde yazılan yurttaşlık bilgisi
ders kitaplarında özellikle iyi yurttaşın ahlaklı olması (milli ahlak) gerektiğine
ilişkin sıklıkla açıklamalar yapılmıştır. Bu düşüncemizi şu sözler destekler
niteliktedir: “Her şeyi daha çok ve daha iyi yetiştirmek için daha çok çalışmalıyız. Ahlaklı
bir gençlik için milli ahlak ve karakteri kuvvetlendirmeliyiz.”38 Çalışkan ve iyi ahlaklı
olmanın, ancak milli bir ahlak ve karakterle geliştirilebileceği inancı, özellikle
ders kitaplarında vurgulanmıştır.
İncelediğimiz yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında iyi yurttaşın özellikleri, daha
önceki yıllarda yazılan yurt bilgisi kitaplarından farklı olarak, okul ve aile
yaşamından hareketle de anlatılmaktadır. Örneğin 1959 yılında yazılan yurttaşlık
bilgisi ders kitabında, yaratılmaya çalışılan iyi yurttaşın, okul sıralarında düzenli
yaşamaya alışması, zamanını boşa geçirmemesi, tutumlu olması, çok çalışması ve
her zaman devletinin ve ordusunun güçlü olması için emek vermesi gerektiği de
vurgulanmaktadır39 Öte yandan, incelenen kitaplarda, iyi öğrenci ve iyi yurttaş
yetiştirmede öğretmen ve okulun öğrenciler üzerindeki önemi ve öğrencilerin
okulda uyması gereken kurallara yönelik sık sık açıklamalar yapıldığı
görülmektedir. Örneğin yurttaşlık bilgisi kitabı yazarlarından Ziya Gökalp,40 bir
toplu yaşam merkezi olan okulda, “yarının büyükleri olacak küçük insanların” hem
insan olmak sıfatıyla birbirlerine yardım etmeleri, hem de Türk çocuğu olmak
sıfatıyla kendilerine özgü görenek ve geleneklerini okul yaşamında da devam
ettirmeleri istenmektedir.41 Zaman ilerledikçe yazılan yurttaşlık bilgisi
kitaplarında, yurttaşın yetiştirilmesinde okulun öneminin yanı sıra ailenin
önemine de dikkat çekildiği anlaşılmaktadır.42 Güçlü bir devletin temeli, milli
duyguları gelişkin, geçmişini iyi tanıyan ve geleceğini doğru kurgulayabilen
yurttaşlarla atılabilir. Bu yurttaşların ise birbirlerine dil-din, tarih, yurt, ırk,
38 Faruk Kurtuluş ve Osman Kurtuluş, Yurttaşlık Bilgisi Dersler-V, Kanaat Yayınları, İstanbul,
1959, s. 63. 39 İbrahim İleri, Cumhuriyet Çocuklarına Yurttaşlık Bilgisi-V, Çeltüt Yayınları, İstanbul, 1959, s. 62. 40 1950 yılında kaleme alınan “Yurttaşlık Bilgisi-I” adlı ders kitabının yazarı Ziya Gökalp, 1876-1924
yılları arasında yaşamış olan ünlü Türk sosyolog Ziya Gökalp ile aynı kişi değildir. 41 Ziya Gökalp, Yurttaşlık Bilgisi-I, Berrin Yayınevi, İzmir, 1950, s. 2. 42 Burhan Anıl ve İbrahim Yeğen, Yurttaşlık Bilgisi-II, Anıl Yayıncılık, İstanbul, 1959, s. 45-46.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 161
duygu, düşünce ve ülkü birliğiyle bağlı olması gerekmektedir. Bu çerçevede
yurttaşlık bilgisi kitabı yazarları toplu yaşam, işbirliği ve yardımlaşma olgusu
üzerinden, ailenin konumu, ailede kişilerin vazifeleri ve Türk toplumunun aileye
verdiği önemi sıklıkla vurgulamışlardır.43 Özellikle de uygarlaşma, medeni yaşam
ve beraberinde açığa çıkan toplumsal kurallara vurgu daha önce incelediğimiz
yurt bilgisi kitaplarına oranla 1950’li yıllarda yazılan yurttaşlık bilgisi kitaplarında
daha yoğundur. Yurttaşlık bilgisi kitaplarının yazarlarına göre, toplu halde
yaşayan insanlar belli bir düzene sahiptir ve bu düzenin dışına çıkan ya da
toplumdan kendini soyutlayan kişiler ise toplumca hoş karşılanmamaktadır.44
Öte yandan, toplumsal yaşamın ve uygarlığın ilerleyebilmesi, yurttaşların
üzerlerine düşen vazifeleri yapmaları ve çok çalışmaları ile mümkündür.45 Bu
dönemde yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında din ve ahlak arasında
doğrudan bir ilişki kurulmaktan öte laik ve milli bir ahlaktan bahsedilmekte,
“milletin yararı her şeyin üstündedir” inancı özellikle incelediğimiz ders kitaplarında
vurgulanmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra iyi yurttaştan aklını her zamankinden daha fazla
kullanması, çağa ayak uydurması, uygarlığın gelişmesi için çalışması, sağlığına
dikkat etmesi, dürüst olması, toplumsal kurallara uyması, toplumun birlik ve
bütünlüğünü sağlamak için üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmesi
beklenmektedir. İncelediğimiz tüm kitaplarda bunların dışında dikkat çeken bir
başka noktada, 1950’li yılların sonlarına doğru kitaplarda Türklüğe ve
Atatürk’ün üstün başarılarına dair yapılan açıklamalardaki artıştır. Bir başka
dikkat çeken nokta ise, 1950 ve sonrasındaki yıllarda yazılan yurttaşlık bilgisi
ders kitaplarında, iyi yurttaşın yetiştirilmesine ve okulda alınan eğitime vurgu
yapılmasıdır. Bu anlamda geleceğin taşıyıcısı ve mirasçısı gençlerin zihinsel ve
bedensel gelişimi; Türk devletinin ayakta kalması ve daha ileri seviyelere
yükselmesi için olmazsa olmazlar arasındadır. Öte yandan, incelediğimiz yurt
bilgisi ders kitaplarından farklı olarak 1950 sonrasında yazılan yurttaşlık bilgisi
ders kitaplarında, iyi ve ahlaklı bir yurttaşta bulunması gereken özellikler Türk
milletinin kişilik özelliklerinden hareketle anlatılarak, Türk milletinin en büyük
özelliğinin ahlaklı olması olduğu söylenmekte ve Atatürk’ün yaptığı devrimlerle
ahlaklı düşünme ve tavır almayı daha da geliştirdiği ifade edilmektedir.46 Bir
başka yurttaşlık bilgisi kitabı yazarı Kurtuluş, Türk milletinin ahlakına ilişkin
43 Tezer Taşkıran, Yurttaşlık Bilgisi-Ortaokul II, MEB, İstanbul 1951, s. 36; Sabahattin Arınç,
İlkokullar İçin Yurttaşlık Bilgisi-IV, Işıl Matbaası, İstanbul,1954, s. 5. 44 İleri, Yurttaşlık Bilgisi-IV, s. 5. 45 Mefharet Arkın ve Mükerrem Kamil Su, Resimli Yurttaşlık Bilgisi-II, Bir Yayınevi, İstanbul, 1956,
s. 45. 46 Anıl ve Yeğen, age., s. 49.
162 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
şunları söylemiştir: “Türk doğrudur, doğruyu sever, Türkler büyüklerini sayar
küçüklerini korur, Türkler konukseverdir, Türk cesurdur, Türkler ağırbaşlıdır, Türkler
haksızlığı sevmezler, Türkler vatanlarına ve hürriyetlerine aşıktırlar.”47 İncelediğimiz
kitaplarda, doğru, güzel, iyi ve ahlaklı olan tüm özelliklerin yüzyıllardır, Türk
milletinin kişiliğini oluşturduğu sıklıkla vurgulanmaktadır. Kitaplarda ahlaklı, iyi
yurttaş olmakla, doğru, dürüst, çalışkan, saygılı, adaletli ve hoşgörülü olmak eş
değerdir.48
Bu çerçevede 1960 sonrasında yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında,
özellikle 27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi sonrasındaki siyasi karmaşanın
etkileri gözlemlenerek, iyi yurttaşın yetişmesinde Türklük ve Türklerin kutlu
tarihine ilişkin açıklamalara her fırsatta yer verilmiştir.49 1960 ve sonrasında
yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında, diğer dönemlerde yazılan kitaplardan
farklı olarak, Türklük, Türkleri birbirlerine bağlayan bağlar ve Türk milletinin
karakter özellikleri de anlatılmaktadır.50 Bu anlatımların temel amacının,
öğrencilerde milli duyguyu güçlendirerek vatanın bölünmez bütünlüğünün
önemine dikkat çekmek olduğunu söyleyebiliriz. Bu dönemde milli duygusu
kuvvetli olan milletlerin, felaketleri daha çabuk atlatılacağına dair bir inanç
hâkimdir.51 Örneğin 1973 yılında yazılan yurttaşlık bilgisi kitabında, “millet
yararını her şeyin üstünde tutmak, kendi kişisel yararın, millet yararından sonra gelmesi,
Türk milletinin çok değerli bir geleneğidir” denmektedir.52 Hatta iyi bir yurttaşın bu
tür eylemlerden özellikle kaçınmasının onun en büyük ödevi olduğu da
açıklamalara eklenmektedir.53
1960 öncesinde yazılan yurt bilgisi ve yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında
olduğu gibi, sonrasında yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında da iyi yurttaş
olmanın ilk koşulu, Atatürk ve arkadaşlarının bin bir zorluk ve güçlükle
kurdukları Cumhuriyet’in bekçisi olmaktır.54 Bu dönemde yazılan yurttaşlık
bilgisi kitaplarında özellikle yeni neslin iyi bir yurttaş olarak yetişmesinde milli
duygular ve devletin önemine sıklıkla vurgu yapılmıştır. Hatta 1972 yılında
Aksan tarafından yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitabında Mill’in: “Bir ulusun değeri
47 Kurtuluş ve Kurtuluş, age., s. 23-25. 48 Fatma Şerbetçioğlu ve Hayri Tülin, Yurttaşlık Bilgisi-I, MEB, İstanbul, 1953, s. 27. 49 Hasan Ali Yücel ve Rakım Çalapala, Yurttaşlık Bilgisi-IV, Atlas Yayınevi, İstanbul, 1967, s. 27. 50 Saffet Rona ve Halit Aksan, Yurttaşlık Bilgisi-IV, İnkilap Kitapevi, İstanbul, 1963, s. 35; Niyazi
Akşit ve Osman Eğilmez, Yurttaşlık Bilgisi-IV, Anıl Yayınevi, İstanbul, 1965, s. 22. 51 Hayri Tülin, Testli Yurttaşlık Bilgisi-V, Kanaat Yayınları, İstanbul, 1969, s. 89. 52 Selman Erdem ve İsmet Konuk, Yurttaşlık Bilgisi-II, Atlas Yayınları, İstanbul, 1973, s. 28. 53 Ahmet Ergun ve Burhan Öztürk, Yurttaşlık Bilgisi-IV, Ders Kitapları Anonim Şirketi, İstanbul,
1964, s. 26. 54 Rona ve Aksan, age., s. 87.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 163
o ulusu meydana getiren bireylerin değerleriyle ölçülür” sözüne yer verilmiştir.55 Mill’in
de belirttiği gibi bir devletin gücünün en büyük göstergesi bireyin birlik ve
bütünlük içinde hareket edebilmesiyle ölçülebilir. O halde bir devleti, devlet
yapan milli duygu ne kadar kuvvetli ise millet de o kadar güçlü demektir. Öte
yandan yurtsuz bir millet düşünülemeyeceğinden millet kadar bir vatana sahip
olmak da önemlidir. Çünkü yurtsuz bir millet düşünülemez. Yurdumuz ya da
vatanımız hem bugünün hem de geleceğin hürriyet ve mutluluk kaynağıdır.56 Bu
dönemde yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında, iyi bir yurttaşta bulunması
gereken ahlak özellikleri, 1950’li yıllarda yazılan yurttaşlık bilgisi kitaplarında da
olduğu gibi önde gelen Türk büyüklerinden hareketle anlatılmıştır.57 Öte yandan
güzel ahlaklı olmakla doğruluk arasındaki ilişki neredeyse incelediğimiz tüm
yurttaşlık bilgisi kitaplarında ele alınmış, hatta şöyle bir açıklamada
bulunulmuştur: “İyi insan, iyi vatandaş olmanın ilk şartı doğruluktur”58 Aksan ise
1972 yılında yazdığı yurttaşlık bilgisi ders kitabında “Türk Ahlakının İlkeleri”
başlıklı bir bölüme yer vermiştir. Burada yer alan maddelerden bazıları şöyledir:
“1. Aileni sev en gerçek sevgiyi aile yuvasında bulursun. 2. Yurdunu, milletini,
cumhuriyetini sev. 3. İnsanları ve insanlığı sev iyi bir insan ol. 7. Doğru ol
doğruluğu ve doğruları sev. 8. İyi ol iyileri ve iyiliği sev. 11. Başkalarının fikirlerine
ve inançlarına saygı göster. 16. Güçlükleri yenmesini bil atılgan ve cesur ol. 17.
Bilgi kazan bilgi her başarının anahtarıdır. 19. Çalışkan ve becerikli ol. 21.
Haklarını tanıt ve başkalarının haklarına saygılı ol. 23. Öfkeni yenmesini bil,
ondan çabuk kurtulmasını öğren, kin tutma. 24. Hareketlerine ve iradene hâkim
ol.”59
İncelediğimiz kitaplarda, iyi ve ahlaklı bir yurttaş olmak öncelikle millî
değerleri, aileyi ve vatanı sevmekle ilişkilendirilirken, toplumsal kuralların
eksiksiz uygulanmasına da dikkat çekilmiştir. Ayrıca, iyi ve ahlaklı yurttaş
olmanın bir diğer uzantısı da “Türk milletinin çalışkanlığı”na yapılan vurguda
kendini göstermektedir. Bu noktada milli gelir ile çalışkanlık arasındaki bağ,
milletin çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tutmakla da alakalıdır.”60 Kısacası
yurt bilgisi ve yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında iyi yurttaş kavramı, güçlü devlet,
sağlam ordu ve çağdaş bir medeniyetin temelini oluşturan bireylerin iyi ahlaklı
olmalarıyla ilişkilendirilmiştir. Buraya kadar açıkladığımız değerler ise dini değil,
sivil, laik değerlerdir.
55 Aksan, age., s. 48. 56 Erdem ve Konuk, age., s. 24. 57 Tülin, age., s. 9. 58 Erdem ve Konuk, age., s. 10. 59 Aksan, age., s. 22. 60 Rona ve Aksan, age., s. 32.
164 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
Ahlak Ders Kitaplarında Ahlak Eğitimi
1974 yılında “Ahlak” dersinin bağımsız bir ders olarak (ilkokul 4. ve 5.
sınıflarda) kabul edilmesinden sonra yazılan ders kitaplarında, ahlak kavramının
ne olduğunun yanı sıra, neden öğrencilere ahlakın bir ders olarak öğretileceğine
ilişkin açıklamalara da yer verilmiştir. Bu açıklamalardan birinde ahlak kavramı
şöyle tanımlanmıştır: “Ahlâk, insanlara, iyiyi, güzeli, doğruyu öğreten bir bilgidir. Bu
bilgi dalı iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan ayırt etmemize yardımcı olur.
Bize en güzel davranışları ve en iyi yaşayışı öğretmeye çalışır. Ahlâk, kendimize olan
güvenimizi de artırır. Bizi çıkarlarımıza tutsak olmaktan korur. Haklıların, düşkünlerin,
yardıma ihtiyacı olanların yanında yer almamızı sağlar.”61 O halde ahlak iyi, güzel ve
doğruyu öğreten bir bilgi türü olarak kabul edilerek, ahlaki bilgiye sahip,
doğrudan yana olan kişide, merhamet ve vicdan duygusunun da her daim
gelişkin olacağına işaret edilmiştir. Bu anlamda ahlaklı olmak kişinin sadece iyi,
güzel ve doğru olanı istemesini sağlamamakta, aynı zamanda gelişkin bir vicdan
duygusu, yardımlaşma ve merhamet duygularının da olgunlaşmasına olanak
vermektedir.
İncelediğimiz bir başka ahlak ders kitabında ise, ahlak dersi ile çocuklara
ahlaklı bir yaşamın nasıl olması gerektiği, somut örnek ve yaşlarına uygun
hikâyeler aracılığıyla tıpkı bir oyunun kuralları öğretilir gibi anlatılmıştır. Ahlak
kitaplarında da çocuklara ahlaklı yaşam, kendi deneyimlerinden yola çıkarak
öğretilmek istenmekte ve ahlak kurallarını da kitapta yer alan hikâyelerden
hareketle kendilerinin bularak öğrenmesi ve tüm yaşamlarında içselleştirmeleri
beklenmektedir.62 Doğru ve çalışkan bir insan, aynı zamanda ahlaklıdır da.
Ahlaklı insan kişilik sahibidir. Düşündüğünü korkmadan, çekinmeden söyler.
Kendini küçültmeden, hiç kimseye dalkavukluk yapmadan yaşar. Ahlaklı insan
özgür yaşamayı, bolluk içinde ve bağımlı olmaya üstün tutar.63 O halde insanı
insan yapan en önemli özelliğinin ahlaklı, erdemli, iyi, güzel ve sonunda da
mutlu olduğuna inandığı bir yaşamla hayata veda etmesidir, diyebiliriz. Ahlakın,
kötülükten kaçınmak, iyi işler yapmak ve iyi bir yurttaş olmak için yaşayarak
öğrendiğimiz bir tür deneyim olduğu da söylenebilir. Bu dönemde yazılan
“Ahlak” ders kitaplarında din ile ahlak arasında bağlantı kurulmamıştır.
İncelediğimiz ahlak ders kitaplarda, ahlakın tanımının yanı sıra, ahlak
kuralları ve bunların içeriğine ilişkin bilgilere de yer verilerek, ahlak kurallarının
yaşamımızı düzenleyen kurallardan olduğu, ancak hukuk kuralları gibi yazılı
olmadıkları ve bu kurallara uymayanların da yasalar çerçevesinde ceza
61 Selman Erdem ve İsmet Parmaksızoğlu, Ahlak-IV, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1975, s. 8. 62 Osman Pazarlı, Çocuklarımıza Ahlak Dersleri-IV, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1974, s. 5-6. 63 Erdem ve Parmaksızoğlu, age., s. 60.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 165
almadıklarına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Toplumun düzeni ve huzuru
sadece hukuk kurallarıyla değil, aynı zamanda başta ahlak kuralları olmak üzere,
din kuralları ve görgü kurallarıyla sağlanmaktadır. Öte yandan incelediğimiz
kitaplarda, ahlak kuralları, kişilerin doğrudan maneviyatına yapılan bir tür
yatırımdır. Çünkü ahlak kuralları, kişinin ruhunu besleyerek, vicdan duygusunun
oluşmasında, merhamet ve yardımlaşma gibi toplumda milli birlik ve
bütünlüğün oluşmasına olanak veren duyguların şekillenmesinde
belirleyicidirler. Aslında ahlak kurallarına uymak, bireyin toplumda sevilmesine,
güven duygusunun gelişmesine ve çevresine daha olumlu bakmasına yol
açmaktadır.64
Tüm bunların yanı sıra incelediğimiz ahlak ders kitaplarında, çocukların
ahlaki gelişiminde okulun önemi ve okulda uyulması gereken kurallardan da
bahsedilmektedir. Ahlak ders kitabı yazarlarından Pazarlı, çocukların eğitilmesi,
çalışkan ve ahlaklı birer yurttaş olmaları için insanların okullar yaptığını
söylemektedir. Ona göre okullarda çocuklar bilmediklerini öğrenerek, yurdunu,
ulusunu tanıyacak, Türklüğe ve insanlığa yararlı birer yurttaş olarak yetişecektir.
İyi ve erdemli birer yurttaş olarak yetiştirmek istediğimiz çocuklara ve gençlere,
okullarda ahlak dersi haricinde, okulda uymaları gereken kurallar da öğretilerek,
tüm yaşamlarında toplumsal ve hukuk kurallarına uymaları sağlanmak
istenmektedir. Ancak özellikle şu da belirtilmektedir ki, çocuklar okullardaki
kurallara -kavga etmemek, yalan söylememek, zamanında derse gelmek,
ödevlerini yapmak, okulu temiz tutmak, okul eşyalarına zarar vermemek gibi-
bir zorunluluk olduğu ya da sonunda ceza alabilecekleri inancıyla
uymamalıdırlar. Öğrencilerin söz konusu kurallara içten gelen bir saygı ile
uymaları istenmektedir.65 Öte yandan, çocuklar okullarda yarım kalan bilimsel ve
ahlaksal bilgilerini öğrenmeye, öğretmenleri aracılığıyla devam etmektedirler.
Hatta ahlak kitabı yazarlarından, Erdem ve Parmaksız’a göre, beden ve akıl
sağlığı yönünden gelişmemizde aile eğitimi gereklidir; ancak bu da yeterli
değildir. İyi insan, iyi vatandaş olmamızda okula, öğretmene ve kitaplara da
ihtiyacımız vardır. Okul bireyi ahlaklı bir kişi haline getirir.66 Kısacası
incelediğimiz ahlak ders kitaplarında, öğrencilere öğretmenler tarafından erdemli
yaşamın anahtarı verildikten sonra, öğrencilerin kendilerini geliştirerek, ahlaki
değerleri tüm yaşamlarında uygulamaları beklenmektedir. Başka bir deyişle ahlak
eğitimi, sadece ahlak dersiyle değil, okulun her anında öğrencilere öğütler,
64 Erdem ve Parmaksızoğlu, age., s. 9. 65 Pazarlı, age.,s. 11-14. 66 Erdem ve Parmaksızoğlu, age., s. 28.
166 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
kurallar, dersler ve derslerde anlatılan kıssadan hisse ve hikâyeler aracılığıyla
pedagojik ve zihinsel gelişimleriyle uygun bir şekilde verilmelidir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitaplarında Ahlak Eğitimi
Türkiye’de ahlak eğitimi çalışmalarını tam olarak inceleyebilmek için “Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi” ders kitaplarına ve Cumhuriyet döneminde Türkiye’de
din eğitimi ve öğretimine de bakmak gerekir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu
sonrasında altı yıl eğitim veren Mekteb-i İbtidailer (ilkokullar) beş yıla indirilmiş
ve 1923’te toplanan “Birinci Heyet-i İlmiye”nin kararı ile de orta okul ve lise
seviyelerindeki okullarda isim değişikliğine gidilmişt, “orta mektep” ve “lise” adları
kullanılmaya başlamıştır. Bu düzenlemeler sırasında da dönemin İlkokul
Programlarında yer alan “Kuran-ı Kerim, Malumat-ı Diniye” dersleri ile ortaokul ve
lise seviyeli okullarda da “Kuran-ı Kerim, Siyer ve Malumat-ı Diniye, Akaid ve Fıkıh,
Arapça” gibi dersler kademeli olarak okul programlarından çıkarılmıştır. Din
eğitimi ve öğretimi 1924’te liseler, 1927’de ortaokullarda kaldırılmış, 1929 ile
1931 yılları arasında da ilkokul ve öğretmen okullarının programlarından dinle
ilgili bütün dersler çıkarılmıştır. Köy ilkokullarında ise din bilgisi dersi 1939
yılına kadar isteğe bağlı şekilde programlarda yer almıştır.67 Sonrasında 12 Eylül
1980 Askeri Müdahalesi’nin hemen ardından hazırlanan 1982 Anayasası’nın 12.
maddesindeki laiklik ilkesi ve 24. maddesinde yer alan DKAB dersinin zorunlu
ders olarak okutulması kararını takiben, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” adlı ders
kitapları yazılmıştır. Bu kitaplarda işlenen ahlak olgusu, 1970’li yıllarda yazılan
ahlak ders kitaplarındaki açıklamalardan farklılık göstermektedir. Çünkü 1982
Anayasası’ndan sonra, “Din Bilgisi” dersi ve ahlak dersinin, DKAB dersi adıyla
tek derste okutulması kararı alınmıştır. Ancak incelediğimiz DKAB ders
kitaplarında bu iki dersin sentezinin yapılmasından öte, sadece İslam’ın temelini
oluşturan dini bilgilere ve ahlakın değerlerle ilgili olan kısmına yer verilmiştir. Bu
dönemden itibaren ahlak biliminin, ahlak felsefesi ya da etik ile olan bağlantısı,
felsefe dersinin içerisinde işlenmeye başlamıştır.
Bu bağlamda 1980’li yıllarda yazılmış DKAB ders kitaplarında dikkatimizi
çeken ilk nokta, kitapların öğrencilerin bilişsel, duygusal ve psikolojik
özelliklerinin gerektirdiği anlama ve algılama potansiyellerine uygun olarak
kaleme alınmalarıdır. Örneğin 1983 yılında ilkokul 1. sınıflar için yazılan DKAB
ders kitabının içindekiler listesi, “Ben Kimim, Arkadaşlarım, Milletim, Dinim-
Rabbim, Dualarımız, Sağlığımız, Bayramlarımız ve İki Büyük Dini Bayramımız”
67Mustafa Öcal, “Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Din Eğitimi ve Öğretimi”, Uludağ
Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 7, S.7 (1998), s. 244.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 167
başlıklarından oluşmaktadır.68 Söz konusu kitabın içindekiler listesinden de
anlaşılacağı üzere, ilkokul 1. sınıf yaş grubunu içine alan 7 yaş çocuğu, soyut
konuları anlayacak algılama düzeyinde olmadığı için, DKAB ders kitaplarında
soyut konular somutlaştırılarak anlatılmaktadır. 1. sınıf öğrencileri için yazılan
DKAB ders kitabında, dini bilgilerden özellikle beş duyu ile algılayamayacakları,
Tanrı, melekler ya da mistik olaylardan uzak durulmuştur. Öğrencilere daha çok
sevgi teması temele alınarak aile, öğretmen ve vatan sevgisini aşılamak
koşuluyla, öğrencilerin milli duyguları yüceltilmeye çalışılmıştır.
İncelediğimiz DKAB ders kitabı yazarlarından Bilgin’e göre, iyi ve ahlaklı bir
yurttaş milli duygulara ve vatan sevgisine sahip olmalıdır. Çünkü ona göre,
bütün Türkler büyük bir ailedir ve Türkiye de o ailenin çok büyük bir evi
gibidir. Ev ise ailenin barındığı, şerefini ve namusunu koruduğu kutsal bir
yerdir. Bu anlamda da vatan kutsaldır ve tüm yurttaşların da bu kutsal emaneti
korumaları gerekir.69 Bu bağlamda DKAB ders kitaplarında anlatılan vatan
sevgisi, daha önce incelediğimiz yurt bilgisi ve yurttaşlık bilgisi ders
kitaplarındaki anlatımlarla neredeyse aynıdır. “Vatanımızı canımızdan çok sevmeli ve
gerekirse düşünmeden canımızı feda etmeliyiz” anlatımının farklı açıklamalarına pek
çok kitapta karşılaşmıştık. Aynı şekilde incelediğimiz DKAB ders kitaplarında
da milli duygu, vatan sevgisi ve ulus olma bilinci, 12 Eylül 1980 Askeri
Müdahalesi’nin ardından yoğun bir şekilde işlenmiştir. Şunu da özellikle
belirtmek gerekir ki 1980’li yıllarda ilkokul öğrencileri için yazılan DKAB ders
kitaplarındaki anlatımlar, resimlerle zenginleştirilerek teorik bilgiye daha az yer
verilmiştir. Bu kitaplarda kısa cümleler ve hikâyelerle çocuklarda din ve ahlak
bilgisinin oluşturulması öncelikli amaçlar arasında yer almaktadır. Bundan dolayı
da özellikle incelediğimiz DKAB ders kitaplarında Atatürk ve diğer Türk bilgin
ve kahramanlarından sıklıkla ve övgüyle bahsedilmekte ve dini bilgilere de
kısmen yer verilmektedir.
1980’li yıllarda yazılmış ilkokul DKAB kitaplarının yanı sıra, ortaokul DKAB
kitaplarında da din bilgisi konularına, ahlak bilgisi konularından daha fazla yer
verilirken, yaş aralığı nedeniyle soyut bilgilere daha fazla odaklanılmıştır. Bundan
dolayı da incelediğimiz ortaokul DKAB ders kitaplarının ilkokullar için yazılan
DKAB ders kitaplarına oranla Tanrı, peygamberler, kutsal kitaplar, ibadet, vb.
dini konuları daha yoğun incelediklerini görmekteyiz. Ancak incelediğimiz
kitaplarda, bu konular dışında, milli duygu ve vatan sevgisini içeren
açıklamaların da oyer aldığı elde edilen bulgular arasındadır. İncelediğimiz
DKAB ders kitaplarında, aynı toprağı paylaşan ve aynı ülküler etrafında bir
68 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi- İlkokul-I, MEB, İstanbul, 1983, s. 1. 69 Beyza Bilgin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-V, MEB, İstanbul, 1990, s. 95.
168 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
araya gelen yurttaşlardan oluşan millet topluluğunun, daha da güçlenerek
varlığını devam ettirebilmesi için öncellikle yurttaşlar arasında milli birlik ve
beraberliğin sağlanması gerektiğini söylemektedirler. Vatan sevgisi ise bu
noktada yurttaşlar arasında ortak duygu ve düşünce birlikteliğini sağlayarak,
ahlakın önemli bir kısmını oluşturan gelenek ve göreneklerin de toplumda
yerleşmesine imkân verecektir.70 Öte yandan, ortaokul DKAB ders kitaplarında,
milli duygu ve vatan sevgisi ilkokullar için yazılan DKAB ders kitaplarına oranla
daha az işlenmiştir. Söz konusu kitaplarda daha çok Atatürk ve laiklik
konusunda yoğun açıklamalar belirlenmiştir. Hatta ortaokul 2. sınıflar için
yazılan DKAB ders kitabında, milli birlik ve dayanışma içinde çalışan, onurunu
ve namusunu koruyan ulusları Tanrı’nın da mutlu edeceğinden bahsedilmiştir.71
Bu anlamda, öğrencilere milli birlik ve vatan sevgisinin önemi anlatılırken bir
toplumun aynı zamanda ahlakını da şekillendiren ve daha bütüncül hale getiren
onurlu ve namuslu bir yaşamın önemine de gönderme yapılmıştır. Benzer
şekilde bir başka DKAB kitabı yazarları Fığlalı ise vatan, millet, devlet ve
bayrağın, uğrunda savaşılan kutsal değerler olduğunu ve Atatürk’ün de bu
manevi değerler konusunda son derece titiz olduğunu söylemektedir.72
Tüm bunların yanı sıra 1980’li yıllarda yazılan DKAB ders kitaplarının
neredeyse tamamında Atatürk ve Hz. Muhammed’in sözlerinden
bahsedilmektedir. Örneğin incelediğimiz kitaplar arasında, ilkokul 3. sınıflar için
yazılan DKAB ders kitabında, Atatürk’ün: “Türk öğün, çalış, güven” sözü ve Hz.
Muhammed’in: “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış”
sözlerine yer verilmiştir.73 Özellikle DKAB ders kitaplarında Atatürk’ün din ve
laiklik konusundaki düşüncelerine sıklıkla yer verilmiştir. 1980’li yılarda yazılan
ilkokul ve ortaokul DKAB ders kitaplarında ortak olan nokta, iyi yurttaşın
yetişmesinde milli duygu ve vatan sevgisi ile ahlaki tutum, davranış ve değerler
arasında doğrudan ilişkinin somut davranış ve öğütlerle gösterilmesidir. Ayrıca
incelediğimiz DKAB ders kitaplarının tümünde çocukların zihinsel ve duygusal
gelişimleri dikkate alınarak yazıldığını söyleyebiliriz. Çünkü incelediğimiz
kitaplarda somut-soyut kavramlar ve değerler açıklanırken çocukların yaşlarının
gerektirdiği tutum ve davranışlara özellikle dikkat edildiği anlaşılmaktadır.
Örneğin ilkokullar için yazılan DKAB ders kitaplarından, ilk 3 yıl yazılanlarda
dini bilgiler neredeyse yok denecek kadar azken, daha sonraki sınıflar için
70 Abdülkadir Şener ve Orhan Karmış, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi- Ortaokul-I, MEB, İstanbul
1983, s. 8. 71 Cihat Tunç, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-Ortaokul-II, MEB, Ankara, 1982, s. 65. 72 Ethem Ruhi Fığlalı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-Ortaokul-III, MEB, İstanbul, 1985, s. 84-87;
Şener ve Karmış, age., s. 72. 73 DKAB-İlkokul-III, 1983, s. 56.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 169
yazılan DKAB kitaplarında dini kavramlar ve bunların içerikleri ve kuşkusuz
ahlakın değerlerinden daha yoğun bahsedildiği anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede 1980’li yıllarda yazılan DKAB ders kitaplarında iyi yurttaşın
ahlaklı olmasına yönelik anlatımlar da yer edinmiştir. Bu dönemde öğrencilere
ahlak olgusu, peygamberin örnek yaşam ve kişilik özelliklerinden hareketle ya da
toplumun gelişimine, kalkınmasına katkı yapmış Türk düşünür ve bilginlerinin
başarı ve karakter özelliklerinden hareketle anlatılmaya çalışılmıştır. Kısacası
incelediğimiz kitaplarda sıklıkla ahlaklı olmak; yalan söylememek, hırsızlık
yapmamak, doğrunun daima peşinde olmak, dürüst ve güvenilir bir insan
olmak, hoşgörü ve alçak gönüllülüğü bir an olsun elden bırakmamak, her şeyde
ortayı bulmak, toplumsal kurallara uymak, vatan ve millet sevgisini her şeyin
üstünde tutmak, gibi ifadeler belirlenmiştir.74
1980’li yıllarda yazılan DKAB kitaplarının neredeyse tamamında iyi insan, iyi
yurttaş ve iyi karakter özelliklerine sahip olmakla ahlaklı olmak eş değer
gösterilmiştir. “İyi” kelimesi kitaplarda ahlaklı olmayı en güzel içeren kelime gibi
düşünülmüştür. Örneğin 2. sınıflara için yazılan DKAB ders kitabında şöyle biri
cümle yer almaktadır: “Kalplerimiz sevgi dolu. Hepimiz büyümek ve iyi insan olmak
isteriz”75 Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, bir sıfat olarak “iyi” kelimesinin
içeriği çok kapsamlıdır ve bu içerikte DKAB ders kitaplarında, dinin ve
toplumun kurallarına uyan, peygamberlerin sahip olduğu güzel ahlak
özelliklerini kapsamaktadır. Örneğin, 1986 yılında yazılan DKAB ders kitabında
ahlak olgusu, peygamberin karakter özelliklerinden hareketle şöyle
anlatılmaktadır: “Allah peygamberimizi güzellik ve ahlak bakımından en yüksek derecede
yaratmıştır. O güler yüzlü, tatlı dilli, iyi huylu, doğru sözlüydü. Dilinden kötü söz, elinden
yanlış ve kötü iş çıkmazdı. Kimseye kötülük düşünmez ve kötülük etmezdi. Kimsenin
kalbini kırmaz, herkesin gönlünü kazanmak isterdi.”76 O halde güzel ahlaka sahip
olmakla doğruluktan ayrılmamak ve yanlış ya da kötüden uzak durmak eş değer
görülmekte ve ahlak kavramı da doğru-yanlış ikilemlerini de içine alarak,
peygamberlerin kişilik özelliklerinden hareketle kurgulanmaktadır. Kişinin ahlaki
duyuşundaki gelişimi daha önce incelediğimiz DKAB ders kitaplarında olduğu
gibi yine dini bir şekilde anlatılmıştır. Tanrı’nın bize bağışladığı yaşam bir nimet
olarak gösterilerek, kişiye düşen görevin bu nimeti en iyi şekilde korumak ve
geliştirmek olduğu belirtilmektedir.
74Mevlüt Uysal, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-Ortaöğretim, Erenler Matbaası, İstanbul, 1982, s. 208;
Fığlalı, age., s. 129. 75 DKAB-İlkokul-II, s. 4. 76 Ünver Günay ve Yavuz Kerim, DKAB-İlkokul-IV, Bilim ve Kültür Yay., Ankara, 1986, s. 36.
170 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
Bu bağlamda 1980’li yıllarda yazılan ortaokul DKAB ders kitaplarında ahlak
olgusu, ilkokullar için yazılan DKAB kitaplarından farklı olarak, mutluluk ve
ahlaklı yaşam ilişkisiyle de incelemektedir. Soyut bir kavram olan mutluluk,
ahlakla doğrudan ilgilidir, çünkü ahlaklı bir yaşamın aynı zamanda insana
mutluluk da getireceği de bilinmektedir. Bu anlamda incelediğimiz DKAB ders
kitaplarında da aynı mantıkla hareket edilerek, mutlu bir yaşamın nasıl olması
gerektiği konusu üzerinde durulmuştur. Öncelikle mutlu bir yaşam için, kişinin
kendisini üzecek ve sıkıntı verecek her şeyden uzak durması, sağlıklı olması,
kötülüklerden kaçınması, severek çalışması, incitmemesi ve mutluluğunun
çevresinin mutluluğuna bağlı olduğunu unutmaması gerekmektedir.77 Ancak
mutlu olmanın diğer bir ayağı da ruh sağlığını korumaktır. Bunun için ise kişi
kötü alışkanlıklardan, aşırı yorgunluktan uzak durarak, Allah’a olan inancını
kaybetmemelidir.78 Kısacası incelediğimiz DKAB ders kitaplarında, mutluluk ve
ahlak bilimsel bir şekilde anlatılmaya çalışılsa da sonunda bu iki kavram, Allah
ve onun sonsuz gücüne bağlanmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra ahlaklı insanda bulunması gereken birtakım kişilik
özelikleri de vardır ve bu özellikler hemen hemen incelediğimiz tüm DKAB
ders kitaplarında benzer şekilde anlatılmaktadır. Bu özelliklerden bazıları
şunlardır: sözünde durmak, yalan söylememek, edep ve hayâ sahibi olmak yani
her konuda haddini bilerek sınırı aşmamak ve utanmayı bilmektir.79 Bu
özelliklerden başka şefkat ve merhamet sahibi olmak, yumuşak huylu olmak,
cesaret ve yiğitlik özelliklerine sahip olmak, alçakgönüllü ve hoşgörülü olmak,
her şeyde ortayı bulmak, tevekkül etmek (bir amaca ulaşmak için gerekli
tedbirleri aldıktan sonra, Allah’a güvenmek ve sonrasında ona bırakmak)80,
çalışkan ve dürüst olmak gibi özellikler de sayılmıştır.81
İncelediğimiz ortaokul DKAB ders kitaplarında dikkat çeken bir başka nokta
ise, incelediğimiz yurt bilgisi ve yurttaşlık bilgisi kitaplarında olduğu gibi ahlak
kuralları anlatılırken toplumsal yaşamı düzenleyen kurallara da yer verilmesidir.
Ancak DKAB ders kitaplarında bu kurallara yenileri eklenmiştir. Örneğin, yere
düşmüş ekmek parçaları ve besin maddelerinin çiğnenmesine izin vermemek,
yola düşmüş bayrak resmi, ayet-hadis yazılı kâğıtlar, devlet büyükleri ve milli
kahramanlarımızın resimleri bulunan gazete ve kâğıtları yerden kaldırmak ve
ayakaltında çiğnenmelerine izin vermemek, cami, mescit gibi yerlere ayakkabı,
kirli çorap ve ayaklarla girmemek, radyo ve televizyonda yapılan Kurân ve
77 Şener ve Karmış, age., s. 15. 78 Age., s. 16. 79 Tunç, age., s. 12-13. 80 Age., s. 47. 81 Age., s. 17-27.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 171
Mevlut gibi dini yayınları dinlemek ve saygılı olmak gibi.82 Söz konusu kuralları
ilk defa DKAB ders kitaplarında görüyoruz. Çünkü 1980 öncesinde yazılan ders
kitaplarında toplumsal yaşamda uyulması gereken kurallar genellikle yerlere çöp
atmamak, toplu taşıma araçlarını kullanırken dikkatli olmak, sinema, tiyatro gibi
yerlerde nasıl davranılması gerektiği gibi hususlarls genel olarak görgü kurallarını
içine alacak şekilde anlatılmaktaydı. Ancak DKAB ders kitaplarıyla birlikte
öğrencilerde dinsel bilgilere karşı hem bir bilinç hem de inanç ve saygı
uyandırılmaya çalışıldığı söylenebilir. Ayrıca 1980’li yılarda ilkokul ve ortaokullar
için yazılan DKAB ders kitaplarında en çok dikkatimizi çeken nokta, Uysal’ın
çalışması dışında, söz konusu kitaplarda ahlakın bir bilim olarak kabul edilerek
incelenmesi yerine, daha çok dinle temellendirilen bir ahlak bilgisine yer
verilmesidir. Örneğin, 1970’li yılarda okutulan ahlak kitaplarındaki içerik ve bilgi
birikimine DKAB ders kitaplarında rastlayamıyoruz.
Bu bağlamda 1990’lı yılarda yazılan DKAB ders kitaplarında, 1980’li yıllarda
yazılan DKAB ders kitaplarında olduğu gibi, din ile temellendirilmiş milli bir
ahlak anlayışı vardır ve bu ahlak olgusu da peygamberlerin örnek yaşamları ve
kişiliklerindeki ahlaki değerlerden hareket etmektedir. Başka bir anlamda,
incelediğimiz DKAB ders kitaplarında ahlakın felsefi boyutundan neredeyse hiç
bahsedilmemiştir ve ahlak kavramına ilişkin tanımsal açıklamalara da çok nadir
yer verilmiştir. Genellikle ahlak kavramı din kavramını da içine alacak şekilde
değerlendirilmiştir. Örneğin DKAB kitabı yazarlarından Gündüz’e göre ahlak,
huy kelimesinin karşılığıdır ve ahlak denildiğinde akla gelense güzel ahlaktır.
Ancak Gündüz, açıklamasının devamında insan doğasının güzel huylara meyilli
olduğu gibi kötü huylara da meyilli olduğunu eklemekte ve Müslüman olarak
bize düşen görevin kötü huylarla mücadele ederek iyi huyları edinmeye çalışmak
olduğunu söylemektedir.83 Bir başka DKAB ders kitabında ise, İslam dininin
güzel ahlak ve iyiliği yaymaya çabaladığı belirtilmiştir. Güzel ahlaklı olmak, aynı
zamanda dinin buyruklarına uygun bir yaşam sürmek ve ahlakla dini
bütünleştirmek olarak gösterilmiştir.84 Kısacası incelediğimiz DKAB ders
kitaplarında ahlak eğitimi kesinlikle dinden bağımsız şekilde verilmemektedir.
Hatta DKAB kitabı yazarlarından Gündüz’e göre, dinin amacı güzel ahlaktır ve
dini güzelce anlayan ve ibadetlerini yerine getiren insanın ahlakı da
güzelleşecektir. Çünkü ona göre, dinini güzelce yaşayan insan aynı zamanda
kötü huylardan uzak duracağından ahlaklı da olacaktır.85 Tüm bunların yanı sıra
DKAB ders kitapları aracılığıyla ahlak öğretiminde ahlaki değerler sıralanırken,
82 Fığlalı, age., s. 98-99. 83 İrfan Gündüz, DKAB-IV, Erdem Yayınları, İstanbul, 1994, s. 93. 84 Akif Güle ve Gıyasettin Kaya, DKAB, Gendaş Yayınları, İstanbul, 1994, s. 45. 85 Gündüz, age., s. 8-9.
172 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
öte yandan da yurt bilgisi ve yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında olduğu gibi
toplumsal kurallara uymak da ahlaki değerler arasında gösterilmiştir.86
2000’li yıllarda yazılan DKAB ders kitaplarını incelediğimizde ise, daha
önceki yıllarda yazılan DKAB ders kitaplarından farklı olarak, milli duygular ve
vatan sevgisi konusundaki açıklamaların daha kısaldığı belirlenmiştir. Örneğin
2007 yılında ilkokul 5. sınıflar için yazılan DKAB ders kitabında, “Vatanımızı ve
Milletimizi Seviyoruz” başlıklı bir üniteye yer verilmiştir. Bu ünitede aynı bayrağa
sahip olan milletin, vatanı korumak ve kalkındırmak için tarihin her döneminde
olduğu gibi vatanı için gereken sevgiyi ve çabayı göstereceği söylenmektedir.87
Şunu söyleyebiliriz ki 2000’den sonra yazılan DKAB ders kitaplarında daha
önceki dönemlerde yazılanlara göre ahlak eğitimine ilişkin açıklamalar daha
fazladır. Ancak söz konusu kitaplardaki ahlak eğitimi daha çok peygamberler,
Türk düşünür ve bilginlerinin kişilik özelliklerinden hareketle iyi, erdemli ve
ahlaklı bir bireyin nasıl olması gerektiğine ilişkin açıklamalar şeklinde ortaya
çıkmıştır. Örneğin 2005 yılında 4. sınıflar için yazılan DKAB ders kitabında
ahlak, bir toplumda insanların benimsedikleri, uymak zorunda oldukları
davranış biçimleri ve kuralları olarak tanımlanmaktadır.88 Ahlaklı olmak, daha
çok toplumsal kuralara uymak ve ilişkilerimizdeki tutum ve davranışlara göre
değerlendirilmiştir. Oysa ahlakın bir başka boyutu olan etik ya da moral
kelimeleriyle adlandırdığımız ahlakın felsefesini yapmak, ahlak üzerine
derinlemesine düşünmek gibi bir anlayış kitaplarda gözlemlenememektedir.
İncelediğimiz DKAB ders kitaplarında öğrencilere ahlaklı olmak, daha
önceki dönemlerde yazılan DKAB ders kitaplarında olduğu gibi, iyi insan, iyi
vatandaş ve ahlaklı birey olabilmeleri için neler yapmaları gerektiğinden
hareketle anlatılmaktadır. En başta iyi insan olabilmek için kişinin dürüst,
yardımsever, hoşgörülü ve doğru olanın her daim peşinden gitmesi gerektiğine
vurgu yapılmaktadır. Özellikle incelediğimiz DKAB ders kitaplarında “doğruluk”
konusu üzerinde durularak, doğruluk kavramı, dinsel ve ahlaki bir yükümlülük
olarak kabul edilmiştir. İslam dininin doğruluğa verdiği önemle ilgili Kuran’dan
ayetlere yer verilirken, öte yandan da kişinin yaptığı işte iyi niyetli ve dürüst
olmaya özen göstermesi, kimsenin arkasından konuşmaması, sözlerinde ve
davranışlarında uyum içinde olmasının, ahlaki olarak ne kadar önemli
olduğundan sıklıkla bahsedilmektedir.89 2000’li yıllarda yazılan DKAB ders
kitaplarında ahlak olgusu, diğer dönemlerde yazılan DKAB ders kitaplarında
86 DKAB-V, Kaan Yayıncılık, İstanbul 1999, s. 23. 87 DKAB-IV, MEB, İstanbul, s. 24; DKAB-V, s. 120-121; Recep Kılıç vd., DKAB-V, Gizem
Yayıncılık, Ankara, 2014, s. 112-124. 88 DKAB-IV, 2005, s. 21-22. 89 Age., s. 43-44.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 173
olduğu gibi, dindar yaşamın bir parçası olarak gösterilmektedir.90 İnanç ve ahlak
arasında doğrudan bir ilişki kurularak, ikisinin de bireyin yaşamına düzen, huzur
ve mutluluk getireceği söylenmektedir. Bu dönemde yazılan kitapların neredeyse
tamamında “din güzel ahlaktır” adında bir bölüm açılmış ve dinin amacının
insanları güzel ahlak sahibi yapmak olduğu belirtilmiştir.91 Benzer şekilde bir
başka DKAB ders kitabında da güzel ahlaka sahip olmak ve güzel davranışlarda
bulunmak hem ahlaki hem de dini görevimiz olarak gösterilmiştir.92 Yukarıda
sayılan tutum ve davranışlar aynı zamanda iyi vatandaş ve ahlaklı bireyin neler
yapması ve nasıl davranması gerektiğine dair davranışları da oluşturmaktadır.
2000’den sonra yazılan DKAB ders kitaplarında dikkat çeken bir başka
nokta da “Öğrenme Alanı: Ahlak” adında bir ünitenin açılması ve ahlaklı insanda
bulunması gereken özelliklerin, peygamberimizin kişilik özelliklerinden ve
Atatürk’ün ahlak konusundaki sözlerinden hareketle öğrencilere açıklanmasıdır.
Bu noktada incelediğimiz DKAB ders kitaplarında, “Öğrenme Alanı: Ahlak”
başlıklı bölümde ahlak ve ahlaksızlık ya da ahlaklı olmayan tutum ve davranışlar
dinimizin yapmamızı istediği davranışlar (ahlaklı) ve dinimizin sakınmamızı
istediği kötü alışkanlıklar (ahlaklı olmayan) şeklinde öğrencilere anlatılmıştır.
Örneğin 2007 yılında 6. sınıflar için yazılan DKAB ders kitabında dinimizin
sakınmamızı istediği kötü alışkanlıklar şöyle sıralanmıştır: “yalan söylemek ve hile
yapmak, gıybet ve iftira, hırsızlık, alay etmek, büyüklenmek, kötü zanda bulunmak,
başkalarının kusurlarını araştırmak, anne-baba ve büyüklere saygısızlık.”93 Yukarıda
sıralanan ve dinimizin yasakladığı kötü alışkanlıklar aynı zamanda çocuklara
ahlaksız davranış ve tutumlar olarak da gösterilmektedir. Hatta 2004 yılında 6.
sınıflar için yazılan DKAB ders kitabında dinimizin sakınmamızı istediği kötü
alışkanlıkların; -alkollü içki kullanmak, uyuşturucu kullanmak, kumar oynamak
gibi- din, ahlak ve hukuk kurallarıyla yasaklandığı söylenerek, toplumsal
kurallara uyan, kötü alışkanlıklardan uzak duran kişinin hem dinin hem de
ahlakın gereklerini yerine getirdiği belirtilmektedir.
Bu bağlamda 2000’li yıllarda yazılan DKAB ders kitaplarında, ahlak ve din
arasında sıkı bir ilişki kurularak, her ikisinin de mutluluk ve huzur getirerek
insanları iyiye yönlendirdiği anlatılmaktadır. Aslında incelediğimiz DKAB ders
kitaplarında ahlak olgusu daha çok toplumsal boyutuyla ele alınarak, ahlaklı
olmak toplumsal kurallara uymak ve her doğrunun peşinden koşmak şeklinde
kurgulanmıştır. Oysa ahlakın bir de felsefi boyutu vardır, ahlakın felsefesini
90 DKAB-V, 2012, s. 22. 91 DKAB-IV, 2007, s. 25. 92 DKAB-IV, Yıldırım Yayınları, Ankara, 2014, s. 25. 93 DKAB-IV, 2007, s. 90-103.
174 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
yapabilmek ve öğrencilere ahlakı toplumsal, bilişsel ve psikolojilerine uygun
şekilde anlatabilmek gerekmektedir. Kısacası 1980’den günümüze kadar yazılan
DKAB ders kitaplarında ortak nokta, ahlak ve din arasındaki sıkı ilişkiden
hareketle, ahlakın dini yaşamı gerektirdiğine dair yapılan vurgudur.
Sonuç
Türkiye’de ahlak eğitiminin Cumhuriyet dönemindeki gelişimini belirlemeyi
amaçlayan bu çalışmada, ahlak dersinin kimi zaman öğretim programlarında
bağımsız dersler olarak yer alırken, kimi zaman farklı derslerin içinde yer aldığı
tespit edilmiştir. Örneğin Cumhuriyet’in kurulmasından sonra hazırlanan 1924
İlkokul programı’nda, “Musabahat-ı Ahlakiye” ve “Ahlak-ı Malumat-ı Medeniye”
adında dersler vardır. Ancak 1926 ve 1936 Öğretim Programlarında bu dersler
birleştirilerek yurt bilgisi ve 1948, 1968 Öğretim Programlarında da yurttaşlık
bilgisi adını almıştır.
Bu bağlamda Cumhuriyet’in ilk yıllarında yazılan yurt bilgisi ders kitaplarında
iyi yurttaş olması arzulanan birey, devletin geleceğinin ve varlığının
sürdürülmesini sağlayan önemli bir araç olarak görülmektedir. Hatta yurt bilgisi
ders kitaplarında vatan için gerekirse seve seve canını feda etmek iyi yurttaştan
beklenen en büyük vazifedir. Ancak çok partili siyasi yaşama geçildikten sonra
toplumsal yaşamdaki hızlı dönüşümler iyi yurttaştan beklenilen vazifelerde
değişime neden olmuştur. Artık iyi yurttaş demek sadece devleti ve toplumu için
canı pahasına durmadan ve dinlenmeden çalışan birey değildir. İyi yurttaş
yorulduğu zaman dinlenen ve eğlenmeye zaman ayırmayı da bilendir. Bu
anlamda, yurttaşın vatanı yükseltmek ve medenileştirmek için durmadan
çalışmasının yanında değişen koşullar düzleminde bireyselleşmenin de ders
kitaplarına yansıdığı gözlemlenmektedir. Bu dönemde yazılan yurttaşlık bilgisi
ders kitaplarında, yurttaşlardan milli ahlaka sahip olmaları istenirken, millet
olmanın öneminden, vatanı oluşturan toprağın değerinden ve Türklerin
tarihinden sıklıkla bahsedilmektedir. 1960 ve sonrasında yazılan yurttaşlık bilgisi
ders kitaplarında daha önce yazılanlardan farklı olarak, iyi yurttaş olmak için
yapılması gerekenler sadece toplumsal yaşamla sınırlı kalmamış, okul ve aile
yaşamında da öğrencilerin iyi ve ahlaklı olması için yerine getirmeleri gereken
sorumluluklardan da bahsedilmiştir. Örneğin iyi yurttaşların okul sırasından
başlayarak düzenli yaşamaları, zamanlarını boşa geçirmemeleri, tutumlu
olmaları, çok çalışmaları, her zaman devletinin ve ordusunun güçlü olması için
emek vermeleri gerektiği anlatılanlar arasındadır. Kısacası, çok partili siyasi
yaşama geçildikten sonra yazılan yurttaşlık bilgisi ders kitaplarında, öğrencilere
ahlak olgusunun Türk milletinin kişilik özelliklerinden hareketle anlatıldığı
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 175
sonucuna varılmıştır. İncelediğimiz ders kitaplarında, Türk milletinin en büyük
özelliğinin ahlaklı olmak olduğu sıklıkla vurgulanarak, ahlak eğitimi, iyi yurttaş,
erdemli birey ve ahlaklı insan yetiştirilmesi amacından hareketle, milli değerler
etrafında kurgulanmış ve dinsel bilgiyle de detaylandırılmıştır.
1974 yılında ahlakın bağımsız bir ders olarak kabul edilmesinden sonra
yazılan ahlak ders kitaplarında, ahlakın ne olduğu ve neden öğrencilere
öğretilmesi gerektiğine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Bu dönemde yazılan
ahlak ders kitaplarında ahlak, insanlara iyi, güzel ve doğruyu öğreten bilgi türü
olarak kabul edilirken, ahlak ders kitapları çocuk merkezli hale getirilmiştir.
Öğrencilerin ahlaklı yaşamı kendi deneyimlerinden hareketle öğrenmeleri ve
alışkanlık haline getirebilmeleri hedeflenmektedir. Ahlak ders kitaplarında
sadece ahlakın tanımı ve neden bu dersin verilmesi gerektiğinden
bahsedilmemiş, aynı zamanda ahlak kurallarına ve bu kurallara öğrencilerin
neden uymaları gerektiğine ilişkin de yoğun açıklamalar yapılmıştır. Çocukların
ailede aldıkları ahlak eğitiminin yeterli olmadığı inancı, okullarda ahlak
eğitiminin doğrudan ahlak dersi ve dolaylı olarak da diğer dersler aracılığıyla
verilmesi gerektiği kanaatini arttırmıştır. Bu nedenle ahlak ders kitaplarında,
ahlakın önceden incelediğimiz kitaplardan daha yoğun ve çocukların yaşları ile
bilişsel gelişimlerine uygun bir şekilde anlatıldığı söylenebilir.
Yurt bilgisi, yurttaşlık bilgisi ve ahlak ders kitaplarının yanı sıra, 1980’den
günümüze yazılan DKAB ders kitaplarında iyi yurttaşın yetişmesinde milli
duygu ve vatan sevgisi ile ahlaki tutum, davranış ve değerler arasındaki ilişki
somut davranış ve öğütlerle gösterilmektedir. İyi yurttaşın öncelikle ahlaklı
olması gerektiğine dikkat çekilerek, ahlak olgusu dini değerler ve milli duygularla
şekillendirilmiştir. Örneğin, DKAB ders kitaplarında yalan söylememek,
hırsızlık yapmamak, doğrunun daima peşinde olmak, dürüst ve güvenilir bir
insan olmak, hoşgörü ve alçak gönüllüğü bir an olsun elden bırakmamak, her
şeyde ortayı bulmak, toplumsal kurallara uymak, vatan ve millet sevgisini her
şeyin üzerinde tutmak gibi değerler, hem dinsel hem de ahlaksal iyi davranış ve
tutumlar olarak anlatılmaktadır. DKAB ders kitaplarında ahlak olgusu,
peygamberin örnek yaşamı ve kişilik özelliklerinden hareketle öğrencilere
aktarılmaktadır. Neredeyse incelediğimiz tüm DKAB ders kitaplarında, Hz.
Muhammed’in güzel ahlak ile din arasındaki sıkı ilişkiyi anlatan sözlerine yer
verilmiştir. İslam dininin güzel ahlakı ve iyiliği yaymaya çalıştığı irdelenmiş, güzel
ahlakın, dinin buyruklarına uygun bir yaşam sürmenin ve ahlak ile dini
bütünleştirmenin mümkün olduğu gösterilmiştir.
DKAB ders kitaplarında din ile güçlendirilmiş milli ahlakın öğrencilere
öğretildiği anlaşılmaktadır. Ancak 1990’lı yılların sonlarından günümüze kadar
176 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
yazılan DKAB ders kitaplarında ahlak olgusunun, milli değerlerin yanı sıra
evrensel değerleri de kapsayacak şekilde genişletildiği anlaşılmaktadır. Bu
dönemde yazılan DKAB ders kitaplarında çoklu din anlayışı daha baskındır.
Çoklu din anlayışıyla birlikte, başka mezhep ve dinlerin inançları da öğrencilere
öğretilerek hoşgörülü, ahlaklı ve evrensel değerlere inanan bireyler yetiştirmek
arzulanmıştır. DKAB ders kitaplarında din ve ahlak kuralları iç içe geçmiştir.
Örneğin ahlaklı bireyin aynı zamanda dinsel kurallara da uygun davrandığı kabul
edilirken; dinin emir ve kurallarına uygun bir hayat süren kişinin de aynı şekilde
ahlaklı olduğu belirtilmiştir. Son olarak 2000’li yıllarda yazılan DKAB ders
kitaplarına “Öğrenme Alanı: Ahlak” adlı bir bölüm eklenmiştir. Bu bölümde
ahlaklı insanda bulunması gereken özelliklerden, peygamberimizin kişilik
özelliklerinden ve Atatürk’ün ahlak konusundaki sözlerinden yararlanılmıştır.
Bu bağlamda, incelediğimiz ders kitaplarında ahlak eğitimi, Cumhuriyet’in ilk
kurulduğu yıllarda ulus olma bilincinin ve milli duyguların öğrencilerde
geliştirilmesi amacına uygun olarak milli ahlakla bütünleşmiştir. Ancak çok
partili siyasi yaşama geçildikten sonra yazılan ve incelediğimiz ders kitaplarında
ahlak eğitiminin, toplumsal yapıdaki ve siyasi yaşamdaki değişikliklerden
etkilendiği anlaşılmaktadır. Artık bu dönemde sadece mili duyguları gelişkin ve
askerlik vazifesini yapan birey yeterli değildir, bu sorumlulukların yanı sıra
bireyselleşmiş, ben bilincine sahip kişi de gereklidir. Özellikle Hasan Ali
Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı sırasında Türkiye’de ahlaklı bireyden anlaşılan,
ülkesindeki ve tüm dünyadaki gelişmeleri takip eden, okuma kültürüne sahip,
doğruluktan asla şaşmayan, ahlak kurallarını toplumsal kurallardan ayırabilen ve
ahlakın bir anlamda felsefesini yapabilen bir etik öznedir. Ancak 27 Mayıs 1960
Askeri Müdahalesi sonrasında ahlak eğitiminde ben duygusunun yerini tekrar
biz duygusu almış, milli ahlak kendini tekrar yoğun olarak hissettirmiştir.
Türkiye’de ahlak eğitimi ilk defa doğrudan, 1974 yılında toplanan IX. Milli
Eğitim Şurasında ilkokul 4. ve 5. sınıflara haftada iki saat zorunlu ahlak dersi
okutulması kararına dayanılarak yapılmıştır. Bu dönemde yazılan ahlak ders
kitaplarında, ahlak eğitiminin çocuğun zihinsel gelişimi ile orantılı oyunlar ve
hikâyeler yoluyla öğretildiği anlaşılmaktadır. Ancak 12 Eylül 1980 Askeri
Müdahalesi’nin ardından hazırlanan 1982 Anayasası’nın 12. maddesindeki laiklik
ilkesi ve 24. maddesinde yer alan DKAB dersinin zorunlu ders olarak
okutulması kararını takiben, “Din Bilgisi” ve ahlak dersinin DKAB dersi adıyla
tek derste okutulması kararı alınmıştır. İncelediğimiz DKAB ders kitaplarında
söz konusu iki dersin sentezi yapılmaktan öte çoğunlukla din bilgisi dersine
yönelik bilgiler verilmiştir. DKAB dersiyle öğrencilere ahlak dersinin ise sadece
değerlerle ilgili olan kısmı, dinsel bilgiyle şekillendirilerek anlatılmıştır. 2000’li
yıllarda yazılan DKAB ders kitaplarında “Öğrenme Alanı: Ahlak” adında bir
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 177
bölüm eklenmiş ve burada da öğrencilere ahlaki değer ve tutumlar sadece Hz.
Muhammed ve Türk büyüklerinin örnek yaşam ve kişilik özelliklerinden
hareketle anlatılmıştır. Bundan dolayı günümüzde, DKAB dersiyle verilmesi
hedeflenen ahlak eğitiminin yeterli olmadığı ve ahlakın “ne”liğine ilişkin daha
derin açıklamaları içinde barındıran, çocukların zihinsel gelişimiyle uygun
bağımsız bir ahlak dersinin öğretim programlarında yer alması gerektiği
sonucuna varılmıştır.
Türkiye’de ahlak eğitiminin aldığı şekil toplumsal, siyasi ve ekonomik
koşulların dönüşen dinamiklerinden etkilenerek günümüze ulaşmıştır.
İmparatorluktan ulusal devlete geçiş sürecinde milliyetçiliğin, halkçılığın
kazandığı değer 1908-1923 yılları arasında ahlak eğitiminin nasıl olması
gerektiğine dair sonraki yılları yönlendirecek bir birikim yaratırken
Cumhuriyet’in ortamı 1950’lere kadar süren koşullar bağlamında devrimlerden
ilham alan çağdaşlaştırıcı bir yapı kurgulayacaktır. 1950-1960 yılları arasında
iktidarın değişmesiyle birlikte iç ve dış politikanın etkilerine eklemlenen
kapitalizmle bütünleşme çabası ahlak eğitimini önceki dönemlerin kaidelerinden
farklılaştırırken 1960-1980 yılları arasındaki siyasi ve toplumsal koşullar ise din
eğitimi ile ahlak eğitiminin birbirlerinden ayrılabileceklerine dair daha uç
söylemlerin gündeme taşınmasına neden olacaktır. 12 Eylül Müdahalesi
sonrasında din ile ahlak arasındaki ayrımın sonlandırılıp Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi adı altında yeni bir dersin yaratılmasıysa günümüze kadar ulaşan
tartışmaların niteliğini belirginleştirerek dinden bağımsız bir ahlak eğitiminin
gerekli olup olmadığı sorusunu gündeme getirmiştir. Sonuç olarak Türkiye’de
ahlak eğitiminin bugünün koşulları altında almış olduğu biçim geçmişin siyasi,
toplumsal, ekonomik ve ideolojik çatışma ve tartışmalarından kaynaklanan bir
kökene sahip olup ileriye dönük yapılabilecek düzenlemeler için yol
gösterebilecek bir birikimin olanaklarına işaret etmektedir.
Kaynaklar
1948 İlkokul Programı (1949) MEB Basımevi, İstanbul.
1997 İlköğretim Temel Kanunu (1997) MEB, Sayı: 23084, Tarih: 18.8.1997.
1998 İlköğretim Okulu Ders Programları (2000) MEB, İstanbul.
2005 İlköğretim Okulu Ders Programı (2005) Düzenleyen: M. Vural, MEB, İstanbul.
AFET İNAN (1931) Vatandaş İçin Medeni Bilgiler, Devlet Matbaası, İstanbul.
AKSAN Halit (1969) Aktif Metoda Göre Uyarlanmış Yurttaşlık Bilgisi-III, Ders
Kitapları Anonim Şirketi, İstanbul.
------------------ (1972) Yurttaşlık Bilgisi-I Ders Kitapları Anonim Şirketi, İstanbul.
178 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
------------------- (1972) Yurttaşlık Bilgisi-II Ders Kitapları Anonim Şirketi,
İstanbul.
AKŞİT Niyazi ve EĞİLMEZ Osman (1965)Yurttaşlık Bilgisi-IV, Anıl Yayınevi,
İstanbul.
ANIL Burhan ve YEĞEN İbrahim (1959) Yurttaşlık Bilgisi-II, Anıl Yayıncılık,
İstanbul.
ARINÇ Sabahattin (1954) İlkokullar İçin Yurttaşlık Bilgisi-IV, Işıl Matbaası,
İstanbul.
AYDIN Mehmet Zeki (2003) Ahlak Öğretiminde Örnek Olay İncelemesi, Nobel
Yayıncılık, Ankara.
AYEL Mükerrem ve AKŞİT Niyazi (1964)Yurttaşlık Bilgisi-III, Ders Kitapları
Anonim Şirketi, İstanbul.
BAKİROĞLU Ayşen ve SILAY Nur (2011)Karakter Eğitimi, Nobel Yayınevi,
Ankara.
BAYKAL Ali (2004) Türkiye'de Okutulan İlköğretim ve Lise Ders Kitaplarında Sayısal
Veriler. İnsan Hakları Eğitimi ve Ders Kitabı Araştırmaları Uluslararası
Sempozyumu, 17-18 Nisan 2004,Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul.
BEYZA Bilgin (1990) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-V, MEB, İstanbul.
CİCİOĞLU Hasan (1982) Türkiye Cumhuriyet’inde İlk ve Ortaöğretim, DTCF
Yayınları, Ankara.
DANIŞMAN Teyfik Tarık (1939) Yurt Bilgisi, Mustafa Asım Matbaası, İstanbul.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi- İlkokul-I (1983) MEB, İstanbul.
DKAB-İlkokul-III (1983) MEB, İstanbul.
DKAB-V (1999) Kaan Yayıncılık, İstanbul.
DKAB-IV (2005) MEB, İstanbul.
DKAB-V (2007) MEB, İstanbul.
DKAB-IV (2012) MEB, İstanbul.
Dokuzuncu Millî Eğitim Şûrası (Tıpkı Basım) (1991) MEB, İstanbul.
ERDEM Selman ve PARMAKSIZOĞLU İsmet (1975)Ahlak-IV, Remzi
Kitapevi, İstanbul.
ERDEM Selman ve KONUK İsmet (1973)Yurttaşlık Bilgisi-II, Atlas Yayınları,
İstanbul.
ERGUN Ahmet ve ÖZTÜRK Burhan (1964) Yurttaşlık Bilgisi-IV, Ders
Kitapları Anonim Şirketi, İstanbul.
Seval YİNİLMEZ AKAGÜNDÜZ, Cumhuriyet’in… 179
ERMAT Bedia ve ERMAT Kemal (1942)Yurt Bilgisi Dersleri, MEB, İstanbul.
FIĞLALI Ethem Ruhi (1985) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-Ortaokul-III, MEB,
İstanbul.
GÖKALP Ziya (1950) Yurttaşlık Bilgisi-I, Berrin Yayınevi, İzmir.
GÜLE Akif ve KAYA Gıyasettin (1994) DKAB, Gendaş Yayınları, İstanbul.
GÜNDÜZ İrfan (1994) DKAB-IV, Erdem Yayınları, İstanbul.
GÜRKAN Tanju ve GÖKÇE Ertan (1999) Türkiye ve Çeşitli Ülkelerde
İlköğretim, Siyasal Kitapevi, Ankara.
HAYNES Felicity (2002) Eğitimde Etik, Çev. Semra Kunt Akbaş, Ayrıntı
Yayınları, İstanbul.
İLERİ İbrahim (1956) Cumhuriyet Çocuklarına Yurttaşlık Bilgisi-IV, Çeltüt
Yayınları, İstanbul.
------------------- (1959) Cumhuriyet Çocuklarına Yurttaşlık Bilgisi-V, Çeltüt
Yayınları, İstanbul.
İlk Mekteplerin Müfredat Programı (1924/1340) Maarif Vekâleti İlk Tedrisat
Dairesi. İstanbul: Matbaa-i Amire.
İlkokul Programı (1968) MEB, İstanbul.
İlköğretim Komitesi Raporu ve On Yıllık Plan (1961) MEB, İstanbul.
KILIÇ Recep vd. (2014) DKAB-V, Gizem Yayıncılık, Ankara.
KURTULUŞ Faruk & KURTULUŞ Osman (1959) Yurttaşlık Bilgisi Dersler-V,
Kanaat Yayınları, İstanbul.
Mehmet Emin (1924) Malumat-ı Vataniye, Matbuat-ı Amire, İstanbul.
Muslihiddin Adil (1924) Malumat-ı Vataniye, Orhaniye Matbaası, İstanbul.
ÖCAL Mustafa (1998) Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Din Eğitimi ve
Öğretimi, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:7, Cilt: 7, ss. 241-
268
PAZARLI Osman (1974) Çocuklarımıza Ahlak Dersleri-IV, Remzi Kitapevi,
İstanbul.
PİNGEL Falk (2003) Ders Kitaplarını Araştırma ve Düzeltme Rehberi (UNESCO),
Çev: N. Elhüseyni, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul.
RONA Saffet & AKSAN Halit (1963)Yurttaşlık Bilgisi-IV, İnkılap Kitapevi,
İstanbul.
RONA Tarık (1945) Yurt Bilgisi, Çankaya Matbaası, Ankara.
180 Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 13 Sayı 26 (Güz 2017)
ŞAHİN Mustafa (2009) Cumhuriyet’in Kuruluşundan Günümüze Hayat Bilgisi
Dersi Programlarının Gelişimi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 2, S.
8, s. 402-410.
ŞENER Abdülkadir ve KARMIŞ Orhan (1983)Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-
Ortaokul-I, MEB, İstanbul.
ŞERBETÇİOĞLU Fatma ve TÜLİN Hayri (1953)Yurttaşlık Bilgisi-I, MEB,
İstanbul.
TAŞKIRAN Tezer (1943) Türk Ahlakının İlkeleri, Maarif Matbaası, İstanbul.
---------------------- (1951) Yurttaşlık Bilgisi-Ortaokul II, MEB, İstanbul.
TBMM Resmî Gazete, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Tarih: 11.9.1982, Sayı:
17863.
Temel Eğitim ve Ortaöğretimde Ahlak Dersleri Programı, (1975) MEB, Ankara.
TUNÇ Cihat (1982) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-Ortaokul-II, MEB, Ankara.
TÜLİN Hayri (1969) Testli Yurttaşlık Bilgisi-V, Kanaat Yayınları, İstanbul.
Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekilliği 1. Maarif Şurası (1991), MEB, İstanbul.
Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekilliği 2. Maarif Şurası (1991), MEB, İstanbul.
Yurt Bilgisi (1938) Maarif Vekâleti, Devlet Matbaası, İstanbul.
Yurt Bilgisi-V (1935) Maarif Vekâleti Türk Kitapçılığı Limited Şirketi, İstanbul.
YÜCEL Hasan Ali ve ÇALAPALA Rakım (1967) Yurttaşlık Bilgisi-IV, Atlas
Yayınevi, İstanbul.
YÜCEL Hasan Ali (1959) Felsefe Dersleri, Maarif Basımevi, İstanbul.
top related