duygulari anlamak

Post on 08-Jul-2015

2.549 Views

Category:

Education

2 Downloads

Preview:

Click to see full reader

TRANSCRIPT

DUYGULARI ANLAMAK

Duygularımız vücudumuzda his olarak algıladığımız somut

deneyimlerdir.

DUYGULARI BEDENDE HİSSETMEK

Duygularımızı tanımlamamızı sağlayan kavramlar fiziksel duyularımızı içermez.

Duygularımızı kavram şeklinde açıklamak, bizim bedensel hislerimizle

iletişim kurmamız engeller.

Duygularımız ve hislerimiz davranışlarımızı kontrol eder.

Hislerimizin dilini ve rolünü kavramak, bireyin hipnoz ve hipnoterapideki başarısını artırdığı kadar, kişisel

hayatındaki başarısını da artıracaktır.

BEDEN VE BİLİNÇALTI

Vücudumuzun, bilinçaltımızla direkt olarak bağlantısı vardır.

Hislerimizi vücudumuzda hissederiz, hatta bütün vücudumuzla, bütün

hücrelerimizle hissederiz.

Bireyler hislerinin vücutlarıyla olan bağlantısını ve duygularını

anladıklarında, başarı yolunda önemli bir adım atmış olurlar.

Terapistler, karşılarındaki bireylere bir şeyler öğretirken, hislerini

vücutlarının neresinde hissettiklerini sormalıdırlar.

DUYGULARI HİSSETMEK VE HİPNOZ

Bilinçaltı düşünmeden otomatik olarak tepki verir.

Birey vücuduna odaklandığında, mantıksal aklını devre dışı bırakabilir ve

rahatlıkla hipnoza girebilir.

Bütün bu hisleri hissetmek, midemizdeki açlığın farkına

varmak kadar kolaydır.

“Direndiklerimiz varlığını sürdürecek,

hissettiklerimiz ise iyileşecektir.”

Hipnoz sırasında, terapistin atması gereken ilk adım spesifik olumsuz duyguları keşfetmektir.

“Hislerinizi hissetmek konusunda bir direnç göstermediğiniz sürece, bütün

hisler kısa ömürlüdür.”

Terapistler bu telkini seanslarda sık sık tekrar etmelidirler.

Bütün hislerimiz döngüsünü tamamladığında bizi terk edecektir,

İçimizdeki enerjiyi hissetmeyi engellediğimiz sürece baskı ve rahatsız

hisler hissetmeye devam ederiz.

Duygularımızı onaylamak, ifade etmek ve boşaltmak için duygularımızla iletişime

geçmeliyiz.

Deneyimler hisleri, hisler de durumlar hakkındaki algıları

üretir.

Duygular, izlenimler ve algılar gerçek veya hayal ürünü deneyimlerden

ortaya çıkmıştır.

Bu nedenle, duyguların onaylanması iyileşme yolunda atılmış önemli bir

adımdır.

Olumsuz duygular

Olumsuz duygular bireyin kendini kötü hissetmesine yol açan

duygulardır.

Olumsuz duyguları hissetmemek adına onları bastırmak, baskı ve acıyı daha

fazlalaştırmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Hissetmemekte direndiğimiz her duygu kalıcı olacaktır.

Bastırdığımız, içimize attığımız duygu daha sert bir biçimde geri püskürecektir.

Kötü his olarak adlandırılan hisler bile aslında iyi hislerdir

Çünkü bu hisler zarar ve acı veren durumları düzeltmemiz adına gönderilen

uyarılardır.

Kötü hisler, sinir sistemi tarafından gönderilen habercilerdir.

Bizi kendimizi korumak veya bir şeyleri onarmak konusunda uyarmaya

çalışmaktadırlar.

Kötü hisler, sinir sistemi tarafından gönderilen habercilerdir.

Bizi kendimizi korumak veya bir şeyleri onarmak konusunda uyarmaya

çalışmaktadırlar.

Kötü hisler gerçek sorunun habercisi ve temsilcileridir.

Bu hislere gerekli önem verildiği takdirde, hızlı bir şekilde rahatlamamızı,

çözüme ulaşmamızı ve iyileşmemizi sağlayacaklardır.

Hislerinize saygı gösterin. Onlar size sorunu çözmek için gerekli olanları

söyleyecektir.

BİLİNÇALTIYLA İLETİŞİM KURMAK

• Benimle iletişim kurmak mı istiyorsun? • Benim lisanımla konuşursan, seni

duyabilirim. • Sezgiler, duygular vücudumuzun ve

bilinçaltımızın kullandığı lisandır.

Duyguyu bedende hissetmek

Birey suçluluk hissediyor olabilir.

Önemli olan bunu bedeninin neresinde hissettiğidir.

Suçluluk vücutta neyi temsil ediyor?

Bedeninde ne hissediyorsun?

Terapist, bireye bu suçluluk duygusunun vücudun herhangi bir

bölgesiyle alakalı olduğunu anlatabildiğinde, başarı yolunda çok

önemli bir adım atmış olacaktır.

Hissetmek ve HipnozBirey hissettiklere odaklanarak,

düşünen aklını baypas etmiş olur.Bu kavram da hipnozun tanımıyla

eşdeğerdir.

İyileşmenin Anahtarı

“Düşünen Akıldan Hisseden Akıla Geçmek”

Birey duygularını hissetmesi, onun aynı duygulardan kurtulmasını

kolaylaştıracaktır.

Bireyin hisleri hakkında düşünmesi onu bu hislerden kurtarmayacaktır.

Hislerinizle gerçekten iletişime geçmeden, sorunun ne olduğunu

asla anlayamazsınız.

BİREYİN İÇ DÜNYASINA ODAKLANMASI ONUN HİPNOZA

GİRMESİNİ KOLAYLAŞTIRIR

Vücudumuzun bakış açısını, somut duyularımız vasıtasıyla kavradığımızda iki

önemli şeyi başarmış oluruz.

1. Vücudumuzu, onun bakış açısından tanıma fırsatımız olur.

2. Bilinçaltımızla bağlantı kurarız.

Birey gözleri kapalı bir şekilde, duygu ve hislerinin vücuttaki yerlerine ve

kendilerini sunuş biçimlerine odaklanmayı başarabilirse, hipnoz

haline girmiş olur.

HİPNOZUN SEVİYELERİ

• 1. Seviye: Bireyin iç dünyasına odaklanması sağlanılarak, hipnoz başlatılır. Birey iç dünyasında kendini üzgün hissetmektedir. Bu his henüz vücuttan çıkmamıştır.

• 2. Seviye: Birey hikâyesini veya durumunu anlatır. İç dünyasına odaklanır ve kendini çok üzgün hissetmektedir.(Olayın yeniden yaşanması ve hatırlama)

• 3. Seviye: Hislerin farkına varmak ve anlamak. Gerginlik hissi. Bireyin içinin yanması

• 4. Seviye: Bu hislerin vücuttaki yerini saptamak. Genellikle bireyler bu gerginliği göğüslerinde hissederler.

Otonom sinir sistemiyle işbirliği halinde çalışılırken, bilincin eleştirel yönü baypas

edilmiş olur.

Böylece bilinçaltına erişebiliriz.

Her bir hissin sebebi vardır. Hissettiğimiz duyguların, algılarımızla, fikirlerimizle, inançlarımızla mutlaka bir

bağlantısı vardır.

Herhangi bir şeyin bizi korkuttuğunu hissediyorsak, vücudumuz bizi korumaya

çalışıyordur.

Ya da bazı şeyleri onarmamız için bizi motive etmeye çalışıyor olabilir. Yani

etkiye-tepki.

Hisleri takip ederek, yaşanan deneyimleri keşfetmek ve bu deneyimlerle bağlantılı

duygulardan kurtulmak, bilinçaltının verdiği otomatik tepkileri değiştirmek

adına atılmış önemli bir adımdır.

OLUMSUZ DUYGULARA ODAKLANMANIN ÖNEMİ NEDİR?

Bilinçli olarak olumsuzluklara odaklanmasanız da, bilinçaltınız

odaklanıyor olabilir. İçinizde sıkışıp kalan olumsuz enerji yüzünden, bilinçaltınız 7 gün 24 saat olumsuzluklara odaklanır.

ÇOĞU İNSAN ASLINDA GÜNLÜK HAYATINDA TRANS HALİNDEDİR

• Translar, aslında bireyin verdiği otomatik tepkilerdir.

• Bir anlamda bilinçaltı bireyi bu şekilde programlamıştır.

• Bu translar, bazen birey açısından yararlı olurken bazıları da bireye zarar

verebilir.

• Otomatik olarak yaptığımız her şeyi trans hali olarak adlandırabiliriz.

• Bilinçaltımız düşünmez, anne karnından itibaren yapılan programlamaya göre hareket

eder.

• Anne karnından başlayarak edindiğimiz deneyimlerin etkilerini özümser ve bu etkilere

bağlı olarak tepki veririz.

• Bilinçaltımızın hiçbir şekilde yargılama mekanizması yoktur.

• Trans halindeyken, birey ne yaptığını ve yaptıklarının onu ve çevresini nasıl etkileyeceğini düşünemez.

• Yeterince acı çekmeden de yaptıklarının farkına varamaz.

• Birey yeterince acı çektikten sonra çare ararken, trans olgusunun farkına varır.

• Çektiği bu acı bireyi trans halinde çıkartır ve bilincini artırır.

• Birey düşünmeden ve yargılamadan otomatik olarak hareket ediyorsa, zaten hipnoz halindedir.

• Otomatik olarak hareket eden aklın tesirindedir.

Çoğu insan, hipnozu bir seansta yapılan program yüklemesi olarak

değerlendirir. • Geçmişte yaşadıklarımız artık bir çeşit

program olarak aklımıza yüklenmiştir.

• Bütün bu yaptıklarımız yaparken kendimizi o kadar rahat hissederiz ki, trans halinde

olduğumuz bile kavrayamayız.

• Geçmişte yaşadığımız deneyimler bir anlamda

bilinçaltının programlama dilidir.

Bilinçaltı çalışma prensibi alışkanlıklara ve

ilişkilendirmelere bağlıdır.

Bilinçaltı hiçbir şeyi iyi ve kötü olarak ayırt etmez. Hiçbir şekilde mantığı

devreye sokmaz.

Bireyin sorununun bilinçli bir şekilde farkına varması, değişim

isteğini de beraberinde getirecektir.

• Genellikle, kişiyi uyandıran şey çektiği acıdır.

• Çünkü acı dikkati çeker. Yeterince acı çektikten sonra değişmeye karar

veririz. • Tek ihtiyacımız olan bilinçaltıyla

işbirliği yapmaktır.

• Bu açıdan, bireye kötü hislerinin bilinçaltından gelen ve bir şeylerin değişmesi gerektiğini haber veren

mesajlar olduğunun anlatılması çok önemlidir.

Terapistin asıl görevi

• Kötü hisler, bir anlamda harekete geçme çağrısıdır ve sorunla direkt olarak bağlantılıdırlar.

• Terapist, bireyin kötü hislerle sorunlar arasındaki direkt bağlantıyı anlamasını sağlayabilirse, bireye acı çektiren, bireyin kendi kendine yarattığı trans halini sonlandırabilir ve olumlu değişimler başlar.

İnsanlar, ancak duygularını

boşalttıktan sonra farklı alternatifleri düşünebilirler.

top related