genckalemler ocak bülten
Post on 08-Mar-2016
230 Views
Preview:
DESCRIPTION
TRANSCRIPT
YILBAŞI KUTLAMALARININ KÜLTÜRÜMÜZDEKİ YERİ
Kapıyı büyük açmak: Çok masraflı bir işe girişmek veya hesapsız harcamak.
Ocak 2014 - Sayı: 3
Yılbaşı kutlamalarının niteliği, tamamına yakını Müslüman olan
Türkiye’de her yıl biraz daha artarak Hıristiyanların dini bayramı Noel’e benze-
meye başlamıştır. Evlerde yanıp sönen ışıklarla, hediyelerle süslü çam
ağaçlarında kilise çanlarının bulunması Türk insanını rahatsız etmez olmuştur.
İki dinî bayramın ve millî bayramların içi boşaltılırken, Türk milleti, küresel
kültür propagandası karşısında savunmasız bırakılmıştır. Kilise çanı figürlü
kartlar, kapı süsleri, biblolar fazlaca kanıksanmıştır.
Ülkemizin en çok okunan gazetelerinde, “Noel’de çam süsleme gele-
neği”nin Türklerden geçtiğine dair propagandist yazılar yayınlanması; bu
kişilerin tanınmış, sözüne güvenilir bilim insanları kabul edilmesi Türk mil-
letinin bilinçaltına pek çok yanlış bilginin aktarılmasına ve kafa karışıklığının
artmasına sebep olmaktadır. Sanayileşmiş toplumların, tarih, destan ve gele-
neksel kültürle inşa olmuş milletler üzerinde hegemonya kurabilmek için
Fox’un da belirttiği üzere, “Geçmişi bastırma ve tarihi yıkmak” gayesiyle kültü-
rel malzemeyi sosyo-politik malzeme olarak kullanmasının en somut ve en
güçlü göstergelerinden olan Noel, her gün yenileri eklenen mitleriyle dünya
gündemini doldurmaktadır. Noel Baba, Noel Ağacı, Noel hindisi, çanı,
çamaşırları, içkisi vb. şeklinde uzayıp giden bu mitler, günümüz dünyasının
küresel aktörlerinin icadı olarak insanlığa sunulmaktadır. Türkiye’de de eski
Türk takvimine göre 21 Mart'ta kutlanan dinî inanç ve törenler içeren yılbaşı
geleneğinden 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gecede kutlanan yeni yıl kutlama-
larına içselleştirilemeyen geleneksel değerler yerini küresel sermaye tarafın-
dan “icat edilmiş gelenek”lere bırakmıştır. Karşı konulamayan bu kültürel akış
içerisinde millî kahraman ve figürleri desteklemeye ihtiyaç vardır.
*En sıcak dostunuz
*Yenilenen yüzü ile siz değerli müşterilerimizin hizmetinde.
Selanik 2 Cd. Nu: 64/A Kızılay
Tel: 0312 424 02 85
* Ön ve arka bahçesi olan konağımıza hepinizi bekleriz...
* Meşhur kumda kahve...
Hacettepe Mh. Sarıkadı Sk.
Nu: 20 Altındağ Ankara
Tel: 0312 312 67 99
City 2. Kat Ev Yemekleri Sıcak ev
yemeğinin doğru adresi…
Adres: Hacettepe
Üniversitesi Beytepe
Yerleşkesi
İncek Bulvarı, Shell Benzinlik Karşısı ,
İncek Ankara
Tel: 0312 210 11 11
E-posta:erol@incekbalikevi.com
TAV Havalimanları tarafından işletilen Ankara Esenboğa Havalimanı, Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü (SHGM) tarafından yürütülen ‘Engelsiz Havaalanı Projesi’ kapsamında ‘Engelsiz
Havalimanı Kuruluşu’ belgesi almaya hak kazandı.
Ankara Esenboğa Havalimanı’nda, ‘Engelsiz Havalimanı Projesi’ kapsamında, iç ve dış
hatlar terminali ile otoparkta yaklaşık 1950 metre hissedilebilir zemin uygulaması yapıldı. Tüm
yolcu asansörlerine Türkçe ve İngilizce kat bilgilerini veren sesli uyarı sistemi yerleştirildi.
Bunlara ek, 6 adet asistan yardım noktası oluşturularak 2 adet engelli check-in bankosu kuruldu.
Havalimanında görev yapan 200 çalışana temel işaret dili eğitimi verilerek, 2 adet engelli bilet
satış ve danışma bankosu oluşturuldu.
Engelli yolcuların faydalanabilmesi için 10 adet trabzan yapıldı. Otopark bölümünde ise 34
adet engelli otopark yeri oluşturuldu. Engelli tuvaletlerine acil durum butonları yerleştirilerek,
yine tuvalet alanlarında yer alan bebek bakım odaları giriş kapılarına Braille alfabesi
konumlandırıldı.
ESENBOĞA ENGELLERİ KALDIRDI
BİR YAZIM KURALI Bağlaç olan da, de ayrı yazılır:
Kızı da geldi gelini de.
S A Y F A 2
S A Y F A 3
Yıllar önce Ağasar (Şalpazarı) dolaylarında Mercan adında çok güzel bir kız varmış. O yöredeki
delikanlıların hepsi Mercan kıza sevdalıymış. Ama o kimseye yüz vermez, kimseden korkmaz, kimseden
çekinmez, kendi başına buyruk davranırmış. Aile büyükleri bile onunla baş edemezmiş.
Mercan'ı çekemeyenler onunla ilgili ağır suçlamalar uydurarak herkese yaymış. Uyduruk suçlamalar o
yörede bomba gibi patlamış. Bunları duyan, dinleyen aile büyükleri utancından yerin dibine girmiş. Oturup
karar vermişler. Ele güne ölüm haberini salmışlar. Mercan'ın ağzını bağlayıp canlı canlı mezara gömmüşler.
Aylar sonra Mercan'ın mezarından sesler duyulmaya başlamış. Gelen geçenler mezarlığa yaklaşmaktan
korkar olmuş. Sonunda mezarı açmışlar. Mercan'ın olanca güzelliği ve diriliğiyle orada yattığını görmüşler. Önce
canlı olduğunu sanmışlar. Yoklayınca ölü olduğunu, ancak canlı gibi kaldığını, gözlerinin bile açık olduğunu
görmüşler.Onunla ilgili suçlamaların uydurma olduğunu anlamışlar. Mercan kızın ermişlere katıldığına inan-
mışlar. Utançlarından birbirinin yüzüne bakamaz olmuşlar.
Mercan'ın mezarı, zamanla kendiliğinden oluşan bir ormanla çevrilmiş. O ormandan hiç kimse bir dal
bile kesemez. Kesen olursa birdenbire hava bozar, gökten boşalırcasına yağmur yağmaya başlar. Mezara bir koç
kurban edilmeden yağmur dinmez.
Mercan'ın mezarı, bugün bile ziyaret yeri sayılır. Mezarın bulunduğu yere 'Evliyayanı' derler.
Bir Karadeniz halk söylencesi/efsanesi
M E R C A N K I Z
HATAY TADIM DÖNERHATAY TADIM DÖNERHATAY TADIM DÖNER
Odun ateşinde eşsiz Hatay Mutfağı
Hatay usülü tavuk döner
Gobit döner
Berlin döner
Harbiye dürüm kebabı
Tepsi kebabı
Kağıtta kebap
Kanat
Kuzu şiş
Lahmacun
Pide çeşitleri (Ispanaklı, kıymalı, kuşbaşılı, karışık)
Meze çeşitleri
Selanik 2. Cd. Nu: 60/B Kızılay
Tel: 0312 417 15 11 -0312 417 15 10
facebook.com/Hatay-Tadim-Doner
Atasözü: Erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?
Anlamı: Güçlülük ve yüreklilik yalnızca erkeklerde değil kadınlarda da vardır.
S A Y F A 4
Temel banka soymak suçundan yargılanıyormuş, son celsede ha-
kim delil yetersizliğinden Temel'in salıverilmesine karar vermiş.
Temel bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hakime;
- Uy cözünü sevdigumun hacim beyi, yani şimdi bu paralar penim
oldu değil mu...?
FIKRA: UY PARALAR...
Kalbimin derinlerinden gelen melodiyi dinlerim ben;
Gökyüzünün yıldızlara büründüğü anda!
Bırakırım kendimi, o tınıya aşkın içinde süzüleyim diye. Tam da o
an gözlerin gelir aklıma,
Burnumda teninin beni benden alan kokusu, ellerini ellerimde
hissederim..
Sevgilerin hiç bitmeyecek, arkadaşların, dostların hiç ayrılmadığı
gün verdiğimiz sözümüz kulağıdımdadır.
Hayaline doğru koşar ıssız kalbim..
Ellerini uzatır yüzüne doğru, dokunmak ister, alıpta içine sokmak
ister; yüreğini yüreğime!
Gözyaşlarını tutar en derinlerinde üzülmeyesin diye, kokunu
içine çeker doyasıya..
Bir sesle irkilir gözlerimi açarım aşkımızdan bir parça olan bu
dünyaya.
Kokun ruhuma işlemiş, kalbin kalbimde atarken, kaybetmiş bulu-
rum bir anda kendimi.
Yıkanmıştır kalbim; aşkının masum yağmurlarıyla...
Korkarım önce aşkımın şiddetiden, titrer ruhum!
Sonra yıldızlara bakar onlara fısıldarım adını ve el açarım
Tanrı'ya şükrederim; adını kalbimde, ellerini ellerimde bulduğum
için.
İlknur Bilir
Aşk dokunmaktır ay tanrıçası tenine
Bir hüznün yok oluşudur.
Bir özlemin dinmesi,
Günahsız bir bebeğin dünyaya merhaba demesi,
Aşk seninle yok oluştur.
Aşk bakmaktır karanlık gözlerine
Bir günahın yok oluşudur.
Bir sızının dinmesi,
Yaşlı bir dervişin kurtuluş var demesi,
Aşk seninle cennete kanmaktır.
Aşk kaybolmaktır seninle sokaklarda apansız
Bir özlemin yok oluşudur.
Bir sağanağın dinmesi,
Masumun ipe giderken ben değil demesi,
Aşk seninle dünyaya doymaktır.
Aşk kanamaktır seninle yara olmadan
Bir hiçliğin yok oluşudur.
Bir gözyaşının dinmesi,
Mevlana’nın ne olursan ol gel demesi,
Aşk seninle yok oluşu izlemektir.
Aşk gökyüzüne seninle dalıp gitmektir
Bir karanlığın yok oluşudur.
Bir kalp atışının dinmesi,
Bir çocuğun anne demesi,
Aşk seninle uzakları seyre dalmaktır.
Aşk seninle var olmaktır.
Bir rüyayı seninle yok etmek.
Gerçekleri seninle yaşamak,
Hayırları seninle evetlere
Hiçliği seninle hepliğe
Karanlıkları seninle aydınlığa
Yüzünü seninle Allah’a çevirmektir
Fırat Karabacak
Bağlaç olan ki ayrı yazılır:
Demek ki, kaldı ki, bilmem ki.
Futbol, dünyanın birçok ülkesinde en popüler spor olmasının yanında tarihi de çok çok eskilere dayanır. Milattan bile
daha önceleri futbol benzeri ayakla oynanan oyunların olduğu biliniyor. Türkler özelinde konuşacak olursak, belli ki futbol
sevgisi çok eski dönemlere dayanır. Türkler hakkında yazılı birçok kaynakta ayakla oynanan bir oyundan bahsedilir.
"Büyük mabetlerde sık sık ayak topu müsabakaları yapılır. Bu oyunda topa elle dokunulamaz. Ya ayakla, ya da başla vurulur
ve böylece topu hasım kaleden içeri sokmak için uğraş verilir."
Tsang kentinde, Türklerden
oluşan kız ve erkeklerin
beraber oynadığı oyunu
izleyen Hiuan adlı bir Çinli bu
satırları yazar.Burada dikkat
edilmesi gereken unsurlardan
birisi de kadınların da oyuna
iştirak etmeleridir. Hatta bazı
kaynaklar oyunu sadece
kadınların oynadığı bir oyun
olarak anlatılır.
Göktürkler hakkında bilgi veren Tung-Tien adlı Çin kaynağında futbol benzeri bu oyundan şöyle bahsedilir: “Erkek çocuklar
sazlık ve ağaçlık yerlerde eğlenirler. Kızlar deri top tekmelerler. At sütünden mamül kımız içip , sarhoş olurlar şarkı
söylerlerdi. "
Yine bir başka Çinli kaynakta, aynı şekilde ayakla oynanan bir oyun anlatılır. Oyun aracı olarak, genellikle sekiz parçalı
dikilmiş deri kılıflara yün doldurularak yapılan topların kullanıldığı bahsedilmektedir. "Kuzeyli Barbarlar" olarak tanımlanan
ilk Türklerin, bu oyunda usta olduğu ifadesi geçer. Kaşgarlı Mahmut'un 11. yy'da hazırladığı, Türkçe'nin bilinen en eski
sözlüğü Divânu Lügati't-Türk, Türklerin yaşayışları hakkında bir çok konuya ışık tutan çok kıymetli bir eserdir. Bu eserde
"Tepük" adlı bir oyundan bahsedilir. Tepük oyunu şöyle anlatmıştır Kaşgarlı Mahmut: "Kurşun eritilerek iğ ağırşağı şeklinde
dökülür, üzerine keçi kılı veya başka bir şey sarılır, çocuklar bunu teperek oynarlar.”
"Tepük", Türkçe'de tepmek, tekmelemek anlamına gelir. Oyun ayakla oynandığı için bu isim konulmuş olsa gerek.
"Tarih-i Timur" adlı eserde, Timur döneminde Türklerin, içi havayla doldurulmuş kuzu postundan yapılma toplarla
oynadıkları; oyunda topa elle dokunmanın ve topu çizgiden dışarı çıkarmanın yasak olduğu yazılıdır. Timur'un bu oyunu
askerlerine bir çeviklik talimi için yaptırdığı ifade edilir.Bu kaynakta bahsedilen el kullanımının yasak olması ve sahanın belirli
sınırları olması gibi kurallar bugünkü modern futbolla büyük ölçüde benzerlik göstermekte.
Seyyid Ali Ekber'in yazdığı "Hıtay-ı Name"' adlı eserde yine bu oyundan bahsedilir. Bu konuda şunlar anlatılır: " Ve top
oyunu Hıtay'da güzeller işidir. Ve dahi harabeti (düzensiz kalabalık) çok olan ve sığır kursağından top yüzmüşler (yapmışlar)
ve mahbub (erkek) ve mahbubeleri (kadınları) durdurmuşlar. Ve topa ayaklar ile ururlar (vururlar). Şöyle ki; elin ol topa
değdirmeye ve ol topu yere düşürmeye ve nazik ayak ile dürde (ite), saklara (baldırlara) ve usulsüz vurmak ve yere
düşürmek ve daireden taşra (dışarı) çıkmak vaki olmaz."
Eski Türklerin Oyunu;
TEPÜK
S A Y F A 5
MÜRİT
KADEH
SÖZCÜK MERDİVENİ
Atasözü: Ağır git ki yol alasın.
Anlamı: Bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir.
S A Y F A 6
Divân-ı Lügati’t-Türk, Kaşgarlı Mahmut tarafından Bağdat’ta 1072-
1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça sözlüktür. Türkçenin bilinen en
eski sözlüğü olup, Orta Asya yazı Türkçesi hakkında var olan en kapsamlı ve
önemli dil anıtıdır. El yazması nüshası 638 sayfadır ve yaklaşık 9000 Türkçe
kelimenin oldukça ayrıntılı Arapça açıklamasını içerir. Ayrıca Türklerin
tarihine, coğrafi yayılımına, boylarına, lehçelerine ve yaşam tarzlarına
ilişkin kısa bir önsöz ve metin içine serpiştirilmiş bilgiler mevcuttur.
Divanü Lûgat-it Türk’ten sav (atasözü) örnekleri;
Divanü Lûgat-it Türk
Aç ne yemes, tok ne temes. Aç olan ne yemez, tok olan ne söylemez?
Alın arslan tutar, küçin sıçgan kösgük, oyuk tutmas. Hîle ile arslan tutulur, zor ile güç ile sıçan nazar, hayâl tutulmaz.
Endik uma eblikni agırlar. Şaşkın konuk ev sâhibini ağırlar.
Etli tırñaklı eyirmes. Et tırnakdan ayrılmaz.
Eyğülüğni sub ayakında kemiş başında tile. İyilik yap suya at, pınarında dile bulursun.
Karga kazga ötgünse butı sınur. Karga kaza özense bacağı kırılır.
Közden yırasa köñülden yeme yırar. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Nece yitik biçek erse Öz sapın yonumas Bıçak ne kadar keskin olursa olsun, kendi sapını yontamaz.
Öd keçer kişi tuymas, yalñuk oglı meñgü kalmas. Zaman geçer kişi duymaz, insan oğlu ebedî kalmaz.
Taygan yügrügin (yügürgenni) tilkü sebmes. Tazının hızlı koşanını tilki sevmez.
Yalñuk ürülmüş kap ol, ağzı yazlıp alkınur. Kişi şişirilmiş tulum gibidir, ağzı açılınca söner.
Yogurkanda artuk ayak kösülse üşiyür. Ayak yorgandan dışarıya uzatılırsa üşür.
1. İnönü Savaşı, 6 Ocak 1921'de Yunan orduları ile Türk ordularının karşı karşıya geldiği ve Kuva-yı Milliye sonrası
kurulan düzenli ordu birliklerinin kazandığı ilk zaferdir. 1. İnönü Savaşı, Türk tarihi açısından oldukça önemli bir savaştır.
1. İnönü Savaşı sonrası, Yunan ordularının Ankara’ya ulaşarak Türk kurtuluş mücadelesini sona erdirme amaçları başarısız
olmuştur ve yeni kurulan düzenli ordunun ilk başarısı olması dolayısıyla da Türk milletine büyük bir özgüven aşılamıştır.
Ayrıca 1. İnönü zaferiyle birlikte TBMM’nin uluslararası alanda da itibarı artmıştır. 1. İnönü Savaşı sonrası 1921 Anayasası
ilan edilmiş, İstiklal Marşı kabul edilmiştir.
TARİHTE BU AY:
1. İNÖNÜ SAVAŞI
Kaybolmak lazım düşlerin içinde,
Sığınmak gerek hayallere,
Tutsaklıktan sıyrılıp koşmak lazım özgürlüğe…
El ele olmalı inadına her şeye,
Bütün engellere engellemelere rağmen, bakmalısın gözlerine,
Ve sen; sarılmalısın sımsıkı, tüm benliğinle…
Yum gözünü hayatın boşvermişliklerine,
Sen de boşver hatta, sebepsizce…
Bazen de savrul yaşamın derinliklerine,
Ve bırak kendini yolculuğun eşsiz gizemine…
En önemlisi de gülümsemelisin kaderine,
Belki de göz kırpmalısın kendine, bütün deliliğinle…
Ayşegül Işıklı
Multimedya: İngilizce (multimedia) bu söz bilişim alanında “Bilgisayarda metin, grafik, ses ve canlandırma ögelerini
birleştirerek sunan ortam.” anlamıyla kullanılmaktadır. Bu yabancı sözü karşılamak için Türk Dil Kurumu
"ÇOKLU ORTAM" karşılığını önerilmiştir.
S A Y F A 7
Künye Yayın Adı: Bi’ Mola Yayın Türü: Süreli (Aylık)
Tarih-Sayı: Ocak 2014 - 3 Yayıncı: Genç Kalemler Derneği. Yayın Ekibi: Ayşegül Işıklı, Betül Ünal, Burak İpekli, Elif Bilen,
Erkan Öztürk, Fırat Karabacak, Günnaz Dernek, Hüseyin Nergiz, İlknur Bilir, Tuğçe Nergiz, Ümit Z. Nekiş İletişim: bulten@genckalemler.org.tr
GENÇ KALEMLER KİMDİR?
Genç Kalemler 6 yıllık yaşamında hiç bir siyasi amacı olmadan başta
dilimiz, tarihimiz ve kültürümüz için pek çok etkinliklere imza atmış, gençler
arasında milli duyguları, duyarlılığı canlı tutmaya çalışmıştır. .
Çalışmalarımızdan bazıları: .
* Köy okullarına yardım kampanyası ile çeşitli illerdeki ihtiyacı olan okullara kitap,
kırtasiye araç-gereçleri toplamak, bunun için yakın bir zamanda Gazi Medat
Topluluğu ile ortaklaşa yürüttüğümüz köy okullarına yardım projesi kapsamında
Kırşehir’de ihtiyaç sahibi okulumuza kitap gönderilmiştir. .
* Türk Dil Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi devlet kurumları ile ortak
projeler yürütmek. .
* Milli kültürümüzde önemli bir içecek olan, ''kahvelerimizi'' yudumlarken, sıcak
bir sohbetin gecemize eşlik ettiği, Türkçe şarkılarla da eğlenebileceğimizi
gösterdiğimiz ''Kahve Geceleri'' düzenlemek. .
* Türkçenin korunması ve geliştirilmesine yönelik biçimlendirme seminerleri ve
tepki amaçlı imza kampanyaları düzenlemek, yabancı isimli iş yerlerinin isimlerini
değiştirmek ve düzenlemek. .
Genç kalemler ekibinin yaptığı çalışmalardan birkaçını oluşturmaktadır.
* Genç Kalemler Derneği ''KÖY OKULLARINA YARDIM'' projesini bu ayda devam
ettiriyor ve ihtiyacı olan okul için ilk ve orta öğretime uygun kitap, kırtasiye araç-
gereçleri topluyor. Sizler de bu çalışmamıza destek olmak istiyorsanız bizlere;
0506 288 47 05 numaralı telefondan ve ilknur.bilir@genckalemler.org.tr
adresinden ulaşabilirsiniz.
* Siyasetten uzak, tarafsız, bağımsız,
* Ülke çıkarlarını ortak çıkar olarak benimseyip Türk dili, Türk tarihi ve Türk
kültürüne yönelik çalışmalarınızı bizlere sunmak isterseniz,
* Bültenimizde kaleminizi konuşturarak, yayın hayatına dahil olmak isterseniz.
BİZE KATILIN!
www.genckalemler.org.tr
http://www.facebook.com/genckalemlerTC
insankaynaklari@genckalemler.org.tr
Siyah-beyaz, Renkli fotokopi, Tez çıkış
Helezon ve karton cilt
Kartuş satış ve dolum
Karanfil 1 Sk. Nu: 24/5 Kızılay
Tel: 0312 419 26 52
www.ankakopyalama.com.tr
Lezzetin Efendisi
*Çorbalar
*Adana, ciğer, kuzu, tavuk,
kanat, dürüm ve servis
Selanik 2 Cd. Nu: 60/A Kızılay
Tel: 0312 418 2 418
top related