gülmece güldürmece

Post on 27-Jan-2017

501 Views

Category:

Presentations & Public Speaking

2 Downloads

Preview:

Click to see full reader

TRANSCRIPT

GÜLMECE, GÜLMECE, GÜLDÜRMGÜLDÜRM

ECEECEDr. Vural YiğitVural.yigit@gmail.com

15.07.2015

«Mutlu olduğumuz için değil, güldüğümüz için mutluyuzdur.»

«En son ne zaman gülümsediniz?»

*Frank Sinatra «When you're smiling» https://www.youtube.com/watch?v=351l62Yx0oI*Tıklayıp fonda dinleyin

Gülmece Nedir?• Eğlendirme, güldürme ve bir kimsenin

davranışına incitmeden takılma amacını güden ince alay, hiciv, humor.

• Gerçeğin güldürücü yanlarını ortaya koyan edebiyat türü, mizah, ironi, satir.

• Bir kişiyi, bir toplumu, bir âdeti, görülen kusur ve eksiklikleri, gülünç hâlleri, açık veya kapalı olarak yeren, alaya alan söz ve yazılar.

Gülmenin Faydaları• Stresi azaltır.• Zekayı açar, parlatır.• Kan basıncını düzenler. • Bağışıklık sistemini arttırır.• Beyin işlevini geliştirir. • Kalbi korur.• Davranışları değiştirir, yakınlaşma sağlar.• Ani rahatlama verir.• Kendinizi iyi hissetmenizi sağlar.

Bebekler bir günde Bebekler bir günde 150-40150-400 0 kez gülerler. Ya yetişkinler?kez gülerler. Ya yetişkinler?

Bir günde ne kadar güleriz?Bir günde ne kadar güleriz?90

80

70

60

50

40

30

20

100

ÇocuklarYetişkinler

150-400

15

Güldürü - Güldürmece• Mizahın Türkçe

karşılığı ''Güldürü'' dür.• İnsanlar mizahı

kendini güldüren şey olarak tanımlar.

• Buna göre mizah komik bir dürtü ile başlayan ,hoşa giden güldüren her şeydir.

•       

Şakşakçılık, Şakşakçılık, yalakalıkyalakalıkYöresel ve Yöresel ve EtniEtnikk

Kara mizahKara mizah

Gülmece ÇeşitleriGülmece Çeşitleri

Komedi, fıkra, karikatür

Mizah Nedir?Mizah Nedir?• Mizah, hayatın güldürücü yönünü ortaya

çıkaran sanat türüdür.• İnsanı gülmeye sevk eden resim, şiir,

karikatür, konuşma ve yazı sanatıdır.• Mizah eserleri sadece şaka, güldürme

maksadıyla söylenip, yazılıp, çizildiği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya konulabilir.

• Gülmece ile mizahın ilişkisi sizce nedir?

Hiciv- Yergi Nedir?Hiciv- Yergi Nedir?• Hiciv, bir edebiyat türüdür. • Bir kişi, olay, durumu, iğneleyici sözlerle,

alaylı ifadelerle, manzum yolla eleştirilmesine «hiciv» ya da, «yergi» adı verilir.

• Halk edebiyatında, «taşlama» olarak anılmaktadır.

• Bu tür şiirlerde öğretici özellikler içerdiğinden, didaktik şiir içinde değerlendirilir.

DoğaçlamaDoğaçlama

Küçümseme (Kendini)Küçümseme (Kendini)

Sözcük oyunlarıSözcük oyunları

Hiciv TürleriHiciv Türleri

Alaycı- alaysamaAlaycı- alaysama

Başlıca Yergiciler• Hiciv yazan şaire «Heccav» denir.• Hicivleri ile tanınan şairler ; 15.yy da Şeyhi

16. yy da Cafer Çelebi, Zati, Figani; 17. yy da Nefi,Bahai,Nevai; 18. yy Taip, Haşmet, Kani, Süruri, Nabi .

• 19. yy da Ayni, Kazım Paşa, Ziya Paşa ve Namık Kemal ve Eşref.

• 20yy Neyzen Tevfik, Riza Tevfik, Aziz nesin, Nazım Hikmet ve diğerleri.

Şair Padişah Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail’ e yazdığı hicviye…

• Sanma şâhım / HERKESİ SEN / sâdıkâne / YÂR OLUR

• Herkesi sen / DOST MU SANDIN / belki ol / AĞYÂR OLUR

• Sâdıkâne / BELKİ OL / bu âlemde / DİLDÂR OLUR

• Yâr olur / AĞYÂR OLUR / dildâr olur / SERDÂR OLUR

Anlaşılmadı ise? Sağdan sola, yukarıdan aşağı, tekrar bakın.

Şahım sen herkesi kendine sadık dost sanmaSen herkesi dost sanma belki o düşmanın olurBelki o kişi alemlerde sözü geçen olurDost olur düşman olur sözü geçen olur hükümdar olur.

Şair Nabi (1642-1712) • Urfa’da doğdu.• Divan edebiyatında pek çok türde eserler Vermiştir. • Klasik Türk Edebiyatı’nda

kurucusu olduğu «Hikemî» şiir tarzı ile sosyal, ahlaki ve didaktik konuları içeren şiirler yazmıştır.

Şair Nabi’de Hiciv Çeşitleri

• 1. Cehalet ve Cahiller• 2. Devlet ve Devlet Adamları• 3. Din Adamları ve Zahidler• 4. Kişisel Zaaflar• 5. Kalıplaşmış Sözleri Kullanan Yeteneksiz

şairler• 6. Menfaatçı ve Cimri insanlar• Nabi, Osmanlı Devletinin en sivri dilli şairidir.

Nabi Divanı-Cahillik Üzerine

Aśĥāb-ı fażįlet aña muĥtāc degüldür Cāhillere nā-danlaradur ħıdmet-i vā’iž•[Vaizlerin hizmeti cahillere, bilgisizleredir, fazilet sahipleri ona muhtaç değildir] Şerm-i nādānį olurdı mūriŝ-i naķd-ı helāk Ħod-pesendį tesliyet-baħşā-yı cühhāl olmasa•[Kendini beğenmişlik cahillerin avutucusu olmasa, bilgisizliğin utancı, kendilerine helak olma mirasını bırakırdı]

Cehalet Cāhillerüñ teveffuķı cāh ile ‘ārife Olmaķ gibi ħar esblerüñ ser-tavįlesi•[Makam bakımından cahillerin arif ile denk olması , eşeklerin at katarına öncü•olması gibidir] Kitāblarla medārisde baĥs ider ŧullāb Kitāb cildi anuñçün cedel bozundısıdur•[Medreselerde talebeler kitaplardan bahseder (konuşurlar), (cahiller için) kitap(cildi) gereksiz bir tartışmadan ibarettir]

Devlet Adamları

Pervāzdan inmezdi yire ŧā’ir-i devlet Sermāye-i rif’at şeref-i ma’rifet olsa•[Yücelik sermayesi marifetin şerefi olsa devlet kuşu pervazdan yere inmezdi] Saña ey cāh-perest el yumaġa ‘ālemden Miski śābun ile sįmįn legen ibriķ gerek•[Ey makam düşkünü! Senin bu alemden elini eteğini çekmen için, miskten sabun ve gümüş leğenle ibrik gerek]

Devlet Ve devlet Adamları Sipāh-ı tefriķa āmādedür ķafāsında Śabāĥa ķalduġı nādirdür encümen didigüñ [Bölücülük ordusu (ayrılık planı) kafasında hazırdır, encümenin sabaha kaldığı (sabahlara kadar çalışması) nadirdir] Var mı görmiş kim ile eylese ‘aķd-ı peyvend Ŧurduġın ‘ahdine devlet didigüñ ġaddāruñ•[Devlet denilen gaddarın, birisi ile sözleştiğinde, sözünde durduğunu görmüş olan var mı?]

Devlet Yönetimi

Ħalķūñ emvālin alup śoñra tesellį virmek Füls-i māhįyi śoyup yaġda pişürmek gibidür Gūsfendānuñ idüb ķat’-ı ŧarįķ-i nefesin Bacaġından üfürüp śoñra şişirmek gibidür•[ Halkın mallarını alıp sonra teselli vermek, balığın pulunu soyup, yağda pişirmek gibidir. Koyunların nefes yolunu kesmek ve bacağından üfürüp şişirmek gibidir.]

Din Adamları

‘Aśrda zındįķ-sįmā şeyhler Müstecābü’d-da’velikle lāf atar Ġaybden manśıb virüp ŧāliblere Aldayup ħalķı velāyetler śatar•[Bu devirde zındık yüzlü şeyhler duası kabul olduğunu söylerler. İsteyenlere, gelecekten makam verirler ve halkı aldatıp velilik satarlar.]

Din Adamları- Yobazlık

İħlāsuñ olmayınca ħudāvend-i ‘āleme Ey zāhid-i ġābį ne oķursuñ namāzda•[Ey kalın kafalı sofu! Alemlerin efendisine ihlasın yoksa namazda ne okursun?] Bir āyinedür ki görinür ‘ayb-ı şikāfı Ol maślaĥat-ı şer’ ki rişvet var içinde•[O din kurallarının işleri utanılacak şeyleri gösteren aynada gibidir, görünür, içinde rüşvet vardır.]

Kişisel Zaaf - Öz Eleştiri Girān gelür saña teklįf-i şer’ ey seg-nefs Seg-i şikāruñ ider ŧavķ gerdenin tezyįn•[Ey köpek nefisli! Din kurallarının yükümlülüğü sana ağır gelir, nitekim av köpeğinin boynunu tasma süsler] Göñülde dāġ-ı maĥabbet ġıdā bozundısıdur O āh u vāh u ta’alluķ hevā bozundısıdur•[Gönüldeki muhabbet ateşi gıda bozuntusudur (yedikleri yüzünden), o ah, vah ve ilgi, arzu bozuntusudur(sebebiyledir)]

Kalıplaşmış Sözler

Ķalublu sözler ile şekve ķıśśa-ħvānlardan Kelāl geldi dile köhne dāstānlardan [Kalıplı sözler ile şikayet, kıssa(hikâye) okuyanlardan ve eski destanlardan gönüle bıkkınlık geldi.]Nābį ile ol āfetüñ aĥvālini naķl itEfsāne-i Mecnūn ile Leylā’dan uśanduķ[Nâbî ile o afetin halini anlat, Leyla ile Mecnun efsanesinden usandık.]

Erzurum’lu Nef’i (1572)• Nef’i, 17. yüzyıl Osmanlı şairlerindendir. Şehyhüslam Yahya Efendi ona dinsizlikle suçlayan bir

dörtlük yazar;Şimdi hayli sühanverân içre Nef'imanendi var mı bir şair Sözleri seba'-i mu'allakadırİmrü'l-Kays kendidür kâfir…………………. Nef’i nin cevabı; Müftü efendi bize kâfir demiş Tutalım ben O’na diyem müselman (müslüman) Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere İkimiz de çıkarız orda yalan.

Nef’iNef’i• Aşağıdaki hiciv şiiri kendi zamanının bir başka şairi

olan, Fırsati’ye bir sataşmasıdır.. CENG(KAVGA) Fırsatî sen bu semti bilmezsin Eyleme gel bizimle yok yere ceng Sana kaç kere dedim anlamadın Sözde mazmûn * gerekir â pezeveng

*Mazmun-Benzetmeli, cinaslı ve nükteli sözler.

Nef’i den Taşlamalar• Kendine köpek diyen

Tahir Efendiye:Tahir Efendi bana kelp

demiş İltifadı bu sözde zahirdir Maliki mezhebim benim

zira İtikadımca kelp tahirdir.**Tahir-Temiz

Ağyâre nigâh etmediğin nâz sanırdım Çok lutf imiş ol âşıka ben az sanırdım

Düşmana yüz vermediğinden naz sanırdım.(Meğer) çok lütuf imiş ben az sanırdım.

Yine Nef'î'den bu defa Vahdedi isimli bir şaire karşı yazdığı Hiciv den bir örnek:

Asmândan bir sadâ-yı saht irişdi İşidenler sâ'ika sandılar amma ol değil Vahdetî bir zarta çalmıştı geçen yıl sehv ile Künbed-i çerh-i felekden geldi âvâzı bu yıl•âsmân: gökyüzü, sâdâ-yı saht: kuvvetli ses, nâgehân: ansızın, sâîkâ:yıldırım, sehv ile: yanlışlıkla, künbed-i çerh-i felek: gökyüzü•âvâz:ses, zarta:gaz çıkartmak

Nef’i nin Siham-ı Kaza’sından

Vay ol devlete kim ola mürebbisi anunBir senin gibi deni cehl-i mücessem a köpekSen kadar düşmen-i devlet mi olur a hınzırNe turur saltanatun sahibi bilsem a köpekFiller de çekemezse ne acep laşeni kimVar mı bir sencileyin div-i mülahhem a köpekSen soysuz eşek ol Kirli orospu yaraşurBindürüp sırtına teşhir edersem a köpek

Son Hiciv• Padişah, I.Ahmet, “Sihâm-ı Kazâ” isimli şiiri yazdığını.

öğrenince, onun cezalandırılmasını istedi.• Fakat kurnaz Nef’î, hemen saraydaki zenci ağalardan

birine giderek, Padişahın kendisini affetmesi için bir dilekçe yazmasını istedi. Saray ağası tam imzalarken, kalemden bir damla siyah mürekkep kağıda damladı.

• O anda şairin hiciv damarı kabardı ve zenci saray ağasını yermek için “Mübarek teriniz damladı efendim.” deyiverdi. Bu onun son sözleri oldu ve zenci saray ağası Nef’î’yi hemen cellada teslim etti. (26 Ocak 1635)

ZİYA Paşa(1825-1880) KASiDE-İ ZAFERNAME..!

Askere verdi kumandayı misâl-ı BonapartGerçi kim gelmedi hiç silsilesinde generalVermedi ablukada şân-ı donanmaya halelİngiliz devletinde olsa sezâdır amiral Kışla-i fikri olup ceyş-i zaferle memlû Kal’a-i zihnine endişe-i feth etti gulû, Kılıcın çekti kınından diyerek: Kande adû Bu ne gayret, ne hamiyyet, ne şecaattir bu! Hiç görülmüş mü tevarih-i selefte emsal

Ziya Paşa’dan• Bu şiirin aslı uzun, siz

varın bu şiirin kimin için ve ne amaçla yazıldığını bulunuz.

• Böylece Osmanlı tarihinin önemli bir olayına da vasıl oluruz.

Ruhsati (1835)Sivaslı Halk Şairi

Zenginin faytonu dağlardan aşar Züğürt düz ovada yolundan şaşar Zenginin helvası bal ile pişer Züğürt herlesine un da bulamaz

Şair Eşref (1847-1912)Şair Eşref (1847-1912)• Mısır Osmanıi' nın

elinden büsbütün çıktığı zaman:

• Vakfi fırsat gözetir sahi cihan

• Tutar elbette elinden kaçanı

• Gene sahip olur inşallah • Mısır‘ın kaldı elinde

koçanı.

• Abdülhamit'i ve onun Mabeyncisi Arap Izzet Pasa'ya:

• Besmele gûseyleyen seytan gibi

• Korkuyorsun höt dese bir ecnebi

• Padişahım öyle alçaksın kî

• İzzetin nefsin Arap İzzet gibi.

Tevfik FikretTevfik Fikret(1867-1915)(1867-1915)

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak! Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak, Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak… Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

1868–1949 yılları arasında yaşayan Rıza TevfikFikrimi sarsmadı şimdiye değinArsızca sözleri bilmem ne beyinBana çifte atan şaşkın eşeğinKendi çiftesiyle beli kırılırSulthan II. Abdülhamid’e övgü Divane sen değil, meğer bizmişiz! Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz! Sâde deli değil, edepsizmişiz! Tükürdük atalar kıblegâhına

Neyzen Tevfik(1879-1953)Neyzen Tevfik(1879-1953)Bir hazâkat-zedeyim midemi tıb tepti benim Kırk katır tepse yıkılmazdı bu sağlam bedenim Kapladı her yânımı sancı elem ağrı bere Bir mezar oldu cihan, sanki etıbbâ haşere

Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler…Künyeni almak için, partiye ettim telefon:Bizdeki kayda göre, şimdi o meb’us dediler!..

Nazım Hikmet(1902-1963)insan olan vatanını satar mı?suyun içip ekmeğini yediniz.dünyada vatandan aziz şey var mı?beyler bu vatana nasıl kıydınız? eli kolu zincirlere vurulmuş,vatan çırılçıplak yere serilmiş.oturmuş göğsüne teksaslı çavuş.beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Nazım HikmetBir varmışbir yokmuş.Develer tellallık edip satarken develeri, bir benim babam varmış,bir de bir zatımuhteremin pederi.Benim babam,dazlak kafalı ufak tefek bir adam.O bir zatımuhteremin pederiİkinci Sultan Hamidinmeşhur hırsız seraskeri.

Sen bu kavgada bir nokta bile değil,bir küçük eğri virgül,bir zavvalı vesilesin !..Ben, kızabilir miyim sana Sen de bilirsin ki, benim adetim değildirbir posta tatarınabir emir kuluna sövmek,efendisine kızıpuşağını dövmek !..

Halk Şiirinden TaşlamalarOlmayasın karaktersizÇok konuşan yerli yersizAdın doğru kendin hırsızKaranlıkta dolaşırsın…

Aşık Veysel

Yürü bre Hızır PaşaYürü bre Hızır PaşaSenin de çarkın kırılırGüvendiğin padişahınO da bir gün devrilir

Pir Sultan Abdal

Biraz da BatıdanVOLTAİRE(1694 - 1778)

Geçende, bir derin vâdideJean Freron’u yılan ısırdı.Ne oldu dersiniz sonra?Can veren yılan oldu.

«Bir çoğu yanlış düşünür,Bazıları hiç düşünmez Gerisi düşünenleri kötüler.»

William SHAKESPEARE-SONE 35William SHAKESPEARE-SONE 35Kusursuz insan olmaz, bende de kabahat az mı?Örnekler verip haklı bulmak suç işleyeni?Bu özürler büsbütün ahlâkını bozmaz mı?Günahlarından öte bağışlamışım seni.Benim aklım savunur senin şehvet suçunu;Avukatın gibiyim dâvâcın olsam bile:Suçlu ben’im, yargıca kendim söylerim bunu,İç savaşa tutuşur bende nefret sevgiyle. Suç ortağı olmaya gösteriyorum rızaHiç acımadan beni soyan tatlı hırsıza.

Aziz Nesin(1915 - 1995)

İNSANLAR GİDER insanlar gider şarkıları kalır şarkılar var uzun yüzyıllar dolanır şarkılar var kısa söylendiği yerde kalır şarkılar var benim şarkılarım söyletmezler içimde kalır.

MUAMMAEvrende nice sır varsaHepsinden vermiştir haberKuran'ı yorumlayıp daDincilerimiz böyle der.Bilinmez ne hikmetseHep batılı icat eder.Bir yandan atomu çözer,Bir yandan uzaya gider.Bizde "nurlu kitap" varkenNiçin karanlıktır kader?Acep İslam uyuklarkenKuran mı okur kafirler?•

Can Yücel(1926-1999)VE KOMİSERKOLOMBO Haldun Taner’e, Vay hafiye rüzgar vay! Sıcakların nereye taşındığını efendice tahkike yanaşmış Hafiften zatülcenp muşambasıyla

Havadan sudan dereden tepeden hoşbeşti derken sabah beri Yaprak izlerini alıyor çınarın Yandın çavuş yandın! Böyle bir sonbahar iptidasında Tutuklanmıştı zavallı Amerika’da

Barış Erdoğan (1956-Devlet-i ali öksürür, “taşkışla”dan duyulur vay ki vayUlusum kan kusar, gezi parkından kovulur vay ki vayÇalgı çengiler olsun düğünler olsun istedik vay ki vayİstanbul’u tozu dumana katan vali yorulur vay ki vay

Bir tane de benden olsunBir tane de benden olsunGüncel taşlamaYok değişen bir şey,Eski tas, eski hamam,Varken diz boyu haram.Bunca kiri çıkaramaz,Ne oruç, nede namaz.Ne elinde kese tellaklar,Ne de Arap sabunu, Ancak teneşir paklar.V.Y

Değerlendirme anketi: Biraz olsun güldünüz mü?

Kendinize not verin: 92 - 100% = A80 - 91% = B70 - 79% = C60 - 69% = D

Devamı olsun mu?Yeter ki siz Yeter ki siz

isteyin!isteyin!

top related