İŞletmelerde halkla İlİŞkİler

Post on 31-Dec-2015

90 Views

Category:

Documents

9 Downloads

Preview:

Click to see full reader

DESCRIPTION

İŞLETMELERDE HALKLA İLİŞKİLER. 1.İşletmelerde Halk İlişkilerin tanımı,önemi ve gelişimi……........................................................................6 1.2.Halkla İlişkilerde amaçlar………………………………....16 1.3.İşletmelerde Halkla İlişkilerin önemi………………….…20 - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

1.İşletmelerde Halk İlişkilerin tanımı,önemi ve gelişimi……........................................................................6

1.2.Halkla İlişkilerde amaçlar………………………………....16

1.3.İşletmelerde Halkla İlişkilerin önemi………………….…20

1.4. Halkla İlişkilerin Tarihsel gelişimi ………………….......33

1.4.1. Amerika’da Halkla İlişkilerin gelişimi……………..….36

1.4.2. Halkla İlişkilerin Avrupa’da gelişimi………………....37

1.4.3.Türkiye’de Halkla İlişkilerin gelişimi…………………..40

2. Halkla İlişkiler sürecinin evreleri…………………………..46

2.1.Planlama……………………………………………..........…49

2.1.1.Durum değerlendirme…………………………………...55

2.1.2.Amaçların tanımı………………………………………....59

2.1.3.Hedef kitlenin tanımı…………………………………….62

2.1.4.İletişim amaç ve tekniklerin seçimi………………..64 2.1.5.Bütçeleme……………………………………………...68 2.1.6.Zamanlama tablosu……………………………….....72 2.2.Yürütme…………………………………………………..73 2.3.Denetim…………………………………………………...79 3.Sosyal sorumluluk ve Halkla İlişkiler………………….84 3.1. Sosyal sorumluluk kavramı…………………………..87 3.2.Sosyal sorumluluk ve benimse nedenleri…………..89 3.3.Paydaşlarla ilişkiler……………………………………..95 3.4.Sosyal sorumluluk için Halkla İlişkilerin yeri………98 4.Örgüt kültürü ve Halkla İlişkiler………………………...105 5. Halkla İlişkilerde etkin iletişim rolü……………………122

5.1.İletişim kavramı…………………………………………124 5.2.İletişim süreci……………………………………………127 5.3.Etkin iletişim ve Halkla İlişkiler………………………143 5.4.Doğal iletişim ve Halkla İlişkiler……………………..155 6. Halkla İlişkilerde kullanılan araçlar……………………161 7. Halkla İlişkilerin temel ilkeleri…………………………..204 8. Halkla İlişkilerde hedef kitle…………………………….231 9. Halkla İlişkiler ve etik…………………………………….276 10.Uluslar arası ahlak yasaları…………………………….297 11. Halkla İlişkilerde müşteri ilişkileri……………………304 12.müşteri ilişkileri yönetiminin hedefi………………….315 13.Kurumsal imaj kavramı…………………………………329

14.Kurumsal itibar…………………………………………...343 15. Halkla İlişkilerde olan ve olması beklenenler………362 16. Halkla İlişkilerin kullanılacağı bazı alanlar………….375 17. Halkla İlişkiler ve reklamcılık………………………….390 18. Halkla İlişkilerin meslekleşmesi………………………402

1.İşletmelerde Halkla İlişkilerin Tanımı, Önemi ve Gelişimi

İşletme açık bir sistemdir. Bu nedenle halka açılmak zorundadır.

Bir kavram olarak sistem, birbirine bağımlı iki veya daha çok parça ve alt sistemden oluşan ve diğer sistemlerden ayırt edilebilen örgütlenmiş ve bölünmez bir bütün olarak tanımlana bilir.

Nitekim işletme çevresinde yer alan bir çok kişi ve kuruluştan bilgi,enerji ve materyal alır ve aynı çevreye mal ve hizmet sunar.

Nitekim işletme çevresinde yer alan bir çok kişi ve kuruluştan bilgi,enerji ve materyal alır ve aynı çevreye mal ve hizmet sunar.

Halkla ilişkiler, birçok kurum,yazar ve bilim adamı tarafından değişik biçimlerde tanımlanmıştır.Bunlardan en çok sözü edilenler:

“Bir kurum,kamu veya özel kuruluşun kendileriyle iş yaptığı kimselerin anlayışı,sempati ve desteğini elde etmek ve sürdürmek için giriştikleri sürekli ve örgütlü bir yönetim işlevidir.”

Fransız Halkla İlişkiler uzmanı Crozier’e göre;

“Dış alemin sempati ve iyi niyetini sağlamak amacıyla idareci ve müteşebbis’in baş vurdukları usullerin tümüdür

Türk Halkla İlişkiler uzmanı Asna’ya göre ;

“Özel yada tüzel kişilerin belirtilmiş kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek onları olumlu inanç ve eylemlere yöneltmesi

Tepkileri değerlendirerek tutumuna yön vermesi böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çalışmaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır.”

İlişki içinde bulunduğu kişi ve

kuruluşlarla karşılıklı olarak sağlıklı ,doğru ve güvenilir ilişkiler kurmak,geliştirmek,kamuoyunda olumlu imaj oluşturmak ve toplumla bütünleşmek olarak tanımlanır

Bir yazara göre, halkla ilişkiler iki açıdan irdelenmelidir:

İşletme açısından,halkla ilişkilerin amacı,üretmek,iyileştirme ve firma imajını geliştirmektir.

Toplum açısından ise,anlayış sempati ve katılım sağlamaktır

1.2.Halkla İlişkilerde 1.2.Halkla İlişkilerde AmaçlarAmaçlar

İlk başta Halkla İlişkiler genel

olarak kuruluş için halkın güven ve desteğini sağlamak amacı güder.Bu genel amacın gerçekleştirilmesine yönelik başka amaçlarda vardır bunları şöyle sıralaya biliriz:

Halkın aydınlatılması,kuruluşu ve izlediği politikayı halka benimsetmek,

Halkta yönetimi karşı daha olumlu tutumlar oluşturmak

Yönetimle olan ilişkilerde halkın işlerini kolaylaştırmak,

Kararların isabetli biçimde oluşturulması için halktan bilgi sağlamak,

Yasalara uyulmasını sağlamak için yasaklar hakkında halktan bilgi almak

Yasal düzenlemelerdeki aksaklıkların giderilmesinde halkın öneri ve şikayetlerinden yararlanmak,

Hizmetlerin etkin bir biçimde yürütüle bilmesi için halkla iş birliği sağlamak.

 

1.3.İşletmelerde Halkla 1.3.İşletmelerde Halkla İlişkilerin Önemiİlişkilerin Önemi

Günümüzde kuruluşta etkinlikte bulundukları çevrelerinde çok hızlı ve sürekli ekonomik,sosyal değişiklikler ve gelişmeler olmaktadır

Çevredeki bu değişiklikler karşısında kuruluşların varlıklarını sürdürebilmesi için başarılı ve etkili bir biçimde yönetilmeleri gerekir.

Bunu gerçekleştirmenin yollarından biri de çevredeki çıkar ve baskı grupları adı verilen müşteriler,sendikalar,rakipler kuruluşlar, devlet ve diğer komu otoriteri,meslek kuruluşları,gönüllü kuruluşlar vb. gibi güçlüklerle iyi ilişkiler kurmaktadır.

Kuruluşların başarısı için,söz konusu toplumsal grupların çıkarlarının,isteklerinin ve tepkilerinin gözetilerek onların güven ve desteklerinin sağlanması gereği gittikçe önem kazanmaktadır

İşletmelerin hedeflerine ulaşa bilmek için,iç ve dış hedef kitlesi ile iyi bir iletişim içinde olmaları gerekmektedir

Bu bağlamda,işletmelerde iletişim yönetimi görevini üstlenen halkla ilişkiler,işletmeler için önemli bir yönetim fonksiyonudur.

Bu bağlamda,işletmelerde iletişim yönetimi görevini üstlenen halkla ilişkiler,işletmeler için önemli bir yönetim fonksiyonudur

Demokratik yönetimlerde kamu oyunun önemi açıktır.Artık halkın inanmadığı,desteklemediği şeyleri gerçekleştirmek kolay değildir

Hiç değilse böyle eylemler çeşitli güçlükler doğurmakta yada uzun vadede ters sonuçlara yol açmaktadır.

Kamu oyu,görüş ve inançlardaki

değişimler yakından izlenmeli,kişilerin,kuruluşların davranış ve tutumları,hükümetlerin politikaları buna göre ayarlanmalıdır.

.”Halk da kim oluyor”düşünüşü çok gerilerde kalmıştır.Özellikle zengin ülkelerde geçim dallarındaki kişilerin halkla ilişkilerini geliştirmek için harcanan emek ve paralar gazete haberleri arasında her gün geniş ölçüde yer almaktadır.

20.yüzyılın ikinci yarısında bir şirket yöneticisinin,bir sendika başkanının,bir parti önderinin olduğu kadar,bir genel müdürün,bir müsteşarın,bir bakanın halkla ilişkilerin ne olduğunu bilmesi,

Halkla iki yönlü bir bağlantının nasıl kurulacağını,faydalanılacağını anlamsı gerekmektedir.Yetişen yöneticilerin diploma alırken kafalarında bu bilgilere de yer vermeleri gelecekteki sosyal düzenin işleyişini şimdiden güven altına almak olacaktır.

1.4.Halkla İlişkilerin 1.4.Halkla İlişkilerin Tarihsel GelişimiTarihsel Gelişimi

Halkla ilişkiler bir görüşe göre insanlık tarihi kadar eskidir.Örneğin,Büyük İskender İran’da Kral Dara’nın kızı ile evlenmiş ve Pers giysileri ile halkın karşısına çıkmıştır.Bu davranış,persler arasında ilgi ve hayranlık uyandırmıştır.

Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet’in Cuma namazından sonra halkla görüşme yapması da halkla iç içe olmak yani halkla ilişkiye güzel bir örnek teşkil eder

1.4.1.Amerika’da 1.4.1.Amerika’da Halkla İlişkilerin Halkla İlişkilerin GelişimiGelişimi Halkla ilişkilerin anavatanı

Amerika’dır.Halkla ilişkilerin gerçek öncüsü 1900’lü yılların başında gazeteci Lvy Lee olmuştur.1916 yılında ilk halkla ilişkiler bürosunu kurmuştur

Lvy basın ile iş çevresini birbirine yakınlaştırmaya çalışmış,hazırlanan bültenler ile iş çevreleri ilk kez kamuoyuna seslenme fırsatı bulmuşlardır.Kamuoyu ücret politikası,arz-talep ve tekeller konusunda aydınlatılmaya başlanmıştır.

1.4.2.Halkla İlişkilerin 1.4.2.Halkla İlişkilerin Avrupa’da GelişimiAvrupa’da Gelişimi

Avrupa ülkelerinde halkla ilişkiler esas itibariyle 1950’li yıllarda başlamıştır. Hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde bu tür çabalar hükümetlerin girişimi ile gerçekleştirilmiştir

İngiltere’de hükümetin halkla ilişkilerini düzenlemek için kurulan Merkezi Enformasyon Bürosu,İngiltere’nin dış ülkelerde tanıtımı ile oluşturulan British Council;

İtalya’da emniyet hizmetlerini,vergi düzenlemelerini ve belediyecilik faaliyetlerini halka benimsetmek için yürütülen halkla ilişkiler faaliyetleri bu konuda birer örnek olarak verile bilir.

1.4.3.Türkiye’de Halkla 1.4.3.Türkiye’de Halkla İlişkilerin Gelişimiİlişkilerin Gelişimi

Türkiye’de 1920 yılında Anadolu Ajansı kurulmuş,reformların halka tanıtımı doğrudan Büyük Atatürk tarafından yapılmıştır.

Yine 1920 yılında Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü,1961 yılında Devlet Planlama Teşkilatı içinde “Yayın ve Temsil Şubesi”kurulmuştur.

Ülkemizde 1971 yılında İstanbul’da ilk kez Halkla İlişkiler Derneği kuruldu ve 1985 yılına ikinci dernek İzmir’de açılmıştır.

Ülkemizde Halkla ilişkiler yeni bir uzmanlık dalı olarak hızla gelişmekte ve bu dala ilgi her geçen gün hızla artmaktadır. Ne var ki işletmelerimizin birçoğunda halkla ilişkiler birimi, reklam ve tanıtım ünitesi içinde yürütülmektedir

1939 yılında İstanbul’da toplanan uluslararası Halkla İlişkiler Danışmanlıkları Birliği (ICCO)hedefe ulaşmak için üç ara istasyondan söz etmiştir.

Bunlar, bilgi üretimi ve paylaşımı, ölçümlene bilirlik ve uzmanlaşmaktır. Özellikle uzmanlaşma halkla ilişkilerin en can alıcı noktasıdır ve hızla geliştiği izlenmektedir.

2.Halkla İlişkiler Sürecinin 2.Halkla İlişkiler Sürecinin EvreleriEvreleri

Bir kuruluştaki halkla ilişkilerin temel amacı, güdülen politikaları ve yapılan işleri halka benimsetmek ve halkın güven ve desteğini kazanmaktır

Bu amaca ulaşmak için bir yandan ilişki kurulacak hedef kitlenin özellikleri, eğitimleri, düşünceleri ve tepkileri hakkında bilgi toplamak,

öte yandan da toplanan bilgilere dayanarak tanıtma plan ve programları hazırlamak bunları uygulamak ve sonuçlarını denetleme, değerlendirme yapmak gerekmektedir.

2.1.Planlama2.1.Planlama

Planlama, bilindiği gibi geleceğe ilişkin kararların önceden alınmasıdır.”En kötü plan bile plansızlıktan iyidir.”ilkesi halkla ilişkiler için de geçerlidir.

Halkla ilişkiler alanında düzenlenen stratejik planların işletmenin diğer planlarıyla çatışmaması ve bir bütünlük anlayışı içinde hazırlanması gerekir

Başarılı bir halkla ilişkiler uygulaması ve etkinlikleri ancak diğer bölümlerle işbirliği ve dayanışma içinde hazırlanan planlarla güç kazanır.

Halkla ilişkiler işletme yönetimini bir parçasıdır.İşletme çevresiyle uyumlu ve olumlu ilişkiler kurabilmek için kendi içinde bir halkla ilişkiler politikası ve bu doğrultuda bir halkla ilişkiler planlaması oluşturmak zorundadır

Bu politika,işletmenin,amaç,etkinlik,işlev ve davranışların çevreye tanıtılması ve çevrenin işletme üzerinde etkilerini yakından izleme şeklinde belirir.

İşletme üzerinde hazırlanan

planın ilişki kurulacak kitlenin tümüne uygulanmadan önce, gruplar üzerinde denenmesi ve bu ön denemeden alınan sonuçlara göre planda gerekli düzeltmelerin yapılması gerekli görülmektedir.

2.1.1.Durum 2.1.1.Durum DeğerlendirmeDeğerlendirme

Halkla ilişkiler perspektifi içinde bakıldığı, işletmeyle ilişkisi olan insanların olumlu izlenimleri bilinmelidir

Bu amaçla masa başı araştırmalar, görüşmeler; tartışma grupları, ilan veya telefon formları gibi titiz çalışmalar yapılır

Ayrıca tüketici panel raporları durum değerlendirmesin de yararlanılacak araçlardır.

Hakla ilişkilerde durum değerlendirmesi en az 12 ay çok sıkı ve detaylı incelemeleri gerekli kılar.

Sonuncu evre uygulama sonuçlarının değerlendirilmesini içerir. Hakla ilişkiler çalışma planını uygulama sonuçlarını ne ölçüde başarılı olduğu,beklenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı ve nedenlerini saptar

2.1.2.Amaçların Tanımı2.1.2.Amaçların Tanımı

İşletmenin Halkla İlişkiler Politikasına açıklık kazandırmak için özellikle ve öncelikle Halkla İlişkilerde izlenmesi gereken amaçların bilinmesinde yarar vardır.

Halka bilgi vererek aydınlatma ve kuruluşun politikasını onlara benimsetme.

Halkta işletmeye karşı daha olumlu tavır oluşturma.

İşletme ile olan ilişkilerde halkın işini kolaylaştırma.

Hizmetlerin görünmesinde halkın iş birliğini sağlama.

Aksaklıkları saptanmasında ve giderilmesinde halkın öneri ve şikayetlerinden yararlanma.

2.1.3.Hedef Kitlenin 2.1.3.Hedef Kitlenin TanımıTanımı

Halkla ilişkiler planlamasında en önemli aşamalardan biri hedef kitlenin tanımlanmasıdır. Burada, toplum, iş görenler, sendikalar, malzeme ve materyal sağlayanlar, tedarikçi firmalar, para pazarı, dağıtımcılar

müşteriler, bilim adamları, halk arasında doğal liderler genel kamuoyunu oluştururlar. Kuşkusuz tüm kitleler hedef alınmaz işletme kaynakları ancak sınırlanmış bir kitle üzerinde konsantre edilir

2.1.4.İletişim Araçları ve 2.1.4.İletişim Araçları ve Tekniklerin SeçimiTekniklerin Seçimi

Halkla ilişkiler tekniğinde genellikle Halkla ilişkiler çalışmasında yararlanılan araçlar ve yöntemler kullanılmaktadır. Halkla ilişkiler planlaması yapılırken yazılı ve sözlü iletişim araçlarından yararlanılacağı önceden belirlenmelidir

Burada temel amaç halka en kısa zamanda ve en az maliyetle hangi araçlar kullanılarak mesajların aktarılabileceğini saptamaktır.Söz konusu alternatif aracın seçiminde her aracın olumlu ve olumsuz yönleri puantaj olarak değerlendirmeye alınır ve uygun olanı seçilir.

Bu amaçla faktör analizi ve diferansiyel yöntemlerden yararlanılabilir.Halkla ilişkiler çalışmasını can alıcı noktalarından biri de mesajların hazırlanmasıdır.Bir tanıtma ve eğitim mesajının hazırlanması dikkat ve uzmanlık isteyen bir iştir.

Hedef kitlenin eğitim durumu,anlayış yeteneği,eğilimi gibi özellikler mesajın hazırlanmasında dikkat edilecek etkenlerdir

2.1.5.Bütçeleme2.1.5.Bütçeleme

İşletmelerde genel fon

tahsilâtları, ayrıntılı bütçeler mevcut olmasına rağmen halkla ilişkiler işlevini yerine getirmede ve yürütmede nerelere, ne miktar harcanacağının dökümü yapılmalıdır

Ve bu çalışma halkla ilişkiler bütçesini oluşturur.Büyük bir işletmede bulunan halkla ilişkiler departmanına ait tipik bir yıllık bütçe genelde aşağıdaki kalemlerden oluşur:

Saat ücreti esasına dayalı personel ücretleri

Kendi hesabına çalışan yazar, fotoğrafçı gibi kişilerin ücretleri

Danışma ücretleriStüdyo ücretleri

Film yapımcıları ve diğer ilgililerin ücretleri

Basın-Yayın ücretleriDağıtım, postalama ve telefon

ücretleri

2.1.6.Zamanlama 2.1.6.Zamanlama TablosuTablosu

Planlama-Programlama çalışmalarında bir zaman tablosunun geliştirilmesi de yararlı olur. Böylece neyin,ne zaman yapılacağı da açıkça ortaya konmuş olur.

2.2.Yürütme2.2.Yürütme

Yürütme Halkla İlişkilerin en zor aşamasıdır. Yapılan araştırma ve toplanan bilgilere dayanarak planlar hazırlandıktan sonra bu planlar alınan kararlar doğrultusunda Halkla İlişkiler yetkilileri tarafından uygulamaya geçilir.

Bir İşletmede Halkla İlişkiler fonksiyonunun yürütülmesi genellikle yoğun bir iletişim kampanyasının uygulanması demektir

Kampanya boyunca hedef kitle olarak belirlenen kişi ve kuruluşlara çeşitli İletişim araçlarıyla önceden hazırlanan mesajlar iletilmeye başlanır:

Örneğin;Basın duyurularıWeb sayfalarıSergilerFuarlarda stantlarTanıtıcı CD’ler

BroşürlerFilm ve slâyt gösterileriİşletme gezileriToplantı, konferanslar

Aylık bültenlerBayram tebrikleriAjanda, takvim, afişlerÇeşitli yarışmalar

2.3.Denetim2.3.Denetim

Deneti işlevi önceden alınan kararlar doğrultusunda yapılan uygulamaların amaç ve planlara uygunluğunu araştırma mekanizmasıdır

Bu açıdan bakıldığında denetim işlevinde izlenmesi gereken aşamalar;

Standartların saptanması(plan)Uygulama sonuçlarının

saptanması(yürütme)Karşılaştırma Yapılması(denetim)Önlemlerin alınması(değerleme)

Bu sıraya uygun olarak öncelikle Halkla İlişkiler alanında planlar düzenlenir, sonra onların uygulamasına geçilir. Ancak uygulama sırasında her zaman beklenen sonuçlar alınmaya bilir.

Planlama hataları, diğer bölümlerin ve kişilerin yeterli desteği sağlamayışı, bütçenin yetersizliği, Halkla İlişkiler elemanlarının yetersizliği, mesajların kötü hazırlanması gibi nedenlerle beklenen etkinin her zaman hedef kitlenin üzerinde oluşturulamadığı izlenebilir.

3.Sosyal Soru3.Sosyal Sorummluluk ve luluk ve Halkla İlişkilerHalkla İlişkiler

İşletme bir yandan sosyal bir organizma olarak kendi içinde yer alan insan topluluklarının sorunlarına eğilirken, öte yandan işletme dışında yer alan geniş toplumsal kesimle ilişkiler kurar

toplumun çeşitli kesimlerini ve özellikle ürettiği mal ve hizmeti satın alan tüketici kesimini yakından izler.Günümüzde işletmeler sadece teknik ve ekonomik kuruluşlar olarak değil,aynı zamanda,sosyal bir kuruluş olarak da tanımlana bilir.

Çağdaş işletmelerin amacı kar

sağlamak, büyümek ya da varlığını sürdürmek, geliştirmek, toplumsal hizmet ve toplumsal sorumluluk olarak belirlenmiştir

3.1.Sosyal Sorumluluk 3.1.Sosyal Sorumluluk KavramıKavramı Sosyal Sorumluluk kavramı,

işletmelerin kar elde etme yükümlülüklerinin yanı sıra toplumdaki kişi ve kurumlara karşı yükümlü olma ve cevap verme zorunluluğu olarak da ifade edilir.

Aynı zamanda Sosyal sorumluluk kavramı, etik anlamda işletmelerin çevrelerine ve insanlara zarar verecek tüm eylemlerden kaçınmaları anlamına gelmektedir.

3.2.Sosyal Sorumluluk ve 3.2.Sosyal Sorumluluk ve Benimseme NedenleriBenimseme Nedenleri

İşletmelerin kendi çıkarları yanında, toplumun refahının korunmasına ve artırılmasına yönelik etkinliklerin yapılması ile ilgili bir yükümlülük olarak tanımlanır

İşletmeler ekonomik amaçlarını gerçekleştirirken, bir yandan topluma zarar verecek veya olumsuz etki yapacak etkinliklerden kaçınarak toplumsal dengeyi korumalı,

öte yandan da toplumun refah ve sağlığına hizmet eden etkinliklerde bulunarak toplumsal faydayı artırmalıdır.

İşletmelerin bu amaca yönelik tutumlarını ve benimsemelerinde şu nedenlerin rol oynadığı belirtilir:

Profesyonel yöneticilerin işletmelerin başına geçmesi.

İşletmelerin gittikçe büyümeleri ve çok ortaklı duruma gelmeleri

Rekabet olgusunun yoğunlaşması

İşletmelerin toplumdaki izlenimlerini daha da iyileştirme ve güçlendirme arzuları

Meslek kuruluşlarının, işçi sendikalarının ve tüketici örgütlerinin güçlenmesi ve baskıları.

3.3.Paydaşlarla İlişkiler3.3.Paydaşlarla İlişkiler

İşletmeler artık sadece mal ve hizmet üreten kuruluşlar değil çalışanların refahını düşünen, toplumsal olaylara duyarlı, çevreyi koruyan, tüketiciye en iyi hizmeti vermeyi amaçlayan örgütler olarak düşünülmeye başlanmıştır

İşletmelerin paydaşları iki alt grupta toplanmaktadır. Bu gruplardan ilki, işletmelerin birincil paydaşlarıdır. İşletmenin birincil paydaşlarını, işletme sahipleri, tüketiciler, çalışanlar ve tedarikçileri kapsamaktadır

İşletmenin ikincil paydaşları ise; tüm medya, tüketici lobileri, mahkemeler, hükümet, işletme rakipleri ve toplum gibi ilgi gruplarını kapsamaktadır.

3.4.Sosyal Sorumluluk 3.4.Sosyal Sorumluluk İçinde Halkla İlişkilerin İçinde Halkla İlişkilerin YeriYeri

Sosyal sorumluluk, işletmelerin birlikte yaşadığı çevreye karşı sorumlu olmalarıdır. Bu doğrultuda işletmenin politikasının değişimlere uyarlanması gerekir.

İşletmelerin sosyal sorumlulukları, işletmelerin çevrelerinde yer alan kişi ve kuruluşlarla ortak çıkarlar peşinde ortak çaba harcamaları anlamına gelmektedir

Ürünün tüketiciye yeterli miktarda, kalitede, fiyatta sunulması, tüketicinin dost olarak görülmesi gerekir.

Temiz ve sağlıklı bir çevre toplumun ödün vermeyeceği bir konudur

Havası, denizi, gölü, toprağı, yolu hor kullanılan, kirletilen ya da çirkinleştirilen bir çevrede toplumun sağlıklı ve mutlu olması beklenemez

Topluma zarar vermeyen işletmeler çağa uygun ve sorumluluk sahibi işletmelerdir.

İşletmelerde çalışan iş görenler birer araç olarak değil, amaç olarak irdelenmelidir

Devlete karşı yükümlülükler yerine getirilmelidir. İşletmelerin ülke kalkınmasına ve adil gelir dağılımına ilgi göstermesi gerekir Bu açıdan bakıldığında iyi bir vergi yükümlüsü olduğunu kanıtlanması gerekir

Kuşku yok ki işletmelerin sosyal sorumluluklarının bir bakıma artması toplum için yaşamakla ya da çalışmakla olanak kazanır.

4.Örgüt Kültürü ve Halkla 4.Örgüt Kültürü ve Halkla İlişkilerİlişkiler

Kültür, organizasyonların iç ve dış çevresel ortamlarını analiz etmeye yönelik çalışmaların temel kavramlarından birini oluşturmaktadır.

Kültürel alandaki değişimlerin izlenmesi, halkla ilişkiler işlevi açısından da önem taşımaktadır.

Çünkü halkla ilişkiler organizasyonunun hem iç hem de dış çevresel alanlarına yönelik olarak kurgulanan birçok iletişim mekanizmasını içermektedir.

İşletme organizasyonları, toplumsal sistemin bir alt sistemi niteliğindedir. Organizasyonlarda belirli amaçlar etrafında faaliyette bulunan bireylerin oluşturduğu gruplar,

zaman içinde o kuruma özgü bir kültürel birikimi üretmektedir. İşletmenin varlığını sürdürebilmesi için aşağıdaki faaliyetleri geliştirmesi gerektirir;

Varlığının nedeni olan temel görevi yani kendi misyonu konusunda duyarlı olmak,

Misyondan kaynaklanan temel amaçlar üzerinde odaklaşmak

Uygun organizasyon el yapı ve karar süreçlerini geliştirerek amaçlara ulaşmayı sağlayacak araçlar setini oluşturmak.

Bilgi edinme ve kontrol sistemlerini geliştirerek gözetim mekanizmalarını oluşturmak,

Varsayımlar, örgüt kültürünün en temel unsurunu oluşturmaktadır. Değerler ve semboller, varsayımların üzerine inşa edilmektedir.

Bireylerin tartışmasız olarak kabul ettikleri doğrular ve gerçekler anlamına gelen varsayımlar, kültürel yapının gözlemlenmesi ve değiştirilmesi en güç olan yönünü oluşturmaktadır.

Sorgulanmadan kabul edilme, üzerinde tartışılmama varsayımların en temel özelliğini oluşturmaktadır.Örneğin bir şirket için kar etmenin gerekli olup olmadığı üzerinde her hangi bir tartışmaya gerek görülmemektedir.

Değerler varsayımlara göre daha kolay gözlemlene bilen bir kültürel unsuru oluşturmaktadır.

Değerler toplumsal yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi örgütsel yaşamda da ölümlü yer tutmaktadır. Değerler, bir kurumda neyin arzu edilir olduğunu ortaya koyan ölçütlerdir.

Kurumsal kültürdeki varsayımlar tarafından şekillendirilen değerler, organizasyondaki bireylerin kişilere ve olaylara ilişkin tutumlarını belirlemektedir.

Semboller de kültürün bir dışavurumu niteliğindedir. Bir kültürde kullanılan sembollerin çözümlenmesi, kültür hakkındaki temel bilgilere ulaşmasını sağlayabilmektedir.

Semboller, bir kültür içindeki bireyler tarafından özel anlamlar yüklenen kelimeler, resimler, şekiller, nesneler ve davranışlardır.

Normlar, doğru-yanlış ayrımını ifade eden davranış beklentileridir. Genel olarak kural anlamına gelen norm sözcüğü ile kültür içinde beklenen davranış kalıpları yada uyulması gereken davranış davranış kuralları ifade edilmektedir

Bir organizasyonda hangi davranışların onaylandığı ya da onaylanmadığı, o kurumun davranış normlarına ilişkin bilgi vermektedir.

5. Halkla İlişkilerde Etkin 5. Halkla İlişkilerde Etkin İletişim Rolüİletişim Rolü

Halkla ilişkiler olgusunun temelinde iletişim vardır. Etkili bir halkla ilişkiler politikasının uygulanması büyük ölçüde ikili yönlü işleyen açık iletişim kanallarının varlığına bağlıdır.

Halkla ilişkilerde iletişim daha çok kurum ile toplum arasında tanıma ve tanıtım sürecinin gerçekleşmesidir.

 

5.1.İletişim Kavramı

Dar anlamda iletişim, bir kişi veya gruptan diğerine ya da diğerlerine çoğu zaman semboller aracılığı ile bilgi, düşünce, tutum veya duygu aktarma olarak tanımlanabilir.

Dar anlamda iletişim, bir kişi veya gruptan diğerine ya da diğerlerine çoğu zaman semboller aracılığı ile bilgi, düşünce, tutum veya duygu aktarma olarak tanımlanabilir.

İletim kanalları bölümler arası koordinasyonu sağlayan bir çimento olarak da tanımlanabilir.

5.2.İletişim Süreci

İletişim olgusu en az iki kişiyi gerekli kılar. Bunlardan birisi mesajı gönderen verici (kaynak) rolü oynar.

Diğeri mesajı çözümleyip algılayan alıcı (hedef) rolündedir. İki kişi arasında oluşan bu süreçte; verici, mesaj, kanal, alıcı ve geri bildirim olmak üzere beş temel öğe vardır.

İletişim sürecinin işleyişi; Kaynak: İletişim başlatıcısıdır.

Göndericinin saygınlığı ve güvenirliği yüksek ise bu kaynaktan gelen iletişim daha kolay kabul edilmektedir

Mesaj: Düşünce, duygu ve bilginin kaynak tarafından kodlanmış biçimi olarak tanımlanan mesaj bir şeyi aktarmayı, iletmeyi isteyen kaynağın ürettiği sözel, görsel ve işitsel simgelerden oluşmuş somut bir üründür.

Burada mesajın dili alıcı tarafından zorlanmaksızın anlaşılabilir, açık, net ve kesin bir nitelik taşıması gerekir.

Bu nedenle mesajı hazırlayan verici, zeka ve kültür gibi özelliklerine özen göstermelidir.

Kanal: Mesajın alıcıya iletildiği yol ya da araçlardır. Bunlar yazılı, sözlü, sözsüz veya görsel – işitsel araçlar olabilir.

Bu araçlardan hangisinin seçilmesi gerektiği iletişimin etkinliğin de önemli bir rol oynar, aynı anda birkaç duyu organını etkileyen kanalın daha uygun olduğu söylenebilir.

Ancak iletişim kanalında fiziksel ve psikolojik parazitler olmamasına ya da varsa bunların giderilmesine dikkat edilmelidir.

Alıcı: İletişim sürecinin son aşaması alıcıdır. Bir kişi ya da grup olabilir. Alıcı gelen mesajı kendi anlayış yeteneğine biraz da çıkarlarına uygun biçimde değerlendirir.

Alıcının başarı şansı önyargılardan uzak ve objektif biçimde mesajı değerlendirmesine bağlıdır. Ayrıca iyi bir dinleyici olmalıdır.

Geri Bildirim: İletişimin tamamlanması için mesajın kaynağına dönüşü gerekir. Burada, dikkati çeken en önemli nokta rollerin değiştiğidir.

Bu kez alıcı verici durumuna dönüşürken, verici de alıcı rolünü oynamaktadır. Geri bildirim (feed-back) olarak nitelenen bu ikinci aşama da, birinci aşama da görülen tüm güçlüklerin ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir.

İletişimi iki yönlü kılan bu geri bildirim sisteminin uygulanması ile ortaya çıkan yararlar üç nokta da toplanır:

Gönderilen mesajın özünü

yitirmeksizin aynen iletilmesi sağlanır. Organizasyon içinde etkin bir denetim

işlevi yerine getirilir. Örneğin, raporlama sistemi feed-back’ın bir sonucudur.

Ayrıca, kişiler arasın da bir diyalog kurulmuş olur. Özellikle dikey kanalların iki yönlü kullanılışı, yönetici-iş gören yakınlaşmasına yol açar.

5.3.Etkin İletişim ve Halkla İlişkiler

İşitmeler, toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel yapısından soyutlanmayacak ünitelerdir.

Sürekli olarak değişen ve gelişen bir çevre içinde yer alan işletme, yaşamını amaçlarına dönük biçimde sürdürebilmek için yeni koşullara uymak ve toplumsal ilişkiler kurmak zorundadır.

Bu nedenle, sadece içyapıyı oluşturan iletişim sistemini kurmak ve işletmek yeterli değildir.

Çağın gerçeklerine uygun olarak işletme dışı ilişkilerin de belirli bir düzen içine sokulması bugün artık modern nitelik taşıyan her işletmenin en önemli sorunları arasına girmiştir.

İşte bir işletmenin çevresiyle kurmuş olduğu bu tür ilişkilerin tümü halkla ilişkilerden başka bir şey değildir

İşletme bu iletişim sürecini kullanarak toplumun yapısını, özelliklerini, özlemlerini tanımak ve kendi varlığını, amaçlarını, yaptıklarını ve yapmak istediklerini halka tanıtmak ister.

İşletme bu iletişimi gerçekleştirirken bir reklam amacı gütmez ama toplum içinde iyi tanınmış, saygınlık toplamış bir kuruluş olarak, kendisini daha az tanıtan diğer işletmelere göre, ürettiği malı daha çok satabilme olanağına sahip olacaktır.

Halka bilgi aktarma süreci genellikle mesajlar şeklinde olur. Mesajlar ise toplum üzerinde etkili ve kalıcı bir düzeyde hazırlanmalıdır.

Mesajların taşıması gereken özellikler şöyle sıralanabilir:

Mesajın iletileceği hedef kitlenin özelliği verici tarafından çok iyi bilinmelidir.

Mesaj gönderen kişinin geri bildirimi sağlamak için özel çaba harcaması gerekir.

Geri bildirim istemiyorsa en iyi yöntem mesajı daha açık biçime dönüştürerek tekrarlamak.

Mesajı gönderen ve alan kişinin iyi bir dinleyici olması gerekir. Dinlemek iletişim ve halkla ilişkilerin altın kuralıdır.

5.4.Doğal İletişim ve Halkla İletişim

Toplum içinde bireyler tüm örgütlerin kendi ihtiyaç ya da çıkarları için ne gibi çaba gösterdiklerini sürekli olarak öğrenip bilmek isterler.

Eğer bir örgüt, halkın bu öğrenme ihtiyacını karşılamaz, yaptıklarında, amaç ve politikalarından kamuoyunu bilgisiz bırakırsa halk onun yapmadığını kendisi yapar,

ancak bunu yaparken de genellikle gerçeği yansıtmayan söylenti, dedikodu gibi biçimsel olmayan iletişim araçlarından sağladığı kulaktan dolma bilgileri kullanır.

Kuşkusuz çoğu kez, böyle bir ortam kamuoyunda işletme veya örgütle ilgili gerçek dışı, yanlış kanıların doğmasına yol açar.

Bu bakımdan işletmenin kendi kamuoyunu oluşturan çevrelerin bilgi ihtiyacını karşılaması gerekir.

Söz gelimi, işletmenin iş görenleri, örgütün ilerlemesi veya kendi işlerini etkileyen değişiklikler hakkın da bilgi edinmek ister, ortaklar ise şirketlerin finans durumu ve gelişmesi ile yakından ilgilenirler.

6.Halkla İlişkilerde Kullanılan Araçlar

Dünya da okuma oranı hızla artmaktadır. Türkiye’de de bu oran artmada okuma yazma bilenlerin sayısı (nüfuz artışından dolayı) artmaktadır.

Yazılı ya da basılı araçlar halkla ilişkiler açısından vazgeçilmez bir nitelik taşır. Matbaanın icadından bu yana, basılı araçların geçirdiği evrim okumayı kitlesel hale getirmiştir.

Örneğin; Türkiye’de okuryazar oranı %48, İran’da %15, Pakistan’da %19’dur.

Türkiye’de okuryazar sayısı artık oldukça yüksektir. Bununla birlikte basılı haberleşme araçları da hızla yayılmaktadır.

Bu artış basılı araçların Türkiye’ de etkin bir yeri olduğunu da göstermektedir.

Belki en etkilisi değil ama etkili bir yeri olduğunu göstermektedir.

Çünkü gelişmiş ülkeler de bunun yerini televizyon ve film almıştır. Basılı araçların dağıtımı kolaydır.

Ülkenin her köşesine ulaştırabilirsiniz. Radyo gibi pile ya da elektriğe ihtiyacı yoktur. Bunun yanında bir gazeteyi bir kişi okumaz, böylece daha yüksek bir kitleye ulaşabilirsiniz.

Eğer okumasını bilmiyorsanız resimlerine bakarsınız. Kahve de bir okuyanın yanına oturup, dinlersiniz. Basılı olan şey kalıcıdır. Radyo programı gibi uçup gitmez, saklanır.

İşte bu gibi özellikleri sebebiyle basılı araçlar önemini radyo, televizyon çıktıktan sonra bile korumuştur. Basılı araçlar özellikle kalkınma çabasında olan ülkeler için çok büyük önem taşır.

Çoğunlukla her gün çıkan bir haberleşme aracıdır. Gazeteler günlük olabildiği gibi haftalık, on beş günlük, aylık da olabilir.

Halkla ilişkiler alanın da gazetelerden yararlanabilmek için önce gazetelerin değişik okuyucu kitleleri olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Öyle ki gazetelerde içeriklerini okuyucularına göre düzenlerler. Örneğin; konumuz orta yaşlı aydın erkeleri ilgilendirecekse Cumhuriyet Gazetesi iyi bir seçim olabilir.

Gazetelerle ilgili olarak bilinmesi gerekenlerden biri de yer sorunudur. Her kişi ya da kurum haberin ya da reklamının ilk sayfada olmasını ister. Ancak bunun için herkesin kaynağı ya da gazetenin yeri yeterli olmaya bilir.

Yukarı da bahsettiğimiz gazetelerin yanı sıra bir de işletmelerin çıkardığı gazeteler vardır. Bunlar firmayı, işletmeyi tanıtmanın en iyi yoludur.

Bu gazetelerin içeriğini işletmenin çalışanları, bunlarla ve müşterilerle röportajlar ve işletmenin anlaşmaları, değişiklikleri oluşturur.

Ayrıca doğum, ölüm, mutlu günler gibi kişisel haberler de verilir. Bu gazeteler işletmelerin ilişki de bulunduğu kurumlara ve çalışanlara ücretsiz olarak dağıtılır.

Bu gazeteler ücretsiz olmalarına rağmen bazen gerekli ilgiyi görmeye bilir. Fransa’da yapılan araştırmaya göre iş görenin ancak %50’sinin bu gazeteyi okuduğu tespit edilmiştir.

Dergiler için söylenebilecek geniş

anlamda gazetelerden çok farklı değildir. Ancak dergiler gazetelere göre daha çok sayfa içermektedir.

Dergiler haftalık, aylık ya da 2 aylık

olabilir. Dergilerde de hedef kitle doğru belirlenip, uygun yol izlenmelidir. Dergilerde bol fotoğraf bulunmalı, mümkün olduğunca okuyucu sıkılmamalıdır.

Dergiler de çekiciliği artırmak için kuruluş haberlerine yer verme oranı düşük olmalıdır. Reklamlardan kesinlikle kaçınılmalı, uzun ve sıkıcı olmayan yazılara yer verilmelidir.

Bazı dergiler reklam ve prestij amacı güttüğü için ücretsiz olarak da dağıtılabilir. Bunlara örnek olarak bankaların çıkardığı “Pamuk Çocuk” ve “Ak Kadın” vardır.

Bültenler, firmaların faaliyetlerini basına periyodik olarak duyurmak amacı ile hazırladıkları duyurulardır.

Bültenler haftalık, aylık olduğu gibi önemli faaliyetlerin özellikle hatırlatılması için de çıkarılabilirler. Bültenler kurumun dış ilişkilerinde kullanıldığı gibi iç ilişkilerinde de kullanılabilir.

Kurum personeli kurumlarla ilgili haberleri buradan takip edebilir. Kurumun dış ilişkiler içinde duyurular için en kolay ve en ucuz yoldur.

Bültenler haber verdikleri gibi çeşitli sorunlarla, ilişki kurulan kişilerin görüşlerini de iletir. Bu yönleri ile anket niteliği de taşırlar.

Afişler kim olduğunu bilmediğimiz kişilerle haberleşmemizi sağlar. Yani geniş halk kitlelerine bir şeyler söylemek için kullanılan haberleşme aracıdır.

Afişler belirli sloganlarla ve çizgilerle kişilerin ilgi ve dikkatini belirli konulara çekmek için düzenlenir. Aynı zaman da hatırlamak ve tekrar amaçlarına da hizmet ederler. Afişlerde kullanılan sözler ve resim uyum sağlamalıdır.

Adından anlaşıldığı gibi daha çok reklam için kullanılan pankartların küçültülmüş halidir. Bunlar yollarda ücret karşılığı kişilerce dağıtılabileceği gibi arabaların camlarından içeri de atılabilir.

Ya da uçakla havadan da dağıtılabilir. Özellikle kırsal kesimlerde tarım da ve sağlıkta yenilik olduğunda duyurular uçakla yapılabilir. El ilanları çok ekonomiktir. Bir iyi yönü de ulaşımı şehirlere bağlanmayan yerlere de ulaştırılabilir.

Bu araçlarda okuma yerine dinleme ve görme söz konusudur. Daha çok okuryazar azlığı sorunu olan ülkelerde basılı araçlar için ileri sürülebilecek kuşkuları ortadan kaldıracak niteliktedir.

Bu yönüyle az gelişmiş ülkelerde halkla ilişkiler aracı olarak geniş ölçü de kullanılır. Bu sebepten dolayıdır ki az gelişmiş ülkelerde 1950’den sonraki on yıl için de yayım alanın da çok hızlı gelişmeler olmuştur.

Türkiye’ de ilk kez televizyon yayını 1968 yılı Ocak ayında Ankara’da başlamıştır. 1971’de İstanbul, İzmir, Eskişehir ve 1972’de tüm Türkiye’ye yayılmıştır. 1984 yılında da renkli televizyon yayını başlamıştır.

Bu durum radyonun etkisi kadar önemli olmadığı anlamına gelmemelidir. Özellikle televizyonun taşınamadığı yerler de portatif radyolar, araba radyoları etkin işlevini sürdürmüştür.

Televizyon ve radyodan halkla ilişkiler

yönünden çok dikkatli yararlanılmalıdır. Televizyon da, haberde imaj yaratılmak esastır. Göze hitap eden resimler önemlidir. Bunlar seyircide uzun süre iz bırakmalıdır.

Halkla ilişkilerde geniş kitlelere ulaşma idealini gerçekleştirebilecek görüntülü ve sözlü basınla ilişkileri en az yazılı basınla ilişkiler kadar önemsemek ve onun ilgisini çekebilecek etkinlikler düzenlemek gerekir.

İşitsel bir iletişim aracı olan radyo en hızlı iletişim aracıdır. Haberleri gün boyunca yayarak verir. Radyo çoğu defa basılı araçların erişemediği kişilere erişmektedir.

Radyo okuma becerisi yeterli olmayanlar için uygun bir iletişim aracıdır. İşitmeye dayalı olduğundan dinleyicinin hayal gücünü canlandırır.

Haber bültenleri, dokümanter programlar, açık oturumlar hatta kısa anonslar halkla ilişkiler uygulaması için kullanılabilir. Radyoda da tıpkı gazetelerde olduğu gibi haber niteliği taşıyan mesajlar verilebilir.

Televizyon ise evreni küçültür, geniş halk kitlesine yayın yapar, sembolleri genelleştirir. Televizyon da olaylar görüntü ile anlatıldığından sesi ikinci plana almak mümkündür.

Televizyondaki sesler radyodan farklı

olarak izleyicilerce doğal karşılanır. Televizyon için denebilir ki, radyoya göre daha sınırlı bir kitleye hitap eder ancak daha etkilidir.

Ayrıca örgüt içi halkla ilişkiler çalışmalarında kullanılan kapalı devre televizyonlar vardır. Burada yapılan yayınlarla örgütün amaçları ve durumu hakkında bilgi verilebilir.

Halkla ilişkileri ilgilendiren olaylar festivaller, balolar, yemekler ve partilerdir. Bunlar daha çok tanıtım, kaynaşma ve ilişkileri geliştirme amaçlıdır.

7.Halkla İlişkilerde Temel İlkeler

Daha önce incelendiği gibi halkla ilişkiler, reklamcılıktan farklı olarak iki yönlü ilişkiyi gerekli kılar. Bir yandan bilinçli bir hakla ilişkiler kampanyası ile kamuoyuna gerekli ve yeterli bilgiler sunarak onun ilgi ve desteği kazanılırken,

öte yandan halkın işletmelerden beklentileri, istek ve tepkileri anlaşılmaya çalışılmalıdır.

Toplum ve işletme arasında oluşturulan sağlıklı iletişim kanalları ile iki tarafın birbirini tanıması ve etkileşmesi sağlanmalıdır.

Halkla ilişkilerin her aşamasında dürüst davranmak, araştırma ve değerlendirmede, mesajların ve programların hazırlanmasında, planların uygulanmasında dürüstlükten ayrılmamak, çalışmaların başarı oranını artırır.

Kamuoyunun inanç ve desteğinin kazanılması halka doğru bilgi vermekle olasıdır. Onurlu çalışma, doğruluk ve güvenirlilik hakla ilişkilerin vazgeçemeyeceği ilkelerdir.

Doğruluk ilkesinin gerçeklerden ayrılmamak olduğu açıktır. Hakla ilişkiler sanatında yalnız gerçeğin yeri vardır, gerçek olan duyurulur, tanıtılır.

Gerçek olmayanın tanıtılması, duyurulması yolunda bir öneri, halkla ilişkiler uzmanı ya da örgütünün üzerinde bile durmayacağı bir konudur.

Gerçek olmayan ya da yanlış, eksik bilgilerle hazırlanan mesajların ilerde gerçekleri yansıtmadığı anlaşılırsa o firmanın toplumda yarattığı olumsuz etkiyi silmek çok zordur ve bu etki belki de yıllarca sürebilir.

Halkın aldatılamayacağı, yanıltılamayacağı ve doğru olmayan bilgilerle yönlendirilemeyeceği gerçeğinin halkla ilişkiler ile ilgilenen herkes tarafından iyi bilinmesin de yarar vardır.

Sosyologlar, toplumlara iş yaptırmak için üç yol olduğundan söz ederler. Zor kullanmak, para ve inandırmak.

Zor kullanmak, kullanılan zorun ağırlığına göre, zamanla her türlü direnci kırabilecek bir yoldur.

Ancak, kullanılan baskı ortadan kalktıktan sonra her şey eski haline dönüşeceğine göre, zora başvurmanın uzun vadede yararlı olacağını düşünmek mümkün değildir.

Halkla ilişkiler planlı ve programlı bir çalışmadır. Kamuoyunda etkinlik yaratmak kolay bir iş değildir. Önce geniş boyutlu araştırma gerektirir.

Örneğin; hedef kitle olarak alınan kesimin özellikleri çeşitli yayınlar taranarak ve incelenerek araştırılır. Ayrıca o kitleyi temsil edebilecek belirli kişilerle görüşme yapılır, kişisel soruşturmalara girişilir ya da anket uygulanır.

Daha sonra bu bilgilere dayanarak halkla ilişkiler planları düzenlenir.bu planlarda kullanılacak araçlar, kamuoyuna iletilecek mesajlar belirlenir, halkla ilişkiler bütçesi hazırlanır.

Halkla ilişkiler çalışması işletmede sadece halkla ilişkiler bölümünün ya da işletme de görev alan bir iki halkla ilişkiler uzmanının yapacağı çalışma değildir.

Genel bir tanımla halkla ilişkiler sorumluluğu işletmenin genel müdüründen tabanda çalışan işçisine kadar herkesin omzundadır.

Telefondaki santral memurundan kapıdaki danışman ve bekçiye, veznedeki görevliden işçiye kadar tüm yönetici ve iş gören kesimi halkla ilişkiler konusunda kendisini sorumlu hissetmelidir.

Halkla ilişkilerde etkili ilkelerden biri de önemli mesajların birçok kez yinelenmesidir. Böylece mesajla sık sık karşılaşılan hedefin verileni bir daha unutmayacak biçimde belleğine yerleştirmesi sağlanabilir.

Yineleme aynı zamanda pedagojik bir yöntemdir. Kişiler yinelenen mesajları beyin merkezine yerleştirir ve küçük simgeler kullanıldığında mesajı anımsarlar. Üstelik bu tür çabalar bir defaya özgü olmayıp yineleme süreci içinde süreklilik sunarlar.

Halkla ilişkilerin hedefi, kuruluş ile diğer çeşitli iç ve dış kuruluşlar arasında iyi bir ortam yaratmaktır.

Halkla ilişkiler bu anlamda kuruluşun yalnız halkla olan ilişkilerini değil, diğer kuruluş veya topluluklarla olan ilişkilerini de kapsamına almaktadır.

Halkla ilişkiler çalışmaları bugün her modern ve demokratik devletin yapması gereken görevlerdendir. Bunu sağlamak için kamu idareleri özel teknik ve bürolar aracılığıyla doğrudan doğruya ve sürekli bir şekilde kamuoyunu yoklar.

Bu suretle bizzat idarenin içinde ve devlet örgütünde halkın ihtiyaçları ve isteklerine cevap vermek olanağını bulurlar.

Bir bakıma halkla ilişkiler işletmenin dışa açılan penceresidir. Ancak halkla ilişkiler bir bütünü anlatır ve bu bütün içinde işletmenin kendi personeli de bulunur.

İşletme kendi personeline ulaşamaz ve işletmeyi öncelikle çalışanlarına tanıtmazsa dış hedef kitle üzerinde hiç başarılı olamaz.

Aslında işletme sağladığı halkla ilişkiler politika ve planlarını öncelikle kendi personeline uygulamakla kampanya öncesi bir test ve değerleme fırsatı da oluşturur.

8.Halkla İlişkilerde Hedef Kitle

Halkla ilişkiler çalışmaları bugün her modern ve demokratik devletin yapması gereken görevlerdendir.

Bunu sağlamak için kamu idareleri özel teknik ve bürolar aracılığıyla doğrudan doğruya ve sürekli bir şekilde kamuoyunu yoklar.

Bu suretle bizzat idarenin içinde ve devlet örgütünde halkın ihtiyaçları ve isteklerine cevap vermek olanağını bulurlar.

Bir bakıma halkla ilişkiler işletmenin

dışa açılan penceresidir. Ancak halkla ilişkiler bir bütünü anlatır ve bu bütün içinde işletmenin kendi personeli de bulunur.

İşletme kendi personeline ulaşamaz ve

işletmeyi öncelikle çalışanlarına tanıtmazsa dış hedef kitle üzerinde hiç başarılı olamaz.

Aslında işletme sağladığı halkla ilişkiler politika ve planlarını öncelikle kendi personeline uygulamakla kampanya öncesi bir test ve değerleme fırsatı da oluşturur.

Örneğin; hazırladığı slogan ve mesajları öncelikle çalışanlara iletip onların tepkisi ölçülebilir, beklenen etki görülürse dış hedef kitleye daha inançla uygulamaya geçilir.

Halkla ilişkiler kampanyasının

çalışanlara yönelik başlatılmasının bir başka yararı daha vardır. İşletmede çalışan bir bireyin kendine özgü bir çevresi bulunur ve o çevre içinde bu kişi işletmenin adeta temsilcisi rolünü oynar.

Örneğin; hazırladığı slogan ve mesajları öncelikle çalışanlara iletip onların tepkisi ölçülebilir, beklenen etki görülürse dış hedef kitleye daha inançla uygulamaya geçilir.

Halkla ilişkiler kampanyasının çalışanlara yönelik başlatılmasının bir başka yararı daha vardır. İşletmede çalışan bir bireyin kendine özgü bir çevresi bulunur ve o çevre içinde bu kişi işletmenin adeta temsilcisi rolünü oynar.

Örneğin; firmanın kurulduğu yer, ürettiği mal ve hizmetler, bunların miktar ve kalitesi, çalışma koşulları, personele sağlanan ekonomik ve sosyal olanaklar elemanlar aracılığı ile çevreye ücretsiz reklam gibi aktarılır.

Firma personelinin bu fonksiyonu başarılı biçimde yerine getirebilmesi için önce firmayla ilgili bilgilere kendisinin sahip olması gerekir. İşte burada halkla ilişkilerin iç hedef kitleye yönelmesi gereği ortaya çıkmaktadır.

İç hedef kitle denildiğinde sadece çalışan personel anlaşılmamalıdır. Personelin dışında işletmenin ortakları ve sendikalar da iç hedef kitle kapsamı içinde yer alırlar.

Çalışanlar bir kuruluş için en etkili iyi niyet elçileridir ve kamuoyuna en iyi halkla ilişkiler uygulayıcısından daha güçlü bir biçimde ulaşırlar.

Çalışanların bir kuruluş hakkında söyledikleri, onların deneyimlerine dayandıkları için, hazırlanmış bir programdan daha etkili olmakta,

Burada ki amaç kuruluşun halkla ilişkiler politikası ve stratejisi kapsamında benimsenen temel ilkelerin tüm çalışanlarca uygulanmasıdır.

Örneğin; bin kişinin çalıştığı bir fabrika da gereği gibi iç halkla ilişkiler yapıp çalışanlarla iletişim sağlanabilirse bir anda 20 bin kişilik bir halkla ilişkiler ordusuna sahip olunabilir.

Her bir elemanın 3 nüfuslu bir aileye sahip olduğu, yakın çevresindeki, ortalama beş kişiye istenen mesajları zamanında aktarabildiği var sayılırsa bu gerçek ortaya çıkacaktır.

Halkla ilişkiler kampanyasının

çalışanlara yönelik başlatılmasının bir başka yararı daha vardır. İşletmede çalışan bir bireyin kendine özgü bir çevresi bulunur ve o çevre içinde bu kişi işletmenin adeta temsilcisi rolünü oynar.

Eğer firma, personeline daha önce işletme hakkında yeterince bilgi aktarmış ise bu kişiler işletme ile toplum arasında bir bilgi köprüsü oluşturur.

Örneğin; firmanın kurulduğu yer, ürettiği mal ve hizmetler, bunların miktar ve kalitesi, çalışma koşulları, personele sağlanan ekonomik ve sosyal olanaklar elemanlar aracılığı ile çevreye ücretsiz reklam gibi aktarılır.

Çok ortaklı kuruluşlarda ortaklarla işletme arasında ilişki genellikle genel kuruldan genel kurula kurulur. İşletme vereceği temettüden başka bir ilişki düşünmez.

Ortaklar içinde en önemli bağ üzerindeki hisse senetleridir. Oysa ortaklar halkla ilişkiler konusunda büyük bir potansiyeldir. Bu ortaklar topluluğunu harekete geçirmek gerekir.

Bu da ortaklara devamlı bilgi aktarmakla mümkün olur ve özellikle periyodik bültenler aracılığı ile bilgi verilir. Ürünlerin diğer rakiplerin ürünlerine karşı üstünlükleri anlatılır.

Gereğinde düzenlenecek anketlerle fikirlerine başvurulur. Böylelikle bilgilerle donatılmış ortaklar firmanın gönüllü birer halkla ilişkiler elemanı olurlar.

Belirli sayıda eleman çalıştıran

işletmelerde genellikle sendikaların varlığı ile karşılaşılır. Sendikalar işçilerin ekonomik ve sosyal haklarını savunan ve koruyan kuruluşlardır.

Çıkar farklılığı nedeniyle işletme

yönetimi ile sendikalar sık sık karşı karşıya gelirler. Zaman zaman derin görüş ayrılıkları ortaya çıkar ve bazen sendika grev kararı alabilir.

Oysa işletmenin ekonomik gücü ve sosyal olanakları konusunda sürekli, düzenli, dürüst ve doğru bilgi aktarır ve sendikanın güvenini kazanırsa sendika yönetimi ile işletme yönetimi arasında olumlu ilişkiler kurulabilir.

Sendikaları işletmenin bir parçası olarak görmeyen, onlara bilgi verme gereği duymayan ve sendikaları hiçe sayan firma yönetimi sık sık sosyal patlamalar ve işçi direnişleriyle karşılaşır.

İşletmelerde halkla ilişkiler denildiğinde çoğu kez ve haklı olarak işletme dışında yer alan gruplarla ilişkiler akla gelir.

Türk ticaret yaşamında “müşteri

velinimetimizdir” deyimi boşuna söylenmemiştir. Gerçekten bir işletme varlığını tüketicilere borçludur.

Ürettiği mal ve hizmetleri tüketiciye sunar ve onların satın almalarını bekler. Bu amaçla satışı artırma çabalarına girişir ve sık sık reklama başvurur.

Halkla ilişkiler uzmanları halkın bir

kesinti olan tüketicilerin kişilik yapılarına göre davranış geliştirmenin yararına inanır ve bunu işletme personeline ve özellikle satış elemanlarına aşılamaya çalışır.

Kimi tüketici kaba, kavgacı, tartışmayı sever, kimi ise çekingen, kibar ya da şaşkın bir kişilik taşıyabilir.

Güler yüz halkla ilişkilerin anahtarıdır. Yerinde, zamanın da güler yüz gösterilmelidir.

Müşteriyi dikkatle dinlemek gerekir. Dinlerken, çay, kahve, sigara içmek, çiklet çiğnemek, el kol hareketi yapmak iyi etki bırakmaz.

Müşteri beklemeyi ve bekletilmeyi sevmez. Beklemesi gerekiyorsa “bir dakika, bir saniye” gibi sözlerle ilginin kesilmediğini belirtmek gerekir.

Müşteriye mümkünse adı ile hitap edilmelidir. Bir kimsenin ismi, kendisi için dünyanın en önemli sesidir.

Müşteriyle konuşma biçimi ve kullanılan sözcükler son derece önemlidir. Aynı düşünceyi kaba ve nazik olmak üzere iki konuşma türü ile örneklemek olasıdır.

Bayiler kuruluşun gözü, kulağı, cephedeki askerleridir. Ürünün güzelliğinden en büyük övünme payını üretici alır da, herhalde bir aksamada ilk muhatap bayiler olur.

Bayiler son derece duyarlı ve titizdirler. İşletmeden yakın ilgi beklerler. Bu nedenle bayilerle ilişkiler son derece önemlidir. Bir çok firmanın bayileriyle yaptığı toplantılar boşa değildir.

İşletme kendisine hammadde, yarı işlenmiş veya işlenmiş madde, çeşitli araç, gereç, malzeme, yiyecek, içecek satan firmalarla her gün ilişkiler kurar.

Bir işletme ekonomik olmadığı için bir malın tüm parçasını kendisi üretemez. Yan sanayi kuruluşlarından çeşitli parçalar alır ve bunların montajını yapar.

Diğer işletmelerle de çeşitli ilişkilere

girişir. Açık bir sistemi oluşturan işletmenin aynı iş dalında diğer işletmelerle bazen yarışma, bazen anlaşma şeklinde ilişkilere girişmesi çok doğaldır.

Bu ilişkilerin çoğunu tedarikçi firmalar oluşturur. İşletme yönetiminin satıcı firmalarla iyi ilişkiler kurması satın alınan malın devamlılığı, güvenirliği ve kalitesi açısından önem taşır.

İşletmenin kamu kuruluşlarıyla çok

yönlü ve çeşitli konularda ilişkileri vardır. Bu ilişkilerin uzun süreli ve sağlıklı olması için halkla ilişkiler açısından izlenmesi gereken belirli ilke ve kurallar vardır.

Bir elektrik şirketi ya da bir banka gibi hizmet pazarlayan bir örgütün bir ayakkabı üreticisinden daha fazla olarak yakın çevre faaliyetlerine katılımı ön planda tutulmalıdır.

9.Halkla İlişkiler ve Etik

İnsan yaradılışından bu yana

çevresiyle kurduğu ilişkilerde, tutum ve davranışlarda hep doğruyu, iyiyi, güzeli ve erdemli olmayı aramıştır.

İnsan ilişkilerinde, düşünce de

başlayan sonra eyleme dönüşen her davranışta dürüstlük ve doğruluk ilke olarak benimsenmiş ve normatif ilke ve kurallar yöresel veya evrensel düzeyde oluşturulmaya çalışılmalıdır.

İnsanların kültür ve gelenek farklılıklarını aşarak ortak noktalarda buluşması ve kesin kurallar şeklinde anlaşmaları sanıldığı kadar kolay değildir.

Bununla birlikte, toplumların tümünde kendilerine özgü geliştirdikleri doğru ve güzeli ifade eden davranış tarzları mevcuttur ve bu kurallar şeklinde somutlaşmaktadır.

Etik sözcüğü Yunanca ahlak anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türetilmiştir. Etiğin ilgi alanı, insanın bütün davranış ve eylemlerinin temelini araştırmaktadır.

Etik, bir eylemi ahlaki açıdan iyi bir eylem yapan niteliksel durumu sorgulamaktadır ve bu bağlamda: ahlak, iyi,ödev,gereklilik,izin vb. gibi kavramları ele almaktadır.

Etik,doğruyu,yanlışı ve iyiyi,kötüyü tanımlayarak neyin yapılması veya yapılmamasını belirlemektedir.

Etik insanoğlu için neyin iyi, doğru olduğunu, bireylerin hangi hedefleri izlemesi, hangi davranışları göstermesi gerektiği üzerine çalışmaktadır.

Etik bireylerin ya da grupların davranışlarındaki doğru ya da yanlışı belirleyen ahlaki prensipler ve değerlerdir.

Ahlak kavramı,gelenek,adet,alışkanlıklar

içerisinde yapılması yada uyulması toplumca arzu edilen ve beğenilen hareketlerden çok daha fazla yaptırım gücü olan,

Genel olarak işletme etiği,çalışma etiği ve meslek etiği ile birlikte anılır.Çalışma etiği ve meslek etiği ile birlikte anılır.

Çalışma etiği dendiğinde işe karşı geliştirilen kişisel tutum ve davranışlar,meslek etiği meslek mensuplarının uymak zorunda oldukları ilkeler,işletmecilik etiği ise işletme örgütünün kurumsal yada örgütsel ahlakını temsil etmektedir.

İşletme etiği kavramı, modern

toplumda ürün ve servis üreten işletmelerde, ahlaki standartları ve bu standartların nasıl sisteme ve işletmeye uyarlana bileceği ile ilgilenmektedir.

Daha açık anlatımlar işletme etiği,

örgütlerde belirlenen temel amaçlar ve bu doğrultu da gerçekleştirilen eylemlerin taydaşlara doğru ve iyi biçimde yansıtılmasını sağlayan temel norm ve kurallar bütünüdür.

Bu olgu, örgütün çıkar grupları ile

karşılıklı güven saygı temelinde dürüst ve olumlu ilişkiler kurma ve geliştirmesini ifade eder.

İşletmelerin içinde yaşadıkları toplumun bir parçası olmaları, toplum için iyi olanın işletme içinde iyi olması gerektiğini veya tam tersi işletme için iyi olanın toplum içinde iyi olması gerektiğini ortaya çıkarmıştır.

Bu açıdan işletmeler, halkla ilişkiler etiğini de şekillendiren bir takım standartlar koyma gereksinimini hissetmişlerdir.

Kalite son yıllarda iyice popülarite

kazanmış bir kavramdır. Halkla ilişkiler açısından kalite müşterinin sürekli devam eden bir tatmin düzeyine ulaşmasıdır.

İşletmeler son gelişmelerle kamuoyunun beklentilerini ve gereksinimlerini dikkate almak şeklinde gerçekleşen sürekli bir geri bildirim sürecine girmişlerdir.

Her açıdan kaliteli olmak, kamuoyuna karşı sorumluluklarının en güzel yerine getirme şekli olarak ortaya çıkmaktadır.

İşletmelerin toplumun önemini fark etmeleri halkla ilişkileri ve halkla ilişkiler etiğini kavramının yeniden ele alınmasını gerektirmiştir.

10. Uluslar Arası Ahlak Yasaları

İnsanların serbestçe gelişmelerine ve “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nde kendilerine tanınan vazgeçilmez hakların kullanabilmelerine olanak verecek ahlaki ve kültürel koşulların oluşmasına katkıda bulunmaya;

Mesleklerin kamu ile olan yakın ilişkisi nedeniyle, özel yaşamları dahil tüm davranışlarının mesleği bir bütün olarak değerlendirilmesinde etkili olacağını daima göz önünde bulundurmaya;

Mesleklerini sürdürürken “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nin ilke ve kurallarına uymaya;

İnsan onuruna saygı göstermeye, onu korumaya ve bireylere kişisel değerlendirme hakkını tanımaya;

Gerçek diyaloglar için gerekli ahlaki, psikolojik ve düşünsel koşulların oluşmasına yardımcı olmaya ve tarafların savlarını ortaya koyabilme ve görüşlerini belirte bilme hakkını tanımaya;

Her koşul altında, hizmet ettikleri kuruluşların çıkarları ile birlikte kamunun da çıkarlarını göz önünde bulundurmaya;

Belli ve doğrulanmış verilere dayanmayan bilgi iletmekten;

Ahlaki ve dürüst olmayan ve insan onurunu, dürüstlüğünü zedeleyen her hangi bir girişime katılmaktan;

Ve bireylerde kontrol edemeyecekleri ve sorumlu tutulamayacakları bilinçaltı güdüleri geliştirecek aldatıcı yöntem ve tekniklere başvurmaktan sakınacaklardır.

11.Halkla İlişkilerde Müşteri İlişkileri

İletişim, gönderici tarafından başlatılan, istenilen anlamı alıcıya ileten ve onun yanıt niteliğinde bir davranışta bulunmasına yol açan durumdur.

İşletmelerin işleyişini sağlamak ve hedeflerine ulaşmak için iletişimin önemi büyüktür.

İletişimin amacı kopuk ve dağınık ilişkileri bir düzene sokmak ve işletmenin amaçlarıyla, bireysel amaçların arasında bilinçli bir dengenin kurulmasını sağlamaktır.

İşletmelerin iletişimdeki amaçlarından biride çevrenin desteğini kazanmak ve dış çevre ile bilgi alış verişini sağlayarak, gerekli değişikliklere zamanında uyabilmek ve yaşamını sürdürebilmektir.

İletişimde, yazılı veya sözlü olsun anlaşılır bir dilin kullanılması gerekir. Olaya alıcı yönünden bakabilmek ya da kendini alıcı yerine koyabilmek gerekmektedir.

Kullanılacak dile önem verilmeli, hedef kitlenin dili yakından bilinmelidir. İletişimde önemli olan bir hususta alıcının mesajı alması değil, aynı zamanda anlamasıdır.

Mesaj uzun olmamalı, alıcının dikkatini çekebilecek nitelikte olmalıdır. İletişim, işletmelerin amaçlarına ulaşmada işbirliği ve sürdürücü bir araçtır.

Halkı bilgilendirmek, mal ya da hizmeti satın almaya ikna etmek üzere kullanılan araçların tamamına reklam denir.

Halkı bilgilendirmek, mal ya da hizmeti satın almaya ikna etmek üzere kullanılan araçların tamamına reklam denir.

Satışları artırmak, Satışı yapacak araçların sayısını

artırmak,Mal ya da hizmete karşı mark a

bağımlılığı oluşturmaktır.

Tanıtım: bir kişi, topluluk veya işletme tarafından uygun yöntem, teknik ve iletişim araçlarından yararlanarak, müşteriyi aydınlatmak veya bir tutum ya da davranışa yönlendirmektir.

12. Müşteri İlişkileri Yönetiminin Hedefleri

İşletmelerin ana görevi müşteriyi geri çekebilmek teması üzerinde kurulmalıdır. Burada amaç satış yapılan müşteriye yeni ürünler sunabilmek,

yani bir müşteriyi kazanmak mevcut müşteriyi elde tutmaya göre dört ile beş kat daha pahalıya mal olmaktadır.

Bu nedenle işletmelerin amacı müşterilerini sadakat merdiveninde adım adım yukarı çıkartmak olmalıdır.

Bunun için müşteriyi tanımak, şikâyetlerini dinlemek ve sadakatlerini ödüllendirmek gerekmektedir.

Müşteriyi elde etme oranının artması, başka müşterilere ulaşmak, müşteri adaylarının takibi, müşteri başına gelir rakamlarındaki yükseliş gelirleri artıran etmenlerin başında gelmektedir.

Sadık müşterilerin fiyat konusunda daha az hassas olmaları, satış gücünün performansındaki iyileşme ise karlılığı artırabilecek faktörler arasındadır.

Satış gücü otomasyonunun genel

amacı satış temsilcilerinin verimliliğini, satışları ve aynı zamanda müşteri memnuniyetini artırmaktır.

Amaç müşteri ile ilgili bütün bireysel bilgilerin girilebileceği bir ortam meydana getirmek.

Burada yapılan telefon görüşmelerinden toplantılara kadar her türlü iletişim izlerini tutmak ve bulmak hedefleniyor.

Satış temsilcilerinin, satış müdürlerinin ve diğer yöneticilerin en yoğun kullandığı araçtır. Müşterilerin her birine ait ayrı ayrı işlendiği, değerlendirildiği, takip edildiği sistemdir.

Her müşterinin farklı, şirketten müşteriye giden farklı farklı pek çok kişi bulunduğu için müşteri yönetimi önemli yer tutmaktadır.

Sipariş alma ve sipariş girme kavramları etrafındaki fiyatlandırma, indirim, stok takibi, teklif takibi gibi işlevleri içeren bu etken satış temsilcisinin verimliliğini artırmada önemli bir adımdır.

Müşteri sadakati denilince akla ilk gelen mağaza kartlarıdır. Mağaza kartları müşteri için daha çok indirim, puan, kupon ya da hediye demek.

Mağazalar için ise müşteriyi daha yakından tanımak anlamına gelmektedir. Böylece müşteriye özel indirimler yapıp, müşterinin eğilimlerini saptamak, müşteri sadakatini artırmaktadır.

13.Kurumsal İmaj Kavramı

Çağdaş organizasyonların karşılaştıkları temel sorunlardan biri, toplumun onu nasıl algıladığı ile ilgilidir. İngilizce “perception” olarak adlandırılan algılama,

çevremizdeki her şeyi girdilere bağlı

olarak anlamlı bir çerçeve oluşturmak üzere seçmek, ayıklamak, organize etmek ve onları yorumlamak için kullanılan yöntemler olarak tanımlanabilir.

İmaj, dış katılımcıların düşüncelerinde ortaya çıkan, kurumun vizyonu, misyonu ve örgütsel değerlerinden oluşan kurum kimliğinin bir algılanış biçimidir.

Örgütlerin yaşam olasılıklarını yükselten imaj, kurumların ürün ve hizmetlerinin satın alınabilmesini ve örgütten memnuniyeti önemli derecede etkilemektedir.

İmajı, kuruluş çalışanları ve dış katılımcıların düşüncelerindeki kuruma yönelik algılamaların tümü olarak gördüğümüzde;

kurumların imajını tesadüflere değil,

kurumun kimliğini, amaç ve hedeflerini, topluma karşı sosyal sorumlulukların ne olduğu konusunda bilgi veren, uygulanabilir bir programa bağlı olduğu ifade edilebilir.

Kurumsal imaj, çeşitli kuruluşlar hakkında insanların kafalarında oluşan düşünsel resimler anlamına gelir. Bu resimler dolaylı ya da dolaysız algılar ve deneyimler sonucu oluşmaktadır.

Kısaca kişilerin kurumlar hakkında duydukları, gördükleri ya da doğrudan ilişki kurduklarında edindikleri kanının görüntüsü “ kurum imajını” oluşturmaktadır.

Kurumsal halkla ilişkiler, kurum ya da kuruluşun muhatap olduğu ve olacağı bütün hedef kitleler ile ilişkileri düzenleyerek bu kitlelerin kuruma karşı olan bilgisizliklerini,

bilgisizliklerini, bilgiye, ilgisizliklerini ilgiye ve de sempatilerini kurumsal kimliğe dönüştürme çabalarının bütünüdür.

Öneri ve danışmanlıkKurumsal yayınlarKurum hakkında yayın

Toplumla ilişkilerKurumsal imaja yönelik reklam/mesajKamuoyu oluşturma-etkileme

Pazarlama yönlü halkla ilişkiler; satıcı ve müşteri memnuniyetini teşvik eden, şirketleri ve ürünleri tüketicilerin istekleri, ihtiyaçları çıkarları ve özel ilgi alanları ile özleştiren,

inanılır, güvenilir, bilgi ve etkileşim iletişimini kullanan toplam bir planlama, yürütme ve değerlendirme program sürecidir.

14.Kurumsal İtibar

Kurumsal imajın işletmeler açısından taşıdığı önem globalleşmenin etkisi ile artmıştır. İşletmelerin imajı ve itibar yönetimi birkaç sene öncesine kadar yalnızca bir yönetici tarafından kontrol edilen bir alandı.

Ancak kurumsal imaj ve kurumsal itibar işletmelerin başarısı için önemli bir kurum varlığı haline gelmiştir.

Kurumsal imaj bir iletmenin paydaşlarının beynindeki resmi iken kurumsal itibar, söz konusu işletmeye ilişkin değerlerdir.

Kurumsal itibar, o kurumun tüm sosyal paydaşlarının beklentilerini karşılayabileceğini en açık göstergesidir.

Kurumsal itibar, sosyal paydaşların o

kurumla kurdukları rasyonel ve duygusal bağları temsil eder ya da bir kurumu tüm sosyal paydaşları ile geliştirdiği “net” imajını gösterir.

Kurumsal itibar günümüz işletmeleri

açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü bugün “itibar” şirketlere rekabetçi avantaj sağlayıcı en önemli stratejik farkör olarak görülmektedir.

Bilgiye ulaşılabilirlilik : Medya,

yayın kanalları, internet gibi ortamlarla anlık bilgi aktarımlarının olağan üstü çoğalması kamuoyunun ürün ya da hizmet kalitesini ayırt etmesini çok zorlaştırmıştır.

Bu durum, şirketlerin “kendilerini rakiplerinden farklı kılacak” iletişim stratejilerine olan ihtiyacını yükseltmektedir.

Küresel Liberalleşme : Büyüyen uluslararası ekonomik rekabet kültür özelliklerini taşıyan yerel pazarların açılmasına yol açmıştır.

Bu pazarlarda rekabet edebilmek ve

yerel yönetimler tüketiciler nezdinde olumlu algılamalar meydana getirmek için sistematik yollar bulma ihtiyacı doğmaktadır.

Ürün Fazlalığı : Yerel ve bölgesel

ekonomik pazarların birleşmesi şirketlerin servislerini küreselleştirmek için zorlamıştır.

Dünyanın dört bir yanına ulaşabilmek ve daha fazla rekabet edebilmek için, işletmeler şirket evliliklerine ve birleşmelere yönelmiştir.

Ürün ve hizmet farklılıklarının çok azaldığı günümüzde, sosyal paydaşların algılamaları farklılaşma oluşturmak en önemli kaynağı olmuştur.

Reklam Kirliliği : Çeşitli reklamlarla bireyler sürekli olarak beyne taciz edilmektedirler. Haddinden fazla yüklenmiş toplumlar bu mesajlara her geçen gün daha az dikkat göstermekte,

Bir şirket güçlü bir kurumsal itibar ile

müşterilerinin, yatırımcılarının, tedarikçilerinin ve çalışanlarının ilk tercihi haline gelerek sonsuz faydalar elde eder.

Aynı şekilde, çalışanlar nezdinde oluşturulan kurumsal itibar, firmaya daha nitelikli yeni çalışanları çekmesine üretimin ve karlılığın artmasına yol açar.

İşletmelerin özellikle çok uluslu

işlemlerin yeni pazarlara nüfus etmesini sağlar.

Nakit akışını ve karlılığı artırır,

Rakipleri uzakta tutan bir bariyer görevini görür,

Kurumun faaliyetine devam etmesi ve var olması için kamuoyundan tam yetki ve onay sağlar.

Durgunluk dönemlerinde ve krizlerde koruyucu bir kalkan oluşturur.

İşletme çalışanlarının iş tatminini ve işletmeye bağlılıklarını artırır.

Reklam etkinliğini artırır.Firmanın pazarlık gücünü geliştirir.Kredi kuruluşları üzerinde olumlu etki

bırakır.

15. Halkla İlişkilerde Olan ve Olması Beklenenler

Halkla ilişkiler, bir örgütün toplumdaki kişiler ve gruplar ile etkileşim içine girerek, faaliyet ve politikalarını açıklamasını, toplumun destek,

anlayış ve güvenini kazanmasını, söz

konusu kişi veya gruplardan gelebilecek tepkilerle, düzenlemelere gitmesini ve gerekirse faaliyetlerde değişiklik yapmasını sağlayan bir yönetim işlevidir.

Halkla ilişkiler, bir yöneticilik sanatı olarak, çevreyle olan ilişkilerin planlı bir biçimde geliştirilmesi ve işletme açısından olumlu sonuçlar sağlanması amacıyla yapılan çalışmaları kapsar.

İşletmenin bütün fonksiyonlarını örgüt amaç veya amaçlarına hizmet edecek şekilde yönlendirmek ve işletme eylemlerini, önceden belirlenen hedeflere ulaşacak şekilde gerçekleştirmek için işletmelerde iletişime duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır.

Örgüt faaliyetlerinin istenilen sonuçları getirmesi için öncelikle örgüt için de iyi bir iletişim sisteminin kurulması zorunludur.

Çalışanlar arasında olumlu bir iletişimin sağlanması, çeşitli araçlarla bu iletişimin sürekli ve etkin bir hale getirilmesi, örgütlerde verimliliği artıracaktır.

Örgütler için, işletme içi iletişim olduğu kadar, işletme dışına yönelik iletişim de oldukça önemlidir. Çağımızda ve özellikle demoktarik rejim ve yöntemlerin geçerli olduğu ülkelerde kamuoyunun önemi tartışılmayacak kadar açıktır.

Bu ülkelerde, halkın karşı çıktığı, destek ve güvenini vermediği işleri yapabilmek oldukça zordur.

Halkla ilişkilerin amacı, toplumda belirli

grup veya çevrelerle çeşitli yöntemler aracılığı ile iletişim içine girerek, hedef kitlenin örgüt hakkındaki duygu ve düşüncelerini etkilemek, örgüte karşı güven, destek ve anlayışı oluşturmaya çalışmaktır.

Halkla ilişkiler, bu amacını gerçekleştirecek çalışmaları yaparken, doğru bilgiye ve dürüstlüğe dayanan “ikna” yolunu kullanır.

Halkla ilişkiler yönetimi kapsamında

belirlenen amaçlara ulaşmak için örgütün sunduğu mal ve hizmetler her bakımdan yeterli hale getirilmeli ve olduğu şekilde tanıtılmalı, ilişkiye girilen gruplarla aşırı resmiyetten uzak durmalı,

Halk ve ilişkiler, tüm uygulamalarıyla örgütün ve /veya halkın zararına olabilecek faaliyetlerden kaçınarak, sosyal sorumluluk ve ahlaki değerlerin kökleşmesine yardımcı oluyor.

gerek örgüt içi gerekse örgüt dışı kitlelere eksik ve yanlış bilgi vermekten kaçınılmalı, mümkün olduğunca açık olunmalıdır. İlişkilerde, karşılıklı saygı, nezaket, dürüstlük hâkim olmalıdır.

16. Halkla İlişkilerin Kullanılacağı Bazı Alanlar

Şirketi sektörün lideri ve uzmanı olarak konumlandırmak.

Müşterilerde şirkete karşı inanç ve güven sağlamak.

Yeni ürünleri pazara sunmak.

Ürünün hayat eğrisinde olgunlaşmış yada eskimiş ürünlere yeni mesajlar ve kimlikler kazandırıp pazara yeniden sunmak.

Eski ürünlerin yeni faydalarla sunumunu sağlama.

Eski ürünlerin yeni kullanım alanlarına değinmek.

İnsanların ürünlerle ilgilenmesini sağlamak.

Ürün kategorilerine yeni kimlik kazandırmak.

Yeni Pazar araştırmak.

İkincil pazarlara ulaşmakZayıf pazarlarda itici güç unsuru

oluşturmak.Reklamların etkinliğini artırmak.

Hedef kitlelerin reklam mesajlarına ilgilerini çekmek.

Yoğun reklam ortamlarında dikkati çekmek.

Reklamların haber değeri taşımalarını sağlamak.

Reklam mesajlarını desteklemek için ürünün diğere faydalarından bahsetmek.

Ürün / hizmetle ilgili hikâyeler üretmek.

Ürün / hizmet ile ilgili reklam yapılamayacak yönleri vurgulamak.

Televizyonun reklam mesajı ile veremeyeceği yönleri vurgulamak.

Reklamın dışındaki yöntemlerle ürün hakkında bilgilendirmede bulunmak.

Pazardaki mesaj niteliğini test etmek.Satış geliştirme kampanyalarının

etkinliğini güçlendirmek.Demogratif olarak tanımlanmış hedef

kitlelere ulaşmak.

Fiziksel olarak bölümlenmiş hedef kitlelere ulaşmak.

Ürün / hizmetlerin tanımlanmış diğer gruplara tanıtımını sağlamak.

Pazarlama programlarını lokal değişimlere göre biçimlendirmek.

Televizyonun reklam mesajı ile veremeyeceği yönleri vurgulamak.

Reklamın dışındaki yöntemlerle ürün hakkında bilgilendirmede bulunmak.

Pazardaki mesaj niteliğini test etmek.

Satış geliştirme kampanyalarının etkinliğini güçlendirmek.

Demogratif olarak tanımlanmış hedef kitlelere ulaşmak.

Fiziksel olarak bölümlenmiş hedef kitlelere ulaşmak.

Ürün / hizmetlerin tanımlanmış diğer gruplara tanıtımını sağlamak.

Pazarlama programlarını lokal değişimlere göre biçimlendirmek.

Marka imajını sponsor programlarla güçlendirmek.

Firmanın pazardaki rakiplerinden farklı olmasını sağlamak için rekabete yaratıcı olmak.

Yeni medyalar ve yolları, hedef kitlelere ulaşmak için oluşturmak.

Hedef kitlelerin ürün ve firma hakkında olumlu düşünmelerini sağlayacak aktiviteler üretmek.

Pazarda doğacak krizleri en az hasarla önlemek.

Pazarlama hedeflerine ulaşmayı engelleyebilecek olumsuz gruplara iletişime geçilebilecek yeni kanallar oluşturmak, kamu çıkarları için kamuoyu oluşturan liderlerle iletişim köprüleri kurmak.

Dağıtım sağlamak.Market ziyaretlerini sıklaştırmak.Satışı artırmak.Satış gücünü motive etmek.

17.Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Günümüz toplumlarında reklam çok

etkin ve yaygın bir güç oluşturmaktadır. Reklamcılık genel olarak bir şeyin satışını artırma amacını güden etkinliktir.

Bir kuruluşta halkla ilkeler etkinliği ile reklamcılık çalışmaları iç içe oldukları ve tanıtım amacıyla aynı iletişim araçlarını kullandıkları için çoğu kez birbiriyle karıştırılmaktadır.

Aslında halkla ilişkiler reklamcılıkla kıyaslanmayacak kadar geniş bir kapsama sahiptir. Zira, halkla ilişkiler etkinliği bir kuruluşun tanıtımını, ün ve saygınlığının korunmasını sağlamada önemli rol oynar.

Reklamcılık ise kuruluşun ürettiği mal ve hizmetlerin satışının artırılmasını kolaylaştıran bir araçtır.

Halkla ilişkileri reklamcılıktan ayıran özellikleri şöyle özetleyebiliriz:

Reklamcılık bir kuruluşun ürettiği mal ve hizmetlerin hedef kitleye tanıtılmasına ve satışının artırılmasına yönelik çalışmaları kapsar.

Halkla ilişkiler etkinliği ise kuruluşun kendisini bağlantılı olduğu hedef kitleye tanıtmaya, onun güven ve desteğini sağlamaya yöneliktir.

Reklamcılıkta amaç bir malın ya da bir hizmetin satışını bir an önce sağlayarak kar elde etmektir.Reklamcılıkta acelecilik söz konusudur. Halkla ilişkilerde ise, kar elde etmek dolaylı bir amaçtır.

Bu yönden halkla ilişkilerdeki görev toplumla bütünleşmek, kuruluş için olumlu bir imaj yaratarak satışa elverişli bir ortam hazırlamaktır. Bu da sabırlı ve uzun süreli bir çalışmayı gerektirir.

Halkla ilişkiler etkinliğinde halkın anlayış ve desteğinin sağlanabilmesi için hazırlanacak tanıtım mesajlarında gerçekçilikten ayrılmamak temel ilkedir.

Reklamcılık iletişim araçlarını parayla kullanır. Halkla ilişkilerde ise kitle iletişim araçlarının haber muhabirleri, haber programları soruları vb. gibi kimselerle iyi ilişkiler kurarak gönüllü olarak yayın yapmaları sağlanmaya çalışılır.

Halkla ilişkiler etkinliği reklamcılık ile benzer ve farklı özellikleri taşımakta olup reklamcılık, halkla ilişkilerin gerektiğinde kullandığı önemli araç durumundadır.

Kurumsal reklamcılık, bir kuruluşun yapmış olduğu bir tesisi, kuruluşun çıkarını ilgilendiren bir durumu para ödeyerek medya ile halka duyurmaktı.

18.Halk ve İlişkilerin Meslekleşmesi Halkla ilişkilerin günümüz işletmecilik

anlayışında öneminin artması, aranan bir meslek haline gelmesi sağlanmıştır.

Halkla ilişkilerin bir meslek olarak seçilmesinde bazı koşulların yerine getirilmesi gereklidir. Bir uğraşın meslek olarak kabul görmesi için ise gerekli koşullar şöyle sıralanabilir:

Biçimsel bir eğitim verilmesi,Uğraşının ücret karşılığı yapılması,Biçimsel bir organizasyonun varlığı,Periyodik yayınlar olması,

Etik kuralların varlığı,Halkla ilişkiler birimindeki kişilerin

muhtemel yapacakları görevler ise;Metin yazarlığı,Editörlük,Sunuculuk,

Kurum için toplantılar düzenlemek,Çevreyle diyalog kurmak,Yayın yapmak,Araştırma yapmak,Yöneticilik yapmak.

top related