kiyame sÜresi · 2020. 9. 2. · kiyame sÜresi mak uçlarını bile bir araya getirmeye ka dir...

Post on 08-Feb-2021

3 Views

Category:

Documents

0 Downloads

Preview:

Click to see full reader

TRANSCRIPT

  • BİBLİYOGRAFYA :

    Ragıb ei-İsfahani. el-Müfredfıt, "15vm" md.; Buhari. "Ta]5ş'irü'ş-şalat", 17-20; Ebu Davud, "Şalat". 175; Kasani. Beda'i' , ı. 105-11 O; İbn Rüşd, Bidfıyetü 'l-müctehid, l, 119-120; İbn Ku-dame, el-Mugni, Kah i re 1388/1968, ll, 105-111; Nevevi, Ravzatü '(-talibin (nşr. Adil Ahmed Abdü lmevcGd- Ali M. Muavvaz), Beyrut 1412/ 1992, 1, 339-345; Karafi. e;;-Zai:Jira (nşr. Muham-med Haccİ). Beyrut 1994, ll , 161-167; İbn Cüzey, Kavaninü'l-a/:ıkfımi'ş-şer'iyye, Beyrut 1979, s. 73-74; Şemseddin er-Remli, Nihfıyetü'l-mu/:ıtfıc, Kahire 1386/1967, 1, 465-472; Şevkani. Neylü'l-evtar, ll, 207-2 11; lll, 192-196; İbn Abi-din, Reddü'l-mul;ıtar(Kahire) , 1, 443-446; "I , ...; , J , ö , ı harfleridir.

    Müşriklerden Adi b. Rebia'nın bir gün Hz. Peygamber' e gelerek kıyametten bahsetmesini istemesi, onun anlattıklarını dinledikten sonra da gözleriyle görse bile inanmayacağını, zira çürümüş kemik-terin toplanıp yeniden bir beden oluşturmasının imkansız olduğunu söylemesi üzerine su ren in ilk bölümlerinin indiği çe-şitli kaynaklarda belirtiliyorsa da (mesela bk. Vahidl, s. 448) kıyamet gibi Kur'an'ın getirdiği temel inanç esaslarından biriy-le ilgili olarak inananların inancını pekiştirmek, inanmayanları da imana davet etmek üzere nazil olduğunda şüphe yok-tur.

    Vahyin okunınası ve muhafazasıyla il-gili bir ara bahis dışında konusu ölümün ardından diritme olan surenin muhteva-sını dört bölümde ele almak mümkündür. Birinci bölümde (ayet 1-1 5) , kıyamet gü-nüne ve kendini kınayan nefseyemin edildikten sonra kemiklerin toplanmaya-cağını sanan insanlara karşı Allah'ın par-

    515

  • KIYAME SÜRESi

    mak uçlarını bile bir araya getirmeye ka-dir olduğu belirtilir ve o gün fiziki alem-de meydana gelecek bazı değişikliklerle insanların yaşayacağı Şaşkınlıklara temas edilir. Müfessirler kendini kınayan nefisle (nefs-i levvame). kıyamet gününde derin pişmanlık duyacak olan inkarcıların yanı sıra daha fazla sevap işlememiş oldukla-rından yakmacak müminlere de işaret edildiğini söylemişlerdir. Mutasawıflar

    ise "yaptığı kötülüklerden pişmanlık du-yup kendini kınayan nefis" olarak tanımladıkları nefs-i lewameyi nefs-i emınarenin üstünde, nefs-i mutmainnenin altında bir ara makam olarak görmüşlerdir (Alüs!, XXIX. 136-1 37). Sürenin 4. ayetin-de parmak uçlarının düzeltileceğine dair ifade, insanların parmak uçlarının birbi-rinden farklı olduğu tesbitine dayanan ve suçluların bulunmasında yaygın biçimde kullanılan daktiloskopiye işaret olarak da açıklanmıştır (Kırca, s. 328-329).

    Sürenin bütünü içinde farklı bir konuya temas eden ikinci bölüm (ayet 16- ı 9). Hz. Peygamber'in kendisine vahiy geldikten sonra onu nasıl okuyacağım anlatan bir açıklamayı içerir. Resülullah, gelen vahyi unutabiieceği korkusuyla Cebrail'in oku-duklarını sonunu beklemeden aceleyle tekrar ediyordu. Bu ayetlerde vahyin top-lanıp korunması. doğru olarak oku n ması ve açıklanmasının ilahi güvence altında bulunduğu bildirilerek Hz. Peygamber'in kaygılanmasına gerek olmadığı bildiril-miştir. Nitekim Resül-i Ekrem'in bundan sonra böyle bir telaşa kapılmadığı kay-dedilmiştir (mesela b k. Buhar!, "Tefsl-rü'l-1\uf'an", 75; Müslim. "Şalat", 148; Tir-mizi, "Tefslrü'l-1\uf'an", 72; Ta beri. XXIX. ı 16-1 19).

    Üçüncü bölümde (ayet 20-30). insanla-rın dünya hayatına kapılıp ahirete yöne-lik işleri terketmeleri kınandıldan sonra

    516

    Kıvame

    süresinin ilk ayetleri

    o gün müminlerin parlayan yüzle rableri-ne bakacakları, inanmayanların ise başlarına geleceklerin farkına vararak korkula-rının yüzlerine yansıyacağı bildirilir. Ehl-i sünnet alimleri, 23. ayetteki "rablerine bakarlar" ifadesinin müminlerin ahirette Allah'ı göreceklerine açık bir delil teşkil ettiğini belirtirken tenzih anlayışlarının bir gereği olarak Allah'ı görmenin müm-kün olmadığını savunan Mu'tezile ulema-sı bu ayeti "Rablerinin rızasını beklerler" (Zemahşer'i. IV. 192) şeklinde te'vil etmiştir (bk RÜ'YETUUAH).

    Sürenin dördüncü bölümünde (ayet 3 1-40) azaba uğrayacak kimselerin Hz .. Pey-gamber'in getirdiklerini yalan lama, na-maz kılmama, çalımla yürüme gibi yan-lış tutumianna temas edilir. Başı boş bırakılmadığı vurgulanan insanın yaratılışındaki bazı safhalar anlatılarak onu bu aşamalardan geçiren yaratıcının ölümden sonra da yaratmaya kadir olduğu belirti-lir.

    Kıyame süresinde İslam'ın ulühiyyet, nübüwet ve ahiret gibi temel iman ko-nuları üzerinde durulmuş; Allah'ın kud-ret ve yaratıcılığından söz edilerek ulühiy-yete, vahyin Allah'ın koruması altında bu-lunduğu belirtilerek nübüwete ve özel-likle kıyametten bahsedilerek ahirete dair önemli bilgiler verilmiştir. Ayetler kıyametin mutlaka kopacağını, insanın rab-binin divanına götürülüp yargılanacağını. suçluların özür dilernesinin fayda ver-meyeceğini ifade ederek insanları uyar-maktadır. İnsanların parmak uçlarının bile düzeltileceğini belirten ayet. ölümün ardından dirilmen in hem ruhani hem cis-manl olarak gerçekleşeceğine delil teşkil eder. Sürede ölümden sonra dirilme sa-dece bir iman esası şeklinde ortaya kon-mamakta, yaratılıştaki çeşitli merhalele-re dikkat çekilerek düşünen ve gözlem-

    leyen insanın bu inancını akli temeller üzerine oturtınası gerektiği de vurgu-lanmaktadır.

    Bazı tefsirlerde (mesela bk. a.g.e., IV, ı 93). "Kim Kıyame süresini okursa kıyamet gününde ben ve Cebrail onun mü-min olduğuna şahitlik ederiz" anlamında bir hadis rivayet edilirse de bu hadis gü-venilir kaynaklarda yer almamaktadır.

    BİBLİYOGRAFYA :

    Buhar!, "Tefs!rü'l-~ur'an", 75; Müslim. "Şalat", 148; Tirmizi, " Tefs!rü'l-~ur'an". 72; Tabe-ri. Cami'u 'l-beyan (Bulak). XXIX, 116-119; Va-hidl, Esbtıbü 'n·nüzü l (nşr. isam b. Abdülmuhsin ei-Humeydan). Beyrut 1411/1991, s. 448; Ze-mahşerl, ei-Keşşfi{(Beyrut),IV, 189-193; Fahred-din er-Razı. Me{atfl;ıu'l-gayb, XXX, 214-234 ; İbn Keslr, Te{sirü'l-Kur'an, Kahire, ts. (Daru ih-yai'l-kütübi'I-Arabiyye). IV, 447-452; Süyütl. ed-Dürrü'l-menşür, Beyrut 1403/1983, VIII, 342-364; Alüsl, Rül;ıu '1-me'ani, XXIX, 135-150; El-malılı. Hak Dini, VIII, 5470-5487; Süleyman Ateş. Yüce Kur'an'ın Çağdaş Te{siri, istanbul 1991, X, 169-236; M. i zzet Derveze, et-Te{sirü 'i-hadis: Nüzul Sırasına Göre Kur'an Te{siri (tre. Şaban Karataş v.dğr.). istanbull997, 1, 299-310; Celal Kırca, Kur'an ve Fen Bilimleri, istanbul 1997. s. 328-329.

    KlYAMET (a..ı~.ı,QH)

    ~ İLYAS ÜzüM

    Dünyanın bağlı olduğu kozmik sistemde meydana gelecek değişimin ardından

    ölülerin diriltilmesiyle başlayıp ebediyen devam edecek olan alem.

    L . _j

    Zamanın devri olduğunu ve karma -te-nasüh inancına bağlı olarak dünya haya-tının sürüp gittiğini kabul eden Hinduizm ve Budizm gibi dinlerin yanında zamanın düz bir hat şeklinde seyrettiğini benim-seyen semavl dinlerde de kıyamet inancı bulunmaktadır. Her iki zaman anlayışına göre gerek insanın bir defaya mahsus ol-mak üzere içinde bulunduğu dünya haya-tı gerekse sürekli yenilenip tekrarlanan devreler sonludur. Kıyamet, zamanın devri olduğunu kabul eden dinlerde in-sanın içinde yaşadığı devrenin sonunu, evrenin ve insanın tani olduğunu kabul eden dinlerde ise dünya hayatının sona erişini ifade etmektedir. Aradaki en önemli fark, birinde kıyametin bir defa olup bitmesi ve sonrasında ebedl ahiret hayatının başlaması, diğerinde devrelere paralel olarak kıyametlerin de sürekli tek-rarlanmasıdır.

    Dünya hayatının ebedTiiğini kabul eden klasik Hindu kozmolojisine göre evrenin tarihi, yaratılışla başlayıp yok oluşla sona eren devrelerin sonsuza kadar birbirini

top related