plastik sektörü geleceğini tartışıyor: sÜrdÜrÜlebİlİr bÜyÜme...
Post on 10-Jun-2020
2 Views
Preview:
TRANSCRIPT
NİSAN - HAZİRAN 2013 / 3. SAYIPLASTİK SANAYİCİLERİ FEDERASYONU DERGİSİ
Plastik sektörü geleceğini tartışıyor:
SÜRDÜRÜLEBİLİRBÜYÜME İÇİN
HANGİ SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ?
PAGDER & ASLAN OSB, Plastik İhtisas OSB olarak yapılandırıldığı için yeni teşvik yasası 2 B ekinde yer alan 1 no.’lu dipnota göre bölgesel destekler kapsamında değerlendirilecektir. Referans değer olarak verilen % 50 yatırım teşvik destek miktarı, yeni istihdam edilecek personel sayısı ve yatırım finansmanı olarak kullanılacak kredi miktarına göre değişiklik gösterir.
*PAGDER & ASLAN OSB, Plastik İhtisas OSB olarak yapılandırıldığı için yeniteşvik yasası 2 B ekinde yer alan 1 no ’lu dipnota göre bölgesel destekler
*
%50Yatırım Teşvik Desteği*
Türkiye’nin İlk
Özel Plastik İhtisas
Org. San. BölgesiKırklareli - Vize’de Kuruluyor.
www.pagder.org
pagder@pagder.org
Tel: 0212 438 26 19
www.paosb.org
paosb@paosb.org
Tel: 0212 438 58 41
LAMID
ARBON BLEND BLENDLAMID 66 OPLEN OPLEN LAMID 6 OPLEN LAMID 6RENLAMID 66
OPLEN LAMID 6 LAMID 66 LAMID 66OPLEN LAMID 6 LAMID 66
Tisan
Mühendislik Plastikleri
Mühendis l ik P last ik le r i
(PE)
ARBON (PC)
BLEND(PA6 / PA66)
OPLEN (PPC)
REACH
OPLEN (PPH)
(PBT)
REN
PLASFEDDERGİ
3
BAŞKANIN MESAJI
Selçuk AksoyBaşkan
PLASFEDPlastik Sanayicileri Federasyonu
Sizlere, dergimizin üçüncü sayısını sunmaktan dolayı kıvançlıyız. Bu sayımızda sektö-
rümüz açısından çok kritik bulduğumuz bir konuyu; Sürdürülebilir bir plastik sanayii için adil
rekabeti kapak konusu olarak seçtik. Doğal olarak bu konu açılınca ilk akla gelen unsur kayıt
dışılık ve standart dışı kuralsız üretim ile bunların yarattığı değer erozyonu aklımıza geliyor.
Sektörümüzün kamuoyundaki olumsuz imajı ve plastik ürünlerin maruz kaldığı eleştiriler
dikkate alındığında, bu konuda biz plastik sanayicilerinin herkesten daha fazla duyarlı olması
gerekiyor.
Çünkü, maliyeti düşürmek ve kar marjını arttırmak adına piyasaya sürülen düşük kalite-
li, standart dışı veya taklit ürünler yalnız haksız rekabet yaratmıyor, tüketici gözünde bütün
sektöre değer kaybettiriyor ve sektörümüzün geleceğini ipotek altına alıyor. Diğer bir deyişle
bugünü kurtarmak adına yarından oluyoruz.
Tabii ki bu durum sadece bizim sektöre özgü bir durum değil. Maliye Bakanlığı’nın sıklıkla
vurguladığı gibi ülkemizde kayıt dışı ekonominin boyutunun yüzde 26 seviyesinde olduğu tah-
min ediliyor. Bir hesaba göre ise yüzde 42 seviyesinde. Kayıt dışı işçilik ise TÜİK hesaplamasına
göre yüzde 36 oranında. Tarım dışı imalat ve hizmetler sektörleri için birlikte yapılan analizde
ise yüzde 22’nin üzerinde bulunuyor. Ancak sektörümüzün çoğunlukla küçük ve orta ölçekli
işletmelerden oluşuyor olması bu sorunu plastik sektörü için önemli hale getiriyor. Çünkü ka-
yıt dışılık küçük ölçekli fi rmalar arasında çok daha yaygın olarak görülüyor. Ölçek ekonomisini
yakalayamayan fi rmalar ayakta kalabilmek için kayıt dışına ve haksız rekabete yöneliyor. Plas-
tiklerin malzeme olarak rekabet ettiği kâğıt, cam ve metal sektörlerindeki işletmelerin ölçek-
lerinin görece olarak daha büyük olduğunu görüyoruz. Bu da bu sektörlerdeki fi rmaların daha
iyi organize olmalarına ve özdenetim uygulamalarına imkân sağlıyor. Öte yandan geçmişte
bir teşvik politikası olarak kayıt dışılığa devlet tarafından göz yumulması ve piyasa denetim
mekanizmalarının aktif olarak uygulanmaması da bu konuda ortam hazırlamıştır.
Federasyon olarak artık kurucu derneklerimiz ve paydaşlarımızın sesini çok daha kuvvetli
olarak duyuruyor ve gerek kamu gerekse sektör nezdinde çok daha iyi temsil ediliyoruz. Şim-
diye kadar yapılanları, yapılamayanları daha gerçekçi, daha derin ve daha güçlü biçimde ka-
muoyu gündemine taşıyor ve karar alıcılara sunuyoruz. Kısa sürede önemli, başarılı sonuçlar
aldığımızı da memnuniyetle paylaşmak isterim. Şimdi gündemimize aldığımız “adil rekabet için
etik kurallar ” ise bütün çabalarımızın odak noktası olan sektörümüzün sürdürülebilir büyüme-
si için önemli bir konudur.
Plastik sanayicileri, her konuda özgüvenle özeleştiri dâhil, bütün sorunları ortaya koy-
maya, tartışmaya ve gerekli önlemleri almaya kararlıdır. “Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik
Kurallar” belgesi bunun en somut örneklerinden biridir. Tartışmaya açtığımız sürdürülebilir-
lik konusu da bu çabaları ilerletme kararlılığımızın göstergesidir. Çağdaş bir ülkeden, güçlü bir
ekonomiden söz ediyorsak adil rekabetin dayattığı gerçeklerden kaçamayız. Herkesten önce
adil rekabeti bozan ve bu tip ekonomik faaliyeti amaç haline getirmiş kişilerle mücadeleden
geri duramayız. Haksızlık yapana karşı durmamak, haklı olana zarar vermek anlamına gelir ki
inanıyorum, sektörümüz mensupları haklının, dürüst rekabetin yanındadır.
Geçtiğimiz üç ay içinde yaşadığımız önemli bir gelişme de Türkiye çapında meslek odaları
komite ve meclis seçimleri oldu. Oda yönetimlerine, meclislere ve meslek komitelerine yeni
seçilen meslektaşlarımızı tebrik ediyor ve kendilerinden sektörümüzün ilerlemesi için ellerin-
den gelen çabayı meslek odaları ve TOBB platformlarında göstermelerini bekliyoruz.
Sizlere bol kazançlı, sağlıklı günler dilerim.
PLASFED’den Merhaba
PLASFEDDERGİ
4
İÇİNDEKİLER
PLASFEDDERGİPlastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi
e-dergi; www.plasfed.org.tr
• PLASFED Adına İmtiyaz SahibiSelçuk Aksoy
• Yayın KuruluHüseyin Semerci - Şenmak MakinaReha Gür - EurotecYavuz Eroğlu - Sem PlastikSibel Destereci Yılmaz - Tepsan PlastikMevlüt Çetinkaya - PetkimAhmet Yalçınkaya – Yalçınkaya PlastikKurt Kuruç - FarmamakErdoğan Çiçekçi – Çipitaş SentetikMehmet Turhan Onur – Ravago GroupYakup Ülçer - EnplastMurat Cansever - EurotecTalha Apak – Apak YMMAdnan Akkurt – Gazi ÜniversitesiBehçet Gülenç – Gazi ÜniversitesiHüseyin Yıldırım – Yalova ÜniversitesiKerem Cankoçak – İstanbul ÜniversitesiLevent Kurnaz – Boğaziçi ÜniversitesiMehmet Emin Yurci – Yıldız Teknik ÜniversitesiMehmet Sankır – TOBB Ekonomi ve Teknoloji ÜniversitesiMustafa Öksüz – Yalova ÜniversitesiNevzat Artık – Ankara ÜniversitesiNurseli Uyanık – İstanbul Teknik Üniversitesi Yusuf Menceloğlu – Sabancı Üniversitesi
• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Barbaros Demirci
• Editör Mehmet Pala
• Yayın Sorumlusu Erol Türker
• Editoryal Hazırlık Mediaetik İletişim Ajansı
• Grafi k TasarımBurak Çetiner – Pusula BasımTel: 90 212 671 8303
• Reklam Koordinatörü Selçuk Bostancı
• İletişim Barbaros Cad. İstanbul Ticaret Sarayı, No:294 Giyimkent – İSTANBULTel: 90 212 438 2619 Faks: 90 212 438 1593www.plasfed.org.tr plasfed@plasfed.org.tr
• Baskı Ümit Matbaacılık Tel: 90 212 565 4269
Dergi T.C. yasalarına uygun yayınlanmaktadır.
Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve tüm grafi klerin
her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
62
80 84
40
Deneyim: Hayrullah Yelkenci: “Sektörün sivil toplum örgütleri programlarının dışına çıkmamalı”
Atlas: BRICS ülkesi Güney Afrika potansiyel vaat ediyor
Pano: İKMİB Başkanı Murat Akyüz: EPDK tebliği sektörü olumsuz etkileyecek
Pano : PAGDER Güney Afrika ve Endonezya’ya yönelik UR-GE projesinde ilerliyor
36
42 Pano : EGEPLASDER-İZFAŞ organizasyonu PLASTECH sektörü buluşturdu
Pano : EGEPLASDER Türkiye’nin Kalite Etiketi alan 20 küme arasında yer aldı.
24
GÜNDEM / KAPAKPlastik sektörü geleceğini tartışıyor: Sürdürülebilir Büyüme için Hangi Sorunlar Çözülmeli
Pano : Oda ve borsa seçimleri: Plastik sektörünün temsil gücü arttı
Plastik sektörü yol ayrımında: KOBİ kalmak çözüm değil
14
PLASFEDDERGİ
5
90
323026
104
108
76
PlaStk:Derneklerden Mesajlar
10-18
44
Pano: Plastiğe yönelik olumsuz propaganda üç yılda Belgrad ormanı kadar ağaca maloluyor!
72
INNOVA / İnovasyonDoç. Dr. Mehmet SankırAr-Ge’ye bilim insanı bakışı:
Profi l: Kemal Zorlu: “Standart dışı üretim gelecek nesillere ihanettir”
Pano: PAGDER: Plastik ambalajdaki numaralar çevreye katkı amacıyla konuluyor
Pano: BURPAS İhtisas OSB ve elektriğini üretimi için çalışmalarını hızlandırdı
Pano: Ankara Plastik Sanayicileri Derneği’nde bayrak değişimi
From the Industry(Eng): Structural problems in plastic processing machi-nery industry persist.
Breaking News: News In English
10
22
Pano: PLASFED, sektörün tanıtımı ve mevzuat çalışmalarına katkı verecek
Pano : EUROMAP İcra Kurulu Kasımda İstanbul’da yapılacak
98
100
Endüstriden: Plastik sektörü 2013 ilk çeyrek sonuçları
Endüstriden: Plastik işleme makineleri gelişmeleri
Pano: PAGDER, dürüst ve adil rekabet için Etik Kurallar oluşturuyor
6-7
Başarı Öyküsü: Koray Tütek “Birbirini tamamlayan sektörlerin bir araya gelmesi gerekiyor”
PLASFEDDERGİ
6
PANO
Türkiye iş dünyasının köklü sivil toplum
örgütlerinden Plastik Sanayicileri Derneği
PAGDER, imalat sanayiinde örnek olacak bir
girişimi hayata geçirdi. “Plastik İşleme En-
düstrisi İçin Etik Kuralları” belgesini hazır-
layan ve görüşe açan PAGDER, gönüllülük
esasına dayanan uygulamayla, çağdaş iş ya-
şamına katkı vermeyi hedefl iyor.
PAGDER tarafından uluslararası örnek-
leri dikkate alınarak, Türk iş dünyasına uygun
biçimde hazırlanan Etik Kuralları belgesinde,
dürüst ve adil rekabetten insan haklarına,
çevreye duyarlılıktan sosyal sorumluluk ve
çocuk haklarına bir dizi etik ilke kural haline
getirildi. Plastik sektörü için oluşturulan etik
kurallar, 5 bölüm altında toplandı.
Bölümlerde, insan hakları, cinsiyet eşit-
liği, çocuk hakları çevre duyarlılığı, rüşvet ve
tekelcilik yaklaşımları, çocuk işçiliğinin ön-
lenmesi gibi alanlarda, şirketlere çağdaş iş
yaşamının gereği olan bir dizi gönüllü uyumu
öneren kurallar belirlendi. Belgenin ilk dört
bölümde kabul esasları ve etik kurallar sayı-
lırken, son bölümde kuralları kabul ettiğini
beyan edenlere yönelik izleme ve değerlen-
dirme mekanizması oluşturuldu.
PAGDER Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik Kuralları’nın bölümleri,
1. Genel yönetmelikler
2. Antitröst ve rekabet yasası yönergeleri
3. Küresel yönergeler
4. Etik ve sosyal ilkeler
5. Etik kurallarının gözetilmesi
olarak sıralandı.
Benzer bir gönüllü girişim Birleşmiş Mil-
letler tarafından Küresel İlkeler Sözleşmesi
Global Compact programıyla devam ediyor.
Etik kurallara saygılı olduğunu ilan eden şirketler özel logoyu kullanabilecek
PAGDER Plastik İşleme Endüstrisi İçin
Etik Kuralları belgesini kabul etmek tamamen
gönüllülük esasına dayalı olarak tasarlan-
dı. Ancak bu belgeyi ve ilkeleri kabul ettiğini
beyan eden şirket ya da kuruluş PAGDER ta-
rafından oluşturulacak bir değerlendirme ve
izleme mekanizmasından geçecek. Sonuçta,
ilkelere uygun olduğu belirlenen şirket, her
türlü görsel malzemesinde ve iletişim araç-
larında, özel olarak tasarlanan logoyu kulla-
nabilecek.
Plastik İşleme Etik Kurallar
PAGDER dürüst ve adil rekabet için gönüllü girişim başlattı:
PAGDER, imalat sanayii için örnek olacak bir girişim başlatarak, plastik endüstrisi için örnekleri başta Bir-
leşmiş Milletler olmak üzere üst düzey kuruluşlarda görülen etik kurallar belirlemek için harekete geçti. Etik
kurallar, insan haklarından çevreye, dürüst rekabetten çocuk haklarına kadar bir dizi kuralı içeriyor.
Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik Kuralları” kurum ve kuruluşların gönüllü olarak kabulü şartıyla işlerlik
kazanacak. PAGDER tarafından oluşturulacak bir değerlendirme ve izleme sistemiyle yönetilecek. Etik ku-
ralları kabul eden ve değerlendirmeyi geçen şirketler özel olarak tasarlanmış logoları her türlü şirket iletişi-
minde kullanabilecek.
PLASFEDDERGİ
7
PANO
Bizim amaçlarımızdan biri de bu mekanizmayı
oluşturmak” görüşünü dile getirdi.
“Plastik sanayicileri birçok sektördeki meslektaşlarından çok daha duyarlıdır”
Hüseyin Semerci, etik kuralların plastik
sanayicileri tarafından kendiliğinden uygu-
lanan bir proje olduğunu hatırlatarak şunları
kaydetti:
“Etik kurallarımız, çağdaş iş yaşamının
bütün unsurlarını içeriyor. PAGDER olarak
bizim bu kuralları oluşturarak kabulümüz,
sorumluluk duygumuzun sonucudur. Umuyo-
rum, bu girişimimiz ve sorumlu hareketimiz
takdir edilir, kabul görür. Mevzuata uymak
zaten bizim zorunluluğumuz ve işletmeleri-
mizin çok büyük bir kısmı bu bilinç içinde ha-
reket ediyor.
Şimdi biz kamuoyu önünde gönüllü ola-
rak kendimizi bir kez daha kurallı faaliyet içi-
ne sokuyoruz. Kimse bize bunu yapın demedi,
gönüllü olarak bu işe giriştik. İnanıyorum çok
sayıda şirketimiz ilgi gösterecek. Beklentimiz
Bu şirketler PAGDER tarafından da ilan
edilecek. Etik Kuralların tanıtımıyla birlikte,
kamuoyunda ve iş dünyasında logoyu taşıma
hakkına sahip şirketlerin gönüllü olarak ken-
dilerini kurallarla bağlaması prestijini taşıma-
sı hedefl endi.
PAGDER Başkanı Semerci: Dürüst çalışan, saygın şirketle-rin bilinmesi, takdir ve tercih edilmesi gerekir.
Kurallar, çağdaş yaşamın ana unsurlarını
oluşturan kurallar ile dürüst rekabeti temel
alan iş yaşamına yönelik etik davranışları
içeriyor. PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci,
yayınlanan belgeye ilişkin yaptığı değerlen-
dirmede, “25 Eylül 2010 yılında Derneğimiz
tarafından PETKİM Aliağa tesislerinde dü-
zenlenen ve 100’e yakın sektör mensubunun
katıldığı Özdeğerlendirme Çalıştayı’nda sek-
törümüzün iyileştirilmesi gereken yüzlerce
sorunu dile getirildi.
Bu sorunların çözümüne yönelik girişim-
lere hemen başladık. Hepimizin bildiği gibi
büyük kısmı bizce haksız olan, sektörümüze
yönelik negatif algı oluşturmaya matuf giri-
şimler var. Bunun yanında, genel olarak ima-
lat sanayiinde yaşanan sorunlara paralel ola-
rak, denetimin yetersiz kaldığı durumlardan
faydalanan imalatçılar, şirketler var. Hatta
bunu avantaj olarak kullanmak gibi bir yanlı-
şın içindeler. Hiç şüphe yok ki, dürüst çalışan,
saygın şirketlerin bilinmesi, takdir ve tercih
edilmesi gerekir.
Buna uygun mekanizmaları oluşturmak,
herkesi buna özendirmek iyi bir yaklaşım
olacaktır. Ne yazık ki kurallara uygun, dürüst
çalışmayı ödüllendiren bir mekanizma yok.
ise dürüst çalışan, kendini sorumlu hisseden
sektörümüzün takdir edilmesi, yaptığımız işin
hak ettiği değeri bulmasıdır.
Plastik sanayicileri haksız saldırılardan
gerçekten büyük üzüntü duyuyor. Biz gönüllü
olarak kendimizi sorumluluk altına sokuyoruz.
Bu kuralları, ilkeleri bir kez daha hatırlamak ve
en önemlisi bunu bir izleme mekanizmasına
bağlayarak kendi kendimizi denetlemek için
gönüllü bir girişim yaptık. Plastik sanayicileri
bugün nereden bakarsanız bakın yeterince
takdir edilmediğini düşünüyor. Bu sektörün
bir mensubu olarak rahatlıkla söylüyorum ki,
kendi içindeki sorun alanlarına ilişkin plastik
sanayicileri kıyaslanabilecek birçok topluluk
ya da sektöre göre çok daha duyarlıdır. Bu
belge de bizim bu yaklaşımımızın en büyük is-
patı olacaktır. Bu kuralları titizlikle hazırladık
ve herkesin sahiplenmesini, bu girişimimizi
desteklemesini, takdir etmesini bekliyoruz.”
Tartışmaya açılan PAGDER Plastik İşle-
me Endüstrisi İçin Etik Kurallar belgesi, kısa
sürede son haline getirilerek, kamuoyuna
açılacak ve şirketlerin ilgisine sunulacak.
Endüstrisi için oluşturuluyor
Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik Kuralları’nın yayınlanmasıyla ilgili
değerlendirme yapan PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, “Etik kural-
larımız, çağdaş iş yaşamının bütün unsurlarını içeriyor. PAGDER olarak
bizim bu kuralları oluşturarak kabulümüz, sorumluluk duygumuzun
sonucudur. Umuyorum, bu girişimimiz ve sorumlu hareketimiz takdir
edilir, kabul görür” dedi.
PLASFEDDERGİ
8
PANO
II. Antitröst ve rekabet yasası yönergeleri1. Antitröst yasası
Şirket, adil rekabet ilkelerine uyacaktır.
Adil rekabet, özellikle de antitröst yasası ve
diğer rekabet düzenleyici yasalara riayet
edilir.
Fiyat veya diğer koşullar, satış alanları
veya müşterilere ilişkin yapılan gizli anlaş-
maların yanı sıra, piyasa gücünün kötüye
kullanımı, şirketin ilkelerine ters düşer.
2. Rüşvet verme, alma ve suistimalŞirket, rüşvet ve suistimale karşıdır ve
bu tür davranışlara izin vermez.
Çalışanlar, müşteri veya tedarikçilere
karşı kişisel bağımlılık veya yükümlülükler-
den kaçınmaya özen gösterecektir. Çalışan-
ların, özellikle de belirli açılardan iş ile ilgili
kararları etkileyebilecek hediyeler almasına
veya vermesine izin verilmez.
Hediye alıp vermenin, bir ülkenin gele-
nekleri gereğince uygulandığı durumlarda,
bağlayıcı yükümlülükler oluşturulmaz ve ye-
rel hukuki standartlara uygun hareket edilir.
Bu hükümleri ihlal etmenin yasal so-
nuçları olacaktır.
III.Küresel Yönergeler1. İnsan Hakları
Uluslararası tanınırlığı olan insan hak-
ları1 açıkça ve sürekli olarak desteklenmek-
tedir.
Aynı şekilde, disiplin önlemleri konu-
sunda, tüm şirket personeline onur ve saygı
çerçevesinde davranılacaktır. Bu önlemler
yalnızca mevcut ulusal ve uluslararası stan-
dartlar ile uluslararası tanınırlığı olan insan
haklarına uygun olarak gerçekleştirilmelidir.1
2. Çocuk İşgücüÇocuk işgücü ile çocukluk ve ergenlik
döneminde olan kişilerden herhangi bir bi-
çimde faydalanılması reddedilir. Bu konuyla
ilgili yasalara uygun hareket edilir.
3. Zorla çalıştırmaHiçbir türlü zorla çalıştırma, borç esare-
ti, köle çalıştırma, kölelik ve benzeri durum-
lar kabul edilmez. Şirket üyeleri, doğrudan
veya dolaylı şiddet veya korkutma yoluyla
çalıştırılamaz.2
4.ÜcretlerTam zamanlı çalışan tüm işçilere, en
azından temel ihtiyaçlarını karşılayacak adil
bir maaş ödenecektir. Ücretler pratikte (na-
kit, çek veya banka havalesi yoluyla) ödene-
cek olup, bordro muhasebesinin makul bir
ölçüde yerine getirilmesi gerekir.3
5. Çalışma saatleriÇalışma saatleri, yürürlükte olan ulusal
yasalara, endüstri standartlarına ve ilgili ILO
düzenlemelerine uygun olacaktır. Fazla me-
Giriş
Türkiye plastik sektöründe faaliyet
gösteren üretici fi rmaları aynı şemsiye altın-
da toplamak amacıyla 1969 yılında kurulan
Plastik Sanayicileri Derneği - PAGDER, 40
yılı aşan süre içinde üslendiği misyonunu
başarı ile sürdürmektedir. Plastik Sanayici-
leri Derneği - PAGDER 400’e yakın üyesi ile
Türkiye Plastik ve Plastik İşleme Makineleri
sektörünün en etkin sivil toplum örgütüdür.
Mevcut PAGDER etik kuralları (EK), üye
şirketlerin rekabet ve antitröst yasasının
uygulandığı yerlerdeki standartların yanı
sıra, özellikle etik ve ahlaki eylemler hakkın-
da küresel taleplerin gözetilmesini istediği
gönüllü bir sözleşmedir. Bu aynı zamanda,
şirketlerin kendi personelinin yanı sıra, te-
darikçi ve müşterilerle ilişkilerde de adil ve
sürdürülebilir standartların teşvik edilmesi
anlamına gelir.
Etik kurallarını tanıyan şirketler, şirket
üyelerini bu etik kurallarının ahlaki amaçları
ve davranış ilkelerinden düzenli olarak ha-
berdar edecek ve aynı zamanda, yine bu yö-
nergeleri kabul edecek tedarikçiler bulmayı
amaçlayacaktır.
PAGDER etik kuralları, müzakereli bir
sözleşme olarak düzenlenmiştir. Katılımcı
şirketlerin onay işlemleri PAGDER tarafın-
dan gerçekleştirilir.
I. Genel yönetmelikler1. Geçerlilik
İşbu etik kuralları sözleşmesi, şirketin
tüm şubeleri ve üretim sahaları için geçer-
lidir.
2. Kurallar, standartlar ve etik davranışlar
Şirket, faaliyet gösterdiği ülkelerde ge-
çerli yasa ve standartlara uygun davranarak,
özellikle dürüstlük, doğruluk ve insan şerefi
gibi genel etik değer ve ilkelerin rehberliğin-
de hareket eder.
3. İş ortakları, yetkililer ve tüketicilerŞirket, genel kabul gören ticari adalet
ve dürüstlük uygulamalarına göre hareket
eder. Yetkililerle ilişkileri doğruluk üzerine
kuruludur. Tüketiciyi koruyan standartlara
uygun hareket edilir.
4. Ticaret sırlarıŞirketler ve ortakları, iş ortaklarının ti-
caret sırlarını sıkı gizlilik içerisinde kullana-
caktır. Gizli bilgilerin üçüncü kişilere aktarıl-
ması veya kamuya açılması yasaktır. Yapılan
iş sona erse dahi, bu esas, şirket üyeleri için
geçerliliğini sürdürür.
sainin gönüllülük temeli üzerinden yapılma-
sı gerekir.4
6. Sağlık ve işyerinde korunmaİş sağlığı ve güvenliği konusundaki
uluslararası yönetmeliklere uygun hareket
edilecek olup, sağlık ve güvenlik risklerinden
kaçınmak için gerekli sistemler kurulacaktır.5
7. Çevre korumaŞirket, sürdürülebilir çevre koruma he-
defl erine uyacaktır. Bu bağlamda, çevre dos-
tu üretim yöntemleri hedefl enir. Birleşmiş
Milletler Rio Çevre ve Kalkınma Bildirisi’nin6
ilkeleri uyarınca, şirket doğal kaynakların
kullanımı konusunda duyarlı olacaktır.
IV. Etik ve sosyal ilkeler1. Ayrımcılık yapmama
Şirket, istihdam ve iş konusunda, özel-
likle de ırk, etnik ve ulusal köken, ten rengi,
cinsiyet ile zihinsel ve fi ziksel özür, yaş,
inanç ve diğer kişisel özellikler üzerinden
ayrımcılığa karşı çıkar.7
2. Cinsel tacizŞirket, fi ziksel, psikolojik ve cinsel tacizi
onaylamaz.
3. Çalışanların Düşünce Özgürlüğü Çalışanların düşünce ve ifade özgürlü-
ğü hakkı garanti altına alınmıştır.
4. Çalışanların MahremiyetiÇalışanların mahremiyetine saygı gös-
terilir.
V. Etik kurallarının gözetilmesi1. Önlemler
Şirket, etik kurallarını üyelerine uygun
bir biçimde ve belirli aralıklarla sunar ve bu
kurallara uyulmasını sağlar.
2. OnayOnaylama gereksinimi, üyelerin iki yılda
bir düzenli olarak kendini ifade çerçevesinde
yapılan bir tetkik çalışmasıdır.
Onaylanmış şirketler, PAGDER yoluyla
uygun bir biçimde ilan edilebilecektir. Katı-
lımcı şirketler, Etik Kuralları için PAGDER lo-
gosunu kullanmaya hak kazanacaktır.
Şirketlerin, onay gereksinimlerini yeri-
ne getirmemesi veya yerine getirmeyi sür-
dürmemesi durumunda, uygunluk teşebbü-
sü kapsamında üyelik geri çekilecektir.
1 İnsan Hakları Genel Bildirisi – UN-Doc. 217, BM İnsan Hak-ları Sözleşmesi 2 Bkz. ILO Sözleşmesi 29 ve 105. maddeler3 Bkz. ILO Sözleşmesi 26 ve 131. maddeler4 Bkz. ILO Sözleşmesi 1 ve 14. maddeler5 Bkz. ILO Sözleşmesi 155. maddeler6 Birleşmiş Milletler Rio Çevre ve Kalkınma Bildirisi’nin Bir-leşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (UNCED) ta-rafından belirlenen 27 ilkesi, Rio de Janeiro, 19927 Bkz. ILO Sözleşmesi 100, 111, 158 ve 159. maddeler
PAGDER Plastik İşleme Endüstrisi için Etik Kuralları
PLASFEDDERGİ
10
Yunus KarakaşAnkara Plastik Sanayicileri
Derneği Başkanı
Güçlü sanayi için güçlü birliktelik
PlaSTK
Ankara Plastik Sanayicileri Derneği olarak yeni bir döneme başladık. Bildiğiniz gibi
sektörümüzün önemli kuruluşlarından biri olan Derneğimiz Genel Kurulunda ben ve arka-
daşlarım, meslektaşlarımızın teveccühü ile görev üstlendik. Öncelikle, bu ilk yazımda sizleri
şahsım ve çalışma arkadaşlarım, bütün dernek mensuplarımız adına selamlama fırsatı bul-
duğum için sevinçliyim.
Genel Kurulumuz, Derneğimiz ve sektörümüze yakışır bir vakar ile görevini yaptı.
Herşeyden önce, Derneğimize kendi işlerinden fedakarlıklar yaparak zaman ayıran Sayın
Necmi Atalay ve çalışma arkadaşlarına, bizlerden önce Derneğimize katkı veren, yöne-
timlerini üstlenen bütün büyüklerimize şükranlarımı sunuyorum, vefat etmiş olanlara
Allah’tan Rahmet diliyorum.
Genel Kurulumuzda, Sektörümüz ve Ankara’daki fi rmalarımızın geleceği için görüşler
vurgulandı, yol gösterici öneriler dile getirildi. Elbette Derneğimizin gelecek dönem çalış-
malarına yönelik çok verimli görüşmeler oldu, güzel fi kirler paylaşıldı. Bunların hepsini dik-
kate alan bir yaklaşım sergileyeceğimizi gönülden söylüyorum.
Kümelenme konusu bu önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Genel Kurul’da da be-
lirttiğim gibi, ekonomik paydaşlarımızla birlikte kümelenme faaliyetlerini yürütmek için
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ankara imalat sanayiinde, gerek savunma sanayii, gerekse
diğer bazı teknik alanlardaki üretimler nedeniyle oldukça kritik bir aşamaya geldi. Üniver-
siteler ve üniversite bünyelerinde kurulan Teknokentler Ankara’nın farklılaştığı bir yapı
getirdi. Ankara için yapılan bütün ekonomik planlamalarda bu unsurlar öne çıkıyor. Plastik
sektörü de sadece doğrudan tüketime yönelik mamuller değil, çok sayıda imalata da ürün
veren bir sektör. Kümelenme işte bu süreçte öne çıkan, gelişmeyi sağlayabilecek bir çözüm
olarak karşımıza geliyor. Tedarik süreçlerinden başlayarak, bütün iş süreçlerinin verimlili-
ğini sağlayacak bir kümelenme çalışması sadece Ankara’ya değil, Türkiye ve yakın ülkeler
ölçeğinde bir etki doğurabilir.
Ankara artık bir “memur kenti” değil. Toplamda 4 milyonu aşan yerleşik nüfus, sağlık,
kamu hizmetleri, eğitim ve turizm amaçlı gelenlerle çok ciddi bir nüfus yoğunluğuna ulaş-
tı. Yakın çevredeki bütün iller Ankara’nın art alanı olarak etkileniyor. Buna bağlı olarak çok
önemli bir sanayi ve ticaret gelişti. Mevcut bütün OSB’ler ve sanayi siteleri hemen hemen
tam doluluğa ulaştı. Elbette bütün bu gelişme içinde plastik sektörü de yerini almak istiyor.
Bizler de bunun için çalışacağız.
Sektörümüzün çok derin sorunları var ve bunların çözümü, güçlü bir sanayi için güç-
lü bir birliktelik şart. Bundan geri durmamız da mümkün değil. Gelecek günlerde, güçlü bir
sektör için hep birlikte el ele çalışacağız ve başarılı olacağımıza da inanıyoruz.
Şahsım, yönetim kurulum ve derneğimiz mensupları adına, bütün meslektaşlarımıza
selamlarımı sunarım.
Ankara’da düzenlenen Plastik
Çalıştayı’nda sektöre yönelik ta-
nıtım, koordinasyon ve mevzuata
ilişkin düzenleme faaliyetlerine
yönelik çalışmaları yönetecek
“Yönlendirme Komitesi” kuruldu.
PLASFED’in yer aldığı Komitenin
diğer üyeleri ise Çevre ve Şehir-
cilik Bakanlığı ile Ankara Sanayi
Odası oldu.
PLASFED ve Ankara Sanayi Odası
(ASO)’nun ortaklaşa girişimiyle düzenlenen
“Plastik Çalıştayı” yapıldı. İş dünyası ile kamu
yetkilileri, gelecek dönemde plastik sektörü-
ne yönelik yürütülecek faaliyetleri ele aldı.
Ankara’da ASO’nun ev sahipliğinde 28 Nisan
günü yapılan çalıştayda, sektörü ilgilendiren
önemli kararlar alındı.
Toplantı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
yetkilileri ile daha önce varılan sektörle, karar
alıcıların birlikte konuları değerlendirmeye yö-
nelik görüş birliğine dayalı olarak gerçekleşti.
Çalıştaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müste-
şar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, Çevre Yönetimi
Genel Müdürlüğü Atık Yönetimi Daire Başkanı
Zeki Terzioğlu ve ASO Ankara Sanayi Odası
Başkanı Nurettin Özdebir, PLASFED Başkanı
Selçuk Aksoy, PAGDER Başkan Yardımcısı ve
EUPC İcra Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu, Fleksıbıl
Ambalaj Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri
Hasan Salih Acar ve çok sayıda sanayici ve sivil
toplum örgütü temsilcisi katıldı.
PANO
PLASFED düzenleme
PLASFEDDERGİ
11
PANO
Toplantıda, plastik sektörü ile ilgili mev-
zuat düzenlemeleri sonucu yaşanan sorunlar
ve sektöre etkileri, biyo-plastiklerle ilgili bilim-
sel gelişmeler, mevzuata yönelik konular tar-
tışıldı ve bilgi eşitlemesi gerçekleştirildi. Çalış-
ma başlıkları olarak seçilen; sektörün tanıtımı,
Ankara plastik sanayiine ilişkin durum ve ge-
lişmeler, mevzuata dayalı sorunlar, düzenle-
melerin etkileri, medyada sektöre yönelik bilgi
kirliliği, haksız rekabete varan uygulamalar
ve sektörün bu sorunlara karşı savunulması,
biyobozunur ve bez torba uygulamaları ve Av-
rupa Birliği’nde yürütülen “Gıdanı Koru” projesi
konularında çalışma yürütüldü.
Alınan kararlar: Yönlendirme Komitesi Kuruldu
Yapılan çalışmaların ardından sektöre
yönelik gelecek dönem yapılacak çalışmalar
belirlendi ve bu çalışmaları koordine etmek
üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, PLASFED
ve ASO’nün üye olduğu bir Yönlendirme Komi-
tesi oluşturuldu.
Plastik Çalıştayı’nda alınan kararlar doğ-
rultusunda yürütülecek çalışmalar şöyle:
• Plastik sektörü ile ilgili sorunların ve çö-züm önerilerinin ilgili Bakanlıklara iletilmesi, sektörle ilgili olarak yayınlanan tebliğ ve yö-netmeliklerde, bakanlıklar arasında koordi-nasyonu sağlamak için yönlendirme komitesi kurulması,
• Yönlendirme Komitesi’nin Çevre ve Şe-hircilik Bakanlığı, ASO Ankara Sanayi Odası ve PLASFED ile oluşturulması,
• Yönlendirme Komitesi’nin her hangi bir üyesinin önereceği gündem taslağı ile davet edilmesi ve en az iki ayda bir toplanması,
• Yönlendirme Komitesi’nce organizas-yonu ve hazırlanacak gündem ile bu ilk çalışta-yın tüm katılımcılarının davet edilerek Plastik Çalıştayı yapılması,
• Tüm Bakanlıklar, Belediyeler ve Bele-diyeler Birliği’nin plastik ürünlerle ilgili alacağı kararlar, yasal düzenlemeler öncesinde ön-celikle Yönlendirme Komitesi ile görüş alış-verişinde bulunması için gerekli girişimlerde bulunulması,
Eylül 2013’te yapılacak yeni Plastik Çalış-tayına kadar geçecek sürede;
• Yapılacak çalıştaya kadar katılımcıların bilgi, görüş ve önerilerini tüm çalıştay katılım-cıları ile paylaşması,
• Atıklar konusunda bakanlıklar ve bele-diyelerce ortak bir strateji hazırlanması,
• Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Fede-rasyon tarafından plastik malzemelerin kamu algısını pozitife çevirmek için projeler gelişti-rilmesi.
sektöre yönelik tanıtım ve faaliyetlerini yönlendirecek
PLASFEDDERGİ
14
PlaSTK
Türkiye ve Bursa daha büyük bir plastik sektörünü hakediyor
Plastik kullanımının refah düzeyi ile doğrusal bir ilişkisi var. Gelişmiş ülkelerde plastik
tüketimi, bizim birkaç katımız. Türkiye plastik sanayicileri olarak, büyük bir yatırımla ka-
pasite oluşturduk. Şu anda Dünya plastik sektörü içindeki payımız yüzde 1,6 düzeyinde.
Avrupa’nın en büyük plastik sanayilerinden biriyiz. Ülkemizde her birey, yattığı yatak dahil,
gününün her dakikasında plastik sanayicilerinin ürünleriyle temas içinde. Doğrudan tüketi-
me yönelik mamullerimiz bir yana, hemen hemen bütün sektörlerde kullanılan ürünlerimiz
var.
Bursa için bakacak olursak, plastik sektöründe önemimiz her gün biraz daha artıyor.
Bursa’da 38 ambalaj üreticisi, enjeksiyon üretimi yapan 115, geri dönüşüm üretimi yapan
26 ve plastik oturma grubunda 12 fi rma faaliyetini sürdürüyor. Toplamda 191 fi rmamız fa-
aliyette. Bu fi rmalarımız yıllık 1.5 milyar Dolar ticaret hacmi oluşturdu. Türkiye ihracatından
aldığımız pay ise 5 bin ton miktar ve 20 milyon Dolar tutar ile yaklaşık yüzde 1 dolayında.
Ürünlerimizin kullanıldığı ve ihraç edilen diğer ürünler dikkate alındığında, yani dolaylı ihra-
cata baktığımızda da 100 milyon Dolar dolayında bir seviyeyi görüyoruz.
Bursa, başta otomotiv olmak üzere birçok sanayi kolunda öde gelen merkezlerden biri.
Ancak ne yazık ki hem Bursamızda, hem de Türkiye’de zor bir dönemden geçiyoruz. Plastik
sektörü dış ekonomik koşullardan kolayca etkilenen bir sektör. Hammaddeyi dolarla alıp, TL
ile mamul olarak satan sektör, üstelik bunu çok küçük kar marjlarıyla yaptığı için en ufak dal-
galanmadan bile olumsuz etkileniyor. Yüzde yüz demiyoruz ama iyi hesaplanmış bir korun-
ma mekanizması oluşturulmak zorunda. Ancak bunun tersine sayılabilecek uygulamaların
yürürlüğe girdiğini de gördük. Türkiye ve Bursa daha büyük bir plastik sektörünü hakediyor.
Çünkü plastik alternatifl erine göre ucuz, refahı artıran, insanların daha üst seviye ürünler
alabilmesini sağlayan bir malzemedir. Bugün otomobiller geçmişe oranla daha kolay satı-
nalınabilir durumdaysa bunda plastiğin payı vardır. Elbiseler, ayakkabılar daha ucuzsa bu
plastik teknolojilerinin sayesindedir. Gıdalarımız daha uzun süre korunuyorsa bu plastik
sanayiinde elde edilen başarılarla sağlanmıştır.
Sorunlarımız büyük ancak biz de sektörümüzü, istihdamımızı korumak için çeşitli yol-
lar arıyoruz. Bütün paydaşlarımızla, üst örgütlerimizle birlikte çalışıyoruz. BURPAS üyeleri
olarak yeni dönemde de, sektörümüzü yakından ilgilendiren çalışmalara hız vermeyi plan-
lıyoruz. Sektörümüze yönelik koruma önlemleri alınması için taleplerimizi sürekli yeniliyo-
ruz. Nitelikli geri dönüşüm için gerekli olan nitelikli toplamaya yönelik çalışmalar ve doğanın
korunması önemli bir husus. Bursa’da toplama depolarının iyileştirilmesine yönelik bir giri-
şimimiz yürürlükte. Bunların yanında ihtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB) çalışmalarımız
ciddi bir noktaya geldi. Sektörümüz için ortak ucuz hammadde alımı, kalifi ye eleman konu-
sunda eğitim faaliyetlerimiz paydaşlarımızla devam etmekte. Sektörümüz, hem Türkiye,
hem de Bursa için önemli bir fırsat kapısıdır. Umuyoruz hep birlikte daha fazla üreterek,
ihraç ederek, kazanarak halkımızın refahını artırma fırsatı buluruz.
Plastik sektörü, Nisan, Mayıs ve Haziran
ayları içinde bütün Türkiye’de oda ve borsa
seçimleri heyecanını yaşadı. Plastik sektörü
mensupları, bütün oda ve borsa seçimlerinde,
komiteler yanında, yönetim organlarında da
görev alarak, sektörün temsil gücünü artırdı.
PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, seçimlerin ar-
dından yaptığı değerlendirmede, gelecek dö-
nemde sektörün karar alıcılar nezdinde daha
güçlü girişimler ve kamuoyuna yönelik geniş
bir iletişim sürecine girmesi gerekeceğini
vurgulayarak, “Seçilen arkadaşlarımızın, sek-
tör sorunlarını çözmeye yönelik olarak güçlü
bir temsil yürüteceklerine inanıyorum. Bütün
sektör mensupları olarak her zaman bütün gü-
cümüzle, bilgi ve birikimimizle çalışmalara kat-
kı vermeye hazırız, sektörümüzü geliştirmeye
yönelik her adımda temsilcilerimizin emrine
amadeyiz” görüşünü vurguladı.
Salih Esen EBSO Meclis Başkanı oldu, oda ve borsalarda sektör mensupları dikkat çekti
Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yapılan
oda ve borsa seçimlerinde, çok sayıda plastik
sektörü mensubu üst kademelerde görevlere
seçildiler. PLASFED Plastik Sanayicileri Fede-
rasyonu Başkan Yardımcısı, Menemen Plastik
İhtisas OSB YK Başkanı, EBSO Plastik Boru Pro-
fi l ve Plastikten Mamul Ürünler Sanayi Meslek
Komitesi Meclis Üyesi Sayın Salih Esen; EBSO
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanlığı
görevini üstlendi. Yine, EBSO Plastik Ambalaj
Sanayi Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve EBSO
Plastik Ambalaj Sanayi Meslek Komitesi Üyesi
Erdoğan Çiçekçi; EBSO YK Başkan Yardımcılığı
görevini üstlendi.
Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği
(OAİB) Başkanı,
OSO Ortak Sa-
tınalma Orga-
nizasyonu YK
Üyesi ve Türki-
ye İhracatçılar
Meclisi (TİM)
YK üyesi Ad-
nan Dalgakıran
İSO Yönetim
Kurulu Başkan
İlker BiliktüBursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri
Derneği Başkanı
PANO
Ticaret plastik
PLASFEDDERGİ
15
PANO
Yardımcılığına, İSO 45 no’lu meslek komite-
si üyesi Nahit Kemalbay İSO Yönetim Kurulu
Üyeliğine getirildi.
Türkiye’nin en büyük ticaret odası olan
İTO Meclis Başkanlığı’na, İstanbul Ticaret Oda-
sı Plastik ve Kauçuk Sanayi Meslek Komitesi
Üyesi Şekib Avdagiç seçildi. HES Kablo Yöne-
tim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak; Kayseri
Sanayi Odası Başkanlığı’na seçildi.
İSO VE İTO Plastik Meslek Komi-teleri belirlendi
Türkiye’nin en büyük sanayi odası ve ti-
caret odası olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve
İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) plastik meslek
komiteleri seçimlerinde hizmet yarışı heyecan
yaşandı.
Yapılan seçimler sonucunda, PLASFED’den
yapılan açıklamada, “Federasyonumuz Yöne-
tim Kurulu adına seçim sonuçlarının sektörü-
müze ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, İSO
22., iSO 45. ve İTO 68. Plastik Meslek Komitele-
rinde görev alan tüm değerli meslektaşlarımızı
candan kutluyor, görev sürelerinde kendilerine
üstün başarılar diliyoruz” denildi.
ve Sanayi odalarında sektörünün temsil gücü arttı
İSO ve İTO meslek komitelerine şu isimler seçildi:
İSO 22. Plastik Budünöz Vakum Mamulleri Sanayii Meslek KomitesiTeknik Plastik Sealed Air Ambalaj San. Tic. A.Ş. – Mustafa Aydın Özilhan
Fırat Plastik Kauçuk San. Tic. A.Ş. – Nevzat Demir
Sümer Plastik ve Kağıt San. Tic. A.Ş. – Alaettin Tacir
Plaş Plastik Ambalaj San. Tic. A.Ş. – Osman Acun
Özlider Plastik ve Metal Sanayi Ticaret A.Ş. – Serkan Güleç
Göksu Plastik Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. – Veli Göksu
Üstün Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. – Şaban Gülbahar
İSO 45. Plastik Enjeksiyon Mamulleri Sanayii Meslek Komitesi Chemiplastica Özbay Plastik Melamin Tic. ve San. A.Ş.- Nahit Kemalbay
Mete Plastik San. ve Tic. A.Ş. – Ömer Karadeniz
Akyüz Plastik San.ve Tic. A.Ş. – Mustafa Akyüz
Kayaplas Kayalar Plastik San. ve Tic. A.Ş. – İslam Kaya
Titiz Plastik Dış Tic. ve San. Ltd. Şti. – Oğuzhan Durmuş
Aydınlar Plastik San. ve Tic. A.Ş. – Erkan Aydın
Altan Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti – Celal Altan
İTO 68. Plastik ve Kauçuk Meslek Komitesi Fırat Plastik Kauçuk San. Tic. A.Ş. – Hava Demir
Erkan Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Ali Alkan
Cebeci Plastik Profi l San. ve Tic. Ltd. Şti. – Mustafa Cebeci
Avitaş Kompozit Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Şekib Avdagiç
Gültekin Plastik Profi l San. ve Tic. Ltd. Şti. – Salih Gültekin
Uzunoğlu Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Metin Uzun
Self Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Rüknet Yeşilyurt
Mtn Kalıp San. Ltd. Şti. – Metin Güler
Aksu Ambalaj Kuyumculuk ve Fotoğrafçılık San. Tic. A.Ş. – Yasin Aksu
PLASFEDDERGİ
16
PlaSTK
Daha fazla çalışmak, işbirliği yapmak tek çözüm
Ege Bölgesi ekonomisiyle, sosyal yaşamıyla Türkiye’nin hatta yakın çevresinin ilgi ala-
nı olmuştur. Tarihi olarak bölgemizin yoğun üretim ve ticaret faaliyetine sahip köklü bir
kültürü vardır. Plastik sektörü için de aynı unsurları söyleyebiliriz. Derneğimiz de bu kültüre
dayalı faaliyetleriyle gelişmeye katkı verme gayreti içindedir. Üye fi rmalarımızın ve iş in-
sanlarımızın, sadece işlerindeki başarılarını değil sosyal sorumluluk faaliyetleri ve cemiyet
faaliyetlerini de gururla, sevinçle izliyoruz.
Nisan ayı içinde ikinci kez düzenlediğimiz PLASTECH - “Plastik Ambalaj ve Teknolojile-
ri Fuarı”nı gerçekleştirdik. Türkiye dışından 10 ülkeden fuarımıza fi rmalar katıldı. Toplamda
133 fi rma ürün ve hizmetlerini sergiledi. 11 ayrı ülkeden alım heyeti olarak 21 fi rma ikili
görüşmelerine, toplamda 44 fi rma yurtdışından ziyaretçi olarak katıldı. Ülkemizde faali-
yet gösteren 11 ayrı ildeki meslektaşlarımız bizleri yalnız bırakmadı, fuarımızda yer aldılar.
Hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum.
Plastik sektörünün ilk çeyrek verilerine baktığımızda, yılın kalanı için umutlu bir man-
zara ortaya çıkıyor. Ülkemizin genel büyüme hızının üzerinde bir büyüme sağlayacağımızı
tahmin ediyoruz. Ancak, bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de karlılıklar düşüyor. Çok
büyük fi rmaların dahi yüzde 4-5 karlılıkla işlerini ve yatırımlarını sürdürme gayreti devam
ediyor. Hammaddede dışa bağımlılığımız bizleri zorlamaya devam ediyor. Bunu tamamıyla
önlemek mümkün değil ancak en azından yarı yarıya yerli üretimle karşılama yönünde bir
hedef koyarsak, sanıyorum iyi bir motivasyon yakalamış oluruz. İzmir ve Ege Bölgesinin bu
yatırımlar için avantajlı bir konumda olduğunu söylememe gerek yok.
Burada önerimiz, hem hammadde üreticileri, hem de biz plastik sanayicileri için yatı-
rım teşvikleri kadar işletme teşviklerinin de uygulamaya alınması. Çünkü küresel rekabette
geriye düşmemek, mevcut yatırımları devam ettirebilmek için ve en önemlisi yüksek katma
değerli ürünlere geçmeyi sağlayacak gerek ar-ge, gerekse fabrika yatırımları için buna ihti-
yaç var. Zorluklarla gelinen ve sürdürülebilirliği için düşük karlılığa rağmen olağanüstü çaba
sarfettiğimiz bu seviyeyi daha yukarı taşımayı istiyorsak buna ihtiyacımız var.
Sadece mali teşviklere değil moral ve motivasyona da ihtiyacımız var. Sektörümüz,
ürün bazında dış ticaret fazlası veriyor ve övgüyü hak ediyor. Sektörümüz, birçok sanayi
koluna ürün veriyor ve buradaki üretici arkadaşlarımız başka ülkelere gitmeye dahi gerek
duymadan, kalite ve hizmetlerimizden memnun şekilde bizimle çalışmalarını sürdürüyor.
Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biriyiz. Bu başarılara yenilerini eklemek, daha ileriye
gitmek için hem yeteneğimiz, hem de isteğimiz var.
Gelecek dönemde sektörümüze yönelik negatif söylemlere değil, elde ettiğimiz başa-
rıları daha ileri taşımak için başta karar vericiler olmak üzere herkesin dikkatini gelişmeye
odakladığı bir sürece gireriz diye düşünüyorum.
Güzel yaz mevsiminin başladığı bugünlerde sizlere başarılarınızın devamını ve bol ka-
zanç dilerim.
PANO
Erol PaksuEge Plastik Sanayicileri Dayanışma
Derneği Başkanı
PLASFED ve PAGDER medya faaliyetlerinde 56.9 milyon kişiye ulaştı
PLASFED ve PAGDER’in, halkla ilişkiler
faaliyetleri kapsamında Eylül 2012-31 Mayıs
2013 arasını kapsayan 9 aylık dönemde, ya-
zılı basın, internet, radyo ve televizyon olmak
üzere 56 milyon 913 bin 165 kişiye mesajlarını
ilettiği kaydedildi. Toplam erişimin 18 milyon
428 bin 415 kişisi yazılı basında gerçekleşti.
Yapılan değerlendirmede, 9 aylık dönem-
de, 28’i PLASFED, 24’ü PAGDER olmak üzere
52 basın bülteni servisi yapıldığı kaydedildi.
Aynı dönemde, PAGDER ve PLASFED üst yet-
kilileri ile 31 röportaj sağlandığı kaydedildi.
Yazılı basında yayınlanan haber sayısının 762
olduğu, buna ek olarak da 709 adet de inter-
net haber sitelerinde yayın gerçekleştiği kay-
dedildi. Haber bültenleri dışında, sadece sek-
tör mensuplarına gönderilen, ortak hareket,
görüş ve bilgi aktarımı, fuar vb. etkinlik duyu-
rularını içeren 21 adet sektör duyuru metninin
yayınlandığı belirtildi.
Sektör savunuculuğu amacıyla, çeşitli ge-
lişmelere karşı hızlı yanıt verme amacıyla çok
sayıda bilgilendirme elektronik postaları gön-
derildiği ve aralarında Ahmet Hakan, Yase-
min İlan, Güran Tatlıoğlu, Hıncal Uluç, Gökhan
Mamur’un da bulunduğu önde gelen isimlerle
telefon görüşmeleri yapıldığı anlatıldı. Bilgi
notunda, yazılı basında, yayınlanan haberlerin
332’sinin ulusal medyada yer aldığı, 129’unun
bölgesel medyada, 301’inin ise yerel medyada
görüldüğü kaydedildi.
Geçen dönem içinde, NTV, BloombergHT
ve SkyTürk360 televizyonlarında 5 ayrı prog-
rama katılım sağlandığı ve 1 radyo programın-
da (Radyo Viva) görüşlerin aktarıldığı kayde-
dildi.
Bütün medya faaliyetleri sonrasında elde
edilen haber yayınlarının sütun/cm fi yatlarına
göre reklam alanı eşdeğerinin 2 milyon 529
bin TL olarak gerçekleştiği, TV reklam (saniye)
eşdeğerinin 647 bin TL, radyo reklam eşdeğe-
rinin ise 13 bin 665 bin TL olmak üzere 3 mil-
yon 190 bin 283 TL olduğu kaydedildi.
PLASFEDDERGİ
18
PlaSTK
Yeni ürünlere geçmenin tam zamanı
Kayseri, plastik sektöründe Türkiye’nin önde gelen illerinden biri. KAYPİDER çatısı al-
tında Kayseri’de, PLASFED çatısı altında da ülkemizin tamamında sektörümüzün gelişmesi
için çalışıyoruz. Kısa vadeli sorunlarımıza yönelik gündemimizi hepimiz biliyoruz. Uzun va-
deli çözmemiz gereken sorunlar ya da belirlememiz gereken hedefl er konusunda da şim-
diden çalışmakta fayda var.
Elbette bunların arasında en öncelikli konulardan biri yeni ürünlere, daha yüksek kat-
ma değerli ürünlere geçiş. Genel olarak baktığımızda, ülkemiz Avrupa’nın en büyük üretim
kapasitelerinden birini oluşturdu ve küresel rekabette yer alabileceğini de ispatladı. Ancak,
mevcut ürün deseninde sürekli olarak başarılı kalmak mümkün değil. Hele hele 2012’de,
İran, Körfez Ülkeleri, diğer Ortadoğu ülkeleri gibi hammadde açısından sıkıntı yaşamaya-
cak ülkelerin, hammadde ve plastik ürün üretimine yönelik yatırımlara eğilim gösterdiği
yönünde gelen haberler, bizlerin yeni bir yaklaşım belirlemesini zorunlu kılmaktadır.
Atılması gereken adım belli. Araştırma-geliştirme faaliyetlerini artıracağız, yüksek
katma değerli ürünlere yöneleceğiz ve bunları pazarlamak için uluslar arası işbirliklerine
gideceğiz. Bunun için sektör mensupları olarak hızla bir uzun vadeli planı ortaya koymamız
gerekiyor. Bu süreçte de her türlü gelişmeyi hassasiyetle veri olarak almamız gerekiyor.
Sorunlarımızı hafi fl etme yönünde önemli gelişmelerden biri hammadde ihtiyacını istikrarlı
biçimde karşılayabilecek yerli yatırımlar. Ancak son dönemde beklediğimiz bazı yatırımla-
rın askıya alındığı haberleri gelmeye başladı. Umuyoruz, bu geçici bir karardır. Plastik ve
plastik hammadde sektörleri açısından ülkemiz, başta Avrupa olmak üzere yakın çevremiz
güçlü ve büyük bir pazar. Yatırımcılar açısından cazibe hala büyük. Bu unsuru daha da güç-
lendirecek adımları belirlemek, uzun vadeli planımızın ilk adımı olabilir.
Yeni ürünlere geçiş, yeni ürünlerin merkezi olmak için ar-ge yatırımları gerekiyor ve
bunun için bir zihniyet devrimine ihtiyacımız var. Sanayi toplumu olmak açısından ülkemi-
zin hala “genç” olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bunu bir avantaja çevirmek, sektörün “hızlı
balığı” olmak da mümkün.
Pazar geliştirme çalışmaları açısından bakacak olursak da hem yerleşik Avrupa paza-
rı, hem de gelişen Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Afrika pazarı bizim için önemli. Hiç akla gel-
meyen Orta Güney Amerika’ya yönelik yakın zamanda başlayan pazarlama çalışmalarının
umut verici sonuçlar doğurması, yapabileceğimiz çok şey bulunduğunu ispatladı. Birçok
ülke ile sektörümüze yönelik yapılan analizler, çok sayıda ürünü satabilir durumda oldu-
ğumuzu gösteriyor. Elbette, rakiplerle sert bir rekabete girmek gerekecek. Son dönemde,
sorunlar ve engellere rağmen başarıyla yürüttüğümüz dış rekabetteki performansımız,
başarılı olabileceğimizin ispatı. Bu performans, bizlere umut veriyor. Umutlu olmamızı sağ-
layacak, bizleri daha fazla çalışmaya özendirecek bir başka unsur da sektör mensuplarımı-
zın sivil toplum örgütlerine vereceği destektir.
Bütün meslektaşlarımıza, yeni başarılar ve sağlık, mutluluk diliyorum.
PLASFED’in uluslararası iş-
birliği ağı genişliyor. D-8 ülkeleri
petrokimya sektöründe faaliyet
gösteren şirket ve kurumlarının
katılacağı bir dernek kurulması
kararı alındı. Türkiye’den PLAS-
FED ve PAGDER’in temsil edildiği
toplantıda, hazırlıkların 2014 yılı-
na kadar tamamlanması kararlaş-
tırıldı.
Petrokimya alanında üretici konumda
olan ülkeler OPEC benzeri bir örgütlenme oluş-
turmak için harekete geçti. İran’ın başkenti
Tahran’da 13 – 14 Mayıs 2013 günleri arasında
yapılan D-8 Ülkeleri Petrokimya toplantısında,
İran Petro-kimya Sanayi Şirketi Genel Müdürü
Abdul Hüseyin Beyat tarafından gelişmekte
olan G - 8 üyeleri arasında “Petrokimya üreten
ülkeler grubu” kurulması önerildi. Türkiye’den,
PLASFED ve PAG-
DER Genel Sek-
reteri Barbaros
Demirci’nin katıldı-
ğı toplantıda, De-
mirci tarafından,
Türkiye plastik ve
petrokimya sek-
törlerini içeren
kapsamlı bir sunum
yapıldı. Demirci su-
numunda, Türkiye
plastik sektörünün
üretim kapasitesi-
nin Dünya’da 8’inci, Avrupa Birliği üyesi ülkeler
dikkate alındığında da 2’inci sırada bulundu-
ğunu hatırlatarak, 2012’nin 11 milyar Dolarlık
ihracatla tamamlandığını vurguladı. Sektörün,
2023 yılı sonu itibariyle 18 milyar dolarlık doğ-
rudan ihracat hedefl ediğini belirten Demirci,
Türkiye’nin D-8 ülkeleri karşısında hammadde
ithalatçısı, ürün bazında da ihracatçı pozisyo-
nu bulunduğuna işaret etti.
PLASFED ve üye dernekler hakkında da
bilgi veren Barbaros Demirci, Türkiye’nin plas-
tik üretiminin yoğun olduğu diğer illerde de
dernekleşme çalışmalarının sürdürdüğünü ve
bu çalışmaların tamamlanması ile PLASFED’in
Türkiye plastik sektörünü temsil eden tek çatı
kurumu haline geleceğini belirtti.
PANO
Yusuf ÖzkanKayseri Plastik İşletmeciler
Derneği Başkanı
D–8 ortak
PLASFEDDERGİ
19
PANO
PAGDER, plastik sanayicilerine, 6331 sa-
yılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile getirilen
yükümlülükleri uygun maliyetlerle sağlamak
için harekete geçti. Yasada işyerlerine zo-
runlu tutulan, “Risk Değerlendirmesi”, “İş Yeri
Hekimliği”, “İş Güvenliği Uzmanı” ve “İş Sağlığı
Güvenliği Temel Eğitimi” gibi yükümlülüklerde
hizmet sunmak üzere organizasyonunu ta-
mamladı.
PAGDER’den yapılan açıklamada, yeni
tehlike sınıfl aması sistemi dahilinde plastik
sektöründe az tehlikeli, tehlikeli ve çok teh-
likeli olmak üzere bütün sınıfl arda işletmeler
bulunduğu hatırlatıldı. İşletmelerin, yer aldık-
ları tehlike sınıfına göre çeşitli yükümlülükleri
bulunduğu hatırlatılan açıklamada, bu yüküm-
lülükleri yerine getirmeyenlere yönelik ağır
para cezaları öngörüldüğünü de belirtti.
kapsamındaki hizmetler sırasında danışman-
lık hatalarından kaynaklanıp hizmet verilen
fi rmaya ve personeline verilecek zararlardan
(mahkeme kararı onaylı ise) sorumlu olup, bu
gibi durumlarda, uluslararası faaliyet göste-
ren HDI Sigorta şirketi tarafından olay başına,
10.000.000 Euro, toplamda ise, 20.000.000
Avro tutarında sigorta garantisi verecektir”
denildi. PAGDER’in, üyeleri yanında, organizas-
yonunu tamamladığı 13 ilde sektör fi rmalarına
hizmet sunacağı kaydedilen açıklamasında,
“Derneğimiz, üye fi rmalarımızın ve sektör
mensuplarımızın bu yükümlülükleri en iyi bi-
çimde ve en az maliyetle yerine getirmelerini
sağlamak için, 3 danışman kurumla sözleşme
imzalamış olup, bu hizmetler İstanbul, Tekir-
dağ, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Ankara,
Çankırı, Kırıkkale, Konya, Eskişehir, Aksaray ve
Kırşehir illerinde faaliyet gösteren ve PAGDER
tarafından kendisine yönlendirilen fi rmalara
verilecektir” bilgisi verildi.
Sözleşmeyle hizmet alınan danışman
fi rmalardan bir tanesinin yararlanıcı fi rmanın
çıkarlarını koruma amacıyla, garanti şartı da
sağlandığı hatırlatılan açıklamada, “Sözleşme
imzaladığımız 3. danışman fi rma, sözleşme
PLASFED ve PAGDER’in, kurulması öneri-
len D–8 Petrokimya Derneği’ne destek vere-
ceğini belirten Demirci, D-8 ülkelerindeki üre-
ticilere aralarında PAGDER-ASLAN OSB’nin de
bulunduğu Türkiye’deki OSB’ler hakkında bilgi
verdi ve yatırım yapmaya çağırdı.
Hazırlıklar 2014 yılına kadar ta-mamlanacak
Toplantıda, D–8 ülkelerinin petrokimya
sektörleri arasında sınai ve ticari ilişkilerin art-
tırılması ve bu ilişkileri organize edecek ortak
bir dernek kurulması önerisi tartışıldı ve ka-
bul edildi. “D-8 Ülkeleri Petrokimya Sektörleri
Derneği” başlığı altında başlayan çalışmaların,
2014 yılının ilk çeyreğinde İran’da yapılacak
toplantıya kadar tamamlanması yönünde gö-
rüş birliğine varıldı.
15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul’da
gerçekleştirilen Devlet ve Hükümet Başkanları
Zirvesi’nde yayımlanan “İstanbul Deklarasyo-
nu” ile kurulmuş olan, D–8 birliğine, Türkiye,
İran, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Mısır,
Nijerya ve Pakistan üye durumunda bulunu-
yor. Üyeleri arasında etkili iletişim sağlamak,
bilgi akışını hızlandırmak ve toplantı hazırlıkla-
rında koordinasyonu sağlamak üzere oluştu-
rulan D-8 Sekretaryası ise İstanbul’da çalışma-
larını sürdürüyor. D-8 üyesi ülkelerin toplam
nüfusu 961 milyon kişi ve toplam GSMH’sı da
2,5 trilyon doların üzerinde. D-8 üyesi ülkeler
arasında tercihli ticaret anlaşması, 13 Mayıs
2006’da, Bali’de düzenlenen D-8 Beşinci Zirve
Toplantısı sırasında imzalandı.
ülkeleri petrokimya alanında dernek kuracak
PAGDER’den plastik sanayicilerine iş sağlığı ve güvenliği hizmeti
Yönetmelik seviyesinde yürütülen iş sağlığı ve iş güvenliği düzenleme-lerinin yeniden yapılandırıldığı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yü-rürlüğe girdi. Kanun kapsamında, işletmelerin sağlık ve güvenlik açısından incelenmesi ve sertifi kalandırılması zorunluluğu getirildi. PAGDER, sektör fi rmalarının zarara uğramaması, örnekleri görülen fahiş fi yatlı uygulamalara karşı korunması için harekete geçti.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda
yükümlülüklerin yerine getirilmemesi
halinde uygulanacak idari para cezala-
rından bazıları şöyle:
• İş güvenliği uzmanı çalıştırmamak:
5.390 TL / Her ay (aykırılığın devamı ha-
linde)
• İş yeri hekimi çalıştırmamak: 5.390 TL /
Her ay (aykırılığın devamı halinde)
• Risk değerlendirmesi yapmamak veya
yaptırmamak: 4.851 TL / Her ay (aykırılı-
ğın devamı halinde)
• Çalışanlara eğitim verme yükümlülü-
ğüne uymamak: 1.078 TL / Her ay (aykı-
rılığın devamı halinde) (Her çalışan için)
PLASFEDDERGİ
20
PlaSTK
Sektörde karlılıklar düşük, hata yapma lüksü yok
Türkiye plastik sektörü büyük bir potansiyele sahip. Plastik sanayiinde Avrupa’nın en
büyük ilk üç ülkesinden biriyiz. Pazarımız büyük, ihracatımız –şimdilik- güçlü ve ülkemizin
genel büyümesinin üzerinde performans gösteriyoruz. Ancak bu kimseyi yanıltmamalı,
kritik bir dönemden geçiyoruz. Hem sektör olarak bizlerin, hem de karar alıcıların hata yap-
ma lüksü yok.
Sektörün sağlıklı biçimde büyümesi, sürdürülebilir bir iş ortamına kavuşması için
yapmamız gereken şeyler var. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki sadece plastik değil, bütün
imalat sanayiinde görülen “komşu iyi para kazanıyor, aynı alana ben de yatırım yapayım”
sorunu plastik sanayii için de geçerli. Ayrıca, sektörde faaliyet gösteren fi rmaların “bütün
ürün çeşitlerini ben de üreteyim” anlayışı da yaygın. Bu anlayışa, plastik sanayiinde ilk yatı-
rım maliyetinin düşük olması olgusu da eklenince (hatta öyle alanlar var ki aylık hammadde
gideri, ilk yatırım maliyetinin birkaç katı) “fi rma enfl asyonu”ndan ve kapasite fazlasından
rahatlıkla söz edebiliriz.
Bu olgu sektörümüz için çok fazla KAYIP anlamına geliyor: Vergi kaybı, ihraç pazarla-
rında imaj kaybı, kar kaybı.. Bu kayıplar ortaya çıkınca da fi rmalarımız araştırma-geliştirme
yapamıyor, dolayısıyla sürdürülebilirlik sorunları, büyüme sorunları ön sıralara tırmanıyor.
Bu sürecin mutlaka kırılması gerekiyor. Bunun için çeşitli çözüm yolları mevcut. Bizim
önerimiz ise mutlaka sektör mensuplarının içinde olacağı bir işleyiş oluşturmak. Sektörel
envanterin oluşturulması ilk adımdır. Bunun ardından ilgili sektörün en büyük sivil top-
lum örgütü (dernek, federasyon, konfederasyon vb.) işe başlama aşamasında sürece dahil
olması. Burada bakışımız, işyeri ruhsatı başvurusu aşamasında ilgili sivil toplum örgütüne
kapasite, makine parkı vb. bilgilerin verilmesi yönünde. Burada ayrıştırılacak bilginin sonu-
cunda kamu onay birimlerinin gerektiğinde izin vermemesiyle sonuçlanabilecek bir karar
vermesi.
Sektörümüzün sürdürülebilirliğine yönelik bir diğer önemli sorun da kayıtdışılık. Sek-
törümüzde kötü yönetimi, kayıtdışılığı iş yapma biçimi olarak benimsemiş fi rmalar var.
Bütün sektörlerde var. Ancak plastik sektörü hem düşük kar marjları nedeniyle haksız re-
kabet, toplumun genel algısı nedeniyle de imaj yönünden kayıtdışılığa çok daha duyarlı.
Burada devletimize çok ihtiyacımız var. Gerek sağlığa ve çevreye duyarlı üretim, gerekse
sektörün sürdürülebilirliği açısından, kayıtdışılığa kesinlikle tolerans gösterilmemesini en
doğal talebimiz olarak görüyoruz.
Orta-uzun vadede ise sektörümüzün mutlaka yapması gereken konu, yüksek katma
değerli ürünlere geçiş ve ar-ge, ürün geliştirme süreçlerine yatırım yapmasıdır. Eğer bunu
başaramazsak, düşük katma değerli ürünlerde yakın çevremizdeki ülkelerde ciddi bir reka-
betle karşılaşacağımız aşikar. Yakın çevremizde basit ürünlere yönelik çok fazla yatırım ya-
pılıyor. Bunlardan bazıları hammadde avantajına sahip ülkeler. Sektörümüzün dönüşmesi
konusunda sanıyorum herkes hemfi kir. Artık tek yapmamız gereken, hiçbir hataya yer ver-
meden bu süreci yönetmek üzere hem karar alıcıların hem de bizim harekete geçmemiz.
Bütün çalışma arkadaşlarımla birlikte sizlere güzel bir yaz diliyorum.
PLASFEDDERGİ K Fuarı için Özel Sayı hazırlıyor
Dünyanın en büyük plastik fuarı K 2013
için sektörün sesi olmayı hedefl eyen PLAS-
FEDDERGİ İngilizce olarak K 2013 Fuarı özel
sayısı hazırlıyor. Üçüncü sayısıyla okunur-
luğu yüksek, haber dergisi tarzında, sektör
mensuplarının yanında, sosyal ve ekonomik
paydaşların da ilgisini çekmeyi amaçlayan
PLASFEDDERGİ, yayınlanacak özel sayısıyla,
Türkiye plastik sektörünün en güçlü temsil
platformlarından biri olan; 16- 23 Ekim 2013
tarihleri arasında Almanya’nın Düsseldorf şeh-
rinde gerçekleştirilecek K 2013 Fuarı’nda geniş
kitlelere ulaşacak.
Özel sayı için baskı adedi artırıldı
PLASFED’in, kurucu dernekleri ve sektörü
bütün platformlarda tanıtmak amacı doğrultu-
sunda planlanan özel sayı, normal baskı ade-
dinden fazla olarak 8 bin kopya basılacak. Özel
sayı, her zamanki gibi, üyesi olunan yurtdışı
derneklere, sektörle ilgili kurum ve kuruluşla-
ra, karar verici düzeydeki merkezi ve yerel yö-
netim yöneticileri yanında bu kez K Fuarı’nda
da dağıtılacak.
PLASFEDDERGİ özel sayısı için özel bir
reklam tarifesi de belirlendi. Dergi reklam tari-
feleriyle ilgili bilgiye Selçuk Bostancı’dan (sel-
cuk.bostanci@plasfed.org.tr) ulaşılabilir.
PANO
Hüseyin SemerciPlastik Sanayicileri Derneği Başkanı
PLASFEDDERGİ
22
PANO
Üyeleri arasında PAGDER’in de bulun-duğu Avrupa Birliği Plastik ve Kauçuk Makine Üreticileri Birliği EUROMAP 48’inci İcra Komi-tesi Türkiye açısından önemli kararlara sah-ne oldu. PAGDER Genel Sekreteri Barbaros Demirci’nin iştirak ettiği, 5 - 6 Nisan 2013 gün-leri arasında Londra’da yapılan toplantıda, Ka-sım ayında yapılacak İcra Kurulu toplantısının İstanbul’da gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
Toplantıda, Türkiye’yi ilgilendiren ikinci gündem maddesi ise fuar bölümünde tartış-maya açıldı. EUROMAP, İstanbul’da yapılan Plast Eurasia Fuarı organizatöründen, fuarın her yıl düzenlenmemesini talep etti. Ancak organizatör şirket TÜYAP, sektörün büyük ço-ğunluğunun mevcut uygulamadan memnun olduğu ve fuarı her yıl fuar düzenlemeye de-vam etmek istediklerini belirtti. Bunun üzerine İcra Kurulu, EUROMAP’ın her yıl düzenlenecek Plast Eurasia Fuarı’na destek vermeme kara-rını aldı. Destek tartışması yapılan bir başka fuar olan 3 yılda bir düzenlenen Swiss Plastics Fuarı’nın ise desteklenmek üzere değerlendir-meye alınması kararı verildi.
Sektörün en önemli fuarı konumundaki K 2013’e ilişkin gelişmeler de toplantıda de-ğerlendirildi. Fuara gelen şirketlerin yüzde 60 oranında Almanya dışından olduğu, toplam sergi alanının yüzde 70’inin makine imalat-çıları, yüzde 22’sinin ise hammadde üretici-satıcıları tarafından alındığı belirtildi. K 2013 fuarında, “Dünyayı plastik döndürüyor” baş-lıklı özel gösteri ve panel tartışmaları, Çeşitli
bilimsel kuruluşların yoğunlaşacağı bir “Bilim Merkezi” kurulması, Akademisyenlerin Plastik ve Kauçuk Endüstrisindeki trendleri değerlen-direceği ve katılımcıların ürün ve işlemlerini sunabileceği sempozyum ve 50’ye yakın basın toplantısı yapılacağı kaydedildi. Fuar kapsa-mında EUROMAP’in, 18 Ekim 2013 Cuma günü bir basın toplantısı düzenleyeceği, belirtildi.
Sektördeki teknik ve idari konulardaki gelişmeler ele alındı
VDMA ve EUROMAP Genel Sekreteri Thorsten Kuehmann’ın hoşgeldiniz konuşma-sıyla başlayan toplantıda, AB Plastik ve Kau-çuk İşleme Makineleri sektöründeki gelişmeler sektörün sorunları ve EUROMAP faaliyetleri tartışıldı. Toplantıda ele alınan sektörü ilgi-lendiren teknik ve mevzuat düzenlemelerine ilişkin başlıklar şöyle:
Enerji Ölçümü - Enerji Verimliliği
AB plastik sektöründe halen tartışılan en önemli konulardan biri, plastik mamul üreti-minde enerji verimliliği ve tüketilen enerjinin ölçümüdür. 2013 yılı Ocak ayında yayınlanan EUROMAP 60 Enjeksiyon Kalıplama makine-si enerji verimliliği önerisinin, makine odaklı ve ürün odaklı enerji tüketimi arasındaki far-kı belirtmek için 60.1 ve 60.2 olmak üzere iki bölümle nihai olarak hazırlanıp yayınlanacağı, bu konu ile ilgili olarak hazırlanan basın bil-
dirisinin uluslararası sektör dergilerinde ya-yınlandığı ve Avrupa medyasında geniş yer bulduğu belirtilmiştir. Enjeksiyon kalıplama makinelerinde kazanılan bu olumlu deneyim-den sonra, yüksek kaliteli enerji ölçümü için uygulanan bu yaklaşımın ekstrüzyon, şişirme ve ısıl şekillendirme gibi diğer makine tipleri için de yapılmasına karar verilmiştir. Plastik sektöründe enerji tüketiminin çok yüksek ol-ması ve enerji fi yatının yükselmesi nedeniyle üretici fi rmalar için anlaşılır ve kıyaslanabilir enerji tüketimi giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle enerji ölçüm standardına yönelik olan olumlu yaklaşım ve bu standardın kabul görmesi beklenmektedir. EUROMAP, enerji ölçümü standardının ülkeler bazında destek görmesi için çalışacaktır.
20 Haziran 2013 tarihinde Frankfurt’ta Avrupa düzeyinde bir toplantı yapılacak ve Alman uzmanlardan oluşan grup tarafından geliştirilen ekstrüder makinelerinde enerji tü-ketimi için ölçme yönteminin ilk taslakları ele alınacaktır. Sonuçların K 2013 Fuarı’nın kadar kullanıma hazır olabileceği tahmin edilmekte-dir.
EUROMAP 46 “ Şişirme Makineleri – Enerji Tüketiminin Belirlenmesi” önerisi için 29 Ma-yıs 2013 tarihinde Milano’da toplantı yapıla-caktır. Bu toplantıda yeni önerinin konsepti ve taslakları sunulacak ve tartışılacaktır. Bir sınıfl andırma oluşturmak için yürütülecek yaklaşım diğer makineler için kullanılan ile aynı olacaktır. En iyi durum senaryosunda sonuçlar K fuarına kadar veya en geç 2014’ün başların-da hazır olacaktır.
Isıl şekillendirme makinelerinin enerji tü-ketimi için ölçme yöntemiyle ilgili ilk çalışma belgesinin 2013 yılında hazırlanması planlan-maktadır. Bu konudaki prosedürlerle ilgili ilk görüş alışverişi ASSOCOMAPLAST ve VDMA arasında gerçekleşmiştir.
Pazar Gözetimi/ISO-Standartlaştırma
Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda 20 Mart 2013 tarihinde düzenlenen bir yuvar-lak masa toplantısında CECE, CECIMO, CEMA, FEM ve EUROMAP tarafından temsil edilen Avrupa makine endüstrisi kuruluşları, Avrupa Parlamentosu’nu yeni bir Pazar Gözetimi Tü-züğü için Komisyon’un önerisine tam destek vermeye ve güçlendirmeye çağırmıştır. Gö-rüşmelerde kanun paketinin Tek Pazar’da eşit şartlar oluşturulabilmesi için önemli bir fırsat sunduğuna ve AB’nin yeniden sanayileşme hedefi ni destekleyecek önemli bir girişim ol-duğuna yönelik genel kanı oluşmuştur. Avru-pa Komisyonu, Pazar Gözetiminin paylaşılması gereken bir sorumluluk olduğunu ve bu so-rumluluğun üye devletler, Avrupa Komisyonu
Avrupa Plastik ve Kauçuk Makine Üreticileri Birliği (EUROMAP) İcra Kurulu Kasım’da İstanbul’da toplanacak
Avrupa Birliği Plastik ve Kauçuk Makine Üreticileri Birliği
EUROMAP’in 48. İcra Komitesi, Türkiye açısından önemli gelişme-
lere sahne oldu. İcra Kurulu’nun Kasım ayında yapacağı toplantının
İstanbul’da gerçekleşmesi kararlaştırılırken, EUROMAP’in Plast Eurasia
Fuarı’na destek verememe kararı da alındı.
PLASFEDDERGİ
23
PANO
ve plastik sektörü tarafından paylaşılması ge-rektiği vurgulanmıştır.
ISO/TC 270 “Plastik ve Kauçuk Makinele-ri” yapısal toplantısı Milano’daki UNI binasında 13 Aralık 2012 tarihinde düzenlenmiştir. Clau-dio Celata Toplantı Başkanı ve Paola Visitin ise Sekreter görevlerini üstlenmiştir. İş planına göre TC’nin çalışmaları genel olarak makine güvenliği odaklıdır ancak enerji tüketiminin öl-çümü gibi diğer konular da ele alınabilecektir.
İlk proje olarak, enjeksiyon kalıplama ma-kineleri için özel standartlar oluşturulacaktır. Standart çalışması, ISO/TC 270/WG 1 “ Enjek-siyon kalıplama makinelerin güvenliği” kapsa-mında yapılacaktır. Toplantının organizatörü DIN olacaktır. Bernd Nötel (VDMA) Toplantı Başkanı ve Dr. Herald Weber (VDMA) Sekreter olarak atanmıştır. ISO/TC 270/WG 1’in ilk top-lantısı Frankfurt’ta 14/15 Mayıs 2013 tarihle-rinde düzenlenecektir. Komisyona, Avusturya, Çin, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İsviçre, Türkiye, İngiltere ve ABD’den uzman kişiler aday gösterilmiştir. Türkiye’den PAGDER Ma-kine Sektörü Komite üyesi Burç Angan Türk Plastik İşleme Makinelerini temsilen bu komi-tede yer alacaktır.
Pazar İlişkileriDünya çapında üretim 2011 yılında 28.2
Milyar Avroya ulaşmıştır. Çinli rakipler dünya
ihracatında pa-zardaki payını bir kez daha geniş-letmiş ve yüzde 30.5’e ulaşmış-tır, Çini Almanya yüzde 22.0’la takip etmiş, son-ra yüzde 8.8 ile İtalya, yüzde 6.5 ile ABD ve yüzde 5.5 ile Japonya takip etmiştir. Dünya çapındaki ihracat 17.1 Mil-yar Avroya ulaş-mıştır. Almanya, yüzde 25.3 ile bir kez daha ih-racat yapan ül-keler arasındaki lider konumunda yer almış, Almanya’yı yüzde 11.9 ile Japonya, yüzde 10.8 ile Çin, yüzde 9.8 ile İtalya ve yüzde 6.1 ile ABD takip etmiştir. Bunları takip eden grafi kler Çin, ABD, Hindistan ve Rusya’ya yapılan teslimat-ları göstermektedir.
Ekonomik durum Avrupa ve dünya ülke-leri için farklılık göstermekle beraber, 2012 yılına ait yıllık sonuçların birçok Avrupa mer-kezli plastik ve kauçuk makine imalatçıları için oldukça tatmin edici olduğu görülmektedir.
Hatta bazı ülkelerde neredeyse krizden önce ulaşılan rekor sayılara bile erişilmiştir. AB’deki istikrar göstergeleri belli seviyede pazarın mevcut durum üzerindeki baskıyı azaltmış olmakla beraber resesyon trendleri açısından manzaranın çok fazla teşvik edici olduğu söy-lenemez.
Çin, Amerika ve Orta Avrupa pazarların-da büyüme beklenmektedir. Küresel rekabet, Asya’da var olan güçlü rekabetle birlikte şid-detlenmeye devam etmektedir. Buna rağmen plastik sektörü, 2013 için oldukça umutludur.
PLASFEDDERGİ
24
PANO
PAGDER Güney Afrika ve Endonezya’ya yönelik UR-GE projesinde ilerliyor
PAGDER tarafından Ekonomi
Bakanlığı desteğiyle uygulanan
UR-GE projesinde, Eylül ve Kasım
aylarında iki iş ziyareti planı ya-
pıldı. PAGDER, proje kapsamında
22-28 Eylül 2013 arasında Güney
Afrika, 18-24 Kasım 2013 arasın-
da Endonezya’ya iş gezileri plan-
landı.
PAGDER Ekonomi Bakanlığı’nın da des-
teğiyle yeni pazarlara erişimde ve şirketlerin
iş kapasitelerinin-rekabet güçlerinin artırıl-
masında, son dönemde en fazla kullanılan
araçlardan olan UR-GE projelerinde ilerleme
sağladı. Ekonomi Bakanlığı tarafından 2011’de
onaylanarak uygulamaya başlanan “Plastik
Sanayi Alt Sektörlerinin İhracat Potansiyeli-
nin Arttırılması Projesi” projesi altında yapılan
ihtiyaç analizlerine göre eğitim faaliyetleri
gerçekleştirildi. Proje kapsamında, “İleri Dış
Ticaret Eğitimi, Müşteri Memnuniyeti Eğiti-
mi, Değişim Yönetimi ve İnovasyon Eğitimi ve
Satışçılar için Pazarlama Eğitimi” olmak üzere
toplam dört eğitim tamamlandı. Projenin bir
diğer ayağı olan iş gezileriyle ilgili organizas-
yon aşaması uygulamaya alındı.
2013 hedef ülkeler grubu içinde bulunan
Güney Afrika ve Endonezya’ya yönelik olarak
proje kapsamında, “Yurtdışı Pazarlama Prog-
ramları” başvurusu gerçekleştirildi. Ekonomi
Bakanlığı desteğiyle yürütülecek iş gezileri
için, sektörü ilgilendirecek fuar dönemleri de
dikkate alındı.
Bu kapsamda, Güney Afrika’ya yönelik
planlanan yurtdışı pazarlama programında,
22-28 Eylül 2013 tarihleri arasında, Johan-
nesburg, Durban ve Cape Town şehirlerinde
eşleştirmeyle iş görüşmeleri planlanıyor.
18-24 Kasım 2013 tarihlerinde
Endonezya’ya yönelik olarak Jakarta, Bandung
ve Bali şehirlerinde ticari eşleştirme faaliyet-
leri için girişimler başlatıldı. İş gezisi tarihleri,
20-23 Kasım 2013 PROPAK Indonesia Fuarı
(Gıda İşleme ve Paketleme Fuarı) ile de çakış-
tırılarak, 7 günlük programın 2 günü fuar ziya-
retine ayrıldı.
Proje kapsamındaki bu gezilerin, yol, ko-
naklama, yemek, tercüman, toplantı salonu
kirası, reklam ve diğer giderlerinden oluşan
uygun maliyetleri yüzde 75 oranında Ekonomi
Bakanlığı tarafından desteklenecek.
PAGDER’den yapılan açıklamada, sektöre
yönelik eğitim ve diğer faaliyetlerde dene-
yimli bir şirket olan İnovakademi Danışmanlık
proje ortağı olarak seçildiği kaydedildi. Firma,
UR-GE kapsamında yapılan ihtiyaç analizini in-
celeyerek, proje katılımcısı şirketlerin ihtiyaç,
beklenti ve kapasitelerinin belirlenmesi, iki
tam zamanlı proje koordinatörünün belirlenip
proje ekibinin kurulması, hedef ülkelerde iş
yapma koşulları üzerine rapor hazırlanması ve
faaliyet öncesinde proje katılımcısı fi rmalarla
paylaşılması, ülke ithalatçı analizlerinin yapıl-
ması, hedef şirket havuzu listesinin oluşturul-
ması, uygulama paydaş analizinin yapılması,
uzmanlar aracılığıyla ilgili ülkede ön heyet ça-
lışması gerçekleştirilmesi, potansiyel alıcılarla
görüşülmesi işlerini yürütecek. Ayrıca, hedef
ülkeye önceden gönderilen bir uzmanla, eş-
leştirme randevuları, eşlik, hedef ülkedeki rek-
lam faaliyetleri, şirket ve partner kuruluşların
bilgilendirilmesi, davetler, tüm toplantıların ve
ticari randevuların organizasyonunu gerçek-
leştirecek.
Ekonomi Bakanlığı UR-GE programı ve PAGDER projesi
Ekonomi Bakanlığı 2010’da yayınladığı
‘’Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin
Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” ile UR-GE
projelerini destek kapsamına aldı. PAGDER de
geliştirdiği proje ile 2011 yılında ihracat sefer-
berliğine başladı. PAGDER projesi kapsamında,
plastik hammadde, plastik mamul ve plastik
işleme makineleri sektörlerinde faaliyet gös-
teren 12 sanayici fi rma “Plastik Sanayicileri
Derneği Kümesi”ni oluşturdu. Bu küme, Aksoy
Plastik San. ve Tic. A.Ş., Altan Plastik San. ve
Tic. Ltd. Şti., Beno Plastik Ambalaj ve Kalıp San.
Tic. Ltd. Şti., Emas Elektroteknik Makine Sana-
yi ve Ticaret A.Ş., Eurotec Mühendislik Plastik-
leri San. ve Tic. A.Ş., Jefl eks Plastik Kauçuk San.
Tic. A.Ş., Savaş Plastik San. ve Tic. A.Ş., Sem
Plastik San. ve Tic. A.Ş., Şenmak Makine San.
Tic. Ltd. Şti. Termopol Plastik San. ve Tic. Ltd.
Şti.,Tisan Mühendislik Plastikleri San. ve Tic.
Ltd. Şti., ve Vatan Plastik San. ve Tic. A.Ş.’den
oluşuyor.
Ekonomi Bakanlığı UR-GE tebliği kapsa-
mında, fi rmaların eğitim, iş planı ve ihracat
stratejileri, ihracat potansiyelleri, her türlü
Pazar analizi, teknoloji kullanımı, ortak yol ha-
ritasının belirlenmesi konularında analizler ve
eğitim faaliyetleri destekleniyor. Ayrıca, geliş-
tirilen projelerin uygulamasına yönelik olarak,
en fazla 5 adet yurt dışı pazarlama faaliyeti
(ortak pazar araştırmaları, pazar ziyaretleri,
küme tanıtım faaliyetleri, ticaret heyetleri,
yurt dışı fuar ziyaretleri, eşleştirme vb. or-
ganizasyonlar), en fazla 2 uzman personelin
istihdamı, en fazla 10 adet yurt dışındaki alıcı
fi rmaların Türkiye’den alım yapmaları amacıyla
düzenlenen alım heyeti faaliyetleri destekle-
niyor.
ekonomiyi seven ekolojiBASF plastiklerinden yapılan otomobil parçaları araçlarındaha hafif olması ve böylelikle yakıt tasarrufu imkanı sunması için metal parçalar yerine kullanılabiliyor. Bu daha düșük emisyon, daha az yakıt ve daha fazla tasarruf demek. Artık hem çevreyi hem de cebinizi koruyabilirsiniz. Çünkü BASF’de biz kimya yaratıyoruz.www.basf.com.tr
PLASFEDDERGİ
26
Ankara Plastik Sanayicileri Derneği’nde bayrak değişimi
Sigorta sorunu derinleşiyor sektör çözüm bekliyor
Ankara Plastik Sanayicileri
Derneği (APSD) Genel Kurulu’nda
bayrak değişimi yaşandı. Yapılan
Genel Kurul’da, yönetim kurulu
başkanlığına Yunus Karakaş se-
çildi
PANO
Ankara Plastik Sanayicileri Derneği Genel
Kurulu 11 Mayıs günü yapıldı. Seçimli Genel
Kurul’da bayrak değişimi yaşandı. Seçimler
sonucunda Başkanlık görevi Yunus Karakaş
tarafından üstlenildi. Başkan Necmi Atalay
tarafından açılan genel kurul, saygı duruşu ve
İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı. Genel
Kurul Divan Başkanlığı’na Ahmet Ağzıyağlı se-
çilerek, gündemdeki maddelere geçildi.
Genel Kurul’da söz alan APSD Başkanı
Necmi Atalay, APSD üyelerine, başkanlığı dö-
neminde verdiği desteklerden dolayı teşekkür
ederek, istekleri de dikkate alarak yeni bir yö-
netim seçilmesi gerektiğini vurguladı ve yapı-
lan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Sigorta şirketlerinin, plastik sektörü dahil
9 sektörde tek tarafl ı olarak poliçeleri durdur-
masının ardından başlayan sorun derinleşiyor.
PLASFED ve PAGDER, diğer paydaşlarla birlik-
te, sorunun çözümü için girişimlerini yoğun-
laştırdı. Yapılan girişimler ve başlatılan çalış-
malarla sonuçlar alınmaya başlandı.
Sigorta şirketleri tarafından, 2012 yılının
sonunda plastik sektörü dahil 9 sektörde ilk
işaretleri görülen ancak bilgilendirme yapılma-
dan başlanan poliçelerin durdurulması ve ye-
nilenecek poliçelerde de çok yüksek primlerin
uygulanmasının ardından başlayan sorun yeni
aşamaya geldi. Sigorta şirketleri tarafından
PAGDER’in çözüme yönelik girişimleri, diğer
paydaşlarla birlikte kamuya taşındı. Sigorta
şirketlerinin tek tarafl ı olarak başlattığı ve yıl-
lardır süren müşteri ilişkisinin kesildiği süreç-
Söz alan Mehmet Gül, kümelenme çalış-
maları hakkında bilgi vererek, önemine değin-
di ve devam etmesi gerektiği yönünde görüş
bildirdi. Aynı konuda söz alan Yunus Karakaş
ise İvedik OSB ile ortak bir çalışma yürütülmesi
önerisini getirerek, İvedik OSB’nin küme katı-
lım paylarına katkı verebileceğini de vurguladı.
Genel Kurul, gerekli görülen zamanlarda İvedik
OSB yönetimi ile birlikte çalışma yürütülmesini
kabul etti.
te, sigorta şirketleri uygulamaları, “merkezi
yönetimin kota uygulayarak plastik sektörüne
yüzde 5 sınırı koyduğu”, “reasürans şirketle-
rinin bazı sektörlere güvenceyi durdurduğu”,
“çok yüksek riskli sektörlerin teknik zararları
sürekli kıldığı” gerekçeleriyle savundu.
Bunun üzerine harekete geçen PAGDER,
diğer paydaşlarla birlikte Hazine Müsteşar-
lığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, TBMM ve
Rekabet Kurumu kanalıyla çeşitli çalışmaları
başlattı.
Sigorta sorununun çözümüne yönelik
arayışların devam ettiği aşamada ise Rekabet
Kurulu’nun sigorta sektörüne yönelik bir ince-
leme başlattığı belirlendi. Sigorta şirketlerinin
büyük bir kısmının eşzamanlı olarak başla-
yan tutumlarının rekabet kurallarına aykırılık
yönünden inceleme yapılması amacıyla çok
APSD yönetim ve denetim kurulu seçim-lerinde ise tek liste hazırlandı. Seçim prosedü-rünün yerine getirilmesiyle de APSD organları şu şekilde oluştu:
DERNEK ASİL YÖNETİM KURULU ÜYELERİ 1.Yunus KARAKAŞ - Büyük Anadolu Kauçuk 2.Mehmet GÜL – Na-me Endüstri Ürünleri3.Aykut KONUK – Özay Plastik4.Ahmet AĞZIYAĞLI – Koray Tıp Teknik5.Osman ÖZ – Öztepe Plastik
DERNEK YEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİ1-Oğuz SAAT – Dimsa Plastik2-Bekir GÖNÜLAL – Gönülal Makina3-Erhan ÖZ – Özen Plastik4-Emin GAYIR – Gayırsan Plastik5-Mehmet BUDAK – Buka Kalıp
DERNEK ASİL DENETLEME KURULU ÜYELERİ1-Ayhan AYKAN – Aykan Plastik2-Fahrettin ERDOĞAN – Erdoğan Plastik3-Aydın ERDÖNMEZ – Taşkent Plastik
DERNEK YEDEK DENETLEME KURULU ÜYELERİ1-İsmail ATASOY – Ahi Plastik2-Hasan Hüseyin KAMÇI – Özkamçı Plastik
3-Emin İPEK – Emin İpek Kauçuk
sayıda STK’nın Kurula şikayette bulunduğu
kaydedildi.
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüse-
yin Semerci yaptığı değerlendirmede, PAGDER
olarak sorunların yakın takipçisi ve çözümü
yönündeki girişimlerin öncülerinden biri ol-
duklarını belirterek, “Mesele, sadece basit bir
sigorta meselesi değil. Sigorta yaptıramayan
şirketlerin kredi kanalları tıkanmaktadır. Müş-
terilerinin bakış açılarında bozulmalara neden
olmaktadır. Haksızlık etmek istemiyorum ama
kimse tek tarafl ı, keyfi denebilecek bir yakla-
şımla yıllardır birlikte çalıştığı insanları yüzüs-
tü bırakamaz; rasyonel, gerçeklere dayalı bil-
giler olmadan akıl almaz fi yatları dayatamaz.
Bu süreci başarıyla yönetmemiz için sektör
mensuplarımızla tek ve güçlü bir ses olmamız
önem taşıyor” dedi.
PLASFEDDERGİ
28
Ege Meslek Yüksek Okulu seri üretimin “olmazsa olmazı” kalıpçılık için yetişmiş eleman mezun ediyor
Plastik sektörünün en fazla ihtiyaç duyduğu yetişmiş ele-manlar arasında bulunan kalıp teknikerlerine yönelik eğitim ve-ren yüksekokulların sayısı artıyor. Bu alanda en deneyimli eğitim kurumlarından biri olan Ege Üni-versitesi Ege Meslek Yüksekoku-lu Endüstriyel Kalıpçılık Programı, sanayi kuruluşlarında stajlarla desteklediği bir eğitim programı uyguluyor.
PLASFEDDERGİ’ye değerlendirmelerde
bulunan Ege MYO Endüstriyel Kalıpçılık Prog-
ramı Koordinatörü Niyazi Gökçen, Dünyada
endüstriyel kalıpçılık sektörünün 65 milyar
Dolar büyüklüğe ulaştığının altını çizdi. Sana-
yide, seri üretimin olmazsa olmaz unsurunun
kalıp olduğunu hatırlatan Gökçen, Türkiye’de
bu sektörün hızla gelişme kaydettiğini vurgu-
ladı. Plastik sektörünün yüksek katma değerli
üretimlerini içeren otomotiv başta olmak üze-
re beyaz eşya, seri imalat sanayi ve bunlara
ait yardımcı sanayilerin temel ihtiyaçlarından
birinin kalıplar olduğunun altını çizen Niyazi
Gökçen, eğitimli, yetişmiş kalıpçılık teknikerle-
rinin yüksek katma değerli bu alt sektörde en
önemli katkı veren çalışanların başında geldi-
ğini vurguladı.
Endüstriyel kalıpçılık bölümlerinin meslek
yüksekokullarında ilgi gören ve sanayinin ta-
lep ettiği elemanları yetiştiren eğitim kurum-
ları olarak dikkat çektiğini ve Türkiye çapında
bu programa sahip meslek yüksekokulu sahibi
üniversite sayısının 16’ya ulaştığını belirten
Gökçen, Ege MYO’nun bu eğitim kurumları
arasında önde gelenleri arasında sayıldığını
vurguladı.
Öğrencilerin, teorik eğitimleri kadar pra-
tik eğitimlerinin önem taşıdığını ve yetiştirilen
gençlerin istihdam edilebileceği endüstrinin
yakın çevrede bulunmasının gerekli olduğunu
hatırlatan Gökçen, “Ege bölgesinde özellikle,
İzmir ve Manisa illerindeki kalıp üreticilerinin
yurtiçi ve yurtdışına hassas kalıp üretme ka-
pasitelerindeki artış, nitelikli eleman ihtiyacı
doğurmuştur. Bu durum sektöre ana eleman
yetiştiren üniversitelere büyük sorumluluklar
yüklemektedir” görüşünü dile getirdi.
Dünya kalıpçılık sektörünün 65 milyar
dolar büyüklüğüyle, Türkiye açısından gelişme
potansiyeli sunduğunu anlatan Niyazi Gökçen,
“Türkiye’nin kendi otomobilini üretmeye çalış-
tığı bir dönemde, otomotivde ana oyuncuların
kalıp ve plastik sektörü olduğu unutulmamalı-
dır. Sektörün öncüleri, sektör ile ilgili kendi he-
defl erini koyarken, ihtiyaç duyduğu eğitilmiş
insana olan gereksi-
nimlerini de belirleme-
leri gerekir. Sonuçta
üniversitelerden çıkan
öğrencilerimiz sana-
yicilerimizin ihtiyaçla-
rını fazlasıyla karşılar
nitelikte olmalıdır. Bu
yüzden eğitimimizi,
bölgemizdeki kalıpçı-
ların ihtiyaç duyduğu
nitelikli Kalıp Tekniker-
leri yetiştirilmesi ko-
nusunda esnek dizayn
ettik” dedi.
Öğrencilerin pratik eğitimine yönelik
olarak yurt içi ve yurt dışı staj imkânları sağ-
landığını belirten Gökçen, ağırlıklı olarak İz-
mir, Manisa, Bursa, İstanbul ilerindeki sanayi
kuruluşlarında staj yaptıklarını belirterek,
“Sonuçta, kalıp gibi katma değeri yüksek olan
ürünlerin üretimi hem nitelikli insan gücünün
istihdamını artıracak, hem de ülke ekonomisi-
ne ciddi getiri sağlayacaktır. Ancak bu şekilde
dünya ile rekabet edebilir duruma gelebiliriz.
Son yıllarda ülkemizde slogan haline gelen
“Meslek Lisesi Memleket Meselesi” yaklaşı-
mının ne kadar doğru bir tespit olduğunun
göstergesidir. Bunun için Endüstriyel Kalıpçı-
lık sektörünün önde gelenleri, bölgelerindeki
eğitim kurumlarına sahip çıkmaları gerekir”
görüşünü vurguladı.
Bornova İzmir’de yerleşik Ege Üniversi-
tesi kampüsü içinde eğitim faaliyetini yürüt-
tüklerini kaydeden Niyazi Gökçen, örgün ve
ikinci öğretimde 30’ar öğrenci kabul ettiklerini
ve 4 dönemlik eğitim uygulandığını belirtti.
“Endüstriyel Kalıpçılık Teknikeri” ünvanıyla öğ-
rencilerin mezun olduğunu hatırlatan Gökçen,
eğitim programlarının, sac metal kalıpçılığı ve
hacim kalıpçılığı üzerinde yoğunlaştığını, bil-
gisayar destekli çizim (Solidworks), bilgisayar
destekli üretim (Mastercam), malzeme bilgisi,
sac ve hacim kalıpçılığı, temel imalat işlemleri,
ölçme kontrol, iş kalıpları, teknik resim, maki-
ne elemanları, kalite güvence ve standartları,
derslerinin verildiğini belirtti. Gökçen, Endüst-
riyel Kalıpçılık Programında atölyelerinde,
plastik enjeksiyon presi, tel erozyon tezgahı,
torna tezgahları, freze tezgahları, matkap
tezgahı, taşlama tezgahları, dik işlem merkezi
bulunduğunu belirtti.
PANO
PLASFEDDERGİ
30
Bursa Plastik Ambalaj Sanayi-
cileri Derneği (BURPAS) Başkanı
ve PLASFED Başkan Yardımcısı
İlker Biliktü, plastik sanayicilerini
bir araya getirecek ihtisas OSB
için çalışmalarının ilerlediğini, he-
defl erinden birinin de bu bölgede
faaliyetlerini yürütecek sanayi-
cilere hizmet verecek bir elektrik
santrali kurulması olduğunu açık-
ladı.
Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Der-
neği (BURPAS) Başkanı ve Plastik Sanayicileri
Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı İl-
ker Biliktü yaptığı açıklamada, Bursa’da plastik
sektörünün hızla büyüdüğünü ve Bursa eko-
nomisine katkısının giderek arttığını belirtti.
Plastik sektöründe otomotivden tarıma, gıda
sektöründen sağlığa her alanda kullanılan
ürünleri ürettiğini hatırlatan Biliktü, “Bu ürün-
ler yaşamımızın bir parçası ve vazgeçilmezdir”
dedi.
BURPAS olarak hedefl erinden önde ge-
lenlerinden birinin İhtisas Organize Sanayi
Bölgesi (OSB) kurmak olduğunu belirten Bilik-
tü, “İhtisaslaşmış sanayi bölgesi hedefi miz var.
PİLKA (Plastik Kauçuk Kooperatifi ) adı altında-
ki kooperatifi mizdeki toplam 52 üyemizle ça-
lışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu üyelerimizden
20’sini Bursa Esnaf Odalarının Kestel’deki ye-
rine gönderme çalışmalarımız oldu. Önümüz-
deki günlerde İzmir Yolu üzerinde gösterilecek
bir yere taşınmalarını sağlayacağız. Bizim asıl
hedefi miz İhtisas OSB kurarak 5 bin metreka-
re üzerindeki işletmelerimize yatırım olanağı
sağlamak.
En fazla ithalatı yapılan ve cari açığın art-
masında ciddi etkilere sahip olan sektörümü-
ze hükümet nezdinde sağlanacak destekler
büyük önem arz ediyor. Ülke olarak sadece
ambalajda 1 milyar dolarlık bir ithalatımız var.
Bunu ihracata dönüştürmemiz şart. Yine hü-
kümetimizin en fazla üzerinde durduğu katma
değeri yüksek ürünler üretmek için de ihtisas-
laşmamız gerekiyor. Özellikle kauçuk ayağında
özellikli ürünler üretmemiz gerekiyor. Paranın
içeride kalması için tüm sektörlere hitap eden
plastiğin desteklenmesi olmazsa olmazdır.”
görüşünü vurguladı.
Bölgenin sektöre daha iyi hizmet vere-
bilmesi için elektrik üretiminin de gündemde
olduğunu kaydeden Biliktü, “Bölge içerisinde
elektrik üretilmesi ile ilgili fi zibilite çalışma-
mızda da son aşamaya geliniyor. Böylece hem
plastik, kauçuk, ambalaj ve yan sanayide üre-
tim yapan fi rmaları bir araya getirmiş olacağız,
hem de üretimimizde ana girdimiz olan elekt-
riği kendimiz üretmiş olacağız” dedi.
Bursa’ya güçlü OSB BURPAS’tan verilen bilgilere göre, PAG-
DER ASLAN Özel OSB yatırımı da örnek alına-
rak, plastik sanayicilerine güçlü ve sağlıklı bir
OSB imkanı sunulması planlanıyor. Yürütülen
OSB yatırımının temel özellikleri ve sağlanan
ilerlemeler şöyle:
OSB arsaları, kamulaştırma çalışmalarını
müteakip PİLKA kanalıyla alınacak ve PİLKA
OSB tüzel kişiliğine dönüştürülecek.
Arazi edinimine yönelik olarak çalışmalar
ve tüzel kişilik çalışmaları 2015’e kadar ta-
mamlanacak ve yatırımcıların 2018’de faaliye-
te geçmesini sağlayacak biçimde OSB yatırım-
ları gerçekleştirilecek.
Enerji üretiminde de 2018’de fabrikala-
rın işletmeye alınmasına kadar yatırımın ta-
mamlaması ve üretimin başlaması amaçlanı-
yor. Elektrik santrali kurulması için şirketlerle
görüşülmesine ve ön teklifl erin alınmasına
yönelik çalışma başlatıldı. Alternatif kaynaklı
(rüzgar vb.) enerji santralleri konusunda da
çalışma yapılıyor.
Bursa’da bulunan Küçükbalıklı, Duaçı-
narı, Samanlı, Vakıfk öy bölgelerindeki sanayi
kuruluşlarının ihtiyacını karşılayacak bir OSB
planlanıyor. Bu bölgelerde uygulanan kentsel
dönüşüm programı nedeniyle, işletmelere yö-
nelik çözüm üretmek gerekiyor.
BURPAS İhtisas OSB ve elektriğini üretimi için çalışmalarını hızlandırdı
PANO
BURPAS büyüyecekBURPAS olarak hedefl erinin 250 üyeye ulaşmak
olduğunu kaydeden İlker Biliktü, Dernek olarak üyeleri-
nin menfaatlerini korumak için yoğun çaba harcadıkla-
rını ve sanayinin temsili ve savunulması için her düzey-
de girişimlerin sürdüğünü kaydetti. Bunlardan birinin
TOBB Bünyesinde “Plastik Sektör Meclisi” kurulması ol-
duğunu kaydeden Biliktü, bu amaçla paydaşlarıyla bir-
likte resmi süreçlerin içinde olduklarını kaydetti. Biliktü,
plastik sektöründe faaliyet gösteren sivil toplum ör-
gütleri ile birlikte de çalışmalar yürüttüklerini hatırlattı.
Bursa plastik enjeksiyon ile üretimde Türkiye birincisiBursa plastik sanayii hakkında da bilgi veren İlker Biliktü, plastik sektörü-
nün enjeksiyon, ambalaj ve metal üzeri kaplama olmak üzere 3 tarz üretimde
bulunduğunu, ağırlıklı olarak otomotiv yan sanayiye üretim yapan Bursa’nın
enjeksiyon üretiminde Türkiye 1’incisi olduğunu kaydetti. Ambalajda ise
Bursa’nın gelişmesi gerektiğini belirten Biliktü, “O nedenle ihracat konusunda
önemli adımlar atılması gerektiğine inanıyorum. Bu noktada fi rmalarımızın ba-
kış açılarını dışa çevirmeleri gerekiyor. Biz Dernek olarak dış pazarlara açılma
noktasında fi rmalarımızı fuarlara götürerek destekliyoruz. Çin’den İspanya’ya
Suudi Arasbistan’dan Brezilya’ya kadar çok sayıdaki ülkede yapılan fuarlara ge-
rek katılımcı gerek ziyaretçi olarak katılmaya özen gösteriyoruz.” dedi.
PLASFEDDERGİ
31
K Fuarı İçin Özel SayıHazırlıyor..
K Fuarı İçinn Özel SayınHazırlıyor..
Dünyn annnnının eennnn bübüyük plplp asa tik fuarrıı K K K 20201313 içiçiç n n seses ktktörörünün ssesesii ololmamayıyı hhededefefleeyeyenn PPLPLLAAASFEDDERERRGGİ Tüürkçkçkçkçee vevevee İnggili izcee
K FuFuararıı özözö elelll ssssayayısı hahaazız rlıyor. ÜçÜççÜ ününüüncücüc ssayayıssıyylala ookukuk nunurlrluğuğğu u yüyüksksekek,, hahabebeber r r ddedd rgisi tarzrzzınında sseekkkktttötör mmmemenssuuplaarı
yyanındnda,a sssososyayaaalll vve ekokononon mik paydddaşaşaaşlalalarırınn dada iilglgisini çekmeyeyii amamaçaçlalaayayannn PLP ASFEDDDDDEERGİ,, yayayayayıy nlnlananannacakak özzel
saayıy sıylylaa, TTTTürürüü kik yeyeee ppplalastik ssekekektöt rünün en ggüçüçüçüçlüülü tttememsisill plplatatfoformrmlalarırındndananan bbbbbirirririii ololan; 16 - 23 3 3 EkEkim 2200101113333 tataririr hlhlhlhleri aarasınnda
K DDüsseleldodorfrfrfrf’t’ta a gegeeeninnn ş ş kitlellererrre e e ulu aşacak.
ÖzÖ el ssaya ı içiçinn bbbbasasaa kıkı aaaadededd didi artırrılıldıdıdı, , K K Fuarı'nda Uluslararası Basın SStatatandndı'nda a ddadaaağğığğıttımm hhahahakkkkıı satıtın alınnddıdı.
PLLASASA FED’’inin, kuururucuu ddddereree neneklklererrriiii vevvev ssekektörü büttünün pplalatftforormlmlarardada ttaanıtmak ammacacı dodododoğğğrğrulu tuusususuunndndn a a plplanlannan özzelell ssayı,
non rmmalala baskı aadedidindndenen ffffazazazazlala olalararaaakkk k 8 8 8 8 bibibb nn kokopyp a basılacak. PLASFEDEDDEDEEERGRGRGRGİİİ İ özözel ssayayayayısısısısıı içiçinn öözel dadağıtım m kkakanallara ı
dada açıldddı.ı KK Fuar r idi aresesii ile e yayaaapıpıpıp lalalan n tetemamas s s nenenenetitititicececcesissis ndde, üücr tetii ödöddenenenenererererekekekek UUluluslslarararararrasasasa ı BaBaasısınn Stananddı'ndaa dddaa dad ğığ tımm m m mm
hahahahhakkk ı alındıdı.. ÖzÖ el sayayı,, her zzamamanankikikiki ggggibibibi,i, üüyeyesi olulunanann yuyurtrtdıdışışı ddererneklklerere,e,, sssekekekektötötötörlrle illgigilili kurumum ve kururuululuşllara,a kkararararara aarar
veveeririririririciciccccc düzüzeydedeekikik mmerkezizi vve yereell yöyönetiim yöyöyöyönenenen tititicicicic leleeririri yyyyananınındadaa bbbuuuu kekekek zzzz AlAlAlAlmam nyya'a nınınn Düsselelddorf kenntitiindnde düüzeenlnllnlllleeeenene enen
K K FuFuararaarrrra ı'ı'ııı ndnda dağığıtıtılaalacacak.
PLLPLASASASFEFEDDDDERERERERERERGİG öözel saayıyısısısı iiçiçiç nn özel bir rekeklalamm tataririfefesisi ddee bebelilirlrlenenddi. Dergi reklamam tttararififeleriylele ilglgggililililililiiiii bbibilglgiyiye e SeSelçlçlçukuk
Boststanana cıcıc ’d’danan ((seseelclclclclcukuku .bbosostanci@@plplassasfefed.d.org.tr) ulaşılabilir.
Dünyanın en büyük plastik fuarı K 2013 için sektörün sesi olmayı hedefleyen PLASFEDDERGİ Türkçe ve İngilizce
K Fuarı özel sayısı hazırlıyor. Üçüncü sayısıyla okunurluğu yüksek, haber dergisi tarzında sektör mensupları
yanında, sosyal ve ekonomik paydaşların da ilgisini çekmeyi amaçlayan PLASFEDDERGİ, yayınlanacak özel
sayısıyla, Türkiye plastik sektörünün en güçlü temsil platformlarından biri olan; 16 - 23 Ekim 2013 tarihleri arasında
K Düsseldorf’ta geniş kitlelere ulaşacak.
Özel sayı için baskı adedi artırıldı, K Fuarı'nda Uluslararası Basın Standı'nda dağıtım hakkı satın alındı.
PLASFED’in, kurucu dernekleri ve sektörü bütün platformlarda tanıtmak amacı doğrultusunda planlanan özel sayı,
normal baskı adedinden fazla olarak 8 bin kopya basılacak. PLASFEDDERGİ özel sayısı için özel dağıtım kanalları
da açıldı. K Fuar idaresi ile yapılan temas neticesinde, ücreti ödenerek Uluslararası Basın Standı'nda da dağıtım
hakkı alındı. Özel sayı, her zamanki gibi, üyesi olunan yurtdışı derneklere, sektörle ilgili kurum ve kuruluşlara, karar
verici düzeydeki merkezi ve yerel yönetim yöneticileri yanında bu kez Almanya'nın Düsseldorf kentinde düzenlenen
K Fuarı'nda dağıtılacak.
PLASFEDDERGİ özel sayısı için özel bir reklam tarifesi de belirlendi. Dergi reklam tarifeleriyle ilgili bilgiye Selçuk
Bostancı’dan (selcuk.bostanci@plasfed.org.tr) ulaşılabilir.
www.plasfed.org.tr plasfed@plasfed.org.tr
PLASTİK SANAYİCİLERİ FEDERASYONU DERGİSİ
PLASFEDDERGİ
32
PAGDER, plastik sektörü-
ne yönelik yanlış bilgilere dayalı
söylemlerde kullanılan “numara-
landırma” sisteminin asıl amacını
açıkladı. Kamuoyuna zaman za-
man “sağlık için sakıncalı ürünleri
numaralardan tanıyabilirsiniz”
benzeri mesajlar verildiğini belir-
ten PAGDER Başkanı Hüseyin Se-
merci, numaraların asıl amacının
geri dönüşümde plastik türlerini
ayırmayı kolaylaştırmak olduğu-
nu bir kez daha anlattı.
Plastik ambalajlarda kullanılan ve evren-
sel geri dönüşüm sembolü olan üçgen biçimli
birbirini tamamlayan oklardan oluşan sem-
bolün içindeki numaraları “sağlıklı-sağlıksız
ambalajları ayırt etme yöntemi” olarak yo-
rumlayan mesajlara uzun süredir rastlanıyor.
PAGDER yaptığı açıklamada, bu numaraların
aslında plastiklerin geri dönüşüm amacıyla
türlerine göre toplanmasını sağlamaya yöne-
lik olduğunu bir kez daha açıkladı.
Bu numaraların, plastiklerin kalite ya da
sağlıkla ilgisi olmadığını, sadece plastik türle-
rini gösterdiğini hatırlatarak, “Hangi tür am-
balajın, hangi tür ürünlerde kullanılabileceği
yönetmeliklerle belirlenmiş bir konudur. Üs-
telik mevzuatımız AB ile uyumludur ve bazı
noktalarda AB mevzuatından daha korumacı
unsurlar içermektedir. Üstelik tebliğ türü bir
yöntemle belirlendiği için gelişmeler anında
yansıtılma şansına sahiptir” bilgisini verdi. Se-
merci, numaralandırma sisteminin birçok ülke-
de aynı amaçla kullanıldığını kaydetti.
Numaraları kim belirliyor? Ne anlama geliyor?
PAGDER, plastik ambalajlardaki kodlara
ilişkin şu bilgiyi verdi:
Yaygın olarak kullanılan kodlar ilk defa
ABD’de bir sivil toplum örgütü tarafından orta-
ya konuldu. ABD’de faaliyet gösteren bir der-
nek olan SPI (The Society of the Plastics Ins-
titute – Plastik Enstitüsü Derneği) tarafından
1988 yılında yapıldı. Bu kod sistemi, ABD’deki
39 eyalette zorunlu olarak uygulanıyor.
Türkiye’de de zorunlu olarak ambalajlara
kod konuluyor. Bu kodlar, Çevre ve Şehirci-
lik Bakanlığı’nın Ambalaj Atıklarının Kontrolü
Yönetmeliği’nde belirlenmiş durumda.
Buna göre,
1: polietilen teraftalatı (PET),
2: yüksek yoğunluklu polietileni,
3: polivinil klorürürü (PVC)
4: alçak yoğunluklu polietileni,
5: polipropileni,
6: polistireni,
7: polikarbonu da içeren numaralandırılmamış
diğer plastik ambalaj malzemelerini ifade edi-
yor.
Hangi tür plastiğin, hangi tür gıdalarda
kullanılabileceği ise 10/2011 No’lu Gıda ile
Temas Eden Plastik Madde ve Malzemeler
Regülasyonu’nun izin verilenler listesinde be-
lirlenmiş durumda. Gıda üreticileri, piyasaya
sundukları ürünleri koydukları ambalajları bu
tebliğ ve yönetmeliklere uygun olarak seçme,
ambalaj üreticileri de doğru bilgi vererek, ken-
dilerinden ambalaj satın alanlara doğru ürün-
leri teslim etmekle yükümlü. Avrupa Birliği de
kendi geliştirdiği bir kod sistemi ile plastik am-
balajları sınıfl ıyor.
Semerci: Avrupa Birliği gıda israfına karşı plastik ambalaj sektörü ile birlikte çalışıyor
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci yaptı-
ğı açıklamada, gıda ambalajlarında kullanılan
plastik ürünlerinin
sürekli olarak gözal-
tında olduğunu ve
ABD, Avrupa Birliği,
Türkiye’de çok sa-
yıda bilim insanının
sürekli olarak ince-
leme yaptığını ha-
tırlatarak, “Mevzuat,
hangi ürünün nere-
de kullanılabileceği-
ni düzenlerken bilimsel verilere göre hareket
ediyor. Eğer, sağlığa zararlı olduğu yönünde
bulgu elde edilirse zaten yasaklanır, sektör de
buna canı gönülden uyar. Bunun aksini düşün-
mek mümkün değildir” bilgisini verdi.
Semerci, PVC’nin çok bilinen pencere-ka-
pı uygulamaları yanında, serum lastikleri, kan
torbaları, medikal borular gibi sağlık maddele-
rinde yoğun olarak kullanıldığını hatırlattı.
Ayrıca, polistirenin belirli şartlar altın-
da FDA ve Avrupa, Asya, Amerika ülkelerin-
de onaylandığını hatırlattı. Semerci, plastik
ürünlerin ucuzluğu, gıda korumadaki başarılı
sonuçları nedeniyle, gıda güvenliği ve gıda
israfını önleme yolunda en güçlü alternatif ol-
duğunu ve Avrupa Birliği ile plastik sanayiinin
birlikte israfı önlemek üzere program yürüttü-
ğünü de belirtti.
Plastik ambalajdaki numaralar çevreye katkı amacıyla konuluyor
PANO
PLASFEDDERGİ
34
Avrupa Birliği’nde başlayan ve kısa sü-
rede dünya çapındaki deniz kirliliğine dikkat
çekmek amacıyla hareket alanını genişleten
Waste Free Oceans-WFO (Atıksız Denizler
Vakfı) Akdeniz’deki kirliliğe dikkat çekmek için
çalışmalarını yoğunlaştırdı.
PAGDER Başkan Yardımcısı, WFO Türki-
ye, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Yavuz Eroğlu,
Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen
konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin
de kıyısı bulunan Akdeniz’de yaşanan kirliliğin
en önemli unsurlarından biri olan Lübnan Say-
da Limanı’ndaki çöp dağları sorununun büyü-
düğünü kaydetti.
Brüksel’deki konferansta bir konuşma
yapan Yavuz Eroğlu, görev alanında yer alan
Sayda Limanı’nın deniz kıyısındaki vahşi atık
depolama alanından tüm Akdeniz’e yayılan
kirliliğe dikkat çekti. WFO olarak, Lübnan’da
farkındalık çalışması yanında temizlemeye yö-
nelik girişimlerde de bulunduklarını belirterek,
özel ağlarla balıkçılarla birlikte temizlik faaliye-
ti, dalgıçlarla deniz altında, kumsalda ise halkla
yapılacak bir temizlik girişimi oluşturduklarını
kaydetti. Sorumlu olduğu bölgeye ilişkin ya-
pılan bilimsel çalışmanın ön bilgilerini de kon-
feransta paylaşan Eroğlu, öncelikle deniz kı-
yısındaki çöp dağlarını oluşturan atık alanının
yeni ve modern atık yönetiminin uygulandığı
merkezlere taşınması ve denizin yüzeyi ile ya-
tağında oluşan atıkların temizlenmesi gerekti-
ğinin öne çıktığını kaydetti.
Sayda Limanı’nın vahşi depolanmasıy-
la ilgili bilgi veren Eroğlu, “Avrupa Yatırım
Bankası’nın fonlarıyla bu çöplüğün, yeni yapı-
lacak modern atık merkezine taşınması yanın-
da WFO bir Pilot Proje ile denizi temizlemeye
başlıyor. Bu çalışma üç ayaktan oluşuyor. Pro-
jenin birinci ayağı dalgıçlarla deniz yatağının
temizlenmesi, ikinci ayağı su yüzeyinin ba-
lıkçılar tarafından özel ağlarla temizlenmesi,
WFO Başkanı Yavuz Eroğlu: Lübnan’da 55 metrelik çöp dağları Doğu Akdeniz’i kirletiyor
Avrupa Plastik Mamul Üreticileri Birliği- European Plastics Conver-
ters EuPC tarafından yürütülen, denizlerin çöplerden arındırılması için
yürütülen Waste Free Oceans-WFO Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Baş-
kanı Yavuz Eroğlu, proje kapsamında Akdeniz’in öncelikli alanlardan
biri olduğunu söyledi. Lübnan’da deniz kıyısındaki 55 metrelik çöp dağ-
larının en görünen kirliliklerden biri olduğunu belirten Eroğlu, sadece
bu ülkenin değil, Akdeniz’de kıyısı bulunan ülkelerin de tehdit altında
olduğunu belirtti.
PANO
PLASFEDDERGİ
35
üçüncü ve son ayak ise yöre halkının da katı-
lımıyla sahilde yapılacak çöp toplama faaliyet-
leri.” dedi.
Sayda Limanı’ndan yayılan deniz kirliliği-
nin başta Doğu Akdeniz ülkeleri olmak üzere
Akdeniz’de kıyısı bulunan bütün ülkeleri teh-
dit ettiğini belirten Eroğlu, proje kapsamında
temizlenen çöplerin ve mevcut vahşi depola-
manın çimento fabrikalarında yakıt olarak kul-
lanılması yönünde bir fi kir geliştirilebileceğini
anlattı. Eroğlu, “Projenin ilk aşamasında topla-
nan atıkların incelenmesi ile ikinci ve daha ge-
niş kapsamlı adıma geçilecek. Bu kirlilik bölge
halkına ve Türkiye dahil tüm Akdeniz ülkeleri-
ne zarar veriyor.
Özellikle turizm ve balıkçılık çok kötü et-
kileniyor. Ayrıca çevre ve halk sağlığı da büyük
risk altında. Güneş ve dalgalarla daha küçük
mikro parçalara bölünen çöpler balıklar tara-
fından yenilerek sofralarımıza kadar geliyor ve
sağlığımız için tehlike yaratıyor” diye konuştu.
Sorumlu endüstri anlayışı
Yavuz Eroğlu, üniversite öğrencilik yılla-
rından bu yana çevreci hareket içinde bulun-
duğunu, bugün bir plastik ambalaj fi rmasının
sahibi olarak aynı duyguları paylaştığını belir-
terek, endüstrinin çevre duyarlılığını göz ardı
edemeyeceğini belirtti. Eroğlu, “Kalkınma uğ-
runa, insanımızın yaşam kalitesi düşürülemez,
sağlığı riske atılamaz. Bunun çözümü olarak
tüm dünyada ‘sorumlu endüstri’ kavramını ge-
liştirmemiz gerekiyor.” dedi.
Yavuz Eroğlu İTÜ Çevre Kulübü’nde konuştu
Öte yandan, Nisan ayında kurucusu ol-
duğu İTÜ Çevre Kulübü tarafından düzenle-
nen Sürdürülebilir Ekosistem Günleri’nde bir
konuşma yapan Yavuz Eroğlu, sürdürülebilir
ekonomi için çevreyle uyumlu politikalar uy-
gulanmasının şart olduğunu söyledi. Yaşam
kalitesinin GSYH ölçümlerine girmesi gerek-
tiğini belirten Eroğlu, “Bugün tüm dünyada
maalesef kalkınma modelinin temel paramet-
resi Gayrisafi Milli Hasıla ve bu yanlış bir algı
oluşturuyor. Dünyada GSMH’si çok artmış ama
yaşam kalitesi çok düşük ülkeler var.
Çevre ile ilgili konuların kalkınmanın bir
parçası yapılması, politikacıların ve ülkelerin
bu hedefl ere koşması önemli ” dedi. Eroğlu,
gerçekçi bir milli gelir hesabı için geniş kap-
samlı bir kavramsal tasarım yapılması gerek-
tiğini vurgulayarak, “Bu ölçüyü daha geniş ve
gerçekçi göstergelerle desteklemek aslında o
kadar da zor değil.
Zaten bu istatistik değerler başka adlar
altında toplanıyor. Önemli olan bunları kalkın-
manın ana unsuru haline getirmek. Çevrenin
de göz ardı edilmediği, insanların yaşam kali-
tesini ve sürdürülebilirliği gösteren bu değer-
leri İnsanca Yaşam İbresi adıyla belirtebilir ve
kalkınmanın temel ölçütü haline getirebiliriz.”
diye konuştu.
Waste Free Oceans girişimi hakkında da
bilgi veren Eroğlu, 2020 yılına kadar denizleri
atıklardan temizlemeyi hedefl ediklerini, halen
AB fonlarıyla alınan özel ağlarla, balıkçılarla
birlikte deniz yüzeyinden çöpleri topladıklarını
kaydetti.
Plastik sektörü Ankara plastik, kauçuk ve polimer teknoloji sempozyumunda buluştu
Plastik, kauçuk ve polimer teknolojileri alan-
larında çalışan bilim insanları ile sanayicileri bir
araya getiren ve ilk kez düzenlenen “Uluslararası
Plastik ve Kauçuk Teknolojileri Sempozyumu ve
Ürün Sergisi” Ankara’da yapıldı.
Gazi Üniversitesi Ostim Meslek Yüksek-
okulu ev sahipliğinde 29 – 31 Mayıs 2013 ta-
rihleri arasında yapılan sempozyumda plastik,
kauçuk üretim teknikleri, polimerik malzeme-
ler ve genel uygulamaları, polimerik kompozit
uygulamaları, hammadde ve katkı maddeleri,
kalite kontrol, mevzuat çalışmaları yanında,
sektörün gelişimini yakından ilgilendiren kü-
melenme, kalite yönetimi, standartlar, çevre,
atık giderme ve geri dönüşüm, iş sağlığı ve gü-
venliği ile eğitim konularında bildiriler sunuldu.
Sempozyum
ve ürün sergisinin
açılışı nedeniyle
Gazi Üniversi-
tesi OSTİM Meslek Yüksekokulu’nda tören
düzenlendi. Törene, OSTİM Yönetim Kurulu
Başkanı Orhan Aydın, Gazi Üniversitesi Rek-
tör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Türker ve çok
sayıda işadamı, akademisyen, milletvekilleri
ve öğrenciler katıldı. Gazi Üniversitesi OSTİM
MYO Müdürü Doç. Dr. Behçet Gülen yaptığı
konuşmada, bilim adamı olarak OSTİM’in için-
de bulunmanın kendilerine katkılar sağladığını
vurguladı. Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Mehmet Türker ise “Üniversitenin sa-
hip olduğu bilgi birikimini sanayiye, sanayinin
tecrübesini de üniversiteye aktarmak istiyo-
ruz.” dedi.
OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan
Aydın ise konuşmasında üniversite-sanayi
işbirliklerinin önemine işaret etti. OSTİM ola-
rak uluslararası platformlarda yer aldıklarını
belirten Aydın, sektörlerinde dünya devi olan
kuruluşların OSTİM’deki işletmelerle iş yaptık-
larını hatırlattı. Türkiye’de üretilen mamullerin
ihracat değerinin 1 kilogramlık malın karşılığı-
nın 1,6 Dolar olduğunu, bu rakamın Ankara’da-
ki değerinin ise 23,5 Dolar olduğunu hatırlatan
Aydın, “Ankara sanayisi diğer bölgelere göre
katma değeri daha yüksek ürün üretebilmek-
tedir. Bu noktada üniversitelerden destek alı-
yoruz” dedi.
PANO
PLASFEDDERGİ
36
PANO
EGEPLASDER Türkiye’nin Kalite Etiketi alan 20 kümesi arasında yer aldı
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB)
tarafından yürütülmekte olan
Küme Yöneticileri için Kapasi-
te Gelişimi Projesi kapsamındaki
“Küme Kıyaslama Çalışması” so-
nucunda katkı ve katılım sağlayan
iş kümeleri içinde yer alan EGEP-
LASDER, Avrupa Küme Analizleri
Sekretaryası (European Secre-
tariat for Cluster Analysis-ESCA)
tarafından verilen “Bronz Kalite
Etiketi”yle ödüllendirildi.
EGEPLASDER küme çalışması, Avrupa
küme Analizi Sekretaryası tarafından verilen
Bronz Kalite Etiketi ödülünü aldı. Ödül, Ekono-
mi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan’ın da katıldığı
4-5 Haziran 2013 tarihinde düzenlenen “Ulus-
lararası Rekabetçilik ve İşbirliği konferansı”
kapsamında yapılan törende Bakan Yardımcısı
Mustafa Sever tarafından Türkiye’nin 20 iş
kümesi temsilcileri ile birlikte EGEPLASDER’ i
temsil eden Yönetim Kurulu Üyesi Erol Amado
tarafından alındı.
Türkiye’deki kümelenme konusunda EİB
tarafından, ihracatçı birlikleri, meslek örgütleri
ve küme organizasyonlarının hizmet kalitesini
iyileştirmeye yönelik aktiviteler bir yıldan fazla
süredir gerçekleştiriliyor.
Proje kapsamında, küresel pazarda ba-
şarının rekabet öncesi işbirliğinin temeli
olan etkin küme yönetim mekanizmalarının
Avrupa’da benzer kurumlar ile kıyaslanması
temeline dayanan “Küme Kıyaslama Çalışma-
sı” da uygulanıyor.
Kıyaslama çalışması kapsamında,
Türkiye’de 20 küme organizasyonu ile
Türkiye’nin Avrupa Birliği tarafından akredite
edilen ilk uzmanlarının gerçekleştirdiği analiz-
lerle küme aktiviteleri, süreçleri ve iç yönetim
mekanizmaları incelendi. Bu incelemelerle
elde edilen bulgular Avrupa’da aynı süreçlerle
incelenen 350 küme kuruluşu ile kıyaslana-
rak gelişim alanları belirlendi. Yapılan kıyasla-
ma çalışması sonrasında da EGEPLASDER de
Bronz Kalite Etiketi almaya hak kazanan kuru-
luşlar arasında yer aldı.
EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu, ödüle
ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bu çalışma-
da, Dernek olarak üyelerimiz ve sektörümüze
yönelik bugüne kadar yaptığımız tüm faaliyet-
lerimiz Avrupa’daki iyi örneklerle kıyaslanmış,
yapılan değerlendirmeler sonucunda derneği-
mize Bronz Kalite Etiketi verilmiştir.
Bu çalışmada; derneğimizin aktivite-
leri, süreçleri ve iç yönetim mekanizmaları
Avrupa’da toplamda incelenen 350 küme ku-
ruluşu ile kıyaslanmış, sonrasında ise gelişim
alanları belirlenerek küme ve hizmet mükem-
meliyeti yolunda atılan bu ilk adım ile çalışma
ve yönetim mekanizmaları Avrupa’daki iyi
örneklerle karşılaştırılmıştır. EGEPLASDER
birlik ve beraberliği her zaman olduğu gibi bu
projede de kendisini göstermiş ve özverinin,
dayanışmanın, inanmışlığın karşılığı bu ödül
ile ilan edilmiştir. Bu güzel gelişmeyi sizlerle
paylaşmaktan mutluluk duyarız. Önümüzdeki
dönemde üyelerimizin vermiş olduğu destekle
çalışmalarımızın daha ileri seviyeye ulaşacağı
inancıyla bugüne kadar derneğimiz çalışma-
larında emeği geçen, destek veren herkese
teşekkür ederiz” dedi.
EGEPLASDER Avrupa Birliği projeleri kap-
samında çok sayıda projeyi de hayata geçirdi.
Bunlar arasında yer alan aktif istihdam tedbir-
leri hibe programı kapsamında, 180 kişi plastik
sektörüyle ilgili beceriler kazanmak üzere eği-
time alındı. AB projeleri kapsamında 120 bin
Avro hibe ile desteklenen bu eğitim projesin-
de Mazhar Zorlu Plastik Endüstri Meslek Lisesi
ile beraber faaliyet yürütüldü. Ödüle değer
görülen kümelenme projesinde ise EGEPLAS-
DER geliştirdiği özgün modeli ile dikkat çekti.
EGEPLASDER’in kümelenme modeli ile iki yıl
sonra yapılacak kıyaslama çalışmasında altın
etiket ödülüne ulaşmayı hedefl ediği kayde-
dildi.
PLASFEDDERGİ
37
PLASFEDDERGİ
38
Hükümetin, “Varlık Barışı” olarak ad-
landırdığı, gerçek ve tüzel kişilere ait yurt
dışında bulunan ancak Türkiye’deki kayıtla-
rında görünmeyen varlıkların düşük vergiyle
Türkiye’ye getirilmesine yönelik yasal dü-
zenlemeyi tamamladı. Gerçek ve tüzel kişiler,
15 Nisan 2013 itibariyle kendilerine ait para,
altın, menkul kıymetleri Türkiye’ye getirebi-
lecek, taşınmazlarını kaydettirebilecek. Taşın-
mazların kaydında aitlik belgesi gerekli olacak.
Bu tür varlıkların Türkiye’de beyan edilerek
kayda alınmasına yönelik son tarih 31 Tem-
muz 2013 olarak konuldu. Varlıklara uygula-
nacak vergi yüzde 2 olarak belirlendi.
Yasayla tanınan imkan
Yasaya göre, yurt dışında bulunan ve
gerçek veya tüzel kişi tarafından sahip olunan
para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer ser-
maye piyasası araçlarının, Kanunun Resmi Ga-
zete ’de yayım tarihinden itibaren 31.07.2013
tarihine kadar yurda getirilerek Türk Lirası cin-
sinden Türkiye’deki bankalara veya Sermaye
Piyasası Kanunu uyarınca faaliyette bulunan
aracı kurumlara bildirilmesi veya vergi dairesi-
ne beyan edilmesi gerekecek.
Bildirimler, yetkili kılınmış vekiller veya
kanuni temsilciler tarafından yapılabilecek.
Taşınmazlara ilişkin bilgilerin doğruluğunun
kontrol edilmesi amacıyla, söz konusu taşın-
mazlara yurt dışında sahip olunduğuna ilişkin
belgenin ibraz edilmesi yeterli olacak.
Gerçek ve tüzel kişilerce yurda getirilen
ve vergi dairesine beyan edilen varlıklar ile
banka ve aracı kurumlara bildirilen varlıkların
değeri üzerinden yüzde 2 oranında vergi uy-
gulanacak. Varlıkların vergi dairesine beyan
edilmesi halinde tarh edilen vergi, tarhiyatın
yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar beyan
eden tarafından tek taksitte ödenecek.
Türkiye’de ikametgâhı bulunmayanlar
için beyanname alımı konusunda Gelir İdaresi
Başkanlığı yetkili vergi dairelerini belirleyecek.
Bu kişiler ilgili vergi dairesi ile işlemlerini yürü-
tebilecek.
Taşınmazların ve varlıkların kişilere ait
olduğunu gösterir belgeler de kanunda tanım-
landı. Kanunda, “Kanaat verici belge” tanımı
şöyle yapıldı: Devlet tarafından veya devlet
güvencesinde tutulan kayıt ve sicilleri; banka,
banker, aracı kurumlar ve benzeri mali kurum-
lar, posta idaresi, noter gibi kurum ve kuruluş-
ların kayıt ve belgelerini, 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun ikinci kitabının üçüncü kısmında
yer alan belgeler ve muadili belgeler ile bilgi
değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde yet-
kili makamlardan alınarak mahallindeki Türk
elçilik ya da konsoloslukları, yoksa mahallin-
deki Türk menfaatini koruyan ülkenin aynı ni-
telikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan
belgeler.
Tam mükellefl er için ek varlık barışı uygulaması
Yasayla, tam mükellefi yete tabi gerçek
ve tüzel kişilere yönelik ek bir varlık barışı hakkı
verildi. Buna göre,
-Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulun-
mayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin
satışından doğan kazançları,
-Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulun-
mayan kurumlardan elde ettikleri iştirak ka-
zançları,
-Yurt dışında bulunan iş yeri ve daimi
temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari ka-
zançları,
31 Ekim 2013’e kadar elde edilecek olan-
lar dahil olmak üzere, 31 Aralık 2013’e kadar
Türkiye’ye getirilmek kaydıyla, gelir ve kurum-
lar vergisinden muaf tutulacak.
Öte yandan, uygulamaya giren varlık ba-
rışı, Hükümet döneminde ikinci kez uygulanı-
yor. 2008 yılında yapılan 5811 sayılı kanunla
benzeri bir varlık barışı uygulaması yürürlüğe
konulmuştu. Bu yasa kapsamında, toplam 48
milyar 258 milyon TL vergi matrahı oluşmuş-
tu. Bunun 27.8 milyar TL’si yurt dışı varlıklar-
dan, 20.4 milyar TL’si de yurt içi varlıklardan
gelmişti. Ödenmesi gereken vergi tutarı da 1
milyar 576 milyon TL olarak belirlenmişti. Bil-
dirilen varlıkların yüzde 29.2’si TL, yüzde 51.5’I
döviz, yüzde 6,7’si altın, yüzde 6,4’ü menkul
kıymet ve yüzde 6,2’si de taşınmazlardan
oluşmuştu.
Yurt dışındaki varlıklar düşük vergiyle Türkiye’ye getirilebilecek
PANO
Hükümet, ikinci kez şirket
ve kişilere ait ancak yurt dışın-
da tutulan, kayıtlarda gösterile-
meyen varlıkların düşük vergiyle
Türkiye’de kayda alınmasına im-
kan veren yasa çıkardı. Yasaya
göre 31 Temmuz 2013’e kadar
bu varlıklar Türkiye’ye getirilebi-
lecek. Varlıkların, 15 Nisan 2013
öncesinde şirket ya da şahsa ait
olması gerekiyor. Varlıklara, yüz-
de 2 oranında vergi uygulanacak.
PLASFEDDERGİ
39
PANO
Gıda ambalajında geri dönüştürülmüş plastik kullanımına yönelik ilkeler belirlenecek
PAGDER’in girişimiyle
çok katlı gıda ambalajları-
nın ara katında geri dönüş-
türülmüş plastiklerin kul-
lanılmasına izin verilmesi
sonrasında süreç, yapılan 2.
toplantıyla değerlendirildi.
PAGDER Başkan Yardımcısı
Yavuz Eroğlu’nun yöneti-
minde yapılan toplantıya,
PLASFED Başkanı Selçuk Ak-
soy, PAGDER Başkanı Hüse-
yin Semerci, gıda ambalajı ve
geri dönüştürülmüş plastik
malzeme üreten 40’a yakın
fi rma temsilcisi katıldı.
Toplantıda süreç hakkında bilgi verildi
ve çok katlı gıda ambalajlarının ara katında
geri dönüştürülmüş plastik kullanan fi rmala-
ra cezalar kesilmesiyle nedeniyle Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı nezdinde yürütülen
girişimler sonucunda, gerekli şartları sağlama-
sı halinde fonksiyonel bariyerin ardında geri
dönüştürülmüş plastik kullanımının serbest
bırakıldığı hatırlatıldı.
Toplantıda yapılan değerlendirmelerde,
gelecek dönemde bu sürecin iyi değerlendi-
rilmesi için sektör tarafından oluşturulacak
olan bir ilkeler dizisi görüşü benimsendi. Yü-
rürlükteki tebliğ hükümlerince geri dönüş-
türülmüş plastiğin fonksiyonel bariyerin ar-
dında kullanılmasına gerekli
şartları sağlaması halinde
sakıncalı olmadığının resmi
olarak bildirildiği vurgulandı
ve sektörün neler yapması
gerektiği konusunda bir yol
haritası oluşturulmasının
mümkün olduğu ifade edil-
di. Firmaların uyacağı etik
kuralları metninin oluşturul-
masının gerekli olduğu konu-
sunda mutabakat sağlandı
ve metnin hazırlık çalışmaları
başlatıldı.
Tüm katılımcılar ambalaj
atıklarının toplanması konusunda bulundukla-
rı bölgedeki belediyelerle işbirliği yapılmasın-
da da görüş birliğine vararak gerekli çalışmala-
rın başlatılması talebinde bulundular.
Genel Çalışma İlkeleri“ olarak “PAGDER
Plastik İşleme Endüstrisi için Etik Kuralları”
metni tüm sektörümüzün onayına sunuldu.
PLASFEDDERGİ
40
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) yayınladığı ve 1 Temmuz’da yürürlü-ğe girecek “Akaryakıt Haricinde Kalan Petrol Ürünlerinin Yurt İçi ve Yurt Dışı Kaynaklardan Teminine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” ile, kimyanın pek çok alt sektöründe üretimde kullanılan petrokimya ürünlerinin sadece ithalatında değil yurtiçi temininde de EPDK’dan uygunluk yazısı alınması zorunlu hale getirilmesi öngörüldü. İstanbul Kimye-vi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz, düzenlemenin basit bir sonuca yol açmayacağını, 2023 itibariyle 50 milyar dolar ihracat hedefi olan kimya ve bü-tün alt sektörlerinin ihracat hedefl erini tehdit edecek boyutta sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.
Murat Akyüz yaptığı yazılı açıklamada, tebliğin 5’inci maddesinde, sevkiyat başına net 150 kilogramı geçen akaryakıt harici petrol ürünü temininde uygunluk yazısının aranacağı ifadesi yer aldığını hatırlattı. Sektörün her sev-kiyatta izin alma zorunluluğunun bürokrasiyi artıracağı bunun da ciddi bir zaman maliyeti anlamına geleceğini anlattı. Tebliğin 4’üncü maddesinde, her bir sanayicinin en fazla iki ithalatçıya yetki vererek uygunluk yazısı tale-
binde bulunabileceği düzenlemesine de itiraz ettiklerini kaydeden Akyüz, tebliğin müşteri kayıplarına yol açacağı uyarısında bulundu. Akyüz, tebliğin bir an önce yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Taslaktan farklı unsurlar varİKMİB Başkanı Murat Akyüz yazılı açıkla-
masında tebliğle ilgili süreçleri ve olası etkileri-ni değerlendirdi. Öncelikli taleplerinin, tebliğin
bir an önce ertelenerek sektörün görüşlerinin de alındığı bir yeni düzenle-me yapılması olduğunu belirten Akyüz, olası et-kilerin 150 milyar Dolarlık bir pazar olacağını vur-guladı. EPDK Akaryakıt Haricinde Kalan Petrol Ürünlerinin Yurt İçi ve Yurt Dışı Kaynaklardan
Teminine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in 24 Nisan 2013’te Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatan Akyüz, şaşırtıcı un-surlardan birinin sektöre görüş almak ama-cıyla gönderilen taslakta öngörülenden çok daha farklı düzenlemelerle çıkması olduğunu
belirtti. Düzenlemenin, mineral yağlar, boya,
kozmetik, plastik gibi pek çok alt sektörünün üretimde kullandığı petrokimya ürünlerini ilgilendirdiğini belirten İKMİB Yönetim Kuru-lu Başkanı Murat Akyüz, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile EPDK nezdinde girişimlerde bu-lunduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını söyledi.
Akaryakıt harici ürünlerin amaç dışı kul-lanımının engellenmesi amacıyla yapıldığı vurgulanan çalışmaların, kimya sektörünü olumsuz etkiler bir noktaya gitmesine itiraz ettiklerini kaydeden Akyüz, petrokimya ürün-lerinin ithalatı ve yurt içi temininde uygunluk yazısı aranmasının rekabet avantajlarını elle-rinden alacağını vurguladı. Akyüz şu değerlen-dirmeyi yaptı:
“Üreticilerimiz ve ihracatçılarımızın itiraz ettiği nokta, 150 kilogram sınırı getirilen tüm sevkiyatlarda uygunluk yazısının şart koşul-masının, serbest piyasa kurallarına ve rekabe-te aykırı bir durum ortaya çıkarması. Artan bü-rokrasi izin sürelerini yavaşlatacak, üreticinin, ihracatçının ise beklemeye tahümmülü yok. Emtia fi yatlarındaki değişkenliği de göz önüne alırsanız çoğu zaman anlık kararlarla iş yapmak zorundasınız, fi rmalarımız müşteri kaybeder, ihracat yapamaz hale gelir.” Sektörün ihracat hedefi ni etkiler
Kimya sektörü olarak 2023 yılında 50 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduklarını be-lirten Murat Akyüz, “İhracatçılarımız şimdiye kadar en az destekle kimyayı Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ikinci sektörü konumuna yükseltti. Kimya sektörü, neredeyse tüm sek-törlere girdi sağlıyor. Bu açıdan ekonominin de nabzını tutuyoruz. Sektörümüzün görüşü alınmadan yapılan bu tür uygulamalar, maa-lesef ihracatçımızın önünü tıkıyor, moralleri bozuyor. Bürokrasinin artması yabancı yatı-rımcıyı da Türkiye’den uzaklaştırıyor. Avrupalı iki büyük yatırımcının, anlatmakta bile zorluk yaşadığımız bu sorun nedeniyle yatırım ka-rarlarını gözden geçirme kararı almaları hem sektörümüz hem Türkiye için üzücü bir du-rumdur” görüşünü vurguladı.
İKMİB Başkanı Murat Akyüz ayrıca, akar-yakıt harici ürünlerin amaç dışı kullanımının Ekim 2012’de Maliye Bakanlığı tarafından ya-yınlanan ÖTV Tebliği ile azalmasından dolayı, EPDK’nın hazırladığı bu tebliğin yürürlüğe alın-masına gerek kalmadığı, mevcut haliyle kimya sektörünü cezalandırmaktan öteye gitmeye-ceğini vurguladı. Beklentilerini ise sektör tem-silcilerinin görüşü alınarak tebliğin yeniden gözden geçirilmesi ve uygulamasının 2013 sonuna ertelenmesi olarak sıraladı.
İKMİB Başkanı Murat Akyüz: EPDK tebliği plastik dahil kimya sektörünü olumsuz etkileyecek
İKMİB Başkanı Murat Akyüz, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
(EPDK) tarafından yayınlanan ve 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek teb-
liğin, plastik dahil kimya sektörünü olumsuz etkileyecek şartlar öngör-
düğünü açıkladı. Akyüz, “Sektörün kimyası bozuldu” diyerek yorumla-
dığı tebliğin, başta mineral yağlar olmak üzere boya, kozmetik, plastik
gibi kimyanın tüm alt sektörlerinde üretim ve ihracata darbe vuracak
unsurlar içerdiğini belirtti. Akyüz, düzenlemelerin, sektörün ihracat
hedefl erini etkileyecek boyutta olduğunu kaydetti.
PANO
PLASFEDDERGİ
42
İzmir Fuarcılık Hizmetleri, Kültür ve Sanat İşleri A.Ş. (İZFAŞ) ve Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) işbirliğin-de düzenlenen PLASTECH – Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri Fuarı başarıyla tamamlandı.
İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda 11 – 14 Nisan 2013 tarihlerinde 2’inci kez düzenle-nen fuarda, ambalaj, plastik, kauçuk, polyes-ter, pvc kapı-pencere profi lleri, boru üretim
teknolojileri ve aksesuarları, geri dönüşüm sistemleri ve ekipmanları başta olmak üzere sektörün önde gelen fi rmaları İzmir’de ürün ve hizmetlerini sergilediler. Fuarda, 10’u yabancı 133 fi rma, 15 bin metrekare alan üzerinde fa-aliyet gösterdiler.
EGEPLASDER’den yapılan değerlendir-mede, Türkiye içinde, 39 ilden, yurtdışından ise 29 farklı ülkeden profesyonel ve son tüke-
ticinin fuara geldiği vurgulanarak, fuarın ikinci kez düzenlenmesine rağmen kendini kabul et-tirme yönünde güçlü bir mesaj verdiği kayde-dildi. Ziyaretçi bakamından Türkiye içinde Ma-nisa ve İstanbul, ülkeler bazında ise Romanya en fazla ziyaretçinin geldiği iller ve ülke oldu.
PLASTECH’e, ABD, Almanya, Arnavutluk, Cezayir, Çin, Fas, Fransa, Güney Afrika, Hollan-da, Irak, İran, İspanya, İsviçre, İtayla, Kazakis-kan, KKTC, Kosova, Libya, Lübnan, Mısır, Nijer-ya, Romanya, Rusya, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Ürdün, Yunanistan’dan zi-yaretçi geldi.Fuar kapsamında düzenlenen seminerde de, geniş kapsamlı bilgi değişimi gerçekleştirildi.
EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu, fuara yönelik yaptığı değerlendirmede, Ege bölgesi-nin plastik sektörü için birçok yönden önemli bir merkez olduğunu kaydederek, gelecek dönemde PLASTECH’in çok daha etkin bir rol üstleneceğini kaydetti.
İZFAŞ Genel Müdür V. Mehmet Şakir Örs ise başarıyla gerçekleştirilen fuarın, gelecek yıllarda da başarısını artırarak sürdürmek is-tediklerini kaydederek, sektörün gelişimine daha fazla katkı vermek için çalıştıklarının al-tını çizdi.
EGEPLASDER-İZFAŞ organizasyonu PLASTECH sektörü buluşturdu
EGEPLASDER ve İZFAŞ işbirliğiyle organize edilen Plastech İzmir
2013 Fuarı’nın ikincisi tamamlandı. İzmir’de gerçekleştirilen fuara, 10
ayrı ülkeden fi rma katılırken, 29 farklı ülkeden ziyaretçi alındı. Fuarda
yerli ve yabancı 133 fi rma ürün ve hizmetlerini sergilediler.
PANO
Otomotiv, beyaz eşya dahil önemli sek-
törlere yönelik yaptığı üretimlerle dikkat çe-
ken İnelli Plastik, Airbus ve Boeing uçaklarında
kullanılan yeni nesil LED aydınlatma unsurları-
nın plastik kutu ve kapaklarını üretti. Sektörün
en deneyimli imalatçılarından olan ve 60 yılı
geride bırakan İnelli Plastik, 2006’dan bu yana
uyguladığı ürün çeşitlendirme programıyla,
otomotiv, beyaz eşya, iklimlendirme, market
ve hijyen sektörlerine yönelik imalatını hava-
cılık sektörüne taşıdı.
İnelli Plastik’ten yapılan açıklamada, Air-
bus ve Boeing uçaklarında kullanılan LED ay-
dınlatma sistemlerinin plastik kutu ve kapak-
larının üretimine başlandığı belirtildi. Alican
İnelli, yaptığı değerlendirmede, üretimleriyle
başta Almanya olmak üzere çok sayıda ülkeye
ihracat yaptıklarını vurgulayarak, Almanya’da
dünyanın en önemli uçak yan sanayii fi rmala-
rından biriyle işbirliği yaptıklarını, kalıp siparişi
alarak üretime başlandığını ve ön onay süre-
cinin geçildiğini, seri üretim için hazırlıklarını
sürdürdüklerini belirten İnelli, bu yılın sonuna
kadar seri üretimin de başla-
yacağını ifade etti.
Yeni nesil uçakların LED
aydınlatma kullandığını belir-
ten İnelli, Almanya’daki yan
sanayii fi rmasının, İnelli Plas-
tik ürünü kutu ve kapaklara
elektronik devreleri yerleştir-
diğini ve aydınlatma sistemi-
nin uçaklarda kullanılacağını
belirtti. Alican İnelli, yeni LED
sistemlerin, yeni nesil uçaklar yanında, bazı
uçakların yenilenmesinde de kullanılacağını
ifade etti.
Alican İnelli, üzerinde her türlü desen,
rakam, şekil yapılabilen plastik fi til makaraları,
ring masuraları, konik ve silindirik bobinlerin
imalatına başlayacaklarını belirterek, üretim
şekli dahil bütün yeni ürünlerine yönelik pa-
tentlerini almak için başvurduklarını kaydetti.
Şirketlerinin hızlı büyüme döneminde oldu-
ğunu belirten Alican İnelli, 2013’te yüzde 27
büyümeyi hedefl ediklerini belirterek, ürün çe-
şitlendirmesini sürdüreceklerini kaydetti.
Otomotiv sektöründe metal ve camdan
üretilen bazı parçaların yenilikçi plastik ürün-
lerle ucuza ve sağlam olarak ürettiklerini belir-
ten Alican İnelli, geçen yıl otomotiv yan sana-
yinde bir Alman devi olan Hydac ile çalışmaya
başladıklarını, yeni 3 büyük şirket ile de anlaş-
ma aşamasında olduklarını ifade etti.
İnelli Plastik’ten AIRBUS ve BOEING’e üretim
PLASFEDDERGİ
44
Plastik sektörü, plastik ürünlere yönelik
olumsuz algı ve bunu besleyen söylemlerle
mücadelesini sürdürüyor. PAGDER, GfK ile
plastik algısına yönelik araştırmasını tamamla-
dı. Araştırmada en çarpıcı sonuçlar başta plas-
tik-kağıt bardaklar olmak üzere kullan at ya da
tek kullanımlık olarak isimlendirilen ürünlerde
gözlendi.
Tüketici iyi niyetli ancak…
Araştırma, plastikle ilgili önyargı, yanlış
bilgi ve hatta “şehir efsanelerinin” tüketici
davranışlarına büyük etki ettiğini ortaya koy-
du. Türkiye genelinde bin 235 kişi ile gerçek-
leştirilen araştırmada, kağıt bardaklara ilişkin
tüketici değerlendirmeleri de sorulardan biri
olarak yöneltildi. Tüketiciler, “sağlık ve çev-
re” gerekçesiyle gerekli olduğu durumlarda
kağıt bardakları tercih ettiklerini açıkladılar.
Ancak, araştırmada, bu bardakların iç yüzeyle-
rinin plastik kaplı olduğu, geri dönüşümlerinin
mümkün olmadığına yönelik bilgileri sorgu-
landığında ise tüketicilerin büyük kısmının bu
unsurlar hakkında fi kirlerinin olmadığı ortaya
çıktı.
Tüketicilerin yüzde 16’sı “plastik” deni-
lince ilk akla gelen ürünün bardak olduğunu
belirtti. Plastik bardaklar, alternatifi olması ha-
linde vazgeçilecek ürünler arasında da üst sı-
ralarda yer aldı. Deneklerin büyük kısmı (yüzde
42) kağıt bardakları plastiğe göre daha “sağlık-
lı bulduğunu” belirtti.
Tüketiciler, “kağıt bardakların iç kısmının
plastik olduğunu biliyor musunuz?” sorusuna
ise yüzde 56 oranında bilmedikleri yanıtını
verdiler. Yüzde 22 oranında da “fi kri yok” yanıtı
alındı. Bu konuda tüketicilerin yüzde 78’inin
bilgi sahibi olmadığı ya da eksik bilgi sahibi ol-
duğu belirlendi.
“Görevimiz bugünkü refa-hımızı sağlayan plastikle ilgili gerçekleri bıkıp usanmadan an-latmak…”
Sonuçları değerlendiren PAGDER Yö-
netim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, “Bu
sonuçlar aslında doğruluğu araştırılmadan
şehir efsaneleri gibi yayılan bilgilerin insanları
etkilediğini ortaya koyuyor. Kağıt bardakla-
rın sıvıyla temas eden kısmı plastikle kaplıdır.
Bu bakımdan, kağıt bardak ile plastik bardak
arasında fark yoktur. Açıkçası, üretici olarak
ilgili bütün tarafl arın bu konuda bilgileri net
ve doğru olarak verme yükümlülüğü var.” dedi.
Üç yılda Belgrad Ormanı ka-dar ağaç kurtarılabilir, çevreye daha az zararla üretim yapılabi-lir
Tüketicinin iyi niyetle geliştirdiği tüketim
anlayışı aslında çevre açısından daha olumsuz
bir sonuca yol açıyor. Konuya ilişkin bilgi veren
“Karbon Ayakizi” konusunda Türkiye’nin ilk fi r-
malarından Karbon Danışma fi rması yönetici
ortaklarından Selda Cabbar “Kağıt veya plastik
bardak kullanma tercihini yaparken, sadece
kelimenin çağrıştırdığı anlama göre kağıdı seç-
menin yanlış bir karar olduğu örnekteki araş-
tırmada da görülmektedir. Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesi(LCA) gibi kapsamlı bilimsel
çalışmalarla plastiğin kağıda göre daha avan-
tajlı olduğu alanlar belirlenebilir.” dedi.
Kanadalı bilim insanı Martin Hocking’in
araştırmasına göre ise, kağıt bardak üretimi ile
plastik bardak üretimi sırasında petrol ve do-
ğalgaz gibi fosil yakıt kullanımı aynı seviyede…
Kağıt bardak üretimi sırasında, plastik bardak
üretiminden 12 kat daha fazla buhar, 36 kat
daha fazla elektrik, iki kat daha fazla soğutma
suyu kullanılıyor.
Çevre açısından bir diğer önemli bilgi ise
kağıt bardakların üretimi için hiç de azımsana-
mayacak miktarda ağaç kesilmesi.. Türkiye’de
yılda 2 milyar adet kağıt bardak tüketiliyor.
Normal şartlar altında 1 ton kağıt üretmek için
ortalama 10 ile 17 arasında ağaç kesiliyor. Ka-
ğıt bardak tüketim miktarı düşünüldüğünde
yıllık 500 bin ağaç, üç yılda ise 1,5 milyon ağaç,
yani İstanbul Belgrad Ormanı büyüklüğünde
bir ormandaki ağaç miktarı kadar yeşil alan
kaybediliyor. Aynı miktarda ve iç yüzeyleri dü-
şünüldüğünde aynı şartlara sahip plastik bar-
dak kullanıldığında ise hiç ağaç kesilmiyor!
Plastiğe yönelik olumsuz propaganda üç yılda Belgrad ormanı kadar ağaca maloluyor!
Kullan at ürünlerde bilgi eksikliğiyle oluşan algılar ve bu algıya yönelik olumsuz söylemler, tüketicinin
davranışlarını etkiliyor. PAGDER tarafından yapılan araştırmada, tüketicilerin büyük kısmının “kağıt bardak-
ları” çevreci ve sağlığa uygun bulduğu için tercih ettiği ortaya çıktı. İlginç olan ise aynı tüketicilerin çok büyük
bir kısmının kağıt bardakların sıvıyla temas eden yüzeylerinin plastik kaplı olduğunu bilmediği de belirlendi.
PANO
PLASFEDDERGİ
45
Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğre-
tim Üyesi Prof. Dr. Levent Kurnaz ise konuya
ilişkin değerlendirmesinde, “Kullanılan enerji
fosil yakıtlardan kazandığımız enerji olduğu
için daha az enerji daha az sera gazı salımı, bu
da iklim değişikliğine daha az zararlı katkı an-
lamına gelir. Ayrıca plastik bardak üretimi için
petrol kullanılacağı için bu da ek olarak yakılıp
atmosfere salınmayan karbondioksit demek-
tir. Kâğıt için ağaç kesilir ki, bunun negatif et-
kisi yadsınamaz” görüşünü vurguluyor.
Plastik bardakların ürün olarak güçlü yönleri:
• Sıvıyla temas edecek kağıt bardakların
iç yüzeyleri plastikle kaplanır. Bu bakımdan,
plastik ile kağıt bardak arasında fark yoktur.
Ancak, iç yüzeyi plastik kaplı bardak bu yapı-
sından dolayı ne kağıt endüstrisi tarafından ne
de plastik endüstrisi tarafından geri dönüştü-
rülemez ve doğrudan atık oluşturur.
• Plastik bardak yapımı için ağaç kesilmez.
1 ton kağıt üretmek için 10-17 ağaç kesilir.
• Karbon emisyonları konusunda uz-
man araştırma kuruluşu Global Carbon Clear
fi rmasının yaptığı araştırmaya göre; plastik
bardakların üretiminde kullanılan enerji, mu-
adiline kıyasla yüzde 50 daha azdır. 75 adet
bardak üretim ve kullanımı için gereken enerji
20 MUe (Milyon birim enerji) iken aynı miktar-
da kağıt bardak 30 MUe enerji tüketmektedir.
Bu bakımdan plastik bardak “daha çevreci bir
üründür”.
• Kağıt bardaklar, plastik bardakların üç
katı daha fazla karbon salımına neden olmak-
tadır. Global Corbon Clear fi rması analizine
göre, iki bin adet plastik ve iki bin adet kağıt
bardak kullanımının kıyaslanması sonucunda,
bu miktar kağıt bardağın üretim ve tüketimi
sonucu, 1100 kg karbon gazı salımı olduğu,
plastik bardak için ise salınan karbonun 430
kg olduğu belirlendi.
• Atık olarak yeniden dönüştürülememe-
si bir yana, kağıt bardaklar doğada bozunur-
ken de daha fazla kirliliğe neden olmaktadır.
Bozunma sırasında yayılan metan ve karbon
gazı plastik bardak için göz ardı edilebilecek
miktarlardayken, kağıt bardakta 38 kg seviye-
lerindedir.
70
60
50
40
30
20
10
00 50 50 100 200
Kullanım Sayısı
Plastik ve Kağıt Bardağın Üretimi için Enerji Tüketim Kıyaslaması
Kulla
nıla
n En
erji
250 300 350 400
Kağıt BardakPlastik Bardak
11
354
2000 Bardak için kullanılan enerji sonucu
oluşan karbon emisyonu
Kağıt Bardak Plastik Bardak
Çöpe atıldıktan sonra, bardak bozuşurken
çıkan karbon emisyonu
1.1 TCO2e
38kg CO2e Önemsiz
0.43 TCO2e
Çevresel Etkiler
PANO
PAGDER ile Bulgaristan Plastik Sanayici-
leri Derneği (Bulgarian Association Polymers-
BAP) arasında işbirliği anlaşması imzalandı. Ni-
san ayında, İZFAŞ ve EGEPLASDER işbirliğiyle
düzenlenen PLASTECH – 2. Plastik, Ambalaj
ve Teknolojileri Fuarı’nda yapılan toplantılar
sonucunda, BAP Başkanı Venelin Marinov
ve PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin
Semerci arasında, iki ülkenin sanayi ve ticari
konularında işbirliklerinin arttırılması amacını
taşıyan işbirliği anlaşması imzalandı. Böylece
PAGDER, İngiltere Plastik Sanayicileri Fede-
rasyonu BPF, Hindistan Plastik Sanayicileri
Derneği OPPI ve İtalya Plastik ve Kauçuk Ma-
kineleri Üreticileri Birliği Assocomaplast’tan
sonra yakın dönemde dördüncü sivil toplum
örgütü uluslararası işbirliği anlaşmasını yap-
mış oldu.
Yapılan açıklamada anlaşmanın temel
amacının, Bulgaristan ve Türkiye plastik ve
plastik işleme makineleri sektörlerinin güçlü
olan yönlerinin karşılıklı olarak en yararlı biçim-
de kullanılabilmesi” ol-
duğu kaydedildi. PAG-
DER Başkanı Hüseyin
Semerci anlaşmaya
ilişkin yaptığı değer-
lendirmede, tarafl arın
ülkelerin plastik ve
plastik işleme maki-
nelerinin gelişimine
yönelik olarak ortak
çalışmalar sürdüre-
ceğini, sektörlerinin
güçlü yönlerinden
karşılıklı olarak azami
şekilde yararlanabil-
meyi hedefl ediklerini kaydetti.
Anlaşma çerçevesinde her iki dernek is-
tatistiki, pazar, teknoloji ve çevre konularında
bilgi paylaşımlarında bulunacak. Ayrıca, her iki
ülkede düzenlenen plastikle ilgili fuarlar des-
teklenecek ve karşılıklı fuarlara iştirak edilme-
si sağlanacak. Seminer, eğitim ve konferans
gibi ortak aktiviteler düzenlenecek ve bu akti-
vitelere her iki ülkeden katılım sağlanacak.
İki ülke arasında hammadde, mamul ve
makine dış ticaretini ve karşılıklı yatırımları ge-
liştirmek amacıyla, alım ve yatırım talepleri de
üyelere iletilecek ve bu amaçla karşılıklı ziya-
retler, B2B toplantıları düzenlenecek.
PAGDER ve Bulgaristan Plastik Sanayicileri Derneği BAP işbirliği anlaşması imzalandı
PLASFEDDERGİ
46
PANO
Plastik sektörünün önemli fuarından
Brezilya Feiplastic 2013 Mayıs ayında gerçek-
leştirildi. Sektörün uluslar arası fuarlarda en
iyi sonucu alacak şekilde temsil edilmesi için
işbirliği yapan PAGDER ve İKMİB, “milli katılım”
olarak organize edilen Feiplastic 2013’te Tür-
kiye plastik sektörünün en iyi temsili konusun-
da başarı sağladı.
Plastik sektörü açısından artan refahı
ve plastik tüketimiyle Türkiye’nin hedef ül-
kelerinden biri olan Brezilya’nın Sao Paulo
şehrinde iki yılda bir düzenlenen ve Güney
Amerika’nın en önemli fuarlarından biri olan
Feiplastic 2013 başarıyla tamamlandı. 20-24
Mayıs 2013 tarihleri arasında 85 bin metre-
karelik sergi alanında yapılan fuara Dünyanın
çeşitli ülkelerinden ve Brezilya’dan 1400 fi rma
katıldı. Türkiye’den 12 milli katılım organizas-
yonu ve 4 bireysel olmak üzere 16 Türk fi rma-
Dünya’nın ikinci büyük fuarı olan Chi-
naplas 2013, Çin’in Guangzhou kentinde
tamamlandı. Türkiye’den PAGDER-İKMİB’in
organizasyonu ve KOSGEB’in desteğiyle fi r-
maların da katıldığı, bireysel katılımlarla birlik-
te 150’nin üzerinde fi rma ve kurumla boy gös-
terdiği Chinaplas 2013’te, fuar etkinliklerinin
yanında iş organizasyonlarına da yer verildi.
Türkiye heyeti, 2012 cirosu 250 milyon Dolar
olan Borche Enjeksiyon Makineleri fabrikasına
düzenlenen geziye katıldı. PAGDER Başkanı
Hüseyin Semerci, Çin’in her alandaki ihracat
potansiyeli yanında, büyük bir iç pazar ve it-
halat imkanları da sunduğunu belirterek, fu-
ardan umut verici görüşmeler ve izlenimlerle
döndüklerini vurguladı.
Chinaplas 2013’e, 38 ülkeden 2900 fi r-
ma, katıldı. 3200 makine sergilendi. Fuarın zi-
yaretçi sayısı ise 115 bine ulaştı. Fuarda, plas-
tiğin kullanım alanlarına yönelik tanıtım amaçlı
olarak “Archi – Light“ (Mimari Işık) ev konseptli
sı, 250 metrekarede ürünlerini sergiledi. Sao
Paulo Başkonsolosu Mehmet Özgün Arman da
fuarda Türk fi rmaları ziyaret etti. Fuar kapsa-
mında, İKMİB ve PAGDER 2 gece gala yemeği
verdi.
Fuara Türkiye’den, Aksoy Plastik, Ba-
bir gösteri de düzenlendi. Gösteride, plastiğin
bina ve inşaat sektöründeki en son uygulama-
ları, plastik malzemenin ev tasarımı ve inşaa-
tındaki önemi vurgulandı. Fuar kapsamında
İKMİB ve PAGDER tarafından iki gala yemeği
organize edildi. Fuara, 15 ülkenin (Avusturya,
Kanada, Fransa, Almanya, Hong Kong, İtalya,
Kore, Çin, Tayvan, Türkiye, İsviçre, Singapur,
İngiltere ve Amerika) katıldığı ve bir önceki
fuara göre yüzde 22 oranında sergi alanı bü-
şar Ağır Makine, Ekin Makine, Gema Polimer,
İKMİB, Kuatro Plastik Makine, PAGDER, Puls
Elektronik, Sarem Makine, Şenmak Makine,
Termopol Plastik, Üstün İş Makine, Vatan
Plastik katıldı. Sektör temsilcileri ikili temaslar
yanında, fuar kapsamındaki seminer ve etkin-
liklere de iştirak ettiler.
yümesi sağlandığı belirtildi. Fuara, 115 binden
fazla ilgili ziyareti gerçekleştiği vurgulandı.
PAGDER-İKMİB organizasyonu ile Chinap-
las 2013’e, Akdeniz Kimya, Anadolu Mikronize,
Beno Plastik Ambalaj, Cey Kimya, İKMİB, Mel-
tem Kimya, PAGDER, Şenmak Makine, Tepe
Kimya, Termopol Plastik, Tisan Mühendislik
Plastikleri, Yantaş Yavuzlar Plastik katıldılar.
Plastik sanayicileri PAGDER-İKMİB işbirliğiyle Brezilya’da göz doldurdu
Türkiye plastik sanayicileri Çin pazarından umutlu
PLASFEDDERGİ
47
HOŞGÖR PLASTİK ZIRAİ SULAMAZiraai Sulama Boruları ve Ek ParçalarıKaytanlı Tip - Kelepçeli Tip - PVC BorularMandallı ve Kelepçeli Politen BorularYağmurlama EkipmanlarıKarık Sulama BorularıSilaj Örtüsü ve Silaj TorbasıFide Torbası
HOŞGÖR PLASTİK AMBALAJShrink Film
Naylon TorbaHışır PoşetHışır Torba
El Geçme ( Takviyeli) PoşetYumuşak Kulplu PoşetlerPerdelik (PE - Siyah ) Film
bilgi@hosgorplastik.com
www.hosgorplastik.com
Büro:
Balıkesir Cd. No:13 Mustafakemalpaşa – BURSA
Tel. : 0224 613 19 76
Faks : 0224 613 24 50
Fabrika:
Yalıntaş Cad. No:13 Tatkavaklı Mustafakemalpaşa – BURSA
Tel. : 0224 618 04 24 – 0224 618 10 20
Faks : 0224 618 04 84 – 0224 613 24 50
PLASFEDDERGİ
48
LİYAKAT Derneği’nin kadın işgücü ve
emeği üzerine farkındalık oluşturmak, kadın
emeğinin işe dönüştürülmesini teşvik etmek,
kadınların toplumdaki bireysel duruşlarını des-
teklemek amacını taşıyan projesi “Emek Pişti
Haydi Sofraya” projesi kapsamında, dezavan-
tajlı kadınların kendine yeter olarak hayatla-
rını sürdürmesi için çalışmalar yürütülüyor.
Bu kapsamda, Mazhar Zorlu Teknik ve Plastik
Endüstri Meslek Lisesi’nde İŞKUR katkısıy-
la kadınlar plastik enjeksiyon eğitimi alarak,
plastik sektöründe çalışabilecek yeteneklere
kavuşturuldu ve istihdam edildi.
Kadın istihdamı açısından, plastik sanayi-
inin önemli bir rol oynayabileceği görüşünden
hareket eden LİYAKAT – Lider Yaratıcı Katı-
lımcılar Derneği, “Emek Pişti Haydi Sofraya
Projesi” kapsamında sektör ile yakın işbirliği
içinde çalışıyor. Güloğlu Plastik Genel Müdür
Yardımcısı Gülçin Güloğlu, kadınların anatomik
yapısı itibariyle ellerinin küçük olduğunu hatır-
latarak, plastik sektörü montajlama ve üretim
alanlarına bu yüzden de daha yatkın oldukları-
na dikkat çekti. PAGDER Denetim Kurulu Üyesi
ve EBSO Meclis Üyesi olan Güloğlu, Başkan
Yardımcısı olduğu LİYAKAT Derneği’nin ge-
lecek dönemde de sektör ile yakın işbirliğini
devam ettirmesini istediklerini vurgulayarak,
“Türkiye’de ilk olarak İzmir’de gerçekleştirilen,
şiddete maruz kalmış kadınların yeniden haya-
ta kazandırılmasını sağlayan ”Emek Pişti Haydi
Sofraya Projesi” önemli bir başarıya ulaştı. Biz
LİYAKAT Derneği olarak eğitimli kadınların
girişimci olması yolunda bugüne kadar birçok
proje tamamladık. Ancak, bu projemiz Deniz
Yıldızlarımız dediğimiz kadınlarımıza can suyu
verecek, onların travmalarını sonlandıracak ve
hayata bağlayacak bir projedir. Ülkemizin sağ-
lıklı bir toplum olarak yeni nesiller yetiştirme-
sini istiyorsak bu tip çalışmaların çoğalmasını
ve ülke geneline yaygınlaştırılmasını sağlama-
lıyız. Kadınlarımıza bu sektörde eğitim ve iş
istihdamı yarattık” dedi.
ESPA Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ve
Kroma A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi olan ve uzun
yıllardır plastik sektöründe faaliyet gösteren
LİYAKAT Derneği Başkanı Berkay Eskinazi ise,
şirketlerin desteğinin bu tip projelerde büyük
önem arzettiğini belirterek, “Plastik sektörü-
nün içinde olduğumuz ve kadınlarımızın bu
işe yatkınlıklarından ötürü dezavantajlı kadın-
larımızın meslek eğitimini plastik sektörüne
yönlendirdik. Zor koşullar altında yaşayan ka-
dınlarımızın meslek eğitiminin desteklenmesi
için ve daha çok kadınımıza ulaşmak için sektör
temsilcilerini destek olmaya çağırıyoruz. Bu
projeyle 15 kadınımıza eğitim vererek 8’ini işe
yerleştirmeyi başardık. Bundan sonraki proje-
lerde yine benzer eğitimler için şirket sahiple-
rini göreve davet ediyoruz” dedi.
LİYAKAT Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği
LİYAKAT Derneği 2010 Aralık ayında li-
der, yaratıcı ve katılımcı birey olma misyonu
ile 11 girişimci kadının öncülüğünde İzmir’de
kuruldu. İzmir’in ve Türkiye’nin önde gelen iş
insanlarının desteğiyle çok sayıda projeyi ha-
Liyakat Derneği “Emek Pişti Haydi Sofraya” projesiyle zor durumdaki kadınlara ulaşıyor
Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği (LİYAKAT) kadın emeğine yöne-
lik farkındalığı artırmak amacıyla başlattığı “Emek Pişti Haydi Sofraya”
projesi kapsamında dezavantajlı yaşam koşullarında kalmış 15 kadına
yönelik uyguladığı programda başarı sağladı. Kadınlar, plastik enjeksi-
yon operatörlüğü eğitimi sonrası, sektördeki fi rmalarda işe yerleşerek
yaşamlarını idame ettirecek gelire ulaştı.
PANO
PLASFEDDERGİ
49
yata geçirme fırsatı bulan LİYAKAT Derneği,
geliştirdiği “Emek Pişti Haydi Sofraya-Deniz
Yıldızları Projesi” ile dikkatleri üzerine çekti.
Bu projeyle, zor şartlar altında yaşayan
kadınların mesleki eğitimleri sağlanarak kendi
hayatlarını idame ettirecek gelir seviyelerine
ulaşması amaçlandı. Projede, iş ve cemiyet
hayatından çok sayıda ünlü isim destek verdi.
Projede Mazhar Zorlu Teknik ve Plastik En-
düstri Meslek Lisesi, İŞKUR ve Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü destek veriyor. Çeşitli
yollarla ulaşılan 15 kadına, 90 saatlik ‘Plastik
Enjeksiyon Operatörü’ eğitimi verildi ve 8’i hali
hazırda istihdam edildi.
Projenin anlatılması amacıyla “tabak”
simgesi seçildi. Tabak simgesi gerekçesi, “Ta-
baklar bu kez ‘yemek taşımak için değil, kadın
emeğinin iş dünyasına aktarılması’ için kulla-
nıldı. Tabakların satışından elde edilen gelirle
proje bugüne kadar başarıyla ulaşırken, tüm
Türkiye’ye yayılması için çalışmalar sürdürü-
lüyor.
Projeden iki simge kadın: İdil ve Ayşe
Proje kapsamında yapılanları anlatmak
amacıyla İdil ve Ayşe de kendi öykülerini geç-
tiğimiz aylarda basınla paylaştı. İdil ve Ayşe,
meslek sahibi olmalarının sorunlarının çözümü
yönünde büyük bir katkı verdiğini belirterek,
benzer ya da aynı sıkıntıları yaşan kadınların
kendilerini geliştirmeleri, meslek ve iş sahibi
olmalarının önemine işaret ettiler. Her iki ka-
dın, meslek ve iş sahibi olmalarının ardından,
eğitimlerine devam etme fırsatı da bulduğu-
nu belirterek, lise eğitimlerini sürdürdüklerini
anlattılar. İdil, küçük yaşta evlendirilmesi ve
eşinin çalışmayarak ardından şiddet dolu ev-
lilik yaşamı sonrası, ailesinin engellemelerine
rağmen boşanma
kararı almasıyla çok
zor şartlar altında ya-
şamak zorunda kaldı.
Ancak proje
kapsamında aldığı
plastik enjeksiyon
makinesi eğitimiy-
le iş sahibi oldu ve
ekonomik bağımsız-
lığını kazandı. Ayşe
ise babasını kaybet-
mesinin ardından
büyüdüğü ortamda,
anne, ağabeylerinin
eşleri ve çocuklarının
geçimine katkı için çalışmak zorunda kaldı ve
resmi şartlar yerine getirilmeden evlendirildi.
Gördüğü şiddet sonrası boşanan Ayşe de “Ya-
şadıklarımdan dolayı hayattan umudumu kes-
tiğim için önce LİYAKAT Derneği’nin projesine
katılmak istemedim. İşe yaramaz gibi geldi
bana. Ama sonradan ikna oldum. Mazhar Zorlu
Teknik ve Plastik Endüstri Meslek Lisesi’nde
eğitimlere katıldım ve plastik enjeksiyon maki-
ne operatorü oldum. Sonra bizi işe de yerleş-
tirdiler. 6 aydır çalışıyorum” dedi.
PANO
Paslanmaz Çelik-GalvanizFiltre ve Tel, İthalatı-Üretimi.
NCE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
İSTOÇ 29.Ada No:101
Bağcılar / İstanbul
Tel. : 0212 659 42 37 - 659 42 30
Faks : 0212 659 42 38 - 659 50 07
e-mail :info@fil-tel.com
web :www.nceltd.com.tr www.fil-tel.com
PLASFEDDERGİ
50
PANO
Allworld Network tarafından TOBB’un
öncülüğünde, Türkiye Ekonomi Politikaları
Araştırma Vakfı TEPAV’ın işbirliğiyle ilgili 2012
yılında en hızlı büyüyen 100 şirketin ödüllen-
dirileceği AllWorld Network Türkiye 100 de-
ğerlendirmesinde başvuru süreci tamamlandı
ve geri sayım başladı.
Türkiye 100’ün tanıtım yüzü olan ve daha
önce iki yıl üst üste bu listede iki ayrı şirketle
yer alan SEM Plastik Genel Müdürü ve PAGDER
Başkan Yardımcısı Yavuz Eroğlu, bu listede yer
almanın önemli kazanım sağladığını belirterek;
“Yarışma sonrasında dünya çapında başarı-
lı birçok girişimci ile tanışma imkânı buldum.
Tüm çalışanlarımızla, başarımızın böyle pres-
tijli bir ekip tarafından onaylanması ve dün-
yaya duyurulmasının haklı gururunu yaşadık.
Yaptığımız işler, tedarikçilerimiz, müşterileri-
miz, fi nans kuruluşları ve kamuoyu tarafından
takdir topladı ve başarıyı onlarla paylaştık ve
başarı gerçekten paylaştıkça büyüdü” değer-
lendirmesini yaptı. AllWorld “Türkiye Hızlı Bü-
yüyen 100” kapsamında belirlenen şirketler,
düzenlenen bir zirveyle ödüllerini alacaklar.
2012 yılında, AllWorld Arabia 500+Tur-
key olarak yapılan değerlendirmede PAGDER
üyelerinden Pan Pen Güloğlu Plastik, genel
değerlendirmede 6’ncı sırayı elde ederek
büyük bir başarıya imza atmıştı. Eurotec Mü-
hendislik Plastikleri 27’nci, Sem Plastik 38’inci
sırada yer almıştı. Sektörün önde gelen diğer
fi rmalarından Zirve Polimer 23’üncü, Credoy
Polimer 28’inci sırada yer bularak büyük bir
başarıya imza
atılmıştı.
SEM Plastik
Genel Müdürü
Yavuz Eroğlu da
Sem Plastik ve
Credoy Polimer
olarak iki şirketle,
iki yıl üst üste en
fazla büyüyen
şirketler listesine girme başarısına ilave ola-
rak, girişimcilik konusunda yaptığı çalışmalar
ve bir ilk olan Filistin’deki sanayi yatırımı nede-
niyle AllWorld Network Özel Ödülü’nü almıştı.
AllWorld Network
AllWorld Network, 2007 yılında Boston’da
aralarında Harvard Üniversitesi’nin ünlü İş İda-
resi Profesörü Michael Porter’ın da bulunduğu
bir grup girişimci ve akademisyen tarafından
kuruldu. AllWorld Network, gelişmekte olan
ülkelerdeki en hızlı büyüyen şirketleri içeren
listeler açıklayarak, başarılı şirketlerin küresel
arenadaki görünürlüğünü arttırmayı amaçlı-
yor.
AllWorld Network tarafın-
dan TOBB’un öncülüğünde,
TEPAV’ın işbirliğiyle hayata
geçirilen ve her yıl en hızlı bü-
yüyen şirketlerin ödüllendiril-
diği AllWorld Network Türkiye
100’e başvurular tamamlandı.
Yapılacak değerlendirmenin
ardından en hızlı büyüyen şir-
ketlere ödül verilecek. 2012’de
AllWorld Arabia kapsamında
yapılan değerlendirmede plas-
tik sektöründen 5 şirket ödül
almıştı.
AllWorld Network En Hızlı Büyüyen 100 Şirket için heyecan başladı
2006 yılından beri Özka ve Karmusan markalarıyla mobilyadan tekstile, plastikten kırtasiye
sektörüne kadar farklı sektörlerde kullanılan karton roliklerin ve gri mukavvaların üretiminin
yanı sıra 2011 yılı itibariyle ambalaj naylonu üretimine de başlamıştır. Rulo ve torba olarak
baskılı-baskısız shrink, düz, balonlu ve sandeviç naylon üretimi yapan firmamız aylık 900 ton
üretim kapasitesine sahiptir.
Plastik atık ürünlerin doğaya karışmaları çok uzun zaman almaktadır. Bu sebeple plastik ürün-
lerin geri dönüşümünün hem ekonomi açısından hem de çevre duyarlılığı açısından ne kadar
önemli olduğunu bilen Özka Ambalaj kendi geri dönüşüm tesisini de bünyesine katmıştır.
ÖZKA AMBALAJ KAĞIT PLASTİK SANAYİ LTD. ŞTİAdres : 1. Organize Sanayi Bölgesi 14. Cadde
No:44 38070 Kayseri/ Türkiye
Telefon : +90 352 322 01 00
Fax : +90 352 322 08 51
www.ozkaambalaj.com
info@ozkaambalaj.com
jalaj.comwww.ozkaambalaj.com
PLASFEDDERGİ
52
PANO
Almanya’nın Düsseldorf şehrinde 16-23
Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek sek-
törün en büyük fuarı olan “K 2103” için geri
sayım sürüyor. Fuar şirketi Messe Düsseldorf
GmbH tarafından K Fuarları öncesi geleneksel
olarak düzenlenen bilgilendirme toplantısı “K
2013 Preview”, 3 Temmuz’da çok sayıda ga-
zeteci ve 34 farklı ülkeden 96 konuğun katı-
lımıyla gerçekleştirildi. Türkiye’den sektörü
PLASFED’in yayın organı PLASFEDDERGİ adı-
na Selçuk Bostancı’nın temsil ettiği toplantıda,
Türkiye plastik sanayicileri de gündeme gelen
konular arasındaydı.
Toplantıda, K Fuarı’nda yaşanan gelişme-
ler ve teknik bilgiler yanında, küresel kriz ve
Dünya plastik sektörüne etkilerine yönelik su-
nuşlar yapıldı. Ayrıca, fuarda öne çıkacak olan
yenilikleri sunacak olan 13 şirket ürünlerine
yönelik sunumlar gerçekleştirdiler.
Türkiye’nin adını daha çok duyacağız
Alman Plastik Sanayicileri Federasyonu
(WVK) Başkanı Dr. Josef Ertl toplantıda yaptığı
sunuşta, “Türkiye’nin büyüyen plastik endüst-
risi, ürün ve hizmetlerini daha güçlü şekilde
gösteriyor. Üç yıl öncesine kıyasla sergi ala-
nında 1000 m2’lik artış yaparak, toplam 4000
m2 net sergi alanında Türkiye plastik ürünleri,
makineleri sergilenecek. Bu yıl ve önümüzde-
ki yıllarda Türkiye plastik sektörünün ismini
daha çok duyacağımızı düşünüyorum” dedi.
Dr. Josef Ertl, Avrupa’da, başta otomotiv
olmak üzere küresel kriz nedeniyle bazı sek-
törlerde yaşanan düşüşlerin, inşaat sektörün-
deki durgunluğun sektör üretimini doğrudan
etkilediğini, artan enerji maliyetlerine bağlı
olarak hammadde fi yatındaki istikrarsızlık ve
Avro krizinin çeşitli kanallardan sektörü zorla-
dığını belirtti.
Avro bölgesindeki fi nansal sorunların gö-
rünümünü “pek iç açıcı değil” sözleriyle değer-
lendiren Ertl, küresel krizin etkilerinin bütün
sektörlerde olduğu gibi plastik sektöründe de
görülmeye devam ettiğini, bütün bu süreçlere
Avrupa Birliği ülkelerindeki siyasi istikrar so-
runlarının eklendiğini kaydetti.
Ertl, Avrupa dışında, küresel kriz yanında,
bankacılık krizleri, ticari korumacılık eğilimleri,
iklim değişikliği konusunda endüstri üzerin-
deki baskılar, Afrika ve Arap ülkelerindeki po-
litik istikrasızlıkların Dünya plastik sektörünü
olumsuz etkileyen unsurlar olarak öne çıktığı-
nı belirtirken, buna rağmen geleceğe yönelik
umut beslenilmesi gerektiğini, kriz dönemle-
rinde sektörün yaratıcı çözümlerle ortaya çık-
ma gücünü daha önce de gösterdiğini anlattı.
Sektöre ilişkin son dönemdeki en dikkat
Türkiye plastik sektörü K Fuarı’nda 4 bin metrekare alanda ürünlerini sergileyecek
Sektörün en büyük fuarı olan K 2013 için geri sayım sürerken, ge-
leneksel olarak yapılan ve K Preview adı verilen tanıtım toplantısında
Türkiye plastik sektörü de gündeme geldi. Alman Plastik Sanayicileri
Federasyonu (WVK) Başkanı Dr. Josef Ertl, toplantı kapsamında yaptığı
sunumda, “Türkiye’nin adını daha çok duyacağız” dedi.
PLASFEDDERGİ
53
PANO
çekici gelişmelerden birinin “kaya gazı” ol-
duğunu kaydeden Ertl, çok ucuz olarak elde
edilen ve ABD’nin yoğun olarak kullanmaya
giriştiği “kaya (şist) gazı” yoluyla, plastik sek-
töründe Avrupa’ya ciddi rakip olarak ortaya
çıkmaya başladığını belirtti. Ertl, “ABD petro-
kimyada yeni bir küresel merkez haline gel-
mektedir. Birçok kişi ABD’nin yeniden sanayi-
leşmesinden bahsediyor. Bu durumun plastik
açısından da uzun süreli bir etkisi olabilir” dedi.
K 2013 yeniliklerin sahnesi olacak
Toplantıda verilen bilgilere göre, K
2013’te 170 bin metrekare alanda ürün ser-
gilenecek. Alman plastik ve kauçuk sanayici-
PAGDER, sektörün en büyük fuarı olan
ve yaklaşık 1000 metrekaresi milli katılım
kapsamında olmak üzere toplam 4 bin met-
rekare alanla büyük katılımcı ülkeler arasında
bulunan Türkiye plastik sanayicileri için geniş
imkânları içeren iş gezisi planladı. PAGDER
Düsseldorf’ta sadece Türkiye’den gelecek iş
insanları için kapattığı otel ile katılımcılarına
en iyi imkânlardan birini sunmaya hazırlanıyor.
PAGDER ve İKMİB -İstanbul Kimyevi Mad-
deler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği işbirliği
ile 27 fi rmanın yaklaşık 1000 m2’lik bir alan-
da milli katılım organizasyonu düzenleyeceği
Dünyanın en büyük plastik fuarı olan K 2013
lerinin ve makine ima-
latçılarının fuar alanının
yüzde 43’lük bölümünde
faaliyet gösterecek. Al-
manları, İtalyan plastik
sektörü izleyecek. ABD’li
fi rmalar 5300 metrekare,
Türk fi rmaları da 4000
metrekare alan alımı ger-
çekleştirdi. Son dönemde
bütün sektörlerde dikkat
çekici ilerleme sağla-
yan Asya ülkelerinin bir
önceki fuara göre sergi
alanlarını genişlettiği, Çin, Tayvan, Hindistan,
Japonya ve Güney Kore’nin sergi alanının bir
önceki 18,000 metrekare alandan, 25,000
için geri sayım
devam ediyor.
Üç yılda bir dü-
zenlenen ve
16-23 Ekim ta-
rihleri arasında
gerçekleşecek
fuar için hazır-
lıklar tamam-
landı. PAGDER
tarafından or-
ganize edilen iş
gezisiyle sektör
mensuplarının,
plastik sanayii
açısından en
önemli etkin-
liklerinden biri
olan K Fuarı’ndan en fazla faydayı sağlaması
için ayrıntılı düzenlemeler yapıldı.
Otel kapatıldıYapılan çalışmalarla gerek konaklama-
ulaşım, gerekse catering hizmetleri açısından
Türk heyetinin bütün taleplerini yerine getir-
mek üzere, fuar alanına 25 dakika mesafede
olan ve tüm fuar süresi boyunca sadece Türk
ziyaretçilere ayrılan bir otelle anlaşmaya va-
rıldı. Bu kapsamda, havaalanı-otel-havaalanı,
otel-fuar alanı-otel arasında servis imkanı da
sağlandı. Otel ve otel dışında organize edilen
yemek etkinliklerinde, sektör mensuplarına
en uygun koşullarla Türk yemeklerinden olu-
şan ve helal ürünlerden yapılmış sabah kah-
metrekareye çıkardığı da dikkat çekici not ola-
rak belirtildi.
valtıları ve akşam yemeği menüleri ayarlandı.
PAGDER’den yapılan açıklamada, otelde Türk
iş insanlarının da “mini bir fuarının” gerçek-
leşmiş olacağı, iş insanlarının tanışma ve iş
yapma ortamı bulabileceği belirtildi. Yapılan
organizasyonda konaklama boyunca, lobide
sıcak içecekler, Lig Tv ve Wi-Fi ücretsiz ola-
rak alınacak. İsteğe bağlı olarak ücretli olarak
Amsterdam ve Paris turları da alınabilecek.
PAGDER ve İKMİB K Fuarı İş Gezisinde, 14-
24 Ekim, 16-19 Ekim, 19-23 Ekim (2 versiyon)
olmak üzere 3 ayrı tarihli program belirlendi.
PAGDER-İKMİB iş gezisinde paket ücrete da-
hil hizmetler şöyle: THY ile alan vergileri dahil
gidiş-dönüş uçak bileti, 10 gece oda-kahvaltı
konaklama, Köln havalimanında Türkçe karşı-
lama, havaalanı-otel-havaalanı transfer, otel-
fuar-otel servis, rehberlik, Wi-Fi, Lig-TV dahil
Türkçe tv kanalları, lobide çay-kahve.
PAGDER-İKMİB Milli katılım organizasyo-
nuyla K 2013’e katılan fi rmalar ise şöyle: Ada-
çal Kimyevi Maddeler, Aksoy Plastik, Almak
Ateş Makine, Apeks Makine, Başar Ağır Maki-
ne, Credoy Polimer, Dermak Makine, Devot-
rans Elektrik Makineleri, Ekin Makine, Eryıldız
Makine, Hayat Kalıp, İnter Kauçuk, İKMİB, Ka-
rataş Makine, Kıranda Kalıp, Kuatro Plastik Ma-
kine, Opkon Optik Elektronik, Orion Isı Sanayi,
PAGDER, Sa-fi Rezistans, Ser Rezistans, Şen-
mak Makine, Takımsan Dişli Kesici Takımları,
Tayf Plastik, Ünveren Hava Sistemleri, Üstün
İş Makine, Vatan Plastik.
K 2013’e PAGDER ile katılanlar özel otelde kalacak
PLASFEDDERGİ
54
PANO
Kırklareli’nin Vize ilçesinde
kurulan Türkiye’nin ilk plastik or-
ganize sanayi bölgesi (OSB) PAG-
DER & ASLAN Özel OSB’de geli-
nen aşama sektör temsilcileriyle
değerlendirildi.
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci ve
PAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Fidan Aslan’ın
gelinen aşama hakkında bilgi verdiği toplantı-
da, özel bir girişim olan OSB’nin yatırımcılara
istedikleri zaman projeye dahil olma, haklarını
devretme imkanı sağladığı hatırlatıldı. Fidan
Aslan, 2103 Eylül ayında imar, parselasyon
ve alt yapı uygulamalarının tamamlanmasının
planlandığını, girişimlerin bölgede istihdamı
da canlandıracağını belirterek, plastik sanayi-
cilerine teşvikli yatırım fırsatı sunuyor olmak-
tan, faaliyetleri sürdürebilecekleri modern bir
Dünyanın en
prestijli iş ve eko-
nomi dergilerinden
olan Fortune, yaptığı anketle kendi alanlarında
Dünyanın en beğenilen şirketlerini belirledi.
Ankete katılanlar, Dünyanın En Beğenilen Kim-
ya Şirketi olarak BASF’i ortaya koydu. BASF ge-
çen yıl yapılan ankette ikinci sıradaydı. Fortune
Dergisi’nde yayınlanan anket sonuçlarına göre
BASF, bu alanda son dönemde yürüttüğü faa-
liyetleriyle de başarıya ulaşmış oldu.
Anket sonuçlarına ilişkin olarak BASF’ten
yapılan değerlendirmede, “Sürdürülebilir bir
gelecek için kimya yaratma” ilkesinin BASF fa-
aliyetlerinin hedefi olduğu belirtilerek, “İnsana,
doğaya ve çevreye katkı sağlayan hammadde-
ler geliştirerek kimya sektöründe fark yaratı-
yor. Yapı kimyasallarından plastiklere, bitki ko-
üretim alanı kuruyor olmaktan mutluluk duy-
duklarını söyledi.
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüse-
yin Semerci de yaptığı konuşmada, metreka-
resi 25 dolardan belirlenen PAOSB’de parsel
değerinin bölge değerine paralel artışını sür-
dürdüğünü belirtti. Semerci, “OSB’ler plas-
tik mamul işleyen ile mühendislik plastikleri,
masterbatch üreticileri, makine üreti-
cilerinin bir arada olduğu, karşılıklı ti-
cari etkileşimlerle dolu bir yaşam vaat
ediyor. Böylece OSB’de yer alacak fi r-
malar iş kollarındaki diğer temsilciler
ve hammadde sağlayıcılarıyla da bir
arada olmaları sebebiyle maliyet avan-
tajları elde edebiliyor ve birçok hizmeti
ekonomik olarak gerçekleştirilebiliyor”
dedi. Üçüncü etap satışların son aşa-
mada olduğunu kaydeden Semerci,
kendi fi rmaları dahil 32 fi rmanın yatırım
kararı aldıklarını hatırlattı.
ruma ürünlerinden petrol ve doğalgaza kadar
geniş bir yelpazede hammadde üretimi gerçek-
leştiren BASF, Ar-Ge alanında hayata geçirdiği
yatırımlarla da sürdürülebilirlik bilincinin yer-
leşmesi ve toplumlar tarafından benimsenmesi
için çalışıyor” denildi.
“Dünyanın En Beğenilen
Şirketleri” anketi, her yıl Fortune
Dergisi’nin önderliğinde ve yö-
netim danışmanlığı şirketi Hay
Group’un iş birliğinde gerçekleşi-
yor. Anket kapsamında; ürün ve
hizmet kalitesi, küresel rekabet
gücü ve yönetim kalitesi kate-
gorilerine göre sektör uzmanları
tarafından incelenen 700 şirket,
performansları doğrultusunda
listedeki yerlerini alıyor.
PAOSB’nin ihtisas OSB olarak kurulduğu-
nu ve tamamen plastik sanayisine göre özel
bir altyapı sunduğu belirtilen bilgilendirme
toplantısında, plastik sanayicilerinin ihtiyacına
göre enerji, arıtma, imar ve parselasyon, hiz-
met ile destek alanlarının yanı sıra ortak kul-
lanım alanlarına yönelik planlamanın yapıldığı
kaydedildi.
Dünyanın lider kimya şirketi konumun-
da bulunan BASF’in hemen hemen bütün
endüstriyel alanlarda ürünleri kullanılıyor.
BASF’ta, 2012 yılı sonu itibarıyla dünya çapın-
da 110 binin üzerinde çalışanı ve toplam satış-
ları 72,1 milyar Avro düzeyinde bulunuyor.
PAGDER & ASLAN OSB’de Eylül’e kadar imar, parselasyon ve altyapı uygulamaları tamamlanacak
BASF, Fortune anketinde “Dünyanın En Beğenilen Kimya Şirketi” seçildi
PLASFEDDERGİ
55
PLASFEDDERGİ
56
PANO
Plastik sektörünün bütün mensuplarına
açık olarak faaliyet gösteren PAGDER Kütüp-
hanesi genişliyor. PAGDER Başkanı Hüseyin
Semerci, geçen yıldan itibaren kütüphanenin
bütün sektör mensuplarına açıldığını hatırla-
tarak, amaçlarının sektörde bilgi kaynaklarına
erişimin kolaylaştırılması olduğunu belirtti.
Sektör mensuplarından sadece bilgi
kaynaklarından yararlanma değil, sektörel ve
ihtisas yayınları açısından zenginleşmesi için
kitap bağışında da bulunmasını beklediklerini
kaydeden Semerci, “Buradan iki çağrı yapmak
istiyorum. Birincisi, üyelerimizi, sektör men-
suplarımızı kütüphanemizden yararlanma
konusundadır. Diğeri ise siz değerli üreticile-
rin kütüphanemizin zenginleşmesi için kitap
bağışında bulunmalarıdır. Kütüphanemizin
gelişerek sektörümüze yönelik önemli bir bil-
gi kaynağı olması yönünde gayretimiz devam
edecek” dedi.
PAGDER’den sektöre önemli bir bilgi kaynağı: Kompaund Ekstrüzyonu kitabı tanıtıldı
Öte yandan, PAGDER’in katkılarıyla,
Türkçe olarak da yayınlanan Hintli Steer fi r-
masının kurucusu ve Genel Müdürü Babu
Padmanabhan’ın kaleme aldığı “Kompaund
Ekstrüzyonu” isimli rehber kitabı tanıtıldı.
İstanbul’da yapılan tanıtım seminerine, kitabın
yazarı ve Steer fi rmasının kurucu Genel Mü-
dürü Babu Padmanabhan, PAGDER Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, PLASFED
Başkanı Selçuk Aksoy, İstanbul Üniversitesi
Mühendislik Fak. Kimya Müh. Bölümü’nden
Doç. Dr. Tuncer Yalçınyuva, Enplast Plastik
Kimya San. Tic. A.Ş.’den Yakup Ülçer ve Euro-
tec Mühendislik Plastikleri San. ve Tic. A.Ş.’den
Murat Cansever katılarak, kompaund teknolo-
jisinin Türkiye’deki durumunu ve sektördeki
yerini vurgulayan sunum ve konuşmalar yap-
tılar.
Kitabın yazarı, Steer fi rması kurucusu
ve Genel Müdürü Dr. Babu Padmanabhan,
PAGDER’e teşekkür ederek, “Medeniyetin
beşiği olan İstanbul’da sizlerle olmak ayrıca-
lık veriyor, onur duyuyoruz. Buradayız, çünkü
sürdürülebilir rekabetin ancak bilgi ve tek-
nolojide ilerlemeyle geleceğine inanıyoruz.
Teknoloji, verimliliği önemli ölçüde destekler.
Maliyetlerin düşmesi ekonomik avantaj sağ-
layarak rekabet şansını güçlendirir. Bu kitapla
endüstriye katkıda bulunmaktan mutluluk du-
yuyoruz.” dedi.
İlk etapta 3 bin adet bastırılan kitabı en-
düstri meslek liselerine ve meslek yüksek
okullarının plastik bölümlerinde okuyan öğ-
rencilere hediye ettiklerini ileten PAGDER
Başkanı Hüseyin Semerci ise, “Dr. Babu Pad-
manabhan dünya çapından tanınan, değerli bir
bilim insanı. Bize verdiği destek için kendisine
teşekkürlerimizi sunmak isterim. Türkçe’de
sektörümüze yönelik teknik yayın açığını ka-
patmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Amacımız gelecekte sektörümüzde gö-
rev alacak gençlerimizin kişisel gelişimine
destek olmak ve teknik bilgilerine yenilerini
katmak. Bu konuda her türlü yayın desteğine
açığız.” dedi.
Semerci, PAGDER’in bir başka yayın hazır-
lığında olduğunu kaydederek, “Dünya Plastik
Atlası’’ adını verdiğimiz bir diğer çalışmamızı
da yakında sizlere sunacağımızı burada payla-
şıyor olmaktan mutluyuz. Bu atlasta dünyada
plastik mamulü ithal eden ülkelerin analizleri
bulunacak. Sektörümüzdeki şirketler pazar
analizi yapmak için o ülkeye gitmek zorunda
kalmayacaklar. Araştırma maliyetlerini kısmak
açısından bu yayının büyük faydalar getirece-
ğini düşünüyoruz” dedi.
“Kompaund teknolojisindeki gelişim Türkiye’nin stratejik amaçları açısından da önemli”
Seminerde konuşmacı olarak bulunan
PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Ak-
soy da, kompaund teknolojilerinin önemine
değindi: “Kompaund, Türkiye için önemli bir
konu. Bu alanda kendimizi geliştirmemiz ge-
rekli. Türkiye dünyada önemli bir plastik oyun-
cusu, bu alanda kaydedeceğimiz gelişimler ül-
kemizin stratejik amaçları açısından da önem
taşıyor.” diyen Aksoy, katma değeri daha yük-
sek ürünler üretme gereğini vurguladı. Aksoy,
“En önemli konu rekabet gücümüzü arttırmak.
Verimlilik potansiyelimizi güçlendirmeliyiz.
Peygamberimiz, ‘İlim Çin’de de olsa gidip alınız’
demişti. Biz de Hindistan’da bulup getirdik. Dr.
Padmanabhan’a bu kitabı yazdığı ve PAGDER’e
de bu kitabı sektörümüze kazandırdığı için te-
şekkürlerimi sunarım.” ifadesini kullandı.
PAGDER “Kompaund Ekstrüzyonu” kitabını tanıttı
PAGDER tarafından oluşturulan ve üyeler yanında tüm sektör temsilcilerinin kullanımına açılan PAGDER Kütüphanesi genişli-yor. PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, çok sayıda teknik yayın bulunan kütüphanenin ihtisas yayınları başta olmak üzere sek-töre yönelik bilgi kaynaklarının geliştirilmesi için faaliyetlerin sürdüğünü vurguladı. Öte yandan, PAGDER tarafından Türkçe yayınlanan alanının en önemli yayınlarından biri olan Kompaund Ekstrüzyonu sektörün ilgisine sunuldu.
PLASFEDDERGİ
57
PANO
PAGDER ASLAN OSB’nin katkılarıyla ha-
yata geçirilen ve sektörün yetişmiş eleman
ihtiyacını karşılamada önemli fonksiyon üst-
lenecek Kırklareli Üniversitesi Vize MYO Plas-
tik Bölümü için YÖK onayı tamamlandı. İnşaat
çalışmaları devam eden okula yönelik PAGDER
de girişimlerini yoğunlaştırdı. PAGDER Eğitim
Komitesi üyeleri, Vize’ye inşaat konusunda
görüşlerini aktarmak üzere bir seyahat orga-
nize etti.
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci’den destek için çağrı
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci yap-
tığı açıklamada, Vize MYO Plastik Bölümü’nün
hızla tamamlanmasından mutlu olduklarını
belirterek, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Rek-
törü Prof. Dr. Mustafa Aykaç ve , Vize MYO Mü-
dürü Yrd. Doç. Dr. Nihat Kamil Anıl’a teşekkür
ederek, “Seçkin bir eğitim kurumu olacağına
inandığımız ve sektörümüz açısından kritik
bir konu olan yetişmiş elemanların kazanımı
konusunda önemli rol oynayacağını düşündü-
ğümüz Plastik Bölümü’nün ihtiyaçları önemli.
YÖK onayı alındı ve inşaat hızla ilerliyor. Sek-
törümüz mensupları, üyelerimiz, OSB yöneti-
mimiz şimdiye kadar desteklerini esirgemedi
ancak görevimiz bitmedi. Onay alınmasının
ardından bir kez daha görev sırası sanayicile-
rimize gelmiştir. Buradan bütün dostlarımıza,
eğitim gönüllülerine sesleniyorum. Plastik
atölyesi, laboratuvar için makine teçhizat ya-
tırımı yapılmalı. Bu konuda sektörümüz men-
suplarının desteğini esirgemeyeceğine inanı-
yorum” dedi.
Vize’nin, plastik sektörü için çok önemli
bir merkez olacağını hatırlatan Hüseyin Se-
merci, 2013-2014 döneminde ilk öğrencilerini
almayı hedefl eyen Plastik Bölümü’nün Vize’ye
yapılacak plastik yatırımlarını çok daha anlamlı
hale getirdiğini belirtti. Vize MYO, Plastik Bö-
lümü ve diğer bölümlere yapılan yatırımlar sa-
yesinde, 2013-2014 eğitim öğretim yılından
itibaren 3 bin öğrenci kapasitesine ulaşacak.
Vize MYO Plastik Bölümü’ne YÖK onay verdi, görev sırası plastik sanayicilerine geldi
Plastik sanayicilerinin des-teğiyle hayata geçen Kırklareli Üniversitesi Vize MYO Plastik Bölümü açılması YÖK tarafın-dan onaylandı. PAGDER Baş-kanı Hüseyin Semerci, sektör mensuplarını 2013-2014 eği-tim-öğretim yılında ilk öğrenci-lerine kabul etmeye hazırlanan Bölüm için atölye ve laboratu-var yatırımına makine-teçhizat yönünden desteklemeye ça-ğırdı.
Esen Plastik akredite laboratuvar hizmeti verecekEsen Plastik, TÜRKAK tarafından yetki belgesi alacak laboratuvar
kurmak için yatırıma başladı. Esen Plastik bünyesinde kurulacak labo-
ratuvar ile uluslar arası geçerliliği olan sertifi kalar verilebilecek.
Türkiye plastik sektörünün önemli kuru-
luşlarından Esen Plastik, TÜRKAK tarafından
akredite edilecek plastik test ve deneylerinin
yapılacağı laboratuvar kuracağını açıkladı.
Esen Plastik’ten yapılan açıklamada, labora-
tuarın sektörün tamamına hizmet vereceği ve
TÜRKAK tarafından akredite olduğu için ulus-
lar arası geçerliliği olan belgelendirmelerin ya-
pılabileceği kaydedildi. Öncelikli olarak TS EN
ISO/IEC 17025 standardına uygunluk testleri-
nin başlayacağı kaydedilen açıklamada, sektö-
re önemli katkı verecek bir tesis oluşturmanın
hedefl endiği kaydedildi. Esen Plastik Yönetim
Kurulu Başkanı Salih Esen yaptığı açıklamada,
akreditasyon başvurusunu TÜRKAK’a yaptı-
larını belirterek, en modern donanımı hayata
geçirmek istediklerini vurguladı. Esen Plastik
ürünleri yanında, isteyen diğer fi rmaların hat-
ta diğer ülke fi rmalarının ürünlerinin deney ve
testlerini yapmanın mümkün olduğunu vurgu-
layan Salih Esen, ilk etapta TÜRKAK’a 20 de-
ney için başvuruda bulunacak ekipman ve uz-
man altyapısını oluşturduklarını anlattı. Esen,
“İç piyasa müşterilerinin kalite konusundaki
bilgi seviyelerinin artması için biz üreticilere
büyük sorumluluklar düşüyor. Uluslararası ge-
çerliliği olan belgelere sahip olmak ürünlerin
marka değerini artıran bir özellik. Esen Plastik
olarak yurdumuzda ve dünyada güvenilirliği-
mizi kanıtlamış bir markayız. Dünya ile rekabet
eden sistemler içinde gelişimi sürdürebilmek
için markanıza ve ürünlerinizin kalitesine sü-
rekli yatırım yapmak zorundasınız. Bu alandaki
değişimleri takip etmek ülke olarak da ihraca-
tın önünü açmamızı sağlayacaktır” görüşünü
vurguladı.
Esen Plastik’ten yapılan açıklamada, la-
boratuvarın ayrı bir tesis olarak oluşturulduğu,
polietilen, PVC, PPRC, PEX ana ham maddele-
rinden oluşan bu ürünlerin iç basınca karşı di-
rencinin belirlenmesi, dış darbeye mukaveme-
tinin tayini, karbon siyahının tayini, çekme ve
kütle akış hızı gibi özelliklerinin ölçümlerinin
yapılabildiği belirtildi.
PLASFEDDERGİ
58
PANO
Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)
Ekonomi Bakanlığı tarafından uygulanan des-
tek programı kapsamında yurt dışında tanıtım
ofi sleri açmak için çalışma başlattı. Tanıtım
ofi slerinin, Ekonomi Bakanlığı’nın “Hedef ve
Öncelikli Ülkeler” kapsamında bulunan ülkeler
öncelikli olarak açılması kararlaştırıldı.
PAGDER’den yapılan açıklamada, üyelerin
ve sektör mensuplarının ürettikleri mamul ve
makineleri yurt dışında tanıtmak ve satışını
artırmak amacının taşındığı belirtilerek, Eko-
nomi Bakanlığı’nın bu türden faaliyetlere yö-
nelik destek programından yararlanılmasının
planlandığı kaydedildi. Ayrıca, PAGDER çalış-
maların zenginleştirilmesi ve ofi s-showroom
açılacak ülkelerin belirlenmesi amacıyla bir
anket çalışması başlatarak sektörün görüşle-
rini almaya başladı. PAGDER Başkanı Hüseyin
Semerci yaptığı değerlendirmede, “Sektörü-
müzün gelişimi açısından önemli bir fırsatı kul-
lanmak istiyoruz. Projemizin temel çerçeve-
sini belirledik ve sektör mensupları ile birlikte
şimdi detaylandırmak istiyoruz. Anketimiz bu
açıdan önemli. PAGDER olarak sektörün geli-
şimi açısından kamu desteğini de kullanarak,
mensuplarımıza en az maliyetle maksimum
faydayı sağlayacak bir girişim başlatmaktan
dolayı son derece heyecanlıyız” dedi.
PAGDER projesiHer ülkede açılacak tanıtım birimlerinin
ofi s ya da showroom olarak yapılandırılabildiği
hatırlatılan açıklamada, Ekonomi Bakanlığı’nın
sektörü temsil niteliği bulunan kuruluşların
yurt dışındaki tanıtım-pazarlama amaçlı birim-
lerini 2010’dan bu yana (2010/6 sayılı Tebliğ)
desteklediği kaydedildi. Desteklerin, sadece
ofi s ve showroom ile sınırlı olmadığı, fi rmaların
tanıtım, marka tescil giderlerinin de destek-
lendiği hatırlatıldı.
PAGDER’den yapılan açıklamada, bu teb-
liğ kapsamında oluşturulacak tanıtım ofi sleri
veya showroomlara yönelik olarak sektörden
görüş toplamak amacıyla çalışma başlatıldığı
bildirildi. Önceliğin, daha fazla destek veril-
mesi sözkonusu olduğu için Ekonomi Bakan-
lığı tarafından ilan edilen hedef ve öncelikli
ülkelere verildiği belirtilen açıklamada, sektör
mensuplarına yönelik anketin de açıldığı vur-
gulandı. Tebliğ kapsamında belirtilen “İşbirliği
Kurumu” tanımına dayalı olarak PAGDER’in
uygulayıcı konumunda olduğu hatırlatılan
açıklamada yurt dışı ofi sler; “Hedef ülkeler
kapsamında her bir ülkede (birimde) 15 sektör
mensubunun katılımıyla Türkiye plastik sek-
törünü temsil edecek, plastik sanayicimizle
hedef pazarlar arasında köprü oluşturacak ve
yurt dışı ofi slerin, kurulum, işletim organizas-
yonlarını yapacaktır” denildi.
Projede, PAGDER tarafından organize
edilecek her bir yurt dışı tanıtım ofi sinde proje
ortağı olarak yer alacak şirketlerin PAGDER’e
üye olması şartı aranacak. Doğrudan reka-
bet içinde bulunan fi rmaların aynı ofi s- show
roomda yer alması halinde başvuru önceliği
dikkate alınarak karar PAGDER tarafından ve-
rilecek.
PAGDER projesinde, açılacak yurt dışı ofi s
veya showroom birimlerinin, sektörden gele-
cek talepler doğrultusunda zenginleştirilme-
si-çeşitlendirilmesi planlanan taslak görevleri
şöyle belirlendi:
1. Proje ortağı fi rmalarca üretilen mamullerin
ve makinelerin yıl boyunca sahada sıcak tanı-
tımının yapılması,
2. Proje ortağı fi rmaların temsilcilerine sekre-
terya hizmetinin verilmesi, toplantılarının ve
randevularının organizesi, ofi s içinde toplantı
odası tahsisi ve ofi s imkanlarından faydaland-
rılması,
3. Proje ortağı fi rmaların temsilcilerine hedef
ülkeyi ziyeretleri esnasında havaalanından
başlayıp havaalanında sonlanan süre zarfınca
refakat edilmesi,
4. Proje ortağı fi rmaların temsilcilerine ter-
cümanlık ve rehberlik hizmetlerinin verilmesi
öncelikli görev tanımı olarak belirlendi.
Ekonomi Bakanlığı, yurt dışı tanıtım, ofi s
ve showroom destekleri kapsamında, açıla-
cak birimin ofi s, showroom, depo veya reyon
olması halinde giderlerin yüzde 60’ı oranında
ve en fazla yıllık 100 bin Dolara kadar, dört yıl
süreyle destek veriyor.
Tanıtım faaliyetleri kapsamında ise Türk
televizyonları ya da yurt dışında Türkçe yayın
yapan tv ve gazeteler dışında kalan görsel-
yazılı basına verilen reklamlar, sponsorluk,
internet sitesi tasarımı ve faaliyetleri, outdoor
reklamlar, katalog, broşür eşantiyon vb. tanı-
tım malzemeleri, yüzde 60 oranında ve yurt
dışı birimin bulunduğu her bir ülke için yıllık en
fazla 150 bin Dolar tutarında dört yıl süreyle
destekleniyor. Yine şirketlerin yurt içi marka
tescil belgesine sahip oldukları markalarının
yurt dışında tescili ve korunmasına ilişkin gi-
derlerin yüzde 50’si en fazla 50 bin Dolara
kadar dört yıl süreyle destekleniyor. Açılacak
Yurt Dışı Tanıtım Ofi slerinin Ekonomi Bakanlı-
ğınca Belirlenen Hedef ve Öncelikli Ülkelerde
olması halinde destek oranı 10 (on) baz puan
yükseltilerek uygulanıyor.
Ekonomi Bakanlığı tarafından belirle-
nen “Hedef ve Öncelikli Ülkeler” şöyle: ABD,
G. Kore, Kenya, Romanya, Almanya, Gana,
Kolombiya, Rusya, Angola, Güney Afrika Cum.,
Kuveyt, S. Arabistan, Arjantin, Hindistan, Lib-
ya, Singapur, Azerbaycan, Irak, Malezya, Slo-
vakya, Bir. Arap Emirlikleri, İran, Meksika, Şili,
Brezilya, İsveç, Mısır, Tanzanya, Cezayir, Ja-
ponya, Nijerya, Türkmenistan, Çin Halk Cumh.,
Kanada, Norveç, Ukrayna, Endonezya, Katar,
Peru, Ürdün, Etiyopya, Kazakistan, Polonya,
Vietnam.
PAGDER tanıtım ve ihracat için hedef ülkelerde ofi s açacak
PAGDER, yurt dışında ta-nıtım ve ihracat amaçlı ofi s-ler açmak için harekete geçti. Ekonomi Bakanlığı destek kap-samında uygulanacak projenin hangi ülkelerde gerçekleşti-rileceğine yönelik anket ça-lışması da başlatıldı. Açılacak tanıtım ofi sleri, plastik sana-yicilerinin bilgi akışı, iş bağlan-tıları ve ürün tanıtımına katkı verecek.
PLASFEDDERGİ
60
PANO
Türkiye plastik sektörünün köklü kuru-
luşlarından Hakan Plastik, Dünyanın önde
gelen boru sistemleri üreticilerinden İsviçre
kökenli Georg Fischer şirketi tarafından satın
alındı. Hakan Plastik’ten yapılan açıklamada,
mevcut yönetimin görevine devam edeceği
belirtildi. Açıklamada, satın alma sonrasına
ilişkin olarak, “Ortaklık süreci ile Hakan Plastik,
benimsemiş olduğu müşteri odaklı çözümler
sunma stratejisini daha güçlü ve hızlı bir şekil-
de pazarda uygulayabilme kabiliyetine kavu-
şurken, GF ürettiği yüksek kalite standartla-
rına sahip ürünlerini hızla büyüyen Türkiye ve
çevre ülke pazarlarını da portföyüne katarak
aynı kalitede boru sistemleriyle tamamlama
fırsatını yakalamıştır.
Böylece Hakan Plastik, müşterileri için
sürdürülebilir uzun vadeli çözüm ortağı olma,
hem boru sistemlerinde hem de genel olarak
yapı sektöründe entegre çözüm-
ler sunabilme hedefi ni daha da
ileriye taşımıştır” denildi.
GF CEO’su Yves Serra satın
almanın ilan edilmesinin ardından
yaptığı açıklamada, “Mükemmel
bir başarı grafi ğine sahip olan Ha-
kan Plastik’e ailemize hoşgeldin
diyoruz. Hakan Plastik’in yenilik-
çi ürün gamı ve gelişmekte olan
pazarlara yakınlığı nedeniyle GF
Boru Sistemlerine değer kataca-
ğına olan inancımız tam.
Bu birlikteliğin uzun vadeli
stratejilerimizi gerçekleştirme
yolunda önemli bir adım olduğunu düşünü-
yoruz” dedi. Hakan Plastik Yönetim Kurulu
Başkanı Zafer Karadeniz ise açıklamasında
“Hakan Plastik açısından önemli bir adım olan
bu birliktelik, gelişme hedefl erimizi gerçekleş-
tirmemizde bizi yüreklendirmektedir” dedi.
Hakan Plastik İsviçreli Georg Fischer’e satıldı
Ege Yıldız,
Türkiye’nin ilk ve
tek kurşunsuz te-
miz su borusunun
üretimine başlaya-
rak kullanıma sun-
du. İlk olarak İstan-
bul Yapı Fuarı’nda
sergilenen yeni
boru, içeriğindeki
kalsiyum, çinko bi-
leşenleri sayesinde çevreye duyarlı ve insan
sağlığına uygun bir çözüm olarak piyasaya arz
edildi.
Yeni ürünleri hakkında bilgi veren Ege-
plast Fabrika Müdürü Ümit Doğanay, PVC ham-
maddesi kullanılan boruların 1960’lı yıllardan
itibaren kullanılmaya başlandığını hatırlattı.
PVC boruların yüksek sıcaklıktan korunmaları
için üretimleri sırasında içeriğine stabilizatör
katkılar katıldığını belirterek, bu stabiliza-
törlerin içme sularına etkisinin, Gıda Kodeksi
sınırlarında olmasına rağmen tehdit olarak
değerlendirilebileceğini vurguladı. AB’nin bu
yaklaşımla koruyucu tedbirler uygulamaya
başladığını belirten Doğanay, kalsiyum-çinko
stabilizatörlerin bünyesinde insan sağlığını
tehtid eden ağır metal bulundurmadığından
temiz su boru üretiminde kullanılacak en iyi
alternatif olarak görülen malzemelerden biri
olarak ortaya çıktığını vurguladı. Kalsiyum-çin-
ko stabilizatörlerin çeşitli organizasyonlar ta-
rafından önerildiğini kaydeden Doğanay, bu iki
elementin insan vücudunda doğal olarak bu-
lunduğunu belirtti. Doğanay, sağlık yanında,
teknik olarak da kalsiyum çinko stabilizatörlü
ürünlerin, yüksek UV koruması, yüksek basınç
ve darbe dayanımıyla öne çıktığını belirtti.
Ege Yıldız’ın kurşunsuz içme suyu borusu kullanıma sunuldu
PLASFEDDERGİ
62
PLAPLALAPLAPLPLPLAPLPPL SFESSFES DDDDDERDERDERRDERRRRRGİGİGİGİGİGİGİ
66262662262626262626262626262626262626262626262626262622262262622626262626226222626626226262626262622262262262222262666266
PLASFEDDERGİGÜNDEM
Türkiye plastik sektörü Avrupa’nın üçüncü büyük sektörü duru-
munda. Kısa vadede ikinci sıraya çıkma imkanı var. Ancak, imalat sa-nayiinde ortaya çıkan temel sorunlar sektörü zorlamaya başladı. Üstelik, nispeten ilk yatırım maliyetinin dü-şüklüğü nedeniyle bugün pazar olan çok sayıda ülke ya hammadde avan-tajını kullanmak ya da küçük de olsa kendi pazarının düşük katma değerli ürünlerini sağlamak amacıyla yatırı-ma girişti.
Türkiye plastik sektörünün, özellikle yüksek katma değerli üretim konu-
sunda yaşadığı yapısal sorunlar ve artan uluslararası rekabet baskısı altında yeni bir yaklaşıma ihtiyacı var. Mevcut durumda elde edilen 30 milyar Dolarlık üretim ve 12 milyar Dolarlık katma değerin sürdürülebilirliği konusunda endişeler yersiz değil. Artan çekincelere uzun dönemli ve etkili stratejiler geliştirilerek yanıt verilmesi sektörün en öncelikli tartışma konuları arasında. Sektör, gelecek dönemde başarının sürdürülmesi ve istikrarlı bir büyüme için bazıları mevcut yapısal sorunların çözümü kadar, ge-lecek planlamasını da gündemine aldı.
Plastik sektörü yol ayrımında:
KOBİ kalmak çözüm değil
tik sektörü Avrupa’nın üyük sektörü duru-vadede ikinci sıraya ar. Ancak, imalat sa-
a çıkan temel sorunlar
ürkiye plaassttiikk sseekkttyükseekk kkaaattmmaa ddeeğğğ
sundaa yyyaaşşşaaddıığğııı yyyaaapppıısssaaalll ssssooouluslararası rreekkaaabbbeeettt bbbbaaaasssskkkkııııssssııı aaaaalllttttttıınnnnddddddaaaaa yyyyihtiyacı var MMeevvccuuuttt dddduuurrruuuummmmmddddddaaaaaa eeeeelllldddddeeee
PLASFEDDERGİ
63
PLASFEDDERGİ
63
PLASFEDDERGİGÜNDEM
uluslararası arenada rekabet gücünün zayıf-
laması da bir soru işareti olarak ortaya çıktı.
Her iki alanda da sektörün istikrarlı biçimde
yatırım-üretimini destekleyecek bir yapı kuru-
lamaması, sorunun uzun dönemde de sektöre
etki edeceğini gösteriyor. Gelinen noktada
sağlanan başarının “sürdürülebilirliği” konusu
tartışmaya değer unsur olarak ortaya çıktı.
Türkiye plastik sektörü gelecekte; üretimde
büyümesini sürdürebilecek mi?, küresel reka-
bet ortamında gerek dış pazarda, gerekse iç
pazarda büyümesini sürdürebilecek mi?
Plastik sektörü genel imalat sanayii sorunlarından bağımsız değil
Dünya Bankası-Hazine Müsteşarlığı çalış-
masında, Türkiye’deki KOBİ’lerin rakip ülkelere
kıyasla çok yavaş büyüdüğü, bununla kalma-
yıp, mikro işletmeler ile büyük şirketlere göre
de yavaş büyümesi anlamlı bir bulgu olarak
değerlendirildi. Aynı araştırmada, başta AB ol-
mak üzere diğer ülkelere kıyasla Türkiye’deki
KOBİ’lerin daha yaşlı olduğu, yani daha uzun
süre büyüyemeyerek KOBİ kaldığı tespitine
yer verildi. Bu olguya yönelik değerlendirme-
de, “Türkiye’deki KOBİ’lerin daha yavaş büyü-
mesi mevcut politikaların ve düzenlemelerin
bozucu etkisinin KOBİ’ler için diğer mikro veya
büyük şirketler için olduğundan daha fazla
olabileceğini göstermektedir. KOBİ’lerin bu
politikaların etkileri ile mücadele etmede ne
büyük şirketlerin kapasitesine ne de mikro şir-
ketlerin esnekliğine sahip olduğu görülmekte-
dir. Finansmana erişimdeki sorunlar, KOBİ’le-
rin büyümesi önündeki en önemli engel olarak
görülmektedir. Ekonometrik analiz sonuçları,
yatırımlarda yüzde bir oranında dış fi nansman
kullanımındaki artışın istihdamı yüzde 0,3
oranında arttırdığını göstermektedir. Daha da
önemlisi, fi nansmana erişim sorununu des-
tekler nitelikte, Kredi kullanımındaki artışın
istihdam üzerinde yüzde 33’lük bir olumlu etki
yaptığı tahmin edilmektedir” değerlendirmesi
yapıldı.
Plastik imalatı ne ister?Plastik sektöründe herkesin yanıtını bil-
diği bir soru var: Plastik sektörü nereye yerle-
şir? Yanıt -sektör için malum ama herkes için
vermekte yarar var- plastik sektörü ya ham-
maddenin ya da pazarın olduğu yere yerleşir.
Türkiye pazar açısından büyük fi rmaların faali-
yetlerini sürdürecek, KOBİ’lerin de büyümesini
sağlayacak büyüklüğe sahip. Üstelik bu pazar,
sadece tüketime yönelik genel ürünleri değil,
gelişmiş ülkelerin hayal edemediği, gelişmek-
te olan ülkeler içinde ise en cazip koşulları
sunan başta inşaat olmak üzere, otomotiv,
kahverengi-beyaz eşya üretiminde kullanılan
mühendislik plastikleri için de önemli bir po-
tansiyele sahip. Üstelik ülkedeki genç nüfu-
sun yarattığı demografi k fırsatlar ekonominin
ve buna paralel olarak da plastik sektörünün
büyüme potansiyelinin –doğru adımlar atıldığı
takdirde- yüksek olduğunu gösteriyor.
Dünya Bankası ve Hazine Müsteşarlığı
tarafından yapılan bir çalışma sunulduğunda,
ekonomi dünyası içinde bulunan başta şir-
ketler olmak üzere çok sayıda kişinin dikkatini
çeken bir sonuca ulaşıldı: Türkiye’deki KOBİ’ler,
benzer ekonomik koşullar altındaki çoğu ülke-
nin KOBİ’lerinden çok daha yavaş büyüyordu.
Üstelik, Türkiye’deki KOBİ’lerin ölçeği, Avrupa
ülkeleri dâhil, yakın çevresindeki ülkelerden
çok daha uzun süre boyunca sabit kalıyor, bir
üst basamağa bir türlü çıkamıyordu.
Olgunun nedenleri araştırıldığında -yay-
gın kanının aksine- ne yüksek işgücü maliyet-
leri, ne de iş ortamının uygun olmaması ana
etkendi. En önemli sorun“fi nansmana erişim”
ve buna neden olan “kayıtdışı” ana sorundu.
Ankete dayalı olarak yapılan araştırmada
elde edilen yeni bulgular sonbahar ayların-
da yayınlanacak. KOBİ’lerin büyüyememesi
sorununun “fi nansmana erişim”i takip eden
nedenleri aslında tanıdık yapısal sorunlar.
Araştırmaya göre ilk 5 öncelikli sorun fi nans-
mana erişim (yüzde 25,9), vergi oranları (yüz-
de 18,2), siyasi istikrarsızlık (yüzde 17,5), kayıt
dışılık (yüzde 14,7), eğitimsiz işgücü (yüzde
9,1) olarak ölçülmüş. Finansmana erişim soru-
nu içinde kayıt dışılığın etkisi de dikkate alındı-
ğında ise işletmeler açısından “şapkayı önüne
alıp düşünmenin zamanı” geldiği bir kez daha
görülüyor.
Türkiye plastik sektörü, Avrupa’nın üçün-
cü büyük üretim kapasitesine sahip. Gerek ol-
dukça büyük iç pazarda, gerekse uluslararası
pazarda güçlü bir yer edindi. Bütün bu olumlu
gelişmelerle beraber, üretim hacmi bazında
küresel oyuncu seviyesine gelebilmiş şirket
sayısının sınırlı kalması, plastik işleme makine-
leri ve hammadde üretimi gibi iki temel alanda
-8,5
Rusya Polonya Ukrayna Romanya ECA AB-8 AB-10
-11,2
-9,8
-12,7
-8,8
-10,7
-7,6 -7,7
-10,8
-11,9
-10,6
-12,4
-9,8
-11,3
Küçük (11-50) Orta (51-250)(11-50)
PLASFEDDERGİ
64
GÜNDEM
Plastik sektörü için Türkiye’de “olmayan”
ise hammadde. Üstelik hammadde sorunu
sektörün “yapısal sorunlarından biri” haline
gelmiş durumda. Sektörün hammadde bağım-
lılığı 2012 itibariyle yüzde 87 olarak gerçekleş-
ti. Birkaç puanlık oynamalar dışında son yıllar-
da hemen hep aynı oran gerçekleşti. Üstelik
orta vadede bu bağımlılığı giderecek bir çözüm
de görünmüyor. PETKİM’in STAR rafi nerisi ge-
lecek dönemde hammadde üretimine imkân
verecek nafta üretimi konusunda en heyecan
verici yatırım. Ancak orta vadede bu yatırımı
takip eden yeni üreticiler gerekiyor. Bu yönde
yatırım yapabileceğini ilan eden bir şirket ise
henüz görünmüyor.
Türkiye plastik sektörünün gelişmesi için
gerekli olan ve yukarıda bahsedilen “iki şart-
tan” birinde güçlü, diğerinde ise “çok zayıf”
olması sektörün doğru politikalar eşliğinde
sürdürülebilir yüksek bir büyümeyi sağlaya-
bileceğini, tersi durumda ise ciddi bir tehditle
karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor.
Türkiye plastik sektörü bölgede rekabet baskısı altında
İmalat sanayinin geneline yayılan sürdü-
rebilirlik sorunu yanında, Türkiye plastik sana-
yii son dönemde gösterdiği ihracat ve üretim
performansıyla bazı tehditlerle de karşı karşı-
ya. Yapısal sorunlar arasında bulunan, enerji,
hammadde, işçilik, fi nansmana erişim sorunla-
rı dışında, çevre ülkelerde plastik sektöründe
başlayan yatırımlar kısa-orta vadede sektörü
zorlayacak gibi görünüyor. Sektörün dene-
yimli isimlerinden Kemal Zorlu, son dönemde
başta Avrupa ülkeleri makine üreticileri olmak
üzere, çok sayıda makine üreticisinin küresel
krizde yaşayabilmek için kendi ülke destekleri-
ni ve fi nansman güçlerini kullanarak çevre ül-
kelere uygun koşullarda makine satışı yarışına
girdiklerini hatırlatıyor. Zorlu, “Bu makineleri
alanlar kısa süre içinde üretim yapmaya baş-
layacaklar. Eğer katma değerli ürünlere geçiş
olmazsa, bugün ihracatı yapılan çok sayıda
ürünün şans bulması zorlayacak” görüşünü
vurguluyor.
Elbette, Türkiye hala plastik ürün imala-
tında bölgenin en güçlü ülkelerinden biri. İhra-
cat pazarlarında zorlanarak da olsa rekabet et-
meyi başarıyor. Bölgenin altyapı yatırımlarına
ve tüketime yönelik plastik ürün talebi devam
ettiği sürece ihracat için bir potansiyel bulu-
nuyor. Türkiye pazarının gelişmeye açık oldu-
ğu söylenebilir. Buna karşılık, Türkiye’ye yö-
nelik son dönemde başta inşaat-mühendislik
plastikleri olmak üzere yabancı şirketlerin giri-
şi de olumlu bir gelişme sayılabilir. Türkiye’nin
gelecek dönemde üretim gamında yüksek kat-
ma değerli ürün sayısını arttıramaması özellik-
le ambalaj başta olmak üzere tüketime yönelik
sektörlerin ihracat pazarlarında rekabet ettiği
yerli üreticilere karşı avantajını yitirmesine yol
açacak nitelikte gelişmeler.
Sektörü kısa-orta vadede etkileyecek bir
diğer konu da hammadde açısından avantajlı
birçok ülkenin kendi ülkelerinde plastik ima-
latını desteklemeleri. Daha önce plastik ima-
latında herhangi bir deneyimi olmasa da bu
konuda hızlı bir ilerleme sağlama potansiyeli
bulunan bu ülkelerin, Türkiye’nin aksine çok
uygun maliyetli hammaddeye erişiminin kolay
olmasının hem dış pazarda, hem de bu ülkele-
re yapılan ihracatta Türkiye’yi zorlayabileceği
belirtiliyor.
Rekabette ölçek sorunu çözülmeli
Türkiye plastik sektöründe en ağırlıklı so-
runlardan biri de ölçek ekonomisi olarak ortaya
çıkıyor. Hatta Türkiye özelinde sürdürülebilirli-
1000 TON Milyon ABD $
2011 2012 % Artış 2011 2012 % Artış
Üretim 6.746 7.161 6,2 28.615 29.335 2,5
İthalat 483 492 1,7 2.646 2.576 -2,6
İhracat 1.158 1.368 18,1 3.485 4.038 15,9
Yurtiçi Tüketim 6.070 6.284 3,5 27.776 27.874 0,4
Dış Ticaret Fazlası 675 877 838 1.461
İhracat / Üretim ( % ) 17 19 12 14
İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % ) 8 8 10 9
İhracat / İthalat ( % ) 240 278 132 157
TÜRKİYE PLASTİK MAMUL ARZ-TALEP DENGESİ (2012)
Türkiye Plastik Alt Sektörler İtibariyle 2012 Yılı Üretimi (Bin Ton)
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
1,7
2,4
3,03,4
4,14,4
4,8
5,45,2
5,76,2
6,7
7,2
PLASFEDDERGİ
65
GÜNDEM
rarlı hammadde tedarik programlarında çeşitli
öneriler ortaya çıktı. Bunlardan ilki, sektörün
yerli hammadde yatırımları yapması. Ancak
oldukça pahalı olan bu yatırımlara yönelik gi-
rişim sınırlı. PETKİM’in Türkiye’nin ihtiyacının
altında bir kapasiteyi işaret eden mevcut yatı-
rımının toplam tutarı dahi 6,6 milyar TL olarak
ilan edilerek teşvik belgesine bağlandı.
Plastik imalat sektörü hammadde soru-
nunda kısa vadede ithal maliyetlerinin ucuz-
latılmasını talep ediyor. Bunların başında,
sektörün gelişmesini sağlayacak biçimde ithal
ürünler üzerindeki vergilerin yeniden ayarlan-
ması geliyor. Hammadde üreticileri ise Türkiye
pazarının gereğinden fazla liberal olduğunu,
bu yapının olası yerli girişimcilerin yatırım
yapmaktan kaçınmasına yol açtığını, yabancı
sermayeli mevcut üreticilerin de güçlü bir iç
pazar olan Türkiye’ye yatırım yapmaktansa
bu liberal uygulamaları kullanıp ürün satmaya
sevk ettiğini öne sürüyor.
Ancak sorun, sadece sektörün değil,
toplam olarak Türkiye’nin sorunu niteliğine
dönüşmüş durumda. Zira, ürün bazında dış
ticaret fazlası veren Türkiye, hammadde da-
hil sektörün tamamı dikkate alındığında ciddi
bir dış ticaret açığına giriyor. Nitekim sektör
mamul bazında 2012 sonunda 1.4 milyar Dolar
fazla verirken hammadde ithalatı 5.6 milyar
Dolara ulaşmış durumda. Sektörün hammad-
dede dış ticaret açığı ise 2012 sonunda 5 mil-
yar 24 milyon Dolar olarak gerçekleşti. Üstelik
yerli üreticilerin ihracatları düşülerek, üretim
dışı bakıldığında yurt içi tüketimin yüzde 96’sı-
nın ithal ürünlerle karşılandığı bir manzara gö-
rüldü.
Sektör temsilcileri kısa vadede, ortak
hammadde tedarik programları ile bu soruna
çözüm geliştirme için çalışıyor. Bu kapsamda,
PAGDER, BURPAS ve EGEPLASDER sektör gö-
rüşlerini toplamaya başladı. Kısa vadede bir
diğer çözüm önerisi ise yabancı sermayenin
Türkiye’ye yatırım yapmasının özendirilmesi
yönünde. Bu yolla katma değerin bir kısmının
ülke içinde kalması ve özellikle küresel dalga-
lanmalara nispeten dayanıklı istikrarlı bir fi ya-
tın ortaya çıkması. Sektördeki bir diğer çözüm
önerisi ise yerli üretimin desteklenmesi için
yatırım teşviki yanında, başta PETKİM olmak
üzere Türkiye’de üretim yapacak fi rmalara iş-
letme döneminde de teşvik uygulanması.
Sektörün geleceği: Yenilikçilik ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş
Plastik sektörü, bugüne kadar AR-GE ve
yenilikçilik süreçlerinin hemen hemen dışında
kaldı. KOBİ’lere yönelik KOSGEB ve TÜBİTAK
programları dışında genel AR-GE teşvikleri
sektör açısından amacına ulaşamıyor. Genel
teşvikler için getirilen, AR-GE merkezlerinde
en az 50 kişinin çalıştırılması şartı KOBİ’ler
açısından karşılanması neredeyse imkansız
bir koşul. Çevre ülkelerde pazarlara girişte
yerel rekabetle karşılaşmama, en az üretim
kadar önemli olan nakliyat giderleri nedeniyle
Türkiye’yi büyük üretici olarak sayılabilecek
ğin temel parametreleri arasında gösteriliyor.
Sektörde irili-ufaklı 14 bin fi rmanın olduğu
tahmin ediliyor. Buna karşılık, İSO tarafından
açıklanan ilk 500 fi rmada 18, ikinci 500 fi rma
sıralamasında ise 26 plastik sektör temsilcisi
bulunuyor. Avrupa’da büyüklük baz alındığın-
da üçüncü büyük plastik sektörüne sahip olan
Türkiye için bu rakamlar oldukça düşük. Şirket-
lerin yeterince büyük olmaması, üstelik hem
doğal, hem de başta ikinci el makine ithalatı
olmak üzere uygulama kaynaklı ilk yatırım ma-
liyetindeki düşüklük nedeniyle sektöre girişler
artıyor. Plastik sektöründeki kapasite kullanım
oranının yüzde 72.1 ile ülke genelinin 2 puan
altında kalması, sektörün potansiyelinin altın-
da üretim yaptığı tezini doğruluyor.
Sektör temsilcileri bu konuda yeni bir
yaklaşım belirlenmesi gerektiği görüşünde.
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, sektörel
sivil toplum örgütlerinin ağırlıklı olacağı bir sü-
reç oluşturulmasını öneriyor. Semerci’ye göre,
sektöre girişlerde izin ve ruhsat süreçlerinde
sektörün görüşlerinin alınması ve gerekirse
izin verilmemesine yönelik bir mekanizmanın
ortaya konulması için temel çerçeve oluştu-
rulmalı.
Sektörün yapısal sorunu: Hammadde
Türkiye plastik sektörünün önündeki
en önemli sorunlarından birini yüksek ithalat
bağımlılığına bağlı olarak istikrarlı hammadde
tedariği oluşturuyor. Sektörün yüzde 80-90
aralığında seyreden hammaddede dışa ba-
ğımlılığı, aynı zamanda maliyetleri kontrol
etmekte zorlanması anlamına geliyor. Sek-
tör, gerek kur, gerekse küresel piyasalardaki
dalgalanmalardan kontrol edemediği biçimde
etkileniyor. Sürdürülebilirlik açısından istik-
1000 TON2011 2012 % Artış
Üretim 853 842 -1,3
İthalat 5.218 5.603 7,4
İhracat 492 579 17,6
Yurtiçi Tüketim 5.579 5.866 5,1
Dış Ticaret Açığı / Fazlası -4.726 -5.024
İhracat / Üretim ( % ) 58 69
İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % ) 94 96
İhracat / İthalat ( % ) 9 10
TÜRKİYE PLASTİK HAMMADDE ARZ-TALEP DENGESİ
PLASFEDDERGİ
66
GÜNDEM
Uzakdoğu ülkelerinden rekabette korudu.
Ancak sektör yetkililerine göre bu rekabet
koşulları değişiyor. Türkiye’nin geleneksel
pazarı arasında yer alan ülkelerde de düşük
katma değerli ürünlere yönelik yatırımlar hızla
devreye alınıyor.
Sektör yetkilileri, AR-GE süreçleri ve ye-
nilikçi ürünlerin sektörün en önemli dinamiği
olduğu görüşünde. Sadece yerli olarak bu tek-
nolojilere ve know-how’lara sahip olmak değil,
yüksek katma değerli ürünlerin ağırlık kazana-
cağı bir sektör yapılanması öneriliyor. Sektö-
rün 2012 sonu itibariyle ihracat birim fi yatı, kg
başına 2.951 Dolar olarak hesaplanıyor. Buna
karşılık, ithal ürün birim fi yatı ise 5.242 Dolar
olarak belirlendi. Türkiye plastik sektörünün
yüksek katma değerli ürünlerde ihracat hedefi
bir yana, henüz iç pazara da tam hakim olma-
dığı gözleniyor.
Sektör temsilcileri bu konuda yeni bir
sürecin başlatılması görüşünde. Sadece gele-
neksel plastik ürünlerde değil, kompozit baş-
ta olmak üzere yeni polimer teknolojilerinin
ve ürünlerin de kazanılması yönünde. Başta
otomotiv olmak üzere, havacılık, savunma
sanayii, elektrik-elektronik sektörlerinde kü-
melenmeye dayalı bir yapılanma öneriliyor. Bu
konuda mevcut teknoloji ve know-how kaza-
nımı yanında, AR-GE ile kendi yetkinliklerinin
de artırılması gerektiği belirtiliyor.
Yüksek katma değerli ürünlere geçiş ve
AR-GE süreçlerinin işletilmesinde bir diğer
gereklilik ise polimer-plastik teknolojilerinin
ikame gücünün bütün dünya tarafından kabul
görmesi. Doğal kaynakların azalması nedeniy-
le, ucuz olması, istenildiği kadar çoğaltılabil-
mesi, yüksek geri dönüşüm imkanı nedeniyle
plastik ve diğer polimer ürünler hemen hemen
bütün sanayi ürünlerine yönelik araştırmalara
konu ediliyor.
Sektör sürdürülebilirliği için kamuoyu desteği
Sektörün sürdürülebilir gelişmeye ulaş-
ması için yönetilmesi gereken bir diğer alan da
kamuoyu algısı olarak ortaya çıkıyor. Son dö-
nemde bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de
de sağlık açısından plastik ürünler hakkında
olumsuz bir algı hakim duruma geldi. Ancak,
üretim süreçlerinde en çevreci ürün olarak
ortaya çıkan plastiğin, tüketim sonrası vahşi
depolama nedeniyle çevreyi en fazla kirleten
ürün olarak algılanması, standart dışı üretim-
ler nedeniyle sağlık konusunda eleştirilmesi
sektörün gelişmesi önündeki engellerden biri
olarak ortaya çıkıyor. Oysa, başta Avrupa Bir-
liği olmak üzere ekonomi yönetimlerinin ta-
mamı gıda ve diğer sağlık ürünlerinde plastiği
teşvik ediyor.
İmalat sanayiinin baş belası: Kayıt dışılık
Türkiye kayıt dışı ekonomisinin boyu-
tu, son çalışmalarda yüzde 33 olarak ölçüldü.
Maliye Bakanlığı’nın Viyana Üniversitesi’ne
yaptırdığı araştırmada bu sonuca ulaşıldı. An-
cak, imalat sanayiine yönelik özel bir ölçüm
yapılmadı. Hizmetler ve tarım sektörleri dahil
ölçülen kayıt dışı ekonomi boyutunda kimi he-
saplar yüzde 45’lere kadar çıkıyor.
İmalat sanayiine yönelik tek veri, Dün-
ya Bankası tarafından yapılan araştırma.
Türkiye’de fi rmaların yüzde 30’u, “kayıt dışı ça-
lışan işletmeler nedeniyle haksız rekabete uğ-
radığını” belirtiyor. İlk akla gelen sonuç, “kayıtlı
çalışan fi rmaların şikayetçi olduğu varsayımı
altında” kayıt dışılığın imalat sanayiinde de çok
ciddi boyutlara ulaştığı.
Plastik sektörü açısından ise kayıt dışı
üretim ile birlikte standart dışı üretim ciddi bir
sürdürülebilirlik tehdidi olarak ortaya çıkıyor.
PLASFEDDERGİ
67
GÜNDEM
Kayıt dışı kalmak şirketleri birkaç yönden
geri bırakıyor. İlk etapta işletmeler para kaza-
nıyor görünse de yatırımlarını ve pazarlama
faaliyetlerinin tamamını özkaynakla fi nanse
etmek zorunda kaldıkları için teknolojik ve
pazar gelişmelerinin tamamının dışında kalı-
yorlar. Bu da işletme sahiplerini yatırım yerine,
gelire öncelik vermeye dolayısıyla işletmenin
büyüyememesi sorununu doğuruyor. Şirket-
ler, fi nans kuruluşlarının risk iştahı olduğu
dönemde fi nansman sağlayabiliyor. Ancak bu-
rada da Türkiye’nin klasik “teminat sorunu” or-
taya çıkıyor. Şirketler, teminat gösterebilmek
için gayrimenkul alımlarına, dolayısıyla yatırı-
ma yönlendirilebilecek kaynakların atıl kalma-
sına veya daha yüksek faiz yükü üstlenmeye
yönlendiriyor. Kalkınma Bakanlığı tarafından
yayınlanan bir uzmanlık tezinde, bankacılık
sektörü için uygulamaya giren ve bugünlerde
3. Kademe katılaştırma önlemleri tartışılan
Basel II sürecine yönelik “Basel II sisteminde
KOBİ’lerin yüksek bir derecelendirme notuna
sahip olmasında, kurumsal yönetişim ilkelerini
benimsemeleri, kayıt dışı faaliyetlerinin olma-
ması, güçlü bir mali yapıya sahip olmaları ile
bankalarca ve derecelendirme kuruluşlarınca
talep edilen verileri zamanında ve doğru bir
şekilde temin edebilmeleri gibi faktörler belir-
leyici olacaktır.” görüşü vurgulanıyor.
Sektöre yönelik kapsamlı bir dış ticaret stratejisi
Plastik sanayiine yönelik olarak kapsamlı
bir dış ticaret stratejisi de beklentiler arasında.
Sektörün mevcut ihracat pazarlarını koruması
yanında, gelişimini sürdürebilmesi için yüksek
katma değerli ürünlere geçiş süreciyle birlikte
etkili bir dış ticaret stratejisinin de uygulan-
ması gerekiyor. Türkiye’nin mevcut sanayi-
leşme stratejisi dış ticaretten bağımsız olarak
ortaya konuldu. Son dönemde teşvik sistemi-
nin içine alınan yüksek dış ticaret açığına-cari
açığa yol açan ürünlerde yerli üretimi artırma
amaçlı stratejik ürünler bölümü bir miktar bu
yaklaşımı içerse de temel amacı dış ticaret açı-
ğını düşürme olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin gelecek dönemde ürün sat-
tığı ülkelerde yarı mamul ve mamul üretimi ile
karşılaşmasıyla ortaya çıkacak süreci yönet-
mesi gerekiyor. Sektör önerileri bu çerçevede,
teknolojik yoğunluğu yüksek ürünlere teşvik
verilmesinde hemfi kir. Sektörün bu alandaki
diğer önerisi ise küresel ölçekte yüksek büyü-
me projeksiyonuna sahip ürünlerin ön plana
çıkartılması. Elektronik cihazlar, havacılık, sa-
vunma sanayindeki ileri teknoloji ürünler ilk
akla gelen sektörler olarak ortaya çıkıyor.
Eğitim ve uluslararası regülâsyonlar
Plastik sanayii, imalat sanayii sorunları
içinde bulunan yetişmiş eleman konusunda da
sıkıntıyı yaşıyor. Gelecek dönemde yetenekli
ara elamanlar kadar, yetenekli mühendisler
ile işletmeci ve ekonomistler de sektör açısın-
dan kritik unsurlar olarak ortaya çıkıyor. Birçok
ülke polimer-plastik teknolojilerine odaklan-
mış lisans ya da lisans üstü eğitim kurumlarına
Son dönemde özellikle çocuklara yönelik sağ-
lıksız olduğu tespit edilerek toplatılan ürünle-
rin (her ne kadar büyük çoğunluğu ithal olsa
da) plastik olması sektöre yönelik olumsuz
algıyı güçlendiriyor. Üstelik kayıt dışı üretim
sektörün “büyüyememesine neden olan un-
surların” başında geliyor.
Aslında, işletmeleri kayıt dışı kaldığı için
“para kaybettiğine” inandırmak oldukça güç.
Bu konuda ekonomik analiz, TÜSİAD, Merkez
Bankası ve Dünya Bankası-Hazine Müsteşar-
lığı tarafından yayınlanmış durumda. Yapılan
bütün analizlerde Türkiye’deki kayıt dışılığın
işletmelerin önündeki en önemli engel olduğu
ortaya çıkmış durumda.
PLASFEDDERGİ
68
GÜNDEM
-Sürdürülebilirlik ve sosyal-ekonomik yapı
Türkiye, yatırım ortamının iyileştirilmesi için geniş kapsamlı bir program yürütüyor.
Bunun sonucunda küresel rekabet gücü sıralamasında (Dünya Ekonomik Forumu rapo-
ru) son dönemde sürekli iyileşme sağladı. 2010’da 61. sırada olan Türkiye, 2012-2013
raporunda 43. sıraya yükseldi. Ancak yine de kurumsal yapılanma, sağlık, ortaöğretim,
yüksek öğretim ve iş başında eğitimde ortalama seviyelerde olduğu görüldü. Bunlar
arasında işgücü piyasalarının etkin ve verimliliğini içeren bölümde ise 144 ülke arasında
124. sırada bulunuyor. Türkiye, küresel rekabet gücü sıralamasında, altyapıda 51., sağ-
lık ve ilköğretimde 63., yüksek öğretim ve işbaşı eğitimde 74., emtia-mal piyasalarının
etkinliğinde 38., pazar büyüklüğünde 15., inovasyonda 55., işgücü piyasalarında 124.,
makroekonomik ortamda 55., mali piyasaların gelişmişliğinde 44. sırada yer alıyor.
Buna rağmen Türkiye’nin pazar büyüklüğü, genç nüfusu ve hızla gelişen sosyo-
ekonomik yapısı ülkeyi cazip hale getiriyor. İnsani gelişmişlik endeksine göre ise Türkiye
aslında pek iyi durumda değil. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programına İnsani Gelişme
Endeksi’nde 187 ülke arasında 90. sırada bulunuyor. Kendi ülke grubumuzdaki 47 ülke-
nin de 42. sırasında yer alıyoruz. Başta eğitim olmak üzere gelecek kısa vadede, hatta
sadece eğitim alanında orta vadede durumumuzu iyileştirmemiz zor görünüyor. Oysa,
gelecek dönem için Türkiye’nin sıçrama yapmasında en fazla güvendiği unsur genç nesli
durumunda.
Mevcut durumda “geriden koşmamıza rağmen” gelecek döneme yönelik politik bazı
avantajlar bulunuyor. Türkiye’nin bölgesinde her ne kadar istenen seviyede olmasa ya
da kırılgan olsa da, güçlü bir olumlu algıya doğru ilerlemesi, yine kırılgan olsa da çok ağır
sorunları demokrasi içinde çözmede umut vaat etmesi politik istikrar açısından önem ta-
şıyan unsurlar olarak görülüyor. Ancak politik yapının hala kırılgan olması da makroeko-
nomik kamu dengelerinin kırılganlığına yol açıyor.
Türkiye’nin gelecek döneme ilişkin değerlendirmesi gereken yeni ve az tartışılan
unsurların başında ise doğal kaynakların kullanımı geliyor. Sadece enerji için değil, başta
gıda ve yaşam kalitesi olmak üzere hava ve suyun kullanımı da özellikle imalat sanayiinin
gelişmesinde önemli unsurlar arasında yer alıyor. Enerjide son dönemde hidroelektrik,
güneş ve rüzgar kaynaklarının kullanılmaya başlaması, nükleer santral yatırımları yanın-
da yerli kömür kaynaklarının kullanımı için yeni bir model önerilerek termik santral ve
kömür sahalarının birlikte teşvikli olarak özel sektörün kullanımına açılması doğal kay-
nak kullanımında yeni bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Ancak, enerjide hala dışa bağımlı
olmamız ve bu faturanın giderek kabaracağının bilinmesi bu alandaki kırılganlığı artırıyor.
sahip durumda ancak Türkiye’de meslek yük-
sek okulu seviyesinde ara eleman açığı dahi
henüz kapatılmış değil. Sektörde şu ana kadar
da teknokentlere yatırım yapmış, kendi AR-GE
birimini kurmuş ve üniversite-sanayi işbirliği
içinde yatırım yapmış şirket sayısı sınırlı.
Sektörün gelecek dönemde uyum sağ-
laması gereken en önemli unsurlardan biri de
uluslararası regülasyonlar olarak görünüyor.
Başta REACH olmak üzere Avrupa Birliği ve
sektörün diğer güçlü ülkelerinin kendi pazarla-
rını da korumayı amaçlayan regülâsyonlarına
uyum sektörün en öncelikli sürdürülebilirlik
unsurlarından biri olarak gösteriliyor.
Sektör, ani karar değişikliklerinin etkisi altında
Bütün iş dünyası gibi, plastik sektörü-
nün de sürdürülebilirliğinde politik istikrar en
öncelikli konular arasında. Ülkenin siyasi ola-
rak istikrarlı dönemlerinde plastik sektörü de
önemli ivme kazandı ve genel ülke büyümesi-
nin üzerinde seyretti.
Ancak, sektör politik-ekonomik istikrar-
dan ani karar değişiklikleri nedeniyle yeterince
faydalanamadı. Bunlardan ilk akla gelen olgu,
sektörün yüksek katma değerli ürünlere geçi-
şe ihtiyacı olduğu ve kendine özgü düşük kar
marjlı ürünlerde rekabet gücünü korumak için
sürekli yenileme yatırımları yapması gereken
ortamda sektör yatırımlarının teşvik dışında
kalmasıyla ortaya çıktı.
Sektörün bölgesel-sektörel teşvik kapsa-
mından çıkmasının ardından tek alternatif 6.
bölgede yapılacak yatırımlarla organize sanayi
bölgeleri olarak ortaya çıktı. Ancak 6. bölgede-
ki pazarın küçüklüğü, yüksek nakliyat giderleri
nedeniyle 6. bölgede üretim yapılsa dahi diğer
pazarlara ulaştırmada teşvik avantajının or-
tadan kalkması, organize sanayi bölgelerinde
arsa fi yatlarının plastik sektöründe yatırımı
uygun maliyetli kılacak bedelden daha yüksek
olması sektörü zorladı. Ancak son dönemde
plastik sanayicileri özellikle arsa maliyetlerini
aşağı çekebilecek OSB girişimlerinde buluna-
bildiler.
Sektörün ani karar değişikliklerine yöne-
lik sorunlarından biri de hammaddede ortaya
çıktı. Belirli ülke gruplarına yönelik sektör ile is-
tişare edilmeden alınan hammaddeye ek vergi
uygulaması sektöre yıllık 300 milyon Doların
üzerinde ek yük getirdi.
Sürdürülebilirlik açısından son dönem-
de yaşanan karar süreçlerinde istikrarsızlık,
sektörün karar vericilere yeterince ulaşama-
dığı sonucunu da akla getirdi. Kimya sektörü
içinde ele alınan plastik-kauçuk sektörünün
TOBB nezdinde bağımsız bir meclis olarak ör-
gütlenmesi, oda ve borsalarda daha ağırlıklı ve
etkin temsili için girişimlere başlandı. Ayrıca,
sektörün karar verici organlara doğrudan lobi
faaliyetleri konusunda ihtiyaç da yoğunlaştı.
Kaynaklar: Türkiye Yatırım Ortamı Değerlendirmesi Krizden Özel Sektör Öncülüğünde Büyümeye (Dünya Ban-
kası Mayıs 2010 Rapor No: 54123-TR)
Türkiye’de büyümenin kısıtları: Bir önceliklendirme çalışması (Yayın no: TÜSİAD-T/2011/11/519)
Türkiye’de KOBİ’lerin banka kredilerine erişimi Aycan Yüksel Uzmanlık Tezi Haziran 2011 (DPT yayın no: 2825)
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele stratejisi eylem planı (2011-2013)
PLASFEDDERGİ
69
PLASFEDDERGİ
70
GÖRÜŞ
Özay ŞendirKonuk Gazeteci Yazar
Patatesin hikayesini bilir misiniz?
Patates Güney Amerika’dan, Peru’dan, sömürgeciler tarafından Avrupa’ya getirilmiştir.
İspanya Kralı’ndan Papa’ya, Papa’dan diğer krallara gönderilmiş, kısa sürede yayılmış ve sevilmiştir.
Hikaye buraya kadar iyi de sonrası tatsız.
O dönem Avrupa’da hızla yayılan cüzzam salgını insanların yüzünde yumrular oluşturunca biri-
leri bunu patatesin üzerindeki yumrulara benzetmiş ve ardından patates neredeyse lanetli hale
gelmiştir.
Bu büyük nankörlüğe rağmen patates insanlara küsmemiştir.
İrlanda’da yaşanan patates kıtlığı sırasında Osmanlı İmparatorluğu başta olmak üzere dünyanın
çeşitli yerlerinden ülkeye patates yardımı yapılmıştır.
***
Modern çağın çevre bilinci insanları plastik düşmanı yaptı.
Haksız bir düşmanlık değil bu.
Bir miting ya da piknik alanından el ayak çekildikten sonra geride kalan plastik denizi bakması
kötü bir manzara.
Patates ile plastiğin yolları işte tam bu noktada kesişiyor.
Patates insanları çok ucuza doyurmasına rağmen boş yere lanetlendi ya, plastiğin başına gelen-
ler de buna benziyor.
Çöpü, plastik denizini bırakan insan kendisini suçlamak yerine tüm kabahati plastiğe kesiyor...
***
Plastik olmasaydı tek kullanımlık şırıngalar olmayacaktı mesela...
Hadi onu geçtim bir kalem, plastik en çok çevrecilerin hoşuna giden işlere yarıyor.
Mesela, uçaklar ya da arabalar plastik malzemeler kullanıldığı için daha hafi f, daha az yakıt tüketi-
yor ve bu sayede daha az karbon salınımı oluyor...
Mesela rüzgardan elektrik elde etmek için kurulan rüzgar tribünlerinde de plastik kullanılıyor.
Hadi bunları geçelim bir kalem, yerin altında görmediğimiz su boruları var ya, onları plastik olan-
larla boş yere değiştirmiyor ilgili kurumlar.
Örnekleri çoğaltmak tereciye tere satmak olacak, sonuca geleyim...
***
İçinde bulunduğumuz çağda sadece yapmak yetmiyor, bir de anlatmak gerekiyor.
Özel olarak araştırmayan insandan plastiğin faydalarını bilmesini beklemek büyük hata.
Doğrusunu isterseniz, plastik sektörü şu kadar ihracat yaptı, ekonomiye bu kadar katkı sağladı
haberleri de sokaktaki insanı hiç alakadar etmiyor.
Bu ülkenin bir vatandaşı olarak plastik sayesinde kaç ağacın kesilmekten kurtulduğunu ya da kar-
bon salınımının ne kadar azaldığını duymak bilmek istiyorum.
Patatesin aklanması çok uzun zaman almıştı, eğer sektör kendisini doğru anlatamaz, plastiğin
hayatımıza kattıklarını insanlara öğretmezse, aklanması patatesten çok daha uzun zaman ala-
caktır...
Plastik ve Patates...
Ayrıntılı bilgi için: Düsseldorf Fuarları Türkiye
Temsilciligi tezulas fuar danısmanlık hizmetleri ltd. sti.
Bagdat Cad. 181/6
34730 Çiftehavuzlar – Kadıköy/Istanbul
Tel. +90 (216)385 66 33 _ Fax +90 (216)385 74 00
info@tezulas-fuar.com
www.tezulas-fuar.com k-online.de
Dünya çagında en önemli is ve iletisim platformunuzu merakla bekleyin. 50’den fazla ülkeden yaklasık
3.000 katılımcı size 168.000 m² net sergi alanı üzerinde makine ve donanım, hammadde ve yardımcı maddeler, yarı
mamüller, teknik parçalar ve kuvvetlendirilmis plastik ürünler konularında yenilikleri, kalıcı çözümleri ve hayal
ötesi konseptleri tanıtacak. Simdiden fuar ziyaretinizi planlayın. Sizi K 2013’e bekliyoruz!
BIR NUMARALI DÜNYA GALASI:K 2013
Plastik ve kauçuk sektörleri için dünyanın 1 numaralı uluslararası fuarı
PLASFEDDERGİ
72
BAŞARI ÖYKÜSÜ
Serdar Plastik Genel Müdür Yardımcısı Koray Tütek:
Birbirini tamamlayan sektörlerin bir araya gelmesi gerekiyor
-Sayın Tütek, yüksek katma değerli ürünlere geçiş konusunda sektörün tar-tışma süreci hızlandı. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında bu konuda fi kir birliği sağlandı di-
yebiliriz. En basitinden bir örnek vereyim, ya-
kın zamanda 3D scanner alıyoruz. Değeri 150
bin Avro’yu buluyor ve orta boy büyüklükte bir
kutuya sığıyor. Bir tır dolusu ürün satıyoruz ve
değeri 30 bin Avro. Sanırım burada tartışacak
bir durum yok. Elbette bu konuda en öncelikli
konu Ar-Ge ile yeni ürünler geliştirmek, daha
sofi stike ürünleri üretebilmek ve bunların üre-
tim bilgilerine sahip olmak.
-Araştırma-Geliştirme konusunda her ne kadar desteklense de yatırımlar ve sü-reçler çok pahalı..
Evet ancak sağlanan fayda da önemli.
Süreçlerin ve yatırımların pahalı olması ne-
deniyle bütün dünyada olduğu gibi üniversi-
teler ile birlikte hareket edilmesi önemli bir
çözüm aracı. Sadece bu değil, TÜBİTAK ciddi
Türkiye’nin “uzayda ürünü bulunan” plastik fi rmalarından biri olan ve özgün tasarım ürünleriyle dikka-
ti çeken Serdar Plastik’in Genel Müdür Yardımcısı Koray Tütek, plastik sektöründe katma değerli ürünlere
geçişin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Tütek, savunma sanayii, elektronik cihazlar gibi yeni ve yüksek kat-
ma değerli alanlara geçiş için yeni bir yol haritasının belirlenmesi gerektiğini, burada da birbirini tamamla-
yan sektörlerin bir araya gelmesinin önemli olduğunu belirtti. Büyük fi rmaların ürün tasarımları ve ürünler
üzerindeki sahiplikler konusunda daha cömert bir tavır sergilemesi gerektiğini vurgularken, fi rmaların da
bu ürünleri tasarlayıp müşteriye sunma konusunda “verimlilik esaslı” bir yaklaşım benimsemesi gerektiği-
ni kaydetti. Tütek, “Ar-Ge ile geliştirilen ürün müşteri için ucuz, üretici için karlı olmalı. Yeni ürüne yönelik
ar-ge faaliyeti yürütürken, bunu yerine getirmek gerekir” diye konuştu. Koray Tütek, Ar-Ge konusundaki
deneyimlerine ve sektörün gelişmesi için gerekli unsurlara yönelik PLASFEDDERGİ’nin sorularını yanıtladı.
PLASFEDDERGİ
73
BAŞARI ÖYKÜSÜ
destekler veriyor, son dönemde AB fonları
kaynaklı programlar katkı sağlıyor. Bizim hem
üniversitelerle hem de 7. Çerçeve programı
(AB) kapsamında yürüttüğümüz işler var. Bir
de mutlaka her yatırımın yapılması gerekmi-
yor. Yönlendirici ve bilgi sağlayıcı kurumlar
önemli. Mesela bir test yapmanız gerekiyor,
bu testi yapabilecek bilim insanı ve ekipmana
sahip bir üniversite var. Size “şurada yaptıra-
bilirsiniz” diye bilgi verilmeli. Yani bir envanter
olmalı. Bunun da yavaş yavaş yerine geldiğini
görüyoruz.
“Serdar Plastik plastik esaslı mıknatıs geliştirdi”
-Sektörün düşük kar marjı sorununa bir çözüm olabilecek midir sizce?
Ticarette ne kadar az risk, o kadar düşük
kar demektir. Bakın bir örnek vereyim. Uzun
süredir üzerinde çalıştığımız bir proje var.
Plastik esaslı mıknatısı gerçekleştirdik. Kulla-
nım alanları önümüzdeki dönemde çok daha
artacaktır, şu anda belirli özellikli alanlarda
kullanılan bir ürün. Öyle bir ürün ki, tasarımın-
da plastik parçalara yakın bir özgürlüğünüz var
ve istediğiniz kadar kutupu, parçanın istedi-
ğiniz yerine yerleştirebiliyorsunuz, alterna-
tif mıknatıslara göre çok uzun ömürlü, ısıyla
manyetik gücünde değişkenlik göstermiyor,
korozyona uğramıyor ve sudan etkilenmiyor.
Dünyada çok az örneği var bu ürünün. Pa-
tent başvurusu dahi yapmadık çünkü patent
başvurusunda bazı kritik bilgileri açıklamanız
gerekiyor.
Ar-Ge’nin doğasında olduğu gibi 10 taş
atarsınız ve 1 taşınız hedefi ni bulur, o ürün de
size hem motivasyon hem de karlılık olarak bü-
yük avantajlar sağlar.
Pazarda yer bulmuş bir başka üründen
söz edeyim, plastik yatak yayları geliştirdik ve
pazarda kullanıma sunduk. Geliştirme süreci 3
yıl sürmüştü. Bu ürün bağlamında, 100 birim
harcama yaptıysak, bize getirisi 10 yılda 300
birim olacak diyebiliriz. Ancak burada önem-
li husus, bu ürünü kullananlar muadillerine
göre daha ucuz bir ürüne kavuşmuş oldu. Esas
önemli unsur burasıdır.
Net biçimde söylemek lazım, teknik do-
kümanı alıp, ürün verirseniz, bu üreticilikte
kar marjı tek basamaklıdır. Sizin geliştirdiğiniz,
üretim bilgisine sahip olduğunuz bir ürününüz
varsa kar marjı çift basamaklı hale gelir. Müş-
teri de ucuz ürün almış olur.
-Bu konuyu biraz açar mısınız, Ar-Ge pahalı bir süreç ama müşteri için ucuz so-nuç doğurması gerekiyor?
Yüksek teknolojiyi hangi amaçla kullandı-
ğınız önemlidir. Her ileri teknoloji ucuz sonuç
doğurmayabilir. Yüksek teknolojiyi verimli-
lik için kullanırsanız, yani siz ucuza mal edip
müşterinize daha ucuza satarsanız başarı
çok daha yüksek seviyeye gelecektir. Bir ürü-
nümüzden örnek vereyim. Taşıt araçları için
özellikli far üretiyoruz. Bizim sahip olduğu-
muz bir teknoloji var, çeşitli tip plastikleri aynı
platformda birleştirebiliyoruz. Bu özel farların
yerleştirildiği kılıfl arın yalıtımı için 3-4 parçalı
bir çözüm kullanılıyordu. Biz bunu tek bir kılıfta
farklı plastik türleri kullanarak ortadan kaldır-
dık. Yeni bir tasarım ortaya koyduk ve ürünü-
müzü Hindistan dâhil birçok ülkeye satıyoruz.
Üstün bir ürün oldu ve kullanıcı için daha ucuz
ve teknik özellikleri daha iyi bir çözüm.
Burada önemli unsur, ürünün bütün bilgi-
lerine sahip olma özelliğidir. Tasarım yeteneği
tek başına çözüm olamıyor. O ürünün, bütün
safh alarını bilmeniz çok önemli. Biz 74’ten bu
yana bu türden ürünler üretiyoruz. Daha önce
müşteri tasarımı yapıp getiriyor biz de üreti-
yorduk. Ama daha sonra, 1999’dan itibaren
biz tasarım yapıp, iyileştirip müşteriye götü-
rüyoruz, onlara uygun tasarımları burada ya-
pıyoruz. Böyle olunca da onlar yeni teknolojiler
kullanarak daha ucuz ürün sağlamış oluyor, biz
de yüksek kar marjlı yeni ürünlere geçmiş olu-
yoruz. Ar-Ge ile ulaştığınız ürünün, teknolojik
olarak üstün, müşteri için ucuz, fi rma için yük-
sek kar sağlaması lazım.
-Peki, genel olarak bu değişim süre-cindeki zorluklar nelerdir, ne konuda ek-siğiz?
En büyük sıkıntımız, üretim teknolojile-
rinin tamamının elimizde olmaması. Yeni bir
ürünü üretmek, yapmak istiyorsanız tasarla-
manız gerekli ama o ürünün safh alarına hakim
olacaksınız ki yaptığınız yeni ürün alternatif
olsun, daha önce bahsettiğim gibi üretici için
karlı, kullanıcı için ucuz olsun.. Plastik bazlı
komponentlerde bu bağlamda zayıfız, know-
how henüz yok. Bilgi dokümanları alınarak
yapılan bir üretimde her türlü bilgi size veril-
miyor. Siz kendiniz üretmeye kalktığınızda ta-
sarım ve test süreçlerini işletmeniz gerekiyor
ancak o bilgiler dahi verilmiyor. Üretim kalitesi
olarak plastik sanayicilerimizin çoğu ve bizim
için, “ürettiğimiz ürünlerimiz herhangi bir ra-
kipten ya daha iyidir, en kötü ihtimalde aynı
seviyededir” diyebiliriz ama bunun yetmediği
açık.
-Kümelenme de bu alanda bir yakla-şım olarak ortaya çıktı?
Evet, kümelenmeye yönelik olarak çeşitli
umut verici girişimler var. Birbirini tamamla-
yan sektörlerin bir araya geldiği bir yapı iste-
nilmeli. Bazı alanlarda aynı işi yapan fi rmaları
yan yana getirmek gibi bir girişim var.
PLASFEDDERGİ
74
-Sayın Tütek, genel olarak sektöre bakarsak, yüksek katma değerli alanlara geçiş ve ar-ge yanında hangi sorun alanla-rından söz edebiliriz?
Hammadde önemli bir unsur. Mesela biz
çok yüksek teknolojili hammadde kullanıyoruz,
bazılarının üreticisi birkaç ülke. Her üründe
değil elbette, fi zibilitesine bakarak hammad-
de sorunumuzu çözmemiz, sağlıklı ve istikrarlı
bir hammadde temini sağlamamız gerekiyor.
Eğitimli ve yetişmiş eleman sorunu önemli bir
unsur. Sadece ara eleman değil, mühendis,
yönetici, destek elemanları hepsinde ihtiyaç
var. Enerji maliyetlerimiz hala çok yüksek. İş-
gücü üzerindeki yükler de çok yüksek.
Firmalarımızın büyümesi, istikrarlı bir
gelire kavuşması önemli bir unsur. Burada da
genel olarak endüstride birbirini tamamlayan
sektörlerin bir araya gelmesi lazım. Mese-
la elektronik aletleri düşünün. Bu aletlerde,
plastik, elektronik devreler-kartlar ve yazılım
var. Kritik nokta bu: Bizim elektronik cihazla-
rı üreten fi rmalarla bir arada olmanın yolunu
bulmamız lazım.
Her şeyden önce hepimizin zihniyetinde
değişim gerekiyor. Bizim Ar-Ge yatırımı yap-
maya, ürün geliştirmeye başlamamız gereki-
yor, büyük fi rmalarımızın da “her şeyin sahibi
ben olayım” anlayışından vazgeçmesi gereki-
yor. 2011 yılında BMW ile görüşürken, üretim
yetenekleri açısından bir ürün gönderdiler ve
bunu yapabilir misiniz? diye sordular. Biz de
yaptık. Sonra üretmek istedik ancak başka
bir fi rmanın tasarımı olduğunu, onların ürünü
olduğunu belirttiler. Yani BMW, bir başka fi r-
manın ürününü kullanmakta sakınca görmü-
yor. Oysa bizde büyük bir fi rma herhangi bir
üründe bütün bilginin ve hakların kendisine
ait olmasını ister. Avrupa’da büyük üreticile-
rin alt komponentlerin tasarımı ile hemen hiç
uğraşmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, o alt kom-
ponent üreticisi 50 yıldır o fi rmaya iş yapıyor,
bütün süreçlere de hâkim olmuş.
-Ankara son dönemde teknolojik ürünlerle biraz öne çıktı. Elbette, savun-ma sanayii konusunu da değerlendirme-nizi isteyeceğim?
Endüstrinin genel eğiliminin Ankara için
de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. İstanbul ar-
tık fi nans ve hizmetlere doğru kayıyor. Ankara
ise endüstride daha yoğun bir döneme girdi. 11
OSB’ var ve Ankara’da faliyet gösteren sanayi
işletmelerinin 2/3’ü OSB’lerde . Türkiye’de-
ki Ar-Ge personelinin yüzde 77’si Ankara’da,
20 üniversite, 6 teknopark var. Bunlar büyük
avantajlar. İç pazar olarak bakarsak Türkiye’nin
hemen her yerine eşit mesafede.
Plastik açısından bakarsak, mevcut kü-
çük fi rmaların gelişmesi için büyük sanayii
kuruluşlarına ihtiyaç vardır. Biz 1974’te stop
lambası üretmiş ve ihraç etmiş bir fi rmayız
ama bu işi bize veren bir büyük fi rma var. Bu
önemli bir unsur. Savunma sanayinden örnek
verelim, Ankara’da savunma sanayiinde küçük
fi rmalar ve KOBİ’ler var çünkü onlara iş veren
ASELSAN, TAİ, ROKETSAN var.
Savunma sanayiindeki faaliyetlerimizi
prestij olarak değerlendirebiliriz ancak ge-
lişmeye açık bir alan. Burada önemli unsur,
savunma sanayii çok özellikli ve doğal olarak
güvenlik nedeniyle çok katı bir sektör. Bu sek-
törün gelişimine paralel olarak Ankara cazibe
merkezlerinden biri. OSSA (OSTİM Savunma
Sanayii Kümesi) güzel bir oluşum. Tamamla-
yıcı fi rmalar orada bir araya getirilmeye çalı-
şılıyor.
Dediğim gibi çok özellikli bir alan. Mesela
bizim bir ürünümüz, TÜBİTAK tarafından inşa
edilen ve şu anda uzayda olan RASAT-2 uydu-
sunda bulunuyor. RASAT-2 bir iletişim uydusu
ve anten tutucularını biz yaptık. Benzeri bir
ürün önümüze geldiğimizde bir hayli deneyim
sahibiyiz. Diğer yandan, uzay mekiği kabini
yapmak istediğinizde iş değişiyor: Daha önce
hiç bilmediğiniz bir alan, teknolojinin herhangi
bir safh asına hâkim değilsiniz.
-Ankara denilince sivil havacılık da akla geliyor, burada da faaliyet planınız var mı?
Evet, önemli bir alan ve sivil havacılık ile
ilgili üretebileceğimiz birçok parça var. Ancak
sivil havacılığın liderlerinden bile bu konuda
gerekli desteği göremiyoruz. Şu anda bakım
için alınan birçok parçayı, ilk yatırımı karşılamak
için belli bir
süre mev-
cut alım
fiyatlarıyla
v e r e l i m ,
sonra fi yat-
ları çok ciddi
düşelim gibi
a v a n t a j l ı
t e k l i f l e r l e
gitmemize
rağmen 3-4
yıldır her-
hangi bir yol
a l a m ı y o -
ruz. Ancak,
ya teknik
özelliklerin
k o n t r o l ü -
nün yapıla-
maması ya da yerli üreticiye güvenememeleri
sebepli, yabancı ürün alma isteği ülkemizin
milli politikasına ters düşmekle beraber, ülke-
mizin cari açığının da artmasına sebep oluyor.
Ayrıca belli bir sektörde gelişme sağlayabil-
mek için o sektörde ki büyük küçük her ebatta
sanayinin gelişmesi gerekiyor, bir ürünü geliş-
tirebilmek için öncelikle o ürünleri üretmek ve
doğal olarak satabilmek lazım. Ancak Türkiye
de ki ana fi rmalar alım yapmazsa yurtdışında-
kilerin almasını beklemek çok mantıklı olmaz.
-Serdar Plastik’in 2013 hedefl erinden biraz söz eder misiniz?
Büyümemizi sürdürmek istiyoruz. Bunun
için altyapımız da sağlıklı durumda. 2013 için
yüzde 10 dolayında bir büyüme tahmini yap-
tık. SERKO grubunda 40 HP yukarısı yeni trak-
tör Avrupa (Doğu Avrupa ve Türkiye dahil) pa-
zar payımız yüzde 23’ler civarında, bunu yüzde
25’lere çıkarmayı hedefl iyoruz. En büyük he-
defl erimizden bir tanesi de SERKO markasının
Rusya ve Afrika pazar payını artırmak. Ana he-
defi miz ise SERKO’yu dünya markası yapmak.
Teknik ürünler konusunda oldukça de-
neyimli bir fi rmayız. Bosch’un tüm yardımcı
sanayileri içinde plastik sektöründe ‘Dünya-
nın En İyi Yan Sanayisi’ ödülüne sahip tek yerli
fi rma konumundayız. Beyaz eşya, otomotiv
ve ısı grubu başta olmakla beraber, uzay ve
havacılık sanayi de dahil olmak üzere yaklaşık
12 ayrı sektöre komponent üretiyoruz. Hali
hazırda Çin ve Hindistan da dahil olmak üzere
5 kıtada ve yaklaşık 65 ülkedeki müşterilerimi-
ze doğrudan ya da dolaylı olarak ihracatımız
var. 2010 yılından itibaren otomotiv güvenlik
parça üretimine de başlayan fi rmamız özel-
likle test laboratuar ve plastik parçaların üre-
tim sonrası şekillendirilmesi PVD metalizas-
yon (Al, Bakır, Inox), silikon hard coating, hot
stamping, tampon baskı (çok renk, 360 dere-
ce), laser etching, serigrafi için üretim hattı
yatırımlarını da tamamladı. Firmamız, uzun
yıllardan beri ticari projelerle beraber, ulusal
ve uluslararası birçok Ar-Ge projesinin içinde
bulunuyor. Firmamızın yürütmekte olduğu Ar-
Ge projeleri sonucunda 40’a yakın patenti ve
tescili bulunuyor.
BAŞARI ÖYKÜSÜ
Güllübağlar Mah. Sanayi Cad. Bağlar Sk.No:2 Pendik - İstanbul / TURKEY
Tel.: +90 216 627 01 42 - 43 - 44 pbxFax: +90 216 627 01 45
hayatkalip@hayatkalip.com.trwww.hayatkalip.com.tr
Welcome to world of mould...
PLASFEDDERGİ
76
İNNOVASYON
Doç. Dr. Mehmet SankırTOBB ETÜ Öğretim Üyesi
Üniversite-sanayi hem de sanayiciler
Şirketlerin inovasyon üretilen ArGe ça-
lışmaları yapmalarının rekabet gücü yüksek
ürünler üretilmesi açısından önemini sanı-
yorum herkes anladı. ArGe, inovasyon, reka-
betçilik, girişimcilik, üniversite sanayi işbirliği,
sanayi ArGe konularında pek çok sayıda maka-
le, kitap, söyleşi hepimizin bir yerlerde mutlak
karşısına çıkmıştır. ArGe yapmanın ve inovatif
ürünler üretmenin önemi anlaşılsa da maa-
lesef bunu gerçekleştirebilen çok az sayıda
fi rmanın olduğunu düşünmekteyim. Mesala,
küresel ölçekte rekabet edebilen kaç tane fi r-
mamız var? Plastik sektörümüz de bu soruyu
kendine sormalıdır.
Yoğunluklu olarak sıradan poşet üreterek
ne kadar rekabetçi olunabilir? Bunun önüne
geçilebilmesi için yeni, rekabetçi, yüksek tek-
nolojili ürünler üretilmelidir. Yine ülkemizde
plastik sektöründe büyük yer tutan ambalaj
ve özellikle poşet üretimine bakacak olursak,
üretimi konusunda bazı kısıtlamalarla (kulla-
nımın yasaklanması ya da sınırlanması gibi)
karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz. Poşet
kullanımının sınırlanması ile ilgili pekçok kam-
panya medyada sergilenmektedir.
Bununla savaşmak yerine üreticileri pro-
aktif davranarak ArGe’sini kendi yaptığı doğa-
da (ya da özel kontrollü alanlarda) kendiliğin-
den bozunan katkı malzemeleri ya da yeniden
kazanım prosesleri geliştirmenin yolları aran-
malıdır. Maalesef bu ve benzeri ürünleri satan
fi rmalarımız hammadeleri yurt dışından temin
etmekte ve sattıkları ürünlerin kalitesinden
veya özelliklerinden emin olamamaktadırlar.
Poşet örneğinde olduğu gibi, gelişen ve
değişen ihtiyaca karşılık verebilmek inovatif
ArGe yapmakla birebir ilişkilidir. İnovatif ArGe
yapmak ise bir süreç işidir. Yeni ürünler çıkar-
mak, pazarı yönlendirmek ve rekabetçi ola-
bilmek için sürekli yapılması gerekir. İnovatif
ArGe, şirketlerin birçoğunun ortak yaklaşımı
olan “Cuma” ürünü geliştirip “Pazartesi” üreti-
me geçerek para kazanılan bir araç değildir ve
maalesef pahalı bir iştir.
Ancak, şirketlere çok ciddi rekabet gücü
sağlarlar. Şirketler inovatif ArGe sayesinde
yeni ürünler üretirler ve pazar payları artar.
Öyle olmasa Samsung Apple ile savaşabilir
miydi? ArGe nitelikli bir ekip ve alt yapı gerek-
tirir. Son yıllarda ülkemizde şirketlerin ArGe
merkezleri kurması önemli bir gelişmedir. An-
cak buralarda doktora yapmış nitelikli insan-
ların çalıştırılması önemlidir. ArGe merkezleri
birtakım teşviklerin kullanıldığı kaçak güreşi-
len mekanlar olmamalıdır.
Bunlara ek olarak, son yıllarda nanotek-
noloji ve nanobilim alanlarında katedilen yol
sayesinde yeni ve üstün özellikler gösteren
seramik, metal ve polimerler ve bunların cihaz
uygulamaları piyasada yeni bir rekabet alanı-
nın oluşmasına sebep olmuştur. Bu potansiye-
li gören ve doğru kullanmayı başaran fi rmalar
için bu büyük bir fırsat niteliğindedir. Gelişmiş
ülkelerde bilim adamları ve araştırmacılar kim-
yasal ve yapısal olarak tamamen farklı ve yeni
özelliklere sahip bu nanobileşenlerin üstün
özelliklerini sağlayan faktörleri öğrenmek ve
bu faktörleri kontrol etmek amaçlı detaylı ça-
lışmalar yapmaktadırlar.
Bu çalışmalar üretici
fi rmalar ile paralel olarak
yürütülüp, sonuçlar olgun-
laştırıldığında manyetik
olarak kayıt yapan, reaksi-
yonları normalden çok daha
hızlı katalizleyen, güneş pil-
lerinin verimini arttıran ya
da akıllı ilaç salınımı yapabi-
len gibi pekçok ileri tekno-
lojili ürün ticarişleştirilmiş
olacaktır.
Bu tür malzemeler
konvansiyonel malzeme-
lere göre çok daha paha-
lıdırlar, yani ticari olarak
değerlidirler. Ayrıca, tah-
min edileceği üzere, bu malzemeleri üretmek
oldukça zahmetli süreçler içerir. Elbette pahalı
olan şey bu malzemelerin hammadde değerle-
ri değil ArGe değerleridir. Unutmamak gerek-
lidir ki, bu tür bir inovasyonun yarattığı reka-
bet gücüne sıradan üreticilerin karşı koyması
oldukça güç olacaktır. Dolayısıyla ülkemizde
de rekabet gücü yüksek yeni ürün, süreç ve
metodların sektörler için geliştirilmesi hayati
önem arz eder.
Yukarıda bahsi geçen rekabet gücü yük-
sek ürünlerin üretilmesi için yapılması gere-
ken ArGe çalışmaları mutlak şekilde üniversi-
teler ile birlikte olmalıdır. Hepimizin arzu ettiği
ancak çok da yüksek olmayan bir verimde çalı-
şan üniversite- sanayi işbirliği sağlanmalı, ni-
telikli bilgi paylaşımı gibi gerekli mekanizmalar
kurulmalıdır. Belki de güzel başarı hikayeleri-
nin sayısının artması, daha büyük çalışmaların
önünü açacaktır.
Bunun için atılması gereken birkaç temel
adım vardır. Herşeyden önce, üniversite-sa-
nayi işbirliği hem üniversiteler hem de sanayi-
PLASFEDDERGİ
77
İNNOVASYON
ciler tarafından içselleştirilmelidir. Yani temel
pratiklerin hemen oluşturulması gereklidir.
Bunun için üniversiteler tarafından oluştu-
rulan teknoloji transfer ofi sleri ya da tekno-
kentler önemlidir. Ancak, bu platformlar çe-
şitli teknolojileri ürettiren ve satan, şirketlerin
kurulmasına ya da geliştirilmesine sebep olan
yerler olmalıdır.
En önemlisi bu platformlar ArGe ticareti
yapmalıdırlar. Bu şekilde bağlı oldukları üniver-
siteleri daha etkin biçimde fonlayabilirler. Şir-
ketler geçmişte yurt dışından aldıkları lisanslar
ile faaliyetlerine devam etmektedirler. Pek azı
bu lisansların üzerine yeni teknoloji ekleyebil-
mişlerdir. İşte bu platformlar sayesinde şir-
ketlerin yeni teknolojilerle rekabetçi ürünler
üretmeleri mümkün olabilir.
Üniversite-sanayi işbirliğinde ve inovatif
ürünlerin piyasaya kazandırılması aşamala-
rında gerekli fi nansmanın elbette devlet değil
çoğunukla özel sektör tarafından karşılanması
gerekmektedir. Aksi takdirde devlet teşviği
alabilmek için göstermelik olarak kurulan ve
hiçbir ciddi ürünün çıkmadığı sanal ve yapay
ArGe merkezlerinden ötesi gerçekleşmeye-
cektir.
Pek çok gelişmiş ülke son yüz yılınının
ilk çeyreğinde ya da üçte birinde devlet tara-
fından verilen ArGe vb. destek miktarları özel
sektörden çok daha fazladır. Bu ivme ile yak-
laşık 50 yıl içerisinde makas daralarak ArGe’ye
harcanan pay özel sektör ve devlet arasında
dengeye ulaşmıştır. Son 50 yıl içerisinde ise,
özel sektörün ArGe’ye ayırdığı pay, devlet teş-
viklerinin çok önündedir. Bu ülkelerde şirket-
ler, üniversite ve/veya ArGe çalışmaları yapan
akademisyen şirketlerle ilişkiler kurarak bu tür
yerlere proje bazında fon aktarımı gerçeleşti-
rirler. Böylelikle ArGe ürünlerini geliştirmiş ve
bu kurum/kuruşların altyapı ve yetişmiş ele-
man kadrolarından da yararlanmış olurlar. Ge-
lişmiş ülkelerde devlet ya da yerel yönetimler
ancak özel sektöre belirli konularda verdiği si-
pariş usulü yapılan ArGe’lerde ciddi kaynaklar
aktarmaktadır.
Peki Türkiye’deki durum nasıldır? Son
yıllarda ArGe destekleri çeşitlendirilmiş ve be-
lirgin konularda ihtiyaca yönelik ArGe çalışma-
larını desteklemek üzere fonlamalar başlamış
olsa da, büyük ölçekli fi rmlar ile, küçük ölçek-
liler ve hatta akademisyenlerin sanayi ArGe
desteği alabilmeleri için aynı yarışa girmeleri
beklenmektedir. Büyük fi rmaların piyasa li-
deri olmaları veya lider olarak kalabilmeleri
için, zaten yapmak zorunda oldukları ve kendi
kaynakları ile rahat bir şekilde yapabilecekleri
ArGe çalışmaları için devlet teşviği talep et-
meleri ne kadar doğrudur? Bu tür bir yarıştan
ve anlayıştan şirketlerin büyümelerine imkan
sağlayacak yenilikçi fi kir ve ürünlerin çıkması
nasıl mümkün olabilir?
Üniversitelerin ekonomik büyümeye do-
layısıyla iş dünyasına ciddi katkılarının olması
mümkündür. Bu bir akademik yaşam biçimi
olarak algılanmalıdır. Eğer böyle olmasa idi
yurtdışında onlarca yıl yaşamış bilim adam-
larımız ve mühendislerimiz, çalıştıkları ortam-
lardan edindikleri iş disiplinlerini, ülkeye dön-
dükleri en çok 5 yıl içerisinde kaybetmezlerdi.
Peki aynı kişiler tekrar yurt dışına döndüklerin-
de havaalanından iner inmez eski çalışkanlık-
larına ve alışkanlıklaına birden nasıl dönerler?
Evet maalesef bu bir yaşam biçimidir. Şirketler
de üniversiteler de bu yaşam biçimini içselleş-
tirip rekabetçi ürünler üretecek şekilde evrim-
selliştirmelidirler.
Özetle, üniversiteler teknoloji merkezle-
ri, araştırma laboratuarları ile yeni rekabetçi
ürünler üretecek bilgileri, yöntem ve süreçleri
üretmeli aynı zamanda inovasyon havuzlarına
nitelikli insan gücü yetişmelidirler. Sanayiciler
ise ArGe’yi sadece devlet desteği ile yürütü-
len, kendilerinin ellerini taşın altına koymak
zorunda olmadıkları ve yeni ürünlerin akşam-
dan sabaha para kazandırabilecekleri bir ya-
pıdan çok, rekabetçi ürün üreten, üzerinde
nitelikli elemanların çalıştığı süreçler olarak
görmelidirler. Üniversiteler bu süreçte rakip
değil önceden nitelikli bilgi haklarının paylaşıl-
dığı ortaklardır.
işbirliği hem üniversiteler tarafından içselleştirilmeli
PLASFEDDERGİ
78
İNNOVASYON
Poliüretanı oksijensiz ortamda çözebilen mantar keşfedildi
Ancak ortada bir sorun var ve diğer birçok
sanayi mamulünde olduğu gibi plastik atıklar
ya doğada ya da vahşi depolama alanlarında
bulunuyor. Sorunun çözümü konusunda ise
doğanın sürprizleri de bitmiyor. Yale Üniver-
sitesi araştırma grubu Amazon ormanlarında
poliüretanı oksijensiz ortamda çözebilen bir
mantar keşfetti. Elbette bu mantar özellik-
lerinden dolayı hemen kullanılabilir durumda
değil. Bilim insanları, bu türden mantarların
“oyuncak olmadığı” konusunda herkesi uyarı-
yor.
Yeni keşfedilen mantara pestalotiop-
sis-mikrospora adı verildi. En önemli özelliği
oksijensiz ortamda dahi poliüretanı çözebil-
mesi. Bu özellik hemen akla vahşi depolama
alanlarını getiriyor çünkü çöp dağlarının altın-
da oksijen yok. Bitki içinde bulunan bu mantar
türlerinden birinin daha poliüretanı çözebildiği
tahmin ediliyor. Mantarlar, poliüretanı kendi
karbon kaynağı olarak kullanıyor.
Bu mantarların diğer plastik türleriyle
ilgili nasıl bir sonuç vereceği konusunda araş-
tırmalar sürüyor. Buluş her ne kadar sevinçle
karşılansa da bilim insanları çok temkinli. Bu
keşif, doğaya terkedilen plastikler sorununu
çözmede ileriye doğru atılması gereken birçok
adımın sadece ilki olma özelliğinde.
Mantarlar kullanılarak ayrıştırma üzerine
araştırma yapan bir bilim insanı olan Penn Sta-
te Üniversitesi’nden Ming Tien “Bu mikropların
gelecekte kullanılıp kullanılamayacağı sorusu-
nıu yanıtlamanın önünde engeller var. Ancak
bu buluşlar, test tüplerinden sahaya atılan
büyük bir adımdır” görüşünü vurguladı.
Yale laboratuvarlarında çalışmalar devam
etmektedir. Yale biyokimya profesörü Scott
Strobel’e göre bir öğrenci sünger polistiren
köpüğü (EPS) biyolojik olarak ayrıştıracak bir
organizma bulmaya çalışmakta ve diğerleri
poliüretan yiyen mantara benzer daha çözüm
bulmakla ilgilenmektedir.
Her ne kadar bu araştırma gelecek vaat
etse de, geri dönüşüm yakın gelecekte kul-
lanılmış plastik ürünler için en iyi çözüm yolu
olarak durmaktadır. Bu mantarları uzun za-
mandır çöplük olarak bilinen çöp sahalarından
uzak tutmak bunu gerçekleştirmek için atılma-
sı gereken ilk adımdır.
Doğaya terk edilen-atılan ya da
vahşi depolama alanlarına atılan
plastikler hala en dikkat çekici
atıkların başında geliyor. Sularda
yüzen pet şişeler en önemli çev-
re haberlerinin önde gelen gör-
seli. Aslında bu sorunu çözmek
için çok güçlü bir araç var: Doğaya
terk etmemek, atmamak, ayrıştı-
rarak geri dönüşüm zincirine sok-
mak. Çünkü hemen hemen bütün
plastik ürünlerin geri kazanılması
mümkün ve Dünyanın hemen
her ülkesinde bu türden şirketler
atıkları topluyor.
PLASFEDDERGİ
79
Dünyada, küresel ısınmaya neden olan
karbondioksit miktarı arttıkça çözümüne yö-
nelik bilimsel çalışmalar da yoğunlaştı. Bu kap-
samda yapılan çalışmalardan en ilginçlerinden
biri de karbondioksitin ayrıştırılarak karbon
elde edilmesine yönelik girişimler oldu. Kar-
bondioksit, halen metanol, salisilik asit ve üre
gibi kimyasalların üretilmesinde hammadde
olarak kullanılıyor. Yeni çalışma ise düşük ma-
liyetle karbondioksitin ayrıştırılarak, karbon
elde edilmesi ve bunun da plastik üretiminde
kullanılmasına yoğunlaştı.
Bilim insanı Karen Laird, “Green Matter”
isimli blogunda yayınladığı bir bildiri ile beş yıl-
dır üzerinde çalıştığı projesinde ilerleme sağ-
ladığını duyurdu. Yeni gelişmeyle, poliüreta-
nın (PUR) üretiminde kullanılan karbondioksit
bazlı poliolun, bu ayrıştırma işlemi kullanılarak
üretilmesine 2015 yılına kadar başlanabileceği
tahmin ediliyor. Yeni yöntem, karbondioksitin
güçlü biçimde reaktif olabilmesi için gereken
çok yüksek düzeyli enerjiyi azaltmayı hedef-
liyor.
Bayer MaterialScience ve RWTH Aac-
hen Üniversitesi işbirliği içerisinde Almanya
Aachen’de CAT Katalitik Merkezi’nde çalışma-
lar başladı. Karbondioksitin plastik için ana
madde olarak kullanılması üzere yoğunlaşan
çalışmalarda, Laird, elde edilen karbonu poliol-
lerde kullanabilmek için yeni kataliz teknolojisi
geliştirmede ilerleme sağladı.
Yapılan çalışmalar sonucunda labora-
tuvar ortamında başarılı bir sonuca ulaşıldı.
Bayer, Alman enerji üreticisi RWE Power ve
RWTH Aachen Üniversitesi’nden araştırma-
cılardan oluşan “Rüya Üretim Projesi” takımı,
Chempark Leverkusen’de Şubat 2011 tarihin-
de teknik ölçekli deneme tesisini oluşturdu.
Deneme tesisi, poliüretan esnek kö-
püğünde kulanılan poliol üretmek için Köln,
Almanya yakınlarındaki RWE kömür yakmalı
elektrik santralinden elde edilen karbondiok-
siti kullandı. Yeni köpüğün geleneksel olarak
kullanılan köpükle karşılaştırılabilir seviyede
olduğu, alev geciktirici özelliğinin ise daha iyi
seviyede olduğu ölçüldü. Ölçekli tesiste yapı-
lan denemelerle, 2015 yılına kadar ticari olarak
üretilebilir bir seviyeye gelinebileceği tahmini
yapıldı. Laird, poliüretan için sağlanan bu ba-
şarının gelecekte yeni kapılar açacağını belir-
tiyor. Bunlardan ilk akla gelen karbondioksit
ayrıştırmasıyla elde edilen karbondan polikar-
bonat üretiminin mümkün olması.
Çalışmanın umut verici yanı, en büyük
çevre kirleticisi unsurlardan olan ve küresel
ısınmanın ana nedeni olarak görülen karbon-
dioksitin, dünyanın en fazla kullanılan mal-
zemelerinden biri olan plastiğin üretimi için
değerlendirilebilir hale gelmesi. Şimdilik ürün
elde etme bakımından çok büyük farklar gö-
rülse de çevre yönünden alternatif maliyeti
düşünüldüğünde, bu gelişmelerin tercih edile-
bilir hale getirecek gibi görünüyor.
İNNOVASYON
Karbondioksit sorununu “Plastik”le çözmede umut ışığı
Alman bilim insanları, karbondioksiti düşük maliyetli olarak ayrıştırarak
poliüretan üretim süreçlerine katmak için yürüttükleri bilimsel çalışma-
larda son aşamaya geldi. Ölçekli olarak yapılan deneme üretimlerinden
başarılı sonuçlar alındı. 2015 yılına kadar ticari olarak , yeni ayrıştırma
yöntemlerini kullanarak ürün üretilmesi gündeme alındı. Bu gelişme,
en büyük kirletici unsurlardan biri olan karbondioksitin doğaya salın-
madan kullanımı ve böylece kirletici özelliğinin sınırlanması yönünde
umut yarattı.
PLASFEDDERGİ
80
DENEYİM
Sektörün “Duayen” isimlerinden Hayrullah Yelkenci:
“Sektörün sivil toplum örgütleri programlarının dışına çıkmamalı”
-Sayın Yelkenci, makine imalatında, sektörde en deneyimli insanlardan biri-siniz. Hem iş, hem de sektörün üst örgüt-lerindeki faaliyetlerinizi sormak istiyoruz ancak biraz kişisel sorularla başlayalım, sektörde çalışmaya ne zaman başladınız ve iş yaşamınızın gelişmesi nasıl oldu?
Plastik makineleri imalatında ilk kez 1962
yılında 13 yaşında çırak olarak çalışmaya baş-
ladım. O zamanlar plastik yeni yeni gelişiyordu,
plastik ürünler için 53-55’li yıllardan söz edilir.
Enjeksiyon imalatı yoktu, el presleri vs. yapı-
lıyordu. Ardından şişirme teknolojileri geldi,
aşama aşama gelişti.
Makine ile plastik imalatı sektörü hemen
hemen aynı dönemde başladı diyebiliriz. Bu-
günkü ortağımın da çalıştığı atölyede çırak
olarak başladım. Makine imalatında, kalıpçılık-
ta çalıştım. Askerlikten döner dönmez de orta-
ğım ile birlikte kendi işimizi kurduk.
İlk makine imalatına, şişirme makineleri
ve kalıpları ile başladık. Makine ağır basınca,
kalıpçılığı bıraktık. Biz kendi işimize 22 Eylül
1969’da 21 metrekare bir atölyede başladık.
Kuruluş tarihimizi hep tam olarak hatırlıyorum.
Başkalarını bilmem ama bizim imkanlarımız
çok kısıtlıydı, o yüzden bu tarih benim için çok
önemli. Unutmam mümkün değil. İlk müşte-
rim, Mustafa Kütük’tü. Şirketimizi faaliyete
geçirmeden önce benden makine alacaklarını
söylemişlerdi.
Makineyi düşünmezsek, ilk üstlendiğim
iş ise bir kalıp yapımıydı. 1969 yılında Cumhur-
başkanlığı Muhafız Alayı tören miğferi için ka-
lıp hazırladım. Plastik sektörü ile ilgisi olmayan
emekli bir subay ihale ile işi almıştı. Kalıbı 3,5
günde hazırladım, birkaç günde fason bastırıp
teslimi yapıldı. Miktarı azdı, 300 dolayında bir
üretimdi. Özel yapım, iki yanda terekli, amb-
lemli, tüylü bir miğferdi.
İlk ihracatımızı da 1971’de Suriye’ye
yaptık. Plastik torba üreten bir üründü. Bizim
1970’lerde yaptığımız makinelerden hala kul-
lanılanlar var.
-Plastik sektörü yıllık ortalama 700 milyon Dolar seviyelerde yatırım yapsa da büyüklük dikkate alındığında hala ciddi bir potansiyel görünüyor. Bir değerlendirme yapar mısınız?
-Aslına bakarsanız, üretimde bulunan
makinelerin yarısının yenilenmesi lazım ki bi-
raz rekabetçi bir konuma gelelim. Yeni makine
yatırımlarına yönelik teşvik gerekiyor. Ancak
üretici teşvik beklerken, aksine zorluklarla
karşılaşıyor. Yerli yatırımcılar açısından bak-
tığımızda, leasing KDV’si yüzde 18’e çıkınca
ciddi bir sorun oldu. Ayrıca yabancı rakipler
7-10 yıl vadeyle makine satarken, yerli maki-
ne üreticisi müşterisine yüzde 50 peşin şartı
koşarsa ürün satamaz. Bu yüzden sektör ge-
rileme eğiliminde. Sadece leasing değil, diğer
fi nansman destekleri de tam verilemiyor. Lea-
sing kısmen destek oluyordu ancak yüzde 18
Türkiye plastik sektörü yanın-
da makine sanayiinin de en dene-
yimli isimlerinden olan Hayrullah
Yelkenci sektörün hemen bütün
ilgili sivil toplum kuruluşlarında
çalışması yanında, bu örgütlerde
yaptığı başarılı girişimlerle de bili-
niyor. Sektörün en büyük fuarının
oluşması, eğitim yatırımları, OSB
girişiminde en önemli rollerden
birini oynayan Yelkenci, PAGEV,
PAGDER, Makine İhracatçıları Bir-
liği PAKOP, İTO ve İSO’da başkan-
lık ve diğer görevlerde bulundu.
Sektörün kimliğinin oluşmasında
sivil toplum örgütlerinin rolünü
en etkin biçimde oynayan isim-
lerden olan Yelkenci ile makine
imalatını ve sektörde sivil toplum
örgütlerinin rolü ve deneyimleri
üzerine konuştuk.
PLASFEDDERGİ
81
DENEYİM
KDV oranı leasing desteğini ortadan kaldırmış
oldu. Plastik teşvik kapsamı dışında. Bu küçük
fi rmaların gelişmesinin önünde ciddi bir engel.
-Sektördeki sivil toplum örgütlerinde görev yaptınız, hangi aşamalardan geçil-di, bir değerlendirme yapabilir misiniz?
PAGEV’in 1989’da kurucu üyelerindenim.
Ancak ilk yönetimde yer almadım. PAGEV ilk
kuruluş döneminde sıkıntılar geçiriyordu, geli-
re ihtiyacı vardı. Daha sonra kurulan PAKOP’un
yönetiminde yer almıştım. Toplantılar yaptığı-
mız dönemde gelir sağlama amaçlı olarak fuar
organize etmemizi önerdim. Yılda 3-4 defa
yurt içinde fuarlara katılıyorduk, yorucu bir
hal almıştı. Fuar önerisi tartışıldı ve daha son-
ra görev bana verildi. “Sen bu fuarı yap, ancak
paramız yok bizi de zarara sokma, yük altına da
sokma..” denildi tabii.
Çalışmamızı yaptık, fuarla ilgili o zamanki
tanıdığımız çevrelerden iki arkadaşla konuş-
tuk. Üç kişi yola çıktık. Projeyi oluşturup yö-
netime sunduk. İlk fuarımızı Mecidiyeköy’de
yaptık. Çok uygun bir fuar alanı olmamasına
rağmen başarılı oldu. O günlerde fuarımıza
isim taktık: Küçük Milano diye.. Plastik sektörü
için Milano ve Düsseldorf fuarı önemlidir. Ben,
fuar düzenlemesinin de etkisiyle aday olmadı-
ğım halde ilk genel kurulda yönetime seçildim.
O dönemde fuar başarılı olunca, bu kez şirket-
ler bizim peşimizde koşmaya başladılar. En
sonunda TÜYAP ile fuar anlaşması yapıldı. Bu
yönetimde muhasip üye olarak görev yaptım.
Fuarın, ilk dönemlerinde ambalajcılar ve
hidrolik-pnömatik imalatçıları da bizim içimiz-
deydi. Bizim fuardan 2-3 fuar çıktı diyebiliriz.
Ambalaj, ambalaj makinecileri, hidrolik-pnö-
matikçiler daha sonra kendi fuarlarını düzen-
lediler. İlk başta 1600 metrekarelerden, bugün
25 bin metrekarelere çıkıldı. Türkiye’nin en bü-
yük fuarlarından biridir. İlk başlangıç konsep-
tinde içimizde olan arkadaşları da düşünürse-
niz, 50-60 bin metrekarelik bir potansiyelimiz
var. Sanıyorum yeterli fuar alanı olsa bu ayrıl-
ma olmazdı.
O dönemde, fuar açısından güçlü bir ko-
numdaydık ve TÜYAP ile görevimin sonlarına
doğru 10 yıllık bir anlaşma yaptık. Brüt satış-
ların yüzde 20’sini alıyorduk. Sanıyorum şimdi
bu düzenleme biraz gevşemiş. Fuar PAGEV
açısından ciddi bir çıkış sağladı. Fuar başarılı
olmasaydı Vakıf yine de faaliyetlerine devam
ederdi ancak bu şekilde kendini tanıtamaz,
Dünyaya kabul ettiremezdi. Şu anda Dünya
çapında tanınan, bilinen, Türkiye’yi temsil
eden kurumlardan biri.
Fuarı ve Dergimizi sektörü tanıtmak için
emek verdik. PAGEV’deki görevim muhasip-
likten sonra başkan yardımcılığına dönüştü ve
4 yıl sürdü. Başkanlığa da seçildim. 6 yıl baş-
kanlık yaptım. Sonuçta 15 yıldan fazla PAGEV
yönetiminde bulundum.
-O dönemde öncelikleriniz nelerdi?Sektörün dünyaya tanıtılması, sektö-
rün gelişmesi birinci hedefi mizdi. İkinci hedef
sektör daha iyi mekanlarda üretim yapması
ve Türkiye’nin büyük bir üretim merkezi ka-
zanması ve tabii ki eğitime katkı. Sektörün
ulaşmasını istediğimiz noktaları belirlemiştik,
matematiksel olarak belirlediğimiz hedefl erdi
ve şu anda gerçekleştiğini görüyoruz. İlk fuarı
yaptığımızda kişi başına 10 kg plastik tüketimi
vardı, Avrupa ortalaması ise 70 kg seviyesin-
deydi. Şu anda biz 70 kg’a geldik, Avrupa 90-
100 kg dolayında. Yani yakalıyoruz. Türkiye
plastik sektörü ortalama yüzde 15 büyümeyi
neredeyse tutturma düzeyinde.
-PAGDER’de de görev yaptınız…
Evet, 2005’ten sonra AB müktesebatı
ile birlikte Derneklerin daha çok öne çıkması
gerektiğini gördük. Derneği (PAGDER) daha
faal hale getirdik. Onun da başkanlığını bana
verdiler. Altı yıl başkanlığını yaptım, bugünlere
geldiğinde katkımız olduğuna inanıyorum.
PAGDER’in kuruluş tarihi 1969, oldukça
deneyimli bir dernek. 80’li yıllarda etkindi ama
Vakıf kurulduktan sonra biraz daha farklı gö-
revlere kaymıştı. Bir ekip ve takım çalışması
halinde toplantılar ve çalışmalar yaptık. Der-
neğimizi de daha işler hale getirdik. Dernek de
uluslar arası nitelik kazanmış, Türkiye’yi temsil
eder duruma geldi. Bugün sektörün güncel
sorunlarına eğiliyor. Gelecekte daha da iyi bir
konumda olacağına inanıyorum.
Bu mesleki-sosyal faaliyetlerim yalnızca
Vakıf-Dernek sınırlı değil, Ticaret Odası, Sana-
yi Odasında da temsilciliklerim oldu. İhracatçı
Birliğinde de çalışma yapıp yönetime talip
olduk. Bir dönem orada da başkanlık yaptım.
Sektörden birçok arkadaşımız yönetimde bu-
lundular. Birlikte sektöre hizmet etmeye çalış-
tık ve bir noktaya getirdik.
-Eğitim yatırımlarına önem verdiği-niz, bu alanda yoğun çalıştığınız biliniyor?
PAGEV’in amaçlarından biri budur. Bura-
da şunu söylemek isterim, 2010 yılı sonunda
eğitime açılacak seviyede olan eğitim projemi-
zin durması bizi çok üzdü. Bugünlerde tekrar
hareketlenmiş görünüyor ama kaybedilen za-
man büyük. Vakıf gelirlerinin en önemli kulla-
nım alanlarından biri eğitime katkıydı, sektöre
ara eleman yetiştirmekti. Yeni projeler geliş-
tirmek bir yana maalesef 4 yıldan bu yana 30
derslik, 1000 öğrencilik bir okul bitirilemedi.
Üstelik yüzde 80-85’ler seviyesindeyken dur-
du. Sadece lise düzeyinde değil, meslek yük-
sek okullarına, üniversitelere diğer eğitim ku-
rumlarına yardım yapmamız gerekiyor. Mevcut
projemiz de sadece bir meslek lisesi değil, 10
bin metrekarelik yerleşim içinde, Ar-Ge, ileride
yüksek okulu, atölyeleri içeren güzel bir proje.
Gelir açısından da hiçbir sıkıntı yok. Bu büyük
bir eksikliktir.Yüzde 85’i biten bir projenin 4
yıldır bekliyor olmasının gerekçesi olarak su-
nulanlar da durdurmayı gerektirecek gerekçe-
ler değil.
Bu bir yana, mesleki eğitimin değerini
artık anlamayan kalmadı. Var gücümüzle her
sektör mensubunun ayırabildiği kaynakları
birleştirip bu alana eğilmeliyiz. Bunu anlatma-
ya bile gerek görmüyorum.
-Bu deneyimlerinizden çıkardığınız sonuçlar nelerdir?
Öncelikle, sektör mensupları geçmişte
bu tür faaliyetlere daha duyarlıydı. Tecrübe-
ye inanan bir yapı vardı. Kimse görev almazdı,
görev verilirdi. İnsanlar şimdi seçilmek için çok
gayret sarfediyor ama görev vermek istedi-
ğinizde ara ki bulasınız. Ayrıca çekişmeler de
oluyor. Bunun sektöre ve kurumlara zarar ver-
meye başladığını düşünüyorum. Türk plastik
PLASFEDDERGİ
82
DENEYİM
sektörünün Dünyaya tanıtımı için çok emek
verildi. Üç yılda bir Düsseldorf ve Milano fuarı
olur. Özellikle bu iki fuar ve diğer fuarlar için
İngilizce dergimizi hazırlardık. O dönemlerde
fuar alanında ayakta tek tek kendimiz dağıtır-
dık. Bu çalışmalarla sektörü tanıtmaya çalıştık
ve başarılı olduk. Bu çalışmalarımız görüldükçe
işbirliği talepleri geldi. Şimdi ise bakıyoruz eti-
ket sahibi olmak öne çıkmış.
Sivil toplum örgütleri “ben bilirim, her işi
yaparım” denecek yerler değildir. Sivil toplum
örgütlerinin varlık nedeni, ortak çalışmaya
gönüllü olmaktır. Kimse kimseyi dışlamaya
kalkmamalı. Sektörde faaliyet gösteren sivil
toplum örgütlerinin rolleri, görevleri ve neler
yapacakları çok önceden belirlendi. Kimse,
sektörün sivil toplum örgütleri yapısına ken-
dince nizam vermeye kalkmamalı. Böyle bir
tavırdan kimse yarar görmez, zararı da sek-
töre olur. Sektörümüzde faaliyet gösteren
Derneğimizin de Vakfımızın da ne yapacağı,
ne amaçla kurulduğu bellidir. Mevcut görevleri
tam ve layıkıyla yerine getirmeden kendinize
yeni roller biçmeye kalkarsanız hata edersiniz.
Umuyorum önümüzdeki dönem daha iyi
olur. Sektördeki birliktelik ve kurumlar arasın-
daki birliktelik devam ettiği takdirde, sektör
çok daha iyi bir konumda olur.
Meslektaşlarıma; kendi mesleklerine,
ürettiklerine daha fazla ilgi göstermelerini
öneririm. Bunu yaparken, aynı zamanda ör-
gütsel olarak da faaliyetlerin içinde olmala-
rında fayda var. Bu sivil toplum örgütlerinde
genç nesil arkadan gelmezse sektör bir yerde
tıkanır. İnanıyorum, geriden gelenler daha
ileri gideceklerdir. Çünkü onların dünya görü-
şü, iletişim araçlarını kullanışı, sektöre bakışı
eskiye nazaran çok farklı. İşin içinde olurlarsa
ve geçmişten de yararlanırlarsa sektörü daha
ileri getirebilirler.
-Siz plastik işleme makinesi sektö-ründe faaliyet gösteriyorsunuz ve İhra-catçı Birliği’nde de görev yaptınız, bu alan-da biraz zorlanılıyor gibi görünüyor?
Ben makine ihracatçıları birliği başkan-
lığına seçildiğimde sektörün 3 milyar Dolar
dolayında ihracatı vardı. Benim dönemimde,
üç yıl içinde 8 milyar Dolara ulaştı. Makine üre-
timinde gelişme için çok çaba verdik. Türkiye
içinde etkinliğimizi artırmak için yaptığımız
faaliyetler sırasında sıklıkla “Bunu da biz ya-
pıyor muyduk, Türkiye’de bu da yapılıyor muy-
du?” soruları sorulmaya başlamıştı. Bugün 10
milyar Doların üzerinde makine ihracatımız
var. 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapılıyor.
Ancak kendi ülkemizde maalesef dışarıda
gördüğümüz rağbeti görmüyoruz. Sanıyorum
benzer olgu, yabancı imajı, psikolojisi diğer
ülkelerde de var. Geçmişte Türkiye’de “İngiliz
malı”, “Alman malı” imajı vardı, halen bu psi-
koloji tamamen kırılmış değil. Yine de geçmişe
kıyasla yerli malı makineye yönelik önyargı bir
hayli kırıldı. Örneğin savunma sanayiinde ma-
kinecilerimiz etkili olmaya başladı. Halen de
tanıtım çalışmaları sürüyor.
Makine imalatını gelişmeden diğer sek-
törler gelişse de çok şey değişmiyor, dışa ba-
ğımlılığınız devam ediyor. Bu açıdan makine
imalatı çok önemli. Makinecilerimiz sıkıntı çe-
kiyor. Destek yok. Eximbank destekleri son de-
rece kısıtlı. Her şeye rağmen makine sektörü
öz kaynakları ile belirli bir noktaya geldi.
-PAKOP da sektör açısından önemli bir girişim. Hatta bugünlerde yoğunlaşan yeni yatırım alanı süreçlerinde ilk girişim olarak dikkat çekiyor?
Plastik sektörünün büyük kısmının ku-
ruluş yeri Tahtakale, Süleymaniye bölgesidir.
Sonradan, Bayrampaşa, Topçular, Rami vb.
yerlerde yoğunlaştı. Fakat sektör her iki-üç yıl-
da bir yer değiştirmiştir. Çünkü, hızlı gelişiyor,
düşünebiliyor musunuz, Tahtakele’de 8. katta
imalat yapılıyordu. İkitelli de gelişme dönemle-
rinde gidilen yerlerden biriydi ancak imalatha-
neler yine de küçüktü. Biz de dedik ki, üç-beş
yılda bir taşınacağımıza 30 yıllık, 50 yıllık ta-
şınmayı unutacak mekana sahip olalım.. Ko-
operatifi kurduk ve yer araştırmaya başladık.
Maalesef İstanbul çevresinde alan bulamadık,
Çorlu’ya kadar gittik ve 2850 dönüm arazi al-
dık. İyi de etmişiz. İnşallah bugünlerde bitecek.
Geçmişte faaliyete geçme konusunda büyük
şansızlıklar yaşadık. Yer tarım arazisi görünü-
yordu. Köylüler sahiplenmek istediler, bütün
bu süreçler sonunda 70-80 parça tapudan 3
tapuya indirildi, E-6’ya bitişik, serbest bölge-
ye komşu bir yapı oluşturuldu. Sonuçta 1996
yılında yatırım programına alındı ancak bir
türlü sorunlar bitmedi. Maalesef geçmiş hükü-
metler, sık sık değişen yönetimler zamanında
bir türlü sanayiye çevrilemedi. Tarım reformu
kapsamına alındı. Burada çalışma 10 yıl sür-
dü. Sonuçta, bugünlerde bitme aşamasında.
İnşallah bitince sektör rahat bir nefes alacak.
Yatırımların sağlıklı ve büyümeye müsait
olması açısından yer çok önemli. Başka türlü
sanayi gelişemez. Türkiye’de en pahalı şey
arazi, özellikle sanayi arazisi. “Buraya sanayi
gelecek” denildi mi arsa değerleri çok büyük
oranda artıyor. Oysa sanayiciye ekonomik
şartlarda arazi sunulmalı. Çorlu bölgesinde,
bugünkü üretim kapasitesi kadar üretim bü-
yümesi sağlanabilir. İstihdam artacak, tekno-
lojik yatırımlar yapılacak. Rekabet gücü arta-
caktır. Proje gerçekleştiği zaman bölge çok
daha canlı olacaktır. Tarım vs. denildi ama 20
yıldır orada hiçbir şey ekilip-biçilmiyor, yatırım
da yapılamıyor. İhtisas OSB olarak örgütlene-
cek bir arazideyiz. Hatta ilk ihtisas OSB olacak-
tı ama PAGDER-ASLAN OSB bu konuda bir ilk
oldu.
PLASFEDDERGİ
84
ATLAS
Afrika’nın en büyük ekonomisi BRICS ülkesi Güney Afrika potansiyel vaat ediyor
Bugünlerde emekliliğini yaşayan Eski
Goldman Sachs Varlık Yönetimi Başkanı Jim
O’Neill, yaklaşık 10 yıl önce gelişen ekonomiler
içinde ön sıralarda yer alacak ülkeleri tanımla-
mak için “BRIC” (Brezilya Rusya, Hindistan ve
Çin) terimini ortaya koyduktan sonra, bu teri-
me eklenecek diğer ülke olmak için yarış baş-
ladı. Türkiye, Güney Kore, Meksika derken “S”
yani Güney Afrika-South Africa genel kabul
gördü. Terimin babası Jim O’Neill her ne ka-
dar buna itiraz edip, “Gerek yok, Güney Afrika
ekonomisinin nitelikleri ve potansiyeli dikkate
alınsa da hacim olarak çok küçük bir ülke” dese
de 2010 yılından bu yana BRICS ismi kullanı-
lıyor ve bu ülkeler bir araya gelerek zirveler
düzenliyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti, uzun yıllar sü-
ren ırkçı yönetim, Birleşmiş Milletler’den dış-
lanma ve ambargodan kurtulduğu 1993’ten
sonra Afrika’nın en büyük ekonomisi olma-
yı başardı. 2012 itibariyle 390 milyar Dolar
dolayında bir GSYH büyüklüğü gerçekleşti.
Türkiye’nin hedef ülkelerden biri olarak gör-
düğü Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika içinde
Avrupa’ya yakınlık, gaz ve petrol kaynakları
nedeniyle dikkatleri çeken Kuzey Afrika ül-
keleri dışında Afrika’da odaklanılan en önemli
ülkelerin başında geliyor. Birçok ülke, Güney
Afrika’yı hem gelişme potansiyeli, hem de
coğrafi konumu nedeniyle üs seçmiş durum-
da. Üstelik, zaman zaman sıkıntılı durumlar
olsa da istikrarı sağlama yönünde büyük adım-
lar atan bir yönetime ve Afrika ölçülerine göre
demokratik şartlara sahip olmayı başarmış
görünüyor.
Güney Afrika’nın Batı ülkeleri ile tanışma-
sı 1488 yılında Dias’ın Cape’e çıkması ve ardın-
dan Hindistan yolu olarak Vasco De Gama’nın
Cape’i tanımlamasıyla başladı. Hollandalılar
1652’de ilk koloniyi kurdu. Daha sonra, İngi-
lizlerin hakim olduğu bölgede Hollanda-İn-
giliz savaşları da yaşandı. 1910’da ise yine
Hollandalıların patronajında bölgede kurulan
bağımsız bir milletler topluluğu oluşturuldu.
Ancak, beyazların ırkçı bir yönetim uyguladığı
bölgede siyahların protestoları ve istikrarsız-
lıkla devam eden bir süreci yaşadı. Nihayet,
1961’de daha ırkçı bir yönetim işbaşına gele-
rek Güney Afrika’yı birlikten ayırdı. Irkçı yöne-
tim, Dünyadan dışlandı. Ambargo ve dışlanma-
ya rağmen devam etti ve çeşitli aşamalardan
geçen süreçte ırkçı yönetim 1994’te Nelson
Mandela’nın işbaşına geldiği seçimle yıkıldı.
Bütün bu süreçlerde, Dünyada ırkçılığa karşı
mücadelenin sembolü olan Nelson Mandela,
1952’den itibaren mücadelenin sembolü oldu.
Güney Afrika bugün 9 eyaletten oluşan
bir federal yapıyla ve iki kademeli parlamen-
toyla yönetiliyor. Güney Afrika’nın nüfusu 50
milyon 587 bin kişiden oluşuyor ve bu nüfu-
sun 40 milyon 206 bin kişisi Afrikalılardan, 4,5
milyonu beyazlardan ve diğer nüfus da Asyalı-
lar, Hintliler ve melez ve diğer ırklardan oluşu-
yor. Ülkenin yasal başkenti Cape Town yasa-
ma organlarını barındırıyor. Yürütme Hükümet
kurumları ise Pretorya şehrinde bulunuyor. En
bilinen ve önemli şehirlerinin başında Johan-
nesburg geliyor. Bunun dışında, Durban, Port
Elizabeth, Bloemfontein ve East London şe-
hirleri geliyor.
Görmeye değer bir coğrafyaGüney Afrika Cumhuriyeti, 1994 yılın-
da ırkçı yönetimin devrilmesinin ardından
Mandela’nın popülerliğiyle birlikte dünyanın
her yanından ziyaretçi almaya başladı. Ülke,
Afrika kıtasında bugüne kadar yapılmış olan
en büyük uluslararası organizasyon olan Dün-
ya Kupası’nı 2010 yılında başarıyla tamamladı.
Ülkede turizm kalkınma araçlarından biri ola-
rak resmi belgelere girdi ve okyanus kıyıların-
da deniz turizmi, iç kesimlerde de doğa ve kül-
tür turizmine yönelik büyük potansiyeller var.
Afrika denilince akla ilk gelen unsur olan
“safari” Güney Afrika’nın da başlıca turizm ak-
tivitelerinden biri. Kruger Milli Parkı bu alan-
da en önemli destinasyon olarak görülüyor.
Kruger Milli Parkı, ülkenin kuzeydoğusunda
190 bin kilometrekarelik (aşağı yukarı İsrail
büyüklüğünde) bir alanda kurulu. Burada tu-
ristler için oluşturulan “5 büyüğü” yani, aslan,
gergedan, afrika fi li, bufalo ve gergedanı gör-
mek mümkün. Ülkenin batı kıyısında bulunan
Cape Town açıklarındaki Robben adası sıklıkla
ziyaret almasıyla dikkatleri üzerinde topluyor.
Cape Town ayrıca kültürel olarak beyaz ırkın
oluşturduğu kentlerden biri olarak dikkat çe-
kiyor.
Afrika kıtasının en büyük eko-
nomisi konumunda bulunan ve
yıllık 8 milyar Dolara kadar yaban-
cı sermaye yatırımı alan Güney
Afrika Cumhuriyeti, plastik sektö-
rü için de güçlü bir pazar vaat edi-
yor. Türkiye’nin hedef ülke içine
aldığı Güney Afrika Cumhuriyeti,
gelecek dönemde de ilgi çekme-
ye devam edecek. Irkçı yönetime
karşı mücadelesi, bu mücadele-
nin sembol ismi Nelson Mandela
ve son olarak 2010 Dünya Futbol
Şampiyonası ile üzerindeki ilgi ar-
tan ülke, geleceğin yıldız adayla-
rından biri.
PLASFEDDERGİ
85
ATLAS
Cape Town’da şehrin güney yakasında
kalan Atlas okyanusu kıyısı Victoria ve Alfred
Kordonu Güney Afrika’nın en fazla turist çe-
ken bölgesi olarak öne çıkıyor. Cape Town’un
en işlek limanı, çeşitli eğlence ve alışveriş mer-
kezlerini içinde turizm destinasyonlarından
biri olarak öne çıkıyor. Dünyanın en iyileri ara-
sında gösterilen İki Okyanus Akvaryumu (Two
Oceans) bu bölgede bulunuyor. Cape Town’ın
simgesi sayılan turizm mekanlardan biri olan
“masa dağı” da turist çeken mekanların başın-
da geliyor. Ülkenin güneyi ise yüzlerce kilo-
metre sahil, Ümit Burnu, ve çok sayıda henüz
yapılaşma olmamış, kirlenmemiş tamamen
doğal haliyle dikkat çekiyor. Ülkenin turizmde-
ki bir başka unsuru ise kumar turizmi. Başkent
Johannesburg ve Pretoria’ya yakın, Rusten-
burg kenti ile Pilanesberg milli parkı arasında
bulunan Sun City, kumar amaçlı olarak gelişti-
rilmiş bir bölge.
Ülke yoğun bir kültür turizmi imkanı da
sunuyor. Milli parklar ya da kırsal alanda çok
sayıda farklı kabilenin köyü bulunuyor ve bu-
ralara turistik amaçlı geziler düzenleniyor.
Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan ve
insanlığın ilk işaretlerinin görüldüğü Sterk-
fontein Mağarası, Mandela’nın hapsedildiği
Robben adası görülmeye değer mekanlardan.
Afrika’nın en büyük ekonomisiGüney Afrika Cumhuriyeti, Afrika’nın en
büyük ekonomisi konumunda. Gelecek için de
dünyanın en ilgi çeken ülkelerinden biri. Heli-
kopter gibi bazı üst düzey teknolojiye sahip
şirketleri olsa da sanayinin yeni geliştiği bir
ülke olarak dikkat çekiyor. Afrika’ya doğru ya-
pılacak ticaret ve üretim için önemli bir merkez
olması yanında, denize açık bir konumda olma-
sı nedeniyle diğer ülkelere yönelik olarak da
merkezi bir konuma sahip. Nispeten gelişmiş
bir ekonomi olsa da gelir dağılımındaki bozuk-
luk nedeniyle ülke iç pazarı açısından sıkıntılı
bir görünüm arz ediyor. Ülkede geniş bir ima-
lat sanayi üretim yelpazesi bulunuyor. Bunlar
arasında gıda, tekstil ve giyim, ayakkabı imala-
tı, metal, kimyasallar ve kağıt gibi tüketim mal-
ları üretimi yer alıyor. Ayrıca, madencilik maki-
neleri, ulaştırma ekipman ve araçları, elektrikli
makineler, elektronik ve otomotiv sektörleri
son yıllarda önemli ölçüde gelişme gösterdi.
Ancak ülkenin en önemli sorunu olarak yüzde
22 düzeyindeki çok yüksek işsizlik ve zaman
zaman oluşan fi nansal-güvenlik sorunları or-
taya çıkıyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti ekonomik ya-
pısı açık ekonomilerinden biri olarak dikkati
çekiyor. Ülke, 2010-2014 yıllarını kapsayan bir
ekonomik program uyguluyor. Bu kapsamda,
sanayi, madencilik ve turizmi geliştirmek ama-
cıyla yatırımlar destekleniyor. Özelleştirme
nispeten önemini yitirse de altyapı yatırımla-
rında kamu-özel ortaklığı modellerinin kullanı-
mı giderek artıyor.
TÜRKİYE GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ DIŞ TİCARETİ (TÜİK)2011 2012 2013 Ocak Nisan
İhracat İthalat İhracat İthalat İhracat İthalatYatırım
(sermaye) malları46.623.360 134.501.993 57.600.068 138.197.515 24.125.307 52.805.866
Hammadde (ara-
malları)215.381.388 1.816.817.602 181.756.142 1.146.665.183 70.175.720 377.021.176
Tüketim malları 248.451.705 3.266.020 142.406.831 4.938.315 160.850.929 1.077.486
Diğerleri 66.912 326 63.031 19.587 170.694 2.759.631
Toplam 510.523.365 1.954.585.941 381.826.072 1.289.820.600 255.322.650 433.664.159
Dünyanın özellikle madencilik nedeniyle
Güney Afrika Cumhuriyeti en fazla doğrudan
yabancı sermaye yatırımı çeken ülkelerden
biri olarak dikkati çekiyor. Dünya Bankası ve-
rilerine göre 2008’de kriz öncesinde yıllık 9.6
milyar Dolar yabancı sermaye çeken ülke, ta-
kip eden yıllardaki dalgalanmadan etkilendi
ve doğrudan yabancı yatırımlar 2010’da 1.2
milyar Dolara kadar düştü. Son veri yılı olan
2011’de tekrar toparlanma eğilimine girerek
5.8 milyar Dolar yatırım aldı.
Güney Afrika Cumhuriyeti, dış ticaret
açısından GSYH’sinin yarısı büyüklüğünde bir
hacme ulaşmış durumda. 2012 sonu itibariyle
Economist Intelligent Unit’in verilerine göre
189 milyar Dolar dış ticaret hacmine ulaştı. İt-
halatı 101,7, ihracatı ise 87,5 milyar Dolar oldu
ve 14,2 milyar Dolar dış ticaret açığı verdi.
Güney Afrika Cumhuriyeti, her ne kadar
Afrika’da olsa da ülkenin en büyük ticaret
ortakları, AB ülkeleri, ABD ve Japonya oldu.
Son 10 yıllık dönemde, uygulanan politikalar
sayesinde diğer Afrika ülkeleriyle ticareti yo-
ğunlaştı ve arttı. Ülkenin ihracatının üçte ikisi
imalat sanayii ürünlerinden oluşuyor. Tarım
son derece sınırlı kalırken, üçte bir oranında
ihracatı madencilik ürünlerinden oluşuyor. Gü-
ney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye’nin hedef ül-
kelerinden biri olarak ilan edilmiş durumunda.
İki ülke dış ticaretinde, Türkiye büyük
miktarda dış ticaret açığı veriyor. TÜİK veri-
lerine göre, 2012 sonu itibariyle iki ülke dış
ticaretinde Türkiye açığı 907.9 milyon Dolar
seviyesinde oluştu. Türkiye’nin ihracatı 381.8
milyon Dolar olurken, ithalatı 1 milyar 290
milyon Dolar seviyesinde gerçekleşti. Ancak,
2013’ün ilk 4 ayı sonunda, geçen yıla göre hızlı
bir ihracat artışı görüldü. Geçen yılın tamamın-
da 381.8 milyon Dolarlık ihracata karşılık, bu
yılın 4 ayında ihracat 255.3 milyon Dolar olarak
gerçekleşti.
Türkiye’nin hedef ülkesiGüney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye’nin
2013’te hedef ülke ilan ettiği ülkelerden biri.
Bu ülkeye gidecek işadamlarına öncelikle “dik-
kat ve tedbir” öneriliyor. Kişisel değerli eşya-
larını belli etmemeleri tavsiye ediliyor. Güney
Afrika’da en çok şikayet alan konulardan biri
de “kredi kartlarının kopyalanması” olduğu
için, bu ülkede mümkün olduğunca nakit alış-
veriş tavsiye ediliyor.
Güney Afrika’da, inşaat, otomotiv, teks-
til, bankacılık, yatırım düzenlemeleri, serma-
ye piyasası, toplu konut, enerji, gelir dağılımı,
telekomünikasyon, petrokimya, demir-çelik,
yol, gemi taşımacılığı, maden, tarım gibi alan-
lar gelişmeye açık sektörler olarak belirleniyor.
Tarım açısından, tütün, şekerli ve çikolatalı
mamuller, bira, makarna, zeytinyağı, fındık
önemli ürünler olarak ortaya çıkıyor. İmalat
sanayiinde ise otomotiv ana ve yan sanayi,
petrol yağları, inşaat makineleri aksam ve
parçaları, ilaçlar, tıbbi alet ve cihazlar, kağıt ve
kağıt ürünleri, elektrik jeneratörleri, transfor-
matörleri, konvertörleri, ferro alaşımlar, demir
çelikten inşaat aksamı, tv’ler, monitörler, pom-
palar, mobilya, tarım traktörleri, güç aktarımı
ekipmanı ve aksamı, musluk ve boru malzeme-
leri, kablo ve teller, mutfak eşyası, ev tekstili
ürünleri öne çıkıyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti plastik sektörü fuarları
AFRIPLAST EXPO Plastik ve Plastik
Ürünleri Fuarı Organizatör: ECI Internatio-
nal Limited
PRO-PLAST EXPO Plastik, Makine ve
Materyalleri Fuarı Organizatör: Firma: Spe-
cialised Exhibitions (Pty) Limited
Tyrexpo Africa Kauçuk ve Kauçuk
Ürünleri Fuarı Organizatör:: Exhibition Ma-
nagement Services (U.K.)
PLASFEDDERGİ
86
Güney Afrika Cumhuriyeti plastik sektörü değerlendirmesi
Güney Afrika Cumhuriyeti plastik sek-
töründe net ithalatçı konumunda bulunuyor.
Plastik mamul ve hammadde ithalatı 2010 yı-
lında 2,2 milyar ABD Doları seviyesiyle önemli
bir pazar görüntüsü veriyor. Ülkenin, plastik
mamul ithalatı yüzde 8,9, plastik hammadde
ithalatı ise yüzde 6,4 hızla artarken plastik iş-
leme makineleri sektöründeki ithalatın azaldı-
ğı gözleniyor. Türkiye’nin 2010 yılı verileri dik-
kate alındığında, pek varlık gösteremediği bu
pazardan sadece yüzde 0,47 pay alması dikkat
çekici veri olarak görülüyor.
Pazara giriş olarak bakıldığında, toplam
1469 sektörde Güney Afrika Cumhuriyeti’ne
ihracat yapan Türkiye’nin bunların içinde 134
plastik üründen sadece 62’sinde pazara gire-
bilmesi dikkat çekiyor.
Rekabetçi yayılma endeksi açısından ba-
kıldığında ise Türkiye’nin rakiplerinin kalite yö-
nünden Almanya, fi yat bakımından Çin olması
nedeniyle zorlu bir pazarlama faaliyeti gerek-
tiği vurgulanıyor. Türkiye’nin 2010 itibariyle
42 plastik mamul, 16 plastik hammadde ve 4
plastik işleme makineleri sektöründe ihracat
yaptığı, bu ihracatların birim fi yatlarının ülke-
nin ortalama ithalat birim fi yatının üstünde
gerçekleştiği belirlendi.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ithalatının
büyük kısmını Avrupa ve Asya ülkelerinden
yaptığı gözleniyor. 2005-2010 arası trend
gözlendiğinde ise ağırlığın Asya ülkelerine
doğru kaydığı belirlendi. Buna rağmen, ülkenin
hala yüzde 41’e yakın oranda Avrupa ülkele-
rinden ithalat yaptığı belirtiliyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin plastik sek-
töründe en büyük ticaret partnerinin Çin ol-
duğu görülüyor. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin
2010 yılındaki toplam ithalatının yüzde 13,3’ü,
plastik sektöründeki ithalatınınsa yüzde 21,5’i
Çin’den karşılanıyor. İkinci ve üçüncü sıralarda
Almanya ve ABD’nin olması dikkat çekiyor. Bu
veriler, pazarda rekabetin hem kalite hem de
fi yat açısından zor olacağı şeklinde yorumla-
nıyor.
Türkiye’nin ülkeye en çok ihracat yaptığı
plastik mamul sektörleri ile ülkenin en çok it-
halat yaptığı plastik mamul sektörleri arasında
bir uyumsuzluk gözleniyor. Analizlere göre,
Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 148,7
milyon ABD doları büyüklüğündeki “diğer plas-
tik eşya” talebinin sadece 0,3 milyon Dolarını
karşılıyor.
Yapılan analizlerde, ülkenin plastik ma-
mul ithalatının yüzde 14,2’sini “plastikten
diğer eşya” sektörü oluşturduğu için, “etilen
polimerlerden -levha, pelikül, lamlar-takviye-
siz” ve “plastikten diğer yapışkan levha, yap-
rak, şerit, lam vb. düz olan” öne çıkan ürünler
olarak dikkat çekiyor.
Potansiyel olarak ise Türkiye’nin ihraca-
tını artırabileceği bir alan öngörülüyor. Ana-
lizlere göre, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin
plastik mamul talebinin sektörel dağılımı ile
Türkiye’nin plastik mamul ihracatının sektö-
rel dağılımı arasında yüksek bir pozitif ilişki
gözleniyor. Plastik mamul sektörü için tamam-
layıcılık endeksinin 2010 yılında yüzde 62,8
değerini alması bu durumun ispatı olarak gös-
teriliyor.
ATLAS
Güney Afrika Cumhuriyeti plastik pazarında Türkiye için potansiyel arz eden sektörler
Sektör kodu Sektör adıÜlkenin ithalatı
(2010, milyon dolar)
392690 Plastikten diğer eşya 148,7
390120 özgül kütlesi > =0, 94 olan polietilen 128,2
390690 Diğer akrilik polimerler (ilk şekilde) 95,4
391990 Plastikten diğer yapışkan levha, yaprak, şerit, lam vb. düz olan 80,7
390720 Diğer polieterler (ilk şekilde) 75,4
392190 Plastikten diğer levha, yaprak, pelikül, varak ve lamlar 64,1
390319 Polisitiran; genleşemeyenleri (ilk şekilde) 62,1
392010 Etilen polimerlerden-levha, pelikül, lamlar-takviyesiz 59,6
392020 Propilen polimerlerinden-levha, pelikül, lamlar-takviyesiz 56,6
847790 Kauçuk/plastik eşya imal makinelerinin aksam-parçaları 41,7
848071 Kauçuk/plastik maddeler için enjeksiyon/basınçlı döküm kalıpları 36,9
847780 Kauçuk/plastik eşya imali için diğer makine-cihazlar 36,8
390730 Epoksi reçineler (ilk şekilde) 32,7
392062 Polietilen tetrefl attan levha, yaprak, fi lm, folyo ve şeritler 31,3
391910 Eni 20 cm yi geçmeyen rulo halinde plastik yapışkanlar 31,3
392042Esnek vinil polimeri olan levha, yaprak, fi lm, folyo ve şeritler (göze-
neksiz)31,2
392350 Tapalar, tıpalar, kapsül, kapak gibi plastik eşya 27,6
390210 Polipropilen (ilk şekilde) 27,6
391000 Silikonlar (ilk şekillerde) 23,2
847720 Kauçuk/plastik için ekstrüzyon makineleri 22,9
391740 Plastikten tüp, boru ve hortum bağlantı elemanları 22,5
390410 Polivinil klorür (başka maddeyle karıştırılmamış) (pvc) (ilk şekilde) 22,0
847730 Kauçuk/plastik için püskürtme döküm makineleri 17,1
392390 Plastikten eşya taşıma, ambalajlama malzemesi, benzeri eşya 16,4
391690 Diğer plastiklerden monofi l, çubuk, profi ller-eni > 1mm. 13,0
390610 Polimetil metakrilat (ilk şekilde) 12,0
392119 Diğer plastiklerden gözenekli levha, yaprak, pelikül, levhalar 10,7
390791 Doymamış poliesterler (ilk şekilde) 7,9
Kaynak: BACI veritabanı
PLASFEDDERGİ
88
GÖRÜŞ
Abbas GüçlüMilliyet Gazetesi
Konuk Yazar
2050’de nasıl bir Türkiye ve nasıl bir dünya olacak?
100 milyonluk Türkiye’ye, 100 yıllık bir
yaşama ve 50 yıllık bir çalışma hayatına ne ka-
dar hazırsınız?
Gelin bugün hep birlikte geleceğe yönelik
beyin jimnastiği yapalım, tahminler yürütelim.
80’li yılların sonunda, 2000’li Yılların Ko-
mutanları diye bir yazı dizisi, 2000’li Yıllar diye
de bir kitap derlemiştim. 25 yıl önce, bugünün
Türkiye’si, dünyası, bilim ve teknolojisi, yaşamı
ve siyaseti üzerine kafa yormak, öngörüler al-
mak oldukça heyecanlı olmuştu.
Bunu, fütürizm adına meslek edinenler
var. Bizimki de, sizinki de elbette o değil. Bizler
gazeteci olarak, sizler de vatandaş ya da kendi
meslekleriniz adına gelecekle ilgili tahminler-
de bulunabilirsiniz. Ya da gelin hiç sınır koyma-
yın, uçun uçabildiğinizce...
Evet, siyasette, bilimde, tıpta, sanayide,
enerjide, bilişimde, sıcak ve soğuk savaşlarda,
tarımda, sağlıkta, eğitimde, yaşam süresinde,
çalışma hayatında, sanatta, kültürel yozlaş-
mada, yaşam tarzımızda neler değişecek, ne-
ler olduğu gibi kalacak ya da hangi konularda
bugünleri de arayacağız?
Örneğin hâlâ bayramları tartışıyor olacak
mıyız? Ya da siyaset hâlâ bugünkü kadar etkin
olacak mı? Nasıl bir dünya ve nasıl bir Türki-
ye olacak? Komşularımız hâlâ aynı komşular,
Amerika hâlâ tek süper güç olarak mı kalacak?
Bilim sınır tanımayacak?Bilimde, son 50 yıldaki gelişmeler, son üç
bin yılınkinden çok daha fazla. Görünen o ki
gelecek 50 yıldaki gelişmeler de bugünkünden
çok daha hızlı olacak.
Peki, nereye kadar?
İşte ona sınır koymak ya da öngörüde bu-
lunmak o kadar kolay değil. Özellikle genetikte
müthiş yol alınacak. Şu an için bitki ve hayvan
genetiği üzerinde gerçekleşen değişimler za-
manla insana da uygulanacak. 100 yıllık ya-
şam, giderek gençleşen hücreler ve tedaviler,
gelecekte muhtemelen tıpçılardan çok gene-
tikçilerin ilgi alanına girecek.
Ortalama ömür 500 yıl önce 30’lu yaşlar-
daymış. Şimdi 70’lerde. 50 yıl sonra 80, hatta
90’lara, hatta 100’e tırmanacaktır. 50 yıl son-
ranın 100 yaşındaki insanı kesinlikle bugünkü
gibi çökmüş olmayacaktır.
Enerji ve bilişimBilimin varlığını en çok hissettirdiği diğer
alanlar da enerji ve bilişim olacaktır. Klasik
enerji kaynaklarının yerini kesinlikle kimyasal-
lar alacak ve minnacık bir pille arabanızı yıllarca
kullanabilecek, evlerinizi yıllarca ısıtıp, soğuta-
bileceksiniz.
Yaşam koşulları ve kentsel düzenin bu-
günkünden çok daha farklı olacağı da kesin. İn-
sanlar, yüz yıllarca mağaralarda ve yer altında
yaşamışlar. Gelecekte, gökyüzündeki ve deniz
üzerindeki kentlerde yaşarlarsa hiç şaşırma-
yalım. Ulaşım araçları ve konutlar da kesinlikle
bugünkünden çok farklı olacaktır.
Kentlere olan yoğun göç, yine aynı şekil-
de devam edecek mi?
Sanki geri dönüş başlayacak. Ama gele-
ceğin kırsalı yani köyleri, kesinlikle bugünkü
gibi olmayacak, belki de kentlerden çok daha
modern ve yaşanılır olacaktır. İşte bu çerçe-
veden bakıldığında ülkemiz, değil 100 milyo-
na, 150 milyona rahatlıkla ev sahipliği yapar.
Türkiye’nin dört bir yanını gezdiğinizde, bunu
rahatlıkla görebiliyorsunuz. Yaşanılan yerler-
den çok daha fazla, hiç el değmemiş alanları-
mız var.
Siyaset ve eğitim2050’de siyaset bu kadar güçlü olacak
mı? Evet demek çok zor. Muhtemelen daha
bir yerelleşecek ve sıradanlaşacak. Hemen
her bölge kendi özel dünyasını kuracak. Ama
dünya patronları yine hep olacak. Çünkü dün
olduğu gibi geleceği de yine hep onlar kur-
gulayacak. Sömürgeciliğin kitabını yazan
İngilizler, bugünkünden büyük de küçük de
olsalar, perde arkasından yine dünyayı dizayn
etmeye devam edecekler. Süper güç olarak
Amerika’nın tek başına kalmayacağı da kesin.
Çin gibi dünyanın en büyük hatta daha
fazla nüfusuna sahip olacak olan Hindistan
da bölgesel güç olmanın çok ötesine geçecek.
Çünkü bilimde en hızlı yol kat eden ülkelerden
biri de o.
Peki, eğitim hâlâ dört duvar arasında
okullarda mı gerçekleşecek?
Evet demek mümkün değil. Tıpkı çok ka-
nallı televizyonlar gibi, oturduğumuz yerden
dünyanın en iyi eğitim kurumlarına, interaktif
olarak erişim olanağına sahip olacağız. Sanal
sınavlarına girip diploma elde edebileceğiz.
Peki, eğitime olan ilgi bugünkü gibi çok
fazla mı olacak? Tam tersi olursa hiç şaşırtıcı
olmaz. Özellikle üniversitelere olan talep dibe
vurursa bunun kabahatlisi kesinlikle gençler
değil, onlara istihdam olanağı sağlamayan yö-
netenler olacaktır.
Evet, 2050’de dershanelere gerek kal-
mayacaktır. Okullar da zaten böyle tek tip
olmayacak. Üniversiteye gitmek isteyenlere
üste para verilse de çok etkili olmayacaktır...
Zenginle fakir, güçlüyle güçsüz arasındaki
uçurum kapanacak mı? Hiç sanmıyoruz. Din
olgusu daha da güçlenecek, kutuplaşma daha
da artacak...
Özetin özeti: Hayal kurmanın, öngörüde
bulunmanın ne bir zararı var ne de cezası. Sı-
nırları kaldırın ve düşünmeye başlayın: Nasıl
bir 2050 olur? Nasıl bir 2050 istersiniz?
Türkmenistan Caddesi No: 1-3 Organize Sanayi Bölgesi 06935 Sincan ANKARA/TÜRK‹YE
www.serdarplastik.com - www.serko.com.tr
PLASFEDDERGİ
90
Mazhar Zorlu Holding İcra Kurulu Başkanı Kemal Zorlu:
“Standart dışı üretim gelecek nesillere ihanettir”
-Sayın Zorlu, plastik sanayiinin kök-lü kuruluşlarından birini yönetiyorsunuz, öncelikle mevcut durumu nasıl değerlen-diriyorsunuz?
Açıkça söylemek gerekirse, ülkemizde
plastik sanayinde faaliyet gösteren fi rmaları
3’e ayırmak lazım: Çok ciddi üreticiler grubu-
muz var. Diğeri ise plastik teknolojisini takip
eden grup. Üç üncü grup ise, sadece günü kur-
tarma peşinde olan, yeniliklerden uzak, kop-
yalama ve belirli standartların dışında mallar
üreterek kendisini idame ettiren bir grup var.
Plastikte 54. yıla girdik. Bu kadar eskiyiz.
Bizim sektörle ilgili şu andaki sıkıntımız ve
üzüntümüz; Ülkemizin başta inşaatlar (plastik-
leri) olmak üzere çok çeşitli alanlarda sektörün
kendisini ispat etmiş olmasına rağmen, tekrar
olumsuzlukların ortaya çıkmasıdır. Yıllardır pik
boru kullanılmayan sektörde yeniden pik boru
kullanımı görüyoruz. Neden? Çünkü kalitesiz
üretimlerle plastiğe olan güveni sarsanlar var.
Bir üreticinin bile standart dışı üretim yapma-
sı ve piyasaya sürmesi, ayrıca reklamlarla vs.
yaygınlaşması sonucunda tüketiciyi yanıltıyor.
Tüketici bu yanılgının karşılığında idame mal-
zeme bulmaya girişiyor. Maalesef Türkiye’de
çok ciddi ele alınması gereken bir konu budur.
Rakiplerin zaman zaman analizini yapı-
yoruz, çok büyük kısmı Türk Standartlarının
dışında. Belirli testlerden geçiyor ama daya-
nıklılık testlerinin hiçbirine cevap vermiyor. Biz
üretici olarak toplumsal sorumluluk taşıyoruz.
Doğalgaz, pis su atık borularını düşünün, bina-
nın görünmeyen kısımlarında kullanılan, temiz
su borularını düşünün. Bizim dezavantajımız,
bizler binaların ve altyapının görülmeyen kı-
sımlarındayız. Ancak en büyük sorun nerede
yaşanıyor?.. Borularda yaşanıyor. Kalitesiz bo-
rudan bir sorun çıktığı zaman çok büyük mas-
rafl arla düzeltiyor ve huzuru da bozuluyor. Bir
banyonun kırılıp-yapılmasını düşünün.
-Altyapı da bu alanda öncelikli konu-lardan biri, başta afet riski taşıyan bölge-lere yönelik olmak üzere çok sayıda şehir-cilik ve konut programı yürüyor?
Altyapıya gelince, burada yapılacak ha-
taların yaratacağı kayıplar milyon Dolarlarla
ölçülür. Bugün altyapıda normal standartlarda
bir malzeme kullanılsa ömrü 100 yıldır. Bizim
43 yıl önce verdiğimiz Salacak-Kızkulesi polie-
tilen boru hala kullanılıyor. Orası en fazla akın-
tılı, en fazla dış etkenlere açık yerlerden biridir.
Bugün birçok yönetim altyapı borusu alı-
yor ve 5’inci-10’uncu yılında tekrar sokaklar
açılıp değiştiriliyor. Altyapı için verilmiş boru
açılıp bakıldığında hiçbir standarda uymadığı,
bozulduğu görülüyor. Bütün bunlar sektörü-
müzü geriye götüren, üzüntü veren unsurlar-
dır.
Standart dışı mal yapıp, piyasaya satıp
para kazanıyorum diyenler, esasında gelecek
nesillere de ihanet ediyor. Hem ülke kaynak-
larını heba ediyorlar, hem diğer tarafta sektör
için yanlış algılamaların ortaya çıkmasına yol
açıyorlar, hem de mesleklerine ihanet ediyor-
lar. Bir insan, işine ve kendisine saygı duymalı.
Bugün sattığım miktarın 4 katına çıkabilirim,
bunu iddia ediyorum. Ancak yapmam çünkü
54 yıllık sektör mensubuyum. Bize kalite ola-
rak inanmışlar, buna ihanet edemem. Marka,
insanlar üzerinde güven duygusu oluşturmak-
Türkiye’nin köklü markalarından Egeplast ve Egeyıldız’ın bünyesinde bulunduğu Mazhar Zorlu Holding,
plastik sektöründe yeni yatırımlara hazırlanıyor. PLASFEDDERGİ’nin sorularını yanıtlayan Mazhar Zorlu Hol-
ding İcra Kurulu Başkanı Kemal Zorlu, sektörün yakın zamanda, pazar ülkelerdeki yatırımlar nedeniyle re-
kabet baskısı altında kalacağını, ayrıca Türkiye’ye giren büyük fi rmalar nedeniyle iç pazarda da rekabetin
yoğunlaşacağını belirtti. Bu sürece tepki vermenin en önemli yollarından birinin, hedef ülkelerde yatırım ol-
duğunu belirten Zorlu, şirketlerinin bu çözüme odaklandığının altını çizdi. Türkiye içinde en öncelikli sorun-
lardan birinin standart dışı üretim olduğunu belirten Kemal Zorlu, sektör yönlendirilemeyen karar süreçleri
ya da olgular dışında, sektör imajına zarar veren fi rmaların en önemli sorun yaratan unsurlardan biri haline
geldiğini belirtti.
PROFİL
“Standart dışı mal yapıp para kazanıyorum
diyenler gelecek nesillere de ihanet ediyor”
PLASFEDDERGİ
91
tır, insanların size güvenini, size karşı duyulan
saygıyı artırmaktır. Bunu yapıyorsanız marka
olursunuz. Sadece gazetelere hergün ilan
vermekle marka olunmaz. Marka saygınlık ve
kurumsal kimliğinizdir.
-Bu olguya karşı bir süreç de işlemeye başladı, sizin düşünceniz nedir?
Ülkemizde PLASFED gibi ciddi kuruluşla-
rın yaptığı çalışmalar var. Plastik için anti-pro-
paganda olduğunda Dernek, Federasyon gi-
rişimlerde bulunuyor, doğruları anlatmak için
yayınlar yapıyor. Sektör olarak yokedilebilir
plastikleri, teknolojileri konuşuyoruz.
Şunu söylemek isterim, plastikte har-
cıalem mal yerine gelişmiş hammaddelerle,
gelişmiş teknolojilerle üretilen mallar öne çı-
kacaktır. Mühendislik plastiği önemli bir konu-
dur. Rekabeti daha az olan konulara girmemiz
lazım.
Kompozitler bunun en önemli gösterge-
si. Dünya artık plastikte kompozit malzemeyi
başta silah sanayii olmak üzere, sivil havacı-
lıkta, inşaatta kullanmaya başlandı. Kompozit
malzemelerden binalar gündemimize girdi.
Türkiye’de de var. Bunu geliştirmemiz lazım.
Kontrol mekanizmasının daha etkin bir
şekilde tatbikat içine girmesi lazım. TSE zaman
zaman ürünleri alıp kontrolleri yapıyor ama
buranın ciddi müeyyidelerle desteklenmesi
gerekir. Bu malzeme (plastik) o kadar dayanıklı
ki, artık 50 yıldan aşağı ömrünü bitiren yok .
Buna ilave olarak mühendislik plastikle-
riyle ortaya çıkacak yeni malzeme gruplarına
yaygınlaşmalıyız. Öyle malzemeler var ki, mu-
adillerinden çok daha fazla ülke ekonomisine
katkı sağlayacak, dayanıklı.. Plastik hammad-
dede dışa bağımlılığımız azaltılmalı. Türkiye
hammaddenin çok az bölümünü kendi kurum-
larından temin ediyor. Türkiye’de 2, 3 petro-
kimya tesisini daha kaldırabilir düzeydedir.
-Sektör için en öncelikli konuların ba-şında ihracat geliyor. Oysa yeni rekabet alanları sözkonusu, sizin gözlemleriniz nelerdir?
Dünyada artık bir gerçek var: Plastikler,
plastik borular Dünyada her yerde üretilmeye
başladı. Çok az gelişmiş ülkelerde bile yavaş
yavaş üretiliyor. Süreç içinde dış pazarların
gittikçe daralacağı anlamına gelir. Birinci un-
sur budur.
Boru ile birlikte hava da nakledilir. Diğer
ürün gruplarına benzemez, nakliyat çok kritik
bir konudur. Bizim sektörümüzde ihracattaki
hedefl eri toparlayabilmek için belirli ülkeler-
de üretim tesisleri kurmak lazım ki rekabet
edebilelim. İhracatta mevcut yapı ile iddialı
kalabilmek son derece zor. Dünyada plastik
makine teknolojisi çok gelişti. Makineciler mal-
larını satmak için pazarlara müthiş hamleler
yapmaya başladı. Bizim gibi ürün üreticisi olan
grupların rekabet edebilme şansı yavaş yavaş
azalabilir. Buna karşı tek yol, teknoloji transfe-
ri yapabilecek seviyedeyiz, belirli bölgelerde
ortak yatırımlar kurarak rekabet şansını mut-
laka üst düzeyde tutacak şekilde girişimler
sağlamamız gerekiyor.
İhracatla ilgili bizim ihracatımızın toplam
ciro içindeki payı yüzde 30 dolayında. Biz bu
yüzde 30’u daha yükseltmeye çalışıyoruz. Şu
gerçeği de unutmamak lazım, komşu ülkeler-
deki siyasi gelişmeler bizleri negatif etkiliyor.
Oralarda ciddi bir yatırım planlaması olamadığı
için zorlanıyoruz. Bunun bir başka görünümü
ise gelecek dönemde sorunlar çözülünce alt-
yapıyla ilgili geniş bir pazar ortaya çıkacak. Şu
anda Irak’ın altyapısının tamamen çözülmesi
20 yıl sürer. Altyapı çöktüğü anda her şey çök-
tüğü için çok yapılacak iş yapılması gerekiyor.
Sadece temiz su, pis su borularını düşünme-
yin, telekomünikasyon boruları, drenajlar vs.
hepsini yapmanız gerekiyor.
-İç pazar açısından yerel yönetim-ler başta olmak üzere çok büyük hacim-li programlar devreye girdi. Öncelikle, Türkiye’de üretilen ürünler tercih ediliyor mu, bu alana nasıl bakıyorsunuz?
-Yerel yönetimler yerli ürünleri tercih
ediyor, o konuda pozitif davranıyorlar. Ancak
sorun, malın en ucuzunu alıyorlar. Bizce ise
en kaliteliyi almak gerekli. En ucuz alınınca,
iki dönem sonra her şey silbaştan yapılmak
zorunda kalıyor ve harcanan para heba olmuş
oluyor. Şunu söyledik ve söylemeye devam
ediyoruz: Öyle ürünlerle karşılaşıyoruz ki, ma-
mul boru fi yatı hammadde fi yatından daha
ucuz! Mamulün fi yatı 10, hammadde fi yatı 9..
Bu nasıl olur?.. Üretici demek ki hammadde-
nin içine başka şeyler katılmış, standart değil.
Şunu da duyduk: “Yerel yönetici olarak benim
kaç bin metre iş yaptığımıza bakar”.. Bizim de
yanıtımız, “Allah sizin de bizim de yardımcımız
olsun”.. Bu işi nasıl sürdüreceğiz. Ya iş kapa-
tılacak ya da işimizi hepimiz doğru yapacağız.
Mücadele yıllardır sürüyor. Zaman zaman
akıntıya kapılanlar oluyor, ayakta durmak is-
teniyor.
Bütün kurumlar, sektörümüzü, insanla-
rı doğru yöne doğru yönlendirmek için çaba
harcamak gerekiyor. Ben kendi ürünlerimle
Dünyanın her yerinde her markayla mücadele
edebiliyorum, hem kalite hem de pazar şart-
larına göre. Demek ki benim rekabetle ilgili
sorunum yok. Benim sorunum nerede başlı-
yor, ürünlerin evsafı ile ilgili konularda geliyor.
Hammaddenin de özellikleri vardır. İçine ko-
nulan katkı malzemeleridir, bu malzemelerin
standart dışı kullanımıdır.
PROFİL
“Kemal Zorlu: Yurt dışına yatırım bir çözüm olarak
görülebilir”
“Yerel yönetimler yerli malı tercih ediyor ama en
ucuzunu alıyorlar. Hammadeden ucuz ürün
nasıl olur”
PLASFEDDERGİ
92
-Egeplast ve Ege Yıldız’dan söz ede-lim, tabii ki dış yatırımlara ilişkin görüşle-rinizi de soracağım?
Ege Yıldız olarak 54 yıl önce kurulmuşuz.
Ege Yıldız pazarlama fi rması olarak faaliyette.
Egeplast üretici fi rmamız. Ürün çeşidimiz çok
fazla. En büyük güvencemiz kalitemiz. Bayi
ağımız 1400 bayiden oluşuyor. Bayilerimizin
bize güvenini sağladık. Sattığımız ürünlerin
hep arkasında olduk. Her üretici, üretiminin
belli bir yüzdesinde hata yapabilir. Biz, her-
hangi bir yerde sorun çıkarsa ürünümüzün
arkasından gideriz ve müşteriye karşı vecibe
neyse aradan 5 yıl da geçse, 10 yıl da geçse
sorunu çözeriz. Ayrıca biz bayimizle, müşteri-
mizle vedalaşmayız. Şunu da belirteyim, bize
gelen müşteri şikayetlerinin yüzde 85’inden
fazlası kullanım-uygulama hatası kaynaklıdır.
Müşteri hatalarında dahi biz sorunu çözme yö-
nünde gayret içinde oluyoruz.
Sektörümüzde hep öncü rol oynadık.
Türkiye’de plastik sektöründeki 100 yeniliğin
90’ı bizim tarafımızdan gerçekleştirilmiştir.
Biz polietilen boruda yıllarca tek üretici olarak
kaldık. Ürün gruplarıyla ilgili çalışmalarda in-
sanlar arkamızdan geldi. Televizyonda reklam
görüyoruz, “Yenilik yaptık, şunu ürettik” diye..
Bakıyoruz 20 yıl önce biz yapıp, piyasaya sür-
müşüz.
Sektörümüzde büyük yenilik imkanları
var, bunu karşılamak için çalışıyoruz. Yurt dı-
şında 2 yatırım yeri seçtik. Bunu gerçekleştir-
me aşamasındayız. Bu yıl eylül ayına kadar ilk
yatırımı anons ederiz diye düşünüyorum. Mut-
laka yerel ortak gerekli. Ortaklık güzeldir ama
zordur. Eşini boşarsın, ortağını boşayamazsın.
Ortaklıkları doğru yapmak lazım, temelini doğ-
ru yapmak lazım. Yerli ortak, orada sahip, sen
misafi rsin. Misafi rperverlik, sevgi saygı hiç bit-
memeli ortağının. Yeni teknolojik ürünlerimiz
olacak, açıklamak mümkün değil. Çünkü takdir
edersiniz ki rekabet ortamındayız.
-Çok hızlı bir büyüme süreci mi yaşa-yacaksınız?
-Açıkça söylemek gerekirse, ben artık bu
işten çok fazla zevk almıyorum. Çünkü, sektör-
de bir erozyon var. Genel bir erozyon var. Yurt-
dışı yatırımları gerçekleştirip bunların haricin-
de yeni teknolojileri de Türkiye’ye getirdikten
sonra belki devam etmeyeceğiz. Babam şanslı
bir insanmış, bu işleri devam ettirebilecek, ka-
bullenen nesli varmış. Ancak ben sorunlu bir
sektörde çocuklarıma sorun bırakmak istemi-
yorum. Ancak biz bu işin içindeyiz, işimizi sür-
dürüyoruz. Ben 11 yaşında plastik imalatha-
nesinde çalışıyordum, tüp basıyordum, çapak
ayıklıyordum.
Biz Holding olarak yaptıklarımızla gurur
duyuyoruz. İlk rüzgar enerjisi santralini biz
kurduk, 15 yıl önce. Şimdi herkes boy boy re-
simler yayınlıyor. Biz ilk renkli, organik pamuğu
ürettik. Yenilikçi bir anlayıştayız. Bizim geldiği-
miz nokta, olgunluğumuz misyon üstlenme
sorumluluğu veriyor.
Türkiye’de ilk plastik endüstri meslek li-
sesini Mazhar Zorlu Plastik Endüstri Meslek
Lisesi’ni biz kurduk. Otomasyon bölümünü
kurduk. Japon hükümetinden destek sağladık.
Türkiye’nin bütün otomasyon öğretmenleri
bizim okulumuzda yetişiyor. Bizim için bu ön-
cülük gurur vesilesidir.
Çok fazla sektör sivil toplum örgütlerinde
görünmüyoruz ancak yapan arkadaşlarımızı
destekliyoruz, onlara teşekkür ediyoruz. Arka-
daşlarımızın meslekle ilgili, sektörle ilgili konu-
larda desteğe hazırız.
-Son dönemde Türkiye’ye yabancı ya-tırımcılar satınalmalarla girdiler. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Türkiye pazarına ciddi yabancı fi rmalar
giriyor. Dünya devi fi rmalar geliyor. Bu fi rma-
ların girmesi, standartların yükselmesi, doğru
mala yönelme konusunda katkı yapacaktır.
Sözünü ettiğim gibi, başka yerlerde biz nasıl
yatırım yapmak istiyorsak, onlar da aynı şe-
kilde Türkiye pazarına gelmek, pazara yaklaş-
mak istiyorlar. Plastikte nakliyenin yükü yüz-
de 20’lere kadar çıkabiliyor. Yüzde 20 demek
bizim için karın yok olması anlamına gelebilir.
Türkiye gelişen pazardır, en büyük ülkelerde
İstanbul’daki kadar inşaat göremezsiniz.
-Yabancılar iç pazarda yerli fi rmaları rekabette çok zorlar mı?
Ben Altay yıldız takımında top oynarken,
kaptanlık yapıyordum. Üst takımlarla maça çı-
kıyorduk. O zaman diyordum ki: Arkadaşlar ka-
zanmaya çıkıyoruz. Bugün de iş hayatında hep
kazanmak için sahaya çıkıyorum.
PROFİL
Atatürk Bulvarı Deposite İş Merkezi A-5 Blok 5.Kat No:507 İkitelli O.S.B. İstanbul - Türkiye Tel: +90 212 549 83 35 - 549 83 94 pbx. Fax: +90 212 549 86 66
PLASFEDDERGİ
94
GÖRÜŞ
Reha GürPAGDER Başkan Yardımcısı
Dünya’nın en yeni sektörlerinden biri olan plastik sektörü, ülkemizin de en hızlı gelişen ve
göreceli olarak Dünya sıralamasında ülkemizi temsil adına en önlerde yer alan, stratejik öneme
sahip sektörlerden biri durumundadır.
Bugün Türk plastik sektörünün Dünya’nın 8. büyük ve Avrupa’nın da 3. büyük plastik sektö-
rü durumunda olduğunu bilmeyen yoktur. Bu sektör 5 Milyar USD’lik doğrudan ihracatı ve yine
yaklaşık 5 Milyar USD’lik dolaylı ihracatıyla toplam 10 Milyar USD’lik ihracat gerçekleştirmekte ve
ülkemiz ihracatının %6 dan fazlasına imza atmaktadır.
İş devletten destek alma noktasına geldiğinde ise maalesef istatistikler bu kadar da plastik
sektörü lehine çıkmamaktadır. %99 ‘dan fazlası KOBİ durumunda olan plastik sektöründe yakla-
şık 14.000 fi rma bulunduğu TOBB verileriyle ifade olunmaktadır. Firma başına çalışan ortalama-
sının 18 olduğu tahmin edilen plastik sektörü, ihracatındaki büyümeyi sürdürebilmesi için, ulus-
lar arası rekabet gücünü geliştirmek zorundadır. Rekabette öne çıkabilmesi için de günümüzün
moda deyimiyle inovatif yani yenilikçi – yaratıcı ve farklılık arzeden ürünlere yönelmesi gerek-
mektedir. Bunun yolu ise Araştırma Geliştirme faaliyetlerine yeterli önemin verilmesi ve kayna-
ğın ayrılmasından geçmektedir.
Hepimizin malumu, 1 Nisan 2008’de yürürlüğe giren 5746 sayılı kanun ile Ar-Ge merkezleri
tanımlanmış ve bu merkezleri kuran şirketlere kurumlar vergisi indirimi , gelir vergisi stopaj teşvi-
ği, sigorta prim desteği gibi devlet destekleri uygulanmaya başlanmıştır. Ar-Ge’nin ve bu sayede
sürdürülebilir rekabetçiliğin desteklenmesi yolunda son derece olumlu bir adım olan uygula-
ma, Ar-Ge’de tam zaman eşdeğer en az 50 personel çalıştırma mecburiyetini temel kıstas olarak
alınca, maalesef ülkemize 30 Milyar USD’lik bir üretim desteği veren plastik sektörü bu desteğin
dışında kalmıştır.
T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı web sayfasındaki 26 Temmuz 2012 itibariyle güncel-
lenmiş istatistikler de bizlerin yaşamakta olduklarını teyid eder niteliktedir. Anılan tarih itibariyle
Ar-Ge Merkezi desteğinden yararlanabilen toplam 129 fi rmanın içinde plastik sektöründen hiçbir
fi rma bulunmamaktadır. Temel kriter olarak konmuş bulunan 50 tam zamanlı doğrudan Ar-Ge
personel sınırı, plastik sektörünün de kapsam içine alınabilmesi için tek basamaklı gerçekçi ve ula-
şılabilir sayılara indirilmesi zorunluluktur. Dermek olarak bu durumu takip eden ve ilgili makamlar
nezdinde dillendiren olacağız.
Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teşvik sistemi olarak geçtiğimiz yıl uygulama esasları net-
leştirilen Yeni Teşvik sistemi de maalesef plastik sektörünü sektör olarak kavrayamamış, verilen
bölgesel teşviklerin de plastik sektörünün yoğun olduğu yerlere verilmemiş olması nedeniyle,
sektör adına arzu edilen destek seviyesine ulaşamamıştır. 2023 yılı için hedefl enen 500 Milyar
USD’lik ihracat hedefi nden plastik sektörü payına düşecek yaklaşık 17 Milyar USD’lik ihracatın bi-
rebirden ortaya çıkması mümkün olamayacağına göre, konulan hedefl ere ulaşmak için gereken
adımlar atılmalı, hem yatırım hem verimlilik adına plastik sektörü hak ettiği devlet desteklerine
zaman kaybetmeksizin kavuşturulmalıdır.
Plastik Sektörünün Günahı Ne?
PLASFEDDERGİ
96
GÖRÜŞ
Ali İbrahim AydınYeminli Mali Müşavir
aaydin@prosesdenetim.com.tr
Anonim şirket hisseleri elden çıkarılmasının
Türkiye’de kurulu şirketlerin büyük ço-
ğunluğu anonim ve limited şirketlerden oluş-
maktadır. Bu şirketlerde hisse veya ortaklık
payına sahip olan gerçek kişilerin bunları elden
çıkarmaları halinde muhatap olacakları vergi
rejimleri farklılıklar göstermekte, bu farklılık-
ların göz ardı edilmesi, mükellefl er açısından
önemli vergisel sonuçların ortaya çıkmasına
sebep olabilmektedir.
Bu sayıda anonim şirket hisseleri ile limi-
ted şirket ortaklık paylarının elden çıkarılması-
nın vergisel sonuçları mevcut yasal düzenle-
meler çerçevesinde değerlendirilecektir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80.
Maddesinin 1 numaralı fıkrasında, ivazsız ola-
rak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumla-
ra ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tu-
tulan hisse senetleri hariç menkul kıymetlerin
veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden
çıkarılmasından sağlanan kazançların değer
artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olduğu
hüküm altına alınmıştır.
Bu hükme göre, iki yıldan fazla elde tutul-
ması şartıyla, anonim şirket hisse senetlerinin
elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar
gelir vergisinin konusuna girmemektedir.
Ancak, bu hükmün geçerli olabilmesi için
hisse senetlerinin bastırılmış olması ve satışın
hisse senedinin devredilmesi suretiyle ger-
çekleştirilmiş olması gerektiğidir. Zira madde
hükmü, iki yıldan fazla süreyle elde tutulan
hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde
oluşacak kazancın değer artış kazancı ola-
rak dikkate alınmayacağını düzenlemektedir.
Kanun koyucunun bu düzenlemedeki amacı
menkul kıymetler piyasasını teşvik etmek.
Maliye Bakanlığı 232 no’lu Gelir Vergisi
Kanunu Genel Tebliği’nde, hisse senedi yerine
bastırılan geçici ilmühaberlerin devredilme-
si halinde de, en az iki yıl elde tutma şartının
sağlanması koşuluyla, vergiye tabi olmama
hükmünün uygulanabileceğine dair açıklama
yapmıştır.
Diğer taraftan, mükerrer 80. Maddenin
4 numaralı fıkrasına göre, ortaklık haklarının
veya hisselerinin elden çıkarılmasından do-
ğan kazançlar, bunların elde tutulduğu süre
gözetilmeksizin değer artış kazancı olarak ta-
nımlamıştır. Buna göre, limited şirket ortaklık
paylarının elden çıkarması halinde, bu ortaklık
paylarının elde tutulma süresi ne olursa olsun,
elden çıkarma suretiyle elde edilen kazançlar
değer artış kazancı olarak vergiye tabi olmak-
tadır.
Bu arada, bir takvim yılı itibarıyla belirli bir
tutarın altında kalan değer artış kazançlarının
“vergilendirilmeyecek değer artış kazancı”
olarak belirlendiğini ve kazancın hesaplanma-
sında maliyet bedelinin bir kısım koşulun var
olması şartıyla ve belirli kurallar çerçevesinde
fi yat endekslerindeki artış oranında artırılaca-
ğını da parantez içinde ifade etmekte fayda
var.
Konu ile ilgili kanun hükümleri yukarı-
daki gibi olmakla birlikte, Maliye Bakanlığı
son dönemde verdiği muktezalarda, limited
şirketlerinin nev’i değişikliği yoluyla anonim
şirkete dönüşmesi ve dönüşülen anonim şir-
ket hisselerinin elden çıkarılması halinde, bu
hisselerin elden çıkarılmasından elde edilen
kazancın vergilendirilmesi hususunda farklı
bir yaklaşım geliştirilmiştir. Bu kapsamda ve-
rilen muktezalarda, limited şirketlerin anonim
şirkete dönüştürülerek hisselerinin elden çı-
karılması halinde, iki yıllık sürenin belirlenme-
sinde ortakların şirket hisse senetlerini iktisap
tarihi olarak anonim şirkete dönüşme veya
yeni kurulan anonim şirketin hisse senetle-
rinin bastırıldığı tarihin değil, limited şirketin
hisselerinin iktisap tarihinin dikkate alınaca-
ğını belirtmiştir. Maliye Bakanlığı bu görüşünü
Kurumlar Vergisinin 19 ve 20. maddelerine
dayandırmıştır.
1 No’lu Kurumlar Vergisi Kanunu Tebliği-
nin 19.3.3. numaralı bölümünde, KVK’nın 19
ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen
PLASFEDDERGİ
97
GÖRÜŞ
ile limited şirket ortaklık paylarının vergisel sonuçları ve bir paradoks
devir ve bölünme (kısmi bölünme dâhil) halle-
rinde, devir olan veya bölünen şirketin ortak-
larına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu
yeni hisselerin verilmesine neden olan devo-
lan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap
edildiği tarihin esas alınması gerektiği, nev’i
değişikliklerinin de devir hükmünde olduğu,
nev’i değişikliği suretiyle elde edilen hisse se-
netlerinde ilk iktisap tarihinin nev’i değiştiren
şirket paylarının iktisap edildiği tarih olacağı
belirtilmektedir.
Örneğin, 22.05.2002 tarihinde kurulan
bir limited şirket, 11.08.2011 tarihinde anonim
şirkete dönüşmüş, 15.08.2011 tarihinde hisse
senedi bastırmış olsun. Limited şirketin kurul-
duğu tarihten beri ortak olan bir gerçek kişi,
24.12.2011 tarihinde şirket hisse senetlerini
elden çıkarmış ise, hisse senetlerinin iktisap
tarihi olarak limited şirketin kuruluş tarihi olan
22.05.2002 tarihi dikkate alınmakta ve elden
çıkarma tarihi itibarıyla iki yıldan fazla süre
geçtiğinden kazancın tutarı ne olursa olsun
değer artış kazancı olarak nitelendirilmemek-
tedir.
Konu her ne kadar tartışmaya açık olsa
da, İdarenin mükellef lehine vermiş olduğu
bu görüşü olumlu karşılamak gerekiyor. Zira
kanaatimize göre, nev’i değişikliği halinde,
dönüşülen anonim şirketin hisselerinin iktisap
tarihi olarak limited şirketin ortaklık paylarının
elde edildiği tarih kabul edilebilir, ancak, bu
hükmün daha geniş bir değerlendirme ile “his-
se senedinin elde edildiği tarih” olarak kabul
edilmesi mükellef lehine bir zorlama bir görüş
gibi duruyor. Özetle, hisse ve hisse senedi kav-
ramlarının birbirine eş kavramlar gibi değer-
lendirildiği ve bu kavramların özünde sahip ol-
dukları farklılıkların ihmal edildiği söylenebilir.
Kaldı ki, yukarıdaki örneği bir anonim
şirket için dikkate aldığımızda farklı bir sonuç
otraya çıkmakta. Şöyle ki; 22.05.2002 tarihin-
de kurulan bir anonim şirket, 15.08.2011 tari-
hinde hisse senedi bastırmış olsun. İlk günden
itibaren bu şirketin hisselerini elinde tutan
bir gerçek kişi, bu hisseleri 24.12.2011 tari-
hinde elden çıkardığında elden çıkarma tarihi
itibarıyla hisse senetlerini iki yıldan fazla elde
tutma şartı gerçekleşmediği için elde edilen
kazanç değer artış kazancı olarak değerlen-
dirilmektedir. Nitekim Maliye Bakanlığı’nın bu
yönde vermiş olduğu muktezalar mevcuttur.
Bu durum, maalesef bir paradoks olarak
görünüyor. Zira her daim anonim şirket hisse-
lerinin elde tutulmasının değer artış kazancı
bakımından daha avantajlı olduğu hususu
değerlendirilmekte iken yukarıda belirtilen
örneklerde yer alan durumlar limited şirket or-
taklığını daha avantajlı bir hale getirmektedir.
Bu itibarla, konunun her iki yönüy-
le değerlendirilmek suretiyle, hem Maliye
Bakanlığı’nın limited şirketlerin anonim şirkete
dönüşmesi halinde hisse senetlerinin iktisap
tarihinin limited şirkete ortak olunan tarih ola-
rak dikkate alınacağına dair görüşünün yasal
bir dayanağa kavuşturulması hem de hisse
senedi bastırmamış anonim şirketlerin pay sa-
hipleri için oluşan dezavantajlı durumun ber-
taraf edilmesinde fayda var. Zira İdarenin bu
yorumu ile öteden beri kurulu olan limited şir-
ketler ile anonim şirketlerin ortak ve hissedar-
ları arasında bir eşitsizliğe yol açtığını aşikâr.
Öte yandan, yakın bir zamanda Meclise
sevk edilmesi beklenen yeni Gelir Vergisi Yasa
Tasarısı ile hisse senetlerinin elde tutulması
ile ilgili iki yıllık sürenin kaldırılacağı ve hisse
senetlerinin veya ortaklık paylarının elde tu-
tulduğu süre uzadıkça vergiye tabi tutulacak
kazanç kısmının azalacağı bir sisteme geçilme-
sinin planlanmakta. Buna göre, hisse senetleri
iktisap tarihinden itibaren iki yıl elde tutul-
duktan sonra elden çıkarılsa bile şayet oluşan
bir kazanç varsa belirli oranlarda vergiye tabi
tutulabilecek.
Bu yeni düzenlemenin dolaysız vergilerin
toplam vergi gelirleri içindeki payının artırıl-
ması gerektiğine yönelik görüşler çerçevesin-
de isabetli, vergi tekniği bakımından da daha
uygulanabilir olduğunu söylemekte fayda var.
PLASFEDDERGİ
98
ENDÜSTRİDEN
Teşvik ve hammadde tedariğindeki so-
runlara rağmen, 2012’yi büyümeyle tamamla-
yan plastik sektöründe yılın ilk çeyrek gerçek-
leşmeleri umut verdi ve 2013 yıl sonu büyüme
tahmini değer bazında yüzde 12,5 olarak yu-
karı yönlü revize edildi.
PLASFED ve PAGDER Genel Sekreteri
Barbaros Demirci, yılın ilk çeyreğine ilişkin bir
değerlendirme notu hazırladı. Buna göre, yı-
lın ilk 3 ayı sonunda üretim 8.3 milyar Dolar,
ihracat 1.01 milyar dolar, dış ticaret fazlası
da 359 milyon Dolar oldu. Değerlendirmede,
2013 sonu tahminleri de güncellenerek, 33
milyar Dolarlık üretim, 4 milyar 53 milyon do-
larlık ihracat 2,6 milyar dolar ithalat tahmini
yapıldı. Böylece, sektörün plastik mamullerde
1 milyar 453 milyon dolar dış ticaret fazlası
vereceği tahminine yer verildi. Sektörün dış ti-
caret fazlasının 2012 ile aynı seviyede kalması
bekleniyor.
Yılın ilk üç ayı sonu itibariyle gerçekleş-
meler ve 2013 sonu tahminleri şöyle:
Plastik mamullerde ilk çeyrek sonunda,
miktar bazında üretim 1.94 milyon ton, ithalat
119 bin ton, ihracat 329 bin ton, yurtiçi tüke-
tim 1,7 milyon ton ve dış ticaret fazlası 210 bin
ton olarak gerçekleşti. Aynı trend devam eder-
se, yıl sonunda üretimin 7,75 milyon ton, itha-
latın 477 bin ton, ihracatın 1.316 ton, yurtiçi
tüketimin 6,9 milyon ton. dış ticaret fazlasının
da 839 bin tona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Plastik mamullerde, değer bazında ise,
yılın ilk üç ayı sonu itibariyle üretim 8,3 mil-
yar dolar, sektörün yarattığı katma değer 3,3
milyar dolar, ithalat 651 milyon dolar, ihracat
1,01 milyar dolar, dış ticaret fazlası 359 milyon
Dolar olarak gerçekleşti. Mevcut trend devam
ederse, 2013 yılı sonu itibariyle üretimin 33
milyar dolar, ithalat 2,6 milyar dolar, ihracat
4 milyar 53 milyon dolar, yurtiçi tüketim 31,5
milyar dolar, dış ticaret fazlası 1 milyar 448
milyon dolar olarak gerçekleşecek.
Sektörün, değer bazında 2013 sonunda
yüzde 12,5 oranında büyümesi, ithalatın yüz-
de 1,1, ihracatın yüzde 0,4 oranında artması
bekleniyor. Yurtiçi tüketim ise yüzde 13,2 ora-
nında artacak.
Mamul bazında, yılın ilk çeyreği gerçek-
leşmelerine göre plastik mamul ortalama ithal
fi yatı kilogramda 5,46 dolar, ihraç fi yatı kilog-
ramda 3,08 dolar olarak gerçekleşti. İlk çeyrek
sonucunda, Türkiye, ortalama ihraç fi yatın
yüzde 77 üzerinde fi yatla plastik mamul ithal
etti.
Plastik sanayicileri, yılın ilk 3 ayında 185
ülkeye plastik mamul ihraç etti. İhracat yapılan
ilk 10 ülke, yüzde 50 ağırlık aldı. En fazla ihra-
cat yapılan ülkeler, Irak, Almanya, Rusya Fed.,
İngiltere ve Fransa oldu.
Hammaddede gelişmeler
Rapora göre, yılın ilk üç ayı sonunda 213
bin ton hammadde üretimi gerçekleşirken, it-
halat 1 milyon 532 bin tona ulaştı. Aynı trend
devam edere, yıl sonunda 850 bin ton yerli
üretim, 6 milyon 129 bin ton ise ithalat yapı-
lacak. Yine aynı trendin devam etmesi halinde
hammaddede 2013 yılı sonu itibariyle üretim
yüzde 1, ithalat yüzde 9,4 oranında artmış ola-
cak. Hammadde ihracatının da etkisiyle, yerli
hammadde kullanımının yüzde 12’de sınırlı ka-
lacağı tahminine raporda yer verildi.
Plastik sektörü ilk çeyrek sonuçları: İhracat 1 milyar doları aştı, yıl sonu büyüme hedefi , genel hedefi n 3 katına çıktı
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) sektörün tutar bazın-
da 2013 ilk çeyreğinde 8,3 milyar Dolarlık üretim yapıldığı, ihracatın da
1 milyar doları geçtiğini açıkladı. PLASFED ve PAGDER Genel Sekreteri
Barbaros Demirci tarafından yapılan değerlendirmede, 2013 yıl sonu
tahminlerinin de yukarı yönlü güncellendiği kaydedildi. Değer bazında
sektör büyümesi, 2013 yılında,Türkiye’nin genel büyüme oranı hedefi -
nin 3 katına çıkarak yüzde 12,5’a ulaşabilir. Sektörün dış ticaret fazlası
2013 sonunda da sürecek.
PLASTİK MAMULLERDE ARZ VE TALEP DENGESİ (Milyon Dolar)
2012 2013 (3 Ay)
2013 (T)
% Artış(2013 / 2012)
Üretim 29.335 8.250 33.000 12,5
İthalat 2.576 651 2.604 1,1
İhracat 4.038 1.013 4.053 0,4
Yurtiçi Tüketim 27.874 7.888 31.552 13,2
Dış Ticaret Açığı / Fazlası 1.461 362 1.448
İhracat / Üretim ( % ) 14 12 12
İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % ) 9 8 8
İhracat / İthalat ( % ) 157 156 156
PLASFEDDERGİ
99
ESENYURT: Doğan Araslı Cad. Fatih San. Sit. D1/A Blok
No: 21-25 34510 Esenyurt / İSTANBUL
Tel: (0212) 690 38 00 (Pbx) Faks: (0212) 690 68 28
GEBZE: TAYSAD,TOSB Org. San. Böl. 1. Cad. 15. Yol No:1
41420 Şekerpınar / Çayırova – KOCAELİ
Tel : (0262) 658 25 30 (Pbx) Faks : (0262) 658 25 60
www.alper.com.tr
ÇEVRE DOSTU TEKNOLOJİ…LaboratuvarSertlik Ölçümleri
Mikroyapı Analizi
Hasar Analizi
Deneysel Proses Analizi
Fırın İmalatıAtmosfer Kontrollü Fırınlar
Vakum Temper ve Nitrasyon fırınları
Özel Nitrasyon ve Oksidasyon Fırınları
Özel Proses Fırınları
Laboratuvar Fırınları
Isıl İşlemVakum Sertleştirme
Tavlama
Ostemperleme
Nitrasyon
Nitrokarbürizasyon
Karbonitrasyon
Sementasyon
Oksidasyon
NITROX®
Yaşlandırma
Kriyojenik İşlem
PLASFEDDERGİ
100
ENDÜSTRİDEN
Türkiye, plastik işleme makineleri ve aksam ve parçaları talebinin yüzde 70 – 80’ini ithalatla karşılayan, bu mamullerde net ithalatçı konumunda
bulunan ve 2012 yılında birim ihraç fi yatlarının ithal fi yatlarına yaklaşmış olmasına rağmen, gelişmiş batı toplumlarına kıyasla düşük ihraç fi yatları
ile yeterli katma değer sağlayamayan bir ülke konumundadır. Plastik sektörü hızla büyürken plastik işleme makineleri üretimi bu hıza paralel olarak
gelişmemekte ve sektör başta Çin olmak üzere ucuz makine üreticisi ülkelerden yapılan ithalat karşısında hızla erimektedir. Plastik işleme makinele-
ri sektörüne yönelik bir devlet stratejisinin bulunmaması, yerli üreticinin yeterince korunmaması ve plastik mamul üreticilerinin rekabet üstünlüğü
sağlamak için ucuz ve ikinci el makine ithalatını tercih etmeleri, Türkiye’de plastik işleme makineleri sektöründe üretimin giderek küçülmesine
neden olmaktadır.
Plastik sektörü, 2003 – 2012 yılları arasında toplam 5,7 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yapmış olup son 3 yıldır yapılan yatırımın or-
talama yıllık tutarı 750 milyon dolardır. Bunun, yüzde 24’ü enjeksiyon, yüzde 18’i ekstrüzyon, yüzde 28’i kesme yarma ve biçim verme makinelerin-
den oluşmuştur. Plastik işleme makineleri sektöründe 2012 yılında 311 milyon dolar üretim gerçekleşirken bunun 123 milyon doları ihraç edilmiştir.
596 milyon dolarlık ithalata karşı iç pazar satışlarının 785 milyon dolar düzeyinde olduğu görülmektedir.
2012 yılında plastik işleme makineleri üretimi 2011 yılına kıyasla yüzde 5, ihracat yüzde 20 artarken, ithalatın yüzde 14 , iç satışların da yüzde
11 gerilediği görülmektedir.
Türkiye’nin plastik ihracatında ilk 10 sıraya giren ihracat pazarlarının dünya plastik işleme makineleri toplam ithalatı içinde yüzde 13,4 payı olan
ülkeler olduğu görülmektedir. Türkiye’nin plastik işleme makineleri ihracatını arttırması için, dünya plastik işleme makineleri ithalatından yüzde
86,6 pay alan diğer ülkelere yönelik tanıtım faaliyetlerini arttırması gerekmektedir.
Türkiye, ucuz ve yetişmiş insan gücü ile makine üretimindeki deneyim avantajını kullanarak global makine üreticilerini Türkiye’de yatırım yap-
mak için gerekli teşvik altyapısını kurabilir ve global oyuncuların Türkiye’de yapacağı plastik işleme makine yatırımlarına özel teşvikler sağlanabilir.
Bu şekilde uygulanacak bir teşvik altyapısı ile en azından plastik işleme makinelerinin bazı modelleri için Türkiye üretim ve ihracat üssü haline geti-
rilebilir. Bunun başarılması halinde diğer model makinelerinin de Türkiye’de üretilip, batının makine ihtiyacı Türkiye’den sağlanabilir. Bunun gerçek-
leşmesi için ana makine ve bu makinelere yönelik parça üreten fi rmalar arasında “ Rekabet Öncesi İşbirliği “ nin sağlanması gerekmektedir. Küresel
rekabetin sürdürülebilirliği için makine ve aksam ve parçalar üreticisi ilişkilerinin karşılıklı güvene dayanan, ortak tasarımı içeren uzun vadeli bir “İş
Ortaklığı” olarak ele alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, global oyuncuların Türkiye’de yatırım yaptıktan sonra aksam ve parça ihtiyaçlarını yurt
dışından karşılayıp katma değeri yurt dışına transferleri mümkün olabilir. Türkiye’nin makine üretiminde global oyuncu olması, bu sektöre yönelik
aksam ve parçaların da hızla üretilip daha büyük katma değerle ihraç edilmesine olanak verecektir.
Türkiye plastik işleme makineleri sektörü, 2012’yi üretim ve ihracat artışıyla kapattı. Ancak, sektörün
ikinci el ve ucuz makineye yönelik ilgisi devam ediyor. Türkiye iç talebinin yüzde 70-80’i hala ithal makine-
lerle karşılanıyor. Türkiye, yıllık ortalama 750 milyon dolarlık makine-teçhizat yatırımı ile önde gelen pazar-
lardan biri. Sektörün gelişmesi için gerekli unsurlardan biri olan Türkiye’nin gerek yerli, gerekse uluslar arası
makine imalatçıları için bir üs olması yönünde başta teşvik olmak üzere adımlar atılması gerekiyor.
Plastik işlememakineleri sektöründe yapısal sorunlar sürüyor
YÖNETİCİ ÖZETİ
Barbaros DEMİRCİPLASFED/PAGDERGenel Sekreter
PLASFEDDERGİ
101
ENDÜSTRİDEN
Bu gün katma değer sağlayan makinelerin üretimi çok büyük AR – GE harcamaları gerektirmektedir. Tümü KOBİ düzeyinde bulunan yerli ma-
kine üreticilerinin bu ölçeklerde AR - GE harcamaları yaparak batının makineleri düzeyinde teknolojik düzeye erişmeleri mevcut fi nansal güçlerinin
yetersizliği nedeni ile zordur. Bu nedenle Türkiye’de ana makine üretimi yerine bu makinelerin aksam ve parçalarının istenilen kalite düzeyinde üre-
tilerek sektörümüzün küresel oyuncuların parça tedarik sistemine girmeleri ve Türkiye’nin plastik işleme makineleri aksam ve parçalarında üretim
ve ihracat üssü haline getirilmesi izlenebilecek ikinci stratejiyi oluşturabilir.
TÜRK PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜ
2003 yılında 53 milyon dolar olan plastik işleme makineleri üretimi, 2008 yılında 243 milyon dolara çıkmış ancak 2009 ve 2010 yıllarında kü-
resel krizin olumsuz etkileri nedeniyle geriledikten sonra 2011 yılından itibaren tekrar artış trendine girmiştir. 2012 yılında üretim 311 milyon dolar
olarak gerçekleşmiş olup 2011 yılına kıyasla yüzde 5,1 artmıştır.
2003 yılında 257 Milyon Dolar olan plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçaları ithalatı sürekli olarak artmış ve 2008 yılında 507
milyon dolara çıktıktan sonra 2009 yılında küresel krizin olumsuz etkisi ile gerileme trendine girmiştir. İthalatın 2009 yılında 312 Milyon dolara
indikten sonra 2011 yılında 692 milyon dolara çıktığı görülmektedir. 2012 yılında plastik işleme makineleri ithalatı yüzde 14 azalarak 596 milyon
dolara inmiştir.
2012 yılında 10 ülke toplam ithalattan değer bazında yüzde 91, adet bazında da yüzde 94 pay almıştır. Almanya, Çin ve İtalya, plastik işleme
makineleri ithal ettiğimiz ilk 3 ülkeyi oluşturmaktadır.
Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri Üretimi (Milyon $)
Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri İthalatı (Milyon $)
53
83
141164
180
243
167179
296311
2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
257
408 421459
486 507
312
452
692
596
200820072006200520042003 2009 2010 2011 2012
PLASFEDDERGİ
102
ENDÜSTRİDEN
Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri İhracatı (Milyon$)
Plastik İşleme Makineleri ve Aksam ve Parçaları İhracatında İlk 10 Ülke
2003 yılında 22 milyon dolar olan plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları ihracatı, 2008 yılında 95 milyon dolara çıktıktan sonra küre-
sel krizin olumsuz etkisi nedeniyle 2009 ve 2010 yıllarında gerilemiştir. 2011 yılında 103 milyon dolara çıkan ihracat, 2012 yılında yüzde 20 artarak
123 milyon dolara çıkmıştır.
2012 yılında 10 ülkeye yapılan plastik işleme makineleri ihracatı toplam ihracatın dolar bazında yüzde 59’unu, adet bazında da yüzde 40’ını
oluşturmuştur. 2012 yılında plastik işleme makineleri ihracatımızda ilk 3 sırayı Rusya, İran ve Almanya almıştır. Türkiye’nin plastik işleme makineleri
ihracatında ilk 10’a giren ülkelerin, dünya plastik ithalatındaki toplam payları yüzde 13,4 dür.
Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri İthalatında İlk 10 Ülke (Milyon $)
Kaynak : TUİK
2011 2012 ÜLKELER Milyon $ Adet ÜLKELER Milyon $ AdetAlmanya 210 1.068 Almanya 158 836
Çin 130 5.459 Çin 148 4.528
İtalya 104 2.422 İtalya 82 552
Avusturya 44 143 Japonya 37 44
Tayvan 35 383 Avusturya 36 165
Fransa 27 88 Tayvan 31 287
İsviçre 24 70 A.B.D. 22 105
Hollanda 21 104 Güney Kore 11 195
Japonya 16 32 Fransa 10 42
Kanada 15 32 İsviçre 9 60
10 Ülke Toplamı 624 9.801 10 Ülke Toplamı 543 6.814
Diğerleri 67 771 Diğerleri 53 438
GENEL TOPLAM 692 10.572 GENEL TOPLAM 596 7.252
22
33
5765
72
95
6572
103
123
2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Kaynak : TUİK
2011 2012 Dünyaİthalatındaki Payı ÜLKELER Milyon $ Adet ÜLKELER Milyon $ Adet
İran 17,2 507 Rusya Fed. 16,7 343 3,20
Rusya Fed. 14,5 271 İran 11,9 318 1,19
Azerbeycan 5,2 141 Almanya 8,6 77 5,70
Bulgaristan 4,8 146 Azerbeycan 7,6 99 0,14
Romanya 4,2 59 Irak 6,9 224 0,16
Almanya 3,8 52 Bulgaristan 5,5 137 0,13
Güney Afrika 3,4 14 Güney Afrika 4,8 34 1,01
Kazakistan 3,1 155 Kazakistan 3,9 225 0,17
Özbekistan 2,4 75 Romanya 3,4 53 0,94
Irak 2,2 149 Mısır 2,6 49 0,56
10 Ülke Toplamı 60,8 1.569 10 Ülke Toplamı 72,1 1.559 13,2
Diğerleri 41,7 1.444 Diğerleri 50,6 2.371 86,8
GENEL TOPLAM 102,6 3.013 GENEL TOPLAM 122,7 3.930
Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçalarının ortalama birim ithal fi yatı 2011 yılında 13,25 dolar / kg iken, 2012 yılında 12,72 dolar
/ kg’a gerilemiştir. Bu dönemde ortalama ithal fi yatlarında yüzde 4 gerileme yaşanmıştır. Birim ithal fi yatları, kesme, yarma ve biçim verme makine-
leri ile aksam ve parçalar dışındaki tüm makinelerde önemli ölçüde gerilemiştir.
PLASFEDDERGİ
103
ENDÜSTRİDEN
Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçalarının ortalama birim ihraç fi yatı 2011 yılında 11,2 dolar / kg iken 2012 yılında yüzde 7,5
artarak 12,04 dolar / kg’a çıktığı görülmektedir. 2012 yılında enjeksiyon, kesme, yarma ve biçim verme makineleri ile aksam ve parçalar dışındaki tüm
kalemlerde birim ihraç fi yatının önemli ölçüde arttığı izlenmektedir.
Plastik işleme makineleri birim ithal fi yatları, 2003 yılından buyana birim ihraç fi yatlarının daima üstünde seyretmektedir. Bu durum, Türkiye’nin
katma değeri daha yüksek makineler ithal ettiğini ve buna karşılı katma değeri düşük makineleri üreterek ihracat yaptığını göstermektedir.
Türkiye, plastik işleme makineleri dış ticaretinde daima dış ticaret açığı vermektedir. 2011 yılında dış ticaret açığı 589 milyon dolarla en üst
düzeye çıkmıştır. 2012 yılında dış ticaret açığı yüzde 20 azalarak 474 milyon dolara inmiştir.
Plastik sektörü, işleme kapasitesindeki artışa paralel olarak her yıl artan ölçüde makine ve teçhizat yatırımı yapmaktadır. Sektörün 2003 yılında
288 milyon dolar olan makine teçhizat yatırımı 2011 yılında 885 milyon dolarla en üst düzeyine çıkmıştır. Toplam makine teçhizat yatırımı 2012
yılında yüzde 11 azalarak 785 milyon dolara gerilemiştir.
Plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe 2012 yılında 311 milyon dolar üretim, 596 milyon dolar ithalat, 123 milyon dolar
ihracat ve 785 milyon dolar da iç pazar satışları ( plastik sektörünün makine ve teçhizat yatırımı ) gerçekleşmiştir.
2012 yılında, plastik işleme makineleri ile aksam ve parçala-
rı sektöründe, iç satışların ( sektörün makine teçhizat yatırımının )
yüzde 76’sının ithalatla karşılandığı, toplam üretimin yüzde 39’unun
ihraç edildiği, ve ihracatın ithalatı karşılama oranının da yüzde 21
olarak gerçekleştiği görülmektedir.
Plastik Kauçuk İşleme Makinaları Ortalama Birim Dış Ticaret Fiyatları ($/kg)
Plastik İşleme Makineleri Genel Arz – Talep Dengesi (Milyon $)
16,0
14,0
12,0
10,0
8,0
6,0
4,0
2,0
0,02004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
288
458505
558595
656
414
558
885
785
2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
2011 2012 %Artış 2011/2012
Üretim 296 311 5
İthalat 692 596 -14
İhracat 103 123 20
İç Satış 885 785 -11
İhracat / Üretim ( % ) 35 39
İthalat / İç Satış ( % ) 78 76
İhracat / İthalat ( % ) 15 21
Plastik İşleme Makineleri İç Pazar Satışları (Sektörün Makine Yatırımı) (Milyon $)
PLASFEDDERGİ
104
FROM THE INDUSTRY
Turkey, is in a situation that it can meet the 70 – 80 % of the demand for plastics processing machines, accessories and parts through imports,
is a net importer regarding the aforementioned manufactures and cannot provide enough added value with low export prices when compared to
the developed countries despite the fact that the unit export prices came close to the import prices in 2012.
While the plastics industry is developing swiftly, the production of plastics processing machines are not developing in parallel with the said
manner and the industry is continuously losing its ground due to cheap plastics machines producer countries, particularly China. The gradual down-
sizing in the plastics processing machine industry in Turkey Plastics is caused by the fact that there is not a state strategy towards the processing
machines industry, the domestic manufacturers are not protected enough and that the plastics product manufacturers prefer cheap and second
hand machine imports in order to get the edge over competition.
The plastics industry made an investment of USD billion 5.7 in machines and equipment between the years 2003 – 2012 and the average
annual amount of the investment made in the last 3 years is around USD billion 750. 24 % of the said amount was comprised of injection, 18 % of
extrusion and 28 % of shearing, splitting and forming machines. While a production of USD million 311 was made in plastics processing machines
industry in 2012, USD million 123 of the said amount was exported. It is observed that the internal market sales are USD million 785 against USD
million 596 of imports.
It is also observed that the plastics processing machines production increased by 5 %, exports by 20 % in 2012 when compared to 2011 while
the imports decreased by 14 % and domestic sales by 11 %.
It can be seen that the exporting markets which fall within the fi rst 10 spots in the exports of Turkey comprise the 13.4 % of the total world
plastics processing machines total imports. In order for Turkey to increase its plastics processing machine exports, it should increase its advertising
activities towards the other countries which fall within the remaining 86, 6 % of the world plastics processing machine imports.
Turkey can set up the necessary incentive substructure for global machine manufacturers to invest in Turkey by using its cheap and qualifi ed
manpower and experience in machines manufacturing and special incentives can be provided to the global players for their investments on plastics
processing machines in Turkey. Turkey could be turned into a production and exports base for at least some of the plastics processing machines
with the incentive substructure which is to be applied in the said manner. In case of achieving the aforesaid goal, other models of the machines can
be manufactured in Turkey and the machines needs of the West can be supplied from Turkey. It is necessary for “Cooperation before Competition”
to be established amongst companies which manufacture the main machines and parts for these machines in order to achieve this goal. For the
sustainability of the global competition, it is necessary for the relationship of the machines and accessories and parts manufacturers to be ap-
proached as a long term “Joint Venture” which consists a common design and that depends on mutual trust. In the contrary case, the global players
could meet their accessory and part needs from abroad and make value added transfers to abroad after making investments in Turkey. If Turkey
becomes a global player in machines manufacturing, this could enable for accessory and parts concerning this industry to be manufactured at a fast
pace and exported with a higher added value.
Turkish plastics processing machinery industry closed 2012 with an increase in production and exports.
However, the industry’s interest in second hand and cheap machines continues. 70 to 80 per cent of do-
mestic demand in Turkey is still met by imported machines. Turkey is one of the leading markets with its
machinery-equipment investment worth of USD 750 million. Serious steps should be taken, such as grant-
ing incentives, to make Turkey, a crucial part for development of the industry, a centre of attraction for both
domestic and international manufacturers of machinery.
Structural problems in plastic processing machinery industry persist
EXECUTIVE SUMMARY:
Barbaros DEMİRCİPLASFED/PAGDERSecretary General
PLASFEDDERGİ
105
FROM THE INDUSTRY
In this day and age the manufacturing of machines which provide added value requires great R&D expenditures. It is diffi cult for the domes-
tic machine manufacturers, all of which are at SME level, to make such R&D expenditures and reach the technological level used by the Western
countries in manufacturing due to their fi nancial in capabilities. For that reason, rather than main machine production in Turkey, the manufacture
of accessory and parts of these machines at the required quality level and entering into supply system of the global players of our industry and
Turkey becoming the manufacture and exports base for plastics processing machine accessories and parts could be the second strategy to pursue.
TURKISH PLASTICS PROCESSING MACHINES INDUSTRY
Plastics processing machines production, which was USD million 53 in 2003, increased to USD million 243 in 2008 and entered into an uptrend
after facing a decline in 2009 and 2010 due to the negative eff ect of the global crisis. Production in 2012 was USD million 311 which was 5.1 %
higher compared to the production in 2011.
The imports of plastics processing machines which was USD million 257 in 2003 continually increased and entered into a downtrend in 2009
due to the negative eff ect of the global crisis after increasing up to USD million 507 in 2008. Imports, which reached its highest level with USD mil-
lion 692 in 2011. The imports of plastics processing machines declined by 14 % to USD million 596 in 2012.
The 10 countries received a share of 91 % on a value basis and a share of 94 % on a number basis in 2012. Germany, China and Italy are the fi rst
3 countries from which we import plastics processing machines. The aforementioned countries are the countries with which we have conducted
imports in the last two years both on a value and number basis.
Plastic Processing Machines Production (USD million)
Imports of Plastics Processing Machines (USD million)
53
83
141164
180
243
167179
296311
2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
257
408 421459
486 507
312
452
692
596
200820072006200520042003 2009 2010 2011 2012
PLASFEDDERGİ
106
FROM THE INDUSTRY
Exports of Plastics Processing Machines (USD Million)
First 10 Countries In Plastics Processing Machines And Accessories And Parts Exports
The plastics processing machines and accessories and parts exports, which was USD million 22 in 2003, went through a regression in 2009
and 2010 due to the negative eff ects of the global crisis after going up to USD million 95 in 2008. Exports, which went up to USD million 103 in 2011,
increased by 20 % in 2012 and rose to USD million 123.
The plastics processing machines exports made to the 10 countries in 2012 constituted the 59 % of the total exports on the dollar basis and
the 40 % on the number basis. The fi rst 3 countries to which we have conducted plastics processing machines exports in 2012 are Russia, Iran and
Germany. The total share of the fi rst 10 countries is about 13,4 % in the world plastics imports.
Source : TURKSTAT
2011 2012COUNTRY USD million Units COUNTRY USD million UnitsGermany 210 1.068 Germany 158 836
China 130 5.459 China 148 4.528
Italy 104 2.422 Italy 82 552
Austria 44 143 Austria 37 44
Taiwan 35 383 Taiwan 36 165
France 27 88 France 31 287
Switzerland 24 70 Switzerland 22 105
Netherlands 21 104 Netherlands 11 195
Japan 16 32 Japan 10 42
Canada 15 32 Canada 9 60
Total Of 10 Countries 624 9.801 Total Of 10 Countries 543 6.814
Others 67 771 Others 53 438
Grand Total 692 10.572 Grand Total 596 7.252
22
33
5765
72
95
6572
103
123
2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Source : TURKSTAT
2011 2012 Dünyaİthalatındaki Payı ÜLKELER Milyon $ Adet ÜLKELER Milyon $ Adet
Iran 17,2 507 Iran 16,7 343 3,20
Russian Fed. 14,5 271 Russian Fed. 11,9 318 1,19
Azerbaijan 5,2 141 Azerbaijan 8,6 77 5,70
Bulgaria 4,8 146 Bulgaria 7,6 99 0,14
Romania 4,2 59 Romania 6,9 224 0,16
Germany 3,8 52 Germany 5,5 137 0,13
South Africa 3,4 14 South Africa 4,8 34 1,01
Kazakhstan 3,1 155 Kazakhstan 3,9 225 0,17
Uzbekistan 2,4 75 Uzbekistan 3,4 53 0,94
Iraq 2,2 149 Iraq 2,6 49 0,56
Total Of 10 Countries 60,8 1.569 Total Of 10 Countries 72,1 1.559 13,2
Others 41,7 1.444 Others 50,6 2.371 86,8
Grand Total 102,6 3.013 Grand Total 122,7 3.930
While the average unit import price for plastics processing machines and accessories and parts was 13.25 dollars/kg in 2011, it regressed to
12.72 dollars/kg in 2012. An average regression of 4 % was experienced in this period. The unit import price signifi cantly regressed for most of the
machines apart from the shearing, splitting and forming machines and accessories and parts.
First 10 Countries In Plastics Processing Machines Imports (USD million)
PLASFEDDERGİ
107
While the average unit export price for plastics processing machines and their accessories and parts is 11.2 dollars/kg in 2011, this number
increased by 7.5 % in 2012 and rose to 12.04 dollars/kg. It can be observed that the unit export price for all of the items apart from injection, shear-
ing, splitting and forming machines and accessories and parts increased in 2012.
The unit import prices for plastics processing machines have always been higher than unit export prices since 2003. This circumstance is the
proof of the fact that Turkey imports machines with higher added value and manufactures and exports machines with lower added value.
Turkey has always had foreign trade defi cit in plastics processing machines. Its foreign trade defi cit peaked in 2011 with USD million 589. Then
in 2012 the foreign trade defi cit decreased by 20 % down to USD million 474.
The plastics industry, in parallel with the increase in its processing capacity, makes investment in machine and equipment with an increasing
trend every year. The machine and equipment investment of the industry, which was USD million 288 in 2003, peaked in 2011 with USD million 885.
The total machine equipment investment in 2012 decreased by 11 % and went down to USD million 785.
The plastics industry made a total of 5.7 billion dollars of investment in machines and equipment between the years 2003 – 2012 and the aver-
age investment amount for the past three years is above USD million 750. The 24 % of the said amount was formed by injection, 18 % by extrusion
and 28 % by shearing, splitting and forming machines.
A manufacture of USD million 311, imports of USD million 596, exports of USD million 123 and domestic market sales of USD million 785 (ma-
chine and equipment investment of plastics industry) occurred in the plastics processing machines and their accessories and parts industry in 2012.
It can be observed that the 76 % of the domestic sales (ma-
chine equipment investment of industry) was provided with imports,
that the 39 % of the total manufacture was exported and that the
export coverage ratio of import was 21 % for the plastics processing
machines and their accessories and parts industry in 2012.
Avarage Unit Foreign Trade Prices For Plastics Processing Machines ($/kg)
Supply – Demand Equilibrium In Plastics Processing Machines (USD Million)
Domestic Market Sales of Plastics Processing Machines(Machinery Investments of Turkish Plastics Industry) (USD Million)
16,0
14,0
12,0
10,0
8,0
6,0
4,0
2,0
0,02004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Import Prices Export Prices
288
458505
558595
656
414
558
885
785
2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
2011 2012 % Increase2012 / 2011
Production 296 311 5
İmports 692 596 -14
Exports 103 123 20
Domestic Sales 885 785 -11
Exports / Manufacture ( % ) 35 39
İmports / Domestic sales ( % ) 78 76
Exports / İmports ( % ) 15 21
FROM THE INDUSTRY
PLASFEDDERGİ
108
BREAKING NEWS
AGENDA (COVER)
Plastics sector is on a junction: Remaining an SME is not the solution.
Turkish plastics sector is in the third place in Europe. It is possible to step up to the second place in a short time. However, the basic prob-lems arising in the manufacturing industry have started to put pressure on the sector. Moreover, because of the relatively low costs of fi rst in-vestment many countries that are today’s mar-kets have engaged in investment either to use the advantage of raw material or provide their market’s products with low added value.
Turkish plastics sector needs a new ap-proach particularly with respect to the struc-tural problems it experiences with production with high added value and the pressure of increasing international competition. The con-cerns for the sustainability of 30-billion-dollar production and 12-billion-dollar added value are not groundless.
A study conducted by the World Bank and the Undersecretariat of Treasury revealed that the SMEs in Turkey grow much slower than the SMEs of most countries with similar eco-nomic conditions. Moreover, the scale of SMEs in Turkey remains fi xed without stepping up to the next level for longer compared to most of its neighbouring countries including European countries. According to the study based on a survey, 5 problems with top priority are access to funding (25,9 per cent), tax rates (18,2 per cent), political instability (17,5 per cent), unre-corded economy (14,7 per cent), and unqualifi ed labour (9,1 per cent).
As a market, Turkey has the capacity to sustain the operations of large companies and support the growth of SMEs. In addition, the de-mographic opportunities created by the young population show that the economy, and plastics sector in parallel, has a high potential of growth - provided that right steps are taken. What is “absent” in Turkey for the plastics sector is raw material. Moreover, the problem of raw material has become “one of the structural problems” of the sector. Sector’s dependence on raw material was 87 per cent by 2012.
It looks like the investments in plastics sec-tor made in neighbouring countries will chal-lenge the sector in short- and mid-term. Kemal Zorlu, one of the experienced fi gures of the sec-tor, reminds that many machinery manufactur-ers, primarily the European machinery manu-facturers race one another to sell machinery to their neighbouring countries under favourable conditions, using the incentives and funding
powers of their own countries.Another problem in Turkish plastics sector
is the size of the companies. The sector has 14 thousand companies with various sizes but only 18 of them are among the largest 500 compa-nies of Turkey. According to Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER, there must be a basic framework should be formed for a mechanism for taking the opinion of the sector in permis-sion and licensing procedures of entering the sector, and not issuing a license when neces-sary.
Working harder and cooperating is the only way out
With its economy and social life, the Ae-gean Region has been the area of interest for Turkey and even its im-mediate circle. Histori-cally, our region has a rooted culture with its intensive production and commercial activi-ties. It is possible to say that the same is true for the plastics sector. Our association tries to contribute to the devel-opment by its activities
depending on this culture. We take pride and joy in social responsibility and community activities of our member companies and businessmen as well as their success in business.
A strong association for a strong industry
As the Associa-tion of Ankara Plastics Industrialists, we have started to a new period. As you know, we have assumed offi ce in the General Assembly of our Association, one of the most prominent organ-isations of our sector, through the courtesy
of our colleagues. First of all, I am glad to have the chance to greet you
on behalf of the members of our association, in this fi rst letter of mine.
“Turkey and Bursa deserve a larger plastics sector”
Usage of plastics is proportionate to the level of welfare. Con-sumption of plastics in developed countries is a few times as ours. As Turkish plastics indus-trialists, we have es-tablished capacity with a sizeable investment. Now our share in global plastics sector is around 1,6 per cent. We are one
of the largest plastics in-dustries of Europe. Every individual in our country
is in contact with products of plastics industri-alists, including the bed they sleep in. Let alone our products intended for direct consumption, we have products that are in use in nearly all sectors.
Time to switch to new productsKayseri is one of
the leading provinces of Turkey in plastics indus-try. We are working for the development of our sector under the roof of KAYPİDER in Kayseri, of PLASFED nationwide. We are all aware of our agenda with respect to our short-term prob-
lems. It would be better for us to work on long term problems we have to solve or on the goals
we have to set. Certainly, one of the most press-ing matters among these is the transition to new products or products with higher added value.
“Profi tability of the sector is low, and there is no room for mistake”
The plastics indus-try in Turkey has great potential. We are one of the three largest coun-tries in Europe in the size of plastics industry. We have a major market, and our exports – for now – remains strong and we are displaying a performance above
the overall growth of our country. However, this had better not lead
anyone to wrong conclusions. We are passing through a critical phase. Neither we nor the decision makers have room for a mistake. There are things we need to accomplish in order to ensure the healthy growth of the sector and to reach a sustainable business environment. First of all I should underline that the problem “if the neighbour is making good money, I should invest in the same fi eld” which is observed not only in the plastics industry but in all manufac-turing industries applies to the plastics industry, as well.
PAGDER has started a voluntary initiative for honest and fair competition,
Codes of Ethics Established for Plastics Processing Industry
With an initiative that sets an example for the manufac-turing indus-try, PAGDER has taken ac-tion to defi ne codes of ethics resembling the top-tier organ-
Hüseyin SEMERCİChairman /Turkish Plastics Industrialists’ Assocation (PAGDER)
Yunus KARAKAŞ Chairman / Association of Ankara Plastics Industrial-ists (APSD)
İlker BİLİKTÜChairman/Association of Bursa Plastics and Packaging Industrialists (BURPAS)
Yusuf ÖZKANC h a i r m a n / A s s o c i a -tion of Kayseri Plas-tics Business Owners (KAYPİDER)
Erol PAKSUChairman/EGEPLASDER Aegean Plastic Industrial-ists Solidarity Association
PLASFEDDERGİ
109
BREAKING NEWS
isations such as United Nations, for plastics in-dustry. The codes of ethics include a set of rules ranging from environment to fair competition and rights of children.
“Codes of Ethics for Plastics Processing Industry” is going to function through voluntary adoption by the institutions and organisations. It will be governed by an assessment and moni-toring system to be established by PAGDER. The companies which adopt the codes of ethics and pass the assessment will be entitled to use the specially-designed logos in all kinds of commu-nications they conduct.
Commenting on the publication of Codes of Ethics for Plastics Processing Industry, Hüse-yin Semerci, the Chairman of PAGDER said “our codes of ethics address all aspects of modern business life. As PAGDER, our sense of responsi-bility has encouraged us to establish and accept these rules. I hope this initiative and our respon-sible actions fi nd appreciation and acceptance”.
The Executive Board Assembly of EUROMAP, Association of Euro-pean Manufacturers of Plastics and Rubber Machinery is going to be held in İstanbul in November
48th Executive Committee of EUROMAP, the Association of European Plastics yielded im-portant developments for Turkey. While the Ex-ecutive Board meeting scheduled for November was decided to be held in İstanbul, it was also decided that EUROMAP will not support PLAST EURASIA.
PLASFED takes part in the
Committee that will direct the promotional and regulatory activities intended for the sector
In the Plastics Workshop organised in An-kara, a “ Ste e r i n g C o m m i t -tee” was e s t a b -lished to direct the
eff orts for regulatory activities related to pro-motion, coordination, and legislation intended for the sector. Ministry of Environment and Ur-ban Planning and Ankara Chamber of Commerce became the other members of the Committee which PLASFED is also a member of.
The plastics sector met in the Symposium of plastics, rubber, and polymer technologies in Ankara
“International Symposium of Plastics and Rubber Technologies and Exhibition of Prod-ucts” which brings together the scientists and
industrialists working on the fi elds of plastics, rubber, polymer technologies was held in An-kara.
Plastics sector’s power of representation in the chambers
of Commerce and Industry is on the increase
In April and May, the plastics sector had the excitement of elections for the chambers and
commodity exchanges. Members of the plastics sector have i n c r e a s e d the repre-s e n t a t i o n power of the sector
by taking part in management organs as well as in committees in chamber and commodity exchange elections. Commenting on the issue after the elections, Selçuk Aksoy, the Chair-man of PLASFED underlined the necessity of the sector to enter a phase of stronger initia-tives before the decision-makers and said “I believe that our elected friends will conduct a powerful representation for solving the sector’s problems. As all members of the sector, we are always ready to do our best to make contribu-tions to the eff orts, with our full force, knowl-edge and experience. We are at the service of our representatives for every step intended for the development of our sector.”
PAGDER makes progress with the project of Development of International Competitiveness (DIC) aimed at South Africa and Indonesia
Within the scope of the DIC project imple-mented by PAGDER and the funding of the
Ministry of Economy, two business visits are scheduled for September and November. Under this proj-ect, PAGDER has scheduled a business visit to South Africa
from September 22 to 28 and to Indonesia from November 17 to 24, 2013.
With the funding of the Ministry of Econo-my, PAGDER has made progress in DIC projects which have recently become one of the most common tools for access to new markets and enhancing the business capacity - competitive power of companies. Training activities were made in accordance with the needs analyses conducted under “Training and Development Needs Analysis Project for Increasing the Ex-port Potential of the Sectors of Plastics Indus-trialists Association” that was approved and commissioned by the Ministry of Economy in 2011. Within the scope of the project, a total of four training sessions “Advanced Foreign Trade Training, Customer Satisfaction Training, Train-
ing for Transformation Management and Inno-vation, and Marketing Training for Salespeople” were completed. The organisation stage of business trips, which is the other step of the project has been put into practice.
Flag Taken Over in the Associa-tion of Ankara Plastics Industrialists
Yunus Karakaş is elected the chairman of the General Assembly of the Association of An-kara Plastics Industrialists (APSD). New APSD board members and companies:
1.Yunus KARATAŞ (Chairman) Büyük An-adolu Kauçuk
2.Mehmet GÜL – Na-me Endüstri Ürünleri3.Aykut KONUK – Özay Plastik4.Ahmet AĞZIYAĞLI – Koray Tıp Teknik5.Osman ÖZ – Öztepe Plastik
BURPAS has intensifi ed its eff orts for Specialised Organised Industrial Zone (OSB) and generation of electricity
İlker Biliktü, Chairman of the Association of Bursa Plastics And Packaging Industrialists (BURPAS) and the vice-chairman of PLASFED, has stated that they have made progress in the eff orts for the establishment of Specialised
OSB, and that they also aim to establish a power plant to provide service to the industrialists that will operate in this zone.
In his statement, İlker Biliktü, Chairman of the Association of Bursa Plastics And Packaging Industrialists (BURPAS) and the vice-chairman of PLASFED, also said that the plastics sector of Bursa keeps growing at a great pace, thus makes an increasingly better contribution to the economy of Bursa. Reminding that products used in all kinds of areas from automotive to ag-riculture, food sector to healthcare are manufactured by our plastics sector, Biliktü said “these products make up an inte-grated part of our life”.
Yavuz Eroğlu, the Chairman of WFO: 55-meter garbage mountains pollute the East of the Mediterra-nean Sea in Lebanon
Yavuz Eroğlu, Middle East and Africa Direc-tor of Waste Free Oceans-WFO Turkey carried out by the Association of Plastics Manufactur-ers in Europe - European Plastics Converters
PLASFEDDERGİ
110
EuPC for re-moving gar-bage from the seas stated that M e d i t e r r a -
nean Sea is one of the prioritised areas within the scope of the project. Stating that the gar-bage mountains that reach 55 meters high in Lebanon are one of the most obvious examples of pollution, Eroğlu said that not only Turkey but all countries that have coasts on the Mediterra-nean Sea are under the threat.
EGEPLASDER is one of the 20 clusters that have been awarded Quality Label in Turkey.
One of the contrib-uting and p a r t i c i p at i n g business clus-ters in “Cluster C o m p a r i s o n Project” within the scope of
Capacity Development Project for Cluster Direc-tors conducted by the Associations of Aegean Exporters, EGEPLASDER has been awarded the “Bronze Quality Certifi cate” prepared by the Eu-ropean Secretariat for Cluster Analysis-ESCA.
Plastic packages are numbered for environmental contribution
PA G D E R has explained the actual purpose of the “n u m b e r i n g ” system that is subject to con-texts which depend on false informa-
tion. Reminding that messages such as “you can recognise unhealthy products from their num-bers” are sometimes conveyed to public, Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER has stated again that the actual purpose of such numbers is to make distinguishing among types of plastics in recycling.
PLASFED MAGAZINE Prepares a Special Issue for the K-Fair
Assuming the task of being the voice of the sector for the world’s largest plastics trade show K 2013, PLASFED MAGAZINE prepares a special issue for K 2013 both in English and in
Turkish. Aiming to catch the at-tention of social and economic stakeholders as well as the members of the sector with high readability and its style of news magazine, PLASFED MAGAZINE will reach large masses in the K 2013 trade show to be held in Düssel-dorf, Germany from 16 to 23 October, 2013, which
is one of the most powerful plat-forms of representation for Turkey.
It will be possible to bring the assets abroad to Turkey with lower taxes
For the sec-ond time, the government has made a law that will allow reg-istration of the assets which be-long to the com-
panies or persons but are kept abroad and not shown in the records in Turkey, for a lower tax. According to the law, such assets may be brought to Turkey until 31 July 2013. The assets must be in the property of the company or the person as of 15 April 2013. Such assets will be subject to a 2-per-cent tax.
Certain principles will be defi ned for using recycled plastics in food packaging
After the permission for the usage of re-cycled plastics in the middle layers of multiple-layer food packages upon PAGDER’s initiative, the progress has been evaluated in the second meeting. Selçuk Aksoy, the Chairman of PLAS-FED, Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER, and the representatives of about 40 companies manufacturing food packages and recycled plas-tics attended the meeting that was directed by Yavuz Eroğlu, the Vice-Chairman of PAGDER. In the meeting, the attendants were informed about the process, and the fact that the use of recycled plastics is permitted under the func-tional barrier if certain conditions are fulfi lled as the result of the initiatives made before the Ministry of Food, Agriculture and Livestock was reminded, as the companies that use recycled plastics in the middle layer of multiple-layered food packages were imposed penalties.
The view of a set of principles to be de-fi ned by the sector for making the best use of this process in the future was adopted, and the fact that it was offi cially reported that the use of recycled plastics under the functional barrier is permissible as long as the necessary conditions are fulfi lled in accordance with the provisions of the communique in force was underlined in the meeting.
Murat Akyüz, the Chairman of İKMİB: The EPDK communique will
have adverse eff ects on the che-mistry sector including the plastics sector
Murat Akyüz, the Chairman of İKMİB has stated that the communique issued by the En-ergy Market Regulatory Authority (EPDK), which will enter into force on July 1 had provisions that
would have ad-verse eff ects on the chemistry sector includ-ing plastics. He stated that the
communique, which “disrupts the chemistry of the sector” in his own words, includes items that would have an impact on manufacturing and ex-port of all subsectors of chemistry such as miner-al oils, as well as paints, cosmetics, and plastics. According to Akyüz, the size of the regulations will aff ect the export targets of the sector.
Hakan Plastik sold to Swiss Georg FischerOne of the world’s leading manufacturers
of pipe systems, Georg Fischer company of Swiss origin pur-chased Hakan Plastik, a rooted company of Turkish plastics sector. Regard-ing the trans-action, Hakan Plastik stated that its manage-ment will keep the offi ce. It was also stated that “While Hakan Plastik have gained the ability to implement its strategy of providing customer-oriented solutions faster and more powerfully through the partnership process, GF had the chance to add the markets of Turkey and neigh-bouring countries to its growing portfolio and complete its high quality products with the pipe systems of the same quality”.
PLASTECH, the organisation of EGEPLASDER-İZFAŞ brings the sector together
The second PLASTECH fair organised by the cooperation of EGEPLASDER and İZFAŞ has ended. While companies from 10 diff erent coun-tries attended the fair held in İzmir, there were visitors from 29 diff erent countries. 133 domes-tic and foreign companies displayed their prod-ucts in the fair.
Negative propaganda on plastics costs the number of trees equivalent to the forest Belgrade in three years!
The misconceptions about single-use products due to lack of information and nega-
tive state-ments with regard to this misconcep-tion aff ect the consum-er behaviour. The research
BREAKING NEWS
sp
tention
MAGAmasshd
PLASFEDDERGİ
111
conducted by PAGDER revealed that the major-ity of consumers prefer “paper cups” for being environment-friendly and healthy. What is more interesting is that most of the consumers do not know that the surface of paper cups that contacts liquid is covered with plastics.
Cooperation agreement signed between PAGDER and BAP, the Bulgarian Association Polymers Industrialists
A cooperation agreement has been signed between PAGDER and BAP, the Bulgarian As-
s o c i a t i o n P o l y m e r s I n d u s t r i a l -ists. After the meetings held in PLASTECH – 2, Plastics, P a c k a g i n g , and Technol-
ogy Fair organised by İZFAŞ and EGEPLASDER in April, a cooperation agreement that is in-tended to enhance the cooperation between the two countries in industrial and commercial aspects was signed between Venelin Marinov, the Chairman of BAP and Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER. Therefore, PAGDER has made its fourth recent cooperation agreement with a non-governmental organisation after BPF – British Plastics Industrialists Federation, OPPI – Organisation of Indian Plastics Industrial-ists, and Assocomaplast – Association of Italian Plastics and Rubber Machinery Manufacturers.
The LİYAKAT Association reac-hes the disadvantaged women with the project “Labour is Ready. Come on to the Table”
The Leader Creative Participants Asso-ciation (LİYAKAT) has been successful with
the pro-gramme it applied to 15 disad-vantaged w o m e n within the scope of the proj-
ect called “Labour is Ready. Come on to the Table”, which is intended to raise awareness for female labour. Being employed in sector’s com-panies after being trained as plastics injection operators, the women have reached the income that will allow them to make a living.
D–8 countries to establish a common association in the fi eld
of petrochemicalsThe international cooperation network of
PLASFED is expanding. D-8 countries have de-cided to establish an association that will include
the compa-nies and or-ganisations o p e r at i n g in petro-c h e m i c a l s sector only.
It was decided in the meeting where Turkey was represented by PLASFED and PAGDER that the preparations shall be complete until 2014.
Zoning, parcelling and infrastructure implementations in PAGDER & ASLAN OSB to be completed by September
The progress made in PAGDER & ASLAN Private OSB the fi rst organised industrial zone (OSB) for plastics established in Kırklareli district Vize was evaluated by the sector’s representa-tives.
In the meeting held in the presence of Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER and Fidan Arslan, the Chairman of the Board of PAOSB, it was re-minded that the private OSB provided the inves-tors with the rights to be included in the project or assign their rights whenever they want. Stating that zoning, parcel-ling, and infrastructure projects are planned to be completed by September 2013, Fidan Arslan stated that such initiatives would also revive em-ployment in the region, and that he is happy to provide plastics industrialists with an opportu-nity for investment with incentives and establish a modern manufacturing site.
INTERVIEW: A Success StoryKoray Tütek, the Vice-General
Manager of Serdar Plastik: “The sectors complementing one
another should unite”K o r a y
Tütek, the Vice-General Manager of Serdar Plas-tik, one of the Turkish plas-tics companies “with products in space” and which catches attention with origi-nal designs said that transition to value-added products was inevitable in plastics sector. Tütek also stated that a new road map should be drawn for transition to new areas with high added value, and that it is important for the comple-menting sectors to come together at this point. Emphasizing that larger companies should show a more generous attitude towards ownership on product designs and products, Tütek stated that the companies should embrace an “effi ciency-based” approach for designing and marketing such products.
INTERVIEW: EXPERIENCEHayrullah Yelkenci, Former
Chairman of PAGDER and one of the connoisseurs of the sector:
“Half of the existing plastics processing machines have to be replaced”
Former Chairman of PAGDER and one of the connoisseurs of Turkish plastics processing ma-chinery sector, Hayrullah Yelkenci answered the
questions of PLASFED MAG-AZINE. Expressing hope for the future, Yelkenci signals a diffi cult period for plas-tics processing machinery. Having experienced all the stages that the sector has undergone since the time he started manufacturing machinery in 1969, Hayrul-lah Yelkenci is of the opinion
that the conducts of the members will play a role in shaping the future of the sector. Yelkenci un-derlines that it is important to unite in communi-cating the problems of the sector and the eff orts made yield the results.
ATLAS:The largest African economy
and BRICS country South Africa has promising potential
South Africa, the largest economy of Africa, which receives a foreign capital of up to 8 billion dollars per year, promises a strong market for the plastics sector. Hav-ing been included in the target c o u n t r i e s of Turkey, South Af-rica will keep attracting attention in the future. Catching increasingly more attention with its struggle against the racist government, Nelson Mandela as the symbol of this struggle, and FIFA World Cup 2010, this country has star prospects in the future.
INTERVIEW: PROFILEKemal Zorlu, the Chief Executive
Offi cer of Zorlu Holding:“Non-standard production is a
betrayal on next generations”Incorporating the rooted brands of Turkey
such as Egeplast and Egeyıldız, Mazhar Zorlu Holding prepares for new investments in the plastics sector. Answering the questions of PLASFED MAGAZINE, Kemal Zorlu, the CEO of Mazhar Zorlu Holding, stated that the sector will be under the pressure of competition due to the investments made in the market countries, and that domestic competi-tion will become more severe due to the major companies entering the Turkish market. Stating that one of the most im-portant ways to respond this process is invest-ment in target countries, Zorlu underlined that his companies concentrated on this solution. Pointing to the non-standard production as one of the top priority problems inside Turkey, Kemal Zorlu stated that the companies damaging the sector’s image have become one of the most problematic issues other than decision-making processes or facts that cannot be directed.
BREAKING NEWS
top related