reportturk e-dergİsİ mart 2013 sayisi
Post on 24-Mar-2016
235 Views
Preview:
DESCRIPTION
TRANSCRIPT
Nurgül KocaAcar
ED
IT
ÖR
DE
N
Merhaba değerli REPORTTURK okurları, Mart sayımızda yine dopdolu bir REPORTTURK ile karşınızdayız. Bu ay uluslar arası araştırma şirketi XSIGHTS’ın yaptığı “Türk Futbolunda Güven Araştırması”nı kapağımıza taşıdık. En güven veren kulüp başkanı, en güven veren teknik adam, en güven veren futbolcular ve taraftarın şampiyonluk bek-lentisi gibi soruların cevaplarını bu özel haberimizin içerisinde bulabilirsiniz. Şubat ayı içerisinde yapılan 2012 yılı ithalat değerlendirme toplantısında konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın değerlendirmelerini REPORTTURK mart sayısında okuyabilirsiniz. Geçtiğimiz sayılarda değindiğimiz marka değerlendirme konusunda yeni değerleme raporu açıklandı. Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’ın yaptığı marka araştırması sonucunda dünyanın en değerli 500 markasıbelirlendi. Apple, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da listede ilk sırada yer aldı. HSBC “Tüketici 2050” isimli bir rapor yayınladı. Bu rapora göre önümüzdeki 40 yıl içinde özellikle gelişmekte olan piyasalarda nüfusu hızla artan orta sınıfnedeniyle küresel ekonomi çehresinin baştan aşağıya değişeceği belirtiliyor. Şubat ayında gündemi epeyce meşgul eden kötü kolestrol var mıdır tartışma-larını irdelediğimiz ilaç endüstrisi zan altında başlıklı haberimizde dünyacaünlü kolesterol uzmanı Philippe Even’in, “kötü kolesterol” ile ilgili olay yarata-cak açıklamalarını okuyabilirsiniz. Köşe yazarlarımız bu ay sizler için yine birbirinden değerli makaleler kaleme aldı. Prof. Dr. Faruk Şen yazısında Angela Merkel’in Türkiye ziyaretinin ipuçla-rını değerlendirdi. Tevfik Dalgıç ise “Kalkınmış ekonomi ve kalkınanekonomiler” başlıklı yazısında kalkınmış ülkelerin özelliklerini anlattı. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin medyaya yansımalarını kaleme alan Merve Seçkin bu ay, aldıkları ödüller ile medyaya yansıyan KSS projelerini anlattı. İnci Şen ise bu ay Almanya’daki Türklerin psikosomatik sorunlarını ele alan bir makale kaleme aldı. Özel haberimiz ve dolu dolu içeriğimiz ile karşınızda olduğumuz Mart sayımız-da hepinize keyifli okumalar diliyorum.
Futbolda güven aslanın ağzında
•
•
İletişim Adresleri: Esentepe Mah. Kasap Sok.
Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst•
Yazı İşleri: editor@reportturk.com
•
•Web: www.reportturk.com
Telefon: 0212.272.51.51Fax: 0212.272.49.50
E-mail: reklam.satis@reportturk.com
•
ABD Temsilcisi : Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343
e-mail:tdalgic@gmail.com•
İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca
10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291
•Dijital Yayın Platformu:
Dijimecmua•
Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim
• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.
İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına
Ertan Acar●
Genel Yayın YönetmeniNurgül Koca Acar
●
Yayın KoordinatörüOnur Pulat
●
Yayın Koordinatör YardımcısıAbdullah Sarıkuzu
●
Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca
Reklam Satış:
Özge Konci
● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.
● REPORTTURK’te yayınlanan yazıların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Yayın Kurulu:
Fatih Acer, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı, Çiğdem Penn,
Osman Yılmaz, Metin KocaProf. Dr. Haluk Gürgen
Nurgül KocaAcar
ED
IT
ÖR
DE
N
Yunanistan’ın en büyük şirketi olan Coca-Cola Hellenic (CCH) Atina borsa-sından çıkıp, Londra borsasında işlem görmeye devam edeceğini ve şirketin merkezini de İsviçre’ye taşıyacağını açıkladı. Biz de bu nedenle kemer sıkma politikaları yüzünden sıkıntılı günler yaşayan Yunanistan’a dikkat çekmek için Kasım ayı sayımızda kapağımıza, Coca-Cola komşuyu terk ediyor başlığı ile sizleri karşılamak istedik.Merve Seçkin’in kaleme aldığı yazısında ayın en çok konuşulan KSS projelerini inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM)’nin her ay düzenli olarak Reporttürk için hazırladığı medya araştırmasına göre, Eylül ayında gazete ve dergilerin en fazla yer verdiği KSS projesi “Fıstığımız Bol Olsun” nun medya yolculuğundaki başarı hikayesi anlatılıyor.Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı başkanı Prof.Dr.Faruk Şen’in makalesi “Afrika ve Güney Afrika’da faaliyetlerimiz” başlığı ile bu ay ki sayımızda yerini alıyor. Davranış bilimleri ve aynı zamanda psikiyatri uzmanı olan Dr.İnci Şen ise kalem aldığı yazısında “2012 Yılına girerken Türkiye’de sağlık sorunları Avrupa’ya göre daha iyi bir gelişme gösteriyor” konusu ile sağlık sorunlarımıza farklı bir pence-reden bakarken, çözüm önerisi ile de ilgi çekiyor.Texas Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Tevfik Dalgıç’ın Ka-sım ayı sayımızda yer alan makalesinde işlediği konu Amerika’da alkol yasağı, anayasa maddesi oldu ama anayasa maddesi olmasına karşın kanun maddesi-nin uygulanmasının gerçekte mümkün olmadığının anlatıldığı yazıda; bu tarzda kanun maddelerinin Osmanlı’da olduğu gibi baskı ve zorla, kanun yoluyla insan-ların yaşamına müdahale etmenin geri tepebileceğinin, hatta bir karşıt hareket doğuracağının belirtisi olduğu anlatılıyor.Haberlerimizden bazılarına gelince “Aydınlı’dan Rusya’ya 28 mağaza”, “Car-refour ‘a sürpriz talip”,Türkiye’den organik pamuk talebinde patlama”, “Suriye ekonomisi nefes alamıyor”, “Afrika Çinliler’in ‘taklit pazarı’ oldu”, “dijital gıda kuponu geliyor”, “Apple’a patent şoku” başlıkları ile ilginizi çekeceğini umdu-ğumuz bir sayı hazırladık. Devamı ve daha fazlası Reporttürk E-Dergi Kasım sayısında…
•Yayın Kurulu:
•İletişim Adresleri:
Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst
•Yazı İşleri:
editor@reportturk.com•
•Web: www.reportturk.com
•Telefon:
0212.272.51.51•
Fax: 0212.272.49.50
•Ankara Temsilcisi:
Abdullah KuşPortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi
No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57
•Abd Temsilcisi:
Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343
e-mail:tdalgic@gmail.com•
İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca
10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291
•Dijital Yayın Platformu:
Dijimecmua•
Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim
• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.
İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına
Ertan Acar●
Genel Yayın YönetmeniNurgül Koca Acar
●
Yayın KoordinatörüOnur Pulat
●
Yayın Koordinatör YardımcısıF. Nur Şen
●
Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca
Reklam Satış:
Büşra Yıldız
● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.
Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer,Kemal Yamankaradeniz, Tufan Darbaz, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı,
Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn, Osman Yılmaz, Metin Koca
Coca-Cola komşuyu terk ediyor
www.tuvturk.com.tr
TÜVTURK Araç Muayene İstasyonlarTÜVTURK, bir TÜV SÜD - DOĞUŞ - BRIDGEPOINT ortaklğdr.
Egzoz Gaz Emisyon ÖlçümünüYaptrdnz m?Daha temiz bir çevre ve yakt tasarrufu içinegzoz gaz emisyon ölçümünüzü mutlaka yaptrn.Uluslararas standartlara uygun egzoz gazemisyon ölçümünü, araç muayeneistasyonlarmzda yaptrabilirsiniz.
Güven verir.De¤er katar.
Randevu ve bilgi içintuvturk.com.tr
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
TUV EgzozGazi A4.ai 1 2/25/13 12:40 PM
İçindekiler
KISA KISA
İşsizlik ödeneği 8 yılda 3 kat arttı
Aylık en yüksek reel getiri İMKB 100
Endeksi’nde
İtalya’nın ekonomi Oscar’ı Koç’un
New York Times, Boston Globe’u satıyor
2 milyar yatırımla 25 AVM yolda
Uçuş rotaları kısalıyor
6
MAKALELER DR. İNCİ ŞEN
Merkel Türkiye’de ve Türklerin psikosomatik sorunlarına bir bakış
MERVE SEÇKİNOcak ayında KSS projeleri kazandıkları ödüller ile medyaya yansıdı
PROF. DR. TEVFİK DALGIÇKalkınmış ekonomi ve kalkınan ekonomiler
PROF.DR. FARUK ŞENAngela Merkel’in Türkiye ziyaretinin ipuçları
28
30
32
34
KAPAK Futbolda güven aslanın ağzında
HABER Zafer Çağlayan 2012 yılı ithalat değerlendirme
toplantısında konuştu:”Yumuşak iniş gerçekleştirdik”
HABER Brand Finance Global 500’e bu yıl da hiçbir Türk
markası giremedi
16182226
HABER 2050 dünya ekonomisinde söz orta sınıfın
HABER İlaç endüstrisi zan altında
8
IsıPompaları
OdaTermostatları
Isıtma Kablosu Çözümleri
Hidronik Balansve Kontrol Vanaları
TermostatikRadyatör Vanaları
DöşemedenIsıtma Sistemleri
İŞİNİZİ BÜYÜTMEK İÇİNİHTİYAÇ DUYDUĞUNUZ HERŞEY
BU ÇATININ ALTINDA...
Danfoss Isıtma Çözümleri Türkiye
IsıPompaları
OdaTermostatları
Isıtma Kablosu Çözümleri
Hidronik Balansve Kontrol Vanaları
TermostatikRadyatör Vanaları
DöşemedenIsıtma Sistemleri
İŞİNİZİ BÜYÜTMEK İÇİNİHTİYAÇ DUYDUĞUNUZ HERŞEY
BU ÇATININ ALTINDA...
Danfoss Isıtma Çözümleri Türkiye
İşsizlik ödeneği 8 yılda 3 kat arttı
İşsizlik sigortası ödeneği almak için başvuranların sayısının son sekiz yılda üç kat arttığı ortaya çıktı.
2005’de 208 bin 398 olan başvuru sayısı, 2012’de 609 bin 248’e yükseldi. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 2005-2012 yılları itibariyle işsizlik sigortası
ödeneği ile ilgili bilgiler verdi. Bakan Çelik’in sunduğu tabloda son sekiz yılda 3 milyon
222 bin 561 kişinin işsizlik ödeneği için başvurduğu, bunlardan 2 milyon 429 bin 144
kişinin ödeneği hak ettiği ve toplam 5 milyar 134 milyon 944 bin 252 lira ödeme
yapıldığı görüldü.
KISA
KSI
A
6 | Report Türk - Mart 2013
Aylık en yüksek reel getiri
İMKB 100 Endeksi’nde
En yüksek reel getiri, 2013 Ocak ayında, Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) ile
indirgendiğinde %7,24, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ile indirgendiğin-
de ise %5,31 oranlarıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) 100
Endeksi’nde gerçekleşti.
ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi %0,65 ve Euro
%0,52 oranında yatırımcısına reel getiri sağladı. Buna karşılık, külçe altın
%1,47 ve Amerikan Doları %0,74 oranında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE
ile indirgendiğinde ise külçe altın %3,25, Amerikan Doları %2,53, Euro
%1,29 ve mevduat faizi %1,16 oranında yatırımcısına kaybettirdi.
İMKB 100 Endeksi, üç aylık değerlendirmede; ÜFE ile indirgendiğinde
%17,32, TÜFE ile indirgendiğinde ise %16,09 oranlarıyla yatırımcısına
en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, külçe altın, ÜFE ile
indirgendiğinde %7,29, TÜFE ile indirgendiğinde ise %8,26 oranında en
çok kaybettiren oldu.
Altı aylık değerlendirmeye göre İMKB 100 Endeksi; ÜFE ile indirgendiğin-
de %27,76, TÜFE ile indirgendiğinde ise %23,85 oranında yatırımcısına
en yüksek kazancı sağladı. Aynı dönemde Amerikan Doları, ÜFE ile
indirgendiğinde %4,98, TÜFE ile indirgendiğinde ise %7,89 oranında
yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Finansal yatırım araçları, yıllık olarak değerlendirildiğinde; İMKB 100
Endeksi, ÜFE ile indirgendiğinde %51,10, TÜFE ile indirgendiğinde ise
%43,45 oranında yatırımcısına en fazla reel getiriyi sağladı. Diğer taraf-
tan, Amerikan Doları, ÜFE ile indirgendiğinde %5,62, TÜFE ile indirgendi-
ğinde ise %10,40 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı
oldu.
İtalya’nın ekonomi Oscar’ı Koç’unKoç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Uluslararası Leonardo Ödülü’nü, İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun elinden aldı.
Koç, ‘İtalyan ekonomi dünyasının Oscarı’ olarak nitelendirilen ‘Uluslararası Leonardo Ödülü’ne Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilere kültürel ve ekonomik anlamda yaptığı katkı dolayısıyla geçen yıl layık görülmüştü. İtalya’nın iş, sanat, siyaset dünyasının buluştuğu Leonardı Ödülü ilk kez bir Türk’e verilirken, törende Cumhurbaşkanı Napolitano’nun yanı sıra, İtalya Kalkınma ve Altyapı Bakanı Corrado Passera ile Leonardo Kalite Komitesi Başkanı Luisa Todini de hazır bulundu.İtalya’da 1995 yılından bu yana İtalyan Leonardo Kalite Komitesi tarafından düzenlenen ödüllerin 2012 yılı sahipleri, Cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale’de yapılan törenle ödüllerini aldı. Mustafa Koç ödülünü aldıktan sonra cumhurbaşkanlığı sarayının çıkışında Türk basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Çok mutluyum ve gururluyum, hem Türkiye için hem topluluk için hem de şahsım adına. Bu ilişkinin de daha da iyi yerlere gideceğini, Türkiye-İtalya arasında katkımızın devam edeceğini ümit ediyorum. Çok önemli bir ödül olduğundan mutluluğumuz biraz daha arttı” diye konuştu.
Uçuş rotaları kısalıyor
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ‘nün Türk hava sahasının etkin kullanılması amacıyla yürüttüğü hava koridorlarının kısaltılması çalışmaları kapsamında, Siirt ve Van arası yeni bir hava koridoru ile kısaltıldıSHGM’den yapılan açıklamaya göre, özellikle kış döneminde olumsuz hava şartları sebebiyle Siirt Havaalanı’na iniş yapamayan uçak-ların Van Ferit Melen Havaalanı’na inmek durumunda kalması nedeniyle yaşanan zaman ve yakıt kaybının önüne geçilmesi amacıyla, her iki havaalanı arasındaki uçuş koridoru ortalama 137 kilometre azalacak şekilde ilave bir hava koridoru oluşturuldu.
SHGM, havayolu işletmelerinden gelen talepleri değerlendirip, ilgili sivil ve askeri kurumlarla koordinasyon yaptı ve bu kurumların olumlu katkılarıyla yeni düzen-lemeye gidildi. Buna göre, birbirlerinin yedek meydanı olarak kullanılan ve 240 kilometre olan Siirt ve Van havaalanları arasında mevcut olan hava koridoruna ilaveten yeni direkt bir hava koridoru tesis edilerek iki şehir arasındaki uçuş mesa-fesi 103 kilometreye düşürüldü.Uçuş rotalarının kısaltılması daha az yakıt tüketimi, zaman ve maliyet tasarrufu sağlamasının yanı sıra karbondioksit gazı salınımının azaltılması bakımından da büyük önem taşıy or.
Mart 2013 - Report Türk | 7
New York Times, Boston Globe’u satıyorNew York Times, 20 yıl önce 1.1 milyar dolara satın aldığı Boston Globe gazetesini tekrar satmaya hazırlanıyor.New York Times Başyöneticisi Mark Thompson yaptığı açık-lamada, satışın New York Times markasına ve gazeteciliğine yoğunlaşılmasına yardımcı olacağını belirtti. Thompson, Boston Globe’ın satışının New York Times ve diğer işletmelerinin uzun vadede çıkarına olacağını kaydetti.
New York Times, Boston Globe’ı 1993’te 1.1 milyar dolara satın almıştı.
2 milyar yatırımla 25 AVM yolda
Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Zafer Baysal, 2013’te 2 milyar dolar yatırımla 20-25 yeni alışveriş merkezi
(AVM) açılmasının planlandığını; söz konusu yatırımın yaklaşık üçte birinin ise Hollanda,
Almanya ve İngiltere merkezli yatırımcılar tarafından gerçekleştirileceğini söyledi.
Noppen’in düzenliği Türkiye Perakende Gelişimi Konferansı’nda konuşan
Baysal, “2013’te 20-25 yeni alışveriş merkezi açılacak. 2013’te ger-
çekleşecek 2milyar dolarlık yatırımın yüzde 30’u Hollanda, Almanya ve
İngiltere merkezli yatırımcılar tarafından gerçekleştirilecek” dedi.
Baysal, 2013’te hayata geçirilecek yeni yatırımlarla birlikte AVM’lerdeki
toplam alanın da 1.1 milyon metrekarelik artışla 9.4 milyon metrekareye
ulaşacağını söyledi.
Toplantıda verilen bilgiye göre, AVM’lerin 2012 yılı toplam cirosu 50
milyar lira seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam 2011 yılında 39.2 milyar
lira olmuştu.
Toplam 270 milyon dolar büyüklükte olduğu tahmin edilen Türkiye
perakende sektörünün 125 milyar dolarlık kısmını gıda-dışı perakende
oluşturuyor. Bu tutarın 75 milyar doları ise organize gıda-dışı perakende olarak adlandı-
rılıyor. Organize gıda-dışı perakende sektörünün 2030 yılında 340 milyar liraya ulaşması
bekleniyor.
ÖZEL HABER
8 | REPORTTURK / Mart 2013
Futbolda güven aslanın ağzındaUluslararası araştırma şirketi XSIGHTS’ın “Türk Futbolu’nda Güven Araştırması”ndan çarpıcı sonuçlar çıktı. “En güven veren başkan, en güven veren teknik adam, en güven veren futbolcular ve şampiyonluk beklentisi”nde Galatasaray rakiplerini geride bıraktı.
ü Türk Futbolu’nda Güven Araştırması”nda Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, teknik adam olarak Fatih Terim, futbolcular Didier Drogba ve Selçuk İnan, Yorumcu Rıdvan Dilmen ve % 100 Futbol Programı Türk futbolunda en güven veren isimler olarak öne çıkıyor.
ü Ünal Aysal’ı Aziz Yıldırım ve Sadri Şener, Selçuk İnan’ı Emre Belözoğlu ve Volkan Demi-rel, Didier Dorgba’yı Manuel Fernandes ve Miroslav Stoch, Rıdvan Dilmen’i Ahmet Çakar, % 100 Futbol Programı’nı da Telegol ikinci sırada takip ediyor.
ü 14-18 Şubat 2013 tarihleri arasında Türkiye’nin Sesi Paneli üzerinden Türkiye Spor Toto Süper Ligi’ndeki takımların taraftarları ile online olarak yapılan araştırmanın en çarpıcı sonuçlardan biri de Türk futbol tutkunları Türkiye’de şike yapıldığına inanıyor.
Mart 2013 / REPORTTURK | 9
ÖZEL HABER
Kurumsal Kıymetler e-Dergisi REPORTTURK, bundan böyle her ay iş hayatı, sosyal ve kültürel yaşam, kurumlar ve sektörler özelinde hazırlanmış araştırma ve raporlara sayfalarında yer verecek. Bu çerçevede geçen ay ki sayımızda Deloitte’nin “Enerji Sektörü Raporu”na yer vermiştik. Bu ay da XSIGHTS’ın giderek büyüyen futbol sektörünü mercek altına alan araştırmasına yer veriyoruz. Uluslararası araştırma şirketi XSIGHTS tarafından yapılan “Türk Futbolu’nda Güven Araştırması”nda sporseverlerin düşünceleri soruldu. Türkiye’nin Sesi Paneli üzerinden 14-18 Şubat tarihlerinde yapılan araştırmaya yanıt veren futbol tutkunlarına, Türk futbolunun durumu, kendilerinde güven uyandıran yerli ve yabancı futbolcular, başarılı buldukları kulüp başkanları ve teknik direk-törler, şike konusundaki fikirleri ve en çok takip ettikleri spor programları ile yorumuna güven duydukları spor yorumcuları hakkında sorular yöneltildi.Araştırma sonuçlarına göre; Türk futbol severlerinin büyük çoğunluğu Türkiye’de şike yapıldığına inanırken, gerek futbolcu gerek teknik adam gerekse yönetim düzeyinde Galatasaray spor kamuoyunda en çok güven veren kulüp görünümünde. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, teknik adam olarak Fatih Terim, futbolcular Didier Drogba ve Selçuk İnan, Yorumcu Rıdvan Dilmen Türk futbolunda en güven isimler olarak öne çıkıyor. Ünal Aysal’ı Aziz Yıldırım ve Sadri Şener, Selçuk İnan’ı Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel, Dorgba’yı Manuel Fernandes ve Miros-lav Stoch, Rıdvan Dilmen’i Ahmet Çakar ikinci sırada takip ediyor.
28,6
Spor Toto Super Lig’in En Çok Güven Veren Yabancı Futbolcusu
Futbolcuya Güven
Didie
r Dro
gba (
GS)
Man
uel F
erna
ndes
(BJK
)M
irosla
v Sto
ch (F
B)Fe
rnan
do M
usler
a (GS
)W
esley
Sne
ijder
(GS)
Mou
ssa S
ow (F
B)Hu
go A
lmeid
a (BJ
K)Fil
ip Ho
losko
(BJK
)Fik
rim yo
k
13,6 12,5 11,99,2 9,0 7,8
2,9 4,5
ÖZEL HABER
10 | REPORTTURK / Mart 2013
Araştırmanın sonuçları hakkında bilgi veren XSIGHTS Genel Müdürü Çiğ-dem Penn, “Günümüzde futbol, uluslararası ölçekte en fazla konuşulan ortak dil ve devasa bir endüstri durumunda. Bu nedenle toplumun büyük bir kesiminin ilgi odağı olan futbol hakkında Türkiye genelinin neler düşün-düğünü araştırdık” dedi. Araştırmanın metodolojisi ve örneklemiyle ilgili konuşan Penn, “14-18 Şubat 2013 tarihleri arasında Türkiye’nin Sesi Paneli üzerinden Türkiye Spor Toto Süper Ligi’ndeki takımların taraftarları ile online olarak yap-tığımız araştırmaya 572 kişi yanıt verdi. Araştırmaya katılanların yüzde 43,9’unun kadın futbol severler, yüzde 56,1’ini de erkek futbol tutkunları oluşturuyor. Katılımcıların yaş ortalaması ise 26,1. Buna göre, Türkiye Spor Toto Süper Ligi’nde en çok güven veren yerli futbolcular sırasıyla Selçuk İnan, Emre Belözoğlu, Volkan Demirel olarak sıralanırken, spor se-verlere en çok güven veren yabancı futbolcular ise Didier Drogba, Manuel Fernandes, Miroslav Stoch oldu. Trabzonsporlu taraftarlara göre en çok güven veren isim ise Beşiktaş’tan Manuel Fernandes olması da ilginç bir bulgu” diye konuştu.
Çiğdem Penn XSIGHTS Genel Müdürü
32,1
Spor Toto Super Lig’in En Çok Güven Veren Yerli Futbolcusu
Futbolcuya Güven
Selçu
k İna
n(GS
)Em
re B
elözo
ğlu(FB
)Vo
lkan D
emire
l(FB)
Burak
Yılm
az(G
S)Oğ
uzha
n Özy
akup
(BJK
)On
ur K
ıvrak
(TS)
Necip
Uys
al(BJ
K)
Diğe
r
Salih Uçan(FB)Bekir İrtegün(FB)Alper Potuk(ESKİŞEHİR)Ömer Erdoğan(BURSASPOR)Semih Şentürk(FB)Tolga Zengin(TS)
17,5 17,013,5
6,93,5 3,0 2,3
4,3
Fikrim
yok
Mart 2013 / REPORTTURK | 11
ÖZEL HABER
51,5Sizce başarılı ve güven veren teknik adam kimdir?
Teknik Adam ve Güven
Fatih
Terim
Ayku
t Koc
aman
Şeno
l Gün
eşSa
met
Ayb
aba
Abdu
llah A
vcı
Rıza Ç
alım
bay
Meh
met
Özd
ilek
Tolun
ay K
afkas
Yılmaz VuralErtuğrul Sağlam
13,29,3
5,93,2 1,7 1,2 0,8 0,8
Diğe
rFik
rim yo
k
12,4
Ünal Aysal ve Fatih Terim öndePenn “Yapılan araştırmaya göre; Türkiye’de ba-şarılı ve güven duyulan kulüp başkanları sıralama-sında Galatasaray Başkanı Ünal Aysal ilk sırada yer alırken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ikinci, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’de üçüncü ve Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ise dördüncü sıra-da yer aldı. Türkiye’de başarılı ve güven duyulan teknik adam sıralamasında ise Fatih Terim ilk sıra-da. Aykut Kocaman ikinci, Şenol Güneş üçüncü ve Samet Aybaba ise dördüncü sırada. 55 yaş ve üze-rindekilerin büyük bir kısmı ise Aykut Kocaman’a daha çok güvendiklerini belirtmesi ise ilgi çekici. Katılımcıların yüzde 50,7’si 2012-2013 sezonun-da şampiyonunun Galatasaray, yüzde 22,6’sı ise Fenerbahçe’nin olacağını söylüyor” dedi.
30,3 Sizce başarılı ve güven veren kulüp başkanı kimdir?
Kulüp Başkanı ve Güven
Ünal
Aysa
l
Aziz
Yıldır
ım
Sadr
i Şen
er
Fikre
t Orm
an
Diğe
r
Fikrim
yok
Hiçbiriİlhan Cavcavİbrahim Yazıcı
24,7
10,68,3
1,9
24,3
ÖZEL HABER
12 | REPORTTURK / Mart 2013
50,7
2012-2013 Sezonu Şampiyonu Kim Olur?
2012-2013 Sezonu Şampiyonu
Galat
asara
y
Fene
rbah
çe
Beşik
taş
Trabz
onsp
or
BursasporSivassporMersin İdmanyurdu
22,613,2
4,5
1,2
Diğe
r
Fikrim
yok
7,8
Mart 2013 / REPORTTURK | 13
ÖZEL HABER
Yorumlarına güvenilen isim Rıdvan DilmenÇiğdem Penn “Katılımcıların yorumlarına en çok güvendiği spor yazarı Rıdvan Dilmen olurken 55 yaş ve üzerinde olanların büyük bir kısmı ise Ahmet Çakar’a daha çok güveniyor. Geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden Beşiktaş’ın efsane futbolcusu ve yorumcu Vedat Okyar’ın yönlendirmesiz olarak yöneltilen soruda adının hala güvenilir yorumcu olarak zikrediliyor olması ise çok şaşırtıcı. Araştır-ma kapsamında en çok güvenilen futbol programı %100 Futbol olurken, Telegol ikinci, Futbol Ateşi ise üçüncü oldu” diye konuştu.
38,4
Güvenilen Futbol Programı
Futbol Programı ve Güven
%100
Futb
ol
Teleg
ol
Futb
ol At
eşi
Derin
Futb
ol
Diğe
r
Topb
izde
StadyumBeyaz FutbolMaratonBay TahminHiçbiri
27,7
13,8
7,8 6,63,0 2,6
Futb
olizm
34,9Yorumlarına en çok güvendiğiniz spor yazarı kimdir?
Yorumcu ve Güven
Rıdva
n Dilm
enM
ehm
et D
emirk
olAh
met
Çak
arHı
ncal
Uluç
Uğur
Mele
ke
Ali E
ceVe
dat O
kyar
Alta
n Tan
rıkulu
Erman ToroğluSergen YalçınGüntekin OnayTümer MetinBünyamin GezerÖmer Üründül
11,79,6
6,34,0 3,7 2,4 2,1 1,7
Diğe
rFik
rim yo
k
23,7
ÖZEL HABER
14 | REPORTTURK / Mart 2013
Türk futbolunda şike olduğuna inanıyor musunuz?
Futbol ve Şike
33,8
29,4
29,3
7,5 İnanmıyorum
Kararsızım
İnanıyorum
Kesinlikle İnanıyorum
İnanıyorum %63,1
İnanmıyorum %7,5
Ortalama 3,8
Türk Futbol severi: Türkiye’de şike varPenn “3 Temmuz 2011’den bu yana
gündemi meşgul eden şike konusunda
katılımcıların yüzde 63,1’i Türkiye’de
şike yapıldığına inanırken sadece yüz-
de 7,5’i şike olmadığına inanıyor. Araş-
tırmaya katılanların yüzde 43,5’i futbol
kulüplerinin finansal durumları hakkın-
da kararsız kalırken, yüzde 36,6’sı da
A Milli Takımın performansının güven
vermediğini belirtiyor” dedi.
A Milli Takımın Performansı size güven veriyor mu?
A Milli Takım Performansı
18,8
17,8
28,0
24,4
11,0 Kesinlikle Vermiyor
Vermiyor
Kararsızım
Veriyor
Kesinlikle veriyor
Güven veriyor %35,4
Güven vermiyor %36,6Ortalama 2,91
Türkiye’deki kulüplerin finansal yönetimi size güven veriyor mu?
Finansal Güven
12,0
19,4
43,5
15,39,9 Kesinlikle Vermiyor
Vermiyor
Kararsızım
Veriyor
Kesinlikle veriyor
Güven veriyor %25,2
Güven vermiyor %61,1Ortalama 2,92
Mart 2013 / REPORTTURK | 15
ÖZEL HABER
“Türk Futbolu’nun ‘itibar yönetimine’ ihtiyacı var”İtibar Atölyesi Başkanı ve REPORTTURK e-Dergisi’nin sahibi Ertan Acar, “Futbol hayatın gerçeği ve kitleleri peşinden sü-rükleyen önemli bir olgu ve Türkiye ekonomisi içinde yıldızı ve hacmi giderek büyüyen bir endüstri. Bu nedenle itibar ve güven futbolla ilgili tüm paydaşlar nezdinde kazanılması ve yükseltilmesi gereken önemli bir değer” diye konuştu. Acar, ”Dergimiz için kurumlar, iş hayatı, kültürel yaşam ve sosyal hayatın önemli alanlarına dair itibar ve güveni ölçümleyici ça-lışmalar yaptırıyoruz. Yaptırdığımız bu çalışmaları Türkiye’de itibar kavramının yerleşmesi ve gelişmesi adına kamuoyuy-la paylaşıp katkı sağlamayı hedefliyoruz. XSIGHTS’ın ‘Türk Futbolu’nda Güven Araştırması’ Türk Futbol endüstrisinin ‘iti-bar yönetimi’ne yönelmesi ihtiyacını net bir biçimde ortaya koyuyor. Önümüzdeki sayılarda da pek çok sektör ve hayatın diğer alanlarına yönelik güven ve itibar araştırmaları yaptırıp kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.
Cinsiyet
Araştırmanın Demografisi
43,9
56,1
Erkek
Kadın
Sosyoekonomik Statü (SES)
26,7
58,9
14,4
AB
C1-C2
DE
Yaş
64,5
15,8
11,7
7,3
0,7
16-24
25-34
35-44
45-54
55 ve üzeri
Ortalama 26,1
HABER
16 | REPORTTURK / Mart 2013
Zafer Çağlayan 2012 yılı ithalat değerlendirme toplantısında konuştu:”Yumuşak iniş gerçekleştirdik”Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, geçen yıl ekonominin pek çok göstergesinde iyi-leşme yakalandığını belirterek, “Tarihimizde ilk kez yumuşak bir iniş gerçekleştirdik” dedi.
Çağlayan, Conrad Otel’de, 2012 yılı ithalat değerlendirme toplantı-sında konuştu.Çağlayan, açıklanan TÜİK verilerine göre, 2012’de ihracatın yüzde 13,1 artışla 152.6 milyar dolara ulaşıp, OVP hedefini de geçerek re-kor kırdığını dile getirdi.Bakan Çağlayan şunları söyledi:”2012’de Türkiye olarak ekonominin pek çok göstergesinde iyileşme yakaladık. Tarihimizde ilk kez yumu-şak bir iniş gerçekleştirdik. Ekonomimizi büyütürken cari açığımızı da azalttık. İnişin yumuşak olmasını sağlayan şey, mal ihracatımızın yüz-de 13,1 ile dünya ortalamasının çok üzerinde artmış olması. Net ihra-cat 2011’in ikinci yarısından bu yana büyümeye pozitif katkı veriyor. 2012’nin ilk 9 ayında net ihracatın büyümeye katkısı 4,6 puan oldu.’’
Çağlayan 1 Nisan’da 2012 GSYİH’si açıklandığında, ekonominin
2012’de ihracat sayesinde büyümüş olduğunun görüleceğini söyle-
di. Çağlayan, 2012’de kredi kartlarıyla yurt dışı internet sitelerinden
18 milyon kez alışveriş yapıldığını, ortalama 105 liradan toplam 1,9
milyar lira harcandığını kaydetti.
İstanbul’un tek başına Türkiye ithalatının yarısından fazlasını yap-
tığını belirten Çağlayan, “İstanbul, Suudi Arabistan’dan daha fazla
ithalat yapan bir ilimiz” dedi.
Türkiye’de 75,6 milyon ithalatçı bulunduğunu ifade eden Çağlayan,
500 milyon doların üstünde ithalat yapan 50 firma olduğunu, bunların
96 milyar dolar ithalat gerçekleştirdiğini anlattı.
HABER
18 | REPORTTURK / Mart 2013
2050 dünya ekonomisinde söz orta sınıfınAralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve gelecek 40 yılın en büyük 30 ekonomisinin mercek altına alındığı raporda, değişen tüketici profilleri ve harcama alışkanlıkları ile ivme kazanan sektörler gözler önüne seriliyor. Buna göre 2050 yılına yaklaşıldığında Türkiye nüfusunun tamamı orta ve yüksek gelir dilimi içerisinde yer alacak ve Türk tüketicileri, otel, restoran ve seyahat harcamalarıyla dünyanın en büyük 10 pazarından birini yaratacaklar.
HSBC tarafından yayınlanan “Tüketici 2050” adlı rapora göre, önü-
müzdeki 40 yıl içinde özellikle gelişmekte olan piyasalarda nüfusu
hızla artan orta sınıf nedeniyle küresel ekonominin çehresi baştan
aşağıya değişecek.
Raporda, bugün dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasını oluşturan,
yaklaşık 3 milyar kişinin 2050 yılında orta sınıfa katılmış olacağı ve
bu durumun küresel çapta ilerleyen tüketici devrimine işaret ettiği
görüşüne yer veriliyor. Gelişmekte olan piyasalardaki orta sınıflar
hem sayıca büyüyecek, hem de üst gelir dilimlerine doğru hareket
ederken, küresel tüketim eğilimlerinin de büyük ölçüde değiştire-
Mart 2013 / REPORTTURK | 19
HABER
cekler. Buna göre, hazır giyim, elektronik, turizm ve finansal hizmet sektörleri bu değişimden olumlu anlamda en çok etkilenen sektörler olacak. 2050 yılında en güçlü 30 ekonomi arasında yer alması bek-lenen 17 gelişmekte olan pazara odaklanan çalışmada, Türkiye de dinamik bir pazar olarak dikkat çekiyor. “Tüketici 2050” raporunda gelecek 40 yıl içinde küresel orta sınıf nüfusuna gelirlerin ortalama 5 kat artması sonucu 3 milyar insanın katılması öngörülüyor. Bugün-kü dünya nüfusunun yüzde 40’ına denk gelen bu artışın neredeyse tamamı gelişmekte olan pazarlarda olacak. Değişimin etkisi global tüketim harcamalarının dinamiğini tamamen değiştirecek ve bugün global tüketimin yalnızca üçte birini yapan gelişmekte olan pazarların payı 2050’de üçte ikiye çıkacak.2050’de Türkler dünyayı dolaşacak, restoranlardan çıkmayacak“Tüketici 2050” raporunda gelişmekte olan ekonomilerde teknoloji kullanımının hızla yaygınlaşacağı, bu nedenle verimlilik seviyelerin-de büyük artışlar olacağı ifade ediliyor. Orta sınıfın artan harcama gücüyle birlikte lüks tüketim için yapılan alışveriş harcamalarının da artması öngörülüyor. Turizm, restoran, fast-food, eğlence ve kültürel faaliyet sektörlerinin bu gelişmelerden en olumlu etkilenen sektörler olması bekleniyor. Ayrıca, yüksek teknoloji ürünleri üreten sektörler
de dolaylı olarak artan lüks tüketimin keyfini sürecek. Gelecek 40 yıl içinde tüketimin artış oranı gelişmiş ülkelerde yıllık yüzde 2’den de düşük düzeylerde seyrederken, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı Çin, Hindistan, Rusya, Filipinler gibi gelişmekte olan ekonomilerde bu oran yıllık yüzde 4’ün üzerinde olacak. Keyif için yapılan eğlence harcamaları başta olmak üzere, özellikle hazır giyim, mobilya, yük-sek teknoloji ürünleri sektörlerinde bu oran yıllık yüzde 5-8’e kadar çıkacak.Raporda, halen üst orta gelir düzeyinde bulunan Türkiye’nin 2030’lu yılların sonunda yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmesi öngörülü-yor. Bu öngörüye göre, 2050 yılına yaklaşıldığında Türkiye nüfusunun tamamı orta ve yüksek gelir dilimi içinde yer alacak. Türkiye’nin her sektörde büyük fırsatlar barındırdığına dikkat çeken “Tüketici 2050” raporunda iletişim, restoran ve otel, boş zaman harcamalarına yöne-lik sektörlerde fırsatların artacağının da altı çiziliyor.2050 yılına yönelik olarak yapılan tahminlerde Türkiye’nin, gıdadan giyim kuşama, sağlıktan iletişime, sosyal yaşamdan eğitim ve resto-ran harcamalarına, bütün tüketim kalemlerinde Brezilya ve Meksika gibi Latin Amerika’nın önde gelen ekonomilerinden daha dinamik bir pazar olacağı ve daha yüksek büyüme oranları sergileyeceği ifade
HABER
20 | REPORTTURK / Mart 2013
ediliyor. Yine tahminlere göre, Türkiye’nin iletişim harcamaları Çin ile aynı düzeyde (yıllık bileşik yüzde 3,8) artacak. Türkiye, restoran, otel ve tatil gibi harcama kalemlerinde ise yüzde 5,2’lik büyüme oranı ile ilk 10’da yer alacak. 2050’ye kadar Türkiye’nin tüketim harcamaları-nın bileşik yıllık büyüme oranı gıdada yüzde 3,2, barınma ve enerjide yüzde 4,8, sağlıkta yüzde 5,1, ulaşımda yüzde 4,7, eğitimde yüzde 4,0, sosyal ve kültürel harcamalarda yüzde 5,1 olacak. Bu oranlar Türkiye’nin bütün kalemlerdeki harcama artışında ilk 10 arasında yer alacağını gösteriyor. Demografik profili giderek yaşlanan Avrupa kıta-sında Türkiye istisnai bir örnek olarak dikkat çekecek. Gelir seviyesin-deki artış, güçlü tüketim eğilimi ve genç nüfusu sayesinde Türkiye, yaşlı kıtanın en dinamik tüketici profiline sahip olacak.Orta sınıf devrimi çalışarak ve harcayarak yapacakÇin, Hindistan, Brezilya ve Rusya, küresel orta sınıf nüfusuna en fazla katkı yapan ülkeler olarak öne çıkacak. 2030’a kadar geçen sürede Türkiye, Çin, Brezilya, Meksika, Rusya gibi ülkelerde orta sınıf nü-fusundaki artışın daha yüksek olacağı, 2030 sonrası dönemde ise Hindistan başta olmak üzere, Mısır, Endonezya, Filipinler, Pakistan, Tayland’ın yarışta öne geçeceği belirtiliyor. Türkiye, Arjantin, Polon-ya, Meksika ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerde ise 2030 sonrası dönemde, orta sınıf nüfusunun azalmasına yol açacak şekilde yüksek
gelirlilerin (15.000 dolar üzeri gelir sahipleri) sayısı hızla artacak. Bu
ülkelerde nüfusun tamamı 3.000 dolar gelir diliminin üzerinde yer
alacak. Orta sınıf nüfusunun artmasının makroekonomik etkilerinden
birisi de küresel üretimin yapısında gözlenecek. Gelirlerin ve tüketici
talebinin artması, gelişmekte olan ülkelerin ihracat ağırlıklı ve ağır
sanayi odaklı büyümesinin yerine tüketici yönelimli, hizmet sektö-
rünün etkili olduğu büyüme modeline geçmesine de önayak olacak.
Üretim makineleşirken, hizmet sektörünün büyümesi bu alandaki
istihdamın da artmasına yol açacak.
Finansal sektöre talep yüzde 50’nin üzerine çıkacak
2050’de orta sınıfa mensup tüketicinin en fazla etkilediği alanlardan
birisi de finansal hizmetler sektörü olacak. Günümüzde gelişmekte
olan ekonomiler küresel finansal hizmetler sektörünün yalnızca yüzde
18’ini oluştururken, bu oran projeksiyonu yapılan 40 yıl içinde yüzde
50’nin üzerine çıkacak. Artan gelire daha uzun yaşam beklentisinin
de eşlik etmesiyle emeklilik, miras ve sağlık gibi kaygılarla sigorta ve
finansal hizmet sektörlerine yönelik talepte büyük artışlar meydana
gelecek. Bugüne kadar bankacılık hizmetlerini hiç kullanmamış dü-
şük gelir grubu mensuplarının bu hizmetleri kullanmaya başlamasıy-
la sigorta ve finans sektörü yepyeni müşterilere kavuşacak.
HABER
22 | REPORTTURK / Mart 2013
Brand Finance Global 500’e bu yıl da hiçbir Türk markası giremediUluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’in yaptığı marka araştırması so-nucunda dünyanın en değerli 500 markası belirlendi. Apple, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da listede ilk sırada yer aldı. Geçen yıla göre, marka değerini yaklaşık 17 milyar dolar artıran ve 87,3 milyar dolarlık marka değerine ulaşan Apple’ı, Samsung ve Google takip etti. Türk markaları ise geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ilk 500’e giremedi.
Uluslararası marka değerlendirme
kuruluşu Brand Finance tarafından
hazırlanan ‘’Dünyanın En Değerli
500 Markası – Global 500 2013’’
çalışması sonuçlandı.
Geçen yıl da dünyanın en değerli
markası olan Apple, bu yıl marka
değerini yaklaşık 17 milyar dolar
artırarak, listede yine ilk sırada yer
aldı. Geçen yıl 70,6 milyar dolarlık
marka değerine sahip olan ve bu
değeri 2013’te 87,3 milyar dolara
yükselten Apple, böylece iki yıl üst
üste dünyanın en değerli markası
olma başarısını gösterdi.
Geçen yılki listede 38 milyar do-
larlık marka değeriyle 6. sırada yer
alan Güney Koreli Samsung, bu yıl
önemli bir yükseliş göstererek 59
milyar dolara yakın marka değeri
ile ikinci sırayı aldı. Samsung’u ise
geçen yılın ikincisi Google takip
etti.
Geçen yıl 47,5 milyar dolarlık mar-
ka değerine sahip olan Google, bu
yıl değerini yaklaşık 5 milyar dolar
artırsa da listede yine de bir basa-
mak düşmekten kurtulamadı. Türk
markaları ise geçen yıl olduğu gibi
bu yıl da ilk 500’e giremedi.
Mart 2013 / REPORTTURK | 23
HABER
En değerli 20 marka
Sıra Marka İşkolu Ülke Marka Değeri
(milyon $)
1 Apple Teknoloji ABD 87,304
2 Samsung Muhtelif G. KORE 58,771
3 Google Teknoloji ABD 52,132
4 Microsoft Teknoloji ABD 45,535
5 Walmart Perakende ABD 42,303
6 IBM Teknoloji ABD 37,721
7 General Electric Muhtelif ABD 37,161
8 Amazon Teknoloji ABD 36,788
9 Coca Cola İçecek ABD 34,205
10 Verizon Telekomünikasyon ABD 30,729
11 AT&T Telekomünikasyon ABD 30,406
12 Shell Petrol HOLLANDA 29,752
13 Vodafone Telekomünikasyon İNGİLTERE 27,009
14 Wells Fargo Banka ABD 26,044
15 Toyota Otomobil JAPONYA 25,979
16 NTT Telekomünikasyon JAPONYA 25,602
17 Volkswagen Otomobil ALMANYA 23,666
18 Home Depot Perakende ABD 23,423
19 Chase Banka ABD 23,408
20 China Mobile Telekomünikasyon HONG KONG 23,296
HABER
24 | REPORTTURK / Mart 2013
Türk markaları neden yok? Global 500 listesinde geçen yıl olduğu gibi
bu yıl da hiçbir Türk markasının yer alma-
ması dikkat çekiyor. Brand Finance Türkiye
Direktörü Muhterem İlgüner, konuya dair
şunları söylüyor: “Türk markaları, değer
olarak, 2 milyar dolar sınırını henüz aşmaya
başladılar. Olumlu gidişatın sürmesi duru-
munda, önümüzdeki yıllarda Türk markala-
rını da listede görmek mümkün olacaktır.”
Ülkeler sıralamasında ABD açık ara öndeGlobal 500 listesine en çok marka sokan
ülke 184 marka ile ABD oldu. ABD’yi 49
markayla Japonya ve 33 markayla Almanya
takip ediyor.
Mart 2013 / REPORTTURK | 25
HABER
Markalar yenilenmeye hız verdiDeğerlendirme sonuçlarına dair yorumlarda bulunan Brand Finance CEO’su Da-vid Haigh ekonomik belirsiz-likler nedeniyle tüketicilerin markalardan beklentilerinin arttığını belirtti ve ekledi: “Bu nedenle marka sahiple-ri, yenileşme çabalarına hız verirken ürün ve hizmetleri-nin değer içermesine daha çok özen gösteriyor.”
En değerli 500 markanın ülkelere göre sıralanışı:
Ülke Listede Marka SayısıABD 184
Japonya 49
Almanya 33
İngiltere 31
Fransa 31
Çin 20
İsviçre 19
G. Kore 13
Kanada 12
İspanya 10
Hollanda 10
İtalya 9
Rusya 8
Avustralya 8
İsveç 7
Brezilya 7
Hindistan 6
Hong Kong 4
Meksika 4
Norveç 3
Singapur 3
Malezya 2
B. Arap Emirlikleri 2
Danimarka 2
G. Afrika 1
Lüksemburg 1
Avusturya 1
S. Arabistan 1
Finlandiya 1
Tayvan 1
Şili 1
Portekiz 1
Tayland 1
HABER
26 | REPORTTURK / Mart 2013
İlaç endüstrisi zan altındaDünyaca ünlü kolesterol uzmanı Philippe Even, “kötü kolesterol”ün ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan olduğunu iddia etti. İlaç şirketlerinin son 15 yılda “kolesterol yalan”ı ile 300 milyar dolar kazandığı belirtildi.“Kolesterol sanıldığı gibi öldürücü değil, damarları tıkamıyor”, “Kötü kolesterol ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan”. Bu ifadeler Fransa ve dünyanın en ünlü kolesterol uzmanlarından biri olarak gösterilen Profesör Philippe Even’e ait. Even’in, 21 Şubat’ta Fransa’da piyasa-ya çıkacak “Kolesterol Hakkında Gerçek” adlı kitabı daha şimdiden büyük tartışma ve şaşkınlık yarattı. Zira Even, kitabında, kolesterolün kesinlikle sanıldığı gibi insan sağlığı için zararlı olmadığını, damarları tıkamadığını, kalıtsal ve aşırı olanları dışındakilerin ölüme yol açmadı-ğını tam tersine vücüt için kesinlikle gerekli olduğunu söylüyor.
‘Kötü Kolesterol’ kavramı yok Fransız profesör kötü kolesterol diye bir kavramın olmadığını da dile getiriyor. Profesör Even’e göre, kötü kolesterol ilaç endüstrisinin ya-rattığı bir yalandan başka bir şey değil.Profesör Even kolesterol düşürücü olarak kullanılan ve statin olarak tanınan hapların da vücüt için yaşamsal öneme sahip olan kolesterol üretimini engellediğini ve bu nedenle yüksek dozda alınması halinde bünye için olumsuz sonuçlara yol açacağını söylüyor.
‘İlaç şirketleri için çalışıyorlar’ Dev ilaç firmaları ve laboratuarları kolesterol konusunda yalan söyle-mekle suçlayan Profesör Even, kolesterol düşürücü ilaçlar sayesinde ilaç endüstrisinin son 15 yılda 300 milyar dolar kazandığını belirtiyor. Fransız uzman, kolesterolün zararları üzerine bilimsel makalelere imza atan bilim insanlarının da “ilaç endüstrisi hesabına çalıştıklarını” iddia ediyor.Profesör Even’in ifadelerini bu haftaki sayısında kapağına taşıyan Fransız Le Nouvel Observateur dergisi, konu hakkında “Bu adam ya bir çılgın ya da tüm ilaç tarihinin en büyük teşhis hatasıyla karşı kar-şıyayız” yorumunda bulundu. Geçmişte Fransa’nın en ünlü tıp fakültesi olarak bilinen Necker’de yıllar boyu dekanlık yapmış olan Profesör Even, şu anda Necker Tıp Enstitüsü’nü yönetiyor. Kolesterolün sağlığa zararlı olmadığı tezi sadece Profesör Evene ta-rafından değil dünya genelinde ilaç ednüstrisinden bağımsız çalışan çok sayıda bilim insanı tarafından savunuluyor. Bu bilim insanları 2002 yılında “Kolesterol Şüphecileri” (Thincs) adı altında dünya ge-nelinde bir şebeke oluşturmuştu.
28 | REPORTTURK / Mart 2013
MAKALEMAKALE
DR. İNCİ ŞEN
Merkel Türkiye’de ve Türklerin psikosomatik sorunlarına bir bakış
Almanya’da neonazilerin 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk biri Yunanlı 9 göçmeni hun-
harca öldürmeleri ve Alman derin devletinin bunları bilmesine rağmen ses çıkarmaması, özellikle Alman Anayasayı Koruma Örgütü’nün suçluları yakalama-ması hatta belirli bir çerçevede yardım etmesi bu ülkede yaşayan Türkiyeli’yi büyük ölçüde yaraladı ve korku içine itti. Özellikle Alman Hükümeti’nin Neo-nazilerin ölüm listesinde olan 88 kişilik listeyi hala açıklamamış olması ve ölenlerin ailelerine verilecek küçük bir tazminatla olayı geçiştirmesi Almanya’nın büyük bir ayıbıdır. Merkel’in hükümeti neonazi cina-yetlerinin aydınlatılmasında sınıfta kalmıştır.Ayrıca PKK’nın Almanya’daki aktivitelerine göz yummuştur.
52 yıllık göç önemli bir stres faktörü olduğu görülüyorGöç, başlı başına bir stres faktörü olup yerleşilen yere uyum sağlayana ve problemleri çözebilecek stratejiler geliştirene kadar kritik bir yaşam surecidir. Bu sıkıntılı ve riskli süreçte yaşanan stres, depresyon belirtileri ve uyum bozukluklarıyla kendini gösterir. Bu nedenle göç edenlere destek olacak, buradaki haya-ta dair gerekli bilgileri verecek birilerinin olması ve yine bu süreçte psikolojik yardım alabilmeleri çok ya-rarlıdır. Neonazilerin son saldırıları, Keup sokağındaki
bomba olayı ve 2008’de büyük bir olasılıkla neonazi-lerin 10 Türkü yakarak öldürmeleri, ruhsal gelişimler kişinin sosyokülturel durumuyla çok yakından bağlan-tılıdır. Bu nedenle göçmenlerin ruhsal bozukluklarının tanı ve tedavisi zordur.
Almanyalı Türklerin işi güçGöçmenlerin tedavisinde onların geçmişleri ve göç süreçleri, göç sureci içinde baş etmek zorunda kal-dıkları sorunlar, arkada bıraktıkları, yeni hayata ve çevreye uyumları mutlaka göz önünde bulundurul-malıdır. Ayrıca hastanın, kendi kültürel yapısı içinde hastalığını tarif bicimi ve anlatımı da sosyokültürel özellikler gösterir. Her toplumun hastalığın oluşu-muyla ve nasıl iyileştirileceğine dair kendine göre fikirleri vardır.
Almanya’daki Türkler depresyondaBununla bağlantılı olan bilgi birikimi, davranış biçim-leri ve değer yargıları kültürel olarak bir çok farklılık gösterirler. Bu farklılığın getirdiği zorluklar doktor acısından baktığımızda büyük çabalarla aşılabilir. Buradan yabancı hastaları tam olarak tedavi edebil-menin başka kültürlere ya da yabancı hastalara ait bilgi edinmek, onlarla empati kurmak, acık olmak ve anlayış göstermekle mümkün olabileceği sonucunu
Mart 2013 / REPORTTURK | 29
MAKALEMAKALE
çıkarabiliriz. Aşırı sağın insanlarımıza saldırıları Türk göçmenleri huzursuzluğa itmiştir. Yoksa yanlış tanı-lar kaçınılmazdır. Türklerde En Fazla Görülen Hastalık: “Depresyon” bu olaylardan sonra Türklerde en fazla görülen ruhsal problemler içinde bütün dünyaya pa-ralel depresyonun arttığı görülmektedir. Depresyon teşhisi çoğunlukla psikiyatri uzmanı tarafından doğ-rudan konulabilirken gizli depresyon kendisini spesi-fik olmayan bedensel ağrılarla ifade edebilir. Birçok göçmen aile içi huzursuzluklardan ve ruhsal rahatsız-lıkların yeterince kabul görmemesinden mağdurdur. Bu içsel çelişkiler hastaların sadece bedensel şika-yetlerle gelmeleri sebebiyle ev doktorları tarafından çoğunlukla anlaşılamamaktadır. Birçok bedensel ra-hatsızlığın altında gizli depresyon yatmaktadır.
Türk Göçmenlerin depresyona girmelerinin sebepleri şöyle sıralanabilir:1. Aşırı sağın saldırılarının artması ve insanlarımızın ölmesi,2. Dışlanma/Ayrımcılık, küçümsenme,3. Toplum tarafından istenmemek ve kabul görme-mek, Sorunlarla baş edememek,4. İçinde yaşadığı topluma ait hissedememe, Alman-lar tarafından dışlanma,5. Yaşadığı ülkede kendisini güvende hissedememe-si (Suç işleme olasılığında orada ne kadar yaşarsa yaşasın sınır dışı edilme korkusu).6. Alman devletinin insanlarımıza sahip çıkmaması ve derin devletin olayın içinde olduğu kanısı,Aile içi uyumsuzluklar,
Almanya hükümeti sorunların üzerine gitmeliGöç önemli ve ağır bir yaşam tecrübesidir, fakat her zaman ruhsal problemlerle sonuçlanmaz.Kişinin yeni alanlarda aktif olması acısından bir zen-ginlik olarak da görülebilir.Göçte ortaya çıkan problemler, daha çok göç edilen
ülkedeki kısıtlı gelişme fırsatlarıyla ilişkilendirilir. Ya-pılan psikiyatrik-epidemolojik araştırmalardan çıkan sonuçlarda göçün ağır bir yaşam tecrübesi olduğu görülmektedir.• Birinci evrede birey yeni (kültürle) objeyle terk edi-len kültürün farklılıklarını kavrar,• İkinci evrede birey terk ettiği objelerin yasını tutar ve böylelikle yeni objeyi kabullenmeye açık olur,• Üçüncü evrede bulunduğu yeni ortama göre kendi konseptlerini oluşturur.
Almanya’daki göç ve sağlık bakanları sorun-larla ilgilenmelidirTürk toplumu yalnız Almanya’da başarı olarak 77.200 Türk girişimciyi ortaya çıkarmıştır. Merkel ortaya çı-kan ve Alman derin devletinin de içinde bulunduğu neonazilarin terorist yaklaşımı uzun yıllar insanlarımı-zı negatif olarak etkileyen olayların üzerine gitmeli-dir.Yeni Cumhurbaşkanı J. Gouck’ta şova kaçmadan Türk toplumunun ve müslüman azınlığının kalbini ka-zanmalıdır. Merkel’in yapacağı daha çok ev ödevi vardır.
30 | REPORTTURK / Mart 2013
MAKALEMAKALE
Sosyal hayata değer katmayı hedefleyen markalar, yürüttükleri KSS projeleri ile farklı konulara eğilerek toplumun eksik kalmış alanlarını kapatmaya çalışıyorlar. Ocak ayında ulusal basının en fazla yer verdiği sosyal sorumluluk projelerini inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM), bu dö-nemde projelerin, elde ettikleri ödüller ile ön plana çıktıklarını tespit etti…
Ocak ayında KSS projeleri kazandıkları
ödüller ile medyaya yansıdı
Karbon izlerini silmeyi amaçlıyorlar…Medya Takip Merkezi’nin Ocak ayına ilişkin
hazırladığı KSS raporuna göre, “Karbon Ayak İzi” pro-
jesi ayın medyada en çok yer alan sosyal sorumluluk
kampanyası oldu. Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı ve Fest Travel’ın ortaklaşa yürüttüğü proje, özellikle uçakla yapılan geziler ile üretilen karbon salınımını kısmen de olsa telafi etmek için karbon ayak izlerini silmeyi amaç-lıyor. Bu kapsamda oluşturulan “KBGV KAİ” ormanına her bir gezgin için bir fidan dikiliyor. Proje ile, 2012 yılı başından bu yana yurt dışı gezilerine katılan gezginler için İzmit yakınlarında 4 bin fidan diktirildiği açıklandı.
TTNet ‘İnternetle Hayat Kolay’ projesi ‘yılın yıldızı’ seçildiOcak ayının medyada en çok konuşulan ikinci KSS pro-jesi, “İnternetle Hayat Kolay” oldu. TTNet’in 2012 Ma-yıs ayında başlattığı ve internet okuryazarlığını artırma hedefiyle yola çıkan “İnternetle Hayat Kolay” projesi
MERVE SEÇKİN
Mart 2013 / REPORTTURK | 31
MAKALEMAKALE
Ayın en çok konuşulan projeleri
Karbon Ayak İzi (Fest Travel)
İnternetle Hayat Kolay (TTNet)
Meslek Lisesi Memleket Meselesi (Koç Holding)
Trafik Hayattır (Doğuş Grubu)
Bir Usta, Bin Usta (Anadolu Sigorta)
Renkli Ufuklar (Visa Electron)
Türkiye’ye Değer (Türk Telekom)
Teknolojide Kadın Hareketi (Vodafone)
81 İlde 81 Orman (İş Bankası)
Ülkem İçin Engel Tanımıyorum (Koç Holding)
Baba Beni Okula Gönder (Milliyet)
Engelsiz Bankacılık (Yapı Kredi)
Düşler Akademisi (Vodafone)
Kadın Gözüyle Hayattan Kareler
(Anadolu Hayat Emeklilik)
Paramı Yönetebiliyorum (Visa Electron)
*MTM’nin Ocak ayında, ulusal gazete ve dergilerde yaptığı basın taki-
bi sonuçlarından elde edilmiştir.
ile, 696’sı kadın, 831’i çocuk ve 530’u erkek olmak üzere 2000’i aşkın kişiye eğitim verildiği bildirildi. Proje ayrıca, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin düzenlediği ‘Yılın Yıldızı’ ödüllerinde sosyal sorumluluk alanında ödüle layık görüldü.
“Liseler Meleğiyle Yarışıyor” sonuçlandı…MTM’nin aynı araştırmasına göre, Koç Holding’in Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği ve Vehbi Koç Vakfı’nın desteğiyle yürüttüğü “Meslek Li-sesi Memleket Meselesi”, ayın medyaya en çok yansıyan diğer projesi oldu. Proje kapsamında düzenlenen, “Lise-ler Mesleğiyle Yarışıyor” yarışmasın-da Eskişehir Sabiha Gökçen Endüstri ve Meslek Lisesi öğrencileri birinci seçildi.
“Trafik Hayattır” örnek sosyal sorumluluk projesi seçildiDoğuş Otomotiv’in trafik güvenliği bilin-cinin toplumun geneline yayılması ama-cıyla başlattığı “Trafik Hayattır” projesi, yılın ilk ayında gazete ve dergilerin en çok söz ettiği KSS çalışmalarından bir diğeri oldu. Proje, Türkiye Kurumsal Sosyal So-rumluluk Derneği tarafından düzenlenen “İşletme 2013: Cumhuriyet’in 100.üncü yılında Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pa-zaryeri” etkinliğinde jüri özel ödülüne layık görüldü. Trafik Hayattır ayrıca, aynı etkinlik-te “Yılık Kurumsal Sosyal Sorumluluk Örnek Eğitim Uygulaması Ödülü’nün de sahibi oldu.
“Bir Usta Bin Usta”ya ödülOcak ayında basında en fazla bahsi geçen bir diğer sosyal sorumluluk projesi ise, “Bir Usta
Bin Usta” oldu. Anadolu Sigorta tarafından yürütülen
proje, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nin
düzenlediği “İşletme 2013: Cumhuriyet’in 100.üncü
yılında Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri” etkinli-
ğinde “KSS’nin Yaygınlaştırılması” ödülü layık bulundu.
Üç yıldır devam eden “Bir Usta Bin Usta Projesi” kapsa-
mında her yıl 5 farklı ilde ve meslekteki ustalar, toplam
100 gence birikimlerini aktarıyor.
32 | REPORTTURK / Mart 2013
MAKALE
Kalkınmış ekonomi ve kalkınan ekonomiler
PROF. DR. TEVFİK DALGIÇ
Bugün dünya üzerinde IMF tarafından izlenen 180 tane ülke var. Peki bunların içinde ekono-
mik olarak kalkınmış olan ülke sayısı ne kadar? Gene IMF verilerine göre 35.Yani ülke sayılarının ancak yüzde 19’u. Peki bu ekonomik olarak kalkınmış ülkelerin özellikleri nedir? Bu konuda değişik göstergeler var. En önemlisi bir ülkenin kişi başına düşen milli gelir düzeyi. Genel kabul gören rakam yaklaşık yıllık 30 bin dolar ve daha yukarısı. İkinci ölçek ise sanayileşme ölçeği ki içinde birincil (ta-rım) ikincil (sanayi) üçüncül (hizmet) dördüncül (bilişim, eğitim, araştırma) sektörlerini içerir. Uncu ölçek ise İnsa-nı Kalkınmışlık Endeksi ki, gelir, eğitim, yaşam standardı ve eğitim düzeylerini kapsar.Kişi başına düşen milli gelir ise iki yolla karşılaştırılır. İlk yol milli gelirin dolar bazında mutlak değer, ikinci yol ise bu gelirin satın alma gücü olarak değerlendirilmesidir. Yani o ülkede bir dolar ne kadar mal alabilir? Örneğin bir ülkede bir dolar bir sandviç alabilirken aynı dolar bir başka ülkede iki sandviç alıyorsa ikinci ülke gelirinin satın alma gücü daha yüksektir.Kişi başına düşen milli gelir karşılaştırmalarında satın alma gücüne göre yapılan değerlendirmeler giderek önem kazanıyor.Yukarıda milli gelir düzeyine göre yapılan karşılaştırma-larda bazı petrol zengini ülkeler yıllık 40-50 bin dolarlık bir düzeye ulaşmış olsalar bile sanayileşme ölçeğine göre
çok alt sıralarda olduklarından gerçek anlamda gelişmiş ülke sayılmıyorlar. 1960-70’li yıllardan sonra birçok ülke değişik kalkınma hızı ile kendilerini öne çıkardılar, bunlara hızlı kalkınan ül-keler adı verildi ve bunların çok kısa bir zamanda kalkın-mış ülkelerin düzeyine geleceği öngörüldü, hatta bunların isimlerinin ilk harflerine göre bazı yeni terimler üretildi. Örneğin Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in oluşturdu ülkeler kümesine BRİC denildi. Bu ülkelerin doğrusal bir eğimle çok hızlı kalkındıkları ve yakında öne geçecekleri öngörüldü. Kanımızca olayı bu kadar basite indirgemenin ve doğrusal bir ilişki mantığı yürütmenin çok zayıf yan-ları var. Bu ülkelerin hiç birinin ekonomik yapısı birbirine uymadığı gibi, bunlardan beklenen hızlı büyümenin sür-dürülebilir olmadığı da ortaya çıktı. Çift haneli büyüme rakamlarından tek haneliye düşen Çin, büyümesi yarı yarıya küçülen Rusya, Brezilya ve Hindistan’ın kısa süre-de gelişmişleri yakalayamayacağı kesinleşti ve böylece BRİC ülkelerinin beklentilerin gerisinde kaldığı anlaşıldı. Kalkınmakta olan ülkelerin tam gelişmiş olabilmesi için en az 20 yıllık ortalama yüzde 5 in üzerinde bir kalkınma hızına kavuşması gerekiyor. Bu konuda Güney Kore ve Asya kaplanlarının deneyimlerine dikkat etmek önem kazanıyor.Kanımızca son 20-30 yılda kalkınmakta olan ülkelerin ulaştığı nokta dünyadaki gelir küresel gelir dağılımını 1950’li yıllardakine benzer bir hale getirdi. Bunun anlamı bir bakıma kalkınmakta olan ülkeler belki de sürekli kal-kınmakta olan ülke olarak kalacaklar.
34 | REPORTTURK / Mart 2013
MAKALEMAKALE
PROF.DR. FARUK ŞEN
Angela Merkel’in Türkiye ziyaretinin ipuçları
Türkiye - Almanya arasındaki ticari ilişkiler her geçen gün artmaktadır. Almanya Türkiye’nin
ihracatında 1. sırayı alırken, Türkiye’ nin ithalatında da enerji ithalatı dışında Almanya 1984 den beri 1. sırayı korumaktadır. Almanya, Avrupa ile ticari ilişkilerin en önemli faktörlerinden biridir. Bu gelişmeler, Almanya’ dan Türkiye’ ye gelen turist sayısında da görmekteyiz. Turist sayısı 2012 yılında da Türkiye’de ilk defa 5 mil-yon 100 bini aşmış bulunmaktadır. TAVAK Vakfının son analizlerine göre 2013 yılında son Alman turist sayısının 5 milyon 200 bini geçmesinden hareket edilmektedir. Bu güne kadar Almanya’dan Türkiye’ye irili ufaklı 4 bin kuruluş yatırım yapmıştır. Bunlar; enerjiden, otomatik sa-nayinin yanında toptan satıcılıktan ilaç sanayisine kadar her yerde boy göstermektedirler. Türkiye, Almanya’daki küçük ve büyük işletmelerinin büyük ölçüde ilgisini çek-mektedir. 75 milyonluk nüfusu ile Türkiye ve Türklerin tüketime olan ilgisi almanların iştahını kabartmaktadır.
Enerji sektörü ve Alman yatırımlarıSon aylarda enerji sektöründe Almanların Türkiye’ ye karşı yaklaşımları artmaktadır. Bu açıdan Türkiye’ ye gelip yatırım yapmak istemektedirler. Bunun yanında Türkiye’ ye yarar sağlayamayan ve yatırımlarını bırakıp kaçan ADAC otomobil grubu ve kötü ayakkabılarıyla pi-yasaya giren Deichmann ayakkabı fabrikası gibi firmalar Türk- Alman ilişkilerinde negatif faktörler olarak ortaya çıkmıştır. Buna karşılık Almanya’ ya gidip orada kendi kitlesine yönelik olumsuz çabalar gösteren türk firmaları da ticari ilişkileri zarar vermektedirTürk firmalarının Almanya’ ya yönelik ticari ekonomik faaliyetlerine baktığımız zaman, beyaz eşyadan otomo-tive, tekstilden ara mallara kadar birçok mal Almanya’ ya satılmaktadır. Bugün 250 inin üzerinde Türkiye kö-kenli firma Almanya’da yatırım yapmıştır. Bunların ba-şında bankalarımız gelmektedir. Esas işin ilginç tarafı
Mart 2013 / REPORTTURK | 35
MAKALEMAKALE
Almanya’daki Türk girişimcilerinin TAVAK vakfı’nın son tespitlerine göre 78 bin aşan işletmesi Almanya’da 125 ayrı branşta faaliyet göstermektedirler. Bunlar gıda mad-deleri toptancılığından, bilişim sektörlerine kadar birçok alanda faaliyetlerini göstermektedirler.Almanya’ da faaliyet gösteren Türk kökenli göçmele-rin oluşturduğu 78 bine yakın Türk firmada 350 bin kişi çalışmaktadır. Yatırımları 10 milyar £’ yu geçen bu ku-ruluşların yıllık ciroları da 35 milyar £’ dur. Bunlar son yıllarda kendi bünyelerinde gençlere meslek eğitimleri de vermektedirler.
Almanya’da Türk şirketlerinin varlığıAlmanya’ daki Türk şirketlerinin varlıklarına dair TAVAK Vakfı olarak 1986 da berin yıllık araştırmalar yapmakta-yız. 1986 da sayıları 22 bini bulan Türk Girişimcilerinin sayısı bugün 78 bin sınırına yaklaşmış bulunmaktadır. Bunlar özellikle gıda ve turizm sektöründe çok aktifdir. Son yıllarda Almanya’da 16 bin Türkle restaurant ve ya dönercisi yer almaktadır. Türkiye’ den gidenler arasında tabiki güçlü kuruluşlarda vardır. TAVAK’ ın eski kurumu-nun önderliğinde, TIRSAN, SARAR gibi büyük kuruluşlar da bunlar arasında bulunmaktadırlar.
Türk girişimcilerin Almanya’daki rekabet koşul-ları ve neler yapabildikleriTürk Girişimcilerinin Almanya’da rekabet konusu açısın-dan önemli iki gelişmeyi göz önüne almalarında yarar bulunmaktadır. Almanya’nın özellikle demir çelik gibi mono yapıdan çeşitlilik yapıya geçen bölgelerinde Fe-deral Almanya; Avrupa Birliği Sosyal Struktur fonundan aldığı paralarla bu yatırımları desteklemekte. İlk 3 yılı ödemesiz yılda % 4 faizle 20 yıllık krediler vermektedir. Ayrıca, mahalli, idareler belediyeler kendi bölgelerine yapacakları yatırımlarda arsa tahsisinde bulunmaktadır-lar. Türkiye’den gelenlere özellikle Kuzey Ren Westfalya Eyaleti yatırım kurumu bir ayakbastı parası vermekte ve yapılacak fizibilite çalışmalarının % 80 inini ödemektedir.Almanya’ da yatırım yapmak isteyenler özellikle bölgeleri iyi seçmelerinde yarar vardır. Bugün büyük bir başarı ile Almanya’da çalışmalarını sürdüren kuruluşlar yanında başarısız olup geri dönen kuruluşlarda vardır. Almanya’ ya gitmeden önce REMA ve TAVAK Vakfı gibi kuruluşlar-da danışmanlık hizmeti almakta yarar vardır. Almanya’da yapılan yatırımlar insanlarımıza AB’nin kapılarını açmak-tadırlar.
Türk nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bir Av-rupa Birliği ülkesi olan Almanya’daki bu Türk yoğunluğu, yatırımcı şirketlerin konumuTürk nüfusu Federal Almanya’da 3 milyon sınırını aşmış bulunmaktadır. Buda ülke nüfusunun % 4 ünü oluştur-maktadır. Türkler özellikle Kuzey ren Westfalya eyale-tinde, Baden- Wüttenberg eyaletlerinde yoğun olarak yaşamaktadırlar. Yalnız Berlin’de 180 bin Türk kökenli göçmenin yaşadığından hareket edilmektedir. Bu açıdan
Türkiye’den gidecek şirketler bu kitlenin istemini yahut yılda 5 milyon Alman turistin geldiği Türkiye’nin mallarına yönelik hizmetler sundukları takdirde başarı kazanabilir-ler. Almanya’daki Türk girişimcilerinin 125 ayrı sektörde yatırım yaptığından hareket edersek Almanya’da yatırım yapacak olan küçük Türk şirketleri birçok alanda pazar olabilirler. Bu konuda TAVAK ve TAVAK ‘ın yan kurulu-şu olan REMA’da yatırımcılara yardımcı olabilir. Özellikle Almanya’ya yönelik yatırımlarda bu aktivite gösteren Türkler 500 milyonluk AB pazarına girmiş bulunuyorlar. AB sınırları içerisinde 5 milyon 200 bin Türk göçmenin bulunduğundan hareket edersek bu yatırımcıların hizmet sektöründen tutun her branşta başarılı olabileceğinden hareket edebilirz.
Almanya ve Türkiye ticari ilişkilerin geleceği Türkiye’nin, AB’ ye olan ticari ilişkileri son yılarda azalmış bulunmaktadır. 2005 yılında Türkiye’nin dış ticari geliş-melerinden % 65’ lik bir pay alan AB ülkelerinin payının 2012 yılında % 37 ye kadar düşmüştür. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen 82 milyonluk Almanya pazarı Tür-kiye nin ihracatında her zman önemli bir Pazar olarak kendini göstermiştir. Bu açıdan Almanya’daki ticaretimiz önümüzdeki yıllarda da ilk sıraya konulmaya devam ede-cektir. Her ne kadar son yıllarda Irak’la olan ticaretimiz artmasına Türkiye’ nin Uzak Doğu ülkeleriyle ticaretimiz gelişmesine rağmen Almanya ticaretteki önemli ülke ko-numunu koruyacaktır.
Genel Değerlendirme Almanya pazarı genel olarak AB’ nin en güçlü pazarı ni-teliğindedir 143 milyar $ luk bütçesi olan AB’ye Alman-ya’ nın katkısı her yıl 42 milyar £ civarındadır. Tüm AB ülkelerinde büyüme hızı azalmaktadır. Almanyada’ da 2013 yılında beklenen büyüme hızı % 0,4 olacaktır. Tüm bu gelişmelere rağmen Türkiye en fazla turisti Almanya’dan alacak, en fazla ihracat yaptığı ülke Alman-ya olacaktır. Almanya’ da yaşayan Türkler yavaş yavaş geri dönmeye başlamışlardır. 2007-2011 yılları arasında 190 bin Türk Almanya’dan Türkiye’ ye geri dönmüşlerdir. Bunlar gerek ticari ilişkilerimizde gerek politik ilişkileri-mizde önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye’ nin beklenti-si bu yıl eylül ayında yapılacak seçimlerde hıristiyan de-mokratların etkinliğini kaybederek sosyal demokratların iktidara ortak olması yolundadır. Türkiye’ ye ve Türklere bu güne kadar oldukça negatif bakan başbakan Angele Merkel ‘in değişmesinden sonra Türk- Alman ilişkilerin değişeceğinden hareket edebiliriz. Kültürel açıdan da Al-manya Türkiye için önemli bir faktördür. Nihayet Alman-ya’ ya yönelik iki üniversitede faaliyete geçmek üzeredir. Devletin kuracağı Türk- Alman üniversitesinin yanında bir vakıf üniversitesi olarak Siliviri’de kurulacak olan “ Avru-pa Üniversitesi ” de Almanya’daki 8 üniversite ile iş bir-liği içerisindedir. Alman kültürüne, ekonomisine yönelik çalışmaları Türkiye’ de gösterecektir.
top related