sinav kaygisi ve azaltilmasina yÖnelİk aİlelere Önerİler

Post on 12-Jan-2016

91 Views

Category:

Documents

0 Downloads

Preview:

Click to see full reader

DESCRIPTION

SINAV KAYGISI VE AZALTILMASINA YÖNELİK AİLELERE ÖNERİLER. Kaygı, öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın önündeki en önemli engeldir. Kaygısı artan, sınava olduğundan farklı anlamlar yükleyen öğrenciler için her sınav bir "Kriz"dir. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

SINAV KAYGISI VE AZALTILMASINA

YÖNELİK AİLELERE ÖNERİLER

Kaygı, öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın

önündeki en önemli engeldir. Kaygısı artan, sınava

olduğundan farklı anlamlar yükleyen öğrenciler için her

sınav bir "Kriz"dir. Sınavları kendisini ispatlaması, değerli olduğunu

herkesin görmesini sağlaması ve mutlaka kazanılması gereken bir savaş olarak görür.

Bu duygularla sınava hazırlanan genç, her bir sınavı, hatta her bir çalışma testini, kazanılması gereken bir

savaş olarak görecek, yapamadığı her bir soruyu kaybedilmiş bir savaş olarak yorumlayacaktır.

Acaba aşağıdaki davranışlarınız ile farkında olmadan çocuğunuzun

kaygısını tetikliyor olabilir misiniz? Onu başkalarıyla karşılaştırmanızın, başkalarının

başarılarını sürekli örnek vermenizin, Onun başarabileceğine olan inancınızı “Falanca okulu mutlaka kazanmalısın” gibi cümlelerle ifade

etmenizin, Aşırı güvenip ondan, onun daha önce

yapabildiklerini gözden geçirmeden en iyisini beklemenizin,

Sürekli gerekeni yapmaması halinde başarısızlık senaryolarını ön plana çıkarmanızın,

Hayat başarısının sadece bu sınava bağlı olduğunu ifade etmenizin, payı olabilir mi?

ÇOCUĞUNUZUN SINAV KAYGISINI AZALTMAK

İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ?

Kaygı bulaşıcı bir duygudur.Çocuğunuzu

n geleceği konusundaki endişeleriniz

çocuğunuza yansır.

Bu nedenle öncelikle aileler kaygılarını

azaltmaya çalışmalıdırlar.

http://hulyasoylu.com/default.asp?CatId=234

Yoğun kaygı yaşayan kişiler geleceği düşünmekten bugünü kullanamazlar.

Sizin sınav sonucu ile aşırı meşgul olmanız,

çocuğunuzun da bu yönde meşguliyetini arttıracaktır.

Çocuğunuza yardımcı olmak için çocuğunuzun bugünkü

yaptıkları ile ilgilenebilirsiniz.

http://psikolojikdnsmn.blogspot.com.tr/2011_02_01_archive.html

Beden dili ve ses tonu ile verdiğiniz mesajlara dikkat

edin.

Sözlerinizi, beden dili ve ses tonunuz desteklemiyorsa yani

ağzınızdan çıkan ile bedeninizin söylediği çelişiyorsa çocuğunuz

daha çok beden diline dikkat edecektir.

Ona kendisini nasıl hissettiğini, kendisini nasıl değerlendirdiğini

sorun, ancak bu konularda yorum yapmaktan kaçının, hatta sadece

dinleyin ki sizinle rahat konuşabilsin.

Kendinizi onun yerine koyun, unutmayın onun işi de hiç kolay

değil.

Yargılamak, suçlamak, cezalandırmak yerine onu

anlamaya çalışıp, onun yanında olduğunuzu hissettirip,

önerilerinizi yapın.Sen dili yerine, ben dilini kullanın.Onunla vakit geçirin, sadece ona

ayırdığınız zamanlarınız mutlaka olsun, aynı anda aynı evde

bulunmak ona vakit ayırmak değildir.

Olumsuz davranışları konusunda uyarı yapacağınız zaman, önce olumlu davranışlarını ön plana

çıkartarak onu onaylayıp, takdir edin.

Daha sonra eleştirinizi öneri cümlesi olarak dile getirin “……….

şekilde davranırsan senin için daha faydalı olabilir …” gibi.

“Kesin kazanırsın”, “senin kazanacağından eminiz” gibi

cümleler ile ona aşırı güveninizi ifade edip sizin güveninizi sarsmaktan korkmasına ve

kaygılanmasına yol açmayın.

Sınav hakkında yorum yaparak ya da konuyu açarak onun

motivasyonunu düşürmeyin.

Sınavın sonucu ne olursa olsun onun sizin için çok değerli

olduğunu sınavın sonucunun bu değeri değiştirmeyeceğini

ifade edin.

Onunla ilgili planlarınızı sınav sonucuna göre planlayıp bunu

ona ifade etmeyin.

"En az şu kadar net yapmalısın." "Matematik ve Türkçeden ful

yapmalısın." "Başarılı olmalısın."

"Kendini dersine vermelisin." "Mutlaka kazanmalısın’’ vb. türünden

zorunluluk ifade eden cümleler öğrencinin kaygısının artmasına neden

olmaktadır.

Bu tür zorunluluk ifade eden sözleri mümkün olduğunca az kullanmaya

çalışın.

Çocuklarınıza tekrar tekrar ders çalış demeyin. Sorumluluğunu bilen ve sınavlara hazırlanan öğrenciler

için ailelerin uyarılarına ihtiyaç yoktur.

Bazı öğrenciler bu nedenle kendisi için değil ailesi için ders çalışması

gerektiği düşüncesine kapılıp daha yoğun kaygı hissedebilir; ya da ailesine tepki göstererek ders

çalışmayı aksatabilir.

Negatif motivasyondan uzak durun.

Bazı anne babalar çocuklarının motivasyonunu artırmak için;

"Bu gidişle sen asla kazanamazsın", "Yata yata sınav kazanılmaz"

"Bu kadar çalışmayla kazanamazsın" "Bu kafayla gidersen zor kazanırsın"

gibi sözler söylerler.

Gereğinden fazla fedakarlıktan kaçının ve bunları hatırlatmayın.

Örneğin bir yıl boyunca eve misafir çağırmamak, evde

televizyonu açmamak gibi. Öğrenci bu durumu ailemin bu fedakarlıklarına yanıt vermek

zorundayım biçiminde düşünerek daha fazla kaygılanabilir.

Çocuğu sınavlara hazırlanan bazı aileler kendi yaşamlarını bir

kenara bırakarak çocukları için uğraşmaya başlamaktadırlar. Kendi hayatınızı unutmayın.

Örneğin, çocuğuna daha fazla yardımcı olmak için annenin işinden ayrılması, annenin çocuğunu sınav salonlarının kapısında beklemesi.

Bu zor dönemde çocuklarınıza anlayışlı ve destekleyici davranın.

Kaygının yoğunlaşması ile birlikte çocuklarınız kendilerini daha çaresiz

ve çözümsüz hissedebilirler.

Daha önceden kızmadıkları şeylere şimdilerde daha sert tepkiler

gösterebilirler.

Çocuğunuzu hiçbir zaman başka çocuklarla kıyaslamayın.

" Dayının kızı ODTÜ girdi, sen de oraya girmelisin",

"Teyzenin kızı hukuk fakültesini kazandı, havasından yanına

varılmıyor, aman bizi mahcup etme."

vb. türünden yaklaşımlar çocuğunuza zarar verir.

Çocuğa, sınavların onun kişiliğini değerlendiren

bir ölçü olmadığı, kazanmak kadar

kaybetmenin de hayatın bir parçası olduğu,

hayatın sonu olmadığı anlatılmalıdır.

Çocuğunuzu taktir edin. Çocuğunuzun, sürekli olumsuz

yanlarını, yapamadıklarını vurgulamak yerine, olumlu

yanlarını görmek onun kendisine olumlu bakmasını kolaylaştırır.

Sık sık eleştirmek yerine, geçmişteki başarılarını vurgulayın. Olumlu

yanlarını ve çabalarını tespit ederek övün.

Çocuğunuzu teselli etmekten çok, ona bazı sorumluluklar verip

yaptığı işleri takdir ederek kendi kendisini önemli hissetmesine yardımcı olmak gerekir. Olumlu bir özelliği ile yaşıtları ve yakın

çevresinin dikkatini çekmesi, ilgi gördüğünü hissetmesi

çocuğunuzun kendine olan güvenini arttıracaktır.

İyinin düşmanı mükemmeldir.Sizin beklentileriniz; çocuğunuzun

mükemmel olması olabilir. Ancak bu, iyiye sevinip mutlu olmanıza engel

olmamalıdır. Çocuğunuz bir dönem okulda

takdirname almamış olabilir ama bu onu aldığı teşekkür belgesinden dolayı

tebrik etmeniz için bir engel değildir. Bu onu daha başarılı olma konusunda

motive eder.

Çocuğunuz, konuşurken konuşmasını asla bölmeyin ve onun adına

konuşmayın. Çocuğunuzu, söylediği veya hissettiği

şeyler için sorgulamayın, " bu şekilde hissetmemelisin" diyerek duygularını

düzeltmeye çalışmayın. "Anne kazanamayacağım diye

endişeleniyorum." "Kızım öyle düşünmemelisin, boş ver."...

gibi.

Çocuğunuz sınavda başarılı olamazsa yaşayacağı durumu bir ceza gibi

göstermeyin.

"Eğer iyi bir yer kazanamazsan, falan okula gidersin." gibi sözler onun

gideceği okulu, yapacağı işi sevmesine imkan bırakmaz.

Çocuğun eğitim alabilmesi ve yararlanabilmesi ancak okulunu ve

eğitimi sevmesiyle mümkündür.

Çocuğunuzun başarısı için maddi-manevi fedakarlık yaptığınız

doğrudur.Karşılık beklemek de en doğal hakkınızdır,

ancak birbirinize bağlılığın önemini unutmayın. Çocuğunuzun ders

çalışması ve sınavda başarılı olması uğruna onunla ilişkilerinizi tehlikeye atmayın. Aranızdaki sıcaklığın hayat

boyu devam etmesi her şeyden önemlidir.

Çocuğunuzun elinden geleni yaptığına inanın. Eğer sonuçlar istediğiniz

gibi olmazsa çocuğunuzun elinden gelenin bu kadar olduğunu kabullenin ve

çocuğunuza "yeterli çalışmıyorsun,

başarılı olamayacaksın" gibi değerlendirici ifadeler

kullanmayın.

Çocuğun değerini sınavdaki başarısıyla eş tutmak, sonuçlarla ilgili olarak

korkutmak, tehdit etmek, "Sen hele bir kazanama, o zaman görüşürüz" ya da, "Aile dostlarımızın

hepsine rezil oluruz" gibi ifadeler gencin motivasyonunu değil kaygısını arttırır. Çocuğunuz, ailesinin ve başkalarının gözünde kendisinin değil, sınavdaki

başarısının önemli olduğunu düşünür ve sınava gerçek dışı bir anlam yükler.

"Sen bizim evladımızsın. Seni seviyoruz ve hep

seveceğiz."şeklinde açıklamalar yaparak çocuğunuzu rahatlatın.

Çocuğunuz, ailesinin sevgisini kazanmak için özel bir gayret sarf etmek zorunda olmadığını anlarsa,

bu onun sınavda daha iyi bir performans göstermesini

sağlayacaktır.

Çocuğunuzdan beklentilerinizde gerçekçi olmaya

çalışın.

Örneğin, sözel yeteneği olan çocuğunuzun sayısal alandan bir bölüm kazanmasını

beklemeyin.

Sınavlar sadece birer fırsattır. Bu fırsatların bir şekilde telafisi vardır.

Aile, çocuğuna sınavın bir ölüm-kalım meselesi olmadığını, yararlanılması

gereken bir fırsat olduğunu, bu fırsat kaçırılsa bile hayatta başka fırsatların onu beklediğini, bir kapı kapanırsa başka bir

kapının açılacağını anlatmalıdır. Çocuklar da, iyi niyetle ve elinden

geldiğince sağlanan imkanları sınavlara hazırlanarak değerlendireceklerdir.

Sınav döneminde sakin ve huzurlu bir aile ortamına sahip çocuklar; verimli, sakin ve başarıyla

sonuçlanan bir sınav dönemi

geçireceklerdir.

Sınav yaklaştıkça değişen hiçbir şey yokmuş gibi normal

yaşantınıza devam edin, hatta son gün bile…

Sorumluluklar yerine getirildikten sonra, sonuç ne

olursa olsun “Hayırlısı buymuş” şeklinde düşünülmesi, en doğru ve makul olan davranış biçimidir

Sakın unutmayın çocuğunuzun sizden

beklediği tek şey anne baba olarak her zaman onu sevmeniz ve ona

destek olmanız.

ZAMAN AYIRDIĞINIZ

İÇİN TEŞEKKÜRLER

NURCAN AKÇAKALPSİKOLOJİK DANIŞMAN

KAYNAK: İNTERNET

top related