sodyum, potasyum, klor

Post on 12-Jan-2016

109 Views

Category:

Documents

6 Downloads

Preview:

Click to see full reader

DESCRIPTION

Sodyum, Potasyum, Klor. Prof.Dr . Hafize Uzun. VÜCUT SIVILARININ BİLEŞİMİ VE DAĞILIMI. Organizmada vücut sıvıları; - intraselüler (hücre içi) - ekstraselüler (hücre dışı) sıvısı şeklinde başlıca iki bölümde bulunur. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

SODYUM, POTASYUM, KLOR Prof.Dr.Hafize Uzun

VÜCUT SIVILARININ BİLEŞİMİ VE DAĞILIMI

Organizmada vücut sıvıları; - intraselüler (hücre içi)- ekstraselüler (hücre dışı)

sıvısı şeklinde başlıca iki bölümde bulunur.

İntraselüler sıvı: Hücrenin içerisinde bulunan sıvıdır ve metabolik olaylar hücre içi sıvıda oluşur. Toplam vücut suyunun % 70’ni oluşturur.

Ekstraselüler sıvı: Hücrelerin dışında bulunan tüm sıvıları içerir.Toplam vücut suyunun % 30’nu oluşturur. 1. İnterstisyel sıvı (Hücrelerarası sıvı)

2. İntravasküler sıvı (Plazma)3. Transselüler sıvı

VÜCUT SIVILARI ÜÇ TEMEL MADDEDEN OLUŞUR

1-Su2-Elektrolitler3-Elektrolit olmayan maddeler

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİNİ DÜZENLEYEN HEMOSTATİK MEKANİZMALAR

Endokrin Sistem

ADH ( Antidiüretik Hormon, vazopressin ) Aldosteron TH ( Tiroid Hormonu ) PTH ( Paratiroid Hormon )

ADH; vücudun sıvı kaybını kontrol eder. Böbreklerden suyun geri emilimini sağlayarak su dengesini ve ozmotik basıncı kontrol eder.

Aldosteron; Böbrek üstü bezlerin korteks kısmından salınır ve vücuttaki Na+ ‘un dolayısıyla suyun düzenleyicisidir.

Tiroid Hormonu; böbreğe olan kan akımını, glomerul filtrasyon hızını ve idrar oluşumunu arttırır.

Paratiroid Hormonu; böbrekleri, kemikleri, gastro-intestinal sistemi etkileyerek vücut sıvılarındaki kalsiyum ve fosfat iyon yoğunluğunu düzenler.

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİĞİNE SEBEP OLAN BAŞLICA FAKTÖRLER

Sıvı-elektrolitlerin az olması İhtiyaçtan az alma Normalden fazla atılması

Sıvı-elektrolitlerin fazla olması İhtiyaçtan fazla alma Böbrek, karaciğer hastalıkları gibi sebeplerle

atılamama Yanık ve travmalarda doku ölümü

-Sıvı-elektrolitlerin vücutta tutulmalarıAssitÖdem

-Homeostatik dengenin bozulması

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ ŞÖYLE ÖZETLENEBİLİR

Su-sodyum dengesizlikleri Potasyum dengesizlikleriKalsiyum dengesizlikleriMagnezyum dengesizlikleriHidrojen iyonu dengesizlikleri (Asit-Baz

Dengesizlikleri)

SODYUM (NATRİUM, Na)

Ekstrasellüler sıvının başlıca katyonudur. Plazma total katyon konsantrasyonunun %90’ını

Na+ iyonları oluşturur. Vücuttaki sodyumun ekstrasellüler ortamda

bulunan bölümü değiştirilebilir Na+ ( 2/3), iskelette bulunan (1/3) ise değiştirilemeyen Na+’dur.

Hücre içi sıvı ile hücreler arası sıvı arasındaki sodyum konsantrasyon farkı, Na+-K+ ATPaz ile sağlanan aktif taşınımın bir sonucudur.

NA+ METABOLİZMASI

Na+ ileumdan emilir. Sudaki çözünürlükleri çok yüksek olan Na+ ve K+ en iyi

emilen elementlerdir. Glomerüler filtratdaki Na+ iyonlarının %90-95’i distal

tübülüsler öncesinde Cl-ve su ile birlikte geri emilir. Geri kalan %5-10’luk bölümden geri emilim distal tübülüs

ve toplayıcı kanallarda , aldosteronun kontrolü altında gerçekleşir.

Aldosteron Na+-K+ ve Na+-H+ değişimleri ile Na+ iyonlarının geri emilimini artırır. Na+ ile birlikte Cl- ve su da geri emilir.

Karbonik anhidraz enziminin aktivitesi azalırsa böbreklerden sodyum geri emilimi artar.

Besinlerle günlük Na+ alımı 130-260mmol’dür ( 8-15g NaCl )

İdrarla atılım 40-220 mmol’dür.

Serumda normal Na+ konsantrasyonu : 136-145 mmol/L

SODYUMUN KANDA REGÜLASYONU

Sodyum metabolizması, aldosteron ve natriüretik faktörler (atrial natriüretik peptid (ANP) ve natriüretik hormon) tarafından düzenlenir.

Aldosteron salınımı, böbrek kan hacmi ve sodyum miktarıyla ilişkilidir.

Böbrek kan akımı azalınca böbrekten renin salınımı uyarılır, bu da bir dizi reaksiyon sonucu anjiotensin düzeylerinin artmasına yol açar.

Anjiotensin de böbrek üstü bezi korteksine etki ederek aldosteron salınımını uyarır.

Aldosteron böbrek tubuluslarından K+, H+ atılmasını ve Na + geri emilimini arttırır.

Serum sodyum düzeyinin normalden yüksek olması hipernatremi

Serum sodyum düzeyinin normalden düşük olması hiponatremi

olarak tanımlanır

HİPERNATREMİ

Tuz içeriği düşük sıvı kaybı (aşırı terleme, kusma ve diyare, poliüri, uzamış hiperpne)

Böbreklerde Na+ tutulumunun artması (hiperaldosteronizm ve adrenokortikal hiperfonksiyon, Cushing sendromu

Az su alımı, susamada azalma Dehidratasyon Aşırı dozda NaCl ile tedavi

(Daha seyrek görülür.)

Hipernatremide hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği ve kronik böbrek hastalıkları gelişir.

HİPONATREMİAz Na+ alımı Na+ kaybı (ishal, kusma, aşırı terleme,

diüretiklerin yanlış kullanımı, tuz kaybettiren böbrek hastalıkları)

Osmotik diürez Metabolik asidoz Adrenokortikal yetersizlik, Addison

hastalığı Konjenital adrenal hiperplazi,

hipoaldosteronizm.

BESİNSEL SODYUM KAYNAKLARI

Besinlerde çok yaygındır. Başlıca kaynak yiyeceklere katılan NaCl

dür.Tahıllar, ekmek, unlu hazır

besinler,konserve yiyecekler, peynir, yumurta, süt ve sütlü gıdalar, midye çeşitleri, deniz börülcesi, karnabahar, kereviz, ıspanak, erik çeşitleri ve fındık sodyum bakımından zengin besinlerdir.

POTASYUM (KALİUM, K)

İntrasellüler ortamın başlıca katyonudur. Doku hücrelerinde ortalama K+ konsantrasyonu

150mmol/L, eritrositlerde 105 mmol/L’dir. Na+K+ATPaz aktivitesi ile hücre içinde yüksek

konsantrasyonda tutulan K+ iyonları, proteinler ile birlikte hücre içinde osmotik basıncın ve sıvı hacmının düzenlenmesinde ve asid-baz dengesinin korunmasında önemlidir.

POTASYUMUN FONKSİYONLARI

Sodyumun ekstrasellülerdeki işlevlerini intrasellülerde üstlenir

Glikolitik yolda görevli pirüvat kinazı aktifleyen bir katyondur

Doku hücrelerinin fazlalaşmasını sağlayıcı etkisi vardır

Ekstrasellülerde kas aktivitesi ve özellikle kardiyak aktivite açısından önem taşır

Kas-sinir uyarılmasında rol oynar; kas-sinir uyarı denkleminin pay kısmında yer alır.

Potasyum, Mg+ ve Ca++ iyonları ile etkileşerek iskelet ve kalp kasının kasılması ve sinir iletisinde görev alır.

Diüretik etkisi vardır .

K+ METABOLİZMASI

Mide-bağırsak sisteminden emilir. Hızlı dağılıma uğrar, az miktarı hücreler

tarafından alınır, büyük bir kısmı böbrekler ile atılır.( %90)

İdrar ile belirli bir miktarda günlük atılımı zorunlu olan bir elementtir.

Şiddetli diyarede feçesle fazla miktarda atılır. Ter yoluyla kayıp çok azdır.

POTASYUMUN KANDA REGÜLASYONU

Aldosteron tarafından düzenlenir. Aldosteron böbrek tubuluslarından Na+ geri

emilimini arttırırken, K+ emilimini azaltarak idrarla atılmasını kolaylaştırır.

Erişkin sağlıklı bir insanda serum potasyum

düzeyinin normal değeri: 3,5-5,1 mEq/L

Serum potasyum düzeyinin normalden yüksek olması hiperpotasemi (hiperkalemi)

Serum potasyum düzeyinin normalden düşük olması hipopotasemi (hipokalemi)

olarak tanımlanır.

HİPERKALEMİ NEDENLERİ

Fazla K+ alımıİntrasellüler kompartmandan

ekstrasellüler kompartmana çıkış : masif hemoliz, ağır doku hasarı, ciddi açlık, metabolik asidoz, dehidratasyon,insülin eksikliği

Renal K+ tutulumu : akut veya kronik böbrek yetmezlikleri, renin-anjiyotensin-aldosteron sistem hipofonksiyonu, Addison hastalığı, primer renal tübül.defekti , şok

Kandaki K düzeyi aşırı yükselerek konsantrasyonu 10 mEq/L’yi aşarsa kardiyak arrest olur; yani kalp durur. Hiperkalemi kalbin durması için ciddi bir risktir; acil çözüm gerektiren bir elektrolit bozukluğudur.

Hiperkalemide merkezi sinir sisteminde depresyon ( mental konfüzyon, halsizlik, işitme kaybı, ekstremitelerde paralizi, solunum kaslarında zayıflık ) görülür.

Hiperkalemiye bağlı olarak ince bağırsak ülserleri oluşabilir.

K düzeyinin hatalar nedeniyle yüksek bulunması nedenleri

Laboratuvara gönderilecek venöz kanı alırken yapılan hatalar K düzeyinin yüksek çıkmasına neden olur.

Kan alırken oluşturulan aşırı vakum hemoliz oluşurur, eritrositlerin içindeki K hücre dışına çıkarak kana karışır, K analizi yapıldığında normalden yüksek çıkar, yanıltıcı olur.

Venöz kan alırken turnikenin uzun süre tutulması kan K düzeyini arttırır. Bunu engellemek için enjektör iğnesinin damara girmesinden sonra hemen turnike açılmalıdır.

HİPOKALEMİ NEDENLERİ Az K+ alımı : kronik açlık, çeşitli hastalıklarda

ve özellikle ameliyatlar sonrasında potasyumsuz sıvıların intravenöz yoldan uzun süre verilmesi.

K+ kaybı : kusma, diyare, renal tübüler asidoz, metabolik alkaloz, primer ve sekonder aldosteronizm, Cushing sendromu, Fanconi sendromu, osmotik diürez, diüretik tedavi.

Ekstrasellüler kompartmandan intrasellüler kompartmana kayma : insüline yanıt olarak, alkaloz, hipotermi

Hipokalemide kas güçsüzlüğü reflekslerde

azalma, irritabilite, paralizi, taşikardi

kardiyak aritmiler ve mental konfüzyon

görülür.

BESİNSEL POTASYUM KAYNAKLARI Dana, sığır ve tavuk etleri, sığır karaciğeri,

kuru kayısı, kuru şeftali, muz, portakal, üzüm, kiraz, patates, lahanadır.

Günlük gerekli doz olan 2-3 g potasyum besinlerden kolaylıkla sağlanır.

Sütte de çocuklara yetecek kadar potasyum vardır.

KLOR (Cl)

Hücre dışı sıvısının en yüksek konsantrasyonda bulunan anyonudur.

Proteinat ve diğer anyonların bulunduğu yerde klorür iyonu azdır.

Cl- ve Na+ iyonları birlikte, plazmanın osmotik aktif bileşenlerinin çoğunu oluşturur, su ve asit-baz dengelerinin sağlanmasında önemli rol oynarlar.

Asid-baz denge bozukluklarının olmadığı durumlarda plazma Cl- konsantrasyonu, Na+ konsantrasyonuna paralel değişim gösterir.

Asid baz dengesinin sağlanmasında eritrositlerin içinde CO2’in HCO3

- şeklinde taşınmasında klorür kaymasının önemli rolü vardır.

Beyin omurilik sıvısında (BOS) klorür diğer tüm vücut sıvılarından daha fazladır.

Bağırsak sıvısında da yüksek konsantrasyonda bulunur.

Acilde önemi en az olan elektrolittir (Na,K ve Mg’a göre özellikle) ama Hipokalemik alkaloz (K dusuk) un düzeltilmesinde Cl ölçümü önemlidir çünkü Cl verilmeden sadece K verilirse alkaloz duzelmez.

KLORÜRÜN FONKSİYONLARI

Plazma ozmotik basıncının düzenlenmesine katkıda bulunur

Asit-baz dengesinin düzenlenmesinde rol alır

Su metabolizmasının düzenlenmesine katkıda bulunur

Amilazı aktifler.

Mide özsuyunda HCl oluşumuna katılır.

Mide mukozasından bir mineral asidin salgılanması biyolojik ortamda başka örneği görülmeyen bir olaydır.

Mide özsuyundaki HCl antiseptik gibi davranır.

Protein sindirimi için mide HCl asit salgısı çok önemlidir.

CL- METABOLİZMASI

Klorürün vücuda alınımı ve atılımı sodyum ile birlikte olur.

Cl- metabolizma bozuklukları Na+ metabolizma bozukluklarına eşlik eder.

Klor metabolizmasının düzenlenmesi aldosteron tarafından sağlanır.

Aldosteron, sodyumla birlikte klorürün de böbrek tubuluslarından geri emilimini arttırır.

Serumda normal Cl- konsantrasyonu:

96-104 mmol/L 98-108 mEq/L

Serum klorür düzeyinin normalden yüksek olması hiperkloremi

Serum klorür düzeyinin normalden düşük olması hipokloremi

olarak tanımlanır.

HİPERKLOREMİ NEDENLERİ

Dehidratasyon Renal tübüler asidoz Akut renal yetersizlik Diabetes insipidus Uzun süreli diyarede sodyum bikarbonat

kaybı ile ilişkili metabolik asidoz Adrenokortikal hiperfonksiyon Uzun süreli tuz tedavisi Kistik fibrozis

HİPOKLOREMİ NEDENLERİ

Aşırı terleme Kusma : Cl- ve H+ kaybı ; Na+’dan daha fazla

Cl- kaybı; plazmada HCO3-artar (hipokloremik

alkaloz) Sıklıkla metabolik asidozlarda organik

asitlerin fazla oluşumlarına veya azalan atılımlarına bağlı olarak gelişir. Plazmada β-hidroksi bütirat, asetoasetat, laktat ve fosfat gibi anyonların artmasına bağlı olarak klorür anyonları azalır( diyabetik ketoasidoz, laktik asidoz, böbrek hastalıkları ).

Mineralokortikoid fazlalığı (primer veya sekonder), Cushing hastalığı veya yüksek dozda ACTH ve kortizon verildiğinde (iyatrojenik) : hipokalemik, hipokloremik alkaloz

Kistik fibroz hastalığında terde klorür miktarı tanı amaçlı tayin edilir; terin klorür içeriği artar.

Diyare ( Cl- emilim bozukluğu )

BESİNSEL POTASYUM KAYNAKLARI

  Kereviz, marul, ıspanak, domates, tuz (bütün öbür

sodyumlu besinler)

 Sodyumla birleşmiş olduğundan sodyum yeteri kadar alındığında klor seviyesi de genellikle yeterli olacaktır.

TEŞEKKÜRLER...

top related