sÖzlÜk dergİsİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosdata/userfiles/file/... ·...
Post on 18-May-2020
12 Views
Preview:
TRANSCRIPT
Prof. Dr. Esmeray AcartürkÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi ADANATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesiesmeray.barin@yahoo.com
Prof. Dr. Cengiz AslanFırat Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı ELAZIĞcarslan@firat.edu.tr
Prof. Dr. İsmet AydoğduCelal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi MANİSATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesisacayak@gmail.com
Prof. Dr. Ayla BayıkEge Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İZMİRTDK Hemşirelik Terimleri Çalışma Grubu Başkanıbayik@ege.edu.tr
Prof. Dr. Yakup GümüşalanFatih Üniversitesi Tıp FakültesiİSTANBULTDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesiyakupgumusalan@yahoo.com
Prof. Dr. Esin KâhyaAnkara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANKARATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesiesinkahya2002@yahoo.com
Prof. Dr. Süheylâ Ünalİnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
suheylaunal@gmail.com
Prof. Dr. Yalçın ÖzkanGATA Eczacılık Bilimleri MerkeziANKARATDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesiyozkangata@gmail.com
Prof. Dr. İbrahim Yıldırımİstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesiiy1442@gmail.com
Prof. Dr. Hamza ZülfikarAnkara Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Türkçe Bölüm E. Başkanı ANKARATDK Tıp ve İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesihamza.zulfikar@hotmail.com
Belgin AksuTDK Türk Dili Uzmanı
belginaksu@hotmail.com
Yayın Kurulu
Editör
SahibiLogos Yayıncılık Tic. A.Ş. adına
Rıfat Bahar
Sorumlu Yazı İşleri MüdürüProf. Dr. Cengiz Yakıncı
Yayın KoordinatörüTania Sisa
Dizgi-MizanpajAyfer Eryeşil
Arzu Deniz Ölmez
Yönetim Yeri: LOGOS YAYINCILIK TİC. A.Ş.
Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstanbulTel: (0212) 288 05 41 - (0212) 288 50 22 Faks: (0212) 211 61 85
e-posta: logos@logos.com.tr
Sözlük Dergisi, üç ayda bir yılda dört sayı olarak yayınlanır. Bu dergide yayımlanan yazıların telif haklarıLogos Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye ait olup, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde tümü veya herhangi bir bölümü
kopya edilemez, herhangi bir dilde tamamen veya kısmen yayınlanamaz, dijital ortama yüklenemez.
Yayın Türü: Yerel SüreliBaskı Yeri/Matbaa: LOGOS YAYINCILIK
Editör Yardımcısı
Prof. Dr. Cengiz Yakıncı
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, MALATYATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Başkanı
TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesicengizyakinci@hotmail.com
SÖZLÜK DERGİSİ Cilt: 5 Sayı: 3 Eylül 2014 ISSN 1308-1500
1
SUNUŞ
Sağlık alanı gerek teknolojik gerekse bilgi alanında çok hızlı değişim göstermektedir. Bu değişimlere hızlı uyumun sağlanabilmesi için bireylerin bilgi ve becerilerinin sürekli olarak yenilenmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.
Solunum fizyolojik bir olaydır ve canlılarda birçok önemli sürecin gelişmesinde etkin rol oynayan bir olgudur. Solunum burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronş ve akciğerlerde temel işlevlerini sürdürüp yaşam için önemli adımların yürütülmesinde etkin olarak rol almaktadır.
Solunum yolu hastalıklarında öksürük, balgam, bronşlarda daralma, solunum sayısında, düzeninde, seslerinde değişiklik ve solunum sıkıntısı gibi belirtiler görülebilir. Solunum yolu hastalıklarının tedavisinde birçok farmasötik dozaj şekli kullanılmakta ve daha etkin ürünlerin geliştirilmesi için araştırmalar hızla ve yoğun bir şekilde sürmektedir.
Solunum yolunun fizyolojik olarak canlılardaki önemi her dönemde vurgulanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir, nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” söyleminde de bu önem vurgulanmaya çalışılmıştır.
Bilim dilimizin de bilimsel çalışma ve gelişmelere eş değer şekilde ilerleyebilmesi için bilim alanında uğraş veren tüm bilim insanlarının bu konuda gösterecekleri özenin büyük önemi vardır. Ulusların bilim ve kültür alanlarındaki gelişmeleriyle dil alanındaki gelişmeleri birbirine uyumlu bir şekilde olmalı ve ulusal bilim dili kendini bilimsel gelişmelerin düzeyinde yenileyebilmeli ve geliştirebilmelidir.
Atatürk’ün “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” (2 Eylül 1930) söyleminin ışığında, bilim dilini geliştirme çalışmalarında öncü olan Prof. Dr. Sayın Cengiz Yakıncı’nın destek ve önerileriyle hazırlanan solunum yolu ilaç terimleri sözlüğümüzün insanlığa yararlı olabilmesini diliyoruz.
Haziran 2016
Prof. Dr. Betül Arıca YeginDoç. Dr. Ayhan SavaşerProf. Dr. Yalçın Özkan
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
3
AAARC American Association for Respiratory Care
“Amerikan Solunum Derneği”nin İngilizce kısaltması.
abakteriyel abacterial Bakteriden arınmış herhangi
bir yer veya bölge. bakterisiz
absolü absolute Saf hâlde bulunan veya karışım gös-
termeyen (madde). absolüt, mutlak, salt
absolü alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol Aşırı su çekici (higroskopik), renksiz, saydam, özel koku-
lu, hacim olarak en az %99,5 etanol içeren, çözücü olarak
kullanılan uçucu sıvı madde. mutlak alkol, susuz alkol,
dehidrate alkol
absolüt absolute absolü
absorban absorbent 1. Katı ilaç şekillerinde tentür,
esans gibi sıvı maddelerin formülasyonda kullanılabilme-
leri amacıyla, bu maddelerle karıştırılan aerosil, bentonit
gibi toz maddeler. 2. Soğurma özelliğine sahip olan. so-
ğurgan
absorbans absorbance soğurganlık2
absorpsiyon absorption 1. emilim 2. soğurma
absorptivite absorptivity 1. soğurabilme yeteneği
2. soğurum katsayısı
ACI Andersen Cascade impactor “Kademeli ayrıştırıcı”
teriminin İngilizce kısaltması.
adsorban adsorbent 1. Bileşik veya parçacıkları, ad-
sorbsiyon suretiyle yüzeyinde toplayan madde. yüzergen
2. Kromatografide durgun faz.
adsorbsiyon adsorption yüzerme
aero- aer(o)- “Hava, gaz” anlamı veren ön ek: aerosol
aerobik aerobic 1. Ortamda moleküler oksijenin bu-
lunması durumu. 2. Moleküler oksijenin bulunduğu or-
tamda yaşayan, üreyen, gelişen. 3. Solunum için oksijene
ihtiyaç duyan. 4. Vücutta oksijen tüketimini artıran.
aerodinamik çap aerodynamic diameter Partikül
ile aynı çökme hızına eşdeğer birim yoğunluğa (1 g/cm3)
sahip partikül çapı.
aerohaler aerohaler Altı adet kapsül yerleştirilebilen
ve tek nefeste bir kapsülün içeriğinin inhale edildiği kuru
toz inhalasyon aygıtı.
aerolizer aerolizer Akciğerlere uygulanacak olan ila-
cın cihazın içine yerleştirilen bir kapsül içinde olduğu
inhalasyon aygıtı.
aerop aerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için oksi-
jene gereksinim duyan. havasever, havacıl
aerosol aerosol 1. Bir sıvı fazın gaz fazda dağıldığı dis-
persiyon türü. 2. Bir katı ya da sıvı maddenin havada asılı
çok küçük parçacıklarından oluşan kolloit yapısı. 3. Çok
küçük parçacıklar hâlinde püskürtmeyi sağlamak amacıy-
la itici bir gaz ile birlikte basınç altında tutulan kolloit
yapısında bir çözelti.
ağızlık mouthpiece İnhalasyon aygıtının ilacı solumak
üzere ağıza yerleştirilmek için tasarlanmış bölümü.
ajan agent Fiziksel, kimyasal veya biyolojik etki oluştu-
ran herhangi bir güç, madde veya etken.
akciğer lung Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü iç-
ten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı ve sollu iki parçadan
oluşan solunum organı.
akciğer amfizemi pulmoner emphysema amfizem
akciğer fibrozisi pulmonary fibrosis Akciğerin sün-
gerimsi dokusunun kalınlaşması, sertleşmesi ve hastalıklı
alanların yara izini andıran bir görünüm kazanması du-
rumu.
akciğer hacmi lung volumes akciğer kapasitesi
akciğer kapasitesi lung capaticies Solunum döngü-
sünün farklı aşamalarıyla ilişkili havanın hacmi. akciğer
hacmi
akciğer ventilasyonu lung ventilation Nefes alma
ve verme yoluyla belirli bir sürede akciğerlere giren ve çı-
kan hava hacmi.
akciğer zarı pleura Göğüs kafesi, diyafragma, medi-
asten, akciğer parenkimini kaplayan yarı geçirgen seröz
bir zar. plevra
akciğer zarı sıvısı pleural membrane fluid plevra
sıvısı
akıllı polimer intelligent polymer Çözücü yapısı,
etken madde derişimi, iyonik güç, pH, sıcaklık gibi
Sözlük Dergisi
4
ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme
özelliğine sahip polimer türü.
aksırık sneeze hapşırma
aksırma sneeze hapşırma
aktif içerik active ingredient, active moiety İlacın
fizyolojik ve farmakolojik etkisinden sorumlu olan yar-
dımcı bileşenler ve ana molekülün ester, tuz vb. kısımları
dışındaki molekül veya iyon bölümü.
akümülasyon accumulation yığılım
alkali alkali Yağ asitleri ile çözünür sabun oluşturan,
çözeltileri 7.0’dan daha büyük pH değerine sahip, kırmı-
zı turnusolü maviye dönüştüren, başlıca sezyum, lityum,
potasyum, sodyum, rubidyum, amonyum hidroksitler
veya karbonatlardan oluşan bileşik grubu.
alkol alcohol 1. Alifatik hidrokarbon moleküllerinin
bir veya birkaç hidrojeninin hidroksil grubu (-OH) ile yer
değiştirmesi sonucu oluşan bileşik. 2. etanol.
alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol absolü alkol
Alman Farmakopesi The German Pharmacopoeia Almanya Devleti Farmakopesi. DAB, bk. farmakope.
alt solunum sistemi lower respiratory tract Gırtlak,
soluk borusu, bronşlar ve akciğerlerden oluşan solunum
sistemi kısmı.
alveol alveol (pl), alveoli Kandaki karbondioksidin
oksijenle yer değiştirdiği ve bronşiyollerin sonlandığı kü-
çük kese benzeri yapı. hava keseceği
alveol havalanması alveolar ventilation Alveollerde
gaz değişimine katılan hava hacmi. alveoler ventilasyon
alveoler alveolar Alveole ait.
alveoler proteinozis alveolar proteinosis Sürfaktan-
ların aşırı salınması veya alveollerdeki temizleyici hücreler
olan makrofajların üretilen sürfaktanı yeterli biçimde or-
tamdan uzaklaştıramaması nedeniyle oluşan hastalık.
alveoler ventilasyon alveolar ventilation alveol ha-
valanması
ambalaj malzemesi material of packaging Bir ürü-
nün üretim, taşıma ve dağıtılmasında kullanılan malze-
me.
ambalajlama packaging Dolum ve etiketleme de
dâhil olmak üzere bir ambalajlanmamış (dökme) ürünün
bitmiş ürün hâline gelmesi için geçirdiği tüm aşamalar.
Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Ku-rumu United States Food and Drug Administration Amerika Birleşik Devletleri’nde Sağlık ve İnsan Hizmet-
leri Dairesine bağlı olarak çalışan, halk sağlığının korun-
ması amacıyla beşerî ve veteriner ilaçlar, biyolojik ürünler,
sağlık malzemeleri, kozmetikler, gıda maddeleri ve rad-
yasyon yayan ürünlerin güvenilirliği ve etkililiği ile ilgili
düzenlemeleri yürüten kurum. FDA
Amerikan Farmakopesi The United States Phar-macopeia Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi USP.
bk. farmakope
Amerikan Solunum Derneği American Associati-on for Respiratory Care Amerika Birleşik Devletleri’nde
solunum bakım bilimi ve uygulamalarını teşvik etmek,
ilerletmek, ayrıca hastalar, aileleri ve kamu için meslek ve
solunum terapisti olarak görev yapan uluslarararsı meslek
birliği. AARC
amfifil amphiphile yüzey etken madde
amfifilik amphiphilic Sürfaktan özelliğinde olan.
amfipatik
amfipatik amphipathic amfifilik
amfizem emphysema Akciğerlerdeki hava kesecik-
lerinin (alveol) gerilip genişlemesi neticesinde bu hava
keseciklerini birbirinden ayıran ince duvarların yırtılması
ve buna bağlı olarak da akciğerlerin esnekliğini kaybetme-
siyle oluşan ve solunum yetmezliğine yol açan yaygın bir
kronik akciğer rahatsızlığı. akciğer amfizemi
amorf amorphous Kristallenmeyen, belirli bir geo-
metrik biçimi olmayan katı görünümlü. biçimsiz
ampirik formül empirical formula Bir bileşiği oluş-
turan atomların sayılarının en küçük oranda verildiği
gösterim şekli: Molekül formülü C6H12O6 olan glikozun
ampirik formülü CH2O ile gösterilir.
ampiyem empyema Akciğer zarları arasında ölü hücre
ve enfekte sıvı birikmesi, ağır iltihaplanma.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
5
ampul ampoule Genellikle steril parenteral çözeltile-
rin uygulanması amacıyla kullanılan, içeriğinin sterilite-
sini korumak üzere güvenli bir biçimde kapatılmış, cam
veya plastik yapıda tek dozluk ilaç şekli. amp
ana ortam vehicle Sıvı ilaç şekillerindeki etken mad-
deler için bir veya daha fazla yardımcı madde bileşimin-
den oluşan taşıyıcı.
anaerobik anaerobic 1. Ortamda moleküler oksije-
nin bulunmaması durumu. 2. Moleküler oksijenin bu-
lunmadığı ortamda yaşayan, üreyen ve gelişen: anaerobik
mikroorganizma
anaerop anaerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için
oksijene gereksinim duymayan. havasevmez
analiz analysis 1. Bir maddenin yapısını veya bir karı-
şımın bileşenlerini nitel veya nicel olarak inceleme. tahlil,
çözümleme 2. Bir bütünü kendisini oluşturan kısımlarına
ya da parçalarına ayırarak inceleme.
anatomik ölü boşluk anatomical dead space Ağız,
burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar ve bronşiol-
lerin hava iletişim yollarında gaz değişimine katılmayan
havayı taşıyan alan.
Andersen kaskad impaktör Andersen Cascade impactor kademeli ayrıştırıcı
anemik hipoksi anemic hypoxia Toplam hemog-
lobinin azalması veya hemoglobin bileşenlerindeki bir
değişiklik nedeniyle kanın oksijen taşıma kapasitesinin
azalması sonucu oluşan hipoksi türü.
anhidr anhydrous Bir bileşiğin kristal yapısında su
molekülü taşımayan, sudan yoksun hâli. susuz: susuz (an-
hidr) bakır sülfat
anjin angina Ağzın içinde yutağın başlangıcındaki ba-
demciklerin yangısı. bademcik yangısı
anoksi anoxia Doku veya organlarda oksijen kaynağı-
nın yetersizliği ile belirgin durum.
anorganik inorganic inorganik
anorganik bileşikler inorganic compounds inorga-
nik bileşikler
antioksidan antioxidant 1. Oksidasyonu önleyen
veya geciktiren (madde). 2. Havadaki oksijenle temas so-
nucu bozunmayı önleme amacıyla boya ve benzeri sanayi
ürünleri ya da hazırlanmış gıda maddelerine veya ilaçlara
eklenen bir grup doğal veya yapay madde. 3. Vücut hüc-
relerini serbest radikallerin olumsuz etkilerinden koruyan
(madde).
antitüsif antitussive öksürük kesici
anyon anion Negatif yüke sahip olan atom veya grup.
eksin
anyonik anionic Anyon özelliği gösteren (madde).
aparat apparatus Belli bir amaca yönelik işlev gören
alet, araç veya makine.
apne apnea İstemli olarak veya sinirsel depresyon gibi
durumlarda solumanın geçici olarak durması. soluma
durması
aq water, aqua (Lat.) “Su” teriminin Latince kısaltması.
aq.dest. distilled water, aqua distillata (Lat.) “Dis-
tile su” teriminin Latince kısaltması.
ara eklenti spacer, holding chamber İlacın aerosol
hâlinde verilmesini kolaylaştırmak için kullanılan, ölçülü
doz inhaler ile hastanın ağzı arasındaki uzaklığı düzenle-
yen ek aygıt.
ara tüplü ölçülü doz inhaler metered dose inhaler and spacer İnhalasyon yoluyla uygulanacak ilaçlar için
kullanılan, ölçülü doz inhaler ile ara tüpten oluşan inha-
ler. volümatikle ölçülü doz inhaler
arı pure İçinde yabancı madde bulundurmayan, temiz,
katışıksız.
arıklaştırma decontamination dekontaminasyon
artık residue kalıntı
artık hacim residual volume tortu hacim
artmış soluma hyperpnea hiperpne
asbestozis asbestosis Asbest tozlarının akciğerlerde ne-
den olduğu bir pnömokonyoz türü.
asepsi asepsis Ortamda patojen mikroorganizmaların
bulunmaması durumu.
aseptik aseptic 1. Asepsi ile ilgili. 2. Patojen mikroor-
ganizma içermeyen. steril
Sözlük Dergisi
6
aseptik teknik sterile technique aseptik yöntem
aseptik yöntem aseptic technique, sterile technique Zorunlu olarak mikropsuz ortamda çalışmayı gerektiren
tüm işlemlerin olabildiğince steril yapılmasına yönelik
uygulamalar bütünü. steril teknik, steril yöntem, asep-
tik teknik
asit acid 1. Sulu ortamda iyonlaştığı zaman proton
(H+) veya hidroksonyum (H3O+) iyonu veren, ortamın
pH değerini düşüren ve alkali bileşiklerle tuz oluşturan
madde. 2. Proton verebilen madde (Bronstet tanımı) 3.
Ortaklanmamış elektron çifti almaya yatkın olan kimya-
sal madde (Lewis tanımı). BF3, AlCl3
asit- acid- “Asit” anlamı veren ön ek.: asidoketoz
astım asthma Solunum yollarının süregelen bir iltihap
sonucu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle
zaman zaman daralmasına neden olan bir solunum yolu
hastalığı.
atelektazi atelectasis Akciğerin bir kısmının ya da ak-
ciğerlerden birinin tamamen büzüşmesi sonucu yeterince
genişleyememesi ve işlevini yitirmesi.
atılma excretion Artık maddelerin, ilaçların veya me-
tabolitlerinin vücut dışına çıkarılması. ıtrah
atm atmosphere “Atmosfer” teriminin kısaltması.
atmosfer basıncı atmospheric pressure Deniz sevi-
yesinde yeryüzü atmosferinin uyguladığı ve 1.01325 x105
paskal’a eşit olan basınç türü. atm
atomizör atomizer Çözelti hâlindeki ilaçları sprey
veya aerosol şeklinde ince partiküller hâline dönüştüren
aygıt.
AUC Area Under the Curve “Eğri altında kalan” teri-
minin İngilizce kısaltılması
Avrupa Farmakopesi European Pharmacopoeia Avrupa Birliği’ne üye ülkeler tarafından hazırlanan Far-
makope. EP
Avrupa İlaç Ajansı European Medicines Agency
Londra’da olan, Avrupa Birliği ülkelerinde insan ve hay-
van sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla piya-
saya verilen ilaçlarla ilgili düzenlemeler ve bilimsel değer-
lendirilmeler yapmakla sorumlu kurum. EMEA, EMA
Avrupa Solunum Derneği European Respiratory Society Solunum tıbbıyla ilgili çalışan doktorları, sağlık
uzmanlarını, bilim adamlarını ve alanla ilgili diğer uz-
manları bir araya getiren uluslararası sivil toplum kuru-
luşu. ERS
aygıt apparatus, device, instrument cihaz
aygıtlı analiz instrumental analysis cihazlı analiz
ayıraç reagent 1. Maddeleri kimyasal birleşime veya
ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan
bileşik. 2. Genellikle, titrimetrik analiz tepkimelerinin
tamamlandığını keskin renk değişimi ile göstererek, eş
değerlilik noktasının belirlenmesine yardımcı olan veya
sterilizasyon işlemlerinde sterilizasyonun geçerliliğini
belirleyen madde. belirteç, indikatör, miyar, reaktif2,
reajan
ayrışık heterogeneous heterojen
ayrışma dissociation disosiyasyon1
azalmış havalanma hypoventilation Akciğerlere
giren ve çıkan hava miktannda çok fazla azalma. hipo-
ventilasyon
azçözünür slightly soluble Bir kısım maddenin, yüz
kısım - bin kısım çözücüde çözünebilmesi.
Bbademcik yangısı angina anjin
bagassozis bagassosis Şeker kamışı işçilerinde görülen
organik bitki tozlarına bağlı gelişen akciğer hastalığıdır.
bağdaşık homogeneous homojen
bağıl yoğunluk relative density Her ikisi de 20°C’de
tartılmak koşulu ile bileşiğin belirli hacminin kütlesinin
aynı hacimdeki suyun kütlesine oranı.
bağıntı katsayısı correlation coefficient korelasyon
katsayısı
bakiye residue kalıntı1
bakter(iyo)- bacteri(o)- “Bakteri” anlamı veren ön
ek: bakteriostatik
bakteri bacterium, bacteria (çoğul) Aerobik, anaerobik,
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
7
hareketli veya hareketsiz, saprofitik, parazitik ve patojen
özellikte olabilen, genel olarak hücre bölünmesi ile çoğa-
lan, hücre duvarına sahip tek hücreli prokaryotik mikro-
organizma.
bakteri bulaşık septic septik
bakteri kırıcı en düşük derişim minimal bacteri-cidal concentration Belirli bir mikroorganizmayı öldür-
mek için gerekli antibiyotiğin en düşük derişimi. Minimal
letal konsantrasyon, öldürücü en düşük derişim. MBC
bakteridurduran bacteriostatic bakteriyostatik
bakterikıran bactericide bakterisit
bakterisit bactericide Vücut sıvılarında oluşturdukla-
rı derişimlerde bakteri hücresini doğrudan öldüren mad-
de. bakterikıran
bakterisiz abacterial abakteriyel
bakteriyel bacterial Bakteriye ait, bakterilerin sebep
olduğu.
balgam sputum Solunum organlarının salgıladığı,
ağızdan dışarı atılan sümüksü madde.
balgam kültürü sputum culture Akciğerlerde (zatür-
re) veya solunum yollarında (bronşit) enfeksiyona neden
olabilen mikropları saptamak ve tanımlamak için uygu-
lanan yöntem.
balgam söktürücü expectorant Solunum yollarında
birikmiş olan balgamın sulandırılarak öksürükle dışarı
atılabilmesi için akışmazlığının azaltılması. ekspektoran
basınç pressure Bir yüzeyin birim alanına uygulanan
kuvvet.
basınçlı inhalasyon çözeltisi pressurised inhala-tion, solution Akciğerlere basınçlı bir inhaler yardımıyla
uygulanan çözelti.
basınçlı inhalasyon emülsiyonu pressurised in-halation, emulsion Akciğerlere basınçlı bir inhaler yar-
dımıyla uygulanan emülsiyon.
basınçlı inhalasyon süspansiyonu pressurised inhalation, suspension Akciğerlere basınçlı bir inhaler
yardımıyla uygulanan süspansiyon.
basınçlı kap pressurised container İçinde ilaç çözel-
tisi ve bu ilacı püskürtecek basınçlı bir gaz bulunan, çelik,
alüminyum veya camdan yapılmış kap türü.
basınçlı ölçülü doz inhaler pressurized metered-dose inhalers ölçülü doz inhaler
basit difüzyon passive diffusion pasif difüzyon
baz base 1. Sulu çözeltilerinde hidroksil (OH-) iyonu
verebilen madde. 2. Kimyasal tepkimelerde proton yaka-
layarak konjüge asit oluşturan madde (Bronsted tanımı).
3. Asitlerle tuz verebilen madde. 4. Kimyasal tepkimeler-
de, ortaklanmamış elektron çifti vermeye yatkın bileşik
(Lewis tanımı). 5. Temel düzey.
bazik basic Baz özelliğinde olan.
belirteç indicator ayıraç
berilyozis berylliosis Metalik berilyum toz ve buharı-
na yoğun maruz kalması sonucu oluşan akut pnömoni ile
seyreden bir pnömokonyoz türü.
beşerî tıbbi ürün medicinal product for human use Bir üretici kuruluş tarafından ölçünlü (standart) bir
formülasyona göre belirli bir farmasötik şekilde ve büyük
ölçekte üretilen, özel olarak ambalajlanan, benzer diğer
ürünlerden ayrılmak üzere üreticinin verdiği özel bir isim-
le pazarlanan, bir veya birden fazla sayıda etken madde
içeren endüstriyel ürün. tıbbi müstahzar, müstahzar,
farmasötik preparat, farmasötik ürün, patentli tıbbi
ürün, spesiyalite, tescilli tıbbi ürün, hazır ilaç
betamimetik betamimetic Bronş düz kaslarının beta
reseptörlerini uyararak bronş ve bronşiyolleri genişleten
alfa reseptörleri etkileyerek kan basıncında artışa yol
açan.
biçimsiz amorphous amorf
bidistile su bidistilled water İki kez damıtılmış su.
çifte damıtık su
bileşik compound Kimyasal tepkimeler sonucu, iki
veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan farklı fi-
ziksel ve kimyasal özellik gösteren madde.
bileşim formulation formülasyon1
bileşimleme formulation formülasyon2
Biot solunum Biot respiration, Biot breathing
Sözlük Dergisi
8
Kandaki oksijenin yoğunluğuna bağlı olarak solunumun
2-3 solunumda bir yavaşlaması, taşipne, apnenin birbirini
takip etmesi durumu.
birim unit ünite
bissinozis byssinosis Pamuk, keten, kenevir lifinin in-
halasyonu sonucu gelişen, göğüste sıkışma ve nefes darlığı
ile belirgin rahatsızlık. pazartesi ateşi
bitmiş ürün finished product Tüm üretim aşamala-
rından geçmiş ve ambalajlanmış olan farmasötik ürün.
biyo- bio- “Canlı, canlılık, yaşam” anlamı veren ön ek.
biyoloji
biyobenzer ilaç biosimilar drug Kalite, güvenilirlik
ve etkililik bakımından ruhsatlı biyoteknolojik referans
ilaca benzerlik gösteren, referans ürünün patent süresi
dolduktan sonra üretilen ilaç türü.
biyoeşdeğer bioequilavent Biyoeşdeğerlik gösteren
(ürün)
biyoeşdeğerlik bioequivalence Farmasötik eşdeğer
olan iki müstahzarın aynı molar dozda verilişinden sonra
biyoyararlanımlarının ve etkilerinin hem etkinlik hem de
güvenlik açısından aynı olmasını sağlayacak kadar benzer
olması. biyolojik eşdeğerlik
biyolojik birikim bioaccumulation Soluma, yeme
veya içme sonucu bir organizmanın aldığı maddelerin yo-
ğunlaşarak vücutta birikmesi.
biyolojik bozunma biodeterioration biyolojik yı-
kım
biyolojik dönüştürüm biotransformation biyot-
ransformasyon
biyolojik dönüşüm biotransformation biyotrans-
formasyon
biyolojik eşdeğer bioequivalent biyoeşdeğer
biyolojik eşdeğerlik bio-equivalence biyoeşdeğerlik
biyolojik etkinleştirme bioactivation biyoaktivas-
yon
biyolojik ilaç biological drug biyolojikler
biyolojik parçalanma biodegradation biyolojik
yıkım
biyolojik yararlanım bioavailability biyoyararla-
nım
biyolojik yarı ömür biological half-life Kimyasal
veya radyoaktif bir maddenin yarısının vücuttan atılması
için gerekli olan dakika veya saat cinsinden zaman.
biyolojik yıkım biodegradation Organik yapıdaki
maddelerin in vivo veya in vitro ortamda canlı sistem-
lerdeki enzimlerin etkisiyle kimyasal olarak parçalanması
sonucunda başlangıç yapılarından giderek azalan sayıda
karbon içeren türevlerine dönüşmesi işlemi. biyolojik
parçalanma, biyolojik bozunma
biyolojikler biologicals Canlı organizmalar veya on-
ların proteinlerinden hazırlanan, serum, aşı, antijen ve
antitoksinleri kapsayan biyoteknolojik tıbbi ürünler.
biyomedikal biomedical Tıpta tanı ve tedavi amacıy-
la yararlanılan madde, malzeme, araç ve gereçlerle ilgili.
biyoyararlanım bioavailability Bir maddenin dozaj
şeklinden emilerek sistemik dolaşıma geçme hızı ve dere-
cesi. biyolojik yararlanım
boğaz pharynx yutak
bozunma degradation Bir kimyasal maddenin daha
basit yapılı bileşiklere parçalanarak değişimi. degradas-
yon, yıkılma
bradipne bradypnea Bazı ilaç ve hastalıkların yan
etkisi olarak ortaya çıkabilen, solunum hızının normalin
altına inmesi, derinliğinin düzenli ve normal olması.
bronki(yo)- bronchi(o)- “Soluk borusu, bronş” an-
lamı veren ön ek.
bronkiyal astım bronchial asthma bronşiyal astım
bronkiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım
bronkodilatasyon bronchodilatation Bronş lüme-
ninin genişlemesi
bronkodilatör bronchodilator bronş gevşetici
bronkografi bronchography Bronşların radyokont-
rast madde aracılığıyla radyolojik olarak incelenmesi.
bronkogram bronchogram Bronkografiden elde edi-
len röntgen filmi
bronkokonstriksiyon bronchoconstriction Bronş
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
9
düz kaslarında kasılma.
bronkokonstriktör bronchoconstrictor Bronş düz
kaslarında kasılmaya neden olan (madde)
bronkoözofajial bronchoesophageal 1. Bronş ve
özofagus’la ilgili. 2. Bronş ve özofagus arasında oluşan.
bronkopnömoni bronchopneumonia Uç bronşi-
yollerden başlayan akciğer dokusunun yangısı
bronkoskop bronchoscope Trake ve bronşları muaye-
ne, biyopsi, mikrobiyolojik kültür amacıyla numune alma
veya solunum yollarına kaçan yabancı bir cismi çıkarma
amacıyla kullanılan aygıt.
bronkoskopi bronchoscopy Bronkoskop aracılığı ile
trake ve bronşların içini görerek muayene etme.
bronkospazm bronchospasm Bronş lümeninin da-
ralması.
bronş bronchi Soluk borusunun alt tarafta ikiye ayrıl-
ması ile meydana gelen iki adet tüp şeklinde oluşum.
bronş astımı bronchial asthma bronşiyal astım
bronş genişlemesi bronchiectasis bronşektazi
bronş gevşetici bronchodilator Bronş ve bronşiyol-
lerdeki düz kasları gevşeterek solunum yollarını genişletip
hava geçisini kolaylaştıran. bronkodilatör
bronş yangısı bronchitis bronşit
bronşektazi bronchiectasis Bronşların elastik do-
kusunun ve kas yapısının bozulmasına bağlı olarak geri
dönüşümsüz olarak genişlemesi ve bozulması. bronş ge-
nişlemesi
bronşit bronchitis Bronş mukozasının enfeksiyon,
soğuk algınlığı, alerjik veya irritan madde ile karşılaşma
sonrasında oluşan yangısı. bronş yangısı
bronşiyal bronchial Bronşlarla ilgili.
bronşiyal astım bronchial asthma Bronşiyolle-
rin alerjik etkene karşı spazmı sonucunda oluşan astım
bronkiyal astım, bronkiyal astma, bronşiyal astma, bronş
astımı
bronşiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım
bronşiyol bronchiole Nefes yollarının akciğer lobül-
leri içindeki parçası.
bronşiyol yangısı bronchiolitis bronşiyolit
bronşiyolit bronchiolitis Solunum sisteminin en kü-
çük fonksiyonel üniteleri olan bronşiyollerin yangısı.
bronşiyolit bronchiolitis Sıklıkla iki yaşından küçük
çocuklarda görülen, bronşiyollerde viral enfeksiyona bağlı
olarak ortaya çıkan ivegen yangı. bronşiyol yangısı
buhar sterilizasyonu steam sterilization Özellikle
sulu preparatları, doymuş buhar basıncı altında, mikroor-
ganizmalardan arındırma işlemi.
buharlaşma vaporization Bir sıvının kimyasal değişi-
me uğramadan gaz hâline geçmesi. vaporizasyon
buharlaştırıcı vaporizer vaporizatör
buharlaştırma evaporation Bir sıvının buharlaştırıla-
rak gaz faza geçirilmesi. evaporasyon
buharlaştırma kabı evaporating dish İçinde çeşitli
kimyasal karışımların hazırlandığı ve ısı uygulanarak bu-
harlaştırma işlemlerinin gerçekleştirildiği, ısıya ve kimya-
sal maddelere dayanıklı, çeşitli boyutlarda porselen veya
cam laboratuvar malzemesi.
buharlaştırma kalıntısı residue on evaporation Özellikle çözücülerin kalitesinin belirlenmesinde bir öl-
çüt olarak yararlanılan, çözücünün buharlaştırılmasından
sonra kalan uçucu olmayan kısım.
burun nose Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkın-
tılı, iki delikli koklama ve solunum organı.
büyük dolaşım systemic circulation sistemik dola-
şım
büyük hacimli parenteral large-volume paren-teral Anma hacmi 100 mL’den daha fazla olan kaplarla
uygulanan infüzyon ve enjeksiyonluk preparat.
Ccam glass Alkali, toprak alkali ya da ağır metallerin
silikatlarından oluşan amorf yapıda sert kırılgan kulla-
nım alanına göre çeşitli türleri olan çoğunlukla saydam
madde.
cam impinger glass impinger Avrupa Farmakopesi’nde
Aparat A olarak kayıtlı, nebülizör, basınçlı inhalatör, toz
Sözlük Dergisi
10
inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince partikül-
lerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıyla
kullanılan aygıt.
Cheyne-stokes solunum Cheyne-stokes respirati-on, Cheyne-Stokes breathing Ağır kalp yetmezliği, kan-
da üre bulunması, nörolojik hastalıklar gibi durumlarda
bilincin tamamen kaybolması gibi durumlarda solunum
hız ve derinliğinin önce artması ardından düşmesi ve apne
nöbetine girilmesi.
ChP Chinese Pharmacopoeia “Çin Halk Cumhuri-
yeti Farmakopesi”nin kısaltması.
cidar membrane membran
cihaz apparatus, device, instrument Bir el işini, me-
kanik bir işi veya deneyleri gerçekleştirmek için özel ola-
rak yapılmış nesne ya da takımlar dizgesi. aygıt
cihazlı analiz instrumental analysis Kromatografik,
spektroskopik vd. yöntemlerde kullanılan cihazlar ile bir
karışım içindeki bileşenlerin nitel ya da nicel analizlerinin
gerçekleştirilmesi. aletli analiz, aygıtlı analiz, enstrü-
mantal analiz
COPD chronic obstructive pulmonary disease “Kronik
tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin İngilizce kısaltması.
Ççalıştırıcı actuator Basınçlı kaptan yaş sprey, köpük
veya katı hâlde akan formülasyonun hızlı ve aynı zaman-
da ürünün istenilen şekilde dağılmasına yardımcı olan
bölüm.
çapraz bulaşma cross contamination İlaç veya besin
maddelerine üretim veya saklama sırasında istenmeyen
madde veya mikroorganizmaların toz, su vb. kaynaklar-
dan doğrudan veya dolaylı olarak geçmesi. çapraz kon-
taminasyon
çapraz kontaminasyon cross contamination çapraz
bulaşma
çeper membrane membran
çifte damıtık su bidistilled water bidistile su
Çin Farmakopesi Chinese Pharmacopoeia Çin
Halk Cumhuriyeti Farmakopesi. ChP. bk. farmakope
çoğuz polymer polimer
çoğuzlaşma polymerization polimerleşme
çok azçözünür very slightly soluble Bir kısım mad-
denin, bin kısım - on bin kısım çözücüde çözünebilmesi.
çok biçimli polymorphous polimorf
çok biçimlilik polymorphism polimorfizm
çok katlı sıvı impinger multi-stage liquid im-pinger Avrupa Farmakopesi’nde Aparat C olarak kayıtlı,
ölçülü doz inhalerlerin ve kuru toz inhalerlerin ince parti-
küllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıy-
la kullanılan, beş kademeden oluşan aygıt. MsLI
çokbiçimli polymorphous polimorf
çokçözünür very soluble Bir kısım maddenin, bir kı-
sımdan az çözücüde çözünebilmesi.
çökelti precipitate Kimyasal bir tepkime sonucunda
oluşan veya çözeltide çözünemediği için katı olarak dibe
çöken madde. sediment, tortu, çökelek
çözelti solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı
maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (ho-
mojen) karışımı. solüsyon, mahlul, eriyik
çözen solvent çözücü1
çözgen solvent çözücü1
çözücü solvent 1. Bir çözeltide, genellikle katı bir
maddeyi kendi kimyasal yapısında bir değişme olmak-
sızın çözme özelliği bulunan, nicelikçe çoğunlukta olan
sıvı. çözgen, çözen, solvan 2. Bir maddeyi kimyasal tepki-
me ile çözen sıvı. Bazı metallerin asitlerde çözünmesi.
çözümleme analysis analiz1
çözünen solute 1. Bir çözeltide, nicelikçe az olan, ken-
di bileşimini değiştirmeden çözücü içinde, molekül ya da
yüklü iyonlara dağılmış madde. 2. Bir çözücü içerisinde
eriyebilen madde.
çözünme dissolution Katı, sıvı ve gaz hâldeki mad-
delerin, molekül veya atomlarını bir arada tutan çekim
güçlerini yenerek bir çözücü içinde tek faz oluşturacak
şekilde dağılması durumu.
çözünmez insoluble Bir çözücü içinde hiç çözünmeyen
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
11
veya çok az çözünebilen (madde).
çözünür soluble Bir kısım maddenin, on kısım - otuz
kısım çözücüde çözünebilmesi.
çözünürlük solubility Katı, sıvı veya gaz hâlindeki bir
çözünenin, belirli koşullarda çözücüsü ile bağdaşık (ho-
mojen), doygun bir çözelti oluşturabilmesinin sınırı.
Dd.n. donma noktası donma noktası teriminin kısal-
tılması.
DAB The German Pharmacopoeia “Alman Farma-
kopesi (Deutches Arzneibuch)” teriminin Almanca kı-
saltması.
dağılım distribution 1. Bir maddenin çok küçük par-
çacıklara ayrılması. 2. Dispersiyon2. 3. İlaçların kandan
doku ve organların içine yayılması.
dağılım değişmezi partition coefficient partisyon
katsayısı
dağılım katsayısı partition coefficient partisyon
katsayısı
dağılım ortamı dispersion medium Bir maddenin
asıltı büyüklüğünde dağıldığı kolloit bir çözeltinin sürekli
veya dış fazı.
dağılma disintegration Tablet ve kapsüllerin önceden
ölçünleştirilmiş deney koşullarında sıvı ortama yerleştiril-
diğinde öngörülen sürede bileşenlerine ayrılması.
dağıltı dispersed Sürekli bir ortamda asıltı olarak da-
ğılmış madde.
dalga wave 1. Enerji niteliği taşıyan, düzenli titreşim-
lerden oluşan, şiddeti bulundukları yer ve zamana bağlı
bir oluşum. 2. Birbirini izleyen yükselme ve alçalmalarla
belirgin hareket.
damıtık distillate, distilled Damıtma işlemi ile bu-
harlaştırılıp sonra yoğunlaştırılan madde. distile
damıtık su distilled water distile su
damıtma distillation 1. Suyun içeriğindeki kimyasal
ve organik bileşenlerden ayrılması için kaynatılarak bu-
harlaştırılması ve oluşan su buharının yoğunlaştırılarak
saf hâlde damıtık su elde edilmesi. 2. Bir sıvı karışımın-
da, kaynama noktaları farklı olan bileşenleri buharlaştırıp
soğuk bir yüzeyde yeniden yoğunlaştırarak birbirinden
ayırma veya arıtma yöntemi. distilasyon
dayanıklı stable Herhangi bir etki ile bozulmayan,
değişme göstermeyen. stabil
dayanıklı bileşik stable compound Kolayca bozun-
mayan veya zaman içinde değişme eğiliminde olmayan
madde. kalımlı bileşik
dayanıklı durum stable state Bir maddenin fiziksel
ve kimyasal değişikliğe uğramadan yapısal veya termodi-
namik özelliklerini uzun süre koruması. kalımlı durum
dayanıklılık stability İlaç ve kimyasal maddelerin,
ısı, ışık, hidroliz, yükseltgenme gibi dış etkilere karşı di-
rençli olma durumu. stabilite
dayanıksız bileşik unstable compound Kolayca bo-
zunan veya zaman içinde değişme eğiliminde olan madde.
kalımsız bileşik
dayanıksız durum unstable state Bir maddenin ko-
layca fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğraması. kalımsız
durum
dehidran dehydran suçeker
dehidrate alkol dehydrated alcohol, absolute alco-hol absolü alkol
deiyonizasyon deionization Çözeltilerdeki mineral-
lerin uzaklaştırılması amacıyla iyon değiştirici reçine gibi
yöntemlerin uygulanması.
deiyonize su deionized water Genellikle iyon değiş-
tirici reçineler ya da ters osmoz gibi tekniklerle elde edilen
ve katyon ya da anyon içermeyen, inorganik kimyasallar-
dan arındırılmış su türü. yükünsüz su, iyonsuzlaştırıl-
mış su, demineralize su
dekontaminasyon decontamination Yiyecek, giysi,
iş ortamı, laboratuvar ortamı veya doğal çevrede bulunan
toksik bileşiklerin, zararlı mikroorganizmaların ve rad-
yoaktif maddelerin değişik yöntemlerle zararsız duruma
getirilmesi veya uzaklaştırılması işlemi. arıklaştırma
demineralize su deionized water deiyonize su
Sözlük Dergisi
12
deri altı subcutaneous subkütan
derişik concentrate yoğun
derişim concentration Birim hacimdeki mol veya eş-
değer ağırlık sayısı ya da çözünenin çözündüğü ortamdaki
ağırlık ya da hacim yüzdesi. konsantrasyon, bk. normali-
te, molalite, molarite
deva drug ilaç
dezenfeksiyon disinfection Dezenfektan madde kul-
lanarak kimyasal yolla veya yıkama, UV ışınına maruz bı-
rakılma gibi fiziksel yöntemlerle enfeksiyona neden olan
bakteri, virüs, protozoa gibi organizmaların etkisizleştiril-
mesi ya da yok edilmesi işlemi.
dezenfektan disinfectant Bazı tıbbi cihazlar, hasta-
nın çevresi ve kullandığı eşyalar gibi cansız cisimler veya
vücuttan atılan boşaltılar ve salgılar (feçes, idrar, balgam
ve akıntılar) üzerine dezenfeksiyon amacıyla uygulanan
kimyasal madde.
difüzyon diffusion 1. Bir çözeltide bulunan mole-
küllerin veya iyonların, bulundukları yüksek derişim or-
tamından düşük derişim ortamına tek düze bir derişim
oluşturmak üzere enerjiye gerek duymadan kendiliğinden
geçişi. göçüşüm 2. Geniş yayılma işlemi. yayınım, 3. Yarı
geçirgen bir zarla ayrılan iki bölüm arasında yüksek deri-
şimli ortamdan düşük derişimli ortama kademeli geçiş.
sızınım, ör. hemodiyaliz
dilüe diluted seyreltik
dilüent diluent seyreltici
diskhaler® diskhaler® Sekiz adet ilacın bulunduğu
disk, cihaza yerleştirilerek kullanılan ve kaç doz kaldığını
gösteren kuru toz inhalasyon cihazı.
diskus® discus® Uygulanacak olan ilacın, cihazın için-
de şerit şeklinde bir blister yapı içinde bulunduğu kuru
toz inhalasyon cihazı.
dispersiyon dispersion 1. Dağıtma ya da ayırma eyle-
mi. 2. Emülsiyon, süspansiyon, köpük ve aeresol şeklinde
rastlanan biri diğeri içinde çok küçük parçacıklar hâlinde
dağılan ve böylece birbiriyle karışmayan iki fazdan oluşan
sistem. 3. Bir sıvıdan geçen ışığın, sıvı içinde asılı parça-
cıkların büyüklüklerine göre saçılması.
dispne dyspnea Yeterli hava alamamak veya boğulma
hissiyle belirgin, soluk alıp verme sırasındaki solunum
güçlüğü, güçlükle nefes alma.
distilasyon distillation damıtma
distile distillate, distilled damıtık
distile su distilled water Damıtma yöntemi ile elde
edilmiş su. damıtık su
dondurarak kurutma lyophilization liyofilizasyon
dondurkurut lyophilization liyofilizasyon
dondurkurutaç lyophilizator liyofilizatör
donma freezing Bir sıvının ya da çözeltinin, sıcaklığı-
nın azaltılmasıyla katılaşması.
donma noktası freezing point Saf bir sıvının 1 atm
dış basınç altında katılaştığı kendisine özgü bir değer. d.n.
bk. ergime noktası
donma noktası düşmesi freezing point depression Çözeltilerin donma noktalarının, içerdikleri çözünenin
derişimine bağlı olarak, saf çözücünün donma noktasın-
dan daha aşağıda bir değer göstermesi.
doygun çözelti saturated solution doymuş çözelti
doygunluk saturation 1. Belirli bir sıcaklıkta, bir çö-
zücü içerisinde çözünenin en yüksek miktarda bulunması
durumu. 2. Bir molekülde kimyasal bağ yapabilecek bü-
tün elektronların tekli bağ oluşturması hâli. satürasyon
doymamış çözelti unsaturated Belirli koşullarda çö-
zünebileceğinden daha az çözünen madde taşıyan çözelti
türü.
doymuş çözelti saturated solution Belirli bir çözü-
cüde ve sıcaklıkta bir kimyasal maddenin çözünebileceği
en yüksek derişimde bulunduğu çözelti şekli. satüre çö-
zelti, doygun çözelti
doz dose Bir seferde verilen veya maruz kalınan madde
veya radyasyon miktarı. düze
doz aşımı overdosage 1. Bir ilacın normal dozunun
üzerinde aşırı miktarda uygulanması. 2. Bir ilacın aşırı
dozda uygulanması sonucunda ortaya çıkan durum.
dozaj dosage Belirli bir ilaç dozunun, belirli bir süre ve
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
13
sıklıkta organizmaya uygulanması. düzeleme, mg/kg/gün
DSÖ World Health Organization “Dünya Sağlık
Örgütü”nün İngilizce kısaltması.
Dünya Sağlık Örgütü World Health Organization Birleşmiş Milletlere bağlı olarak görev yapan ve toplum
sağlığı ile ilgili uluslar arası çalışmaları düzenleyen ve uy-
gulayan kurum. DSÖ, WHO
düze dose doz
düzeleme dosage dozaj
Ee e “Elektron” teriminin Türkçe kısaltılması
E E Eczane logosu
é é “Elektron” teriminin Latince kısaltılması
e.n. e.n. “Ergime” noktası teriminin kısaltılması
EAA EAA “Eğri altında kalan alan” teriminin kısal-
tılması
Ecz. pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist “Eczacı” teriminin kısaltması.
ecza Drug 1. Canlılardaki rahatsızlıkları, bozuklukları
ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için
yararlanılan, doğal kaynaklardan veya sentez yoluyla elde
edilen madde veya bunlardan hazırlanmış dozaj şekli. ilaç,
em, ot (eski metinlerde). 2. Çeşitli amaçlarla kullanılan
kimyasal madde.
eczacı pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist Eczacılık fakültesinden mezun olmuş, ec-
zacılık mesleğini yapmaya hak kazanmış kişi. Ecz
eczacılık pharmacy, pharmaceutics İlaçların, ilaç
ham maddelerinin, bitkisel ve kozmetik ürünlerin araş-
tırılması, tasarımı, geliştirilmesi, üretimi, kalite kontrolü,
güvencesi, ruhsatlandırılması, dağıtımı, depolanması,
korunması; majistral preparatlar, sitotoksik, steril ve
radyofarmasötik ürünlerin, ürün kalitesi, güvenilirlik ve
etkinliğini güvence altına alacak şekilde hazırlanması;
ilaçların kullanımı, saklanması ve imhası ile ilgili çalış-
maların yapılması; ilaçların uygulanmasında kullanılan
araçların, tıbbi cihaz ve malzemelerin güvenli ve etkin bir
şekilde kullanabilmesi için hastaların bilgilendirilmesi;
tıbbi ürünlerin farmakovijilans çalışmalarının yapılması;
hastaların ilaç etkileşimleri, uyumsuzlukları, sakıncalı ve
yan etkileri, dozları ve uygun ilaç depolama konularıyla
ilgili olarak hastaların ve sağlık personelinin bilgilendi-
rilmesi ve sağlık danışmanlığı yapılması gibi hizmetlerin
yürütüldüğü sağlık mesleği.
eczane pharmacy, drugstore İlaçların hazırlandığı, ha-
zır ilaçların hastaya ulaştırıldığı ve ilaçla ilgili konularda
hastaların bilgilendirildiği eczacılık mesleğinin bir uygu-
lama yeri. E
edilgin sızınım passive diffusion pasif difüzyon
eğim slope Bir regresyon eşitliğinde, bağımsız değiş-
kenle çarpılan ve doğrunun X-ekseniyle yaptığı artı yönlü
açının tanjantını gösteren değer: ör. doğru denklemi y=
bx+a olarak alındığında “b”, doğrunun eğimini ifade eder.
eğri altındaki alan area under the curve Plazma
ilaç derişiminin zamana karşı çizilen grafiğinde eğirinin
altında kalan alanın büyüklüğü. EAA, AUC
eksin anion anyon
eksipiyan excipient yardımcı madde
ekspektoran expectorant balgam söktürücü
ekspirasyon expiration, exhalation soluk verme
ekspirasyon yedek hacmi expiratory reserve volu-me Normal bir soluk verme hareketinden sonra, zorlu bir
soluk vermeyle fazladan çıkarılabilen hava miktarı. soluk
verme yedek hacmi
ELD ELD “Eşik limit değer” teriminin kısaltılması
elektrolit electrolyte Çözelti içinde veya eridiğinde
iyonlarına ayrılan ve elektriği iletebilen madde: Asit, baz,
tuz çözeltisi
elektron electron Atom çekirdeğindeki proton sayısı-
na eş değer sayıda olmak üzere, atom çekirdeğini çevre-
leyen çeşitli enerji düzeylerinde yer alan, atomun başka
atomlarla bağ kurmasını ve kimyasal tepkimeleri sağla-
yan, 1,6022x10-19 coulomb elektrik yükü, 9,1096x10-28
g kütlesi olan negatif yüklü parçacık. e, é
elektron mikroskobu electron microscope Canlı
Sözlük Dergisi
14
yapıların özellikle hücrelerin ince yapısının görüntülenme-
sinde ışık yerine elektronlardan yararlanılarak yapının
yüksek çözünürlükte büyütülmesini (106x) sağlayan mik-
roskop türü.
element element Çekirdeğinde aynı sayıda proton içe-
ren (atom numaraları aynı) atomlardan oluşan, kimyasal
yöntemlerle parçalanamayan en küçük yapı taşı.
em drug ecza
en düşük doz minimal dose, minimum dose Bir
maddenin belirgin bir biyolojik etki oluşturabilecek en
düşük miktarı.
en uygun doz optimal dose İstenilen tedavi edici et-
kiyi, en düşük yan etki ile gösteren ilaç miktarı. optimum
doz
enantiyomer enantiomer optik izomer
enantiyomerizm enantiomerism enantiyomerlik
enantiyomerlik enantiomerism İki bileşiğin, birbiri-
nin enantiyomeri olması durumu. enantiyomerizm
endikasyon indication 1. Bir ilacın etkili olduğu
durum. ilaç kullanım alanı 2. Hastada belirli bir tedavi
veya uygulamaya karar verilmesini gerektiren durum ya
da belirti.
enflamasyon inflammation yangı
engelleme inhibition inhibisyon
engelleyici inhibitor inhibitör
enjeksiyon injection Bir sıvının dokulara, damar
içine, kanallara, vücut boşluklarına ve benzeri bölgelere
şırınga, enjeksiyon pompası gibi araçlar kullanılarak ba-
sınçla verilmesi işlemi. zerk etme, şırıngalama
enjeksiyonluk bakteriyostatik su bacteriostatic water for injection Mikroorganizma taşımayan ve bir ya
da daha fazla uygun antimikrobiyal madde içeren enjeksi-
yon işlemleri için kullanılan su.
enjeksiyonluk konsantre concentrate for injection Uygulamadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyreltil-
dikten sonra enjeksiyon için hazırlanan steril çözelti şek-
linde preparat.
enjeksiyonluk preparat injectable preparation
Enjeksiyonluk suda veya uygun bir steril susuz sıvıda
veya bu sıvıların karışımında etken maddenin çözülmesi,
emülsiyon veya süspansiyon hâline getirilmesi ve diğer ek
yardımcı maddelerle hazırlanan preparat.
enjeksiyonluk su water for injection İlaçların canlı
organizmaya enjeksiyon yoluyla uygulanması için kulla-
nılabilir özellikte olan steril, pirojen madde içermeyen
damıtık su.
enjektör injector Havayı, sıvıları emmeye veya basınç-
la itmeye yarayan, özellikle vücuda sıvı bir ilacı vermek
veya vücuttan sıvı çekmek ya da belirli bir miktarda sıvıyı
analitik bir sisteme uygulamak amacıyla yararlanılan bir
tür pompa. şırınga
enstrümantal analiz instrumental analysis cihazlı
analiz
EP The European Pharmacopeia “Avrupa Farmako-
pesi”nin İngilizce kısaltması.
EP European Pharmacopoeia “Avrupa Farmakopesi
(Pharmacopoeia European)”nin İngilizce kısaltması.
epiglotis epiglottis Gırtlağın girişine bağlı mukoza zarı
ile çevrili elastik kıkırdak bir dokudan oluşan kapakçık.
epiglottis epiglottis Gırtlağın girişinde yer alan bir
mukoza ile kaplı elastik kıkırdak dokusunun yapılmış bir
kapakçık. küçük dil
ergime noktası melting point Belirli bir basınç al-
tında maddenin katı ve sıvı evrelerinin dinamik dengede
bulundukları ve donma noktası ile özdeş olan sıcaklık.
erime noktası, e.n.
erime noktası melting point ergime noktası
erişkin dozu adult dose Erişkin kişiye uygulanan ilaç
miktarı.
eriyik solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı
maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (tek-
düze, homojen) karışımı. çözelti
ERS European Respiratory Society “Avrupa Solunum
Derneği”nin İngilizce kısaltması.
esneme yawn Solunum ve istem dışı hava hareketi
olarak, havanın solunması, eş zamanlı oluşan kulak zarı
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
15
gerilmesi ve ardından bir soluk verme.
eşdeğer ağırlık equivalent weight 1 mol elektron ile
birleşebilen element miktarı. eşdeğer gram sayısı
eşdeğer gram gram equivalent Bir maddenin bir
atom- gram (1.008 g) hidrojen ya da yarım atom- gram
(8.000 g) oksijenle birleşebilecek miktarı.
eşdeğer gram sayısı equivalent weight eşdeğer ağır-
lık
eşdeğer ilaç equivalent drug Referans ilaçlarla aynı
farmakolojik etkilere sahip olduğu, bu nedenle hasta
üzerinde aynı tedaviyi sağladığı bilimsel çalışmalarla ka-
nıtlanan, etken madde veya maddeler, farmasötik şekil,
birim hammadde miktarı ve ambalaj miktarları aynı olan
ve referans ilaçların koruma süreleri bittikten sonra satışa
sunulan ilaç türü. muadil ilaç
eşdeğerlik equivalence 1. Aynı değerliğe sahip olma
durumu. 2. Bir ilacın bir diğeri ile belirli ölçütler bakı-
mından karşılaştırılması sonucunda, kabul edilebilir ara-
lıklarda benzer özellikler taşıması.
eşik doz threshold dose Bir ilaç, kimyasal madde veya
iyonize ışının tespit edilebilen bir etki oluşturan en düşük
miktarı.
eşik limit değer threshold limit value İş yeri orta-
mındaki solunan havada günlük 7-8 saat, haftalık 40 saat
üzerinden hesaplanan miktarda maruz kalınmasına izin
verilen, hiçbir yan etkiye neden olmayan, zaman-ağırlıklı
derişim cinsinden hesaplanan madde miktarı. ELD, TLV
eşiz isomer izomer
etiket label Bir malzemenin niteliklerini, kime ait ol-
duğunu belirtmek, belli etmek için üzerine yerleştirilen
uyarı yazıları.
etken madde active substance Organizmadaki yapı
ve işlevleri etkileyerek biyolojik bir yanıt oluşturan doğal,
yapay veya yarı yapay kimyasal madde. Etkili madde, et-
kin madde, etkin farmasötik bileşen.
etkili doz effective dose Bir ilacın uygulandığında etki
oluşturan miktarı.
etkili en düşük doz lowest effect level Deney hay-
vanlarında değişik seri dozlarla yapılan çalışmalarda sap-
tanan en düşük etkili doz. LEL
etkili madde active substance etken madde
etkin farmasötik bileşen active pharmaceutical ingredient etken madde
etkin madde active substance etken madde
etkin plasebo active placebo aktif plasebo
evaporasyon evaporation buharlaştırma
FF0 değeri F0-value Buharla mikropsuzlaştırma işle-
minde malzemelere ulaşan sıcaklığın 121°C’deki eşdeğer
zamanını gösteren değer.
farenjit pharyngitis yutak yangısı
farenks pharynx yutak
farinjial pharyngeal Boğazla ilgili.
farmakokinetik pharmacokinetics Vücutta ilaçların
emilim, dağılım, metabolizma ve atılım (ADME) olayla-
rını nicel olarak ve özellikle zaman boyutları içinde ince-
leyen farmakoloji dalı.
farmakope pharmacopoeia, pharmacopeia İlaç üre-
timinde kullanılan etken ve tüm yardımcı maddelerin
özellikleriyle bunların nitel ve nicel analiz yöntemlerinin
yer aldığı, yasal ve bilimsel olarak uyulması gereken ulusal
ve uluslar arası kuralları ve yöntemleri içeren resmî kitap:
Türk Farmakopesi, Avrupa Farmakopesi, Amerikan Far-
makopesi, İngiliz Farmakopesi, Hint Farmakopesi, Çin
Farmakopesi, Kore Farmakopesi, kodeks
farmasötik aerosol pharmaceutical aerosol İlaçla-
rın solunum yolundan uygulanabilmesi için kullanılan
bir formülasyon türü.
farmasötik alternatif pharmaceutical alternative Aynı ilaç etken maddesinin farklı müstahzarlarda değişik
doz, dozaj şekli veya tuzu hâlinde bulunması.
farmasötik biyoeşdeğerlik pharmaceutical bioe-quivalence İki ya da daha fazla müstahzarın, aynı etken
maddeyi, aynı farmasötik şekil içerisinde ve aynı miktarda
içermesi.
Sözlük Dergisi
16
farmasötik eşdeğer pharmaceutical equivalance Farklı üreticiler tarafından hazırlanan müstahzarların, bir
etken maddeyi aynı dozaj şekli içinde ve aynı miktarda
içermesi.
farmasötik preparat pharmacetical preparation beşerî tıbbi ürün
farmasötik teknoloji pharmaceutical technology İlaç etken maddelerinin vücut tarafından en etkin biçim-
de yararlanımını sağlayacak ilaç şekli hâline getirilmesi ve
endüstriye uygulanması konularında eğitim ve araştırma-
lar yapan bilim dalı. galenik farmasi
farmasötik ürün pharmaceutical product beşerî
tıbbi ürün
fason üretim contract manufacturing İki firma
arasındaki anlaşma sonucu, ruhsat veya izin sahibi firma
adına diğer firma tarafından söz konusu ürünün belirle-
nen nitelik ve nicelikte uygun olarak belirli bir süre üre-
tilmesi.
faz ayrımı coaservation Sıcaklık değişmesi, tuz
veya geçimli olmayan polimer eklenmesi ya da polimer-
polimer etkileşmesi sonucu oluşan, kolloidal parçacıkla-
rın birleşmesi.
fazla havalanma hyperventilation Aniden gereken-
den daha hızlı ve daha derin soluk alma durumudur. hi-
perventilasyon
FDA U.S. Food and Drug Administration “Ameri-
ka Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Kurumu”nun İngilizce
kısaltması.
filtrasyon filtration Bir sıvı veya gazı, geçirgen zar,
kum, silika ya da kâğıt gibi materyallerden geçirerek için-
deki asılı durumda bulunan parçacıkları ayırma işlemi.
süzme
filtre filter Sıvı veya gaz ortamlardan istenmeyen par-
çacık veya benzeri kirlilikleri ayırmak için kullanılan de-
likli malzeme.
filtre kâğıdı filter paper süzgeç kâğıdı
fizikokimyasal özellik physicochemical property Bir maddenin, ergime, kaynama ya da donma noktası,
sertliği, akışkanlığı gibi ölçülebilen özellikleri ve diğer sis-
temlerle etkileşebilme niteliği.
fiziksel özellikler physical properties Bir maddenin,
sertlik, yoğunluk, renk, ergime veya kaynama noktası gibi
kimyasal değişimlerden bağımsız olan nitelikleri.
fizyolojik ölü boşluk physiologic dead space Ana-
tomik ölü boşluk ile işlevsel alveollerin hacim toplamı.
flakon flacon, vial, phial 1. Parenteral uygulama
için kullanılan, steril enjeksiyonluk çözelti veya ekinde
verilen uygun çözgen ile çözündürülmek üzere liyofilize
toz içeren, çoğu zaman camdan yapılmış, ağzı kauçuk
tıpa ve alüminyum bantla kapatılan, içindeki ilacın üst-
teki kapaktan enjektör yardımıyla alınabildiği, çok dozlu
farmasötik preparatların konulduğu değişik boyut ve ha-
cimde ilaç kabı. flk 2. Çeşitli boyutlarda kapaklı küçük
şişe. vial
flk flacon, vial, phial “Flakon” ilaç şekli veya ambalaj
malzemesinin kısaltması.
fonksiyonel artık kapasite functional residual capacity Soluk verme yedek hacmi ile artık hacmin top-
lamı.
formül formula Bir ilacın hazırlanma şekli veya bileşi-
minin ya da istenen bir değer veya sonucun elde edilmesi
için yapılacak işlemlerin çeşitli sayı ve sembollerle ifadesi.
bk. ampirik formül, kimyasal formül
formülasyon formulation 1. Belirli bir bileşime göre
hazırlanmış ilaç, gıda vb. ürün. terkip, bileşim 2. Belirli
bir bileşime göre ilaç, gıda vb. ürünlerin hazırlanması işle-
mi. terkip hazırlama, bileşimleme
formüler formulary 1. Yeterli derecede kimyasal ve
klinik bilgi bulunmaması nedeniyle farmakopelerde yer
almayan veya az kullanılan maddeler ve bazı üretim for-
müllerinin yer aldığı kitap: Tıbbi Formüler, Dispensatory
of the United States of America, National Formulary
2. İlaçların klinik önem ve özellikleri ile ilgili kısa açık-
lamalar sunan; tedavi gruplarının tekrarını önlemek ve
hastalara en düşük maliyette en iyi ilacı sunmak amacıyla
hazırlanmış, bazen bir kurum içerisinde kabul edilmiş ya
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
17
da sağlık sigorta kurumları tarafından kabul edilmiş ilaç
listesi.
fotoliz photolysis Bir molekül veya maddenin ışığı (fo-
tonu) soğurmasına bağlı olarak molekül yapısının değiş-
mesi veya parçalanması işlemi. ışılbozunma
FPF fine particle fraction “İnce partikül fraksiyonu”
teriminin İngilizce kısaltması.
Gg gram “Gram” teriminin kısaltması.
galenik farmasi galenical pharmacy Galen’in öğ-
reti ve uygulamalarına dayanan ilaç formülasyonlarının
geliştirilip üretilmesiyle ilgili olan ve günümüz eczacılık
eğitiminde farmasötik teknoloji olarak adlandırılan bilim
alanının eski adı. farmasötik teknoloji
gaz sterilizasyonu gas sterilisation Isı ve nemden et-
kilenen materyallerin (gereçlerin), mikroorganizmalardan
kimyasal yolla arınmalarını sağlamak için düşük sıcaklık
ve basınç altında etilen oksit buharlarına maruz bırakıl-
ması işlemi.
GCP Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları”
teriminin İngilizce kısaltması.
geçirgen permeable Gözenek büyüklüğüne göre, bazı
katı, sıvı ve gazların içinden geçişine izin veren. permeabl
geçirgenlik permeability Maddelerin geçişine izin
verme özelliği. permeabilite
geçirimsiz kap airtight container Preparat içeriğini
saklama ve taşıma sırasında, normal şartlar altında katı,
sıvı ve gazların bulaşmasından veya madde kaybından
koruyan ambalaj.
geçirmez impermeabl impermeabl
geçişim osmosis ozmoz
geçişim basıncı osmotic pressure ozmotik basınç
geçişimölçer osmometer ozmometre
geçişimsel osmotic ozmotik
geniz pharynx yutak
gırtlak larynx Soluk borusunun üstünde, boğazın al-
tında yer alan, üzerinde ses telleri olan, solunan havanın
alt solunum yollarına geçişini ve sesin oluşumunu sağla-
yan kısım. larenks
gırtlak yangısı laryngitis Gırtlağın ve ses tellerinin
enfeksiyon ve tahrişe bağlı olarak gelişen rahatsızlığı. la-
renjit
glottis glottis Gırtlağın dar kısmında yer alan ve solu-
num yoluna açılan ses telleri arasındaki boşluk.
GLP Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uy-
gulamaları” teriminin İngilizce kısaltması.
GMP Good Manufacturing Practice “İyi üretim uy-
gulamaları” teriminin İngilizce kısaltması.
göğüs kafesi chest, thorax Solunum sisteminin baş-
lıca organları ve dolaşım sistemi ile sindirim sisteminin
bazı bölümlerini içinde barındıran, omur ve kaburgalar,
göğüs kemiği, bunalara bağlı kaslar ile kas kılıflarından
oluşan vücut bölümü.
göze cell hücre
gözenek pore, porus Bir zarda veya diğer yapılarda
bulunan irili ufaklı boşluk ya da geçit. por
gözenekli porous poröz
gözeneklilik porosity porözite
GPP Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygula-
maları” teriminin İngilizce kısaltması.
gtt drops, guttae (Lat.) “Damla” teriminin Latince
çoğul kısaltması.
günlük doz daily dose Bir ilacın 24 saatlik süreç içe-
risinde verilen toplam miktarı.
Hhacim ölçümlü volumetric volümetrik
ham madde raw material Bir ürünün elde edilme-
sinde kullanılan temel bileşenlerin işlenmeden önceki
durumu.
handihaler® handihaler® Ağızlık kısmı açılarak kap-
sülün yerleştirildiği ve kenarında bulunan butona basıla-
rak kapsülün delindiği kuru toz inhalasyon aygıtı.
hapşırma sneeze Solunum dışı hava hareketi olarak,
genellikle nazal mukozanın yabancı partiküllerle tahriş
Sözlük Dergisi
18
olması sonucu aniden, sesli bir şekilde, ağızdan ve burun-
dan istem dışı hızlı nefes vermek. aksırık, aksırma
hava keseciği alveol (pl), alveoli alveol
hava kilidi air lock Temizlik derecesi bakımından
birbirinden farklı iki veya daha çok bölüm arasında yer
alan ve bölümler arasında geçiş yapılırken aradaki hava
akımını kontrol etmek üzere kullanılan kapalı, iki veya
daha çok kapı sistemi.
hava yolu enflamasyonu airway inflammation hava yolu yangısı
hava yolu yangısı airway inflammation hava yolu
enflamasyonu
havacıl aerobe aerop
havada taşınan airborne Havada dolaşan veya yayı-
lan enfeksiyonlu organizma, alerjen veya kimyasal madde.
airborn
havageçirmez hermetic, airtight hermetik
havasever aerobe aerop
havasevmez anaerobe anaerop
hazır enjektör prefilled syringe Parenteral ilaçların
kolaylıkla uygulanmasına yönelik olarak içerisinde veri-
lecek ilacı içeren kullanıma hazır farmasötik ürün. hazır
parenteral ilaç uygulama sistemi
hazır ilaç preparation beşerî tıbbi ürün
hemoptizi hemoptysis Akciğerdeki küçük damarlar-
daki çatlak sonucunda oluşan, öksürme sırasında akciğer-
den kan veya kanlı balgam gelmesi durumu.
hemotoraks hemothorax Göğüs kafesi ve akciğerleri
saran plevranın katmanları arasında akciğer boşluğunda
kanlı sıvı birikmesi.
HEPA filtre high efficiency particulate air filter Havada 0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 85 ve üze-
rindeki oranda tutabilen yüksek etkinlikte filtre türü. bk.
ULPA filtre
hermetik hermetic, airtight İçine hava veya diğer
gazların sızmasını engelleyen ambalaj sistemi. havageçir-
mez
heterojen heterogeneous 1. Birbirine benzemeyen
yapıtaşlarından oluşan veya yapısında farklı bileşenler
bulunduran. ayrışık 2. Genetikte farklı genlerle veya gen-
lerin kombinasyonu ile oluşan özellik.
hıçkırma hiccup Göğüs boşluğu ile karın boşluğu-
nu birbirinden ayıran diyafram kasının birden kasılması
sonucunda, solunum dışı hava hareketi olarak ses telleri
arasındaki açıklığın istem dışı kapanması ile gerçekleşen
ani soluk alımı ve bu sırada oluşan kesikli kasılma.
hırıltı wheezing Nefes alıp vermenin zorlaşması ile
nefes verirken duyulan ses. vizing
hidrasyon hydration 1. Su molekülünün doymamış
bağlara katılma tepkimesi. su katımı 2. Bir maddenin ya-
pısında su tutması. sululaşma, hidratlaşma
hidrat hydrate 1. Bünyelerindeki su molekülü sayısına
göre adlandırılan, yapısında özellikle kristal suyu içe-
ren bileşik: ör. bakır sülfat pentahidrat (CuSO4.5H2O).
2. Aldehit veya keton karbonillerine su katılması ile olu-
şan molekül: Gem-dioller
hidratasyon hydratation Suda çözünmüş bir bileşi-
ğin su molekülleri tarafından sarıldığı solvatasyon (sıvı
sarılım) şekli. su sarılım
hidrofil hydrophile, hydrophilic Bir madde veya
molekülün bir kısmının suya yüksek ilgisi olması, suda
çözünmesi, suyla karışması ya da ıslanma eğiliminde bu-
lunma özelliği. hidrofilik, sucul, susever
hidrofilik hydrophilic hidrofil
hidrofobik hydrophobic Kutuplanabilen grupları ol-
mayan bir madde veya molekülün suya ilgisinin olmama-
sı, suda çözünmeme, suyla karışmama ya da ıslanmama
eğilimine karşılık hidrokarbon ve benzeri çözücüler ile
yağlarda çözünme ve karışma özelliği. hidrofop, lipofil,
lipofilik, susevmez, yağcıl
hidrotoraks hydrothorax Akciğer zarı boşluğunda
sıvı birikmesi.
hijyen hygiene 1. Sağlık bilgisi. 2. Sağlık koruma, hıf-
zıssıhha. 3. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak
için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemleri-
nin tümü.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
19
hijyenik hygienic 1. Sağlıkla ilgili. 2. Temiz. 3. Sağlık
kurallarına uygun, sağlıklı.
hilus hilum Akciğer, dalak gibi organların girişinde
genellikle damar ve sinirlerin bulunduğu küçük açıklık
ya da çöküntü.
Hint Farmakopesi Indian Pharmacopoeia Hindis-
tan Cumhuriyeti Farmakopesi. IP. bk. farmakope
hiperkapni hypercapnia Kanda karbondiokasit dü-
zeyinin yükselmesi.
hiperpne hyperpnea Hiperventilasyon ve metabolik
talebi aşan dakika ventilasyon. artmış soluma
hipertonik çözelti hypertonic solution Genellikle vü-
cut sıvılarından daha yüksek ozmotik basıncı olan çözelti.
hiperventilasyon hyperventilation fazla havalanma
hipoksi hypoxia Kanda, hücrelerde ve dokularda oksi-
jen eksikliğine bağlı fonksiyon bozukluğu.
hipoksik hipoksi hypoxic hypoxia Solunum yolu
hastalıklarında, yüksek veya havalandırmanın az olduğu
yerlerde akciğer aracılığıyla atmosferden kana oksijen ge-
çişinin azalması.
hipotonik çözelti hypotonic solution Genellikle vü-
cut sıvılarından daha düşük ozmotik basıncı olan çözelti.
hipoventilasyon hypoventilation azalmış havalanma
histotoksik hipoksi histotoxic hypoxia, histoxic hypoxia Siyanür, narkotikler gibi zehirli etkenlere bağlı
olarak hücredeki yükseltgenme mekanizmalarının bozul-
ması nedeniyle kanda oksijen basıncı normal olmasına
rağmen, hücrelerin bu oksijeni kullanamaması durumu.
homojen homogeneous Yapısında birbirine benzer
bileşenler bulunduran. bağdaşık
hücre cell Canlılığını kendi başına sürdürebilen ve yarı
geçirgen ince bir zar ile çevrili en küçük protoplazmik
birim. göze
hücre cidarı cell wall Bitki ve çoğu prokaryotik hüc-
relerin plazma zarını çevreleyen, içeriğini ve biçimini ko-
ruyan dayanıklı tabaka. hücre çeperi, hücre duvarı
hücre çeperi cell wall hücre cidarı
hücre duvarı cell wall hücre cidarı
IIP Indian Pharmacopoeia Hindistan Cumhuriyeti
Farmakopesi’nin İngilizce kısaltılması
IR infrared “Kızılötesi” teriminin İngilizce kısaltması.
IR parmak izi bölgesi IR fingerprint region Kızıl
ötesi spektrofotometresinde enantiyomerler dışında her
kimyasal madde için özgün olan ve maddelerin tanınma-
sında yararlanılan, 750 nm ile 1000 mikrometre arasında-
ki dalga boyunda çok sayıda piklerin bulunduğu alan.
ısılayrışım thermolysis termoliz
ısıveren exothermic ekzotermik
ısıveren tepkime exothermic reaction ekzotermik
tepkime
ışığa dayanıklı photostable Işığa maruz kaldığında
yapısal değişime uğramayan (madde). fotostabil
ışığa dayanıklılık photostability Işığa maruz kalındı-
ğında yapısal değişime uğramama özelliği. fotostabilite
ışığa duyarlı photosensitive Işığa maruz kaldığında
yapısal değişime uğrayan (madde). fotosensitif, fotosen-
sibil
ışığa duyarlılık photosensitivity Bir hücrenin, or-
ganın, organizmanın veya molekülün ışığın belli dalga
boylarında değişime uğrama özelliği. fotosensitivite, fo-
tosensibilite
ışığı çevirme optical rotation optik çevirme
ışık kuantumu photon foton
ışık tayfı spectrum spektrum1
ışıksal optical optikal
ışıksal etkinlik optical activity optik etkinlik
ışıl bozunma photolysis fotoliz
ıtrah excretion atılma
İİEGM Turkish Ministry of Health General Direc-
torate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey “İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü”nün kısaltması.
İEU Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygula-
maları” teriminin kısaltması.
Sözlük Dergisi
20
İKU Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları”
teriminin kısaltması.
ilaç drug Hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi ya
da fizyolojik olayların düzenlenmesi amacıyla kullanıl-
mak üzere yetkili kurumlar tarafından onaylanmış, doğal
yapay veya yarı yapay kimyasal maddelerden hazırlanan
ürün. deva, em
İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü Turkish Mi-nistry of Health General Directorate of Pharmaceu-ticals and Pharmacy of Turkey Türkiye İlaç ve Tıbbi
Cihaz Kurumu’nun önceki adı. İEGM. bk. Türkiye İlaç
ve Tıbbi Cihaz Kurumu.
iletim conduction 1. Uyarının canlı dokuda sinir veya
kas lifleri aracılığı ile iletilmesi. 2. Herhangi bir enerjinin
(elektrik, ısı vb.) iletilmesi. kondüksiyon
iletken conductor Isı ve elektrik gibi enerji türlerini
ileten ortam.
iletkenlik conductivity, conductance Bir uyarıyı veya
ısı ve elektrik gibi enerji türlerini bir yerden başka bir yere
aktarabilme özelliği.
iletkenlikölçer conductometer Elektriksel iletkenliği
ohm birimi ile ölçen aygıt. kondüktometre
ilişki katsayısı correlation coefficient korelasyon
katsayısı
iltihap inflammation yangı
İLU Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uygu-
lamaları” teriminin kısaltması.
impermeabl impermeabl Sıvıların geçişine izin ver-
meyen. geçirmez
in vitro in vitro Deney tüpü, kültür ortamı gibi cansız
yapay ortamda oluşan.
in vitro çalışma in vitro study Bir kimyasal madde-
nin doku veya hücreler üzerindeki etkilerini araştırmak
amacıyla yapay ortamda yapılan çalışma.
in vivo in vivo Bütünlüğü bozulmamış canlı organiz-
mada oluşan.
in vivo çalışma in vivo study Bir etkenin (kimyasal
madde, mikroorganizma gibi) belli bir organizma üzerin-
deki doğrudan etkilerini araştırmak amacıyla canlı üzerin-
de yapılan çalışma.
ince partikül fraksiyonu fine particle fraction Akciğerlerde biriken 1-5 µm arası boyutlardaki aerosol
partiküllerinin yüzde olarak miktarı. FPF
ince süzme ultrafiltration ultrafiltrasyon
ince süzüntü ultrafiltrate İnce süzme işlemi sonucu
elde edilen ürün. ultrafiltrat
indikatör indicator ayıraç
inert inert Kimyasal tepkimeye girmeyen, diğer mad-
delerle etkileşmeyen veya canlı organizmalar için zararlı
olmayan (madde). tepkimesiz
infiltrat infiltrate 1. Doku içine sızarak toplanan
maddeler. 2. Geçme veya sızma sonucunda başka bir or-
tamda toplanan maddeler.
infrared infrared kızılötesi
infrared spektroskopisi infrared spectroscopy kızıl
-ötesi spektroskopisi
infüzyon infusion 1. Büyük hacimli uygulamalar için
hazırlanan, ana ortamı su olan steril, sulu çözelti veya
emülsiyon şeklinde herhangi bir antimikrobik koruyucu
ve pirojen madde içermeyen genellikle kan ile izotonik
olan preparatların herhangi bir zorlayıcı güç uygulama-
dan toplar damara verilmesi. 2. Bitki kısmının üzerine
taze kaynatılmış sıcak suyun ilave edilmesinden sonra
5-15 dakika bekletilerek süzülmesi suretiyle çay hazırlama
yöntemi.
infüzyon konsantresi concentrate for infusion Uygulanmadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyrel-
tildikten sonra infüzyon için hazırlanan steril çözelti şek-
linde preparat.
inhalasyon inhalation Havayı akciğerlere çekme. So-
luk alma, soluma, inspirasyon, solumlanım
inhalasyon buharı inhalation vapour Soluma yo-
luyla uygulanan buhar.
inhalasyon buharı çözeltisi inhalation vapour, solution Soluma yoluyla uygulanan çözelti.
inhalasyon buharı kapsülü inhalation vapour,
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
21
capsule Soluma yoluyla uygulanan kapsül.
inhalasyon buharı merhemi inhalation vapour, ointment Soluma yoluyla uygulanan merhem.
inhalasyon buharı sıvısı inhalation vapour, liquid Soluma yoluyla uygulanan sıvı.
inhalasyon buharı tableti inhalation vapour, tablet Soluma yoluyla uygulanan tablet.
inhalasyon buharı tozu inhalation vapour, powder Soluma yoluyla uygulanan toz.
inhalasyon gazı inhalation gas Soluma yoluyla uy-
gulanan gaz.
inhalasyon preparatı preparation for inhalation Akciğerde veya vücudun tamamında etki sağlamak için
hazırlanan buhar veya aerosol şeklindeki sıvı veya katı
farmasötik şekli.
inhalasyon yoluyla uygulama inhalation use So-
luma yoluyla yapılan uygulama türü.
inhaler inhaler Aerosol biçiminde uygulanan ilacın
soluk alma sırasında akciğerlere girişini sağlayan araç.
solumlatıcı
inhibisyon inhibition Uyaran olmasına rağmen
başlayan bir süreci durdurma veya başlamasını önleme.
engelleme
inhibitör inhibitor İnhibisyona neden olan. engel-
leyici
inorganik inorganic Karbonat ve siyanürlerin dışın-
da, yapısında karbon atomu içermeyen kimyasal madde-
ler sınıfı: sodyum klorür, sodyum karbonat, potasyum
permanganat, anorganik
inorganik bileşikler inorganic compounds Atom-
ları arasında iyonik bağ bulunan, hidrojen atomuna bağlı
karbon atomu içermeyen, organik olmayan bileşikler.
anorganik bileşikler
inspirasyon inspiration soluk alma
inspirasyon kapasitesi inspiratory capacity soluk
alma sığası
inspirasyon yedek hacmi inspiratory reserve capa-city Normal soluk hacminin üzerine fazladan alınabilen
soluk hacmi. soluk alma yedek hacmi
internasyonel Farmakope International Pharma-copeia Uluslararası farmakope
intraplevral intrapleural Akciğer zarı içine
intrapulmoner intrapulmonary Akciğer içine
intravenöz intravenous Toplardamar içine, toplarda-
mar içinde. IV, iv.
iskemik hipoksi ischemic hypoxia stegnant hipoksi
işlevsel artık kapasite functional residual capacity işlevsel artık sığa
işlevsel artık sığa functional residual capacity So-
luk verme yedeği ile artık hacmin toplamı. işlevsel artık
kapasite
itici gaz pressurised gas, propellant gas Ürünü kap
içinden püskürtmeye yardımcı olan, atmosfer basıncın-
dan daha yüksek basınca sahip sıvılaştırılmış gaz. sıkış-
tırılmış gaz
iv. intravenous Toplardamar içine, toplardamar içinde
terimin kısaltılması
iyi kapatılmış kap well-closed container Preparat
içeriğinin saklama ve taşıma sırasında çevre şartlarından
etkilenmemesini ve kaybını önleyen kap türü.
iyi klinik uygulamaları Good Clinical Practice Tıbbi farmasötik ürünler veya ilaç olarak geliştirilmekte
olan etken maddeler kullanılarak insanlar üzerinde yapı-
lan klinik araştırmalarda yer alan tarafların sorumlulukla-
rını düzenleyen, gönüllülerin haklarının, onurlarının ve
mahremiyetlerinin korunması ve araştırmanın verimli,
güvenilir, doğru ve uygun nitelikte yürütülmesini sağla-
maya yönelik uluslar arası etik ve bilimsel kalite standardı.
İKU, GCP
iyi laboratuvar uygulamaları Good Laboratory Practice Laboratuvar çalışmalarının planlanması, dü-
zenlenmesi, izlenmesi, kayıtlarının tutulması ve rapor
edilmesiyle ilgili temel yöntemleri, koşulları ve işlemleri
kapsayan uluslar arası düzenlemeler. İLU, GLP
iyi üretim uygulamaları Good Manufacturing Practice Farmasötik ürünlerin kalite standartlarına ve
Sözlük Dergisi
22
amaçlanan kullanım biçimine göre ve ruhsatına esas bil-
gilerin veya ürün özelliklerinin gerekli görüldüğü gibi
üretilmesini ve kontrol edilmesini güvence altına alan
uluslararası düzenlemeler. İÜU, GMP
iyon ion Elektron kazanma veya kaybı sonucu oluşan
eksi veya artı yüklü atom veya atom grupları. yükün
iyonik ionic İyon özelliği gösteren.
iyonik bağ ionic bond Güçlü elektronegatif element-
lerle (halojenler gibi), güçlü elektropozitif elementler (al-
kali metaller gibi) arasında görülen, karşıt yüklerin elekt-
riksel çekimi ile oluşan kimyasal bağ türü.
izge bilimi spectroscopy spektroskopi
izge ölçümü spectrometry spektrometri
izgeölçer spectrometer spektrometre
izgesel analiz spectral analysis spektral analiz
izgesel ışılölçer spectrophotometer spektrofotometre
izomer isomer Aynı atomları aynı sayıda içeren, kon-
figürasyon, konformasyon ve yapısal farklılıklarına bağlı
olarak değişik fizikokimyasal veya biyolojik etki göste-
rebilen, aynı molekül ağırlığına sahip iki veya daha çok
kimyasal madde. eşiz
izoozmotik çözelti isoosmotic solutuion Kan plaz-
ması ile aynı ozmotik basınca sahip olan çözelti türü.
izotonik çözelti isotonic solution Fizyolojik tuz
çözeltisi, göz yaşı, kan serumu gibi vücut sıvılarıyla aynı
sayıda çözünmüş parçacıklara sahip olan (eşit ozmotik
basınçlı), yarı geçirgen hücre zarından hücre içine veya
dışına eşit su geçişi sağlayan ve dolayısıyla hücrenin şişme
ya da büzüşmesine sebep olmayan çözelti türü. eş geçişim
basınçlı
izotop isotope Aynı sayıda proton ancak farklı sayıda
nötron içeren ve böylece atom ağırlıkları farklı olan atom-
lardan her biri.
Jjenerik ad generic name, official name, non prop-
rietary name İlacın ticari isminden bağımsız olarak, her
ülkede ulusal resmî kuruluşlar ve Dünya Sağlık Örgütü
tarafından onaylanan, genellikle basit, kısa, tek kelime,
kolay söylenebilir ve yazılabilir olan, tıbbi kullanılışı (ana-
tomik, fizyolojik, patolojik, farmakolojik) ile ilgili çağrı-
şım yapmayacak, daha çok kaynağını ve kimyasal yapısını
hatırlatacak şekilde iletişim birliğini ve düzenini sağlamak
üzere her yeni ilaca verilen isim: parasetamol
jenerik ilaç generic drug Yasal koruma (patent) süresi
sona eren ilaçların başka firmalar tarafından da farmasötik
ve biyolojik eş değer olarak üretilebilen şekli.
jet nebülizör jet nebulizer Basınçlı havayı çözelti
şeklindeki ilaç üzerinden geçirerek oluşturulan zerrecik-
lerin solunmasını sağlayan aygıt.
Kkademeli ayrıştırıcı Andersen Cascade impactor
Avrupa Farmakopesi’nde D cihazı olarak kayıtlı, inhalas-
yon preparatlarının (basınçlı inhalatör, toz inhalatör) ince
partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi
amacıyla kullanılan, insan solunum sisteminin farklı kı-
sımlarını temsil eden sekiz kademeden oluşan aygıt. ACI
kalıntı residue 1. Diğer maddelerin uzaklaştırılma-
sından sonra kalan kısım. artık. 2. Bir molekülün bazı
bileşenlerini kaybetmesinden sonra geri kalan kısmı.
3. Sindirim sonrası bağırsaklarda kalan, sindirilmemiş ar-
tık. 4. Ameliyatla alınan bir organ veya oluşumdan geride
kalan kısım.
kalibrasyon calibration Belirli koşullar altında, bir
aygıtın veya sistemin kaynak bir standardın bilinen değer-
leri kullanılarak doğru ölçüm yapmak üzere ayarlanması
için uygulanan işlemler dizisi. ölçülüleme
kalibrasyon eğrisi calibration curve Bir analitik
yöntemde kalibrasyon standardı için bulunan yanıtların
analizi ile elde edilen ve bir maddenin derişiminin hesap-
lanmasında kullanılan eğri. ölçülüleme eğrisi
kalitatif qualitative nitel
kalitatif analiz qualitative analysis nitel analiz
kanister canister teneke kutu
kansuyu serum, (pl. Serums, sera) serum
kantitatif quantitative nicel
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
23
kantitatif analiz quantitative analysis nicel analiz
kantite quantity nicelik
kap container Gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi
içine alabilen nesne.
karbondioksit carbon dioxide Kovalent bağlı bir
karbon ve iki oksijen atomundan oluşan, normal koşul-
larda gaz hâlinde bulunan, karbon içeren besin maddele-
rin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen, renksiz ve
kokusuz olan bir son ürün bileşiği.
karina carina Soluk borusunun sağ ve sol akciğerlere
girmeden önceki ilk iki bronşu arasında yer alan kıkır-
daksı kısım.
katyonik cationic Katyon özelliği gösteren (madde).
kırılım imleci refractive index, index of refraction Bir ortamda hava esas alındığında, bir ışın demetinin
ölçme ortamına giriş açısı sinüsünün çıkış sapma açısının
sinüsüne oranı. refraktif indeks, kırılma indeksi, kırıl-
ma indisi
kırılım ölçüm refractometry Maddelerin kırılım in-
dislerinin (göstergelerinin) belirlenmesi.
kırılımölçer refractometer refraktometre
kırılma refraction kırılım
kırılma indeksi refractive index kırılım imleci
kırılma indisi refractive index kırılım imleci
kırınım diffraction Bir kristalin atomlarından saçı-
lan ya da çok küçük bir delikten geçen elektromanyetik
dalgaların düz yollarından saparak yayılmaları ve girişim
oluşturmaları.
kızılötesi infrared Işık tayfında kırmızı alanın ötesin-
deki alanda yayılmış ısı ışınlarından oluşan, gözle görül-
meyen yaklaşık dalgaboyu 0,75-1000 mikrometre aralı-
ğında olan ışınım. enfraruj, infrared. IR
kimyasal eşdeğerlik chemical equivalence 1. İki
veya daha fazla sayıda dozaj şeklinin belirli sapma sınırları
içinde belirtilen miktarda, aynı etken maddeyi içermesi.
2. Bir molekül içinde bulunan farklı atom veya atom
gruplarının, aralarında simetri durumunun bulunması
veya birbirleriyle çok hızlı yer değiştirebilmeleri nedeniyle
NMR spektrumlarında aynı kimyasal kayma değerinde
sinyal vermeleri.
kimyasal formül chemical formula Bir bileşiğin
kimyasal yapısını ifade etmek için kullanılan kimyasal
simge ve rakamlar topluluğu.
kimyasal simge chemical symbol S, Na, Br gibi bir
elementi göstermekte kullanılan harf veya harfler.
klikhaler® clickhaler® Görünüşü ölçülü doz inhalere
benzeyen, cihazın üstündeki butona basarak kullanılan
çok dozlu kuru toz inhalasyon aygıtı.
KOAÇ mass median aerodynamic diameter “Kütle-
sel ortalama aerodinamik çap” teriminin kısaltması.
KOAH chronic obstructive pulmonary disease “Kro-
nik tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin kısaltması.
kodeks pharmacopoeia, pharmacopeia farmakope
kohezif cohesive Yapışma veya bir araya gelme eğilimi
olan.
kohezyon cohesion Bir maddenin moleküllerini bir
arada tutan çekim gücü. türdeş yapışma
kolayçözünür readily soluble Bir kısım maddenin
bir kısım – on kısım çözücüde çözünebilmesi.
kolayeriyen eutecti ötektik
kolaylaştırılmış difüzyon facilitated diffusion Moleküllerin veya iyonların bir hücre zarından, özgül bir
taşıyıcı protein yardımıyla, yüksek derişimde bulunduğu
ortamdan daha düşük derişimde olduğu ortama doğru
geçmesi. kolaylaştırılmış sızınım
kolaylaştırılmış sızınım facilitated diffusion ko-
laylaştırılmış difüzyon
konsantrasyon concentration derişim
konsantre concentrate yoğun
konservatif conservative koruyucu
kontaminant contaminant Çevrede bulunan ve
biyolojik sistemler üzerinde istenmeyen etkilere neden
olabilen kimyasal ve biyolojik etkenler. ör. Ağır metaller,
bakteriyel ve viral patojenler. bulaşkan
kontaminasyon contamination bulaşma
kontamine contaminated bulaşmış
Sözlük Dergisi
24
kor pulmonale cor pulmonale Akciğer yapı ve/veya
fonksiyonunu etkileyen hastalıklara bağlı gelişen pulmo-
ner arteryel hipertansiyona yanıt olarak meydana gelen
sağ ventrikül genişlemesi ve yetmezliği.
korelasyon correlation 1. Her ikisi de nicel olan
herhangi bir x bağımsız değişkeni ile y bağımlı değişke-
ninin aldığı değerler dizisi arasında bir uygunluk hâlinin
mevcut olma durumu. 2. Değişkenler arasında doğrusal
kestirilebilir ilişki derecesi.
korelasyon katsayısı correlation coefficient En
küçük kareler yöntemiyle hazırlanan bir bağlanım (reg-
resyon) eğrisinin gerçek verilere uygunluğunun kalitesini
belirten ve “r2” ile ifade edilen değer. ilişki katsayısı, ba-
ğıntı katsayısı
koruyucu madde preservative Gıda ve ilaçlarda bo-
zunmayı önlemek amacıyla katılan madde. prezervatif
kristal crystal Atom veya molekülleri, nitelik ve nice-
likleri ile aralarındaki açı ve uzaklıkları belirli, enerjileri en
düşük düzeyde olan özgün biçimlerde düzenlenmiş katı
madde. billur
kristal suyu crystal water Bazı kimyasal maddelerin,
sulu çözeltiden katı hâle geçerek kristallenirken yapıya ka-
tılan su molekülleri. billur suyu, örüt suyu
kristallendirme crystallization Uygun bir çözücüde
hazırlanan doygun çözeltiden bir bileşenin özgün şekilli
katı hâle getirilmesi. billurlandırma, örütlendirme
kristallenme crystallization Kendi kendine meydana
gelen kristalleşme. billurlanma, örütlenme
kronik tıkayıcı akciğer hastalığı chronic obs-tructive pulmonary disease Genellikle aşırı tütün kul-
lananlarda görülen, kronik bronşit, astım veya akciğer
amfizemi gibi bronşiyal hava akımının engellenmesi ile
belirgin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalı-
ğı. süregen tıkayıcı akciğer hastalığı, kronik obstrüktif
akciğer hastalığı KOAH, COPD
kullanat disposible Kullanıma hazır, tek uygulamaya
yönelik ve kullanıldıktan sonra atılan malzeme. dispo-
zıbl
kuru toz inhalasyon aygıtı dry powder inhaler Kuru toz içeren bir kapsül veya çok dozlu blister şeklin-
deki diskin özel bir yapı içine yerleştirilerek derin nefes
alınmasıyla belirli dozda toz şeklindeki ilacın akciğerlere
uygulanmasını sağlayan, itici gaz içermeyen aygıt.
kuru toz inhaler dry powder inhaler İlaçların in-
halasyon yoluyla kuru toz biçiminde verilmesine olanak
sağlayan bir inhaler türü.
Kussmaul solunum Kussmaul breathing Genellik-
le metabolik asidoz ve şeker komasında görülen solunum
derinliği ile beraber hızının çok fazla artması.
kutuplu polar polar
kutupsuz nonpolar polar olmayan
küçük dil epiglottis epiglottis
küçük dolaşım pulmonary circulation pulmoner
dolaşım
küçük hacimli parenteral preparat small-volume parenteral preparation Anma içeriği 100 ml veya daha
az olan kaplarda uygulanan parenteral preparat türü.
kütlesel ortalama aerodinamik çap mass median aerodynamic diameter Kademeli bir ayrıştırıcı kullana-
rak ölçülen kütlesel ortalama aerosol partikül büyüklüğü
MMAD, KOAÇ
Llaboratuvar laboratory Ayrıştırma, birleştirme veya
çözümleme işlemleri için gerekli araştırma, deney ve ça-
lışmaların yapıldığı veya izlendiği özel donanımlı bölüm.
deneylik
laminar akım kabini laminar flow cabinet, lami-nar flow closet Laboratuvarlarda çalışılan ortam havasını
tek yönde ve HEPA filtreler yardımıyla parçacık kontrolü
yaparak ayarlanabilir akış hızında yönlendiren, ortamın
bulaşmasını engellemek için özel olarak sınırlandırılmış
bir alan oluşturan, paslanmaz çelik malzemeden yapılmış
çalışma kabini türü.
larenjit laryngitis gırtlak yangısı
larenks larynx gırtlak
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
25
larinjial laryngeal Gırtlakla ilgili, gırtlağa ait
LEL lowest effect level “Etkili en düşük doz” teriminin
İngilizce kısaltması.
lenf düğümü lymph node Lenfatiklerin seyri boyun-
ca dizili, boyun, koltuk altı, kasık, mesenterium ve büyük
damarların etrafında kümeler oluşturan, içerdikleri len-
fosit ve makrofajları lenf sıvısına ve venöz dolaşıma sevk
ederek antikor oluşumunda rol alan, partiküllü madde-
leri tutan ve içinde fagosite edip süzen özel bir filtre gibi
çalışan, 1-25 mm boyutlarında kapsüllü, genelde grimsi
pembe renkli oval veya böbrek şeklinde yapı. lenf nodu
lenf nodu lymph node lenf düğümü
letal lethal fatal
letal doz lethal dose öldürücü doz
liyofilizasyon lyophilization Çoğunlukla bitki özüt-
leri, bazı parenteral ilaçlar, kan ürünleri, aşılar, bakteri
suşları gibi ürünlerin uzun süre dayanıklılığını sağlamak
üzere, hızla dondurulmuş çözeltilerinin çok düşük basınç
altında suyunu kaybederek kurutulmasını sağlayan işlem.
dondurarak kurutma, dondurkurut
liyofilizatör lyophilizator Dondurkurut (liyofilizas-
yon) işlemini gerçekleştirmek için kullanılan aygıt. don-
durkurutaç
Mm molality “Molalite” teriminin kısaltması.
M molar “Molar” teriminin kısaltması.
mahlul solution çözelti
majistral ilaç magistral drug Hasta için özel olarak
hekim tarafından reçeteye yazılan formüle göre eczanede
hazırlanan ilaç.
maksimum istemli ventilasyon maximum vo-luntarily ventilatition Bir dakikada maksimum olarak
yapılan hızlı ve derin solunma ile akciğerlere alınabilen
hava miktarı.
MBC minimal bactericidal concentration “Bakteri
kırıcı en düşük derişim” teriminin ingilizce kısaltması.
MDI metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teri-
minin İngilizce kısaltması.
mediasten mediastinum Göğüs kafesinin üstünden
diyaframa kadar uzanan, kalp, kalbin büyük damarları,
özafagus, soluk borusu, sinirler, timus ve mediasten lenf
nodlarını içeren bölüm.
MEK minimum effective concentration “Minimum
etkin konsantrasyon” teriminin kısaltması.
membran membrane Organları ya da boşlukları bö-
len veya yüzeyleri ve boşlukları kaplayan ince doku taba-
kası. zar, cidar, çeper
mEq milliequivalent “Miliekivalan” biriminin kısalt-
ması.
metal impinger metal impinger Avrupa Farmakope-
si’nde Aparat B olarak geçen, nebülizör, basınçlı inhalatör,
toz inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince parti-
küllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıy-
la kullanılan aygıt.
MIC minimal inhibitory concentration “Engelleyici
en düşük derişim”, “Minimal inhibitör konsantrasyon”
teriminin İngilizce kısaltması.
MİK minimal inhibitory concentration “Engelleyici
en düşük derişim” teriminin kısaltması.
μg μg Mikrogram teriminin kısaltılması
μL μL Mikrolitre teriminin kısaltılması
μm μm Mikrometre teriminin kısaltılması
mikrogram microgram Gramın milyonda biri. μg
mikrolitre microliter Litrenin milyonda biri. μL
mikrometre micrometer Bir metrenin milyonda biri.
mikron. μm
mikron micron mikrometre
mikropsuzlaştırılmış alan sterile field steril alan
mikropsuzlaştırılmış kabin sterile cabinet, lami-nar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet steril
kabin
mikropsuzlaştırılmış oda sterile room steril oda
mikropsuzlaştırma sterilization sterilizasyon
mikropsuzluk sterility sterillik
mikropsuzluk garantisi sterility assurance level
Sözlük Dergisi
26
sterillik garantisi
mili- milli- “Binde bir” anlamı veren ön ek: miligram
miliekivalan milliequivalent Bir maddenin 1 gram
eş değer ağırlığının binde biri. Milieşdeğer. mEq
milieşdeğer milliequivalent miliekivalan
minimum doz minimum dose Bir ilacın tedavi edici
etki oluşturabilen en düşük miktarı.
minimum etkin konsantrasyon minimum effec-tive concentration Bir kimyasal maddenin hedef organ
veya dokuda biyolojik yanıt oluşturabilmesi için gerekli
en düşük miktarı. MEK
minimum letal doz minimum lethal dose öldürücü
en düşük doz
MLD minimum lethal dose “Öldürücü en düşük
doz” teriminin İngilizce kısaltması.
mM millimolar “Milimolar” teriminin kısaltması.
MMAD mass median aerodynamic diameter “Küt-
lesel ortalama aerodinamik çap” teriminin İngilizce kısalt-
ması.
mol mol Bir çözeltide bulunan atom ya da molekülün
gram cinsinden miktarının, o atom ya da molekülün ağır-
lığına bölünmesiyle elde edilen değer.
molalite molality Bin gram çözücüde çözünmüş
maddenin mol sayısı olup birimi “mol/kg” ve simgesi “m”
olan derişim ölçüsü.
molar molar Derişim birimini molarite cinsinden be-
lirten ifade.
molarite molarity Bir litre çözeltide çözünen madde
miktarının mol cinsinden ifade edildiği derişim ölçüsü. M
molekül molecule Maddenin tüm kimyasal özellik-
lerini taşıyan ve serbest biçimde bulunabilen en küçük
parçası.
molekül ağırlığı molecular weight Bir molekülde-
ki tüm atomların atom ağırlıklarının toplamını gösteren
bağıl sayı.
molekül formülü molecular formula Bir organik
molekülde yer alan atomlardan önce karbon ve hidroje-
nin daha sonra diğer atomların alfabetik olarak sıralandığı
ve bu atom simgelerinin altında atomların sayılarının be-
lirtildiği gösterim biçimi: C6H12O6 (glikoz)
morötesi ultraviolet Gözle görülmeyen, dalga boyu
yaklaşık 200-400 nm arasında olan, kimyasal analiz, ste-
rilizasyon ve tedavide yararlanılan bir ışınım. ultraviyole,
UVII
morötesi ışık ultraviolet light Görünür ışıktan daha
yüksek dalga boyunda (200-400 nm), mor ve X-ışınları
arasındaki elektromanyetik dalgalar veya radyasyon. ult-
raviyole ışık, ultraviyole radyasyon. UVI
MsLI multi-stage liquid impinger “Çok katlı sıvı
impinger” teriminin İngilizce kısaltması.
muadil ilaç equivalent drug eşdeğer ilaç
muhallil solvent çözücü
mutlak absolute 1. Saf, karışım göstermeyen, temiz.
2. Kesin, tartışmasız. absolü, salt
mutlak alkol absolute alcohol absolü alkol
mutlak biyoyararlanım absolute bioavailability Toplardamar içine uygulama dışında başka bir yoldan
verilen bir ilacın, zamana karşı elde edilen kan derişimi
eğrisinin altında kalan alanın, toplardamar içi yoldan uy-
gulanan ilaçla elde edilen eğri altında kalan alana oranı.
müstahzar proprietary medicinal product beşerî
tıbbi ürün
müstahzar adı proprietary name İlacı ilk kez bulan
firmanın veya o ilacı içeren müstahzarları üreten diğer fir-
maların kendi ürünlerine verdikleri özel ad. ticari ad
NN normality “Normalite” teriminin kısaltması.
Na sodium Sodyum elementinin simgesi
nanoparçacık nanoparticle nanopartikül
nanopartikül nanoparticle Büyüklüğü 10-1000 nm
arasında değişen, çözünmüş, alıkonmuş veya yüzeyde tu-
tulmuş (adsorbe olmuş) etken maddeyi kontrollü salan
katı kolloit parçacık. nanoparçacık
nebül nebul Nebülizatör ile kullanmak üzere hazırlan-
mış ilaç şekli.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
27
nebülizasyon nebulization Sprey veya aerosol biçi-
mine geçirme işlemi.
nebülizasyon çözeltisi nebulisation solution Ne-
bülizörün haznesine boşaltılarak soluma yoluyla kullanıl-
mak üzere hazırlanmış çözelti.
nebülizasyon uygulaması nebulisation use Sıvı
şekildeki ilaçları hava basıncı veya titreşim ile küçük par-
çacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde solunmasını
sağlayan aletler ile uygulama.
nebülizatör nebulizer, nebuliser İlaçları hava ba-
sıncı (jet nebülizör) veya titreşim (ultrasonik nebülizör)
ile küçük parçacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde
solunmasını sağlayan aygıt. atomizatör, atomizer, zerre-
leştirici, nebülizör
nebülizör inhalasyon çözeltisi nebuliser solution Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline
dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan
aletler ile uygulanan çözelti.
nebülizör inhalasyon emülsiyonu nebuliser emulsion Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar
hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağla-
yan aletler ile uygulanan emülsiyon.
nebülizör inhalasyon sıvısı nebuliser liquid Hava
basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline dönüş-
türülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan aletler ile
uygulanan sıvı.
nebülizör inhalasyon süspansiyonu nebuliser suspension Hava basıncı veya titreşim ile küçük parça-
cıklar hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını
sağlayan aletler ile uygulanan süspansiyon.
nefes alma inspiration soluk alma
nefes verme expiration, exhalation soluk verme
nemçeker Hygroscopic higroskopik
NF national formulary “Ulusal formüler” teriminin
İngilizce kısaltması.
NGITM new generation impactorTM “Yeni jenerasyon
impaktör” teriminin İngilizce kısaltması.
nm nanometer “Nanometre” teriminin kısaltması.
nonpolar nonpolar polar olmayan
normal solunum eupnea Normal, sessiz olarak nefes
alıp verme. öpne
normalite Normality Birimi eşdeğer gram sayısı/L
olan, bir litre çözelti içinde çözünmüş maddenin eş değer
gram sayısı. N
novolizer novoliser Tek seferde 200 doz yüklenebilen,
astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH)
karşı kullanım için farklı ilaçlar içeren, üzerinde doz sa-
yacı bulunan bir kuru toz inhaler.
nötr neutral nötral
nötral neutral 1. Çözeltisinde asit ya da baz özelliği
göstermeyen ve pH değeri 7 olan (madde). 2. Üzerindeki
artı ya da eksi elektriksel yükleri denkleşmiş olan (mad-
de). nötr
Oobstrüksiyon obstruction Tıkanma veya kapanma.
ofisinal ilaç preparations officinales Farmakope gibi
resmî kaynaklarda monograflar hâlinde özellikleri veril-
miş madde.
oksidan oxidant Yükseltgenme ve indirgenme tep-
kimelerinde elektron alıcı (akseptör) görevi yapan. yük-
seltgen
oksidan madde oxidizing agent yükseltgen madde
oksidasyon oxidation yükseltgenme
oksijen oxygen Başta oksitler olmak üzere tüm ele-
mentlerle kolayca bileşik oluşturabilen, büyük ölçüde
reaktif ve güçlü bir oksidan olan, evrende en bol bulunan
element.
oksitleyici madde oxidizing agent yükseltgen madde
oldukça azçözünür sparingly soluble Bir kısım
maddenin otuz kısım - yüz kısım çözücüde çözünebil-
mesi.
optik antipot optical antipode optik izomer
optik dansite optical density soğurganlık2
optik izomer optical isomer Bir veya daha çok ki-
ral merkez içeren moleküllerin taşıdığı atom veya atom
Sözlük Dergisi
28
gruplarının uzayda düzenlenmesi ile farklılaşan ve bazıları
optikçe etkin olmayabilen (mezo türevler) stereoizomer.
optik antipot
oral doz oral dose Ağız yolundan uygulanan ilaç mik-
tarı.
orbital orbital yörüngemsi
organik çözücü organic solvent Çözücü özelliğe sa-
hip sıvı hâldeki organik bileşik: etil alkol, tolüen
orijinal ilaç innovator drug özgün ilaç
ortopne orthopnoea Yatma pozisyonunda oluşan ne-
fes alıp verme güçlüğü.
Osm Osm ozmol teriminin kısaltılması
otohaler® autohaler® nefes alma ile aktifleşen, çocuk
ve yaşlı hastalarda kullanıma uygun ölçülü doz inhalasyon
aygıtı.
ozmol osmole Ozmotik olarak etkin parçacıklardan
bir mol oluşturmak üzere çözeltide çözülmesi gereken
madde miktarı. Osm
ozmolalite osmolality Birimi mosm/kg olan, bir ki-
logram çözücü içerisinde bulunan çözünenlerin mol sa-
yısıyla ilişkili ozmotik basınca yaptıkları katkının toplam
değeri.
ozmolar osmolar Litresinde 1 ozmol gram madde bu-
lunan (çözelti).
ozmolarite osmolarity Bir litre çözeltide çözünen oz-
motik olarak etkin parçacıkların ozmol sayısı.
ozmometre osmometer Ozmolaliteyi ölçmeyi sağla-
yan aygıt. geçişimölçer
ozmotik osmotic Ozmozun doğasına katılan veya ait
olan. geçişimsel
ozmotik basınç osmotic pressure Ozmoz olayı sonu-
cu bir hücrede içeriden dışarıya veya tersi yönde hareket
eden suyun hücre üzerinde oluşturduğu iç ya da dış ba-
sınç. geçişim basıncı, pi (π)
ozmoz osmosis Bir yarı geçirgen zarla ayrılmış iki
fazlı sistemlerde düşük derişimli bir çözeltide bulunan
sıvının (genellikle su) yüksek derişimli tarafa doğru geç-
mesi. geçişim
ÖÖDİ metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teri-
minin kısaltması.
öksürük cough Üst solunum yollarının tahrişi veya
yangısı, alt solunum yollarındaki bir rahatsızlık sonucu,
solunum dışı hava hareketi olarak, göğüs boşluğundaki
havanın epiglot ve ses tellerinin ani olarak açılması sonu-
cu istem dışı bir şekilde yüksek basınçla dışarıya atılması.
öksürük kesici antitussive Öksürük refleksinin sant-
ral veya periferik etkilerle inhibe edilmesi. antitüsif
ölçülü doz inhaler metered dose inhaler Astım gibi
solunum sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan,
itici gaz olarak klorofluorokarbon içeren ve çoğu zaman
dozun ölçülü sprey biçiminde verilmesine olanak sağla-
yan aygıt. ÖDİ, MDI basınçlı ölçülü doz inhaler
ölçülüleme calibration kalibrasyon
ölçülüleme eğrisi calibration curve kalibrasyon
eğrisi
ölçüm alt sınırı limit of detection Verilen bir anali-
tik yöntemin kabul edilebilir bir kesinlik değeriyle tespit
edebileceği en küçük derişim ya da madde miktarı.
ölçüm valfi metering valve Ölçülü doz inhaler tipi
inhalasyon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımının ba-
sınç yükseldiğinde basıncı dışarıya tahliye ederek sistem-
den ilacı her uygulamada aynı hacim veya dozun çıkma-
sını sağlayan bölüm.
öldürücü doz fatal dose, lethal dose Ölüme neden
olabilecek, toksin, kimyasal madde veya radyasyon gibi
etkenlerin miktarı. Letal doz
öldürücü en düşük doz minimum lethal dose Bir
grup deney hayvanını öldürmek için yeterli en düşük doz.
MLD
öldürücü minimum doz minimum lethal dose öldürücü en düşük doz
ölümcül derişim lethal concentration Ölüme ne-
den olan derişim. LC
ölümcül doz lethal dose Ölüme neden olan miktar.
LD
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
29
öpne eupnea normal solunum
ötektik eutectic İçeriklerinden daha düşük sıcaklıklar-
da eriyebilen. kolayeriyen
ötektik karışım eutectic mixture Belirli oranlarda
karıştırıldıklarında kendilerini oluşturan bileşiklerden
daha düşük erime noktasına sahip kimyasal bileşikler içe-
ren kolay eriyen karışım türü.
ötektik nokta eutectic point Bazı ikili veya üçlü ka-
rışımların birlikte sıvılaştıkları en düşük erime sıcaklığı.
birlikte erime noktası
özgül ağırlık specific gravity Belirli sıcaklıktaki bir
madde yoğunluğunun ölçünlü (standart) bir maddenin
yoğunluğuna oranı.
özgül ısı specific heat Bir gram saf maddenin ısısının
1°C artışı için gerekli olan jul veya kalori cinsinden enerji
miktarı.
özgün ilaç innovator drug Müstahzar olarak dün-
yada ilk geliştirilen ve pazarlama hakkı alınan ilaç türü.
inovatör ilaç, orijinal ilaç, referans ilaç
Pparçacık particle partikül
parenteral parenteral Sindirim kanalı dışındaki bir
yolla ilişkili, sindirim kanalı dışındaki bir yoldan: Ör.
subkütan, intravenöz, intraspinal, intramüsküler vb.
parenteral preparat parenteral preparation İnsan
veya hayvan vücuduna enjeksiyon, infüzyon veya deri
altına yerleştirmek suretiyle kullanılmak üzere hazırlanan
steril preparat.
pariyatel plevra parietal pleura Mediasten, diyaf-
ragma ve göğüs duvarının iç yüzünü örten yarı geçirgen
seröz bir zar.
parsiyel basınç partial pressure Bir hava karışımın-
daki gazların her birinin tek başına oluşturdukları basınç.
partikül particle Küçük madde kütlesi. parçacık
partisyon partition Kısımlara bölme, dağılma, dağılım.
partisyon katsayısı partition coefficient Denge
durumunda belirli bir çözünür maddenin birbirine ka-
rışmayan iki sıvı arasında dağılan oranını ifade eden bir
değişmez. dağılım katsayısı, dağılım değişmezi
pasif difüzyon passive diffusion Kimyasal madde-
lerin hücre zarından, derişimin yüksek olduğu bölgeden
derişimin düşük olduğu bölgeye doğru ve derişim farkı
ile orantılı bir hızda geçmesi. edilgen sızınım, basit di-
füzyon
patent patent 1. Ürün veya buluş sahibine icat ettiği
ürünün satışı, pazarlanması, çoğaltılması veya bir benzeri-
nin üretilmesi gibi alanlarda ayrıcalıklar tanınan resmî bir
belge ya da unvan. 2. Açık olan, tıkalı veya kapalı olma-
yan: patent duktus arteriyoz. 3. Belirgin, açıkça görülen.
patent adı proprietary name Pazarlanan bir ilaç ürü-
nünün patent bürosuna kayıtlı ticari adı veya markası.
patent hakkı patent right Patent konusunu veya ürü-
nünü topluma sunanlara devletlerce verilen yalnız patent
sahibinin kullanma hakkı. İhtira beratı. sınai mülkiyet
patentli tıbbi ürün medicinal product for human use beşerî tıbbi ürün
pazartesi ateşi byssinosis bissinozis
penetrasyon penetration Işın, madde veya keskin bir
nesnenin uygulandığı yeri delerek ya da nüfuz ederek kar-
şılaştığı engeli geçmesi.
penetrometre penetrometer 1. Merhem ve süpozitu-
var gibi yarı katıların kıvam ve sertliğini tayin etmek için
kullanılan aygıt. 2. X ışınlarının dokulardan geçiş derece-
sini ölçen alet.
per- per- “Aracılığıyla, yoluyla, çok, aşırı, şiddetli, ele-
mentin en yüksek birleşme değeri” anlamı veren ön ek:
perfüzyon, peroksit
per oral by mouth, per oral (Lat.) İlaçların ağız yo-
luyla kullanılmasını ifade eden terim. per os
per os per os per oral
perfüzyon perfusion 1. Biyolojik dokularda kan do-
laşımında kapiller yatağa kanın verilmesi işlemi. 2. Sıvı
biçimindeki ilaçları vücuda verme.
perküsyon percussion Akciğerlerden mukusun atı-
lımının el ile vurmak veya titreşim yolu ile sağlanması
Sözlük Dergisi
30
tekniği.
permeabilite permeability geçirgenlik
permeabl permeable geçirgen
pH pH Maddelerin asit, nötral veya alkali olma özelliği-
ni gösteren hidrojen iyonu derişiminin eksi logaritması.
pH metre pH meter Çözeltilerin asitlik veya baziklik
derecelerinin özel bir elektrot aracılığıyla ölçülmesinde
kullanılan bir aygıt. pH ölçer
pH ölçer pH meter pH metre
Ph. Eur. European Pharmacopoeia “Avrupa Farma-
kopesi (Pharmacopoeia European)”nin Fransızca kısalt-
ması.
Ph. Int. The International Pharmacopoeia “Ulus-
lararası Farmakope (Pharmacopoeia Internationale)”nin
Fransızca kısaltması.
pik akış ölçer peak flow meter Akciğerlerden dışarı-
ya üflenen havanın hızını ölçen aygıt.
piknometre pycnometer, pyknometer, specific gra-vity bottle Bazı sıvıların özgül ağırlıklarının (yoğunluk-
larının) ölçülmesinde yararlanılan aygıt. yoğunluk ölçme
şişesi
pKa pKa Bir asidin iyonlaşma değişmezinin (Ka) eksi
logaritması.
platipne platypnea Ayakta dururken oluşan nefes
darlığı.
plevra pleura akciğer zarı
plevra boşluğu pleural cavity Akciğer zarının iç ve dış
yaprakları ile göğüs duvarının arasındaki hava ve sıvı ile
dolu ince alan.
plevra sıvısı pleural membrane fluid Parietal akciğer
zarından süzülerek akciğer zarı boşluğuna geçen, akciğer
zarı tabakalarının birbiri üzerinde kaymasını sağlayan yak-
laşık 0,1-0,2 mL/kg miktardaki sıvı. akciğer zarı sıvısı
plevral efüzyon pleural effusion Plevral sıvı yapım
ve emilimi arasında dengesizlik sonucu oluşan, plevral
boşlukta sıvı birikimi.
plörezi pleurisy Plevra arasında kalan boşlukta sıvı
birikmesi. plörit
plörit pleurisy plörezi
pMDI pressurized metered-dose inhalers “Basınçlı
ölçülü doz inhaler” teriminin İngilizce kısaltması.
pnömokonyoz pneumoconiosis Çeşitli mineral toz-
ların, organik ve inorganik partiküllerin, kimyasal mad-
delerin buhar ve dumanlarının uzun süre solunmasıyla
ortaya çıkan akciğer hastalığı.
pnömoni pneumonia Bakteri veya virüslerle oluşan
akciğer parankiması yangısı. zatürre
pnömotoraks pneumothorax Akciğerlerde hava
yollarının veya akciğer dokusunun tamamının veya bir
kısmının ani olarak yırtılması sonucu havanın akciğer ile
göğüs duvarı arasındaki yerde toplanması.
po by mouth, per os (Lat.) per oral
polar polar Bir kimyasal bağı oluşturan elektronların
eşit olmayan bir biçimde atomlar arasında paylaşılması ile
molekülde dipol oluşması, bazı durumlarda da bileşiğin tü-
müyle iyonlaşması özelliği: alkol, su, amonyak. kutuplu
polar olmayan nonpolar Suda çok az çözünen (grup
veya molekül). kutupsuz, nonpolar, bk. hidrofobik
polarize polarize Kutuplanmış olma durumu, kutup
oluşturma.
polarize ışık polarized light Titreşimleri bir düzlem
üzerinde gerçekleşen ışık türü.
polarlık polarity polarite
polikarbonat polycarbonate Karbonik asit birimle-
rinin tekrarlanması ile oluşan poliester türü termoplastik
polimer.
polimer polymer Çok sayıda aynı veya farklı molekül-
lerin (monomer) kovalan bağlarla bağlanarak oluşturdu-
ğu uzun zincirli, yüksek molekül ağırlıklı bileşik: nükleik
asitler, polisakaritler, polipeptitler. çoğuz
polimerizasyon polymerization polimerleşme
polimerleşme polymerization Bazı element veya
küçük moleküllerin, kendi aralarında tepkimeye girerek
daha yüksek molekül ağırlıklı büyük bir molekül oluştur-
ması. çoğuzlaşma, polimerizasyon
polimorf polymorphous 1. Birkaç biçimde bulunma.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
31
çok biçimli. 2. Gelişim sürecinin değişik devrelerinde
farklı biçimler gösteren.
polimorfik polymorphic Polimorf olma durumu. bk.
polimorf
polimorfizm polymorphism 1. Bir topluluk içinde
farklı biçimlerde bireylerin bulunuşu. 2. Bazı maddelerin
iki ya da daha çok farklı kristal yapı oluşturmaları. çok
biçimlilik
polipne polypnea Sık ve kesik kesik soluma. sık so-
luma
polivalan polyvalent 1. Çok değerlikli. 2. Birden çok
etkene karşı antijen taşıyan.
por porus, pore gözenek
porozite porosity Küçük delikli ve gözenekli yapıya
sahip olma. gözeneklilik
poröz porous Sıvı veya havayı geçiren çok küçük geçit
veya deliklerle dolu. gözenekli
ppb parts per billion Milyarda bir kısım; 10-9, µg/kg,
µl/m3.
ppm parts per million Milyonda bir kısım; 10-6, mg/kg,
ml/m3.
preparat preparation 1. Beşerî tıbbi ürün. 2. Anato-
mik, patolojik veya kimyasal incelenme amacıyla hazır-
lanan örnek.
prezervatif preservative koruyucu madde
puf puff, plume Aerosol cihazlarından tek seferde dı-
şarı çıkan ilaç miktarı.
pulmoner pulmonary Akciğerlerle ilgili.
pulmoner arter basıncı pulmonary artery pressure Pulmoner arterde ölçülen kan basıncı.
pulmoner arteryel hipertansiyon pulmonary ar-terial hypertension Kalpten akciğere temizlenmesi için
kirli kanı götüren atardamarlardaki kan basıncının sürekli
yüksek olması durumu.
pulmoner dolaşım pulmonary circulation Oksijen
yoksunu kanın kalpten akciğerlere taşınması ve buradan
da oksijenlenmiş kanın geri kalbe taşınması. küçük do-
laşım
pulmoner emboli pulmonary embolism Pulmoner
arterin herhangi bir oluşumla tıkanması.
pulmoner eozinofili pulmonary eosinophilia Hava
yolunda ve/veya akciğer dokusunda eozinofil (bir tür ak-
yuvar hücresi) artışına bağlı olarak gelişen, farklı özellikler
taşıyan bir hastalık.
pulvinal pulvinal Şeffaf plastik hazneye sahip, en az
yüz doz yüklenebilen ve 180 derece döndürülerek bir
dozu aktive edilen kuru toz inhalasyon aygıtı.
püskürtme deliği spray orifice İlacın küçük zerrecik-
ler hâlinde cihazdan çıkmasını sağlayan açıklık.
Qqs a sufficient quantity, quantum sufficit (Lat.) “Ye-
teri kadar, yeter miktarda” anlamında Latince kısaltma.
qsp quantum sufficit partum “Gerektiği kadar, yeteri
miktar” teriminin kısaltması.
Rraf ömrü shelf life Bir ilacın üretim anında sahip
olduğu etkinlik ve kalitesini koruyabildiği süre. bk. son
kullanma tarihi
rafine refined Arı, saf (madde).
reabsorpsiyon reabsorption geri emilim
REACH Registration, Evaluation, Authorization/Restriction of Chemicals “Kimyasal maddelerin kaydı,
değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanması’’ teriminin İngilizce
kısaltması.
reajan reagent ayıraç
reaksiyon reaction 1. Tepkime. 2. Tepki. 3. Yanıt.
reaksiyon ara ürünü reaction intermediate Bir tep-
kime sürecinde, kısa yaşam süreli ve seyrek olarak izole
edilebilen herhangi bir kimyasal madde.
reaksiyon dozu reacting dose tepki dozu
reaktif reactive 1. Tepkime verme yeteneği olan. tep-
kin 2. Ayıraç.
reaktivite reactivity Tepki verebilme. tepkinlik
reçete prescription Hekimin, hastanın kullanması için
Sözlük Dergisi
32
düzenlediği, eczacı tarafından bir ilacın hazırlanışı ve uy-
gulanışının tanımlandığı yazılı yasal nitelikli belge. Rx
reçeteleme prescribing Bir ilacın veya formülasyonun
nasıl hazırlanacağı ve kullanılacağına ilişkin bilgilerin bel-
gelenmesi.
reçetesiz ilaç over the counter tezgâhüstü ilaç
reçeteye tabi olmayan ürün unprescriptional drug Reçetelendirilmesine gerek olmaksızın doğrudan eczane-
lerden temin edilebilen beşerî tıbbi ürün türü.
reçeteye tabi ürün prescriptional drug Yalnızca re-
çete ile temin edilebilen beşerîi tıbbi ürün türü.
referans doz reference dose İnsanlarda kayda değer
bir risk oluşturmadan günlük olarak maruz kalınabilen,
yan etki gözlenmeyen doz kullanılarak hesaplanan madde
miktarı.
referans ilaç reference drug özgün ilaç
referans madde reference substanc Deney sonuçla-
rının karşılaştırılması amacıyla kullanılan bileşik. kontrol
maddesi, standart madde2, bk. pozitif kontrol, negatif
kontrol
referans standart reference standard Ulusal veya
yetkili birimler ya da kaynaklar tarafından kabul görmüş
ölçün birimi veya saf madde.
refraksiyon refraction kırılım
refraktif indeks refractory index kırılım imleci
refraktometre refractometer Kırılım imlecini ölçme-
ye yarayan aygıt. kırılımölçer
regresyon regression 1. Bir bağımsız değişkenin or-
talama değeri ile bir veya birden çok bağımlı değişkenin
değeri arasındaki işlevsel ilişki. 2. Yapı ve işlev bakımın-
dan başlangıçtaki veya daha önceki duruma dönüşme.
gerileme 3. Hastalık belirtilerinin yatışması. gerileme
4. Erişkinlerin çocukluk dönemindeki duygu ve davranış-
lara dönmesiyle belirgin durum. çocuklaşma
regresyon analizi regression analysis Deneysel ola-
rak bir veya daha fazla değişkenin uyuşan değerleri ile
raslantısal değişkenin ortalaması arasındaki işlevsel ilişkiyi
değerlendiren istatistik yöntemi. bağlanım çözümlemesi
renkli cam colored glass İstenen çizgesel (spektral) so-
ğurmayı sağlamak için küçük miktarlarda metal oksitlerin
eklenmesi ile elde edilmiş cam.
renksiz cam colorless glass Görünür dalga boyundaki
ışığa karşı geçirgen olan cam.
reo- rheo- “Sıvı veya elektrik akımı” anlamı veren ön
ek: reoloji
reoloji rheology Sıvı ya da yarı katıların akıcılığını in-
celeyen bilim alanı.
respirasyon respiration solunum
respiratör respirator solunum aygıtı
rezidü residue Artık, kalıntı, bakiye.
rezidüel residual Artıksal, kalıntısal.
rezidüel hacim residual volume tortu hacim
rezidüel volüm residual volume tortu hacim
rezolüsyon resolution 1. Bir görüntüleme aygıtının,
çok yakın iki ögenin sınırlarını birbirinden ayırarak net
gösterebilme yeteneği. ayrımlaşma 2. Ayna görüntüsü
olan izomer maddelerin birbirinden ayrılması işlemi.
3. Patolojik bir durumun normale dönmesi.
RIA radioimmunoassay “Radyoimmün analiz” teri-
minin kısaltması.
risk risk Kimyasal bir maddeye veya herhangi bir et-
kene maruz kalma sonucu oluşacak zarar, hastalık ya da
ölüm olasılığı.
risk değerlendirmesi risk assessment Bir maddeye
maruz kalındığında karşılaşılabilecek istenmeyen yan et-
kilerin ve bunun derecesinin doğabilecek riskler açısından
incelenmesi.
ruhsat kapsamı scope of the licence İlgili yasa ve yö-
netmeliklere göre yetkili makam tarafından onaylanmış,
kullanıma hazır biçimde, özel bir ambalajda ve belirli bir
adla ticarete sunulma durumu.
ruhsat süresi term of the licence Bir beşerî tıbbi ürün
için yetkili birimler tarafından verilen ruhsatın geçerlik
süresi.
ruhsat verilmesi grant of licence Başvuru sahibi tara-
fından yetkili makama sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
33
ve değerlendirilmesi sonucu, ilgili yönetmelikte öngerilen
koşullara uygun olduğu belirlenen beşerî tıbbi ürünün
ruhsatlandırılma işlemi.
Rx take, a recipe “Alınız” veya “Reçeteleyiniz” ifadele-
rinin Latince kısaltması.
Ss.c. subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kı-
saltması.
saf su purified water Damıtma veya bazı iyonlarından
arındırma gibi yöntemlerle elde edilen ancak parenteral
uygulama için ayrıca pirojenlerinden arındırılması gere-
ken su türü.
saflaştırma purification Kimyasal maddelerin bu-
lunduğu ortamdaki istenmeyen maddelerden kristallen-
dirme, tüketme, damıtma, kromatografi gibi ayırma yön-
temleriyle arındırılması. bk. rafine etmek
safsızlık impurity Bir ilaç etken maddesi veya herhan-
gi saf bir maddenin içinde izin verilen sınırların üzerinde
yabancı bir bileşik bulunması.
salt salt absolü
satürasyon saturation doygunluk
satüre çözelti saturated solution doygun çözelti
saydamlık transparency İçinden ışığın geçmesine ve
arkasındaki nesnelerin görülmesine engel olmama duru-
mu.
sc subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kısalt-
ması.
sediment sediment çökelti
semipermeabl semipermeabl yarı geçirgen
septik septic Mikroorganizmalar tarafından üretilen
veya onların parçalanmaları sonucu oluşan. bakteri bu-
laşık
serbest eczacı pharmacist Eczacılık mesleğini sahibi
olduğu eczanede yürüten kişi.
serbest radikal free radical Homolitik parçalanma
ile oluşan, ortaklanmamış bir elektron taşıyan, son de-
rece tepkin özelliği nedeniyle canlı organizmada protein
ve diğer önemli moleküllerle etkileşerek yapılarını ve
işlevlerini bozan, bazı durumlarda da fizyolojik işlevleri
gerçekleştiren, çok kısa ömürlü olan tepkime parçacığı.
bk. radikal.
seri lot, batch Her bir üretimde, bir dizi işlemden geç-
tikten sonra nitelik ve nicelik bakımından aynı özelliklere
sahip ürün grubu. kazan
seri numarası lot number, batch number Bir üretim
serisini tanımlayan sayı ve işaretler. kazan numarası
sert kapsülde inhalasyon tozu inhalation powder hard capsule Soluma yoluyla kullanılmak üzere inhalas-
yon cihazıyla kullanılan sert kapsül içinde yer alan kuru
toz.
serum serum, (pl. Serums, sera) 1. Belirli bir has-
talığa karşı pasif bağışıklık sağlamak üzere insan veya
hayvanlardan elde edilen ve kas içine veya deri altına
enjekte edilen preparat. 2. Kanın pıhtılaşmasından sonra
üstte kalan fibrinojenden arındırılmış plazma kısmı. kan
suyu 3. Kanamalarda eksilen kan hacmini tamamlamak
ya da parenteral beslenmeyi sağlamak amacıyla dekstroz,
sodyum klorür gibi sterilize edilmiş intravenöz yoldan uy-
gulanan sıvıların genel adı. 4. Yüksek miktarda kozmetik
etkin madde içeren çözelti.
serum fizyolojik physiological saline Su içinde
% 0,9 derişimindeki sodyum klorür çözeltisi.
ses ötesi ultrasound ultrason
ses teli vocal cord,vocal fold Ses oluşumunu sağlayan,
gırtlak boşluğunda bulunan, mukoza salgılayan iki zar ta-
bakası arasında bulunan yapı. vocal kord
seyreltici diluent 1. Yoğunluk veya derişimi azaltmak
için kullanılan gaz, sıvı veya katı madde. 2. Seyrelten veya
daha az etkili ve daha az tahriş edici hâle getiren.
seyreltik diluted Bir çözeltinin birim hacim veya küt-
lesinde pitely madde miktarının bağıl olarak daha az veya
düşük derişimde olma durumu. seyreltilmiş, dilüe
seyreltik çözelti dilute solution Çözünen madde de-
rişimi azaltılmış olan çözelti.
seyreltilmiş diluted seyreltik
Sözlük Dergisi
34
seyreltme dilution, dilute Yoğun çözeltiden daha
düşük derişimdeki çözeltinin hazırlanması için çözücü
ekleme işlemi.
sıfırıncı derece kinetik zero-order kinetics Farma-
kokinetik bir olayın sabit bir hızda gerçekleşmesini ifade
eden terim.
sık soluma polypnea polipne
sıkışarak kümeleşme inertial impaction 5 mm’den
büyük partiküller için geçerli olan aerosol birikimi me-
kanizması.
sıkıştırılmış gaz pressurised gas, propellant gas itici
gaz
sıvağ basis 1. Katı veya yarı katı ilaç şekillerindeki et-
ken maddeler için bir veya daha fazla yardımcı maddenin
bileşiminden oluşan taşıyıcı. 2. Kozmetik ürün/ilaç yapı-
mında şekil veya kıvam vermek için katılan madde.
sızınım diffusion difüzyon
silia silia Kirpik, burun, soluk borusu ve büyük bronş-
ların duvarlarında titrek tüy benzeri epitelyum hücre
uzantısı. silya
silikozis silicosis, miner’s phthisis, grinder’s asthma, potter’s rot Silikon dioksid kristallerine uzun sürelerde
maruz kalma sonucu yavaş ilerleyen nodüler, fibrozis ya-
pan pnömokonyoz türü.
silya silia silia
sinüs sinus Kafatasında burun boşlukları çevresindeki
kemiklerin içinde yer alan ve burun boşluklarına açılan
bölüm.
sistemik dolaşım systemic circulation Akciğerlerde
oksijenlendirilen kanın kalbin pompalaması ile tüm be-
dene gönderilmesi ve tüm vücudu dolaşan kanın hücre-
lere oksijeni sunup onlarda metabolizma sonucu oluşan
karbondioksidi toplayarak kalbe geri taşınması. büyük
dolaşım
siyanoz cyanosis Kapillerlerde düşük oksijen doygun-
luğu ve oksijensiz hemoglobin miktarının artmasına bağlı
olarak deri ve mukoz zarların mavi-mor renk değişikliği
göstermesi.
SKT expire date, expiry date “Son kullanma tarihi”
teriminin kısaltması.
soda-kireç-silisyum camı soda-lime-silica glass Yapısında başlıca sodyum oksit ve kalsiyum oksit içeren,
orta düzeyde hidrolitik dirence sahip olan silisyum camı.
sodyum sodium Atom numarası 11 olan, hücre dışı
sıvıların ana katyonu olan, alkali metaller grubundan bir
element. Na
soğurganlık absorbance 1. Çözeltinin içindeki
madde yoğunluğunun hesaplanmasında kullanılan dalga
boyuna bağlı olarak spektroskopik yöntemlerde analizi
yapılan bileşik tarafından soğurulan elektromanyetik rad-
yasyonun miktarı. 2. Transmitansın 10 tabanına göre eksi
logaritması (A = -log 1/T). absorbans, optik dansite
soğurma absorption Bir ortamdan geçen ışık veya
elektromanyetik radyasyonun taşıdığı gücün bir kısmının
bu ortam tarafından emilerek alıkonması. absorpsiyon2
soğurum kat sayısı absorptivity Beer yasasına göre,
bir çözeltide bir birim konsantrasyondaki madde tara-
fından belirli bir ışık yolunda soğurulan ışık miktarının
ölçüsü.
sol. solution “Çözelti” teriminin kısaltması.
soluk alma inspiration Solunumda havanın akciğer-
lere alınması. nefes alma, inspirasyon
soluk alma kapasitesi inspiratory capacity soluk
alma sığası
soluk alma sığası inspiratory capacity Soluk hacmi
ile soluk alma yedek hacminin toplamı. soluk alma ka-
pasitesi, inspirasyon kapasitesi
soluk alma yedek hacmi inspiratory reserve capacity inspirasyon yedek hacmi
soluk borusu trachea Havanın akciğerlere ulaşmasını
sağlayan, yapısında hyalin kıkırdak, fibröz kas lifleri, mu-
koza ve bezler bulunan, iç yüzeyi tüylü yalancı çok katlı
epitelyum dokudan oluşan alt solunum yolu bölümü.
Trakea
soluk hacmi tidal volume Her normal solunum ha-
reketi ile akciğerlere alınan veya akciğerlerden çıkarılan
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
35
hava miktarı. tidal volum, solunum hacmi
soluk verme expiration, exhalation Solunum organ-
larından dışarıya hava ya da su; bitki ve hayvanlar tarafın-
dan karbondioksit çıkarılması. nefes verme, ekspirasyon
soluk verme yedek hacmi expiratory reserve volu-me ekspirasyon yedek hacmi
soluma durması apnea apne
solumlama inhale Soluk alarak içine çekme.
solumlanım inhalation inhalasyon
solumlatıcı inhaler inhaler
solunum respiration Akciğerler ile bulunulan ortam
arasındaki havanın soluk alıp verme ile değiştirilmesi işle-
mi. respirasyon, ventilasyon
solunum aygıtı respirator, ventilator Toz, duman
ve diğer iritan maddelerin solunmasını engelleyen veya
bu tür zararlı özelliklere sahip havayı solunum yollarına
girmeden önce filtre eden, ağız ve burunu içine alan özel
aygıt. respiratör, ventilatör
solunum bronşiyoli respiratory bronchiole Bronşi-
yollerin alveol boşluklarıyla temasta olan uç dallarından
her biri.
solunum derinliği respiratory depth En fazla nefes
alma ve nefes verme arasındaki mesafe.
solunum fonksiyon testi pulmonary function tests Hava akımı ve akciğer hacmi gibi akciğer fonksiyonları-
nın spirometre gibi aygıtla kontrol edilmesi.
solunum hacmi tidal volume soluk hacmi
solunum sistemi respiratory tract Vücutta oksijenin
alınıp karbondioksitin atılamamsını sağlayan, iletici bö-
lüm olarak burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar
ve solunum bronşiyollari içeren, solunum organı olarak
akciğerlerden oluşan sistem. solunum yolu
solunum yetersizliği respiratory insufficiency Çe-
şitli nedenlere bağlı olarak akciğerlerin işlevlerini yeterin-
ce yerine getirememesi.
solunum yetmezliği respiratory failure Kalıcı,
anormal derecede düşük atardamar oksijen miktarı veya
yüksek karbondioksit miktarı ile belirgin solunum bo-
zukluğu.
solunum yolu respiratory tract solunum sistemi
solüsyon solution çözelti
solvan solvent çözücü1
son kullanma tarihi expire date, expiry date Belirli
koşullarda saklandığında bir ürünün etkin ve güvenli ola-
rak kullanılabileceği süreci genellikle gün, ay ve yıl olarak
bildiren uyarı. miat. bk. raf ömrü. SKT.
spektral analiz spectral analysis Maddelerin ışınım-
larından sağlanan izgeleri inceleyerek, bu bileşikleri oluş-
turan elementleri nicel veya nitel olarak belirleme. izgesel
analiz
spektrofotometre spectrophotometer Bir madde ta-
rafından elektromanyetik radyasyonun (UV, IR, görünür
ve mikrodalga) soğurulmasının veya yayılımının şiddetini
ölçen aygıt. izgesel ışılölçer
spektrometre spectrometer Değişik materyallerden
yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu
ve yoğunluğunu ölçen bir optik aygıt. izgeölçer, spekt-
roskop
spektrometri spectrometry Değişik materyallerden
yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu
ve yoğunluğunu ölçen analiz yöntemi. izge ölçümü
spektroskop spectroscope spektrometre
spektroskopi spectroscopy Değişik materyallerden
yayılan veya soğurulan elektromanyetik radyasyonun
dalga boyu ve yoğunluğunun optik olarak ölçümü. izge
bilimi
spektroskopik spectroscopic Spektroskopi ile ilgili.
spektrum spectrum 1. Prizmadan geçirilen beyaz ışı-
ğın kendisini oluşturan renklerine ayrılması ile meydana
gelen görüntü. ışık tayfı. 2. Herhangi bir antibiyotiğin
etkilediği mikroorganizmalar. 3. Aletli analizlerde çeşitli
dalga boylarındaki elektromanyetik ışınımların sırası-
nı, sıklığını ve enerji gibi özelliklerini belirleyen grafik:
NMR, IR, UV vb. spektrum. izge
spirogram spirogram Spirometreyle elde edilen akci-
ğer hacim ve değişikliklerini gösteren çizge.
Sözlük Dergisi
36
spirometre spirometer Akciğer havalandırmasının
incelenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarını
belirleyen aygıt.
spirometri spirometry Akciğer havalandırmasının in-
celenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarının
belirlenmasi.
stabilite stability dayanıklılık
stabilite testi stability test Etken maddelerin ve ilaç-
ların raf ömrü sonuna kadar kimyasal, fiziksel, mikrobi-
yolojik, terapötik ve toksikolojik dayanıklığını belirlemek,
garanti altına almak ve kanıtlamak için yapılan çalışma.
standart madde standard substance 1. Bir karışım-
daki bileşenlerin nitel ve nicel analizlerinde kullanılan ya
da biyolojik çalışmalarda biyolojik sistemin işlerliğinin
veya klinik çalışmalarda araştırılan ürünün etkinliğinin
değerlendirilmesi amacıyla yararlanılan, üreticisi tarafın-
dan belirli özellikleri belgelendirilmiş bileşik. 2. Referans
madde.
stegnant hipoksi stagnant hypoxia Şok, donma,
kalp yetmezliği, çevre ısısı artışı, devamlı basınçlı solu-
num, +G kuvvetleri gibi nedenlerle kan akımının azalma-
sı veya kanın kalp seviyesinin altındaki dokularda göllen-
mesi. iskemik hipoksi
steril sterile 1. Erkek veya kadında üreme özelliğinin
olmaması. kısır, infertil. 2. Bitkilerde verimsiz birey veya
kısım. kısır, infertil. 3. Mikroorganizma içermeyen. asep-
tik2.
steril alan sterile field 1. Bir birimin özel işlemlerin
yürütülebilmesi için mikroorganizmalardan arındırılmış
bölümü. mikropsuzlaştırılmış alan. 2. Hastanelerde cer-
rahi işlemlerin yapıldığı mikroorganizmalardan arındırıl-
mış bölüm.
steril kabin sterile cabinet, laminar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet Çalışan kişiyi, ürünü
ve çevreyi hava ile taşınabilen bulaşanların etkilerinden
koruyan ya da işlem sırasında ürüne çevreden gelebilecek
biyolojik etkileşimleri engellemek için kullanılan özel kü-
çük laboratuvar bölümü. mikropsuzlaştırılmış kabin
steril oda sterile room Büyük ölçekte çalışmaları steril
ve standart koşullarda yürütmek amacıyla yararlanılan de-
ğişik boyutlarda özel bölüm. mikropsuzlaştırılmış oda
steril teknik sterile technique aseptik yöntem
steril yöntem sterile technique aseptik yöntem
sterilite sterilite Mikroorganizma olmaması durumu.
sterilizasyon sterilization Mikroorganizmalardan ta-
mamıyla arındırma. mikropsuzlaştırma
sterilizatör sterilizer Mikroorganizmaları çeşitli yön-
temler ile öldürmede kullanılan aygıt.
sterilize sterilize Mikroorganizmalardan arındırma.
sterillik sterility Canlı mikroorganizmaların bulun-
maması durumu. mikropsuzluk
sterillik garantisi guaranty of sterility Bir materyal
veya ürünün mikroorganizmalardan arındırma işleminin
güvenilirlik derecesi. mikropsuzluk garantisi
su buharı distilasyonu steam distillation Materya-
lin içinden su buharı geçirilerek su buharı ile sürüklenen
maddelerin soğutucuda yoğunlaştırılması suretiyle ayrıştı-
rılması prensibine dayanan damıtma türü.
su katımı hydration hidrasyon1
su sarılım hydratation hidratasyon
sub- sub- “Altı, altında, aşağısında, orta derecede, az
çok, hemen hemen” anlamı veren ön ek.: ör. subakut.
subkütan subcutaneous 1. Deri altı dokusu. deri altı,
dermis, subkütanöz, hipoderm. 2. Bazı ilaç ve aşıların deri
altı dokusuna uygulama yolu. sc
subkütanöz subcutaneous subkütan
subkütanöz doku subcutaneous tissue Deri altı do-
kusu. dermis, hipoderm
sublingual sublingual Dil altına veya dil altı yolu
ile.
substrat substrate 1. Enzimle gerçekleşen bir tepki-
mede enzimin etkilediği bileşik. 2. Kimyasal tepkimeler-
de başlangıç maddesi.
sucul hydrophilic hidrofil
suçeker dehydrant dehidran2
sululaşma hydration hidrasyon2
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
37
susever hydrophilic hidrofil
susevmez hydrophobic hidrofobik
susuz anhydrous anhidr
süblimasyon sublimation süblimleşme
süblimat sublimate Süblimasyonla elde edilen madde.
süblimleşme sublimation Katı bir maddenin buhar-
laşıp tekrar katı hâle gelmesi. süblimasyon
süblimleştirme sublimate Katı bir maddeyi buhar-
laştırıp tekrar katı hâle getirme suretiyle uygulanan saf-
laştırma işlemi.
sübstitüe substitute 1. Bir organik ana yapıda bir ato-
mun yerini başka bir atom ya da atom grubunun alma-
sı durumu. takılı. 2. Bir şeyin yerine konan veya yerine
kullanılan madde ya da ilaç. 3. Üzerinde yer değiştirme
yapılmış. takılandırılmış
sübstitüent substituent Bir organik bileşikte, herhan-
gi bir konumda bulunan hidrojen atomunun yerini alan
atom veya atom grubu. takı
sürekli salım sistemi sustained release system Et-
ken maddenin plazma veya doku düzeyini alışılmış dozaj
şekillerine göre daha uzun süre devam ettiren ilaç salım
şekli.
sürfaktan surfactant yüzey etken madde
süzme filtration filtrasyon
süzüntü filtrate Süzme işlemi sonrasında elde edilen
duru sıvı.
Tt1/2 half-life, half-time “Yarı ömür” teriminin simgesi.
takı substituent sübstitüent
takipne tachypnea tıknefes
taşipne tachypnea tıknefes
TEB Turkish Association of Pharmacist “Türk Ecza-
cıları Birliği”nin kısaltması.
tek dozluk inhalasyon tozu inhalation powder pre-dispensed Tek dozluk, soluma ile kullanılan toz.
tek ışınlı izgesel ışılölçer single beam spectropho-tometer tek ışınlı spektrofotometre
tek ışınlı spektrofotometre single beam spectrop-hotometer Işık kaynağından yayılan tek ışık demeti ve tek
ölçüm haznesi bulunan spektrofotometre türü. tek ışınlı
izgesel ışılölçer
tekiz monomer monomer
teneke kutu canister Ölçülü doz inhaler tipi inhalas-
yon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımını içeren basınçlı
kutu. kanister
tepken reactant Bir kimyasal tepkimeye giren bir baş-
langıç maddesi. reaktan
tepkime reaction Bir ya da daha çok iyon, atom ya
da molekülün birbirleriyle doğrudan ya da bir katalizör
aracılığıyla aralarında etkileşerek başka iyon, atom veya
moleküllere dönüşmesi olayı. reaksiyon1
tepkime ısısı heat of reaction Entalpideki değişiklik
(ΔH) olarak bilinen, bağları kırmak için gereken enerji
veya yeni bir bağ oluşumundan kazanılan enerji.
tepkime işlergesi reaction mechanism tepkime me-
kanizması
tepkime mekanizması reaction mechanism Bir
kimyasal tepkimenin hangi basamaklar üzerinden yürü-
düğünü göstermek üzere düzenlenen bir tür işleyiş açıkla-
ması. tepkime işlergesi
tepkimesiz inert inert
tepkin reactive reaktif1
tepkinlik reactivity reaktivite
terkip formulation formülasyon1
terkip hazırlama formulation formülasyon2
term(o)- therm(o)- “Sıcaklık” anlamı veren ön ek.:
termometre.
-termi -thermy “Sıcaklık, ısı” anlamı veren son ek.:
hipotermi.
termoliz thermolysis Bir bileşiğin ısı etkisiyle ayrışma-
sı veya bozulması. ısıl ayrışım
ters ozmoz reverse osmosis Bir sıvının ozmotik basınç
altında yarı geçirgen bir zardan geçirilmesi ile saf bir sıvı
elde edilmesi işlemi.
tescilli marka registered trademark Yetkili kurum
Sözlük Dergisi
38
ve kuruluşlar tarafından kayıt altına alınan ve hak sahibi
kurum veya kişi dışında kimsenin kullanamayacağı ürün
adı. sim. ® .
tescilli tıbbi ürün medicinal product for human use beşerî tıbbi ürün
tezgâh üstü ilaç over the counter Bazı ülkelerde,
hafif rahatsızlıkların giderilmesi için, hastanın, hekime
danışmadan veya gerektiğinde sadece eczacının önerisi ile
reçetesiz olarak satın alıp kullandığı genel olarak düşük
risk taşıdığı kabul edilen ilaç grubu. raf üstü reçetesiz ilaç
OTC.
TF Turkish Pharmacopoeia “Türk Farmakopesi” te-
riminin kısaltması.
tıbbi cihaz medical device İnsanda kullanıldıklarında
asıl işlevini farmakolojik, immünolojik veya metabolik et-
kiler oluşturmadan; hastalığın tanısı, önlenmesi, izlenme-
si, tedavisi veya hafifletilmesi; yaralanma veya sakatlığın
tanısı, izlenmesi, tedavisi, hafifletilmesi veya mağduriyetin
giderilmesi; anatomik veya fizyolojik bir işlevin araştırıl-
ması, değiştirilmesi veya yerine başka bir şey konulması;
doğum kontrolü veya yalnızca ilaç uygulamak amacıyla
üretilmiş; tek başına ya da birlikte kullanılabilen; amaçla-
nan işlevini yerine getirebilmesi için gerekiyorsa bilgisayar
yazılımı ile de kullanılan ve cansız hayvanların dokuların-
dan elde edilen ürünler de dahil olmak üzere yararlanılan
her türlü araç, alet, cihaz, aksesuar veya malzeme.
tıbbi müstahzar proprietary medicine beşerî tıbbi
ürün
tıknefes tachypnea Solunum hızının normalin üze-
rinde olması, hızlı, düzenli ve yüzeyel soluma. takipne
ticari ad trade name müstahzar adı
tidal volum tidal volume soluk hacmi
tiksotropi thixotropy Yarı katı sistemlerde zamana
bağlı olarak gerilim ile viskozitenin geri dönüşümlü ola-
rak azalması ve gerilim kalkınca eski yarı katı şekle dönme
özelliği.
timus thymus Kalbin üstünde göğüs kemiğinin arka-
sında bulunan bir iç salgı bezi.
tip I alveolar hücre type I alveolar cell Alveol yüzeyi-
nin yaklaşık %93’ünü döşeyen ve havayla kan arasında gaz
değişimini sağlayan yassı alveolar hücre, tip I pnömosit.
tip II alveolar hücre type II alveolar cell İnteral-
veoler septumları döşeyen, alveol boşluklarında az sayıda
bulunan, sitoplazmalarında özgün, fosfolipit yapısında
cisimcikler içeren, granüler tip II pnömosit.
TİTCK Turkish Medicines and Medical Devices Agency “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu”nun kı-
saltması.
TLV threshold limit value “Eşik limit değer” terimi-
nin İngilizce kısaltılması
toksik doz toxic dose Zararlı yan etkiler oluşturan
veya zehirlenme belirtilerine neden olan madde miktarı.
toksik madde toxic agent Belli koşullar altında canlı
organizmada zararlı etkilere neden olan kimyasal veya fi-
ziksel etken.: ağır metal, radyasyon, ısı, soğuk, travma.
toksik olmayan nontoxic Zehirlenmeye neden ol-
mayan veya zehirlenmeyle sonuçlanmayan, tüketimi gü-
venli olan. nontoksik
toksiklik toxicity toksisite
toksikokinetik toxicokinetics Toksik bileşiklerin
emilimini, biyotransformasyonunu, dağılımını ve atılımı-
nı inceleyen çalışma alanı.
toksisite toxicity Bir kimyasalın organizma, doku
veya hücrelere toksik etki gösterme durumu, zehirli olma
niteliği.
toplam akciğer havalanması total pulmonary ventilation Solunum etkinliğinin değerlendirilmesinde
kullanılan solunum sayısı ile tidal hacim değerinin çar-
pım değeri.
toplam akciğer kapasitesi total lung capacity top-
lam akciğer sığası
toplam akciğer sığası total lung capacity Vital ka-
pasiteye artık hacmin ilavesiyle hesaplanan, akciğerlerin
mümkün olan en büyük nefes verme hareketi sonrasında
akciğerlerde bulunan en hazla hava miktarı. toplam ak-
ciğer kapasitesi
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
39
toraks thorax Vücudun boyunla karın arasında bulu-
nan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü.
tortu hacim residual volume En zorlu soluk verme-
den sonra akciğerlerde kalan hava hacmi. rezidüel volüm,
rezidüel hacim, artık hacim
trakea trachea soluk borusu
turbuhaler® turbuhaler® Uygulanacak olan ilacın
toz hâlinde ve herhangi bir taşıyıcı madde içermeksizin
bulunduğu, derin nefes alma ile toz ilacın akciğerlere çe-
kildiği inhalasyon aygıtı.
Türk Eczacıları Birliği Turkish Association of Pharmacist Eczacılık mesleğinin ve halk sağlığının ge-
lişimi için gerekli bilimsel, teknik ve stratejik çalışmala-
rı planlayan ve gerçekleştiren; eczacılık mesleğinin tüm
alanlarında (serbest eczane, kamu, hastane, akademi ve
sanayi gibi) eczacıların istihdam edilmelerinden özlük
haklarının savunulmasına değin çeşitli sorunlarına çözüm
arayan; ilacın üretiminden hastaya sunulmasındaki tüm
aşamalarda eczacıların etkin olmasını amaçlayan meslek
kuruluşu. TEB.
Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi Turkish Pharmacists Association Pharmaceutical Academy Bilimin evrensel değerleri kapsamında, etik il-
keler çerçevesinde, akılcı bir yaklaşımla insan ve toplum
sağlığını ilgilendiren, eczacılık, ilaç ve ilaçla ilgili tüm ko-
nularda eczacıların ve ilgili meslek elemanlarının mesleki
gelişimine katkıda bulunacak çağdaş eğitim ve araştırma
faaliyetlerini planlamak, koordine etmek ve uygulamak
için 2002 yılında kurulan Türk Eczacıları Birliği yapısın-
da yer alan birim.
Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Ak-
ciğer sağlığı alanında eğitim, araştırma, koruyucu hekim-
lik ve hasta hizmetini geliştirmek, ilgili sağlık politikala-
rını toplum yararına etkilemek için çalışan sivil toplum
kuruluşu.
Türkiye Farmakopesi Turkey Pharmacopoeia Türkiye Cumhuriyeti Farmakopesi, TF, bk. farmakope.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Turkish
Medicines and Medical Devices Agency Önceki adı
İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü olan, Türkiye’de beşerî
tıbbi ürün, tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlere yönelik dü-
zenleyici, denetleyici, yönlendirici politikalar geliştirerek
ve uygulayarak insan sağlığına hizmet etmekle görevli
Sağlık Bakanlığına bağlı resmî kuruluş. TİTCK bk. İlaç
ve Eczacılık Genel Müdürlüğü.
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Tur-kish Respiratory Society Amacı toplumsal ve mesleki
eğitimi ve araştırmaları destekleyerek toplumun akciğer
sağlığını korumak olan sivil toplum kuruluşu.
UU unit “Ünite” teriminin kısaltması
ULPA filtre ultra low penetration air filter Havada
0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 99.99 oranında
yakalayabilen HEPA filtre türü.
ultra- ultra- “Çok fazla, aşırı, ötesi, ötesinde” anlamı
veren ön ek: ör. ultrason.
ultrafiltrasyon ultrafiltration İyon veya molekülleri
geçirip asılı tanecikleri geçirmeyen çok küçük gözenekli
süzgeç düzeneği veya biyolojik sistemlerde gerçekleştirilen
süzme işlemi. ince süzme
ultrafiltrat ultrafiltrate ince süzüntü
ultrasantrifüj ultracentrifuge Dakikada en az 60.000
devir ile dönme kapasitesine sahip santrifüj aygıt türü.
ultrason ultrasound İnsan kulağının duyma sınırının
üstündeki (16-20 kHz) ses dalgası. sesötesi, ultrasonik
dalga
ultrasonik ultrasonic Ultrasonla ilgili.
ultrasonik dalga ultrasonic wave ultrason
ultrasonik hedeflendirme ultrasound induced de-livery Etken madde salımının ultrasonik ses dalgalarının
şiddet, frekans ve uygulama döngüsüne bağımlı olduğu
sistem.
ultrasonik nebülizör ultrasonic nebulizer Bir
elektrik akımı yardımı ile ses dalgaları üretip, bu ses dalga-
larının oluşturduğu sıvı titreşimleriyle suyun damlacıklara
Sözlük Dergisi
40
ayrışmasını sağlayan inhalasyon cihazı.
ultrasonografi ultrasonography Dokulara gönderi-
len ultrasonik dalgaların yansıması ile vücuttaki yapıların
görüntülenmesi.
ultraviyole ultraviolet mor ötesi
ultraviyole ışık ultraviolet light mor ötesi ışık
ultraviyole radyasyonu ultraviolet radiation mor
ötesi ışık
ultraviyole spektroskopisi ultraviolet spectroscopy mor ötesi spektroskopisi
ultraviyole-A ışını ultraviolet A ray Dalga boyu
320-400 nm olan ve yeryüzüne ulaşabilen güneş ışığı.
UV-A ışını
ulusal formüler national formulary Bir ülkede re-
çetelenmesine izin verilen ilaçların yapısı, tanımlanması,
seçimi, reçetelenmesi, dağıtımı ve uygulanmasıyla ilgili
bilgileri içeren resmî başvuru kaynağı. NF, bk. farma-
kope.
Uluslararası Farmakope International Pharma-copeia Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazır-
lanan Farmakope. Ph.Int. bk. farmakope.
Uluslararası ünite international unit Enzimler,
hormonlar, vitaminler gibi biyolojik materyaller için
verilen ve Uluslararası Formüllerin Uyumlandırılması
Konferansı (International Conference for the Unification
of Formulas) tarafından belirlenen uluslararası ölçüleme
birimi. IU
USP The United States Pharmacopeia “Amerika Bir-
leşik Devletleri Farmakopesi”nin İngilizce kısaltması.
UV (I) ultraviolet radiation “Mor ötesi ışık” terimi-
nin İngilizce kısaltması.
UV (II) ultraviolet “Mor ötesi” teriminin İngilizce
kısaltması.
UV -A ışını ultraviolet A ray “Ultraviyole -A ışını”
teriminin kısaltması.
uyku apnesi apnea Periferik ya da santral faktörlerin
etkisiyle ortaya çıkan ve uyku sırasında on saniyeden uzun
süren solunum durması.
Üünite unit İlaç, aşı, serum veya enzimin etkisi için öl-
çüt olarak kabul edilen birim miktarı. birim, U
üretici manufacturer 1. Bir ürünü üreten, imal eden,
ıslah eden veya ürüne adını, ticari markasını veya ayırt
edici işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak ta-
nıtan gerçek veya tüzel kişi. 2. Üreticinin Türkiye dışında
olması hâlinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilci
ya da ithalatçı. 3. Ürünün tedarik zincirinde yer alan ve
faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkile-
yen gerçek veya tüzel kişi.
üst solunum sistemi upper respiratory tract Burun,
nazal boşluklar, paranazal sinüsler, nazofarinks ve orofa-
rinksten oluşan solunum sistemi türü.
Vvalidasyon validation Herhangi bir yöntem, işlem,
cihaz, materyal, etkinlik veya sistemin geçerliliğinin, iste-
nen standartlara uygunluğunun kanıtlanması ve belgelen-
mesi. işlem geçerliliği
vaporizasyon vaporization buharlaşma
vaporizatör vaporizer 1. İlaç çözeltilerini inhalasyo-
na uygun buhar haline hâline getirmeye veya ulaşılabilen
mukoza membranlarına uygulamaya yarayan bir aygıt.
2. Uçucu sıvı genel anestezikleri buharlaştırmaya yarayan
aygıt. buharlaştırıcı, vaporizör
vaporizör vaporizer vaporizatör
ventilasyon ventilation solunum
ventilatör ventilator solunum aygıtı
viskozimetre viscosimeter Akışkanın katmanları ara-
sında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen diren-
ci ölçen aygıt. akmazlıkölçer, ağdalıkölçer
viskozimetri viscosimetry Akışkanın katmanları ara-
sında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen diren-
ci ölçme yöntemi. akmazlık ölçümü, ağdalık ölçümü.
viskozite viscosity Akışkanın katmanları arasında
iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnç.
akmazlık, ağdalık
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
41
visseral plevra visceral pleura Akciğerlerin tüm dış
yüzünü ve interlober fissürleri saran yarı geçirgen seröz
bir zar.
vital kapasite vital capacity vital sığa
vital sığa vital capacity Akciğerlere girip çıkan en
fazla hava miktarı olup, soluk alma yedek hacmi, soluk
hacmi ve soluk verme yedek hacimlerinin toplamı. vital
kapasite
vizing wheezing hırıltı
vokal kord vocal cord, vocal fold ses teli
volüm volume hacim
volümatikle ölçülü doz inhaler metered dose in-haler and spacer ara tüplü ölçülü doz inhaler
volümetrik volumetric Hacim ölçümü ile ilgili. ha-
cim ölçümlü
volümetrik analiz volumetric analysis Standart
(ölçünlü) kimyasal madde çözeltilerinin tam olarak ölçül-
müş (titre edilmiş) hacimlerini kullanarak yapılan nicel
analiz yöntemi. bk. titrasyon
volümetrik çözelti volumetric solution Volümet-
rik analizlerde kullanılmak üzere bir standart (ölçünlü)
bileşik ile faktörü ayarlanmış titrasyon çözeltisi. ayarlı
çözelti
WWHO World Health Organization “Dünya Sağlık
Örgütü”nün İngilizce kısaltması.
XX-ışınları kırınım analizi X–ray diffraction tech-
nic Eczacılıkta, kimya ve madencilikte, toz maddelere
çarpan X ışınlarının saçınımı ya da kırınımından elde
edilen desenlerin yorumlanmasıyla ilgili bileşiklerin fizi-
kokimyasal özellikleri ve kristal yapılarının belirlenmesi
için kulllanılan, polimorfik yapıları hakkında da bilgi ve-
ren analiz yöntemi.
X-ışınları kristalografisi X–ray crystallography Özellikle X-ışınları aracılığıyla kristal yapıdaki bir mad-
denin üç boyutlu molekül yapısının incelenmesi amacıyla
geliştirilmiş bir teknik. bk. X-ışınları kırınım analizi.
Yyangı inflammation İmmunolojik veya diğer herhan-
gi bir zedeleyici uyarana karşı dokunun gösterdiği ağrı,
şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve bazen eksüdasyon ile belirgin
fizyolojik ve özgül olmayan savunma yanıtı. enflamas-
yon, iltihap
yardımcı madde excipient İlacın hazırlanmasında ta-
şıyıcı, çözücü veya seyreltici olarak yararlanılan veya ilacın
içinde yer alan etken madde dışındaki bileşen. eksipiyan
yarı geçirgen semipermeabl Aynı eritici içindeki iki
eriyiği birbirinden ayıran ve eriticiyi geçirdiği hâlde erimiş
cisimleri geçirmeyen (çeper). semipermeabl
yarılanma ömrü half-life, half-time 1.Vücut sıvı-
larındaki ilaç derişiminin başlangıç değerinin yarısına
düşmesi için geçen süre. t1/2 2. Radyonüklit parçacık
örneğinin yarısının bozunması için geçen süre, yarılanma
süresi, yarı ömür. t1/2
yarılanma süresi half-time yarılanma ömrü
yayılma diffusion difüzyon
yayınım diffusion difüzyon2
yeni jenerasyon impaktör new generation impac-torTM Ölçülü doz inhalerlerin, kuru toz inhalerlerin ve
diğer inhalasyon yolu ile kullanılan aerosol partiküllerinin
büyüklüğüne göre sınıflayan akciğer yapısını taklit edecek
şekilde tasarlanmış, yedi aşamalı ve 30-100 L/min akış
hızı sağlayan, yüksek performanslı kademeli ayrıştırıcı.
NGITM
yığılım accumulation 1. Birikme. 2. Hedef organiz-
ma, doku, organ veya çevrede sağlık için risk oluşturacak
kimyasal maddelerin artan miktarlarda birikmesi. akü-
mülasyon
yıkılma degradation bozunma
yoğun concentrate Çözücüsünün uçurulması ile veya
ortama daha fazla çözünen madde eklenmesi ile daha
yoğun hâle gelmiş ya da getirilmiş (madde). konsantre,
Sözlük Dergisi
42
derişik
yoğunlaşma concentrate Konsantre hâle gelme.
yoğunlaştırma concentrated Bir karışımın bileşimin-
deki sıvıyı uzaklaştırarak daha derişik hâle getirme.
yoğunluk density 1. Bir cismin birim hacminin be-
lirli sıcaklıktaki kütlesi. 2. Bir cismin, 1 cm3’lük kütle-
sinin aynı hacimdeki +4°C’ lik suya göre oranı. dansite,
kesafet
yoğunluk ölçme şişesi pycnometer piknometre
yoğunlukölçer densitometer, densimeter dansito-
metre1
yörünge orbit Bohr Kuramı’na göre atom çekirdeği
çevresinde elektronların yer alabileceği enerji düzeyleri
veya enerji katmanları.
yörüngemsi orbital Atom çekirdeği çevresinde bir
elektronun bulunma olasılığının dağılımını veren ve Ku-
antum Kkuramı’na göre hesaplanan matematiksel fonksi-
yonun geometrik ifadesi. orbital
yutak pharynx Sindirim sisteminin bir parçası olup
solunum sisteminin ileten bölgesi. boğaz, geniz, farenks.
yutak yangısı pharyngitis Yutağın bazen virüs ve bak-
terilerden etkilenerek, bazen metabolik, bazen de çalışılan
ortamın sıcaklık, toz gibi koşullarına bağlı olarak tepki gös-
termesi, yutak mukozasının iltihaplanması. farenjit
yükseltgen oxidant oksidan
yükseltgen madde oxidizing agent Girdiği kimyasal
tepkimelerde elektron alarak indirgenen ve karşısındaki
maddenin yükseltgenmesine neden olan bileşik, oksidan
madde, oksitleyici madde.
yükseltgenme oxidation Bir element veya bileşiğe
oksijen eklenmesi, hidrojen ayrılması veya elektron kaybı
ile sonuçlanan tepkime. oksidasyon
yükün ion iyon
yükünsüz su deionized water deiyonize su
yüzergen adsorbent adsorban
yüzerme adsorption İlaç molekülleri veya kimyasal
maddelerin katı özel bir yüzeyde ince bir tabaka hâlinde
toplanması. adsorbsiyon
yüzey aktif madde surface active substance yüzey
etken madde
yüzey etken madde surface active agent 1.
Hidrofilik ve hidrofobik moleküler yapıları bir arada
taşıması (amfifilik) nedeniyle hem su hem de yağda
çözünürlüğü olan ve iki faz arasındaki yüzeyler arası
gerilimi düşüren madde. 2. Alveollerin hücrelerinden
salınan, alveolar hava boşluğunda yüzey gerilimini
azaltarak alveol duvarlarının yapışmasını engelleyen
madde yüzey aktif madde, sürfaktan, amfifil, yüzey
etkin madde
yüzey etkin madde surface active agent yüzey et-
ken madde
ZZ değeri Z-value Bir mikroorganizmanın sıcaklık de-
ğişikliklerine direncini belirten değer.
zar membrane membran
zarımsı membranous membranöz
zatürre pneumonia pnömoni
zeolit zeolite Adsorban özellikte inorganik makromo-
leküllü madde.
zeta potansiyeli zeta potential Parçacığın yüzeyi ile
nötral bölge arasındaki potansiyel farkı.
zetametre zetameter Birimi milivolt olan, zeta poten-
siyelini ölçen aygıt.
zorlu ekspirasyon hacmi forced expiratory vo-lume Soluk vermenin ilk saniyesinde çıkarılabilen hava
miktarı.
zorlu vital kapasite forced vital capacity En fazla
miktarda bir soluk almadan sonra zorlayarak en fazla bir
soluk verme ile çıkarılan hava miktarı.
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
43
İngilizce - Türkçe Dizin
a sufficient quantity, quantum sufficit (Lat.)
abacterialabsoluteabsolute alcoholabsolute bioavailabilityabsorbanceabsorbentabsorptionabsorptivityaccumulationacidacid-active ingredient, active moietyactive pharmaceutical ingredientactive placeboactive substanceactuatoradsorbentadsorptionadult doseaer(o)-aerobeaerobeaerobicaerodynamic diameteraerohaleraerolizeraerosolagentair lockairborneairtight containerairway inflammationairway inflammationalcoholalkalialveol (pl), alveolialveolaralveolar proteinosisalveolar ventilationAmerican Association for
Respiratory CareAmerican Association for
Respiratory Careamorphousamphipathicamphiphileamphiphilicampouleanaerobe
qs
abakteriyelmutlakmutlak alkolmutlak biyoyararlanımsoğurganlıkabsorbansoğurmasoğurum katsayısıyığılımasitasit-aktif içeriketkin farmasötik bileşen etkin plaseboetken maddeçalıştırıcıyüzergenyüzermeerişkin dozuaero-havacılhavaseveraerobikaerodinamik çapaerohaleraerolizeraerosolajanhava kilidihavada taşınangeçirimsiz kaphava yolu enflamasyonuhava yolu yangısıalkolalkalialveolalveoler alveoler proteinozisalveol havalanmasıAARC
Amerikan Solunum Derneği
biçimsizamfipatikamfifilamfifilikampulanaerop
anaerobeanaerobicanalysisanatomical dead spaceAndersen Cascade impactor anemic hypoxiaanginaanhydrousanionanionicanoxiaantioxidantantitussiveapneaapneaapparatusapparatus, device, instrumentArea Under the Curvearea under the curveasbestosisasepsisasepticaseptic technique, sterile
technique asthmaatelectasisatmosphereatmospheric pressureatomizerautohaler®bacteri(o)-bacterialbactericidebacteriostaticbacteriostatic water for injection
bacterium, bacteriabagassosisbasebasicbasisberylliosisbetamimeticbidistilled waterbio-bio-equivalencebioaccumulationbioactivationbioavailabilitybiodegradationbiodeterioration
havasevmezanaerobikanalizanatomik ölü boşlukkademeli ayrıştırıcı anemik hipoksibademcik yangısısusuzeksinanyonikanoksiantioksidanöksürük kesiciapneuyku apnesiaparatcihazAUCeğri altındaki alanasbestozisasepsiaseptikaseptik yöntem
astımatelektaziatmatmosfer basıncıatomizörotohaler®bakter(iyo)-bakteriyelbakterisitbakteridurduranenjeksiyonluk bakteriyostatik
subakteribagassozisbazbaziksıvağberilyozisbetamimetikbidistile subiyo-biyolojik eş değerlikbiyolojik birikimbiyolojik etkinleştirmebiyoyararlanımbiyolojik yıkımbiyolojik bozunma
Sözlük Dergisi
44
bioequilaventbioequivalencebioequivalentbiological drugbiological half-lifebiologicalsbiomedicalbiosimilar drugBiot respiration, Biot breathingbiotransformationbiotransformationbradypneabronchibronchi(o)-bronchialbronchial asthmabronchiectasisbronchiolebronchiolitisbronchitisbronchoconstrictionbronchoconstrictorbronchodilatationbronchodilatorbronchoesophagealbronchogrambronchographybronchopneumoniabronchoscopebronchoscopybronchospasmby mouth, per oral (Lat.)by mouth, per os (Lat.)byssinosiscalibrationcalibration curvecanistercarbon dioxidecarinacationiccellcell wallchemical equivalencechemical formulachemical symbolchest, thoraxCheyne-tokes respiration,
Cheyne-Stokes breathingChinese PharmacopoeiaChinese Pharmacopoeiachronic obstructive pulmonary
diseasechronic obstructive pulmonary
diseasechronic obstructive pulmonary
biyoeşdeğerbiyoeşdeğerlikbiyolojik eş değerbiyolojik ilaçbiyolojik yarı ömürbiyolojiklerbiyomedikalbiyobenzer ilaçBiot solunumbiyolojik dönüştürümbiyolojik dönüşümbradipnebronşbronki(yo)-bronşiyalbronşiyal astımbronşektazibronşiyolbronşiyolitbronşitbronkokonstriksiyonbronkokonstriktörbronkodilatasyonbronş gevşeticibronkoözofajialbronkogrambronkografibronkopnömonibronkoskopbronkoskopibronkospazmper oralpobissinoziskalibrasyonkalibrasyon eğrisiteneke kutukarbondioksitkarinakatyonikhücrehücre cidarıkimyasal eş değerlikkimyasal formülkimyasal simgegöğüs kafesiCheyne-tokes solunum
ChPÇin FarmakopesiCOPD
KOAH
kronik tıkayıcı akciğer
diseaseclickhaler®coaservationcohesioncohesivecolored glasscolorless glasscompoundconcentrateconcentrateconcentrate for infusionconcentrate for injectionconcentratedconcentrationconductionconductivity, conductanceconductometerconductorconservativecontainercontaminantcontaminatedcontaminationcontract manufacturingcor pulmonalecorrelationcorrelation coefficientcoughcross contaminationcrystalcrystal watercrystallizationcrystallizationcyanosisdaily dosedecontaminationdecontaminationdegradationdehydrantdehydrated alcohol, absolute
alcohol dehydrated alcohol, absolute
alcoholdeionization deionized waterdensitometer, densimeterdensitydiffractiondiffusiondiluentdilute solutiondiluteddilution, dilutediscus®disinfectant
hastalığıklikhaler®faz ayrımıkohezyonkohezifrenkli camrenksiz cambileşikyoğunyoğunlaşmainfüzyon konsantresienjeksiyonluk konsantreyoğunlaştırmaderişimiletimiletkenlikiletkenlikölçeriletkenkonservatifkapkontaminantkontaminekontaminasyonfason üretimkor pulmonalekorelasyon korelasyon katsayısıöksürükçapraz bulaşmakristalkristal suyukristallendirmekristallenmesiyanozgünlük dozarıklaştırmadekontaminasyonbozunmasuçekerabsolü alkol
alkol
deiyonizasyondeiyonize suyoğunlukölçeryoğunlukkırınımdifüzyonseyrelticiseyreltik çözeltiseyreltikseyreltmediskus®dezenfektan
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
45
disinfectiondisintegrationdiskhaler®disperseddispersiondispersion mediumdisposibledissociationdissolutiondistillate, distilleddistillationdistillationdistilled waterdistilled water, aqua distillata
(Lat.)distributiondonma noktasıdosagedosedrops, guttae (Lat.)drugdry powder inhalerdry powder inhalerdyspneaeEée.n.EAAeffective doseELDelectrolyteelectronelectron microscopeelementemphysemaempirical formulaempyemaenantiomerenantiomerismepiglottisepiglottisepiglottisequivalenceequivalent drugequivalent weighteupneaEuropean Medicines Evaluation
AgencyEuropean PharmacopoeiaEuropean PharmacopoeiaEuropean PharmacopoeiaEuropean Respiratory Societyeutectieutectic
dezenfeksiyondağılmadiskhaler®dağıltıdispersiyondağılım ortamıkullanatayrışmaçözünmedamıtıkdamıtmadistilasyondamıtık suaq.dest.
dağılımd.n.dozajdozgttilaçkuru toz inhalasyon aygıtıkuru toz inhalerdispne eEée.n.EAAetkili dozELDelektrolitelektronelektron mikroskobuelementamfizemampirik formülampiyemenantiyomerenantiyomerlikepiglotisepiglottisküçük dileş değerlikeş değer ilaçeş değer ağırlıknormal solunumAvrupa İlaç Değerlendirme
KurumuAvrupa FarmakopesiEPPh. Eur.Avrupa Solunum Derneğikolayeriyenötektik
eutectic mixtureeutectic pointevaporating dishevaporation excipientexcretionexothermicexothermic reactionexpectorantexpiration, exhalationexpiratory reserve volumeexpire date, expiry dateF0-valuefacilitated diffusionfatal dose, lethal dosefilterfilter paperfiltratefiltrationfine particle fraction finished productflacon, vial, phialforced expiratory volumeforced vital capacityformulaformularyformulationfree radicalfreezingfreezing pointfreezing point depressionfunctional residual capacityfunctional residual capacitygalenical pharmacygas sterilisationgeneric druggeneric name, official name, non
proprietary nameglassglass impingerglottisGood Clinical PracticeGood Laboratory Practice Good Manufacturing PracticeGood Pharmacy Practicegramgram equivalentgrant of licenceguaranty of sterilityhalf-life, half-timehalf-life, half-timehalf-timehandihaler®heat of reactionhemoptysis
ötektik karışımötektik noktabuharlaştırma kabıbuharlaştırmayardımcı maddeatılmaısıverenısıveren tepkimebalgam söktürücüsoluk vermesoluk verme yedek hacmison kullanma tarihiF0 değerikolaylaştırılmış difüzyonöldürücü dozfiltrefiltre kâğıdısüzüntüfiltrasyonince partikül fraksiyonubitmiş ürünflakonzorlu ekspirasyon hacmizorlu vital kapasiteformül formülerformülasyonserbest radikaldonmadonma noktasıdonma noktası düşmesifonksiyonel artık kapasiteişlevsel artık sığagalenik farmasigaz sterilizasyonujenerik ilaçjenerik ad
camcam impingerglottisiyi klinik uygulamalarıiyi laboratuvar uygulamalarıiyi üretim uygulamalarıİEUgeş değer gramruhsat verilmesi sterillik garantisi t1/2
yarılanma ömrüyarılanma süresihandihaler ®tepkime ısısıhemoptizi
Sözlük Dergisi
46
hemothoraxhermetic, airtightheterogeneous hiccuphigh efficiency particulate air
filterhilumhistotoxic hypoxia, histoxic
hypoxiahomogeneous hydratationhydratehydrationhydrophile, hydrophilichydrophilichydrophobichydrothoraxhygienehygienichygroscopichypercapniahyperpneahypertonic solutionhyperventilationhypotonic solutionhypoventilationhypoxiahypoxic hypoxiaimpermeablimpermeablimpurityin vitroin vitro studyin vivoin vivo studyIndian Pharmacopoeiaindicationindicatorinertinertial impactioninfiltrateinflammationinfraredinfrared spectroscopyinfusioninhalationinhalation gasinhalation powder hard capsuleinhalation powder pre-dispensedinhalation useinhalation vapourinhalation vapour, capsuleinhalation vapour, liquidinhalation vapour, ointmentinhalation vapour, powder
hemotorakshermetikheterojenhıçkırmaHEPA filtre
hilushistotoksik hipoksi
homojenhidratasyonhidrathidrasyonhidrofilhidrofilikhidrofobikhidrotorakshijyenhijyeniknemçekerhiperkapnihiperpnehipertonik çözeltifazla havalanmahipotonik çözeltiazalmış havalanmahipoksihipoksik hipoksigeçirmezimpermeablsafsızlıkin vitroin vitro çalışmain vivoin vivo çalışmaHint Farmakopesiendikasyonbelirteçinertsıkışarak kümeleşmeinfiltratyangı kızılötesiinfrared spektroskopisiinfüzyoninhalasyoninhalasyon gazısert kapsülde inhalasyon tozutek dozluk inhalasyon tozuinhalasyon yoluyla uygulamainhalasyon buharıinhalasyon buharı kapsülüinhalasyon buharı sıvısıinhalasyon buharı merhemiinhalasyon buharı tozu
inhalation vapour, solutioninhalation vapour, tabletinhaleinhalerinhibitioninhibitorinjectable preparationinjectioninjectorinnovator druginorganicinorganic compoundsinsolubleinspirationinspiratory capacityinspiratory reserve capacityinstrumental analysisintelligent polymerinternational pharmacopeiainternational unitintra venousintrapleuralintrapulmonaryintravenousionionicionic bondIR fingerprint regionischemic hypoxiaisomerisoosmotic solutuionisotonic solutionisotopejet nebulizerKussmaul breathinglabellaboratorylaminar flow cabinet, laminar
flow closetlarge-volume parenterallaryngeal laryngeal pharynxlaryngitislarynxlethallethal concentrationlethal doselimit of detectionlot number, batch numberlot, batchlower respiratory tractlowest effect levellunglung capaticieslung ventilation
inhalasyon buharı çözeltisiinhalasyon buharı tabletisolumlamainhalerinhibisyoninhibitörenjeksiyonluk preparatenjeksiyonenjektörözgün ilaçinorganikinorganik bileşiklerçözünmezsoluk almasoluk alma sığasıinspirasyon yedek hacmicihazlı analizakıllı polimer uluslararası farmakopeuluslararası üniteiv.intraplevralintrapulmonerintravenöziyoniyonikiyonik bağIR parmak izi bölgesiiskemik hipoksiizomerizoozmotik çözeltiizotonik çözeltiizotopjet nebülizörKussmaul solunumetiketlaboratuvarlaminar akım kabini
büyük hacimli parenterallarinjiallarenjial farenksgırtlak yangısıgırtlakletalölümcül derişimölümcül dozölçüm alt sınırıseri numarasıserialt solunum sistemietkili en düşük dozakciğerakciğer kapasitesiakciğer ventilasyonu
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
47
lung volumeslymph nodelyophilizationlyophilizatormagistral drugmanufacturermass median aerodynamic
diametermass median aerodynamic
diametermaterial of packagingmaximum voluntarily
ventilatitionmediastinummedical devicemedicinal product for human usemelting pointmembranemembranousmetal impingermetered dose inhalermetered dose inhaler and spacermetering valvemicrogrammicrolitermicrometermicronmilli-milliequivalentmilliequivalentmillimolarminimal bactericidal
concentrationminimal bactericidal
concentrationminimal dose, minimum doseminimal inhibitory
concentrationminimal inhibitory
concentrationminimum doseminimum effective concentrationminimum effective concentration
minimum lethal doseminimum lethal dosemolmolalitymolarmolaritymolecular formulamolecular weightmoleculemonomermouthpiece
akciğer hacmilenf düğümüliyofilizasyonliyofilizatörmajistral ilaçüreticiKOAÇ
kütlesel ortalama aerodinamik çap
ambalaj malzemesimaksimum istemli
ventilasyonmediastentıbbi cihazbeşerî tıbbi ürünergime noktasımembranzarımsımetal impingerölçülü doz inhalerara tüplü ölçülü doz inhalerölçüm valfimikrogrammikrolitremikrometremikronmili-mEqmiliekivalanmMbakteri kırıcı en düşük
derişimMBC
en düşük dozMIC
MİK
minimum dozMEKminimum etkin
konsantrasyonMLDöldürücü en düşük dozmolmolalitemolarmolaritemolekül formülümolekül ağırlığımolekültekizağızlık
multi-stage liquid impinger Nanometernanoparticlenational formularynebulnebulisation solutionnebulisation usenebuliser emulsion
nebuliser liquidnebuliser solutionnebuliser suspension
nebulizationnebulizer, nebuliserneutralnew generation impactorTMnew generation impactorTMnonpolarnontoxicnormalitynosenovoliserobstructionopticaloptical activityoptical antipodeoptical densityoptical isomeroptical rotationoptimal doseoral doseorbitorbitalorganic solventorthopnoeaOsmosmolalityosmolarosmolarityosmoleosmometerosmosisosmoticosmotic pressureover the counteroverdosageoxidantoxidationoxidizing agentoxygenpackagingparenteralparenteral preparationparietal pleura
çok katlı sıvı impingernmnanopartikülulusal formüler nebülnebülizasyon çözeltisinebülizasyon uygulamasınebülizör inhalasyon
emülsiyonunebülizör inhalasyon sıvısınebülizör inhalasyon çözeltisinebülizör inhalasyon
süspansiyonunebülizasyonnebülizatörnötralNGITMyeni jenerasyon impaktörpolar olmayantoksik olmayannormalite burunnovolizerobstrüksiyonışıksalışıksal etkinlikoptik antipotoptik dansiteoptik izomerışığı çevirmeen uygun dozoral dozyörüngeyörüngemsiorganik çözücüortopneOsmozmolaliteozmolarozmolariteozmolgeçişimölçerozmozozmotikozmotik basınçtezgâhüstü ilaçdoz aşımıoksidanyükseltgenmeyükseltgen maddeoksijenambalajlamaparenteralparenteral preparatpariyatel plevra
Sözlük Dergisi
48
partial pressureparticle partition partition coefficientparts per billionparts per millionpassive diffusionpatentpatent rightpeak flow meterpenetrationpenetrometerper osper-percussionperfusionpermeabilitypermeablepHpH meterpharmacetical preparationpharmaceutical aerosolpharmaceutical alternativepharmaceutical bioequivalencepharmaceutical equivalancepharmaceutical productpharmaceutical technologypharmacistpharmacist, chemist, druggist
apothecary, pharmaceutist pharmacist, chemist, druggist
apothecary, pharmaceutistpharmacokineticspharmacopoeia, pharmacopeiapharmacy, drugstorepharmacy, pharmaceuticspharyngealpharyngitispharynxphotolysisphotonphotosensitivephotosensitivityphotostabilityphotostablephysical propertiesphysicochemical propertyphysiologic dead spacephysiological salinepKaplatypneapleurapleural cavitypleural effusionpleural membrane fluid
parsiyel basınçpartikülpartisyon partisyon katsayısıppbppmpasif difüzyonpatentpatent hakkıpik akışölçerpenetrasyonpenetrometreper osper-perküsyonperfüzyongeçirgenlikgeçirgenpHpH metrefarmasötik preparatfarmasötik aerosolfarmasötik alternatiffarmasötik biyoeşdeğerlikfarmasötik eş değerfarmasötik ürünfarmasötik teknolojiserbest eczacıEcz.
eczacı
farmakokinetikfarmakopeeczaneeczacılıkfarinjialyutak yangısıyutakfotolizışık kuantumuışığa duyarlıışığa duyarlılıkışığa dayanıklılıkışığa dayanıklıfiziksel özelliklerfizikokimyasal özellikfizyolojik ölü boşlukserum fizyolojikpKaplatipneakciğer zarıplevra boşluğuplevral efüzyonakciğer zarı sıvısı
pleurisypneumoconiosispneumoniapneumothoraxpolarpolaritypolarizepolarized lightpolycarbonatepolymerpolymerizationpolymorphicpolymorphismpolymorphouspolypneapolyvalentpore, porusporosityporousporus, poreprecipitateprefilled syringepreparationpreparationpreparation for inhalationpreparations officinalesprescribingprescriptionprescriptional drugpreservativepreservativepressurepressurised containerpressurised gas, propellant gaspressurised inhalation, emulsion
pressurised inhalation, solutionpressurised inhalation,
suspensionpressurized metered-dose inhalers proprietary medicinal productproprietary medicineproprietary nameproprietary namepuff, plumepulmonarypulmonary arterial hypertensionpulmonary artery pressurepulmonary circulationpulmonary embolismpulmonary eosinophiliapulmonary fibrosispulmonary function testspulmoner emphysema
plörezipnömokonyozzatürrepnömotorakskutuplupolarlıkpolarizepolarize ışıkpolikarbonatpolimerpolimerleşmepolimorfikpolimorfizmpolimorfpolipnepolivalangözenekporoziteporözporçökeltihazır enjektörhazır ilaçpreparatinhalasyon preparatıofisinal ilaç reçetelemereçetereçeteye tabi ürünkoruyucu maddeprezervatifbasınçbasınçlı kapitici gazbasınçlı inhalasyon
emülsiyonubasınçlı inhalasyon çözeltisibasınçlı inhalasyon
süspansiyonupMDImüstahzartıbbi müstahzarmüstahzar adıpatent adıpuf pulmonerpulmoner arteryel
hipertansiyonpulmoner arter basıncıpulmoner dolaşımpulmoner embolipulmoner eozinofiliakciğer fibrozisisolunum fonksiyon testi akciğer amfizemi
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
49
pulvinalpurepurificationpurified waterpycnometerpycnometer, pyknometer, specific
gravity bottlequalitativequalitative analysisquantitativequantitative analysisquantityquantum sufficit partumradioimmunoassayraw materialreabsorptionreactantreacting dosereactionreactionreaction intermediatereaction mechanismreactivereactivityreadily solublereagentreference dose reference drugreference standardreference substancerefinedrefractionrefractive index, index of
refractionrefractometerrefractometryrefractory indexregistered trademarkRegistration, Evaluation,
Authorization/Restriction of Chemicals
regressionregression analysisrelative densityresidualresidual volumeresidueresidue on evaporationresolutionrespirationrespiratorrespirator, ventilatorrespiratory bronchiolerespiratory depthrespiratory failure
pulvinalarısaflaştırmasaf suyoğunluk ölçme şişesipiknometre
kalitatifkalitatif analizkantitatifkantitatif analizkantiteqspRIAham maddereabsorpsiyontepkenreaksiyon dozureaksiyontepkimereaksiyon ara ürünütepkime mekanizmasıreaktifreaktivitekolayçözünürayıraçreferans doz referans ilaçreferans standartreferans madderafinekırılmakırılım imleci
refraktometrekırılım ölçümrefraktif indekstescilli markaREACH
regresyonregresyon analizibağıl yoğunlukrezidüeltortu hacimkalıntı buharlaştırma kalıntısırezolüsyonsolunumrespiratörsolunum aygıtısolunum bronşiyolisolunum derinliğisolunum yetmezliği
respiratory insufficiencyrespiratory tractreverse osmosisrheo-rheologyriskrisk assessmentsaltsaturated solutionsaturationscope of the licencesedimentsemipermeablsepticserum, (pl. Serums, sera)shelf lifesiliasilicosis, miner’s phthisis,
grinder’s asthma, potter’s rotsingle beam spectrophotometersinusslightly solubleslopesmall-volume parenteral
preparationsneezesoda-lime-silica glasssodiumsolubilitysolublesolutesolutionsolution solventsolventspacer, holding chambersparingly solublespecific gravityspecific heatspectral analysisspectrometerspectrometryspectrophotometerspectroscopespectroscopicspectroscopyspectrumspirogramspirometerspirometryspray orificesputumsputum culturestabilitystability
solunum yetersizliğisolunum sistemiters ozmozreo-reolojiriskrisk değerlendirmesisaltdoymuş çözeltidoygunlukruhsat kapsamısedimentyarı geçirgenseptikserumraf ömrüsilyasilikozis
tek ışınlı spektrofotometresinüsazçözünüreğimküçük hacimli parenteral
preparathapşırmasoda-kireç-silisyum camısodyumçözünürlükçözünürçözünençözeltieriyikçözücüsolvanara eklentioldukça azçözünürözgül ağırlıközgül ısıspektral analizspektrometrespektrometrispektrofotometrespektroskopspektroskopikspektroskopispektrumspirogramspirometrespirometripüskürtme deliğibalgambalgam kültürüdayanıklılıkstabilite
Sözlük Dergisi
50
stability teststablestable compoundstable statestagnant hypoxiastandard substancesteam distillationsteam sterilizationsterilesterile cabinet, laminar flow
cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet
sterile fieldsterile roomsterile techniquesterile techniquesterilitesterilitysterility assurance levelsterilizationsterilizesterilizersub-subcutaneoussubcutaneous tissuesublimatesublimationsublingualsubstituentsubstitutesubstratesurface active agentsurface active substancesurfactantsustained release systemsystemic circulationtachypneatake, a recipeterm of the licenceThe European PharmacopeiaThe German Pharmacopoeia The International PharmacopoeiaThe United States Pharmacopeiatherm(o)--thermythermolysisthixotropythoraxthreshold dosethreshold limit valuethreshold limit valuethymustidal volumetotal lung capacitytotal pulmonary ventilation
stabilite testidayanıklıdayanıklı bileşikdayanıklı durumstegnant hipoksistandart maddesu buharı distilasyonubuhar sterilizasyonusterilsteril kabin
steril alansteril odasteril tekniksteril yöntemsterilitesterillikmikropsuzluk garantisisterilizasyonsterilizesterilizatörsub-subkütansubkütanöz dokusüblimatsüblimleşmesublingualsübstitüentsübstitüesubstratyüzey etkin maddeyüzey aktif maddesürfaktansürekli salım sistemisistemik dolaşımtıknefesRxruhsat süresiEPAlman FarmakopesiPh.Int.Amerikan Farmakopesiterm(o)--termitermoliztiksotropitorakseşik dozeşik limit değerTLVtimussoluk hacmitoplam akciğer sığasıtoplam akciğer havalanması
toxic agenttoxic dosetoxicitytoxicokineticstracheatrade nametransparencyturbuhaler®Turkey PharmacopoeiaTurkish Association of
PharmacistTurkish Association of
PharmacistTurkish Medicines and Medical
Devices AgencyTurkish Medicines and Medical
Devices AgencyTurkish Ministry of Health
General Directorate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey
Turkish Pharmacists Association Pharmaceutical Academy
Turkish PharmacopoeiaTurkish Respiratory Society
Turkish Thoracic Societytype I alveolar celltype II alveolar cellU.S. Food and Drug
Administrationultra low penetration air filterultra-ultracentrifugeultrafiltrateultrafiltrationultrasonicultrasonic nebulizerultrasonic waveultrasonographyultrasoundultrasound induced delivery ultravioletultraviolet A rayultraviolet lightultraviolet radiationultraviolet spectroscopyunitunitUnited States Food and Drug
Administrationunprescriptional drugunsaturatedunstable compoundunstable state
toksik maddetoksik doztoksisitetoksikokinetiksoluk borusuticari adsaydamlıkturbuhaler® Türkiye FarmakopesiTEB
Türk Eczacıları Birliği
TİTCK
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu
İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü
Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi
TFTürkiye Solunum
Araştırmaları DerneğiTürk Toraks Derneğitip I alveolar hücretip II alveolar hücreFDA
ULPA filtreultra-ultrasantrifüjince süzüntüince süzmeultrasonikultrasonik nebülizörultrasonik dalgaultrasonografiultrasonultrasonik hedeflendirmemorötesiultraviyole-A ışınıultraviyole ışıkultraviyole radyasyonuultraviyole spektroskopisibirimüniteAmerika Birleşik Devletleri
Gıda ve İlaç Kurumureçeteye tabi olmayan üründoymamış çözeltidayanıksız bileşikdayanıksız durum
Solunum Yolu İlaçları Terimleri
51
upper respiratory tractvalidationvaporization vaporizationvaporizer vehicleventilationventilatorvery slightly solublevery solublevisceral pleuraviscosimeterviscosimetryviscosityvital capacityvocal cord, vocal foldvolumevolumetricvolumetric analysis
üst solunum sistemivalidasyonbuharlaşmavaporizasyonvaporizatör ana ortamventilasyonventilatörçok azçözünürçokçözünürvisseral plevraviskozimetreviskozimetriviskozitevital sığases telivolümvolümetrikvolümetrik analiz
volumetric solutionwater for injectionwater, aqua (Lat.)wavewell-closed containerwheezingwheezingWorld Health OrganizationX–ray crystallographyX–ray diffraction technicyawnZ-valuezeolitezero-order kineticszeta potentialzetameterμgμLμm
volümetrik çözeltienjeksiyonluk suaqdalgaiyi kapatılmış kaphırıltıvizingDünya Sağlık ÖrgütüX-ışınları kristalografisiX-ışınları kırınım analiziesnemeZ değerizeolitsıfırıncı derece kinetikzeta potansiyelizetametreμgμLμm
KAYNAKLAR
1. Ari A, Hess D, Myers TR, Rau JL. (2012). Solunum Tedavileri Uygulayanlar İçin Aerosol Tedavi Cihazları Rehberi (2. bs.). TÜSAD (Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği).
2. Bisgaard H, O’Callaghan C, Smaldone GC. (2002). Drug Delivery to the Lung. Lung Biology in Health and Disease. New York. Marcel Dekker, Inc.
3. Gradon L, Marijnissen J, (Ed). (2003). Optimization of Aerosol Drug Delivery. Springer Science.4. Hickey AJ. (Ed). (2004). Pharmaceutical Inhalation Aerosol Technology. New York. Marcel Dekker, Inc.5. http://www.tdk.gov.tr6. İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü 1. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları
No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2014.7. İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü Gözden geçirilmiş 2. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil
Kurumu Yayınları No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2015.8. Maurer JR. (Ed.). (2003). Non-neoplastic Advanced Lung Disease. New York, Marcel Dekker, Inc.9. Pathak Y, Thassu D, (Ed.). (2009). Drug Delivery Nanoparticles Formulation and Characterization. New York, Informa
Healthcare USA, Inc.10. Tsuda A ve Gehr P (Ed.) (2015). Nanoparticles in the Lung, Environmental Exposure and Drug Delivery. Boca Raton. Taylor
& Francis Group, LLC.11. Türk Farmakopesi I, Avrupa Farmakopesi Adaptasyonu, T.C. Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Çankırı
Cad. No:57 Dışkapı-Ankara, Türkiye, 2004.12. Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2011.13. Yazım Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2012.14. Zülfikar H. Terim Sorunları ve Terim Yapma Yolları, Türk Dil Kurumu, 2. Baskı, Ankara, 2011.15. Zülfikar H. Terim Sözlükleri ve Çalışmaları ile ilgili Bibliyografya, Türk Dil Kurumu, Ankara, 2006.16. Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Yabancılaşan bilim dilimizdeki ihmaller ve kayıplar üzerine), Türk Dili, Dil ve Edebiyat
Dergisi, s. 320-329, 10, 2008.17. Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Aradan 70 yıl geçmesine karşın terimlerde birlik sağlanmaması üzerine), Türk Dili, Dil
ve Edebiyat Dergisi, s.339-347, 04, 2009.
Sözlük Dergisi
52
Prof. Dr. Betül Arıca Yegin (barica@hacettepe.edu.tr)
1968 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1989 yılın-da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1992 yılında, Doktora Eğitimini 1998 yılında tamamladı. 2005 yılında Yardımcı Doçent, 2006 yılında Doçent ve 2013 yılında Profesör oldu. Hâlen Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir erkek çocuk annesidir.
Doç. Dr. Ayhan Savaşer (gatasavaser@yahoo.com)
1964 yılında Konya, Merkez’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamladı. 1988 yılın-da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasotik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1993 yılında, Doktora Eğitimini 1999 yılında tamamladı. 2000 yılında Yardımcı Doçent, 2007 yılında Doçent oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi Eczacılık Bilimleri Merkezi Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Prof. Dr. Yalçın Özkan (yozkangata@gmail.com)
1963 yılında Burhaniye/Balıkesir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesini, 1998 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1990 yılında, Doktora Eğitimini 1995 yılında tamamladı. 1996 yılında Yardımcı Doçent, 2001 yılında Doçent ve 2007 yılında Profesör oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi, Yüksek Bilim Konseyi Üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
Yazarlar
2008 YILI (Cilt 1)
(Sayı 1 Ocak 2008)
Doç. Dr. Agop ÇıtakDr. Ayşe Berna AnılYrd. Doç. Dr. Demet DemirkolDr. Deniz TekinDr. Esra ŞevketoğluDoç. Dr. Hayri Levent YılmazDoç. Dr. Murat DumanProf. Dr. Metin Karaböcüoğlu
Dr. Nilgün Erkek-Atay Doç. Dr. Nurettin Onur Kutlu Dr. Nilüfer Yalındağ-Öztürk Dr. Şükrü PaksuDr. H. Tarkan İkizoğluYrd. Doç. Dr. Tolga F. KöroğluDr. Okşan DerinözDoç. Dr. Mehmet BoşnakDr. Eylem Ulaş-Saz
SÖZLÜK DERGİSİ ARŞİV SAYILARIYENİDOĞAN TERİMLERİSÖZLÜĞÜ (Ek Sayı 1 2008)
Prof. Dr. Rahmi Örs
GÖĞÜS HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 2 Nisan 2008)
Doç. Dr. Münire Gökırmak
ÇOCUK HEMATOLOJİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 3 Temmuz 2008)Prof. Dr. Davut AlbayrakDoç. Dr. Canan Uçar-Albayrak
2011 YILI (Cilt 2)KOZMETOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/Kozmetoloji_sunus.pdf
Prof. Dr. Yasemin Yazan Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan SavaşerProf. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan
ADLİ TIP TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/adlitip.pdf
Doç. Dr. Gürol Cantürk
PARAZİTOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/parazitoloji.pdf
Prof. Dr. Gülendame Saygı
ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/cocukistismar.pdf
Prof. Dr. Ufuk BeyazovaProf. Dr. Figen Şahin
2012 YILI (Cilt 3)BASKETBOL-VOLEYBOL-HENTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 1 Mart 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/sporterimleri.pdf
Doç. Dr. Cengiz ArslanYrd. Doç. Dr. Yüksel SavuncuYrd. Doç.Dr. Murat ŞenyuvaOkutman Selçuk ErhanÖzgür Karataş
ANALİZ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/analiz.pdf
Prof. Dr. Ecz. Bengi UsluUzm. Kim. Mehmet GümüştaşDoç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan SavaşerProf. Dr. Ecz. Alb. Yalçın ÖzkanProf. Dr. Ecz. Sibel A. Özkan
İNFEKSİYON HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/infeksiyon.pdf
Prof. Dr. Ahmet Kalkan, Prof. Dr. Mustafa Kaplan
ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/cocukend.pdf
Prof. Dr. Zerrin Orbak, Dr. Kezban Karabağ
ÇOCUK ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
2013 YILI (Cilt 4)FUTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/futbolterim.pdf
Yrd. Doç. Dr. Ercan GürÖğr. Gör. Faruk Akçınar
ÇOCUK NEFROLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/sozluk102013.pdf
Prof. Dr. Ferah Gönülşen Sönmez
ÇOCUK ERGEN VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/cocukergen.pdf
Doç. Dr. Işık Görker Prof. Dr. Ümran KorkmazlarArş. Gör. Dr. Güçlü Ayaz Araş. Gör. Dr. M. Araz AltayArş. Gör. Dr. Nazike Ak Uzm. Kl. Psk. Berfin Bozkurt
ÇOCUK ALERJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 1 Mart 2013)http://www.logos.com.tr/PDF/cocukalerji.pdf
Prof. Dr. Nihat SapanProf. Dr. Dost ZeyrekDoç. Dr. Suna AsilsoyDoç. Dr. Arzu BabayiğitDoç. Dr. Ferhat ÇatalDoç. Dr. Figen GülenDoç. Dr. Özlem KeskinDoç. Dr. Emin MeteDoç. Dr. Emin ÖzkayaDoç. Dr. Serap Özmen
Doç. Dr. Özge YılmazYrd. Doç. Dr. Yakup CanıtezProf. Dr. Esen DemirDoç. Dr. Ahmet AkçayDoç. Dr. Metin AydoğanDoç. Dr. Demet CanDoç. Dr. Duygu ErgeDoç. Dr. Koray HarmancıDoç. Dr. Ercan KüçükosmanoğluDoç. Dr. Emine Dibek MısırlıoğluDoç. Dr. Cevdet ÖzdemirDoç. Dr. Zeynep TamayDoç. Dr. Ayfer Yükselen
EPİDEMİYOLOJİ VE DEMOGRAFİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Ek Sayı 2 2008)
Doç. Dr. G. Nural Bekiroğlu
2014 YILI (Cilt 5)
(Sayı 1 Mart 2014)
Yrd. Doç. Dr. Müsemma KarabelProf. Dr. Abdülkadir KoçakDoç. Dr. Mehmet KöseProf. Dr. H. Uğur ÖzçelikProf. Dr. Ayten PamukçuDoç. Dr. Sevgi PekcanYrd. Doç. Dr. Velat Şen
Uz. Dr. Yurda ŞimşekUz. Dr. Tuğba ŞişmanlarProf. Dr. Nevin UzunerProf. Dr. Ebru YalçınDoç. Dr. Özge YılmazProf. Dr. Hasan Yüksel
ÇOCUK GÖĞÜS HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
http://www.logos.com.tr/PDF/cocukgogushasta.pdf(Sayı 2 Haziran 2014)
Prof. Dr. İsmet AydoğduProf. Dr. Fevzi Altuntaş
HEMATOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
http://www.logosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/hematoloji.pdf
top related