yaşar kılıç · 2020-06-04 · yaşar kılıç - şiirler - yayın tarihi: 04.06.2020...
Post on 10-Jun-2020
4 Views
Preview:
TRANSCRIPT
Yaşar Kılıç- şiirler -
Yayın Tarihi:
04.06.2020
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
A benim eşeğim
Otunu bol verdim canlansın diyeYe benim suratsız uyuz eşeğimÜstüne çul sardım ter alsın diyeA benim suratsız uyuz eşeğim
Yaz gelsin satacam canıma yettiKaz tavuk yemedi eşeğe gettiDerede ereler otlarda bittiA benim suratsız uyuz eşeğim
Gidince pazarda alıcı buldumAnırma krizi gelince kovuldumElalem içinde rencide oldumA benim suratsız uyuz eşeğim
Meydanı çıkınca dışarda durdumİt köpek satan bir deliyi gördümEyersiz satılmaz diyince sordumA benim suratsız uyuz eşeğim
Senin mi dediler adresi verdimDeliye ben nasıl anlatsam derdimBir eybe bir eyer parası verdimA benim suratsız uyuz eşeğim
Dedim satlık değil uyuz bu eşşekDeli dedi, olsun ayaktan yüksekBırakmaz peşimi biz nere gitsekA benim suratsız uyuz eşeğim
Bir köpekle takas verdim deliyeBir de benden olsun dedi hediyeUğursuz eşeği verdim deliyeA benim suratsız uyuz eşeğim
Nihayet gün aştı geldim evimeUzandım birazcık gelem kendimeBir kargaşa vardı, baktımki o neA benim suratsız uyuz eşeğim
Deliyi komalık etti dedilerBir baş ineğimi aldı gittilerMahkemede suçu sabit dedilerA benim suratsız uyuz eşeğim
Gide gele şehre canıma yettiTopladım zararım beş eşek ettiÜstüne bir de baş ineğim gittiA benim suratsız uyuz eşeğim
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Akşamlar
Sudan sonra parlar güneşin yüzü,Geçer dağ denizi ,aşar akşamlar.Umutla yoldadır garibin gözü,Bir yumar bir kapar açar akşamlar.
Sütten kesik ana, çatlak dudaklar,Boyun bükmüş baba cüzdanı yoklarAklı akrep olmuş kendini oklar,Her günü zor gelir,geçer akşamlar.
İnsan oğlu düşmüş zevk telaşınaBilmez neler gelir geçer başınaİbadetsiz her gün gider boşunaAmelini yazar kaçar akşamlar.
Her yanı dört duvar,korur yurdunu.Aynı evde olan bilir derdini.Cana can dediğin değer verdimi,Gece kuştur konar uçar akşamlar.
Yaşarım ben elim açtım MevlayaDüşürme Ya Rabbi, beni belaya.Akıbet dar gömlek, almam alayaGiydirir üstümde,biçer akşamlar.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Al Da Bitsin
Yar bu sana arzuhalımAl canımı al da bitsinZehir oldu tatlı balımAl canımı al da bitsin
Uyurken sen uyandırdınYalan sözlerle kandırdınBeni aşkınla yandırdınAl canımı al da bitsin
Ömür törpüsünü geçtimSeni gönlüme yar seçtimÖlmeden kefenim biçtimAl canımı al da bitsin
Aşk dağına koşamadıkBiz o dağı aşamadıkCoşup taşıp yaşamadıkAl canımı al da bitsin
Kül üstünde gül mü biterBaykuş viran yerde öterYanarım dumanım tüterAl canımı al da bitsin
Aşkımı kenara attınHayır alıp şerri sattınSen yollarını uzattınAl canımı al da bitsin
Hayal peşinde koşarımHırçın dağları aşarımBöyle bir garip Yaşar’ımAl canımı al da bitsin
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Alışmış
Nasıl bir alem bu anlamadımkiÇalan çırpan haksız işe alışmışÇalışsamda hakkım alamadımkiKurtlar sofra kurup leşe alışmış
Gizem dolu kara kuytu yer arttıSoy ağacı mevki göğüs kabarttıÇifte nikâh basan zina yarattıÜç eşlilik ne ki beşe alışmış
Ne zaman sorsalar işte diyorlarGözü haksız lokma aşta diyorlarHevesi çok sayılı eşte diyorlarSoya çekmiş haram döşe alışmış
Ömrü heder olmuş geçmiş aradaGözü içki kumar haram paradaEcel döşeğini yırtar hovardaNamaz niyaz bilmez şeşe alışmış
Hangi lâftan alın sana ne deyimMaksadın ne ise söyle bileyimHelal kısmet ise bırak yiyeyimMayam helâl kazanç aşa alışmış
Adım Yaşar iken Parçalı oldumTuranî babadan mahlasım aldımÇok şükür îlmi irfanı buldumDerlerki Parçalı coşa alışmış
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anlayamadım!
Özünü kaptırmış, yalan dolana...İnsanı insandan ayıramadım!Aslını saptırmış, malum olana...Ben bu insanları anlayamadım!
Yalanın içinden menfâât yaparDoğruyu bulmuşken yanlışa sapar!Doğru bildikleri önünü kaparBen bu insanları anlayamadım!
Ben ne insan tanıdım ekmeği yok...Haramı bilmez ki o hep karnı tokMuhbirin yalanı boyundan da çokBen bu insanları anlayamadım
Kendi bağlarını susuz koymuşlar.El bağına giden yolu sormuşlarGül bağında diken acı sarmışlarBen bu insanları anlayamadım
Kiminin çektiği, acıdan beter...Kiminin gönlüde birisi tüter!Kimi el üstün de, dikeni tutar...Ben bu insanları anlayamadım!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anlayamazsın
Bir yanı zülümdür bir yanı düğünSen bizim elleri anlayamazsınBir yanı urganda ucu kördüğümSen bizim elleri anlayamazsın
Karakış dondurur serhat eliniAltı ay sürdürür saman yeliniDağlardan indirir bahar seliniSen bizim elleri anlayamazsın
Ucuca verince yamalı dağlar!O dağlar ardında çocuklar ağlarAnalar bağrına taş koymuş bağlarSen bizim elleri anlayamazsın
Sarp dağları aşar yayla yokuşuDolanır havada bir alaz kuşuFiganı yaradır yanıp tutuşuSen bizim elleri anlayamazsın
Yaşarın verimsiz kurak toprağıEkini boy vermez vurdu orağıHasadı kurudu soldu yaprağıSen bizim elleri anlayamazsın
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Annem!
Sana canımı versem, alırmısın sen annem!Uykusuz kaldığın o gece karanlığında,Bana candan yakınım, inan sensin be annem...Can diyen yüreğinden, adımı andığında!
Üşürdüm ısıtırdın, sıcacık ellerinen,Kartaldın üzerimde, demir pençelerinen,Çırpınan bir candım ben, koruyan o vuslat sen...İçimde dolaşan his,bir nefesdin be annem!
Yemezdin yedirirdin, giymezdin giydirirdin...Senin yeni elbisen oldumu ki be annem?Yorulmadan indirmez sırtında gezdirirdin...Bilmem onca mecalin varmıydı ki be annem?
Eteğinden tutardım, bir yere gittiğinde...Bir ömür değil ki bu, can borcumdur bil annem!Hak cenneti sunduğu o günün geldiğinde...Ben borcumu öderim,al üstümden be annem!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Arar Durursun
Dışardaki yarana sargı merhembulursunİçerde yaran Kanar dermanarar durursun.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşikarım var
Kendimi özümü buldum da geldimHürmet et ,gönlümde aşikarım var !Arayıp izini sürdüm de geldimHürmet et, gönlümde aşikarım var !
Bağladım gönlümü ,zincire vurdumBağların yerini bağbana sordumGülünü görünce seyrine durdum ...Hürmet et ,gönlümde aşikarım var !
Aşkın odağında çakmağı buldumGönül kandilinde gaz yağı oldumYürek tütsüsü bu koklayıp durdumHürmet et ,gönlümde aşikarım var !
Ne güzel açılmış al yeşil güller ...Şakşak öter gider güle bülbüllerYanıyor, kurudu ağzımda diller...Hürmet et, gönlümde aşikarım var !
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ata'nın Silüeti
Ulu önder Mustafa Kemal’in silüetiŞahlanmış dalgalanır sis dağının üstündeBurdan geçit yok diyor bu milletin heybetiİnmiş siyah nur gibi karadağın göğsünde
Çizilmiş silüetin ressamı gizli saklıÖyle bir baş yapıt ki damalın dağlarındaRessamı bulunmaz ki, onun boyası farklıŞu bizim kırmaların çıkar ortalarında
Bekliyor Mehmedin bu toprağı şaadetliElindeki tüfeği gösterir işaretiGök kubbeyle kavuştu bulutlarda şiddetliArz semayla buluştu yüzün suyun hürmeti
Sarı saçın görünmez hani mavi bakışınÇiçek kokan bu yurdu sen bize bağışladınNice günler oldu ki öyle uzaklardasınGölge ile gelir de semalardan bakarsın
Göğsüne konduğun bu dağlar benim toprağımBir gurur tablosu var şu bizim Ardahan'ınDalga dalga savrulur al kızılkan bayrağımGölgesine nur vermiş yüzü toprak ananın
Sen bize bıraktın bu şanlı CumhuriyetiHür yaşarız biz hür bak köy, kent, bucaklarındaİhtişam ve onur bu Ata’mın silüetiSon kanlar dökülen bu serhat ocaklarında
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Atıyoruz gardaş haberin olsun
Korkudan kasımız oldu üç buçukAtıyoruz gardaş haberin olsunKorona yüzdeyle bizde bir buçukKatıyoruz gardaş haberin olsun
Önümüze düştü devası bir çığYığıldık gemiyle denize açıkAltımız delindi üstümüz açıkBatıyoruz gardaş haberin olsun
Kış gelmeden bizi tuttu ayazaBaharı beklerdik ha geldik yazaBanka faiz kartla borç yaza yazaYatıyoruz gardaş haberin olsun
İnsanlara telaş neden olduysaÖdünç borç ver diyor oda aldıysaAtadan babadan ne var kaldıysaSatıyoruz gardaş haberin olsun
Her yerde bekleyip duramıyoruzTokalaşıp selam veremiyoruzHani mikrop nerde göremiyoruzYutuyoruz gardaş haberin olsun
Market pazar açık hep alın diyorRaf üstü fiyatı çok kalın diyorMüşteri patrona dalalım diyorİtiyoruz gardaş haberin olsun
Pandemi diyorlar hasta zilletiBozguna uğrattı bizim milletiEvlere hapsettik biz o illetiTutuyoruz gardaş haberin olsun
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Azmin Gücü!
Ne büyük tabular var, erişilmez bildiğin...Acizliğin önünde umutların yıkıyor!Şu azmin gücüne bak,yürek yeter bildiğim...Ulaşılmaz zirveye ayaksızlar çıkıyor!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Babamın Tespih Daneleri
Kasketini çıkarır, sağ dizine koyardıGiderdi uzaklara, yavaş yavaş dalardıDökerdi içini hep, o siyah taşlarınaUsulca yavaş yavaş, çekerdi onu babam
İnce bardaklı çayı, bir neşeli İçerdiGözümün önündeydi, o günler bugün gibiBir o siyah tespihi, bir de kırma kasketiBabamdan bana kalan, bu tespih daneleri
Yoksuldu benim babam, bir o kadar onurluHiç kimsenin yanında, yıkılmazdı gururuNe yüze kusur vurdu, ne bizde kusur bulduElindeki tespihi, o kendine dost buldu
Öyle koca yürekli, O adam benim babamDünya malına değil , gönüle meyil verdiNe bir kalp kırdı ne de, kötü bir söz söylerdiO siyah tespihleri, usanmadan çekerdi
Babamın dostu çoktu, yanında kimse yoktuO karanlık günlerde, kapıyı açan yoktuÇocukları çok küçük, babam hasta yorgunduTarlamız kırda yandı, evde rızık ta yoktu
Aldım bir gün elime ,o siyah daneleriBende kalan hatıra, babamın dedikleriKul hakkından öteye, bana söz verdikleriBir miras kaldı şimdi, bu tespih daneleri
Ne güzel yakışırdın, sen babamın elineÇekerdi ince ince, bakardım ben elineBabam yok ki artık yok, o siyah kasketiyleSaklıyorum ben onu, tespih daneleriyle
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bekçı
Bekçiyiz biz dağda toprak sahadaGit cepten gel cepten aklım ermediAkşam sabah nöbetçiyiz oradaServisi var gelip bizi almadı
Aldığımız azami enaz ücretAy başına ne kaldıki ha gayretBorç takmışız öbür aya biz hayretBiz bildikde bey borcunu bilmedi
Ay otuzla girdi çıktı eğildiPazar günü bize tatil değildiBayram günü size izin denildiNöbet geldi oda nasip olmadı
Bugün yarın derken dört yılı geçtiYol parası tazminatımı geçtiYemekle mesai hepsini geçtiBiri bize derdin nedir sormadı
Tıkıt kartla alış veriş kaç kuruşHesapladım aya düştü üç kuruşKuru yedim gine gitti beş kuruşAy ortası ne zorumuş gelmedi
Halimi sorsan bir Müdüre hanımSende bir insansın bende bir canımHafta sonu haktır her çalışanınDiye diye daha yüzüm kalmadı
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bekleme anam
Hayaline baktım gözlerim dolduBekleme yolumu bekleme anamTecellim şu zalim gurbet el olduBekleme yolumu bekleme anam
Akşamdan lambalar üstüme sönükHer kime baktıysam sırtını dönükBu güne zor geldim yarına yenikBekleme yolumu bekleme anam
Vardım gurbet ele bende varalıBir kahır mektubu yazdım yaralıDert üstüne derdim geldi sıralıBekleme yolumu bekleme anam
Kaç bahar yaz geçti Yolumu beklerAnam yeni güne bir yeni eklerBoşa geçti diyor oğul emeklerBekleme yolumu bekleme anam
Ana yaz baharım hep döndü kışaSeherde ses verdim gökteki kuşaGurbet eller bizi Çürüttü boşaBekleme yolumu bekleme anam
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben sevda yaşamadım ki
Duygusuzlar sevda aşktan ne anlarBen kendi sevdamı yaşamadımkiGül dalına figan ettim bir zamanBen gülün dalına hiç konmadımki
Düşlerim kururdu hayra diyendeYüzüme bakıpta bana gülendeYollarım uzardı yara gidendeBen yarin yoluna taş koymadımki
Yürek yarası bu dermanın neylerBen birine baksam el beni söylerGüzelleri almış hep şanlı beylerBen anadan üryen piç doğmadımki
Türküler yakardım gökteki kuşaDeğmesin tırnağı yerdeki taşaYetinmez arınır dönerdim başaBen aşkı kuş sandım güç sanmadımki
Yıllarca taşıdım bu kutsal aşkıYaşar'ım yürekten atamadımkiEl neşeyle söyler aşk ile meşkiBen yürek yaramı suç saymadımki
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben zarardayım
Bugün hava yine erken karardıÇaldı ömür günden ben zarardayımKarıncayı gördüm rızık arardıAldı bir çöp üzüm ben zarardayım
İlkbaharda börtü böcekler öttüKar altından çıkıp nereye gittiHer sene yeniden yeşerip bittiDoldu gönül gözüm ben zarardayım
İnsanlar sırayla tek tek geldilerHer birine birer yolcu dedilerŞefaatli yüze nurdan verdilerKıldı kul namazın ben zarardayım
Asırlar çağları aldı götürdüDevranı alemi sildi götürdüÜç arşın bez verdi sardı götürdüÖldü baba Kazım ben zarardayım
Yunus gibi dağlar taşlar aşarımGönülden gönüle dolar taşarımBir kapın açık tut çalar yaşarımSoldu esma yüzüm ben zarardayım
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Benim Aşkım İstanbul
Gönlümde hevesin büyülü kaldıBenim sarı saçlı aşkım İstanbulHer gördükçe seni kalbim çarpardıBenim sarı saçlı aşkım İstanbul
Haliç ile başlar belin kırmasıKartala uzanır saçın sırmasıAdalar takındır göksün armasıBenim sarı saçlı aşkım İstanbul
Bir elinde Eminönü boş bağlarBir elinde yedi tepe düz dağlarBir yanında Marmara sana çağlarBenim sarı saçlı aşkım İstanbul
Yakamozlar çıkar adalarındaMehtapcılar gider sandallarındaCeket astık bekar odalarındaBenim sarı saçlı aşkım İstanbul
Arguvanlı penbe dalda kesik varParmağında yontma taştan yüzük varAnadolu Rum elinden çizik varBenim sarı saçlı aşkım İstanbul
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Benim Bildiğim
Şu devri alemden gelip geçenlerZamandan ıraktır benim bildiğimTecelli gömleği giyip biçenlerMekandan uzaktır benim bildiğim
Aldanma hey saki şehvet şalınaHelal lokma ye iç var git yolunaHüda nasip eder kısmet kulunaGörmeyen ahmaktır benim bildiğim
Sarı, beyaz, esmer, kumral, karadanÇeşitli boy boya sürmüş YaradanÇekik gözle melez çıkar aradanİlk suyu dökmektir benim bildiğim
Kutnu kumaş libas giyende gittiKatıksız ekmeği yiyende gittiBir lokma bir hırka diyende gittiDağa yük çekmektir benim bildiğim
Karanlıktan gelen yol aynı ikiBiri geldi biri gider demek kiHayat kavgasıyla savaş benim kiEkmekle yemektir benim bildiğim
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Benim Gönlüme
Şu deli gönlümü döndüremedimEyvah eyvah oldu benim gönlümeYaktı aşk ateşi söndüremedim Devasız dert doldu benim gönlüme
Gönül kuşum uçup gittiği zamanEkinler çekildi kıştı o zamanDüştüm yar peşine koştum bir zamanBir Kara kız girdi benim gönlüme
Evinin önünden geçip dururdumKaşına gözüne bakıp vuruldumGörmek için bir bahane bulurdumKalbim pat küt vurdu benim gönlüme
Gece derin uykulardan uyandımAşkın ateşiyle yandıkça yandımYa Rab ben bu aşka nasıl dayandımIzdırap dert verdi benim gönlüme
Mest eden gençliğin caziben vardıGençlik geçti bizden dünden ne kaldıYıllar senden benden çok şeyler aldıHesap ağır geldi benim gönlüme
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Benim Orağazda Çok Akrabam Var
Kılıçlardır benim baba ocağımBenim orağazda çok akrabam varKaradağ Zorba'dır ana kucağımBenim orağazda çok akrabam var
Taşdemirle aynı soydan ayrıldıkKamacıyla bibi hala sarıldıkYurtlulara damat verip kız aldıkBenim orağazda çok akrabam var
Aktaşlarda dayımın göz ağrısıİki hala birde ana yarısıOcaklarda babam bibi halasıBenim orağazda çok akrabam var
Değirmenci yuvamızın anasıOcaklardır ana kuşun dayısıKoç bulut'sa Değirmenci yarısıBenim orağazda çok akrabam var
Bacanaklar benden size hürmettimKaya ışık size selam ismetimAyabakan saço hala ahmetimBenim orağazda çok akrabam var
Halam oğlu bilal Akbaya iletAnadan akraba bağımdır kilitAteşle Çakmakta yegen koç yiğitBenim orağazda çok akrabam var
Kömürcüyle yegen dayı karıştıkBibi yenge hala diye alıştıkBoztepe Koçak'la kuzen bölüştükBenim orağazda çok akrabam var
Aydemirden iki yengem atamamYasin enişteme ayıp edememNeno' halamsız bu bahsi geçememBenim orağazda çok akrabam var
Yüzde doksanı tut onunu çıkarKalanıda ara bir bağın çıkarGündüz'ler anamın hep sahip çıkarBenim orağazda çok akrabam var
Demir'lerle eski kavim milletimDemirkiran Yeşilyurtu söyletinOrağazda köklüdür zürriyetimBenim orağazda çok akrabam var
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Benzemez
Yedi düvel eli gezdim dolaştımİleri var bizim ele benzemez.Şivesini konuşarak alıştımDilleri var bizim dile benzemez
Bağbancılar dağ yolunu dolanırSebze meyve Kaynağından sulanırEl bağını her bir türlü kullanırAğacı var bizim dala benzemez
Bir binada ikiyüzlü Gülmez varKim kiminle adları ne bilmezlerSelam verip Selamını almazlarSalonu var bizim hole benzemez
Bugün git gel yarın diyen bey olmuşKime baksam oda ona mest olmuşBiri bey der biri Şamarı vurmuşElleri var bizim ele benzemez
Kurban olsam bende kendi köyümeSen küçük kal hiç gözümde büyümeElin saray Köşkü benim neyimeMinderi var bizim çula benzemez
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Beyaz Bir Gemi
Deryalara dalmış beyaz bir gemi!Geminin kaptanı ondan da deli..Aşmış tufanları büyük engeli,Gelmiş bir derede batmış bu gemi..
İnsanlık yolunda, gider ileri...Gönülde gül ekmiş haçlı seferi,Ay yıldız uğrunda o can neferiGizlemiş siperde tutmuş bu gemi
Oyuk var içer'de durup sarmıyor.Her limana doğru dümen kırmıyor!Huzursuz günleri rahat vermiyor...Barışa bir demir atmış bu gemi..
Geçilmemiş onun hiç memleketi.Her karışa bir can vermiş mehmediSemada kuş gibi kanda rahmeti,Şehadete şerbet katmış bu gemi...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir çocuk gördüm!
Bir çocuk gördüm,sabah erken gidendeUyanmış o uykusunun en tatlı yerindeGider caddeler, sokaklar ötesineTaş taşır tozlu bir mermer atolyesineÜstü başı kir toz içindeBir çocuk gördümYa on ikisinde ya onüçünde
Üşümüş sokakta gelirken üfler elineHava ayaz, yer ıslak yaş dolmuş gözlerineÜst açık papuç delik su vurmuş dizlerineAteşlerde yanar halsiz biçareAğrısı var, sancılar içindeBir çocuk gördümYa on ikisinde ya onüçünde
Üç beş kuruş vermiş Tahsin ustasıBir iki gazoz ile,bir top parasıOnu da elinden almış ayyaş dayısıYıkılmış o günkü hayel dünyasıAcılar duymuş gözlerinin içindeBir çocuk gördümYa on ikisinde ya on üçünde
Geçen gün gördüm oturmuştu yol kenarınaYıllar geçmiş, baktım saçının kırlarınaO çocuktu gördüğüm gelen benim yanımaÖyle bir tokat vurmuşki şu insanlığınaParçalı gözlerimin içindeBir çocuk gördümYa on ikisinde ya on üçünde
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir kaç köpek it vurdular
Haklı haksız ayırmamışBirkaç köpek it vurdularHerkes ona hayıflanmışBirkaç köpek it vurdular.......Atıp çukura koydular
Yol gösterip erdem bilmezEhli meclisine gelmezHelal yemesini sevmezBirkaç köpek it vurdular.....Atıp çukura koydular
Akran toplar arkasındaAkan kan var yarasındaYatmış bir dağ arasındaBirkaç köpek it vurdular.........Atıp çukura koydular
Devran döner zaman olaKervan başı verir molaSoy sopuyla çıktı yolaBirkaç köpek it vurdular.....Atıp çukura koydular
Uzaktan havanı sesliKan dökmeye çok hevesliHainin kesilmez nesliBirkaç köpek it vurdular......Atıp çukura koydular
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Biri Gelse Biri Yok
İki yavrum iki gözümBu yıl yine ikisi yokBiri oğlum biri kızımBiri gelse birisi yok
Taze fidan genç çağlarıAştı gittiler dağlarıHayatla köprü bağlarıKuracaklar çaresi yok
Duygum değişik kokuyorAklıma çok şey sokuyorOğlan asker kız okuyorDaha yolun yarısı yok
Askerim şanlı yürüsünHain pusuda çürüsünYa Rab sen koru görürsünBir dalım var gerisi yok
Çok uğraşıp çok dolaştıkGide gele dağlar aştıkÜç yıl önce vedalaştıkŞimdi onun sırası yok
İki resmi bir düz kestimKoklayıp bağrıma bastımKarşı baş köşeye astımEvde durur süresi yok
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Biri varsa bizim evde biri yok
Bayram gelir geçer yine bu seneBiri varsa bizim evde biri yokAnam evde babam öldü o seneBiri varsa bizim evde biri yok
Eller yiyip içip gülüp gezerdiAnam boş sofraya tabak dizerdiAyran aşa bir de soğan ezerdiBiri varsa bizim evde biri yok
İki inek biri dağda kısırdıÇoban kesmiş eti bize getirdiAnam alıp hep satmaya götürdüBiri varsa bizim evde biri yok
Bacı kardaş hepsi gitti dağıldıAnam bir köşede kaldı yığıldıBayram günü bizi eve çağırdıBiri varsa bizim evde biri yok
Niyetimde bir koç vardı bu seneNiye kurban kesmedin sen deseneVallah borç almaktan bıktım her seneBiri varsa bizim evde biri yok
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Biz köyü unuttuk
Göçünü yükleyip sessizce giden,Öküzünü tarlasını unuttuk.Boz yokuşa doğru çekilip giden,Yaylasını yokuşunu unuttuk.
Kaftancının göbeğine çıkardıkSis çökünce,dağa doğru bakardıkGüneşin önünde gölge yapardıkBiz o dağın tepesini unuttuk.
Meşe sinde sesler yankılı çıkarKöşesinde sular buz gibi akarSam yeli çamları üst üste yıkarOrmanlarla çam sesini unuttuk.
Güneyin önünde bizim ziyaret.Bakınca yüzüne diyordum hayretKışladan ötesi sanki bir hoyrat.Kuş kayayla bacasını unuttuk.
Yaşara buralar bizim derdilerTapusuz senetsiz neyi verdilerSana bir kara taş çoktur dedilerKomşu köylü hilesini unuttuk.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bizim eller!
Toprağın kokusu kekliğin iziNe güzel görünür şu bizim ellerAçar mor menekşe dağ ile düzüNe güzel görünür şu bizim eller
Uzar karşı dağa yolu bükülürİner akar çaydan suyu dökülürÇıkar yaylalarda bağlar sökülürNe güzel görünür şu bizim eller
Kara sudan ala balık akıyorKızlar inmiş kımi yemlik yıkıyorSevdalı genç eve girip çıkıyorNe güzel görünür şu bizim eller
Çobanın mekanı meskeni dağlarDert döker Kavalı ağzında ağlarEritir yüreği ciğeri dağlarNe güzel görünür şu bizim eller
Sarı başak tutar arpa buğdayıBurcu burcu kokar sarar havayıDavul zurna sesi gelin halayıNe güzel görünür şu bizim eller
Sofra kuran sesler gelin uşaklarSenin benim yoktur çöken kaşıklarOmzunda saz çalar bizim aşıklarNe güzel görünür şu bizim eller
Ormanla meradır köyün yarısıSis dağına çöker duman karasıYaşar'a gülüyor dudak arasıNe güzel görünür şu bizim eller
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bizim İstanbul
Fatih sultan dağdan gemi indirdiGöğsüne yaslanmış bizim istanbulMinaresiyle islamı süslediŞanını parlatmış bizim İstanbul
Süleymanlar gibi çağı aşanlarEyüp gibi gelip ayrı düşenlerBir lokma bir hırka deyip koşanlarAslını anlatmış, bizim İstanbul
Variyetten güçlü önde bilindiFatih Sultan külliyeden silindiAyasofya, ezelinden kimindiYezidi çatlatmış bizim İstanbul
Mavi deniziyle boğaza çağlar.Avrupa Asya'yı ucuca bağlarÖzüne can katmış mimara ağlarSinanı şahlatmış bizim İstanbul
Evliya şah derviş nice külhanlarYatıyor göğsünde şanlı sultanlarBeytullah misali çıkar ezanlarYaşarı ağlatmış bizim İstanbul.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu can sana kurban olsun
Bakışların mızrap olsun...Beni şu sineden vursun!Gel, öyle gel ki sevdiğim...Bu can sana, kurban olsun!
Ararsan beni bulursun...Sil gözyaşların kurusun.Sen hiç unutulur musun?Bu can sana kurban olsun!
Gözüm tavan arasında,Gezer yürek yarasında,Çık gel gece yarısında,Bu can sana kurban olsun!
Geçen günleri saymadım.Taş üstüne taş koymadım.Ben bu aşka hiç doymadım...Bu can sana kurban olsun!
Çayağzında görünürsün.Hatırama bürünürsün.Sen Yaşarı öldürürsün...Bu can sana kurban olsun!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bulunmaz mi
Sırtıma yüklesem cüssemi gitsemGidecek bir diyar el bulunmaz mıDerdimi götürüp içimi döksemBir kağıt bir kalem el bulunmaz mi
El neler yaşarmış gel gör alemiGönül viran etmiş açmış yare miArınıp bendinden gör sez halimiSiz de bir çift gözle dil bulunmaz mi
Bir zaman can diye güler söylerdimHerkesin gönlünü hoşnut eylerdimGeldi de başıma bir küçük derdimKapıyı açan bir kol bulunmaz mi
Devri alem gibi kaldım uzaktaKesildi yollarım, türlü tuzaktaBir haber yollarım,ahbapla dostaSesimi duyan bir kul bulunmaz mi
Yaşarım bilmem ki nereye gitsemOt olsam ereyle derede bitsemHızır ı ilyas dan medet istesemBir alim bir derviş pir bulunmaz mi
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bulut gözlüm
Bugün hava gine dolmuş boşanmışBulut gözlüm bugün yağmur mu yağdıKipriklerin kaşın gözün ıslanmışBulut gözlüm bugün yağmur mu yağdı
Kapının önüne bir bağ ekmişsinDert küpüyle bağa suyu çekmişsinSu yerine gözün yaşı dökmüşsünBulut gözlüm bugün yağmur mu yağdı
Ellerin koynuna çeker bağlarsınÇayağzılı kız sen niçin ağlarsınKime küstün yürek çekip dağlarsınBulut gözlüm bugün yağmur mu yağdı
Hüzün çökmüş dağa doğru bakıyorYar gözlerin yere düşmüş kalkmıyorUmutların seller almış akıyorBulut gözlüm bugün yağmur mu yağdı
Yaşar seni sinesinde sakladıÇayağzına gide gele yokladıIslak gül misali aldı kokladıBulut gözlüm bugün yağmur mu yağdı
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cuma pazarında!
Bir adam vurulmuştu Esenyurtta, oruç ayı cuma pazarında...İnsanlar mübarek gün için iftar telaşında, bir can yatar yerde!Ayaklar altında toplanmış tezgahlar, her yer al kan içinde...Bir can yatar yerde, insanların bakışları arasındaBir adam vurulmuştu Esenyurtta oruç ayıCuma pazarında!
Çevirmişler yolları, kapatmışlar pazarı, almışlar abluka altına...Zanlı aranıyor her yerde tek tek herkes zan altında!Bir korku var insanlarda iftar saati yaklaşandaŞüpheliydi yoldan geçenler de, tezgah içindeki mallar da...Bir adam vurulmuştu Esenyurtta oruç ayıCuma pazarında!
Şaşırmış pazarcı, aklı gitmiş, malının karı zararınaBu ne öfke bu ne kin hiç yakışır mı böyle ramazan ayına?Bir zavallı yatıyor örtünün altında boylu boyuna...Çekilmiş kanı, kurumuş canı, düşmüş avucunun altında!Bir adam vurulmuştu Esenyurtta oruç ayıCuma pazarında!
Kim bilir ne ümitleri vardı ya da yolunu bekleyen çocukları...Kimliği belliydi, yakası dönük gömlek, delikli çorapları!Dikişli ayakkabı ve oruç ayı çocuklarına aldıkları!O da ayaklar altındaydı, eve gidecek olan bir sahurluk rızıkları...Bir adam vurulmuştu Esenyurtta oruç ayıCuma pazarında!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cumhurriyeti böyle kazandık!
Yurdumu düşman sarmış,onur beyliği adarCephe yönlü açılmış,her yanı düşman dolu!Yavaş yavaş geliyor, yurdun içine kadarParça parça bölünmüş,düşüyor Anadolu!
Emzikteki bebeğin yerine mermi koyduk...Aşılmaz sarp dağlara,ovalara yol vurdukSiperlerin içinde binlerce şehit saydıkYurdumuzu koruyup,Cumhurriyeti kurduk!
Ekmek yok, su içen yok, herkes cephe taşıyor...Düşmüş öküz önüne,analar savaşıyor!Sarmış kundak bezine,mermi barut taşıyor...Özgürlük vatan için, yaşlı genç savaşıyor!
Kan gölünün üstüne, doğdu ayın hilali!İman gücüyle verdik, topun ağzına mermiDar boğazlar geçilmez,burası türkün yeri,İşte böyle kazandık,biz bu Cumhurriyeti!
Adem oğlu mehmedin, gelde şu şanına bak...İşte onur belgesi, dalgalanır al bayrak!Denizin suyu berrak, özgürlük bırakarak...Hürriyettir yarına, meyve veren bu toprak!
Kurşunlar hedefteydi, gökte çarpıştı mermi...Denizde al kıran var,dalgasında kan rengi!Çanakkale geçilmez, burası makber yeri...İşte böyle kazandık, biz bu Cumhurriyeti!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çıkarsın
Bu alemde her bir türlü insan varÇoban ister dağa davar çıkarsınKıl kuyruklu tilki ile kurdu varAklına uymazsan kovar çıkarsın
Edepsiz yanında çok fazla durmaDurursan da az dur hiç bir şey sormaBoşuna çeneni zırvaya yormaAğzı zifir eder söver çıkarsın
Bilmediğim yere destursuz girmeGirdiğin yerde dengesiz gülmeNamahrem vârise ama ol görmeEr eşi kıskanır döver çıkarsın
Bana bir şey olmaz deyip de sanmaİnsan vardır baldan tatlıdır ammaSen yinede beşer gözünü yummaEl oğlu parayı sever çıkarsın
Sanma yolun başı düzlüğe çıkarHer işin başında hep gelir çıkarOğluşaktan sana yoksa bir çıkarKızın göçsün oğlun ever çıkarsın
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çimdiklerim
Aman aman dostlar amanMutfakta yanıyor tavamKuru ekmek elde yavanNedir avrat benle davan
Sineklerim pineklerimYere düşer imeklerimKınamayın beni dostlarBen kızdım mı çimdiklerim
Utanmasa nara atarKülhan beyi gibi yatarAç ölsem yemek mi yaparÇiğ pişmiş önüme atar
Sineklerim pineklerimYere düşer imeklerimKınamayın beni dostlarBen kızdım mı çimdiklerim
Sakızı var balon yaparÇapır şupur gıcık yaparKulağım dibinde yaparŞu meymenet suratlı yar
Sineklerim pineklerimYere düşer imeklerimKınamayın beni dostlarBen kızdım mı çimdiklerim...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çoban yıldızı!
Çoban yıldızı,hani sen şahittin bize!Uzaklardan bakardın, üstümüze...Hiç toz kondurmaz'ken, aşkımızaŞimdi engeller var aramızda,Bilir misin sen çoban yıldızı?Bilir misin?
Bahar geldi,bizim buraya.Koyun, kuzu yürüdü kıra,ovaya,Sen gideli, o gelmez oldu buraya...Gel de,bi çare bul sen bu yaraya,Çoban yıldızı!Gel de,bi çare bul sen bu yaraya,Çoban yıldızı!
Ahu gözlüm,gül yüzlüm,Sen gideli,inan hiç gülmez oldu yüzüm...Başkasına var ise, eğer sözünKazın mezarımı işte o gün ben öldüm!Çoban yıldızı!Kazın mezarımı,işte o gün ben öldüm!Çoban yıldızı!
Sevip sarmadan yari,doyunca,Giderim,sonsuz bir yol boyunca,Konsun üzerime kuşlar,duyunca.Söyle gelmesin sen o vefasıza...Çoban yıldızı!Söyle gelmesin sen o vefasıza...Çoban yıldızı!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çoban!
Hayal kurmuş bir çoban, yürekte sevdası varBastığı toprakların, gittiği o dağındaNe gitigi bir diyar, nede seven biri varDertli çalıyor kaval, çatlamış dudağında
Sürü bir yumak olmuş, çoban da arasındaBulutlar yere inmiş, dolu şimşek çakıyorBir kaç koyun kuzu var, kayalar arkasındaIslanmış garip çoban, titreyerek çıkıyor
Yollukta ki ekmegi,ıslak ıslak bakıyorYarısını taşlara, yarısını kuşlaraPınarın soğuk suyu, çoşkusuyla akıyorÜstü başı ıslanmış,açar sarar taşlara
Geceler haram olmuş, rengi benzide solmuşNe halini bir soran yara açmış bir çıbanYarı ıslak geziyor, eli yüzü taş kesmişSancısı var içinde,hasta bu garip çoban
Dağlarda ki yaylada, yine o tek başınaCılız bir yolun başı, garip bir mezar taşıYıldız gibi dağılmış, sürü dağın döşüneNe geçen yolcusu var, nede bir arkadaşı
Yama dağın eteği,Kör kapılı dağ eviÜstünde ki mertegi, dökülmüş avlusunaNe eski kozu kalmış, nede bir çoban eviBulanık bir çay akar, suyu dönmüş yosuna
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocuk
Bahar kokusu çek içine çocuk.Mor sümbül bağlardan açacak gibiAçar yazla yeşil dallar tomurcuk,Beyaz papatyalar çıkacak gibi
Koş kıra, uçurtma yap sal havaya,Gez dolaş her yeri, tez gel yuvaya.Uzat ellerini olgun meyvaya,Çekinme al, bağlar yıkacak gibi
Güneş yavaş yavaş dağlar aşınca,Isıt düşlerini hayel kurunca.Düşün, yastığına başın koyunca.Yarın, başka bir gün doğacak gibi
Varsın kış karını lapa düşürsün,Akdeniz akşamı bahtını sürsünAşk buluğ çağında başlar, üşürsün.Nisan yağmurları sıkacak gibi
Evrenin temeli döner ileriGeceler çemberden yolcu ileriGiden gençliktir, o dönmez ki geri.Bak saçına aklar yağacak gibi
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dağlar
Şu koca dağları bir bilebilsenGöğsünde kuş koynunda kurdu beslerEfkârı üstünde bir görebilsenZinciri paslanmış köleye benzer
Tepesini inip çıkan yorulmuşHoyrat gibi zirvesiyle görülmüşOrmanları içten içe sürülmüşAskeri dizilmiş kaleye benzer
Karanlık gecede yankılar sesiKorku salar kara çamın gölgesiİlkbahar özlemi anne neşesiMemeye asılmış balaya benzer
Dağların düzünü köylüler biçerHırlısı hırsızı üstünden geçerKanunsuz harami dağları seçerEşkıya yol kesmiş belaya benzer
Yaşar dağ değil ki yürek dağlasınDağ başına beyaz alsın bağlasınŞirinin derdine yansın ağlasınFerhat’ın çektiği çileye benzer
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Davacıyım Beyim Davacıyım Ben
Biri göllerine nehir bağlamışDavacıyım beyim davacıyım benBiri bir bardak su deyip ağlamışDavacıyım beyim davacıyım ben
Kendini met edip hava atandanBeleş aldığını beşe satandanSenenin her günü bomboş yatandanDavacıyım beyim davacıyım ben
Musa Tur dağında sarıktan çıktıŞişti ayakları çarıktan çıktıŞimdiki alim pir çıyrıktan çıktıDavacıyım beyim davacıyım ben
Her kimi gördüysem birini tutmuşKalemi okunur kitabı yutmuşGarip gurabayı cüzdana katmışDavacıyım beyim davacıyım ben
Korkarım kalp kırıp gülüp geçmektenHaram kazanıpda yeyip içmektenUtandım beyim ben namert seçmektenDavacıyım beyim davacıyım ben
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Değirmenci
Sağır gibi uyduraklıDuy beni hey değirmenciYolcu gibisin duraklıDuy beni hey değirmenci
Durmaz çalar çıngırağınÇatlatmış gitmiş kulağınTopla kirli pis yatağınTüy yünü koy değirmenci
Yıkılmış tüm umutlarınArpa buğday çuvallarınKaç kilo kaçtı zararınSay yine cay değirmenci
İğne iplik ayar tuttunHer gün o tozları yuttunGına geldi can kuruttunKıy cana bay değirmenci
Bent vurursun kara taşaAklın gelmez hala başaTüm emeğin gitmiş boşaVay bu ne hay değirmenci
Ayakta yoktur çarığınBir kaç kırık çay bardağınIsınmaz çorba çanağınKoy demli çay değirmenci
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dengesiz
Gittiğin yerden gelmezsinDengesizsin sen dengesizGeldiğin yeri bilmezsinDengesizsin sen dengesiz
Üstün başından soyarsınGelir bahçeye koyarsınSen dangalak bir hıyarsınDengesizsin sen dengesiz
Nere gitsem orda sen varKim ne derse senin de varPaçan kaça sattın davarDengesizsin sen dengesiz
Alttan girdin üstten çıktınBoş Boğaz'sın canım sıktınLaf geldi ağzıma tıktınDengesizsin sen dengesiz
Baş Ağrısı bir hap yuttunZehirlendim diye korktunÇoluk çocuğu korkuttunDengesizsin sen dengesiz
Her ortama sen uymazsınAç gözlüsün hiç doymazsınSövecem anan duymasınDengesizsin sen dengesiz
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Diyemmi Beyim
El değmedik daha neresi kalmış?Söylersem, el bana kızar mı beyim?Sövenin sözünde hicivi varmış!Söylersem, kalbini kırar mı beyim?
Dost olan yüzünden anlaşılmaz kiMenzili çok yakın ulaşılmaz kiHainle gezilen yol aşılmaz kiHileyle aşılmış yol, var mı beyim?
Namussuzun arsız, şirret kelamı,Boyundan büyük söz eder kalemi.Menfaati yoksa keser selamı,Gideni yolundan, eyler mi beyim?
Her sözü dilinde zinakar eder.Evirir-çevirir hep inkar eder.Hiciv der, kendini günahkar eder.Giden söz, geriye döner mi beyim?
Yaşar, aşk şehrinde çağlamak ister...Gönül vuslatına ağlamak ister...Ar sözü içinde bağlamak ister...Hicivi, her yerde söyler mi beyim?
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dost
Yollarımız ayrılsada...Yüreğim dost kalır sana!Habersiz gitsen uzağa...Arar bu can seni,ey dost!Bulur bu can seni,bil dost! Dost...
Çatlamış topraklar gibi,Susamışsa dostun dili,Sular seller, yağmur gibi...Akar bu can sana, ey dost!Yağar bu can sana,bil dost! Dost...
Arar insan,arar dostu!Bulursa o gerçek dostu,Gönlümde tapulu yurdu...Kurdu bu can sana,ey dost!Kurar bu can sana,bil dost! Dost...
Açılır kapılar sana...Sen de kapılar aç bana!Dost olan dostundan yana...Gelir bu can sana,ey dost!Koşar bu can sana,bil dost! Dost...
Gerçek dostlar unutur mu?Gezer o dostun yurdunu...Derdin dost derdim olurdu,Devam sen de,bilesin dost!Özün gerçek,sözünse dost! Dost...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Döne döne
Felek bana vurdu sille...Kalkamadım düştüm yere!Bir yardan yedim darbe?Savruldum ben döne döne...
Döne döne döne döne...Dünya senin devrin döne!Bir de yardan yedim darbe?Savruldum ben döne döne...
Dolandım durdum avare...Bulunmaz derdime çare!En sonunda gurbet elde.?Görüldüm ben döne döne...
Döne döne döne döne...Dünya senin devrin döne!En sonunda gurbet elde?Görüldüm ben döne döne...
Yaşarım sevda selinde!Devran sürenin elinde?Düştüm yarin gözlerinde...Sürüldüm ben döne döne!
Döne döne döne döne...Dünya senin devrin döne!Düştüm yarin gözlerinde?Sürüldüm ben döne döne!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dönsem Bir Daha
Bir yel miydi neydi geldi de geçtiYeniden en başa dönsem bir dahaO gençlik yıllarım aklıma düştüKırata gem vurup binsem bir daha
Örs çekiç kınından tırpan çıkardıIrgat giden tarla biçer yığardıGüreşin diyenler bize bakardıEl ense çeksem de yensem bir daha
Ormanda çamları sayar bakardıkMal davar otlatıp çalı yakardıkDağ bayır demeden iner çıkardıkO güne gitsem de dönsem bir daha
Anam hamur yapar maya katardıPişmeye çok vardı babam yatardıGençler büyük çayda takla atardıO göle girsem de çimsem bir daha
Dayım dükkanında türkü çalardıHoparlörden en son sesi açardıNemliydi kaseti bazen sarardıDayımı yadedip ansam bir daha
Fener yakar gece balık tutardıkÇayırda komşuya nasip atardıkUykusuz şuursuz gider yatardıkO gece olsa da donsam bir daha
İlkokul da Ferman hocamız vardıRahmetli dil çeker mendil bağlardıBana kastı yoktu ezası vardıYine dil çekecek sansam bir daha
Çocuk aklı çıktım çeşme taşınaKaydım karda düştüm kızın başınaBir bez bağladılar kanlı kaşınaO kızı görsem de yansam bir daha
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dünya da Ömür Üç Gündür
Boşuna ağlayıp sızlayıp durmaBu yalan Dünya da ömür üç gündürAklını zorlayıp fikrini yormaBu yalan Dünya da ömür üç gündür
Hayallerin her gün taze renk açarÇocuksu günlerin tez gelip geçerYıllar bir kuş gibi süzülüp uçarBu yalan Dünya da ömür üç gündür
Deli kanlı güzel çağların başlarBülbül gibi gülle bağların başlarSarp yokuşlu nice dağların başlarBu yalan Dünya da ömür üç gündür
Sonbahar kırcısı peşine düşerEstirir ak yeli saçına düşerBuruşuk el yüzle kaşına düşerBu yalan Dünya da ömür üç gündür
Yaşarım alemin seyrine daldımRızkımı aradım çalışıp aldımYükümü bağladım derki mi sardımBu yalan Dünya da ömür üç gündür
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dürüstlük
Dürüstlük özenle yüzün akıdırKendi emin doğru yolu bulanaİçinde ne mucevher SaklıdırDoğruluk yolundan gidipAlana
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Düş Konan Sokağı
Yıldızları topladım dün akşam buzlu camaKapattım perdeleri, açtım içimi sanaO karanlık odama düşlerdi gelip dolanSenli bir dünya kurdum düşlerin sokağına!
Yıllanmış bir duygu bu vuran buğulu camaArındı benliğimden, giden bendeki canlaHayalimde ki resmin, geçmişten bana kalanAttın gittin beni sen düş konan sokağına!
Özlemini kavurdum, geçmişten bir gecemdeTütsü yaktım kokunu sen burnumda tütsen deDemet demet bir deste, buket yaptım seni benBir sen vardın bir de ben, düşlerin sokağında!
Gidişindi o senin bir bahar mevsimiyleBen ağlamam, yağmurla çise değmiş gözümeBir sen vardın bir de ben karanlıkta hüzünleKavuştu hayallerim giden o sevgilimle
Bir sen geldin birde ben karşıki küçük camaBozuldu hayallerim bakınca buğulu camaÇoktan sönmüş ışıklar içimdeki lambadaBir sen vardım birde ben, düşlerin sokağında!
Alnımda gizlediğim korkunç ağrılarımlaUmut dünyası kurdum, sensiz yalnız odamda...Bana senden kalan o, küçücük bir hatıraBir gülüşün yetti şu düş konan sokağına!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Düzen Bozulur
Bozulur bozulur, düzen bozulur...Yol na mertte ise giden bozulur!Namert sofrasında sorsan ekmeği...Namert dile gelir beşer, bozulur?
Bozulur bozulur, kural bozulur...Sen zincire vursan, kırar bozulur!Aslanın heybeti geçtiği yerde!Çakal,deliğine koşar bozulur?
Bozulur bozulur, hürmet bozulur!Saygı kusur, işledikçe bozulur...Değerin altından paha biçse de!Bir kötü söz haddin aşar bozulur?
Bozulur bozulur, Yaşar bozulur!Korkağın haline şaşar bozulurHanesine haydut girmiş korkağın!Tüfek elde, dipçik düşer bozulur...
Var cimride önderlik güçsüz de silah korkak ta olursa Düzen bozulur
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Efendim
Gözüm Beytullahta gönlüm Kabe'deBenim sevdiğim gül aldır efendimAlım Beytullahtır gülüm sahabeBenim en sevdiğim kuldur efendim
O güller seninle her gün dolaştıKaldırdı perdeyi hak sana açtıUhut ta hamzayla çok şehit düştüCennetül bakide kaldır efendim
Ensar evden uzak yurdun da sürgünMekke Medine'ye sürüldü yü'günGözler yol çekti özlemse hergünArası birkaç gün yoldur efendim
Asırlar devrildi seneler geçtiİnsan zamane'dir devir değiştiSalih kullar Zemzem suyun'dan içtiBize de bir bardak doldur efendim
Senden sonra bilsen ah neler olduEkinler hormonlu çiçeği solduÇocuklar büyüdü babayı sorduAnası nikahsız duldur efendim.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Emmi Bana Bir Eşek Ver
Emmi bana bir eşek ver,Ter atarsam gel geri al.İri gürbüz oburu ver,Yer batarsam gel geri al.
Yoz malı salmış biçine,Etmiş tarlamın içine,Bunda anamın suçu ne?Yer yutarsam gel geri al.
Kuyruğunu sevdiricemÇocukları bindirecemİşim bitsin getirecem.Kar katarsam gel geri al.
Şahlanınca haşlamalı,Hışt takınca dişlemeli,Gece işe başlamalı,Er yatarsam gel geri al.
Kulakları çatlatacamGör suyuna ne katacamSabah dışkı toplatacamSor çatarsam gel geri al
Üst komşuyla alttakini,Çöze medim yandakini.Sukut sakin evdekini. .Bir tutarsam gel geri al.
Şap suyuyla azdıracam.Düşmanları bezdırecemÖç almaya gezdırecem.Şer satarsam gel geri al.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Esenyurt!
Barikat kenarın da asker sıra dizilmiş!Bir bayram şenliği var, böylesi görülmemiş...Al bayraklı dalga var,ışık saçmış her yana!Onur ve ihtişam bu,Esenyurt'ta yan yana...
Şahlanmış atlısı var,cumhuriyet parkında!Merasimli tören bu,çocuk bandolarıyla...Mavi bakışlı dalga, yüzbinlerin yanında!Yüzbinleri toplanmış,Esenyurt meydanına..
Güneş dağları aşmış,gün akşamdan bir gündü!Esenyurtta cümbüş var,geçtiğim pazar günü..Sokağı kapatmışlar,dar gelmiş evin önü!Dışarıya kurulmuş, bir çingene düğünü...
Nazım hikmetın büssü,kaldıarka sokaktaÖnü dönük batıya,görünmez fidanlıkta...O beyazıt meydanı, zihinler ortasında!Alnında kan lekesi,kırılma noktasında...
Öylesine büyülü,öyle güzel bir park var!Dereler ırmak olmuş,ayaklarına akar...Köprüleri kurulmuş, oyuncakları da var!Şair kalem bırakmış, bankta ki yazı kadar..
Yoksullar dizilmişti, koridor sonlarına...Çocuklar gidiyordu, yepyeni okuluna!Esenyurtu dolaştım, bugün boylu boyunaÇok şeyler borçluyuz biz vatan bayrak uğruna?
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eski resimler
Çekilince perdeler, geceler yarısındaYeni bir dünya başlar dört duvar arasında
Kapıda kir izi var tokmağın vurmadığıPaslanmış soluk yüzü kimsenin ummadığı
Soluk baktı o gözler hep önüme geldilerGeçmişte ki bir anlık şİp şaklık resimdiler
Siyah bezin içinde duran bir adam vardıÇektiği çok fotoğraf, çıkartmadan yanardı
Taradığım gür saçım hani tutamın nerde?Aynaları bıraktım dönüp baktığım yerde
Kol boyuna dolanmış, hatırası bir anlıkTers bir yazı yazardı,siyah beyaz karanlık
Resimler onu saldı, kuş uçtu özgür kaldıNe delikanlı vardı ne de genç kızı kaldı
Resimler köprü kurdu yılların arasınaTomurcuk güller soldu, bakınca anısına
Kimi ince bıyıklı kimi telli duvaklıKimi güne gün katar kimi dünden meraklı
Ne o resimler ben de, nede ben o resimdeGiden gençlikmiş meğer ,tutamadım elimde
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Felek
Felek bana çelme taktıKim sordu ki kim duyacakBiçilmiş bezi mi yaktıKim gördü ki kim duyacak
Bulanık aktım duruldumKoştum peşinden yoruldumAv oldum düştüm vuruldumKim gördü ki kim duyacak
Yanmaz oldu evde ocakTencerede suda sıcakNem kaldı ki kaynayacakKim gördü ki kim duyacak
Dağlar da sevdamız kaldıTipi boran dağa saldıBenden gitti yardan aldıKim gördü ki kim duyacak
Felek sana boynum eğriYetti dedim yetti gayrıYaşar kaldı yardan ayrıKim gördü ki kim duyacak
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ferman yazdırır
Gönlüm tutukludur sinem hücrede...Sürgün gözlerimi mapus yatırır!Kesmiş yar cezamı, bir tek celsede...Hece hece satır satır attırır!
Bana attırır yar,ferman yazdırır...Sana attırır hak, vebal yazdırır!
Kırışıktı namen, geldi bir gece!Felek sopa vurmuş yazgıdan önce.Name değil sanki, bana işkence!Hece hece satır satır attırır!
Bana attırır yar,ferman yazdırır...Sana attırır hak, vebal yazdırır!
Haktan olmayınca, kula irade!Hiç bir kul eremez, kendi murada...Kırmışsın Yaşara,kalem burada!Hece hece satır satır attırır!
Bana attırır yar,ferman yazdırır...Sana attırır hak, vebal yazdırır!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Filistine kan düştü
Yüreğime ateş düştü bu geceUzaklardan güller bir bir soluyorBarut kokar Filistinde her geceÇoluk çocuk insanlık yok oluyor
Uhut değil şavaş değil bu nedirUyan gardaş geldi yeni bir bedirKerbelâ zincirin FilistindedirGözlerim bedir kuyusu doluyor
Şehadetli diller vakit kaçırmazKudüse düşeni hiç kimse sormazYa sağırdır duymaz ya kördür görmezYürekler çeke çeke burun soluyor
Çarmağı başına gidip gerelimABD natoya birifing verelimKim dost kim düşman bizde bilelimUzaklardan sesler acı geliyor
Asırlardır kanı sürmüş toprağaSabır desen artık sığmaz bardağaSırtını dayamış bir puşt uşağaYahudi soyundan diyip kolluyor
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Garip
Yoksulluğun önünde,oturup yere çökmüş,Yalvarıyordu yarap,sana yalvarıyordu!Dayanacak gücü yok,yok ki,o boyun bükmüş.Feryadında bir çıkış kapısı arıyordu!
Çıktı evden dışarı,kapıda çocukları,Kokularını alıp,başlarını okşadı.Yavaş yavaş gidince,uzaklaşıp ağladı,Gurbetin yoludur bu,akşam üstü başladı!
Dağ,tepe,bayır,tren,istasyon,gar burası.İçindeki acılar,buğrulup kavruluyor,Sürüye ot,sap atar,vagon vagon arası.Tren hızını almış,dağlardan savruluyor!
Umutlarla geldiği yol,bitti en sonunda.Gece karanlık,sokak yabancıdır ürküyor!Çaresizdir bu şehrin,bu karanlık yolunda.Işıklar renk renk açar,o boynunu büküyor!
Korkulu adımlarla,geçti karşı sokağa,Yabancı bir diyarda,sessizce geziyordu.Yüreğini hoplatır,deredeki kurbağaKaybolduğu diyarda,çıkışı bilmiyordu!
Bir yer aradı garip,harap olsa barınak.Dizleri tutmuyor ki,gözleri kararıyor!Üşüyor bu Ya Rabbi,yok mu hiç bir sığınak!Bulutlarda yağmur var,açılıp kapanıyor..
Sabahı zor etti o,şehrin sokaklarındaİnsanlar arasında,cadde,sokak arıyor.Sonunda bir iş buldu,tuğla ocaklarındaYavrularından uzak,acısını sarıyor.
Vardı rızık elbette hak diyen kısmetindeTaş basarak bağrına hakka doğru yürüyorKeramet kulda değil onun memleketinde!Özleminde yavrular hep boynunu büküyor...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gazi abi
Alem adam şu bizim gazi abi, güler-güldürür, durur-düşündürür.Bir gün, oruç ayında tarla biçmeden gelmiş, çok yorgunmuş.Kendi de oruçlu ve önceki geceden uykusuz, yorgun ve sahursuz.Bitkin bir halde...O gün de misafirleri gelir hep beraber teravi namazını kılmaya giderler.Yatsıyı kılar sıra teraviye gelince yavaş yavaş uyku bastırır.Göz kapakları kapanmaya başlar, zaten o da arkalarda kılar namazını...Hoca teraviye niyet deyince, Gazi abi halı yığıntılarının arasına girer.Zaten yorgun, hemen mışıl mışıl uyumaya başlar!Namaz biter, cemaat gider, misafirleri onu arar Gazi abi yok!Artık onlarda kendi evlerine giderler, o geceki misafirlikleri de biter.Hoca da camiyi kitler!Köyde ki ışıklarda yavaş yavaş sönmeye başlar, hava öyle karanlık ki kör zifiri...Bir dereden gelen kurbağanın sesi, bir de köyün köpeklerinin sesi.Karnı aç, alışık sahur vakti yemeye, bizim Gazi abi sahur vakit gelince uyanmaz mı?Eyvah ki ne eyvah!Karanlıktanda çok korkar, bir de tabuttan!Hemen fırlar, düşe kalka kapıya...Kapı kilitlidir, ne yapacağını şaşırır ve başlar feryada!Sabaha kadar hariçten gazel okumaya...Aklına minare gelir, koşar yukarı minareye doğru başlar bağırmaya...Ama kime?Herkes uykuda yaz ayı günler uzun, hasat-biçin zamanı, insanlarda yorgun!Yok kalkan bir kul, Gazi abi bir minareye bir kapıya gide- gele, gide-gele haldendüşmüş...Bir de üstüne üstelik sesi kısılmış, takrar minareye çıkmış!Işıklarda yanmaya başlamış, bir oh çekmiş!Hemen bağırmış bu seferde sesi çıkmamış, oysa korkudan dili tutulmuş...Tekrar aşağı inmiş, bir çıkış yolu bulmaya. Arka ardiyeye koşmuş ki ne görsün?Oy anam oy, tabutun üstüne elini koymaz mı, bu da tabuttan korkmaz mı?Yine koşmuş minareye, sabah namazı da yaklaşıyor...Ortalık alacalımsı...Hocayıda yolda görünce yine derin bir oh çekmiş!Bu sefer kapıya koşamaz, tabutu gördü ya bir kere, tabutta kapının yanında ya hani...Hoca kapıyı açar, Gazi abi tabuttan başka bir şey düşünmediği için!Hocayı görünce ölü sanar, koşar minareye, koşarken de düşer bayılır!Gelir hocanın ayakları altına, hoca da derki aferin sen benden önce gelmişsin... Sabahnamazına! ! !Eh be hoca bıraksaydın namazıda baksaydın atıyor mu nabzına?
İşte bu bizim şakacı Gazi Ağabey, bu. Gazi.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gel gidelim gardaş bizim ellere
Sağımız solumuz,hep kalleş doldu.Gel gidelim gardaş bizim ellere.Kimi haram kokar, kimi puşt oldu!Gel gidelim gardaş, bizim ellere...
Pazar bulsam tezgahımı açamam.Dilden düşen doğru sözü seçemem.Kâr istemem, sermayemden geçemem.Gel gidelim gardaş, bizim ellere...
Üç beş çapulcular önüne çıkar,Cemali Yusuf'un evini yıkar,Münafık, hırsızın elini sıkar.Gel gidelim gardaş, bizim ellere...
Şafağın köründe uyanıp gitsek.Gönülden gönüle, gül fidan eksek.Sınıra taş koyup kırmadan diksek.Gel gidelim gardaş,bizim ellere...
Ya Rabbi toylardan aldım dersimi.Cahile düşürme benim işimi.Feryad etsem duyan olmaz sesimi.Gel gidelim gardaş, bizim ellere.
Yaşar’ın bir küçük,ormanı vardı.Yeşerir, dalları yaprak sarardı.Gurbet elde kaldı,ruhu karardı...Gel gidelim gardaş, bizim ellere...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gel!
Ben sevdamı karşı dağlara yazdım,Üstüne kar, yağmur dökülmeden gel.Hasretimle taşı, toprağı kazdım,İçine gözyaşı dökülmeden gel.
Sıladan ayrıyım gurbette gayrı,Mekan tuttum sanma sizin diyarı,Ne sensiz yaşarım ne senden ayrı,Çık ara yolları, bükülmeden gel.
Gönül sarayını yapıp bozardım,Azgın sular gibi yıkıp azardım,Bir ağaç misali yandım kızardım,Ateşle tutuşup yakılmadan gel.
Aşka giden yolu buldu yüreğim,Dert ortağım oldu, soldu yüreğim.Gönül vuslatıyla doldu yüreğim,Gül ektim kurudu sökülmeden gel.
Budur benim sana ahtı peymanım,Yar yolunda geçer çoğu zamanım,Dert otağım oldu yüklüdür gamım,Bu aşkın kervanı çekilmeden gel.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gelmez daha
Duman dağların ardınaÇeker gider dönmez dahaBen gönlümü bir soysuzaVerdim gitti, gelmez daha
Gelmez daha gelmez dahaVerdim gitti, dönmez daha
Zülüf uçlarından burmaTaşar gider gerdan kırmaİnce belden saçı sırmaGördüm gitti, gelmez daha
Gelmez daha gelmez dahaGördüm gitti, dönmez daha
Gül dalını diken tutarBülbül şakrak yine öterBir dut ne ki çiğner yutarSordum gitti, gelmez daha
Gelmez daha gelmez dahaSordum gitti, dönmez daha
Al malımı servetimiİste gönül hürmetimiBen yar için Çin Setti’niÖrdüm gitti, gelmez daha
Gelmez daha gelmez dahaÖrdüm gitti, dönmez daha
Vefasız bir yar aşkınaDert aldım, açtım başımaBaşımı boşu boşunaKırdım gitti, gelmez daha
Gelmez daha gelmez dahaKırdım gitti, dönmez daha
Düşler gördüm ardı sıraGittim düştüm bir çukuraRüyaları ben hep hayıraYordun gitti gelmez daha
Gelmez daha gelmez dahaKırdım gitti, dönmez daha
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gidiyor
Geldide karşımda durdu bi sevdaAğrısı başıma vurdu gidiyorDert ile çileyi açtı başımaGönlüme bir heves verdi gidiyor
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gir içeri
Gönül gözü gizem yeriAçar isen gir içeriKırar isen gönülleriYapar isen gir içeri
Ulu vucudun şehriniGezdiysen gir içeriKulda alın çizgileriÇözer isen gir içeri
Umman deryanın anasıAşar isen gir içeriilim ile irfan ileYaşar isen gir içeri
Eğer dünyaya meyliniVerdi isen al içeriTahta kabirle yeriniSevdi isen gir içeri
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gitme be emmi!
Sen kıraç topraklara ıslak ıslak bakarsınGözlerinde kaygı var biliyorum be emmiBağlamışsın yükünü içten içe ağlarsınSen gurbetin yolunu bulamazsın be emmi
Sür ekini tarlayı gez dolaş yaylalarıVur kırata eyeri çekip dursun yularıHayallerini süsler, vız vız ötünce arıSen toprağından ayrı kalamazsın be emmi
Sert rüzgarla kurudun, kızgın güneşte yandınGün oldu kuru ekmek katıksız suya bandınHep şükür duasıyla yatağından uyandınSen namertten rızkını alamazsın be emmi
Karanlık bastırınca korku salar içineHüzün eker doğrar 'sın ekmek aşın içineKavurur yüreğini şüphe düşer içineSen rahat uykulara dalamazsın be emmi!
Umutsuzluk ayrılık dağ gibi üzerindeGurbetin kaygısı bu ıslanmış gözlerindeGiden dönmemiş ki hiç taş kesmiş yüreğindeSen gurbet ellerini bilemezsin be emmi
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gitti Ömer Döngeloğlu
İçimizden bizden biriGitti Ömer Döngeloğluİstesek de dönmez geriGitti Ömer Döngeloğlu
Önden giden asil kandıGidişine alem yandıO gönüllerde FurkandıGitti Ömer Döngeloğlu
Medine'de münevredeHiranur da dağda turdaGözü yaşlı orada burdaGitti Ömer Döngeloğlu
Bazen aksa'ya ulaştıBazen taafla dolaştıBazen batılla uğraştıGitti Ömer Döngeloğlu
Kutsal toprakları gezdiDini türden eser yazdıBugünlerde bizi üzdüGitti Ömer Döngeloğlu
Sahabelerin izindenHiç çıkmadı ki sözündenBir bela virüs yüzündenGitti Ömer Döngeloğlu
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gittim peşinden
Coşkun sular gibi çağlar dururdumAktım gittim ben o yarın peşindenNe onurum kaldı nede gururumKalktım gittim ben o yarın peşinden
Öyle bir güzel ki gözüm arardıYüzüne bakınca rengim sarardıSaçları sırmalı yandan tarardıBaktım gittim ben o yarın peşinden
Halimi görenler yazık dedilerBu oğlan bu kıza yanık dedilerNe bağrı yanık bir aşık dedilerYaktın gittim ben o yarın peşinden
Derviş oldum abalara büründümLeyla diye diye gezdim süründümMecnun oldum çöle sürgün göründümÇıktım gittim ben o yarın peşinden
Köyde düğün dernek toylar kurulduAlan aldı giden benden sorulduGökte kuşum yere düştü vurulduÇektim gittim ben o yarın peşinden
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gönül Derdi Çekerim
El sözü ağrıma gitmiyor sanmaMinnet etme gönül derdin çekerimAğlıyor yüreğim acıyor ammaMinnet etme gönül derdin çekerim
Sen kendi kendini zincire vurdunBağlarını koru yurduna kurdunHer sabah her seher ağlayıp durdunMinnet etme gönül derdin çekerim
Gönül kandilinde gazla bir oldumEridi fitilim yandı kül oldumBir vefasız sevdin ona kul oldumMinnet etme gönül derdin çekerim
Dertlerim bir idi bin biri geçtiHer günü geçtikçe bir çile aştıEl ayağım bir birine dolaştıMinnet etme gönül derin çekerim
Yaşar'a yar bade sundu eliyleYanar oldu yürek yara derdiyleArzuhal yazarım söylerim diyeMinnet etme gönül derdin çekerim.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gördüm
Kendimi bildiğim o günden beriBitkin bu dünyadan gideni gördümTuttu kollarımdan aldı içeriBıktım bu dünyadan diyeni gördüm
Elleri nasırlı gelene sordumDedi bizim eski tarlayı sürdümFiliz boyun vermiş çapayı vurdumHelal sofrasından yiyeni gördüm
Garip düşenleri biri tekliyorSaatler yetmezse vakit ekliyorGideni dönmeyen kimi bekliyorAteşten gömleği giyeni gördüm
Önümden ne kullar gelip geçiyorVefalı dost yara sadıktır diyorÇalışmaz bedava yeyip içiyorÜç yüz altmış beş gün sayanı gördüm
Güneşin önünü bulutlar kaplarGölgede duranlar bakınca anlarKul rızkıyla hain şerefsiz oynarYetim malına göz koyanı gördüm
Karanlık çekince üstüne perde.Sır olup gidenler kim bilir nerde!Dert deryası olmuş elem içer de,Canına kast edip kıyanı gördüm.
Çakalın emrine kuyruk uymamışTilki gölgesine bakıp oynamışDaha gerisi var Yaşar saymamışAslanın yurdunda çıyanı gördüm
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gördünüz mü
Hey gidi deryalar,hey gidi dağlar!Söylersem derdimi,bana kim ağlar...İnsanlar dünyaya, meylini bağlar...Siz baki kalan bir kul, gördünüz mü!
Gizemli yaş akar,çeşmin yaşıyla...Boynu bükük gezer sabır taşıyla!Kül olmuş kavrulur,gönül aşkıyla!Siz böyle bir kulda zul,gördünüz mü?
Açılsın perdeler sırlar, açılsın!Görünmez kubbeyi,kara kaplasın...Alimler mürşitler,gelip yoklasın!Siz gâip bilen bir,dil gördünüz mü?
Sonsuzluk yolcusu,o gün toprağın...Cennet sularından,akan ırmağın...İrem bahçesine, değse tırnağın!Siz balsu nehrin de kil,gördünüz mü?
Çekilmiş üstüne,ince bir perde!Gönül gözlerini,açtığı yerde...Tapuyla senetle, gezenler nerde!Siz hiç ilk sahipli,mal gördünüz mü?
Yıllarca bekledim,ben özge yari!Gönlüme köz ektim, ateşli narı...Eyüp’ün sözüne,kanmamış yari!Siz yari candan öz bal gördünüz mü?
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gözüm kapında
Görünmez yar buğün yüzünDönüp even baktığındaDüğüm düğüm kaldı sözümYaş gözümden aktığımda
Mecnun oldum yana yanaAşk çeşmesi geldim sanaDoldur içem kana kanaLeylam evden çıktığımda
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gururlanma
Yol çıkar hep hakk'a doğru.Her canlı bir ilim yolu.Biraz noksan, biraz doğru,Gururlanma insan oğlu!
Hakk emretti bizde geldik.Önce ağla sonra güldük.Karıncaya can mı verdik?Gururlanma insan oğlu!
Doksan dokuz bir saklıdır.Gizli sırlarla kaplıdır.Gözünde perden farklıdır.Gururlanma insan oğlu!
Şeref gider geri dönmez.İtibar beş kuruş etmez.Rey'li koltuk fazla tutmaz.Gururlanma insan oğlu!
Eğlencelik gelen gider.Gözlerde değerin yiter.Taptığın o varda biter.Gururlanma insan oğlu!
El çeker ayak uslanır.Baş gelir göğse yaslanır.İmam derinden seslenir.Gururlanma insan oğlu!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Güller elde solar
Gül dediğin elde solarDalından koptuğu zamanGönül kuştur elbet konarGül çiçek açtığı zaman
Aç o zaman aç o zamanGül çiçek açtığı zamanGönül kuştur gelir konarGül yaprak açtığı zaman
Azgın sular bendi yararDereler coştuğu zamanDost olan dostunu ararCan dara düştüğü zaman
Düş o zaman düş o zamanCan dara düştüğü zamanDost olan dostunu ararCan zora düştüğü zaman
Seven sırra nail olurGerçeği duyduğu zamanGerçek seven arar bulurSeven yar olduğu zaman
Yar o zaman yar o zamanÖzge yar olduğu zamanGerçek seven arar bulurSeven yar olduğu zaman.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hayaller
Kimi kalmış baş başa,boynu bükük,Kimi hayalini hep atmış suya...Kimi kurmuş küçük,kimisi büyükO hayaller şimdi, dalmış uykuya,Buz gibi soğuktur,üşür hayaller,
Bazen mutluluğun içinde bir anBazen erişilmez, zamanla mekan...Bazen iç güdüyle gelince bir an,Ne zaman tanır o,ne de bir mekan,Benliğin içinden geçer hayaller!
Aşılmaz zirvede, kaydırak eller...İçinde dolaşır, düşler oyunuBuz gibi soğuktur,üşür hayaller...Girdapta arıyor,umut yolunu,Ufukun dağı gezer aşar hayaller!
Hayali olmayan yaşayamaz ki...Karanlık içinde, kaybolup gider!İnsan yaşamından tad alamaz kiYarınlar içinde yok olup gider,Yıldız gibi kayar düşer hayaller!
Uğrunda can veren nice sevenler...Ayırmış yolları tatlı hülyadan!Sevdası uğruna dağı delenler...Beş arşın bez ile gitmiş dünyadan,Zamanı mekanda şaşar hayaller!
Hayal denizine, bir taş attınız...Düşler kurup, hep peşinden baktınız!Bazen acı, bazen zevki tattınız...Buz gibi soğuktur, üşür hayaller,Yürekte solgundur yaşar hayallar!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hele gelde gardaş bizim köyü gör
Çıkıp tepesinden şöyle bir baktım,Hele gel de gardaş,bizim köyü gör!Gençlik yılları mı,orda bıraktımHele gel de gardaş,bizim köyü gör!
Boyun büktüm, harmanın da yurdun daKoyun güttüm ormanın da,tumbun daKaldı şu yüreğim sevdiğim onda,Hele gel de gardaş,bizim köyü gör!
Ahırda susamış koyunla kuzuZemheride kırdım,o kalın buzuKar altında kalmış,zamanla tozuHele gel de gardaş,bizim köyü gör!
Napuzara gidip külül toplardıkKımıyı,yemliği suda yıkardıkÇayda şenlik kızlar,şimdi yok artıkHele gel de gardaş,bizim köyü gör!
Sağdıcı arıyor, damadım nerde?El-ense çekerdik kol,boyun yerdeAdaklı gelinin geçtiği yerdeHele gel de gardaş,bizim köyü gör
Yamacın başından yurtlara baktımDaldım derinlere,süzülüp aktımSevdalı yürekle,baktım bıraktımHele gel de gardaş,bizim köyü gör!
Çayağzının coşkun suyu akmıyorGölgesi önüne düşen, bakmıyorYaylasına artık kimse çıkmıyorHele gel de gardaş, bizim köyü gör!
Çürümüş,mertekle eşik dökülmüşToprağın içinde evim gömülmüşTaş koyduğum çeper çoktan söküşmüşHele gel de gardaş, bizim köyü gör
Güneye,mal davar nahır çıkmıyor.Sahipsiz tarlayı, kimse ekmiyorBir kaç yaşlı emmi, köyü bekliyorHele gel de gardaş, bizim köyü gör!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hep ayrı gitti!
Şu karşı dereyi geçeyim dedimDere ayrı gitti düz ayrı gitti…Eğildim suyundan içeyim dedimAyak ayrı gitti diz ayrı gitti…
Bu yılki rızkımı tarlaya serdimSarı başak gelir diye beklerdimTohumu rüzgarla sellere verdimTahıl ayrı gitti toz ayrı gitti…
Elimin altında küçük kuştularGün geldi yuvadan kaçıp uçtularUzaklara gidip kanat açtılarOğul ayrı gitti kız ayrı gitti…
Güllerin bağında seyrine daldımArı gibi çalışarak bal aldımKış gelmeden karla borana kaldımBahar ayrı gitti yaz ayrı gitti…
Felek benim elim kolum bağlamışDert çilesi ciğerimi dağlamışÖksüz Yavrum deyip anam ağlamışÜvey ayrı gitti öz ayrı gitti...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hödük
Bu zarf bu saf lle gitmezPullama bu oğlan hödükHesap döner bu borç bitmezYollama bu oğlan hödük
Gece yatmaz güneşi yokSabah kalkmaz bir işi yokMerkep dana'dan eşi yokYe baga'ya bağlan hödük
Uğraşmayla işi sevmezYemek seçer pişi sevmezSofrada kardeşi sevmezSabah akşam öğlen hödük
Toplama'dan artı bilirÇıkart'madan çarpı bilirErgen kızla kartı bilirDal budak kal zağlan hödük
Yol başında bostan ekerNe çit çeker ne su dökerGelen çiğner giden sökerSen gez dolaş eğlen hödük
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hüsran!
Öyle zor ki ayrılık, inan hüsran sonunda...El elden dost insandan, çekildi mi gidiyor!Düşlerim sönmüştü, şu ayrılığın yolunda...Zamansa bir su gibi, akıp akıp gidiyor!
O gençlik yıllarımın, deli kanlı çağında...En güzel yıllarımın, umutları sönüyor!Güller yetiştirdim ben, tomurcuklar dalında...Hazan çiçeği sanki, el değmeden soluyor!
Hayaliyle şimdi o,burdan da çok uzakta...Aklıma hep düşünce, o da beni biliyor!Bir gün yol kenarında, bir günde gezdik kırda...O günler gözlerime, girip çıkıp gidiyor!
Bende kalan hatıra, satırlar arasında...Çekilince kalbime, yüreğim burkuluyor!Özlemini kavurdum, şu gönül yarasında...Sayfalar gel diyor da, benliğim yıkılıyor!
Kem gözleri karartır, bakmaya kıyamazdım...Açsın benim o gülüm, hiç solmasın dalında!Ayrı düşse sevenler, hiç de umursamazdım...O duyguyu taşırım, yıllardır ben yanımda!
Vefasızın birine, yar yar diye koşunca...Onurlu gururumu, kırıp kırıp gidiyor!Hasretimi yazdım ben,sokak sokak taşına...Mevsimler tez değişti, yıllar uçup gidiyor!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İslam Birliğini Kurma Günüdür
Kıblegahımıza gavur göz diktiYürü Mümin Müslüm O gün bugündür Kudüs'ün üstüne pus duman çöktü Yürü Mümin Müslüm O gün bugündürİslam birliğini kurma günüdür
Yakuplar Cemali Yusuf'a bakar Tur Dağında Musa bir çıra yakar Vakti geldi İsa mabede çıkar Yürü mümin Müslüm O gün bugündürİslam birliğini kurma günüdür
Davutun taş duvar çektiği yerde Nebin'in Miraç'a çıktığı yerdeİlk Müslüm Kibleye baktığı yerde Yürü Mümin Müslüm O gün bugündürİslam birliğini kurma günüdür
Kılıçlar çekildi kollar açıldıTaraflar ayrıldığı Kullar seçildi Kırmızı dediğin çizgi geçildi Yürü Mümin Müslüm O gün bugündürİslam birliğini kurma günüdür
Sarılsın müminler kol kanatlansın Birleşsin Gönüller kul kenetlensin Görmeyen gözlerle dil lanet lensin Yürü Mümin Müslüm O gün bugündürİslam birliğini kurma günüdür
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kader Bu Muydu
Bir gün olsun kara bahtın gülmedi Kader dedikleri kardaş bu muydu Beklediğim o günler hiç gelmedi Kader dedikleri kardaş bu muydu
Kimi kaderine küsmüş darılmışKimi boyun eymiş kimi kırılmışKimi atla gitmiş kimi yorulmuşKader dedikleri kardaş bu muydu
Beni de gezdirdi boşu boşuna Uğraştı ne dertler açtı başıma Gidemedim bir gün kendi işime Kader dedikleri kardaş bu muydu
Köyleri terk ettik gurbetçi olduk Varıp gurbet ele karın doyurduk Göz önünde gide gele yokolduk Kader dedikleri kardaş bu muydu
Ölüm hakkın emri yoktur ilacıÇürüdü babamın kabir ağacıEmmi dayı el yurdunda kiracıKader dedikleri kardaş bu muydu
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kafkas Gelini
Sabahtan erkenden gider biçine Tarladan geliyor kafkas gelini Tükürem ben böyle bahtın içine Yaşarken ölüyor kafkas gelini
Elleri gögsünde dağlar döşünü Kayıp etmiş yeni taze eşini Sarılmış kırıyor mezar taşınıToprağı bölüyor kafkas gelini
Yüreğinde sevda çekip yorulmuşOnbeşinde sevdiğine vurulmuşYirmisinde yazgısına kırılmışSararmış soluyor kafkas gelini
Sevdiğini göz önünde yatırmışGide gele aklı baştan yitirmişSaç kalmamış yona yona bitirmişDelirmiş geliyor kafkas gelini
Çayağzın'da yolum üstüne çıktıBebeği kolunda gögsüne sıktıYaşar'ın boynunu yanına yıktıGürlemiş doluyor kafkas gelini
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaldırımlar!
Halimi sormaz benim bu kadırım taşlarıKaranlıklar içinden. yol almışta gidiyorHer sokak bir taşına, dökülmüş göz yaşlarıSarmaş dolaş kimine hızlanmışta gidiyor
Akşamdan kalmıştır bu, kaldırım çocukları,Kimi düşmüş yollara, kimisi patikaya...Uyanmıştır yarın ki sabahın çocukları,Kimi gider okulla, kimisi fabrikaya!
Kimi alın teriyle eve ekmek getirir,Kimi karanlıklarda borusunu öttürür...Kimileri getirir, kimileri götürür,Bir bireyin yüzünden bir diğeri tükürür!
Gece karanlığın da, yalnız yürüdüğümde,Ayaklarımın sesi, bir kabus arattırır...Yalnızlığı içimde,kendimde gördüğümde,Kulaklarımdaki ses, çan sesini arttırır!
Her gün yeni bir isim bulmuş,bu kaldırımlar...Ne gelene merhaba,ne gidene elveda,Her gün yeni bir dünya kurmuş, bu kaldırımlar...Ne konuşur insanla, ne ses çıkar ne seda!
Gün aşırı bir acı,duymuş soğuk taşları...Kaldırımın kenarı,kabristandı gördüğüm,Her gidenin ardından dökülmüş göz yaşları...Bu tarafı bir düğüm, o tarafı kördüğüm,
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Karabasan!
Elim darda, on lira apartman sanki bana...Öyle ihtiyacım var, borç verdiğim paraya!Hava soğuk, kış evi. uzandım kanepeye,Aklımda para kaldı,dalmışım ben uykuya...
Bir kavga bir karmaşa, hemen çıktım kapıya,Herkes orda toplanmış, ödüllü yarışmaya...Bir türkü söyleyeni, boğuyorlar paraya!Ortaları yardım ben, gittim en ön sıraya...
İşte şairim geldi, alın onu buraya!El üstünde, hep beni kaldırdılar havaya...Kimse bana bir kuruş,vermez mi bedavaya!Elim ayağım bağlı, çektiler yukarıya...
Yükseklerden seslendim, boyumda ip takılı,Yüksekten ben korkarım, kaldım orda asılı!Kalbim yerinden fırlar, gözlerim çıkacaktı...Ayaklarım bir daha, toprağa basacak mı?
Ne kadar bağırdımsa, kimse beni duymadı!Uçuruma düşünce, kollarımda tutmadı...Üzerime tonlarca, taş kaya yuvarlandı,Ne kadar aç kurt varsa, hep üstüme çullandı!
Parasız günlerimden kalan, bir karabasan!O ne kötü rüyaydı. sonunda uyanmazsam...Alacağım gelmezdi,bu rüyada olmazsam,Belki de anlatmazdım,beş kuruşsuz kalmazsam!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kerbelâ!
Hüseyin im gelmiş yorgun gecedenBir döşek bir minder sermez misiniz?Uykusuz gelmiş o susuz gecedenDosta bir damla su vermez misiniz?
Yezitin yalanı kurnaz bir kurttuDaveti icaba biat uydurttu?Tuzağa küfede ordu kurdurttuSiz davet yerine varmaz mısınız?
Atlılar yüzlerce, çıktılar yola,Dönmeden gidene uğurlar ola,Yetmiş üçtü çölde verdiler mola,Siz Nebi kokusu almaz mısınız?
Komuta verilmiş imanı hür deHüseyin sorunca eziyetin ne!Valilik verecek yezit diyendeCellada haddini sormaz mısınız?
Dilimiz de yolumuz da kerbela,Küfeye uzanır lanet bir yolda,Kan oldu yezidin içtiği su da,İçmeden öldü bilmez misiniz?
Asırlardır kanı sürmüş toprağa,Her günü lanettir her günü bela,Iraktadır lanet kara kerbelâ,Kan kusuyor her gün görmez misiniz?
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırdın da Gittin!
Ben seni sevmiştim zalim bir kere,Bir dünya kurmuştum, saçın teliyle!Dönüşüm yoktu ki, artık geriye,Sen benim dünyamı yıktın da gittin!
Uzaklardan bir gül gibi koklardım,Seni gönül sayfasında saklardım,Sen beni aşkından mahrum bıraktın!Yaktın yıktın beni, kırdın da gittin!
Tütsü yaktım aşka çektim derinden...Söktün sen kalbimi, aldın yerinden!Çayağzı köyünden fırkat elinden...Sen beni hasrete kattın da gittin!
Kapıdan camlara çıksan görürdüm...Sen benim gönlümde açan gülümdün!Dalını okşardım, sen de büyürdün...Sen benim dalımı yaktın da gittin!
Pişmanım sana ben yar dediğime!İsmini ansam da gelmez dilime...Mahkum ettin beni, kendi kendime...Sen beni zindana, attın da gittin!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırgınım Bugün Ben
Arındım bendim den,kırgınım bugünÖmrümü bitiren onca yıllaraŞu kara bahtım dır benimle sürgünSevdamı getiren bunca yıllara.................Kırgınım bugün ben kırgınım sana.................Kırgınım birde şu yalan Dünyaya
Nasıl bir çiledir nasıl ızdırapİçimde biri var dilsiz geziyorBozuldu düzenim bozuldu Ya RapAklımda biri var densiz geziyor.................Kırgınım bugün ben kırgınım sana.................Kırgınım birde şu yalan Dünyaya
Al desem elimi sevdiğim uzakBu nasıl sevdadır durmak bilmiyorÖnüme kurulmuş sanki bir tuzakÇık desem aklımdan çıkmak bilmiyor.................Kırgınım bugün ben kırgınım sana.................Kırgınım birde şu yalan Dünyaya
Karanlık gecenin yıldızı olsamGünyüzü görmeyen ay ışığındaBen yarin koynunda sararıp sol samYar bana göğsünde yer açtığında.................Kırgınım bugün ben kırgınım sana.................Kırgınım birde şu yalan Dünyaya
Geçsem engelleri çeksem ızdırapUğrunda ölecek biri varsa daNe büyük duygudur sevilmek Ya RapSevenin elinden ölüm olsa da.................Kırgınım bugün ben kırgınım sana.................Kırgınım birde şu yalan Dünyaya
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırnav kalesi!
Bak yıllara meydan okurcasına Salınıp duruyor kırnav kalesi Kütle taşla nakış dokurcasına Tarihin okuyor Kırnav kalesi
Gölgesiyle kura nehrine çökmüşArdahan eline zehrini dökmüşKara zindanları diş tırnak sökmüşGünahın çekiyor Kırnav kalesi
İhanet önünde dağlar mı durur Demirden duvarlar içini korur Yüzüne bakınca öfke savurur Buz gibi bakıyor Kırnav kalesi
Harabe taşları öreni süsler Karganın uğrağı üstünü pisler Kaç mezar kaç kırbaç izini gizler Küflenmiş kokuyor Kırnav kalesi
Çayağzı köyünün sağ yakasında Yaylanın yolunda dağ arkasında Ormanı sırtlamış cenk ortasında Canımı sıkıyor Kırnav kalesi
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kim Sorar
Güneş,kızgın kor sıcak,ateşler saçtığında...Rızkına çalışanlar, ölümle Rulet oynar!Zahmetsiz yiyende var, karnı acıktığında!Fukara sofrasına kim birtas çorba koyar...
Alaca tanlar düşmüş, dağın ağarmasında...Gece henüz başlamış, günah kirini bağlarÇekilen perdeler var, dört duvar arasında...Zalim ipini yağlar,garip ölmüş kim ağlar?
Zaman durdu bendeki yıllanan benliğimle...Dert otağını kurdu yeşerince o anlarEn güzel yıllarımmış,geçmişte gençligimle!Özlem var neye yarar,dersem beni kim anlar?
Buram buram gül kokan, o bağlar benim olsa...Gönlünden gelmedi mi,kim bana bir gül sunar!Kuru ağaç misali kavrulup rengim solsa.Ya mangal da az yanar ya çakıyla el yonar ?
O derin hayallere, aşkın renkleri dolsa...Karanlıkta ışıksız, erimiş muma döner!Aşılmaz ufkumda ki, yer erişilmez olsa...Kurduğum hayallerin, belkide hepsi söner?
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kime Söylüyem
Has bahçenin hasret kaldım gülüne,Kime derdim diyem, kime söylüyem?Tutuldum bir gülün çile seline,Kime derdim diyem, kime söylüyem?
Zamansız başıma çöktü bir duman.Abu halim eskisinden de yaman.Ne umudum kaldı ne de bir güman..Kime derdim diyem, kime söylüyem?
Yaban güllerini gördüm büründüm.Bir çareyim dedim halsiz göründüm.Yar peşinden gide-gele süründüm.Kime derdim diyem, kime söylüyem?
Sulu gözlü bir güzele vuruldum,Gün aşırı gide-gele yoruldum,Bir söz vurdu artık ona kırıldım.Kime derdim diyem, kime söylüyem?
Utanırım, esen rüzgar yelden ben.Abu derdi alıp kime gidem ben?Kenar gezdim akraba, dost, eşten ben..Kime derdim diyem, kime söylüyem?
Hele gel yanıma, hele gel gardaş.Yaşarın derdine olurmu sırdaş.Ben elden beklerdim öz vurdu bir taş...Kime derdim diyem, kime söylüyem?
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kocaldın sen benim anam kocaldın
Bir zamanlar keklik gibi gezerdinKocaldın sen benim anam kocaldınYıkar paklar kap kaşığı düzerdinKocaldın sen benim anam kocaldın
Kapıyı bacayı dönüp dolaştınZemheride kar kürüyüp kar açtın.Babam gurbetçiydi sende alıştınKocaldın sen benim anam kocaldın
Aç kalsan derdini kimse bilmezdiSırtında sepetin bir gün inmezdiGüzel gün görmedin yüzün gülmezdiKocaldın sen benim anam kocaldın
Kaz tavuğu suya çeker dökerdinSütü sağar makinada çekerdinMalî katar akşam yolu beklerdimKocaldın sen benim anam kocaldın.
El ayaktan yüzün nuru çekildiÖmür geçti eğdi belin büküldüTek tek gitti hep dişlerin döküldü.Kocaldın sen benim anam kocaldın.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kovarım
Makamında aslansan, hak hukuk tanımazsan;Sana gelmeden evvel, ben kolları sıvarım.Haksızları tutar da, haklıyı anlamazsanSeni evime almam bizim köyden kovarım.
Binanın temeline hile, hurda katarsan,Ustayı bırakıp ta, çırağına çatarsan ,Sofrasını açana leke ,çamur atarsan ,Nerde görürsem seni ,orda tutar döverim.
Dünyalık malı için ar, namusu satanınMenfaati içine yalan, dolan katanın,Dostun iffet, arına, iftira söz atanın ,Yanına bile varmam gıyabında söverim
Başkasında gördüğün, kendinde aramazsanGüven ister, dürüstlük özünle varamazsan,Vücudu hak şehrinde, bir yara saramazsan ,Ne yüzüne bakarım nede seni severim.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Köylü gardaş
Söyle derdın,söyle gardaşSende bensin bende senim,İkimizde can arkadaş...Biz köylüyüz adem gardaş!
Köyümüzde düze yokturCehalet dert bizde çoktur,Paran yoksa gelmez doktorBizde yoktur maden gardaş?
Bileğimi büken olmaz,Fabrika bizde kurulmazIrgat gitsem,iş bulunmazBilmem nasıl edem gardaş!
Tarlam yokki, eken olsun!Eksende taş, ne bulursun.Şehre doğru git diyorsun,Var mı evim,gidem gardaş?
Çoğu bizim burdan gitti,Giden yurdunu terk etti,Çoban dursam koyun bittiSürün varsa,güdem gardaş!
Açsa beden derin yara...Yoktur cepte, kuruş para,Gelsem ani bir kazara,Nere gidem nedem gardaş?
Kim küser ki kim kırılsınBoş ambara ne sarılsınİsterse bana darılsınYokluk benim,adım gardaş?
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kum saati
Kum saati kurulmuş zamanla an yarışıZedelenmiş fos fikir yobazın toz alkışı
Yirmibirinci asrın, yüzer gemisindeyiz.Karanlığa yol almış, bizlerde içindeyiz.
İlimli bir dünyada, kılavuzu bekleriz.Mucahit diye diye mucitlerden çekeriz
Çağların arasına köprüler kurulsadaSaltanatlık yıkılıp devirler kapansada
Karanlıklardan gelen,birer yolcularız bizGidiyoruz ummana önümüz açık deniz
Buz dağını yıkarlar içinde menfaat varKutuplara uzanan sıratejik savaşlar
O medeni köprüyü ne zaman geçeceklerYanıyor orta doğu barut kokar çocuklar
Tuna boyları çağlar yüreklere kan damlarSavrulmuş külleriyle ana yurtsuzdur onlar
Savrulsada külleri balkanlar da dirilerYeşerir her baharda yine bize gelirler
Yarınların sahibi birle bini kucaklarKum saati ters döner unutmayın,çocuklar
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mantığın bittiyi yer
Boş gözlerle bakar öylesine dalarsınBir hayel dünyası kurar geçmişini ararsınİşte o zaman anlarsın sen aslında tabuları yıkansınGeçer gider zaman önümden su gibi akarAklın takıldığı bir noktaya gelirde tıkanırsınuçuşur gider gözlerinden yıldızlar tek tek düşerbenliğin kapanır bir umut yolu ararsınişte o zaman sen anlamazsınaslında sen mantığın bittiği yerdesin
ince uzun dardır çıkmaz sokağın başıiçinde çürümüş yıllanmış bir çınar ağacımaziden hatıran sana kalmamış bir meyvesiyokolmuş oda yalnızlığın ilk aşkında ki ağacıo dik hala ayakta sen kaybetmişsinçürüyen dallarındaufuklarda bakarda öyle derin dalaranlarsın aslında senmantığın bittiyi yerdesin
zaman tünelindesin sanki kendi kendinebakınca çeker okyanuslar gibi içinebir garip yolcu gibisin ürkek bedendekoymuşsun katı kurallar ödlek yüreyindebeden senden fikir isterdiki kendine gelsinoysa sen mantığın bittiyi yerdesin
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mehmedim Hani
Uğurlamıştık, bizim Mehmed’i.Aldı eskiye götürdü beni.Aştı ummanı, geçti sahrayı,Askerdi gitti, Mehmedle Ali!Giden geldi de Mehmedim hani!
Yollar kapandı kar ile beyaz,Gittin mi yavrum, mektubun tez yaz.Hava soğuk, buz, acı bir ayaz.Askerdi gitti, Mehmedle Ali!Giden geldi de Mehmedim hani!
Sofraya koydum çatal kaşığın.Belime taktım gayret kuşağın.Ağlar gelinle, körpe uşağın,Askerdi gitti, Mehmedle Ali!Giden geldi de Mehmedim hani!
Göğsüne bastı yarin resmini.Dağ ile taşa yazdı ismini,Dağlar yükseltti feryat sesini,Askerdi gitti, Mehmedle Ali!Giden geldi de Mehmedim hani!
Gemiyle tren, ordu seferdi.Cepheden dönen teskere verdi.Sahradan, çölden hasret giderdi.Askerdi gitti, Mehmedle Ali!Giden geldi de Mehmedim hani!
Bayrama az var umut bağlarım.Koçum kurbandır keser adarım!Gelmez yollara, bakar ağlarım.Askerdi gitti, Mehmedle Ali!Giden geldi de Mehmedim hani!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mevlana
Kırk düğüm ipliği üfleyip, açan...Celaleddin, Rumi dost hazretleri!Doğudan batıya ışığı saçan...Celaleddin, Rumi dost hazretleri!
Ne büyük alimmiş, ne büyük veli...Medrese tekkeye hep eğik beli.Çığ olmuş çağlara sığmamış seli,Celaleddin, Rumi dost hazretleri!
İlahi aşkıyla, döner semazen...O senin eserin kul Hakka dönen!Hakkın ateşiyle kül olup sönen,Celaleddin, Rumi dost hazretleri!
Karanlıkta yanan, meşale sanki...Din, dil, ırkı o hiç ayırmamış ki!Gel, gel yine gel, hoşgörü onun ki,Celaleddin, Rumi dost hazretleri!
Gönüle gül ekmiş, kendi eliyle...Acizliği kırmış, ilim diliyle,Köprüleri kurmuş, insan seliyle,Celaleddin, Rumi dost hazretleri!
Kırkların gönlünde, yedi kapılı...Perdeler aralı, sırları saklı,Alimler kralı, Rumi lakaplı,Celaleddin, Rumi dost hazretleri!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Muhtaç mıyım!
Bedavadan gelmişler,iki elim kolum var!Zahmetsiz yiyenlere hele sorun aç mıyım...Yalancı cennet sunmuş, ne çok hazır kulun var...Yürü be yalan dünya, ben sana muhtaç mıyım!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Namı Diğer Adı Türkiye
Mezra mezra köy beylikle var oldunNami diğer senin adın TürkiyeAt üstünde Kılıç kalkan kuruldunNami diğer senin adın Türkiye
Hak yolunda islam'a başı çektinAltı yüzyıl koca bir çınar ektinHalifeye kaftan biçip don diktinNami diğer senin adın Türkiye
Tuğra vurup hac kafaya dank ettinİne girip evlerinde cenk ettinImansız'dan ganimeti denk ettinNami diğer senin adın Türkiye
Kalesini çarmağını çevirdinZayıfladın yine vurdum devirdinYedi düel bir olunca devrildinNami diğer senin adın Türkiye
Tuğra mührü Ayyıldıza devrettinHüküm yeni oğul CumhuriyetinAnadolu Kafkas Türkmen milletinNami diğer senin adın Türkiye
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Nasihat
Tutar isen benden sana nasihatAna baba kıymetini iyi bilNasip varsa azda olsa kanaatMalın kadrin kıymetini iyi bil
Günü birlik dertler gelir yarınlaÇözemezsin para pulun varınlaBir yastığa baş koyduğun karınlaÇocukların kıymetini iyi bil
İnsanların her bir türlü hali varNice evde ölü veya diri varBilen var mı yarın kimde deli varBugünlerin kıymetini iyi bil
Sırlarını ele güne duyurmaBüyüğüne emir ile buyurmaOğlan kızın mürvetini ayırmaTorunların kıymetini iyi bil
Bacı kardeş bir sofraya çökmediDert bölüşüp aynı derdi çekmediİkisi de senin sırrın dökmediKardeşlerin kıymetini iyi bil
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne çıkar
Seherle yükselen güneşArşında üstüne çıkarArzum dağı geçti güneşBattı deseler ne çıkar
Tur dağında asa iziMusa’ya götürsen biziYardı Kızıl, AkdeniziKattı deseler ne çıkar
Aba giydirsem ben sanaDerviş ol gel sen bu yanaDoğru yol göstersen banaSattı deseler ne çıkar
İki cihan şahlar piriNe ölüdür ne de diriGönlümde hep ayrı yeriGitti deseler ne çıkar
Şu dağların duman karıÇek başın çek git yukarıGeldi Yaşar'ın efkarıBitti deseler ne çıkar
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne mi Düşünüyorum
Bir dizüstü aldım daldım be ustamGelmedi de onu düşünüyorumBayramdan önceydi aldım ben ustamDaldım gittim onu düşünüyorum
Kurumunu kurduk resim çıkmıyorAl bunu değiş ver sesi çıkmıyorKasaya girenler dedi çıkmıyorDoldum gittim onu düşünüyorum
Dediler hakkın git kanunla araDedim sürer gider oda aylarlaÇıktım sabah erken yağmurla yolaSoldum gittim onu düşünüyorum
Üç gün sonra gittim buyur ettilerAldı elimden üst kata gittilerSürümün suçunu bana attılarAldım gittim onu düşünüyorum
Parayi verince çok canım yandıYatakta dönünce tersim uyandıBıçak geldi ta kemiğe dayandıVardım gittim onu düşünüyorum
Merkez adresini goguldan aldımAraya araya sonunda buldumYağmuru yiyince sırsıklam oldumSardım gittim onu düşünüyorum
Yoluda çok uzak KağıthanedeSordum biri dedi aha oradaDenmezmi hani belgesi neredeGeldim gittim onu düşünüyorum
Aldığım yere ben geldim öglendeAldım belgeyi gün bitti gerideNihayet dediler Özür serideVerdim gittim onu düşünüyorum
Bir hafta uğraştım ben eve geldimİki ay geçince bi daha vardımDedi sekreter kız kaydını aldımGüldüm gittim onu düşünüyorum
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Nerde
Ömür yavaş yavaş geçip gidiyor Fani Dünya senin temelin nerde Durmuyor gelenin göçüp gidiyor Hani mal sahibin cemalin nerde
Değirmenin gibisin terse dönesin Çarkın kırılsın da dibe inesin Garipleri yaktın sende yanasınİpek şal giydirdin yamalın nerde
Hayatımla kavga ettim barıştım Gece gündüz rızkım için çalıştımİbadetsiz çok gün geçti alıştım Nunker nenkir sorar amalin nerde
İlimler deryası merdan can Ali Hak yolunda cömert Osmanın eli Ebubekir sıddık Nebi siperi Adalet dağıtan Ömer'in nerde
Bu toprakta doğdu sarı bir yiğit Cihan'a hükmetti verdi bir öğüt Ardından yazdırdı binlerce ağıt Hani o Mustafa Kemal'in nerde
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Neyi Söylesem
Neyini met etsem neyi söylesemTaş tarlayı yona yona kokladıkKimi tutup gitme diyip eylesemCepimizi ters çevirip yokladık
Komşu ilin köyü kendini aştıKazası il oldu ismi değiştiBizim köyden yeni su yolu geçtiOydan sonra bizde yolu bekledik
Ekinim boy vermez sulak tarlam yokFındığım cevizim asma bağım yokKuru taştan başka bir toprağım yokKöyden çekip bizde yükü bağladık
Zamane patronu işçiyi dağlarNehiri çevirip kendine bağlarGarip gurabalar o yüzden ağlarBiz o derebeyi gördük kükredik
Alında zalimdir yazmaz bilesinHakkını vermez ki alıp yiyesinNamert seni Allah'ından bulasınBiz o hakkı hak divana sakladık
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Nolur felek bana degme
Bana degme bana değmeNolur felek bana değmeBen perişan bir haldeyimNolur felek bana değme
Gelir mi gider mi bilmemGam yükünü hiç indirmemÇok zaman oldu gülememNolur felek bana değme
Ben dünyaya bakıyorumGeçen günü arıyorumBalı zehir sanıyorumNolur felek bana degme
Yol gösteren iki gözümOğul candır yürek sızımBurnumda tütünce kızımNolur felek bana değme
Yaşarım bu benim özümYavruma tek birdir sözümHaramdan sakının kuzumNolur felek bana değme
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
O gün bugündür
Ne yapsam ne etsem gelip geçmediTazedir bu yaram o gün bugündürVardım yar yanına sözüm geçmediYüreğim doludur o gün bugündür
Güzeller görünce döner giderimBen yarı yad eder, anar giderimSorma bana onu söner giderimYar bende yaradır o gün bugündür
Gönül çeşmesine vardım akmadıYar diye sevdiğim dönüp bakmadıSevgime karşılık ondan çıkmadıBu bahtım karadır o gün bugündür
Yüzüne baktıkça sararıp soldumHer görüp geçtikçe bir tuhaf oldumÖnümde durunca dizime vurdumBağlarım kurudur o gün bugündür
Karşılıksız sevmek bu imiş meğerBoşuna sevmişim vermezmiş değerKısmetsizim kader boynumu eğerYar gözüm nurudur o gün bugündür
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
O Gün Yazmıştım
Ben de verilmeyen bir mektubun varYıllar öncesinde sana yazmıştımSeninle geçmişte birkaç anım varSevdana düştüğüm o gün yazmıştım
Hani sen kaş çatıp sert bakardın yaHep burnu dik karşıma çıkardın yaBen sever sende dudak bükerdin yaÖnümden geçtiğin o gün yazmıştım
Sen kendini aslı leyla mı sandınVakur duruşunla neye inandınKarşılıksız sevdim ben ona yandımSeni yar seçtiğim o gün yazmıştım
Bilsen o günlere bende pişmanımKaşına gözüne artık düşmanımMutlu etsin seni o kel şişmanınDuvağın açtığın o gün yazmıştım
Yıllar bir su gibi geldi de geçtiYazdığım o mektup bu bahsi açtıŞükür gönlüm sadık bir güzel seçtiÇağlayıp coştuğum o gün yazmıştım
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Oragaz da ben ve orman
Ormandayım, ben uçsuz,ve uğursuz bir yolda...Her ağaç bir can olmuş, sessiz çığlıklarıyla!
Gövdesine baktığım, ana çam ağaçların,Dalları kucak açmış, sanki der çocuklarım...
Ormandayım ilk defa,ağaçlar arasında...Yavru kuşlar göz açmış, dalların arasında!
Ağustosun sıcağı, sarı çam ağaçları,Her yanı çam kaplamış doldurmuş yamaçları
Rüzgarla esin gelmiş içindeki kavgası,Bir küçük buse konar, sam yelinin havası!
İçime korku salan,yalnız çamın gölgesi...Önümde sessiz duran kara burun bölgesi
Baltayla keser elde,kütük ve dal kesende...İçimden bir ses gelir,buda bir can elbette!
Bir ağaç büyütmeye,belkide ömrüm yetmez...Binlerce koru diksem, bir çam ağacı etmez!
Tak tuk ayak izimi,ben çevirdim yüzümü,Sevgim sanadır artık, bağışla özürümü!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ormana diyet
Kulaklarımda çınlar, sessizlik uğultusuBastığım yerin sesi, dalların kırıntısıKaranlıklarda giden, benim yalnız yolcusuYüregimde korku var, ensemde hırıltısı
Bir garip yolcuyum ben, nasıl düştüm bilememYürüyorum ormanda, kaybolmuşum bir andaYırtıcı hayvanlar var, kaçıpta gizlenememÇakallar yolum boyu, sinsi sinsi duranda
Atımın huysuzluğu, öfkemi arttırıyorDönecegim bu yolda, hiç yoktu hesabımdaGünler kısaydı amma, havada kararıyorNe bir ekmegim vardı, nede bir su kabımda
Yolumun kesiştigi, bir dere var berideYankılı sesi duysa, bağrından kaya koparBirde inatki atım,huysuz gelmez gerideBir an bıraksam onu, gelir sonu kurt kapar
Fidanını kestigim, ağaç diyet alıyorÖyle mazlumca ezik,öyle kaldım oradaEl sürüp yaslanınca,yılan ciyan salıyorÇalılar birer duvar,pıranga var arada
Korkuyorum bu ıssız, gece karanlığındanGidiyorum o zifir, kara çamlara doğruO çalı çırpıların, baktım aralığındanBir kabus üzerinde,geliyor bana doğru
Cinlerin dügünü bu, gözüme saplanandaBir ateş çemberi var, içiçe toplanırlarKulaklarımda uğu, önüme toplanandaDualar his sız kalır, çalıda sallanırlar
Al atımı aldılar, cin dereye attılarŞavkı vurmuş yamaca, karanlıkta alacaÖyle bir kabus ki bu, benide ağlattılarBen diyetimi verdim, kestiyim o ağaca
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ozan İnci
Yaban ellerini mesken tutmuşsunBırak şu gurbeti dön inci bacımŞiiri taçlayıp bize sunmuşsunBırak şu gurbeti dön inci bacım
Elinde divanın rengi sararmışBüyük ozanlardan dersin alırmışFerman baba gibi üstadı varmışGönül sofrasından ban inci bacım
Bu nasıl sevdadır bu nasıl aşktırGönülden gönüle söyler aşıktırOzandır şairdir dilinde haktırŞairlik soyundan kan inci bacım
Gittiğim yolları dönmem diyorsunVirane bağlara gelmem diyorsunVefasız o yara yanmam diyorsunArzu şirin aslı han inci bacım
Anadolu kokan yüzünü gördümAna gibi bakan gözünü gördümYaşar’ım toprakta özünü gördümSıla özleminde can inci bacım
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Radyo ozan
Gönül bahçesini gezerBu akşam türlü meleklerılgıt ılgıt bir yel eserİçinde türlü dileklerBir yanı hasret kokuyorBir yanı aşkı dokuyorRadyo ozan da bu akşamCoştukça başka coşuyor
Gönüllere hitap ederYaşar gürlek çalıp söylerBir link tıkı kadar yakınŞair şiirli yüreklerDost dost diye kenetlenirGönüllere su septirirRadyo ozan da da bu akşamSevda yelinden estirir
Yolu geçer ayrılıktanÇoğu uzak kalmış yardanİçinde aşk sevda yazıyorO yara hiç kapanmıyorHüzünlü çeker içiniYüreğinden ses katıyorRadyo ozan da bu akşamŞiirler ahenk dokuyor
Hece hece sayfa sayfaDökülüyor mısralaraAçmış gönül sayfasınıDokunuyor dostluklaraYeşermiş o dost bağlarıAçılan bu sayfalaraAçtı gine taze yelkenGitti gönül uzaklara
Yolcu olur yoldaş olurSır tutan arkadaş olurKemale meclis kurulurDudaktan kalbe yol bulurGelir bize konuk olurEvin köşesinde dururDost bağında bir gül gibiKokusu her yana vurur
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Rahmet
Kara bulut toplanıp,şimşekler çaktığın da...Ne kuşlar kanat çırpar, ne karınca yol alır!Damla damla rahmeti,yere bıraktığın da...Ne sular arzda kalır, nede arz susuz kalır!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Rüzgar
Gök tabanı yırtılmış, sanki mahşerin günüÖyle sine hüzünlü, öyle gök gürültülü
Arkamda ki ağaçlar, kırılıp raksa kalkarEser acı bir rüzgar, yağmurda var o kadar
Hafif canım kurudu, gözlerim yaşla doldu,Kattı beni önüne,savurunca kudurdu!
Dur be deli rüzgar dur, bu yol benim yolumdurEve gidecek yollar, bu kadarmı uzundur
Kara kara bulutlar açılıp kapanıyor,İçime korku salan,ürpertim kabarıyor
Sanki biri derinden düdük çalıp ıslıklarDönüp evlere baktım, çoktan sönmüş ışıklar
Kabuslu bu gecenin, kalmadı hiç saygısıBekleyen var yolumu,şimdi artar kaygısı
Gidiyorum bu yolda, yalnızım ve acemiİçimdeki bu duygu, dağıtır düşüncemi
Şafak yakın ramak var, ne yazık ki vakit darBir mola verse rüzgar, eve gidecek kadar
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Satarlar Seni
Yükünü yanına ağır alırsanSandala almazlar iterler seniİstenmez bir yerde gider kalırsanTutar kollarından atarlar seni
Kitap açıp kalem tutup yazmazsanİçerden dışarı çıkıp gezmezsenDostun var düşmanın bilip sezmezsenMal diye davara katarlar seni
Şöhretinle malın sende översınVar gider yüz gider dizin döversınSırrın söylemeyi ne çok seversinGötürür bi yerde satarlar seni
Bildiğin düz yoldan git geri dönmeŞeytan azgın iblis yenerım demeHelal lokma varken mındar et yemeAh yanına kalmaz tutarlar seni
Kul beşer zamanda vakit doldururNe ekmişsen gelir o seni bulurDost sağırsa düşman kurt çakal olur.Tutar bir tenhada yutarlar seni
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen cennetimsin anam
Ben küçüktüm açtım gözlerimi yanımda anamElleri elimde nefesi nefesimde gözleri üzerimdeBir şeyler tıkar ağzıma elinde avucundaYokluk yoksulluk içinde şu benim garip anamCennet ayaklar altıda olan o sen misin be anamAnamHastalandım nasıl da koşardın banaOturup baş ucumda saçımı okşardın ya sen anamGece üstüme yorgan toplar baş ucumda oturdun benimBüyütüp askere beni sen yolladın be anamEmeğin ne zaman nerede öderim bilmem ki sana ben anamAnamKoca adam oldum hala beni kollardınEve geç gelsem çıkıp yollarıma bakardınSırtıma havlu koyar hala atletimi yoklardınSen bizi her zaman her yerde kollardınNe büyük yürekmiş sin sen be anamAnamKimseye demedim ben açım be anamSen başımda tac gönlümde ilaçtın banaCan diyen de bende sana muhtactım anamBaşımı koyup ta dizinde uyanan daEn kutsal hazinem sensin bana be anamAnamSeni bıraktık gittik kaldın tek başınaKapın açmadık yıldan yıla sene başınaGeldik oturduk gine ocağında sofra başınaBakmadık var mı ekmek suyun aşınaKirpiğin den yere düşen yaşınaEmeğin karşılığı bize bu muydu anamAnam
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen dost olamasın
Asra yemin, hak sözüyse,Kulun hakkında görünseBeytullahı hor gördünse,Gelme sen dost olamazsın!
Olamazsın,olamazsın...Gelme sen dost olamazsın!Olamazsın,olamazsın...Gelsen de dost bulamazsın!
Arz döşek, sema dam sana...Kabir,nasihat alana,Besmelesiz el atana,Gelme sen dost olamazsın!
Olamazsın, olamazsın...Gelme sen dost olamazsın!Olamazsın,olamazsın...Gelsen de dost bulamazsın!
Rızkı,canlılar taşımaz...Rızkı kesilen,yaşamaz,Helal,haramı ayırmaz,Gelme sen dost olamazsın!
Olamazsın, olamazsın...Gelme sen dost olamazsın!Olamazsın,olamazsın...Gelsen de dost bulamazsın!
Gaip hakkın,ruhsat vermez...Yaşar kuldur onu bilmez!Kalple dil,aynı söylemez...Gelme sen dost olamazsın!
Olamazsın,olamazsın...Gelme sen dost olamazsın!Olamazsın,olamazsın...Gelsen de dost bulamazsın!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen Kocaldın Ben Kocaldım ne diyem
Boşa geçti-gitti gençlik yıllarım.Sen kocaldın, ben kocaldım ne diyem!Kardan beyaz oldu siyah saçlarım.Sen kocaldın, ben kocaldım ne diyem!
Gül benzim sararıp solduğu zaman,İlk cemre gönlüme düştü o zaman.Aşkınla dolandım yandım bir zaman,Sen kocaldın, ben kocaldım ne diyem!
Ne kara baht imiş bu benim bahtım!Yar diye yüzüne ben önce baktım.Baktım da, sevdamı sende bıraktım.Sen kocaldın, ben kocaldım ne diyem!
Geçen günler gitti, geri gelmiyor.Senden sonra inan yüzüm gülmüyor.İlk göz ağrım’ dedim, kimse bilmiyor...Sen kocaldın, ben kocaldım ne diyem!
Bilmem bu feleğin bana kastı ne?Yolum düştü yar köyünün üstüne.Buse koydum al göğsünün üstüne.Sen kocaldın, ben kocaldım ne diyem!
Yaşarı ararsan garip bulursun.Bir kusurum varsa affet n’olursun!Bu sözümü sakla aklında dursun.Sen kocaldın, ben kocaldım ne diyem!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevdiğim
Akşam oldu yine dağlar ağardı,Gözlerim yollarda kaldı sevdiğimBilmem kaç geceyle şafak ağardı...Aklıma takıldı kaldı sevdiğim.
El bağının gülü yaprağı solsunBurcu burcu kokan gül senin olsunBülbül figanı bu mahşeri bulsun..Aşk dağımı duman aldı sevdiğim
Sıladan uzakta garip diyardaEyüp gibi kaldım ah ile zardaBağım talan oldu gülüm firardaGözlerim yaşlarla doldu sevdiğim.
Coşkun sular gibi taşarak geldimTuzaklar kuruldu aşarak geldimÖlürsün dediler koşarak geldimGüllerim elimde soldu sevdiğim
Dolandım avare döndüm avareHayırsız ellerde kaldım avareParçalıyım gidin deyin o yaraDediğin sonunda oldu sevdiğim
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sorsalar!
Mutluluğun resmini, geleceğe çizseler...Şu kısacık ömürde, bir küçük heves kadar!Yalnızlığın ismini,gecelere sorsalar...Gözyaşı seli kopar dağı denize katar
Karun ile birlikte serveti geri gelse,Giden mahlukat gelir, içinden rızkın alır!Cimriler rızık ölçse ,namert de biçip verse,Arzda döşek yer susuz,sema çulsuz dam kalır!
Yol almayan gemide, kaptan değişmiş olsa...O zaman dilimine, bir kaç mil daha katar!Ayrılık yaşayanın, tacı sultanlık olsa...Yüreği volkan toplar,etrafına kül atar
Onurlu yaşayanın önüne,cennet sunsan...Gözünü bile kırpmaz, geçen gününe yanar!Gurursuzun eline, elmayı soyup koysan...Bağını bile sormaz, ağacı dipten yonar!
Sorsalar bir güzele,sorsalar bir yüreğeÖmür geçti bir zaman, aşkın ahu zarındanÇile derdin içinde verilmiş bir emeğeHangi seven bir vefa görmüş gitmiş yarinden
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Söyletme
İki kere beni söyletme dahaHer evin bacası kendine tüterAkıbetin sonu gör işte ahaİki taş bir kabir al sana yeter
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Süründü Gitti
Kalenin ardında var idi meşe,Ses verirdi orman, dağ ile taşa.Kesti de gittiler kalmadı bişe,Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü bitti...
Düzlerin başına ekerdik darı,Dolduramadık ki kırık ambarı.Gece biri yakmış bizim otları.Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti..
Değirmenin çarkı bu yıl dönmüyor.Kapıları kitli, kimse gelmiyor.Çekildi küçük çay, suyu vermiyor.Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti...
Kamere dağını pus duman almış.Yaylayı görenler merteği çalmış.Yıkıntı yerinde bir ören kalmış!Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti...
Çobanla, Yaşar'a neydi kastınız?Üç ineğin bi başını kestiniz.Etini saklayıp, tuza bastınız.Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sürüye bir kurt dadandı
Beyim gözün aydın ola...Yolun açık,uğurlana,Bizede bir çoban yolla,Sürüye bir kurt dadandı!
Sürü yan yana yığılırÖne düşenler dağılırEve gelmeden sağılırSürüye bir kurt dadandı!
Çoban o köyden bağırdı,Akbabaları çağırdı,Leş üstünde pay dağıldı...Sürüye bir kurt dadandı!
Kimi uzaklara gitti!Kimi yakını terk etti!Beyler yedi,sürü bitti...Sürüye bir kurt dadandı!
Beyim çerez elde tuttu...Sürü tuzu,nu unuttu!Kavurmayı gün kuruttu...Sürüye bir kurt dadandı!
Sürü başı boş dolandı,Beylere kurban adandı!Bıçak kemiğe dayandı...Sürüye bir kurt dadandı!
Beyler adımızı sayarİçimize derdi koyarÜstü başımızı soyarSürüye bir kurt dadandı!
Sabah akşam notlar tuttu!Fabrikalar can kuruttuiş veren içi çürüttüSürüye bir kurt dadandı!
Hile li el mesmi tutar!Aksak gören tekme atar,Hanım tutar beyi iterSürüye bir kurt dadandı!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiir ve Şair
Bazen ince hoş bir söz bazen yaşlı ıslak gözYüreğimden içeri bakıyorsun be şair?Bazen mendil bulunmaz,bazen ıslaktır şiirAklımdan geçenleri okuyorsun sen şair?
Kurumuş kabuğu var, dalları hüzün kaplarDökülmüş yaprakları ne de bir güven katarKırıyor kapıları gelip çatan sonbaharHüzün dokunmaz bana okunan şiir kadar.
Hayat acımaz sana, atınca bir tarafaGirdin mi çıkmaz yola, yol kaybolur bir andaNe yön verir insana ne menzil kalır sanaDuygular şiir olur gelir düşer o anda
Güneşin battığında karanlık dar odamdaSevda türküsü çalar çınlayan kulağımdaNe sevdam kaldı benim ne de var bir sevenimBen defteri kapadım karşılıksız Sevenin
Şiirler kalbe iner ne dert kalır ne kederHer şiirin içinde küçücüktür öykülerNe kalem suskun olur ne de o sakin dururDökülünce kağıda akar gider sel olur
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiirler mi bitti hocam
Kağıt bulan aşkı yazarŞairler mi gitti hocamZevki artan seksi yazarŞiirler mi bitti hocam
Şeytanı almış geliyorDilinden zehir salıyorSanki bal tutmuş yalıyorSözü zühür etti hocam
Her sözünün biri aşktıAşkında dışına kaçtıYatak odasını açtıLoş ışıktan kattı hocam
Erdemlik de olmuş kralNe hak bilir nede kuralSoran yok mu bir kaç sualCana gına yetti hocam
Özlü sözler şairlerdeTahta konmuş şiirlerdeHani Yunus derviş nerdeHak yolundan gitti hocam
Sözü mahrem yeri bozarAşk deyince meşki azarYaşar ona buna kızarAr namusu yuttu hocam
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiirlerde,sevda var!
Ferhatın dağları deldiren aşkıKavurdu yüreği yaktı demişler!Aldı buram buram,getirdi aşkıKaderi sorguda yargı demişler!
Kaderde yazgıyı çekmiş alınaYürekte hazanı atmış yarına!Kıvılcımlar tutmuş,gönül dalınaKapanmaz yaraya sargı demişler!
Şiirler suskundur yürekte yatar,Şiirler alaz dır el tutmaz yakar,Gidince menzile üstünden atarHesabı görülmez sorgu demişler!
Şiirler şairin mekanı olmuşEdebin,yolunu kendisi bulmuş,Kılavuzu yok ki kalem yorulmuşŞairin dilinde kurgu demişler!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tatlı Beddua
Burnunu çekip gittinde nolduGençliğin bitsin'de doyamıyasınArkanda tatlı bir bedduan olduKulağın gitsinde duyamıyasın
Gün geçtikçe hergün borca batasınAltın yüzük ne var ise satasınYatağında Kurdeşenli yatasınBorç bini geçsin'de sayamıyasın
Et diz mangalına köze yağ aksınKapkara dumanı yanıdan çıksınBir deli tekmeyi vurup'da yıksınHis koktu desin'de yiyemiyesin
Akrabanın toyu düğünü olsunEn güzel elbisen dolapta dursunÜtüyü vurunca yanıp kül olsunÇızırın çıksın'da giyemiyesin
Süt ısıt buharı artsın gitmesinÇürüsün elinde maya tutmasınTükürsün ağzına alan yutmasınSüt şıratlansın'da diyemiyesin
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tut elimden düşüyorum
Bakmayın siz bana böyle,Ben ne dertler taşıyorumSoranlara selam söyle,Ben çilekeş yaşıyorum
Damla damla akar kanımYar derdiyle yandı canım.Ya Rab yok bir acıyanım,Yaralandım koşuyorum
Al yeşil açar çiçeklerUçar yine kelebekler,El sevdimi bir gün bekler,Ben soğukta üşüyorum
Yeşermez kurudu bağım,Sel oldu akar ırmağımEl yakınken ben ırağım,Tut elimden düşüyorum
Yaşar geçti toy zamanınİki kapı boş bir hanınKerem gibi aslı hanınYarasından taşıyorum
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Türkü söyle
Ömrüm geçti kuytu yerde...Hiç çıkmadı ki düzlüğe!Küskün isem kaderime...Bana sen bir türkü söyle!
Sıla söyle, gurbet söyle,Hasret söyle, çile söyle,Yeter ki gönlümü eyle...Bana sen bir türkü söyle!
Benim sevdam türkülerde...Ayrılık hüzün bir yerde,Sürer gider gönüllerde,Bana sen bir türkü söyle!
Sıla söyle, gurbet söyle,Hasret söyle çile söyle,Yeter ki gönlümü eyle...Bana sen bir türkü söyle!
Yaşar saz almış eline,Dokunur gönül teline...Kurban olam dillerine,Bana sen bir türkü söyle!
Sıla söyle gurbet söyle,Hasret söyle çile söyle,Yeter ki gönlümü eyle...Bana sen bir türkü söyle!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Umuda Vaad
Bugününü kurtaran, yarınını ne bilir!Bilse, bugün içinde kimler umut taşırdı...Umuda bir vaad var ancak yaradan bilir!Umutsuzluk içinde ne insanlar yaşardı...
Kullar eziyetini kullardan çektiğinde!Merhamet duvarının sabır taşları çatlar...İnsan sevmediğini birine ettiğinde!Hak takvalı kulları alametinden saklar...
Suya hasret toprağın kavrulup külü yanar...Mevsimler tez değişir, tıpkı insanlar gibi!Kimi soğukta donar, kimi ğüneşte yanar...Siyah saçına aklar dolar karlı dağ gibi!
Gidiyorum, karanlık bir düşünce içimde...Kulaklarımda ki ses, 'sen, çok geç kaldın' diyor!Topladım duyguları, geleceğin içinde...Ne yolum haz veriyor ne de bana gel diyor!
Ömrüm örenli bir yol, düşüp/kalkıp gidiyor...Ne yolcusu bekliyor ne de bu yol bitiyor!Geriye baktığımda hepsi benden gidiyor!Sona birkaç kulaç var, o da bana yetmiyor...
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Unutma bacım!
Beyaz gelinliğin uğurlu olsun.Ak göksünde çiçek açandabacım!Yüzünde mutluluk gönlüne dolsun.Erini bulupta seçende bacım!
Alnı açık gez ki başın dik dursun,Sözüne sadık dost güveni sürsün,İhlaslı ye, iç ki karnın doyursun,Her sofrayı kurup açanda bacım!
En sadık evladı hak sana versin,Gögsünde yasinli sütün emzirsin,Kınalı kuzuna askerim dersin,Mehmedin önünden geçende bacım!
Görünmez yolların gizemli diyar,Yıllar çabuk geçer ömür gün sayar.Dar günler geldimi öz yakın duyar,El ayak çekilip kaçanda bacım!
Bacım sana yazgı Hak yazmış siler,Ömrüne yazılmış onca çizgiler,Hak bilmez sefiller senden değiller,Şükret Rabbin yiyip içinde bacım.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üstsüz gel gir çim çim deresi
Üstsüz suya girmiş adamın birisi...Davacı var,hakim beyle geldi köyün yarısı.Sudan çıktı azıcık başının yarısıOnu da, taş atıp kırdı adamın karısı,Daha da ısrar etme,gelmez gerisiOrası,burası sorma neresi?Üstsüz gel,gir cuullupÇim çim deresi!
Bakar sağa, bakar solaTam takımlar, donlar fora!El burunda, bel yumurta urbalarıTortop eder atar yolaHooop, şırrak oda suya!Cılız nehir susuz kura üstsüz girmiş bu kim suyaBuda Köyün başka delisiOrası burası sorma neresi?Üstsüz gel, gir cullupÇim çim deresi!
Üstüne kurulmuş, yan duran köprüsü!Gide gele bozulmuş onun da,ömür törpüsü... Üflesen üstünden geçende düşer birisi!Buyur gel,çim sende kara burun deresiÖmür törpüler bizde yan duran köprüsü!Orası burası sorma neresi?Üstsüz gel gir cullupÇim çim deresi.
Kaz, tavuk,kedi, köpek girmiş içinde...Su sıkıntısı var, bitmez bir çile,Kavga, karmaşa berbat bir halde...Dağılmış ortaklık, banyo bir andaNo stop yazar bir karta, kapalıyız!Sizden özür bu hafta!Kara burun han dere beldesiÜstsüz gel,gir cullup çim çimderesi!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Var ya
Beyim bunu sana nasıl söylesem?Çağlayan derenin suyu akar yaAkar yönü değirmene çevirsenSom altın yapar bor Dağların var ya!
Denizi görenler içini ararDışımız denizdir içimiz derya...Aydan gelen, şimdi Marsı da arar!Senin türksat uydu ağların var ya!
El, deniz suyunu süzüpte içerBizim marketlerde pet suyu var ya!Fırat, Dicle, Zap, Kızılırmak geçerSu borcum darlattı ağlarım var ya
Herkes kendisine ekip biçiyorNe kadar sürer bu elden almayla!Tır yüküyle gümrüklerden geçiyor...Kıraç susuz tarlam bağlarım var ya!
Toprağın bağrında, şehitler gizliCephede mehmetler hiç yenilmezdi?Köprüler evlendi dar boğaz sözlü...Sırada surla eski çağların var ya!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ya Muhammed
Beş vakit okunur o yüce gürsesInler arş-ı ala, ya Muhammet derArzda aralandı yerde birkaç kezDöner her gün o ses ya Muhammet der
Mümin kullar senden şefaat isterŞükür dinim İslam gönlüm şahesterTerazi tartıda kantar hak isterGelir sünnet abdest ya Muhammet der
Yüzün gözün suyu hürmeti oldukÜmmet dedin bizde sana sarıldıkSenden dini duyduk senden soruldukKabeyi mukaddes ya Muhammet der
Esma-ül hüsna'yla dağıldı rahmetRahman mühürledi sende emanetBize rahmet olan sensin MuhammetMümin müslüm herkes ya Muhammet der
Hira'da cehalet zinciri kırdınRahmana yükselip huzurda durdunHer türlü hediye çeşit bol aldınYedi katta bir ses ya Muhammet der
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ya Rab bana bir eşek ver
Ya Rap bana bir eşek verBiner satarsam adiyimYularını elime verTutar atarsam adiyim
Kapı kapı gezdirecemÇocukları bindirecemKuyruğunu sevdirecemÇıkar katarsam adiyim
Nallarını parlatacamYularını toplatacamDüşmanları çatlatacamKibir yaparsam adiyim
Bir gece uykusuz kalsamAnırsa da biraz gülsemÜst komşudan öçüm alsamUyur yatarsam adiyim
Kara beyaza boyasamÖcü var deyip ağlasamDeli Ahmeti yollasamDüşer tutarsam adiyim
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ya Rab beni utandırma
Ele güne, dosta karşıYa Rab beni utandırmaBaşım eğik sana karşıYa Rab beni utandırma
Gaflet ağır gelir çökerİnsan beşer söyler, dökerŞeytan iblis şehvet çekerYa Rab beni utandırma
Felek ortak el tuttururŞeref, haysiyet götürürBaşıma çok iş getirirYa Rab beni utandırma
Esma'ül Hüsna'nda yeriDoksan dokuz kapın biriAl birinden sen içeriYa Rab beni utandırma
Arzumu içten sunarımŞükür duam var anarımKulum Rabbim ben yanarımYa Rab beni utandırma
Günahımı beyan etmeRiyakara uyan etmeEmeğimi ziyan etmeYa Rab beni utandırma
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaralı gönül!
Ne yaman bir gönülsün ne yarda bir ömürsünAcı,tatlı,hüzünlü sen yaralı gönülsün
Ne umdun da ne buldun ümitlerle yaşarsınSığmaz için içine yine dolup taşarsın
O gül bahçelerinde, hep ah çeker gezersinSen güllerin içinde, bir seveni beklersin
Yokmuş seven bir gülün sen bahtına küskünsünŞu gönül figanıyla gül bağından sürgünsün
Sevdalara yürürsün ne uslanmaz gönülsünNedir senden çektiğim sen beni öldürürsün
Sarı, beyaz, kumralın olmaz sana bir hayrıTuttun bir yol gidersin zamanla mekan ayrı
Ne derdini söylersin ne de bir gün gülersinHazan değmiş bahtına kırılmışta gidersin
Usulca yavaş yavaş bir aşkla eder savaşHayat kendi yolunda aşk biter yavaş yavaş
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yavaş yavaş
Kader, talih,bahtın sana gülmezseİner üzerine kış yavaş yavaş.Çok sevdiğin gider, geri gelmezseGelir gözlerine yaş yavaş yavaş.
Öksüzün yetımın gözü buğlanırElleri koynunda kalır bağlanırAkar gözün yaşı seli çağlanırDüşer kirpiğine kaş yavaş yavaş
Hasret çekenlerın yüzü solukturFakir fukaranın derdi yoklukturKimsesiz garibin bağrı yanıktırBağlar bir yanına taş yavaş yavaş.
Bir ağaç misali kardeşle bacıEl kızı el oğlu eder yabancıGüve gibi içten yiyer ağacıBüker boyun ile baş yavaş yavaş.
Ben Yaşar'ım kem talihi çağırdımAcıyla uyandım, yandım bağırdımUlan felek, sana türkü çığırdımBırak şu yakamı, düş yavaş yavaş.
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yeter
Ne istedin benden ne istedin senBir gülüm var idi apardın yeterBeni can evinden seni seven denYetmezmi sevdiğim kopardın yeter
Aklımda fikrinde kaldı sözlerinBeklemekten yorgun düştü gözlerimGittiğin yolları bakıp özlerimSayardım ben seni tapardım yeter
Devasız dertlerle geçti senelerEş dost ayrı gezer beni iğnelerİçe vurdu dertler kabuk yenilerSıyırdım yaramı kopardım yeter
Şu zalim baht kader kimine gülmüşKiminin elinden gülünü almışDeseler yârin den bir name gelmişEğerdim zarfını öperdim yeter
Ben kerem olmuştum aslıhan sendinGül ektim bağına büyüttün sandımDeseydin kerem den senden usandımGönlüme bir hücre yapardım yeter
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yılbaşı *
Hırıstiyanlar çamı, birde miladı süslerNoel babasıda var, geyiklerini sürerHediyelerle girer,hah holu yeni yıla,Bu bir gelenekmi ki, bizimkiler de ister
Acı tatlı gün gördük, yine sonuna geldikAdımların sonunda, bir yıl daha devirdikBir dilekte sağlık var, bir dilekte mutlulukYeni bir yıl başlamış, eskisini unuttuk
Misafirlikle başlar, tom bala tatlı kumarHokkabaz cümbüşte var,cıbıl dansöz kadınlarSokaklar bom boş kalmış kaldırımlar da sarhoşYeni bir yıl başlamış, eski ayyaş kafalar
Bizim köyde yılbaşı, gelirdi hep ayazlaZehmeri dona çekmiş, burun uçları sızlarAnam ocağa koymuş, dolu kazan hep kazlaUyumaz onu bekler, çalar evde hırsızlar
Tambur tumbur çıngırdak, aklımızı çıkardıkİçer deki bu ses ne, baca gürültüsü neCin çarpmış duasıyla, yataklardan fırladıkYılbaşı kodisi bu, manili türküsüyle
Salladıkca sallıyor, bacayı temizliyorBacadaki hislerden, kazın tadı ne olurBizde yılbaşı böyle,yaşatıyor sevinci,İpleride kopunca, kodi kazanda durur
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yıldız kayar
Ay ışığı vurmuş gölgede parlarNeler gelir geçer bilsen içimdenBulutlar toplanmış yıldızlar kayarGider gece gözlerimin içinden
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yoksulluk
Çalış kazan rızkın gine bir lokmaÇile'de var kader'de mi yoksullukYa Rab beni evsiz barksız bırakmaÇile'de var kader'de mi yoksulluk
Yoksulluk getirip kapım Çaldır'maBaş yastıģ'ım düşer beni kaldırmaSuratsiz komşundan birşey aldırmaÇile'de var kader'de mi yoksulluk
Yavrular'ım yolum beklemesinlerMalım yokki satam alam yesinlerElde yok bende yok nerden bilsinlerÇile'de var kader'de mi yoksulluk
Kimi'nin evini başına yıktıKimi'ni götürüp zindana tıktıKimi'ni derbeder Kimi'ni yaktıÇile'de var kader'de mi yoksulluk
Yaşar köyden giden yurdun'dan olduGurbette sararip gurbette solduKimi'si yaşlanıp kimi'si öldüÇile'de var kader'de mi yoksulluk
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yolcu
Akşamları geçmiş karaBir yolcu düşmüş yollaraGidiyormuş uzaklaraİçimdeki bu son yolcuYolcu yolcuNere gidiyor bu yolcuİçimdeki bu son yolcu
Ne hududu nede yurduKalmamış hiç bir umuduKonuşmadan gidiyorduİçimdeki bu son yolcuYolcu yolcuNere gidiyor bu yolcuİçimdeki bu son yolcu
Işıksızdır yıllar boyuGider karanlığa doğruDüşmüş gurbet ele yoluİçimdeki bu son yolcuYolcu yolcuNere gidiyor bu yolcuİçimdeki bu son yolcu
Parçalı yaşla doluyduNe ilk nede son yolcuyduAyrıldı yolunu bulduİçindeki bu son yolcuYolcu yolcuNere gidiyor bu yolcuİçimdeki bu son yolcu
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yollar
Kendini baki sen sanma be hancı...Menzile varanı tutmuş bu yollar!Hani, kâr peşinde koşan kervancı...İzlerini, çoktan yutmuş bu yollar!
Kimi tutsak olmuş esir dünyaya...Kimi biber olmuş ekmiş yarayaKimi gurbet eli koymuş arayaGötürüp üstünden atmış bu yollar!
Gül ağacın ekmiş dostun eliyleZehir katmış dosta acı diliyleKurumuş yaprağı solmuş külüyleNamert yolu yosun tutmuş bu yollar!
Yolların içinde yenilik başlar...Gideni gelmeyen bahtını taşlarVuslatın içinde gözünde yaşlarKirpiğin kaşına çatmış bu yollar
Yaşar'ım dumanım başımda tüter...Hasretim gelince efkarım artar!Sırtına yüklemiş gurbete iter...Umdun peşinden gitmiş bu yollar!
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yollarımı bekleme anam
Bu yılda yanına gelemiyorumGayrı yollarımı bekleme anamSılanın yolunu bulamıyorumGayrı yollarımı bekleme anam
Hasretliğin kurutmuyor gözümüKahpe felek tutmuyor ki sözümüGurbet elde kaybettirdi izimiGayrı yollarımı bekleme anam
Kurban olam gözyaşların akmasınSen var iken başka çiçek kokmasınCanım anam garip garip bakmasınGayrı yollarımı bekleme anam
Kuşlar bile dönüp gitti yurdunaTerk eyledi hiç bakmadan ardınaSoran yok ki Yaşar senin derdin neGayrı yollarımı bekleme anam
Yaşar Kılıç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yoruldum
Hayat mektebinde bende okudum.Hep tahtaya çıka çıka yoruldum.Konu felek oldu ezber okudum.Dişlerimi sıka sıka yoruldum.
Başın kaldır hele göğe baksana,Gücün varsa yürü hadi çıksana.Kader bir duvar ağ derler, yıksana.Bir kaç tuğla söke söke yoruldum.
Saygıda kusur yok, olmaz elbette.Ekmeği aradık bulduk gurbette.Başın eğik olur beye hürmette.Ben el kahrı çeke çeke yoruldum.
Kim beddua etti yüzün gülmesin.İki yakan bir araya gelmesin.Yeni, güzel bir elbisen olmasın.Yırtık yama dike dike yoruldum.
Kuş sesini nehir suyuna katsam,Baş yastığa koyup bir rahat yatsam,İçimde korku var götürüp atsam,Dizlerime çöke çöke yoruldum...
Yaşar Kılıç
top related