arapÇada tÜrÜne gÖre tenvİn, anlam Özellİklerİ ve...

18
307 Özet Arapçada yalnızca i’râb alan ismin sonuna gelen tenvin, türüne ve dâhil olduğu yere göre isme yeni anlamlar kazandıran bir harftir. Tenvin bazen bir harfin, bir kelimenin hatta bir cümlenin anlamını karşılar, ismin cümledeki yeri ve yapısına göre kimi zaman dâhil olduğu ismin anlamını genelleştirir, ba- zen de tenvin alması gereken bir isimde tenvin bulunmaması kelimenin anlamını kısıtlar. Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin alması gereken bazı kelime- ler ise tenvin alması gerekirken özel sebeplerden dolayı tenvinsiz kullanılır. Anahtar Kelimeler: Tenvinin türleri, tenvinin anlam özellikleri, tenvin almayan keli- meler, tenvinin düşmesi Tanwin According to its Type, its Meaning Features and its Usage in Arabic Language Abstract Tanwin coming at the end of nouns which only take i’râb in Arabic is a letter causing them to gain new meaning according to its type and where it belongs to. Tanwin sometimes meets the meaning a letter, or a word, or even a clause; it sometimes generalize the meaning of the noun which it is involved in according to the position of the noun in sentence and its structure; and sometimes the lack of tanwin in a noun having to the tanwin restrict the meaning of that word. Some nouns never takes tanwin in any way and some words having to take tanwin does’nt take tanwin because of specific reasons although they have to. Keywords: The types of tanwin, the meanings feature of tanwin, words not taking tanwin, the dropping of tanwin. ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI *) Yrd. Doç. Dr., Rize Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı. (e-posta: [email protected]) R. Resul SEVİNÇ (*) EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 16 Sayı: 51 (Bahar 2012)

Upload: others

Post on 25-Oct-2019

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

307

ÖzetArapçada yalnızca i’râb alan ismin sonuna gelen tenvin, türüne ve dâhil olduğu yere

göre isme yeni anlamlar kazandıran bir harftir.Tenvin bazen bir harfin, bir kelimenin hatta bir cümlenin anlamını karşılar, ismin

cümledeki yeri ve yapısına göre kimi zaman dâhil olduğu ismin anlamını genelleştirir, ba-zen de tenvin alması gereken bir isimde tenvin bulunmaması kelimenin anlamını kısıtlar.

Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin alması gereken bazı kelime-ler ise tenvin alması gerekirken özel sebeplerden dolayı tenvinsiz kullanılır.

Anahtar Kelimeler: Tenvinin türleri, tenvinin anlam özellikleri, tenvin almayan keli-meler, tenvinin düşmesi

Tanwin According to its Type, its Meaning Features and its Usage in Arabic LanguageAbstract

Tanwin coming at the end of nouns which only take i’râb in Arabic is a letter causing them to gain new meaning according to its type and where it belongs to.

Tanwin sometimes meets the meaning a letter, or a word, or even a clause; it sometimes generalize the meaning of the noun which it is involved in according to the position of the noun in sentence and its structure; and sometimes the lack of tanwin in a noun having to the tanwin restrict the meaning of that word.

Some nouns never takes tanwin in any way and some words having to take tanwin does’nt take tanwin because of specific reasons although they have to.

Keywords: The types of tanwin, the meanings feature of tanwin, words not taking tanwin, the dropping of tanwin.

ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

*) Yrd.Doç.Dr.,RizeÜniversitesiİlâhiyatFakültesi,ArapDiliveBelagatiAnabilimDalı.(e-posta:[email protected])

R. Resul SEVİNÇ (*)

EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 16 Sayı: 51 (Bahar 2012)

Page 2: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

308 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

GirişArapçadakelime,isim,fiilveharfşeklindeüçeayrılmıştır.Zirakelimeyabiroluşa

veyaolayakonuolanbirvarlıkolur.Bunaisimdenir.Şayetkelimebiroluşveyaolayhakkındabilgiveriyorsafiildir.Eğerkelimeisimvefiilibirbirinebağlıyorsabudaharftir(el-Vâsitî,2000:3;el-Enbârî:29;es-Suyûtî:II,6).

Harf,çekimsizbazıisimvezarflarhariç, istenilenanlamlarıkarşılamasıiçinbazenharekedeğişikliği,bazendeharekedeğişikliğininyanısırakelimeninkökünebirveyabirkaçharfeklenmesiyleyenikalıplarveşekillermeydanagelir.

Arapçadamorfolojikaçıdankelimeninbünyesindemeydanagelendeğişiklik,anlamı-nı;sözdizimibakımındansonundameydanagelenvei’râbdenilendeğişiklikisegörevinianlamamızısağlar.

Sözdizimindekullanılankelimelerinbirkısmınınsonudeğişir,yanii’râbalır.Bunlaramu’rebdenir.Birkısmınındasonudeğişmezaynıkalır.Bunlaradamebnîdenir(el-Fâ-risî,1996:76;el-Vâsitî,2000:6;el-Galâyînî,1966:I,19;‘AlîRizâ,t.y.:I,158).

Cümle içerisindeözne,nesne, zarf, tümleç,belirteçvb.görevlerdebulunduğundanismin sonudeğişir; i’râb alır.Fiil veharfin anılangörevlerdebulunmaları sözkonusuolmadığıiçinsonlarıdeğişmez.Buyüzdeni’râbisimde,binâ(değişmezlikdurumu)harfvefiildeasılkabuledilmiştir(İbn‘Akîl,t.y.:I,37;‘AbbâsHasan,1966:I,71).

Ancakkelimenini’râbalmasınoktasındaaslındışınaçıkılandurumlardavardır.Ni-tekim asla uygun olarak tüm isimlerinmu’reb olması, fiil ve harfin isemebnî olmasıgerekirkenbazıisimlerinvebazıfiillerinmu’rebolduğugörülmektedir.Bunagöreaşa-ğıdakitablodadagörüleceğiüzereisimvefiilhemmebnîhemmu’rebtir,harfisedaimamebnîdir.

Gramerâlimleriisminaslındışınaçıkarakmebnîolmasınıondaharfinözelliklerininöne çıkmasıyla, buna karşılık fiilin (muzâri fiil) bazı kısımlarınınmu’reb olmasını daisminbazıözelliklerininondabaskınolmasıylaaçıklamaktadır.Bunagöreisminmebnîolmasınınsebebi,harfelâfız,anlamvekullanımgibiyönlerdenbenzemesidir(İbnHişâm,1966:I,29;İbn‘Akîl,t.y,I,28vd.;el-Galâyînî,1966:II,210vd.).

Meselâ,

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

gibizamirlerlâfızveyapıbakımından

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

gibitekveyaikisesli,tekheceliharflerebenzemektedir.Busebeplezamirlermebnîsayılmıştır.

Soruveşartedatıolarakikianlamdakullanılabilen

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

kelimesibuanlamdakarşılığıolansoruedatı

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

hemze ve

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

harfiileşartedatıolan

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

harfinebenzemektedir.Buse-beplesoruedatlarımebnîsayılmıştır. 2

Giriş

Arapçada kelime, isim, fiil ve harf şeklinde üçe ayrılmıştır. Zira kelime ya bir

oluşa veya olaya konu olan bir varlık olur. Buna isim denir. Şayet kelime bir oluş

veya olay hakkında bilgi veriyorsa fiildir. Eğer kelime isim ve fiili birbirine

bağlıyorsa bu da harftir (el-Vâsitî, 2000: 3; el-Enbârî: 29; es-Suyûtî: II, 6).

Harf, çekimsiz bazı isim ve zarflar hariç, istenilen anlamları karşılaması için

bazen hareke değişikliği, bazen de hareke değişikliğinin yanı sıra kelimenin köküne

bir veya birkaç harf eklenmesiyle yeni kalıplar ve şekiller meydana gelir.

Arapçada morfolojik açıdan kelimenin bünyesinde meydana gelen değişiklik,

anlamını; söz dizimi bakımından sonunda meydana gelen ve i’râb denilen değişiklik

ise görevini anlamamızı sağlar.

Söz diziminde kullanılan kelimelerin bir kısmının sonu değişir, yani i’râb alır.

Bunlara mu’reb denir. Bir kısmının da sonu değişmez aynı kalır. Bunlara da mebnî

denir (el-Fârisî, 1996: 76; el-Vâsitî, 2000: 6; el-Galâyînî, 1966: I, 19; ‘Alî Rizâ, t.y.:

I, 158).

Cümle içerisinde özne, nesne, zarf, tümleç, belirteç vb. görevlerde

bulunduğundan ismin sonu değişir; i’râb alır. Fiil ve harfin anılan görevlerde

bulunmaları söz konusu olmadığı için sonları değişmez. Bu yüzden i’râb isimde,

binâ (değişmezlik durumu) harf ve fiilde asıl kabul edilmiştir (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37;

‘Abbâs Hasan, 1966: I, 71).

Ancak kelimenin i’râb alması noktasında aslın dışına çıkılan durumlar da

vardır. Nitekim asla uygun olarak tüm isimlerin mu’reb olması, fiil ve harfin ise

mebnî olması gerekirken bazı isimlerin ve bazı fiillerin mu’reb olduğu

görülmektedir. Buna göre aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere isim ve fiil hem

mebnî hem mu’rebtir, harf ise daima mebnîdir.

Kelime

İsim Fiil Harf

Mebnî Mu’reb Mebnî Mu’reb Mebnî

Gramer âlimleri ismin aslın dışına çıkarak mebnî olmasını onda harfin

özelliklerinin öne çıkmasıyla, buna karşılık fiilin (muzâri fiil) bazı kısımlarının

mu’reb olmasını da ismin bazı özelliklerinin onda baskın olmasıyla açıklamaktadır.

Buna göre ismin mebnî olmasının sebebi, harfe lâfız, anlam ve kullanım gibi

yönlerden benzemesidir (İbn Hişâm, 1966: I, 29; İbn ‘Akîl, t.y, I, 28 vd.; el-

Galâyînî, 1966: II, 210 vd.).

Page 3: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

309ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil vemef’ûl alırlar, ancakma’mûlolmazlar.Yanikendilerindensonrakikelimelerdeetkiliolurlar,fakatetkilenmezler.İsimfiillerbubakımdanharfebenzedikleriiçinmebnîsayılmışlardır.

Örneklerdegörüldüğügibiisminsayılanyönlerdenharfebenzemesi,harfinisimüze-rindebaskınözelliğiniöneçıkartmaktaveböylelikleisim,harfgibimebnîolmaktadır.

Fiildeasılolanmebnîolmasıdır (el-Enbârî,1995:46;el-‘Ukberî,1995: II,15; İbn‘Akîl,t.y.:I,37).Bununsebebimuzârifiilininisimgibiözne,nesne,tümleçhâlvb.görev-lerdebulunmamasıdır.Ancakmuzârifiilikidurumdamebnî,ikidurumundışındamu’rebolmaktadır.Muzârifiilinaslındışınaçıkarakmu’rebolmasınınsebebi,isimdekibaskınözelliğinfiildeöneçıkmasıdır.Ziramuzârifiillâfız,anlamvekullanımyönündenismebenzemektedir(el-Enbârî,1995:46vd.;el-‘Ukberî,1995:II,20).

Meselâ,muzârifiil,harekevesükûnbakımındanism-ifâilebenzemektedir.

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

vb.İsimnekreolduğundagenelleşir,başınata’riflâmıgeldiğindeiseözelleşir.

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

. Bir adam geldi.

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

. Adam geldi. Muzârifiildeyalınkullanıldığındaşimdikiveyagelecekzamanlardanbirineihtimali

olabilir.Ancakmuzârifiilinbaşına

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

veya

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

gibiharflerdenbirigelirseyalnızcagelecekzamananlamındakullanılır.

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek.

Ali işine gidecek.

3

Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki

sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.

Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda

karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine

benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.

vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –

olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.

İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.

Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin

isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî

olmaktadır.

Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;

İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl

vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki

durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak

mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne

çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme

benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).

Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile

benzemektedir.

– ي ر ر vb.

İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise

özelleşir.

. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.

Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek

zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -

veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman

anlamında kullanılır.

. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.

. ي Ali işine gidecek.

.ا ي Ali işine gitmeyecek. Ali işine gitmeyecek. Nekrebirismiaçıklayannekrebirisimoisminsıfatıolur.Muzârifiildenekreismi

açıkladığındaoisminsıfatıolur.

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

Akıllı bir adam geldi.sıfatsıfat

Bunagöreharfelâfız,anlamvekullanımyönündenbenzemeyenmu’rebisimi’râbalâmetiilebununyanısırayalnızcaismeaitbirözellikolanvei’râbatabîolantenvinlefiildenveharftenayrılır1(‘AbbâsHasan,1966:IV,192).

İ’râbalâmetleri ismincümleiçerisindekigörevinibelirlerkentenvindeyapısınaveözelliğinegöre,ilerleyensafhalardagörüleceğigibiismeözelanlamlaryüklemektedir.

1) Tenvininyalnızcaismeaitbirözellikolduğuşuşekildeaçıklanmıştır:Arapçadakelimeisim,fiilveharfolmaküzereüçeayrılır.Bunlardanisimasıldır,fiilveharfisimdentüretilmiştir.Ziraiçindeisminbulunmadığıveyalnızcafiilveharftenoluşanbirterkipleanlamlısözoluşturulamaz.Ancakfiilveharfolmadanikiisimdenoluşanbirterkipleanlamlıbirsözeldeedilebilir.Fiilveharfeihtiyaçduymadananlamlıbirsözoluşturmakiçinisminkendineyetmesiasılolduğunugösterir.el-Enbârî,1995:39;eş-Şelevbîn,1994:I,273).

Page 4: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

310 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

Tenvininismeyüklediğiözelanlamlarınbelirlenmesiiçintenvininmahiyetiniveçe-şitlerinibuaradamu’rebisminyapısınıveözelliğinibilmekgerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı YerlerLügat anlamıbakımından tenvin,nûnlamak, kelimenin sonuna nûn harfini koymak

anlamında

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

babındangelen

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

fiilininmastarıdır(et-Tehânevî,1984:II,1330).

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

kelimenin sonuna nûn harfini koydum.

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

kelimenin sonuna nûn harfini koymak.

Gramerterimiolaraktenvin,“te’kid maksadı olmaksızın kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” an-lamındadır2(İbnYa’îş,2001,V,154;İbnHişâm,t.y.:II,340-344;el-Câmî,1882:425;el-Hudarî,ty.:I,19;‘AbbâsHasan,1966:I,26).

Tenvin,çeşitligramerkitaplarındabeşilaonarasıdeğişiksayıdaelealınmıştır(İbnu’l-Hâcib,t.y.:s.89;eş-Şelevbîn,1994:I,274-279;İbnHişâm,t.y.:II,340;İbn‘Akîl,t.y.:I,17-20;es-Suyûtî,2001:IV,405-409;el-Hudarî,t.y.:I,19-21;‘AbbâsHasan,1966:I,32vd.).Enbilinenleridördüasıl,ikisifer’î(ikincidereceden)olmaküzerealtıtanedir3. Tenvininhangianlamlardakullanılacağı,sonunaeklendiğiyerinyapısıylailgilidir.

1. Temekkün Tenvini ve Mütemekkin İsimTemekküntenvini,mu’rebvemunsarifisminsonunagelentenvindir4(el-Cezûliyye,

1994:I,274;İbnHişâm,t.y.:II,340;el-Câmî,1882:425;es-Suyûtî,2001:IV,405;AbbâsHasan,1966:I,274).

Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere i’râb ve tenvin kabul etmeyenmebnîler,isim,fiilveharfolmaküzereüçeayrılır.Bunakarşılıkmu’rebolankelimelerdei’râbvetenvinalmadurumunagörekendiiçerisindeüçeayrılmaktadır.

5

2001, V, 154; İbn Hişâm, t.y.: II, 340-344; el-Câmî, 1882: 425; el-

Hudarî, ty.: I, 19; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 26).

Tenvin, çeşitli gramer kitaplarında beş ila on arası değişik sayıda

ele alınmıştır (İbnu’l-Hâcib, t.y.: s. 89; eş-Şelevbîn, 1994: I, 274 -

279; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 17-20; es-Suyûtî, 2001:

IV, 405-409; el-Hudarî, t.y.: I, 19-21; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 32 vd.).

En bilinenleri dördü asıl, ikisi fer’î (ikinci dereceden) olmak üzere altı

tanedir3. Tenvinin hangi anlamlarda kullanılacağı, sonuna eklendiği

yerin yapısıyla ilgilidir.

Tenvin Çeşitleri

1. Asıl Kullanıldığı Yer 2. Fer’î Kullanıldığı Yer Temekkün Mu’reb, munsarif isim Terennüm İsim - fiil - harf

Tenkîr Bazı Mebnî isimler Gâlî İsim - fiil - harf

Mukabele Sâlim müennes cemi

‘İvaz Harf - muzâfun ileyhi hazf edilmiş isim, zarf

1. Temekkün Tenvini ve Mütemekkin İsim

Temekkün tenvini, mu’reb ve munsarif ismin sonuna gelen

tenvindir4 (el-Cezûliyye, 1994: I, 274; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-

Câmî, 1882: 425; es-Suyûtî, 2001: IV, 405; Abbâs Hasan, 1966: I,

274).

Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere i’râb ve tenvin kabul

etmeyen mebnîler, isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Buna

karşılık mu’reb olan kelimeler de i’râb ve tenvin alma durumuna göre

kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır.

KELİME

1. MEBNÎ İ'râb Tenvin 2. MU‘REB İ'râb Tenvin

değişime maruz kaldıkları için hava yardımı ile genizden çıkan ve bu bakımından elif’e benzeyen nûn harfi tercih edilmiştir. (bk. el-Vâsitî, 2000: 7; el-Enbârî, 1995: 53).

3 Bu çalışmada en çok bilinen ve kullanılan tenvin çeşitleri ele alınmıştır. 4 Bu tenvine emkeniyyet veya sarf tenvini de denilmektedir. (İbn Hişâm, t.y.: II, 340;

‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).

2) Arapçadanûnçeşitlianlamlareldeetmekiçinsıklıklakullanılanbirharftir.Meselâ,

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

fiilininbaşındakinûn harfi I. şahsı çoğul yapmak,

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

fiilinemutavaat,

4

Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri

fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.

. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat

Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen

mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir

özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1

(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).

İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken

tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği

gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.

Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için

tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve

özelliğini bilmek gerekir.

I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler

Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna

nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin

mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).

kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر

sonuna nûn harfini koymak.

Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın

kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf

hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,

1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime

isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).

2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid

anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler

fiiline te’kid anlamınıkatmakiçineklenmiştir.Arapçadakelimeyeharfilâveedilecekseönceliklemedvelînharfleriolanvâv, yâ, elif tercihedilmektedir. Ancakkelimeninsonundabuharflerdeğişimemaruzkaldıklarıiçinhavayardımıilegenizdençıkanvebubakımındanelif’e benzeyennûn harfitercihedilmiştir.(bk.el-Vâsitî,2000:7;el-Enbârî,1995:53).

3) Buçalışmadaençokbilinenvekullanılantenvinçeşitlerielealınmıştır.4) Butenvineemkeniyyetveyasarftenvinidedenilmektedir.(İbnHişâm,t.y.: II,340;‘AbbâsHasan,

1966:I,36).

Page 5: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

311ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

KELİME

1.MEBNÎ İ’râb Tenvin 2.MU‘REB İ’râb Tenvin1 Mebnîisim — — 1 Mu’rebisim + +

2 Mebnîfiiller(MâzîEmir) — — 2 Mu’rebisim

(Gayr-imunsarif) + —

3 Harf — — 3 Mu’rebFiil(Muzârifiil) + —

Temekkün tenvinininhangi isminsonunagelebileceğinianlamak için isminmerte-besini ve derecesini bilmekgerekir. İsimkendi içerisindemertebe ve derecesine göremütemekkinemken,mütemekkinvegayr-imütemekkin(mütemekkinolmayan)şeklindeüçeayrılır5.

İSİM

MütemekkinEmkenMütemekkinGayr-iMütemekkin

a.MütemekkinEmkenİsimİsim,harfevefiilebenzerliktenuzaklaştıkçaisimlikteasaletinikazanırveekanlamla-

raihtiyaçduymadanadlandırdığıvarlığınanlamınıbirebirdoğrudankarşılar.Böyleismemütemekkinemkendenir.Meselâ,

6

1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +

2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)

__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)

+ __

3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)

+ __

Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak

için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi

içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,

mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde

üçe ayrılır5.

İSİM

Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin

a. Mütemekkin Emken İsim

İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini

kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın

anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken

denir. Meselâ,

. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.

Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe

benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin

gelmiştir.

Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu

tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün

tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).

b. Mütemekkin İsim

Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve

sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin

almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine

5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar

gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).

Ali geldi.

6

1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +

2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)

__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)

+ __

3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)

+ __

Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak

için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi

içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,

mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde

üçe ayrılır5.

İSİM

Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin

a. Mütemekkin Emken İsim

İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini

kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın

anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken

denir. Meselâ,

. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.

Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe

benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin

gelmiştir.

Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu

tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün

tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).

b. Mütemekkin İsim

Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve

sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin

almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine

5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar

gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).

Ali’yi gördüm.

6

1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +

2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)

__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)

+ __

3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)

+ __

Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak

için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi

içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,

mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde

üçe ayrılır5.

İSİM

Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin

a. Mütemekkin Emken İsim

İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini

kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın

anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken

denir. Meselâ,

. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.

Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe

benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin

gelmiştir.

Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu

tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün

tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).

b. Mütemekkin İsim

Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve

sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin

almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine

5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar

gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).

Ali’ye uğradım.Örneklerdeki

6

1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +

2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)

__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)

+ __

3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)

+ __

Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak

için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi

içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,

mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde

üçe ayrılır5.

İSİM

Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin

a. Mütemekkin Emken İsim

İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini

kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın

anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken

denir. Meselâ,

. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.

Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe

benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin

gelmiştir.

Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu

tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün

tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).

b. Mütemekkin İsim

Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve

sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin

almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine

5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar

gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).

kelimesiyapı, anlamvekullanımbakımındanharfebenzemediği için i’râbalmış,fiilebenzemediğiiçindesonunatenvingelmiştir.

Busebepleisminenüstmertebesinivederecesinitemsiledenbutürisimleremüte-mekkinemken,sonundakitenvinedetemekküntenvinidenmiştir(‘AbbâsHasan,1966:I,36).

b.MütemekkinİsimMütemekkinkelimeler,gayr-imunsarifdenilenisimvesıfatlardır.Bunlari’râbalır-

lar,ancakemkenolmadıkları içintenvinalmazlar.Buisimlerkendilerindebulunanikiveya ikisinin yerine geçen bir tek zayıf yönden dolayımütemekkin olmaktan çıkaraktenvinalmaktanmenedilmişlerdir(İbn‘Akîl,t.y.:II,321).

Fiildebulunanbirilâfzîdiğerimanevîolanikizayıfyönünfiilebirağırlıkvermesigibigayr-imunsarifkelimelerdekilâfzîvemanevîikiyöndebukelimeleriağırlaştırmıştır.

Ağırlığınıdahafazlaartırmamakiçinfiiltenvinalmaktanmenedildiğigibionaben-zeyengayr-imunsarifdetenvinkonusundafiiletabiolmuşvetenvinalmaktanmenedil-miştir.5) Mütemekkinemkenisimler:Bunlarmunsarifolanisimlerdir.Mütemekkinisimler:Bunlargayr-i

munsarifolan isimvesıfatlardır.Gayr-imütemekkin isimler:Bunlarmebnîolan isimlerdir. (İbn‘Akîl,t.y.:I,35).

Page 6: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

312 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

Mebnîolmayan, gayr-imunsarif özelliklerini taşımayanher isimmütemekkin em-kenbirisimdir.Böylebirisminsonundakitenvindeoisminhiçbirşekildefiileveharfebenzemediğinigösterentemekküntenvinidir.Sonunatemekküntenvinigelenismin

7

geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak

tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).

Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile

bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî

iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.

Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men

edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile

tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.

Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim

mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o

ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün

tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,

gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:

I, 19).

Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre

isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir

(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye

isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı

isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden

temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).

2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar

Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî

isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn

Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,

http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157

003).

Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen

kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki

manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin

hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de

bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten

gibima’rife,

7

geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak

tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).

Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile

bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî

iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.

Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men

edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile

tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.

Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim

mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o

ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün

tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,

gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:

I, 19).

Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre

isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir

(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye

isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı

isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden

temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).

2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar

Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî

isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn

Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,

http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157

003).

Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen

kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki

manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin

hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de

bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten

gibinekreolmasıfarketmez(es-Suyûtî,2001:IV,405;el-Hudarî,t.y.:I,19).

Radiyyuddînel-Esterâbâdîgibibazıâlimler

7

geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak

tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).

Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile

bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî

iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.

Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men

edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile

tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.

Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim

mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o

ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün

tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,

gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:

I, 19).

Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre

isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir

(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye

isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı

isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden

temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).

2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar

Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî

isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn

Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,

http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157

003).

Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen

kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki

manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin

hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de

bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten

vb.nekreisimlerinsonundakitenvi-nintenkiriçingeldiğinisöylemişlerdir(1892,I,13).Oysadurumbununaksinedir.Zirabirkimseye

7

geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak

tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).

Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile

bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî

iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.

Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men

edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile

tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.

Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim

mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o

ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün

tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,

gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:

I, 19).

Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre

isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir

(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye

isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı

isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden

temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).

2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar

Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî

isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn

Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,

http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157

003).

Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen

kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki

manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin

hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de

bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten

diyeisimverilsesonundakitenvindüşmez.Şayettenvintenkiriçinol-saydıisimma’rifeleştiğindedüşmesigerekirdi.Tenvinindüşmemesindentemekküniçinolduğuanlaşılmaktadır(el-Hudari,t.y.:I,19).

2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - ZarflarTenkir tenvini,ma’rifevenekreliğiniayırtetmek içinbazımebnî isimlerinsonuna

gelentenvindir(eş-Şelevbîn,1994:I,277;İbnHişâm,t.y.:II,340;İbn‘Akîl,t.y.:I,17;es-Sağîr,http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157003).

Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen kelimede genelde birimebnîlikdiğerima’rifelikolmaküzere ikimaneviözellikvardır.Ancaksonuna tenkirtenvinigelenkelimelerinhepsimebnîdeğildir,ziraaralarındamu’rebolankelimelerdebulunmaktadır.Tenkirtenviniilenekreolankelimeler,

7

geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak

tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).

Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile

bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî

iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.

Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men

edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile

tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.

Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim

mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o

ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün

tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,

gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:

I, 19).

Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre

isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir

(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye

isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı

isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden

temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).

2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar

Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî

isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn

Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,

http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157

003).

Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen

kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki

manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin

hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de

bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten ilebitenözelisim,isimfiil,ses ismi,gayr-imunsarif ‘alem,zarfvemunâdâ isminbazıkısımlarıolmaküzerealtıbölümdetoplanmaktadır.

1. Sonu

8

özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ

ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.

1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim

gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي

daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir

kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir

kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi

bir kimse olur.

. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.

Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri

ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki

buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli

bir kimsedir.

mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي

âlimi

mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي

herhangi bir kimse

Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları

genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre

olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,

t.y.: I, 19).

2. Bazı İsim Fiiller

Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her

zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.

Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği

6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim

üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).

ile Biten Özel İsim

8

özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ

ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.

1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim

gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي

daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir

kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir

kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi

bir kimse olur.

. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.

Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri

ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki

buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli

bir kimsedir.

mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي

âlimi

mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي

herhangi bir kimse

Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları

genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre

olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,

t.y.: I, 19).

2. Bazı İsim Fiiller

Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her

zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.

Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği

6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim

üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).

gibisonu

8

özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ

ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.

1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim

gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي

daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir

kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir

kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi

bir kimse olur.

. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.

Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri

ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki

buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli

bir kimsedir.

mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي

âlimi

mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي

herhangi bir kimse

Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları

genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre

olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,

t.y.: I, 19).

2. Bazı İsim Fiiller

Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her

zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.

Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği

6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim

üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).

ilebitenvemebnîolduğuiçindaimakesreileokunanböylebir isim-herkesçe tanınanbellibirkimsekastedildiği için-ma’rifedir6. Ancakbuisimdenherhangibirkimsekastedilirseisimdenma’rifelikgider,buadıtaşıyanherhangibirkimseolur.

8

özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ

ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.

1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim

gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي

daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir

kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir

kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi

bir kimse olur.

. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.

Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri

ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki

buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli

bir kimsedir.

mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي

âlimi

mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي

herhangi bir kimse

Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları

genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre

olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,

t.y.: I, 19).

2. Bazı İsim Fiiller

Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her

zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.

Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği

6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim

üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).

Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.Ancakbugibiisimlerinsonunagelenbutenvininbuisimlerima’rifeliktençıkarıpta-

mamennekreleştirdiğisöylenemez.Belkiburadakibelirsizlikkonuşmaanındadinleyiciiçinmeçhulolanbellibirkimsedir.

mebnî,tenvinsiz+’alem(ma’rife)+bilinenmeşhurgramerâlimi

mebnî,tenvinli+’alem(ma’rife)+meçhul,buismitaşıyanherhangibirkimse

Buisimlerinsonlarınatenkirtenvininingelmesiylenekreolmalarıgenelbirkuraldır.Yanibunlartenvinsizma’rife,tenvinlenekreolurlar(İbnYa’îş,2001:V,155;İbnHişâm,t.y.:II,340;el-Hudarî,t.y.:I,19).

6) Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ekolduğu içinmebnî sayılmıştır.Nitekimüçüncümaddedesesisimlerininmebnîolduğugörülmektedir.(İbnHişâm,1966:1,16(dipnot1).

8

özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ

ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.

1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim

gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي

daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir

kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir

kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi

bir kimse olur.

. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.

Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri

ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki

buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli

bir kimsedir.

mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي

âlimi

mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي

herhangi bir kimse

Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları

genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre

olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,

t.y.: I, 19).

2. Bazı İsim Fiiller

Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her

zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.

Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği

6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim

üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1). 8

özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ

ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.

1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim

gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي

daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir

kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir

kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi

bir kimse olur.

. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.

Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri

ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki

buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli

bir kimsedir.

mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي

âlimi

mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي

herhangi bir kimse

Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları

genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre

olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,

t.y.: I, 19).

2. Bazı İsim Fiiller

Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her

zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.

Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği

6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim

üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).

Page 7: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

313ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

2. Bazı İsim FiillerLâfızyönündenisim,mânabakımındanfiilolanisimfiiller,herzamanmebnîdirve

anlamıbellidir,yanioandakidurumuanlatır.Ancaksonunda tenvinbulunmayanisimfiilinsonunatenvingeldiğitakdirdekelimeoandakifiilianlatmaktançıkar,herhangibirfiilianlatanbelirsizisimolur7.

İsimfiillerinhangisinintenvinlenekreolacağı,birdiğerifadeylesonunatenkirtenvi-niningeleceğibellibirkuralabağlıdeğildir.BudurumtamamıylaAraplarınkullanımınabağlıdırveişitmeyedayanır.

İsimfiillertenvinkabuletmekveetmemekbakımındanüçeayrılmıştır:

a.HerZamanTenvinsizKullanılanİsimFiillerButürdekiisimfiillerdaimama’rifedirveherzamantenvinsizkullanılır(el-Hudarî,

t.y.:II,91).

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

uzak oldu,

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

gecikti

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

çabuk oldu, acele etti

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

ayrıldı.

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

İn.

b.HerZamanTenvinliKullanılanİsimFiillerBu tür isimfiillerinsonundaki tenvinasladüşmez.Tenvinlioldukları içinbunların

daimanekreolduğusöylenmiştir8(el-Hudarî,t.y.:II,91).

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

Sana şaşıyorum, şaşarım.

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

teşvik et

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

Onlara öf bile deme! (el-İsrâ17/23).

c.TenvinsizveTenvinliKullanılanİsimFiillerBazı isimfiiller tenvinsiz kullanıldıklarındama’rife, tenvinli kullanıldıklarında ise

nekreolur(el-Hudarî,t.y.:I,19;II,91;‘AbbâsHasan:1966).

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

9

takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili

anlatan belirsiz isim olur7.

İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle

sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu

durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.

İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe

ayrılmıştır:

a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller

Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz

kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).

gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن

çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن

. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.

b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli

oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,

t.y.: II, 91).

teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا

! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).

c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller

Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli

kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs

Hasan: 1966).

! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)

! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve

nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).

8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.

Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

7) İsimfiillerlâfızbakımındanisimolmalarıyönüyleisimiçinsözkonusuolanma’rifelikvenekrelikdurumubunlariçindesözkonusuolmuştur.Bunlardatenvininyoksunluğuma’rifeliği,varlığınek-reliğigösterir.(‘AbbâsHasan,1966:IV,148(dipnot2).

8) Bugörüş tartışmalıdır.Ziraböylebir isimfiiloandakidurumuanlatıyorsanasılnekreolur?Budurumdaaklasonundakitenvindenötürüşeklennekreolduğugelir.

Page 8: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

314 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

3. Ses İsimleriHayvan ve henüz konuşmamelekesi gelişmemiş çocukları istenmeyen bir şeyden

uzaklaştırmakveyaistenilenbirişeteşviketmekiçinkullanılanseslervetabiattakines-nelerinçıkardığısesleritaklityoluylakullanılanlâfızlardildekelimegibikullanılır.

Meselâkargasesini taklit içinkullanılan

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

gak, çarpmasesi için

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

tak, deveyiçöktürmekiçin

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

nihh, çocuğubirşeydenuzaklaştırmakiçin

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

kihh gibilâfızlarArap-lardanişitildiğigibideğişiklikyapmadankullanılanmebnîisimlerdirAncakbulâfızlardamebnîlikvemu’reblikikidurumdadeğişir(bk.‘AbbâsHasan:IV,156-159).

a.Şayetsesismiasılanlamındançıkartılarakondanbizzatsesinsahibikastedilirsemütemekkinma’rifebirisimolurvetıpkıonungibii’râbvei’râbatabiolaraktenvinalır

b.Sestenanlamıdeğildekendisikastedilirsemebnîolabildiğigibimu’rebdeolabilir.

Mu’rebolduğundasonunatenvingelir.

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

sesini duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

-edikastkimsebirherhangiisimdenmunsarifgayr-igibi gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح lirsekelimenekreleştiğiiçintenvinlenir.Butakdirdeböylebirisminsonundakitenvin,oisminnekreolduğunugösterir(İbnu’l-Hâcib,t.y.8-9.)

munsarif‘alem+ma’rife,meçhûl(Bilinmeyenbirkimse.)Nekreleşengayr-imunsarif‘aleminsonunagelenbutenvinkelimeyimunsarifyaptığı

içinaynızamandatemekküntenvinidir(Radiyyuddîn,1892:I,13).

5. Bazı ZarflarZamanvemekânzarflarıkendi içindemutasarrıfvegayr-imutasarrıfolmaküzere

ikiyeayrılır(es-Suyûtî,2001:III,138,139).

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

10

! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)

! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)

3. Ses İsimleri

Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları

istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik

etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri

taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.

Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için

tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden

uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi

değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda

mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156

-159).

a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin

sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun

gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır

. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli

. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli

b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği

gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.

ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî

Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini

duyunca vazgeçer.

4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim

İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –

gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

Page 9: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

315ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

a.Mutasarrıfzamanvemekânzarflarıhemzarfhemdezarfındışındafâil,mübtedâ-haber,mef’ûlünbiholarakkullanılanzarflardır.

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

gün,

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

hafta,

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

sene, yıl,

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

ev, yurt,

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

mekân vb.

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır.

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

vb.Herikiçeşidiylezarflarınbellibirbölümümebnidir.Lâfzeni’râbalmazlar.Bazızarf-

larisebellihâllerdemebnîveyamu’rebolmaküzeredeğişikdurumlardabulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

kelimeleridir. Buna göremebnîlikvemu’reblikvebunabağlıolaraktenvinalmadurumu,

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

örneğiüzerindeaşa-ğıdagörüldüğügibidir.Diğerzarflarda

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

gibidir(bk.es-Suyûtî,2001:III,192,194).a.Mu’rebveMa’rife(Tenvinsiz)

b.MebnîveMa’rife(Tenvinsiz)

c.Mu’rebveMa’rife(Tenvinsiz)

d.Mu’rebveNekre(Tenvinli)

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

11

kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde

böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir

(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)

. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen

belli kimse.)

munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)

Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin

kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir

(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).

5. Bazı Zarflar

Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i

mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).

a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın

dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.

.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي

b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.

Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb

almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak

üzere değişik durumlarda bulunabilir.

Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -

kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -

göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).

a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.

zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu

için tenvinsiz

b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)

12

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır (er-Rûm 30/4). lâfzen muzâfun ileyhi yok, ma’nen var hükmünde

olduğu için damm üzere mebnî ve tenvinsiz

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

Page 10: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

316 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

Örneklerden de anlaşılacağı üzere

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

ve

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

kelimeleri yukarıdaki dört şekildenyalnızcadördüncüşekildenekredir.Bunlarınnekreliğini tescil içindesonlarına tenkirtenvinigelmiştir.Zira

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

ve

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

ileifadeedileninhangizamanolduğubellideğildir.Bellizamandilimlerinigösteren

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

sabahın erken saati,

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi kelimelerima’rifeolangayr-imunsarifolduklarıiçintenvinsizokunurlar(es-Suyûti,2001:III,138vd.).

Şayetbuzarflarnekreiselersonlarınatenkirtenvinigelirvemunsarifolurlar.

6. Munâdâ İsimlerin Bazı KısımlarındaBaşındanidâharfibulunanmunâdâisimmüfredma’rife9vema’rifehükmündenekre

isemebnîolur,budurumdai’râbıdeğişmez,dolayısıylatenvinalmaz.

Munâdâmuzâf,muzâfabenzerveyanekreisemu’rebolur.Buyerlerdenyalnızcabiryerdeyanimuzâfolduğundatenvinalmaz,muzâfabenzerisesonunatemekküntenvini

9) Müfredmunâdamuzâfveyamuzâfabenzeyenterkipşeklindeolmayanisimdir.

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

13

c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)

. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm

Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde

olduğu için tenvinsiz

d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)

بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve

ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu

için tenvinli

. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun

ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli

بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.

lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde

olduğu için tenvinli

Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki

dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini

tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade

edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,

seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح

kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz

okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).

. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.

ma’rife, tenvinsiz

ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz

Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve

munsarif olurlar.

14

. ش ان ل ي و ا م ز ي م ن Orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır (Meryem 19/62).

Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.

نن م . ه و و ل ر ا ط نر ي Ancak Lût ailesini bir seher vakti kurtardık (el-Kamer 54/34).

Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.

6. Munâdâ İsimlerin Bazı Kısımlarında

Başında nidâ harfi bulunan munâdâ isim müfred ma’rife9 ve

ma’rife hükmünde nekre ise mebnî olur, bu durumda i’râbı değişmez,

dolayısıyla tenvin almaz.

! ر ن ! ر ن ! ر ن damm üzere mebnî elif üzere mebnî vâv üzere mebnî

. ي ن Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse bellidir). ma’rife hükmünde nekre, damm üzere mebnî, tenvinsiz

Munâdâ muzâf, muzâfa benzer veya nekre ise mu’reb olur. Bu

yerlerden yalnızca bir yerde yani muzâf olduğunda tenvin almaz,

muzâfa benzer ise sonuna temekkün tenvini alan mütemekkin isimdir.

Nekre olduğunda yani kime hitap edildiği belli olmayan cins isim ise

sonuna tenkir tenvini gelir.

! ي ا ر ن Ey Abdullah ا ر نر ين ن ! Ey arabaya binen ma’rife, muzâf, tenvinsiz ma’rife hükmünde muzâfa

benzer, tenvinli

. ي ن ال Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse belli değil). Nekre, sonundaki tenvin tenkir içindir.

3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’

Mukabele tenvini, sâlim müennes cemi’lerin sonuna gelen

tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 274, 275; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn

‘Akîl, t.y.: I,17; es-Suyûtî, 2001: IV, 406). Bu tenvine mukabele

tenvini denmesinin sebebi sâlim cemi’ müzekkerdeki nûn harfinin

karşılığında getirilmiş olmasıdır (İbn Hişâm, t.y. , II, 340; 1966: 1,16).

9 Müfred munâda muzâf veya muzâfa benzeyen terkip şeklinde olmayan isimdir.

14

. ش ان ل ي و ا م ز ي م ن Orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır (Meryem 19/62).

Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.

نن م . ه و و ل ر ا ط نر ي Ancak Lût ailesini bir seher vakti kurtardık (el-Kamer 54/34).

Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.

6. Munâdâ İsimlerin Bazı Kısımlarında

Başında nidâ harfi bulunan munâdâ isim müfred ma’rife9 ve

ma’rife hükmünde nekre ise mebnî olur, bu durumda i’râbı değişmez,

dolayısıyla tenvin almaz.

! ر ن ! ر ن ! ر ن damm üzere mebnî elif üzere mebnî vâv üzere mebnî

. ي ن Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse bellidir). ma’rife hükmünde nekre, damm üzere mebnî, tenvinsiz

Munâdâ muzâf, muzâfa benzer veya nekre ise mu’reb olur. Bu

yerlerden yalnızca bir yerde yani muzâf olduğunda tenvin almaz,

muzâfa benzer ise sonuna temekkün tenvini alan mütemekkin isimdir.

Nekre olduğunda yani kime hitap edildiği belli olmayan cins isim ise

sonuna tenkir tenvini gelir.

! ي ا ر ن Ey Abdullah ا ر نر ين ن ! Ey arabaya binen ma’rife, muzâf, tenvinsiz ma’rife hükmünde muzâfa

benzer, tenvinli

. ي ن ال Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse belli değil). Nekre, sonundaki tenvin tenkir içindir.

3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’

Mukabele tenvini, sâlim müennes cemi’lerin sonuna gelen

tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 274, 275; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn

‘Akîl, t.y.: I,17; es-Suyûtî, 2001: IV, 406). Bu tenvine mukabele

tenvini denmesinin sebebi sâlim cemi’ müzekkerdeki nûn harfinin

karşılığında getirilmiş olmasıdır (İbn Hişâm, t.y. , II, 340; 1966: 1,16).

9 Müfred munâda muzâf veya muzâfa benzeyen terkip şeklinde olmayan isimdir.

Page 11: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

317ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

alanmütemekkinisimdir.Nekreolduğundayanikimehitapedildiğibelliolmayancinsisimisesonunatenkirtenvinigelir.

3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’Mukabele tenvini, sâlimmüennes cemi’lerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn,

1994:I,274,275;İbnHişâm,t.y.:II,340;İbn‘Akîl,t.y.:I,17;es-Suyûtî,2001:IV,406).Butenvinemukabeletenvinidenmesininsebebisâlimcemi’müzekkerdekinûnharfininkarşılığındagetirilmişolmasıdır(İbnHişâm,t.y.,II,340;1966:1,16).Sâlimmüzekkercemi’dekinûnmüfreddekitenvininkarşılığıdır,ziraizâfethâlindetıpkıtenvingibikeli-meninsonundandüşmektedir10.

Butenvinhernekadartemekküntenvininebenzergibigörünmekteisedetemekküntenvinideğildir.Meselâbirercemi’olan

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

Arafat dağı

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

(bir yer adı)kelime-lerininsonundakitenvinmukabeletenvinidir.Ziramüennesve‘alemolmaküzereikise-beptendolayıgayr-imunsarifolanbukelimelerdentenvindüşmesigerekirkendüşmemek-tedir.Şayetbunlarınsonlarındakitenvintemekküniçinolsaydıbunlar

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

şeklindetenvinsizokunacaklardı(İbnHişâm,t.y.:II,340).

Nitekim,

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

Arafat’tan indiğiniz zaman Meş’ar-i Haram yanında (Müzdelife’de) Allah’ı zikredin(el-Bakara2/198)ayetindegö-rüldüğügibicemi’müennesolan

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

kelimesitenvinliokunmaktadır.

10)Kelimeninsonundakitenvinokelimeninisimolmasınındelilidir.İsimlerintesniyevecemi’lerindede tenvinolmasıgerekir.Ancaktesniyevecemi’lerinsonunaharekesiz i’râbharfieklendiği içintenvineklendiğitakdirdeikisâkinharfbirarayagelmesindiyetenvinyerinetesniyede

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

cemi’de

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

şeklindeharekelinûnharfigetirilmiştir.Sâlimmüennestegetirilentenviniştebunûnunkarşılığıdır.(Bk.el-Enbârî,1995:69;Mustafâb.Hamza1278:257;‘AbbâsHasan,1966:I,40).

14

. ش ان ل ي و ا م ز ي م ن Orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır (Meryem 19/62).

Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.

نن م . ه و و ل ر ا ط نر ي Ancak Lût ailesini bir seher vakti kurtardık (el-Kamer 54/34).

Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.

6. Munâdâ İsimlerin Bazı Kısımlarında

Başında nidâ harfi bulunan munâdâ isim müfred ma’rife9 ve

ma’rife hükmünde nekre ise mebnî olur, bu durumda i’râbı değişmez,

dolayısıyla tenvin almaz.

! ر ن ! ر ن ! ر ن damm üzere mebnî elif üzere mebnî vâv üzere mebnî

. ي ن Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse bellidir). ma’rife hükmünde nekre, damm üzere mebnî, tenvinsiz

Munâdâ muzâf, muzâfa benzer veya nekre ise mu’reb olur. Bu

yerlerden yalnızca bir yerde yani muzâf olduğunda tenvin almaz,

muzâfa benzer ise sonuna temekkün tenvini alan mütemekkin isimdir.

Nekre olduğunda yani kime hitap edildiği belli olmayan cins isim ise

sonuna tenkir tenvini gelir.

! ي ا ر ن Ey Abdullah ا ر نر ين ن ! Ey arabaya binen ma’rife, muzâf, tenvinsiz ma’rife hükmünde muzâfa

benzer, tenvinli

. ي ن ال Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse belli değil). Nekre, sonundaki tenvin tenkir içindir.

3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’

Mukabele tenvini, sâlim müennes cemi’lerin sonuna gelen

tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 274, 275; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn

‘Akîl, t.y.: I,17; es-Suyûtî, 2001: IV, 406). Bu tenvine mukabele

tenvini denmesinin sebebi sâlim cemi’ müzekkerdeki nûn harfinin

karşılığında getirilmiş olmasıdır (İbn Hişâm, t.y. , II, 340; 1966: 1,16).

9 Müfred munâda muzâf veya muzâfa benzeyen terkip şeklinde olmayan isimdir.

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

Page 12: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

318 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

4. ‘İvaz Tenvini ve

15

Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira

izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.

a. Müfred müzekker : Müfred müennes :

. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن

. ا

tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz

b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :

. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن

. ا

muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş

Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi

görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan

kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن

mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten

dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi

gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin

temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz

okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).

Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz

zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-

Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن

kelimesi tenvinli okunmaktadır.

4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh

‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan

harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:

I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir

ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya

10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve

cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste

getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).

Vezni, Muzâfun ileyh‘İvaztenvini(düşenekarşılıkgelen),isminsonundandüşmüşolanharf,kelimeveya

cümleninyerinegelentenvindir(eş-Şelevbîn,1994:I,278;İbnHişâm,t.y.:II,341;el-Câmî,1882:426).Arapçadabirisminsonharfi,bazenisminmuzâfolduğukelimebazendebirveyabirdençokcümlehazfedilir,yerinedüşenikarşılamasıiçinbirtenvingelir.Üçdurumdagelenbutenvine‘ivaztenvinidenilir.

1.DüşenSonHarfinYerineTenvinGelmesi

Üçharflifiillerinism-ifâilkalıbı

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklindedir.Bukalıbın

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklindekimüfredmüennesi

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

veya

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklindeikitürlücemi’lenir.

Buna göre

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

ve

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin müfredmüennesinde

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

gibi

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklinde cemi’de ise

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

kalıbın-da

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklinde cemi’lenir. Kelime

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklindedir.Damme ve kesre kelimeyeağırgeldiği içinöncesonundakidamme ve kesre dahasonradahafiflikolsundiye

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

harfihazfedilir.

Düşen

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

harfinekarşılıkolarakkelimeninsonunabirtenvingetirilir.Sonhâldekeli-

melertenvinliolarak

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklinialmaktadır.Buşekliylekelimeninso-nunagetirilentenvin,düşen

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

harfinikarşılayan‘ivaztenvinidir.Bukalıpta

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

harfinindüşmesivekarşılığındatenvingetirilmesiiçinikincibiryolunolduğusöylenmiştir.Buşekildekelimeterkipdışındaiseilkbaştagayr-imunsarifdeğil-dir.Hazifvetenviningetirilmesikelimeningayr-imunsarifliğindenöncedir.Budurumdakelimeler

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

şeklindedir.İlkönceağırgeldiğiiçinkelimeninsonundakidammehazfedilir.Dammeninhazfe-

dilmesiylebiri

16

birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin

gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.

1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi

Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة

şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü

cemi’lenir.

Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin

müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise

kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن

şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için

tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –

şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce

sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi

hazfedilir.

Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin

getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini

almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى

harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi

için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip

dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin

getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda

kelimeler – – şeklindedir.

İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.

Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin

sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak

diğeritenvinolmaküzerekelimeninsonundaikisâkinharfbirarayagelmektedir.İkisâkindenkurtulmakiçinönce

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

harfisonradakelimegayr-imunsarifolduğuiçintenvindüşmüş,düşen

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

harfinekarşılıkolmaküzere‘ivaztenvinigetirilmiş-tir(Sîbeveyh,1988:III,310(dipnot2);el-‘Ukberî,1995:I,516;‘AbbâsHasan,1966:I,38(dipnot1);IV,199vd).

Aşamalarıyla gösterilen

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

vb. kelimeler ref’ ve cer hâlinde ‘ivaztenviniyleokunur.Nasbhâlindehazifolmadığıve

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

harfininüzerindekifetha,kelime-yigayr-imunsarifolmaktançıkarmayacağıiçinbukelimelerinsonuna‘ivaztenvinidegelmez.

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

Page 13: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

319ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler vardır (el-A’râf7/41).

And olsun fecre ve on geceye(el-Fecr89/1–2).

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir(ez-Zumer39/24).

Birinciveikinciörnektegörüldüğüüzerekelimelerref’vecerhâlinde

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

şeklinden

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

şeklinedönüşmüş,üçüncüörnektekelimedehazifolmadığıiçinkarşılığındatenvindegelmemiştir.

2.DüşenKelimeninYerineTenvinGelmesiTekkelimeninhazfedilmesiylekarşılığında‘ivaztenvinigelenkelimeler

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

ve

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

olmaküzereüçtanedir.Daimamuzâfolmalarıgerekenbukelimelerinsonunaeklenmişolanmuzâfunileyhle-

ri-anlamıgenişletmekmaksadıylaveyahazfedileninneolduğuanlaşılabildiğiiçin-bazenhazfedilir,hazfedilenmuzâfunileyhekarşılıkbukelimelerinsonunatenvingelir.Buten-vinmuzâfunileyhinanlamınıkarşılayan‘ivaztenvinidir.

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na boyun eğmiştir(el-Bakara2/116).

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem, siz birbirinizden-siniz(Âl-iİmrân3/195).

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur(el-İsrâ17/110).

3.DüşenCümleninYerineTenvinGelmesiMuzâfunileyhkonumundakicümleninhazfedilmesiylekarşılığındasonuna‘ivazten-

vinigelenkelimeler

18

hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.

Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na

boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).

. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,

siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).

. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur

(el-İsrâ 17/110).

3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi

Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle

karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere

iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).

Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere

mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları

cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin

muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz

tenvinidir.

. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).

.anlamındadır ي ذ ن

. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler

(el-İsrâ 17/76).

ve

18

hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.

Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na

boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).

. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,

siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).

. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur

(el-İsrâ 17/110).

3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi

Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle

karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere

iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).

Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere

mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları

cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin

muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz

tenvinidir.

. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).

.anlamındadır ي ذ ن

. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler

(el-İsrâ 17/76).

olmaküzereikitanedir(İbnHişâm,1966:1,16(dipnot4).

Zamanzarfıolanbuikikelimeninherikisidesükûnüzeremebnîdir.Daimacümleyemuzâfolanbuzarflarınmuzâfolduklarıcümlehazfedildiğinde

18

hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.

Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na

boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).

. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,

siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).

. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur

(el-İsrâ 17/110).

3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi

Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle

karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere

iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).

Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere

mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları

cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin

muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz

tenvinidir.

. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).

.anlamındadır ي ذ ن

. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler

(el-İsrâ 17/76).

şek-

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

17

için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin

düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini

getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,

516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).

Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer

hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى

harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan

çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.

. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.

Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler

vardır (el-A’râf 7/41).

. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن

And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).

. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar

tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).

Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer

hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede

hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.

2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi

Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen

kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.

Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş

olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya

hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,

18

hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.

Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na

boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).

. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,

siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).

. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur

(el-İsrâ 17/110).

3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi

Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle

karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere

iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).

Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere

mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları

cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin

muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz

tenvinidir.

. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).

.anlamındadır ي ذ ن

. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler

(el-İsrâ 17/76).

18

hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.

Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na

boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).

. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,

siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).

. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur

(el-İsrâ 17/110).

3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi

Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle

karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere

iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).

Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere

mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları

cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin

muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz

tenvinidir.

. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).

.anlamındadır ي ذ ن

. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler

(el-İsrâ 17/76). 18

hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.

Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na

boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).

. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,

siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).

. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur

(el-İsrâ 17/110).

3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi

Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle

karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere

iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).

Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere

mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları

cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin

muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz

tenvinidir.

. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).

.anlamındadır ي ذ ن

. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler

(el-İsrâ 17/76).

Page 14: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

320 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

lindetenvinlenir.Butenvinmuzâfunileyhinyerinegeçenveonunanlamınıkarşılayan‘ivaztenvinidir.

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler(el-İsrâ17/76).

5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - HarfTerennümtenvini, şiirdekafiyeharfiniuzatmak içinharekesineuygunolarak ilâve

edilenmedharfleri

19

5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine

uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin

nûn harfidir.

Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak

üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,

279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).

. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.

Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem

isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).

أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)

Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi

henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).

6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna

eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).

. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.

Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl

parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,

279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).

Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara

(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-

Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)

Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.

11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine

getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).

yerinegetirilensâkinnûnharfidir.Terennümtenvinibaşında

19

5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine

uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin

nûn harfidir.

Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak

üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,

279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).

. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.

Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem

isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).

أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)

Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi

henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).

6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna

eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).

. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.

Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl

parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,

279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).

Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara

(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-

Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)

Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.

11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine

getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).

bulunanisim,fiilveharfolmaküzeretümkelimeçe-şitlerinedâhilolmaktadır11(eş-Şelevbîn,1994:I,279;İbnHişâm,t.y.II,342;es-Suyûtî,2001:IV,407).

Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem isabet etti de (İbnHişâm,t.y.:II,342;İbn‘Akîl,t.y.:I,18).

Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu(İbn‘Akîl:I,19).

6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - HarfGâlîtenvini,sonusahihharflebitenkafiyeharfininsonunaeklenensâkinnûnharfidir

(eş-Şelevbîn,1994:I,276,279).

Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım(eş-Şelevbîn,1994:I,276,279;İbn‘Akîl,t.y.:I,20;es-Suyûtî,2001,IV,407).

Terennümvegâlî tenvinleri gerçekte tenvindeğildir.Bunlara (şeklen tenvineben-zedikleriiçin)tenvindenmesimecâzidir(eş-Şelevbîn,1994:I,279;İbnHişâm,t.y.:II,343)11)Terennümtenvinikafiyeharfiniuzatmakiçinilâveedilenmedharfininkafiyeharfinegetirdiğises

uzamasınıkesmekvekısaltmakiçingetirilmektedir.(bk.es-Suyûtî,2001:IV,407;el-Hudarî,t.y.,I,20).

18

hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.

Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.

. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا

Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na

boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).

. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م

Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,

siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).

. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن

Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur

(el-İsrâ 17/110).

3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi

Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle

karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere

iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).

Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere

mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları

cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin

muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz

tenvinidir.

. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).

.anlamındadır ي ذ ن

. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا

O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler

(el-İsrâ 17/76).

19

5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine

uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin

nûn harfidir.

Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak

üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,

279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).

. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.

Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem

isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).

أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)

Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi

henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).

6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna

eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).

. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.

Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl

parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,

279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).

Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara

(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-

Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)

Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.

11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine

getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).

19

5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine

uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin

nûn harfidir.

Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak

üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,

279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).

. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.

Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem

isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).

أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)

Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi

henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).

6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna

eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).

. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.

Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl

parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,

279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).

Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara

(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-

Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)

Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.

11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine

getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).

19

5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine

uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin

nûn harfidir.

Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak

üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,

279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).

. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.

Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem

isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).

أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)

Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi

henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).

6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf

Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna

eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).

. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.

Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl

parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,

279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).

Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara

(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-

Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)

Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.

11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine

getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).

Page 15: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

321ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

Bunlarınikisebeptendolayıtenvinsayılmamalarıgerekir.a.Terennümvegâlîtenvinleri,yukarıdasayılandörttenvinçeşidinindâhiloldukları

ismekazandırdığıözelanlamları taşımamaktadır.Buözelanlamlar,asalet(temekkün),ma’rifeyi nekreleştirmek (tenkir), düşen (harf veyamuzâfun ileyh)in yerini almak veonunanlamınıkarşılamak(‘ivaz)vesâlimmüzekkercemi’dekinûn harfinekarşılıkola-rakdengesağlamak(mukabele)anlamlarıdır.

b.Tenvinyalnızca ismedâhilolanbirharftir.Oysa terennümvegâlî tenvini, isim,fiilveharfolmaküzeretümkelimeçeşitlerinedâhilolmaktadır.Bunlargerçektetenvinolsalardıhemyukarıdasayılananlamlarınbirinikarşılamalarıhemdeyalnızcaismedâhilolmalarıgerekirdi.

II. Tenvinin Anlam Özellikleri Temekkün,tenkir,‘ivazvemukabeleolmaküzeredörtçeşidiyletenvin,sonunagel-

diğikelimeyedeğişik anlamlarveözelliklerkazandırmaktadır.Tenvininbuözelliklerişöyledir (Tenvinin özellikleri için bk. ‘Abdulvehhâb, http:// almanhaj.net/makal.php?Linkid=896).

1. Hafiflik İşareti OlmasıTenvinmütemekkin isimdehafiflik işareti sayılmaktadır. İ’râb işaretimu’reb ismin

cümleiçindegörevinibelirlemekveaçıklamaklaismitamamlamaktadır.Buyüzdenhermu’rebisimdir,ancakherisimmu’rebdeğildir.Mu’reb,i’râblatamamlananvemüsem-mâyıgöstereninisimolduğunuaçıkbirşekildeortayaçıkartankelimedemektir.Cümledizimindeyeralanisminkendisibiryandananlamını,diğeryandandasonundakideğişiki’râbşekillerifâillik,mef’ûllük,muzâfunileyhvb.görevleriniyansıtır.

Mebnî isimler böyle değildir, ziramebnîlerde harfin özellikleri baskın olduğu içinsonlarındadeğişiki’râbşekillerigörülmez.Gayr-imunsarifgibibazıisimlerdeasılanla-mındışında(vasıflık,‘alemlik,müenneslik,cemi’lik,ziyadelik,terkipvs.)anlamlaroldu-ğundanfiilgibiağırlaşmaktavetıpkıonungibitenvinvekesredenyoksunkalmaktadır.Kesrevetenvinancakisimolarakkalanveisimözelliğinitaşıyankelimeninsonunaokelimedeisimözelliklerininöneçıktığınınişaretiolarakgelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne çıkarmaktadır.Kelimenin so-nundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-imunsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslıüzerinekaldığınıifadeeder.Ziramütemekkinisimkendibaşınailâveanlamlaraihtiyaçduymayacakbirşekildecümledizimindetaşıdığıi’râbalâmetiylevebualâmetetabiolantenvinlegörevinitekbaşınayerinegetirecekgüçtedir.

İsmebuanlamıverenveisimolarakkaldığınıgösterendetemekküntenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti OlmasıTenvinüçyerdekısalıkveözlülükişaretidir.a.Muzâfdeğilsevebaşında

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

harfiyoksaref’vecerhâlindeki

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

gibisonu

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

veya

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

ilebitenmankûs isminharekesidüşer.Harekenindüşmesiylebiri illetharfi

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

,diğeritenvinolmaküzereikisâkinharfbirarayagelir.İkisâkindenkurtulmakiçin

Page 16: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

322 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

illetharfidüşer,tenvinkalır.Kelimeninsonharfinindüşmesikısalıktır.Özellikleyazıdabukısalıkdahabelirgindir.

b.Anlamınınbelliolmasıiçindaimabirismemuzâfolmasıgereken

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

ve

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

kelimelerininmuzâfolduklarıisimhazfedilir,yerine‘ivaztenvinigelir.Kelimebuhâliyleizâfettenkoptuğuhâlde-varmışgibi-yinemu’rebolarakkalır,çünkütenvindüşenkelimeninyerinialmıştır.Birharftenibaretolantenvininkelimeninyerinitutmasınınveonunanlamınıvermesininkısalıkveözlülükolduğuaçıktır.

c.Daimacümleyemuzâfolan

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

ve

21

kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim

özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne

çıktığının işareti olarak gelir.

Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne

çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i

munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade

eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç

duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve

bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek

güçtedir.

İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de

temekkün tenvinidir.

2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması

Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.

a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki

.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن

Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki

sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,

tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle

yazıda bu kısalık daha belirgindir.

b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması

gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,

yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -

varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin

yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini

tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu

açıktır.

c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları

cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf

olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,

zarflarınınmuzâfolduklarıcümlehazfedi-lir.Karşılığındabuzarflarınsonuna tenvingelir.Muzâfolankelimemuzâfunileyh ilema’rifelik,tahsislik,i’râb,binâ,müzekkerlikveyamüenneslikkazanır.Muzâf,muzâfunileyhilebirliktetekkelimehükmündeolduğundanmuzâftadurulmaz.Busebeplemuzâ-fınsonundatenvinolmaz(el-‘Ukberî,1995:I,77).

Muzâfunileyhhazfedildiğindeisesonunatenvingelmesivebutenvininhazfedilencümleninanlamınıvermesikısalıkveözlülüğünişaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması Tenvingeneldemebnîisimlereözeldegayr-imunsarifema’rifelikvenekreliğiayırt

etmekiçindahilolmaktadır.a.

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

ilebitenmebnîisminsonunatenvingeldiğindema’rifeninnekreolmasıkaide-dir.

b.İsimfiillerdensonundavucûbenveyacevâzentenvinbulunanlarnekredir.Tenvinbulunmayanlarma’rifedir.

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

ve

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

gibivucûbenmarifeolanlaratenvingelmez.c.Nekrelikgenellemeveçoklukanlamınagelir.Nitekimkullanıldığıyeregöreazlık

veyaçoklukanlamınagelen

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

harfinekreisminbaşınagelir.Ma’rifelikbudurumuntersinedir.Başında

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

bulunanveyamuzâfolanisminanlamındagenellikveçoklukanla-mıyoktur.Mebnîisimlerkendileriniaçıklayanaihtiyaçduyananlamıkapalıkelimelerdir.Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları değişmez.Bu sebeple de bunlar i’râbakapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ilemu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak, başına

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

gelmemekvemuzâfolmamakyönündenortaktır.Ziramebnî‘alembirisminbaşına

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

gelmezvemuzâfolmaz.

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

gibimu’reb‘alemler,lâfzen

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

gibinekreisimlerebenzemekte-dir.Zira‘aleminma’rifeliği

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar.

veizâfetlelâfzendeğil,nekreisminnekreliğigibimane-vidir(el-‘Ukberî:I,77).‘Alemolangayr-imunsarifnekrelendiğindeanlamındagenellikmeydanagelirve

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

kelimesindeolduğugibisonunatenvingelir.

4. Müfredlik İşareti OlmasıMüfredisim,tesniyevecemi’isimlerinaslıdır.Asıli’râbalâmetiasılolanaverilince

tesniyeve(sâlimmüzekker)cemi’easlınyerinitutanfer’ii’râbalâmetiverildi.Nitekim

12)

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar. ve

22

müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile

birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu

sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).

Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu

tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün

işaretidir12.

3. Nekrelik İşareti Olması

Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik

ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.

a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin

nekre olması kaidedir.

b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin

bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi

vucûben marife olanlara tenvin gelmez.

c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim

kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre

ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında

bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı

yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı

kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları

değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.

Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,

başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî

‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.

gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي

benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,

nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan

nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12

muzâfun ileyhin anlamını karşılar. nınsonundakitenvinbuzarflarımebnîolmaktançıkarmaz,sadecehazfedilenmuzâfun

ileyhinanlamınıkarşılar.

Page 17: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

323ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI

müfreddeasıli’râbalâmetleriolankısasesler(fetha, damme, kesre) tesniyevecemi’deuzatılarakelif, vâv, yâharfleriyletemsiledilmektedir.Müfredisme,i’râbatabiolarakten-vinverilince-asılvefer’îolanarasındadengekurmakiçin-tesniyevecemi’yealâmetleriuzatmakbabındanyazıdavetelâffuzdatenvinyerineaçıknûn harfiverilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olmasıİsimdemüzekkerlikasıldır,buyüzdenmüzekkerisminhiçbirişareteihtiyacıyoktur.

Şayetisimmüennesiseonumüzekkerdenayırtetmekiçinsonunda

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

veyaelif (maksûr–memdûd)harfibulunur.

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

harfi ismin sonunamüzekker vemüennes arasını ayırt etmek için geldiği gibi,hazfedilenekarşılık

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

,mubâlağa

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

merre(sayımasdarı)

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

heye’t(çeşitmasdarı)

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

gibidahabaşkaanlamlar içindegelebilirveya

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

vb.kelimelerinkendibünyesindebulunabilir.

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

harfinin sayılanbuanlamlar içinkelimeninsonunadâhilolması, i’râb işaretiylebirliktetenvinalmasıvekelimeninmunsarifolmaktançıkmamasımüennesliğinasılol-madığınıgösterir.

Te’nis elifi ise gerekmüfredvegereksecemi’dekelimeyigayr-imunsarifyapar.Mü-ennesinasılolmadığıve

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

ve

23

gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve

kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.

4. Müfredlik İşareti Olması

Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti

asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini

tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri

olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak

elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi

olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-

tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda

tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.

5. Müzekkerlik İşareti Olması

İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir

işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt

etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.

harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية

için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),

merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha

başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi

bünyesinde bulunabilir.

,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية

i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan

çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.

Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i

munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن

kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet

kelimelerindeolduğugibimüenneslikalâmetiolanelif harfiikiilletyerinegeçtiğiiçinbuvb.kelimelertenvinkabuledememektedir13.

24

yerine geçtiği için bu vb. kelimeler tenvin kabul edememektedir13. ية

ile biten müennes ismin tenvin alması, buna karşılık te’nis elifi ile

biten ismin tenvin kabul etmemesi, müzekkerin asıl olduğunu

göstermekte ve asla uygun olarak sonuna tenvin dâhil olmaktadır.

Sonuç

Konunu kapsamı itibariyle bir makale hacmini aşması dolayısıyla

tamamlayıcı olması bakımından daha sonra diğer özellikleri ve başka

yönleriyle tamamlanması düşünülen tenvinin anlamı, özellikleri ve

kullanımı hakkında bu bölümle ilgili varılan sonuçlar şöyledir:

a. Tenvin asıl ve fer’i olmak üzere iki bölümde mütalaa

edilmektedir. Kelimeye dâhil olduğunda ona özel anlamlar kazandıran

tenvin asıl kısmını oluşturan temekkün, tenkir, mukabele ve ‘ivaz

kısımlarıdır.

b. Tenvinin kelimenin sonuna gelmesi durumunda hangi anlama

geleceği kelimenin yapısını bilmekle ilgilidir. Meselâ, isim müfred,

munsarif ve mu’reb ise tenvin temekkün içindir. Ses isim fiil, gayr-i

munsarif ‘alem ise tenkir anlamındadır. Sâlim müennes cemi ise

mukabele, düşen harfe veya kelimeye karşılık olarak gelmiş ise ‘ivaz

anlamına gelir.

c. Tenvin, dâhil olduğu kelimede türüne göre aynı zamanda

hafiflik, kısalık, müfredlik ve müzekkerlik gibi anlamları da

taşımaktadır.

Kaynakça

‘Abbâs Hasan (1966). en-Nahvu’l-Vâfî. I-IV. Mısır. ‘Abdulvehhâb Hasan Hamed, Me’âni’t-Tenvîn, http://

almanhaj.net/makal.php?Linkid=896. (20.10.2010) ‘Alî Rizâ (T.y.). el-Merci‘ fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye; Sarfuhâ ve

Nahvuhâ, I-III, Beyrut. el-Câmî, ‘Abdurrahmân b. Ahmed (1882). el-Fevâ’idu’z-

Ziyâ’iyye. İstanbul.

13 Te’nis elifi ile biten ismin müennesliği ية ile biten isimden daha kuvvetlidir çünkü ية sâlim

cemi’ müennesde düşer.

ilebitenmüennesismintenvinalması,bunakarşılıkte’nis elifi ilebitenismintenvinkabuletmemesi,müzekkerinasılolduğunugöstermekteveaslauygunolaraksonunaten-vindâhilolmaktadır.

SonuçKonunukapsamıitibariylebirmakalehacminiaşmasıdolayısıylatamamlayıcıolması

bakımındandaha sonradiğerözellikleri vebaşkayönleriyle tamamlanmasıdüşünülentenvininanlamı,özelliklerivekullanımıhakkındabubölümleilgilivarılansonuçlarşöy-ledir:

a. Tenvinasılvefer’iolmaküzereikibölümdemütalaaedilmektedir.Kelimeyedâhilolduğundaonaözelanlamlarkazandırantenvinasılkısmınıoluşturantemekkün,tenkir,mukabeleve‘ivazkısımlarıdır.

b. Tenvininkelimeninsonunagelmesidurumundahangianlamageleceğikelimeninyapısınıbilmekleilgilidir.Meselâ,isimmüfred,munsarifvemu’rebisetenvinte-mekküniçindir.Sesisimfiil,gayr-imunsarif‘alemisetenkiranlamındadır.Sâlimmüennescemiisemukabele,düşenharfeveyakelimeyekarşılıkolarakgelmişise‘ivazanlamınagelir.

c. Tenvin,dâhilolduğukelimedetürünegöreaynızamandahafiflik,kısalık,müfred-likvemüzekkerlikgibianlamlarıdataşımaktadır.

13)Te’nis elifiilebitenisminmüennesliği

24

yerine geçtiği için bu vb. kelimeler tenvin kabul edememektedir13. ية

ile biten müennes ismin tenvin alması, buna karşılık te’nis elifi ile

biten ismin tenvin kabul etmemesi, müzekkerin asıl olduğunu

göstermekte ve asla uygun olarak sonuna tenvin dâhil olmaktadır.

Sonuç

Konunu kapsamı itibariyle bir makale hacmini aşması dolayısıyla

tamamlayıcı olması bakımından daha sonra diğer özellikleri ve başka

yönleriyle tamamlanması düşünülen tenvinin anlamı, özellikleri ve

kullanımı hakkında bu bölümle ilgili varılan sonuçlar şöyledir:

a. Tenvin asıl ve fer’i olmak üzere iki bölümde mütalaa

edilmektedir. Kelimeye dâhil olduğunda ona özel anlamlar kazandıran

tenvin asıl kısmını oluşturan temekkün, tenkir, mukabele ve ‘ivaz

kısımlarıdır.

b. Tenvinin kelimenin sonuna gelmesi durumunda hangi anlama

geleceği kelimenin yapısını bilmekle ilgilidir. Meselâ, isim müfred,

munsarif ve mu’reb ise tenvin temekkün içindir. Ses isim fiil, gayr-i

munsarif ‘alem ise tenkir anlamındadır. Sâlim müennes cemi ise

mukabele, düşen harfe veya kelimeye karşılık olarak gelmiş ise ‘ivaz

anlamına gelir.

c. Tenvin, dâhil olduğu kelimede türüne göre aynı zamanda

hafiflik, kısalık, müfredlik ve müzekkerlik gibi anlamları da

taşımaktadır.

Kaynakça

‘Abbâs Hasan (1966). en-Nahvu’l-Vâfî. I-IV. Mısır. ‘Abdulvehhâb Hasan Hamed, Me’âni’t-Tenvîn, http://

almanhaj.net/makal.php?Linkid=896. (20.10.2010) ‘Alî Rizâ (T.y.). el-Merci‘ fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye; Sarfuhâ ve

Nahvuhâ, I-III, Beyrut. el-Câmî, ‘Abdurrahmân b. Ahmed (1882). el-Fevâ’idu’z-

Ziyâ’iyye. İstanbul.

13 Te’nis elifi ile biten ismin müennesliği ية ile biten isimden daha kuvvetlidir çünkü ية sâlim

cemi’ müennesde düşer.

ilebitenisimdendahakuvvetlidirçünkü

24

yerine geçtiği için bu vb. kelimeler tenvin kabul edememektedir13. ية

ile biten müennes ismin tenvin alması, buna karşılık te’nis elifi ile

biten ismin tenvin kabul etmemesi, müzekkerin asıl olduğunu

göstermekte ve asla uygun olarak sonuna tenvin dâhil olmaktadır.

Sonuç

Konunu kapsamı itibariyle bir makale hacmini aşması dolayısıyla

tamamlayıcı olması bakımından daha sonra diğer özellikleri ve başka

yönleriyle tamamlanması düşünülen tenvinin anlamı, özellikleri ve

kullanımı hakkında bu bölümle ilgili varılan sonuçlar şöyledir:

a. Tenvin asıl ve fer’i olmak üzere iki bölümde mütalaa

edilmektedir. Kelimeye dâhil olduğunda ona özel anlamlar kazandıran

tenvin asıl kısmını oluşturan temekkün, tenkir, mukabele ve ‘ivaz

kısımlarıdır.

b. Tenvinin kelimenin sonuna gelmesi durumunda hangi anlama

geleceği kelimenin yapısını bilmekle ilgilidir. Meselâ, isim müfred,

munsarif ve mu’reb ise tenvin temekkün içindir. Ses isim fiil, gayr-i

munsarif ‘alem ise tenkir anlamındadır. Sâlim müennes cemi ise

mukabele, düşen harfe veya kelimeye karşılık olarak gelmiş ise ‘ivaz

anlamına gelir.

c. Tenvin, dâhil olduğu kelimede türüne göre aynı zamanda

hafiflik, kısalık, müfredlik ve müzekkerlik gibi anlamları da

taşımaktadır.

Kaynakça

‘Abbâs Hasan (1966). en-Nahvu’l-Vâfî. I-IV. Mısır. ‘Abdulvehhâb Hasan Hamed, Me’âni’t-Tenvîn, http://

almanhaj.net/makal.php?Linkid=896. (20.10.2010) ‘Alî Rizâ (T.y.). el-Merci‘ fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye; Sarfuhâ ve

Nahvuhâ, I-III, Beyrut. el-Câmî, ‘Abdurrahmân b. Ahmed (1882). el-Fevâ’idu’z-

Ziyâ’iyye. İstanbul.

13 Te’nis elifi ile biten ismin müennesliği ية ile biten isimden daha kuvvetlidir çünkü ية sâlim

cemi’ müennesde düşer.

sâlimcemi’müennesdedüşer.

Page 18: ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE …isamveri.org/pdfdrg/D01777/2012_51/2012_51_SEVINCRR.pdf · Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin

324 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ

Kaynakça‘AbbâsHasan(1966).en-Nahvu’l-Vâfî.I-IV.Mısır.‘AbdulvehhâbHasanHamed,Me’âni’t-

Tenvîn,http://almanhaj.net/makal.php?Linkid=896.(20.10.2010)‘AlîRizâ(T.y.).el-Merci‘fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye;SarfuhâveNahvuhâ,I-III,Beyrut.el-Câmî,‘Abdurrahmânb.Ahmed(1882).el-Fevâ’idu’z-Ziyâ’iyye.İstanbul.el-Enbârî,Ebu’l-Berekât‘Abdurrahmânb.Muhammed(1995).Esrâru’l-‘Arabiyye.Nşr.

FahrSâlihKudâre.Beyrut.el-Fârisî,Ebû‘Alîel-Hasanb.Ahmedb.‘Abdilgaffâr(1996).Kitâbu’l-Îzâh.2.bs.Nşr.

KâzimBahru’l-Murcân.Beyrut.el-Galâyînî, Mustafâ (1966). Câmi‘u’d-Durûsi’l-‘Arabiyye. I-III. Nşr. Şerîf el-Ensârî.

Beyrut.el-Hudarî,Muhammedb.Mustafâb.Hasan(T.y.).Hâşiyetu’l-Hudarî‘alâİbn‘Akîl,I-II,

Kahire.İbn‘Akîl,Bahâuddîn‘Abdullâhel-Hemedânî(T.y.).Şerhuİbn‘Akîl.I-II.Nşr.Muham-

medMuhyiddîn‘Abdulhamîd.İbnu’l-Hâcib,CemâluddînEbû‘Amr‘Osmânb.‘Omer(t.y.).el-Kâfiye(NahivCümlesi

içinde).İstanbul.İbnHişâm,Cemâluddîn ‘Abdullâh b.Yûsuf b.Ahmed b. ‘Abdillâh el-Ensârî (1966).

Evdahu’l-MesâlikilâElfiyyetiİbnMâlik.I-IV.Nşr.MuhammedMuhyid-dîn‘Abdulhamîd.Beyrut.

İbnHişâm(t.y.).Muğni’l-Lebîb ‘anKutubi’l-E‘ârîb. I-II.Nşr.MuhammedMuhyiddîn‘Abdulhamîd.Kahire.

İbnYa’îş,MuvaffakuddînEbu’l-Bekâ(2001).Şerhu’l-Mufassalli’z-Zemahşerî.I-V.Nşr.İmîlBedî’Ya’kûb.Beyrut.

Mustafâb.Hamza(1278).Netâ’icu’l-Efkâr‘ale’l-İzhâr.Y.y.Radiyyuddîn,Muhammedb.Hasanel-Esterâbâdî(1892).Şerhu’l-Kâfiye.I-II.İstanbul.es-Sağîr,AhmedMuhammed‘Alî,Tenvînu’t-TenkîrveEseruhûfîİ’râbi’l-İsmiveBinâihî.

http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157003.(22.11.2010)

Sîbeveyh,EbûBişr‘Amrb.‘Osmânb.Kanber(1988).el-Kitâb.I-V.Nşr.‘AbdusselâmMuhammedHârûn.Kahire.

es-Suyûtî, ‘AbdurrâhmânCelâleddîn (2001).Hem’u’l-Hevâmi’ fîŞerhiCem’i’l-Cevâ-mi’.I,IV.Nşr.‘Abdul’âlSâlimMekrem.Kahire.

eş-Şelevbîn,Ebû‘Amrb.Muhammedb.‘Omerel-Ezdî(1994).Şerhu’lMukaddimeti’l-Cezûliyyeti’l-Kebîr.I-III.Nşr.Turkîb.Sehvb.Nezzâl.Beyrut.

et-Tehânevî,Muhammed‘Alîb.‘Alî(1984).Keşşâfuİstilâhâti’l-Funûn.I-III.İstanbul,el-‘Ukberî,Ebu’l-Bekâ’ ‘Abdullâhb.el-Huseyn(1995).el-Lubâbfî ‘İleli’l-Binâ’ve’l-

İ‘râb.I-II.Nşr.GâzîMuhtârTuleymât.Beyrut.el-Vâsitî,el-Kâsimb.Muhammedb.Mubâşir(2000).Şerhu’l-Luma‘fi’n-Nahv.Nşr.Re-

ceb‘OsmânMuhammed.Kahire.