arapÇada tÜrÜne gÖre tenvİn, anlam Özellİklerİ ve...
TRANSCRIPT
307
ÖzetArapçada yalnızca i’râb alan ismin sonuna gelen tenvin, türüne ve dâhil olduğu yere
göre isme yeni anlamlar kazandıran bir harftir.Tenvin bazen bir harfin, bir kelimenin hatta bir cümlenin anlamını karşılar, ismin
cümledeki yeri ve yapısına göre kimi zaman dâhil olduğu ismin anlamını genelleştirir, ba-zen de tenvin alması gereken bir isimde tenvin bulunmaması kelimenin anlamını kısıtlar.
Arapçada bazı isimler hiçbir şekilde tenvin almaz, tenvin alması gereken bazı kelime-ler ise tenvin alması gerekirken özel sebeplerden dolayı tenvinsiz kullanılır.
Anahtar Kelimeler: Tenvinin türleri, tenvinin anlam özellikleri, tenvin almayan keli-meler, tenvinin düşmesi
Tanwin According to its Type, its Meaning Features and its Usage in Arabic LanguageAbstract
Tanwin coming at the end of nouns which only take i’râb in Arabic is a letter causing them to gain new meaning according to its type and where it belongs to.
Tanwin sometimes meets the meaning a letter, or a word, or even a clause; it sometimes generalize the meaning of the noun which it is involved in according to the position of the noun in sentence and its structure; and sometimes the lack of tanwin in a noun having to the tanwin restrict the meaning of that word.
Some nouns never takes tanwin in any way and some words having to take tanwin does’nt take tanwin because of specific reasons although they have to.
Keywords: The types of tanwin, the meanings feature of tanwin, words not taking tanwin, the dropping of tanwin.
ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
*) Yrd.Doç.Dr.,RizeÜniversitesiİlâhiyatFakültesi,ArapDiliveBelagatiAnabilimDalı.(e-posta:[email protected])
R. Resul SEVİNÇ (*)
EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 16 Sayı: 51 (Bahar 2012)
308 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
GirişArapçadakelime,isim,fiilveharfşeklindeüçeayrılmıştır.Zirakelimeyabiroluşa
veyaolayakonuolanbirvarlıkolur.Bunaisimdenir.Şayetkelimebiroluşveyaolayhakkındabilgiveriyorsafiildir.Eğerkelimeisimvefiilibirbirinebağlıyorsabudaharftir(el-Vâsitî,2000:3;el-Enbârî:29;es-Suyûtî:II,6).
Harf,çekimsizbazıisimvezarflarhariç, istenilenanlamlarıkarşılamasıiçinbazenharekedeğişikliği,bazendeharekedeğişikliğininyanısırakelimeninkökünebirveyabirkaçharfeklenmesiyleyenikalıplarveşekillermeydanagelir.
Arapçadamorfolojikaçıdankelimeninbünyesindemeydanagelendeğişiklik,anlamı-nı;sözdizimibakımındansonundameydanagelenvei’râbdenilendeğişiklikisegörevinianlamamızısağlar.
Sözdizimindekullanılankelimelerinbirkısmınınsonudeğişir,yanii’râbalır.Bunlaramu’rebdenir.Birkısmınındasonudeğişmezaynıkalır.Bunlaradamebnîdenir(el-Fâ-risî,1996:76;el-Vâsitî,2000:6;el-Galâyînî,1966:I,19;‘AlîRizâ,t.y.:I,158).
Cümle içerisindeözne,nesne, zarf, tümleç,belirteçvb.görevlerdebulunduğundanismin sonudeğişir; i’râb alır.Fiil veharfin anılangörevlerdebulunmaları sözkonusuolmadığıiçinsonlarıdeğişmez.Buyüzdeni’râbisimde,binâ(değişmezlikdurumu)harfvefiildeasılkabuledilmiştir(İbn‘Akîl,t.y.:I,37;‘AbbâsHasan,1966:I,71).
Ancakkelimenini’râbalmasınoktasındaaslındışınaçıkılandurumlardavardır.Ni-tekim asla uygun olarak tüm isimlerinmu’reb olması, fiil ve harfin isemebnî olmasıgerekirkenbazıisimlerinvebazıfiillerinmu’rebolduğugörülmektedir.Bunagöreaşa-ğıdakitablodadagörüleceğiüzereisimvefiilhemmebnîhemmu’rebtir,harfisedaimamebnîdir.
Gramerâlimleriisminaslındışınaçıkarakmebnîolmasınıondaharfinözelliklerininöne çıkmasıyla, buna karşılık fiilin (muzâri fiil) bazı kısımlarınınmu’reb olmasını daisminbazıözelliklerininondabaskınolmasıylaaçıklamaktadır.Bunagöreisminmebnîolmasınınsebebi,harfelâfız,anlamvekullanımgibiyönlerdenbenzemesidir(İbnHişâm,1966:I,29;İbn‘Akîl,t.y,I,28vd.;el-Galâyînî,1966:II,210vd.).
Meselâ,
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
gibizamirlerlâfızveyapıbakımından
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
gibitekveyaikisesli,tekheceliharflerebenzemektedir.Busebeplezamirlermebnîsayılmıştır.
Soruveşartedatıolarakikianlamdakullanılabilen
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
kelimesibuanlamdakarşılığıolansoruedatı
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
hemze ve
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
harfiileşartedatıolan
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
harfinebenzemektedir.Buse-beplesoruedatlarımebnîsayılmıştır. 2
Giriş
Arapçada kelime, isim, fiil ve harf şeklinde üçe ayrılmıştır. Zira kelime ya bir
oluşa veya olaya konu olan bir varlık olur. Buna isim denir. Şayet kelime bir oluş
veya olay hakkında bilgi veriyorsa fiildir. Eğer kelime isim ve fiili birbirine
bağlıyorsa bu da harftir (el-Vâsitî, 2000: 3; el-Enbârî: 29; es-Suyûtî: II, 6).
Harf, çekimsiz bazı isim ve zarflar hariç, istenilen anlamları karşılaması için
bazen hareke değişikliği, bazen de hareke değişikliğinin yanı sıra kelimenin köküne
bir veya birkaç harf eklenmesiyle yeni kalıplar ve şekiller meydana gelir.
Arapçada morfolojik açıdan kelimenin bünyesinde meydana gelen değişiklik,
anlamını; söz dizimi bakımından sonunda meydana gelen ve i’râb denilen değişiklik
ise görevini anlamamızı sağlar.
Söz diziminde kullanılan kelimelerin bir kısmının sonu değişir, yani i’râb alır.
Bunlara mu’reb denir. Bir kısmının da sonu değişmez aynı kalır. Bunlara da mebnî
denir (el-Fârisî, 1996: 76; el-Vâsitî, 2000: 6; el-Galâyînî, 1966: I, 19; ‘Alî Rizâ, t.y.:
I, 158).
Cümle içerisinde özne, nesne, zarf, tümleç, belirteç vb. görevlerde
bulunduğundan ismin sonu değişir; i’râb alır. Fiil ve harfin anılan görevlerde
bulunmaları söz konusu olmadığı için sonları değişmez. Bu yüzden i’râb isimde,
binâ (değişmezlik durumu) harf ve fiilde asıl kabul edilmiştir (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37;
‘Abbâs Hasan, 1966: I, 71).
Ancak kelimenin i’râb alması noktasında aslın dışına çıkılan durumlar da
vardır. Nitekim asla uygun olarak tüm isimlerin mu’reb olması, fiil ve harfin ise
mebnî olması gerekirken bazı isimlerin ve bazı fiillerin mu’reb olduğu
görülmektedir. Buna göre aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere isim ve fiil hem
mebnî hem mu’rebtir, harf ise daima mebnîdir.
Kelime
İsim Fiil Harf
Mebnî Mu’reb Mebnî Mu’reb Mebnî
Gramer âlimleri ismin aslın dışına çıkarak mebnî olmasını onda harfin
özelliklerinin öne çıkmasıyla, buna karşılık fiilin (muzâri fiil) bazı kısımlarının
mu’reb olmasını da ismin bazı özelliklerinin onda baskın olmasıyla açıklamaktadır.
Buna göre ismin mebnî olmasının sebebi, harfe lâfız, anlam ve kullanım gibi
yönlerden benzemesidir (İbn Hişâm, 1966: I, 29; İbn ‘Akîl, t.y, I, 28 vd.; el-
Galâyînî, 1966: II, 210 vd.).
309ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil vemef’ûl alırlar, ancakma’mûlolmazlar.Yanikendilerindensonrakikelimelerdeetkiliolurlar,fakatetkilenmezler.İsimfiillerbubakımdanharfebenzedikleriiçinmebnîsayılmışlardır.
Örneklerdegörüldüğügibiisminsayılanyönlerdenharfebenzemesi,harfinisimüze-rindebaskınözelliğiniöneçıkartmaktaveböylelikleisim,harfgibimebnîolmaktadır.
Fiildeasılolanmebnîolmasıdır (el-Enbârî,1995:46;el-‘Ukberî,1995: II,15; İbn‘Akîl,t.y.:I,37).Bununsebebimuzârifiilininisimgibiözne,nesne,tümleçhâlvb.görev-lerdebulunmamasıdır.Ancakmuzârifiilikidurumdamebnî,ikidurumundışındamu’rebolmaktadır.Muzârifiilinaslındışınaçıkarakmu’rebolmasınınsebebi,isimdekibaskınözelliğinfiildeöneçıkmasıdır.Ziramuzârifiillâfız,anlamvekullanımyönündenismebenzemektedir(el-Enbârî,1995:46vd.;el-‘Ukberî,1995:II,20).
Meselâ,muzârifiil,harekevesükûnbakımındanism-ifâilebenzemektedir.
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
vb.İsimnekreolduğundagenelleşir,başınata’riflâmıgeldiğindeiseözelleşir.
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
. Bir adam geldi.
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
. Adam geldi. Muzârifiildeyalınkullanıldığındaşimdikiveyagelecekzamanlardanbirineihtimali
olabilir.Ancakmuzârifiilinbaşına
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
veya
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
gibiharflerdenbirigelirseyalnızcagelecekzamananlamındakullanılır.
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek.
Ali işine gidecek.
3
Meselâ, - ن - gibi zamirler lâfız ve yapı bakımından – gibi tek veya iki
sesli, tek heceli harflere benzemektedir. Bu sebeple zamirler mebnî sayılmıştır.
Soru ve şart edatı olarak iki anlamda kullanılabilen kelimesi bu anlamda
karşılığı olan soru edatı أ hemze ve harfi ile şart edatı olan harfine
benzemektedir. Bu sebeple soru edatları mebnî sayılmıştır.
vb. isim fiiller harf gibi âmil olur; fâil ve mef’ûl alırlar, ancak ma’mûl ن –
olmazlar. Yani kendilerinden sonraki kelimelerde etkili olurlar, fakat etkilenmezler.
İsim fiiller bu bakımdan harfe benzedikleri için mebnî sayılmışlardır.
Örneklerde görüldüğü gibi ismin sayılan yönlerden harfe benzemesi, harfin
isim üzerinde baskın özelliğini öne çıkartmakta ve böylelikle isim, harf gibi mebnî
olmaktadır.
Fiilde asıl olan mebnî olmasıdır (el-Enbârî, 1995: 46; el-‘Ukberî, 1995: II, 15;
İbn ‘Akîl, t.y.: I, 37). Bunun sebebi muzâri fiilinin isim gibi özne, nesne, tümleç hâl
vb. görevlerde bulunmamasıdır. Ancak muzâri fiil iki durumda mebnî, iki
durumun dışında mu’reb olmaktadır. Muzâri fiilin aslın dışına çıkarak
mu’reb olmasının sebebi, isimdeki baskın özelliğin fiilde öne
çıkmasıdır. Zira muzâri fiil lâfız, anlam ve kullanım yönünden isme
benzemektedir (el-Enbârî, 1995: 46 vd.; el-‘Ukberî, 1995: II, 20).
Meselâ, muzâri fiil, hareke ve sükûn bakımından ism-i fâile
benzemektedir.
– ي ر ر vb.
İsim nekre olduğunda genelleşir, başına ta’rif lâmı geldiğinde ise
özelleşir.
. ن Bir adam geldi. ن ا ر . Adam geldi.
Muzâri fiil de yalın kullanıldığında şimdiki veya gelecek
zamanlardan birine ihtimali olabilir. Ancak muzâri fiilin başına -
veya ا gibi harflerden biri gelirse yalnızca gelecek zaman
anlamında kullanılır.
. ي Ali işine gidiyor. / Ali işine gidecek.
. ي Ali işine gidecek.
.ا ي Ali işine gitmeyecek. Ali işine gitmeyecek. Nekrebirismiaçıklayannekrebirisimoisminsıfatıolur.Muzârifiildenekreismi
açıkladığındaoisminsıfatıolur.
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
Akıllı bir adam geldi.sıfatsıfat
Bunagöreharfelâfız,anlamvekullanımyönündenbenzemeyenmu’rebisimi’râbalâmetiilebununyanısırayalnızcaismeaitbirözellikolanvei’râbatabîolantenvinlefiildenveharftenayrılır1(‘AbbâsHasan,1966:IV,192).
İ’râbalâmetleri ismincümleiçerisindekigörevinibelirlerkentenvindeyapısınaveözelliğinegöre,ilerleyensafhalardagörüleceğigibiismeözelanlamlaryüklemektedir.
1) Tenvininyalnızcaismeaitbirözellikolduğuşuşekildeaçıklanmıştır:Arapçadakelimeisim,fiilveharfolmaküzereüçeayrılır.Bunlardanisimasıldır,fiilveharfisimdentüretilmiştir.Ziraiçindeisminbulunmadığıveyalnızcafiilveharftenoluşanbirterkipleanlamlısözoluşturulamaz.Ancakfiilveharfolmadanikiisimdenoluşanbirterkipleanlamlıbirsözeldeedilebilir.Fiilveharfeihtiyaçduymadananlamlıbirsözoluşturmakiçinisminkendineyetmesiasılolduğunugösterir.el-Enbârî,1995:39;eş-Şelevbîn,1994:I,273).
310 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Tenvininismeyüklediğiözelanlamlarınbelirlenmesiiçintenvininmahiyetiniveçe-şitlerinibuaradamu’rebisminyapısınıveözelliğinibilmekgerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı YerlerLügat anlamıbakımından tenvin,nûnlamak, kelimenin sonuna nûn harfini koymak
anlamında
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
babındangelen
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
fiilininmastarıdır(et-Tehânevî,1984:II,1330).
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
kelimenin sonuna nûn harfini koydum.
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
kelimenin sonuna nûn harfini koymak.
Gramerterimiolaraktenvin,“te’kid maksadı olmaksızın kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” an-lamındadır2(İbnYa’îş,2001,V,154;İbnHişâm,t.y.:II,340-344;el-Câmî,1882:425;el-Hudarî,ty.:I,19;‘AbbâsHasan,1966:I,26).
Tenvin,çeşitligramerkitaplarındabeşilaonarasıdeğişiksayıdaelealınmıştır(İbnu’l-Hâcib,t.y.:s.89;eş-Şelevbîn,1994:I,274-279;İbnHişâm,t.y.:II,340;İbn‘Akîl,t.y.:I,17-20;es-Suyûtî,2001:IV,405-409;el-Hudarî,t.y.:I,19-21;‘AbbâsHasan,1966:I,32vd.).Enbilinenleridördüasıl,ikisifer’î(ikincidereceden)olmaküzerealtıtanedir3. Tenvininhangianlamlardakullanılacağı,sonunaeklendiğiyerinyapısıylailgilidir.
1. Temekkün Tenvini ve Mütemekkin İsimTemekküntenvini,mu’rebvemunsarifisminsonunagelentenvindir4(el-Cezûliyye,
1994:I,274;İbnHişâm,t.y.:II,340;el-Câmî,1882:425;es-Suyûtî,2001:IV,405;AbbâsHasan,1966:I,274).
Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere i’râb ve tenvin kabul etmeyenmebnîler,isim,fiilveharfolmaküzereüçeayrılır.Bunakarşılıkmu’rebolankelimelerdei’râbvetenvinalmadurumunagörekendiiçerisindeüçeayrılmaktadır.
5
2001, V, 154; İbn Hişâm, t.y.: II, 340-344; el-Câmî, 1882: 425; el-
Hudarî, ty.: I, 19; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 26).
Tenvin, çeşitli gramer kitaplarında beş ila on arası değişik sayıda
ele alınmıştır (İbnu’l-Hâcib, t.y.: s. 89; eş-Şelevbîn, 1994: I, 274 -
279; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 17-20; es-Suyûtî, 2001:
IV, 405-409; el-Hudarî, t.y.: I, 19-21; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 32 vd.).
En bilinenleri dördü asıl, ikisi fer’î (ikinci dereceden) olmak üzere altı
tanedir3. Tenvinin hangi anlamlarda kullanılacağı, sonuna eklendiği
yerin yapısıyla ilgilidir.
Tenvin Çeşitleri
1. Asıl Kullanıldığı Yer 2. Fer’î Kullanıldığı Yer Temekkün Mu’reb, munsarif isim Terennüm İsim - fiil - harf
Tenkîr Bazı Mebnî isimler Gâlî İsim - fiil - harf
Mukabele Sâlim müennes cemi
‘İvaz Harf - muzâfun ileyhi hazf edilmiş isim, zarf
1. Temekkün Tenvini ve Mütemekkin İsim
Temekkün tenvini, mu’reb ve munsarif ismin sonuna gelen
tenvindir4 (el-Cezûliyye, 1994: I, 274; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-
Câmî, 1882: 425; es-Suyûtî, 2001: IV, 405; Abbâs Hasan, 1966: I,
274).
Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere i’râb ve tenvin kabul
etmeyen mebnîler, isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Buna
karşılık mu’reb olan kelimeler de i’râb ve tenvin alma durumuna göre
kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır.
KELİME
1. MEBNÎ İ'râb Tenvin 2. MU‘REB İ'râb Tenvin
değişime maruz kaldıkları için hava yardımı ile genizden çıkan ve bu bakımından elif’e benzeyen nûn harfi tercih edilmiştir. (bk. el-Vâsitî, 2000: 7; el-Enbârî, 1995: 53).
3 Bu çalışmada en çok bilinen ve kullanılan tenvin çeşitleri ele alınmıştır. 4 Bu tenvine emkeniyyet veya sarf tenvini de denilmektedir. (İbn Hişâm, t.y.: II, 340;
‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).
2) Arapçadanûnçeşitlianlamlareldeetmekiçinsıklıklakullanılanbirharftir.Meselâ,
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
fiilininbaşındakinûn harfi I. şahsı çoğul yapmak,
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
fiilinemutavaat,
4
Nekre bir ismi açıklayan nekre bir isim o ismin sıfatı olur. Muzâri
fiil de nekre ismi açıkladığında o ismin sıfatı olur.
. ن ن . ي ن = Akıllı bir adam geldi. sıfat sıfat
Buna göre harfe lâfız, anlam ve kullanım yönünden benzemeyen
mu’reb isim i’râb alâmeti ile bunun yanı sıra yalnızca isme ait bir
özellik olan ve i’râba tabî olan tenvinle fiilden ve harften ayrılır1
(‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 192).
İ’râb alâmetleri ismin cümle içerisindeki görevini belirlerken
tenvin de yapısına ve özelliğine göre, ilerleyen safhalarda görüleceği
gibi isme özel anlamlar yüklemektedir.
Tenvinin isme yüklediği özel anlamların belirlenmesi için
tenvinin mahiyetini ve çeşitlerini bu arada mu’reb ismin yapısını ve
özelliğini bilmek gerekir.
I. Tenvinin Tanımı, Çeşitleri ve Kullanıldığı Yerler
Lügat anlamı bakımından tenvin, nûnlamak, kelimenin sonuna
nûn harfini koymak anlamında تي babından gelen ي ر fiilinin
mastarıdır (et-Tehânevî, 1984: II, 1330).
kelimenin تين kelimenin sonuna nûn harfini koydum. ي ر
sonuna nûn harfini koymak.
Gramer terimi olarak tenvin, “te’kid maksadı olmaksızın
kelimenin sonuna eklenen, söyleyişte okunan, ancak yazıda ve vakf
hâlinde gösterilmeyen harekesiz nûn harfi” anlamındadır2 (İbn Ya’îş,
1 Tenvinin yalnızca isme ait bir özellik olduğu şu şekilde açıklanmıştır: Arapçada kelime
isim, fiil ve harf olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan isim asıldır, fiil ve harf isimden türetilmiştir. Zira içinde ismin bulunmadığı ve yalnızca fiil ve harften oluşan bir terkiple anlamlı söz oluşturulamaz. Ancak fiil ve harf olmadan iki isimden oluşan bir terkiple anlamlı bir söz elde edilebilir. Fiil ve harfe ihtiyaç duymadan anlamlı bir söz oluşturmak için ismin kendine yetmesi asıl olduğunu gösterir. el-Enbârî, 1995: 39; eş-Şelevbîn, 1994: I, 273).
2 Arapçada nûn çeşitli anlamlar elde etmek için sıklıkla kullanılan bir harftir. Meselâ, fiilinin başındaki nûn harfi I. şahsı çoğul yapmak, fiiline mutavaat, fiiline te’kid
anlamını katmak için eklenmiştir. Arapçada kelimeye harf ilâve edilecekse öncelikle med ve lîn harfleri olan vâv, yâ, elif tercih edilmektedir. Ancak kelimenin sonunda bu harfler
fiiline te’kid anlamınıkatmakiçineklenmiştir.Arapçadakelimeyeharfilâveedilecekseönceliklemedvelînharfleriolanvâv, yâ, elif tercihedilmektedir. Ancakkelimeninsonundabuharflerdeğişimemaruzkaldıklarıiçinhavayardımıilegenizdençıkanvebubakımındanelif’e benzeyennûn harfitercihedilmiştir.(bk.el-Vâsitî,2000:7;el-Enbârî,1995:53).
3) Buçalışmadaençokbilinenvekullanılantenvinçeşitlerielealınmıştır.4) Butenvineemkeniyyetveyasarftenvinidedenilmektedir.(İbnHişâm,t.y.: II,340;‘AbbâsHasan,
1966:I,36).
311ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
KELİME
1.MEBNÎ İ’râb Tenvin 2.MU‘REB İ’râb Tenvin1 Mebnîisim — — 1 Mu’rebisim + +
2 Mebnîfiiller(MâzîEmir) — — 2 Mu’rebisim
(Gayr-imunsarif) + —
3 Harf — — 3 Mu’rebFiil(Muzârifiil) + —
Temekkün tenvinininhangi isminsonunagelebileceğinianlamak için isminmerte-besini ve derecesini bilmekgerekir. İsimkendi içerisindemertebe ve derecesine göremütemekkinemken,mütemekkinvegayr-imütemekkin(mütemekkinolmayan)şeklindeüçeayrılır5.
İSİM
MütemekkinEmkenMütemekkinGayr-iMütemekkin
a.MütemekkinEmkenİsimİsim,harfevefiilebenzerliktenuzaklaştıkçaisimlikteasaletinikazanırveekanlamla-
raihtiyaçduymadanadlandırdığıvarlığınanlamınıbirebirdoğrudankarşılar.Böyleismemütemekkinemkendenir.Meselâ,
6
1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +
2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)
__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)
+ __
3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)
+ __
Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak
için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi
içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,
mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde
üçe ayrılır5.
İSİM
Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin
a. Mütemekkin Emken İsim
İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini
kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın
anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken
denir. Meselâ,
. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.
Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe
benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin
gelmiştir.
Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu
tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün
tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).
b. Mütemekkin İsim
Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve
sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin
almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine
5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar
gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).
Ali geldi.
6
1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +
2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)
__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)
+ __
3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)
+ __
Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak
için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi
içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,
mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde
üçe ayrılır5.
İSİM
Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin
a. Mütemekkin Emken İsim
İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini
kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın
anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken
denir. Meselâ,
. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.
Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe
benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin
gelmiştir.
Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu
tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün
tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).
b. Mütemekkin İsim
Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve
sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin
almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine
5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar
gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).
Ali’yi gördüm.
6
1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +
2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)
__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)
+ __
3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)
+ __
Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak
için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi
içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,
mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde
üçe ayrılır5.
İSİM
Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin
a. Mütemekkin Emken İsim
İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini
kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın
anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken
denir. Meselâ,
. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.
Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe
benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin
gelmiştir.
Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu
tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün
tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).
b. Mütemekkin İsim
Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve
sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin
almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine
5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar
gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).
Ali’ye uğradım.Örneklerdeki
6
1 Mebnî isim __ __ 1 Mu’reb isim + +
2 Mebnî fiiller (Mâzî Emir)
__ __ 2 Mu’reb isim (Gayr-i munsarif)
+ __
3 Harf __ __ 3 Mu’reb Fiil (Muzâri fiil)
+ __
Temekkün tenvininin hangi ismin sonuna gelebileceğini anlamak
için ismin mertebesini ve derecesini bilmek gerekir. İsim kendi
içerisinde mertebe ve derecesine göre mütemekkin emken,
mütemekkin ve gayr-i mütemekkin (mütemekkin olmayan) şeklinde
üçe ayrılır5.
İSİM
Mütemekkin Emken Mütemekkin Gayr-i Mütemekkin
a. Mütemekkin Emken İsim
İsim, harfe ve fiile benzerlikten uzaklaştıkça isimlikte asaletini
kazanır ve ek anlamlara ihtiyaç duymadan adlandırdığı varlığın
anlamını bire bir doğrudan karşılar. Böyle isme mütemekkin emken
denir. Meselâ,
. ن ي Ali geldi. أ نا . Ali’yi gördüm. ي . Ali’ye uğradım.
Örneklerdeki ي kelimesi yapı, anlam ve kullanım bakımından harfe
benzemediği için i’râb almış, fiile benzemediği için de sonuna tenvin
gelmiştir.
Bu sebeple ismin en üst mertebesini ve derecesini temsil eden bu
tür isimlere mütemekkin emken, sonundaki tenvine de temekkün
tenvini denmiştir (‘Abbâs Hasan, 1966: I, 36).
b. Mütemekkin İsim
Mütemekkin kelimeler, gayr-i munsarif denilen isim ve
sıfatlardır. Bunlar i’râb alırlar, ancak emken olmadıkları için tenvin
almazlar. Bu isimler kendilerinde bulunan iki veya ikisinin yerine
5 Mütemekkin emken isimler: Bunlar munsarif olan isimlerdir. Mütemekkin isimler: Bunlar
gayr-i munsarif olan isim ve sıfatlardır. Gayr-i mütemekkin isimler: Bunlar mebnî olan isimlerdir. (İbn ‘Akîl, t.y.: I, 35).
kelimesiyapı, anlamvekullanımbakımındanharfebenzemediği için i’râbalmış,fiilebenzemediğiiçindesonunatenvingelmiştir.
Busebepleisminenüstmertebesinivederecesinitemsiledenbutürisimleremüte-mekkinemken,sonundakitenvinedetemekküntenvinidenmiştir(‘AbbâsHasan,1966:I,36).
b.MütemekkinİsimMütemekkinkelimeler,gayr-imunsarifdenilenisimvesıfatlardır.Bunlari’râbalır-
lar,ancakemkenolmadıkları içintenvinalmazlar.Buisimlerkendilerindebulunanikiveya ikisinin yerine geçen bir tek zayıf yönden dolayımütemekkin olmaktan çıkaraktenvinalmaktanmenedilmişlerdir(İbn‘Akîl,t.y.:II,321).
Fiildebulunanbirilâfzîdiğerimanevîolanikizayıfyönünfiilebirağırlıkvermesigibigayr-imunsarifkelimelerdekilâfzîvemanevîikiyöndebukelimeleriağırlaştırmıştır.
Ağırlığınıdahafazlaartırmamakiçinfiiltenvinalmaktanmenedildiğigibionaben-zeyengayr-imunsarifdetenvinkonusundafiiletabiolmuşvetenvinalmaktanmenedil-miştir.5) Mütemekkinemkenisimler:Bunlarmunsarifolanisimlerdir.Mütemekkinisimler:Bunlargayr-i
munsarifolan isimvesıfatlardır.Gayr-imütemekkin isimler:Bunlarmebnîolan isimlerdir. (İbn‘Akîl,t.y.:I,35).
312 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Mebnîolmayan, gayr-imunsarif özelliklerini taşımayanher isimmütemekkin em-kenbirisimdir.Böylebirisminsonundakitenvindeoisminhiçbirşekildefiileveharfebenzemediğinigösterentemekküntenvinidir.Sonunatemekküntenvinigelenismin
7
geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak
tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).
Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile
bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî
iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.
Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men
edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile
tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.
Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim
mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o
ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün
tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,
gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:
I, 19).
Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre
isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir
(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye
isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı
isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden
temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).
2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar
Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî
isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn
Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,
http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157
003).
Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen
kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki
manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin
hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de
bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten
gibima’rife,
7
geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak
tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).
Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile
bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî
iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.
Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men
edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile
tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.
Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim
mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o
ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün
tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,
gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:
I, 19).
Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre
isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir
(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye
isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı
isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden
temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).
2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar
Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî
isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn
Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,
http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157
003).
Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen
kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki
manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin
hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de
bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten
gibinekreolmasıfarketmez(es-Suyûtî,2001:IV,405;el-Hudarî,t.y.:I,19).
Radiyyuddînel-Esterâbâdîgibibazıâlimler
7
geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak
tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).
Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile
bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî
iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.
Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men
edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile
tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.
Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim
mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o
ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün
tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,
gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:
I, 19).
Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre
isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir
(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye
isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı
isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden
temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).
2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar
Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî
isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn
Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,
http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157
003).
Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen
kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki
manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin
hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de
bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten
vb.nekreisimlerinsonundakitenvi-nintenkiriçingeldiğinisöylemişlerdir(1892,I,13).Oysadurumbununaksinedir.Zirabirkimseye
7
geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak
tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).
Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile
bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî
iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.
Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men
edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile
tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.
Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim
mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o
ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün
tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,
gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:
I, 19).
Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre
isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir
(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye
isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı
isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden
temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).
2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar
Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî
isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn
Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,
http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157
003).
Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen
kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki
manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin
hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de
bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten
diyeisimverilsesonundakitenvindüşmez.Şayettenvintenkiriçinol-saydıisimma’rifeleştiğindedüşmesigerekirdi.Tenvinindüşmemesindentemekküniçinolduğuanlaşılmaktadır(el-Hudari,t.y.:I,19).
2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - ZarflarTenkir tenvini,ma’rifevenekreliğiniayırtetmek içinbazımebnî isimlerinsonuna
gelentenvindir(eş-Şelevbîn,1994:I,277;İbnHişâm,t.y.:II,340;İbn‘Akîl,t.y.:I,17;es-Sağîr,http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157003).
Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen kelimede genelde birimebnîlikdiğerima’rifelikolmaküzere ikimaneviözellikvardır.Ancaksonuna tenkirtenvinigelenkelimelerinhepsimebnîdeğildir,ziraaralarındamu’rebolankelimelerdebulunmaktadır.Tenkirtenviniilenekreolankelimeler,
7
geçen bir tek zayıf yönden dolayı mütemekkin olmaktan çıkarak
tenvin almaktan men edilmişlerdir (İbn ‘Akîl, t.y.: II, 321).
Fiilde bulunan biri lâfzî diğeri manevî olan iki zayıf yönün fiile
bir ağırlık vermesi gibi gayr-i munsarif kelimelerdeki lâfzî ve manevî
iki yön de bu kelimeleri ağırlaştırmıştır.
Ağırlığını daha fazla artırmamak için fiil tenvin almaktan men
edildiği gibi ona benzeyen gayr-i munsarif de tenvin konusunda fiile
tabi olmuş ve tenvin almaktan men edilmiştir.
Mebnî olmayan, gayr-i munsarif özelliklerini taşımayan her isim
mütemekkin emken bir isimdir. Böyle bir ismin sonundaki tenvin de o
ismin hiçbir şekilde fiile ve harfe benzemediğini gösteren temekkün
tenvinidir. Sonuna temekkün tenvini gelen ismin ي gibi ma’rife,
gibi nekre olması fark etmez (es-Suyûtî, 2001: IV, 405; el-Hudarî, t.y.:
I, 19).
Radiyyuddîn el-Esterâbâdî gibi bazı âlimler vb. nekre
isimlerin sonundaki tenvinin tenkir için geldiğini söylemişlerdir
(1892, I, 13). Oysa durum bunun aksinedir. Zira bir kimseye diye
isim verilse sonundaki tenvin düşmez. Şayet tenvin tenkir için olsaydı
isim ma’rifeleştiğinde düşmesi gerekirdi. Tenvinin düşmemesinden
temekkün için olduğu anlaşılmaktadır (el-Hudari, t.y.: I, 19).
2. Tenkir Tenvini ve Bazı Mebnî İsimler - Zarflar
Tenkir tenvini, ma’rife ve nekreliğini ayırt etmek için bazı mebnî
isimlerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 277; İbn
Hişâm, t.y.: II, 340; İbn ‘Akîl, t.y.: I,17; es-Sağîr,
http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157
003).
Tarifinden de anlaşılacağı üzere sonuna tenvin tenkiri gelen
kelimede genelde biri mebnîlik diğeri ma’rifelik olmak üzere iki
manevi özellik vardır. Ancak sonuna tenkir tenvini gelen kelimelerin
hepsi mebnî değildir, zira aralarında mu’reb olan kelimeler de
bulunmaktadır. Tenkir tenvini ile nekre olan kelimeler, ile biten ilebitenözelisim,isimfiil,ses ismi,gayr-imunsarif ‘alem,zarfvemunâdâ isminbazıkısımlarıolmaküzerealtıbölümdetoplanmaktadır.
1. Sonu
8
özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ
ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.
1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim
gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي
daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir
kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir
kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi
bir kimse olur.
. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.
Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri
ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki
buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli
bir kimsedir.
mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي
âlimi
mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي
herhangi bir kimse
Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları
genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre
olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,
t.y.: I, 19).
2. Bazı İsim Fiiller
Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her
zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.
Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği
6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim
üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).
ile Biten Özel İsim
8
özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ
ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.
1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim
gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي
daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir
kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir
kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi
bir kimse olur.
. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.
Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri
ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki
buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli
bir kimsedir.
mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي
âlimi
mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي
herhangi bir kimse
Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları
genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre
olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,
t.y.: I, 19).
2. Bazı İsim Fiiller
Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her
zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.
Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği
6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim
üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).
gibisonu
8
özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ
ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.
1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim
gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي
daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir
kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir
kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi
bir kimse olur.
. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.
Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri
ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki
buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli
bir kimsedir.
mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي
âlimi
mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي
herhangi bir kimse
Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları
genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre
olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,
t.y.: I, 19).
2. Bazı İsim Fiiller
Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her
zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.
Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği
6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim
üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).
ilebitenvemebnîolduğuiçindaimakesreileokunanböylebir isim-herkesçe tanınanbellibirkimsekastedildiği için-ma’rifedir6. Ancakbuisimdenherhangibirkimsekastedilirseisimdenma’rifelikgider,buadıtaşıyanherhangibirkimseolur.
8
özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ
ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.
1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim
gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي
daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir
kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir
kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi
bir kimse olur.
. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.
Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri
ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki
buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli
bir kimsedir.
mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي
âlimi
mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي
herhangi bir kimse
Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları
genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre
olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,
t.y.: I, 19).
2. Bazı İsim Fiiller
Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her
zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.
Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği
6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim
üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).
Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.Ancakbugibiisimlerinsonunagelenbutenvininbuisimlerima’rifeliktençıkarıpta-
mamennekreleştirdiğisöylenemez.Belkiburadakibelirsizlikkonuşmaanındadinleyiciiçinmeçhulolanbellibirkimsedir.
mebnî,tenvinsiz+’alem(ma’rife)+bilinenmeşhurgramerâlimi
mebnî,tenvinli+’alem(ma’rife)+meçhul,buismitaşıyanherhangibirkimse
Buisimlerinsonlarınatenkirtenvininingelmesiylenekreolmalarıgenelbirkuraldır.Yanibunlartenvinsizma’rife,tenvinlenekreolurlar(İbnYa’îş,2001:V,155;İbnHişâm,t.y.:II,340;el-Hudarî,t.y.:I,19).
6) Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ekolduğu içinmebnî sayılmıştır.Nitekimüçüncümaddedesesisimlerininmebnîolduğugörülmektedir.(İbnHişâm,1966:1,16(dipnot1).
8
özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ
ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.
1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim
gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي
daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir
kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir
kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi
bir kimse olur.
. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.
Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri
ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki
buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli
bir kimsedir.
mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي
âlimi
mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي
herhangi bir kimse
Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları
genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre
olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,
t.y.: I, 19).
2. Bazı İsim Fiiller
Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her
zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.
Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği
6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim
üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1). 8
özel isim, isim fiil, ses ismi, gayr-i munsarif ‘alem, zarf ve munâdâ
ismin bazı kısımları olmak üzere altı bölümde toplanmaktadır.
1. Sonu و ي ه ile Biten Özel İsim
gibi sonu ile biten ve mebnî olduğu için ن - نا – يي
daima kesre ile okunan böyle bir isim -herkesçe tanınan belli bir
kimse kast edildiği için- ma’rifedir6. Ancak bu isimden herhangi bir
kimse kast edilirse isimden ma’rifelik gider, bu adı taşıyan herhangi
bir kimse olur.
. ن يي يي Sîbeveyh ve başka bir Sîbeveyh geldi.
Ancak bu gibi isimlerin sonuna gelen bu tenvinin bu isimleri
ma’rifelikten çıkarıp tamamen nekreleştirdiği söylenemez. Belki
buradaki belirsizlik konuşma anında dinleyici için meçhul olan belli
bir kimsedir.
mebnî, tenvinsiz+’alem (ma’rife)+bilinen meşhur gramer يي
âlimi
mebnî, tenvinli+’alem (ma’rife)+meçhul, bu ismi taşıyan يي
herhangi bir kimse
Bu isimlerin sonlarına tenkir tenvininin gelmesiyle nekre olmaları
genel bir kuraldır. Yani bunlar tenvinsiz ma’rife, tenvinle nekre
olurlar (İbn Ya’îş, 2001: V, 155; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; el-Hudarî,
t.y.: I, 19).
2. Bazı İsim Fiiller
Lâfız yönünden isim, mâna bakımından fiil olan isim fiiller, her
zaman mebnîdir ve anlamı bellidir, yani o andaki durumu anlatır.
Ancak sonunda tenvin bulunmayan isim fiilin sonuna tenvin geldiği
6 Bu isimler sonlarında ses taklidinden alınmış ek olduğu için mebnî sayılmıştır. Nitekim
üçüncü maddede ses isimlerinin mebnî olduğu görülmektedir. (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 1).
313ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
2. Bazı İsim FiillerLâfızyönündenisim,mânabakımındanfiilolanisimfiiller,herzamanmebnîdirve
anlamıbellidir,yanioandakidurumuanlatır.Ancaksonunda tenvinbulunmayanisimfiilinsonunatenvingeldiğitakdirdekelimeoandakifiilianlatmaktançıkar,herhangibirfiilianlatanbelirsizisimolur7.
İsimfiillerinhangisinintenvinlenekreolacağı,birdiğerifadeylesonunatenkirtenvi-niningeleceğibellibirkuralabağlıdeğildir.BudurumtamamıylaAraplarınkullanımınabağlıdırveişitmeyedayanır.
İsimfiillertenvinkabuletmekveetmemekbakımındanüçeayrılmıştır:
a.HerZamanTenvinsizKullanılanİsimFiillerButürdekiisimfiillerdaimama’rifedirveherzamantenvinsizkullanılır(el-Hudarî,
t.y.:II,91).
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
uzak oldu,
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
gecikti
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
çabuk oldu, acele etti
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
ayrıldı.
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
İn.
b.HerZamanTenvinliKullanılanİsimFiillerBu tür isimfiillerinsonundaki tenvinasladüşmez.Tenvinlioldukları içinbunların
daimanekreolduğusöylenmiştir8(el-Hudarî,t.y.:II,91).
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
Sana şaşıyorum, şaşarım.
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
teşvik et
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
Onlara öf bile deme! (el-İsrâ17/23).
c.TenvinsizveTenvinliKullanılanİsimFiillerBazı isimfiiller tenvinsiz kullanıldıklarındama’rife, tenvinli kullanıldıklarında ise
nekreolur(el-Hudarî,t.y.:I,19;II,91;‘AbbâsHasan:1966).
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
9
takdirde kelime o andaki fiili anlatmaktan çıkar, herhangi bir fiili
anlatan belirsiz isim olur7.
İsim fiillerin hangisinin tenvinle nekre olacağı, bir diğer ifadeyle
sonuna tenkir tenvininin geleceği belli bir kurala bağlı değildir. Bu
durum tamamıyla Arapların kullanımına bağlıdır ve işitmeye dayanır.
İsim fiiller tenvin kabul etmek ve etmemek bakımından üçe
ayrılmıştır:
a. Her Zaman Tenvinsiz Kullanılan İsim Fiiller
Bu türdeki isim fiiller daima ma’rifedir ve her zaman tenvinsiz
kullanılır (el-Hudarî, t.y.: II, 91).
gecikti أ → / ,uzak oldu ي → ن
çabuk oldu, acele etti أ → ن – ن
. .ayrıldı ي ي → رن → . İn.
b. Her Zaman Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bu tür isim fiillerin sonundaki tenvin asla düşmez. Tenvinli
oldukları için bunların daima nekre olduğu söylenmiştir8 (el-Hudarî,
t.y.: II, 91).
teşvik et أ → ن .Sana şaşıyorum, şaşarım أتي ر → ن ا
! تي ن أ ي Onlara öf bile deme! (el-İsrâ 17/23).
c. Tenvinsiz ve Tenvinli Kullanılan İsim Fiiller
Bazı isim fiiller tenvinsiz kullanıldıklarında ma’rife, tenvinli
kullanıldıklarında ise nekre olur (el-Hudarî, t.y.: I, 19; II, 91; ‘Abbâs
Hasan: 1966).
! Sus! (Şu anda konuştuğun bahsi kapat!)
! Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
7 İsim fiiller lâfız bakımından isim olmaları yönüyle isim için söz konusu olan ma’rifelik ve
nekrelik durumu bunlar için de söz konusu olmuştur. Bunlarda tenvinin yoksunluğu ma’rifeliği, varlığı nekreliği gösterir. (‘Abbâs Hasan, 1966: IV, 148 (dipnot 2).
8 Bu görüş tartışmalıdır. Zira böyle bir isim fiil o andaki durumu anlatıyorsa nasıl nekre olur? Bu durumda akla sonundaki tenvinden ötürü şeklen nekre olduğu gelir.
Sus! (Hiçbir konuda konuşma!).
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
7) İsimfiillerlâfızbakımındanisimolmalarıyönüyleisimiçinsözkonusuolanma’rifelikvenekrelikdurumubunlariçindesözkonusuolmuştur.Bunlardatenvininyoksunluğuma’rifeliği,varlığınek-reliğigösterir.(‘AbbâsHasan,1966:IV,148(dipnot2).
8) Bugörüş tartışmalıdır.Ziraböylebir isimfiiloandakidurumuanlatıyorsanasılnekreolur?Budurumdaaklasonundakitenvindenötürüşeklennekreolduğugelir.
314 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
3. Ses İsimleriHayvan ve henüz konuşmamelekesi gelişmemiş çocukları istenmeyen bir şeyden
uzaklaştırmakveyaistenilenbirişeteşviketmekiçinkullanılanseslervetabiattakines-nelerinçıkardığısesleritaklityoluylakullanılanlâfızlardildekelimegibikullanılır.
Meselâkargasesini taklit içinkullanılan
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
gak, çarpmasesi için
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
tak, deveyiçöktürmekiçin
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
nihh, çocuğubirşeydenuzaklaştırmakiçin
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
kihh gibilâfızlarArap-lardanişitildiğigibideğişiklikyapmadankullanılanmebnîisimlerdirAncakbulâfızlardamebnîlikvemu’reblikikidurumdadeğişir(bk.‘AbbâsHasan:IV,156-159).
a.Şayetsesismiasılanlamındançıkartılarakondanbizzatsesinsahibikastedilirsemütemekkinma’rifebirisimolurvetıpkıonungibii’râbvei’râbatabiolaraktenvinalır
b.Sestenanlamıdeğildekendisikastedilirsemebnîolabildiğigibimu’rebdeolabilir.
Mu’rebolduğundasonunatenvingelir.
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
sesini duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
-edikastkimsebirherhangiisimdenmunsarifgayr-igibi gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح lirsekelimenekreleştiğiiçintenvinlenir.Butakdirdeböylebirisminsonundakitenvin,oisminnekreolduğunugösterir(İbnu’l-Hâcib,t.y.8-9.)
munsarif‘alem+ma’rife,meçhûl(Bilinmeyenbirkimse.)Nekreleşengayr-imunsarif‘aleminsonunagelenbutenvinkelimeyimunsarifyaptığı
içinaynızamandatemekküntenvinidir(Radiyyuddîn,1892:I,13).
5. Bazı ZarflarZamanvemekânzarflarıkendi içindemutasarrıfvegayr-imutasarrıfolmaküzere
ikiyeayrılır(es-Suyûtî,2001:III,138,139).
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
10
! Devam et, konuş! (Anlattığın konuyu anlatmaya devam et!)
! Devam et! (Her hangi bir konuda konuşmaya devam et!)
3. Ses İsimleri
Hayvan ve henüz konuşma melekesi gelişmemiş çocukları
istenmeyen bir şeyden uzaklaştırmak veya istenilen bir işe teşvik
etmek için kullanılan sesler ve tabiattaki nesnelerin çıkardığı sesleri
taklit yoluyla kullanılan lâfızlar dilde kelime gibi kullanılır.
Meselâ karga sesini taklit için kullanılan ن gak, çarpma sesi için
tak, deveyi çöktürmek için nihh, çocuğu bir şeyden
uzaklaştırmak için kihh gibi lâfızlar Araplardan işitildiği gibi
değişiklik yapmadan kullanılan mebnî isimlerdir Ancak bu lâfızlarda
mebnîlik ve mu’reblik iki durumda değişir (bk. ‘Abbâs Hasan: IV, 156
-159).
a. Şayet ses ismi asıl anlamından çıkartılarak ondan bizzat sesin
sahibi kast edilirse mütemekkin ma’rife bir isim olur ve tıpkı onun
gibi i’râb ve i’râba tabi olarak tenvin alır
. ا ن أز نن .أز نن ال ا = Siyah karga bizi rahatsız etti. mu’reb, tenvinli
. ا ن نن Siyah kargadan korktuk. mu’reb, tenvinli
b. Sesten anlamı değil de kendisi kast edilirse mebnî olabildiği
gibi mu’reb de olabilir. Mu’reb olduğunda sonuna tenvin gelir.
ع . ن / ال ي نع ر نا ر ناييل ي نع ر ذ س mu’reb mebnî
Filan kişi ancak katır gibi dürtünce ve yalnızca sesini
duyunca vazgeçer.
4. Gayr-i Munsarif Ma’rife (‘Alem) İsim
İki özelliğinden biri tesir edici şart olarak ‘alem olan – ن ة –
gibi gayr-i munsarif isimden herhangi bir – ي ي – م – أح
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
315ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
a.Mutasarrıfzamanvemekânzarflarıhemzarfhemdezarfındışındafâil,mübtedâ-haber,mef’ûlünbiholarakkullanılanzarflardır.
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
gün,
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
hafta,
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
sene, yıl,
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
ev, yurt,
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
mekân vb.
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır.
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
vb.Herikiçeşidiylezarflarınbellibirbölümümebnidir.Lâfzeni’râbalmazlar.Bazızarf-
larisebellihâllerdemebnîveyamu’rebolmaküzeredeğişikdurumlardabulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
kelimeleridir. Buna göremebnîlikvemu’reblikvebunabağlıolaraktenvinalmadurumu,
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
örneğiüzerindeaşa-ğıdagörüldüğügibidir.Diğerzarflarda
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
gibidir(bk.es-Suyûtî,2001:III,192,194).a.Mu’rebveMa’rife(Tenvinsiz)
b.MebnîveMa’rife(Tenvinsiz)
c.Mu’rebveMa’rife(Tenvinsiz)
d.Mu’rebveNekre(Tenvinli)
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
11
kimse kast edilirse kelime nekreleştiği için tenvinlenir. Bu takdirde
böyle bir ismin sonundaki tenvin, o ismin nekre olduğunu gösterir
(İbnu’l-Hâcib, t.y. 8-9.)
. أح أح ا Ahmet’le ve bir başka Ahmet’le karşılaştım. gayr-i munsarif ‘alem + ma’rife, ma’lûm (Bilinen
belli kimse.)
munsarif ‘alem + ma’rife, meçhûl (Bilinmeyen bir kimse.)
Nekreleşen gayr-i munsarif ‘alemin sonuna gelen bu tenvin
kelimeyi munsarif yaptığı için aynı zamanda temekkün tenvinidir
(Radiyyuddîn, 1892: I, 13).
5. Bazı Zarflar
Zaman ve mekân zarfları kendi içinde mutasarrıf ve gayr-i
mutasarrıf olmak üzere ikiye ayrılır (es-Suyûtî, 2001: III,138,139).
a. Mutasarrıf zaman ve mekân zarfları hem zarf hem de zarfın
dışında fâil, mübtedâ-haber, mef’ûlün bih olarak kullanılan zarflardır.
.mekân vb ن ,sene, yıl, ev, yurt نة ,hafta أ ي ,gün ي
b. Mutasarrıf olmayan zarflar yalnızca zarf olarak kullanılan zarflardır. ا - ا ى - ن - ا - ط - - - ا نر - ذ - ذ vb.
Her iki çeşidiyle zarfların belli bir bölümü mebnidir. Lâfzen i’râb
almazlar. Bazı zarflar ise belli hâllerde mebnî veya mu’reb olmak
üzere değişik durumlarda bulunabilir.
Bazen mebnî bazen mu’reb zarflar ر - أ ن - ي - يي - أ ر - -
kelimeleridir. Buna ي - - - - - ي - ن - ي - -
göre mebnîlik ve mu'reblik ve buna bağlı olarak tenvin alma durumu, ي örneği üzerinde aşağıda görüldüğü gibidir. Diğer zarflar da ي gibidir (bk. es-Suyûtî, 2001: III,192,194).
a. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي و و ئ Senden sonra geldim.
zarf durumunda olduğu için mansûb, izâfet hâlinde olduğu
için tenvinsiz
b. Mebnî ve Ma’rife (Tenvinsiz)
12
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır (er-Rûm 30/4). lâfzen muzâfun ileyhi yok, ma’nen var hükmünde
olduğu için damm üzere mebnî ve tenvinsiz
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
316 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Örneklerden de anlaşılacağı üzere
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
ve
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
kelimeleri yukarıdaki dört şekildenyalnızcadördüncüşekildenekredir.Bunlarınnekreliğini tescil içindesonlarına tenkirtenvinigelmiştir.Zira
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
ve
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
ileifadeedileninhangizamanolduğubellideğildir.Bellizamandilimlerinigösteren
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
sabahın erken saati,
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi kelimelerima’rifeolangayr-imunsarifolduklarıiçintenvinsizokunurlar(es-Suyûti,2001:III,138vd.).
Şayetbuzarflarnekreiselersonlarınatenkirtenvinigelirvemunsarifolurlar.
6. Munâdâ İsimlerin Bazı KısımlarındaBaşındanidâharfibulunanmunâdâisimmüfredma’rife9vema’rifehükmündenekre
isemebnîolur,budurumdai’râbıdeğişmez,dolayısıylatenvinalmaz.
Munâdâmuzâf,muzâfabenzerveyanekreisemu’rebolur.Buyerlerdenyalnızcabiryerdeyanimuzâfolduğundatenvinalmaz,muzâfabenzerisesonunatemekküntenvini
9) Müfredmunâdamuzâfveyamuzâfabenzeyenterkipşeklindeolmayanisimdir.
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
13
c. Mu’reb ve Ma’rife (Tenvinsiz)
. بو ي ه بو ي ه ا ر ا Bundan önce de bundan sonra da hüküm
Allah’ındır. muzâfun ileyhi düşmüş, ancak lâfzen var hükmünde
olduğu için tenvinsiz
d. Mu’reb ve Nekre (Tenvinli)
بو ي دا ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
zarf durumunda olduğu için mansûb, lâfzen ve
ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde olduğu
için tenvinli
. بو ي ل بو ي ل ا ر ا Önceden de sonradan da hüküm Allah’ındır. cer harfiyle mecrûr, lâfzen ve ma’nen muzâfun
ileyhi yok hükmünde olduğu için tenvinli
بو ي د ن . ا ر Sonradan lezzetle bir şarap içmediler.
lâfzen ve ma’nen muzâfun ileyhi yok hükmünde
olduğu için tenvinli
Örneklerden de anlaşılacağı üzere يي ve ي kelimeleri yukarıdaki
dört şekilden yalnızca dördüncü şekilde nekredir. Bunların nekreliğini
tescil için de sonlarına tenkir tenvini gelmiştir. Zira يي ve ي ile ifade
edilenin hangi zaman olduğu belli değildir. Belli zaman dilimlerini gösteren - sabahın erken saati,
seher vakti, gecenin sabaha en yakın olduğu zaman dilimi ح
kelimeleri ma’rife olan gayr-i munsarif oldukları için tenvinsiz
okunurlar (es-Suyûti, 2001: III, 138 vd.).
. و و و أز ك ي ل ة Cuma günü seher vaktinde seni ziyaret edeceğim.
ma’rife, tenvinsiz
ة . ل ي و و / ل ي و و ا ري ر ا ر ي Kesinlikle sabaha kadar yürüyeceğim. ma’rife, tenvinsiz
Şayet bu zarflar nekre iseler sonlarına tenkir tenvini gelir ve
munsarif olurlar.
14
. ش ان ل ي و ا م ز ي م ن Orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır (Meryem 19/62).
Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.
نن م . ه و و ل ر ا ط نر ي Ancak Lût ailesini bir seher vakti kurtardık (el-Kamer 54/34).
Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.
6. Munâdâ İsimlerin Bazı Kısımlarında
Başında nidâ harfi bulunan munâdâ isim müfred ma’rife9 ve
ma’rife hükmünde nekre ise mebnî olur, bu durumda i’râbı değişmez,
dolayısıyla tenvin almaz.
! ر ن ! ر ن ! ر ن damm üzere mebnî elif üzere mebnî vâv üzere mebnî
. ي ن Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse bellidir). ma’rife hükmünde nekre, damm üzere mebnî, tenvinsiz
Munâdâ muzâf, muzâfa benzer veya nekre ise mu’reb olur. Bu
yerlerden yalnızca bir yerde yani muzâf olduğunda tenvin almaz,
muzâfa benzer ise sonuna temekkün tenvini alan mütemekkin isimdir.
Nekre olduğunda yani kime hitap edildiği belli olmayan cins isim ise
sonuna tenkir tenvini gelir.
! ي ا ر ن Ey Abdullah ا ر نر ين ن ! Ey arabaya binen ma’rife, muzâf, tenvinsiz ma’rife hükmünde muzâfa
benzer, tenvinli
. ي ن ال Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse belli değil). Nekre, sonundaki tenvin tenkir içindir.
3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’
Mukabele tenvini, sâlim müennes cemi’lerin sonuna gelen
tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 274, 275; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn
‘Akîl, t.y.: I,17; es-Suyûtî, 2001: IV, 406). Bu tenvine mukabele
tenvini denmesinin sebebi sâlim cemi’ müzekkerdeki nûn harfinin
karşılığında getirilmiş olmasıdır (İbn Hişâm, t.y. , II, 340; 1966: 1,16).
9 Müfred munâda muzâf veya muzâfa benzeyen terkip şeklinde olmayan isimdir.
14
. ش ان ل ي و ا م ز ي م ن Orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır (Meryem 19/62).
Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.
نن م . ه و و ل ر ا ط نر ي Ancak Lût ailesini bir seher vakti kurtardık (el-Kamer 54/34).
Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.
6. Munâdâ İsimlerin Bazı Kısımlarında
Başında nidâ harfi bulunan munâdâ isim müfred ma’rife9 ve
ma’rife hükmünde nekre ise mebnî olur, bu durumda i’râbı değişmez,
dolayısıyla tenvin almaz.
! ر ن ! ر ن ! ر ن damm üzere mebnî elif üzere mebnî vâv üzere mebnî
. ي ن Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse bellidir). ma’rife hükmünde nekre, damm üzere mebnî, tenvinsiz
Munâdâ muzâf, muzâfa benzer veya nekre ise mu’reb olur. Bu
yerlerden yalnızca bir yerde yani muzâf olduğunda tenvin almaz,
muzâfa benzer ise sonuna temekkün tenvini alan mütemekkin isimdir.
Nekre olduğunda yani kime hitap edildiği belli olmayan cins isim ise
sonuna tenkir tenvini gelir.
! ي ا ر ن Ey Abdullah ا ر نر ين ن ! Ey arabaya binen ma’rife, muzâf, tenvinsiz ma’rife hükmünde muzâfa
benzer, tenvinli
. ي ن ال Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse belli değil). Nekre, sonundaki tenvin tenkir içindir.
3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’
Mukabele tenvini, sâlim müennes cemi’lerin sonuna gelen
tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 274, 275; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn
‘Akîl, t.y.: I,17; es-Suyûtî, 2001: IV, 406). Bu tenvine mukabele
tenvini denmesinin sebebi sâlim cemi’ müzekkerdeki nûn harfinin
karşılığında getirilmiş olmasıdır (İbn Hişâm, t.y. , II, 340; 1966: 1,16).
9 Müfred munâda muzâf veya muzâfa benzeyen terkip şeklinde olmayan isimdir.
317ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
alanmütemekkinisimdir.Nekreolduğundayanikimehitapedildiğibelliolmayancinsisimisesonunatenkirtenvinigelir.
3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’Mukabele tenvini, sâlimmüennes cemi’lerin sonuna gelen tenvindir (eş-Şelevbîn,
1994:I,274,275;İbnHişâm,t.y.:II,340;İbn‘Akîl,t.y.:I,17;es-Suyûtî,2001:IV,406).Butenvinemukabeletenvinidenmesininsebebisâlimcemi’müzekkerdekinûnharfininkarşılığındagetirilmişolmasıdır(İbnHişâm,t.y.,II,340;1966:1,16).Sâlimmüzekkercemi’dekinûnmüfreddekitenvininkarşılığıdır,ziraizâfethâlindetıpkıtenvingibikeli-meninsonundandüşmektedir10.
Butenvinhernekadartemekküntenvininebenzergibigörünmekteisedetemekküntenvinideğildir.Meselâbirercemi’olan
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
Arafat dağı
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
(bir yer adı)kelime-lerininsonundakitenvinmukabeletenvinidir.Ziramüennesve‘alemolmaküzereikise-beptendolayıgayr-imunsarifolanbukelimelerdentenvindüşmesigerekirkendüşmemek-tedir.Şayetbunlarınsonlarındakitenvintemekküniçinolsaydıbunlar
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
şeklindetenvinsizokunacaklardı(İbnHişâm,t.y.:II,340).
Nitekim,
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
Arafat’tan indiğiniz zaman Meş’ar-i Haram yanında (Müzdelife’de) Allah’ı zikredin(el-Bakara2/198)ayetindegö-rüldüğügibicemi’müennesolan
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
kelimesitenvinliokunmaktadır.
10)Kelimeninsonundakitenvinokelimeninisimolmasınındelilidir.İsimlerintesniyevecemi’lerindede tenvinolmasıgerekir.Ancaktesniyevecemi’lerinsonunaharekesiz i’râbharfieklendiği içintenvineklendiğitakdirdeikisâkinharfbirarayagelmesindiyetenvinyerinetesniyede
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
cemi’de
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
şeklindeharekelinûnharfigetirilmiştir.Sâlimmüennestegetirilentenviniştebunûnunkarşılığıdır.(Bk.el-Enbârî,1995:69;Mustafâb.Hamza1278:257;‘AbbâsHasan,1966:I,40).
14
. ش ان ل ي و ا م ز ي م ن Orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır (Meryem 19/62).
Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.
نن م . ه و و ل ر ا ط نر ي Ancak Lût ailesini bir seher vakti kurtardık (el-Kamer 54/34).
Munsarif, sonundaki tenvin tenkir içindir.
6. Munâdâ İsimlerin Bazı Kısımlarında
Başında nidâ harfi bulunan munâdâ isim müfred ma’rife9 ve
ma’rife hükmünde nekre ise mebnî olur, bu durumda i’râbı değişmez,
dolayısıyla tenvin almaz.
! ر ن ! ر ن ! ر ن damm üzere mebnî elif üzere mebnî vâv üzere mebnî
. ي ن Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse bellidir). ma’rife hükmünde nekre, damm üzere mebnî, tenvinsiz
Munâdâ muzâf, muzâfa benzer veya nekre ise mu’reb olur. Bu
yerlerden yalnızca bir yerde yani muzâf olduğunda tenvin almaz,
muzâfa benzer ise sonuna temekkün tenvini alan mütemekkin isimdir.
Nekre olduğunda yani kime hitap edildiği belli olmayan cins isim ise
sonuna tenkir tenvini gelir.
! ي ا ر ن Ey Abdullah ا ر نر ين ن ! Ey arabaya binen ma’rife, muzâf, tenvinsiz ma’rife hükmünde muzâfa
benzer, tenvinli
. ي ن ال Ey adam elimi tut. (Hitap edilen kimse belli değil). Nekre, sonundaki tenvin tenkir içindir.
3. Mukabele (karşılık) Tenvini ve Sâlim Müennes Cemi’
Mukabele tenvini, sâlim müennes cemi’lerin sonuna gelen
tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 274, 275; İbn Hişâm, t.y.: II, 340; İbn
‘Akîl, t.y.: I,17; es-Suyûtî, 2001: IV, 406). Bu tenvine mukabele
tenvini denmesinin sebebi sâlim cemi’ müzekkerdeki nûn harfinin
karşılığında getirilmiş olmasıdır (İbn Hişâm, t.y. , II, 340; 1966: 1,16).
9 Müfred munâda muzâf veya muzâfa benzeyen terkip şeklinde olmayan isimdir.
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
318 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
4. ‘İvaz Tenvini ve
15
Sâlim müzekker cemi’deki nûn müfreddeki tenvinin karşılığıdır, zira
izâfet hâlinde tıpkı tenvin gibi kelimenin sonundan düşmektedir10.
a. Müfred müzekker : Müfred müennes :
. رم ن ة رم ن . ا . ر ة ن ة ر ة ن
. ا
tenvinli muzâf, tenvinsiz tenvinli muzâf, tenvinsiz
b. Sâlim müzekker cemi’ : Sâlim müennes cemi’: :
. ر ن ة ر ن . ا . ر ن ن ن ة ر ن ن
. ا
muzâf, nûn düşmüş muzâf, nûn düşmüş
Bu tenvin her ne kadar temekkün tenvinine benzer gibi
görünmekte ise de temekkün tenvini değildir. Meselâ birer cemi’ olan
kelimelerinin sonundaki tenvin (bir yer adı) أذ ن – Arafat dağı ن
mukabele tenvinidir. Zira müennes ve ‘alem olmak üzere iki sebepten
dolayı gayr-i munsarif olan bu kelimelerden tenvin düşmesi
gerekirken düşmemektedir. Şayet bunların sonlarındaki tenvin
temekkün için olsaydı bunlar أذ ن – ن şeklinde tenvinsiz
okunacaklardı (İbn Hişâm, t.y.: II, 340).
Nitekim, ذ أ م ن نذ ا ن ا ش ا . Arafat'tan indiğiniz
zaman Meş'ar-i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin (el-
Bakara 2/198) ayetinde görüldüğü gibi cemi’ müennes olan ن
kelimesi tenvinli okunmaktadır.
4. ‘İvaz Tenvini ve فوودوعه Vezni, Muzâfun ileyh
‘İvaz tenvini (düşene karşılık gelen), ismin sonundan düşmüş olan
harf, kelime veya cümlenin yerine gelen tenvindir (eş-Şelevbîn, 1994:
I, 278; İbn Hişâm, t.y.: II, 341; el-Câmî, 1882: 426). Arapçada bir
ismin son harfi, bazen ismin muzâf olduğu kelime bazen de bir veya
10 Kelimenin sonundaki tenvin o kelimenin isim olmasının delilidir. İsimlerin tesniye ve
cemi’lerinde de tenvin olması gerekir. Ancak tesniye ve cemi’lerin sonuna harekesiz i’râb harfi eklendiği için tenvin eklendiği takdirde iki sâkin harf bir araya gelmesin diye tenvin yerine tesniyede cemi’de şeklinde harekeli nûn harfi getirilmiştir. Sâlim müenneste
getirilen tenvin işte bu nûnun karşılığıdır. (Bk. el-Enbârî, 1995: 69; Mustafâ b. Hamza 1278: 257; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 40).
Vezni, Muzâfun ileyh‘İvaztenvini(düşenekarşılıkgelen),isminsonundandüşmüşolanharf,kelimeveya
cümleninyerinegelentenvindir(eş-Şelevbîn,1994:I,278;İbnHişâm,t.y.:II,341;el-Câmî,1882:426).Arapçadabirisminsonharfi,bazenisminmuzâfolduğukelimebazendebirveyabirdençokcümlehazfedilir,yerinedüşenikarşılamasıiçinbirtenvingelir.Üçdurumdagelenbutenvine‘ivaztenvinidenilir.
1.DüşenSonHarfinYerineTenvinGelmesi
Üçharflifiillerinism-ifâilkalıbı
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklindedir.Bukalıbın
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklindekimüfredmüennesi
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
veya
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklindeikitürlücemi’lenir.
Buna göre
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
ve
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin müfredmüennesinde
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
gibi
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklinde cemi’de ise
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
kalıbın-da
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklinde cemi’lenir. Kelime
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklindedir.Damme ve kesre kelimeyeağırgeldiği içinöncesonundakidamme ve kesre dahasonradahafiflikolsundiye
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
harfihazfedilir.
Düşen
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
harfinekarşılıkolarakkelimeninsonunabirtenvingetirilir.Sonhâldekeli-
melertenvinliolarak
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklinialmaktadır.Buşekliylekelimeninso-nunagetirilentenvin,düşen
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
harfinikarşılayan‘ivaztenvinidir.Bukalıpta
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
harfinindüşmesivekarşılığındatenvingetirilmesiiçinikincibiryolunolduğusöylenmiştir.Buşekildekelimeterkipdışındaiseilkbaştagayr-imunsarifdeğil-dir.Hazifvetenviningetirilmesikelimeningayr-imunsarifliğindenöncedir.Budurumdakelimeler
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
şeklindedir.İlkönceağırgeldiğiiçinkelimeninsonundakidammehazfedilir.Dammeninhazfe-
dilmesiylebiri
16
birden çok cümle hazfedilir, yerine düşeni karşılaması için bir tenvin
gelir. Üç durumda gelen bu tenvine ‘ivaz tenvini denilir.
1. Düşen Son Harfin Yerine Tenvin Gelmesi
Üç harfli fiillerin ism-i fâil kalıbı ن şeklindedir. Bu kalıbın ن ة
şeklindeki müfred müennesi ن ال veya şeklinde iki türlü
cemi’lenir.
Buna göre – ve ن gibi sonu illetli mâzî fiiller, ism-i fâilin
müfred müennesinde ة - ن ة – ن ة gibi ن ة şeklinde cemi’de ise
kalıbında – – şeklinde cemi’lenir. Kelime ن
şeklinde munteh’al-cumû’ kalıbında gayr-i munsarif olduğu için
tenvinsiz olarak ref’ ve cer hâlinde – – - – –
şeklindedir. Damme ve kesre kelimeye ağır geldiği için önce
sonundaki damme ve kesre daha sonra da hafiflik olsun diye ى harfi
hazfedilir.
Düşen ى harfine karşılık olarak kelimenin sonuna bir tenvin
getirilir. Son hâlde kelimeler tenvinli olarak – – şeklini
almaktadır. Bu şekliyle kelimenin sonuna getirilen tenvin, düşen ى
harfini karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
Bu kalıpta ى harfinin düşmesi ve karşılığında tenvin getirilmesi
için ikinci bir yolun olduğu söylenmiştir. Bu şekilde kelime terkip
dışında ise ilk başta gayr-i munsarif değildir. Hazif ve tenvinin
getirilmesi kelimenin gayr-i munsarifliğinden öncedir. Bu durumda
kelimeler – – şeklindedir.
İlk önce ağır geldiği için kelimenin sonundaki damme hazfedilir.
Dammenin hazfedilmesiyle biri ى diğeri tenvin olmak üzere kelimenin
sonunda iki sâkin harf bir araya gelmektedir. İki sâkinden kurtulmak
diğeritenvinolmaküzerekelimeninsonundaikisâkinharfbirarayagelmektedir.İkisâkindenkurtulmakiçinönce
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
harfisonradakelimegayr-imunsarifolduğuiçintenvindüşmüş,düşen
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
harfinekarşılıkolmaküzere‘ivaztenvinigetirilmiş-tir(Sîbeveyh,1988:III,310(dipnot2);el-‘Ukberî,1995:I,516;‘AbbâsHasan,1966:I,38(dipnot1);IV,199vd).
Aşamalarıyla gösterilen
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
vb. kelimeler ref’ ve cer hâlinde ‘ivaztenviniyleokunur.Nasbhâlindehazifolmadığıve
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
harfininüzerindekifetha,kelime-yigayr-imunsarifolmaktançıkarmayacağıiçinbukelimelerinsonuna‘ivaztenvinidegelmez.
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
319ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler vardır (el-A’râf7/41).
And olsun fecre ve on geceye(el-Fecr89/1–2).
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir(ez-Zumer39/24).
Birinciveikinciörnektegörüldüğüüzerekelimelerref’vecerhâlinde
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
şeklinden
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
şeklinedönüşmüş,üçüncüörnektekelimedehazifolmadığıiçinkarşılığındatenvindegelmemiştir.
2.DüşenKelimeninYerineTenvinGelmesiTekkelimeninhazfedilmesiylekarşılığında‘ivaztenvinigelenkelimeler
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
ve
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
olmaküzereüçtanedir.Daimamuzâfolmalarıgerekenbukelimelerinsonunaeklenmişolanmuzâfunileyhle-
ri-anlamıgenişletmekmaksadıylaveyahazfedileninneolduğuanlaşılabildiğiiçin-bazenhazfedilir,hazfedilenmuzâfunileyhekarşılıkbukelimelerinsonunatenvingelir.Buten-vinmuzâfunileyhinanlamınıkarşılayan‘ivaztenvinidir.
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na boyun eğmiştir(el-Bakara2/116).
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem, siz birbirinizden-siniz(Âl-iİmrân3/195).
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur(el-İsrâ17/110).
3.DüşenCümleninYerineTenvinGelmesiMuzâfunileyhkonumundakicümleninhazfedilmesiylekarşılığındasonuna‘ivazten-
vinigelenkelimeler
18
hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.
Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na
boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).
. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,
siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).
. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur
(el-İsrâ 17/110).
3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi
Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle
karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere
iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).
Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere
mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları
cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin
muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz
tenvinidir.
. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).
.anlamındadır ي ذ ن
. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler
(el-İsrâ 17/76).
ve
18
hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.
Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na
boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).
. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,
siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).
. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur
(el-İsrâ 17/110).
3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi
Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle
karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere
iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).
Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere
mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları
cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin
muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz
tenvinidir.
. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).
.anlamındadır ي ذ ن
. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler
(el-İsrâ 17/76).
olmaküzereikitanedir(İbnHişâm,1966:1,16(dipnot4).
Zamanzarfıolanbuikikelimeninherikisidesükûnüzeremebnîdir.Daimacümleyemuzâfolanbuzarflarınmuzâfolduklarıcümlehazfedildiğinde
18
hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.
Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na
boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).
. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,
siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).
. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur
(el-İsrâ 17/110).
3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi
Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle
karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere
iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).
Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere
mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları
cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin
muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz
tenvinidir.
. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).
.anlamındadır ي ذ ن
. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler
(el-İsrâ 17/76).
şek-
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
17
için önce ى harfi sonra da kelime gayr-i munsarif olduğu için tenvin
düşmüş, düşen ى harfine karşılık olmak üzere ‘ivaz tenvini
getirilmiştir (Sîbeveyh, 1988: III, 310 (dipnot 2); el-‘Ukberî, 1995: I,
516; ‘Abbâs Hasan, 1966: I, 38 (dipnot 1); IV, 199 vd).
Aşamalarıyla gösterilen – – vb. kelimeler ref’ ve cer
hâlinde ‘ivaz tenviniyle okunur. Nasb hâlinde hazif olmadığı ve ى
harfinin üzerindeki fetha, kelimeyi gayr-i munsarif olmaktan
çıkarmayacağı için bu kelimelerin sonuna ‘ivaz tenvini de gelmez.
. ا م نرم ن ي م ا olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, ref’ hâlindedir.
Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler
vardır (el-A’râf 7/41).
. ش ا ن ا .olmuş, sonunda ‘ivaz tenvini var, cer hâlindedir ا ن ا ن
And olsun fecre ve on geceye (el-Fecr 89/1–2).
. نا ا ر ي ر أ ا ن ن شنبن gayr-i munsarif, sonu fethalı ve tenvinsiz, nasb hâlindedir.
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar
tekrar okunan bir kitap olarak indirmiştir (ez-Zumer 39/24).
Birinci ve ikinci örnekte görüldüğü üzere kelimeler ref’ ve cer
hâlinde şeklinden şekline dönüşmüş, üçüncü örnekte kelimede
hazif olmadığı için karşılığında tenvin de gelmemiştir.
2. Düşen Kelimenin Yerine Tenvin Gelmesi
Tek kelimenin hazfedilmesiyle karşılığında ‘ivaz tenvini gelen
kelimeler ي – ي ve أيي olmak üzere üç tanedir.
Daima muzâf olmaları gereken bu kelimelerin sonuna eklenmiş
olan muzâfun ileyhleri -anlamı genişletmek maksadıyla veya
hazfedilenin ne olduğu anlaşılabildiği için- bazen hazfedilir,
18
hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.
Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na
boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).
. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,
siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).
. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur
(el-İsrâ 17/110).
3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi
Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle
karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere
iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).
Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere
mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları
cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin
muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz
tenvinidir.
. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).
.anlamındadır ي ذ ن
. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler
(el-İsrâ 17/76).
18
hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.
Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na
boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).
. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,
siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).
. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur
(el-İsrâ 17/110).
3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi
Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle
karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere
iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).
Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere
mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları
cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin
muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz
tenvinidir.
. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).
.anlamındadır ي ذ ن
. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler
(el-İsrâ 17/76). 18
hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.
Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na
boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).
. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,
siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).
. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur
(el-İsrâ 17/110).
3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi
Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle
karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere
iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).
Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere
mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları
cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin
muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz
tenvinidir.
. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).
.anlamındadır ي ذ ن
. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler
(el-İsrâ 17/76).
320 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
lindetenvinlenir.Butenvinmuzâfunileyhinyerinegeçenveonunanlamınıkarşılayan‘ivaztenvinidir.
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler(el-İsrâ17/76).
5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - HarfTerennümtenvini, şiirdekafiyeharfiniuzatmak içinharekesineuygunolarak ilâve
edilenmedharfleri
19
5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine
uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin
nûn harfidir.
Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak
üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,
279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).
. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.
Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem
isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).
أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)
Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi
henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).
6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna
eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).
. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.
Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl
parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,
279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).
Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara
(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-
Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)
Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.
11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine
getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).
yerinegetirilensâkinnûnharfidir.Terennümtenvinibaşında
19
5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine
uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin
nûn harfidir.
Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak
üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,
279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).
. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.
Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem
isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).
أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)
Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi
henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).
6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna
eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).
. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.
Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl
parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,
279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).
Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara
(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-
Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)
Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.
11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine
getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).
bulunanisim,fiilveharfolmaküzeretümkelimeçe-şitlerinedâhilolmaktadır11(eş-Şelevbîn,1994:I,279;İbnHişâm,t.y.II,342;es-Suyûtî,2001:IV,407).
Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem isabet etti de (İbnHişâm,t.y.:II,342;İbn‘Akîl,t.y.:I,18).
Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu(İbn‘Akîl:I,19).
6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - HarfGâlîtenvini,sonusahihharflebitenkafiyeharfininsonunaeklenensâkinnûnharfidir
(eş-Şelevbîn,1994:I,276,279).
Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım(eş-Şelevbîn,1994:I,276,279;İbn‘Akîl,t.y.:I,20;es-Suyûtî,2001,IV,407).
Terennümvegâlî tenvinleri gerçekte tenvindeğildir.Bunlara (şeklen tenvineben-zedikleriiçin)tenvindenmesimecâzidir(eş-Şelevbîn,1994:I,279;İbnHişâm,t.y.:II,343)11)Terennümtenvinikafiyeharfiniuzatmakiçinilâveedilenmedharfininkafiyeharfinegetirdiğises
uzamasınıkesmekvekısaltmakiçingetirilmektedir.(bk.es-Suyûtî,2001:IV,407;el-Hudarî,t.y.,I,20).
18
hazfedilen muzâfun ileyhe karşılık bu kelimelerin sonuna tenvin gelir.
Bu tenvin muzâfun ileyhin anlamını karşılayan ‘ivaz tenvinidir.
. ا ن ي ا ن ف ا ر ن ا ال .anlamındadır ط ا
Bilakis, göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na
boyun eğmiştir (el-Bakara 2/116).
. ي أ ع ن ن م ذ أ أ ي م .anlamındadır ي م
Ben, sizden erkek veya kadın hiç bir çalışanın amelini zayi etmem,
siz birbirinizdensiniz (Âl-i İmrân 3/195).
. ن ت ي اسن ا أ ان .anlamındadır أير اسن
Hangisiyle dua ederseniz edin, çünkü en güzel isimler O’nundur
(el-İsrâ 17/110).
3. Düşen Cümlenin Yerine Tenvin Gelmesi
Muzâfun ileyh konumundaki cümlenin hazfedilmesiyle
karşılığında sonuna ‘ivaz tenvini gelen kelimeler ذ ve ذ olmak üzere
iki tanedir (İbn Hişâm, 1966: 1, 16 (dipnot 4).
Zaman zarfı olan bu iki kelimenin her ikisi de sükûn üzere
mebnîdir. Daima cümleye muzâf olan bu zarfların muzâf oldukları
cümle hazfedildiğinde ذ ذ – ذ ذ şeklinde tenvinlenir. Bu tenvin
muzâfun ileyhin yerine geçen ve onun anlamını karşılayan ‘ivaz
tenvinidir.
. ي ا ن ي ئ O gün, müminler sevinecektir (er-Rûm 30/4).
.anlamındadır ي ذ ن
. ي ي ال ر ال ذ .anlamındadır ذ ن ا
O zaman, onlar da senin ardından çok az bir zaman kalabilirler
(el-İsrâ 17/76).
19
5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine
uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin
nûn harfidir.
Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak
üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,
279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).
. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.
Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem
isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).
أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)
Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi
henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).
6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna
eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).
. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.
Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl
parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,
279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).
Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara
(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-
Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)
Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.
11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine
getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).
19
5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine
uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin
nûn harfidir.
Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak
üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,
279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).
. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.
Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem
isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).
أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)
Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi
henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).
6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna
eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).
. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.
Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl
parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,
279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).
Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara
(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-
Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)
Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.
11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine
getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).
19
5. Terennüm Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Terennüm tenvini, şiirde kafiye harfini uzatmak için harekesine
uygun olarak ilâve edilen med harfleri ( – ى – ) yerine getirilen sâkin
nûn harfidir.
Terennüm tenvini başında bulunan isim, fiil ve harf olmak
üzere tüm kelime çeşitlerine dâhil olmaktadır11 (eş-Şelevbîn, 1994: I,
279; İbn Hişâm, t.y. II, 342; es-Suyûtî, 2001: IV, 407).
. ي ي أ ي ي ا أ ن أ ر ا ر ي نذ ي ا ن aslı أ ن ن idi, fiildir. aslı ا ن ن idi, başında harfi var.
Kınamayı bırak – ey kınayıcı- azarlamayı da, doğrusunu dediysem
isabet etti de (İbn Hişâm, t.y.: II, 342; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 18).
أ ر ن نن ي ا نر تي نانن ن . أز ا ير ط ي aslı ي ( harftir.)
Göçme zamanı yaklaştı ne var ki develerimiz, meskenlerimizi
henüz geçmedi ama geçmiş gibi oldu (İbn ‘Akîl: I, 19).
6. Gâlî Tenvini ve İsim – Fiil - Harf
Gâlî tenvini, sonu sahih harfle biten kafiye harfinin sonuna
eklenen sâkin nûn harfidir (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276, 279).
. ي ش ي ا ال ا نر ا ن ا ن ن ي ا ي başında harfi var. başında harfi var.
Etrafı karanlık, yolu bomboş, işaretleri karışmış, parıl parıl
parlayan şimşek çakan nice yerler aşmışım (eş-Şelevbîn, 1994: I, 276,
279; İbn ‘Akîl, t.y.: I, 20; es-Suyûtî, 2001, IV, 407).
Terennüm ve gâlî tenvinleri gerçekte tenvin değildir. Bunlara
(şeklen tenvine benzedikleri için) tenvin denmesi mecâzidir (eş-
Şelevbîn, 1994: I, 279; İbn Hişâm, t.y.: II, 343)
Bunların iki sebepten dolayı tenvin sayılmamaları gerekir.
11 Terennüm tenvini kafiye harfini uzatmak için ilâve edilen med harfinin kafiye harfine
getirdiği ses uzamasını kesmek ve kısaltmak için getirilmektedir. (bk. es-Suyûtî, 2001: IV, 407; el-Hudarî, t.y., I, 20).
321ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
Bunlarınikisebeptendolayıtenvinsayılmamalarıgerekir.a.Terennümvegâlîtenvinleri,yukarıdasayılandörttenvinçeşidinindâhiloldukları
ismekazandırdığıözelanlamları taşımamaktadır.Buözelanlamlar,asalet(temekkün),ma’rifeyi nekreleştirmek (tenkir), düşen (harf veyamuzâfun ileyh)in yerini almak veonunanlamınıkarşılamak(‘ivaz)vesâlimmüzekkercemi’dekinûn harfinekarşılıkola-rakdengesağlamak(mukabele)anlamlarıdır.
b.Tenvinyalnızca ismedâhilolanbirharftir.Oysa terennümvegâlî tenvini, isim,fiilveharfolmaküzeretümkelimeçeşitlerinedâhilolmaktadır.Bunlargerçektetenvinolsalardıhemyukarıdasayılananlamlarınbirinikarşılamalarıhemdeyalnızcaismedâhilolmalarıgerekirdi.
II. Tenvinin Anlam Özellikleri Temekkün,tenkir,‘ivazvemukabeleolmaküzeredörtçeşidiyletenvin,sonunagel-
diğikelimeyedeğişik anlamlarveözelliklerkazandırmaktadır.Tenvininbuözelliklerişöyledir (Tenvinin özellikleri için bk. ‘Abdulvehhâb, http:// almanhaj.net/makal.php?Linkid=896).
1. Hafiflik İşareti OlmasıTenvinmütemekkin isimdehafiflik işareti sayılmaktadır. İ’râb işaretimu’reb ismin
cümleiçindegörevinibelirlemekveaçıklamaklaismitamamlamaktadır.Buyüzdenhermu’rebisimdir,ancakherisimmu’rebdeğildir.Mu’reb,i’râblatamamlananvemüsem-mâyıgöstereninisimolduğunuaçıkbirşekildeortayaçıkartankelimedemektir.Cümledizimindeyeralanisminkendisibiryandananlamını,diğeryandandasonundakideğişiki’râbşekillerifâillik,mef’ûllük,muzâfunileyhvb.görevleriniyansıtır.
Mebnî isimler böyle değildir, ziramebnîlerde harfin özellikleri baskın olduğu içinsonlarındadeğişiki’râbşekillerigörülmez.Gayr-imunsarifgibibazıisimlerdeasılanla-mındışında(vasıflık,‘alemlik,müenneslik,cemi’lik,ziyadelik,terkipvs.)anlamlaroldu-ğundanfiilgibiağırlaşmaktavetıpkıonungibitenvinvekesredenyoksunkalmaktadır.Kesrevetenvinancakisimolarakkalanveisimözelliğinitaşıyankelimeninsonunaokelimedeisimözelliklerininöneçıktığınınişaretiolarakgelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne çıkarmaktadır.Kelimenin so-nundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-imunsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslıüzerinekaldığınıifadeeder.Ziramütemekkinisimkendibaşınailâveanlamlaraihtiyaçduymayacakbirşekildecümledizimindetaşıdığıi’râbalâmetiylevebualâmetetabiolantenvinlegörevinitekbaşınayerinegetirecekgüçtedir.
İsmebuanlamıverenveisimolarakkaldığınıgösterendetemekküntenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti OlmasıTenvinüçyerdekısalıkveözlülükişaretidir.a.Muzâfdeğilsevebaşında
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
harfiyoksaref’vecerhâlindeki
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
gibisonu
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
veya
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
ilebitenmankûs isminharekesidüşer.Harekenindüşmesiylebiri illetharfi
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
,diğeritenvinolmaküzereikisâkinharfbirarayagelir.İkisâkindenkurtulmakiçin
322 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
illetharfidüşer,tenvinkalır.Kelimeninsonharfinindüşmesikısalıktır.Özellikleyazıdabukısalıkdahabelirgindir.
b.Anlamınınbelliolmasıiçindaimabirismemuzâfolmasıgereken
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
ve
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
kelimelerininmuzâfolduklarıisimhazfedilir,yerine‘ivaztenvinigelir.Kelimebuhâliyleizâfettenkoptuğuhâlde-varmışgibi-yinemu’rebolarakkalır,çünkütenvindüşenkelimeninyerinialmıştır.Birharftenibaretolantenvininkelimeninyerinitutmasınınveonunanlamınıvermesininkısalıkveözlülükolduğuaçıktır.
c.Daimacümleyemuzâfolan
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
ve
21
kalmaktadır. Kesre ve tenvin ancak isim olarak kalan ve isim
özelliğini taşıyan kelimenin sonuna o kelimede isim özelliklerinin öne
çıktığının işareti olarak gelir.
Buna göre tenvin, kelimenin anlamında isimliği öne
çıkarmaktadır. Kelimenin sonundaki tenvin, onu ağırlaştıracak gayr-i
munsariflik özelliklerini taşımadığını ve aslı üzerine kaldığını ifade
eder. Zira mütemekkin isim kendi başına ilâve anlamlara ihtiyaç
duymayacak bir şekilde cümle diziminde taşıdığı i’râb alâmetiyle ve
bu alâmete tabi olan tenvinle görevini tek başına yerine getirecek
güçtedir.
İsme bu anlamı veren ve isim olarak kaldığını gösteren de
temekkün tenvinidir.
2. Kısalık ve Özlülük İşareti Olması
Tenvin üç yerde kısalık ve özlülük işaretidir.
a. Muzâf değilse ve başında harfi yoksa ref’ ve cer hâlindeki
.ile biten mankûs ismin harekesi düşer ى gibi sonu veya نز – ن
Harekenin düşmesiyle biri illet harfi ( ), diğeri tenvin olmak üzere iki
sâkin harf bir araya gelir. İki sâkinden kurtulmak için illet harfi düşer,
tenvin kalır. Kelimenin son harfinin düşmesi kısalıktır. Özellikle
yazıda bu kısalık daha belirgindir.
b. Anlamının belli olması için daima bir isme muzâf olması
gereken ي - ي ve أيي kelimelerinin muzâf oldukları isim hazfedilir,
yerine ‘ivaz tenvini gelir. Kelime bu hâliyle izâfetten koptuğu hâlde -
varmış gibi- yine mu’reb olarak kalır, çünkü tenvin düşen kelimenin
yerini almıştır. Bir harften ibaret olan tenvinin kelimenin yerini
tutmasının ve onun anlamını vermesinin kısalık ve özlülük olduğu
açıktır.
c. Daima cümleye muzâf olan ذ ve ذ zarflarının muzâf oldukları
cümle hazfedilir. Karşılığında bu zarfların sonuna tenvin gelir. Muzâf
olan kelime muzâfun ileyh ile ma’rifelik, tahsislik, i’râb, binâ,
zarflarınınmuzâfolduklarıcümlehazfedi-lir.Karşılığındabuzarflarınsonuna tenvingelir.Muzâfolankelimemuzâfunileyh ilema’rifelik,tahsislik,i’râb,binâ,müzekkerlikveyamüenneslikkazanır.Muzâf,muzâfunileyhilebirliktetekkelimehükmündeolduğundanmuzâftadurulmaz.Busebeplemuzâ-fınsonundatenvinolmaz(el-‘Ukberî,1995:I,77).
Muzâfunileyhhazfedildiğindeisesonunatenvingelmesivebutenvininhazfedilencümleninanlamınıvermesikısalıkveözlülüğünişaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması Tenvingeneldemebnîisimlereözeldegayr-imunsarifema’rifelikvenekreliğiayırt
etmekiçindahilolmaktadır.a.
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
ilebitenmebnîisminsonunatenvingeldiğindema’rifeninnekreolmasıkaide-dir.
b.İsimfiillerdensonundavucûbenveyacevâzentenvinbulunanlarnekredir.Tenvinbulunmayanlarma’rifedir.
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
ve
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
gibivucûbenmarifeolanlaratenvingelmez.c.Nekrelikgenellemeveçoklukanlamınagelir.Nitekimkullanıldığıyeregöreazlık
veyaçoklukanlamınagelen
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
harfinekreisminbaşınagelir.Ma’rifelikbudurumuntersinedir.Başında
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
bulunanveyamuzâfolanisminanlamındagenellikveçoklukanla-mıyoktur.Mebnîisimlerkendileriniaçıklayanaihtiyaçduyananlamıkapalıkelimelerdir.Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları değişmez.Bu sebeple de bunlar i’râbakapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ilemu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak, başına
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
gelmemekvemuzâfolmamakyönündenortaktır.Ziramebnî‘alembirisminbaşına
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
gelmezvemuzâfolmaz.
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
gibimu’reb‘alemler,lâfzen
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
gibinekreisimlerebenzemekte-dir.Zira‘aleminma’rifeliği
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar.
veizâfetlelâfzendeğil,nekreisminnekreliğigibimane-vidir(el-‘Ukberî:I,77).‘Alemolangayr-imunsarifnekrelendiğindeanlamındagenellikmeydanagelirve
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
kelimesindeolduğugibisonunatenvingelir.
4. Müfredlik İşareti OlmasıMüfredisim,tesniyevecemi’isimlerinaslıdır.Asıli’râbalâmetiasılolanaverilince
tesniyeve(sâlimmüzekker)cemi’easlınyerinitutanfer’ii’râbalâmetiverildi.Nitekim
12)
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar. ve
22
müzekkerlik veya müenneslik kazanır. Muzâf, muzâfun ileyh ile
birlikte tek kelime hükmünde olduğundan muzâfta durulmaz. Bu
sebeple muzâfın sonunda tenvin olmaz (el-‘Ukberî, 1995: I, 77).
Muzâfun ileyh hazfedildiğinde ise sonuna tenvin gelmesi ve bu
tenvinin hazfedilen cümlenin anlamını vermesi kısalık ve özlülüğün
işaretidir12.
3. Nekrelik İşareti Olması
Tenvin genelde mebnî isimlere özelde gayr-i munsarife ma’rifelik
ve nekreliği ayırt etmek için dahil olmaktadır.
a. ile biten mebnî ismin sonuna tenvin geldiğinde ma’rifenin
nekre olması kaidedir.
b. İsim fiillerden sonunda vucûben veya cevâzen tenvin
bulunanlar nekredir. Tenvin bulunmayanlar ma’rifedir. ve ت ك gibi
vucûben marife olanlara tenvin gelmez.
c. Nekrelik genelleme ve çokluk anlamına gelir. Nitekim
kullanıldığı yere göre azlık veya çokluk anlamına gelen ر harfi nekre
ismin başına gelir. Ma’rifelik bu durumun tersinedir. Başında
bulunan veya muzâf olan ismin anlamında genellik ve çokluk anlamı
yoktur. Mebnî isimler kendilerini açıklayana ihtiyaç duyan anlamı
kapalı kelimelerdir. Cümle içindeki yerleri ne olursa olsun sonları
değişmez. Bu sebeple de bunlar i’râba kapalıdır.
Mebnî ‘alem isimler ile mu’reb ‘alem isimler, ‘alem olmak,
başına gelmemek ve muzâf olmamak yönünden ortaktır. Zira mebnî
‘alem bir ismin başına gelmez ve muzâf olmaz.
gibi mu’reb ‘alemler, lâfzen - gibi nekre isimlere - ي
benzemektedir. Zira ‘alemin ma’rifeliği ve izâfetle lâfzen değil,
nekre ismin nekreliği gibi manevidir (el-‘Ukberî: I, 77). ‘Alem olan
nın sonundaki tenvin bu zarfları mebnî olmaktan çıkarmaz, sadece hazfedilen’ ذ ve ذ 12
muzâfun ileyhin anlamını karşılar. nınsonundakitenvinbuzarflarımebnîolmaktançıkarmaz,sadecehazfedilenmuzâfun
ileyhinanlamınıkarşılar.
323ARAPÇADA TÜRÜNE GÖRE TENVİN, ANLAM ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
müfreddeasıli’râbalâmetleriolankısasesler(fetha, damme, kesre) tesniyevecemi’deuzatılarakelif, vâv, yâharfleriyletemsiledilmektedir.Müfredisme,i’râbatabiolarakten-vinverilince-asılvefer’îolanarasındadengekurmakiçin-tesniyevecemi’yealâmetleriuzatmakbabındanyazıdavetelâffuzdatenvinyerineaçıknûn harfiverilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olmasıİsimdemüzekkerlikasıldır,buyüzdenmüzekkerisminhiçbirişareteihtiyacıyoktur.
Şayetisimmüennesiseonumüzekkerdenayırtetmekiçinsonunda
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
veyaelif (maksûr–memdûd)harfibulunur.
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
harfi ismin sonunamüzekker vemüennes arasını ayırt etmek için geldiği gibi,hazfedilenekarşılık
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
,mubâlağa
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
merre(sayımasdarı)
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
heye’t(çeşitmasdarı)
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
gibidahabaşkaanlamlar içindegelebilirveya
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
vb.kelimelerinkendibünyesindebulunabilir.
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
harfinin sayılanbuanlamlar içinkelimeninsonunadâhilolması, i’râb işaretiylebirliktetenvinalmasıvekelimeninmunsarifolmaktançıkmamasımüennesliğinasılol-madığınıgösterir.
Te’nis elifi ise gerekmüfredvegereksecemi’dekelimeyigayr-imunsarifyapar.Mü-ennesinasılolmadığıve
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
ve
23
gayr-i munsarif nekrelendiğinde anlamında genellik meydana gelir ve
kelimesinde olduğu gibi sonuna tenvin gelir.
4. Müfredlik İşareti Olması
Müfred isim, tesniye ve cemi’ isimlerin aslıdır. Asıl i’râb alâmeti
asıl olana verilince tesniye ve (sâlim müzekker) cemi’e aslın yerini
tutan fer’i i’râb alâmeti verildi. Nitekim müfredde asıl i’râb alâmetleri
olan kısa sesler (fetha, damme, kesre) tesniye ve cemi’de uzatılarak
elif, vâv, yâ harfleriyle temsil edilmektedir. Müfred isme, i’râba tabi
olarak tenvin verilince -asıl ve fer’î olan arasında denge kurmak için-
tesniye ve cemi’ye alâmetleri uzatmak babından yazıda ve telâffuzda
tenvin yerine açık nûn harfi verilmiştir.
5. Müzekkerlik İşareti Olması
İsimde müzekkerlik asıldır, bu yüzden müzekker ismin hiçbir
işarete ihtiyacı yoktur. Şayet isim müennes ise onu müzekkerden ayırt
etmek için sonunda ية veya elif (maksûr – memdûd) harfi bulunur.
harfi ismin sonuna müzekker ve müennes arasını ayırt etmek ية
için geldiği gibi, hazfedilene karşılık ( ), mubâlağa ( الر ة ),
merre (sayı masdarı) ( ي ة ), heye’t (çeşit masdarı) ( ة ) gibi daha
başka anlamlar için de gelebilir veya يط - ن vb. kelimelerin kendi
bünyesinde bulunabilir.
,harfinin sayılan bu anlamlar için kelimenin sonuna dâhil olması ية
i’râb işaretiyle birlikte tenvin alması ve kelimenin munsarif olmaktan
çıkmaması müennesliğin asıl olmadığını gösterir.
Te’nis elifi ise gerek müfred ve gerekse cemi’de kelimeyi gayr-i
munsarif yapar. Müennesin asıl olmadığı ve ى ve أ ن
kelimelerinde olduğu gibi müenneslik alâmeti olan elif harfi iki illet
kelimelerindeolduğugibimüenneslikalâmetiolanelif harfiikiilletyerinegeçtiğiiçinbuvb.kelimelertenvinkabuledememektedir13.
24
yerine geçtiği için bu vb. kelimeler tenvin kabul edememektedir13. ية
ile biten müennes ismin tenvin alması, buna karşılık te’nis elifi ile
biten ismin tenvin kabul etmemesi, müzekkerin asıl olduğunu
göstermekte ve asla uygun olarak sonuna tenvin dâhil olmaktadır.
Sonuç
Konunu kapsamı itibariyle bir makale hacmini aşması dolayısıyla
tamamlayıcı olması bakımından daha sonra diğer özellikleri ve başka
yönleriyle tamamlanması düşünülen tenvinin anlamı, özellikleri ve
kullanımı hakkında bu bölümle ilgili varılan sonuçlar şöyledir:
a. Tenvin asıl ve fer’i olmak üzere iki bölümde mütalaa
edilmektedir. Kelimeye dâhil olduğunda ona özel anlamlar kazandıran
tenvin asıl kısmını oluşturan temekkün, tenkir, mukabele ve ‘ivaz
kısımlarıdır.
b. Tenvinin kelimenin sonuna gelmesi durumunda hangi anlama
geleceği kelimenin yapısını bilmekle ilgilidir. Meselâ, isim müfred,
munsarif ve mu’reb ise tenvin temekkün içindir. Ses isim fiil, gayr-i
munsarif ‘alem ise tenkir anlamındadır. Sâlim müennes cemi ise
mukabele, düşen harfe veya kelimeye karşılık olarak gelmiş ise ‘ivaz
anlamına gelir.
c. Tenvin, dâhil olduğu kelimede türüne göre aynı zamanda
hafiflik, kısalık, müfredlik ve müzekkerlik gibi anlamları da
taşımaktadır.
Kaynakça
‘Abbâs Hasan (1966). en-Nahvu’l-Vâfî. I-IV. Mısır. ‘Abdulvehhâb Hasan Hamed, Me’âni’t-Tenvîn, http://
almanhaj.net/makal.php?Linkid=896. (20.10.2010) ‘Alî Rizâ (T.y.). el-Merci‘ fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye; Sarfuhâ ve
Nahvuhâ, I-III, Beyrut. el-Câmî, ‘Abdurrahmân b. Ahmed (1882). el-Fevâ’idu’z-
Ziyâ’iyye. İstanbul.
13 Te’nis elifi ile biten ismin müennesliği ية ile biten isimden daha kuvvetlidir çünkü ية sâlim
cemi’ müennesde düşer.
ilebitenmüennesismintenvinalması,bunakarşılıkte’nis elifi ilebitenismintenvinkabuletmemesi,müzekkerinasılolduğunugöstermekteveaslauygunolaraksonunaten-vindâhilolmaktadır.
SonuçKonunukapsamıitibariylebirmakalehacminiaşmasıdolayısıylatamamlayıcıolması
bakımındandaha sonradiğerözellikleri vebaşkayönleriyle tamamlanmasıdüşünülentenvininanlamı,özelliklerivekullanımıhakkındabubölümleilgilivarılansonuçlarşöy-ledir:
a. Tenvinasılvefer’iolmaküzereikibölümdemütalaaedilmektedir.Kelimeyedâhilolduğundaonaözelanlamlarkazandırantenvinasılkısmınıoluşturantemekkün,tenkir,mukabeleve‘ivazkısımlarıdır.
b. Tenvininkelimeninsonunagelmesidurumundahangianlamageleceğikelimeninyapısınıbilmekleilgilidir.Meselâ,isimmüfred,munsarifvemu’rebisetenvinte-mekküniçindir.Sesisimfiil,gayr-imunsarif‘alemisetenkiranlamındadır.Sâlimmüennescemiisemukabele,düşenharfeveyakelimeyekarşılıkolarakgelmişise‘ivazanlamınagelir.
c. Tenvin,dâhilolduğukelimedetürünegöreaynızamandahafiflik,kısalık,müfred-likvemüzekkerlikgibianlamlarıdataşımaktadır.
13)Te’nis elifiilebitenisminmüennesliği
24
yerine geçtiği için bu vb. kelimeler tenvin kabul edememektedir13. ية
ile biten müennes ismin tenvin alması, buna karşılık te’nis elifi ile
biten ismin tenvin kabul etmemesi, müzekkerin asıl olduğunu
göstermekte ve asla uygun olarak sonuna tenvin dâhil olmaktadır.
Sonuç
Konunu kapsamı itibariyle bir makale hacmini aşması dolayısıyla
tamamlayıcı olması bakımından daha sonra diğer özellikleri ve başka
yönleriyle tamamlanması düşünülen tenvinin anlamı, özellikleri ve
kullanımı hakkında bu bölümle ilgili varılan sonuçlar şöyledir:
a. Tenvin asıl ve fer’i olmak üzere iki bölümde mütalaa
edilmektedir. Kelimeye dâhil olduğunda ona özel anlamlar kazandıran
tenvin asıl kısmını oluşturan temekkün, tenkir, mukabele ve ‘ivaz
kısımlarıdır.
b. Tenvinin kelimenin sonuna gelmesi durumunda hangi anlama
geleceği kelimenin yapısını bilmekle ilgilidir. Meselâ, isim müfred,
munsarif ve mu’reb ise tenvin temekkün içindir. Ses isim fiil, gayr-i
munsarif ‘alem ise tenkir anlamındadır. Sâlim müennes cemi ise
mukabele, düşen harfe veya kelimeye karşılık olarak gelmiş ise ‘ivaz
anlamına gelir.
c. Tenvin, dâhil olduğu kelimede türüne göre aynı zamanda
hafiflik, kısalık, müfredlik ve müzekkerlik gibi anlamları da
taşımaktadır.
Kaynakça
‘Abbâs Hasan (1966). en-Nahvu’l-Vâfî. I-IV. Mısır. ‘Abdulvehhâb Hasan Hamed, Me’âni’t-Tenvîn, http://
almanhaj.net/makal.php?Linkid=896. (20.10.2010) ‘Alî Rizâ (T.y.). el-Merci‘ fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye; Sarfuhâ ve
Nahvuhâ, I-III, Beyrut. el-Câmî, ‘Abdurrahmân b. Ahmed (1882). el-Fevâ’idu’z-
Ziyâ’iyye. İstanbul.
13 Te’nis elifi ile biten ismin müennesliği ية ile biten isimden daha kuvvetlidir çünkü ية sâlim
cemi’ müennesde düşer.
ilebitenisimdendahakuvvetlidirçünkü
24
yerine geçtiği için bu vb. kelimeler tenvin kabul edememektedir13. ية
ile biten müennes ismin tenvin alması, buna karşılık te’nis elifi ile
biten ismin tenvin kabul etmemesi, müzekkerin asıl olduğunu
göstermekte ve asla uygun olarak sonuna tenvin dâhil olmaktadır.
Sonuç
Konunu kapsamı itibariyle bir makale hacmini aşması dolayısıyla
tamamlayıcı olması bakımından daha sonra diğer özellikleri ve başka
yönleriyle tamamlanması düşünülen tenvinin anlamı, özellikleri ve
kullanımı hakkında bu bölümle ilgili varılan sonuçlar şöyledir:
a. Tenvin asıl ve fer’i olmak üzere iki bölümde mütalaa
edilmektedir. Kelimeye dâhil olduğunda ona özel anlamlar kazandıran
tenvin asıl kısmını oluşturan temekkün, tenkir, mukabele ve ‘ivaz
kısımlarıdır.
b. Tenvinin kelimenin sonuna gelmesi durumunda hangi anlama
geleceği kelimenin yapısını bilmekle ilgilidir. Meselâ, isim müfred,
munsarif ve mu’reb ise tenvin temekkün içindir. Ses isim fiil, gayr-i
munsarif ‘alem ise tenkir anlamındadır. Sâlim müennes cemi ise
mukabele, düşen harfe veya kelimeye karşılık olarak gelmiş ise ‘ivaz
anlamına gelir.
c. Tenvin, dâhil olduğu kelimede türüne göre aynı zamanda
hafiflik, kısalık, müfredlik ve müzekkerlik gibi anlamları da
taşımaktadır.
Kaynakça
‘Abbâs Hasan (1966). en-Nahvu’l-Vâfî. I-IV. Mısır. ‘Abdulvehhâb Hasan Hamed, Me’âni’t-Tenvîn, http://
almanhaj.net/makal.php?Linkid=896. (20.10.2010) ‘Alî Rizâ (T.y.). el-Merci‘ fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye; Sarfuhâ ve
Nahvuhâ, I-III, Beyrut. el-Câmî, ‘Abdurrahmân b. Ahmed (1882). el-Fevâ’idu’z-
Ziyâ’iyye. İstanbul.
13 Te’nis elifi ile biten ismin müennesliği ية ile biten isimden daha kuvvetlidir çünkü ية sâlim
cemi’ müennesde düşer.
sâlimcemi’müennesdedüşer.
324 / Yrd. Doç. Dr. R. Resul SEVİNÇ EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Kaynakça‘AbbâsHasan(1966).en-Nahvu’l-Vâfî.I-IV.Mısır.‘AbdulvehhâbHasanHamed,Me’âni’t-
Tenvîn,http://almanhaj.net/makal.php?Linkid=896.(20.10.2010)‘AlîRizâ(T.y.).el-Merci‘fi’l-Luğati’l-‘Arabiyye;SarfuhâveNahvuhâ,I-III,Beyrut.el-Câmî,‘Abdurrahmânb.Ahmed(1882).el-Fevâ’idu’z-Ziyâ’iyye.İstanbul.el-Enbârî,Ebu’l-Berekât‘Abdurrahmânb.Muhammed(1995).Esrâru’l-‘Arabiyye.Nşr.
FahrSâlihKudâre.Beyrut.el-Fârisî,Ebû‘Alîel-Hasanb.Ahmedb.‘Abdilgaffâr(1996).Kitâbu’l-Îzâh.2.bs.Nşr.
KâzimBahru’l-Murcân.Beyrut.el-Galâyînî, Mustafâ (1966). Câmi‘u’d-Durûsi’l-‘Arabiyye. I-III. Nşr. Şerîf el-Ensârî.
Beyrut.el-Hudarî,Muhammedb.Mustafâb.Hasan(T.y.).Hâşiyetu’l-Hudarî‘alâİbn‘Akîl,I-II,
Kahire.İbn‘Akîl,Bahâuddîn‘Abdullâhel-Hemedânî(T.y.).Şerhuİbn‘Akîl.I-II.Nşr.Muham-
medMuhyiddîn‘Abdulhamîd.İbnu’l-Hâcib,CemâluddînEbû‘Amr‘Osmânb.‘Omer(t.y.).el-Kâfiye(NahivCümlesi
içinde).İstanbul.İbnHişâm,Cemâluddîn ‘Abdullâh b.Yûsuf b.Ahmed b. ‘Abdillâh el-Ensârî (1966).
Evdahu’l-MesâlikilâElfiyyetiİbnMâlik.I-IV.Nşr.MuhammedMuhyid-dîn‘Abdulhamîd.Beyrut.
İbnHişâm(t.y.).Muğni’l-Lebîb ‘anKutubi’l-E‘ârîb. I-II.Nşr.MuhammedMuhyiddîn‘Abdulhamîd.Kahire.
İbnYa’îş,MuvaffakuddînEbu’l-Bekâ(2001).Şerhu’l-Mufassalli’z-Zemahşerî.I-V.Nşr.İmîlBedî’Ya’kûb.Beyrut.
Mustafâb.Hamza(1278).Netâ’icu’l-Efkâr‘ale’l-İzhâr.Y.y.Radiyyuddîn,Muhammedb.Hasanel-Esterâbâdî(1892).Şerhu’l-Kâfiye.I-II.İstanbul.es-Sağîr,AhmedMuhammed‘Alî,Tenvînu’t-TenkîrveEseruhûfîİ’râbi’l-İsmiveBinâihî.
http://kenanaonline.com./users/ahmadalsagier/topics/75082/posts/157003.(22.11.2010)
Sîbeveyh,EbûBişr‘Amrb.‘Osmânb.Kanber(1988).el-Kitâb.I-V.Nşr.‘AbdusselâmMuhammedHârûn.Kahire.
es-Suyûtî, ‘AbdurrâhmânCelâleddîn (2001).Hem’u’l-Hevâmi’ fîŞerhiCem’i’l-Cevâ-mi’.I,IV.Nşr.‘Abdul’âlSâlimMekrem.Kahire.
eş-Şelevbîn,Ebû‘Amrb.Muhammedb.‘Omerel-Ezdî(1994).Şerhu’lMukaddimeti’l-Cezûliyyeti’l-Kebîr.I-III.Nşr.Turkîb.Sehvb.Nezzâl.Beyrut.
et-Tehânevî,Muhammed‘Alîb.‘Alî(1984).Keşşâfuİstilâhâti’l-Funûn.I-III.İstanbul,el-‘Ukberî,Ebu’l-Bekâ’ ‘Abdullâhb.el-Huseyn(1995).el-Lubâbfî ‘İleli’l-Binâ’ve’l-
İ‘râb.I-II.Nşr.GâzîMuhtârTuleymât.Beyrut.el-Vâsitî,el-Kâsimb.Muhammedb.Mubâşir(2000).Şerhu’l-Luma‘fi’n-Nahv.Nşr.Re-
ceb‘OsmânMuhammed.Kahire.