arda karanİsanat ve edebiyat dergisi yayın kurulu üyesi. ulusal ve yerel birçok gazete, dergi ve...

ARDA KARANİ

VUSLATABEŞ KALA

İstanbul

Edebiyat Dizisi/Şiir/27

Yazar Arda Karani

Genel Yayın Yönetmeni Ünal Kar

Yayın EditörüMehmet Sabri Kılıç

ISBN 978-605-9540-43-8

Yayıncı Sertifika No 32977

1.Baskı Eylül- 2018

Dizgi - Kapak - Tasarım Ünal Kar ([email protected])

Yayın Hakları : @copyrightBu kitabın yayın hakkı; yazarı ile yapılan sözleşme gereği Göl Kitap Yayıncılık Ltd.Şti ve Karani Arda’ya aittir. Kaynak gösterilmeden kitaptan alıntı yapılamaz. Yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Baskı CiltOfis Yayın Matbaa Ltd Şti.Işık Sanayi Sitesi Maltepe Mah.B Bl.No:Z 1 Topkapı Topkapı-İSTANBULSertifika No: 14973……0212 - 576 47 15

Genel DağıtımGÖL KİTAP YAYINCILIK LTD ŞTİEsenevler Mah. 3011 Sok. No:5 Ümraniye/İSTANBULwww.golkitap.com 0216 - 346 46 31 info @golkitap.com

VUSLATABEŞ KALA

ARDA KARANİ

Arda Karani;1977 yılında Elazığ’da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini

memleketinde tamamladı. 2000 yılında Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim dalında yüksek lisans yaptı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde doktora, Anadolu Üniversitesi AÖF Felsefe bölümünde lisans öğrencisi. Ulusal bir gazetede köşe yazarı ve aynı zamanda Telmih Kültür, Sanat ve Edebiyat dergisi yayın kurulu üyesi.

Ulusal ve yerel birçok gazete, dergi ve seçkilerde şiirleri ve makaleleri yayınlandı. Azerbaycan’da yayınlanan “Harput Çelengi” ve Ümraniye Belediyesinin “Mevlana Şiirleri Antolojisi” kitaplarında yer aldı. “11 ve 12. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları” yayın kurulunda çalıştı. “16. ve 17. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları” programlarında ve birçok organizasyonda şiirlerini ve tebliğlerini sundu.

Dünyada ilk defa İmam Hz.Hasan’nın hayatını roman olarak kaleme alan ‘Unutulan Halife’ isimli romanı,

“Vuslata Çeyrek Kala” isimli şiir kitabı,“Anadolu’nun Manevi Mimarı Hacı Ömer Hüdai Baba”

isimli araştırma kitabı,Sufi Mektuplar ‘Seyyid Ahmed el-Hüseyni’ adlı kitapları

mevcuttur.Hüsn-i hat sanatıyla özel olarak ilgilenen şair ve yazarın

“Vuslata Beş Kala” isimli bu kitabı ise şairin ikinci şiir kitabı.İstanbul’da öğretmenlik yapan şair, İngilizce ve Arapça

bilmektedir.

“Anları yaşayanlar şarkıları,ayları yaşayanlar filmleriyılları yaşayanlar romanları,hayatı yaşayanlar sanatçıları, ebedi yaşayanlar şiir ve şairleri tanır”

Arda Karani

ÖNSÖZ

Şiir, zekâ ülkelerinde yapılan uzun ve yorucu yolculuktan sonra ortaya çıkan şeydir diye tanımlar Balzac. Gerçekten de şair içindeki ruh coşkunluğunu, heyecanlarını,umutlarını, üzüntülerini dile getirmek için şiiri bir araç nevinde görür ve kullanır. Ve bu uzun yolculukta çok yorulur şair. Öyle bir zaman gelir ki nefes bile alamadığını hissederiz mısraların arasında ve bazen şairin ağladığını mısralara dokunarak da görebiliriz. Şiir aynı zamanda yanardağın bünyesinde artık bir zaman sonra dışarı fışkıran lavlar mesabesindedir. Eğer şair duygularını dışa yansıtmamış olsa nihayette duyguları onu hapsedecek ve meczup bir hâle büründürecektir şairi. Yani kaçış yoktur şiirden uyutmaz insanı ve yemek dahi yedirmez bazen. Ve şairlik Şeyh Galip’in de dediği gibi, Dost meclisinde arzu kumaşları bölüşülürken kendisine düşen paramparça olmuş bir yürek hissesidir. İşte bu kitapta da şairin Rabbine kavuşma hasreti ile vuslatı beklediği birkaç yaralı mısranın kâğıtta vücut bulmuş hâlidir. Yeri geldiğinde anne sevgisi, memleket özlemi, felsefe, yaşam, ölüm ve din konusunda hissedilenlerin vuslat perdesinden sunulmasıdır. Şiir hayat ve ötesidir,

Kelimeler değişir şair dilinde Mürekkep yetmez deniz olsa daYaralı sözlerin her zerresine...Şiirle kalın dostlar

Eyyup Bostancı

“Ayrılık tüm üzüntülerin kaynağıdır. Ölüm bir ayrılıktır mesela. Hastalık, sağlıktan ayrılıştır aslında. Tüm kötü şeyler iyi şeylerin yokluğudur. Gurbetlik, hasretlik hep ayrılıktır zaten. Bütün üzüntülerin sebebi ayrılıktır, tüm hüzünlerin.

Ayrılıkların son bulacağı ‘Vuslata Beş Kala’”

Arda Karani

İÇİNDEKİLER

Besmele………………………................................……………………11

AŞKHep Sev Beni..………………………………………...........…………………13Gecenin Karanlık Aydınlığı………...............................……………14Lale Mevsimi…………..…………………......................…………………16Ebed-i Müddet Aşk…………………………………………………………19Süreyya ....…………………………………………………….........……………20Dudağımda Tuz……………..………......................………………………22Annem Kadar........……...……………………………………………………23AYRILIKBeraber Ölmesek Bile…………......................………………………27Vuslata Beş Kala…………………………………………….………………28Ömür Ümitten Önce Bitmeli...…………………………………………30Cellat……………………………………………………………………………32Çocukların Gözyaşı…………………..........................…………………33Elveda............................................................................34Mülayim İle Halim....................................................................35İnce Bir Keman Türküsü……………………………...........……………36Leyla’ya……………………………………………............……………………38Toprak Kokusunda Yar..……………………………………………………39Kelebekler.............……………………………………………………………42Maşuk Kapısında...……………………………………………………………44Veda Şehri..............…………………………………………….……………46Gölcük’e Ağıt........………………………...…………………………………48

DİNGül’e ve Güldeşe....................................................................51Alaca Kartal……………………………………………………………………52Ali…………………………………………………………………….........………54Hannane...............……………………………..................………………56Natıku’l Kur’an………………………...........................…………………59Hüsran…………………………………….................................…………62Babasının Annesi……………………..................………………………64

Arda Karani

11

Bu sayfanın fotoğrafını çekip yorumlarınızı İnstagram adresimiz #ardakarani sayfasında paylaşabilirsiniz

FELSEFEMantık Oyunu..........................................................................67Gelincik…………………….................................…………………………68Tılsım…………………………...................................……………………70Kar/A Masal………………………………..........................………………72Perde…………………………………....................................……………73Çocukluğumla Ben………………….........................…………………74Odasız Pencereler……………………..................................…………76İki Ayna Bir Elma...........……….................................………………78Şah İle Piyon…......………………....................................……………81Aşk Ve Nun………………………………………………......…………………82Kırmızı Boyalı Gül……………………………………………………………84Yitik Varlıklar.........……………...……………………………………………87Sabır Taşının Işığı.....…………………………………………………………88YAŞAMNabahat…………………………………................................……………91Şiir Evleri…………………………………................................……………92Kanlı Gelin Kudüs……………………….........................………………94Sabahat……………………………………………………………………………95Tebessüm………………………………….............................…………100Şehrengiz………………………….............................…………………102Yeditepe Aşk……………….......................……………………………104Harput’ta Sela……………....................………………………………108Kanlı Gelin ...…………………………………….........................……109Harput’a Sela…………………………………........................…………112Atlar ve Taylar.........…………………………………………………………114Bigâne……………………………………..................................………116Nazar Tespihi.....………………………..................................………118Sütten Bile Beyaz Mirasım……..................................………120Arzuhalim.........…...………………………………………………………123

Rıza………………………………………………………………........…………124

BESMELE

Bismillah ile başlar bu kitabı şiirDilimden düşmeyen evradı zikirÂlemi dünyaya yeter bu fikirRahman ve Rahîm olan Allah’ın adı ile

Ekim / 2005 Elazığ

Okuyucu Yorumu

Arda Karani

13


Aşk

HEP SEV BENİ

Her insan bir insana Aşkla davranır başkaSensiz olmadan aslaKendimde bir eksik var

Çok sevme hep sev beniBırak içimde gölgeniUnut bendeki seniİçimde bir hinlik var

İnsan insan için varİnsan insana duvar Bir diğerinin ufku Bir diğerine mezar

Hadi uyu bahtiyarİçimde duvar duvar

Mart / 2018 İstanbul

Okuyucu Yorumu

Arda KaraniVuslata Beş Kala

14 15



GECENİN KARANLIK AYDINLIĞI

Kara gözlüm bak denizlereMavi karışsın gözlerineÇık dağlara güneş vursunAltın karışsın saçlarınaIşık vursun kalbineGönlün açılsın bulutsuz sabahlardaVe sen hep mutlu ol ve umut olYalnızlığımaSusma derin sessizliklerde

Sana bakmak güneşi ısıtmaktırSuyu koklamaktırBazen denize kanmakBazen ışığa aldanmaktırGözlerime yosun karışır bakınca sanaGüneş olur gözlerin altın karışır saçlarımaIşık vurur kalbimeGönlüm açılır gamzelerindeKara gözlümSusma derin sessizliklerinde

Nisan / 2017 Üsküdar

Okuyucu Yorumu


16 17



LALE MEVSİMİ

Ah bu laleler ne vefasızdırDamla damla düşer maziyeYadigâr kalır sineme Hem aşiyan hem gizliVe yeniden eskiyeAh bu laleler ne vefasızdılar

Ah bu laleler çok güzeldirYağmur tanesi pek delidirHele pembemsi bir laledeDünden öncesi hep gizemdir Kızıl lale perdedeAh bu laleler ne güzeldiler

Ah bu laleler çok acayiptirNeden bir yağmur sıcağındaPişmanlıktan çok hasretteTövbeden çok nimetteVe bazen de şükürdeAh bu laleler pek acayiptiler

Ah bu laleler ne zalimdirDünden sonrası yokYarından öncesi deNe diye bu şarkı ne diyeHasretin gölgesindeAh bu laleler zaten zalimdiler

Ah bu laleler ne haindirÜmidin yitiğini bilirToprağın sevdiğiniBir damlacık suya Birden beni bitirirAh bu laleler çok haindiler

Ah bu laleler pek hüzünlüdürHazandan önce tükendilerRengârenk ve özeldilerRüzgârından ürkerekKonargöçer bir sestilerAh bu laleler ne hazindiler


18 19



Ah bu laleler hep saklıdırŞükürden kızarırlarKorkudan sararırlar Beyazdırlar saftırlarAh bu laleler zaten kayıptılar

Ekim / 2016 İstanbul

Okuyucu Yorumu

EBED-İ MÜDDET AŞK

Çağlayan deniz olsaBizler de birer balık! Ölmeyecek sevdamızÖlse de bütün varlık!

1992 Elazığ

Okuyucu Yorumu


20 21



SÜREYYA

Ben hiç rüya görmedim Süreyya Gölgem düşmez denize benimSensizAh her yanım bıçak yarasıNasıl kanayacak bilmemSessiz

Uyumam ben hiç Gözü kapalıÜşür sadece kanatlarım Unutmaksa seni Süreyya İki bıçak arası Keser derinden gizli Sol nefesimi…

Kırmızı her yanım Kıyısı olmayan su damlasıYitik renge boyalı Sol yanım Ah bu yalnızlık Süreyya Kor yanım

Kıyıya vursam o karanlık sokaktaKum olsam razıyım denizi olmayanOn bir gözlü eyvandaNeredesin ah Süreyya nerede?Kıyısı olmayan derinlik Sahili kayıp derya

Maviydi her yer seninle birlikteYirmi üç plakalı şehir garındaBir tek orada rüya gördümSüreyya yalnız oradaUyumamıştım henüz Gölgem uzamıştı sahile

Ocak/ 2016 İstanbul

Okuyucu Yorumu


22 23



DUDAĞIMDA TUZ

Sevmiyorum yalnızlığıKarşımda deniz olacak Adalar ve vapurHuzur kokacak güneşİnsanlar olacak maviİstanbul deli

Aldın insanlarımı bendenDaha unutsan n’olurGüldürmeyen sen değilsin ağlatma bariGözyaşım aktığımda dudağımda tuz tadı var yaArtık deniz olmasa da olur Nisan / 2018 İstanbul

Okuyucu Yorumu

ANNEM KADAR Gözlerinde beni gördüm Engelleri, denizleri, çayırları Çığlıkları,isyanları, duaları İsyanımdan korkuyorumAynada seni gördüm Gözlerimi, ellerimi, duamı Bendime çizgi çizdim Korkmamaktan korkuyorum İnsanın gücü yettiğine Kendinin mağlub olduğunu Sende bildim Sen de bildin, bildiğimi Bildiğimden korkuyorum


24 25



Seni annem kadar sevdim Koparamadığım gülü sevdim Gözlerinde fer’i gördüm İkimize kıyıp, yazık Koparmaktan korkuyorum Kelebek olup uçmandan Kozanda boğulmandan Elimde kırılmandan Ağlamandan korkuyorum Sana gülmek yakışır bana bir çile Gülmeye de korkuyorum sensizliğe de Sensiz bir hayat sürmeye de

Ben sana hayır demedim Gözlerine baktım, sustum ve gittim Bakamadım gözlerine Bir süre Güller gibi kırmızı Gözlerini benden kaçır demedim! Sonra göremedim gözlerini Yüreğimle konuştum Ve sevdim Sana seviyorum da Hiç demedim Geri ver gözlerimi de Diyemedim Seni annem kadar sevdim Seni kutsal diye sevdim Sensiz hayat sürmeyi de

2006 / Elazığ

Okuyucu Yorumu

Arda Karani

27


AyrılıkBERABER ÖLMESEK BİLE

Aynı sevabı işleyelim seninleAynı köyü sevelim mesela Birlikte ağaca su verelimKuşlara yemÇirkin kediler sevelimRüzgâr eselimKerbela’ya gidelimBeraber ölmesek bileÜzülmeyelim yine deNasılsa kişiAyrılmazmış sevdiğiyleCennette

Eylül /2015 İstanbul

Okuyucu Yorumu


28 29



VUSLATA BEŞ KALA

I.vuslattan mektup varpostacısıyım bugün ayrılıklarınbelki Üvercinkadır yazanbelki de rüveydadanmona da yazmıyor artıkona da mektup var vuslattan

II.Şehidem mücahidem karlı bir sokaktır adıntoprağında gelincikocağında kardelenrüzgârındadır günahım

dalgalar kirpiklerle güreştebeyaz bir gömlek uçurumdadıranamın koynundadır toprağınsana verdiğim kevser henüz yoldadır

III.yazdan narin kokan kardelenimdost bağbanımı sana gönderdim ay döküyor gözlerim durmasa hiçimdadımı duysun yıldızlar çift

yeni bir muştu verdi yüreğiarşa ulaşıyor aslında dipsiz uçurumlarda yükselmiş elleriya vuslatı yazıyor hâlâ ya beni çağırıyor vuslata

Şubat / 2007 Elazığ

Okuyucu Yorumu


30 31



ÖMÜR ÜMİTTEN ÖNCE BİTMELİ

Zifiri gecede doğan güneşeGündüz yıldızlara varmalı bir ümitleİltica etmeli insan mülteci Kaldırımlara cennetin sırrınıSöyleyip yürümeli Bırakmak için şehrin duvarlarınaYorgunluğunu...

Öğle vakti demeli, dolunayaDokunmadan yüreğineÇıplak gerceği...Yapılmadığını intihar etmek için balkonların Asılmadığını köprülerin cinnetten...SöylemeliYalnızlığın sohbetini duvarlaraBazen umudun ömürden önceTükendiğini...

Ceviz ağacının yalnız ve kuru olduğunu Meyvesi kalmadığını kirazınBilmeli yine siyah geceninSoğuk renginiVe güneşin gece görünmediğiniYıldızların gündüz kaybolduğunu Demeli dolunaya Vakt-i zuhur gelemeyeceğini Umudun bittiği yere

Bitmeli ömür önce SevgiliÖmür, ümitten önce bitmeli

Aralık / 2015 İstanbul

Okuyucu Yorumu


32 33



CELLAT

İpi kesildi gözlerimGözyaşımı özlerimDolu gibi sağanakYağmur yanında aksak

Pıhtılaştı kanarımSıcacıktı damarımTipi gibi sağanakYağmur yanında aksak

Kırdı kalemi ReisVurdu sehpaya Cellatİpi kesildi sağanakYağmur yanında aksak

Temmuz / 2006 Elazığ

Okuyucu Yorumu

ÇoCUKLARIN GÖZYAŞI

Hiçbir deniz dolduramaz gözlerinin yaşınıHiçbir ağıt dindiremez sinendeki yaranıNe bir ninni keser ne bir türkü söylerKirpiklerinin ahınıimkansızdır anlatmak Çocukların gözlerinin yaşını

2009 / Elazığ

Okuyucu Yorumu


34 35



ELVEDA Elveda… Belki son satırım belki de başı Temaşa… Başladı şimdiden gözümün yaşı Kargaşa… Ortalık aydınlık bu ne telaşı Vakıa… Gelip geçecek ömür yarışı Evlada… Kul olma sevdası rütbedir tacı Meleğe…Papatya ötede bekler sırdaşı Dostlara…Helallik almamak en büyük acı Anama…Üzülme bekler aslan bir bacı Baş’ıma… Hep taç olacak emrin tırnağı Maşuk’a… Şefaat n’olur affın muhtacı Rab’bime… Merhamet cürmüme muhtacın acı Ali’ye aleme, yarime helal elveda

Kasım / 2005 Elazığ

Okuyucu Yorumu

MÜLAYİM İLE HALİM Dal gibi titrerdi Kelamın da kükrerdi Dehrin sonunda Zemheri ortasında Az bulunur böylesi Fazla olur ötesi Adı mülayim Şanı halim Ürkek değil efendi Korkak değil di kendi! Belki volkandı kalbi? Tan yeri solanda Seher doğanda Kalmadı mülayim O eski halim Açılmıyor dudağım Nerede kal’im Görünüyor herkes Evvelden zalim

Mart /2003 Elazığ

Okuyucu Yorumu


36 37



İNCE BİR KEMAN TÜRKÜSÜ

Sineyi harap eyledi firkatinde hüzün Kaybolan aşklarım yok benim gülistanımda Hicaz makamında bir hüzzam Gülüşün rengi Berhava oldum avuçlarında Yadigâr kaldı aşka ateşi

Ya yüreğimden vur Ya da aşka bağışla

Bir plak çalıyor gramafon tadında Bir ıslık inliyor Ağlıyor hüzün Kelebekler uçtular avuçlarımdan Kar suyu bedenim gözyaşlarında Ağıt gibi ninni gibi ahengi

Ya firkate ağla Ya da vuslata bağışla

Belli belirsiz zamanlarda çarpıyor kalbim Hüzün dallarım çok benim gönül bağımda Uşak makamında bir hazan Mevsimin rengiTitrer bedenim her yaprağındaRüya gibi ürkek hayali

Ya hüzzam şarkılarda ağla Ya da Güle bağışla

Kül kızılı bir şafak gözlerinVuslata hasret, ayrılığa müptela Aşikâr eyledi buselerimiBir keman titrer dudaklarımdaBekletme artık son nefesi

Ya indir yüreğime Ya da Hakk’a bağışla

2006/ Elazığ

Okuyucu Yorumu


38 39



LEYLA’YA

DüşündümdeSanki hiç şiir yazmamışımDalım deyip yaslanmışımNiyetimi paylamışımHalbukiHalbuki martı kanadıdır kalbim sanaÜlfet, iffetten geçer insanaFirkatimiz olsun dahi, vuslat gibiÖzledim seni, dua et emi! ! !

2003 Ağrı/ Doğubeyazıt

Okuyucu Yorumu

ToPRAK KoKUSUNDA YAR

Buğulandı kelimelerBildiğim anlardıTanıdık ve şımarıkBiraz da mahcupBir bardak suAğlıyordum

Yıldızlar salıncak olmadıAy dedemHiçbir zamanDerman olmadıÜzerindeKorkuyordum

Dilimde ezberim, gözümde rahmetinTütün kokardı ellerinGülkurusuGöğsümdeAma mutluydumÇok hem deÖzlüyordum


40 41



Çayım ve dumanı vardıReyhan kokusuVe başucu kitabımHa bi de kalem ve gözyaşımÇaresizSusuyordum

Bulanık suların bileIlgıt ılgıt kokardıSeni bi de aşkınıİstedimBerraktıAğlayarak yazabilseydimSeniÜşüyordum

Koynunda ölmek vardıKollarındaSevdiğim anlardıSevildiğimGüzeldiBiliyorumSeviyordum

Memleket gibiydinVefakârdınBayrak gibi onurluToprak kokardın ağlayıncaBahardınŞehit gibi huzurluEbediÖlmezdinBiliyordum

Toprak kokar Sen ağlayınca bahar Toprak kokusunda yarDinleDaha diyeceklerim var

Mayıs / 2007 Elazığ

Okuyucu Yorumu


42 43



KELEBEKLER

Gün ortasında Kaldırımlar arasına sıkışmış Dallar kadar ürkek Dolunay kadar ıssızSessiz bir inilti Gece yarısında Sokakta yanan lamba Göz kırpan bir ışık kaldırımlar karışık Ve içindeki inilti Seher vaktinde Yalnız sokak arasında Ötüşen kuşlar Kuş seslerine karışan Hazin bir inilti

Günler sonra Cıvıl cıvıl insanlar Paslanmayan kaldırımÖkçelerin altında Çığlık bir inilti Gür bir inilti

Sonundaki hıçkırık Ve ağlama sesleri

Ancak gözyaşı gebedir Gülücüklere Ulaştırır seni asolan Saadete Bilirim bırakmışsın Binlerce şehit koza Ergenekonda demiri delen Şehitlerle bin yaşa Gözyaşlarıyla kozanı eriteceksin Kaldırımlar arasından Çıkıp arşa erişeceksin Bir haftalık ömrün görmen için yetecek Ağlayarak güne erişeceksin elbet Ve olacaksın iki kanatlı bir kelebek

Ağustos / 1994 Elazığ

Okuyucu Yorumu


44 45



MAŞUK KAPISINDA Sevdan kapısında köle zincirlerini Ellerimden al, ayağımdan al! Ruhumun en ücra yerine Zincirini vur, kilidini vur Ey sevgili! Son nefes olsa bile Bir yudum su, bir damla su! Kapındaki çeşme olsam Gece gündüz akan su Ey kalbimde titreyen kör karanlık! Sabah Maşuk’la olsun Aksi Ölümdür artık!

Sabırdır sana ilaç Duadır sana avuç El ayak kapanırsam Açılır mı bana avuç? Ey Hüdam! Dar kapı olsa bile Zincirini vur kilidini vur Maşukla hemhal eyle Gece gündüz ver huzur

1998 Kayserİ

Okuyucu Yorumu


46 47



VEDA ŞEHRİ

Hasreti vuslatından Hayali kendisinden güzel şehirGidiyorum ey şehir! Mutlu musun hoşçakal?Ömrümün ilkbaharıİlk gençliğim hoşçakalKorkulu gecelerimOlmaz sabahlarım hoşçakalHira ettiğim HarputÖmer Dedem, Garip Anam hoşçakalGöllübağ, Ankuzu Baba, Mamuş Emmi hoşçakal

Güle gül on yedi yaşımİlk heyecanımGüle güle arkadaşım, dostum, gardaşımGüle gül ey mazim!Kara kutum Cam kırıklarımÇakıl taşlarımGüle güle otuz yaşım, çocuklarım hoşçakalKırkımı çıkartan şehirMutlumusun hoşçakal

Herkese selam eder, muhabbetler dilerimHayriye Bibi, Sıdıka Nene sizlere de hoşçakal

Eylül / 2015 Elazığ

Okuyucu Yorumu


48 49



GÖLCÜK’E AĞIT

Çok erken bizleri bırakıp gittin Ocaklar ağladıYürek dağladı Engin sularda şehitlik içtin Balıklar ağladıGöller ağladı

Gül oldun göllere çiçek ekildin Hoş geldin bostana tebrik ettiler Gölcük edeb ettiDimdik dikildin Balıklar ağladıDeniz ettiler

Haziran / 2005 Elazığ

Okuyucu Yorumu

Arda Karani

51


Din

GÜL’E VE GÜLŞENE

Güllere de râm olduk koklamak büyük nasip Allahumme Salli Ala Seyyidina ya Habib!

Her hayatı yaşardık, bir damla olsaydı baldanAnlatır asırlardır, bahseder herkes ondan

Menbaından içmiş onu, ashab-ı güzin-i kiramGül kokulu peygamber ümmete etmiş ikram!

İki laf-ı güzafın esiri râmı oldukTarif edelim derken gül yaprağını yolduk

Mahşere dek susardım bir yudum tatsaydım ondanTatmak yerine anlatır olduk, gül kokulu o baldan

Sadece kokusu, sarhoş etti vesselamGül alıp, bal satan erlere sonsuz selam!

Güllere de râm olduk koklamak büyük nasipAllahumme Salli Ala Seyyidina ya Habib! ! !

Mayıs / 2000 Kayseri

Okuyucu Yorumu


52 53



ALACA KARTAL

Bir ceylan gördüm dağda Yok gümanım tok bir aslan gibiİnşimas eyledi bir hoş kokusuMahşerde yanan kandil nefesiGüller açtı o an, kuru bağımdaYüksek tepelerden eyle nazar Alaca kartal

Al bir kanat buldum yuvada Şüphem yok ki bu, kartalınİnşirah tadında sesinin rengiİhamım yok, bu sultanınNazar eyledi uçtu ovadaYüksek tepelerde yaşar Alaca kartal

Hep kale oldun pervasız hücumlaraKartal oldun gözünde Şah’ınNârâ zamanı şimdi, vakit ikindiSancak oldun elinde Padişah’ınDalgalandın ufuklardan hülyalaraYüksek tepelerden haykır Alaca kartal

Birer birer kartallar uçtu yuvalarındanÖnce can oldum, sonra kurban yolunaİkdam eyledin aşka ateşiBayrak oldun denizin dalgasındaBeni de al yanına, eyle Kıtmir’inYüksek tepelerden savrul Alaca kartal

Sen konuşunca güzel, bakınca güzelHuzur bulur eteğinde yârin Ağıt gibi Hüseyin gibi ahengiCan veririm yuvasında akrebinKollarında gelsin de ecelYüksek tepelerde ölür Alaca kartal

Kasım / 2006 Elazığ

Okuyucu Yorumu


54 55



ALİ

Allah bir Rasul hak, Ali’ye nazar tatlıAllah bir Rasul hak, Ali kalplerde saklı

Haticet’ül Kübra, Zeyd, Ebubekir ve AliHabibullah omzunda putu deviren Ali

O ve elinden tuttuğu edepten ebed AliRasulullah yollarda yatağında gül Ali

Haydar-ı Kerrar Murtaza, Ebu Turab-ı VeliBedir kuyularında Ubeyde, Hamza, Ali

İnce yanık Fatıma, sabah yıldızı AliGelin gibi sırtında kabre götüren Ali

Cennetin özlediği Selman, Ammar ve AliHayberi avucunda tuz buz eriten Ali

Ebu Hasan Hüseyin Kerbela’da âl AliVelayetin sultanı Hakk’ın aslanı Ali

Akıl hikmet denizi ilmin kapısı AliGökyüzünün en parlak kutup yıldızı Ali

Ben Ali’yim ‘Alidenim’, Hüseyin’im Hüseyin’denSultan-ı şair olsam sığdıramam seni Ali

Allah bir Rasul hak, Ali’ye nazar tatlı Allah bir Rasul hak, Ali en baştan haklı


Okuyucu Yorumu


56 57



HANNANE (Dikenlerin Gözyaşı)

I

Zaman seni sayan semazenSenden önce senden sonra divaneSeninle mutlu oldu altmış üç sene

/Elin zikridir parmaktan dökülen şiirYahut kanaması Seni anmasıYa da ağlaması bir hecenin

II

Şiir bu kadar güzel olmamıştıKelam bu kadar derinKalem bu kadar değerliSeni yazmadan önceVe bu kadar sihirliBir pertev ki ziyası kendisinden efşanŞairler sultan oldu bahsindenSultanlar gılmanÂlemler yaratıldı hürmetineRahmet peygamberininKeremi cilvesineBir Süreyya ki nihan tüm yıldızlarda Zişan

Güzel bu kadar naif olmamıştıGözler bu kadar narinSeni görmeden önceVe bu kadar hazinHiç bu kadar muhtaç olmamıştıkHiç bu kadar nalanRavzan kadar güzelYusuf’tan da güzel gözlerineVe İnci sözlerineBir gül-i ruhsar ki; bütün âlemler hayran

Şefkat bu kadar kerim olmamıştıBedir kadar şiddetliUhud kadar çetinVe Taif kadar çileliBir merhamet ki nuru kainatta burhanKanayan şiir olur firkatindenŞairler büryanNice naatlar söylenir şerefineYaprak yaprak salavatŞefaat ümidine/Bir sevda ki hasretinden kütük perişan


58 59



III

Çeşmimden ateş düşer ardından eyvah! Sana meftunum demedim senden gayrısına Gülen gözlerin ardında benim yadigâr Masal sultanları sönük kalır yanında Sana son çakerân benim Ve münzevi gözlerim

Dolunay kendini yaran çılgın semadaBulutlar sana âşık; mühürlüDağlar kaim değil artık yerindeDikenler feryat eder kilitliBasma, diye ağlar nalezen

Gözlerin ziyasıyla güneş mahcupAy etrafında dönen mahkûmAh! Bir mekân ki her zerresi sana meftunEfendime

2008 /Elazığ

Okuyucu Yorumu

NATIKU’L KUR’AN

Kuran sırdır, dua zikirRasul rahmettir âlemeAli’yi sevmek zırhtır nefislereAcayip huzurdur gönüllereÖyle karışıkBulanık değildirTertemiz ve berraktır ayette

Pınarı Efendimiz’denAkarı Ehlibeyt’tenIşığı sufilerden yansırPak eder sevenleriEdepten hoştur nefesleri

Ali ve aşkİkisi de üç harftir Üçü de şifadır âlemeÂlem tevhittir Ali’de


60 61



Ali’yi sevmek ibadettirLezzeti tatlı ve âlidirAli ışıktır alemeGözü kapalı karanlığı görmektirKimi keramet bilse deOnu sevmek farziyettir

Karanlık açılır yavaş yavaşKul ibadete edepten başlarKokular yayılırSonra yanık bir aşBir de işitir sesleri tabiîDaldıkça zevkler artarMest olur ve bir daha âşık olurBelki de ayyaş

Renkler açıldıkcaPerdeler kalkarGörürse şahit olurGörmeden ölürse şehitHer ikisine de razıdırAli’yi sevmek Marziye makamıdır

“Ballar balını buldum kovanım yağma olsun” Diyebilmektir Yunus gibi Ali’ye Salman olmaktır yolundaÜveys gibi şehit düşmektir kollarındaAmmar gibi koynunda Ali çaredir dermanaAli deryadır ummanaAli âlemdirÂlem ise tek nokta

Şubat/2018 İstanbul

Okuyucu Yorumu


62 63



HÜSRAN ‘asr’ süresi ışığında’

Kasemle hüsrâna mağlup olduk “Asr”ınÂdemoğlu nedametindeİyilik ve fazilet insanlık cevherindeİnandık ve iman ettik birliğineİyi amel eşliğinde

Sabredelim akabinde tavsiyeYine sabır ve sabrınDevamında ve ihsanın ve lütfunMüstesna gölgesinde

Mülteci bir muştu bulduk “Hakk”ınHükmündeHüsrandayız ilticamız var Hakk’a Âdem özündeİnandık iman ettik varlığına ve Sana iyi amel eşliğindeRabbe sığındık dualar eşiğinde

Ve sabır yine sabrınDevamında ve tavsiyesinde ve Hakk’ınMüstesna gölgesinde ve müjdesinde

Ocak / 2007 Elazığ

Okuyucu Yorumu


64 65



BABASININ ANNESİ

Tülden hırka yapardıGizlice babasına Günah O’ndan giderdiGece sessiz kaçamak

Tüy gibi dolanırdıUsulca başucundaYastığına konardıKuş tüyüne basarak

Babasına bakarken Küçük annemdi henüzÂlemlere hanfendiEhl-i beyte basanak

Ancak aslan taşırdıBu narin bileziği Camdan evler yapardıBabı esrar yaşamak

Ne erler ne gemiler Destansı hikâyelerTarih utandı kimdiFatıma’ya bakarak

Ve bir gece bir heceKâinata bilmece Bir sır verdi âlemeSeni sensiz yaşamak

Ne bir sıfat anlattıNe de bir kelam seniGül feminden döküldü “Babasının annesi”

2009 Elazığ

Okuyucu Yorumu

Arda Karani

67


FelsefeMANTIK oYUNU

Sevdayı kör işitmezNasıl işler bu mantık? Balçıkta gül yetişmez! Aşım bana ahmaklık

Sarplarda kalakaldımCansız kaldı vatanım! Vücut uçmuş düşüyorBaşı tut da kalkalım

Kör duymaz, görmez sağırAşk beyinde kalır ağır! Her şey yerli yerineAşkı âşıklar tanır!

1996 Kayseri

Okuyucu Yorumu


68 69



GELİNCİK

Erimedik seninleYandık ateşteHayalimde seni sokakta sandımÇağırdım hep seni Gelmedin işteBir avuç toprağa seni anlattım

Kurtarsın güçlü elinKalksana artıkKarlı bir sokağa adını yazdımKardelenler açtıBayram ortalıkGelincikler ağladıSeni anlattım

Yüreğime kar yağıyorDondum güneşteBir beyaz gömleğeSuya ağladımDalgalar boğuşuyorKirpiklerle güreşteİki damla gözyaşı sana yolladım

Isınamadım yalnızYandım aşkınaBir bardak sana kevser yolladımKül oldum yollardaDöndüm şaşkınaToprağında yok oldumGgelincik açtım

Kasım /1998 Kayserİ

Okuyucu Yorumu


70 71



Tılsım

I

HırçınlığımYorgunluğumdan DurgunluğumKara treni göğsümde durdurupKoca dağı avcumda tuzladığımdan! ‘Gökkubbeyi çadırımGüneşi bayrağım’ kıldığımdanYıldızları uçurtmam Ay’ı yastığım yaptığımdan

Yaptığımdan beriToprağaKurşun sesi gibi geçen zamana Ve kendime yetmiyor gücüm

II

Kocadağı tuzladığımda tuzluktumTrende dev, gökte kuşHürdüm güneşte Ay ve yıldız hep dosttu banaOysa

Zaman HasmımKendim Rakip Toprak. Garip

Aralık / 2003 Elazığ

Okuyucu Yorumu


72 73



KAR/A MASAL

Bir varmış bir yokmuş Bir kara kamış varmış

Bir şeb-i yeldaDoksan bin can sararmış Müneccim mareşal ne bilsinYerde kar, hava da rüzgâr varmış (!)Kara kamış kara saplanmışBiçare kana boyanmış Toprağından utanıpKurda kuşa karışmışBahar olunca kışHüzün ile uyanmışKırmızıya boyanıpAğlayarak sararmışVe olmuş adı divaneSarı/kamış

Kasım / 2015 İstanbul

Okuyucu Yorumu

PERDE

Çaya şeker atmazdı Erimesin diye Karıştırmazdı da bu yüzdenSüzülsün diyeKoyu içerdi çayı Kimse görmesin derdiİkimizi Beklerdi hepDemlensin diye

Mart/2015 İstanbul

Okuyucu Yorumu


74 75



ÇoCUKLUĞUMLA BEN

Bir semaver demledim güneşte İkindi vaktiDolunay kıskanır rüyalarımızı Bulutları çağır Açsın kanatlarınıKapansın semaGörmesin kimseFezayı saran umutlarımızıOyunlar oynayalım bari Gel akşamüstü

Salıncak kuralım karpuz kabuğunaHerkesten gizli gözlerden ırakKabuk ay olsun Salıncak tuzakBir sofra kurayım senin yanınaBağrım kör olsun Dostlarım uzak

Bu sabah güneş doğmadan Dolunayla yakan topOynayalım Tan ağarmadan Hilal olunca ay, salıncak olsun geneBen sallayayım sen yıldız olHiç yorulmadan Gök kubbeyi çadır, güneşi bayrak yapalımO saklansın biz bulalımHiç usanmadan

Yıldızlardan sapan atalımSeksek oynayalımHava kararmadan Bulutlarda süzeyim akşam çayınıİp atlayalım ikindi vaktiAnnen çağırmadan Gökkuşağından geçelim Bu akşamüstüGüneş kaçmadan

Temmuz / 2009 Elazığ

Okuyucu Yorumu


76 77



oDASIZ PENCERELER

Bir pencere vermişler banaBüyükÇerçevesiz çatısız ve saklı

Daha küçükken kodlamışlar Odaya “derya” demişlerDeryayı umman etmişler

Bir oda vermişler banaKüçükYeri karo döşeliCamı kırık, kolu dökük ve paslıDünyayı keşfeden bir çocuk aklıBen büyüdükçe küçülmüş pencereMavi odalar büyümüş hep aksine

Odasız pencere vermişler banaKüçüldükçe küçülmüş pencereKâşif çocuk şimdi bilmem nerede?

Bir oda vermişler banaDaha ufakken kodlamışlarŞiirlerle yollamışlar

Pencere büyüdükçe ben küçülmüşümBen büyüdükçe pencereyi kapamışlar

2007 / Elazığ

Okuyucu Yorumu


78 79



İKİ AYNA BİR ELMA

İyi değilim ama merak etme İyi dedikçe sanki uzuyor ömrümÖyle sindirilmiş bekle Belki sana bakar Açar yüreğim

Pare pare ayrılık sevdiklerimDostum, gardaşım ve memleketimHepsinden bir avuç sakladımSakındıkça kanadı ahım Şimdi sana bir damla yaştanİki tane yolluyorum

Oturup yazdım ‘ben sana mecburumu’Attilâ İlhan’sızİki ayna arasında bir elma Ve bir akılsız baştan başkaŞimdi neyim varsa arsız

Gözlerim duymuyor artık Sağır oldu yüreğimSayamadım elmalarımıKırıldı testilerimSormuyorlar artık yazdıklarımı Ela gözlü dostlarımÜç ciğer yarası mı Bir memleket havası mı?


80 81



Birlik meydanında hediyen avucumdaBir kızıl elma diğerinde iki aynaÇoklar arasında kaçak yaralı Sonsuzluk kervanında kayıp sevdalı

Yıldızlara bakardım eskiden Şimdi toprağa Bir sen bir ben ve bir elmaKesirler deryasında beni bir sayma

Mart / 2016 İstanbul

Okuyucu Yorumu

ŞAH İLE PİYoN

Su döküldü üzerine SevdanınKözü kömür oldu, suyu zehirYa seni ısıracaktı bu şehirYa beni alacaktı dumanıYa beyaz sayfa bulanacaktıYa da etrafı saracaktı zehir

Kalemimde kaldı yazdığımKalemim de elimdeYahut cebimdeKalemim oldu kısırYüreğim beni ısırGözlerim dolduGönlüm doğurduPiyonla şah Kavanozda buluştu

Şubat /2006 Elazığ

Okuyucu Yorumu


82 83



AŞK VE NUN

Zaman testileri aşka değirmenMime mecnun nunlar çevirirHamdım, piştim diye yanan fesleğenleri

Salınır buğdaylar yelelerindenSiyah yıldızlar gündüz parıldarSilinir ne varsa arta kalanBahçesi viran ve yorgun çiftliğimdenDivanesi olurum sefil ve mahcupDilde bile değilken aşk!

Çırpınır elinde parmaklarımTitrer dudaklarım tenindeÇılgın resimler çizerim zik zakKıyamda beklerim “Gel ey” merhabanıİmdat umar dilenirimNe kalemim kalır ne adımNun’a âşık bir mecnunum

Ne ben kalırım ne yazdıklarımVe kırık mumlarla aydınlanır Tek hece bile değilken hayat!

Söz, yazı, kalem ve nun ölürGerdek gecesinde taze damadınTestisi kırılır /CaneviminVe ben kıyamam bohçalı sandığıma“Aşk imiş her ne varsa âlemde”Elif ile Mim’e âşık NunTek hece değilmiş aşk!

2008 / Elazığ

Okuyucu Yorumu


84 85



KIRMIZI BoYALI GÜL

Meyvesiydi hüznümüzü besleyenGeceyi yaran Sabah aydınlığıFiliz verir bataklığa o hüzzamAh! Nerede Akıttığımız gözyaşıŞimdi sadece suya özlem

Güneş kızıl akşamAsi ve hırçınKaranlık götürür günahlarımızıŞehvet gariptir Aşk bağbanınaSırrımızdı kıyamadığımızEl ele tutuşan çılgınlığımızı

Edep gözlerle bekledim duvağıGözle çehre arası bir rüyaGüneş gibi parlardı yüreğinGözlerimizdi yağmur gibi boşalan Gökkuşağı avuçlarında hülya

Kuzular büyütmüş kalbimiziMahzun, ürkek narinVe hazan yaprağı düşlerimiziRıhtıma açılan pencerelerdenKiraz ağacında İzledim gidişini

Hüzünlüyüm çokKıyamdayım rüyanaBerat bekleyen idamlık suçluHece hece kıyamam hatıranaÖzler mi darağacını insan? Ayrılığa ebetse suçu

Hasret tükendiAkrep oldu yelkovanİnleyen Ney değil YüreğimdiBir yaprak daha düşer dalımdanSessiz gemilere yüzer sinerimKonuşamam arımdan


86 87



Zaman diyordun yaŞimdi cellat olmaktır düşümBir destanın ön sözüydü ahımKözleri gül eden GözlerimdiÇöllerde umman büyütmüşüm

Leyla’yla son bulur masalMecnun’la başlarmış hayalVe Kırmızıya boyalı bir gülMavi odalarda rüyalar görürmüşüm


Okuyucu Yorumu

YİTİK VARLIKLAR Gönlümü erciyes bilirdim oysa bir buluttum başında yağmur da olamadım nem oldum toprağında Derdimi hazar bilirdim oysa bir yavruydum karnında bebek de olamadım boğuldum avucunda Yüreğimi Ağrı bilirdim oysa bir kayadım dağında çakılda olamadım toz oldum ovasında ben özümü sen bilirdim oysa bir zerreydim ummanda katre de olamadım kayboldum varlığında Temmuz / 2006

Okuyucu Yorumu


88 89



SABIR TAŞININ IŞIĞI Yastık diye koymuşKolunu başına Uyumuş üzerinde sabır taşının Kuru ekmek ayırmışSabah aşına Üşümüş üzerinde sabır taşının Terkeylemiş geceleriGündüzler Gecelerin altına günler gizlenmiş Ayışığında geçen gündüzler Güneş doğmazMehtabına gizlenmiş Gece yağmur yağmış toprağa Tohum çıkmış ama Filiz vermemiş Güvercin su taşımış Gagasıyla çöllerde Filiz vermiş fakat Başak görmemiş

Ateşböceği ışıldamış gecelerde Gün ağarır belkiUmut beklemiş Karanlıkta sinsice sırtına Balta saplanmışGünü görmemiş Umudunu yitirmeden ilerleyen kelebek Korkma güneş sığmaz aslaAy ışığına Bir haftalık ömrün görmek için yetecek Zifir çıkacak elbetGünışığına

Nisan / 1995 Kayserİ

Okuyucu Yorumu

Arda Karani

91


YaşamNABAHAT

İki düğün bir gelinDuvak ile kefen arası

Alnı ak bahtı karaİki üzüm karası

Bir var bir yok kısa bir masalİki kirpik arası

Bir sabahat iki nabahatTeyze anne yarısı

Ağustos /2018 izmir-istanbul

Okuyucu Yorumu


92 93



ŞİİR EVLERİ

I.

Şiir yaşasaydı umman olurdu eviDeniz olurdu rengiSesi olurdu kuşlarGökçe balıklar uçardıTurkuaz kokardı rengi

Şiir yaşasaydı orman olurdu eviÖlü ozanlar yatardı kollarındaÇam kokardı nefesiKabirler şair tüterdiŞiir yaşasaydıMezarlıklar olurdu evi

II.

Bir atalet var üzerimde Yerimden kalkmak istemiyorum Okumak istemiyorum şiir Artık şiir yaşasaydı biliyorum kitaplar olmazdı evi yazmak da istemiyorum şiir Ve uzatmak istemiyorum kelimeleri Bitsin istiyorum aniden Çünkü biliyorum şiir yaşasaydı Gönüller olurdu evi

Ağustos/2018 İzmİr

Okuyucu Yorumu


94 95



KANLI GELİN KUDÜS

Âraf’tayım, kaldım Arasat’ta Nasıl taşırız bilmem bu yükü Ey tarih ne olursun Bu defa yazma Kaç şehidi son görüşümüzü

Çakılım dahi yok, kalemimle geliyorum Mahcup, ürkek çocuktan fazla İmkân ve imtihan düşümüzü

Çocuklardır bir Şehidin son nazarıYavrularınızla bile destan yazdınız Kabe’nin Rabbine yemin olsun ki Dünya şahit olsun

Siz kazandınız Siz kazandınız

2009 / Elazığ

Okuyucu Yorumu

SABAHAT

I

Sidrede hasret çeken ruhum divandaYandım firkatine kalbimde hüzün Gayrısına kapanık, gayrısına küskünAydınlandım şefkatinle /SeninleDünyaya geldiğim gün

Zamanın yokluğunda bir mekânEfsun aşkların üzerindeki sevdaBir var, bir yok sanki bir masal Dolunayın müşfik kollarındaAkrep ile yelkovan arasındaki hayal


96 97



II

Bütün ayrılılıklar sinende hâlâBeni ancak sen bilirsin; BilirimElbette yazılanlar sen değilKapatıyor aralıkları şefkâtinVe patile kokan ellerin Avuçlarından güneşe yıldızlar dökülür Mülteci göğüslerin iltica deniziNâlân gözlerinde parlayanÇağlayan mı, nehir mi? Yüreğimi yaralar inceden narinHançerende kalır gonca güllerinŞehirler kaybolur köy gözlerinde Ab-ı hayat verir şehâdet şerbetin

Cürmüme merhametin Rahman ve Rahîm’denAteş-i aşkın cihana Şah Rasul’den Bir meleği anne bildiğimdenBen de sana meftunum Üveysi’den, Karani’denBen de sana sırrımSırrımın ötesinden Nazar-ı peygamber gibisin duan bereketKarşılıksız sevdadır sendekiHesapsız sevgin Aslı’dan öte Şirin’den yüceBilmek için seni meleğe ülfet gerekDipsiz kuyulardan alıyor ellerimi


98 99



Aişe’sin Seleme’denFatıma’sın Hatice’denAsiye’den, Hacer’e gelen aynı annelikÇölde su taşır kuyulardan her gece İki rüzgâr arası, elde dokunan mekik Cennetten gelen nidâ Ayağınız dibinden Sehbada durur Cem SultanMümtaz Banu ve hanedanEvlat olmak, kul olmak yahut da ümmetAnneye muhtaç şah-ı cihan Rahminde buluşur ve âleme rahmetOğuz, Şah İsmail ve Süleyman Şikâyet etmem asla demem ah-û zarSenden ayrı; eteğindeyim akrebin Muska olursun yastığımın altına Dualarınla güneşe hicret ederim Ve ısıtır güneşi sıcak ellerin

III

Hırkana varisin adı bendeÜmmü’l- müminin sendeTitredim ardından hasretindeyimGül goncadan duasın Aydınlık ve Sabahat Gözyaşına yitiğim, zülfündeyim Yusuf gibi kuyudayımHüseyin’im Kerbala’da…Karanlıklar içinde geliyor senden serinlikGül kokulu bahar bahçendeyim Üveys gibi kapıda Yanında alıyor beni hafiflik Ah!... Bilebilsem seni bir seferlik… Bir umut can evimde…Mahşerde huzur.Uzat ellerini Ve eteklerini ne olur… 2007 / Elazığ

Okuyucu Yorumu


100 101



TEBESSÜM

Bugün dostu gördüm rüyamdaYüreği ay olmuştuHayattan mezun olmuşGüneş de uyumuştu

Bugün dostu gördüm rüyamdaAblamla kuş olmuştuSevgiliye ulaşmışBize muştu olmuştu

Bugün dostu gördüm rüyamdaYüreği kor olmuştuCiğere ateş basmışMelekleri sormuştu

Bugün dostu gördüm rüyamdaİkramdan tok olmuştuGülüşü şıvgın olmuşOvalara dolmuştu

Nisan / 2007 Elazığ

Okuyucu Yorumu


102 103



ŞEHRENGİZ

Bir şehrengizdir Durur Kayseri’nin başındaKorur bir muhafız gibi Başı dumanlı olduğundaGizler haşmetini Başını yorganına geçirirRabbine tesbihGöğsüne indirir İsmi celaliBir bana söyler Anlatmam için hâlini

Gece gündüz üşenmezGece gündüz gücenmezGece gündüz demez

Medine’m Kayseri’dir, Erciyes UhutTilavetim ElazizHıra’mdır HarputGece gündüz düşümde Kaldı bir umut

Bir şehrengizdir Durur Kayseri’nin başındaGenç bir delikanlı gibi Korur bir şehremini gibiRabbine iltica eder Gizler haşmetini

Gece gündüz ErciyesGece gündüz Uhud


Okuyucu Yorumu


104 105



YEDİTEPE AŞK

Y.

Yanar har olur korku dağlarında Terkimde hüzün sevdamda hüzünÇâkerân olurum hasretine Güzel tenin Babil’in asma bahçelerindeÖzenir terkibine İstanbul

E.

Erisem gül olur nüşvesinde raksınHançeresinde kalır Goncası olur suyunKanayan şiir olur cürmünden Yahut sana hasret kalır, sana İstanbul

D.

Deniz dalgalarıyla yufka açar yüreğimeBir okyanus olur bir şehirÇarşaf gibi serilir de sanki önümeBir sayha atar durur Uğultusu duyulur hamur teknesindeBir deniz gibi istanbul

İ.

İki başlı ejderha kesilir çeşmimdeBir kilim olur, bir deniz, bir iklimMerdanesidir boğazın yakasında mekik O dokur ben serilirim önüne her mevsimYeditepe çeşnisinde, yeditepe İstanbul


106 107



T.

Terkimde ne akşamcı hâlleri oldu dolunayın En mahzun sükûneti ab-ı goncası Huzur bulur eteğinin terkisinde akrebinBir ateş düşer çeşmimdenGül olur nüşvesinde, yamacında İstanbul

E.

En masum edasında katil kalır kundak bebeğiSanma sakın dirayetsiz iklimSanma sakın haşmetsiz Kız Kulesi hamur gibi yoğrulur Yedi kollu ejderha çaresizKalır eteğinde İstanbul

P.

Pak bir korum, ahdim kül yoluna Gelirsem al koynuna gelemezsem gülVedad olurum vuslatında affınaYeditepe çeşnisinde İstanbul!

E.

Ey İstanbul! Bir ben alırım İstanbul’u Bir İstanbul alır beni Bir Fatih olurum bir EnisHayali fethinden güzel hasreti kendisindenBir eylül mevsiminde belki Belki İstanbul

Eylül / 2006 Elazığ

Okuyucu Yorumu


108 109



HARPUT’TA SELA

Abanoz ağacıyla şahlanıyordu minberAksine eğri minaresiyle ve Ulu CamiAnlatıyordu şahit olduğum günleri

Hira çaydı, bendim çıraNur Dağı’ndan inen rahmete hasretSevgilimin dostları tanırlar beniÂşık çaydı, maşuk bendimBenim çıra

Kızıl gurup benimle açılırBeni selamlar her sabahKerkük’te ezan okunurHarput’ta sela, Arafat’ta bayramPerde benimle kapanır Süleymaniye’de her akşamŞair çaydı, şiir bendimBenim çıra

Kral Baudouin iyi bilirKont Josselin’le zindanlarımıSelahattin Eyyubi överHaçlı ile savaşımıKudüs’e sefer eden ve Belekgazi Han’ımıDestan çaydı, ferman bendim Benim çıra


110 111



Üsküdar’la yarışan hâllerim vardıÇamlıca’dan inerdi kitabemAnlatırdı hikâyemi mesire Ovaya inciler dökerdimSultan Murat geçerdi TitrerdimÖvünürdüm duasıyla Peykeri’ninMurat çaydı, peri bendimBenim çıra

Zerafetiyle salınırdı Sara Hatun Özenirdi Ağası, Meydanı, AlacasıBabalarım, Seyyidlerim, Efendi ve BeylerimGür sedaları göğsümdeVe ben misafirperverdimRüya çaydı, hayal bendimBenim çıra

Harput/ 2012 Elazığ

Okuyucu Yorumu

KANLI GELİN

Mendiller ardındaHüzün ve hayâ Nasıl yalnız bırakır sizi çınarlar Küçücük bedenler sığmaz tabuta Nasıl sığdırır ki sizi topraklar Bohçasında saklı mektup götürür

Ah bu ne şan, bu ne gurur? Minicik ellerin sapanındayım Bana ulaşmaz mı? Bu hamaset bu onur Bir şehidin kuşluk uykusundayım Uçsuz uçurumdan salıyor ellerimi

2009 Elazığ

Okuyucu Yorumu


112 113



HARPUT’A SELA

Ah bu yalnızlık bu divane bu vehimAdım mı kaldı şiirde sefaReyhanlar kokusuyla gelse gene Beyzade Kutsal emanetleri bekler gibiBekleyen beni Seyyid Ahmet el HüseyniÇapakçur çaydı, Bağdat bendimBendim çıra

Duyamıyor artık dağılan tesbih“Hu hu”lara karışan seslerimiKaybolan adlarıyla birer birerDöküyor sırrına tanelerimiFırat çaydı, Hazar bendimBendim çıra

Kor idim önceden harım vardı Özlüyordum artık titriyordu minberCeddimin anlımdan öptüğü yıllarıDövünüyordu, Direniyordu kaleÖkçeli topuklarla surlarımı Feryad çaydı, figan bendimBendim çıra

Adı yağmur, şanı gülşen, içim gül ağlarÇınar olur belki yine tomurcuklarımAçar fesleğenleri Hüdai’ninHarput’ta sela okunurHarput’a sela Yanık bir gırnataAdı güzel kaldı mı dillerde vefa

Harput / 2012 Elazığ

Okuyucu Yorumu


114 115



ATLAR VE TAYLAR Sanki her dem Atlarla ben Oluruz cem Koşarız ufuklara Belki bir an Çıkarız dağlara Onlarla ben Düşeriz yollara Bir zaman ben, Kapıldım taylara Kaptım bir nem Düştüm otlağa

Ağızda boş gem Çöktük taylarla Omuzda pek yem Coştuk atlarla Yanımda sen O zaman ben Atlarla cemUçtuk her dem! Ocak /1998 Kayserİ

Okuyucu Yorumu


116 117



BİGÂNE

1 Nazar almışsın.....nişaneden.....sorarsın hâlini.... bigâneden2 Nişaneden...anlamaz ki.....hâli beter.....biçareden3 Sorarsın hâlini....hâli beter..... dermansız.... divaneden4 Bigâneden.....biçareden.....divaneden.....bidareden

1 Nazar almışsınnişaneden sorarsın hâlinibigâneden

2Nişanedenanlamaz kihâli beterbiçareden

3sorarsın hâlinihâli beterdermansızdivaneden

4bigâneden biçaredendivanedenbidareden

Temmuz /2006 Elazığ

Okuyucu Yorumu


118 119



NAZAR TESPİHİ Koskoca alemde küçücük çocuk Çığ gibi yüklenip boğdular bizi! Değmesin nazarlık, elinde boncuk Yürümeden ezip boğdular bizi! Sakarya’da açan goncalar, yiğit Çığ altı olsa da ölmeye geldik! Ermeni, Yahudi kimi bilmem fit Can verip coşmaya, Yemen’den geldik! Ezilerek öldük, filizlendik biz Şam’a gönül verdik, Kerkük’ü sevdik! Nice güzellere sevdalandık biz İzmir’de şerbeti içmeyi sevdik!

Medeniyet deyip çağ atladılar Bu tufandan Kaptan, kurtardı bizi! Maskelerin altında zülm sattılar Asaleten mahrum simsarlar sizi! Küçücük çocuktuk, büyüdük artık Lekeler sürdünüz, attınız balçık Özümüze uyduk, sevgimiz varlık! Malazgirt’de doğduk, geçtik sizleri! 1993 Elazığ

Okuyucu Yorumu


120 121



SÜTTEN BİLE BEYAZ MİRASIM

I Huzur senin gözünde Masumiyetinde Özünde Yarım kalan sözüm Yarına bıraktığım Ufka baktığım YüzümSütten bile beyaz Günahı temiz yavrum Sermayem gözyaşım Sırdaşım da Ha bide onur Mirasım da Zenginliğim budur Evladıma

Haydar-ı Kerrar oğulu Gül goncadan kokulu Öz be öz ata babam Hazan uğramasın sana Ağıt yakılmasın Yıldızlarda uyu Toprak kokmasın Salıncak otağın Çınar dalların Güneş bayrağın Gök çadırın Neslin Arda olsun Koca sultan olası Peygamber çiçeği yavrum

II Vatan gibi temiz Bayrak gibi eğilmez Ana gibi rahim Bu toprağa derman Yarına umut olasın Ve hep sevgi dağıtıp Sevgi bulasın


122 123



Fatıma’nın balası Hayriyem’in duası Dört yapraklı yoncanın Minik bülbül yuvası Küçük dualı Kiraz dudaklı Mis kokulu küçük annem Gülün solmasınYağmur yağmasın Hüseyin’e yanan Nebi’den ve Ali’den Şefkat bulasın Dudağı bal kayısı Gül salası Ruhun hür olsun Nefsin gül Toprak anan Zaman baban Deden Korkut Oğuz atan Cümle hısım Budur tılsım Beni de layık eyle Hak Çalabım

Okuyucu Yorumu

ARZUHALIM Bayrağa sarılı olsun naaşım Şühedaya karışsın, adsız başım Omuzlarda taşınsın eyersiz taşım Bertaraf olacak yoksaVarsa güllerim Ağlasın başımda anam ve oğul Silsin gözyaşını bizim köroğul Şehit oğlusun dimdik ve doğrul Bertaraf olacak yoksaVarsa güllerim Kefenimin kanıyla gömsünler beni Toprağı sıkmaz, sarsa da teni Bin defa doğsam da öldürün emiBertaraf olacak yoksaVarsa güllerim

Eylül / 2005

Okuyucu Yorumu

Vuslata Beş Kala

124


RIZA

Ne gülerim, ne ağlarBana söylenen sözeBilmem hâlim acaba? Yazdığım hangi dize


Okuyucu Yorumu

arda karanİsanat ve edebiyat dergisi yayın kurulu üyesi. ulusal ve yerel birçok gazete, dergi ve...

Documents