atilla muratoğlu livata · 2020. 9. 3. · atillâ muratoĞlu büyükkovanağzı mah....
TRANSCRIPT
LİVÂTA
Atillâ MURATOĞLU
1. Baskı
PARA İLE SATILMAZ
Atillâ MURATOĞLU Büyükkovanağzı Mah. Altınkılıç Sk.
No: 12 Meram/KONYA Tel: 0530 608 71 77
ISBN 978 625 400 264 9
Baskı - Cilt Anka Promosyon Matbaa Mlz. Ltd. Şti.
Fevziçakmak Mh. Hacıbayram Cd. No:45 Karatay / KONYA Tlf: 0332 342 43 05
Sertifika No: 43150 / B. T. : Temmuz 2020
KİTAPÇIKTAKİ KAYNAKLARIN KISALTILMALARI
r : Ramuz el-Ehadis t r : Tergip ve Terhib c.s : Câmi’us-Sâğir r.b : Ruhul Beyan Tefsiri (damla yayınları) ks : Kütüb-i Sitte mz : Mecma’uz-Zevaid i.k : İbn-i Kesir tefsiri
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ .................................................................... 7 GİRİŞ ..................................................................... 11 LİVÂTA NEDİR ? .................................................... 15 LİVÂTANIN BAŞLANGICI ve İLGİLİ AYET’İ KERİMELER (LÛT KAVMİ) ......................................................... 23 LİVÂTA İLE İLGİLİ HADİSİ ŞERİFLER ....................... 36 KADINLARLA İLGİLİ LİVÂTA ................................... 40 ERKEKLERDE LİVÂTA ............................................. 44 LİVÂTA YAPANLARA TATBİK EDİLECEK HADD’LER ............................................. 45 MENİSİNİ ELLE ÇIKARMAK .................................... 47 YAPILACAK İŞ ....................................................... 49 TÖVBE VE İSTİĞFARLARIN EFENDİSİ ..................... 51 SEYYİDÜL İSTİĞFAR DUASI .................................... 51 Seyyidül İstiğfar Duası Türkçe Okunuşu ............... 53 SONUÇ .................................................................. 54 BİBLİYOĞRAFYA .................................................... 61 YAYINLANMIŞ ESERLERİ ....................................... 62
İthaf Bu çalışmamı, üzerimde hakları bulu-
nan rahmetli Anneme ve Babama ithaf ediyorum. “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen on-lara (öyle) rahmet et!” (İsra 24)
ÖNSÖZ Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a,
salât ve selâm Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) ve Ashabı’na olsun.
Günah, İlâhî emir ve yasaklara aykırı fiil ve davranışları ifade eder. Cenâb-ı Hakk’ın razı olmadığı şeyler demektir.
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Pey-gamber Efendimiz (s.a.v)’in sünnetlerinde yapmamız gereken bir takım emirler ve sakınmamız gereken yasaklar vardır.
Yapmamız gereken emirleri yapmak dünya ve ahirette saâdete sevaba ve Al-lah’ın rızasını kazanmaya yapmamamız
gereken emirleri yapmak da her iki dün-yada pişmanlığa ve günaha vesile olur.
İnsan günahlardan kaçınıp korunma-dıkça; olgunlaşıp, kemâle ulaşamaz ve Al-lah’ın rızasını kazanmaz. Mâlumdur ki; gü-nah hem zehir, hem de ateştir. Yapılan hayırlı amellerin sevaplarını yakar kül eder.
İnsanın bedeni ne kadar kuvvetli olursa olsun bir parça zehir ölümüne kâfidir. Gü-nah da böyle olup tevbe edilmediği za-man hayırlı amellerin faziletini giderir. Do-layısıyla, her ne pahasına olursa olsun bü-tün günahlardan son derece uzak durmak gerekir.
Sonuç olarak günahlar, Allah’ın rızasını kazanmanın en büyük engeli olup kalbi ve gönlü karartır.
Hiç bir insan kul olması hasebiyle, gü-nahlardan tamamen kendini kurtaramaz. Ancak, bilerek işlenen günahlar ile farkına varılmadan yapılan hatalar arasında fark vardır.
İslâm’da şiddetle kınanıp büyük gü-nahlardan sayılan bir amel de livâtadır. Livâta kelimesi örfte erkekler arasındaki eşcinsel ilişkiyi ifade eder. Türkçe’de livâta karşılığı olarak lûtîlik ve oğlancılık keli-melerinin yanı sıra eşcinsellik de kulla-nılmaktadır. Bununla birlikte aynı cinse mensup kişiler arasındaki cinsel ilişkileri
ifade etmesi sebebiyle eşcinsellik (İng. homosexsuality), lezbiyenlik/sevicilik (sihâk) olarak adlandırılan kadınlar arası eşcinsel ilişkileri de kapsamaktadır.
Bu küçük kitapçıkta yüce Allah ve Resûlü (s.a.v)’in lânetlediği livâtayı elimiz-den geldiğince detayları ile birlikte insan-lara faydalı olur düşüncesiyle anlatmaya çalıştık.
İnşallah bu eseri okuyup okutalım ki, Yüce Mevla tesirini halketsin.
Atillâ MURATOĞLU
Temmuz 2020 / KONYA
GİRİŞ
Livâta çok vahim, pis ve tiksindirici olup Allah ve Resulü (s.a.v)’in lânet ettiği bir konudur. Bu hususta insanları uyarmak yani emr-i bil ma’ruf ve nehy-i anil münker yapmak müslümanlar üzerine Cuma na-mazı gibi farz-ı ayndır. Nasıl ki Cuma na-mazı kılınmadığı zaman kaza edilemiyorsa livâta fiili işlendikten sonra yapılacak teb-liğin de hiçbir önemi yoktur.
Bu nedenle, livatanın haramlığı konu-sunda toplumumuzda çok büyük bir bilgi eksikliği vardır. Birçok müslüman bu ko-nuda yeteri kadar bilgi sahibi değildir.
12 | Atillâ MURATOĞLU
Kitapta aktaracağımız âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden de anlaşılacağı üzere livâta büyük günahlardandır. Dolayısıyla livâta, insanı Yüce Allah ve Peygamber (s.a.v)’in nazarında kötü bir duruma düşü-rür. Ergenlik çağındaki gençlerimiz, tele-vizyon, internet ve diğer medya araçları vasıtasıyla, müstehcen yayınların olumsuz etkilerine maruz kalmaktadır. Eğer gençle-rimiz yeterli düzeyde din eğitimine sahip olmamış ve ailelerinden gerekli terbiyeyi almamışsa medya araçlarının yıkıcı etkileri daha fazla olmaktadır.
Maalesef genç neslin, merakını gider-mek veya tecrübe etmek gibi gerekçelerle böyle bir yanlışa düşme ihtimali oldukça yüksektir.
Livâta | 13
Bununla birlikte bazı düşünce ve med-ya kuruluşları yüce dinimizde kesin olarak yasaklanmış olan livâta fiilini meşru gös-termeye çalışmaktadır.
İmam-ı Gazâlî hazretlerinin (k.s) Kimya-i Saadet adlı eserinin 343’üncü sahifesinde Ebubekir-es Sıddîk (r.a)’dan rivayet edilen bir hadisi şeriflerinde; Resulullah (sav)’in şöyle buyurdukları kaydedilmiştir: “Bütün iyi işler, Allah yolunda harbetmenin (ciha-dın) yanında denizden bir damla gibidir. Allah yolunda harb etmek de emr-i bil ma’rufun (iyiliği emretmek) yanında de-nizden bir damla gibidir”.
14 | Atillâ MURATOĞLU
Livâta, Günümüzün vebası sayılan aids hastalığının yayılmasının ana sebeplerin-dendir.
Livâta fiilini işleyenlerde ve işletenlerde maddi ve manevi bütün değerler ölür. Ai-lemiz, eş, dost, akraba, arkadaş, komşu ve tüm tanıdıklarımıza hiç utanmadan, kendi-lerini korumaları için bu konularda gerekli bilgi ve eğitimi verelim. Nefsimizi, neslimi-zi ve tüm insanlığı gücümüzün yettiğince bu pisliğe bulaştırmamak için elimizden gelen gayreti hep birlikte gösterelim.Aksi halde son pişmanlık fayda vermez.
LİVÂTA NEDİR? Livâta: Erkeğin erkekle veya
kadınla dübüründen, yani arkasından etmesine denir. Erkek veya kadına ar-kadan yaklaşma, yani cinsi münasebet-te bulunmadır. Bu durum karı koca ara-sında olduğunda da yine Livâta olur ve haramdır.
Sözlükte manası: Havuzu çamur ve
başka şeylerle sıvamak suretiyle onar-mak anlamına gelen livâta kelimesi örf-te erkekler arasındaki eşcinsel ilişkiyi ifade eder. Kelime anlamını erkekler
16 | Atillâ MURATOĞLU
arası eşcinsel ilişkinin yaygın olduğu lût kavminden almaktadır.
Türkçe’de livâta karşılığı olarak lûtîlik ve oğlancılık kelimelerinin yanı sıra eşcinsellik de kullanılmaktadır. Bununla birlikte aynı cinse mensup kişiler arasındaki cinsel iliş-kileri ifade etmesi sebebiyle eşcinsellik (homaseksüalite) ve lezbiyenlik/sevicilik (Sihâk) olarak adlandırılan kadınlar arası eşcinsel ilişkileri de kapsamaktadır. Türk-çe’de livâta fiilini işleyen kimselere lûtî ya da eşcinsel adı verilir. Batı dillerinde livâta karşılığı olarak Lût kavminin yaşadığı So-dom şehrinden türetilen So-domy/sodomie kelimesi de kullanı-lır.(İslâm Ans.198)
Livâta | 17
Kur’an’ı Kerim’de doğrudan livâta ke-limesi geçmemekle birlikte “aşırı dere-cede çirkin davranış, açık hayasızlık ve sapkınlık” anlamındaki fahişe ve fahşâ kelimeleri livâta fiilini de kapsayan ge-niş bir içerikle yirmi dört yerde geçer. Kur’an’ı Kerim’de zina, livâta, sevicilik gibi iffetsizlikler şiddetle kınanır, yol açacağı dinî ve hukukî sorumluluklara işaret edilir.
Cinsi ihtiyaçların tabiî ve meşrû çer-çevede karşılanması, fıtrat ve iffetin ko-runması, insanlık onurunu zedeleyen her türlü cinsi azgınlık ve sapıklıktan uzak durulması Kur’an’ın temel mesajla-rından biridir.
18 | Atillâ MURATOĞLU
Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim’de lût kavminin livâtanın yaygınlık kazandığı ilk toplum olduğuna atıfla onların, bu çirkin fiili işlemeleri ve peygamberleri Hz. Lût’un kendilerini bu işten alıkoymaya yönelik uyarı ve öğütlerine kulak vermeyişleri se-bebiyle helâk edildiği; el-Â’raf 80-84; Hûd78-83; el-Enbiya,74; eş-Şuarâ,161,175; en-Neml 54;l-Ankebût 28,35 surelerinde anlatılmaktadır.
Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayet etmiş ol-duğu hadisi şerifte; Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Yüce Allah, yedi göğün üze-rinden yedi kişiye lânet etmiştir. Her birine lâneti üç defa tekrarladı. Oysa onlardan her birine O’nun bir lâneti yeterdi. Sonra buyurdu ki: Lût kavminin yaptığı ameli
Livâta | 19
yapan (Livâtacı) melûndur. Lût kavminin yaptığı ameli yapan melûndur. Lût kavmi-nin yaptığı ameli yapan melûndur. Al-lah’tan başkasına kurban kesen melundur. Her hangi bir hayvanla cinsi münasebette bulunan melundur. Anne babasına isyan eden melundur. Anneyle kızını bir nikâhta bulunduran (bir kadınla evlendikten sonra o kadının kızıyla evlenen) melundur. Ara-zinin sınırını değiştiren melundur. Efendi-lerinden başkasına kendini nispet eden (nesebini değiştiren azatlı köle) melundur. (m.z.11.10636;t. 5. 64)
Görülüyor ki; Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in hadislerinde de livâta kı-nanmış ve bu fiili işleyen kimseye Yüce
20 | Atillâ MURATOĞLU
Allah’ın rahmet nazarıyla bakmayacağı bildirilmiştir.
Cabir bin Abdullah (r.a) rivayet ettiği hadisi şerif te; Resulullah (s.a.v) şöyle bu-yurmuştur: Ümmetim hakkında en çok korktuğum, Lût kavminin işi olan livâta-dır.(cs.1.1247; c.f.4.5397; t.5.62.) İbni Şirîn der ki : “ Domuz ve eşekten başka bu işi yapan hiçbir hayvan yoktur.”
Livâta büyük bir günahtır. Ondan, aynı zamanda onun başlangıcı olan dokunma ve öpme gibi şeylerden sakınmak gerekir. Erkeğe arkadan yaklaşmaya büyük livatâ; kadına arkadan yaklaşmaya da küçük livâta denir. (rb. 3.199)
Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayetinde; Resu-lullah (sav) şöyle buyurmuştur: Kadınlara
Livâta | 21
arkadan yaklaşan kimse mel’undur. (tr.5.71;r.b.3.199)
İslâm dini, cinselliği tabiî bir vakıa olarak kabul edip cinsel ihtiyaçların mâkul ve meşrû zeminde giderilmesine imkân vermiş, ancak cinselliğin insanlık onur ve değerini ihlâl edecek biçimde kontrolsüz kullanımını önleyici bazı sı-nırlamalar getirmiştir. Evliliğin teşvik edilip aile hayatını ve kurumunu koru-maya yönelik tedbirlerin alınması, iffe-tin ve neslin korunmasının dinin temel gayeleri arasında gösterilmesi, cinsel sağlık ve ahlâk eğitimine önem veril-mesi, müstehcenlik, fuhuş ve zina ile mücadele edilmesi böyle bir anlam ta-şır. Bunun için Kur’an ve sünnet’te cinsi
22 | Atillâ MURATOĞLU
hayata ilişkin olarak birçok ayrıntılı düzen-leme ve hüküm yer almıştır. Bunlardan biri de livâtanın islâm’da şiddetle kınanıp bü-yük günahlardan sayılması olmuştur. İslâm literatüründe konu, ferdi ve içtimâi ahlâk, cinsiyet ahlâkı ve eğitimi gibi açılardan ele alınıp fert ve toplumların böyle bir sapkın-lıktan korunması, fertlerin bu tür davranış eğilimlerini önleyici ve tedavi edici tedbir-lerin alınması üzerinde durulmuş, fıkıh literatüründe ise daha çok hukukî açıdan bu gruba giren fiillerin suç teşkil etmesinin şartları ve bu fiili işleyenlere uygulanacak ceza yönüyle incelenmiştir.
Kur’an’ da ve hadisi şeriflerde yer olan ifadelerden hareketle İslâm alimleri, livâtanın dünyevi cezayı da gerektiren ha-
Livâta | 23
ram bir fiil olduğu konusunda görüş birliğine varmışlardır. Hatta livâtayı ha-ramlık bakımından zinadan daha ağır bir fiil olarak kabul edenler de vardır.
LİVÂTANIN BAŞLANGICI ve İLGİLİ AYET’İ KERİMELER
(LÛT KAVMİ) Bununla ilgili ayet ve hadislere bir
göz atalım. “Lût’u da (peygamber gönderdik). Kavmi-ne dedi ki: Sizden önceki milletlerden hiç birinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyorsu-nuz?” (A’raf. 80)
Lût Peygamber İbrahim (a.s)’ın kar-deşinin oğlu, Hârân’ın oğlu’dur. Irak
24 | Atillâ MURATOĞLU
Bâbil’i denilen yerdendir. Amcası İbra-him’le birlikte Şam’a göç etmiş, Ürdün’e yerleşmiştir. Allah da onu Sodom ahalisine peygamber olarak göndermiştir. (rb. 3. 197)
“Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsu-nuz? (A’raf. 81)
Kavminin cevabı: Onları (Lût’u ve taraf-tarlarını) memleketinizden çıkarın; çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış! deme-lerinden başka bir şey olmadı. (Â’raf. 82)
Ve üzerlerine bir azap yağmuru yağdır-dık. Suçluların sonlarının nasıl olduğuna bir bak. (Â’raf. 83)”
“Elçilerimiz Lût’a gelince, (Lût) onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içi
Livâta | 25
daraldı da bu çetin bir gündür dedi.” (Hûd. 77)
(Meleklerin genç delikanlılar şeklinde geldiğini gören Lût (a.s) onları insan sanmış ve kavminin onlara tecavüz et-mesinden korkmuştu)
Lût’un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lût): “ Ey kavmim! işte şunlar kızlarımdır (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temiz dir. Allah’tan kor-kun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!dedi. (Hûd. 78)
Onlar dediler ki: Şüphesiz bilirsin ki, senin kızlarınla bizim hiçbir alâkamız
26 | Atillâ MURATOĞLU
yoktur. Ve sen bizim ne istediğimizi pekâlâ bilirsin. (Hûd. 79)
(Lût:) Keşke benim size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığınabilseydim! dedi. (Hûd. 80)
(Melekler) dediler ki: Ey Lut! Biz Rabbi-nin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamaz-lar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet ede-cektir. Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi? (Hûd. 81)
Melekler gelince; Lût’a (a.s) kapıyı aç, bizi onlarla baş başa bırak dediler. Lût (a.s) kapıyı açtı. Saldırganlar içeri daldılar. Ceb-
Livâta | 27
rail (a.s) Rabbinden bunları cezalandır-mak için izin istedi. O da izin verdi. Ceb-rail doğruldu. Kanadını açtı. Kanadını yüzlerine vurdu ve onları kör etti. Nite-kim Allah’u Teâlâ: “Bunun üzerine göz-lerini kör ettik” (Kamer. 37) buyurmuş-tur. Artık yollarını bulamaz oldular. İm-dat çığlıkları ve Hz. Lût’un evinde sihir-bazlar bulunduğunu söyleyerek çıktılar ve Lût’u tehdit ederek: Dur bakalım, hele bir sabaha çıkalım dediler. Rivayet edildiğine göre Lût, meleklere: Onlar ne zaman helâk olacaklar? diye sormuş, melekler de: Sabah vakti diye cevap verince Hz. Lût: Daha çabuk olmaz mı? demiştir. Bunun üzerine Sabah da yakın değil mi? dediler. Helâk olmaları için
28 | Atillâ MURATOĞLU
sabah vaktinin seçilmesi, bunun bolluk ve rahatlık vakti olmasındandır.Azabın bu vakitte inmesi daha korkunçtur ve düşü-nenler için daha ibret vericidir.
Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.
(O taşlar) Rabbin katında işaretlenerek (yağdırılmıştır). Onlar zalimlerden uzak değillerdir. (Hûd. 82-83) Sabahleyin, belir-lediğimiz azabın zamanı gelince, üstün gücümüzle Lût kavminin oturduğu yerle-rin “altını üstüne getirdik” Bu yerlere “mü’tefikât” deniyordu. Dört şehirden iba-retti ve dört yüz bin kişi yaşıyordu. Kudüs’e uzaklığı üç günlük yoldu.
Livâta | 29
Rivayet edildiğine göre Cebrail, ka-nadını ülkenin altına koydu, yerinden söküp ğöğe kaldırdı. Öyle ki gök ehli köpeklerin ulumasını, horozların ötme-sini işitti, fakat ne bir kap ters geldi ne de uyuyan uykusundan uyandı. Sonra Cebrail ülkeyi üzerlerine ters getirdi sonra şehir halkının üzerlerine sertleş-miş yağmur damlaları gibi “ peş peşe sert taş yağdırdık” Bu taşlar, yeryüzü taşlarına benzemeyen özel taşlardı. Ve-ya taşların üzerinde, isabet edeceği, kimselerin isimleri yazılıydı. Bu taşlar, Rabbinin katından atılıyordu.
Ankebût 28: Lût’u da (gönderdik). O, kavmine demişti ki: Gerçekten siz, daha
30 | Atillâ MURATOĞLU
önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayasız-lığı yapıyorsunuz.
Nakledildiğine göre, uzun zaman ve çok asırlar geçmesine rağmen Lût kavminden önce eşcinsellik hiç görülmemiştir.
Ankebût 29 : (Bu ilâhi ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacakmısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konu-sunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah’ın azabını getir bize!
Rivayet edilmiştir ki, onlar eşcinsellik için çoğu kez garip kimselere musallat oluyorlar ve o kimseleri bu işe zorluyorlar-dı.
Livâta | 31
Yaptıkları toplantılarda iki husus vurgulanmıştır:
Birincisi, toplantılarda açıkça erkek erkeğe cinsi ilişki kurmak ve sesli yel-lenmek.
İkincisi ise, elbise düğmelerini çöz-mek, saz ve ney çalmak ve gelip geçen-lerle alay etmek. İbni Abbas’a (r.a) göre bir de taş atmak. Nitekim onlar yol üze-rinde oturuyorlar ve her birinin sahip olduğu kabın içindeki taşlarla yoldan geçen kişiyi taşlıyorlardı. Taş atanlardan isabet ettiren o kişiyi sahipleniyor ve yanında ne varsa ona el koyuyordu. Hem onu nikâhlıyor,hem de onu üç al-tın borçlandırıyordu. Bir de onların ara-
32 | Atillâ MURATOĞLU
larında böyle hükmeden bir kadıları vardı. Ahkebût.30 : (Lût:) Şu fesatçılar güru-
huna karşı bana yardım eyle Rabbim! dedi. (Lût (a.s)’ın duası üzerine Yüce Allah, genç delikanlılar suretinde melekler gönderdi. Sapıklar onlara da tecavüze yeltendiler ve sonunda helâk oldular.)
Ankebût 31: Elçilerimiz İbrahim’e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi ge-tirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memle-ket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.
Bu ülkeden maksat, Sedum kentidir. Bu kent, Lût kavminin en büyük yerleşim böl-gesidir. Oranın halkı inkâr etmek, pey-gamberleri yalanlamak ve çeşitli kötülük-lerle “zalim kimseler” olmuşlardı.
Livâta | 33
Ankebût 32 : “(İbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurta-racağız. Yalnız karısı müstesna; O, (azapta) kalacaklar arasındadır”.
Ankebût.33 : “Elçilerimiz Lût’a gelin-ce, Lût onlar hakkında tasalandı ve (on-ları korumak için) ne yapacağını bile-medi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yal-nız, (azapta) kalacaklar arasında bulu-nan karın müstesna, dediler”.
(Melekler, insan kılığında geldikle-rinden, ilk önce Hz. Lût onların melek olduğunu anlayamadı. Delikanlı şekline bürünmüş oldukları için, kavminin onla-
34 | Atillâ MURATOĞLU
ra da sarkıntılık etmesinden endişelendi. Bunun üzerine melekler, durumu açıklığa kavuşturdular.)
Ankebût 34: ”Biz, şüphesiz, bu memle-ket halkının üzerine yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz”
Ankebût 35: Andolsun ki, biz, aklını kul-lanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.
(Bu nişâne, helâk edilen kavmin başına gelenlerle ilgili hikâyeler, harap olan yurt-larının kalıntıları, gökten yağdırılan taşlar, kapkara akan nehirler şeklindeki izahlarla tefsir edilmiştir.) (rb:6.268-270)
Şuarâ 165,166: Rabbinizin sizler için ya-rattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar için-
Livâta | 35
den erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğ-rusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsi-niz.
Şuarâ 167: “Onlar şöyle dediler: Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmişlerden olacaksın!
Şuarâ 168 Lût: Doğrusu, dedi, ben si-zin bu işinizden tiksinmekteyim!”
Şuarâ 169: Rabbim! Beni ve ailemi, onların yapageldiklerinden (vebalin-den) kurtar.
Şuarâ 170 ;171: “Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardık.
Ancak bir kocakarı müstesna. O, ge-ride kalanlardan oldu”.
Lût’un ailesinden istisna edilen ha-nımı Valihe, kâfir idi. Onun da azap için-
36 | Atillâ MURATOĞLU
de kalanlardan olması takdir edilmiştir. Çünkü o, homoseksüellerin yaptığı işe rıza gösteriyordu. Yolda kendisine bir taş isa-bet etmesi üzerine ölüp gitmiştir.
Şuarâ 172 : “Sonra diğerlerini helâk et-tik”.
LİVÂTA İLE İLGİLİ HADİSİ ŞERİFLER
İbni Abbas’ın (r.a) rivayetinde; Resulul-lah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Bir kimseyi Lût kavminin amelini yapar-ken bulursanız, faili de mef’ulü de öldürü-nüz.” (r:446.3;tr:5. 66)
Ebu Sahra’nın (r.a) rivayetinde; Resulul-lah (sav) şöyle buyurmuştur: “Lût kavmin-de kadınlar arasındaki fena münasebet,
Livâta | 37
erkeklerde başlamadan kırk sene evvel vardı.” (r: 338.3)
Resulullah (s.a.v) Efendimiz: “Lût kavminin her adeti kayboldu. Üçü müs-tesna: Kılıcını sürümek, tırnakları boya-mak ve avreti açık gezmek (kısa panto-lon)” (r: 341. 8)
Hasan’ın (r.a) rivayetinde: “Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “On şey var-dır ki; Lût kavmi onları yapmış ve o yüz-den helâk edilmiştir. Ümmetim ise onla-ra bir de kendisi katar: Erkek erkeğe münasebet, fındık gibi topaç taşlarını sapanla atmak, güvercinle oynamak, def çalmak, İçki içmek, sakal kesmek, bıyık uzatmak, ıslık çalmak, el çırpmak, ipek gömlek giymek (erkekler için); Bir
38 | Atillâ MURATOĞLU
tane de ümmetim ilâve eder ki, o da kadın kadına münasebette bulunmaktır.” (r.315. 12)
Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayetinde; Resu-lullah (sav) efendimiz şöyle buyurmuştur: “Dört kişi, Allah’ın gazabı ile sabaha kavu-şurlar! Allah’ın gazabıyla akşamlarlar! Ben (Ebu Hureyre): Ya Resulallah! Bunlar kim-lerdir? diye sorunca: Erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanlar, kadınlardan erkek-lere benzemeye çalışanlar ve hayvanlarla cinsi temasta bulunan kimse ile erkekler-den erkeklerle cinsi temasta bulunan kim-sedir buyurdu.” (mz:11.10637; tr: 5. 65)
Yine Ebu Hureyre’nin (r.a.) rivayetinde; Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyur-muştur: “Bir kimse bir hayvanla cinsi te-
Livâta | 39
masta bulunursa o kimseyi ve o hayvanı öldürün!” (mz:11.10641; c.f.4.5399; tr: 5.62)
Ebu Hureyre’nin (r. a) rivayetinde; Resulullah (sav) Efendimiz Şöyle bu-yurmuştur: Üç kişiden “Lâ ilâhe İllallah” (Allah’tan başka ilah yoktur) şehadetleri kabul edilmez:
1-Livâta yapan ve yaptıran erkekler. 2-Birbiriyle ilişki kuran (ilişki kurar gi-
bi cinsel organlarını birbirine sürten) kadınlar.
3-Zalim devlet başkanı. (mz. 10635; tr: 5. 69)
Amir oğlu Ukbe (r.a) Resulullah (sav)’in şöyle dediğini nakletti: “Allah,
40 | Atillâ MURATOĞLU
kadınlara arkadan yaklaşanlara lanet etti.” (tr: 5. 71)
Sabit oğlu Huzeyme (r.a) Resulullah (sav)’in üç kere: “Allah, gerçeği söylemek-ten çekinmez. Kadınlara arkalarından yak-laşmayın” dediğini rivayet etti. (tr:5. 71)
KADINLARLA İLGİLİ LİVÂTA
Yüce Allah (c.c) Bakara suresinin 223’ üncü ayetinde mealen şöyle buyurmuştur;
Kadınlarınız sizin için bir tarladır, tarla-nıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah’tan korkun, biliniz ki siz O’na
Livâta | 41
kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) mü-minleri müjdele.
Bu âyetin nüzûlü konusunda şöyle bir rivayet vardır. Yahudiler, bir kimse-nin cinsel ilişki için hanımına arkadan yaklaşırsa, doğan çocuğun şaşı olacağı-nı iddia ediyorlardı. İşte âyet onlara ce-vap olarak inmiştir. Ayrıca hadiste şöyle buyrulmuştur.” Kim, hanımına arka tara-fından yaklaşırsa, mel’undur.(Allah’ın rahmetinden uzaktır)” Buna küçük liva-ta denir. Erkeği kullanmaksa, livatanın en büyüğüdür. Livâtanın, yani oğlancı-lığın hükmü, tevbe edinceye kadar tazir ve hapistir. İmameyne göre, bunun ce-zası da, tıpkı zina cezası gibi, hâd ceza-sıdır. Bu fiili işleyen eğer evli (muhsan)
42 | Atillâ MURATOĞLU
değilse, değnek vurulur. Evliyse recmedi-lir.(rb.2.384)
(Cinsi temasın şekli sınırlı değildir. Yasak olan sapık ilişkidir. Temastan önce hazırlık hem maddi ve cinsi hem de besmele vb. gibi manevi olarak anlaşılmıştır.)
Resulullah (s.a.v) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: Kadının cinsel organından olmak şartıyla, istediği-niz gibi onlarla cinsel ilişki de bulunun. (İk: l. 458)
Yine Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayetinde; Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ha-yız gören kadınla cinsi münasebette bulu-nan veya arkadan kadına yaklaşan, yahut kâhine (gaybten haber verene) gelerek onun söylediklerine inanan kimse, Mu-
Livâta | 43
hammed (sav)’e indirilene küfretmiştir.” (tr: 5. 73)
Amr oğlu Abdullah (r.a) rivayetin de; Resulullah (sav) Efendimiz Şöyle bu-yurmuştur: “Erkeğin karısına arkadan yaklaşması küçük Livâtadır (zinadır).” (t.5.69)
Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayetinde Re-sulullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyur-muştur: Kadınlara arkadan yaklaşan kafir olur. (tr: 5.71)
İbni Abbas’ın (r.a) rivayetinde; Resu-lullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuş-tur. “Lût kavminin yaptığı işi (livâta) ya-panı görürseniz bu işi yapanı da kendi-sine yapılanı da öldürün.” (cf: 4.5393;
44 | Atillâ MURATOĞLU
İbn Mace 2564; Ebu Davud 4462: Tirmi-zi.1456)
ERKEKLERDE LİVÂTA İbn Ebi’d-Dünya ve “Ceyyid” isnadla
Beyhaki, Münkedir oğlu Muhammed’den rivayet ettiler: Halid b. Velid, Hz. Ebu Bekir (r.a)’e: Bazı arab mahallelerinde, kadınların nikâhlandığı gibi erkeklerin de birbirleriyle nikâhlandıklarını bir mektupla bildirdi. Bunun üzerine Ebu Bekir, Resulullah (sav)’in ashabını (bu meseleyi görüşmek üzere) topladı. İçlerinde Hz. Ali (r.a) de vardı. Hz. Ali: Bir tek toplumun dışında (lût kavmi) hiçbir toplum bu suçu işlemedi. Allah’da onlara bildiğiniz cezayı verdi, on-
Livâta | 45
ların ateşte yakılması görüşündeyim dedi. Resulullah (sav) ashabı bu görüşte birleştiler. Ebu Bekir de onların yakılma-sını emretti. (tr: 5. 68)
LİVÂTA YAPANLARA TATBİK EDİLECEK HADD’LER
Livâta yapanlara tatbik edilecek hadd hususunda âlimler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir; Şâfiî’nin iki görüşün-den daha zahir olanına göre ki, Ebû Yusuf ve İmam Muhammed de bu gö-rüştedir failin haddi, zina haddidir. Yani muhsan ise (evli ise) recmedilir, muh-san değilse (bekârsa) yüz sopa vurulur. Mef’ûle ise Şâfiî’ye göre, muhsan da
46 | Atillâ MURATOĞLU
olsa gayr-ı muhsan da olsa, kadın da olsa, erkek de olsa yüz sopa vurulur ve bir yıl sürgün cezası verilir.
İmam Mâlik ve Ahmed bin Hanbel baş-ta, diğer bir kısım alimlere göre, livâta ya-panın cezası recmedilmektir, muhsan da olsa gayr-ı muhsan da olsa fark etmez.
İmam Şâfiî’nin ikinci bir görüşü, sade-dinde olduğumuz hadisin zahirine uygun olarak yapanın da yaptıranın da öldürül-mesidir.
Öldürülüş tarzı hususunda: “O pis işi yaptıkları ev tepelerine yıkılır” diyenler olmuştur.”Uçurumdan atılarak öldürülür” diyenler de olmuştur.
Ebu Hanife: “Bunlar azarlanır, levmedilir fakat hadd uygulanmaz” demiştir.
Livâta | 47
Musannif diyor ki: Halifelerden dört kişi Livâta yapanları ateşte yaktılar: Bunlar: Ebu Bekir Sıddık, Ali b. Ebi Talib, Abdullah b. Zubeyr ve Hişam b. Abdülmelik. (ks:6.253; t. 5. 68)
MENİSİNİ ELLE ÇIKARMAK Elle meniyi çıkartmak günahı kebair-
dendir. Büyük bir günah işleme tehlikesine karşı Peygamberimiz (sav) oruç tutmayı tavsiye ediyor.
Telezzüz için olursa yani tat ve zevk almak için olursa hem günahtır, hem de vücuda çok zararlıdır. Ruha zararı ise daha büyüktür.
48 | Atillâ MURATOĞLU
Ayrıca bu konuda Cafer el-Firyâbî diyor ki: Bana Kuteybe, Abdullah İbn-i Amr’ın şöyle dediğini bildirdi: Resulullah (sav) :“Yedi grup insan vardır ki kıyamet günü Allah onlara (rahmet nazarıyla) bakmaya-cak, onları temize çıkarmayacak (tezkiye etmeyecek) ve onlara: “Cehenneme giren-lerle birlikte siz de cehenneme (ateşe) gi-rin.” Buyuracaktır. Bunlar: Bir erkekle te-masta bulunan ve kendisiyle temasta bu-lunulan erkek (homoseksüelden her ikisi de), şehvetini eliyle gideren (masturbas-yon yapan), hayvan ile temasta bulunan, kadın ile kadının kızının arasını birleştiren (hem bir kadınla, hem de aynı kadının kı-zıyla temasta bulunan), komşusunun karı-sıyla zina eden ve komşusuna eziyet ede-
Livâta | 49
rek onun kendisine lânet etmesine sebep olan kimsedir.” (ik: 2.1002)
YAPILACAK İŞ İnsan, kusuru olmayan bir arkadaşının
istemeyerek bile kalbini kırsa, anında ve ertesi gün o arkadaşından özür diler. Bize, bir damla sudan bu güzel, bedeni, canı ve ömrü veren yüce Mevlâmıza, yaptığımız hatalarımızdan dolayı özür dilememiz, yani Allah’tan özür dilemek ona olan tev-be ve istiğfar etmemiz gerekmez mi? Böy-le olunca; insana düşen, yapmakta olduğu hata ve yanlışlarından dolayı derhal vaz-geçmek, tevbe ve istiğfara sarılmaktır.
50 | Atillâ MURATOĞLU
Enes’in (r.a) rivayetinde; Resulullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Benim de kalbime arada bir kapanıklık gelir ve Cenabı Hakka günde yüz kere is-tiğfar ederim.” (r:140.5) O Allah’ın Resûlü ki; Suçsuz ve günahsız olduğu halde gün-de yüz kere istiğfar ederse, gerisini biz dü-şünelim!
İstiğfar yalnız işlenen günahlardan do-layı yapılmaz, Yüce Allah’a lâyıkı ile yapı-lamayan ibadetlerden dolayı da istiğfar edilir.
TÖVBE VE İSTİĞFARLARIN
EFENDİSİ (SEYYİDÜL İSTİĞFAR) Şeddad bin Evs’in (r.a) rivayetinde; Resulullah (s.a.v) Efendimiz şöyle bu-yurmuşlardır: “Tövbe ve istiğfarların efendisi şöyle dua etmendir: “ Allah’ım, Sensin Rabbim! Senden başka hiçbir ilâh yok. Beni Sen yarattın. Ben senin kulunum. Ve gücüm yettiğince Sana verdiğim söz ve vaad üzereyim. Yaptık-larımın şerrinden Sana sığınıyorum. Senin üzerimdeki nimetlerini ve benim yaptığım günahları itiraf ediyorum. Günahlarımı bağışla! Şüphesiz günah-
52 | Atillâ MURATOĞLU
ları Senden başka hiç kimse bağışlaya-maz.
Gündüzleyin kesin inanarak bu-nu okuyan bir kimse akşama varmadan ölürse Cennetliklerdendir. Geceleyin kesin inanarak bunu okuyan bir kimse de sabaha varmadan ölürse Cennetlik-lerdendir. (cs:2.2378)
SEYYİDÜL İSTİĞFAR DUASI (ARAPÇASI)
Seyyidül İstiğfar Duası Türkçe Okunuşu
Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente.
SONUÇ
Şu halde, bu pislik ve iğrenç verici ha-dise küçümsenecek bir içtimâî bozukluk değil, insanlığın ciddi bir meselesidir. Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim her asra hitab et-tiğine göre, onda yer eden meseleler asıl itibariyle geçmişi anlatsa bile, hal ve is-tikbâle de parmak basmaktan uzak değil-dir. Öyle ise livâta her zaman için insanlı-ğın karşılaşabileceği bir ahlâkî çöküş, iç-timâî bir musibet kaynağıdır. Günümüzde ortaya çıkan ve tıbbî yollarla tedavisi ve önlenmesi henüz imkân dahiline girmemiş bulunan AİDS afetinin de livâtanın yaygın olduğu çevrelerde çıkmış olması, üzerinde durulması gereken bir husustur. Yüce Di-
Livâta | 55
nimiz’in cinsel hayatın disipline edilme-si hususunda gösterdiği hassasiyetin hikmeti şimdi daha iyi anlaşılmış olma-lıdır. Haram yollardan cinsî tatmin ara-yanlara karşı İslâm’ın koyduğu müeyyi-deleri fazla sert ve hatta gayr-i medenî bulanlar, Aids vak’asının, cinsî sapıklar yüzünden bütün insanlığı ve medeniye-ti tehdit eder bir hal alışı karşısında insa-fa gelmeli, hakkı teslim etmeli değil mi-dir!
Livâtanın gerek din, gerek ahlâk ge-rekse hukuk düzeni açısından günah, çirkin ve suç teşkil eder bir fiil olmasının yanı sıra tıp otoriteleri de anal ilişkinin zedelenmeye ve yaralara yol açtığını, özellikle Aids hastalığını meydana geti-
56 | Atillâ MURATOĞLU
ren virüsün eş cinsel ilişkiler yoluyla açılan yaralardan kolayca girmek suretiyle hızlıca ürediğini ifade etmektedir. Eşcinsel ilişki, modern refah toplumlarında çeşitli sebep-lerle belli bir yaygınlaşma eğilimi gösterip bireysel özgürlük kapsamında telâkki edi-lerek sınırlı ölçüde hukuken korunsa ve tabiî karşılansa bile, dini ve ahlâkî öğreti-lenlerin yanı sıra günümüzde insanlığın ortak sağ duygusu ve kamuoyu onu insanî değerlere ve insan haysiyetine aykırı çirkin bir davranış olarak görmeye devam et-mekte, onunla mücadelede en etkili çare olarak da karşı cinsler arasında tabii ve meşrû ilişki önerilmektedir. Eşcinsellik eği-lim ve davranışı biyolojik ve psikolojik bo-zukluğun bir ürünü olması durumunda,
Livâta | 57
tedavi edilmesi gereken bir hastalık sayılmaktadır.
Kur’an’ı Kerim’de Lût kavminin çirkin davranışlarının onları büyük bir felâkete sürüklediği belirtilerek şiddetle kınan-mıştır. Peygamberlerin bu fiilleri işleyen kimseler hakkında söylediği ağır ifade-ler, İslâmi öğretide eşcinselliğin fıtrata ve insanlık onuruna aykırı bir davranış olduğunun ısrarla vurgulanması ve zi-naya denk bir suç olarak görülüp cezaî müeyyidelerle önlenmeye çalışılması İslâm toplumlarında bu konuda ortak bir bilinç oluşturmuştur. Bu bilinç bu tür fiillerin toplumda yaygınlaşmasını ön-lemiş veya en alt düzeyde kalmasını sağlamıştır. Bununla birlikte bu çirkin ve
58 | Atillâ MURATOĞLU
pis fiilin tarihsel süreçte Müslüman top-lumlarda da eksik olmadığı, özellikle refa-hın artıp insanların lüks içinde yaşadığı dönemlerde ve çevrelerde belli ölçüde yaygınlaşma eğilimi gösterdiği söylenebi-lir.
Dünyanın gözünde en dindar olarak görülen bu güzide ülkemizde böyle bir pisliğin, kepazeliğin olması gerçekten çok acı ve elem verici bir hadisedir. Yüce Allah Enfâl suresinin 25 inci ayetinde “Bir de, öyle bir fitneden sakının ki, o fitne, içinizden sadece zulüm yapanlara do-kunmakla kalmaz (umuma sirayet ve hep-sini perişan eder) Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.
Livâta | 59
Bu fitne, sadece zulüm ve haksızlık ya-panlara değil, bu haksızlık ve kötülükleri kabul edenleri de etkisi altına alacaktır. Bu fitne iyiliği emredip, kötülüğü yasaklama-yan ve emirleri yerine getirmekte pısırıklık gösterenleri de kapsayacaktır.Yine bu fit-ne, birliği parçalayanlara, bid’atçılara ve bu hususta cihat konusunda tembellik göste-renlere de şamil olacaktır.Fitneye doğru-dan doğruya sebep olmayanlara bile, azap dokunacaktır. Adin bin Amire’nin (r.a) rivayetinde; Resu-lullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuşlar-dır: “Allah hususi bir zümrenin ameli ile topluma azap etmez, şayet toplum gücü yettiği halde hususi zümreye aldırmaz ise hepsine birden azap eder.” (r: 91.9)
60 | Atillâ MURATOĞLU
İnsanlar kötülükleri alenen yapmaya başladıklarında, bu durumu gören kimse-lere, o kötülüğü değiştirmek farz olur. Eğer bu durumu görür de ses çıkarmazlarsa, hepsi birden asi olmuş olurlar. Bunların bir kısmı suç işlemek sebebiyle, diğer bir kısmı da, suça razı olup, onunla mücadele et-memek sûretiyle âsi olmuştur. Böylelikle de, hepsi cezayı hak etmiş olur. Bu küçük kitapçığı da başlayıp bitirme hazzını tattıran Yüce Rabbime sonsuz hamd olsun.
Atillâ MURATOĞLU Temmuz.2020 / Konya
Livâta | 61
BİBLİYOĞRAFYA 1- Ruhu’l Beyan tefsiri İ.Hakkı Bursevi M.Ali Sa-buni, Damla.yay. 1995.İstanbul. 2- Tergib ve Terhib. Burak Pusmaz-Ahmet Arpa Hikmet yay.İstanbul. 3-Mecma’uz Zevaid Ocak yay.Nurettin El Hey-semi.2010.İstanbul. 4- Ramuz El- Ehadis Cevat Akşit,Lütfi Doğan Milsan.1982 İstanbul. 5- Camiü’s- Sağir Muhtasarı Yeni Asya Neş.2008 İstanbul. 6-K.Sitte.Prf Dr.İ.Canan Akçağ yay. Ankara 7-İbni Kesir Hadislerle Kur’an’ı Kerim Tefsiri Polen yay.İstanbul.
62 | Atillâ MURATOĞLU
YAYINLANMIŞ ESERLERİ 1- Ümit Kapısı 2- Müslümanın 24 Saati 3-Şeytanın Tuzakları ve Korunma Yolları 4-7’den 70’e Genel Manevi Hastalık Gıybet 5-Selam ve Selamlaşma 6-Sabır 7-Rahmet Kapısı 45 Konuda 1501 Hadis-i Şerif 8-Unutulan Sünnet Hacamat ve Sülük 9-Büyük Günahlar 10- 45 Konuda 1666 Hadis-i Şerif 11-Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ’in Şemail-i Şeri-fi 12- Ölüm ve Ötesi 13- 46 Konuda 1681 Hadis-i Şerif 14- Ehl-i Beyt ve Kerbela Faciası 15- Müslüman’ın 365 Günü 16- Önemsenmeyen Haram.Faiz 17- Livâta