atlantis platon

127
Atlantis Platon’un iki diyaloğuna konu olmuştur. Bunlar, Platon M.Ö. 427-347 yılları arasında yaşamış olan ve düşünce tarihinin tanıdığı ilk ve en  büyük sistemin kurucusu olan ünl ü Yunan filozofu. 20 yaşı nda Sokrates'le karşılaşınca felsefeye yönelmiş ve hocasının ölümüne kadar (M.Ö. 399) sekiz yıl boyunca öğrencisi olmuştur; hocası ölünce, diğer öğrencilerle birlikte Megara'ya gitmiş ama burada uzun süre kalmayarak önce Mısır'a, oradan da ythagorasçıların etkili oldukları Sicilya ve Güney İtalya'ya geçmiştir. ...Tümünü okumak için linke tıklayınız. Timaios ve Kritias adlı dialoglardır. Platon Atlantis’in öyküsünü anlatmaya Timaios adlı dialoğunda başlamış Kritias’da yeniden ele alarak devam etmiştir. Ancak, Kritias yarım kalmıştır. Timaios Platon’un en ilginç eserlerinden biridir. Platon bu eserinde evrenin doğuş temasını işlemiş ve çağına göre oldukça radikal bir anlayış ile sergilemiştir. Platon’un bu dialogda bir "Evren’in Yaratıcısı" kavramı kullanması da değişik yorumlara neden olmuştur. Bazı yazarlar bunu bölümlerin daha sonra eklendiğini söylemiş bazıları da Platon’a tanrısal ilhamın geldiğini söylemişlerdir. Ancak çoğunluğun kabul ettiği bu eserin Platon’un özgün eseri olduğu yolundadır. Gerçekten de dikkatle incelendiğinde Platon’un diğer eserlerinden büyük farklılık göstermez. Timaios, daha çok son yıllarına yaklaşan bir yazarın, döneminin ezoterik bilgisini daha yoğun bir şekilde verdiği bir eserdir. Timaios’un bir başka özelliği de, bu dialogda Sokrates’in sadece dinleyici olması ve lafa fazla karışmamasıdır. Bu eserde Evren ile ilgili bilgileri içlerinde "en iyi astronomi bilen ve dünyanın özüne varmak için en çok uğraşmış" olan Timaios ve Atlantis ile ilgili  bilgileri de Kriti as vermektedir. Kritias da tarihsel bir kişilik olmakla birlikte bu eserde adı geçen Kritias’ın kim olduğu tam olarak bilinememektedir. Burada Kritias Solon’un dedesinin dostu olduğunu söylemekte, aynı öyküyü dedesinden de duyduğunu belirtmektedir. Buada Platon’un ustalıkla öykünün çok eski çağlardan beri anlatıldığını ima ettiğini düşünebiliriz. Timaios’da Atlantis ile ilgili bölümler şu şekilde geçer : "Solon’un anlattığına göre Mısır’da Delta’da, Nil’in ikiye ayırdığı çıkıntıya doğru Saitikos denilen bir ülke vardı ; bu ülkenin en büyük şehri de, kral Amasis’in memleketi olan Sais’tir. Bura halkına göre şehirlerini kuran bir tanrıçadır ; ona kendi dillerinde Neith adını vermişler, fakat bu tanrıçanın Hellencede adı Athena’dır. Bu adamlar Atinalıları pek severler ve onlarla uzaktan akrabalıkları olduğunu söylerler. Solon onların memleketine varınca pek parlak karşılandığını, bir gün eski zamanlara dair, en bilgin rahiplere bir şey sorduğu zaman, ne kendisinin ne de ne de başka bir Hellen’in hemen hemen hiç bir şey

Upload: fajir

Post on 12-Oct-2015

166 views

Category:

Documents


9 download

TRANSCRIPT

  • Atlantis Platonun iki diyalouna konu olmutur. Bunlar, Platon M.. 427-347 yllar arasnda yaam olan ve dnce tarihinin tand ilk ve en byk sistemin kurucusu olan nl Yunan filozofu. 20 yanda Sokrates'le karlanca felsefeye ynelmi ve hocasnn lmne kadar (M.. 399) sekiz yl boyunca rencisi olmutur; hocas lnce, dier rencilerle birlikte Megara'ya gitmi ama burada uzun sre kalmayarak nce Msr'a, oradan da ythagoraslarn etkili olduklar Sicilya ve Gney talya'ya gemitir....Tmn okumak iin linke tklaynz.

    Timaios ve Kritias adl dialoglardr.

    Platon Atlantisin yksn anlatmaya Timaios adl dialounda balam Kritiasda yeniden ele alarak devam etmitir. Ancak, Kritias yarm kalmtr.

    Timaios Platonun en ilgin eserlerinden biridir. Platon bu eserinde evrenin dou temasn ilemi ve ana gre olduka radikal bir anlay ile sergilemitir. Platonun bu dialogda bir "Evrenin Yaratcs" kavram kullanmas da deiik yorumlara neden olmutur. Baz yazarlar bunu blmlerin daha sonra eklendiini sylemi bazlar da Platona tanrsal ilhamn geldiini sylemilerdir. Ancak ounluun kabul ettii bu eserin Platonun zgn eseri olduu yolundadr. Gerekten de dikkatle incelendiinde Platonun dier eserlerinden byk farkllk gstermez. Timaios, daha ok son yllarna yaklaan bir yazarn, dneminin ezoterik bilgisini daha youn bir ekilde verdii bir eserdir.

    Timaiosun bir baka zellii de, bu dialogda Sokratesin sadece dinleyici olmas ve lafa fazla karmamasdr. Bu eserde Evren ile ilgili bilgileri ilerinde "en iyi astronomi bilen ve dnyann zne varmak iin en ok uram" olan Timaios ve Atlantis ile ilgili bilgileri de Kritias vermektedir.

    Kritias da tarihsel bir kiilik olmakla birlikte bu eserde ad geen Kritiasn kim olduu tam olarak bilinememektedir. Burada Kritias Solonun dedesinin dostu olduunu sylemekte, ayn yky dedesinden de duyduunu belirtmektedir. Buada Platonun ustalkla yknn ok eski alardan beri anlatldn ima ettiini dnebiliriz.

    Timaiosda Atlantis ile ilgili blmler u ekilde geer :

    "Solonun anlattna gre Msrda Deltada, Nilin ikiye ayrd kntya doru Saitikos denilen bir lke vard ; bu lkenin en byk ehri de, kral Amasisin memleketi olan Saistir. Bura halkna gre ehirlerini kuran bir tanradr ; ona kendi dillerinde Neith adn vermiler, fakat bu tanrann Hellencede ad Athenadr. Bu adamlar Atinallar pek severler ve onlarla uzaktan akrabalklar olduunu sylerler. Solon onlarn memleketine varnca pek parlak karlandn, bir gn eski zamanlara dair, en bilgin rahiplere bir ey sorduu zaman, ne kendisinin ne de ne de baka bir Hellenin hemen hemen hi bir ey

  • bilmediini grdn anlatt. Bir seferinde de onlar eski eylerden sz amaya srklerken, bizde bilinen en eski eyleri anlatmaya koyulmu. Onlara ilk insan olarak anlan Phoroneusdan, Niobeden, tufandan, kendilerini kurtaran Deukalion ve Pyrrhadan, onlarn douu hakknda dnen mythoslardan ve torunlarnn neslinden bahsetmi. Olaylarn getii tarihleri tahmin ederek de tarihleri hesaplamaya alm

    O zaman pek ihtiyar olan rahiplerden biri ona "Ah Solon, Solon, demi, siz Hellenler her zaman ocuksunuz, sizin memleketinizde hi ihtiyar yok. Bunun zerine Solon Bununla ne demek istiyorsun ? diye sormu. Rahip -Sizin hepinizin ruhlar ok gen diye cevap vermi, nk kafanzda ne bir eski gelenee dayanan, teden beri edinilmi fikir ne de zamanla aarm bir bilginiz var. Bunun sebebi udur. nsanlar birok ekillerde yok edilmiler daha da edileceklerdir. En byk felketler atele sudan gelmiti, ama bin trl baka sebeplerle meydana gelen daha kk felketler de vardr. Sizin memleketinizde de bir gn babasnn kou arabasn koturup yine ayn yoldan sremeyince yeryzndeki her eyi yakan, kendisi de yldrmlarla vurulup len Heliosun olu Phtonun hikyesi gerekten bir masal gibi anlatlr, ama hakikat udur ki, gkte dnyann etrafnda dnen gk cisimleri bazan yollarndan aarlar, uzun aralklarla meydana gelen bir tutuma yeryzndeki hereyi mahveder. O zaman dalarda, yksek kuru yerlerde oturanlar, ehirlerde, deniz kenarnda oturanlardan daha ok mahvolurlar. Fakat, Nil, her zamanki kurtarcmz olan Nil, taarak bizi bu felaketten de kurtaryor. Bunun aksine Tanrlar, bir tufanla dnyay ykadklar zaman yalnz dadaki srtmalarla obanlar kurtuluyor, ama sizin ehirlerin ahalisini nehirler alp denize srklyor. Halbuki bizde sular hi bir zaman ovalara ykseklerden gelmiyor, her zaman tabi bir ekilde topran altndan kyor. te burada en eski adetlerin bundan dolay korunmu olduu syleniyor. Fakat gerek udur ki : kendilerini karacak kadar iddetli bir souu da yakc bir sca da almayan bir yerde, her zaman az ya da ok insan vardr. Hem sizde olsun, bizde olsun,, yahut da adn duyduumuz baka bir ilde olsun, gzel, byk, yahut da baka bir bakmdan ilgiye deer bir ey meydana gelmise btn bunlar, en eski alardan beri burada tapnaklarda duruyor, bylece de korunmu oluyor. Sizde ve baka uluslarda tam tersi, daha yazmay ve devletlere lazm olan her eyi renir renmez, gk yznn sular belirli bir zamandan sonra, bir hastalk gibi saanak halinde zerinize yayor, iinizden okuyup yazmas olmayanlarla cahillerden bakasnn kurtulmasna meydan brakmyor ; o kadar ki toy ocuklar gibi kendinizi yeniden, hareket ettiiniz yolun banda buluyor, eski zamanlarda, burada, kendi memleketinizde olup bitenlerden hi bir ey bilmiyorsunuz ; nk Solon, yurttalarnn biraz nce saydn soyu sopu, stnine masallarndan pek farkl deildir. Her eyden nce daha eskiden bir ok tufanlar olduu halde siz, bir tek kara tufann hatrlyorsunuz ; sonra insanlar arasnda grlen en gzel ve en iyi soyun sizin memleketinizde doduunu ve kendinizin, senin de bugnk devletinizin de, felaketten kurtulabilmi bir tohum sayesinde o soydan geldiinizi bilmiyorsunuz. Blmiyorsunuz, nk felaketten kurtulabilenler, bir ok nesiller boyunca, hi bir yaz brakamadan lp gittiler. Evet, Solon, bir zamanlar sularn sebep olduu en byk felaketlerden nce, bugn Atina ad verilen devlet, savatan yana en yiit, her bakmdan llemeyecek kadar da medeni bir devletti : Gn altnda szn iittiimiz en gzel

  • eyleri baaran, en gzel siyasa kurallarn icat eden odur, diyorlar."

    Solonun anlattna gre, bunlar duyunca akalm, rahiplerden eski yurttalarna dair ne biliyorsa hepsini dosdoru, hemen kendisine anlatmasn rica etmi. Bunun zerine ihtiyar rahip cevap vermi : "steini yerine getirmememe hi bir sebep yok, Solon, bunu senin hatrn iin olduu kadar yurdunun hatr, hele sizinki kadar bizim ilimizi de koruyan, onlar bytp yetitirmi olan tanrann hatr iin de yapacam. O tanra ki, sizin ili bizimkinden bin yl nce, toprak ile Hephaistostan ald bir tohumla vcuda getirmiti, kutsal kitaplara gre, bizim ilin kuruluundan beri sekiz bin yl gemitir. Demek oluyor ki sana dokuz bin yl nceki yurttalarnn kurumlarn, onlarn en anl baarlarn ksaca anlatacam. Baka zaman vaktimiz olunca bunlarn hepsini yeni batan sra ile teker teker ele alrz.

    Biz burada ilinizin hayranlk uyandran byk baarlarndan bir ounu yazl olarak saklyoruz. Ama bunlarn iinde bir ylesi var ki byklk, kahramanlk bakmndan hepsini geride brakyor. Gerekten eski yazlar, vaktiyle ilinizin, byk Atlas denizinin telerinden gelip Avrupa ile Asyaya kstaha saldran koskoca bir devleti yok ettiini sylyor. O zamanlar bu koca denizden geilebiliyordu ; nk sizin Herakles Stunlar dediiniz o boazn nnde bir ada vard. Bu ada Libya ile Asyann ikisinden daha bykt. O zamanlar oradan baka adalara, oradan da karlarnda uzanan ve gerekten adn hak eden denizin kenarndaki btn ktaya ulalabiliyordu. nk szn ettiimiz boazn i taraf, girii dar bir limana benzer, d taraf ise gerekten byk bir denizdir. Etrafn eviren kara paras da gerekten kta denebilecek bir topraktr. te bu Atlantis adasnda, hkmdarlar, hakimiyetini btn adaya, teki adalara, hatta ktann baz paralarna kadar uzatan byk, hayranla deer bir devlet kurmulard. Bunlardan baka boazn i tarafnda, bizim tarafta, Msra kadar Libyann, Tyrhenia ya kadar da Avrupann hakimi idiler. Bir gn bu devlet btn kuvvetlerini bir araya toplayarak sizin yurdunuzu, bizimkini, boazn i tarafndaki btn uluslar boyunduruu altna sokmak istedi. te o zaman, Solon, iliniz btn deerlerini, btn kuvvetini dnyann gz nne serdi. Cesaretten, sava bilgilerinden yana teki illerin hepsinden ztn olduu iin Hellenlerin bana geti ; ama tekiler kendini brakp ekilince bir bana kalan, bylece en tehlikeli duruma den iliniz istilaclar yendi, bir zafer ant dikti, imdiye kadar hi klelik etmetyenleri klelikten kurtard ve bizim gibi, Herakles stunlarnn i tarafnda oturanlar iyi yreklilik ile serbestliine kavuturdu. Ama bundan sonra korkun yer sarsntlar, tufanlar oldu. Bir gn, bir uursuz gecenin iinde, ne kadar savanz varsa hepsi birden bir vuruta topraa gmldler. Atlantis adas da, ayn ekilde, denize gmlerek yok oldu. te bunun iindir ki, ada kerken meydana getirdii s bataklklar yznden o deniz bu gn bile, geilmez, dolalmaz bir haldedir."

    Atlantis ile ilgili anlatlanlar Timaios adl eserde burada son bulmaktadr. Platon, Critias da ise daha ayrntl bilgi vermektedir :

  • Bu iki eserde geen Atlantis yksn dikkatlice incelersek burada anlatlanlarn sadece basit bir kurgu olmadn anlarz. Geri Platon yine Devlet adl kitabnda anlatt devlet dzenine dayanmaktadr fakat bilerek, baka bir devlet kurgulayacana, zellikle Msrdaki erginlenme merkezlerinde ans yaayan Atlantisi rnek gstermektedir.

    Atlantisle dolaysz olarak ilgili bir Msr kayna elimizde olmad iin Atlantisin orjinal adn bilemiyoruz. Ancak Platonda geen Atlantis szcn etimolojik olarak inceleyebiliriz.

    Yunancada Atlantis ("Atlantj,-doj ) Atlas ile ilgili bir kkten gelmektedir. Atlas bilindii gibi, Yunan mitolojisinde Titan Iapetosun olu olarak geer ve Hesiodosa gre Atlas g ayakta tutar:

    "Dnyann bittii bir yerlerde

    gzel sesli akam perilerinin karsnda

    dimdik durup ayakta tutuyor g

    ba ve yorulmaz kollar stnde.

    Akll Zeusun ona ayrd kader bu."

    Atlas Homerosa gre de yeri g birbirinden ayran direkleri tar :

    "Bu Atlas grr denizin btn uurumlarn,

    ve koca direkleri omuzlarnda tar,

    yeri g birbirinden ayran direkleri." ( Odysseia I, 53-55 )

    Atlasn ocuklar da incelememiz asndan nemli bir yer tutmaktadr. Efsaneye gre Pleioneden olma Pleiades ve Hyades, Hesperisten olma Hesperidler Atlasn kzlar, Hyas ve Hesperos da oullar olarak mitolojik kaynaklarda yer almaktadr.

    Bunlar iinden Hesperidler mitolojide ilgin bir yer tutmaktadrlar. Azra Erhat "Mitoloji Szl"nde Hesperidleri ayrntl olarak anlatr :

    "Hesperos ya da Bat Kzlar diye anlan Hesperidler Hesiodosa gre Okyanus Irmann tesinde, geceyle gndzn snrlarnda oturan ince sesli perilerdir. Hesperidler dnyann bat ucunda, Mutlular Adalarnn dolaylarnda otururlarm, ama zamanla corafya bilgileri artnca, Hesperidlerin yurdu Atlas dalarnn eteinde bir yer sayld.

  • Hesperidlerin balca grevi, altn elmalarn bittii baheye bekilik etmekmi. Bir zamanlar Gaia tanrann Heraya dn hediyesi olarak verdii bu elmalar dnyann bat ucundaki bir baheye dikmiler ve balarna beki olarak Hesperidlerden baka bir ejder koymulard. Bat Kzlar bu cennet bahesinde ezgi sylemekte ve tatl bal akan pnarlarn banda hora tepmekle vakit geirirlermi Altn elmalar lmszlk balayan bir yemitir. Herakles onlar koparmakla lmszle hak kazanm olur. Altn elma motifi Gzeller ve Paris efsanesinde de geer."

    DER ANTK KAYNAKLARDA ATLANTS EFSANES

    Odysseia

    M 8 ila 6nc yzyllar arasndan kaynaklanan ve Homerosa atfedilen Odysseia, mitolojik kahraman Odysseusun, Troya savandan sonra evine dnmek iin yapt yolculuklar anlatmaktadr. Odysseia, her ne kadar irek anlam ar basan bir destan olsa da o dnemde anlatlan, yaygn olan efsanelerden izler tamaktadr.

    O dnemde bilinen ve yok olan bir kara parasndan sz eden bir efsanenin izlerine Odysseiada rastlyoruz.

    Tanrlar Odysseusun tutsak bulunduu Kalypsonun adasndan ayrlp yurduna dnmesine karar verince, Odysseus kendine bir sal yapar ve denize alr. Ancak denizde bir frtnaya yakalanan Odysseus Phaiaklarn lkesine kadar srklenir. Odysseiada getii kadar ile burada bambaka bir mitos ile kar karya olduumuzu anlarz.

    "Eskiden Phaiaklar engin Hypereiada otururdu,

    gte stn zorba Tepegzlere yakn,

    Tepegzler onlarn topraklarn boyuna yama ederdiler.

    Tanr yzl Nausisthoos onlar kaldrd,

    gtrd yerletirdi Skherieye,

    aln teriyle yaayan insanlardan uzaa.

    Drt yandan surla evirmiti kenti,

    evler kurmu, tapnaklar yapmt tanrlara,

    tekmil topraklar datmt,

    Ama oktan boylamt Hades lkesini,

  • dnceleri tanrlardan gelen Alkinoos krald imdi." ( VI, 4-12 )

    Bu blmde ilgin bir mitos ile kar karya kalmaktayz. Phaiaklarn kkeni anlatlrken Hypereia adl bir lkeyle de karlayoruz. Bu isim Hyper (Upr-), zerinde szcnden gelmekte olup, bizim kanaatimizce zerinde olan - belki de deniz zerinde - anlamna gelmektedir. Burada Tepegzler, yani Kykloplar ( Kklwpej ) da yer almaktadrlar. Kykloplar, mitolojik varlklarnn yan sra Dev anlamnda da kullanlmaktadrlar ve bu pasajdaki devler daha nce grdmz Nefilim ile benzerlik gstermektedirler. Ksaca Phaiaklarn bir lkede devlerle birlikte yaadn renmekteyiz. Ancak devlerin zorbalndan kaan Phaiaklar baka bir yere belki de bir adaya yerlemilerdir. Bu da daha bir ok efsane ile benzerlik gstermektedir.

    Odysseusun Alkinoosun sarayna gitmesi ve saray betimlemesi ile Platon arasndaki benzerlikler de gzden karlmamaldr :

    "Bu ara Odysseusda gitti Alkinoosun anl konana,

    giremedi ieri, gzleri kamaverdi,

    durakald tun eiin nnde,

    ulu canl Alkinoosun yksek atl saray

    ldyordu gne gibi,ay gibi !

    Tun duvarlar uzanyordu iki yanda

    giriten ta ierilere dek,

    kuaklar vard bu duvarlarda, mavi mineden

    altn kaplar alyordu salam evin ierisine doru,

    eikleri tuntan, sveleri gmtendi,

    iki yanlar ve kap tokmaklar altndan

    Yerde iki kpek vard, biri altnd, biri gm,

    btn ustaln gstermiti Hephaistos bunlarda,

    korusunlar diye ulu canl Alkinoosun konan,

    lmszdler ve eskimek bilmeyeceklerdi.

  • Heykeller dikilmiti gzel ayakllar stne,

    yanan ralar tutuyordu ellerinde altndan delikanllar,

    konaktaki lenleri aydnlatmak iin geceleri.

    Bir byk bahe vard avlu dnda, kaplara yakn,

    drt dnmlk, itlerle evrili epeevre ;

    Aalar dal budak salmt burda kocaman kocaman,

    armut ve nar aalar, prl prl yemili elma aalar,

    bal gibi incirler, yemyeil fkran zeytinler,

    ne yok olur, ne eksilir yemileri bu aalarn,

    yaz, k ara vermeden btn yl yeerirler,

    Zephiros estike biri biter, biri der,

    taze armut biter kuruyan armut yerine,

    elma stne elma biter, salkm stne salkm,

    incir stne incir biter.

    Bir ba var tede,salkm salkm zml,

    arada bir gnelik ardaklar kurulu,

    ite kzarm salkmlar, koparp ezilmeye hazr,

    ama koruklar var yanbanda,

    iek dkmedeler yeni yeni,

    alttan da baka salkmlar kzarr .

    En dipte br ucunda ban,

  • asma ktklerinini yannda, dzenli bostanlarda,

    fkrr yol boyunca eit eit bitkiler.

    Ban iinde iki eme akar,

    biri dolar btn baheyi,

    biri gider avlu eiinden yksek konaa doru,

    hep bu emeden su alr yurttalar.

    te parlak armaanlar bunlard,

    tanrlarn Alkinoosa verdii." (VII 83-133)

    Her trl meyvenin, her zamanda yetitii bir tr "Cennet Bahesi" tanmlamas bir ok mitte ortaktr. zellikle Platonun da Atlantisi bu ekilde betimlemesi ve Odysseiada ayn motiflerin bulunmas dikkat ekicidir. Bir baka ortak nokta da iki su kaynann bulunmasdr.

    Ayrca burada dikkat eken bir husus da sarayda madenin bol kullanlmas ve otomatik robotumsu eyalarn varolmasdr.

    Odysseiada Phaiaklar denizcilikte ok kuvvetli bir halk olarak geerler ve dolaysyla Poseidon nemli tanrlardan biridir. Odysseiada bir ok yerde Phaiaklarn denizcilikte stnlkleri anlatlr.

    BUZLARIN ALTINDAK KAYIP UYGARLIK

    Antartika, 1820 ylnda kefedilmi olup bugn hala her yeri aratrlm deildir.Flem-Ath ifti ve dier bir ok aratrmac, her geen gn u teorinin daha ok gereklik pay

  • olduunu savunuyor: Antartikann buzlarnn altnda kayp bir uygarln kantlar olabilir.

    Harika bir lkeydi.Denizcilikle megul gelimi teknie sahip bir uygarla aitti.Ayrca harika bir mimarlk ve gz alc bir bakent.

    nsanlar materyalist ve aldatc olduktan sonra, yldzlar yerlerinden oynamaya balad, gne dier taraftan dodu. Depremler yeri yard, yanardalar lav pskrtt. Herey zerinde bulunduu toprakla birlikte denize gmld ve sonsuza dek haritadan silindi.

    20 YIL SREN ARATIRMA

    Bu, eski yunan filozofu Plato nun M.. 400de bahsettii Atlantis efsanesinin ksa bir zetiydi.imdi, 2000 yl sonra Plato nun bahsettii bu kayp lke, Kanadal ift Rand ve Rose Flem-Ath n toplad delillerden sonra gerekten var olmu olabilir.iftin aratrmas 20 yl srd ve Kanada dan Londra ya British Museum a geldiler.

    ift burada, uralarnn sonularn almaya balad.Modern bilimin bulular ve eski yaztlar ve bilgiler, haritalar ve mitler sayesinde, sonsunda radikal teorilerini destekleyen delillere ulatlar.Sonuta u ortaya kyordu:M.. 10.000 den beri kayp uygarlk Atlantis, buzlarn altnda Antartika da gml duruyordu.

    Plato ya gre Atlantis M.. 9600 yllarnda (modern toluluklardan 1000 yl nce) byk bir doa felaketinden sonra yerle bir olmutu.Flem-Ath ifti, doa felaketleriyle Atlantis in yok oluunu birbirine balayan ilk kiiler deildi.Amerikallarn efsaneleri uzak doudakilerle benzerlik gsteriyor, Yahudi ve Hristiyan incilleride ayn ayrntlar tayordu.Bir tsunami sonras yok olan bir lke.

    Rand Flem-Ath 1976da Charles Hapgoodun Eski deniz krallarnn haritalar adl kitabn okudu.birden Antartikada eski bir uygarlk olabilecei fikri ile

    heyecanlandlar.Daha sonra Antlantisi arama macerasna atldlar.

  • 1982deki lmne kadar 5 yl boyunca Hapgood tarafndan bilgisel olarak desteklendiler. Londrada oturduklar zamanlar kitaplargkyz dtnde iin bir ok aratrma

    yaptlar.

    ESK TEORLER

    Flem-Ath ifti, Atlantis in Atlantik te ve Akdeniz de olduu hakkndaki teorileri ok iyi incelemilerdi.Ve baka ihtimaller zerinde durmalar gerektiinide grmlerdi.Onlarn yeni teori iin k noktas, 1953 ylnda Amerikan akedemisyeni Charles Hapgood tarafndan ne srlen ve sadece Albert Einstein tarafndan desteklenen jeolojik bir teoriydi.

    Hapgood, bir zaman sonra artan arl sebebiyle, kutup buzunun kara paralarna doru, bir portakal kabuunun meyve zerinde kaymas gibi, kayacana inanyordu.O, bunu, yer kabuunun yer deitirmesi eklinde adlandryordu. 1958 ylnda kayan yer kabuu adl kitabn yazdnda Albert Einstein bir cevap yazd.

    Gnmzde bu, bilimadamlar tarafndan ktalarn hareketi ve tektonik haraketler olarak adlandrlmaktadr. Fakat byle byk kara paralarnn kaymas her 1 milyon ylda ancak 16 km. olmaktadr.Hapgood, daha radikal bir eyle geldi.Ona gre, kara paras aniden hzl ve yok edici bir ekilde haraket edebilirdi.Bu batk uygarlklar byle ortadan kaybolmulard.

  • Platonun Atlantis hikayesinin temeli Msrl Rahiplerin Solona anlattklarna dayanyor. Atlantisin bakenti halkalardan oluan bir grnme sahipti. Buradaki yaama

    merkezleri, dkkanlar ve kraliyet arazisi birbirine balanmt.

    KAI

    Eer 10.000 yl nce, bu kadar gelimi zellie sahip uygarlk var olduysa,byle bir felaketin geliini grebilmeleri ve bir ka ve tahliye plan yapm olabilmeleri gerekiyor.

    Dier yandan, baka bir ihtimalle, topluluktan baz insanlar byk dalgalarn ulaamayaca yksek yerlere kam olablirler.Byle yksek yerler, And dalarndaki Titicaca gl civar ve Taylan n ve Etyopya nn yksek yerleri olabilir.Bu yerlerde tarm kendiliinden M.. 9600 yllarnda ortaya kmtr.Bu tarih, Flem-Ath iftinin dikkatini ekti. Ayn zaman dliminde Plato nun bahsettii Atlantis sulara gmlmt.Bu tarm olay acaba Atlantis ten kurtulanlar tarafndan balatlm olabilirmi?

    resme tkla bylt

    Piri Reisin haritasnn temel alnd kayp eski haritalar denizcilikle uram bir uygarln eseri olmaldrlar. Harita Afrikay, Gney Amerikay ve Bugn buzlarla kapl olan Antartikay gstermektedir.Harita yarm dereceye kadar hassasiyetle izilmitirki bu

    1735 e kadar imkansz grnyordu.

  • resme tkla bylt

    Oronteus Finaeusun yapt haritada eski haritalardan temel alnarak yaplmt.Bu haritada Antartika (sadaki kara paras) dalar ve nehirlerle birlikte izilmiti.Buda

    gsteriyorki Antartka buzlarla kaplanmadan nce, insanlar tarafndan ziyaret edilmi hatta yaama mekan olarak kullanlmtr.Bu kta modern insan tarafndan ancak 1820

    ylnda kefedilmitir.

    HARTALARIN GZEM

    yle bir dnelim. Bu felaketten kurtulan insanlar, kendileriyle birlikte baka eyleri batk lkelerinden kurtarm olabilirler mi?Byle bilgi paralar daha sonraki insanlarn eline gemi olabilir mi? Mesela eski haritalardan yararlanarak kendi gizemli haritasn 1513 te yapan byk denizcimiz Piri Reis gibi. 1956 ylnda harita Hapgood un masasna gelince nemi ortaya kt.

    1513 ylnda yaplmasna ramen harita nasl oluyorda Gney Amerika sahillerini gsteriyordu? Ve bir blm haritada izili olan Antartika ancak 1820 ylnda kefedildi. Daha sonra haritann incelenmesi iin Amerikan Hava Kuvvetleri ne ( USAF ) gnderdi. 1949 ylnda yaplan ve Antartikann buzlarla kapl olmadan nceki halini gsteren haritayla Piri Reis in haritasn karlatrdklarnda, ikisininde ayn olduunu grdler.

    Varlan sonuca gre, Antartika nn deniz kysndaki blmlerini gsteren haritadaki ksm, bu blgenin buzlarla kaplanmadan nceki halini gsteriyordu.u anda ayn yerdeki buz kalnl 1,5 km. dir. Anlayamadmz nokta, nasl oluyorda 1513 deki corafya bilgisiyle yaplan byle bir harita gnmz bilgisiyle yaplan haritalarla ayn oluyor?

    Bu arada Hapgood dier bir imkansz haritay incelemeye ald.Bu harita 1531 ylnda Oronteus Finaeus tarafndan yapld.Bu harita Antartika y dikkati eken detayl bir ekilde, dalaryla, ovalaryla ve nehirleriyle gsteriyordu.Bu detaylar 1949 ylnda yaplan haritayla ve Plato nun 2000 yl nce yazdklaryla uyuuyordu.

    Bu haritalar gerek.Bu haritalarn yararlando daha eski haritalarn gnmz teknolojisine ve bilgisine tarihin ok daha eski zamanlarnda erimi br topluluk tarafndan yapld akla gelen ilk nyargsz zmdr. Kendisini gelitirebilmesi iin bu topluluun bulunduu ktann lman bir iklime sahip olmas, topluluun yiyecek ihtiyacn karlamas asndanda gereklidir. Eer Antartika y 3200 km. kuzeye kaydrrsanz, bunun sonucunda denizci bir topluluktan bahsedebiliriz.

  • Eer dnya kabuu 10.000 yl nceki gibi 3200 km. yer deitirirse Antartika blgeside kayacaktr.Bu noktadan yola karak, Platonunda bahsettii Atlantis gibi Antartikada

    okyanuslarla evrili bir yer oluyor.

    Bilimadamlar Antartika yzeyinden reinlere doru borularla aldklar buzkalplarn inceliyorlar.Buna gre M.. 4000 yllarnda Antartikada nehirler akyordu.Oronteus

    Finaeus un haritasnda belirtildii gibi.

  • Piramitlerin konumu Orion takm yldzndaki yldzlarn M..10.450deki konumuyla ayn. Buda gsteriyorki bizim

    bilmediimiz tarih dnemlerinde baz uygarlklar teknolojik bakmdan olduka gelimi olabilirler.

    MISIR LE BALANTI

    M.. 10.000 yllarnda teknolojik olarak gelimi bir uygarln varl, bugn btn dnyada karmza kan gizemli eski yaptlar aklayabilir.Bunlar, Aztekler ve Mayalar tarafndan kurulmu olan Gney ve Orta Amerika daki antik ehirlerdir. Onlarn bilgisinin temel alnd eski bilgiler Atlantis in hayatta kalanlarndanm gelmiti?

    Plato nun Atlantis hikayesi Eski Msrada uygulanabilir. Bu eski uygarlk piramitleri ina etme bilgisine sahipti.Baz arkeolojik kantlar, Sfenksin sandmzdan ok daha eski olduunu gsteriyor.Yzndeki yamur erezyonu bunun en az 10.000 yl nce yapldn gsteriyor.

    Bilim adamlar ayrca piramitlerin konumunun Orion yldz takmnn bir kopyas olduunun farkna vardlar.Fakat bu gnk konumunun deil M.. 10.450 ylndaki konumunun bir kopyasdr. Yldzlar her yl biraz yer deitiriyorlar.nk dnya evresinde dzgn bir ekilde dnmyor.Sanki merkezine gre biraz sallanyormu gibi haraket ediyor.

    Eski Olmek kafas.Orta Amerikada bulunmasna

    ramen yz hatlar itibariyle

    bulunduu yerle uyumuyor.Baz arkeologlar bu

    kafa heykellerinin Msrn

    Sfenksiyle karlatrldnda

    , eski uygarlklardan

    bazlarnn bizim bilgimizin tesinde

    ok uzak yerlere yolculuk

    edebildildii sonucunu

    karyorlar.

  • Antartikadaki Ross Islandda bulunan aktif volkan Erabus Da, Atlantislilerin muhtemel enerji kayna vazifesini grm olabilir.Bitki fosillerinin gsterdiine gre Antartika bir

    zamanlar lman bir iklime sahipti.

    GE KALAN FELAKET

    Bu yerkrenin sallanmas, manyetik kutuplarn kaymasna yol ayor. Her 500.000 ylda bir dnyann manyetik kutuplar yer deitirmektedir. Sonuncusu 780.000 yl nceydi. Ve bu yzden bilimadamlar bir sonraki kaymann ok geciktiini belirtiyorlar.

    Bu kutuplarn yer deitirmesi, birden bire olacak ve eitli doa felaketlerine yol aacaktr.Burada Hapgood un teorisini hatrlyoruz.Neyse bunu zaman gsterecek.

    BLMN AIKLAYAMADII 36 KEF

    Not: Bu konu UFONET tarafndan hazrlanmtr. Ayn resimleri ve yazlar kullanpta kendi eseriymi gibi gsterenlerin alnt yaptklar yeri belirtmeleri daha profosyonelce

    olacakt.(Buna gazetelerden biride dahildir.)

    nsanln aydnlanmasnda en byk rol hi kukusuz Modern Bilim rol oynuyor. Hatta Bilime tapanlar bile var. Ancak bazen birok bilim adamnn okta geni

    fikirli olduunu syleyemeyiz. Hatta dnyaya at gzlkleriyle baktklar bile sylenebilir. Onlar bir doktrini temel alarak yollarna devam etmekte ve aldklar bilimsel retilerin snrlarn zorlamadan olaylara aklk getirmektedirler. Buda bazen dar grl teorilere yol amaktadr. Klasik tarih ve dier bilim retilerine

    ters den ve bir muamma olarak karlarna kan bir ok olay ve buluntuyu "vardr mantkl bir aklamas " deyip geitirmekte , hatta incelememektedir.

    nk ulaaca sonular hite klasik tarihin sralamasna uyacak cinsten olmayacak. Klasik yolu deitirmek istemediklerinden dolayda bu buluntular

  • grmezlikten gelmekte, tartmalara girmemektedirler. Buradaki amacmz bilim adamlarn ktlemek falan deil. Bilime kar olmakta samalktr. Ancak

    dncemiz Klasik bilimin daha geni fikirlilikle incelemeler yapmas ve insanl gereklerle aydnlatmasdr. Evrim teorisinde olduu gibi yzyllar ncesinin yanlglarn devam ettirmek yerine yeni sayfalar aarak insanl gereklerle

    buluturmak onlarn grevi olmal. imdi gelin bakalm, u dnya zerinde bulunan ve bilimin grmezlikten geldii , tarihimizin karanlklarndan buluntulara ksaca gz atalm. Buluntular sadece bunlarla snrl deil tabiki. imdilik sadece bu kadarna

    yer vereceiz.

    Msr , Dendera 'daki Hathor tapnanda gze arpan ampuller. Bu ampuller kvrml kablolar ile bir jeneratre veya ama kapama dmesine baldrlar. Ampul eklindeki cismin iine bir ylan tasviri konulmu. Bu da ampuln iindeki ince teli gsteriyor olabilir.

  • Rudolf Gantenbrink tarafndan Byk Piramitte kefedilen bakr kulplu kap. Resim UPUAUT 2 adl bir aratrma robotu tarafndan ekilmitir.. Hangi amaca hizmet ettii bilinmeyen gizemli kap ,kralie odasndan balayan gney kanallarnda yer almaktadr. Bu kapnn arkasnda baka bir kap daha bulunmutur. Yaplan baz aratrmalar sonucunda iinde ne oldunu bilmediimiz bir oda veya odalar bu ikinci kapnn arkasnda bulunmaktadr.. Ayn kapdan kral odasndan balayan kuzey kanallarndada bulunmutur. Burada sorulan en nemli soru u : Grnte hibir amaca hizmet etmeyen bu kaplar Neden buralara kondu ?Piramitteki bu aratrma hakknda daha fazla bigi iin : www.cheops.org (site ngilizcedir)

  • Yukardaki resimde grdnz eki bir kum ta iinde bulunmutur. Yani Prensibe gre ,bu kum ta oluurken eki oradayd. Keif 1844 ylnda Fiziki David Brewster

    tarafndan yaplmtr (Kingoodie , Myinfield - ngiltere). ngiliz jeoloji artrma merkezinden dr. A. W. Med tarafndan yaplan analizlerde bu kum tann yann 360 ile

    460 milyon yl olduu saptanmtr. Yani ekicinde o kadar eski olmas gerekiyor. Bu sefer soru sormayacam. Sorular siz retin.

    zerinde oyularak yaplm, tam gelimemi olsada rahatlkla farkedilen bir insan yz bulunan bir deniz kabuu. Bu buluntu 1881 ylnda jeolog H. Stopes tarafndan rapor

    edilmitir.Yaplan testler sonucunda, oyma ileminin kabuklu henz yaarken yani fosillemeden nce yapld ortaya kmtr.Bu deniz kabuu Pliocene devrine ait ve 2

    milyon yllktr.

  • Bu metal krecikler Gney Afrika, Klerksdorp 'tan. Birinin zerinde krenin evresini dolaacak ekilde birbirine paralel 3 izgi oyulmutur. Bu kreler Cambrian devri

    ncesine ait pek ok mineral arasnda bulunmutur (2,8 milyar yl ncesi). Bu krelerden bazlar 6 milimetre kalnlnda, ince bir kabua sahiptirler. Bu ince kabuk krld

    zaman krenin iinden sngerimsi garip bir ey kyor.Bu sngerimsi ey havayla temas edince paralanp toz haline geliyor. Bu krelerin ne olduklar ,ne amala yapldklar

    bilinmiyor. stelik 2,8 milyar yandalar. nsann inanas gelmiyor ancak bilimsel veriler bunlar.

  • "Geode of Coso" antik bir paradr. Bu kaya parasnn zeri doal kristallerle kaplanmtr.iinde bir boluk bulunmutur. Bu bolukta, malzemesini metal ve porselenin

    oluturduu garip bir cisim bulunmutur.

    Resim A : Kaya parasnn iki paraya blnm hali.Resim B : Tan her iki yarsnn i ksmn gryoruz.

    Resim C : Radiography tekniiyle iindeki cismin resmi ekiliyor. Cisim o kadar eski olmasna ramen metal bir yapdadr. Bu cismin zerinde meydana gelen ve onu kaplayan

    kristal oluumlu kabuun oluabilmesi iin 500.000 yl (be yz bin yl) gemesi gerekiyor !

    Resim D : Yan taraftan ekilen radiography resminde metal cismi daha ayrntl bir ekilde gryoruz.

    Sonu olarak bu garip cisim 500.000 yl yandadr. Gnmzde bir eye ait bir para olsayd ,oktan ne olduu tespit edilirdi.

  • Japonya 'nn Yonaguni adasnn yaknnda , denizin 23 metre altnda insan yaps olduu apak belli olan piramitler bulunmaktadr. 183 metre geniliinde ve 27 metre

    yksekliindeki bu piramitler yaklak , 8000 - 10.000 yllktrlar.

    Daha fazla bilgi iin

    Peru Sacsahuaman 'daki bu duvarlar ,Bimini adasndaki esrarengiz su alt yaplar ile kesin bir benzerlik gstermektedir. Bu arkeolojik duvarlar bir gizem tamaktadrlar nk ,antik alarda yaplmalarna ramen ,bu kadar kusursuz bir ekilde ilenip yerlerine

    koyulana kadarki aamalar iin yksek bir teknoloji ve bilgi gerektirmektedirler. nsann aklayamad , garip i ve d alara sahip bu duvar talar hakknda cevabn bilmedii

    sorular ise unlar : Nasl tandlar?Nasl llp nasl kesildiler ? Nasl bu kadar dorulukla yerletirildiler ? Hemde ilkel insanlar tarafndan.

  • Baz Nazka (Nazca) izgileri ,yukardaki resmin orta ksmnda grld gibi ,birbirine paralel kilometrelerce ve hatta dalar ,vadileri aarak uzanmaktadrlar. Bu izgileri kim

    takip ediyordu ve ne amala ?

  • Msr 'daki Abydos tapnandaki hiyerogliflerde ,helikopteri ,tank, kargo uan ve planr artran ekiller vardr. Bu hiyeroglifler baka hiyerogliflerin altna

    gizlenmilerdi. lk tabaka hiyerogliflerin yerinden kopup dmesiyle bu esrarengiz ekiller gn yzne kmtr.

    Bu daire eklindeki ta oluumlar 30 metre apndadr ve Loch Ness glnn dibinde grntlenmitir.

  • 1900 'l yllarn balarnda 250 civarnda hiyeroglif Sydney 'in 100 km. kuzeyindeki Hunter Valley ulusal parknda kefedilmitir (Avustralya). Bunlar antik Msr

    hiyeroglifleridir. Kukuya yer brakmayacak olan Eski Msr Tanrs "Anubis" izimi ile birlikte hiyeroglifler u soruyu akla getiriyor: Acaba Eski Msrllar Avustralya 'yam

    gitmilerdi ?

    Lochness canavarn gsteren bu fotoraf 70 'li yllarda ekildi. (Gerekmi deilmi bilemiyoruz.)

  • Kafatas Peru'da (Ica) bulunmutur. lk bakta gnmz insannn kafatasna benzemektedir, ancak soru iaretlerine yol aan bir ka etken ne kmaktadr. Gz

    boluklar gnmz insannn gz boluklarndan %15 daha byktr. Beynin yer ald boluk ise 2600 ccm ile 3200 ccm arasnda deimektedir. u andaki insann kafatasndaki

    beyin beyin boluu kapasitesi 1450 ccm 'dir !!!

    Yukarda Alban Dana kaznm pervaneli bir ua hatrlatan eski devirlere ait bir resim gryorsunuz. Olmek topluluunun inanlmaz ve zmlenemeyen rneklerinden

    birisidir.

  • Bu altn maket Kolomb ncesi dneme ait bir mezarda bulunmutur. Yaklak 1800 yllktr. Grne gre bir uan doru lekli maketi gibi duruyor. (Delta kanatl ,motor

    yerine sahip ,pilot kabini var ,kuyruk kanatlar bile doru ekilde tasvir edilmi.) Gney Amerika 'da buna benzer bir ok eser bulunmutur.

    Daha fazla bilgi iin

  • Buache Haritas 1737 'de eski yunan haritalarndan kopyalanarak izilmitir. Harita Antartika 'nn buzla tl olmadan nceki halinide gstermektedir. artc olan ise u:

    Eer bugn Antartika buz ile rtl olmasayd Ross ve Weddell denizleri bu kara parasnn ortasndan geerek ktay 2 byk paraya ayrm olacakt. Ancak modern

    jeoloji aratrmalar sonucunda 1968 ylnda bu gerein farkna varlmt.

    Peru 'daki Ica lnde bulunan ve binlerce yl ncesine ait Ica talar akllar kartryor. Dr. Javier Cabrera byk bir sabrla bu talar koleksiyonunda toplam ve binlerce tatan oluan bir mze amtr. Bu talara kaznm olarak , kalp naklini gstern ameliyatlardan

    dinozorlar avlayan insanlara kadar bir ok olay gsterilmektedir. Hatta evcilletirilmi dinozorlarn zerinde oturan insanlar bile tasvir edilmitir.

    Bu konu hakkndaki geni aratrma yazmz bir ok fotorafla birlikte grntlemek iin tklaynz.

  • Alldk olmayan bu spiral cisimler 1991 - 1993 yllar arasnda Rusya'daki Ural dalarnn dousunda bulunan kk bir dere olaran Narada 'da bulunmulardr. Boylar en fazla 3 cm. olan bu cisimlerden (inanlmaz ama) 0,003 mm. olanlarda bulunmutur.

    Byk olanlar bakrdan , kk ve ok kk olanlar ise ok ender rastlanan "tungsten" ve "molybdenum" maddelerinden yaplmtr. Mikroskopla yaplan incelemeler sonucunda spiraller kusursuz bir biimde "altn oran" tekniiyle yaplmt. Dahada arc olan ey

    ise: btn bilimsel incelemelerin gsterdii gibi bu cisimlerin yalarnn 20.000 ile 318.000 yl arasnda deitiidir. Bu ya fark cisimlerin bulunduklar derinlie gre

    deimektedir.

  • Tarih ncesi devirlerde yaam olan Toxodon 'nun bulunan birkala kemii. (Arjantin). Resimde ok ile gsterilen ey ise bir ok veya mzrak ucudur. nsann yaamadn

    sandmz devirde , biri onu avlam anlalan.

    1932 ylnda Pedro Dalarnda bulunmu bir mumya. (ABD ,Wyoming eyaleti , Casper ehrinin 60 mil gney bats). Mumya koyu bronz renginde ve olduka burumu

    vaziyettedir. Hayattayken boyu 35 cm. ' yi gemiyordu !!! Rntgen nlaryla yaplan incelemede bu canlnn arlnn 5,5 kg. olduu ortaya karld. Cinsiyeti erkek ve

    btn dileri yerinde. ldnde aa yukar 65 yanda idi. Mumya 350 gr. arndadr. Aln ok aadadr. Ezik bir burnu ile byk ve geni burun delikleri

  • vardr. ok geni az ile incecik dudaklar bulunmaktadr. Bu yaratk bilinen insan trlerinden ok daha kkt. Baz aratrmaclara gre bu ok kk boyutlarda olan bir

    rkn yesiydi.

    Lbnan 'n Ballbek ehri yaknlarndaki ilenmi dev kaya bloklar. Bu talar binlerce yl ncesinde buraya getirilmiti. Resimde grdnz para 1050 ton arlkta ve 25 metre uzunluundadr. Bu " momolit " takma adl yekpare blok dnya zerindeki ilenmi en

    byk ta bloktur. Soru u: Bu talar kimler ve nasl buraya getirebilmiti ?

    Daha fazla bilgi iin

  • Puru 'daki bronz dililer. Modern dililerden fark yok gibi. Tek fark ok uzun zaman nce yaplm olmalar.

    nl " Kiev Astronotu " . Bu heykelcik Avrupa 'da bulunan " uzay adam " zelliklerini gsteren tek buluntudur. Ya ok eskidir.

  • Tarih ncesine ait kk japon heykelcikleri. Yakalarnda civata tayan bu heykelcikler bir tr uzay bal ve elbisesi tamaktadr. Hatta bunlardan biri ok byk gzlk

    takmaktadr. Sanki gne ndan korunmak ister gibi.

    Daha fazla bilgi iin

    Filippo Lippi tarafndan yaplan "La Madonna e san Giovannino" tablosu. (15. yzyl) Yukardaki koyu renkli ve k saan cisim sanki haraket ediyor gibi. nk seyredenler var. Tablodaki adam ve kpek. Ressamn tablosuna aksettirdii bu cisim hi bir inan ve dinsel anlatmla alakal grnmyor. Roma dneminde olduu gibi gnmzdede " ufo "

    fenomenleri ayn ekilde gzlemlenmektedir.

  • Bu resimde Antikythera makanizmasn grmektesiniz. Sa tarafta ise teknik emas yer almaktadr. 1900 ylnda Girit adasnda bulunmutur.M.. 1.yzyla tarihlenmektedir. Bu

    antik bronz mekanizma bize eski uygarlklarn dndmzn aksine daha ileri bir teknik bilgiye sahip olduunu kantlyor. Astronomik takvim olduu dnlen bu makanizmada (yada bir makinann paras ) iinde baka dililerde bulunmaktadr.

  • 1895 ylnda rlanda 'da Dyer tarafndan mineral aratrmalar srasnda bulunan bir dev fosili. Boyunun karlatrlmas amacyla bir tren vagonunun nne koyulmutur.

    Ykseklii 3 metre 70 santimetre ve arl 2050 kg.dr.(talam olduu iin daha ar geliyor herhalde) Sa aya 6 parmakldr. Ancak daha sonra bu dev fosiline ve sahibine

    ne olduunu kimse bilmiyor.

    Kafalar kartran bir ehir daha. Lbnan 'daki Balbek ehri. 20 metreden daha byk talarnda kullanld bu antik ehir Roma imparatorluundanda eski. Hatta Smerlilerin bilgilerine gre bile buras antik bir ehirdi o zamanlar. Talarn bykln gstermek amacyla 2 kii yaplarn arasnda dikiliyor. Bugn kimse burasn kimlerin yaptn ,nasl

    yaptn ,ne amala ve ne zaman yaptn bilemiyor. Modern bilim ise Baalbek 'i grmezlikten gelmeye devam ediyor.

  • Bu cisim Kanada 'nn Kuzey kutup blgesindeki Axel Heiberg adas eski fosiller koleksiyonunda bulunmutur. ncelemeler bunun bir insan parma fosili olduunu

    gsteriyor. Bu fosil 100 ile 110 milyon yl ncesine aittir (Creataceous jeolojik dnemi). Bu fosil " DM93-083 " numarasyla arivlenmitir. Rngen nlaryla yaplan inceleme sonucunda yukardaki resimdeki siyah ksmlarn parmak kemiklerine ait olduu ortaya

    kmtr. Bu kadar eski zamanlarda insan yaam olabilirmi ?

  • Yapm bitirilmemi bir Obelisk (dikilita). u anda dikili bulunan en byk obeliskten 2 kat daha byktr. Yapmnda bir ok Msr tapnann inasnda olduu gibi krmz

    granit kullanlmtr. Yaklak 40 metre yksekliinde ve 1150 ton arlndadr. (Eer bitirilmi olsayd)

    Kolombiya , Bogota yaknlarnda bulunmu bir insan eli fosili. Fosilletii kayann ya 100 - 130 milyon yldr. Yani , fosilde o kadar sene nce meydana gelmitir.

  • Bu 120 milyon yllk ta parasnn yzeyi ,Ural Blgesini gsteren (tabiri caizse) bir haritayla kapldr. Grne gre bu kadar eski bir haritann olmas imkanszdr. Bashkir

    State niversitesindeki bilim adamlar , ok eski zamanlarda , gelimi uygarlklarn olduuna dair kantlardan biri olarak yorumluyorlar eseri. Bu greektende insan eliyle

    yaplm bir rlyeftir. Gnmz askeri haritalar ile neredeyse ayn karakterik zellikleri sergilemektedir. Harita sivil almalar gstermekte yani uzunluu 12.000 Km ' yi bulan

    kanallar , nehirlere ekilen itler , gl barajlar... Kanallardan okta uzakta olmayan yerde elmas biimindeki yerler gsterilmitir.( Ne anlatt bilinmemektedir). Ayrca

    harita baz yazlarda iermektedir. Hatta saylar bile vardr. Bilim adamlar nce bunun eski ince olduunu dndler. Daha sonra bu dnce bilinmeyen bir kaynaa ait

    hiyeroglif - syllabic tr yazya dnmtr. Bilim adamlar bu yazlar imdiye kadar zemedilier.

    Daha fazla bilgi iin

  • 1945 ylnda Waldemar Julsrud adl deneyimli bir arkeolog El Toro da ( Meksika ) eteklerinde gmlm vaziyette kilden yaplm kk heykelcikler buldu. Daha sonra El

    Tro ehri yaknlarnda ve ehrin dier tarafnda Chivo Da yaknlarnda poselenden yaplm 33.000 'den fazla heykelcik bulundu.

    Buluntular Chupicuaro , klasik kltr ncesine aitti. (M.. 800 'den M.. 200 'e kadar olan dnem) Bulunan heykelcikler , 65 milyon yl nce yok olduklar dnlen eitli

    trlerdeki dinozorlar kusursuzca tasvir ediyordu. Modern bilim dneminde, neye benzedikleri ancak zmlenen tarih ncesi bu yaratklar ,nasl olduda byle eski bir uygarlk kusursuzca sanat eserlerine yanstabilmiti ? nsan grmeden tasvir edemez.

    Yeni Zellanda 'da bulunan ok eski bir uygarla ait kusursuzca yerletirilmi talardanoluan duvarlar bulundu. Bu duvarlar yapan uygarlk hakknda en ufak bir bilgi

    yoktur.

  • 1877 ylnda Montezuma tnel irketinin bir tnel almas srasnda 50 milyon yl eski olan bir lav akntsnn iinde bir tokmak ile bir kap bulundu.( Table da - California)

    Tomak yaklak 30 cm uzunluunda ve kap ise 10 cm apndadr. Bu buluntudan u sonu kyor: 50 milyon yl nce yanardadan fkran lavlar sel olup akarken bu tokmak ile kap

    oradayd ve ikiside lavn iinde gml kaldlar. 50 milyon yl nce ???? !!!!

    Genel soru olarak unu sorabiliriz: Bizlere retilen tarih yanlm yoksa bizler hayalmi gryoruz.? Acaba ,ayn UFO olgusunda olduu gibi bir takm gizli yaplanmalar gerek

    tarihimizi bizden saklyorlarm? Aynen 1915 Ermeni olaylar gibi siyasi gizli gler gerei arptyorlar ve gerekleri grmemiz engelleniyormu? Bilim buna alet mi

    ediliyor.Eer yleyse NEDEN ? Bilmemizi istemedikleri ey ne ?

    TRKiYEDEN USO RAPORLARI

    Trkiye'de, USOlar ve USOlojik fenomenler teden beri gzlenegelmistir. zellikle bazi blgeler, USO gzlemleri aisindan olduka sansli grnmektedir. Ayrica, lkemizde, USOlojik fenomen adi verilen tuhaf olgularin da sika rapor edildigi iyi bilinmektedir. Ege UFO geni ve Marmara Denizi'nde gzlenen USOlojik aktiviteler olduka dikkat ekicidir (her iki konu da, daha sonra ayrintili olarak ele alinacaktir). Eger, Trkiye'deki USO tipi etkinligi niteligine gre ayristiracak olursak, su siniflandirmayi yapmak, en azindan simdilik kaydiyla, mantikli olacaktir:

    A- Trkiye'de, USOlarin yogunlukla gzlendigi yerler ana hatlariyla sunlardir:

    Alanya Aiklari

    Antalya Aiklari

    Bodrum Aiklari (Kara Adasi Civari)

  • Ceyhan Baraj Gl

    Ege Denizi (Ege UFO geni, izmir Krfezi Karaburun Civari ve Saros Krfezi)

    Marmara Denizi (Marmara UFO geni ve istanbul Civari)

    Mersin Aiklari

    Van Gl

    Diger Yerler (Kayseri Karasaz Batakligi, Samsun Dereleri)

    B- Ayrica, lkemizde bazi ilgin USOlojik fenomenler zellikle su yerlerde gzlenmistir:

    Ege Denizi

    Marmara Denizi

    Van Gl

    Asagida, lkemizde grlen bazi USOlarin ve USOlojik fenomenlerin kisa bir zetini bulacaksiniz:

    OLAY-01 Tarih: 18 Haziran 1845 Yer: Antalya Aiklari? Tanik: Rev. F. Hawlett F.R.A.S. Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya ( 1979) ilgin bir USO olayini ele almisti. Bu garip UFO olayi Sarikaya'dan aynen alinmistir: "Malta Times gazetesine gre, 18 Haziran 1845'te, Victoria yelkenli gemisinden, Trkiye, Antalya'nin yaklasik 1350 kilometre dogusunda (Enlemi 36 Derece, 40'56" Kuzey: Boylami 31 Derece 44'36" Dogu), yelkenlinin 750 metre kadar aiginda, denizden tane parlak cismin iktigi grlmst. Cisimler yaklasik, 10 dakika sreyle izlenebildiler. Bu olay, hibir zaman incelenemedi ama, bu sansasyonel tezahr zerine sanki kendiliklerinden gnderilen, baska gzlemlere ait baska ykler de Profesr Baden-Powell tarafindan yayimlandi. Victoria yelkenlisinin olay sirasinda bulundugu noktanin 1350 kilometre kadar batisinda, Anadolu'daki Antalya kenti yer alir. Victoria'nin kaptaninin rapor ettigi gzlemin yapildigi siralarda, Rev. F. Hawlett'de (F.R.A.S. yesi) Antalya'da bulunuyordu. Ayni tezahr, o da grms ve Prof. Baden-Powell'e olayla ilgili bilgiler gndermisti. Rev. Hawlett'in grsne gre, sz konusu olan cisim, ortaya iktiktan sonra paralara ayrilmisti. Rev. Hawlett'in gzlemi, yirmi dakika ile yarim saat arasinda bir sre boyunca srmst." Hatta, bu olaya tanik olan Antalyali yerli halk da "allah, allah!" diyerek saskinliklarini dile getirmislerdi (Lore & Deneault, 1969). Yorum: Gerek USO mu? Algisal Yanilsama mi?

  • Kaynak: (Lore & Deneault, 1969; Sarikaya, 1979).

    OLAY-02 Tarih: 02 Kasim 1885 Yer: istanbul skdar Vapur iskelesi Aiklari Tanik: evre Halki Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'dan (1982 ve 1985) aynen aktarilmistir: "afak skerken, nce mavimsi ve sonra yesilimsi bir renk alan ve 5-6 metrelik bir irtifada seyreden, son derece parlak bir alev, skdar Vapur iskelesi evresinde bir dizi dns yapar. Gz kamastiran parlakligi sokagi aydinlatir ve evlerin iini isikla doldurur. Bir buuk dakika sreyle izlenen UFO, daha sonra denize dalar. Denize dalisi sirasinda hibir su sesi isitilmez (Vallee, 1965; Passport to Magonia Database Internet-Online)." Yorum: Gerek USO mu? Meteorit mi? Kaynak: (Sarikaya, 1982 ve 1985; Vallee, 1965; Vallee's Book of "Passport to Magonia" Internet-Online).

    OLAY-03 Tarih: 30 Kasim 1955 Yer: izmir-Seferhisar Sigacik Koyu Tanik: Bazi Balikilar Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'dan (1982 ve 1985) aynen aktarilmistir: "Seferhisar'daki Sigacik Koyu'nda balik avlamakla mesgul olan balikilar, saat 15:30'da alevler iinde bir objenin denize daldigini grmslerdir. Balikilar, gz aip kapayincaya kadar sulara gmlen objenin mahiyetini tespit edememis, bir ua olabilecegini dsnmslerdir. Ne var ki, derhal olay yerine gittiklerinde, hibir kalintiya ya da ize rastlamamislardir. Daha sonradan, blgedeki yetkililer de, ne civarlardaki hava alanlarindan ne de yre zerinde yapilan uuslardan hibir uagin kayip olmadigini bildirmislerdir. Dolayisiyla, sz konusu UFOnun, alev grnm yaratan kirmizi isiklar saarak, aynen Marmara Denizi'nde oldugu gibi, Ege'nin altinda yer alan bir UFO ssne ynelik uusu sirasinda denize dalmis olmasi kuvvetle muhtemeldir." Yorum: Gerek USO mu? Meteorit Mi? Uak mi? Kaynak: (Sarikaya, 1982 ve 1985).

    OLAY-04 Tarih: 05 Mayis 1962 Yer: Kayseri incesu ve Yesilhisar ileleri Arasindaki Karasaz Batakligi Tanik: evre Halki Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'dan (1982 ve 1985) aynen aktarilmistir: "incesu ve Yesilhisar ileleri arasinda yer alan Karasaz Batakligi'na, sabah saat 08:00'de kirmizi isiklar saan bir UFOnun daldigi grlmst. UFOnun inisi sirasinda duyulan mthis grlt, halki heyecanlandirmisti." Yorum: Gerek USO mu? Bataklik Gazi mi? Kaynak: (Sarikaya, 1982 ve 1985).

  • OLAY-05 Tarih: 31 Temmuz 1973 Yer: istanbul Yenikapi Aiklari Tanik: evre Halki Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'dan (1982 ve 1985) aynen aktarilmistir: "Havanin kararmakta oldugu saatlerde, arkasinda yogun bir iz birakarak Yenikapi aiklarinda Marmara Denizi'ne dalis yapan UFOyu grenler, byk bir heyecana kapilmislardi." Yorum: Gerek USO mu? Meteorit mi? Uak mi? Kitle Hallsinasyonu mu? Kaynak: (Sarikaya, 1982 ve 1985).

    OLAY-06 Tarih: 1976 Yer: istanbul Tanik: Haluk Egemen Sarikaya ve Arkadaslari Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'dan (1985) aynen aktarilmistir: "1976 yillarinda Haluk Egemen ve arkadaslari, istanbul'da bir deniz kiyisinda oturup, UFOlara iliskin konusmalar yaparlarken, irpintili olan deniz zerinde tam dairesel ve tahminen 8 metre apinda tam anlamiyla dmdz bir alan olusmustur. Bu alanin kenar daire izgisi, 15 santimetre kadar yksekliginde ve dagilmadan aynen kalan bir su halkasindan meydana geliyordu. Bu dz satih (alan), kenar su halkasi ile irpintili deniz zerinde birok kere yer degistirerek ve gene dzgn bir klsle ortadan kalkmis ve yerini gene irpintili denize birakmistir. Orada, sanki Haluk Egemen ve arkadaslarinin hemen 5 metre ilerisinde ve denizden birka metre ykseklikte bir etherik (grnmez) gemi var gibiydi. Burada, kendileri ve evredeki diger kimseler de zaman zaman UFO gzlemleri yapmislardi." Yorum: USOlojik Fenomen mi? Kitlesel Hallsinasyon mu? Algisal Yanilsama mi? Kaynak: (Sarikaya, 1985).

    OLAY-07 Tarih: 1977 Yer: izmir Krfezi Tanik: Mmin Durmaz Olayin zeti: Tanigin agzindan aynen aktarilmistir: "1977 yiliydi. Okulda, bir pazartesi gn, istiklal Marsi treni iin toplanmistik. Mars basladi, herkes saygi durusunda bayraga bakiyordu. Okulumuzun bahesinden, tm izmir krfezi grlr. Ben, en arka siradaydim, bir an gzm krfeze kaydi. Hayretler iinde kaldim. Balik agina benzer kocaman bir sey, kus gibi szlerek yavasa alaliyordu. Rengi, kl rengiydi. Yanimdakileri drtkledim. Ama, mars bitmedigi iin dnp bakmadilar. Onbes-yirmi saniye sonra ise, ag benzeri sey denizde hi etki yaratmadan kayboluverdi. En byk zntm, olayi benden baska kimsenin grmeyisi oldu (Bilinmeyen Ansiklopedisi, 1984-86, Fasikl i Kapaklari No: 36)." Yorum: Gerek USO mu? Algisal Yanilsama mi? Hayal mi? Dnyasal Kaynakli Obje mi? Kaynak: (Bilinmeyen Ansiklopedisi, 1984-1986, Fasikl i Kapaklari No: 36).

  • OLAY-08 Tarih: 1980 Yili (Bahar veya Yaz Aylari?) Yer: Antalya Kiyilari Tanik: M.A. Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'nin (1982) Trkiye Gizemleri adli kitabinin, 232. Sayfasinda bir dizi ilgin fotografa yer veriliyor. Bu resim dizisinde, birtakim isikli izler deniz yzeyinden gge dogru uzanmakta ve hatta bunlarin ularinda bir esit isikli yildizlar meydana geldigi grlmektedir. Bu garip durum, tam 6 fotograf karesinde belgelenmistir. Geri, bu olaya, deniz yzeyinden firlatilan bir tr isaret fisegi yol amis da olabilir. Fakat, olayla ilgili olarak elimizde daha detayli bir bilgi yoktur ne yazik ki. Sarikaya'nin bu garip vakaya dair degerlendirmelerini aynen aktaralim: ".... resimler, 1980 yilinda Antalya'da, deniz kiyisindaki bir aile gazinosunda, gece saat 23:00 sularinda M.A. ile esi N.A.'nin ektirdikleri hatira fotograflarinda ortaya ikan isikli izleri gstermektedir. Dnyanin esitli yerlerinde de benzeri fotografik tespitler yapilmistir ve bazi nadir rnekleri mevcuttur. Fotograflarda ortaya ikan tuhaf isikli izler, astral varliklar, etherik (eterik) varliklar ya da UFOlojik varliklarca olusturulmus olabilir." Yorum: Gerek USO mu? Fotograf Lekesi mi? isaret Fisegi mi? Ruhsal-Etherik Olay mi? Kaynak: (Sarikaya, 1982).

    OLAY-09 Tarih: Temmuz 1980 Yer: izmir Karaburun Aiklari Tanik: Amatr Mercan Avcisi Refik Tanergn ve Arkadaslari Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'dan (1985) aynen alinmistir: "Karaburun aiklarinda, derin denizde avlanmaya ikan ogu baliki, getigimiz (1980 yilinda) Temmuz ayinda meydana gelen ilgin olayi halen animsamaktadir. O aylarda avlanan grubun 300 metre tesinde, Midilli sahiline bakan tarafta, bir anda, denizde 35-40 metre yksekliginde, adeta sudan yapilmis bir perde olustu. Bu perdenin ardindan, hisirtiyi andiran bir sesle, parlak bir cismin sulara gmldg gzlendi. Bu, bir deniz patlamasi degildi. Zira, deniz kprmedi ve etki alani sadece belirli bir noktada kaldi." Yorum: Gerek USO mu? USOlojik Fenomen mi? Algisal Yanilsama mi? Kaynak: (Sarikaya, 1985).

    OLAY-10 Tarih: Agustos 1980-Ocak 1981 Arasinda 6 Ay Boyunca Birok Kez Yer: izmir Karaburun Aiklari Tanik: Amatr Mercan Avcisi Refik Tanergn ve Diger Denizciler Olayin zeti: Haluk Egemen Sarikaya'dan (1985) aynen alinmistir: "Yine, amatr mercan avcisi ve is adami Refik Tanergn, yukarida bahsi geen USO olayi ile buna bagli olarak gereklesen USOlojik olayin Agustos 1980 ile Ocak 1981 tarihleri arasinda pek ok kere tekrarlandigini ve bu olaylara birok insanin tanik oldugunu sylemistir. Refik Tanergn'e gre: "Bu alanin iine dsen veya rastlanti sonucu giren bir gemi, tekne veya herhangi bir deniz araci alabora olmakta, adeta deniz dibine ekilmektedir. Ben, sahsen, Tahsin

  • Kalkavan adli Trk silebi ile Tenya-2 adli Yunan silebinin bu alan iinde kaza yaptigina inaniyorum. Uzun, teorik arastirmalar yapmakla gerek ortaya ikabilir." Yorum: Gerek USO mu? USOlojik Fenomen mi? Algisal Yanilsama mi? Kaynak: (Sarikaya, 1985).

    OLAY-11 Tarih: 20 Eyll 1980 Yer: Bodrum'un Kara Adasi Arkasi Tanik: ahsuvar Kaptan (Bitez Yalisi) Olayin zeti: Tanigin agzindan aynen aktarilmistir: "Hava sert oldugu iin gnlk tur dns teknedekilerin istegi ile Kara Ada arkasinda gece yemegi kararlastirdik. Adanin arkasinda deniz tahta gibiydi, hi rzgar yoktu. Kpestede tekneyi gzden geirirken uzaktan Yunan Adasi tarafindan parlak bir isigin denize dogru hizla inmekte oldugunu fark ettim. Yildiz kaymasi olabilir diye dsnyordum, tahmin ediyorum ki, Yunan Adasi civarlarinda deniz ufkunda kayboldu. Aradan 5 dakika gibi bir zaman geti ve ya gemedi teknemizin (ah 1) sancak tarafinda yaklasik 500 metre ilerde suyun altinda bir aydinligin oldugunu grdm. Yansima yapacak herhangi bir sey de yoktu. Isik bir mddet durdu, sonra renk degistirdi ve klmeye basladi, sanki dibe dogru iniyordu. Sonra sola dogru hizlandi ve teknemizin etrafinda yarim ember tur atti ben dona kaldim, simdiye kadar hi byle bir sey grmedim. Daha sonra aik yesil ve parlak bir isik halinde gzden kayboldu. Bu olayi, benimle beraber, teknedeki btn insanlar grd. Ne oldugunu bilmiyorum. Aslinda, Bodrum'un Kara Adasi, UFO gzlemleri aisindan Trkiye'de olduka meshur bir yerdir. Bir ok tanik kara ada arkasinda gzden kaybolan isiklar gzlemlemislerdir. Ancak hibir grsel kanit bulunmamaktadir. Yorum: Gerek USO mu? Meteorit mi? Uak mi? Kaynak: (internet Alintisi-TUVPO).

    OLAY-12 Tarih: 1980li Yillar Boyunca Birok Kere Yer: Ceyhan Baraj Gl Tanik: evre Sakinleri. Olayin zeti: Bilinmeyen Ansiklopedisi'nin (1984-86) 2. Cildinin, 525. Sayfasinda belirtildigine gre: "Bazi taniklar, Ceyhan Baraj Gl'ne zellikle 1980li yillar boyunca birok UFOnun dalis yaptigini iddia ettiler." Yorum: Gerek USO mu? Algisal Yanilsama mi? Kaynak: (Bilinmeyen Ansiklopedisi, 1984-1986, Cilt: 2, 535).

    OLAY-13 Tarih: 19 Aralik 1989 Yer: Mersin Aiklari Tanik: Ugur Turhan Olayin zeti: Elektrik teknisyeni Ugur Turhan, denizin bes mil aiginda, balik avlarken, uan daire grdgn iddia etti. "Hizla denize dst ve suda kayboldu. ok korkmus, donup kalmistim." dedi. Gkyznde sari ve

  • kirmizi isiklar saan uan dairenin garip metalik sesler ikardigini ne sren Turhan, bir sre sonra hizla denize dstgn de szlerine ekledi. Yorum: Gerek USO mu? Meteorit mi? Uak mi? Kaynak: (Hrriyet Gazetesi, 20 Aralik 1999, Uan Daire Denize indi).

    OLAY-14 Tarih: 15 Agustos 1990 Yer: Saroz krfezi Tanik: Erol Erkmen ve Arkadasi Olayin zeti: Tanigin agzindan aynen aktarilmistir: "Arkadasim Kemal ile beraber saat 14 civari 57 metre derinlikteki bir batik iin kesif dalisina basladik. Batik etrafinda dolasirken sanki yalniz olmadigimiz gzlendigimiz gibi bir hisse kapilmistik. Ben sik sik ilerilere, arkama dogru bakip bir sey grmeye alisiyor gibiydim. Evet, ilerde karanlik blgenin iinde (tam mesafe kestiremiyorum) bir yesil isik grr gibi oldum ve kaybettim. Ama hep gzm oradaydi ve tamamiyla konsantrasyonumu kaybetmistim. Isigi ararken, sol tarafimda oldugunu kesfettim. Hareket ediyordu, yle olmaliydi. Aradan ancak 3 dakika gemisti. Elimdeki Kodak marka eski makinemle (seffaf su geirmez kilifini ben yaptim) bir kere deklansre bastim. Isik, o sirada snmst ve havamizda bitmek zere idi yukari iktik. Eve dndgmde derhal filmi banyo ettim ama herhangi bir sey grlmyor gibiydi. Tab ettigimde, bir nokta gibi leke oldugunu fark ettim ve byttm. Netice olduka sasirtici idi. Gzlenmistik, ama ne tarafindan? Resim yaklasik olarak 300 kere bytlmstr, bu sebeple net olarak tani yapmak zordur. Bir cisim gibi grlmektedir." Yorum: Gerek USO mu? Dnya Yapisi Denizalti mi? Fosforlu Denizalti Canlisi mi? Fotograf Lekesi mi? Algisal Yanilsama mi? Kaynak: (internet Alintisi-TUVPO).

    OLAY-15 Tarih: 1991-1992? Yer: Samsun Yakinlarinda Bir Dere Tanik: Osman ler Olayin zeti: Yaklasik 7-8 yil ncesinde, yani 1991 ya da 1992 yillarinda, Samsun'un bir kynde, sabahleyin sr otlatmakta olan Osman ler adli vatandas, yaninda bulunan diger bir oban arkadasi ile beraber, yakindaki derenin 2 ila 3 metre zerinde duran, 30 metre apinda, metalik gri grnsl olan bir UFO gryorlar. Tam bu sirada, son derece garip bir olay gereklesiyor ve UFOdan, dereye metalik bir kol uzaniyor. Bu olay, grg taniklari zerinde, sanki UFO, dereden su aliyormus gibi bir izlenim yaratiyor. Her iki tanik, yanlarindaki kpekle birlikte UFOya dogru yrmek istiyorlar. Bu sirada, oban kpegi korkudan sinerek, daha fazla ileriye gitmek istemiyor. Ama grg sahitleri UFOya dogru yaklasmakta israr edince, belki de, bu insanlarin varligini hisseden UFO, isik saarak birdenbire gkyzne dogru ykseliyor. Ve tuhaf nesne, korkun bir hizla uzaklasarak gzden kayboluyor. Yorum: Gerek USO mu? Hayal mi? Kaynak: (esitli zel Notlar: A TV, Gn Ortasi Programi, 03 Nisan 1998).

  • OLAY-16 Tarih: 1993-1994? Yer: Mudanya'nin Bir Sahil Ky Tanik: Mutlu Payasli'nin Bir Kiz Arkadasi Olayin zeti: TUVPO'dan sitesinden aynen aktarilmistir: "Bundan 5-6 sene evvel, bir kiz arkadasim, Bursa Gemlik krfezinde, Mudanya'nin bir kk sahil kynde basindan geen ilgin bir olayi anlatti. Denizin ortasinda srekli dnen ve belli bir mesafede duran bir disk gryorlar. Disk denizin zerinde duruyor ve bu diskten ikan daha kk parlak cisimler srekli denize inip ikiyorlar. Sanki bir rnek topluyor ve ikmal yapiyor gibi. Olay 3 saatten fazla sryor. Olayi tm ky hali gryor ve basta Jandarma ve Bursa Hakimiyet gazetesi olmak zere, bazi makamlara haber veriyorlar. Klasik duyarsizligimiz yznden kimse oraya gelmiyor. Fakat, benim esas kizdigim, bu kadar uzun sre gzlenen olay, ne bir film ne de bir fotograf karesine girmiyor. "Neden" diye sordugumda ya "aklimiza gelmedi", ya "sinirimiz bozuldu" gibi bahanelerle karsilastim. Gerekten ok ilgin ve traji-komik. iste, bu tip olaylari, sadece gzlemlemek yerine mdahil olup belgelemek gerekiyor. Bu gruptakilere sesleniyorum. Gcnzn yettigince bir film veya fotograf makinesi edinip, zellikle disarida gezdiginizde yaninizda tasiyin ve ilgin olaylari belgeleyin. Belki, elimizde ok iyi makineler ve filtreler yok ama oldugunca idare edelim." Yorum: Gerek USO mu? Algisal Yanilsama mi? Kaynak: (internet Alintisi-TUVPO).

    OLAY-17 Tarih: 1995-1996? Yer: Alanya'nin Sanayi Sitesinin Hemen Karsisindaki Plaj Tanik: Cankut Okutur ve Arkadaslari Olayin zeti: Tanigin agzindan aynen aktarilmistir: "Tarihi tam olarak hatirlamama imkan yok. nk zerinden , drt sene falan geti. Ama, arkadasim dogum gn oldugu iin Agustos ayinin 8'i olduguna eminim. Neyse, bu olay Alanya'nin Sanayi Sitesinin kavsaginin karsisindaki plajda meydana geldi. O aksam hava gayet gzeldi. Eger kt olmus olsaydi, zaten biz plajda parti yapmak iin disari ikmazdik. Deniz ise, biraz kipirtiliydi. Yalniz bu kipirtilar, her zamanki gibi normaldi. Fazla dalga yoktu. Eger, size tam olarak bir nesne grdk dersem yanilmis olurum. Sadece, parlak iki tane obje grdk. Biri yesil, teki kirmizi olan iki isik grdk. Byk ihtimalle de, bu isiklar ya suyun altinda ya da su yzeyinin hemen stndeydiler. Bir cisim olsaydi, ilk etapta, ok yakindik. Mutlaka grrdk diye dsnyorum. Geri, isiklar sanki sahiler evrilmis el fenerleri gibi gzmz aliyordu. Belki, isiklarin parlakligindan dolayi, ardindaki nesneyi grememis olabiliriz. Sonra, bu cismin ne oldugunu anlamak iin suya girmeye alistigimizda, kirmizi isik birden parladi ve koskocaman bir hal aldi. Biz, o sirada korkup katik. Ama, bir ka dakika sonra dndgmzde, nesne epey uzaklasmisti. Ve sanirim, yaklasik yirmi dakika sonra bu isik gkyzne dogru ykselerek kayboldu. zellikle "ykselerek kayboldu" diyorum. nk, bu nesne ok uzakta olmasina ragmen isiklarin tm hala grnyordu. Eger, nesne su yzeyinde olsaydi, ufukta kaybolan gemiler gibi nce sadece st kisimlari grnrd. Sonrada etrafta bir aydinlik birakarak kaybolurlardi. Yanimdaki arkadaslarim adlari agdas ve Umut idi. Biri hala Alanya'da ama tekinin Ankara'da oldugunu sanirim. En detayli bilgiyi onlar verebilir. Ama, biz, olayin ilk anindan itibaren btn arkadaslari topladik. Bu yzden, o isiklari, uzakta da olsa, neredeyse

  • mahalledeki herkes grd. Aslinda, bir denizalti veya ok byk bir nesne olabilecegini sanmiyorum. Olsa olsa bir Uno veya Tipo marka otomobil kadar olabilir. nk isiklari ilk grdgmz yer, kayalik ve sig bir yerdi. Aslinda, size daha yararli olabilecek baska bilgiler vermek isterdim. Ama olayin stnden ok zaman geti. Eger, ben, o zaman USOlari bilseydim, bu konuyu daha fazla arastirirdim. Bazi arkadaslar, bu olaydan sonra birka kere daha benzeri isiklari hem denizde ve hem de hava da grdklerini sylediler ama biz hibirine tam olarak rastlayamadik. O gn bugn, isin kts, herkes bu olayi geistirdi. Fakat, ben stnde durup arastirdigim iin adim "UFO Manyagi"na ikti. Arkadaslar, bir gn seni gtrecekler diye dalga geiyorlar. Ama benim iin nemli olan, gerekten bunlarin ne oldugunu grenmek! Yani, bir esit gz aldanmasi mi yoksa bu yesil yaratiklar mi diye ok merak ediyorum!" Yorum: Gerek USO mu? Algisal Yanilsama mi? Hayal mi? Kaynak: (internet Alintisi-Kisisel E-mail).

    OLAY-18 Tarih: 1990li Yillar Boyunca Birok Kere Yer: Van Gl Tanik: evre Sakinleri. Olayin zeti: Van Gl civarinda yasayan bazi insanlar, gl sularinin yzeyinde birtakim garip olusumlarin (rnegin, sularda meydana gelen tuhaf ve aiklanamayan kabartilar gibi) ya da, baska bir deyisle, USOlojik fenomenlerin gzlendigini iddia etmektedirler. Yorum: Gerek USO mu? Algisal Yanilsama mi? Gl Canavari mi? Dzmece Raporlar mi? Kaynak: (internet Alintisi-TUVPO).

    OLAY-19 Tarih: 17 Agustos 1999 Yer: Glck Aiklari Tanik: Bazi Askeri Gemi Personeli, Balikilar, Deniz Kiyisinda Oturan Vatandaslar Olayin zeti: 17 Agustos 1999 tarihindeki Marmara Depremi sirasinda, bazi grg taniklari (balikilar) Marmara Denizi'nin derinliklerinden gelen bir isikla adeta kirmiziya boyandigini sylediler. Hatta, kimi taniklar da, tam deprem olurken, denizin iinden gelen kirmizi bir isik topu ile tsunami dalgalarinin Glck kiyilarina dogru gittigini grdklerini iddia ettiler. Bazi uzmanlar, bu isik topunun, deprem sirasinda Marmara Denizi iinde yirtilan fayin en u patlama noktasindan bosalan enerji ile olusabilecegini ne srdler. Yorum: Gerek USO mu? Deprem Isiklari mi? Kaynak: (esitli internet Alintilari).

    OLAY-20 Tarih: 27 Agustos 1999 Yer: izmit-Degirmendere Aiklari. Tanik: Tiyatro Sanatilari Funda ilhan ve mit Esitmez Olayin zeti: 27 Agustos 1999 tarihinde, tam da arti depremin yasandigi bir sirada, izmit-Degirmendere'de

  • bulunan izmit ehir Tiyatrosu Sanatilari Funda ilhan ve mit Esitmez, denizden gkyzne dogru mavi bir isigin ykseldigini sylediler. Daha nce yasamlarinda bylesine bir olayla karsilasmadiklarini syleyen sanatilardan Funda ilhan "Yerin sarsilmasiyla birlikte irkildik. O anda denizden bir isik hzmesi ykseldi. Masmavi bir isikti. iyice ykseldi. Tam karsi sahildeki Derince'ye dogru kaydigini grdk, sonra da gzden kayboldu" dedi. Yorum: Gerek USO mu? Deprem Isiklari mi? Kaynak: (Hrriyet Gazetesi, 28 Agustos 1999, Denizden Isik Ykseldi).

    OLAY-21 Tarih: 06 Eyll 1999 Yer: inarcik, Esenky Limani Tanik: Bazi Balikilar Olayin zeti: Deprem sirasinda bazi balikilarin aglarinin yirtildigini ve aglarindan volkanik taslar iktigini biliyoruz. Ayrica bir sr ok ilgin gece gzlemi var ve bizzat ben dinledim. iste bir tanesi.... Anlatan, baliki dn aksam adalar civarinda aiklayamadigim bir simsek gibi olayi vardi sedef adasi arkasindan denizden yukari dogru iktigini grdgmz 3 stun halinde isiklar gzledik, ayni zamanda hep ayni blgeye seri olarak yaklasik 40 dakika kadar simsek dst. Yorum: Gerek USO mu? Deprem Isiklari mi?

    anakkale'de Kaybolan Alay

    "Blkler Anzak Koyu'na ikarken 1915'te Gelibolu'da yartlar korkuntu: Dizanteri, erleri yere yikip, her tarafa cesetler yayildika, kabus byyordu..."

    10 Agustos 1915 anakkale... Gnesin gz kamastiran parlakligi, toplarin bitmez, tkenmez grlemelerine karisiyor... Gelibolu Savasi'nin son dnemi, Cehennemi anakkale'ye tasimis... Siperler firin gibi... Savas kokusu ile dolu sicak bir rzgar, ovada eserken, ince bir koz tabakasini da havaya kaldiriyor. Yiyeceklerin, siperlerin, l ve yaralilarin zerine bulutlar halinde ken iri yesil sinekler, dizanteriye yakalanan Ingiliz askerlerini bsbtn perisan ediyor... Ve Mehmet Akif'in dedigi gibi "O ne mthis tipidir ki; savrulur enkazi beser"

    iNGiLiZ KOMUTAN YENiILECEKLERiNi ANLAYINCA

    Ingiliz askeri tarihinin en byk yenilgilerinden birine adim adim yaklasiyor. Ingiliz komutan Sir Ian Hamilton, korkun bir yenilgiye ugrayacaklarini sezmis, savasi

  • kazanmanin tek yolunu, taze kuvvetlerle birlikte yapilacak byk bir saldirida grmst.

    NORFOLK ALAYI GELiYOR

    Kraliyet Norfolk Alayi, taze kuvvetlerin bir parasi olarak 29 Temmuz 1915'te Ingiltere'de gemilere bindirildiler. Savas tecrbeleri yoktu. Ordu mensuplarinca tatil gecebi askerleri diye anilan savunma birliklerine bagliydilar. Norfolk alayi, savas hatti gerisinde iklime alismalari iin bekletilmeden 10 Agustos gn Suvla Koyu'nda unutulmaz bir macera yasamak hayali yerine, cehennemi andiran kabusla kucaklastilar.

    BASLARINA GELECEKTEN HABERSiZ

    Sahile yakin bir yerdeki tuz gl, kavurucu yaz gnesinin etkisi ile kurumus ve gnesin parlakligini ve isisini ayna gibi Norfolk alayinin zerine yansitiyordu. Kuzeydeki Kiretepe, iki yaninda Kavaktepe ve Tekketepe, gneydeki Saribayir arasinda kalan Suvla dzlg, dev bir arenayi andiriyordu. Ingiltere'nin Dereham Kasabasi'nda toplanan Norfolk alayi 4. ve 5. taburlari, anayurtlarindan uzak bu topraklarda, kendilerinden nce gelenlere mezar olan blgede saskina dndler. Savasta hersey olabilirdi ama, Norfolklular, savasin disinda baslarina gelecek olayi asla dsnemezlerdi...

    iNGiLiZLERiN BOSUNA HCUMLARI

    Sir Hamilton, Tekke ve Kavaktepeleri'ne bir gece karanliginda ani ve hizli bir saldiri yapmayi planlamisti. Bu is iin 12 Agustos gecesi 54. tmen ilerlemeye basladi. Ilerinde Norfolk tugayi da bulunuyordu. Tepelerin yamacina kadar gemecekler ve safak skerken saldirmak zere hazirlanacaklardi. Fakat, gece yrysnn yapilacagi blgede, Kk Anafarta Ovasi denilen yerde, Trk askerinin pusuya yattigi saniliyordu. Bu yzden Bir Norfolk tmeni nden yolu asin diye 12 Agustos gleden sonrasi harekete geti. Bu nc tmenin ilerleyisi tam bir bozgunla sonulanmisti. Gelibolu savasinda Ingilizler'in gsterdigi saskinlik ve beceriksizlik, topu atisinin 45 dk. nce baslamasina neden oldu. Bosuna cephane harcayan Ingilizler, savas alaninida hi incelememislerdi. Araziyi bilmiyorlardi. Hedeflerin yerini alakalem belirlemislerdi. Gcnden habersiz olduklari Trk birliklerini yarimadanin diger tarafinda izilmisti. 4. Norfolk Taburu, geride olmak zere 163. tmen, gn isiginda iplak ovayi gemeye alismanin bariz bir hata oldugunu anladiginda, ancak 900 m ilerleyebilmisti. Trkler'in direnci, Ingilizler'in tahmin ettiginden ok daha bykt. Ingiliz tmenin byk bir kismi yogun makineli tfek atisi altinda kaldigi iin oldugu

  • yerde akilmisti. Ancak sag tarafta yer alan 5. Norfolk taburu daha az bir mukavemetle karsilastigi iin ilerlemeye devam etti...

    BULUTUN iiNE DOGRU

    Iste tam bu sirada 22 kisilik bir Yeni Zelanda sahra birliginin gzleri nnde Norfolk alayinin 4. taburuna bagli ok sayida asker, karsilarindaki tepeye yrmeye basladilar. Tepenin zeri ekmek somunu biimli beyaz bir bulutla kapliydi. Ingiliz askerleri, yavas yavas tepeye yaklastilar ve bulutun iinde kayboldular. Son asker de bulutun iine girdikten sonra, bulut sanki kargosunu almis gibi yavasa havalandi ve rzgarin aksi ynne dogru hareket etti... Dahasi gkyznde bu bulutun kopyasi olan 3-4 bulut da rzgara ragmen yerlerini koruyorlar. Ve sanki diger buluta eskortluk ediyorlar...

    KOMUTAN HAMILTON ANLATIYOR

    Kumandan Hamilton, Ingiliz Savas Bakani Lord Kitchener'e gnderdigi telgrafta, olayi syle anlatiyordu: "Savas sirasinda, 163. tmen her bakimdan stn oldugu bir anda, ok garip bir sey meydana geldi... Trkler'in zayiflamakta olan kuvvetlerine karsi, Albay Sir H. Beauchamp, cesur ve kendinden emin bir subay olarak byk bir gayretle, hizla ilerledi ve savasin en gzel kismi byle basladi. Mcadele daha kizismis ve iyice kizismisti. Bu askerlerin ogu yarali ve susuzluktan perisan bir haldeydiler. Bunlar, kampa ancak gece vakti geri dnebildiler. Fakat, Albay, 16 subayi ve 250 askeriyle nne dsmani katmis, hizla ilerlemesine devam ediyordu... Daha sonra bunlardan hibir haber alamadik.Ormanlik blgeye hcum ettikten sonra gzden kayboldular ve sesleri de duyulmadi. Ilerinden hi biri geri dnmedi." 267 kisi, hi bir iz birakmadan kaybolup gitmisti.

    YENiLGi KAINILMAZ OLDU

    O gn gleden sonra baslayan ilerleyisin basarisizlikla sonulanmasi, Sir Ian Hamilton'in savasi kendi lehine dndrme midini de yok etmisti. Bylece, 1915 yili sonunda Mttefik Kuvvetler, geri ekilerek, byk bir yenilgiye ugradilar. Gelibolu savasi, sekiz buuk ay srd.ve 46 bin askerin lmyle sonulandi. O zamanin savaslari iin, korkun bir rakamdi bu. 1916'da Ingiliz Hkmeti, savasin kaybedilme nedenlerini arastirmak zere, resmi bir kurulu grevlendirdi.

  • GiZLENEN RAPOR

    Gelibolu Kurulunun Son Raporu adi altinda bastan asagi sansr denetiminden gemis bir rapor, nce 1917'de ve daha sonra da 1919'da yayinlandi. Raporun asli, 1965 yilina kadar ortaya ikarilmadi. 1918 sonunda, ingilizler, gelibolu'ya sanki galip gelmisesine geri dndler. Isgal Kuvvetleri'nin bir askeri savas alaninda gezinirken, Kraliyet Norfolk Alayi'na ait bir rozeti buldu. evrede yaptigi bir sorusturma sonunda, bir Trk iftisinin kendi arazisinde buldugu bir sr cesedi, yakindaki bir dereye attigini grendi.

    DOSYA KAPANMADI

    8.5 ay sren anakkale Savasi Bogaz'in iki yani iin de tam bir Cehennem olmustu. Savasin tarihi yazildi. lenlerin , yaralilarin, kayiplarin sayisi tespit edildi. Fakat bir tek sey, zellikle unutulmadi. Kaybolan Norfolk Alayi Askerleri... Ikinci dnya savasindan kalan Philedelphia Efsanesi gibi bu savastan da bu olay tm gizemiyle kalmisti ortada. Bir ok kitapta bu olaya genis yer verilir hatta bazilari bunun anakkale Savasi'nin kendisinden de nemli oldugunu dsnyor. Philedelphia 2. deneyinde de Eldridge 'in ilk grldg limanin NORFOLK olmasi sanki bu isimde bir sey var diye dsndryor. Gncel bir konu Titanik... Herkes filmini konusuyor ama arkada inanilmaz bir tarihi gizem var. Olaydan bir asir kadar nce bir yazar kitabinin ierigini bir transatlantigin zerine kurmustu. Romaninda dev bir transatlantik Avrupa-Amerika seferine ikiyor ve bu ilk seferinde gemi evet bir buz dagina arparak batiyor. Romandaki geminin adi TITANIA ve lleri asagi yukari Titanik'le ayn

    brani folklorunda adlari "Nefilim". Eski Misir'da "Neter" olarak adlandiriliyorlar. Smer, ilk kez adlarinin duyuldugu yer. Btn bu kltrlerde ortak olan ve "Gzc" olarak nitelenen bu "siradisi" varliklar birer mit mi, yoksa gerek mi?

    Kim bu "Gzc"ler ?

    Ibrani mitlerinde ve Tevrat'ta onlara "Nefilim" diyorlar. Eski Misir'da adlari, "Neter". Smer mitlerinde "Anunnaki" diye geiyorlar. Diger yandan "Sumer" szcg, "Gzc'lerin lkesi" anlamina sahip. Hangi adla anilirlarsa anilsinlar, btn eski kltrlerde ve bu kltlere iliskin mitlerde basrol onlarin. Eski diller uzmanlari, Antik ag kltrlerine sasilacak biimde net biimde damgasini vurmus bu esrarengiz

  • varliklarin, neredeyse btn eski uygarliklarda "gzcler" olarak adlandirildiklarini sylyorlar. Szn ettigimiz dnem, Isa'dan en az 3000 yil ncesi. Iyi ama, "ge neolitik" olarak adlandirilan dnemin btn uygarliklarinin literatrlerine benzer ifadeler ve anlatilarla girmis bu "Gzc"ler kimler? Neyi ya da kimi "gzlyorlar"? Btn bunlar yalnizca antik ag insanlarinin dsglerinin bir rn m, yoksa gerekten bugn anilari silinmis, izleri bulunamayan, haklarinda hibir sey bilmedigimiz birileri, bu gezegende yasamislar mi?

    Mitler ve gerekler Srekli vurguladigimiz gibi, bilginin az oldugu ya da bazen zerinin rtldg yerlerde, speklasyonlarin basini alip gitmesini engellemek mmkn degildir. Bilimsel yntemlerden, bilimsel sphecilikten (scepticism) ve somut bulgulardan baskasina gvenmemekten sz ederken, ayni spheciligi su anda bildigimizi varsaydigimiz alanlara uygulamamak, bazen speklasyonlardan da olumsuz sonu verir. Bilim eger "geregi aramak" amacini ieriyorsa bizler iin, bu ayni zamanda kurumlasmaya, bilimsel otokrasiye de karsi ikmamizi da gerektirir. Herhangi bir alanin "speklasyona aik" olmasi bizi rktmemeli; verileri dogru okumak, burada anahtar szck niteligine sahip. Ortodoks bilim ve akademisyenler, ogu kez iinde bulunduklari "bilimsel brokrasi"nin ellerini kollarini baglayici hantalligi ve "agalardan ormani grememe" aliskanligi nedeniyle; yeni ve sarsici dsncelere bastan olumsuz tepki vermeye egilimlidirler. Hele bu, onlarin "Akademisyenler Olimpos'u"nun disindan geliyorsa. Arkeoloji ve arkeoastronomi, yirminci yzyilin baslarindan bu yana bu sorunu yogun biimde yasiyor. Siradisi oldugu varsayilan dsnce ve teoriler yalnizca dislanmakla kalmiyor, bir de asagilaniyor kendilerini "bilimsel spheci" diye adlandiran ortodoks evrelerde. Oysa tarih, uzun ve yavas bir yrys. Genis dilimler halinde onu inceledigimizde, her asamasinda ortodoksinin engellemelerini ve inanilmaz tutuculugunu fark ediyor, ama uzun vadede "siradisi" varsayilan fikirlerin yasadigini gryoruz. "Neter"ler ya da "Gzcler" sorunu da yirminci yzyilin bitmeyen tartismalarindan biri. Dogmalarla gzn baglamayan ve aik fikirli olmaya aba gsterenler, bugn "mitler" deyip getigimiz anlatilarin bu denli genis bir cografyada ve neredeyse birbirinin ayni ayrintilarla varolmasindan yola ikarak, bu metinlere daha farkli bakmamiz gerektigine isaret ediyorlar. Oysa ortodoks bilim akademisyenlerinin yaklasimi, olduka farkli. Onlar, eski toplumlari btnyle zmlediklerine inaniyor ve ekliyorlar: "Din dindir, mitoloji de mitoloji. Bunlari gerek tarihsel olgularla karistirmayin." Bunu sylerken de, bilerek ya da bilmeyerek, bugnn egemen dinlerinin yrngesinde duruyorlar. Esine az rastlanir bir ikiyzllk ve ifte standart uygulamasi bu. Bir yandan somut bilimsel bulgular disinda hibir seye prim vermemekten sz ediyorlar, bir yandan da yasadiklari evrenin egemen diniyle srtsmemeye aba gsteriyorlar. Bunun kendilerine gre "etik" bir yolunu da bulmuslar: "Bilim ayridir, din ve inan ayri."

  • Oysa "inanmak ve inan" szcklerinin egemen oldugu bir kltrde bilim ve bilginin her zaman bu ifte standartin glgesinde kalacagini bilmezden geliyorlar. Ama ne gam; "bilimsel" kurumlarin birogunun btesini, Kilise'yi destekleyen holdingler, hatta bazen bizzat dini vakiflar sagliyor. ogu niversitede krs baskanlari arasinda en az bir musevi var. Bilimin "besigi" oldugu varsayilan ABD'de halkin ezici bir ogunlugu Incil'e btn kalbiyle inaniyor. Ortaligi bulandirmanin anlami var mi simdi? "Gzcler" sorunu, Antik ag tarihi ve modern arkeolojiye iliskin en kilit noktalardan biri. Bir biimiyle, felsefe ve ilahiyat akademisyenlerini, hatta dilbilimcileri de bu tartisma emberi iinde dsnebiliriz. Simdi, bu uzun girizgahtan sonra meseleyi olabildigince yalin biimde ortaya koyalim:

    Eski Misir'in "Neter"leri Btn Antik ag metinlerinde, kendi tarihlerini derleyen toplumlardan kalmis belgeler, geriye dogru giden kronolojilerinin sifir noktasina, net olarak zmlenemeyen bir tr "baslangi dnemi" yerlestiriyorlar. Bu, onlarin tarihlerinde, "ynetimin tanrilardan insanlara gemekte oldugu" bir ara dnemi belgeliyor. Belirsiz bir baslangi dneminden beri bizzat "tanrilar" tarafindan ynetildigini syledikleri lkelerinin, bu ara dnemde "Gzcler" adi verilen stn yaratiklarca ynetildigini ve sonuta kralligin insanliga devredildigini anlatiyorlar. Eski Misir'da bunlarin adi, "Neter"ler. Son olarak Osiris'in oglu Horus tarafindan ynetilen lke, belli bir dnem sonrasinda, bir "Kral yaratma" (Kingmaker) treninden sonra insanlara birakiliyor ve Neterler geri plana ekiliyorlar - sonra da, izleri siliniyor. Bu ilk "insan kral", bugn arkeolojinin degismez bir gerek biiminde kabul ettigi, Firavun Menes. Bildigimiz, yazili tarihe gre I. 3100 dolaylarinda Yukari ve Asagi Misir'i bir tek lke halinde birlestiren Menes, Misir tarihinde "Hanedanlar Dnemi" denen bir evrenin de baslaticisi. Misir kronolojisi zerine bildiklerimiz, iki ana belgeye dayaniyor: Bunlar Misirli tarihi Manetho'nun yazdigi krallar listesi ve bugn "Torino Papirs" olarak bilinen bir yazit. Her iki belge de birbiriyle uyumlu. Bu sayede arkeologlar ve ejiptologlar, Misir'in kronolojik gelisimini formle edebiliyorlar. Buna gre, Firavun Menes'le baslayan Hanedanlar Dnemi, alt evrelere ayriliyor: Eski Krallik, 1. Ara Dnem, Orta Krallik, 2. Ara Dnem (Hiksoslar Devri) ve Yeni Krallik. Bugn okutulan tarih kitaplarinda da bu kronolojik dzen aynen byle. sre iindeki arkeolojik bulgularin Manetho'yu ve Torino Papirs'n dogrulamasi sayesinde, Yeni Krallik ve sonrasi, neredeyse btnyle tarihlenebilmis durumda. Eski Krallik'ta, en fazla 150 yil yanilma payiyla arkeologlar hanedan listesini ve Krallari siralayabiliyorlar. Yani bu iki belge, dogrulugu desteklenmis veriler ieriyor. Btn sorun da aslinda burada: nk Manetho'nun listesi ve Torino Papirs, yalnizca hanedanlar dnemi Misir'ini degil, ondan ok daha ncesini de kronolojik sira iinde sunuyor. Yalniz burada yneticiler insanlar degil, Neterler. Normal insanlara gre ok daha uzun yasayan, lkeyi binlerce yil yneten, esrarengiz varliklar.

  • Ejiptoloji ve modern arkeoloji bunun zerine ne yapiyor? "Alt paragraflarini" tartismasiz biimde kabul ettigi ve bulgularla dogrulanan bir tarihi yazitin "st paragraflarini" ya yok sayiyor, ya da "Bunlar mitoloji" deyip isin iinden ikiyor. Neden? nk hayranlikla benimsedigi alt paragraflarda "normal insan"lar krallik yapiyor; stteyse, kim olduklari anlasilamayan stn yaratiklar. Bylece bilimsel ortodoksi, ayni belge zerinde isine gelen blm "olgu" diye benimseyip dosyalarken, isine gelmeyen, nk anlayamadigi, isin geregi "dini inanislarina aykiri dsen" blmleri "mitolojik" bulup ayikliyor! Mezopotamya'da ayni seyle karsilasiyoruz: Layard ve Wooley'nin yaptigi arastirmalarda, son derece degerli ve ilgi ekici kil tabletler ele geiyor. Bunlar, Smer Kral Listeleri olarak adlandiriliyor. Ayni Misir'da oldugu gibi, listenin en st sirasinda, yani "normal krallar"dan nce, her biri neredeyse 10.000 yil, 15.000 yil yasayan yneticiler var. Bunlar, "Tufan'dan nce" uzun sre lkeyi ynetmisler, sonra insanlara devretmisler. Babil metinleri bu olayi "Krallik gkten indiginde" gibi bir deyisle aikliyor. Btn Mezopotamya'da ayni klt var asagi yukari. Bulunan belgeler, "en eski metin" olduguna inanilan Tevrat'in, Tufan basta olmak zere bir sr temayi Smer ve Babil anlatilarindan dn aldigini ortaya koyarak Kilise'de ve dini evrelerde buz gibi rzgarlar esmesine neden oluyor. stelik, Tufan ncesi lkeyi yneten "tanrilar"dan sz ediliyor, tek bir tanridan degil! Bu durumda ortodoks arkeoloji ne yapiyor? Misir'da yaptiginin aynisini. Yani Smer Krallar Listesi'nin "normal insan mrne sahip" krallari dogru kabul ediliyor ve belgenin bu blm "somut bulgu" sinifina sokuluyor ama Tufan ncesi lkeyi ynettigi anlatilan, 200.000 yil hkm srms "tanrilar" ve onlarin sonrasinda, "ara dnem"de insanlara ynetimin geisini stlenen ve denetleyen "Gzc"ler, "mantiksiz" bulunarak "mitoloji" sinifina sokuluyor yine. Ayni belgenin alt kismi dogru, st kismi "masal"!

    Enoch'un sasirtici hikayesi Benzeri durum, Tevrat'la ilgili incelemelerde de sz konusu. Mezopotamya bulgularindan sonra, ok daha eski metinlerden esinlendigi belli olan Tevrat, btn o eski metinlerdeki "Tanrilar" szcgn tek bir "Tanri" olarak dzeltmis. Bu arada, Tanri'ya verilen sifat ve onun genel adi, "Efendi" ya da "Sahip" anlamina gelen "Lord" szcgnde somutlaniyor. Yahudi toplumunun mesken tuttugu blgenin eski mitleri, byk tanri Baal'den sz ediyor. "Baal"in szlk anlami da "Efendi" ve "Sahip". Ayni sifatlarin, daha sonraki yillarda btn Bati toplumlarinda yneticiler iin kullanilmasi ilgin. Ama daha ilgin olan, btn o eski anlatilari ayiklayarak "Tanrilar" szcgn "Tanri" olarak tashih eden Tevrat'in, birka yerde bunu unutmasi. "Elohim" szcg, Tevrat'ta birka kez geiyor. Ibranicedeki anlami, "ilahlar"; yani, "ogul" bir szck. Ilahiyatilar bunun tartisma konusu yapilmasina bile karsi ikiyorlar - arkeologlarsa, sessiz. Ama bundan daha kafa karistirici olani var: Yaratilis (Genesis) blmnn 6. Bab'inda "O gnlerde ve sonrasinda da, dnyada Nefilimler vardi" diye bir ifadeye rastliyoruz. Sz edilen zaman, Tufan'dan ncesi. "Nefilim" szcg, Ingilizce'ye "devler" diye evriliyor.

  • Oysa Ibranicedeki fiil yapisina gre tam ifadesi, "yukaridan asagiya inmis olanlar". Yaratilis'taki hikayede "devler"in hibir anlami yok - daha sonra da Nefilim szcgne rastlanmiyor zaten. Sanki "araya yanlislikla girmis" gibi bir szck. Igreti duran, ne anlatmak istedigi belli olmayan bir ifade. Oysa aradan yillar geip 1947'de l Deniz yakinindaki bir magarada orijinal el yazmalari bulundugunda, "Nefilim"in aslinda son derece nemli, neredeyse kilit denebilecek bir kavram oldugu ikiyor ortaya. Bunun yani sira, Tevrat'in din adamlarinca "edit edildigi" de anlasiliyor. nk I. 4. yzyildan kalma yazitlar arasinda yer alan ve daha nce Etiyopya'daki Kutsal Kitap'ta rastlanmis olan kopyasi "sahte" sanilan "Enoch'un Kitabi"nin orijinal nshasi da bulunuyor l Deniz magaralarinda. Yaratilis'ta yalniz birka satirda adi geen ve "Tanri'yla birlikte yrdg" sylenen Enoch'un, aslinda son derece ilgin bir hikayesinin oldugunu ve Tevrat'tan ikarilan bu paralarin "Nefilim" szcgne de aiklik getirdigini fark ediyoruz. Bosluklar Enoch'un Kitabi'nda yazanlarla dolduruldugunda, Bap 6'nin ayni satirinda sz edilen "..ve Tanri'nin ogullarini insanin kizlarini grdler ve onlar gzeldi. Onlari kendilerine es seip onlardan ocuk sahibi oldular" ifadesi de anlamli hale geliyor. Ilahiyatilari, dilbilimcileri ve tarihileri yillardir ugrastiran "Tanri'nin ogullari" ile insanin kizlari arasindaki iliski Tevrat'ta yalnizca o cmlede geiyor ve bir daha sz edilmiyor. Ama Enoch'un Kitabi'ni okudugumuzda, bunun mthis sonular doguran bir olay oldugu ikiyor ortaya. Evinden, ailesinden ayrilan ve "Tanri katinda" yasamini srdren Enoch, "Gzclerden" sz ediyor anatisinda. Bunlar, Tanri ile insanlar arasindaki iliskinin bazen "ara halkasi" olma grevini stlenen, insanlara nezaret eden, stn varliklar. Ama hepsi, "emir kulu" sonuta. Enoch'un ayrintili olarak anlattigi hikayede, bir gn bunlardan birinin dnya zerindeki "gzclk" grevi sirasinda "insan kizlari"ni arzuladigi ve bu fikrini diger "gzc"lere de syledigi belirtiliyor. Bir grup Gzc (ya da Nefilim - "yukaridan inen") aralarinda karar aliyor ve yemin ediyorlar: Hepsi insan kizlariyla sevisip onlardan birer kari alacak ve bu bir sir olarak kalacak. nk greniyoruz ki, yapilan aslinda "yasak". Sonuta bu birlesmeden "melez" ocuklar doguyor ve genetik sorunlar yznden bu ocuklar sagliksiz, vahsi, garip yaratiklar oluyorlar. Diger yandan, "insan kizlariyla" birlikte olduklari sre boyunca Nefilimler, onlara bilgi aktariyor, bir seyler gretiyorlar ki, bu da ok byk bir yasagi ignemek anlamina geliyor. Sonuta Tanri hem Nefilimleri cezalandiriyor, hem de yarattigi Tufan'la insanlari. Smer ve Babil metinlerini bulmus olmamiz, Enoch'un kitabinin da, Tevrat'in diger blmleri gibi Mezopotamya anlatilarindan esinlenilerek, daha dogru bir deyisle bunlar "revize edilerek" yeniden yazildigini anliyoruz. Ama bu, bir garip durumu fark etmemize engel degil: ok eski zamanlarda "Gzc"ler denen birilerinin dnya zerinde dolastigi ve yaptiklariyla dnyadaki hayati derinden etkiledigine iliskin en az on toplumun kltrnden gelen tanikliklar var elimizde. Isin en kafa bulandirici yani, ok benzeyen anlatilara, Antik Yakin Dogu'yla fiziksel temasi hi bulunmadigi varsayilan eski Inka ve Maya folklorunda da rastliyoruz! Simdi, btn bunlara "Mitoloji iste canim" deyip, elimizin tersiyle bir yana mi itmemiz gerekiyor,

  • "bilimsel tavir" sergilemis olmamiz iin. Yoksa eski metinleri farkli bir bakisla bir daha inceleyip, "Kim bu Gzcler?" diye sormak mi daha mantikli bir davranis?

    ERIK VON DANIKEN'N GRLERi

    Yirminci yzyilin insani,trnn evrendeki tek rnegimidir? Baska yildizlardan gzmzle grebilecegimiz rnekler gelmedigi srece bu soruya verilen ' evet Dnyamiz zerinde insan yasiyan tek gezegendir ' karsiligi geerli ve inandirici kalicaktir. Ancak son arastirma ve bulgulardan ortaya ikan gerekler dikkatle incelendiginde soru isareti ormaninin bydke bydg grlecektir.Astronomlar bulutsuz bir gecede iplak gzel 4500 yildiz grlebilecegini sylyorlar.Kk bir gzelem evi teleskopu bu sayiyi 2.000.000 a ikartabiliyor.Modern yansitici teleskoplarsa samanyolunu olusturan milyarlarca yildizin isigini gzlemciye getirmek gcnde.Ancak ,evrenin heybetli lleri aisindan samanyolu ok daha byk bir yildizlar sisteminin ufacik bir parasidir.Bu sistem 20 ye yakingalaksiden olusur ve yariapi 1.500.000 isik yilidir.(bir isik yili isigin bir yilda aldigi yoldur ve 300.000 x 60 x 60 x 24 x 365 = 9.460.800.000.000 kilometreye esittir).Ancak bylesine korkun bir sayyiyla anlatilan bu sistem bile ,elektronik teleskoparin gsterdigi nebulalarin byklg karsisinda kk kalir.Astronom Harlow SHAPLEY teleskoplarimizin grs alani iinde yaklasik olarak 1000000000000000000 (10 zeri 20) yildiz bulundugunu ve bunlarin binde birinde gezegenler sistemi bulundugunu tahmin ediyor.Bu tahmin temelinden hareketle sze konusu yildizlarin binde birinde 100000000000000000 (10 zeri 17) hayat iin gerekli kosullar oldugunu kabul edersek geriye 100000000000000 ( 10 zeri 14 ) yildiz kaliyor.Peki bunlarin kainda hayata uygun atmosfer var? Binde birindemi ? yleyse 100000000000 ( 10 zeri 11 ) yildiz hayat iin gerekli atmosferi tasiyor demektir.Daha ileri giderek bunlarin binde birinde hayatin ortaya iktigini dsnrsek su anda zerinde hayat olan 100 milyon gezegen bulundugu anlasilir.Bu hesaplar gnmzn teknigiyle yapilan teleskoplarin gsterdigi yildizlar temel alinarak yapilmistir. Bu arada teknigin hergn gelismeler gsterdigi unutulmamalidir.Biyokimyaci Dr. S. Miller'in varsayimini izledigimizde hayatin ve hayat iin gerekli kosullarin bir takim baska gezegenlerde daha abuk gelismis

  • olabilecegini grrz.Bu varsayimi kabul edersek 100.000 gezegende bizimkinden daha gelismis uygarliklarin bulundugunu da kabul etmemiz gerekir.Taninmis bilim adami yazar ve W. Yon Braun'un arkadasi Prof. Dr. Willy Ley , New York taki konusmamizda grslerini syle aikladi. Yalniz samanyolundaki yildizlarin sayisi 30 milyar kadardir.Gnmz astronomi bilginlerin bunlarin 18 milyarinda gezegenler sistemi bulundugunu kabul ederler.Gezegen sistemleri arasindaki uzakligin , gzegenlerin ancak %1 ine bir yildiz yrngesine girme olanagi tanidigini dsnelim.Bu durumda hayati destekleyecek gte 180 milyon gezegenle karsi karsiya kaliriz.Bunlarin %1 inde de hayatin gerekten ortaya iktigini dsnrsek geriye 1.800.000 gezegen kalir. zerinde hayat bulunan gezegenlerin yine %1 inde Homo Sapiens'e esit akil dzeyindeki canlilarin yasadigini kabul edersek samanyolunda 18000 uygarlik oldugu ortaya ikar.Samanyolundaki yildiz sayisinin son zamanlarda yzmilyara iktigi gznnde tutulursa Prof. Ley'in dikkatle yaptigi hesaptaki uygarlik sayisi byk apta artar.topik sayilari yada bilinmeyen galaksileri katmaksizin yapilan yukaridaki tahmini biraz daha ilerletebiliriz ve 18000 gezegenin en az %1 inde gerekten hayat oldugunu ileri srebiliriz.Dnyaya benzer gezegnlerin var oldugu gerek hesaplar gerekse bilimsel arastirmalar sonucu kusku taniumaz bir duruma gelmistir.Ancak hayati destekleyen kosullarin illede dnyadakilerle zdes olmasi gerekmez.Hayatin yalniz dnyadaki kosullar altinda gelistigi dsncesi tmyle yanlistir.Oksijen ve su olmayinca hayat da olmaz dsncesi oktan rtlmstr.yleki Dnyamizda bile oksijene gerek duymayan canlilar vardir.Anaerobik bakteri adi verilen bu yaratiklara oksijen ldrc etki yapmaktadir.Neden uzayda ayni sekilde yasiyan gelismis trler bulunmasin.alismalarini pek yakin tarihlere kadar dnyamiz zerinde yogunlastiran arastirmacilar gezegenimiz hayat iin ideal olarak nitelendirmislerdir.Bol bol suyu ,tkenmeyen oksijeni, organik yollarla kendiliginden yenilenen dogasi ve ne ok sicak ne ok soguk iklimiyle Dnyamiz bu niteligi hak eder grnyordu.Iyi ama ,hayatindogusu ve gelismesi bylesine kati kurallarla sinirlandirildiginda ortaya ikan sasirtici durumlara ne demeli? Bilginler Dyada 2.000.000 a yakin degisik canli trnn bulundugunu tahmin ediyorlar;bunlarin 1200.000 i bilimsel olarak taniniyor.Ancak taninanlarin iinde birka bin trnn bugn geerli kurallar geregince yasamamasi gerekiyor.Bu durumda hayat iin gerekli kosullari belileryen yasalarin yeni bastan ele alinip incelenmelerinden baska ikar yol yoktur.Normal olarak yksek radyoaktiviteli sularin mikroptan arinmis olacagi dsnlebilinir.Ne varki bir takim bakteri trleri nkleer reaktrleri evreleyen ldrc sularda yasamayi basarmislardir.Dr. Siegel'in yaptigi bir deney ise korku vericidir.Siegel Jpiterin atmosferini laboratuarinda yaratarak bir takim bakterileri burda retmeyi denemistir.Bilindigi gibi Jpiterin atmosferi bizim anladigimiz biimde

  • hayat iin hi bir uygunluk gstermemektedir.Bunlarla birlikte Siegel'in bakterileri amonyak metan ve hidrojene rahmen lmemis ve remelerini srdrmslerdir.Bristol niversitesi entomolojistlerinden (Bcekler bilimiyle ugrasan kimse) Hinton ve Blum'un deneyide ayni oranda rktcdr.Bu bilim adamlari bir tatarcik trn bir ka saat 100 santigrad isida kuruttuktan sonra uzay kadar soguk olan sivi helyuma atmislardir.Daha sonra yksek isi vererek dogal hayata dndrdkleri hayvanciklar hi bir sey olmamis gibi yasamalarini srdrmslerdir.Hatta saglikli yavrular bile dogurmuslardir.Bunlarin disinda yanardaglarda yasayan tas yiyen,demir reten bakteri trleride taninmaktadir.Soru isaretleri ormani bydke byyormu?Bir ok arastirma merkezinde deneyler srdrlrken hayatin hi bir zaman dnyamiz kosaullariyla sinirlandirilamiyacaginin delilleride artmaktadir.Dnya yzyillar boyu yerkreyi yneten kosullar vve yasalar evresinde dnp duruyor.Bu inanis alisilmis l ve dsnce sistemlerini benimseyen arastirmacilarin gzlerine herseyi bulanik ve titrek gsteren bir gzlk gibi yerlesti.Uzay incelenirken de ikarilmayan bu gzlk yznden ag aan dsnrlerden Teilhard De Chardin uzayda ancak hayalin gerek olabilecegini ileri srd.Eger baska gezegenlerde yasayan akilli yaratiklar da bizim gibi dsnyorlarsa kendi hayatlari iin geerli kosullari btn evren iin geerli sayiyorlar gemektir.Bylece bizim anladigimiz biimde bir hayat iin ldrc olan -150 ,200 derece isida yasiyan yaratiklar evrende hayat izi ararken -150 dereceyide birlikte arayacaklardir.Tipki bizim gemisimizi aydinlatmaya abalarken kullandigimiz mantik gibi.Su yada bu zamanda ortaya ikan her atak dsnceye topya gzyle bakilir.Ama gnlk gerekler arasina giren topyalar sayilamiyacak kadar oktur.Burada verilen rnekler en uzak ihtimahali trden olmakla birlikte bugn kavramakta glk ektigimiz bri taim kavramlar aiklaninca gerek durumuna gireceklerdir.O zaman tm engeller yikilacak ve insan evrenin gizli tuttugu bilgilere bir adim daha yaklasicaktir.Gelecek kusaklar evrende bugn hayal edemedigiz lde degisik trde canlilar bulacaklar.Biz orada olmasak bile evrende tek akilli yaratik olmadiklarini hele hite en eski yaratik olmadiklarini kabul ediceklerdir.Yasi 8 yada 12 milyar olarak bilinen evren d