Üç aylık ey kurumsal dergisifile/ey... · liderleri, 8 mart dünya kadınlar günü’nde...

32
Sayı 12 Üç aylık EY kurumsal dergisi EY Türkiye 10 kadın girişimciyi liderliğe taşıyacak Yenilenebilir enerjide Türkiye'nin performansı yükseliyor EY Türkiye ile sağlık sektöründe sürdürülebilir büyüme Vergi Maratonu 2016'nın kazananları belli oldu

Upload: trinhtu

Post on 04-Mar-2018

218 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Sayı 12

Üç aylık EY kurumsal dergisi

EY Türkiye 10 kadın girişimciyi liderliğe taşıyacak

Yenilenebilir enerjide Türkiye'nin performansı yükseliyor

EY Türkiye ile sağlıksektöründe sürdürülebilirbüyüme

Vergi Maratonu 2016'nınkazananları belli oldu

24

04 14

08

TurkEYnews dergisi ile ilgili yorum ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.

EY | Assurance | Tax | Transactions | Advisory

EY HakkındaEY bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir. Anlayışımız ve kaliteli hizmetlerimiz dünya ekonomisi ve sermaye piyasalarında güvenin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. EY, güçlü yönetim ekibiyle tüm paydaş gruplarına verdiği sözleri yerine getirmekte ve bu şekilde çalışanları, müşterileri ve içinde yer aldığı diğer çevreler için daha iyi bir çalışma hayatı oluşturulmasında önemli bir rol üstlenmektedir.

EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve Ernst & Young Global Limited’in her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok, üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst & Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır. Daha fazla bilgi için lütfen ey.com adresini ziyaret ediniz.

© 2016 EY Türkiye.Tüm Hakları Saklıdır.

Sadece genel bilgi verme amacıyla sunulan bu yayın muhasebe, vergi veya diğer profesyonel hizmetler alanında geçerli bir kaynak olarak kullanılması amacıyla hazırlanmamıştır. Belirli bir konuya ilişkin olarak ilgili danışmana başvurulmalıdır.

ey.com/trvergidegundem.comfacebook.com/ErnstYoungTurkiyeinstagram.com/eyturkiyetwitter.com/EY_Turkiye

4 EY Türkiye, 10 kadın girişimciyi liderliğe taşıyacak

6 Avrupalı bankacıların gündeminde büyüme değil riskler var

8 Yenilenebilir enerjideTürkiye’nin performansıyükseliyor

10 Para ve sermaye piyasası araçlarının vergilendirilmesi

12 Küresel lüks tüketim ve kozmetik sektörü büyümede hız kesti

14 Sağlık sektöründesürdürülebilir büyüme

16 Gelişmekte olan ülkelerde sağlık sektörünü dönüştürecek5 teknoloji

17 Siber saldırı ilk 3 küresel riskten biri

18 Türkiye kitlesel fonlama alanındahenüz yolun başında

20 Yatırımcı finans dışı bilgiye herzamankinden fazla başvuruyor

22 EY Türkiye Liderleri, 8 Mart DünyaKadınlar Günü’ndecinsiyet eşitliğinedikkat çektiler

24 Vergi Maratonu 2016'ının kazananları belli oldu

26 EY etkinlikleri

30 Bizden haberler

31 Eğitim takvimi

İçindekiler

Değerli çalışma arkadaşlarım, değerli EY dostları,

Yaz aylarına girdiğimiz bu günlerde, daha iyi bir çalışma dünyası oluşturma vizyonumuz doğrultusunda, gelecekte iz bırakacak birçok projeye imza attığımızı sizlerle paylaşmak isterim.

Bu projelerimizden ilki, kişisel olarak da desteklemekten gurur duyduğum, kadınların iş dünyasında yükselmesini desteklemek amacıyla başlattığımız Girişimci Kadın Liderler Programı. Türkiye'nin dört bir yanından yapılan başvuruları titizlikle inceleyerek işlerini büyütme hedefi, tutkusu ve potansiyeli olduğuna inandığımız 10 kadın girişimciyi seçtik ve onları liderliğe taşımak için kolları sıvadık. 10 kadın girişimcimizi; yatırımcı, danışman

ve birçok başarılı girişimcinin bilgi birikiminden yararlanabilecekleri bir programa aldık. Girişimcilerimize bu programa katılmalarının ardından, şirketlerini hem ciro hem de istihdam anlamında büyütme çalışmaları sırasında da destek vereceğiz. Böylelikle, EY Türkiye olarak gönüllü mentor olan şirket ortaklarımızla birlikte ülke ekonomisine sağladığımız katkıyı artırmış olacağız.

Kadın girişimcilerimizin yanı sıra gençlerimizi de desteklemeye devam ediyoruz. Gelecek nesil vergi profesyonellerini bugünden keşfetmek ve ülkemizi vergi alanında temsil edecek gençlerimize destek olmak amacıyla bu yıl 5'incisini düzenlediğimiz Vergi Maratonu 2016 yarışmasının kazananlarını, Mayıs ayındaki ödül töreninde açıkladık. Türkiye genelinde 500’e yakın başvuru aldığımız bu yarışma ile vergi düzenlemelerine ilişkin uygulamaların farklı alanlarında görev alacak gençlerimize kariyerlerinde destek ve yol gösterici olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Yazımı güzel bir haberle noktalamak istiyorum. Dünya çapında 45'ten fazla ülkede "En İyi İşyerleri" listelerini yayınlayan Great Place to Work® Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2016 araştırmasına bu yıl EY Türkiye olarak ilk kez katıldık ve çalışan sayısı 500 – 2000 kişi olan şirketler kategorisinde ödüle layık bulunduk. Önceliğine insanı alan bir işveren markası olarak, bu araştırmada yer almanın ortak hedeflerimize ulaşmada son derece faydalı bir katalizör olacağına inanıyorum.

Nice değerli ödüllere ulaşmak üzere, keyifli okumalar diliyorum.

Mustafa ÇamlıcaEY Türkiye Ülke Başkanı

Ülke Başkanı'ndan…

Program ülke ekonomisine katkı sağlayacak

EY Girişimci Kadın Liderler Programı Türkiye Lideri ve EY Türkiye Kurumsal Finansman Şirket Ortağı Özge Gürsoy da yaptığı konuşmada şu bilgileri verdi: “Girişimcilerin işlerini büyütmeleri için başarılı rol modellere ve iş geliştirme çevrelerine erişime ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Programımız, seçilen girişimcilere bu olanağı sağlayarak işletmelerini büyütmelerine yardımcı olacak. Böylelikle biz de EY Türkiye olarak, gönüllü mentor olan şirket ortaklarımızla birlikte ülke ekonomisine sağladığımız katkıyı artırmış olacağız. 2 gün süren Oryantasyon Konferansı boyunca 2016 sınıfımızın katılımcıları arasındaki etkileşim ve dayanışmadan oldukça etkilendiğimi belirtmek isterim.”

EY Girişimci Kadın Liderler Programı ve Stratejik Büyüyen Pazarlar EMEIA (Avrupa, Orta Doğu, Hindistan, Afrika) Lideri aynı zamanda EY Türkiye Kurumsal Finansman Şirket Ortağı Demet Özdemir de toplantıda bir konuşma yaptı. Global araştırmaların, kadınlara becerileri konusunda güven aşılanması gerektiğini ortaya koyduğunu belirten Özdemir, şunları söyledi: "Kadın girişimcilerimizin, liderlik becerilerini geliştireceği koçluk ve mentorluk programlarına, yönetimsel yetkinliklerini artıracağı eğitimlere, finansal ve hukuksal konularda danışmanlığa ve iletişim ağlarını genişletebileceği programlara ihtiyacı var. Biz de EY olarak, tüm kaynaklarımızı kadın girişimcilerin şirketleri için hayalini kurdukları potansiyele ulaşabilmelerinde kullanacağız.Ayrıca EMEIA bölgesinde, bu programı Türkiye’de başlatmış olmanın heyecanı içerisindeyiz. Türkiye’den sonra EY Girişimci Kadın Liderler Programı’nı, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerde de çok yakında başlatacağız."

Programın EMEIA Direktörü İmge Kaya Sabancı ise önümüzdeki bir yıl boyunca 2016 sınıfını hangi süreçlerin beklediğinden bahsetti. Programın katılımcılara sağlayacağı faydalardan da ayrıca bahseden Sabancı, EY’nin yaklaşık 30 ülkede uyguladığı program dâhilinde elde edilen sonuçlara göre, programa Kuzey Amerika’dan katılan şirketlerin 2013 yılı toplam cirosunun önceki yıllara göre %63'e yükseldiğini, katılımcıların yıllık ortalama ciro artışının %20’yi bulduğunu ve ikinci yılında büyümelerinin %50’ye ulaştığının gözlendiğini söyledi.

EY'nin, küresel çapta uyguladığı Girişimci Kadın Liderler Programı'nın Türkiye seçimleri tamamlandı. KAGİDER Başkanı Sanem Oktar ile LabX kurucusu ve “BirFikrinMiVar?” programının yapımcısı Fuat Sami’nin yer aldığı bağımsız jüri, Türkiye'nin dört bir yanından yapılan yoğun başvuruları titizlikle inceleyerek işlerini büyütme hedefi, tutkusu ve potansiyeli olduğuna inandığı 10 kadın girişimciyi seçti. 14 – 15 Mart tarihlerinde EY Türkiye tarafından hazırlanan iki günlük Oryantasyon Konferansı’na katılan girişimciler, bir yıl boyunca alanında en iyi eğitmenler tarafından ücretsiz verilecek eğitimlere katılarak, ihtiyaç duydukları alanlarda EY Türkiye’nin şirket ortaklarından birebir mentorluk desteği alacaklar. Programın bitiminde ise kadın girişimciler şirketlerini büyütmek ve pazar lideri olmak için çalışacak.

Oryantasyon Konferansı’ndaki konuşmasında EY Türkiye Ülke Başkanı Mustafa Çamlıca, sosyal sorumluluk niteliği taşıyan bu program ile seçilen 10 kadın girişimcinin, yatırımcı, danışman ve birçok başarılı girişimcinin bilgi birikiminden yararlanabilecekleri bir ağa katılacaklarını belirtti. Çamlıca, "Programımız girişimci kadınlarımızı uluslararası pazarlarda etkin faaliyet göstermeye ve rekabet etmeye hazır hale getirmeyi hedefliyor. Girişimcilerimizin, bu programa katıldıktan sonra şirketlerini hem ciro hem de istihdam anlamında büyütme çalışmalarına destek vermekten mutluluk duyacağız" dedi.

EY Türkiye, 10 kadın girişimciyi liderliğe taşıyacak

EY Türkiye, vizyon sahibi girişimci kadınların, iş dünyasında yükselmeleri ve küresel pazarlarda rekabet edebilmelerini desteklemek amacıyla hayata geçirdiği Girişimci Kadın Liderler Programı’nın ilk sınıfına seçilen 10 girişimciyi kamuoyuna tanıttı. 10 kadın girişimci, bir yıl sürecek programdan ücretsiz yararlanırken; EY Türkiye, ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçladığı bu program ile girişimci kadınların küresel pazarda liderliğe yükselmelerine destek olacak.

| TurkEYnews 4

Güncel

ÖZLEM TURHAN / Workcube

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, İngilizce İşletme Bölümü mezunu. İstanbul merkezli Classloom’un CEO’su, Workcube A.Ş. kurucu ortağı ve Yönetim

Kurulu Üyesi. KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi. Workcube E‐-İş Sistemleri, temel olarak Kurumsal

Yönetim Yazılımı pazarında faaliyet gösteriyor. Classloom, eğitim teknolojileri alanında iletişim ve

işbirliği çözümleri sunuyor. Workcube A.Ş. kendi markaları ile geliştirdikleri yazılım çözümlerinin, katma değerli servisler ile kullanımını ve yaygınlaşmasını

sağlıyor. 2012-2013 yıllarında üst üste Bilişim 500 araştırmasında Yerli ERP kategorisinde birinci olan şirket bünyesinde Workcube, Boomboss, Raportman, Classloom gibi farklı markalarda yazılım çözümleri mevcut.

SEZEN SUNGUR SARAL / Selekt Bilgisayar

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü mezunu. İstanbul'da kurulu Selekt Bilgisayar’ın

(Reeder) Kurucu Ortağı ve Başkan Vekili. Selekt Bilgisayar, Reeder markalı tablet bilgisayarları ve akıllı

telefonları geliştirerek Türkiye genelinde dağıtımını yapıyor. Reeder markası, %12 pazar payıyla tablet

bilgisayar pazarında Türkiye’de 2. sırada bulunuyor. Şirket tarafından üretilen 4 farklı akıllı telefon modelinden biri, Türkiye’de

satışı yapılan telefonlar arasında, “First 25 List” sıralamasında ilk 25’e girmeyi başarmış.

SEZİN AKSİN BAŞKAN / C Bebek

Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü mezunu. İstanbul'da kurulu C Bebek’in Yönetici

Ortağı. Bebek Araç Gereçleri Üretici, İthalatçı ve Perakendecileri Derneği (BAGİDER) Yönetim Kurulu

Üyesi. C Bebek, MYCey markalı ürünlerini, zincir bebek ve oyuncak mağazaları, hipermarketler ve

öncü online siteler aracılığıyla pazarlıyor. MYCey'e ek olarak iki Avrupa markasının, FREDS SWIM ACADEMY ve Ki Et La'nın Türkiye

distribütörlüğünü yürütüyor. Beslenme, hamilelik konforu, emzirme, banyo, bakım ve sağlık, bebek odası ve güvenli uyku, güvenlik ve yaz kategorilerinde

82 ürünü bulunuyor.

SÜREYYA KIZILKAN / Erim Kimya

İTÜ Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü mezunu. İstanbul'da faaliyet gösteren Erim Kimya’nın kurucusu, aynı zamanda Genel Müdürü. Endüstride, Su Şartlandırma konusunda sunduğu kimyasallar ve

çözüm önerileri ile enerji kayıplarını minimize ederek hem çevreye hem de işletme sahibine fayda sağlayan

Erim Kimya şirketi, gölet, süs havuzları ve yüzme havuzlarında önerdikleri dezenfeksiyon metotları ile havuzların hijyenini

sağlayarak, çevreye zarar vermeyecek şekilde kimyasal ve mekanik çözümler sunmaktadır. Ayrıca hazırladıkları projelerle, atık suların geri kazanılmasına ve

suyun tekrar kullanılmasına katkıda bulunmaktadırlar.

ZEYNEP MANAV / İzmir Mühendislik

ODTÜ Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü mezunu. İzmir’de kurulu, İzmir Mühendislik’in

Yönetim Kurulu Üyesi. İnşa uygulamaları ve endüstriyel tesislere yapısal çelik, makine ve ekipman üreten; montaj, mühendislik ve tedarik hizmeti veren

şirket, yurtiçi satışlarının yanı sıra ürünlerini 69 ülkeye ihraç ediyor. Çimento, enerji, maden, rafineri

ve petrokimya sektörlerine hizmet veriyor. ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi sertifikalı firma, ASME (American Society of Mechanical Engineers)

sertifikalarının da sahibi.

DEREN ÖZTÜRK / Deren Kimya

Koç Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi yüksek lisansı öğrencisi. İstanbul’da kurulu Deren Kimya A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesi. GYIAD (Genç Yönetici İş Adamları Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi. PLAT (Özel Markalı Ürünler Tedarikçileri Derneği) Üyesi. 1984 yılında

faaliyetlerine başlayan Deren Kimya; su şartlandırma kimyasalları, kozmetik, hijyen ve medikal sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Şirket bünyesinde Kozmetik & Private Label süreçlerini yöneten Öztürk, yaratıcısı olduğu COSMED ve MİHRİ İstanbul markalarının Türkiye satışı ve ihracatından sorumlu.

GÖKSUN DEMİREL / Ekinoks Yatçılık ve

İç Mimari

Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, İç Mimarlık Bölümü mezunu. İstanbul'da kurulu Ekinoks Yatçılık ve İç Mimari’nin Yönetici Ortağı. 2001 senesinden itibaren yat mobilyası sektöründe faaliyet gösteren bir firma olan Ekinoks, 50 metre üstü yat

projelerine yurtiçi ve yurtdışında tasarım, mühendislik, imalat ve montaj hizmetleri sunuyor.

MİNE ŞENYÜRÜK / Ema Tesisat ve End. Cih.

İTÜ İnşaat Fakültesi lisans ve Mimarlık Fakültesi yüksek lisans mezunu. İstanbul'da kurulu Ema Tesisat ve Endüstriyel Cihazlar’ın Yönetim Kurulu Başkanı. Ema Tesisat, havalimanı ve helikopter pisti aydınlatma sistemleri imalatı ile silikon izolasyonlu kablo ve makaron imalatı üzerine faaliyet

gösteriyor. Şirket, İstanbul Kâğıthane’de ve Bolu Organize Sanayi Bölgesi’nde olmak üzere iki üretim tesisine sahip.

NEVAL KARAGÖZ / Newmed Medikal Ürünler

Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Yüksek Okulu, Biyomedikal Cihazlar Teknolojisi Bölümü mezunu. İstanbul'da kurulu Nevmed Medikal Ürünler’in Kurucu Genel Müdürü. 2012 yılında kurulan Nevmed Medikal Ürünler, girişimsel kardiyoloji alanında

inovasyonu takip ederek çok sayıda ürünün satış ve pazarlama faaliyetlerini sürdürüyor. Koroner ve periferik atardamarların tedavisinde kullanılan eriyebilen stentleri, kardiyak ritim düzenleyici sistemleri, ameliyatsız kalp kapak değişimine uygun ürünleri pazara sunuyor.

NURDAN ALTAY GÜNGÖR / Nurdan Gıda

Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri mezunu. Tekirdağ'da kurulu Nurdan Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkanı. Malkara Ticaret Odası'nın ilk kadın Meclis Üyesi, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi. 2010 yılından beri TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı. Paketli kuruyemiş

üretimi ve pazarlaması konusunda faaliyet gösteren şirket, tüm hammaddeleri en iyi yetiştiği bölgelerden, sezonunda temin ediyor, en iyi koşullarda depolayıp kavurarak paketliyor. Maltay ve Thraki markalı ürünlerinin satışı 3000’e yakın noktada yapılıyor. Yunanistan, Bulgaristan, Kosova ve Arnavutluk’ta bulunan bayiler aracılığıyla da ürünler pazarlanıyor.

10 kadın girişimci hakkında

TurkEYnews | 5

Sayı 12

EY, "Avrupa bankaları: Yönetici öncelikleri araştırması" sonuçlarını açıkladı. Avrupa’nın en büyük bankaları arasında gerçekleştirilen araştırmaya göre; yeni regülasyonların uygulamaya geçirileceği bir döneme girilmesi ile birlikte yeni dönem ve riskler ile ilgili konular Avrupalı banka yöneticilerinin gündemindeki ağırlığını koruyor. Banka yöneticilerinin katıldığı araştırmada sermaye, risk yönetimi ve itibar riskinin yönetici gündeminde uzun vadeli stratejik büyüme konularından daha büyük yer işgal ettiği ortaya çıktı. Yeni pazarlara açılma, bankacılık sektörü dışında satın alma ve ortaklık girişimleri gibi konuların geri plana düştüğü görüldü.

Araştırmaya göre, bankacılık sektöründeki dönüşüm ve teknolojik gelişmelerin de etkisiyle dijital konular, siber güvenlik ve mevzuata uygunluk gibi gündem maddeleri bir arada tartışılmaya başlandı. İş dünyasının gittikçe karmaşıklaşan yapısı, banka yöneticilerinin rollerinin değişmesine neden oldu. Banka yöneticilerinin bazı görevleri daha fazla ağırlık kazanırken, yönetim kurulu düzeyinde temsiliyetleri ön plana çıktı. Öte yandan denetim komitelerinin sektördeki dönüşümün hızına uyum sağlamak adına gündemlerini genişlettiği gözlendi. Operasyon, risk, kontrol ve teknoloji gibi konulara gündemlerinde yer vermeye başlayarak, geleneksel sınırların dışına çıkan denetim komitelerinin günümüzünün hızlı iş akışını yakalayabilmek için zaman kısıtlarına uyması ve teknik yeterliliğe sahip olması önem arz ediyor.

Avrupalı bankacıların gündeminde büyüme değil riskler var

İş dünyasının gittikçe karmaşıklaşan yapısı, banka yöneticilerinin gündem ve görevlerinde önemli değişimler yarattı. EY’nin gerçekleştirdiği "Avrupa bankaları: Yönetici öncelikleri araştırması"na göre banka yöneticilerinin gündeminde en yüksek payı %71 ile risk yönetimi alıyor. Avrupa piyasalarının en büyük bankalarının gündemlerinde ikinci sırada %64 ile sermaye, likidite ve kaldıraç oranı yer alırken, itibar riski %61 ile üçüncü sırada geliyor. Araştırmaya göre Avrupa bankaları üzerindeki mevzuat değişikliklerine ilişkin baskılar, risk yönetimi ve regülasyonları banka yönetimi gündeminin en üst sırasına çıkarıyor.

Dönüşüm geçiren bir sektör: Bankacılık Bankacılığın sürdürülebilirliğinde 7 unsur ön plana çıkıyor; sermaye, maliyet, işletme modelleri, yönetim, kültür, dengeleme ve yönlendirme. Regülasyon reformlarının uygulamaya geçileceği bir döneme girilmesi ile birlikte mevzuata uygunluk konularının banka yöneticilerinin gündemindeki yeri genişliyor.

Regülasyonlarla ilgili reform gündemi bankacılık sektörü genelinde değişimin itici gücü haline gelirken, hissedar baskıları maliyet ve getirileri ön plana çıkarıyor. İşletme modelleri ise teknoloji ile birlikte yeniden şekilleniyor. Maliyetleri düşürme, operasyonel verimliliği ve getirileri artırma ihtiyacı ile birlikte Avrupa bankaları gündemlerini yeniden şekillendirmeye çabalasa da bu dönüşümün hızı ve kapsamı farklılık gösteriyor.

Güncel

| TurkEYnews 6

EY Türkiye Danışmanlık Bölüm Başkanı ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef: "Bankacılıkla ilgili Avrupa Birliği’nde (AB)yayımlanan düzenlemelerin aynı zamandiliminde Türkiye’de de yürürlüğe girmesini bekliyoruz.

Türk banka yöneticilerinin gündeminde riskve regülasyonlar en üst sıralarda yer alıyor. Ancak bununla birliktekarlılığın iyileştirilmesi konusu da gündemlerde çok önemli bir yertutuyor. Türk bankalarının mevcut pazar koşullarında hemyeni düzenlemelere uyum sağlaması hem de hissedar baskılarınıkarşılaması gerekiyor. Banka yöneticileri bir yandan düzenlemelere tam uyum sağlayıp risklerini, sermayelerini ve likiditelerini yönetmeye çalışırken, diğer yandan artan hissedar baskılarını karşılayabilmek için gelir arttırıcı yeni hizmet alanlarına yönelmek, faaliyetlerini daha verimli yürütecek iş modelleri geliştirmek ve dijital alana yatırım yapmak durumunda.”

Risk yönetimiSermaye, likidite ve kaldıraç oranı

İtibar riskiSüreçleri revize etmek

Sermaye piyasası regülasyonları ve uyumlulukSiber güvenlik / veri güvenliği

Tüketici regülasyonu / iyileştirmeleri ile uyumlulukTüketici ile bire bir iletişim teknolojisine yatırım

Giderleri minimuma indirmek / maliyetleri düşürmekFinansal suç tehdidi

Toparlanma / çözüm planları geliştirmekFinansal raporlamadaki güncel değişimler / UFRS

Yeni ürün geliştirmek / sunmakYönetim kurulunda çeşitliliği teşvik edici politika gütmek

Maliyetleri düşürmek için işletmeyi yeniden yapılandırmakRegülasyonlarla uyum için işletmeyi yeniden yapılandırmak

Yeni yabancı pazarlar / uluslararası hale gelmekBanka olmayan kuruluşlarla ortaklıklar geliştirmek

Finansal İşlem VergisiYeni iş alanları kurmak

Yeni ücret sistemleriYeni varlık veya işletmeler satın almak

Varlık veya işletme devretmekOutsourcing

OffshoringÜrün sayısını azaltmak

7164

6157

504848

433736

3030

2826

2525

2020

1817

1615

1212

75

Yeni pazarlara açılmak yönetici gündeminde 17. sıradaAraştırmaya katılan yöneticilerden bankalarının gündem önceliklerini sıralandırmaları istendi. Ortaya çıkan sonuçlara göre banka yöneticileri risk yönetimini %71 ile gündemlerinin ilk sırasında tutuyor. Sermaye, likidite ve kaldıraç oranı ile ilgili konular yönetici gündeminde %64 ile 2. sırada yer alırken, itibar riski %61 ile yönetici gündeminin 3. sırasında bulunuyor. Avrupa bankalarının gündeminde büyümeye yönelik adım atmak ve yeni pazarlara açılmak %20 ile 17. sırada yer alıyor. Araştırma sonuçlarına göre bankalar verimliliği artırmak, müşteri deneyimini geliştirmek ve bilişim güvenliği güçlendirmek için teknoloji yatırımlarını gündemlerinde tutmayı sürdürüyor.

Sayı 12

TurkEYnews | 7

Yenilenebilir enerjide Türkiye’nin performansı

yükseliyor

• Yenilenebilir enerjide dünyadaki ülkelerle Türkiye’yi kıyasladığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz? Türkiye bu anlamda kaçıncı sırada?IRENA’nın (International Renewable Energy Agency) verilerine göre Türkiye 2015 yıl sonu itibari ile kurulu yenilebilir enerji kapasitesi ile (rüzgar, güneş, biokütle, jeotermal) dünyada 20'inci sıradadır. 2010 yılsonu itibari ile Türkiye 26'ıncı sıradaydı. Bu açıdan diğer ülkelerle karşılaştırıldığında da Türkiye’nin performansını iyileştirdiğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin diğer ülkelere kıyasla kurulu güç açısından en öne çıktığı alanın jeotermal enerji olduğunu söylemek mümkün. 2015 yılı sonu itibari ile Türkiye dünyanın 8'inci en önemli jeotermal üreticisi konumunda.

Bilindiği üzere, Yenilenebilir Enerji Eylem Planı ile 2023 yılında üretilen elektriğin en az %30’unun yenilenebilir kaynaklardan gelmesi hedefleniyor. Bu hedef 34 GW hidroelektrik, 20 GW rüzgar, 5 GW güneş, 1 GW biyokütle ve 1 GW jeotermal kapasitesine karşılık geliyor. Mart sonu itibari ile, EÜAŞ ve Katar’lı QSTec firması arasında imzalanan işbirliği anlaşması gibi ortaklıkların da bu hedefleri yakalamakta önemli adımlar olduğu söylenebilir.

• Yenilenebilir enerji yatırımları son dönemde artış eğiliminde. Son beş yılda ne kadarlık bir yenilenebilir enerji yatırımı devreye girdi?2010 sonu itibari ile Türkiye’de toplam yenilebilir (hidroelektrik hariç) kurulu gücü 1.414 MW idi. Mart 2016 itibari ise ile 5.927MW oldu. Son 5 yılda %33 yıllık birleşik büyüme oranı ile kurulu gücün 4 katına çıkmış olduğunu söyleyebiliriz. Birleşmiş Milletler’in "Yenilenebilir enerji yatırımlarında küresel trendler – 2016 raporu"na göre, dünyada hidroelektrik hariç yenilenebilir enerji üretimine 2015 yılında bir önceki yıla göre %5 artışla 282 milyar dolar yatırım yapılarak sektör rekoru kırıldı. 2010-2015 yılları arasında yapılan toplam yatırımlarının değeri 1,3 trilyon dolar seviyesinde.

Gelişmekte olan ülkelerde yapılan yatırım ilk kez gelişmiş ülkelerde yapılan yatırımları geçti. Yine Birleşmiş Milletler’in raporuna göre Türkiye’de 2015 yılında yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar 1,9 milyar dolar olarak gerçekleşti ve kritik görülen 1 milyar barajı aşıldı. Bu yatırımların bir önceki yıla göre %46 artmış olduğu görülüyor.

Türkiye’de son yıllara bakıldığında hem yerli ve yabancı hem de büyük ve küçük oyuncular seviyesinde hareketli bir pazar görüyoruz. Uluslararası fon şirketleri ve enerji holdingleri Türkiye’de büyük çaplı varlık yatırımlarında öne çıkarken, yerli ve yabancı küçük yatırımcılar arasında da özellikle lisanssız yatırımlar alanında satın almalar meydana geliyor.

• Yenilenebilir enerjide yatırımın çok olduğu konuşuluyor. Siz de bu fikri paylaşıyor musunuz? Yatırım fazlası var mı?Yenilebilir enerjide yatırım değil ancak iştahın çok olduğundan bahsedilebilir. Lisans ihaleleri için açılan ön lisans başvurularında, dağıtılacak kapasitenin 13-15 katına kadar başvuru toplandığı durumlar meydana geldi. 2013’te 600 MW güneş enerjisi kapasite ihalesi için 9 GW, 2015 Mayıs ayında 3 GW rüzgar enerjisi kapasite ihalesi için 42 GW başvuru toplandı. Bu durumun proje iştahı açısından olumlu bir tablo sergilemekle beraber, teklif edilen şebeke bağlantı ücretlerinin bir hayli yüksek olması verimsizlik yaratırken, proje karlılıklarını düşüren bir etken haline geliyor. Güneşte 13,3 cent/kWh seviyesinde olan alım garantisinin, yatırımcılar için cezbedici olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu şemanın belirlendiği günden bugüne yatırım maliyetlerinin düşmüş olması, makroekonomik dengeler ve kur hareketlerindeki gelişmeler yatırımcıların şemanın sürdürülebilirliğini sorgulamasına neden oluyor. YEKDEM destekleri genel olarak yatırımcılar için oldukça cezbedici olmakla beraber bu desteklerin sürdürülebilirliği herkes için bir soru işareti yaratmaya da devam ediyor.

Türkiye’deki yenilenebilir enerji yatırımlarını ve bu konudaki fırsatları EY Türkiye Enerji ve Altyapı

Sektör Lideri Ethem Kutucular ile konuştuk.

8 | TurkEYnews

Söyleşi

• Türkiye için bu alanda en çok öne çıkan yatırımlar ve yatırımcılar hangileri?

Geçtiğimiz yıla baktığımızda, devreye alınan 170 MW’lık Güriş Efeler jeotermal enerji santrali son dönemde öne çıkan en önemli yatırımlardan bir tanesi. Bu yatırım ile beraber Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise ikinci büyük jeotermal santrali açılmış oldu. 970 milyon dolar değerinde olan bu yatırımdaki 200 milyon dolar Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) katkısı, Türkiye’nin, özellikle de jeotermal enerjinin güvenilir bir yatırım pazarı olarak görülmesinin sonucunda ortaya çıkan önemli bir hamle oldu. Daha eski projelere baktığımızda, rüzgar enerjisi alanında Polat Enerji’nin 240 MW’lık Soma RES ve 150 MW’lık Geycek RES, güneş enerjisi alanında Tekno Enerji’nin 18 MW’lık Konya Karatay Kızören GES ve 17 farklı lisanssız elektrik üretim tesisinden oluşan 17 MW’lık Derinkuyu GES öne çıkan önemli yatırımlardandır.

Birleşme ve satın almalara baktığımızda, EBRD’nin Akfen Holding’e, IFC’nin Gama Enerji’ye yaptığı yatırımlar, yenilenebilir enerji alanında en önemli iki yabancı yatırımcı hamlesi olarak öne çıkmaktadır. EBRD’nin Akfen Holding’e yaptığı yatırımlar sonrası firmanın rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini 500 MW’a kadar çıkartılması planlanıyor.

• Yabancı yatırımcıların sektöre ilgisi ne durumda? Son dönemde azalmadan bahsediliyor…Enerji sektörü Türkiye’de bir önceki yılda da olduğu gibi işlem hacmi bazında en fazla birleşme ve satın alma işleminin olduğu sektör olmuştur. Enerjide yapılan yatırımlar içerisinde genel olarak yerel yatırımcı iştahı daha çok öne çıkmaktadır. Enerji sektörüne bakıldığında genel olarak yapılan yatırımların yarısından fazlasının yerli yatırımcı olduğu söylenebilir. Ancak bu yıl ve yenilebilir enerji özelinde konuşmak gerekirse; IFC ve EBRD’nin yenilenebilir enerji yatırımlarında yabancıların sektöre olan ilgisinin oldukça yüksek olduğunu göstermektedir. Hükümetin politika ve teşviklerinin arkasındaki güçlü duruşunun yabancılar açısından yatırım kararı alırken önemli bir faktör olduğu bilinmektedir. Benzer politikaların devam ettirilmesi güvencesinin piyasada sürdürülebilmesi halinde yabancı yatırımcı ilgisinin canlı bir biçimde devam edeceğini düşünüyoruz.

• Finansman ve teşvikleri nasıl buluyorsunuz? Bu konuda değerlendirmeniz nedir?Türkiye’de politika ve teşviklerin iyi bir düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. EY’nin "Yenilenebilir enerji ülke çekicilik endeksi (RECAI)"ne göre, alım garantisi ve teşvik mekanizmaları Türkiye’nin güçlü bir yatırım potansiyeli teşkil etmesi açısından önemli faktörlerden bir tanesi. Halen pek çok uluslararası finans kuruluşunun Türkiye’ye yenilenebilir enerji yatırımları açısından fon sağlamakta olduğu biliniyor. IFC ve EBRD bu anlamda önde gelen kuruluşlar arasında yer alıyor. İki kuruluş da yakın dönemde Türkiye’yi çekici sermaye hedefleri olarak gördüğü için yenilenebilir enerji yatırımları alanında fon sağlamaya devam edeceğini duyurdu. EBRD, Şubat ayı itibari ile MidSEFF fonunu 500 milyon euro daha genişleterek toplam 1,5 milyar euroya çıkartmış bulunuyor.

• Türkiye için yenilenebilirdeki fırsatlar neler?EY’nin "Yenilenebilir enerji ülke çekicilik endeksi (RECAI)"ne göre, güneş enerjisi özelinde bakıldığında, yüzölçümü büyüklüğü ve güneşlenme süresi uzunluğu sebepleriyle Türkiye oldukça yüksek potansiyel arz eden pazarlardan biri olarak görülmektedir. Bunun yanında kurulu kapasitenin 358 MW olması, bu alandaki yatırım fırsatlarının büyüklüğüne işaret ediyor. Hükümet tarafından gelecek dönemde lisanssız güneş yatırımları için belirlenen kapasite sınırının 1 MW seviyesinden 5 MW seviyesine çıkartılması yönünde planlar yapıldığı ve bunun güneş enerjisi yatırımlarının artması ve yenilenebilir enerji hedeflerinin yakalanması için olumlu bir gelişme olduğu belirtilmektedir. Yenilenebilir enerji yatırımları açısından umut vadeden durumlardan bir diğeri de 1.500 MW elektrik üretimine uygun jeotermal potansiyeline sahip olunmasına rağmen, jeotermalde mevcut kurulu kapasitenin 635 MW olması. Yapılan bir başka araştırmaya göre Türkiye’nin 32 GW offshore rüzgar potansiyeli taşıdığı düşünülüyor. Buna rağmen henüz bu alanda hiçbir yatırım bulunmuyor. Hükümet tarafından 2016 yılında 2 GW kapasiteli rüzgar enerjisi lisansının daha ihaleye çıkartılması beklenirken, Haziran ayında yapılan açıklamaya göre TEİAŞ’ın güneş enerjisi santralleri için 3 GW’lık ek şebeke bağlantısı hazırlığı içerisinde olacağı belirtiliyor.

Ethem KUTUCULAREY Türkiye Enerji ve Altyapı Hizmetleri Sektör Lideri

• Jeotermal enerji yatırımları ilginin en yoğun olduğu enerji yatırımları haline geldi. Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini değerlendirir misiniz? Hangi bölgeler öne çıkacak? Ne kadarlık bir kapasite artışı söz konusu olur?IRENA'nın verilerine göre jeotermalde 1.500 MW elektrik üretimine uygun potansiyel olduğu tahmin ediliyor ancak mevcut kurulu kapasite 635 MW. Türkiye’nin elektrik üretimine uygun jeotermal potansiyelinin şu an tüm dünyadaki kurulu gücün %10'una denk geldiği söylenebilir. Bu anlamda Türkiye’nin jeotermal potansiyelini küçümsememek gerektiğini düşünüyoruz. "BirleşmişMilletler çevre raporu"na göre Türkiye 2015 yılında jeotermal enerji alanında büyük varlık finansmanı gerçekleştirilen ülke oldu. Türkiye’nin en yüksek jeotermal potansiyeli coğrafi olarak özellikle Aydın-Kütahya hattındadır. Biz de gelecek dönemde bu bölgede yatırımların artmasını öngörüyoruz.

• Türkiye yenilenebilir enerjide neyi ne kadar yapıyor?Yatırım ortamının geliştirilmesi ve Türkiye’nin yatırım çekiciliğinin artırılması için iyileştirilmesi gereken alanlar da olduğu biliniyor. Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, yerel yasal düzenlemelerde eksiklerin olması nedeniyle Türkiye küçük ölçekli güneş enerjisinde istenilen potansiyele ulaşamamıştır. Lisanslama ve ihale süreçlerinin basitleştirilmesi ve kısaltılması bunlara ek olarak şebeke altyapısı ve bağlantı koşullarının iyileştirilmesi, yatırım çekiciliğini arttıracak önemli faktörler arasında yer alıyor.

Sayı 12

TurkEYnews | 9

Para ve sermaye piyasası araçlarının vergilendirilmesiEY Türkiye Vergi Bölümü Ortağı İhsan Akar, bireysel yatırımcıların 2016 yılında para ve sermaye piyasası araçlarından elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesindeki esasları kaleme aldı.

Borsa kazançları Yatırımcıların, Borsa İstanbul’da (BİST) gerçekleştirdikleri hisse senedi işlemlerinden sağladıkları kazançlar stopaja (vergi kesintisi) tabidir. Stopajın oranı menkul kıymet yatırım ortaklığı (MKYO) hisse senedi kazançlarında %10, diğer hisse senetlerinde ise %0 olarak uygulanıyor.

Stopaj oranı ister %10, isterse %0 olsun; BİST’te gerçekleştirilen hisse

senedi işlemlerinden sağlanan kazançlar, tutarı ne olursa olsun ayrıca beyan edilmiyor.

Hisse senedi kar payıBorsadaki veya borsa dışındaki şirketler tarafından gerçek kişi ortaklara dağıtılan kar payları (temettü) üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılıyor. Ancak bazı hallerde bu gelirlerin gelir vergisi beyannamesi ile beyanı da söz konusu olabiliyor.

Kar payının brüt tutarının yarısı gelir vergisinden istisnadır. Kalan yarısının 30 bin liradan fazla olması durumunda, istisna sonrası kalan tutarın “menkul sermaye iradı” olarak beyan edilmesi zorunludur.

Bir diğer deyişle, 2016 yılında brüt 60 bin liradan (net 51 bin lira) fazla temettü geliri elde eden bir yatırımcının bu gelirini beyan etmesi gerekiyor. Gelirin beyan edilmesi durumunda hesaplanan vergiden, kar payını ödeyen kurum tarafından %15 oranında kesilen verginin tamamı düşülebiliyor.

Devlet tahvili ve hazine bonoları 2006 ve sonrasında ihraç edilen devlet tahvili ve hazine bonolarından elde edilen faiz ve alım satım kazançları üzerinden banka veya aracı kurum tarafından %10 oranında vergi kesintisi yapılıyor. Bu gelirlerin tutarı ne olursa olsun, ayrıca gelir vergisi beyannamesi verilmesi zorunluluğu bulunmuyor.

Eurobond faizi Eurobondlardan elde edilen gelirler vergi kesintisine tabi değildir. Döviz cinsinden kupon faizinin TL karşılığı, kupon tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kuru ile faiz tutarının çarpılması suretiyle hesaplanıyor. Bu tutar, 2016 yılı için geçerli olan 30 bin liralık beyan sınırının altında ise beyanname vermeye gerek yoktur. Sınırı aşması durumunda ise tamamının gelir vergisi beyannamesinin “menkul sermaye iradı” satırına yazılmak suretiyle beyan edilmesi ve hesaplanan verginin ödenmesi gerekiyor.

Alım satım kazancıEurobondların 2016 yılında satılması durumunda kazanç; tahvilin satış tarihindeki TL karşılığından, alış tarihindeki TL karşılığının çıkarılması suretiyle hesaplanıyor. Bu hesaplama yapılırken maliyet bedelinin endekslenmesi de mümkündür.

İhsan AKAREY Türkiye Vergi Bölümü Ortağı

Makale

10 | TurkEYnews

Para ve sermaye piyasası araçlarının vergilendirilmesi

Ancak 2006 ve sonrasında ihraç edilen eurobondların endekslemeye tabi tutulabilmesi için Yİ-ÜFE (Yurtİçi Üretici Fiyat Endeksi) farkının %10’dan fazla olması gerektiği unutulmamalıdır. 2006 öncesinde ihraçlar için böyle bir sınırlama yoktur.

2006 öncesinde ihraç edilen eurobondların satışından sağlanan kazancın 24 bin lirası gelir vergisinden istisnadır. Buna göre kazanç 24 bin liradan az ise beyan edilmiyor, aşması durumunda ise aşan kısmın beyan edilmesi gerekiyor. 2006 ve sonrasında ihraç edilen eurobondlar için böyle bir istisna söz konusu değildir. Hesaplanan kazancın tutarı ne olursa olsun gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekiyor. Kazanç, beyannamenin “diğer kazanç ve irat” satırında gösteriliyor.

Faiz ve repo Repo gelirleri üzerinden %15, mevduat faizleri ile katılım bankalarınca katılma hesaplarına ödenen kar payları üzerinden ise vadeye ve döviz cinsine göre %10 ile %18 arasında stopaj yapılıyor. Stopaj yoluyla vergilendirilmiş olan bu gelirlerin tutarı ne olursa olsun beyan edilmesi söz konusu değildir.

Yurt dışı bankalardan veya Türkiye’deki bankaların yurt dışındaki şubelerinden elde edilen faiz gelirleri ise stopaja tabi değildir. Bu nedenle 2016 yılında bin 580 lirayı aşan faiz gelirinin tamamının, gelir vergisi beyannamesinin “menkul sermaye iradı” satırına yazılmak suretiyle beyan edilmesi gerekiyor.

Yatırım fonlarıPortföyünün en az %75’i hisse senedinden oluşan fonların (hisse senedi yoğun fon) katılma belgelerinden elde edilen gelirlerde stopaj oranı %0 olarak uygulanıyor. 1 yıldan daha fazla süreyle elde tutulan ve portföyündeki hisse senedi oranı %51’den fazla olan fon katılma belgelerinden elde edilen gelirler ise stopaja tabi değildir.

Bunlar dışındaki menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen gelirler üzerinden %10 oranında vergi kesiliyor. İster stopaj yapılsın isterse yapılmasın, yerli yatırım fonu gelirleri ayrıca beyan edilmiyor.

Foreks kazançları Foreks işlemlerinden (kaldıraçlı alım satım işlemleri) sağlanan kazançların vergilendirilme esasları konusunda mevzuatımızda herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Bu nedenle foreks gelirlerinin vergilendirilmesi konusu, genel vergi prensipleri çerçevesinde ele alınmıştır. Uygulama konusunda tereddütlerin giderilebilmesi için Gelir İdaresi’nin açıklama yapmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintine tabi değildir. Bunun için bireysel yatırımcıların bir ticari organizasyon olmadan ve devamlılık arz etmeyecek şekilde yaptıkları işlemlerden sağladıkları kazançların, “arızi ticari kazanç” olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bu durumda kazancın 24 bin liralık (2016 yılı için) kısmı gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilecektir. Kazanç bu tutardan daha az ise beyanname verilmeyecek, daha fazla olması durumunda ise aşan kısmın beyan edilmesi gerekecektir.

Menkul kıymet gelirlerinin vergilendirme esasları aşağıdaki tabloda özet olarak yer alıyor:

Gelirin türü Stopaj oranı Beyan durumu

Hisse senedi satış kazancı (BİST’te) %0 Beyan edilmez.

MKYO hisse senedi satış kazancı (BİST’te) %10 Beyan edilmez.

Hisse senedi kar payı (temettü) %15

Brüt tutarın yarısı istisna. Kalan tutar, 30 bin liradan fazla ise beyan edilir. Beyannamede hesaplanan vergiden stopajın tamamı düşülür.

Devlet tahvili ve hazine bonosu gelirleri (faiz-alım satım) %10 Beyan edilmez.

Eurobond kupon faizi %0 30 bin lirayı aşarsa tamamı beyan edilir.

Eurobond satış kazancı(2006 öncesinde ihraç) --- Endeksleme yapılabilir. Kazanç 24 bin

lirayı aşarsa, aşan tutar beyan edilir.

Eurobond satış kazancı(2006 ve sonrasında ihraç) ---

Endeks farkı %10’dan fazlaysa endeksleme yapılabilir. Kazancın tamamı beyan edilir.

Repo geliri %15 Beyan edilmez.

Mevduat faizi ve katılım bankası kar payı %10-18 Beyan edilmez

Yurt dışı banka mevduat faizi --- Bin 580 lirayı aşarsa tamamı beyan edilir.

Kira sertifikası kar payı gelirleri ve alım satım kazançları (Türkiye’de ihraç)

%10 Beyan edilmez.

Yatırım fonu gelirleri %10, %0 Beyan edilmez.

Varant(Dayanak varlığı hisse senedi) %0 Beyan edilmez.

Vadeli işlem ve opsiyon kazancı(Hisse senedi veya hisse senedi endeksine dayalı kontratlardan)

%0 Beyan edilmez.

Vadeli işlem ve opsiyon kazancı(Diğer kontratlardan) %10 Beyan edilmez.

Foreks işlem kazançları --- Kazanç 24 bin lirayı aşarsa, aşan tutar beyan edilir.

Sayı 12

TurkEYnews | 11

Küresel lüks tüketim ve kozmetik sektörü büyümede hız kestiEY’nin bu yıl 5.’sini açıkladığı "Lüks tüketim ve kozmetik sektörü finansalları raporu"na göre sektör üst üste ikinci yılda da büyümede yavaşlama gösterdi. Küresel kişisel lüks tüketim piyasasının değeri 2014 yılında %3 artış göstererek 224 milyar euro oldu. Küresel kozmetik piyasası ise %3,6’lık bir büyüme ile 181 milyar euroya ulaştı. EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Kıdemli Müdürü Deniz Turhan, “Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde iki basamaklı büyüme kaydedenküresel lüks tüketim ve kozmetik sektörünün büyümede üst üste ikinci yılda da daralma göstermesi, sektörün olgunluk periyoduna girdiğine işaret ediyor” dedi.

Dünyanın önde gelen lüks tüketim ve kozmetik markalarının halka açık verilerinin yanı sıra sektör liderlerinin görüşlerini de içeren raporun sonuçlarına göre sektör genelinde büyüme 2013 yılının ardından 2014’te de daralma gösterdi. 2013 yılında %7 büyüme kaydeden küresel kişisel lüks tüketim piyasasının değeri 2014 yılında %3 artış göstererek 224 milyar euro olurken, küresel kozmetik piyasasında büyüme 2013 yılı ile aynı oranda %3,6 büyüdü ve 181 milyar euroya ulaştı.

Sektörün perakendede yaşanan sıçramanın etkisiyle geçtiğimiz 10 yıllık dönemde iki basamaklı büyüme kaydettiğini belirten EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Kıdemli Müdürü Deniz Turhan konu ile ilgili şunları söyledi:

“Küresel lüks tüketim ve kozmetik sektörünün büyümede üst üste ikinci yılda da daralma göstermesi, sektörün olgunluk periyoduna girdiğine işaret ediyor. Şirketler içinde bulunduğumuz dönemde daha sürdürülebilir büyüme oranları, efektif ve maliyet odaklı perakende yatırımları ve farklı dağıtım stratejilerine odaklanıyor. Batı ülkelerindeki görece elverişli görünüme rağmen, ekonomik ortam karmaşık durumunu koruyor. Para birimlerindeki dalgalanmalar ve seyahat perakendesi öneminin giderek artması şirketlerin fiyatlama stratejileri üzerinde etkili oluyor. Öte yandan Çin ve Rusya gibi

Deniz TURHANEY Türkiye Danışmanlık Bölümü Kıdemli Müdürü

Güncel

| TurkEYnews 12

Çin en büyük tüketici olmayı sürdürüyorKüresel lüks tüketim ve kozmetik sektörü piyasasının üçte birini oluşturan Çin, ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen en büyük tüketici ülke olmayı sürdürüyor. Çin’in lüks piyasasının değeri 2014 yılında 2013 yılına paralel olarak 15 milyar euro seviyesinde gerçekleşti. Raporda Çin’deki saat ve erkek giyimi ve deri ürünlerine yönelik talepte yavaşlama yaşandığının belirtilmesinin yanı sıra Çinli tüketicilerin yurtdışından satın alım yapma eğilimlerinin olduğu ifade ediliyor.

Raporda Çinli tüketicilerin Kore ve Japonya’dan satın alım yapmayı tercih ettikleri ve 2014 yılında Çinlilerin bu ülkelere gerçekleştirdikleri ziyaretlerde %61 artış yaşandığı da belirtiliyor.

önemli gelişmekte olan pazarlarda trendin negatif olduğunu görüyoruz. Asya-Pasifik ve Latin Amerika bölgeleri 2014 yılında küresel kozmetik piyasasının yaklaşık yarısını oluşturdu. Japonya ve diğer Asya-Pasifik pazarları ise ivme kazanıyor.”

Yavaşlamaya rağmen görünüm pozitif EY’nin bu yıl 5.’sini açıkladığı rapor, lüks tüketim ve kozmetik şirketlerinin karlılığı ile ilgili önemli veriler içeriyor. Rapora göre faaliyet karları satışlardaki yavaşlamadan net bir şekilde olumsuz etkilendi. Borsada işlem gören sektör şirketlerinin ortalama karı 2013’e oranla %1 puan gerileme gösterdi. Öte yandan sektör genelinde 2017 itibariyle %4 ile 6 arasında bir yıllık büyüme kaydedileceği öngörülüyor.

Küresel kozmetik sektöründe uzun vadede pozitif bir seyir beklediklerini dile getiren Turhan, “Orta segment müşterilerinin yüksek kaliteli ve inovatif ürünlere olan talebi kozmetikte istikrarlı büyümeye öncülük edecek” değerlendirmesini yaptı.

Para birimlerindeki dalgalanmalar ve yerel regülasyonlar talebi baskılıyorLüks tüketim ve kozmetik sektörüne yönelik küresel talebin turistik tüketimin desteğiyle halen yukarı yönlü bir trend izlediğinin belirtildiği raporda, para birimlerindeki dalgalanmalar ve yerel regülâsyonların talebi olumsuz etkiliği değerlendirmesi yapılıyor. Doların güçlü seyrini korumasının etkisiyle ABD’lilerin lüks tüketim ürünlerine yönelik talebi 2015’te %6 yükseliş gösterirken, turistik tüketimin de dâhil edildiği tabloda talep ülke genelinde %2 artış gösterdi. Euronun Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemesi ile zayıf seyrettiği 2015’te, Avrupa’da lüks tüketim ürünlerine yönelik talep %1 yükseliş kaydetti. Turistik tüketimin dâhil edildiği tabloda bölge genelinde talep artışı ise %4 olarak gerçekleşti. Raporda, eurodaki değer kaybının sektörü tüm bölgeler genelinde dengesiz bir fiyat yapısına sürüklediği ifade ediliyor.

Online lüks tüketim piyasası 11 yılda 20 kat büyüdüGüncel sektör trendlerinin yer aldığı EY raporunda online lüks tüketim piyasasının son 11 yılda 20 kat büyüme gösterdiği ve 2014’te total satışların %5’ini oluşturduğu belirtiliyor. 2013’te bu oran %4,5 seviyesindeydi. Perakendecilerin online satışlarda halen en iyi performans gösteren oyuncular olduğunun vurgulandığı raporda, bireysel markaların online satıştaki yükselişine dikkat çekiliyor.

Sayı 12

TurkEYnews | 13

Sağlık sektöründe sürdürülebilir büyüme

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de sağlık sektörüne yönelik finansman ve hizmet sağlayıcıları, sektörde her geçen gün hızla artmakta olan sağlık hizmetleri talepleri ile maliyet etkinliğini, kalite ve sağlığa erişilebilirliği dengelemeye çalışıyor.

Demografik, kültürel ve ekonomik değişimler, aynı zamanda artan karmaşık ve kronik hastalık yükü, gelecekte sağlık kuruluşlarının sürdürülebilirliğini zorlayacak; ortaya çıkacak sağlık ihtiyaçları ile beklentileri için yeni ve inovatif çözümler üretme ihtiyacını tetikleyecektir.

EY Global Sağlık Hizmetleri, organizasyonlarda performansartışını sağlamak ve riskleri yönetmek için sağlık sektöründe faaliyetgösteren kamu ve özel sektörden hizmet sağlayıcılara tecrübesiyle destek oluyor. Sağlık sektöründe uzman danışmanlardan oluşan EY Türkiye ekibi, sağlık endüstrisinin her seviyesi ile çalışarak en karmaşık sorunların taktiksel, yenilikçi bir bakış açısıyla ve mümkün olan en düşük maliyetlerle çözülmesini sağlıyor. Şirketlerin operasyonel süreçlerine katkıda bulunmanın yanı sıra, dünyaya açılmalarında, şirket birleşme ve satın alma işlemlerinde ve diğer farklı yatırım opsiyonlarının değerlendirilmesi konusunda da kapsayıcı ve etkin hizmet veriyor.

EY Türkiye, dünyadaki birçok finansman sağlayıcısı ve stratejik yatırımcılarla olan güçlü ilişkileri sayesinde hızlı ve sonuç odaklı bir yaklaşımla çalışıyor.

Ekiplermiz, sağlık sektörü genelinde bulunan kamu ve özel sektör, uluslararası kuruluşlar, ilgili meslek kuruluşları, dernekler ve sağlık hizmeti sağlayıcıları dahil olmak üzere birçok farklı kuruluşla birlikte çalışarak onlara danışmanlık hizmeti veriyor. Mevcut durumu sorgulayan, yeni bir perspektif ve görüş getiren bir çalışma felsefesine sahip olan EY, müşterilerinin talep ve beklentilerini derin bir anlayışla kavrıyor, stratejik amaçları doğrultusunda sundukları ana hizmetleri değerlendiriyor ve mali kısıtlamaların arttığı bir ortamda dahi hastalar ve hizmet kullanıcıları için gelişmiş çözüm önerileri sunuyor.

Yaşlanmakta olan nüfus, büyüyen ekonomiler ve uluslararası bir sorun haline gelen bulaşıcı hastalıklar sonucunda kamu ve özel sektör, tüm dünyada fark yaratan günümüz dijital teknolojilerini kullanarak sağlık hizmetlerinden doğan maliyeti kontrol ederken, kaliteyi de en iyi seviyeye çıkaracak operasyonel yeniliklere yatırım yapmak durumunda kalmıştır. EY’nin sağlık sektöründe uzman ekibi, günümüzün sorunlarını, geleceğin teknoloji ve uygulamaları ile çözmede ihtiyaçlara en iyi hizmet edecek ürün ve hizmetleri geliştirerek bir çok projeye imza attı.

Sağlık Sektöründe Sürdürülebilir BüyümeEY Türkiye Sağlık Sektörü Hizmetleri

Sağlıkta sürdürülebilir mükemmelliği yakalamak

Güncel

| TurkEYnews 14

Bulgaristan’ın en büyük özel hastanesiHisse satış danışmanlığı (M&A) Süreçte EY, geniş iletişim ağı sayesinde dünyanın çeşitli ülkelerinden yatırımcılarla görüşmeler gerçekleştirmiştir. Halihazırda bölgenin önemli hastane gruplarından Acıbadem Sağlık Grubu ile son müzakereleri gerçekleştirmektedir.

Samsun ve Denizli Entegre Sağlık Kampüsleri Kamu Özel Ortaklığı İhaleleriFinansal modelleme hizmeti İhaleye katılacak konsorsiyuma, ihale sürecinde kullanılmak üzere iki bölge için ihale şartnamelerine ve proje varsayımlarına göre finansal modeller hazırlanmıştır. Ayrıca konsorsiyuma ihaleler için hazırlanması gereken finansal dokümanlar ile ilgili destek verilmiştir.

Amerikan HastanesiDeğerleme danışmanlık hizmeti EY, Amerikan Hastanesi’nin sağlık sektöründe gerçekleştirdiği yatırım ile ilgili değerleme danışmanlık hizmeti sunmuştur.

Türkiye’nin en büyük hastane gruplarından biriFinansal durum tespiti EY, finansal bir yatırımcının Türkiye’nin en büyük hastane zincirine yapacağı yatırım öncesi finansal durum tespit çalışması hizmeti vermiştir.

Karolinska Hastanesi Lean hastane yönetimi ve tedarik zinciri optimizasyonu İsveç’in Stockholm şehri yönetimi, şehrin yaşlı nüfusunda son 10 yıl içerisinde görülen artışın %15 seviyesine ulaşması sonucunda, daha az maliyetle daha yüksek hasta memnuniyeti yaratacak bir sağlık hizmetleri altyapısı oluşturmayı hedeflemiştir. Bu doğrultuda 1,5 milyar euro değerinde yeni bir hastane yatırımı ile mevcut tesislerin geliştirmesi ve sistemlerinin yenilenmesi için 3 milyar euro değerinde proje başlatmıştır. EY projenin stratejik hedeflerinin belirlenmesi, proje yönetim ofisinin kurulması ve yönetimi, hasta dostu dijital hastane yönetim çözümlerinin tasarımı ve uygulaması, paydaş yönetimi ve proje risk yönetimi konularında danışmanlık hizmeti vermiştir. Proje sonunda kapasitenin %30 daha fazla verimli hale gelmesi sağlanırken, tüm hastane maliyetlerinde de %2 oranında bir iyileşme sağlanmıştır.

Akay HastanesiMaliyet azaltma projesi 140 yataklı hastanenin finansal raporlama ve nakit akışı yönetimine yönelik iç kontrol süreçlerinden başlayarak, hastanenin operasyon ve destek birimlerinin sektör benchmark ve iyi uygulama örnekleri ile karşılaştırılması yapılmış, iç kontrol uygulaması gerçekleştirilmiştir. Yapılan inceleme sonrasında maliyet azaltıcı kalemler, satın alma stratejisi, ödeme süreci ve doktor hak edişleri performansa bağlı olarak yeniden modellenmiş ve finansal raporlama, nakit akışının kontrolünü sağlayacak iç kontrol süreçlerinin optimizasyonu çalışmaları yapılmıştır. Projenin ilk fazını takiben hastanenin insan kaynakları, satın alma, hak ediş, raporlama ve ödeme süreçleri yeniden tasarlanmış, uygulama desteği verilerek kurumun projenin ikinci fazı sonrasında ciddi oranda kazanç üretmesi sağlanmıştır.

EY’nin önemli projelerinden bazıları

EY Türkiye OHSAD Kurultayı’nasponsor olduEY’nin sponsorlarından olduğu ve Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından bu sene yedincisi düzenlenen "Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları” 13-17 Nisan tarihleri arasında Antalya'da gerçekleşti. Sağlık sektöründeki değişim ve yeniliklerin değerlendirilmesi, sektörün sorunlarına ortak çözüm alternatifleri oluşturmak amacıyla düzenlenen etkinlikte EY Türkiye, Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli Danışmanı Ufuk Eren konuşmacı, EY Türkiye Kurumsal Finansman Kıdemli Müdürü Cem Günfer ve EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme Lideri Mehmet Gülez ise katılımcı olarak yer aldı.

Johns Hopkins Üniversitesi EY’nin ortağı olduEY, Johns Hopkins Üniversitesi ile tüm dünyada klinik hizmetlerinin iyleştirilmesi, tedarik zincirlerinin optimizasyonu ve yap-işlet-devret modeli ile sağlık sistemlerinin kurulmasında iş birliği içinde çalışıyor.

Sayı 12

TurkEYnews | 15

Deniz suyunu hayat kurtarmak için

nasıl kullanırız?

Tuzdan arındırmaGüneş enerjisi hala hem taşınabilir hem

enerji tasarruflu bir metot olmayı sürdürüyor. Suyun kaynama noktasına getirilmesi için kullanılan güneş enerjisi

ile su, tuzdan ve ağır metallerden ayrıştırılıp arındırılıyor.

Her 9 kişiden 1’i temiz suya erişimden yoksun

Doktora gidemeyen hastalara

nasıl teşhis koyabiliriz?

Uzaktan takip teknolojisiHastaların kötüleşen sağlık durumları akıllı telefon veya bir tablet yardımıyla gerçek zamanlı olarak tespit ediliyor ve

uzaktaki başka cihazlar tarafından doktorlara bildirim gönderiliyor.

1.3 milyar kişinin temel sağlık hizmetlerine erişimi yok

100x

Yeni hastaneler inşa etmeden hamile kadınlara nasıl modern bir

sağlık hizmeti sağlayabiliriz?

Kutudaki klinikHamilelikte kritik komplikasyonlara yönelik

tanılayıcı testlerin, gerçekleştirilmesine olanak sağlayan ve preterm bebekler için önleyici tedbirler

alınmasına yardımcı olan sterilizasyon ve ultrason aletleri gibi görece düşük

maliyetli cihazlar sağlık hizmetlerinin kırsal bölgelerde yaygınlaştırılmasında temel yapı

taşı olabilir.

2013 yılında her gün yaklaşık 800 kadın hamilelik döneminde veya doğumda yaşadığı

komplikasyonlar sonucu hayatını kaybetti

Aşıları kötü koşullarda nasıl güvende tutabiliriz?

Aşı nakliAşıların güneş enerjisi ile çalışan soğutucu bir dolapta saklanması

kırsal bölgedeki nüfusun aşılanmasında kayda değer bir

artış getirebilir.

21.8 milyon bebek zorunlu aşılarını olamıyor

Kritik hastalıklarıbasit teknolojilerle nasıl saptayabiliriz?

Kâğıt mikroskopKâğıttan yapılmış bir mikroskop ve hafif bir lens kritik hastalık ve parazitlerin tespit edilmesinde

kolaylıkla kullanılabilir.

2013 yılında 198 milyon sıtma vakası görüldü

Gelişmekte olan ülkelerde sağlık sektörünü dönüştürecek

5 teknoloji

Güncel

| TurkEYnews 16

EY tarafından Türkiye’de kriz yöneticileri düzeyinde yapılan bir kıyaslama çalışması sonucu 2016 yılı için öncelikli risk, “Siber saldırı ve devamlılık” olarak belirlendi. Siber saldırıların üretim ve karlılığa yönelik yarattığı riskler ve korunma yolları konulu toplantıda konuşan EY EMEIA Danışmanlık Merkezi Kriz Yönetimi ve Devamlılık Program Lideri Ender Bebek, siber saldırıların en büyük 10 küresel riskten biri haline geldiğine ve hatta ilk 3 kritik risk arasında gösterildiğine işaret etti. Bebek, şirketlerin siber tehditlerle mücadelede, sistematik ve stratejik bir yaklaşım ile kaynak, teknoloji ve bilinç yatırımı yapması gerektiğini vurguladı.

Siber saldırı ilk 3 küresel riskten biri

EY tarafından Türkiye’de kriz yöneticileri düzeyinde yapılan bir kıyaslama çalışması sonucu 2016 yılı için öncelikli risk, “Siber saldırı ve devamlılık” olarak belirlendi. EY EMEIA Danışmanlık Merkezi Kriz Yönetimi ve Devamlılık Program Lideri Ender Bebek, İstanbul Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen "Siber saldırıların üretim ve karlılığa yönelik yarattığı riskler ve korunma yolları toplantısı"nda siber saldırıların en büyük 10 küresel riskten biri haline geldiğinin ve hatta ilk 3 kritik risk arasında gösterildiğinin altını çizdi. Bebek, siber güvenliğin olası finansal, operasyonel ve itibar sonuçları ve diğer kritik etkileri itibariyle organizasyonlar için somut ve kesin detaylarla öngörülemeyen, öncelikli bir risk unsuru olarak gün geçtikçe önem kazanmakta olduğunu belirtti.

Alanında uzman sektör liderlerinin katılım gösterdiği toplantıda, dünyada ve Türkiye’deki siber tehditlerin iş hayatı ve sektörel kuruluşlar üzerindeki etkileri tartışıldı. Bilişim teknolojilerinin kurumsal hayatı temelden değiştirdiğine dikkat çekilen toplantıda, risklerin tüm sektörler genelinde etkili olduğu ve günümüzde ekonominin bilgi iletişim teknolojileri üzerinden işlediği ifade edildi.

Marka değeri ve itibar kayıpları tam olarak ölçülemiyor“I love you” virüsünün dünya çapında yaklaşık 45 milyon bilgisayara bulaştığı ve tahmini olarak 10 milyar dolarlık iş saati kaybına neden olduğunun belirtildiği toplantıda Bebek, “Hızla küresel bir risk haline gelen siber güvenlik stratejik bir yaklaşımla yönetilmelidir. Siber saldırılar sonucu marka değeri ve itibar kayıplarının net ölçümü yapılamıyor. Oluşan maddi kayıp, zararın kendisinden daha yüklü telafi gerektiriyor. Dolayısıyla siber saldırı tedbirlerinde şirket içi ve dış faktörler kaynaklı risklerin profesyonelce analiz edilmesi, teknik önlemler alınması ve siber risklere yönelik stratejik bir yönetim yaklaşımı zorunlu hale geliyor. Şirketler kendilerine siber krizlere ne ölçüde hazır olduklarını sormalı, olası krizlerin etkin yönetimine yönelik vakit kaybetmeden çalışma yapmalı ve kalıntı risklerinin devrine yönelik sigorta ve benzeri çözümler mutlaka değerlendirmeli” dedi.

Şirketler siber saldırılara karşı savunmasızKonuşmasında 2015’te yapılan çeşitli küresel araştırmalardan bahseden Bebek, WEF (Dünya Ekonomik Forum) raporuna atıfta bulunarak, önemli bir gelişmenin altını çizdi. Bebek, siber risklerin değerlendirildiği iki kriterde (Risk = Etki * Olasılık) hem oluşma olasılığı hem de etki düzeyinde son yıllarda ciddi bir artış olduğunu ve siber risklerin tüm profesyoneller ve kurumlar için dikkate değer bir artış trendinde olduğunu vurguladı. Bilgi teknolojileri profesyonelleri arasında yapılan başka bir araştırmanın bulgularına dikkat çeken Bebek, araştırmaya katılan bilgi teknoloji profesyonellerinin %60’ının farkına varamadıkları saldırılara uğradıklarının tespit edildiğini, %56’sının siber bir saldırının farkına varamayabileceklerini ve %25’inin ise siber saldırılarla mücadele konusunda hiçbir planları olmadığını belirtti. Ender Bebek, değerli pek çok liderden son dönemde sıkça duyduğumuz, unutulmaması gereken bir altın kural var diyerek ekledi: "iki tip kuruluş vardır, birinci grup siber saldırıya maruz kalmış ve diğeri ise siber saldırıya maruz kalacak olanlardır.”

TurkEYnews | 17

Sayı 12

Türkiye kitlesel fonlama alanında henüz yolun başında

• Türkiye’de ve dünyadacrowdfund sektör olarak nasıl bir gelişim gösteriyor?Dünya’da kitlesel fonlama çok hızlı büyüyen bir sektör. Verilere baktığımızda bu büyümeyi rahatlıkla görebiliyoruz. 2013’te 6.1 milyar dolar olan sektör büyüklüğünün 2014’te 16.2 milyar dolara çıktığı gözlenirken, 2015 yılı toplam fon büyüklüğünün 34 milyar dolara yaklaşmış olduğu tahmin ediliyor. Kuzey Amerika kıtası fon yaratmakta başı çekmeye devam ediyor ve 2014 rakamlarına göre global fonların %60’ı bu bölgeden geliyor. Diğer taraftan, Asya kıtasında kitlesel fonlama alanında hızlı bir büyüme olduğu ve Avrupa’yı geride bıraktığı görülüyor.

Türkiye’de ise kitlesel fonlama alanında henüz yolun başında diyebiliriz. Çeşitli kitlesel fonlama platformları faaliyet gösteriyorlar ancak hem toplanan fonlar hem de desteklenen proje sayısı açısından henüz oturmuş ve yerleşmiş bir sistemden söz etmek için erken. Nisan 2015 tarihli bir akademik çalışmaya göre, Türkiye’de 2500 kadar yatırımcı yaklaşık 400 bin TL fon yaratmıştır. Bu rakamlar Türkiye’nin henüz yolun başında olduğunu göstermektedir.

Levent TOPÇUEY Türkiye, Ekonomi ve Piyasa AraştırmalarıBölüm Müdürü

EY Türkiye, Ekonomi ve Piyasa Araştırmaları Bölüm Müdürü Levent Topçu ile crowdfund (kitlesel fonlama) sektörünün gelişimi üzerine konuştuk.

• Start-up ekosistemi içincrowdfund’ların önemi nedir? Start-up şirketlerin en önemli problemlerinden birisi hiç kuşkusuz büyümek için gerekli olan sermaye desteği. Pratikte start-up şirketlerin kuruluş aşamasında maliyetlerini ya kendi kaynaklarından ya da yakın aile/arkadaş çevresinden karşılayarak yola çıktıkları görülüyor. Bunun nedeni ise girişimcilerin genellikle piyasaya ve iş hayatına yeni giriyor olmalarından dolayı iş tecrübesine ve piyasada tanınırlığa sahip olmamalarıdır. Ayrıca şirketlerinin finansal geçmişi olmuyor. Geleneksel bankacılık sistemi açısından bu tür şirketlere finansman sağlanması çok zor çünkü kredilendirme koşullarını ve teminat açısından gerekli şartları sağlayamıyorlar. Girişimler açısından bir diğer kaynak olan melek yatırımcılar da bu alanda yetersiz kalabiliyor. Türkiye’de Hazine Müsteşarlığının 2014 yılı Aralık ayı verisine göre sadece 275 tane lisanslı melek yatırımcı bulunuyor ve yapılan yatırımların sayısı da oldukça sınırlı. Dolayısıyla mevcut finansman kaynaklarına alternatif olabilecek her yeni model girişimciler açısından değerli. Kitlesel fonlama yöntemi de, start-up’lara fon yaratmada destek olma potansiyeline sahip, alternatif bir finansman mekanizması olarak görülebilir.

Söyleşi

18 | TurkEYnews

• Dünyada bu sistem nasıl işliyor? Dünyada şimdiye kadar bu konuda kabul görmüş üç yaklaşım bulunuyor:

Ödül Kitle Fonlaması: En çok kullanılan ve sistemi doğuran metod budur. Bu sistemde, yatırımcılar projeye destek olmanın karşılığında, proje gerçekleşirse bir ödül kazanırlar. Bu ödül, maddi veya manevi olabilir. Örneğin, üretilen ürüne ilk sahip olan olmak, indirimli/bedava almak, ismini ürüne yazdırmak, bilet kazanmak gibi birçok çeşitleme yapılabilir. Bunun yanında destekçiler, sosyal fayda gördükleri bir projeye tamamen içsel tatmin için veya kendini yapılan işin bir parçası hissetmek için karşılık beklemeden de destek olabilirler.

Borç Kitle Fonlaması: Destekçiler paralarını faizi ile birlikte geri almak üzere borç verirler. Buna P2P (peer to peer) fonlama da denir. Bu sistemde, geleneksel finans piyasası (bankalar, borsa, vb.) bypass edilerek doğrudan bireylerden borç alma söz konusudur.

Sermaye Kitle Fonlaması:Bu sistemde ise, yatırımcılar verdikleri destek karşılığında ilgili şirketin ufak bir hissesini alırlar. Şirketin başarılı olması durumunda hisse değerlerinin artacağına inanırlar. Bu yöntem genellikle yeni girişimlere başlangıç sermayesinin toplanması için kullanılır.

Dünyada çeşitli ülkelerde yapılan yasal düzenlemelerle özellikle hisse bazlı çalışan Sermaye Kitle Fonlaması mümkün hale gelmiş durumdadır. Özellikle ABD’de kabul edilen “JOBS Act” bu konuda örnek bir uygulamadır. Ancak Türkiye’de yasal altyapı müsaade etmediği için sadece ödül bazlı kitle fonlaması mümkün durumdadır. Sermaye Piyasası Kurulunun bu alanda çalışmalar yaptığı ve konuyu stratejik planına eklediği de biliniyor.

• Ekosistemin gelişmesi, yeni fikirlerin hayata geçmesi ve desteklenmesi için bu sistem nasıl desteklenmeli? Bu konuda ilk yapılması gereken, çağdaş ülkelerde olduğu gibi hisse bazlı kitlesel fonlamanın önünü açacak olan yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi olacaktır. Yasal yapı sağlam bir temele oturduktan sonra bu alanda faaliyet göstermek isteyen yatırımcılar ve girişimciler açısından öngörülebilirlik artacak ve hareket imkanı genişleyecektir. Buna ek olarak, kitlesel fonlamanın büyümesi için ilgili ajanslar, devlet birimleri, eğitim kurumları ve sivil/ticari toplum kuruluşları tarafından tasarlanacak eğitim ve tanıtım faaliyetleri faydalı olacaktır.

Sayı 12

TurkEYnews | 19

Yatırımcı finans dışı bilgiye her zamankinden fazla başvuruyor

EY’nin "Küresel kurumsal yatırımcı 2015 araştırması" sonuçlarına göre yatırımcılar, çevresel ve sosyal risklerin yanı sıra finansal olmayan performans bilgilerine her zamankinden daha fazla başvuruyor. 200’den fazla portföy yöneticisi, hisse senedi analisti, yatırım yetkilisi ve genel müdür arasında yapılan ankete göre; yönetim kurullarında finansal olmayan performans raporlarının zorunlu olarak incelenmesinin “gerekli” veya “önemli” olduğunu ifade edenler 2014’te %36 iken, 2015’te %80’e yükseldi.

Zeynep OKUYANEY Türkiye İklim Değişikliği veSürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri

20 | TurkEYnews

Makale

EY, "Yarının yatırım kuralları 2.0: Küresel kurumsal yatırımcı 2015 araştırması"nın sonuçlarını açıkladı. Rapora göre çevresel, sosyal ve yönetimsel riskler kurumsal yatırımcıların tutumlarını etkilerken, karar verme aşamasında finansal olmayan bilgilere daha fazla başvurmalarına neden oluyor. EY’nin İklim Değişikliği ve Sürdürebilirlik Hizmetleri tarafından hazırlanan ve 211 portföy yöneticisi, hisse senedi analisti, yatırım yetkilisi ve genel müdür arasında yapılan anketin sonuçlarına göre; yönetim kurullarında finansal olmayan performans raporlarının zorunlu olarak incelenmesinin “gerekli” veya “önemli” olduğunu ifade edenler 2014’te %36 iken, 2015’te %80’e yükseldi. Araştırma sonuçlarına göre pek çok şirket, çevresel, sosyal ve sürdürebilirlik performansının raporlanması konusunda yatırımcı beklentilerini karşılamada yetersiz kalıyor. Ankete katılan yatırımcıların %64’ü işletmelerin finans dışı riskler ile ilgili yeterince bilgi sağlamadığını belirtti.

Yatırımcı daha kapsamlı raporlama istiyorFinans dışı performans ve yatırımcı tutumu arasındaki bağlantının incelendiği EY araştırmasında, şirketlerin değer yaratımı süreçlerinde daha kapsamlı bir raporlama gerçekleştirmeleri gerekliliğine vurgu yapılıyor. Araştırma, ankete katılan yatırımcıların üçte birinden fazlasının 2014 yılında çevresel, sosyal ve yönetimsel riskler barındıran varlıkları azaltma yönünde adım attıklarını ortaya koyuyor.

Bu durum, halka açık şirketlerde daha belirgin olarak görülüyor. Kurumsal yatırımcıların %36’sı 2014 yılında çevresel, sosyal ve yönetimsel olarak riskli gördükleri şirketlerdeki paylarını elden çıkarma yoluna gittiklerini ifade ederken, %27’si gelecekte söz konusu değer kaybı riskini daha yakından takip edebilmeyi talep ediyor.

EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik HizmetleriLideri Zeynep Okuyan: “Finans dışı bilgisağlayan şirketler bunu genellikle yatırımcıperspektifiyle değil, müşteri ve regülatörperspektifiyle sunuyor. Yatırımcılar, bubilgileri yönetim riski perspektifindengörmek yerine, raporlamalarda şirketindeğerini etkileyen risklere odaklanılmasınıistiyor”

Finans dışı veriler tüm sektörler genelinde etkiliKurumsal yatırımcı, çevresel, sosyal ve yönetimsel riskleri artık sadece enerji sektöründe etkili olan bir faktör olarak değerlendirmiyor. EY araştırmasına katılan yatırımcıların %62’si finans dışı verilerin tüm sektörler genelinde etkili olduğunu ifade etti. 2014 yılında bu oran %34 seviyesindeydi.

Araştırma ayrıca kurumsal yatırımcıların karar verme aşamasında üzerinde durdukları en büyük çevresel, sosyal ve yönetimsel endişeleri de ortaya koyuyor. Buna göre yatırımcıların %76’sı bir şirketin çevresel performansta riske veya zayıf bir geçmişe sahip olmasını, yatırımı yeniden gözden geçirme nedeni olarak gördüğünü söyledi. Yatırımcıların %41’i ise kısa, orta ve uzun vadede değer yaratımı konusunda net bir stratejiye sahip olmayan bir şirkete yatırım kararını hemen göz ardı edeceğini belirtti.

Yatırımcı beklentilerinin daha bütünsel ve sofistike hale geldiğini dile getiren Zeynep Okuyan, “Yatırımcılar şirketin sadece ileriye dönük performansı, riskleri ve değeri ile ilgili öngörü içeren finans dışı bilgiler talep etmekle kalmıyor; bu bilgilerin sektörler ve bölgeler genelinde karşılaştırılabilir olmasını ve şirket yönetimi düzeyinde onaylı olmasını da istiyor” diye konuştu.

Finans dışı veriyi en çok Avrupalı yatırımcı kullanıyor Bölgesel bazda bakıldığında yatırım kararı alırken finans dışı bilgiyi en çok Avrupalı kurumsal yatırımcının kullandığı görülüyor. Bir önceki araştırmada finans dışı raporlamaya en az ilgiyi gösteren Latin Amerika’nın, Avrupa’nın ardından ikinci sıraya yükseldiği görüldü.

EY araştırması, Avrupalı kurumsal yatırımcıların %42’sinin karar alma aşamasında çevresel, sosyal ve yönetimsel riskleri yapılandırılmış ve metodlu bir yaklaşımla, değerlendirmelerine dâhil ettiğini ortaya koyuyor. Asya’da bu oran %41 iken ABD ve Kanada’da %35, Avustralya’da ise %30 seviyesinde olduğu görülüyor. Dünya genelinde yatırımcıların %71’i şirketler tarafından yapılan raporlamaların daha kapsayıcı olmasının gerekli veya bir şirket hakkındaki finans dışı bilgilere erişimde önemli olduğunu düşünüyor. Yatırımcıların %80’i yatırım kararı almada ilk önce şirketin yıllık raporlarına başvururken, %59’u yatırım kararı almadan önce şirketlerin sosyal sorumluluk raporlarının gözden geçirilmesinin gerekli veya önemli olduğunu düşünüyor.

Sayı 12

TurkEYnews | 21

EY Türkiye Liderleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde cinsiyet eşitliğine dikkat çektiler!

Bu sene EY, "Women Fast Forward" inisiyatifi kapsamında cinsiyet eşitliğine dikkat çeken global “PledgeForParity” kampanyasıyla, "2016 International Women’s Day (IWD)"in resmi sponsorluğunu üstlendi. Bu kampanyaya, EY Türkiye Bölüm Liderleri ve Şirket Ortakları'nın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Pledge’leri ile destek oldu.

Başta EY Türkiye Ülke Başkanı Mustafa Çamlıca’nın Pledge’i olmak üzere, EY Türkiye Bölüm Liderleri ve Şirket Ortakları'nın posterleri ofis içerisine asılarak kadın-erkek eşitliğinin önemine bir kez daha dikkat çekildi.

Ayrıca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında kadın çalışanlar müzik dinletisi eşliğinde karşılandı ve bugüne özel olarak kişisel i‐maj danışmanı Özlem Çakır tarafından verilen “Profesyonel i‐maj yönetimi: %100 etkileme sanatı” seminerine davet edildi.

Kadın çalışanlara, ekonomik durumları iyi olmayan kadınların yaşam standartlarını iyileştirmek amacıyla kurulmuş olan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV)’nın cüzdanlarından hediye edildi. EY çalışanları ayrıca, KEDV’in EY Cafe’de açtığı Nahıl Dükkan standına uğrayarak aldıkları el emeği ürünlerle bireysel olarak da KEDV’e bağışta bulundular.

Güncel

| TurkEYnews 22

Sayı 12

TurkEYnews | 23

EY Türkiye geleceğin vergi profesyonellerini seçtiEY Türkiye’nin vergi alanında kariyer yapmayı hedefleyen ve başvuru koşullarına uyan öğrenci ve yeni mezunlar arasında düzenlediği Vergi Maratonu Yarışması’nın sonuçları sektörün önde gelen isimlerinin bir araya geldiği Gala Gecesi’nde açıklandı.

Yarışmanın birincisi 5 bin TL’lik para ödülünün yanı sıra 27 Kasım - 1 Aralık 2016 tarihlerinde Amsterdam’da düzenlenecek “Yılın Genç Vergi Profesyoneli" yarışmasında Türkiye'yi temsil etme hakkı kazandı.

EY Türkiye’nin gelecek nesil vergi profesyonellerinin yeteneklerini bugünden keşfetmek ve kariyer fırsatlarını tanıtmak amacıyla bu yıl 5’incisini düzenlediği Vergi Maratonu 2016 Yarışması’nın kazananları açıklandı. Sektörün önde gelen isimlerinin bir araya geldiği Gala Gecesi’nde birincilik ödülünü Koç Üniversitesi Hukuk Bölümü öğrencisi Görkem Haraçcı kazandı. İkincilik ödülünü Marmara Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğrencisi Alper Düzenli, üçüncülük ödülünü ise ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Ali Can Şengül aldı.

EY Türkiye’nin Vergi Maratonu’nda kazananlar belli oldu

Güncel

| TurkEYnews 24

Düzenlenen gecede konuşan EY TürkiyeVergi Hizmetleri Bölüm Ortağı Ateş Konca, finale kalan tüm adayların EY Türkiye vergi uzmanlarıyla birebir çalışma fırsatı yakaladığını belirterek şunları söyledi:

“EY Türkiye olarak, vergi düzenlemelerine ilişkin uygulamalarının farklı alanlarında görev alacak gençlerimize kariyerlerinde destek ve yol gösterici olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Son dönemlerde daha geniş kesimlerce de izlenebildiği üzere vergi mevzuatları, global iş dünyasında yaşanan hızlı dönüşüme bağlı olarak değişim göstermektedir. Vergi, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm şirketleri ve dolayısıyla işgücünü kapsaması bakımından da ekonominin temel yapı taşlarından birini oluşturuyor. Gelecek kuşağın yenilikçi bakış açısının, dünyanın 18. en büyük ekonomisi olan Türkiye’yi çok daha yüksek seviyelere taşıyacağına yürekten inanıyorum.”

Türkiye genelinden 500’e yakın başvuru alındıBaşvuruları 25 Ocak - 31 Mart 2016 tarihleri arasında www.vergimaratonu.com sayfası üzerinden gerçekleştirilen yarışmaya Türkiye genelinden 500’e yakın başvuru yapıldı. Tüm Türkiye’deki üniversitelerden gelen yoğun başvuruların ardından; Galatasaray, İstanbul Teknik, Koç, Marmara, ODTÜ, Sabancı, Yıldız Teknik Üniversiteleri’nden 10 aday finale kalma hakkı elde etti.

Jüri üyeliğini Erdal Çalıkoğlu (EY Türkiye Vergi Hizmetleri Bölüm Başkanı), Prof. Dr. Billur Yaltı (Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi), Nükhet Erkekel Irmak (Novartis Grup Vergi Başkanı), Talip Boz (Yapı Kredi Vergi Yönetimi ve Mali Koordinasyon Direktörü) ve Karl Müller’in (Unilever Vergi Direktörü) üstlendiği yarışmanın birincisi, 5.000 TL’lik para ödülünün yanı sıra 27 Kasım - 1 Aralık 2016 tarihlerinde Amsterdam’da gerçekleşecek olan “Yılın Genç Vergi Profesyoneli” (Young Tax Professional of the Year) yarışmasında ülkemizi temsil etme hakkı kazandı. Yarışmanın ikincisi 3.000 TL, üçüncüsü ise 1.000 TL ile ödüllendirildi. Yarışmada finale kalan tüm adaylar EY Türkiye'de staj imkanı için değerlendirilecekler.

"Yılın Genç VergiProfesyoneliYarışması"hakkında20’den fazla ülkenin katılımıyla gerçekleşen “Young Tax Professional of the Year” finaline farklı bilgi birikimi ve tecrübelere sahip uluslararası vergi profesyonelleri katılıyor.

Bu açıdan yarışma, katılımcılar için farklı kültürlerle tanışma, vaka analizleri ve mülakatlar ile deneyim kazanma fırsatı sunuyor.

Young Tax Professional of the Year - Yılın Genç Vergi Profesyoneli yarışmasına katılacak ülkeler; Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Mısır, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hong Kong, Macaristan, Hindistan, İtalya, Lüksemburg, Kazakistan, Malezya, Hollanda, Nijerya, Norveç, Pakistan, Portekiz, Romanya, Rusya, İspanya, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İsviçre, Tayvan, Türkiye, İngiltere ve Ukrayna.

TurkEYnews | 25

Sayı 12

Bankacılık sektöründeki iç denetim yöneticilerini bir araya getiren “EY Türkiye Bankacılık İç Denetim Gündem Toplantısı”, 17 Mart 2016 Perşembe günü EY Türkiye İstanbul Ofisi’nde düzenlendi.

Açılış konuşmasını EY Türkiye Danışmanlık Bölüm Başkanı ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef ve EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Arzu Pişkinoğlu’nun gerçekleştirdiği etkinlikte, “Kontrol optimizasyonu, risk, kontrol ve denetim süreçlerinin dönüşümü” ve “Siber kriz yönetimi” konuları ele alındı.

EY Türkiye "Bankacılık İç DenetimGündem Toplantısı"

Uluslararası Akademik Forum 2016 Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) ve Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı (MODAV) işbirliğiyle düzenlenen “Uluslararası Akademik Forum 2016” Boğaziçi Üniversitesi ev sahipliğinde 6 Mayıs 2016 Cuma günü gerçekleşti. TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun’un moderatörlüğünü yaptığı, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin de katılımıyla gerçekleşen “Mesleki İnovasyon: Yeni Nesil İş Dünyasında Mesleki Etkileşim” oturumunda EY Türkiye Ülke Başkanı Mustafa Çamlıca, Deloitte Türkiye Ülke Başkanı Hüseyin Gürer, KPMG Türkiye Ülke Başkanı Ferruh Tunç ve PWC Türkiye Ülke Başkanı Haluk Yalçın konuşmacı olarak yer aldılar.

Uluslararası Akademik Forum

EY etkinlikleri

26 | TurkEYnews

EY Türkiye, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu senede "Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı”nda“Platin Sponsoru” oldu. 3-4 Mart tarihinde Milli ReasüransKonferans Salonu’nda 7.'si gerçekleşen konferansta,alanınla lider birçok ulusal ve uluslararası firmanın üst düzeyyöneticileri bir araya geldi.

EY Türkiye standının da yer aldığı konferansa EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Ortağı Emre Beşli, EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Direktörü ve Siber Güvenlik Hizmetleri Lideri Ümit Şen ve EY EMEIA Danışmanlık Merkezi Kriz Yönetimi ve Devamlılık Program Lideri Ender Bebek konuşmacı olarak katıldı.

7. Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı (BTYD)

EY Turkic Network ve TurkishWIN@London işbirliğiyle 22 Mart 2016 Salı günü düzenlenen 'Sliding Doors' etkinliğinde, EY EMEIA Bölgesi Stratejik Büyüyen Pazarlar Lideri ve Kurumsal Finansman Şirket Ortağı Demet Özdemir kariyeri ve başarı öyküsü ile konuşmacı olarak yer aldı.

Sliding Doors Etkinliği - TurkishWIN@London ve EY Turkic Network

Sayı 12

TurkEYnews | 27

EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri'nin, EY'nin küresel iş ortağı olan SAP ile birlikte düzenlediği ve GRC çözümlerininperakende sektöründeki farklı uygulamalarına ilişkinörneklerin ve başarılı projelerin paylaşıldığı “SAP GRCÇözümleri Perakende Etkinliği”, perakende sektörünün üstdüzey iç denetim, finans ve bilgi teknolojileri yöneticilerininde katılımıyla, 23 Mart 2016 Çarşamba günü EY Türkiyeİstanbul Ofisi’nde gerçekleşti.

EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı Selim Elhadef ve EY Türkiye Denetim Hizmetleri Bölüm Başkanı Dilek Çilingir Köstem’in açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte, EY EMEIA Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Füsun Patoğlu Cengiz ile bölüm kıdemli müdürleri de konuşmacı olarak yer aldılar.

EY Türkiye - SAP GRC Çözümleri Perakende Etkinliği

"EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı" mentorları ile TurkishWIN üyeleri ve mentorları, 24 Mart 2016 Cuma günü EY Türkiye ofisinde bir araya geldi. Intel Yeni Donanım Grubu Başkan Yardımcısı ve İş Geliştirme ve Strateji Genel Müdürü Ayşegül İldeniz'in konuşmacı olarak yer aldığı bu etkinliğin ev sahipliğini, EY Girişimci Kadın Liderler Programı EMEIA Lideri Demet Özdemir ve programınTürkiye Lideri Özge Gürsoy ile programın EMEIA Direktörü İmge Kaya Sabancı üstlendi.

EY Türkiye –Ayşegül İldeniz & TurkishWIN ve EWW Program Mentorları Sohbet Toplantısı

EY etkinlikleri

28 | TurkEYnews

Uluslararası Vergi Araştırmaları Derneği (IFA) tarafından düzenlenen "Yeni Tezler, Genç Sesler Seminerleri” serisinin 3. ayağı EY Türkiye’nin katkılarıyla 24 Mart 2016 Perşembe günü Orjin Maslak Toplantı Salonları’nda gerçekleşti.

Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi

Doç. Dr. Leyla Ateş’in moderatör olarak yer aldığı seminerde; Genç IFA Türkiye ve EY Türkiye Vergi ekibi “Vergi Hukuku’nda Uzlaşmanın Anayasal İlkelere Aykırılığı ve Yükümlü Haklarına Etkisi (Mülkiyet Hakkı ve Hak Arama Hürriyeti Özelinde İnceleme)” konularında sunumlarını gerçekleştirdiler.

EY Türkiye – Young IFA Yeni Tezler ve Genç Sesler Seminerleri 3

EY Türkiye’nin YükselKarkınKüçük Avukatlık Ortaklığı ile birlikte düzenlediği “Sağlık Sektöründe Şeffaflık Konferansı”, sektörde faaliyet gösteren ve önde gelen firmaların 60’dan fazla üst düzey yöneticisinin katılımıyla, 22 Mart 2016 Salı günü Four Seasons Bosphorus Hotel’de gerçekleşti.

Açılış konuşmasını EY Türkiye Denetim Hizmetleri Bölüm Başkanı Dilek Çilingir Köstem’in yaptığı etkinlikte, EY Türkiye Denetim Hizmetleri Kıdemli Müdürü Oytun Önder ve EY Türkiye Denetim Hizmetleri Müdürü Yiğit Deniz Bulutlar sunumlarını gerçekleştirdiler. Programda, YKK Avukatlık Bürosu’ndan Gökhan Gökçe, Sinem Aydın, Zeynep Ergün, Sibel Yılmaz Atik ve Araştırmacı İlaç Derneği Başkan Vekili Emin Fadıllıoğlu da konuşmacı olarak yer aldılar.

Sağlık Sektöründe Şeffaflık Konferansı

Sayı 12

TurkEYnews | 29

https://www.instagram.com/eyturkiye/

https://www.instagram.com/eyturkiyekariyer/

Artık Instagram'dayız!

Bizden haberler için hesaplarımızı takip edebilirsiniz!

Bizden haberler

30 | TurkEYnews

Eğitim konusu Eğitim tarihi Ücret

Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Yasa Tasarısı, Mevzuatın Getirdikleri 26.02.2016 650 TL

Temel Gümrük ve Dış Ticaret Eğitimi 08.03.2016 650 TL

İş Hukukunda Özellikli Uygulamalar 10.03.2016 650 TL

Elektronik Uygulamalarda Güncel Gelişmeler (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Saklama, e-Bilet) 14.03.2016 650 TL

Banka ve Finans Kuruluşlarında Kurumlar Vergisi Uygulamaları 17.03.2016 650 TL

Türev İşlemlerin Vergilendirilmesi 25.03.2016 650 TL

Transfer Fiyatlandırması ve Dokümantasyonu 05.04.2016 650 TL

Gümrük Kolaylıklarından Yararlanma Yolları 07.04.2016 650 TL

Banka ve Finans Kuruluşları için BSMV ve Damga Vergisi Uygulamaları 12.04.2016 650 TL

Kurumlar Vergisi Beyannamesi Öncesi Son Hatırlatmalar 14.04.2016 650 TL

Şirket Yöneticilerinin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu 04.05.2016 650 TL

Dahilde İşleme Rejimlerinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri 26.05.2016 650 TL

TTK Kapsamında Şirketler Hukuku'nda Uyum Yükümlülükleri 07.06.2016 650 TL

Gümrük İncelemelerinde Süreç Yönetimi ve Uyuşmazlıkların Çözüm Yolları 09.06.2016 650 TL

Yurt Dışına Yapılan Ödemelerin Vergilendirilmesi 14.06.2016 650 TL

Hukuki ve Vergisel Açıdan Yabancıların Türkiye’de Çalıştırılması ve Dikkat Edilmesi Gerekenler 16.06.2016 650 TL

Şubat - Haziran 2016 eğitim takvimimiz

Eğitim takvimi

EY Eğitim Takvimi Şubat - Haziran 2016

Sayı 12

TurkEYnews | 31

© 2

016

EYG

M L

imite

d. A

ll R

ight

s Re

serv

ed. E

YG

no.

FY

0031

. ED

Non

e.

ey.com/betterworkingworld #BetterQuestions

Tek soru dünyayı değiştirebilir mi?