baŞarimuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası,...

38
BAŞARI Tiyatro için oyun : 2 Perde Yazan : Müzeyyen Engin Erim KİŞİLER : _________________________ İHSAN : Kayınbaba adayı. Kız babası. NAMIK : Kayınbaba adayı. Oğlan babası. FERİT : Damat adayı. NAMIK’ın oğlu. NURDAN : Dansçı kız. NEYYİRE : Pansiyoncu hanım. SÜLÜN : NURDAN’ın annesi. PATRON : Lokanta sahibi. GÜLŞEN : Müşteri ilişkileri sorumlusu. TARIK : Muhasebeci. KEREM : Genç doktor. CAN : Diğer bir genç doktor. 1.GARSON / 2.GARSON / 3.GARSON

Upload: others

Post on 09-Jul-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

BAŞARI

Tiyatro için oyun : 2 Perde

Yazan : Müzeyyen Engin Erim

KİŞİLER : _________________________

İHSAN : Kayınbaba adayı. Kız babası.

NAMIK : Kayınbaba adayı. Oğlan babası.

FERİT : Damat adayı. NAMIK’ın oğlu.

NURDAN : Dansçı kız.

NEYYİRE : Pansiyoncu hanım.

SÜLÜN : NURDAN’ın annesi.

PATRON : Lokanta sahibi.

GÜLŞEN : Müşteri ilişkileri sorumlusu.

TARIK : Muhasebeci.

KEREM : Genç doktor.

CAN : Diğer bir genç doktor.

1.GARSON / 2.GARSON / 3.GARSON

Page 2: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

BAŞARI

1.PERDE

(Sahne, Doyuran Lokantasının arka sokağa açılan bölümlerinden biridir. Başkamekânlar için kullanmaya da elverişlidir. Uzunca bir hol gibidir. Bir antikayazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılırkapanır tahta koltuk ve iskemleler, bir küçük bölmede NURDAN’ın tuvaletmasası, hepsi buradadır. Pek çok yere geçit verir. PATRON’un ofisi de burayaaçılır.)

(NEYYİRE HANIM, tepside kahveler, kolunda ütülenmiş bir ceketle sahneyegirer. NEYYİRE HANIM’da cami yıkılmış, mihrap yerindedir.)

NEYYİRE (Kenardan aldığı iki sandalyeyi sahnenin önüne açarken) Kahven hazır, canım,gel.

İHSAN (Dışarıdan) Ceketimi göremedim?...NEYYİRE Burada, balkonda; yanımda, canım, gel!İHSAN (Girer. Onda da mihrap yerli yerindedir.) Yoksa bir de ütüledin mi? Ama, hiç

gerek yoktu... Gene de sağ ol!NEYYİRE Koskoca Ali İhsan Tolon, buruşuk yakayla dolaşamaz! (Ceketi giydirir. Alıcı

gözle bakar.) Niye ille bunu giyiyorsun, anlamıyorum ki... Bir türlü aklımalmıyor!

İHSAN İşimin gereği! Bir çeşit üniforma say. (Telâşla ceplerini yoklar.)NEYYİRE Zarfını arıyorsan, bende. Korkma! Ellemedim.İHSAN Korktum! Evde bıraktım sandım!NEYYİRE Hangi evde?... Yani senin, ayrıca, bir başka evin de mi var!?İHSAN Çalıştığım yerde demek istedim!NEYYİRE Anlamamı bekleme. Üzerindeki elbise, eskiciden alınma. Cebinde haftalardır

postaya atmadığın bir mektup gezdiriyorsun. Çalıştığın yere, ev diyorsun...(Mektup zarfını uzatır.) Al! Bin yıllık dostluğumuz olmasa çoktan açıp içinebakmıştım. İnsanda merak diye bir şey var.

İHSAN Aslında bunu postalamama bile gerek yok ya. Vermeye karar vermem yeter.Üzerindeki adres, zaten çalıştığım yer... (Zarfı iç cebine koyar. Oturupyerleşir.) Burayı ve seni, benim için hiç değişmemiş bulmak bana ne kadar iyigeldi bilsen. Gerçekten biz bin yıllık dostuz. Annenle baban, gençlikyıllarımda bana ailedenmişim gibi davrandılar. Unutamam.

Page 3: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

NEYYİRE (Güler.) Onların niyetleri başkaydı! Avrupa’ya gitmeyeydin, belki debaşarırlardı; kim bilir! Belki de bugün ben, koskoca bir Bayan Tolon’dum!Ah! Güzel rüya!... Peki ya sen?... Sen de kızını evlendirmek için dönmüştünhani? Hiç sözünü etmiyorsun. O da mı suya düştü?

İHSAN Yoo, hayır!... Ben tam gaz, o iş üzerindeyim!... (Sonunda söylemeye kararvermiştir.) Kızımın gelin gideceği eve, uşak olarak girdim!

NEYYİRE Daha neler?!... İnanmam!... İnanayım mı yani?... Ama neden?İHSAN Tanımak için.NEYYİRE Soruşturma yani.İHSAN Denebilir.NEYYİRE Kızına düşkünlüğünü bilirim ama bu kadarı da fazla.İHSAN Hayır, hayır, hiç ilgisi yok. Derdim başka benim. Benim derdim, bakalım bu

insanlar başlarına gelecek belâyı hak ediyorlar mı? (Çok içten) Korkarımbenim kızım onlara lâyık değil, Neyyire.

NEYYİRE Hadi canım, sen de! Bu ne biçim konuşma!... Ne biçim babasın sen?...İHSAN (Cebine koyduğu zarfı yeniden çıkarır.) Tam Viyana’dan ayrılıyordum;

kızımdan bu mektubu aldım! (Zarftan çıkardığı iki kâğıttan birini ayırır, açar.NEYYİRE’ye uzatır.) İşte! Zarftan bu çıktı!

NEYYİRE (Okur.) “Bir tanem! Bana bir koca buldular. Çok şeker bir çocuk. Hiç biritirazım yok. Nikâhtan sonra hür bir kadın oluyorum! Her zaman senin,Nilüfer’in!” ...(Şaşkın bir şekilde anlamaya çalışarak bir daha okur.) “Birtanem! Bana bir koca buldular. ..... Hür bir kadın oluyorum!... Her zamansenin...!”...

İHSAN Kızımın mektupları hep böyledir. Bir iki satırlık pusulalar. Herhaldesevgilisine ve bana ayni anda yazdı ve zarflar karıştı...

NEYYİRE (Ağzı açık kalmıştır.) Şimdi ne demek oluyor bu?İHSAN Anlamı açık! Kızım, yapacağı evliliğe parasıyla birlikte, aşığını da götürüyor.

Olay, bu! Tatsız bir durum ve ben öğrenmiş bulunuyorum.NEYYİRE Ne yapmayı düşünüyorsun?İHSAN Ben karşı tarafın bunu bilmesi gerektiğini düşünüyorum! (NEYYİRE’ye

ikinci kâğıdı verir.)NEYYİRE (Okur.) “Sayın Dünürüm. Kızımın, yanlışlıkla elime geçmiş olan bir

mektubunu ekte gönderiyorum. Karar sizindir. Saygılarımla, Ali İhsanTolon.”...........

İHSAN Bankerimden öğrendim; -Kızımın çöpçatanı odur.- dünürüm olacak adambelini fena incitmiş, geçici bir uşak arıyormuş. Biz yalnızca mektuplaşmıştık.Beni tanımaz. Kimliğimi gizledim; işi aldım.

NEYYİRE ...Hiç akıllı insan işi değil!... Bu bana dediğini yapma. Sakın yapma! Kızınıngeleceğiyle oynamak olur.

İHSAN Yapma demek kolay... Artık onları tanıyorum. Ah, Neyyire! Onlar, çok iyiinsanlar! Yurt dışında kadın erkek ilişkileri bana ters düştükçe, bereketülkemizde işler böyle değil diye hep şükretmişimdir. Beni en yakınımhançerledi.

NEYYİRE Amman, canım! Hep söylerim. İnsan, her yerde ayni insan.İHSAN Beni kendi kızım hançerledi! Halasına emanetti. Kadının yüreğine inecek.NEYYİRE Benim anladığım, kadıncağız, senin kızını biraz fazla sıkmış.İHSAN En iyi okullarda okudu! Bir ülkede tüm değerler nasıl böyle tepe taklak, ters

yüz olur; yok olup gider?NEYYİRE Aman, canıım!... İnsanlar bozuluyor! Değerlere bir şey olduğu yok. Onlar

oldukları gibi duruyorlar.İHSAN Nerede?NEYYİRE Ne bileyim nerede? Bir yerlerde elbet.

Page 4: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

İHSAN Ancak özlemlerimizde.NEYYİRE İyi ya, en korunaklı yerde!İHSAN ...Karar anı geldi, çattı. Mektubu verecek miyim; vermeyecek miyim? Kızım

öbür gün geliyor.NEYYİRE Elbette vermeyeceksin! Tut ki böyle bir mektuptan, aşıktan falan hiç haberin

olmadı.İHSAN Ama, oldu. Kader olmasını istedi ve kararı bana bıraktı.NEYYİRE Senin sorumluluk anlayışın zaten insanın başına olmadık işler açar.

Gençliğimizde de, arkadaşınla seviştiğimizi anneme sen söylemiştin.İHSAN Ben sana göz kulak olsunlar istedim. Avrupa’ya gidiyordum. Seni nasıl

korunmasız bırakırdım?NEYYİRE İyi ya işte! Beni apar topar ölen kocamla evlendirdiler. Ben ömür boyu

pansiyoncu kaldım. O alçak, Avrupa’ya, senin yanına sığındı. Şimdiİsviçre’de iki villası var.

İHSAN Ve de uluslar arası iki de metresi.NEYYİRE Her neyse... Bırak onu şimdi. Bilir bilmez bir skandala ne gerek var? Evliliği

boz; olsun bitsin.İHSAN Ah, Neyyire! Şimdi bamtelime bastın işte. İşin bir de öbür kirli yüzü var. Bu

evlilik benim korkunç işime yarıyor. Kamulaştırma parasıyla iyi bir yatırımyapmazsam biterim. Bizim dünür tam da fabrikasını büyütmek için sermayeararken, bu yatırım görünürde tek çarem.

NEYYİRE O zaman; bari, üzülme... Hem belki olayı yanlış yorumluyorsun. Bak şimdibize! İkimize! Sen benim dairemde banyo yaptın. Bu kuytu balkonakapanmış sohbet ediyoruz. Hakkımızda ne diyorlardır, acaba?

İHSAN (Hemen ayağa fırlar.) Ulu Tanrım! Başkaları ne der?... Nasıldüşünemedim?... Seni zor durumda bıraktım. Bağışla! Bir daha olmaz!

NEYYİRE Bırak Allah Aşkına! Keşke daha fazlası olsa... Hangi dünyalardan geldin sen?Benim artık başkalarına aldırmama lüksüm var! Ben yalnızca durumadeğindim. Bırak konuşsunlar. Ağızlar torba değil. Elbette konuşacaklar...Gidiyorsun!... Keşke biraz daha kalsaydın... Dur bari seni geçireyim...(İskemleleri kapatıp kenara çeker. Kahve tepsisini alır. Çıkarlar.)

(Işıklar sönüp yanar. İHSAN antika yazı masasının başında ayaktadır.Elindeki dosyadan sayfaları çevirip bir şeyler arar.)

NAMIK (Dışarıdan seslenir.) Abuz-ittin? Hangi cehennemdesin!?...(İHSAN dışarıya doğru bir göz atarak sayfaları çabuk çabuk çevirir.)

NAMIK (Daha yakından) Abuz-ittin?... Neredesin be adam?...(İHSAN dosyayı masanın üzerine yerleştirir, çıkar. Az sonra koluyla destekverdiği NAMIK’ı sahneye getirir. NAMIK, İHSAN’la ayni yaşlarda,Anadolu’luğunu görünümünde saklamış, şirin ve cin gibi bir adamdır.Konuşması ise çok düzgündür.)

NAMIK Bak, Abuzittin! Çağrılınca yetişmekte gecikiyorsun. Sen bu Abuzittin adına,hiç mi hiç alışamadın.

İHSAN (NAMIK’a karşı saygılı davranışta hiç kusur etmez.) Haklısınız, Efendim.Alışması güç bir ad... Ama, inanın tam hak ettiğim ad!

NAMIK (Masaya tutunup kendisini dikleştirir.) Yook, hayır! Artık bu Abuzittin’ideğiştireceğiz. İçinde ille de ‘it’ olacaksa, başka bir it’lisini buluruz, senorasını merak etme.

İHSAN İzninizle; kafa kâğıdım gelinceye kadar Abuziddin’de anlaşmıştık, Efendim!NAMIK Peki nerede kafa kâğıdın? Ha?... Hâlâ gelecek!İHSAN Artık kesin konuşabiliyorum, Efendim. Öbür gün elinizde olacak!

Page 5: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

NAMIK Demek kesin?!... Öyle olsun bakalım... Oldukça özel bir gün olacak; nedersin? Gelinim de o gün geliyor. Oğlumun nişanlısıyla tanışacaksın.Bakalım, sen onu nasıl bulacaksın. (İç geçirir.)

İHSAN Sanırım içiniz rahat değil. Acaba bu evlilik yüzünden mi?NAMIK İlgisi yok. Midem rahat değil!İHSAN (NAMIK’ı özenle oturturken) Ne kızı, ne aileyi tanımıyorsunuz. Ben olsam

endişe ederdim.NAMIK Tanısam, tanımasam, ne fark edecek? Soruşturduk; ‘İyi aile’ dendi. Kızın

babası işi büyütecek sermayeyi koyuyor. Daha ne isterim?... (Masanın üzerinebakar. Çatınır.) Bu masaya ne yaptın sen?

İHSAN Bir azıcık çekidüzen...NAMIK Sana “Masama dokunma!” demiştim! Bu masaya yaklaşmayacaktın bile! Her

şey benim koyduğum gibi duracaktı. Sana tembih etmemiş miydim? Beniduyuyorsan, cevap ver.

İHSAN Evet, Efendim!NAMIK Ne? Evet Efendim?İHSAN Duyuyorum; anlıyorum; ona evet dedim, Efendim.NAMIK Dosyalarımla ne işin var senin?... Dur bakayım. Sanayi casusu olmayasın

sen?... Elbette!... (Ayağa kalkar.) Kim hesabına çalışıyorsun? Bana şerefinlesöyle!

İHSAN Şerefimle temin ederim kendi hesabıma, Efendim!NAMIK Niye sana inanayım ki?... Gözünü kırpmadan yalan söylüyor olabilirsin. Şu

üzerindeki elbise, bir beyefendinin eskileriydi; öyle dedin, değil mi?İHSAN Evet, Efendim! En eskileri!NAMIK Efendim, efendim deyip durma bana boyuna.İHSAN İzninizle, efendim demek bana yerimi hatırlatıyor.NAMIK Yani, bu evin uşağı olduğunu!İHSAN Sizin uşağınız olduğumu!NAMIK Evet! Cebinde efendisine yazılmış bir mektupla dolaşan bir uşak! Hâlâ

cebinde mi mektubum?... Göster bakayım!... Ver artık onu bana!İHSAN (Çıkarıp gösterdiği zarfı gene cebine koyar.) İzninizle; postaya verilmemiş bir

mektup, yazanına aittir! Kusura bakmayın. Henüz gönderipgöndermeyeceğime karar vermiş değilim. Ayrıca, oğlunuz kapımı vurmadanodama dalmasaydı, bu mektuptan haberiniz dahi olmayacaktı.

NAMIK Bulunmaz uşak olduğunu söyleyip şımarttık ya bir kere... Kahrolası belağrılarım olmasa seni hemen kovardım...

İHSAN Sağ olun, Efendim! Bir uşaktan ne beklenebilecekse, onu yapmaya özengösteriyorum.

NAMIK Ahkâm kesmeyi bırak hadi, bana pijamalarımı getir.İHSAN Af buyurun... Az sonra oğlunuz, buraya gelecek. Yani sizi görmek isteyecek.

Yani baba-oğul arasında ufak bir görüşme geçecek. Şuradan biliyorum ki, azönce ana-oğul konuşurlarken duydum.

NAMIK Peki, pijamamı giymemle ilgisi ne?İHSAN Ehemmm! Sanırım konu az biraz otorite gerektirecek. Yani pijama uygun

kaçmayabilir.NAMIK Ne zamandan beri özel işlerimin kâhyası oldun?İHSAN Sanırım, bu paylamayı hak ettim. Efendim!NAMIK Pijamalarımı buraya getir. Beni burada soy. Beni burada giydir. Açık seçik

anlatabildim mi, uşak beyefendi?İHSAN Hay hay, Efendim! (Çıkar.)NAMIK (Dolaşırken söylenir.) Az biraz otorite gerektirecekmiş!... Adam beni

çıldırtacak! (Masasının önünde durur.) Bulunmaz uşak olduğu bu dosyayı

Page 6: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

gözümün içine sokmak için açığa koymasından belli. (Dosyayı eline alır.) Aliİhsan Tolon’un kamulaştırma dosyası!... Ali İhsan Tolon!... Adamın adı bileağız dolduruyor... Oğlumun kızıyla evleneceğinden başka hakkında nebiliyoruz? Bütün işlerini üzerimize yıktı; kendisi Avrupa’da sefasınısürmekte... Beyzadem!... (Dosyayı masaya fırlatır.) Bu gece bununlauğraşacak değilim... (Yeniden eline alır.) Gözümün önünde durmasın...(Eğilip en alt çekmeceye atar. Ancak bir daha doğrulamaz.) Aaah!...Aaaahhh, belim! Abuzittin; yetiş! Belim, belim, belim!... Yetişsene, beadam!

İHSAN (Pijama ve terliklerle girer.) Geldim, Efendim!NAMIK Gel! Gel!İHSAN Sanırım gene belinizi incittiniz.NAMIK Hadi doğrult!İHSAN Sizi doğrultmaktansa, belki oturtmak, daha uygun olacak. Kesinlikle daha

kolay olacak... Efendim! (Masanın döner koltuğunu NAMIK’ın arkasındanona yaklaştırır.) Bir saniye dişinizi sıkın. (Koltuğun gerisinde durur.Uzanarak pantolon kemerini açmaya çalışır.)

NAMIK Be adam! Ne yapmaktasın?...İHSAN Sabredin! Pantolonu da çıkaralım; bir azapta iki iş!

(İHSAN, pantolonu kalçadan sıyırır. NAMIK’ı koltuğa oturtur. Önüne geçipayakkabıları çıkarır. Pantolonu ayaktan sıyırırken FERİT sahneye girer.Başını hemen başka yana çevirir. Öyle bekler.)

NAMIK Oooo! Oğlum gelmiş!FERİT Özür dilerim. Zamansız gelmişim.NAMIK Bak, nasıl da başını yana döndürür. Utandı, köftehor; alışkın değil... Beni

böyle don paça görmemiştir.FERİT Niye utanayım? (Gene başka yöne bakar.)NAMIK Hani, anasına bak, kızını al, derler ya; bizdeki, anasına bak, oğlunu al, oldu!

Anası, bu çocuğu böyle yaptı. Köftehorun şiir kitabı bile var. Anası bastırdı.İHSAN (Pijama pantolonunu giydirmeye çalışarak) İzninizle. Çıplaklığı gizlersek

Küçük Bey rahat edecektir.FERİT (Araya girer.) Baba! İki dakikanızı alabilir miyim?NAMIK Elbette alabilirsin. Al! Ama karşımda gözlerini yumma. Görmekten korkma.

Aç da bak! Sen de yaşlanacaksın.FERİT Baba! Ne ilgisi var?NAMIK Gerçekleri görmeyi öğren.FERİT Konuya girebilir miyim?NAMIK Bu oğlan küfür bile edemez. Bakalım, bin kûsur işçiyi çalıştıracak bir

fabrikayı nasıl yönetecek?FERİT Baba! İlle de gerekiyorsa, benim yerime kükreyecek, tükürüp küfredecek

adamı, parayla da tutarım.İHSAN (Ayağa kalkıp aradan çekilir.) İzninizle, oğlunuz haklı, Efendim.NAMIK Sen sus; uşak beyefendi! Kazık gibi durma da giydir şu pijamayı artık...

(Yeniden pijama pantolonunu giydirmek için eğilen İHSAN’ın başınınüzerinden) Bu akşam ne yapıyorsun?

İHSAN Şöyle ufak bir turdan sonra...NAMIK Oğluma sordum!...FERİT Anneme harçlığımı bırakmamışsınız.NAMIK Yarın bankaya yatırtacağım. Söylemedi mi?FERİT Yarına kadar bana gerekebilir.NAMIK Kredi kartlarına ne oldu? Hepsi de mi doldu?FERİT Nakit gerekebilir. Sizin yanınızda vardır.

Page 7: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

NAMIK Bu gece de dışarı çıkmayıver. İki gün sonra nişanlın geliyor!İHSAN (Yeniden ayağa kalkar.) Bir gün sonra geliyor, Efendim. Yarın değil, öbür

gün. Ama oğlunuzun iki özgür gecesi daha var. Orası, doğru.NAMIK Bir gece, iki gece... Har vurup harman savurmasaydı. İşi gücü para öğütmek!

Biraz da evinde otursun.FERİT (Yanına gelen İHSAN’a) Sanki ceplerime para dolduruyordu.NAMIK Yarın, hesabında ne kadar olacak, onu biliyor musun sen?FERİT Evet, annem söyledi.NAMIK Kızın gözünü kamaştırasın diye onca parayı gözden çıkarıyoruz. Gelmiş, daha

ver, diyorsun.FERİT Baba! Ödünç verin öyleyse; yarın geri vereyim...NAMIK (İHSAN’a) Aklı hâlâ havalarda... (FERİT’e) Bir tahvil çıkarma işimizi

beceremedin!FERİT Söyledim size. Tahvil çıkartacak güçte değiliz. Kuralları var!NAMIK O zaman anladın mı neden umudumuz o kayınpederin olacak salağın

yatırımında? Ha?...İHSAN Salak mı?... Kayınpeder Bey mi salak?NAMIK Sen sus, Abuzittin!FERİT Lütfen, baba! Şurada hepsi hepsi iki özgür gecem kaldı. Beni Aslı Nurdan’la

tanıştıracaklar!NAMIK O da kimmiş?İHSAN (Yetiştirircesine) Doyuran’daki dansçı kızdır, Efendim! (Ferit’e döner.) Sizi

kim tanıştıracak, Küçük Bey? Ben tanıştırabilirdim.FERİT Piyanisleri! Küçüklük arkadaşımın arkadaşı!...NAMIK Ne yapalım! Hovardalığa geç soyundun. Artık hevesini nişanlına sakla.

Dansözden ucuza çıkar. Hem de evlenmeyi pekiştirir...FERİT ...Siz benden ne yapmamı bekliyorsunuz?NAMIK Kızı gebe bırak! Onu da mı beceremezsin?FERİT Baba! Nişanlım iyi aile kızı!İHSAN Becermesine becerir, Efendim, de...NAMIK (İHSAN’a) Ne geveleyip duruyorsun? De hadi, de!İHSAN Belki bu telâşa hiç gerek yoktur. Belki kız da, bu evlenmeye sizin kadar can

atıyordur.NAMIK Proje yatırımcımız kızın babası olunca işi sağlama bağlamalı, Abuzittin!

Fabrikayı gecikmeksizin büyütmek zorundayım. Benim sınıf arkadaşlarım yurtdışından ihaleler alıyorlar. Ülke şişerken sen de şişeceksin. Yoksa ufalanırgidersin. Bu evlenmeye dört elle sarılmamız gerek.

İHSAN İyi de, siz başka şeyle sarılıyorsunuz.NAMIK Şeyle meyle... Kayınpeder yatırım yapmazsa halimiz duman. Adamı

tanımıyoruz. Avrupa’dan dönecek de, düğün yapılacak da... Gençleregüvenilmez. O zamana kadar bunlar bin kez nişanı bozarlar. Otursun oturduğuyerde.

FERİT (Yanına gelen İHSAN’a) Ben yandım, Abuziddin!İHSAN Geçliğinde o da ne naneler yemiştir. Azıcık pohpohlayın. Yumuşar.FERİT Baba, siz hiç mi genç olmadınız?NAMIK Ben mi? Ben salağın tekiydim. Bir kez şeytana uydum; bir ay tedavi gördüm!FERİT (Kırgın bir tavırla) Hiç değilse arabayı alabilir miyim?BABA Aşırı hızdan gene ceza yemişsin. Yetti! Hayır!FERİT (Usul sesle) Abuziddin! İmdat! Yetiş dedim! Yardım et!İHSAN (Buluşundan dolayı keyifli) Sanırım girdiğiniz bahsi babanıza açmalısınız,

Küçük Bey.FERİT (Dişlerinin arasından) Ne bahsi?

Page 8: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

İHSAN (NAMIK’a) Dansöz kızın kasığındaki ben üzerine, Efendim!... O ben, yıldızamı, karanfile mi benziyor?... Bu gece yakın plandan saptama şansı olacağına,Küçük Bey Doyuran’da bahse girmiş bulunuyorlar.

NAMIK ... Demek benim oğlum, böyle bahislere de giriyor... Peki nesine? Parasına,deme bana.

İHSAN Parasına giremedi. Hayır! Küçük Bey kaybederlerse, onların firmalarıhesabına çalışacak! Yani, bir süreliğine.

NAMIK Ne kadar süreymiş bu?FERİT (Havaya girerek) Üç ay!...NAMIK İyi! Ne bulunmaz Hint kumaşı olduğunu onlar da görsün...

(NAMIK ayağa kalkıp arkasını döner. İHSAN hemen gider, bilekteki pijamayıbele çekip düzeltir. Sonra gene FERİT’in yanına gelir. Bir sessizlik olur.)

FERİT İnanmadı...NAMIK (Yüzünü döner.) Sana inanmadım, Abuzittin! Benim oğlum, dansöz karılar

uğruna bahse mahse girmez. Nasıl ki ben de girmem. Ama oğlumla bir bahsevarım... (Cüzdanından para çıkarır. Anahtarlarla birlikte Ferit’e uzatır.) Al!...Geceyi, kızla geçirdiğini bana kanıtla. Araba temelli senin! Beceremezsen,yarın sabah, atölyede iş başı yapıyorsun, ona göre. Saat yedide!

FERİT (Sızlanır.) Baba! Sıfırdan başlamanın modası geçti! Boşuna zaman kaybı!NAMIK Saat yedide... Bahse girmiyorsan ver hepsini geri.FERİT Yoo, yoo, girdim, girdim. Hepsi kabul! (Çabucak çıkar.)NAMIK (Kıs kıs gülmektedir.) Gördün mü? Otoritenin de modası geçti.İHSAN İzninizle, sorabilir miyim? Bu tehlikeli oyuna ne gerek vardı?NAMIK Sen çanak tuttun... Hem bir şey değişmez. Arabayı zaten verecektim.İHSAN Ya kıza kapılır da gözü başka hiç bir şey görmezse... Bir bakarız, oğlan elden

gitmiş.NAMIK Merak etme. O daha şimdiden, senden benden tutucu. Ekonominin

buyruğundan çıkamaz. Evlenmeyi tehlikeye atamaz. Zaten, eğer oğlumutanıyorsam, o bu tür kızlarla iş miş beceremez. Bak, becerirse de helâl derim!Başarı, başarıdır!

İHSAN Doğrusu bu bana da sürpriz oldu, Efendim! Bir kızcağızı becermeyi başarıdansayanlardan olduğunuzu düşünemezdim.

NAMIK Ben niye herkesten farklı olayım?... Ben bu dünyaya uzaydan mı düştüm,Abuzittin? (Keyiflenmiş dolaşır.) Yıldız mı, karanfil mi?... Orada herkesmiyop mu?... (Birden durur.) Hepsini sen uydurdun, değil mi?

İHSAN Bahis gerçek, Efendim! Gerçi bahsi tutuşanlar başkaları. Vitrin fotoğraflarıbenleri belgelememiş. Kızsa bir süredir örtündü. Tüllere falan sarındı.

NAMIK Sen nereden biliyorsun?İHSAN İzninizle, Perşembe akşamları yemeğimi orada yiyorum. Kızın dansını,

oğlunuza ben salık verdim.NAMIK Demek, izinli olduğun akşamlar, Doyuran’da yemek yiyebiliyorsun...

Herhalde gazinoda yediklerinin parasını da benden çalıyorsundur.İHSAN Orası gazino değil, Efendim; lokanta! Ayrıca bana verdiğiniz haftalık, henüz

bir akşam yemeğime yetiyor.NAMIK Niye paranı biriktirmiyorsun sen de herkes gibi?İHSAN (Eğlenir.) Hiç akıl etmedim, doğrusu... Sanırım; bu uşaklık işini pekalâ

sürdürebilirim!NAMIK. Pekalâ! Öyleyse tam bir uşak gibi bana hizmet et. Al şu parayı. Bakalım

hafiyeliği becerebilecek misin? Oğlumun peşinden git. Ne yaptığını gör. Bizeüç kâğıt açmasın.

İHSAN Zevkle, Efendim!NAMIK (Parayı sallayarak) Al şunu!

Page 9: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

İHSAN Bugün Perşembe. Zaten orada olacağım.NAMIK Fazla paranın göz çıkardığı nerede görülmüş?İHSAN (Parayı alır. Pantolonla ayakkabıları da alır. Çıkmadan önce durur.) İzninizle,

bir şey sorabilir miyim? Şu dünürünüz... Kendileri neden salak oluyorlar,acaba?

NAMIK Kendileri neden mi salak? O herif tam bir salak! Çünkü o paha biçilmeztopraklarında onca zenginliği işleteceğine, yalnızca öküzler gibi otlamış daondan salak!... Eee? Bu kez fikrini söylemedin?

İHSAN Sanırım... Nutkum tutuldu, Efendim!NAMIK Dur biraz!... Sence nasıl bir kız... Şu dansçı dediğin... Oğlumun görmeye

koştuğu kız?İHSAN Görünüşte, günümüz kızlarından biri... Yani hoş bir şey!... Ama dans ederken;

bambaşka bir şey! Salık veririm, siz de gidin onu seyredin. İnanın, insana çokiyi geliyor. Özellikle de bana!... İzninizle, Efendim, gidebilir miyim?Yapacak çok işim var! (Çıkar.)(Arkasından NAMIK da pijama ceketini alarak sahneden çıkar.)

( Işıklar söner ve hemen yanar. İHSAN cüzdanının içindekileri gözdengeçirerek sahneye girer. Başka yönden giren NEYYİRE ile karşılaşır.)

NEYYİRE (Şaşırır.) Sen odanda mıydın?İHSAN Yalnızca uğradım! Kimlik, kredi kartları falan. Yanıma aldım. Bu gece

Doyuran’dayım ya! Gerekecek. Ayrıca da görevliyim.NEYYİRE Ben oraya hiç gitmedim. Üstelik burnumuzun da dibi.İHSAN Gitmelisin. Dansçı kızıyla ünlendi. Yemekleri de çok iyi.NEYYİRE Bir götüren çıkmadı.İHSAN Fırsat yarat. Değer.NEYYİRE Demek görevlisin. Ne görevi bu?İHSAN Benim damat adayına göz kulak olacağım. Yanlış söyledim. Onu

gözetleyeceğim. Babası, casusu olmamı istedi.(Takım elbiselerini giyinmiş iki genç, KEREM’le CAN, sahneye girerler.)

CAN Tara-na-naaam!... Huzurlarınızda Kerem-Can ikilisi!... Neyyire Hanım!Söyleyin. Nasılız?

NEYYİRE Her zamanki gibi; sen komiksin!CAN Beyaz dışında ne giysem bu hanıma çizgi filim karakteriyim!KEREM Vazgeçtim, Can; ben gitmeyeceğim... Nasıl olsa yoğun bakımdan rahat

vermezler. Sen yalnız git!CAN Asla! Topla tüfekle de olsa benimle geliyorsun. Birlikte gidiyoruz! Oyun

bozanlık yok!NEYYİRE Nereye götürüyorsun onu bakayım?CAN Doyuran’a! Aslı Nurdan’ı seyretmeye! Nam-ı diğer Benli Nurdan’ı! Aslında,

artık Bensiz Nurdan’ı!...NEYYİRE Haaa, şu kııız! Bıçağın altına yatırdığınız!CAN Evet! Benlerini aldığımız kız! Onun davetlisiyiz. Bedava yemek! Bedava

gösteri! Biraz da biz yaşayalım, Neyyire Hanımcığım! Biz de insanız... Değilmiyiz?

İHSAN Bağışlayın; araya giriyorum! “Benlerini aldığımız kız,” dediniz. Aslı Nurdan,benlerini mi aldırdı?

CAN Aslında ona ben önerdim. Razı oldu, aldık. Ama nedense gizli tutuyor.İHSAN Hiç şaşırmadım.CAN Öyle şeylerin oralarda durması sakıncalıdır.İHSAN Demek bahisler yattı.

Page 10: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

CAN Efendim?İHSAN Önemi yok!NEYYİRE Bana bak! Bu toy atmacaya göz kulak ol. Bunun gibiler o gibi kızlara

tutulmaya teşnedirler, ha!CAN Ne demek, bunun gibiler, onun gibiler? Benimle açık konuşun, Neyyire

Hanımcığım! Hem, hep Kerem’i düşünürsünüz. Beni kim gözetecek?NEYYİRE Senden yana korkum yok! Sen bir kızı baştan aşağı önce boyayıp, sonra da

fotoğrafını çekeceksin ki, o fotoğrafa aşık olasın. Poster delisi!CAN Anacığım! İki gözüm! Tam da o dediğin gibi bir fotoğraf çektir ver de, sana

aşık olayım, ne olursun!NEYYİRE Bak! Aklı sen verdin. Sonra pişman olma.KEREM (Telefonla uğraşmıştır.) Hastane bir türlü düşmüyor.CAN Yetti, yahu! Koca hastanede tek doktor sen misin? Yürü!NEYYİRE Ararlarsa çağırtırım. Orası burnumuzun dibi.CAN Sakın ha! Hele çağırt; acısını kesin çıkartırım. Yüzünü gerdirmeye elime

düşeceksin. Unutma!İHSAN (Önlerine geçerek yollarını keser.) Bu gece ben de Doyuran’da olacağım!...CAN ...Öyle mi?... Güzel! Orada görüşürüz.İHSAN Hayır, görüşmemeliyiz! Yani... Acaba karşılaşırsak... Beni görmezden

gelebilir misiniz? Bunu sizden rica edebilir miyim? Çünkü... İşte öylegerekebilir!...

CAN Ne demek, Ali İhsan Bey! Biz Doktoruz. Tüm sırlara saygılıyız. (KEREM’idürter.) Bundan sonra ancak tanıştırılırsak tanış çıkarız... Bu size yeterli mi?(KEREM’i bir daha dürter.)

KEREM Karşılaşırsak, sizi tanımıyoruz. Anladım. Endişe etmeyin.İHSAN (Kenara çekilerek yol verir.) Teşekkür ederim!...CAN O zaman, hoşça kalın!İHSAN (Kerem’le Can, sahneden çıktıktan sonra) Ah, şu güzel gençlik!... Fakat ne

rastlantı! Ferit de, -damadım olacak genç de- bu gece Doyuran’a AslıNurdan’la tanışmaya aynı hevesle gidiyor! Benim için çelişkiler gecesi...İçimden bir ses, “Bu geceyi engelle, Ferit o kıza kapılabilir,” diyor; ben olsamkapılırdım çünkü... Hem de, fena kapılırdım! Gerçi, kızımın evliliği suyadüşse, bu bir çözüm olur; vicdanıma iş düşmez. Öte yandan, bu evliliğinbozulması hiç işime gelmez! Ben hiç bir şeyi bu evlilik kadar istemedim. Herneyse... Kaderi zorlamak benim göze alacağım şey değil! Gittiği yere kadargitsin. Koptuğu yerde kopar. Ben gidiyorum Neyyire, haydi hoşça kal!

NEYYİRE (Öne atılarak) Beni de götürsene!İHSAN ...Efendim?NEYYİRE Beni de götür! Sana eşlik ederim. Beş dakikada hazır olurum...İHSAN Bu gece olmaz! Bu gece sanırım elimde bir orkestra değneği olacak. Serbest

olmalıyım. Bağışla!... Başka akşam!... Olmaz mı?... Ama, ah! Ne eşşekadamım! Niye bunu ben düşünemedim?... Ama telâfi ederim. Söz!...

NEYYİRE Boş ver!... Dert etme. Gel hadi seni geçireyim... (Çıkarlar.)

(Piyanodan özgün bir müziğin son notaları duyulur. Az sayıdaki kişininalkışları süresince sahne karanlıkta kalır. Işıklarla birlikte 1. ve 2. Garson, ayrıyönlerden girerler.)

1.GARSON O alkış niyeydi, ‘lan?2.GARSON Provayı izledik, oğlum!1.GARSON Tüh, ben kaçırdım!

Page 11: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

2. GARSON Dövünme, anam! Nurdan Ablan sana özel gösteri sunar... Uyyy! NurdanAblanın kuzusu!...(NURDAN girer. PATRON, GÜLŞEN, TARIK ve 3.GARSON, arkasındangirerler. PATRON’un kasketi her zaman başında durur. NURDAN küçükbölmesinin perdesini açar. Askıdan kimonosunu alır. Dans kostümününüzerine geçirir. Aynasının karşısına oturur. Makyajını siler. TARIK doğrucaişlik masasına geçer. Orada işiyle uğraşır.)

PATRON (NURDAN’ı aynadan izler.) Aferin!... Güzeldi!... Ben bu dansı tuttum!NURDAN Sağ olun, Patron!PATRON Bu günleri ben daha altı ay öncesinden gördüm ama, değil mi?... Bende As

Yıldızları ayırt etme yeteneği var! (Garsonlara) Ne sallanıyorsunuz ortalıkta?İşler bitti mi?

3.GARSON Sen buranın müşterisini değiştirdin! Artık millet Doyuran’a tam takımgiyinerek geliyor. Kadınların sürdüğü kokular, eskiden baharat gibi çarpardıadamın burnuna. Şimdi havada tatlı tatlı uçuşuyor. Eh, ben de her öğünmasalara yeni örtü serdiriyorum. Öyle gerekiyor... Basbayağı sınıf atladık!

2.GARSON (Aldıkları örtülerle çıkarlarken 1.GARSON’a) Bahşişlere de sınıf atlattırsaya...

PATRON Bu gece mayo giy. Ben demiyorum; istek müşteriden.NURDAN Bilmem ki... Yeni dansa pek gitmez.PATRON Öyleyse giyme. Senin dediğin olur. Sen ne dersen o!... Gülşen nereye

kayboldu gene?GÜLŞEN Buradayım, Patron!PATRON Beğendin mi sen de bu yeni dansı?GÜLŞEN Kıza hakkını vermeli. As Yıldızın olmayı hak ediyor!PATRON (NURDAN’a) Gördün mü? Haklıyım!NURDAN Sağ ol, Gülşen!PATRON Doyuran’da her gece tek bir gösteri vardır. Ama onu gerçek bir As Yıldız

sunar.GÜLŞEN Patronuna sor bakalım. Eski As Yıldızlarına ne olmuş onun?NURDAN Evlenip gitmişlerdir. Ne olacak?GÜLŞEN Hayır!PATRON Gene başlama şimdi.NURDAN (Şaka yollu) Sahi, ne oldu onlara, onlar şimdi neredeler, Patron?GÜLŞEN Ben söyleyeyim. Zavallılar!... Hepsi gazinolara düştüler! Doyuran’ın bütün

As Yıldızları, tanındıkça, kandırılıp iyi para veren gazinolara düşerler. Seninde başına gelecek. Çünkü burada ücretler asla artmaz!

PATRON Gene başlama!GÜLŞEN Başlamıyorum. Ben yalnız, işi büyütmezsek burada Nurdan dahil, kimse sür

git ayni ücrete çalışmaz, diyorum. Takımından memnunsan artık bir çaredüşüneceksin.

PATRON Kimse çenesini yormasın. Doyuran’ı gazino yapmam. Ben kanaatkârım. Ahidedelerimden geçme; genlerimde var. Siz de kanaat edin. Dinimizde var,yahu!

TARIK Şimdiki zaman, eski zaman mı, Patron? Ahi’lik Osmanlı’daydı. O birsistemmiş. Fazla kazanca zaten izin yokmuş. Şimdi öyle mi? Kâr için anasınısatanın sırtını sıvazlıyorlar.

PATRON Sizi enflasyona ezdirmiyorum. Siz ona şükredin. (Yerinden kalkar. Tarık’a)Seni unutmadım; az sonra çağırtacağım. (Çıkar.)

TARIK (GÜLŞEN’e) Sakın ortadan kaybolma! Adamın dalga boyundan uzaklaşma.İstediği an seni elinin altında bulmazsa, bizi kasıp kavuruyor.

Page 12: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

GÜLŞEN Beni altında istiyorsa, önce evlenir!... (Tarık’ın önündeki defteri çarparakkapatıp kalktığını görünce) Sustum, sustum! Otur! Bunun yanında da açıksaçık konuşmaya da gelmiyor. Şurada neşelenesin diye uğraşıyoruz!

1.GARSON (Aralıktan görünür) Patron boşalmış, Tarık Abi. Seni bekliyor. (Kaybolur.)GÜLŞEN (Tarık çıktıktan sonra) Zam koparmak peşinde... Karısı zafiyet geçiriyor...

Ama hiç umudu yok!... Burada ondan başka kemik torbası gördün mü sen?Bir bu, evine artmış yemek götürmez. Öylesine gururludur... Heey! Ağzıngene açık senin. Boyuna bir şeylere şaşman daha bitmedi mi?

NURDAN Trajedileri sen komediymiş gibi anlatıyorsun!GÜLŞEN Bu dünyayla başka nasıl baş edersin?!... Bak, ben yoksulluktan geldim.

Çıkılan basamakları az çok bilirim. Büyük aşkımı daha on beşimde yaşadım!Doğal sonuç nedir? Bilmen gerekir. Doğal sonuç, kirletilmek ve yüz üstübırakılmaktır. Ailemin yüreğine inmesin diye bir akrabama sığındım.Okurken, bir yandan çalıştım. İlk kazancımla ne yaptım, bil bakalım... Bir boyaynası satın aldım. Karşısında fiziğimi eğittim ve kendime kurallar koydum:Bir daha aşık olmaya ve yüz üstü bırakılmaya paydos!... Artık ağzınıkapatabilirsin; bitti! (Aynanın önünde duran küçük paketi eline alır.) Bu ne?

NURDAN Bilmem... Benim değil!GÜLŞEN Üzerinde adın yazılı. (Pakete iliştirilmiş kartı okur.) “Tapılacak kadına, sadık

hizmetkârından!” İsim misim yok. Kimmiş bu? (Paketin kâğıdını açar.) Birtakı kutusu! (NURDAN’a verir.) Tapılacak kadın, haydi aç kutunu!(NURDAN açınca) Oooo! Koca bir zümrüt! Ve de antika! Ailemücevherlerinden aşırılmış, kesin! Basamakları tırmanıyorsun.

NURDAN Bunu hemen geri vermeliyim.GÜLŞEN Kime?... (Aralıkta bekleyen 1.GARSON’u görür.) Memet! Gel bakayım

buraya. Sen neden orada dikili duruyorsun? Aracı mısın yoksa? Sen mikoydun bunu buraya?... Kim verdi?

1.GARSON Her gece gelir, ama tanımam. “Aldığını, gör!” dedi. Ondan orda bekledim.GÜLŞEN Nasıl biri?... Yaşlı mı, genç mi?... Yakışıklı mı?... Çirkin mi? (MEHMET

hep susunca) Bir daha böyle işlere karışma.1.GARSON Kötü mü yaptım?NURDAN Önemi yok! Bir daha yapma, yeter. Patrona veririz. Geri verir nasılsa. Götür,

kasaya koysun.GÜLŞEN Yoo, yoo, Nurdan Ablan Patron’a kendisi verir. Sen git hadi.1.GARSON Bağışla, Nurdan Abla.GÜLŞEN Sersem çocuk! Bağışlamayıp ne yapacak? İşine dön. Git hadi! (1.GARSON

çıkınca) Patron’a kendin ver. Onu bir güzel şaşırt. Biliyorsun, sanasırılsıklam aşık!

NURDAN Saçmalama. O sana aşık. Hepimizin bildiği şey.GÜLŞEN Kendisi bilmiyorsa, bana ne yararı var? O her zaman As Yıldızına aşıktır!...

Ancak as yıldızı olduğum gün, onu dize getiririm. Bunu biliyorum. Üç yıldırsesimi buna hazırlıyorum. Ustalardan ders alışım ondan. Niyetim turnayıgözünden vurmak. Neyse ki senin Patron’da gözün yok. Yok, değil mi?... Sırfmerakımdan şimdi sana bir şey soracağım. Senin buradaki hedefin ne?.. Biribunu bana sorsa, gözümü kırpmadan, kendimi güvenceye almak, derim. Seninbeklentin ne? Ulaşmak istediğin ne? Burada senin olsun istediğin ne? (Şakayollu) Yoksa her genç kız gibi, iyi bir eş, iyi bir yuva ve de kırmızı yanaklıçocuklar mı, ha?... (Duraklar.) Yoksa öyle mi?

NURDAN Bunda aykırı ne var?GÜLŞEN Hey Allah’ım!... O zaman senin, burada işin ne?NURDAN Hayatımı kazanıyorum, herhalde.

Page 13: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

GÜLŞEN Ama yaptığın iş amacına aykırı. Burada kendin değilsin ki sen artık. Senburada ‘Benli Nurdan’sın! İşte aykırı olan bu!... Erkeğini burada bulamazsın.Bulsan bile onu bulduğunu anlayamazsın.

NURDAN Ben anlarım.GÜLŞEN Yook, hayır! Sen kendine başka kader çizmektesin, kızım. Sen burada

gönüller yakacak; yuvalar yıkacaksın. Boş ver! Kırmızı yanaklı çocuklarıkendin bile unutursun. (Tarık’ın umutsuzca geri döndüğünü görür.) Vermedi,değil mi? Namussuz! Gel benimle! Yürü!

(GÜLŞEN, TARIK’ı elinden çekerek sahneden çıkarır. NURDAN, perdesiniçekip kapatarak sahnenin dışında kalır. PATRON, sahneye girerek Patronmasasına oturur. GÜLŞEN’le TARIK, sahneye girerek Patronun önündedururlar. TARIK kasvetli, GÜLŞEN saldırgan, PATRON inadına sakindir.)

PATRON (TARIK’a) Şimdi de avukatınla mı geldin?... (GÜLŞEN’e) Senin işin müşteriilişkileri. Personel ilişkileri değil.

GÜLŞEN Bu adama dediklerini bir daha de de, kendi kulağımla duyayım.PATRON Ona hiçbir şey demedim.TARIK Doğru söylüyor!GÜLŞEN Öyleyse dilsiz oyunuyla anlaştınız.PATRON Evet! O bana baktı. Ben ona baktım. Birbirimizi anladık.GÜLŞEN Bu adama zam yaptın mı, yapmadın mı?PATRON Kimseye zam yok!GÜLŞEN O senin sağ kolun. Ben de ayni ücreti alıyorum. Berber parama yetmiyor.PATRON Sor bakalım ona, o saçını kime kestiriyormuş.TARIK Benim saçımı evde karım keser.PATRON Evde karısı keser. Onun berbere gitmesi gerekmez. Senin gibi zengin koca

avında değil o!GÜLŞEN Ben mirasa kondum da ancak öyle koca avına çıkabildim. Senin paranla

geçinirken, burada kimsenin, senin bile gözüne çarpmıyordum.PATRON Senin yaptığın, göze çarpmak değil; göze batmak!GÜLŞEN Beğenmiyorsan, söyle!PATRON Senin bileceğin iş...GÜLŞEN Şimdi beni geç... Yani şimdi bu adam, namusuyla acından mı ölsün?PATRON Kendi bilir. Ölmeyi seçme biçimi kendi seçimi. Yaptığı iş onu pekalâ yaşatır.

Bal tutan parmak yalamaz, mı demişler?GÜLŞEN Onun bütün istediği onuruyla ekmek yemek! Çocuğun başarılı olmaktan

anladığı bu. Sen bu işe namuslu adamı mumla aradın. Şimdi pahasını öde.PATRON Fazlasını veremem. O da biliyor. Burada kaliteyi ucuza verirken göbeğimiz

çatlıyor. Bu fiyatlara o yemekleri çıkartmak kolay mı?GÜLŞEN Öyleyse fiyatını arttır.PATRON Gangsterlerin dikkatini çekerim. Sınır burası.GÜLŞEN Hangi gangsterlerin? Neredeymiş o gangsterler? Hani? Neredeler?PATRON Bize bulaşmadılarsa yok değiller ya! Burada küçük tüccar yemek yerken

emniyetteydik. Çünkü emniyet de burada yerdi. Şimdi hükümetten gelipyiyorlar!

TARIK Demek istediği, bürokratlar!PATRON Benim Doyuran’ımda bugün pişen, bugün tüketilir. Bizim yemeklerimizde

lezzetin altın kuralı, günlük yemek çıkartmaktır. Onlar tıksırıncaya dekyiyecekler. Biz sürümden kazanacağız. Yeni müşteri henüz tıka basa yemeğede alışmadı. Daha mezeyle doyuyor. Ana yemek çoğu kez el sürülmeden

Page 14: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

mutfağa geri dönüyor. Benim çalışanlarım her gece evine bir torba azıkladöner. Bu da karışsın aralarına. Bütün hısım akrabası doyar.

TARIK Ben evime artık yemek sokmam.PATRON Artmış yemek!... Sen bilmiyor musun ki, buradan iş kapmak için dışarıda it

dalaşı var.TARIK ...Lâğım fareleri!... Senden dilediğim, bari cenazemde şapkanı çıkart, Patron!

Çıkart da kelini göster, yeter bana! (Çıkar.)PATRON (Yerinden kımıldamayan GÜLŞEN’e) Sen niye daha önümde duruyorsun?

Yoksa sen de mi zam istiyorsun?GÜLŞEN Komiksin, Patron! Üç kuruşluk zam peşinde kendimi telef mi edeyim?!...

Zengin koca dururken!... (Çıkar.)PATRON (Arkasından giderek) Benim Doyuran’ımda müşterilerime göz süzdürmem.

Beni duyuyor musun?... (Çıkar.)

(TARIK, arkasından gelen 2.GARSON’la sahneye girer. Masasına geçer.)

2.GARSON Bana akıl ver. Gözünü seveyim, Tarık Abi!TARIK O aklı bulsam, kendim kullanacağım.2.GARSON Bahisten haberin var, değil mi?TARIK Ne bahsi?2.GARSON (Sahneye giren 3.GARSON’a) Bahisten haberin var mı, ‘lan?3.GARSON Var oğlum, var... Bize ne?2.GARSON Bize ne olur mu, oğlum! Para kazanmak istemez misin?TARIK Ne bahsi? Benim haberim yok.2.GARSON Her gece pistin dibine yerleşen o iki müşteri, Tarık Abi, hani o gıcık olduğun

herifler, bahse tutuşmuşlar. Az önce benden tiyo kapmaya baktılar.3.GARSON Beni de yokladılar. Herkesi yokluyorlar.TARIK Ne bahsi?2.GARSON Nurdan Ablanın benleri!... Tüh! Servisten bakmaya vakit mi buldum?

Buradan cıbıl çıplak geçiyordu, be Abi! Sen bir iyice görmüşsündür. Onunöndekinin biçimi, yıldıza mı, karanfile mi benziyor?

TARIK Tövbe Yarabbi!3.GARSON Rabbimizi karıştırma, Tarık Abi. Tövbe, tövbe!... Rabbimize ne bundan?TARIK Tövbe, tövbe, tövbe!1.GARSON (Girer. Çay getirmiştir.) Çarpmayın!TARIK Sağ ol, Memet!1.GARSON Benleri mi konuşuyorsunuz?2.GARSON Ulan, Memet... Sen adama bir şeyler biliyormuş gibi bakıyorsun. Nurdan’ın

benlerini biliyor musun, ‘lan?1.GARSON Kim bilmiyor?2. GARSON Uyyy! Zengin olduk gitti! Dur! Onlar duymasın; işi ikimiz kıvıralım. Gel

şurada kıyıda, kulağıma söyle.1.GARSON Neyi söyleyeyim?3.GARSON O seni kandırır. Açıktan, hepimize söyle.2.GARSON Tamam açıktan söyle. O ben, yıldız gibi mi, yoksa karanfile mi benziyor, ‘lan?1.GARSON Hangi ben?2.GARSON Nurdan Ablanın beni, sersem! Önündeki beni! Kasığındaki beni!1.GARSON Gidin işinize, be!3.GARSON Bir şey bildiği yok bu salağın...TARIK Ağzını topla!3.GARSON Pardon vallahi! Hep bunun avanaklığına kızıp ağzımı bozuyorum.

Page 15: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

2. GARSON Buldum! Senin elin çabuktur. Hem de sahne kıyısına servis yapıyorsun. Elinibir uzat şöyle, tülleri aralayıver!

3.GARSON Eeee?2.GARSON Gördüğün bize yeter, oğlum!3.GARSON O kadar tülün arasından, tam oraya nasıl el atacağız? Adam hapse girer, be!

Apaçık belli yere tecavüz!TARIK Hapse falan girmez!2.GARSON Bak! Hapse de girmezmişsin! Girmez, dedin, Tarık Abi!TARIK Hele biriniz öyle bir şey yapacak olun... Hapse girmeden ikinizi de ben

temizlerim. Hadi!... Hepiniz artık işinize!!!(GARSONLAR itişe kakışa önden, arkalarından TARIK, hepsi çıkarlar.)

(Sahne loştur. NURDAN girer. Kimonosunun önü aralıktır. İçinde sahnemayosu vardır.)

NURDAN (Seslenir.) Tarık!?... Yardım edecek misin?(TARIK girer. Birlikte NURDAN’ın bölmesine geçerler. İçine ancak sığarlar.NURDAN bölmenin ışığını açar. Perdesini kapatır. Perdede oluşangölgelerden izleriz. Kadın oturmuş, erkek önünde diz çökmüş, başlar kucağaeğiktir. GÜLŞEN girer. Gölgeleri görür. Derhal perdeyi açar. Bölmedekilerrefleksle toparlanırlar.)

GÜLŞEN Ne yapıyorsunuz?NURDAN (Rahatlamış) Beni korkuttun!TARIK (Ayağa kalkar.) Kendi yapamıyor... Parmağını incitmiş!GÜLŞEN Yaa!NURDAN Bantlarımı açıyordu.TARIK Kritik yer!NURDAN Tek başıma yapamam.GÜLŞEN ...Amaan! Pekalâ!... Ne yapıyorsanız yapın bitirin hadi. Hayret doğrusu halâ

saf bir yanım var; gözlerime değil, size inanıyorum. (İşi bitirmelerini bekler.Genel ışıkları açar. Makyaj yapmaya koyulan NURDAN’ı izler.) Benlerinüzerine büyük bahis dönüyor. Haberin var mı? Bana berberde biçimlerinisordular. Burada da garsonları yoklamışlar. Garip olanı, herkes kafadan birşey atıyor. Kimse bilmiyor.

NURDAN (Masasında oturmuş çalışan TARIK’ı gösterir.) O biliyor! O bu bahsikapattırabilirdi.

GÜLŞEN Ne yani? Mahrem yerlerinle biliş olduğunu ilân mı etsindi? Tam adamınıbuldun. (Tarık’a) Bu kızı gözümüzde fazla büyüttük!

NURDAN Ben benlerimi aldırdım. Tarık onu biliyor!GÜLŞEN ... Sen ne yaptın, ne yaptın?...NURDAN Kasığımdaki karanfil biçimiydi. Sağ kabamdaki yüreği andırırdı. Bu bilgilerle

bir şey yapabilirseniz, yapın.GÜLŞEN İnanamıyorum! Bu kız, aptalların şahı! O paha biçilmez benleri nasıl

aldırırsın?... Sen, Benli Nurdan’sın! Ününü benlerinle yaptın. Şimdi balongibi sönersin artık.

PATRON (Havalı bir girişle girer. NURDAN’ın yanına gelir.) Dansını filme alacaklar.Razı mısın?

NURDAN Siz nasıl isterseniz. Benim için fark etmez.PATRON Mayo giymeni rica ettiler. Bu defa giy. Tamam mı?GÜLŞEN Giyemez!PATRON Sana soran var mı?

Page 16: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

GÜLŞEN Bahisçilere yaranacağına kendi adamını koru. Neden o da payını almasın?(NURDAN’a) Hakkını almadan kabul etme.

PATRON Ne bahisçileri? Ne bahsi? Ne hakkı?GÜLŞEN Önce sana sorayım. Bakalım biliyor musun? Nurdan’ın önden görünen beni,

yıldıza mı, karanfile mi, benziyor?... Sen bile mi bilmiyorsun?! İşte bahis bu!Bilen kazanır. İş, saptamaya kalmış. Yakından göstermesi için, ‘Hayır’diyemeyeceği parayı ödemeye hazırlarken senin sayende beş para vermeden işihalledecekler.

PATRON İyi kurnazlık! Vay angutlar!... Beni de kandıracaklar!... (NURDAN’a)Bundan böyle benim restoranımda katiyen mayo giymeyeceksin! Giymek yok!Anladın mı? Yasak!!!... Gösterinde bir daha asla, asla, mayo ya da mayobenzeri bir şey giymek yok! (Çıkar.)

GÜLŞEN Çok kızdı!...NURDAN Beni niye cezalandırıyor?GÜLŞEN Fena mı? Kimse benlerinin alındığını bilmeyecek. Bence iyi sıyırdın.NURDAN (TARIK’a) Sence de mi her şeyimi benlerime borçluyum?TARIK Bilemem... (Şarkıyı mırıldanır.) “Gerdanında benleri, benleri olsun!...”NURDAN (Üzerine yağmurluğunu geçirir.) Ben eve gidiyorum!GÜLŞEN Niye?NURDAN Hemen döneceğim. (Arka kapıya yönelir.)GÜLŞEN Dur! Yalnız olmaz. Tarık da seninle gelsin. (NURDAN’ın arkasından

çıkarlar.)

(Üzerinde yağmurluğuyla NURDAN, yarı karanlık sahneye girerek ışığı açar.Dolaplardan birinin çekmecelerini yukardan aşağıya araştırırken SÜLÜN’eyakalanır.)

SÜLÜN (Girerek) Aslı?...NURDAN Ay!... Korkuttun, anne!SÜLÜN Evine hırsız gibi girersen, korkarsın elbet!NURDAN Seni oyunundan kaldırmak istemedim. Bak, elinde iskambil kâğıtlarıyla

gelmişsin. Aradığımı bulayım, gideceğim.SÜLÜN İçeriye bir görün.NURDAN Bu kılıkta olmaz.SÜLÜN Bari, birini göndereyim de konuş.NURDAN Hayır! Ne olur kimseyi başıma sarma.SÜLÜN Biri seni görsün! Dargın olmadığımızı anlasınlar. Taliplerini zar zor

oyalıyorum.NURDAN Anne!... Artık anla. Çevrene topladığın o talipler yüzünden ben bu evden

kaçtım.SÜLÜN Kaçtın da ne oldu? Gittiğin yerde aradığını buldun mu?NURDAN Bana biraz zaman tanı. Gerçek bir erkeğe rastlamayı hâlâ umuyorum!SÜLÜN Sen, gerçek bir erkek mi arıyordun?... Keşke bana baştan söyleyeydin...

Gerçek erkek artık yok, kızım; yok, yavrum... Onlar benim gençliğimde vardı.Ben onları gördüm, evet! Ama artık yoklar... Sen annene güven.Anlamıyorsun. Ben seni evlenmeye zorlamıyorum. Benim istediğim yalnızca,yalnızca, her zaman ve her durumda umutlu bir iki koca adayını çevrendebulundurman. Öğüdüme kulak ver. Evlensen bile kocanın bir yedeği elininaltında olacak! Bak, ben nasıl açıkta kaldım. Hem ben yalnız senin iyiliğinidüşünmüyorum. Benim de geleceğim sana bağlı.

NURDAN (Aramayı bırakıp annesine döner.) Onun için mi bana koca diye seçtiklerin hepkendi flörtlerin?

Page 17: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

SÜLÜN Yapma! Hoşlanmadığım birinin damadım olmasına dayanamam. Asladayanamam. Dünyada dayanamayacağım tek şey o! Biliyorsun. Hayır! Bananankörlük etmeyeceksin! Emeklerimi boşa çıkarmayacaksın. Dört yaşındanberi seni bale stüdyolarına taşıdım. Bu günkü alımlı haline bakıp öyle doğdunsanma. On iki yaşında bile kamburunu düzeltememiş, çekingen bir kızdın...

SÜLÜN Sana nankörlük edemem, anne! Sayende iyi yaptığıma inandığım bir işten parakazanıyorum. Sana o sözü verebilirim... Damadını seveceksin. Söz!... Senhiç bu dolaba dokundun mu?

SÜLÜN Hayır! Ne arıyorsun?NURDAN İspanyol giysim için takma benlerim vardı... Benli Nurdan diye ün yaptığımı

biliyor musun?SÜLÜN Hiç şaşmam. Allah’ın verdiğini kuldan gizlemedin ki!NURDAN Ben... Benlerimi aldırdım!SÜLÜN İyi yapmışsın. Biliyorsun, onları ben aldırtmadım. Kararı büyüdüğün zaman

sana bıraktım. İşine yaradılar!NURDAN Şimdi benlerim olmayınca, balon gibi sönecekmişim. Öyle diyorlar.SÜLÜN Belki... Aradıklarını asıllarının yerine mi koyacaktın? Unut! Onları orada

tutturamazsın. Düşerler.ERKEK SESİ (Dışarıdan) Sülün Hanım! Nerede kaldınız, Allah Aşkına?SÜLÜN Ne olur sanki, şu çocukla evlensen!NURDAN Bir numaralı gözdenle!... Allah korusun!SÜLÜN (Kızar.) Yürekliysen benlerin olmadan çık sahneye de görelim bakalım,

dansınla mı, poponla mı bir iş başarmışsın; biz de anlayalım! (NURDAN’aarkasını dönüp çıkar.)(NURDAN, annesinin arkasından bir süre bakar. Sonra o da çıkar.)

(Sahne boşken, oyuna özgü piyano parçasının bitişi yinelenir. Bu kezseyircilerin güçlü alkışı sürerken 2.GARSON girer. TARIK’ın sandalyesineoturur. Ayaklarını kaldırıp masaya dayar. 3.GARSON girer. Nurdan’ınbölmesine giderek kimonosunu alır.)

2.GARSON Bahis bu gece de yattı. Patron yasak koymuş. Nurdan Ablanın çıplak mayoylasahneye çıkması, yasak!

3.GARSON Kimono bu mu, oğlum? Benden bunu mu istediler?2.GARSON Evet! O! Ne olacak?3.GARSON (Kimonoyu götürürken) Bir şeyden haberin yok! Salonda yumruklar konuştu.

Filim gibi... Şşşt! Patron geliyor! Toparlan!(Önden NURDAN girer. FERİT’le PATRON, arkasından girerler.)

PATRON (Kimonoyu 3.GARSON’un elinden alıp NURDAN’ı sarar.) Sen, iyi misin?NURDAN İyiyim. Yok bir şeyim... İçeride de iyiydim!PATRON O iki herifi dışarı attırayım, hemen döneceğim.NURDAN Hayır! Lütfen! Benim yüzümden yeterince olay çıktı.PATRON Benim Doyuran’ımda zorbalık yapılmaz! Adam resmen yol kesti... Ferit

Bey’e teşekkür etmelisin!NURDAN (FERİT’e) Sağ olun! Sayenizde uğruna dövüşülen bar kadınlarına döndüm!...FERİT Asla!... Siz bir Tanrıçasınız!NURDAN (Garipseyerek bakar.) Tanrıça mı?... Yani ben, ‘Tapılacak Kadın’ım! Öyle

mi?... O zaman hizmetkârım, sizsiniz!FERİT (Biraz şaşırmış) Seve seve olurum... Olurum! Mutlu olurum!...NURDAN (Takı kutusunu aynanın önünden alıp acele FERİT’in eline tutuşturur.) Alın

şunu ve gidin! Kesinlikle tek bir şey duymak istemiyorum! Şimdi izninizle,

Page 18: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

Beyler! Giyinip salona döneceğim. Konuklarım var!... (Bölmesinin perdesiniçekip kapatır.)

PATRON Konuklarını benim odamda ağırla. Salona dönmeni istemiyorum.FERİT (Kutuyu açmıştır.) Özür dilerim. Bu nedir?PATRON (Kutuyu alır.) Nedir bu? (NURDAN’ın perdenin aralığından uzattığı kartı alır,

okur.) “Tapılacak Kadına, sadık hizmetkârından!”FERİT (PATRON’un avucuna koyduğu kartı ve kutuyu geri verir.) Bunu ben

vermedim. Verebilmeyi isterdim. Ama benim değil! O kartı da benyazmadım.

NURDAN (Acele başını uzatır.) O zaman, ben yanıldım. Çok utandım... Özür dilerim!Gerçekten! Çok, çok özür dilerim!... O, sizde kalabilir mi, Patron? Sahibiçıkıncaya kadar kasada dursun. Lütfen!...

FERİT Yani şimdi burada giyinmenizi bekleyebilir miyim?NURDAN Neden olmasın? Günün kahramanı sizsiniz! (Başını içeri çeker.)PATRON Peki! Bunu kasaya koyuyorum. (Çıkar.)FERİT (Aralıklardan birinde birden beliren İHSAN’ı görmüştür.) Abuziddin!... Sen

de nereden çıktın?İHSAN Babanızın emri ile sizi gözetlemekteyim, Küçük Bey!FERİT Öyleyse neden kendini belli ediyorsun?... Bana doğruyu söyle; sen, benden

yana mısın, babamdan yana mı?İHSAN Babanızın ekmeğini yiyorum. Ama sanırım, ikinize de hizmet edebilirim.FERİT Vereceğin rapor, bana arabayı kazandırabilir; biliyorsun.İHSAN Yardımıma gerek var mı? Bakıyorum, göze girdiniz bile.FERİT Ah, Abuziddin! O benimle alay ediyor. Aslında onu kızdırdım.İHSAN Farkındayım, Küçük Bey; fakat üzülmeyin. Dışarıda harika bir gece var. Ay,

sularda yıkanıyor. Belki ufak bir gezinti onu avutur. Sizi de affettirir.FERİT İyi hatırlattın... Arabanın benzini yok! (Anahtarları verir.) Al! Ful doldurt,

getir bu arka kapıya bırak... Hadi, ne bekliyorsun?İHSAN Benzin parasını, elbette!FERİT Olamaz!... Borcuma ekleyemez misin? Lütfen!... Sana iki katını veririm.

Daha fazlasını veririm.İHSAN Madem, bulunmaz uşak rolündeyim... Peki! Olur!FERİT Anahtarı kontakta bırak! Yoo, yoo! Bırakma, sende dursun. Ama yanında

bekle. Sakın uzaklaşma!İHSAN Hay hay, küçük Bey! Bu gecemi tümüyle size bağışlıyorum. Nasılsa bok

ettiniz... (Çıkar.)

(PATRON, GÜLŞEN, KEREM ve CAN girerler. 2. GARSON, donatılmış birservis masasını sürerek girer. Sahnede bırakıp gider.)

PATRON O giden kimdi?FERİT Babamın hizmetkârıdır!PATRON Bakan falan sandım!GÜLŞEN (FERİT’e elini uzatır.) Ben, Gülşen! Sizi tanıştırayım... Doktor Kerem!

Doktor Can!FERİT Kıvanç duydum! Ben, Ferit!NURDAN (Perdesini açıp çıkar. Giyinmiştir.) Özür dilerim, salona dönemedim. O tatsız

olay yüzünden!CAN O olayı hemen unutun, hemen... Durun! Sizi tanıştırayım. Siz ikiniz,

birbirinize değdiniz ama, henüz tanışmadınız. Doktor Kerem!NURDAN (Elini uzatır.) Biliyorum!... Ben de Aslı’yım! (KEREM’le el sıkışırken göz

göze kalırlar.)

Page 19: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

CAN Evet, Hanımlar, Beyler! Huzurlarınızda... Kerem ile Aslı!.......NURDAN (İki doktorun koluna girerek ötekilerden ayırır. Diğerlerine) Kusura

bakmayın. Bir dakika, biz bir şey görüşeceğiz!... (Doktorlara) Benlerimialdığınızı, kimseye söylediniz mi?

CAN (Atılır.) Hiç söyler miyiz? Meslek sırrıdır, Nurdan Hanım!NURDAN (CAN’a ) Acaba ayni yerlere, yeniden ben koydurabilir miyim?CAN (KEREM’e bir göz atar. NURDAN’ı KEREM’den uzaklaştırır.) İyi ki rüyada

yaşıyor da sizi duymadı. Bakın, Nurdan Hanım; ben sizi Kerem’e teslimettim. Çünkü onun elleri benden ustadır. Çünkü, siz, bir sanat eserisiniz! Amaşimdi öğüdüm, bundan sonra bir sosyete doktoruna gidin. Onlar, ne istersenizyaparlar.

NURDAN Ayıp ettim, değil mi? Özür dilerim! O benleri aldırmakla yanlış iş yapmışım...Bir daha mayoyla sahneye çıkamayacağım.

CAN Neden? Sonuç mükemmel!NURDAN Seyirci benlerimi ararmış...GÜLŞEN Buraya bir oturma köşesi yapmalısın, Patron! As Yıldızın için gerekiyor artık.PATRON İyi fikir... Sen hallet!GÜLŞEN Peki!... Hemen yarın!... (Ötekilere) Haydi buyurun; içkilerinizi alın!...CAN (KEREM’e) Ne oluyoruz dostum, kendine gel!KEREM (NURDAN’dan gözlerini alamamaktadır.) Başıma hiç böyle şey gelmemişti.

Sanırım ben büyülendim!CAN İyi de bari bu kadar belli etme.GÜLŞEN (Herkes içkisini alınca) Kadeh kaldırıyoruz! Aslı Nurdan’a! Patronumun

AsYıldızına!PATRON Günden güne daha iyisin, Nurdan! Bu gece millet nefesini tuttu.FERİT Dansınızın adı ‘Haykırış’mış! Menüde yazıyor. Neden ‘Haykırış’?GÜLŞEN Menüde mi?FERİT İşte, bakın! (Cebinden çıkarır.) Bunları aşırıp saklamaya meraklıyımdır.GÜLŞEN (Menüye bakar.) İlâhi, Patron! Nurdan’ı gerçekten menüye sokmuşsun.

(NURDAN’a) Tatlıdan sonra sen varsın, bak! Tatlı, peşmelba! Altında da:Piyanist Soydan Ergün eşliğinde Aslı Nurdan’dan ‘Haykırış’!

PATRON Ne olmuş?... Bu gece tabldot gecesi!GÜLŞEN Tevekkeli değil, millet Nurdan’ını yemeğe kalkıştı. Git, piyanistini yokla. O

da yemek listesinde.PATRON Hadi, canım! O, erkek!GÜLŞEN Erkekse, güvenlikte mi yani? Bu zamanda?...NURDAN (FERİT’e) Haykırış, dinlediğiniz müziğin adı. Sorunuzun yanıtı yani.

Soydan’ın üç piyano parçasından biri. Bir esintiyle insanı saran neşenin, gitgide coşkuya dönüşmesi... Evrene haykırıyorum: Varım! Varım! Varım!...Size öyle gelmedi sanırım...

FERİT Benim bütün görebildiğim sizdiniz!CAN Haydi Kerem, artık gitmeliyiz.KEREM Niye?CAN Bak saat kaç!KEREM Daha erken.CAN Bana göre hava hoş. Yarına ameliyatım yok!FERİT Tüllerle dansetmek fikrini, Elizabeth Duncan’dan mı aldınız?NURDAN Kimdir o?FERİT Benimle alay etmeyin. Bilmiyor olamazsınız.GÜLŞEN Saat bire kadar dans müziğimiz var. Dansetmek isteyen?FERİT Birlikte dener miyiz?... Hadi küçüğüm!... Lütfen!... Beni bağışladığınızı

gösterin.

Page 20: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

NURDAN (GÜLŞEN’e) Bana “Küçüğüm,” diyor!... (FERİT’e) Neden olmasın?(Çıkarlar.)

PATRON Nurdan’ı ne zamandır tanıyorsunuz?CAN Yeni! Çok yeni. Hastaneye gelmişti.PATRON Neden?CAN ...Önemli bir nedenle değil.PATRON (GÜLŞEN’e) İlk kez konuğu oluyor!... Demek ki bunlara minnet borcu var!GÜLŞEN Bizim Patron, öküzün altında buzağı arar.PATRON Şu oğlan, Nurdan’a asılıyor gibi. Ben duruma bir göz atayım. Siz odama

geçin.GÜLŞEN Kız karışılmaktan hoşlanmıyor. Bırak kendi başa çıksın... (PATRON söz

dinlemeyip çıkınca) Kusura bakmayın. O duruma göz atarken, ben onunyanında olmalıyım. Henüz bilmiyor ama, müstakbel kocamdır kendileri.Yalnız bırakılmaya hiç gelmez. (Çıkar.)

KEREM Peki biz niye daha burada duruyoruz?CAN Gidiyor muyuz? Çok şükür!KEREM Biz de içeriye geçelim!CAN Sen bile aklını yitirdikten sonra ben akıllı olmak zorunda değilim...

(KEREM’le CAN çıkarlar. 1.GARSON girer. Servisi toplayıp götürür.NURDAN, arkasında FERİT’le girer.)

NURDAN Herkes gitmiş!... (Bir sandalyeye oturur.)FERİT Özür dilerim. Ben bencillik ettim. Dans seni yordu.NURDAN Beni yoran kalabalıkla gürültü! Dans değil! Keşke sonsuz bir kırda

dansetsem... Danstan sonra da hiç kimseyi görmesem...FERİT (NURDAN’ın karşısına gelir durur.) Ben seni o kıra götürebilirim!...

İnanmıyor musun? Bu gece bir kır perisi olabilirsin... Hem ben de sana birgösteri yapabilirim. Direksiyondayken ben de evrene haykırıyorum: Varım!Varım! Varım!

NURDAN Ben hızdan korkarım.FERİT Çok iyi sürücüyümdür. Bana güven! (Şaka yapar.) Ölmek kaderde yoksa asla

ölmeyiz!... Hadi bana izin ver de seni oraya götüreyim!NURDAN Nereye?FERİT Vahşi doğaya! Denize! Bu gece dolunay var. Ay, sularda yıkanıyor dediler.NURDAN Üşürüm.FERİT Küçüğüm, arabada her şey var! Uyku tulumu bile!NURDAN Belki Soydan da bizimle gelir...FERİT Öyleyse gidiyoruz!NURDAN Onun işi saat birde biter.FERİT Bu gece seni kaçırıyorum, küçüğüm! Yanımıza hiç kimseyi almıyoruz.

(NURDAN’ı elinden tutmuş götürürken) Komik bir şey mi söyledim?NURDAN Bana ‘küçüğüm’ demen, komik... Bir dakika! Birine haber bırakalım.FERİT Sana, seni kaçırıyorum, diyorum! Kaçarken kimseye haber bırakılmaz! Gel!...

(1.GARSON girer. El ele çıkan NURDAN’la FERİT’i görür. Gidiparkalarından izler. Döndüğünde karşısında NEYYİRE’yi bulur.)

1.GARSON Ne var, teyze? Sen nasıl daldın içeri buraya kadar?NEYYİRE Aslı Nurdan’ı göreceğim.1.GARSON Nesi olursun?NEYYİRE Elinin körü olurum!

Page 21: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

1.GARSON Nurdan Abla yok. Gitti.NEYYİRE Serserinin zoruna bak! Misafirleri içerideyken o nereye gidermiş?1.GARSON Gitti be, teyze! Misafiriyle şimdi çıktı gitti işte. Na şu kapıdan!NEYYİRE Öyleyse o başka misafiridir! Demek, bizim çaylakları ekmiş.1.GARSON Sen ne yapacaktın onu?NEYYİRE Hiç! Anka Kuşu’nu bir de ben görecektim.GÜLŞEN (Girip, bakınır.) Nurdan nerede, Memet?1.GARSON Gitti be abla!GÜLŞEN Ama, konukları içeride.NEYYİRE Başka bir misafiriyle şu kapıdan sıvışmış.GÜLŞEN Olamaz!... Ne yaptı bu kız!NEYYİRE O kız ne yaptı, yavrum?GÜLŞEN ...Yanlış adamla gitti.NEYYİRE O ne demek, kızım, yavrum?GÜLŞEN Yanlış adamı seçti demek... Oysa kısmeti ayağına gelmişti. (Aralıktan

gösterir.) Bakın, şuracıkta duruyor!NEYYİRE (Aralıktan görür.) O, Doktor Kerem’dir!GÜLŞEN Tanıyor musunuz?NEYYİRE Yanındaki de, Doktor Can’dır! İkisi de benim pansiyonerlerim.GÜLŞEN Nurdan’la birbirlerini seveceklerine, hattâ şimdiden sevdiklerine kalıbımı

basardım. Görseniz; Kerem ile Aslı’ydılar! Sanki adlarıyla bile birbirlerineyazılmışlar.

NEYYİRE Tasası niye seni sarmış; kızım yavrum, onu bilemem. Ama senden ricam,ekildiklerini fark etmeden benimkilere, “Sizi hastaneden aramışlar,” dermisin? Şurası arka kapıysa ben de görünmeden oradan sıvışayım. Oldu mu?

GÜLŞEN ...Olur!... Söylerim, teyze...NEYYİRE Hıh! Teyzeymiş! (Farklı yönlerden çıkarlar.)

(İHSAN, arka kapıdan girer. Patron masasına yönelir. Az sonra SÜLÜN dearka kapıdan girer. Gece giysisiyledir ve çok süslüdür.)

SÜLÜN Bakar mısınız?... Kimsiniz?İHSAN (Döner. İnceler.) ...Çok yalnız bir kalp! Bayan!... (Yaklaşarak)

Emrinizdeyim!SÜLÜN Siz burada, görevli misiniz?İHSAN “Görevini yerine getirmiş biri!” diyelim...SÜLÜN Yetiştim mi acaba? Aslı sahneye çıktı mı? Benlerini getirdim!İHSAN Bağışlayın, ‘Benlerini’ mi, dediniz?SÜLÜN (Saklar.) Öyle mi dedim?İHSAN Ben öyle anladım. Taşınabilir nesnelermiş gibi. Yani getirilip götürüle-

bilinirler mi? Düşünün... Gülünmeyi hak ettim!SÜLÜN Çağırır mısınız! Ben annesiyim.İHSAN Ne yazık ki yetişemediniz, Bayan.SÜLÜN Şimdi sahnede mi?İHSAN Dansını bitireli çok oldu. Binadan ayrıldılar. Yoklar, çıktılar, gittiler...SÜLÜN Anladım!İHSAN Mesaj bırakmak ister misiniz?ERKEK SESİ (Dışarıdan) Sülün Hanım!... Nerede kaldınız Allah Aşkına?İHSAN Bunca sabırsızlıkla, sizi mi çağırıyorlar?SÜLÜN (Seyirciye dönük) Bu sesin, sahiden beni, sırf beni, benim için beni çağırdığına

bir inansam... İnansam, ne olur sanki?İHSAN Bana mı soruyorsunuz?

Page 22: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

SÜLÜN Hayır!... Kızıma mesajım yok. Yahut... (Seyirciye dönük) Tam da yedeğealınacak harika bir koca adayı!... Erkeklerin de saçlarını boyattığını bilmiyormu bu adam?! Aslında yanlışlık bende. Acele, kendi yaşıtlarıma ve ak düşmüşsaçlara alışmam gerek!

İHSAN Buyurun! Size eşlik edeyim!SÜLÜN Hayır! İstemem! Kimseye mesajım yok! (Çıkar.)İHSAN (Arkasından seslenir.) Dolunaylı gecelere dikkat, Bayan!!! Seçimi siz yaptım

sanırsınız. Ama kararı aldırtan, gece olabilir... (Seyirciye dönük) Dışarıdainanılmaz güzellikte bir gece var. Herkes doludizgin, kaderine koşmakta...Böyle bir gecede uşaklığa dönmek... Üstelik bütün bunları, kendi başımakendim sardım!... (Çıkar.)

PERDE

2.PERDE

(NURDAN’la FERİT, aydınlık sahneye girerler... Başka dünyalardan gelmişbir halleri vardır.)

NURDAN (Sahnenin ortasına gelir. Kendi çevresinde döner.) Gökyüzü halâ başımdadönüyor!

FERİT (Kenarda durmaktadır. Seyirciye dönüktür. Kendi kendine) Neden hiç tasaetmiyor? Neden hiçbir şey umurunda değil? Evsiz barksız kalmış biri için,neden böylesine mutlu?

NURDAN (FERİT’e koşar.) Bana yaşadığım en güzel geceyi verdin! Sana ne kadarteşekkür etsem az. Teşekkür ederim!... Teşekkür ederim! Teşekkür ederim!...Gerçekten!...

FERİT Ama ben çok üzgünüm!NURDAN Neden?FERİT Seni evinden ettim.NURDAN Benim için üzülme. En kötüsü, annemin evine dönerim!FERİT Soydan’la aranızı açtım.NURDAN Soydan’la aramız açılmaz. O haklı! Ben onu incittim. Tepkisi aşırı oldu ama,

o beni anlar.FERİT Peki, ya ben ne olacağım?... Ben evime dönmek istemiyorum. Ben senden

ayrılıp hiçbir yere gitmek istemiyorum. Ben gözlerimi bir an bile sendenalmak istemiyorum. Ne düşündüğümü bilmek ister misin? Şimdi ayrılıpgitmek, ikimize de kötülük olur.

NURDAN Ayrılmıyoruz ki! Ben buradayım.FERİT Bu yetmez. (Hızla NURDAN’ı omuz başlarından kavrar.) Bizim aramızda bir

şeyler oluyor. Dağdan kopmuş bir sel gibi geliyor. Bak, beni kökümden söktü,sana attı! Bu ne demek biliyor musun?

NURDAN Güzel bir şey olduğunu biliyorum.

Page 23: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

FERİT Buradan birlikte gidelim... O zaman hiç ayrılmayız.NURDAN Nereye?FERİT Bir arkadaşımın ilgilendiği bir ev var! Bizim için o evi tutmamı ister misin?NURDAN Seninle ayni uyku tulumunu paylaştıktan sonra, ayni evi de paylaşırım! Bunu

mu soruyorsun?...FERİT Tanrım! Çağın en büyük sevdası bunca sadelik içinde mi doğuyor?NURDAN (Mutlulukla) Abartma!FERİT Hayır; biliyorum! Bizimkinin, gibisi olmayacak! Bu yaşadığımız geceyi,

doğanın o görkemli düğününü düşün!... Şimdi gidip o evi tutacağım.NURDAN Olur!...FERİT Ama sonra gene dün geceki yerimize dönelim. Düğünümüz orada olsun.

Uyku tulumumun içinde!NURDAN Olur!...FERİT (Çıkarken döner.) Fikrini değiştirmeyeceksin değil mi?NURDAN Ben tükürdüğümü yalamam!...FERİT Mert kız!... Seni seviyorum, Küçüğüm! Beni burada bekle, e mi? Bir koşu

gidip geleceğim. Sakın bir yere kaybolma. (Çıkarken döner.) Dün geceyilâfla harcadığıma yaşamım süresince pişman olabilirim!

NURDAN Olma! Bu günü, dün gece getirdi! Seni bütün o anlattıklarınla tanıdım. Hiçpişman olma!

FERİT Sakın kaybolma! (Çıkar.)

(NURDAN bölmesine geçer. Aynanın karşısına oturur. İyice yaklaşıp aynadayüzünü inceler. GÜLŞEN girer. Bir süre NURDAN’ı izler.)

GÜLŞEN (Seslenir.) Yolculuk nereye kardeş?...NURDAN Sen misin?!...GÜLŞEN Benim!... İhtiyaç molasında kendine çeki düzen veren yolcu gibisin. Dün

gece neredeydin? Eve gelmemişsin!NURDAN Hangi eve?GÜLŞEN Saçmalama! Sen Soydan’da kalıyorsun. Evin orası! Gece eve dönmemişsin.

Ateş püskürüyor.NURDAN Biliyorum. Provayı aksattım. Oysa ilk kez oluyor. Beni fazla sahiplendi.GÜLŞEN Geceyi nerede geçirdin?... (Sabırsız bir bekleyişten sonra) Bana cevap

verecek misin?NURDAN Uyku tulumunda!...GÜLŞEN Peki, nerede?... O uyku tulumu, neredeydi?...NURDAN Neresiydi bilmiyorum... Denize karşı kartal yuvası gibi bir yerdi. Geri

dönmemiz üç saatimizi aldı. Fena halde uykusuzum. Bütün istediğim birazuyku.

GÜLŞEN Kiminleydin?...NURDAN (Çok şaşırmış) Ferit’le! Başka kimle olabilirim? Sorgulama sürecek mi?GÜLŞEN Seni sorgulamaya hakkım var mı? Benimki sırf merak!NURDAN Sormadan söyleyeyim. Uyku tulumunun içinde de Ferit’leydim!GÜLŞEN İyi ki söyledin. Ben de saf saf, o iti başından def edeceğini ummuştum.NURDAN Sen Ferit’e mi ‘it’ diyorsun?... Nasıl böyle konuşursun? Onu tanımıyorsun

bile!GÜLŞEN Hayır, ben onu tanımıyorum; peki, ya sen? Sen onu tanıyor musun?... Ama

onunla uyku tulumuna girmişsin bile işte!... Soydan ne kadar pişman ikinizitanıştırdığına.

NURDAN ...Pişman olmasın...GÜLŞEN ...İş o kadar ciddi mi?

Page 24: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

NURDAN ...O kadar ciddi!GÜLŞEN (İç çeker.) Öyleyse öyledir... Ne yapalım!... Sana karışmaya hiç hakkım yok.

Söyle bakalım, sevmek nasıl bir duygu? Ben unutmuş muyum, diyesoruyorum.

NURDAN Sen aptalsın!... Sevmeden evlenmeyi kafaya koymuşsun diye Patron’usevdiğini bir türlü kendine söyleyemiyorsun. Şunu kabul et de rahatla.

GÜLŞEN Beni geç! Burada seni konuşuyoruz.NURDAN Sahi o nerede? Azarlamayan bir o kaldı.GÜLŞEN Olayı hazmetsin, ortaya çıkar... Elini sürmediği biricik As Yıldızıydın! Sana

öyle saygısı vardı. Hâlâ anlamıyorum. Kimseyi umursamadan nasıl o çocuklaçıktın gittin?

NURDAN Belki de beni ‘Küçüğüm,’ diye çağırdığı içindir!... Düşünsene, bana(!)‘Küçüğüm,’ diyor!

GÜLŞEN Ya bütün kızlara öyle diyorsa?...NURDAN Bana bak! Sen niye ona bu kadar karşısın?GÜLŞEN Çünkü o, yanlış adam!NURDAN Bu benim kendi seçimim değil mi?GÜLŞEN Hiçbir şey anlamıyorsun. Ben burada bütün dengeleri bozmandan söz

ediyorum!NURDAN İlk kez birine böylesine güven duydum. Bu duyguyu ilk kez tattım. Yanlış

olamaz. Çok hızlı araba sürdüğü halde hiç korkmadım. Beni denize yarlarlainen yüksek bir düzlüğe götürdü. Bütün o dalgalar, ışıldayan kayalar, o ay, odinmeyen rüzgâr... Sanki doğada düğün vardı... O sonsuz düzlükte onadansettim.

GÜLŞEN ...Sonra da uyku tulumunun içinde onunla dansettin. Peki, o nerede şimdi?NURDAN Birlikte oturacağımız evi tutmaya gitti.GÜLŞEN Mutlu olun!... Artık ne diyebilirim.NURDAN Dengeleri bozmak derken, sen ne demek istedin?GÜLŞEN ...Sevgi, iki kişi arasındadır sanırsın. Ama, hayır; öyle değildir!... O iki kişinin

birbirini sevmesi yetmez. Sevgi kendi dengesini herkese baş eğdirecek güçtekurmazsa, çevresindeki bütün diğer dengeleri de altüst eder. Öyle ki, sevmek,sevenlerin yıkımı olur. Bana kulak ver! Bu konuyu çok derin düşünmüş birikonuşuyor karşında.

NURDAN İyi de... Ben hiç bir şey anlamadım...GÜLŞEN İyi! Zaten, anladığın zaman iş işten geçer.1.GARSON (Girer.) Gülşen Abla! Ismarladığın kanepe geldi.GÜLŞEN (Aralıkta İHSAN’la karşılaşır.) Siz kimsiniz, Beyefendi? Burada

duramazsınız. Memet! İlgilen! Önüne gelen içeri dalıyor. (Çıkar.)İHSAN (1.GARSON’a para verir.) Sağ ol, oğlum! Ben göreceğimi gördüm.

Duyacağımı duydum. O giden hanım kızın düşüncelerine aynen katılıyorum.Bence de bu hanım kız dansını yanlış adamla yaptı... Yalnız, dikkat! Kadıniçin adam yanlışsa, erkek için de kadın yanlıştır! Yani durum olağan...Yani,“Ben uyarmıştım,” demenin kimseye yararı olmaz. (Çıkar.)

NURDAN Mehmet!1.GARSON Buyur, Nurdan Abla!NURDAN Gel azıcık ensemi ov.1.GARSON (Ovarken) Nen var, Abla? Hasta mısın?NURDAN Değilim.1.GARSON Üzgün müsün?NURDAN Değilim. Nereden çıkarıyorsun? Uykusuzum.1.GARSON Aspirin alıp geleyim mi?NURDAN İlaca alerjim var, Mehmet; içemem.

Page 25: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

1.GARSON Ovmak iyi geldi mi?NURDAN Çok!1.GARSON Ne olur, burdan gitme, Abla! Her gece seni seyredeyim, başka bir şeycik

istemem.NURDAN Bir yere gitmem. Neden gideyim? Yetti! Sağ ol!... (Ayağa kalkar.)1. GARSON (Başını eğmişken konuşur.) Keşke hiç dost edinmeyeydin, Abla!... (Başını

kaldırıp NURDAN’a bakar. Sonra kaçarcasına çıkar.)(GÜLŞEN girer. 2.GARSON ve 3.GARSON, sahneye tek başlı bir divantaşırlar. GÜLŞEN’in gösterdiği yere bırakır çıkarlar.)

NURDAN (Şaşkınlığını hemen unutur.) Heey! Divan geldi!... (Yaylarını yoklar, hemenuzanır.) Tam dinlenmek için!... Bütün istediğim biraz uyku!...

GÜLŞEN Bu sabah ısmarlamış olmasaydım, değişen koşullarda bunu burada zorgörürdün. Bu da iyi! Şu yaptığına bak! Çapraşık sorunların ortasında sen yat,uyu...

NURDAN Kimin, çapraşık sorunları var?... (Uyur.)GÜLŞEN (Kimonoyu alarak NURDAN’ın üzerini örter.) Aslında sevinmeliyim. Sevgili

Patron, avutulmaya kucak açmış beni bekliyordur. Bulayım da avutayım bari...(Aralıkta duran İHSAN’ı görür.) Gene mi siz?

İHSAN (Sahneye girer. İlerler.) Affedin, Bayan! Yaptığım bir telefon konuşması,geri dönmemi gerektirdi. Sizinle bir ön görüşme yapabilir miyiz?

GÜLŞEN Neyin ön görüşmesi?İHSAN Bakın, Bayan! Buraya birazdan, bir baba, oğlunu geri almaya gelecek. Meğer,

oğlan şu Küçük Hanım’la ‘gibisiz’ bir aşk yaşamaya kalkışmış. Bilirsiniz,gibisiz, benzersiz demektir. Benzersiz bir aşk, yani!... Az önce ben Baba’yıaradım. Oğluyla tutuştukları bahsi oğlanın kazandığını bildirdim. Oysa,benden önce oğul, anayı arayıp ona gibisiz aşk’ı bulduğunu müjdelemiş!Ozandır da kendisi!...

GÜLŞEN Bütün bunları anlamamı beklemeyin benden.İHSAN Kısacası, Ferit Bey, gibisiz aşkı uğruna nişanını bozmakta.GÜLŞEN Siz, Ferit Bey’den söz ediyorsunuz!İHSAN Evet! Elbette!GÜLŞEN O şu an, Nurdan’la oturacakları evin kira anlaşmasını yapmakta.İHSAN Oysa o para kendisine nişanlısıyla harcaması için verilmişti.GÜLŞEN Ferit Bey, nişanlı mı?İHSAN Sonunda anlatabilmişim!GÜLŞEN Kiminle?İHSAN Önemli mi? Sizi Nurdan Hanım ilgilendirmeli. Bence işbirliğimiz için yeterli

nedenimiz var. Birazdan Ferit Bey’in babası buraya gelecek. Bakın,açıklamaya vaktim yok. Her şey olağanmış gibi davranın, bana yeter.

1.GARSON (NAMIK’ı getirerek girer.) Bu adam, Ferit Bey’in babasıymış, Gülşen Abla!Burada onu bekleyecekmiş.

NAMIK Bendeniz, Namık, Bayan! Oğlumu da alıp, buradan öyle gideceğim.GÜLŞEN Kimse size engel olmaz, Bayım!NAMIK Aslı Nurdan Hanım, neredeler?1.GARSON İşte! Orda! Söyledim. Uyuyor.GÜLŞEN Lütfen uyandırmayın. Akşama programa çıkacak.NAMIK (İHSAN’ın açtığı kolluklu iskemleye yerleştikten sonra) Bence oğlum

gelmeden, gibisi olmayan aşklarına bir kuruşluk yatırım yapmayacağımı benimağzımdan duymalı.

İHSAN (Aralıktan görerek) Buna zaman kalmadı, Efendim! Zira Küçük Bey de teşrifettiler.

Page 26: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

FERİT (Girer.) Abuziddin! Sen gene mi buradasın!... Gene babam mı yolladı? Ooo!Kendisi de buradaymış. Merhaba Baba! Bir dakika... Önce güzel haberimi,Küçüğüm’e vereyim... (NURDAN’ın yanına oturarak uyandırır.) Evi tuttum!

NAMIK Buradan derhal benimle ayrılmazsan, seni kendi kaderine terk ederim ve birkuruşluk yardım yapmam, bilesin!

NURDAN (Doğrulur.) Baban mı?...FERİT Önce bir tanışsaydınız, Baba!... Bize yardım etmeseniz de olur. Şu anda yıllık

kirası ödenmiş möbleli bir evimiz, altımızda otomobilimiz, gençliğimiz,enerjimiz, her şeyimiz var.

NURDAN Otomobil babanın, demiştin. Bence onu geri vermeliyiz.FERİT Herhalde bunca zaman onunla çalışmamın, ona çalışmamın, onun için

çalışmamın bir karşılığı olmalı.NAMIK Otomobili unutabilirim, Hamfendi. Zaten artık oğlumun oldu; onu bahisten

kazandı... (FERİT’e) Peki bundan sonra neyi, neyle, nasıl kazanacaksın?Senin şimdiye kadar da, hem evin, hem otomobilin vardı ama, üstüne harçlığınıda alırdın. Şimdi harçlığını kim verecek? Bu kız mı?

NURDAN Neden olmasın?... Benim kazancım ikimize de yeter. O zaten şiirleriniyazacak. O bir ozan! Şiir yazmak tüm yaşamını doldurur.

NAMIK Bir dakika! Bir dakika! Oğlumun şiirlerini gördünüz mü siz? Çünkügörmediyseniz, gördükten sonra konuşun. (Cebinden ince bir kitap çıkarır.)İşte basılı şiirleri! Okuyun, demiyorum. Bir tek şiirine göz atın; yeter.

GÜLŞEN (Uzatılan kitabı kimse almayınca, alarak rast gele açar.) ‘Yutma Beni’ şiiriniaçmışım! Okuyorum!... ‘Kuşları topla/ Beni yutma!......’... Hepsi bu! ‘YutmaBeni’ başlıktı!... ‘Kuşları topla. / Beni yutma!’ da gerisi. Yani, şiir!

NAMIK Gördünüz mü? Bir şey anladınız mı? Siz bu şiire yatırım yapar mısınız?GÜLŞEN Size hak veriyorum, Beyefendi! Açık seçik anlamını vermedikçe sözcüklerle

uğraşmak niye? Erişilmeze ulaşan müzik var!... Zaten oğlunuz Nurdan içinyanlış adam!

FERİT Hoppalaaa!NAMIK Asıl o, oğlum için yanlış kadın!GÜLŞEN Ne fark eder?NURDAN Bizden böyle söz etmelerine izin verecek miyiz?FERİT Boş ver, ben eğleniyorum! Sen de eğlen. Babam bizi ayıramaz, Küçüğüm.İHSAN (Ortaya yürür.) Eğer izin verirseniz...NAMIK Sen sus, Abuzittin!İHSAN Ama izniniz olsa.... Olursa... Ben bu gençlere, genç bayanın sözünü ettiği

yanlışlığı kanıtlayabilirim, Efendim!FERİT Saçmalama, Abuziddin!İHSAN O zaman Küçük Bey nişanlısına döner! Size de, Küçük Hanım, en azından

yıllık kirası ödenmiş möbleli bir ev kalır.NURDAN (FERİT’e) Sen nişanlı mısın?FERİT O, birbirimizi bulmadan önceydi.NAMIK Gibisi olmayan aşkmış! Sen sorumluluklarını bil!FERİT Daha şiir kitabımı alaya aldığınız gün, sizden olabildiğince uzağa kaçmalıydım

Baba! Size karşı hiçbir sorumluluğum yok benim.NAMIK Öyleyse benim sana hiç yok!... Olabildiğince uzağa kaçmakmış! Evden

ayrılman yeterdi.İHSAN Lütfen! Hepiniz bana izin verin!...NURDAN Siz de kimsiniz?FERİT Dünkü içkiler asıl şimdi olmalıydı.İHSAN Hemen! (Aralıktan seslenir.) Oğlum!... Buraya her şeyiyle dört dörtlük bir

içki servisi yollat!

Page 27: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

FERİT Viski! Viski ve buz da olsun.NAMIK Bir dakika! Bir dakika! Paralar kimden, Abuzittin!İHSAN Elbette sizden! Burada size oğlunuzu vaat ediyorum! O kadar olsun.NURDAN Sorabilir miyim, Beyefendi, siz kimsiniz?İHSAN “Ferit Bey’in nişanlısına dönmesinden yarar sağlayacak biri!” diyelim mi? Ya

da, yarar uman biri demek, sanırım daha doğru olur...NAMIK Beyefendi, uşağımdır, Küçük Hanım!FERİT Abuziddin! Seni benden yanasın sanıyordum.İHSAN Belki de öyleyimdir, Küçük Bey!... Cesur olun! İkiniz de cesur olun. Bırakın

bir deneyeyim.NURDAN Neyi?İHSAN Bakın, Küçük Hanım! Yaşamda her insanın karşılaşmaktan kaçınamayacağı

bazı durumlar vardır. Ben onlardan bir kaçını sıralayayım; siz içtenlikle kenditepkilerinizi verin. Yapacağımız şey bu! Hepsi bu! Gerisi size kalmış. Çünküfarkı yaratan, her insanın o durumları kendi kişiliğine göre yaşamasıdır.

GÜLŞEN (NURDAN’a) Bırak, adam işini görsün.İHSAN ...Güzel! Madem karşı çıkmıyorsunuz, demek ki başlayabilirim... Önce şunu

belirteyim; bana katılacak mısınız, bilemem. Ancak doğrudur... Aslında hersevgilide insan azıcık kendini sever. Çünkü sevdiğimizin bizi olmakistediğimiz kişi olarak gördüğünü sanırız. Nasıl ki sevdiğimizde de çoğunlukladüşlediğimizi görürüz, gerçek olanı değil.... Sonuçta sevgililer birbirlerinekendi düşlerini yansıtan aynalar gibidirler. Bence yanılgıların başlıca nedenibu!

GÜLŞEN Çok mu karışık?...İHSAN Yoo! Çok basittir. Bakın, ben hemen Ferit Bey’e sorayım. (FERİT’e)

Nurdan Hanım, sence nasıl biri?... Onu bize anlatır mısın? Yani sen onu nasılgörüyorsan, nasıl tanıdıysan, nasıl biliyorsan öyle... Olduğu gibi. Burada içtenolmak çok önemli!

FERİT Onu nasıl görüyorsam?!... O benim için, estetik, güzellik ve büyününkarışımı!... O bütünüyle, bana aşkımın sunuluşu!

İHSAN Bu kadarı bile yeter. (NURDAN’a) O sende bir aşk kadını görüyor! Peki senonun bu dediği kişi misin?

NURDAN Bir bölümümle evet. Niye olmayayım?İHSAN Bakalım bu kişiliği taşıyabilecek misin? Sanırım o bölümünün, bütününle seni

yutması gerekecek! Peki, sen Ferit’i nasıl biri görüyorsun?NURDAN Nasıl biri görüyorum?!... O, rastlamayı hep umduğum erkek! Bağlanmanın

anlamını bilecek biri! Güvenmeyi, korunmayı, paylaşmayı, dayanışmayıonunla yaşayacağım. Onunla hem yaşama sağlamca tutunur, hem sanatçıyanımı korurum. Ben böyle düşünüyorum!(Bir sessizlik olur... 1.GARSON servis masasını getirir. Bırakır, çıkar.)

İHSAN İçkiler geldi!... İçki molası!NAMIK Soytarılık istemez, Abuzittin. Ya da her kimsen! Madem herkes katılmayı

kabul etti, ne iş üstlendinse üstesinden gelmeye bak!FERİT (Sahnenin önüne gelir.) Gibisiz bu aşk uğruna bütün gemilerimi yaktım!...

Ben bu aşkı yaşamak istiyorum! Peki ben onun bende gördüğü o kişi miyim?(Gidip viskisini alır.)

GÜLŞEN Ben bu oyunu sevdim.NAMIK Bu oyun değil, Bayan! Bu, hayat memat meselesi!İHSAN Eveeet! Şimdi, kendinizi içinde bulacağınız durumlardan ilki! Neyle, nasıl

geçineceksiniz? Aslında bunu hallettik! (NURDAN’a) Parayı sizkazanacaktınız!

NAMIK Bakalım kazancı yetecek mi?

Page 28: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

FERİT Gerekirse ben her yerde iş bulurum.NAMIK İş dediği; üst düzey yöneticilik! Yağma yok! Seni ancak sersem baban,

şirketinin başına geçirir.NURDAN (İHSAN’a) O, bir ozan! Bir sanatçı! Lütfen! O, şiirlerini yazacak!İHSAN Tartışılmaz bile!... Siz kazandınız! O şiirlerini yazmalı. En azından içinizde

ukde kalmaz. (FERİT’e) Sevdiğin, sana inanıyor; ne mutlu!... (Onun içkiiçişini izler.) İç bakalım! (Ötekilere) Dikkatinizi çekerim. Bunalınca da,mutlu olunca da içiyor. İçkiye eğilimini sezmiştim.

NAMIK Haddini bil, Abuzittin!İHSAN Hay hay, Efendim. Çok haklısınız. Haddimi bilmeliyim... Bakın, durum ikiye

geldik bile! Kıskançlık nasıl bir duygudur? Bilir misiniz, Küçük Bey?FERİT Bilmemeyi yeğlerim.İHSAN Evet! İnsanı çağ dışı davranışlara iter. Ne yapalım ki insanoğlunun doğasında

var. Herkes bilir; aşkla kıskançlık, at başı gider. Hele duygulara gemvurulamıyorsa...

GÜLŞEN Gerçekten... Soydan, Nurdan’a tapar! Nurdan’ın Soydan’la çalışmasını FeritBey nasıl karşılayacak?... Onlar, ikisi birlikte, günde altı saat prova yapıyorlar.Yalnız ikisi!

NURDAN Ben danslarımı, Soydan beste yaparken hazırlıyorum...FERİT Ben de izleyemez miyim?NURDAN Elbette izlersin.GÜLŞEN Bakalım Soydan ister mi?NURDAN O, karşı çıkmaz.İHSAN Güzel! O halde Ferit de provalara katılacak. Hattâ o da ayni ortamda, ayni

müzikle, şiir yazacak!... (Şiir kitabını rasgele açıp bir şiir daha okur.)“Duvarlar!... Ben durursam, onlar üzerime geliyor. / Ben yürüyünce, onlarınüzerlerine gidiyorum!... / Şimdi anlıyorsunuz ya, neden, / Hep yürümemgerektiğini!” (Şiire kısa bir saygı duruşundan sonra FERİT’e) Korkarım,şiirin içerik değiştirecek! Artık gibisi olmayan aşkını evrene duyurmakzorundasın. Öte yandan, kaçınılmaz biçimde provalar aklında asılı kalacak...Sana Nurdan’ı bir çeşit paylaşmak gibi gelecek. (FERİT içkisini yeniler.)İçsin! İçki yardım eder. Zaten gecelerini Nurdan’la Doyuran’da geçirecekOrada zaten içecek. (Dans müziği başlar.) Hiç müşterilerle dansettiğiniz oldumu, Nurdan Hanım?

NURDAN ...Bazen!... Bazen olay çıkmasın diye... Bazen de insan gerçekten dansetmekister.

İHSAN Bu dansı bana lütfeder misiniz?NURDAN Bir yönetmene, nasıl hayır derim?

(Dans etmeye başlarlar. İHSAN elini yavaş yavaş Nurdan’ın sırtından aşağıya,sonra belinden aşağıya kaydırır. NURDAN, İHSAN’ı iterek ayrılır.)

FERİT (İHSAN’ı yakasından kavrar.) Bu nasıl cüret?İHSAN Kızma... Ben yalnızca olasılığı sergiledim. Onu gene bir bar kadını yerine

koydun. O öyle düşünecek! (FERİT yakayı bırakır.) Gördünüz! Hemenkıskançlığa yenilecek yapıda. (NURDAN’a) Bir süre sonra dansı bırakmanıisteyecektir.

NURDAN Bırakamam ki. Ekmek kapımız!İHSAN Tek çözüm; ekmek paranızı Ferit kazanır!... Elveda şiir!... (Bir süre

durduktan sonra) Aranızda hanginiz çocuk sever?GÜLŞEN Onlara hiç zaman tanımıyorsunuz.İHSAN Ama öyle!... Gibisiz aşklarını yaşarlarken erkek ha bire tohumlayacak.

Tohumlardan biri elbet tutacak. Doğa yasası!GÜLŞEN Evet, olabilir ama...

Page 29: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

FERİT Olamaz!...İHSAN Ancak kendini kısırlaştırırsan, olamaz.FERİT Her kadın korunmayı bilir.NURDAN Benim her tür ilâca alerjim var.FERİT Gördün mü? Gebelik hapı kullanamaz. Hattâ, dün geceden beri, olasılık

şimdiden var... Diyelim ki, var! Çocuk olursa, aldıracak mısınız?NURDAN Düşüncemi soruyorsanız, ben çocuk aldırmaya karşıyım.İHSAN Ama çocuk aranıza girer. Aşkınızı böler. Dengeler değişir.FERİT Lütfen!... Baba olmaya hazır mıyım? Değil miyim? Biri de bana sorsa...İHSAN İşte gördünüz, bayan! Baba olmak istemeyen birine kazık atıyorsunuz!NURDAN Kazık mı atıyorum?İHSAN Sorun ona! Kazık mı? Değil mi? Baba olmaya hazır mı?FERİT Elbette değilim!İHSAN Gönlü olmayan birini baba yapmak, bu çağda sevişme ahlâkına sığmaz, Küçük

Hanım!NURDAN (Fazlaca ciddi) Ben kendi çocuğumun sorumluluğunu üstlenebilirim!İHSAN Evet ama, çocuk iki kişi ile yapılır. Biri annedir, öbürü de baba! Birlikte

plânlanır... Birlikte büyütülecektir! Haksız mıyım?... (FERİT’e) Ne yapalım!Görüyorsun, baba olman kaçınılmaz! Şimdi gerçekten iş bulmana sıra geldi.Bir şirketin muhasebesini yönetirsin artık. En iyi para için, en nefret ettiğin iş!(Ferit içkisini yeniler.) ...Ancak içerek dayanılır!...

GÜLŞEN Bu gidişle alkolik olacak!İHSAN Durum dörde geçelim mi?NURDAN Durum üç, neydi?İHSAN Durum üçte, kadın gebe kalır... Durum dörtte çocuk doğar! (FERİT’e divanı

gösterir.) Şunun kıyısından tutar mısın, bir zahmet!... Tut, tut, lütfen!...(Divan’ı sahne önüne yaklaştırırlar. NURDAN’a) Şuraya uzanabilir misin?Uzan, uzan! Lütfen!... (Dolaptan kolalı masa örtülerinden birini alır, büker,divana uzanmış olan NURDAN’ın koluna yatırır.)

NURDAN Bu nedir?İHSAN Bebeğin! Bebeğin doğdu! Hastanedesin.NURDAN (Kumaş büklümüne bebeğiymiş gibi bakar.) Oğlan mı?... Bari oğlan olsun!İHSAN Tamam! Oğlan oldu.NURDAN İlk çocuğum hep oğlan olsun istedim.İHSAN (FERİT’e) İlk çocuğu!... Demek sırada sonrakiler var! (FERİT içer.) Evet,

içiyorsun. İçilir! Oğlunun doğuşunu kutladın... Ve de dut gibi sarhoşsun! Okarşı konulmaz gücün seni bu kadına itme nedenini, bir başka açıdan dakavradın. Çocuğunu kucağına alsana! (Çocuğu alıp FERİT’e verir.) Adını nekoyacaksınız?

GÜLŞEN ‘Yiğit’ olsun! Ferit’e de uyar.FERİT (Çocuğu, tam sunuş biçiminde, iki elinin üzerinde tutmaktadır.) Ferit? -İt!...

Yiğit? -İt!... Gerçekten uydu... İt oğlu it, bu be Vallaha, it oğlu it!... Hem deaynan, itin oğlu it... (Bir gülme krizine girer. Çocuğu Nurdan’ın kucağınaatar.)

NURDAN (Yalvarır.) Artık içmesin. Dayanamıyorum...İHSAN Sana evlenme teklif etmedi, değil mi? Ya da henüz etmedi.NURDAN Etmedi...GÜLŞEN Daha tanıştığı gün uyku tulumuna giren kıza, kim evlenme teklif eder?İHSAN Merak ettiğim, çocuğunuz hanginizin soyadını alacak?GÜLŞEN Tamam!... Yeter artık! Buraya kadar... Artık sizi dinlemiyoruz! Bitti!...

(Elinden tutup çekerek NURDAN’ı ayağa kaldırır.) Kalk! (Divanı neredeysetekmeleyerek eski yerine iter.)

Page 30: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

İHSAN ...Zaten söylenecek çok bir şey kalmadı... Hattâ çok az bir şey kaldı. Benufukta küçük çocuklu bir kadınla alkolik bir adam görüyorum! Ne kadarsıradan bir kader... Hani, aşkınızın gibisi olmayacaktı?...(NURDAN’la FERİT, dönüp birbirlerine bakarlar. Birbirlerine doğruyürüyerek sahnenin ön ortasında karşılıklı dururlar. Birbirlerine ayni andakonuşurlar.)

NURDAN Beni seviyor musun?... (İçtenlikle dileyerek) Ne olur, bana beni sevdiğinisöyle...

FERİT Beni seviyor musun?... (İçtenlikle dileyerek) Ne olur, bana beni sevdiğinisöyle...(Soruları karşılıklı yanıtsız kalır. Başlarını eğerek birbirlerinden uzaklaşırlar.)

NAMIK Benden yardım beklemesinler. (NURDAN’a) Sizi tanımıyorum ve aslatanımayacağım!

NURDAN Öyleyse oğlunuzu da yeryüzünden sildiniz.NAMIK Yanılıyorsunuz. Oğlum ve biricik varisimdir. Akıbetiyle yakından ilgilenirim.NURDAN Sizden kendim için hiç bir şey istemedim.NAMIK Oğlum için de isteyemezsiniz. Prensip meselesi... Müstahaktır! Öldüğüm

zamanı bekleyin. Mirasıma konarsınız.(FERİT, divana oturmak ister. Dik duramaz, yana devrilir.)

İHSAN (FERİT’i divana yatırır.) Bu, sızdı!...NURDAN (Yalvarır.) Lütfen, onu götürün divanımdan! Lütfen, onu alıp götürün

buradan!NAMIK (Kendi çabasıyla ayağa kalkar. Divana yaklaşır. Bir süre FERİT’e bakar.

NURDAN’a döner.) Oğluma ne yaptın sen?... Benim oğlumu bir gecedenasıl bu hale getirdin, kadın?

NURDAN Bilmiyorum!... Bilmiyorum; bilmiyorum!... Bütün istediğim biraz uyku.Lütfen; oğlunuzu alıp gidemez misiniz? Benim kanepemde uyuyor!

NAMIK Küçük Hanım!... Kovulmaya alışkın değilimdir!NURDAN (FERİT’in yanına uzanır. Ona sıkıca sarılır.) İyi! Kalın!... İşte, ikimiz de

sığdık. İstediğiniz kadar kalın... (Uyur.)GÜLŞEN (NURDAN’ı kimonosuyla örter.) Bu kız gece programa çıkacak. Uykusunu

almalı. (İHSAN’a) Ondan siz sorumlusunuz. Ben berberimi daha fazlabekletemem. (Çıkar.)

İHSAN (Uyuyanları seyreder.) ...Kendimi suçlu hissediyorum! Belki de gerçektendoğabilecek gibisiz bir aşkı, sanırım başarıyla katlettim!...

NAMIK (Bir süre NURDAN’ı seyreder.) O yanlış kadındı, Abuzittin! Buncağızyavrucağız, oğlum gibileri çekip çeviremez. Sanırım, o bunu anladı.

İHSAN Ne diyorsunuz? Tehlike bitti mi yani? Bırakalım burada uyusun mu oğlunuzkızla birlikte?

NAMIK Bırakalım ya. Bırakalım uyusunlar... Fabrika dönüşü halâ buradaysa,oğlumdan ne kaldıysa toplar götürürüz seninle... (Çıkarlar.)

(Işıkları hafif karartılmış sahnede bir koşuşturmadır gider. Garsonlar gürültüyapmamaya çalışırlar. Girerler, çıkarlar, kirli örtüleri dolaplara tıkar,temizlerini alır götürürler. Her defasında durup, uyuyanlara bir göz atarlar.PATRON girer. Kaşları çatıktır. Uyuyanlara göz atar gider. GÜLŞEN girer.Doğruca uyuyanların başına gelir. Frapan giyinmiş, sahne makyajı yapmıştır.Garsonlar peş peşe girerek çevresini alırlar.)

1.GARSON Aman, Abla! Geldin, şükürler olsun!2.GARSON Amman , Gülşen Abla, sonunda geldin!3.GARSON Mahvettin bizi be Abla, ya’; hiç bu kadar gecikilir mi?

Page 31: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

GÜLŞEN Size ne?2.GARSON Size ne olur mu, bizi Patron’un eline bıraktın burda.GÜLŞEN Geldim işte! Haydi işinize, haydi işinize!3.GARSON (Çıkarken) Önce Patron’u göreceksin.2.GARSON (Çıkarken) Gelir gelmez önce beni görsün, dedi.GÜLŞEN İyi! Görürüz!... Memet, kaldır şunları; uyansınlar artık!PATRON (Girer. GÜLŞEN’le karşılıklı dikilirler. ) Ne bu kılık? Sahneye mi

çıkıyorsun?GÜLŞEN Evet!PATRON Haydi kılığın seni ilgilendirir; ama işin beni! Bak, saat kaç!GÜLŞEN Söyler misin bana, ben senin neyinim?PATRON Neyimsin?... Öyle mi?GÜLŞEN Evet! Seninle benim ilişkimiz ne? Daha bilmiyorum.PATRON Öyle ya. Bilmiyorsun. Benden niçin maaş alıyorsun acaba?GÜLŞEN Cümle alem senden maaş alıyor. Adını koy! Hangi hakla bana zorbalık

yapıyorsun.PATRON Ben mi zorbayım? Ben burayı demokrasiyle yönetiyorum! Cümle alem bilir

be!GÜLŞEN Öyleyse bu gece, ve az sonra, senin Demokratik Cumhuriyetinde geçecek bir

olayı sakın kaçırma. Neyin olduğumu sana göstereceğim...... Patron! (Çıkar.)PATRON (Bakınır. 1.GARSON’u görünce) Bunlar uyanınca, ikisini de sokağa at!...

Gözüm görmesin onları bir daha!... (Tam çıkarken, içeri giren TARIK’lakarşılaşır.) Bütün gün hangi cehennemdeydin, habersiz?

TARIK İş aradım!...PATRON Ben seni kovdum mu?TARIK Kovmanı bekleyemem. Nasılsa kovamazsın...PATRON Seninle de hesaplaşacağız! Hele bekle! (Çıkar.)TARIK (Arkasından kendi kendine) Ben hep buradayım... Patron! (Masasına oturup

çalışmaya başlar.)1.GARSON (NURDAN’ın omzuna dokunarak) Nurdan Abla! Uyan! Gece oldu!NURDAN (FERİT’in kendine dolanmış kollarını çözerek derhal doğrulur.) Soydan geldi

mi?1.GARSON Geldi. İçeride.NURDAN Saat kaç?1.GARSON Dokuz!NURDAN Peki, Mehmet, uyandım. Sağ ol! Onu ben uyandırırım. Sen git. Bir şey mi

var?1.GARSON (TARIK’ın masasına gider.) Patron dedi ki...TARIK Evet?1.GARSON “Bunlar uyanınca, onları sokağa at!” dedi!TARIK O sözün gelişidir. Herhalde kızgındı. Öyle değil mi?1.GARSON Emir gibi söyledi.TARIK O kadar kızgın olsaydın sen ne yapardın?1.GARSON Daha patron olmadım ki, ne bileyim?TARIK Gözünü sevdiğim pavyon demokrasisi... Komisinin bile patron olma umudu

var. Sen git! Benim git dediğimi söyle.(1.GARSON çıkar. NURDAN, FERİT’i uyandırmaya çalışır. Onun, sarılmakisteyen kollarından sıyrılır.)

FERİT (Bakınarak) Bizim burada işimiz ne?NURDAN Nerede olmalıydık?FERİT Şimdi her şeyi hatırladım işte!...NURDAN Gitmen gerekiyor!... Ben, geceye hazırlanacağım.

Page 32: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

FERİT Bize hükmetmelerine karşı çıkmayacak mıyız?NURDAN Biraz geç tepki vermiyor musun?FERİT İlişkimiz yürümeyecek mi?... Onu mu demek istiyorsun?... Daha başlamadan

mı bitecek?...NURDAN Bir şey demiyorum; yalnızca git!FERİT Bir yere kımıldamam! Kendi isteğim olmadan beni babama devreden sensin.

Kendi elinle teslim et.NURDAN ...Tarık!... Ne olur, benim için Doktor Can’ı hastaneden arar mısın? İşte

numarası!TARIK Numarası bende var. Karım zafiyet geçiriyor. Unuttun mu?... Nasıl da

unuturlar... Her koyun kendi bacağından! (Numarayı çevirir. Gelenleriaralıktan görünce telefonu kapatır. İçeri girenleri gösterir.) İyi olacakhastanın...!(CAN’la NEYYİRE girerler.)

CAN Nurdan Hanım, size sevgili Neyyire Hanım’ımızı getirdim! Sizi görmeyi çokistiyordu.

NURDAN Ne kadar sevindim! Tam da sizi aratıyordum, Can Bey! (Ferit’i geriye iteler.)Kalk! Toparlan! Yer aç! (Yeni gelenlere) Bir dakika oturun! Ben şimdihazırlanırım... (Bölmesinden bir torba alarak sahneden çıkarken) Hemendöneceğim!

CAN Merhaba, Ferit Bey!NEYYİRE Ferit Bey mi? O Ferit Bey, bu mu?FERİT (Ayağa kalkar.) Buyurun, oturun!NEYYİRE (FERİT’e) Dün gece Benli Nurdan’la sırra kadem basan sen miydin?FERİT (Seyirciye döner.) Bu da kim?... Nurdan’a, Benli Nurdan dediğine göre,

yakını, hısımı, akrabası değil. Ama bir soruşturma yapıyor; demek bir otorite!Nereye varabilir ki?... Devir değişti! Sen kızı gebe bıraksan bile artık sorumluolmuyorsun.... Ne yapalım; gebe kalmasaydı, deniyor. Gebe kalmaktan, gebekalan kız kendi sorumlu! Evet, o sorumlu! Doğrusu da o! Bana masal kuğusugörünüp, ardından anaç güvercin çıktı. Aslında kazığı yiyen benim. Kimseninumurunda değil. Aslında hepsinden kız sorumlu!...

NEYYİRE Ne diyorsun sen?... Aslı, senden çocuk mu bekliyor?FERİT ...Onu da nereden çıkardınız?... Biz, ‘meselâ’ demiştik!... Meselâ’sı,

gerçeğinden betermiş! O da işin başka yönü!NURDAN (Kimonosuyla girer. İçinde mayosu vardır.) Hazırım, Doktor! Bilmek

istediğim, mayoyla dansetmemde bir sakınca var mı? (Bölmesine geçer.CAN’ın da girmesini bekleyip perdeyi üzerlerine kapatır.)

NEYYİRE (Geleni aralıktan görerek) İşte bu, hesapta yoktu!KEREM (Girer.) Neyyire Hanım! Siz neden buradasınız?NEYYİRE Ben Can Bey’le geldim! Aslı Nurdan’ı, bir de ben göreyim istedim.KEREM Can nerede?NEYYİRE Kızı muayene ediyor. İçeride.KEREM (Telâşla) Ona bir şey mi oldu?...FERİT Bir şeyciği yok! Ona bir şey olmaz!KEREM (FERİT’i görür.) Siz misiniz?...KEREM (Seyirciye döner.) Soru diye buna derim. Ben, ben miyim?... Aslında,

kendimden ne toparlayabildiysem oyum. Yani, darmadağınığım!... Birikırıklarımı kümeledi, kapısının önüne koydu! Burada yapıştırıcılarımıngelmesini bekliyorum... (Gelenleri görür.) Neyse! Fazla bekletmediler.(NAMIK ile İHSAN, girerler.) Gidiyor muyuz?

NAMIK (İHSAN’ın kenardan getirip açtığı koltuk iskemleye yerleşir.) Hele önceyediğin haltı ört bas edelim...

Page 33: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

FERİT Duyan da bir yeni yetmeyi baştan çıkardım sanacak. Burada aldatılan benim!Kendini aşkların kadını gösteren oydu! Yalan mı?

KEREM (Bölmeden çıkan Can’a) Nesi var?...CAN Yok bir şey... Ameliyat yerlerine baktım! Mayo giyebilir mi? Evet, giyebilir!

İzi kalacak mı? Hayır! Tertemiz! Usta işi!... Sen niye buradasın?KEREM (Bölmeden çıkan NURDAN’a) İyi misiniz?NURDAN İyiyim! (Gene birbirlerine bakarak sözsüz dururlar.)CAN (NEYYİRE HANIM’a) Sana söylemiştim de inanmamıştın. İşte dün olanlar

yineleniyor... Kerem ile Aslı bunlar! Kendilerini birbirlerinden alamıyorlar.(Kollarına girerek ikisini birbirlerine yaklaştırır.) Nurdan Hanım! Siz dağlarıyerinden oynattınız.

NEYYİRE (NURDAN’ın öteki koluna girer.) Sevgili yavrum! Aslında biz buraya,Kerem’in yakınları olarak, bize düşeni yapmaya geldik! Gerçi onun henüzhaberi yok...

NAMIK Durun bir dakika, Bayan! Önce bizim, Aslı Nurdan’la halledecek bir işimizvar. Herkes tanık olsun! Ucu dün geceye dayanacak olasılıkları peşinenkarşılamak için buradayız. Bu çek, Küçük Hanım, sizce bütün olasılıklarıkarşılar mı? Bir görün!... (Çeki, götürmesini işaret ederek İHSAN’a verir.İHSAN göz ucuyla çeke bakar. Miktarın büyüklüğünü mimikler.) Yalnız, birşartım var, Küçük Hanım. -İnsafına sığınmayı göze alıyorum, Abuzittin!-Hiçbir şeyin sürüncemede kalmasına dayanamam. Bize benlerinizigöstereceksiniz... Hemen! Şimdi! Burada!... Oğlumdan öğrenemedim. BenliNurdan’la bir gece geçirmiş ama o da babası gibi salak...

FERİT (Dişlerinin arasından) Bu kadar zalim olmak zorunda değilsin, baba!NAMIK Burada ortalık yerde, hepimize gösterin de, olsun bitsin!NURDAN (Çeki İHSAN’ın elinden çekip alır. Götürüp NAMIK’a verir.) Siz çekinizi

söyleyemeyeceğim biçimde yok edin, Bayım! Ben merakınızı parasızgidereyim. Bu gece mayoyla dans edeceğim. Misafirim olun. Bu kadarcık damı sabredemezsiniz?

NEYYİRE (NURDAN’ın yeniden koluna girer. Onu sahnenin önüne çeker.) Bu moruk,katır tepmesini hak etti etmesine ama senin yerinde ben olsam o çeki dealırdım. Neyse, aslında şanslı günündesin. Bak, şimdi sana ikinci bir şansdaha var. Bunu da tepme. (KEREM’i gösterir.) Bu adama dünden berifeleğini şaşırttın. Sana nasıl bakıyor, görüyor musun? Sanki gidip ona elkoymanı bekliyor. O senin! İstersen gider, hemen el koyarsın. Ömür boyusana aşık kocayacak bir kocan olur; fena mı? İnsan daha ne ister? Aslan gibiçocuk! Her şeyine ben kefilim. Seni sevmeye cüret etmiş bir kere. Onun tekbir şansı var; senin de onu sevmen!... Hadi, git, durma, ona el koy!(NURDAN’ı KEREM’in yanına doğru sürer. Elini tutup Kerem’in kolununüzerine koyar. Çevreye) Tanıksınız! El koyma işlemi tamam!...(Sahne gerisinde kopan seyirci alkışı hepsini durdurur. GÜLŞEN koşaraksahneye girer.)

GÜLŞEN Alkışlar bana!... (NURDAN’ı yakalayarak çevresinde zıplar.) Başardım!...Başardım! Başardım! Başardım!... Çok iyiydim!

NURDAN (GÜLŞEN’e aşırı bir coşkuyla sarılarak zıplar.) Kutlarım, canım!... Kutlarım!Kutlarım!...

NEYYİRE Şşşş! Şu anda Nurdan Hanım, Doktor Kerem’den evlenme teklifi almakta!Kutlamayı az sonra yaparsınız. (NURDAN’a) Hadi kızım, evet, de!

NURDAN (Şakaya vurmaya çalışarak) Ortada evlenme teklifi falan yok, Neyyire Hanım!NEYYİRE O ömründe bu teklif yapamaz. Onun için onun yerine ben yapıyorum ya.

(KEREM’in sinyal aldığını fark eder.) İşte! Çağrı aldı... Onu hastanedenarıyorlar! Bütün hayatınız böyle geçecek. Pek çok işi kaşla göz arasına

Page 34: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

sığdıracaksınız. Gitmesi gerek. Haydi onu geçirelim! (KEREM’leNURDAN’ı önüne katar.) Yürü, Can Bey! Biz de gidiyoruz. (Dördü de arkakapıdan çıkarlar.)

GÜLŞEN (TARIK’ın yanına gider.) En sonunda başardım!TARIK Beklenen şeydi. Üç koca yıl, bu geceye hazırlandın.GÜLŞEN Bir işe yaramadı!... Patron’da tıs yok!TARIK Bekle... Ancak kavrar.PATRON (Girer. NURŞEN’in karşısında durur.) Ne o öyle, emri vaki yapmalar?GÜLŞEN Seyirci beğendi. İnkâr edemezsin. Senin As Yıldızınım artık!PATRON Hayır; değilsin!... Sahne hayatın başladığı gün bitti. At bütün süslerini! Bir

daha sahneye çıkmıyorsun!GÜLŞEN Engel mi olacaksın?PATRON (Cebinden bir yüzük çıkarıp GÜLŞEN’in parmağına takar.) Sen benimle

evleniyorsun...TARIK Cebinde her zaman bir nişan yüzüğü taşır, derlerdi.PATRON Onu ilk kez bir parmağa takıyorum!GÜLŞEN (İçeriye dönen NURDAN’a) Sana dememiş miydim? İşte! As Yıldızı oldum;

turnayı gözünden vurdum! Yüzüğüme bak! İnanamıyorum.PATRON Ben inanıyor muyum?!... Ama olan oldu.TARIK (Ayağa kalkarak defterleri kapatır.) Onlar ermiş muradına!... (Hızla sahneden

çıkıp gider.)NURDAN İçeride ilân edelim. Kutlayalım! Haydi!...GÜLŞEN (Ağlamaya başlar.) Seninle evlenmek isteyip istemediğimi bile sormadın bana!PATRON ...Benimle evlenir misin?GÜLŞEN Evet!... Evet!... Evet, evet, evet!... Ama dur... Yoo! Hayır! Niye

evleniyormuşum?... Hayır! Seninle evlenmeyeceğim!PATRON ...Sen ne dedin bakayım?GÜLŞEN Evlenme teklifine ‘Hayır,’ diyorum... Sağ ol!PATRON Bunca zaman peşimde değil miydin, sen benim?GÜLŞEN Koşullar değişti!... Bu yere gelebilmek için üç yılımı verdim. Neden bir

kalemde silip atıyormuşum? Sahneyi seçiyorum. Elveda!PATRON Peki! Peki! Tamam! İstediğin olsun! Benim sahnemde sahneye çıkmana izin

veririm...GÜLŞEN Senin sahnen, iki As Yıldızı çekemez.NURDAN Saçmalama! Biri gidecekse ben giderim.GÜLŞEN Onun Doyuran’ı, benim isteyeceğim parayı ödeyemez. Elveda!PATRON Canına yandığımın! O zaman gazinoya dönüşürüz!... Program sunarız. Şov

yaparız. Şişeriz, büyürüz. Ne yapalım! Madem ki büyümek gerekiyor...Madem ki dünyada sağlıklı her şey büyüyor... Sağ kalmak için büyüyor...Aklım almasa da büyüyor... Lânet olsun! Biz de büyürüz.

GÜLŞEN (PATRON’un boynuna sarılır. NURDAN’a) Haklısın! Bu adamla, onukafeslediğim için evlenmiyorum. Onu sevdiğim için evleniyorum!... Ben buadamı seviyorum, seviyorum, seviyorum!...

3.GARSON (Girerken) Dikkat! Patron burada! (2.GARSON girince) Eline bir iş bul!Oyalanacak bir iş bul! (Kendisi dolaptan örtü çıkarır.) Burada duralım ki azıktorbasıyla önümüzden geçsin. Bizi görmezden gelirdi. Şimdi biz onugörmezlikten geleceğiz. Ama o bizi görsün.

1. GARSON (Elinde içi dolu bir naylon torba taşıyarak girer.) Yol verin, ‘len!3. GARSON O ne?1.GARSON Azık torbası! Görmüyor musun? PATRON Kim taşıtıyor onu sana? O kimin torbası?1.GARSON ...Tarık Abi’nin!

Page 35: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

(GÜLŞEN’le NURDAN’ın yüzleri kararır. PATRON kasketini çıkarır. Üçüde garsonların yanına dizili durmuşlardır. TARIK girer.)

TARIK (1.GARSON’un elinden azık torbasını alır. Umursamazmış gibi) Benim içinmi dizildiniz? Bana tören mi yaptırıyorsun, Patron? Sağ ol! Unutmamışsın.Şapkanı da çıkarmışsın. Uğruma kelini açmışsın, sağ ol!

PATRON (Kasketini yere çalar.) Canına yandığımın! Bırak o torbayı!... Seni müdürümyaptım!

TARIK Ne müdürü?PATRON Ne müdürü olursa! Yarın konuşuruz.TARIK Geç kalmadın mı? Kendini aşağılamış birinden aşağılık işler beklemez misin?PATRON Yeter! Bu günümde beni utandırma.TARIK Bu günün nesi varmış?PATRON Biz evleniyoruz!TARIK İyi! Dilerim mutlu olun!GÜLŞEN Ve benim sahne hayatım başlıyor!NURDAN Gazino oluyoruz. Yeni kararlaştı.TARIK Oh, oh! Artmış yemeklerinizle kral sofraları kurarsınız.GÜLŞEN Hepimize yer var!PATRON (Cebinden para çıkarıp verir.) O torbayı eve götürme. Al sana avans!TARIK Seni mi kıracağız, Patron! (Parayı alır. Torbayı 1.GARSON’a verir. Gayetle

serkeş bir tavırla arka kapıya yönelir.) Onlar ermiş muradına; biz çıkalımkerevetine... Oradan edelim bu kavanoz dipli dünyanın içine, dibine, heryerine!... (Çıkar.)

PATRON (GARSON’lara) İşinize bakın! İşinize bakın; haydi durmayın!...(NURDAN’a) Sen de insanları bekletme. Hadi sahneye! Dur bakayım... Durbakayım... İçine mayo mu giydin sen?

NURDAN Evet! (Kimonosunun önünü açar.)PATRON Hayır!... Sana menettim! Açılıp saçılmak istiyorsan, başka gazinolara!... Dur

bakayım; dur bakayım... Hani orandaki benin, senin?NURDAN Kusura bakmayın., bu gece mayo giyeceğim. Ben benlerimi aldırdım.

Benlerim yok! Ben men yok! Görsün herkes.PATRON (Hoşuna gider.) Pekalâ!.. Tamam!... Böyle çık!... Ben men yok, görsünler!

O gangster bozuntusu heriflerin suratlarını görmeli şimdi. (NAMIK’a)Bakıyorum, dekora karışmışsınız, Beyim! Buraya iyice yerleştiniz!

NAMIK Hoşgörünüze sığınarak oturuyorum. Belimi kıpırdatabileyim, biz de gazinoyageçeceğiz.

PATRON Güzel! Size bir masa ayarlarım.SÜLÜN (Arka kapıdan, hızla girer.) Aslı?NURDAN Anne! (Ana-kız sarılırlar.)SÜLÜN Evleniyormuşsun ha? Bir doktorla! Öyle mi?NURDAN Kim dedi?SÜLÜN Şimdi Tarık’tan duydum! Başkalarından mı duyacaktım? Nasıl haberim

olmaz? Hayır duamı da mı istemedin? Hani rızamı almadan evlenmeyecektin?Yeni tanıştığın biriymiş. Adam hakkında ne biliyorsun? Hakkında hiçbir şeybilmediğimiz biriyle nasıl evlenirsin?

İHSAN Tasalanmayın, Bayan! Birbirlerini hiç tanımadan ömür geçiren çift çok!NURDAN Anne! Sen Tarık’a ne bakıyorsun. (Ayakta sallanmakta olan annesine sarılır.)

Eyvah! Bayılıyor! Yardım edin! (İHSAN yetişir. SÜLÜN’ü tutar. Onudivana yatırırlar. Nurdan bölmesinden kolonya getirir, şakaklarını ovar.Kolonya şişesini FERİT’in eline tutuşturur.) Al! Sen yakasını ovuştur!

FERİT (Kolonya serptiği yaka aralarını ovuştururken) Şu anda ona pekalâ‘Kayınvalideciğim!...’ diyebilirdim.

Page 36: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

PATRON Evlenen biziz. Kadıncağıza söylesenize.SÜLÜN (Gözlerini açar.) Kim bu doktor? Kaç yaşında?GÜLŞEN Oooo! Çok genç!SÜLÜN Adı ne?NURDAN Anne! Ben kimseye ‘Evet’ demedim.SÜLÜN O adı yaz bir kâğıda ver bana. Araştıracağım. Sakın bana danışmadan ona

evet deme. Bir kere evet dedi mi adam manyak çıksa evlenir bu kız! Söyleona, gözüme girmeye baksın. Yoksa evlenmenize izin vermem.

GÜLŞEN Merak etmeyin, Sülün Hanım; garanti beğenirsiniz... (PATRON’un kolunagirer.) Burada damattan anlayan biri konuşuyor!

SÜLÜN (Ayağa kalkarak) Beğenmek zorundayım. Yoksa yaşayamam. Şu çocuklarinsana neleri kabul ettiriyorlar... Kusura bakmayın; kimseye merhabadiyemedim. Bu kız bana dünyamı şaşırttı.

GÜLŞEN Evlenen biziz!SÜLÜN Ooooo!... Ama zaten belliydi, canım! İkinizi de kutlarım... (İkisini de öper.)GÜLŞEN Kusura bakmayın. Biz içeri geçmeliyiz...SÜLÜN Elbette! Haydi siz işinize bakın. Darısı Aslı’nın başına!

(GÜLŞEN, PATRON’la birlikte çıkar.)NURDAN Anne! Sen niye gelmiştin?SÜLÜN Unuttum...NURDAN Kal, beni seyret.SÜLÜN Bu kadar heyecan yeter. (NURDAN’la birlikte arka kapıya giderken) Elâlem

bari gazino patronuyla evleniyor. Benim kızım kiminle? Taa elli yaşında, o daünlenirse, para kazanacak bir doktorla!... (Çıkmadan önce gözleriyle İHSAN’ıarar.) Kim o adam?

NURDAN Dünyada söylemem! Kendin bul. (Arka kapıdan çıkarlar.)FERİT Ben de gidiyorum, Baba.NAMIK Gidiyor musun?... Aslı Nurdan’ı seyretmeden mi?FERİT Yarın sabah atölyede işe başlarım. İstediğiniz gibi! Torna tezgâhında.NAMIK Niye? Bahsi kazandın.FERİT Hayır! Kazanmadım.... Biz uyku tulumuna sadece ısınmak için girdik.NURDAN (FERİT’i işiteceği bir zamanlamayla sahneye girmiştir.) O uyku tulumu çadır

kadar büyük!... (FERİT’e) Yaşadığım en güzel gece! Sayende yaşadım. Banasen verdin! Bunu böyle bil! (Bölmesine girer. Perdesini çeker, kapatır.)

NAMIK Bence bahsi kazandın... (FERİT’in arkasından seslenir.) Yarın nişanlıngeliyor! (FERİT durur.) Nezaketen de olsa karşılayacaksın. Evlen ya daevlenme. Artık önemi kalmadı. Bugün belli oldu; projeyi kıvıramıyoruz.Sermaye yetmiyor. Dünürlü de dünürsüz de yetmiyor.

FERİT Neden evlenmeyeyim, Baba? Ben iyi aile kızıyla evleniyorum!... (Çıkmadanönce bir kez daha döner.) Kamulaştırma tapuya işlenmedi. Kayınpederinarazi ıslah kredisi hazır. Niye çekip fabrikaya yatırmayalım? Onun geriödemesi işten değil! En azından bunu yaparız. (Çıkar.)

NAMIK Keratanın ayak üstü verdiği akla bak!İHSAN Evet! İnsana parmak ısırtıyor!... Benim kızım da oğlunuzdan geri kalmaz!

Parmak ısırtmada, demek istiyorum!... (Cebindeki zarfı çıkarıp uzatır.) Bence,artık zamanı geldi. Buyurun, mektubunuzu!

NAMIK Şimdi hiç sırası değil, Abuzittin. Evde verirsin.İHSAN Bence tam sırası, sevgili Dünürüm; ya şimdi, ya hiç!... (Zarftan çıkardığı

mektup kâğıtlarını NAMIK’ın eline tutuşturur.)NAMIK (Üstteki mektuba bakarak) “Sayın Dünürüm!...” Kim bu?İHSAN Sizsiniz!

Page 37: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

NAMIK (Okur.) “Sayın Dünürüm! Kızımın, yanlışlıkla elime geçmiş olan birmektubunu ekte gönderiyorum. Karar sizindir. Saygılarımla, Ali İhsanTolon.” Ali İhsan Tolon, mu?

İHSAN Bendenizim, Efendim!NAMIK Neler oluyor, Abuzittin?İHSAN Siz devam edin, lütfen...NAMIK (Alttaki mektubu okur.) “Bir tanem!... Bana bir koca buldular. Çok şeker bir

çocuk. Hiç bir itirazım yok. Nikâhtan sonra hür bir kadın oluyorum. Herzaman senin, Nilüfer’in!”

İHSAN O, kızımın el yazısıdır. O okuduğunuz mektup ben Viyana’dayken elime geçti.Daha doğrusu kızımdan gelen postadan çıktı. Belli ki kızım onu sevgilisineyazmış! Yani o bir tanesi, sevgilisi olmalı...

NAMIK Bir dakika!... Bir dakika!... Sen neyin peşindesin, Abuzittin?İHSAN Ali İhsan Tolon, Efendim! Bir an önce kabul etmenizi rica edeceğim.

Buyurun, kimliğim!NAMIK (Kimliğe bakar.) Ali İhsan Tolon!...İHSAN (Uzatır.) Pasaport!... Ehliyet... Kredi kartları... Ne isterseniz!... Ali İhsan

Tolon!... Dünürünüz!NAMIK ...Anlaşılan, inanmak zorundayım!... (Bir süre sessiz kalır.) Abuzittin’in

altından bir çapanoğlu çıkacağını biliyordum... Ama ben, arkadaşların birazizliği sanıyordum... Kabul etmen gerek, Abuzittin; alışmam zaman alacak...Ama kim inanır?... Bütün bu kılık değiştirmeler... Aile içine sızmalar...Büyük çaba!... Peki, neden?

İHSAN Nedeni, şimdi size gösterdiğim, mektup! Kızım; sanırım, o bir tanesi herkimse, bir tanesine ve bana, ikimize ayni anda yazıp, mektupları yanlış zarflarakoymuş. Yüzüne vurmanın anlamı yok. Yaptığını zaten fark etmiştir. Nasıldavranacağıma ben karar veremedim. Size gelin geliyor. Bence karar, sizinolmalı...

NAMIK ...(Sıkıntıyla) Anladığım kadarıyla, oğluma göstermezsem, o hiç bilmeyecek.Öyle mi?

İHSAN Bence bilmeyebilir. Bence başına gelebilecekleri, o, hak ediyor olabilir.Bence kızımla oğlunuz, pekalâ birbirlerine lâyıklar, denebilir!

NAMIK ...İyi aile kızı!... Hep söylemişimdir. Sen asıl iyi aileden kork! (Çatık kaşlarlabir süre dolaşır. Sonra İHSAN’ın karşısında durur. Yüzüne dik dik bakarak,mektup kâğıtlarını ufak parçalara ayırmaya başlar. Yırtıp ufaladıklarını dacebine koymaktadır.)

İHSAN Kızımın bir tanesi konusu, demek bu kadar kolay halledilebiliyormuş.İzninizle, karar vermedeki hızınıza hayran kaldığımı belirtmeliyim. Benaylarca kıvrandım...

NAMIK (Bir süre İHSAN’ın yüzüne baktıktan sonra) Oğlum ‘iyi aile’ kızıylaevleniyor, Abuziddin! (İsimdeki ‘d’leri artık ‘t’ yapmadan konuşur.) İnandığıgerçeği ona sorgulatmayacağım! Olanlardan sonra, bir de bunu kaldıramaz.

İHSAN (Uşak tavrıyla) Anlıyorum, Efendim! Ne diye ortalığı karıştıralım? Nasıl olsaherkes gibi o da inandığıyla yaşayacak!

NAMIK (Aniden dost) Bir gecelik daha Abuziddin kal, Abuziddin! Yalnız bu gecelik!İHSAN Madem istiyorsunuz...NAMIK Evet, istiyorum. Sen oğlumu severdin. Neden şimdi ona kızıyorsun?

Başından yalnızca bu talihsiz macera geçti. Başka ne yaptı sana?İHSAN Bir düşüneyim, Efendim!... Sanırım yitip giden gençliğimin acısını

birilerinden çıkartmam gerek... Belki de oğlunuza değil, ben zamanegençliğine kızıyorum! O gençlik ki, gibisiz aşkını savunamıyor...Savunmuyor... Savunmaya kalkışmıyor bile!... Aslında oğlunuz iyi bir çocuk!

Page 38: BAŞARImuzeyyenenginerim.com/oyunlar/basari.pdf · yazı masası ve bir ofis masası, çekmeceli-raflı dolaplar, kenarlara dayalı açılır kapanır tahta koltuk ve iskemleler,

Eminim, uşaklıktan kayınbabalığa geçişimle, hep birlikte çok eğleneceğiz. Biz,efendi-uşak, bence iyi anlaşıyorduk...

NAMIK Bakalım, dünürler, anlaşabilecek miyiz? Uşşakken bile belliydi. Sen, bey gibiyaşamaya alışmışsın!

İHSAN Hayır, Efendim!... Hiç de öyle değil! Ben her zaman gönül adamı olmayıyeğledim. Hep şöyle dedim. Mutluluk herkese var! Onlar zerreciklerdir.Sana kadar gelip, değip değip giderler. Başarı, işte o zerrecikleriyakalayabilmektir. Onlara anlam yüklemenin tadını çıkarabilmek; onlarıyaşayabilmektir. (Aniden üzüntülü) Sanırım, artık başarı anlayışım dadeğişecek... Artık benim için başarı, anlamak değil, amaç koyup sonuç almakolacak. Bugün gördünüz. Bir sevgiyi nasıl başarıyla katlettim!

NAMIK Ooooo!.... İşte o işte gerçekten başarılıydın, Abuziddin. Başarı duygusunutatmaya bak. Bu duyguyu tatmıyorsan, sana başarı maşarı yok, bilesin...

İHSAN Ne diyebilirim...NAMIK Hele yaş ilerledi mi, başarıdan başka dört elle sarılabileceğin başka bir şey

bulamayabilirsin. Hazırlıklı ol!İHSAN Ne diyebilirim...NAMIK Kendini aldatma, yeter. Sen bir beyzadesin. Paran varmış, yemişsin. Şimdi

kamulaştırma, seni yatırıma zorluyor. Ya kalan varını da yiyip bitiripsöneceksin; ya yatırım yapıp şişeceksin. Eşşek gibi çalışan gene benolacağım. Seç!...

İHSAN (Seyirciye dönük) Şişmeyi seçmekten başka ne yapabilirim?... Bütün evrenşişiyor!... Şişe şişe, ne zaman, nerede, nasıl patlayacağımızı , kim bilebilir?...(NURDAN, yüz makyajını tamamlamış, kimonosu üzerinde, bölmesininperdesini açar. Dönüp kendisine bakan iki beye bir an kendini seyrettirir.Sahneyi geçerken onlara el sallar. Çok şirindir.)

NURDAN Haydi, siz de gelin!... (Diğer yönden sahneden çıkar.)İHSAN (Eğilip NAMIK’ın yüzüne bakar. Parmağını sallayarak) Ahhh!... İşte, o

bakışı yakaladım!... İtiraf edin; bu hanım kızdan siz de en az benim kadarhoşlanıyorsunuz! Artık içeri geçip onu izleyelim mi? Ne dersiniz? Bu gecebir Aslı Nurdan izlemeyi ikimiz de hak ettik!

NAMIK (Ceketini ilikler.) Hay hay; Sayın Dünürüm!... Bence de hak ettik. Buyurun,gidelim! Buyurun! Siz önden buyurun!

İHSAN (Arkada kalmaya özen göstererek) Lütfen, lütfen!... Siz, önden buyurun;Sevgili Dünürüm!... Lütfen, önden, siz buyurun!... (NAMIK yürüyüp önünegeçince) Biz, uzlaşmada da harika başarılıyız! Ne dersiniz, Dünürüm?...(Sahne dışında kopan alkış ve bildik piyano müziği eşliğinde hevesli adımlarlasahneden çıkarlar.)

PERDE