Bedava Üzerine Çıkan Aylık İlim-Kültür Dergisi

İşte ilk sayımızla karşınızdayız. Öncelikle nerden çıktı bu

dergi sorusuna cevap vermeden önce

neden e-dergi sorusuna cevap vermek

istiyorum. Bildiğiniz gibi normal bir dergi

çıkartmanın belirli masrafları vardır. Ancak

bu masrafları karşılamak derginin

misyonuna aykırı olduğu için bedava yayın

arayışına girdik. Ve nihayet on-line ortamı

keşfettik.

Şimdi gelelim nerden çıktı bu dergi sorusuna. Aranızda

beni tanıyanlarınız vardır. Nasıl bedavaya yaşadığımı, bedava

üzerine bir ömür geçirdiğimi ve geçireceğimi az çok bilirler.

Bilgi paylaşıldıkça azalmayan nadide güzelliklerden olduğu

için bedava üzerine bilgilerimizi paylaşmak için çıkarttık bu

dergiyi. Umarım 1. sayıyla sınırlı kalmaz dergimiz.

Umarım dergimizi beğenirsiniz.

Selam ve Dua İle…

Mithat Gürbüz

©

Büyük Önder: Mithat Gürbüz’ün Amca Oğlu

Mithat bey ile oturup yarım saat muhabbet ederseniz mutlaka bu ismi duyarsınız. Gerçek ismini

hala bilmiyoruz ancak onun üzerine anlatılan efsaneler ile birçok kez kendimizden geçtiğimiz,

şuurumuzu kaybettiğimiz olmuştur. Beni en çok etkileyen olayı ise şudur: bir gün büyük usta yolculuk

için minibüse binmiştir. Bir süre sonra etrafını saran hırsızları fark etmiş ve hırsızlara değerli eşyalarını

kaptırmamak için onlardan birine “Bende sizdenim. Beni de mi soyacaksınız? Ama günlerdir işe

çıkmadım bende de bir şey kalmadı.” demiş. Hırsızlar onun haline acımış ve aralarında himmet edip

büyük ustaya 10 TL vermişler. “Al bunu bir çorba içersin karnını doyurursun.” demişler. Büyük usta da

eyvallah sağ olun demiş minibüsten inmiştir.

Mithat Gürbüz Beyefendi

Bedava üstadı. Peşinden milyonları mezarcılığa sürükleyen insan. Onu bu konuda her ne kadar

övsek de yeterli olmaz.

Üstattan bir hatıramla yazıma devam etmek istiyorum. Kendisi bir zamanlar fazla yemenin sadece

para ve zaman kaybı olduğunu kavramıştı. Daha az yemeliyim ve zayıflamalıyım diyordu. Bunun için

düzenli olarak sabahları galeta alır, okulda yerdi. Zamanla sınıfımızdaki üstadın peşinden giden

insanlar galetanın düzenli olarak temin edilen ve doyurucu bir kaynağı olduğunu keşfettiler. Her sabah

üstadın galetasından faydalanmaya başladılar. Zamanla alınan galetalar üstadı doyurmamaya başladı.

Üstat zamanla boşa çıkan bu projesinden vazgeçti ve galeta almayı bıraktı. Kaş yaparken göz

çıkartmayalım dedi ve galeta meselesine bir son verdi.

1-Sinan Abi Martı Döner

Saal öğrencilerinin vazgeçilmez mekanlarından birisidir Sinan Abi’nin

Döner Salonu… 1,5 Tl’ye yediğiniz döner ve 50 Krş’ye aldığınız ayran ile

karnınızı rahatça doyurabilirsiniz. Tabii eğer yanınızda nakit yok ise

veresine defterine yazdırabilir hatta beleşin dibine vurursanız borcunuzu

unutturabilirsiniz. Döner salonu okulumuzun tam karşısında bulunmaktadır.

2-Vakıf Gureba Çeşmesi

Susadığınız zaman bedava su içebileceğiniz yüzünüzü yıkayabileceğiniz,

hatta ve hatta sırf o sudan içmek için yolunuzu uzatacağınız yegane

çeşme… Bu çeşme okulumuzdan Fındıkzade’ye giden yolun tam

ortasında bulunuyor.

3-Metro Ve Tramvay Turnikelerinden 2 Kişi Geçmek

Okulumuz çevresinde bulunan İETT araçlarını kullanmak için geçtiğimiz

turnikelerden birazcık sıkışarak 2 kişi geçilebileceğini biliyor muydunuz?

Biraz çevik davranarak ve biraz da sıkışarak sadece 1 TL ödeyerek

turnikelerden geçebilir dilediğiniz yere seyahat edebilirsiniz.

Malzemeler

-2 paket pötibör bisküvi (1.37 TL)

-1 paket çikolata sosu (2.20 TL)

-Süsleme için Hindistan cevizi,fındık (50 KRŞ.)

Hazırlanışı

Bisküvileri kapta parçalayın, daha önceden hazırlamış olduğunuz çikolata sosunu üzerine dökün ve yoğurun.

Oluşan hamurdan küçük toplar oluşturup üzerlerine çeşitli süslemeler yapın. Dilerseniz topların üzerine

kürdan saplayarak hoş bir görüntü sağlayabilirsiniz. Afiyet olsun.