bhagavat gita / türkçe - turkish edition
DESCRIPTION
Mahabaharata Destanının bir bölümü olan Bhagavat Gita'yı Türkçe okuyabilirsiniz.. Bu Türkçe çeviri, The Divine Life Society'nin kurucusu Swami Sivananda'nın sanskritçeden ingilizceye olan çevirisi baz alınarak hazırlanmıştır. Bu kitabı satın almak isteyenler http://www.yogamerkezi.com/IYM/istanbulyogayayinlari.htm linki tıklayabilirler.TRANSCRIPT
Yoga Klasikleri Serisi
Bhagavat Gita
Yayıncı: Yoga Bharati
7630 Kirwin Lane, Cupertino,
CA 95014
www.yogabharati.org
Yoga Bharati 501(c)(3) federal duruma sahip bir sivil toplum
örgütüdür.
İlk kez bir e-kitap olarak 2001 yılında yayınlanmıştır.
Çevirmen Ayça Gürelman bu metnin tüm çevirisinin sahibi
olarak tanınma hakkına sahiptir. Tüm hakları saklıdır.
Tüm hakkı saklıdır. Bu yayın yayıncıdan izin alınmadan hiç
bir şekilde tekrar yayınlanamaz.
Tasarım: Ayca Gurelman - www.yogamerkezi.com
Önsöz
1. Bölüm - Arjuna'nın ümitsizliğinin Yogası /
Visada Yoga
2. Bölüm - Sankya Yoga /
Sankhya Yoga
3. Bölüm - Fiil Yogası /
Karma Yoga
4. Bölüm - Bilgi Yogası /
Jnana Yoga
5. Bölüm - Fiilin Terki Yogası /
Karma Vairagya Yoga
6. Bölüm - Meditasyon Yogası /
Abhyasa Yoga
7. Bölüm - Bilgelik ve Farkındalık Yogası /
Paramahamsa Vijnana Yoga
8. Bölüm - Yok olmaz Brahman Yogası /
Aksara-Parabrahman Yoga
9. Bölüm - Büyük bilim ve Büyük Sır Yogası /
Raja-Vidya-Guhya Yoga
10. Bölüm - İlahi Zaferler Yogası /
Vibhuti-Vistara Yoga
11. Bölüm - Kozmik Biçimin Görünümü Yogası /
Visvarupa-Darsana Yoga
12. Bölüm - Adanma Yogası /
Bhakti Yoga
13. Bölüm - Alan ve Alanı Bilen arasındaki Farkın Yogası
Ksetra-Ksetrajna Vibhaga Yoga
14. Bölüm - Üç Gunanın Bölümü Yogası /
Gunatraya-Vibhaga Yoga
15. Bölüm - Yüce Ruh Yogası /
Purusottama Yoga
16. Bölüm - İlahi ve Şeytani arasındaki Farkın Yogası /
Daivasura-Sampad-Vibhaga Yoga
17. Bölüm - Üç Katlı İnancın Bölümü Yogası /
Sraddhatraya-Vibhaga Yoga
18. Bölüm - Terk ile Özgürleşme Yogası /
Içindekiler
Bhagavat Gita, Mahabarata Hint destanının bir
bölümüdür ve genel görüşe göre, Mahabharata hint
destanının özünü içerdiği söylenir. Elimizde bulunan
tarihsel verilere göre, Gita, Musa'dan 1700 yıl,
Buddha'dan 2500 yıl, İncil'den 3000 yıl, Kur'an'dan
3800 yıl önceye denk gelen; MÖ 3102 yılında
Pandava ve Kaurava aileleri arasında geçen bir savaş
meydanında yazılmıştır.
Bildiğiniz gibi, evrenle bir olmayı deneyimlemenin
bir çok yolu vardır. Bhagavat Gita da, evrenle bir
olmak için farklı yollar önermektedir. Buna göre,
kitabı üç temel bölüme ayırmak mümkündür.
1-6. Bölümler: Kişiyi fiil yoluyla evrenle bir olmaya
yönlendirdiğinden, Karma Yoga'yı anlatmaktadır.
7-12. Bölümler: Kişiyi adanma yoluyla evrenle bir
olmaya yönlendirdiğinden Bhakti Yoga'yı
anlatmaktadır.
13-18. Bölümler: Kişiyi zihin yoluyla evrenle bir
olmaya yönlendirdiğinden Jnana Yoga'yı
anlatmaktadır.
Gita, Yoga'nın temel okullarının tanımlarını yapması
ve bu birbirinden tamamen farklı ve tezat gibi
görünen yolların nasıl tek bir amaca yöneldiğini
anlatması açısından Yoga felsefesi ile ilgilenen
okurlar için önemli bir kaynak kitaptır.
Bu kitabın ruhsal yolda hepinize ışık tutmasını
dilerim.
Ayça Gürelman
İstanbul, 2001
Önsöz
Bhagavat Gita
1. Bölüm:
Arcuna'nın Ümitsizliğinin
Yogası
Dhritaraştra*:
1. Ey, Sancaya, kutsal Kurukşetra ovasında savaşmak
için istekli olarak bir araya gelen Pandu'nun oğulları
ve benim insanlarım ne yaptılar?
Sanjaya:
2. Pandava*'ların ordusunu savaş sırasında görünce,
Kral Duryodhana* öğretmenine başvurarak şöyle
dedi:
3."Görün, Öğretmenim, akıllı öğrenciniz Drupada'nın
oğlunun dizdiği Pandu'nun oğullarının bu kuvvetli
ordusunu!
4. "Burada kahramanlar var, büyük okçular, Bhima*
ve Arcuna'ya savaşta eş olanlar var, Yuyudhana,
Virata ve Drupada,
5. "Driştaketu, Çekitana ve Kasi'nin güçlü kralı,
Purucit, ve Kuntibhoca ve Saibya, en iyi adamlar,
6. "Güçlü Yudhamanyu, ve cesur Uttamaucas,
Subhadra'nın oğlu ve Draupadi'nin oğulları, tüm
büyük kahramanlar.
7. "Ey tekrar doğanların en iyisi, aramızda en çok
farkedilen isimleri de, ordumun liderlerini de bil!
Bunu bilgin olması için söylüyorum.
8. "Sen ve Bişma, ve Karna ve Kripa, savaşta zafer
kazananlar; Asvatthama, Vikarna, ve Somadatta'nın
oğlu Jayadratha.
9. "Ve ayrıca çeşitli silahlar ve misillerle silahlanmış,
benim için hayatını feda eden nice kahraman, ki hepsi
de savaş için fazlasıyla yetenekliler.
10. "Bhişma* tarafından yönetilen bu ordumuz
yetersizdir, Bhima tarafından yönetilen onların ordusu
ise yeterlidir.
11. "Bu yüzden, ordudaki sayısız bölümdeki rütbeniz
ne olursa olsun, hepiniz sadece Bhişma'yı koruyun."
12. Kaurava'nın en büyüğü olan Bhişma,
Duryodhana'yı neşelendirmek için bir aslan gibi
kükredi ve borusunu öttürdü.
13. Bhişma'yı takiben borular ve bakır davullar, tefler
ve davullar bir anda sessizliği yırttı; ses müthişti.
14. Sonra, Madhava (Krişna), ve Pandu'nun oğlu
(Arcuna) beyaz atların çektiği muazzam at arabasında
oturarak ilahi borularına üflediler.
15. Hrişikesa "Pançacanya*"ya ve Arcuna
"Devadatta*"ya üfledi, ve korkunç işler yapan Bhima
ise büyük boru "Paundra*"ya üfledi.
16. Kunti'nin oğlu Yudhisthira "Anantavijaya"ya
üfledi, ve Sahadeva ve Nakula "Manipushpaka" ve
"sughoşa" borularına üflediler.
17. Kasi'nin kralı, mükemmel okçu Sikhandi, güçlü
araba-savaşçısı Dhristandyumna ve Virata ve
yenilmez Satyaki;
18. Drupada ve Draupadi'nin oğulları, ve
Subhadra'nın güçlü bilekli oğlu, hepsi kendi
borularına üflediler.
19. Heybetli ses yeri göğü inleterek Dhritaraştra'nın
yandaşlarının kalplerinde bir delik açtı.
20. Ey yeryüzünün Efendisi! Sonra, Dhritaraştra'nın
yandaşlarının dizildiğini ve silahların patlamak için
hazır beklediğini gören, nişanı bir maymun olan
Pandu'nun oğlu Arcuna, yayını kaldırdı ve Krişna'ya
şöyle dedi.
Arcuna:
21.-22. Ey Krişna, arabamı her iki ordu arasına sür ki,
kimin bu kadar istekle savaşmak istediğini
görebileyim ve savaş başladığında önce kiminle
savaşmam gerektiğini bileyim.
23. Çünkü ben burada kötü-fikirli Duryodhana'yı
savaşta memnun etmek için savaşmaya gelenleri
görmeyi arzu ediyorum.
Sancaya:
24. Krişna, Arjuna tarafından verilen talimata göre,
Dhritaraştra'lardaki en iyi arabayı iki ordu arasına
sürdü.
25. Bhişma ve Drona ve dünyanın tüm
hükümdarlarının önünde şöyle dedi: "Ey Arcuna, İşte
tüm bu Kuru'lar* bir aradalar!"
26. O zaman, orada duran Arcuna büyükbabaları ve
babaları, öğretmenleri, büyük amcaları, abileri,
oğulları, torunları ve arkadaşları da gördü.
27. Her iki orduda kayınpederleri ve arkadaşları da
gördü. Kunti'nin* oğlu Arcuna, tüm bu akrabaları
dizilmiş görünce büyük bir acımayla dolu olarak
üzgün konuştu.
Arcuna:
28. Ey Krişna, savaşmaya hevesli olarak dizilmiş bu
akrabalarımı görünce,
29. Elim kolum tutmuyor, ağzım kuruyor, bedenim
titriyor, tüylerim diken diken oluyor.
30. Yayım "Gandiva" elimden kayıyor, tenim yanıyor;
ayakta bile duramıyorum, başım dönüyor.
31. Ve ben kötü bir gelecek görüyorum, Ey Kesava!
Bir savaşta kendi akrabalarımı öldürmekte iyi bir yan
görmüyorum.
32. Ey Krişna, ne zaferi arzuluyorum, ne zevki, ne de
krallıkları! Ey Krişna, hakimiyetin ya da zevklerin
veya hatta yaşamın bize faydası nedir ki?
33. Adına, krallık, zevk ve eğlence arzuladıklarımız,
yaşamı ve zenginliği terk ederek bu savaşta yer alıyor.
34. Öğretmenler, babalar, oğullar ve ayrıca dedeler,
torunlar, kayınpederler, büyük amcalar, damatlar,
akrabalar, -
35. Onlar beni öldürse bile, hatta, bırak sadece bu
dünyayı, üç dünya üzerinde hakimiyet sağlama
uğruna bile ben onları öldürmek istemiyorum, Ey
Krişna.
36. Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmekte ne gibi bir
zevk olabilir, Ey Janardana*? Bu suçluları öldürmekle
sadece günah işlemiş oluruz.
37. Bu yüzden, bizler akrabalarımız olan
Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmemeliyiz; kendi
insanlarımızı öldürerek nasıl mutlu olabiliriz ki, Ey
Krişna?
38. Onlar zihinleri açgözlülükle dolu olduğundan
aileleri yok etmekte bir kötülük ve arkadaşlara
düşmanlıkta bir günah görmüyorlarsa da,
39. Neden bir ailenin yok edilmesindeki kötülüğü net
olarak görebilen bizler bu günaha sırtımızı dönmeyi
öğrenmemeliyiz, Ey Krişna?
40. Bir ailenin yok edilmesiyle, o ailenin
hatırlanamayacak kadar eski dini ayinleri de yok olur;
ruhsallığın yok edilmesiyle, tüm ailede Yaradan'a
karşı saygısızlık hüküm sürer.
41. Ey Krişna, Yaradan'a karşı saygısızlığın ortaya
çıkışıyla, ailedeki kadınlar fırsatçı olurlar ve kadınlar
fırsatçı olunca, tüm kastlar birbirine karışır.
42. Kastların birbirine karışması ise aileleri
doğrayanları cehenneme götürür, çünkü pirinç ve su
takdim etmeyen onların ataları da (buraya)
düşmüşlerdir.
43. Aileyi yok ederek kastların karışmasına sebep
olan bu kötü işlerle, kastların ebedi dini ayinleri ve
aileler de yok edilirler.
44. Ey Krishna, bizler duyduk ki, bu kaçınılmaz olan
(yer), ailelerindeki dini uygulamaların yok edildiği bu
kişiler için, bilinmeyen bir süre boyunca meskendir.
45. İşte! Bizler bir krallığın zevklerinin açgözlülüğü
içinde akrabalarımızı öldürmeye hazırlanırken büyük
bir günahın içine girdik.
46. Eğer Dhritaraştra'nın oğulları ellerinde silahlarla
beni savaşta kılıçtan geçirmeleri gerekiyorsa, karşı
koymamam ve silahlanmamam benim için daha iyi
olur.
Sancaya:
47. Savaş alanının ortasında bunu söyleyerek, Arcuna
içi üzüntü dolu olarak okunu ve yayını bıraktı,
arabasının içine oturdu.
Hari Om Tat Sat
Açıklamalar
*)
Dritraştra: Arcunanın rakibi olan ordunun kör kralı
Pandava: Arcuna'nın bir adı
Duryodhana: Arcuna'nın rakibi olan ordunun kralı
Bhima: Yiğit bir asker
Bhişma: Rakip ordu kumandanı
Pançacanya, Devadatta, Paundra: Bhima, Arcuna ve
Hrişikesa'nın borularının adları
Kuru: Arcuna'nın rakibi orduda yer alan bir aile
Kunti: Arcuna'nın ailesi
Janardana: Krişna'nın bir başka adı
2. Bölüm:
SankhyaYogası
Sancaya:
1. Acıma duygusuna yenilmiş ve ümitsiz olan, gözleri
yaşla dolu ve alt üst olmuş olan Arcuna'ya, Krişna şu
sözleri söyledi:
Krişna:
2. Böylesine tehlikeli, senin için değerli olmayan,
zarif olmayan ve sana cennetin kapılarını kapatan bu
sıkıntı nereden geliyor, ey Arcuna?
3. İktidarsızlığı bırak, Ey Pritha oğlu, Arcuna! Bu
sana yakışmıyor. Kalbinin bu zayıflığını bir kenara
bırak. Ayağa kalk!
Arcuna:
4. Ey Madhusudana, hürmet gösterilmesi gereken
Bhişma ve Drona'ya karşı nasıl oklarla savaşırım?
5. Bu dünyada sadaka kabul etmek, bu en soylu
öğretmenleri kılıçtan geçirmeye yeğdir. Eğer onları
öldürürsem, bu dünyadaki zenginlik ve arzularımın
eğlencesi bile onların kanıyla lekelenecektir.
6. Hangisinin daha iyi olduğunu söylemek zor olacak:
Onlara karşı zafer kazanmak mı yoksa onların bir zafer
kazanması mı. Yaşamasını arzulamadığımız
Dhritaraştra'nın oğulları, kılıçtan geçirildikten sonra
bile, bizimle yüz yüze gelecektir (gözümüzün
önünden gitmeyecektir).
7. Kalbim acıma duygusuyla doldu, görevimin ne
olduğu konusunda aklım karıştı. Sana soruyorum:
Benim için neyin iyi olduğuna karar vererek söyle.
Senin öğrencinim. Sana sığındım, söyle bana.
8. Bu dünyada refah içinde rakipsiz bir hakimiyete
ulaşsam ya da tanrılar üzerinde efendi olmayı
başarsam bile, bunların duyularımı yakan bu kederi
ortadan kaldıracağını sanmıyorum.
Sancaya:
9. Hrişikesa'ya bunları söyleyerek, hasımların
yokedicisi Arcuna, Krişna'ya "Savaşmayacağım" dedi
ve sessizliğe büründü.
10. İki ordu arasında ümitsiz olan Arcuna'ya, Sri
Krişna gülümsermiş gibi şu sözleri söyledi!
Krişna:
11. Kederlenilmemesi gerekenler için kederleniyorsun
ve bilgelik sözleri söylüyorsun. Bilge olanlar ne
yaşayanlar için ne de ölüler için kederlenmezler.
12. Ne ben, ne de bu insanların hükümdarlarının var
olmadığı, ne de bizlerin bundan sonra var olmayacağı
hiç bir zaman dilimi yoktur.
13. Ruhun bu bedenin içinde çocukluktan gençliğe ve
yaşlılığa geçmesi gibi, kişi de bir başka bedene geçer;
hikmet sahibi kişi bunun için kederlenmez.
14. Ey Kunti oğlu, sıcağa ve soğuğa, zevke ve acıya
sebep olan duyuların nesnelerle irtibatının bir
başlangıcı ve bir sonu vardır; bunlar geçicidir; bunlara
cesurca dayan, Ey Arcuna!
15. Bunlardan etkilenmeyen, zevk ve acı onun için
aynı olan bu hikmet sahibi kişi, ölümsüzlüğü
başarmaya yaraşır!
16. Gerçek olmayanın varlığı yoktur; Gerçek olanın
varlığının olmaması diye bir şey yoktur; bu ikisiyle
ilgili gerçek, Gerçek'i bilenlerce görülür.
17. Herşeyin ondan ortaya çıktığı O'nun yok edilemez
olduğunu bil. Hiç bir şey Yokolmaz olan, O'nun
yıkımına sebep olamaz.
18. Ebedi olan, yok edilemez olan ve ölçülemez olan
Özben'in bu bedenlerinin bir sonu vardır. Bu yüzden
savaş, ey Arcuna!
19. Kim Özben'in kılıçtan geçiren olduğunu
düşünürse, ve kim O'nun kılıçtan geçtiğini düşünürse,
her ikisi de bilmiyordur; O ne kılıçtan geçirir ne de
kılıçtan geçer.
20. O, doğmamıştır ve ölmeyecektir; beden öldükten
sonra O, tekrar yok olmaz. Doğmamış, ebedi,
değişmez ve kadim olarak O, beden öldürüldüğünde
öldürülmez.
21. O'nun yok edilemez, ebedi, doğmamış ve
tüketilemez olduğunu bilen biri, nasıl kılıçtan geçirir
ya da kılıçtan geçer, ey Arcuna?
22. Tıpkı bir kişinin eski elbiselerini bir kenara atması
gibi, bedenlenmiş Özben de eski bedenlerini bir
kenara atar ve yenilerinin içine girer.
23. O'nu silahlar kesmez, ateş yakmaz, su ıslatmaz,
rüzgar kurutmaz.
24. Bu Özben kesilemez, yakılamaz, ıslatılamaz ya da
kurutulamaz. O ebedidir, herşeyi kaplayandır, sabittir,
kadimdir ve hareketsizdir.
25. Bunun (Özben'in) tezahür etmemiş olan,
düşünülemez olan ve değişmez olan olduğu söylenir.
Bu yüzden, bunun böyle olduğunu bildiğine göre,
kederlenmemelisin.
26. Ama O'nun sürekli olarak doğduğunu ve öldüğünü
düşünüyorsan bile, ey koca-kollu, o zaman bile
kederlenmemelisin.
27. Doğum için ölüm kesindir ve ölüm için doğum
kesindir; bu yüzden, bu kaçınılmaz olan için
kederlenmemelisin.
28. Varlıklar kendi başlangıçlarında görünmez
olanlardır, orta safhada görünürler ve sonunda yine
görünmez olurlar, ey Arcuna! Bunda kederlenecek ne
var?
29. Kişi Özben'i bir harika olarak görür; bir başkası
O'ndan harika diye bahseder; bir başkası O'nun harika
olduğunu işitir; yine de bunu duymakla hiçbiri O'nu
anlamaz.
30. Bu, herkesin bedenine nüfus etmiş olan hiç bir
zaman yok edilemez olandır, ey Arcuna! Bu yüzden
hiç bir varlık için kederlenmemelisin.
31. Ayrıca, görevini göz önüne alırsan, tereddüt
etmemelisin, çünkü bir Kşatriya* için doğruluk adına
yapılan bir savaştan daha üstün hiç bir şey yoktur.
32. Ey Arcuna, Cennetin kapılarını açmak için gelen
böyle bir savaşta savaşmak için çağrılan Kşatriya'lar
mutludurlar.
33. Ama, eğer bu doğruluk adına yapılan savaşta
savaşmazsan, o zaman görevini ve ününü bırakarak
günah** işlemiş olursun.
34. İnsanlar da senin bu daimi onursuzluğunu
nakledeceklerdir; ve onurlanmış biri için onursuzluk
ölümden beterdir.
35. Bu heybetli araba-savaşçıları senin korktuğun için
bu savaştan çekildiğini düşüneceklerdir ve seni
fazlasıyla düşünen bu kişiler tarafından hafife
alınacaksın.
36. Ayrıca senin gücüne bahane arayan düşmanların
da bir çok fesat söz söyleyeceklerdir. Bundan daha acı
verici ne olabilir!
37. Kılıçtan geçersen, cennete gideceksin; zafer
kazanırsan, dünyanın zevkini çıkaracaksın; bu yüzden
ey Kunti oğlu, savaşmaya karar vererek kalk!
38. Zevk ve acının, kazanç ve kaybın, zafer ve
yenilginin eş değerli olduğunu bilerek, savaşı
savaşmak adına yap; böylelikle günah işlememiş
olursun.
39. Sana şimdiye dek öğretilen Sankhya bilgeliğidir.
Şimdi, fiilin zincirlerini kırabilmeni sağlayan Yoga
bilgeliğini dinle, ey Arcuna!
40. Bunda, ne çabaların kaybı vardır, ne de bir zararı
vardır. Bu bilginin en azı bile, kişiyi büyük
korkulardan korur.
41. Ey Kuru'ların neşesi, burada bir tek-noktaya-
odaklı kararlılık vardır! Dallı budaklı ve sonsuz olan
düşünceler kararsızlarındır.
42. Ey Arcuna, bilge-olmayanlar Vedalardaki
kelimeleri övmeyi zevk sayarak süslü sözler söylerler
ve "Başka bir şey yok!" derler.
43. Arzuyla dolu olarak, hedeflerini cennet yaparak,
doğumu kişinin fiillerinin ödülü yapan söylevlerde
bulunurlar ve zevk ve güce erişmenin özel yollarını
açıklarlar.
44. Akılları bu tip bir öğretiyle çelinmiş, arzu ve güce
bağımlı olan bu kişiler için meditasyon ve Samadhi'ye
yönelen bu kesin gerçek tezahür etmez.
45. Vedalar Doğanın üç değeriyle ilgilidirler; sen bu
üç değerin de üzerinde ol, ey Arcuna! Zıt
kutuplardan*** kendini kurtar ve açgözlü ve istifçi
düşüncelerden kurtularak her zaman Sattva****
değerinde kal ve Özben'de bulun.
46. Özben'i bilen bir Brahmana için, tüm Vedalar bir
su kaynağının yanıbaşındaki bir su haznesinde duran
su gibidir.
47. Görevin sadece çalışmaktır ama asla meyveleri
için değil; ne fiilin meyvelerinin seni çalışman için
motive etmesine izin ver, ne de bağımlılığının seni
fiilsizliğe itmesine izin ver.
48. Ey Arcuna, sürekli olarak Yoga'da bulunarak,
bağımlılığı terk ederek ve başarı ve başarısızlıkta
dengede durarak fiilde bulun! Akıldaki dengeliliğe
Yoga denir!
49. Fiil, bilgelik Yoga'sından çok daha düşük
seviyelidir, ey Arcuna! Bilgeliğe (aklın dengeliliğine)
sığın, motivasyonları meyveler olanlar zavallıdırlar.
50. Bilgelik verilmiş kişi bu yaşamda iyi ve kötü
hareketlerinin ikisinden de sıyrılır; bu yüzden kendini
Yoga'ya ada; Yoga fiildeki ustalıktır.
51. Bilge olan, bilgiye sahip olarak, fiillerinin
meyvelerinden vaz geçerek ve doğum prangasından
kurtularak tüm kötülüklerin ötesindeki yere gider.
52. Zihnin yanılgı batağından kurtulduğunda, şimdiye
dek söylenmiş olan ve söylenecek olan herşeye karşı
kayıtsız kalırsın.
53. Duymuş olduklarınla karışmış olan zihnin
hareketsiz kalıp, Özben'de sabit kaldığı zaman İçsel-
Farkındalığa ulaşmış olacaksın.
Arcuna:
54. Ey Krişna, bilgelik sahibi kişiyi, sürekli
Samadhi'de bulunan kişiyi nasıl tanımlarsın? Hikmet
sahibi olanlar nasıl konuşur? Nasıl oturur? Nasıl
yürürler?
Krişna:
55. Ey Arcuna, kişi aklın tüm arzularını tamamen bir
kenara attığında ve tatmini Özben yoluyla Özben'de
bulduğunda, o kişinin bilgeliğe sürekli sahip
olanlardan biri olduğu söylenir.
56. Zorluklarla dalgalanmayan bir akla sahip olan,
zevklerin peşinden koşmayan ve bağımlılıktan,
korkudan ve öfkeden kurtulmuş kişiye şaşmaz
değişmez bilgiye sahip hikmet sahibi denir.
57. Bağımlı olmadan her yerde olan, iyi ve kötü
birşeyle karşılaştığında ne sevinen ne de nefret eden
kişinin bilgeliği sabittir.
58. Bir kaplumbağanın bacaklarını içeri çekmesi gibi
duyularını duyu-nesnelerinden geri çeken kişinin
bilgeliği sağlamdır.
59. Duyu nesneleri (geride) özlemi bırakarak bu
perhizkar kişiyi bırakır giderler; ama bu özlem de
Yüce olanı görünce geçer gider.
60. Ey Arcuna, çalkantılı duygular, bilge kişi (onları
kontrol etmek için) uğraşsa da, aklını fazlasıyla
büyüler.
61. Kişi, hepsini dizginleyerek sabit oturmalı ve
dikkatini Bana vermelidir; duyuları kontrol altında
olanların bilgeliği sabittir.
62. Kişi nesneleri düşündüğünde, bunlara karşı bir
bağımlılık ortaya çıkar; bağımlılıktan arzu doğar;
arzudan öfke doğar.
63. Öfkeden yanılgı gelir; yanılgıdan aklın yitimi;
aklın yitiminden ayrım kabiliyetinin çöküşü gelir;
ayrım kabiliyetinin yok oluşuyla kişi mahvolur.
64. Ama duyularını dizginleyip, bağımlılıktan ve
reddetmekten kurtularak nesneler arasında dolaşan
kendine hakim kişi huzura erişir.
65. Bu huzurda tüm acılar yok edilir, sakin bir akla
sahip kişinin zihni kısa zamanda sabitleşir.
66. Düzenli ve ciddi olmayanın Özben bilgisi olamaz,
ve düzenli ve ciddi olmayanın meditasyon yapması
(da) mümkün değildir; ve meditatif olmayan biri
huzurlu olamaz; ve huzuru olmayan kişi nasıl mutlu
olabilir?
67. Dolanıp duran duyuların uyanmasını takip eden
akıl için, ayrımcılık yeteneği rüzgarın su üstündeki
tekneyi alıp götürmesi gibi yiter gider.
68. Bu yüzden ey koca kollu Arcuna, duyularını duyu-
nesnelerinden tamamem geri çekebilenlerin bilgisi
şaşmaz değişmezdir.
69. Tüm varlıklar için gece olanda, kendini kontrol
edebilen uyanıktır; tüm varlıkların uyanık olduğu ise
gören bilge için gecedir.
70. Tüm arzuları, suların okyanusa girmesi gibi girip,
her yönden dolan (ve) hareketsiz kalan kişi huzura
kavuşur; arzularla dolu olan kişi ise huzura ulaşamaz.
71. Tüm arzularını terk ederek, özlem duymadan,
"benim" duygusu (sahiplenme duygusu) olmadan ve
egoizmden yoksun olarak hareket eden kişi huzura
erer.
72. Ey Pritha'nın oğlu, bu Brahman'nın (ebedi durum)
koltuğudur. Buna ulaştığında, kimse artık yanılmaz.
Yaşamının sonunda olsa bile kişi burada bulunarak,
Brahman'la birliğe kavuşur.
Hari Om Tat Sat
Açıklamalar :
*) Hint kast sistemi dört sınıftan ve kast dışı beşinci
bir sınıftan oluşur.
1. Brahmanlar: Kendilerini Tanrı'ya adayanlardır.
2. Kşatriyalar: Hükümdarlar, yöneticilerdir.
3. Vaisyalar: Ticaretle uğraşırlar.
4. Sudralar: Hizmetlilerdir.
5. Kast dışılar: Köleler
**) Günah: Sami dinlerinde geçen günah kavramı
"Tanrı'ya karşı işlenen bir itaatsizlik ve nankörlük
olarak ya da Tanrı buyruklarına aykırı olduğuna
inanılan, dince suç sayılan iş ya da davranış" olarak
geçmektedir. Ancak, Bhagavat Gita'da geçen günah
kelimesi aslında Patanjali'nin Yoga Sutra'larında da
geçen "engel" anlamında kullanılmıştır.
Yani, günah kelimesi, yanlış bir davranışı izleyen
olumsuz etkiyi ve bu davranışın sonucunda uyanan ve
içimizdeki Atman'ın ışığını karartan cehalet bulutudur.
***) Zıt kutuplar: Acı ve zevk, sıcaklık ve soğukluk,
zenginlik ve yoksulluk gibi her türlü tezatı kapsar.
****) Enerjinin (Doğanın) üç değeri vardır:
Sattva: Saflık
Rajas : Hareket, tutku
Tamas : Karanlık, ölü, durağanlık
3. Bölüm:
FiilYogası
Arjuna:
1. Ey Krişna, bana bilginin fiilden üstün olduğunu
öğretiyorsan, o halde ey Kesava, niye benim bu
korkunç fiilde yer almamı istiyorsun?
2. Bu açıkça zihni karıştıran sözlerinle kafamı
karıştırıyorsun; bu yüzden ilahi mutluluğa ulaşacağım
tek ve kesin yolu söyle.
Krişna:
3. Daha önce de dediğim gibi, bu dünyada iki tip yol
vardır, ey günahsız olan, Sankhya'ların bilgi yolu ve
Yogi'lerin fiil yolu!
4. Sadece fiilde bulunmamayla kişi fiilsizliğe erişmez,
aynı şekilde sadece terkle kişi mükemmeliyete
ulaşmaz.
5. Doğrusu, kimse bir an için bile olsa fiilde
bulunmadan duramaz; Doğa'dan doğan değerlerden*
dolayı herkes çaresiz fiilde bulunmaktadır.
6. Fiil organlarını** dizginlerken bir yandan da
zihnen duyu-nesnelerini düşünen kimse yanlış
anlayışından dolayı, ikiyüzlü olarak adlandırılır.
7. Ama, ey Arcuna, aklıyla duyuları kontrol ederken,
kendisini bağımlı olmadan fiil organlarıyla Karma
Yoga ile meşgul eden kişi herşeyi aşar.
8. Yapman gereken görevi yap, çünkü fiil fiilsizliğe
yeğdir ve hatta sadece bedenin idamesi için bile fiilsiz
kalman mümkün değildir.
9. Dünya fiillerle bağlıdır, kurban adına yapılmış
fiillerle değil; bu yüzden, ey Kunti oğlu, sadece
kurban adına, bağımlılıktan kurtulmuş olarak fiilde
bulun.
10. Yaradan, yaradılışın başında insanoğluyla birlikte
kurbanı yaratmış ve "sizler bununla çoğalacaksınız;
bu sizin arzularınızın süt veren ineği olsun
(arzuladığınız nesneleri size o versin)" demiştir.
11. Bununla tanrıları beslersiniz ve tanrılar da sizi
beslerler; böylece biri diğerini besleyince en yüksek
iyiye ulaşacaksın.
12. Kurbanla beslenen tanrılar sana arzuladıklarını
verirler. O halde, tanrılara bir şey sunmadan onlardan
gelen nesnelerin tadını çıkaranlar, gerçek birer
hırsızdırlar.
13. Kurbanın artıklarını yiyen dürüst kişiler
günahlarından arınmıştır; ama sadece kendileri adına
yemek pişiren günahkarlar, doğrusu günah yemiş
olurlar.
14. Besinden varlıklar, yağmurdan besin; kurbandan
yağmur oluşur ve kurban fiilden doğar.
15. Fiilin Brahma'dan geldiğini bil ve Brahma Yok
olmaz olandan çıkmıştır. Bu yüzden, her-şeye-nüfuz-
eden Brahman hep kurbanda bulunur.
16. Dönmekte olan bu çarkı takip etmeyen, duyularını
memnun ederek günahkar bir yaşam süren kişi,
boşuna yaşamaktadır, ey Arcuna!
17. Ama sadece Özben'deyken memnun olan,
Özben'le tatmin olan, sadece Özben'de mutlu olan
kişinin, doğrusu yapacağı bir şey yoktur.
18. O kişinin yapılmış olan ya da yapılmamış olan
herhangi bir şeyde çıkarı yoktur; ve hiç bir şey için
hiç bir varlığa bağlı olmaz.
19. Bu yüzden, bağımlı olmadan, her zaman
yapılması gereken fiilde bulun; çünkü bağımlı
olmadan fiilde bulunmakla, kişi Yüce Olan'a ulaşır.
20. Janaka ve diğerleri mükemmeliyete sadece fiil
yoluyla ulaşmıştır; hatta kitlelerin korunması
açısından da fiilde bulunmalısın.
21. Büyük bir kişi ne yaparsa, diğerleri de onu yapar;
o kişi neyi standart olarak belirlerse, tüm dünya o
standardı takip eder.
22. Ey Arcuna, üç dünyada da Benim tarafımdan ne
yapılması gereken bir şey var, ne de başarılması
gereken başarılmamış bir şey var; yine de Ben fiilde
bulunuyorum.
23. Çünkü Ben yorulmadan sürekli olarak fiilde
bulunmazsam, herkes her şekilde (beni örnek alarak)
Benim Yol'umu takip ederdi, ey Arcuna!
24. Fiilde bulunmasaydım, bu dünyalar yok olurdu;
kastların birbirine karışmasının ve bu varlıkların yok
oluşunun sebebi ben olurdum.
25. Cahil kişi nasıl fiile bağımlı olarak hareket ederse,
ey Barata, bilge olan da bağımlı olmadan, dünyanın
refahını isteyerek hareket etmelidir!
26. Bilge kişilerin hiç biri fiile bağımlı olan cahillerin
akıllarını tedirgin etmesin; bilge kişi onları fiile teşvik
ederken, kendisi bu fiilleri adanmayla yapar.
27. Tüm fiiller her durumda sadece Doğa'nın
değerlerinden ortaya çıkarlar. Aklı egoizmden dolayı
yanılgı içinde olan kişi ise "Yapan benim." diye
düşünür.
28. Ama, ey koca kollu Arcuna, değerler ve değerlerin
işleyişi hakkındaki farklarla ilgili gerçeği bilen kişi,
duyular olarak Guna'ların, duyu-nesneleri olarak
Gunalar arasında hareket ettiğini bilerek bunlara
bağlanmaz.
29. Doğa'nın değerlerinden dolayı yanılgı içinde
olanlar değerlerin işleyişlerine bağımlıdır. Mükemmel
bilgiye sahip olanlar, bu bilgiye sahip olmayan bu
aptalları rahatsız etmemelidir.
30. Tüm fiilleri Benim için terk ederek, aklın
Özben'de odaklanmış, umuttan ve egoizmden, ve
(mental) ateşten kurtulmuş olarak savaş.
31. Benim bu öğretimi düzenli olarak inançla ve
bahaneler aramadan uygulayan kişiler de fiilden
özgürleşirler.
32. Ama Öğreti'me kusur bularak onu
uygulamayanların, bilgide yanılgı içinde olup ayrım
güçleri olmayanların yıkıma mahkum edildiklerini
bil.
33. Bilge kişi bile kendi doğasına uygun bir şekilde
hareket etmektedir; varlıklar doğayı takip ederler; bu
duruma baskı altında tutma (dizginleme) ne yapabilir
ki?
34. Duyu nesnelerine olan bağımlılık ve nefret,
duyularda bulunur; kimse bunlardan birinin etkisi
altına girmesin, çünkü bunlar düşmanlarınızdır.
35. Kişinin mükafatı olmasa bile kendi görevini
yapması, daha iyi yapacak olsa bile bir diğerinin
görevini yapmasından daha iyidir. Kişinin kendi
görevini yaparken ölmesi; bir başkasının görevini
korkuyla yapmasına yeğdir.
Arcuna:
36. Ama istemese bile, kişiyi zorla günah işlemeye ne
sevk eder, ey Krişna?
Krişna:
37. Rajas değerinden doğan, tamamen günahkar ve
tamamen yok edici olan arzu, öfke sevk eder; bunu
(bu dünyadaki) düşmanların olarak bil.
38. Nasıl ki ateş dumanla, cam tozla, bir embriyo
zarla kaplıysa, bu da bununla (bu evren de bu
düşmanlarla) kaplıdır.
39. Ey Arjuna, bilgelik; ateş kadar söndürülemesi zor
olan ve arzu biçiminde olan bilgelerin bu süreğen
düşmanı ile sarmalanmıştır.
40. Arzunun yuvalandığı yerin duyular, akıl ve zihin
olduğu söylenir; (arzu) bunlar yoluyla bilgiyi örterek
bedenli olanı yanıltır.
41. Ey Bharata'ların en iyisi, bu yüzden önce
duyularını kontrol et, bilginin ve farkındalığın yok
edicisi olan arzuyu öldür!
42. Duyuların bedenden daha üstün olduğu söylenir;
akıl duyulardan, zihin akıldan üstündür; ve zihinden
üstün olan da O - Özben'dir.
43. Böylece, O'nun zihinden üstün olduğunu bilerek
ve kendini Özben'le dizginleyerek, savaşılması zor,
arzu biçimindeki düşmanını kılıçtan geçir, ey koca
kollu Arcuna!
Hari Om Tat Sat
Açıklamalar:
*) Doğanın değerleri: Daha önce bahsedilen Guna'lar.
**) Fiil organları: eller, ayaklar, ağız, anüs ve üreme
organlarıdır.
4.Bölüm:
Bilgi Yogası
Krişna:
1. Bu yok olmaz Yoga'yı ben Vivasyan'a öğrettim, o
bunu Manu'ya öğretti; Manu Ikshvaku'ya beyan etti.
2. Bunu düzenli bir silsilede el değiştirme yoluyla
soylu-bilgeler bildi. Bu Yoga, uzun zamandan beri
burada kaybolmuştu, Ey Parantapa!
3. İşte bu aynı Yoga sana bugün tarafımdan öğretildi,
çünkü sen Bana sadıksın ve Benim dostumsun; bu en
yüce sırdır.
Arcuna:
4. Senin doğumun daha sonradır, ve Vivasyan'ın
doğumu daha öncedir; başlangıçta bu Yoga'yı Senin
öğrettiğini nasıl anlamalıyım?
Krişna:
5. Ey Arcuna, hem Benim hem de senin bir çok
doğumu oldu! Ben bunların hepsini biliyorum ama
sen bunları bilmiyorsun!
6. Ben doğmaz ve yok edilmez bir doğaya sahip
olduğum halde, ve tüm varlıkların Efendisi olduğum
halde, Kendi Doğam üzerinde hükmederek, kendi
Maya'mda doğarım.
7. Ey Arcuna, doğruluk ilkesinde ne zaman bir düşüş
yaşansa ve adaletsizlik yükselişe geçse, Ben Kendimi
tezahür ettiririm!
8. İyinin korunması, günahkarın yok edilmesi ve
doğruluğun sağlanması için, Ben her çağda doğarım.
9. Gerçek ışıkta kim Benim ilahi doğuşumu ve fiilimi
bilirse, bedenini terk ettikten sonra, bir daha doğmaz;
o Bana gelir, ey Arcuna!
10. Bağımlılıktan, korkudan ve öfkeden kurtulmuş,
Benimle bir olmuş, Bana sığınmış, bilgi ateşinde
saflaşmış birçokları Benim Varlığıma ulaşmıştır.
11. Bana ne şekilde ulaşırlarsa ulaşsınlar, Ben onları
ödüllendiririm; insanlar her şekilde Yolumda yürürler,
ey Arcuna!
12. Bu dünyadaki fiilde başarı özlemi duyanlar
tanrılara kurban verirler, çünkü fiil yoluyla başarı
çabucak elde edilir.
13. Dört kast da, Guna ve Karma'lardaki farklara göre
Benim tarafımdan yaratılmıştır; bunu yaratan Ben
olduğum halde, yine de Beni fiilde-bulunmayan ve
değişmez olarak bil.
14. Ne fiiller Ben'de iz bırakır, ne de Benim fiillerin
meyvelerine karşı bir arzum vardır. Ben'i bilen
fiillerin zincirlerine bağlı değildir.
15. Özgürlüğün kadim arayıcıları da, bunu
bildiğinden fiilde bulunuyorlardı; bu yüzden bu
geçmiş zamanlardaki kadimler gibi sen de fiilde
bulun.
16. Fiil nedir? Fiilsizlik nedir? Bu konuda en
bilgelerin bile kafası karışmıştır. Bu yüzden, sana bu
tip fiili öğreteceğim, bunu bilerek sen kötü olandan
(samsara'dan) kurtulmuş olacaksın.
17. Çünkü doğrusu, fiilin gerçek doğasının ve ayrıca
yasak fiilin ve fiilsizliğin ne olduğunun bilinmesi
gerekir; fiilin doğası zor anlaşılır.
18. Kim fiil içinde fiilsizliği, ve fiilsizlikte fiili
görürse, o kişi insanlar arasında hikmet sahibidir; bir
Yogi'dir ve tüm fiilleri yapandır.
19. Giriştiği işler arzudan ve bencil amaçlardan
yoksun olan ve fiilleri bilginin ateşinde yanmış olan
kişiye bilgeler, hikmet sahibi derler.
20. Fiilin meyvesine olan bağımlılıktan kurtulmuş
olan, her zaman memnun bir halde olan, hiç bir şeye
bağımlı olmayan kişi, fiilde bulunduğu halde, hiç bir
şey yapmaz.
21. Ümit etmeyen ve akıl ve benliği kontrol altında
tutan, tüm açgözlülüğü bırakan, sadece bedensel fiilde
bulunan kişi hiç bir günah işlemez.
22. Kendisine çabasızca gelenden memnun olan, zıt
kutuplardan ve kıskançlıktan kurtulmuş olan, başarı
ve başarısızlıkta dengede duran kişi, fiilde bulunduğu
halde, fiile bağlı değildir.
23. Bağımlılığı olmayan, özgürleşmiş olan, aklı
bilgide sabit duran, kurban* adına çalışan kişinin tüm
fiili çözülür.
24. Brahman adaktır; Brahman erimiş tereyağıdır
(ghee); adak, Brahman'la Brahman ateşine dökülür;
doğrusu, Brahman'ı her an fiilde gören kişi Brahman'a
ulaşır.
25. Bazı Yogiler sadece tanrılara kurban verirler,
diğerleriyse Özben yoluyla sadece Özben'i Brahman
ateşinde kurban olarak sunarlar.
26. Bazılarıysa işitme duyusu ve diğer duyularını
dizginleme ateşinde kurban olarak sunarlar, diğerleri
sesi ve çeşitli duyu-nesnelerini duyuların ateşinde
kurban olarak sunarlar.
27. Diğerleri, duyuların tüm işlevlerini ve nefesin
işlevlerini bilgi ile yanıp tutuşan benliği-dizginleme-
Yogasının ateşinde kurban ederler.
28. Yine, bazıları zenginliği, çileyi ve Yogayı kurban
olarak sunarlar. Benliği-dizginleyen ve katı
yeminlerde bulunan münzevilerse, kurban olarak
kutsal metinlerin çalışılmasını ve bilgiyi sunarlar.
29. Diğerleri, alınan ve verilen nefesi dizginleyerek
ve sadece nefesin dizginlenmesiyle bir olarak verilen
nefesi alınana, alınan nefesi verilene kurban olarak
sunarlar.
30. Beslenmelerini düzenleyen diğerleri, yaşam-
nefesindeki yaşam-nefeslerini sunarlar; tüm bu kişiler
kurban yoluyla günahları tamamen yok edilmiş olan
(ve) kurbanı bilenlerdir.
31. Kurbanın nektar gibi olan artığını yiyen kişiler,
ebedi Brahman'a giderler. Bu dünya (Brahma'ın
dünyası) (bile) kurban uygulamayan kişi için
değilken; o halde kişi diğerine (ötealeme) nasıl sahip
olabilir, ey Arcuna?
32. Brahman'ın önüne farklı tipte kurbanlar
saçılmıştır. Bunların hepsinin fiilden doğduğunu bil.
Bunu bildiğinde özgürleşeceksin.
33. Ey Parantapa, Bilgelik-kurbanı, maddenin kurban
edilmesinden daha üstündür! Tüm çeşitleriyle fiiller
en yüksek nokta olan bilgiye varır!
34. Uzun süreli teslimiyetle, sorgulamakla ve hizmet
yoluyla, Gerçek'in farkında olan bilgenin seni bu
bilgiye yönlendireceğini bil.
35. Bunu bilerek, Ey Arcuna, bir daha bu şekilde
yanılmayacaksın, ve bu vasıtayla tüm varlıkları kendi
Özbeninde ve aynı zamanda Ben'de göreceksin!
36. Tüm günahkarların en günahkarı olsan bile, yine
de doğrusu bilgi yığınıyla tüm günahları geçip
gideceksin.
37. Ey Arcuna, parlayan ateşin yakıtı kül haline
dönüştürmesi gibi, bilgi ateşi de tüm fiilleri küle
dönüştürür.
38. Doğrusu, bu dünyada bilgi gibi bir başka
saflaştırıcı yoktur. Yoga'da mükemmeliyete ulaşan
kişi, bu bilgiyi zamanla kendi Özben'inde bulur.
39. İnançla dolu olan, buna adanmış olan ve tüm
duyuları itaat altına almış olan kişi bu bilgiye ulaşır;
ve buna ulaştıktan sonra, anında yüce huzura erer.
40. Cahil olan, inançsız olan, şüphe içindeki kişi
yıkıma doğru yol alır; şüpheci kişi için ne bu dünya,
ne ötealem, ne de mutluluk vardır.
41. Yoga yoluyla fiilleri terk etmiş, şüphelerini bilgi
ile parçalara ayırmış ve kendi üzerinde hakimiyet
sağlamış kişinin yaptığı fiiller onu bağlamaz, ey
Arcuna!
42. Bu yüzden, kalbinde taşıdığın cehaletten doğan
şüphelerini bilgi kılıcıyla parçalara ayır ve Yoga'ya
sığın; ayağa kalk, ey Arcuna!
Açıklamalar:
*) Kurban : Bhagavat Gita'da geçen kurban, egonun
terki işlemidir.
Hari Om Tat Sat
5.Bölüm:
Fiilin Terki Yogası
Arcuna:
1. Ey Krişna, hem fiilin terkini övüyorsun hem de
Yoga'yı! Bana hangisinin daha iyi olduğunu açık
seçik söyle.
Krişna:
2. Terk ve Fiil Yogasının ikisi de kişiyi en üstün
mutluluğa yönlendirir, ama ikisinin içinde, Fiil Yogası
fiilin terkinden daha üstündür.
3. Nefret etmeyen ve arzu duymayan kişi, ebedi
Sannyasin olarak bilinmelidir; çünkü zıt kutuplardan
özgürleşerek, kolaylıkla kendini bağlayan zincilerden
kurtulmuştur, ey koca kollu Arcuna!
4. Bilgeler değil, sadece çocuklar bilgiden ve Fiil
Yogası ya da fiilde bulunulmasından -sanki bunlar
birbirinden farklı ve bağımsızmış gibi- bahsederler;
kim birini başarırsa, her ikisinin de meyvelerini
kazanmış olur.
5. Sankya'lar ya da Jnani'ler tarafından ulaşılan bu
yere (Karma) Yogiler de ulaşır. Bilginin ve fiilde
bulunmanın bir olduğunu gören, gerçekten
görüyordur.
6. Ama, ey koca kollu Arcuna, Yoga'ya ulaşmadan
terki başarmak zordur; Yoga'yla-uyumlu olan hikmet
sahibi çabucak Brahman'a ulaşır!
7. Fiil yoluna adanmış, aklı arılaşmış olan, kendine
hakim olmuş, duyularını itaati altına almış olan ve
kendi Özben'inin tüm varlıklarda bulunan Özben
olduğunu fark etmiş olan kişi, fiilde bulunduğu halde
hiç bir şeye bulaşmaz.
8. Gerçek'le uyumlu hale gelmiş bilen şöyle düşünür
"Ben hiç bir şey yapmıyorum". O; görmede,
duymada, dokunmada, koklamada, yemede,
yürümede, uyumada, nefes almada,
9. Konuşmada, gitmesine izin vermede, alıkoymada,
gözleri açıp kapamada duyuların duyu-nesneleri
arasında dolaştığına (-dan emindir) ikna olmuştur.
10. Fiilde bulunan, bu fiilleri Brahman'a sunan ve
bağımlılığı bırakan kişi, sudaki lotüs çiçeğinin
yaprağı (-nın çamura bulaşmaması) gibi günaha
bulaşmaz.
11. Yogi'ler, bağımlılığı terk ederek, sadece bedenen,
aklen, zihnen ve aynı zamanda duyularla, benliğin
saflaşması için fiilde bulunurlar.
12. Birleşmiş* olan, fiilin meyvesini terk ederek,
ebedi huzura kavuşur; sadece arzuyla itilen ve
meyveye bağımlı olan birleşmemiş olanlar (zincirlere)
bağlıdır.
13. Bedenlenmiş olan (kişi) tüm fiilleri zihnen terk
ederek ve kendine hakim olarak, dokuz kapılı
şehirde**, mutluluk içinde, fiilde bulunmadan ve
diğerlerinin (beden ve duyuların) fiilde bulunmasına
sebep olmadan kalır.
14. Rab, bu dünya için ne faaliyet ne fiil, ne de
fiillerin meyveleri ile birleşmeyi yaratır; fiilde
bulunan Doğa'dır.
15. Rab kimsenin ne ihtarını ne de hatta hünerini
kabul eder; bilgi cehaletle sarmalanmıştır, bu yüzden
varlıklar yanılgı içindedirler.
16. Ama bilgi, Özben'in bilgisiyle cehaleti yok
edilmiş kişilere, Yüce olanı (Brahman'ı) güneş gibi
ortaya çıkarır.
17. Zihinleri O'nunla özdeşleşmiş, kendileri O olmuş,
O'na erişmiş, O'nu nihai amacı yapmış olanlar dönüşü
olmayan yere giderler, günahları bilgiyle dağılır gider.
18. Hikmet sahipleri öğrenme ve alçakgönülülüğe
sahip bir Brahmin'e, bir ineğe, bir file, ve hatta bir
köpeğe ve bir kast dışı olana aynı gözle bakarlar.
19. Burada (bu dünyada) bile, akılları ayniyette
bulunanlarca (herşeye aynı gözle bakanlarca)
doğumun (herşeyin) üstesinden gelinmiştir; Brahman
lekesizdir ve eşittir; bu yüzden onlar Brahman'da
bulunurlar.
20. Sabit bir zihinle, yanılgısız olarak Brahman'da
bulunarak, Brahman'ı bilen (kişi), ne hoşa giden
şeylere sahip olduğunda neşelenir, ne de hoşa
gitmeyen şeyleri elde ettiğinde kederlenir.
21. Dışsal irtibatlara bağlı olmayan benlikle, kişi
mutluluğu Özben'de bulur; kişi Brahman'a yapılan
meditasyonla meşgul olarak sonsuz mutluluğa
kavuşur.
22. (Dışsal) irtibatlardan doğan zevkler sadece acı
üretirler, çünkü hepsinin bir başlangıcı ve bir sonu
vardır, ey Arcuna! Bu yüzden, bilge olan bunlarla
neşelenmez.
23. Bedenden özgürleşmeden önce, hala bu
dünyadayken arzu ve öfkeden doğan dürtülere karşı
koyabilen kişi Yogi'dir, o mutlu bir kişidir.
24. Her zaman kendi içinde mutlu olan, neşelenen ve
aydınlanan böyle bir Yogi mutlak özgürlüğe ya da
Mokşa'ya ulaşır ve Brahman haline gelir.
25. Günahları yok edilmiş, dualiteleri (zıt kutupların
deneyiminin ya da dualitesinin algılanmasını) bir
kenara bırakmış, kendine hakim ve tüm varlıkların
iyiliğini isteyen hikmet sahipleri mutlak özgürlüğe ya
da Mokşa'ya kavuşurlar.
26. Mutlak özgürlük (ya da Brahman'a özgü
mutluluk) arzu ve öfkeden kurtulmuş, düşüncelerini
kontrol etmiş ve Özben'in farkındalığına sahip
kendine hakim münzeviler için her yanda varolur.
27. (Tüm) dış irtibatları kapatan ve bakışları iki kaşın
arasında sabitleyen, burun delikleri arasında hareket
eden alınan ve verilen nefesi eşitleyen,
28. Duyuları, aklı ve zihni her zaman kontrol altında
olan, yüce amacı özgürleşme olan, arzu, korku ve
öfkeden kurtulmuş hikmet sahipleri doğrusu sonsuza
dek özgürleşirler.
29. Beni tüm kurbanlardan ve çileden zevk alan, tüm
dünyaların büyük Rabbi ve tüm varlıkların dostu
olarak bilen huzura kavuşur.
Açıklamalar:
*) Birleşmiş olan : Yoga uygulaması yaparak evrenle
bir olmayı (birleşmeyi) başarmış olan kişi
**) Dokuz kapılı şehir: Beden Brahma'nın şehri
(Brahmapuri) diye bilinir. Kapıları; gözler, kulaklar,
burun delikleri, ağız, anüs ve üreme organıdır.
Hari Om Tat Sat
6.Bölüm:
Meditasyon Yogası
Krişna:
1. Fiillerinin meyvesine bağımlı olmadan, bağlı
olduğu görevi yerine getiren kişi, Sannyasin ve
Yogi'dir, ateşi ve fiili olmayan ise Sannyasin de, Yogi
de değildir.
2. Ey Arcuna, terk diye adlandırdıkları şeyin Yoga
olduğunu bil; doğrusu kimse düşüncelerini terk
etmediği sürece bir Yogi olamaz!
3. Yoga'yı başarmak isteyen hikmet sahibi için, fiilin
bir araç olduğu söylenir; Yoga'yı başarmış aynı
hikmet sahibi için fiilsizliğin (sukunetin) bir araç
olduğu söylenir.
4. Tüm düşüncelerini terk etmiş bir kişi duyu-
nesnelerine veya fiillere bağımlı değilse, o kişinin
Yoga'yı başarmış olduğu söylenir.
5. Kişi sadece kendi Özben'inde yükselsin; kendisini
aşağıya çekmesin, çünkü kişinin arkadaşı da düşmanı
da sadece kendisidir.
6. Kendisine Özben vasıtasıyla hakim olmuş kişi,
kendisinin arkadaşıdır, ama kendine hakim
olamamışlar için, kişinin kendisi dışsal bir düşman
gibi karşılarına çıkar.
7. Kendine hakim ve huzurlu kişinin Yüce Özben'i,
sıcakta ve soğukta, zevkte ve acıda ve ayrıca
onurlandırıldığında ve hor görüldüğünde dengededir.
8. Bilgi ve (Özben'in) bilgeliğiyle tatmin olmuş;
duyularına hakim olmuş; bir parça toprağa, bir parça
taşa ve altına aynı gözle bakan Yoginin uyum içinde
olduğu söylenir. (Nirvikalpa Samadhi durumuna
ulaştığı söylenir.)
9. İyi kalpli olanlara, arkadaşlara, düşmanlara,
kayıtsızlara, nötrlere, nefret dolulara, akrabalara, adil
olanlara ve olmayanlara karşı aynı gözle bakan,
herşeyi aşar.
10. Yogi; aklını sürekli olarak sabit tutmaya çalışarak,
yalnızlıkta kalarak, aklını ve bedenini kontrol edip tek
başına olarak, umut ve kederden kurtulmuş olarak
11. Temiz bir yerde, ne çok alçak ne de çok yüksek
olan, bir bezin, hayvan postunun ve kusha otunun üst
üste konulmasıyla yapılmış sağlam bir yerde oturarak,
12. Aklın fiillerini (zihinsel faaliyetleri) ve duyuları
kontrol altına alıp, aklını tek bir noktaya sabitleyerek,
kendini arındırmak için Yoga uygulasın.
13. Bedenini sabit tutarak, kafası ve boynu dik ve
mükemmelce sabit olarak, çevresine bakınmadan
burnunun ucuna baksın.
14. Sakin bir zihinle, korkusuzca, Brahmachari*
andını tutarak, aklını kontrol ederek, Beni düşünerek
ve aklı dengede kalarak otursun ve Beni yüce hedefi
yapsın.
15. Aklı kontrol altındaki Yogi, böylece, aklı sürekli
olarak dengede tutarak, Ben'de varolan ve
özgürleşmeye varan huzura erer.
16. Ey Arcuna, doğrusu Yoga ne çok yiyen, ne de hiç
yemeyen için; ne çok uyuyan ne de (her zaman)
uyanık olan için mümkün değildir!
17. Yoga, yemede ve harekette (örneğin yürümede)
daima makul olan, fiildeki gayretinde makul olan,
uyku ve uyanıklık arasında makul olan kişi için
acıların yok edicisidir.
18. Arzu nesnelerine duyulan özlemden yakasını
kurtarmış (ve) mükemmelce kontrol edilmiş akıl
sadece Özben'de bulunduğunda, o kişi için "O
birleşmiştir." denir.
19. Yoga'yı Özben'de uygulayan (Özben Yoga'sıyla
özdeşleşmiş), aklını kontrol altına almış Yogi,
rüzgarsız bir yerde bulunan bir gaz lambasının
titreşmeden yanan ışığına benzer.
20. Yoga uygulamasıyla dizginlenmiş akıl sakinliğe
eriştiğinde ve Özben'i Özben'de gördüğünde, kişi
kendi Özben'iyle tatmin olur.
21. Yogi, saf zihinle kavranabilen ve duyuları aşan
ebedi mutluluğu hissettiğinde ve başka hiç bir yere
kıpırdamadan Gerçek'ten asla ayrılmadığında,
22. Bundan üstün daha büyük bir kazancın
olamayacağını düşünür; çok büyük bir acı ile
karşılaşsa bile bulunduğu yerden ayrılmaz,-
23. (İşte) bunun adının; acı ile bir olmaktan kurtulma,
(yani) Yoga olduğunu bil. Bu Yoga, kararlılıkla ve
ümidini kaybetmeyen bir akılla uygulanmalıdır.
24. Kişi, Sankalpa'dan** doğan tüm arzuları -hiç
birini bir kenara ayırmadan- tamamen terk ederek, ve
akılla duyu sürüsünün tamamını her yandan
dizginleyerek,
25. Sabit tutulmuş zihinle azar azar sakinliğe ulaşsın;
aklı Özben'de tutarak, başka hiç bir şey düşünmesin.
26. Rahat durmayan ve sabit olmayan aklın başka
yerlere kaçmasına sebep olandan, aklı dizginle ve
(onu) sadece Özben'in kontrolü altına getir.
27. Yüce mutluluk, doğrusu, aklı çok huzurlu olan,
tutkuları sakinleşmiş, Brahman haline gelmiş ve
günahtan kurtulmuş bu Yogi'ye gelir.
28. Aklını sürekli olarak (Yoga uygulaması ile)
meşgul tutan, günahlarından kurtulmuş Yogi, kolayca
Brahman'la olan irtibatın ebedi mutluluğunun tadını
çıkarır.
29. Aklı Yoga ile uyumlu olan kişi, tüm varlıklarda
bulunan Özben'i görür ve tüm varlıkları Özben'de
görür; her yerde hep aynı şeyi görür.
30. Beni her yerde gören ve herşeyi Ben'de gören kişi,
ne Ben'den ayrılır ne de Ben ondan ayrılırım.
31. Birleşmiş olup da, tüm varlıklarda bulunan Ben'i
seven ve hürmet eden işte bu Yogi, yaşam tarzı ne
olursa olsun, Ben'de bulunur.
32. Ey Arcuna, zevk de olsa, acı da olsa, Özben'in
benzerliği yoluyla her yerde ayniyeti gören kişiye en
yüksek Yogi olarak bakılır.
Arcuna:
33. Ey Krişna, aklın rahat durmamasından ötürü,
öğrettiğin bu ayniyet Yogasında süreğen bir
devamlılık görmüyorum!
34. Doğrusu akıl rahat durmamaktadır, şamatacıdır,
güçlüdür ve teslim olmamaktadır, ey Krişna. Ben aklı
kontrol etmenin rüzgarı kontrol etmek kadar zor
olduğunu zannediyorum.
Krişna:
35. Ey koca kollu Arcuna, şüphesiz, aklın kontrol
edilmesi zordur ve akıl rahat durmamaktadır; ama
uygulama ve duyulara kapılmamakla akıl
dizginleyebilir.
36. Bu Yoga'ya, kendine hakim olmayanlarca
ulaşımının zor olacağını düşünüyorum, ama kendine
hakim olan ve çabalayan kişi, (doğru) araçlarla buna
ulaşır.
Arcuna:
37. İnancı olduğu halde kendine hakim olmayı
başaramayan, aklı Yoga'dan başka yerlere kayan,
Yoga'da mükemmelliğe ulaşmayı başaramamış kişiyi
nasıl bir son bekler, ey Krişna?
38. Her ikisinden de düşerek (hedeflerinin her ikisine
de ulaşamayarak), Brahman yolunda yanılgıya
düştüğünden, parçalanmış bir bulut gibi, desteksiz
yok olup gitmez mi?
39. Ey Krişna, bu şüphemi tamamen Sen
giderebilirsin, çünkü senin dışında bu şüpheyi
giderecek kimse yoktur.
Krişna:
40. Ey Arcuna, ne bu dünyada, ne de bir sonraki
dünyada onun için bir yıkım yoktur; ey çocuğum,
doğrusu iyilik yapan hiç kimsenin kederlenmesi söz
konusu değildir!
41. Erdemli dünyalara ulaşıp orada uzun yıllar
boyunca kaldıktan sonra, Yoga'dan düşmüş (Yoga'ya
ulaşamamış) kişi arı ve varlıklı bir evde tekrar doğar.
42. Ya da, hatta bilge Yogilerin ailesinde doğar;
doğrusu böyle bir doğumu bu dünyada başarmak çok
zordur.
43. Orada, o kişi bir önceki bedeninde elde ettiği
bilgiyle karşılaşır ve mükemmeliyet için çok daha
fazla çabalar, ey Arcuna!
44. Daha önceki uygulamaları yoluyla, kendisine
rağmen doğar (kendisi farkında olmasa bile, amaca
bile, Brahma'nın sözünü (kutsal kitaplara özgü
bilgiyi) aşar.
45. Ama, yılmadan çabalayan, günahlarından arınmış,
bir çok doğumla kademesel olarak mükemmelleşmiş
bir Yogi en üstün hedefe ulaşır.
46. Yoginin, çilekeşlerden ve hatta bilgi erbabından
(metinlerin çalışılmasıyla elde edilmiş bilgi) bile yüce
olduğu düşünülür; o, fiilde bulunan kişilerden de
üstündür; bu yüzden bir Yogi ol, ey Arcuna!
47. Ve inancı tam olup ve içsel varlığı Ben'de olarak,
Ben'i seven ve Bana hürmet eden Yogi'yi, tüm
Yogi'lerin en samimisi sayarım.
Açıklamalar:
*) Brahmachari: Tensel zevkleri kontrol etme
(Yama'lardan biridir.)
**) Sankalpa: Hayal
Hari Om Tat Sat
7.Bölüm:
Bilgelik ve Farkındalık Yogası
Krişna:
1.Ey Arjuna, aklını Bana vererek, yoga uygulayarak
ve Bana sığınarak, Beni tamamen ve şüpheye
düşmeden nasıl bilebileceğini dinle!
2. Sana bu bilginin tamamını direkt farkındalık ile
birleştirerek vereceğim, bunu bildikten sonra, burada
bilinmesi gereken başka bir şey kalmaz.
3. Binlerce kişinin içinde, belki bir kişi mükemmellik
için çabalar; bu çabalayanların içinde bile belki
sadece biri Beni gerçekten tanır.
4. Toprak, su, ateş, hava, esir (boşluk), akıl, zihin ve
egoizm olarak Benim Doğam sekize bölünmüştür.
5. Ey koca-kollu, bunlar benim düşük seviyeli
Prakriti*'mdir! Bunun bu dünyayı tutan yaşam cüzü
olan benim yüksek seviyeli Prakriti'mden farklı
olduğunu bil.
6. Bunların ikisinin (düşük ve yüksek seviyeli
Prakritilerimin) tüm varlıkların rahmi olduğunu bil.
Bu sebepten dolayı, Ben tüm evrenin kaynağıyım ve
çözülmesiyim.
7. Ey Arcuna, Benden daha yüksek seviyede hiç bir
şey yoktur! Kıymetli taşların bir ipe geçirilmesi gibi,
herşey sıra sıra Bana bağlanmıştır.
8. Ey Arcuna, Ben sudaki lezzetim. Ben aydaki ve
güneşteki ışığım; Ben tüm Vedalardaki Om
hecesiyim, esirdeki sesim ve insandaki erkekliğim.
9. Topraktaki güzel kokuyum ve ateşin parlaklığıyım,
tüm varlıklardaki yaşamım; ve Ben çilekeşlerin
çilesiyim.
10. Ey Arcuna, Beni tüm varlıkların ebedi tohumu
olarak bil; Ben zekilerin zekasıyım; ihtişamlı
nesnelerin ihtişamıyım Ben!
11. Güçlülerin arzu ve bağımlılıktan yoksun
gücüyüm, ve Ben (tüm) varlıklarda, Dharma'ya ters
düşmeyen arzuyum, ey Arcuna!
12. Arı, hareketli ve durağan olan her varlığın
Ben'den türediğini bil. Onlar Ben'dedir, yine de Ben
onlarda değilimdir.
13. Doğanın üç değerinden (guna'lar) çıkmış bu
Doğalarla (durumlarla) yanılsanmış olduğundan, tüm
bu dünya Ben'i onlardan ayrı (gunaların üstünde
olduğumu) ve değişmez olarak bilmez.
14. Doğrusu, (doğanın) değerler(in)den yapılmış
Benim bu ilahi yanılsamamı aşıp geçmek zordur; bu
yanılsamayı sadece Bana sığınanlar aşıp geçebilir.
15. İnsanların en geri tabiatlısı olan kötülük yapanlar
ve yanılgı içinde olanlar Beni aramazlar; yanılsama
yoluyla bilgisi yok edilmişler ifritlerin yolunu takip
ederler.
16. Ey Arcuna, Beni seven ve hürmet eden erdemli
kişiler dört çeşittir! Istırap çekenler, bilgi arayanlar,
zenginlik arayanlar ve bilgeler, ey Bharataların
efendisi!
17. Bunların içinde, şaşmaz değişmez bir şekilde her
zaman Bir olana adanmış olan bilge aşar geçer (en
iyisidir); çünkü Ben bilge için fazlasıyla
değerliyimdir ve o da Benim için değerlidir.
18. Gerçi, tüm bunlar yüce gönüllü varlıklardır; ama
Ben bilgeyi Kendi Özbenim sayarım; çünkü o,
şaşmaz değişmez bir akılla, yüce hedefi olarak sadece
Bana yönelir.
19. Bir çok doğumdan sonra bilge kişi, herşeyin
Vasudeva (içsel Özben) olduğunun farkına vararak
Bana gelir; böyle büyük bir ruhu (Mahatma) bulmak
çok zordur.
20. Bilgeliği bu veya şu arzuyla sarsılanlar kendi
doğalarına uygun bu veya şu ayini izleyerek diğer
tanrılara giderler.
21. Adanmış kişinin saygı ve sevgi göstermek için
inançla arzuladığı biçim ne olursa olsun, onun bu
inancını Ben sağlam ve sarsılmaz yaparım.
22. Bahşedilmiş bu inançla kişi, ona (o biçime) saygı
ve sevgi gösterir ve ondan arzuladığı şeyleri sağlar,
(ama aslında) bu varlıklar (sadece) Benim tarafımdan
takdir edilirler.
23. Doğrusu, kıt zekaya sahip bu kişilerin elde ettiği
ödüller (meyveler) geçicidir. Tanrılara sevgi ve saygı
duyanlar onlara giderler ama Bana adanmış olanlar
Bana gelirler.
24. Benim yüksek seviyeli, değişmez ve en
mükemmel doğamı bilmeyen aptallar, Tezahür
etmememiş olan Ben'i tezahür etmiş olan olarak
düşünürler.
25. Ben Yoga Maya'da gizlenmiş olduğumdan herkese
(olduğum şekilde) tezahür etmem. Bu yanıgı içindeki
dünya, doğmamış ve yok edilmez olan Ben'i bilmez.
26. Ey Arcuna, Ben varlıkların geçmişini, bugününü
ve geleceğini bilirim, ama kimse Beni bilmez.
27. Ey Barata, arzu ve nefretten doğan zıt kutupların
yanılgısından dolayı, tüm varlıklar doğumda
yanılgıya tabiidir, ey Parantapa!
28. Ama, günahları son bulmuş ve zıt kutupların
yanılgısından kurtulmuş erdemli fiilde bulunan
kişiler, andlarında şaşmaz değişmez olarak kalarak,
Bana saygı ve sevgide bulunurlar.
29. İhtiyarlıktan ve ölümden kurtulmak için
çabalayanlar, Bana sığınarak, Özben'in ve tüm
fiillerin tam bilgisi olan Brahman'ın tamamen farkına
varırlar,
30. Beni Adhibhuta (elementlerle ilgili olan),
Adhidaiva (tanrılarla ilgili olan) ve Adhiyajna
(kurbanla ilgili olan) ile bilenler, şaşmaz değişmez bir
akılla, ölüm anında bile Beni bilirler.
Açıklamalar:
*) Prakriti: Doğa
Hari Om Tat Sat
8.Bölüm:
Yok Olmaz Brahman Yogası
Arcuna:
1. Bu Brahman nedir? Adhyatma (Atman'la ilgili
olan) nedir? Ey kişilerin en iyisi, fiil nedir? Adhibhuta
diye açıklanan nedir? Ve Adhidaiva denilen nedir?
2. Burada, bu bedendeki Adhiyajna kimdir ve nasıldır,
ey Madhu'yu yok eden? Ve nasıl oluyor da, ölüm
anında, kendine hakim olmuş kişi tarafından Sen
bilinebiliyorsun?
Krişna:
3. Brahman Yok Edilmez olandır, Yüce'dir. Onun öz
doğasına İçsel-Farkındalık denir; varoluşa ve
varlıkların tezahürüne yol açan ve de onları
destekleyen (tanrılara sunulan) takdimler de fiil
olarak adlandırılır.
4. Adhibhuta (elementlerin bilgisi) Benim yok olan
Doğamla alakalıdır ve Puruşa ya da ruh
Adhidaiva'dır; burada bu bedendeki Adhiyajna sadece
Ben'im, Ey bedenlenmişlerin en iyisi!
5. Ve kim bedenini terk ederken ölüm anında sadece
Beni hatırlamaya devam ederse, Benim Varlığıma
ulaşır; buna hiç şüphe yoktur.
6. Sonunda bedenini terk ederken kim hangi varlığı
düşünürse, sürekli o varlığı düşündüğünden, o (kişi)
sadece o varlığa gider, ey Kunti oğlu.
7. Bu yüzden, her zaman sadece Beni hatırla ve savaş.
Bana sabitlediğin (Benimle özdeşleşmiş) akıl ve
zihinle, şüphesiz sadece Bana geleceksin.
8. Başka hiç bir varlığa doğru kaymayan, meditasyon
alışkanlığından dolayı şaşmaz değişmez hale gelmiş
ve sürekli meditasyon yapan akılla, kişi Yüce Kişi'ye,
Parlak olana gider, ey Arcuna!
9. Kim; alim, kadim, (tüm dünyanın) yöneticisi,
atomdan daha küçük olan, herşeyin destekçisi,
kavranamaz biçimde olan, güneş gibi parlak ve
cehaletin karanlığının ötesinde olan üzerine
10. Ölüm anında sarsılmaz bir akıl, bahşedilmiş
adanma ve Yoga'nın gücüyle tüm yaşam-nefesini iki
kaşının arasına odaklayarak meditasyon yaparsa, o
kişi parlak olan Yüce Kişi'ye ulaşır.
11. Vedaları bilenlerce yok olmaz olarak açıklanmış
olan, kendine hakim (çilekeşlerin) ve tutkularından
kurtulmuşların girebileceği, bekarlık (iffet)
uygulamasının yapıldığı bu arzuyu - bu hedefi sana
kısaca açıklayacağım.
12. Tüm kapılarını kapatarak, aklını kalbine gömerek
ve yaşam-nefesini kafasında tutarak, konsantrasyon
uygulamasıyla meşgul olarak,
13. Tek heceli Om'u -Brahman'ı- mırıldanıp her
zaman Beni hatırlayarak, kim bedenini terk ederek bu
şekilde ayrılırsa, yüce hedefe erişir.
14. Her zaman şaşmaz değişmez olan, beni (uzun süre
boyunca) sürekli olarak ve her gün hatırlayan, (tek
noktaya odaklı akılla) başka hiç bir şey düşünmeyen
bu Yogi bana kolayca ulaşır, ey Paratha!
15. Bana ulaşan bu büyük ruhlar, bir daha acı dolu
olan ve ebedi olmayan bu yerde (burada) doğmazlar;
onlar en yüksek mükemmelliğe ulaşmışlardır
(özgürleşmişlerdir).
16. Brahma'nın dünyası dahil, (tüm) dünyalar, tekrar
geri dönmeye mahkumdur, ey Arcuna! Ama kim bana
ulaşırsa, ey Kunti oğlu, bir daha doğmaz!
17. Bir Brahma gününün bin Yuga* boyunca
sürdüğünü, ve bir gecenin de bin Yuga boyunca
sürdüğünü bilenler, gece ve gündüzü bilenlerdir.
18. Tüm tezahür etmiş olanlar "gün"ün gelmesiyle
tezahür etmemiş olandan türerler ve doğrusu
"gece"nin gelişiyle de sadece tezahür etmemiş olan
diye adlandırılanda çözünür giderler.
19. Tekrar ve tekrar doğan bu aynı kalabalık varlıklar
gecenin gelişiyle (tezahür etmemiş olan içinde)
çaresizce çözünürler ve günün gelişiyle tekrar ortaya
çıkarlar, ey Arcuna.
20. Ama doğrusu tezahür etmemiş olandan daha
yüksek olan bir başka tezahür etmemiş (yaratıcı zeka
ve Doğanın üstünde) Ebedi vardır ki, O tüm varlıklar
yok edildiğinde yok olmaz.
21. Tezahür etmemiş olan ve Yok Olmaz Olan olarak
adlandırılanın, en yüksek hedef (yol) olduğunu
söylerler. O'na ulaşan bir daha (doğum ve ölüm
çarkına) geri dönmez. Bu Benim en yüksek
meskenimdir (durumumdur).
22. Tüm varlıkların içinde bulunan ve herşeyin
O'ndan yayıldığı bu en yüksek Purusha'ya, ey Arcuna,
sadece O'na yapılan ve yolundan sapmayan bir
adanma ile ulaşılır.
23. Şimdi sana, ayrılış vaktinde hangi Yogi'lerin
dönüp hangilerinin dönmediğini anlatacağım.
24. Ateş, ışık, gündüz, Ayın aydınlık onbeşi, güneşin
kuzey yolundaki altı ayı (kuzey gündönümü)
sırasında ayrılan, Brahman'ı bilenler Brahman'a
giderler.
25. Duman, gece-vakti, Ayın karanlık onbeşi ya da
güneşin güney yolundaki altı ayı (güney gündönümü)
ile ayın ışığına ulaşan Yogi'ler geri döner.
26. Dünyanın parlak ve karanlık yollarının doğrusu
ebedi olduğu düşünülür; biriyle (parlak olanla) kişi
tekrar geri dönmez, ve diğeriyle kişi geri döner.
27. Bu yoları bilerek, Arcuna, hiç bir Yogi aldanmaz!
Bu yüzden, her zaman Yoga'da sebat et.
28. (Metinlerde) bahsedilen ve Vedalardan (okunulup
öğrenilmesinden), kurbandan (-ın uygulanmasından),
çile (uygulamalarından) ve hediyelerden
(sunulmasından) doğan meyveler ya da hak edişler ne
olursa olsun, bunu (bu yolları) bilen Yogi tüm
bunların ötesine gider; ve yüce ilksel meskene ulaşır.
Açıklamalar:
*) Yuga: Çağ
Hari Om Tat Sat
9.Bölüm:
Büyük Bilim ve
Büyük Sır Yogası
Krişna:
1. Şimdi bahaneler aramayan sana, en büyük sırrı,
deneyimle (içsel farkındalıkla) birleştirilmiş bilgiyi
açıklayacağım. Bunu bilince, kötülükten kurtulmuş
olacaksın.
2. Bu büyük ilimdir, büyük sırdır, yüce saflaştırıcıdır,
dolaysız sezgisel bilgi ile farkına varılır, erdemli
olanlara göre tatbiki çok kolaydır ve yok olmaz
niteliklidir.
3. Ey Arcuna, bu Dharma'ya inancı olmayanlar
(Özben bilgisi olmayanlar) bana ulaşmadan, bu ölüm
dünyası yoluna geri dönerler!
4. Tüm bu dünya, Benim tarafımdan, Benim tezahür
etmemiş yönümle sarmalanmıştır; tüm varlıklar
Ben'de varolur, ama Ben onların içinde değilimdir.
5. Ne de (gerçekte) varlıklar Ben'de varolurlar: Benim
ilahi Yoga'mı seyret; O ki, varlıkların etkin sebebi
olan ve tüm varlıkları destekleyen, ama onlarda
bulunmayan Özbenim'dir.
6. Her yere hareket eden güçlü rüzgarın her zaman
esirde (boşlukta) durması gibi, tüm varlıkların da
bende olduğunu bil.
7. Ey Arcuna, tüm varlıklar her Kalpa*'nın sonunda
Doğama girerler; onları (bir sonraki) Kalpa'nın
başında yine dışarı (dünyaya) gönderirim.
8. Doğamla hayat vererek, bu Doğanın gücü
karşısında çaresiz olan kalabalık varlıkları tekrar ve
tekrar dışarı gönderirim.
9. Bu fiiller beni bağlamaz, ey Arcuna, sanki ilgisiz
biriymiş gibi oturarak bu fiillere bağımlı olmam!
10. Benim gözetimim altında, Doğa hareket eden ve
etmeyeni üretir; bundan dolayı, ey Arcuna, dünya
döner durur!
11. Yüksek seviyeli Varlığımın (tüm) varlıkların
Rabbi olduğunu bilmeyen aptallar, insan şekli
aldığımda Bana aldırmazlar.
12. Kibirli umutları, kibirli fiilleri, kibirli bilgileri ve
duygusuzluklarıyla, onlar doğrusu ifritlerin ve ilahi
olmayan varlıkların aldatıcı doğalarınca ele
geçirilmişlerdir.
13. Ama büyük ruhlar, ey Arcuna, Benim ilahi
doğama katılarak, Benim varlıkların ölümsüz kaynağı
olduğumu bilerek, tek bir akılla (başka hiç bir şeye
adanmadan) Bana sevgi ve saygıda bulunurlar!
14. Her zaman Beni yücelterek, çabalayarak, andında
sebatlı olarak, Önümde eğilerek, Bana adanarak
şaşmaz değişmez bir şekilde hep Bana saygı ve
sevgide bulunurlar.
15. Diğerleri de, bilgi-kurbanında bulunarak, Beni
sonsuz yüzlü olarak, Bir olarak, ayrı olarak ve çeşit
çeşit olarak görerek saygı ve sevgide bulunurlar.
16. Ben Kratu'yum; Ben Yajna'yım; Ben ruhlara
sunulan takdimeyim (yemeğim); Ben ayin otuyum ve
(diğer) tüm bitkilerim; Ben Mantra'yım; Ben aynı
zamanda ghee ya da eritilmiş tereyağım; Ben ateşim;
Ben adağım.
17. Ben bu dünyanın babasıyım, anasıyım, fiillerin
meyvesinin dağıtıcısıyım ve büyük babasıyım;
bilinmesi gereken(-tek şey)im, arılaştırıcıyım, kutsal
tek heceliyim (Om) ve aynı zamandaRig-, Sama- ve
Yajur Veda'larım.
18. Ben amacım, desteğim, Rabbim, tanığım,
meskenim, barınağım, arkadaşım, kaynağım
(başlangıcım), çözülmeyim (sonum), temelim, hazine
dairesiyim ve yok edilmez tohumum.
19. Ben (güneş gibi) ısı veririm; yağmuru tutarım ve
yağdırırım; Ben ölümsüzlüğüm ve aynı zamanda
ölümüm, varlığım ve yokluğum, ey Arcuna!
20. Üç Veda'yı da bilerek Somayı içenler tüm
günahlarından arınarak kurban yoluyla bana sevgi ve
saygıda bulunurlar, cennete giden yol için dua ederler;
onlar tanrıların Rabbinin kutsal dünyasına ulaşırlar ve
tanrıların ilahi zevklerini cennette tadarlar.
21. Engin cennette zevklere daldıktan sonra
hakedişleri sona erince tekrar ölümlüler dünyasına
geri dönerler; böylece üçünün (üç Vedanın) emirlerine
itaat ederek ve arzuları (arzu nesnelerini) arzulayarak,
geliş ve dönüş durumuna ulaşırlar*.
22. Sadece Bana sevgi ve saygıda bulunarak ve başka
hiç bir şeyi düşünmeyerek her zaman birliğe ulaşmış
olanlarınsa, henüz sahip olmadıklarını Ben güvence
altına alırım ve halihazırda sahip olduklarını da Ben
korurum.
23. Hatta, inançla dolu olup diğer tanrılara saygı ve
sevgide bulunan adanmışlar da, aslında sadece Bana
sevgi ve saygıda bulunurlar, ey Arcuna, ama yanlış
yolla!
24. (Çünkü) Sadece Ben tüm kurbanların hem
konusuyum hem de Rabbiyim; ama onlar Ben'im
Ben'im özümü (gerçekte) bilmezler, ve bu yüzden
onlar (bu ölümlüler dünyasına geri) düşerler.
25. Tanrılara sevgi ve saygıda bulunanlar onlara
giderler; atalara sevgi ve saygıda bulunanlar ruhlara
giderler; elementlere hükmeden İlahlara da onlara
sevgi ve saygıda bulunanlar gider; Bana adanmışlarsa
Bana gelir.
26. Kim Bana adanma ve saf bir akılla (kalp ile) bir
yaprak, bir çiçek, bir meyve ya da biraz su sunarsa,
Ben (bu takdimeyi) kabul ederim.
27. Her ne yaparsan, her ne yersen, kurban olarak
neyi sunarsan, neyi verirsen, çile olarak neyi
uygularsan uygula, bunu Bana takdim ederek yap, ey
Arcuna!
28. Böylece, fiillerin iyi ve kötü meyveler veren
zincirlerinden kurtulacaksın; şaşmaz ve değişmez bir
akılla Terk Yogasında olup özgürleştiğinde, Bana
geleceksin.
29. Ben tüm varlıklara aynı davranırım; Benim için
nefret verici ya da çok sevdiğim diye bir şey yoktur
ama bana adanarak, sevgi ve saygıda bulunanlar
Bendedir, Ben de onlardayımdır.
30. Hatta en günahkar olan bile başka hiç bir şeye
adanmadan, bana sevgi ve saygıda bulunursa, doğru
yönde değiştiğinden, o da erdem sahibi olarak
görülmelidir.
31. Kısa zamanda o da erdemli hale gelir ve ebedi
huzura kavuşur; ey Arcuna, Bana adananın asla yok
olmayacağını kesinlikle bil!
32. Çünkü, ey Arcuna, günahkar olarak doğabilen**
kadınlar, Vaishya'lar ve Sudra'lar da, Bana sığınarak,
Yüce Amaca ulaşırlar!
33. O halde kutsal Brahmin'ler ve adanmış soylu
azizler (bu amaca) ne kadar kolay ulaşırlar; bu kalıcı
olmayan ve mutsuz dünyaya sahip olduğundan, bana
sevgi ve saygıda bulun.
34. Aklını Bana odakla; kendini Bana ada; Bana
kurban et; Benim önümde eğil; kendi benliğini
Benimle birleştirerek, Beni Yüce Amacın yaparak,
doğrusu Bana geleceksin.
Açıklamalar:
*)Geliş ve dönüş durumu: Bu dünyada tekrar
doğmaya zorunludurlar.
**) Günah kelimesinin anlamı daha önce açıklandığı
gibi "her türlü engeldir".
Burada bahsedilense, antik Hint sisteminde bulunan
kast sisteminin genel yapısıdır. Bu yapı gereği, Tanrı
farkındalığına ulaşmak Brahmana'ların
(Brahminlerin) görevidir, diğer kastların ise görevleri
başkadır. Kişinin kendi doğasına (kastına) uygun olan
görevi yapması dharma'ya uygun olduğundan, bir çok
metinde, kişinin başka kastların görevlerini
yapmasının uygun olmadığı belirtilmektedir. Burada
kadınların, Vaishyaların ve Sudraların kendi doğaları
gereği içsel-farkındalığa ulaşma gibi bir
yükümlülükleri olmadığı halde, bunu
başarabilecekleri belirtilmekte ve deyim yerindeyse
bu iş için onlara icazet verilmektedir.
Hari Om Tat Sat
10.Bölüm:
İlahi Zaferler Yogası
Krişna:
1. Ey koca kollu Arcuna, kendi iyiliğin için, Benim
yüce sözümü dinle; seni sevdiğim için bunu tekrar
açıklayacağım.
2. Ne tanrılar ne de yüce hikmet sahipleri Benim
kaynağımı bilirler; çünkü her şekilde Ben tüm
tanrıların ve büyük hikmet sahiplerinin
kaynağıyımdır.
3. Ölümlüler arasında, Beni doğmamış ve başlangıcı
olmayan, tüm dünyaların büyük Rabbi olarak bilenler
yanılgı içinde olmayanlardır; onlar tüm günahlarından
arınmıştırlar.
4. Zeka, bilgelik, yanılgı içinde olmama, affetme,
doğruluk, kendine hakim olma, sakinlik, mutluluk,
acı, doğum veya varoluş, ölüm ya da var olmama,
korku ve ayrıca korkusuzluk,
5. Zarar vermeme, dengelilik, halinden memnuniyet,
çile, ün, faydalılık, kötü nam - varlıkların (bu) farklı
çeşitleri sadece Ben'den doğar.
6. Benim gibi güçlere sahip olan yedi büyük hikmet
sahibi, eski dörtlü ve Manu da, (Benim) aklımdan
doğmuştur; onlardan da bu dünyadaki varlıklar
doğmuşlardır.
7. Varlığımın çeşitli tezahürlerini ve Benim Yoga-
gücümü gerçekten bilen kişi, sarsılmaz Yoga'da sabit
hale gelir; buna hiç şüphe yoktur.
8. Ben her şeyin kaynağıyım; her şey Ben'den türer;
bunu anlayan bilgeler meditasyona bağlanarak, Bana
sevgi ve saygıda bulunurlar.
9. Akılları ve yaşamları Ben'imle tamamen
özdeşleşmiş olan, birbirlerini aydınlatan ve her zaman
Ben'den bahsedenler, tatmin ve sevinç doludurlar.
10. Her zaman şaşmaz ve değişmez olarak, sevgiyle,
Bana saygı ve sevgide bulunanlara, Ben ayırt etme
Yoga'sı veririm. (Böylece) onlar Bana gelirler.
11. Onlar için sadece şefkat duyduğumdan, Ben
onların Özben'inde var olarak, bilginin parlak ışığıyla,
cehaletten kaynaklanan karanlığı yok ederim.
Arcuna:
12. Sen Yüce Brahman'sın, yüce meskensin (ya da
yüce ışıksın), yüce arılaştırıcısın, ebedisin, ilahi
Kişi'sin, ilksel Tanrı'sın, doğmamışsın ve her yerde
varolansın.
13. Tüm hikmet sahipleri ve aynı zamanda ilahi
hikmet sahibi Narada; ve Asita, Devala ve Vyasa seni
böyle tanımlıyorlar; ve şimdi Sen Kendin de bana
böyle söylüyorsun.
14. Bana söylediğin her şeyin doğru olduğuna
inanıyorum, ey Krişna! Doğrusu ne tanrılar ne de
ifritler Senin tezahürünü (kaynağını) bilmezler!
15. Doğrusu sadece Sen, Kendini, Kendin aracılığınla
bilirsin, ey Yüce Kişi, Ey varlıkların kaynağı ve
Rabbi, Ey tanrıların Tanrısı, Ey dünyanın hakimi!
16. Bana tüm bu dünyalara nüfuz ederek varolduğun
ilahi zaferlerini, hiç birini saklamadan anlatmalısın.
17. Ey Yogi, her zaman meditasyon yaparak Seni
nasıl bileceğim? Seni hangi görünüşünle
düşünmeliyim?
18. Ey Krişna, Yogik gücünü ve zaferlerini bana
tekrar detaylıca anlat; çünkü ben Senin yaşam-veren
ve nektar gibi olan konuşmanla tatmin olmadım!
Krişna:
19. Pekala, şimdi sana göze çarpan ilahi zaferlerimi
açıklayacağım, ey Arcuna! (Bu zaferlerin) detaylı
tanımlarının bir sonu yoktur.
20. Ben tüm varlıkların kalplerinde olan Özben'im, ey
Gudakeşa! Ben tüm varlıkların başlangıcıyım,
ortasıyım ve aynı zamanda sonuyum.
21. (Oniki) Aditya arasında Ben Vişnu'yum; parlaklık
verenler arasında Ben parlak güneşim; (yedi ya da
kırk dokuz) Marut arasında Ben Mariçi'yim; yıldızlar
arasında Ben ayım.
22. Vedalar arasında Sama Vedayım; tanrılar arasında
Vasava'yım; duyular arasında akılım, ve yaşayan
varlıklar arasında zekayım.
23. Ve Rudra'lar arasında Şankara'yım; Yakşa'lar ve
Rakşasa'lar arasında refah Rabbiyim (Kubera);
Vasu'lar arasında Pavaka'yım (ateşim); ve (yedi) dağ
arasında Ben Meru'yum.
24. Ve, ey Arcuna, (kralların) aile rahipleri arasında
Ben'i şef olan Brihaspati olarak bil; ordu generalleri
arasında Ben Skanda'yım; göller arasında Ben
okyanusum!
25. Büyük hikmet sahipleri arasında Ben Bhrigu'yum;
kelimeler arasında Ben tek heceli Om'um; kurbanlar
arasında Ben sessiz tekrarlama* kurbanıyım; hareket
etmeyen şeyler arasında Ben Himalayalar'ım.
26. Ağaçlar arasında Ben peepulum; ilahi hikmet
arasında Ben Çitraratha'yım; mükemmelleşmişler
arasında Ben Kapila'yım.
27. Beni atlar arasında nektardan doğan Uçaisrava
olarak; muhteşem filler arasında Airavata olarak;
insanlar arasında kral olarak bil.
28. Silahlar arasında Ben yıldırımım; inekler arasında
Ben Surabhi adındaki dilekleri yerine getiren ineğim;
Ben ata olan sevgi tanrısıyım; yılanlar arasında
Vasuki'yim.
29. Naga'lar arasında Ananta'yım; su-ilahları arasında
Varuna'yım; ölmüş ruhlar arasında Aryaman'ım, idare
ediciler arasında Ben Yama'yım.
30. Ve ifritler arasında Prahlad'ım; sayıcılar arasında
Ben zamanım; hayvanlar arasında Ben onların kralı
olan aslanım, kuşlar arasında Garuda'yım.
31. Arılaştırıcılar arasında Ben rüzgarım; savaşçılar
arasında Rama'yım Ben; balıklar arasında köpek
balığıyım; su kaynakları arasında Ganj'ım.
32. Yaradılışlar arasında Ben başlangıcım, ortayım ve
aynı zamanda sonum, ey Arcuna! Bilimler arasında
Ben Özben bilimiyim; ve Ben ihtilaflı olanlar
arasındaki mantığım.
33. Alfabedeki harfler arasında "A" harfiyim Ben, ve
bileşikler arasında ikiliğim, doğrusu Ben tüketilemez
ve sonsuz zamanım; tüm yönlerde yüzüm
olduğundan, (fiillerin meyvelerinin) dağıtıcısıyım.
34. Ve Ben herşeyi yutan ölümüm, ve refah içinde
olacakların refahıyım; dişisel özellikler arasında (ben)
ünüm, refahım, konuşma yeteneğiyim, hafızayım,
zekayım, metanetim ve bağışlamayım.
35. İlahiler arasında Brihatsaman'ım; uyaklı dizeler
arasında Gayatri'yim; aylar arasında Margasirsa'yım;
mevsimler arasında ilkbaharım.
36. Ben hilekarların kumarıyım; ihtişamlıların
ihtişamıyım; Ben zaferim; Ben (kararlı olanların)
kararlılığıyım; Ben iyilerin iyiliğiyim.
37. Vrişni'ler arasında Ben Vasudeva'yım; Pandava'lar
arasında Ben Arcuna'yım; hikmet sahipleri arasında
Ben Vyasa'yım; şairler arasında Ben şair Usana'yım.
38. Cezalandırıcılar arasında Ben kralın asasıyım;
zafer arayışı içinde olanlar arasında Ben hikmet ve
cömertliğim; ve sırlar arasında Ben sessizliğim;
bilenler arasında bilgiyim Ben.
39. Ve tüm varlıkların tohumu ne olursa olsun, Ben
oyum, ey Arcuna! Ben olmadan varolabilen hareketli
ya da hareketsiz (canlı ve cansız) hiç bir varlık yoktur.
40. Ey Arcuna, ilahi zaferlerimin sonu yoktur, bunlar
Benim ilahi zaferlerimin Tarafımdan yapılan kısa bir
ifadesidir!
41. Zafer kazanan, refah içinde olan veya güçlü olan
her tür varlığın, ihtişamımın bir parçasının tezahürü
olduğunu bil.
42. Ama, ey Arcuna, tüm bu detaylı bilgilerin sana ne
faydası var ki? Tüm dünyayı bir Parçamla
destekleyen Ben, varım.
Açıklamalar:
*) sessiz tekrarlama: Japa'dır. Yani bir mantranın
zihinsel olarak tekrar edilmesinden bahsedilmektedir.
Hari Om Tat Sat
11.Bölüm:
Kozmik Biçimin Görünümü
Yogası
Arcuna:
1. Bana duyduğun şefkatten dolayı, Özben'le ilgili bu
en büyük sırrı açıklanmanla yanılsanmam yok oldu.
2. Varlıkların kaynağını ve yok oluşunu, ve ayrıca
Senin tükenmez yüceliğini detaylı bir şekilde Sen'den
duydum, ey lotüs kalpli Rab!
3. Ey Yüce Rab, Seni biraz önce Kendini tanımladığın
gibi, Senin İlahi Biçimini görmeyi diliyorum, ey Yüce
Kişi!
4. Ey Rabbim, eğer görmemin mümkün olduğunu
düşünüyorsan, o halde, bana yok olmaz halini göster.
Krişna:
5. Ey Arcuna, Benim farklı çeşitteki, ilahi olan, çeşitli
renklerde ve şekillerdeki yüz binlerce biçimimi
seyret!
6. Aditya'ları, Vasu'ları, Rudra'ları, iki Asvin'i ve aynı
zamanda Marut'ları seyret; ey Arcuna, daha önce hiç
görülmemiş mucizeleri seyret!
7. Ey Arcuna, tek bir noktada merkezlenmiş -hareket
eden ve etmeyen herşeyi kapsayan- tüm evreni ve
başka neyi görmeyi diliyorsan onu burada,
Bedenimde seyret.
8. Ama Beni bu şekilde kendi gözlerinle
seyredemezsin; (bu yüzden) sana ilahi gözü
veriyorum; Benim muhteşem Yoga'mı seyret.
Sancaya:
9. Krişna bunları söyleyerek Arcuna'ya Rab olarak
Kendi yüce biçimini gösterdi.
10. Sayısız ağız ve gözlerle, sayısız harika
görüntüyle, sayısız ilahi ziynetle, sayısız ilahi silahla
yüceltilmiş,
11. İlahi çelenkler ve kıyafetler giyen, vücut
yağlarıyla yağlanmış, her şeyi harika, göz alıcı, ebedi,
her yanda yüzleri olan (Varlıktı).
12. Gök yüzünde bin tane güneş ihtişamla aynı anda
parlasaydı, işte bu yüce Varlık'ın ihtişamı (gibi)
olurdu.
13. Sonra Arcuna, orada, tanrıların Tanrı'sının
bedeninde, bir çok grubu olan tüm evrenin bir olanda
bulunduğunu gördü.
14. Arcuna, o zaman hayret içinde ve tüyleri diken
diken olarak, başını Rabbin önünde eğdi ve avuç
içlerini birleştirerek şöyle konuştu.
Arcuna:
15. Tüm tanrıları ve çeşitli varlık türlerini, lotüste
oturan Rab Brahma'yı, tüm hikmet sahiplerini ve
semavi yılanları Bedeninde gördüm, Ey Tanrı.
16. Senin bir çok kol, mide, ağız ve gözleri olan
zincire vurulamaz biçimini her yanda görüyorum; ne
bir başlangıç, ne bir orta ne de bir son görüyorum, ey
evrenin Rabbi, ey Kozmik Biçim!
17. Sen'i taçlı, topuzlu, diskli görüyorum, bakması
çok zor olan bir parlaklık kütlesi olarak heryerde
parlıyorsun, ve hudutsuzsun.
18. Sen Yok Edilmez Olansın, Yüce Varlık'sın,
bilinmeye değer olansın, Sen bu evrenin büyük hazine
dairesisin; Sen ebedi Dharma'nın yok edilmez
koruyucususun; Sen Kadim Kişisin, ben (böyle)
addediyorum.
19. Sen'i başlangıçsız, ortasız ve sonsuz olarak,
sınırsız güçte, sayısız kolla (görüyorum), güneş ve ayı
Gözlerin olarak, yanan ateşi Ağzın olarak, tüm evreni
ısıtan Parlaklığını görüyorum.
20. Yeryüzü ve cennet arasındaki boşluk ve her taraf
sadece Seninle dolu; Senin bu muhteşem ve korkunç
biçimini gören, üç dünya da korkuyla titriyor, Ey
yüce-ruhlu Varlık!
21. Doğrusu, Sana (bedenine) bu tanrılar giriyorlar;
bazıları korkuyla Seni avuç içleri birleşmiş olarak "iyi
olsun" diyerek övüyorlar. Bunu söyleyerek, büyük
hikmet sahipleri ve mükemmelleşmiş olanlar Seni
ilahilerle methediyorlar.
22. Rudra'lar, Aditya'lar, Vasu'lar, Sadhya'lar,
Visvedeva'lar, iki Asvin'ler, Marut'lar, semavi
şarkıcıların ruhları, Yakşalar, ifritler ve
mükemmelleşmiş olanlar Sana büyük bir hayretle
bakıyorlar.
23. Ey koca-kollu, Senin bir çok ağız ve gözleri, bir
çok kolları, bacakları ve ayakları, mideleri olan,
dişleriyle korkutucu görünen sınırsız biçimlerini
görünce tüm dünya ile birlikte ben de dehşete
düşüyorum!
24. Senin (Kozmik Biçiminin) ağızları sonuna dek
açık, büyük ateşli gözlerle gök yüzüne değmesini, bir
çok renkte parlamasını görünce, kalbim dehşete
düşüyor ve ne cesaret ne de huzur bulabiliyorum, ey
Vişnu!
25. Kozmik çözülmenin ateşi gibi parlayan ve dişlerle
korkutucu olan ağızlarını görünce, ben ne dört yönü*
biliyorum ne de huzur buluyorum. Ey tanrıların
Rabbi, ey evrenin meskeni, acı bana!
26. Dünyadaki krallarla birlikte Dhritarashtra'nın tüm
oğulları; tüm savaşçılarımız arasındaki en iyileri ile
birlikte Bhima, Drona ve Karna
27. Acele ederek korkunç dişleri olan ve seyredilmesi
ürkütücü olan Senin ağızlarına giriyorlar. Bazıları,
kafaları un ufak olana dek ezilerek, dişlerin arasındaki
boşluklara saplanıp kalıyor.
28. Doğrusu, nehirlerin hızla okyanusa doğru akması
gibi, bu insan dünyasının kahramanları da senin
yanan ağızlarına giriyorlar.
29. Kelebeklerin (kendi) yok oluşlarını (hazırlayan)
parlayan ateşe doğru acele ederek uçması gibi, bu
varlıklar da Senin ağızlarına (kendi) yok oluşları için
acele ederek giriyorlar.
30. Alev saçan ağzınla, tüm dünyaları yalayıp
yutuyorsun. Ateşli ışınların, parlaklığıyla tüm dünyayı
doldurarak, yanıyor, ey Vişnu!
31. Bu hiddetli biçimde bulunan Sen kimsin söyle
bana. Sana selam olsun, ey Yüce Tanrı! Acı bana; Sen
olan orjinal Varlık'ı bilmeyi arzuluyorum. Yaptıklarını
açıkçası bilmiyorum.
Krişna:
32. Ben şimdi dünyaları yok etmekle meşgul olan,
dünyanın-yok edicisi güçlü Zaman'ım. Sen olmasan
bile, düşman ordularda dizilmiş bu savaşçıların hiç
biri yaşamayacak.
33. Bu yüzden, ayağa kalk ve üne kavuş.
Düşmanlarına karşı zafer kazan ve rakipsiz bir
krallığın zevkini sür. Doğrusu onlar Benim tarafımdan
zaten kılıçtan geçirildi; sen sadece bir araç ol, ey
Arcuna!
34. Drona, Bhişma, Jayadratha, Karna ve diğer tüm
cesaretli savaşçıların hepsi Benim tarafımdan kılıçtan
geçirildi; öldür; korkuyla kederlenme; savaş! Savaşta
düşmanlarına karşı zafer kazanacaksın.
Sancaya:
35. Rab Krişna'nın konuşmasını duyunca, iki büklüm
olan (Arcuna) avuç içlerini birleştirerek, titreyerek,
kendini (Krişna'nın) ayaklarına atarak, heyecandan
zor konuşarak, eğilerek, korkuyla dolu olarak
Krişna'ya şöyle söyledi.
Arcuna:
36. Ey Krişna, dünyanın zevkleri ve neşeleri Senin
övgünde buluşuyorlar; ifritler her yandan korkuyla
uçup gidiyorlar ve mükemmelleşmiş olanlar
(Siddhalar) önünde eğiliyorlar.
37. Ve, ey Yüce Ruh, niye onlar (diğer herşeyden)
daha büyük olan, yaratanın (Brahma) kaynağı olan
Senin önünde eğilmesinler ki, ey Ebedi Varlık? Ey
tanrıların Rabbi! Ey evrenin meskeni! Sen yok
olmazsın, Varlık'sın, yokluksun ve yüce olansın
(Varlık ve yokluktan üstün olansın).
38. Sen ilksel Tanrı'sın, kadim Purusha**'sın, bu
evrenin yüce sığınağısın, bilensin, bilinebilensin ve
yüce meskensin. Bu evren seninle kaplanmıştır, ey
sonsuz biçimler Varlık'ı!
39. Sen Vayu'sun, Yama'sın, Agni'sin, Varuna'sın,
aysın, yaratıcısın ve büyük-büyük babasın. Selamlar,
Selamlar Sana binlerce kez, ve tekrar selamlar,
selamlar Sana!
40. Hem önden hem de geriden selamlar Sana! Her
yönden selamlar Sana! Ey, Herşey olan! Gücü ve
yiğitliği sonsuz olan Sen herşeyi kapsarsın; bu
sebepten Sen herşeysin.
41. Seni sadece bir arkadaş olarak görüp, Senin bu
büyüklüğünü bilmeden, Sana sevgiyle veya
dikkatsizlikle küstahça Ey Krişna!, Ey Yavada!, Ey
Arkadaş! diye seslendiysem,
42. Oynarken, dinlenirken, oturuken ya da yemek
sırasında tek başımızayken ya da yanımızda birileri
varken eğlence olsun diye Seni herhangi bir şekilde
suçladıysam, ey Achyuta - Sana yalvarırım ki beni
affet!
43. Sen bu hareket eden ve etmeyen dünyanın
Baba'sısın. Sen bu dünya tarafından hayranlık
duyulansın. Sen en yüce gurusun; (çünkü) Sana denk
hiç bir şey yok; o halde nasıl olur da üç dünyada Sana
üstün gelen başka bir şey olabilir, ey dengi olmayan
gücün Varlık'ı?
44. Bu yüzden, eğilerek, bedenimi ayaklarına atarak,
Senin affını rica ediyorum! Bir babanın oğlunu, bir
arkadaşın (iyi bir) arkadaşı, bir sevgilinin sevdiğini
affetmesi gibi, Sen de beni affetmelisin, ey Tanrı!
45. Daha önce görülmemiş olanı görmekten
mutluyum; yine de aklım korkudan sıkıntı içinde.
Bana sadece (eski) biçimini göster, ey Tanrı! Acı
bana, ey tanrıların Tanrı'sı!
46. Seni eskisi gibi; taçlı, topuzlu, elinde diski olan,
dört kollu eski biçiminde görmeyi arzuluyorum, ey
bin kollu Kozmik Varlık!
Krişna:
47. Ey Arcuna, bu Kozmik Biçim sana Benim
tarafımdan, Benim Yogik gücümle lütfedilerek
gösterildi; ihtişamla dolu olan, ilksel olan ve ebedi
olan bu Kozmik Biçim senin dışında daha önce kimse
tarafından görülmemiştir.
48. Ne Vedaları çalışmakla ve kurbanla, ne
takdimelerle, ne ayinlerle, ne de sert çilelerle, bu
insanlar dünyasında Beni senden başkası bu biçimde
görebilir.
49. Benim korkunç biçimimi bu şekilde görmekten
dolayı korkma ve şaşırma; korkunu tamamen
gidermek ve kalbini ferahlatmak için, şimdi tekrar
Benim eski biçimimi seyret.
Sancaya:
50. Arcuna'ya bunları söyledikten sonra, Krişna yine
Kendi biçimini gösterdi; ve kendi nazik biçiminde
durarak, dehşete düşmüş olanı (Arcuna'yı) teselli etti.
Arcuna:
51. Ey Krişna, Senin nazik insan biçimini görünce,
şimdi kendimi toparladım ve kendime geldim!
Krişna:
52. Görmüş olduğun bu Biçimimi görmek çok zordur.
Tanrılar bile onu seyretmenin her zaman özlemini
duyarlar.
53. Ben, ne Vedalarla, ne çileyle, ne takdimeyle, ne de
kurbanla, senin (bu kadar kolay) gördüğün biçimde
görülmem.
54. (Kişi) Bu biçimdeki Ben'i, ancak tek bir akılla
(başka hiç bir şeye adanmadan) yapılan adanmayla
bilebilir, gerçekten görebilir ve ayrıca içine girebilir,
ey Arcuna!
55. Tüm fiillerini Benim için yapan, Bana Yüce
(Varlık) olarak bakan, Bana adanmış, bağımlılıktan
kurtulmuş, hiç bir varlığa karşı düşmanlık beslemeyen
kişi Bana gelir, ey Arcuna!
Açıklamalar:
**) dört yön: Kuzey, güney, doğu, batı
*) Purusha: Ruh
Hari Om Tat Sat
12.Bölüm:
Adanma Yogası
Arcuna:
1. Şaşmaz değişmez olarak Sana sevgi ve saygıda
bulunan adanmışlar mı, yoksa Yok Edilmez ve
Tezahür Etmemiş olana sevgi ve saygıda bulunanlar
mı Yoga'ya göre daha bilgilidir?
Krişna:
2. Kanaatimce Yoga'da en iyiler; akıllarını Bende
yoğunlaştırıp, her zaman şaşmaz değişmez olarak,
yüce inançla sarmalanmış olanlardır.
3. Yok olmaz olana, tanımlanmaz olana, tezahür
etmemiş olana, her yerde var olana, düşünülmez
olana, ebedi olana ve hareketsiz olana sevgi ve
saygıda bulunanlar da,
4. Tüm duyularını dizginleyerek, her yerde dengeli
olarak (akıldaki dengelilik), tüm varlıkların iyiliğini
dileyerek, doğrusu, Bana gelirler.
5. Akıllarını Tezahür Etmemiş Olana doğrultanların
sorunları daha büyüktür; çünkü hedef olarak Tezahür
etmemiş Olan'a ulaşmak bedenlenmişler için çok
güçtür.
6. Ama Bana sevgi ve saygıda bulunan, tüm fiillerini
Ben'de terk eden, Bana yüce hedefim diye bakan, tek
bir akılla (başka hiç bir şeye adanmadan) yapılan
Yoga'yla Benim üzerime meditasyon yaparak,
7. Akılları her zaman Ben'de olanları, ey Arcuna,
doğrusu Ben çok geçmeden ölümlü Samsara*'nın
okyanusundan kurtarırım.
8. Aklını sadece Ben'de odaklar, zihnini Ben'de
tutarsan, şüphesiz bundan sonra sadece Ben'de
yaşayacaksın.
9. Eğer aklını sürekli olarak Ben'de
odaklayamıyorsan, o halde, Bana sürekli uygulama
Yoga'sıyla ulaşmaya çalış, ey Arcuna!
10. Eğer bu Abhyasa Yoga'yı bile uygulayamıyorsan,
tüm fiillerini Benim adıma yapmayı dile; tüm fiillerini
Benim adıma yaparak bile, mükemmelliğe
ulaşacaksın.
11. Eğer bunu bile yapamıyorsan, o halde, Benimle
birleşmeye sığınarak, kendine hakim olup, tüm
fiillerinin meyvelerini terk et.
12. Doğrusu, bilgi uygulamadan; meditasyon
bilgiden; fiillerin meyvelerinin terki meditasyondan
daha iyidir; huzur, terki derhal takip eder.
13. Hiç bir varlıktan nefret etmeyen, herşeye karşı
arkadaşça davranan ve şefkatli olan, bağımlılıktan ve
egoizmden kurtulmuş olan, zevk ve acıda dengede
duran, bağışlayıcı olan,
14. Her zaman halinden memnun olan, meditasyonda
şaşmaz değimez olan, kati şekilde ikna olmuş olan,
kendine hakim olan, aklı ve zihni bana adanmış olan
Benim adanmışımı çok severim.
15. Dünyayı alt üst etmeyen, dünyanın da onu alt üst
edemediği kişiyi, ve neşe, kıskançlık, korku ve
endişeden kurtulmuş olan kişiyi de çok severim.
16. İsteklerden kurtulmuş, arı, uzman, kaygısız ve
dertsiz olan, tüm başlangıçları ve girişimleri terk
eden, bu suretle Bana adanmış kişiyi çok severim.
17. Sevinmeyen, nefret etmeyen, kederlenmeyen,
arzulamayan, iyi ve kötüyü terk eden ve tam bir
adanmayla dolu olan kişiyi çok severim.
18. Düşmana ve arkadaşa, yücelme ve yerilmeye karşı
aynı olan, sıcak ve soğukta, ve zevk ve acıda aynı
olan, bağımlılıktan kurtulmuş olan,
19. Tenkit ve övgüyü aynı şeyler olarak gören, sessiz
olan, herşeyle memnun olan, evsiz, sabit bir akılla ve
adanmayla dolu olan kişiyi çok severim.
20. Doğrusu, yukarıda açıklanan bu ölümsüz
Dharma'yı inançla dolu olarak takip edip Beni yüce
hedefi yapan adanmışları Ben fazlasıyla severim.
Açıklamalar:
*) Samsara: Yaşam ve ölüm çemberi
Hari Om Tat Sat
13.Bölüm:
Alan ve Alanı Bilen
Arasındaki Farkın Yogası
Arcuna:
1. Ben Doğa (madde) ve Ruh'un ne olduğunu, Alanı
ve Alanı Bilen'i, bilgiyi ve bilinmesi gerekeni
öğrenmeyi arzuluyorum.
Krişna:
2. Ey Arcuna, hikmet sahibi olup da her ikisini (Alanı
ve Alanı Bileni) bilenlerce, bu bedene Alan; bu bedeni
bilene de Alanı Bilen denir.
3. Ben'i ayrıca tüm alanların Alanını Bilen olarak bil,
ey Arcuna! Alanın ve Alanı Bilenin bilgisine Ben,
bilgi gözüyle bakarım.
4. Alanın ne olduğunu ve neden yapıldığını,
gelişimlerinin ne olduğunu ve neden olduğunu, ve
ayrıca O'nun kim olduğunu ve O'nun güçlerinin ne
olduğunu kısaca Ben'den duy.
5. Hikmet sahipleri muhakeme ve kararlılıkla dolu
olarak, çeşitli şekillerde farklı ilahiler ve ayrıca
Mutlak'ı işaret eden manalı kelimeler söylemişlerdir.
6. Büyük elementler, egoizm, zihin ve ayrıca tezahür
etmemiş Doğa, on duyu ve diğeri, ve duyuların beş
algılamaları,*
7. Arzu, nefret, zevk, acı, bütün (beden), sabır ve zeka
tanımlanmıştır.
8. Alçakgönüllülük, taklit etmeme, zarar vermeme,
affetme, dürüstlük, öğretmene yapılan hizmet, saflık
(arılık), dayanıklılık, kendine olan hakimiyet,
9. Duyuların algıladığı nesnelere karşı kayıtsız olma,
ayrıca egoizmin olmaması; doğumdaki, ölümdeki,
yaşlılıktaki, hastalıktaki ve acıdaki kötülüğü algılama,
10. Bağımlı olmama, Özben'i oğul, eş, ev ve
diğerleriyle özdeşleştirmeme, ve arzulananın da
arzulanmayanın da başarılması durumunda sürekli
olarak dengeli (dengeli bir akla sahip olma) kalma,
11. Ayrılmazlık Yoga'sı yoluyla Bana yapılan yoldan
sapmayan bir adanma, yalnız yerlerde kalma, insan
topluluklarından haz almama,
12. Özben bilgisindeki süreklilik, gerçek bilginin
sonunu algılama - bunların bilgi olduğu açıklanmıştır
ve bunun tersi olana da cehalet denir.
13. (Şimdi Ben) bilindiğinde kişinin ölümsüzlüğe
kavuştuğu bilinmesi gerekeni, (yani) ne varlık olarak
ne de yokluk olarak adledilen, başlangıcı olmayan
yüce Brahman'ı açıklayacağım.
14. Elleri ve ayakları her yerde, gözleri, başları ve
ağızları her yerde, kulakları her yerde olan O, her şeyi
sararak dünyalarda var olur.
15. (O) Tüm duyuların işlemesiyle parlayan yine de
duyuları olmayandır; bağımlı olmayan yine de her
şeyi destekleyendir; değerleri** olmayan yine de bu
değerlerin deneyimcisi olandır,
16. Hareket eden ve etmeyen (tüm) varlıkların içinde
ve dışında olandır; süptilliğinden dolayı O bilinemez;
hem yakında hem de çok uzakta olan O'dur.
17. Ve bölünmezdir, yine de O, varlıklarda sanki
bölünmüş gibi varolur; O, varlıkların destekçisi olarak
bilinir; O hem yok edicidir hem de meydana
getirendir (doğurandır).
18. Tüm ışıkların Işık'ı olan O, karanlığın ötesindedir;
bunun, herşeyin kalbinde yatan bilgi, Bilinebilen ve
bilginin hedefi olduğu söylenir.
19. Böylece, Alan, bilgi ve Bilinebilen kısaca
açıklandı. Bana adananlar bunu bilerek, Varlığıma
girerler.
20. Doğa'nın ve Ruh'un başlangıçsız olduğunu bil;
tüm değişimlerin ve değerlerin Doğadan
kaynaklandığını da bil.
21. Etki ve tepki üretiminde, Doğa'nın (maddenin)
etki olduğu söylenir; zevk ve acı deneyiminde
(bireysel) ruh'un etki olduğu söylenir.
22. Doğa'da bulunan ruh, Doğa'dan doğan değerleri
deneyimler; bu değerlere olan bağımlılık (o ruhun) iyi
ve kötü rahimlerde doğmasının sebebidir.
23. Bu bedendeki Yüce Ruh'a, ayrıca seyirci, izin
veren, destekleyen, zevk alan, büyük Rab ve Yüce
Özben de denir.
24. Kim Ruh'u ve Madde'yi değerleriyle birlikte
bilirse, (o kişi) hangi koşul altında bulunursa
bulunsun, bir daha doğmaz.
25. Bazıları meditasyon aracılığıyla Özbeni Özben'de
Özben'le seyreder, diğerleri bilgi Yoga'sıyla, ve
diğerleri fiil Yoga'sıyla seyrederler.
26. Bunu bilmeyen diğerleri de, bunu başkalarından
duyarak sevgi ve saygıda bulunurlar; duyduklarına en
yüce sığınak olarak bakan bu kişiler de ölümün
ötesine geçerler.
27. Nerede bir varlık doğarsa, o varlık hareket etse de
etmese de, o varlığın Alan ve Alanı Bilen arasındaki
birleşmeden olduğunu bil, ey Bharata'ların en iyisi.
28. Yüce Rabbin tüm varlıklarda eşit olarak var
olduğunu, yok olan içinde yok edilmez olanı gören
(kişi), (gerçekten) görüyordur.
29. Kişi, aynı Rabbin her yere eşit olarak nüfuz etmiş
olduğunu gördüğünden, Özben'i benlik (ego)
vasıtasıyla yok etmez (ve) o kişi en yüce hedefe erişir.
30. Tüm fiilleri sadece Doğa'nın yaptığını ve Özben'in
fiilsiz olduğunu gören (kişi), (gerçekten) görüyordur.
31. Kişi, çeşitli varlıkların Bir olanda bulunduğunu ve
sadece O'ndan yayıldığını gördüğünde, o (kişi)
Brahman haline gelir.
32. Başlangıçsız olan ve değerlerden** yoksun olan
Yüce Özben, (yani) yok edilmez olan, bedende
bulunduğu halde, ne fiilde bulunur ne de kire pasa
bulaşır, ey Arcuna!
33. Süptilliğinden dolayı, esirin (boşluğun) her yere
nüfuz ettiği halde kire pasa bulaşmaması gibi, Özben
de, bedenin her yerinde bulunduğu halde, kire pasa
bulaşmaz.
34. Tek bir güneşin tüm dünyayı aydınlatması gibi,
Alanın Rabbi de (Yüce Özben) tüm Alanı aydınlatır,
ey Arcuna!
35. Bilgi gözüyle, Alan ve onu Bilen arasındaki farkı
ve ayrıca varlığın Doğa'sından özgürleşmesini
algılayanlar, Yüce Olan'a giderler.
Hari Om Tat Sat
Açıklamalar:
*) büyük elementler: toprak, su, ateş, hava, boşluk
(esir/ ether)
on duyu: beş bilgi organı (kulaklar, ten, gözler, dil ve
burun) ve beş fiil organıdır (eller, ayaklar, ağız, anüs,
cinsel organ)
ve diğeri: akıldır.
duyuların algılamaları: ses, dokunma, biçim ve renk,
tat ve kokudur.
**) Değer: Doğanın değerleri - guna'lar (satvik,
rajasik, tamasik)
14.Bölüm:
Üç Gunanın Bölümü Yogası
Krişna:
1. (Sana) tekrar tüm hikmet sahiplerinin bilerek bu
yaşamdan sonra yüce mükemmeliyete gittikleri yüce
bilgiyi, tüm bilgilerin en iyisini açıklayacağım.
2. Bu bilgiye sığınarak Benimle birleşmeyi
başaranlar, ne yaradılış zamanında doğarlar, ne de
çözülme zamanında rahatsız edilirler.
3. Rahmim büyük Brahma'dır; Ben bu yere tohum
yerleştiririm ve (işte) bu tüm varlıkların doğumudur
(doğum sebebidir), ey Arcuna!
4. Hangi biçim, hangi rahimde üretilirse üretilsin,
büyük Brahma onların rahmidir ve Ben de onlara
tohum veren babayımdır.
5. Saflık (Arılık), tutku ve atalet - Doğa'dan doğan bu
değerler bedenlenmiş olan yok edilmezi bedene
çabucak bağlar, ey Arcuna!
6. Bunların içinde, lekesiz oluşundan dolayı parlak ve
sağlıklı olan Sattva, bağımlılık yoluyla bilgiye ve
mutluluğa bağlar.
7. Rajas'ın tutku doğasından olduğunu, (duyusal
zevklere olan) açlık ve bağımlılık kaynağı olduğunu
bil; ey Arcuna, o, bedenlenmiş olanı bağımlılık
yoluyla fiile çabucak bağlar!
8. Ama bil ki, Tamas cehaletten doğar, tüm
bedenlenmiş varlıkları yanıltır; ey Arcuna, pervasızlık
yoluyla, o (kişiyi) uyku ve tembelliğe çabucak bağlar!
9. Sattva mutluluğa, Rajas fiile bağımlıyken; Tamas,
bilgiyi gizleyerek, sadece pervasızlığa bağlıdır!
10. Şimdi, Rajas ve Tamas'ı yenen Sattva ortaya
çıkar; şimdi Sattva ve Tamas'ı yenen Rajas ortaya
çıkar; ve şimdi Sattva ve Rajas'ı yenen Tamas ortaya
çıkar, ey Arcuna!
11. Bu bedendeki her bir kapıdan (duyudan) bilgelik-
ışığı parladığı zaman, Sattva'nın üstün olduğu bilinir.
12. Açgözlülük, fiil (hareketlilik), (yeni) fiil girişimi,
rahatsızlık, özlem - bunlar da Rajas üstün olduğu
zaman ortaya çıkarlar.
13. Karanlık, atalet, pervasızlık ve yanılgı - bunlar da
Tamas üstün olduğu zaman ortaya çıkarlar, ey
Arcuna!
14. Bedenlenmiş olan (kişi), ölümle, Sattva üstün hale
geldiği zaman buluşursa, o kişi En Yüce olanı
bilenlerin lekesiz dünyalarına erişir.
15. Rajas'tayken ölümle buluşanlar, fiile bağımlı
olanlar arasında doğarlar; ve Tamas'tayken ölenler,
şuursuzların rahimlerinde doğarlar.
16. İyi fiilin meyvesinin Satvik ve saflık olduğunu
söylerler; Rajas'ın meyvesi acıdır ve cehalet de
Tamas'ın meyvesidir.
17. Sattva'dan bilgi ortaya çıkar, Rajas'tan aç
gözlülük; Tamas'tansa pervasızlık ve yanılgı, ve
ayrıca cehalet ortaya çıkar.
18. Sattva'da bulunanlar yukarı doğru ilerlerler
(yükselmeyi hedeflerler); Rajasikler ortada bulunurlar; ve
Tamasikler en düşük Guna*'da bulunarak, aşağı doğru
giderler (yıkıma sürüklenirler).
19. Gören (kişi), Guna'lar dışında bir başka fail
görmeyip, bunlardan (gunalardan) daha yüksekte
olanı bilerek, Varlığım'a ulaşır.
20. Bedeni geliştiren bu üç Guna'nın ötesine geçen
bedenlenmiş olan, ölümden, doğumdan, düşüşten ve
acıdan kurtulur ve ölümsüzlüğe kavuşur.
Arcuna:
21. Ey Rabbim, bu üç değeri de aşıp geçen kişinin
işaretleri nelerdir? O kişinin davranışları nasıldır ve
bu üç değerin ötesine nasıl geçmiştir?
Krişna:
22. Bunlar (guna'lar) olduğunda, ışık, fiil
(hareketlilik) ve yanılgı (vardır) ey Arcuna, bunların
(guna'lar) yokluğundaysa, kişi ne nefret eder, ne de
onlara karşı bir özlem duyar!
23. Tasasız biri gibi oturarak değerlerce hareket
ettirilemeyen, değerlerin faaliyette olduğunu bilerek
ben-merkezci olan ve hareket etmeyen,
24. Zevk ve acıda aynı olan, Özben'de bulunan, bir
parça toprağa, taşa ve altına aynı (şeyler) olarak
bakan, arkadaşı ve düşmanı onun için aynı olan,
sebatlı, yerilmede ve övülmede aynı olan,
25. Onurlandırılmada ve utançta aynı olan, arkadaşa
ve düşmana aynı davranan, tüm girişimleri terk eden
kişinin, değerleri aşıp geçtiği söylenir.
26. Ve Bana yoldan sapmayan bir adanmayla hizmet
edip değerlerin ötesine geçen kişi, Brahman haline
gelmeye hazırdır.
27. Çünkü, Ben ölümsüz ve değişmez Brahman'ın ve
her zaman varolan Dharma'nın ve mutlak saadetin
meskeniyim.
Açıklamalar:
*) Guna: Doğanın değerleri
Hari Om Tat Sat
15.Bölüm:
Yüce Ruh Yogası
Krişna:
1. Onlar (bilgeler), kökleri yukarıda ve dalları aşağıda
olan, yaprakları ilahilerden oluşan yok edilmez
Peepul* ağacından bahsederler. Bu ağacı bilenler
Vedaları bilenlerdir.
2. Guna'larla beslenen dalları, aşağı ve yukarı
yayılmıştır; duyuların algıladığı nesneler bu ağacın
tomurcuklarıdır; ve fiilden doğan kökleri insanlar
dünyasının aşağısına uzanır.
3. Ne biçimi, sonu ve başlangıcı ne de kuruluşu ve
bulunduğu yer burada algılanamaz; bu sıkıca kök
salmış peepul ağacı, bağımlı olmamanın güçlü
baltasıyla dibinden kesilmeli,
4. Sonra, gidildiğinde kimsenin bir daha geri
dönmediği hedef araştırılmalıdır. Kadim faaliyeti
veya enerjiyi başlatan (akıtan) bu İlksel Purusha**'ya
sığınmak için çaba sarfedilmelidir.
5. Gurur ve yanılgıdan kurtulup, bağımlılığa karşı
zafer kazanarak, her zaman Özben'de olarak,
arzularından tamamen vazgeçen, zevk ve acı olarak
bilinen zıt kutuplardan kurtularak, yanılgı içinde
olmayan (kişi) ebedi hedefe ulaşır.
6. Orada ne güneş parlar, ne ay, ne de ateş; oraya
gidenler geri dönmezler; (işte) orası Benim yüce
meskenimdir.
7. Yaşam dünyasında, Benim ebedi bir kısmım,
yaşayan bir ruh haline gelerek, Doğa'da bulunarak,
duyuları (beş duyuyu) ve altıncı olarak aklı (kendi)
içine çeker.
8. Rab bir bedene sahip olduğunda ve onu terk
ettiğinde, rüzgarın (çiçeklerden, vb'den çıkan)
kokuları beraberinde götürmesi gibi, O bunları
(duyuları ve aklı) alır ve (onlarla birlikte) gider.
9. Kulak, göz, dokunma, tat alma ve koklamayla
birlikte akla nezaret ederek, duyu nesnelerinin tadını
çıkarır.
10. Yanılgı içinde olan (kişi) O'nu giderken, kalırken
ve (duyu nesnelerinin) tadını çıkarırken görmez;
sadece bilgi gözüne sahip olanlar O'nu seyrederler.
11. (Mükemmeliyet için) çabalayan Yogiler Özben'de
bulunan O'nu görürler; ama saf ve zeki olmayanlar,
çabaladıkları halde, O'nu görmezler.
12. Güneşte ikamet eden ve tüm dünyayı aydınlatan
bu ışığın, (ve ayrıca) aydaki ve ateşteki ışığın, Benim
(ışığım) olduğunu bil.
13. Yeryüzüne nüfuz ederek, Enerjimle tüm varlıkları
desteklerim; ve ayın özü (soma) haline gelerek de tüm
bitkileri beslerim.
14. Vaisvanara ateşi haline gelerek tüm yaşayan
varlıkların bedeninde bulunurum ve Prana ve Apana
ile ilişki kurarak dört katlı besini sindiririm.
15. Ve, Ben herşeyin kalbinde otururum; hafıza ve
bilgi de, ve bunların yokluğu da bendendir. Doğrusu,
Ben tüm Vedalarda bilinmesi gerekenim; Ben
Vedanta'nın yazarıyım ve Ben Vedaları bilenim.
16. Bu dünyada yok edilebilen ve yok edilemeyen iki
Purusha** vardır. Tüm varlıklar yok edilebilir, ve
Kutasha'ya yok edilemez denir.
17. Ama, yüksek Özben denilen Yüce Purusha**
(diğer iki Purusha'dan) farklıdır. (Bu) Yok olmaz Rab
üç dünyayı da kaplayarak, onları destekler.
18. Yok edilebileni aştığımdan ve yok edilemeyenden
bile daha üstün olduğumdan, Ben dünyada ve
Vedalarda en yüce Purusha olarak açıklanırım.
19. Beni en yüksek Purusha olarak bilen yanılgı
içinde olmayan kişi, herşeyi bilerek Bana tüm
varlığıyla (kalbiyle) sevgi ve saygıda bulunur, ey
Arcuna!
20. Böylece, bu en büyük sır bilimi sana Tarafımdan
öğretildi, ey günahsız olan! Bunu bilerek, kişi bilge
haline gelir ve tüm görevlerini başarıyla tamamlar, ey
Arcuna!
Açıklamalar:
*) Peepul: Mitolojik ters duran ağaçtır.
**) Purusha: Ruh
yok edilebilen Purusha: Burada Prakriti'den (doğa/
Madde) bahsedilmektedir.
yok edilemez Purusha: Özben, kişisel ruh da
diyebiliriz.
Yüce Purusha: Paramatman olarak da geçen, herşeyin
tek ve bir olduğu Rab.
Hari Om Tat Sat
16.Bölüm:
İlahi ve Şeytani
Arasındaki Farkın Yogası
Krişna:
1. Korkusuzluk, kalbin saflığı, Yoga ve bilgide
kararlılık, sadaka verme, duyuların kontrolü, kurban,
(kutsal) metinlerin incelenmesi, çile ve dürüstlük,
2. Zarar vermeme, doğruluk, öfkenin olmaması, terk,
huzurlu olma, hilerkar olmama, varlıklara karşı
şefkatli olma, açgözlü olmama, nazik olma, alçak
gönüllü olma, kararsız olmama,
3. Gayret, affetme, sabır, arılık, nefret duymama,
gururlu olmama - bunlar ilahi durumda doğmuş
olanlara ait özelliklerdir, ey Arcuna!
4. İkiyüzlülük, kibir, kendini aldatma, kabalık ve
ayrıca öfke ve cehalet ise şeytani durumda doğanlara
ait özelliklerdir, ey Arcuna!
5. İlahi doğa özgürlüğe kavuştururken, şeytani doğa
insanı zincirlere bağlar. Ey Arcuna, kederlenme,
çünkü sen ilahi özelliklerle doğdun!
6. Bu dünyada iki tür insan vardır- ilahi ve şeytani;
ilahi uzun uzadıya anlatıldı; ey Arcuna şimdi Ben'den
şeytani olanı dinle!
7. Şeytani olanlar ne yapacaklarını ve neden
kaçınmaları gerektiğini bilmezler; ne arılık, ne doğru
davranış, ne de doğruluk onlarda bulunmaz.
8. Onlar, "Bu evren; doğru, (ahlaki) bir temel ve bir
Tanrı olmaksızın, sadece karşılıklı birleşmeyle (cinsel
birleşmeyle) meydana gelmiştir, (bu meydana geliş)
sebebi şehvettir; başka ne olabilir ki?" derler.
9. Bu görüşe tutunan, dar zekalı ve ruhsal zekası kıt
bu harap olmuş ruhlar, yok etmek için dünyanın
karşısına çıkarlar.
10. Tatmin edilemez arzularla, ikiyüzlülük, gurur ve
kibirle dolu olarak, yanılgıdan ötürü kötü fikirler
besleyerek, saf olmayan niyetlerle çalışırlar.
11. Kendilerini sadece ölümle biten ölçüsüz
endişelere teslim ederek, şehvetin verdiği hazzı en
yüksek hedefleri yaparak ve bunun ötesinde bir şey
olmadığından emin olarak,
12. Ümidin yüzlerce zincirine bağlanmış, şehvet ve
öfkeye teslim olan bu kişiler duyusal zevk için
kanunsuz yollarla servet biriktirmek için çabalarlar.
13. "Bugün bunu kazandım; bu arzuyu elde edeceğim;
bu benim ve bu zenginlik de gelecekte benim olacak"
14. "Bu düşmanı kılıçtan geçirdim ve diğerlerini de
kılıçtan geçireceğim. Ben efendiyim; ben zevkini
çıkarıyorum; ben mükemmelim, güçlüyüm,
mutluyum."
15. "Ben zenginim ve soylu bir ailede doğdum. Kim
bana denk olabilir ki? Ben kurban veririm. Ben
bağışta bulunurum. Ben sevindireceğim." - böylece,
cehaletle yanılgıya düşmüş,
16. Hayallerle şaşırtılmış, yanılgı tuzağına düşmüş,
şehvetin verdiği hazların müptelası olmuş bu kişiler
iğrenç bir cehenneme düşerler.
17. Kendini aldatarak, inatçı olarak, zenginlikten
doğan gurur ve sarhoşlukla dolu olarak, gereksiz
gösteriş yoluyla (kutsal) metinlerde geçen kuralların
tersine, adet yerini bulsun diye kurbanlar yaparlar.
18. Egoizme, güce, kibirliliğe, şehvete ve öfkeye
teslim olan bu kişiler, kendi bedenlerinde ve
diğerlerinin bedenlerinde bulunan Ben'den nefret
ederler.
19. Bu düyadaki tüm insanların en kötüleri olan, bu
zalim, içi nefretle dolu olarak kötülük yapanların
hepsini, Ben daima sadece ifritlerin rahimlerine
savururum.
20. Şeytani rahimlere giren, her bir doğumla daha da
yanılgı içine düşüp Bana ulaşamayan bu kişiler
bulundukları koşulların daha da altına düşerler, ey
Arcuna!
21. Benliği yok eden bu cehennemin kapısı üç adettir -
şehvet, öfke ve aç gözlülük- bu yüzden, kişi bu
üçünden de vazgeçmelidir.
22. Ey Arcuna, karanlığın bu üç kapısından kurtulmuş
olan kişiler, kendileri için iyi olanı uygulayıp, böylece
Yüce hedefe giderler!
23. (Kutsal) metinlerdeki kuralları reddederek,
arzunun güdüsüne göre hareket eden kişi, ne
mükemmeliyete, ne mutluluğa, ne de yüce hedefe
ulaşır.
24. Bu yüzden, ne yapılması ve yapılmaması
gerektiğini karar vermede bırak (kutsal) metinler söz
sahibi olsun. Bu dünyada, (kutsal) metinlerde yazan
kuralların ne söylediğini bilerek, hareket etmelisin.
Hari Om Tat Sat
17.Bölüm:
Üç Katlı
İnancın Bölümü Yogası
Arcuna:
1. Metinlerin kurallarını kenara koyup, inançla
kurbanda bulunanların durumu ne olacak, ey Krişna?
Bu (durum) Sattva mı, Rajas mı yoksa Tamas mıdır?
Krişna:
2. Bedenlenmişlerin doğalarına göre kendilerine
miras kalan inancı üç katlıdır; Satvik (saf), Rajasik
(tutkulu) ve Tamasik (karanlık). Bunları Ben'den duy.
3. Her birinin inancı kendi doğasına göredir, ey
Arcuna! Kişi kendi inancından meydana gelir, kişinin
inancı nasılsa, kendisi de öyledir.
4. Satvik ya da saf olan kişiler tanrılara sevgi ve
saygıda bulunurlar; Rajasik ya da tutkulu olanlar
Yaksha ve Rakshasa'lara sevgi ve saygıda bulunurlar;
diğerleri de (Tamasik ve yanılgı içinde olanlar)
hayaletlere ve doğa ruhlarına ev sahipliği yapanlara
sevgi ve saygıda bulunurlar.
5. (Kutsal) metinlerde emredilmeyen korkunç çileler
uygulayan, ikiyüzlülük ve egoizm müptelası olan,
şehvet ve bağımlılık gücüyle tahrik edilen,
6. Duygusuz, bedende ve ayrıca Ben'de bulunan tüm
elementlere eziyet eden, bedende bulunan (sadece
beden bilincine sahip) kişilerin şeytani niyetli
olduklarını bil.
7. Her birine (her bir gruba) hoş gelen besinler de,
kurban da, çile de ve sadaka da üç katlıdır. Bunlar
arasındaki farkı dinle.
8. Yaşamı, arılığı, gücü, sağlığı, sevinci ve neşeyi
arttıran, yağlı ve hoş kokulu, özlü ve tatlı besinler
Satvik kişilere hoş gelir.
9. Acı, ekşi, tuzlu, çok sıcak, kuru, keskin kokulu ve
yakıcı olan besinler Rajasikler tarafından sevilir ve
acı, keder ve hastalık üretirler.
10. Bayat, tatsız, çürük, bozuk ve saf olmayan
süprüntüler de Tamasiklerin sevdiği besinlerdir.
11. (Kutsal) metinlerde emredildiği gibi herhangi bir
ödül arzulamadan, yapılmasının bir görev olduğuna
dair sıkı bir inançla sunulan kurban Satviktir (saftır).
12. Ey Arcuna, bir ödül bekleyerek ve gereksiz
gösterişle yapılan kurbanın Rajasik Yajna olduğunu
bil.
13. (Kutsal) metinlerdeki kuralların aksine yapılan,
hiç bir besinin dağıtılmadığı, Mantra ve takdimelerin
bulunmadığı, ve inancın olmadığı kurbanın Tamasik
olduğunu söylerler.
14. Tanrılara, ikinci-kez-doğanlara*, öğretmenlere ve
bilgelere saygı ve sevgide bulunmak, arılık (saflık),
dürüstlük, namusluluk ve zarar vermeme - bunlar
bedenin çileleri olarak adlandırılır.
15. Herhangi bir heyecana yol açmayan ve doğru, hoş
ve faydalı olan konuşma (ve) Vedaların çalışılması da
konuşma çilesi olarak adlandırılır.
16. Aklın sakinliği, iyi kalplilik, doğanın arılığı
(saflığı), kendine hakim olma - bunlara da zihinsel
(mental) çile denir.
17. Bu üç katlı çilenin şaşmaz değişmez bir şekilde
azami inançla uygulanarak hiç bir ödülün
arzulanmamasına, Satvik derler.
18. İyi bir nam, saygınlık ve saygı ve sevgi kazanma
amacıyla ikiyüzlülükle uygulanan çilenin burada
Rajasik, geçici ve hercai olduğu söylenir.
19. Aptalca nosyonlardan dolayı kişisel-eziyetle
uygulanan, ya da bir başkasını yok etme amacı güden
çilenin Tamasik olduğu açıklanmıştır.
20. Herhangi bir karşılık beklenmeksizin, uygun
yerde ve zamanda değecek bir kişiye vermenin bir
görev olduğunu bilerek verilen hediye (takdime ve
sadaka), Satvik olarak alınır.
21. Ve, karşılığında bir şey alma veya bir
ödüllendirilme beklentisiyle yapılan ya da gönülsüzce
verilen bu hediyenin Rajasik olduğu söylenir.
22. Yanlış yer ve zamanda değersiz kişilere verilen,
saygı duyulmadan ya da suçlayarak verilen hediyenin
de Tamasik olduğu açıklanmıştır.
23. "Om Tat Sat": bu Brahman'ın üçlü işareti olduğu
açıklanmıştır. Bununla (bu kelimelerle) geçmişte
Brahmana'lar, Vedalar ve kurbanlar yaratılmıştır.
24. Bu yüzden, (kutsal) metinlerde emredilen hediye,
kurban ve çile fiilleri Brahman öğrencileri tarafından
"Om"un telafuz edilmesiyle başlatılmaktadır.
25. Meyveleri amaçlamadan "Tat"ın telafuzu,
özgürleşmeyi arayanların yaptıkları kurban ve çile ve
çeşitli hediye fiilleridir.
26. "Sat" kelimesi gerçeklik anlamında ve iyilik
anlamında kullanılır; ve ayrıca, ey Arcuna, bu
(kelime) hayırlı fiiller anlamında da kullanılır!
27. Kurbanda, çilede ve hediyede şaşmaz
değişmezliğe de ayrıca "Sat" denir ve bunlarla
bağlantısı olan (ya da Yüce olanın adına yapılan)
fiillere de "Sat" denir.
28. Ne kurban edilirse edilsin, ne verilirse verilsin, ne
yapılırsa yapılsın, ve hangi çile uygulanırsa
uygulansın, inançsızca yapılırsa buna Asat denir, ey
Arcuna! Bu hem burada hem de buradan sonra
(ölümden sonra) hiç bir şeydir (yapana hiç bir fayda
sağlamaz).
Açıklamalar:
*) ikinci-kez-doğanlar: Dünyaya gelişimiz ilk doğum
olarak alınır. Daha sonra Özben'i tanıyarak kişinin
içsel farkındalığa erişmesi ile kişi tekrar (yani ikinci
kez) doğar. Burada bir çok yer ikinci kez doğanlar
yerine (içsel farkındalık sadece onların görevi
olduğundan) "Brahminler" kelimesini kullanmaktadır.
Ama daha önce de belirttiğimiz gibi, içsel
farkındalığa ulaşmak diğer kastlar için de kabul
edilebilir olduğundan, burada kelimeyi Brahminler
diye sınırlamak yerine ikinci-kez-doğanlar diye
yazmayı tercih ediyorum.
Hari Om Tat Sat
18.Bölüm:
Terk ile Özgürleşme Yogası
Arcuna:
1. Ey yüce olan, ben terk gerçeğinin ve ayrıca fiilden
el etek çekme gerçeğinin özünü ayrı ayrı bilmeyi
arzuluyorum.
Krişna:
2. Hikmet sahipleri Sannya'yı, arzu duyulan fiillerin
terki olarak anlarlar; bilgeler ise Tyaga*'nın tüm
fiillerin meyvelerinden el etek çekme olarak
açıklarlar.
3. Bazı filozoflar kötülük kaynağı olduğundan tüm
fiillerden el etek çekilmesi gerektiğini açıklarlarken,
bazıları ise takdime (hediye), kurban ve çileden
vazgeçilmemesi gerektiğini
açıklarlar.
4. Bu fiilden el etek çekme konusundaki nihai gerçeği
ya da sonucu Ben'den dinle, ey Bharata'ların en iyisi;
doğrusu fiilden el etek çekmenin üç çeşit olduğu
açıklanmıştır.
5. Kurban, hediye ve çile fiillerinden el etek
çekilmemeli, tersine (bu fiiller) yapılmalıdır; kurban,
hediye ve çile bilgelerin arılaştırıcısıdır.
6. Ama bu fiilleri bile yaparken bağımlılık ve (yapılan
fiile karşılık) ödüller için duyulan arzu bir kenara
bırakılmalıdır, ey Arcuna! Benim kesin ve en iyi
kanaatim budur.
7. Doğrusu, zorunlu fiillerin terki uygun değildir;
yanılgıdan ötürü bunlardan el etek çekmenin Tamasik
olduğu açıklanır.
8. (Acı verici olduğundan) bedensel sıkıntı verir
korkusuyla fiilden el etek çeken kişi, böyle bir
Rajasik terki yapmaktan dolayı terkin sağladığı
hakedişleri elde etmez.
9. Ey Arcuna, zorunlu fiili, sadece yapılması gerektiği
için yapar, bağımlılıktan ve ayrıca (yaptığın fiile
karşılık) ödüller için duyduğun arzudan el etek
çekersen, bu terke Sattvik olarak bakılır.
10. Terki yapan kişi, arılık, zeka ile kaplanmış olarak
ve şüphelerini parçalara ayırarak, ne hoşa gitmeyen
işten nefret eder ne de hoşa giden işe bağımlılık
duyar.
11. Doğrusu, bedenlenmiş varlık için fiilden tamamen
el etek çekmek mümkün değildir; ama fiillerin
ödüllerinden vazgeçen kişi, doğrusu terki yapan kişi
olarak adlandırılır.
12. El etek çekmeyenlerin üç katlı olan fiillerinin
meyvesi -kötü, iyi ve karışık olarak- ölümden sonra
gerçekleşir ama ele etek çekenlerinkiyse asla
gerçekleşmez.
13. Ey koca kollu Arcuna, tüm fiillerin üstesinden
gelmek için Sankya Sisteminde açıklanan beş nedeni
Benden öğren!
14. Beden, yapan, farklı duyular, farklı çeşitteki
fonksiyonlar ve ayrıca beşinci olarak hükmeden İlah,
15. Kişi; bedeni, sözü ve aklı ile hangi fiilde
bulunsun, doğru olsa da olmasa da, bu beşi bunun (bu
fiilin) sebebidir.
16. Şimdi, durum bu olunca, eğitimsiz anlayışın tesiri
altında olan, ayrı olan Özben'ine fail olarak bakan
kişinin, sapıtmış zihninden ötürü görmediği söylenir.
17. Egoistik zandan her zaman kurtulmuş olan, zihni
(iyi ve kötü ile) lekelenmemiş olan kişi, bu kişileri
kılıçtan geçirse bile, o kişi kılıçtan geçirmez ve (fiille)
bağlanmaz.
18. Bilgi, bilinebilen ve bilen, fiilin üç katlı dürtüsünü
oluşturur; organ, fiil ve fail de fiilin üç katlı temelini
oluşturur.
19. Bilgi, fiil ve failin, Guna'lar biliminde (Sankhya
Sisteminde), Guna'ların farkına göre, sadece üç çeşidi
olduğu açıklanmıştı. Layıkıyla bunları dinle.
20. Yok edilmez tek Gerçeklik'i, tüm ayrı varlıklarda
ayrı ayrı olarak değil de, tüm varlıklarda gören kişinin
bilgisinin Sattvik olduğunu bil.
21. Ama, tüm varlıklarda biri diğerinden farklı olan,
farklı türdeki çeşitli varoluşlar gören kişinin bilgisinin
Rajasik olduğunu bil.
22. Ama, tek bir tepkiye sanki herşeymiş gibi
sebepsiz yere, Gerçek'le dayanağı olmadan, abes
olarak yapışan (bilginin) de Tamasik olduğu açıklanır.
23. Hiç bir ödül için bir arzu duymayan bir kişi
tarafından sevgi ve nefret duyulmadan yapılan,
(Kutsal kitaplarda) emredilmiş, bağımlılıktan
kurtulmuş olan fiilin Sattvik olduğu açıklanmıştır.
24. Ama bir arzunun tatmin edilmesi ve bir kazanç
sağlanması özlemiyle egoizmle veya çok fazla çaba
ile yapılan fiilin Rajasik olduğu açıklanmıştır.
25. Yanılgıdan dolayı yüklenilen, kayıptan,
yaralanmadan ya da (kişinin) yeteneklerinden yana
olabilecek sonuçları göz önünde bulundurulmayan
fiilin Tamasik olduğu açıklanmıştır.
26. Bağımlılıktan kurtulmuş olan, egoist olmayan,
iradeli ve gayretli olan, başarı ve başarısızlıktan
etkilenmeyen kişinin Sattvik olduğu söylenir.
27. Tutkulu, fiillerin meyvelerini elde etmeyi
arzulayan, zalim, aç gözlü, arı olmayan, neşe ve
üzüntüden etkilenen failin Rajasik olduğu söylenir.
28. Tutarlı olmayan, kederli, yola getirilmez, hilekar,
kötü niyetli, kaba, tembel ve yılgın olan failin
Tamasik olduğu söylenir.
29. Ey Arcuna, tam ve kesin olarak açıkladığım, zihin
ve şaşmaz değişmezliğin Guna'lara göre üç katlı
bölümünü dinle.
30. Çalışmanın ve terkin yolunu bilen, neyin
yapılması ve neyin yapılmaması gerektiğini, korku ve
korkusuzluğu, zincire vurulmayı ve bağımsızlığı bilen
zihin Sattvik'tir, ey Arcuna!
31. Dharma ve Adharma**'yı ve ayrıca neyin yapılıp
neyin yapılmaması gerektiğini hatalı olarak anlayan
zihin Rajasik'tir, ey Arcuna!
32. Karanlıkla sarmalanmış, Adharma'ya Dharma
diye bakan ve herşeyi yanlış anlayan zihne Tamasik
denir, ey Arcuna!
33. Yoga yoluyla, aklın, yaşam-gücünün ve duyuların
işlevlerinin dizginlendiği; kararlı şaşmaz değişmezlik
Sattvik'tir, ey Arcuna.
34. Ama, ey Arcuna, bağımlılıktan ve ödüle duyduğu
arzudan dolayı, zevklerin tadını çıkarmak ve servet
sahibi olmak adına Dharma'ya sıkıca yapışan şaşmaz
değişmezlik Rajasik'tir.
35. Uykudan, korkudan, kederden, ümitsizlikten ve
ayrıca kibirden el etek çekmeyen aptal adamın şaşmaz
değişmezliği ise Tamasik'tir, ey Arcuna!
36. Ey Arcuna, şimdi de, uygulama yapılmasıyla haz
veren ve elbette acıların sonunu getiren üç katlı zevki
duy Benden.
37. Başlangıçta zehir gibi olan, ama sonunda nektar
gibi olan, İçsel-farkındalıktan ötürü kişinin aklının
arılaşmasıyla ortaya çıkan zevkin Sattvik olduğu
açıklanmıştır.
38. Duyu organlarının (duyu) nesneleriyle olan
irtibatından ortaya çıkan, önce nektar gibi gelen ama
sonunda zehir gibi olan zevkin ise Rajasik olduğu
açıklanmıştır.
39. Başlangıçta ve sonda benliği aldatan, uykudan,
tembellikten ve pervasızlıktan doğan zevkin ise
Tamasik olduğu açıklanmıştır.
40. Ne dünyada ne de cennette tanrılar arasında,
Doğa'dan doğan değerlerden özgürleşmiş bir varlık
vardır.
41. Brahmana'lar, Kşatriya'lar ve Vaişya'lar ve ayrıca
Sudra'lar arasındaki görevler (bu kastlarda bulunan
kişilerin) kendi doğalarına uygun bir şekilde
dağıtılmıştır, ey Arcuna!
42. Sukunet, kendine hakimiyet, çile, arılık (saflık),
affetme ve ayrıca dürüstlük, bilgi, farkındalık ve
Tanrı'ya olan inanç kendi doğalarına göre doğan
Brahmana'ların görevleridir.
43. Yiğitlik, ihtişam, dayanıklılık, el mahareti ve
ayrıca savaştan kaçmamak, eli açıklık ve azamet de
kendi doğalarına göre doğan Kşatriya'ların
görevleridir.
44. Tarım, sığır davarlığı ve ticaret kendi doğalarına
göre doğan Vaişya'ların görevidir; ve hizmeti içeren
fiiller de kendi doğalarına göre doğan Sudra'ların
görevidir.
45. Kendi görevine kendisini adayan kişi
mükemmeliyete ulaşır. Kişinin kendi göreviyle
meşgul olurken nasıl mükemmeliyete eriştiğini dinle
şimdi.
46. Tüm varlıkları geliştiren ve herşeyi kaplayan
O'na, kendi göreviyle sevgi ve saygıda bulunan kişi
mükemmeliyete erişir.
47. Hakedişten yoksun olsa da kişinin kendi görevini
yapması, başkasının görevini iyi bir şekilde
yapmasından daha iyidir. Kendi doğası gereği
emredilen görevi yapan kişi günaha girmez.
48. Ey Arcuna, kişi kendisinin doğmuş olduğu
görevden, görev hatalı olsa bile, el etek çekmemelidir;
çünkü ateş nasıl dumanla çevrelenirse, girişilen işler
de kötülükle çevrelenmiştir.
49. Zihni her yerde bağımsız kalan, kendi benliğini
itaat altına almış, arzulardan yakasını kurtarmış kişi,
terk yoluyla fiilden özgürleşmenin yüce durumuna
ulaşır.
50. Ey Arcuna, mükemmeliyete ulaşan kişinin,
bilginin yüce durumu olan Brahman'a nasıl eriştiğini
kısaca Ben'den öğren.
51. Arı bir zihin ihsan edilmiş olan, kendini metanetle
kontrol altına almış, sesten ve diğer nesnelerinden
vazgeçmiş ve kin ve cazibenin her ikisinden de ele
etek çekmiş,
52. Yalnız yaşayan, az yiyen, söz, beden ve aklını
itaat altına almış, her an konsantrasyon ve
meditasyonla meşgul olan, serinkanlılığa sığınan,
53. Egoizmden, güçten, kibirden, öfkeden, arzudan ve
açgözlülükten el etek çekmiş, "benim" zannından
kurtulmuş olan, huzurlu olan kişi Brahman haline
gelmeye uygundur.
54. Brahman haline gelerek, Özben'de sakin kalan
kişi ne kederlenir ne de (bir şeyi) arzular; tüm
varlıklara karşı aynı olarak, Bana yüce adanmaya
ulaşır.
55. Adanma yoluyla, kişi Benim gerçekten ne ve kim
olduğumu bilir; ve Beni gerçekten bilerek, Yüce
olanın derhal içine girer.
56. Her zaman tüm fiillerini yapan, Bana sığınan kişi
Lütfumla ebedi, yok edilmez duruma ya da meskene
ulaşır.
57. Zihnen tüm fiillerini Ben'de terk ederek, Beni en
yüce hedefin yaparak, ayrım Yogasına başvurarak, her
zaman aklını Bana odakla.
58. Aklını Bana odaklayarak, Lütfumla tüm engellerin
üstesinden geleceksin; ama egoizmden dolayı Beni
duymazsan, yok olup gideceksin.
59. Egoizmle dolu olarak, "Savaşmayacağım" dersen,
bu manasızdır, sen çözüleceksin; Doğa seni mecbur
edecektir.
60. Ey Arcuna, kendi doğandan doğan Karma'na
zincirlenmiş olduğundan, yanılgından ötürü
yapmamayı dilesen bile, çaresiz bunu yapacaksın!
61. Rab, Kendi aldatıcı gücü vasıtasıyla, sanki bir
makineye konmuş gibi dairesel dönüşler yapmalarına
neden olduğu tüm varlıkların kalplerinde oturur, ey
Arcuna!
62. Tüm varlığınla sığınmak için O'na git, ey Arcuna!
Lütfuyla, yüce huzura ve ebedi meskene ulaşacaksın.
63. Böylece, gizin kendisinden bile daha gizli olan
bilgelik sana Tarafımdan açıklanmıştır; bunu tam
olarak derinlemesine düşündükten sonra, nasıl
istersen öyle hareket et.
64. Herşeyden daha gizli olan, Benim yüce sözümü
tekrar duy; seni çok sevdiğim için, sana neyin iyi
olduğunu anlatacağım.
65. Aklını Bana odakla, Bana adan, Bana kurbanda
bulun, Benim önümde eğil. Bana geleceksin; Sana
(bunun için) gerçekten söz veriyorum, (çünkü) ben
seni severim.
66. Tüm görevlerinden el etek çekip, sadece Bana
sığın; üzülme, seni tüm günahlarından
özgürleştireceğim.
67. Bu (bilgiyi), çile (uygulaması) yapmayan,
adanmayan, ya da karşılık olarak hizmette
bulunmayan, ya da dinlemek istemeyen, ve de Bana
yersiz itirazlarda bulunan kişilere asla
söylemeyeceksin.
68. Bana duyduğu yüce bir adanmayla (dolu olarak)
adanmışlarıma bu yüce sırrı öğreten kişi şüphesiz
Bana gelecektir.
69. Ne insanlar arasında Benim için daha hoş bir
hizmette bulunan kişi vardır, ne de bu dünyada Benim
için ondan daha değerli biri olacaktır.
70. Ve kim bizim bu kutsal diyaloğumuzu çalışırsa, o
kişi, bilgelik-kurbanı yoluyla Bana sevgi ve saygıda
bulunuyordur; Benim kanaatim budur.
71. Ayrıca, inanç dolu ve kötülüklerden kurtulmuş
olarak, kim bunu duyarsa, o da özgürleşerek, erdemli
işlerde bulunanların mutlu dünyalarına erişecektir.
72. Ey Arcuna, bunu (bu öğretimi) tek noktaya odaklı
bir akılla dinledin mi? Ey Dhanancaya, cehalet (-ten
doğan) yanılgın tamamen yok oldu mu?
Arcuna:
73. Lütfunla hafızamı (bilgimi) tazeleyince, yanılgım
yok oldu, ey Krişna! Ben artık kararlıyım, şüphelerim
yok oldu. Senin sözüne göre hareket edeceğim.
Sancaya:
74. Böylece, Krişna ve yüksek-ruhlu Arcuna
arasındaki tüyleri diken diken eden, bu harika
diyaloğu dinledim.
75. Vyasa'nın lütfuyla, bu yüce ve çok gizli Yoga'yı,
direkt olarak Yoga'nın Rabbi olan Krişna'nın
Kendisinin açıklamasından dinledim.
76. Ey Kral, Krişna ve Arcuna arasında geçen bu
harika ve kutsal diyaloğu hatırladıkça, tekrar tekrar
seviniyorum.
77. Ve ayrıca, Hari'nin bu en muhteşem biçimini
tekrar ve tekrar hatırladıkça, şaşkınlığım artıyor, ey
Kral! Ve ben tekrar tekrar seviniyorum!
78. Nerede Yoga'nın Rabbi Krişna varsa, nerede okçu
Arcuna varsa, orada refah, mutluluk, zafer ve takip
edilen karalı bir yol vardır; benim kanaatim budur.
Açıklamalar:
*) Tyaga: Terk
**) Dharma: Tüm genel ahlak kuralları ve kutsal
metinlerde yapın denilen kurallar Dharma'yı
oluşturur.
Adharma: Kişiyi cehalete sürükleyen ağdır.
Hari Om Tat Sat
Om Shanti Shanti Shantihi
RSri NV Raghuramji'nin kurguladığı ve 2002 yılından beri
San Francisco ABD genel merkezden yönetilen sivil toplum
örgütüdür.
Tamamen gönüllülerden oluşan ve Swami Vivekananda Yoga
Üniversitesinden eğitimli kadrosuyla, yoga derslerinin
düzenlendiği farklı merkezlerde ücretsiz yoga dersleri
verilmekte, böylece toplum sağlığının daha iyi hale getirilmesi
ve yoganın kadim metinlerde geçtiği haliyle tanınması
sağlanmaktadır.
Bu bağlamda, Sri NV Raghuramji, Swami Bodhananda
Saraswati, Swami Anubhavananda, Swami
Sukhabodhananda gibi tanınmış yogiler konuşmalar yapmak
üzere davet edilmektedir.
2002 yılından beri ABDde, 2005 yılından beri Türkiye'de
Yoga Eğitmenliği Sertifika Programları düzenlenerek, eğitmen
sayısı artırılmakta ve yoganın daha fazla tabana yayılması
sağlanmaya çalışılmaktadır.
Her sene yeni yılda Suryanamaskara Yajna (Güneşi
Selamlama Maratonu) düzenlenmekte, böylece kitlelerin yeni
yılda yogaya başlaması teşvik edilmektedir.
Daha fazla bilgi için:
ingilizce: www.yogabharati.org
türkçe : www.yogamerkezi.com
Facebook Fan grubu:
http://www.facebook.com/pages/San-Francisco-CA/Yoga-
Bharati/128483263278
Yoga Bharati
“Hindistan’ın kadim bilgeleri, Sistematik İçsel Araştırma ile, düşük gerçeklerden
daha yüksek gerçeklere hareket ederek, daha derin ve süptil deneyimlerin
katmanlarını çözdüler. Bu, Anamaya Koşa’dan (madde tabanlı ontoloji),
Pranamaya’ya, Manomaya’ya, Vignanamaya’ya ve Anandamaya Koşalardır.
Brahman, varoluşun tüm bu 5 katmanının ötesindedir.”
sVYASA yukarıdaki yaklaşımı günlük hayata uygulamada,
bilimsel araştımanın modern metodolojisini kullanmayı seçmiştir.
15 yıldan uzun bir süredir, bir çok modern rahatsızlıklarda
yoga’nın bütünsel yaklaşımının verimliliğini kanıtlamıştır.
sVYASA’nın merkezi Bangalore Hindistan’dadır. Yoga
Araştırmaları, Yoga Terapisi ve Doktora seviyesine kadar uzanan
farklı derecelerde Yoga Eğitimi alanlarında hizmet vermektedir.
Vivekananda Yoga Universitesi dünyada yoga terapi konusunda
yapılmış tüm klinik araştırma ve raporların %80inin sahibi ve
yayıncısı olan saygın bir kurumdur.
Yetkili yoga terapistleri aracılığıyla VYASA'nin tüm dunyada
yoga terapi uygulamakta oldugu hastalıkların listesini aşağıda
bulabilirsiniz: Bronşiyal astım, nazal alerji, kronik bronşiit,
diabet, tiroid, obezite, yüksek/düşük tansiyon, iskemik kalp
hastalığı, epilepsi, migren, baş ağrısı, anksiyete, nevroz, depresif
nevroz, romatizma, sırt ağrıları, artrit, gastrit, peptik ülser, kronik
diare, dizanteri, IBS (iritabl barsak sendromu), göz problemleri
(miyop, hipermetrop, astigmat, şaşılık, erken katarakt, göz
tansiyonu), zihinsel gerilik, serebral palsi, kanser.
Daha fazla bilgi için : www.svyasa.org
Vivekananda Yoga Üniversitesi
N.V. Raghuram 1948 yılı doğumludur. Bhopal Bölge Mühendislik
Okulu’ndan Mühendislik diplomasını aldıktan sonra, 1970 yılında
1998 yılına dek inşaat mühendisi olarak çeşitli bölümlerde
çalışmıştır.
Ruhsal bilgilere, yoga felsefesine ve benzeri konulara olan ilgisi
gençlik çağlarında başlamıştır. Bir çok kez çeşitli ruhsal ustalarla
karşılaşmış ve rehberlik arayışı içine girmiştir. 1978 yılında
Kanyakumari’de eğitimini almış ve Vivekananda Kendra*
(Vivekananda Merkezi) ile olan ilişkisi başlamıştır. Daha sonra, 1980
yılından yani kuruluşundan beri, Vivekananda Kendra Yoga
Anusandhana Samsthan’da (Yoga Araştırma Vakfı – VKYOGAS*)
görev almaktadır.
1978 yılından beri, sürekli olarak yoga sınıfları, ruhsal-dinlenceler
düzenlemekte, bir çok hastalık için yoga terapi sınıfları
oluşturmaktadır. Ayrıca, Hintli Astronot Rakesh Sharma’nın da
eğitimine katkıda bulunmuştur.
N.V. Raghuram 1989 yılından beri Vivekananda Yoga
Üniversitesi'nde Uluslararası Yoga Profesörü olarak hizmet
vermektedir.
Bugüne kadarverdiği hizmetlerden bazıları :
* Avrupa’nın Almanya, Avusturya, İsviçre, İngiltere dahil bir çok
ülkesinde, ABD’de ve Endonezya, Malezya, Japonya, Sri Lanka,
Singapur vb gibi güney doğu Asya kıtasındaki bir çok ülkede aşağıda
adı geçen çeşitli yoga çalışmaları düzenlemektedir.
- Çeşitli hastalıklar için Yoga Terapi dersleri,
- Yoga Eğitmenliği Sertifika Programı,
- Çocuklarda Kişilik Gelişimi için Yoga Dersleri,
- Ruhsal-dinlenceler ve ileri seviyeli ruhsal-dinlenceler,
- Stres yönetimi programı olan ve SMET adı verilen 1,000’in üzerinde
program düzenlemiştir.
* A.B.D., İngiltere ve Almanya’daki çeşitli sağlık merkezlerinde çeşitli
hastalıkların tedavisinde Yoga Terapi Araştırma Projeleri
düzenlemiştir.
Sri NV Raghuram
* Tıp ve yoga ile ilgili dergi ve yayınlarda bir çok medikal araştırma
raporu yayınlanmıştır.
* 1997 yılında, Ajmer Rajasthan Universitesinde Yönetimde Hint
Metinleri konferansı açılış konuşmasını yapmıştır.
* 1990 yılından beri bir çok uluslararası konferansta workshoplar
düzenlemekte ve sunumlar yapmaktadır.
* Almanya’da, Griesbach’taki bir hastanede sinir hastaları üzerine
yoga terapisi çalışmaları başlatmıştır. Bu hastanede şu an kendisi
tarafından eğitilmiş 20 eğitmen, yine kendisinin rehberliği altında
multiple skleroz, ataksia (adale koordinasyon bozukluğu) ve felç gibi
hastalıkları olan hastalara yoga terapisi uygulamaktadır. Bu
hastane, Hindistan dışında Yoga Terapisi uygulamalarını başlatan ilk
hastanedir.
* Şu an bir çok farklı yerde, şizofrenler ve psikozlu hastalar için yoga
terapisi projeleri yürütmektedir.
N.V. Raghuram evlidir ve bir oğlu vardır. Eşi Dr. R. Nagarathna Yoga
Terapi ve Araştırma Merkezinin Tıp Direktörüdür. Oğlu Amrut,
Prashanti Kutiram Jigani’de Yoga Bilimleri üzerine yüksek lisans
programına devam etmektedir
Daha fazla bilgi için:
Resmi web sitesi: www.nvraghuram.org
Makaleler: www.nvraghuram..blogspot.com
Ropörtaj videoları: www.youtube.com/yogainstitute
Seminer videoları: www.http://nvraghuram.blip.tv/
e-kitaplar: http://issuu.com/yogamerkezi
Yoga Klasikleri Serisi
Bhagavat Gitawww.yogamerkezi.com
www.nvraghuram.org
www.yogabharati.org
www.svyasa.org