bilgi transferinden bilgi üretimine osmanlıda salnameler

6
INTERNATIONAL 7th KNOWLEDGE, ECONOMY & MANAGEMENT CONGRESS PROCEEDINGS ULUSLAR ARASI 7. BİLGİ, EKONOMİ VE YÖNETİM KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI BİLGİ TRANSFERİNDEN BİLGİ ÜRETİMİNE: OSMANLI’DA SALNAMELER Neşe ERİM i Aslıhan NAKİBOĞLU ii Özet: Dünya’nın bilgi çağına girmesi son 20 yıl içinde büyük bir hız kazandı. Bilgi çağına giren ‘gelişmiş ülke’ grubundaki ülkelerin geçmişine baktığımızda ‘Bilim Devrimi’ ,’Sanayi Devrimi’ gibi dünyayı geri dönülmez biçimde değiştiren büyük başarılar görürüz. Bu devrimleri gecikmeli olarak yakalayan, büyük değişimi fark ederek geç de olsa yarışa katılan ülkelerin ‘Bilgi Teknolojisi’ çağını yakalaması, büyük masraf ve çabayı gerektiriyor. Ülkemiz de bilgi toplumu olma yolunda ilerleyen ülkeler arasında. Türkiye’nin ‘Bilgi Tarihi ‘ açısından incelenmesi bilgi toplumu olma yolunda nereden nereye geldiğimizi anlamak açısından yarar sağlar. Osmanlıdan günümüze taşıdığımız bilgi mirasının envanterinin çıkarılması , başlı başına bir araştırma alanı oluşturur.Osmanlı modernleşmesi için adımların atıldığı Tanzimat, ‘Bilgi Tarihimiz ‘ açısından da dönüm noktalarından biridir. Bilginin transfer edildiği bu yıllarda askeri alanda yapılan bilgi transferi ilk sıralarda yer alıyordu. Ancak Osmanlı yöneticileri Avrupa’nın meydan okumasına karşı eğitim ve hukuk alanında da yenileşmeye ihtiyaç olduğunu fark etmişlerdi. Islahat Fermanının ilanından sonra, daha etkin bir devlet yönetimi için her yıl düzenli olarak kurumlara ve vilayetlere ait bilgilerin toplanıp yayınlandığı yıllıklar çıkartmaya başladı. Benzerlerini aynı yıllarda Almanya, Fransa, ve diğer Avrupa ülkelerinde de gördüğümüz yıllıklar (Salnameler) 19. yüzyıl Osmanlı toplumuna ait bilgi depolarıdır. Tebliğimizin amacı bu değerli bilgi kaynağını tanıtarak, bilgi tarihimize bir katkı sağlamak olacaktır. Anahtar Kelimeler: Bilgi Toplumu, Salname, Bilgi Transferi, Osmanlı. FROM KNOWLEDGE TRANSFERING TO KNOWLEDGE PRODUCTION: OTTOMAN’S SALNAMES Abstract: Getting into the information age has accelerated in last 20 years. We refer the history of developed country in the information age we see ‘Science revolution’ and ‘industry revolution’ which has changed the world. The countries catch the revolutions lately and take part in the competition need big source and efford. Turkey is one of the country where on the way of information society. Searching for Turkey about history of information is useful for Turkey’s position in Information Socities. To inventory our heritage of information from Ottoman to present is a specific researching area. The Tanzimat which for modernism of Ottoman is a turning point of our history of information. In those years transferring military information was in the first range. But Ottoman administratives had seen needings of renovation in education and low although Europen countries against it. After the Reformation Firman annuals contain informations of institution and province were started to prepare in every year for efficiency of Goverrment administration. Annuals are like storehouses of Ottoman Society in 19 th century and similar of them had seen in some Europen countries in that years. i Prof.Dr., Kocaeli Universitesi İ.İ.B.F., [email protected] ii Arş.Gör., Kocaeli Universitesi İ.İ.B.F., [email protected] 1264

Upload: neseerim

Post on 02-Aug-2015

337 views

Category:

Education


8 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bilgi transferinden bilgi üretimine osmanlıda salnameler

INTERNATIONAL 7th KNOWLEDGE, ECONOMY & MANAGEMENT CONGRESS PROCEEDINGS ULUSLAR ARASI 7. BİLGİ, EKONOMİ VE YÖNETİM KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI

BİLGİ TRANSFERİNDEN BİLGİ ÜRETİMİNE: OSMANLI’DA SALNAMELER Neşe ERİMi Aslıhan NAKİBOĞLUii

Özet:

Dünya’nın bilgi çağına girmesi son 20 yıl içinde büyük bir hız kazandı. Bilgi çağına giren ‘gelişmiş

ülke’ grubundaki ülkelerin geçmişine baktığımızda ‘Bilim Devrimi’ ,’Sanayi Devrimi’ gibi dünyayı geri

dönülmez biçimde değiştiren büyük başarılar görürüz. Bu devrimleri gecikmeli olarak yakalayan, büyük

değişimi fark ederek geç de olsa yarışa katılan ülkelerin ‘Bilgi Teknolojisi’ çağını yakalaması, büyük masraf ve

çabayı gerektiriyor.

Ülkemiz de bilgi toplumu olma yolunda ilerleyen ülkeler arasında. Türkiye’nin ‘Bilgi Tarihi ‘ açısından

incelenmesi bilgi toplumu olma yolunda nereden nereye geldiğimizi anlamak açısından yarar sağlar. Osmanlıdan

günümüze taşıdığımız bilgi mirasının envanterinin çıkarılması , başlı başına bir araştırma alanı

oluşturur.Osmanlı modernleşmesi için adımların atıldığı Tanzimat, ‘Bilgi Tarihimiz ‘ açısından da dönüm

noktalarından biridir. Bilginin transfer edildiği bu yıllarda askeri alanda yapılan bilgi transferi ilk sıralarda yer

alıyordu. Ancak Osmanlı yöneticileri Avrupa’nın meydan okumasına karşı eğitim ve hukuk alanında da

yenileşmeye ihtiyaç olduğunu fark etmişlerdi. Islahat Fermanının ilanından sonra, daha etkin bir devlet yönetimi

için her yıl düzenli olarak kurumlara ve vilayetlere ait bilgilerin toplanıp yayınlandığı yıllıklar çıkartmaya

başladı. Benzerlerini aynı yıllarda Almanya, Fransa, ve diğer Avrupa ülkelerinde de gördüğümüz yıllıklar

(Salnameler) 19. yüzyıl Osmanlı toplumuna ait bilgi depolarıdır.

Tebliğimizin amacı bu değerli bilgi kaynağını tanıtarak, bilgi tarihimize bir katkı sağlamak olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Bilgi Toplumu, Salname, Bilgi Transferi, Osmanlı.

FROM KNOWLEDGE TRANSFERING TO KNOWLEDGE PRODUCTION: OTTOMAN’S

SALNAMES

Abstract:

Getting into the information age has accelerated in last 20 years. We refer the history of developed country in the

information age we see ‘Science revolution’ and ‘industry revolution’ which has changed the world. The

countries catch the revolutions lately and take part in the competition need big source and efford.

Turkey is one of the country where on the way of information society. Searching for Turkey about history of

information is useful for Turkey’s position in Information Socities. To inventory our heritage of information

from Ottoman to present is a specific researching area. The Tanzimat which for modernism of Ottoman is a

turning point of our history of information. In those years transferring military information was in the first range.

But Ottoman administratives had seen needings of renovation in education and low although Europen countries

against it. After the Reformation Firman annuals contain informations of institution and province were started to

prepare in every year for efficiency of Goverrment administration. Annuals are like storehouses of Ottoman

Society in 19th century and similar of them had seen in some Europen countries in that years.

i Prof.Dr., Kocaeli Universitesi İ.İ.B.F., [email protected] ii Arş.Gör., Kocaeli Universitesi İ.İ.B.F., [email protected]

1264

Page 2: Bilgi transferinden bilgi üretimine osmanlıda salnameler

INTERNATIONAL 7th KNOWLEDGE, ECONOMY & MANAGEMENT CONGRESS PROCEEDINGS ULUSLAR ARASI 7. BİLGİ, EKONOMİ VE YÖNETİM KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI

The aim of our study, to make known this substantial information resource and contribute to the our information

history.

Key Words: The İnformatiın Society, Annual, Information Transfer, Ottoman.

Giriş

Değişim ve gelişim sürecinin son derece hızlandığı günümüzde bu sürecin gerisinde

kalanların rekabet etmekte zorlandığı “bilgi” , algılanması güç bir kavram olmaktadır.

Bilginin, bireyin ve toplumsal yaşamın zeminini oluşturması bunun başlıca nedeni olmaktadır.

Çağımızda “bilgi” neredeyse kutsal bir kavram haline gelmiştir. Onunla birlikte üretilen

birçok kavramdan biri olan “bilgi toplumu” ise çağımızın ulaşılması hedeflenen ideal toplum

biçimi olarak karşımızda durmaktadır. “Bilgi Toplumu” kavramı yirminci yüzyıla ait yeni bir

kavramdır. Ancak yönetebilmek için bilgiye ihtiyaç olduğunun fark edilmesi ve “bilgi

tarafından düzenlenen toplum” düşüncesi çok yeni değildir.

En genel anlamda tarım toplumlarının yöneticileri vergi toplayabilmek için sahip oldukları

toprakların envanterini bilmek zorundaydılar. Askeri güçlerini hesaplayabilmek için insan

kaynaklarından haberdar olmalıydılar. Bu algılama biçiminde fark yaratan değişim, dünya

çapında hızlanan ticaret ve bu hıza erişebilmek için geliştirilen hesaplama yöntemlerinin

bulunması ile başladı diyebiliriz. İnsanlığın sayılarla ilişkisi eski çağlara kadar uzanmaktadır.

Ancak 17. yüzyıl Avrupa’sında hesaplama tekniklerine yönelik yapılan buluşlar “bilim tarihi”

açısından olduğu kadar, “bilgi toplumu tarihi” açısından da önemlidir.

Bilgi toplumu olma yolunda atılan adımlar yönetenleri “sayılara” veya “sayısal bilgiye” daha

fazla ihtiyaç duyar hale getirmiştir. Böylece hükümetler için “istatistikî” bilginin değeri

artmıştır. İşte Doğu ve Batı toplumlarının farklılaşma noktalarından biri de böylece 17.

yüzyıldan itibaren belirginlik kazanmaya başlamıştır. Zira bu dönemden itibaren Batı

toplumları, adı koyulmamış olsa da “bilgi toplumu” olma aşamasına gelmiş bulunuyorlardı.

Batı toplumlarını “bilişim toplumu” haline getiren aşama bilgiye hızla erişmek üzere harekete

geçen 17. yüzyıl düşünürlerinin başarılı buluşlarına çok şey borçludur.

Ticaret kapitalizminin gelişmesinin yarattığı ihtiyaçlara yanıt vermek için hızlı hesap

yöntemleri arayışı sonucunda bilgi toplumu olma yolunda adım adım ileri gidilmiştir. Bu

nedenle kapitalist toplumun gelişimi ile bilgi toplumunun gelişimi paralellikler gösterir. Bu

tespitten hareketle kapitalistleşme sürecini gecikme ile yakalayan toplumların bilgi toplumu

olma yolunda da yavaş adımlarla ilerledikleri söylenebilir. Bizim bu tebliğdeki amacımız,

Türkiye’nin bilgi toplumu olma yolundaki çabalarının nasıl sınıflandırılabileceğine dair bir ön

çalışma yapmaktır.

1265

Page 3: Bilgi transferinden bilgi üretimine osmanlıda salnameler

INTERNATIONAL 7th KNOWLEDGE, ECONOMY & MANAGEMENT CONGRESS PROCEEDINGS ULUSLAR ARASI 7. BİLGİ, EKONOMİ VE YÖNETİM KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI

Bu amaçla 19. yüzyılda Osmanlı toplumunun bilgi toplumunun hangi aşamasında olduğunu

tespit etme çabasına giriştik. Bilindiği üzere, Osmanlılar Türkiye Cumhuriyetine bir “bilgi

toplumu” bırakmadılar. Ancak kendimize şu soruyu sormadan edemedik. 19. yüzyıl gibi

askeri ve sanayi alanda yeniliklerin transfer edildiği bir çağda, sayısal bilgi oluşturmak adına

girişimleri oldu mu? Bu soruya vereceğimiz cevap olumludur. Zira Osmanlılar 19. yüzyılda

ülkelerinin üstünlük ve zayıflıklarını sayıya dökülmüş şekilde bilmek istiyorlardı. Bu bilginin

onları güçlü kılacağına inandıkları için yüzyılın ortalarından itibaren düzenli olarak yıllık

kataloglar çıkarmaya başladılar. Böylece bir yandan zayıf oldukları teknolojik

diyebileceğimiz alanlarda “bilgi transferi” yaparken, diğer yandan geleneksel olarak sahip

oldukları yönetim becerisini çağa uygun hale getirebilecek bilgileri kendileri toplamaya

başladılar ve bu bilgileri dış dünyanın kullanımına hazır hale getirerek daha ileri bir aşamaya

ulaşmış oldular.

Osmanlı devlet geleneğinde fetihten itibaren toprak sayımları yapılmıştır. Tımar sisteminin

yaygınlaştığı süreçte vergi mükelleflerine ait bilgiler defterlere kaydediliyordu. “Tahrir

Defteri” dediğimiz defterlerdeki bilgiler (köy, kasaba isimleri, çiftlik, boyahane, değirmen

tuzla sayıları gibi) bize devletin bilgi toplama geleneği olduğunu göstermekle birlikte bunlar

standartlaşmamış bilgiler olup, bilim insanları bu bilgileri yeniden düzenleyip, çağdaş

kullanıcıların hizmetine sunmuşlar ve geçmiş dönemlere ait nüfus tahminlerinin

yapılabilmesini sağlamışlardır. 17. yüzyıl “bilgi tarihi “ açısından önemli bir dönüm

noktasıdır. Bu yüzyıldan itibaren geleneksel bilgi toplama yöntemlerinden biri olan toprak

sayımlarına son verilmiştir. Bu dönüşüm “bilgi tarihi” açısından yorumlanmayı

beklemektedir. Ancak kısa bir saptamada bulunmak gerekirse; bu bilgileri toplamak için

devleti harekete geçiren ihtiyaç ortadan kalkmamış olmakla birlikte yön değiştirmiştir.

19. yüzyıl Osmanlı “bilgi tarihi” açısında daha verimli geçen bir yüzyıl olmuştur.

Tanzimat’tan başlayarak yöneticiler devletin birliğinin, bütünlüğünün devam ettirilebilmesi

için askeri ve idari alanda reformlar yapılması gerektiğini anlamışlardı. Askeri alanda

güçlenmeyi sağlamak için “bilgi transferi” ön plana çıkarken, idari ve mali yapıyı

güçlendirmek ve vergi akışının merkeze doğru gelmesini sağlamak için de doğru “bilgi”

toplanması gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle iki yüzyıl önce başlayan vergi toplama

zafiyetini ortadan kaldırmak için taşradan merkeze nüfus ve emlak ile ilgili bilgilerin

gelmesini sağlayacak yeni bir kayıt sistemi oluşturuldu. Adına kısaca “Temettuat Defteri”

denilen bu kayıtlarda bir yörenin emlak, arazi ve hayvanları ile ilgili bilgiler bulunuyordu.

Merkezin, bölgesel düzeyde ihtiyaç duyduğu bilgileri ihtiva etmeleri nedeniyle bilgi tarihimiz

açısından önemli kaynaklardır.

1266

Page 4: Bilgi transferinden bilgi üretimine osmanlıda salnameler

INTERNATIONAL 7th KNOWLEDGE, ECONOMY & MANAGEMENT CONGRESS PROCEEDINGS ULUSLAR ARASI 7. BİLGİ, EKONOMİ VE YÖNETİM KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI

Salnameler

Tanzimat’ın ilanından sonra devletin vergi toplamadaki zafiyetini gidermek üzere bölgesel ve

mahalli düzeydeki bilgileri yeniden düzenleme girişimlerinden sonra, o çağda Avrupa’da da

benzerleri bulunan yıllıklar çıkarılmaya başladı. Osmanlı dilinde Salname adı verilen bu

yıllıklar, kendi dönemlerine ait olayların ve gelişmelerin bilgi kaynakları olarak karşımıza

çıkmaktadırlar. Salnameler “bir senelik olayları topluca göstermek üzere tertip olunmuş

eserler için kullanılmıştır.” 19. ve 20. yüzyılda, şehir tarihçelerinin oluşturulmasında ilk

başvurulan kaynaklardan biri olan Salnameler Osmanlı İmparatorluğunun Tanzimat ile

birlikte başlayan batılılaşma sürecinde Türkçe’ye girmiştir. Farsça “sene” demek olan “sal”

ile yine Farsça’da mektup, kitap anlamına gelen “name” sözcüğünün birleşmesinden oluşan

Salnamelerin günümüzdeki karşılığı “yıllık” olarak tanımlanırken, batıda “annuaire”, “annus”,

“annale” gibi terimler kullanılmaktadır. 1847-1922 yılları arasında 75 yıl boyunca kesintisiz

olarak yayınlandıklarını söyleyebiliriz. Osmanlı tarihinin idarî, malî, ekonomik, siyasî vb.

alanlarında önemli bilgileri ihtiva eden salnameler, hazırlanış sebepleri ve içerdikleri bilgilere

göre ;

Devlet Salnameleri,

Vilâyet Salnameleri,

Resmi kurum ve kuruluşlara ait Salnameler,

Özel konulu, kişi ve kuruluşlara ait Salnameler, olmak üzere sınıflandırılabilir.

Devlet Salnameleri; Tanzimat’tan sonra Batı’ya açılmanın tanıtımı ve bilgilendirmesine

yönelik yayın çalışmaları olup devletin yukarıdan aşağıya kadar olan yönetim birimlerine,

merkezden atanan devlet memurlarını yâda yerel yöneticiler hakkında istatistiksel bilgiler

içeren kitaplar olup ilki 1847 yılında yayınlanmıştır. Devlet salnamelerinde, yönetim

birimleri, yer, kurum ve yönetici memur adları dışında yerel konulara fazla yer verilmemiştir.

Bu nedenle yerel bilgilerin daha düzenli bir şekilde değerlendirildiği, vilayetlerle ilgili

salnameler yayınlamaya başlamıştır.

Vilâyet Salnameleri; İlgili vilayetin idari bölünüşü, memur listeler, mahalli tarih ve

coğrafyası, eski eserleri ve ekonomik faaliyetler, nüfusu, okulları, kütüphaneleri vb. pek çok

bilgileri ihtiva etmektedirler. 1866 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Bazı vilayetler bir kez

salname yayınlarken bazı vilayetlerin ise 35 civarında salname hazırladıkları görülmektedir.

Vilayet salnamelerinin hemen hepsi Tanzimat’tan sonra vilayet matbaalarında basılmıştır.

Vilayet matbaaları Cumhuriyetin ilk yıllarında hatta 1930 lu yılların sonuna kadar resmi ve

özel baskı işlerini yapmış sonra giderek önemlerini yitirerek kapanmış ya da satılmışlardır.

1267

Page 5: Bilgi transferinden bilgi üretimine osmanlıda salnameler

INTERNATIONAL 7th KNOWLEDGE, ECONOMY & MANAGEMENT CONGRESS PROCEEDINGS ULUSLAR ARASI 7. BİLGİ, EKONOMİ VE YÖNETİM KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI

Resmi kurum ve kuruluşlara ait Salnameler; Bu salnameler bazı nezaretler ve resmi kurumlar

tarafından çıkartılmıştır. Bazı duyarlı nazırlar kendilerine bağlı kuruluşların kanuni statülerini

belirtmek, dairelerini yöneten görevlilerin isimlerini Tespit etmek amacıyla nezaret

salnamelerini tertip ettirmişlerdir.

Özel konulu, kişi ve kuruluşlara ait Salnameler ise; Bir sanat, bir meslek yada sağlıkla

ilgili özel konulara ayrılmış, çoğunlukla şahıslar tarafından, kendi isimleriyle çıkarılmıştır.

Salnamelerin hangi kütüphanelerde bulunabileceğine dair yapılan bir çalışmadan derlediğimiz

sayılarla 1847-1922 yılları arasında yayınlanan devlet ve vilayet salnamelerinin yıllar

itibariyle grafiksel dağılımını çizdik. Şekil 1 de görüldüğü üzere, 1860 ile 1900 yılları

arasındaki kırk yıl boyunca devlet düzenli olarak hem merkeze, hem de vilayetlere ait bilgi

yayınlamıştır. Hariciye ve İlmiye gibi kurumlara ait bilgilerin derlenmesi için zamanın önemli

isimleri çalışmıştır (İlmiye Salnamesi için Ebûl Ulâ Mardin). Devlet salnameleri yüzyılın

ortasından sonuna kadar yayınlanma sayısı olarak artış göstermiş, daha sonra düşüşe

geçmiştir. Vilayet salnamelerine gelince, çeşitli vilayetlere ait salnameler birçok baskı

yaparak bilgi sahibi olmak isteyenlere sunulmuştur. Bu grafiğe dayanarak devletin ürettiği

bilgi açısından en verimli yıllar 1860’ların ortalarından 1910’ların sonuna kadar

gerçekleşmiştir.

Şekil 1. Baskı Sayısına Göre Salnamelerin Dağılımı

1268

Page 6: Bilgi transferinden bilgi üretimine osmanlıda salnameler

INTERNATIONAL 7th KNOWLEDGE, ECONOMY & MANAGEMENT CONGRESS PROCEEDINGS ULUSLAR ARASI 7. BİLGİ, EKONOMİ VE YÖNETİM KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI

1269

Sonuç

Bilgi toplumu olma aşamasına geçmeden evvelki aşama bilgileri alt alta koyup sıralama,

yığma aşamasıdır. Bu aşamadan sonra toplumun kapitalistleşme hızına bağlı olarak bilgi

üretiminin hızlandığı ve toplumun kullanımına sunulduğu görülür. Teknolojinin hızla

gelişmesi, kullanılan bilgi türünü, toplanan bilgi türü olmaktan çıkartıp, yaratılan bilgi

durumuna getirdiği için, Osmanlılar gibi bilgi toplayıcılığı düzeyinde kalan toplumlar, bu

yaratılan bilgiyi transfer etmek zorunda kalmışlardır. 19. yüzyıldaki Osmanlı toplumunun

bilgi aşaması “bilgi transferi” ile üretimi arasında gidip gelerek geçmiştir.

Kaynaklar

Emiroğlu, Kudret-Ahmet Yüksel, Ömer Türkoğlu, Ethem Coşkun (1995) “Ankara Vilayeti Salname-i Resmisi

1325,” Ankara Enstitüsü Vakfı Yayınları.

Güçlü, Nezahat-Kseanela Satırofski (2006) “Bilgi Yönetimi,” Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, Güz,4 (4).

İnalcık, Halil, Pamuk, Şevket, Osmanlı Devleti’nde Bilgi ve İstatistik, DİE, Ankara, 2000

İnan, Süleyman (1890-1900) “Aydın Vilayeti Salnamelerine Göre Denizli.”, PAÜ, Eğitim Fakültesi Dergisi,

1999, Sayı:5.

İslam Konferansı Teşkilatı (1402-1982) “Osmanlı Yıllıkları (Salnameler ve Nevsaller)” İslam Tarih Sanat ve

Kültürü Araştırma Merkezi, (Ircıca), İstanbul, 1982.

Koz, M.Sabri “Adana Vilayeti Salnamelerinde Yatırlar, Ziyaretler.”, 2. Uluslararası Çukurova Halk Kültürü

Bilgi Şöleni (Sempozyumu), 1999.

Mattelart, Armand, Bilgi Toplumunun Tarihi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2004

Tekeli, İlhan, Selim İlkin (1999) “Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin Oluşumu ve

Dönüşümü,” Türk Tarih Kurumu, 2.Baskı .