bir “atatürk dersi” sanatın ve sanatçının toplum yapısında ... ·...

5
35 BD TEMMUZ 2016 İ stanbul “Darül Beda- yi Tiyatrosu” sanatçı- ları, Ankara Türk Ocağı Tiyatrosu’nun açılışı nedeniyle 1930 yılının Nisan’ında Ankara’ya gelmişler ve başta ‘Ham- let’ olmak üzere çeşitli klasik yapıtlar yanısıra, çağdaş Alman ve Fransız tiyatro yazarlarının mo- dern oyunlarını da sergi- ledikten sonra İstanbul’a dönmek üzereydiler. Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında Önemi Bilmek Gerek A. Erdem Akyüz Bir “Atatürk Dersi”

Upload: trinhhanh

Post on 05-Feb-2018

250 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bir “Atatürk Dersi” Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında ... · PDF fileve arşivi çalışmalarına katkıda bulunmuş, ... Carl Ebert tiyatro ve bale alanında çalışmalarda

35

BD TEMMUZ 2016

İstanbul “Darül Beda-yi Tiyatrosu” sanatçı-

ları, Ankara Türk Ocağı Tiyatrosu’nun açılışı nedeniyle 1930 yılının Nisan’ında Ankara’ya gelmişler ve başta ‘Ham-let’ olmak üzere çeşitli klasik yapıtlar yanısıra, çağdaş Alman ve Fransız tiyatro yazarlarının mo-dern oyunlarını da sergi-ledikten sonra İstanbul’a dönmek üzereydiler.

Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında Önemi

Bilmek GerekA. Erdem Akyüz

Bir “Atatürk Dersi”

Page 2: Bir “Atatürk Dersi” Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında ... · PDF fileve arşivi çalışmalarına katkıda bulunmuş, ... Carl Ebert tiyatro ve bale alanında çalışmalarda

36

BD TEMMUZ 2016

1930 Cuma akşamı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önünde sanatçıların geçirdikleri bu gece, can çekişen, kısırlaşmaya yüz tutmuş Türk tiyatrosuna yeni bir çehre ve umut açmıştır.

Gazi gibi büyük bir insan elbette bizi ağırlamak için oraya çağırmaz. Oyunlarımızı en sıcak bir ilgiyle izledikten sonra bize verilecek bir

emri, söyleyecek bir sözü vardı. Nitekim okyanus dalgaları gibi geniş ve birbiri arkasından ağır ağır gelen iltifatlarından sonra baş başa kaldı-ğımız zaman, şöyle buyurdular:

‘Siz, benim ta ateşe-militerlik çağımdan beri memleketimizde görme-yi candan özlediğim bir hayali gerçekleştirdiniz. Böylesine birbirine bağlı bir sanatçı topluluğunu kendi yeteneklerinizle hazırlayıp bize getirdiniz, gösterdiniz. Şimdi ben Devlet Başkanı olarak soruyorum. Hükümetten

ne gibi bir yardım istersiniz?’Böyle bir soru karşısında hükü-

metten istenecek neler vardı. Önce o zamanlar yüzde otuz beşi bulan ver-giler, daha neler istenmezdi. Maddi ve manevi sıkıntılarımız sonsuzdu. Fakat o anda…

Gazi Hazretleri’nin engin gözlerine baktığım zaman, mem-leketin olduğu kadar tiyatronun da ileri günlerini düşündüm. Geçmişin

Ankara’daki o son günlerinde sanatçılar, kendi tanımlamalarıyla, “çok üst düzeyde bir davet aldılar ve çok üst düzeyde onurlandırıldılar.”

Bu davet haberini sanatçılara, Darül Bedayi’nin o yıllardaki yö-neticisi ünlü tiyatro önderi Muhsin Ertuğrul bildirdi:

“Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, bu

akşam hepimizi Marmara Köşkü’ne davet ediyorlar.”

Sanatçıların sevinç gösterileriyle karşıladıkları bu davetin öyküsü-

nü Muhsin Ertuğrul, 11 Nisan 1930 tarihli o günden 33 yıl, 3 gün sonra, 14 Nisan 1963 tarihli Cumhuri-yet gazetesindeki yazısında şöyle anlatıyor:

“Marmara Köşkü’nde 11 Nisan

Muhsin Ertuğrul

“Onun için benden cevap bekleyen Gazi Mustafa Kemal’e ‘Bir tiyatro okulu istiyorum Paşam’, diyebildim.”

Page 3: Bir “Atatürk Dersi” Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında ... · PDF fileve arşivi çalışmalarına katkıda bulunmuş, ... Carl Ebert tiyatro ve bale alanında çalışmalarda

37

BD TEMMUZ 2016

layın’ buyurdular.‘Bir tiyatro okulu istiyoruz

Paşam’ dedim.

O akşam Gazi Hazretleri, Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün

büyükleri arasında Türk tiyatro sanatçıları için cömertçe dağıttıkları bin bir iltifattan sonra söyledikleri nutku şöyle bitirmişlerdir:

‘Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz, Bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatçı olamazsınız. Hayat-larını büyük bir sanata veren bu çocukları sevelim.”

Atatürk; sanatı, devrimlerinin bir parçası olarak görmüş ve güzel sanatlarda başarılı olmanın, tüm devrimlerde başarıya ulaşmak anlamına geleceğini vurgulayarak, güzel sanatlarda başarılı olmayan milletlerin, medeniyet alanında yük-sek insanlık sıfatı ile yer almaktan sonsuza kadar yoksun kalacaklarını ifade etmiştir.

değil, geleceğin de önemini hatır-ladım.

Biz veremli bir bayraktarı Büyü-kada Mezarlığı’na yeni gömmüştük; biri de sanatoryumda tedavi edile-cekti. Böyle giderse birkaç yıl sonra Türk tiyatrosundan sıra sıra mezar taşlarından başka bir şey kalmaya-caktı. Beni en çok ilgilendiren tiyat-ronun bizden sonraki durumuydu.

Onun için benden cevap bekle-yen Gazi Mustafa Kemal’e

‘Bir tiyatro okulu istiyorum Paşam’, diyebildim.

Bu karşılıkla o günlerde bey-nimin içini saran yüklü düşünce-den sanki bir anda kurtulmuş gibi hafifledim.

Gazi Hazretleri hemen, vaktin geç olmasına rağmen, Başbakan İsmet Paşa’ya haber gönderdi ve çağırttı.

‘Paşam, sizi rahatsız ettim’ bu-yurdular. ‘Fakat önemli bir hususu size arzetmek istiyoruz.’

Beni tanıştırdı. Bana da:‘Haydi isteğinizi Paşa’ya tekrar-

Atatürk tiyatroda

Page 4: Bir “Atatürk Dersi” Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında ... · PDF fileve arşivi çalışmalarına katkıda bulunmuş, ... Carl Ebert tiyatro ve bale alanında çalışmalarda

38

BD TEMMUZ 2016

olmuşlardır.Türkiye’ye gelen sanatçılardan;

Macar besteci ve halk müziği araş-tırmacısı Bela Bartok halk müziği ve arşivi çalışmalarına katkıda bulunmuş, Alman besteci Paul Hin-demith milli müzik konservatuarı çalışmalarına ve Gazi Terbiye Ens-titüsü Musiki Bölümü kurulmasına katılmış, Carl Ebert tiyatro ve bale alanında çalışmalarda bulunmuştur.

Sanat çalışmalarını geliştirmek, sergilemek ve halka ulaştırmak amacıyla; 1921’de “Ankara Anado-lu Medeniyetleri Müzesi”, 1927’de

“Ankara Etnoğrafya Müzesi”, 1937 yılında “İstanbul Resim Heykel Müzesi” kurulmuştur.

“Muzıkayı Humayun Sa-ray Orkestrası” 1924 yılında “Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti” adıyla İstanbul’dan Ankara’ya getirilerek bu günkü adıyla “Cumhurbaş-kanlığı Senfoni Orkestrası” oluşturulmuştur.

1934 yılında Cumhurbaş-kanlığı Senfoni Orkestrası Şefliği’ne getirilen Ahmet Adnan Saygun, Atatürk’ün

ilgi ve isteği üzerine, ilk Türk ope-raları olan “Özsoy” ve “Taşbebek” operalarını bestelemiştir.

“Sanayi-i Nefise Mektebi” 1926 yılında “Güzel Sanatlar Akademisi” ne dönüştürülmüş, Türk müziği-ni geliştirmek ve çağdaş müzikle bağdaştırmak için “Ankara Musiki Muallim Mektebi” açılmıştır.

Atatürk’ün önerisiyle 1936 yı-lında açılan “Milli Musiki ve Temsil

Bu düşüncenin bir sonucu olarak, Cumhuriyetin kuruluşun-dan başlamak üzere yapılan yasal düzenlemeler ve kurulan eğitim kurumları ile sanat ve sanatçıların yolu açılmış, çağdaş sanatı içinde barındıran özgün ve ulusal sanat eserleri üretilmeye ve sergilenmeye başlanmıştır.

Sanatın çeşitli dallarındaki yenilik ve gelişmeleri takip edebilmeleri

için bir çok Türk genci yurt dışına gönderilmiş; yurt dışındaki önemli sanatçıların Türkiye’ye gelerek

çalışmalarına ve eserler vermelerine olanak sağlanmıştır.

Avrupa’ya müzik ve resim eğitimi almak üzere; Ekrem Zeki Ün, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses, Ferit Anlar, Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey gibi genç müzisyenler ile İbrahim Çallı, Namık İsmail gibi genç ressam-lar yollanmış ve bunlar geleceğin önemli sanatçıları ve öğreticileri

Avrupa’yı Hitler rejiminin baskı ve korkusunun sardığı yıllarda Türkiye, nazizmin zulmünden kaçan yaklaşık 800 Avrupalı sanatçı ve bilim adamına kucak açmıştır.

Page 5: Bir “Atatürk Dersi” Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında ... · PDF fileve arşivi çalışmalarına katkıda bulunmuş, ... Carl Ebert tiyatro ve bale alanında çalışmalarda

39

BD TEMMUZ 2016

ve ulus olarak da ilerlemenin koşulu olarak gördüğün sanatın önemini

“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yap-maz, itiraf etmeli ki o milletin iler-leme yolunda yeri yoktur” sözleriyle dile getirmiştir.

Sanat ve sanatçılara verdiği değeri gösteren unutulmaz sözle-rinden birini de Atatürk, yazımızın girişinde söz ettiğimiz Marmara Köşkü’ndeki davette söylemiştir.

Davet sonunda köşkten ayrıl-mak üzere olan sanatçılara bir

bakanın, “Atatürk’ün elini öpmele-ri” uyarısını duyunca Atatürk, karşı çıkmış ve sanatçılara duyduğu derin saygısını belirten şu sözü söylemiş-ti:

“Hayır, sanatkâr el öpmez; sanatkârın eli öpülür.”•

[email protected]

Kaynakça: 1-Muhsin Ertuğrul, “Bir Dönüm Gecesi, Cumhuriyet, 14.4. 1963 2- Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S 47, Bahar 2011, s. 521-555, Dr.Erol Evcin 3-Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s. 67 4- Erbay, Fethiye -Mutlu Erbay, Cumhuriyet Dönemi (1923-1938) Atatürk’ün Sanat Anlayışı 5- Özgü, Melâhat, Atatürk’ün Edebiyat ve Sanat Anlayışı, Türk Tarih Kurumu basımevi, (Atatürk Konferansları’ndan ayrı basım), Ankara, 1964. 6- Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, (Yay. haz.: Utkan Kocatürk), Atatürk Araştırma Merkezi

Akademisi” eğitim çalışmalarını daha sonra “Devlet Konservatuarı” adıyla sürdürmüştür.

Avrupa’yı Hitler rejiminin baskı ve korkusunun sardığı yıllarda Türkiye, nazizmin zulmünden kaçan yaklaşık 800 Avrupalı sanatçı ve bilim adamına kucak açmıştır. Bu değerli sanatçılardan biri olan Clemens Holzmeister, Ankara’daki “Güven Anıtı’nın (1931-1936) ve diğer bir kısım kamusal binanın mimarıdır.

Ankara Ulus Meydanındaki tarihi Atatürk Anıtı’nın heykeltıraşı Avusturyalı sanatçı Heinrich Krip-pel ile Etnoğrafya Müzesi önündeki ve Kızılay Meydanındaki Atatürk heykellerini yapan İtalyan heykeltı-raş Pietro Canonica da Türkiye’ye değerli eserler kazandırmışlardır.

Bu dönemde Türk Mimarları da önemli eserler vermişlerdir. An-kara’da Türkocağı Binası (Devlet Resim ve Heykel Müzesi), Etnoğ-rafya Müzesi ve şimdilerde Kültür Bakanlığı’nın bir birimi olarak kullanılmakta olan binalar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun yapıtlarıdır. Gazi Üniversitesi, Ankara Palas ve Evkaf binaları ise Mimar Kemalet-tin Beyin eserleridir.

Bu örnekler, sanat alanında giri-şilen çalışmaların yalnızca belirli bir bölümünü oluşturmaktadır.

İlim, fen ve teknik alandaki adımlar denli, sanatın da toplum yaşamında belirleyici olduğunu, “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demek-tir” sözüyle özetleyen Atatürk, ülke

Adnan Saygun