biz halkız, haklıyız fa izmden daha güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfkp’nin...

54
www.yuruyus.com [email protected] [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 350 3 Şubat 2013 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com AKP’nin Yalanlarını Boşa Çıkartacağız! Yalanlarla Tutuklananlar Serbest Bırakılsın! - Kozmik Oda Dediler; YALAN - 11 Çelik Kapı Dediler; YALAN - Yabancı Ülkelere Devletin Gizli Bilgilerini Sızdırıyorlar Dediler; YALAN Yalanlarla 55 Kişiyi Tutukladılar! TÜRKİYE’DE HUKUK VAR MI? ADALET İSTİYORUZ! Kozmik Oda Dedikleri Yer Biz Halkız, Haklıyız Faşizmden Daha Güçlüyüz! Tarih Tanıktır Ki, Faşizmi Yenmenin Onuru SADECE Devrimcilerindir! FAŞİZME KARŞI BİRLEŞELİM, FAŞİZMİ YENELİM!

Upload: others

Post on 09-Jan-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

www.yuruyus.com

[email protected]

info

@yu

ruyu

s.com

Haftalık Dergi / Sayı: 3503 Şubat 2013

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

AKP’nin Yalanlarını Boşa Çıkartacağız!Yalanlarla Tutuklananlar Serbest Bırakılsın!

- Kozmik Oda Dediler;

YALAN- 11 Çelik Kapı Dediler;

YALAN- Yabancı Ülkelere Devletin

Gizli BilgileriniSızdırıyorlar Dediler;

YALAN

Yalanlarla 55 KişiyiTutukladılar!

TÜRKİYE’DE HUKUK VAR MI?

ADALET İSTİYORUZ!

Kozmik Oda Dedikleri Yer

Biz Halkız, Haklıyız Faşizmden Daha Güçlüyüz!

Tarih Tanıktır Ki, Faşizmi Yenmenin Onuru

SADECE Devrimcilerindir!

FAŞİZME KARŞI BİRLEŞELİM, FAŞİZMİ YENELİM!

Page 2: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Sahibi ve Sorumlu YazıişleriMüdürü: Mustafa DoğruAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Gülbahar Mah. Cemal SahirSok. Kral Apt. 7/1 B Blok No: 17Daire: 6 Mecidiyeköy / İSTANBULTel: (0-212) 216 41 78

Faks: (0-212) 216 41 79

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE

Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş.Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euroİsviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euroİngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

www.yuruyus.com [email protected]ık Süreli Yerel Yayın

Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL

Tel: (0-212) 251 94 35

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

İDEOLOJİK ÇİZGİİdeolojik ve siyasi çizginin doğruluğu ve yanlışlığı

her şeyi belirler.

Partinin çizgisi doğru ise her şey yolunda gider.

Taraftarı yoksa taraftar kazanır.

Silahları yoksa silah kazanır.

İktidara sahip değilse iktidarı alır.

Çizgisi doğru değilse sahip olduklarını da kaybeder.

Çizgi bir ağ ipine benzer.

İp çekildi mi bütün ağ açılır.

Tayin edici olan çizgimizin doğruluğudur.

Çizgimiz doğru olduğu sürece gerisi

mutlaka gelecektir.

Önemli olan çizgimizde ısrar etmemizdir.

İş, bu çizgiyi hayata geçirecek olan kadrolardadır.

Madem bu hareketin motorları biziz;

Bu çizgide ısrar ederek gelişmenin önünü açacağız.

Hasan Selim Gönenler Sizin En Büyük Korkularınız Olacak. Onun Resmini Yırtıp Yerlere

Atarak Korkularınızdan Kurtulamazsınız.

İşte Faşizmin Ahlakı

Page 3: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

İİ ç i n d e k i l e r39 İstanbul Emniyeti yalanlarını

tüketti, sıra Başbakan’da!

41 Demokratik kurum, kuruluş vekişilerden baskına karşı tepkiler:AKP faşizmi düşünce veörgütlenme özgürlüğünü yokedemeyecek, izin vermeyeceğiz!

Faşizme karşı birleşelim!

44 Komplo teorisi yazacağım, iftiraatacağım derken hatlarıkarıştıran haddini bilmez biryazar: Cem Küçük! HadiSabancı, ver ödülünü

46 Cepheli:Her Cepheli bir savaşçıdır

47 Tüm halk birleşecek,

milyonları örgütleyeceğiz!

49 Emek Haber: “Direnişimizizaferle sonuçlandıracak,avukatlarımıza hediye edeceğiz”

50 Avrupa’da Yürüyüş:Saldırılar karşısında başeğmedik, eğdiremeyeceksiniz!

54 Yitirdiklerimiz...

55 Öğretmenimiz:İdeolojik çizgi

6 Hayatın Öğrettikleri:Faşizmin gerçek yüzünüGençlik Federasyonu’nunduvarlarında gördük

7 Röportaj: Yürüyüş dergisi

9 Röportaj: İdil Kültür Merkezi

12 Röportaj:Gençlik Federasyonu

15 Zulümle, işkenceyle

yenemediklerinizioperasyonlarla, gözaltılarla,tutuklamalarla, komplolarla,iftiralarla, yalanlarlaYENEMEZSİNİZ!

17 AKP’nin yalanlarını

boşa çıkartacağız!Yalanlarla tutuklananlarserbest bırakılsın!

4 Biz halkız, haklıyız faşizmdendaha güçlüyüz! Tarih tanıktırki, faşizmi yenmenin onuruSADECE devrimcilerindir!Faşizme karşı birleşelim,faşizmi yenelim!

Faşizme Karşı BirleşelimFaşizmi Yenelim!

Oligarşinin hukukufaşizmin üzeriniörten şaldır!

30 Özgür Tutsaklar’dan:Önce elinizdekimegafonu bırakın

32 Devrimci Okul:İdeolojik saldırı -3

36 Liseliyiz Biz: Baskılar, gözaltılar,tutuklamalar bizi yıldıramaz!

37 “Herkes barış derken biz

savaşı büyüteceğiz”diyoruz! Amerikan uşağı

AKP bunun için saldırdı!

21 Türkiye’de Hukuk Var Mı?Dünyanın en onurlu işidevrimciliktir!

22 İbretlik bir sahiplenmemeörneği: Okuyun!

23 Basından...Melih Aşık, Orhan Bursalı,Umur Talu, Yücel Sayman,Pınar Öğünç,

26 Halkın Hukuk Bürosu:

DUYURULAR

4 Ocak Pazartesi Günü Tutsak DevrimciAnnelerin Serbest Bırakılması İçinBakırköy Kadın Kapalı HapishanesiÖnünde, Saat 12.30’de Gençlik Federasyonu ve TAYAD’lı Aileler Tarafından Açıklama ve 1 Saat Oturma Eylemi yapılacak

5 Ocak Salı Günü Tutsak Dev-Genç’lilerin Serbest Bırakılması İçin TaksimGalatasaray Lisesi Önünde Saat 12.30’daGençlik Federasyonu Tarafından Açıklama ve 1 Saat Oturma Eylemi yapılacak

6 Ocak Çarşamba Günü Saat 12.00’deİstanbul Adliyesi C Kapısı Önünde 18Ocak Günü Kurumlarımıza Yapılan Baskınları ve 55 Devrimcinin Yalanlarla Tutuklanmasını Protesto Etmek İçin HalkCephesi Tarafından Açıklama yapılacak

Page 4: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Geçen haftaki Yürüyüş’te Ayçeİdil Erkmen’in polisler tarafın-

da gözü oyulmaya çalışılan resmi var-dı. Amerikan uşağı AKP’nin polisleriİdil Kültür Merkezi’ni bastıklarındaduvarda asılı olan 1996 Ölüm OrucuŞehidi Ayçe İdil Erkmen’in gözleri-ni oymaya çalışmışlar. Faşizmin nekadar zavallı ve güçsüz olduğunu dü-şünebiliyor musunuz? Duvardakiasılı resimden bile ne kadar korktu-ğunun resmidir, gözleri oyulmaya ça-lışılan resim...

Elinizdeki derginin ikinci sayfasınatekrar bakın. Gençlik Federas-

yonu’nun duvarında asılı olan HasanSelim Gönen’in resmi o hale geti-rilmiş. O da faşizmin resmi... Basılankurumların tamamında aynı resmi gö-receksiniz. Tam bir düşmanlıkla ku-rumlarımız talan edilmiş. Baskınlabirlikte AKP yalakası burjuva basın-dan pompalanan yalanların bir nedenide faşizmin o gerçek yüzünü gizle-mek içindi.

Talan edilen kurumlarımızdankamyon kamyon kitap, dergi ve

bilgisayar, yazıcı, kamera, fotografmakinesi vb. teknik aletleri “suç de-lili” diye gasp ettiler. Kurumlardangötürülen “yasa dışı” hiçbir şey yok-tur.

İdil Kültür Merkezi’nden Grup Yo-rum’un son aşamaya gelmiş, çık-

mak üzere olan albümüne de el koy-dular. Yağma ve talancı AKP, demo-kratik kurumlarımızda tam bir yağ-ma ve talan yaparak bizi fiziken faa-liyet yapamaz hale getirmek istedi.

Yurt Gazetesinde yazan Şair-YazarNihat Behram baskından sonra-

ki yazısında; “ ‘Örtülü faşizm’miş!Ne ‘örtülüsü’? Bu artık, düpedüz‘açık faşizm’dir” diyor.

Geçen hafta Yürüyüş’te “düzenpartileri bile faşizmin terörüy-

le karşı karşıyaysa, faşizmin varlığınıtartışmak yersizdir” diyerek halkı-mızın her kesiminin faşizmi ilikleri-ne kadar yaşadığını söylemiştik. Buhafta Eskişehir Belediyesi’nde “iha-le yolsuzluğu” denilerek CHP’li be-lediye başkanlığına operasyon yapıldıve 22 kişi gözaltına alındı. Düzenintüm kurumlarının yolsuzluk gibi pis-liklere bulaştığına bir şüphemiz yok-tur; ancak AKP’nin bu operasyonla-rının yolsuzlukla bir ilgisi yoktur.AKP’li olmayan tüm belediyelerAKP’nin hedefidir. Bu ülkede yol-suzlukları ve hırsızlıklarıyla ün yap-mış AKP’nin 10 yıllık iktidarları bo-yunca hiç yolsuzluk yapmamasımümkün mü? Hem de tam bir yağ-ma ve talan sürerken AKP’li beledi-yelerin hiç hırsızlık ve yolsuzlukyapmadığına kimseyi inandıramaz-sınız...

Bu yanıyla faşizmin “örtülü mü”,“açık mı” olduğunu tartışmak da

gereksizdir. 12 Eylül cuntasıyla bir-likte ülkemizde açık faşizm ku-rumsallaşmıştır. Halka ve devrim-cilere yönelik faşist terör ülkemizdehiç eksik olmamıştır. Bugün AKP ik-tidarının yönetememe kriziyle birlikteterörü de büyüyerek halkın tüm ke-simlerini hedef almaktadır.

AKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-

nunun alanı daralırken, faşist terörüdaha da büyümeye devam edecek.

Biz Halkız! Haklıyız ve faşizmdendaha güçlüyüz. Faşizmin yalan,

demagoji ve terörden başka gücüyoktur.

Bizim gücümüz tarihsel, sınıfsalhaklılığımızdır, meşruluğumuz-

dur... İşte faşizmin kurumlarımıza yö-

nelik saldırılarındaki çaresizliğinigördünüz.

Ki, tarih tanıktır: Faşizmi yenmeonuru sadece devrimcilere aittir.

Zaman zaman tekelci burjuvazinintemsilcisi, Sabancılar’dan, Koç-

lar’dan, Boynerler’den, TÜSİAD’danda hükümetlerden demokratikleşmeyolunda adımların atılması taleple-rinde bulunduklarına tanık oluruz.Dönem dönem raporlar hazırlarlar.Faşizmin karşısında olduklarını, “de-mokrasi” istediklerini söylerler.

Hepsi yalandır bunların, sahtedir...Bunlar işbirlikçi tekellerle ikti-

dardaki parti arasındaki çıkar çatış-malarının, güç dengelerinin sonu-cunda yapılan açıklamalardır.

Tekelci burjuvazi, egemen sınıf-ların bir baskı ve terör rejimi olan

faşizme karşı değillerdir, hiçbir zamanda olmamıştır. Tarihte de bu böyle ol-muştur. 2. Paylaşım Savaşı’nda Ame-rika'nın, İngiltere'nin, Fransa’nın vediğer emperyalistlerin, emperyalistHitler Almanyası’na karşı koyuşla-rının nedeni de bu anlamda anti-fa-şistliklerinden değildi. O dönemdeonlar Hitler faşizminin SovyetlerBirliği tarafından bozguna uğratıldı-ğını görduklerinde buyuk bir korku-ya kapıldılar. Emperyalist çıkarları,pazarları, en önemlisi de sömuruduzenleri tumden yıkılabilirdi... Bukorkuyla Hitler faşizmine karşı ol-dular.

Hitler faşizmi ve faşizmin işgal-leri karşısında ulusal onur sa-

vaşımı verenler, en buyuk vatanse-verler faşizme karşı bağımsızlık için,özgurluk için direnen halklar ve on-ların en önunde de komunistlerdir.

Egemen sınıflar faşist işgalin Av-rupa'yı kasıp kavurduğu 7 yıl bo-

yunca sömurulerinin ve pazar pay-

Biz Halkız, Haklıyız Faşizmden Daha Güçlüyüz!

Tarih Tanıktır Ki, Faşizmi YenmeninOnuru SADECE Devrimcilerindir!

Faşizme Karşı Birleşelim, Faşizmi Yenelim!

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?44

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 5: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

larının kısıtlanmış olması dışındahiçbir bedel ödemediler.

Faşizme karşı savaşın bedelini iş-kence görerek, zindanlarda, top-

lama kamplarında, savaş cephesindecan vererek ödeyenler emekçi halk-lar, yurtsever aydınlar ve komunist-lerdir.

2. Paylaşım Savaşı’nın “ölum bi-lançosu” yaklaşık 50 milyon-

dur. İstatistikler bu rakamları ulkeleregöre şöyle veriyorlar: ABD 298 bin,İngiltere 347 bin, Yunanistan 413 bin,Fransa 583 bin, Yugoslavya 1.1 mil-yon, Çin 4.3 milyon, Polonya 5.5milyon ve Sovyetler Birliği 24 mil-yon.

Faşizm "kendi" halkından da mil-yonlarca insanın ölmesine yol aç-

mıştır aynı zamanda; faşizmin bu su-çunun rakamsal dökumu de şöyle: Al-manya 4.3 milyon, Japonya 2.3 mil-yon, İtalya 395 bin.

Evet, yalnızca Sovyetler Birliği fa-şizme karşı direnişinde 24 mil-

yon yurttaşını şehit verdi. Çunkufaşizme karşı devlet olarak, ordu-suyla, halkıyla, her şeyiyle direnenyalnızca Sosyalist Sovyetler Birli-ği'dir.

Hitler faşizminin tum Avupa'yıboydan boya geçen saldırganlı-

ğı Sovyet topraklarında, Stalingrad'da,Moskova'da durdurulmuştur. Sov-yet emekçileri ve Kızıl Ordu kentkent, sokak sokak direnmişlerdir fa-şizme karşı. İşgalcileri inine kadar ko-valayıp Hitler faşizmini nihai anlamdayenen de Kızıl Ordu'dur. 24 milyonSovyet şehidi, dunya halklarınınbuyuk bir bölumunun ulusal ba-ğımsızlığının, bir bölumunun ulu-sal ve sınıfsal kurtuluşunun mima-rıdırlar.

Faşizme karşı direnişlerin Avru-pa çapında da öncusu ve önde-

ri hep komunistlerdir. Fransa'nın,Yunanistan'ın ve Yugoslavya'nınPartizanları dunya halklarının bu sa-vaştaki onurudurlar. Komunistlerindirenişi yaygınlaştırması ölçusundekuçuk burjuva yurtsever aydınlar dabu savaşa katılmışlardır. Emper-yalist ulkelerde de, sömurgelerde dehalk her yerde direnen komunistlereulusal onuru olarak sahip çıkmış,

onların önderliğinde direnişte yeral-mışlardır.

Komunistler, bulundukları ulke-lerin kentlerini, çoğu kez de

dağlarını direniş kalelerine çevir-mişler, sabotajlarıyla, saldırılarıyla fa-şizme hep işgalci bir gucun korku-sunu yaşatmışlardır. Toplama kamp-ları da komunistlerin önderlik ettiğidirenişlerle faşizme teslim olmama-nın ulusal sembollerinedönuşturulmuştur.

Hitler’in işgal ettiği Avrupa dev-letlerinin burjuvazisi hepsinde

de işgalci faşit Almanya ile işbirliğiyapmıştır. Burjuvazinin temsilcisiişbirlikçi partiler işgalcilerle işbirli-ği yaparak kendi ülke halkına karşı fa-şizmin uygulayıcısı olmuşlardır. 2.Paylaşım Savaşı’nda Alman ve İtal-yan faşizmine karşı sonuna kadar di-renenler hep devrimcilerin öncülü-ğünde halk olmuştur.

Ortadoğu’da da yine emperya-list işgalcilere karşı direnenler

sosyalizmden etkilenen örgütler ol-muştur. Bugün Ortadoğu’da em-peryalizme karşı direnen kesimlerinislamcı olması bu gerçeği değiştir-mez. Devrimcilerin dışında hiçbirkesim emperyalizmin karşısında so-nuna kadar direnemez. İslamcılarbugün Ortadoğu’da konjonktürel ola-rak direniyor gözükse de emperya-listlerle her zaman uzlaşmaya açık-tırlar. Tarihleri boyunca islamcılar,emperyalistler tarafından halklarınkurtuluş mücadelelerine karşı kulla-nılmışlardır... Bugün de kullanıl-maktadır. Onun için emperyalizme ve

faşizme karşı direnmenin savaşmanınonuru devrimcilere aittir.

Halkın tüm kesimlerini faşist ik-tidarlara karşı sadece devrimci-

ler birleştirebilir. Bugün AKP iktidarıtarafından hükmeden faşizme karşı dahalkı birleştirecek olan devrimciler-dir.

OHALDE; FAŞİZME KARŞIGÖREVİMİZ AÇIKTIR.

Faşizmden zarar gören halkın tümkesimleri faşizme karşı birleş-

meliyiz. Faşizmin saldırıları kimeyönelirse yönelsin, aramızdaki tümfarklılıkları bir kenara bırakarak bir-leşip faşizmin karşısında dikilmeliyiz.Önümüzde somut görevlerimiz var.

Faşizm Grup Yorum’un sesini kes-mek istiyor. Grup Yorum’un mil-

yonları etkilemesi, faşizme karşı hal-kı isyana çağıran müziği, onları fa-şizmin öncelikli susturulması gerekenhedeflerinden birisi haline getir-mektedir. O halde görevimiz; binler,on binler, yüz binler olup Yorum’asahip çıkmaktır.

Faşizmin terörü tırmandıkça iş-kenceler, infazlar, katliamlar da

çoğalacaktır. O zaman görevimizaçıktır: Faşizmin işkencelerine, in-fazlarına, katliamlarına, işten atma-larına, kentsel dönüşüm adı altındasüren yağma ve talana, halka yöne-lik her türlü saldırılara karşı mücadeleeden, halka sahip çıkan Halkın Hu-kuk Bürosu avukatları ve ÇHD yö-neticilerine sahip çıkmaktır.

Faşizme karşı görevimiz açık vesomuttur: Faşizm AKP’nin bo-

razanlığını yapmayan gazetelere, ga-zetecilere düşmandır. Her türlü zul-mü yapıp, gerçeklerin halktan giz-lenmesini istiyor. Yürüyüş dergisi-nin basılması, büronun dergi çı-kartılamayacak şekilde tahrip edil-mesi, arşiv ve teknik eşyalarına elkonulması, çalışanların gözaltınaalınıp tutuklanması bundandır.

Ohalde, faşizmin saldırılarınauğrayan tüm gazeteciler; faşist

saldırılara karşı görevimiz birleşmekve direnmektir... Bugün Yürüyüşdergisi ve çalışanlarına sahip çık-maktır. Faşizmin saldırılarına maruzkalan tüm gazetecilere sahip çık-maktır.

Faşizmden zarar görenhalkın tüm kesimleri

faşizme karşıbirleşmeliyiz. Faşizmin

saldırıları kime yönelirseyönelsin, aramızdaki tüm

farklılıkları bir kenarabırakarak birleşip faşizmin

karşısında dikilmeliyiz.Önümüzde somutgörevlerimiz var

3 Şubat2013

55

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 6: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Tarihten örnekler verdik. Faşist ik-tidarlar dünya halklarının oluk

oluk kanını akıttılar. Milyonlarca-mızın kanını akıttılar. Ama yine de fa-şist iktidarlar halkların direnişi kar-şısında malum sondan kurtulamadı-lar. Tarih faşizme karşı birleşen ve sa-vaşan halkların zaferini yazdı.

Bugün de faşizmi yeneceğimizi bi-liyoruz. Bunun faşizme karşı di-

renmek ve savaşmaktan başka yoluyoktur.

Kimse seçimlerle sandıkta faşiz-me ders vereceği hayali kurma-

sın. Dünyanın hiçbir yerinde seçimsandıkları kurularak faşist iktidarlardefedilmedi. Dünyanın her yerinde fa-şizme karşı zafer kazananlar sadecedevrimcilerin öncülüğünde direnenhalklar olmuştur.

FAŞİZM HER TÜRLÜ HAKVE ÖZGÜRLÜKLERİN DÜŞ-

MANIDIR.

Faşizm, kendi iktidarına hizmet et-meyen hiç bir görüşe yaşama

hakkı tanımaz. Bugün AKP iktidarı-

nın geldiği nokta da burasıdır.AKP’nin yönetememe krizi büyü-dükçe devrimcilerden demokratlara,aydınlardan sanatçılara, sinemacılar-dan tiyatroculara, işçilerden memur-lara, esnaflardan çiftçilere, doktor-lardan avukatlara, gazetecilerden sen-dikalara, meslek odalarına kadar herkesime azgınca saldırmaktadır. Kim-se, “yeni anayasa, barış süreci, se-çimler vb...” diyerek kendini kandır-masın. Bu saldırılar artarak devamedecektir.

Faşist terörün dışında AKP halkıntüm kesimlerinin bugüne kadar

büyük bedellerle sahip olduğu tüm ka-zanımlarını da gasp ediyor. Kanunhükmünde Kararnamelerle, yasalar-da yapılan düzenlemelerle bu hakgaspları ve faşist terörü yasalarlameşruluk zemini yaratmaya çalışıyor.

Bir şeyin yasal olması onun hak-lı ve meşru olması anlamına

gelmez. Yaşamın her alanında bugü-ne kadar büyük bedellerle kazandı-ğımız haklarımız bir bir gasp ediliyor.

Bizim gibi faşizmin sürekli oldu-ğu ülkelerde demokrasi yoktur.

Demokrasi; “demokratikleşme” va-atleriyle halkı aldatmaya yarayan de-magojiden ibarettir. En sıradan de-mokratik taleplerimizin bile gaz bom-balarıyla bastırılmak istenmesi bun-dandır. Ülkemizin yeni sömürgeleş-tirildiği 1950’lerden beri demokra-tikleşme paketleri açılır. Ancak her pa-ket halkın bedeller ödeyerek sahip ol-duğu haklarını gasp etmekten başkaişe yaramamıştır. Paketler sadece te-kellerin sömürüsünün önünü açmayahizmet etmiştir.

Bizim gibi faşizmin sürekli oldu-ğu ülkelerde demokrasi sorunu

devrim sorunundan bağımsız değildir.Demokrasi mücadelesi aynı zaman-da devrim mücadelesidir.

Ohalde, faşizme karşı mücadele-mizin temel talebi DEMOK-

RASİDİR! Faşizme karşı mücadele-de demokrasi için, faşizmin terörünemaruz kalan tüm halkımız BİRLE-ŞELİM. FAŞİZME KARŞI SA-VAŞALIM!

18 Ocak 2013 tarihinde İstanbul'da, Gençlik Fede-rasyonu'na, ÇHD'ye (Çağdaş Hukukçular Derneği), Yü-rüyüş dergisine, İdil Kültür Merkezi'ne eş zamanda bas-kın düzenlendi. Tüm kurumlar talan edildi, 86 kişi gözal-tına alındı ve 55'i tutuklandı. Tutuklananların 14'ü Dev-Genç'li.

Anadolu Gençlik olarak bu baskınlara karşı tepkile-rimizi Avrupa'nın değişik ülkelerinde yapılan eylemlerekatılımımızla göstermiştik. Bunu yeterli görmeyerekİstanbul'a, Gençlik Federasyonu’na dayanışma amaçlı gel-dik.

Gençlik Federasyonu'na geldiğimizde görüntü çok kö-tüydü. Dernek binasının her tarafının polisler tarafındanyıkılıp dağıtıldığını, duvarlara spreyle küfürler yazıldı-ğını ve duvarlardaki resimlerin kazılmış olduğunu gör-dük. Tutsakların yaptığı panolar paramparça edilmiş, Ha-san Selim Gönen'in resmini tuvalete atmışlardı.

İçeride günlerce kalan yoğun gaz kokusu vardı. Bun-dan hariç eşyaların üzerinde parmak izi tespit etmek içinkullanılan siyah kimyasal madde vardı. Cam kenarındave kaloriferde kan izleri bulunuyordu.

Faşizmin gerçek yüzünü Gençlik Federasyonu'nun du-varlarında bir kez daha gördük. Korkularını, tahammül-

süzlüklerini, acizliklerini bu şekilde ifade etmişlerdi.

Dev-Genç'lilerin sımsıkı kucaklaşmasıyla selamlaş-tık. Hepsi neşe doluydu. Baskınlardaki tepkilerini, Dev-Genç ruhu ile direndiklerini, çektikleri ajitasyonları, ya-şadıklarını heyecanla anlatıyorlardı. Aynı zamanda faşizmekarşı öfkelerini gözlerinden okuyorduk. Bizde aynı öfkeve coşku ile toparlamaya yardımcı olduk. İlk günlerimizdernekte temizlik yapmakla geçti. Sonraki günlerdebaskınları duyurmak için yapılan eylemlere ve çalışma-lara katıldık. İlkay İşler'in de aralarında bulunduğu“Tutsak Dev-Genç'liler Serbest Bırakılsın!” eylemine dekatıldık. Bu günlerde diğer basılan kurumları ziyaret et-tik. Diğer kurumlar da aynı saldırılara maruz kalmıştı.

AKP iktidarı herkesin teslim olmasını beklediği bu sü-reçte devrimcilere karşı saldırılarında daha da pervasız-laşıyor. Avukatlara, öğrencilere, işçilere, herkese saldı-rıyor, zulmediyor. Derneklere saldırmakla, vatanseverlerigözaltına alıp, tutuklamakla bitireceğini zannediyor. Şe-hitlerimizin fotoğraflarına bile tahammülleri yok.

YANILIYORSUNUZ! 43 Yıllık Dev-Genç mücade-lesini bitiremezsiniz!

Yaşasın Dev-Genç, Yaşasın Dev-Genç’liler!

Anadolu Gençlik

Hayatın Öğrettikleri

Faşizmin Gerçek Yüzünü GençlikFederasyonu'nun Duvarlarında Gördük

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?66

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 7: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

18 Ocak’ta Yürüyüş’e yapılan bas-kında gözaltına alınan dergiçalışanları, polisin baskın terörünüve gözaltındaki işkencelerini anlattı-lar:

Pınar Hanoğlu:18 Ocak sabah 04.25’te, siyasi şube

polisleri, hiçbir gerekçe göstermeden,paldır küldür odaya daldılar ve bizisalona götürdüler. Salonda yüz üstü ya-tırarak ters kelepçe taktılar. Onursuzcaaramaya maruz kaldım. Her defasındaneden yaptıklarını sorduğumda söyle-dikleri tek şey “kapa çeneni” oldu. Üstaramasından sonra karga tulumba, benve 11 arkadaşım sürüklenerek üçüncükattan aşağıya indirildik ve arabalarabindirildik.

Sözlü tacizlerine kaldıkları yerdendevam ettiler. Sürekli tehditle, psikolojikbaskıyla yıldırmaya çalıştılar. 8 saat terskelepçeler bileklerime yer etti. Artıkkelepçeyi değil, bileklerimi bile hisset-meyecek duruma geldim.

Daha sonra Vatan’a geldik ve buradatekrar üst araması yapacaklarını söyle-diler. İzin vermedim. Neden gözaltınaalındığımı bilmiyordum. Her şeyin şo-kunu yaşarken bir de onursuzca üstaranması olur şey değildi. İşkence ya-parak tekrar tekrar üst araması yaptılarve ben protesto etmek için “İnsanlıkOnuru İşkenceyi Yenecek!” sloganınıatmaktan başka bir şey yapabilecek du-rumda değildim. Slogan attıkça işkencedaha da arttı. Üst aramasından sonrabeni hücrelerin olduğu kata çıkardılar.

Hücrenin önüne geldiğimde kapıyıaçtılar ve vurarak içeri attılar. Aradan 1saat geçmeden, işkenceye doymayanpolisler, geldiler ve beni almak istediler.Neden diye sorduğumda “Öyle emirgeldi” cevabını verdiler. Bu cevabı alıncagitmek istemedim. Tekrar işkence ya-parak, zorla götürdüler. Gittiğimde an-ladım ki parmak izimi almak istiyorlardı.Parmak izini de işkence yaparak aldılar.Bu işkenceler karşısında benim tek yap-tığım slogan atmaktı. Elimden başka

bir şey gelmiyordu. Tek silahım sloga-nımdı.

Tekrar hücreye karga tulumba atıldım.5 dakika kendime gelemedim. 3 günhücrede ne su ne de şeker verdiler. Bu-günün “Kerbela”sını yaşadık diyebili-rim...

Halit Güdenoğlu:Yürüyüş dergisi halkın yanındadır,

taraftır ve halkın tarafındadır. İdil KültürMerkezi halk için sanat yapar, halkınacılarını anlatır. Basılan hukuk bürosununadı “Halkın” Hukuk Bürosu’dur. Yanibu saldırı HALKA yönelik bir saldırıdır.

Bize dayatılan “Halk için haber yada sanat yapmayacaksın, hakları gaspedilen işçileri savunmayacaksın!”

Baskında ellerindeki kalkanlarla vur-maya başladılar. Sürekli “Yere yatın”diye bağırıp hakaret ediyorlardı. Yereyatırıp kazağımı başıma geçirerek nefesalmamı engellemeye çalıştılar. Bu sırada,göremediğim için ne olduğunu anlama-dığım demir bir cisimle başıma vuru-yorlardı. Yerde sürüklenerek teknikişlerin yapıldığı odaya götürüldük. Bu-rada başımın kanadığını fark ettim. Has-tanede öğrendim ki başım üç yerdenyarılmış. “Arama” denilerek cüzdan veparalarımızı aldılar. Bunlar üst aramatutanağına geçmedi.

Emniyet Müdürlüğü’nde üst aramasıbahanesiyle ellerim arkadan kelepçe-liyken yere yatırıldım, işkence bu şekildedevam etti.

Karakolda kaldığımız her anı işken-ceye çevirdiler. Avukatlarımız aracılığıylagönderilen su ve şekeri vermediler. Suihtiyacımızı tuvaletteki çeşmeden kar-şıladım.

Avukatımla yeni görüşmüştüm, “avu-kata çıkacaksın” dediler. Avukatlarınzamanlarını çok kısıtlı olduğunu bildiğimiçin yalan söylediklerini anladım. Gel-meyeceğimi söyleyince saldırıp sü-rükleyerek götürdüler. Amaçları par-mak izi almakmış. Sırtüstü yatırıpomuzlarıma, sırtıma ve bacaklarımabastılar. Kolumu arkadan bükerek

parmak izi aldılar. Gözaltından çıktığımızda da ellerimiz

arkadan kelepçelendi. Adliye’nin neza-rethanesinde yasalarla yasaklanmasınarağmen kelepçe ile tutulduk. Adli Tıp’açıktığımızda çıkaracaklarını söylediler.Ama doktordan çıkınca yine arkadankelepçe taktılar. Avukatlarımızın bununsuç olduğunu söylemeleri ve çıkarıl-masını istemeleri üzerine onlara dasaldırdıklarını öğrendik. Avukatlarınve bizim itirazlarımız üzerine kelep-çeleri önden taktılar.

Savcılıkta hakkımda hazırlanan dos-yayı görebildim. “Örgüt adına makbuzkesip para topladığım” yazıyordu.Buna kanıt olarak da Yürüyüş dergisininsahibi olduğum dönemde, derginin ba-yilerde satılmasını sağlamak için dağı-tımcıya kestiğim faturayı gösterdi. Bufaturayı kesmemin değil, kesmememinsuç olduğunu söyledim. Diğer “delil”lerise muhabir olarak katıldığım eylem-lerden fotoğraflar, 2005 ve 2006 yılla-rında “19-22 Aralık Katliamının So-rumluları Cezalandırılsın” talebiyleyapılan bir eyleme katılmak ve “Tecrit”kitabı satışıydı.

Bir de hakkımda “gizli tanık” ifadesivarmış. İfadede sadece Yürüyüş dergisisorumlusu olduğum geçiyor. Ben yak-laşık 6 sene Yürüyüş dergisinin sahibive yazı işleri müdürüydüm zaten.

Hiçbir elle tutulur gerekçe olmama-sına rağmen tutuklama talebiyle mah-kemeye sevk edildim. Adli kontrol ve10 bin TL para cezası verilerek serbestbırakıldım.

Çıkarken de kimliğimin kaybedil-

Röportaj

18 OCAK SALDIRISI HALKA YÖNELİK BİR SALDIRIDIR!GERÇEKLER DUYULMASIN, SAVUNULMASIN İSTEYEN AKP’YE TESLİM

OLMAYACAĞIZ, BOYUN EĞMEYECEĞİZ!

Yürüyüş Çalışanları Dergi Baskınını ve Gözaltında Yaşadıkları İşkenceyi Anlatıyor!

3 Şubat2013

77

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 8: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

diğini öğrendim. Üstümüzden aldıklarıparayı da kabul etmiyorlardı. AKP’ninpolisleri de AKP gibi yağma ve talancı,hırsız...

Mehmet Emin Kaçmaz:Baskında ellerimi ve ayaklarımı

kelepçelediler. Plastik kelepçenin ucun-dan tutarak kaldırdılar. Hepimizi üstüste attılar. Kendimi düzeltmeye ça-lışırken sırtımda bir polis oturuyordu.Nefes almama bile izin vermiyorlardı.Ellerimde aşırı derecede ağrıma oldu.Benim ayaklarım da kelepçeli olduğuiçin taşıyarak aşağıya indirdiler ve çevikkuvvet otobüsünün önüne bıraktılar. Çe-vik kuvvet sırtıma bastırıp kelepçeleridaha da sıktı. Ellerimi hissetmedim.Adli Tıp’ta saatlerce bu şekilde tutul-duk.

Emniyete geldiğimizde üst aramasıbahanesiyle 7 kişi beni döverek üzerimdekalanları aldılar. Üç gün boyunca açlıkgrevinde olmamıza rağmen su ve şe-kerlerimiz verilmedi. Avukatlarımızınyanlarında getirdikleri suyu içip şekerleriyediğimiz için biz ve avukatlarımıztehdit edildik. Avukat görüşünden sonrada üst araması bahanesiyle saldırdılar.

Moralimizi hiçbir şekilde boza-madılar. Bunu hazmedemedikleri içinher anı işkenceye çevirmeye çalıştılar.Parmak izi sırasında kollarımı şekildenşekle soktular. Kafamın üzerine basarakve boğazımı sıkarak slogan atmamı en-gellemeye çalıştılar.

Ali Ekber Kalender:18 Ocak tarihinde gece 04:00’te mu-

habiri olduğum Yürüyüş dergisininteknik işlerinin yapıldığı Ozan Yayın-cılık’ta dergiyi matbaaya hazırlarken,aynı anda kapı ve pencereler kırılmayabaşlandı. Kim ve ne olduklarını nedengeldiklerini belirtme gereği duymayanpolise karşı can güvenliğimizi sağlaya-bilmek için bütün arkadaşlar bir odadatoplanarak beklemeye başladık: Marş-larımızdan söyledik. Bu arada diğerodalardan arkadaşlarda camdan halkakonuşmalar yapıyordu. Tabi 3 kadınarkadaşımız yanımıza gelemedi onlarbayanlar odasında kaldı.

Toplandığımız odaya elinde oto-matik silahlarla kapıları kırarak gelenözel harekat polisleri odaya girer gir-mez üzerimize gaz sıkarak kaskları,kalkanları, silah dipçikleri ile tekmetokat, rastgele saldırdılar.

Ve bu saatten sonra tekmeler ve dipçikyağmurları ile küfür ve hakaretler eşliğindebirbirimizden koparılarak yerlerde camkırıklarının üzerinden sürüklenek diğerodaya götürüldük. Burada tersten plastikkelepçe takıldı. Kelepçe takılma esna-sında üzerimize çıkan polisler bir yan-dan sırtlarımızı ezerken, diğer taraftankafalarımıza postallarla basıyorlardı.Ama içlerinden biri vardı ki artık nasılbir işkence aşkı ile eğitilmişse tümbunlarla yetinmeyip iki parmağı ile ikigözüme şiddetli şekilde bastırdı. Gözle-rimin çıktığını düşündüm. Gözlerim kan

toplamış, hala kanlı. Buradan da aynışekilde salona sürüklendik.

Salonda üzerimizde duran ve kafa-mıza basan polisler eşliğinde bir süreyüzüstü bekletildik. Burada zorla üze-rimiz arandı ve üzerimde ne varsa çal-dılar. Soygun bittikten sonra yine üçüncükattan sürüklenerek sokağa çıkarıldım.Burada ıslak kaldırıma yüzüstü yatırarakyine sırtımı çiğneyerek, postallarıylabaşıma basıp, ezmeye çalışarak bile-ğimdeki kelepçeyi çıkarıp yeniden dahada sıkı bir plastik kelepçe taktılar. Vearaca attılar. Bu şekilde Adli Tıp’a gö-türüldük. Ve burada kelepçelerden kay-naklı bayılacak duruma getirilene kadarbekletildik. Oradan da Vatan’ın işkencehücrelerine götürüldük. Orada da işkencetutulduğumuz süre boyunca yukarda daanlatıldığı gibi sürdü. Ve üçüncü günaynı şekilde işkencelerle adliyeye gö-türüldük. Burada oturacak yeri olmayanfayans zeminli bir yerde soğukta önceters kelepçeyle sonra önden kelepçeyle20 saat tutulduk.

Mahkemeye çıkarıldık. Bana yönel-tilen suçlamalardan biri bir basın açık-laması fotosu konmuş. Ve ben olmamamarağmen benim kitlenin içinde olduğumnot düşülmüş. Birde 4-5 arkadaşla birlikteyolda yürürken çektikleri bir fotoğrafıeylem fotoğrafı diye koymuşlar 2 tanedegizli tanık koymuşlar. İki ifadenin debirbirinden kopyalandığı çok belli ol-masına rağmen 10.000 TL kefalet ücretive adli kontrol ile serbest bırakıldım.

23 Ocak günü saat 15.30 sıralarında İstanbul İkitelli’deMehmet Akif Mahallesi'nde yürüyen Kerem Baylan veHüseyin Emre isimli 2 Halk Cepheli’nin önünü kesenpolis, GBT kontrolü yapmak istedi. Kimliklerini vermeyenve sloganlarıyla polisi halka teşhir eden Halk Cephelilereazgınca saldırdılar. 3 kişilik katil güruhu Halk Cephelilerigözaltına alamadı, takviye ekip istedi. Ve Halk Cephelilerişkenceyle ekip otosuna bindirildi. Halk bu duruma tepkigösterdi.İkitelli Zeki Kaya Polis Karakolu'na götürülen Halk

Cephelilerin kimlikleri karakola gelen Güvenlik Şubeve Siyasi Şube polisleri tarafından da alınamadı. Baylanve Emre’nin, avukatları gelmeden kimliklerini vermemetalebini kabul etmek zorunda kaldılar.

Daha sonra Küçükçekmece Çocuk Büro'ya götürülen2 Cepheli aynı gün serbest bırakıldı.

GBT Adı Altında Yapılan Halka YönelikSindirme Politikalarına İzin Vermeyeceğiz!

AKP İktidarının tüm yaşam alanlarını emperyalizmve işbirlikçi tekellerin ihtiyaçları ve istekleri doğrultusundayeniden şekillendiren, TMMOB’nin merkezi ve örgütselyapısını parçalayarak, Mesleki Kitle Örgütü niteliğiniortadan kaldıran “Yapı Denetimi Hakkında Yapı DenetimiKanun Tasarısı”na karşı, Devrimci Mücadelede MühendisMimarlar kampanya çalışmalarına devam ediyorlar.

26 Ocak günü Ankara Yüksel Caddesi’nde kampanyakapsamı içerisinde Devrimci Mücadelede Mühendis Mi-marlar tarafından “AKP Örgütlü Gücümüzü ElimizdenAlıyor! AKP'nin TMMOB'ye Yönelik Saldırı YasasınaKarşı Direnelim, Örgütlenme Hakkımıza Sahip Çıkalım!”pankartı asılarak imza masası açıldı. Açılan imza masasında300 adet bildiri halka ulaştırıldı ve 30 adet imza toplan-dı.

Meslek Örgütüne Sahip ÇıkmayanlarDüzene Hizmet Ediyordur

Röportaj

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?88

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 9: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

İdil Kültür Merkezi çalışanıAhmet Denizer Grup Yorumüyesi Ali Aracı, İnan Altın,İbrahim Gökçek ve YorumKorosu üyesi Damla SandalAKP polisinin BaskınTerörünü ve Vatan işkencemerkezinde dört gün boyuncamaruz kaldıkları işkencelerianlatıyor...

Ahmet DenizerSabah saat 04.00 civarında kapıyı

kırarak içeri girdiler. Yere yatın diyebağırdılar. Ayakta kalmaya çalıştık,uzun namlulu silahlarla sırtıma, be-lime vurdular. Sonra yere yıkıp, ka-fama bastılar, arkadan kelepçelediler.Küfürler ederek, çevik otobüsünebindirdiler. On saat boyunca ters ke-lepçe ile kaldım. Ellerimde kelepçeizleri oluştu, zorla nezarethaneye gö-türdüler, yerlerde sürükleyerek hüc-relere attılar.

Ellerimde kelepçe izleri, sıyrıklaroluştu. Kelepçeler kemiğe oturmasınarağmen kelepçeleri gevşetmediler.Gözaltı boyunca şeker ve su verme-diler. “Seni avukata götürüyoruz.”diyerek parmak izine götürdüler. İş-kence yaparak, yere yatırdılar, sırtıma,kafama basarak, zorla parmak izlerimialdılar.

Yeniden Adli Tıp için götürmeyegeldiklerinde yine ters kelepçe taktılar,ama Adli Tıp’a götürmek yerine, tü-kürük örneği almaya çalıştılar. Ellerimarkadan kelepçeli, biri kafamı tutuyor,biri çenemi çekiyor, dört beş kişisaldırarak tükürük örneği aldılar. Ogün yedi saat ters kelepçeyle kaldık.

Mahkemeye çıkarıldığım gün de,yine ters kelepçeyle, nezarete koy-dular. Saatlerce, oturağı olmayan,yerleri beton bir hücrede kaldık. Otu-racak bir yer yoktu.

Gözaltı süresi boyunca saatlerce

ters kelepçeyle gözaltında kaldım.İlk gün 10 saat, Adli Tıp’ta 7 saat,mahkemede 5 saat kadar ters kelep-çeyle tuttular. Beton zeminde, neza-rette, 20 saat tuttular.

Ali AracıSabaha doğru 04.00 civarında ka-

pıyı kırmaya başladılar. 15 dakikadakapıyı ve duvarı kırarak içeri girdiler.Kar maskeli, askeri üniformalı, lazerışıklı uzun namlulu silahlarıyla on-larca polis içeri daldı. Küfürler ederek,biber gazı sıkarak “yere yatın” diyereküzerimize saldırdılar. Kendimizi ko-rumak için kol kola girdik. Uzunnamlulu silahlarıyla, dipçiklerle bizevurmaya başladılar.

Birçok arkadaşın vücudunda dip-çik izleri var. Benim de, kafamdaiki yerde darbeden dolayı şişlik var,bacağımda hilal şeklinde bir iz var,nasıl bir cisimle vurduklarını bilmi-yorum. Aynısı sırtımda da birkaçyerde var. Bacağımdaki şişlik veyara hala geçmedi.

Gözaltına alınırken, yere yıktılar,tekmelerle yumrukladılar, ters kelepçebağladılar. Yerlerde sürükleyerek,otobüse götürdüler. Otobüs içindede, polisin hakaretleri ve küfürleridevam etti, sözlü tacizleriyle işken-ceye devam ettiler.

Yaklaşık 10 saat ters kelepçeyletuttular. Adli Tıp’a çıkarılırken de,

geri götürülürken de ters kelepçeyletutulduk. Hücrelere akşama doğrukonduğumuzda, yine saatlerce tu-valete götürmediler. Kapıları döv-dükten sonra tuvalete götürdüler.

Üç gün boyunca su ve şeker ver-mediler. Kamerayla, dört beş polisgelerek, ellerinde yemekler, sularvarken, işte devletimizin size verdiğiyemek, su istiyor musunuz verelimmi diye sordular. Biz hakkımız olan,şekeri ve suyu istediğimizi söyledik.Ayrı ayrı bölümlerde ve hücreler bir-biriyle iletişim kuramıyorduk. Birbölümdeki arkadaşlar, tamam bir ar-kadaşımız imza atacak getirin şeke-rimizi suyumuzu, bu bizim hakkımızdemesine rağmen. Bu defa da, o za-man herkes imza atsın getirelim de-meye başladılar. Her şekilde su veşeker getirmediler. Yani suyu ver-memek için kırk takla attılar bunubile işkenceye çevirdiler.

En son serbest bırakıldığımda,üstümden aldıkları saat, para vediğer eşyaları vermediler. İki kişinindaha üstünden aldıkları eşyalarıteslim etmediler. Polis yok, Emni-yet’ten getirtemiyoruz bahanesiniöne sürüler. Gece 04.00’te binlercepolisle saldıran polis, bir kaç eşyayıEmniyet’ten getirtemeyeceğini söy-ledi.

Sonuç olarak, alındığımız andan,serbest bırakıldığımız ana kadar sal-

Yorum Üyeleri 4 Gün Boyunca Yaşadıkları İşkenceyi Anlattılar!

İşkenceciler; “Grup Yorum yok artık, izinvermeyeceğiz bundan sonra bitti” diyor. Grup Yorum Halktır! Halkı Bitiremezsiniz!

3 Şubat2013

99

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Röportaj

Page 10: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Röportaj

dırıları ve işkenceleri devametti. Tam bir yağma, talangüruhu gibiydi.

İnan AltınSabah saat 04.00 civarında

kapının koçbaşlarıyla dövül-mesi sesleriyle uyandık. Gelirgelmez kapıyı adeta duvarıylabirlikte yıkmak ve hemeniçeri girmek istiyorlardı. Yak-laşık 15 dakika uğraştılar.Kıramayınca hemen yanın-daki duvarı yıkmaya başla-dılar. 20 dakika içinde içeri girdiler.İçeri gelenler siyah maskeli, askerikamuflaj elbiseli, uzun namlulusilahlarıyla Özel Harekatçı’lardı.Yere yatın diyerek ve silahlarını üze-rimize doğrultarak bize doğru geldiler.Biz kolkola kenetlenince yüzümüzebiber gazı sıkmaya başladılar. Zorlayerlere yatırmaya, namluların ucuylayere yatırdıklarına vurmaya başladılar.Ben de bu sırada belime dipçik dar-besi aldım ve ilk iki gün oturup kalk-mada büyük zorluk yaşadım.

Burada koparabildiklerini yerlerdesürükleyerek ve ters kelepçeli birşekilde otobüse götürdüler. Biz oto-büse götürülünce hemen hareket ettive Vatan Caddesi’ndeki EmniyetMüdürlüğü’nün bahçesine park etti.Burada uzun süre otobüste ters ke-lepçeli bir şekilde bekletildik. Buarada yine herkesi yerlerde sürükle-yerek, kollarımızı burarak üst ara-masına götürdüler. Burada yere yatırıpüstüme çullanarak arama yaptılar.Üstümüzdeki her şeyi alıp yenidenotobüse bindirdiler. Tekrar otobüstebeklemeye başladık. Daha sonra top-luca Adli Tıp’a götürüldük.

Adliye’nin kapalı garajında, oto-büsün içinde yine saatlerce bekletil-dik. Bu süre boyunca kelepçelerimizhiçbir şekilde çözülmedi. Adli Tıp’tadoktora görünmek için sırası geleniodanın önüne götürüyorlardı. Odaönünde beklerken bile kelepçeleriçözmediler. Son saniyeye kadar terskelepçeli kalmamızı, odaya girmeaşamasında çıkarmamızı istiyorlardı.Kelepçelerin çok sıkılı olması nede-niyle bileklerimizde yaralar ve ke-sikler oluşmuştu. Ayrıca kan akışı

kesildiği için avuçlarımız şişmiş adetabaşka bir şekle girmişti. Ama hiçbirşekilde kelepçeyi ters takma uygu-lamasını değiştirmediler. Adli Tıpçıkışında da ellerimizdeki şişliğin,bileklerimizdeki kesiklerin, kol veomuzlarımızdaki ağrıların çok şiddetliolmasına rağmen ve doktorun dabunu kayıt altına almasına rağmenyine zorla ters kelepçe taktılar. Veyine otobüste saatlerce ters kelepçelibir şekilde bekletildik. Kesintisiz(doktorun odasındaki 1 dakika hariç)13 saat otobüste ve ters kelepçelibekletilmiş olduk.

Bence bu süre içinde en sistematikuygulanan, fırsatı bulunduğu her aşa-mada özellikle uygulamak istedikleriişkence yöntemleri ters kelepçe uy-gulamasıydı. Uzun saatlerin sonundakolunuzu filistin askısına alınmışgibi hissediyorsunuz. Benim 3 günlükgözaltı süresinin sonunda sol om-zumda geçmeyen bir ağrı ve sağ ko-lumda şişlik var. Bileklerimde kelepçekesikleri var. Öyle ki, Adliye’ye çı-karıldığımız son gün, Adliye’nin ne-zarethanesinin içinde bile kelepçelibir şekilde bekletildik.

Bunun dışında yine sistematikolarak uyguladıkları diğer yöntemsu vermemeleriydi.

Yine tuvalete çıkartırken çok zor-luk çıkardılar. Her defasında toplucakapıları tekmelemek slogan atmakzorunda kaldık.

Parmak izi alma sırasında bilekle-rimizi kıracak şekilde büktüler. Ba-caklarımdan kollarımdan yere bastır-dılar. Polislerden biri sol bacağımafazla çullandığı için sol diz kapağımkanadı ve sol ayak bileğim zedelendi.

DamlaSandal

... Önce Vatan Em-niyet Müdürlüğü’ne gö-türüldük. Zorla üst ara-masına götürüldük.Cam penceresi olan birodaya koydular. Dahasonra kadın polisler üs-tüme oturdu. Kollarıma,bacaklarıma. Zaten terskelepçe halindeydik.Zorla soyarak aramayabaşladılar. Kamera çe-

kimi yapan erkek polis ve diğer polislerde o esnada pencerenin yanındaydı.Ahlaksızca arama yaptılar. Eşyalarınkayda geçmesi sırasında odada bulunanerkek polisler karnıma ve bacaklarımavurdu. Yine üst araması sırasında kı-yafetlerimi parçaladılar. Ellerinde kesikvardı o yüzden bacağımda da kesikvar. Daha sonra tekrar çevik arabasınagötürüldük. Orada Adli Tıp’a götürül-mek üzere beklemeye başladık. Saatlersürdü. Yine ters kelepçeyle götürülüpgetirildik. Vatana girerken yere yatı-rıldım. Üzerime erkek çevikler oturdu.İşlemleri tamamladıktan sonra kadınpolisler sürükleyerek hücreye götür-düler. Hücreye girmeden yine kabadayak atıldı. Orada kaldığımız sürecesu ve şeker ihtiyacımız karşılanmadı.Tuvalet ihtiyacımız karşılanmadı. Par-mak izinde parmaklarımızı kırmak içinuğraştılar resmen.

Ertesi gün avukat görüşüne gö-türüldüm. Geri getirilirken yarı yoldasaldırıp ters kelepçe yaptılar ve tü-kürük örneği almaya götürdüler. Ara-banın içinde yine çevik kuvvetin sal-dırısına uğradım. Tükürük örneğialırlarken işkenceye maruz kaldım.Orada da avukatların getirdiği suve şeker verilmedi. Avukatlarımızınmücadele etmesi sonucu saatler sonrasu ve şekerleri alabildik.

İbrahim Gökçek18 Ocak sabah 04.00’te İdil Kültür

Merkezi’mizin kapılarının kırılmayabaşladığını duydum. Önce kapımızıkırmaya çalıştılar. Sonra duvarlaravurmaya başladılar balyozlarla. Yak-laşık 25 dakikalık bir süre zarfında

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?110

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 11: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Röportaj

kültür merkezimizin duvarı kırıldı.İçeriye ellerinde otomatik tüfekli,çelik yelekli kamuflaj elbiseli onlarcapolis özel harekat timleri girdi. Top-lam 11 kişi idik. Bize yere yat diyebağırıyorlardı ve hakaretler, küfürlerediyorlardı. Zorla yere yatırdılar, sır-tımıza, bacaklarımıza vurdular. El-lerimizi arkadan kelepçeleyerek biz-leri yerlerde sürüklediler. Çevik kuv-vet otobüsünün içine attılar. Buradaben ve arkadaşlarım 10-12 saat ar-kadan kelepçeli bir şekilde işkencehalinde bekletildik. Emniyet’e gidişteotobüslerden zorla çıkarıldık. Yerlerdesürüklenerek nezarethanelere, hüc-relere atıldık. Hücrelerde su, şekervermediler. Tuvalet ihtiyacımızı gi-dermemize olanak vermediler. Böyleinsani ihtiyaçlarımızı karşılamamız

için büyük mücadele vermemiz ge-rekti her seferinde. Avukat görüşle-rinde dahi avukatlarımızla sohbet et-memizi engellemeye çalıştılar. Par-mak izi almaya götürüp ve getirirkenomuzlarımızı kırarcasına bastırdılar.Bu şekilde parmak izi alındı.

Parmak izi verirken polislerdenbirisi “Grup Yorum yok artık, izinvermeyeceğiz bundan sonra bitti.”vs. türünden sözler ederek bu gibioperasyonlarla ne hedefledikleriniortaya koydu. Üç gün boyunca yu-karıda anlattığım gibi işkence ve ha-karetlere maruz kaldık. Üç gününsonunda sabah 10’da hücrelerden çı-karılarak tekrar çevik otosuna konduk.Ellerimiz arkadan kelepçelendi. Tam5 saat Emniyet Müdürlüğü’nünbahçesinde otobüsler içinde bek-

letildik. Sonra bu halde Haseki Araş-tırma Hastanesi’ne gittik. Burada ya-sal bir işlem yapılmış da, yasal ge-rekliliği yerine getiriyor gibi bizdentükürük örneği vermemiz istendi.Vermeyince doktor nezaretinde zorlaişkenceyle tükürük örneği alındı. Ar-dından İstanbul Adliyesi’ne getirildik.Ellerimiz hala arkadan kelepçeli ne-zarethaneye konulduk. Burada bileellerimizin kelepçesi çözülmedi. Suiçin yine büyük tartışmalar yaşadık.Akşama doğru avukatlarımızın vebizim tartışmalarımız sonucunda ke-lepçeleme işlemini arkadan değil ön-den olacak şekilde aldırabildik. Buşekilde saat 00.30’a kadar bekletildik.00.30 sularında savcıların talimatıylaserbest bırakıldık.

İdil Kültür Merkezi önünde ya-pılan “Grup Yorum Hapsedilemez”eylemleri devam ediyor. Grup Yorumelemanlarına verilen ev hapsi cezasıve Seçkin Aydoğan'ın serbest bıra-kılması için başlatılan eylemler yenitutsaklıklarla sürüyor. 18 Ocak günügece yarısı terör havası verilerek İdilKültür Merkezi'nin de aralarında bu-lunduğu devrimci kurumlara ve avu-katların bürolarına gerçekleştirilenbaskınla 86 kişi gözaltına alınmış55 kişi ise yalan gerekçeler ve kom-plolar ile tutsak edilmişti. Baskınlarsonucu gözaltına alınan İdil KültürMerkezi çalışanları Veysel Şahin veGamze Keşkek de tamamıyla uy-durma gerekçelerle tutsak edildi.

27 Ocak günü, her Pazar günüolduğu gibi, İdil Kültür Merkeziönünde Grup Yorum dinleyicileri,aydın sanatçılar bir araya geldi. Bas-kın esnasında işkenceyle gözaltınaalınan Grup Yorum elemanlarındanCaner Bozkurt yaptığı konuşmada,baskınların hukuksuz olduğunu, göz-altında tutuldukları süre boyunca suve şeker dahi verilmeyerek işkenceuygulandığını, ters kelepçe ile yedisaat boyunca tutulduklarını ifade etti.Tutuklananların tamamen komplo ve

uydurma gerekçelerle hukuksuz bi-çimde tutuklandığını ekleyen CanerBozkurt, kar yağmasına rağmen bu-gün İdil Kültür Merkezi önüne gelenGrup Yorum ailesinin, büyük ailenindaima kazanacağını ve kaybedeninhep devlet olacağını belirtti.

Caner Bozkurt'un ardından, Bil-gesu Erenus söz alarak Grup Yo-rum'un yalnız olmadığını belirtti.Erenus'un ardından Kardeş Türkü-ler'den Vedat Yıldırım söz alarakGrup Yorum'un hapsedilemeyeceğini,iktidarın bunu anlaması gerektiğinive ne zaman Grup Yorum'a bir baskıolsa o zaman aydın sanatçıların bir-leşerek Grup Yorum'u ve geleneğinisahipleneceğini söyledi. Kardeş Tür-küler daha sonra orada bulunan kit-leyle birlikte deyiş ve türkülerinisöyledi. Kitle kara ve soğuğa rağmencoşkuyla halaya durdu.

Kardeş Türküler'in ardından Ni-yazi Koyuncu söz alarak, her zamanolduğu gibi yine Grup Yorum'la da-yanışma içinde olduklarını bununher şeyden evvel devrimci müzikgeleneğinin taşıyıcısı Grup Yorum'abir vefa borcu olduğunu ifade etti.Niyazi Koyuncu'nun şarkıları ile kitlehorona durdu. O dakikadan sonra

İdil Kültür Merkezi'nin önü konseralanına döndü. Çekilen horonlar vesöylenilen türküler adeta soğuğu sı-cağa çevirmeyi başardı.

Niyazi Koyuncu'nun ardından sözalan Hilmi Yarayıcı, Grup Yorum'unsuçlu olduğunu, bu suçu 28 yıldırişlemekten bıkmadığını ve işlemeyedevam edeceğini söyledi. EylemdeFerhat Tunç, Suavi, Akın Birdal'dasöz aldı. Ferhat Tunç Grup Yorumve İdil Kültür Merkezi'ne yapılanbu saldırının tüm direnenlere oldu-ğunu, bu saldırılara yanıt olarak ör-gütlenerek direnmeyi, sanatçılar ola-rak tepki göstermeyi sürdüreceklerinisöyledi.

Suavi ise, Grup Yorum'un kültürmerkezini bu hale getirenlerin, in-sanları tutuklayanların bu saldırgantavırlarını tüm aydın sanatçılara yö-nelik olarak algılamak gerektiğinive buna karşı mücadele etmek ge-rektiğini söyledi. Akın Birdal da di-renişi selamladığını ve daima yanındaolduğunu belirtti. Eyleme katılan sa-natçılar eylem sonunda İdil KültürMerkezi'ni gezdi. Eyleme 180 kişikatıldı.

Grup Yorum elemanları İdil KültürMerkezi ve Grup Yorum'un 5 tutsa-ğının olduğunu ve onları sahiplenmekiçin her hafta Pazar günü İdil KültürMerkezi önünü konser alanına çe-virmeyi sürdüreceklerini ifade etti.

Grup Yorum Mücadelenin TürküsünüSöylemeye Devam Ediyor!

3 Şubat2013

111

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 12: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

18 Ocak saat 02:30 gibi Ebru,ben uyurken beni baskın haberi ileuyandırdı. Hemen yatağımdan kalk-tım, yatağımı topladım, kıyafetlerimigiydim, çorabımı giymek için dolabayöneldiğim anda bulunduğum odanıncamı kırıldı ve içeriye konserve ku-tusu büyüklüğünde kıvılcımlar çı-kartarak ve duman saçarak döne döneyere bir gaz bombası düştü.

O arada bıraktım çorabı, ayakka-bımı giyip aşağıya orta kata indim.Orada Bakican, Elif abla, Mahir abi,Şafak abi ve Ebru vardı. Arka tarafabakmak için camdan bakmaya ça-lıştığımızda 3 el ateş edildi. Buateşten hiç birimize bir şey olmadı.Daha sonra kapılardan değil de pen-cereden camın demirini keserek gir-meye çalıştıklarını öğrendik.

İlk olarak camdan baktığımız oda-dan çıktık ve onun yanındaki odayageçtik. Kapının arkasına barikat kur-duk. Daha fazla nefes alabilmek içinpencerenin camlarını kırdık. O araElif abla ve Mahir abi camdan sloganatıyor ben ve Şafak abi de ajitasyonçekiyorduk. Bakican ve Ebru içeriatılan gaz bombalarının etkilerini ya-şıyorlardı. Havluları ıslattık yüzümüzyanmaya başladı. Yüzümüze sürüpgazın etkisini üstümüzden atmayaçalıştık. Teslim olun çağrısı yapma-dılar bu sefer, çünkü asla teslim ola-mayacağımızı biliyorlardı. Biz onlarınçağrılarına “Bizler Dev-Genç'liyiztarih boyunca hiç teslim olmadık,yine olmayacağız, asıl siz teslimolun, sizler bir avuçsunuz biz isemilyonlarız, halkız mücadelemizhaklı ve meşrudur buna olan inan-cımızla umudumuzu büyütüyoruz.Haydi gelin tanklarınızla toplarınızlagelin korkmuyoruz yüreğimiz hal-kımızın umudu ve şehitlerimizin cü-

reti ile doludur...” diyerek karşılıkverdik.

2 tane helikopter vardı. Biri ma-hallenin üstünde dolaşıyor ışığı ilemahallenin çatılarını ve evlerin pen-cerelerini aydınlatıyordu; yaptıklarınıizleyenler var mı diye kontrol edi-yordu. Çatıya muhtemelen helikopteriyaklaştırıp bir grup özel harekat po-lisini çatıya bırakmıştı. Biz ajitas-yonlarımızı çekerken sloganlarımızıatarken onlar yan odaya geçmişlerdive üst katımızdaki mutfak pencere-sinden 2 tane polis de sıcak su dö-küyordu üstümüze. O ara bulundu-ğumuz katın kapısına gelmişlerdi.Kapıyı kırmaya çalışıyorlardı. 20 da-kikaya yakın kapı ile uğraştılar amakıramadılar. Sonra kapının yanındakituvaletin duvarından odaya geçişyapmaya çalıştılar ve önce duvarıkırdılar ama gene giremediler içeriye.O sırada Bakican ve Mahir abi bari-katı güçlendirmeye çalışıyorlardı.Ben de ajitasyon çekiyor slogan atı-yordum.

Daha sonra baktılar kapı tarafındangiremiyorlar, yan odaya daha öncebizim olduğumuz odaya geçmişlerdi.Balyoz ya da koçbaşı denen ağır bircisimle duvara vuruyorlardı. O kadarçok ses çıkıyordu ki kulaklarımızçınlıyordu. Slogan atmaya devamediyorduk. Elektrikli demir testeresisesi gelmeye başladı. Ellerimize çe-kiçleri aldık ve duvara vurmayabaşladık. Daha önceden öğrendi-ğimiz bir durumdu, demirin titre-mesini sağlarsan kesilmeyeceği. Bubilgi o an işimize çok yaradı. 3tane çekiç vardı Mahir abi ben veBakican üçümüz üç koldan her sesgeldiğinde duvarı dövüyorduk. Buçok uğraştırmıştı onları, çok fazlazaman kaybettirdi onlara.

Saat 05.35 olmuştu ve elektriği-mizi kestiler. Göremiyorduk ama du-yabiliyorduk sonra gözlerimiz ka-ranlığa alışmaya başladı. Bir an ses-sizleşti artık ne vuruyorlardı ne deelektrikli demir testeresi sesi duyu-yorduk. Sonra duvarın en köşe tara-fından başladılar kesmeye onlar bizeyaklaştıkça bizim coşkumuz artıyor-du. Elif abla Şafak abi, Mahir abi,Bakican, Ebru daha gür atıyorduksloganlarımızı. Artık çok yaklaşmış-lardı görebiliyorduk ve dövme işle-mini de ajitasyon işlerini de bırak-mıştık, slogan atıyorduk.

Barikata Dev-Genç yüreklerimizikoyduğumuzu ve demir kapılardangeçseler bile yüreklerimizi asla aşa-mayacaklarını, bizi asla teslim ala-mayacaklarını söyledik. Duvarın di-binden neredeyse 1,5 metre demirkesmişlerdi ama gene de geçilebilecekbir ara açamamışlardı kendilerine.Sonra baktılar olacak gibi değil, geneçalıştırdılar demir testeresini ve ken-dilerine geçebilecekleri kadar kapıaçtılar. Daha önce kestikleri yerin 1metre kadar uzağında aynı boyutlardabir yarık daha açtılar ve onu da birçeşit aletle iyice genişlettiler. Tabiibunları yaparken bir birbirimize ke-netlenmiş yüzümüze ıslak havlularıtutmuş bekliyor marşlarımızı söylü-yorduk. Önce Dev-Genç Marşı sonra

Röportaj

Liseli Dev-Genç’li Nehir Sarıkaya Gençlik Federasyonu’na YapılanBaskını ve Gözaltı Boyunca Yaşadığı; İşkenceleri Anlatıyor!

“Bizler Dev-Genç’liyiz TarihBoyunca Hiç Teslim Olmadık!”

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?112

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Gençlik Federasyonu

Page 13: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

ise Haklıyız Kazanacağız marşınısöyledik. Demir kesilirken üstümüzebir dolu kıvılcım sıçrıyordu. Mora-limiz coşkumuz o kadar yüksekti kidemir kesilirken odayı aydınlatankıvılcımlar konusunda kendi aramızdaşaka bile yapıyorduk. Şafak abi sankibir Grup Yorum konserinde mumyakmış da müzik dinliyormuş gibielini zaferi işareti yaparak sallıyorve bize moral veriyordu. Hepimizbirbirimize moral veriyorduk. O kadarderin ve yüksek bir ses çıkıyordu kidemir kesilirken kulaklarım sağıroldu sandım, çok şiddetli bir şekildeçınlıyordu.

Sonra içeri girdiler ben o ara göz-lerimi kapattım çünkü içeri gireninelinde gaz tüpü olduğunu görmüştüm.Ve alçakça üstümüze sıkacağını bi-liyordum ve öyle de oldu. Üstümüzearalıksız 3-4 dakika gaz sıktı. Elifabla her ne kadar yüzünü havlu ilekapatmışsa da çok etkilenmişti gazdanve sürekli öksürüyordu. Mahir abi oara bana burnumdan nefes almamgerektiğini söylüyordu bende sloganatıyordum. Gözlerim hala kapalı, yü-züm ve ellerim yanıyordu. Islak hav-lunun bile tutamadığı engelleyemediğibir gazdı sıktıkları.

Sonra da vurmaya başladılar. Tek-me atıyorlardı saçımı çekiyorlardıküfür ediyorlardı. “İŞKENCE YAP-MAK ŞEREFSİZLİKTİR”, “İN-SANLIK ONURU İŞKENCEYİYENECEK”, “YAŞASIN DEV-GENÇ YAŞASIN DEV-GENÇ’Lİ-LER” sloganlarını atmaya başladımsırası ile. Elif ablayı çektiler yanı-mızdan her ne kadar kenetlenmiş ol-sak da aldılar onu. Saçından tutarakve sürükleyerek o açtıkları ufak yer-den geçirdiler. Kafamda bir kaç elhissettim ve vücuduma atılan tek-meleri. Beni öncelikle saçımdan sü-

rükleyerek çıkartmayı denediler, bak-tılar olmuyor tekme ile iterek devamettiler. O açtıkları yerden geçtiktensonra ikisi bacaklarımdan ikisi kol-larımdan ve biri saçımdan olmaküzere beş polisin saldırısına uğra-dım.

Merdivenlerden indirilirken dahaçok sürüklüyorlardı. O süreçte önle-rinden geçtiğim polisler de tekmeatıyorlardı. Bütün bu süreçte slogan-larımız hiç susmadı. Sonra beni girişkata getirdiklerinde sırt üstü merdi-venden bıraktılar ve düştüm. Düştü-ğüm bir süre boyunca gözlerim ka-rardı ve bu sırada bir sivil polis geliptekme atmaya başladı. Bir kaç saniyebilincimi kaybetmiş olmalıyım kikendime biraz geldiğimde beni dışarıçıkartmış ve çevik arabasının önündeters kelepçe yapmaya çalışıyorlardı.O sırada gene sloganlarımızı atmayadevam ettim. Çevik arabasına bin-dirildiğimde orada Elif abla ve Şafakabinin olduğunu gördüm. Elif ablanınsağ gözü çok fazla şişmişti. Bendensonra Mahir abiyi ve Bakican’ı ensonda Ebru'yu işkence ile getirdiler.Mahir abinin kafası kanıyor, Baki-can’ın yüzüde şişlikler ve sol gözününaltı yanağında bir yarık vardı. Şafakabinin de parmağı kesilmiş kanıyordu.

Keyfi olarak 10 dakika kadar bizevurdular çevik otobüsünde. Kelepçemo kadar sıkıydı ki elimin şiştiğini vekan gitmeyip morardığını hissede-biliyordum. Kelepçemi çözmesiniistediğimde bıçağım yok dedi veplastik kelepçe yetmiyormuş gibibir de üstüne demir kelepçe taktı.

Sonra bizi Vatan işkence merke-zine götürdüler. Derneğin kapısınınönünde çevik arabasına tam olaraksaat 06:10 da bindirilmiştik. Ve sa-atlerce çevik arabasında ters kelepçelibir vaziyette kaldık. O sırada ara ara

çevik kuvvet polislerinin tacizlerineküfürlerine maruz kalıyorduk, ara-lıklarla gelip sataşıp vuruyorlardı.

Biz coşkumuzu çevik arabasındada kaybetmemiştik, kendi türküleri-mizi marşlarımızı söylüyor, zılgıtlarçekiyor, gülüşüyorduk. Birbirimizinhalini hatrını soruyor, sohbet edi-yorduk. Tam anlamıyla bir Dev-Genç'liydik. Düşman coşkumuzdançok rahatsız oluyor ve fırsat buldukçakelepçelerimizi kolumuzu koparır-casına sıkıyordu.

O sırada sabah haberlerini duydukradyodan; başka kurumlarda da baskınolduğunu öğrendik ve herkesi tekerteker merak etmeye, endişelenmeyebaşladık. Saat on bire yaklaşırkenbizi teker teker gene işkencelerlearamaya götürdüler. Hücre tipi odalarasoktular hepimizi ayrı ayrı.

Kelepçelerimi çözdüler yüz üstüyatırdılar beni, 2 sivil ellerime 2 sivilayaklarıma basıyordu, biri sırtımdaoturup saçımı tutuyordu. Bu şekildearadılar beni ve daha sonra ayakka-bımı giydirmeden beni çevik otobü-süne geri bindirdiler. Tekrar hepimizinbekleme süreci devam etti. Saatlercekelepçeli kalmak bile yakıcılığı his-sedilir bir işkenceydi zaten. Bir kaçsaat sonra bizi Çağlayan Adliyesi’neAdli Tıp muayenesine götürüldük.

İşkence Adli Tıp’dada Sürdü

Normalde doktora götürülürkenellerimizdeki kelepçeleri çözmelerigerekirken, kesinlikle keyfi olarakçözmediler. Ben doktorun kapısınınönünde yüzüstü ters kelepçeli ya-tırtılarak bekletildim. Sırtıma birçevik oturttular, 2 çevik de ellerimebasıyordu. O arada gözaltına alınanarkadaşımız Cavit Yılmaz geçiyor-

3 Şubat2013

113

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Ozan YayıncılıkGençlik FederasyonuGençlik

Federasyonu

Page 14: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

muş bana yapılan işkenceleri gö-rünce beni sahiplenmek için yanı-ma gelmeye çalıştı benim o ara ka-famı yere bastırdıkları için gelmeyeçalıştığını görmedim. Onu en songördüğümde 15’e yakın sivil üstüneçullanıp tekmeliyor ve sürükleyerekmerdivenlerden indiriyordu.

Sonra Bakican doktorun yanındançıktı ona tekrar kelepçe takmak iste-diler. Karşı çıktı. Onun da üstüne çul-landılar o an ben slogan atıyordumonu sahiplenmeye çalışıyordum tamo sıra halktan bir kadın üst katlardansesimi duymuş ve merak ederek aşa-ğıya inmiş merdivenlerin kenarındangizlice bizi izliyor ve cep telefonu ilekameraya çekiyormuş. Ben bunu gör-memiştim beni tutan sivillerden birigördü bunu ve kadına bağarıp peşindenkoştu ama kadını yakalayamadı. Birdaha böyle bir durum yaşamamakiçin de amirleri merdivenin başındaeli silahlı bir çevik bıraktı.

Sonra beni soktular doktorun ya-nına, doktor üstünkörü ilgilendi. Bak-madı bile sadece orda su içebildim.Sonra dışarı çıktım, tekrar kelepçetakmak istediler tabii ki bende tak-tırmak istemedim beni gene yere ya-tırdılar ve gene kelepçeleyerek sü-rüklediler çevik arabasına kadar.

Bizi tekrar Vatan’a götürdüler.Kelepçeden kollarım artık uyuşmuştuağrı değil acı veriyordu kelepçe. Sa-dece ben kelepçeli değildim, demekki hepimizde aynı acı vardı. Bunarağmen coşkumuz direngenliğimizbir milim dahi azalmadı, gene slo-ganlarımızı attık, türkülerimizisöyledik.

Adli Tıp’tan Sonra Parmak İzi İşkencesi

Gözaltına alınanlar 3 çevik ara-

basını doldurmuştu. Birinci de bizGençlik diğer ikisinde de İdil KültürMerkezi’nden alınanlar vardı. Heponları geçiriyorlardı önümüzden, on-lara destek sloganları atıyorduk. He-pimizin yüzünde bir gülümseme olu-şuyordu birbirimizi gördüğümüz za-man. Şafak abi bol bol sohbet edi-yordu. Tutuklananların yerini dol-durmamız gerektiğinden, örgütlenipkavgamızı savaşı, umudumuzu bü-yütmemiz gerektiğinden bahsediyor-du.

Önce Şafak abi, Mahir abi, Baki-can, Elif abla, ben ve Ebru parmakizi için götürüldük. İnşaat gibi biryerlerden gene yüzüstü havada gö-türdüler beni. Tam parmak izi aldıklarıyerin kapısına sivil ordusunun içineyüzüstü bıraktılar beni. Çok kalaba-lıktı. İşkence odalarıydı, kapıları açıkolan yer. Her odada 7-8 sivil polisbir devrimciye işkence yapmakiçin başında bekliyordu.

Daha sonra benim arkamdan Sul-tan Kavdır’ı getirdiler işkence ya-parak; onu sahiplendim ona işkenceyapmalarına engel olmaya çalıştımama sonra gene tuttular beni yereyatırdılar. Daha sonra amirleri geldi,“Nehir daha çocuk, bunu nedengetirdiniz buraya?” diye beni geti-renleri azarladı. Çocuk olduğuma di-ğer sivil polisler inanmadı, “Amirimbu çocuk değildir” diye itiraz ettiler.Sonra beni dışarı çıkarttılar geneaynı şekilde yüzüstü havada. Sonrayolun yarısında yere tekrar yatırdılartekrar kaldırıp geri götürdüler sırfkeyfi işkence olsun diye 2 defa götürgetir yaptılar beni.

Sonra Selma abla, Gamze abla-ların olduğu otobüse bindirdiler beniSelma ablaları indirdiler. Çevik oto-büsünde tek kaldığımda içinde 8-9tane çevik polisi vardı. O kadar

çaresiz durumda, o kadar acizlerdiki çok ahlaksızca şeyler söylüyorlardı.Onursuz ve şerefsiz olduklarını birdefa daha kanıtlamış oldular. AmaDev-Genç'li olmanın sabrını ve düş-manın yaratmaya çalıştığı psikolojiyiyaşamamak için marşlarımızı söyle-meye başladım. Sonra beni gene iş-kence ile o çevik arabasından indiripbaşka bir çevik arabasına bindirdiler.Keyfi olarak hiçbir geçerli sebepleriolmamasına rağmen…

1 saat kadar sonrada en son bin-dirildiğim çevik otobüsünden de in-dirildim, sürüklenerek başka bir sivilotomobile bindirildim. Yaptıkları şeykeyfi işkence ve psikolojik baskıdanbaşka bir şey değildi.

Daha sonrasında beni gene işkenceile sürükleyerek Beyoğlu Çocuk Bü-ro’ya götürdüler. Normalde Vatan'daaranmış olmama rağmen çocuk şu-bede beni tekrar aramak istediler.Yaklaşık 1 saat boyunca Vatan'dazaten arandığımı ve keyfi bir uy-gulama olup burada kendimi arat-mayacağımı söyledim. Tartıştımsonunda irademle kazandım vearatmadım üstümü.

Saat akşam 18.30 gibi çocuk şu-bedeydim. Gece saat 02.00'ye kadarben haber verin dememe rağmen ba-roya haber verip avukat çağırma-mışlardı. Avukat geldiğinde saat sa-bahın 05'iydi. Beni savcılığa çıkart-madılar, avukatıma da dosyamı ver-mediler, dosyamda gizlilik kararıvarmış avukatım gizlilik kararını gör-mek istedi ama ona da izin vermediler.Savcıyı aradı, savcı da göstereme-yeceğini söyledi. Daha sonra ailembeni almaya geldi ve eve götürdü.İşkencelerde kelepçe izleri, sırtımdave belimin sağ tarafında morartı veçizikler, ellerimde ve ayaklarımdasürtünmeden kaynaklı yaralar kaldı.

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?114

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Gençlik FederasyonuOkmeydanı Haklar Derneği Gençlik Federasyonu

Page 15: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

18 Ocak 2013’te AKP’nin polisleritarafından 7 ilde, Yürüyüş dergisi,Halkın Hukuk Bürosu, Çağdaş Hu-kukçular Derneği, TAYAD, İdil KültürMerkezi, Gençlik Federasyonu, Ok-meydanı Haklar Derneği ve çok sa-yıda evler basılarak 86 kişi gözaltınaalınıp 55 kişi tutuklandı. Amerikanuşağı AKP, bu saldırıyla bizi “yolagetireceğini” sanıyor. YANILIYOR!

Aşağıda 2001 yılından bugünedeğin kurumlarımıza yönelik bas-kınların, gözaltı ve tutuklamalardanöne çıkanların kısa bir özetini çı-karttık. Bu özet AKP’nin yanıldığınınkanıtıdır...

***8 Ağustos 2001

Vatan Dergisi Baskını: Her zaman olduğu gibi oligarşininpolisleri sabah saat 04.30'da dayan-dılar Vatan dergisinin merkez büro-sunun kapılarına. Kapılar, duvarlar,bilgisayarlar, dergi çıkartmak içingerekli olan tüm malzemeler bal-yozlarla kırıldı. 12 dergi çalışanıişkenceyle gözaltına alındı ve 3 kişitutuklandı.

12 Ekim 2001, GençlikGelecektir Dergisi Baskını:Dev-Genç’liler o zaman da oligar-şinin dışarıda susturamadığı kurum-lardan birisiydi. Çünkü Cananlar,Zehralar, Özlemler Büyük Direnişindışarıdaki ölüm orucunda şehit düşenDev-Gençli kahramanlarıydı. 12 Ekim2001'de Ülkemiz'de Gençlik dergisibürosu basılarak 10'un üzerindeDev-Genç'li gözaltına alınıp tutuk-landı.

10 Aralık 2001,Vatan Baskını:En son 8 Ağustos’ta basılmıştı Vatandergisi. Bütün kapı ve duvarları kı-rılmış, dergi çıkartmakta kullanılanteknik eşyalara el konulmuştu. Üze-rinden 6 ay geçmeden bu sefer de10 Aralık İnsan Hakları günündesaat 05.00’de aynı şekilde kapı ve

duvarlar balyozlarla kırılarak ikincikez basıldı. Dergi çalışanı 7 kişi iş-kencelerle gözaltına alındı ve 2kişi tutuklandı. Fakat direnişin sesiVatan dergisi susmadı.

2 Ağustos 2002:Ekmek ve Adalet dergisi Merkez bü-rosu, Gençlik Gelecektir dergisi veTAYAD basıldı. Ekmek ve Adaletdergisi ve Gençlik Gelecektir dergi-sinin büroları kullanılmaz hale geti-rildi. Toplam 17 kişi gözaltına alın-dı.

1 Nisan 2004Disket Komplosu: AKP’nin iktidara gelmesinden sonraen büyük komplo saldırısıydı. Sahtebelgeler hazırladılar. Yasal, demo-kratik kurumlar ve bu kurumlardaçalışan, her şeyiyle ortada olan dev-rimcilere saldırdılar. “DHKP-C’YE5 ÜLKEDE BİRDEN OPERAS-YON” diye duyurdular. İstanbul'da;Ekmek ve Adalet dergisi, TAYAD,Halkın Hukuk Bürosu, Temel Haklarve Özgürlükler Derneği, Anadolu'nunSesi Radyosu, Gençlik Gelecektirdergisi, İstanbul Gençlik Derneği,İdil Kültür Merkezi, Okmeydanı Hal-kının Sesi gazetesi basıldı; aynı gün

Anadolu’da, Ankara, İzmir, Kocaeli,Bursa, Samsun, Adana ve Dersim’dedemokratik kurumlara, dergi büro-larına ve evlere baskınlar yapıldı.Günlerce süren baskınlar sonucunda150’yi aşkın devrimci gözaltına alındı.Avrupa'da ise; Hollanda'da ÖzgürlükBürosu ve DHKC Enformasyon Bü-rosu, Belçika'da Halkın Sesi Televiz-yonu ve ayrıca Hollanda ve Alman-ya'da çeşitli evler basıldı. Toplam82 kişi tutuklandı.

7 Aralık 2006Yozlaşmaya KarşıMücadele EdenDevrimcilere Operasyon: 7 Aralık 2006'da İstanbul'da günboyu terör estirildi. Uyuşturucu, fu-huş, kumar başta olmak üzere hertürlü yozlaşmaya karşı mücadeleeden Temel Haklar Federasyonu'na,Yürüyüş dergisine, Ozan Yayıncılık'a,İstanbul TAYAD ve Temel HaklarFederasyonuna bağlı Nurtepe, Bah-çelievler, Sarıgazi, Okmeydanı, İki-telli, Esenyurt, Gazi, Alibeyköy, Esen-ler Temel Haklar Derneği, BağcılarKaranfiller Kültür Merkezi işkencecipolisler tarafından basılıp 50'nin üze-rinde kişi gözaltına alındı. Derneklere

Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Operasyonlarla,Gözaltılarla, Tutuklamalarla, Komplolarla, İftiralarla, Yalanlarla

YENEMEZSİNİZ!

3 Şubat2013

15

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 16: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

yönelik baskınlar mahallelerde barikatdirenişleriyle karşılandı. Gözaltınaalınanlardan 15'i tutuklandı.

9 Mart 2010Sarıgazi’ye Saldırı:

Yoksul halkın oturduğu İstanbulSarıgazi, AKP’nin polisi tarafındanhelikopterlerle gecenin 04.00’ündeişgal edilmiş, onlarca ev ve SarıgaziÖzgürlükler Derneği basılıp talanedilmiştir. Devam eden saldırılarlabirlikte 37 kişi gözaltına alınmış, 10kişi de tutuklanmıştır.

15 Haziran 2010TAYAD’lılara Saldırı:3 şehirde 29 Gözaltı,15 Tutuklama:

AKP'nin polisi 15 Haziran sabahıAnkara, İzmir ve İstanbul'da demo-kratik kitle örgütleri ve TAYAD'lılarınevleri basılarak üç ilde toplam 29kişiyi gözaltına aldı. Burjuva basınher zamanki gibi "Büyük örgüt ope-rasyonu, DHKP-C operasyonu" diyehaber yaptı. Oysa gözaltına alınıptutuklananların büyük çoğunluğu 60-65 yaşlarında TAYAD'lı şehit vetutsak aileleriydi.

29 Ekim 2010; 1 MayısMahallesi’ne Saldırı:

Hedefteki mahalle bu sefer İs-tanbul 1 Mayıs Mahallesi’ydi. Ana-dolu Haklar ve Özgürlükler Derneğive üyelerinin evlerine polis tarafındanbaskınlar düzenlendi. Derneğe girenpolis, tüm eşyaları tahrip ederek cam-dan aşağı attı. Toplam 15 kişi göz-altına alındı. 12 kişi tutuklandı.

17 Aralık 2010Çayan Baskını:

Saldırının hedefinde NurtepeHaklar Derneği vardı. Derneğin et-rafını, ana caddeyi 1000 polisle işgaleden katliamcılar, Nurtepe HaklarDerneği’nden ve Çayan Mahallesin-den 12 kişiyi gözaltına aldılar, 7’situtuklandı.

24 Aralık 2010Yürüyüş Dergisi Baskını:

Saat 03.15'de Yürüyüş dergisi he-likopterler eşliğinde yüzlerce çevikkuvvet ve Özel Harekat Polisleri ta-rafından kapıları balyozlarla kırılarakbasıldı, 12 kişi gözaltına alındı 7kişi tutuklandı!

26 Ocak 2011:İzmir polisi, Yamanlar Özgürlükler

Derneği, Doğançay Yardımlaşma veDayanışma Derneği, İzmir Özgür-lükler Derneği ve bazı evlere baskındüzenleyerek terör estirdi. Gerekçeyine “yasadışı örgüt operasyonu”ydu.(!) 7 kişiyi gözaltına aldılar. 5 kişitutuklandı.

19 Şubat 2011Gülsuyu GülensuMahallesi’ne Saldırı:

Yozlaşmaya karşı mücadele edendevrimcilere AKP yine saldırdı: 19Şubat sabahı İstanbul Gülsuyu Ma-hallesi sabaha karşı 04.00 sıralarındaAKP'nin yüzlerce polisi, panzeri vezırhı araçları tarafından kuşatıldı.Yukarıdan helikopter eşliğinde Gül-suyu Haklar Derneği ve devrimcilerinevleri büyük bir terör estirilierek ba-sıldı. Baskınlarda 19 kişi gözaltına

alındı ve 9 kişi tutuklandı.

9 Nisan 2011Gazi Mahallesi’ne Saldırı:İstabul Gazi Mahallesi'nde sabah

saat 03:30'da Gazi Özgürlükler Der-neği ve 16 ev basıldı. Helikopter veÖzel Harekat Timleriyle yapılan bas-kında 23 kişi gözaltına alındı. 14kişi tutuklandı.

10 Mayıs 2011: Saat 03.00'da İstanbul Okmeyda-

nı'nda bulunan Gençlik Federasyonu,Haklar ve Özgürlükler Derneği veİdil Kültür Merkezi basıldı. 46 kişigözaltına alındı, 9 kişi tutuklandı!

17 Mayıs 2011Ankara'da Ev Baskınları:

Sabahı saat 07.00 civarında An-kara'da evlere yapılan baskınlarda12 kişi gözaltına alındı. Gözaltınaalınanlar TAYAD'lı Aileler ve AnkaraHaklar Derneği üyeleridir.

8-9 Mayıs 201214 İlde Gençlik Derneğive Halk CephelilereSaldırı:

18 Ocak’ta burjuva basın saldırıhaberlerini verirken “son yılların enbüyük DHKP-C operasyonu” diyeverdi. Oysa geçtiğimiz Mayıs ayı daaynı başlıkları atmışlardı. GençlikFederasyonu’na bağlı Gençlik Der-nekleri ve Halk Cepheliler’e yönelik14 ilde operasyonlar yapıldı. Der-nekler ve evler basıldı. Toplam 96kişi gözaltına alındı 36 kişi tutuk-landı!

İstanbul’da, 29 Ocak günü,tutsak devrimci anneler için herhafta Bakırköy Kadın Hapisha-nesi’nde yapılan eyleme devamedildi. Eylemde, 18 Ocak günüyapılan baskınlar sonucu gözal-tına alınıp tutuklanan Av. ŞükriyeErden'in kızı Merve Demir biraçıklama yaptı. AKP faşizmininhiçbir şey dinlemeden insanlarıtutukladığının vurgulandığı açık-

lamada, “Tüm bedelleri göğüs-leyip her hafta orada olup anne-lerimizi sahipleneceğiz” denil-di.

"Tutsak Anneler Serbest Bı-rakılsın", "Devrimci AnnelerOnurumuzdur", "Kahrolsun Fa-şizm, Yaşasın Mücadelemiz","Halkız Haklıyız Kazanacağız"sloganlarının atıldığı eyleme 43kişi katıldı.

51 yıllık yaşamının büyük kısmında dev-rim mücadelesinin yanında olan Tanju Kargı,kanser hastalığına yenik düşmesi sonucuaramızdan ayrıldı.

Vasiyeti üzerine Cebeci Mezarlığı'na def-nedilirken, yapılan saygı duruşundan sonraözgeçmişi yoldaşları tarafından anlatıldı.Bahçelievler Özgürlükler Derneği bir açık-lama yaparak, Ailesi ve yoldaşlarına baş-sağlığı diledi.

Tutsak Annelerimiz Onurumuzdur! Tanju Kargı Vefat Etti

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?16

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 17: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

AKP’nin işkencecilerinin, HalkCephelileri yola getirmek, teslim al-mak için 18 Ocak’ta 7 ilde yaptığıbaskınlar; yapılan eylemlerle protestoedilirken, tutuklanan devrimciler sa-hiplenilmeye devam ediliyor. Savaşagider gibi yapılan baskınlar, işken-celer, kurumların talan edilmesi, dü-zenlenen komplolar AKP’nin elindekalmıştır. 43 yıldır teslim alamadıklarıCephelileri yine teslim alamadılar,alamayacaklar da. Komplolar AKP’yivuracaktır.

İstanbul-Taksimİstanbul’da, 26 Ocak günü Taksim

Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi’nekadar yapılan üç farklı eylemle günboyu baskınlar protesto edildi. Saat18.00’de biraraya gelen Yürüyüş der-gisi okurları, yaklaşık 40 kişi, birsaat süresince İstiklal Caddesi bo-yunca Yürüyüş dergisini halka ulaş-tırdı. Bir saat süren dergi dağıtımında,baskınların ve tutuklamaların hukuk-suz olduğu, burjuva basının yalanhaber yaptığı, gerçeklerin Yürüyüşdergisinden okunulacağı söylendi.

Saat 19.00’da ise Direnişteki Hey

Tekstil İşçileri Tak-sim Meydanı’ndatoplandı. HalkCephesi ve GrupYorum’un da des-tek verdiği eylem,İstiklal Caddesi’nekadar yürüyüşledevam etti. İstiklalCaddesi üzerindebulunan Mango’nun önüne gelin-diğinde ise Hey Tekstil İşçileri“Hakkımızı Mango’ya Yedirme-yeceğiz” diyerek, Mango için ça-lıştıklarını ifade etti ve Mango’yuişgal etti. İşgal süresince herkesiMango’yu boykot etmeye çağıranişçilere, o esnada mağazada bulu-nanlar da destek verdi. 15 dakikasüren işgalin ardından, işçiler kitleiçine geri dönerek yürüyüşü sürdür-düler. Yürüyüş sonunda GalatasarayLisesi önünde, direnişteki işçiler birbasın açıklaması gerçekleştirdi. Di-renişteki işçiler, tutuklanan avukatla-rıyla dayanışma içinde olacaklarını,avukatları gözaltındayken neden iş-çilere haklarını hatırlatıyorsunuz so-rularının geldiğini, kendilerine hak-larını hatırlatan avukatlarını her ko-şulda sahipleneceklerini söylediler.

Direnişteki işçilerin ardından HalkCephesi de bir basın açıklaması ger-çekleştirdi. Halk Cephesi okuduğuaçıklama ile baskınları protesto etti.Halk Cephesi’nin ardından Grup Yo-rum elemanları söz aldı.

Grup Yorum elemanları, İdil KültürMerkezi’nden polisin albüm kayıtla-rını çaldığını, orada bulunanları yakapaça gözaltına aldığını, eşyaları kul-lanılamaz hale getirdiğini söyledi.“Yüz binleri toplayıp gerçekleri an-lattığımız için saldırdılar, milyonlarıörgütleyeceğiz dediğimiz için saldır-dılar, film yaptık engellemeye çalış-tılar, albüm çıkarıyoruz yine saldırı-yorlar. Faşizme karşı en iyi cevabımızüretimlerimiz olacaktır. Albüm ka-yıtlarımızı almak için elimizden gelenher şeyi yapacağız. Türkiye’de veuluslararası alanda geniş kampanyalar

örgütleyeceğiz. Gerekirse albümünşarkılarını sanatçı dostlarımıza dağı-tacağız, dinleyicilerimizle paylaşacağızve bu albümü biz yaptık, halk yaptı,halkındır” diyeceğiz.

Grup Yorum konuşmanın ardın-dan, ilk şarkılarını Hey Tekstil İşçi-leri’nin direnişine armağan edeceğinisöyledi. Ve 350 kişi Grup Yorumşarkıları eşliğinde halaya durdu. Sa-natçıların, Grup Yorum dinleyicile-rinin, işçilerin katıldığı eylem slo-ganlarla sona erdi.

İstanbul-ŞişliHalk Cephesi üyeleri 24 Ocak’ta

Şişli AKP ilçe binası önünde yaptıklarıeylemlerle baskınları protesto ettiler.Baskılara boyun eğmeyeceklerini be-lirten Halk Cepheliler adına FigenŞen tarafından bir açıklama yapıldı.Şen, “Adaleti temsil eden avukatla-rımızdan korkuyorsunuz! Sanat birCephedir diyen sanatçılarımızdankorkuyorsunuz! Gerçekleri yazanYürüyüş dergisinden korkuyorsunuz!Kocaman yürekli Dev-Genç’lilerdenkorkuyorsunuz! Evlatlarını yalnız bı-rakmayacağını söyleyen analarımız-dan-babalarımızdan korkuyorsunuz!Milyonlar olup hesap soracağız di-yerek tencere-tavaları ile sokaklaraçıkan halkımızdan korkuyorsunuz!”

AKP’nin Yalanlarını Boşa Çıkartacağız!Yalanlarla Tutuklananlar Serbest Bırakılsın!

Ne zaman devrimcileri teslimalmaya kalksalar karşılarındainanç ve cüretle örülü duvar

buldular. Sıktıkları kurşunlarhavada kaldı. Onlarıbeyinlerinden vuran

sloganlarımızdı, kararlılığımızdı!

Kozmik Oda Dediler:

YALAN

11 Çelik Kapı Dediler:

YALAN

Yabancı ÜlkelereDevletin Gizli BilgileriniSızdırıyorlar Dediler:

YALAN

Yalanlarla 55 KişiyiTutukladılar!

TÜRKİYE’DEHUKUK VAR MI?

ADALET İSTİYORUZ!

3 Şubat2013

17

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

İst. Taksim

Page 18: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

diye konuştu.

Açıklamanın ardından Grup Yo-rum adına Caner Bozkurt bir açıklamayaptı. Bozkurt, “bu baskınlar yalnızbize değil bütün mücadele edenlere”dedi. Konuşmanın ardından GrupYorum üyeleri ve eyleme katılankitle hep bir ağızdan marşlar söyle-diler.

Daha sonra Yürüyüş dergisi çalı-şanı Nejla Can kısa bir konuşma ya-parak baskının nasıl yapıldığını anlatı.Can, “Bu bize yapılan ne ilk ne deson olacak. Bizler kaldığımız yerdenmücadelemize devam edeceğiz” dedi.

100 kişinin katıldığı eylemde“AKP İktidarı Baskı ve GözaltılarlaMilyonları Örgütlememizi Engelle-yemeyeceksiniz!” pankartı taşındı.Baskın sırasında talan edilen kurumlarfotoğraflarının da taşındığı eylemsloganlarla bitirildi.

İstanbul-Çayan Mahallesi26 Ocak günü 8 Dev-Genç'li ta-

rafından, Çayan Mahallesi’nde 18Ocak gecesi yapılan baskın halkateşhir edildi. Esnaflar gezilerek, ve-rilen zararlar, tutuklanan devrimcilerve yapılan işkenceler anlatıldı. Aji-tasyonlar, sloganlar ve marşlar eşli-ğindeki eylem sırasında pek çok kezpolis Dev-Genç’lileri taciz etmeyeçalıştı. Bu tacizlere Dev-Genç'liler“Katil Polis Mahalleden Defol!” slo-ganları ile karşılık verdiler. Dahasonra akrep denen aracın içindenDev-Genç'lileri tehdit eden işkence-cilere gerekli cevap, mahalleden pol-isleri atarak verildi.

İstanbul-Gazi MahallesiDev-Genç'liler, 27 Ocak günü

Gazi Mahallesi Son Durak’ta, 18Ocak günü yapılan baskınları teşhiretmek için kart satışına çıktılar. Ön-

lükler giyilerek sloganlar atılmayabaşlandı. Karşılıklı olan caddelerdetek tek esnaflar ve kahvehaneler do-laşılarak kart satıldı. Esnaflar ve kah-vehaneler dolaşıldıktan sonra GaziMezarlığı’na gidildi.

Yol üzerinde Gazi Karakolu’nunönünden geçildiğinde “İbrahim Çu-hadar Ölümsüzdür!”, “Yaşasın FedaEylemimiz!” sloganları atıldı. Yinesloganlar eşliğinde Gazi Mezarlığı’nagirerek, önce Dayımızın mezarınagidildi. Bir Dev-Genç'li konuşmayaparak “Dayımızın açtığı yoldanyürüdüğümüz için saldırıya uğruyo-ruz, tutuklanıyoruz, katlediliyoruz.Onların direnme ruhuyla direniyoruzgüç alıyoruz” dedi.

Erdal Dalgıç, İbrahim Çuhadar,Ali Yıldız, Muharrem Karakuş, Mus-tafa Bektaş, Nail Çavuş ve EyüpBaş'ın mezarları da tek tek dolaşılarakziyaret edildi.

İstanbul-Altınşehir24 Ocak’ta sabaha karşı Altınşehir

Güvercintepe meydanında “DHKC”,“DHKP-C”, “DHKC SPB KATİL-LERİN PEŞİNDE” yazılamaları ya-pıldı.

İstanbul-Mecidiyeköy18 Ocak günü Yürüyüş dergisinin

teknik işlerinin ve dağıtımının ya-pıldığı Ozan Yayıncılık’ın basılması,dergi çalışanlarının gözaltına alınıpiki kişinin tutuklanması 26 Ocakgünü İstanbul Mecidiyeköy’de bu-lunan Ozan Yayıncılık önünde yapılaneylemle protesto edildi. Çağdaş Ga-zeteciler tarafından yapılan eylemde“Devrimci Basın Susturulamaz” ve“Yürüyüş dergisi Susturulamaz” slo-ganları atıldı.

AKP iktidarının pervasız bir şe-kilde kendinden olmayan herkese

saldırdığının belirtildiği eylemde,“Bugün sırada Yürüyüş vardı. AKPiktidarının boş durmayacağı, sıranınbizlere de geleceği somut olan birdurum. Bu yüzden sahiplenmemizive dayanışmamızı daha da büyütmeli,daha hızlı örgütlenmeli, sıramızı bek-lememeliyiz” denildi. Ardından, ga-zeteciler Ozan Yayıncılık’ı ziyaretettiler.

İdil Tiyatro Atölyesiİdil Tiyatro Atölyesi, çalışanları

Gamze Keşkek ve Veysel Şahin'inde aralarında olduğu devrimcilerintutuklanmasıyla ilgili yazılı bir açık-lama yaparak, “Tiyatroları kapatan,tiyatro oyunlarını yasaklayan AKP'yekarşı tiyatro yapmak bir bedel ge-rektiriyorsa bugün, bizler bu bedeliödüyoruz ve ödemeye de hazırız!”dedi.

Okmeydanı Halk CephesiDerneklerinin yağmalandığını, eş-

yalarının kırılıp döküldüğünü belirtenOkmeydanı Halk Cephesi, yazılı biraçıklama yaparak, AKP’nin resmipolisleriyle, özel timleriyle yarata-madığı korkuyu, baskıyı her köşebaşına, sokak arasına yerleştirdiğisivil polisleriyle sağlamaya çalıştığınıbelirtti.

Asıl korkuyu yaşayanın ise, öbek-lendikleri her yerden mahalle halkının,devrimcilerin müdahaleleriyle kaç-mak zorunda kalan polisler olduğusöylendi.

Ankara18 Ocak’ta yapılan baskınlarda

tutuklanan 55 devrimcinin serbestbırakılması talebiyle ve komplolarıhalka anlatmak için 21 Ocak’ta Yük-sel Caddesi’nde toplanan Halk Cep-heliler, “Analarımıza, babalarımıza,

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?118

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Ankara Edirne Çorum

Page 19: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

yoldaşlarımıza kalkan ellerin hesabınıbir gün verecektir halk düşmanları”dediler.

Yapılan açıklamanın ardındanGrup Yorum'un türküleri eşliğindehalaylar çekilerek, Yürüyüş dergisi'nin347. sayısı toplu olarak dağıtıldı; 34dergi halka ulaştırıldı. 100 kişininkatıldığı eylem, çekilen halaylar vehep birlikte söylenen marşların ar-dından sona erdi.

23 Ocak günü Yüksel Caddesi'ndebir eylem daha yapıldı.

Sağanak yağmur altında yapılaneylemde ilk önce Grup Yorum'un“Düşman Çizmesi Altında Yurdum”parçasında okuduğu Kemal Özer'inşiiri okundu. Ardından basın açıkla-ması yapıldı. Yapılan açıklamada“Halka zulmedenlere, devrimcilereişkence yapanlara, devrimcileri kom-plolarla tutuklayanlara karşı öfkemizbüyüdü. Daha çok büyüyecek. Tu-tuklamalarla, işkencelerle, kaçırma-larla hatta infazlar, katliamlarla bizleribitiremeyeceksiniz. Daha çok büyü-yeceğiz. Gitmediğimiz sokaklara gi-decek, çalmadığımız kapıları çalacak‘Biz devrimci avukatların, Dev-Genç’lilerin arkadaşlarıyız, devrim-ciyiz, Yürüyüş dergisi'ni size getirdik’diyeceğiz. Her sokakta, her meydandaGrup Yorum türkülerini söyleyeceğiz”denildi.

29 Ocak günü de Adliye önündeeylem yapıldı. Yapılan açıklamada“2012 yılının başlarında 11 devrimci“suikast timi” iddiasıyla tutuklandı.Ardından Antalya’da 7 devrimci “sui-kast timi” ilan edildi. 18 Ocak günüise İzmir’de 17 kişi “suikast timi”nedahil edildi. Bununla yetinmeyenAKP iktidarı, ÇHD’li avukatları,DEV-GENÇ’lileri İdil Kültür Merkeziçalışanlarını, Yürüyüş dergisi çalı-şanlarını, devrimcileri komployla,

yalanları ile tutukluyor” denildi.

Eyleme 16 kişi katıldı. Halka vebasına bundan sonra her salı günüsaat 13.00'te Adalet Bakanlığı önündeolunacağının duyurusu yapıldıktansonra eylem sona erdi.

EdirneDİSK ve KESK Şubeler Platformu

25 Ocak günü Edirne’de PTT önünde,son yapılan baskınlarla ilgili bireylem yaptı. Eylemde yapılan açık-lamada; baskınların halkı, devrimcilerisindirmeyi amaçladığı ancak bu hu-kuksuzluğa karşı tutuklanan avukat-ların sahiplenmeye devam edileceğianlatıldı. 60 kişinin katıldığı eylemeHalk Cephesi de destek verdi.

İzmirKemeraltı Girişinde 22 Ocak günü

biraraya gelen Halk Cepheliler, “SahteBelgelerle Tutuklananlar Serbest Bı-rakılsın” pankartını açarak eylemyaptılar. 40 kişinin katıldığı eylemsloganlarla bitirildi. Eyleme BDSP,Emek ve Özgürlükler Cephesi, Alın-teri, Devrimci Hareket ile EzilenlerinSosyalist Partisi de destek verdi.

Dersim24 Ocak günü Merkez, Alibaba

ve Esentepe Mahalleler’inde yapılanyazılamalarla, birçok ilde Halk Cep-hesi’ne karşı yapılan polis baskınlarıteşhir edildi. Bir çok yere "Grup Yo-rum Halktır Susturulamaz", "Dev-rimci Avukatlar Onurumuzdur" ve"Yürüyüş dergisi Susturulamaz" ya-zılamaları yapıldı. Dersim Halk Cep-hesi yaptığı yazılı açıklamada; “Oli-garşi şunu unutmasın; Dersim'in hersokağında yazdığı gibi yılmayacağızve mücadelemizle her gün içinizekorkularınızı da yazacağız” dedi.

SamsunBaskınlar ve tutuklama terörü

KESK Samsun Şubeler Platformutarafından yapılan eylemle protestoedildi. 25 Ocak günü yapılan eylemdeKESK adına yapılan açıklamada,KESK’in halka gözdağı vermeyiamaçlayan bu saldırılara sessiz kal-mayacağı vurgulandı.

“Susmayacağız Direneceğiz Bas-kılar Bizi Yıldıramaz/KESK SamsunŞubeler Platformu” pankartının veKESK flamalarının açıldığı eylemsloganlarla bitirildi.

Halk Cephesi, ÖDP, EMEP veSosyalist Parti’nin de yer aldığı ey-leme, 75 kişi katıldı.

Antalya Halk Cephesi20 Kasım 2012 ve 18 Ocak 2013

tarihlerinde komplolar düzenlenerekyapılan baskınlarla ilgili olarak yazılıaçıklama yapan Antalya Halk Cep-hesi, “Bağımsız, demokratik ve sos-yalist bir ülke kurana dek Sonuna,Sonsuza, Sonuncumuza kadar mü-cadele etmeye devam edeceğiz, mil-yonlar olup sizleri komplolarınızdaboğacağız” dedi.

HatayHatay Halk Cephesi, Hasan Far-

sak’ın Tavır dergisini kargodan almakiçin gittiği sırada kaçırılarak gözaltınaalınması ve götürüldüğü İstanbul’a18 Ocak Komplosu’na dahil edilerektutuklanmasıyla ilgili olarak yazılıbir açıklama yaptı.

Farsak’ın evinin de basıldığı bil-gisini veren Hatay Halk Cephesi,“AKP’nin polisleri Hatay’da ve Tümillerdeki mücadelemizi engelleye-meyeceksiniz. Sizler saldırdıkça bizlerdaha güçlü çıkacağız karşınıza. Hu-kuksuzca ve yalan belgelerle tutuk-

3 Şubat2013

119

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Bursa Dersim İzmir

Page 20: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

lanan Hasan Farsak ve diğer tüm ar-kadaşlarımız derhal serbest bırakıl-sın!” açıklamasında bulundu.

AfyonAfyon Halk Cephesi 26 Ocak

günü, PTT önünde eylem yaparak,baskınları protesto etti. Yapılan açık-lamada, “Bizler Halk Cepheliler ola-rak AKP iktidarının mahkemelerinede sesleniyoruz, komplo teorileriyleyalan belgelerle olmayan insanlarınağzından hazırladığınız fezlekelerledevrimcilere yıllarca hapis yatırt-maktan vazgeçin, AKP iktidarınınpiyonu ve bu zulme ortak olmayın,adaletsizliğe ortak olmayın.” denildi.

AdanaHalk Cepheliler, 22 Ocak günü

Adana İnönü Parkı’nda, başta İstanbulolmak üzere birçok ilde Halk Cephe-si’ne yönelik yapılan polis baskınlarınave tutuklamalara karşı eylem yaptılar.Eylemde AKP iktidarının tüm perva-sızlığıyla devrimcilere saldırmaya de-vam ettiği ifade edilerek, “Baskı vesindirme politikalarınızdan vazgeçin,halk düşmanlığından Amerikan işbir-likçiliğinden vazgeçin, aksi takdirdehalka kustuğunuz öfkenin altında bo-ğulacaksınız” denildi. Mücadele Birliği,Demokratik Haklar Federasyonu veBDSP de eyleme destek verdi.

Bursa26 Ocak günü Bursa ve Gemlik’te

Halk Cephesi’ne yapılan baskınlarave tutuklamalara karşı eylem yapıldı.

Gemlik’te Dereboyu mevkiindetoplanan Halk Cepheliler, AKP Gem-lik İlçe binasına yürüdüler. Merkezde ise Fomara Meydanı’nda topla-narak AKP Bursa İl binasına yürüyüşyapıldı. Eylemde Grup Yarın tara-fından da küçük bir konser verildi.

BDSP, Öğrenci Kolektifleri, ÇağdaşHukukçular Derneği ve yerel basında eyleme destek verdi.

ÇanakkaleÇanakkale Gençlik Derneği üye-

leri, 26 Ocak günü İskele Meyda-nı’nda eylem düzenledi. Yapılan ko-nuşmada, saldırıya uğrayan, kom-plolarla yok edilmeye çalışılanlarınfaşizme karşı mücadele eden onurludevrimciler oldukları vurgulanarak;“Bağımsız, demokratik, sosyalistTürkiye mücadelemizden bir milimdahi sapmadan yürüyüşümüze devamedileceğiz!” denildi. Sloganlarla sonaeren eyleme, YDG ve KESK’de des-tek verdi.

ÇorumÇorum’da Pir Sultan Abdal Kültür

Derneği, komployla tutuklanan ÇHDüyesi avukatlar için 27 Ocak günüBahabey Caddesi Sevda Eczanesiönünde eylem yaptı. Esnafevleri Ca-misi’nin önünden yol trafiğe kapatı-larak basın açıklamasının yapılacağıSevda Eczanesi önüne kadar yürüyüşyapıldı. Eylem öncesinde dernek bi-nasının önünden Esnafevleri Camisiönüne kadar sesli çağrı yapıldı. Ya-pılan çağrıda AKP’nin savunma hak-kına saldırması teşhir edildi. Açık-lamayı Pir Sultan Abdal Kültür Der-neği adına dernek başkanı Halil Topyaptı. Halil Top konuşmasında ÇHDüyesi avukatların halkın yanında tavıraldığı için AKP iktidarının komplo-larıyla tutuklandığını söyledi. Eylemsloganlarla ve alkışlarla bitirildi. 33kişinin katıldığı eyleme siyasi partilerve demokratik kitle örgütleri dedestek verdi.

KocaeliKocaeli Gençlik Derneği üyeleri

7 ilde yapılan baskınlarda gözaltınaalınan 86 kişiden 55’inin tutuklanmasını protesto etmek için eylem yaptı.Tutuklanan kişilerin halkın avukatı,halkın sanatçısı, bu ülkenin en onurluevlatları Dev-Genç'liler olduğu vur-gulandı. "Bizler Mahir Çayanlarınyoldaşlarıyız; baskıyla, tutuklamayla,katletmeyle bizleri bitiremezsiniz"denildi. Açıklamaya 20 kişi katıldı.

Trakya Kültür Merkezi31 Ocak tarihli yazılı bir açıklama

yapan Trakya Kültür Merkezi, "Yö-netememe krizinin içine girmiş olanişbirlikçi AKP iktidarı bugün en baştadevrimciler olmak üzere kendine mu-halif her kesimi sindirmeye baskı al-tında tutmaya çalışıyor ve tüm per-vasızlığıyla azgınca saldırıyor. Buhaksızlığı, bu hukuksuzluğu kabul et-medik, etmeyeceğiz. AKP zulmünekarşı milyonları örgütleyeceğiz!" dedi.

Halkın Hukuk BürosuHHB, 29 Ocak tarihli "Saldırılara

Karı Birleşelim Savaşalım Kazana-lım" başlıklı yazılı bir açıklama yaptı.Açıklamada, bürolarına ve diğer de-mokratik kurumlara yapılan saldırılaradeğinilerek, "Faşizm koşullarındahiçbir hakkın bedel ödenmeden ka-zanılamayacağını bilerek hukuk veadalet mücadelesini sürdürüyoruz.24 yıllık geleneğimizle halkımızınyanında halkımızla birlikte mücadeleediyoruz. Halka karşı bir rejimdehalkın avukatlığını yapmak bedelister, bugün meslektaşlarımıza bununbedeli ödettirilmeye çalışılıyor. Bedelödemekten korkmuyor, mücadele et-mekten vazgeçmiyoruz. Bu inanç vekararlılıkla, yoldaşlarımızı zulmünelinden çekip alacağız" denildi.

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?220

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Afyon Samsunİst-Sarıgazi

Page 21: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Gazetelerve televizyonlar

‘bir babanın feryadı’ ola-rak sundular haberi. 22 Ocak 2013tarihli haberlerde Hüseyin YÜCELisimli babanın feryadı olarak verilenhaber dikkatinizi çekmiştir. Televiz-yonlar döndürüp döndürüp vermeyeçalışıyordu haberi. Hüseyin YÜCELşöyle seslenmiş basına “Bu faşistlerbenim kızımı kale yaptı. Hayatınısöndürdü. Başka kimsenin hayatısönmesin. Bunların devrimcilikle hiç-bir şeyle alakası yoktur. Ben DuyguYücel'in babasıyım. Bunlar avukatım,devrimciyim diye geçinen, kime hizmetettiği belli olmayan insanlar. Bukadar söylüyorum. Bunların kendisinefaydası yok ki vatana, millete, toplumafaydası olsun. Faydası olan insanlarıda bu hücrelerde çürütüyorlar.”

Haber basının hoşuna gitmiş an-laşılan. Hem magazinsel hem de göz-altına alınanlara saldırıyor polis ta-rafından yönlendirildiği belli olanHüseyin YÜCEL operasyonun birparçası gibi avukatlara da saldırıyortaciz ediyordu, kızının gözaltına alın-masının hesabını polislerden ve sav-cılardan soracağına avukatlara yük-leniyor, kızı işkence görmüş, dövül-müş umrunda değil, herkesin gözüönünde polis terör uyguluyor. HüseyinYücel bunu görmüyor mu, korku-sundan avukatlara saldırıyor faşistdiyor, basını görünce şakırdayanadam kızını dört gün susuz bırakanpolise sesine çıkartmıyor. Sevgi, sa-hiplenme bu mudur? Kızının hayatınısöndürmeye çalışanlar, hücredeçürütmeye karar verenler, keyfibir biçimde gözaltına alıp tu-tuklamaya çalışanlardır. Gerçekbudur korkudan gözleri adetakör olmuş. Polisin piyonu ha-line gelmiş Hüseyin YÜCEL.

Aynı operasyon nedeniyleadliye önünde birikmiş, yüreğiyanan, adalet isteyen onlarca ai-leye mikrofonu uzatmıyor ha-berciler, evlerinin nasıl basıldı-ğını, çocuklarının nasıl gözleriönünde işkenceye maruz kaldı-

ğını, evlerinin talan edildiğini anlat-mak isteyen analar, babalar o adli-yenin önünde. Gerçeği anlatmak is-teyen anne ve babalardan hayaletgörmüş gibi kaçar burjuva basın, po-lisine savcısına laf söyletmek istemez.O adliyenin önünde on altısında, onbeşinde evi gece yarısı basılıp alınançocukların aileleri var, mikrofon ne-den onlara uzanmaz. Elbette bununbir nedeni var, burjuva basın polisinservis ettiği haberleri aynen yayınlıyorya da polisin hoşuna gidecek haber-lere yer veriyor. Çünkü, faşizm sa-dece baskı ile varlığını sürdüremez,yalan ve çarpıtmaya ihtiyaç duyar,bunun için medya elinden geleni ya-par. Halkın bilincine saldırır değer-lerini çürütmeye çalışır. Faşizmekarşı mücadele edenler, hakkını ara-yanlar terörist ilan edilir. Bunun içinpolis medya el ele çalışır. Polisineksik bıraktığını medya tamamlamayaçalışır.

Yine o adliyenin önünde HüseyinYÜCEL suç işlerken, avukatlara yö-nelik hakaret ve tacizlerde bulunurkenpolisler hiçbir şey yapmıyor, haberiizleyen savcılar onun hakkında so-ruşturma açması gerekirken söyle-diklerini duymuyorlar bile. Çünküsavcılar da biliyor ki konuşan HüseyinYücel değil, polis eline bir metinvermiş onu tekrar ediyor.

O en büyük adalet sarayının önün-de ve içinde yüzlerce hukuk ihlaliyaşandı, suçun üstü örtümeye çalışıldı,yasaklar çiğnendi. Avukatlara yönelik

suç işlenince savcılar hareketsizkaldı, basın suç oluşturan haberi ya-yınladı, özel hayatın gizliliğini ihlaletti, polis bunun için bütün imkanla-rını kullandı.

Çok mu şaşırdık, hiç beklemiyormuyduk? Elbette hayır, biz faşizmiçok iyi tanıyoruz, bütün oyunlarınıve taktiklerini biliyoruz, ki hiçbirşeyi ilk kez yaşamıyoruz. Adalet hiç-bir zaman devlet eliyle gelmedi. Be-ğenmediğimiz burjuva hukuk kural-larının uygulanması için dahi büyükbedeller ödemek zorunda kaldık. Herkazandığımız hakkın ardından sal-dırıya uğradık. Örneğin açık yasayarağmen serbest bırakılmayan GülerZere verilen mücadele ile serbestbırakıldı. Ancak onun için müca-dele eden TAYAD’lılar, sırf serbestbırakılmasını sağladıkları için tu-tuklandılar. İstiyorlar ki her şeyi si-neye çekelim, hayır hiçbir şeyi desineye çekmeyeceğiz, affetmeyeceğizve mücadele etmekten geri durma-yacağız.

Hüseyin Yücel’e de bir çift sözsöylemek istiyoruz. Yaptığın hiç birhareket “acılı bir babanın” üzüntüyleyaptığı doğal hareketler değil. İş-kenceci polislere daha fazla alet olupda alçalma. Yapığın yanlıştır. Yanlıştanbir an önce geri dön, devrimcik yapankızınla onur duy... Devrimcilik dün-yanın en onurlu işidir. Devrimcilerdünyanın en onurlu insanlarıdır.

DÜNYANIN EN ONURLU İŞİDEVRİMCİLİKTİR!TÜRKİY

E’DE

HUKUK VAR MI?

Eğitim-Sen Yalova Şubesi 24 Ocakgünü Uğur Mumcu Kültür Merkeziönünden gözaltına alınıp tutuklananEğitim-Sen İzmir 1 Nolu şube üyeleriZeynep Yılmaz, Serap Dursun vetutuklanan avukatlar için 18 kişininkatılımı ile eylem yaptı.

Açıklamada, Zeynep Yılmaz veSerap Dursun’un AKP faşizmdenpayını alan eğitim emekçisi olduğu,tutuklamaların hukuksuz olduğu be-

lirtilerek, derhal serbest bırakılmalarıistendi. Eylem, komploların boşa çı-kartılacağı vurgulanarak bitirildi.

3 Şubat2013

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN! 221

Zeynep Yılmaz ve Serap Dursun Serbest Bırakılsın!

Page 22: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

18 Ocak’ta AKP’nin polisleri sa-bahın köründe İstanbul ve Anadolu’da7 ilde Yürüyüş Dergisi, TAYAD, İdilKültür Merkezi, Gençlik Ferderas-yonu, Okmeydanı Özgürlükler Der-neği, Halkın Hukuk Bürosu ve Çağ-daş Hukukçular Derneği’ni basarak86 kişiyi gözaltına aldı. 55 kişi tu-tuklandı. Kurumlar tam yağma vetalan anlayışıyla alt-üst edildi. Kırılıpdöküldü.

Faşizmin saldırıları karşısındahalkımızın ve dostalarımızın örnekbir sahiplenmesi var. AKP’nin yalanbombardımanı daha baştan boşa çı-kartıldı. Faşizmin halkı sindirme po-litikalarına karşı halkın sahiplenmesidirenişe dönüşüyor.

Bunların yanında ibretlik bir desahiplenmeme örneği var: Okuyun.

EMEP’li Kamil Tekin Sürek güyabir açıklama yapıyor. Dernekler,Dergi büroları, Kültür Merkezi, Hu-kuk Bürosu basılmış. 86 kişi gözaltınaalınmış. Bunları görmüyor. Tek birkelime bu kurumlara yapılan saldı-rıları kınamak için söylemiyor. Bun-ların içinden sadece ÇHD’nin basıl-masıyla ilgili “siyasi davalaragiren avukatların örgüt üyesigibi suçlanarak gözaltına alın-ması AKP Hükümeti'nin sami-miyetini de göstermektedir”diyor.

Bravo sana Kamil Tekin Sü-rek: Böylece AKP’nin “sami-miyeti”ni de test etmiş oldun.AKP’den ne samimiyeti bekli-yordunuz? Hayalleriniz mi yı-kıldı?

ÇHD’nin dışındaki diğer ku-rumların basılması normal mi?15 Avukatın dışında diğer 71kişinin gözaltına alınması normalmi? Hukuka uygun mu? Sende avukatsın, bilirsin: Gece saat02.30’da kurumların helikop-terler eşliğinde, yüzlerce polisle,kar maskeli özel timlerce, ka-pıları koçbaşlarıyla kırılarak, it-faiye araçlarıyla camlardan gi-rerek basılması hukuki mi? Bü-roların kapılarının, duvarlarınınkırılması normal mi? 86 kişininişkeceyle gözaltına alınması,

hücrelerde dahi kolları arkadan ke-lepçelenerek günlerce tutulması “sa-mimiyet” göstergesi mi? Sadece 15Avukatın ve ÇHD’nin basılması mıhukuksuzluk?

Ne diyelim sizin avukatlığınıza?Hadi duyarlı, sıradan bir vatandaşolarak sahiplenemiyorsun, bir avukatolarak da mı sahiplenemedin? Boşverelim devrimcileri sahiplenmeyi,faşizmin bütün bu yaptıkları hukukauygun mu? Bir avukat olarak, hu-kukçu olarak hukuku savun. Yapılanhukuksuzluğa karşı çık.

Hukuku da sahiplenemiyorsan,bırak otur oturduğun yerde açıklamayapma. Dikkat et, sözde sahiplendiğino avukatlar DEVRİMCİDİR!AKP’nin “samimiyeti”ne güven ol-maz. O avukatlarla senin aranda birilişki kurup başına da bir iş gelebilir.Devrimci avukatları sahiplenmek debedel ödemeyi gerektirebilir. Bedelödemeyi göze alamıyorsan açıklamayapma...

OKUYUN! EMEP’Lİ AV. KA-MİL TEKİN SÜREK’İN İBRETLİKAÇIKLAMASINI OKUYUN.

“Artık, AKP; muhaliflerine teröristmuamelesi yapma politikasındanvazgeçilmeli”ymiş.

Muhaliflere yapılması meşru ol-mayan hangi “muamele”, “terörist-lere” yapılabilir? “Teröristler” infazedilebilir mi? “Terörist”lere işkenceyapılabilir mi?

Ne biçim avukatsın, ne biçim hu-kukçusun sen?

Dikkat et; “derhal serbest bıra-kılmasını” istediğin ÇHD yöneticiside olan o avukatlar Halkın HukukBürosu’nun avukatlarıdır. Devrim-cilerin avukatıdır. İşçilerin, emekçi-lerin, yoksul gecekondulunun, halkınavukatlarıdır. Kendilerinin özgürlü-ğünden önce müvekillerini düşünürler.Ve hatta faşizmin hukukunun gös-termelik olduğunu söyleyerek mü-vekkilleri için ölüme yatarlar.

Açıklama yaparken iyi düşün.AKP’nin samimiyetine güven olma-yacağını bu olayla da görmüş oldun;sonra devrimci avukatlarla seninaranda bir bağlantı kurabilirler. Ma-mafih siz “cepte keklik” değilsi-niz...

İbretlik Bir SAHİPLENMEME Örneği: OKUYUN!

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Av.Kamil Tekin Sürek’in 18 Ocak 2013tarihli ilgili açıklamasıdır. Lütfen oku-yunuz... İşte faşizim bu tür tavırlardanda cesaret alarak saldırıyor...

“Gözaltına alınan avukatlar derhalserbest bırakılsın

Cuma sabahı erken saatlerde baş-latılan operasyonla İstanbul, İzmir veAnkara'da çok sayıda ÇHD üyesi veyöneticisi avukatın gözaltına alındığını,evleri ve bürolarının arandığını öğrendik.

KCK Operasyonları çerçevesindetutuklanan elli civarında avukattan son-ra, bugünkü toplu avukat gözaltlılarıiktidarın hukuk dışı uygulamalardanvazgeçmediğini gösteriyor.

İktidar avukatlar ile müvekkilleriniözdeşleştiriyor. Avukatların savunmanolarak girdiği davalardaki örgütlereüye olduklarını varsayıyor.

Böyle bir anlayış ve uygulama sa-vunma hakkını ortadan kaldırır. Avu-katların, müvekkillerinin yargılandığı

suçlarla bir süresonra suçlanmasıuygulaması, sanık-ların avukatsız kal-masına yol açabilir.Özellikle siyasi da-valarda sanıklarahukuki yardımdabulunmak fiilenmümkün olmaz.

4. Yargı pake-tinde silahlı eylem-lere katılmamış kişilerin “Terör” suç-lamasıyla karşılaşmayacağı ilan edil-mişken, siyasi davalara giren avukatlarınörgüt üyesi gibi suçlanarak gözaltınaalınması AKP Hükümeti'nin samimiyetinide göstermektedir.

Artık, AKP muhaliflerine teröristmuamelesi yapma politikasından vaz-geçilmelidir.

Gözaltına alınan avukatların derhalserbest bırakılmasını istiyoruz.”

KAMİL TEKİN SÜREK

GENEL BAŞKAN YRD.

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?222

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Kamil Tekin Sürek

Page 23: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Melih AşıkMilliyet, 19 Ocak

Hedef Avukatlar...- Böylesi darbe dönemlerinde bile

görülmedi, diyor hukukçu NoyanÖzkan.

Üç ilde polis tarafından sabahınköründe başlatılan operasyonda yak-laşık 15 avukat gözaltına alındı...Evleri ve büroları arandı.

Muhalif avukatlara yapılan buoperasyon, “doğrudan savunma mes-leğine yönelik psikolojik bir operas-yon” olarak niteleniyor.

Ankara Barosu yayımladığı bil-diride şöyle diyor:

- İstanbul, Ankara ve İzmir’dearalarında çok sayıda avukatın bu-lunduğu yurttaşlarımız gözaltına alın-mış ve Çağdaş Hukukçular Derneğibaşta olmak üzere dernek bürolarındaaramalar yapılmıştır.

- Kimsenin kendini güvende his-setmemesi için toplumun vedemokratik hukuk devletinin güvencemekanizmalarına karşı sistematikhak ihlalleri yapılmaktadır.

- İstenildiği takdirde rahatlıklaulaşılabilecek kişilerin, her gün mah-kemeler önünde savunma yapan avu-katların ve avukatlar tarafından ku-rulmuş derneklerin bu şekilde, somutsuç isnadı olmaksızın ve azılı suçlugibi bir işleme tabi tutulması, soruş-turmanın subjektifliğini açıkça ortayakoymaktadır.

Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD) Genel Başkanı SelçukKozağaçlı, Şam’da verdiği demeçtediyor ki:

- Bizler, hapishanede işkencedekatledilen Engin Çeber’in, 19 Aralık2000 Hapishane katliamı davasının,polis kurşunuyla katledilen BaranTursun, Çağdaş Gemik ve ŞerzanKurt’un, köyleri yakılan ve yargısızinfazlara uğrayan Şemdinli halkının,ve Cizre faili meçhullerinin, parasızeğitim isteyen öğrencilerin avukat-

larıyız.Son dönemde yargı, avukatlar

karşısında zorlanıyor. Bu bir misil-leme mi?

***

Orhan BursalıCumhuriyet, 21 Ocak

Sıra Avukatlarda!Sonra...

İktidar basınının bulvar gazete-sinde “köşe yazarı” görüntüsü altındayazan bir utanmaz, eline tutuşturulanveya belki de bizzat kendisinin deiçinde bulunduğu komployu haberveriyor okurlarına: Operasyonu MİTve Emniyet birlikte planlamış ve sonyılların en önemli “çökertmesi”ymiş.Bombalar, silahlar, kozmik bilgiler,yabancı ülkelere ülke sırlarını krip-tolayarak çekmeler, falan filan. Ha-bere bakın heyyy: “12 çelik kapıyıkırarak içeri girmeyi başaran po-lis...”

Verilmek istenen görüntüyü anlı-yorsunuz değil mi: Bir fesat yuvasınıdağıtıyoruz… 12 çelik kapı… kiminaklından çıktı bu fantastik baskınhaberi? Merak ettim, medya adlıdünyada, polisin, MİT’in ve iktidarınsaptırıcı yalanlarını yaymakla ve ka-muoyu oluşturmakla görevli kaç yüzkişi çalışıyor?!

Çağdaş Hukukçular Derneği’nede kapılar kırılarak sabaha karşı03.30’dan itibaren yapılan baskınlarla12’si avukat 64 kadar kişi, tabii ki“terör örgütü üyeliği” suçlamasıylaiçeri alınıyor. Derneğin Başkanı avu-kat Selçuk Kozağaçlı da yurtdışındangeliyor ve doğrudan savcılığa götü-rülüyor.

Durumu bir sosyal medya cümlesiçok iyi özetliyor: “Her canlı bir günterör örgütü üyeliğini tadacaktır?”

***Çağdaş Hukukçular, polisin ve

yargının zulmüne uğrayan insanlarısavunmakla tanınıyorlar: “Yoksul-ların, işkence görenlerin, şiddeteuğrayanların, emekçilerin, muha-liflerin avukatı olan meslektaşları-mıza ve derneğimize yönelik bu hu-kuksuz girişimin durdurulması...”

Dernek genel merkezi böyle çağrıdabulunuyordu.

İçeri alınan bir avukata da savcıfotoğraf göstererek sormuş: “Nedenişçilerin eylemine katılarak onlaracesaret verdin, neden müdahillik-lerini üstlendin?” Vay vay vayyy.Savcılar emeğe karşı... Maaşlarınıda emekçiler vergileriyle ödüyor...Bizim adalet sisteminin artık aslaadam olmayacağına ilişkin kanıtlardağ yüksekliğine tırmandı...

Sorulmayan ve soramadıkları so-rular da vardır, biz yardımcı olalım:

“İşkencecilere neden karşı çıkı-yorsun ve polisin görevini yapmasınıengelliyorsun?”... “Adamın Emni-yette dayak yiyerek veya kafasınakurşun sıkılarak öldürülmüş olma-sını neden araştırıyorsun, avukat-lığını yapıyorsun da ülkenin itibarınıdünyada yerle bir ediyorsun?”, “Zul-me uğrayan kadınları savunmaksana mı düşmüş?”, “Yoksuldan sanane, bir tekmeyi de sen vuracağına!Onları savunmak yakışıyor musana!?”

Hadi bakalım gel de yanıt ver!Şu Çağdaş Hukukçular’ı kapatsak,yine birtakım avukatlar çıkacak vebenzer işleri yapmaya savunacaklar...Mübarekler karınca gibi! (Kahra-manlarım benim!)

Gazeteciler Online sitesinde ya-yımlanan bir haber analizde, ÇağdaşHukukçular Derneği’nin Suriye iledayanışmasının ve bir Suriye kuruluşuile Suriye’de ortak toplantı yapma-sının “hesabı kesiliyormuş” bu bas-kınlarla... Doğruysa, devlet içindesahte belge bilgi hazırlayanlarca “ge-rekli belgelerin” hazırda tutulduğunuve baskınlarda götürülen malzemedeveya bilgisayarlarda bulunmuş ola-bileceğini varsayabiliriz. Yakındautanmaz medyada boy gösterirse şa-şırmayın!

***

Umur TaluHaberTürk, 19 Ocak

Son olarak gözaltına alınan avukatportresi (Radikal’de İsmail Saymaz’ınnotlarından): İşkenceyle öldürülenEngin Çeber’in, karakolda öldürülenFestus Okey’in, cezaevinde ölüme

Basından

3 Şubat2013

23

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 24: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

yatırılan Güler Zere’nin, bir sözüylelinç edilmek istenen Fazıl Say’ın,Hayata Dönüş Katliamı davasının,gözaltında yok edilen Efeoğlu kar-deşlerin, toplu mezar açılmasının,parasız eğitim istedikleri için içeriatılan öğrencilerin, disko hapsindeöldürülen er Uğur’un, işten atılanişçilerin, başı derde giren nice sessiz,kimsesiz, güçsüz ve parasızın avu-katları, poliste şiddet ve işkence gö-renler için özel hat kurucusu (TaylanTanay ve arkadaşları).

***

Yücel SaymanEvrensel, 21 Ocak

Bir sol örgüt üyelerine yapılanoperasyonda bir çok avukat da göz-altına alındı. Polis onların evlerineve bürolarına girdi, tüm bilgi ve bel-geleri alıp götürdü.

Operasyona katılan polislere te-şekkür ediyorum. Yabancı güçlerin,örneğin Avrupa İnsan Hakları Mah-kemesi’nin ve onların işbirlikçisiyerli hukukçuların bize dayatmayaçalıştıkları kurallara boyun eğmediler.Neymiş, polis avukatın konutundave bürosunda bizzat arama yapamaz,avukatın belgelerine el koyamazmış;polis sadece arama sırasında güvenlikönlemi alabilirmiş, bu görevini dekonutta ve büroda bulunanları rahatsızetmeksizin, onları ürkütmeksizin veavukatın itibarını bozucu davranış-larda bulunmaksızın yaparmış. Bütünbu yargının kuralı diye bizlere da-yatılanların bizim hukuk kültürü-müzde yeri yoktur.

Savcıya teşekkür ediyorum. Avu-katın kendisinin işlediği suça ilişkinbilgi ve belgeler dışında hiçbir bilgive belgeye el konulamaz, bunlaralınıp götürülemez şeklindeki mesleksırrı kuralının da, hukuk düzenimizbu kuralı güvence altına almış olsabile, hukuk kültürümüzde yeri yoktur.Hukuk kültürümüzü hukuk düzeni-mizin güvence altına aldığı bu kuralakarşı koruyan savcıya teşekkür ede-rim.

Yargıca teşekkür ediyorum, o daavukat konut ve bürosunun aranma-sına, el konulacak bilgi ve belgelerinneler olacağına ilişkin karar verirken

hukuk kültürümüzün çerçevesi dışınaçıkmamıştır.

Bu konuda en çok tüm evraklarınael konulan avukatların müvekkillerineşimdiden teşekkür etmek istiyorum.

***

Pınar ÖğünçRadikal, 21.01.2013

ÇHD BilgisayarınınBelleği Birden NasılDoldu?

Çağdaş Hukukçular Derneği üye-lerine yapılan operasyonda 'kozmikbilgi kaçakçılığı' tanımlamasındandaha tuhaf detaylar da var.

Ekseriyetle davalarına baktıklarıişçiler, öğrenciler, devlet tarafındankaybedilmiş çocuklarının kemikleriniarayanlar, köyünün suyuna kondu-rulacak HES’e karşı duranlar olunca,dönem itibariyle hemen her gün Çağ-daş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesibir avukat böyle Türkiye’nin önemlidavalarından tekinde, adliyelerdedir.Mesleki koşullara, yeni yargı düzeninedair bir avukat birliği olarak sıklıklaaçıklama yaparlar. Büroları bellidir,siyaseten durdukları yer gibi...

Gözaltına alınmadan bir gün evvelduruşmaya girmiş bu avukatlar ifa-deye çağrılsa yurtdışına mı kaçacaktı?Kaldı ki ÇHD Genel Başkanı SelçukKozağaçlı ve MYK üyesi Oya Aslan,haklarında çıkarılan yakalama kara-rına rağmen, dün bulundukları Bey-rut’tan uçağa bindiler. Başlarına ge-leceği biliyorlardı; uçak tekeri yeredeğer değmez de gözaltına alındılar.

Ama tercih edilen, bu avukatlarıcuma gününün güneşi daha doğmadanhelikopterlerle, kapıları devirerek,duvarları oyarak, ‘torba’ denebilecekbir operasyonla yaka paça gözaltınaalmak oldu. Hukuka aykırı biçimdesavcı gelmeden, yolu şaşırmış meğer,büro araması başlatıldı. Zaten sonragizlilik kararı bulunan soruşturmayadair Emniyet ‘basın açıklaması’ yaptı.Selçuk Kozağaçlı’nın Bianet’te geçenyıl yayımlanan ‘Ceza davalarındayargıç da, savcı da olmasın’ başlıklıyazısını lütfen okuyun. Fezlekeden

iddianameye uzanan o pek kısa yoluve katmerlenmiş ‘kolluk’ iktidarınınbu iki makamı nasıl kadük bıraktığınıanlatıyordu.

‘Gündelik hayattan delil yaratmazanaatı’, geçen yıl Birikim’de TanılBora’nın yaptığı Kozağaçlı söyleşi-sinden ayıklayarak üzerine yazdığımincilerden biridir. Zengin göstersindiye kalınlaşan klasörlere, aslındahiçbir şeyin delili olmasa da hakimdekanaat oluşturmak için eklenenlerden,mesela şüphelinin kendi evinden çı-karken gizlice çekilmiş fotoğraflardansöz ediyordu. Açı mühimdi.

ÇHD’nin bir ihtiyaca karşılık ter-tiplediği ‘Olağan Şüpheliler’ eğitiminebir grup gazeteci katılınca en uzunbaşlık sabah 5 baskınları olmuştu.ÇHD İstanbul Şube Başkanı TaylanTanay, o kadar çok baskında avukatolarak bulunmuş yahut hikaye din-lemişti ki olabilecekleri en az beşversiyonlu anlatıyordu.

Uzun lafın kısası ÇHD avukatlarıbu yollardan çok geçtiler. Böylesibir Hollywood baskının da, kamuo-yunda sofistike bir suç işleniyormuşalgısı inşa etmek için ‘kozmik bilgiyollama’ iddialarının ortalığa salın-masının da anlamını biliyorlar.

Çalan mühürlü telefon Çok önemli bir iddia daha var.

Aynı gün Selçuk Kozağaçlı’nın BetülVangölü ve Özgür Yılmaz’la pay-laştığı büroda da arama yapılmış,bomba nevi hiçbir şey bulunamayaraksadece bilgisayarlar kopyalanmıştı.Büro çalışanı, bir ÇHD gönüllüsü,bir gün önce önemsemediği şu olayı,ertesi gün aramadan sonra bir dahadüşünmüş. 10 avukatın imzasıyla buhadise de tutanak altına alınmış.Şöyle diyor: “17 Ocak günü ÇHD’deöğle saatlerine doğru, bilgisayarbellek dolu uyarısı verdi, aslında bel-lekte çok fazla boşluk olduğunu bi-liyordum. C belleğini kontrol içinaçıp baktığımda bütünüyle kırmızırenkte olduğunu ve dolu göründüğünügördüm, virüs olabileceği düşünce-siyle virüs tarama programını baş-lattım, tarama programı bilmediğimçok büyük bir dosyayı tespit edipsilmemi istedi, uzun süre bu dosyayısilmeye çalıştım ama silemedim, son-

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?224

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 25: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

ra kendiliğinden her şey normaledöndü, olağan bir hata olabileceğinidüşündüm, ancak ertesi gün ÇHDaranıp yalnızca bilgisayar imajlarıalınınca durumla bir ilgisi olabilirdiye şimdi size anlatıyorum.” Tesadüfmü?

Avukat Efkan Bolaç’ın sabah sa-atlerinde mühürlenen telefonundangün içinde bazı kişilere atılan me-sajlar, mühürlü bir telefonun arandı-ğında çalması gibi başka tuhaflıklar

da anlatıyorlar.Operasyonda Yurt muhabiri,

ÇHD’yle ilişkili Sami Menteş, Yü-rüyüş dergisi çalışanları ve bazı GrupYorum üyeleri de gözaltına alındı.Fakat bir avukat birliğinden 16 kişininaynı anda alınması ülkemizin bir ba-şarıya daha oynadığının göstergesi.KCK kapsamında tutuklanan avu-katların sayısı, bir ilk olarak dünyabarolarının tepkisini çekmişti. ÇHDavukatlarına destek olanlar da gazdan

ve şiddetten nasibini alırken, iki gün-dür yine kınamalar yükseliyor dün-yadan.

Fransa Ulusal Barolar KonseyiBaşkanı Christian Charrière-Bour-nazel, Türkiye’nin Avrupa Konseyive Avrupa İnsan Hakları Mahkeme-si’nin üyeliklerinin düşürülmesini is-tedi örneğin. Ama yok, Türkiye tu-tuklu avukat sayısında da birinciliğehevesli. Yanılmak istiyoruz.

Özgür Tutsakların İradesine TeslimOlmaya Devam Edeceksiniz

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde DenizKabak ve Deniz Şah ile birlikte aynı hücrede kalmaktaolan Emrah Uygur, babasının hapishane idaresine “oğ-lunun bağımsızlarla kalmasını” içeren dilekçe vermesibahane edilerek saldırıya uğradı. Zorla başka hücreyegötürülen Emrah Uygur bu durumu protesto ederek,Deniz Şah ve Deniz Kabak ile birlikte 14 Ocak günüaçlık grevine başlamıştı. Zorla yapılan hücre değişik-liğinden dolayı Deniz Şah, Deniz Kabak ve Emrah Uy-gur’un başlattığı açlık grevine destek için 21 Ocakgünü, FikretKara, SadıkÇelik, İlyasArgun, SeçkinAydoğan veÖzcan Bayramadlı tutsaklarda açlık grevi-ne başladılar.

TAYAD’lıAileler 25Ocak günü ha-pishanelerdetutsakların ira-desi dışındayapılan hücre değişikliğine ve buna benzer yapılankeyfi uygulamalara karşı Çağlayan Adliyesi önündeeylem yaptı. “Hapishanelerdeki Keyfi UygulamalaraSon, Evlatlarımız Sahipsiz Değildir” yazılı pankartınaçıldığı eylemde, “Keyfi Hücre Değişikliğine Son”,“Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Evlatlarımız Sa-hipsiz Değildir Öldürtmeyeceğiz”, “Keyfi UygulamalaraSon Verilsin” dövizleriyle hapishanelerde yaşanan hakihlalleri teşhir edildi.

Açıklamayı yapan Nuri Cihanyandı, Uşak Hapisha-nesi’nden gelen Filiz Gencer’in mektubunu okuyarakhapishanelerdeki tutsakların can güvenliklerinin olm-adığını söyledi. 39 kişinin katıldığı eylemden sonra Te-

kirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishane idaresi hakkında suçduyurusunda bulunuldu.

Öte yandan özgür tutsakların bir direnişi daha zaferlesonuçlandı. Açlık grevi eylemi yapan özgür tutsaklarıntalepleri hapishane idaresi tarafından kabul edildi.

Açlık grevi kazanımla sonuçlandı.

Grup Yorum da üyeleri Seçkin Aydoğan’ın açlıkgrevi yapmasıyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaparak,“Grup Yorum elemanı Seçkin Aydoğan'ın ve diğer de-vrimci tutsakların talepleri derhal kabul edilmeli hapis-hanelerdeki keyfi uygulamalar ortadan kalkmalıdır”dedi.

Özgür TutsaklarTeslim Alınamaz

Hapishanelerde yaşanankeyfi uygulamalara karşıTAYAD’lı Aileler 28 Ocakgünü İstanbul Adliyesiönünde eylem yaparak hakihlalleri raporunu da açı-kladı. Analar beyaz başörtü-lerinin üzerine kızıl bant-larını taktılar ve önlüklerinigiydiler. “HapishanelerdekiKeyfi Uygulamalara SonVerilsin, Evlatlarımız Sa-hipsiz Değildir” pankartı

açarak evlatlarını her koşulda sahipleneceklerini gö-sterdiler. Eylemde, “Keyfi Hücre Değişikliğine Son”,“Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur, Evlatlarımız SahipsizDeğildir Öldürtmeyeceğiz”, “Keyfi Uygulamalara SonVerilsin” dövizleri taşındı. Sloganların atıldığı eylemdekonuşan TAYAD’lı Nagehan Kurt, Tekirdağ 1 No’lu FTipi Hapishanesi’nde özgür tutsak Emrah Uygur’ayönelik saldırıyı ve Fikret Kara’nın 20 aydır tek kişilikhücrede tutulmasını anlattı. Kurt, Kara ve Uygur’un ta-leplerinin yapılan açlık grevi direnişiyle birlikte kabuledildiğini, direnişin kazanımla bitirildiği bilgisini deverdi. Ayrıca F Tiplerindeki diğer hak ihlalleri de dilegetirildi.

3 Şubat2013

225

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 26: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

İkinci BölümAKP; iktidara geldiği günden

beri geçen 10 yıllık süre boyunca,tüm uygulamalarıyla ve bu arada çı-kardığı yasalarla tekellere dost, hal-ka düşman olduğunu açıkça gös-termiştir. Eğitimden sağlığa, sosyalgüvenlikten barınma hakkına, işgüvenliği ve sendikal haklardan konutsorununa ilişkin vb. tüm yasal düzen-lemelerin IMF’nin dayatmaları sonu-cu yaşama geçen, tekellerin çıkarları-nı gözeten, halkın mevcut kazanımla-rını yok eden, kazanılmış haklarınıgasp eden niteliği bu yüzünü açıkça or-taya koymaktadır. Bunların yanındahalkın direnme hakkını elinden alan,halkın hak arama özgürlüğünü yokeden, haklar ve özgürlükler mücade-lesini hatta her türlü muhalefeti dahi“terör” ve “örgüt” umacısıyla boğmayaçalışan ceza yasaları “ileri demokrasi”söyleminin ardındaki faşizmin yüzü-nü daha açık şekilde göstermiştir. Ta-bii ki, görmek isteyenlere… Görmekistemeyenlere, her şeye rağmenAKP’de ilerici yanlar aramaya çalışanve bulduğunu iddia edenlere söyleye-cek sözümüz yok.

AKP iktidarının ilk yıllarında,birbiri ardına “reform” yasaları çı-karıldı. Bu yasalarla halkın her kesi-mine yönelik dizginsiz bir saldırıbaşlatıldı. AKP bu saldırılarını halkıniradesini temsil ettiğini iddia ettikle-ri TBMM’de, halkın temsilcisi oldu-ğunu iddia ettikleri milletvekillerininoylarıyla çıkardıkları yasalarla meş-rulaştırmaya çalıştı. Milletvekillerininparmak kaldırıp indirerek, bir gece-de yüzlerce maddelik yasaları jet hı-zıyla meclisten geçirerek çıkardıkla-rı yasalarla; eğitimden sağlığa, iş ya-şamından barınma hakkına kadar heralanda halka yönelik saldırılara yasalkılıf hazırlandı.

Bu kapsamda, iş yasalarında ya-pılan değişikliklerle sendikal haklarbudandı; işçiye, memura “perfor-mansa dayalı”, “esnek” çalışma adı al-

tında düşük ücretle, kölelik koşulla-rında, güvencesiz çalışma ve yaşamdayatıldı. Patronların, haklarını gaspederek işçileri işten atması kolaylaş-tırıldı. Bir yandan “iş güvenliği” adıaltında iş yerlerinin ve patronların gü-venliği artırılırken diğer yandan ta-şeronlaşmanın önü açıldı ve her günonlarca iş cinayeti yaşanmaya ve bucinayetlerin sorumluları yargı tara-fından korunmaya devam etti. Bugünhala emekçilerin alın terlerinin kar-şılığı olan ücretlerinden kesilerek bi-riktirilen kıdem tazminatına da gözdikmiş durumdalar. Yine Toplu İş İliş-kileri (Sendikalar) Yasası’yla emek-çilerin kalan son parça sendikal hak-larını da gasp edecek saldırı hazırlı-ğındalar.

AKP’nin emekçilere yönelik sal-dırıları bunlarla sınırlı değildi… Sos-yal güvenlik sisteminde yapılan de-ğişikliklerle emeklilik yaşı 65’e kadarçıkarılıp emekçilere mezarda emek-lilik dayatıldı. Böylece emekçileri65 yaşına kadar sömürüp, deyim ye-rindeyse, posasını çıkarıp bir kenaraatmanın hesabını yaptılar. Sosyal Si-gortalar ve Genel Sağlık Sigortası Ya-sası’yla da emekçilerin sosyal gü-venceleri budandı. Artık emekçiler yıl-lardır emeklerinin karşılığı olan üc-retlerinden kesilerek sahip olduklarısosyal güvenceden, yani parasız sağ-lık hizmetlerinden ve diğer sosyalhaklardan daha az yararlanacak, hat-ta giderek artan “katkı payı” adı al-tındaki ücretlendirmeyle zamanla buhaklardan neredeyse hiç yararlana-mayacak. Sağlık sistemindeki özel-leştirmeci-serbest piyasacı politikaylabirlikte düşünüldüğünde, AKP’nin, ar-tık parası olmayanın sağlık hizmet-

lerinden bile yararlanamaya-cağı, “paran kadar sağlık” dö-nemini de böylece sağlam-laştırdığını söylemek yanlış ol-mayacaktır.

AKP YOKSUL HALKINCANINA VE MALINAKASTEDİYOR!

KENTSEL DÖNÜŞÜM YOK-SUL HALKIN MALININ VE BA-RINMA HAKKININ GASP EDİL-MESİDİR.

AKP’nin yoksul halka yöneliksaldırılarının en büyüğü ve en kap-samlısı da şüphesiz kentsel dönüşümadı altındaki yıkım saldırısıdır. AKPiktidara geldiği ilk günden itibaren enbaşta yoksul halkın yaşadığı gece-kondu mahalleleri olmak üzere za-manla şehir merkezinde veya merkezeyakın yerlerdeki, rantı yüksek alanlarıhedef seçmiş ve buralarda yıkım sal-dırılarına başlamıştır. Daha iktidarageldiği ilk günlerde TOKİ Kanunun-dan Belediye Kanuna kadar pek çokyasada değişiklik yaparak kentseldönüşüm saldırısının yasal zemini ha-zırlamıştır.

2004 yılı sonlarından itibaren ha-yata geçirilen kentsel dönüşüm uy-gulaması ile işbirlikçi burjuvazinin iş-tahını kabartan bu alanlardaki yoksulhalkın evleri, gecekonduları yıkılarakburalarda yaşayan insanlar TOKİaracılığıyla kentin en ücra yerlerinesürülmüş, onlardan boşalan alanlar isebüyük iş merkezleri, rezidanslar, alışveriş merkezleri (AVM’ler) ve otel-lerle donatılmıştır.

Son olarak kısaca “afet yasası”olarak bilinen afet riski altındakialanların dönüştürülmesine ilişkinyasa çıkarılarak yıkım saldırısınınönündeki tüm yasal engeller kaldı-rılmıştır. Bu yasayla yıkım saldırısındatüm yetkiler tek merkezde toplanmış,halkın yıkımlara karşı çıkması hemyasal olarak hem fiilen engellenme-ye çalışılmıştır. Yasayla idare mah-kemelerinin yıkımlarla ilgili yürüt-

Oligarşinin Hukuku FaşizminÜzerini Örten Şaldır!

AKP’NİN 10 YILI, ADINA“REFORM” DEDİKLERİ

HALKA YÖNELİK SALDIRIYASALARIYLA DOLUDUR

Halkın Hukuk

Bürosu

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?226

Page 27: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

meyi durdurma kararı verme yetkilerikaldırılmış, dava açma süreleri dü-şürülmüştür.

Ayrıca yasayla direnişin olduğumahallelere elektrik, su, doğalgazvb hizmetlerin verilmeyeceği düzen-lenerek direnişler kırılmak istenmiş-tir. Böylece savaş hukukunda bile yeriolmayan bir zorbalık yasal kılıfa bü-ründürülmüştür. Savaş hukukundadahi işgalci devletin işgal ettiğibölgelerdeki insanların elektrik,su, doğalgaz vb yaşamsal ihtiyaç-larını kullanmalarını engelleye-meyeceği öngörülmüşken Afet Ya-sası düşman gördüğü halka savaşhukuku kurallarını bile çok gör-mektedir. İşte bu kadar ahlaksız, bukadar zorbadırlar. Ve ahlaksızlıkları-nı ve zorbalıklarını yasalarla maske-lemektedirler.

“Dostlara Adil Davranılır,Düşmana Yasa Uygulanır”AKP Düşman Gördüğü Halka, “Cezalardan Ceza Beğenin” Diyor!

AKP’nin iktidar olduğu gündenitibaren halka karşı başlattığı savaş do-ğal olarak halkın direnme dinamik-lerini de yok edecek ceza yasalarınıdüzenlemesini zorunlu kıldı. Bu kap-samda 2004 yılı başlarında, “ceza re-formu” yapılması gündeme geldi.Bu “reform” demokratikleşme, si-villeşme, ilerleme söylemlerinin dil-lerden düşmediği, birbiri ardına de-mokratikleşme ve AB’ye uyum pa-ketlerinin çıkarıldığı bir sürecin bü-tünleyicisi olarak gündeme geldi.

Reform adı altındaki bu değişik-liklerle Ceza Kanunu, Ceza UsulKanunu, Terörle Mücadele Kanu-nu, Ceza İnfaz Kanunu ve bir diziceza mevzuatında “köklü” değişiklikyapıldı. 1 Haziran 2005’te yürürlüğegiren yeni mevzuatla ilk olarak İtal-yan Ceza Yasası’nın kopyası olmak-la eleştirilen Türk Ceza Kanunu de-ğiştirildi ve “bize özgü” yeni birceza kanunumuz oldu(!) BöyleceMussolini İtalyasının faşist ceza ya-sası artık yürürlükten kalkmış, yeri-ne daha demokratik daha çağdaş bir

ceza yasası getirilmiş oluyordu!

AKP’nin kuyruklu yalanlarınınen büyüğü buydu. Ceza kanunundadevletin suç ve cezalandırma politi-kası bakımından olumlu sayılabilecekbazı önemsiz küçük değişiklikler ya-pılırken asıl olarak iktidarın politi-kalarına her türlü muhalefeti suç sa-yan, suç ve ceza kavramlarının tanı-mını alabildiğine belirsizleştirip dev-letin kolluk güçlerine ve yargılamamakamlarına sınırsız bir cezalandır-ma özgürlüğü tanıyan bir suç ve ce-zalandırma politikası değişikliğinegidildiğini söylemek yanlış olmaya-caktır. Örneğin en genel anlamda ör-gütlü suçlar, özel olarak da silahlı ör-güt üyeliği olarak adlandırılan vedaha çok siyasal nitelikli yargılama-ların konusu olan suçlar bakımındansuç nitelendirmeleri alabildiğine be-lirsizleştirilip, yorumlanmaya ve heryorumcu (uygulayıcı) tarafından de-ğişik yer ve zamanlarlarda değişik şe-killerde anlamlandırılmaya ve uy-gulanmaya müsait hale getirildi.

Somut bir örnekle ifade edecekolursak; yeni ceza yasasında “örgütünveya amacının propagandasını yap-mak” şeklinde bir suç tanımlaması ya-pıldı. Bu tanımlama nedeniyledir ki, ar-tık herhangi bir konudaki herhangi birdüşünce açıklaması, herhangi bir ey-lem ya da etkinlik herhangi bir örgü-tün o konuda sizinle aynı düşünceyi sa-vunuyor olması sebebiyle “o örgütünamacının propagandasını yapmak”olarak değerlendirilebilecek ve ceza-landırılabilecektir. Başka bir örnek;yeni TCK’ya göre artık örgüt üyesi ol-mamakla birlikte örgüt tarafından dü-zenlendiği iddia edilen bir eylemekatılmak veya örgüte yardım etmek deörgüt üyesi gibi cezalandırılma sebe-bidir. Yani yasa, bu düzenlemeylehem sizin örgüt üyesi olmadığınızı ka-bul ediyor hem de sizin örgüt üyesi ola-rak cezalandırılmanızı, başka bir ifa-de ile aslında işlemediğiniz bir “suç”nedeniyle cezalandırılmanızı öngö-rüyor. Bunun adı da çağdaş, ilerici birdüzenleme oluyor!

‘90’lı yılların o kanlı “terörle mü-cadele” konsepti döneminde dahi ki-şileri silahlı örgüt üyeliği ile ceza-

landırmayı çok ağır şartlara bağlayanbir yargı pratiğinden siyasal kon-jonktürün değişmesiyle birlikte artıkher şeyin, siyasal iktidara karşı her tür-lü muhalefetin “örgüt üyeliği” suçla-ması ile karşı karşıya geldiği bir yar-gı pratiğine geçişin hukuk mantığıy-la izahı mümkün değildir. BuAKP’nin faşist yüzünü gizlemedehukuku ve yargıyı nasıl kullandığınınbir göstergesidir.

Nitekim her türlü yoruma açık hü-kümler içeren bu düzenlemeler ne-deniyledir ki, bugün neyin örgüt üye-liği, kimin örgüt üyesi, kimin örgüteyardım eden, kimin silah sağlayan ol-duğunun belirsiz olduğu; bu konudafarklı illerdeki farklı özel yetkilimahkemeler arasında hatta aynı yar-gı çevresindeki özel yetkili mahke-meler arasında bile yorum farkları ne-deniyle birbirine taban tabana zıt uy-gulamaların olduğu görülmektedir.

Kavramlardaki bu belirsizlik veyaşanan karmaşa, yasa yapma tekni-ği açısından bir hata, bir yanlışlığındeğil halka karşı savaşın bir parçasıolarak bilinçli bir politikanın ürünü-dür. Böylece zamanla bir basın açık-lamasına, yürüyüşe ya da mitinge ka-tılmak, herhangi bir slogan atmak, birkitap ya da dergi bulundurmak örgütüyeliği suçlamasıyla karşı karşıyabırakmıştır. Bu sayede ilk başta yal-nızca sınırlı bir kesimi, devrimcileri,sosyalistleri hedef alan bu yasalarınhedef kitlesi zamanla genişlemiş,AKP’nin krizi derinleştikçe ve halkınmücadelesi geliştikçe sendikal mü-cadele yürütenleri; çevre, kadın so-runu vb. sorunlarla sınırlı düzen içimuhalefet yürütenleri; hatta oligarşiiçi iktidar kavgasının seyrine paralelolarak tüm ulusalcı kesimi, orduyu veCHP gibi burjuva partilerinin üyele-rini dahi hedef alır hale gelmiştir. Bu-gün artık demokratik kurumlardamücadele yürüten devrimcilerin ya-nında çeşitli sebeplerle AKP’nin po-litikalarına muhalefet eden her kesi-min yıllarca tutsak edilip onlarcayıla varan cezalar verildiği bir yargıpratiği vardır karşımızda. Bunun so-rumlusu da AKP’den başkası değil-dir. Çünkü AKP’nin “devrim” söy-lemleri eşliğinde, “reform” adı altın-

3 Şubat2013

227

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 28: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

da yaptığı yeni yasalar bunu mümkünkılmıştır.

DGM’den Özel YetikiliACM’ye, Özel YetkiliACM’den BACEM’eDeğişen YalnızcaMaskeleridir!

2005 yılında yapılan “ceza huku-ku reformu” ile değiştirilen düzenle-melerden biri de ceza usul yasasıdır.5271 sayılı Ceza Muhakemesi Ka-nunu (CMK) ile eski Ceza Muhake-meleri Usulü Kanunu (CMUK) yü-rürlükten kaldırılmıştır. Yeni usul ya-sası da AKP tarafından halka “adetabir devrim” olarak sunulmuş; çok ile-ri, çağdaş, modern bir usul yasası ya-pıldığı propaganda edilmiştir. Bu ya-sanın yürürlüğe girmesinden hemenönce Anayasa’da yapılan bir deği-şiklikle Devlet Güvenlik Mahkeme-leri lağvedilmiş (kaldırılmış), bu ya-sanın (CMK’nın) 250. Maddesiyle deözel yetkili mahkemeler kurulmuştur.Yani “devrim” olarak nitelenen ya-sayla yapılan temel değişiklikDGM’lerin yerine geçecek mahke-meleri kurmak ve onları özel yetki-lerle donatmak olmuştur. Böylecedevrim olarak nitelenen DGM’lerinkaldırılması, yine devrim olarak ni-telendirilen yeni usul yasasıyla yeri-ne ikame mahkemeler kurulmasından,başka bir deyişle tabela değişikliğin-den öte gitmemiştir. Hatta yeni mah-kemeler, usul yasasının verdiği özelyetkilerle kısa sürede DGM’leri ara-tan uygulamalara imza atmaya baş-lamıştır.

Yeni usul yasasının getirdiğiönemli değişikliklerden biri de gizlitanık uygulamasıdır. Yeni Usul Ya-sasının ürünü olan özel yetkili mah-kemeler, devletin suç ve cezalandır-ma politikasındaki değişikliğin bir ge-reği olarak, artık sıkça gizli tanık de-liline başvurmaya başlamıştır. Dev-letin suç ve cezalandırma politika-sındaki bu değişikliğin ise ceza so-rumluluğunun, artık herkesin her anörgüt üyeliği suçlamasıyla karşı kar-şıya kalmasına imkan verecek şekil-de, genişletilmesi yönünde olduğunuifade etmiştik. Bu nedenledir ki, AKP

iktidarı, devrimci-sosyalist olsun yada olmasın kendisine muhalefet edenher kesimi sindirmenin, yok etmenin,tasfiye etmenin bir aracı olarak özelyetkili mahkemeleri kullanmıştır.Özel yetkili mahkemeler için de giz-li tanıklar, herkesi örgüt üyeliği ilesuçlayabilmek için biçilmiş kaftanrolü görmüştür. Kim oldukları, hattagerçekte varlıkları dahi şaibeli gizli ta-nık beyanlarının burjuva hukuk man-tığında dahi hiçbir geçerliliği yokkenAKP’nin ve onun yargı organlarınınbuna dört elle sarılmalarının ve bu ko-nuda bu kadar pervasızlaşmalarınınnedeni şüphesiz kendilerini hiçbirhukuk kuralıyla sınırlamadan halkakarşı savaşa adamalarıdır.

Usul yasasında yakın zamanda, 3.Yargı Paketi ile bazı değişiklikleryapılmış ve Özel Yetkili Mahkeme-ler kaldırılarak yeni bir “devrime”imza atılmıştır! Yapılan değişiklikle7 yıllık pratiğiyle halka karşı savaşınmotoru olduğunu ortaya koyan veadeta terör estiren Özel Yetkili Mah-kemeler kaldırılmış, yerlerine Terör-le Mücadele Kanunu (TMK) 10.Madde ile yetkili Bölge Ağır CezaMahkemeleri (BACEM) kurul-muştur. Yine bu mahkemelerin görevalanlarında tutuklama kararlarını ve-ren sorgu hakimliklerinin adı da “Öz-gürlük Hakimi” olarak değiştiril-miştir. Ancak bu değişikliğin deDGM’lerin kaldırılıp yerlerine ÖzelYetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin ku-rulmasında olduğu gibi tabela deği-şikliğinden başka bir anlamı yoktur.Çünkü eski Özel Yetkili ACM’lerinyetkilerini aldıkları CMK’nın 250.Maddesindeki hükümler aynen TMK10. Maddeye aktarılmıştır. Yani bu-günkü BACEM’ler dünkü Özel Yet-kili ACM’lerin yetkileriyle donatıl-mıştır. Başka bir deyişle dün Özel Yet-kili ACM’ler hatta öncesindeDGM’ler ne ise bugünkü BACEM’lerde odur.

Yine 3. Yargı Paketiyle usul ya-sasında yapılan bir diğer değişiklik detutuklamaya alternatif olarak “evhapsi” uygulamasının getirilmiş ol-masıdır. Bu değişiklikle birlikte uzuntutukluluk ve tutuklama oranlarınınfazlalığı nedeniyle teşhir olan

AKP’nin yargısının eli rahatlatılmış-tır. Çünkü tedbir olması sebebiyle is-tisna olarak uygulanması gerekentutuklamayı istisna olmaktan çıkarıpkural haline getirmekle eleştirilenmahkemeler, özellikle de özel yetki-li mahkemeler, artık sıklıkla ev hap-si kararları verebilecektir. Nitekimyasa yürürlüğe girdiği günden beri,henüz çok kısa bir süre geçmesinerağmen, adına utanmazca “ÖzgürlükHakimi” dedikleri özel yetkili ha-kimler neredeyse tutuklamadıklarıherkese ev hapsi kararı veriyorlar.Yani tablo şu: Ya hapishanede tut-saklık ya evde… Hangisini beğenir-sen. “Kırk katır mı kırk satır mı” de-yişinde olduğu gibi.

Şu ikiyüzlülüğe, daha doğrusuyüzsüzlüğe bakın! Önüne gelenherkesi tutuklayan, tutuklamadı-ğına ev hapsi veren bir hakimeutanmazca “özgürlük hakimi” di-yorlar. Tıpkı 28 devrimci tutsağıkatlettikleri 19 Aralık hapishanelerkatliamına “Hayata Dönüş” adınıverdikleri gibi… Bunun adı halkdüşmanlığı değilse nedir?

“Ya Düşünce DeğişikliğiYa Ölüm!” Saldırısı:İnfaz Yasası

2005 yılında Türkiye’ye arma-ğan ettiği bir diğer yasa da Ceza veGüvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hak-kında Kanun’dur (CGTİK). Halkdüşmanı AKP’nin mahkemelerininverdiği cezaların nasıl infaz edilece-ğini ve hapishanelerde kalan tutukluve hükümlülerin hak ve yükümlü-lüklerini düzenleyen bu kanunla daözellikle siyasi tutsaklar için her şeybaskının ve sindirmenin bir aracı ha-line getirilmiştir.

F Tipi tecrit hücreleriyle birlikte ha-yata geçirdikleri tecrit-tretman politi-kasına yasal zemin oluşturan infaz ya-sası birçok hakkı tretman (iyileştirme)şartına bağlı kılarak devrimci tutsak-ları düşünce değişikliğine, teslimiye-te zorlamaktadır. Zira haberleşmedenziyarete, spordan kütüphaneye varın-caya kadar birçok haktan yararlanmakiçin disiplin cezası almamış olmak ge-rekmektedir. Başka bir ifadeyle bu hak-

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?228

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 29: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

ların kullanımı bir yaptırım olarakengellenmektedir. Böylece hapisha-nede idarenin dayattığı yaşam tarzınındışında bir yaşam tarzını, örgütlü ya-şamı seçmeleri, düşünceleri doğrultu-sunda yaşamaları, türkü-marş söyle-meleri, slogan atmaları, keyfi uygula-ma ve dayatmaları kabul etmemeleridisiplin soruşturması sebebi olmakta-dır. Sonuçta da aylara hatta yıllara va-ran iletişim ve ziyaret yasakları, gün-lerce sürecek hücre cezaları veril-mektedir. Böylece tecrit içinde tecrituygulanmakta düşüncelerinden vaz-geçmeyen tutsak ceza içinde cezaçektirilerek öldürülmeye çalışılmak-tadır. Yani infaz yasası cezaların vegüvenlik tedbirlerinin infazını değil,tutsakların nasıl hizaya getirileceğinidüzenlemektedir. Bu sebeple mevcutinfaz sistemi Nazi uygulamalarınıaratmayan niteliği nedeniyle AKP’ninfaşist yüzünün açık göstergesidir.

AKP Polise Katletme Özgürlüğü Verdi

2005 yılında Ceza Kanunu, CMKve Terörle Mücadele Kanunu’ndadeğişiklikler AKP’ye yeterli gelme-miş olacak ki, 2007’de Polis Vazife veSalahiyetleri Kanunu’nda (PVSK)da değişiklikler yapılmış ve bu deği-şikliklerle polise sınırsız öldürmeyetkisi verilmiştir.

AKP’nin ikinci iktidar dönemininbaşladığı 22 Temmuz 2007’deki ge-nel seçimlerin hemen öncesinde po-lisin yetkilerinin artırılması gündemegeldi. Mevcut yetkilerle polisin suçunönlenmesinde ve suç faillerinin ya-kalanmasında etkili olamadığı, yapı-lacak yeni düzenlemeyle polisin daharahat ve kendine güvenli olarak ha-reket edeceği bu sayede suçla vesuçluyla daha etkin mücadele edece-ği vurgulanıyordu. Tesadüf bu ya, ogünlerde kap-kaç ve hırsızlık haber-leri de en üst noktaya çıkmıştı. Sa-hibinin sesi burjuva medyada hırsız-lık ve kapkaç haberlerinden geçilmi-yor, bu haberlerle alttan alta ortalık-ta suçtan ve suçludan geçilmediği, po-lisin yetkilerinin artırılması, eliningüçlendirilmesi gerektiği mesajı ve-riliyor, halk manipüle ediliyordu.

Nitekim çok geçmeden öyle deoldu. PVSK’da yapılan değişikliklepolise olağanüstü hal yetkileri veril-di. Buna göre polis artık sınırsız birdurdurma, arama ve kimlik sorma yet-kisine sahipti. Polis artık sokaklardacanı istediği gibi insanları durdura-bilecek, kimlik sorabilecek, üzerleri-ni arayabilecekti. Yine PVSK’da ya-pılan bu değişiklikle polise yakala-nan/gözaltına alınan herkesin veya eh-liyet ya da pasaport alma vb. sebep-lerle yolu emniyete düşen herkesinparmak izini ve fotoğrafını alma vekaydetme yetkisi tanındı. Bu yollaelde edilen verilerin ise 80 yıl sürey-le saklanabileceği düzenlendi. İşte hal-ka düşman, halkı potansiyel suçlu gö-ren AKP zihniyeti!

PVSK ile yapılan bir diğer deği-şiklik de polise “duraksamadan ateşetme” yetkisi verilmesine ilişkindi. Budeğişiklikle PVSK’nın daha öncepolisin zor kullanma yetkisini dü-zenleyen Ek 6. Maddesi ile silahkullanma yetkisini düzenleyen 16.Maddesi birleştirilerek tek başlık ha-linde düzenlendi. Yeni düzenlemede“Hakkında tutuklama, gözaltınaalma, zorla getirme kararı veya ya-kalama emri verilmiş olan kişilerinya da suçüstü halinde şüphelinin ya-kalanmasını sağlamak amacıyla vesağlayacak ölçüde” silah kullanmayetkisi verildi. Oysa daha önce yal-nızca ağır cezalık bir suç şüphelisininkaçmasını engellemek için başkaçare kalmaması halinde, silahlı saldırıhallerinde ve “dur” ihtarına uyulma-ması gibi hallerde silah kullanmayetkisi verilmişti. Bu değişiklikleağır cezalık olduğuna bakılmaksızınherhangi bir suç şüphelisinin kaçması,dur ihtarına uymaması halinde polissilah kullanma yetkisine sahip oldu.Yine bu yasayla polise, kendisineyönelik -silahlı olsun ya da olmasın-her türlü direnişi kırmak amacıyla si-lah kullanma yetkisi verildi. Yanipolisin silah kullanma yetkisi ola-ğanüstü bir şekilde artırıldı.

Nitekim bu değişiklikten sonra po-lisin kovalamaca sonucu kaçtığı,“dur” ihtarına uymadığı veya kendi-sine direnildiği gerekçesiyle öldür-düğü ya da sakat bıraktığı kişi sayı-

sında inanılmaz bir artış yaşandı.Artık polis önüne geleni vuruyor,“dur ihtarına uymadı”, “ayağım kay-dı”, “sendeledim”, “silahım yanlışlıklaateş aldı” vb. diyerek neredeyse hergün birilerini öldürüyor. İzmir’deBaran Tursun, Emrah Barlak, Anka-ra’da Soner Çankal, Antalya’da Çağ-daş Gemik “dur” ihtarına uymadıklarıgerekçesiyle; Muğla’da Şerzan Kurt,Diyarbakır’da Aydın Erdem katıl-dıkları bir gösteride vurularak öldü-rüldü. Ki, bunlar vurulan kişilere sa-hip çıkılması sonucu basına yansıyanolaylardır. Bunların dışında da poli-sin katlettiği ve kendi içinde kapattı-ğı bir çok öldürme olayları vardır.

Onlar PVSK’daki değişikliğin yü-rürlüğe girdiği 2007 yılından bugünepolisin öldürdüğü 128 kişiden yal-nızca bazıları. 17 yaşındaki FerhatGerçek ise PVSK’daki değişikliğinyürürlüğe girmesinden yalnızca 3 aysonra Yürüyüş dergisi dağıttığı bir sı-rada polis tarafından sokak ortasındasırtından vurularak felç bırakıldı. YineYasin Kırbaş da tıpkı Ferhat gerçek gibiPVSK kurbanı olarak felç bırakıldı.

Polisin çeşitli gerekçelerle öldür-düğü ya da sakat bıraktığı bu kişiler-le ilgili yapılan yargılamalar daAKP’nin katil polislerinin ve yargı-sının gerçek yüzünü göstermiştir.“Tüm bu dosyalar gösteriyor ki, “du-raksamadan” ateş edip copuna veyabiber gazına davranan ya da “oran-tılı güç” (!) kullanan polis, ölümdenve yaralamadan sonra delilleri yokedip değiştiriyor, geriye dönük belgedüzenliyor, sahte delil ve tanık icatediyor ve yargı sürecini sekteye uğ-ratıyor. Yargı da, birkaç saygın örnekhariç, cinayet işleyen polise mümkünolduğunca az ceza vermenin ve tu-tuksuz yargılamanın yollarını arı-yor.” (İsmail Saymaz, Sıfır Tole-rans, Syf. 14)

Gazeteci İsmail Saymaz’ın da de-diği gibi, AKP iktidarının Türkiye’ye“armağan” ettiği yeni PVSK, bütünbir toplumun “zabıta marifetiylederdest” edilmesidir. (age. Syf. 15)

Sürecek

3 Şubat2013

229

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 30: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

TKP/ML Tutsakları'nın "SavrulmaDurdurulmadığında Çürüme Büyü-yecektir" başlıklı (Halk Gerçeği, 1Temmuz 2012) eleştirimize cevapolarak yazdıkları açıklamayı oku-duk.

Biz, bu arkadaşları (TKP/ML,MKP, MLKP Davası Tutsakları) tred-mana bağlı faaliyetlere çıkma kararıalmanız yanlıştır, diyerek eleştirmiş-tik. Neden ve nasıl yanlış olduğunu dasomutlamıştık. TKP/ML tutsaklarıda yaptıklarının neden "doğru" oldu-ğunu ortaya koyamayacağı için, yan-lışlarını lafazanlık yaparak örtbas et-meye çalışmışlar. Oportünizmin bi-linen tarzı budur.

Evet, ilgili yazıyı okuduk ve gör-dük ki, TKP/ML Tutsaklarının elin-de hala megafon var. Ve biz, ÖzgürTutsaklar olarak bu megafonun sesi-ni iyi tanırız.

Bilindiği gibi, 19-22 Aralık dire-nişimiz sırasında, TKP/ML Tutsak-larının genel temsilcisi düşmanın eli-ne verdiği megafonu alarak, ÖzgürTutsaklar'a teslimiyet çağrısı yapa-bilmiştir. O zaman, teslimiyet çağrı-sı yapan TKP/ML temsilcisine ÖzgürTutsaklar, şu karşılığı vermişlerdi:"Senin yerin düşmanın yanı değil,bizim yanımız olmalıydı. Ne işinvar orada? Eline niye aldın o me-gafonu?" (Aktaran: Ahmet İbili, Ca-nım Feda, syf: 356, Boran Yayınları)

TKP/ML Tutsakları'nın bu yazısınıokuduktan sonra da diyoruz ki, ön-celikle o megafonu bırakıp konu-şun. O megafonla konuşmaya devamettikçe, söylediklerinizin devrimcibir anlamı olmaz. Bırakın o megafo-nu elinizden, göreceksiniz ki sağcı-lıktan, pasifizmden başka bir kaybı-nız olmayacak.

O "megafon" sağcı bir duruşun, birzihniyetin, kendini korumacılığın ira-

de çarpışmasının şiddeti karşısın-da mantıki sonucuna ulaşmasıdır.Direnişi gereksiz gören, daha baş-

lamadan, kafada yenilen, düşmanınideolojik etkisi altına girerek "nasıl-sa kazanamayacağız, kaymak taba-kayı koruyalım" diyen oportünistanlayışın kaçınılmaz sonucunu tem-sil eder o megafon.

O "megafon" elinizde olduğu sü-rece, direnişin diliyle konuşamaz,işte böyle saldırırsınız Büyük Dire-nişimiz'e. Demek ki aynı noktadası-nız. Bu tahammülsüzlüğünüzün se-bebi sağcı, pasifist, direniş kaçkını po-litikanızı "komünistlik" adına meş-rulaştırmanıza izin vermeyişimizdir.Vermeyeceğiz de! O megafonu eli-nizden bırakmanız için gerekeni ya-pacağız. Devrimci sorumluluğumuzve dostluk anlayışımız bunu gerekti-riyor.

"Biz de direndik" demeye çalışa-rak halkı kandırmanıza, tarih izinvermiyor. Çünkü, Büyük Direnişimizkarşısında kim ne yaptı, herkesinyeri bellidir.

Buna göre;1- TKP/ML direnişe başlamayı ter-

cih etmemiş ve başlamamıştır. 19Aralık katliamının ardından götürül-dükleri F Tiplerinde kerhen başla-mışlardır. Ve hiçbir zaman direnişinasli unsuru olmamışlardır.

2- TKP/ML'nin sağcı çizgisi, 19-22 Aralık direnişi sırasında Özgür Tut-saklar'a düşman megafonuyla tesli-miyet çağrısı yapabilecek savrulma-yı yaratmıştır.

3- TKP/ML Tutsakları diğer opor-tünist gruplarla birlikte, direniş saf-larını Mayıs 2002'de terk etmişlerdir.Böylece, emperyalizm ve oligarşinin"stratejik saldırı"sı karşısında ölü-müne çarpışarak, bedelleri göze ala-rak direnememiş ve savrulmuşlardır.Bu savrulma, direnmeyen çürür ger-çekliği içinde ve çeşitli biçimlerde de-vam etmektedir. Tredmana bağlı faa-

liyetlere çıkışta bu kapsamdadır.

Bunlar tarihsel gerçeklerdir. BüyükDirenişimiz, TKP/ML'nin bu gerçe-ğini aydınlattığı için şehitlerimizin ka-nıyla yaratılan Büyük Direniş'e sal-dırmaya devam ediyorlar. İşte buyüzden o megafonu elinizden bırakındiyoruz.

Emperyalizm ve oligarşinin, ül-kemiz devrimci hareketine yönelikimha ve tasfiye operasyonunu püs-kürttüğümüz Büyük Direnişimiz'edair "DHKP-C'ye 'Zafer kazandık' de-dirtmeyeceğiz" deyip durdu karşı-dev-rimciler. Dünyanın ve ülkemizin ko-şulları içinde, sınıf mücadelesininbu irade çarpışmasının odağında di-renişin ve zaferin yüklendiği hayatimisyonun anlamını bilerek edilmişsözlerdi bunlar. Karşı devrimciliğingereği olarak "Zafer kazandık de-dirtmeyeceğiz" demeleri anlaşılırdır.Peki ya sizin "Hayır, zafer değil" de-meniz ne anlama geliyor?

Çarpıcıdır, karşı-devrimciler "Za-fer kazandık dedirtmeyeceğiz" der-ken, oportünizm-reformizm de "Za-fer kazanmadınız" diyor. Ortaknokta, Cephe'nin zafer kazanmasınınistenmemesi oluyor. Aynı ortaklıkmegafonda da vardı. O megafonladüşman sürekli "teslim ol" çağrısıyaptı. Başaramayınca, megafonuTKP/ML temsilcisine devrettiklerinigörmüştük. Bunun gibi, direniş bo-yunca düşmanın "Zafer kazandık de-dirtmeyeceğiz" yaklaşımı, zaferin ar-dından oportünist reformistlerin"Bana ne, bana ne zafer değil işte"demagojisine bıraktı yerini.

Bakın, bizim için ne demişsiniz buyazınızda: "...düşmanı yenilgiye uğ-ratacağını düşünüyordu." Aynenöyle! Evet, öyle düşündük ve gereğiniyaparak zafer kazandık. Ya siz?

Direnişten kaçarak ne kazandınız?Düşmanı yenilgiye uğratmayı asla dü-şünmediniz bile. Sizin böyle bir uf-kunuz, iddianız, kararlılığınız, irade-niz yok. Düzen içileşmenizin, çürü-menizin ana sebebi budur. Artık dili-

ÖNCE ELİNİZDEKİ MEGAFONU BIRAKIN

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?30

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

Page 31: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

nize de vuruyor, saklayamıyorsunuzve devrimcileri "düşmanı yenmeyidüşünmek"le suçlama aymazlığınadüşüyorsunuz.

İtiraf ettiğiniz gibi, direnişin için-deyken bile, düşmanı yenilgiye uğ-ratmayı asla düşünmediniz, düşüne-mediniz siz. İşte bu düşüncesizliğinadına, iradesizlik deniyor. Bu yüzden,çağrımıza rağmen direnişe başlama-dınız. 19 Aralık'ta biz ölümüne dire-nirken, aynı iradesizlikle teslimiyetçağrısı yaptı temsilciniz. Bir kez biledüşmanı yenilgiye uğratabileceğini-zi düşünmediğiniz için, istemeyerekkatıldığınız direnişi bedeller ağırla-şınca terk ettiniz. Nasılsa, ufukta za-fer yoktu, değil mi? Direnmek bedelödemeyi gerektiriyordu ve bedeller deağırlaşıyordu değil mi?

Dünyayı ve ülkeyi yorumlamanınuleması olan çok akıllı komünistlerolarak ne yaptınız peki? Direniştenkaçtınız! Şimdi diyorsunuz ki, "düş-manı yenmeyi düşünmedik." Bununhesabını Nergis Gülmezlere verebi-lecek misiniz?

Sizin gibi "akıllı komünist" ol-maktansa, sizin gibi elimize megafonalmaktansa; biz dövüşe dövüşe binkez yenilip ölmeyi hatta Kızılde-re'deki gibi toptan imha olmayı tercihettiğimiz için zafer kazanıyoruz. Düş-manı yenme iddiamızdan, kararlılı-ğımızdan ve bunun pratiğinden aslavazgeçmeyeceğiz. Her za-man, her alanda düşmanı ye-nilgiye uğratmayı düşünüyo-ruz. Siz bu "düşünce"yi ka-ralamaya kalkarak, BüyükDirenişimiz şahsında devrimive devrimciliği karalıyorsu-nuz. O megafonu bırakın vedüşmanı yenmeyi düşün-meye başlayın.

TKP/ML Tutsakları'ıntredmana bağlı faaliyetlereçıkmaya başlamalarını eleş-tirmemiz karşısında verdiklericevaba gelince...

Bizim ne söylediğimizaçık: Tredmana bağlı faali-yetlere çıkmaya başladınız.Yanlış yapıyorsunuz, diyo-ruz. Ortada bir yanlış var ve

eleştiriyoruz. Devrimci tutum budur.TKP/ML Tutsakları ise; nice za-

man önce, hatta 2008 yılına ait olankimi CMP tartışma notlarından bağ-lamından kopartılmış, başı-sonu ak-tarılmadan yapılan alıntılarla lafa-zanlık yapmışlar. Geçin bunları. 2008ya da 2011'deki CMP içi tartışmalar-da yanlış gördüğünüz somut bir pra-tik vardıysa o zaman eleştirir ve doğ-ruyu gösterirdiniz. Devrimci ilişkilerbunu gerektirir. Zorlayarak çıkardı-ğınız bir kaç cümleyi, şimdi koz ola-rak kullanmaya kalkmanın eleştiriözeleştirisiyle ilgisi yoktur.

Bakın, biz yanlış gördüğümüzyerde eleştiriyoruz. Tredmana bağlıfaaliyete çıkma pratiğinizi yanlış bul-duk ve eleştirdik. Eleştiri pratiğe da-irdir ve düzeltmeniz içindir.

İlgili yazınızda bizim tavrımızı bircümleyle ve doğru şekilde özetleyipşöyle demişsiniz: "Karar oluşturmasürecinde de karar sonrasında daP/C spor ve kütüphaneye çıkmaya-cağını söylemiştir."

(Bu arada, geçerken vurgulayalımki biz nasıl TKP/ML Tutsakları di-yorsak, siz de aynı özenle CepheTutsakları, DHKP-C tutsakları ya daÖzgür Tutsaklar demelisiniz. "P/C gibibir kısaltma kullanmayın bize)

Kararınız yanlıştır, diyoruz. Ne-den? Çünkü, bunlar, sohbet hakkınınkullanımı yerine ikame edilerek da-yatılmaktadır. Bu dayatmayı kabul et-

meyin, diyoruz. Sohbet hakkının buşekilde gasp edilmesinin meşrulaştı-rılmasına malzeme olmayın. "Amaonlar çıkıyor" denilerek, "iyi örnek"olarak kendinizi kullandırtmayın.Tredmancı olmak işte budur.

O gün, megafonu alırsınız; bugün,böylesi faaliyetlere katılırsınız. Herikisinin ortak noktası, koşullarınzorluğu karşısında dayatılana uyumsağlamaktır. Megafonu elinize aldı-ğınızda da, direnişi terk ettiğinizde defaşizm için "iyi örnek" olmuştunuz.Olmayın, o megafonu bırakın.

TKP/ML Tutsakları, Büyük Dire-nişimiz'in ne ve nasıl bir zafer oldu-ğunu gerçekten anlamak, öğrenmekistiyorsa "Tecriti Yenenler Anlatı-yor" (Boran Yayınları) isimli kitabı-mızı tavsiye ederiz. Öğrenecekleri çokşey olacaktır.

Yazımızı, Büyük Direnişimiz'in şe-hitlerinden Hüseyin Çukurluöz, Be-kir Baturu'nun feda eyleminden ön-ceki satırlarıyla bitiriyoruz: "Tek ke-limeyle bugün zafer; devrim ve dev-rimciliğe dair tüm umutları yok et-mek isteyen emperyalizm ve işbir-likçilerine karşı baş eğmemek, teslimolmamak demektir. Bugün zaferinadı, ölümüne direnmektir."

122'lerin tarihsel çağrısını duymakiçin, önce o megafonu bırakmalısı-nız...

22 Aralık 2012Özgür Tutsaklar

Baskılar, Hücreler BiziYıldıramaz

Uşak Hapishanesi’ndeki özgür tuts-aklara hapishane idaresi tarafından baskıuygulandığı öğrenildi. Özgür Tutsak Fi-liz Gencer tarafından avukatlarınagönderilen mektupta, hapishaneninuygulamaları anlatılarak, “Aşağılama,şeref ve haysiyetimizi zedeleyici da-vranışlar, bağırma, hakaret etme, hergün bir bahaneyle huzursuz etme – kisize bu mektubu yazarken, bundansonra hafta sonları demir parmaklık-ların tokmakla kontrol edileceği söy-lendi – gibi hareketler, gece – gündüzkoridorda bağıran gardiyanlar, artankadın çığlıkları ile kendimizi adetapolis şubesindeymiş gibi hissetmeye

başladık” denildi.

Son olarak 17 Ocak’ta gardiyanlarınsaldırısına uğradıklarını söyleyen Gencer,keyfi olarak hücre cezası verildiğini be-lirterek, “Baskılar, Hücreler Bizi Yıldı-ramaz” dedi.

3 Şubat2013

31

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 32: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Sevgili Devrimci Okul öğrencile-ri, dersimize İdeolojik Sağlamlık ko-nusu ile geçen hafta kaldığımız yer-den devam ediyoruz.

Devrimci eğitimin kitleleri vekadroları kapsayan iki temel amacıvardır.

Devrimci eğitimin kitlelere yö-nelik amacı, zulüm ve sömürüdenkaynaklanan her türlü sorunundevrim ile çözülebileceği gerçe-ğini, devrimin zorunluluğunu veolabilirliğini halka kavratmaktır.

İşte bu yanıyla da, devrimcieğitim, devrimci ideolojinin halkşahsında burjuva ideolojisine taar-ruz etmesi demektir. Çünkü, halkınzihninde burjuva ideolojisindenkaynaklanan yanlış, çarpık düşün-celer hakimdir. Bunları gidererekhalkı düzen dışına taşımak, dev-rimci eğitimin işidir.

Küba devriminin önderlerin-den Che Guevera’nın ifadesiyle söy-lersek; "İnsanların çoğu için kör vegörünmez olan kapitalizmin yasala-rı, birey üzerinde, düşünmesine fırsatvermeksizin etkili olur." (Sosyalizmve İnsan, syf: 75)

Geçen hafta örnek verdiğimizhalk meclisi çalışanı olan o ev kadı-nı, muhtemelen hayatında bir kezbile Marksist-Leninist ustaların ki-taplarını okumamıştır. Ama halk mec-lisi çalışmaları içindeki deneyimi buev kadınına Che’nin yukarıdaki söz-lerini kendi diliyle söylemenin bilin-cini kazandırmıştır. Ne diyordu o evkadını, hatırlayalım; "Önceleri kördünyasında yaşıyorduk..." Che’nin yu-karıdaki sözleri de aynı şeyi anlatır.

Devrimci eğitim, burjuva ideolo-jisinin "İnsanların üzerinde düşün-melerine fırsat vermeksizin etkili ol-masına" son verir. Halktan insanlarındüşünmelerini, sorgulamalarını sağ-layarak gerçekleri gösterir.

Bakın Roseteks işçidirenişinde yer alan birkadın emekçi ne diyor-du; "Basın ne işe yarar,polis kimin için ve neiçin vardır? Bu sorula-rın cevabını direniş bo-yunca öğrendik. Öyleoldu ki uzun süre basın,

haberlerimizi yok saydı. Bazı yazar-ların bizimle ilgili yazdıkları gazeteyönetimleri tarafından çıkartıldı. Bazıtelevizyonların internet sitelerindenyöneticilerin talimatıyla haberlerimizkaldırıldı. Basının halkın haber almahakkını sağlamadığın, gördük. Poli-

sin durumu ise içler acısıydı. Res-taurantın önünde oturmayalım, eylemyapmayalım diye ilk önce arabalarırestaurantın önüne çektiler. Sonrayerlere su döktüler. Bize gaz sıkıp sal-dırdılar. Saldırdıktan sonra aynı res-toranttan yemek yediler. Bizim içindeğil, patronlar için oradaydılar."(Yürüyüş, sayı: 339)

Bir başka işçinin söyledikleri deöğreticidir: "Diğer direnişçilerle ta-nışınca ortak mücadeleye başlayın-ca yalnız olmadığımızı gördük. Dahabir güçlendik. Birlikte hareket ettiği-miz için kazandık. Bizler normaldefabrikada çalışırken bile bir arayagelmezdik. Patronlar bizim bu duru-mumuzdan faydalandılar. Ne gel-diyse başımıza birlik olmadığımıziçin, ne kazandıysak birlik olduğu-muz için..." (Yürüyüş, sayı 339)

Burjuva ideolojisi, emekçileri yal-nız, güçsüz, çaresiz olduğuna şart-landırır.

Devrimci ideoloji, somutlandığı

oranda, emekçilere yalnız, güçsüz, ça-resiz olmadıklarını kavratır. Dev-rimci eğitim işte bu kavrayışı yara-tarak kitlelere güç, güven ve coşku ka-zandırır. Direnç aşılar ve giderek dü-zeninin dışına taşır. Bunu söylemenintek bir yolu, biçimi yoktur. Halk ko-mitelerinden işçi direnişlerine... hep-si devrimci eğitimin, gerçekleştirile-ceği mevzilerdir.

O işçi kadın bilinçlenmekten, bi-linçli olmaktan bahsediyordu. İştebunu sağlayacak her yerde devrimcieğitim gerçekleşir. Özel bir mekanıyoktur bunun. Bütün hayat, kitleleregittiğimiz her yer devrimci eğitimin

gerçekleştirilebileceği okuldur. Ne-rede halk varsa, orada devrimci eği-timi gerçekleştirmenin yolu, yön-temi, biçimi bulunur. Bütün buyol, yöntem ve biçimler, HalkOkulu demektir.

Halk okulu, halkın olduğu heryerde devrimci eğitimin gerçek-leştirilmesi demektir. Böylece hal-kın zihnine el uzatan burjuvazinino kirli elinin, ideolojisinin etkisi dekırılacaktır. Halk okulu, devrimciideolojinin taarruz ettiği burjuvaideolojisini halkın zihninde yenil-giye uğratması demektir...

DevrimciEğitim ve Kadrolaşma...

Devrimci eğitimin kadrolaşmayayönelik amacı, devrimin sorunlarınıçözebilecek insan yaratmaktır. Mü-cadelenin ihtiyaçlarını giderecek, kit-leler örgütleyecek, savaşı büyütecekbu insan, kadrodur.

Kadro kendisini devrimin örgüt-leyicisi olan partinin ihtiyaçlarıyla bir-leştiren insan demektir.

Hasan Selim Gönen yoldaşımızınifadesiyle söylersek; "Mücadeleyibenliğimin parçası olarak görüyorum.O yoksa ben de yokum. Mücadele-mizin her bir parçasını kendiminolarak görüyor, her eksiğimize, her ih-tiyacımıza, her hedefimize karşı ken-dimi sorumlu hissediyorum."

Kadro işte budur. Komutan Rıza-lardır. Devrimci eğitimin kadrolaş-maya yönelik amacı da, daha fazla ko-mutan Rızalar yaratılmasını sağla-

Burjuvazininİdeolojik

Saldırısına NasılDireneceğiz?

Devrimci Eğitimİçin Halk Okulu...

Ders: İdeolojikSaldırı -3

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?332

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 33: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

maktır. Ki komutan Rıza ol-mak, burjuva ideolojisinekendi benliğinde sonuç alıcıdarbeler vurup kendini ge-liştirmektir.

Mücadeleyi geliştirme-miz, devrim yürüyüşümüzühızlandırmamız komutan Rı-zaların, Erdalların, İbrahim-lerin sayısını artırmamızabağlıdır. Söz konusu olan,kadrolaşarak devrimin sıraneferi olmaktır. Devrimcieğitimin amacı, tam olarakbudur; Devrimin sıra neferi olacak,yeni insanı yaratmaktır.

Bunu Nasıl Başaracağız?Dayı’nın ifadesiyle söylersek;

"Başarmak için beynimizde, hücre-lerimizde burjuvaziye, düzene ait nevarsa söküp atmalıyız. Beyni devrimledolu, devrimle yatıp devrimle kalkaninsanların önünde hiçbir engel ola-maz. Çözümsüz hiç bir şey yoktur. Bü-tün Parti Cepheliler, kendilerine butarzla yeniden bakmalıdır. O zamankendimizi de, düşmanı da tüm açık-lığıyla bir kez daha göreceğiz."

Düşman, yeni insan karşısındagüçsüzdür. Çünkü, yeni insan, kendibenliğindeki burjuva ideolojisinintortularını söküp atmıştır. Bununyolu, ideolojik sağlamlığı kazan-maktır.

İdeolojik SağlamlıkNasıl Kazanılacaktır?

Bakın Dayı ne diyor; "İdeolojikolarak donanmalıyız. Burjuvazininideolojik saldırıları karşısında ne is-tediğimizi, neye karşı çıktığımızı, sis-temin yerine neyi koyacağımızı iyi bil-mek zorundayız. Bunun için her yol-daşımız ideolojik donanımını ve ideo-lojik mücadeleyi, hayatın hiçbir anın-da ihmal edemez. İhmal burjuvazininbeynimize girmesi demektir. Açıkkapı demektir. İdeolojik donanım,ne istediğimizi bilmek; direniş ve ör-gütlenme, bir devrimcinin yaşam bi-çimidir. Bunun dışında öne çıkanhiçbir şey olamaz."

Devrimci eğitim, işte bunu sağla-dığı oranda amacına ulaşır. Bu yanıyla

eğitim; devrimci olmak, devrimcikalmak ve mücadelenin ihtiyaçlarınıgönderip irili ufaklı zaferler kazana-rak bir ömür boyu devrimcilik yap-mak için gereken her şeyin ömür boyuöğrenilerek içselleştirilmesidir.

Bu eğitimin amacı, burjuvazininbenliğimize bulaştırdığı tortulardanarınarak yeni insanı yaratmaktır. Böy-le olduğu içindir ki, devrimci eğitim,ancak ve ancak devrimci savaşın için-de mümkündür. Değilse, kütüphane-lere çekilip kitap okumak yeterli olur-du. Oysa devrimci eğitimin amacı ki-şiliği, yaşam biçimi, ilişki tarzıyla, otu-rup kalkmasıyla... bir bütün olarak in-sanı yenilemek, yeniden yaratmaktır.Bu yaratma eylemi, mücadelenin örsve çekici arasında mümkündür.

Eğitim, hayatın her an ve alanın-da sürer. Cepheli için, hayatın kendisibir okuldur. Ve Cepheli, bu okulundaimi öğrencisidir. Söz konusu olanözel bir zaman ve mekan gerektirentürden bir "eğitim çalışması" değildir.Böylesi eğitim çalışmaları teorik vepratik boyutuyla her zaman olacaktır.Fakat, kadronun eğitimi bununla sı-nırlı değildir. Cepheli’nin eğitimzamanı da, mekanı da bütün ha-yattır. Ki hayatın okul olması oluş-turur devrimci eğitimin esasını.

Cepheli’nin temel ve tarihsel gö-revi bellidir; kitleleri örgütlemek vesavaşı büyütmek... Bu temel ve ta-rihsel görevlerin gerekliliklerini ye-rine getirmek için gereken her şeyiama her şeyi yapmak demek aynı za-manda; Cepheli’nin kendi benliğini deburjuva ideolojisinin saldırılarınakarşı yeniden yeniden örgütleyerekdevrimciliğini büyütmesi demektir.

Dayımızın ifadesiyle söyler-sek; "Parti-Cepheli, teoriyi, dev-rimciliği kitleleri örgütlemek vesavaşmak için öğrenir. Örgütle-meyen ve savaşmayan Parti-Cep-heli olmaz."

Cepheli’nin eğitim anlayışınınolduğu yerde örgütlemek ve sa-vaşmak vardır. Eğitim bu ikisinehizmet ediyorsa devrimcidir zaten.Hizmet etmiyorsa, vakit kaybın-dan başka bir şey değildir. Dev-rimci eğitim, kadroların beyninisilah olarak kullanarak, düzene

vurmasını sağlamalıdır. İşte o za-man amacına ulaşmış olur. Beynin si-lah olarak kullanılması demek, o si-lahın ihtiyacı olan Cepheliyi de sağ-lamayı gerektirir.

Dayı’nın ifadesiyle söylersek; "İk-tidarı alma bilincinde olan her kad-ro; kadro ve savaşçı yetiştirmeden,kitleleri eğitmeden devrim heyecanı-nın, coşkusunu ve düşüncesini taşı-yamaz. Bir kadro için, hayatın heralanı, her anı, eğitim faaliyetidir."

İşte bu faaliyetin kendisi, silahadönüşen bilincin cephaneliğini oluş-turur. Bu cephanelikten beslenenCepheli, düzene taarruz ederek ha-yatın her an ve alanında devrime, dev-rimciliğe zafer kazandırır...

Eleştiri-Özeleştiri,Devrimci Bir Silahtır!

Devrimci safların içinde, düzenideolojisine karşı sürdürülen müca-delenin temel yöntemi eleştiri-öze-leştiridir. Eleştiri-özeleştiri, devrim-ci bir silahtır. Hedefi, devrimci saflarasızarak ilkesizlik, kuralsızlık, zaaf ola-rak açığa çıkan burjuva ideolojisinevurmaktır. Bu silahın namlusu eleş-tiri, tetiği ise özeleştiridir.

Burjuva ideolojisi ve kültürü solsaflarda hayat bularak "akıllı solcu-luk" olarak somutlanmış. Diğer yan-dan, düzen ideolojisi ve kültürü de-ğişik biçimlerde devrimci saflara dasızarak kendisini fiziki açık yaşananhatalar, ilkesizlikler, zaaflar olarak so-mutluyor.

Bu bir savaş; ideolojik savaş! Bizdevrimci ideolojiyi hayatın her alanınataşımaya çalışırken, düşman da boş

Cepheli’nin temel ve tarihsel görevibellidir; kitleleri örgütlemek vesavaşı büyütmek... Bu temel ve

tarihsel görevlerin gereklilikleriniyerine getirmek için gereken herşeyi ama her şeyi yapmak demekaynı zamanda; Cepheli’nin kendibenliğini de burjuva ideolojisinin

saldırılarına karşı yeniden yenidenörgütleyerek devrimciliğini

büyütmesi demektir.

3 Şubat2013

333

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 34: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

durmuyor ve bizi kendi evimizde il-kesizlikler, zaaflarla vurmaya çalışı-yor. Biz halkı devrimcileştirmeyeçalışırken, burjuvazi de beynimiziele geçirmeye çalışıyor. Evet, bu birsavaş; ideolojik savaş... Dayı’nın ifa-desiyle söylersek; "Düşman öncebeynimize girerek mesafe almaktadır.Direnişte, örgütlemede, yaşamda ge-dikler açmaktadır. Her şeyi çarpıt-maktadır. Burjuva düşüncesini sol gö-rünüm altında tanıtmaktadır."

Durum bu. Bu gerçeklik karşısın-da, burjuva ideolojisine taarruz et-menin yegane yolu, eleştiri-özeleşti-ri silahını kullanmaktır.

Bakın Stalin ne diyor; "Özeleşti-rinin hedefi, hatalarımızı ve zaafla-rımızı ortaya çıkarmak ve yok et-mektir."

Bu nasıl yapılacak?Lenin şöyle diyor; "Hatayı açık-

ça kabullenmek, nedenlerini ortaya çı-karmak, hataya yol açan koşullarıtahlil etmek, hatayı ortadan kaldır-manın yollarını özenle araştırmak..."Görüldüğü gibi, eleştiri-özeleştiri birihtiyacın ürünüdür. Eleştiri, hataları vezaafları göstermek için vardır. Öze-leştiri, hata ve zaafları gidermek içinvardır. Eleştiri-özeleştiri, devrimcibir ihtiyacın ürünüdür.

Bu ihtiyacın gereği yapılmazsa,gelişim olmaz. İhtiyaç, devrimci saf-lara sızarak değişik biçimlerde açığaçıkan düzen ideolojisine taarruz et-mektir.

Bu bir savaş; ideolojik savaş veeğer, düzen ideolojisi yok edilmezse,etkilediği kişinin, ilişkinin, pratiğindevrimciliğini çürütmesi kaçınılmazolur.

Eleştiri-özeleştirinin ihtiyacınıduymak, yaşamsal önemdedir. Buihtiyacı duymayanlar, eleştiri-öze-leştirinin devrimci arındırıcılığındanda yararlanamazlar. Öncelikle, eleş-tiri özeleştirinin nasıl bir ihtiyaç ol-duğunu, neden yaşamsal bir ihtiyaç ol-duğunu kavrayacağız.

Zaaf Nedir?Bir devrimci için, zaaf, devrimci

olmayan her şeydir. Bunlar düzendenkalan taraflardır. Düzenin bulaştırdı-

ğı burjuva ideolojisinin ve kültürününizleridir. Bu tortuların olması, bizlerdekalması her türden zaafın yeşereceğibataklık demektir.

Devrimci saflara düzen içinden ge-liyor, gelirken de düzenin kültürel,ideolojik etkilerini üzerimizde geti-riyoruz. Bu doğaldır. Doğal olmayan,devrimci ilke, kural ve kültüre aykı-rı sayılan bu türden özelliklere karşısavaşmamaktır. Ki eleştiri-özeleştiri,devrimci saflara taşınan ve açığa çı-kan her türden zaafa karşı, devrimciideolojinin silahıdır. Bu silaha ihtiyaçduymalı, bu silahı kuşanmalıyız. İh-tiyaç duyarsak kullanırız. Bu ihtiya-cı duymak, zaaflardan nefret etmek-le mümkündür.

Biliyoruz ki, hiçbir şey nedensizve masum değildir. Olan ya da ol-mayan, yapılan ya da yapılmayan herşeyin bir nedeni vardır. Bu nedenlerya devrimci ideolojiden ya da burju-va ideolojisinden kaynaklanır. Dola-yısıyla, olan-olmayan, yapılan yapıl-mayan her şeyin kaynağına inerek sor-gulamalıyız. Kaynağa köklerine in-mek ideolojik hesaplaşma demektir.Bu hesaplaşmanın pratiği olarak yan-lışın, zaafın yerine devrimci olanın ko-nulması, eleştiri-özeleştiri de Parti-Cephe tarzıdır.

Zaaflar, savaştığın sınıfın bizde,içimizde kalan tortulardır. Kazıyıp at-malıyız. Eleştiri, zaafların yarattığı so-runlara ışık tutar. Özeleştiri ise, o so-nuçların nedenlerine inerek yok et-meye yönelir. Kazanan, devrim vedevrimcilik olur.

İlkesizlik ve zaaflara göz yumu-lursa BİZ kaybederiz. Kim bunu ister?BİZden biri istemez. BİZ olmak yan-lışı, zaafı, ilkesizliği eleştirmektir.

İlkesizlik ve zaafları, özeleştiriile gideremezsek yine BİZ kaybede-riz. Kim bunu ister? BİZden biri is-temez. BİZ olmak yanlışı, zaafı, il-kesizliği özeleştiri silahıyla vurmak-tır. İşte o zaman BİZ kazanırız. Cep-heli, bunu ister.

Halk ozanlarımızdan Dertli Diva-ni bir deyişinde, "Cahiller kendini ak-lar, Kamiller özünü yoklar" der. Hal-kımızın bu deyişi, Cephelilerin eleştiri-özeleştiri karşısındaki tavrını da özet-ler. Ki Cepheli, eleştiri karşısında

özünü yoklayandır. Hata, zaaf ve il-kesizlikler karşısında da mazeretlere,günah çıkartmalar sığınamaz. Kaçakgüreşmez. Gereğini yapar. Özeleştiriyapar; yani benliğinde, pratiğinde,yaşamında, ilişkilerinde devrimci ol-mayan her neyse kesip atar.

Biz, Dayı’nın yoldaşları, öğren-cileriyiz. Güçlüklerden, zorluk, zor-balık ve sorunlardan korkmayız. Za-aflara da devrimciliğimizi ezdirmeyiz.Dayımız bize zorlukların nasıl alt edi-leceğini öğrettiği gibi, zaaflarını na-sıl aşılacağını da öğretmiştir.

Devrimci bilincimiz, felsefemiz vetarihimiz zaafların nasıl alt edilece-ğinin klavuzluğunu yapar bize. Bili-riz ki, hedefimize ilerlediğimiz bu yol-da karşımıza çıkan bütün sorunlar,hata ve zaaflar gelişmemizin önündekiengellerdir. Aştığımız oranda devrimkazanacaktır. Biz devrimin kazan-masını isteriz. Bu isteğin maddileşmiş,ete kemiğe bürünmüş hali özeleştiri-dir. Bu yanıyla, özeleştiri somuttur.

Ve yine biliriz ki, esas olan "engel"değil, engelleri ezmek için adım at-maktır. Özeleştiri, işte bu adımlardır.

Devrim yürüyüşümüzde ileriyedoğru adım atmaktır. Onun somutla-nabilir maddiliği buradan gelir. Çün-kü, özeleştiri, hatalardan ders alma-nın yarattığı devrimci değişim vegelişim anlamına gelir. İleri adımatan, engeli gelişimin basamağınaçevirir.

Zaaf dediğimiz her şey, burjuvaideolojisinin saflarımıza sızması de-mektir. Zaafları "düşman" yapan dabu özelliklerdir. Devrimci olan herşeye zarar vermeleridir.

Zafer, savaşa dair bir olgu ve hiçkimse durduğu yerde zafer kazanamaz.Bu bir savaş; İdeolojik savaş... Ve Cep-heli’nin görevi, bu savaşta zafer ka-zanmaktır. Zafer kazanmak için, taar-ruz etmek şarttır. Nasıl olacak bu? Dev-rimci de devrimci olmayan her şeyinsorgulamasıyla olacaktır.

Yapılmayan işlerin, gecikmele-rin, ertelemelerin, yürütülmeyen faa-liyetlerin, ulaşılmayan hedeflerin,sürdürülmeyen çalışmaların, istenensonuçların alınamadığı her şeyin... ge-liştirilmeyen, yaratıcılığın... koyul-mayan inisiyatifin... gösterilmeyen

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?334

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 35: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

emekçiliğin... somutlanamayan cü-retin... yaşam biçimlerinin... sorgu-lanması, muhasebesinin yapılmasıve devrimci ilkelerin eleğinden ge-çirilmesiyle kazanılır zafer.

BİZ, Dayı’nın öğrencileriyiz vebeynimizi silah olarak diri tutmanınyolunun eleştiri-özeleştiriden geçtiğinibiliyoruz. Bu yanıyla, eleştiri-öze-leştiriyi zaman zaman günah çıkartı-lan geçici bir yöntem olarak değil, biryaşam biçimi olarak kavrıyoruz. Bukavrayış, nasıl bir düzenden geldiği-mizin, düzenden kalan tortuların,burjuva ideolojisinin devrimci safla-ra nasıl sızdığının ve bütün bunlarakarşı yeni insanı nasıl yaratacağımı-zın devrimci bilgisine dayanmaktadır.

Bu yolda rehberimiz Dayımızdır.Omuzlarımızda onun elini daima his-sederiz. Öğretmenimizin "gerisi ha-yat" deyişinin özünde, devrimci ideo-loji, gelenek ve kültürün klavuz ol-ması vardır. "Reçete" sunulmaz amayön gösterilir ve nerelerden, nasıl güçalınacağı öğretilir. Gerisi de gerçek-ten Cepheliye kalmaktadır.

Bu bir savaş; ideolojik savaş... Busavaşta, zafer kazanmak isteyen Cep-heli, eleştiri-özeleştiri silahını kulla-nacaktır...

Burjuva İdeolojisiniHalkın Ayakları Ezecektir...

Halk düşmanlarının en zayıf yerineresidir? Cevap, sorunun içinde var-dır. Halk düşmanlarının en zayıf yeri,halka düşmanlıklarıdır. Öyle ki, bugerçeği açıktan savunamaz. Binbir ya-lanla örtmeye çalışırlar.

Burjuva ideolojisi, biçimlendirdi-ği hayat içinde halk düşmanlarınıngerçek yüzünü "görünmez" kılarak,sömürü ve zulmün düzenini meşru-laştırır. Bu tabloyu değiştirmenin ye-gane yolu, devrimci ideolojiyi kitle-lere taşımaktır. İş deyişiyle halk ör-gütlemektir. Halkın örgütlenmesi de-mek, devrimci ideolojinin maddi birgüce dönüşmesi demektir. "Teori kit-leleri bir kez sardı mı, maddi bir güçhaline gelir." (Marks/Engels)

Burjuva düzeni için yıkıcı bir güç-tür bu. Çünkü, devrimci ideolojisini ku-şanan halk, artık sömürü ve zulme bo-

yun eğmez. Ancak, bunu teorik olaraktespit etmenin pek bir önemi yoktur.Esas olan, gereğini yapmaktır. Yani,halkı savaştırmak, savaşı halklaştır-maktır teorinin maddi bir güç halinegelmesi. Ki ancak, maddi bir güç ha-line gelen devrimci ideoloji, hayatıniçinde burjuva ideolojisini ezip geçer.

Cepheli’nin görevi, devrimci ideo-lojiyi maddi bir güç haline getir-mektir. Bunun için kitleleri örgütle-yecektir. Kitleleri örgütlemek de-mek, kitleyi etkisi altında tutan bur-juva ideolojisini ezmek demektir.Burjuva ideolojisini ezecek olan, ör-gütlenerek ayağa kalkmış halktır.Devrimcinin amacı işte bunu başar-maktır. Devrimci, ancak bunu başa-rarak ideolojisinin gereğini gerçek-leştirebilir. Çünkü, devrimcilik, kit-leleri örgütlemektir.

Burjuva ideolojisine karşı en güç-lü ve nihai sonucu alıcı taarruz, sa-vaşın halklaşmasıdır. Bu savaş kar-şısında burjuvazinin ne ideolojisi neiktidarı ayakta kalır.

Bakın ne diyor Dayı: "Temel he-def kitleleri örgütlemek, güç topla-mak, devrim yürüyüşünün yolunuaçmaktır. Bu gerçeği hiç bir yoldaşı-mız, taraftarımız unutmamalıdır. Unu-tursa yolunu şaşırır. Sağa sola savru-lur. Bugün savrulmadıysak, halaayakta isek, hala felaket tellallarını vedüşmanı yanıltıyorsak bu nedenledir.Yolumuza devam edeceğiz. Hiçbirdogmaya bağlı kalmadan, Marksist-Leninist doğrularımızı önümüze alıpen yaratıcı biçimde, özgüvenimizigüçlendirerek, ideolojik netliğimiziyükselterek yolumuza devam edece-ğiz. Pratiğimiz ve düşüncelerimiz denetliğimizin kanıtıdır. Bundan sonrada böyle olacaktır."

İdeolojik netlik, ideolojimizin ge-reğini yapmaktır. İdeolojimizin gereğiise savaşı halklaştırmak, halkı sa-vaştırmak için her şeyi yapmaktır.Devrimci ideoloji niçin var olmuştur?

Devrimci ideoloji, emekçilerin, sö-mürü düzeninden kurtuluşlarının kla-vuzu olarak var olmuştur. Bu yanıyla,sınıfsal bir ihtiyacın ürünüdür. Onu yenive yenilmez kılan bu ihtiyaçtır. Günü-müz dünyasında bu ihtiyaç, artan oran-daki yakıcılığı ile yaşanmaktadır.

Cepheli’nin görevi, halk ile halkınzulüm ve sömürüden kurtuluşununklavuzunu tanıştırmaktır. Cepheli,bu tanışmayı sağlayacak yolu, yön-temleri bulup hayata geçirdikçe ken-di devrimciliğini de büyütecektir.

Halka ulaştırılamayan, halkın için-de maddi bir güç olarak örgütlenme-ye çalışılmayan "teori" ne eylem kla-vuzudur ne de devrimci… sadece laf-tır, dogmadır ve hiç bir işe yaramaz.Akıllı solcuların "ideolojisi" böyledir.

Devrimci ideolojiyi eylem klavu-zu ve dolayısıyla devrimci kılan isehalkı düzen için yıkıcı bir güç halinegetirerek savaştırmasıdır. Ama bukendiliğinden olmaz. Cepheli’ningörevi bu savaşı, yani halkı örgütle-mektir.

Savaşın halklaşması, burjuva ideo-lojisinin halkın ayakları altında ezil-mesi demektir. Ve işte biz, burjuvaideolojisini halkın ayakları altına ser-mek için ihtilalin yolundan yürüme-ye devam ediyoruz.

Cepheli, bulunduğu bir alanda, heran bu yürüyüşün adımlarını atmanınsorumluluğunu taşımaktadır. Amaç,kitleleri örgütlemektir. Halkın örgüt-süzlüğü, burjuva ideolojisinin eseri-dir. Örgütlenmek ise devrimci ideo-lojinin zaferidir. "Milyonları Örgüt-leyeceğiz" şiarı, ufkumuzun ve he-deflediğimiz zaferin büyüklüğünügösterir. “Birken iki olmak” bu zafe-rin temel taşıdır.

Hem bireyciliğin dağıtılıp yücel-tildiği günümüz dünyasında, hem dekitleleri örgütlemeyi unutmuş bir soltablosu karşısında "birken iki ol-mak" büyük bir hedeftir. Büyüklüğü"milyonları örgütleyeceğiz" kararlılığıkadardır.

Devrimi, ideolojimizi halk içindemaddi bir güç haline getirerek başa-racağız. Bu, örgütlenmek demektir.Örgütlenmek, kitle çalışması de-mektir. Adı üstünde "çalışmak" de-mektir. Cepheli’nin görevi işte budur;Halkı örgütlemek için çalışmak, dev-rim için savaşmak…

Sevgili Devrimci Okul öğrencile-ri, bu haftaki dersimizi burada bitiri-yoruz. Haftaya yeni bir konuyla bu-luşmak üzere hoşçakalın.

Bitti...

335YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

3 Şubat2013

Yürüyüş

Sayı: 350

Page 36: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

İşkenceciler, faşist okul müdürleri,ihbarcı okul bekçileri… Bu saydığımızüç karakter kendi çıkarları için işken-ce yapan-yaptıran, kendi çıkarları içinistediği zaman liselileri keyfi bir şekildeokuldan atan, daha fazla para kazana-bilmek için işbirlikçilik yapmanın, kı-sacası şerefsizliğin adıdır bunlar…Liseli Dev-Genç’lileri “yola getirmek”için işbirliği yapan bu üçlü ekip ülke-mizin her yerinde; fabrikalarda, tarla-larda, maden ocaklarında olduğu gibisömürü çarkını liselerde de döndürmeyeçalışmaktadırlar.

AKP faşizmi bugün demokratikhaklarını isteyen, talep eden işçiye, me-mura, köylüye... halkımızın her kesi-mine gaz bombalarıyla, coplarıylasaldırıyor. Faşizm, tüm halkımızı bas-kı altında tutarak haklarımızı gasp edi-yor, iliklerimize kadar sömürüyor. Buhalkın her kesiminde olduğu gibi öğ-renci kesimde de aynen bu şekildedir.Baskı aracı olarak da üniversitelerdepolis işbirlikçisi ÖGB’ler, liselerde isepolis işbirlikçisi bekçiler vardır. Bu yıleğitim-öğretim döneminde bunun ör-neğini sayısız kere yaşadık. Lise öğ-rencileri “parasız eğitim” haklarını öğ-renmesinler diye okul önlerinde basınaçıklaması, bildiri dağıtımı gibi de-mokratik faaliyetlerimize faşist mü-dürlerin, bekçilerin ihbarcılığı, işbir-liği sonucu sık sık işkenceciler tara-fından gözaltına alındık, işkencelerdengeçirildik. Liseli Dev-Genç’lileriniradesiyle başa çıkamayan müdürlerin,öğrencileri okuldan erken çıkardığı,geç çıkardığı hatta farklı kapılardan çı-karttığı bile oldu.

Bizler liselerde mücadelemizi na-sıl arttırdıysak, faşizm de daha fazlasaldırmaya başladı. Geçtiğimiz aylardaLiseli Dev-Genç’li Berk Ercan dev-rimcileri sahiplendiği için komplolarla

tutuklanmıştı. En son geçtiğimiz gün-lerde ise tüm devrimci kurumlara, der-neklere yapılan baskın ve saldırılar Li-seli Dev-Genç’lilere de yapıldı. HaleNur Elibüyük’ün okula geri alınması içinaçtığımız çadıra baskın yapıldı, Ok-meydanı’da baskın esnasında GençlikFederasyonu’nda bulunan Liseli Dev-Genç’li Nehir Sarıkaya, Okmeydanı’dayapılan baskınları halkımıza teşhir edeniki Liseli Dev-Genç’li Dilan Poyraz veMahir Mete Kul gözaltına alınmıştır.Gözaltına alınan liseliler ertesi gün ser-best bırakıldılar.

Gözaltılar, işkenceler, tutuklamalarve yapılan baskınlar bize vız gelir!Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıl-dıramaz!

Bu baskınlar ne ilktir ne de sondur.Gözaltılarıyla, işkenceleriyle bizi yıl-dıramayanlar daha hayvanca, kuduzbir köpek gibi saldırarak yıldırmaya ça-lışmıştır. Bu tutuklamalarla, işkencele-riyle daha fazla baskı yapmaktadırlar.Bizleri yıllardır “yola getireceklerini”,boyun eğdireceklerini söylüyorlardı.Her gözaltında, baskınlarda yanıltıyoruzbu köpekleri.

Biz Liseli Dev-Genç’lileriz. Buncayıldır bizi yola getiremediler, getire-meyecekler. Hiçbir zaman beyinlerimizi,irademizi teslim alamadılar. Hiçbir po-litikaları, onurlu mücadelemize, ölümkarşısında bir an bile tereddüt etmeyenşehitlerimize, örgütümüze olan bağlılı-ğımıza, inancımıza hiçbir şekilde zararveremedi. En ağır işkenceleri yapsalarda, katletseler de bu onurlu mücadele-mizi daima yükseklere taşıyacağız. Li-selerde parasız, bilimsel ve demokratikbir eğitim istemeye devam edeceğiz veumudun adını liselere her koşulda taşı-yacağız!

LİSELİYİZ HAKLIYIZKAZANANAĞIZ!

BASKILAR, GÖZALTILAR, TUTUKLAMALAR BİZİ YILDIRAMAZ!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?36

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 37: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Emperyalizm-Oligarşi ile halklararasındaki tarihsel sınıfsal çelişki de-rinleşerek sürüyor. Bilimin hükmüodur ki; bu sınıf savaşı emperyalizmve oligarşi yok olmadan son bulma-yacak. Biz bilime inanıyoruz. Ve bubilimin yol göstericiliğinde, çelişkiyisonlandırmak için savaşıyoruz.

Emperyalizmin işbirlikçisi Türkiyeoligarşisi, sınıf bilinciyle, sömürü-sünü, sınıf çıkarlarını korumak içinhalka karşı savaşını ideolojik, eko-nomik, askeri alanda pervasızca sür-dürüyor. Bu savaşın kurmaylığını,10 yıldan fazladır, AKP yapıyor. Dü-zenin tüm kurumlarını kullanarakhalka karşı savaşıyor. Medya aracı-lığıyla her gün, her saat yalan ve de-magojilerini yayıyor, psikolojik savaşısürdürerek beyinleri burjuva ideolo-jisiyle teslim almaya çalışıyor. Askerve polis aracılığıyla komplolar ör-gütlüyor, işkence yapıyor, katlediyor,halkın devrimci demokratik muha-lefetini yok etmeye çalışıyor. Savcı-larıyla, hakimleriyle, mahkemeleriyleişkencecileri, katliamcıları aklıyor;

haklar ve özgürlükler mücadelesi ve-renleri cezalandırıyor. DemokratikKitle Örgütlerini, yayın organlarınıçalışamaz duruma getirmeye veyadüzen karşıtlıklarını yok etmeye ça-lışıyor. Yasalarla, zamlarla halkı eko-nomik dar boğaza sokuyor; aç, yoksul,işsiz ve evsiz bırakıyor. Emperyalizmeuşaklık görevini layıkıyla yerine ge-tiriyor. Tekellerin çıkarı için, dışarıdahalkların katliamına ortak oluyor,içeride bağımsızlık mücadelesini boğ-maya çalışıyor. Faşizmin gereği tümmuhalefeti yok etmek için saldırıyor.Elbette bu savaşın baş hedefi anti-emperyalist, anti-oligarşik devrimmücadelesi veren devrimcilerdir. Ba-ğımsızlık-demokrasi-sosyalizm yü-rüyüşünü durdurmaya çalışıyor. Halkgüçlerine yönelik baskılar, işkenceler,komplolar, katliamlar bunun için.

Son Saldırı18 Ocak Komplosu

En son 18 Ocak 2013 tarihinde,7 ilde, yine “DHKP-C operasyonu”adı altında, demokratik-yasal faaliyetyürüten kurumlara ve kişilere saldı-rıldı. Çağdaş Hukukçular DerneğiGenel Merkezi ile İstanbul, Ankarave İzmir şubeleri, TAYAD, Okmey-danı Haklar ve Özgürlükler Derneği,

İdil Kültür Merkezi, Yürüyüş dergisi,Halkın Hukuk Bürosu, Gençlik Fe-derasyonu, Doğançay YardımlaşmaDerneği, İzmir Özgürlükler Derneği,Ege Gençlik Derneği gibi AKP’ninfaşist terörüne karşı mücadele edenyasal kurumlar ve devrimcilerin evleribasıldı. Saldırı bir AKP karakteristi-ğiydi. Yalan, komplo, işkence, kat-liam girişimi, yasadışılık…

Su uyur düşman uyumaz demişhalkımız. Uyumadı düşman, sabahsaat 04.00’te it sürüsü gibi toplanıpgeldiler. Kapıları kırdılar, duvarlarıdeldiler, eşyaları paramparça ettiler.Kavanoz büyüklüğünde ne idiğü be-lirsiz bombaları, gazları insanlarınüzerine attılar. İşkencelerden geçir-diler. Avukat, sanatçı, basın, öğrencidevrimcilerden oluşan 86 kişiyi iş-kencehanelere taşıdılar. Kurumlarıkullanılamaz hale getirdiler. Aciz-liklerini, şehitlerimizin fotoğraflarınıngözlerini oyarak gösterdiler. Yalanmakinesini çalıştırdılar. “Yabancıülkelere, ülkenin kozmik bilgilerinisızdırıyorlar” dediler. “Kozmikodalar” yarattılar. “Avukatlar kur-yelik yapıyor”, “DHKP-C’nin ya-pacağı eylemleri önleyeceğiz” ya-lanlarıyla acizliklerini sergilediler.Mahkeme dosyalarını, müzik çalış-malarını, yasal dergi ve kitapları “ör-

Oligarşi İle HalkArasındaki Sınıf SavaşıSürüyor.

Halka Karşı SavaştaYeni Bir Saldırı: 18 OcakKomplosu

Amaç; Düzenİçileştirmek, TeslimAlmak, DizÇöktürmektir!

Binkere Hayır!Teslim Olmayacağız!Emperyalistlerle,İşbirlikçileriyleBarışmayacağız!

3 Şubat2013

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Herkes Barış Derken Biz “Savaşı Büyüteceğiz” Diyoruz

Amerikan Uşağı AKP Bunun, İçin Saldırdı!

37

Page 38: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

gütsel doküman”; basın açıkla-malarını, konserleri “yasadışı ör-güt” eylemi ilan ettiler. 7 ildegözaltına alınan toplam 86 kişiden55’ni tutukladılar.

Saldırı Yeni; Biçim, Tarzve Amaç Eskiydi

Bazı basın organları, “son yıl-ların en büyük operasyonu” diyeverdiler. Hayır bu saldırılarla ilkdefa karşılaşmıyoruz. Bundandaha büyüklerini de yaşadık. “Er-doğan Kaldi dedi ki” komplosu,2004 yılındaki 1 Nisan komplosubunlardan biridir. Yine 2011 yılındakiDev-Genç’lilere yönelik benzer şe-kilde yapılan operasyonda 96 kişigözaltına alınmış, 38 kişi tutuklan-mıştı. Yılda en az bir defa Halk Cep-hesi’ne yönelik kapsamlı saldırılaryapılmaktadır.

Peki Neden Halk Cephesiİşbirlikçi AKP’nin ve emperya-

lizmin politikalarına açıktan karşıçıkan bir biz varız çünkü. Sözlerini,bildirilerde, dergilerde bırakmayıphayata uygulayan bir biz varız. Ca-nımız pahasına da olsa düşünceleri-mizi, mevzilerimizi terk etmeyen birbiz varız.

Peki Neden ŞimdiÇünkü; herkes “barış” derken,

biz “savaşı büyüteceğiz” diyoruz.Dünyanın dört bir yanında “barış”adı altında teslimiyet kol gezerken;faşizme ve emperyalizme karşı heralanda direnen ve savaşma karar-lılığını sürdüren bir biz varız. “Ba-rış” adı altında PKK’yi silahsızlan-dırma ve teslim alma politikalarınınkarşısına açıktan bir biz çıkıyoruz…

Gazeteci Şirin Payzın 18 Ocakgünü yaptığı televizyon programında"Bu operasyon da neyin nesi? Her-kes hadi barış, diyor. Birileri inadınaiş başında. Hükümetin tavrı çokönemli" diyor. “ÇHD ve Yorum ope-rasyonu esas provokasyondur. Gün-lerdir provokasyon olmasın dendide bu ne şimdi?" diyor. Payzın, busaldırıyı iktidar içi çatışmanın ürünü

olarak değerlendiriyor ve “barış”sürecini provoke ettiğini söylüyor.

Biz diyoruz ki; hayır, ortada bir“barış süreci” yoktur. Oligarşi içiçatışmanın sonucu provokasyon dayoktur. “İmralı süreci” dediklerisüreçle PKK silahsızlandırılıp bütünolarak Kürt halkı teslim alınmak is-teniyor.

Payzın’ın değerlendirmeleri, ül-kemiz aydınlarının, solunun çoğun-luğu için de geçerlidir. Olayları so-nuçtan değerlendirerek, “Silah bı-rakınca savaş olmaz, savaş olma-yınca insan ölmez, barış olur” ya-nılsamasından kaynaklanıyor. Oysahalklar ağır sömürü ve faşizm altındagünyüzü görmeden yaşıyor. Her haktalebi terörle karşılanıyor. Bu ölmedenölmektir.

Başbakan Erdoğan, 19 Ocak’taAntep’te yaptığı konuşmada; “Kürtsorunu diye bir mesele yoktur. Terörörgütünün eylemlerine son vermesi,yurtdışına çekilmesi ve silahı bırak-ması için ne yapmak gerekiyorsa di-yoruz onu yapsın biz elimizden gelendesteği verelim” diyor. “Silah bı-rakmadığı sürece terörle mücade-lemiz sürecek” diyor. Ve PKK’yeyönelik katliamlar sürüyor... Hangibarış sürecinden bahsediyorsunuz?AKP iktidarının barıştan anladığı sö-mürü ve zulüm azgınca sürerkenkimsenin direnmediği bir ortamdır.Zulüm ne kadar büyük olursa olsunhalkların direnmemesidir. Kimse bu-nun adına barış diyerek kendini kan-dırmasın. BUNUN ADI BARIŞ DE-ĞİL, KÖLELEŞMEKTİR. Kimseşunu aklından çıkartmasın, Zulmekarşı direnmemek zulmü açzaltmaz.

Direnişin olmadığı yerde zulümdaha da pervasızlaşır. Bunun içintarihe bakın: Kölelik düzeninebakın. Direndiğimiz için zulümolmuyor. Zulüm olduğu için di-reniyoruz.

Onun için kimse “barış sü-reci” diye kendini kandırmasın.AKP’nin ağzından “barış” keli-mesi bile çıkmıyor. Bu süreç di-renenlerin teslim alınması süre-cidir. Önümüzde tek seçenek var:Ya direneceğiz, ya da teslim ola-

cağız. İkincisi halk güçleri için se-çenek değil yok olmaktır.

Biz DİRENECEĞİZ diyoruz!Oligarşiyle “BARIŞ” değil, “KUR-TULUŞA KADAR SAVAŞ” diyo-ruz. Amerikan uşağı AKP bunun içinsaldırdı.

Oligarşi tüm sınıf kiniyle saldı-rırken, “barış” demek, “Ben teslimoluyorum” demektir. Sınıflar ortadankalkmadan, sömürü ve zulüm sonbulmadan, bu adaletsiz düzen yıkıl-madan barış olmaz. Adalet için, onu-rumuz için savaşıyoruz. Bağımsızdemokratik sosyalist bir ülke içinsavaşıyoruz. Gerçek barış ancak sö-mürünün olmadığı sosyalist bir dü-zende sağlanabilir.

Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi; Komplolarla, İftiralarla Yenemezsiniz!

Tarihimiz tanıktır, Emperyalizminişbirlikçisi oligarşi bizi yenemez.Hepimizi yok edebilir. Küllerimizdenyeniden doğarız. Daha güçlü doğarız.Çünkü biz tarihsel, siyasal olarakhaklıyız. Dünkü faşizm icracıları tes-lim alamadı bizi. Bugün bu göreviüstlenen AKP’de teslim alamaz. Ba-şaramadınız, başaramayacaksınız.

Bundan öncekilerde olduğu gibi,yine, çöken komplolarınızın, iftira-larınızın altında kalacaksınız.

Şiarımız değişmedi, değişmeye-cek. Şiarımız; “Emperyalizm ve iş-birlikçileriyle barış” değil, KurtuluşaKadar Savaş!

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?338

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 39: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Başbakan RecepTayyip Erdoğan, 30

Ocak'ta, Çağdaş HukukçularDerneği ve Halkın Hukuk Bürosu'naüye avukatlarla ilgili olarak gerçekdışı, karalama, kirletme ve itibarsız-laştırmaya yönelik açıklamalar yaptı.Çağdaş Hukukçular Derneği GenelMerkezi, Erdoğan'ın yalanlarına karşıaynı gün yazılı bir açıklama yaptı.

Başbakana seslenilen açıklamada,11 kapı yalanından söz edilerek, "Di-yorsunuz ki ‘Bu avukatlar işini bilenavukatlar.’ Çok doğru tespit etmişsi-niz. Evet bu avukatlar, Çağdaş Hu-kukçular Derneği’nin 40 yıllık adaletmücadelesinin bugünkü temsilcile-ridir. Bizler de onların işlerini çokiyi bildiğini biliyoruz. Bunu EnginÇeber’in, Şerzan Kurt’un, ÇağdaşGemik’in, Baran Tursun’un, EmrahGezer’in davalarında, iktidarınız za-manında yapılan işkence, yargısızinfaz dosyalarında ve yine iktidarınıztarafından hep korunmaya çalışılankatillerin cezalandırılması için verilenonurlu mücadelelerinden ve başarı-larından biliyoruz. Bu avukatları,işçi grevlerinden, rantsal dönüşümekonu ettiğiniz gecekonduluların di-renişlerinden, hak arayan öğrencilerinmücadelesine verdikleri destekten,faili belli olan Kürt infaz davalarındantanıyoruz.

Ve dışarıdakiler, bizler, sizin de-yiminizle, “avukatlara müdahale edi-lemez” diyenler, olarak bir kere dahadiyoruz, avukatlara müdahale edile-mez. Ama biliyoruz ki edeceksiniz.Edin. Bugüne kadar halkımıza uy-gulamadığınız hukukunuzu, bize uy-gulayın demeyeceğiz. Zaten uygu-lamayacaksınız. Yargıya müdahaleediyorsunuz da demeyeceğiz. Sizinde tıpkı sizden öncekiler gibi müda-hale ettiğinizi biliyoruz. Etmeye de-vam edin. O sebeple, soruşturmaneye dayanmış, savcı ne sormuş,hangi somut delile dayanılarak buavukatlar tutuklanmış, bunları dasize hatırlatmayacağız.

Biz biliyoruz ki, bize düşmanceza hukuk uyguluyorsunuz. Bu da-

vanın suçu da suçlusu da olmayacak.Arkadaşlarımız orada rehindirler. Buzihniyet, geçen yüzyılda Nazi toplamakamplarını yarattı, bu yüzyılda iseGuantanamo kamplarını yarattı. An-cak şunu bilmenizi isteriz ki, bu ope-rasyon ile hedef aldığınız devrimciavukatlık pratiğimizdir. Derneğimiz40 yıldır ezilenlerin, yoksulların, sö-mürülenlerin kısacası tüm toplumsalmuhalefetin avukatlığını kurumsalolarak yapmaktadır. Baskılarınız biz-leri yıldıramayacaktır" denildi.

ÇHD İstanbul Şubesi de bir açık-lama yaparak, "Başbakanın bu açık-lamalarının tamamı yalan ve iftiradanibarettir. Derneğimize yönelik bu vebenzeri yalan ve iftiralar, baskı veyıldırma çabaları nereden ve kimdengelirse gelsin, hiçbir şekilde yılma-yacağımızı, 40 yıldır sürdürdüğümüzdevrimci avukatlık geleneğini, bundansonra da aynı kararlılıkla sürdürece-ğimizi bu vesileyle bir kez daha, ka-muoyuna ilan ediyoruz" dedi.

Halkın Hukuk Bürosu ise, “Birapartman dairesinde gecenin yarısındaavukatlar toplanıp ne iş görürmüş?”“11 kapının ardında” ne işleri var-mış?

Cevap verelim Başbakan! Amacevabımız size değil yalanlarla yö-netmeye çalıştığınız halkımızadır;

Önce sayı saymayı öğrenin; geceyarısı bastığınız bütün bürolarımızın,derneklerimizin kapılarını parmakhesabıyla toplasanız yine 11 etmez!Bari azıcık usturuplu yalan söyle-yin!

Biz adalet mücadelesi veriyoruz.Gece yarılarında ne yaptığımızı merakediyorsanız, 10 yıllık iktidarınızınadaletsizliklerine bakın!

“İçeride ne isterseniz var!” diyorBaşbakan;

Doğru! İçeride çok şey var;

- Hapishanelerde katlettiğiniz dev-rimcilerin otopsi raporları var,

- İçeride, işkencede öldürdükle-rinizin klasörler dolusu dosyaları var,

- İçeride, sokak ortasında infaz

ettiğiniz halk çocuklarının infaz dos-yaları var,

- İçeride kentsel dönüşüm adı al-tında evlerini yıkıp mahallelerinitalan ettiğiniz yoksul gecekondu hal-kının davaları var,

- İçeride işinden atıp beş kuruşamuhtaç ettiğiniz işçilerin tazminatdavaları var,

- İçeride tutsak müvekkillerimizingönderdiği hak ihlallerini anlatanmektuplarımız var!

Belli ki Hitler’in “Dezenformas-yon Bakanı” Goebbels’in izindenyürüyorsunuz! Ustanız diyor ki; “Birşeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız,insanlar o kadar fazla inanırlar!”

Halkımızın aklından, dostu düş-mandan ayırt edebilen geleneklerin-den mi şüphe ediyorsunuz!

Biz halkın avukatlarıyız, başba-kan! Siz halkımızı, aç, yoksul, ada-letsiz bırakırken biz gecemizigündüzümüze katıp, mütevazı büro-larımızda halk için çalışıyoruz.

Bizi, sizin gözünüzde başka avu-katlardan ayıransa devrimci kimli-ğimiz! Bağımsızlık, demokrasi, sos-yalizm için mücadele ediyoruz.

Evet, biz “işini iyi bilenavukatlar”ız… İşte tam da bu yüzdentahammül edemiyorsunuz! Hükmet-tiğiniz hakimlerin, savcıların, polis-lerin karşısında “el pençe divan”durmuyor, işimizi yapıyoruz.

Bu yüzden meslektaşlarımız, mü-vekkillerimiz yani tüm halkımız tu-tukladığınız yoldaşlarımıza destekveriyor. Ne tutukladığınız meslek-taşlarımız ne dışarıda kalan bizler,sizden de baskılarınızdan da kork-muyoruz.

Size, sizin sözlerinizle cevap ve-riyoruz;

“Hadi canım sen de…”

Biz mücadelemize tutuklu mes-lektaşlarımızın bıraktığı yerden devamediyoruz" açıklamasında bulundu.

3 Şubat2013

339

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

İSTANBUL EMNİYETİ YALANLARINITÜKETTİ, SIRA BAŞBAKANDA!

Page 40: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Aydın sanatçılar Grup Yorum veSanat Cephesi'nin çağrısı üzerine 30Ocak günü saat 14.00'te Av. AvniApaydın Konferans Salonu'nda biraraya gelerek baskınlara ve tutukla-malara ilişkin bir basın toplantısı ger-çekleştirdi.

18 Ocak'taki baskınlarda İdil TiyatroAtölyesi oyuncuları ve Tavır Dergisiçalışanları Veysel Şahin ve GamzeKeşkek de uydurma gerekçeler, hayali,gizli tanık ifadeleri ve yalan belgelerletutuklanmıştı. Bunun üzerine SanatCephesi'nin çağrısıyla aydın sanatçılar"Halkın Sanatçıları Serbest Bırakılsın"başlıklı bir metin oluşturup imzacısıoldu. 30 Ocak, gerçekleşen basın top-lantısına ise Altan Erkekli, MenderesSamancılar, Sennur Sezer, Orhan Ay-dın, Hilmi Yarayıcı, Hüseyin Karabey,Suavi, Mazlum Çimen, Ercan Aydınve Pınar Aydınlar katıldı.

Toplantıda aydın sanatçılar AKP'ninsanata, sanatçıya, kendi gibi düşün-meyen herkese, her alana uyguladığıbaskıya karşı birlik olmanın ve butarz buluşmaları çoğaltmanın gerekliliğiüzerinde durdu. Grup Yorum elemanlarıise, yaşadıkları faşist baskı karşısındadevrimci sanatı yüreklere beyinleretaşımaya devam edeceklerini, albümkayıtlarının yedekleri olmamasına rağ-

men emniyetten kayıtlarıalamasalar dahi sanatçılarlabirlikte üreteceklerini, Gam-ze Keşkek ve Veysel Şahin'izulmün elinden çekip alanakadar mücadele edip, mü-cadeleyi büyüteceklerini ifa-de etti. Baskınların hukuki

boyutunu konuşmak üzere sözalan Avukat Behiç Aşçı isesaat 04.00'te, yasal kurumlara

tamamen adeta eşkıyalar gibi gelerek,kapıları kırmanın, duvarları delmenin,eşyaları yağmalamanın, insanları yer-lerde sürükleyerek gözaltına almanınhiçbir hukuki dayanağı olmadığınıifade etti.

Yaklaşık bir saat süren basın top-lantısında Gamze Keşkek ve VeyselŞahin için özgürlük eylemlerini bü-yütmenin, birlikte hareket etmeninsözü verildi.

Aydın ve sanatçıların "HALKINTİYATROCULARI GAMZE VEVEYSEL SERBEST BIRAKILSIN!"başlıklı imza metnine imza verenlerinisimleri şöyle:

Altan Erkekli, Aslı Öngören, AtaolBehramoğlu, Barış Atay, Bilgesu Ere-nus, Bülent Emrah Parlak, Cahit Ber-kay, Edip Akbayram, Ender Yiğit,Ezel Akay, Genco Erkal, Grup Yorum,Gülsen Tuncer, Hilmi Yarayıcı, KardeşTürküler-BGST, Levent Üzümcü, Meh-met Özer, Mehmet Aksoy, MehmetEsatoğlu, Metin Coşkun, MenderesSamancılar, Nedim Saban, Niyazi Ko-yuncu, Okşan Dede, Orhan Aydın,Orhan Kurtuldu, Pınar Aydınlar, RagıpYavuz, Rutkay Aziz, Sennur Sezer,Suavi, Tarık Akan, Tayfun Talipoğlu,Temel Demirer, Yasemin Göksu veZafer Gecegörür.

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?440

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Çağdaş Hukukçular Derneği,18 Ocak tarihinde gerçekleştirilenoperasyon sonucunda 9 yöneticive üyesinin tutuklanmasının ar-dından faaliyetlerine devam ediyor.Derneklerinin hala dimdik ayaktaolduğunu belirten ÇHD, “ÇağdaşHukukçular Derneği İstanbul Şu-besi Başkanı Av. Taylan Tanay veŞube Sekreterimiz Av. A. GüçlüSevimli hala görev başındadır. Yö-netim kurulumuzla birlikte derne-ğimizin kurumsal faaliyet gösterenkomisyonları da toplanmaya devametmektedir. Aynı azimle, aynı he-yecanla faaliyetlerimiz sürmekte-dir” duyurusunda bulundu.

Avukatlara da bir çağrı yapı-larak ÇHD bünyesindeki KentselDönüşüm, Cezaevi ve ÇalışmaYaşamı Komisyonu’nun çalışma-larına katılmaları istendi.

“Haksız Olan KendiSaçağından Düşer”

Pınar Selek’in 14 yıldır devameden, üç kez mahkemece beraatkararı verilen yargılamasında sonolarak İstanbul 12. Ağır CezaMahkemesi tarafından ağırlaştı-rılmış müebbet hapis cezası verildi.

Daha önce 3 kez beraat kararıverilmiş olmasına rağmen, keyfiolarak tutuklama kararı verilme-siyle ilgili olarak Çağdaş Hukuk-çular Derneği İstanbul Şubesi ya-zılı bir açıklama yaptı. Açıkla-mada, “Türkiye’de adalet çarklarıpaslanmış ve yapılan müdahalelersonucunda işleyemez haline gel-miştir” denilerek; Pınar Selek’inyanında oldukları ifade edildi.

“Adalet”Burjuvazinin Elindeki

Silahtır;Burjuvazinin

AdaletiniTanımıyoruz

Aydın Olmanın Onuru Zulme KarşıHalkın Önünde Olmakla Kazanılır

30 Ocak'ta Güneydoğu Gal-vaniz fabrikasında bir patlamameydana geldi ve 8 işçi yaşamınıkaybetti. Çağdaş Hukukçular Der-neği iş cinayetiyle ilgili olarakaynı gün yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, "Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi olarak iş kazalarına“kader” demek yerine iş cinayetleri demeye devam edeceğiz. “İhmal” yerinekar hırsından kaynaklı sorumsuzluk demeye devam edeceğiz. Ölen ve yaralananişçi ailelerinin sesi olmaya devam edeceğiz. En yetkili ağızlar kader deyip bucinayetlerin üstünü örtedursunlar bizler, sorumlulardan hesap sorulması içinhep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz" denildi.

Çeliğin Hayat Bulduğu Yerİşçilere

Mezar Oluyor!

Page 41: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Hukukçusundan, milletvekiline,demokratından devrimcisine halkınhiçbir kesiminin bu düzenden biradalet beklentisi kalmamıştır. Yasalyollardan hak alma mücadelesi veren,yoksulun, mazlumun, ezilenlerin, iş-çinin, emekçinin, öğrencinin, köy-lünün yani tüm yoksul halkımızınavukatlığını yapan avukatların,AKP’nin zulmüne karşı direnen dev-rimcilerin baskı ile susturulmaya ça-lışıldığının herkes farkında. AKP’ninikiyüzlülüğü, adaletsizliği iyice açığaçıkmıştır. Devrimcileri yalan haber-leriyle karalamaları, devrimci demo-krat kişi ve kurumların sahiplenme-siyle boşa çıkartılacaktır.

AKP’nin saldırılarının Hukukçu-ları da kapsayan son saldırılarınakarşı gösterilen tepkileri yayınlıyoruz.

İstanbul Barosu:“Hiçbir hukuk devletinde avukatabu denli kolay, soyut suç isnadı veböylesine hukuka aykırı işlemler yö-neltilemezken bu yaşananlar hangi“ileri demokrasi” ye geçtiğimizihalen görmek istemeyenler varsaaçıkça göstermektedir. Halkın hakarama özgürlüğü ve savunma hak-kının güvencesi olan avukatın bizzatkendisine bu hukuka aykırı muame-lelerin yapılabiliyor olması hukukgüvenliği, adalet ve demokrasi adınadehşet vericidir. Suç isnadı ne olursaolsun, her soruşturma işleminin hukukçerçevesinde gerçekleştirilmesi birlütuf değil zorunluluktur. Herkesinkendisine, hakkının ve hukukunungüvencesi olan avukatın güvencesizbir konuma getirilmesinin nelere yolaçabileceğini sorması gerekir. Buyaşananlar ve yapılanlar, avukatlıkmesleğine ve onuruna, halkın hakarama özgürlüğüne karşı açık birsaldırıdır.”

Ankara Barosu: “ÇHD Genel Merkezi’nin basılma-sının ardından açıklama yapan An-kara Barosu, “Kırılan avukat büro-

larının kapıları değil insan haklarınınkoruyucu şemsiyesidir. Avukatlar gö-revlerini yaparken kimi zaman bi-reysel şiddetin kurbanı olurken kimizaman da devletin hak ihlali oluşturaneylemlerinin muhatabı olmaktadır.Ankara Barosu olarak nereden gelirsegelsin avukata ve avukat üzerindentopluma yönelik her tür saldırıya so-nuna kadar karşı duracağımızı birkez daha belirtir, bu çerçevede, bugünyaşanmakta olan hak ihlali sürecinide sonuna kadar da takip etmeyedevam edeceğimizi kamuoyuna say-gıyla bildiririz.” dedi.

Bursa Barosu: “Gelinen noktada hukuksal güven-cenin kalmadığı bir gerçektir. Gözal-tına alınan avukatların toplumsal da-valarda savunmanlık üstlenmeleri,kolluk güçlerinin ve iktidarın haksızve hukuka aykırı eylem ve işlemlerindehukuksuzluğu teşhir etmeleri ve bu-nunla mücadele etmeleri en önemliortak özellikleridir.”

Ege ve Marmara BölgeBaroları: “Haklarında arama, yakalama işlemiyapılan meslektaşlarımız ise bu amaç-la etkin çalışma yapmaları ile bilinenve toplumsal davalarda savunmagörevini üstlenmiş, bu özellikleri ilehukukçu çevrelerin yakından tanıdığıkişilerdir. Bu operasyon, öncesindeyaşanan olay ve gelişmeler göster-mektedir ki, meslektaşlarımızın yu-karıda belirttiğimiz özellik ve faali-yetlerinin siyasi iktidarda yarattığırahatsızlığın ürünüdür.”

Doğu ve Güneydoğu BölgesiBaroları:“Mesleğimize, mesleki faaliyetimizeve savunma hakkına yapılan bu hukukaaykırı uygulamayı protesto ediyoruz.Her zaman ve her koşulda ÇHD üyesimeslektaşlarımızla dayanışma içindeolduğumuzu kamuoyuna bir kez dahaduyuruyoruz. Gözaltına alınan mes-

lektaşlarımızın gözaltı işlemlerine der-hal son verilerek serbest bırakılma-larını talep ediyoruz.”

Suriye Barolar Birliği: Suriye Barolar Birliği, Suriye halkınakarşı yapılan terör, katliam, soygunve yağmalama eylemlerini Türk yar-gısının önünde açıklama çabalarınakarşı Çağdaş Hukukçular Derneğiüyesi avukatlara yönelik saldırılarınıkınadı. Suriye Barolar Birliği, TürkiyeBarolar Birliği Başkanı Vedat AhsenCoşar’a mektup göndererek, tutukla-nan şerefli avukatların durumlarınıtakip etme çağrısında bulundu, ger-çekleri savundukları ve hakkın yanındayer aldıkları için tutuklanmalarındanduyduğu şaşkınlığı ifade etti.

Arap Barolar Birliği Genel Se-kreteri Ömer Zeyn’e de mektup gön-deren Suriye Barolar Birliği, AKP’ninHalep’teki ekonomi tesislerinin so-yulması ve yağmalanması, AKP’ninkoruduğu teröristlerin Suriye’de teröreylemleri ve katliam yapması, terö-ristlere sınırı geçip terör eylemlerigerçekleştirme izni vermesi suçuylabu hükümete karşı dava açmaya ha-zırlanmaları nedeniyle bir grup avukatıtutukladığını bildirdi. Arap BarolarBirliği’nden, avukatların tutuklan-malarına karşı ahlaki ve yasal bir tu-tum izleme çağrısı yapıldı. Suriye'dekiSiyasi Partiler de bir bildiri yayınla-yarak, AKP’nin avukat ve hukukçularıserbest bırakmasını istedi ve uluslar-arası kurumların tutuklanan avukatlarasahip çıkması çağrısında bulundu.

Demokrasi ve Özgürlük İçinYargıç Savcılar Birliği:“Demokrat Yargı olarak avukatlara

yönelik bu türdeki usulsüz muame-lelere karşı koymayı Türkiye’de hukukve yargı kültürüne bir katkı olarakgörüyor ve ilgilileri uyarmayı birgörev biliyoruz. Usulsüz biçimlerdebüroları aranan ve gözaltına alınanavukatların derhal serbest bırakıl-masını ve haklarındaki soruşturmanın

Demokratik Kurum, Kuruluş ve Kişilerden Baskına Karşı Tepkiler:

AKP FAŞİZMİ DÜŞÜNCE VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜYOK EDEMEYECEK, İZİN VERMEYECEĞİZ!

FAŞİZME KARŞI BİRLEŞELİM!

3 Şubat2013

441

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 42: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

kamuya açık ve güvenilir bir biçimdeyürütülmesini talep ediyoruz.”

Uluslararası Af Örgütü:Uluslararası Af Örgütü Türkiye

Araştırmacısı Andrew Gardner biraçıklama yaparak, “Önde gelen insanhakları avukatlarının gözaltına alın-ması ve ofislerinin açıkça hukukaaykırı bir biçimde aranması, muhalifsesleri engellemeye yönelik gözlegörünür bir şekilde gerçekleşen ko-vuşturmalar dizisine bir yenisini dahaeklemiştir… İnsan hakları avukatlarıterörle mücadele kanunlarının yaygınsuistimalinin mağdurlarının sadecebir kısmıdır. Sorulması gereken soruşudur: İddia edilen insan hakları ih-lallerinin mağdurlarını savunmakiçin geriye kim kalacak?” dedi.

Türkiye İnsan HaklarıVakfı (TİHV):“TV ekranlarında, gazete sayfalarındapolis ve özel yargı terörünün yurt-taşları nasıl olağan şüpheliler halinegetirdiğini anlatan, demokrasimiziçin kaygılarını belirten ÇHD yöneticive üyelerinin şimdi şüpheli halinegelmesi gerçekten manidar ve kaygıvericidir. Toplumsal muhalefetin sa-vunmanlığını yaparak her dönem ik-tidarları rahatsız eden ÇHD’ye yö-nelik baskıları kınıyor, gözaltınaalınan yönetici ve üyelerinin derhalsalıverilmesini talep ediyoruz.”

Türkiye Barolar Birliği:“ÇHD hakkında hiçbir suçlama vegerekçe gösterilmeden dernek merkezive şubeleri hakkında arama ve elkoyma kararları verilmiş, Dernekdoğrudan hedef alınarak kriminalizeedilmeye çalışılmıştır. Bazı aramalarhelikopterden güvenlik görevlisi in-dirilerek cam ve kapılar kırılarak ya-pılmıştır. İstanbul’da gözaltına alınanavukatların, ikametgahlarına savcıve baro temsilcisi olmadan, kapılarkırılarak girilmiştir… İnandırıcı ol-mayan yapay gerekçelerle ve “adliişlem” görünümü altında sürdürülenbu operasyonlar ve ihlaller, dahaönce içeriğine değinilen Avukatlarınİşlevlerine İlişkin Temel İlkeler/Havana

Kuralları’nın 16/a-c ve 22. maddelerihükümlerine aykırı olmasının yanısıra “BM İnsan Hakları Savunucu-larının Korunması Bildirisi”, “AvrupaKonseyi Avukatlık Mesleğinin İcra-sındaki Özgürlükler Hakkında 9 Nu-maralı Tavsiye Kararı”, “BM YargıBağımsızlığı Temel Prensipleri”,“Uluslararası Avukatlar Birliği Mo-relia Şartı”, “21. Yüzyılda AvukatlıkMeslek Kurallarına Dair Turin İlke-leri” gibi diğer başka uluslararasıbelge ve sözleşmelerle güvence atınaalınan “güvenlik ve özgürlük hakkı”,“adil yargılanma hakkı”, “savunmahakkı”, “düşünce ve ifade özgürlüğü”,“örgütlenme özgürlüğü” gibi temelhak ve özgürlüklere aykırıdır…” açık-lamasında bulundu.

İnsan Hakları Derneği:“Türkiye’de onlarca avukatın halatutukluluğu devam etmektedir. Avu-katların hukuk güvenliğinin olmadığıbu ülkede, vatandaşların hak ve öz-gürlüklerinden bahsedilemez.”

İstanbul Barosu BaşkanıÜmit Kocasakal: “Bir hukuk bürosu, bir baro başka-nının veya onun görevlendireceği biravukatın huzurunda aranabilir. Bunundışındaki bütün işlemler hukuksuzdur,hukuka aykırıdır. Bunları ben söyle-miyorum, kanun söylüyor. Avukatınınmüvekkiliyle olan belgelerine hiçbirşekilde bakılamaz kanun bunu söy-lüyor. Dolayısıyla kanuna aykırı işlemyapılmasına müsaade etmemek bizimgörevimizdir.”

Emine Ülker Tarhan: “Ülkemizdeki insan hakları ihlalleri,faili meçhul cinayetler, işkenceylemücadele gibi konularda yaptığı ça-lışmalar ile öne çıkan Çağdaş Hu-kukçular Derneğine ve üyesi avu-katlara yönelik sürdürülen hukukaaykırı aramalar bugün yeni bir ‘ÖzelYargılama’ terörü olarak öne çıkmıştır.İktidara muhalif herkesi ve her ku-rumu susturma anlayışının toplumsalmuhalefeti savunma görevi yapmalarınedeniyle avukatlara da yöneltilmesifaşist ve baskıcı bir yönetim anlayı-şının, kapımıza dayanan polis devleti

anlayışının tezahürüdür.”

Prof. Adem Sözüer:İstanbul Üniversitesi Hukuk FakültesiDekanı Prof. Adem Sözüer, “Heran herkesin bir örgüt üyeliğinden yada terörist suçlamasıyla hapse dü-şebileceği gibi bir endişe var. Haklıbir endişe mi?” sorusuna “AynıDGM’de olduğu gibi elimizde yüz-lerce, binlerce örgüt davası var şimdi.Bir toplumda bu kadar çok örgütdavasının olması bir anormalliğingöstergesi. Ve bu anormalliği kanunudeğiştirerek çözemezsiniz. İlla da buyöntemle çözmek istiyorsanız, çokdaha açık yazarsınız: ‘Salt örgütüyeliği nedeniyle tutuklama yapıla-maz.’ Bu tek maddeyle Türkiye’debinlerce insan serbest kalır.”

İlhan Cihaner:CHP milletvekili İlhan Cihaner, “Sü-rekli adliyede olan hukukçuların cadıavı gibi peşlerine düşülmesi kabuledilemez. Bu işlemleri yapanlar ülkeyiterketseler de hukukçular bu ülkeyiterk etmez. Kişiler hakkında aramakararı var ancak dernek merkezininneden arandığı hakkında bilgi yok.Gözaltına alınanların serbest bıra-kılmalarını talep ediyorum.”

Yargıçlar ve Savcılar Birliği(YARSAV):"Darbe dönemlerini aratmayan birbiçimde sabaha karşı avukat bürola-rına kapıları kırılarak girilip, hak sa-vuncularının gözaltına alındığı, toplugözaltı kararlarının verildiği, siviltoplum örgütü niteliğindeki dernekodalarının basıldığı dev polis ordu-larıyla sokakların tutulduğu faşizminsıradan bir gününe uyandık. Biz yargıçve savcılar yargılamanın temel un-surlarından savunmanın güçsüz bı-rakıldığı, yaralandığı bir yargılamanıngerçek bir yargılama olmayacağınainanıyoruz.”

MAZLUMDER İstanbulŞubesi:“Özellikle işkence ve kötü muameleylemücadele eden avukatların gözaltınaalınması düşündürücüdür. ÇağdaşHukukçular Derneği üyesi avukatlara

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?442

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 43: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

yönelik operasyonların hukuki ol-maktan çok gözdağı nitelikli olduğuve savunmaya saldırı niteliğine dön-üştüğü kanaatimizi tüm kamuoyuönünde deklare ediyoruz.”

Baran Tursun Vakfı:“Türkiye’nin tüm bölgelerinde; Din,Dil, Renk ve Etnik farkı gözetmek-sizin, polis şiddetine maruz kalanbirey ve ailelerinin yanında yer almak,hukuki sorunların çözümüne katkısağlamak suretiyle yardımcı olan vegörevlerinin yalnızca adaleti tesis et-mek olan ÇAĞDAŞ HUKUKÇU-LAR DERNEĞİ’nin çok değerli üyeve yöneticilerinin gözaltına alınma-larını ve tutuklanmalarını, Türkiye’deyargının düştüğü bir açmazın süreciolduğunu düşünmekteyiz. Bu açmaz;dün, biz vatandaşların devletle olankavga süreci; bugün ise, hukuk adam-larının devletle yaşayacağı bir kavgasürecine haline gelecektir. Evrenselnormlardan uzak bir şekilde gözaltınaalınan ÇHD üyesi DEĞERLİ AVU-KATLARIMIZA yönelik baskılarıkınıyor ve derhal serbest bırakılma-larını talep ediyoruz.”

Aksiyoner HukukçularDerneği:“ÇHD’ye ve insan hakları savunucusuavukatlara, meslektaşlarımıza daya-nışma duygularımızı ifade ediyor,geçmiş olsun diyoruz.”

Melda Onur: CHP Milletvekili Melda Onur, “Buoperasyon kimsesizlerin kimsesi olanavukatlara yapılmış bir operasyondur.Bu operasyon sol düşüncenin, muhalifdüşüncenin itibarsızlaştırılması içinyapılıyor. Peşini bırakmayacağız.”

Hüseyin Aygün:CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Ay-gün, Taylan Tanay ve Selçuk Koz-ağaçlı’yı yakından tanıdığını belirterek,şunları söyledi: “Suriye’ye dikkat çek-mek istiyorum. İstanbul Emniyet Mü-dürlüğü’nün yabancı ülkeler lehineajanlık yapma suçlaması son derecetemelsiz olduğu gibi, aynı zamandaSuriye’de ÇHD’nin insan haklarınıaraştıran tavrına da hükümetin tepkiliolduğunu düşünüyorum. Çünkü SelçukKozağaçlı ‘Suriye’deki insanlık suç-larını araştıracağız ve hükümet aley-hine dava açacağız’ dedi. Tahmin edi-yorum, bizim hükümetin yürüttüğü bupolis operasyonu da tümüyle siyasi.”

Türkiye Tiyatro Platformu:“Ülkenin tiyatro sanatçıları, sanatinsanları olarak Gamze ile kolkolayız.Bu ülke sahipsiz değildir. Ülkeninsanat alanı ve sanatçıları da yalnızdeğildir.”

KESK: “Başta bağlı sendikalarımızın üyeleri

ve avukatlar olmak üzere gözaltınaalınanların derhal serbest bırakılmasıiçin tüm emek ve demokrasi güçlerinitemel hak ve özgürlüklerimizi yoketmeyi hedefleyen saldırılar karşı-sında sesini yükseltmeye davet edi-yoruz.”

Barikat Gazetesi: Kıbrıs’ta yayınlanan Barikat Gazetesi,“TC Devleti ‘Teröre’ Devam Ediyor”başlıklı açıklamasıyla baskınları kı-nayarak, “Bizler bu saldırıları şiddetleprotesto ediyor; saldırıya uğrayankurumlarla ve göz altına alınan tümyoldaşlarımızla dayanışmamızı yi-neliyoruz. Ve tekrardan haykırıyoruz:“Emekçilerimiz kazanacak… Ezilenhalklarımız kazanacak… Yoldaşla-rımız kazanacak…ÇÜNKÜ HAKLI-YIZ KAZANACAĞIZ!” dedi.

Penguen Dergisi:Haftalık karikatür dergisi Penguen,24 Ocak tarihli 2013/4 sayılı sayısınınkapağında baskınları protesto etti.“Düzenlenen operasyonla insan hak-ları ihlalleri, işkence ve polis şidde-tiyle ilgili önemli davalara bakanbirçok avukat tutuklandı” üst başlı-ğıyla verilen kapakta AKP’nin iş-kenceci polisleri teşhir ediliyor.

On ay önce Ankara'da AKP po-lisinin kurduğu komplo sonucu tu-tuklanan devrimcilerin serbest bıra-kılması için yapılan eylemlere 22Ocak günü Ankara Adliyesi önündedevam edildi. Eylemde AKP'nin 18Ocak günü devrimcilere yaptığı bas-kınlar ve kurulan komplolarla 55devrimcinin nasıl tutuklandığı da

anlatıldı.Açıklamada “AKP po-

lisinin, AKP hukukununyalanlarını yüzlerine vu-racağız. Küçük beyinle-riyle hazırladıkları kom-plolar ile tutuklanan dev-rimcileri tecrit hücreleri-

nize bırakmayacağız” denildi.26 Ocak günü de komplolara

karşı yapılan eylem öncesinde bildiridağıtıldı. Yüksel Caddesi'nde yapılaneylemde ilk olarak Kahraman Al-tun'un “Hayat Bizim Ölüm Onların”şiiri okundu. Şiirin ardından yapılanaçıklamada AKP polisinin devrim-

cileri tutuklatmak için kimi zamankomplolara ihtiyaç duyduğu, 1 Nisan2004'te, 2012'de Ankara'da, birkaçay önce ise Antalya'da komployladevrimcilerin tutuklandığı, şimdi iseİzmir ve İstanbul'da onlarca dev-rimcinin ve ÇHD'li avukatların kom-ployla tutuklandığı anlatıldı.

Açıklama, “AKP'nin polisi iste-diği kadar baskı yapsın, tutuklasın,işkence yapsın biz milyonlara gidecekve milyonları örgütleyeceğiz. Haklıolan biziz, kazanan da biz olacağız!”denilerek bitirildi. 30 kişinin katıldığıeylem atılan sloganlarla sonlandı-rıldı.

AKP'nin “Barış”ınınGerçek Yüzü: Komplolar

3 Şubat2013

443

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 44: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Kontranın sesi Yeni Şafak gazetesi25 Ocak 2013 günü “DHKP-C –Brüksel – Londra hattı” diye bir yazıyazarak patronlarına yaranmak iste-miş.

Sabancı’nın cezalandırılması ey-lemi anlaşılan o kadar ağır gelmişki bu kadar yıldır hazmedemediniz.Yaz yaz bitmiyor. Tabii Sabancılarda para oldukça ve kendini “gazeteci”sanan patron yalakaları oldukça se-naryolar da, hikayeler de bitmez.Cem Küçük; her şey bir yana, böyleakla ziyan bir yazıyı yazmak kolaydeğil, seni tebrik ederiz. Yani birazkonuyu bilen, az çok basını takipeden bir kişi; biraz beyni olan birisininböyle bir yazıyı yazmayacağını bilir.Senin gibi “akıllı”(!) ve “zeki”(!)kişiler ancak bu kadarını becerir,tekrar tebrik etmek istiyoruz.

Gelelim yazdıklarına. Hemen ilkbakışta zaten saçmalayacağın belliolmuş. Boşuna dememişler balık baş-tan kokar diye. Bula bula Mahir Kay-nak esin olmuş yazına. Kendisi“Brüksel-Londra hattı”nda gezdiğiiçin zaten ajan, provokatör olmuştur.Ama senin için önemli değil zaten,saçmalasan da, önemli olan örgütükaralamak, çamur atmak, nasılsa pat-ronların Sabancılar seni sırf bununiçin daha çok sevip, ödülünü verirler.Senin o çok övdüğün MİT’in-itinbile bu kadarını beceremiyor, düşü-nemiyorlar. Gerçekten bravo sana.Ama unutma gerçekler, doğrular dai-ma oldukları yerde, tarihteki yerinikorur, senin gibiler ise çöpe giderler.

Başta dediğimiz gibi bir türlühazmedemediniz, “nasıl olur böylebir şey” aklınız almıyor değil mi?Çünkü eylem teknik olarak basit de-nebilecek bir eylem, gerisi devrimcicüret ve yaratıcılıktır. Sizi korkutanda bu. Size göre böyle şeyler filmlerdeizlediğiniz, özel servislerin, ajanların,devletlerin işi olur sadece. Aklınızbir türlü almıyor değil mi? Aklınızadaha neler gelecek, Fransa, Belçika,İngiltere… sayın sayın daha bitmez,daha kimler girecek bu listeye. Ama

bütün gerçekler Sabancı Center’in25. katta gerçekleşen eylemdir. Değil25. kat isterse 250. katta olsun hiçfark etmez, devrimci yaratıcılık, cüretve cesaret her şeyden üstündür. Bo-şuna demiyoruz, evinizin içine kadargireceğiz, nefesimizi ensenizde his-sedecek, bu korkuyla yaşayacaksınız.Korkularınızı büyüteceğiz. Mutlakahalk düşmanlarından, işkencecilerden,katillerden, halkın kanını emen pat-ronlardan hesap soracağız. İşte sizinkafanız bunu anlayamaz, çözemezde. Siz yazmaya devam edin.

Yazıyı okudukça öyle saçmalıklarçıkıyor ki, bazen derler ya ifade et-meye sözlüklerde kelime bulamıyo-ruz. Sen de onlardan birisin CemKüçük. Cem Küçük MİT’i keşfetmişyeniden. MİT değişmiş de, eski MİTdeğilmiş de, örgütü izlemeye başlamışda, bir yıldır takip etmiş de, eskiMİT olsa olmazmış da...Yani bu ka-dar olur. Hatırlatalım istersen, şuradakaç ay olduğunu parmaklarımızlabile sayabiliriz. Feda savaşçısı ErdalDalgıç o senin izlediğini söylediğinMİT ve polislerin karakolunun ka-pısına kadar girdi. O senin kahramanMİT o kadar sıkı takip yapmış ki,feda eylemi gerçekleştiren İbrahimÇuhadar’ı ancak beyinlerinde patla-yınca fark ettiler. Bunlar en sonları.Daha çok sayabiliriz istersen. EskidenMİT’le içli dışlı dediğin örgüt HiramAbas’ı cezalandırmıştır, hatırlatalım.Hiç hazmedemediğiniz eylemlerdenbiridir. Hala senin gibiler yazıyorlarakıllarına geldikçe. Öbür taraftan,sen MİT istihbarat topluyor her şeyibiliyor diyorsun, polis bile seni ya-lanlıyor. Polis, bilgiler “Belçika’dangeldi!” diyor, sen “her şeyi çöz-müşlerdi, takip ediyorlardı, bili-yorlar” diyorsun. Polisin yalanı biryana ama onların yalanı seni yalan-lıyor. Bu bilgiler hem de son biryılın değil, ta 2008’de Belçika’dangelmişmiş. İstihbarat 2008’den gelmişoperasyon bugün yapılıyor. Tabiarada her yıl bir iki defa yapılanoperasyonlar görmezden geliniyor.

Dahabir yıl olmadı,Gençlik Federasyonu yüzlerce polis,özel tim, helikopterler eşliğinde ba-sıldı. Yine aynı basın o zamanda,“dev operasyon” diye manşetleretaşıdı. Herkes ajan, canlı bomba,suikastçi… Aynı hikayeler dolaştıgünlerce gazete sayfalarında, köşeyazılarında. Yürüyüş dergisi yineaynı şekilde basılmadı mı? Onlarcadevrimci işkencelerle gözaltına alın-madı mı? “Eskiden olsa olmaz”mış?Defalarca yargısız infazlarla onlarcadevrimci katledildi. Çok uzağa git-meye gerek yok 19 Aralık 2000 ha-pishaneler operasyonu ne idi. Birgecede 28 tutsak katledildi. 2001’deKüçükarmutlu Mahallesi’nde ÖlümOrucu direnişine saldırıldı 4 devrimcikatledildi. Onlar operasyon değilmiydi? Siz bu hikayeleri geçecek-siniz.

Kim Sabancı eylemini yazsa mut-laka bir dış mihrak, bir bağlantı bu-luyor. Sen de Belçika-Londra hattınıbuldun. Senin devletin açıklamalıasıl bu emperyalist devletlerle iliş-kilerini. Ülkenin her karış toprağınısatan, işgal ettiren, savaş üslerineçeviren biz değil, senin devletin,MİT’in, polisindir. “Benim işimmemleketi pazarlamak”, “babalargibi satarım” diyen uşak efendilerinesoracaksın ilişkilerini. Irak’ta kafa-larına çuval geçirip, onuru ayaklaraltına alınan, gıkı bile çıkmayansenin patronlarındır. Parası iç çama-şırlarına kadar Amerika’dan ödenenordunun ilişkilerini açıklayın da gö-relim. Suriye halkını katletmek için,emperyalistlerin uşaklıkta sınır ta-nımayan, öbür taraftan kapılarındadilenen devletin açıklamalı ilişkilerini.Hiçbir hukuk tanımadan Belçika’nınEuro Gold şirketinin Bergama’da si-

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?444

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Komplo Teorisi Yazacağım, İftira Atacağım Derken HatlarıKarıştıran Haddini Bilmez Bir Yazar: CEM KÜÇÜK!HADİ SABANCI, VER ÖDÜLÜNÜ

Page 45: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

İstanbul-Sarıyer25 Ocak günü Dev-Genç’liler Sarıyer’de bulunan

Ömürtepe Mahallesi’nde dergi dağıtımı yaptılar. Yürüyüşönlükleri giyen Dev-Genç'liler sokaklarda dolaşarak 18Ocak'ta yapılan baskınları anlattılar. 5 saat süren çalışmada50 dergi halka ulaştırıldı.

Aynı gün Sarıyer Dağevleri’nde 6 Dev-Genç'liYürüyüş dergisi dağıtımı yaptı. Dergi dağıtımında HalkCephesi ve Yürüyüş dergisi önlükleri giyildi.

Dergi satışı sırasında yıkımlar, yapılan hukuksuzbaskınlar, tutuklanan devrimciler halka anlatılıp sloganlaratıldı. 51 dergi halka ulaştırılıp birçok kişiye yaşananadaletsizlik teşhir edildi.

İstanbul-Gazi Mahallesi24 Ocak’ta Gazi Mahallesi’nde Yürüyüş okurları ta-

rafından derginin 348. sayısının toplu dağıtımı yapıldı.Dörtyol Meydanı’nda yapılan dağıtımda, halka 18Ocak’ta yapılan baskınlar anlatıldı. Yürüyüş dergisininsusmayacağı, baskıların ve operasyonların milyonlarıörgütlememize engel olamayacağı bir kez daha gösterildi.Çalışma toplam 2 saat sürdü ve 200 tane Yürüyüşdergisi halka ulaştırıldı.

HatayHalk Cepheliler 23 Ocak günü Antakya / Bedirge’de

(Serinyol) Yürüyüş dergisinin 348. sayısının dağıtımınıyaptılar. Halk Cepheliler Bedirge halkına İstanbul’dayapılan baskınları ne gerekçelerle yaptıklarını ve devletindevrimcilerden nasıl korktuğunu anlattılar. Serinyolhalkı basını takip ettiklerini ve yanlarında olduklarınıbelirttiler. 100 dergi Bedirge halkına ulaştırıldı.

Bedirge'de Dev-Genç’liler 28 Ocak günü ise Kampüsesnafına dergi tanıtımı yaptılar.Yapılan çalışmada 27adet Yürüyüş dergisi kampüs esnafına ulaştırıldı.

23 Ocak günü Halk Cepheliler Antakya/ ÇekmeceBeldesi’nde 50 adet Yürüyüş dergisi dağıttılar.

24 Ocak günü “Emperyalist Saldırılara DirenenSuriye Halkının Yanındayız” yürüyüşüne saldırı yapılanTavla’da Yürüyüş dergisinin 348. sayısının dağıtımı ya-pıldı. Tavla halkına direnerek yanlarında oldukları içinteşekkür eden Halk Cepheliler, 65 adet Yürüyüş dergisiniulaştırdılar.

24 Ocak günü Samandağ/ Kurt Deresi’nde de dergidağıtımı yaptılar. 50 adet Yürüyüş dergisi dağıtıldı.

İzmir20 Ocak günü Onur Mahallesi’nde Dev-Genç’liler,

toplu dergi dağıtımı yaptı. 48 adet dergi halka ulaştırılırken,halkla baskınlarla ilgili sohbet edildi.

13 Ocak günü de Güzeltepe Mahallesi’nde 8 Yürüyüşokurunun yaptığı tanıtım çalışmalarının sonunda 112dergi okurlarına ulaştırılmıştı. Ayrıca Yamanlar Mahalle-si’nde de 50 Yürüyüş dergisi halka ulaştırıldı.

Yürüyüş Gerçekleri Yazmaya, DevletinKorkulu Rüyası Olmaya Devam Edecek!

Rize'de Yürüyüş dergisinin satışını yapan gazete ba-yisinin sahibi geçtiğimiz hafta ifadesi alınmak üzereRize Emniyet Müdürlüğü'ne çağırıldı. Kendisine “Der-gilerin nereden geldiği, nasıl geldiği, kimlerin aldığı,ne kadar satıldığı, iade edilip edilmediği” şeklindesorular sorularak, savcılığa sevk edildi.

Bayi sahibi, polisin sorularına, “Eğer bir suçlu arıyor-sanız o zaman Turkuaz Dağıtım hakkında soruşturmayapın, ben yasal bir dergi satıyorum” şeklinde cevapverdi. Yürüyüş dergisini satmaması için baskı yapıldığınısöyleyen bayi sahibi, dergiyi satmaya devam edeceğiniifade etti.

3 Şubat2013

445

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

yanürle altın aramasını sağlayan güç,işbirlikçilik neydi? CIA işkence uçak-larına ülkenin hava limanları açanalçaklara soracaksın o “hatları”, ajan-lığı, işbirlikçiliği. Sen bu yükün al-tında bir karınca kadar bile olamazsın,boğulur gidersin, seni aşar bunlar...

Sen yorulma istersen, biz açıkla-yalım, “Belçika-Londra hattını”, iliş-kilerimizi. Bugün DHKP-C’nin em-peryalistlerin, tehlikeli terör örgütlerilistesinde ilk sıralarda olmasıdır, iliş-kimiz. Amerika’nın “Amerika DefolBu Vatan Bizim” kampanyası nede-niyle vatandaşlarını, Türkiye’ye git-memeleri ve dikkat etmeleri konu-sunda uyarmasıdır. Almanya’nın Tür-kiye’de yasal olan dergiyi yasakla-masıdır, birçok devrimciyi komplo-

larla hücrelere atmasıdır, ilişkilerimiz.Dünyada silahlı mücadeleyi herkesinterk ettiği, uzlaştığı, sosyalizmin yokedilmeye çalışıldığı bu zamanda sos-yalizmin bayrağını dalgalandırdığı-mız, uzlaşmadığımız, silahlı müca-delede ısrar ettiğimiz için katliamlarauğramamızdır ilişkilerimiz. Bizimgerçeğimiz yukarıda dediğimiz gibiSabancı kulelerinin 25. katında neidiyse yine aynı. Biz devrimciyiz,düşüncelerimizden vazgeçmedik, geç-meyeceğiz. Biz Sosyalizmin sandal-yesinde oturmaya devam ediyoruz.

Sen ve senin gibiler Cem Küçükeylemlerimizi hazmedemediğinizgibi, bunları da hazmedemiyorsunuz.“Keşke İngilizler, Türkiye’yle olanilişkilerinde son 60 yıllık bilgileri

kamuoyuna açıklasa.” diyorsun. Açık-lasınlar, açıklasınlar da savunduğunSabancıların, hükümetlerinizin,MİT’inizin, itinizin uşaklıkları, em-peryalizme yaptığı hizmetler, sizingibi ajanları ortaya çıksa... Zaliminyanında saf tutmayın. Zalimin yanındasaf tutan zulme ortak olur. Bu kadaraçık ve net, ayrıntısına kadar bilinenbir eylemi, yalanlarla, senaryolarlaçarpıtamazsın senin gücün yetmez.Devrimcilerin, halkın karşısına ya-lanlarla çıkmayın, gerçekleri çarpıt-mayın. Hesabını veremezsiniz. Ger-çek gelir bir gün sizi bulur. Adaletbir gün herkese gerekir, ülkemizdekiadaletsizliğin sebeplerini büyütmeyin,oligarşinin suç ortağı olmayın.

Yürüyüşümüzü Durduramadılar, Durduramayacaklar!

Page 46: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Savaşçı, hesap sorandır. Bir sa-vaşçının beyninde hesap sorma bilinciyoksa savaşı büyütemez. Savaşçı,düşmanın yapmış olduğu tüm katli-amların hesabını sorma bilinciylehareket eder. Her zaman kazanaca-ğından emin olur. Savaşçının bey-nindeki tek düşünce kazanmaktır.Bedeli ne olursa olsun, savaşta tek ba-şına bile kalsa savaşı sonuna kadargötürür. Savaşçı, zaten bütün bu zor-lukları bilerek savaşçı olmuştur.

Her Cepheli bir savaşçıdır. Çünkü adalet için savaşmaktadır.

Adalet duygusu öyle büyük ve yü-cedir ki; hiç tereddütsüz canını verirbir Cepheli. Ülkemizde saymaklabitmeyecek kadar çok haksızlık veadaletsizlikler yaşanıyor ve bu hak-sızlıklara baş eğmeyen, direnen herCepheli; düşmanın yoğun saldırı-sıyla karşı karşıya kalıyor.

Cepheli; silahlanarak, halk düş-manlarının korkularını daha da bü-yütmelidir. Düşman o kadar azgıncasaldırıyor ki; tankı, topu, tüfeği, tümaskeri teçhizat kendisinde olduğuhalde neden bu kadar korkuyor birCepheli’den?

Çünkü biliyor ki; Cepheli öfkeli-dir, kinlidir ve Cepheli’de hesap sor-ma bilinci vardır. Şehitlerin hesabı-nı, tutsakların hesabını, işkence gö-ren yoldaşlarının hesabını, zulümgören bu halkın hesabını mutlaka so-rar Cepheliler. Bunu bildiği için de,korkusundan, cesetlerimizin üzerinebile kurşun sıkar, işkence yapar.Düşmanın bu korkularını daha da bü-yütebilmek için her Cepheli elde si-lah savaşmalıdır, hesap sormalıdır.

Kendine Cepheliyim diyen her-kes, bir savaşçı gibi hareket etmeli-dir. Süreç bunu gerektiriyor; bu bir

zorunluluktur. Cepheli,savaşçı olmanın misyonunu yerinegetirmeli ve savaşı büyütmelidir. Sa-vaşı büyütebilmek için örgütlenme-li; örgütlülüğü büyütebilmek için, hal-ka gitmeli ve yeni savaşçılar yetiş-tirmelidir. Savaşı büyütebilmek içinkendisini de geliştirmeli ve savaşa ha-zırlamalıdır. Var olan bilgisiyle ye-tinmemeli, bilginin sınırsız olduğu-nu bilmeli ve yeni bilgiler edinmeli-dir. Kendini her zaman yenilemelidir.Bu bilgileri; iradesi, kararlılığı, cü-retiyle birleştirmeli, militan bir sa-vaşçı olmalıdır.

Kazanmak için tüm hünerini kav-gada sergilemelidir. Kazanmak içinformül bellidir: Silahlanmak! HerCepheli silahlanmalıdır. Düşmanakarşı bu kin ve öfke arttıkça, Cephelielindeki her aracı silaha dönüştüre-bilmelidir. Gerçekten kazanmak içinsilaha ihtiyacımız var. Olanaklarıkendimiz yaratmalı, bunun için de ça-lışma yaptığımız her alanda silah ih-tiyacını unutmamalıyız. Düşman, okadar pervasız ki; bunu anlamakiçin sokak ortasında vurulan insan-ların sayısına bakmak yeterlidir.Halk; artık kin ve öfke duyuyor po-lislere karşı, hatta ellerine geçen ilkfırsatta polislerden intikam almaduygusuyla vuruyorlar polislere.

Anadolu halkı yıllardır zulüm gö-rüyor ve bundan dolayı adalet istiyor.Adaleti ise, silahla, bizim silahımız-la sağlayacaktır.

Bugün halkımızın çoğunluğun-da silah vardır. Biz halkımızdan ra-hatlıkla silah isteyebiliriz. Eğer kio güveni halkımıza vermişsek veadaletin sağlanabilmesi için silaha ih-tiyacımızın olduğunu kavratabilirsek,elindeki silahı verir. Elinde silahyoksa bile, bize bu konuda yardım-

cı olacaktır mutlaka.Silah, her yerdedir ve ona ulaşmak

bize bağlıdır. Yeter ki onu isteyelim.O zaman, düşmanın silahını bile ala-bilir Cepheli. Mesela düşmanı tekgördüğümüz ve etkisiz hale getirip si-lahını alabileceğimiz durumlar yok-sa yaratır.

Cepheli’nin gittiği o kadar çok yervar ki; öğrencisi, memuru işçisi, iş-sizi, ev kadını, esnafı… Halka gi-derken ihtiyaçları düşünerek gitme-li ve insanlarda o şekilde sohbetler et-melidir. Cepheli’nin ulaşamayacağışey yoktur. Cepheli her durumu iyidüşünüp değerlendirdiği zaman halk-tan, düşmandan her şekilde olanak-ları yaratır ve silahlanır.

Düşman, Cepheli’den korkar vebu korkusunu gözaltına aldığı birCepheli üzerinde gösterir, işkence ya-par, yeri gelir öldürür. Ama bu yap-tıkları da korkularını hafifletmez.Çünkü görüyor ki; işkence görenyoldaşının hesabını soracak Cephe-liler var her yerde.

O yüzden silahımızın sesi hiçsusmamalı, namlumuz hep sıcak kal-malıdır. Tıpkı Erdallar’ın, Hasan Se-limler’in, İbrahimler’in yaptığı gibisilahımız susmamalı.

SONUÇ OLARAK1) CEPHELİ, SİLAHIN DEV-

RİMİ YAPMADA VE SAVUNMA-DA TEK TEMİNATIMIZ OLDU-ĞUNU UNUTMAMALIDIR.

2) CEPHELİ, HER KOŞULDASİLAH TEMİN EDEBİLMELİDİR.

3) SAVAŞÇI OLMANIN MİS-YONUNU YERİNE GETİRMELİVE SAVAŞI BÜYÜTMELİDİR

4) TÜM CEPHELİLER SİLAH-LANMALI, DONANMALI, BİRERSAVAŞÇI OLMALIDIR.

Kendini Geliştirmeyen Düzeni Geliştirir

HER CEPHELİ BİRSAVAŞÇIDIR

İ s t a n b u l ’ d a ,Bahçelievler Öz-gürlükler Derneği’nin düzenlemiş olduğu “YozlaşmayaKarşı İsmail Karaman Futbol Turnuvası” 25 Kasım2012 tarihinde başlayıp, 13 Ocak 2013 tarihinde son bul-du. Turnuva 8 takımla başladı. Final maçı Divriği ve Er-

zincanlılar spor ta-kımları arasında oy-

nandı ve Divriği Gençlik Derneği'nin galibiyetiyle so-nuçlandı.

Turnuvanın sonucunda verilen yemek ikinci turnuvadabuluşmak umuduyla yapılan konuşmayla son buldu.

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?46

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Yozlaşmaya Karşı Şehitlerimizle Direneceğiz!

Page 47: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

İstanbul-Armutlu 25 Ocak akşamı Halk Komiteleri,

Küçükarmutlu'da yıkımlara karşı top-lantı düzenledi. Toplantıda Küçükar-mutlu’nun AKP iktidarı tarafındanrisk alanı olarak ilan edildiği bilgisiverilerek, bu oyunun bozulacağı, Ar-mutlu halkının yıllardır nasıl diren-diyse yine aynı şekilde direneceğivurgulandı. Toplantıya 200 kişi ka-tıldı.

Halk Komiteleri 26 Ocak günüKüçükarmutlu'da AKP iktidarının'Kentsel Dönüşüm' adı altında yapmakistediği yıkım saldırısına karşı yürüyüşyaptı. Öncesinde Küçükarmutlu halkıkapı kapı dolaşılarak, AKP’nin Kü-çükarmutlu'yu yıkıp zenginlere peşkeşçekmek istediği, orada yaşayan halkıise kandırıp evlerini elinden almakistediği anlatıldı. Mahalle halkı yü-rüyüşe davet edildi. Eylem, Küçü-karmutlu Cemevi’nden başlayıp Bü-yükarmutlu muhtarlığına kadar yü-rüyüş yapılmasıyla devam etti.

Eylemde "Evimizi Yıkanın Vil-lasını Yıkarız" ve "Armutlu HalkındırHalkın Olacak" pankartları açıldı.Armutlu Mahallesi muhtarı OsmanKaraçam, Baltalimanı Mahallesi muh-tarı Ali Haydar Aslan, CHP millet-vekili Mehmet Deniz ve Halkın Hu-kuk Bürosu’ndan Av. Evrim DenizKaratana da eyleme katıldı.

Armutlu halkının bu tehditlerle

ilk kez karşılaşmadığının ifade edil-diği eylemde, senelerdir yıkım içingelen devletin, halkın güçlü müca-delesi karşısında geri adım attığı be-lirtilerek, birlik olmanın ve yıkımlarakarşı örgütlü bir şekilde mücadeleetmenin önemi vurgulandı. YürüyüşeDerbent Mahallesi halkı da destekverdi. Eyleme 1500 kişi katıldı.

27 Ocak günü Halk Komiteleri’ninyıkımlarla ilgili toplantısı Küçükar-mutlu ve Büyükarmutlu'da yine ya-pıldı. Toplantıya 1000'in üzerindekişi katıldı. ÇHD ve Halkın HukukBürosu avukatlarının da katıldığıtoplantı sırasında yol kesildi.

İstanbul-Beyoğlu26 Ocak'ta Beyoğlu’ndaki Kap-

tanpaşa ve Keçecipiri mahallelerindeyıkımlara karşı halk toplantısı dü-zenlendi. Toplantı öncesinde mahal-lede çağrı bildirileri dağıtılarak, Kap-tanpaşa ve Keçecipiri halkı toplantıyadavet edildi.

İstanbul’daki yıkım bölgelerindenbiri olan Beyoğlu’nda, halkı barınmahakkını savunmaya çağıran YıkımlaraKarşı Halk Komitesi, düzenlediklerihalk toplantısıyla halkı yıkımlar ko-nusunda bilgilendirdi ve yıkımlarakarşı ne yapılması gerektiği üzerinetartışıldı.

Toplantıya konuşmacı olarak; HalkKomitelerinden Deniz Sevük, Turabi

Altemur, Durmuş Erdemir, Musa Ay-kanat, Şevket Avcı ve Devrimci Mü-cadelede Mimar ve MühendislerdenMehmet Göçebe katıldı.

Yapılan konuşmalarda AKP ikti-darının son çıkardığı yasalardan bah-sedildi. Yıkımlara karşı hukuki açıdanverilecek mücadelenin önünün ka-pandığını, yıkım kararı tebliğ edilenevlerde yaşayan halkın mahkemeyeitiraz etse bile yürütmeyi durdurmahakkının olmadığını belirtti. HalkKomitelerinden konuşan temsilcilerise geçmişteki deneyimlerini aktar-manın yanı sıra halkın barınma hak-kını hiçe sayan yasalara rağmen meş-ruluk bilinciyle direnerek ve örgüt-lenerek yıkımların önüne geçilebi-leceğini belirttiler. Yıkım kararlarınınbelediye meclisinde siyasi partilerinortak oylarıyla alındığı söylendi. Ko-nuşmacılar, Halk Komiteleri'nde ör-gütlenmeye çağrı yaptı.

Toplantıya katılan Kaptanpaşa veKeçecipiri halkı da, siyasi partilerinçözüm olmadığını tek çözümün di-renmek olduğunu ve bu tarz toplan-tıların çoğaltılarak, kitleselleşerekdevam etmesi gerektiğini ifade etti.Toplantıya toplam 55 kişi katıldı.

ElazığElazığ’da, 23-24-25 Ocak tarih-

lerinde Yıldızbağları Mahallesi’nde,Halk Komitesi’nin 27 Ocak’ta ya-

Tüm Halk Birleşecek, MilyonlarıÖrgütleyeceğiz!

3 Şubat2013

447

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 48: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

pacağı halk toplantısının 70 adet afişiasıldı, 500 adet bildiri dağıtıldı.

Yıldızbağları Halk Komitesi’nin“Sorunlarımıza Karşı Gücümüz Bir-liğimizdir” çağrısıyla düzenlediği ilktoplantısı 27 Ocak tarihinde yapıldı.Toplantı komite üyelerinin konuş-malarıyla başladı. Yapılan konuşmada,Yıldızbağları Halk Komitesi’nin 13Ocak’ta kurulduğunu belirterek, “Ko-mitenin temel amacı; mahallenin te-

mel sorunlarını, yolların bozukluğu,çöplerin belediye tarafından toplan-maması, sokakları belli bir saattensonra köpek sürülerinin işgal etmesi,özellikle yazın suların iki günde birkesilmesi ve en önemli can alıcısorun olan yozlaşma sorunu… gibibirçok ortak sorunların bir araya ge-linerek çözülebilmesidir” denildi.

Halkın derdine yine halktan, hal-kın kendisinden başka derman ol-

madığını söyleyen komite üyeleridaha sonra mahallenin geçmişini an-latarak, “Bizler bu güne kadar bir-leşmediğimiz için bu hale geldik.Biz birleşmek istiyoruz” denildi.

Son olarak, mahallenin sorunlarınısıralayarak, AKP’ye oy vermedikleriiçin hizmet alamadıklarını ifade ettiler.

Halkın da söz aldığı toplantı, 45kişinin katılımıyla sona erdi.

Suriye HalkıylaDayanışmak,

Yozlaşmaya KarşıBirlik Olmak İçin

Örgütlenelim!19 Ocak’ta Hatay’ın Tekebaşı Belde-

si’nde, Aslanlar Düğün Salonu’nda, TekebaşıHalk Komitesi tarafından Suriye halkıyladayanışmak ve yozlaşmaya karşı birlikolmak çağrısıyla bir program düzenlendi.

Program, Nizam Arslan’ın Tekebaşı’ndayapılan Suriye halkıyla dayanışma eyleminejandarmanın saldırması ve buna karşı halkındirenişi hakkında yaptığı konuşma ile başladı.

Tekebaşı halkının rüzgar santrallerinekarşı direnişini gösteren sinevizyon gösterimiyapıldı. Ardından sahneye çıkan ÖzgürKaba, komitenin amacının “yozlaşmayakarşı gelenek ve kültürlerimizi yaşatmak”olduğunu belirtti.

Konuşmaların ardından şiirler okundu.Sahneye Tekebaşı Halk Komitesi TiyatroTopluluğu çıkarak “Res Es Sen’i” oyununusergiledi. Tiyatronun ardından Sinan Gümüşve öğrencileri sahneyi çıktılar ve Anadolutürkülerini söylediler. Tekebaşı halkındanolan Cuma Sağlamtaş’ın kavalı ile programdevam etti. Kaval çaldığı sırada Tekebaşıhalkından olan bir anamız sahneye çıkarakArapça türküleriyle Cuma Sağlamtaş’a eşliketti.

Sahneye daha sonra Grup Butimar TiyatroTopluluğu çıktı. Suriye ve aile baskısı ileilgili skeçleri büyük alkış topladı. Şiirlerinokunmasından sonra Doğan Dönmez tür-küleriyle sahneyi aldı. Grup Butimar, GrupYorum’a yapılan baskıları kınadı.

350 kişinin katıldığı program, Grup Bu-timar’ın halaylarıyla sona erdi.

Dev-Genç’liler Hep Olacak,Tutuklayarak Yok Edemezsiniz!

İstanbulDev-Genç’liler tutsaklarını sahiplenmeye devam edeceklerini

haykırıyorlar. Tutsak Dev-Genç’lilerin serbest bırakılması için oturmaeylemlerine bu hafta Taksim Galatasaray Lisesi önünde devam ettiler.

“1 Mayıs’a Katılmak, Parasız Eğitim İstemek, Grup Yorum Kon-serine Katılmak, Füze Kalkanına Hayır Demek Suç Değildir” pan-kartının açıldığı eylem de, Dev-Genç adına açıklamayı Cankat Özenokudu. Özen, F Tipi hapishanelerde 30’un üzerinde Dev-Genç’linintutuklu olduğunu belirterek, “Bu baskın bizlerin yaşadığı ne ilk nede son baskın olacaktır. AKP’nin işkenceci, eli mazlum insanlarımızın,devrimcilerin kanına bulanan katil polisi istediği kadar saldırsın.Hiçbir baskı bizi sosyalizm mücadelesinden, devrime olan inancımızdanve sevdamızdan alıkoyamaz. Zulmün zindanlarında tek bir Dev-Genç’liyi dahi bırakmayacağız” diye konuştu. 1 saat süren eylemçekilen halaylar ve atılan sloganlarla sonlandırıldı.

HatayHatay’da da Dev-Genç’liler 27 Ocak günü Antakya/Bedirge (Se-

rinyol)’da “Tutsak Dev-Genç’lilere Özgürlük” afişlerinden toplam50 adet astılar. Bedirge halkı Dev-Genç’lilere desteklerini sundular.

KocaeliLiseli Dev-Genç'liler, 22 Ocak günü Sabancı Teknik Meslek

Lisesi’ne “Tutsak Dev-Genç'liler Serbest Bırakılsın” kampanyasınınafişlerini astı. Toplam 10 afiş okulun çeşitli yerlerine asıldı.

Edirne26 Ocak günü “Tutsak Dev-Genç’lilere Özgürlük Film Günleri”

kapsamında “3 İdiots” filmi izlendi. Film gösteriminin ardından filmüzerine sohbetler edildi.Eğitim sisteminin ge-riciliğine, anti-bilimsel,ezberci olmasına vurguyapıldı. İntihar eden öğ-rencilerin katilinin eği-tim sistemi olduğu söy-lendi. Filmde anlatılansistem ülkemizdeki eği-tim sistemi ile karşı-laştırıldı.

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?448

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

İstanbul

Page 49: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Direnen işçiler 26 Ocak günüsaat 18:00’da Taksim Meydanı’ndabiraraya geldiler. Geçtiğimiz haftagözaltına alınıp tutuklanan avukatlarıiçin “Baskınlar, Gözaltılar, Tutukla-malar Bizleri Yıldıramaz. Avukatla-rımız Serbest Bırakılsın! Direnenİşçiler” ve “Gasp Edilen Haklarımı-zı İstiyoruz! Direnen Hey Tekstilİşçileri” yazılı pankartların taşındığıeyleme Halk Cephesi de kitlesel ola-rak katıldı.

Sloganlar eşliğinde GalatasarayLisesi’ne doğru yürüyüşe geçildi.Mango Mağazası önüne gelindiğin-de Hey Tekstil işçileri mağazayı iş-gal ederek dövizlerini ve pankartla-rını açtılar. “Alacaklarımızdan pat-ronlarımız kadar patronlarımızın ti-cari ortağı olan Mango sahipleri desorumludur.” diyerek, içerideki müş-terilere konuşmalar yaptılar. 20 da-kikalık işgal eylemini bitiren işçilerGalatasaray Lisesi önüne geldiler. Bu-rada Hey Tekstil işçisi Zeki Görde-ğir bir açıklama yaptı.

Gördeğir, “Geçtiğimiz hafta hu-kuksuz bir şekilde avukatlarımız tu-tuklandı. Mahkemede avukatlarımıza‘İşçilerle ne konuştun?’ gibi akla zi-yan sorular yöneltilmiştir. Bir avukatmüvekkilleriyle ne konuşması gere-kiyorsa onu konuşmuştur. Avukatla-rımız biz işçilere yasal haklarımızınneler olduğunu göstermiştir. Bu ne-denle bu direnişi zaferle sonuçlandı-rarak onları ziyaret edeceğiz. Bu za-feri onlara armağan edeceğiz” dedi.

Daha sonra büyük bir komplo ile7 ilde 86 kişinin gözaltına alındığı vebunlardan 55 kişinin tutuklanması ile

sonuçlanan operasyonla ilgili HalkCephesi basın açıklamasını okudu.Açıklamada; “Baskınların kendisiningayrimeşru olması bir yana, baştansona hukuksuzluk, yasadışılık için-dedir. Başaramadılar, düşünceleri-mizi değiştiremediler. Yola gelmedik,ıslah olmadık. Baskınlar, gözaltılarbizleri teslim alamadı alamayacak.Bu kez komplo ile teslim alma ope-rasyonu yaptılar. Bu saldırılar, halkısusturmaya devrimcileri sindirmeyeyönelik saldırılardır” denildi.

Ayrıca açıklamada basına, gaze-tecilere ve muhabirlere, gerçekleriyazmaları, polisin komplolarına aletolmamaları konusunda çağrı yapıldı.

Açıklamadan sonra Grup Yorumadına Cihan Keşkek söz alarak ça-lışmalarını sürdürdükleri İdil KültürMerkezi’nin adeta talan edildiğini vealbüm çalışmalarına el konulduğunuanlattı. Hep bir ağızdan söylenenmarşlar ve türküler eşliğinde halay-lar çekilerek sonlandırılan eyleme 155kişi katıldı.

Hey Tekstil İşçileri24 Ocak günü Hey Tekstil İşçile-

ri, Çağlayan Adliyesi önünde yapılaneyleme katılarak, tutuklanan avu-katlarına sahip çıktılar. “Tehlikede-ki Avukatlar” gününde İstanbul Ad-liyesi önünde yapılan açıklama, dahasonra İspanya Konsolosluğu önündede tekrarlandı.

HEY Tekstil işçileri buradaki ey-lemin ardından TOBB önünde ger-çekleştirecekleri açıklama için Kan-yon AVM önüne geçti. Kanyon AVMönünde toplanan 55 işçi, ÇHD’li

avukatların desteği ile birlikte TOBBönüne yürüyerek burada açıklama-larını gerçekleştirdiler.

25 Ocak günü tekrar eylemdekonuşan Hey Tekstil işçisi Zeki Gör-değir, “350 gündür direnişteyiz. Ey-lemlerimizde polisler ile her yerdekarşı karşıyayız. Devlet hırsızlarıkorumaya devam ediyor anlaşılan.Onursuzları korumak yerine bizegönderdiği polisleri onlara yollasa idihaklarımızı çoktan alırdık” dedi.

Hey Tekstil işçileri 29 Ocak günüde TBMM önünde eylem yaptılar.Eyleme CHP ve BDP’den milletve-killeri de destek verdi.

Daiyang İşçisi Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi’nde faa-

liyet gösteren “Daiyang-SK” adlıfabrikada ekmekleri ve gelecekleriiçin iki aydır grevde olan işçilere sal-dırılar devam ediyor. “Sizi sigortalıçalıştırıyoruz, asgari ücretinizi ödü-yoruz. Türkiye’de bundan iyisi cansağlığı daha ne istiyorsunuz?” diye-rek 130 işçiyi karda kışta greve çık-mak zorunda bırakan Güney Korelipatronlar, şimdi de faşist, halk düş-manı polisi işçilerin üzerine saldırtı-yor. 18 Ocak günü halk düşmanı po-lis direnişteki işçilere azgınca saldı-rıp, bazılarını hastanelik edene kadarişkence yaptı.

Bu pervasızlığa karşı 22 Ocakgünü Birleşik Metal İş Sendikasıeylem yaptı. Belediye binasının önü-ne kadar yürünerek basın açıklama-sı yapıldı. Ardından işçiler süresiz dö-nüşümlü açlık grevine başladılar.Trakya Kültür Merkezi’nin de destek

“Direnişimizi Zaferle Sonuçlandıracak,Avukatlarımıza Hediye Edeceğiz”

Hey Tekstil Daiyang İşçileri

3 Şubat2013

449

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 50: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

AKP’nin politikalarına teslim olmayacaklarını dilegetiren Alevi dernekleri, İstanbul’da Nurtepe ve Gü-zeltepe mahallelerinde Alevilerin evlerinin işaretlen-mesine tepki olarak eylemlerine devam ediyorlar.

19 Ocak günü Star gazetesinde çıkan “Alevi EvleriniProvokatörler İşaretliyor Eski Türkiye Tipi Provokasyon”başlıklı haber üzerine 29 Ocak günü Nurtepe’de topla-nılarak Güzeltepe’ye “Aleviyiz Haklıyız Kazanaca-ğız”, “Komploları Boşa Çıkaracağız”, “Kahrolsun Fa-şizm Yaşasın Mücadelemiz” sloganları ile yürüyüş ya-pıldı.

Yürüyüş sonunda bir açıklama yapan Pir Sultan Ab-dal Kültür Derneği üyesi Nebahat Bektaş, Yeni Akit, Sa-bah, Takvim, Star gibi gazetelerin ahlak dışı haberler yap-tığını belirtti. Bektaş yapılan bu haberlerin amacının Al-evi halkla devrimci-demokrat kurum ve insanları karşıkarşıya getirmek olduğunu vurguladı.

ÇHD’li avukatların tutuklanmasına da değinen Bek-taş, “ÇHD’ye yapılanlar hukuk değil, egemen zihniye-tin keyfi tutumudur. Hukukta ve yargıda keyfiyet, taraflıtutum ve kendi koyduğu yasayı ihlal etmenin adı fa-şizmdir.” diye konuştu.

Daha sonra mahalle halkından, 15 Ocak’ta gözaltı-na alınan Murat Doğan bir açıklama yaptı. Doğan, ken-disini ve arkadaşlarının “Camiye Değil Ranta ve Asi-milasyona Karşı” eylemlerine katıldıkları ve Alevilerinevlerinin işaretlenmesini protesto ettikleri için gözaltı-na alındıklarını ifade etti.

Halk Cephesi’ne yönelik baskılara da değinen Doğan,Halk Cephesi’ne yönelik komplolara kendilerini de da-hil etmek istediklerini fakat kabul etmediklerini belirtti.

verdiği eylemde “İşçiyiz Haklıyız Ka-zanacağız”, “Direne Direne Kaza-nacağız”, “Zafer Direnen EmekçininOlacak”, “İşkence Yapmak Şeref-sizliktir” sloganları atıldı, eyleme300 kişi katıldı.

Şekerteks İşçileriŞekerteks işçileri, avukatları Tay-

lan Tanay ve Şükriye Erden'in tu-tuklanmasıyla ilgili olarak eylemyaptılar. Açıklamada, "Devrimcilereve derneklerine yapılan saldırı hukuk

dışıdır. Bunun adı faşizmdir. İşteAKP işte faşizm." denildi. Tutukla-nanların serbest bırakılması istenerek,yarım saatlik oturma eylemine ge-çildi. Sık sık atılan sloganlar ve çe-kilen halaylarla eylem haftaya bu-luşmak üzere bitirildi. Eyleme 30'ayakın kişi katıldı. Kırklareli Halk Ko-mitesi de destek verdi.

Ölümlerimizin HesabınıAKP'den Soracağız

7 Ocak 2013 tarihinde Türkiye Taş

Kömürü Zonguldak Kozlu MadenOcağı’nda meydana gelen patlama, 28Ocak'ta 25 bin kişinin katılımıyladüzenlenen yürüyüşle protesto edil-di.

Çok sayıda işçi ve kamu sendi-kasının biraraya geldiği eylemde ma-den ocaklarının taşeronlaşması sonucubirçok işçinin hayatını kaybettiğivurgulandı, işçilere destek verildi.Zonguldak’taki Halk Cepheliler deyürüyüşe KESK kortejinde katılarakdestek verdi.

İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Fatih Sultan Mehmet Ma-hallesi (Küçükarmutlu), Çevre ve Şehircilik Bakanlı-ğı’nın 17/12/2012 tarihli ve 2201 sayılı yazısı üzerine, 6306sayılı Afet Riski Altında Alanların Dönüştürülmesi Hak-kında Kanunun 2. maddesine göre Bakanlar Kurulu’nca24/12/2012 tarihinde riskli alan olarak kararlaştırıldı. Bukarar 20 Ocak 2013 tarihinde 28534 sayılı Resmi Gazete’de2012/4125 karar sayısıyla yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Bu kararla AKP iktidarı Afet Riski Altındaki Alanla-rın dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'la gerçekte neyiamaçladığını bir kez daha gösterdi. AKP iktidarının asılamacı, afet riski altındaki alanların iyileştirilmesi ya dahalkı deprem riskinden koruyarak sağlıklı ve güvenli ya-şam alanları yaratmak değildir. Asıl amaç; kentleri rantodaklarına açmak, kamusal kaynakları fütursuzca kul-lanmak, halkın çıkarlarını tamamen ötelemek, halkın ba-rınma hakkını gasbetmek ve direnişini cezalandırmak, hakarama yollarını kapatmak ve bütün bunun maliyetini dehalka ödetmektir.

Armutlu'nun riskli alan ilan edilmesi, rant odaklıdır. Zira;Armutlu, Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı İs-tanbul deprem kuşağı haritasında 2. kuşakta yer almakta olupöncelikli riskli alan içerisinde bulunmamaktadır.

ÇHD İstanbul Şubesi Kentsel Dönüşüm Komisyonu,yayınlanan kararla ilgili olarak 30 Ocak'ta yaptığı açık-lamada, Afet Riski Altındaki Alanların DönüştürülmesiHakkındaki Kanunu halka teşhir eden ÇHD avukatları-nın baskılara maruz kaldığı, tutuklandığı anlatılarak, "An-cak iktidarın baskı ve tutuklamaları bizleri yıldıramaya-caktır. Bugüne kadar olduğumuz gibi bugünden sonra daArmutlu halkının yanında ve bu sürecin takipçisi olaca-ğız” denildi.

Mahallelerimizi Rant AlanıYaptırmayacağız

Devrimcilerle Alevileri KarşıKarşıya Getiremezsiniz;

Alevilerin Düşmanı AKP’dir

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?50

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Şekerteks İşçileri Zonguldak’ta Ölen Maden İşçileri İçin yapılan Eylem

Page 51: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

18 Ocak’ta Türkiye’de yapılanbaskınlar Avrupa’da yapılan eylem-lerle protesto edildi.

İngiltereHalk Cephesi, AKP terörünü teş-

hir etmek için Londra’da 27 Ocakgünü bir yürüyüş yaptı.

Türkiyelilerin çoğunlukta olduğuGreen Lanes’te yapılan yürüyüşte“AKP Faşizmine Boyun Eğmeyece-ğiz, Milyonları Örgütleyip Korkula-rını Büyüteceğiz” pankartı açılarak,bildiri dağıtıldı. Gündoğdu, Çav Bel-la, Haklıyız Kazanacağız, İşte Bura-dayız ve Gazi marşları eşliğinde ya-pılan yürüyüşe 300 kişi katıldı.

Hollanda Rotterdam şehrinde 22 Ocak günü

Halk Cephesi imzalı ''Bizi TeslimAlamazsınız'' pankartıyla TürkiyeBaşkonsolosluk önünde eylem ya-pıldı. Eylemde, ''Baskılar Bizi Yıl-dıramaz'', ''Devrimci Avukatlar Onu-rumuzdur'', ''Halkız Haklıyız Kaza-nacağız'', ''Devrimci Tutsaklar TeslimAlınamaz'' sloganları atıldı.

Almanya-BerlinBerlin Halk Cepheliler, 26 Ocak

günü Kottbusser Tor Meydanı’ndastant açarak, Türkiye'deki saldırıla-rı teşhir ettiler. “AKP Terörüne Son,Baskı ve Gözaltılar Bizi Yıldıramaz- Halk Cephesi” pankartının açıldı-ğı stantta, 100 adet bildiri dağıtıldı.

Almanya-Mannheim23 Ocak tarihinde Mannheim Pa-

radeplatz’da bir eylem yapılarak,baskınlar protesto edildi. Sloganlar-la başlayan eylemde bildiri dağıtıla-rak, basın açıklaması yapıldı.

"Baskılar, Gözaltılar, Tutukla-malar Bizi Yıldıramaz! Kahrolsun Fa-şizm Yaşasın Mücadelemiz" pan-kartının açıldığı eyleme DİDİF (De-mokratik İşçi Dernekleri Federasyo-nu) de destek verdi.

Almanya-HamburgHamburg Halk Cephesi, 28 Ocak

günü ikinci defa Türkiye Konsolos-luğu önünde "Tutuklananlar SerbestBırakılsın" talebini haykırdı.

"AKP'nin Polis Operasyonlarınave Zulmüne Son" pankartının açıldığıeylemde, kırmızı flamalar da taşındı.

Almanya-Duisburg26 Ocak günü Duisburg'un Ham-

born semtinde kurulan halk pazarın-da, Duisburg Anadolu Federasyonuçalışanları 18 Ocak günü yapılanbaskınları, gözaltıları ve tutuklama-ları anlatan bildiri dağıtımı yaptılar.

28 Ocak günü de “AKP FaşizmiSürüyor Tutuklanan DevrimcilereÖzgürlük Halk Cephesi” imzalı pan-kart Neudorf Koloniestr’de bulunanköprüye asıldı. Pankart yaklaşık birsaat asılı kaldı.

Fransa-NancyFransa'nın Nancy şehrinde, Ana-

dolu Kültür Evi ve Derneği tarafın-dan 26 Ocak günü Place Maginot’taTürkiye’de yapılan baskınlar ve tu-tuklamalar protesto edildi. Yaklaşıkbir saat süren eyleme 25 kişi katıldı;450 bildiri dağıtıldı.

Av ru pa’daSaldırılar Karşısında Baş

Eğmedik, Eğdiremeyeceksiniz!

Yunanistan'da 17 Ocak'tan itibaren, toplu sözleşme hak-larının gasp edilmesine, işten atılmalara ve maaş kesintile-rine karşı metro çalışanları direnişe geçti. 24 Ocak günü sür-dürülen görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca, aynı gün bü-tün toplu taşıma çalışanları, 30 Ocak'a kadar grev kararı ala-rak çalışmayı durdurdular.

Hükümet bunun üzerine, grevi yasadışı ilan etti. Devle-tin tehditlerle grevi kırma çabalarına karşı metro araçlarınınbulunduğu garajda nöbet tutan işçilere polis saldırdı.

Hükümetin bu baskıcı ve saldırgan tavrı, birçok sendi-ka, örgüt tarafından protesto edildi. Bir gün önce "Tanklarbile bizi durduramaz" açıklaması yapan sendikacılar, bas-kı ve tehditler karşısında bütün muhalif kesimlerin desteğinialmasına, eylemin kitleselleşmesine rağmen hiçbir kazanımsağlamadan grevi bitirdi.

Bedel ödemeyi göze almadan zafer kazanılamayacağı, di-renişlerin sonuçsuz kalacağı bir kez daha görüldü.

“Füze Savunma” sistemi diye adlandırılan Patri-otlar 21 Ocak günü Türkiye'ye getirildi. Konuyla il-gili Suriye Halk Cephesi 30 Ocak'ta yazılı bir açık-lama yaptı.

Patriotların savunma amaçlı olduğu yalanına kar-şı "Patriotların ülkemize geldiği gün Selimiye ken-tinde bomba yüklü araçla yerleşim yerlerine ve has-taneye gerçekleştirilen saldırıda en az 30 kişi yaşa-mını yitirmiş, onlarca kişi yaralanmıştır. Bir öncekihafta ise Halep’teki öğrenci yurduna yönelik roket-li saldırıda da onlarca öğrenci ve yurda yerleşmek zo-runda kalan evsiz aile yaşamını yitirmiştir" denildi.

Suriye halkının haklarına sahip çıkan avukatlarayönelik saldırıya da değinilen açıklamada, “Ülkemiziemperyalizme peşkeş çekip halkların akan kanına or-tak olanları ülkemizden kovuncaya kadar mücade-lemiz sürecektir” denildi.

Direnenler Kazanır, DirenmeyenlerKaybetmeye Mahkumdur!

Patriotlarınızla BeraberÜlkemizden Defolun!

3 Şubat2013

51

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 52: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Fransa hapishanelerinde tutuklu bulunan özgür tut-

saklar Zehra Kurtay, Nihat Karakaya ve Nezif Eski'ye

mektup yazalım; emperyalizmin elinde tutsak olan dev-

rimcileri mektuplarımızla sahiplenelim.

Mektup adresleri:- Mlle KURTAY Zehra

MAF de Fleury Merongis

7, av. des peuplier

Ecrou: 399 894-4E-2-

91705-ST GENEVIEVE DES BOIS-Cedex

- MR KARAKAYA Nihat

MAH de Fleury Merongis

7, av. des peuplier

Ecrou: 399890 P-B-D1-

91705-ST GENEVIEVE DES BOIS-Cedex

- Mr ESKI Nezif

Maison d'Arret

Allée de Thuyas

Ecrou: 266 711

94261-FRESNES Cedex

Yunanistan’ın başkenti Atina’da, 30 Ocak günü Çalış-ma Bakanlığı'nın sosyal güvenlik ve çalışma koşullarınailişkin hak gasplarını içeren pervasız açıklamaları konu-sunda görüşmek üzere talepte bulunan PAME’li (Militanİşçi Cephesi) birçok sendika başkanı ve sekreterlerin de için-de olduğu 35 kişi bakanın talimatıyla gözaltına alındı. Aynızamanda dışarıda protesto amaçlı toplanan kitleye de cop-larla ve gaz bombalarıyla saldıran polis birçok kişiyi ya-raladı.

Sendikacıları sahiplenmek, saldırıyı protesto etmek ve göz-altıların derhal serbest bırakılması için polis müdürlüğü önün-de, içlerinde Halk Cephelilerin de olduğu birçok milletvekilleri,sendikacı, öğrenci ve sol örgütlenmelerden yaklaşık 1500 kişitoplandı. Kitle adına yapılan açıklamada, bu saldırıların işçimücadelesini terörize etmek için yapıldığı vurgulandı.

Yunanistan Halk Cephesi tarafından yapılan açıklamada,“Enternasyonal dayanışma içinde bulunduğumuz, ortak faa-liyetler yürüttüğümüz, PAME’li sendikacılara yönelik busaldırıyı kınıyor, Yunan hükümetinden bütün gözaltılarınhemen serbest bırakılmasını talep ediyoruz” denildi.

Avusturya'nın Graz şehrinde 26 Ocak günü UCI Ki-nowelt Annenhof'da F Tipi Film’in gösterimi yapıldı. 150kişinin katıldığı filme başlamadan önce kısa bir konuş-ma yapıldı. Konuşmada 18 Ocak günü Türkiye'de 7 ildeyapılan operasyonla ilgili bilgi verildi.

Yunanistan Halk Cepheliler, sosyalizm ve devrimumudunu bulundukları Yunanistan’da da halklara ulaş-tırmaya devam ediyorlar.

21 Ocak günü Atina’da yapılan Agonas (Mücadele)dergisinin tanıtımında yaklaşık 500 kişi ile görüşüldü 230bildiri dağıtıldı. 10 Agonas dergisi ve 3 adet Yunanca-ya çevrilmiş kitap satıldı.

22 Ocak günü yapılan dergi tanıtım ve satışında yak-laşık 250 kişi ile görüşüldü. 130 bildiri dağıtıldı. 12 der-gi ile 2 tane kitap satıldı.

23 Ocak günü 178 büro ve dükkan gezildi. 24 Ocak günü yaklaşık 250 bildiri dağıtıldı ve 400

kişi ile görüşüldü. 15 dergi 3 tane de kitap satıldı. 25 Ocak günü 115 dükkan, 57 tane büro sahibi ile gö-

rüşüldü. 120 bildiri dağıtıldığı satış ve tanıtım çalışma-sında 8 dergi ve 1 tane de kitap satıldı.

29 Ocak'ta 182 dükkan ve büroya gidilerek 250 kişiile görüşüldü, bu görüşme sonucu 150 bildiri dağıtılır-ken 5 dergi ve 2 kitap satıldı.

30 Ocak'ta ise yaklaşık 350 dükkan ve büroya giri-lerek insanlarla sohbet edildi. 300 bildiri dağıtıldı, 14 der-gi ve bir kitap satıldı.

Almanya’nın Duisburg şehrinde Aile ve Gençlik Der-neği açıldı. Dernek, 20 Ocak’ta yapılan bir şenlikle açıl-dı. Programda Anadolu Gençlik temsilcisi Dilber Güneşbir konuşma yaptı. “Bu yeni mevziimizde gençler için biralternatif yaşamın olduğunu göstermek istiyoruz” diyen Gü-neş, Dev-Genç’liler olarak her yerde sosyalizm mücade-lesini yükselteceklerini ifade etti.

Anadolu Gençlik’in hazırladığı sinevizyon izlendi. Son-rasında Anadolu Federasyonu Başkanı Latife Adıgüzel, Tür-kiye’deki baskınlara ve Avrupa’daki mücadeleye ilişkin birkonuşma yaptı. Konuşmasında Türkiye’deki gelişmelerinburadaki sahiplenmeye de bağlı olduğunu dile getirdi. SolParti gençlik örgütü adına Gizem Koçkaya bir konuşma ya-parak; demokrasi, sosyalizm ve bağımsızlık mücadelesindeAnadolu Gençlik’i desteklediklerini söyledi. Konuşma-lardan hemen sonra Nazım Hikmet’ten çeşitli şiirlerokundu, türküler söylendi ve bir skeç oynandı.

Son olarak Grup Yorum üyeleri ülkede yapılan baskınlarıanlattılar. Ardından Anadolu’nun her yerinden türküler vemarşlar söylendi. Açılışa 140 kişi katıldı.

Tutsaklarımıza Mektup Yazalım

Yeni Mevzilerimizle MücadeleyiYükselteceğiz!

Mücadeleyi, UmudumuzuBulunduğumuz Her Yere Taşıyalım

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma

Tecrit İşkencesine Karşı F TipiFilm’i Yaygın Olarak İzletelim

TÜRKİYE’DE HUKUK YOK MU?552

Yürüyüş

3 Şubat2013

Sayı: 350

Page 53: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Gerçekleri yazan internet sitesi Halkınsesi'nin

www.halkinsesi.tv adresinden yayın yapan sitesi-

ne erişim Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ta-

rafından alınan kararla engellendi.

Halkınsesi sitesini açanlar "TMK 10.mad. ile göv.

1 nolu Hakimlik'in 10/01/2013/13 tarih ve 2013/13

nolu KORUMA TEDBİRİ kapsamında bu internet

sitesi (halkinsesi.tv) hakkında verdiği karar Tele-

komünikasyon İletişim Başkanlığı'nca uygulan-

maktadır" yazısını gördüler.

Gerçeklerin yazılmasından korkan AKP iktidarı,

18 Ocak'ta yaptığı baskınlarla yetinmemiş olacak

ki, internet üzerinden yapılan yayınları da engel-

lemeye çalıştı. Ancak Halkınsesi www.halkinse-

sitv.com sitesinden yayın yapmaya devam etti. Hal-

kınsesi emekçileri 25 Ocak'ta yaptıkları açıklamada,

"Sizi habersiz bırakmayacak, sizin olan Halkın-

sesi’nin susturulmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

Stuttgart Halk Kültür Evi, 27 Ocak’ta StuttgartTivoli Sporthalle'de futbol turnuvası düzenledi. "Irk-çılığa Karşı Tek Ses Tek Yürek" adıyla düzenlenenturnuvaya Asyalı, Afrikalı, Avrupalı oyuncuların dayer aldığı 12 takım katıldı.

Turnuvada yapılan karşılaşmaların arasındaAnadolu Federasyonu’nun ırkçılık bildirisinden bö-lümler okundu. Almanya'da 9 esnafı katledenNSU’lu Nazilerin yargılanacağı ve Nisan ayındaMünih‘te görülecek duruşmaya katılım çağrısı ya-pıldı. Turnuvanın galibi Moççagül, ikinci takım Va-tangücü, üçüncü takım Anadolu 1 oldu. Takımlarakupaları verildi. Turnuvaya gelen gençlerle yabancıdüşmanlığı ile ilgili sohbetler edildi, Gençlik gazetesiverildi.

28 Ocak 1998’de Adana’da kaldıkları evde katledilen BülentDil, Mehmet Topaloğlu ve Behsat Ayyıldız İngiltere'nin başkentiLondra'da şehit yakınlarının ziyaret edilmesiyle anıldı.

28 Ocak’ta Bülent Dil’in ailesi ziyaret edildi. Ablası BülentDil’i anlattı; “Tüm devrimciler gibi o da halklarını ve yoldaş-larını çok seviyordu hem de hiç çıkarsız seviyordu. Başta yol-daşları olmak üzere onu tanıyan herkesten bir beklentisi vardırBülentlerimizin, Meryemlerimizin. O beklenti onun ve hepimizinolan kavgasına omuz vermektir." dedi.

Ölüm Orucu şehidimiz Meryem Altun’un annesi de anma-ya katılanlar arasındaydı. Daha sonra Bülent’i tanıyanlar anıla-rını paylaştılar.

Anma programı her yıl olduğu gibi ablasının hazırladığı ye-mek, un helvası ve Bülentimizin çok sevdiği yeşil elma ikramıyladevam etti.

Gerçekleri Yazmaya DevamEdeceğiz!

Irkçılığa Karşı Tek SesTek Yürek

Afyonkarahisar'ın Emirdağ İlçesi'nde ilköğretim 7'nci sı-nıf öğrencisi 13 yaşındaki Bestegül İyigün, karnesindeki za-yıflar nedeniyle intihar etti. Burjuva basın bu haberi, basit birintihar gibi geçiştirerek, asıl sebebi gizlemeye çalıştı. Beste-gül, bu düzenin “intihar” adı altında katlettiği sayısız öğren-cilerden birisidir oysa.

Bestegül, yoksul ailesinin onu okutabilmek için zor ko-şullarda dişini tırnağına katıp çalıştıklarını biliyordu. Bununsorumluluğunu hisseden Bestegül, düzenin ezberci eğitim sis-teminin bir sonucu olarak gelecek kaygısı da duyuyordu. Vegeçim sorunu, yoksulluktan kaynaklanan kavgalar, aile içi so-runlar sonucu “intihar” etti, daha doğrusu öldürüldü.

Liseli Dev-Genç, Bestegül’ün düzenin katlettiği son öğrenciolduğunu belirterek, 28 Ocak’ta yazılı bir açıklama yaptı. Açık-lamada, “Bu bir intihar değil katliamdır.” denildi.

24 Ocak günü Halk Cepheliler, İstanbul Ar-mutlu'da “Milyonları Örgütleyeceğiz” kampanya-sının çalışmalarına devam ettiler. 50 adet kampan-ya afişinin asılığı, 10 bin adet kuşlamanın yapıldı-ğı çalışmada 4 adet Yürüyüş dergisi ilanı da asıldı.

25 Ocak akşamı Halk Cepheliler, Gülsuyu-Gülensu Ma-hallesi'nde AKP faşizminin milyonları örgütlememize engelolamayacağını Gülsuyu halkına duyurmak için bir eylem yap-tılar. Eylem sırasında kahvelere ve dükkanlara bildiri dağıtıl-dı. Eyleme halkın ilgisi yoğundu. Halk balkonlara ve pence-relere çıkarak eylemi merakla izledi.

Eylem sırasında halka AKP faşizmi karşısında direnmek-ten, örgütlenmekten başka çare olmadığı anlatıldı. Mahalledeuyuşturucu çetelerine izin verilmeyeceği vurgulandı ve her ko-şulda mahallenin ve gençlerin yozlaşmasına izin verilmeye-ceği vurgulandı.

Şehitlerimiz Yanı Başımızda DevrimYürüyüşümüzü Sürdürüyoruz

Yarattığınız Yoksulluk da,Yaptığınız Baskılar daBeyninizde Patlayacak

Baştakiler AdaletsizOlursa Halk Ayaklanır

Bestegül’ün Katili Düzendir

3 Şubat2013

553

Yürüyüş

Sayı: 350

YALANLARLA TUTUKLANANLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Page 54: Biz Halkız, Haklıyız Fa izmden Daha Güçlüyüz!yuruyus-info.org/pdf/pdf/350.pdfKP’nin yönetememe krizi bü-yüdükçe demokrasicilik oyu-nunun alanı daralırken, faşist terörü

Üç halk kurtu-luş savaşçısı, 9Şubat 1996’da İs-tanbul Bahçeliev-ler’de bulunduk-ları evde kuşatıl-dılar ve polis ta-rafından katledil-

diler. Devrim için yürüdükleri yolda canlarını ortaya koymuşüç yiğit kurtuluş savaşçılarıydılar.

1971 Tunceli-Ovacık doğumlu Fuat Perk, lise yıllarındaDLMK içinde mücadele etti. Daha sonra Esenler-Bağcılarmahalli çalışması içinde yer aldı.

1974 İstanbul doğumlu, aslen Erzurumlu olan Meral Ak-pınar, ‘92 sonunda devrimci hareketle tanıştı. Çeşitli defa-lar gözaltına alındı, direndi. 95 Mayıs’ında bir savaşçı ola-rak istihdam edildi.

1975 Erzincan, Çayırlı İlçesi Gelinpertek Köyü doğum-lu Ayten Korkulu, 1992’den itibaren Devrimci Sol Güçler faa-liyetleri içinde yer aldı. O da işkencelerden geçti, yılmadı, di-rendi, kavgaya devam etti.

YitirdiklerimizBağımsızlık Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

9 Şubat - 15 Şubat

İlk defa İbrahim Yalçın Arkan'ın cenazesinde gözal-tına alınmıştı. Gözaltı, düşmanı daha yakından tanıma-sını, netleşmesini sağlamış, sınıf öfkesini ve coşkusunuartırmıştı. Cenaze sırasında kafasına ağır cop darbele-ri yemişti ve ciddi yaralar almıştı. Başını tedavi ettirme-yi istemiştik ama olmadı çünkü yeraltına geçmişti, ya-pamadık. İkinci gözaltısını da Halkın Gücü Gazetesi'ndeyaşamıştı. Orada tavrı çok iyiydi. İnsanlar alındıktan son-ra oraya gitmişti, tek başınaydı. Onu tek başına almayaçalışmışlar, direnmiş, kimliğini istemişler, vermemiş.

“Ben bu mücadeleyi vereceğim” dedi. Amaçları uğrunakendini feda etmeye hazırdı. Meral sözünü sakınmazlı-ğı, direngenliği ve inatçılığıyla tanınırdı. Doğru bildiğinisavunmak için canını verecek bir karakterdeydi. İnanç-larına da çok bağlıydı. Meral'i en son gördüğümde bana,“Bizim yakalanma diye bir derdimiz yok, biz teslim ol-mayacağız” demişti.

Evden ayrılalı uzun zaman oldu. Aileden kimseyi din-lemedi, hatta çok sevdiği annemi bile. Meral'i çok severdik,

çevre olarak da akrabalar olarak da. Saz kursuna git-mişti, çok güzel saz çalardı. Ayten'le önceden de tanı-şıyorlardı. Ayten'in de çok güzel sesi vardı. O söylerdi,

Meral çalardı. En çok "Omuzdan tutun beni halaya ka-tın beni/düşersem bu kavgada oy /dosta anlatın beni" tür-küsünü severlerdi.

Herkesin yardımına koşan bir insandı. Kimseninkalbini kırmadı. Lise 2'den ayrılmış ve mücadeleyebaşlamıştı. Bizim gösterdiğimiz tepkilere aldırmazdı.

Annemi bile mücadelesine ikna etmiş, kabul ettirmişti.“Ben akan kanların hesabını soracağım” diyordu. Buamaçla hareket etti. Arkadaşıma gidiyorum, diye bir günevden çıkmıştı. Gazi olaylarına gitmiş. Saldırılar sırasındabir insanın yerde yattığını görmüş. Hemen yaklaşıp ko-caman bir vücudu sürükleye sürükleye minibüse taşımış.Nerede oturduğunu sormuş, Bağcılar'da oturduğunu öğ-renince onu alıp evine götürmüş. Getirdiği insan da bi-zim fazla ilişkimizin olmadığı bir komşumuzdu. Şimdi on-larla çok samimi olduk. Devamlı Meral'i sorarlardı. Onugörmek istiyorlardı.

Sivas olaylarında ise annemle beraber yürüyüşe ka-tılmıştı. Her olayda biraz daha bileniyordu, etkileniyordu,kendini hazırlıyordu... Kendini adadı. Ailesini, annemi bukonuda ikna etti. Hatta annem onu çok severdi, “tek kı-zım” derdi. Annemin sevgisi onu eve bağlamaya yetmedi.Diğer sevgisi ağır bastı.

Yakınları anlatıyor: Meral AKPINAR “Dosta anlatıyoruz seni”

“Bir gün ben de düşmanla karşılaşırsam,yoldaşlarım gibi davranacağım, asla teslim

olmayacağım!”

Ayten KORKULU

Ayten KORKULU Meral AKPINAR Fuat PERK

1953 Yozgat Boğazlıyan’da doğdu.Lise yıllarında Boğazlıyan ilçesi halkınınanti-faşist örgütlenmesinde yer aldı.Bursa’da devrimci hareketin örgütlen-mesinde sorumluluklar üstlendi. Bir fa-şistin cezalandırılması eyleminde deşif-re olunca mücadelesini İzmir’de sür-dürdü.

Ege Bölge Komitesi’nde yer aldı, cunta koşullarındabölge sorumluluğunu üstlendi. Cuntanın işkenceleri-ne karşı sürdürülen kampanyada, Kemeraltı Polis Ka-rakolu’nun basılması eylemi sonrasında tutsak düştü.12 Şubat 1981’de İzmir Emniyeti’nde işkencede kat-ledildi.

Ömer AYDOĞMUŞ

1959’da Bitlis’e bağlı Xaçukan Köyü’ndedoğdu. 1979’da Ankara’da öğrenci gençliğinanti-faşist mücadelesi içinde yer alarak dev-rimci mücadeleye başladı. 1983 yılından iti-baren bir süre tutsak kaldı. 1991 Eylül’ündeOrtadoğu’da kamp alanında görevlendirildi.Daha sonra Ortadoğu Komitesi üyeliğineatandı. 14 Şubat 1995’te üç köylüyle birlikte

ülke sınırlarından girerken çıkan çatışmada şehit düştü.

İrfan BARLIK

Karadeniz Kır Birliği Komutanı Ba-hattin ANIK, 9 Şubat 1994’te Ordu’nunKumru İlçesi’ne bağlı EskiçokdeğirmenKöyü’ne girerken oligarşinin kiralık ka-tillerinin kurduğu pusuya düştü ve dire-nerek şehit düştü.

Bahattin ANIK, 1962’de Trabzon Çarşıbaşı’nda doğ-du. Laz milliyetindendi. 12 Eylül döneminde tutuklandı.Tutsaklığı bittiğinde, ‘88’de silahlı örgütlenme içindeyer aldı. 1992’de Sivas-Tokat Ahmet Karlangaç Kır Bir-liği’ne katıldı.

Bahattin ANIK

Anıları Mirasımız