İbn kesİr ve taberÎ’nİn muhkem-mÜteŞabİh İle ... hacı onen.pdfİbn kesir’e göre muhkem...
TRANSCRIPT
309
ÖzAyetlerin muhkem ve müteşabih olmak üzere iki kısma ayrıldığını, Al-i İmran süresi-
nin 7. ayetinde belirtilmektedir. Muhkem ayetler, açık bir şekilde kendi manasına delalet ettiği için bunların anlamı açıkça bilinir. Müteşabih ayetler ise kendi manasına açıkça delalet etmediği için, anlaşılmasında problemler yaşanabilmektedir. Taberî ve İbn Kesir, tefsirlerinde muhkem ve müteşabih konusunu incelemiştir. İki müfessir de kendi bakış açılarına göre konuyu tartışıp, konu hakkında kendi tercihlerini ifade etmiştir. Bu maka-lede Taberî ve İbn Kesir’in muhkem-müteşabih konusundaki görüşleri mukayeseli olarak incelecektir.
Anahtar Kelimeler: Tevil, Muhkem, müteşabih, Kur’an, Ayet
The Comparision of Opinions of Ibn Kathir and Tabarı about Muhkam and Mutashabih
AbstractIt is stated in seventh the verse of Al-i Imran Surah that verses are divided into two
parts: Muhkam and mutashabih. The meaning of muhkam verses are known, because these verses refer their meaning but the meaning of mutashabih verses occur some poblems for they don’t refer their meaning exactly. Ibn Kesir and Tabari have examined muhkam and mutashabih issue. Two commentators discuss the subject according to their own perspective on the subject and state their preferences. Their opinions will be examined by comparing in this article.
Keywords: Tawil, Muhkam, Mütashabih, Quran, Verse
İBN KESİR VE TABERÎ’NİN MUHKEM-MÜTEŞABİHİLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİN MUKAYESESİ
*) Yrd.Doç.Dr.,DicleÜniversitesiİlahiyatFakültesiKıraatveKur’anOkuma (e-posta:[email protected]).
Hacı ÖNEN (*)
EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 18 Sayı: 60 (Yaz 2014)
310 / Yrd. Doç. Dr. Hacı ÖNEN EKEV AKADEMİ DERGİSİ
GirişTefsirliteratüründemuhkemvemüteşabihkonusu,müteşabihayetlerinte’vilininim-
kânıçerçevesindeçokça tartışılmıştır.Kur’anayetleriAl-i İmransüresinin7.ayetindemuhkemvemüteşabih ayetler şeklinde iki kısımda ele alınmaktadır. Sözkonusu ayetmealenşöyledir:“O,sanaKitab’ıindirendir.Onun(Kur’an’ın)bazıâyetlerimuhkemdir,onlarkitabınanasıdır.Diğerleriisemüteşabihtir.Kalplerindebireğrilikolanlar,fitneçı-karmakveonunolmadıkyorumlarınıyapmakiçinmüteşabihâyetlerinardınadüşerler.OysaonungerçekmanasınıancakAllahbilir.İlimdederinleşmişolanlar,‘Onainandık,hepsiRabbimizinkatındandır.’derler.(Buinceliği)ancakakılsahipleridüşünüpanlar.”(Aliİmran,3/7)Buayettenanlaşıldığıgibimuhkemayetlerümmü’l-kitapolup,delaletiaçıkayetlerdir.Muhkemayetler,Kur’an’ınesasınıoluşturmaktadır(İbnKesir,I,2008,389).
Muhkemvemüteşabihkonusuelealındığındasözkonusuayettevakfınneredeyapı-lacağıönemarzetmektedir.Çünküvakfeninyerimüteşabihinteviledilipedilmeyeceğikonusundabelirleyicidir.Ayettegeçenvavharfiatıfedatıkabuledildiğitakdirde,müteşâ-bihayetlerinte’viliniAllahveilimdederinleşenlerbilebilir.Ancakvavharfiisti’nafiyyeolarakdeğerlendirilirseotakdirdeayet,“Müteşâbihinte’vilinisadeceAllahbilir,ilimdederinleşenlerisemüteşabihinanlamınıbilemez.”şeklindeanlaşılır.BöylecemüteşabihinbilgisiAllah’amahsusolur.
ŞüphesizKur’ân’dakimüteşabihayetlerintespitivebunlarınte’vili,bukonununentemelproblemidir(Güven,2010,303).Muhkemayetlerte’viledilebilenayetlerolduğuiçinbukonudabirproblemyoktur.Ancakhangiayetlerinmüteşabihsayılacağıvemü-teşabihinte’vilsınırınınneolduğuşeklindekisorular,konuhakkındakiproblemiortayakoymaktadır.
Muhkemvemüteşabihkonusubirçokmüfessirimeşgulettiğigibi,Taberî(ö.310/932)veİbnKesir’i(ö.774/1373)demeşguletmiştir.Bumakaledebirerrivayettefsirite’lifeden ikimüfessirin,Taberî ve İbnKesir’inAl-i İmran süresinin7. ayeti çerçevesindemuhkemvemüteşabihkonusunadairtartışmalarınasıldeğerlendirdiklerivenetürçö-zümlerortayakoyduklarınıaraştırmayaçalışacağız.
1. Muhkem -Müteşabih Kavramalarıa. MuhkemMuhkemkelimesinin türediği hükm,
3
Muhkem kelimesinin türediği hükm, (حكم) kelime olarak
engellemek, reddetmek, zülmü engellemek anlamlarına gelmektedir.
Muhkem ise kelime olarak kendisinde ihtilaf ve karışıklık olmayan
anlamına gelir. (İbn Manzur, IV, 2005, 128)
Muhkemin tarifi ile ilgili birçok görüş ileri sürülmüştür.
Bunlardan bazıları şunlardır: Kurtubî'nin (ö. 671/ 1293 Cabir b.
Abdillah'tan naklettiği bir görüşe göre: "Kur'an ayetlerinden
Muhkemat, tevili bilinen, mana ve tefsiri anlaşılan ayetlerdir."
(Kurtubî, 2013, V, 17) Suyutî'nin (ö. 911/1533) naklettiği tariflerden
birine göre: "Muhkem, anlamı açıkça veya te'ville bilinen ayetlerdir."
(Suyutî, I, 2006, 639-641)
Zerkanî, (Ö.1368/1948) istilahî olarak muhkemin iki anlamda
kullanıldığını ifade etmektedir: Birinci anlamıyla muhkem, mensuhun
mukabili olarak kullanılır. Buna göre muhkem, kendisinde nesh
bulunmayan şerî hükümdür. İkinci anlamıyla muhkem, müteşabihin
mukabili olarak kullanılır. Buna göre Muhkem, Kur'an ve sünnette
varid olan nassın, açık bir şekilde (kendisinde gizlilik olmadan) kendi
manasına delalet etmesidir. (Zerkanî, 2006, II. 529) Burada ikinci
tanım muhkem-müteşabih konusuyla ilgilidir. "Muhkem, manası
kolaylıkla anlaşılan, harici bir tefsire ihtiyaç göstermeyen ve bir
manası olan âyetlerdir." (Cerrahoğlu, 1995,128)
Muhkemin tarifleri incelendiğinde genel olarak "Muhkem,
kendisinde kapalılık bulunmayan, manasına açıkça delalet eden
âyetler " şeklinde tarif edilmiştir. (Salih, 2007, 282)
Taberî (ö. 310/932) ve İbn Kesir de (ö. 774/1373) muhkemi
tarif etmiştir: Taberî'ye göre muhkem, tafsil ve beyan açısından açık
ve sağlam olan ayetlerdir. Muhkem, helal-haram, va'd-va'id, sevab-
ikab, emir-nehiy, zecr, haber, mesel, va'z, ibret vb. konularda delilleri
sabit olan âyetlere denir. (Taberî, III, 200) İbn Kesir'e göre ise
Muhkem, delaleti açık olan, anlamı kimse için kapalı olmayan
ayetlerdir. (İbn Kesir, I, 2008, 389)
kelimeolarak engellemek, reddetmek,zülmüengellemekanlamlarınagelmektedir.Muhkemisekelimeolarakkendisindeihtilafvekarışıklıkolmayananlamınagelir(İbnManzur,IV,2005,128).
Muhkemintarifiileilgilibirçokgörüşilerisürülmüştür.Bunlardanbazılarışunlardır:Kurtubî’nin(ö.671/1293Cabirb.Abdillah’tannaklettiğibirgörüşegöre:“Kur’anayet-lerindenMuhkemat,tevilibilinen,manavetefsirianlaşılanayetlerdir.”(Kurtubî,2013,V,17)Suyutî’nin(ö.911/1533)naklettiğitariflerdenbirinegöre:“Muhkem,anlamıaçıkçaveyate’villebilinenayetlerdir.”(Suyutî,I,2006,639-641)
311İBN KESİR VE TABERÎ’NİN MUHKEM-MÜTEŞABİH İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİN MUKAYESESİ
Zerkanî,(Ö.1368/1948)istilahîolarakmuhkeminikianlamdakullanıldığınıifadeet-mektedir:Birincianlamıylamuhkem,mensuhunmukabiliolarakkullanılır.Bunagöremuhkem,kendisindeneshbulunmayanşerîhükümdür. İkincianlamıylamuhkem,mü-teşabihinmukabiliolarakkullanılır.BunagöreMuhkem,Kur’anvesünnettevaridolannassın,açıkbirşekilde(kendisindegizlilikolmadan)kendimanasınadelaletetmesidir(Zerkanî, 2006, II. 529). Burada ikinci tanımmuhkem-müteşabih konusuyla ilgilidir.“Muhkem,manasıkolaylıklaanlaşılan,haricibirtefsireihtiyaçgöstermeyenvebirma-nasıolanâyetlerdir.”(Cerrahoğlu,1995,128)
Muhkemintarifleriincelendiğindegenelolarak“Muhkem,kendisindekapalılıkbu-lunmayan,manasınaaçıkçadelaletedenâyetler“şeklindetarifedilmiştir(Salih,2007,282).
Taberî(ö.310/932)veİbnKesirde(ö.774/1373)muhkemitarifetmiştir:Taberî’yegöremuhkem,tafsilvebeyanaçısındanaçıkvesağlamolanayetlerdir.Muhkem,helal-haram,va’d-va’id,sevab-ikab,emir-nehiy,zecr,haber,mesel,va’z,ibretvb.konulardadelillerisabitolanâyetleredenir(Taberî,III,200).İbnKesir’egöreiseMuhkem,delaletiaçıkolan,anlamıkimseiçinkapalıolmayanayetlerdir(İbnKesir,I,2008,389).
Muhkem ayetler için kullanılan bir ifade de ümmü’l-kitap kavramıdır.ÇünküAl-iİmransûresinin7.âyetindemuhkemâyetler,ümmü’l-kitapolarakvasıflandırılmıştır.
İbnKesir’egöremuhkemayetler,kitabınaslıolduğuiçinbunlaraÜmmü’l-Kitabismiverilmiştir(İbnKesir,I,2008,389).Taberî’yegöredeMuhkemâyetler,kitabınaslıol-duğuiçinümmü’l-kitapolarakvasıflandırılmıştır.AynızamandaMuhkemâyetlerkitabınçoğunluğunuoluşturduğuiçinbunlaraümmü’l-Kitapdenilmiştir(Taberî,III,200).
Maturidî, de (ö. 333/944)muhkem konusunu ümmü’l-kitap kavramı çerçevesindeelealmaktadır.Maturidî’yegöre,ümmü’l-kitabın ikianlamıvardır:Ümmü’l-kitap,ki-tabınaslıanlamınageldiğigibi,öncegelenanlamınadagelir.SözgelimiFatihasüresineümmü’l-Kur’andenilmiştir,çünkübusürehemKur’an’ınaslıdır,hemdediğersüreler-denöncedir.Yineümmü’l-kitap,kitabınmaksuduanlamınadagelebilir(Maturidî,2005,244).Sonuçolarakümmü’l-kitap,muhkemayetleriçinkullanılanbirifadedir.
b. MüteşabihMüteşâbih kelimesinin türediği şibh, kelimesi keyfiyet itibariyle benzeme, benzer
olma anlamlarına gelir.Müteşâbih, lafız veyamana yönüyle başkasına benzediği içintefsirindeproblemlerlekarşılaşılanayetlerdir(İsfahanî,2005,257).Müteşabih,teşabühmastarından türer.Teşabühbenzerlikveortaklığadelaletettiği içinanlamdakarışıklıkortayaçıkar(Zerkanî,2006,II.528).
Müteşabihin anlamı ile ilgili farklı görüş nakledilmiştir:Müteşabihin ilmiAllah’amahsusolduğuiçin,onundışındakimseninanlamınıbilmediğiayetlerdir(Kurtubî,2013,V,17).Müteşabih,birçokanlamagelenayetlerdir.Müteşabih,kiyametinkopmazamanı,huruf-ımukata’agibiilmiAllah’amahsusolankonulardır(Suyutî,I,2006,640).
312 / Yrd. Doç. Dr. Hacı ÖNEN EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Müteşabihkendimanasınaaçıkçadelaletetmeyenâyetlerdir(Salih,2007,282).“Mü-teşabih,birçokmanayagelmeihtimaliolanâyetlerdir.Bumanalardanbiriniâyetleretayinedebilmekiçinharicidelileihtiyaçduyulur.”(Cerrahoğlu,1995,128)
Taberî’yegöre,müteşabihtilavetyönündenbenzer,manayönündenfarklıolanayetle-redenir.(Taberî,III,200-202)İbnKesir’egöre,müteşabih,birkısıminsanlariçindelaletikapalıolanayetlerdir(İbnKesir,I,2008,389).
2. Taberî’nin Muhkem-Müteşabih ile İlgili Naklettiği GörüşlerMuhkemvemüteşabihinanlamlarıylailgilibirçokgörüşifadeedilmiştir.Öncekibö-
lümlerdeTaberîninyaptığıtariflerizikretmiştik.Taberî,tefsirindemuhkem-müteşabihleilgilifarklıgörüşleridenakletmektedir:
a.Muhkemâyetlerkendisiyleameledilen,nâsihveahkamısabitâyetlerdir.Müteşa-bihâyetlerise,kendisiyleameledilmeyenmensuhâyetlerdir(Taberî,III,222).
b.Muhkem âyetler, haram ve helalin beyanını ortaya koyan âyetlerdir.Müteşabihâyetler ise, lafızları farklı, mana yönünden birbirine benzeyen âyetlerdir (Taberî, III,204).
c.Muhkemâyetler, bir vecihdışında te’vil ihtimali olmayanâyetlerdir.Müteşabihâyetlerise,farklıvecihleregörete’vilihtimaliolanâyetlerdir(Taberî,III,204).
d.Muhkem,Allah’ınKur’anâyetleriylehükümverdiğiveümmetlerinveresûllerinkıssalarıhakkındahükümbildirdiğiâyetlerdir.AllahbunuHz.Muhâmmedveümmetiiçinaçıklamıştır.Müteşabihise,kıssalarlailgilifarklısûrelerdetekrarlananhususlardır.Bukıssalardalafızlaraynı,manalarfarklıdır(Taberî,III,204).
e.Muhkemâyetler,âlimlerinte’vilinibildiği,manasınıvetefsirinianladığıâyetler-dir.MüteşabihisebilgisiAllah’amahsusolanâyetlerdir.Bunlar,Hz.İsa’nınçıkışvakti,güneşinbatıdandoğmavakti,kıyametsaati,dünyanınfenabulmasıvb.haberlerdir.Bugörüşegöreelif-lam-mim
5
âyetlerdir. Bu manalardan birini âyetlere tayin edebilmek için harici
delile ihtiyaç duyulur." (Cerrahoğlu, 1995,128)
Taberî'ye göre, müteşabih tilavet yönünden benzer, mana
yönünden farklı olan ayetlere denir.(Taberî, III, 200-202) İbn Kesir'e
göre, müteşabih, bir kısım insanlar için delaleti kapalı olan ayetlerdir.
(İbn Kesir, I, 2008, 389)
2. Taberî'nin Muhkem-Müteşabih ile İlgili Naklettiği
Görüşler
Muhkem ve müteşabihin anlamlarıyla ilgili birçok görüş ifade
edilmiştir. Önceki bölümlerde Taberînin yaptığı tarifleri zikretmiştik.
Taberî, tefsirinde muhkem-müteşabihle ilgili farklı görüşleri de
nakletmektedir:
a. Muhkem âyetler kendisiyle amel edilen, nâsih ve ahkamı
sabit âyetlerdir. Müteşabih âyetler ise, kendisiyle amel edilmeyen
mensuh âyetlerdir. (Taberî, III, 222 )
b. Muhkem âyetler, haram ve helalin beyanını ortaya koyan
âyetlerdir. Müteşabih âyetler ise, lafızları farklı, mana yönünden
birbirine benzeyen âyetlerdir. (Taberî, III, 204 )
c. Muhkem âyetler, bir vecih dışında te'vil ihtimali olmayan
âyetlerdir. Müteşabih âyetler ise, farklı vecihlere göre te'vil ihtimali
olan âyetlerdir. (Taberî, III, 204 )
d. Muhkem, Allah'ın Kur'an âyetleriyle hüküm verdiği ve
ümmetlerin ve resûllerin kıssaları hakkında hüküm bildirdiği
âyetlerdir. Allah bunu Hz. Muhâmmed ve ümmeti için açıklamıştır.
Müteşabih ise, kıssalarla ilgili farklı sûrelerde tekrarlanan hususlardır.
Bu kıssalarda lafızlar aynı, manalar farklıdır. (Taberî, III, 204 )
e. Muhkem âyetler, âlimlerin te'vilini bildiği, manasını ve
tefsirini anladığı âyetlerdir. Müteşabih ise bilgisi Allah'a mahsus olan
âyetlerdir. Bunlar, Hz. İsa'nın çıkış vakti, güneşin batıdan doğma
vakti, kıyamet saati, dünyanın fena bulması vb. haberlerdir. Bu görüşe
göre elif-lam-mim (الم) gibi mukata'a harfleri de müteşabihata girer.
Çünkü bunlar lafız olarak müteşabihtir ve cümel hesabına da gibimukata’aharfleridemüteşabihatagirer.Çünkübun-
larlafızolarakmüteşabihtirvecümelhesabınadamuvafıktır.Hz.PeygamberzamanındaYahudilerdenbirkavimmukata’aharflerinikullanarak,Hz.Peygamberinveümmetinso-nunuhesaplamayaçalıştılar.ÖncedenmüslümantoplumunsonunuhesaplamayaçalışanYahudileriAllah,buayetileyalanlamıştır.BuayetgöstermektedirkigaybedairhaberlerisadeceAllahbilebilir(Taberî,III,205).
3. İbn Kesir’in Muhkem-Müteşabih ile İlgili Naklettiği GörüşlerİbnKesir’inmuhkem-müteşabihle ilgili yaptığı tarifleri önceki bölümlerde zikret-
miştik.İbnKesirdeTaberîgibitefsirindemuhkem-müteşabihleilgilifarklıgörüşleridenakletmektedir:
a.Muhkemat,nâsih,helal,haramhudud,veferaizvekendisiyleemredilenveameledilendir.
b.Muhkem,kendisiyleameledilendir.
313İBN KESİR VE TABERÎ’NİN MUHKEM-MÜTEŞABİH İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİN MUKAYESESİ
c.İbnAbbas’agöremuhkemayetlerİsrasûresinin23,24,25ve26.ayetleriayetleri-dir.Buayetlermealenşöyledir:“Rabbin,sadecekendisinekulluketmenizi,ana-babanızadaiyidavranmanızıkesinbirşekildeemretti.Onlardanbiriveyaherikisiseninyanındayaşlanırsa,kendilerine“of!”biledeme;onlarıazarlama;ikisinedegüzelsözsöyle.Onlarıesirgeyerekalçakgönüllülükleüzerlerinekanatgerve:“Rabbim!Küçüklüğümdeonlarbeninasılyetiştirmişlerse,simdidesenonlara(öyle)rahmetet!”diyerekduaet.Rabbinizsizinkalplerinizdekiniçokiyibilir.Eğersiziyiolursanız,sunubilinkiAllah,kötülüktenyüzçevirerek tevbeyeyönelenleri sonderecebağışlayıcıdır.Birdeakrabaya,yoksula,yolcuyahakkınıver.Gereksizyeredesaçıpsavurma.”
YineİbnAbbas’agöremuhkemayetlerEnamsûresininmealenşuayetleridir:“Deki:GelinRabbinizinsizeneleriharamkıldığınıokuyayım:O’nahiçbirşeyiortakkoşmayın,ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onlarındarızknıbizveririz-;kötülüklerinaçığınadagizlisinedeyaklaşmayınveAllah’ınya-sakladığı canahaksızyerekıymayın! İştebunlarAllah’ın size emrettikleridir.Umulurkidüşünüpanlarsınız.”“Rüşdçagınaerişinceyekadar,yetiminmalına,sadeceeniyitu-tumlayaklaşın;ölçüvetartıyıadaletleyapın.Bizherkeseancakgücününyettiğikadarınıyükleriz.Sözsöylediğinizzaman,yakınlarınızdahiolsaadaletliolun,Allah’averdiğinizsözütutun.İşteAllahsize,iyicedüşünesinizdiyebunlarıemretti.”“Şüphesizbu,benimdosdoğruyolumdur.Bunauyun.(Başka)yollarauymayın.ZiraoyollarsiziAllah’ınyo-lundanayırır.İştesakınmanıziçinAllahsizebunlarıemretti.”(6/Enam151,152,153)
a.Muhkemat,sûrelerinbaşlangıcınndabulunanmukataaharfleridir.b.Muhkemat,helal,haram,emir,nehiyveferaizdir.c.Muhkemayetler,kitabınaslıdır.Bunlara“Ümmü’l-Kitab” ismiverilmiştir,çünkü
bunlarbütünsemavîkitaplardamevcutolanhükümlerdir(İbnKesir,I,2008,389).İbnKesir,müteşabihleilgiliiseşugörüşlerinakletmektedir:a.Müteşabih,mensuhtur.Onainanılırancakameledilmez.b.Müteşabih,sûrelerinbaşlarındakimukataaharfleridirc.Müteşabihbirkısmıdiğerkısmınıtasdikedenayetlerdir(İbnKesir,I,2008,389).
4. Taberî ve İbn Kesir Tefsirlerinde Kıraatlar Açısından Al-i İmran Sürenin 7. Ayetinde Vakfenin Yeri
MuhkemvemüteşabihkonusuelealındığındaAl-iİmransüresinin7.ayetindevak-feninneredeyapılacağıhususuönemarzetmektedir.Müfessirlerdesözkonusuayetielealırkenvakıfyerinintespitiileilgilitartışmalarıincelemiştir(Güven,2010,303).Çünküvakfeninyerinegöreayettinifadeedeceğianlamdafarklılıklarolabilmektedir(Kurtubî,V,2013,25).
Al-iİmransüresinin7.ayetivakfeAllahlafzındayapılırsa,ayetinmealişöyleolur:
314 / Yrd. Doç. Dr. Hacı ÖNEN EKEV AKADEMİ DERGİSİ
“O,sanakitab’ıindirendir.Onun(Kur’an’ın)bazıâyetlerimuhkemdir,onlarkitabınanasıdır.Diğerleriisemüteşabihtir.Kalplerindebireğrilikolanlar,fitneçıkarmakveonunolmadıkyorumlarınıyapmakiçinmüteşabihâyetlerinardınadüşerler.OysaonungerçekmanasınıancakAllahbilir.İlimdederinleşmişolanlar,‘Onainandık,hepsiRabbimizinkatındandır.’derler.(Buinceliği)ancakakılsahipleridüşünüpanlar.”(3/Aliİmran,7)
Eğervakfe
8
ا هو الذي أنزل حكمات هن أم الكتاب وأخر متشابهات فأم عليك الكتاب منه آيات م
م تأويله ا ال الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشابه منه ابتغاء الفتنة وابتغاء تأويله وما يعل
ن عند ربنا وما يذكر ا أولوا الألباب اسخون في العلم يقولون آمنا به كل م والر
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar,
'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu inceliği)
ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Eğer vakfe في العلم ifadesinde yapılırsa ayetin anlamı şöyle olur:
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar bilir.
Onlar, 'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu
inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Bu konu ayetin anlamını etkilediği için müfessirlerimiz de
bunun üzerinde önemle durmuşlardır. İbn Kesir ve Taberî, vakfenin
yerini tespit ederken, nahivden yararlandıkları gibi, kıraatlardan da
faydalanmıştır.
a. Taberî'ye Göre Vakfenin Yeri
Taberî, vakfenin yeri ile ilgili tartışmaları ele alırken, ayetin
anlamını tespit etmek için nahiv tahlilleri yapmaktadır. Taberî'ye göre
bu konuda iki farklı görüş vardır:
a. Allah lafzında vakfe yapılmalıdır. Buna göre müteşabihin
te'vilini sadece Allah bilir. İlimde rasih olanlar ise, "Biz muhkem ve
müteşabihe inandık." derler. Hz. Aişe ve İbn Abbas da bu görüştedir.
Bu görüşe göre Allah lafzında vakfe yapılır, vav harfi
isti’nafiyye olarak değerlendirilir. Buna göre اسخون في العلم والر
mübteda, يقولون cümlesi ise onun haberi olur.
ifadesindeyapılırsaayetinanlamışöyleolur:
“O,sanakitab’ıindirendir.Onun(Kur’an’ın)bazıâyetlerimuhkemdir,onlarkitabınanasıdır.Diğerleriisemüteşabihtir.Kalplerindebireğrilikolanlar,fitneçıkarmakveonunolmadıkyorumlarınıyapmak içinmüteşabihâyetlerinardınadüşerler.Oysaonunger-çekmanasınıancakAllahveilimdederinleşmişolanlarbilir.Onlar,‘Onainandık,hepsiRabbimizinkatındandır.’derler.(Buinceliği)ancakakılsahipleridüşünüpanlar.”(3/Aliİmran,7)
Bukonuayetinanlamınıetkilediği içinmüfessirlerimizdebununüzerindeönemledurmuşlardır.İbnKesirveTaberî,vakfeninyerinitespitederken,nahivdenyararlandıkla-rıgibi,kıraatlardandafaydalanmıştır.
a. Taberî’ye Göre Vakfenin YeriTaberî,vakfeninyeriileilgilitartışmalarıelealırken,ayetinanlamınıtespitetmekiçin
nahivtahlilleriyapmaktadır.Taberî’yegörebukonudaikifarklıgörüşvardır:a.Allah lafzında vakfe yapılmalıdır.Buna göremüteşabihin te’vilini sadeceAllah
bilir.İlimderasiholanlarise,“Bizmuhkemvemüteşabiheinandık.”derler.Hz.AişeveİbnAbbasdabugörüştedir.
BugörüşegöreAllahlafzındavakfeyapılır,vavharfiisti’nafiyyeolarakdeğerlendiri-lir.Bunagöre
8
ا هو الذي أنزل حكمات هن أم الكتاب وأخر متشابهات فأم عليك الكتاب منه آيات م
م تأويله ا ال الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشابه منه ابتغاء الفتنة وابتغاء تأويله وما يعل
ن عند ربنا وما يذكر ا أولوا الألباب اسخون في العلم يقولون آمنا به كل م والر
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar,
'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu inceliği)
ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Eğer vakfe في العلم ifadesinde yapılırsa ayetin anlamı şöyle olur:
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar bilir.
Onlar, 'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu
inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Bu konu ayetin anlamını etkilediği için müfessirlerimiz de
bunun üzerinde önemle durmuşlardır. İbn Kesir ve Taberî, vakfenin
yerini tespit ederken, nahivden yararlandıkları gibi, kıraatlardan da
faydalanmıştır.
a. Taberî'ye Göre Vakfenin Yeri
Taberî, vakfenin yeri ile ilgili tartışmaları ele alırken, ayetin
anlamını tespit etmek için nahiv tahlilleri yapmaktadır. Taberî'ye göre
bu konuda iki farklı görüş vardır:
a. Allah lafzında vakfe yapılmalıdır. Buna göre müteşabihin
te'vilini sadece Allah bilir. İlimde rasih olanlar ise, "Biz muhkem ve
müteşabihe inandık." derler. Hz. Aişe ve İbn Abbas da bu görüştedir.
Bu görüşe göre Allah lafzında vakfe yapılır, vav harfi
isti’nafiyye olarak değerlendirilir. Buna göre اسخون في العلم والر
mübteda, يقولون cümlesi ise onun haberi olur.
mübteda,
8
ا هو الذي أنزل حكمات هن أم الكتاب وأخر متشابهات فأم عليك الكتاب منه آيات م
م تأويله ا ال الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشابه منه ابتغاء الفتنة وابتغاء تأويله وما يعل
ن عند ربنا وما يذكر ا أولوا الألباب اسخون في العلم يقولون آمنا به كل م والر
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar,
'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu inceliği)
ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Eğer vakfe في العلم ifadesinde yapılırsa ayetin anlamı şöyle olur:
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar bilir.
Onlar, 'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu
inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Bu konu ayetin anlamını etkilediği için müfessirlerimiz de
bunun üzerinde önemle durmuşlardır. İbn Kesir ve Taberî, vakfenin
yerini tespit ederken, nahivden yararlandıkları gibi, kıraatlardan da
faydalanmıştır.
a. Taberî'ye Göre Vakfenin Yeri
Taberî, vakfenin yeri ile ilgili tartışmaları ele alırken, ayetin
anlamını tespit etmek için nahiv tahlilleri yapmaktadır. Taberî'ye göre
bu konuda iki farklı görüş vardır:
a. Allah lafzında vakfe yapılmalıdır. Buna göre müteşabihin
te'vilini sadece Allah bilir. İlimde rasih olanlar ise, "Biz muhkem ve
müteşabihe inandık." derler. Hz. Aişe ve İbn Abbas da bu görüştedir.
Bu görüşe göre Allah lafzında vakfe yapılır, vav harfi
isti’nafiyye olarak değerlendirilir. Buna göre اسخون في العلم والر
mübteda, يقولون cümlesi ise onun haberi olur. cümlesiiseonunhaberiolur.b.Rasih kelimesiAllah lafzınamu’tuftur.Bu görüşte olanlara göre rasih kelimesi
Allahlafzınamatuftur.Bunagöreâyetinmanasışöyleolur:Onunte’viliniancakAllahveilimderasiholanlarbilir.İbnAbbasbirazöncenaklettiğimizgörüşünemuhalifolarakşöyledemiştir:“Benonunte’vilinibilenlerdenim.”Mücahiddebukonudaşuaçıklamayıyapar:“Rasihleronunte’vilinibilirve‘Onainandık.’derler.”(Taberî,III,215)
Taberîbirincigörüşükabuletmektedir.Taberî’yegörevakfeAllahlafzındaolmalıdır.Bunagörerasiholanlarmüteşabihinanlamınıbilemezler(Taberî,III,216).
Taberî,kenditercihiniifadeettiktensonra,görüşünüpekiştirmekiçinkıraatrivayetle-rininakletmektedir.O,bukonudaikirivayetnakletmektedir:
8
ا هو الذي أنزل حكمات هن أم الكتاب وأخر متشابهات فأم عليك الكتاب منه آيات م
م تأويله ا ال الذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشابه منه ابتغاء الفتنة وابتغاء تأويله وما يعل
ن عند ربنا وما يذكر ا أولوا الألباب اسخون في العلم يقولون آمنا به كل م والر
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar,
'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu inceliği)
ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Eğer vakfe في العلم ifadesinde yapılırsa ayetin anlamı şöyle olur:
"O, sana kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri
muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa
onun gerçek manasını ancak Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar bilir.
Onlar, 'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. (Bu
inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar." (3/Ali İmran, 7)
Bu konu ayetin anlamını etkilediği için müfessirlerimiz de
bunun üzerinde önemle durmuşlardır. İbn Kesir ve Taberî, vakfenin
yerini tespit ederken, nahivden yararlandıkları gibi, kıraatlardan da
faydalanmıştır.
a. Taberî'ye Göre Vakfenin Yeri
Taberî, vakfenin yeri ile ilgili tartışmaları ele alırken, ayetin
anlamını tespit etmek için nahiv tahlilleri yapmaktadır. Taberî'ye göre
bu konuda iki farklı görüş vardır:
a. Allah lafzında vakfe yapılmalıdır. Buna göre müteşabihin
te'vilini sadece Allah bilir. İlimde rasih olanlar ise, "Biz muhkem ve
müteşabihe inandık." derler. Hz. Aişe ve İbn Abbas da bu görüştedir.
Bu görüşe göre Allah lafzında vakfe yapılır, vav harfi
isti’nafiyye olarak değerlendirilir. Buna göre اسخون في العلم والر
mübteda, يقولون cümlesi ise onun haberi olur.
315İBN KESİR VE TABERÎ’NİN MUHKEM-MÜTEŞABİH İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİN MUKAYESESİ
a.Ubeyy’inkıraatındabuayetşöyleokunmuştur:
9
b. Rasih kelimesi Allah lafzına mu'tuftur. Bu görüşte olanlara
göre rasih kelimesi Allah lafzına matuftur. Buna göre âyetin manası
şöyle olur: Onun te'vilini ancak Allah ve ilimde rasih olanlar bilir. İbn
Abbas biraz önce naklettiğimiz görüşüne muhalif olarak şöyle
demiştir: "Ben onun te'vilini bilenlerdenim." Mücahid de bu konuda
şu açıklamayı yapar: "Rasihler onun te'vilini bilir ve 'Ona inandık.'
derler." (Taberî, III, 215)
Taberî birinci görüşü kabul etmektedir. Taberî'ye göre vakfe
Allah lafzında olmalıdır. Buna göre rasih olanlar müteşabihin
anlamını bilemezler. (Taberî, III, 216)
Taberî, kendi tercihini ifade ettikten sonra, görüşünü
pekiştirmek için kıraat rivayetlerini nakletmektedir. O, bu konuda iki
rivayet nakletmektedir:
a. Ubeyy'in kıraatında bu ayet şöyle okunmuştur:
اسخون في العلم الر يقول
b. Abdullah'ın kıraatında ise bu ayet şöyle okunmuştur:
اسخون في العلم يقولون (Taberî, III, 216) ان تأويله اا عند الله والر
Taberî'nin naklettiği bu iki kıraat da şaz kıraatlardır. Çünkü
kıraatların makbul sayılabilmesi için resm-i mushafa uygun olmalıdır.
Sahih kıraat için ise üç şart ileri sürülmüştür: Arap diline muvafık
olmak, resm-i mushafa uymak, sened açısından sahih olmak. (İbnu’l-
Cezerî, 2005, 7)
Bu tür kıraatlar haber-i vahid yerine geçtiği için tercihler de
kullanılmaktadır. Nitekim Taberî de kendi tercihini pekiştirmek için
bu kıraatları kullanmaktadır.
b. İbn Kesir'e Göre Vakfenin Yeri
İbn Kesir, vakfenin yeri konusunda kurrâ'nın ihtilaf ettiğini
ifade eder. Bu konudaki kıraat ihtilaflarını nakleder. İbn Kesir, Taberî
gibi ayetin irab tahlilini yapar. Ancak İbn Kesir, bu konudaki iki görüş
arasında tercihte bulunmaz. Aynı konuları tekrarlamamak için burada
İbn Kesir'in irab tahlillerini nakletmedik.
Kurrâlar vakfın yeri konusunda iki görüş ifade etmiştir:
b.Abdullah’ınkıraatındaisebuayetşöyleokunmuştur:
9
b. Rasih kelimesi Allah lafzına mu'tuftur. Bu görüşte olanlara
göre rasih kelimesi Allah lafzına matuftur. Buna göre âyetin manası
şöyle olur: Onun te'vilini ancak Allah ve ilimde rasih olanlar bilir. İbn
Abbas biraz önce naklettiğimiz görüşüne muhalif olarak şöyle
demiştir: "Ben onun te'vilini bilenlerdenim." Mücahid de bu konuda
şu açıklamayı yapar: "Rasihler onun te'vilini bilir ve 'Ona inandık.'
derler." (Taberî, III, 215)
Taberî birinci görüşü kabul etmektedir. Taberî'ye göre vakfe
Allah lafzında olmalıdır. Buna göre rasih olanlar müteşabihin
anlamını bilemezler. (Taberî, III, 216)
Taberî, kendi tercihini ifade ettikten sonra, görüşünü
pekiştirmek için kıraat rivayetlerini nakletmektedir. O, bu konuda iki
rivayet nakletmektedir:
a. Ubeyy'in kıraatında bu ayet şöyle okunmuştur:
اسخون في العلم الر يقول
b. Abdullah'ın kıraatında ise bu ayet şöyle okunmuştur:
اسخون في العلم يقولون (Taberî, III, 216) ان تأويله اا عند الله والر
Taberî'nin naklettiği bu iki kıraat da şaz kıraatlardır. Çünkü
kıraatların makbul sayılabilmesi için resm-i mushafa uygun olmalıdır.
Sahih kıraat için ise üç şart ileri sürülmüştür: Arap diline muvafık
olmak, resm-i mushafa uymak, sened açısından sahih olmak. (İbnu’l-
Cezerî, 2005, 7)
Bu tür kıraatlar haber-i vahid yerine geçtiği için tercihler de
kullanılmaktadır. Nitekim Taberî de kendi tercihini pekiştirmek için
bu kıraatları kullanmaktadır.
b. İbn Kesir'e Göre Vakfenin Yeri
İbn Kesir, vakfenin yeri konusunda kurrâ'nın ihtilaf ettiğini
ifade eder. Bu konudaki kıraat ihtilaflarını nakleder. İbn Kesir, Taberî
gibi ayetin irab tahlilini yapar. Ancak İbn Kesir, bu konudaki iki görüş
arasında tercihte bulunmaz. Aynı konuları tekrarlamamak için burada
İbn Kesir'in irab tahlillerini nakletmedik.
Kurrâlar vakfın yeri konusunda iki görüş ifade etmiştir:
(Taberî,III,216)
Taberî’ninnaklettiğibu ikikıraatda şazkıraatlardır.Çünkükıraatlarınmakbul sa-yılabilmesiiçinresm-imushafauygunolmalıdır.Sahihkıraatiçiniseüçşartilerisürül-müştür:Arapdilinemuvafıkolmak,resm-imushafauymak,senedaçısındansahiholmak(İbnu’l-Cezerî,2005,7).
Butürkıraatlarhaber-ivahidyerinegeçtiğiiçintercihlerdekullanılmaktadır.Nite-kimTaberîdekenditercihinipekiştirmekiçinbukıraatlarıkullanmaktadır.
b. İbn Kesir’e Göre Vakfenin YeriİbnKesir,vakfeninyerikonusundakurrâ’nınihtilafettiğiniifadeeder.Bukonudaki
kıraatihtilaflarınınakleder.İbnKesir,Taberîgibiayetinirabtahliliniyapar.AncakİbnKesir,bukonudakiikigörüşarasındatercihtebulunmaz.Aynıkonuları tekrarlamamakiçinburadaİbnKesir’inirabtahlillerininakletmedik.
Kurrâlarvakfınyerikonusundaikigörüşifadeetmiştir:1.VakıfAllahlafzındayapılır(İbnKesir,I,2008,392).Bugörüşegöremüteşabihin
te’vilibilinemez.ZiraişlerinhakikatinivekünhünüaçıkbirşekildeancakAllahTeâlâbilir(İbnKesir,I,2008,392).
İbnAbbas’tanrivayetedilenvetefsiridörtkısmaayıranrivayetdebugörüşüpekiştir-mektedir:“Tefsirdörtkısımdır:Anlamakonusundahiçkimseninmazurolmadığıtefsir,Araplarındiledayalıolarakbildiği tefsir, ilimde rasiholanlarınbildiği tefsir,Allahtanbaşkakimseninbilmediğitefsir.”(İbnKesir,I,2008,392)İbnCerîrdebugörüşütercihetmiştir(İbnKesir,I,2008,392).
İbnkesir,Taberî’ninrasihlerinmüteşabihatıbilmediğini,onaimanettiğiniifadeedengörüşününakleder.YineİbnKesir,Taberî’ninnaklettiğikıraatvecihleriniveTaberî’nintercihininakleder(İbnKesir,I,2008,392).
2.Kurrâ’nınbirkısmıiseilmkelimesindevakfetmiştir.(İbnKesir,I,2008,s.392)Bukıraategöre,müteşabihinanlamınırasihlerbilir.İbnKesirbugörüşüşöyleformüleeder:“Anlaşılmayanbirşeyle(Kur’an’da)hitaptabulunulmasıuzaktır(ihtimaldışıdır.)”(İbnKesir,I,2008,392).
İbnAbbas:“Benonunte’vilinibilenlerdenim.”demiştir.Mücahidbukonudaşuaçık-lamayıyapar:“Rasihleronunte’vilinibilirve‘Onainandık.’derler.”(İbnKesir,I,2008,392)
316 / Yrd. Doç. Dr. Hacı ÖNEN EKEV AKADEMİ DERGİSİ
5. Taberî ve İbn Kesir’e Göre Muhkem ve Müteşabih Ayetlerin Tespiti Müteşabihayetlerintespiti,tefsirilmindebaşlıbaşınabiryöntemsorunudur.Buan-
lamdaKur’ân’ınanlaşılmasınoktasındatakipedilmesigerekenmetot,müteşabihayetlerintespitinegörebüyükönemarzetmektedir.Zirametotlarfarklıveyayanlışoluncamuhkemâyetlerintespitivebunlarınyanlışanlaşılmasıkaçınılmazolacaktır.Önemliolanimtihanamebniolaraknazilolanbuayetlerinnasılyorumlanacağıdır(Güven,2010,303).
TaberîveİbnKesirmuhkemvemüteşabihintespitiileilgiligörüşleriniifadeederken,konuileilgiligenelölçülerortayakoymaktadır.
Taberî,muhkemvemüteşabihiinsanlarınbilmeyeihtiyaçduyduğubilgilerveihtiyaçduymadığıbilgilerçerçevesindeelealmaktadır.Kur’an’dakiherşeyehalkınihtiyacıol-duğunubelirtenTaberî,bazıbilgilerinhalkiçingereksizolduğunuifadeeder.
Taberî,bukonudakigörüşlerini şöyle izahetmektedir:Allah’ın,Hz.Muhâmmed’egönderdiğibütünâyetlerPeygamberveümmetinebirbeyanveâlemlerebirhidâyettir.OnlarınKur’an’dakişeylereihtiyaçduymamasıvebununte’vilininilminibilmemelericaizolmaz.OhaldeKur’an’dakiherşeyehalkınihtiyacıvardır.Ancakkimizamanin-sanlar,Kur’an’danbirâyetinmanasınınbirkısmınamuhtaçolur.Taberî,şuâyetiörnekolarak zikreder: “Rabb’inin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemişveyaimanındabirhayırkazanmamışolankimseye(ogünkü)imanıfaydavermez.”(7/Enam,158)
Hz.Peygamber,ümmetinebildiriyorki,Allah’ınhaberverdiğiâyetgeldiğinde,kişidahaönceimanetmemişseartıkimanıkendisinefaydavermez.Oâyetgüneşinbatıdandoğmasıdır.Kullarınihtiyaçduyduğubilgi,tevbeninfaydavermevaktidir.Allah,kitabındelaletiylebunuonlara açıklamıştır vebirmüfessir olarakHz.Peygamberbunuonla-raaçıklamıştır.İnsanlarınihtiyaçduymadığıbilgiise,müddetinmiktarıylailgiliilimdir.Sözkonusuâyetinhüdûsvaktiniveâyetingelişvaktiniaçıklayanbirbilgiyeihtiyaçyok-tur.Builiminsanlarındünyavedinkonusundaihtiyaçduymadıklarıbirilimdir.BununilminisadeceAllahbilir.Yahudilerin,elif-lam-mimvediğerhuruf-ımukattaa’yıkullana-rakHz.Peygamberveonunümmetininsonunuhesapetmeyeçalışmalarıdabunabenze-mektedir(Taberî,III,206).
Taberî’yegöre,güneşinbatıdannezamandoğacağıveHz.Peygamberveümmetininsonununbilinmesigibihususlarlailgilite’vilisadeceAllahbilebilir(Taberî,III,206).
Taberî,muhkemvemüteşabihileilgiligörüşlerinişuşekildeözetlemektedir.“Müte-şabihbizimanlattığımızşekildeolduğunagöre,müteşabihdışındakalanâyetlerintamamımuhkemdir.Muhkemdeyasadecebirmanayagelir,yanisadecebirte’viliolur.Biribukısımdanolanmuhkemâyetiduyduğundabiraçıklamayaihtiyaçduymaz.Yadamuhkemâyetbirçokvecih,te’vilvemanayaaçıkolur.BudurumdamuradedilenmananındelaletiyaAllah’ınaçıklamasıylaveyaHz.Peygamber’inümmetineaçıklamasıylabilinir.Açık-ladığımızhususlardandolayıbununilminiümmetinâlimleridebilir.”(Taberî,III,206)
Taberîte’viliüçkısmaayırmaktadır:SadeceAllah’ınbildiğite’vil,Hz.Peygamberdennakledilente’vil,lisanehlininbildiğite’vil(Taberî,I,31).Taberî’ninbutaksimatındananlaşıldığıgibio,tefsirilmininikişekildebilinebileceğinikabuleder:Hz.Peygamberden
317İBN KESİR VE TABERÎ’NİN MUHKEM-MÜTEŞABİH İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİN MUKAYESESİ
yapılannakilleredayalıtefsirveArapdilininbilinmesiileyapılantefsir.SadeceAllah’ınbildiğitev’ilmüteşabihayetlerinte’vilidir.
Taberî,mukata’aharflerinidemüteşabihattansaymamaktadır.Ohaldebunlar,insan-larınanlamınıbilebileceğialanadâhildir.AyrıcaTaberîdenönceİbnAbbas,Katade,Mü-cahidgibimüfessirlerbuâyetlerite’viletmişlerdir.Taberî,Elif-lam-min’inte’viliyleilgilibugörüşlerinakletmektedir(Taberî,I,100-103).
İbnKesir,muhkemvemüteşabihianlamınaçıkolupolmamasıaçısındanelealır.İbnKesir’egöremuhkemdeRabbinhüccetleri,kullarıngünahsızlığı,düşmanlığınvebâtılınreddi vardır.Onlarda, konulduklarımânâdan bir sapma ve tahrif söz konusu değildir.Müteşâbihâyetlerdeisedoğruluktansapma,tahrifvete’vîldemüteşâbiholanâyetlerdir.Allahbunlarlakullarını imtihaneder.Nasılkiharamvehelâlları iledeonları imtihanetmektedir.TakiHaktanyüzçeviripbâtıladönmesinler(İbnKesir,I,2008,390).
İbnKesir’egöre,kimbuâyetleri,açıkolanâyetlerinışığındadüşünür,incelervemü-teşâbihâyetlerimuhkemlerlebirliktedeğerlendirirse,hidâyeteulaşır.Aksiniyapanlarisedalâletedüşer(İbnKesir,I,2008,389).
İbnKesiregöre,müteşabihayetlerfarklıanlamlaragelmeihtimaliolduğuiçin,kalp-lerindeeğrilikolanlarbuayetleri,kendifasidmaksatlarıiçinonutahrifederler.Çünkümüteşabihin farklı anlamlaragelme ihtimalivardır.Muhkemayetlerde isebunuyapa-mazlar,çünkümuhkemayetlerdeonlarıngörüşünürededendelillervardır(İbnKesir,I,2008,392).
Müteşabih ayetler delâlet yönündenmuhkem âyetlere uygunmanâya delâlet etmeihtimaliyanında,Allah’ınbuâyetlerdekimaksadıyönündendeğildesadecelafzveterkîbyönündenbaşkabirşeyedelâletetmeleridemümkündür(İbnKesir,I,2008,389).
Sonuçolarakdiyebilirizki,kiyametinkopmazamanı,gibisadeceAllah’ınbilebileceğikonularmüteşabihtir.(Kurtubî,V,2013,17)TaberîyegöredekıyametinkopmazamanıgibiinsanlarınihtiyaçduymayacaklarıkonularhariçKur’an’dakiherâyetmuhkemdir(Ta-berî,I,39).Müteşabihatisete’vilinisadeceAllah’ınbildiğiâyetlerdir.Ehl-ilisanınte’vilinibildiğiveHz.Peygamberinbeyanıylate’vilibilinenâyetlerisemuhkematıoluşturur.
İbnKesir veTaberî’ningörüşlerinden anlaşıldığı gibi, ikimüfessir demuhkemvemüteşabihayetlerintespitikonusundagenelilkelerortayakoymuşlardır.Taberî’inin,ko-nuyukendimetoduçerçevesindedahasistematikbirşekildeelealdığınısöylemekmüm-kündür..
6. Taberî ve İbn Kesir Göre Te’vilin Anlamı Bağlamında MüteşabihTe’vilkelimesie-ve-lekökündentef’ilveznindebirmastardır.Bukelimeninevlun ve
mealşeklindeikimastarıbulunup,dönmekveyadönüşanlamındadır(İbnManzur,VI,2005,149).
“Kelamıte’viletti.”cümlesi,“Onudüşündüveuygungördü.”anlamınagelir.alu’l-cimalcümlesi,“Üzerindeyolculukyapmakiçindeveyigerigetirdiler.”anlamınagelir.Yine“Te’viletti.”cümlesi,“Tefsiretti.”anlamınagelmektedir.Çünkübirgörüşegörete’vil,manavetefsirleaynıanlamagelir(İbnManzur,VI,2005,149).
318 / Yrd. Doç. Dr. Hacı ÖNEN EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Âlefiili,birarayagetirdi,ıslahettianlamınadagelir.Te’vilde,manasımüphemla-fızlar,manasıaçıkbirlafızlabirarayagetirilir.Böylecemüphemlafızaçıklanmışolur.Te’vil,manalarımuhtelifolansözüntefsiridir.Busözancakbaşkabirbeyanileanlaşıla-bilir(İbnManzur,VI,2005,149).
Evlkelimesi,sonucugözönünealansiyasetanlamınagelir.(İsfahanî,2005,40)Te’vilrüyayıtabiretmeanlamınadagelir.“Rabbinsana(rüyadagörülen)olaylarınyorumunuöğretecek.”(12/Yusuf,6)
El-Amidî te’vilin tanımını şöyleyapar: “Te’vil; bir lafzı, bir delildendolayı zahirîmanasınındışında,birbaşkamanayahamletmektir.”1
İbnKesirveTaberî’ninmüteşabihkonusundakigörüşlerielealınırken,onlarınte’vilkelimesinihangianlamdakullandığınıntespitedilmesigerekir.Çünküte’vilkelimesininanlamıkonuylailgilitercihlerdebelirleyiciolmaktadır.
Taberî’ninte’vilkavramınıtefsiranlamındakullandığınısöylemekmümkündür(Ta-berî,III,216).Taberî,te’vilkelimesininAlefiilindentürediğiniifadeedervebukelimenindönmekanlamındaolduğunasöyler.Taberî,“Budahaiyidir,sonuç(te’vil)bakımındandahagüzeldir.”(4/Nİsa,59)âyetindegeçente’vilkelimesininsonuç(akibet)anlamındaolduğunubelirtir (Taberî,V,182).Yineo,te’vilintefsirvedönüşanlamlarınageldiğiniifadeeder(Taberî,III,219).
Taberîte’viliiseüçkısmaayırmaktadır:SadeceAllah’ınbildiğite’vil,Hz.Peygam-berden nakledilen te’vil, lisan ehlinin bildiği te’vil (Taberî, I, 39). Ona göre, sadeceAllah’ınbildiğite’vil,müteşabihayetlerintefsiridir.Dolayısıylamüteşabihinyorumun-dandasözedemeyiz.
TaberîmuhkemâyetlerinbirkısmınınAllah’ınbeyanıylabilindiğini ifadeeder.O,muhkemâyetleriikikısmaayırır.1.Tekbiranlamagelenvesadecebirte’viliolanmuh-kemâyetler:Biribukısımdanolanmuhkemâyetleriduyduğundabiraçıklamayaihtiyaçduymaz.2.Birkaçanlamagelebilecekmuhkemâyetler:Muhkemâyetlerbirçokvecih,te’vilvemanayaaçıkolursa,muradedilenmananındelaletiyaAllah’ınaçıklamasıylaveyaHz.Peygamber’inaçıklamasıylabilinir.” (Taberî, III,206)Muhkemayetlerinbirkısmıiseluğatilminibilenlerinte’vilinibildiğiayetlerdir.
İbnKesiregöretevilikiyeayrılır:1.Tevil, bir şeyin hakikatidir. Kur’an-ı Kerîm’demealen şu âyetlerde geçen te’vîl
kelimesi bu anlamdadır. “Ana-babasını tahtın üzerine çıkarıp oturttu.Hepsi onun içinsecdeyekapandılar.Dediki:‘Babacığım,iştebu;vaktiylegördüğümrü’yânıngerçekleş-mesidir.DoğrusuRabbimonugerçekleştirdi.”(12/Yusuf,100)“Onlaronunte’vîlindenbaşkasınımıbekliyorlar?Onunte’vîliningeldiğigün...”(7/A’raf,53).YaniÂhirethaya-tı ileilgiliolarakkendilerinehaberverilenlerinhakikatidemektir.Te’vîldenkastedilenmânâbuolursaotakdirdebuâyettekilafza-iCelâl’dedurulur.ZiraişlerinhakikatinivekünhünüaçıkbirşekildeancakAllahTeâlâbilir.BudurumdaEr-Rasihunefi’l-ilmimüb-tedâ;Yekuluneamennabihi,haberiolur(İbnKesir,I,2008,392).1) Seyduddinel-Amidî,el-İhkam fi Usul’l-Ahkam,Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye,Beyrut2005,III.50.
319İBN KESİR VE TABERÎ’NİN MUHKEM-MÜTEŞABİH İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİN MUKAYESESİ
2.Te’vil,tefsir,tabir,birşeyiaçıklamaanlamınadagelebilir.Te’vîldendiğeranlamki“Bizebununyorumunubildir.(12/Yûsuf,36)âyetindeolduğugibibirşeyitefsir,tabîredipaçıklamakbeyanetmekanlamıdır.BudurumdaEr-Rasihunefi’l-ilmdedurulur.Buanlayışagöre ilimdederinleşenlereşyanınkünhünevâkıfolacak şekildebir ilmi ihataetmeselerbilekendilerinetevciholunanhitabıbilipanlayabilirler.BudurumdaYekuluneamennabihkısmıilimdederinleşenlerdenhâlolur.Ma’tûfünaleyh’dendeğildesadecema’tûf’danhâlolmasıdildecaizdir.Nitekimşuâyetlerdeböyledir :“(Buganimetler)yurtlarındanvemallarındanedilmişolan,Allah’tanbirlütufverızanıdileyen,Allah’ındininevepeygamberineyardımedenfakirmuhacirleriçindir...derlerki:‘Rabbımız,bizivebizdenönceîmânetmişolankardeşlerimizibağışla...”(59/Haşr,8-10),“MeleklersırasıradizilipRabbininbuyruğugeldiğinde.”(89/Fecr,22)(İbnKesir,I,2008,392).
İbnKesir, tevili rasihlerinbildiğini ifadeedengörüşünaklettikten sonrabu tevilinşöyle olduğunu söyler: Rasihlermüteşabihin te’vilini sadece bir te’vili olanmuhkemayetlerinte’vilineircaederekte’vileder(İbnKesir,I,2008,392).
İbnKesir, te’vil kavramını iki kısma ayırarakmüteşabih konusundaki problemleriaşmayaçalışmaktadır.Bunagörerasiholanlarmüteşabihibilsebile,bute’vil,tefsirvetabiranlamdakite’vildir.
SonuçKur’anayetlerimuhkemvemüteşabiholmaküzereikikısmaayrılmaktadır.Taberî’ye
göre,müteşabihtilavetyönündenbenzer,manayönündenfarklıolanayetleredenir.İbnKesir’egöre,müteşabih,birkısıminsanlariçindelaletikapalıolanayetlerdir.
TaberîveİbnKesirmüteşabihkonusundafarklıçözümlerortayakoymayaçalışmış-tır.Taberî,te’vilitefsiranlamındakullanarakvete’viliüçkısmaayırarakbukonudabirçözümortayakoyar.Onagörete’vilşuüçkısmaayırmaktadır:SadeceAllah’ınbildiğite’vil,Hz.Peygamberdennakledilente’vil,lisanehlininbildiğite’vil.Budurumdasade-ceAllah’ınte’vilinibildiğiayetlermüteşabihatıoluşturur.
Taberî’yegörerasiholanlar,müteşabihinanlamınıbilemez.Taberî’yegöre,güneşinbatıdannezamandoğacağıveHz.Peygamberveümmetininsonununbilinmesigibihu-suslarlailgilite’vilisadeceAllahbilebilir.Çünkübukonudakiayetlermüteşabihayetler-dir.Böyleceo,müteşabihisadacebazıkonularlasınırlandırmışolur.
İbnKesirise,teviliikiyeayırarakmüteşabihkonusunabirçözümgetirmeyeçalışmak-tadır:Tevil,birşeyinhakikatidir.Te’vîldenkastedilenmânâbuolursa,işlerinhakikatinivekünhünüaçıkbirşekildeancakAllahTeâlâbilir.Te’vil,tefsir,tabir,birşeyiaçıklamaanlamınadagelebilir.Bunagöreilimdederinleşenlereşyanınkünhünevâkıfolacakşekil-debirilmiihataetmeselerbilekendilerinetevciholunanhitabıbilipanlayabilirler.
İbnKesiraçısındanmüteşabihayetler,ancakmuhkemayetlereircaedilerekanlaşıla-bilir.YineİbnKesirete’vil,tefsirvetaviranlamındakullanıldığıtakdirderasiholanlarmüteşabihibilebilirler.BöyleceİbnKesir,te’vilkavramınıikikısmaayırarakmüteşabihkonusundakiproblemleriaşmayaçalışmaktadır.Bunagörerasiholanlarmüteşabihibilsebile,bute’vil,tefsirvetabiranlamdabirte’vildir.
320 / Yrd. Doç. Dr. Hacı ÖNEN EKEV AKADEMİ DERGİSİ
KAYNAKÇAel-Amidî,Seyduddin,(2005).el-İhkam fi usul’l-ahkam,Beyrut:Daru’l-Kutubi’lİlmiy-
ye.Aydın,A.(2005).Taberî’nin Kur’an’ı yorumlama yöntemi,Ankara:OkuluYayınları.Bayar, F. (2008).Taberî’nin tefsir metolojisi, basılmamış doktora tezi,Bursa:Uludağ
ÜniversitesiSosyalBilimlerÜniversitesiCerrahoğlu,İ.(1996).Tefsir tarihi,Ankara:FecrYayınları.Cerrahoğlu,İ.(1995).Tefsir usulü,Ankara:t.d.v.y.el-Esed,Ömer,(1989).“et-Taberîel-Müfessir”,el-Munazzametu’l-İslamiyyeti,Kahire:
Daru’t-Takrib.Güven,M. (2010).Kur’ân’ın anlaşılmasındamüteşâbihat problemi veTe’vil,Hikmet
YurduDergisi,3(5),291-321.el-Kâfiyeci, Muhyiddin Muhammed b. Süleyman, (1989). Kitabu’t-Teysir fi Kavaidi
İlmi’t-Tefsir,çer.İsmailCerrahoğlu,Ankara:A.Ü.İ.F.Y.el-Kattan,Manna,(b.t.y.). Mebehis fi U’lumi’l-Kur’an,b.y.y.:Daru’s-Suudiyye.el-Kurtubî, Ahmed b. Ebi Bekr, (2013). el-Cami’u’l-Ahkami’l-Kur’an, Beyrut:
Müessesetu’r-Risale.İbnu’l-Cezerî,(2005).Şerhu Tayyibeti’n-Neşr fi’l-Kıraati’l-Aşr,Beyrut:Daru’l-Kutubi’l-
İlmiyye.İbnKesir,İsmail,(2008).Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim,Beyrut:Muessetu’r-Reyyan,.İbnmanzur,(b.t.y.).Lisanu’l Arab,Beyrut:Daru’l-Kutubu’l-İlmiyye.Maturidî,EbuMansurMuhammedb.Muhammed,(2005)Te’vilatu’l-Kur’an,İstanbul:
Daru’l-Mizan.el-İsfahanî,Ragıb,(2005).el-Mufredat fi Ğaribi’l-Kur’an,Beyrut:Daru’l-Ma’rife.Salih,Subhî,(2007).Mebahisu fi u’lumi’l-Kur’an,Beyrut:Daru’l-İlm.es-Suyuti,CelaleddinAbdurrahman, (2006).el-İtkan fi ‘Ulumi’l-Kur’an,Beyrut:Daru
İbnKesir.Taberî,Muhammedb.İbnCerir,(b.t.y.).Camiu’l-Beyan A’n Te’vili Ayi’l-Kur’an,Beyrut:
Daru’l-İhya.Ez-Zuhaylî,Muhammed,(1999).el-İmamu’t-Taberî,Dimeşk:Daru’l-Kalem.ez-Zehebî,MuhammedHuseyn,(1976).et-Tefsir ve’l-Mufessirun,b.y.y:Daru’l-İhyai’t-
Turasi’l-Arabî.ez-Zerkanî,MuhammedAbdulaziz,(1990).Menahilu’l-İrfan fi ‘Ulum’l-Kur’an,Beyrut:
Daru’l-İhyai’t-Turasi’l-Arabî.ez-Zerkeşî, Muhammed b. Abdullah, (1988). El-Burhan fi Ulumi’l-Kur’an, Beyrut:
Daru’l-Kutubu’l-İlmiyye.ez-Zuhaylî,Muhammed,(1999).el-İmamatu’t-Taberi,Dımeşk:Daru’Kalem.