bodrum bülten nisan 2006

45

Upload: bodrum-ajans

Post on 13-Mar-2016

238 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Bodrum Bülten Nisan 2006

TRANSCRIPT

Page 1: Bodrum Bülten Nisan 2006
Page 2: Bodrum Bülten Nisan 2006
Page 3: Bodrum Bülten Nisan 2006

www.bodrumajans.com.tr [email protected]

4 MERHABA / Demircan Türkdoğan

6 DÜNYA TURİZMİ BODRUMLA TANIŞTI

810. PEDESA ŞENLİĞİ10

ÇANAKKALE’YE BİR MAVİ SELAM

11

1617

GEÇİYORDUM UĞRADIM / Bolar İren

18

AYIN ANKETİ

TOPLUM - YAŞAM

BİR ZAMANLAR / Bülent Akkurt

20

DENİZLERİN BİRLEŞTİĞİ YER

25

26

ETKİNLİKLER

SERBEST SAYFA

28

22

DOĞRUYA DOĞRU / Hulusi Özüduru

2932

GERİŞ DURAĞI / Feray Destegül35

İÇİMİZDEN BİRİ

GÖKOVA’YA DESTEK36DÜNDEN BUGÜNE38NET BAKIŞ40PARANTEZ / Hüsniye Kaya Polat42

1

BAHÇEM ve BEN / Gülnar Önay

SAYNUR GELENDOST ANILDI

6

4

HABER TURU

8 ARŞİVDEN

9 ADRES SAYFALARI / EMLAK SHOW

NİSAN 2006

i Ç i N D E K i L E R123

10 22

8 8

26

7

SA

YI

AYLIK GAZETE

6

BODRUMe n ül 3

YENİLER - YENİLİKLER - YENİLENENLER

BODRUM TUTKUNLARI

Page 4: Bodrum Bülten Nisan 2006

www.bodrumajans.com.trsitesinde açılan kampanyaya,şu ana kadar ulaşan çevreyeduyarlı imza sayısı 40 binigeçti.Bodrum Bülten Şubatsayısında anket konusuyapmış, konuyu enine boyunairdelemiş sayfalarınataşımıştı.

Bu ayki anket konumuz “2006yaz sezonu yaklaşıyor. Sezoniçinde karşılaşılacak enönemli sorun ne olacaktır?”oldu.Anketimizde konu ile ilgiliolarak dokuz soru yönelttik.Bizim düşüncemiz bire birkişiyi ilgilendirmesi nedeni ile“Trafik” şıkkının en çokoylanacağıydı. Oysa öyleolmadı ve Bodrum en genelkonulardan birisi olan“Niteliksi Turizm” şıkkını ençok oylayarak sezonun enönemli sorunu olarak öneçıkardı.Böylelikle bu ayki “AnketDosyası”nda biz de “NiteliksizTurizmi” ele aldık.Konuyla İlgili kişileringörüşleriyle birlikteBodrum’da ilk TurizmDerneği’nin kurucularından

olan Rüştü Gür’lede bir söyleşi yaparakBodrumda turizmin doğuşunu, bu günleregelişini konuştuk...Ayrıca bu sayı ile birlikte başladığımız“Dünden-Bügüne” sayfalarımızda farklıgörüşlerle 1980 Bodrum turizmini yansıtmayaçalıştık.

Başarılı, sağlıklı bir turizm sezonu dileğiyle.

odrum geçtiğimiz ayEmitt Uluslararası DoğuAkdeniz Turizm

Fuarı’nda Dünya Turizmi ilebuluştu. Bodrum YarımadasıBelediyeleri, Bodrum TicaretOdası, Denizciler Dereği veBOSİAD işbirliği ile hazırlanan,Turizm ve Kültür Bakanı AtillaKoç’un da ziyaret ettiğiBodrum standında, Bodrum veYarımada’sı tarihiyle, değerleriile ve tüm özellikleri ile fuarıziyarete gelen konuklaratanıtıldı.Hatta tarihte Bodrum’u işgalegelen ünlü savaşçı olarakbilinen Büyük İskender’eBodrum Kalesi maketi önündemandalina dağıttırıldı.

EMİTT Fuarı’na Bodrum AjansYayın Grubu olarak biz deBodrum’un tanıtımında15 yıldır yer alan, bu günlerde16. yılına hazırlananBodrum’un ilk tanıtımkitapçığı “BODRUM SUNGUIDE” özel tanıtım sayısı ilekatıldık. Dünya’nın dört biryanından yaklaşık 30 binkişinin ziyaret etiği Bodrumstandında ve Whisky TracelAgency standında BODRUMSUN GUIDE, fuarda dünyanınturizmi ile buluştu. Doyurucu içeriği ileziyaretçilerin beğenisini kazandı.

Mavi Yol Girişimi Eylem Komitesi’nin GökovaKisebükü’nde ve Çökertme Koyu’nda bulunankamu ve orman arazilerini turizme tahsisetmesi yönünde başlatılan imza kampanyasınaBodrum Ajans’ın desteği sürüyor.

BODRUM BODRUM AJANS / OASİS BODRUM D&R / Milta Marina BODRUM BOSS YAZANESİ / Kıbrıs Şehitleri Caddesi BODRUM HIZMA HEDİYELİK BODRUM OASİS DANIŞMA BODRUM EKOZA BEAUTY CLINIC GÜNDOĞAN GALİPDOST  KONACIK BODRUM MUTFAK KONACIK DENİZHAN KONACIK KARATAŞ MOBİLYA TURGUTREİS MİGROS ÖNÜ GAZETE BAYİİ - D.WAY DISCOVERY (D-MARİN) YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...

17 i y ai t i yt i k

BODRUMajansYayın Grubu Adına

Sahibi, Genel Yayın Yönetmeni:DEMİRCAN TÜRKDOĞAN

Haber Editörü YİĞİT UYGURGörsel Yönetmen:EMİNE İLKORURGrafik Tasarım:

BURCU COŞGUNKapak Fotoğrafı:YİĞİT UYGUR

Sayının Yazarları:BOLAR İREN

BÜLENT AKKURTGÜLNAR ÖNAY

HULUSİ ÖZÜDURUHÜSNİYE KAYA POLAT

Halkla İlişkiler:CANSIN TÜRKDOĞANReklam Koordinatörleri:

NURAY ÇEKİNNURHAN İBAKERMAN SATI

Emlak Pazarlama:FİGEN TÜRKDOĞAN

FİGEN MİRELSTEWART BARNETT

ÖZGÜR ÜNLÜONUR UÇAR

İletişim:OASİS Alışveriş Merkezi

No:226 48400 BODRUM“Bodrum Belediyesi Nurol

Kültür Merkezi arkası”Tel : 0.252. 317 10 90 - 91

Fax: 0.252. 317 10 [email protected]

Baskı: Ankara Ofset ANKARAYayın Türü: Yerel Süreli

Basım Tarihi: 26/03/2006

Mavi Bakış Dergisi’nin ücretsiz ekidir.Yayınlanan yazıların sorumluluğu imza

sahibine, yayınlanan reklamlarınsorumluluğu reklam sahibine aittir.

Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayıtaahhüt eder.

g mıi

AYLIK KÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ

YAYIN GRUBU

DEMİRCANTÜRKDOĞAN

MER

HA

BA

Başarılı bir sezon dileğiyle...

DAĞITIMNOKTALARI

BODRUMe n ül

4 BODRUMe n ül

B

EMİTT Fuarı’na BodrumAjans Yayın Grubu

olarak biz deBodrum’un

tanıtımında 15 yıldıryer alan, bu günlerde16. yılına hazırlananBodrum’un ilk tanıtımkitapçığı “BODRUM

SUN GUIDE” özeltanıtım sayısı ile

katıldık. Dünya’nındört bir yanından

yaklaşık 30 bin kişininziyaret etiği Bodrumstandında ve Whisky

Tracel Agencystandında BODRUMSUN GUIDE, fuardadünyanın turizmi ile

buluştu. Beğeni

Page 5: Bodrum Bülten Nisan 2006
Page 6: Bodrum Bülten Nisan 2006

TURİZM

EMİTT FUARI BODRUM’UNYÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ…

Tarihin yeniden canlandırıldığı ve sineviz-yon gösterilerinin yapıldığı BodrumStandında en büyük ilgiyi Kral Mousolos’unanıt mezarı gördü. Yabancı turistler maketinönünde bol bol fotoğraf çekip bilgitopladılar. Uluslararası seyahatacentelerinin ve lüks otellerin de katıldığıfuarda Bodrum, en fazla ilgiyi gören stand-lardan biri oldu. Bodrum’un Turgutreis ,Yalıkavak ve Bitez Belediyeleri’nin destandlarının bulunduğu Emitt Fuarı’nda 20bin adet kitap, cd ve broşür dağıtıldı.

Tüm Bodrum Yarımadası adına açılanstantta Bodrum Kaymakamı AbdullahKalkan, Turgutreis Belediye Başkanı AliServer Yazgan, Bitez Belediye Başkanı RemziGüngör, Göltürkbükü Belediye Başkanı H.İbrahim Kaynar, Yalıkavak Belediye BaşkanıMustafa Saruhan, Boder Başkanı Halil

Dünyanın dört biryanından turizmcilerinkatıldığı “EmittUluslararası DoğuAkdeniz Turizm Fuarı”Bodrumluların yüzünügüldürdü. Fuara, BodrumYarımadası Belediyeleri,Bodrum Ticaret Odası,Denizciler Derneği veBesiad olarak katılanBodrum Standını 4günde 30 bin kişi ziyaretetti. Turizm ve KültürBakanı Atilla Koç’un daziyaret ettiği BodrumStandında, Bodrum’untarihi güzellikleri, Su altıMüzesi, Kral Mousolos’unAnıt Mezarı, HeredotHeykeli, BodrumMandalinası veYarımadada bulunanbeldeler tanıtıldı. TarihteBodrum’u işgale gelenünlü savaşçı olarakbilinen Büyük İskender,Bodrum Kalesi maketiönünde fuara ziyaretegelenlere mandalinadağıttı, 6 kasa mandali-na tüketildi.

DÜNYATURİZMİEMİTTFUARINDABODRUM’LA TANIŞTI...

Özyurt, Ortakent Belediye Başkanı MehmetKocadon ve Bodrum Ticaret Odası BakanıMahmut Kocadon’ da görev aldılar.

Turgutreis Belediyesi, katılımcılara yelkenliTurgutreis teknesi dağıttı. Turgutreis Standını4 gün içerisinde 3000 kişi ziyaret etti,yaklaşık 5000 adet Turgutreis’teki otellerin,tarihi ve turistlik yerlerin bulunduğubroşürlerden dağıtıldı. Fuarın BodrumYarımadası için olumlu geçtiğini ve bu yılzengin tarihimizi ön plana çıkardığımızıbelirten Boytav Genel Sekreteri ErsunEzgimen “ Bu yıl Bodrum Yarımadasını deniz,kum ve güneş olarak değil, sahip olduğuzengin tarihiyle tanıtmayı amaçladık.Beklediğimiz katılımcı sayısına ulaştığımızıdüşünüyorum. Standımız, turizmcilerin,otelcilerin ve katılımcıların ilgisini çekti vebeğenildi. Fuar yaklaşık 70 bin Ytl’ye maloldu, ancak iyi bir tanıtım yaptık. Turizmdeyaşanan her türlü olumsuzluğa rağmen buyıl Bodrum’da turist patlaması yaşanacak”

BOYTAV Başkanı Mehmet Kocadon,Turizm Bakanı Atilla Koç, BODER Başkanı Halil Özyurt

Page 7: Bodrum Bülten Nisan 2006

BODRUMe n ül 7

odrum Ajans Yayın Grubu tarafından 15 yıldır yayınlanan ve bu yıl 16. yılındaEMİTT Fuarı için özel basılan Bodrum Sun Guide, ziyaretçilerin büyük ilgisini çekti.Whisky Travel Agency standında ücretsiz dağıtılan 2006 Bodrum Sun Guide,

Bodrum’un tarihi, kültürel ve coğrafi özellikleri ile tanıtılması açısından önemli bir rolüstlendi. Reklamsız olarak sadece hizmete yönelik hazırlanan 2006 Bodrum Sun Guide,EMİTT Fuarını ziyarete gelen yerli yabancı sektör mensuplarına Bodrum’u tanıttı. Bu yıl 23-26 Şubat tarihlerinde 10. kez düzenlenen EMITT Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm veSeyahat Fuarı’na, yüzde 90’dan fazlası Turizm Bakanlıkları düzeyinde olmak üzere toplam50’ye yakın ülkeden 1500’ün üzerinde katılımcı yer aldı.

İngilizce olarak hazırlanan 2006 Bodrum Sun Guide’da Halicarnassus, Mausoleum,Bodrum Kalesi, Antik Tiyatro, Amphforalar, Türk Hamamı, Osmanlı Tersanesi, Mindos Kapısıve Yeldeğirmenleri’nin tanıtımı yapılırken Halikarnas Balıkçısı’nın hayatı, Mavi Yolculuk veBodrum’un gece yaşamı da tüm detayı ile EMİTT Fuarı ziyaretçisinin ilgisine sunuldu.Ayrıca Guide’ın Bodrum İnfo bölümünde, günlük turlar, taşımacılık, iklim bilgileri, sağlık,alışveriş ve trafik bilgilerine kadar tüm detayların yanı sıra önemli telefonlar da yer aldı.2006 Bodrum Sun Guide, Haziran ayında sezona yönelik tekrar hazırlanarak Havaalanı,turizm ofisi ve otellerin lobilerine Bodrum’a gelen konuklarla buluşacak.

15 YILDIRBODRUM’UNTANITIMINDAYER ALANBODRUMSUN GUIDE,ÖZEL SAYISIYLAEMİTT 2006FUARI'NDADÜNYANINTURİZMİ İLEBULUŞTU... 

dedi.BÜYÜK İSKENDER FUARDATURGUTREİS MANDALİNASI

DAĞITTI

Tarihte Bodrum’u işgale gelen savaşçıolarak tanınan Büyük İskender fuardakatılımcılara kokulu Turgutreis mandalinasıdağıttı. EMİTT (Doğu Akdeniz Uluslar arasıTurizm ve Seyahat Fuarı’na) yaklaşık 70 binYTL. harcama yaparak BOYTAVöncülüğünde katılan Bodrumlu turizmcileren güzel stantlardan birini oluşturdular.Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan,Turgutreis Belediye Başkanı Ali Server Yazganve turizmcilerle beraber fuardaki stantlarıgezdiler. Fuarın ikinci gününde TurgutreisBelediyesi tarafından düzenlenen TÜYAPAkdeniz Salonu’ndaki kokteyle BodrumKaymakamı Abdullah Kalkan, TurgutreisBelediye Başkanı Ali Server Yazgan,Turgutreis Belediyesi Fen İşleri Amiri ŞahinSatı ve Bodrumlu turizmciler katıldı.

Bodrum’un tarihi ve turistik açıdan zengin birkent olduğunu belirten Bodrum KaymakamıAbdullah Kalkan “Sahip olduğumuztarihimizi ve kültürümüzü yurt dışındatanıtmalıyız. Avrupa’da düzenlenecek olanyurt dışı turizm fuarlarında Yarımadamızı vebeldelerimizin tarihi ve turizm güzellikleriniön plana çıkarmalıyız” dedi. Fuar boyuncaen çok ziyaret edilen stantlardan birininTurgutreis olduğunu belirten TurgutreisBelediye Başkanı Ali Server Yazgan “Yurtiçinden ve yurt dışından fuara katılanseyahat şirketleri Turgutreis standını ziyaretederek geniş bilgi topladılar. Özellikleİspanya, Portekiz ve Fransa gibi ülkelerinseyahat acenteleri, Turgutreis’le yakındanilgilendiler, bol bol kitap, CD ve broşürtopladılar. Turizm fuarına yurt dışındankatılan yabancı turistlerde ilgi gösterdi.Sadece yurt içindeki değil yurt dışındadüzenlenecek olan turizm fuarlarındaTurgutreis’in tanıtımına önem vereceğiz”dedi.

B

Page 8: Bodrum Bülten Nisan 2006

8

BODRUMe n ül

ANMA

Mart Çanakkale Zaferi kutlamalarıve Şehitleri Anma Günü etkinliklerikapsamında Bodrum AnadoluMeslek Lisesi Yat Kaptanlığı

bölümü’nden 12 öğrenci, bir öğretmen vedenizciler derneğinden bir görevliÇanakkale’ye demir aldı. STS Bodrum OkulGemisini uğurlamaya gelenler arasındaKaymakam Abdullah Kalkan, BOYTAVBaşkanı Mehmet Kocadon, BTO BaşkanıMahmut Kocadon, Deniz Ticaret OdasıBaşkanı Gündüz Nalbantoğlu, DenizcilerDerneği Başkanı Hasan Sinop, ERA YatKulübü Başkanı Erman Aras ve bir çokdenizci vardı.

17 Mart günü Çanakkale’de ulaşan STSBodrum, ilk olarak 4 Nisan 1953 günüÇanakkale Boğazı Nara Burnu açıklarındaİsveç bandıralı Naboland isimli şilepleçarpışarak batan Dumlupınar denizatlısındaşehit olan Bodrumlu denizcilerimiz NiyaziGiritli, Mehmet Kızılışık ve Emin Süzen anısınadenize çelenk bıraktı. Daha sonra limanadönen STS Bodrum, halkın ziyaretine açıldı.

18 Mart günü Çanakkale Zaferi kutlamalarıtörenine Bodrum Anadolu Meslek Lisesiöğrencileri Resmi Geçit Törenine katılarakBodrum’dan getirdikleri selamı ilettiler. Törensonrası yine halkın ziyaretine açılan STSBodrum, 18 Mart akşamı Çanakkale’dendemir alarak Bodrum’a hareket etti.

Bodrum’un gururu, Cumhuriyettarihimizin ilk ve tek Yelkenli OkulGemisi STS / Bodrum,bu defa canlarını vatan uğrana fedaeden tüm şehitlerimizi anmak veyanlarında götürecekleriBegonvilleri, Bodrum’da doğmuşama Bodrum’da bir mezarı dahiolamamış askerlerimizin hatırasınaebedi istirahatgahları olandenize bırakmak üzereÇanakkale’ye demir attı. 

18

Yelkenli Okul Gemisi STS/Bodrum ileÇANAKKALE’ye bir MAVİ selam

BODRUM’DAÇANAKKALE ZAFERİ

ETKİNLİKLERİ… 2006 Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin91. Yılı Bodrum’da düzenlenen çeşitlietkinliklerle kutlandı. Bodrum KaymakamıAbdullah Kalkan, KKK Bodrum Eğitim Kampı

Garnizon Komutanı Kıdemli Albay ÇağatayErdoğan, Bodrum Belediye Başkanı MazlumAğan, siyasi parti temsilcileri ve çeşitli siviltoplum kuruluşlarının katıldığı 2006 ŞehitlerGünü ve Çanakkale Zaferi’nin 91.Yılıkutlamaları açılan Çanakkale Zaferi FotoğrafSergisi ile başladı. Bodrum Belediyesiönündeki Atatürk Anıtı’na çelenk koymatöreni ile başladı. Çelenk koyma töreni ilebaşlayan etkinlikler 1 dakikalık saygıduruşunun ardından Tankçı Binbaşı SadıkAkbaş’ın günün anlam ve önemini belirtenkonuşmasıyla son buldu. 

Kutlamalar çerçevesinde Bodrum Lisesi

Oratoryosu, Çanakkale Şehitleri anısına“Mermisiz Dipçik” isimli bir gösteri sergiledi.Belediyesi Bodrum Türk Müziği Korosu ve ZekiMüren Sanat Müzesi Bodrum Türk MüziğiÇocuk Korosu, Şef Saim Gümüş yöneti-minde bir konser verdi. 

ÇANAKKALE SAVAŞISERGİSİ NUROL’DA

AÇILDI… Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan, KKKBodrum Eğitim Kampı Garnizon KomutanıKıdemli Albay Çağatay Erdoğan veManisa Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu

Page 9: Bodrum Bülten Nisan 2006

GAZİLERİMİZMADALYONLA

ONURLANDIRILDIÇanakkale Zaferi’nin 91. Yıl Dönümükutlamaları madalya töreni ve panelledevam etti. Oasis Nurol Kültür Merkezi’ndedüzenlenen panel öncesinde 14 gazimizemadalyaları törenle takıldı. BodrumKaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü veBodrum Sanayici İşadamları Derneği

Üyelerinin birlikte açtığı sergiye Bodrumlularbüyük ilgi gösterdi. Çanakkale Savaşı’nıncanlandırıldığı 117 adet birbirinden çarpıcıresim ve fotoğraf, bir hafta boyunca NurolKültür Merkezi fuayesinde ve BodrumBelediye Meclis Salonunda sergilendi. 

Aydınlar Ocağı Manisa Şubesi’nden gelenYönetim Kurulu Üyesi ve Celal BayarÜniversitesi Öğretim Üyesi Kenan Tozak,katılımcılara sergilenen 117 resim vefotoğraf hakkında tek tek bilgi vererek,Çanakkale Savaşı’yla ilgili çarpıcı rakamlaraktardı. Her bir metre kareye 6 bin mermikovanının düştüğü Çanakkale’de yaşananmuharebelerin dramatik yüzünü tümgerçekliği ile aktaran Kenan Tozak’ın sözleriniise katılımcılar, gözleri dolu dolu dinlediler.

Aynı serginin eş zamanlı olarak Van’da dagerçekleştirildiğini söyleyen Uğur, 117 resmin% 75’inin orijinal ve menkıbelerin de yüzdeyüzünün de doğru olduğunu aktardı.

(BOSİAD) tarafından tertiplenen ÇanakkaleZaferi kutlama programı çerçevesinde gazi-lerimize madalya verildi. Gazilermadalyalarını Bodrum Kaymakamı AbdullahKalkan, Garnizon Komutanı ÇağatayErdoğan, Cumhuriyet Başsavcısı BerkantKarakaya, Muharip Gaziler Derneği İzmirBölge Başkanı Saldıray Hakgüder ve Gaziarkadaşlarının ellerinden aldılar.

Sahnede asker selamıyla izleyenleriselamlayan gaziler alkış aldılar. Vefat etmişgazileri onların kıyafetleriyle eşleri temsilettiler. Tören sonrasında konuşan BodrumKaymakamı Abdullah Kalkan ÇanakkaleSavaşları’na değinerek, burada şehit edilen253 bin insanımızın çabasının boşa

çıkartılarak hainler tarafından İstanbul’unişgaline izin verilmesini eleştirdi. Kaymakam Kalkan,“Çanakkale Savaşları 1. Dünya Savaşı içindeyer almaktadır. Türkleri bu savaşa çekerekyok etmeyi planlayan devletler hüsranlakarşılaşmışlardır. Ancak daha sonra düşmangemileri Çanakkale Boğazı’ndan geçerekİstanbul’u işgal etmişlerdir. Peki neden 253bin insanımız şehit olmuştur?” şeklindekonuştu... Çok sayıda kişinin katıldığı panelde ise Prof.Dr. E. Ruhi Fığlalı ve Prof. Dr. Nuri Kostüklü“Çanakkale’de Şehit Olan BodrumlularıTanıyalım” Gazeteci-Yazar Ergün Göze de“Çanakkale Ruhu” konulu sunumlarını

Page 10: Bodrum Bülten Nisan 2006

10.

10 BODRUMe n ül

KONACIK (PEDESA)Karia Bölgesi LELEG yerleşim kenti olan vekonumundan dolayı günümüze daha az biryıpranma ile ayakta kalabilen PEDESAkelime anlamı olarak Luvi (Eski Hititçe)dilinde 'Keçi Yolu' (Patika) anlamındadır.

Konacık, Gökçeler Mevkiinde bulunanPEDESA, ünlü tarihçi Heredotos'a göre M.Ö.IV ve V. Yüzyıllarda bölgenin en önemliticaret kentidir. Bakımlı üzüm bağlarındanelde ettikleri şarabı günümüz yerleşimindeÇıkran Köyü üzerinden Bitez Limanı’ndanihraç ederek dönemin antik çağındatacirlikleri ile ünlenmişlerdir.

Özgürlüklerine aşırı düşkün olan PEDESA'lılarPersler’e ve İskender'e karşı gösterdikleridirenişle de anılırlar. Lide (Gökçeler MevkiiKaplan Dağı) Dağında ördükleri sur duvarlarıile Persleri durdurmayı başarmışlardır. TarihçiHeredotos'a göre Tanrıça Athena onlardanyanadır. Ve Gebe Kilise denilen yerdebulunan kadın temsilcisi tehlike anlarında(üç kez) sakalları çıkmak sureti ile gelecektehlikelere karşı uyarmıştır.

Kent içi ve dışı surlarla çevrilidir. Anasavunma kalesi 155.4 m. Uzunluğunda yassıtaşlarla harçsız örülmüştür. Üst ucu doğuda

bir rampa ve kapı girişini kapsar. Giriş birkule ile korunmaktadır. Kentin üst kısmıAkropolis (Tapınak) durumundadır. Sur girişkapısı, iç kale, bala hisar ve polygonal vetaş örgü hala ayaktadır.

Bugünkü Konacık Beldesi 1050 yılındaHorasan'dan gelen üç çoban tarafındanGölbaşı’nda kurulmuş ve yerleşim buradandeniz ulaşım ve güvenliği nedeni ile ÇıkranKöyü'ne taşınmıştır.

1999 yılına kadar köy tüzel kişiliğinde olanKonacık 1999 yılında Belediye olmuştur.

COĞRAFİ YAPISI Beldenin toplam yüzölçümü 700 hektardır.Konacık fiziki olarak Bodrum İlçe yerleşiminindevamı durumunda olup yerleşim Bodrummerkeze 5 km uzaklıktadır. Doğusu’ndanBodrum, Güney’inde Bitez ve Gümbet,Batısı’nda Ortakent, Kuzeyi’nde ise Türkbükübulunmaktadır.

Arazi olarak denize kıyısı bulunmayanKonacık dalgalı bir morfolijide kurulmuştur.Yerleşim sınırları için en yüksek nokta 200 m,en alçak nokta ise 30 m'dir. Doğu ve Kuzeykısımları %20'nin üzerine çıkan eğimli alanlarbulunmaktadır.

1989 yılında kurulan (KONKAD) KonacıkKalkındırma Derneği, Pedasa AntikKenti'nin korunması, restorasyonununyapılması ve tanıtımının sağlamasınıamaçlamakta. 1995 yılından itibarenBodrum kültürünün tanıtılması amacıylaşenlikler düzenlenmekte. Bodrumkültürü ve Pedasa Kalesi'nin tanıtılmasıamacıyla Bodrum Belediyesi, KonacıkBelediyesi, Bitez Belediyesi, OrtakentYahşi Belediyesi, BODER, TÜRSAB,BOTAV, Mimarlar Odası, BOFAD, BOSİADile işbirliği yapmaktadır. Bu yılki Şenlik16 Nisan’da çeşitli etkinliklerlegerçekleştirilecek. Ayrıca yıl içindeçeşitli etkinlikler yapılacak.

Pedesa Şenliği

10.

Şenlik 6. Doğa Yürüyüşü ile başlayacak.Programı şöyle. 16 Nisan 2006 saat09:00'da Konacık Akın Bilge Spor Tesisleri(Halı Saha) önünden hareket edilecek.Toplam 4 saat sürecek yürüyüş PedasaKalesi önü Şenlik alanında son bulacak.

Bilgi için: KONKAD adına Nasuf Uçar,0 532 221 44 22 

16 Nisan 2006Şenlik Programı Prof. Dr. Adnan Diler'in AÇILIŞ konuşması  Cahit Özvezneci İlköğretim Okulu folklorgösterisi Karacahisar Köyü yerel tiyatrosu, Fıstıkçı AliOyunu Sürpriz sanatçıdan türküler Bodrum Fıkraları (İsmail Uslu) Yarışma ve ödül töreni; Börek Fotoğraf Yarışması  Kementle keçi yakalama Eşek yarışması Kale ziyareti Yerel müzik Kapanış (Çevre temizliği yaparak dönüş)

Yan Etkinlikler Kömür ocağı yakımı Halı sergisi ve satışı Fıstıkçı Ali, Fıstık ve leblebi satışı Bodrum düğme köfte tanıtım ve satışı Ali Doksan şiş köfte tanıtımı ve satışı Hacer'in simit satışı Okul'un börek çay standı KONKAD'ın tanıtım meşrubat ve lokmastandı. BODOSK'un tanıtım standı Dergi, Basın ve diğer kurumların tanıtımstandı.

KONACIK BELEDİYESİ AYLIK BÜLTEN YAYINLIYOR

onacık Belediyesi belde halkı veBodrumlulara belediye faaliyetlerinidaha iyi anlatmak amacıyla aylık

bülten yayınlamaya başladı. 8 sayfa,tamamı renkli, 1. hamur kağıda 1500 adetbasılan bültenin her ay yayınlanacak.Bültenle ilgili bir açıklama yapan KonacıkBelediye Başkanı Mehmet Tosun; “Kendimizihalkımıza daha iyi anlatmak için bültençıkarmaya başladık. Gerçi değerli basınımızhemen her etkinliğimiz ve çalışmalarımızageniş yer veriyor, kendilerine teşekkür ederizancak beldemizde yaşayanların içindekendilerini bulabileceği, katkısağlayabileceği Bültenimizin ilk sayısı büyükilgi gördü. Önümüzdeki aylarda daha dagelişerek

K

ŞENLİK

Page 11: Bodrum Bülten Nisan 2006

BODRUM İÇİN SEZON İÇİNDEKARŞILAŞILACAK EN ÖNEMLİ SORUN

NiTELiKSiZTURiZM

% 30.8

% 15.4

% 14,6

% 9,6

% 8,1

% 6,9

% 5,7

% 5,4

% 3.0

1- NİTELİKSİZ TURİZM

2- ÇEVRE KİRLİLİĞİ

3- ASAYİŞ

4- TRAFİK

5- YAMALI YOLLAR

6- SU

7- GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ

8- ARITMA

9- SİVRİSİNEK ve HAŞARAT

Hazırlayan: YİĞİT UYGUR

2006 yaz sezonuna yaklaşıyoruz. Sezon içinde karşılaşılacak en önemli sorun ne olacaktır?

Sezon içindekarşılaşılacaken önemli soruniçin 9 soruyönelttik%30.8’ likkesim en büyüksorunu“NİTELİKSİZTURİZM”olarakgörürken...

%15.4’ü “ÇEVREKİRLİLİĞİ”%14.6’sı ise“ASAYİŞ”diyor...

Page 12: Bodrum Bülten Nisan 2006

2006sezonuna bakış

Mart Ayı boyuncabodrumajans.com.tr websitemizde yaptığımız anketteziyaretçlerimize "2006 Yaz sezonuyaklaşıyor. Sezon içindekarşılaşılacak en önemli sorun neolacaktır?" şeklinde bir soruyönelttik. Site ziyaretçilerinin ençok tıkladığı şık ise "NiteliksizTurizm" yönünde oldu. Buçerçevede yetkili kurum veturizmcilerle söyleşi yapıp bilgialdık. Konu hakkında TÜRSABBodrum Yürütme Kurulu BaşkanıNasih Demir ise "Niteliksizturizm"in öncelikle tanımınıyaparak, sorunun nedenlerini ve2006 yaz sezonu öncesisektördeki olumsuzlukları

BODRUMe n ül12

NE DEDiLER?Orhan KAVALA / BODER Genel Sekreteri

Turizmde nitelik istiyorsak elimizdekiatıl kapasiteyi büyütmemiz lazım ki,rekabet şansımızı azaltmayalım

Bir tane değil, çeşitli boyutta sorunlar var. 2006 Ocak - Şubataylarındaki rezervasyonlarda bir handikap olduğu bir gerçek. Bubiraz da bizden kaynaklanıyor. Hükümetin önlem almamasındankaynaklanıyor. Kuş gribi önceden de vardı ama bu kadaretkilemiyordu. Bu o kadar abartıldı, medya tarafından gündemdetutuldu ki… İspanya, Yunanistan, Avusturya ve Almanya'da dagörülmüş ama o ülkelerde bu kadar ortaya çıkarılmıyor bu tipkonular. Böyle durumlarda rakip ülkeler bu tip konuları aleyhimizekullanabiliyor.Daha önemli bir olay daha var; bu ülkeler her şey dahil sistemegirdiler. İspanya % 25 civarında indirim yaptı. Bu da tabi bir etkenolarak görülebilir niteliksiz turizm için. 2006 Avrupa Kupası'nınAlmanya'da olması da, sezonda sıkıntılara neden olacaktır. Özellik-le incoming yapan mass turizm acenteleri, fiyat kırma konusundabaskı yapıyor ve bu doneleri koz olarak kullanıyorlar. O aksiyonlarıkabul eden oteller de fiyat düşürüyor. Eğer bir risk varsa, fiyatlardüştüğünde o risk ortadan kalkacak diye bir şey yok. Henüz yinede Türkiye'de öyle bir risk yok. Gördüğümüz kadarı ile Martitibarıyla satışlar devam ediyor. İptal yok, sayısal olarak geçenseneyi yakalayabiliriz, ancak parasal olarak geçen sene kirakamları yakalamamız imkansız.Bunu olumlu hale getirmek için ciddi tanıtım atağı yapmak lazım.Birebir görüşmeler yapmak lazım. Bakanlık, acenteler ve diğerülkelerin bakanlıkları ile görüşmeler yapması lazım. Yine de 'Last

minute'de açığın kapanacağını tahmin ediyorum.Öte yandan 'Herşey Dahil' sistem de tepe noktasından çok az dahiolsa düşüş trendine girdi. Turizmde yeni sistemler devreye girmeyebaşladı. Örneğin lüks butik otel ve villa turizmi ile gelen müşterininkaliteyi yükselteceğini zannediyorum. İnternet satışlarındaki oranlaryükseldi. Bu oranların yükselmesi mass turizm yapan büyükyabancı tur operatörlerini bile rahatsız eder hale geldi. Hatta busistemle kendileri de satışa başladı. İnternet satış fiyatları, kitleselsatış fiyatlarının her zaman üzerindedir. Sistem bu yönde de büyükgelişme gösterdi. Antalya'da bir önceki seneye göre açık olanotellerden çok sayıda otel bu sene tesislerini açmamaya kararverdi ve kapandı. Bu nedeni mass turizm.Turizmde nitelik istiyorsak elimizdeki atıl kapasiteyi büyütmemizlazım ki, rekabet şansımızı azaltmayalım. Bodrum butik otel vepansiyonculuğu yükseltebilir ve dejenere etmezse turizmikurtarabiliriz.Alternatifler aranmalı; spor sahalarımızı açarsak, kongremerkezlerimizi açarsak, tesislerimizi kışın yaşanabilir hale getirirsek,çevreyi tesislerle uyumlu hale getirirsek; doğa zaten bize bonkördavranmış, avantajlı hale geçebiliriz.

Fahri EREN/ The Marmara Bodrum GenelMüdürü

Amerikalı gidip çölün ortasında LasVegas'ı kuruyor ve dünya çapında çokbüyük konferanslar yapıyor; dünya

orada dönüyor. Fakat biz Bodrum gibi inanılmaz doğalgüzelliği olan bir yerde bunu yapamıyoruz.

Bir niteliksiz turizm söylentisi sürüyor, Bodrum'da.Biz bunu özellikle de biraz geniş anlamlı olarakaldık.  Çünkü  turizmcinin  kafasındaki  niteliksizturizm  nedir  öğrenmek  istedik.  Kavram  olarakbundan ne algılıyorsunuz?Niteliksiz  turizmi  hem  ürün  bazında,  hemcoğrafik  yerleşim  bazında,  hem  kentleşmedüzeyinde, hem insani boyutunda tartışmakgerekir.  Tabii  bütün  bunların  toplamıdır,turizmin  ana  ürün  olarak  karşıya  yansıması.Tabi ki, burada bazı ayaklar, şu anda aksıyor.Yani  nedir?  Ürünü  ve  turizmi  niteliksiz  halegetiren bazı faktörler var. Bunlardan bir tane-

si  bana  göre  -özellikle  Bodrum'u  kastediyo-rum-  bence  Türkiye'nin  ulusal  turizmininnitelikli,  niteliksiz  tartışması  daha  genişboyutta  yapılmalı  ama  Bodrum  bölgesiözelinde,  bir  kere  Türkiye'de  gelişen  yadaDünya'da  gelişen  turizm  trendleri  sonucu,bizim  Bodrum'da  o  trendler  paralelindeasimetrik  olarak  sunmayı  düşündüğümüzürün,  bugünkü  koşullarda,  gerçek  niteliğini,karşı  taraftan  beklentiler  düzeyindekarşılayamıyor.  Yani  tüketicinin,  trend olarak,aldığı  bir  ürün  olarak  bakıldığı  zaman  oürünün  yüzde  yüz  niteliklerini  kapsamıyor.Buna otel olarak da bakabiliriz, esnaf olarakda  bakılabilir,  belediye  hizmetleri  olarak  daverilebilir  ve  bence  en  önemlisi  insan,  yanieğitimli personel; istihdam sorunumuz var. Şuanda  bu  kalite  ve  fiyat  endeksi  düşüncedoğal  olarak  oteller,  daha  fazla  gelir  eldeedebilmenin  yollarının  tıkandığını  görünce'kost'ları düşürmeye çalışıyorlar. Kostlardan birtanesi  de  Türkiye'de,  eskiden  en  ucuzken,şimdi  en  önemli  kost  yani  giderlerden  birtanesi halini alan personel kostları oldu. Bunukısmak  için  de  tabii  ki,  daha  niteliksizelemanlar  çalıştırılıyor.  Niteliksiz  elemanınturiste verdiği hizmet de aksıyor maalesef.Otellerimize  gelince,  üzülerek  söylüyorum,bugünün koşullarında çağın veya Türkiye'nin -Avrupa'yı  bırakalım-  özellikle  AntalyaBölgesi'ndeki  yeni  trend  konsept otellerle eşdeğer  değil.  Doğal  olarak  mass  turizmegeçişle beraber, bu tür oteller tercih ediliyor. Bodrum'un  kendine  özgü  bir  özelliği  vardır.Pansiyon  otelciliği, müşteri  endeksli  otelcilik,

NasihDEMİRTÜRSAB BodrumYürütme KuruluBaşkanı 

Page 13: Bodrum Bülten Nisan 2006

13BODRUMe n ül

küçük aile işletmeleri; bunlar bugünki trendtepek tercih edilen otel tipleri değil. Bu son 6 -7  yıldır  herşey  dahilin  yaygınlaşması  ile  buotellere olan talebin de düşmesiyle, otelciningelir  elde  edememesinden  kaynaklanan,otele geri dönüşüm harcama, sıfıra indi. Yanioteller  yenilenemedi.  Tabi  bir  kaynak  dayoktu,  hükümetten  bir  destek  de  yoktu,bunlara  yardımcı  olacak  fonlar  daolmayınca  bu  oteller  şu  anda,  üretim  dışıkaldılar.  Atıl  vaziyette bekliyorlar,  yani bunlarda  turizmi niteliksiz hale getiren  faktörlerdenbir tanesi:Bir diğeri de tabi yerel yönetim anlayışı; banasorarsanız,  Bodrum'da  yerel  yönetim,  turistikkent  anlayışıyla  hizmet  veremiyor.  Bunu  herzaman  tartışıyoruz;  kaldırımlar,  yollar,  sosyalalanlar,  sportif  alanlar;  gelen  insan  sadeceotelinde  kalıp  plaja  gidip  de,  sadece  tatilyapmayacak  ki,  belki  de  sosyal  ünitelereihtiyacı olacak, kamu alanlarına ihtiyacı ola-cak,  belki  spor  yapmak  isteyecek,  koşmakisteyecek,  futbol  oynamak  isteyecek,  belkitenis  oynamak  isteyecek.  Kaldığı  otelde butür  ihtiyaçlarını  karşılayabilecek  ünitelerolmayabilir. Kamu alanlarından yararlanmalıama  bunlar  da  yok.  Bu  da  belediyeninaksayan  yönlerinden  bir  tanesi.  Yinebelediyenin  asli  görevlerinden  biri  olanyolların temiz tutulması, çöplerin toplanması,yine  Bodrum'a  özgü  su  tankerlerinin  trafiğiallak bullak etmesi, tüm bunlar karşımıza hoşbir tablo olarak çıkmıyor.

Otel müdürlüğümün dışında Türkiye'de yaşayan bir kişi olarak tu-rizme baktığımızda hakikaten bu "Herşey dahil" denen sistemingelmesiyle sizin "niteliksiz" olarak değerlendirdiğiniz turizm oluştu.Sonuçta nitelikliden kasıt, bize daha çok para kazandıracak veuygunsuz davranışlardan uzak bir turist kesimi. Niteliksiz turizmdemisafir açısından düşündüğümüzde, hakikaten fiyatların düşmesiile böyle bir turizm söz konusu oluyor. Bugün, turizmde bu noktayagelmemizin en baş nedenlerinden biri bence; BBC'yi izleyin, 3-5defa Yunanistan'la ilgili reklamlarla karşılaşacaksınız ama Türkiyeile ilgili ciddi anlamda bir reklam ne kadar yapabiliyoruz.Yapamadığımızdan dolayı, ülkemize yada Bodrum bazındabakıldığında, gelen misafirler de maalesef çok düşük paralarödeyerek buraya geliyorlar. Bunun paralelinde düşük parakazanan bir otel, personeline de çok fazla para veremiyor veaslında personel cephesinde de aynı şey devam ediyor. İnsanları'kalite' bazında sınıflandırmak istemiyorum, fakat cebindeki paragücü düşen misafirlerin buraya gelmesi bir noktada kaliteyi dedüşürüyor. Diğer taraftan bu insanlara hizmet veren çalışaninsanların cephesinde de kalite düşüyor. Nitelikli eleman bulmaktazorlanıyorsunuz, fazla para vermediğiniz de onlar da gelmiyorlar,bu da hizmetteki kaliteyi düşürüyor.Amerikalı gidip çölün ortasında Las Vegas'ı kuruyor ve dünyaçapında çok büyük konferanslar yapıyor; dünya orada dönüyor.Fakat biz Bodrum gibi inanılmaz doğal güzelliği olan bir yerdebunu yapamıyoruz. Tabii ki, konferans turizminin Antalya'danBodrum'a kazandırılması bunda etkili olacaktır ki, bu konuda adımda atıldı, artı Kuşadası'na yanaşan gemilerin de Bodrum'ayanaşabilmesi için bir liman çalışması, artı golf turizmi; (hakikatenfazla para bırakan insanların uğraşısı), dolayısı ile bunlarınyapılması ile para harcayan ziyaretçi buraya kayacaktır. Bu tama-men bizim elimizde, bu doneler olduktan sonra turizmde istenilenyere gelinecektir. Fakat bir de şöyle bir durum var, herhangi birortama gittiğinizde tarzınıza uygun olmayan bir durum varsa, sizi

rahatsız eden bir şey varsa, genel anlamda böyle bir turizmkonusunda yapılaşma söz konusu olduğunda yüksek paralarödeyip Bodrum'a gelen kişi beklentisini bulamayınca gelmiyor birdaha. Fakat açıkçası biz Marmara olarak ve bizim ayarımızdakidiğer oteller, kendi çizgimizi korumaya çalıştığımız için direnerek,ayakta kalmaya çalışarak, bu tür konulardan fazla etkilenmiyoruz.Misafir The Marmara sınırları içinde rahat, ancak çıkıp bir yeregittiği zaman rahatsız olabiliyor.Niteliksiz turizmde bence tur operatörlerine çok yüklenmemeklazım, gerçi bu konuda çok bir bilgi birikimine sahip olmadığımısanıyorum ama yine de yorum yapacak olursam, yurt dışındanTürkiye'ye gelebilecek olan kesimi seçip getiriyor. Yani çok fazlapara veren insanlar, St Tropez'e gidiyorsa, Portekiz'e gidiyorsa,buraya gelmiyorsa, buraya gelebilecek kesimi nasıl çekebilirimidüşünüyor tur operatörü, çünkü sunacağımız şeyle ilgili bu. Yaniçıtamızı yükseltmemiz lazım. İstanbul'da eskiden 5 yıldızlı oteldeortalama oda fiyatları 90 - 100 $'dı. 110 - 120 $'a çıktığı da olu-yordu tabii ama Amsterdam'da uyduruk bir pansiyon 100 Euro.Ama şimdi İstanbul da değişti artık, mesela Formula 1, belli birtakım organizasyonlarla oda fiyatları ortalama 140 - 150 $'açıkmış durumda, belki oteline göre de değişiyor. Bu niçinBodrum'da olmasın. Arz talep meselesi, insanların Bodrum'agelmesini bir konferans turizmiyle sağladığınızda, misafir telefonettiğinde oda yoksa, o zaman diğer otel fiyatını yükselterekodasını satıyor, şu an çok fazla talep olmadığı için ucuz fiyatlarlasatış yapılmaya çalışılıyor. Bodrum'da açık otel sayısı az çünkü ayakta kalamıyorlar, yaniinsanlar zarar etme pahasına otellerini açık tutamazlar. Şu andaThe Marmara açık, belki 6-7 otel açık ama bu tür girişimlerle, biraztoplantı, konferansla 7'ye 8'e çıkacak sonra 10'a çıkacak, belki15, 20'ye, ama şu an bu kişileri getirtseniz de kalacakları yer yok.Tabii toplantının gelebileceğini hisseden oteller de, otellerini ka-patmayacaklar, dolayısı ile yatırabileceğiz müşteriyi. Ancak

Mass  turizmin  de  düşüş  trendine  girdiğisöyleniyor, bu konudaki görüşleriniz nedir?Olabilir  bu  trendler  de  değişkendir.  Bizdekimass turizminin şansızlığı şu oldu, dünyadakimass turizminin trendleri değişirken biz, massturizminde  bu  ivmeyi  herşey  dahilleyakaladık.  Herşey  dahille  yakalarken,eleştirilir, tartışılır, pozitif, negatif yönleri olabilirama  mass  turizmle  beraber,  bizim  geridönüşümüz  kitle  turizminde başka bir  trendyakalamamız  biraz  zaman  alacak  gibigözüküyor  çünkü  insanları  çok  ekonomikpaketlere  alıştırdık.  Mesela  önümüzderakamlar  var.  Geçmiş  yıllarda  Türkiye'yegelen  OECD  ülkelerindeki  ortalama  paketfiyatları  belli  bir  dönemde  800  dolarızorlarken,  doğal  olarak  rekabettenkaynaklanan, Akdeniz çanağındaki rekabet-ten de kaynaklanan Euro'nun da aşırı değerkaybı,  TL'nin  değer  kazanması,  gelentüketicinin  de  burada  alım  gücünündüşmesi,  bütün  bu  paket  fiyatlarını  daaşağıya  çekmiştir.  Katılıyorum,  massturizmde  ileriki bir  iki  yıl  içinde, belki bir 4  yıliçinde  yeni  bir  trend,  yeni  bir  anlayışdoğabilir,  buna  da  hazırlıklı  olmalıyız.  Bizimtercihimiz  İtalya  gibi  İspanya'nın  bazı  böl-gelerindeki  gibi  turistin  tabi  ki  charterlarlagelmesi  ancak  burda  konaklama  şeklinindaha çok oda kahvaltı yada yarım pansiyonveya  hiç  bir  şey  almadan  oda  kiralamaşeklinde,  önünde  rent  a  car,  aracıylaberaber  kiraya  verilen  küçük  otel  tarzı  belkiileride yaygınlaşabilir. 

Mesela  İtalya'da  Toscana  bölgesinde  veyabuna  benzer  bölgelerde  Avrupa'danmilyonlarca  insan ya acente aracılığı  ile yada  internet  aracılığıyla  bu  tür  5  odalı,  10odalı  villa  şeklinde  ama  otel  hizmeti  verenyerlere rezervasyon yapıyor. Oraya gittiğindearaç  isteyebiliyor,  çünkü  kent  merkezinindışında  olabiliyor  bu  oteller,  yine  alış  verişmerkezlerinden  yararlanabiliyor  bu  insanlar.Neticede baktığımızda mass turizmden birazdaha para harcama imkanı da olabiliyor buinsanlar  için  ve  bu  İtalya'da  çok  yaygın  buara.

Bodrum'da  bizim  yararlandığımız  mass  turizmeyönelik  oteller  yapıldı  ve  yapılıyor.  Diyelim  kikonsepti değişti mass turizmin, dediğmiz gibi lüksvilla veya butik otel  şekline döndü, bu durumdabu konsepte uygun oteller mi yapılacak, böyle iseşu an var olan büyük oteller ne olacak?Hayır şimdi bu yapılan oteller, her şey dahilegöre  yapıldı  cümlesi  bu  otellerin  o  konseptdışında kullanılmayacağı anlamına gelmez.Zaten bir 5 yıldızlı otelde bakanlık  kriterlerinegöre  uygulanması  gereken  bazı  kriterlervardır.  Yani  herşey  dahildeki  tek  fark  nedir?Müşteri  tamamen  otelde  kalmak  istiyor.Önceden  ödemesini  yaptığı  için,  kendisinesunulanlardan  yararlanmak  istiyor.  Belkirestorant  biraz  daha  büyüktür  herşeydahillerde,  işte  belki  birkaç  a  la  carterestorant  var  -ben  5  yıldızlıları  daha  çokkastediyorum-  çünkü  yanlış  uygulamalı  3yıldızlı  herşey  dahil  otellere  tamamen

Page 14: Bodrum Bülten Nisan 2006

14 BODRUMe n ül

karşıyım,  onu  baştan  söyleyeyim.  Herşeydahil  otellerde  minimum  4  yıldız  ve  en  az150  odası  olma  gerekliliğinin  getirilmesikonusunda yıllardır  fikrimi söylüyorum. Çünkü3  yıldızlı  otellerde herşey dahil  diyemezsiniz.Bana sorarsanız orada bu kavram tamamenyanlıştır.  Hiçbir  şey  dahil  demek  belki  dahayerinde  olabilir.  Bu  oteller  diyelim  ki,  ileridetrend  değişti,  butik  otellere,  ev  tipi,  villa  tipiyerlere  talep  arttı,  diğerlerinin  talebitamamen bitecek diye  şey yok.  İspanya'dao  oteller  yine  var.  Şu  an  trendten  dolayı,tüketici  taleplarinden  dolayı  şimdiki  herşeydahil sistem söz konusudur. Ben  şahsen  mass  turizminin  Türkiye'yesağladığı yararların, getirdiği zaralardan fazlaolduğuna  inanıyorum  çünkü  bugüngeldiğimiz  noktada,  5  sene  üstüste  en  az%10  büyüme  Dünya  Turizm  Örgütünü  bileşaşırtan  bir  realitedir.  Bunu  biz  bununlayakaladık.  Herşey  dahil  iyi  uygulandığızaman,  iyi  fiyat,  doğru  müşteri  eksenineoturduğu  zaman  bundan  yaklaşık  49  tanesektör,  direkt  yada  endirekt  yararlanabiliyor.Ekonomiye  bir  iç  dinamizm  sağlıyor.  Benimeleştirim,  maalisef  bazı  küçük  otellerin  buherşey dahile girip turizmde kaliteyi düşürücüetkilere  sebep  olması  bir  acenteci  olarakbeni  üzüyor.  Bu  otellerin  herşey  dahilkatologlarına alınmaması  konusunda acen-

telerin  ortak  hareket  etmesi  gerektiğineinanıyorum.Yabancı tur operatörleri hep suçlanır, fatura onlaraçıkarılır.  Fiyatları  düşürmek  için  son  ana  kadarpazarlıklar döner, özellikle de bu yıl, ellerine kozgeçti  diye  düşünülüyor.  Bu  sene  gelişen  olumsuzkoşullardan yararlanacak mı tur operatörleri?Bu seneki farklı, gerçekten tur operatörlerininbelki  en  eleştirilmemesi  gereken  zaman.Negatif  etkiyi  onlara  bağlamamamızgerektiğini  düşünüyorum.  Çünkü  bu  herşeydahilin, bu  trendin son 5  - 6 yıldır % 10'larınüzerindeki büyümesinin, biz turizcilerde zatenoluşturduğu  bir  kanı  vardı.  Bir  yerde  birhazmetme,  bir  yerde  durması  beklentimizzaten  vardı.  Biz  bu  sene  sezona  girerkenaçıkcası  hükümet  gibi,  turizm  bakanı  gibitoplumu  rahatlatıcı  sözler  söylemekdurumunda  değiliz.  Sektörün  içindeyiz,doğruları  konuşmalıyız.  Bu  yıl  zaten  birbeklenti  içinde  değildik,  geçtiğimiz  yılıyakalamaktı  hedefimiz.  Bu  sene  kuş  gribiveya  bundan  sonra  çıkan  bazı  negatifdurumlar  oluşmadan önce bile  beklentimizbuydu.  Erken  rezarvasyon  dönemine  dezaten  %  10  -  15  düşüşle  girmiştik.  Tabimalum üzerine bir kuş gribi çıktı, karikatür kriziyaşandı, Hamas davet edildi bir de bu ülk-eye; Avrupa kamuoyunda -%72 gibi Avrupa,OECD ülkelerinden gelen bir profilimiz var- birnegatif  imaj  oluştu.  Bunu  tur  operatörlerinindeğiştirme  şansı  çok  azdı.  Bu  sene  Türkiyemaalesef bir out imajı olarak karşılarına çıktı.Bence  tur  operatörlerinin  bir  suçu  yoktu  bu

konuda.  Önceki  yıllarda  zaman  zamanyaptılar  bunu  gerçekten  ama  bu  yıl  bir  ikitane tur operatörü otellere hiç danışmadankendi fiyatlarını düşürdüler. Şu an çok karamsar bir tablo olarak karşımızaçıkıyor %20'den %50'ye kadar bir düşüş var.Bunu  artıya  çevirmek  için  en  büyükmücadeleyi  aslında  tur  operatörleri  veriyor.Neden  çünkü  büyük  bir  tur  operatöründenbahsederken en az 100 bin koltuk anlamınageliyor  yani  Türkiye'ye  300  -  400  bin  yolcugetiren  tur  operatörünün  minumum  koltukriski 100 bin civarındadır. Uçak şirketleri ile çokönceden  garantili  değişik  sözleşme  tipleriimzalanıyor.  Buraya  her  getirdiği  boş  koltuk,ona  minimum  150  Euro  ile  210  Euroarasında  bir  maliyet  oluşturuyor.  Tur  oper-atörü  bile  bile  neden  zarar  etmeyi  gözealsın?  Yani  bunu  samimiyetle  söyleyebilirim,bu sene tur operatörü ile ilgili değil bu konu. 

Geçtiğimiz  günlerde  bakanlar  kurulu  toplandı,turizm  sektörünün  sorunları  kurula  taşındı,  tur-izmcilerin talepleri neydi, buradan nasıl bir sonuççıkacak?Bakanlar Kurulu'na turizmcinin kısa vadeli veuzun  vadeli  değişik  talepleri  oldu.  Bizimyıllardır üstünde durduğumuz taleplerden birtanesi, kendi konumumuzdaki diğer ülkelerlehaksız  rekabete  yol  açan  KDV  değerlerinindüşürülmesi  idi.  Örnek  verecek  olursak,  biz-imle  rekabet  eden  ülkelerdeki  KDVoranlarına bir  bakalım.  Türkiye'de % 18'ken,İtalya % 10;  Yunanistan % 9;  İspanya % 7;

NE DEDiLER?Rüştü GÜR / Otel Sahibi, Turizmci

Planlı, programlı gelişmedi Bodrum,hizmet götüremiyeceğimiz yerlereinşaat izni verdi belediyeler. Bu dabugünkü niteliksiz turizmin sebebidir.

1980'e kadar ki, dönemde Bodrum'a Türkiye'nin en elit kesimigeliyordu, yazarı, çizeri, müzisyeni, fakat ne zaman bu kooparatif-ler başladı, mübalaa olmasın ama binin üstünde kooparatif var.Bunların % 30'unda belki oturuluyor, belki oturulmuyor. Bodrum, bukapasiteyi bugün kaldırmıyor. Bodrum'da oturacak yer yok. Birkooparatife başlanıyor, 20 - 25 yılda bitiriliyor. 10 yılda bitmişkooparatif yok. Bodrum'un kendi mimari özelliğini koruması lazımdıama malesef koruyamadı. Ben, bakınız 1960'larda Ara Güler'i, Sami Güner'i tüm bu meşhurfotoğrafçıları getirdim Bodrum'a. Kurduğumuz Turizm Derneği'ndeçıkardığımız Fransızca, Almanca, İngilizce broşürde hep bu meşhurfotoğrafçıların resimlerini kullandık. O zaman Apa ofset vardı, -yinevar mı bilmiyorum- çok iyi bir yayıneviydi, biz broşürü basmak içinbakanlığa gittik. Bakan İzmir milletvekili Nihat Kürşat'tı o zamanlar;hatta ilk Turzim Bakanıydı. Yani Bakanlık yeni kuruldu, broşür yok,bişiğ yok. Müsteşarı çağırdı. "Bizim broşür yok mu" dedi. Müsteşar"Yok Beyim" dedi. Aynen bu tabirle, "Yahu adamlar broşürbastırmış, para istemeye gelmişler. Bizim bir broşürümüz yok mu?".Biz dedik, "Bize para verin, bunu bastıracağız, Avrupa'daki tümkonsolosluklara, turizm ofislerine göndereceğiz". 10 milyon lira mıne aldık, hatırlamıyorum ama 3'er bin tane bastık bu broşürden. Düşünün, o zamanki halimizi, böyle bir heyecan vardı.Derneğimizde 2 lisan, 3 lisan bilen arkadaşlarımız vardı. Gemiler

geliyordu; Ziraat Bankası'nın olduğu yere enfermasyon bürosukurduk, broşürü burada dağıtıyorduk, kaleye yönlendirmeyeçalışıyorduk. Dernekten bir kişi hep burada bulunuyordu.Çalıştığınız zaman, birşeye netice verdiğiniz zaman, size herkesyardımcı olu-yor. Şimdi herşey hazır, herkes ayağına istiyor, kimseçalışmak istemiyor. İlk zamanlar, kimileri karşı çıkıyordu, elin insanını evinizdeyatırıyorsunuz diye ama bizim amacımız, kendi örf ve adetlerimizle,ev pansiyonculuğu ile turizmi geliştirmekti. Ve tabii turizmibaşlatmamız lazımdı. Eee! başkasının evinde yatıramam, kendievimde yatırıyordum mecburen. Amacımız önderlik yapmaktı.Sabah kahvaltıları hazırlardık, sinileri koyardık, yatakları, ipekliçarşafları açardık... Şimdi gözüm yaşarıyor hatırladıkça. Sonrakimisi otel yaptı, pansi-yon yaptı, artık amatörlükten yavaş yavaşçıktık, elektrikleri için, tuvaletlerini içeri almaları için kaidelergetirdik, onlara faizsiz kredi verdik. Biz turizm bakanlığındanalıyorduk, onlara veriyorduk. Ev pansiyonculuğu şeklindeki gelişmebize çok uygundu. Onlar zaten lüks aramıyordu. Lüks kendişehirlerinde de vardı. Onların (İstanbul'dan gelen ilk yerli turistler)önüne bir domates, ayva reçeli, zeytin yağı koyduğun zaman;onların aradığı da zaten buydu. Tabi para almak ayıplarınagidiyordu bizimkilerin ama ne yapıyorduk, dernekten makbuzkesiyorduk. Kredilerini ödüyorlar, biz ikinci kez kredi veriyorduk,böyle böyle, gelişti turizm.Bakın şimdi teknoloji ne hale geldi. Basın var, televizyon var,internet var ama o zamanlar hiç bir şey yoktu, yine de bizbaşarmıştık turizmi ama şimdi rant girdi. Bizi o zamanlar tenkideden insanların hepsinin oteli var. Şimdi kaçıyorlar benden. Ozamanlar anıtlar kurulu filan da yoktu. İsteseydim 5 katlı, 7 katlıbina da yapardım ama ben örnek olayım istedim. Şimdi etrafımızhep 3 katlı bina ama pişman değilim. Benim otelim kendi karakteriile turist çekiyor. Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar turistik cazibesiolan yer yok aslında, düşünün, dünyanın yedi harikasından biri

Page 15: Bodrum Bülten Nisan 2006

15BODRUMe n ül

burda, kalesi burda, mozalesi, antik tiyatrosu, denizi, güneşi,gemi inşaat sanayi, binaların yapı karakteri...Bodrum'da bir kere, önce sanat çevresini kaybediyoruz,Bodrum'u seven, reklamını yapan çevreyi kaybediyoruz.Herşey öyledir aslında, artık bu kadar yoğunlaşma sonucundadoğal. Ama burada kamu kuruluşları da kabahatli, ağaç yok;ağaç kalmadı. Herkese inşaat ruhsatı veriliyor. Bu kadarkooparatifi nerde barındıracaksınız, su yok zaten, yağmuryağmadı deyin ne yapacaksınız. Kitle turizmi insanlara ucuz gibi geliyor ama artık yaptıkları işturizmden çıkıyor. Sadece gelip tatil yapıyor, geliyor, yiyor,içiyor, havuzuna giriyor, Bodrum'u bile görmüyor. Hiç paraharcamıyor. Bu turizm değil, bu tatil anlayışı bile değil. Buradayöneticiler, yapacakları hizmetlerde Bodrum'u çevresiyledüşünüp organize edecekler. Otellerin lüks olması önemlideğil, mühim olan organize olmak. Mesela bir gemi yanaşmaiskelesi 20 yıl önce yapılmalıydı. Bodrum'da niteliksiz turizmin tarihini soracak olursanız. Ben,"Aktur; sonun başlangıcı" diyorum. Kooparatifler böyle başladıBodrum'da. Gerçi çok değerli kişiler de vardı kurucularınınarasında: Muğla Valisi Özer Türk, Senato Başkanı Sırrı Atalay,Naim Karaosmanoğlu, bunlardan bazıları. 1972'de yapımkararı alındı, 1974 Ekim'inde ise inşaatı başladı. Bodrumlu,önceleri istemedi Aktur projesini ama Vali kararlıydı,Bodrumlu'ya Muğla'dan kireç getirtip dağıttı, Fethiye'denbegonviller getirtti, bir de Bitez yolu açılınca, halk projeyi be-nimsedi. Aktur'un bir anda üye kontenjanı doldu. Bu defa arsatalebi doğdu. 1979'da Barış Sitesi'nin inşaatı başladı. SonraBodrum'da gelişi güzel yapılaşma aldı yürüdü. Planlı,programlı gelişmedi Bodrum, hizmet götüremeyeceğimizyerlere inşaat izni verdi belediyeler. Şimdi ise kontrol edilemiy-or. Bu da bugünki niteliksiz turizmin sebebidir. Ne başlı başınakitle tu-rizmi, ne de diğer sebepler; bir niteliksizlik varsa,konuya bir bütün olarak bakıp, temeline inmek lazım diyedüşünüyorum.

Fransa  %  6  ve  Portekiz  %5.  Bunlar  Ticaret  Odasının,  RifatHisarcıklıoğlu'nun  Başbakana  sunduğu  rakamlardır.  Bizim  turizmderekabet  edebilmemiz  için  bu  rakamların  aşağılara  çekilmesigerekiyor.  İkinci bir  konu  Türkiye'ye  turist getiren büyük operatörlerehava alanında verilen akaryakıt  vergisinin biraz  indirilmesi; özelliklebizim  gibi  yıllardır  Türkiye'ye  döviz  getiren  acentelerin  -çünkü  15milyar  dolarlık  bir  gelirden  bahsediyoruz-  ihracatçı  statüsündedeğerlendirilmesi;  KOBİ'lere  tanınan  hakların  bizlere  de  tanınması;Eksimbank  kredilerinin  bu  tür  dönemlerde  ve  bu  tür  işletmelerekullandırılması;  işçi  primlerinin  dönemsel  olarak  dikkate  alınması,makul bir düzeye getirilmesi ve buna benzer bir kaç tane talep oldu.Şu  anda  en  büyük  beklenti,  tekstilcilere  geçen  hafta  sağlananKDV'deki  %  18'den  %  8'e  düşürülen  oranın  bize  de  kısa  dönemiçersinde sağlanması.

Kamuoyuna veya turizmciye vermek istediğiniz bir mesaj var mı?Ben  son  olarak  şunu  söylemek  istiyorum  kamu  oyuna;  kötü  birdönemden geçiyoruz. Erken rezervasyon döneminde, Ocak, Şubat,Mart  aylarında  almamız  gereken  4,5  -  5  milyon  rezervasyonunmaalesef  büyük  bir  bölümünü  alamadık,  %  50  düzeyinde  gerikaldık. Tur operatörleri suçlanıyor ama operatörlerin uçak iptallerinegitmemesiyle, 'last minute'le, son dakika satışlarıyla, en azından bellibir  kesimin  sezonu  toparlayabileceği  umudumu  koruyorum.Bodrum'un da ayrı bir avantajı, Antalya'ya ve diğer bölgelere karşı içpazarda da belli bir hareketi var. Temmuz, Ağustos, Eylül aylarındabununla da desteklenebileceğini  ama önümüzdeki Nisan, Mayıs veHaziran aylarındaki  olumsuzlukların paniğe  yol  açmamasını  ve busüreci  gelecek  seneye  nasıl  düzeltebiliriz  çalışmalarına  şimdidenbaşlanması  gerektiğini  düşünüyorum.  Öte  yandan  TL'deki  aşırıdeğerlenmenin hükümet tarafından tekrar değerlendirilip, tabi ki IMFve mali politikalar da  zarar görmeden yeniden  revize edilmesi  veturizmcide  artan  maliyetlerin  bu  şekilde  biraz  daha  alınacakönlemlerle  kendilerine  yapılacak  katkılarla  rahatlaması  anlamındaumut  taşıyorum,  inşallah  sezona  da  kafamızda  bazı  iyimser  eksirakamlar  var,  en  azından  onları  yakalarız  diye  düşünüyorum.  Asıl

Page 16: Bodrum Bülten Nisan 2006

16 BODRUMe n ül

Rosenberg’ler Ölmemeli

am tarihi anımsamıyorum. Ama sanırım1953 yılıydı; Yeni İstanbul adlı bir gazeteyayın hayatına girdi. Yine yanlışanımsamıyorsam kupon veren ilk

gazeteydi. Kupon verdiği için mi, yoksa yeniyeduyulan me-raktan mı neden bilmiyorum,babamın arzusu ile bizim eve de bu gazetealınmaya başlandı.

Hangi nedenle alınmış olursa olsun, gazeteniniçinde, verdiği kupondan daha önemli olan biryazı dizisi vardı ki, o da "Ölü EvindenMektuplar"dı. Bu dizi dünyadaki belli başlıgazetelerle aynı anda yayınlanmaktaydı.

"Ölü Evinden Mektuplar" o yıllarda tüm dünyanıngündemi olan Rosenberg'ler Davasının kahramanıkarı kocanın birbirlerine, kaldıkları ölüm hücrelerinden yazdıklarımektuplardı. Olay her yerde o denli çok konuşuluyordu ki, bacakkadar çocuk olmama ve olaydaki trajediyi tam kavrayamama karşınbu diziyi ben bile her gün okumuştum.

Aslında Ethel ve Julius Rosenberg, kendi deyimleriyle "Sadeinsanlar"dılar. İşin doğrusu her ikisi de entelektüel ve komünistti,ama lider ve militan değillerdi, Ortodoks Yahudi kökenliydiler veköklerine, geleneklerine sıkı sıkıya bağlıydılar. Tutuklandıklarıgünden başlayıp üç yıl sonra idam edildikleri güne kadar kahramanolmak için hiç çaba göstermediler. Tüm ilerici dünya onlarınyanında yer almasına, Beyaz Saray'a üç milyonu aşkın protestotelgrafı gelmesine, Thomas Mann'dan Albert Einstein'e, Jean PaulSartre'dan Anna Seghers'e kültürün ve bilimin önde gelenkişilerinin seslerini yükseltmelerine karşın, onlar "sade insanların"o doğal basitliği ile tüm baskılara karşı durarak, ilkelerinden kesin-likle ödün vermedi-ler. Elektrikli sandalyede, idam edilinceye kadarsuçsuzluklarını savundular.

Tek suçları yanlış zamanda yanlış yerde bulunmaktı. Zaman 1950.Yer komünist avcısı senatör McCarty'nin Amerika'sı. İkinci dünyasavaşı sonrası aşırı silahlanmanın sonucu çıkan Kore Savaşı'nınsaldırgan Amerika'sı. Irkçılığın, faşizmin ve gericiliğin zirvesi olanAmerika. Ancak en önemlisi Sovyetler Birliği'nin 1949da başarıylasonuçlandırdığı atom bombası deneyinin getirdiği kızgınlığın veparanoyanın Amerika'sı.

Amerika için atom bombasını Rus bilim adamların da bulmuşolmaları kabul edilemezdi. Formül kesinlikle çalınmış ya dasatılmış olmalıydı. Yani ortada bir "Atom casusluğu" vardı. Öyleysecasuslar hemen bulunmalıydı. Peki ya bir casusluk olayı yoksa? Ozaman yaratılmalıydı. Böyle yapıldı. 6000 FBI elamanı, 1800 AdaletBakanlığı memuru, Amerikan Silahlı Kuvvetlerinin 2200 güvenlikgörevlisi, 1600 Maliye Bakanlığı çalışanı ve diğer devletkurumlarının 7000 güvenlik görevlisi bu cadı avında kullanıldı.

17 Temmuz 1950'de Julius Rosenberg, yirmi gün sonra da karısıEthel atom casusluğu iddiaları ile tutuklandılar. Onlar, biri üç diğeriyedi yaşında iki çocukları olan ve açlık sınırında yaşayan iki NewYorkluydu. Gerek dava sürecinde, gerekse sonradan çok eleştirilen,üstüne makaleler, kitaplar hatta tiyatro eserleri yazılan biryargılama sürece sonunda her ikisi de 19 Haziran 1953'de idam

edildiler. Casusluk suçuyla idam edilen ilk sivillerolarak Amerikan tarihine geçtiler.

Baştan sona düzmece suçlamayla ve yalancışahitlerle, -şahitler yalan ifade verdiklerinisonradan itiraf etmişlerdir- sürdürülen tümyargılama süresince Rosenberg'ler suçsuzluklarınıhaykırdılar. Ancak kendilerine hazırlanankomployu kıramadılar,. Çünkü tutuklandıklarızaman zaten mahkûm olmuşlardı.

Senaryo çok karmaşık değildi. Atom bombasıüzerinde çalışılan projenin adı "ManhattanProjesi"ydi. Bu projede çalışan Klaus Fuchs isimlibir fizikçi 1945'de iki kez Sovyet ajansı "Raynond"ile buluşmuştu. Fuchs'un 1950 de FBI tarafındantutuklanıp zorla konuşturulması Rosenberg'lerinsonunun başlangıcı oldu. FBI üç ay içinde

Raymond'a, diğer adıyla Harry Gold'a ulaştı. Gold biraz sıkıştırılıncaadını anımsamadığı bir askerden beş yüz dolar gibi komik bir parakarşılığı atom bombasına ait bilgiler satın aldığını itiraf etti.Askerin adını anımsamıyordu ama karısının adı "Ruth olabilirdi". İkigün sonra Gold'a tarife uygun bir fotoğraf gösterildi. Fotoğraftakiadam Ruth'un kocası David Greengrass'dı. David de JuliusRosenberg'in kayınbiraderiydi. Greengrass hemen ilksorgulamasında Gold'la ilişkisi olduğunu, karısı Ruth'un ve JuliusRosenberg'in de bu casusluğun içinde olduğunu itiraf etti. Böylece,bu oyundan hiç bilgisi olamayan Julius, hemen ardından karısıEthel tutuklandılar. Dava sekiz ay sürdü. Karı koca Rosenberg'leridama mahkûm oldular. David Greengrass yalnızca 15 yıl ceza aldı.Erken serbest bırakıldı, kendisine yeni bir kimlik verildi. Duruşmasırasında casus olduğunu itiraf eden Ruth yargılanmadı bile. Goldotuz yıl yedi.

Ethel ve Julius iki yıl aynı cezaevinde ayrı hücrelerde kaldılar.Birbirleriyle yalnız haftada bir kez iki saat görüşmelerine izinverildi. İki ayrı demir kafes içinde konuşabiliyorlar, ama birbirlerinedokunamıyordular. Yalnızca idamlarından kısa süre önce bir kezdaha kucaklaşabildiler. Birbirlerine yazdıkları, mektuplar sevgi,saygıları ve cesaretin dışında ümitsizliklerini, korkularını,çaresizliklerini yansıtıyordu: "Bizi zindana attılar, fakat yüreğimizi veruhumuzu hiçbir zaman zincire vuramayacaklar, ölüm dışında…" (ÖlümEvinden Mektuplar - Julius Rosenberg)

Nobel ödüllü Amerikalı atom fizikçisi Prof. Urey'nin ABD Başkanınayolladığı telgrafta: "Rosenberg'lere karşı dava her türlü mantığa veadalete aykırıdır… Greengrass gibi bir kişi, atom bombasının fi-ziğini,kimyasını ve matematiğini herhangi kimseye kesinlikle aktaramaz."demesi de onları elektrikli sandalyeden kurtaramadı.

Bir akşam yaşlı adam oğluna, insanın içinde sürüp giden savaşıanlatıyormuş. "Oğul," demiş "Bu savaş içimizde var olan iki kurdunsavaşıdır. Biri kötüdür - kızgınlık, kıskançlık, ihtiras, savaş, elem,pişmanlık, suç, yalan, hırs ve bencilliktir bu. Diğer kurt ise iyiliktir-mutluluk, barış, sevgi, dinginlik, insanlık, ümit, güvenilirlik,doğruluk ve yardım severliktir o." "Peki hangi kurt kazanır busavaşı?" diye sormuş çocuk babasına. Yaşlı adam şöyle yanıtlamış:

GEÇ

iYO

RD

UM

RA

DIM

BOLAR İREN

T“Bizi zindana attılar,fakat yüreğimizi ve

ruhumuzu hiçbirzaman zincire

vuramayacaklar. Ölümdışında...”

Page 17: Bodrum Bülten Nisan 2006

Kapakta Bodrumu (Bodrum – CARREFOUR DESNAVIGATEURS)DENİZCİLERİN KAVŞAĞI olarak tanıtan “LeSoleir” seyahat bölümünde SylvainDesmeules’in “Denizlerin birleştiği yerdeBodrum” başlıklı yazısını yayınladı.Yazıyı Annette Erten sizler içinTürkçeleştirdi...Türkiye artık sadece İstanbul’danibaret değil. Bodrum gibi, Egekıyılarında bulunan bir çokyerleşim uluslararası turizmingözdesi olmaya aday. Akdeniziklimi, ülkenin özgünlüğü, tarihzenginliği ve, aynı zamanda,oldukça batılı bir hayatritmi.Dünyanın en Güzel KoylarıKlübü üyesi olan Bodrum İstanbul’un800 km güneyinde Akdeniz ve EgeDenizi’nin birleştiği noktadabulunmaktadır. Muğla bölgesininortasında bir yarımadanın ağzında kurulu35.000 nüfuslu şehir tam denizcilerin buluşmayeri gibidir. Limandaki yüzlerce gulet ve yat, fon olarakda Bodrum’un hareketli tarihini yansıtan ve bugünlerde sualtıhazinelerinin sergilendiği St. Petrum Kalesi, gezginin ilk gözüneçarpanlardır. Gezginin ilk gözüne çarpan; yüzlerce gulet veyata fon oluşturan, Bodrum’un hareketli tarihinin simgesi vegünümüzde sualtı hazinelerinin sergilendiği St. Petrum kalesidir.Rüzgardan korunaklı sayısız koy ve girinti, gezi teknelerinindemirlemesi ve yolcularının turkuvaz suların tadını çıkarmasınıbekler. Yer yer zeytin ağaçları ile kaplı çorak dağların veyüzyıllar öncesinde Yunanistan tarafından ele geçirilmiş adalararasında yüzersiniz. Olağanüstü plajlarla karşılaşmazsınız amasahillerinin tamamı su sporları için birer cennettir.

Bodrum’un turizm kadar önemli bir diğer gelir kaynağı isetekne yapımıdır. Ege Yat Tersanesi’nde guletler hala eskiyöntemlerle, ağaçtan üretilmektedir. Günlük kruvaziyerlerleEge’yi keşfedebilirsiniz.Tarihinde ilk defa Bodrum bu sene bir milyondan fazla turistağırlayacak. En fazla rağbet gösteren %15 ile İngilizlerdir;Hollandalı, Alman, Belçikalı, Fransız ve – daha birkaç yıldanberi – Ruslar bunları takip etmektedir. 30 yıl önce bölgedebulunan 100 küsur yatak, yıllık 3400 gezgini– genellikle İzmirveya Marmaris’ten gelen Türkleri- barındırmak için yeterliydi.Artık batıya açılış gerçekleşti, şimdi Amerika’ya seslenilmesihedefleniyor. İnsanları sıcak Akdeniz renklerine ve uzun güneşlisahillere çeken artık sadece Yunanistan ve İspanya değildir.Ülkenin bu yanında denizden uzaklaşsanız bile ajandanızailginç antik harabe keşifleri ve otantik köy gezilerini ekleyebilir,her bir yanda ülkenin batılılaşma sürecini izleyebilirsiniz.

Tarihin şahitleriYapımına 15’inci yüzyılda başlanan St. Jean Şövalyelerinin

Bodrumu kapak yapan “Le Soleil” Dergisi için 

“BODRUM DENİZLERİNBİRLEŞTİĞİ YER”

Kalesi St. Petrum 1915 yılında Fransız donanmasınınbombalı saldırısına kadar birçok savaşta hasar

görmüştür. 1960’tan itibaren restorasyonuyapılan kale artık Bodrumluların gurur

kaynağıdır. Zamanında medeniyetlerinönemli kavşaklarından olduğunu

simgeleyen İngiliz, Fransız, İtalyan,Alman ve İspanyol kulelerin arasındagezinirken kale yaşamının nasılolduğu kolayca anlaşılır. Zevkliavlular kocaman taşlarsoğukluğunu hissettirmezler. Türkyetkilileri kalede sualtıarkeologlarının denizden çıkardığıobjelerin sergilendiği zengin birmüze kurmuştur. Denizcilik derken

batık teknelerden de söz etmekgerek. Ege suları muhtemelen birçok

deniz tüccarının ebedi istirahatgâhıolmuştur. Müze ise, batıktan batığa bir

tarih kronolojisi yaşatır ziyaretçisine.

Bir de, M.Ö. 5’inci yüzyıla tarihlenen antik çağlarınnadir örneklerinden biri olan, yeni restore edilmiş antik

tiyatrosu var Bodrum’un. Bugünkü haliyle Göktepe’nin birçukurluğuna inşa edilmiş ve bütün koyu kapsayan nefes kesicibir manzaraya sahip olan tiyatroda 4000 seyirci oturabiliyorsada bu rakam zamanında 10.000 kadar imiş. Kraliçe II. Artemisia tarafından M.Ö. 350 yılında tamamlanandevasa anıtmezarın inşasına başlarken Kral Mausolos,dünyanın ilk mozoleum’una imza attığının farkında değildi her-halde. O zaman Halikarnassus adını taşıyan şehrin başyapıtıolan bu yapı antik çağın Yedi Harikası’ndan biri sayılıyordu.

24 katlı piramitik yapıdan bugüne sadece kazılardan çıkmışbir kaç taş kalmıştır. Mausolos’un anıtmezarı 1303 yılında birdepremde yıkılınca St. Jean şövalyeleri kale inşasında butaşlardan faydalanmıştır. Büyük İskender, MÖ 334’teHalikarnassus’u ele geçirmeden önce Mindos kapısında kanlıbir mücadele yaşanır. Zamanında yiğitçe savaşanlarınyıkımının üstünde duran kapı yeniden inşa ve restore edilmiştir.

EN GÜZEL KOYLAR KULÜBÜ’NÜN ÜYESİYaklaşık 10 yıldır faaliyet gösteren bu uluslararası kulübün artıkbeş kıtayı kapsayan 30 kadar üyesi var. Quebec’tekiTadoussac ve Chaleur koyları gibi Bodrum da bu klübünüyesidir, ve klübün Ekim’de yapılan dünya kongresine evsahipliği yapmıştır. Afrika, Çin ve Vietnam’dan yeni katılanüyelerle beraber kulüp artık bütün gezegenimizi temsil etmek-tedir. Klübün ismi sizi aldatmasın – güzellik derken sadece görselgüzellikten bahsedilmiyor. Mutlaka koyların güzel panoramasıda olacak fakat esas güzellik edindiği prensiplerde ve gelişmehedeflerinde saklıdır.Dünya kongresine LE SOLEIL, Tadoussac Koyu’nun misafiriolarak katılmıştı.

Çeviri: Annette Ertan

BodrumBelediyesi, büyük önem

verdiği ve özellikle 2005 yılıiçerisinde sürdürdüğü yurtdışı tanıtım

çalışmalarında başta 3. Dünya Kongresiolmak üzere, dünyaca ünlü Thalassa TV’de

Bodrum Belgeselinin çekimi ve yayınlanmasındasağladığı katkı ile önemli bir başarıya imza attı.Bu Belgesel 3. Uluslararası Bodrum Film Festivali

içerisinde gösterilecek olup, çalışmalarının karşılıklarınıulusal ve uluslararası basında çıkan haberlerle somutbiçimde yakalayan Bodrum Belediyesi, 2006 yılı

içerisinde de gerek uluslararası tanıtım çalışmalarını,gerekse festivallere davet ettiği dünya isimleri ilede çıtayı yükseltmeye ve öncü olmaya devam

etmekte. Kongrenin ardından “Le Soleil” Dergisisayfalarında Bodrum’a özel bir yer

ayırdı. Kapağını süsledi.

Page 18: Bodrum Bülten Nisan 2006

ümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Ülküm’ün oğlu Muharrem Ülküm’e ait Yalıkavak’taUğur Mondial marka motosiklet Galeri ve Servisin açılışı yapıldı. Geçtiğimiz gün“Galeri Ülküm” adı altında açılan galerinin açılış törenine Bodrum Yarımadasının

Belediye Başkanları da katıldı. Turgutreis Belediye başkanı Ali Server Yazgan, YalıkavakBelediye Başkanı Mustafa Saruhan, Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, GündoğanBelediye Başkanı İbrahim Bilgi, Göltürkbükü Belediye Başkanı Halil İbrahim Kaynar açılışta hazırbulundular. Yurtdışında bulunmasındandolayı Bodrum Belediye Başkanı MazlumAğan ile mazereti nedenleriyle diğerBelediye Başkanları açılışa katılamadı.Ayrıca açılışta, Uğur Mondial’in sahipleri ÜnalTakmaklı, Abidin Takmaklı ve GenelKoordinatör Gültekin Kılıç da bulundu.Belediye başkanları hep beraber açılış kur-delesini kestikten sonra, kendi aralarındatopladıkları parayla Gümüşlük’te okuyan enbaşarılı öğrenciye ve Uğur Mondial sahipleride Yalıkavak’ta okuyan en başarılıöğrenciye hediye etmek için birermotosiklet satın aldılar.

18 BODRUMe n ül

YENiLENENLER

YENiLER

YENiLiKLER

odrum’da bir galeri daha seçkin birsergi ile kapılarını sanatseverlerinilgisine açtı. Çağdaş Türk Resmi’nin

12 sanatçısını bir araya getiren BodrumCam Sanat Galerisi 4 Mart’ta verilenkokteylle Bodrum’un sanat hayatındaki yerinialdı. İlhan Berk, Ali Koçak, Ergun Yücel, FatihUrunç, Rifat, Volkan Coşkun, Sarah J. Carter,Saliç, Metin Acar, Dilek Helvacıoğlu, GülserKemik ve Ramazan Demirtaş’ın eserlerindenoluşan karma sergi, 23 Mart tarihine kadaraçık kaldı. Sanat Danışmanlığını MustafaBürün’ün yaptığı galeri, Bodrum ÇarşıMahallesi, Manavlar arkasında.

BODRUM CAM SANAT GALERİSİ AÇILDI

B

G

MEŞHUR ALSANCAK SÖĞÜŞCÜSÜ BODRUM’DAzmir'in özel tatları arasında yer alanve Türkiye'de başka hiçbir yerdebugüne kadar yapılmayan dürümiçinde yeşillikle birlikte servis edilen

söğüşü, Bodrum'a Varol Kaya ve VelicanKurutaş adlı iki genç girişimci getirdi. Kuzukellesinden yapılan söğüşte, hayvanınbeyin, yanak, dil etlerinin yanı sıra gözüdahi bu özel karışımın içinde yer alabiliyor.24 saat boyunca yaz-kış servis yapacakolan Bodrum Alsancak Söğüşçüsü'ndeayrıca turşu çeşitleri, turşu suyu, şalgamsuyu, meşhur Ayvalık tostu çeşitleri de bulu-nacak. 

i

BAŞKANLARGALERİ ÜLKÜM’DEBULUŞTU

GRANDE PUNTO,PAŞALI SHOW ROOM’DATANITILDI

aşalı Otomotiv Show Room’dadüzenlenen organizasyonla FiatGrand Punto’nun tanıtımıgerçekleştirildi.  Grande Punto,

İtalya'nın Torino kentinde Eylül ayındayapılan dünya prömiyerinden kısa birsüre sonra Türkiye pazarında satışasunuluyor. Gözalıcı tasarımı, sınıfınınzirvesindeki boyutları ve teknolojisininyanısıra Euro NCAP'den aldığı 5 yıldızı,geniş motor gamı ve iddialı fiyatıyla oto-mobilseverlerin gözdesi olmaya

P

AGORA İNŞAATKONACIK'TA…

onacık Belediye BaşkanıMehmet Ülküm’ün açılışınıyaptığı Agora İnşaat, Konacık'tahizmete girdi. Agora İnşaat'ın

sattığı ve hizmet verdiği ürünlerarasında, Stonewrap Kültür Taşları, 3000çeşit silinir, boyanır, kendinden temalı,kabartmalı, boyalı, Marburg İthal DuvarKağıdı çeşitleri, temelden terasa suyalıtımı sağlayan Koster YapıKimyasalları, Atlantis Çelik YapıSistemleri'nin yanı sıra temel radya siste-mi ile 40 gün içerisinde ev teslimi,Andersen Ahşap Kapı PencereSistemleri, Smart System, Osmanlılartarafından dünyaya yayılan gerçekahşap Yalı Baskı Sistemi olan AhşapCephe Kaplama Sistemleri bulunuyor. 

K

Page 19: Bodrum Bülten Nisan 2006

TURGUTREİS'TE GÜZELLİK MERKEZİ

urgutreis Belediye Başkanı Ali Server Yazgan, Avrupastandartlarına uygun modern bir güzellik merkezinin açılışınıgerçekleştirdi. Turgutreis Mehmet Hilmi Caddesi İş Bankasıkarşısında diplomalı uzman kadrosuyla 'Afrodit Güzellik

Merkezi' hizmete girdi. Açılışa Ali Server Yazgan'ın yanı sıra Fen İşleriAmiri Şahin Satı ve çok sayıda davetli katıldı. Avrupa standartlarındason model lüks cihazların kullanıldığı sağlık ve güzellik merkezinde,cilt bakımı, kuaför, reiki bioenerji terapileri, spa, dansla zayıflama,ameliyatsız yüz germe, selülüt terapisi, popo kaldırma, göğüstoparlama, kalıcı makyaj, kirpik perması, kirpik ekleme, tatü (dövme)ve çatlak tedavileri gerçekleştiriliyor. Yaklaşık 300 metrekarelik alanakurulan, 150 bin YTL'ye mal olan ve 10 kişilik uzman diplomalı kadro-suyla hizmete giren Afrodit Güzellik Merkezi'nde insanların var olangüzelliklerini ortaya çıkarmak hedefleniyor.

T

Page 20: Bodrum Bülten Nisan 2006

20 BODRUMe n ül

Yaşlanıyorum Galiba

odrum'a geldiğimden bu yana/neredeyse on sekiz yıl oluyor hemenhemen sürekli olarak diyebilirim gazete-lerde dergilerde yazı yazdım. Dahaönceki yaşamım ise yazmak değil

konuşmak üzerine kuruluydu ki, bu günkonumuzu da bu oluşturacaktır. İşte bu yazmadönemimde aklımın erdiğini düşündüğüm,araştırma yapmadan yazılmaması gereken, ihtisaskonusu olmayan bir çok şeyi yazdım, sizlerlepaylaşmaya çalıştım.

İyi bildiğime inandığım bir konuya ise hiçdeğinmedim. Belki aynı zamanda mesleğim deolan bu sahada konuşmayı ya da yazmayı bir'üstad olma' hevesi biçiminde algılayanlarçıkabilir düşünce veya korkusu ile yapamadım...

Ancak bu ayın yazısını yazmak amacıylabilgisayarın başına geçmeden az evvel okuduğumbir haber bana böyle düşünmekle yanlışyaptığımı, daha da önemlisi yurttaş olarakgörevimi yapmadığımı hatırlattı, adeta bir şeylerin beni yıllardıryaptığım bu davranışın bu kez tam tersini yapmaya itelediğinihissettim. Biraz da şu var; İnsanların geçmişlerini anlatmaya yada yazmaya başladıklarını görünce onların yaşlandıklarınahükmetmek gibi bir inancım vardır. Doğrudur, yanlıştır bilememvelakin beni yönlendiren bir düşüncedir ve etkisi altında dakalmışımdır.

Şimdi, okuduğum habere geleyim. Yıllarımı verdiğim, bu gün benne isem hemen hemen tamamını borçlu olduğum sevgili kuru-mum TRT ile ilgiliydi... Son zamanlarda bir otobüste yaşanan vebatılı bir solist dinlenirken, 'Kapa lan şu gavur müziğini' uyarısı ilegündeme gelen TRT'de yaşanan rezilliklerin sadece bu boyuttakalmadığı ve yapılan programların yayından kaldırılıp,yapımcıların da kızak görevlere sürgün edildiklerini bildiren birhaberdi. Okudum, üzüldüm, kahroldum.

Kahroldum, zira yıllarca o kurumda sağcı veya solcu bütünyönetimlerde program yaptım, program sundum. Canım EvrenPaşam ve Rahmetli Türkeş yönetimleri dışında mesleğimekasteden bir davranışla karşılaşmadım. Rahmetli Türkeşzamanında üstüme sıkılan onbeş el kurşun dışında hayatıma dakasıt olmadı. O da bir kere oldu şimdi haklarını yemeyeyim.Canım Evren Paşa'm zamanında şimdi hayatta olan veya rahmetekavuşmuş, solcu ya da sağcı, mesleğinde başarılı, dürüstinsanların oynanmadık ne şerefleri ne haysiyetleri kaldı. Elli,altmış yaşlarında nice insanın hüngür hüngür ağladığını gördüm.Bugün basına, bir daha gerekse aynı şeyleri yapardım diyenPaşa'ya yanıtı herhalde şimdi rahmete kavuşmuş olanlar bilevermiştir ama o bunları duyamaz ki... İşte o dönemlerde bileböylesine rezilane uygulamalar yapılmadı. Dikkat buyurun bu soncümleyi de yukarıda, anılarını yazan kişi söylüyor varınhesaplayın gayrı..

Adam üzerine basa basa söylüyor, saklısı gizlisi yok, yaşadığı

yerin kazandırdığı o harbi kişiliği ile haykırıyor'Ben kadromu atarım kardeşim' diyor. Doğru,isterse atar, istemezse de sokağa atar, Hi-Mengibi güç onda babacım elden ne gelir. Ayrıca biryönetimin kendi felsefesinde olan ekipleçalışması kadar doğal bir davranış ta olamazyani. Ama bu görüş bu felsefe neyi kapsar onabakalım.

Siz ekonomik politika açısından liberal ola-bilirsiniz, ya da sosyalist bir politikaya taraftarolabilirsiniz. AB ile ilişkilerin ülkeye zararverdiğini düşünebilirsiniz ya da dersiniz ki buberaberlik ülkemiz için fevkalade yararlıdır, biziktidar olursak yönümüzü böyle belirleyeceğiz,katılırım veya katılmam ama saygı duyarım..

Sizin bir orman köylüsü politikanız vardır, ya daturizm de vergi indirimi, turiste yapılacak kötümuameleye karşı artırılmış ceza yasalarınıiktidara gelirsek uygulayacağız derseniz,anlamaya çalışırım. Bu ve bunun gibi yüzlerce

örneği kabul edebilir veya düşünebilirim ammaaaa, bizden değil,bize program yapmıyor, başörtüsüne karşı çıkıyor, namazadurmuyor diye pırıl pırıl kafaları yok etmeye, daire başkanlarınınmasalarını hatta sandalyelerini utanmazca odalarından kaldırtırve onları istifaya zorlarsanız işte bunu insan olarak kabuledemem ve uğruna bunları yaptığınıza inandığınız Allah evvelasizi çarpar.

Bizim meslekte yani yayıncılıkta bir yayıncının başarılı bir kişihaline gelmesi için en az beş yıl dirsek çürütmesi gerektiğineinanılır, Sonraki yıllarda olgunluk ve tecrübe etkisini gösterir,güzel yapımlar, başarılı sunumlar ortaya çıkmaya başlar. Tabişimdi siz günümüz yayıncılığı ile o yılları karıştırmayın şimdiyorgun bir gecenin sabahında insan haber spikeri ya daprogramcı olabiliyor, Şimdiki nesil şanslı arkadaşlar. Buanlattıklarım bizim zamanımızla ilgili. Biz/ Affedersiniz/eşşşşekler gibi dünya olaylarını, yurtta olan bitenleri adetahatmederdik de yine bi yerlerden açığımızı bulurlar fırçayıatarlardı, ertesi gün daha çok okuyalım diye. İşte o en az beşyılda yetişmiş, ayrıca üzerine yıllar eklemiş bir programcıyı, birdaire başkanını kafamızdan değil diyerek yollarsanız, hangikafanızla işleri yöneteceksiniz? Bildiğim ve gördüğüm kadarıylasizi dünyevi meseleler pek fazla ilgilendirmiyor ama dünya dauhrevi bilgilerle yönetilemiyor. Yönetilmeye çalışılan vekimilerinin pek özendiği bazı ülkelerin hal-i pür melalinigörüyoruz, mal ortada. Ayrıca özel yayın kuruluşlarının rezilliğinide görüyorsunuz, onlardan siz de şikayetçisiniz. Öte yandandoğru dürüst, baldır bacaksız bir şeyler ortaya çıkarmayaçalışanların burnundada kan getiriyorsunuz. Siz ne istiyorsunuzkuzum?

Artık ekmeğin getirilemeyeceği, ekonomik sıkıntılarıniçindekileri boğacağı evler artıyor ve bütün bunlar kullarınaiyilikten başka bir şey yapmayacağına inanılan Allah adınayapılıyor traji/komik olan da bu.

DO

ĞR

UYA

DO

ĞR

U

HULUSİÖZÜDURU

Bİnsanların geçmişlerini

anlatmaya ya dayazmaya başladıklarını

görünce onlarınyaşlandıklarına

hükmetmek gibi birinancım vardır.

Doğrudur, yanlıştır bile-mem velakin beni

yönlendiren birdüşüncedir ve etkisi

Page 21: Bodrum Bülten Nisan 2006

BODRUM’UNEN ÇOK iZLENENHABER PORTALI

WWWMUĞLA, iLÇELERi ve BODRUM

BiRiNCiSiE G E B Ö L G E S İ

BEŞiNCi

bodrumajans.com.tr

SiZE DE YER AYIRDIKBODRUM’UN 1. SİTESİNDE BİRLİKTE OLALIM

İLANLARINIZ İÇİN 317 10 90 - 91

OASİS Alışveriş Merkezi No:226 Fax: 317 10 92 [email protected]

ç

MART2006RAPORU

Web sitemizde sayfagörüntülemeler, izlenmeoranını etkilememeklebirlikte, kontur IPnumarası doğrultusundaçalışmaktadır.

Aynı gün içinde 2. kezgirdiğinizde yada siteiçindeki tıklamalarziyaretçi sayısını diğerbazı web sitelerindeolduğu gibietkilememektedir.

Bu değerlendirmeyiyapan Alexa adlı kuruluş,bu tip siteleri güvenlibulmadığı içinkategorilememeklebirlikte dünyasıralamasına almaktadır.

Bu bilgilerwww.alexa.comsitesindenalınmıştır.

DÜNYADAKİ YAKLAŞIK  18 MİLYON SİTE ARASINDA

DEĞERLENDİRME YAPANwww.alexa.com SİTESİNİN VERİLERİNE GÖRE

bodrumajans.com.tr

Page 22: Bodrum Bülten Nisan 2006

BODRUM TUTKUNLARI

söyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR

z lsaölBz lsaölB- ıe t . .- ıe t . .

SUALTIARKEOLOJİSİNİN BABASI

"BEN FAHRİ BODRUMLUYUM"

BODRUMe n ül22

Sadece Türkiye'de değil tümDünya'da sualtı arkeolojisi

denildiğinde akla gelen ilk isim,şüphesiz Prof. George F. Bass'tır.

Gelidonya Burnu Batığı ilebaşlayan ve tam 45 yıl süren

sualtı macerası boyunca Prof. Bass, bir çok sualtı batığınıve paha biçilmez tarihi eseri gün ışığına çıkararak, dünya

kültür ve tarih mirasına ekledi. George F. Bass'ın,Gelidonya Batığı'nda yaptığı kazı, bilimsel nitelikte

dünyada yapılan ilk arkeolojik sualtı kazısı olarak tarihegeçti. Öte yandan Bass, sualtında haritalama ve

dekompresyon tekniklerine kattıklarıyla, dünyanın ilk sivildenizaltısını projelendirip yaptırmasıyla, kurduğu sualtı

arkeoloji enstitüsüyle ve aralarında Türklerin de bulunduğudünyanın önde gelen sualtı arkeologlarını yetiştirmesiyle

arkeolojinin dünya çapındaki en önemli ismilerindenbiri oldu.

Bir Bodrum tutkunu olan Prof. George F. Bass, emekliolduktan sonra Bodrum'da eskisi kadar uzun süreli

kalamamaktan yakınıyor. Önceki iki yıl 10'ar günlüğüneBodrum'a gelen Bass, bu yıl piyano öğretmenliği

yapan eşi Ann Bass'la birlikte 2 aylığınagelmiş.

Bass, hatıralarını yazdığı yenikitabını derlemek için gelmiş

bu defa Bodrum'a.Sualtı Arkeoloji

Enstitüsü'nde tatilini geçirenGeorge F. Bass'la Bodrum

Bülten okurları için bir söyleşiyaptık. Bass, bize Bodrum'u,

Kale'yi ve sualtındaki arkeolojikzenginliklerimizi değerlendirdi;

Page 23: Bodrum Bülten Nisan 2006

Bodrum'a ilk ne zaman geldiniz. Bodrum'la tanışmanız nasıl oldu. Arkeolojiknedenlerle mi geldiniz?1958 ve 1959'da Peter Throckmorton isimli bir fotoğrafçı ve gazete-ci, Bodrum'a geldi. Çünkü burada sualtı hakkında bir kitap yazmakistiyordu. Peter Throckmorton, biraz araştırma yaptı. Bir kaç kazıçalışması yaptı ve bu yörede eski batıklar olabileceğini düşündü.Kemal Aras adlı Bodrumlu bir dalgıç ona 11 - 12 tane eski batıkgösterdi. Throckmorton. Pennsylvania Üniversitesi ile yazıştı. ZatenPeter, Pennsylvania Üniversitesi için Ankara yakınlarındaki Gordion'dakazı yapmıştı ve Bodrum'da sualtı kazısı yapmak istediğini söyledi.Çünkü Peter, kara yada sualtı kazısının temelde aynı olduğunudüşünüyordu. Sonra Gordion kazısını yapan benim Profesörüm,bana dalmayı öğrenmek isteyip istemediğimi sordu. Çünkü benTunç Devrini çok seviyordum. Bunun üzerine kurs aldım, sonrasındada 1960'da Bodrum'a geldim.

1960'ta Bodrum'a geldiğinizde Bodrum nasıldı?Aslında ilk defa Türkiye'ye 1953'te geldim ama Bodrum'agelmemiştim. Dalış da yapmadım zaten öğrenciydim o zamanlar. Bodrum çok değişti. 1960'da elektrik yoktu, evlerde su yoktu. Bir jeepvardı. Bodrum'un tek dolmuşu, ikinci araba da benimkiydi. Çokromantikti, her akşam gaz lambası yakardık, haftada bir defahamama giderdik. Evde duş yoktu çünkü. Hangisi güzel bilmiyorum.İnsanlarda farklıydı gerçi o zaman, hırsız yok, anahtar yok, kapılaraçık, paramızı masaya koyardık, bir hafta o para orada dururdu. Hiçkorkmazdık, pencereleri bile kapatmazdık. 

Amerika'dan  ilk  geldiğinizde  Bodrum'da  elektrik  bile  yok,  yabancılıkçekmediniz mi?Hayır, benim hanım ilk defa Amerika'dan çıktı ve daha yenievlenmiştik. Ben buraya geldim, 3 ay sonra da Ann geldi ve hiçyabancılık çekmedi. Önce İzmir'e geldi. O zaman asfalt bile yoktuyollarda ama insanlar çok yardımcı ve arkadaş canlısı idi ve hemenTürkiye'yi sevdik.

Müze  tabi  yoktu  o  zamanlar,  kaleyi  ilk  gördüğünüzdeki  izlenimleriniz  neoldu?Yalnız eşekler vardı kalede, otlarla kaplıydı. Duvarları kapalı değildi,ağaçlar yoktu. Gelidonya'da çalıştım ve kazıdan sonra Eski Eserlerve Müzeler Genel Müdürlüğü'nden, haber geldi, eski eserlerinhepsinin İzmir'deki müzeye gideceğini söylediler. PeterThrockmorton, bana Bodrum'da daha iyi bir müze yapacağımızısöyledi, çünkü Bodrumlu dalgıçlar bize sualtı batıklarını gösteriyordu.Bunun üzerine Türk Hükümetine durumu anlattık. Hükümet para yokdedi. Biz dedik ki, bizde biraz var. 200 dolar! Sonra kireci aldık,müzeyi boyadık, pencerelere demirler taktık ve böylece 200 dolara

Page 24: Bodrum Bülten Nisan 2006

24 BODRUMe n ül

müzeyi açtık.Nerede açıldı peki müze?Eski şövalyelerin yemek yediği odada açtık. 

Kalede tabi değil mi bu bahsettiğiniz yer?Evet tabi, şövalyelerin yemek yediği bir odaymış burası bir zamanlarama şu an bu salon faal değil.

Peki  Bodrum Müzesine  ilk müdür  ne  zaman atandı.  Yada  sizin  200dolara kurduğunuz müze ne kadar bir süre bu şekilde işledi?Bundan 2 yıl sonra burası resmen müze oldu. İlk müdür Haluk Elbeidi. Bergama'dan geldi Bodrum'a, emekli İngilizce öğretmeniydi.Genç ve çok çalışkan biriydi. 

Daha sonra hangi kazılarda çalıştınız?Yassı Ada'da 2 kazıda çalıştım ve 2 Bizans Batığı, sonra ŞeytanDeresi Batığı, Serçe Limanı'nda Cam Batığı'nda, Uluburun Batığı'nda,Papuç Burnu'nda çalıştım. 

Kale'de  sergilenmekte  olan  bütün  batıkların  çıkarılmasında  emeğiniz  varsanırım?Evet tabi hepsinin çıkarılmasında çalıştım. Bozburun Batığı'nda iseöğretmen olarak bulundum.

Peki bütün bu kazılarda hangi görevle yer almıştınız?İki görevle bulundum. Sualtı Arkeoloji Enstitüsü Başkanı ve aynızamanda Teksas A&M Üniversitesi Profesörü olarak.

Bu dönemde kimlerle çalıştınız?İlk olarak Türk, Alman, Fansız ve Amerikalılarla çalıştım. Bazı zamanlarAmerikalılar ağırlıktaydı. Oğuz Alpözen, yerel sualtı dalgıçları ileçalıştım.

Bodrum'un sualtı arkeolojisi'ndeki önemini anlatır mısınız?Bodrum'un sualtı arkeolojisindeki önemi çok büyüktür, çünkü modernsualtı arkeolojisi Bodrum'da başladı. Bodrumlu dalgıçlar bize çokönemli sualtı batıklarını gösterdiler. Bizans, Klasik, Roma ve Tunç

Devrinden kalma batıkların hepsi bu yörede var.Bodrum yada genellersek Ege'de ne kadar batık var daha çıkarılmamış?Evet çok çok fazla var. Antalya'dan Bodrum'a 200 tane batıkolduğunu biliyoruz. Herhalde Karadeniz'den İskenderun'a kadar birkaç bin tane batık var. 

Bu batıkların zaman içersinde çıkarılma olasılığı var mı?Hayır bu çok zor. Bir batık, Uluburun mesela, 11 yıl çalıştık burada. Birbatıkta 5 ila 10 yıl çalışmak gerekiyor. Heralde binlerce yıl gerekirtamamının çıkarılması için.

Sualtı Arkeolojisine bir ömür vermiş bir insan olarak meslek hayatınızda hiçunutamadığınız bir hatıranız var mı?Sualtı arkeolojisi çok enterans ve önemli. Denizde bulduğumuz eserçok daha fazla korunmuş oluyor. Mesela demir paralar buluyorsunuz,bunların tarihleri birbirini tutuyor ama karada bulunanlar öyle değil.Aynı yerden çok farklı dönemlere ait bulgular çıkabiliyor. 45 yıl sualtıarkeolojisi ile uğraştım ama aslında evet budur diyebileceğim birhatıram yok. Çünkü en güzel eski eserleri başka dalgıçlar buldu.Mesela Tufan (Turanlı) dalardı, her dalışta güzel birşeyle çıkardı. Bensürekli fotoğraf çekerdim. Herhalde şans, bu kadar yıl güzel şeylerihep başkaları çıkardı. 

Sürekli Bodrum'da mı yaşıyorsunuz?Eskiden her yıl 6 ay Bodrum, 6 ay Teksas'ta yaşıyordum ama şimdiemekli oldum. Daha az geliyorum. Geçen sene yalnız 10 günlüğünegelebildim. Bir önceki yılda öyle oldu ama bu yıl 2 ay kalabildim.Umarım önümüzdeki yıl daha uzun süreliğine geleceğiz çünkühanım da, ben de Bodrum'u çok seviyoruz. 2 oğlum var. Onlar daçok seviyorlar ama biri öğretmen, biri de bir dergide editör ama işleriyüzünden çok gelemiyorlar.

Bodrum'u seviyor musunuz?Çok seviyorum. Ben fahri Bodrumluyum ve tekim. Bana bir plaket ver-ildi ve bundan çok memnunum. Bir kaç yıl önce verildi o zamanlarben tektim, belediye başkanı vermişti. Bilmiyorum benden sonra daalan oldu mu bu sıfatı ama aldıysa da ben fahri Bodrumlu olmayıçok seviyorum...

Gelidonya Burnu Batığı;Akdeniz'de kazısı tamamlanan ilk batık,sünger avcısı Kemal Aras 'ın 1954yılında Gelidonya Burnu (Beşadalar)civarında yaptıgı dalışlar sırasındakigözlemlerini dile getirmesi sonucubulunmuştur. Batıgın kazısı (1960) birsezonda tamamlanmış olup 26-28metrelerde Geç Tunç Devrinetarihlenmiştir. Gelidonya Batığı'nın birözelliği de sualtında dalgıç birarkeoloğun başkanlığında kazısıtamamlanan ve kara kazısıstandartlarına uygun olarak yapılan ilksualtı kazısı ünvanına sahip olmasıdır.1994 araştırması sırasında batıktabulunan Kıbrıs veya Suriye-Filistin tipi taşçapa, geminin Orta Doğu kökenliolduğu görüsünü kuvvetlendirmektedir.

Şeytan Deresi batığı; 1973yılında süngerci Cumhur Ilık, senelerönce görmüş olduğu sağlam iki küpünyerini bildirmesi üzerine saptanmıştır.Batık M.Ö.1600 yıllarına tarihlenmiş isede bilim dünyasının kesin onayınıalabilmiş değildir.  Bizans Batığı; 16.yy'a tarih-

lendirilmekle birlikte amphora ve benzermalzemeler bulunamadıgı için ticari birbatık olmadığı düşünülmektedir.

Yassıada; Kuzeybatı rüzgarlarıyla yolaldığı sanılan en az üç gemi, bu küçükadanın etrafını çevirdiği sığlığa çarparak altkısımlarını parçalamış ve adanın güney kesi-mindeki derin sularda birbirlerine yakınaralıklarla batmışlardır. Turgutreis'inaçıklarındaki Yassıada'da 1967-1969 yıllarıarasında Pennsylvania Üniversitesi adınaProf. Dr. George F. Bass başkanlığında 36-42m. derinlikte M.S. 4-5 yy. başlarına ait GeçRoma Batığında kazılar yapılmıştır. Bu kazıdaçok sayıda amphoranın yanı sıra sağlamolarak tek bir cam sürahi ele geçmiştir.

Doğu Roma Gemisi; 1961-1964 yıllarıarasında yine Prof. Dr. George F. Bassbaşkanlığında bir kurul tarafından arkeolojikkazısı yapılan M.S. 7. yy. Doğu RomaGemisi, 1997 yılında,  1/1 ölçeğindeyeniden kurulmuş ve Bodrum SualtıArkeolojisi Müzesinde sergilenmektedir. M.S.7. yy. Doğu Roma Gemisi kazısında tek birkırık cam şişe bulunmuş olup salondasergilenmektedir.

PROF. GEORGE F. BASS'IN KAZISINDA BULUNDUĞU SUALTI BATIKLARI:

Serçe Limanı - HellenistikBatığı; Serçe Limanı Hellenistik Batığı1979 yılından beri bilinen bir batık. Gemi35 metre derinlikte bulunmaktadır. 1979yılında Serçe Limanı Cam Batığı'nın kazısıtamamlanırken M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısınaait olan bu geminin kazısına kararverilmiştir. Sonradan Cam Batık adınıalacak olan M.S.11. yüzyıla ait bir ticaretgemisi batığı yakınlarında bulunan Helendönemi batığı, bulunduğu yer süngerciMehmet Aşkın tarafindan 1973'teGeorge Bass'a gösterildiğinde, çoktanyağmalanmıştı.

Uluburun; Texas A&M Üniversitesi veSualtı Arkeoloji Enstitüsü adına önce Prof.Dr. George F. Bass başkanlığında, dahasonra Dr. Cemal Pulak başkanlığındayapılan kazılarda M.Ö. 14. yüzyılatarihlenen dünyanın en eski batığıaraştırılmıştır. Kaş ilçesinin 8.5 kilometregüney doğusunda uzanmakta olanUluburun'un doğu kıyısından sadece 60metre açıkta 1982 yılında bir süngerdalgıcı tarafından bulunan batık 1984yılında başlanan çalışmaların ve onbirsezon boyunca yapılan binlerce dalışınsonucunda M.Ö.14.yüzyılın sonlarındakaybolmuş eşsiz bir yük gün ışığına

Page 25: Bodrum Bülten Nisan 2006

25BODRUMe n ül

Sevgi, Aşk ve Şiir Üstüne

elin, bugün siz değerli dostlarımla;sevgi, aşk ve şiir üstüne şöyle zevkli birsohbet tutalım. Dünyanın ve şu sıralarözellikle de ülkemizin; bırakınız huzurve mutluluk verecek sayılabilmeyi,

tam tersine, huzur bozucu ve iç karartıcıbirtakım olaylarla çalkandığı günlerde; böylecekendimizi, bu tatsızlığın dışına atıp, en azından5-10 dakika da olsa, mutluluk duygularıyla yüklübir soluk alabilmeyi sağlamaya çalışalım.

Değerli okuyucularım! Burada bir küçük açıklamayapmak isterim. Siz bunu, öyle pek de önemlisayılamayacak olan bir meslek sırrının gözlerönüne serilmesi olarak da kabul edebilirsiniz.Bizler, yani gazeteci, yazar, konuşmacı takımı;yazılarımızın ve konuşmalarımızın önemli birbölümünü siz değerli okuyucularımız,dinleyicilerimiz ve dostlarımızdan aldığımız yada algıladığımız düşünce ve duygularla oluştururve bunları kendi potamızda eriterek ve doğalolarak biraz da süsleyerek yine sizlere sunarız.

Yazımızın hemen giriş bölümünde not ettiğim gibi, sizlerebugün sevgi, aşk ve şiir üstüne bir yazı sunmaya çalışacağım.Bizler Türk insanı olarak tarihin çok eski yıllarından bu yana şiireya da daha doğru bir deyişle şiirsel anlatıma meraklı bir neslinçocuklarıyız. Okuma yazma bilmedikleri dönemde bile, şiiri engüzel anlatım biçimi olarak kullanmış bulunan atalarımızınizinde hemen her Türk genci, çocuk yaşlarda şiire gönülvermekle yetinmeyip düşünce ve duygularını yazarak bu kervanakatılır. Nitekim Bülent ağabeyiniz de, bu kervanın oldukça eskiüyelerinden biridir. Daha 1940'lı 41'li yıllarda henüz on beş-onaltı yaşlarında ve lise öğrencisi iken yazmaya başladığı şiirleriçoook uzun yıllar sonra derleyip toplayıp yeniden gözden geçi-rerek, adeta tekrar yazarak, iki ayrı kitapla değerli dostlarınınkarşısına çıkma cesaretini gösterebilmiş olmanın verdiği cüretle;"Sevgi ve aşk dediğimiz o bir hayli karmaşık ve yüce duygularolmasaydı insanlar şiir yazabilir miydi? Ya da yazdıkları şiirler bukadar geniş yankı yaratabilir ve sevilerek okunur muydu?"Sorusunu sorarak yola çıkmak istiyorum.

Bu sorunun yanıtını hemen ve kesin olarak üç-beş kelimeyle ver-mek, olumlu ya da olumsuz bir sonuca varmak hiç de güçdeğildir. Buna karşın, daha uzun ve biraz da dolambaçlı bir yolizleyerek, kuşkusuz daha doğru bir sonuca varmaya çalışmakbize göre akılcı bir davranış olacaktır.

Şiirin ne demek olduğunu, bir bakıma pek çok insan kendinegöre anlatmaya çalışmış ve bu nedenle de ortaya, birbirlerindenbüyük ayrıcalıklar taşıyor olmasalar da; şiir üstüne değişiktanımlamalar çıkmıştır. Bana sorulduğu zaman şiirin:"Duygularımızın kelimeler ve cümlelere ahenkli bir şekildedökülmüş şeklidir." Demekle yetinmekteyim. Şiirin, sevgi ve aşkdediğimiz o yüce duygularla bağlantısına gelince; sanırım şu"yüce duygular" tanımlaması bile yeterince aydınlatıcıdır. Madem

ki duygularımızı kelimelere dökmeyeçalışmaktayız, o halde bu duygular ne denli yüceolursa şiirimiz de o denli yüce ve o denli güzelolacaktır. Değerli dostlarım şu ayrıntıyı gözdenkaçırmamalıdırlar: Buradaki sevgi ve aşksözcükleri, sadece erkek ve kadının birbirlerinekarşı olan duyguları anlamına kullanılmamıştır.Doğa sevgisinden, hayvan sevgisine, vatansevgisinden çocuk sevgisine, çiçek ve ağaçsevgisinden orman, dağ, dere, ırmak sevgisineaklınıza gelen ve sizi duygu denizlerindedolaştıran her sevginin bu potanın içindeeritilebileceğini kabul etmek zorunluluğundayız.

İşte tüm bu yüce duygulardır ki; bizim şiirimizietkileyecek ve ona çok geniş bir anlam yükle-yerek olgunlaştıracak ve nihayet, sevgi ve aşkolmadan şiirin de kolay kolay olamayacağına biziinandıracaktır. Her ne kadar, benim şiirlerinehayran olduğum Orhan Veli bir şiirinde:"Kabil değil şiir yazmak / Aşıksan eğer / Ve yazma-

mak / Aylardan nisansa..."Diyor ise de. Siz bakmayın ona. Çünkü Orhan Veli, şiirlerini böyleparadokslara dayandırarak sevenlerini şaşırtmaktan büyük zevkalırdı. Ayrıca bir başka şairin:"...Sanma ki; şair sözü doğrudur..." deyişini de unutmamakgerekir. Demek ki şairler her zaman doğruları yazmazlar amayine de unutmamak gerekir ki; şair sözü her zaman o şairinkendi doğrusudur. Önemli olan, şairin o şiiri yazdığı andakiduyguları ve anlatım biçimidir.

Değerli dostlarım!Bu yazıyı birkaç güzel şiirle renklendirmek isterdim. Ne fayda ki;dergimizde bana ayrılan yere ancak iki şiir sığdırabileceğim.Olabildiğince kısa ve biraz da değişik yazılmış şekilde...

GİZLİ SEVDA / Behçet NecatigilHani bir sevgilin vardı / Yedi sekiz yıl önce / Dün yolda rastladım/ Sevindi beni görünce.Konuştuk sokakta / Ayaküstü şurdan burdan / Evlenmiş çocuklarıolmuş / Bir kız bir oğlan.Seni sordu / Hiç değişmedi dedim / Bildiğin gibi / Anlıyordu.Seviyormuş kocasını / Kendilerininmiş evleri / Bir suçlu gibi ezik/ Sana selam söyledi.

SÖZLER / Yazarı saptanamadı

Artık ayrılıyoruz / Eski sevinçleri yanına al / Biliyorsun önümüzbahar / Gerekebilir.Artık ayrılıyoruz / Eski hüzünleri yanına al / Sözünde durmayanbiri çıkar daima / Gerekebilir. Artık ayrılıyoruz / Eski güzellikleri yanına al / Sevişirken bazeneksilir insan / Gerekebilir.Artık ayrılıyoruz / Eski özlemleri yanına al / Dönmek istersen birgün / Gerekebilir.

BÜLENT AKKURT

G

BİR

ZA

MA

NLA

R

"Sevgi ve aşkdediğimiz o bir hayli

karmaşık ve yüceduygular olmasaydıinsanlar şiir yazabilir

miydi? Ya da yazdıklarışiirler bu kadar genişyankı yaratabilir ve

sevilerek okunurmuydu?"

Page 26: Bodrum Bülten Nisan 2006

26 BODRUMe n ül

TOPLUM & YAŞAM

Etkinlikler Tiyatro oyunları ile başladı8  Mart  Dünya  Emekçi  Kadınlar  Günü  tüm  yurtta  olduğu  gibiBodrum'da da çeşitli etkinliklerle kutlandı. Bodrum'da 8 Mart'tan birkaçgün önce başlayan etkinliklerin ilki, 5 Mart 2006 Pazar günü SamsunSanat  Tiyatrosu'nun  sergilediği  çocuk  oyunu  ''Acı  Biber''  ve  ''SeferiRamazan Bey'in Nafile Dünyası'' adlı oyunlar Oasis Kültür Merkezi'ndeücretsiz olarak sergilendi. 

CHP'den PanelCHP Bodrum Kolları 6 Mart'ta ''Türkiye'de Kadının dünü, bugünü, yarını''başlığı altında bir panel düzenledi.  Panele CHP Kadın Kolları GenelBaşkanı  ve  CHP  İstanbul  Milletvekili  Güldal  Okuducu  ve  TiyatroSanatçısı  Şebnem  Sönmez  konuşmacı  olarak  katıldılar.  Paneldeayrıca  CHP  Bodrum  Kadın  Kolları  Başkanı  Güler  Seymen  ve  TürkKadınlar  Birliği  Bodrum  Şubesi  Başkanı  Emel  Şimşekel  de  birerkonuşma yaptı.Bodrum'da Kadın Kolları, Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı8 Mart'ta Bodrum CHP, DYP, AKP ve ANAP ilçe kadın kolları teşkilatları ileÇağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şubesi ve Türk KadınlarBirliği  Bodrum  Şubesi  üyeleri  Atatürk  anıtı  önüne  gelerek  çelenkbıraktılar. Çelenk sonrası bir dakikalık saygı duruşunda bulunan kadınkolları  üyeleri  günün  önem  ve  anlamını  vurgulayan  konuşmalaryaptılar.Turgutreis'te çelenk koyan kadınlar, birlikte yemek yediTurgutreis'te  Kadınlar  Günü  Atatürk  Meydanı'ndadüzenlenen  törenle  kutlandı.  Turgutreis  GönüllüleriDerneği,  ANAP  Kadın  Kolları,  Turgutreis  LionsDerneği  ve  Turgutreis  Konservatuar  Derneği'ninbaşkan  ve  üyelerinin  katıldığı  kutlamalardaAtatürk  Anıtı'na  çelenk  bırakıldı.  Meydanda

yaklaşık  100  kişinin  katılımıyla  gerçekleştirilen  Kadınlar  Günü'nünardından  kutlamalar  Akyarlar  Mehtap  Restoran'da  düzenlenenyemekle devam etti.

Gümüşlüklü Kadınlar Kristal Otel'de buluştu8  Mart  Gümüşlük'te  Kristal  Otel'de  kutlandı.  Gümüşlüklü  bayanlarınbüyük ilgi gösterdiği etkinlik saat 13.00'de başladı ve hava kararanakadar devam etti. Düzenlenen eğlenceye Belediye Başkanı MehmetÜlküm de katıldı.

Bitez Kadınlar Kahvesi'nde her kadına bir karanfilBitez  Belediyesi'nin  bu  sene  6.'sını  gerçekleştirdiği  8  Mart  DünyaEmekçi Kadınlar Günü Kutlaması Bitez Kadınlar Kahvesi'nde kutlandı.Bitezli  bayanların  katıldığı  sohbetli  toplantıya,  Bitez  Belediye  BaşkanıRemzi  Güngör,  ANAP  İlçe  Teşkilatı  Başkanı  Hülya  Aşkın,  ANAP  İlçeTeşkilatı  Yönetim  Kurulu  Üyeleri  Hülya  Sakal  ve  Sevinç  Özdurmuş'unyanı sıra Belediye Meclis Üyesi Seval Çakır katıldı. Hoşça vakit geçirenbayanlara Bitez Belediyesi tarafından birer karanfil hediye edildi.

AKP 700 Kadınımızı dans ettirdiAKP  Kadın  Kolları  üyeleri  ve  partililer,  Diamond  of  Bodrum  Otel'dedüzenlenen özel  güne  katıldılar.  Katılan  700 bayan,  yerel müzisyenMustafa Ergene'nin  icra ettiği Bodrum türküleri eşliğinde dans ettiler.AKP Bodrum İlçe Teşkilatı Başkanı Macit Gündoğdu ve AKP İlçe KadınKolları Başkanı Hülya Metin'in konuşmalarının ardından başlayan özelgünde bayanlarımıza pilav, ayran ve çay ikram edildi.

Emekçi Kadınlarımıza Belediyeden PlaketBodrum  Belediye  Başkanı  İlçe  sınırları  içinde  yüksek

mevkilerde kamu görevi yapan Emekçi Kadınlarabirer  plaket  vererek  Kadınlar  Günü'nü  kutladı.Fora Bar'da öğlen 15:00'te gerçekleştirilen çaya200 civarında emekçi kadın katıldı.

KADINLARGÜNÜ

COŞKUSU

Page 27: Bodrum Bülten Nisan 2006

1857 yılında 40 bin dokuma işçisi kadın daha insanca bir yaşamisteğiyle, eşitsizliğe ve ayrımcılığa, uzun ve insanlık dışı çalışma koşullarınakarşı mücadeleye başladı1886 yılında yine Amerika'da tekstil işçisi kadınlar, 8 saatlik iş günü, eşitişe eşit ücret ve sendikal hakları için direniş gerçekleştirdi. Direnişsermayenin şiddetiyle bastırılmış, onlarca kadın işçi yaşamını yitirmiştir.

Hayatını kaybeden tekstil işçisi kadınların anısına 1910 yılındadönemin sosyalist işçi partilerinden oluşan 2. Enternasyonal'e bağlıSosyalist Kadınlar 2. Konferansı'nda Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart‘Emekçi Kadınlar Günü' olarak kabul edildi.

1857’den beri dünyanın birçok ülkesinde kutlanan bu gün, 1977yılındaki Birleşmiş Milletler genel toplantısında Kadın Hakları veUluslararası Barış günü olarak kararlaştırıldı ve kadınların haklarınınverilmesinin dünya barışını güçlendireceği kabul edildi.

Böylece 8 Mart Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerde 'Uluslararası KadınGünü' olarak kutlanmaya başladı.

8 mart, 19'uncu yüzyılın sonlarından bu yana kadınların talep veözlemlerini dile getirmedeki kararlılıklarını sergiledikleri ve bu güne dekhiç de küçümsenmeyecek haklar elde ettikleri bir gün oldu.

Kadınların daha eşit ve daha yaşanılır dünya için başlattığı mücadele,toplumların her kesiminde yankı buldu ve destek gördü.

Günümüzde uluslararası insan hakları belgelerinde her insanın eşit veözgür doğduğu, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine hiçbirayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğu ve cinsiyetedayalı ayrımcılığın kabul edilemezliği ilkeleri benimsendi.

8 MART KADINLAR GÜNÜNASIL DOĞDU?

Kadın ressamlarımızdan resim sergisiKadınlar  Günü  nedeni  ile  Bodrum  Belediyesi  Meclis  Salonu-SanatGalerisi'nde  Kadınlar  Günü  Karma  Resim  Sergisi'nin  açılış  kokteyligerçekleştirildi.  Kadınlar  Günü  Karma  Resim  Sergisine,  24  KadınRessamımız birer eserleri ile katıldı.

Kapsamı dolu etkinlikte sandalyeler boştuJazz Now  Sanat Merkezi  ve Galeri,  Tiyatro  Sanatçısı  Ergin Ocaklı  vesanatçı  Perihan  Konal'ın  birlikte  hazırlayıp  sundukları,  8  Mart  DünyaKadınları  konulu  söyleşiye  ev  sahipliği  yaptı.  Söyleşide,  8  Mart'ın,dünya kadınlarının seslerinin yükseldiği ve kadınların hak arayışlarınıngünü  olduğu  vurgulandı.  Kadınlar  Günü'nün  tarihsel  süreci  ve  nasılortaya çıktığı konusunda bilgi veren Ocaklı, "Sureti bile aslında güzeldirKadının"  dedi.  Perihal  Konal  ise,  "Kendimizi  toplumun  bir  parçasıolarak  algılamak,  dünyaya  akıl  gözüyle  bakan  bilinçli  yurttaşlarolmalıyız" şeklinde konuştu.

Seligo Jazz Quartet'ten Kadınlarımız için Caz Konseri Avusturyalı  Caz  grubu  Seligo  Jazz  Quartet,  Halikarnassos  KültürMerkezi'nde  bir  konser  verdi.  Avusturya  Cumhuriyeti  Bodrum  FahriKonsolosluğu  Kültür  Ofisi  ile  ÇYDD  Bodrum  Şubesi'nin  birliktedüzenlediği  özel  konsere  davet  edilen  Seligo  Jazz  QuartetBodrum'daki  caz  tutkunlarının  beğenisini  topladı.  Konser  öncesindegösterime giren Türk Kadınının İstiklal Savaşı'ndaki mücadelesini anla-tan sinevizyon gösterisi ise izleyenlerin gözlerini doldurdu.

MHP Kadın Kolları Diamond of Bodrum'da idiBodrum MHP  Kadın  Kolları  üyeleri  ve  partililer,  Diamond  of  BodrumOtel'de  düzenlenen  gecede  bir  araya  geldi.  Geceye  Muğla  İlbaşkanı Osman Güner, Bodrum İlçe Başkanı Asım Başaran, KonacıkBelediye  Başkanı  Mehmet  Tosun,  Gündoğan  Belediye  Başkanıİbrahim Bilgi, Kadın kolları üyeleri ve 750 kişilik kalabalık bir grup katıldı.

Page 28: Bodrum Bülten Nisan 2006

28 BODRUMe n ül

eçen hafta İzmir'de bahçe ve bahçebitkileri temalı bir fuar vardı. Fuardanhaberim yoktu, yakın bir arkadaşımıziyaret ve de hafta sonu evlerininbahçelerinin kuruluşuna destekolduğum sevgili dostlarımla İzmir

Bodrum arası seraları gezmek için İzmir'deydim.Ege bölgesi ağırlıklı bir çok serayla, toprak vedestekleyici ürünlerde içinde olmak üzere bahçeiçin gerekli hemen her şeyin bulunduğu, oldukçakolay gezilen bir fuar oldu. Bir benzeri de nisanayının başında İstanbul da olacak davetli olduğumhalde gidemeyeceğim.

Gelelim fuara: Köyceğiz Palmiye Merkezi gibi yakındost üretim merkezlerinin dışında, Bodrumlu bahçeseverlerin yakından tanıdığı Çepkan Çiçekçilik, çokzengin bir bitki çeşidiyle oradaydı. Yalıkavak'tanCömert çiçeklilik'te özellikle begonvil türlerineağırlık verdiği çeşitli bitki türlerini sergilemişti.

Bir bahçıvan olarak en çok dikkatimi çeken, isteyipde bulamadıklarımla karşılaşmak oldu. Düzenliabone olduğum, yurt dışından amatör bahçıvanlaraseslenen dergilerde görüp de, ah bize de ne kadargerekli dediğim ne varsa gördüm diyebilirim.

Bahçe severlere küçük bir tanıtımla kimi adreslerigeçiyorum.Tanıtıma her şeyin başı toprak diyerek başlıyorum. Firma adı : Toprak Dünyası - A - Aydınlar İzmirAnkara yolu. Tel: 232 877 72 92www.aydınlarmadencilik.com Ürünler: Çim bakım harcı -Saksı fidan harcı -Çimkapak harcı- Volkanik tüf. Bu sonuncusu bitkiler içinçok değerli mineraller içeren doğal bir üründür.Dikim işlemleri sırasında bir miktar toprağaeklenmesi bitkilerin gelişmesine ve nemlikalmasına katkı sağlar. Ambalajlar 5-25kgarasında,telefonla sipariş verilebilir kargo ilegönderebilirler Dileğim Bodrumda bir tarımcının yada büyük marketin ya da seranın bayilik alması.

Firma adı: Nem Tut Tel: 0312 425 56 56 [email protected]Ürünler: Saksı bitkileri toprak düzenleyicisi. Ürünadı "Diatomit" Özellikle Bodrum gibi suyun değerliolduğu yerlerde toprağın su tutma ve havalandırmaözelliklerini artırarak bitki gelişimine yardımcı olur.% 178 su tutma kapasitesi.Hiç yabana atmayın ne kadar gerekli olduğunu biliyorum ben kendi adıma sipariş vereceğim dilerim Bodrum'dan bir firma bayilik alır.

Bir bahçıvanolarak en çokdikkatimiçeken, isteyipdebulamadıklarımlakarşılaşmakoldu.Düzenli aboneolduğum, yurtdışındanamatörbahçıvanlaraseslenendergilerdegörüp de, ahbize de nekadar gereklidediğim nevarsa gördümdiyebilirim.

Bahçeseverlereküçük birtanıtımla kimiadreslerigeçiyorum...

G

BAHÇEM ve BEN

GÜLNAR Ö[email protected]

İzmir’de Bahçe Bitkileri ve Ekipmanları Fuarı

Firma adı: Sırdaş Tarım.Antalya Tel 0242 335 55 26sidaştarim@hotmail .comÜrünler: Biyolojik köklendirici-Bitkileri güçlendirenamino asitler içeren Terrabal- Deniz yosunuekstrası SM-6 Ürünlerin hepsi biyolojik ve bitki gelişimi için idealformüller içeriyor.

Küçük bir bahçeniz de olsa meraklıysanız yukarıdasıraladığım ürünlerden yararlanacağınız kesin.Aman ne yapayım ben profesyonel değilimdemeyin. Bahçenizin güzelliği bitkilerinizin sağlıylaoluşur. Ürünler pahalı değil kargo sistemi ulaşımsorunun çözer. Benden söylemesi.

Şimdi gelelim. Bitki çeşitliliğine. Artık oluyorsevgili bahçe severler nitelikli minik sebze fideleriçeşit çeşit sardunyalar ne çeşit, ne zenginlik.Komşu çatlatan.

Firma Eko Garden Antalya Tel: 0242 311 93 71Yalnız sardunya mı? Hayır, yok yok. Katalogunugetirtin ve sipariş verin ben kendi adıma hiç zamanyitirmeyeceğim.

Karaman da bir soğanlı bitkiler üretim çiftliği:İlk baharda lale, sümbül, nergis, yaz dönemindeçok farklı soğanlı bitkiler; örneğin adı hemerocal-lis olan ve bizde bir gün zambağı olarakadlandırılan yetişme gelişme ve ürün almadaBodrum'da harikalar yaratan bir soğanlı bitki.Bundan başka, gelin çiçeği adıyla tanıdığımızkalanın beyaz türlerinin dışında sarı ve koyupembeleri, işte yabancı dergilerde görüp de ah niyebende yok diyeceğimiz bin bir tür aşağıdavereceğim adresten kataloguyla birlikte getir-tilebilir.

Söz konusu firma bir Hollanda firmasının yankuruluşu olarak Karaman'da kurulmuş orada daüretime geçmiş. Türkiye soğanlı bitkiler cennetiama ne yazık ki sınırlı türlerin satışı var ve de yinene yazık ki hepsi ithal. Kendi bahçemde bu türleridenedim çok iyi sonuç aldım meraklılarınıkışkırtmak için yazıyorum Tel: 0 338 213 64 78

Gerçek bahçıvanlara sesleniyorum bahçenizdedeğişik türleri denemekten kaçınmayınız; artık, sar-dunya, mavi yasemin, begonvil ve benzerleri gibibaşımıza dert açmayacağına emin olduğumuz bit-kilerin yanı sıra değişik türlerin arayışına girelim.Bodrumda bu yapılaşmayla kırlar kalmayacak enazından bahçemizdeki çeşitlilikle avunalım. Fazla

Page 29: Bodrum Bülten Nisan 2006

29BODRUMe n ül

SAYNUR GELENDOST Çevrecilerin annesi ölümünün 3. yılındaanıldı. 2 Mart 2003’te solunum yetersizliğinedeni ile aramızdan ayrılan Abdi İpekçiBarış Ödüllü çevre eylemcisi SaynurGelendost, Bodrumlu Gönüllüler ve MaviYol Girişimi üyeleri tarafından önceGündoğan’daki kendi eseri olan “SerbestKürsü Meydanı”nda, ardından daBodrum’da mezarı başında anıldı.

Bodrumlu Gönüllüler Derneği BaşkanıCüneyt Karaloğlu, Çevrecilerin AnnesiSaynur Gelendost’u şu cümlelerle anlattı;“O aramızdan ayrıldıktan sonra ne yazık kiBodrum yarımadası ve civarında geleceknesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrebırakma umudumuz daha da azalmıştır.Oysa bu durdurak bilmeyen her metrekareyi betonlaştırmak ve satıp savmak,yaşanabilir bir çevre ile birliktesürdürülebilir bir turizminde sonunugetirmektedir. Mavi yol üzerinde karabulutların yoğunlaştığı ve tüm doğalalanlarımızın tükettildiği bu günlerde… Bizler bugün Türkiye çevre korumamücadelesinin unutulmaz duayeni,Bodrumlu Gönüllülerin ebedi onursalbaşkanı. Türkiye’de çevre üzerinde oluşantahribatı, Bodrum ve Gökova’dan ülkeningündemine taşıyarak, kamuoyunundikkatini çevre sorunlarına çeken.Mücadelesini tüm olumsuzluklara rağmenyaşamının sonuna kadar kararlılıklasürdüren. Barışın, sağlıklı bir doğalçevrenin ve tüm canlıların yılmazsavunucusu Saynur Gelendost’u saygı verahmetle anıyoruz”.

Öte yandan yine Saynur Gelendost’ungirişimleri ile kurulan Batı Akdeniz ÇevrePlatformu’nun sekreteryalığını yapan NihatÇavdar da bir açıklama yaparak şunlarısöyledi; “Bodrum’da başlattığı “Termiksantrallar” ve Gökova’nın hoyratçakullanılamsına karşı verilen mücadelekarşısında gereklilik içerdiği için BAÇEPkurucu üyeleri arasında yer almıştı SaynurGelendost. Bugün kendisini anmak,yaptığı işler açısından ne kadar önemliolduğunu vurgulamaya yetmez ama ogünden bu güne çalışmalarımız hızlaartarak devam ediyor. Vahşi saldırılarçevremizi iyice kuşatırken, bugün buradane kadar az insanla mücadele ettiğimizibir kere daha görmüş oluyoruz. Kendisinisaygı ile anıyoruz”.

73 yaşında hayata veda eden Gelendost,bir çocuk annesiydi. Bütün yaşamınıçevrenin korunmasına adayan Gelendost,Bodrum'daki teknesinde yaşayan, hayatınıçevre ve barış eylemlerine adayan birçevre dostuydu. Gelendost, Türk YunanDostluk Derneği Kardeş Şehirler Bankasıoluşturma projelerini de başlatmıştı. Buçerçevede Muğla Belediyesi ile Halkida,Leros Adası ile Göltürkbükü Belediyeleri’nin

Saynur Gelendost’un 21 ve 28 Kasım 1980’de MerhabaGazetesi’nde “Çağrı” başlığı altında başlattığı TemizlikKampanyası, başta Bodrum Belediyesi olmak üzere pek çokkurum ve halk tarafından benimsenmiş ve gerçekleştirilmişti.Gelendost bu girişimine kısa sürede destek gelmesinden ötürüüçüncü yazısını “Sağolun Dostlar” başlığı ile yayınladı.

Sağolun DostlarBu hafta üçüncü kez yine birlikteyim sizlerle. Amma bu kez, yazımın başlığı, ilk ikiyazımda olduğu gibi (ÇAĞRI) değil… Bu hafta, sizlerle gerçekten birleşmişolmanın bilincindeyim. Bilerek, hissederek, sindirilmişçe birlikteyiz sizlerle!..Aynı yolda birleşmenin huzurunu duyarak, birliğin yüceliğine erişmenin kutsallığınıyaşayarak birlikteyiz. Bu kadar kısa bir süre içinde konuşma olanağı bulabildiğimdostlar sağolun. Çağrımı duyup da, kendilerinden koşan, gönüllünün degönüllüsü olanlar sağ olun, Kapılarına varıp da, fikrimi ve dileğimi söylediğimde,duraksamadan katılan dostlar sağolun.

Ve bu konuda çok büyük destek gördüğüm idari kuruluşların yetkilileri sağolun.Hepiniz, büyük bir coşku ile katıldınız. Fikrim, fikriniz. Dileğim, dileğinizdi.Düşünmediniz, duraksamadınız bile!.. Oya yapan, örgü ören, çekiç tutan, kalemtutan, çapa tutan, dümen tutan eller, hepsi birden uzanıverdi. Öyle ki hepsi birçift el oluverdi sanki.

Öylesine birleştik işte!..Hani Bodrum'da güneşin batışı vardır, insanı her seferinde büyüleyen. Hani,bulutlu havalarda batarken, kalenin tepelerinde bulutlar kümelenir. Kırmızının engüzeline boyanmış bulutlar. Birde bazı akşamlar daha berilerde, yalnız dolaşanbir bulut parçası oluşur, "Yalnız bulut" derim ben ona. "Pembe hayalleri olan yalnızbulut" sizlerle birleştikten sonra o yalnız bulut yok artık. Pembe hayallerde yok.Bütün fikirler, bütün dilekler gerçek olacak. Artık bulutlar bütünleşti ve renkleri deBodrum'un renkleri gibi Mavi ve Beyaz!..

İşte dostlar, bizlerde öyle bütünleştik. Bulutlar kadar saf, temiz ve yumuşakfikirlerle!.. Özde sevgi olunca kişi coşkulu ve yapıcı olur. Ve gördüm ki hepimizböyle-yiz… Şimdi duymayanlarınızı çağırıyorum. Siz de koşun, biliyorumkoşacaksınız. Ve artık hep birlikte, bir bütün olarak, bu cennet yöreyi, ışıl ışıl,tertemiz etmek için, mavisini beyazını lekesiz görmek için koşucağız.

BİR AVUÇÇEVRECİTARAFINDANANILDI

Aramızdanayrılışının 3. yılında

Page 30: Bodrum Bülten Nisan 2006

BODRUMe n ül30

TOPLUM & YAŞAM

TURGUTREİS LİONS DERNEĞİ NOSTALJİ GECESİ

urgutreis Lions Kulübü 13 Mart akşamı Kortan Otel’de gerçekleştirdikleri biryemekle eski Bodrum gecelerini yaşattı. Bodrum gecesi adı altında düzenlenenyemeğin geliri Turgutreis’te eğitim gören yardıma muhtaç çocuklar için

harcanacağı belirtildi. 100’ün üstünde misafirin katıldığı gecede 1.5 milyar gelir eldeedildi. Misafirlere yöresel yemekler ikram edildi. Keşkek, tatar, kavurma, saray tatlısı gibiikramların sunulduğu gecede Turgutreis Belediyesi Folklor ekibi de çökertme oynadı. Mustafa Ergene ve ekibi eşliğinde Bodrum müzikleri ile çoşan misafirler arasındaTurgutreis Belediyesi ve Göl Türkbükü Belediye Başkanları eşleri ile birlikte yer aldılar.Turgutreis Lions Kulübü Başkanı Suna Özgür, “Kendi bodrum geleneklerimize göregerçekleştirdiğimiz bu gecede misafirlerimiz ve bizler ayrı mutlu olduk. Çünkü birBodrumlu olarak değerlerimizi yaşatmanın bilinci ve mutluluğu içersindeyiz. Katılanarkadaşlarımıza ve değerli başkanlarımıza teşekkür ediyor, emeği geçen tümarkadaşlarımıza ve değerli üyemiz Hülya Karatoprak’a katkılarından dolayı şükranlarımısunuyorum” dedi.

AKDENİZ'DE BARIŞIKONUŞTULAR…

odrum Lions kulübü 17. Geneltoplantısını 11 Mart’ta Dedemanotel'de gerçekleştirdi. Türkiye'de 13bin üyesi bulunan Lionlar Dedeman

Otel'de yaptıkları toplantıda bir de paneldüzenlediler. 

SAĞLIK ÇALIŞANLARI TIP BALOSUNDA BULUŞTU

odrum'da görev yapan Doktor, Hemşire ve hastane çalışanları Dedeman Otel'dedüzenlenen Tıp Balosu’nda biraraya geldi. Gecenin başlangıcında bir konuşmayapan Sağlık Grup Başkanı Erhan Kaya, tüm tıp camiasının eğlenceli bir gecegeçirmesini dileyerek, Hekimler, Eczacılar ve diş hekimlerinin tıp bayramını kutladı. 14

Mart 1827 yılında Osmanlı imparatorluğu zamanında kurulan bir hastane ile başlayan butarih günümüze kadar tıp bayramı olarak kutlanmakta olduğunu belirtti.

Plaketlerini aldılar...Bodrum Belediye başkanlığının organizasyonunda gerçekleşen gecede meslekte 25 yılınıdolduran doktorlara ödülleri verildi. Sağlık grup başkanı Erhan Kaya'nın, Özel Bodrumhastanesi Başhekimi Erkan Sevinç'e plaket vermesiyle başlayan törende Ferit Turan, KazımKocagil'e, Mustafa Anter, Mehmet Akif Yılmaz'a, Erhan Ayaz ve Levent Özdilek'e, Oğuz Şahin.Cengiz Türkkan'a, Atilla Malkoç. Aydın Aksay'a ve Hüseyin Ünsal. Turgut Babaç'a plaketlerinitakdim ettiler. Gecede teşekkür plaketi alanlar ise sırası ile şöyle, Sait Güllüoğlu, Oğuz Şahin'eteşekkür plaketini verirken, Muzaffer Buyruk, Oğuz Poyraz'a, Hüseyin Kahraman, Hatice Gür'eteşekkür plaketlerini verdiler. 

T

B

B

VALİ KOÇAKLARKOORDİNASYON KURULUYEMEĞİNE  KATILDI… 

odrum’da her üç ayda birgerçekleştirilen İlçe KoordinasyonKurulu Toplantısı'nda bir araya gelen

mülki idare, dernek, kurum ve kuruluşlar,Muğla Valisi M. Temel Koçaklar’ın dakatıldığı yemekte buluştular. Bodrum TicaretOdası Toplantı Salonu’nda gerçekleşentoplantıda Kurul, 2006 Yaz sezonundaBodrum’un önündeki sorunlar ve çözümlerikonusunda fikir alışverişinde bulundu.Ardından Bodrum Dedeman Otel’de biraraya gelen Koordinasyon Kurulukatılımcılarına, Muğla’dan gelen Vali M.Temel Koçaklar da bir süreliğine eşlik etti.Yemekli toplantıda, sektörün sorunlarıkonusunda Vali Koçaklara bilgi verenBodrumlu turizmcilere, Bodrum KaymakamıAbdullah Kalkan’dan bir eleştiri geldi.Kaymakam Kalkan, “Mass Turizm devamettiği sürece siz bunları tartışmaya devamedeceksiniz” diyerek, “Kişi başı 700 Euro’yasatış yapılıyor. Tur Operatörleri, belirli yıllardaTürkiye, belirli yıllarda Yunanistan yadaİspanya’yı öne çıkarıp, kendileri parakazanmaya bakıyorlar ve operatörün elinebakıyorsunuz. Turizmi çeşitlendirebilirsekancak girdilerimizi yükseltir, sorunları aşarız”

B

Page 31: Bodrum Bülten Nisan 2006

31BODRUMe n ül

Diş HekimiR. VECDET ATAY Koray Yılmaz İş Merkezi D Blok D-26 Yalıkavak Bodrum

Tel: 0.252. 385 20 90 - Gsm: 0.532. 277 72 13e-mail: [email protected] - www.vecdetatay.com

Diş Hekimi

Dr. Dt.TUNÇ AKMANORTODONTİST

Atatürk Cad. No:48/C

BODRUM

Tel: 0.252. 316 86 56

SELMA AĞDEVEDiŞ HEKiMi

DENTISTTel: 0.252 382 25 81

Bahçelievler Cad. Belediye Sk. 26 Kat:1TURGUTREİS / BODRUM

ÖNCE SAĞLIK

odrum Fenerbahçeliler Derneği, 18 Şubat’ta yaptığı genelkurulla, yönetim kurulunu belirledi. Yeniden yapılanmayagiren dernekte yönetim kurulunda Bitez Belediye Başkanı

Remzi Güngör, Yalıkavak Belediye Başkanı Mustafa Saruhan, KonacıkBelediye Başkanı Mehmet Tosun, Gündoğan Belediye Başkanıİbrahim Bilgi, eski yönetimden Hüseyin Öztopal, iş adamları TalatKaracan ve Can Çelikyürek yer aldı. 1993 yılında kurulan ve halen87 üyesi bulunan Bodrum Fenerbahçeliler Derneği’nin yeni yönetimkurulu, Marina Yacht Club’ta yemekli bir toplantı ile bir araya gelerekkendi içlerinde görev dağılımı yaptı.Buna göre Başkan, Bitez Belediye Başkanı Remzi Güngör; Sayman,Talat Karacan; Sekreter ise Can Çelikyürek olarak belirlendi. Görevegelişlerinin hikayesini Başkan Remzi Güngör “Sadece futbol değil,yelkenden, tenise Yarımada’da neler yaparız, buna bakacağız.Bitez’de 80 m2 bir ofis tahsis ettik. Toplantılarımızı da buradayapacağız” dedi.Ayrıca bir de local açmayı planlayan yeni yönetim, Bodrum’dakiFenerbahçelileri bir çatı altında toplayarak, üyelerini sosyalfaaliyetlerde biraraya getirmeyi amaçlıyor. Basın mensuplarıyla, sporsohbetleri yapan yönetim kurulu üyeleri basın toplantısının ardından,gazetecilerle birlikte akşam yemeği yediler.

BODRUM FENERBAHÇELİLER DERNEĞİ YENİDEN YAPILANIYOR... 

B

Page 32: Bodrum Bülten Nisan 2006

İÇİMİZDEN BİRİsöyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR

Çilek Market 1960'da imece ile açılıyor1936 yılında Bodrum'un Kızılağaç beldesindedoğmuş  Bekir  Çilek.  İlkokulu  yine  buradaokumuş. Gerisini  Bekir  Amca  şöyle anlatıyor,"1957  senesinde  ticarete  başladım.  Şimdikiİrme'nin  olduğu  yerin  ilerisinde  barakalarvardı.  Pala  Ahmet'in  yanında  çırak  olarakçalıştım,  pazarcılık  yaptım.  Milas'tan,Mumculara  kadar  giderdim.  Manavlıkyaptım. 1960 senesinde bu  iş  yerini demircidükkanı olarak aldım. Yıktım, kendim yaptım.Dükkanı, angarya deriz biz, yani imece usulüile  yaptık.  Kızılağaçlı  köylülerim  çok  yardımettiler. Ticaret hayatım böyle ilerledi. 1962'deevlendim. 2 çocuğum oldu. 1 kızım, 1 oğlumvar. Oğlum Hüseyin benimle çalışıyor". Bekir  Çilek,  Bodrum'da  20  yıl  inşaat

malzemesi  satmış.  İlçenin  tek  inşaatmalzemesi  satan dükkanı onunkiymiş.  "Kum,tuğla,  biriket,  çimentoyu  ilk  ben  sattımBodrum'da.  Ticari  hayatımda  yaptığım  herişten başarı sağladım. Ama hep uygun fiyatasattım.  Tok  gözlü  oldum.  Bodrum'da  benisevmeyen  tek  bir  kimse  yoktur"  diyor  BekirAmca  ve  haklı  da;  Bodrum'da  ondan  alışveriş yapmayan pek azdır herhalde ve sattığıüründen  bugüne  kadar  şikayetçi  olan  daçıkmamıştır.

THK Bodrum Şubesi'nde 15 yıldır başkanTürk  Hava  Kurumu'nun  30  senelik  bir  üyesiBekir  Çilek.  15  senedir  de  Bodrum'dakurumun  başkanlığını  yürütüyor.  Türkiye'de900 şubesi bulunan THK'nin gelir bakımından

18. sırasında yer alıyor Bodrum Şubesi. Bu daBekir Amca'nın azmi sayesinde olsa gerek.

Süper marketler kapanır amaÇilek Market kapanmaz

Büyük  marketlere  karşı  nasıl  dayandığınısoruyoruz  Bekir  Çilek'e;  "Ben,  büyükmarketlerden  ucuza  satıyorum.  6  seneTansaş  yanımda  durdu.  Bütün  marketlerkapattı,  ben  kapatmadım.  Bodrumlumüşterim  beni  bırakmadı"  diyor.  Aslında  negüzel  bir  ironi;  Tansaş  bütün  marketlerikapattırmış ama Çilek Market'in yanında 6 yıldayanabilmiş ve Tansaş kapatmış gitmiş.

Ödüllerle dolu bir iş hayatıBelediye  Başkanı  Hasan  Raşit  Öncüzamanında,  bir  devre  belediye  meclisüyeliği  yapmış  Bekir Çilek,  ayrıca  TürkkuyusuMahallesi'nde  de  2  dönem  muhtarlıkyapmış. Bekir Çilek'in hayatında bir çok ödülvar;  İlk  ödülünü  Ticaret  Odası'ndan  almış;"Milas'tan  Bodrum'a  biz  getirdik  ticaretodasını.  O  zamanlar  Bodrumlular,  Milas'takiticaret  odasına  bağlıydılar.  İşlerini  görmekiçin  Milas'a  giderlerdi.  Daha  sonra  emekle-rimin karşılığı olarak ödüllendirdiler beni. 1972-  73  yıllarındaydı  Türk  Hava  Kurumu  başarıödülü  aldım.  Sosyal  Hizmetlerde  15  seneKaymakamlık  makamında  görev  yaptım.Sonra  yeni  hükümet,  esnaftan  seçilen  3üyelik  sistemiyle  çalışan  Sosyal  Hizmetlerikapatarak, kendisi 2 memur atadı ve 1 kişiyiyine  esnaftan  belirledi.  Bu  göreve  de  yineben  getirildim.  Bunun  üzerine  bir  öncekikaymakamımız  Osman  Ekşi,  beniçalışmalarımdan  dolayı  ödüllendirdi".  BekirÇilek'in  hayatı  çalışkanlığı  ve  dürüstlüğünedeni  ile  bu  tip  ödüllerle  dolu.  En  sonödülünü  ise  Rotary  Kulübü'nden  almış;"Meslek Hizmet Ödülü"...

"Bodrum'un en güzel zamanlarınıyaşadık"

"Ben  fakir  çocuğuydum,  babam  çiftçiydi.Askerden  sonra  tüm  hayatımı  kendimkazandım.  Ticareti  Pala  Ahmet'in  yanındaöğrendim.  Biz  Bodrum'un  en  güzelzamanlarını yaşadık" diyor Bekir Çilek ve eskiBodrum'u  anlatıyor;  "Hırsızlık  nedir  bilinmezdiBodrum'da.  Biz  bizeydik,  hiç  yabancı  yoktu.Dükkanın  önüne  bir  sandalye  koyar  CumaNamazı'na  giderdik.  Cuma  günleri  pazarkurulurdu.  Bodrum  Yarımadası'nda  hiç  birköyde  pazar  kurulmazdı  o  yıllarda.  HerkesBodrum'a  gelirdi.  Perşembe'den  başlarCuma  akşamına  kadar  sürerdi  pazar.  Yazgeldi  mi,  Bodrum'da  kimse  kalmazdı.Mandalin bahçesi olan Bitez'e, incir bahçesiolan  Kızılağaç'a,  tütünü  olan  Karaova'yagiderdi. Herkes fakirdi ya, yine de daha fakirolanlar,  tütün  toplamaya  giderdi.  Tütün  debir sene sonra satılacak da, köylü çoluğunu,çocuğunu  evlendirecek...  Hatırlıyorum  oyıllarda  kimsenin  1  kg  şeker  almaya  gücüyetmezdi.  Bodrum'un  gençleri  süngeregiderdi. Kangava derdik. 3 ay yazın denizde

“Süper Marketler kapanır ama Çilek Market kapanmaz”

Süper Marketler cenneti Bodrum'da, günümüzün tüketim sistemine direnen çokaz sayıda küçük market kaldığını hepimiz biliyoruz. Hatta daha doğru bir ifade

kullanmak gerekirse "Bakkal" dememiz daha doğru olacaktır. Bahsettiğimizbakkal da öyle kenarda köşede bir yerde değil üstelik. Cevat Şakir Caddesi

üzerinde bulunan ve açıldığı tarih olan 1960'dan beri hiç bir değişikliğeuğramayan Çilek Market'ten bahsediyoruz. Her yıl esnaf çehresi büyük ölçüde

değişen ve genelde kuyumcu, change office, butik gibi lüks mağazalarınaçıldığı Cevat Şakir Caddesi'nde geleneğini ve doğallığını koruyor Çilek Market.Ünü sadece Bodrum değil, İstanbul'dan tutun komşu Kos Adası'na kadar uzanan

bu marketin sırrı ise kaliteli mal ve az kar prensibini benimsemiş, esnaf BekirÇilek'in tok gözlülüğünde ve dürüstlüğünde yatıyor.

Bekir Çilek, dürüstlüğünün ve tok gözlülüğünün karşılığını, Bodrumlulardansaygınlık olarak geri almış. "Fakir bir ailenin çocuğuydum, babam çiftçiydi" diyor

Bekir Çilek. Oysa şimdi bir çok Bodrumlu arazilerini dışardan gelen yabancıyasatarak tüketirken, Bekir Amca, bu küçücük bakkal dükkanından, -kimsenin gözü

kalmasın ama- evlerini de almış, arazisini de. Dürüstlüğü ve çalışkanlığı iletanınan Bekir Çilek'i yine Bodrumlular, sosyal hayata katkılarından dolayı

da mükafaatlandırmışlar. Bunlardan bir tanesi ise geçtiğimiz ay, Rotary Kulübütarafından Bekir Amca'ya verilen "Meslek Hizmet Ödülü"...

32 BODRUMe n ül

Page 33: Bodrum Bülten Nisan 2006

sünger toplarlardı. Her sene 4 - 5 kişi ya ölür,ya  da  sakat  kalırdı.  Bir  kısım  da  balıkçılıklageçinirdi.  Kışları  Bodrum'da  sığır  besiciliğiyapılırdı.  Pek makbuldü,  Bodrum'dan  gidensığırlar.  Gerçi  öyle  kolay  değildi;  buradanSöke'ye yaya giderdi  sığırlar.  Söke'den  trenebindirilir  ve Ankara'ya,  İstanbul'a gönderilirdi.O  zaman  dağlar,  şimdiki  gibi  ev  değil,meralarla,  ormanlarla  kaplıydı.  Bodrummandalinası  da  çok  meşhurdu  o  yıllarda.Mehmet  Karakaya,  bir  narenciye  fabrikasıkurdu.  Tüm  mandalinayı  İstanbul'a,  İzmir'ehatta  Almanya'ya  gönderirdi.  Tırlar  dolusumandalina giderdi her kış. Mandalina üretenkimse  sıkıntı  yaşamazdı.  1952'li  yıllarda  incirçok  satılırdı.  Çiftlik,  Ortakent,  Yalıkavak  hepincir  üretirdi.  En  iyi  badem  ise  Çiftlik'deyetişirdi.  Bir  de  Harup  giderdi  Bodrum'dan,yani keçi boynuzu. Torbalara konurdu harup,gemilere  yüklenir  ve  Karadeniz'e  kadaryollanırdı".

"O zamanlar tatlı para kazanılırdı"Bodrum'un ticari kronolojisini çok iyi bilen BekirAmca'ya  "O  yıllarda  mı  kolaydı  parakazanmak,  yoksa  şimdi  mi"  diye  soruyoruz.Bekir  Amca  şunları  söylüyor,  "Şimdi  parakazanmak  istiyorsak,  bu  yıllar  daha  güzelama  o  zamanlar  tatlı  para  kazanılırdı.  Azpara  kazanırdık  ama  tatlıydı.  Elektrik  parasıyoktu,  telefon  parası  yoktu,  su  parasıödemezdik.  Kazandığımız  kendimize  kalırdı.Bir  radyo  çıktı  sonradan  onun  dışında  netelevizyon  vardı,  ne  buzdolabı.  Şimdi  giderçok, gelir de var ama işini sıkı tutana var. Benticaret  sayesinde  4  ev,  2  dükkan  aldım,Torba'da  bir  yazlık  evim  var.  Hepsini  kendialnımın teri ile aldım".

Kos, kışlık erzağınıÇilek Market'ten alır

Bekir  Çilek'in  oğlu  Hüseyin  Çilek,  kendilerini,müşterilerinin  ayakta  tuttuğunu  belirtiyor.İstanbul'dan gelen müşteriler,  "Aman burayıkapatmayın.  Artık  böyle  dükkanlar  kalmadı"diyorlarmış.  Hatta  Kos'tan  gelen  müşterileri,tüm  kışlık  erzaklarını  Çilek  Market'tenalıyorlarmış.  Bunun  nedeni  ise  Bekir  Çilek

“Meslek Hizmet Ödülü” verildi

BEKiR ÇiLEK’eşöyle  açıklıyor.  "Ben,  önce  alırım,  kendimdenerim malı, evime alacağım kadar kaliteliise dükkanıma da alırım. İzmir'den ekstra malalırım.  İhale mal  hayatta almadım.  Sıfır  asitzeytinyağı  satarım.  Kimsenin  benimdükkanımda yanılma şansı yoktur,  kimse deindirim  istemez".  Gerçekten  de,  tahılındankuru  bakliyatına  kadar  her  ürünün  enlezzetlisini  Çilek  Market  satar  Bodrum'da  vebunu tüm Bodrumlular da bilir.

Gelenek sürecek,Çilek Market yaşayacak

Yazın sabah 05:00'te açılan ÇilekMarket gece 22:00'ye kadar hizmet verir.Yıllık 150 bin YTL teklif edenler olmuşBekir Amca'ya ama O, "Ben 5aileyi  geçindiriyorum  bu  dükkandan"  diyor.Oğlu Hüseyin Çilek ise geleneği sürdürmektekararlı.  Bekir  Çilek  ise  Bodrumlularaminnettarlığını  dile  getiriyor.  "Beni  yıllardır

BEKİR ÇİLEK’İN ALBÜMÜNDEN

Page 34: Bodrum Bülten Nisan 2006

Salonda uluslararası turnuvalar, fuarlar,konserler, dans gösterileri ve çeşitliyarışmalarda düzenlenecek. Bodrum daon yıldır yılan hikayesine dönen veyapılamayan Kapalı Spor SalonunuBodrum Belediyesi kendi imkanları iletamamladı.

Önümüzdeki günlerde resmi açılışıyapılması beklenen Bodrum BelediyesiKapalı Spor Salonu’nda ilk kez topkoşturuldu. Kapalı Spor Salonunda ulusalve uluslararası basketbol, voleybol,hentbol karşılaşmaları yapılabilecek.Yetkililer, Bodrum gençliğine ve kışturizmine de olumlu katkı vereceğinisöyledikleri Kapalı Spor salonununyabancı takımların kamp ve özelturnuvalarına da açık olacağını ifade ettil-

odrum Belediyesi Gümbet KapalıSpor Salonu tamamlanarakdeneme maçları ile spor severlereaçıldı. 12 Mart’ta Bodrum

Marmara Koleji-Marmaris Belediyesi ve B.B.Bodrumspor - Marmara Koleji takımlarıarasında oynanan maçlar ile faaliyetegiren spor salonu Bodrumluların yüzünügüldürdü. Bodrum’a yakışır bir Kapalı SporSalonu’na kavuşan spor severlerindoldurduğu tribünlerde şenlik havası vardı.Final maçı oynayan Bodrum MarmaraKoleji ile Marmaris Belediyesi arasındakikarşılaşmayı 63-56 Marmara Kolejikazanarak Muğla Şampiyonu oldu. Minikerkeklerde ise B.B. Bodrumspor MarmaraKoleji’ni 72-37 mağlup ederek kendigurubunda lider oldu.

BKAPALI SPOR SALON MÜJDESİ 

100 YILLIKŞİLEP MARİ-NA’DAl

liağa Gemi Söküm Tesisleri’nden 4 yıl önce gemi parçası olarak alınan Kaptan Köşküartık, Milta Bodrum Marina’nın giriş kapısında ziyaretçileri karşılayacak.  Halkla İlişkilerMüdürü Damla Ebussuudoğlu’ndan alınan bilgiye göre en az 100 yıllık bir RusŞilebinden sökülen Kaptan Köşkü’nün tüm aksanı orijinal parçalardan oluşuyor.

Kaptan Köşkü,  için ikiye bölünmüş ve gemiden çıkan orijinal parçalar tekne formu verilirkenkullanılmış. Orijinal radarının dahi üstünde olduğu köprü üstündeki tüm lambalar, hattaSancak ve Bordo fenerleri dahi kullanılır durumda.

ROMA DÖNEMİNEAİT 6 ODA MEZAR

odrum’da bir inşaatın hafriyatçalışması sırasında üçerli ikigrup halinde toplam altı tarihimezar bulundu. Bodrum’un

Kumbahçe Mahallesi’nde birbirineyaklaşık on metre mesafede bulunanmezarları kurtarma çalışmalarınınBodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi yetkilileritarafından yapıldığı belirtildi. ArkeologBahadır Berkaya ve Arkeolog NurcanÇilesiz mezarların içinde çok sayıdagözyaşı şişesi bulunduğunu vemezarların kendi döneminde soyulmuşve kısmen zarar görmüş olduğu ifadeettiler. Yetkililer, Karya döneminde Karya’nınbaşkenti olan antik Halikarnassoskentinin şehir surlarının dışında bulunanoda mezarların, Roma dönemininsoylu ailelerine ait olabileceğinisöylediler. Bodrum Kalesi ve BodrumSualtı Arkeoloji Müze Müdürü YaşarYıldız kazılar yapıldıktan sonra eserlerinMuğla Koruma Kurulu’nagönderileceğini söyledi. Zeki Özkeskin

B

A

Page 35: Bodrum Bülten Nisan 2006

BODRUMe n ül 35

Baharevgili dostlarKısa bir aradan sonra yine beraberiz.Sizlerle beraber olmak bildiklerimipaylaşmanın heyecanı baharın yenidenyüzünü göstermesi gibi... Sizlerden ayrı

kalmamın nedeni kızımın yaşadığı Amerika'nın LosAngeles şehrine gitmemizdir. Bu arada sizleriunuttuğumu sanmayın zira her gittiğim yerdesizlere buraları lezzetlerini yaşamlarını nasılanlatacağımın planlarını yapıp durdum. Önceliklerdoğal olarak konumuz itibari ile tabii ki lezzetler ola-cak.

Amerika hem alan itibari ile hem de nüfus itibari ilebüyük ülke. Görenleriniz bilir her ülke insanını her angörmek mümkün. Doğal olarak hepsi Amerikalıyımdese bile köklerini lezzetlerini kültürleriniberaberlerinde taşımışlar ve bundan dolayıda lezzetve insan çeşitliliği açısından müthiş bir mozaik. Gelgelelim bu kadar lezzet çeşitliliğine rağmen TÜRKMUTFAĞI'nın gerçekten dünyanın önde gelenmutfaklarından olduğunu bir kez daha anladımsevgili dostlar. Daha önce de yurt dışı gezilerimde deaynı fikirde idim şimdi bu gezimde de fikrim perçin-lendi. Üzüntüm yeterince Türkiyemiz’in ve TürkMutfağı’nın tanıtımının yapılmaması. Kızımınyaşadığı yer de ve gezdiğimiz diğer şehirlerdeTürkiye ve Türk Mutfağını tanıtıcı kitap ve büroşürbulamadım. Redlands kütüphanesin de neredeysetüm dünya mutfakları ve tanıtım büroşürleri vardıama ülkemizin hiçbir tanıtımı ve broşürü yoktu. Çokama çok üzüldüm ve nedenini de bulamadım.

Neyse gelelim sebze ve meyvelerine, sebzelersanırım nüfusa oranla büyük tutuluyor bir dolma

S Soğan soymak hemzor hemde ellerimizdekoku bırakan birişlemdir.Eğer soğan soyduktansonra ellerinizi bıçaklaberaber yıkarsanızkokudan eserkalmadığınıgöreceksiniz.

Üzümlü kekinizinüzümlerini, kekinizinhamuruna katmadanönce unlayıp fazlaunları eledikten sonrahamura katarsanızüzümler dibe çökmez.

Ege otları ileyapacağınız salatalarıotları haşladıktansonra hemen soğuksuya atın ve birikidakika sonra tekrarsıcak suya atıp çıkarın.Çok daha diri velezzetli olacaktır.

Patateslerinkızarırken çıtır  çıtırolması için soyduktansonra 5-6 kez sudeğiştirip nişastasınınçıkmasını bekleyin.

GERİŞ DURAĞI

FERAY DESTEGÜL fdestegü[email protected]

biber bizim dolma biberlerin 4 katı ve 1cmkalınlığında bir patlıcandan 4 adet karnıyarık oluyor.Salatalıklar 40-50 cm. domatesler normal amalezzetli değil Meksika’ya özgü yeşil kırmızı sarıbüyüklü küçüklü biberler mevcut. Nerde bizimincecik yeşil biberin lezzeti yeşil fasulye diye börülcesatılıyor. Ama o güzel börülcenin boyu 50 cm ve taze,diğer değişik sebzeler de var tabii... Meyvaları güzelelmalar çok sert ve taze, portakal ve mandalinalarıçok lezzetli.

Biz Türkler kahvaltıda zeytin peynir yemedenyapamayız bilirsiniz… MAALESEF ki beyaz peynirolarak Yunanlıların feta cheese dedikleri beyazpeynir benzeri bir peynir, zeytinlerde yine tadı tuzuolmayan suda tatlandırılmış bir zeytin çeşidi var.Bizim zeyti-nimizin lezzeti ve çeşitliliğini göremedim. BİR DEzeyinyağı olarak İtalyan ve İspanyol zeytinyağlarımevcut ama lezzet olarak hafif...

Yeri geldikçe sizlere anlatmaya çalışacağım bu ürün-leri. Ülkemizin her ürünü lezzetli ve güzel ama bi-zimde son yıllarda kullanılan bilinçsiz kimyasallar vehormonlar sonucu bu lezzetleri unutacağımızkorkusu içindeyim doğrusu. Bilindiği gibi eskilezzetler turfanda sebze ve meyveler yok artık.Nüfusun artışına oranla ekili araziler azalmaktahayvancılıkta tarıma parelel olarak aynı azalmayıgöstermekte. Yöneticilerimizin yanlış tarım vehayvancılık politikaları nedeni tarım arazileriçölleşmekte hayvancılıkta da nerede ise dışa bağımlıolma durumundayız. Umarım önümüzdeki yıllarteşvikler ve yatırımlar bu sektörü canlandırır. Evet

YO

LL

UK

DÖVME PİLAVIMALZEME:Dövme yarım kgNohut 250 grKemiksiz et veya tavuk yarım kg Yağ 2 çorba kaşığı Yeteince tuz ve karabiber

YAPILIŞI:Et veya tavuk haşlanır. Nohut ve dövme (Bir gece önce ıslatılmış )et suyunda pişirilir.Üzerine kavrulan et ve yağ dökülerek karıştırılır.Dinlendikten sonra servis yapılır.

PÜFNOKTASI

TERAS’ta Ev Restaurant Eski Okul Sk. No:35Yukarı Geriş Köyü YALIKAVAK

Tel: 0.252. 385 23 73 Cep: 0.535 958 07 29

Page 36: Bodrum Bülten Nisan 2006

Mavi Yol GirişimitarafındanGökova'dakiturizm tahsisle-rine karşıbaşlatılanBodrum Bülten’inwww.bodrum-ajans.com.tr

sitesiyle destek verdiği kampanyayaparalel bir tepki de Dünya'nın En GüzelKoyları Birliği'nden geldi. Kanada'nınQuebec Bölgesi'ndeki Tadoussac koyundatoplanan Dünya'nın En Güzel Koyları Birliği,yaptığı yönetim kurulu toplantısınınardından Turizm Bakanı Atilla Koç'a birmektup göndermeyi karara bağladı.Birliğin Türk 2. Başkanı Bodrumlu turizmciGalip Gür tarafından önerilen ve gündemealınan konu, 3 ana gündem maddesindenbirini oluşturdu.

Bu toplantıda Bodrum'la ilgili konularıngörüşüldüğünü belirten Galip Gür, sondönemlerde Bodrum'un gündemindenTürkiye'nin gündemine taşınan, Gökova'dabazı arazilerin turizm bölgesi ilan edilerek,turizm tesislerine tahsis edilmesi dekonuşuldu. Özellikle bu çerçevedekıyılarımızın korunması konusunda TurizmBakanlığına yazı yazılmasınınkararlaştırıldığını söyleyen Gür, bu yazınınBirlik Başkanı Fransız Parlamentosu üyesiJerome Bignon imzasıyla bakanagönderildiğinin bilgisini verdi.Turizm Bakanı Atilla Koç'a yazılan mektubunbir tavsiye mektubu olduğunu, bununkesinlikle bir protesto mektubu olmadığınıbelirten Galip Gür, "Koylarımızı tarih vekültürel değerlerimizle birlikte koruyarakturizm yapmak istiyoruz. Bodrum'dayapılan kongrede de kontrol edilemeyenturizmin etkilerini tartışmıştık. Bütün bu çevreörgütlerinin çabasını takdire değerbuluyorum ve hayranlıkla izliyorum. Bizimde birlik olarak sloganımız "KoruyarakTurizm"dir. Biz neden bir Antalya yadaKuşadası olmak istiyoruz, bizim "MaviYolculuğumuz" var. Antalya'da,Kuşadası'nda var mı? Biz eli-mizdekinigüzellikleri değerlendirmeliyiz. Bir yerdedurmak lazım. Gelişmenin, büyümenin birsınırı yok. Bodrum daha ne kadarbüyüyebilir? Kongre turizm yapılmasıisteniyor. Önce araştırmak lazım, Bodrumbuna uygun mu?" şeklinde konuştu.Dünyanın En Güzel Koyları Birliği'ndenBaşkan Jerome Bignon tarafından TurizmBakanı Atilla Koç'a gönderilen tavsiyemektubunun sadece Bakan değil, tümduyarlı kişiler tarafından okunmasıgerektiğini vurgulayan Galip Gür'ün basına

GÖKOVA'YA DÜNYANIN EN GÜZELKOYLARI BİRLİĞİ'NDEN DESTEK

Sayın Bakan,

Bu Birlik, dünyanın dört bir yanından 30’dan fazla en güzel koyun bir araya

gelmesiyle oluşturulmuştur ve başta bölge yerlilerinin, ziyaretçilerin ve gelecek

nesillerin menfaatleri doğrultusunda, bu alanların doğal, kültürel ve çevresel

kalitelerinin devamlılığını sağlamak ve bunları muhafaza etmek amacına adanmıştır.

Bu Birlik, kar amaçlı bir organizasyon olmayıp Fransız Parlamentosu kararı ile

kurulmuştur.

Bodrum, 1997 yılından beri Birliğimizin üyesidir ve geçtiğimiz Ekim Ayında 3. Dünya

Kongremizi ve Genel Kurulumuzu, üye koylardan yaklaşık 100 delegenin katılımıyla

Bodrum'da gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Birkaç günlük ziyaretimiz esnasında Bodrum

Yarımadası’nın doğal güzelliğinden bir hayli etkilendik. Geçtiğimiz yıllar boyunca

gelişen turizmin, dağlık bölgeler, ormanlar ve sahil şeridi doğal ortamları üzerindeki

minimum zıt etkisi ve bunun yanı sıra yeni nesillere bu mirası devretmek adına

Bodrum ve diğer yerel Belediyelerin doğal ortamı tahrip etmeyi önlemek amaçlı

politikaları güvenimizi tazelemiştir.

Ama şimdi anladığımız kadarıyla Bakanlığınız tarafından verilen bir teklifle, Bodrum

Yarımadası ve Gökova Körfezi çevresindeki devlete ait (SİT alanı) başka orman ve

arazilerin kitle turizmini geliştirmek amaçlı büyük ölçekli projeler için açılması, geniş

alanlara yayılmış olan doğal güzelliğe sadece zarar vermekle kalmayıp aynı

zamanda onarılamaz hasarlara yol açabilme durumu söz konusudur.Türkiye

bütçesine ve ekonomisine sağlayacağı yararlar bağlamında, Türk Hükümeti’nin tur-

izmden elde edilecek gelirlerin arttırılması yönündeki ihtiyaçlarına tam olarak itibar

etmemiz ve anlamamıza rağmen bu projelerin hayata geçiriliş şekli itibarıyla tüm

yarımadanın doğal karakterinin çoğunun feda edilecek olması ve aynı zamanda

temiz koylara ve bozulmamış demir atma bölgelerine dayalı olan çok önemli ve eşsiz

Mavi Tur endüstrisi üzerinde yapacağı ters etkiler gibi derin endişeler tarafımıza

iletilmiştir.

Pek tabiî ki doğal kaynakları koruma ve ekonomik gelişim konuları arasında bir

denge unsuru kurulması gerekmektedir ama bizce bunu temin etmenin en etkin

yolu, planlama ve ekonomik gelişimler konusundaki kararların doğal kaynakları

muhafaza politikalarına göstereceği daimi saygıdır. Bu durum, Gelişim projelerinin

gerçekleşmesinden daha fazla kazanacak şeyi olanlardan ziyade, karar

mekanizmasının, tarafsız çevre uzmanlarının görüşlerini yansıtması açısından önem

teşkil edecektir.

Arzu edilen odur ki endüstri mıntıkaları, bakir doğa güzelliklerine sahip bölgeleri

muhafaza etmek ve tüm büyük gelişim projelerinde karar vermekten sorumlu şehir

sektöründen bağımsız ulusal bir planlama konseyinin oluşturulmasıdır. Ayrıca buna ek

olarak doğal kaynakları ve çevreyi korumakla ilgili samimi endişelerin

dinlenebileceği ve tam olarak dikkate alınabileceği, söz konusu bölge menfaatlerini

ilgilendiren görüşlerle ilgili bir takım düzenlemeler yapılmalıdır.

Sayın Bakan, görüşlerimizi büyük bir dikkatle ciddiye almanız konusunda ısrar edi-

yoruz. Bu mektup, şimdi Tadoussac Koyu'nda (Quebec, Kanada) gerçekleştirilen 'Birlik'

toplantısında Yönetim Kurulu'nun tüm desteğini arkasına alarak tam bir ittifakla size

gönderilmiştir.

GALİP GÜR

www.bodrumjans.com.tr sitesinde buluşan

çevreye duyarlı imzalar 40 bini geçti...

Mavi Yol girişimi Çalışma Komitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kamu veorman arazilerinin turizme tahsis edilmesi yönündeki çalışmalarına karşı 24Aralık 2005 günü bir imza kampanyası başlatarak kıyılarımızda oluşacaktalana toplum bilinci olarak hayır dedi. Bu kampanyaya Bodrum Bültenolarak bodrumajans.com.tr sitemiz aracılığı ile bizde destek verdik.Sitede üç ay içinde çevreye duyarlı 40 binin üzerinde imza toplandı.

Page 37: Bodrum Bülten Nisan 2006

RESTAURANT CAFE & BAR

ökova Körfezi’nde yerli ve yabancı turistlerin ilgiodağını oluşturan ve yılda 100 bin kişinin ziyaretettiği tarihi, “Sedir Adası”ndaki Antik Tiyatro Restoreedilerek, kültürel etkinliklere açılıyor. Kültür ve

Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü,DÖSİM Genel Müdürü ve Muğla Milletvekili SeyfiTerzibaşıoğlu ile birlikte Vali M. Temel Koçaklar’ımakamında ziyaret ettikten sonra, Ülkemiz tur-izminin önemli cazibe merkezlerinden birisi olanGökova Körfezinde, Halk arasında KleopatraAdası olarak bilinen tarihi “Sedir Adası”ndaincelemelerde bulundular.

Kültür Bakanlığı yetkililerinin Valiliği ziyaretisırasında konuşan Muğla Valisi M. TemelKOÇAKLAR, Muğla İlinin sahip olduğu 195 örenyeri ve 6 müzesiyle Ege Bölgesinin Açık HavaMüzesi konumunda olduğunu belirterek, sahipolduğumuz tarihi değerlerimizin kültür turizminekazandırılmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün, geçtiğimiz yıl SedirAdasını 100 bin kişinin ziyaret ettiğine dikkat çekerek, bu gibi yerleri ziyaret edenlerden elde edilen gelirlerin, ören yerlerinde yapılanarkeolojik kurtarma kazıları için harcanmakta olduğunu kaydetti.

Sedir Adası’ndaki küresel kumların, halk arasında Kraliçe Kleopatra için, sevgilisi tarafından, Mısır’dan gemilerle getirildiği söylenir.O nedenle Sedir Adasına Kleopatra Adası da denilir. Sedir Adasındaki kumların da başka yere götürülmesine kesinlikle izin verilmez.

SEDiR ADASIKÜLTÜREL ETKİNLİKLERE HAZIRLANIYOR

G

Page 38: Bodrum Bülten Nisan 2006

38 BODRUMe n ül

Türk turizminin son birkaç yıl içindegösterdiği olumsuz yöndeki gelişmelerinigörüp duydukça eski günleri aramadanedemiyoruz. Genellikle son senelerdeyetkili kişilerin adeta kasıla kasıla bu senepatlama senesi veya bu yıl turizme altınyılı yaşayacağız türünden böbürlenmecümlelerinin nasıl da gerçeklerlebağdaşmadığını görüp öğrenmedik mi?Hiç de ileriyi göremeyen dar birpolitikanın içinden bakanlarla giderekyozlaşan bir ülke turizmini anladık artık.

1980 yaz turizmin geçen yıllara oranla nederece "ölü" bir dönemde olduğunu da

bilmeyen beri gelsin. Enflasyon, terör, aşırıfiyat artışları ve daha yığınla sıkıntınedeniyle turizmde umulanın altında birkıpırdanma oldu. Marmaris, Fethiye gibiülkenin en önemli turistik köşeleri eskiyıllarda olduğu gibi tıklım tıklımdolmadılar. Hele hele yabancı turistlerinparmakla sayıldığı turistik köşelerdeyaşanan gerçek tam anlamıyla turizmfiyaskosuydu.

İleri sürülen reçetelere rağmen yine de içve dış turizmde geriliğin başlıca nedeni

organizasyon ve anlatım eksikliği gibibaşlıca iki ana faktörü hemen akla getiri-yor. Akdeniz ülkeleri içinde turizm gelirien düşük ülke neresidir? Türkiye. Peki buarada niçin uyuşuk bir turizmdüşüncesinden vazgeçemiyoruz? Veyaniçin daha et-kili ileriye dönük yatırımları olan birpolitikayı hedef almıyoruz. Bu ve bunabenzer soruları istediğimiz kadarsorabiliriz. Ancak verilecek yanıtların daeskiye oranla pek farkı olabileceğini desanmıyorum. Çünkü turizm konusundayeterince halkı eğitmemişiz. Her şeyinoluruna bıraktığı bir başıboşluk içinde,

DÜNDENARŞİVDEN - Merhaba Gazetesi 11/09/1980

Turizmde yaşanan gerçekve 1980’den kalanlar...

EROL ÖZKAN

ARŞİVDEN - Merhaba Gazetesi 17/07/1980                                                   DEMİRCAN TÜRKDOĞAN

Page 39: Bodrum Bülten Nisan 2006

39BODRUMe n ül

Geçtiğimiz günlerde Halk Eğitim Merkezinde düzenlenen bir açık oturumdakente turist nasıl çekilir ve turist için neler yapılabilir konusu tartışıldı. Buarada konuşulan büyük laflar arasında Bodrum için dış turizm kelimesi dekullanıldı. Kendi iç turizmin T'sini halledemeyen bir kentin görevlilerinin dışturizmden bahsetmeleri biraz garipçe geldi. Herkesin bildiği dış turizm ancakdevlet eliyle gerçekleştirilebilecek yatırımların sonucu meydana getirilebilir.Kent çevresinde en yakın bir havaalanı, gelen turist gemilerininyaşanabileceği bir vapur iskelesi, yatların rahatça girebileceği ve ihtiyaçlarınıgörebileceği marinalar, bunlar dış turizmin belirli ve gerçek ihtiyaçlarıdır.Bizse iç tu-rizmde gelen misafirlerimize yatacak yer bulamaz, lokantaların önündekuyruklarla oluşur, kahvaltılarını dahi sokak ortalarına kadar uzatılanmasalarda ancak yapabilirler, doğru dürüst çift yönlü bir trafik düzenikuramazken, turistin karnını doyurabilecek ucuz halk lokantaları yapamazkenkentteki otomobil mezarlığını doğru dürüst parklayacak yerler yapamazkendış turizmin kelimesini kullanmak perimasallarındaki rüyalardan farksızkalır. Evvela yürüyecek yolumuzuyapalım, sokaklarımızı temiz tutalım.Üç ay çalışıyoruz diye oniki aylıkkazancı çıkarma pahasına neredeyseuzaya gidecek fiyatları kontrol altınaalalım. Ama bunu kim yapabilecek?Ben sekiz senedir Bodrum'dayım,hiçbir şey görmedim. Mehter takımıgibi bir ileri bir geri giderek sadecebüyük laflarla büyük havalar atar veolduğumuz yerde sayarız. Basit birekmek meselesini dahi günlercehalledilmeyerek kuyruk işkenceleriniyeni kaldırabildik.Sonra dış turizm ha! Bunu Türkiye'de

Bodrum TurizmiADNAN OĞUZMAN

plansızlıklar içinde ortaya çıkacak sonuçtabu kadardır. Kuşadası'ndaki esnaf bile busene umulanı bulamadık derkenKöyceğiz'deki balıkçılar, dolmuşmotorcuları da aynı serzeniş içindeydiler.Marmaris'te ilk kez bu sene Temmuz ayınınonbeşin de "Pansiyonumuzda boş odavardır" ibareli tabelaları gördüğümdebayağı şaşırmıştım.

BİR FRANSIZ AİLE ve DÜŞLERVincent Readeker Türkiye'ye son derecetutkun, ülkemizi yıllar yılı ziyaret eden birFransız'dır. Her fırsatta Türkleri veTürkiye'yi dışarıda kıvançla sevgiyletanıtan bu genç ve ailesi ile hemen hemenher sene görüşürüz. Türkçe'yi çok iyikonuşan, törelerimizi gelenek vekültürlerimizi yakından incelemiş olanVincent'la geçtiğimiz haftalarda yinekarşılaştık. Amcası Guy ve Maie Roseteyzesi ile yaz tatili için geldiği ülkemizdetatillerini geçirdiler. Denize, güneş vekuma ve de en çok insanıdeğerlendirmemize karşı gösterdikleri ilgi,özlem ve coşku karşısında etkilenmiştim.Türkiye'yi dışarıda olduğundan farklıtanıyorlar ve tanıtıyorlar diyordu. BuFransız "Bilhassa terör ve anarşi karşısındatereddüt ettik. Ancak gelip gördük ki hiçde yaşanan gerçekler dış basına yansıtıldığıgibi değil" diyen dostlarla gece yarılarınakadar süren sohbetleri-mizi koyulaştırdık. Arkeolojiden, sanattanen çok turizmden bahsettik. Marie RoseTeyze’nin alışverişe çıkarkenkazıklanmamak için nasıl Türkçe bilenbirisine ihtiyacı varsa Guy Amcanın da çaybahçelerinde fazla gelen faturaları ödeme-den önce mutlaka Türkçe bir iki sözsöylemesi lazımdı. Nasıl olsa bunlar turistesprisi içinde konuya yaklaştığımızsüresince ülke olarak, çok şey kaybederiz.“Nerede eski ucuzluk diyordu?” Vincent Birsene içinde bu kadar değişmesine şaşırdımkaldım. Diğerine ise hiç birimiz şaşırmadı.Çünkü o gerçeklerin bizzat içindeydi.Ayrıca heykeltıraş dostum Marnix'le ise1960'lı, 1970'li yılların yozlaşmamışgüzelliklerinden vurduk konuştuk.

Evet ülke turizmine bu aile kadar ilgisiolsaydı bazı yetkililerin, birçok şey yolunagirerdi. Turizm politikasındaki açmazları,olamazlıkları düzeltmek için ulusça bu işegönül vermek gerekir. Her koşuldagülümsemesini bilen Monika’nın dediğigibi ülkemiz gerçekten çok güzel. Güzelama son yıllarda iyiden iyiye yozlaşanahlaki değerlerimiz, para hırsı, haksız

BUGÜNE

ARŞİVDEN - Merhaba Gazetesi 20/07/1980                                   

Bir gün kentimizdeki kahvelerden

birine bir yabancı turist geliyor

kendisine bir masa seçip oturuyor

ve gazetelerini çıkartıp okumaya

başlıyor. Bir müddet sonra garsonu

çağırıyor ve sözlük yardımıyla. “Bir

tane ayran istiyorum efendim”

diyor.Garson bilmiş bir ta

vırla ocağa

sesleniyor.

“Van tane ayran çek”.

Merhaba Gazetesi 13/03/1982

Page 40: Bodrum Bülten Nisan 2006

40 BODRUMe n ül

netb kış@

CANSU TÜRKDOĞ[email protected]

matrak görüntüler ilginç siteler farklı görüşler gırgır sözler

Büyük kahinlerden!!!

Uçaklar hoş oyuncaklar. Ama askeri birdeğerleri yok."

Maresal Fb Foch, I.Dunya Savasi'nda Fransiz Ordulari Baskomutani

Televizyon en geç altı ay içindepiyasadan silinecektir. İnsanlar her akşamböyle bir kutuya bakmak istemez."

Daryik F. Zanuck - Twenty Century Fox'un baskani 1944

Bilgisayarlar gelecekte belki sadece 1,5ton ağırlığında olacaklar."

Popular Mechanics Dergisi - 1949

"Sound'larını beğenmedim, ayrıca gitargruplarının modası geçti."Decca Record Plak Firmasinin bir yoneticisi. Beatles'lar hakkinda - 1962

"Insanların büyük çoğunluğu için tütüntüketimi gayet sihhi bir şeydir."

Doktor Ian G. McDonald, Operator - 1963

"Insanların evlerinde bilgisayar bulundur-malari için herhangi bir neden göremiyo-rum."

K. Olsen, Digital Equipment Corp.'un (bir bilgisayar firmasi) baskani

Temel'in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostuTemel'e sorar: Nasıl oldu?- 30.kattan aşağıya düştü...- Vah vah desene çok feci ölmüş...- Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavıntentesine çarpıp tekrar yükseldi...- Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman.- Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşıbinanın çatısına...- Demek çatıya çarpıp öldü.- Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... - Deme ya! Çarpıldı o zaman...- Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı.- 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık...- Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye...- Orda mı öldü?- Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalanadam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam?Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"

Birazda tabuoynayalımne dersiniz ;)

Kelime: Iskalamak- Dart oynarkenneye atarsın?- Hedef tahtasına- Attın vuramadınmesela noldu?- Hedefi vuramadım- Tamam da nediryani o olay- Tutturamamak,kaçırmak- Hayır nedir başkaismi var onun- Tam 12'den vura-mamak!..- Oldu...

Kelime: Telepati- Hani ben sana birşeyi anlatmaya ça-lışıyorum ama sözledeğil beyindalgalariyla falan...- İhihih neydiiii..teletabi..!- Tamam tele'sikalsın. Kedilerineline ne denir?- Buldum telepençe- Offf beee bi kerede bil be...

Kelime- Timsah- Abi boöle hanikertenkele nedir- Hayvan- Ne cins hayvani- Sürüngen- Ok abi bukertenkelenin birkacbeden büyüğü- Ejderha-?!???!!(yuhhh)

Kelime: Miras- Şimdi diyelimmısır'da deden var,bu artık yaşamıyor,sana ne bırakır?- Piramit. (dedesitutankamon ya!)

İlginç Sorular

Dolmuşlardaki fiyat tarifesinde"En kısa Mesafe "neden "İndi-bindi"olarak tabir edilir? Önce inilipsonra mi binilir? Bir terslik yokmudur:-)?

Bir bilgisayar programı kurarkenneden "Kabul ediyorum" ya da"Kabul etmiyorum" seçeneklerivardır? O kadar parayı bayılıp birbilgisayar programı satın aldıktansonra "kabul etmiyorum" seçeneğiniişaretleyen bir takım saf kişilermevcut mudur?

Bulmacalarda boru sesininkarşılığı neden Hep "Ti"dir?Bulmacaları hazırlayan arkadaşlarHiç "Ti" diye ses çıkaran borugörmüşler midir:-)?

Neden ilanlarda "Doktordan temizaraba" Diye yazılır? Hipokratyemininde"Arabamı temiz kullanacağım"şeklinde bir madde mi vardır?

Neden bozulan otobüsün yolcularıbizim otobüsümüze aktarıldığındaonlara mültecilermiş gibi bakarız?

TEMEL’İN BABASI NASIL ÖLDÜ?..

)BEN

YAPMADIM...

Sevgili Tanrım Lütfen!..Bana patronumu anlamam için gereken irfanı ver

Onu affedebilmem için sevgi ver

Davranışlarını anlayabilmem için sabır ver

Ama lütfen bana güç verme!

Çünkü eğer bana güç verirsen,

Yumruğu kafasına patlatırım...

Page 41: Bodrum Bülten Nisan 2006

BODRUMe n ül

dç t şrB, kat r B.l Btyt F ynana.n ııı

d1 oB. oBt l ri t üBsrGr rkBtG aııı

d laB2t İ t a BF al Ar rt aot . ytBos i tBs td

Bulmacaları doğru çözüpbize ulaştıranlar  2006 BODRUM İŞ

REHBERİ’ne sahip olacak..

Fax: 317 10 92 [email protected]  OASİS Alışveriş Merkezi 226 

r lbr lb ld

? 1- Pedasa Hangi Beldemizdedir?a-) Bitezb-) Ortakentc-) Konacık

2- Saynur Gelendost’unaramızdan ayrılışının kaçıncı yılıdır?a-) 2b-) 3c-) 4

3- Gökovaya bir destek denereden geldi?a-) Ankara’danb-) Dünyanın En Güzel KoylarıBirliği’ndenc-) Çevre Dostları’ndan

41

ÇiZGiLi DÜNYAŞEVKET YALAZ1983

KAMİL YAVUZ / 1983

Page 42: Bodrum Bülten Nisan 2006

Eve yürüyüş

er ay yaptığım gibi, yine hikaye arayışıiçinde saatlerimi geçirdim. Okudum,beğenmedim, okudum etkilenmedim,okudum eksik geldi. Saatler geçti benhala bir hikaye bulamadım derken,

inanılmaz bir tesadüf yaşadım. Geçen hafta içindebir olay yaşamıştım ve bu olay sonucundaikilemde kalmıştım. Çocuklarımızınhareketlerinin ne kadarından biz sorumluyuz diyedüşünüp durmuştum. Tamamından mı? Kısmenmi? Aslında kısmen seçeneği daha seçilebilinirgörünüyordu ama bunu dürüstlükle seçipseçmediğimden emin olamıyordum, belki deçocuklarımda onay vermediğim yanlardan, buşekilde sorumluluk almaktan kurtuluyordum.Peki ya diğer olasılık doğruysa, ya yüzde yüzkaynak anne babalar yada onları yetiştirenlerseama genler, çevre şartları, eğitim gibi şartlardaönemliydi, bunlar dolaylı etkiler miydi?

Çocuklarımızın ortak yanlarının sebebi bizlerdekiortak hatalar mıydı? Onlara bebek gibi davranıphayatlarını kolaylaştırıp, her şeyi hazır halegetirip, daha sonra onlardan sorumlulukbeklemek hata mıydı? Onlarla kısıtlı zamangeçirip, aile ve ortam sıcaklığını hissettirmeyip,onlardan ailenin varlığını ortaya koyacakdavranışlar beklemek hata mıydı? Onları boğan,sıkan, daraltan, monoton eğitimin değişmesi içinçaba harcamayıp, bizi daraltan bu eğitimsisteminde onlarda boğuldukları için suçlamakhata mıydı?...

Bizler, neden niçin demeden büyüdük diye, onlarında herdenileni yapmamalarını, sebep sormalarını, anlamayaçalışmalarını, karşı koymalarını reddetmek hata mıydı? Onlarsıfırdan geldiyse bir yerlerde mutlaka hata yapan bizlerdik amagöremedik, bilemedik, fark edemedik. Sonuçla yüz yüzekaldığımızda ise aynaya bakmadan hep çocuklarımızı suçladık,eleştirdik, eleştirdik, eleştirdik... Senden bir şey olmaz diyebaşlayan cümlelerimizle onların hayatta en büyük hazinesi olanözgüvenlerini çaldık. Ve onlar bu hazine olmadan, ne olursaolsunlar hep biraz eksik oldular. Peşin, peşin bir şeyolmayacaklarını kabullenmiş olduğumuz için onlarda çabalarınıazalttılar. Bu sadece örneklerden biri, büyük yanlışlara bulaşançocuklarda, sebep olarak hep özgüvensizlik ve ilgisizlik çıkıyor.Kızmadan, sinirlenmeden, sabır ve hoşgörüyle, eleştiriye açıkolarak sorun bakın ne cevaplar alacaksınız çocuklarınızdan.Benim anlatmak istediğime örnek bir hikaye:

İspanya'nın güneyinde Estopana isimli küçük bir kasabadabüyüdüm. 16 yasındayken bir sabah babam benden kendisiniaraba ile 30 kilometre uzaktaki bir köye götürmemi istedi. Ancak,onu Mijas'a bıraktıktan sonra arabayı bakım için yakındaki birtamirhaneye götürüp bırakmam gerekiyordu. Araba kullanmayıyeni öğrenmiştim ve kullanmak için de pek fırsat çıkmıyordu.Onun için hemen kabul ettim. Babamı hemen Mijas'a götürdüm

ve öğleden sonra 4:00'te almaya söz verdim.Sonra arabayı, tamirhaneye bıraktım. Birkaç saatvaktim vardı. Ben de, tamirhanenin yakınındakibir sinemada bir-iki film izlemeye karar verdim.Fakat bu işten o kadar keyif aldım ki, bir-ikiderken ipin ucu kaçtı. Son filmi izledikten sonrasaate baktığımda 6:00 olduğunu gördüm. ikisaat geç kalmıştım. Film izlediğimi biliyorsababamın kızacağını biliyordum. Bir daha arabayıkullanmama izin vermezdi. Ona tamirhanedearabanın işinin uzun sürdüğünü söylemeye kararverdim. Buluşacağımız yere vardığım zamanbabamın köşede oturmakta olduğunu gördüm.Geç kaldığım için özür diledikten sonra onaarabanın işinin uzun sürdüğünü söyledim.Bunun üzerine bana nasıl baktığını unutamam.

"Bana yalan söylediğin için çok üzüldüm Jason""Ne demek istiyorsun? gerçeği söylüyorum."

Babam bana tekrar baktı, "Sen geç kalınca,tamirhaneyi aradım ve bir sorun olup olmadığınısordum. Bana senin henüz arabayı almayagelmediğini söylediler. Yani araba ile ilgili birsorun olmadığını biliyorum". Birden ne kadarbüyük bir suç işlediğimi anladım ve babamagerçeği itiraf ettim. Babam beni üzgün bir şe-kilde dinledi.

"Kızgınım ama sana değil, kendime. Eğer senbunca yıldan sonra bana yalan söyleyebiliyorsandemek ki ben iyi bir baba olamamışım. Kendi

babasına bile yalan söyleyebilen bir çocuk yetiştirmişim. Eveyürüyerek dönecek, neyi yanlış yaptığımı düşüneceğim".

"Ama baba, ev 30 kilometre uzakta ve hava karardı. O kadar yoluyürüyemezsin". Babam ne özür dilemelerime, ne itirazlarımakulak asmadı. Onu hayal kırıklığına uğratmıştım ve hayatımın enacı veren derslerinden birini almak üzereydim. Babam tozluyollarda yürümeye başladı. Ben de arkasından araba ile izliyor-dum ve durmadan özür diliyor ve arabaya binmesini rica ediyor-dum ama beni duymazdan geliyor ve sessiz, düşünceli, üzgün birşe-kilde yürümeye devam ediyordu. 30 kilometre boyunca 10kilometre süratle takip ettim.

Babamın hem fiziksel, hem de duygusal olarak bu kadar acıçektiğine tanık olmak hayatımın en üzücü ve acı veren deneyimiolmuştur. Ancak, aynı zamanda en büyük hayat dersini de buolaydan aldığımı söylemeliyim. O zamandan beri asla yalansöylemedim.Jason Bocarro

Zorda olsa, acıda olsa kabullenmek lazım, çocuklarımızdaeleştirdiğimiz, beğenmediğimiz yönler olabilir ama biz bukadarını yetiştirebildiğimiz içindir. Belki bizler de eksikbüyütüldük, çocuklarımız bundan paylarına düşeni alıyorlar, tıpkıbizlerin de aldığı gibi…

PA

RA

NTE

Z

HÜSNİYE KAYA [email protected]

H

42 BODRUMe n ül

Bizler, neden niçindemeden büyüdükdiye, onlarında her

denileniyapmamalarını, sebepsormalarını, anlamaya

çalışmalarını, karşıkoymalarını reddetmek

hata mıydı? Onlarsıfırdan geldiyse bir

yerlerde mutlaka hatayapan bizlerdik ama

göremedik, bilemedik,fark edemedik.

Sonuçla yüz yüzekaldığımızda ise

aynaya bakmadanhep çocuklarımızısuçladık, eleştirdik,

eleştirdik, eleştirdik...

Page 43: Bodrum Bülten Nisan 2006
Page 44: Bodrum Bülten Nisan 2006
Page 45: Bodrum Bülten Nisan 2006