bİr sen varsin bu dÜnyada...
TRANSCRIPT
Yıl: 2016-2017Sayı: 6
1
Yasemin EVLİ
BİR SEN VARSIN BU DÜNYADA
Işıl ışıl parıldıyor gözlerin.
Utanınca elma gibi kızarıyor yanakların,
Altın saçların dalgalanıyor rüzgarda
Bir sen varsın bu dünyada.
Bıraktın gittin beni buralara.
Kaçtın eksik bıraktın beni .
Geceler günler geçti özledim seni.
Bir sen varsın bu dünyada.
Sen gideli bir sene oldu belki
Bir his vardı içimde geleceksin sanki.
Gelmesen sokaklarda ararım seni.
Bir sen varsın bu dünyada
Bir baktım ordasın,
Koşarak sarıldım sana,
Beni bırakmayıp geldin,
Bir sen varsın bu dünyada.
Esma İNAN
DÜNYAYI KİRLETENLER
… sanki başka yer mi var ?
Ben insanoğlu olarak Nasreddin Hoca’nın yaptığı gibi bindiğimiz dalı
kestiğimiz düşünüyorum. Gidecek başka dünya olmadığına göre, böyle
hoyratça kullanıp kirlettiğimiz, etinden sütünden istediğimiz gibi sanki hiç
bitmeyecek sanıp yararlandığımız, bu dünya ne kadar da cömert hala her
sabah aynı gülen yüzüyle güneş bizi karşılıyor. Gecelerimize fener olmaya
devam ediyor ay dede. Hala ilkbahar bu toprakları aynı sevinçle
canlandırıyor. Heeey!!! hadi kalkın canlanın vakit geldi dökün
çiçeklerinizi diyor. Hala gelincikler aynı muhteşem güzelliği ile salınıyor
gül o harika kokusunu salıyor etrafa, arı hala çok çalışkan gayretinden
hiçbir şey kaybetmedi. Peki tüm bunları gören biz insanoğlu ne yapıyoruz.
Elimize ne geçtiyse doğayı kirletmek için kullanıyoruz. Sizden ricam
bugün balkonunuza oturup doğanın bu muhteşem işleyişini seyre başlayın
ve bu doğanın bir parçası olduğunuzu unutmayın nasıl korumanız
gerektiğini düşünün.
Alperen DEDEOĞLU
ALFA KURT
Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde çok uzak diyarlarda. Kaf
dağının ardında büyük bir orman varmış. Burası çok güzel bir yermiş.
Buradaki ormanda bir kurt sürüsü yaşarmış bu kurt sürüsünün üyelerinin
farklı farklı yetenekleri varmış. Erkek alfa kurt çok güçlüymüş. Dişi alfa
kurt ise saldıracakları zaman yöntemleri bütün kurtlara tek tek anlatır. Ve
gerçekten de çok işe yararmış onun yeteneği de buymuş. Üçüncü üyede
çok hızlı koşup avın önünü kesermiş ve çok işe yararmış. Dördüncü üyede
yavruların bakımını üstlenirmiş ve oda dişiymiş. Yavruları çok güzel bir
şekilde beslermiş. Beşinci üye ise çok çevikmiş. Avına hamle yapmadan
önce onun hamlesini tahmin edip avın önünü kesermiş… Neyse gelelim
altıncı üyeye o aslında hep bu sürünün dağılmasını istermiş. Ve kendini
çok beğenirmiş. Böbürlenip dururmuş kendini üstün görürmüş. Sürekli
benden daha iyi kurt var mı? Dünyada dermiş. O böylece hüzünlü, kavgalı,
mutlu ve çok büyük zaferlerle yıllar birbirlerini kovalamış. Günün birinde
alfa kurdun bir yavrusu olmuş. Yavru küçücükmüş. Bu Yüzden
savunmasızmış. Altıncı üye ise bu fırsatı bekliyormuş. Günün birinde
altıncı üye yüzünden alfa erkek kurt bir sırtlanla boğuşmuş ve ölmüş. Bu
sırada yavru büyümüş. Güçlü , çevik bir kurt olmuş. Normalde alfa kurt
olması gereken oymuş. Ama altıncı üye taht için kavga etmek istemiş. Bir
gün büyük bir kavgaya tutuşmuşlar. Altıncı üye kaybetmiş. Ve yaralanmış.
Diğeri alfa kurt olmuş. Alfa kurt ona demiş ki senin elinde bizim gibi
büyük ve güçlü bir kurt sürüsüne üye olma şansı vardı. Senin gibilerin bu
dünyada yeri yoktur, demiş. Sürü iyi bir şekilde soylarını devam ettirmiş.
Altıncı üyeye gelirsek o da sürüden ayrılmış. Ve kendini çok beğendiği
için kendine kızıp durmuş. Zaten onu hiçbir kurt sürüsü kabul etmemiş. Ve
bu olay bütün kurtlara ders olmuş.
Hatice GÜRBÜZ
2
Ömer ZAN
MİS KOKULUM
Sevgi dolu yüreğin,
Gözlerinden okunur.
O sımsıcak nefesin
Taaa içime dokunur.
Bana baktığın her an ,
Güven veriri gözlerin.
Hep iyi hissettirir,
Baldan tatlı sözlerin.
Sen bana dünyadaki
Huzur veren kucaksın .
Sensiz yapamam annem,
İyi ki yanımdasın.
İrem TERMİSİN
ERAGON
Çok eskiden çok farklı bir dünya varmış. Bu dünyada tüm
hayvanlar ve var olduğunu inanılan tuhaf varlıklar yaşarmış. O
kadar güzel dünyaymış ki her hayvanın, varlığını kendine ait ülkesi
varmış. Ayrı bir güzelliği de herkes başkalarının ülkesinde, hoş
karşılanırmış. Bu nedenle dostluk, misafirperverlik çok gelişmiş.
Bir gün kurtların ülkesinde bir kurt ailesi varmış. Bu aile de de üç
tane minik kurt yavrusu yaşıyormuş bu yavrulardan birisinin adı da
Emmy’miş . Bu minik çok yaramazmış . Bir gün annesiyle babası
ava çıkmışlar. Emmy’de arkadaşlarıyla oyun oynarken birden
ortadan kaybolmuş. Kardeşleri oyuna dalıp onun kaybolduğunu
fark etmemişler. Yuvaları bir yokuşta olduğu için yanlışlıkla aşağı
yuvarlanmışlar. Hava’da iyice karardığı için yolu bulamamış ve
kaybolmuş. Ama endişelenmemiş çünkü o dünyada tehlike
olmayacağını öğrenecek kadar büyümüş. Uzun bir süre yürümüş ve
havanın iyice ısındığını fark etmiş. Yolculuğu için biraz oturmuş.
Sonunda ejderlerin ülkesine geldiğini anlamış ve yürümeye devam
etmiş. İlerde kahkahalar duymuş ve eğlence olduğunu anlayıp
kahkahaların yükseldiği yere koşmuş. Üç tane minik ejderin koşup
oynadığını görmüş ve seslenmiş:
-Heeey ! Heey ! Ben de oynayabilir miyim?
Ejderhalar yeni arkadaşlarının olacağını anlayınca hemen
yanlarına çağırmışlar:
-Tabi ki ! Hep beraber oynayabiliriz! Diye bağırmışlar hep bir
ağızdan.
Emmy yanlarına koşmuş. Küçük ejderhalar meraklarından:
-Sen nereden geliyorsun? Nerelisin? Bize hiç benzemiyorsun.
Emmy’de anlatmış:
- Ben bir kurdum . Kurtlar ülkesinden geliyorum . Adım Emmy .
Bende sizin gibi üç kardeşim . Ama ben kayboldum .
Kardeşlerim annem ve babamın yanındalar . Bir süre oyun
oynamışlar ve ejderhaları anneleri çağırmış . Küçük Emmy’de
yalnız kalmak istemediğinden onlarla gitmiş . Ejderhanın annesi
yavrular tamamı diye kontrol etmek için onları saymaya
başlamış :
- Bir , iki , üç , dört . Bir dakika , dört mü ?
- Üç yavrum var sanıyordum .
- - Hayır anne , bu Emmy . Kurtlar ülkesinden gelmiş . O bir kurt
. Bizim yeni arkadaşımız .
- - Hmmm . Senin annen ve baban nerede
- - Onlar benim ülkemdeler , çok uzaktalar , Ben kayboldum .
Yürürken de kendimi burada buldum .
- O zaman madem ki çok uzaktalar , bizimle kalabilirsin .
Emmy ve küçük ejderhalar sevinçten havalara zıplamaya başladılar
ve Emmy ejderhalar ülkesinde yaşamaya başlamış . Aradan uzun
zaman geçmiş . Neredeyse dört yıl orda yaşamış . Ejderha adasında o
kadar çok zaman geçirmiş ki ejderhalarınkinden boynuz ve kanatları
çıkmış . Böylece uçabilir ve tehlikelere karşı kendini savunabilirmiş .
Bir gün uçarak gezmeye çıkmış . Ama gökyüzü biraz kapalı ve yağmur
yağacak gibiymiş . Biraz gezmiş aramış taramış ama evin yolunu
bulamamış . Burada da kaybolmuş . Yine böyle boş boş gezerken bir
çare ararken birden çok uzaktan gelen kükreme sesleri duymuş .
Hızlıca uçup ne olduğuna bakmak için ilerlemiş. Sonunda oraya
varmış , bir yere konmuş ve düşmüş :
- Bu hayvanlar ne kadarda hızlı . Herkes etrafta koşup birbiriyle
yarışıyor ve bazılarının boynunda uzun tüyler var .
Emmy meraktan çatlamadan hemen gidip birisine sormuş :
- Burası ne ülkesi ? Burada siz mi yaşıyorsunuz ? Nasıl bu kadar
hızlı olabiliyorsunuz ? Sizin adınız nedir ? Ve şu boynunuzdaki tüyler
neden bu kadar uzun ?
- Burası aslan ülkesi . Evet burada biz aslanlar yaşıyoruz . hızımızı
uzun kuyruklarımızdan alırız ve bu uzun tüyler giderse aslında bende
onun adını bilmiyorum .Galiba şey diyorlar ‘’ yele ‘’
Emmy gerçekten şaşırmış . Daha önce hiç aslan denen hayvanları
ne görmüş ne duymuş . Ve kendini tanıtmaya başlamış :
- Benim adım Emmy . Ben kurtlar ülkesindenim . Ama bence de
normal bir kurda benzemiyorum buralardan daha önce geldiğim
yerde oldu . Ama çoktan işime yarıyor.
- - Aslında bende senin gibi kanatlı ve boynuzlu görmemiştim .
Geldiğim yer ejder ülkesi olmalı .
- - Evet ! Oradan geliyorum . Ama oradan geldiğimi nasıl anladın ?
- - Tabi ki kanatlar ve boynuzlardan . Bunlar ejderhalara ait kanat ve
boynuzlardan başka bir şey olamaz . Galiba yalnızsın . Ailen kurtlar
ülkesinden olmalı . İstersen benimle kalabilirsin . Ben yalnız
yaşıyorum , canımda sıkılıyor .
- - Evet . Zaten başka nerede kalabilirim ki ?
- Ve o günden sonra aslan ülkesinde yaşamaya başlamış . Bir sabah
yanında yaşadığı aslan Emmy’ye ‘’Roca’’ adını vermek istemiş .
Emmy’de yeni ismini çok beğenmiş ve kabul etmiş . Çok uzun
zamandan sonra Roca bir dört yılda aslanlarda koşup yarışmaya
girmiş ve bu ülkede ona muhteşem bir aslan kuyruğu vermiş .
Böylece çok hızlı koşabilecekmiş . Bir gün Roca ava çıkmak istemiş
. Aslanlara söylemiş ve yola koyulmuş .Sonunda bir ceylan bulmuş
3
. Hazırlanmış ve tam saldıracakken karşısına çok tuhaf siyah
çizgili bir kelebek çıkmış . O güzel kelebek Roca’nın tüm
dikkatini dağıtmış . Kelebeği takip ederken zamanın nasıl
geçtiğini anlayamamış ve kelebek onu bambaşka bir ülkeye
götürmüş . Bir süre sonra Roca yorulmuş ve kelebeği gözden
kaybetmiş . Sonra bir kükreme sesi Roca’yı kendine getirtmiş ve
biraz ürpermiş korkulu ve yorgun bir şekilde :
- Bu kelebek beni eve getirmiş olmalı aslan ülkesine ilk
geldiğim dede bu anı yaşamıştım . Zaten başka kükreyen
hayvanda tanımıyorum. Diyerek rahatlamış ve güzel bir şekilde
ilerlemiş . Rahatladığından ve yorgunluğundan gözleri kapalı
ilerliyormuş . Bir ara gözünü açma gereği duymuş ve gözlerini
açmış . O anki korkuyla içinden sular geçmiş :
- Bu çizgili hayvanlarda neyin nesi ? Hepsi birbiriyle kavga
ediyor . Bir kenara çekilmeliyim . Ama benim evde olmam
gerekiyordu . Bunlarda aslanlara benziyor , ne oldukları
olduğunda bir fikrim yok . Sakin bir yere gidip neredeyim diye
sorayım .
Roca birinci adımı tam atarken birisi bağırır :
- Heey ,sen çabuk oradan çık ! Yoksa zarar görebilirsin .
Roca hemen çıkıp onun yanına gider ve sorar : burası da neresi ?
bu çizgili hayvanlar neden kavga ediyor, neler oluyor? Çok
korkuyorum.
-Dur dur korkmana gerek yok , bir soluklan . Burası kaplan
ülkesi , onlarda kavga etmiyorlar , ediyorlar ama kötü amaçlı
değil . Onlar savaşçı kaplanlar . Düşmanlara karşı savunmalarını
geliştiriyorlar . Biraz daha orda dursaydın size zarar
verebilirlerdi .
-Aslana benziyorsunuz sadece dış görüşleriniz farklı .
- Evet . Sen galiba ordasın gidiyorsun . Aslanları iyi
tanımışınız . Ve bir de şu aslan kuyruğun arada oradan
olmuşsun.
Ondan önce de ejderhalarla . Kanat ve boynuzları…
- Sen çok zeki bir kaplansın . Bunları nereden anladın ?
- - Dış görünüşünden . Kurtlar ülkesinden değil mi ? Çünkü
kurda da benzemiyor değilsin . Buralara gelmenin nedeni
nedir ?
- -Ben kayboldum . Sağ olsun diğer ülkeler bana sahip çıktılar .
- - Benimle kalmaya ne dersin ? Yaşadığım yerde senin
yaşlarında kaplanlar var canında sıkılmaz . Bu arada senin
adın nedir ?
- - Kendimi tanıtmayı unutmuşum . Benim adım Roco . İlk
adım Emmy’di , annem ve babam vermişti bu ismimi .
- -Artık senin adın ne Emmy , nede Raco . Sana burada
‘’Abby’’ demek istiyorum .
- Raco bu ismini de kabul etmiş . Uzun süre kaplanlar yaşamış
. Kaplanlar ne yaparsa o da aynısını yapmış . Kaplanlar tam 6
sene yaşamış . Savaşçı kaplanların meydanına da bazen
gidiyormuş .
- Bu onu çok güçlendirmiş ve bu nedenle ön bacakları kaplan
bacakları olmuş . Yalnız tüm ülkelerde yaşadığını bu ülkede
yaşamamış
. Yani bir soru nedeniyle kaybolmuş . İyice güçlendiğinde anlamış ve
değerlendirerek istiyormuş . Aradan uzun süre geçmeden yanında
kaldığı kaplan gelmiş ve heyecanla :
- Abby ! Sana çok önemli bir şey söylemem çok önemli bir şey
söylemem gerekiyor .
Artık iyice güçlenedim . Kendi başının çaresine bakabilirsin .
-Ben de bunun farkındayım ve bunu değerlendirmek istiyorum .
Bunun için ne yapacağım ?
- Çok güzel !!! İşte bende bunu söylemeye çalışıyorum
Beni iyi dinle . Uzun zaman önce bu güzel dünyamız ele geçirip
kötülükle yönetmek isteyen bir ruh vardı . bu ruh dostluğu , barışı ,
kardeşliği yok etmek isteyen bir ruhtu . Ama dünyamızın birbirine olan
sevgi ve saygısı o kadar gelişmişti ki , o kötü ruhu alt etmeyi başardı ve
dünyanın tam ortasında hapsetti yavaş çıkmaya başlıyor . Sen şimdi
sorma o ruhla nasıl savaşacağım diye . Kendisi gelmeyecek .
Hayvanlara kötü davranan eziyet edip onları öldüren ‘’insan’’ adındaki
varlıkları göndererek . Bu insanlar hangi ülkemizde saldırıya geçecek
kimse bilmiyor .
-Peki o insanlar nasıl bulacağım , teker teker aramaya kalkarsam geç
kalabilirim . Bunu bilen hiç kimse yok mu ! ?
-Hmmm .Evet ! Buldum . Domuzların ülkesinde bunun bir haritası
var oraya gitmelisin yalnız acele etmeye gerek yok . Bu insanların
saldırmasına daha nerdeyse 1 yıl var . Ama belli olmaz sen yine de o
haritayı bir incele .
- Peki o zaman ben yola çıkıyorum , hoşça kalın.
Abby uçmuş uçmuş sonunda oraya varmış . Meraklılığından
etraftaki yaban domuzlarını görünce aklında kalan ne harita , ne insanlar
. Domuzlar arka bacaklarını etrafına sarıp duruyorlarmış . Abby buna
bir anlam verememiş ve hemen oradan geçen birine sormuş :
- Bunlar neden böyle yapıyorlar . ben bir anlam veremedim .
- Eğlence olsun diye etrafa çifte atlıyor
- Çiftle mi ? O da ne ? Tekme atmak gibi bir şey olabilir mi ?
- Evet . Çifte atmak . Tekme atmak yani . Bazen arkalarında duran
birisini bazen de eğlence olsun diye .
- Ben de çifte atabilmek isterdim . Çok eğlenceli görünüyor . Bunu
her gün denemeliyim işime yaracağı kesin .
- Bence de . Dene biraz yapabilirsin .
- Eeee . Ben kayboldum kalacak bir yerimde yok .
- Sorun değil bende kalabilirsin . Senin adın nedir ?
- Ben Abby . Buradan önceki isimlerim Emmy ve Roco
-Bence buradayken sana ‘’Guba ‘’ diyelim
- Olur. Çok güzel .
Guba kısa süre sonra çifte atmayı öğrenmiş . Ona domuz ülkesinde
de arka bacaklarının yerine çifte atmaya yarayan yaban domuzu
bacakları verilmiş . Bir süre çifte atma çalışmaları yapmış . O arada 11
ay geçmiş . Bir yıl tamamlanıp insanlar saldırmadan önce haritayı
bulmalıymış . Bunun için ülkelerinin en yaşlısına gitmiş . Haritayı bir
süre incelemiş ve yola çıkmış . Dünyanın öbür ucunda ‘’canavarlar
meydanı ‘’ dersem yere gitmesi gerekiyormuş . Yolda söylenirken :
Gerçekten de varmış . Bitmek bilmedi . Sanki gittiğim her metrede
yada bir metre daha elletiyor . Boş boş uçuyorum gibime geliyor .
Öylece uçarken ileride dağlar görmüş ve sevinçle hızlanmış oraya
indiğinde hiç kimseyi bulamamış . Etrafta sadece birkaç tane iri yarı
yaratık vardı onlarda olayı duyup savaşmaya gelmişlerdi . ‘’Canavarlar
meydanı ‘’ ismini duyunca Guba , orada canavarların yaşadığını
sezmişti . Aslında kimsenin yaşadığı tehlikeli şeylerin saldırıya geçeceği
yerdi . Saldırıya birkaç hafta kalmıştı . Guba da küçük bir yer bulup orda
kalmaya başladı . Sonunda zaman geldi ve insanlar saldırdı . Guba ve
diğer arkadaşları da iyice hazırlanıp onlara saldırdılar.
İnsanlar çok fazlaydı , tek seferde yerin altında 100 insan çıkıyordu .
Guba , uçarak kendini savunarak , saldıracak ve çifte atarak saldırıyordu
. Yeni yeteneklerini ne kadar işe yaradığını şimdi fark etmişti . İnsanlar
çoktu . Uzun zaman sonra yerin altından çıkmayı kestiler . Guba
kazandıklarını anladı . O kadar mutluydu ki birden her taraf bembeyaz
oldu ve kendisini annesinin , babasının ve kardeşlerinin yanında buldu ,
olanı biteni anlattı ve ailesi olduğu birçok ismin beş harflerini kullanıp ,,
anlamlandırarak ona ‘’ERAGON’’ adını verdiler . Eragon , ona
isimlerini veren ve onu konuk eden arkadaşlarını ziyaret etmeyi ve
unutmadı
İrem TERMİSİN
4
İMTİYAZ SAHİBİOsman KARAKUŞ
GENEL YAYIN YÖNETMENİAysel TEKAÜT
OKUL ADRES TELEFON:Ş.SELAHATTİN ŞİŞMAN İLKÖĞRETİM KURUMLARI
Muhsin Yazıcıoğlu Mah. Sünlü Bulvarı No:36 06760 Çubuk/ANKARA 0312 838 42 23
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜBeyhan KARAÇAĞILGÖRSEL DANIŞMAN
Berrin BULUT
YAYIN KURULUMeltem METİNZeynep BİTMEZTuğba ERCAN
Elif KEÇECİ
MEVSİMLER
Sonbaharda yapraklar
Dökülünce bir bir
Okul yollarında ben
Oynuyorum birdirbir.
Kış mevsimi soğuktur.
Karlar yağar dağlara
Meraklanma , üzülme
Az kaldı baharlara.
H.Betül AKSEL
AVUCUMUZDAKİ
KELEBEK
‘’Avucumuzdaki Kelebek ‘’ adlı kitap
Ahmet Şerif İngören tarafından yazılmıştır .
Avucumuzdaki Kelebek hayatta bize nasıl
dost , nasıl kariyer seçeceğimizi nasıl iyi bir
insan olacağımızı örnekleriyle beraber
anlatmış.
Hayatın gerçekleri ve doğrularından
bahseder. Hayal bir hayatın kapısını açar.
Eren ÜKTEN
PENCEREMDEN
MOMO’YABAKIŞ
Ben momo adlı bir kitap okudum .Bu kitapta ;Momo diye bir kız vardır . Bu kız
yalnız başına yaşamaktadır. Bu kızınçok sevdiği arkadaşları vardır . Birdeduman adamlar var. . Bu adamlarinsanların zamanını alıyoruz derkenzamanını çalıyorlar . İnsanlardazamanımızdan kar ediyoruz
Rahmi ÖZERKÖPEK İLE KEDİNİN DOSTLUĞU
Bir tane evde bir köpek ile bir kedi yaşarmış. Bu iki arkadaş
hiç kavga etmezlermiş.
Kedi bir gün demiş ki:
-köpek kardeş bugün gezmeye çıkalım mı demiş,
Köpek demiş ki:
-tamam çıkalım demiş.
Sonra gezmeye şehir içine gitmişler kedi bir yerde bir tane
balık görmüş ve balığı yemeye gitmiş arada da bir köpek varmış.
Köpek kediyi kovalarken kedinin arkadaşı görmüş ve köpeği
ıştırmış köpek oradan uzaklaşmış
Köpek demiş ki:
-niye yanımdan ayrılıyorsun demiş.
Kedi demiş ki:
-orada bir tane balık gördüm onu yemek için gittim demiş.
Köpek demiş ki:
-bana da haber verebilirdin demiş.
Kedi demiş:
Bir daha sana haber vermeyeceğim demiş.
zannederken aslında duman adamlar zamanını çalıyorlarsonrasında ise ;
Momo bunu anlayıp bütün herkesi , arkadaşlarını toplayıpprotesto yapmaya karar verirle. Onlar protesto yaparken dumanadamlar aldırış etmiyorlardı. Protestodan sonra Momo’yu dumanadamlar hiçbir zaman sokağında hiçbir zaman evine götürüyor.Momo burada bütün insanların çalınmış zamanlarını görüyor .Burada o kadar çok insanın çalınmış zamanı var ki Momo bunainanamıyor. Kendi çalınmış zamanı film şeridi gibi gözününönünden geçiyor . Kendi evine döndüğünden ise her şeyigördüğü için çok şaşkındı bu olanları hemen arkadaşlarına anlattıbuna arkadaşları çok şaşırdı… Momo bundan sonra bu çalınmışzamanları geri kazanmak için elinden gelen her şeyi yapmayabaşladı. Zamanın kıymetini daha iyi anlamaya başladı.
Kişiliğimizi aklımızı düşüncelerimizi, yeteneğimizi ,
yaratıcılığımızı mücadele ruhumuzu geliştirir.
Ve bu kitap sizlere okuduğumuzda ;
Hayıtınızı etkiler ve renk katar
Hayallerinize dostlar
Ve dostlarınıza hayat…
Bu kitabı okumanız dileğiyle.
Azra YILMAZ
BIRAKMAHAYALLERİNİ
Yoksa bırakacak mısın hayallerini?Başkalarının avuçlarına gitmek bir şehir ,Solumak istediğin bir hava.Daha nice sevdalar yok mu?
Yok mu? hayatı katlanır kılan,Yaşamayı bir sebebin şu dünyada?Yer etmiyor mu şu rüyalarında?
Rüzgara teslim olmuş bir yaprak gibi olma bu defa,Yönünü sen ver hayata.
Yorulacağın dönemler çıkacak karşına.Belki de kanayacak dizleri ama unutma.İlkbahar yağmurlarıyla ektiğin tohumlar filiz verecek,Uzanacak bir ömrün yolunda.
Yüzünde konacak bir tebessüm,Göğün yedi rengi ışıldayacak bakışlarında.Aydınlık olacak günlerin,Aydınlık olacak bir haya.t
Her ilkbahar gelince
Boğulurum sevinçle
O yemyeşil kırlarda
Dolaşırım keyfimce
Yaz mevsimi sıcak
Meyveler kucak kucak
Az kaldı telaşlanma
Okullar açılacak.
Murat DERİN