bİtkİ formasyonlarinin su kaynaklari Üzerİndekİ etkİsİ · 40 bitki formasyonlarının su...

10
TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi 39 BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Cemal FİDAN Dr. Orman Yük Müh. Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Elazığ Celalettin DURAN Orman Yük Müh. Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Elazığ Rüstem KIRIŞ Orman Genel Müdürlüğü. Ankara ÖZET Bir bölgedeki suyun kalitesi ve miktarı üzerinde çeşitli faktörlerle birlikte toprak yüzeyini örten bitki formasyonlarının da büyük etkisi vardır. Bitki formasyonlarının su üretimini artırmadaki fonksiyonu fazladan aza doğru; otsu, makilik (çalı) ve boylu ağaçların oluşturduğu ormanlar şeklindedir. Bitki formasyonlarını oluşturan ağaç, çalı ve otsu türlerin formları da su kaynaklarının kalite ve kantitesinde önemli rol oynamaktadır. Ağaç türünün ibreli olması, yapraklı türlere oranla, alana düşen yağışın daha fazla kısmının buharlaşmasına neden olmaktadır. Bitkisel ekosistemlerin, toprağı kalkan gibi koruyan tepe yapısı, toprağı yerinde tutan kök sistemi ve suyu adeta süzen ölü örtüsü ile erozyon kontrolünde vazgeçilmez bir yeri bulunmaktadır. İleride doğabilecek muhtemel kuraklığın insan yaşamında doğuracağı zararlı etkilerin azaltılmasında bitki formasyonlarının çok önemli işlevinin olduğu açıktır. Bu nedenle, mevcut formasyonların iyi korunması, planlı işletilmesi ve geliştirilmesi önem arz etmektedir. GİRİŞ Sanayileşme ve teknolojik gelişmelerin çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki olumsuz etkisi, sınırlı durumda olan içme suyunu da fazlasıyla etkilemekte ve içilebilir su üretiminin artırılması konusunu gündeme getirmektedir. Birçok bilim adamı ve siyasetçiler önümüzdeki 25 yıl içerisinde su savaşlarının olabileceğini belirtmektedirler. Diğer taraftan hızla artmakta olan dünya nüfusu da içme ve kullanma suyuna olan ihtiyacı artırmaktadır. Atmosferdeki CO 2 ’yi depolayarak bu gaza bağlı ısınmayı azaltan, küresel bir çevre hizmeti yapan ormanların azalması ile gelecekte CO 2 düzeyi ve azot atıklara bağlı olarak kuraklığın ortaya çıkacağı açık bir gerçek olarak da görülmektedir (Zülal, 2000).

Upload: others

Post on 29-Sep-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi 39

BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Cemal FİDAN

Dr. Orman Yük Müh.

Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü,

Elazığ

Celalettin DURAN

Orman Yük Müh. Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü,

Elazığ

Rüstem KIRIŞ

Orman Genel Müdürlüğü. Ankara

ÖZET

Bir bölgedeki suyun kalitesi ve miktarı üzerinde çeşitli faktörlerle birlikte toprak yüzeyini örten bitki formasyonlarının da büyük etkisi vardır. Bitki formasyonlarının su üretimini artırmadaki fonksiyonu fazladan aza doğru; otsu, makilik (çalı) ve boylu ağaçların oluşturduğu ormanlar şeklindedir. Bitki formasyonlarını oluşturan ağaç, çalı ve otsu türlerin formları da su kaynaklarının kalite ve kantitesinde önemli rol oynamaktadır. Ağaç türünün ibreli olması, yapraklı türlere oranla, alana düşen yağışın daha fazla kısmının buharlaşmasına neden olmaktadır. Bitkisel ekosistemlerin, toprağı kalkan gibi koruyan tepe yapısı, toprağı yerinde tutan kök sistemi ve suyu adeta süzen ölü örtüsü ile erozyon kontrolünde vazgeçilmez bir yeri bulunmaktadır. İleride doğabilecek muhtemel kuraklığın insan yaşamında doğuracağı zararlı etkilerin azaltılmasında bitki formasyonlarının çok önemli işlevinin olduğu açıktır. Bu nedenle, mevcut formasyonların iyi korunması, planlı işletilmesi ve geliştirilmesi önem arz etmektedir.

GİRİŞ

Sanayileşme ve teknolojik gelişmelerin çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki olumsuz etkisi, sınırlı durumda olan içme suyunu da fazlasıyla etkilemekte ve içilebilir su üretiminin artırılması konusunu gündeme getirmektedir. Birçok bilim adamı ve siyasetçiler önümüzdeki 25 yıl içerisinde su savaşlarının olabileceğini belirtmektedirler. Diğer taraftan hızla artmakta olan dünya nüfusu da içme ve kullanma suyuna olan ihtiyacı artırmaktadır. Atmosferdeki CO2 ’yi depolayarak bu gaza bağlı ısınmayı azaltan, küresel bir çevre hizmeti yapan ormanların azalması ile gelecekte CO2 düzeyi ve azot atıklara bağlı olarak kuraklığın ortaya çıkacağı açık bir gerçek olarak da görülmektedir (Zülal, 2000).

Page 2: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman ister otsu vejetasyon olsun, bu örtü tabakasının toprak yüzeyinde oluşturduğu ölü örtü katı, toprak-bitki-su arasındaki doğal dengede önemli rol oynar. Bu konuda yapılan pek çok araştırma göstermiştir ki, toprak yüzeyini kaplayan iyi bir ölü örtü tabakası hem toprak yüzeyinin stürüktürünü muhafaza etmesi, hem de bu ölü örtü tabakasının çok yüksek su tutma kapasitesi nedeniyle yüzeysel akışın azalmasına, buna karşılık infiltrasyonla toprağa giren suyun miktarının artmasına sebep olmaktadır. Ayrıca bu ölü örtünün su kalitesini arttırıcı bir filtre etkisi yaptığı da bilinmektedir (Asan ve Şengönül, 1987).

Geleneksel olarak ormancılık terminolojisinde ormanların asli ürünü odun olarak kabul edilmektedir. Ancak günümüzde ormanlar, sağladığı fonksiyonel faydaları ile (su üretimi, temiz hava, rekreasyon, toprak muhafazası vb.) daha ön plana çıkmış bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye ormanlarının ve yapılacak ağaçlandırmaların yukarıda bahsedilen fonksiyonları yerine getirmeye yönelik planlanması uygun olacaktır. Özellikle sulu tarıma geçilmesi ile, toprakların çoraklaşma tehlikesine karşın, ağaçların içerisinde yer aldığı karma ürün modellerinin kullanılması önem arz etmektedir. Kurak ve Yarı kurak bölge topraklarının sürdürülebilir kullanımı büyük oranda buna bağlıdır.

Türkiye, sıcaklık ekstremlerinin görüldüğü bir subtropik yarı kurak iklime sahiptir. Doğuda yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk, yağmurlu ve karlıdır. Kıyı bölgelerinde, uzun, sıcak ve kurak yazlarla kısa, ılık ve yağmurlu kışların söz konusu olduğu bir Akdeniz iklimi egemendir. Yağışlarda bir bölgeden diğerine farklar vardır. Ortalama yıllık yağış 643 mm olup, bu miktar güneydoğuda 250 mm’den kuzeydoğuda Karadeniz Bölgesinde 3000 mm’nin üzerine kadar değişir. Yağmurların %70’i kış ve ilkbahar mevsimlerinde düşer. Ortalama akış oranı % 37 dolayındadır (Görcelioğlu, 1995). Bu durum Türkiye’deki lokal iklim şartlarının çok çeşitli olması, farklı iklim bölgelerindeki su potansiyeli ve bitki formasyonlarının çeşitlenmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle toprak özellikleri ve iklimsel parametrelere bağlı olarak bitki örtüsünün su tutma kapasiteleri farklılık göstermektedir.

Amaç: Başta ormanlar olmak üzere makilikler ve otsu bitki formasyonlarının ülkemiz için önemi, işlevi, su rejimini düzenlemedeki rolleri ve yağış suları ile değişik bitki formasyonları arasındaki ilişkilerin su üretimi yönüyle ele alınmasıdır. Bu kapsamda, ormanların su rejimini düzenlemedeki önemi ve rolü daha geniş bir şekilde ortaya koyulmaya çalışılmıştır.

1. Bitki Formasyonları Su Üretim İlişkisi

Toprak yüzeyinde bulunan yeterli miktardaki bitki örtüsünün yağmur damlalarının eroziv etkisini kırarak yüzeysel akışı yavaşlattığı ve erozyonu önlediği bilinmektedir. Bitki örtüsü yağmur damlalarının etkisini kırarak toprağa çarpma enerjisini zayıflatmaktadır. Bu etkinin azalışı, toprak yüzeyindeki bitki örtüsünün toprağı örtme oranı ile büyük çapta toprağın ve bitki örtüsünün türüne bağlı bulunmaktadır. Toprak ve bitki örtüsünü planlayarak elde edilen arazi kullanım planları ile ilgili araştırmalar ve deneyimler, suyun daha etkin kullanıldığını göstermiştir.

Belirli bir iklime sahip alanda, düşen yağışın buharlaşarak kaybolması, kısmen bitkilerin yaprak yüzeyinde (transpiring surface), kısmen de bitki kök zonunda tutulan suyun buharlaşması ile olmaktadır. Buharlaşma yüzeyi ne kadar az, kök sistemi de ne kadar sığ olursa buharlaşma o kadar az olmaktadır. Diğer taraftan, bitki örtüsünün erozyonu önlemesindeki

Page 3: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

C. Fidan, C. Duran, R. Kiriş 41 etkisi, genellikle yüzeysel akışın direncini çalı ve geniş yapraklı otlardan daha fazla kıran buğdaygil bitkileri sayesinde olmaktadır.

Bitkilerin yaprak form ve yüzeyleri, düşen yağışın ne kadarının bitki yüzeyinde tutulup, ne kadarının toprağa intikal edeceği hususunda etkilidir. Örneğin; buğdaygillerin yaprakları mızrak gibi ve toprak yüzeyine dikey yöndedir. Bu yapı, gelen yağış sularının yaprak yüzeyinden kolayca akarak toprağa intikal etmesine hizmet etmektedir. Diğer taraftan labitea familyasındaki ot türlerinin yaprak yüzeyleri geniş, çoğunlukla yere paraleldir. Bu yapıdaki bir bitki örtüsü üzerine gelecek olan yağış suları daha fazla tutulacak ve toprağa ulaşmadan buharlaşacaktır. Bitki yüzeylerinden buharlaşma (intersepsiyon), azdan çoğa doğru olmak üzere; küçük boylu çimler, yumak formlu bitkiler, çalılar ve en fazla ağaçlardan oluşmaktadır. Örneğin, yıllık yağışın bir çim bitkisi (curly mesquite) yüzeyinden intersepsiyonla kaybolma oranının % 10.8, yumak formlu bir bitkiden % 18.1, canlı meşe çalı ve ağaçlarından oluşan alanda ise % 46 olduğu belirtilmektedir. Buradan hareketle, çalılık veya ormanla kaplı bir alan otlağa dönüştürüldüğünde, düşen yağışın daha fazla bir kısmının toprağa intikal ettiği ve otsu bitkiler için daha fazla yarayışlı suyun toprakta biriktiği söylenebilir. Yine benzer şekilde yağan yağışın toprağa sızması (infiltrasyon); en fazla orman, daha sonra çalılık ve yumak formlu bitkiler, en az da çimle kaplı alanlar olarak oluşmaktadır. Çalılık bir alanın otlarla kaplı bir alana dönüştürülmesi durumunda, otlarla kaplı bir alanda yağan yağışın daha az bir kısmının toprağa sızması nedeniyle, teorik olarak havzanın çıkışında daha fazla su elde edilmiş olacaktır. Genel olarak orman ve çalılıklar altında daha fazla diri ve ölü örtünün bulunması nedeniyle, en fazla infiltrasyon bu alanlarda olmak üzere, sırası ile yumak formlu bitkiler, kısa otlar ve en az da çıplak alanlardan olacak şekilde sıralanmaktadır (Şekil 1). Batı Teksas’ta özellikle yumak formlu otsu türlerin su üretimi bakımından en fazla arzu edilen bir örtü geliştirdiği, çalılara göre daha iyi bir toprak koruması sağladığı ve daha fazla su ürettiği ifade edilmektedir (Hudson 1987).

Tepe çatısından buharlaşma %7.0

Ot ve ölü örtüdenbuharlaşma %0.5

Ölü örtüdenbuharlaşma %12.0

Ot ve ölü örtüdenbuharlaşma %0.4

Bitki yüzeyinden buharlaşma %0

Yüzeysel akış

İnfiltrasyon

Şekil : 1. Vejetasyon tiplerinin yağış sularını infiltre etme ve buharlaştırma durumları. Bluckburn ve ark. 1986’dan uyarlanmıştır.

Page 4: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

42 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Bir havzanın ıslahında öncelikle amaç ortaya konmalı ve bu amaca hizmet edecek bitkiler belirlenerek kullanılmalıdır. Eğer kurak veya yarı-kurak bölgede ve su üretim havzasında bir erozyon kontrol çalışması yapılıyor ise; öncelikle o bölgede yetişen, bölgeye uyum sağlamış (klimaks), suyu mümkün olduğunca az kullanan özellikte bitkiler (çalı ve çok yıllık otsu türler) tercih edilmeli ve kullanılmalıdır. Nitekim bu konuda Özhan (1994), su üretiminin önem taşıdığı havzalarda su veriminin artırılması yönünde orman örtüsünün (kapalılığının) azaltılması veya kaldırılması, iğne yapraklılar yerine yapraklı türlerin getirilmesi, derin köklü bitkiler yerine sığ köklü bitkilerin yetiştirilmesi vb. orman yönetimine ilişkin yöntemlerin havza amenajmancıları tarafından önerildiğini belirtmektedir.

Bitki örtüsü intersepsiyon yoluyla yağış miktarının önemli bir bölümünü daha toprak yüzeyine varmadan azaltmaktadır. İntersepsiyon miktarı; bitki örtüsü formasyonu yani orman, çalı veya çayır durumuna, bitki türü, yaşı ve kapalılığı, yağış şiddeti ve mevsimlere bağlı olarak değişir. Bu konuda yapılan araştırmalarda çok farklı bulgular elde edilmiş bulunmaktadır. Örneğin yıllık ortalama intersepsiyon miktarı orman örtüsünü oluşturan değişik ağaç türlerinde %12–37, Çalı formasyonunda %4–14 ve çayır formasyonunda %6,2–17,0 arasında değişmektedir. Ancak bitki formasyonlarının bu yöndeki rolleri birbirinden farklı olmaktadır. Mesela, Balcı tarafından Elmalı barajı yağış havzasında yapılan karşılaştırmalı bir araştırmada toplam yağışın %82’sinin baltalık ormanda toprağa sızdığı, geri kalan %18’inin ise yüzeysel akışa geçtiği, buna karşılık bu oranların çayırla kaplı arazilerde %64 ve %36 olduğu belirlenmiştir (Özhan, 1986).

1.1 Orman Formasyonu

Dünya üzerinde ekonomik değer taşıyan en önemli doğal kaynaklardan biri hiç kuşkusuz doğal ormanlardır. Ormanlar genellikle boylu ağaçların oluşturduğu bitkisel formasyonlardır. Ormanların kendisinden beklenen faydaları azami ölçekte yerine getirebilmesi için doğal yapısının bozulmamış olması gerekmektedir. Aşırı insan etkisi ve faydalanmasına maruz bulunan ormanlar, özellikle yağış akış düzensizliklerine ve alana düşen sağanak yağışların doğal felaketlere dönüşmesine neden olmaktadır.

Genelde yüksek rakımlı bölgeler ve dağlık mıntıkalar daha fazla yağış alan bölgeler olarak bir ülkenin esas su üretim alanlarını oluşturmaktadır. Depolama koşullarından başlayarak suyun kalitesine kadar etkili olan pek çok nedenden dolayı, yukarı havzalar tüm dünyada ana su üretim alanlarını oluşturmaktadır. Bu alanların hakim bitki örtüsü ise genelde ormanlardır. Bu nedenledir ki yeryüzüne ulaşan yağışın toprağa girmesi, toprak içinde aşağılara sızarak derelere ve kaynaklara ulaşması olgusunda ormanlar önemli bir etkiye sahip bulunmaktadır. Toprak gibi bir ortamdan geçmeden yüzeysel akışla derelere ulaşan sular yüksek akımlar şeklinde ya sel yada taşkınlar oluşturarak ortamdan uzaklaşırlar. Bu konuda yapılmış bir araştırma ormanla kaplı yukarı havzaların daha fazla yağış aldığını ve daha fazla kullanılabilir su ürettiğini ortaya koymuştur (Şengönül, 1997).

Ormana düşen yağış miktarının en az %10’unun intersepsiyonla toprağa ulaşmadan buharlaştığı belirtilmektedir (Özhan, 1994). Ormanları oluşturan ağaç türlerinin ibreli veya yapraklı oluşu da su üretiminde etkilidir. Bu nedenle özellikle su üretim havzalarında yapılan ağaçlandırma çalışmalarında kullanılacak ağaç türüne dikkat etmek gerekir. Bu konuda İstanbul ilimizin Ömerli Baraj Havzasında doğal bitki örtüsünün yapraklılardan oluşmuş

Page 5: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

C. Fidan, C. Duran, R. Kiriş 43 olmasına rağmen, yapılan ağaçlandırma çalışmalarında tür değişikliğine gidilerek büyük oranda ibreli türlerin kullanıldığı belirtilmektedir (Fidan, 1997). Bu tür uygulamalar özellikle içme ve kullanma suyu ihtiyacı fazla olan büyük yerleşim alanlarının bitişiğinde bulunan su üretim havzaları için son derece yanlıştır.

Ormanların su ekonomisini düzenleme, su verimi sürekliliğini sağlama, taşkınları önleme, içme suyunun kalite ve kantitesini yükseltme gibi işlevleri genel olarak iki şekilde ele alınabilir. a) Su tüketimini azaltarak, b) Su rejimini düzenleyerek

A. Su Tüketimini Azaltarak

Bitki toplumları, özellikle ormanlar, hava hareketlerinin hızını ve yönünü değiştirmede etkili olmaktadırlar. Orman örtüsü transpirasyon ve intersepsiyonla önemli miktarlarda su harcamasına karşın yer altı suyu oluşumu ve pınarları besleme bakımlarından daha verimli olduğu anlaşılmıştır. Almanya’da yapılan bir araştırmada, aynı yağış bölgesinde tıraşlama kesilmiş açık alanda (çıplak toprak) ile orman örtüsü içinde bulunan pınarlarda, yüzey altı akış ve taban suyu akışını belirleme amacıyla su verimi ölçmeleri yapılmıştır. Uzun yılların ortalamasına göre orman içindeki kaynağın su veriminin 2,7 lt/sn, çıplak alandakinin 2,1 lt/sn olduğu belirlenmiştir. Görüldüğü üzere ormanlık alanda kaynak suyu miktarı daha yüksek olarak bulunmuştur (Çepel, 1986).

Bilindiği üzere, durgun hava koşullarında buharlaşma sadece difüzyon yoluyla olduğundan, buharlaşma şiddeti azdır. Fakat rüzgârlı havada buharlaşma konveksiyon nedeniyle şiddetlenir ve bu yolla meydana gelen su kaybı artar. Kurutma etkisi yalnız bitkilerin su alımını değil, topraktaki mikro organizmaları ve dolayısıyla ölü örtü ayrışmasını da engeller. Rüzgârın kurutucu etkisi özellikle kaba tekstürlü ve iskelet bakımından zengin topraklarda çok olur (Çepel, 1995).

Şekil 2. Silvopastoral modellerin GAP ta uygulanabilme imkanlarını amaçlayan uygulamalı Araştırma Projesinden bir görünüm (Akçakale)

Page 6: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

44 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Taban arazilerde rüzgar perdesi uygulamaları evaporasyonla meydana gelecek olan buharlaşmayı ve dolayısı ile su kaybını azaltan en etkili uygulama modelleridir. Rüzgâr perdeleri olarak kullanılacak türler, toprak, su ve bitkisel ürünün korunmasındaki işlevleri ile beraber, arkasındaki mikro iklimi de değiştirmektedir. Rüzgâr hızı ve evaporasyon çok azalmaktadır. Hava ve toprağın nemi artmaktadır. Böylece rüzgârdan korunan ürün, nem ve besin elemanlarını daha yarayışlı olarak kullanabilmektedir. Zira kuvvetli rüzgâr, yüksek hava sıcaklığı ve noksan toprak neminden kaynaklanan üründeki yanma ve pörsüme olasılığı büyük ölçüde azalmaktadır.

Özet olarak, orman toplumu rüzgarın hızını ve yönünü önemli derecede değiştirir ve buda rüzgarın kurutucu etkisini, dolayısı ile topraktaki suyun tüketimini azaltır. Tarım-orman ve hayvancılığın (agro-silvo-pastoral) birlikte yürütüldüğü karma sistemler su tüketiminin azaltılmasında yeri olan önemli uygulama biçimlerindendir. Güneydoğu Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğünce, Şanlıurfa’da yürütülen araştırma projesi buna iyi bir örnektir (Şekil 2). Rüzgar perdelerinin kurak ve yarı kurak bölgelerde tarım alanları çevresinde kullanılması evaporasyonla meydana gelen su kaybını azaltma özelliği, tarımsal etkinliklerde bu tip modellerin uygulanmasının gerekliliğini göstermektedir.

B. Su Rejimini Düzenleyerek

Ormanlar, tepe çatısıyla yağmur damlalarının doğrudan doğruya toprak yüzeyine düşmesini engelleyerek, damla etkisini kırar. Toprak yüzeyi üzerindeki ölü ve diri örtü sayesinde suyun toprağa infiltrasyonla problemsiz geçişini sağlar (Şekil 3). Bu nedenle ormanlar su rejimini düzenleyen en önemli yenilenebilir, doğal kaynaklardır. Ekosistemde toprak ile su birbirinden ayrılmayan çok yakın iki kavram olarak karşımıza çıkar. Bitki örtüsünü bu iki öğeyi bir birine bağlayan temel bağ olarak ifade edebiliriz. Su rejiminin düzenlenmesinde bitkilerin temel fonksiyonu su tüketim miktarlarına göre değerlendirilmelidir. Meşcereyi oluşturan türlerin karakteristik yapısı (ibreli, yapraklı, boylu, bodur ağaçlar olarak) ormanın su rejimini tayin eder. Örn; Boylu ağaçların su tüketimi bodur ve kısa boylu vejetasyona oranla daha fazla olduğu için, dolaylı olarak sellerin önlenmesinde önemli rol oynarlar. Diğer taraftan boylu ağaç türleri yapraklı ve ibreli olmak üzere iki kategoride ele alınmalıdır. İbreli türlerin yaprak yüzeylerinin toplamda daha fazla oluşu ve kışın yapraklı bulunmaları nedeniyle, geniş yapraklılara oranla daha çok su tüketimi yaparlar. İntersepsiyon ölçmelerine göre iğne yapraklı ormanlarda yıllık intersepsiyon %28 ile %48 arasında değişmesine karşılık, yapraklı ormanlarda %14,4 ile %18 arasında değişmektedir. Böylece yıllık intersepsiyon değerleri bakımından yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar arasında hemen hemen yarı yarıya fark bulunmaktadır (Balcı ve Özyuvacı, 1988). Bu nedenle sel ve taşkınların söz konusu olduğu alanlarda ibreli türlerin tercih edilmesi önem arz etmektedir. Bu nedenle, hâlihazırdaki iklim verilerinden hareketle sel ve taşkın hesabı yapmak yanlış olur.

Bitki örtüsündeki azalma, yağışlar sonucu sorunsuz bir biçimde infiltrasyonla yeraltı suyuna intikal edecek olan suyun, yüzeysel akışa geçmesine neden olacaktır. Bu konuda, Görcelioğlu (1984) eserinde; tedirgin edilmeyen yada en azından tahribata uğratılmayan ormanların sağladığı suların kalitesinin genel olarak iyi olduğunu belirtmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yanlış yaprak faydalanması (cilo) bozulmuş orman yapısına çok iyi bir örnek teşkil etmektedir (Şekil 4). Bu durumda, tepe çatısı ve kapalılığı bozulan ormanlar,

Page 7: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

C. Fidan, C. Duran, R. Kiriş 45 yağmurun damla etkisini kıramayacaktır. Bunun doğal bir sonucu olarak yüzeysel akış ve toprak taşınması artacak, verimli kısmı taşınmış olan toprakların üretim gücü de azalacaktır.

Şekil 3. İdeal bir orman formasyonu (Elazığ-Çakmak Köyü ağaçlandırma sahası)

Şekil 4. Doğu Anadolu Bölgesinde uzun zamandan beri uygulanan yaprak faydalanmasından

bir görünüm (Pütürge)

Erozyonla derinliği azalmış olan toprakların su tutma ve depolama kapasitesi düşeceğinden, iklimsel değişimin yaşanmasını da beraberinde getirebilecektir. Buradan hareketle, ormanların toprak-su dengesini korumadaki etkisinin yanında, iklim üzerinde de olumlu etkiye sahip olduklarını söylemek mümkündür.

2.2 Maki Formasyonu

Maki sekonder bir orman formasyonudur. Normal bir ormanlık sahanın insan etkisine maruz kalması sonucu bozularak oluşan yapıya maki denmektedir. Özetle makiyi, içerisinde birçok ağaççık ve çalı türünü barındıran bodur orman örtüsü olarak isimlendirebiliriz. Genellikle çoğu sert yapraklı ve her dem yeşildir. Kurak ve yarı kurak iklimlerde yaprakları yaz dönemi kuraklığına dayanacak bir su ekonomisine sahiptir. Bundan dolayı maki formasyonu boylu ormanlara göre daha az su tüketirler. Dolayısıyla kurak ve yarı kurak bölgeler ve su üretim

Page 8: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

46 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi havzaları için önemi büyüktür. Buradan hareketle, ülkemizin su ve hidro-elektrik üretim barajlarını barındıran bölgelerindeki ağaçlandırma çalışmalarında türlerin maki formasyonunu oluşturan türlerden seçilmesi su kayıplarını azaltacaktır. Diğer bir bakış açısıyla, aşırı otlatmaya maruz kalan bölge toprakları derinliğini kaybetmiş ve boylu orman ağaçlarını besleyemeyecek durumdadır. Bu nedenle daha az su tüketimi sağlayan ve besin maddesi kullanımı açısından daha kanaatkâr olan bodur bitkilerin kullanılması, ağaçlandırma ve bitkilendirme çalışmalarının başarısı açısından daha iyi sonuç verecektir.

Şekil 5. Toprak yüzeyi tamamen Astragalus ve Achantalimon bitkileriyle kaplı olduğu için ağaçlık alana oranla daha bol su üretimi sağlar

2.3 Otsu Formasyon

Sahayı iyi bir şekilde örtmüş olan ot formasyonunun su üretimi açısından boylu ağaçların oluşturduğu orman ve maki formasyonuna oranla (özellikle kurak ve yarı kurak alanlarda) daha üstün olduğunu söyleyebiliriz (Şekil 5). Türkiye’nin kurak ve yarı kurak bölgeleri, daha çok doğal otsu türlerin yayılış alanı içerisinde bulunuyor olması, otsu türlerin önemini ön plana çıkarmaktadır. Boylu ağaçlar toprağı derinlemesine daha fazla kullandıkları ve toprak üstü kısımları çok fazla olduğu için, çalı ve otsu türlere oranla daha fazla su tüketimi yaparlar (transprasyon). Otlak alanlarının, sağanak yağışlar sonrası oluşan yüzeysel akışın artmasında önemli etkisi olduğu halde, toprak kaybı çok azdır. Buradan toprak üstü otsu vejetasyonun erozyon önlemede önemli yerinin olduğu da söylenebilir.

SONUÇ

Yakın gelecekte görülmesi muhtemel küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerinin en fazla hissedileceği konumda bulunan Türkiye için, yağışın azalmasının yanında sıcaklık ve buharlaşma - evaporasyonun artacağı senaryoları yüksek sesle söylenmektedir. Muhtemel oluşacak yağışların çok şiddetli sağanaklar halinde düşecek olması, yüzeysel akışa geçecek su miktarının yağışın şiddetine bağlı olarak, toprağa sızma imkanı bulamadan yüzeysel akışla akıp gideceği yorumları da dikkate alındığında; toprağın yüzeyini kapatan ve doğal yayılış alanları içerisinde bulunan bitkisel formların korunması ve geliştirilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır.

Page 9: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman

C. Fidan, C. Duran, R. Kiriş 47 Diğer taraftan, doğanın dikte ettiği formasyonları ortadan kaldırarak, bölgelerin doğasına uymayan yanlış tür seçimi ve bitkilendirme (ağaçlandırma) çalışmaları yapma gibi yanlış politikalardan da vazgeçilmelidir.

Taban arazilerde tarımsal verimliliği artırması, sosyo-ekonomik gelişmişliği destekleyici ve arazi kullanımını çeşitlendirmesi ve su kaynaklarının daha verimli kullanılması açısından önemli bir arazi kullanım modeli olarak karma ormancılık sistemlerini (tarım, orman ve hayvancılık) önermekteyiz. Bu yöntem, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması bakımından da önemli olacaktır.

KAYNAKLAR

1. Asan, Ü., Şengönül, K., 1987. Orman Formlarının Fonksiyonel Açıdan Karşılaştırılması, İ.Ü.Orman Fak.Der.Seri:B,Cilt:37 Sayı:4, İstanbul

2. Balcı, N. - Özyuvacı, N. 1988. Havza Amenajmanı II (Yüksek Lisans Ders Notları Yayınlanmamış)

3. Çepel, N. 1986. Barajların Yukarı Yağış Havzaları İçin Arazi Kullanım Planlamasının Ekolojik Esasları. İ.Ü. Orman Fak.Der.Seri:B,Cilt:36 Sayı:2, İstanbul

4. Çepel, N. 1995. Orman Ekolojisi, İ.Ü. Orman Fakültesi, İ.Ü. Yayın No:3886, Sayfa:209 İstanbul

5. Fidan, C. 1997. Problems Related to Land Use in The Watershad of Ömerli (İstanbul), Protective and Environmental Functions of Forests, Proceedings of the XI World Forestry Congress, Volume 2, Turkey, 297p

6. Görcelioğlu, E. 1995. Yakın Doğu’nun Su Sorunu ve Türkiye, Orman Fak.Der.Seri:B.Cilt:45, Sayı:1-2, İstanbul

7. Görcelioğlu,E.1984. Havzaların Su Verimleri Üzerine Ormanların Etkileri Orman Fak.Der.Seri:B.Cilt:34 Sayı:2

8. Hudson, N. W. 1987. Soil and Water Conservation in Semi Arid Regions. Bedford United Kingdom Soil Resources, Management and Conservation Service. FAO Land and Water Development Division, Food and Agriculture Organization of the United Nations. Rome

9. Özhan,S. 1994. Havzalarda Orman Ve Otlak Alanları Amenajmanının Su Verimineve Su Kalitesine Etkileri Adlı Makaleye İlişkin Bir Açıklama, İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri:B, Cilt:44, Sayı:3-4, İstanbul

10. Özhan,S. 1986. Havza Amenajmanı Esasları ve Orman - Su İlişkileri. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Yayınlarından, Gelişim Matbaası, Ankara.

11. Zülal, A. 2000. Ormanlar Ve Küresel Isınma, (Nature 2000 Çeviri), Bilim Teknik Dergisi, Temmuz 2000, Sayı:392, Sayfa:47

12. Şengönül, K.1997. Su Üretimi Açısından Yağış Havzalarının Bitki Örtüsü. İstanbul Su Kongresi Bildiriler Kitabı,Sayfa: 116, İstanbul

Page 10: BİTKİ FORMASYONLARININ SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ · 40 Bitki Formasyonlarının Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Toprak yüzeyini örten bitkisel materyal, ister orman