bu proje avrupa birliği ve türkiye cumhuriyeti tarafından finanse...

8
Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. “Bu yayın Avrupa Birliği’nin desteğiyle hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği sorumludur ve bu yayın herhangi bir şekilde AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.”

Upload: others

Post on 27-Jul-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir.

“Bu yayın Avrupa Birliği’nin desteğiyle hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği sorumludur ve bu

yayın herhangi bir şekilde AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.”

Page 2: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Hibe Programı kapsamında uygulanacak olan “Benim Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık ve insan haklarının gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri olan cinsiyet eşit-sizliğinin ortadan kaldırılmasını hedefliyor.

Eşitsizlik, ataerkil toplumlarda hem özel hem kamusal alanda varlığı-nı sürdürüyor. Eğitim ve istihdam, eşitsizliğin belirgin biçimde yeni-den üretildiği alanlardan ikisi.

Yasalardaki iyileştirmelerin yüzyıllardır nesilden nesle taşınan kalıp-laşmış cinsiyet rollerinin eşitlikçi biçimde dönüştürülmediği sürece, yetersiz kaldığı görülüyor. Demokrasi ve insan haklarının korunması-na dair farkındalığın, bireylerin kişisel gelişiminin ilk safhaları olması nedeniyle özellikle okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretimde kısacası daha erken yaşlarda kazandırılması gerekliliği ortaya çıkıyor.

Bu proje, kadınlara atfedilen kalıplaşmış meslekler konusunda yer-leşik algının kırılmasına yardımcı olmak istiyor. Çocukların geleceğe hazırlanırken, özellikle meslek planlamalarında ufuklarının açılması-nı sağlamak gerekiyor. Meslek konusunda kalıplaşmış örnekler değil çocukların kendilerine rol modeli olacak başka mesleklerin de ayır-dına varmalarıyla özellikle kız çocukların meslek seçimi konusunda tutumlarının değişmesi için önemli bir adım. Bu amaçla proje kapsa-mında dört bilim kadını çocuklara tanıtılacak ve onların açtıkları yol-dan bugüne kadar yürüyen ne kadar çok kadın olduğu vurgulanacak.

Çocuklara filmleri izlemeden önce ve izledikten sonra uygulanacak tutum ölçer bize rol modellerinin ne kadar değişiklik yarattığı konu-sunda bilgi verecek. Ayrıca öğretmenlerin proje süresince yaşadıkları deneyimler tutum ölçer raporu ile birlikte gerçekleşmesini varsaydı-ğımız değişikliği ölçme ve değerlendirme fırsatı verecek.

Yüzlercesinin içinde sadece dördünü tanıtmaya çalışacağımız bilim kadınlarının yaşamları, tutkunu oldukları alanda yaptıkları çalışmalar ve verdikleri mücadelenin çocukların yolunu aydınlatmasını umut ediyoruz.

Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma DerneğiAnkara, 2013-2014

Page 3: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

Kadın haklarını savunan bir siyaset bilimci… Öğrenmekten yorulmayan bir öğrenci…Sosyal bilimlerde bir öncü…

Nermin Abadan Unat“hayatını seçen kadın”

Nermin Abadan Unat 1921 yılında Vi-yana’da doğdu. İzmir Kız Lisesinden sonra

girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1944’te bitirdi. Ankara’da Ulus gazetesinde ga-zetecilik yaptı. 1950’de doktoraya başladı, iki yıl sonra Fullbright bursuyla ABD’deki Minnesota Üniversitesine gitti. 1953 sonbaharında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine asistan olarak girdi. Doktorasında ‘kamuoyu’, doçentlik tezinde ‘bürokrasi’ üzerine çalıştı. “1961 Anaya-sası ve Seçim Yasası açısından 1965 seçimleri” adlı çalışmasıyla profesörlüğe yükseldi. Pek çok kitap ve makale yazdı, yurt içi ve dışında kadın haklarıyla ilgili çalışmalar yaptı, sayısız öğrenci yetiştirdi.

“Beni ayakta tutan, hocalıktır. Başka bir şey öğrenmedim hayatımda. Bir de yeniyi öğrenmek…”

Yazar, çevirmen, hukukçu, sosyolog, siyaset ve iletişim bilimci. Çalışkanlığı ve enerjisiyle aka-demik yaşama yeni bir yön vermiş, bitmek bil-meyen bir tutkuyla öğrenmiş aydınlık bir bilim insanı. Yurdunu, dilini, inancını, hayatını kendi seçmiş bir kadın: Nermin Abadan Unat.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ‘Siyasal Davranış’ kürsüsünü kurdu. Bu fakültede görev yapan ilk kadın asistan, ilk kadın doçent ve profesör olarak akademi tarihine geçti. O yıllar-

da fakülteye bağlı olan Basın Yayın Yüksek Oku-lu’nun da iki kez müdürlüğünü yaptı.

1960’ların başında Avrupa’daki Türkiyeli göç-menler üzerine araştırmalar yapmaya başladı. Devlet Planlama Teşkilatı’nın yanı sıra yurtdışın-da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, Ulus-lararası Çalışma Örgütü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü gibi uluslararası kuruluşlarda danışmanlık yaptı. Birçok ülkenin saygın üniver-sitelerinde ders verdi.

Uluslararası Siyaset Bilimi Derneği’nde 1967-1970 döneminde ikinci başkan olarak görev yap-tı. Avrupa Konseyinin Kadın-Erkek Eşitliği Komis-yonunda 1978-1993 yılları arasında ikinci başkan ve üye olarak bulundu. Almanya Cumhurbaşkan-lığı Nermin Abadan Unat’a 1978 yılında Yüksek Liyakat (Hohes Verdienst Kreuz) nişanı verdi. İz-leyen yıllarda “Aydınlanmanın Kadınları”, “ Fulb-right Yaşam Boyu Akademik Hizmet”, “Marmara Üniversitesi Yaşam Boyu Başarı” ödülleri gibi birçok ödül aldı. Nermin Abadan Unat’ın Türkçe, İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde yayın-lanmış pek çok bilimsel kitabı ve makaleleri bu-lunuyor. 1996’da basılan otobiyografisi ise Kum Saatini İzlerken adını taşıyor.

Avrupa’da başlayan yaşamı, 14 yaşındayken, hiç Türkçe bilmeden geldiği Türkiye’de bambaşka bir yöne evrilen Nermin Abadan Unat, akademik ka-riyerinde de hep ilklere imza attı. Sonradan öğ-rendiği Türkçeyle gazeteci olarak çalışıp basında kadınlara rol modeli oldu, üniversitede sayısız bi-limsel eser verdi. Yüzü hep üretime dönük, zihni hep öğrenmeye açık bir bilim insanı olarak nice öğrenciler yetiştirdi.

Page 4: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

Tıp fakültesine giren ilk kadındı… Türkiye’de patolojinin gelişmesini sağladı… Pek çok hekim mesleği ondan öğrendi… Kamile Şevki Mutlu“kuşaklar arasındaki köprü”

Kamile Şevki Mutlu 1906 yılında İstan-bul’da doğdu. 18 yaşında İstanbul Kız Lise-

si’ni bitirip İstanbul Darülfünunu Tıp Fakülte-si’ne girdi. Tıp fakülteleri henüz iki yıldır öğrenci almaktaydı. Öğrenciliğinin üçüncü sınıfından itibaren patoloji laboratuarında çalışmaya baş-ladı. O dönemde mikroskobik patolojinin en önemli konularından olan lenfogranulomatoz üzerine yaptığı çalışmalar, 1928 yılında Darül-fünun Tıp Fakültesi Dergisinde basıldı. Bir klinik araştırmasının sonuçlarına dayanan bu makale, ülkemizde bir kadın bilimcinin yayımlanmış ilk bilimsel araştırma makalesidir. 1930’da mezun oldu. Aynı yıl Prof. Dr. Hamdi Suat Aknar’ın ba-şında bulunduğu Tıp Fakültesi Patoloji kürsüsü-ne asistan olarak atandı. 1933’te tıp eğitimine devam etmesi için Berlin’e gönderildi. Burada Prof. Robert Roessle’nin yönetimindeki Patoloji kürsüsünde iki yıl çalıştı. 1934’de Almanya’da, böbreküstü bezleriyle ilgili yeni bir teknik ge-liştirdi. Bazı hücrelerin ayırt edilmesinde kul-lanılan bu teknik günümüzde de Kamile Şevki Hanım’ın adıyla anılıyor.

“Tıp fakültesini bitiren kişi hekim olmuş de-ğildir. Diplomasını aldıktan sonra da ömür boyu hekimliliğin sorumluluğunu, kendisine sindirebildiği oranda hekim olmaya adaydır.”

Kamile Şevki Mutlu, üniversiteyi bitirdikten bir yıl sonra, 1931 yılının eylül ayında düzenlenen Dör-düncü Ulusal Türk Tıp Kongresi’ne tek başına bir bildiriyle katıldı. Bu, Türkiye’de tıp fakültelerini bi-tiren kadın hekimlerin Ulusal Türk Tıp Kongreleri’ne sunduğu ilk bildiriydi.

1935’te Almanya’dan döndü ve ülkesinin ilk kadın patoloji uzmanı olarak Numune Hastanesi’ne atan-dı. Burada yeni bir patoloji laboratuvarı kurulması için çok çaba sarf etti. 1945 yılında Ankara Üniversi-tesi’nde açılan Tıp Fakültesi’ne histoloji ve embriyo-loji Profesörü olarak atandı. Böylece Türkiye’nin ilk kadın profesörü olarak tarihe adını yazdırdı. On yıl sonra, Türkiye’nin ilk elektron mikroskobu laboratu-arı bu bölümde açılacak, ardından, orijinal verilere

dayanarak hazırlanmış ilk histoloji ders kitabı da yine Ka-mile Şevki Mutlu imzasını taşıyacaktı.

1959-1962 yılları arasında ABD’deki Pennsylvania Üni-versitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak çalışan Prof. Mutlu, 1976’da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden emekli oldu. Alanında yazdığı kitaplar ve makaleler yanında, ilk bilim toplantılarının düzenlenmesine de öncülük eden Mutlu, 2 Ekim 1987 günü diploma töre-ninde fakülte tarihine geçen bir konuşma yaptıktan bir gün sonra Ankara’da yaşama veda etti. Akademik ça-lışmalarını sürdürdüğü yıllarda genç kadınlara destek olmuş, tıp alanında kadınların daha çok yer alabilmesi için çaba göstermişti.

Prof. Mutlu patolojinin yanı sıra dermatolojide de uzman-laşmış bir bilim insanıydı. Bir kadın olarak tıp alanında kendini var edebilmiş başka kadın hekimlerin de çabala-rını yeni kuşak lara iletmeyi görev bilmiştir. Bir tarihçi ti-tizliğiyle hazırladığı ve sağlık alanında kadınların emeğini anlattığı yazıları bugün bu konu da araştırma yapanlar için birer başvuru kaynağı niteliğindedir.

Kendi adını taşıyan tekniği geliştirdiği için TÜBİTAK Hiz-met Ödülü’ne değer bulunan Kamile Şevki Mutlu, ülke-mizin ilk kadın hukukçusu Nigar Şevki Hanım’ın ablasıdır.

Page 5: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

Astrofiziği Türkiye’ye taşıdı… Güneşin evrimini tarif etti… Yıldızlarla konuşan kadındı…Dilhan Eryurt“gökyüzü kadınlarındır”

Dilhan Ezer Eryurt, 1926’da İzmir’de doğdu. Matematiğe ilgisi Ankara Kız Lisesi’ndeki öğre-

nimi sırasında başladı. İstanbul Üniversitesi Yüksek Matematik ve Astronomi bölümünden mezun oldu. Yüksek lisansını ABD’de yaptı. 1953'te Ankara Üni-versitesi Astrofizik Anabilim Dalı’nda doktorasını ve ardından doçentlik çalışmalarını tamamladı. 60’lı yılların başında, Güneş’in tarihini araştırmak üzere Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi’ndeydi. İnsansız uzay araçlarının geliştirilmesinden sorumlu kurum-lardan olan Goddard Uzay Araştırma Enstitüsü’nde o dönemde çalışan tek kadın astronomdu. Ona ödül getiren Ay’a ilk yolculukla ilgili çalışmalarının yanı sıra Güneş hakkında da o zamana kadar yanlış bili-nen bazı gerçekleri ortaya çıkardı. Güneş geçmişte bugün olduğundan çok daha parlak ve sıcaktı…

“Güneş'in önce parlak sonra azalan durumu, içindeki hidrojenin yanmasıyla ilgili. Hidrojen reaksiyonları başladıktan sonra yüzey sıcak-lığı yavaş yavaş artıyor. Bilindiği gibi Güneş, günümüz itibarıyla sahip olduğu hidrojenin yarısını yakmış ve bugünkü yapısına ulaşmış vaziyette. Bu da diğer bir anlatımla ilk döne-mine göre azalma demek. Daha açık bir deyiş-le tükenişe 4.5 milyar yıl daha var..."

Üniversite yıllarında matematiğe yardımcı ders ola-rak verilen astronomi, yaşamı boyunca ona yeni kapılar açmış, keşif merakını hep diri tutmasını sağ-lamıştı. Mezuniyetinin ardından, o dönemde Ankara Üniversitesi’nde Astronomi bölümünde iki yıl asis-tanlık yaptı. Kadro olmadığı için ücret alamıyordu. İki günde bir rasathaneye gidip saati kurması gere-kiyordu. Bu iş pazar gününe denk geldiğinde otobüs bulamıyor ve taksi tutmak zorunda kalıyordu. Bir gün hocası onu laborant kadrosunda göstermeyi teklif etti. Böylece yol parasını çıkartabilecekti. Yıllar sonra gittiği NASA'nın New York'taki Goddard Uzay Araştır-ma Enstitüsü'nde üç yıl üst üste burs alınca kendisine kadro verilecek, başta itiraz etse de, hayal bile ede-meyeceği kadar yüksek bir ücret alacak ve burada daha uzun süre çalışacaktı. Bilgisayarı ilk kez ABD’de gören Dilhan Eryurt 60’lı yılların başında Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın bursuyla iki yıllığına gittiği Ka-

nada'da, kendi ifadesiyle ‘gerçek astrofizikle’ tanıştı. O günleri daha sonra şöyle anlatıyordu:

“Türkiye'de biz bilgisayar bile görmemiştik, hesap-lamaları hesap makinesiyle yapıyorduk. Kanada'da Prof. Cameron'un yanına gittim, bana çalışmam için üç konu teklif etti. Ben hidrojen yıldızlarını seçtim. Cameron bana dönüp, “En zorunu seçtin.” dedi. Bir bilgisayar programı yapmam gerekiyormuş. Ama ben değil bilgisayar programı yapmak, bilgisayarı bile bilmiyordum. Hemen kütüphanelere gittim, ki-taplar aldım, programlamayı öğrendim ve programı başardım."

İdealleri için zorlukları göze alanlar başarıya daha yakındırlar. Dilhan Eryurt da sevdiği işi yaptı, he-deflerinden ayrılmadı ve bilim dünyasının saygın isimlerinden biri olarak kendinden sonraki kuşağa da esin verdi. Yaptığı işi ‘yıldızların evrimi’ diye ta-nımladı. Dilhan Eryurt, 1969 yılında NASA’nın Apol-lo Başarı Ödülü'nü, 1977 yılında da TÜBİTAK Bilim Hizmet ve Teşvik Ödülü aldı. Yurt dışından birçok teklif aldığı halde çalışmalarını ülkesinde yürütmeyi seçti. 1973’te ODTÜ’de astrofizik ana bilim dalını kuran, Fizik bölümünün başkanlığı ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevlerinin ardından 1993 yı-lında emekli olan Dilhan Eryurt, 13 Eylül 2012’de kalp krizi sonucu Ankara’da yaşama veda etti.

Page 6: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

İlk kadın kimyagerimizdi… Madam Curie’nin öğrencisi oldu… Başarıları kadınların yolunu açtı… Remziye Hisar“bir kadının sesini tarihin içinde duyabilmek…”

Remziye Hisar… 1902 yılında Üsküp’te doğdu. Üç yıllık ilkokulu bir yılda tamamladı.

1919’da okulun Darülfünun'a hazırlamak üzere oluşturduğu iki sınıflık bölümünden birincilikle mezun oldu. Küçük sınıflardaki öğrencilere ge-ometri ve matematik dersleri vermeye başladı. Mezuniyetinin ardından Darülfünun'un kimya bölümüne kaydını yaptırdı. Bu bölümü seçme-sinin nedeni kimya dalında ülkesini temsil eden bir ismin bulunmamasıydı. Remziye Hisar bu du-ruma üzülmek yerine bu alana yönelip ülkesinin ilk kadın kimyageri oldu. Bu alanda büyük başarı kazanacak, en büyük bilimcilerden Madam Cu-rie’nin asistanı olarak çalışacak ve ülkesine hiz-met edecekti.

“Mütareke yılları, biz kadınların meslek seçiminde fazla şanslı olmadığı yıllardı. Kadınların sadece öğretmenlik yapabildiği gençlik günlerime dönüp baktığımda ne çok yol aldığımızı daha iyi görüyorum. Bir kadının sesini tarihin içinden duyabilmek için, bu sesi iyi dinlemek gerekir. Belki bu ses başarıya ulaşmak için halen erkekler-den daha fazla çalışması gereken hemcins-lerime yol gösterici olur.”

17 yaşındayken, kadın ve erkek öğrencilerin ayrı saatlerde ders aldığı Darülfünun’un kimya bölü-münde yüksek öğrenimine başladı. Bu bölümde hiç kadın öğretmen yoktu, üçü dışında tüm diğer öğrenciler de erkekti. Kimyayı seçme nedenini, yıllar sonra bir röportajında şöyle anlatacaktı:

“Fen derslerinde kanunlarda olsun, buluşlarda ol-sun hep yabancı isimler görmek beni kahrediyor-du. Fen alanında bir tek Türk ismi görememenin ezikliğini, bu dalda başarılı olursam giderebilirim sanıyordum.”

Kimya bölümündeki öğrenimi sırasında okul ar-kadaşlarıyla gittiği Bakü’de bir davette Dr. Reşit Süreyya Gürsey’le tanıştı, 1920’nin nisan ayında evlendiler, bir yıl sonra da İstanbul’a döndüler. İlk çocuğunu dünyaya getirmesinin ardından, Ada-

na'daki Darülmuallima'ya (Öğretmen Okulu) müdür olarak atandı. Güç koşullarda çalıştı ama ideallerinden de vazgeçmedi. Eşinin tedavi için Paris'e gitmesinin ar-dından, kimya alanında yeni bilgiler edinmek için o da Paris'e gitti ve Sorbonne Üniversitesi’ne girdi.

Sorbonne’da o yıllarda Langevin ve Madam Curie gibi çok tanınmış isimler ders vermekteydi. Remziye Hisar’a göre onları tanımak ve derslerini izleyebilmek çektiği bütün zahmetleri unutturuyordu. Biyokimya sertifikası alan Hisar, Paris'te Maarif Vekaleti'nin verdiği bursla öğ-renim gördü. Doktorasına başlayacağı dönemde bursu kesilen Hisar, yurda dönmek zorunda kaldı ve Erenköy Lisesi'ne kimya öğretmeni olarak atandı.

Remziye Hisar, zorlu bir çaba sonucunda doktorası-nı yapmak üzere 1930 yılında yeniden Paris'e gitti. Eşinden boşanan ve Paris'e kızı ve kardeşiyle giden Remziye Hisar, kendisini çalışmaya verdi. Doktora tezini tamamlamasının ardından, Türkiye'ye dönüp, 1933 - 1936 yılları arasında İstanbul Üniversitesi'n-de kimya ve fiziko kimya doçenti olarak görev yaptı. 1947 yılında İTÜ Makine ve Kimya doçentliği görevi-ne başlayan Hisar, 1959 yılında profesör oldu.

1992 yılında yaşama veda eden Remziye Hisar, aynı yıl kaybettiğimiz fizikçi Feza Gürsey’in ve psikiyatr Deha Gürsey Owens’ın annesidir.

Page 7: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

“Yaşam hiçbirimiz için kolay değil. Peki, ne yapmalı? Her şeyden önce azim, sebat ve kendimize güvenmemiz gerekir.

Birşeyleri başarmak için yetenekli olduğumuza inanarak, buna ulaşmak için usanmadan çabalamalıyız

Madam Curie

.”

Page 8: Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse …d284f45nftegze.cloudfront.net/AliUzman/Benim.pdf · 2014-01-29 · Madam Curie’m” projesi; demokratik yurttaşlık

Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği

Büyükelçi Sokağı No: 20/ 4 Kavaklıdere - ANKARA

Tel: (312) 427 00 20Fax: (312) 466 55 61

info(at)ucansupurge.org