carole mortimer - hangisi aşk ...carole mortimer - hangisi aşk bİrİncİ bÖlÜm ve umarım...
TRANSCRIPT
Carole Mortimer - Hangisi Aşk
www.CepSitesi.Net
B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
ve um arım kitaplarım ı zevkle okum aya devam edersiniz. Gerisini biliyorsun H o lly ,” diye bitiren Ste- ve, cĞvap verm ekte oldukları m ektuba karşı ilgisini yitirdiğini o rtaya koym uş oldu.
Genç kadın başını no t tu tm ak ta olduğu steno b lo ğundan kaldırdı ve gözleri kapalı bir halde sandalyesine yaslanm ış o lan Steve’e kaşlarını çatarak baktı. P a tronunun sabahtan beri zihni çok dağınıkm ış gibi bir hali vardı. H er zam an uzun vakit ayırarak itinayla cevap verdiği m ektuplara güçlükle uyum sağlıyordu sanki.
O nu daha önce hiç böyle görmemiş olan H olly, devam etmek isteyip istemediğini anlam ak amacıyla usulca, “ Steve?” diye seslendi.
Genç adam H olly’nin iri menekşe rengi gözlerine ve yürek biçim indeki güzel yüzüne dikkatle baktı. Biraz olsun rahatlam ışcasına gülüm sedi. “ Nerede kalm ıştım ?”
Holly, patronunun alışık olmadığı bu dalgınlığı karşısında, kaşlarını kaygıyla kald ırarak , “ Son kitab ına övgüler yağdıran Kent Ti M rs. Sm ythe’e nazik cümlelerinden ö tü rü teşekkür ed iyordun ,” diye k ibarca h a tırlattı. Üç ay önce yanında çalışmaya başladığı ve ilk günden beri kendisine son derece nazik davranmış olan bu genç adam a karşı yoğun bir ilgi duyuyordu Holly.
“ O h evet,” diyen Steve ellerini saçlarında dolaştırdı. Kestane rengi gözleri yarı yarıya kapanm ıştı. “ A rtık b ırakabilir m iyiz?” diyerek iç geçirdi. “ Başım ağrıy o r.”
“ T ab ii.” Genç kadın steno bloknotunu kapatarak , 5
m asadaki iki ayrı m ektup yığınını top lam ak üzere sessizce doğruldu. “ Yalnız başım a halledebilecek kadar tecrübe kazand ım ,” diyerek, genç adam ı rahatla tm ak için gülümsedi.
“ Bu kadar çok hayranım olduğunu bilm iyordum .” Steve yorgun bir halde koltuğuna yaslandı, artık gözleri tam am iyle kapanm ıştı.
H olly patronunun bu hali karşısında kalbinin p arçalandığını hissetti. Keşke onun sıkıntısını hafifletm ek, ağrısını dindirm ek içjn yapabileceği bir şeyler olsaydı. Bu adam dan gerçekten hoşlanmaya başlamıştı. Steve’in iki sene önce geçirdiği ciddi bir a raba kazası sonucunda uzun bir süreden beri tekerlekli sandalyeye bağımlı olm asına rağm en, onun yaşam a azm ine hayranlık duyuyordu.
Steve iri yapılı bir adam dı. Sakat olm asına rağm en sert kasların çevrelediği güçlü bir bedene sahipti. G eçen iki sene boyunca yaşadığı acı, yüzünde belirgin izler bırakm ıştı. O nu otuz altı yaşından daha büyük gösteriyordu. Aynı acının izleri, altın sarısı saçlarının a ra sına dağılmış olan beyaz tellerden de fark edilebiliyordu.
Evet bu adam dan çok am a çok hoşlanıyor ve bir şeylerin ona sıkıntı verdiğini anlıyordu. Kapıya vardığında onu bu halde b ırakıp b ırakm am ak konusunda te- reddüte düşerek, “ Sadece baş ağrısı mı Steve?” diye yum uşak bir tonda sordu.
Genç adam doğrulup bir gözünü açarken iç geçirdi. “ H ay ır,” diye tereddütlü bir ton la cevap verdi. “ Ö ğleden sonra M axine d ö n üyor.”
Otuz yaşında olmasına rağmen modellik yaptığı yıllarda sahip olduğu ince vücut çizgilerini korumayı başarmış olan Ma.vine Benedict beş seneden beri Stevc’in karısıydı. Holly bu eve Steve’in sekreteri olarak taşındığından beri, bu kadınla sadece birkaç halta beraber olabilmişti. Bitip tükenmek bilmeyen seyahatleri için-
6
de en uzunu, üç h afta süren bu son L ondra gezisiydi. Ve şimdi geri dönerek evde geçireceği bir kaç gün b o yunca huzur diye bir şey b ırakm ayacak, Steve’in çalışm a düzenini altüst edecek ve onu üzüntülü, içine kapanık, çalışması imkânsız bir hale getirerek yeniden çekip gidecekti.
“ Ne güzel,” dedi H olly neşeyle. Bir yandan da sesindeki isteksizliği Steve’in fark etmemiş olm asını diliyordu.
“ Öyle m i?”“ E lb e tte ,” diye ısrarlı bir ton la konuştu Holly.Genç adam ın dudakları büküldü. “ H er şey öyle hu
zur dolu ve güzeldi ki. Seninle bu rada geçirdiğim son birkaç h afta boyunca öyle rahattım ki H o lly .”
K arısının son gidişinden bu yana genç adam ın kendisiyle aynı duyguları paylaşmış olmasının verdiği zevkle yüzü k ızaran Holly, gözlerini onun sıcak bakışlarından kaçırdı. Güzel ve şık bir kadın olan M axine’in yanında kendini huzursuz hissediyordu. D oğrusu bu haber onun da hiç hoşuna gitmemişti. Ayrıca M axine’in L o n d ra’ya sık sık yaptığı bu ziyaretler, H olly’de bazı şüpheler uyandırıyordu. Kendisine bir şey söylememiş olm asına rağm en Steve’in de aynı şeyi düşündüğünü hissediyordu.
“ O h, Holly, bazen istiyorum k i... Neyse boş v er,” diyerek sertçe kestirip attı genç adam . “ Bu m ektupları m üm kün olduğu kadar çabuk daktilo edip, bana verebilir misin? M axine döndükten sonra pek çalışabileceğimi zannetm iyorum .”
H olly de aynı kanıdaydı. M axine evdeyken Steve’in ve dolayısıyla da kendisinin çalışma düzenleri altüst oluveriyordu. M axine aklına estiği gibi hareket eden, devamlı bir şeyler yapm ak isteyen ve durup dururken dışarı çıkmaya karar verdiği yetmiyormuş gibi, bir de Steve’in de kendisiyle birlikte gelmesi için ısrar eden bir kadındı.
7
H olly bu düşüncelerle evin a rka kısm ında kalan ofisine yöneldi. Çalışm a odası Steve’inkinden yeteri kadar uzakta olduğu için kullandığı daktilonun sesi onu rahatsız etmiyordu. Odasının samimi havası içinde yalnız kalınca, M axine’in dönüşünün yarattığı hayal kırıklığı su yüzüne çıktı. Ö nlerindeki birkaç gün karışıklık içinde geçeceğe benziyordu.
Steve Benedict m eşhur bir m acera rom anı yazarıydı. R om anlarının konusunu da genellikle, eski mesleği olan araba yarışları oluşturuyordu. Yazm aya ilk kez, kazadan ku rtu lduk tan sonra, tedavi edildiği hastanede başlam ıştı. Ya şansı yaver gittiğinden, ya da gerçekten yeteneği o lduğundan, ilk kitabı büyük başarı kazanm ıştı. Bunu takip eden ikinci, üçüncü ve dördüncü kitapları da aynı ilgiyi görmüştü. Hayranlarının her gün yağdırdıkları m ektuplar da bunu açıkça o rtaya koyuyordu zaten.
H olly onun sekreteri olarak durum unu garanti altına aldığında sevinmiş, araştırm alarında kendisine yardım etmesini isteyince de heyecanlanmıştı. Son dört yıl boyunca yaptığı ve kendisine hiçbir şey kazandırm ayan ofis işlerinden kurtulm ası için, bu çok iyi bir fırsat olm uştu. Ayrıca son beş senedir yalnız başına yaşadığı kuru apartm an dairelerinden ayrılıp, böyle b ü yük bir eve yerleştiğine de seviniyordu. Bu aynı zam anda, kendisine ihtiyaç duyduğu anda, Steve’in yanında bulunabilm esi anlam ına da geliyordu. Sık sık yaptıkları gibi, geceleri onunla birlikte çalışm ak hoşuna gidiyordu.
A m a şimdi M axine’in geri döneceğini öğrenmek b ü tü n gününü zehir etmeye yetmişti. O, bir kadında k ü çümsediği bü tün özelliklere sahipti. Basit ve hiçbir e rkeğin dayanamayacağı kadar güzel bir kadındı. İşin kötüsü Holly onun her önüne gelenle yatıp kalkan biri olduğundan şüpheleniyordu. İşte bunu asla affedemez- di. A ncak M axine’in L o n d ra’ya bu kadar sık olarak
8
düzenlediği seyahatleri başka tü rlü de açıklayam ıyor- du.
H olly öğlen yemeğinden sonra M axine ile karşılaşm am ak için kasten evin büyük kitaplığına kapandı. Steve’in kitabinin diğer bölüm lerinde ihtiyaç duyacağı, G üney A m erika ile ilgili bazı bilgileri top lam ak için iyi bir fırsattı bu.
Kitaplıktan çıkıp çalışma odasına giden koridoru geçtiği sırada salondan M axine’in boğuk sesi kulağına çalındı. Steve’e daha sonra gösterm ek üzere topladığı referansları ve notları kavrayan parm akların ın kasıldığını hissetti.
İçeriye girdiğinde, odada pencereden dışarıya bakm akta olan genç adam ı görünce, nefesi kesilerek duraksadı. Bir erkek için uzun sayılabilecek altın sarısı saçların kendisine hiç de yabancı gelmediğini düşündü acıyla. A m a genç adam ayakta nasıl duruyordu? ‘Ste- ve?’ diye inledi içinden. Y oksa bunca zam andır herkesi aldatıyor m uydu?
A dam arkasından gelen sesi duyarak döndüğünde, H olly, ayakta duran kişinin Steve olm adığını gördü. Bu adam güçlü fiziksel yapısına varıncaya kadar onunla aynı özellikleri taşıyordu, am a bü tün benzerlik bu rada sona eriyordu. Alaycı yeşil gözleri ustaca, genç ka- dım nkileri yakaladı. Bir şahini andıran bu rnunun kibirli kavisi ve sert ağız çizgileri, çenesiyle hoş bir uyum yaratıyordu. Yaşadığı tecrübelerin yüzünde bıraktığı çizgilere bakılacak olursa, Steve’den daha gençti.
Genç adam ın m eydan okuyan havası, H olly’nin savunm a sistemini içgüdüsel o larak harekete geçirdi. H o lly ’nin gözleri, adam ın üzerine sanki ikinci bir deri gibi yapışmış olan blucininde ve göğsünün, gömleğinin açık kalan yerlerinden taşan koyu kum ral tüylerinde dolaşırken, dudakları hor gören bir tavırla kıvrılmıştı. Cinsel çekiciliğine gerçekten güvenen bir adam dı bu.
Fazla uzun boylu olm ayan Holly, m asasına oturm ak 9
üzere onun yanından geçerken genç adam ın ancak om uzlarına kadar geldiğini fark etti. Güzel gözleriyle m asasının kenarına yaslanan erkeği soğuk b ir şekilde süzdü.
“ Sizi Steve sanm ıştım , am a yanıldığım apaçık o rta d a ,” diye konuştu kuru b ir sesle. Genç adam ı ilk gördüğü an yaşadığı şoku atlatmış, kontrolünü yeniden kazanm ıştı.
“ Kesinlikle d o ğ ru .” A dam ın sesi alaylıydı. Onu in celeyen gözlerle süzerken, “ Steve ayağa kalkm ayı ak ima bile getirm ediği sürece tabii k i ,” diye kelimelerin üzerine basarak devam etti. “ Am a çevresinde siz ve erkek yardım cısı gibi telaşlı tipler bulunduğu sürece de bunu pek gerçekleştireceğe benzem iyor.”
Genç kadın içinde sıcak bir öfke dalgasının k ab ardığını hissederek, “ Böyle bir şeyi söylemeye nasıl cesaret edebilirsiniz?” diye soludu.
“ Kolaylıkla cesaret edebilirim ,” dedi genç adam m eydan okurcasına.
“ A nlıyorum .” H olly’nin sesi buz gibi çıkmıştı. N o tlarını masasının çekmecesine yerleştirip kilitlemeden önce ona soğuk bîr şekilde bakarak , “ Kim olduğunuzu bilm iyorum . Ve doğruyu söylemek gerekirse, aldırdığım da yok. A m a sakat b ir adam la alay etmenizi çok tatsız bu ld u m .”
‘1 Steve sakat değil. ’ ’ Erkeğin sesi acı bir şekilde sertleşmişti. “ Tabii bunu onun aklına yerleştirmediğiniz sürece .”
“ Steve’in mükemmel bir zekâsı v a r,” dedi Holly nefret dolu bir ton la . “ Eğer yazdığı k itap lardan birini okursanız, bunu siz de görebilirsiniz!”
“ O kudum .”“ O zam an ne kadar zeki olduğunu biliyorsunuz!”Genç adamın yeşil gözleri kısıldı. “ Steve’i her zam an
böyle hararetle korur m usunuz?” Sesinin tonu daha yum uşam ıştı.
10
“ İhtiyacı o lduğuna inanırsam , evet!”“ Peki sık sık ihtiyaç duyar m ı?” Genç adam ın göz
lerinde şakacı pırıltılar belirm işti.H olly bu im aya karşılık o larak onu ateş saçan ba
kışlarla süzdü. “ Eğer onun arkadaşıysan ız ...” “ D eğilim ,” dedi genç adam , ifadesiz bir tonla. “ Değil m isiniz?..” Birden akim a adam ın burada bu
lunuşuyla ilgili başka bir açıklam a gelmişçesine, H olly’ nin gözleri daha da sert bakm aya başlamıştı., “ O zam an siz M axine’in arkadaşı olm alısınız.”
K ollarını göğsünde kavuşturm uş olan genç adam ın kaşları ilgiyle kalktı. Üzerindeki kırmızı gömlek erkeksi vücut hatların ı belirginleştiriyordu. “ Olm alı m ıyım ?” diye sordu alaycı bir tonla.
“ Değil m isiniz?”Bu soru üzerine bir m üddet düşünürm üş gibi görü
nen genç adam , “ Sanırım , olm am gerekiyor,” diye cevapladı.
“ A n lıyo rum .” M axine’in kocasını hafta larca b ırakıp gitmesi yetm iyorm uş gibi, son sevgilisini de u tan m adan getirdiğini düşündü H olly öfkeyle.
“ Öyle m i?” dedi genç adam sanki onun aklından geçenleri okum uşcasına. “ Pek sanm ıyorum .”
“ O h, am a öyle. M axine bugün L o n d ra’dan döndü. Tabii ki siz de onunla birlikte geldiniz.”
“ Ve bu size bir şeyler ifade ediyor, öyle m i?” “ E vet!”“ A m a yanılıyorsunuz. B uraya M axine’den hemen
sonra geldim b e n .”“ Oh! Size arabanızı da o verdi, değil m i?” H olly’
n in dudakları nefretle büzülm üştü.Erkeğin züm rüt yeşili gözleri alayla parladı. “ Ne ka
dar kötü düşünceleriniz var, H olly M acey,” dedi vahşice.
“ İsm im i biliyorsunuz!” H olly afallam ıştı.“ Beni, gelip salonda aram ıza katılıp katılm ayacağı-
11
mzı sorm am için yo llad ılar.”Genç kadın kimliğini bile bilmediği bu erkekle böy
le bir sahne yaşam anın verdiği sarsıntıyla arkasını döndü. “ H âlâ bitirm em gereken işlerim v a r .”
“ Gelip Steve’i savunm ak gerektiğini düşünm üyor m usunuz?” diye alay etmeyi sürdürdü genç adam .
U tançla kızaran Holly birden yirmi iki yaşının altında göstermeye başlam ıştı. “ O nun savunulm aya ihtiyacı y o k ,” dedi kabaca. “ K endi kendine ayakta durabilecek bir insan o .”
“ A m a duram ıyor, değil m i?”Steve’in sakatlığıyla alay edilmesi karşısında, Holly
nefesinin kesildiğini hissetti. “ B u... bu söylediğiniz zalimce ve kö tü bir şey!”
“ Öyle mi? H er geçen gün tekerlekli iskemlesine b iraz daha fazla bağlanm ası, daha zalimce değil m i?”
“ A m a yürüyem ez ki o !”“ Haklısınız yürüyem ez.”“ O zam an neden onunla alay ediyorsunuz?” dedi
genç kadın öfkeyle.“ Ç ünkü ona acım ak istem iyorum . O bir korkak
v e ...”“ Steve korkak değildir!” Holly yumruklarını sıkmış
tı.Genç adam kapıya doğru yönelm eden önce ona so
ğuk b ir bakış fırlattı. “ O sandalyeden kalkıp yürüm eye başladığı güne kadar böyle düşüneceğim . Tekerlekli sandalyeye çakılıp kalm asının tek sebebi, hayatını kazanm ak için yüksek hızla yarış arabaları kullanm asıd ır ,” diye ekledi. N
“ Oysa siz kendi yolunuzun daha iyi olduğunu zannediyorsunuz, değil m i?” H olly’nin sesi alaylıydı.
“ Benim yolum m u ?”“ M axine’in ‘arkadaşı’ o la rak .” H olly dudaklarını
hoşnutsuzlukla kıvırmıştı.“ E n azından ta tm inkâr b ir işim v a r!”
12
iğrençsiniz!”G enç adam H olly’ nin kızgın hali karşısında kendini
tu tam ayarak tatlı tatlı gülmeye başladı. “ Sizi bu ka- dar eğlenceli bulm asaydım , M axıne ve benim hakk ım da yaptığınız yakıştırm alara bayağı kızardım. Steve sadece seksi eğlence k itapları yazıyor, H olly ... on lara inanm anız gerekm ez,” diye alay etti. “ Neden M axine hakkında bu kadar kötü bir düşünceniz var? Size ne yap tı?” Sesi ciddileşmişti.
“ H içbir şey .”Genç adam ın koyu yeşil gözleri düşünceli bir şekil
de kısıldı. “ A m a onu sevm iyorsunuz, değil m i?” “ B uraya geleli sadece üç ay oldu, onu tanım ıyorum
pek* diye kaçam ak b ir cevap verdi genç kadın.“ Belki de şunu aklınızdan çıkartm am aksınız, Miss
M acey... Ne M axine‘i tanıyorsunuz, ne de beni.” “ Tanım ak istediğimi de sanm ıyorum ,” diyerek dü
şüncelerini yüksek sesle açıklam aktan kaçınmadı Holly. Genç adam ın dudaklarında beliren gülüm sem e onun söylediklerini eğlenceli bulduğunu belli ediyordu.
“ Y azık ,” dedi neşeyle." Ç ünkü M axinegibi, ben de buraya kalm ak üzere geld im .”
Ne k ad ar?” Holly ne denli kabalaştığının farkına vararak dudağım ısırdı. Ne de olsa kendisi bu rada çalışan biriydi. O ise, her ne sebeple olursa olsun, davet edilmiş b ir m isafirdi. “ Yani burada uzun süre kalm aya mı niyetlisiniz?” diye düzeltti.
Şu anda hiçbir fikrim yok. Neden varlığım sizi bu kadar rahatsız ediyor?”
“ Beni ilgilendirmez , değil m i?”Hem de h iç ,” diye yum uşak b ir sesle cevap veren
genç adam , "A kşam yemeğinde sizi tekrar görmeyi sabırsızlıkla bekleyeceğim,” diye ekleyerek odayı terk etti. Salona doğru giden yolda ıslığı yankılanıyordu,
H olly bu sinir bozucu durum un etkisiyle titrem ekte olduğunun fark ına vararak , çalışıyorm uş gibi davran-
13
m ayı bir kenara bıraktı. Ne kadar kaba, ne kadar dayanılmaz bir adamdı! Steve hakkındaki düşünceleri zalim likten de öteydi. Hele onun evinde karısıyla ilişki kurm asına ne demeliydi?
H içbir şeyi ciddiye alm ayan havasıyla kendisini çılgına çeviren böyle bir erkekle hiç karşılaşm am ıştı. Ne M axine’den ne de ondan hoşlanıyordu. Steve’i on larla yalnız b ırakacak kadar taş kalpli olsaydı, akşam yemeğini seve seve odasıhda yerdi genç kadın.
O akşam yemeğe inm eden önce eskisinden daha itinalı b ir şekilde giyindi. Bir yandan da artık eskisi gibi Steve ile baş başa, huzurlu bir yemek yiyemeyeceklerini düşünüyordu. H olly, M axine’nin her zam an son derece şık giyindiğini biliyor, arkadaşın ın da sıradan bir kıyafetle yemeğe inmeyeceğini kestirebiliyordu.
Steve’in erkek yardım cısı ise şüphesiz onun itinayla giyinmesine özen gösterecekti. Holly, genç adamın, Ro- b e rt’ı, günlük işlerine yardım cı olması için tu ttuğunu anladığında, hayatına bir başkasının karışm asına n a sıl katlanabildiğini m erak etm işti. Ve R o b ert’ın varlığının M axine’i kırmış olduğu gerçeği ise, iki adam ı da ilgilendirmiyormuş gibiydi. Zaten karı koca yatak odalarını ayırdıklarından bu yana R obert ile M axine b irbirlerini gayet az görmeye başlam ışlardı.
H olly akşam yemeği için siyah, yüksek yakalı, uzun kollu, göğsünden dizlerinin altına kadar bol şekilde inen klasik bir elbise seçti. Siyah sandaletlerinin üzerinde yükselen bacakları uzun ve biçimliydi. K irpiklerini ri- mellemiş dudaklarına da soluk bir ruj sürm üştü. K ısacık kesilmiş kızıl saçları, yeni yıkanm ış olm anın verdiği canlılıkla ışıl ışıl parlıyordu. Boyunun uzun olm am ası, M axine Benedict’deki şık havadan yoksun b ıra kıyordu onu. Zaten M axine varken onunla kim ilgilenirdi?
Saat yedi buçukta salona indiğinde henüz kimsenin gelmemiş olduğunu gördü. Kendisine,.bir bardak şeri
14
doldurm ak üzere yan. ta raftak i içki dolabına yöneldi içkisini alıp arkasını döndüğünde, M axine’in arkadaşının yüzünde alaycı bir gülüm sem e ile kapı aralığında durduğunu gördü. Genç adam , beyaz ceketi, beyaz İpek gömleği ve siyah papyon kravatıyla H olly’nin tahm in etttğı gibi son derece şık giyinmişti. Siyah pan to lonu üzerine sıkıca o turm uş, sarı düz saçları itinayla geriye doğru taranm ıştı.
Odaya giren erkeğin sabit bakışları genç kadının elindeki içki bardağına takılınca, H olly suçlulukla kızardı.
K açak içki, h a ? ” diye alaycı bir sesle konuştu “ H iç de değ il...”Geiıç adam ın yum uşak kahkahası H olly’nin sözünü
tam am lam asını engelledi. “ Eğer her zam an böyle tu zağa düşüyorsanız, bu seferki ziyaretim bayağı eğlenceli geçecek.”
Holly gözlerini iri iri açarak, “ D aha önce gelmiş miydiniz?” diye sordu.
“ Pek çok kez .”O nun, evin içindeki güvenli hareketlerinden bunu
tahm in etmesi gerektiğini düşündü Holly. “ A m a son üç aydır gelm iyordunuz?”
Siz bu rada çalışm aya başladığınızdan beri, hayır. A m a Steve in bu kadar vahşi bir sekreteri olduğunu bil- şeydim, belki de gelird im .”
“ Ben vahşi değ ilim ...” H olly öfkesini dizginlemeye çalıştı. “ En azından her zam an değil.”
"B unu bir iltifat olarak kabul edebilir miyim ?” Genç adam kendisine viski alm ak üzere ona doğru yaklaştı
“ D ayanılm az birisiniz!” H olly’nin gözleri ateş saçıyordu.
“ B aşka?” diye ilgisiz bir ton la sordu genç adam .Bu yetm iyor m u ?”
“ Neden beni ilk görüşte sevm ediniz?”Em inim ki sizi çekici bulan pek çok kadın vardır ”
15
lüş-e a la y etti Holly. “ Am a ben sizi iğrenç buluyorum .” “ Hımm, tıpkı rom anlardaki gibi, değil m i?”Holly ona öfkeyle baktı. “ H içbir şeyi ciddiye almaz
m um ız .siz?”• Hayat o kadar kısa ki, ciddiye alm aya değmez. Her
neyse, benden hoşlanm am ış olmanızı ciddiye alm ıyoru m .” Genç adam ın bakışları kibir doluydu.
“ Siz kendini beğenmiş b ir i ...”“ Kendini beğenmiş değil, H olly” diyerek yum uşak
bir tonla karşı çıktı genç adam . “ Sadece hemen hemen söylediğim her şeye gösterdiğiniz öfkeyi ve tepkiyi anlam ıyorum . Öğleden sonra salona geri döndüğüm de, Steve sizi öyle bir övdü k i... T arif ettiği serinkanlı, yetenekli kişiyi, çalışma odasında tanıştığım kişiyle bağ- daştıram adım . Belki yeteneklisiniz... azimli küçük çeneniz de bunu doğruluyor, am a kesinlikle soğukkanlı değilsiniz. Sizi böyle gündüz insan, gece ku rt olacak kadar değiştiren ne gibi bir özelliğim olduğunu an lam ıyorum .”
“ Söyledim ya, sizi dayanılm az bu luyorum .”“ Ve ben de bunun yeterli olm adığım söyledim .” Genç adam kısık gözlerle H olly’yi inceliyordu. “ Bel
ki de Steve’e olan benzerliğim den hoşlanm ıyorsunuz. O nu tıpkı bir kedinin yavrularını koruduğu gibi koru yorsunuz. A c a b a ...”
“ B ana bir bardak şeri daha koyar mısınız lü tfen?’ Genç adam H olly’nin daha yeni bitirdiği ikinci şeri
bardağına kaygıyla baktı. “ B ütün bunları boş m ideyle içm iyorsunuz um arım . Sarhoş o lduğunuzda üzgün m ü, neşeli mi o lursunuz?”
Holly bu küstah adam ın alaylarına dayanam ayarak bardağı m asaya küt diye bırakıverdi. İçindeki içkinin bir kısmı darbenin etkisiyle sıçrayarak cilalı parkeye yayıldı. “ Hiç sarhoş olm adım b e n ,” dedi. “ A sla!”
Genç erkeğin gözleri bu beklenmeyen hiddet karşısında şaşkınlıkla büyüdü. “ H o lly ...”
16
“ A h Zack, sevgilim!” M axine Benedict ihtişam la odaya girmişti. Siyah saçlarını fırçayla dalgalandırıp om uzlarına bırakm ıştı. Üzerine yapışacak kadar dar olan siyah elbisesi ise incecik vücudunu gözler önüne seriyordu. M akyajı her zam anki gibi kusursuzdu. İki kadının giyimleri ve görünüm lerinin yarattığı tezat, H olly’yi bir rahibe havasına sokuvermişti! “ B ana bir içki koyuver sevgilim. Ne sevdiğimi biliyorsun. M erhaba H o lly .” M axine onu her zam anki dostça tavrıyla selam lam ıştı. “ Bu öğleden sonra nerelerdeydin k u zum ?”
H olly, ism inin Zack olduğunu öğrendiği adam a kısa bir bakış a tarak M axine’e döndü. “ Nerelerde miydim ?” Z ack’in, salonda onlara katılmayışını nasıl açıkladığını doğrusu m erak etmişti.
M axine genç adam ın uzattığı bardağı sıcak bir gülümsemeyle alarak bakışlarını H olly’ye çevirdi. “ Zack sana bakm aya gitmişti. D öndüğünde seni bulam adığını söyleyince, Steve bayağı endişelendi.”
“ B en... şey ..” Holly kızgınlıkla Z ack’e baktı. A m a karşılığında sadece alaylı bir gülüş buldu. “ K ütüphanedeydim .”
“ Ne yazık. O raya bakm ayı düşünem edim . H albuki sizinle tanışm ak için can a tıyordum ,” dedi genç adam , ağır ağır.
“ Öyle m i?” H olly’nin sesi çok soğuk çıkmıştı.“ Onu kızdırm ayı b ırak , Z ack ,” diye sinirli bir şe
kilde araya girdi Maxine. “ Steve nerede kaldı acaba? H erhalde hâlâ hangi kravatı takacağına karar verem em iştir,” dedi sabırsızca.
M axine’in ses tonundaki alay karşısında H olly dudaklarının kasıldığını fark etti. Bu kadın böyle davranacaksa neden geri dönm üştü ki? “ Belki senin fikrini memnuniyetle dinlerdi,” diye Steve’i savunmaya çalıştı.
“ Sorm uyor k i,” dedi M axine sıkkın bir sesle.A slında mesele de buradaydı. Steve karısından hiç-
17
bir şey istem iyordu. Ne sevgi, ne fikir, ne de yardım . A caba M axine buna aldırıyor m uydu?
“ Gözleriniz gerçekten menekşe rengi mi, Holly” diye sordu Zack.
“ Öyle d iyo rlar,” diye şaşırarak cevap verdi Holly.M axine “ Gerçekten Z ack ... H olly’nin gözlerinin ne
alakası var şim di?” diye öfkeyle araya girdi.“ Benim için v a r ,” dedi genç adam . “ Elizabeth Tay
lo r’ın filmleri dışında menekşe gözlü bir kızla hiç beraber o lm am ıştım .”
“ H olly de Elizabeth T ay lo r’a ne benziyor y a .” Bir yandan konuşup, bir yandan da kapıya bakan Maxi- ne’in hareketleri sinirliydi.
Zack, H olly’ye dikkatle bakarak , “ H ayır, H olly kızıl saçlarıyla daha çok A udrey H epburn ’e benziyor. A m a gözleri...”
“ İçindeki korum a duygusunu harekete geçiriyor değil mi, sevgilim?” diye iğneleyici bir şekilde cevap verdi M axine.
“ B iraz,” diye başıyla onayladı Zack. “ Y ukarı gidip, Steve’e bir baksan, M axine. Saat sekiz oldu neredeyse .” Zack teklifini gayet nazik bir sesle yapm ıştı.
Holly, Zack’in bu önerisi üzerine, M axine’in, hiç itiraz etm eden odadan çıktığını görerek şaşırdı.
Zack odada yalnız kald ık larında H olly ’ye dönerek, “ M axine ve Steve ile ilgili fikirlerinizi kendinize saklarsanız, daha iyi edersiniz,” dedi tehlikeli sayılabilecek bir yum uşaklıkla.
“ E fendim ?”“ Beni duydunuz.” A rtık genç adam ın yüzündeki
alaycı ifade silinmiş, yerine gelen görüntü ise karak terinin sert tarafın ı yansıtm aya başlam ıştı. “ Ü çüncü bir kişinin eklenmesine gerek kalm ayacak kadar çok p roblemleri var za ten .”
“ Eğer burada istenmeyen biri varsa, o da ben değil, sizsiniz. S iz ...” H olly yukarda yatak odalarının oldu-
18
ğu kısım dan inen asansörün sesini, daha sonra da Ste- • e 'in elektrikli sandalyesinin m ekanik gıcırtısını duyarak sustu. Birkaç dakika sonra, karı koca salona girdiler.
Sıeve yorgun görünüyordu. Genç kadının Zack ve M axine’e duyduğu öfke daha da büyüdü.
■ ' ‘Holly, sevgilim ,” diyerek onu selamladı Steve. "M axine bü tün öğleden sonrayı kütüphanede geçirdiğini söyledi.”
H olly onu aldatm ak zorunda kaldığı için kendisinden nefret ederek cevap verd i.” Şey... evet, b ir süre iç in .”
‘‘A m a sen ve Zack herhalde tan ıştın ız?”“ Ş ey ...”‘‘A slında buna ne fırsat, ne de zam an o ld u ,” diye
rek Zack, Steve’in sorusunu cevapladı.Şaşıran Steve karısına dönerek ona kızgınlıkla b ak
tı. ‘‘M axine se n ...”‘‘E lbetteki, h ay ır,” diye sertçe sözünü kesti M axine
‘‘O daya girdiğimde ikisi de buradaydı. Ben de haliyle Z ack’in kendini tanıttığını düşündüm .”
“ Kim bilir hakkım ızda neler düşünm üşsündür, H olly?” dedi Steve sinirli sinirli. “ Bu benim kardeşim Zack. Zack, sekreterim , Holly M acey.”
‘Kardeşi m i?’ diye düşündü H olly şaşırarak. Sürekli tartıştığı bu adam , Steve’in kardeşi miydi gerçekten? T am am , gerçekten de birbirlerine çok benziyorlardı, am a bir insan kardeşinin sakatlığı ve yürüyememesi konusunda nasıl bu kadar alaycı olabilirdi?
“ M r. B enedict...”“ Z ack ,” diye yum uşaklıkla düzeltti genç adam . “ Ya
da Zachary. A m a asla M r. Benedict değil, Holly. A rtık resmiyeti bir kenara bırakalım . Yoksa bu evdeki resmiyete şim diden alıştın m ı?”
Genç adam ın, onun bu evde bir yabancı olduğunu im a etmesi H olly’nin kıpkırm ızı kesilmesine neden ol-
19
du. Eğer Steve ve M axine yanlarında olm asa, ona vereceği cevabı biliyordu. Bu küstah adam , kendisini yaptığı yanlış yakıştırm alara İnanm aya, kasten teşvik e tm işti. Duyduğu rahatsızlığın Zack’i ne kadar eğlendirdiği, dudaklarındaki a laya gülümsemeden belli oluyordu. A m a sırf kardeş olm aları, M axine ve kayınbiraderi arasındaki ilişkiyi imkânsız kılar mıydı acaba? Ma- xine’in ilgisi, birbirlerine çok benzeyen bu iki kardeşten sakat olm ayanına yönelmiş olabilirdi.
Başını kald ırarak , Zack Benedict’in kendisini ilgiyle süzen gözlerine baktı. Z üm rüt yeşili gözlerde, bütün düşüncelerini okuyorm uşcasm a bir anlam belirmişti. Başını geriye a ta rak , " Z a c k ,” diye yum uşakça tek ra rladı.
‘‘Evet, şimdi tam am iş te ,” dedi M axine huysuz bir ton la . ‘‘A rtık içeri geçip, yemeğe oturabilir miyiz? Z ack ’le L o n d ra’da yemek yiyeli saatler o ld u .”
‘‘A m a harikulade bir yem ekti,” diyerek gülümsedi Zack. ‘‘Çok iyi pişiriyorsun.”
M axine bu iltifatın verdiği gururla gülümsedi. “ Abi- gail’i hatırlıyor m usun, Steve?”
‘‘Elbette hatırlıyorum . O nu ben tu tm u ştu m .”‘‘L ondra’daki dairemize son gidişinden bu yana o
kadar zam an geçti ki, ben d e ...” Maxine kıpkırmızı kesilmişti.
‘‘Tekerlekli sandalyeye bağımlı olabilirim , am a he- * nüz bunam adım !” diyerek onun sözünü sert bir şekilde kesti Steve. ‘‘H aydi yemeğe o tu ra lım ,”
"S tev e ...”“ Y em ek,” diye otoriter bir edayla tekrarlad ı genç
adam .Küçük, yuvarlak yemek m asası dört kişiye göre h a
zırlanm ıştı. H olly ve M axine, Steve’in iki yanm a yerleştiler. Zack ise iki kadım rahatça görebileceği bir yere o turdu.
Yemek huzursuz bir o rtam da geçiyordu. Steve ye- 20
meğini som urtkan bir sessizlik içinde yerken, M axine ve Zack de kendi düşüncelerine göm ülm üşe benziyorlardı. Holly bu gergin atm osferde kendini rahatsız hissetti.
Zack sonunda yum uşak bir sesle “ Yazarlık nasıl gidiyor, Steve?’’ diyerek, çatal bıçak seslerinin hâkim olduğu havayı dağıtm aya çalıştı.
“ îy i,” diye kısa bir cevapla geçiştirdi Steve.“ H olly ile çalışm ak sana ilham veriyor olsa gerek .”
Z ack ’in ses tonu alaycıydı.“ H olly’nin varlığı huzur veriyor,” diye yavaşça ek
ledi Steve.“ G erçekten m i?” Koyu sarı kaşlar şüphe ile kalk
m ıştı. “ B ana aynı huzuru verm edi.”“ Holly, Z ack’in koruyucu içgüdülerini uyandırı
y o r ,” diyen M axine de konuşm aya katıldı.Steve’in gözleri şüpheyle büyüdü. “ K oruyucu mu?
D oğrusu bana öyle bir şey h issettirm iyor.”“ A slında bana da hissettirm iyor. Şarkı söyleyebilir
misin, H olly?” diye sordu Zack.“ Şarkı m ı?” dedi Holly şaşkınlıkla.“ M m ...” Zack elleri arasına yerleştirdiği şarap ka
dehinin üstünden onu incelemekteydi. “ Fiziğin uygun.| Seksi bir elbise ve iyi bir sesle kolayca zirveye varab i
lirsin .”“ Ya da yatağına sevgilim, değil m i?” dedi M axine
bayağı bir tonla.“ M axine!” Steve kadehini hızla m asaya vurdu. “ Bu
tip konuşm aları L o n d ra’daki arkadaşlarına sakla. Ne H olly, ne de ben böyle şeylerden hoşlanm ıyoruz.”
“ A m a hepimiz Z ack’in yatağının şarkıcı kızlardan geçilmediğini b iliyoruz,” diye kendini savunm aya çalıştı M axine.
“ Beni şım artıyorsun, ta tlım .” Z ack’in sesi kupkuruydu.
“ Em inim ki, yataktaki becerilerin benim gibi H olly’ 21
yi de ilg ilendirm iyordur,” dedi Steve.Alaycı yeşil gözler genç kadına çevrildi. “ İlgilenmi
yor m usun?”H olly’nin yanaklarına tatlı b ir kızarıklık yayıldı.
"D aim a, değişik kadınlarla yatıp kalkarak kendim ispatlam aya çalışan erkeklerde bir bozukluk olduğuna inanm ışım dır,” dedi soğukça.
“ M esela?” dedi Zack eğlenerek.“ Mesela belki de aslında kendi cinsiyle ilişki kurmayı
tercih ediyordur... ciddiyetsizdir, ya da bir kadına âşık o lm aktan k o rk u y o rd u r.” H olly cümlesini bitirirken Z ack ’e bir bakış fırlattı.
“ H ım m .” Zack sırıtıyordu. “ Birincisini kesinlikle geçebilirsin. Ciddiyetsiz olduğum u da sanm ıyorum ,” diye düşünceli bir sesle itiraf etti. “ Üçüncüye gelince...” diye başını salladı. “ B unun da doğru olduğunu sanm ıyorum . Senin özürün ne?”
“ Ne için özürüm ?” diye sordu H olly şaşalayarak. “ Evli o lm ayışının.”“ B e n ...”“ Holly daha yirmi iki yaşında ,” diye atıldı Steve.
“ Evlenm ek için yaşı daha u fa k .”“ Ben o yaştayken seninle n işanlıydım ,” diye koca
sına sertçe hatırla ttı M axine.“ O fark lıyd ı.” Steve’in ses tonu kırıcıydı.“ Farklı m ıydı?”“ E v et,” dedi kocası sertçe.“ Nasıl fark lıyd ı?”“ M ax in e ...”“ Nasıl farklıydı Steve?” diye ısrar etti genç kadın. Steve sert gözlerle ona baktı. “ B unu tartışm anın sı
rası değil.”“ A sla da o lm ad ı.” M axine sandalyesini gürültüyle
iterek ayağa kalktı. “ Özür dilerim , artık aç değilim .” “ M axine!” Steve’in odada çınlayan sesi kadının du
ralam asına sebep oldu.22
Maxine yavaşça kocasına döndü, m akyajlı olm asına rağmen yüzü bem beyaz kesilmişti. “ E vet?”
“ O tur yerine,” diye em retti Steve.“ Canın cehennem e!”Karısının verdiği cevap karşısında dudakları kasılan
i t e \e “ Yerine o tu r, ded im !” diye tekrarladı.M axine başını m eydan okurcasına geriye a tarak
"O tu rt bak a lım ,” diye karşılık verdi.Steve’in kanı sanki çekilmiş, yüzü bembeyaz kesil
mişti. “ A hlaksız!” diye acıyla inledi. Peçetesini yere fırlatarak, hırsla iskemlesini kapıya çevirdi ve dışarı çık-
M axine birden hıçkırıklara boğularak hızla kendini odadan dışarı attı. h
23
İ K İ N C İ B Ö L Ü M
H olly, M axine’in kocasının kusurunu bu denli yüzüne vurm ası karşısında dehşete kapılm ıştı. Evet, evden devamlı uzaktaydı, am a şimdiye kadar birbirlerine bu kadar kırıcı olduklarını hiç görmemişti.
“ O lduğun yerde k a l.”H olly ayağa kalktığının fark ında bile değildi, tıpkı
Zack Benedict’in varlığını unuttuğu gibi. “ Efendim ?”“ O nları yalnız b ırak. G örünüşe bakılırsa bu ta rtış
m a uzun süreceğe benziyor.”“ A m a ...”“ O nları yalnız b ırakm anı söyledim, H o lly .” Zack
gülümseyerek ses tonunu yum uşatm aya çalıştı. “ Hem bizim yemeği bırakm am ız gerekmez ki. Evlilik p ro b lemlerini kendi aralarında çözümlemekler. O tur da yemeğimizi b itire lim .”
“ B en ...”.-“ Ben seni zorla o tu rtab ilirim ,” diye uyardı onu
Zack.Bunu yapabileceğini Holly de biliyordu. Genellikle
sakin olan genç adam ın, ikinci kez sertleştiğine şahit oluyordu.
Karşı koymasımn yararı olmayacağını anlayarak, yavaşça sandalyesine çöktü. Z orla da olsa onu oturm aya ikna etmişti, am a Holly kendisiyle konuşm a zevkini ona ta ttırm am aya kararlıydı.
A ncak Z ack’in kolay kolay vazgeçmeyeceğini hesaba katm am ıştı. “ Şarkı söyleyip söyleyemediğini hâlâ bilm iyorum ,” diye sordu kahvelerini içmek üzere salona geçerlerken.
“ Bir no ta bile söyleyem em .” H olly’nin kayıtsız se- 24
5î. aklının hâlâ Steve’de olduğunu belli ediyordu."H iç denedin mi, pek i?”"H ayır, denemek de istemiyorum. Nesin sen kuzum?
>ov kızları simsarı m ı?” dedi genç kadın.Zack bu aşağılanm adan pek etkilenmişe benzemiyor
du. ‘‘A slında plak yapımcısıyım. H ayal kırıklığına mı uğradın?” dedi genç adam kulağına doğru eğilerek. Ka- napede H olly’ye yakın bir yere yerleşmişti.
O nun kalçasının ürpertici tem asından kaçarak ileri kayan genç kadın , “ Hiç de değil,” dedi.
“ Neden benden hoşlanm ıyorsun, H olly?”“ M ecbur m uyum ?” Bakışlarını ondan kaçıran genç
kadın, onun kendisine ne kadar yaklaşmış olduğunu hissediyor, ellerinin titrem esini önleyem iyordu.
Zack om uz silkerek konuştu. “ D eğilsin ...”“ Senden hoşlanm ayacak kadınların varlığına alışık
değilsin, besbelli.”“ Belki,”H olly, “ Ben bir istisna o lm alıyım ,” diyerek erkeğin
rahatsız edici yakınlığından uzaklaşm ak üzere ayağa kalktı.
“ Belki de değilsindir.” Zack de ayağa kalkm ıştı. “ G örelim baka lım .”
Genç adam ın kendisine doğru gelmekte olduğunu gören Holly’nin gözleri dehşetle büyüdü. Korunm ak am acıyla geriye doğru bir adım atarken “ H ay ır!’ diye soludu.
İlerlemesini kesmeyen erkeğin gözlerindeki ışık gittikçe tehlikeli bir hal alıyordu. “ Sakin ol, Holly. Pek çok kadın bundan hoşlan ır.”
Z ack’in elleri onu, hareket etmesini im kânsız kılacak şekilde sararken, genç adam başını eğdi ve serin dudakları, Holly’nin titreyen dudaklarım kapattı. Holly onun dudaklarının baskısıyla dehşet içinde ürperirken, düşüyorm uş hissine kapıldı. Ve sanki bu düşüşü önlemek istermişçesine tırnakların ı erkeğin derisine batır-
25
H r J e û Zack başını kaldırarak , tatlı bir sesle i - v - . ‘ M azoşist değilim .”
. ” Y alvarm aktan başka ne yapabilirdi?• , . Hoiiy. Nasıl istersen .” Ve başını tek rar ka
ri: - cLuzun dudaklarına doğru eğdi.; . -gittikçe alevlenen öpüşüne direnmeye çab-
çar-a HoZ>- nin sesi, kendi kulağına bile zayıf geliyordu /'>J m yakıcı dudakları, tahrik edici beyazlıktaki boynuna kaydığında bayılacağını hissetti. Salonda so- 1 .A larm dan başka bir ses duyulmuyordu. Genç adamın dudakları ve vücudunda dolaşan ellerinden başka hiçbir şeyin bilincinde olm ayan Holly, onun kim olduğunu bile unutm uştu . A slanın pençelerinden kurtulm aya çalışan bir ceylan gibi çırpınırken, içgüdüsel o larak, olanca kuvvetiyle dizini kaldırdığında, ellerini üzerinden çeken erkeğin iniltisini duydu.
Gözİerinİ açabilecek kadar kontro lünü kazanm ası birkaç dakika sürdü. Odadaki tek ses kısa aralıklarla nefes alıp veren Z ack’in öfkeli soluklarıydı.
Holly birdenbire yaptığı hareketin bilincine vararaktitredi. (tİyİ misin?”
Zack hâlâ tam olarak doğrulamamıştı. “ Eğer kendime gelirsem, bu sana teşekkür etmek için olmayacak. Ne vapmak istedin?” diye acı acı sırıttı. “ Hayatımın sonuna kadar beni kısır bırakmaya mı kararlısın?” _
Onun çaresizlik içinde kanepeye çöküşünü^ izledi Holly. ‘ ‘Senin için ne yapabilirim, bir şey içer misin?
‘‘Yeteri kadar yapm adın m ı?”“ B en ...”“ K onyak ,” diyerek fikrini değiştirdi Zack. Biraz
konyak getir... lü tfen .”Holly telaşla doldurduğu bardağı ona uzattı. G er
çekten iyi m isin?”Genç adam ona çatılmış kaşlarla bakm aktaydı. ‘Sa
nırım olacağım. Tanrım , ne kadınsın! Bu hareketinle26
bana öm rüm ün sonuna kadar sürecek bir zarar vereb ilird in .”
“ B en... ben üzgünüm ,” dedi H olly çekinerek. “ Üzgünmüş! Böyle bir şeyi yapm ayı nereden öğren
din?” diyen Zack içkisinden bir yudum daha aldı. “ Zavallı, m asum kızım korum ak isteyen babadan , ya da ağabeyinden m i?” diyerek bardağını boşalttı.
“ A ğabeyim yok. Babam öleli de yıllar o luyo r,” dedi Holly sessizce. “ Kendimi savunm ayı okulda öğrettile r.”
“ Kızlara da mı öğretiyorlar?” Zack kaşlarını kaldırmıştı.
“ Hep kızlar vardı zaten .” Holly onun bundan ne anlam çıkartacağını çok iyi biliyordu.
“ Şimdi anlam aya başlıyorum .”Holly bu bilgiç bakışlardan kızararak öfkeyle konuş
tu . “ Erkeklerden nefret eden ve duygularını baskı altında tu tm aya çalışan kadın lardan değilim. A m a beni, istemediğim halde öptün. Kendimi tabii ki k o ru ru m .”
Genç adam ona sinirli bir bakış fırlattı. “ Bir öpüc ü k ,” diye m ırıldandı. “ U fak bir öpücük iç in .”
“ İsteğim in dışındaydı,” diye ona hatırla ttı Holly. “ Eğer, hayır deseyd in ...”“ D ed im .” H olly öfkeyle titrediğini hissetti. “ Yeteri kadar ikna edici değildi,” diyerek om zunu
silkti genç adam .“ D aha başka nasıl ikna edici olabilirdim k i?” “ Peki, pek i,” diye sabırsızca konuştu Zack. “ A m a
naz yapm ak için direnmediğini nereden bilebilirdim ?”‘ ‘.K adınlar naz olsun diye sık sık tırnak geçirirler mi
sana?” diye iğneledi onu genç kadın.Genç adam ın gözlerine şeytanca bir parıltı yerleşmiş
ti. “ B azen.”“ T anıştık tan hem en sonra da m ı?”“ B azen.” Zack kaşlarını m eydan okurcasına kald ır
dı.27
Genç adam ın alaycı havasına yeniden bürünm ekte olduğunu gören Holly, onun toparlandığına kanaat getirerek hızla yanından uzaklaştı.
"H ey , nereye gid iyorsun?” diye seslendi ona Zack. t:D aha yürüyüp yürüyemeyeceğimden bile em in değilim. Bari ayağa kalkm am a yardım e t!”
Holly genç adam ın gerçekten de iyi olm adığını görerek geri döndü ve onun kendisine yaslanarak doğrulmasına yardımcı oldu. “ Özür dilerim ,” diye m ırıldandı.
Zack ona şüpheyle bakarak , ” Söyle bana H o lly ,” diye başladı. “ Eğer Steve seni öpmeye kalkışsaydı, ona da aynı tepkiyi gösterir m iydin?”
“ Komik o lm a!”“ Bunda kom ik olan ne? Yoksa tekerlekli sandalye
ye bağımlı olması onu diğer erkeklerden farklı mı kılıyo r?” Z ack’in yeşil gözleri kısılmıştı.
“ Fark , onun evli o luşunda!”“ Ve bu da seni üzü y o r,” diye alay etti Zack. “ Steve, benim p a tro n u m .”“ Ve ona âşık olduğunu san ıyorsun ,” Zack kendin
den emin bir tavırla konuşm uştu.“ H a y ır ...”“ E v e t...” Z ack’in sesi nazikti. “ Ve sonunda incinen
sen olacaksın. Steve ve M axine’in araları belki şimdi biraz açık gibi görünüyor, am a onlar birbirlerine gerçekten âşık tırla r.”
“ Yanlış düşünüyorsun h ak k ım d a,” diyerek başını salladı H olly ve sırtını dönerek, kapı tokm ağını kavradı. “ Bunları sadece M axine ile arandaki ilişki yüzünden söylüyorsun. S e n ...”
“ M avine ile aram daki ne?” diye patladı Zack. “ Oh, biliyorum , öğleden sonra bu sonuca varm ıştın. Yakıştırm aların beni eğlendirdiği için sesimi çıkartmamıştım , am a bunların gerçek o lduğuna inanam azsın .”
Hollv şimdi kapıyı açm ıştı. “ N eden olm asın?” diye 28
m eydan okudu.“ Steve, benim ağabeyim !”“ Ve sen de onun mesleğiyle ve yürüyememesiyle alay
edip duruyorsun. Neden karısını da elinden alıp onu üzm ekten çekinesin?”
Zack’in bakışları buz kesmiş, dişlerini sıktığı için ağzı ince bir çizgi halini almıştı. “ Bunu gerçekten ciddi mi söylüyorsun?”
“ E v et.”“ Çık buradan H olly .” Genç adam sesini kontrol al
tında tu tm aya çalışıyordu. “ Henüz çıkabilecek durum dayken .”
“ G idiyorum .” Holly sakindi. “ A m a söylediklerinin tek kelimesine bile inandığımı sanm a. Eğer M axine ikinizden birini seçmek zorunda kalsaydı, seni tercih ederdi kuşkusuz.”
“ Maxine seçimini yıllarca önce yaptı. Ve kendine tam anlam ıyla uygun erkeği tercih e tti ,” dedi acı bir tonla Zack. “ G it yat, H o lly .’’
Holly salonu terk ettiğinde genç adam ın sözlerini düşünüyordu. Demek bir zam anlar iki kardeş arasında bir rekabet olmuş ve M axine, Steve’i seçmişti. A caba Z ack’in, ağabeyinin sakatlığı ile bu kadar alay etm esinin sebebi, bir zam anlar sevmiş olduğu kadını elinden alm ası olabilir miydi?
Holly titreyerek yatağında otururken, gerçekten Ste- ve’e âşık olup olm adığını düşündü. Bir kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki konusunda o kadar az şey biliyordu ki. Böyle bir ilişkiye uzun süreden beri... “ A m an T an rım !” diye düşündü onu hatırlayarak.
A lex.. Alex Chance. Bu adam onu öyle üzm üştü ki, kim senin böyle bir şey yapm aya hakkı yoktu. Bu acı tecrübe, ona bir daha kimseye kalbini açmaması gerektiğini öğretm işti.
Ertesi sabah, cum artesi olm asına rağm en ne Steve, ne de M axine kahvaltıya inm em işti. A m a Zack Bene-
29
dict, H olly’nin hemen arkasından, yüzünde yorgun bir ifadeyle dam layıverdi.
Genç kadın gözlerini sabit bir şekilde diktiği kahve fincanından ayırm am asına rağm en, onun bakışlarını hissetmişti. Üzerinde dünkü gibi dar bir blucin ve rast- gele seçilmiş bir gömlek vardı. Saçlarını gelişigüzel ta ram asına bakılırsa, fazla itina etm eden aceleyle hazırlandığı belli o luyordu.
“ Tanrının belası jile t,” diye m ırıldandı Zack, tam karşısına yerleşirken.
“ H ım m ...” H olly ona bakıp da, çenesindeki bantı görünce ne demek istediğini anladı.
Kırk yıl düşünse onu bu kadar kom ik bulacağı aklına gelmezdi. Kendini tu tam ayarak gülmeye başladı.
Zack sanki onu ilk kez görüyorm uş gibi bakakaldı. “ Biliyor m usun, güldüğün zam an sanki güneş doğmuş gibi o luyo r,” dedi yum uşakça.
H olly bu beklenm eyen iltifat karşısında k ızarm aktan kendini a lam ad ı.” Öyle kom iksin k i!”
“ Bant yapıştırm adan, yüzüm den kanlar akarak karşına çıksaydım , daha mı hoşuna giderdi? H erhalde gene durup kahkahalarla gülerdin .”
“ M r. B enedict.”“ Tekrar başlam ayalım ,” diye iç çekti Zack.“ P ek i,” başıyla onu onayladı H olly. ” Bak, biliyo
rum , kötü bir şekilde başladık, am a bu rada gerçekten b ir süre kalacaksan, böyle tartışm aya devam edem eyiz. Ayrıca dün gece için de özür dilerim . M axine ile Steve’in tartışm alarından sonra biraz şaşırm ıştım .” Bu adam dan özür dilemek hiç de kolay olmamıştı, am a b ü tün gece düşünm üş ve bu kararı almıştı.
“ Neden kestin?” dedi Zack.“ N eyi?”“ G ülm eyi.” Sabit gözlerle onu inceliyordu genç
adam . “ Bütün ışıklar sönmüş gibi o ldu .” A rkasına yaslanarak konuşm asını sürdürdü. ‘H aklısın Holly, de-
30
vamlı tartışm akla bir yere varam ayız. Ne dersin a rk adaş olabilir m iyiz?”
‘‘Ben daha çok iki tanıd ık olabileceğimizi düşünüy o ru m ,” diye düzeltti Holly.
‘‘T anıdıklar birbirlerinin nasıl olduğunu sorm azlar m ı?”
U tangaç bir tavırla kızaran Holly, ‘‘İyi m isin?” diye sordu
‘‘Birkaç gün dayanabilirim . S.onra düzeleceğimi san ıyorum ,” dedi Zack m asum bir tonla.
“ Hep böyle bağışlayıcı m ısındır?” Holly dün akşam ki davranışına rağmen, genç adamın bu kadar sakin görünm esine şaşırmıştı.
“ Sadece Elizabeth Taylor gibi güzel menekşe gözleri o lan lara k arş ı,” diye cevap verdi Zack. “ Şimdi cici bir kız ol da, şu bandajı ç ıkartıver.”
Holly onun sert, erkeksi yüzüne dokunduğunda ürperdiğini hissetti. Bir erkeğe el sürmeyeli yıllar oinıuşr tu. İçine garip duygular veren bu yakınlaşmayı bir an önce bitirmek için, batılı aceleyle çıkarm, “ Çok kötü bîr kesik bu.” Gerçekten de çenesi oldukça derin bir şekilde kesilmiş, civardaki deri kızarm ıştı.
“ M m m ..." diyerek yüzünü buruşturdu genç adam . “ Sabahleyin aklımı karıştıran bazı şeylerden ö tü rü j ilete pek dikkat edem edim .”
Z ack’in ılık bakışlarında tam am iyle olm asa da, b u nun kısmen H olly’den kaynaklandığı iması seziliyordu. H olly’nin, kıpkırmızı kesilerek ondan uzaklaşm asına fırsat kalm adan, kapı açıldı ve Steve içeri girdi. O nları süzen bakışlarında hoşnutsuzluk ifadesi vardı.
“ Steve,” diyerek ayağa kalktı Zack. “ Maxine bu sabah nasıl?”
“ H içbir fikrim yok. H er zam anki gibi, öğlene kadar uyanacağını sanm am . Buraya, benimle çalışmanın bir m ahzuru olup olmadığını sorm aya geldim, H olly.”
“ Cum artesi günü de m i?” diye sordu Zack alayla.31
“ Zavallı kıza biraz boş zam an b ır a k '”“ H olly?” diye tekrarlad ı Steve katı bir tonla. H olly ve Steve cum artesi günleri de çalışırlardı, am a
karısı döndüğü için böyle bir teklif beklem iyordu, genç kadın. Anlaşılan M axine ile aralarındaki gerginlik din- memişti daha. “ B en ...”
“ Neden önce kahvaltı etm iyorsun?” diye atıldı Zack, genç kadının sözünü tam am layam adan.
“ Y apm am gereken bir sürü iş v a r .” Steve soğuk bir şekilde kardeşine bakıyordu. “ Evet, H olly?”
Genç kadın sandalyesini iterek doğruldu. “ Ne zaman istersen hazırım .”
“ Şim di,” dedi Steve kapıya yönelerek.H olly, arkasından incinmiş gözlerle bakakalm ıştı.
Steve ona karşı hiç böyle kabalaşm am ıştı.“ O nu bekletm em eksin.” Zack alaycı bir ton la ko
nuşm uştu. “ Patlam aya hazır bir volkan g ib i.”“ Ve onu yatıştırm aya hiç çalışm ıyorsun.”“ Kaza geçirdiği günden beri onu ilk kez bu kadar
kahrolm uş bir halde gö rdüm ,” diye cevap verdi genç adam . “ Ve devam etmesi için elimden geleni'yapacağ ım .”
“ O nu incitme pahasına da m ı?”“ E v et,” diye gözleri parladı Z ack’in. “ En azından
bu şekilde onun hayatta olduğunu hissedebiliyorum .” “ Z ack?... ” diye afallayarak bakakaldı Holly. “ G it çalış, Holly. Üzülm e, ne yaptığımı b iliyorum .” H olly şaşkınlıkla odayı terk ederek, Steve’in çalış
m a odasına yöneldi. İçeri girdiğinde genç adam onu kızgın bakışlarla süzüyordu. “ Ö zür dilerim ,” diye m ırıldandı Holly.
“ Ne için?”“ B en... şey, çalışm ak konusunda pek em in olm adı
ğım iç in ,” dedi beceriksizce Holly.Steve derin bir iç geçirerek sordu. “ Zack ile dünden
beri ne kadar yakınlaştınız?”32
Genç kadın şaşkınlıkla ona bakakaldı. “ E fendim ?”
m a lıs m ” 1 Ç° k ^ ta n ın m ' ° nunla fazla samimi olm a-“ A m a b e n .. .”
?,ack oy!.e s.lk kadm arkadaş değiştirir ki, bazen ken- dı akim ın bile karıştığım düşünüyorum ,” dedi Steve.
A m a ben onunla ilgilenmiyorum bile!”Steve ‘hayır’ anlam ında başını iki yana salladı. “ Da-
r a k>raz önce birbirinize ne kadar yakın olduğunuzu kendi gözlerimle gördüm . Anladığım kadarıyla Zack dün gece vakit kaybetm em iş.”
“ Maxine*İn, hem en arkandan odavı terk ettiğini bi- lıy o rm u su n ? H oljy’nin gözleri irileşmişti.
Evet, kötü tartışmayı devam ettirebilirim diye odam a geldi Am a ben reddettim . Evliliğimin çökm ekte olduğunu t ark eım işsindir.”
“ inanıyorum k i.,, o turup konuşsanız...”yere varam ayız,” diye onun sözünü kesti
Steve M anine artık ihtiyacım olan eş değil.”Holly bu kaçınılmaz kopuşun onu ne kadar üzdü
ğünü tahm in edebiliyordu. “ Eğer senin için yapabileceğim bir şey v a rsa ...”
Steve onun ellerini yakalam ak üzere uzandı. “ Benim- u ıı o lly’ sana ihtiyacım v a r ,” dedi.H olly tam ona ne cevap vereceğini düşünürken bir-
den göz ucuyla, bahçede gezinen Z ack ’i gördü O dan ın bahçeye açtlan kapısı kapalı olm adığından onları duym uş olm alıydı. A m a ne kadarını? Eğer konuşm a- artna kulak kabartUysa, her iki kardeşin de, onu bir-
m iştT da uyarm ala n , herhalde çok hoşuna git-
îstediğiniz sürece sekreterliğinizi yapacağım .” Kastettiğim bu değildi. İstiyorum k i..” Steve’in sab
rı taşıyordu.“ Özür dilerim, sözünü kestim, Steve” diye içeri daldı
ack. A m a sesi hiç de üzüntülü değildi. “ M axine’i bir 33
saatliğine kasabaya götüreceğimi haber vermek için geldim. Bazı eşyalarını L o n d ra’da unuttuğu için alışveriş yapm ası gerekiyorm uş.”
H olly suçlulukla ellerini Steve’in ellerinden çekti. Alaycı yeşil gözlerden, Zack’in durum u yanlış anlamayı tercih ettiği fark ediliyordu.
“ Neden kendi başına gitmiyor? Sen taksi servisi değilsin k i,” dedi Steve kaşlarını çatarak .
“ Birinin ona eşlik etmesi gerektiğini düşünerek, ben teklif ettim . A m a se n ...”
“ H ayır,” dedi Steve hızla. “ Holly ile çalışmamız gerek iyor.”
Alaycı yeşil gözler H olly’nin üzerine çevrildi. Sanki Zack onu bir şeylerle suçluyordu. A m a bü tün gördükleri ve duyduklarından sonra, m asum olduğunu nasıl iddia edebilirdi genç kadın?
“ O zam an sizi baş başa b ırakıyorum . Çok çalışm ay ın .”
H olly, Z ack ’in gidişinden sonra sevinsin mi, üzülsün m ü bilemedi.
“ Nerede kalm ıştık?” diye sordu Steve.“ K itapla ilgili bazı çalışm alar yapacak tık .” Holly
onun dikkatini az önceki konudan uzaklaştırm aya çalışıyordu. “ İstediğin araştırm a notlarını gidip getirey im ,” diyerek ayağa fırladı.
“ H o lly ...”“ E vet?” Genç kadın kapıdan çıkm adan önce dön
dü.Steve bir m üddet tereddüt ettikten sonra, “ G it ge
t i r ,” diyebildi.Genç kadın odadan kaçarcasına çıkarak, bir m üd
det kapıya yaslanıp kalp atışlarını dinledi. Sonra Steve’in, çok vakit geçtiğine d ikkat edeceğini düşünerek kendi çalışma odasına yöneldi.
M asasının gözünden notlarını dışarı çıkartıyordu ki, b irden içeri Zack Benedict girerek kapıyı kapattı. El-
34
lennı göğsünde kavuşturm uş, karşısında duruyordu bızın için ne yapabilirim , M r. Benedict?” diye sor
du Holly soğuk bir tonla.
5 arCİef miu-ıS-ana duyduSu a?k karşısında ne yapa-S& Ycsil86zleri,,pklbirz“mrm
35
LLÇ Ü N C Ü B Ö L Ü M
“ D inliyor m uydun?” .“ Bu kadar sinirleneceğine bahçeye çıkan kişinin ben
olduğum a şükretsen daha iyi o lu r ,” dedi Zack, küstah b ir biçimde.
“ Eğer Steve’i cesaretlendirdiğim i sanıyorsan, aldan ıyorsun ,” diyerek saldırıya geçti H olly. ” Beni suçlam aya hakkın y o k .”
“ Seni suçlam ıyorum . Sadece bu durum karşısında ne yapacağını öğrenmek istiyorum .”
Holly kıpkırmızı kesilmişti. “ O rtada bir durum olduğunu sanm ıyorum ,” dedi.
“ Komik olm a, H olly .” Zack sinirlenmeye başlıyordu. “ Elbette ki v ar!” Sabırsızca saatine göz a ttı.” Şimdi seninle bunu tartışacak vaktim yok. İkim izin de işi var. A m a döndüğüm de konuşacağız,” diye onu uyardı genç adam , kapıyı açarken. “ Seni hiçbir şeyle suçladığım yok. A m a bu meseleyi, hiç kimse incinm eden halletm enin bir yolunu bulm azsan, suçlayacağım.
“ M r. B enedict...”“ Biraz düşün H o lly ,” dedi genç adam yum uşak bir
ton la . “ Ç ünkü bu böyle devam edem ez.”O dada yalnız kaldıktan sonra Holly, her şeyin ne ka
dar saçm a bir hal alm aya başladığını düşündü. Eğer d ikkat etmezse kurban kendisi olacaktı.
N otların ı toparlayarak geri döndüğünde, Steve her şeyi unutm uş gibi görünüyordu. Böylece Zack ile Ma- xine dönene kadar a ra verm eden çalışabildiler.
“ Sanırım , gidip on lara katılm am ız gerekiyor,” dedi Steve, M axine ile Zack’in döndüklerini fark ederek.
36
J
“ O zam an üstüm e bir çeki düzen vereyim ,” diyerek toparlandı H olly. Ne Z ack ’i, ne de M axine’i görm ek istem iyordu. Oysa daha dün sabah ne kadar da m utluydu.
D ar eteğinin üzerine giydiği krem rengi bluzuyla salona indiğinde, o rtada gergin bir hava seziliyordu, ik i erkek içkilerini yudum lam aktaydılar. Genç kadın, Ma- xine’in her zam anki gibi şık ve alımlı olduğunu düşündü. H er şey bir yana daha önce hiç Steve’in bu saatte içki içtiğini görm em işti.
Boşalttığı bardağı sert bir tavırla m asaya bırakan Steve, “ A rtık yemeğe oturalım m ı?” diye sordu.
“ O h, H olly ve ben d ışarda yiyeceğiz.” Zack böyle söylerken bu a rad a ağzı açık kalakalm ış olan H olly’ye de bakm ayı ihm al etmedi.
“ Böyle b ir şeyden bahsetm em iştin b a n a .” M axine kayınbiraderine suçlar bir ifadeyle bakıyordu.
“ H olly ile ilgili planlarım ın ilgini çekeceğini düşünm em iştim .”
“ A m a beni çok ilgilendiriyor,” diye parlad ı Steve, kıvılcım gibi. “ H olly benim sekreterim . Z ack, buraya gelip yanım da çalışanlarla flört edeceğin hiç aklım a gelm ezdi.”
“ Miss P reston’la kimsenin flört etmek istediğini sanm ıyorum ..” Zack, H olly’den önce Steve’in yanında çalışmış o lan elli yaşlarındaki asker tavırlı eski sekreterini kastetm işti. “ O nun yerine bu kadar güzel bir bayan alm am alıydın .”
Holly, bu tartışm a sırasında, Z ack ’in, devamlı kendisinden söz etm esinden nefret ediyordu. “ Steve dışarı çıkm am ı istem iyorsa, planlarım ızı değiştirebiliriz, Z ack ,” dedi.
“ Kardeşim in her dak ika seni kontro l a ltında tu ttu ğunu sanm ıyorum , H olly. Kölelerin bile biraz dinlenmesi gerek ir.” Bu sırada Zack, kolunu genç kadının om zuna attı.
37
Bu ima karşısında Steve öfkeden kıpkırm ızı kesildi. "N-îsü eesaret edebilirsin? B öylece...”
'f i s i n oi kardeşim .” H olly’yi kapıya götüren Z ack’ ir. j s hâiâ alaylıydı. “ Sabah seninle beraberdi, şimdi de sıra benim .”
Hoü> içindeki öfkeyi kusm ak için Z ack’in salon ka- pt-ın; kapatmasını zor bekledi. “ Seninle birlikte yemeğe faı-an gzm ek istediğim yok benim ,” dedi sertçe. “ A yrıca S:e'■ e ve benim için yaptığın im alar da hiç hoşum a e tm iy o r. Bütün sabahı çalışarak geçirdik v e ...”
"S akin o l,” diyen Zack, az önce ağabeyine verdiği öğûdu H olly’ye de tekrarladı. “ B ütün sabah çalıştığınızı biliyorum ... ve benimle yemeğe gitmek istem ediğin: de. Am a konuşm am ız gerekiyordu, unuttun m u?”
''u n u tm a d ım ,” diye m ırıldandı genç kadın. “ A m a burada da konuşab ilird ik .”
"B urada olm am asını tercih ederim ,” diyerek eleştiren gözlerle H olly’ye baktı genç adam . “ D aha az resmi bir giysin yok mu senin?”
Holly şaşkınlıkla atıldı. “ Beni nereye götürmeyi planlıyorsun Tanrı aşk ına?”
O nun bu endişeli hali karşısında, Z ack ’in dudakları a 'a ş la kıvrıldı. ‘Bekle ve gör. Blucin ve tişö rtün yok m u ?”
"V ar a m a ...”"T anrım , ne kavgacı kad ınsın!” Genç adam sabır
sızlıkla konuşuyordu. “ Git giy hemen, beş dakika sonra burada buluşalım .”
Holly gidecekleri yeri öğrenm ek için ona daha fazla baskı yapmasının bir işe yaramayacağını anlayarak odasına çıktı. Pek sık giymediği blucini hem solmuş hem de eskiydi. Yaz aylarında üstüne giydiği için, tişörtlerinin sayısı biraz daha fazlacaydı. B unların içinden soluk mavi bir tanesini seçerek, üzerine geçirdi. A ynadaki görüntüsü çok genç ve çekici bir kadını yansıtıyordu.
38
Merdivenlerin dibinde bekleyen Zack Benedict'm yanına geldiğinde, genç adam ona hayran gözlerle baka- rakt Çok daha iy i,” dedi ve Holly *yı dirseğinden tu- tarak onu yeşil, spor arabasına götürdü.
Holly, yolları hızla yutup giden arabasını kullanmaktan çok zevk aldığı belli olan Zack'i göz ucuyla süzüyordu. Cüçlü kollarıyla direksiyonu kavramış olan genç adamın dudakları tatminkâr bir gülümsemeyle kıvrıl- misti.
“ İşte geld ik .” A rabayı, uzun zam andır kullanılm a- dığı anlaşılan ve araba yarışlarının yapıldığı pistlere benzeyen to p rak bir yolda durdurm uştu . “ Burayı seveceksin.”
Toprak yolun, yeşil bir çimenlik ve onu çeviren büyük meşe ağaçlarıyla bittiğini gören Holly, sanki orada bir restoran bulmayı bektiyormuş gibi hayal kırıklığına uğradı. Dudaklarında zafer kazanmış savaşçılara benzeyen bir gülümsemeyle arabadan inen genç adama döndü. “ Zack?"
“ Hatırladığım kadarıyla burasıydı." Genç adam ona dönerek çocuksu bir heyecanla konuşmasını sürdürdü. “ Küçükken Steve ile buraya gelirdik. Hâiâ aynı."
‘Değişecek bir şey yok ki!' diye düşündü Hollv. “ Zack, ben ..."
“ Haydi orada o tu rup durm a öyle,” dedi genç adam neşeli bir sabırsızlıkla. “ Yapılacak işlerimiz v a r!” H olly’nin gözlerinde tehlikeli pırıltılar belirdi. ” Bura- da ne yapacağız, söyler m isin?"
Genç adam onun hiddeti karşısında kaşlarını kaldırarak sakin sakin cevap verdi. “ Yemek yiyeceğiz tabii ki. P iknik yapacağız,” diyerek bagajdan çıkarttığı hasır sepeti ona gösterdi.
Holly arabadan çıktı ve rüzgârın karıştırdığı saçlarını düzeltmeye çalıştı. “ Doğrusu, bir kadını nereye yemeğe götüreceğini iyi b iliyorsun,” dedi.
Zack yaram az bir çocuk tavrıyla “ M rs. Ashley mü- 39
kemmel bir aşçı. Bütün yemekleri o hazırladı,” diyerek genç kadının rahatsız haline bakıp gülümsedi.
“ Tahmin etmiştim,” diye mırıldandı Holly. Yemekler öyle çeşitliydi ve öyle itinalı hazırlanıp yerleştirilmişti ki, genç kadın aşçımn bunları beş dakikada yapmış olamayacağını düşündü. Bu, olsa olsa Zack’in işiydi.
“ Sen sormadan söyleyeyim,” diye iç geçirdi genç adam. “ Bunları hazırlamasını aşçı kadına bu sabah çıkmadan önce söylemiştim.”
“ Bana danışmadan m ı?”“ Sen her şeye karşı çıkıyorsun. Bu yüzden sürpriz
yapmak zorudaydım. Kabul etmelisin ki, burası konuşmak için kalabalık restoranlardan daha uygun bir yer.”
Genç adamın sözleriyle burada ne amaçla bulunduklarını hatırlayan Holly, sessizliğe gömüldü. Çimenlere yaydıkları örtünün üzerine yiyecekleri koyarken düşünceli bir havaya bürünmüştü.
“ Şarap mı, yoksa meyve suyu mu istersin?” diye sordu Zack, buz kutusunu açarken.
“ Meyve suyu lütfen.”“ Bunu tercih edeceğini biliyordum,”Holly sabahtan beri ne kadar acıktığının farkına va
rarak, son derece iştah açıcı görünen yemekleri yemeye koyuldu. Kuş seslerinden başka bir şey duyulmuyordu. Karşısındaki adam da onu iğnelemeyi bırakmış, büyük bir zevkle yemeğini yemeye başlamıştı.
“ Artık eski pikniklerin tadı kalmadı,” diye kendi kendine mırıldandı Zack, artan yiyecekleri ve tabakları sepete geri koyarken.
H olly’nin gözleri şaşkınlıkla irileşti. Harika bir hava vardı. Kavga da etmemişlerdi! O zaman niye böyle özlem dolu bir sesle konuşmuştu ki bu adam? “ Öyle mi?” diye sordu Holly.
Zack başım ‘evet’ anlamında salladı. “Eskiden, sandviçler ıslak, meyve suyu sıcaktı. En azından birimizi arı
40
sokardı. Ah o eski günler!”
H° lly* k«hkahalan« tu-f i e S L a yT eklCrC ragm cn* «en? a^ m ı ng e d e r m iş gibi bir
K S a S S ” ° İSa' ° Pİknİk~
ni sokarlardı'!’>dİyerök smttl ^ack. “ Arılar da hep be-
“ M u ° tK en d/ nİ t|Utaülayarak tekrar g ü n e y e başladı, sındır kendim sokturacak kadar kızdırmış-
ı « ! î d,C,-<İe:M Zack battMİye.ve uzandı. “ Peki pikniklerde senin başına böyle şeyler gelmez miydi hiç?”
dlIîm ydzÜHdeki gülümseme donuverdi. Küçükken annem de babam da çalışıyorlardı. Bu yüz-
£ n u u 'ÇİîLPCk vak,imiz olmazdı. On üç yaşımday-maz o^duk! ” ^ * bÖyk Şeylere ™ kit ay^
O yaştayken babam kaybetmen senin için çok üzücü olmuştur herhalde?” dedi Zack yumuşaklıkla
niüpn e t |ÜZÜCUydU’ 0n beşinıe g a l i m d e annemin yemden evlenmesine rağmen.". 9 enç kad‘n birden düşünmekten o kadar kaçındığı anıların içinde buluverdi kendini. Babasını kaybetme-™ ÜSÜnÜ daha yenemeden, ihtiyacı o l S a j î . f f aı|amıştl- Ta ki o da kendisini yüzüstü bıra-nn S î î [' dan sonra da erkeklerden ve onla-
n kötü niyetlerinden sakınması gerektiğini öğrenmiş- , Ama bu acı tecrübe nelere mal olmuştu!
üvey babam sever miydin?” diyerek, Zack onu dal- •iiğı düşüncelerden kurtarmaya çalıştı.
Kötü bir adam değildi," diye omuz silkti Holly. Zaten onunla fazla beraber oturmadım. Annemle ev-
^nmelennden kısa bir süre sonra, beni yatılı okula yol- - ar. Sesi son derece ifadesizdi, sanki bunlar onu
hiç üzmemiş gibiydi.“ Zengin m iydi?” ,“ Evet ” diye donuk bir tonla cevap verdi genç
din. Gene anılarına dönerek on beş yaşındayken kendisini Yatılı okula verme kararı alışlarını duşundu. Uvey K ı S m i de aynı okula göndererek, aileden uzaklaştırıldığını zannetm esini engellemek istemişlerdi s züm ona Y ıllardır bir aile yuvasında yaşam aya alış- m T oU n Holly için, yatılı okulun ^ğuk^havasm a uyum sağlam ak kolay olm am ıştı. A m a bu^ n b^ la a a sinin hatırı için katlanm ış ve sonunda onu buyuk birdertten kurtarm ıştı.
‘ ‘ H a y ı r ! ” diye^evap verdi Holly. “ Yıllar önce b o
şand ılar.”
” Zack’in ona ne kadargokşey anlattırdığım fark ederek sustu. “ B utun bunların seni ilgilendirdiğini sanm ıyorum . Aile meselelerim b a na aittir ” diyerek kesip attı.
“ Eğer konum uzla ilgiliyse, hiç de değil kuçu a
111 Hollv hiçbir şey anlam adığını gösteren gözlerle ona baktı. ‘Konum uzla mı? Ne kastettiğim anladığımı san-
^ “ Steve’e âşık olmadığını söyledin. Ve bu sabah arkam dan odayı terk ettiğini görünce sana inandım .
“ A m an, teşekkür ederim !” _“ Bir şey değil,” diyerek ağır ağır devam etti Zack.
“ O nun hakkındaki hislerini öğrenm em gerekiyordu dive düşünceli düşünceli konuştu. “ B unun için de se S ge“S " in hakkında az da oka bir fiknm olmahy-
d ,‘” 1 ”“ A nlam ıyorum , nasıl... ,,“ Eh, onu bir baba gibi görüyor olabilirdin. “ Otuz altı yaşındaki bir adamı mı?
A l
‘‘M m, itira f etmeliyim ki, bu o lam az,” diye cevap verdi genç adam . “ Ya da senin için bir ağabey olabilirdi. Kardeşin var m ıydı?”
Genç kadın 'hayır’ anlamında başını salladı. “ Sadece üvey ağabeyim ve üvey kız kardeşim vardı. Steve’e karşı sadece yardım etmek istemiş olamaz mıyım?”
Hepimizin amacı bu,” diyerek iç geçirdi Zack. grin d en doğrulup, yemekleri sırasında ken-
1 f nn* gölgesiyle koruyan ağaca yaslanmak üzere yürüdü. ‘ Bugüne kadar fark etmemiştim... Nasıl söyleyeyim ?...”
Zack şefkatli bir sesle onun cümlesini tam am ladı. Sana duygusal o larak bağlandığını.”O na üzgün bir bakış atan Holly, “ E v et,” dedi. ‘Bu
sabah eğer sen gelmeseydin, b an a ... neredeyse diyordu k ı . . .”
Evet, dedi Zack. “ Gerçekten de şu an sana âşık olduğunu san ıyor.”
Ne demek istiyorsun?” H olly ’nin aklı iyice karışmıştı. 9
‘‘Steve’in geçirdiği kaza hakkında neler biliyorsun. Ne derecede yaralandığı konusunda bir fikrin var m ı?”
“ Sadece kullandığı yanş arabasıyla kaza yaptığını ve .-urtiyemeyecek hale geldiğini biliyorum ,” dedi Holly
G üne§ten kam aşan gözleri kısılmıştı Z ack’~ u Gtu'’a*ırn ırn? Daha konuşacağımız çok şey var.”
o y buraya, böyle ratsız bir meseleyi konuşmak için i=:mış olsalar bile, her şeye rağmen çok zevk almış ol-
unu duşundu. Bu adamla böyle konuşacaklarım ve •-sdan hoşlanacağı hiç akima gelmezdi. Zack’in pc-
gidip, bağdaş kurarak yanına çöktü.Zack, “ Hep böyle, yanma oturmayı arzulam ışım .”
^■«erek battaniyeye uzandı ve başım genç kadının ko- dayadı.
Hohy kızararak lafı değiştirmeye çalıştı.” Steve’den 43
1^ • - - _ : ' '
1 -, -H... - -■ |g|'( seçince Zack’in şakacı havası dağı- | ’ c . ^ sırasında Steve’in sırtı ciddi bir şekilde
— - edebiliyorum !” H olly’nin sesi şefkat do-
_ .an yazarlık işine ilgi duymaya başladı.ç ~ - - t r a k ı hepimizi çok mutlu etmişti. Çiinkü ~ . -.' . a n d a n haftalarca çıkmaz, her şeye ve herk l e kaş betmiş bir halde yatardı. Ama hiçbiri*■— r ~ : r. onun hayatının tek amacı haline gelip, onu
-.-açasım düşünmemiştik .”" onda bir sabit fikir haline geldiğim mı K-... -.t. ;-l;şorsun? Hiç de değil,” diye başını salladıHoörv. ................................................. ,,
-s —. y.eve’in kazadan önceki halini bilmiyorsun, ve Zack’in kardeşini, kendisinden daha iyi tanı-
ûvinn: d ^ u n e re k . sesini çıkartmamayı tercih etli.''-•Hs-vaî’ sanki bir oyundu onun için, “ diyerek devam
e::: 2ack.’ •'Her atıım yaşar, her şeye meydan okurdu. B'-:ü s bayannı boyunca onun gibi olıımk istedim, ama be'r.daİEia’ikinci planda kalırdım.” Zack acıklı gözle- r r . Hoib ‘ve çevirdi. Genç kadın birden onu teselli etme* ’ r- davamlmaz bir istek duydu. “ Putlaştırdığın bir ı r a n ı n tek bir üflemeyle yıkıldığım görmenin nasıl bir şev olduğunu bilir misin hiç?
Ger.c kadın bir an soluksuz kaldığım hissetti. Hiç bilmez olur muydu bu duyguyu?
••Hepimiz Steve’in bunun üstesinden gekcegım, her zaman olduğu gibi gene kendini toparlayacağını düşündük. Ama o eski cesaretinden, eser kalmamıştı. Ve te rar as asa kalkmak için hiçbir çaba sarfetmedı.
' w _ lOil a* U>U ı\nı,w,.— T ■ -
“ Ama yürüyemiyorsa nasıl?..’ . . .TZack seri bir şekilde onun sözunu kesti. Tekerlekli
sandalyede oturması gerekmiyor ki! Uzun bir sure önce doktorlar, yürümemesi için hiçbir tıbbi engelin bu
lunm adığını, sırtındaki zedelenmenin tam am en iyileştiğini söylediler.”
H olly ’nin yüzü bem beyaz kesildi. “ Yani eğer isterse yürüyebilir m i?”
“ Birdenbire değil tabii, kasları uzun süreden beri kullanılmadığından, kuvvetlenmesi için fizikoterapi görüp, idm an yapm ası gerekiyor. A m a ne yazık ki, hepsinden önemlisi yürümeyi istemesi... ve bunu da arzulam ıyor,” diye ekledi genç adam .
“ in anam ıyorum ,” dedi Holly yu tkunarak . “ Kimse kendi kendini tekerlekli iskemleye m ahkûm edem ez.”
“ Steve ediyor am a .”“ Neden am a?” Holly hiçbir şey anlam ıyordu. “ Ç ünkü orada güvenlikte, kimse ondan bir şey bek
lemiyor. Yeniden yaşam aya başlam aktan korkuyor, çünkü tek rar tepetaklak olacağından çekiniyor. Tekerlekli sandalyesinde saklanırken, bü tün arkadaşlarının teker teker uzaklaşm asının, ailesini hayatından itm esinin, M axine’i dışlam asının suçlusu o larak talihsizliğini öne sürüyor. Eğer ayağa kalkıp yürürse, yeniden yaşam aya başlam ak zorunda kalacak ve artık bunun için çok geç olduğunu san ıyor.”
“ M axine, ya da ailesi ve arkadaylarıyla olan ilişkileri açısından da m ı?” diye sordu genç kadın.
“ E v e t.” Z ack ’ın cevabı kesindi.“ Gerçekten öyle mi p ek i? ..”“ Ben sadece aile ilişkileri hakkında fikir yürütebili
r im ,” diye cevap verdi Zack. A slında genç kadının neyi kastettiğini biliyordu. “ Benim için her zam an bir kardeş o larak kalacaktır. Ve onu her zam an seveceğim. A nnem ile babam ın da aynı şeyleri hissettiklerini biliy o ru m .”
‘Peki ya M axine?”Genç adam om uzlarını silkti. “ Şu son yıllarda Ste
ve ondan çok uzak laştı.”“ A m a bu doğru değil.” H olly hırsla pa tronunu sa-
45
vunmaya çalıştı. Steve karısın, memnun g n k” :di çalışma programlarını bile aksatırdı. j ,biraz sinirlk aına Maxine uzun zamandan ben evde de-
gll“ Sakin ol H olly ,” diyerek genç kadını yatıştırmayaçalıştı Zack' “ Artık tartışmayacağımızı sanıyordum.
“ Evet.” Holly’nin sesi uysallaşmıştı."Söylemek istediğimi yanlış an ladın ,” diyerek kaş
larım kaldırdı genç adam, “ Steve'tn yuruyememesı gı S îam anlamıvla bir evlilik hayatı sürmemesi için de
se?ep Yok- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
A ^ ^ a ^ i ^ ^ H o l . > : K o c a s ın ın kendi
sine fiziksel anlamda kocalık y a p a m a y a c a ğ ı m duşun düğünden M axi« 'in yatak o d a la r ım a v 1" ™ 1™ ™ n ° „ mal karşılamıştı Holly. Ama şimdi Zack, bu kaıar n Maxine’defl değil, Steve’den çıktığım ima etmeye ça ı-
^ Anladığın belli oluvor ” Genç adam H olly’nin kıp-
lıkla kendini İstenmeyen bin gibi hisse y ^“ Cinsel ilişki her şey demek değildir, dem h o y
çekine çekine. „“ Ama cok da yardımcı olabilir.Hoüv için ise tan, lersi g a l i y d i . O na bütün sorun
la ,, ya tak la başlamış gibi görünüyordu. An=akyenı. Z ack 'e bir şey söylemedi. “ Öyle d iyorsan ...
"Fvet ” diyerek başını salladı genç adam. Holly
yardım edebileceğimi anlamıyorum. Bana aşık olduğu
nu zannettiğini söyledin.” Holly kaşlarını çatm ıştı.“ Evet,” diye onu doğruladı Zack. “ Steve benim kar
deşim, am a aram ızda sadece iki yaş fark var. Ve birbirimizi daim a rakip olarak görm üşüzdür. Bir m üddet için, benimle M axine arasında bir ilişki olduğunu zannedip, kıskanırsa, yeniden hayat dönm ek için ihtiyacı olan dürtüyü kazanacağını düşünm üştük. A m a aksine Steve daha da içine kapandı. Şimdi ise kendisinden fazla bir şey beklemeyecek ve kazadan önceki halini bilmeyen birine âşık olmayı tercih ediyor. Ve bu em niyetli küçük aşkını bana kaptıracağını düşünürse, kabuğundan sıyrılarak sonunda kavga etmeye başlayabilir. A slında başladı d a .”
H olly, genç adam ı kuşkulu bir sessizlik içinde dinlemekteydi. “ Teklifinde ciddi olam azsın. B en ...”
“ C iddiyim ,” dedi Zack katı bir sesle.“ A m a ben bu işte yokum .” Holly ayağa fırladı.
“ Teklifini kabul etmektense, işten ayrılmayı tercih ederim !”
“ Ve Steve’in şu son iki gün içinde kaydettiği aşamayı m ahvedersin.”
“ B en ...”“ Tekerlekli sandalyeye m ahkûm yaşamasına göz yu
m acak kadar mı hoşlanm ıyorsun benden?” Genç adamın sesi son derece m asum çıkmıştı.
“ Şantaj b u !” diye bağırdı Holly.“ Birinci dereceden.”“ A m a senin kız arkadaşın olm ak istem iyorum !”
Genç kadının sesinde açık bir hoşnutsuzluk vardı.“ Gerçekten kız arkadaşım olmayacaksın ki, bu iş so
nuçlanana kadar bana katlanam az m ısın?”“ Steve’in aslında hâlâ M axine’e âşık olduğunu ve si
zin aranızda bir ilişki olduğunu sormasının onu kıskandırm adığını söyledin. Peki bizim arkadaşlığım ıza tep ki göstereceğini nasıl garanti edebilirsin?” dedi Holly onu küçük gören bir tonla.
47
“ G österdi bile ve sevgili sadık H olly’sini elinden aldığımı görünce daha da tepki gösterecek. Bundan emin im .’’
“ Çok zalimce bir şey b u .” Zack’in söylediklerine aklı yatmış gibi görünüyordu genç kadının.
“ O nu ayağa kaldırm ak için gerekirse daha da zalim olurum . Şu an hem kendini, hem de çevresindekileri mutsuz kılıyor. Eğer ona bir yararı dokunacağına inansaydı, M axine, Steve’i çoktan terk etm işti.”
“ A h !” Holly ona küçümseyerek baktı. D udakları anlam lı bir şekilde kıvrılmıştı. “ işte, Steve’in yürüm esini istem enin esas sebebine geliyoruz. A yağa kalk tıktan sonra, suçluluk duym adan karısını alabileceksin, değil m i?”
“ Bunu gerçekten inanarak söylediğinden emin olsaydım , seni döverdim , biliyor musun? Asıl, durup dururken senin yüzünden ayrılacaklarmış gibi geliyor b an a .”
“ Ona yardım etmek istememde hiçbir art niyet yok ,” diyen Holly kıpkırm ızı kesilmişti.
“ Evet, teklifime ne diyorsun?” diye sordu Zack. Sesinin tonundan , genç kadının cevabını öğrenm ek için can attığı belli o luyordu.
“ H em en cevap veremem, düşünm em gerek .”“ Ne k ad ar?”“ U zun bir sü re ,” dedi Holly tereddüt etmeden. “ Bir hafta mı? Bir ay mı? O kadar bekleyemeyiz
Holly. H arekete geçmenin tam zam an ı.”Genç kadın meselenin Zack için ne kadar önemli ol
duğunu düşünerek, ona döndü. “ Birdenbire benimle ilgilenmeye başlam ana Maxine ne der?” diye sordu yorgun bir sesle.
“ M axine’i bana b ırak ... Nasıl istersen öyle düşünsün, M axine,” diye iç geçirdi genç adam , onun şüpheci bakışlarını fark ederek. “ Şu an beni sadece kardeşimi yeniden ayağa kaldırm ak ilgilendiriyor.”
Holly kuruyan dudakların ı yaladıktan sonra konuş- 48
m aya çalıştı. “ Z am ana ihtiyacım var. B e n ...”“ Bir erkek arkadaşın mı var? Eğer öyleyse, yaptığı
mız şeyin asıl amacını ona anlatm ana izin veriyorum .”“ Teşekkür ederim !”“ Erkek arkadaşın var mı?” diye ısrar etti Zack.“ H ay ır,”‘Bunu tahm in etm ezdim .” Genç adam sanki sevin
miş bir ifadeyle, ayağa kalktı. “ M axine, hafta sonları nadiren dışarıya çıktığını söyledi b a n a .”
“ H areketlerim i izlediğini bilm iyordum .” Genç kadın birden parlayıverm işti.
Z ack’in dudakları büküldü. “ Konu açılmıştı da söyledi. O h, üzülme, evden çıkm anı bekledikleri falan yo k .”
Holly onun bu alayına cevap vermeye kalkışm adı.“ Neden pek dışarı çıkm ıyorsun?” diye ısrarla sor
du genç adam .“ E fendim ?” H olly onun konuyu birdenbire değiş
tirmesiyle afallam ıştı.Zack battaniyeyi kaldırarak, katlamadan önce, üze
rindeki otlan silkelemeye başladı. “Annen hayatta, değ ilim i?” diye sorusunu başka bir şekilde tekrarladı.
“ Evet.” Ses tonundan genç kadımn bu konuda ko nuşm ak istemediği belli o luyordu.
“ Nerede o tu ruyo r?”“ L o n d ra’d a ”Zack, kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı. “ Buradan sadece
bir saat uzaklıkta. Neden onu hiç ziyaret etm iyorsun?”H olly bu soru üzerine birdenbire kuruyuveren dol
gun dudaklarını yaladı. “ M r. B enedict...”“ Tekrar başladık, değil mi? Anladığım kadarıyla an
nenden bahsetm eyi pek istem iyorsun,” dedi yavaşça genç adam .
“ B e n ...”“ K ahretsin ... bu da ne?” Zack battaniyeyi birden
bire atarak, sol eline baktı. “ İnanam ıyorum ,” diye mı-49
rıldandı. “ İnanam ıyorum !”“ Ne o ld u ?” H olly onun bu tepkisiyle şaşırarak, an
nesinden konuşm akta olduklarını unuttu .“ Arı soktu!” Son derece şaşırmış bir şekilde Holly’ye
bakıyordu genç adam .Holly, “ Bir bakay ım ,” diyerek telaşla Z ack ’in ya
nına gitti. Genç adam ın sol bileğinde, sarı tüylerin ara sında kırmızı bir iz belirmişti.
“ B attaniyenin altına girmiş olm alı, katlarken de sokuverdi. Tanrının cezası şey!” diye hom urdandı Zack.
“ A rı sokm asına alerjin var m ıd ır?”“ Şimdiye kadar yoktu, am a bu hiç olmaz demek de
ğil ta b ii.”Holly gülmemek için kendini zor tuttuğundan dudak
ları titrem eye başlam ıştı. “ Eh, senin de üzerine onca ağırlık binse, sen de kızıp, üstüne o turanı sokmaz miyd in ?”
Zack toparladığı battaniyeyle birlikte piknik sepetini a rabanın bagajına koyarken, ona kızgın bir şekilde baktı. “ A rının görüş açısını anlam a yeteneğine hayran ım ,” diye m ırıldandı. “ A m a canı yanan ben im .”
Holly hiç sesini çıkarm adan arabaya geçip genç adam ın yanındaki koltuğa o turdu . A rının onu sokm asına pek üzülmüş görünm üyordu. Belki de tam o sırada genç adam , annesi hakkında konuşm aya çalışıyor olm asa, farklı şeyler hissederdi. A m a aile hayatının başkaları ta rafından kurcalanm ası hiç hoşuna gitmezdi. Ve bu adam da üzerine vazife olm ayan işlere burnunu sokm aya bayılıyor gibiydi.
Geri dönerlerken Holly konuşmayıp, m anzaranın güzelliğini seyretmeyi tercih etti. Z ack’in yüzündeki ifa deden, kolunun kendisini rahatsız ettiği belli o luyordu.
Holly gülümsemesini saklam aya çalışarak, yüzünü diğer ta ra fa çevirdi. Şu erkekler canları yandı mı, ço- cuklaşıveriyorlardı. Bu düşünceyle birden A lex’le ilgi-
50
old“su gü2eı 8ü” d“ a t ^ ‘‘Ne düşünüyorsun?” dedi Zack eve yaklaştıkların-
“ Senin teklifini ”
■ Senin tarafından fiziksel saldırıya uğradım sabah
mdi r UnÜrlen ' î redeyse te iyoS u m „şimdi de arı soktu. Bütün bunlar da yirmi dört saat için de o lu v erd i Seninle beraber olm ak, sağlığım açısından
- ve b baŞ,adl’” dİyen z ack arabadan çık--ı ve kapıyı kapatarak , eve Yöneldi.O nun çocuksu bir öfkeyle kızması H olly ’nin nesesi-
nı yerme getirm işti. Z ack ’in peşi sıra eve doğru giderken kendi kendine gülüm sedi. g
51
D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
“ Demek döndünüz!”H olly, Steve’in gözlerindeki suçlayıcı ifadeyi göre
rek, kıpkırm ızı kesildi. “ E vet,” diye cevap verdi yum uşaklıkla. B ütün neşesi kaçmıştı.
Steve holde duran H olly’ye doğru tekerlekli iskem lesini beceriksizce sürerek, yaklaştı. “ Z ack’le öğlen yemeğine gittiğinizi sanm ıştım . Saat dö rt o ld u .”
“ Bana ihtiyacın mı vardı?” Genç kadın kaşlarını hiddetle çattı.
“ E h ... h ay ır,” diye ekledi genç adam kızgın bir sesle. “ A m a mesele bu değil. Sabah, Z ack’le ilgili yap tığım uyarıları hiç d ikkate aldın m ı?”
“ Şey, elbette a ld ım ,” diyerek onu yatıştırm aya çalıştı Holly. “ İlgilendiğin için sağol.”
“ A m a gen'e de kulak ardı ettin. Gerçekten Holly, seni daha aklı başında zannederdim !”
“ Ne demek b u ? ” Genç kadın kasıldığını hissetti. “ Sen de diğer kadınlar gibi kardeşimin cazibesine da
yanam adın. Eğer sana bu kadar ihtiyacım olm asaydı, seni işten kovard ım !” Steve sandalyesini döndürdü ve çalışm a odasına gitti.
H olly odasına girdiğinde titriyordu. Zack bir konuda gerçekten çok haklıydı, Steve’i hiç bu kadar kızgın ve sinirli bir halde görm em işti genç kadın. O nun sakatlığının kalıcı olduğunu zannediyordu bugüne kadar. Oysa genç adam ın yürüyememesi için' hiçbir neden olm adığını yeni öğrenm işti. Eğer Z ack ’in teklifini kabul eder de düşündükleri gibi bir mucize olursa, Steve belki yürüyebilecekti am a hayatı, evliliği ve ilişkileri şimdikinden de kötü bir durum a girebilirdi.
52
Holly bütün huzurunu altüst eden bu düşünceleri aklından atmaya çalışarak, duş yapmaya karar verdi. Güzel, kızıl saçlarını kurutmak Üzere aynanın ötıüne geçtiğinde, Zack Benedict ile beraber olmamıif gerektireceklerini ve sonuçlanın düşünüyordu. Asıl çekindiği nokta, bir erkeğin kız arkadaşı olup olamayacağıydı. Kendisi için Alex den başka biri olmamış ve bunun da üzerinden yıllar geçmişli. Ama Maxine ile Steve’in ayrılmasına sebep olmak da istemiyordu. Galiba Zack’ m teklifini kabul etmekten başka çaresi yoktu. Holly bunu, genç adama bildirmeye karar vererek yerinden kalktı. Zack hâlâ odasında olmalıydı, çünkü çıktığını duymamıştı.
Genç adamın oda kapısını hafifçe tıklattığında hiçbir cevap alamadı. Bir kez daha avnı şeyi denedikten sonra, içeri girmeye karar verdi. Ama karşılaştığı manzara karşısında neredeyse dili tutulacaktı! Zack ve Ma- \ıne yarağın üzerinde yan yana oturmuşlardı. Üstelik genç adamın üzerinde siyah bir bornozdan başka bir ?ey de yoktu. Ma.vine, Zack’in ellerini tutmuş, vüzüne ihtirasla bakıyordu.
İkisi de dönerek kapıda mıhlanıp kalakalmış olan Holly ye baktılar. “ Ben... şey... bileğinin nasıl olduğuna bakmaya gelm iştim ,’’ diyerek konuşmaya çalıştı Holly. Ne kadar komik bir duruma düştüğünü düşünüyor ve M axine’e bakmaya cesaret edemiyordu.
Ama önemli değil," diyerek dışarı çıkmak üzere dön-u ’J .
“ Gitme Holly.” Maxine ters bir şekilde ayağa kalk- :ı. “ Zack’e bileği için bir krem vermeye gelmiştim ben -i-, diyerek elindeki tüpü gösterdi. “ Gidip akşam ve- meği için hazırlanmalıyım.”
Oh lü tfen ...’’ Holly sözünü tamamlayamadı. “ Zack’i daha sonra da görebilirim.” Ma.\ine gergin
-:r tonla devam etti. “ Krem acını hafifletecektir, Zack.”
53
Holly, diğer kadının geçmesi için yavaşça yana çekilerek, utangaç bir tavırla, üzerinde bornozdan başka bir şey bulunmayan Zack'e göz attı. . . .
Genç adam ellerini bornozun cebine sokarak, doğruldu. “ Buraya gelişinin asıl sebebi nedir?”
“ B ileğin ...” ,, ,“ Bunun umrunda bile olduğunu sanmıyorum,
di genç adam ağır ağır. “ Daha önce hiç ilgilenmıyor- ken, böyle aceleyle, bileğimi merak edip de geldiğineinananıam.’' , . .
Holly düştüğü tuzağı fark ettiğinde, açık ış işten geçmişti. Maxine ile onu odada bu halde-ve birbirlerine bu kadar yakın bir durumda yakaladığında, Zack ın teklifini kabul etmekten vazgeçmişti. Karı koca p a sın daki anlaşmazlığı yaratacak olanın kendisi değil de. M atine ve Zack olduğunu açıkça görerek, korkmasına gerek kalmadığı kanısına varmıştı.
“ Evet, neden geldin?” diyerek sorusunu yineledi2Ü,fick*
Genç kadının aklına birden harika bir cevap gelmişti. “ Piknik sepetini arabanın bagajında unuttuğunu hatırladım. Sıcak hava yemekleri bozacak.”
Zack onaylamasına başını salladı. "Giyinir giyinmezgidip b ak arım .” . . ,
“ O h, tam am o zam an. Ben de gidip yemek için h a zırlanayım .”
“ H olly .” .. . .“ Evet?” Genç kadın dönerek soru soran gözlerle ona
“ Y atak odam a neden geldiğini hâlâ açıklam anı bekliyorum .”
“ Söyledim y a . . .” .. .“ H olly!” Z ack’in sert bakışları onu gerçegı söyle
meye m ecbur ediyordu.“ Ben sadece... sadece... söylediklerini, Steve ı dü
şündüm ve... ne yapıyorsun?” Genç kadm , Zack ka-54
pıyı kapatm ak üzere harekete geçince gözlerini korkuyla açtı.
“ O konuştuğum uz, özel bir m eseleydi,” diyerek Holly’ye döndü kapıyı örttükten sonra. “ Kimsenin bizi duymasını istem iyorum .”
Holly güçlükle yutkunarak, üzerindeki gerginliği geçiştirmeye çalıştı. D aha önce Z ack’le çalışm a odasında ya da başka bir yerde yalnız kaldıklarında, hiç böyle garip bir rahatsızlık duym am ıştı.
“ O tur, H olly ,” dedi genç adam nezaketle. “ Şimdi konuşabiliriz.”
“ Konuşmak için buranın uygun bir yer o lduğunu...” “ A m a odam a gelmeye karar verdiğinde, bu fikirde
değildin. Başka nerede gerçek anlam da yalnız kalabiliriz k i?” D udakları şüpheci bir ifadeyle kıvrılan genç adam, “ M axine gerçekten krem vermek için gelmişti. Burada biraz zor y a ta rd ık !” diye ekledi sert bir sesle.
Böyle azarlanm ayı beklemeyen H olly’nin yanaklarına kan hücum etti. “ B uraya Steve’e yardım etmeye karar verdiğimi söylemek için gelmiştim. A m a seni Ma- \:ne ile b ö y le ...”
“ M axine’i karıştırm a bu işe.”Genç kadın iç geçirerek devam etti. “ Peki, eğer ya
pabilirsem, Steve’e yardım etm ek istiyorum .”“ A m a benimle işbirliğine girerek değil,” diye alay
la konuştu Zack."Kesinlikle öy le.”"A m a başka bir seçeneğin yok, ne yazık k i.”Genç kadın başıyla onaylayarak konuşmasını sürdür
dü. Z ack’e, Steve’le aralarında geçen konuşm ayı ak- rardı. “ O nu hiç bu kadar kızgın bir halde görmemiş-
Beni gerçekten kovabilird i.”"A m a kovmadı, değil m i?” dedi Zack. “ Bu sana bir
>ry ifade etm iyor m u ?”"Evet, henüz yeteri kadar kızmadığını gösteriyor.” "Ü zülm e, eğer kovulursan, yeni bir iş bulm ana yar-
55
duncı o lurum .”"Oh, sahi mi?” diye alay etti Holiy. - Şarkı söyle
yemediğimi biliyorsun.”“ Bu tip bir işi kastetmedim. Bizim sekreterlere de
ihtiyacımız var. Ama şu an beni Steve’in birbirimizden hoşlandığımızı düşünmesi ilgilendiriyor.”
“ Senin duygularından biç söz açmadı,” dedi genç kadın huysuzça. “ Sadece beni sana kapılmamam için uyardı.”
"O zaman benim de sema cazibene kapıldığıma İnanma rr sağlam am gerekiyor. Cazibene kapıldığıma...” diye aşır ağır tekrarladı. "Ne kadar modası geçmiş bir söz. Am a sen eski moda biri değilsin, değil mi Holly?”
“Okluğumu pek söyieysrem ," diye kaçamak bir cevap yapıştırdı genç kadn
“ Bence öylesin am a.”“ Milyonlarca sevgilim olsaydı ve onların hiçbirini
um arsam asaydun, kendini benimle daha mı rahat hissederdin?"
“ Buns dünyada inanmam.” diyerek omuzlarını silkti genç adam.
“ Hangisine?” Holly'nin meydan okumasından kontrolünü tehlikeli olabilecek şekilde kaybettiği belli oluyordu.
Zack onun ne denli öfkelendiğini fark ederek, gözlerini kıstı. “ H olly ...”
“ Hangisine'?” diye tekrar etti Holly. "Bir sevgilim olduğuna mı, yoksa ona önem vermediğime mi? Peki Zack ikisine de inanabilirsin." Holly onu hor görür- cesine bakıyordu. “ Bir sevgilim vardı ve ona önem verdiğimi sanıyordum. Ama birdenbire onun umurunda olmadığımı anladım. Şimdi biraz olsun rahatladın mı?”
“ Ya sen?”Genç adamın yumuşak bir sesle sorduğu bu soru üze
rine, anlamayan gözlerle ona baktı Holly. “ Ne dem ek ...”
56
. “ A nlam adın m ı?” dedi Zack aynı yum uşaklıkla. “ H ay ır!”“ Bu öfke, içine ne zam andan beri çöreklendi,
H olly?” Genç adam , ona öyle yakınlaşm ıştı ki,, Holly gözlerindeki altın sarısı benekleri fark edebiliyordu. “ İlişkin b ittik ten sonra mı? Ne zam andır, H olly?”
“ Seni ilgilendirm ez.” Genç kadın ona sırtını dönerek bu konuyu kapatm aya çalıştı. Z ackrin anlayışlı havası, H olly’yi şaşkına çevirmişti. G ün geçtikçe onun aslında ne kadar duyarlı bir erkek olduğunu fark ediyordu. Çoğu kimse geçmişte yaşadıklarından dolayı H olly’nin hâlâ üzüntü duyduğunu sanıyordu. A m a o öfkeden başka bir şey hissetm iyordu. Alex ile ilgili her şey genç kadını çılgına çeviriyordu.
H olly yüzünü tekrar döndüğünde, Z ack’in koruyucu ve sert elleri, om uzlarını sardı. “ Seni çok incitmiş o lm alı,” dedi yum uşak bir tonla. “ Kaç yaşındaydın?” gözleri iyice kısılmıştı.
“ O n yedi. Evet çok incinm iştim . A m a artık geçti.” “ Öyle m i?” diye sordu Zack ilgiyle. “ Böyle bir acı
çekmek için çok tehlikeli bir yaştır o. Ben o zam anki halim i hatırlam ıyorum b ile!”
H olly’nin dudakları büküldü. “ O zam anlar da kalp kırdığından em inim .”
“ Belki, am a seni incittikleri gibi, kimseyi üzdüğüm ü sanm ıyorum .”
“ Doğru değil b u ,” diye karşı çıktı genç kadın. “ Söyledim sana, bunu unutalı yıllar o ld u .”
“ H o lly ...”Genç kadın onun kendisini yine öpeceğini hiç ta h
min etmediği için, tetikte değildi. Z ack’in sıcak dudaklarının tatlı baskısını kendi dudakları üzerinde hissettiğinde karşı koymadı bile. Zack genç kadını, sanki onu geçen seferki gibi korkutup kaçırm aktan ürküyorm uş- casına nazikçe tu tuyordu . H olly birden her şeyin silindiğini ve sadece genç adam ın ih tirasla yanan dudakla-
57
rının var olduğunu hissetti.Erkeğin güçlü bedenine yapışmış olan vücudu sanki
onun yaydığı ateşle eriyip buharlaşıyordu. Zack onu kendine çektiğinde, Holly bu bedenin ne kadar güven verici olduğunu fark etmişti. Genç adam ın kollarından boynuna kayan durm ak bilmez okşam alarıyla tahrik olan Holly, öpüşmelerini şiddetlendirmek isteğiyle parm ak uçlarına basarak yükseldi.
Z ack ’in, kuvvetli kollarının arasına hapsettiği bedeni, yıllardır baskı altında tu ttuğu cinsel arzunun etkisiyle kavruluyordu.
“ T anrım , Holly, hiç aklım a gelm ezdi...”“ Maxine gibi duygularım olabileceği m i?” Genç ka
dının duyduğu karşı konulm az ihtiras dalgaları yatışm aya başlayarak, yerini m antığa bırakıyordu.
“ H ay ır,” diyerek başını salladı Zack. “ Bu değil. S en ...”
Holly “ Bu bir ha tay d ı,” diyerek onun kollarından sıyrıldı. Kaybettiği kontro lünü kazanınca yaptığı şeyin fark ına vararak , pişm anlık duym uştu. A lex’ten başka hiçbir erkeğin bu duyguları hissedecek kadar kendine yakınlaşm asına izin vermemişti. A m a Zack Benedict’e karşı koyam am ası onu korku içinde bırakm ıştı.
Zack, H olly’nin arzulu parm aklarıyla karıştırdığı saçlarını alnından iterek, “ Seni anlam ıyorum , H olly ,” dedi yavaşça.
“ Anlamanı da beklem iyorum .” Genç kadının sesi öfkeliydi.
“ A m a istiyorum ,” dedi Zack, içten bir sesle. “ Çok değişik bir k a d ın s ın ...”
“ H er basit öpücüğü hep böyle otopsi m asasına mı yatırırsın?” H olly’nin gözlerinde onu küçümseyen bir ifade dolaşıyordu.
“ Beni sevmeyen bir kadınla birlikteysem, evet.”H olly cevap vermemeyi tercih ederek sustu.Genç adam ın gözlerindeki sert ifade yerini alaycı pa-
58
şruyOTduklra’’ iy0rdU‘ “ Saninm Steve hakkında konu-
n m m Vı.eI' ' i HOİIy bİraZ rahallam ı$ gibiydi. A m a hâlâ onun kendisini öpmesine izin verdiği için pişm anlıkla
- S 1!- "Söylem ek istediğim şu ... ilke olarak planını kabul etsem de, aram ızda daha fazla bir yakınlaşm a istem iyorum .”
ı- ? CnVu dnn -ln biraz önce olanları hatırlatan alaycı ba- Kişları Holly yı süzüyordu.
Holly-yüzünün alev alev yandığını hissetti. “ Söyledim, o öpücük bir hataydı...”
deH?7 » \ de^ u ? PÜCÜk olsaydl sana inanabilird im ,”,C dl bir l0 n la • “ A m a ikimiz dc fok daha fazla şey ılade ettiğini b iliyoruz.”
“ H a y ır ...”“ Seni köşeye sıkıştırm ak İstemiyorum, H olly ” di
ye onu yatıştırmaya çalıştı gneç adam . “ Biliyorum, üze- Ç-C 1 edeceksin. A m a çok yakında seni
gene öpeceğim ve sen de bunu İsteyeceksin.” işte Holly de bundan korkuyordu zaten. Aiex ile ya
şadığı tecrübe, derm bir duyarlılığa sahip olduğunu gös- termıştt kendisine. Ve başka bir erkeğin bunu kontrol altına alm asına izin veremezdi b ir daha . “ M axine’m bunu hoş k a r la y a c a ğ ın ı hiç sanm ıyorum ,” diye iğne- edt Zack ı ‘Steve’den bir an önce kurtulm ak için plan
larını onaylam ış olabilir, am a bunu elde etmesi için benimle sevişmem beklediğini sanm am .”
lemedİnT” 10 îeyden haberi yok’ çünkü ona söy-
“ A m a sen ve o . . .”“ A rk ad aşa sadece, hepsi o kadar. Bunu sana son
• L y r ," l1,H olly ' ” dedi geaÇ adam sert bir bi- v mde. M axıne le aram da bir ilişki yok. Biz arkada- îtz^ve arkadaşlarım ın incindiğini görm ek hoşuna git-
“ O zam an M axine’in bü tün bu plan lardan haberi 59
y o k ,-’ dedi Holly şaşırarak.■‘H ayır, o gururlu bir kadındır, Holly. Steve’in sa
na âşık olduğunu ve bizim de bunu kullandığım ızı öğrenirse m ahvolur. Kendini onun yerine koy. Steve’in yanında her şeye katlanm aya razıyken, kocanın başkasına âşık olduğunu öğrenseydin ne yapard ın?” Zack genç kadının pişmanlık dolu bakışlarına aldırm adan devam etti. ‘‘Ayrıca Steve’in sana karşı olan hislerinin, senin kendisinden fiziksel bir ilişki istemeyeceğini d ü şünm esinden kaynaklandığından da em inim .”
Genç kadın bakışlarını kaçırdı. “ Bunu söylemiştin.” “ Tamamiyle değil. Bazılarını ben bile yeni yeni fark
ed iyorum ,” diye kabaca ekledi Zack. Gözleri buz gibiydi. “ Belki ikiniz birlikte iyi bir çift oluştururdunuz. Senden cinsel ilişkiye girmeni falan da beklem ezdi... ve böylece yarı canlı, yarı ölü yaşar giderdiniz.”
A m a Holly de genç adam kadar öfkelenm işti. “ Steve’e duyduğum şefkat yüzünden sana yardım etmeyi kabul etmiş olabilirim , am a bu senin hakaretlerini dinlememi gerektirm ez!” Bu sözlerden sonra Holly kapıyı sert bir şekilde kapatarak , dişarı çıktı.
O dasına gitmek üzere döndüğünde dehşetle yerinde kalakaldı. Steve taşlaşm ış bir yüzle kendisine bakıyordu. O nu kardeşinin yatak odasından çıkarken gördüğüne göre, neler düşündüğünü kestirm ek zor değildi.
“ Steve, b e n ...” diye konuşm aya çalıştı Holly. “ Yemek vakti neredeyse geliyor,” dedi genç adam
H olly’nin üzerindeki giysiye bakarak .“ A m a S teve ...”“ Özür dilerim , am a üzerimi değiştirm em gerekiyor.
Ve bu da doğal o larak seninkinden daha uzun sürüy o r .” Steve acı bir ton la konuşarak, sandalyesini o d asına doğru çevirdi.
Holly akşam yemeği için hazırlanırken, Z ack’in kollarında yaşadığı heyacanlı anları düşünüyordu. Genç adam ın kendisini öpm ekten zevk aldığını fark etmişti.
60
Ama işin kötü tarafı, ondan ne kadar kaçınm aya çam sa da, artık verdikleri karardan vazgeçemezdi.
''G elecek h a fta sonu H olly’nin, L o n d ra’daki daireyi kullanmasının sizin açınızdan sakıncası var m ı?” diye so rd u Z ack . Y em ek le rin i y em iş le r, b ah çed e osuruyorlardı.
H olly’nin huzuru birdenbire kaçıverdi. Y udum ladığı kahvenin boğazına kaçm am ası için olağanüstü bir güç sarfetti. Ne gelecek hafta , ne de daha sonra L ondra ’ya gitm ek gibi bir isteği yoktu!
‘‘Gelecek h afta sonu m u ?” diye yavaşça tekrarladı Steve.
“ M m m ...” Zack akşam yemeği sırasındaki gerilimden etkilenmişe benzem iyordu. Yemek boyunca Ma- xine suskun kaldığı için, Steve’le aralarında hiçbir ta r tışm a m eydana gelmemişti. ‘‘H olly’ye stüdyoyu göstereceğime söz verd im ,” diyerek genç kadına sıcak bir bakış fırlattı Zack.
‘‘Stüdyo m u ?” diye tekrarladı M axine. ‘‘A m a bizi oraya götürm eyi hep reddederdin. Yapılan işlerin bir gösteri niteliği taşıyam ayacak kadar ciddi olduğunu söyleyerek hem d e .. .”
Z ack’in sıcak elleri, H olly’nin, ellerini yakaladı. ‘‘H olly’nin bunları gösteri o larak değerlendireceğini sanm ıyorum ,” dedi M axine’e.
H olly hiçbir şey ‘görm eye’ gitmeyecekti. Eğer bu oyunu sürdürm eye devam edeceklerse, bü tün kararları alan Zack Benedict olm ayacaktı! “ Keşke bana bun dan söz etseydin ,” diye başladı Holly.
“ Sana sürpriz yapm ak isted im ,” diyerek tekrar gülümsedi Zack.
G erçekten de yapm ıştı ve bunu biliyordu! “ İşimi bu kadar uzun bir sü re ...” Holly lafını tam am layam adı.
“ H afta sonların sana ait olm alı, Steve ne dersin?” diye kardeşine baktı Zack.
61
“ Holly hafta sonlarında istediğini yapm akta serbestt i r , ’’ diye onayladı Steve soğuk bir şekilde.
“ İşte o ldu .” Zack zafer kazanmış bir edayla Holly’ye döndü. “ Sana stüdyoyu anlattığım da oldukça ilgilenm iştin. G örm eni isterim doğrusu .”
Bu adam gözünü kırpm adan yalan söylüyordu! Stüdyodan kazandığı parayla geçimini sağladığını öğrendikten sonra, bir daha bunun üzerinde düşünm em işti b ile.
“ L o n d ra’daki daireyi kullanarak,M axine ve Steve’ in bana göstermiş oldukları konukseverlikten istifade etm ek istem em ,” dedi Holly.
“ Benim için hiçbir sakıncası yok, o daireyi ne zaman istersen kullanabilirsin.” Maxine hırçmlaşmıştı. “ A m a buna ne gerek var anlam ıyorum ? Neden Holly sende kalm ıyor Z ack?”
Z ack’in, H olly’ninkileri tu tan elleri sıkılaştı. “ Bunun için yeteri kadar tanım ıyoruz birbirim izi,” diye sükûnetle cevap verdi genç adam .
“ Öyle m i?” M axine meydan okum aya başlam ıştı. “ Ö yle.” Zack hiç istifini bozm uyordu.“ Beni şaşırtıyorsun. Steve, H olly’yi senin odandan
çıkarken gördüğünü söyledi,” diye parladı Maxine. “ Bileğime bakm aya gelm işti.”“ Bir saat boyunca bileğine mi b ak tı?” M axine ona
inanm adığını belirten bir şekilde kaşlarını kaldırmıştı.“ L ondra’daki daireyi hiç rahatsızlık duym adan kul
lan lütfen, H olly,” dedi Steve araya girerek. “ Eğer kusurum a bakm azsanız, yapm ak zorunda olduğum bazı işlerim v a r .”
“ Ben de odam a çıkıyorum .” Maxine doğrularak kocasını izledi. “ Uzun bir gün d ü ,” diye m ırıldandı b ık kın bir sesle.
“ Demek Steve odam dan çıktığım gö rdü ,” dedi Zack eğlenceli bir tonla, yalnız kalm alarından sonra. “ Ne dedi?”
62
1“
“ H içbir şey.” H olly’nin sesi ifadesizdi. Kendisine sarm adan gelecek hafta L ondra’ya gitmesine karar verdiği için hâlâ Z ack ’e kızıyordu.
“ Bir şeyler söylemiş o lm alı,” diye üsteledi Zack. “ Evet, gidip üstünü değişmesi gerektiğini söyledi.” 'H epsi bu m u?” Genç adam şaşırmış gibiydi.
"E v e t,” dedi genç kadın sertçe. “ Şimdi söyler mi- ân lütfen, neden gelecek hafta sonu L ondra’ya gitmek zorundayım ?”
“ Ç ünkü ben orada olacağım ,” diye cevapladı genç adam . H ayal kırıklığına uğram ış bir hali vardı. “ G erçekten başka hiçbir şey söylemedi m i?”
“ Evet. Ş im d i...”“ Kızgın mıydı? Ses tonu nasıldı, söylesene?” diye
sordu Zack.“ Acıydı. Z a c k ...”“ A h !” Genç adam ın sesinde m uzaffer bir ifade var
dı. “ Acı, dem ek?”“ Evet. S e n ...”“ İy i,” dedi genç adam düşünceli düşünceli. “ Çok
iyi.”“ Zack, lütfen beni dinler m isin?” diye bağırdı Holly
kızgın bir şekilde. “ Gelecek hafta L o n d ra’ya gitmek istem iyorum .”
“ Saçm alam a H olly .” Z ack’in düşünceli hali hâlâ geçmemişti. “ K arar verildi b ile .”
“ Bana dan ışm adan!”“ Konu açılmışken fikrini söyleyebilirdin.” “ M axine ile arandaki gizli savaş sırasında m ı?” di
yerek ona baktı genç kadın.“ Gizli değildi, sen de, Steve de duyuyordunuz.”
Zack, ona sinirli sinirli baktı.“ Evet ve inkâr etmene rağm en M axine’in senin ha
reketlerine karışm a hakkına sahip olduğu açıkça belli o luy o rd u .”
Genç adam ın dudakları ince bir çizgi halini almış, 63
elini pantolonunun cebine sokm uştu. “ M axine’in duyguları hakkında bir yorum yapmadım. Ben sadece ken- dim inkilerden bahsettim . ’ ’
Holly’nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. “ Yani onun sana âşık olduğunu m u söylemek istiyorsun?”
Genç adam ın yüzünde-vahşi bir ifade belirdi. “ Şu an M axine’in aklı da Steve’inki kadar karışık. Ne istediğini b ilm iyor.”
“ A m a seni istediğini zannediyor?”“ Öyle zannediyor.”‘ ‘Ve tabii ki sen onu bu şekilde düşünmeye teşvik ede
cek hiçbir şey yapm adın?” H olly onu küçüm seyen bir tavırla konuşm uştu.
“ H ayır, yapm adım ,” dedi çabucak Zack. “ Maxine ile uzun bir süreden beri arkadaşız. Şimdi duygularını, yanlış değerlendiriyor diye onun, dostum olm adığını söyleyem em .”
H olly ne diyeceğini bilem iyordu. Olup bitenler aklını tamamiyle karıştırmış, düşünce yeteneğini sanki felce uğratm ıştı. Z ack’in konuşm alarına bakacak olursa, M axine’i kendisinden uzaklaştırm ak için elinden geleni yapıyordu sanki.
“ Ve sen başka bir anlam ç ıkartm adan ,” diye ekledi Zack, kaba bir ses tonuyla “ B ütün bunları sadece Steve’in iyiliğini düşünerek yaptığım ı da belirteyim tekr a r .”
“ Böyle bir şey düşünm em iştim ,” dedi Holly ters bir tonla.
“ Öyle m i?”“ Ö yle,” diye ekledi H olly pişm anlıkla. “ Peki am a
neden bu kadar güzel bir kadını geri çeviriyorsun?” “ Öncelikle kardeşim in karısı o lduğundan ,” diye ce
vapladı Zack, gergin bir sesle. “ Diğer sebep ise, aslında gerçekte neye ihtiyacı olduğunu bilm em .”
“ Asıl ihtiyaç duyduğu Steve mi yan i?” Genç kadın şüpheyle sorm uştu.
64
“ K azadan önce M axine ve Steve çoğunlukla L ondra 'd a yaşarlardı... Yani bir yarış pistinden diğerine ko- jttşîurm al arından arta kalan zam anlarda demek istiyo- nrm . Böyle hareketli bir hayat yaşayan M axine beni o asm aniar çok can sıkıcı bulurdu, gerçekten. Oh, evet âen üe dışarı çıkıp eğlenceli vakit geçirmekten hoşlas ın m, ama çoğunlukla evde kalıp tek başım a sakin sakin oturm ayı tercih ederim ,” diye alaylı bir ifadeyle ekledi Zack. “ M axine, Steve ile benim aram da seçimini yapalı çok oldu ve sanırım kendisine uygun olan kişiyi■ y >V 7M .1 ,
Holly, M axine’in bu genç adam ı nasıl olup da can sıkıcı bulduğunu anlam ıyordu. A m a bunu Z ack’e söyleyerek onun gururunu okşam aya da hiç niyeti yoktu.1 Steve, artık onun istediği tipte bir eş olmadığım söy
ledi,” dedi genç kadın bunun üzerine.‘‘Ben de duydum . A m a sandalyeden kurtu lup , yü
rümeye başladığında her şey değişecek, görü rsün .”“ Yürüyebileceğinden eminmişsin gibi konuşuyor
sun .”“ Evet, yürüyecek,” dedi Zack, güven verici bir tonla.
"A m a um arım çok geç kalm adan olur b u .” Sesinde korku izleri vardı genç adam ın. Holly içinden sıcak bir şeylerin bu genç adam a doğru aktığım hissetti. N eredeyse yerinden kalkıp, ‘Üzülme başaracağız, her şey yoluna g irecek,’ diyecekti onu teselli etmek için.
“ Biliyorsun ben de ona yardım etmek istiyorum, ama L ondra’ya gitmek planlarım a dahil değildi.” Genç k a dının bir daha ayak basm ayı en son olarak isteyeceği yerdi orası. Öyle kötü anıları vardı ki o şehirde.
Zack onun bu inadına bir anlam veremeyerek iç geçirdi. “ Başlangıç için benim planlarım da da yoktu. A m a burada benim gerçekten kız arkadaşım m ış gibi davranm ıyorsun. Bu yüzden Steve’in, L ondra’da seni daha çok etkim altına alacağımı düşüneceğini um dum .”
“ A m a seni, aram ızda yakınlaşm a olmasını isteme- 65
diğim konusunda uyarm ıştım ,” dedi Holly öfkeyle.‘‘Bununla, buz gibi soğuk olmak arasında dünya ka
dar fark va r!” Z ack’in sabrı yavaş yavaş taşm aya başlıyor gibiydi.
‘‘B ununla da istediğin sonucu elde edemezsen, eminim daha sonra ne yapacağını m utlaka biliyorsundur! ’ ’ diyerek Holly ona baktı.
“ T anrım .” Zack, çileden çıkmış bir halde içini çekti. “ Yarın akşam L ondra’ya dönüyorum . O zam ana kadar buna dayanm aya çalış.”
“ Bir süre kalm aya niyetli o lduğunu zannediyordum ?” Holly onun bu ani kararm a şaşırmışa benziyordu.
“ Planlarımı değiştirdim .” Genç adam ın gözlerindeki sert ifade buna kendisinin neden olduğunu im a ediyordu. “ C um a akşam ı sekizde seni arayacağım . O zam an a kadar L ondra’daki daireye gelmiş o l,” diye uyardı genç kadını.
“ Herhalde L ondra’ya geldiğimde buradaki gibi davranm am ız gerekm iyor?” diye içini çekti Holly. “ Steve ile M axine’in birlikte olduğumuza inanmaları yeter.”
“ Sekizde...” diyerek güçlü adım larla kapıya yöneldi Zack. “ O rada o l,”
“ A m a Z a c k ...”“ O rada ol, H o lly ,” dedi genç adam kontro l altında
tu ttuğu yum uşak bir ses tonuyla. “ Aksi takdirde çok can sıkıcı biri olabilirim .”
“ Beni ko rk u tm u y o rsu n ...”“ Öyle m i?” diye alay etti Zack. “ Bekleyip görelim
bakalım . Eğer orada olm azsan, seni aram aya geleceğim, o zam an da sükûnetimi koruyacağımı zannetm e.”
“ Sık sık kaybeder m isin?”“ Sık sık. Bir gün seni şaşırtabilirim .”“ İşte bunu hiç sanm ıyorum . Ne yapacağını önceden
kestirm ek güç değil,” diye ekledi H olly m eydan okuyan bir tavırla.
66
ü in ç adam başını iki yana sallarken, dudakları şaş a a bir ifadeyle bükülm üştü. “ D aim a son sözü söylemek zorunda m ısın?”
Genç kadın ona acı bir biçimde gülümsedi. “ Seninle beraberken gerekiyor.”
Zack aynı gülücüğü geri iade ederek, “ Belki d e ,” dedi. "Z am an zam an küstahlıkla suçlandığım olm uştur.”
Sahi m i?’’ Holly’nin yüzünde ona inanmadığını belit eden bir ifade vardı.
"E vet... sah i,” diye hafifçe kıkırdadı Zack. “ Neden böyle söylediklerini an layam adım .” Holly
masum bir havaya bürünm eye çalışmıştı.“ Ben d e ,” diye sırıttı genç adam . “ İyi bir uyku çek
Holly. Yarın her şey sana daha m antıklı görünecek .” A m a öyle olm ayacağını biliyordu, genç kadın. Alex
de, annesi de L o n d ra’daydılar ve onların ikisini de kesinlikle görm ek istem iyordu. Alex, ona ihanet etmişti ve annesi de incinmiş olduğu halde, en ihtiyaç duyduğu anlarda onu yüzüstü bırakm ıştı. İkisini de bir daha göremezdi.
Zack, ertesi gün daha önceden söylediği gibi L ondra ’ya döndü. A m a bundan sonra her gece H olly’ye te lefon etmeye başlamıştı. Pazartesi akşamı ilk telefonunu açıp da kendisini istediğinde, genç kadın onun, hafta sonu için kurduğu p lan lardan vazgeçtiğini düşünerek, um utlanm ıştı. A m a genç adam konuşm ak için arad ığım söyleyince um utları suya düşüverdi.
H afta boyunca bu aram alar sürdü gitti. Holly bu konuşm alardan gittikçe hoşlanm aya başlam ıştı. M axine ve Steve ise ters tepki gösteriyorlardı. A rtık , M axine de ona karşı en az Steve kadar sert davranıyordu. Öyle ki, H olly h afta sonunu iple çeker olmuştu!
“ Zack çok kibarlaşm ışa benziyor,” dedi M axine iğneleyici bir sesle, perşem be akşam ı yaptıkları konuşm adan sonra.
“ E v et,” diye kibarca cevap verdi Holly.67
\la x in e kocasına bakarak “ Belki de Z ack ’i bu kadar ciddiye alm am ası için H olly’yi uyarm am ız gerekiyor, değil mi, Steve?”
Steve derin düşüncelere dalmış gibi sabit gözlerle baktığı viski bardağından başını kaldırdı. “ Holly uyarıları ciddiye alm ıyor.”
“ Öyle m i?” Maxi'ne’in sert bakışlı mavi gözleri şimdi de kendisine çevrilmişti.
“ B en ...” H olly lafını tam am layam adı.M axine, “ Steve ve ben onu senden daha iyi tanıyo
ru z ,” diyerek siyah, ipek elbisesinin, uzun bacaklarını örten kum aşını düzeltti.
‘Bundan şüphem yo k ,” diye konuştu Holly, katı bir sesle.
“ O nun ilgisi asla sürekli değildir.” M axine kabaca devam etti. “ Ve ilişkiniz bittiği zam an buradaki duru m unu içinden çıkılmaz bir hale getirebilir.”
“ İçinden çıkılmaz m ı?”“ Yani utanç duyabilirsin,” diye açıkladı M axine, sı
kılmış bir sesle. “ Zack buraya düzenli gelip bizi ziyaret eder, değil mi Steve?” Bir kez daha kocasını konuya sokm aya çalıştı M axine.
Steve içkisini tazeleyerek döndü. “ Evet her zam an ziyaret ederd i.” Şimdi kaşları çatılmıştı.
“ H âlâ da ediyor,” dedi Maxine sinirli sinirli. “ Londra ’dayken düzenli olarak beni görmeye geliyordu. Eğer sen de o rada olsaydın. Steve, harika bir fikrim va r!” diye bağırdı M axine heyecanla. “ Neden biz de yarın H olly’yle birlikte L o n d ra’ya gitm iyoruz?”
Steve bardağını yavaşça indirerek, sanki çıldırmış gibi karısına baktı. “ N e?”
“ Holly ile L o n d ra’ya gidebiliriz ...”“ Bunu duydum ,” dedi genç adam sertçe.“ O zam an ned en ? ..”“ Sadece söylediklerine inanam adım .” Steve gergin
bir sesle cevap vermişti.68
"A m a harika o lu rd u .” M axine uzanarak kocasının « m i tuttu . “ Her zam an işinden çok uzak kalacağın için L ondra’ya gitmek istemezdim. Şimdi yanında Holly o tacak işte. Neden bunu daha önce akıl edemedik sanki?
"H o lly benim işim değil,” dedi sert bir ton la Steve."D eğil tabii, eğer L o n d ra’dayken birdenbire çalış
m ak istersen, sa n a ...”“ Holly oraya çalışmaya gitm iyor.”“ A m a Zack’i görmediği zam anlarda çalışm aktan ra
hatsız olm ayacağından em inim . Değil mi H olly?” diye sordu M axine, hevesle.
Konuşm a uzadıkça, H olly’nin kuşkuları artıyordu. Çünkü Steve hâlâ konuyu kapatm am ıştı.
“ H ayır, rahatsız olm azdım tabii k i,” diye cevapladı onu şaşkınlık içinde.
“ G örüyorsun, Steve.” M axine m utlulukla kocasına baktı. “ H arika o lacak .”
Genç adam ın dudakları katılaştı. “ Düşünm em gerek ,” diye m ırıldandı.
“ Ne dedin?” M axine’in yüzü m utluluktan ışıl ışıl olm uştu.
“ Düşünmem gerek dedim ,” diye sertçe tekrarladı kocası. “ Ve düşüneceğim de. K ararım ı yarın sana bildiririm .”
“ Çok geç kalm a.” Maxine onu cesaretlendirmeye çalıştı kocasıyla birlikte odadan çıkarken. G örünüşe bakılırsa, H olly’nin bu konuda ne düşündüğü hiç mi hiç um urlarında değildi. “ Ç ünkü hazırlanm am ız lazım .”
Holly yalnız kaldık tan sonra, bir m üddet daha salonda oturm ayı sürdürdü. D uyguları karm akarışık olm uştu. Bir yandan Steve’in en azından evden dışarı çıkmayı göze alabildiğini görerek seviniyor, diğer yandan da, onun bu kararı alış nedenlerinin M axine ta ra fın dan anlaşılmadığını düşünüyordu. Eğer bilseydi, Max- ine nasıl bir tepki gösterirdi acaba? A rtık özgür ol-
69
duğunu düşünüp Z ack’in peşinden daha rahat bir biçimde mi koşardı, yoksa hâlâ kocasını ne kadar çok sevdiğini mi anlardı? Bunu ancak zam an gösterecekti.
70
B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
"B unu nasıl becerdin?”Holly, yanındaki erkeğe bakm ak üzere başını çevir
di. Zack, beyaz gece ceketi, aynı renkten kırm alı göm leği ve siyah pantolonu içinde, son derece yakışıklıydı. “ Neyi becerdim ?” diye dalgın dalgın sordu genç kadın. Tüm dikkatini arabayla geçmekte oldükları kalabalık L ondra caddelerine verm işti. Son beş sene içinde bu koca, dağınık şehirde ne kadar az şeyin değiştiğini düşünüyordu.
“ Steve’i buraya getirmeyi tabii k i.”Steve’in bu kısa seyahate çıkmayı kabul etmesi üze
rine, M axine, Steve, R obert ve Holly öğleden sonra L ondra’ya gelmişlerdi. Genç kadın, hiç vakit kaybetmeden, Zack’i aramış, ancak bulamamıştı. Böylece âksam kendisini alm ak üzere eve geldiğinde, genç adam ağabeyini görerek, şaşkınlık içinde kalmıştı.
“ Benimle bir ilgisi y o k ,” diyerek om uzlarını silkti genç kadın. “ M axine’nin fik riyd i.”
Z ack’in sevinci biraz gölgelenmiş gibiydi. “ O h .” “ M m m ,” diyerek Holly yüzünü buruşturdu . “ Sa
nırım M axine, ondan uzaktayken senin neler yaptığını m erak ed iyor.”
“ Ç oğunlukla sana telefon ed iyordum .” Zack kaşlarını çattı.
“ B undan da hoşlanm ıyordu,” diye ekledi Holly, yum uşak bir sesle. f
Genç adam ın direksiyonu tu tan elleri bir an için gerildi. Sakinleşmek için kendini zorluyor gibiydi. “ Önemli olan Steve’in buraya gelm esi.”
“ E v et,” diyerek onu onayladı Holly. “ Buraya sa- 71
dece çalışmak için gelmiş olduğunu iddia etse b ile .” “ Ne yaptığı hiç önemli değil, bu rada olduğu sürece.
Gelecek se fe r...”“ Ne kadar iyimsersin, buraya gelmeyi ancak bir yıl
sonra istedi, düşünsene.” H olly’nin gözleri genç adamın kibiri karşısında hayretle açılmıştı.
Zack, ‘H ay ır,’ anlam ında başını sallayarak devam etti. “ Sadece um utluyum . Gelecek sefer de onu dışarı çıkartm aya ya da başka şeyler yaptırtm aya çalışırız.”
Genç kadın, L ondra’ya varır varm az, Steve’in yatak odasına kapanm asını hatırladı. Z ack’in zannettiği gibi kısa bir süre sonra tekrar buraya geleceğinden şüphe duydu. Öğleden sonra, eve ulaştıklarında, Steve’in kendini gereğinden fazla zorlamış gibi yorgun bir hali vardı. Holly onun bu gerginliğinin sebebinin sadece seyahatten kaynaklanmadığım biliyordu. Genç adam tıpkı kendisi gibi, acı hatıralarla dolu bu şehirden kaçıyordu.
Holly, “ Dene b akalım ,” diyerek fazla istekli ve um utlu olmadığını belirten bir tonla konuştu.
“ Sende en çok sevdiğim şey ne biliyor m usun, H olly?” Zack dönerek genç kadına kızgın bir şekilde baktı. “ İyim serliğin!”
Bu paylam a karşısında Holly kıpkırmızı kesildi. “ Senin nasihatlerine ihtiyacım o ld u ğ u n d a ...” “ H aber verirsin.” Zack, kuru bir sesle onun cümle
sini tam am lam ıştı. “ H ayatında kimseden yardım istediğini, sanm ıyorum .” Genç adam ın sesinde onu küçümseyen bir ton vardı.
Holly sanki dayak yemiş gibi irkildi. “ Seni bir gün şaşırtabilirim .”
“ Hiç sanm ıyorum .” Genç adam kelimelerin üzerine basarak konuşm uştu. D ikkatini, kullanm akta olduğu arabaya verdiği için, genç kadının yüzündeki acı dolu ifadeyi kaçırmıştı.
“ Nereye gidiyoruz?” Holly konuyu değiştirmek 72
amacıyla sorm uştu bu soruyu."E n sevdiğim restoran lardan birinde yemek yeme
ğe-"H olly’nin bu konuda tartışm aya hiç hali yoktu doğ
rusu. üstelik karnı da iyice acıkmıştı. Kısa bir süre sonra Zii-:k:in söylediği restorandan içeri girdiklerinde, salonun son derece kalabalık olduğunu gördü. Buna rağmen garsonun kendilerini en gözde m asalarından biri- rve o turtm asına bakarak, genç adam ın burada gayet iyi •tanındığını anladı. Z ack’in ‘en sevdiği’ restoran küçük s e samimi havası, m üşterilerin rahatça konuşm alarına imkân bırakacak kadar birbirinden uzağa yerleştirilmiş m asalarıyla, H olly’yi bayağı şaşırtm ıştı: Çok şirin bir yerdi burası.
"Ç ok güzel,” dedi genç kadın sıcak bir sesle. Bu a rada yemeklerini de ısm arlam ışlardı.
"Şaşırd ın m ı?” Zack kaşlarını kaldırdı. Bu loş işlem altında son derece çekici görünüyordu.
" Ç o k .”Z ack’in dudaklarında yum uşak bir gülümseme be
lirdi. "D ürüstlüğüne bayılıyorum .”"Ö yle mi ? ”Genç adam ın bakışları, H olly’ninkileri buldu. "B en
de dürüst olacağım . Mesela bu h afta seni çok özlediğimi itira f etm eliyim .”
Holly bu itiraf karşısında yanaklarına hücum eden kana mani olam adı. "T ıraş olurken artık bir yerini kesmiyor m usun?” Genç kadın işi alaya vurarak , bu içten itirafın verdiği m utluluğu gizlemeye çalışmıştı.
"H ay ır. H o lly ...”"B ileğin nasıl o ldu?” Holly onun tehlikeli bir şey
söyleyeceğinden korkuyorm uş gibi hemen sözünü kesmişti.
“ D aha iyi.” Genç adam elini onun elinin üzerine koyarak, bileğini gösterdi. " B a k .. .”
O nun tem asıyla bütün vücudu ürperen Holly, ace- 73
leyle elini çekti. “ Evet, görüyorum . İyileşmiş. U nu ttun m u, aram ızdakiler sadece bir oyundan ibare t,’’ diyerek, ihtiyacı olm adığı halde gece çantasında m endilini araştırm aya koyuldu.
“ Bu şekilde kalm ası gerekm ez...”“ Oh, evet, gerek ir.” Genç kadın sert bir sesle cevap
vermişti.“ N eden?” Zack’in koyu yeşil gözleri parlıyordu. “ Ç ünkü öbür tü rlü bir ilişki ilgimi çekm iyor,” di
yerek dudakların ı ıslattı genç kadın.“ Sen erkeklerle ilgilenmiyorsun,” dedi Zack acımasız
bir sesle. “ Evet, on yedi, çok tehlikeli bir yaş ve o zam anlar ne kadar incinmiş olduğunu anlıyorum . A m a üzerinden beş sene geçmiş Holly. Seni öyle şiddetle istiyorum ki, bü tün h afta boyunca başka bir şey düşünmedim. A m a bu duygudan kurtulm aya çalışacağım .”
Yemeklerin gelişi H olly’yi cevap verm ekten k u rta rmıştı.
“ B ana küstün m ü ?”“ B en...” Alaycı yeşil gözlerin karşısında nefessiz kal
mıştı genç kadın. “ Pek değil,” diyerek iç geçirdi. “ Am a insanın aklını karıştırıyorsun. Beni istediğini söylüyorsun, bir kaç saniye sonra da fikrini değiştiriveriyorsun.”
“ H ay ır,” diye gülümsedi Zack. “ Kurtulacağımı söylerken, fikrim i değiştirdiğimi kastetm em iştim . Ayrıca kurtulabileceğim den de pek emin değilim. Sen pek tekin olm ayan bir kad ınsın .”
“ K âbuslardaki gibi mi demek istiyorsun?” diye alay etti Holly.
“ H ayır, kâbuslardaki gibi değil.” Genç adam ın yüzündeki gülümseme derinleşti. “ Ve ne demek istediğimi de biliyorsun. H aydi şimdi yemeğini ye ve söylediklerimi u n u t.”
Bunu söylemek kolaydı tabii. A m a özellikle geçen h afta genç adam a nasıl tepki gösterdiğini ha tırlad ıkça, aralarında geçenleri aklından çıkartması güçleşiyor-
74
du. Zack, yemek boyunca onunla eski birer arkadaşlarm ış gibi sohbet ederek, H olly 'yi elinden geldiğince rahatlatm aya çalışıı. H atta yemeğin bitişine birkaç dakika kala neredeyse başarılı olduğu söylenebilirdi.
“ Bu güzel gece için teşekkür ed e rim ...” diye söze başladı genç kadın.
A partm anın önüne geldiklerinde H olly’nin sözünü nazikçe kesti. “ Beni yukarı davet etmeni beklediklerinden em inim .”
“ A m a yanılıyorlar, değil m i?”“ N eden?” Zack genç kadına döndü, kolu onun o tur
duğu koltuğun arkasına kaymıştı.“ Uzun bir gündü, gidip yatm ak istiyorum ,” diye
rek om uz silkti Holly.“ İyi geceler öpücüğünü burada vermeyi mi tercih
ederdin?” Zack kaşlarını kaldırm ış, ona bakıyordu.“ H içbir yerde sana iyi geceler öpücüğü verm ek gibi
b ir niyetim y ok!”Zack acıklı bir tavırla om uz silkti. “ Salonun ışıkları
hâlâ yanıyor, bu da birilerinin bizi beklediğini gösteriy o r .”
H olly ister istemez dönüp ışıkları yanan kata bak tığında, kadife perdelerin oynadığını fark etti. “ Maxi- ne?” diyerek Z ack’e baktı.
“ Sanırım , Steve yol yorgunu olduğu için çoktan yatm ıştır.”
“ O h !” derin bir iç geçirdi genç kadın. “ Bu durum da seni kahve içmeye davet etmem gerekiyor, değil m i?”
“ İyi fik ir .”“ O zam an içeri gelsen iyi o lacak .” H olly spor a ra
badan dışarı çıkm aya çalıştı. A yakları kaldırım a değdiğinde son derece rahatsız olmuş bir hali vardı. “ Um arım kendine daha norm al b ir a raba alırsın ,” diye şikâyet etti, birlikte şık binanın merdivenlerini çıkarlarken.
“ A rabam ı hor görm e. O nu ne zam an aldığımı ha- 75
tırlam ıyorum b ile .”“ Bu arabaları deli dolu gençlerin kullandığım sanır
d ım .”Genç adam yum uşak bir şekilde gülmeye başladı.
“ Senin hatırın için arabam ı değiştirip, daha saygıdeğer bir şey a lab ilirim .”
H olly onun ciddi olup olm adığını anlayam adan sert sert baktı. H erhalde dalga geçiyordu. “ Senin saygıdeğerlik anlayışın, benim kinden farklı o lab ilir,” diyerek Steve’in vermiş olduğu anah tarla kapıyı açtı.
“ A m a gelip seçmeme yardımcı o lab ilirsin .”Genç kadın dalgın bir sesle, “ Sanm ıyorum ,” dedi.
Salonu boş bulunca şaşırmıştı. M axine’in, pencereden kendilerini izlediğinden emindi. H erhalde gidip yatm ıştı. “ A raba konusunda bile aynı zevkleri paylaştığım ızı sanm ıyorum !”
Zack koltuğa yayılarak, genç kadına baktı. “ Ne kadar çok ortak zevkimiz olduğunu fark etsen, şaşırırsın. Şimdi bir kahveye ne dersin?”
“ Gerçekten gerekli m i?” H olly kendilerinden başka kimsenin bulunm adığı boş salona baktı.
“ M axine’in uykuya daldığından şüpheliyim ,” dedi genç adam ağır ağır.
“ O nun uyku âdetlerini benden daha iyi b ilirsin!” Genç kadının, M axine hakkındaki im alarını inatçı
lıkla devam ettirm esi, Z ack’in yüzündeki ifadeyi sili- vermişti. Birdenbire ayağa fırladı. “ Kahve içmesem de o lu r.”
“ İyi. B en ...”“ A m a iyi geceler öpücüğüm ü alacağım !” diyerek
H olly’yi kendine doğru çekti. “ O h, hayır, küçük han ım !” Zack, genç kadının işgüdüsel bir hareketle kaldırdığı dizini, çeviklikle savuşturarak, onu kanepeye yatırdı. “ Bütün hafta bunun hayaliyle yaşadım ,” diye mırıldanıyordu başını ona doğru eğerken.
Holly de bu anı dört gözle beklediğini biliyordu. Kol- 76
lannı onun güçlü boynuna dolayıp, genç adam; sabırsızca kendine çekerken, onun öpüşüne aynı ihtirasla karşılık verdi. Zaek’în adaleli vücudu altında, bütün bedeninin ezildiğini, eridiğini hissediyordu.
Zack hiç vakit kaybetmeden, Holly'tıin elbisesinin düğmelerini çö2meye başladı. Genç kadının dolgun göğüslen, erkeğin gözlerinin önüne serilmişti.
Dantel sutyenin altına saklanmış göğüs uçları, genç adamın yakıcı Öpüşleriyle sertleşti. Holly onun okşamalarını daha yakından hissetmek isteğiyle kıvranıyor, Zack’in aralarına giren bu kumaş parçasından kendisini bir an önce kurtarması için can alıvordu. Aynı ihtirasa kapıldığı belli olan genç adam,*HoUy’nin alev alev yanan dudaklarını Öperken, bir yandan da sutyenin kopçasını araştırıyordu. Aralarında beliren akım gittikçe şiddetleniyor ve çıldırtıcı bir hal alıyordu.
“ Holly, ben.,, O h ...!’’ Manine içeri girip de onlan bu halde görünce, yüzüne tokat yemiş gibi oldu.
Zack bu beklenmeyen ziyaretçinin verdiği hayal kırıklığıyla doğrularak oturdu. Bir yandan da elbisesini düzeltmeye çalışan H oîly’yi saklamaya çalışıyordu. “ Bİr şey mi istemiştin, Mavine?” dive sordu sakin bir tonla.
İnce mavi geceliği ve sabahlığının içinde çok güzel görünen genç kadın da kontrolünü gayet iyi korumuştu. ‘Gittiğini sanıyordum. Holly de yatmakta gecikince, ne olduğunu merak ettim .”
Genç adattı hemen öne sürülüveren bu yalana dudak kıvırarak cevap verdi. “ Görüyorsun işte, değil m i?”
Maxİne hâlâ Zack’i siper almış olan H olly’ye bakmak üzere uzandı. “ O zaman sîzlere İyi geceler."
İyi geceler,” Zack onu kısılmış gözlerle izleyerek cevap verdi.
Holly yüzünü utançla eline gömdü. “ Ne kadar çirkin bir durum!”
Zack hâlâ boylu boyunca kanepede uzanmakta olan 77
genç kadına dönüp eğildi. “ Senin yerinde olsam dert etm ezdim ,” dedi yum uşak bir sesle. “ Steve’le çıkarlarken ben çok daha kötü m anzaralara şahit olm uştu m .”
“ A m a ben farklıyım ,” diye cevap verdi Holly, omuzlarını silkerek. “ Ben bu tip şeyleri sevm em !”
“ Ne tip şeyleri?” Z ack ’in kaşları çatılmıştı.“ Benim için yabancı sayılacak kimselerin, benimle 1
sevişmesine izin verm ek g ib i.” Z ack’in de kendisi gibi onu hakir gördüğünü düşünerek, başını kaldırıp onun yüzüne bakam ıyordu Holly.
Zack onun alnına düşen güzel kızıl saçlarını geriye itti. “ Seninle sevişmedim ve yabancı da değiliz. Ben seni istiyorum , sen de beni. Ve ikimiz de ne yaptığını bilen olgun insanlarız. Maxine veya başkalarının bundan nasıl bir anlam çıkartacakları bizi ilgilendirmez. Seni istiyorum , H olly .”
Holly, “ A m a ben ... bunu Steve için yap ıyorduk ,” diyerek büyülenm iş gözlerle genç adam a baktı.
“ A rtık değil. Eğer bu arada Steve ve M axine’e de yardım cı olursak ne ala. A m a ben seni kendim için istiyo rum .” Zack sabit gözlerle bakıyordu H olly’ye. “ Belki sana bencilce geliyor, am a başka bir şey hissedem iyorum senin yanında. Ellerimi üzerinden çekemiyorum bir tü rlü !”
“ Beni kand ırd ın !” diye suçladı onu genç kadın.Genç adam ‘H ay ır,’ anlam ında başını salladı. “ Ken
dimi kandırdım . Menekşe gözlerine baktığım anda, başıma dert açacağını anlam am a rağmen, işlerin böyle bir hal alacağını hiç tahm in etm em iştim .”
M axine yavaş yavaş sakinleşmeye başlam ıştı. “ Ba- ı na âşık olduğunu söylemeye çalışmıyorsun, herhalde?’ ’ ı
Zack’in dudakları kasıldı. “ Cazibene kapıldığımı anlatm aya çalışıyorum . Bunun bizi nereye götüreceğini bekleyip görmemiz lazım ,” diyerek om uz silkti. “ Sanırım arlık gitmem gerekiyor. Yorucu bir gün geçirdin.
78
arın stüdyoya gitmek için saat onda alayım mı seni?”Onun gitmeye karar vermesi, H olly’yi o kadar şa-
jinm işti ki teklifini kabul ettiğini belirtm ek için sadece başını sallayabildi.
Genç adam ın stüdyosu, üst kattak i m odern ofisleri ve alt kattak i kayıt stüdyolarıyla, tam H olly’nin d ü şündüğü gibiydi.
"Ç ok karm aşık görünüyor,” dedi genç kadın yavaşça kayıt odasındaki panonun binlerce kontro l düğm elerinden birine dokunarak . Bu cum artesi sabahında, uüdyo son derece sakindi.
“ Ö yledir,” diyerek gülümsedi Zack.Holly ona m eraklı gözlerle baktı. ‘‘Bunu çalıştıra
bilir m isin?”Genç adam om uz silkti. ‘‘Kendi başım a yapam aya
cağım hiçbir şeyi, bir başkasından yapm asını istemem. Şirketteki bü tün önemli işleri tek başım a yapabilirim . Çaycıdan tu t, buna varıncaya k a d a r .” Elini uzatarak panoya neredeyse sevgiyle dokundu.
“ Çaycı m ı?”Genç adam sırıttı. “ T ed’in taşıdığı çay ve kahveler
olm asa bu bölüm deki işler d u ru rd u .”“ Ben de burayı, çay ve kahve m akinelerinin bu lun
duğu m odern bir yer zannediyordum ,” diye takıldı Holly. Kayıt odasından çıkmış Z ack ’in bürosuna gidiyorlardı.
“ Çay, kahve m akineleri m i?” dedi eğlenceli bir sesle genç adam . “ Eğer istiyorsan, sana onları gösterebilirim .” A sansörü kendi bürosuna birkaç kat kala d u rdurdu ve genç kadını koridora çıkarttı. D uvara boylu boyunca sıralanm ış, üzerine ‘Bozuk’ levhalarının asılmış olduğu m akineleri göstererek, “ İşte ,” dedi kuru bir sesle. “ İki günde bir bozuldukları için, işe T ed’i aldık. Eğer ona bir şey olursa, yerine kolaylıkla birini bulabiliriz.”
79
Zack kendi çalışm a ortam ında gene bam başka bir adam oluvermişti. Kendine güvenen, emniyetli ve yaptığı işe tüm ciddiyetiyle sarılan bir erkekti. Soluk blucini, beyaz, dar, kolsuz tişörtü onun bu yapısına ters düşmesine rağm en, Holly onun değişik yönleri karşısında her gün biraz daha şaşırıyordu.
Genç kadın, Zack’in ofisine girdiklerinde onun, işiyle neden bu kadar gurur duyduğunu anladı. D uvarlar stüdyoda üne kavuşm uş sanatçıların imzalı resimleri, altın ve platin plaklarla doluydu.
“ Kendi başarın la çevrili olm ak güzel bir şey olsa gere k .” Holly resimlerin altındaki tanınm ış artislerin im zalarıyla şaşkına dönm üştü.
Ellerini blucinin cebine sokmuş olan Zack gülüm sedi. “ H er başarının gerisinde binlerce başarısızlık vardır, am a evet, yaptığım işi seviyorum .”
Genç adam ın kendisine çevreyi gezdirirken duyduğu gurura bakarak, Holly de aynı kanıya varmıştı. Çok etkilenmiş olduğunu da itiraf etmeliydi doğrusu. “ Ted bugün çalışmıyor m u ?” Sabahtan beri stüdyoyu gezdikleri için hem yorulm uş, hem de susamıştı.
“ Eğer m ecbur kalırsam , onun yerini doldurabileceğimi söylemiştim sana ,” diyerek gülümsedi genç adam. “ A m a eğer hazırsan artık yemeğe gidelim .”
“ Yemek mi? O h, eve t...”Zack söylediğini doğrulam ak istermişçesine saatine
baktı. “ O n ikiyi geçiyor. Ve kimse seni beklem iyor.”Holly ona sinirli bir şekilde baktı. “ Nereden biliyor
sun?”“ Ç ünkü, M axine’e dönmeyeceğini söyledim ,” dedi
Zack küstahça.Holly iç geçirerek cevap verdi. “ Tahm in etmeliydim.
Pekâlâ, nereye gidiyoruz bakalım ?”“ Birdenbire çok uysallaştın?” Genç adam kaşlarını
kaldırdı.“ Bu konuda evet. Ç ünkü çok acık tım .”
80
“ D üşünm em gerekir,” dedi genç adam acı bir sesle. “ H aydi çıkalım. Seni en sevdiğim başka bir restorana götüreceğim .”
“ İkim izin de kıyafeti dışarda yemeğe uygun değil,” dedi Holly. Genç kadının dar panto lonu ve mavi göm leği, Z ack’in üzerindekiler kadar günlük giysilerdi.
“ Bu restoranda yiyebiliriz.”“ Bir M cD onald’s!” diye söylendi H olly tiksinir bir
tonla, kırk beş dakika sonra lokantadan çıktıklarında.“ A m a hoşuna gitti, değil m i?” Zack ona katılm ak
tan kendini alam am ıştı.Genç kadın hafif bir gülümsemeyle cevapladı. “ E n
festi!”“ D aha fazla yiyebilirdin,” diye alay etti Zack. “ Bu
şekilde devam edersek bana hiç m asraf çıkartm ayacaksın. Çok ekonom ik bir arkadaşsın, Holly M acey.”
“ D ua et ki karnım do y d u ,” diye yapm acık bir ö fkeyle konuştu Holly. “ Yoksa intikam ım ı alırd ım .”
“ A slında mesele senin bana esas düşüncelerini söylem em en.”
Holly yavaşça kasıldığını hissederek, kıpkırm ızı kesildi. “ M cD onald’s’ı sevdiğim m i?”
Zack başını ‘hayır’ anlam ında salladı. “ Yanım da artık kendini daha rahat hissettiğini. Bu g ece ...”
“ Bu gece m i?” diyerek onun sözünü kesti Holly. Söylediği şeye cevap vermesine fırsat bırakm am ası genç kadını hiddetlendirmişti. “ Günüm ün büyük bir kısmını seninle geçirdim. Bu gece seni görm eyeceğim !”
“ Tabii ki göreceksin,” dedi genç adam sakin sakin. “ Başka kiminle gidebilirim k i?”
“ N ereye?” Holly ona şüpheyle baktı.“ Bu gece bir tanıtım balosu var, benim de gitmem
gerekiyor v e ...”“ H ay ır.” Kesin bir tonla kestirip atmıştı Holly. A ğ
zındaki inatçı çizgi genç kadının tartışm aya hazır olduğunu gösteriyordu.
81
“ Saçm alam a, Holly, sadece birkaç kişi o lacak .’’ “ Birkaç yüz,’’ diye düzeltti genç kadın.Zack um utsuz bir şekilde iç geçirdi. “ Evet, birkaç
yüz. Bana kalabalık tan korktuğunu söyleme sak ın?’’ A m a evet, L o n d ra’nın kalabalığı onu ko rku tuyor
du. Hem de beş yıl önce m eydana gelen ailesiyle ilgili skandal yüzünden. B unların üzerinden bu kadar uzun bir zam an geçmesi, Alex ile olan ilişkisini bilen biriyle karşılaşm ayacağı anlam ına gelmezdi. “ L ondra partilerini hiç sevm em ,” diye düzeltti.
“ Londra partilerinin diğer partilerden ne farkı var?” “ Farklı iş te .’“ Eğer öyle d iyorsan ,” diye konuştu Zack yatıştırıcı
b ir tonla. ” A m a ben gitmek zorundayım .”“ Bu benim de gelmemi gerektirm ez.”Zack, genç kadının bu inatçılığı karşısında derin bir
iç geçirdi. “ Gelmeni istiyorum am a ,” dedi. “ Uzun m üddet kalm am ız gerekmez. Şöyle birkaç dakika yüzüm ü göstersem, yeter.”
Genç adam ın kendisine gösterdiği bu ilgi karşısında yanakları kıpkırm ızı kesildi H olly’nin. “ Geceni m ahvetmek istem em .”
“ Asıl gelmezsen m ahvedersin .”Sonunda genç kadın onu, böyle konuşm aya m ecbur
etmişti işte. Zack gerçekten samimi görünüyordu. “ Çok kalm ayacağız a m a ,” dedi direnci kırılmış bir halde.
D aha sonra H olly’nin karşısına, böyle şık bir partiye ne giyebileceği sorunu çıktı. Y anında iki tane gece elbisesi getirmişti. Am a ne gri ne de siyah giysileri böyle bir gece için uygun düşmezdi.
Yatak odasımn kapısının çalınmasıyla kendisini böyle arpacı kum ruları gibi düşünm ekten k u rta ran kişiye m innet duygularıyla doluydu. A m a gelenin M axine olduğunu görünce biraz şaşırdı. Sabah kahvaltısını her zam anki gibi yatağında yapmış olan genç kadım , dün geceden beri görmemiş ve Holly evden çıkarken ne Ste-
82
ve ne de karısı henüz o rtada görünm em işlerdi.H olly’nin yatağına yayılmış gece elbiselerini fark
eden M axine kaşlarını ilgiyle kaldırdı. “ Dışarı mı çıkacaksın?”
“ Şey, evet.” Bu kadınla beraberken nedense kendini hep rahatsız hissediyordu H olly. “ Z ack’le partiye gideceğiz.”
M axine, genç kadının siyah elbisesini yana iterek, yatağın üzerine o turdu . “ Hangisini giymeyi düşünüyorsun?”
H olly yüzünü buruşturdu . “ K arar verem iyorum .”“ Öyle m i?” Elbiseleri küçümser bir tonla konuşm uş
tu genç kadın.“ Hangisini giymemi önerirsin?” diyerek onun hor
gören tavrını görm ezden geldi Holly.M axine ilgisiz bir biçimde om uz silkti. “ Siyahı sanı
rım , griyi dün gece giym iştin .”“ H m m m ,” diyerek Holly elbiseyi ona doğru kaldır
dı.“ Benimkilerden birini verebilirdim, a m a ...” diyerek
vücudunu gösterdi M axine.H olly boylarının ve vücut ölçülerinin birbirlerinden
ne kadar farklı olduğunun farkındaydı. Zaten Z ack’ in bir zam anlar M axine’e ilgi duym uşsa kendisini nasıl olup da beğendiğini bir türlü anlamıyordu. “ Bu idare ed e r.” Genç kadın, siyah elbiseyi sandalyeye koyarak griyi de do labına kaldırdı.
“ Eğer sen em insen ...” M axine sıkılmış gibi görünüyordu.
Holly, M axine’in küçümseyici tavırları karşısında öfkeyle kızardı. “ E m in im ,” dedi gergin bir tonla. “ Ne istemiştin? Steve’in bana ihtiyacı mı v ar?” Genç kadın bugün pa tronunu görm em işti hiç.
“ Bildiğim kadarıyla yok. Bugün odasından dışarı çıkmadı hiç,” diye tatsız bir sesle ekledi Maxine. “ Stüdyo gezinizin nasıl geçtiğini sorm aya gelm iştim .”
83
Holly katı bir sesle cevap verdi. “ Çok iyiydi. İlgine teşekkürler.’’
“ İyi.” Aldığı cevabın M axine’i tatm in etmediği açıkça görülüyordu. “ Gideyim de hazırlan. Um arım bu gece çok geç dönm ezsin.”
Holly dün gece yakalandığı pozisyonu hatırlayarak, bütün vücudunu bir pişmanlık ve utanç dalgasının kapladığını hissetti. “ Şey... Sen ne yapıyorsun bu gece?” Genç kadın onun da kendileriyle birlikte gelmesine Z ack’in ses çıkartm ayacağından emindi.
M axine ona alev saçan gözlerle baktı. “ L ondra’da Z ack’den başka arkadaşlarım da v a r.”
“ Elbette, özür dilerim. Bunu kastetm em iştim .” “ Ne söylem ek istediğini kesinlikle biliyorum ,
H o lly ,” dedi genç kadın hiddetle. “ A m a bu gece yalnız kalmayacağımdan emin olabilirsin. Zack senden hevesini aldıktan sonra, gerçek dostlarının kimler o lduğunu hatırlayacaktır!”
“ M ax ine ...”“ Gitmem gerekiyor,” diyerek öfkeyle kesip attı genç
kadın. “ Biraz sonra ben de dışarı çıkacağım .” Yalnız kalan Holly’nin bütün vücudu titriyordu. Onu
sadece partiye çağırm ak istemişti. M axine ile aralarında geçenler, birden hafızasında eskilere ait, benzer bir m anzaranın canlanm asına sebep olmuştu. O zamanlar, yaşadığı acıyı geride bırakm ak için kaçmayı tercih etmişti. A m a bu sefer sonuna kadar mücadele edecekti.
Zack sekiz buçukta geldiğinde her zam anki gibi son derece yakışıklı ve çekici görünüyordu. Giydiği yeşil kadife ceket, gözleriyle hoş bir uyum oluşturuyordu. Kar beyazı gömleği, papyon kravatı ve uziın erkeksi bacaklarını belirginleştiren siyah pantolonuyla, olağanüstü şıktı. Holly onun bu m uhteşem görüntüsü karşısında, üzerindeki biçimsiz elbiseden utandı.
Genç erkeğin ne kadar güzel göründüğü konusunda yaptığı iltifatları şüpheyle karşıladı. “ H angim izin da-
84
ha güzel göründüğü tartışm a g ö tü rü r,” dedi kuru bir sesle.
Yanındaki koltukta oturup arabayı kullanm akta olan Zack, hafifçe güldü. “ Şakacılığını kaybetmediğini görmek çok sevindirici.”
“ Neden kaybedeyim ?”Genç adam om uz silkti. Sürdüğü tıraş losyonu
H olly’nin bastırm aya çalıştığı bütün tehlikeli hislerini uyandırıyordu. “ Bu gece biraz solgun görünüyorsun. Sanırım M axine ile aranda bir şeyler o ld u .”
Maxine ile yaşadığı sahne hissettiği tatsızlığın tek sebebi olsa iyiydi, esas onu böyle allak bullak hale getiren aklına gelen anılardı. “ Pek bir şey geçti denem ez,” diyerek geçiştirmeye çalıştı Holly. “ Sadece stüdyo gezimizin nasıl geçtiğini m erak etm işti.”
“ H epsinin bu kadar olm adığından em inim !” “ A klı karışıktı biraz, Z ack ,” diye iç geçirdi Holly.
“ Mücadele etmesi gereken dünya kadar şey varken, kılını bile k ıp ırdatm ayan Steve’e, kendisini ihm al ettiğin için sana ve hepsinden fazla da seni onun elinden almış olduğum için bana kızgındı.”
“ Ben ona ait olmadım ki hiç.” Genç adamın sesi sertti.
“ H iç m i?” diye sordu Holly. Ses tonu çok tatlıydı. “ Bir zam anlar o labilird im .” Sabırsızca cevap verdi
genç adam . “ A m a bu Steve ile evlenmesinden önceydi. Ü zerinden yıllar geçti.”
Holly bu açıklam a karşısında içinde bir rahatlam a duydu. İki kardeşin de bir zam anlar M axine ile ilgilendikleri ortadaydı. A m a Z ack’in ne zam an ortaya çıktığından emin değildi. Genç kadın Z ack’in ağabeyine ihanet etm em esinin çok güzel bir şey olduğunu düşündü.
“ Uzun hikâye, başka bir zaman anlatırım .” Zack konuyu kapatm aya çalışıyordu.
“ Dinlemek isterd im .”85
A rtık Londra’nın merkezine gelmişlerdi. Zack’in arabayı önüne park ettiği kulübün ne kadar önemli bir yer olduğunu genç kadın bile biliyordu. Girişe doğru yaklaştıklarında Holly içinde şiddetli bir sinir dalgasının büyümekte olduğunu hissetti. İçeri girme düşüncesi onu dehşet içinde bırakm aya yetip de artıyordu.
“ Hayalet görmüş gibi bir halin v a r,” dedi Zack onun bem beyaz kesilmiş yüzüne bakarak .
“ G erçekten de öyleyim .” Holly bü tün vücudunun ürperdiğini hissediyordu.
Genç adam samimi bir ilgiyle bak tı ona. “ Eğer girmek istem iyorsan ...”
“ H ay ır,” diye başım salladı genç kadın kendinden emin bir havayla. “ Seninle geleceğim.”
“ Cici k ız!” Z ack’in dudakları inanılm az bir yum uşaklıkla H olly’ninkilere dokundu. “ Şimdi yanaklarına renk geldi iş te .”
“ Eğer bunu bir daha denersen, gözlerinden birinin rengi değişebilir.”
Zack onu içeri götürürken, kolu genç kadının belini güçlü bir şekilde sarm ıştı. “ Benimle tartışm adan duramayacağım biliyordum ,” diyerek güldü. “ Evet haydi içeri girip herkese görünelim .”
Son derece gürültülü bir partiydi. Herkes Z ack’e ismiyle hitap ederek selam veriyor, bir sürü insan H olly’ yi meraklı gözlerle inceliyordu. A ncak Z ack’in onu sahiplenen havası, kendisiyle dolaysız o larak konuşm alarını ya da soru sorm alarını engelliyordu. Gelişlerini izleyen bir saat sonunda Holly, bu son derece şık ve gösterişli kıyafetler içindeki insanların başkalarından farkları olm adığını anladı. H a tta bazıları hoşuna bile gitmeye başlam ıştı.
“ H âlâ B obbie’yi görem iyorum ,” diye m ırıldandı Zack, çatılmış kaşlarıyla salona göz gezdirirken.
“ B obbie?” Holly yüksek m üzikte sesini duyurabilmek için bağırm ak zorunda kalmıştı.
86
“ Beklemekte olduğum uz şeref konuğum uz. Gecikeceğini tahm in etmeliydim. Herkesten sonra gelerek dikkatleri üzerinde toplam aya bayılır.”
Saat artık on olm uştu ve H olly, Bobbie denen konuğun ne zam an geleceğini m erakla bekliyordu. Londra s tandartlarına göre saat henüz erken sayılm asına rağm en, parti kendisi için verildiğine göre genç kadının şimdiye kadar gelmiş olması gerektiğini düşündü Holly.
“ Eğer elini çabuk tutm azsa, geldiğinde salonda kendisinden başka kimseyi bu lam ayacak ,” diye söylendi Zack. Bir m üddet sonra. B obbie’nin hâlâ gelmemesi sabrını taşırm aya başlam ıştı.
H olly bü tün gece boyunca içtiği tek içki olan, şarabından bir yudum aldı. “ Beni hiç rahatsız etmiyor, parti onsuz da bayağı eğlenceli.”
“ Mesele de bu ya za ten .” Genç adam kaşlarını ça tmıştı. Eğer Bobbie biraz daha geç kalırsa, Z ack’in kaşları bir daha norm ale dönemeyecekti. “ Nerede kaldı bu Tanrın ın cezası kad ın?” diye m ırıldandı. “ G azetecilerin daha fazla bekleyebileceklerini sanm ıyorum .”
“ Gazeteciler m i?” Genç kadına salonu dolduran insan lardan hiçbiri gazeteci gibi gelmemişti.
“ Gazetecisiz tam tm a partisi verilmez herhalde,” diye açıkladı genç adam sabırsızca.
“ Öyle de. A m a eminim k i . . .”“ İşte, n ihayet!” diyerek, kızgın bir şekilde soludu
Zack. H olly’yi unutm uş, kapıya doğru bakıyordu. “ Bir dakika izin ver b a n a .” D önerek sert gözlerle H olly’ye baktı. “ Şeref konuğum uza bize birazcık vakit ayırırsa ne kadar zevk duyacağımı söyleyeceğim.”
Z ack’in B obbie’ye duyduğu hiddet hiç de iyi değildi, am a bir yandan da işini ne kadar ciddiye aldığını gösteriyordu. K apıdan içeri giren genç yıldızı, coşkulu bir kalabalık sarm ıştı, am a Z ack’in geldiğini görerek ona yol açtılar. Eğer birazcık olsun aklı varsa, şu h a liyle kimse onunla tartışm aya girmezdi.
87
Zack genç kadının yanına vardığında, Holly şeref konuğuna şöyle bir göz attı. Sarı saçlarının arasına attırılan gümüş rengi meç ve göbeğine kadar vücudunu sımsıkı bir şekilde sararak , kollarını ve sırtını tıpkı bir rahibe giysisi gibi örten parlak uzun elbisesiyle harika bir görünüm ü vardı. Bu cüretkâr kıyafet, içine bir şey giyilmediğini gözler önüne seriyordu ve sahibine şöyle bakıp geçmeyi im kânsız kılıyordu. Zaten kim senin de öyle bir niyeti yoktu! Bobbie gerçekten güzel bir kadındı. H olly’den biraz daha genç olmasına rağmen, yüzüne oldukça koyu bir m akyaj yapm ış, dudakları p a rlak kırmızı bir ru jla belirginleştirilm işti.
Bu dudaklar, bu ihtiraslı yüz ve m untazam vücut H olly’ye hiç de yabancı gelm iyordu. ‘B obb ie ...’ diye düşündü Holly. Sakın, sakın b u ... Tabii ya oydu. ‘A m an T anrım !’ diye titredi genç kadın. R oberta idi bu.
A rtık Holly, Z ack’in koluna girmiş kendisine doğru gelmekte olan bu genç kadını, rüya âlemindeymişçesine izliyordu. A m a Z ack ’in geç kalan bu güzel kadına duyduğu öfke geçmiş gibiydi. D udaklarına eski tem bel gülümsemesi yerleşmişti gene.
Yıllar sonra iki genç kadın karşılaştıklarında gözlerine gelip çöreklenen kin dolu parıltıları gören Z ack’ in gözleri kısıldı.
“ Holly, sana son yıldızım, Bobbie C hance’i tan ıştırm ak istiyorum . Bobbie bu da benim çok sevdiğim bir arkadaşım olan, Holly M acey.” Genç adam iki kadın arasındaki gerilimli havaya aldırış etm eden görevini yerine getirdi.
“ H olly ,” dedi Bobbie gergin bir sesle.“ R o b erta ,” diye başını salladı Holly.Kırmızı dudaklar alay edercesine kıvrıldı. “ Okul yıl
larım dan beri kimse bu isimle h itap etmedi b a n a .”“ A m a seni tanıdığım da ismin buydu ,” diye hatırlattı
Holly, katı bir sesle.
1 Ev et. Seni zor tanıyabildim , Holly. Çok değişmişim ."
‘ Sen d e ." H olly’nin sesi buz gibiydi.‘ Um arım olum lu bir değişik lik tir." B obbie’nin ses
tonunda, gördüğü kişinin gerçek Holly olmadığı iması okunuyordu.
Genç kadın, Bobbie’nin neyi kastetmek istediğini anlayarak kıpkırmızı kesildi. Geçen yıllar boyunca ne kadar değişmiş olduğunu H olly de biliyordu. O zam anlar hiçbir şeyi um ursam ayan bir genç kızken, şimdi olgun bir kadın olup çıkmıştı.
Zack şaşırmış gözlerle iki kadını izliyordu. “ Siz b irbirinizi tanıyor m usunuz?"
"O h, evet," dedi Bobbie sert bir sesle. “ Holly ve ben birbirimizi çok iyi tan ırız .’' ’
"A m a... nereden?” Zack’in kaşları çatılmıştı. “ Aynı okulda m ıydınız?”
“ Evet am a sırf okuldan değil,” diye kelimelerin üzerine basarak konuştu Bobbie. Kasılıp kalmış H olly’ye Çaktığında yüzünde kinci bir alay belirmişti.
Holly, B obbie’nin Z ack’e gerçeği söylemesini önlemek istermişçesine çaresizlikle dudaklarını yaladı. Ve görünüşe göre korktuğu başına gelecekti!
“ Sevgili arkadaşın Holly, sana babam ın evliliğini nasıl yıktığını anlatm adı m ı?” dedi sarışın yıldız H olly’ nin hatırlam ak bile istemediği anılarını canlandırarak.
Holly, Z ack ’in inanm az gözlerle kendisine baktığ ını fark ederek, yüzünden bü tün kanın çekildiğini hissetti. Kimbilir şimdi kendisini nasıl da suçluyordu genç adam . Ve suçlam akta da haklıydı.
89
A L T I N C I B Ö L Ü M
Z ack’in evine doğru yol alırlarken, Holly arabada derin bir sessizliğe göm ülm üş o turuyordu. Beyni hiçbir şey düşünemeyecek kadar uyuşm uştu. Genç adam onu nereye götürdüğünü söylediğinde, ağzını açıp da karşı çıkacak gücü bile kendinde bulam am ıştı. Bobb ie’nin o korkunç gerçeği açıklam ası ve H olly’nin hem en görülebilen suçlu hali, Z ack’in onunla konuşm ak istemesine neden olm uştu kuşkusuz. Bobbie kendini bekleyen coşkulu kalabalığa karışm ak üzere yanlarından ayrıldıktan sonraki bir saat içinde, partiye nasıl katlandığını bilm iyordu genç kadın.'* Z ack’in dairesi, gündelikçi kadının derli toplu tu t
tuğu tipik bir bekâr evi olm asına rağm en, genç adam ın kişiliğinden de izler taşım aktaydı. Salona harika bir stereo set yerleştirilmiş ve yanm a binlerce plak ve kaset yığılmıştı. Pastel renkli duvarlarda çeşitli altın plaklar dikkati çekiyordu.
A m a şimdi, genç adam a evinin ne kadar rahat ve hoş döşenmiş olduğunu söylemenin zam anı değildi. Holly koltuklardan birine kendini bırakarak, Z ack’in içeri girer girmez doldurduğu konyak bardağını boşaltm asını bekledi.
“ P ek â lâ?” diye söze girdi genç adam , yüksek sayılabilecek bir tonla.
“ E vet?” Holly ürkek gözlerle ona baktı. Zack’in bu hali hiç hoşuna gitm iyordu.
“ U tangaç ro lü oynam a, H olly .” Genç adam ın yanık tenine rağm en yüzü bembeyazdı. “ B obbie’nin söyledikleri doğru m u ?”
“ Z a c k ...”90
“ D oğru m u ?” diye sorusunu tekrarladı genç adam öfkeyle. Y um ruklarını sıkmış H olly’ye şüpheli gözlerle bakıyordu. “ Babasının evliliğini gerçekten yıktın mı, yıkm adın m ı?”
“ Bu kadar basit d eğ il...”“ K ahretsin, tabii ki b asit!” Gözlerinden alevler çı
kıyordu. “ Y aptın mı, yapm adın m ı?”“ Bobbie bü tün gerçeği b ilm iyo r...”“ Y aptın m ı?” diye patladı Zack sonunda.Holly genç adam a duyduğu öfkeyle güçlükle yu tku
nup, kuruyan dudaklarını yaladı. “ E vet,” diye yavaşça itiraf etti. “ A m a ...”
“ A m an T anrım !” diye inledi Zack. “ T an rım ..” Başını inanam ıyorm uşçasm a sallıyordu.
“ A m a zannettiğin gibi değil.” H olly yalvaran gözlerle o n a baktı. “ Evliliğini isteyerek y ıkm adım .”
“ A m a gene de y ık tın .” Zack kendine biraz daha konyak ald ıktan sonra devam etti. “ Eğer gerçeği senin ağzından duym asaydım asla inanm azdım .” Genç adam sanki kendi kendine konuşuyordu.
“ D oğru değil b u ,” diyerek atıldı Holly. “ Suçluluğum a daha partideyken inanm ıştın !”
’“ Bunu söylerken B obbie’nin yüzünü görseydin sen de inan ırd ın !” Genç adam ın kaşları çatılmıştı.
H olly onun söylediklerinde hiç de haksız olm adığını düşünerek kıpkırm ızı kesildi. B obbie’nin an lattık larını inkâr etm ek istemiş, ancak yapam am ıştı. H ayatında kimseyi isteyerek incitmediği halde, Alex Chan- ce ile yaşamış olduğu ilişki, geride gereğinden fazla yaralanm ış kalpler bırakm ıştı. Bobbie de bunlardan b iriydi. A m a en derin yarayı da kendisi aldığından, Z ack’e gerçeği anlatıp anlatm am ası gerektiğini bilemiyordu.
“ Evlilik yıkmak senin âdetin m idir?” dedi Zack, onu hor görür bir tavırla.
H olly içerlemiş gözlerle’ gene adam a bâkakalm ıştı.91
“ Ne demek istiyorsun?”Z ack’in dudakları acımasızca kıvrıldı. “ Eh, Steve’
in bürosunda gördüğüm e bakılırsa, gene bir evliliği yıkm ak üzereydin!”
“ D oğru değil b u !” diyerek yutkundu Holly.“ On yedi yaşında beraber olduğun bu adam , seni
başkalarının ilişkilerini yıkm a hırsıyla dolduracak kadar mı kırdı?” diye saldırmaya devam etti Zack. “ Önce Bobbie’nin babası ve şimdi de Steve h a?”
Genç adam geçmişte olanları tam am en yanlış an ladığı halde, Holly bu durum da onu suçlayam ıyordu. “ Steve’in evliliği zaten sallantıdaydı, bunu biliyorsun.” Genç kadın konuşm asını yavaşça sürdürdü. “ Üstelik de evliliklerini k u rtarm ak ta sana yardım cı olmayı kabul e ttim .”
“ D oğru .” Z ack’in dudakları sanki onun açıklayam adığı bazı şeyleri anlıyorm uşcasına kıvrılmıştı. “ Bunu neden yaptığını m erak ediyorum doğrusu? B obbie ’nin babasının başına gelenlerin, Steve’in başına da geleceğini anlayıp, çekmiş olduğun vicdan azabını hafifletm ek için mi bana yardım etmeyi kabul e ttin ?”
“ Olayları ça rp ıtıyo rsun ...”“ Öyle m i?” dedi Zack kaşlarını çatarak. “ Senden
hoşlanıyorum H olly, gerçekten hoşlanıyorum ve evlilik yıkabilecek biri olduğuna inanam ıyorum . Bunu kabul etmek öyle güç ki benim iç in .”
“ O zam an in an m a,” dedi genç kadın yalvarırcasına.
“ D oğru öldüğünü söyleyen şendin am a .”“ Bir bakım a öyle, ancak bilmediğin şeyler v a r .. .” “ O zam an anlat b a n a ,” dedi Zack çaresiz bir sesle.
Yüzü gerilmişti “ A nlam am ı sağla!”Genç kadın derin bir iç geçirdi. “ Y apam am .” “ Lanet olsun! N eden?”Holly om uzlarını silkti. “ O layların tek sorum lusu
ben değildim .”92
Bunu zaten anlam ıştım ,” dedi genç adam bezgin bir sesle. ‘‘B obbie’nin babası da en az senin kadar istemiş olmalı. A m a Bobbie ile aranızda fazla yaş farkı olm adığına bakılırsa bu adam ın baban yaşında olması gerekiyor.”
H olly’nin yüzü tam am iyle solmuş, rengi neredeyse grileşmişti. “ Evet, öyleydi.”
"O zam an neden böyle bir ilişkiye girdin? K endinden büyük erkeklere zaaf duym uş olduğunu söyleme han a .”
“ B en ...”“ Evli ve çocuğu olm ayan bir adam ı seçemezmiydin,
Tanrı aşk ına?”“ Bu meselede suçsuz olmuş olabileceğimi hiç düşün
m üyorsun, değil m i?”“ Suçsuz m uydun?” derken, Z ack’in gözleri kısılmış-
F \ ,Holly derin bir iç geçirdi. “ Hgyır,' am a gençtim ,”
1 dedi kendini savunm aya çalışarak. “ Yaptığım ın bilincinde değildim .”
“ A m a adam ın karısı ve çocuğu vardı, ne yaptığını bilmen gerekird i!” Zack başını sallayarak içkisinden büyük bir yudum aldı. “ Kendimi, evlilik yıkan bir kadın olduğun fikrine alıştırm am biraz zam an a lacak .”
Holly sallanarak ayağa kalktı. Kendini sarhoş gibi hissediyordu. “ D aha fazla birbirim izi incitm eden ve sonradan pişmanlık duyabileceğimiz şeyler söylemeden gitsem, iyi o lacak .”
“ Evet, galiba haklısın.” Genç adam düşünceli bir şekilde elini saçlarında dolaştırdı. “ Bütün bu olanları düşünmek için zam ana ihtiyacım v a r .”
“ Bana bir taksi çağırabilir m isin?” diye rica etti genç kadın. Katı bir sesle “ Beni geri götürebilecek durum da olduğunu sanm ıyorum .” Zack eve geldiğinden beri partidekinden daha fazla içmişti. D aha önceleri ne yaptığını bilmeyecek kadar sarhoş biriyle yeteri kadar acı
93
bir tecrübe yaşamiş olan Holly, aynı şeylerin Z ack’le de tekrarlanm asından korkuyordu.
“ Sarhoş değilim .”“ Polis böyle düşünmeyebilir am a ,” dedi genç kadın
kuru bir sesle.Genç adam ın çenesi gerildi. “ Şu an benimle birlikte
olm ak istemediğini çekinmeden söyleyebilirsin.” Holly bu sözlerdeki meydan okum aya cevap vermek
üzere başını geriye a tarak , “ D oğru, istem iyorum ,” dedi.
"T aksi çağ ırayı m . '’ dedi Zack. yerinden kalkarak. Taksinin çelmesini bekleıkcn ikisinin dc ağzını bı
çak acınıyordu. Zilin çaldığını duyan geııç kadın gitmek üzere doğruldu. “ Bu gece içiıı teşekkürler, dedi genç adam a kısaca.
“ Hoşuna giuiğini söyleme.” Zack taksi şoförüyle bir şevler konuştuktan sonra geri d o n m u ş t u . Ceketini \ e papyon kraratın ı çıkartm ış çömleğinin ıik iki düğm esini açmıştı. "B u gecenin ikimizin de hoşuna gittiğini sanm ıyorum !”
Genç kadın dudaklarını büktü. “ Bobbie ile beraberken hiç de sıkılmışa benzem iyordun,” dedi alayla.
“ Aptalca kıskançlık duygularına kapılma, Holly. Zaten yeteri kadar sorunum uz va r!”
Genç kadın çoktan hak etmiş olduğu bu azarla k ıpkırmızı kesildi. “ Gitsem iyi o lu r .”
“ H enüz değil.”“ Taksi şo fö rü ...”“ Aşağıda beklemesini söyledim, parasını da ödedim.
Bu yüzden sorun y o k ,” diye ekledi genç adam sinirli bir şekilde.
H olly’nin elleri titriyordu. “ Bu gece birbirimize söyleşebileceğimiz başka bir şe\ kalm ad ı,"
"Seninle aynı fikirde değilim. Oh. sakinleş biraz H o lly .” dedi Zack. genç kadının, eğer bir adım daha atarak oha kaçacakm ış sibi kapı t a çözlerin dikmesi
94
üzerine. “ Sana saldıracak değilim. Ve kurtarıcın da aşağıda bekliyor. E n azından aram ızdaki anlaşm azlıklardan birini açıklığa kavuşturm adan hiçbir yere gidemezsin. B obbie’nin stüdyom la yapmış olduğu bir kontrat var ve zamanı geldiğinde büyük bir yıldız olacak. O nunla birlikteyken rahatsız olm an için hiçbir neden yok. P rojektörlere bayılan küçük bir kız o sadece.”
“ Hem en hemen benim yaşım da sayılır.” H olly’nin ses tonunda açık bir gerginlik vardı.
“ Ve aranızda dünya kadar fark v a r .”“ Bu da benim geçmişimden kaynaklanıyor olsa ge
re k ,” dedi genç kadın acı bir sesle alay ederek.Zack şimdi hiç olmadığı kadar kızgın görünüyordu.
“ Başka bir zam an olsaydı, Bobbie’ye duyduğun bu kıskançlık gururum u okşayabilirdi, am a şu an ne düşüneceğimi bilem iyorum . Bobbie C hance’in benim için hiçbir şey ifade etmediğini ve aklımın sadece seninle dolu olduğunu anla lütfen, Holly. Şimdi istiyorsan gideb ilirsin .”
“ Z a c k ...”Genç adam , “ Tanrım , neden H olly?” diye inleye
rek kollarının arasına aldı ve yüzünü H olly’nin ipeksi saçlarının arasına göm dü. “ Bunu bana neden yaptın?”
Genç adam ın güçlü kolları H olly’yi öyle sıkıca sarmıştı ki genç kadın ona cevap veremedi. A m a Z ack’in arzuyla yanan dudakları boynunun yum uşacık ten inden, dudaklarına ulaştığında, başını geriye eğdi. Ne istediğini bilen ve bunu elde etmeye kararlı görünen Zack, genç kadını küçümsercesine değil de, adeta yalvarırcasına, baştan çıkartan hareketlerle öpmeye başlamıştı. Bunca olan bitenden sonra onun kendisini böy- lesine duyarlı bir şekilde öpeceğini hiç um m am ıştı Holly. Ç ünkü genç adam içten içe, yuva yıktığına inandığı bir kadına neden saygı duysundu ki?
“ Zack, özür d ilerim ,” diyerek onu üzmüş olm anın verdiği acıyla inledi Holly. “ Çok çok özür dilerim .”
95
“ Şu an hiçbir şey önemli değil.” Z ack ’in sesi fısıltı halinde çıkmıştı, gözlerinin rengi ihtirasın verdiği alevle parlıyordu. “ T anrım , seni öyle istiyorum ki! Bu gece benimle kal, H olly. B urada kal ve seni sevmeme izin v e r.”
“ Y ap am am ...” H olly’nin zayıf sesi kendi kulağına bile ikna edici gelm iyordu. Kendisiyle sevişmesine izin veremezdi.
“ Y apabilirsin ,” diyerek onu cesaretlendirmeye çalıştı Zack, arzu dolu bir sesle. “ Beni istemiyor m usun?” Bunu düşünm enin verdiği acıyla kaşlarını çatmıştı genç adam .
“ Sorun bu değil.”“ O zam an istiyorsun?” diye atıldı Zack. “ Bilmiyorum. Aklım öyle karışık k i,” dedi genç ka
dın elini şakaklarına götürerek. ” Gitm em gerek, Z ack .” Holly adeta yalvarırcasına konuşm uştu.
“ Seni bu kadar istiyorken hayır,” diyerek başını salladı genç adam .
“ Beni istemen geçmişte yaptıklarım ı değiştiremez Z ack .” Holly ona acı dolu gözlerle baktı. “ B obbie’ nin babasının evliliğini yıktım . Benim yüzüm den karısıyla boşanm ak zorunda kald ılar.”
“ Eğer sen olm asaydın başka b ir i .. .”“ Böyle kolayca geçiştirem ezsin,” diyerek iç geçirdi
genç kadın. “ Ve zaten doğru da o lm az.”“ Eğer bir erkek karısını bir kere aldatabilirse bunu
tekrar yapacak tır.”“ A nlam ıyo rsun ...”“ Ç ünkü anlatm ıyorsun,” diye isyan etti genç adam .
“ Neler olup bittiğini anlatm ıyorsun b a n a .”“ H ay ır.” H olly’nin sesi ifadesizdi.“ O zam an g it,” diyerek ona arkasını döndü Zack.
“ Git şim di.”Genç kadın birden ona koşup bü tün olanları an la t
m ak için dayanılm az bir istek duydu içinde. A m a ya-96
oam azdı. Acısı öyle derindi ki Z ack’e gerçeği an la tamazdı. Kendisinin bile yüz yüze gelmekten kaçındığı ■bu yarayı bir başkasına nasıl açabilirdi?
"Y arın seni görmeye geleceğim.” Z ack’in sözleri kapıdan çıkm akta olan genç kadını durdurdu .
"G erek y o k .”"Y eteri kadar neden ve gerek v a r .”Genç adam ın gözlerinde garip pırıltılar dolaştı. “ Be
nim ihtiyacım var! Senden bu şekilde ayrılm ak beni kahrediyor. Yarın öğleden sonra buradan gitmeden önce seni görmeye geleceğim .”
Genç kadın başını yavaşça sallayarak güçlükle yu tkundu. “ Peki, am a bu hiçbir şeyi değiştirm eyecek.”
“ Ben değiştirebilirim .”Genç kadın artık onu daha iyi anlıyordu. Z ack’e geç
mişini açıklam ada gösterdiği isteksizlik belli ki genç adamı incitmişti. A m a onun bu denli etkilenmesi, kendisine karşı ilgisiz olm adığını gösteriyordu.
Taksi, Steve ve M axine’in apartm anlarına um duğundan daha kısa bir sürede varm ıştı. Cevabını verem ediği milyonlarca soru Holly’nin beynini kemiriyordu. İçeri girdiğinde herkesin yatmış olduğunu sevinerek fark etti. Düşünceleriyle baş başa kalabilm ek için hızla odasına kapandı.
Ertesi sabah uyandığında zihni dün geceki kadar karışıktı, bu yüzden Steve birkaç saat çalışm alarını teklif ettiğinde memnuniyetle kabul etti. Zack’le öğleden sonraki karşılaşmalarını düşünmemek için bir şeylerle oyalanması gerekiyordu.
Öyle kötü bir gece geçirmişti ki gözlerinin altındaki koyu çizgiler çok gecikmeden M axine’in dikkatini çekti. Steve, çalışm ak için odasına çekilmişti. H olly kahvaltı masasına, geldiğinde genç kadının ondaki değişikliği fark edeceğinden emindi.
“ Pek iyi görünm üyorsun ,” diye sordu M axine, merakını yenemeyerek.
97
“ Trafiğin gürültüsünden bü tün gece gözüm ü kırpm ad ım .”
“ Sahi m i?” diye üsteledi M axine. “ D ün gece öyle korkunç bir trafik olduğunu hatırlam ıyorum . Z ack’in arabasın ın sesini bile duym adım .”
H olly bu kadım n tuzağına ne kadar da çabuk düştüğünü anladığında çok geç kalm ıştı. A ğzından la f alm ak için M axine kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu kendisiyle “ D ün gece eve taksiyle geldim .” H olly’nin sesi sert çıkmıştı.
“ Sahi m i?” diye sordu M axine, kelimelerin üstüne basa basa.
“ Evet. Zack partide yeteri kadar içmişti ve vakit de geç olduğundan taksiyle gelmenin daha iyi olacağım düşündüm .”
“ Ç ok garip. Z ack’in daha önce sarhoş olduğunu hiç hatırlam ıyorum .”
“ D ün gece olduğunu da sanm ıyorum .” Holly’nin cevabı sert bir tonda çıkmıştı. “ Sadece riske girmesini istem edim .”
“ Peki Zack ne dedi?” M axine’in koyu kaşları ilgiyle kalktı.
Bu alay karşısında kıpkırm ızı kesilen H olly, “ Bana hak verd i,” dedi.
“ A nlıyorum .” A m a Maxine sadece anlam ak istediklerini anlıyordu. D oğrularak, “ Eh, bir gün bu ilişkiden hevesini a larak bıkacağını söyleyip seni uyarm ıştım ,” dedi.
“ D üşündüğün gibi değil.”“ Tam am , H o lly .” M axine onu yatıştırm aya çalıştı.
“ Belki ilerde sana vermeye çalıştığım öğütlere kulak kab a rtırs ın .”
H olly, M axine’in bu bilmiş tavırlarından nefret ediyordu. Güzel yüzünde beliren ta tm inkâr gülümsemeyi yok etmek için neler vermezdi ki. Zack ile çıkmaya Steve’e yardım etm ek am acıyla başlam ışlar, am a sonra-
98
ı.ın ilişkilerinin boyutu değişmişti. Ancak dün gece ara- .m n d a geçenlerden sonra genç adam ın artık kendisine ilgi duyduğunu hiç sanm ıyordu. O nun için Maxi- rse'in bu şekilde düşünm esine ses çıkartm asa daha iyiederdi!
Holly, çalışmak üzere Steve’in yanm a gittiğinde genç ■idamın işe koyulm ak için hiç acele etmediğini gördü. Patronunun her zam ankinden de yorgun göründüğünü kalbi burku larak fark etti. Z ack ’le girdiği ilişkiden herkes payına düşeni almıştı anlaşılan!
‘‘Dün iyi vakit geçirdiniz m i?” diye sordu Steve.•■Dün?..”•‘Z ack’in stüdyosunda.”Dün gece Bobbie ile karşılaşm alarından sonra geli
şen olaylar, stüdyoya yaptığı geziyi aklından tamamiyle silmişti. “ Ç ok ilgi çekiciydi.” Steve’in yanında biraz olsun huzur bulm uştu Holly.
Genç adam ın dudakları büküldü. “ M axine orayı son nerece rahatsız bulduğu için Zack onu stüdyoya hiç götürm ez.”
“ O h !” B aşka ne diyebilirdi ki!“ Sana çok kapılm ış o lm alı,” dedi Steve ifadesiz bir
sesle.Holly kıpkırm ızı kesildi. “ Ben öyle düşünm üyo
ru m .”“ Bence öyle.” Steve’in elleri genç kadının nazik par
m aklarını yakaladı. “ Eğer seninle gerçekten ciddiyse ikinize de iyi şanslar dilerim .” Genç adam bunu söylerken son derece samimi görünüyordu.
A rtık Holly ne diyeceğini bilemiyordu. Genç adam ın böyle bir dilekte bulunm ası, Zack ve H olly’nin aklına gelebilecek en son şeydi! O zam an, planlarını yaparlarken Steve hakk ında tam am iyle yanılm ışlardı.
“ Doğrusu neler hissettiğimizi bilm iyorum ,” diyerek, genç adam dan gözlerini kaçırdı Holly. “ A rtık çalışmaya başlayalım m ı?”
99
“ Nasıl istersen.” Genç adam bakışlarını ondan ayırm adan yavaşça başını salladı.
Kardeşiyle aralarındaki ilişkinin ne derece ciddi olduğunu anlam aya çalışan bu adam a ne söyleyeceğini bilem iyordu. ‘Kardeşinle çıkm aya sırf seni kıskandırm ak am acıyla başladık, am a tüfek geri tep ti’mi deseydi? Bunu öğrenm enin Steve’in hoşuna gideceğini hiç sanm ıyordu ve bu yüzden onu suçlayamazdı!
“ Evet istiyorum . Ne de olsa o yüzden bu raday ız ,” dedi canlı bir sesle.
Zack ikiyi biraz geçe geldiğinde genç kadın kadar kötü bir gece geçirdiği belli oluyordu. Yüz ifadesi sertti. D udaklarında gergin bir ifade vardı. Açık yeşil, dar pan to lonu ve koyu yeşil gömleği ile son derece yakışıklı görünüyor, gömleğinin açık bıraktığı düğmeleri ve dirseklerine kadar kıvırdığı kollarıyla çekiciliği daya- nılm azlaşıyordu.
“ A rabayla gezintiye çık ıyoruz,” dedi hiçbir ta rtışm a kabul etmeyen bir ses tonuyla,
B una rağm en H olly itiraz etm ek istedi. “ Birkaç saat sonra yola çıkacağız.”
“ O zam ana kadar geri döneriz ,” diye karşılık verdi genç adam . “ H erhalde burada konuşm ak istemezsin?’’ K onuşm aları M axine’in ve hizm etçinin içeri girip çık-
m alarıyla durm adan kesiliyordu.“ Biraz gezsek fena o lm az.” Genç kadın da sonun
da ona hak vermişti.Zack arabayı park ettiğinde fazla uzaklaşm am ışlar,
sakin bir kır yoluna gelmişlerdi.“ Bazı yerleri gerçekten çok iyi b iliyorsun ,” dedi
Holly yavaşça. “ Çocukken geldiğin yerlerden biri m i?” “ B uraya daha önce hiç gelmemiştim . Yürüyelim
m i?” Genç adam nazik bir ton la konuşuyordu.“ Neden olm asın?” Holly konuşm ayı tehlikeli konu
lardan uzak tu tm aya çalışıyordu.Birbirlerine değmemek için özel bir çaba göstererek
100
:-c5sizce yürüdüler. Zack ellerini pan to lonunun cepler e sokm uş, aklı sanki çok uzaklardaym ış gibi düşüncelerine kaptırm ıştı kendini.
"D ün gece olanları uzun uzun düşündüm ,” dedi aniden, ama genç kadına bakmamıştı. “ Düşünm ekten baş- •:a hiçbir şey yapm adım za ten .”
“ Ve?”“ Ve hiçbir sonuca varam ad ım .” Şimdi genç kadına
gözlerinde acıklı bir ifadeyle bakıyordu. “ Kusursuz olmam bekliyor ya da istiyor değilim ,” diye devam etti Zack. “ A m a bir yuva yıktığını itiraf ettiğin zam an, senin de idealim deki gibi bir kadın olm adığını düşün-d, ,; * 5nüm.
“ Zack, sanki seni aldatm ışım gibi konuşuyorsun .”“ A ldatm adın mı peki?”Genç kadının benzi soldu. “ E lbette, aldatm adım .
Birbirimize âşık değiliz, h a tta hoşlandığım ız bile söylenemez. B irbirinin cazibesine kapılan iki kişiyiz sadece. Ben senden hiç M axine ile ilgili açıklam a yapm anı bekledim mi? Eğer sana, cazibene kapılm aktan öte duygular beslemiş olsaydım, açıklam a yapm anı isterd im .”
“ H içbir zam an M axine ile ilgili anlatacaklarım ı d inlemeye hevesli olm adın ki. B ana kulak vereceğine, suç-
| lamayı, yakıştırm alar yapm ayı tercih e ttin .’ j “ Şimdi beni suçladığın gibi m i?” dedi H olly, dün | gece genç adam ın yaptığı onur kırıcı im aları dile getir
meye çalışarak.“ Benim davranışım daha farklıydı. Steve’le evlen
diğinden beri, M axine’e ağabeyimin karısı olm asından öte bir şeyler hissetmedim.” Genç adam ın ses tonu sert-
■ leşmişti.“ Sorun ne söyleyip söylemediğin değil. Benim söy
lemek istediğim, senden hiçbir açıklama beklememiş olm am .” H olly’nin ona güvenm ek için ağzından çıka-
' cak kelimelere ihtiyacı yoktu , çünkü Z ack’e gözünü kırpm adan güvenebileceğini biliyordu!
101
“ A m a istesen de istemesen de beni dinleyeceksin şimdi, küçük han ım !” Genç adam sanki baktığı yeri görmüyor gibiydi. “ Aram ızdaki bütün anlaşmazlıkları bugün açıklığa kavuşturacağız.”
“ B obbie’nin ailesiyle olan ilişkim dışındakileri, ta bii k i.”
“ O nu d a ,” dedi genç adam o toriter bir tavırla. “ H ay ır.” Holly başını inatla sallıyordu.Zack arkasını dönmeden önce ona vahşi bir bakış fır
lattı. “ M axine’i ilk önce ben tanım ıştım ,” diye söze girdi. “ Steve ile tanıştığ ında kız arkadaşım dı. A m a ona ciddi duygular beslem iyordum . Gerçi hoşum a da gitm iyor değildi. H a tta onu çok beğendiğimi bile söyleyebilirim . H âlâ hoşlanıyorum , ancak eskisinden farklı bir şekilde. B aşlarda Steve kendini işine kaptırdığı için, ona pek yüz verm iyordu. Bu yüzden M axine, kardeşi- 1 m in dikkatini çekmek için, beni kullandı. A m a ben bu na a ld ırm ad ım ,” diyerek gülümsedi genç adam . “ A slında bayağı da eğleniyordum. Zavallı Steve kafese girdiğinin fark ında değildi! Bunu anladığında bile birkaç sene gezip tozm adan evlenmeye razı olm adı. M axine’ in en önem li özelliklerinden biri de sabırdır. Benimle gezerek, ağabeyimi kıskandırm aya çalışır ve genellikle de başarılı o lu rd u .”
“ O yüzden mi kazadan sonra, kocasını k ıskandırm ak için senden yardım um du?” diye sordu Holly. Ste- ve’i yeniden yürüm eye ikna etm ek için Z ack ’le Maxi- ne’in yaptıkları planı hatırlayarak.
Genç adam dudaklarını büktü . “ O zam anlar Steve’i I yanlış değerlendirm iştik. A m a M axine yaptığımız nu- j m araya kendini kap tırarak , beni gerçekten sevdiğine inanm aya başlad ı.”
“ O zam an onu hiç sevm edin?”“ H ay ır!”Bu açıklam anın H olly’yi ne kadar rahatlattığ ın ı as
la tahm in edemezdi Zack. Şimdi Zack’in daha önce an-102
ır.ik larıy la, genç kadının kafasında çözüm süz kalan .noktalar yavaş yavaş açıklığa kavuşuyordu. A m a ar- uk yararı yoktu!
"B iz de Steve’i yanlış değerlendirm işiz,” dedi genç sadm , tatlı bir sesle. “ Bu sabah birbirim izi görm em ize ses çıkartm ayacağını söyledi.”
"U m duğum uzun tam tersi bir tepki gösterm iş.” Zack’in kaşları çatılm ıştı.
“ Sanırım bana karşı, koruyucu hislerden başka bir şey beslem iyordu.”
“ H ay ır,” diye cevap verdi genç adam . “ H ayır, duygularını yanlış değerlendirm edik.”
Holly om uz silkti. “ A m a şimdi ciddi olduğum uzu zannediyor.”
Genç adam ın dudakları kaskatı kesildi. “ Tedavi edilemeyecek bir rom antik o ,” diye konuştu acı bir alayla.
Z ack’in aksine bu, genç kadının asla hor görem eyeceği bir duyguydu. “ Sanırım , artık geri dönm em iz gerekiyor. H âlâ toplam am gereken birkaç parça eşyam var. Üstelik gene geç kalarak, evdekilerin diline biraz daha düşm ek istem iyorum .”
“ Konuşacaklarımız bitmedi daha!” diyerek karşı çıktı Zack.
“ Sana dün gece de söyledim .” H olly’nin ses tonu inanılm az derecede yum uşaktı. “ K onuşulacak bir şey yok. Steve’i kıskandırm ayı başaram adığım ıza göre a rtık görüşmemize de gerek kalm adı.”
“ B unun doğru olm adığını b iliyorsun .” Genç adam onu om uzlarından tu ta rak hafifçe sarstı. O nun bu te ması genç kadının bastırm aya çalıştığı duygularını ayaklandırm aya yetmişti. “ Sana önem veriyorum , benim için gerçekten çok değerlisin, H olly .”
“ B unun hiçbir anlam ı y o k .”“ H olly, lü tfen !” Genç kadını öpm ek üzere eğilen
Z ack ’in boğazından çıkan bir inilti, H olly’yi tatlı bir103
dehşet içinde bıraktı. E rkeğin, genç kadının dudaklarına nazikçe kapanan dudakları, kendisine son kez cevap vermesini istiyordu sanki.
H olly, vücudunu onunkine yapıştırarak, yay gibi gerildi. İnce ipek elbisesi sanki aralarında bir engeldi. H olly elbisesinin ferm uarının açıldığını hissettiğinde karşı koymayı aklından bile geçirmedi. Elbisesinin düşmesi, yakınlaşm alarını geciktiren o engeli o rtadan kaldırm ıştı.
Zack usta elleriyle, aralarında ikinci engeli oluşturan kum aş parçasını da çıkardı. Genç kadım n boğazından kopan inilti kendini Z ack’e teslim etmeye hazır olduğunu gösteriyordu.
D aha önceki yakınlaşm alarında genç kadın kendini onunla sevişmeye hiç bu kadar arzulu hissetmemişti. Z ack ’in parm ağının hareketleriyle sertleşen göğüs uçlarının tüm vücuduna yaydığı zevk dalgalarıyla kendinden geçiyor, tatlı bir sarhoşluk içinde yüzdüğünü hissediyordu.
“ Çok güzel,” diye m ırıldanıyordu genç adam . Bir erkeğin yakın temasını ne kadar özlemiş olduğunu fark eden Holly, yanıp tu tuşuyordu.
“ Ç ıkart üstündekileri, Z ack ,” dedi genç adam ın gömleğini sabırsızca çekerek. Hiç vakit kaybetm eden kendisine sahip olm asını haykırırcasına arzuyla gerilmiş dudaklarıyla erkeği öpüyordu. “ Zack, Z ack ...” diye zayıfça inledi. “ H er şeyimle senin olm aya hazırım Z ack .” Genç kadının dudaklarından dökülen fısıltılar aşk şarkıları gibiydi. “ L ütfen , lü tfe n ...”
“ Peki, sevgilim, pek i,” diyerek, kollarında şehvetle titreyen kadınını yatıştırm aya çalışıyordu Zack. “ İzin ver arabadan battaniyeyi getireyim, so n ra ...”
Holly, “ Beni b ırakm a!” diye yalvararak Z ack’e sıkıca sarıldı. “ Battaniyeye ihtiyacım yok, yalnız seni istiyo rum .”
“ Benim de seni ne kadar istediğimi T anrı b iliyor!” 104
sabrı iyice taşan genç adam , coşkulu duyguları-■ i boyun eğerek, H olly’yi yere yatırdı ve onu üzerin- zeki son kumaş parçalarından da kurtararak, çıplak vü- : odunun kusursuzluğunu hayranlıkla seyretti.
Holly, onun bedeninin cinsel çekiciliğine, yanık te- -rirdn sağlık fışkıran görüntüsüne, dar kalçalarının güç- . _ batlarına bakarak, hiç bu kadar güzel bir erkek görmediğini düşündü.
Holly, kendisini tutam ayacak kadar gücü tükenerek, • anına çöken genç adam ı gördü. Z ack’i arzuyla öpüp zkşamaya başladı. Erkeğin bir an evvel kendisine sanıp olmasını istiyordu.
Holly, daha fazla kontrol altında tutam adığı bir tu tkuyla, bütün vücudunu titremelerle sarsan doruğa ulaşın Sonra kendini tüm benliğini saran rahatlam aya huzurla teslim etti.
Zack yüzünü genç kadının boynuna göm erek, üzerine kapandığında, ne kadar güzel olduğunu ve kendi- sini hâlâ ne kadar istediğini fısıldıyordu.
Ancak bu coşkulu anın yerini alan sakinlik yavaş ya-■ aş H olly’nin yaptıklarının bilincine varm asına, genç adam a kendisiyle sevişmesi için nasıl yalvardığını h a tırlamasına yol açmıştı. En korktuğu şey başına gelmişti sonunda, halbuki ne kadar karşı koym uş, bu duygudan nasıl da kaçmıştı!
Zack onun içinde kopan fırtınalardan habersiz, bir süre önce birlikte en güzel duyguları ta ttık ları bu kadını, yüzünde tatlı bir gülümsemeyle seyrediyordu. “ Bu hayatımın en güzel tecrübesiydi,” dedi yumuşak bir sesle.
“ İzin verir misin kalkayım , Zack? Sırtım acıd ı.”“ T ab ii,” diyerek, genç adam nazikçe H olly’nin üze
rinden çekildi. Duyarlı tenlerinin tem asıyla yeniden ürperdiler. “ Battaniyeyi alm am a izin verm eliydin.”
Elbiselerini çabucak giyerken Holly seviştiği adamın gözlerine bakam ıyordu. “ E vet.”
105
“ Aceleye gerek yok H olly ,” dedi Zack, genç kadım yatıştırm aya çalışarak. “ B urada yalnızız.”
“ Ben... ben giyinikken daha rahat hissediyorum kend im i.” Genç adam ın kendine doğru uzanan ellerinden kaçm aya çalıştı.
“ H o lly ? ..’“ Sen de giyinsen iyi olm az m ı?”“ Holly ne o ldu?” Erkeğin kaşları çatılm ıştı. “ Sev
gilim, söyle ne var? Biliyorum sevişmeyi planlamamış- tık , am a dayanılm ayacak kadar güzeldi. Söylesene ne o ldu?”
Genç kadın duyduğu utancın etkisiyle hâlâ başını kaldırıp Z ack’e bakam ıyordu. “ İlk önce elbiselerini giyer m isin lü tfen?”
“ Bir dakika önce böyle söylem iyordun am a!” Holly kıpkırmızı kesildi. “ L ü tfen ,” dedi boğuk bir
sesle. Genç adam ın sesinin geliş yönünden onun giyinm ekte olduğunu anlam ıştı.
“ Ş im di,” diye gürledi Zack. “ N edir mesele? Konuş benim le!”
“ B ü... bü tün bu olanlar aram ızda hiçbir şeyi değiştirm iyo r.”
“ H er şeyi değiştirir.”“ H ay ır.” Holly başını salladı. “ H iç olm am ası ge
rekirdi aslında.”“ A m a o ld u .”N e diyebilirdi ki, Zack son derece haklıyd ı.“ Evet.
A m a hiçbir anlam ifade etmiyor, görm üyor musun? Bir zam anlar Alex’c de önem verdiğimi zannederdim , am abu sadece fiziksel bir m erak tı.”
“ Yani aram ızda geçenlerin de bundan farklı o lm adığını mı söylemek istiyorsun?” Zack kulaklarına ina- nam ıyordu.
“ E v e t...”“ Sana inanm ıyorum !”“ A m a doğru. Sadece b ir tek erkekle bu fiziksel me-
106
raia gideremezsin ki. Aynı şeyleri önce A lex’e duym uştum şimdi de sa n a ...”
''C idd i o lam azsın ,” diyerek başını salladı Zack."Çok ciddiyim ,”
1 'Y ani bana karşı hiçbir şey hissetmediğini mi söylemek istiyorusun?”
“ H em de h iç ...”“ A m a benimle sanki bana değer veriyorm uş gibi se
viştin.”“ Biz birbirimize âşık değiliz.” Genç kadının sesi yu
muşaktı. “ Biz seks yaptık. Sadece birbirimizi istedik .” Zack allak bullak olmuş, başım sallıyordu. “ Seni as
lında hiç tanım ıyorum , değil m i?”“ H ay ır,” diye cevap verdi Holly.“ Kente geri dönelim , buradaki hava teneffüs edemi-
yeceğim kadar bayağılaştı b irdenb ire .”Genç kadın onu incittiğini biliyordu, am a gerçeği
açıklam aktan kaçm ak için başka çaresi yoktu. A lex’le yaşadığı acı tecrübeler ne kadar duyarlı, ne kadar kırılgan bir yapısı olduğunu ve bunu kimseye gösterm emesi gerektiğini ona öğretm işti. A ncak tanıştık ları ilk andan beri Zack Benedict’in inatla, koyduğu engelleri aşmak için sarfettiği çabalar başarılı olmuştu. Böyle bir şeyin olması kaçınılmazdı. Keşke Zack hiç karşısına çıkmamış olsaydı. Holly beş senedir kaçmaya çalıştığı bu zayıflığıyla bir kez daha yüz yüze gelmişti.
t'
Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
H am pshire, yılın bu mevsiminde sıcak olm asına rağm en, çok güzeldi. Geri döndüklerinden beri Steve çalışmalarını bahçede sürdürmeye bayılıyordu. Ancak geçen şu bir hafta, genç kadına bir asır gibi gelmişti. Alex kendisini diğer şeylerin yanı sıra ahlaksızlıkla da suçlamıştı. Ve Zack’le yaşadıkları onun ne kadar haklı olduğunu tam am en doğrulam ıştı. Şimdi Z ack’i, A lex’e hiç duymadığı bir biçimde özlüyor, onun arkadaşlığını unutam ıyor ve geçen h afta sönu birbirlerinden öyle kötü ayrılm alarından beri ne yaptığını m erak ediyordu.
Zack onu bir daha görm ek istemediğini söylediğinde, genç adam ın sözünü tutacağını biliyordu. O da en az ağabeyi kadar gururluydu!
Bütün bu olanlardan sonra H am pshire’da kalması güçleşmişti. Bu güzel evin havuzunda yaptığı günlük yüzme sefaları bile, duyduğu gerilimi hafifletm iyor, kendini yorgun ve sabırsız hissediyordu. Galiba öm ründe hiç bu kadar bezgin ve yorgun düşmemişti.
L o n d ra’da geçirdiği o h afta sonundan beri işin garibi, H am pshire’ın yatıştırıcı havasının artık kendini ta tmin etmediğinin fark ına varmıştı. Ayrıca kaldığı ev Z ack’in ağabeyine aitti ve varlığı Z ack’i, Steve’i ziyaret etmekten alıkoyabilirdi. H afta sonu geldiğinde genç "kadın a r t ık k e n d in i b u ra d a n g itm ey e h az ır hissediyordu.
Steve onun bu kararını kaşlarını çatarak hoşnutsuzlukla karşıladı. “ B urada m utlu olduğunu zannediyordu m .”
“ Öyle id i... M utluydum ,” di ve çabucak düzeltti 108
Holly. “ Sadece değişikliğe ihtiyacım v a r.’’“ Belki de birkaç hafta tatil yapsan sana iyi gelir. Son
birkaç aydır çok sıkı çalıştık. Belki de sadece bir tatile ihtiyacın v a r .’’
“ H ayır. B ulunduğum ortam dan uzaklaşm am lazım .” H olly’nin sesi kararlıydı.
Genç adam sabırsızca içini çekti. "Z a c k ’in yüzünden değil mi? Seni ü ?d ü .”
“ H a y ır ...”“ Evet, üzm üş,” diye ısrar etti Steve yum uşakça.
“ Böyle olacağını biliyordum. Gene de onun seninle beraber olunca değişeceğini um m uştum . Am a burayı terk etmen gerekmez k i.” Genç adam ın ses tonundan k ardeşine kızdığı belli o luyordu. “ Zack artık buraya çok seyrek geliyor. Eğer seni rahatla tacaksa onun geleceği zam anlar birkaç günlüğüne buradan uzaklaşabilirsin.”
H olly inatçı bir tavırla ‘hay ır’ anlam ında başını salladı. “ Bir faydası olmaz, Steve. Ve gitmek istememin Zack ile bir ilgisi yok. Belki de bü tün sebep L o n d ra’ da geçirmiş olduğum o hafta so n u .” Genç kadın bu lduğu bu güzel nedene içten içe sevindi. “ L o n d ra’yı ne kadar özlemiş olduğum u an lad ım .”
“ A m a bana senelerdir L ondra’da yaşamadığını söyled in ,” diyerek kaşlarını çattı Steve.
“ Başka şehirlerde de o tu rd u m .” Genç kadın om uzlarını silkti.
“ Eğer L o n d ra’da daha m utlu olacağını söyleseydin hep birlikte oraya taşınab ilird ik .”
Genç kadının gözleri irileşti. Eskiden Steve L o n d ra’ ya gitmek için yapılan her teklifi anında reddederdi. Üstelik geçirmiş oldukları hafta sonundan sonra bu şehrin, üzerinde çok rahatsız edici bir etkisi olduğunu söylemişti. Bunu duyduğu zam an Holly, ona ne demek istediğini sorm am ıştı. Ç ünkü o rada çalışam adığını d ü şünm üştü, am a Steve’e kaza geçirmeden önceki ak tif hayatını hatırlatıyor olabilirdi.
109
“ Bana bir daha o rada yaşayam ayacağım söylemişt in ,” dedi Holly.
Holly yanm a o turduğunda Steve’in elleri onunkileri yakalam ak üzere uzandı. “ Eğer seni m utlu edecekse buna katlanabilirim .”
“ Beni mi? A m a ...”“ Seninle ne kadar övündüğüm ü bilmelisin, Holly.
Z ack’in geldiği hafta sonu sana bunu söylemeye çalışıyordum . Ama sonra birbirinize duyduğunuz ilgiyi fark ederek vazgeçtim. Eğer gerçekten ilişkiniz bittiy- s e ...”
“ Bitti. A m a ...”“ O zam an birlikte güzel bir hayatım ız olabilir
H o lly ,” diyerek ısrar etti Steve. “ Biliyorum tekerlekli sandalyeye m ahkûm bir k o c a ...”
“ Koca m ı?” H olly kulaklarına inanam ıyorm uş gibi tek rar etti. M utlaka onu yanlış duym uş olmalıydı.
“ Seninle evlenmek istiyorum ,” dedi genç adam usulca.
Holly başını sallıyordu. H âlâ yanlış duyuyor olm alıydı, “ A m a sen zaten evlisin. M axine ile ...”
“ B oşanabiliriz.”“ B undan ona bahsettin m i?”“ Bahsetm em gerekm ez,” dedi sertçe Steve. “ Maxi-
n e ’nin artık bu rada benimle olm aktan hoşlanm adığı belli ki, yıllardır L ondra’ya, Z ack’i görmeye gidiyor.”
“ Doğru değil b u ,” diye hırsla karşı çıktı Holly. “ D üşündüğün gibi değil.”
Genç adam ın gözleri kısıldı. “ Sen nereden biliyorsun peki?”
“ Zack söyledi b a n a .. .”“ Z ack!” diye tekrarlad ı genç adam alay edercesine.
“ Elbetteki bunu yalanlar. Eğer M axine’le ilişkileri olduğunu bilseydin onunla dostluğunu biraz zor sürdürü rd ü n .”
“ Eğer aralarında bir şey olsaydı, Zack’in benimle 110
olan ilişkisine M axine de göz yum m azdı.”Steve’in dudakları kasıldı. “ Z ack’in söz konusu ol
duğu yerde M axine hep saftır. O nun her yaptığını hoş görür.”
“ O nlardan nasıl böyle bahsedebilirsin?” diyerek kaşlarını çattı Holly. “ Ve daha geçen h a fta kardeşini görmemi onaylad ın!”
“ Başka ne diyebilirdim k i?” Steve om uzlarım silkerek devam etti. “ Seni etkilem ek istemedim. Ayrıca o sırada yapacağım bir uyarı bir kulağından girer öbür kulağından ç ıkard ı.” Steve kaşlarını kaldırdı. “ A m a şimdi her şey b itti .”
“ Ve bu benim kar a rım dı,” diyerek başını salladı Holly.
“ Senin mi? Ben de sanm ıştım k i . . .”“ E vet?”“ K ardeşim in kısa süreli gönül ilişkileri m eşhurdur.”
Steve genç kadının duyduğu öfke karşısında kıpkırm ızı kesilmişti.
“ Ve sen de bun lardan biri olacağım ı sanm ıştın .” Genç kadının dudakları alayla kıvrıldı. “ Seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim Steve.”
“ H ayal kırıklığına uğram adım . Beni asla hayal kırıklığına uğratam azsın, H olly .”
Genç adam ın, H olly’ninkileri tu tan elleri sıkılaştı, “ Şimdi Z ack ’i bırakalım ve bize gelelim. Dediğim gibi, kuşkusuz, hayalindeki koca tekerlekli sandalyeye m ahkûm biri değildi. A m a yürüyem em em seninle se- vişemeyeceğim anlam ına gelm ez.”
“ O zam an, kazadan beri neden M axine’le sevişmiyorsun?”
Şteve’in yüzü öfkeyle kızardı. “ Bunu kim söyledi sana?” Dudakları kaskatı kesilmişti. “ M utlaka Zack söylem iştir,” diyerek ellerini onunkilerden çekti. “ Benim hakkım da başka ne anlattı sana?” Genç adam yüzünü diğer ta ra fa çevirdi.
111
“ Yürüm em en için hiçbir neden olm adığını.” “ Öyle m i?” dedi Steve acı bir sesle. “ O zam an ne
den hâlâ bu kahrolası sandalyedeyim ?”Genç kadın om uzlarını silkti. “ Ben de bunu senin
açıklayabileceğini um uyordum .”Steve sandalyesini sürerek pencereden bakm ak üze
re onun yanından uzaklaştı. H ava bulutlu olduğu için koy bugün pek seçilemiyordu. “ Yürüyem em ,” dedi ifadesiz bir sesle.
‘Denedin m i?”“ Ayağa bile kalkam ıyorum !”H olly, “ Oh, Steve!” diyerek, onun dizlerinin dibi
ne o turup , genç adam ın yum ruk yaptığı ellerini tu ttu . “ Bunun birdenbire olacağım düşünmen çok yanlış, yardım a ihtiyacın var, bir uzm anın yard ım ına .”
“ Psikiatristin m i?”“ Saçm alam a.” Genç kadın başını sallıyordu. “ Ben
daha çok bir psikoterapiste demek istiyorum .” “ O nlara göre bü tün mesele benim k a fam d a .”“ Bu deli olduğun anlam ına gelmez. Yürüyenleyece
ğine inandığın için beynin bu fikre karşı çık ıyor.” “ K orkarım bü tün mesele bu değil,” diyerek iç ge
çirdi genç adam , ona bakm adan.“ A nlat b a n a .” H olly onu cesaretlendirm eye çalışı
yordu.Steve ona, alay eden bir tavırla baktı. “ Sana evlen
me teklif ettiğim için kim bilir ne kadar aptal olduğum u düşünm üşsündür.”
“ G urur duym ak âşık olm ak demek değildir. O yüzden bunu söylediğini unutacağım ,” diye söz verdi Holly.
Steve’in ifadesi alaycıydı. “ Keşke bu kadar istekli gö- rünm eseydim .”
“ S teve ...” Holly adam ın elini teşvik edici bir şekilde sıktı.
“ Tam am , bundan sonra ne yapacağım ı biliyorum .112
Seni zor durum da bıraktığım için özür dilerim. Benim gibi bir adam la evlenebileceğini nasıl düşündüğüm ü bilm iyorum .”
‘‘M axine olm asaydı belki de evlenirdim ,” diyerek onu teselli etmeye çalıştı genç kadın. “ Am a aslında onu gerçekten seviyorsun.”
“ Sevm iştim .”“ H âlâ da seviyorsun.” Holly bunun doğru olduğu
na inanıyordu.“ Belki, am a biraz da nefret ediyorum . O nunla ne
den sevişmediğimi sordun. Cevabı çok basit çünkü korkuyorum . Ve yakışık alm ayacağını düşünüyorum .” Steve’in sesi bir inilti halinde çıkmıştı.
“ E minim ki o böyle düşünm ezdi.”“ Öyle mi? K azadan sonra tekerlekli sandalyeyi kul
lanm ak zorunda olduğum u söylediklerinde, M axine’e beni boşam ası için yalvardım . A m a beni dinlemedi b ile. K azanın şokunu üzerim den attığım zam an beni bo şam adığına çok sevindim. A m a benimle kalm asının sebebinin, duyduğu acım a hissi olduğunu sonradan an lam aya başlad ım ...”
“ Y anıldığından em inim ,” diye onun sözünü kesti Holly.
“ H ayır. Benim gibi sakat, yarım sayılacak bir erkeği hâlâ nasıl sevebilirdi ki? B ana acıdığı için kalm ak zorundaydı. B unu anladığım zam an da hayatım ı yalnız devam ettirecek şekilde düzenlemeye başladım. Yeni bir meslek edindim , ihtiyaçlarım ı karşılam ası için Ro- b e rt’ı tu ttum . Yani M axine’i saf dışı b ırakacak her şeyi yaptım . A m a o sadakat duygusu çok gelişmiş o lduğu için gene de beni b ırakm adı. Ve o zam an karım a, L ondra’ya sık sık yaptığı seyahatlere rağm en âşık olduğum u anladım ve onu bu kadar dışlam aya çalıştığım için beni terk edebileceğini düşünerek kork tum . Böy- lece L o n d ra’ya yaptığı seyahatleri, o rada gördüğü kişinin Zack olduğu açıklığa kavuştuğu halde, sineye çek-
113
tim .”‘‘A m a sadece arkadaş o la rak .” H olly ısrar etmeyi
sürdürdü. ‘‘Lütfen bana in a n .”“ Ç ok g ü ç ...”“ İki yıl M axine için de hayat çok zor o ld u .” Genç
kadın Steve’in gözlerine yalvarırcasına bakıyordu. Karısının neler hissetmiş olduğunu anlam asını istiyordu. “ K aza senin kadar ona da şok etkisi yapm ıştı. Ye sen onu birdenbire geri çevirdin. O na böylece her ne şekilde olursa olsun, kendisine ihtiyacın olm adığını hissettirm iş oldun. Bu davranışına katlanabildiğine göre seni çok seviyor o lm alı.”
“ A rtık neler hissettiğini bilm iyorum . Bu konuda benim le hiç konuşm uyor,” dedi Steve düz bir tonla. “ Tekrar yürüm ek istiyorum , Holly, am a ayağa kalkarsam M axine’in benimle kalm ası için hiçbir neden kalm adığını düşünerek gitm esinden k o rkuyorum .” Genç adam H olly’ye üzgün gözlerle baktı.
“ Y anılıyorsun.” Bu çifti ayıran yanlış anlaşılm alar H olly’yi nefessiz bırakm ıştı, “ Seninle kalm ak istiyor, seni ne kadar sevdiğini gösterm ek istiyor, am a onu gene geri çevirm enden korkuyor. M axine çok azimli bir insan, Steve. İzin verirsen tahm in edemeyeceğin kadar yardım cı olabilir san a .”
H olly dizlerinin üzerine o tu rarak konuşm asını sürdürdü . “ Üstelik asıl ihtiyacın olan şey ya da gerçekte istediğin benimle evlenmek değil, S teve,” dedi ona kibarca. “ Sanırım M axine’le sorunlarınızı konuşm anın zam anı geldi de geçiyor b ile .”
Steve başını sallıyordu. “ Söze nasıl başlayacağımı bilem iyorum . Son birkaç aydır M axine çok değişti, sanki artık benimle ilgili hiçbir şeye aldırm ıyor g ib i.”
“ A ld ırıyor,” diyerek H olly genç adam a güven vermeye çalıştı. “ A m a son zam anlardaki davranışlarından sonra sana inanm ası biraz güç o lab ilir!”
“ H âlâ gitmeyi düşünüyor m usun?” Steve sekreteri- 114
ne endişeyle baktı. “ Karım ve ben aram ızdaki sorunları halletmesek bile, bir daha evliliğimden bahsederek seni sıkm ayacağım dan em in olabilirsin .”
Holly gülümsedi. “ Eğer kalsaydım bahsetm eni isterd im ,” diyerek k ibarca ona katıldı.
“ Çok nazik bir insansın, H o lly .” Steve genç kadının yanaklarını okşadı. “ B urada beklediklerini bu lamadığın için üzgünüm .”
“ Ben d e .” H olly’m n yüz ifadesi şimdi gölgelenmişim “ A m a gerçekten, eğer m üm künse derhal gitmem gerekiyor.”
Genç adam anlayışla başını salladı. “ Seni özleyeceğim ,” diyerek içini çekti.
“ Ben de seni özleyeceğim .” Genç kadın onun yanağına sıcak bir öpücük kondurm ak üzere doğruldu, am a Steve’in hafifçe yana dönmesiyle dudakları birleştiğinde birazcık şaşırdı. A m a bu iki ta ra f ta da ters duygular uyandırm ayan, iki arkadaşın birbirine verdiği m asum bir öpücüktü.
“ A caba neler oluyor b u rad a?” diye şiddetli, kuşku dolu bir ses yükseldi birdenbire.
İkisi de yerlerinden sıçrayıp birbirlerinden k o p tu la r, halbuki suçluluk duym aları için bir neden yoktu. F a kat M axine’in yüzündeki ifade H olly’nin bü tün kanının çekilmesine, Steve’in de kaskatı kesilmesine yetmişti. Başlangıçta yanlış anlam alar yüzünden M axine’den boşanıp sekreteriyle evlenmek isteyen, sonra da aslında karısını sevdiğini anlayan Steve için, bu kadarı çok fazlaydı! ;
H olly doğru larak mavi elbisesinin eteğini düzeltti. • “ Zannettiğin gibi d eğ il...”
“ Değil m i?” Maxine genç kadına kızgın gözlerle baktı. “ Zack ile flö rt etmek yetm edi, şimdi de kadınsı a rzularını benim kocam ın üstünde mi denemeye çalışıyorsun?”
“ M ax ine ...”115
“ Keşke kadınlara yeniden ilgi duymaya başlamama güzel bir şey olduğunu söyleyebilseydim, Steve,” diyerek kocasına da laf atmaktan geri kalmadı, “ Ama: buna hiç hakkınız yok!” Maxine ağlamak Üzereydi, “ inanam ıyorum .” Genç kadın gördüğü manzara karşısında harap olmuştu. “ Bir süre için Londra’ya gidiyorum, Steve,” dedi genç kadım titrek bir sesle. Gözyaşlarını^ güçlükle zaptediyordu. Metin olmak zorundaydı, ağlayarak kendini onların önünde küçük düşüremezdi. “ Ve geri döneceğimden de emin değilim. Eğer gerekirse beni nerede bulacağını biliyorsun.”
“ M axine...”Özür dilerim ,” dedi Maxine, bir kez daha onun sö
zünü keserek ve topuklarının üzerinde dönüp hızla odayı terk etti.
Oh T anrım !” Steve yüzünü ellerinin arasına göm dü.
“ Ben onunla konuşurum ” dedi Holly teskin edici bir sesle.
“ Dinleyeceğini hiç sanm ıyorum .” Genç adam başını ümitsizce salladı. “ B ütün bu olanlardan so n ra .”
“ Ben dinlemesini sağlarım .” H olly’nin sesi kendinden emin ve o toriterd i. “ T anrım , ne kadar da inatçı ve dik kafalı bir ailesiniz!”
Steve ona ciddi bir şekilde bakarak , “ Zack de dahil m i?” dedi.
“ Özellikle Z ack ,” diye cevap verdi Holly, aceleyle M axine’in arkasından koşm adan önce.
_ H olly’nin genç kadını bulması zor olmadı. Odasına girmiş artık tutamadığı gözyaşları içinde valizini hazırlıyordu. Holly açık olan kapıyı tıklattığında sertçe, ona bakmak üzere dönerken tüm vücudu gerildi. “ Ne istiyorsun?” Onu gördüğünde hiç de sevinmemişti.
“ Açıklamak iç in ...”“ Kocamı neden öptüğünü m ü?” M axine valizine ge
lişigüzel üç elbisesini daha attı. “ Ne yaptığınız apaçık116
ortadayd ı.”“ Sanm ıyorum ,” diyerek iç geçirdi Holly.“ Oh, am a öyleydi.” M axine’in sesinden hiçbir açık
lamayı kabul etmeyeceği belli oluyordu. “ Bu ne zam andır devam ediyor?”
“ Devam e tm iy o r...”“ Yani ilk öpüşm eniz m iydi?” derken genç kadının
kaşları hüzünle çatılm ıştı. “ İtira f etmeliyim ki bir ara aklıma da gelmişti, am a çok saf oluşum dan gerek, b u nu kendi kuruntum olarak değerlendirdim . T anrım ne kadar aptalm ışım , nasıl da an layam adım !”
“ Şüphelenecek bir şey yok tu k i . . .”“ Yalan söyleme, H o lly ,” dedi M axine dişlerini gı
cırdatarak. “ Sizi gözlerimle gördüm . Görmeseydim asla inanm azdım zaten !” Genç kadının kendi kendine kızmış gibi bir havası vardı. “ İki uzun yıldan beri Ste- t e Te aram da fiziksel hiçbir ilişki olm adı ve sen geldikten sonra birkaç ay içinde her şey değişiverdi. A m a a rzu ettiği insan ben değilim a rtık !”
“ Kesinlikle beni azruladığı falan y o k .” H olly derin bir iç geçirdi. “ G ördüğün öpücük sadece duygusal bir şeyd i...”
“ A nlıyorum !” M axine’in sesi alay doluydu. “ Ç ünkü Steve’e gideceğimi söylemiştim, hem de der
h a l,” diyerek H olly cümlesini tam am ladı.M axine son derece şaşırarak baktı. “ Ne yapıyor
sun?”“ G idiyorum ,” diye tekrarladı Holly. “ M üm kün ol
duğu kadar çab u k .”“ A m a ben... neden?” Şimdi genç kadına duyduğu
bütün öfke yerini m erak ve şaşkınlığa bırakm ıştı. “ Neden olduğunu tahm in edebilirsin san ıyorum .” “ S teve ...”“ H ayır, Steve değil.” H olly’nin anlayış dileyen ba
kışları M axine’in soru dolu bakışlarıyla birleşti. “ Z a c k ...” M axine hafifçe nefes aldı.
117
“ K ısm en,” diye başını salladı H olly. “ Şimdi bunun* bir önem i yok, gidip Steve’le konuşm alısın .”
M axine kendini yatağın üstüne bıraktı. “ O na ne diyeceğimi bilem iyorum .”
“ Sanırım asıl mesele onun sana söylemek istedikler i .”
M axine şaşkın bakışlarını ona çevirdi. “ B ana söyleyecekleri m i?” diye tekrarladı. K ulaklarına inanamı- yordu. “ Ne demek istiyorsun?”
“ Git ve onunla k o n u ş,” diye üsteledi Holly. “ Seni çalışm a odasında bek liyor.”
“ Bekliyor m u ?”“ E v et.”M axine kendine çeki düzen vermek üzere kalkarak
banyoya gitti. “ T anrım , korkunç görünüyorum !” diyerek akmış m akyajını sildi.
“ Steve’in d ikka edeceğini sanm am .” H olly kadım yatıştırm aya çalışıyordu.
M axine her zam anki kusursuz m akyajı olmasızın dah a genç ve narin görünüyordu. “ Beni ha zam an en güzel halim le görm ekten hoşlanm ıştır.”
“ Z aten en kötü halinle bile ona çok güzel görünüyorsun. Şimdi git ve konuş, duyduğu endişelerden ku rta r o n u .”
M axine bir an tereddüt ederek kapıda durdu . “ A yrılmamızı istemeyecek ya?” diye sordu genç kadın korkuyla.
“ ilgisi y o k .” H olly gülüm sedi. “ Sanırım senin gibi, onun da aklı bir hayli karıştır. A m a şimdi gerçekte sevdiği kişinin sen olduğunu anladı. Senin de ohun sevdiğine inan ıyorum .”
“ E v e t...”“ O zam an daha ne bekliyorsun?” diye şakacıktan
azarladı onu Holly.“ H olly sana söylediklerim iç in ...”“ U nuttum b ile .”
118
“ Ve Zack yüzünden söylediklerim iç in ...”“ O nlar da un u tu ld u ,” diye canlı bir sesle cevap ver
di Holly.M axine hâlâ kapıda duruyordu. “ Seni yanlış değer
lendirm işim .” Genç kadın h afif bir sesle konuşm uştu. 'Eğer birbirimize bir şans daha tanısaydık zam anla a r
kadaş bile olabileceğimizden em inim .”“ O labilir.”Holly geçirdiği şu birkaç dakika içinde kendisini öpen
her erkeğe karşı aynı yakıcı duyguları hissetmediğini anlamıştı. Steve’in kendisini öpen dudakları onu rahatsız etmemişti, am a kesinlikle hiçbir arzu da uyandırmamıştı. O zam an neden Alex bir zam anlar onu ah laksızlıkla suçlamıştı? F aka t genç kadın bu soruya cevap vermeye vakit bu lam adan ortalığı M axine’in k u lakları sağır eden çığlığı sardı.
H olly m erdivenleri uçarcasına inerek çalışma odasına vardığında M axine’in neden deliler gibi bağırdığını anlam ıştı. Steve uzanm ış, yerde boylu boyunca yatıyordu!
M axine kocasının yanına diz çökm üş, yüzü kireç gibi bem beyaz kesilmişti. “ Ne yapacağım ? Ne yapacağım ?” P an ik içinde dönüp H olly’ye baktı.
“ Bir dok to r çağ ır,” dedi H olly soğukkanlılığını korum aya çalışarak. “ Ben de onu yukarı taşıması için Ro- b ert’ı getireyim .”
“ K ıpırdatm asak daha iyi olm az m ı?”Steve öyle cansız bir halde yatıyordu ki Holly ne dü
şünmesi ya da ne yapması gerektiğini bilemiyordu. “ Bilem iyorum , am a onu b u rad a bu halde b ırakam ayız .”
“ H aklısın ,” dedi M axine de.“ D o k to r,” diye Holly, felce uğram ış gibi donup ka
lan M axine’e hatırlattı.“ O h ... oh evet.” M axine doğruldu, am a hâlâ k o r
kulu gözlerle Steve’e bakıyordu. “ A nlam ıyorum nasıl oldu b u .” Sanki kendi kendine m ırıldanıyordu.
119
“ Ben de anlamıyorum. Bildiğim tek şey yam ndan ayrıldığımda Steve’in pencere kenarında o turm akta olduğuydu .”
İki kadın hâlâ pencerenin önünde durm akta olan sandalyeye baktılar. Steve ise birkaç m etre ötede, salonun ortasıda bulunuyordu.
M axine, H olly’ye heyecanlabaktı. “ Y o k sa ...” “ H em en bir sonuca varm am alıyız M axine,” diye
genç kadını uyardı Holly. A m a itira f etmeliydi ki aklına gelenler onu da heyecanlandırm ıştı. Eğer Steve yürümeye başladıysa, attığı bu birkaç adım hürriyetine ve sağlığına uzanan yolun ilk adım ları olacaktı. Şimdi emeklemeye başladıysa, çok geçmeden de yürüyecekti. “ Ah, R obert,” diyerek, Holly, M axine’in çığlığı üzerine gelen adam a döndü. “ M r. Benedict’i yukarıya oda- „ sına götürebilir misin lütfen? M axine d o k to r ...” H olly’nin sesi bu kez daha sertti.
D oktor geldiğinde Steve de ayılmıştı, am a fazla k o nuşam adı. D oktor onu m uayene ederken iki kadın da salonda oturm uş heyecanla bekliyorlardı.
“ Düşünmeye bile korkuyorum .” M axine, H olly’nin verdiği çaydan bir yudum aldı.
“ O zam an düşünm e,” diye kibarca öğütledi Holly. “ Yanılıyor o labiliriz .”
M axine’in güzel mavi gözleri um ut parıltılarıyla ışıldadı. “ Ya haklıysak? Ya yürümeye çalıştıysa?”
“ Yorum yapm aya başlam adan önce doktorun kararını beklesek daha doğru olm az m ı?”
“ Sanırım hak lısın .” A m a M axine duyduğu heyecanı yenem iyordu.
Holly ise boş yere üm itlenm ek istem ediğinden, Ma- xine kadar cesur düşünem iyordu. A m a Steve’in o tu rduğu yerden kalkıp oraya gelmesi başka nasıl açıkla- nabilirdi ki? Eğer gerçekten yürüdüyse bu harika bir şeydi.
D oktor muayenesini bitirdikten sonra M axine’le özel 120
olarak konuştu. Holly, doktorun, M axine’le yalnız konuşması gerektiğini düşünerek izin isteyip çalışma odasına gitm işti. A m a m eraktan çatlıyordu. A caba dok- ■ orun düşüncesi neydi?
M axine “ D oktor fazla üm ide kapılm am am gerektiğini söyledi,” diyerek onun m erakını gidermeye çalışıl. “ H er ne dem ekse...” Kaşları çatılmıştı.
“ Yani yürüdü m ü demek istiyor?”“ Denediğini söylemek istiyor.” M axine başını sal
ladı. Sanki eski heyecanı kalm am ıştı. “ D oktor sanki iyi bir şeymiş gibi söz etti b u n d an .”
“ Ö yle,” dedi Holly sevinçle.M axine hâlâ üzülsün m ü sevinsin mi bilem iyordu.
“ Steve’i tanım ıyorsun. Eğer isterse çok inatçı olabilir, ama başaram ayacağını biliyorsa bir daha denemez b ile.”
“ Peki dok to r ne dedi bu kon u d a?”“ Şey, bir psikoterapistin gözetimi altında başarab i
leceğinden em in gibiydi.”“ Sahi m i?’ H olly’nin sesi sevinçle yankılandı. “ Ste-
ve’le daha konuşm adın, değil m i?”“ O lanları önce sana söylemem gerektiğini düşün
düm .”“ Bu inceliğin beni çok m utlu etti M axine, am a sanı
rım gidip derhal onu görm elisin .”“ H o lly ...”“ H m m ?”“ Şimdi bizi terk etmeyeceksin, değil m i?” diye rica
etti Maxine. “ Yani demek istiyorum ki, Steve daha birkaç gün çalışam az. G itm en için tam uygun vakit o lacaktı bu biliyorum . A m a biraz daha kalabilir m isin?”
“ Evet kalırım . En azından Steve’in iyileştiğinden emin olana k a d a r .”
H olly karı koca arasında bundan sonra ne gibi bir konuşm a geçtiğini hiç öğrenemedi, am a Maxine hiç görmediği kadar m utlu, Steve ise son derece güvenli ve yü-
121
rüm ek için azim doluydu. Bu olaydan hemen sonra gelmeye başlayan psikoterapistin verdiği alıştırm aları saatlerce usanm adan uyguluyordu.
“ Z ack ’i arayıp iyi haberleri verm ek istemez misiniz?” Birkaç gün sonra Holly, M axine’le Steve arasında yeni bir bağ kurulduğunu fark ettiğinde artık kendisine ihtiyaç duyulm adığını anlam ıştı. Steve başarm aya azmettiği yolda yavaş fakat kararlı adım larla yürüyordu.
Bu soru M axine’in huzurunu kaçırmış gibiydi. “ Dün gece kon u ştu k .”
“ O h ?” Holly vücudunun kaskatı kesildiğini hissetti.
“ Bugün geliyor.”“ K açta?” diye soran H olly’nin yüzü bembeyazdı. “ Öğleden sonra, herhangi bir saatte. H o lly ...”“ O zam an öğlen ayrılsam kusurum a bakar mısınız?
Steve bir sakıncası olm adığını söyledi ve zaten ka ra rlaştırdığım dan üç gün fazla ka ld ım .”
“ Ne zam an istersen ayrılabilirsin, seni b u rad a tu ta mayız. S adece...”
“ O zam an öğlen gid iyorum .”“ A m a bu kadar sürede nereye gideceksin? Holly iş
leri bu kadar aceleye getirme. T anrım keşke Z ack’in geleceğini hiç söylemeseydim. A m a bunu sana borçlu olduğum u düşündüm .”
“ Söylemen beni m em nun etti. Seni, Zack’in beni görm ek istemediğine tem in ederim .”
“ D ün gece seni so rd u ,” dedi M axine nazikçe. “ Ve seni görm ek istemediği konusunda yan ılıyorsun .”
“ Ben gene de gitmeyi tercih ederim . Şimdilik L ondr a ’da bana iş verecek bir acentayla tem asa geçtim bile. İyi olacağım dan emin olabilirsiniz.” Şu son birkaç gün içinde iki kadın gerçekten iyi birer arkadaş olup çıkm ışlar, ikisi de ellerinden geldiğince Steve’e yardım etmeye azmetmişlerdi.
122
“ A m a nerede yaşayacaksın?”Holly dudakların ı büktü . “ L o n d ra ’da kalacak bir
ada daim a b u lu n u r.”: 'Gitmen gerekmez, Holly. Zack’in seni hiçbir şekilde
rahatsız edeceğini sanm ıyorum .”“ Gitmeyi tercih ederim ,” dedi Holly. “ Steve bir süre
sekretere gerek duym az ve ben olm adan da siz ikiniz gayet iyi idare edersiniz.”
“ Son birkaç gündür dostluğun beni çok m utlu et- u .” M axine hâlâ onu vazgeçirmeye çalışıyordu.
“ Aynı şey benim için de geçerli. A m a Zack gelmeden gitm ek istiyorum .”
“ Nasıl istersen ,” diye sonunda kabul etm ek zo run da kaldı M axine. “ Peki seninle nasıl tem as kurab iliriz?”
“ Yerleşir yerleşmez sizi a ra rım ,” diye söz verdi Holly.
“ A m a Zack nerede olduğunu öğrenmek isteyebilir.” “ Hiç sanm ıyorum .” H olly son karşılaşm alarını h a
m lad ı. “ H em de hiç sanm ıyorum .”“ A m a is te r ...”“ Bilmemesini tercih ederim .” H olly bunu içtenlikle
söylüyordu. “ Birbirim ize söyleyecek bir şeyimiz kalm adı.”
Steve’in kendisiyle tem asa geçmeleri için en azından bir adres vermesi konusunda yaptığı ısrarlar genç kadının fikrini değiştirm edi. H olly, tecrübelerinden, hiçbir iz bırakm adan ayrılm anın en doğrusu olduğunu öğrenmişti.
$
123
S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
H olly’nin L o n d ra ’da çalışm aya başladığı firm a tam istediği gibi rahat ve büyüktü.
Yeni pa tronu elli yaşlarındaydı ve m utlu bir evliliği vardı. Üstelik ikisi de birbirlerinin özel hayatlarını deşm edikleri için patronuyla araları gayet iyiydi. Charles M cG regor, genç kadının bir p a trondan isteyebileceği tüm özellikleri taşıyordu.
H olly’nin kaldığı oda, kılıksız görünüm ü ile Steve’ in evinden farklı, am a daha önce yaşamış olduğu tek gözlü evlerin aynısıydı. Z aten genç kadın da bu odayı Steve’in yanından ayrılmanın yarattığı karm aşık düşüncelerinden kurtu lm ak üzere, sığınak olarak kullanıyordu. M axine ve eski pa tronunu daha önce hiç duym amış olduğu hislerle seviyordu ve bir tü rlü onları aklından atam ıyordu.
Z am an zam an M axine’i arıyor, Steve’in ne durum da olduğunu soruyor ve onun yeniden yürüm ek için azimle çalıştığını öğrenerek m utlu oluyordu. M axine bam başka bir insan olup çıkmıştı. H olly bunun, kısm en, çiftin gene aynı yatağı paylaşm alarından kaynaklandığını biliyordu. H atta M axine bir gün çocuk sahibi bile olabileceklerini söyleyerek şakalar yapıyordu. Bu kısa telefon görüşm eleri sırasında Z ack ’in adı nadiren geçiyor, o zam an da Holly herhangi bir bahane y ara tarak konuşm ayı kesiyordu. Z ack’i unutm ak gittikçe im kânsızlaşıyor, ondan söz etmek ise duyduğu sızıyı sadece artırıyordu.
Holly radyoda bazen Bobbie’nin şarkılarını dinlemiş Z ack ’in bir gün onun büyük bir yıldız olacağını söylerken ne demek istediğini anlam ıştı. Genç kadın, Bob-
124
rıe 'n in ailesinin ne kadar azimli olduğunu düşündükte genç adam a hak verm ekten kendini alam ıyordu.
H ayat H olly için tekdüzelikten ibaretti. B ütün gün ;■ aptığı iş kalkıp büroya gitm ek, beşe kadar sessizce ve
erimle çalışm ak sonra da eve gelip televizyonun k arşısına geçmekti. D aha otuz kırk sene böyle yaşayacağım düşündükçe dehşete kapılıyordu. Geceleri Z ack ’ m kollarında geçirdiği o huzur dolu anların hayaliyle sessizce yatağına uzanıyor, ona duyduğu özlemi düşünüyor ve genç adam ı bir daha göremeyeceğini fark ederek uykuları kaçıyordu.
Bir gün ofisteki kızlardan biri iş bitişinde dışarı gidip eğlenmeyi teklif ettiğinde H olly sırf hayatındaki m onotonluğu biraz olsun yıkabilm ek amacıyla kabul etti. Ofisteki kız arkadaşların ı seviyordu ve araları da tena sayılm azdı. A ncak kendini, yaşıtları olan bu kızlardan daha olgun hissediyordu.
Hep birlikte son derece gürültülü ve kalabalık bir ku- iübe gittiler. Çevresindeki insanların neşeli görünümüne rağmen Holly kendini çok yalnız hissediyordu. ‘Ne işim vardı b u rad a keşke hiç gelmeseydim’ diye geçirdi içinden. Y apılan dans tekliflerini geri çevirmesi, a rkadaşlarının, onun içine kapanık biri olduğunu düşünm eye başlam alarına neden olm uştu kuşkusuz.
Diğer ta ra ftan herkes dans ederken m asada tek başına o tu rm ak da zevksiz olm aya başlam ıştı. Üstelik dans teklifleri de yağm aya devam ediyordu. H a tta b irini geri çevirmek için gerçekten kabalaştığında yüzü öfkeden kıpkırm ızı kesilmişti genç kadının.
“ Ne kom ik, H o lly ,” diye alaycı bir ses duyuldu.‘ ‘Eskiden erkekleri böyle geri çevirdiğini hiç hatırlam ıyorum doğrusu .”
Genç kadın sertçe dönüp karşısında Bobbie Chan- ce’i gördüğünde yüzü bem beyaz kesildi. “ Evet çünkü adam ın teklifini hiç de hoş karşılam adım ,” dedi Holly katı bir sesle.
125
Bobbie ilerleyerek m asaya o tu rdu . Son derece tah rik edici bir parfüm sürmüş, siyah ve neredeyse altı yok denecek kadar kısa bir elbise giymişti. “ A rtık L ondra ’da mı yaşıyorsun?”
H olly son karşılaşm alarından sonra yapacakları konuşm anın terbiye sınırlarını zorlayacağını biliyordu. “ Şimdilik evet,”
“ Zack bana, artık onun kardeşinin yanından ayrıldığını söyledi.”
H olly kaskatı kesildi. “ Öyle m i?”Bobbie ona sanki düşüncelerini okum ak isterm iş gi
bi bak tı. “ Seni Z ack ’in yanında gördüğüm de, kardeşinin yanında çalıştığını an lam am ıştım .”
“ Evet çalışıyordum ,” dedi Holly, soğuk bir şekilde. “ A m a artık değil.”
“ Şimdi nerede çalışıyorsun?”H olly kendi kendine dikkatli davranm ası gerektiği
ni tek rarlayarak cevap verdi. “ L o n d ra’da, bir firm ad a .”
Bobbie başını sallayarak, “ Zack daha seni bu lam adı m ı?” dedi.
Genç kadın Bobbie’ye şaşkınlıkla bakakalmıştı. “ Beni bulam adı m ı?” H olly’nin sesi son derece ürkek çıkm ıştı. “ Beni aradığını b ilm iyordum .” Bardağı ağzına götüren eli titriyordu. A caba Zack kendisini neden arıyordu ki? Gene yanlış bir şeyler mi yapmıştı?
“ Seni hafta lard ır arıyor. H a tta nerede olduğunu b ilip bilmediğimi bana bile sordu. Sanki bilirm işim gib i!” B obbie’nin sesi son derece sıkıntılıydı.
“ S an k i...” diye m ırıldandı Holly.“ Bunca zam andan sonra seni görm ek çok garip bir
duygu veriyor,” dedi Bobbie düşünceli bir sesle “ Ne kadar geçti?”
“ Beş sene,” Holly bu sorunun nereye varacağını merak ediyordu.
“ M m m ...” Bobbie iç geçirerek devam e tti.’ Evet, 126
issvdi hatırladım . O zam anlar on beş yaşındaydım .” Holly sorusunu sorm adan önce güçlükle yutkundu.
" Aiex’i görüyor musun? A m erika’ya gittiğini duymuş-
"Evet, gitti, am a onu görm üyorum .”"Ü zü ld ü m .” İki kadın da H olly’nin üzüntüsünün,
csanları unu ttu rm ak için yetersiz kaldığını biliyorlar- .11. Alex’in A m erika’ya gitmesine de H olly neden olmuştu.
"Ü zgün m üsün?” B obbie’nin sesi son derece acıy-
"Evet. Bobbie böyle olm asını istem em iştim ,” dedi Holly yalvarırcasına.
"A m a oldu işte. B unun yüzünden yuvamız yıkıldı.”‘‘Ü zgünüm ,” dedi Holly yeniden, gözlerini u tançla
masaya eğerek.“ Hepim iz seni tanıdığım ız için çok üzgünüz! ” B ob-‘
bie bunu söyledikten sonra gürültü lü bir şekilde ayağa Kalktı.
“ B obbie...” H olly’nin kederli sesi, gitmek üzere olan Kadının duraklam asına neden oldu.
Bobbie ona soğuk gözlerle baktı bir süre. “ Ne istiyorsun? ’ ’
Holly kuruyan dudakların ı yaladı. “ Eğer Zack soracak olursa, beni gördüğünü söyleme, olur m u ?”
B obbie’nin kahverengi gözleri alayla parladı. “ Gene küçük oyunlarından biri m i?”
“ H a y ır ...”“ O zam an Zack seni neden arıyor? A ğabeyinin m al
larını çalıp kaçtın mı yoksa?” diye alay etti Bobbie.Holly yüzünün kızardığını hissetti. “ Saçm alam a!”“ Doğrusu bir şeyler çalıp kaçmadığından hiç de emin
değilim ,” diyerek om uzlarını silkti Bobbie. “ Zack seni sorduğunda oldukça kederli bir hali v a rd ı.”
H olly güçlükle yutkundu. “ Ne Z ack’e, ne de ağabeyine bir kö tü lük yapm adım . Sadece onu tek rar gör-
127
mek istem iyorum . L ütfen, B obbie.” Genç kadın ona yalvaran gözlerle bakıyordu gene.
“ Seni gördüğüm ü söyleyerek neden adamcağızın hayatını mahvedeyim ki? Z ack’i severim ve sen kesinlikle ona layık bir insan değilsin!”
‘‘Teşekkür ederim .”‘‘Bana teşekkür etme, sana iyilik olsun diye yapm ı
yorum b u n u .”‘İstemeden de olsa yapıyorsun am a,’ diye geçirdi için
den Holly. Eğer genç kadın Z ack ’in kendisini bulm asından ne kadar korktuğunu bilse, Bobbie, H olly’ye rastladığını m utlaka söylerdi. “ Güle güle, B obbie,” dedi genç kadın yavaşça. “ Plağının kazandığı başarı için tebrik ederim sen i.”
“ T eşekkürler,” diye cevap verdi Bobbie, son derece kayıtsız bir sesle.
Holly dudaklarını ıslatarak devam etti. “ H iç... hiç... görüyor m usun?”
“ A nnem i m i?” Bobbie onun sözünü tam am layıverdi. “ Sık sık. A rtık senden hiç bahsetm iyor.”
“ A nlıyorum .”“ H oşça kal H o lly .” B obbie’nin sesi gayet sertti.
“ U m arım bu kötü tesadüfler tekrarlanm az da, gene karşım a çıkm azsın.”
“ U m arım .” Tir tir titreyen H olly, genç kadının, a rkadaşlarının yanına dönmesiyle rahatladığını hissetti. Birkaç saniye sonra, Bobbie kendisini unutm uştu bile.
“ K onuştuğun kişi Bobbie Chance m iydi?” M asaya dönen Chole hayran bir tonla konuşm uştu.
H olly’nin kalbi neredeyse duracaktı. Genç kadının hayatta en son istediği şey Bobbie hakkında sorguya çekilmekti. “ Bobbie Chance m i?” diye um ursam az bir sesle sordu. ‘F ark etm edim .”
“ K onuştuğunuzu gö rdüm .” Chole şaşırmıştı. “ Evet. Dans etm ekten yorulm uştu, nefes alm ak için
bizim m asanın yanında d u rd u .”128
Ancak Chole bu açıklam adan ta tm in olm uşa benze- c. • -rdu hiç. “ Ne garip .”
Halbuki işin aslı daha da garipti! H olly daha önce- r r i ofisteki kızlar dışarı çıkmayı teklif ettiklerinde on- i : '; hep bir bahane bularak geri çevirmiş, sonunda on- iij da bahsetm ek istemediği bir sevgilisi olduğunu düşünerek ikide bir tekliflerim tekrarlam aktan vazgeçmişlerdi. A m a onca zam andan sonra genç kadın nihayet
i r la bir gece geçirmeye karar verdiğinde de, karşım a Bobbie çıkmıştı.
“ D aha önceleri bizimle dışarı çıkmayı neden istemediğin belli o luyor!” dedi birdenbire Chole, üç hafta kadar sonra ofisten çıktıklarında.
Holly onun ne demek istediğini anlam am ıştı.“ Senin yerinde ben de olsam, ondan söz etm ezdim ,”
■Aye gizemli bir şekilde ekledi Chole.“ A nlam adım ?” H olly’nin bakışları iyice şaşkınlaş-
nuştı.“ Tam am , H olly .” Chole sırıtıyordu. “ Sırrını kim
seye açıklam am , m erak e tm e.”Genç kadının yanakları bem beyaz kesildi. “ H angi
ürrım ı?”“ O nu ,” diyerek Chole başıyla sol ta rafı işaret etti.Holly’nin gözleri arkadaşının gösterdiği yöne çevrildi
•■e birdenbire tüm vücudunun kasıldığını hissetti. "Z ack ...” Gözleri şaşkınlıkla büyüyen genç kadın eğer -ırkadaşı göstermiş olm asa karşısındaki adam ın hayal olduğunu zannederdi.
Genç adam son derece solgun ve kederli görünüyor- du. G özlerinin etrafındaki çizgilerle bir hayalete dönmüştü. D udakları ince bir çizgi haline gelmiş, dar b lucini ve yeşil süveteri içindeki güçlü vücudu incelmişti.
“ İyi h a fta son ları,” diyerek, Chole sessizce aradan çekilmeyi uygun g ö rdü .” H arika bir erkek, H olly!”
H akikaten de harikaydı ve genç kadın onu tekrar 129
karşısında gördüğünde kalbinin duracağını hissetmişti. Kendisini beklediği belli oluyordu. Kısılmış bakışları H olly’nin üzerinde sabitleşmiş, harekete geçmek için zam anın gelmesini bekleyen bir atm aca gibi bekliyordu.
“ Şey, bu bir sürpriz o ldu ,” diye H olly sonunda sessizliği bozuverdi.
“ öyle mi? Bobbie her yerde seni aradığımı söylemedi m i?”
“ B obbie?” Genç kadın güçlükle yutkundu.“ O nu hafta lar önce bir kulüpte görm üşsün, değil
m i?” Zack kelimelerin üzerine basa basa konuşm uştu .
“ Evet a m a ...”“ B urada bunu tartışam ayız H o lly .” Genç adam
H olly’yi kolundan kavrayarak yolun aşağısında, a ra basını bıraktığı parka doğru götürm eye başladı. A rabanın kapısını açarak genç kadını o tu rttu ve sanki kaçm asından korkuyorm uş gibi içeri girip kapıyı kapatın- caya kadar da başında bekledi.
“ Kaçm aya niyetim y o k .”“ Zaten fazla uzağa gidemezsin.” Zack öfkeyle onun
yanındaki koltuğa geçip oturdu. “ A rtık kaçaklık günlerin sona erdi. Seni bulm ak üç ayımı aldı, bir daha ortadan kaybolm ana izin verem em .”
Z ack’in sözleri sanki tehdit doluydu. Genç kadın ister istemez titrediğini hissetti. “ Beni aradığını bilm iyordum bile.” Zack arabayı park yerinden çıkartıp, yola koyulduklarında Holly koltuğunda put gibi o tu ru yordu.
“ Bobbie, sana söylem iş,” dedi Zack.“ Yani o zam ana kadar demek istem iştim .” Holly
kıpkırm ızı kesilmişti.“ Üç hafta geçti üzerinden.” Genç adam kınam ası
na göz ucuyla ona baktı.“ Beni gördüğünü sana söylemeyeceğine dair söz ver-
130
"B obbie öfkelendiği zam an ne söylediğini bilmiyor. Geçen hafta son plağının kayıt işlemleriyle uğraşıyor- iiK ve ben şarkıyı okuyuş stilinden m em nun kalm a- ~::snm. Öğleden sonra onu eleştirdiğimde öfkelendi ve s-eni gördüğünü söyledi.”
Zack’in yüz ifadesinden genç kadın bu bilgiyi geç öğrenmesinin onu deliye çevirdiğini anlamıştı. “ A m a nerede çalıştığımı b ilm iyordu.” Holly şaşırmıştı. “ O na söylememiştim.”
"Bir şirkette çalıştığını söylemişsin. Seni aram aya bu şirketten başlam ayabilirdim , ya da daha kıyıda köşece kalmış bir yerde çalışıyor olabilirdin ve ben de seni : alam azdım !”
“ Beni neden aradığını anlam ıyorum .”“ A nlam ıyor m usun?” Genç adam kaşlarını çattı. “ H ay ır.”“ Tam am lanm am ış bir işimiz v a r.”Holly iyice şaşırmıştı. “ A nlam ıyorum .”Genç adam ın dudakları öfkeyle gerildi. “ Steve’in evi
ni, hiç kimseye nereye gittiğini söylemeden terk ettin. Bana b ile ...”
“ İlgileneceğini sanm ıyordum .” Genç kadın gerçeksen de öyle düşünm üştü.
“ İlgilenmek m i?” diye parladı genç adam . “ İlgileneceğimi pekâlâ biliyordun. Y oksa geleceğim gün öyle apar topar gider m iydin?”
“ A par topar g itm edim .” H olly kendini savunm aya çalışıyordu. “ D aha önceden Steve’e ayrılacağımı söylem iştim .”
“ A m a durdun durdun, ayrılm ak için benim geleceğim günü seçtin .”
“ A m a beni görmeye gelm iyordun k i.”Z ack’in gözleri öfkeyle p a rlad ı.” Kahretsin, tabii ki
seni görmeye geliyordum !”Genç kadının nefesi tükenm işti. “ B en... am aM axi-
131
ne sana Steve’in yürümeye başladığını haber vermek için telefon açm ıştı.”
‘‘Onu ben aradım . Senin hakkında görüşm ek iç in ,-' diye sertçe düzeltti Zack.
“ Sanmıştım k i... an lam ad ım ...”“ A nlayacak kadar da bekleyemedin, değil m i?” di
ye suçladı onu Zack soğuk bir sesle. “ Steve’in iyi haberlerini günler önce almıştım. Ayrılm andan önceki gece, M axine’e, seni görmeye geleceğimi haber vermek için telefon etmiştim. Sözüm ona, geldiğimde orada olm anı sağlayacaktı.” Genç adam ın konuşm asından bunu başaram adığı için M axine’e sinirlendiği belli oluyordu.
“ D enedi.”“ Yeteri kadar değil.” Holly eve gelip de kendisini
göremeyince genç adam ın M axine’e neler söylediğini m erak etti. “ Bu şekilde ayrılm akla beni ne hale getirdiğini biliyor m usun?” Genç adam ın ne kadar kahro lduğu her halinden belli oluyordu.
“ H ay ır.” Genç kadın sadece kendi çektiği acıların farkındaydı sadece.
“ K orkunç bir işkenceydi!” Genç adam ın yüzü granit gibi sertleşmişti.
Holly güçlükle yu tkunarak dudakların ı yaladı, titremelerini önlem ek için ellerini birbirine kenetlemişti. “ Bitmemiş iş ne?” diye sordu ürkekçe.
“ B iz.”“ Biz m i?” Genç kadının şaşkın sesi arabanın içinde
yankılandı.Zack başını sallayarak devam etti. “ O kadar m ükem
mel bir şekilde sevişmemizden sonra her şeyi unutacağımı mı sandın?”
Genç kadının sadece seks olarak tanım ladığı birleşmeye, genç adam ın sevişme tabiri kullanm asındaki ısrarı H olly’yi kıpkırm ızı yapm ıştı. “ A m a iki h afta b o yunca unutm uş gibiydin ,” diyerek hatırla ttı genç ka-
132
•iri katı bir sesle.' Hiç bir şeyi unutm adım . İki h afta boyunca hiçbir
sonuca varam adan düşündüm durdum . Seni çözmeye çalıştım, H olly, am a başaram adım . B ütün olanlar sara karşı beslediğim duyguları değiştirm edi,” derken çenç adam ın ses tonu sanki kendine açıyormuş gibiy-
"B ana karşı hislerin m i?” H olly’nin sesi sinirliydi. ” Seni dövecekmişim gibi bakm a b a n a ,” dedi genç
■idam sabırsızca. ‘‘Hissettiklerim in son derece doğal duygular o lduğuna tem in ederim seni. A m a bunu ara-
kullanırken daha fazla tartışm ak istem iyorum .” Genç adam arabayı apartm anın altındaki garaja doğru sürdü.
Holly onun apartm anını ve bu garajı tanım ıştı. Duyduğu gerginlik daha da büyüdü. Genç adam la tekrar yalnız kalm aktan ve ona karşı hissettiklerinden korkuyordu. Ç ünkü Z ack’in olduğu yerde duygularına gem vuram adığını gayet iyi anlam ıştı.
“ H olly?” Zack arabanın kapısını açmış onun çıkmasını bekliyordu.
H olly, genç adam ın, çıkm asına yardım etm ek üzere uzattığı eline aldırm ayarak kendini dışarı attı. Bir yan-
I dan da bakışlarının karşılaşm am asına çalışıyordu. Ne- , zaket gereği bile olsa genç adam ın kendisine dokunm a- | sına bir daha izin veremezdi.
“ Bayan bağımsız,” diye alay etti Zack, asansöre doğru yürürlerken.
H olly bu şakayı kulak arkası ettiği gibi asönsörle çıkarlarken Zack’in yaptığı diğer im aları da duymamaz- lıktan geldi. Dairesine girdiğinde yaşayacakları m an-
I zarayı düşündükçe bütün vücudu kaskatı kesiliyor, so- ı ğuk terler döküyordu. Z ack’e artık bu ilişkiyi sürdü
remeyeceklerini anlatm ası gerekiyordu.“ İçki alır m ısın?” diye sordu genç adam salona gir
diklerinde. Yüzündeki keder hâlâ geçmemişti.133
“ Benim için biraz erken, am a sen keyfine b a k .” Genç kadın beceriksiz bir görünüm le kapı aralığında öylece ayakta duruyordu.
“ Benim için de erken .” Z ack’in dudakları büküldü. “ Çay ya da kahve alır m ısın?”
“ Ş ey ...” Holly bu meseleyi bitirm ek ve bir an önce kendini dışarı atm ak istiyordu. A m a karşısındaki erkek bu kibarlığıyla her şeyi güçleştiriyordu. “ Hayır sanm ıyorum .”
“ Benim de canım bir şey istem iyor,” diyerek omuz silkti genç adam . “ Bir an önce konuya girmeyi tercih ederim . Seni hafta larca arayıp sonunda buldum . D aha fazla konuşarak vakit kaybetm ek istem iyorum .”
H olly güçlükle yutkundu. “ Ne demek istiyorsun?” “ D aha fazla oyun oynam a benimle. Ne yapm ak is
tediğimi biliyorsun.”Genç kadının gözleri irileşti. “ H ayır, b e n ...” “ H olly seni o kadar arzuluyorum ki, bu duygu şu
son h afta larda yedi bitirdi ben i!” diye inledi genç adam .
“ A rzulam ak!” Genç kadının, Zack’in sıcak salonunda yankılanan sesi, kulaklarına inanam adığım belli ediyordu.
Genç adam ın gözleri, duyduğu arzunun şiddetiyle alev alev olm uştu. ‘A rzulam aktan da öte ve sen de bu nu biliyorsun, H o lly .”
“ Ben senin söz konusu olduğun yerde, kontrolüm ü nasıl yitirip, aptallaştığım ı biliyorum sadece. Çok yakınlaşm ana izin verdim ve şimdi daha fazlasını istiyorsu n .”
“ D aha fazlasını istiyorum , evet. Ç ünkü bana sadece vücudunu verm edin .”
H olly bembeyaz kesildi. “ H a y ır ...”“ Evet hayatım da pek çok kadın oldu, Holly. Bu yüz
den bunun sadece, iddia ettiğin gibi seks olmadığını biliyorum . H ep beni kendinden uzaklaştırm aya çalıştın.
134
î'tei-en olduğunu öğrenmek istiyorum .”Genç kadın sanki tekrar ayaklanan hislerini göster
se k isıemiyormuşcasma sırtını ona döndü. “ Neden olu ğ u n u biliyorsun.”
"B ir zam anlar evli bir erkekle ilişki kurduğun için îe :.' Bunu yapan ilk kadın sen değilsin.”
‘ Üç ay önce bu senin için önemliydi a m a .”"B ir süre için evet,” diyerek genç adam kendi ap
tallığına om uzlarını silkti. “ A m a başka kadınların ko- ea-iim ayartan biri değilsin kesinlikle. Steve sana evlenilme teklif ettiğini ve senin kabul etmediğini anlattı ba-
Genç kadının yanaklarına kan hücum etmişti. “ Keşke sana an latm asaydı.”
"Neden?”"Özel bir şeydi.” Holly gözlerini ondan kaçırm aya
-alıştı. “ A m a gerçekte evlenmek istem iyordu.” "Biliyorum.” Genç adam başını sallayarak devam
e “ A ncak ben istiyorum .”Holly’nin şaşkın gözleri Z ack’inkilerle karşılaştı.
■•Neyi istiyorsun?”‘Demek istiyorum k i.. .” Zack yerinden doğrularak
onun önüne geldi. Bakışlarını onunkilerden ayırm adan ie . am etti. “ Seninle evlenmek istiyorum , H olly .”
"H a y ır ...”"S ana âşığım, H olly .” Zack genç kadının önünde
•halıya o tu rarak , onun titreyen ellerini kendi ellerinin arasına aldı. “ Seni öyle seviyorum ki... Sana tahm in edemeyeceğin kadar ihtiyacım v a r .”
Genç kadın nefessiz kaldığını hissetti, daha önce hiç bu kadar heyecanlandığını hatırlam ıyordu. “ İmkânsız, yapam am .”
“ Şşşt!” diyerek parm aklarıyla genç kadının dudak- i-arım örttü Zack. “ Hem en hayır dem e.”
“ M ecburum ...”“ Simdi yapm an gereken tek şey yanım a gelm en.”
135
Zack onu kollarının arasına çekerek öpmeye başladı. “ Seni özledim H olly ,” diye fısıldadı genç kadını halıya doğru çekerken. “ Seni deliler gibi özledim.” Zack’in dudakları genç kadınınkileri biraz daha arzulu, biraz daha şiddetli bir şekilde örttü.
Holly de onu özlemişti, hem de düşündüğünden de çok. Zack onu güçlü vücuduna yapıştırdığında genç kadın kollarını boynuna doladı. Zack’in vücudunun baskısını kendi vücudunda hissetmek Holly’ye dayanılmaz bir zevk veriyordu. Her gece yalnız yatağında hayalini kurduğu düş gerçekleşiyordu nihayet.
“ Son birkaç hafta boyunca hep seni hayal ettim ,” dedi genç adam, dudakları onun boynundan kulaklarına doğru yakıcı izler bırakırken. “ Ve her seferinde de yataktaydım!”
Holly onun ne demek istediğini anlıyordu. Evlenme teklifi dışında kendisi de aynı hayalleri kurmuştu çünkü! Fakat Zack’in kendisiyle yaşamını birleştirmek istemesi aklına en son gelecek şeydi. Evlenmeleri mümkün değildi.
“ Bunu yapamam Zack.” Genç kadın boşu boşuna onu itmeye çalıştı.
“ Elbette yapabilirsin.” Zack’in sıcak nefesi H olly’ nin yanağını yakıyordu. “ Yolun yarısına geldik bile, Holly. Bu halı yatak sayılmaz, ama en azından kollarımın arasındasın.”
‘ ‘ İnanamıyorum. . .”“ Sakın başka bir kadından söz etm e.” Genç adamın
gözleri sertleşmişti. “ Beni Steve zannederek ilk kez kuşkulu gözlerle baktığından beri, ne başka bir kadına baktım ne de istedim! Odama gelip beni öptüğün günün gecesinde sana âşık olduğumu anlamıştım. O ana kadar sana âşık olabileceğimi tahmin etmemiştim. Bu gerçek beni öyle şaşırttı k i.”
Holly de o anı çok iyi hatırlıyordu. Bu kadar sıcak duygular duyabileceğini anladığında kendisi de şaşır-
136
mıştı. “ B ilm iyordum ,” dedi duyulm ası güç bir sesle.Zack genç kadım hâlâ göğsüne bastırırken omuz silk
ti. “ N ereden bilecektin. O ana kadar devamlı b irb irimizi iğneliyorduk. Zam an zam an da Steve’e duyduğun sevgiyi k ıskanıyordum .”
“ Korkarım bu konuda haklısın.” Genç kadın dudaklarım yaladı. O na bakam ıyordu. “ O nun tekerlekli sandalyeye m ahkûm olması Steve’i gözüm de diğer erkeklerden farklı kılm ıştı.”
“ Ne demek istiyorsun?” dedi genç adam kaşlarını çatarak.
Holly derin bir nefes aldı. “ Benim için bir tehlike oluşturm uyordu.” Genç adam ın gösterdiği sevginin sıcaklığı, baskı altında tu ttuğu düşüncelerinin açığa çıkmasına, dilinin çözülmesine neden oluyordu. Z ack’in kendisini sevdiğine hâlâ inanam ıyordu. Genç adam ın parlak gözlerinden bunun doğru olduğu okunsa bile...
“ Tehlike mi? Bir erkeğin neden tehlikeli olabileceğini anlam ıyorum .” Zack şaşkın gözlerle ona bakıyordu.
“ Önemli değil,” diyerek geçiştirmeye çalıştı Holly. Sanki söylediğine pişm an olm uştu. “ Biraz önce yatağa gitm ekten mi söz ed iyordun?” Genç kadın ona ta kılm aktan kendini alıkoyam am ıştı.
“ H o lly ...”“ Y oksa fikrini mi değiştirdin?”“ Değiştirmediğimi biliyorsun. A m a ...”“ D aha fazla konuşmayalım artık, Z ack,” diyerek ya
vaşça genç adam ı cesaretlendirmeye çalıştı Holly. “ Konuştuğumuz zam an hiçbir yere varam ıyoruz.” Genç kadın şimdi onu ölesiye arzuluyordu.
“ Konuşmalıyız, H olly .”“ A m a şimdi değil.” H olly kollarını Z ack’in vücu
duna doladı. T ırnaklarını onun sırtına batırırken d a yanılmaz bir zevk duyuyordu.
“ T anrım , H olly, aklım a bile gelmezdi. B u n u ...” 137
Z ack’in nemli dudakları genç kadınınkilerin üzerinde sanki ona sahip olm ak istermişçesine, hareket etmeye başladı. İkisi de, bir süre sonra Z ack’in kontro l altına almayı başardığı arzunun ateşiyle titriyorlardı. “ Evlen, evlen benimle, H olly ,” diyerek başını genç kadım n heyecanla inip kalkan göğsüne göm dü Zack. “ Evlen benimle, pişm an o lm ayacaksın .”
“ Sen pişm an olabilirsin .” Genç kadının sesi duygularının şiddetiyle boğuklaşm ıştı.
Zack ona bakm ak için başını kaldırdı. Duyduğu coşkulu hislerin etkisiyle yüzü alev alev yanıyordu. “ Ne demek istiyorsun?”
H olly iç geçirdi. “ H akkım da hiçbir şey bilm iyorsu n .”
“ Seni sevdiğimi biliyorum . Bu da yeter.” “ Y etm ez,” diyerek başını salladı genç kadın. “ H ak
kım da neler biliyorsun ki Z ack .”“ Naziksin, sadıksın, sevecen ve sıcaksın ...”“ Ve yuva yıkıcısıyım .” Genç kadının sesi yum uşak,
am a acı doluydu.Genç adam ın yüzü bir an öfkeyle kızardı. “ İnanm ı
y o ru m .” Zack canı sıkılmışcasına ayağa kalktı. “ Bunu gerçekten isteyerek yaptığına inanm ıyorum .”
“ A m a bu gerçeği değiştirmiyor.” Holly koltuğa oturm ak üzere kalkarak eteğini düzeltti. “ Böyle bir geçmişle kimseyle evlenemem. B obbie’nin ne kadar acı dolu olduğunu gördüm ve üzdüğüm tek insan o değildi.”
“ İstem eden hepimiz insan k ıra rız .”“ A m a benim yaptığım şekilde değil,” diyerek başı
nı salladı genç kadın.‘‘İsteyerek yapm adın k i.” Genç adam onu savunm a
ya çalıştı. “ Sen kötü niyetli bir insan değilsin, buna yem in edebilirim .”
“ Bunu annem e de a n la t,” diye acı bir sesle konuştu Holly.
“ A nnen m i?”138
Bu iğrenç ilişkiden yara almış olan bir başka kişi i i oydu. G örüyorsun Zack yaptığım şeyin bıraktığı iz- fe-den haberin y o k .”
Annen biliyor m uydu?”"O h evet.”"Seni suçladı m ı?”
Beni herkes suçladı!” Genç kadının sesi duyduğu erilim le çok acı çıkmıştı. Beş seneden sonra ilk kez Z-iA'le konuşuyordu bunları. O zam anlar kendisini anken alan için boşu boşuna yalvarm ıştı herkese. Şimdi -uacK hiçbir yargılam a yapm adan dikkatle onu dinliyordu.
"A nnen hayal kırıklığı duym akta sanırım haklıydı.” "H ayal kırıklığına uğram adı,” diye kaşlarını çattı
Hoıiy. “ Kalbi kırılmıştı! Şimdi bir içki alabilir miyim?” Genç kadın titriyordu.
"E lb e tte .” Zack ona konyak getirerek yanm a otur-
" Annen haliyle üzülm üştür. Bizim kızımız da o yaş- v.a e\ li bir erkekle ilişki kursa ben üzülmekle de kalıt, azdım .”
Genç kadının gözü yaşla doldu. ‘Kızımız m ı?’ Holly icınm ılık duygularla dolduğunu hissetti. “ Seninle ev- .»luemem Z ack .” Sesinde Z ack ’in konuyu bir an önce .taratm ası için yalvardığını gösteren bir ifade vardı.
"Evleneceksin,” dedi genç adam kararlı bir tonla. "Beş sene önce olanlar yüzünden hayatım ızı m ahvet- mene izin verem em .”
"N e olduğunu bilm iyorsun bile. M utlu olm aya la- ’ V değilim b en .”
' 'Söylediklerin evlilik kararım da daha da inatçı kılıyor beni. O lanları bilmediğimi söylüyorsun, haklı ola- r-thrsin. Şimdi her şeyi anlatacaksın ve bu mesele bu- ~zda kapanacak .”
Evet belki de en iyisi buydu. A m a gerçekleri öğren- oiğmde Zack onu bırakırdı. Üstelik onun meseleyi ka-
139
patacağım hiç sanm ıyordu. Ç ünkü genç kadın beş seneden beri bunu başaram am ıştı, o kadar unutm aya çalışm asına rağm en...
“ Peki Z ack ,” diyerek ayağa kalktı ve ondan olabildiğince uzaklaştı. “ Anlatacağım .” Holly’nin güzel gözlerindeki hüzün duyduğu acıyı apaçık yansıtıyordu. “ İlk önce şunu bilmelisin ki, Bobbie Chance benim üvey kardeşim dir.”
“ Neyin, neyin?”Genç adam ın şaşkınlığı karşısında H olly kızardı.
“ Evet, o benim üvey kardeşim . Babası, Giles, annem le evlenm işti.” Z ack ’in yüzü bem beyaz kesilmiş çenesi sinirle seyirmeye başlamıştı. “ Yani üvey babanla mı ilişki ku rdun?” Zack duyduklarına inanam ıyor, inanm ak istemiyor gibiydi.
Sevdiği, hayatını birleştirmeyi arzuladığı kadın üvey babasıyla bir ilişkiye girmiş olamazdı. Bu Zack üzerinde şok etkisi yaratm ıştı.
‘H ay ır,” dedi Holly sakin, ifadesiz bir sesle. “ A m a dedin k i... Bobbie dedi k i . . .”“ İkimiz de babasının evliliğini y ıkm aktan söz ettik.
Sen de bundan Giles’la ilişki kurduğum anlam ını çık a r ttın .” Genç kadının sesi gergindi.
Z ack’ın nefes alışı hızlanmış, olayları birbirine bağlam akta zorlanm aya başlam ıştı. “ O zam an ne oldu? Üvey babandan hoşlanm adın da annenin ikinizin ara sında bir seçim yapm asını mı isted in?” Genç adam ın kaşları çatılmıştı. Ve sonunda dayanam ayarak sesini yükseltti. “ Ne o ldu?”
“ Kesinlikle annem in aram ızda bir seçim yapm asını istemedim. A m a sonunda yapm ak zorunda kaldı. Ne de olsa benim annem di,” diye acı bir sesle ekledi Holly. “ A m a sonunda bu kararından dolayı pişm anlık duyduğundan em inim .”
Zack iyice şaşırmıştı. “ Eğer üvey babanın ismi G iles ise Alex k im ?”
Holly acıyla dudağım ısırdı. ‘O B obbie’nin ağabeyiydi. Benim de üvey ağabeyim di.”
Zack’in gözleri kısıldı. “ Ve cinsel m erak duyduğun kişi o m uydu?”
“ E vet.”“ A m a bu doğal bir şey,” diye onu rahatla tm aya ça
lıştı Zack. “ O yaştaki bü tün genç kızlar bunu hisse-.-s a r ”
Holly ona baktığ ında gözleri ateş saçıyordu. “ A m a her genç kız erkeğe kendine tecavüz ettirecek kadar cesaret verm ez!”
141
D O K U Z U N CU B Ö L Ü M
Genç kadının yaptığı bu itirafı şaşkın bir suskunluk izledi. O dada sadece göz yaşlarına engel olm aya çalışan H olly’nin öfkeli solukları duyuluyordu.
“ Üvey ağabeyin sana tecavüz m ü e tti? ’’ diye sordu Zack. Yüz ifadesi sertleşmiş, duyduklarına inanam az bir hale gelmişti.
“ E vet.” Genç kadın sırtını döndü ona. “ O h, ama bu benim h a ta m ...”
“ Bir kadını cinsel ilişkiye girmeye zorlayan hiçbir erkek affedilm ez.”
“ A nlam ıyorsun Z a c k ...”Zack, “ G erekm ez,” diyerek başını salladı. “ Böyle
birine erkek bile denm ez!”H olly heyecandan ve gerilimden kuruyan dudakla
rını yaladı. “ A m a onu ben teşvik ettim . Benimle sevişmeye niyetlendiğini fark edene kadar, beni öpmesi ve bana dokunm ası için onu cesaretlendirdim .”
“ Kaç yaşındaydı?”Genç kadın şaşkınlıkla Zack’e bakakaldı. “ A nlam ı
y o ru m .”“ Kaç yaşındaydı?”“ Yirmi d ö r t .”“ O zam an senin istemediğini görüp kendini tu tab i
lirdi. Yirmi dört yaşında bir adam dı sen ise hâlâ çocuktun. M eraklı bir ço cu k ...”
“ Evet, gelişmiş bir bedene ve m eraka sahip bir çoc u k .”
H olly’nin sesi ifadesizdi. “ A nnem babasıyla evlendiğinde o kolejde okuyordu ve bizden uzaktaydı ve ben de okula gidiyordum , bu yüzden birbirim izi fazla gör-
142
-■sezdik. Sadece m ecbur kaldıkça tatillerde eve gelirdi. Onıı çok gizemli ve yakışıklı bulurdum . Sanırım ona ■çekçesine tu tu lm uştum .”
"D evam e t.”Genç kadın güçlükle yutkundu. “ Ve sanırım ne ka
dar çekici bulduğum u b iliyordu .”“ B undan em inim !”Holly u tançla kızardı. “ O laylara şimdi baktığım da
der şeyi daha açık görebiliyorum . Bu duygularım ı A kx’e belli etmiş olm alıyım .”
"O yaştaki bütün kızlar böyledir,” diye savundu onu Zack.
“ Belki. Yaz gelip de okulun tatil olm asını iple çekiyordum. Bütün yazı yanımızda geçireceğine söz vermişin Bobbie’yle birbirimize hiç yakın değildik, am a Alex '•anında bulunm am dan hoşlanır gibiydi h ep .”
“ M utlaka. K ahrolası egosunu tatm in ed iyordu .” Zack’in sesindeki öfkeden, sanki adam ı eline geçirse oracıkta boğuverecekmiş gibi bir ifade vardı.
“ Belki d e .” Genç kadın ellerine bakarak içini çekti. “ Yaz tatili için geldiğinde nereye gitse beni de götürür, arkadaşlarıyla tan ıştırır, h a tta bana ilgi gösterenler olduğunda kıskanırdı d a .”
“ Elbette, kendisini seven küçük kölesini kaybetmek r.e gelm ezdi.” Z ack’in sesi hınç doluydu. O yaştaki
bir gencin nasıl olup da böyle bir kızın m asum hislerini söm ürdüğünü anlam ıyordu.
Holly u tanarak başını öne eğdi, yanaklarına kan hücum ettiğini hissetti. “ H aklı olabilirsin. O na taptığım ı biliyordu m u tlak a .”
“ K uşkusuz.” Z ack’in kaşları sanki bu fikir kendini çok rahatsız etmiş gibi sertçe çatıldı.
“ Ve sonra bir gece beraber bir partiye gittik. Alex gerçekten çok içmişti, am a herkes çok içiyordu.” Genç >:adın o geceyi hatırladığında titrem esine engel olam adı. “ Eve döndüğüm üzde iyi görünüyordu, sarhoş fa-
143
lan değildi. Böylece biraz rahatlamıştım, sonra eve girdiğimizde beni öpmeye başladı. Eskiden de beni fırsat buldukça öptüğünden, aldırmadım. Annemle babası ve Bobbie üst katta olduğu için fazla ileri gidemez, diye düşünüyordum. Başlangıçta sadece öptü ve sonra bana... bana dokunmaya başladı. Be... ben ‘hayır’ demek istedim, ama çocuk olduğumu düşünerek bana kızmasından korkuyordum. Bir süre sonra hiç de o kadar kötü olmadığını, hatta bayağı zevkli olduğunu düşünmeye başladım .”
“ Bu tip bir cinsel merak büyümenin bir parçasıdır.” Zack’in sesi anlayış ve sevgi doluydu.
“ Ne demek istiyorsun, bu tip demekle?” Holly şaşırmıştı.
“ Biraz sonra anlatırım sevgilim. Şimdi sen bana olanları anlat.”
Holly öfkeyle içini çekti. “ Öpüp okşamayı durduramayacağımı anladığımda paniğe kapıldım, devam etmemesi için yalvardım, beni dinlemeyince de mücadele etmeye başladım. Hatta yüzünü öyle tırmaladım ki kanlar aktı.” Genç kadın yıllardır düşünmemeye çalıştığı o anı sanki yeniden yaşıyormuşcasına korkuyla titriyordu.
“ Daha kötüsüne layıkmış!”‘ ‘Ama sonunda ikimiz de layık olduğumuz karşılığı
alamadık. Elbiselerimi parçalarcasına çıkartan bu erkek, benim sevgili A lex’im değildi artık, birdenbire bana o kadar yabancılaşmıştı ki. Bana sahip olduğu o iğrenç anda ölmeyi, gerçekten ölmeyi istedim.” Genç kadının sesi ağlamaklı olmuş, tüm vücudu ter içinde kalmıştı. Sanki o anları yeniden yaşıyordu.
“ Piç kurusu!” diye inledi Zack.Holly inatla başım sallamaya devam etti. “ Benim ha-
tamdı. Beni eskiden de öperdi, ama hep duracağı noktayı bilirdi. Eğer işin nereye varacağını anlayabilsey- dim, onu durdurmanın yolunu bulabilirdim. Ama ba-
144
ğıramadım b ile.” Genç kadının solukları kâbus görüyormuşçasına sıklaşmıştı. “ Elimi ağzıma kapatmıştım !”
Genç adam sanki kontrolünü kaybetmekten korku- yormuş gibi yumruklarını sıktı. “ Ya sonra!”
“ Kimseye söylememem için yalvardı bana.” “ Annenleri kastediyordu yani.”“ Evet,” diye titreyerek onu onayladı Holly. “ Ben
de kimseye tek kelime bile söylemeyeceğime söz verdim. Sadece ondan bir an önce uzaklaşıp, yalnız kalmak istiyordum. Elbiselerim paramparça olmuştu. Gene de, üzerinde düğme diye bir şey kalmamış olan bluzumla göğsümü örtmeye çalıştım. Beni daha fazla çıplak görmesine dayanamıyordum! Bîrden ona karşı öyle büyük bir nefret hissettim ki, böyle bir duyguyu daha önceleri kimseye duymamıştım. Karşımda duran erkeği sanki ilk kez görüyormuş gibi bir duyguya kapıldım. Ancak odama kaçıp sığınamadan önce, salonun kapısı açıldı ve üvey babam içeri girdi.” Holly, gördüğü manzara karşısında Giles’in gözlerinde beliren ifadeyi hatırladığında, aynı utancı tekrar hissetti.
“ Durumu ne kadar yanlış anladığını tahmin edebiliyorum,” dedi Zack, suskunluğa gömülen genç kadını cesaretlendirmeye çalışarak.
“Ne düşünmüş olduğunu bilmiyorum.” Genç kadın omuzlarını silkti. “ Daha ağzını açmasına fırsat bırakmadan, Alex atıldı ve konuşmaya başladı. Anlattıklarının hepsi yalandı. Benim ahlaksız bir kız olduğumu, önce onu cesaretlendirip benimle sevişmesini istediğimi ve sonunda da kendisini tutamadığını söyledi.” Holly’nin sesi titriyor, gözyaşlarına güçlükle hâkim olmaya çalışıyordu. “ Hatta... hatta benimle yatan ilk erkeğin kendisi olmadığını bile söyledi,” diye ekledi. Duyduğu acının etkisinden gözleri kapanmıştı.
“ Üvey baban ona inandı m ı?”“ Başka ne yapabilirdi ki? Ama doğru değildi. Bana
145
sahip olduğu anda duymuş olduğum acıyı bilseydim, "Biliyorum, biliyorum,” dedi genç adam titreyen ka
dını yatıştırmaya çalışarak. "Tamam sevgilim .” "Tamam mı?” Genç.kadının Zack’e çevirdiği bakış
ları alev saçıyordu. "Alex herkese benim bir fahişe olduğumu söyledi ve sen ‘tamam’ diyorsun! Öyle incinmiştim ki, kendimi savunamadım bile. Ve neler olup bittiğini öğrenmek İçin annem aşağı indiğinde, suçun bende olduğuna karar vermişlerdi.”
"Annen ne dedi, peki?”H olly omuzlarını'silkti. "Şaşırmıştı.”"Başka?”Genç kadın ürperdi. "Onlara inandı. Neler olduğu
nu bana sormaya gerek bile duymadı.” Sesi hayal kırıklığı doluydu.
"Ama senin yüzünden boşandıklarım söylemiştin.” “ Doğru. Olayın şokunu atlattıktan sonra, olanları
anlattım. Annemin bana gerçekten inandığını hiç sanmıyorum, ama ne de olsa kızıydım ve beni savunmaya zorunlu hissetti kendini. Üvey babam ise anlattıklarıma inanmadı. Bu yüzden de aralan açıldı, sonunda da boşandılar. O zamanlar yatılı okulda okuduğumdan, yokluğum sırasında neler olup bitti, bilemiyorum.”
"Kendini savunmayı Öğrenirken yani.” Zack genç kadına takılarak onu biraz neşelendirmeye çalışıyordu.
"Bir daha hiçbir erkeğin bana saldırmasına izin verm em !” H olly’nin dudakları ince bir çizgi halini almıştı.
"Ama ben sana saldırmamıştım.”"Seni tanıdıktan sonra hissettiklerim, A lex’in ne ka
dar haklı olduğunu gösterdi bana. Onu farkında olmadan benimle sevişmeye teşvik etmiş olmalıyım. Çünkü seni daha ilk bakışta arzuladım,” dedi Holly çekinerek.
“ Bu ahlaksız ya da erkek düşkünü olduğun anlamına gelm ez.”
146
“ Gelir!”“ H ay ır,” Z ack’in sesi yum uşacıktı. “ Ben de seni ilk
görüşte arzu lad ım .”“ Erkek için fa rk lıd ır.”“ H ayır, değildir. Biz erkekler duygularım ızı ve a r
zularımızı açıklam akta daha hür olabiliriz, am a bu aynı şeyleri kadınların duym ayacağı anlam ına gelmez. Ve o zam anlar bir erkeğin tem ası konusunda duyduğun m erak, büyüm enin ve gelişmenin bir parçasıydı. O kuldayken İngilizce öğretm enim le ilgili ne hayaller k u rardım bilsen! A m a eğer hayalim deki şeyleri yapm aya kalksaydım , arkam a bakm adan kaçardım . Sen sadece ergenlik çağı fantezilerin için yanlış adam seçm işsin,” dedi Zack sevdiği kadını rahatla tm aya çalışarak. “ Bizim yaptığımız ise bundan çok çok fa rk lı.”
“ Nasıl?”“ Öncelikle ikimiz de yetişkin insanlarız. Ayrıca b ir
birimizi sevdiğimize de inan ıyoruz.” Z ack’in bakışları m eydan okuyan bir havaya bürünm üştü .
“ Söyledim sana, b e n .. .” Holly sözünü tam am laya- m adan Zack atıldı.
“ Holly, birbirim izi seviyoruz.” Genç adam ın sesi inanç ve azim doluydu.
Genç kadın, baştan çıkartacak derecede yakışıklı olan erkeğe baktı. O nu sevdiğini anlayalı uzun bir zam an geçmişti. A m a ne yazık ki bu ilişkinin sonu yoktu. “ Se- vilebilecek b ir insan değilim. A nnem bile hayatından sildi ben i.”
“ A nlat b a n a ,” diyerek Zack onu kuvvetlendirmeye çalıştı.
Genç kadın zaten bir sürü şey anlatm ıştı, geriye kalanları söyleyip, niye içini boşaltm asındı ki? “ Kötü şoku atlatır atlatm az, beni okula geri yolladı. Sonra da onu bir daha görm edim .”
“ Beş sene boyunca m ı?” Zack şaşırmıştı.Holly ‘evet’ anlam ında başını salladı. “ O h, okula
147
başladığım da ilk zam anlar gayet resmi m ektuplar yazardı. Giles’le boşandıklarını da bildirdi. Sonra da mektupları kesiliverdi. O yıl okuldaki son senemdi. A m a öyle korkunç geçti ki. Bobbie olup bitenleri tam o larak bilmese de annem le babasının boşanm aların ın benimle ilgili olduğunun farkındaydı. Ve öfkesini de çeşitli şekillerde ifade etti zaten. O kuldan ayrılm a zam anım geldiğinde çok m utluydum. Zaten bir iş de bulmuştum , hemen çalışm aya başlad ım .”
“ Ayrılırken seni görmeye gelmedi m i?” “ B obbie’yi görmeye gelirdi,” dedi genç kadın duy
gusuz bir tonla. “ Giles’la ayrılmalarına rağmen annemle Bobbie’nin ilişkileri hiç kopm adı. Birbirlerini çok severler. H a tta Bobbie, annem in, kendisini evine gö türmek için geldiğini bana anlatm aktan garip bir zevk duyardı. A nnem i hiç görm edim , tatillerde de ya arkadaşlarım ın yanında ya da okulda kalırd ım .”
“ H içbir annenin bu kadar kalpsiz olabileceğine inanam ıyorum .” Zack şaşkınlıktan dilini yutm uştu neredeyse.
“ Evliliğini yıkm ıştım , Z ack .”“ A m a onun kızıydın!”“ Evet, üvey ağabeyini baştan çıkartıp, sonra da ‘te
cavüz edildim ’ diye feryat eden bir ev lat.” Genç kadının sesinde acıklı bir alay seziliyordu.
“ A m a gerçekten tecavüz etm iş!”“ A nnem bundan emin o lam azdı.”“ İnansa da inanm asa da senin yanında o lm alıydı,”
derken Z ack’in kaşları çatılmıştı.“ Sen olsan yapar m iydin?” diye sordu Holly.“ Ne olursa olsun kızımı yalnız b ırakm azdım .” Zack’in bu söylediğini yapacağından emindi genç ka
dın. A nlattıklarından sonra genç adam ın kendinden soğumadığını görerek şaşırmıştı. “ Giles de öyle yaptı. Oğlunu yanlız b ırakm ad ı.” Genç kadının sesi acı doluydu.
148
"E vet evliliği pahasına bile böyle davrandığına göre. anneni aslında sevmemiş o lm alı.”
“ Oh, sevdiğinden em inim .” H olly’nin itirazı gerçeklen içtendi.
“ O zam an o tu ru r, birlikte bir çözüm yolu bulm aya çalışırlardı. B oşanm alarının bir faydası olm am ış ki. Ç ünkü nasıl olsa olaydan sonra yanlarından ayrılm ışsın.”
Genç kadın inatla ‘hay ır’ anlam ında başını salladı. "G ene aklım ı karıştırıyorsun, Z ack .”
Zack uzanarak onu tek rar kolları arasına aldı ve sıkıca göğsüne bastırdı. “ Ö m rüm ün geri kalan kısm ında seni korum ak istiyorum , kim senin ve hiçbir şeyin seni tekrar incitmesine izin vermeyeceğim. Sana âşığım, H olly.”
“ Ben de sana âşığım !” Genç kadın uzun zam andır içinde taşıdığı bu sırrı sonunda itira f ederken, sesi heyecandan boğulm uştu. “ Seni seviyorum, Zack. A m a ya ben, Alex’in söylediği gibi bir erkek düşkünü isem?”
“ H ayatında kaç erkeği arzu lad ın?” Z ack’in sesi sabır doluydu.
“ Akut v e ...”“ O nu gerçekten istedin m i?”“ H a y ır ...”“ O zam an A lex’i sayma. Geriye kaç kişi kalıyor?” Holly ona iri gözlerle baktı. “ Seni. Sadece sen i.” Zack zafer kazanmış bir edayla gülümsedi. “ Tam dü
şündüğüm g ib i.”“ A m a bu bir şeyi kanıtlam az ki. Başka hiçbir erke
ğin bana yaklaşm asına izin verm edim .”“ Peki ya Steve?” diye sordu Zack.Holly cevap verm ek üzere ağzını açtığında, aklına
Steve’le öpüşmeleri ve arkadaşça sıcaklıktan başka hiçbir şey duym adığı gelerek, konuşm adan sustu. “ Peki Alex onu cesaretlendirdiğim konusunda yalan mı söyledi?”
149
“ Elbette yalan söyledi. Postunu kurtarm ak için o anda her şeyi söyleyebilirdi. A m a sen ona kulak asma- m alıydın, sevgilim .”
“ Öyle gençtim ki, b ilm iyo rdum ...”“ Sen kurbandın, Holly, suçlu değil.” Zack güçlü el
leriyle genç kadının yüzünü kavradı. “ A rtık hayatını yaşam anın zam anı geldi. U m arım benimle evlenmen bunu kolay laştırır.”
“ Seninle evlenmek isterim , Z ack .” A rtık araların da hiçbir engel kalm am ıştı. Holly hem psikolojik, hem de zihinsel olarak rahatladığını hissediyordu. “ Seni öyle seviyorum ki, şu üç ay boyunca tam bir cehennem azabı yaşad ım .”
Genç adam iç geçirdi, “ Bunu hiç söylemeyeceksin san ıyordum .”
“ Seni sevdiğimi m i?”“ Bunu da, am a benimle evlenmek istediğini kaste
diyorum asıl. Birlikte çok m utlu olacağız, H olly.” Zack onun dudaklarına h afif bir öpücük kondurdu . “ Sana söz veriyorum .”
A m a H olly’nin söze ihtiyacı yoktu. Genç adam ın kendisini incitmeyeceğinden emindi. “ Evlenmemiz gerekmez, Zack. Birlikte de yaşayabiliriz.”
‘ ‘Zaten evlilik işlemleri bitene kadar, ki um arım üzün sürmez, benimle oturacaksın. Yalnız başına kalınca gene garip fikirlere kapılm andan k o rkuyorum .”
“ K apılm am .”“ Yalnız yaşam ana izin verm iyorum ,” dedi Zack ka
rarlı b ir sesle. “ Şimdi seni bir an önce yatağa götürmek istiyorum , am a önce evine'gidip eşyalarını to p a rlam alıyız.”
“ Bunu daha sonraya bırakam az mıyız? Taşınm a işini demek istiyorum , y an i.”
Genç adam ın gözleri arzuyla parladı. “ Neden olm asın?”
“ Haydi, o zam an,” diyerek Holly utangaçça gülüm- 150
sedi. “ Sana dokunm ak için yanıp tu tu şuyorum .”Genç adam kendisini ihtirasla yatağa taşırken,
H olly’nin gözleri sevgiyle parlıyordu.U yandığında Z ack’in koruyucu elleri göğsünü kav
ram ıştı. Geçirdikleri o m ükem m el geceyi hatırladığında dudakları m utlulukla kıvrıldı. Sonunda yorgunluktan bitkin düşüp uyuyakalıncaya kadar, defalarca sevişmişlerdi.
“ U m arım bu gülücük benim içind ir,” diye fısıldadı Zack, onun kulağına.
“ E v et.” H olly erkeğin kollarında uykulu uykulu döndü. “ Kendimi hiç bu kadar canlı ve güvenli hissetm em iştim .”
Genç adam bu sözler üzerine m utlulukla gülüm sedi.
“ Öyle sevecen, öyle düşünceli, öyle mükem m elsin k i,” diye devam etti Holly.
“ Beni şım artıyorsun. Üstelik konuşm aktan daha zevkli şeyler yapabiliriz .” Z ack ’in sesi boğuklaştı.
“ K onuşm aktan hoşlandığını san ıyordum .”“ Konuştuğumuz yeter artık. Eyleme geçmenin zam a
nı geldi.” Z ack’in sesi ihtirasla dolm uştu.“ D ün geceden sonra m ı?” Genç kadın onun bu bi
tip tükenmek bilmeyen arzusu karşısında çok şaşırmıştı. “ Bu yaşta biraz yavaşlamış olm an gerekmez m iydi?”
Zack dönerek genç kadını güçlü vücudunun altına aldı. “ Yavaşladığım zam an haber veririm .”
Holly zevkle titreyen bir kahkaha attı. Kendini genç adamın arzu dolu sıcak bedenine teslim ederken hiç bu kadar m utlu olm adığının farkındaydı. A m a yam baş- iarında çalan telefonun sesi ateşli öpüşm elerden öteye gitmelerine fırsat bırakm adı.
Zack ahizeyi kald ırm adan önce H olly’ye üzgün bir bakış fırlattı. “ Alo? Oh, sen m isin?” diyerek sırtüstü uzanarak, H olly’yi koflarının arasına çekti. “ H ayır uyum uyordum . Sen kendi işinle ilgilensene!” Karşı ta-
151
raftaki belli ki ne yaptığım soruyordu. “ Öfkeli falan değilim. Sadece daha uygun bir saatte arayabilirdin. Evet H olly’yi buldum .” Sesinde tatmin dolu bir ifade vardı.
Genç kadının doğrularak endişeli gözlerle kendine baktığını gören Zack, onun sormasına fırsat bırakmadan “ M axine,” diye açıkladı. “ Hayır, bugün olmaz. Belki yarın. H olly’ye sorarım,” diyerek eliyle ahizeyi örttü. “ Maxine yarın bizi öğlen yemeğine davet ediyor, gitmek ister misin?”
“ Eğer sen istersen, evet. Onları tekrar görmek çok hoşuma gidecek.”
“ Peki Maxine, geliyoruz. Hayır Holly ile konuşamazsın, meşgul işi var.”
“ Oh, am a...”“ Evet, yarın görüşürüz,” diyerek Holly’nin karşı çık
masına aldırmadan devam etti Zack. “ Ona söylerim.” Zack telefonu kapattığında gülümsüyordu.
“ Maxine tebriklerini yolladı,” diye açıkladı arkasından. •
Holly ona sertçe baktı. “ Nereden b iliyor...” “ Sevgilim, seni nasıl deliler gibi aradığımı bilseydin,
sevgim hakkında hiç şüphen kalmazdı.”“ Şüphem yok. Neden Steve ve Maxine’e bugün git
miyoruz? ’ ’“ Çünkü bugün yataktan hiç çıkmayacağız!”Zack bu söz üzerine kıpkırmızı kesilen genç kadına
bakarak, hafifçe güldü. “ Ama birkaç dakikalığına yemek pişirmek için yataktan çıkmana izin verebilirim.”
Holly şaşkınlıkla baktı ona. “ Birlikte yapmayacak mıyız? ’ ’
“ Senin hazırlamanı tercih ederim.”“ Ne kadar da kazak bir erkeksin.”“ Böyle olmalı. Ayrıca yumurta bile haşlayamam. Üs
telik yataktan çıkamayacak kadar da yorgunum.” H olly kendini tutamayarak gülmeye başladı. “ Seni
152
mahvettim galiba.”“ Evlendikten sonra stüdyo bensiz idare edilebilir!”
Ertesi gün Hampshire’a doğru yola çıktıklarında vakit oldukça ilerlemişti. Gecenin geç vakitlerine kadar sevişmişler, sabah da epeyce geç kalkmışlardı.
Holly oturduğu koltukta dönerek sevdiği erkeğe baktı. “ Maxine şimdi nasıl? Telefon konuşmalarımızda çok mutlu görünüyordu.”
“ Mutlu, evet,” diye onayladı onu Zack.“ Yani sana duyduğu ilgi geçti mi?”“ Tamamiyle. Steve’le hiç bu kadar yakın olmamış
lardı. Üstelik Steve artık koltuk değnekleriyle yürüyor.”
Holly eski patronunun evine vardıklarında Zack’in ne demek istediğini anlamıştı. Maxine’le Steve her fırsatta birbirlerini öpüyorlar, dokunuyorlar ve birbirlerine mutlulukla gülümsüyorlardı. Holly onları hiç böyle görmemişti.
Geri dönerlerken Zack, “ Kendimizi kırk yıllık evliler gibi hissettim,” diye takıldı.
Genç kadın gülümsedi “ Maxine’in evlilik hazırlıklarına yardım etmeyi istemesi ne kibarlık, değil mi?”
“ Bu cumartesi evleneceğimizi bilse daha iyi olur!” Zack’in sesi kuruydu.
“ Oh biliyor. Salı günü çıkıp elbise bakacağız.” “ Onlara, seninle bir gün kararlaştırmadığımız hal
de bu cumartesi evleneceğimizi söylediğim için kızmadın ya?” w
“ Cumartesi çok uygun bir gün. Ne kadar çabuk evlenirsek o kadar iyi olur. Şarkıcı kızların seni ayartmalarından korkuyorum, çünkü!” H olly’nin sesi neşeliydi.
“Artık hayatımda senden başka kimse olmayacak Holly. Biliyorum, geçmişte çok kadınla ilişki kurdum. Ama hepsi geçmişte kaldı.” Zack son derece ciddi bir
153
ifadeyle konuşm uştu.Önlerindeki hafta sojı derece hareketli geçti. Evlilik*
leri İçin yapılacak, dünya kadar hazırlık olm asına rağm en çok az vakitleri vardı. Yardımcı olm ak amacıyla Steve ve M axine salı günü L o n d ra’ya gelerek, nikâha kadar kaldılar.
Zack, H olly’ye işten ayrılması için ısrar etmiş, genç kadın da bunu kabul etmişti. Gündüzleri hazırlıklarla, gecelerini Z ack’le geçirmekten sonsuz bir m utluluk duyuyordu.
Nihayet cumartesi günü gelip çattığında Holly teniyle mükemmel bir uyum sağlayan elbisesinin içinde son derece güzel ve çekici görünüyor ve Z ack ’in karısı olm ak için sabırsızlanıyordu.
Holly ve M axine nikâh dairesinin önüne geldiklerinde, sabah erkenden oraya gitmiş olan Steve ile Z ack’i kendilerini bekler buldular.
“ H olly ile biraz yalnız konuşabilir m iyim ?’’ dedi Zack onlara dönerek.
“ H aydi biz içerde bekleyelim ,’’ diyerek Steve karısıyla birlikte uzaklaşm aya başladı.
H olly o an korkunç bir panik duydu. M utlaka Zack yaptığının ne kadar yanlış olduğunu anlayarak, fikrini değiştirmişti.
“ H ayır, evlenmekten vazgeçm edim ,” dedi Zack onun düşüncelerini okum uş gibi. “ Sadece seni ne kadar sevdiğimi söylemek istiyorum .”
Genç kadın rahatladığını hissetti. “ Beni öyle korkuttun k i!”
“ Am acım bu değildi.” Zack onu şefkatle kollarının araşm a aldı. “ A m a bir an önce evlenmek için öyle acele ettim ki, düşünm eye vaktin olm adı. Em in olup olm adığını öğrenmek istiyorum .”
“ E m inim ,” dedi genç kadın şaşkın gözlerle ona bakarak. “ Seni seviyorum ve evlenmek istiyorum . A yrıca, artık iki kişi olm ayabiliriz.”
154
''N e ? ” Zack şaşırmıştı,"Z ack, mükemmel bir hafta geçirdik. Biraz ileri git
tik galiba.” Genç kadının sesi son derece tatlıydı."B ebek mi bekliyorsun!” Z ack ’in gözleri öyle b ü
yük bir m utlulukla parladı ki, genç kadının hemen çorak istemediğini söylediğini unutm uştu , ‘‘istiyor m usu n ?”
'Sen istemez m isin?” diye takıldı Holly.“ Oh, Holly, harika olacak, değil m i?” Z ack’in genç
feâdmı saran kolları sıkılaştı.‘ Zack.” Maxine nikâh dairesinin kapısında belirmiş
ti- "Bizi bek liyorlar.” .Genç adam ‘evet’ anlam ında başını salladı ve içeri
iârriiier. Holly evlendirme daireleri hakkında duyduk- tancun aksine, törenin çok güzel geçtiğini düşünerek, Ğ&emli olanın m ekân değil, sevdiği kişiye duydukları umduğuna karar verdi. Zack altın yüzüğü parm ağına ge- «kip onu şefkatle öptüğünde genç kadının gözleri sı- e g k gözyaşlarıyla doluydu. Sanki rüyada gibiydi.
Ancak Zack nikâh m em uruna teşekkür edip, Steve w:; Maxine’in tebriklerini kabul ederken hâlâ gergin gö- râaûyordu . D ördü birlikte kutlam a yemeğine gittikten ©sara. Z ack’le Holly balaym a çıkacaklardı.
Holly odanın geri kısm ında beklem ekte olan kadını gördüğünde yüzünden bü tün kanın çekildiğini hissedes i üuraladı. Biraz yaşlanmış, kızıl saçlarına aklar düş- S R su . A radan beş sene geçmiş olmasına rağm en Holly üesse-iini tan ım akta güçlük çekmemişti! Tam evlendiği
bu kadının ne işi vardı burada?
155
O N U N C U B Ö L Ü M
“ M axine ile sizi evde bekliyoruz,” dedi Steve, dışarı çıkarlarken.
H olly başını annesinden çevirerek kocasına döndü. “ Geleceğini biliyor m uydun?”
“ Ben davet e ttim .”“ N eden?” H olly’nin sesi boğuldu.“ H o lly ...”“ Bu bizim nikâh günüm üz, Zack. Beni m utlu ede
ceğine söz verm iştin. B unu bana nasıl yapabild in?” “ H olly .” A nnesinin sıcak sesi konuşm alarını yarı
da kesti. Yanlarına geldiğini fark etmemişlerdi. “ Z ack’ in beni çağırm asını ben isted im .”
Holly dönerek annesine baktı. Kadımn menekşe rengi gözleri kederli çizgilerle dolm uş, bir zam anlar sahip olduğu güzel yüzü üzüntüyle gölgelenmişti.
“ B uradan çıkıp, konuşabileceğimiz bir yere gidelim ,” dedi Zack. Yalnız olm adıklarının bir tek o fa rkındaydı.
H olly’nin diretmesi üzerine genç adam ın dudakları gerildi. “ Bana itaat edeceğine söz vermiştin, Holly. Vaz mı geçiyorsun?”
Genç kadın annesini görm enin yarattığı şokla bem beyaz kesilmişti. ‘H ayır, a m a ...”
“ O zam an güven b a n a .” Z ack ’in sesi yum uşaktı. Genç kadın, kocasının kendisini dışarı çıkartıp Ste
ve’in onlar için bıraktığı arabaya bindirm esine ses çıkartm adı. Üçü a rabada eve giderlerken, H olly gergin b ir suskunluğa göm ülm üştü.
Zack, kendilerini bekleyen şam panyaya boş vererek, üç bardağa da konyak doldurdu, kendininkini bir di-
156
ibşte bitiriverdi.‘Pekâlâ, anneni neden çağırdığımı açıklayıp, sizi ko-
ssşm an ız için yalnız b ırakacağ ım .” Z ack’in sesi kam çı. gibi sertti.
'H a ş ır . . .”Lütfen, H olly,” diye sözünü kesti annesi. “ Konuş
mamız lazım .”Ne hakk ında?”
"Ç o k şey ve dünya kadar yanlış anlam alar hakkın-
Holly başını nefretle çevirdi. “ Birbirimizi çok iyi an- femısızdır da im a!”
Holly, annen seni beş sene önce hayatından silme- s v ; : ' Zack nazikçe araya girmişti.
"A m a bu kanıyı uyandırm ada çok başarılı o ld u !” "T am am Z ack .” Genç adam ın sabrının taşm akta ol
duğunu gören annesi araya girmişti. “ Bizi biraz yalnız bırakabilir m isin?”
Zack bir süre çıkıp çıkm am akta tereddüt ettikten sonra, karısının gerilmiş dudaklarına sıcak bir öpücük kondurdu. “ Seni asla incitm em , Holly. Kimsenin in citmesine de izin vermem. Lütfen annene açıklaması İçin bir fırsat v er.”
Yalnız kaldıkları zam an H olly, annesine soğuk bir bakış a ttı. “ Eğer bir zam anlar senin evliliğini yıktığım gibi sen de benim kini yıkm ak için geldiysen, başarılı okluğunu itiraf etmeliyim. Zack’i hiç affetmeyeceğim.”
Annesi hemen konuya girdi. “ Seni evlatlıktan silmedim. B unu asla düşünm edim b ile!”
“ Seni son gördüğümden bu yana kaç yıl geçti anne?” Kadının menekşe gözleri öfkeyle parladı. “ Peki ki
min kararıydı b u ? ”“ Beni suçlam ıyorsun um arım .” H olly’nin gözleri
şaşkınlıkla büyüm üştü.“ Kimin suçu o zaman? Yazdığım m ektupları açılma
mış halde geri yollayıncaya kadar sana yazdım, H olly.” 157
“ O zam anlar birbirimize söyleyecek bir şeyimiz yok- tıi, şimdi de yok za ten ,” diyerek arkasını döndü gene kadın.
“ H olly .” Annesinin sesi üzüntüyle sertleşmişti. “ H ep böyle acımasız m ısın?”
“ Sadece fahişe olduğum u söylediklerinde inanm andan beri!” diye atıldı Holly.
“ Hiç inanm adım k i.” Annesinin sesi kısık çıkmıştı. “ A lex’in sana tecavüz ettiğini b iliyordum .”
“ Biliyor m uydun?”“ Bunu tahm in etmem gerekirdi. O kadar çok b ir
likte dolaşıyordunuz ki. Alex koleje girdikten sonra sakinleşmiş gibi görünm esine rağm en çok vahşi bir çocuktu ve annesi öldükten sonra Giles’i çok uğraştırmış- tı. Seninle kurduğu ilişkinin onun norm alleştiğini gösterdiğini düşünm üştüm . Oysa ne kadar yanılm ışım .”
“ A m a o gece hiçbir şey söylem edin,” dedi Holly. “ Susmayı tercih ettim . Ç ünkü yeteri kadar perişan
olmuştun zaten. A m a sen yattıktan sonra, Giles’e Alex’i hayatım ızdan uzaklaştırm azsa kendisinden boşanacağımı böyledim . A ncak senin, suçlu olduğuna inandığını bilm iyordum .”
H olly annesine inansın mı inanm asın mı bilem iyordu. “ Beni ziyaret edip, her şeyi an la tab ilird in .”
“ O kulun baş m üdiresi beni görmeye hazır olm adığını ve bunun her şeyi kötüleştirebileceğini söylemişt i .”
“ Miss Dakridge, A lex’i biliyor m uydu?” dedi Holly. “ Evet. D oktor, o lanlardan sonra en doğrusunun
okula dönüp, evden uzaklaşm an olduğunu söyleyince, Miss D akridge’den sana göz kulak olmasını rica etmiştim . Senden uzaklaşm anın beni ne kadar kahrettiğini bir bilsen!” Annesinin gözleri yaşlarla dolmuştu. “ Sana öyle ihtiyacım vardı ki. Giles kızgın, bense acı doluydum . Çok k ö tü y d ü .”
“ H ayır!” Holly kederli bir sesle feryat etti. “ Gitme.158
■'«rı «v.vıiu::. tanım ak istiyorum , anne .”JŞSrâanbire iki kadın kucaklaştılar. Ağlıyorlar mı, gü-
r— mı belli değildi.“ H a f ly ...” diye seslendi Zack m utfak tan . İçeri gi-
stç ı c annesine sarılmış olan Holly’nin yüzündeki mut- görünce, rahatladı. “ Birbirinize girdiğinizi şa
ş ır fetffk •muştum.”katıl aram ıza, sevgilim .” Holly kollarını aç-
" i fettcasını çağırıyordu. “ Sana annemi tanıştırm ak is- ..>»> • . ; . . ' ’ Zack gözlerinde onunla gurur duyduğunu ş&îüeret: pırıltılarla yanlarına yaklaşırken, genç kadın
Asşduğu sevginin büyüdüğünü hissediyordu. Çün- !i.i te ş r ih i büyüm üş, olgunlaşm ıştı artık.
®*siaa£ teşekkür ettim m i?”& y m günün gecesi ya tak ta Zack uykulu uykulu ka-
kakıyordu. Paris’te balayılarına başlamışlar, genç arkadaşına ait bir evde kalıyorlardı. “ Ne
' diye sordu.•A şurem i geri verdiğin iç in .” Barışm alarından son-
ss 5.:_ Maxine ve Steve ile yemeğe gitmişler ve bala- c«öner dönm ez görüşm ek üzere sözleşerek ay-
. .
■ S te te e n biliyordun Zack? ’ ’ İhtiraslı sevişmelerine «araaişier, genç kadın başını kocasının göğsüne
gtiıt?rı- .- ıj. 1 'Annem hakkında yanıldığımı nereden bi- ’l " - s - - . . •* '
“ B ilm iyordum ,” diyerek ağır ağır genç kadı- i s r saçiannı okşadı. “ Evlilik kararım ızla ilgilenebile-
• düşündüm . B unun üzerine bana olanları an la ttı, Ve birbırinizle konuşm anız gerektiğini düşündüm . • S i s ? i •isna nikâhtan önce söylemeye çalıştım, am a ev-
vazgeçmenden korkuyordum .”“ Assüpemi bana geri verdiğin için seni her zam ankin
miş- dfcha çok seviyorum .”"Tari ou vüzden m i?”
159
Genç kadının elleri erkeğin vücudunda dolaştı. “ Eh, başka bir iki neden daha o lab ilir.”
“ B enrle öyle düşünüyordum ,” diye arzuyla mırıldandı Zack.
“ Bana vücudunla tapınm anın zam anı gelmedi mi hâlâ ? ” H olly ona m asum gözlerle bakıyordu.
Zack, zevkle ışıldıyan gözlerle gülümsedi. “ H iç sorm ayacaksın sanm ıştım !’’
160