ceza korkusundan ÖdÜl · bulmaca çözmek gibi… dış kaynaklı ödül (extrinsic reward):...

109

Upload: others

Post on 11-Feb-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan
Page 2: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 1

Aile Akademisi Derneği -Bursa

Eğitimde Ödül – Ceza Dengesi

Fatma Gültekin

Dizgi-Mizanpaj: Aile Akademisi

Kapak Tasarım: Aile Akademisi

Yayın Yılı: 2013-Ekim

Aile Akademisi Derneği

Alacamescid Mh. Çancılar Cd.

Erdoğan Çakar İş hanı: 62/35

Osmangazi/Bursa

0224 225 47 41

0551 215 19 02

www.aileakademisi.org

Page 3: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 2

Eğitimde Ödül – Ceza Dengesi Ceza Korkusundan Ödül Bağımlılığına

Fatma GÜLTEKİN

Page 4: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 3

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ..................................................................................................................... 3

GİRİŞ .................................................................................................................................. 6

I.BÖLÜM KAVRAMLAR ..................................................................................................... 9

DİSİPLİN ........................................................................................................................ 9

ÖDÜL .............................................................................................................................10

CEZA ..............................................................................................................................12

II. BÖLÜM BATI EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖDÜL CEZA KULLANIMI ve DİSİPLİN ................14

A. KURAMLAR ...............................................................................................................14

Bilişsel Kurama Göre Öğretim İlkeleri ......................................................................14

Bilişsel Kuramların Öğretim İlkeleri; .......................................................................15

Davranışçı Kurama Göre Öğretim İlkeleri ................................................................15

İnsancıl & Hümanist Yaklaşımların Öğretim İlkeleri ...............................................16

B. CEZAYA KARŞI OLAN BATILI AYDINLAR ................................................................18

C. CEZAYI SAVUNAN BATILI AYDINLAR .....................................................................22

D. BATILI EĞİTİM SİSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ...............................................24

Antik Yunan ve Roma Medeniyetlerinde Eğitime Genel Bakış .................................24

Ortaçağ Batılı Eğitim Anlayışı ...................................................................................26

Rönesans ...................................................................................................................28

Protestan Reformu Ve Protestan Reformu Karşısında Tepkiler ..............................29

Aydınlanma Çağı .......................................................................................................30

21. Yüzyıl Batı’da Eğitim Anlayışı .............................................................................34

III. BÖLÜM KUTSAL DİNLERE GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE DİSİPLİN .........................38

A. YAHUDİLİK’TE ÇOCUK EĞİTİMİNDE DİSİPLİN ........................................................38

B. HIRİSTİYANLIK’TA ÇOCUK EĞİTİMİNDE DİSİPLİN .................................................39

C. İSLAM MEDENİYETİNDE DİSİPLİN YÖNTEMİ .........................................................41

Kur’an-ı Kerim’de Mükâfat ve Ceza Kavramı ...........................................................41

Hz. Muhammed’in Çocuk ve Gençlerle İlişkisi ..........................................................42

Hz. Muhammed’in (sav) Çocuklarla İlişkisinde Sergilediği Tutum ve Davranışlar .47

Hz. Muhammed’in (Sav) Çocuklara Müdahalede Bulunduğu Yerler ........................47

C. EĞİTİMDE CEZAYI VE KISMEN DAYAĞI GEREKLİ GÖREN İSLAM ÂLİMLERİ .........48

İbn Sahnun (240/854) ..............................................................................................48

Page 5: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 4

Kabisi (403/1012) ....................................................................................................49

İbn Miskeveyh (v.421/1030) ....................................................................................49

El- Maverdi (974/1058) ...........................................................................................51

İbn Sina (428/1036) .................................................................................................51

Gazali (505/1111) ....................................................................................................52

İbnu’l-Hacc el-Abderi (737/1336) ...........................................................................53

İbn Kayyım el-Cevziyye (751/1351) ........................................................................54

D. ÇOCUK EĞİTİMİNDE DAYAĞA KARŞI OLAN VE MANEVİ CEZALARI BENİMSEYEN

İSLAM ÂLİMLERİ ..........................................................................................................54

İbn Cemaa (733/1333) .............................................................................................54

Maverdi (364/974) ...................................................................................................55

İbn Haldun (808/1405) ............................................................................................55

Alaaddin Çelebi (856/1453) ....................................................................................56

Taşköprüzade (960/1552) .......................................................................................56

Erzurumlu İbrahim Hakkı (1194/1780) ..................................................................57

E. İSLAM ÂLİMLERİNİN ÇOCUK DİSİPLİNİNDE ÖDÜL-CEZA KULLANIMINDA

ÖNERDİKLERİ PRENSİPLER .........................................................................................58

Ödül Kullanımı ..........................................................................................................58

Ceza Ve Dayak ...........................................................................................................60

IV. BÖLÜM ÖDÜL VE CEZANIN ÇOCUK EĞİTİMİNDEKİ YERİ .........................................63

A. ÇOCUK DİSİPLİNİNDE ÖDÜL VE CEZA OLMALI MIDIR? .................................................63

Çocuğa Verilen Cezalar .............................................................................................65

Çocuğa Ceza Verilmesinin Sebepleri ........................................................................66

B. ÖDÜL VE CEZA PRAMİTLERİ ........................................................................................67

C. ÖDÜL VE CEZANIN FAYDA VE ZARARLARI ....................................................................70

Ödülün Faydaları: .....................................................................................................71

Ödülün Zararları .......................................................................................................71

Cezanın Faydaları .....................................................................................................72

Cezanın Zararları ......................................................................................................72

D. ÖDÜL VE CEZA KULLANIMINDA SINIRLILIKLAR ............................................................73

Gelişim Dönemine Göre Ödül-Ceza Uygulamaları ....................................................74

Bütün Yaş Aralıklarında Çocuklarda Ödül- Ceza Kullanımında Genel İlkeler ..........91

Ödül Ve Ceza Uygulamalarında Biçim, Yoğunluk Ve Sıklık ......................................93

Çocuğun Karakter Tiplerine Göre Ödül ve Ceza .......................................................93

Ana Baba Tutumlarına Ve Ana Baba Karakter Yapılarına Göre Disiplin Şekilleri ...96

Page 6: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 5

Disiplin Türleri..........................................................................................................99

SONUÇ .............................................................................................................................103

KAYNAKÇA .....................................................................................................................107

Page 7: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 6

GİRİŞ

Anne babalar olarak çocuklarımızı, en iyi şekilde eğitmek ve geleceğe

hazırlamak isteriz. Daha dünyaya gelmeden önce Yüce Allah’tan hayırlı evlatlar

olmalarını niyaz ederiz ve hayatları boyunca kullanacakları sermayeyi onlara

vermeye çalışırız. Çocuklara devredebileceğimiz en güzel sermaye ise “güzel

ahlaktır”. Ancak, iç disiplini oluşmuş, doğru ve ahlaki davranışları kazanmış bir

yetişkin, hem kendisi hem de çevresi için hayırlı bir insan olur.

Çocuk suçlarındaki artış, ailelerdeki parçalanma hızı, toplumumuzda ahlaki

değerlerin hızla kaybolduğunun bir göstergesidir. Kapitalist ve emperyalist

kültür toplumumuzu etkilemiş, eğitimimize yön vermiştir. Çoğu aile ve okulda

en çok yaşanan sıkıntı disiplin sorunlarıdır. Çocuklarımız sınırlarını

görememektedir. Öğretmenine, anne - babasına saygısızca bağıran, karşı gelen,

küçük yaşta suç işlemekten korkmayan pervasız bir nesil ile karşı karşıyayız.

Bunun en büyük nedeni, maalesef, ailelerin çocuklarına hedef olarak “güzel

ahlakı değil de”, “iyi bir makam, ev, para gibi dünyalık hedefleri kazandırmayı

öncelemiş olmalarıdır”

Çocuklarımıza doğru ve ahlaki olan davranışları kazandırmaya çalıştıkça,

şahsiyet sahibi/ karakterli kişilikler yetiştirmiş oluruz. Şahsiyet sahibi kişilikler ,

iç disiplini ve dış disiplinini sağlamış kişilerdir.

Günümüzde yaşadığımız en büyük sorunlardan biri çocuklarımızın iç

disiplin geliştirmedeki sıkıntılarıdır. Çalışmaktan çabuk sıkılan, karar

vermekte zorlanan, bağımlı, yaptığı işi yarım bırakan, sorumluluk almak

istemeyen, olumsuzluklar karşısında çabuk pes eden, iradesi zayıf

çocukların yol açtığı sorunlar, sadece kendilerini değil içinde bulundukları

toplumu da ciddi derecede etkilemektedir. İç disiplin oluşmayınca dış

disiplinde oluşmamaktadır. İnsanlar arasındaki hukuktan haberi olmayan bu

Page 8: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 7

çocuklar ne kendilerinin ne de başkalarının haklarını görebilmektedir. Sonuçta

adalet duygusu kazanamamış çocuklar çok rahat suç işleyebilmektedir.

Bu kitapta toplumsal bir yaraya dönüşen çocuklardaki disiplin sorununa çözüm

bulmaya çalıştık. Disiplin sorunlarının kaynağına inerek, sorunların nedenlerini

tespit etmeye çalıştık. En büyük nedenin ise toplumumuzda hala dengesiz bir

şekilde uygulanan “ödül ve ceza” uygulamalarının olduğunu gördük.

1. Bölümde; Kavram olarak disiplin, ödül, ceza tanımlamalarına yer verdik.

Eğitim ve psikoloji açısından tanımlamaların altını çizdik. Uygulama amaçlarına

değindik.

Disiplinin amacı, insana gelecekte kullanacağı onun için gerekli olan, toplumla

ilişkisini düzenleyen alışkanlıkları, davranışları kazandırmaktır.

Disiplini sağlamak için kullanılan ödülde amaç; İnsanda olumlu davranışların

tekrarını sağlayarak ona iyi ve beğenilir özellikler kazandırmaktır.

Disiplini sağlamak için kullanılan cezada ise amaç; Yanlış davranışların,

kayıtsızlıkların ve dikkatsizliklerin tekrarına engel olmak, kötü alışkanlıkların

ortaya çıkışını engellemek, insanın hatalı davranışlara yönelmesini engellemek,

toplumda yanlış ve suç davranışın yayılmasını engellemektir.

2. Bölümde; Eğitim sistemimizde çocuk eğitim ve disiplinine ciddi boyutta yön

vermiş (Halen de eğitim politikalarımızda etkisini devam ettiren) batılı

disiplinleri ele aldık. Batılı kuramları, eğitim tarihlerini ve çocuk disiplinindeki

açmazlarını kısaca ortaya koymaya çalıştık. Çocuğa sınırsız haklar tanıyan batı,

bugün çocuk eğitiminde yaşadığı şiddetli sancılar ile kıvranmaktadır. Son

zamanlarda çocuk eğitiminde yeni arayışlar hız kazanmış, otorite ve ceza

kavramları ise tekrar çocuk disiplininde yerini almaya başlamıştır.

3. Bölümde; Kutsal dinlerde, Yahudilikte, Hıristiyanlıkta ve İslam’da Çocuk

Eğitiminde Disiplin Anlayışları üzerine durduk. Dini inançların çocuk eğitimine

olan yansıması yadsınamaz bir gerçekliktir. Yahudi ve Hıristiyanların kutsal

metinlerinde cezanın tavsiye edildiğini, bunun sonucunda çocuklara sistematik

işkenceye varan uygulamaların Hıristiyan ve Yahudi geleneklerinde var

olduğunu gördük. Daha sonra, İslam Eğitim- Öğretim Tarihine değinerek

Page 9: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 8

Kur’an’da ödül ve ceza kavramlarının kullanım yerlerine değindik. Ödül ve ceza

kavramlarının çocuk ile ilgili kullanıldığı bir ifadeye Kur’an’ı Kerim’de

rastlayamadık ancak Hz. Peygamber’e (sav) atfedilen iki hadisin (dayak üzerine)

incelemesini yapıp; Hz. Peygamber’in (sav)’in çocuk ve gençlerle

münasebetinden hareket ederek çocuk disiplinine dair sonuçlar çıkarmaya

çalıştık. İslam âlimlerinin ödül ve ceza ile ilgili genel yaklaşımlarını da

inceledikten sonra İslam Eğitiminde ödül-ceza uygulamalarına dair genel

ilkeleri oluşturduk.

4. Bölümde; Ödül ve cezanın çocuk eğitimindeki yerine değinerek bu konuda

pratiğe dönük öneri ve ödül-ceza ilkeleri oluşturduk. Son bölümde ödül ve

cezanın fayda ve zararlarına, hangi yaşa, ne sıklıkta, hangi koşullarda, ne tür

kişiliklere, ne türde ödül- ceza uygulanması gerektiğine değindik. Öneri ve

ilkeleri oluştururken İslam kaynaklarını ve bu bilgiler ışığında batılı

kaynaklarını da kullandık.

Sonuç kısmında ise kitabın kısa bir özeti ve çıkarımlarımız yer almaktadır.

Bu çalışmanın hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ederim…

Page 10: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 9

I.BÖLÜM

KAVRAMLAR

DİSİPLİN

Disiplin kavramı için, insan eğitiminde öne çıkan en önemli kavramlardan

birisidir diyebiliriz. Bu kavramın pek çok karşılığı vardır. “Eğitmek, yetiştirmek,

cezalandırmak, düzeltmek, geliştirmek, doğruyu göstermek” 1 gibi geniş

anlamlar ihtiva eder.

Genel olarak disiplin eğitim sözlüklerinde:

“Bireylerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına

uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin tümü”2

“Bir toplulukta uyulması gereken kanun ve kuralların tamamı”3

“Bir topluluğun yasalarına ve düzenle ilgili yazılı ya da yazısız kurallarına titizlik

ve özenle uyulması durumu”4 olarak tarif edilir.

Türk Dil Kurumuna ait Türkçe Sözlükte disiplin kavramı şu şekilde tanımlanır5:

1. Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına

titizlik ve özenle uyması durumu, sıkı düzen, zapturapt: Askeri disiplin,

Parti disiplini..

2. Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına

uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü

3. Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü; bilim dalı.

1 Mücahit Gültekin, Okul Öncesinde Duygu ve Davranış Sorunları, Nesil, 2006, İst. Sf: 163 2 TDK sözlüğü, 1- 311,, akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.21 3 Alaylıoğlu, Ruşen- Oğuzkan, A. Ferhat, Ansiklobedik Eğitim Sözlüğü, İst. 1976 s. 83akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.21 4 Oğuzkan, A.Ferhan; Eğitim Terimleri Sözlüğü, TDK.Yay. Ank. 1974 s.52akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.21 5 Türkçe Sözlük, 1. Cilt, Türk tarih kurumu basımevi, Ank. 1988 sf: 383

Page 11: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 10

Disiplin cezası; disiplin suçlarından birini işleyen kimseye davranışlarının

ağırlık derecesine göre verilen ceza,

Disiplin kurulu; disiplin kurallarına aykırı davranan kimselerin suçlarını tespit

ederek uygun cezaları vermekle görevli kurul.

Disiplin suçu; bir kimsenin disiplin yönetmeliğine göre yapmaması gereken

davranışlardan birini yapması.

Tanımlardan çıkardığımız kadarıyla disiplinin amacı için; “Birey ile toplum

arasındaki ilişkiyi düzenlemek, günlük hayatı için ve gelecekte bireye

gerekli olacak alışkanlık ve becerileri kazandırmaya çalışmaktır.”

diyebiliriz.

ÖDÜL

Ödül kavramı günlük hayatın içerisinde pek çok sahada kullanılmaktadır.

“Yarışmalarda, yapılan bir yardımın ya da iyiliğin karşılığında, eğitimde

motivasyon aracı olarak, kazandırılmak istenen davranışlarda, bir disiplin aracı

olarak…vs..

Ödül, insanların ister istemez birbirlerine verdikleri bir hediye gibidir.

Türkçe sözlükte ödül kavramı6 şu şekilde tanımlanır;

1. Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat.

2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan, mükâfat.

Mükâfat kavramı ise daha geniştir. Arapça asıllı bir kavramdır. Eğitim

Sözlüklerinde;

“İyi bir çalışma veya üstün bir beceri gösteren öğrenci, öğretmen veya

yöneticilere verilen armağan” ifadeleriyle tanımlanmaktadır.”7

6 Türkçe Sözlük, 2. Cilt. Türk tarih kurumu basımevi, Ank. 1988 sf. 1130 7 Alaylıoğlu-Oğuzkan, a.g.e,s: 236; Oğuzkan, a.g.e s.130, ist. 1976,Tuğlacı, Okyanus, V, 2048, akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.23,

Page 12: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 11

Psikolojik işlevi açısından; “Çocukta ya da öğrencide, iyi hareketlerin tekrarını

sağlamak amacıyla uyandırılan bir sevinç duygusudur.”8

“Her mükâfat, ferde istenilen davranışları yaptırmak için uygulanan

özendiricileri, istenilen davranışları yaptığında ise, bu davranışın yerleşmesini

sağlayan pekiştiricileri içerir.” 9

Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı kitabında güdülenme konusundan

bahsederken ödül kavramına iki açıdan yaklaşmıştır10:

İç kaynaklı ödül (İntrinsic reward): Yapılan davranışın içeriğinde saklı

bulunan zevk ve doyum duygusuna verilen addır; faaliyetin kendisi, hangi

nedenle olursa olsun, bizim için bir doyum sağlar. Sırf zevk için yapılan

faaliyetler bu gruba girer. Bulmaca çözmek gibi…

Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan

fakat davranışın yapılması için dışarıdan verilen ödül türüdür.

Örneğin: Perihan ve Şefika ilkokul öğrencisidir. Perihan ders çalışmaktan,

özellikle aritmetik problemlerini çözmekten büyük zevk alır. Perihan’ın annesi

ve babası kızlarının çalışması için herhangi bir zorlamada, hatta hatırlatmada

bulunma gereğini duymazlar. Çünkü Perihan fırsat buldukça hemen dersine

çalışmaya başlar. Öte yandan Şefika ders çalışmaktan değil annesine mutfakta

yardım etmekten zevk alır. Şefika’nın annesi ve babası onun derse çalışması için

şöyle bir düzen geliştirmişlerdir. “Ders çalıştığın her saat için annenle mutfakta

20 dakika kalabilirsin” Böylece Şefika 3 saat ders çalıştığında annesiyle

mutfakta 1 saat zaman geçireceğini bilir. Bu örnekte Perihan iç kaynaklı ödül,

Şefika ise dış kaynaklı bir ödül nedeniyle çalışmaktadır.

Tanımlardan anladığımız kadarıyla ödülün genel amacı, bireyde olumlu

davranışların tekrarını sağlayarak ona iyi ve beğenilir özellikler

kazandırmaktır.

8 Kanad, H. Fikret; Kısaltılmış Pedogoji, MEBY. İST.1976 s. 83, akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.23 9 Başaran, İ.Ethem; Eğitim Psikolojisi, Ank. 1984 s. 235, , akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.23 10 Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı, Remzi Kitabevi, 1999 İst. Sf: 249

Page 13: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 12

CEZA

Ceza kavramı da ödül kavramı gibi günlük hayatın içinde değişik alanlarda

kullanılan bir kavramdır. Hukukta, eğitimde, sosyal ilişkilerde değişik

muhteviyatlarda kullanılır. Bazen işlenilen bir suçun karşılığında, bazen güç

mücadelelerinde, eğitimde ise genel anlamda istendik davranışı öğretmede ya

da istenmeyen bir davranışı değiştirmede kullanılan ceza, eğitimciler tarafından

eğitimde olup olmaması hususunda halen bir tartışma konusudur.

Türkçe sözlükte ceza kavramı şu şekilde tanımlanır11;

1. Uygun görülmeyen tepki ve davranışları önlemek için üzüntü, sıkıntı, acı

veren uygulama.

2. Suç işleyen bir kişinin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı

devletin koyduğu sınırlama.

Örneğin: Öğrencinin okula geç gelmesinden dolayı ceza alması, çocuğun

arkadaşına vurduğu için annesi tarafından azarlanması gibi….

Eğitim sözlüklerinde ceza;

“ Suç işleyen bir kimseye, eğitime, ıslah etme veya başkalarına örnek olmak gibi

amaçlarla, işlenmiş suçun derecesine göre çektirilen her türlü acı halidir.”12

Ceza, psikolojik açıdan, “ Üzüntüyle sonuçlanan herhangi bir durum”13

Pedogojik yönüyle; “ Kişiyi istenmeyen davranıştan alıkoymak için uygulanan

önleyiciler ve istenmeyen davranış yapıldıktan sonra bu davranışın

tekrarlanmaması için konulan yasaklayıcılardır.”14

11 Türkçe Sözlük, 1. Cilt. Türk tarih kurumu basımevi, Ank. 1988 sf. 255 12 Alaylıoğlu-Oğuzkan, a.g.e,s: 43; Oğuzkan, a.g.e, akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.26,27 13 Tuğlacı, Pars; a.g.e.,1., 401, , akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.27 14 Başaran, İ.Ethem; a.g.e Ank. 1984, s. 235, , akt. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.27

Page 14: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 13

Yukarıda yaptığımız tanımların içeriğine baktığımızda cezanın, yanlış

davranışların, kayıtsızlıkların ve dikkatsizliklerin tekrarına engel olmak,

kötü alışkanlıkların ortaya çıkışını engellemek, bireyin hatalı davranışlara

yönelmesini engellemek, toplumda yanlış ve suç davranışın yayılmasını

engellemek gibi amaçlar içerdiğini görüyoruz.

Page 15: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 14

II. BÖLÜM

BATI EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖDÜL CEZA KULLANIMI ve

DİSİPLİN

A. KURAMLAR

Eğitime dair birçok kuram olmasına karşın burada Türk eğitim sistemine en çok

etki eden ve yön veren kuramlara yer verilmiştir. Bilişsel, davranışçı ve

hümanist, insancıl kuramların disipline ve eğitime bakış açılarına kısaca

değinilmiştir.

Bilişsel Kurama Göre Öğretim İlkeleri

Bilişsel yaklaşım 15 : “ Bilgiyi ne şekilde işlediğimizi, depoladığımızı,

kullandığımızı ve bu bilgilerin yaptıklarımızı, algıladıklarımızı, öğrendiklerimizi

hatırladıklarımızı, inandıklarımızı ve hissettiklerimizi ne şekilde etkilediğini

inceler.”

Bilişsel kuramcılar, Öğrenmenin anlama, düşünme, yorumlama ve duyuş gibi

bilişsel boyutlarını vurgular. Bu yaklaşım, öğretmenlerin ve uzmanların

kullandığı bir yöntemdir. Eğiticilere; öğrenmeyi örgütlemede ve öğrenme

yaşantılarını düzenlemede mantıklı bir yol takip etmelerine olanak tanımakla

birlikte, eğitmenlerin program geliştirme çalışmaların da da etkin rol oynar.

İnsan, çevresinde olup bitenlere bir anlam yükleyerek öğrenir. Öğrenme,

öğrencinin zihinlerinde durumlara ilişkin ilkeler kazandırmaya çalışarak,

gerçekleştirilir. Kişinin karşılaştığı durumları nasıl değerlendirdiğini anlamaya

çalışmak gerektiğini savunan bu kuramın temelini Gestalt psikolojisi oluşturur.

Bilişsel kuramcıların öncülerinden biri olan Piaget (1952)’e göre16 “ İnsan zihni

kendisine ulaşan her şeye anlam bulmaya çalışır. Bu anlam bulma öğrencinin

15 Rod Plotnik, Psikolojiye Giriş, Kaknüs yay. 2007, İst. Sf: 7 16 Nezir Ünsal, Eğitim Bülteni, sayı: 30, basım tarihi: 2006, sf: 23,27

Page 16: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 15

deneyimine, sahip olduğu kültüre, içinde öğrenmenin gerçekleştiği etkileşimin

doğasına ve öğrencinin bu süreçteki rolüne göre değişmektedir.”

Bilişsel Kuramların Öğretim İlkeleri;

1. Yeni bilgiler öğrenciye bir şeyi açıklayabilme gücü verdiği ve daha önceki

bilgilerini genişletebilme olanağı sunabildiği oranda anlamlıdır.

2. Yüzeysel olarak verilen bilgilerin tekrarını istemek anlamsızdır.

3. Öğretim, öğrenciye öğrendiklerini kullanmak için değişik fırsatlar

vermelidir.

4. Öğretmen, otorite figürü olmamalıdır.

5. Öğrenme, öğretmen ve öğrencinin karşılıklı etkileşimi ile

gerçekleşir.”

Bandura’nın Sosyal Bilişsel Teorisi: 17“ Sosyal becerilerin, kişisel ilişkilerin

ve birçok başka davranışın öğreniminde gözlem, taklit ve kendi kendini

ödüllendirmenin öneminin altını çizer. Edimsel ve klasik koşullanmanın aksine,

bu teori öğrenme için gözlenebilir bir davranışın sergilenmesinin ya da dışsal bir

ödül almanın gerekli olmadığını söyler.”

Bu kurama göre öğrenme dört süreçten geçer; dikkat, hafıza, taklit, güdülenme….

Gözleyen kişi gözlediği modeli dikkatle takip edip, hafızada depolayıp,

hatırladığı bilgiyi kullanması için de bir neden ve özendirici bir şey oluştuğu

zaman, yani güdülendiği zaman öğrenme gerçekleşir. Artı bir ödül- ceza

kullanımına gerek yoktur.

Davranışçı Kurama Göre Öğretim İlkeleri

Davranışçı yaklaşım, davranışı esas alarak eğitimin amacını belirler. Bu

yaklaşımda öğrencinin yaşayacağı deneyimler önemlidir. Kuram, davranışı

oluşturacak deneyimleri belirlemeye çalışır. Öğrenme, davranış ile uyaran

17 Rod Plotnik, Psikolojiye Giriş, Kaknüs yay. 2007, İst. Sf: 225

Page 17: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 16

arasında bir bağ kurulduğu zaman gelişir. Pekiştirme yoluyla da davranış

değiştirilebilir, yeni davranışlar kazandırılabilir.

Bu yaklaşımın en çok bilinen çalışmaları, Klasik koşullanma ile Pavlov, Deneme

Yanılma ile Thorndike, Operant koşullanma ile Skinner’in yaptığı çalışmalardır.

Davranışçı çalışmaların hepsinde, öğrenmede ödül ve ceza kullanılmıştır. Ödül

ve cezanın merkezde olduğu bir yaklaşım tarzıdır.

Davranışçı Yaklaşımların Öğretim İlkeleri18;

Davranışçı yaklaşımların daha çok psikomotor davranışların öğrenmesine

açıklık getirdiği kabul edilir.

1. Yaparak öğrenme esastır. Öğrenci öğrenme sürecinde aktif olmalıdır.

Çünkü öğrenci kendi yaptığı ile öğrenir.

2. Öğrenmede pekiştirme önemli bir yer tutar. Pekiştirme, davranışların

tekrar edilme sıklığını arttıran uyarıcıların (ödül ve ceza) verilmesi

işlemidir.

3. Becerilerin kazanılmasında ve öğrenilenlerin kalıcılığının sağlanmasında

tekrar önemlidir.

4. Öğrenmede güdülenmenin çok önemli bir yeri vardır. Öğrencinin bir

davranışı öğrenebilmesi için o davranışı yapmaya istekli olması lazımdır.

İnsancıl & Hümanist Yaklaşımların Öğretim İlkeleri

Davranışçı kuramların ödül, ceza ve gözlemlenebilir davranışlara fazla yer

verdiğini ve hisler, duygular ve inanışlara çok az önem verildiğini söyleyen

Maslow, bu akımın öncü ismidir. Eğitimde “olumlu takdir” görme ihtiyacının

önemli olduğunu varsayan Carl Rogers ise diğer öncü isimdir.

Genel anlamda bu teori, insanın kendine göre bir değer olduğuna inanır.

Kurama göre, İnsan, belli bir toplumun ya da iş örgütünün aracı değildir. İnsan

18 Nezir Ünsal, Eğitim Bülteni, sayı: 30, basım tarihi: 2006, sf: 23,27

Page 18: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 17

kendisinden, davranışlarından, oluşturacağı kimliğinden kendisi sorumludur.

Geçmiş ve gelecek önemli değildir, içinde yaşanılan an önemlidir.

Çocukların eğitiminde öğrenme gereksinmelerinin karşılanmasında zorlayıcılığa

karşı olan bu akım, çocuk eğitiminde koşulların çocuğun psikolojik ihtiyaçları

merkezde olmak şartıyla ayarlanmasını öngörür. Çocuğun kendine saygı

duyması ve kabul görmesi yapabildiği ve yapamadığı işler dolayısıyla

olmamalıdır. Çocuğun niteliklerine değil de benliğine, kişiliğine değer verilirse,

serbest bir ortamda yeteneklerinin ortaya çıkması sağlanırsa, insanlar arasındaki

ilişkileri sevgi, saygı ve hoşgörü temeline oturtulursa, sağlıklı ve güçlü bireyler

yetiştirmiş olunacağına inanır.

İnsancıl teorilerin üç özelliği19;

İnsancıl teoriler,“ Kişisel gelişim, potansiyelimizin gelişmesi ve

kaderimizi seçme özgürlüğümüzü vurguluyor.

Fenomenolojik yaklaşım: Dünyayı algılama veya görüş şeklinizin, doğru

olsun veya olmasın, gerçekliğiniz haline gelmesi anlamına gelir.

Öğrenmede kişisel deneyimler önemlidir.

Bütüncül bakış; İnsanın kişiliğinin tek tek parçalarının tamamından daha

fazla olduğu anlamına geliyor. Tek tek parçalar tek bir birim olarak

işleyen benzersiz ve toplam bir bütünlük oluşturur. Ör: Olimpiyat

yarışmalarında altın madalya kazanan Kristi bunu tek bir özelliğe

bağlamamış, Bu başarıyı, disiplin, beceri, motivasyon, ısrarcılık, istek

birleşimi sayesinde gerçekleştirdiğini söylemiştir.

İnsancıl Teoriler; Kişinin kendi potansiyelini geliştirmesi fikrinin altını

çizer; buna kendini gerçekleştirme denir.”

Müdahaleci olmayan yaklaşıma göre, istenmeyen öğrenci davranışlarının

nedeni duygu ve düşüncelerdeki karışıklıklardır. Bu durumda öğretmen

öğrenciye hareketlerinin farkında olmasını sağlayacak sinyaller vermeli ve

öğrenci ile onun duyguları üzerine konuşmalıdır. (Wolfgang, 1999). Başka

bir ifade ile istenmeyen öğrenci davranışlarını dışarıdan kontrol etmek 19 Rod Plotnik, Psikolojiye Giriş, Kaknüs yay. 2007, İst. Sf: 443-445

Page 19: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 18

gerekli ancak yeterli değildir. Bu nedenle öğretmen rahatsız edici davranışa

neden olan duygu ve düşünceler üzerinde yoğunlaşmalıdır. Öğretmen

istenmeyen davranışa hemen müdahale etmek yerine önce sözsüz mesajlar

göndermeli ve davranışlarını kontrol etmesi için öğrenciye zaman

tanımalıdır. Öğrenci davranışlarını kontrol edemez ve öğretmenin

müdahalesi kaçınılmaz ise izlenecek temel yöntem öğretmen ve öğrenci

arasında özel görüşme yapmaktır. Özel görüşmelerde öğretmen empatik

dinleme ve soru cevap gibi iletişim becerilerini kullanır ve öğrencinin

gerçekçi bir çözüme ulaşmasına yardımcı olur. Ancak öğretmen çözüm

yolları konusunda dayatıcı değildir. (Levin ve Nolan, 1991).20

B. CEZAYA KARŞI OLAN BATILI AYDINLAR 21

Batılı aydınların tam anlamıyla cezanın bütün derecelerine karşı olmalarından

ziyade daha çok dayak, fiziksel şiddet, kötü söz ve hakaret gibi aşağılayıcı

cezalara karşı çıktıklarını görmekteyiz.

M. Fabius Quintilianus (MS. 35-96)

Romalı Pedogogtur. Dayak anlayışına ilk karşı çıkan eğitimci olarak biliniyor. “

Dayağın çocuğu yüzsüz ve korkak yapacağını, uyarı ve azarlama ile uslanmayan

çocuğun esirler gibi dayağa da alışabileceğini savunarak dayak cezasına

başvurmayı öğretmenlerin kayıtsızlığına bağlamaktaydı. Quintilianus, disiplin

metodu olarak çocukları bir şeylerde meşgul etmek ve bu meşguliyetleri esnasında

onları devamlı denetim altında tutmak yolunu tavsiye etmekteydi.”

C. Plutarch (MS. 46-125)

Antik Roma eğitimcilerindendir. Çocuklara yararlı bilimlerin öğretilmesini,

dayak ve kötü sözler yoluyla değil, iyi tasarımlar ve iyi öğütler aracılığıyla

gerçekleştirmenin doğru olduğuna inanmaktaydı.

20 Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, Kış, 2001, Sınıf Yönetimi ve Disiplin Modelllerinin Dayandığı Temel Yaklaşımlar, Dr. Naciye Aksoy, sayı:25, s.11/ http://www.pegem.net/dosyalar/dokuman/1133-2011071510246-aksoy.pdf 21 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994, s.35

Page 20: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 19

Aurelius Agustinus (354-430)

Antik kültür ile Hristiyanlık arasında ilk önemli sentezi yapan Agustinus, o

devrin okullarında verilen cezaları hatırlayarak, “Tekrar çocuk olması teklif

edilse, herkesin dehşetten irkileceğini ve ölümü tercih edeceğini” ifade

etmektedir.

Maffeo Vegio (1406-1458)

İnsanın doğuştan ne mutlak iyi ve ne de mutlak kötü olduğunu ancak her iki

unsuru da içinde taşıdığını ifade eden Vegio, bu görüşüyle Hristiyanlıktaki klasik

“asli günah” ve “insanın kötü oluşu” fikirlerine karşı çıkmıştır. Öte yandan

dayağın aleyhinde bulunmuş ve eğitim öğretimde anne babaların örnek olmaları

gerektiğini savunmuştur.

Desiderus Erasmus (1467-1536)

Erasmus, öğretimin özel hocalar yoluyla değil, bir kamu kuruluşu olan okulda

herkes için ortak olarak yapılmasını istemekteydi. Diğer hümanistler gibi, o da

bedeni cezalar verilmesine karşıydı.

Wolfgang Ratke (1571-1635)

Çocukların öğrenme isteklerinin artırılması için eskiden beri uygulana gelen

geleneksel “bedeni cezaların” kaldırılması gerektiğini ifade etmekteydi.

Almanya’daki reform hareketlerine de öncülük eden Ratke; baskı ve zorlama ile

hiçbir şey yaptırılmaması kanaatindeydi. Çünkü çocukları okutmak için dövmek

ona göre doğru bir davranış değildi.

J. Amos Comenius ( 1592 1670)

Öğretimin sert ve sıkıcı olmaması gerektiğini savunmaktaydı. Dayak cezasının

okullardan kalkması gerektiğini savunur. Dayağa başvurmadan çocuğu sık sık

denetlemek gerekir.

Page 21: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 20

François Fenelon (1651-1715)

Eğitim üslubu olarak otoriter bir eğitim tarzını değil, ılımlı bir eğitimi

öngörmekteydi. Ona göre çocuğa emirler vermekten kaçınmak gerekir. Bir

okulda disiplin ve intizamın sağlanabilmesi için öncelikle öğretmenin,

öğrencisinin onur duygularına başvurulmalıdır. Bunun için onlardan iyi hareket

edeceklerine dair sözler alınmalı ve okulun bütün disiplin ve intizamı bu sözler

üzerine dayandırılmalıdır.

John Locke (1632-1704)

Eğitimin etkinlik derecesine büyük bir iyimserlikle bakmaktaydı. Ona göre, on

insandan dokuzunun iyi ya da kötü faydalı ve faydasız..vs oluşu, onların aldıkları

eğitimin bir sonucudur. Çocuklara bedeni cezalar verilmesinin kesinlikle

karşısındaydı. “Dayak ve kamçı pek bayağı bir disiplin vasıtasıdır. Karakteri de

bayağı yapar.” demekteydi. Ancak her çeşit karakterdeki çocukla karşılaşmanın

mümkün olduğunu söyleyen Locke bazen cezaya başvurulabileceğini de

söylemiştir. Ceza’nın çocuğu utandıracak nitelikte olmaması gerektiğini ve

dayağın da pek nadiren uygulanmasını önermiştir. Dayak cezasını da

eğitimcilerin değil hizmetçilerin uygulamasının daha doğru olacağı

kanaatindeydi.

Jean Jacques Rousseau (1712-1778)

“Emile” adlı eseri pedogoji tarihinin önemli kaynaklarından biri olup, kitabında

eğitimle ilgili önemli görüşler belirtir. Rousseau’nun eğitim yöntemleri ve

disiplin anlayışında aşırı denecek derecede bir özgürlük vardı. O Emile’nin

tabiatın içinde ve tam bir hürriyet içinde yetiştirilmesini istemekteydi. Bedeni

cezaya karşıydı. Eğer mutlaka ceza verilecekse bu ancak, “tabii ceza” olmalıydı.

O ağlayan bir çocuğun teskin edilerek şımartılmasına veya tehdit edilip

dövülmesine de karşıydı. Ona göre çocuk ne emir almalı ne de emir vermelidir.

Baskı yoluyla değil açıklamalar yoluyla yönetilmeleri gerektiğini

savunmaktaydı.

Page 22: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 21

Gustave Le Bon (1841-1931)

Öncelikle dış eğitim emniyet altına alınmalıdır. İç eğitim veya kendi kendini

eğitim ondan sonra gelir. En değerli eğitim vasıtaları ise, taklit, telkin, sempati

ve örnek olmalıdır.

Maria Montessori (1870-1952)

Hürriyetle disiplinin birbirine zıt iki kavram olduklarını, bunlardan birinin

ötekini yok ettiğini söyleyerek, hürriyetin bulunduğu yerde disipline yer

olamayacağını savunmaktaydı. Kendi kurduğu “Çocuk Evi”nde çocukların

kendiliklerinden, kendi kendini eğitmek iradesine sahip olduklarını keşfetmişti.

Onun buluşları daha sonra açılan ve kendi adını taşıyan “Montessori

Okulları”nda denenmiş ve başarılı sonuçlar alınmıştı.

John Dewey (1858-1952)

Hayatta kullanılacak şekle uygun düşmek üzere, düşüncenin geliştirilmesidir.

Ona göre okul küçük boyutlar içinde bir cemiyet olmalı ve burada eski disiplin

tarzına yer verilmemelidir. Herkesin bir görevi olmalı, böylece iş disiplini bir

demokratik disiplin şekline dönüşmelidir.

Angelo Patri (1876-1965)

Bir süre öğretmenlik yapmış daha sonra üniversiteye geçerek teoriyle pratiği

birbirine bağlamayı başaran bir pedogogtur. Ona göre disiplin ancak çocukların

içten gelen etkinliklerinden doğmalıdır. Çocukları birbirine bağlayan sempati

bağları, karşılıklı yardımdan, birlikte çalışmaktan ve müşterek oyunlardan

oluşur. Okulda öğretmenin sorumluluğuna dayanan bir disiplin yerine çocuğun

sorumluluğuna dayanan bir disiplin kurmak gerekir. Çünkü bir okulun ana

problemi disiplindir. Disiplin ise genç ruhları perişanlıktan kurtarmakta ve

iradelere belli bir yön vermektedir. Bencil temayüllerin susturulması ve

sosyalleşme yönünde geliştirilmesi ancak disiplinle sağlanabilir. Disiplinsiz

okullarda kör kuvvet, zulüm ve baskı hakim rol oynamakta ve karakter hiçbir

zaman teşekkül etmemektedir. Onun orijinal yönü okulu aileye ve sosyal

çevreye yaklaştırmasıdır.

Page 23: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 22

C. CEZAYI SAVUNAN BATILI AYDINLAR 22

Batılı aydınlar, cezalandırmada diğer manevi cezalar ile birlikte, fiziksel cezayı ve

dayağı da savunurlar.

Martin Luther (1483-1546)

Baştan itibaren çocukların dini bir eğitim öğretimden geçirilmelerini

savunmaktaydı. Bu eğitimin amacını, Tanrı’ya yöneltip dünyalık tutkulardan

kurtulma olarak görmekteydi. Luther’in eğitim anlayışına, cezaya da yer veren

sıkı bir disiplin tarzı hâkimdi. “Eskiden gençliğin fazla sert bir şekilde

yetiştirildiğini hatta okullarda mazlumlardan söz edildiğini” kabul eden Luther,

bu kez cezaları “iyilikseverliğin eseri” olarak görmekte ve yaramaz çocukların

üstesinden gelmek için “iyi bir meşe sopası alıp onunla vücutlarını adamakıllı

okşamak lazımdır.” demekteydi. Luther’e göre, “sopada ruh hastalıklarına

karşı manevi bir merhem vardır.”

Ignatus Van Loyola (1451-1556)

Cizvitler tarikatının kurucusudur. Cizvit okullarında “dayakçı” denilen ve Cizvit

topluluğuna mensup olmayan fakat gerektiği zaman cezaları uygulamak ve

dövülmek istemeyenlere zor kullanarak, bunu gerektiği şekilde tatbik eden biri

bulunurdu.

Saint Cyran (1581-1643)

Saint Agustinus’u benimseyen Janjenistler’in başkanıdır. Cizvitlere nazaran daha

hoşgörülüdür. İnsanın fıtraten kötü ve tabiatının da bozuk olduğunu kabul

etmekte ve şöyle demekteydi; “Şeytan çocuğun ruhunu anasının karnındayken

hüküm ve nüfuzu altına alır.”

John Wesley (1703-1791)

Calvinizm ekolünün temsilcilerindendir. Şeytanın devamlı olarak musallat

olduğuna inandığı ruhları kurtarma kaygısındadır. “Çocuğun mahvolmasını 22 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994, s.47-53

Page 24: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 23

istemiyorsanız iradesini kırınız. Onu günde on defa kırbaçlamak zorunda

kalsanız dahi, emrettiğiniz şeyleri yapmaya zorlayınız. İradesini kırınız ki,

ruhu yaşasın” demektedir.

Jean Baptiste de LaSalle (1651-1719)

Eğitim öğretimdeki cezaları hafifletse de kaldıramamıştı. Beş tür cezayı kabul

etmekteydi. Bunlar; Uyarı, mahrumiyet, değnekle ellerini dövmek, değnekle

dayak ve son olarak okuldan uzaklaştırmak. En çok başvurulan, mahrumiyet

cezası idi. Dövme işinde el ve ayak kullanılmasının karşısında idi. Ona göre

ancak resmen kabul edilmiş dövme aletleri kullanılabilirdi.

Herman Francke (1663-1727)

Okulda çocukların kişiliğine dikkat edilmesini, hatta ceza verirken bile

çocukların özelliklerinin ve yeteneklerinin göz önünde bulundurulmasını ileri

sürmekteydi. Ona göre okulda en önemli eğitim vasıtalarından biri gözetimdir.

Bu, okulda gereği gibi olursa çok vakit cezayı gerektiren fenalıkların önüne

geçilecektir. Çünkü gözetim, fenalık işlemeye imkân tanımayacaktır. Franche,

çocuğun dersini bilmediğinden dolayı dövülmesine karşıdır. Ancak çalmak,

yalan söylemek gibi ahlaksızlıklar yapacak olursa dövülebilir. O okullardaki

disiplinin mümkün mertebe yumuşak olması taraftarıydı.

Immanuel Kant ( 1724-1804)

Cezanın inceden inceye bir psikolojisini yapmıştı. Ona göre, bedeni cezalar,

tedbir ve ihtiyatla uygulanmalıdır ki kötü sonuçlara yol açmasın. Manevi

cezalar en iyisi ve en etkili olanıdır. Bunlar ise çocuğu utandırmak, soğuk

karşılamak, hoşgörülmeyen temayülünü, sevimli ve iyi olmak yönünde teşvik ve

kolaylaştırmaktan ibarettir. Kant’a göre, tatbik olunan ceza ne olursa olsun bir

intikam mahiyetinde ve öğretmenin hiddetini teskin maksadıyla olmamalıdır.

J. Friedrich Herbart (1776-1841)

“Dış nizamı korumak, herhangi bir zarara meydan vermemek için çocuğun vahşi

ve başıboş arzularını ve heveslerini dizgin altında bulundurmak” şeklinde

anlamaktaydı. Ona göre disiplin, iradenin izleri görünmeden önce, yani ilk

Page 25: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 24

çocukluk devresinde uygulanmalıdır. Çocuk dünyaya iradesiz bir şekilde geldiği

için herhangi bir ahlaki kurala uyma yeteneğine sahip değildir. Çocukta gerçek

iradeden önce, yenilmesi gereken vahşi bir hal vardır. İşte bu hali ancak

disiplinle yenmek mümkündür. Cezaların gerektiği zaman kullanılabileceğini

söyler. Ancak bu cezaların oldukça az olması gerektiğini savunarak “Çocuk bunu

vücudunda duymaktan ziyade onun düşüncesinden korkmalıdır” demekteydi.

Herbert Spencer (1820-1903)

Spencer cezaların işlenen suçlar ölçüsünde olmasını ve çocuğun hayatta sert,

katı ve şiddetli bir disiplin bulunduğuna inanmasını istemekteydi. Bu yönüyle

Spencer disiplinde cezaya taraftardır. Ancak onun disiplin teorisi gerçekte

koruyucu bir mahiyet arzetmekte, bir başka ifadeyle çocuğu fenalıklardan

sakındırma yolunu araştırmaktı.

D. BATILI EĞİTİM SİSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dünden bugüne doğru batılı eğitim anlayışlarına baktığımızda bu anlayışların

sırasıyla, Yunan ve Roma medeniyetinden, Ortaçağın batılı dini, kültürel ve

siyasal atmosferinden, Hıristiyan dünyasının yaşadığı bunalımlardan, Rönesans

ve reformlardan, aydınlanma çağından, sanayileşmeden önemli ölçüde

etkilendiğini görmekteyiz.

Batı tarihinde M.S. 500lere kadar uzanan dönem Antik Çağdır. Mezopotamya,

Mısır, Roma ve Yunan kültürleri antik çağa damga vurmuştur. Eski Yunan

kültürü ise, Batı uygarlığının temelinin oluşumunda büyük oranda etkendir.

Antik Yunan ve Roma Medeniyetlerinde Eğitime Genel Bakış

“ Eski yunanda toplum Özgür erkekler, onların aileleri ve köleler olarak ikiye

ayrılmıştı. Köleler yasal hakları olmayan ve özgür kişilere ait olan işçilerdi. Çoğu

sahipleriyle beraber ailenin bir üyesiymiş gibi yaşıyordu, ancak çok nadiren

özgürlüklerini kazanabiliyorlardı.

Page 26: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 25

Bir baba eğer çocuğun kendisinden olmadığını düşünüyorsa veya çocuk

engelliyse onu reddedebilirdi. Kız bebeklerde sıklıkla reddediliyordu ve bir

dağın zirvesi gibi korunmasız yerlere bırakılıyordu. Bazı bebeklerse ailesi

ona bakamayacağı için terk ediliyordu. Bu durumda bebek evlat ediniliyor ya da

köle olarak büyütülüyordu.

Antik yunanlılar için eğitimin amacı, devlet işlerinde rol alabilecek iyi yurttaşlar

yetiştirmekti. Bu nedenle okullar sadece erkekler içindi. Kız çocukları evde

kalıyor ve genelde, yalnızca anneleri öğretebiliyorsa okuma yazma

öğreniyorlardı. Okul yedi yaşında başlıyordu ve ücretsiz değildi. Bu nedenle

erkek çocukların çoğu yalnızca temel eğitim alıyorlardı. Zengin çocukları ise 18

yaşına kadar eğitime devam edebiliyorlardı.

Okullarda erkekler, 1. Okulda okuma yazma ve aritmetik, 2. Okulda şiir ve müzik

öğretiliyordu. Aynı zamanda kaval gibi bir müzik aleti çalmaları öğretiliyordu.

Üçüncü okulda ise dans ve atletizm öğreniyorlardı. Çocuklar beden eğitimi

çalışmalarına ve yarışmalara katılıyorlardı.

Antik yunanda bugünkü gibi üniversiteler yoktu. Fakat M.Ö 5. Yüzyıldan

itibaren, sofist olarak bilinen öğretmenler şehir şehir dolaşarak genç erkeklere

halk önünde konuşma dersleri vermeye başladılar. M.Ö 4. Yüzyılda Platon ve

Aristoteles gibi filozoflar Atina’da okullar kurdular.”23

Antik çağda yaşamış olan Sokrat, yargılandığı Atina mahkemesinde, o meşhur

“Savunmasında” kendisine yapılan eleştirilere nefsi müdafaa yapar. Burada

gençlerle kurduğu eğitsel ilişkiye dair önemli veriler bulunmakta… Yunan

mahkemesinde yargılanan ve idamına karar verilen, 70 yaşında asılan bu şerefli

filozof ve eğitmen, batı okullarında ve eğitim sisteminde “sokratik

düşünme ve sorgulama yöntemi” ile önemli bir yer edinmiştir. Eleştirel

sorgulama yöntemiyle zengin gençlere düşünmeyi öğretmiş, onları etrafında

toplamıştır, ancak Atina devletine karşı tehlike olarak görülmüş, gençlerin

ahlakını bozduğu gerekçesiyle yargılanmış ve asılmıştır.

23 Antik Dünya Ansiklobedisi, Jane Bingham, Fiona Chandler, Jane Chisholm, Gill Harvey, Lisa Miles, Struan Reid& Sam Taplin, TÜBİTAK popüler bilim kitaplığı, 2010 Ank. Sf: 170, 198,199

Page 27: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 26

Roma medeniyetinde ise “Öğretmenlerin çoğu Yunanistan’dan gelen iyi eğitimli

kölelerdi. Varlıklı aileler evlerinde özel öğretmen köle bulundurarak çocuğuna

özel eğitim verdirirdi. Fakir ailelerin çocukları erken yaşta çalışmaya başlamak

zorundaydı. İmkânı olan aileler çocuklarını yedi yaşında okula göndermeye

başlıyordu. Okuma, yazma ve aritmatiğin okutulduğu okulda kız erkek karışık

eğitim görüyordu. Küçük öğrencilerin alfabeyi ezberlemeleri, basit atasözlerini

de tekrar tekrar yazarak kopyalamaları gerekiyordu. Yetişkin çocuklarsa yunan

ve Romalı yazarların eserlerini okuyordu. Köleler çocukları okula götürmekle ve

sınıfta onlara göz kulak olmakla görevliydiler. Çoğu okulun yalnızca 12 öğrencisi

olurdu ve okulda sabahın ilk saatlerinden öğlene kadar kesintisiz eğitim

verilirdi. Disiplin kralları çok katıydı ve dayak sıradan bir şeydi. Erkekler 11

yaşına geldiklerinde ludustan (temel eğitim) ayrılıp ortaokula devam ediyor.

Kızlarsa evlenmek üzere hazırlıklara başlıyorlardı. Erkek çocuk ise 14 yaşından

itibaren yetişkinliğe özel bir resmi törenle geçiş yapardı. İlk kez bu törende sakal

traşı olur, yetişkin kıyafeti giyer ve roma vatandaşı olurdu. bu aşamadan sonra

genç erkeklerin çoğu ordu için yetiştiriliyordu. Politikaya atılmak isteyen

hitabet sanatını öğrenmeliydi. Bunun için rhetor denilen öğretmene gidiyordu.

Daha zenginleri ise en iyi yunan öğretmenlerden ders alıyordu. Bu eğitim ömür

boyu sürebiliyordu.” 24

Ortaçağ Batılı Eğitim Anlayışı

Orta çağ, Yunan Roma kültüründen sonra gelerek, Aydınlanma Çağına kadar

uzanır. Yaklaşık 1000 yıllık bir süreyi kapsar. Hıristiyanlık dininin doğuşu,

kiliseler bu çağa damga vurmuştur. Manastır okullarıyla hayatın her alanına

yayılan kilisenin uyguladığı katı eğitim anlayışı yaygındır. Hıristiyanlık, antik

kültüre ve bu eğitimin unsurlarına karşı belli bir cephe almıştı. Bu dönemde

Hıristiyanlık ilkelerine ters düşmeyecek şekilde kültürün değiştirilmesi için

çaba sarf edildi. Bu çağın eğitim anlayışı skolâstiktir. (kıyas yöntemiyle, kilise

etkilerine bağlı kalıp, eşya ve olayları gizli yönleriyle açıklamak)

24 Antik Dünya Ansiklobedisi, Jane Bingham, Fiona Chandler, Jane Chisholm, Gill Harvey, Lisa Miles, Struan Reid& Sam Taplin, TÜBİTAK popüler bilim kitaplığı, 2010 Ank. Sf: 300-301

Page 28: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 27

“Skolâstik devrin taallüm, tefekkür ve ta’lim tarzı, mütemadi kitaplara,

üstadlara, otoritelere dayanmak ve onların buldukları hakikatler dairesinde

mahsur ve mevkuf kalmaktır… Skolastiğin ilim cephesi bu kadar dar olduğu gibi,

inzibatı da pek sertti. İtaati temin etmek için, işkencelerin bütün şekillerine

müracaat olunurdu. Aç tutmak, hapsetmek, değnekle dövmek,

kamçılamak…. Hepsi vardı.”25

Ortaçağda insan doğuştan günahkâr olarak kabul ediliyordu. Bu anlayış çocuk

eğitiminde şiddeti meşrulaştıran bir bakış açısıydı.

“Orta Çağ üniversitesindeyse yoğun, disiplinli ve sıkıcı bir öğretim programı

ve kampus yaşamından söz edilebilir. Bir Orta Çağ üniversitesi öğrencisi için

gün; kampus bekçisinin tüm şehirde yankılanan alarmıyla sabah saat 5'te

başlardı. 5'ten 6'ya kadar toplanırlar ve saat 10'a kadar ders görürlerdi.

Ders sonunda pek lezzetli ve hoş olmayan bir çorba ve az biftek vb.den oluşan

bir öğle yemeği yenirdi. Öğle yemeğinden saat 5'e kadar derse devam edilirdi.

Akşam yemeğinden sonra yatma saati olan 9 ya da 10'a kadar öğrenciler

ödevlerini yaparlardı. Bu program ancak ibadet günlerinde ve dini bayramlarda

yani üniversitelerin kapalı olduğu günlerde bozulurdu.

Tatil günlerinde öğrenciler seyahat edip oyun oynarlar ve bazen kampus dışında

da araştırma yaparlardı.

Bu şartlar altında çeşitli nedenlerle öğrencilerin yaklaşık olarak 3/2'si altı yıllık

zorunlu eğitimi tamamlayamayıp öğretim üyesi olamazlardı. Bu başarısızlığın

önemli nedenlerinden biri öğrencilerin şehirlerdeki eğlence merkezlerinde

vakit geçirmeleridir.

Bir diğer neden ise öğrencilerin 12 yaş gibi erken bir dönemde üniversite

eğitimi için evlerinden ayrılmaları ve yetişkin bir insan gibi davranmayı

öğrenecek sağlıklı bir çevreyi her zaman bulamamalarıdır.” 26

25 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil yay. İzmir 1994, s.36 26 Fatih Rukancı, Hakan Anameriç, Felsefe Dünyası, Ortaçağda İlk Üniversiteler, STUDIUM GENERALE, yıl: 2004/1, sayı: 39, sf: 182

Page 29: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 28

Rönesans

Rönesans, ortaçağ sert ve skolâstik eğitim anlayışına bir tepki olarak ortaya

çıkmıştır. İnsan doğasının temiz olduğundan yola çıkan hümanist akım, antik

yunan ve roma felsefelerinden önemli ölçüde etkilenmiştir. Eğitimin

merkezinde Tanrı olmamalıydı. Merkezde “birey” vardı. Bu döneme damga

vuran hümanist pedagoglar, Desiderius Erasmus gibi, dayakla eğitime şiddetle

karşı çıktılar. Bu çağda yeni bir liberal bir eğitim üslubu gelişmiştir.

Çocukların Eğitimine Dair27

Desiderius Erasmus

İnsanı oluşturan şey akla sahip olmasıdır. Ağaçlar ve vahşi hayvanlar

kendiliğinden büyür ama inanın bana insan şekillendirilir. Eski zamanlarda

ormanlarda yaşayan, sadece doğal ihtiyaçlarının ve arzularının harekete

geçirdiği, hiçbir kanuna bağlanmadan, toplumlarında belirli bir düzen

olmayan eski insanlar daha çok vahşi hayvanlar olarak görülmelidir. Çünkü

herşeyin sadece iştahlara göre belirlendiği bir yerde insanlığın işareti olan

aklın yeri yoktur. Felsefenin geliştirdiği akılla sağlam biçimde eğitilmemiş bir

insan, şüphesiz hayvandan daha aşağı bir varlıktır, çünkü tutkuları, arzuları,

kızgınlığı, kıskançlığı veya kanunsuz doğası tarafından bir oraya, bir buraya

sürüklenen birisinden daha tehlikeli bir kişi yoktur. Bu nedenle şimdi kendi

oğlunun en iyi eğitimi almasını sağlamayan kişiye adam, hatta bir insan evladı

bile denemez... Doğa sana bir oğul vererek deyim yerindeyse kaba,

biçimsiz bir yaratık hediye etmiştir; senin görevin onu bir insan olmak

üzere şekillendirmektir. Eğer bunu ihmal edersen hâlâ bir hayvansın

demektir.

Dürüstçe ve bilgece şekillendirilirse, neredeyse Tanrı’dan fazla uzak olmayan

bir varlık olduğunu ispatlayabilirsin demek istiyorum. Akılsız bir hayvan

içgüdüsel olarak kendi çocuğuna karşı görevini yerine getirirken, akıllı bir

yaratık olan insanın doğaya, ebeveynlik sorumluluğuna ve Tanrı’ya olan

borcuna karşı kör olduğunu kabul etmekten daha acınacak bir durum olabilir

mi? Ama şimdi bireysel gelişimi belirleyen üç koşulu kesinlikle incelemek

istiyorum. Bunlar doğa, eğitim ve pratiktir. Doğa derken, kısmen eğitilmeye

27 Alev Alatlı, Batıya Yöne Veren Metinler, ıı. Cilt, İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı, 2010 sf: 444

Page 30: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 29

ilişkin doğuştan gelen kapasiteyi, kısmen de mükemmelliğe yönelik doğal

eğilimi kastediyorum. Eğitim derken, öğretme ve kılavuzluğun yetkin biçimde

uygulanmasını kastediyorum. Pratik derken, doğa tarafından içimize

yerleştirilmiş ve eğitim ile ilerletilmiş faaliyetin kendimiz tarafından serbestçe

gerçekleştirilerek pekiştirilmesini kastediyorum. Yetkin bir eğitim olmadan

doğa kusursuz değildir, eğitimin verdiği yöntem olmadan pratik yapmak ise

umutsuz bir kafa karışıklığına neden olur.

Kural olarak, insanın doğası dendiğinde, akılla yönlendirilmek gibi insanlarda

ortak olan nitelikleri kastederiz. Ama bundan daha dar bir şeyi de

kastedebiliriz: Her kişinin kendine özgü niteliklerine “kişilik” deriz. Bu nedenle,

bir çocuk matematiğe, diğeri ilahiyata, bir başkası retoriğe veya şiire, diğeri ise

savaşa doğuştan eğilimli olabilir. Bazı zihinler belirli alanlar tarafından

öylesine sahiplenilmiştir ki, onları diğer alanlara çekmek mümkün değildir, bu

yöndeki bir deneme kesin bir tiksinmeye sebep olabilir.

Bu sebeple öğretmenin böylesi doğal eğilimleri, böylesi kişilikleri çocukluğun

erken dönemlerinde gözlemesi gereklidir, çünkü en kolay öğrendiğimiz şeyler

alıştığımız şeylerdir. İnanıyorum ki bir oğlan çocuğunun yüzünden ve

davranışlarından nasıl bir yaratılışa sahip olduğunu anlamayı denemek ve

çıkarsama yapmak değersiz bir çaba değildir. Doğa bu açıdan bize kılavuzluk

edecek işaretler bırakmayı unutmamıştır.

Protestan Reformu Ve Protestan Reformu Karşısında Tepkiler

Protestan reformu, kilisenin uyguladığı eğitime metot olarak karşı çıkan bir

akımdır. Eğitim anlayışında, yeni bir metot ile din yine merkezdedir. Ancak,

rahipler ve sistem kıyasıya eleştirilir. Protestan filozoflar, genel olarak baskı

ve zorlamayla yapılan eğitime karşı çıkmıştır.

“Hıristiyanlığın kurulduğu temelleri inceleyen ve şu anki uygulamalardan

oldukça farklı olduğunu gören herhangi biri tahrip ve cezalandırmanın yakın

olduğunu anlayacaktır.” 1513’te Machiavelli böyle der... Dört yıl sonra Martin

Luther doksan beş tezini Wittenberg’deki Kale Kilisesi’nin kapısına astığında,

Page 31: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 30

Roma Katolikliği bir kuşak içinde Avrupa’nın yarısını “Protestanlara” karşı

kaybetmiştir.”28

Protestanlara karşı Katoliklerin karşı hareketleri de olmuştur. Cizvit tarikatı gibi

tarikat okullarında ise dayak ve ceza yoğun bir şekilde kullanılmıştır.

“Reform hareketi hakkında düşünürken Luther’in kiliseye yönelik eleştirilerinde

halk tarafından desteklenen fikirleri yansıttığını ve hareketin içindekilerin, onu

reddedenlerin ve diğer reformcuların bir reformun gerekli olduğuna inanmaya

devam ettiklerini unutmamak gerekir. On Beşinci yüzyılın sonlarında Cizvitlerin

ve diğer Katolik Reformu tarikatlarının habercisi olan yeni tarikatlar kurulmaya

başlamıştı.”29

Aydınlanma Çağı

17. ve 18. Yy genel olarak hâkim olan eğitimsel anlayış, bilginin akıl yoluyla,

duyuş ve deneylerle kazanılacağına inanan, akılcı, deneysel, hazcı

yaklaşımlardır. En büyük temsilcisi John Locke’dur. Çocuk eğitiminde bedeni

cezalara karşıdır. Bu çağın pedagogları genel anlamda katı disipline karşıdır.

Bu dönemde yaşayan La Chalotais (1701-85)30 ömrü boyunca Fransız kilisesine

ve devletine karşı yılmaz bir muhalif olarak yaşamış bir aydındır. Milli eğitim

hakkındaki makalesi eğitim konusunda 18. Yy da yazılan bilimsel

incelemelerden sadece biridir. O makalede çocukları eğitirken prensipler

ortaya koyar.

“Çocukları eğitirken gözetilmesi gereken prensipler, doğanın çocukları eğitirken

kullandıklarıyla aynı olmalıdır. Doğa, öğretmenlerin en iyisidir. Demek ki,

çocukların aklına ilk bilginin nasıl girdiğinin gözlemlenmesi ve yetişkin

insanların bunu nasıl öğrendiklerinin gözlenmesi yeterli olacaktır.

28 Alev Alatlı, Batıya Yöne Veren Metinler, ıı. Cilt, İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı, 2010 sf: 540 29 Alev Alatlı, Batıya Yöne Veren Metinler, ıı. Cilt, İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı, 2010 sf: 647

30 Alev Alatlı, Batıya Yöne Veren Metinler, ııı. Cilt, İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı, 2010 sf: 992

Page 32: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 31

Her yöntemin esaslı prensibi, algılanabilir olan nedir diye başlamalıdır ve aklın

ne olduğuna dair kademe kademe ilerlemelidir. Basit olanın ne olduğu

vasıtasıyla karmaşık olana ulaşmalıdır ve maddi olaylar hakkında emin olmadan

nedenlerini araştırmamalıdır.”

Bu dönemde yaşamış, çocuk eğitimi üzerine eser yazmış, Fransız filozof ve

yazar J.J.Rousseau, Emile isimli kitabında genel anlamda disiplin prensiplerini

şöyle belirtiyor;

J. J. Rousseau ve Disiplin Prensipleri

• Yeni doğan bebek masumdur ve savunmasızdır.

• Eğitimciler, anne babalar, çocukları doğalarının korunması için, yeteneklerini

ortaya çıkarmalı ve olmak istedikleri şeyleri olmaları için onları özgür

bırakmalıdırlar.

Bu özgürlük ‘sınırları iyi belirlenmiş bir özgürlüktür.

• Bunun için, az hükmetmeli, baskıcı ve aşırı korumacı olmak’ tan

vazgeçmelidir.

• Kendi kendilerine iş başarmalarına imkân vermelidir.

• Başkalarına boyun eğen bir kişiliğe sahip olmamalıdır.

• Çocuğun büyüklerine karşı şımarık ve küstah tavırlar göstererek

tahakküm kurmalarına, emredici bir tavır takınmalarına izin

vermemelidir.

• Çocuğun oyunları, eğlenceleri, sevimli hareketleri hoşgörü ile karşılanmalıdır.

Neşe ve oyun çağını, cezalar, tehditler ve esaret içinde geçirmesine neden

olacak kadar abartılı ilgi gösterip, üstüne fazla düşmemelidir.

• Çocuk terbiyesinde eskiden beri kullanılagelen rekabet, kıskançlık, arzu,

heves, gurur, açgözlülük, korku, ‘kısacası çocuğun ruhunu bozguna uğratacak’

yöntemler kullanılmamalıdır.

• Çocuklara yaşlarına göre muamele edilmeli, onlardan yapabileceklerinden

fazlası beklenmemelidir.

• Çocukların eğitiminde o dönemde uygulanan ceza şekline karşıdır.

Page 33: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 32

“Çocuklara ceza, ceza olarak değil, kötü davranışlarının bir sonucu olarak

verilmelidir.” der ve çocuğun doğal ortamda zaten kötü davranışlar

sergilemeyeceğini de belirtir.

Doğal ve özgür bir eğitim ortamında çocuğunuz, neden yalan söylesin ki?

Elinden herhangi bir şeyini almıyorsunuz, onu herhangi bir nedenle

cezalandırmıyorsunuz ve bir şey yapmasını istemiyorsunuz. Her şeyi, sanki

kendi arkadaşıyla konuşuyormuş gibi neden size söylemesin ki? Bu konuşma

şeklinde bilir ki, kendisine arkadaşından ne kadar zarar gelirse öbür taraftan da

o kadar zarar gelir.”31

Rousseau, kitabında disiplin sorunları sergileyen zengin Kaprisli Çocuğun

eğitiminde cezayı kullanmıştır, ancak bu çocuğun doğal davranışlarının sonucu

olarak çocuğa hissettirilmiştir.

Her istediğini yapmaya ve yaptırmaya alışmış olan küçük çocuk ile arkadaş olan

yazar, ilk günden itibaren çocuğun onun sabrını taşırmaya dönük şımarık

hareketlerine maruz kalır. Gece yarısı uyurken odasına dalıp onu uyandırmak ve

ancak hiçbir şey istememek gibi ya da istediği şeyleri sürekli değiştirerek,

bağırarak, yüksek sesle şarkı söyleyip, gürültü yaparak, sandalyeleri devirip,

kısacası ona boyun eğdirmeye çalışmak gibi davranışları olan bu şımarık çocuğa

yazar sırayla şu önlemleri alıyor;

Şımarık kaprisli çocuğa karşı eğitimcinin tutumu;

• Sakin ve soğukkanlı bir tutum sergiler.

• Az müdahale, az iletişim kurmaktadır.

• Bir gece sabaha kadar karanlık, kapalı odaya hapsetmektedir.

“Hiçbir şey demeden kalktım, gidip çakmağı aradım ve bulamadım. Ona

yerini sorunca, beni ikna etmenin mutluluğuyla, bulup bana verdi.

Çakmağı çaktım ve kandili yaktım. Afacanı elinden tutup panjurları

kapalı, içinde kırılacak hiçbir şeyin olmadığı yandaki odaya götürdüm.

Oraya ışıksız yere bıraktım. Daha sonra üstünden kapıyı kilitleyerek,

hiçbir şey demeden gidip odamda yattım. Bağırıp çağırmaları sormayın,

31 J. J. Rousseau, Emile ya da Çocuk Eğitimi Üzerine, babil yay. Erzurum, 2000 , sf: 66,67

Page 34: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 33

bunu bekliyordum. Hiç aldırış etmedim. Sonunda sesi kesildi. Ertesi gün

gündüz odaya girdim.”32

• Ceza anında nedenler, açıklamalar gösterilmemektedir. İlişkiyi çocuğun

kendisinin bulması sağlanır.

• Ceza, suçuna uygundur… (Afacan çocuk, ondan emrivaki tavır ile keyfiyetten

kandili yakmasını istiyor. Amacı eğitmenine hükmetmek)

• Çocuğun davranışlarını ona yansıtarak gerçeği buldurmaya çalışır.

“Ona haksız olduğunu göstermek gerekiyordu. Hiç de güç olmadı.

Çocukların anlık düşündüklerini bildiğim için bunu öncelikli olarak

kullandım. Evin bir köşesine onun çok hoşuna gidebilecek bir şeyler

yerleştirdim. İyice oyuna daldığını görünce, ona gezmeyi önerdim. Kabul

etmedi. Israr ettim beni dinlemedi. Gitmek zorunda kaldım, gitmemi de

ısrarla işaret etti. Ertesi gün aynı şeyi ona ben yaptım. Canı sıkıldı, aldırış

etmedim. Çok yoğunmuşum gibi yaptım, inatlaştı, hayır dedim…”33

• Çocuğun tehditlerine aldırış etmemektedir. Alınganlık, kızgınlık gibi duygusal

refleksler sergilemez.

• Çocuğun etrafındaki yetişkinlerle çocuğun faydasına olan tutum için işbirliği

ve uyum sağlamak, senaryolar oluşturmak (Yazar burada, Baba ve

hizmetliyle işbirliği içinde senaryo oluşturuyor, bir tek annesiyle uyum

sağlamada zorlanıyor. Anne, çocuğunun acı çekmeden, boyun eğdirilmeye

çalışılmadan terbiyesinden yana)

• Çocuğun yapacağı şımarık davranışları hususunda kendisine yardımcı olacak

yetişkin arkadaşlarını ikaz etmek ve onlarla işbirliği içinde olmak…

• Çocuğun yaşantının içinde yaşadıklarından ders çıkarmasını sağlamak…

Ancak bu müdahale dolaylıdır.

32 J. J. Rousseau, Emile ya da Çocuk Eğitimi Üzerine, babil yay. Erzurum, 2000 Sf. 82 33 J. J. Rousseau, Emile ya da Çocuk Eğitimi Üzerine, babil yay. Erzurum, 2000 Sf. 83

Page 35: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 34

21. Yüzyıl Batı’da Eğitim Anlayışı

Buraya kadar Batıdaki eğitim anlayışında, ödül ve ceza anlayışlarının, iki kutup

arasında gelip gittiğini, bazen de sınırlı oranda cezaya izin veren yaklaşımların

var olduğunu gördük.

Aydınlanma çağına kadar süreçte, Hıristiyanlıktaki “ İnsanların doğuştan

günahkar olduğu” sadece bu nedenle bile cezalandırılması gerektiği düşüncesi

ile buna tepki geliştiren filozof pedagogların tartışmaları arasında eğitim

anlayışları, günümüze kadar kimi zaman tez, kimi zaman antitez kimi zamanda

sentez olarak gelmiştir.

Bugün “çocuk merkezli, öğrenci merkezli” yaklaşımlar devam etmektedir.

Aydınlanma çağından beri süregelen “Otoritenin kötülüğü anlayışı ile

çocuğun baskılanmadan, kendisinin efendisi haline getirilmesi” sonucu

ortadadır.

“ABD’den başlayarak bütün dünyaya yayılan, tarihte eşi benzeri

görülmemiş, kitlesel bir yozlaşma hareketi ile karşı karşıyayız. Geleceğin

teminatı olan genç nesil, şaşırtıcı bir hızla dengesini kaybediyor, ciddi

manada ruh sağlığını yitiriyor. Amerikan medeniyetinin etkisine maruz

kaldığı oranda atalarından ve ailelerinden gelen ahlaki değerlere karşı

çıkıp isyan ediyor. Bu değerlerin yitirilmesinin bedeli ise çok ağır;

bulaşıcı hastalık derecesinde yaygın bir narsisizm, enaniyet, hayali bir

iyimserlik, gittikçe artan oranlarda genel kaygı ve depresyon.

Özgüvenin başarıdan çok daha önemli olduğu prensibine göre

yetiştirilen bu gençler, kendilerini her şeyin üzerinde

konumlandırmaya şartlandırılmış. Her hayalin

gerçekleşebileceğine yürekten inanıyorlar. Fakat aynı zamanda

hayatın acı gerçekleriyle yüzleşmeye hiç de hazırlıklı değiller. Son

40–50 yılda 14–16 yaş ergenlerde ve lise öğrencilerinde “ben

değerliyim” düşüncesindeki artış, %86. Kaygı oranı %85.

İntiharlar ise ikiye katlanmış durumda.

Page 36: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 35

Anlaşılan şu ki eğer acil tedbir almazsak gittikçe yalnızlaşan, aşırı

bencil/narsist, zevkperest/hedonist, kaygılı,öfke ve nefret dolu bir

insanlığa doğru dolu dizgin gidiyoruz…

Pozitivizmi, indirgemeciliği, yatay nedenselliği, “bilimsel” materyalizmi

anlamadan bu gidişatı, yani küresel intiharı anlayamayız. Ancak

paradigmanın dışına çıkıp, tıpkı bir balığın akvaryumun dışından

akvaryumu izlediği gibi aklına tapan delilerin dolaştığı bu tımarhaneye

bakarsak belki bilip de unuttuklarımızı tekrar hatırlarız…”

Psikiyatr Dr. Mustafa MERTER34

Dr. James Dobson ABD yıllardır psikologluk yapıyor ve “Aileye Odaklanma

Derneğinin” de başkanlığını yürütüyor. “Ağaç Yaşken Eğilir” adlı kitabında ıslah

sopasından bahsediyor ve anne babalara, eğitmenlere hafif bir dayağı

(kontrollü) tavsiye ediyor:

“Sert ve baskıcı disiplinin tehlikeleri karşısında pek çok şey yazıldı. Bu

uyarılar geçerlidir ve dikkate alınmalıdır. Ancak bu uyarılara rağmen,

baskıcı disiplinin bazı sonuçları, bu tür bir disiplinin haklılığının

kanıtları olarak ileri sürüldü. Bu saçmalıktan ibarettir. Küçük bir

çocuğun yumruklarını sıkarak anne ve babasını, onun meydan

okumalarını kabul etmeye zorladığı anlar vardır. Ancak varsayılanın

aksine, çocuğun bu hareketi öfkeden ya da içsel bir düşmanlıktan

kaynaklanmamaktadır. Sadece sınırların nereye kadar uzandığını ve

kimin kendisine herhangi bir şeyi yaptırmaya -anne ve babasının mı,

yoksa kendisinin mi- muktedir olduğunu görmek istemesindendir.

İyi niyetli uzmanlar yıllarca hoşgörünün, göz yummanın bayrağını

salladılar, ancak karşı gelmeye, söz dinlememeye herhangi bir

çözüm üretemediler…”

… Bu tavsiye birçok insanı rahatsız etti ve sopanın çocuğu

değerlendirmek için kullanılan “ölçme” sopası değil de dayak sopası

olduğunu iddia etmelerine yol açtı. Çocuğunuzu ıslah etmekten uzak

durmayın. Onu ıslah edin ki, ruhunu cehennemden koruyasınız.

Çocuğunu ıslah etmeyen çocuğundan nefret etmiş olur. Çocuğunu seven

34 Jean M. Twenge, Ben Nesli, kaknüs yay. 2009, İst, arka kapak.

Page 37: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 36

çocuğunu erken yaşta uslandırır. Sopa ve azarlama çocuğa bilgelik

verir. Ancak kendi haline bırakılan bir çocuk annesine utanç

getirir.” 35

Son yıllarda yeni yazılan eserlerde, Otorite, ceza kavramları tekrar disiplinin

içine girmeye başlarken ödül ile ilgili yapılmış bir araştırma sonuçları da

düşündürücüdür.

Dr. Carol Dweck ve asistan arkadaşları Newyork’taki çeşitli okullarında

araştırma yaparlar.

Newyork şehrinde, beşinci sınıflara bir çeşit manevi ödül olan Övgü ile ilgili

olarak yapılan araştırmanın sonucu da ilginçtir.

“Araştırmacılar sınıftan bir çocuk seçip ona, bütün çocukların son derece

kolay biçimde çözebileceği türden bir dizi bulmacadan oluşan sözsüz bir

IQ testi uygularlar, testi bitirdiklerinde araştırmacılar öğrencilerin her

birine aldığı puanı belirtip ona tek bir övgü cümlesi söylerler. Gelişigüzel

olarak gruplara ayrılan öğrencilerin bazıları zekâlarından ötürü övülür.

Çocuklara “bu konuda çok iyisin” denir. Diğer öğrenciler ise

çabalarından ötürü övgü alırlar. “Belli ki çok çalışmışsın” Ardından

öğrencilere iki testten istediklerini seçme hakkı verilir. Testlerden biri

diğerine göre daha zordur ama araştırmacılar çocuklara bu bulmacaları

çözmelerinin onlara çok şey öğreteceğini söylerler. Diğer test ise en

başta uygulanan test kadar kolaydır. Çabalarından ötürü övgü alan

öğrencilerin %90’ı daha zor olan bulmacaları seçerken, zekâlarından

dolayı övülenlerin büyük çoğunluğu ise kolay testi seçmiştir. Yani akıllı

çocuklar işin kolayını seçmişlerdir. … “akıllı görünüp utanılacak

duruma düşme riskine girmemeyi” seçmişlerdi.

Bir sonraki aşamada, beşinci sınıf öğrencilerine hiçbir seçim şansı

verilmedi. Zor bir testti ve hepsi başarısız oldu. Çabalarından dolayı

övülen çocuklar başarısızlık karşısında etkilenmezken, pek çoğu “benim

en beğendiğim test” dediler. Zekâlarına övgü alan çocuklar ise,

35 Dr. James Dobson, Ağaç Yaşken Eğilir, Beyaz Balina, 2004, İst. Sf: 18, 318

Page 38: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 37

başarısızlıklarını aslında o kadar da akıllı olmadıklarının kanıtı

olarak görmüşlerdi.” 36

Çocuğun güçlü kişilik sahibi olması için kişiliğini öven, öne çıkaran ve çocuğa

sınırsız haklar, özgürlükler tanıyan batı, bugün sancılar içinde kıvranmaktadır.

Çocuk terbiyesinde ve disiplininde tekrar yeni arayışlar başlamıştır. Var olan

duruma duyulan tepki ve eskiye dönme arzusu gittikçe yükselen bir değer

olmaktadır.

36 PO Bronson &Ashley Merryman, Eyvah Çocuğum Büyüyor, İst. 2010, sf: 21, 22

Page 39: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 38

III. BÖLÜM

KUTSAL DİNLERE GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE DİSİPLİN

A. YAHUDİLİK’TE ÇOCUK EĞİTİMİNDE DİSİPLİN

İsrailoğulları’nın evliliğinde koca karısı üzerinde, karşısına hiçbir şeyin

duramayacağı bir buyurma yetkisi kazanıyordu ve kadın çoğu kez fiilen

satılıyordu. (Mohar..) ve daha kolay boş olabiliyordu.

Evlilik övünç duyulacak bir mülk olarak görülüyordu. Çocuklar Yehova’dan bir

mirastı. Çocukların anne babalarıyla ilişkisi esas itibariyle köle ile efendi

arasındakine benzer bir itaat ilişkisiydi. Çocukların itaati, Evamir-i aşerede

kendi başına zikredilecek kadar ulvi görülmüştü. Fakat bu çocuklara

merhametle yaklaşmayı dışlamıyor, hatta onu dolaylı olarak dile getiriyordu.

Nitekim eski Ahit’deki birçok anlatı da bunun örneği verilmiştir. Diğer taraftan

bir çocuğun ana babasına itaatsizliği şiddetle cezalandırılabiliyordu. Ana

babasına el kaldıran ya da lanet okuyan (çıkış XXI,17) bir çocuğun cezası

ölümdü,

Ana babasına vuran mutlaka öldürülecektir. ( Çıkış, 15)

Ana babasına lanet eden mutlaka öldürülecektir. (Çıkış 17)

Her ne kadar Tesniye’de, ancak şehrin ihtiyarları önünde isyankar ve asi

çocuğun davası görüldükten sonra bu cezanın uygulanabileceği bildiriliyorsa da

(Tesniye XXI, 18, 22). Keza bir çocuk satılabilir ya da borç karşılığı rehin olarak

verilebilirdi ve birçok durumda ailenin reisinin günahı yüzünden bütün bir

ailenin yok edildiği oluyordu. Bununla beraber, Tesniye’de çocukların babaların

günahı yüzünden öldürülemeyeceklerini (Tesniye XXIV, 16) okuruz ve bu

Tesniye’yi daha sonraki döneme ait bir derleme olarak görenlerce, eski hukukun

Page 40: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 39

katılığının zaman içinde tedricen yumuşatılmasının bir kanıtı olarak

yorumlanır.37

Gördüğümüz kadarıyla Yahudi kutsal kitabında çocuk terbiyesinde ana babaya

isyan affedilmez bir suç ve cezası da ölüm. Yahudi geleneklerinde, çocukların

rahat satılabildiği ve borç karşılığı rehin olarak verilebildiği gibi acımasız

uygulamaların olduğu dönemler var olagelmiştir.

Günümüz Yahudiliğinde halen var olagelen bir gelenek çocukluktan yetişkinliğe

geçişi simgeleyen Bar Mitva törenleridir. Erkek çocuklarda 13 kız çocuklarda ise

12 olarak belirlenen buluğa erme çağından sonra çocuktan dini emirleri yerine

getirmesi beklenir. O zaman kadar ise çocuklar babalarının yanlarında dini

törenlere katılır ve sinagoglarda ilk temel dini bilgileri edinirler.

Yahudilerin ev içi düzenlemeleriyle ilgili bir kaç hususun daha zikredilmesi

gerekir. Bir Yahudi çocuğuna sabahları kalktıktan hemen sonra tekrar edilmesi

gereken ilk dini eğitim aşağıdaki gibidir: “Senin diri ve ölümsüz olan Kralın

önünde kabul ederim ki, büyük merhametinle ve güvenirliğinle ruhumu sen

döndürdün bedenime” saçaklı, dört köşeli omuz atkısı erkenden giydirilir,

kökeni ve önemi öğretilir. Çocuklar 13 yaşları tamamlanıncaya kadar

tamamen ebeveynlerinin nezareti altındadır. Bir erkek çocuk 13 yaşında

“Bar Mitva, cezanın oğlu” olur. Yetişkin gibi sorumludur. Şahsına terettüp

eden dini vazifeleri külliyen yerine getirmesi beklenir. 38

B. HIRİSTİYANLIK’TA ÇOCUK EĞİTİMİNDE DİSİPLİN

Hıristiyan dinine göre bir çocuk günahkâr olarak doğar. Hz. Âdem’in günahının

nesilden nesle aktarıldığına ve insanın kötü doğduğuna dair olan anlayış,

özellikle orta çağ Hıristiyan dünyasında okullarda uygulanan şiddetin ana

sebeplerinden biriydi.

37 G.T. Bettany, Dünya Dinleri Ansiklopedisi, Say yay. 2005 İST. Sf. 632-633 38 SG.T. Bettany, Dünya Dinleri Ansiklopedisi, Say yay. 2005 İST. sf. 706, 707

Page 41: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 40

İncil’e baktığımızda ise ayetlerin çoğunda çocuğun terbiyesinde fiziksel cezanın

kullanılmasının tavsiye edildiğini görüyoruz. Bu disiplin şeklinde çocuğun iyiliği

gözetilir ve sınırlı ölçüdedir.

“Çocuklarınızı disiplin etmemezlik etmeyin. Popolarına şaplak atarsanız

ölmezler. Fiziksel disiplin onları ölümden bile kurtarabilir.” (Süleyman’ın

Özdeyişleri 23, 13-14, 13-24, 22-15, 20-30 )

Kutsal kitap, disiplinin öneminin altını kuvvetle çizer. Disiplin, verimli insanlar

olmak için hepimizin ihtiyacı olan şeydir ve onu çocukken öğrenmek çok daha

kolaydır. Disiplin edilmeyen çocuklar, sık sık asi olurlar, otoriteye saygı

duymazlar ve bunun sonucu olarak da Tanrı’ya itaat edip O’nu izlemekte

zorlanırlar. Tanrı’nın kendisi bizi düzeltmek ve bize doğru yolda yol göstermek

ve yanlış davranışlarımız için tövbeyi teşvik etmek için disiplin kullanılır.

(Mezmur 94;12, Süleyman’ın Özdeyişleri 1;7, 6;23, 12;1, 13;1, 15;5, Yeşaya

38;16, İbraniler, 12;9)

Doğru ve kutsal kitabın ilkelerine göre disiplin etmek için, anne babaların Kutsal

kitabın disiplin konusundaki öğüdünü bilmeleri gerekir. Süleyman’ın

Özdeyişleri kitabı çocuk yetiştirme konusunda epey bilgelik içerir. Örneğin,

“Değnekle terbiye bilgelik kazandırır. Kendi haline bırakılan çocuk ise

annesini utandırır.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 29;15)

Bu ayet, bir çocuğu terbiye etmemenin sonuçlarını bildirir. Sonunda anne baba

utandırılır. Tabi ki disiplinin hedefi çocuğun iyiliği olmalıdır. Ve hiçbir zaman

çocuklara kötü davranılmasını haklı çıkartmak için kullanılmamalıdır. Disiplin

hiçbir zaman anne babanın öfkelerini almak ya da sinirlerini alamadığından

ötürü yaptığı bir uygulama olmamalıdır.” 39

39 http://www.hristiyanforum.com/forum/showthread.php?t=330630

Page 42: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 41

C. İSLAM MEDENİYETİNDE DİSİPLİN YÖNTEMİ

Kur’an-ı Kerim’de Mükâfat ve Ceza Kavramı

Mükâfat anlamına gelen ecr ve ceza kelimeleri Kur’an’da toplam olarak 160

ayette geçmektedir. Bu ayetler tahlil edildiğinde, en güzel karşılık ile

mükâfatlandırılacak insanların bir takım özelliklere sahip oldukları göze

çarpmaktadır.

Bu insanlar, Allah’a iman edip salih amellerde bulunan, bollukta ve darlıkta

Allah için sarfeden, sadakalar veren, öfkelerini yenen ve insanların kusurunu

affeden, doğruluk üzere olan büyük günahlardan kaçınarak Allah’ı çok zikreden

ve O’ndan bağışlanma dileyen, çeşitli sıkıntılara sabreden, verilen nimetlere

şükreden ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak için fakirleri doyuran takva

sahibi kimselerdir. 40

Ceza kelimesi ise kur’an’ı Kerim de 22 yerde geçmektedir. Gerek ceza, gerekse

ikab kelimesi göz önüne alınacak olursa, ceza ve cezalandırmak anlamına gelen

bu iki kelimenin toplam olarak 72 ayette yer aldığı görülecektir. Burada yeri

gelmişken bir noktayı belirtmekte fayda vardır. Cezanın Kuranda 72 ayette yer

almasına karşılık, mükâfatın 160 yerde geçtiği dikkate alınacak olursa, Kur’an’ı

Kerim’in cezalandırmaktan ziyade mükâfatlandırmayı öngören bir mesaja sahip

olduğu söylenebilir. Nitekim “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır.” Ayeti de yukarıda

ifade edilenlerin özüdür.

Pedogojik açıdan ceza kavramının yer aldığı ayetler incelendiğinde şu hususlar

dikkat çeker41;

• Allah (cc) ilk yarattığı andan itibaren ruhlardan, kendisinin Rab, ruhların da

kul olduğuna dair söz almıştır. (Araf 7/172)

• Bilgisizlikten doğan suçlarla bilindiği halde işlenen suçlara aynı ceza

uygulanmaz. (Tevbe 9/115)

• Cezalandırmadan önce Hz. Âdem bilgilendirilmiştir. ( Bakara 2/ 31, )

40 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994, Sf:60,61 41 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,

Page 43: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 42

• Suçun farkına varıldığı ve pişmanlık duyulduğu zaman af dilenmesi

durumunda Allah’ın tevbe kapısı daima açıktır. (Bakara 2/36)

• Peygamberlerin görevi bilgilendirerek (tebliğ) yol göstermektir. (Rad 13/7)

• Cenab-ı Allah’ın Peygamberlere karşı cephe alanları cezalandırmasından

bahseden pek çok ayet vardır. (Araf, 7/65,96,97- Hud, 11/51,57..)

• İyi davranışlarda süreklilik olduğunda Allah’ın nimetlendirmesi de devam

eder. (Enfal 8/53)

Hz. Muhammed’in Çocuk ve Gençlerle İlişkisi

Peygamber efendimizin (sav) çocukluğuna ve gençliğine baktığımızda kişilik

özelliği olarak; doğru ve dürüst, nazik, merhametli, affedici, iffetli, cömert,

misafirperver, sade, tevazu sahibi, adil, sözüne ve antlaşmalarına sadık,

olduğunu görüyoruz.

“Çocukluğunu fakirlik içinde geçirmiştir. Nazik ve iyi huyluydu. Diğer

çocukların aksine, yaramazlık veya edepsizlik yapmazdı. Sakin ve

kendine hakim bir çocuktu. Gençliğinde ise mükemmel ve kusursuz bir

ahlakı vardı. Güvenilir bir dosttu. Yardımsever, yol gösterici.

Merhametliydi, nazik, müşfik ve cana yakın; daima saygılı, doğru ve

samimi; tüm anlaşma ve sözlere tamamen sadıktı.”42

Henüz 10 yaşındayken çobanlık gibi yetişkinlerin dünyasına ait ağır bir

sorumluluğu yerine getirmiştir.

Gençliğinde daha 14,15 yaşlarındayken Ficar Savaşlarına 43 katılmıştır. Bu

savaşlarda ok atmak suretiyle bizzat savaştığı ve Kalkanı ile atılan okları

karşılayıp amcasına teslim ettiği yönünde rivayetler mevcuttur.

42 Afzalur Rahman, Hz. Muhammed (SAV), Siret Ansiklopedisi, İnkılab yay., İst., 1996 sf: 85 43 Ficar (günah) savaşları: İslam öncesi dönemde Arap toplumunda kabileler arasında çeşitli sebeplerle savaşlar meydana gelmiştir. Bunlardan zilkade, zilhicce, muharrem ve recep gibi haram aylarda gerçekleşen savaşlara ise azgınlık, haktan ayrılmak manasına gelen Ficar (günah) savaşları adı verilmiştir. Âdem Apak, Hz. Peygamber’in (sav) Etrafındaki Çocuklar ve Gençler, BİHMED, İst. 2009

Page 44: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 43

Yine bu yaşlarda, Hılfü’l- Fudul (Erdemliler Birliği) adlı organizasyonda yer

almıştır. Bu antlaşmaya göre Mekke’de haksızlığa uğrayan herkese yardım

edeceklerdi.

Peygamber efendimizin lider, öncü ve rehber yapan özelliklerinin neler olduğuna

baktığımızda; hiçbir kötülüğe karışmaması, iffeti, sakinliği, yardımseverliği,

güvenilir ve cesur kişiliği öne çıkmaktadır.

“Hz. Muhammed (sav), peygamberliğine kadar geçen dönemde kendine

has inanç ve uygulamaları olmakla birlikte, topluma yönelik dini ve

siyasi tasarı ve teklifleri bulunmayan, üstelik dönemin şartları gereği bir

liderde olması lüzumlu hususiyetleri şahsında barındırmayan, ailesine

yetecek ticari faaliyetleri ile geçimini sağlamaya çalışan, nihayet Kureyş

içinde pek öne çıkmayan ortalama mütevazı bir Kureyşlidir… Onun en

bariz özelliği “emin” olarak tanınmasıdır.”44

Peygamber efendimizin çocuklarla olan münasebetlerine genel anlamda

baktığımızda onlarla sevgi, şefkat ve güvene dayalı bir ilişki kurduğunu

görüyoruz. Çocukların gençlik dönemine girinceye kadar olan süreçte çocuklarla

hukuksal bir ilişki pek göze çarpmıyor. “Şu haram, şu helal..” uyarıları ve

ikazlarından ziyade sevgi ve güvene dayalı bir ilişki kurup onlara model olmayı

tercih ettiğini görmekteyiz.

Yine Resulullah’ın (sav) Çocuklarla ilgilenirken gençlik dönemine kadar,

çocukların seviyesine inilmesini tavsiye etmiştir. Onlara yetişkin gibi

davranılmamasını istemiştir.

Çevresindekilere çocuklara karşı merhamet ve sevgi ile yaklaşmalarını

söylemiştir.

Ashabına da “Kimin çocuğu varsa çocuklaşsın” tavsiyesinde bulunmuştur.

Kendisi de bu telkinin en güzel örneklerini sunmuş; çocuklarla özel olarak

ilgilenmiş, onları muhatap almış, onlarla her karşılaştığında onlara selam

vermiş, hal hatırlarını sormuştur. (Buhari, Edep 81; Müslim, Selam 15). Onlarla

şakalaşmış (Buhari, ilim 18; Tirmizi, Birr 57; Ebu Davud, Edep 92 ) Yolculuk

esnasında torunlarını bineğe almıştır. (İbn Mace, Edeb 48) Hasta olan çocuklara 44 Adem Apak, Hz. Peygamber’in(Sav) Etrafındaki Çocuklar ve Gençler , Bihmed, İst. 2009, sf. 33

Page 45: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 44

da özel olarak geçmiş olsun ziyaretlerinde bulunmuştur. (Buhari, Merda 9)

Resul-i Ekrem (sav) mevsimin ilk çıkan meyvelerini onlara ikram etmiştir.

Onların dünyalarına girerek hoşlanacakları adlar takmak suretiyle çocuklarla

şakalaşmış, hatta onları eğlendirmiştir. Bütün bu sıcak yakınlıktan dolayı

çocuklarda onu çok sevmişlerdir. Öyle ki, yolculuktan döneceği zaman hep

birlikte toplanıp kendisini karşılamaya çıkmışlardır.

Nitekim hicret esnasında Ebu Eyyub El Ensari’nin (ra) evine misafir olacağı

sırada Neccaroğulları’nın küçük kızları memnuniyetlerini ifade sadedinde def

çalıp şarkı söylemişlerdir. Hz. Peygamber(sav) onlara beni seviyor musunuz?

Diye sorduğunda onlar da “Evet ya Resulallah” cevabını vermişler, bunun

üzerine de “Ben de sizleri seviyorum” sözüyle mukabelede bulunmuş ve bu

ifadeyi üç defa tekrarlamıştır. (Diyarbekri, Hamis, Mısır 1302, I, 385)

Hz. Peygamber (sav) döneminde çocuklar sosyal hayatın bir parçasıydı.

Resulullah’ın (sav) çağrısıyla Bayram namazının kılınacağı yere (musalla)

kadınlarla birlikte onlar da çıkarlardı.

Hz. Peygamber (sav) çocukları istismar etme, onları söz gelimi savaş meydanı

gibi yaşlarına uygun olmayan alanlara sürme ve emeklerini sömürme yoluna

asla tevessül etmemiştir. Bedir seferine çıkarken Medine dışında ordusunu

durdurmuş, burada yaptığı kontroller neticesinde yaşlarını küçük gördüğü bazı

sahabeleri geri çevirmiştir. Onun orduya almadıkları arasında 13 yaşlarında

bulunan Abdullah bin Ömer (ra), Bera b. Azib (ra) ve Zeyd b. Sabit (ra)

bulunuyordu.”45

Peygamber Efendimiz (sav), Kız çocuklarına karşı uygulanan haksız

uygulamalara karşı çıkmış, kız çocuklarının toplumda hak ettikleri değeri

görmeleri için çaba göstermiştir.

“Cahiliye devrinde kız çocuklarından nefret edilirdi. Kız çocuğunun

doğum haberi bir kişinin hayatında alabileceği en kötü haber kabul

edilirdi. Hz. Peygamber bu tavrı tamamen reddetmiş ve kötülemiştir.

Kur’an ana babanın bu tavrını bütünüyle değiştirmiştir.

45 Adem Apak, Hz. Peygamber’in(Sav) Etrafındaki Çocuklar ve Gençler , Bihmed, İst. 2009, sf. 37,38,39,40

Page 46: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 45

Ana babaların uzun süredir yerleşmiş bulunan bu tavırlarını değiştirmek

için peygamber bilhassa kız çocuklarına ilgi göstermiştir. İbn Abbas

şöyle rivayet etmektedir: “Eğer bir kimse kız çocuğu olur da onu diri diri

gömmezse, hor görmezse ve erkek çocuklarını ona tercih etmezse Allah

onu cennete kor.” (Ebu Davud) Hz. Aişe ise şöyle rivayet etmiştir:

Rasulullah buyurdu ki: “Eğer bir kimse kızlara değer verdiğinden dolayı

eziyet görürse ve onlara iyi davranırsa onlar cehennem’e karşı perde

olurlar.” (Buhari ve Müslim) Peygamberin kız çocuklarını güzelce ve

özenle yetiştirenlere Allah’ın büyük bir mükâfat vereceğini belirten pek

çok hadisi vardır.” 46

Peygamber Efendimiz’in disiplin anlayışında çocuklara sık müdahale

edilmediğini görüyoruz. Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza adlı

kitabında; “Adem-i müdahale” ilkesinden bahseder. Yazar, Hz. Peygamber’in

çocuklarla kurduğu ilişkide onlara sık müdahalede bulunmadığını, bu şekilde

serbest, güvenilir bir ortamda çocukların kişilik ve yeteneklerinin daha rahat

geliştiğini söylemektedir.

Hz. Peygamber’in çocuklara müdahalesi dine ve örfe aykırı durumlarda

olmuştur. Kimi zaman yemek yerken örfe ya da dini kaidelere aykırı

davrananları uyarmış, hemen arkasından doğru olan davranışı sergilemeye

yönlendirmiş. (Tirmizi, Et’ime 47; Buhari, Et’ime 2; İbn Mace, Et’ime 8) Cemaat

adabında sağ tarafında durması gereken İbn Abbas’ı sol tarafından sağ tarafına

almış. (Nesei, İmamet 22) İpek elbise giyen erkek çocukları bundan men ettiği,

Hurma ağaçlarını taşlayan Raf’i b. Amr’a hurma ağaçlarını taşlamak yerine altına

düşenlerden yiyebileceğini söylediği (İbn Mace, Ticaret 67) rivayetlerde

görülmektedir.

Peygamberimiz’in çocukların dövülmesini istemediğine dair değişik rivayetler

ve dayağı tavsiye ettiğine dair bir hadis günümüze kadar ulaşmıştır. Kimisinin

senedi sahih, kimisi zayıftır. Biz burada en çok bilinen iki hadisine yer vereceğiz.

“Henüz tıfl olan çocuklarınızı dövmeyiniz.” (Deylemi, II, 286/b)

46 Afzalur Rahman, Hz. Muhammed (SAV), Siret Ansiklopedisi, İnkılab yay., İst., 1996 sf: 225,226

Page 47: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 46

“Tıfl Kelimesinin henüz 7-8 yaşlarına ulaşmamış çocuğu ifade ettiği (İbn

Mansur, Lisanu’l-Arab, IX, 402) göz önüne alınırsa, çocukların 7-8 yaşlarına

kadar ki dönemlerinde kesinlikle dövülmemeleri gerektiği sonucuna ulaşılabilir.

Uzun yıllar Peygamber’e hizmet etmiş olan Hz. Enes şöyle demiştir: “On yıl

Resulullah’a hizmet ettim, bir tek defa olsun bana sövmedi. Kötü söz söylemedi.

Bana bir kez bile öf demedi. Yaptığım bir şeyden dolayı “niçin yaptın?”

yapmadığım bir şey için de “niçin yapmadın?” diye sorgulamadı. Beni hiçbir

zaman kınamadı. Ailesinden herhangi biri beni kınayacak olsa “bırakın onu, o

ancak takdir edileni yapmıştır” derdi.” (San’ani, IX, 443)

Bununla beraber oldukça meşhur olan şu hadisi dayağı savunan pedagoglarca

kullanılagelmiştir,

“Çocuklarınıza yedi yaşına ulaştıklarında namazı öğretiniz. On yaşına

geldikleri halde, kılmamakta ısrar ederlerse dövünüz ve bu yaştan

itibaren yataklarını ayırınız.” (Ebu Davud, Salat 25; Tirmizi, Mevakit 182;

Münavi, IV, 327; Şevkani, Neylü’l-Evtar, I, 348,349.)

Başka bir rivayette de Peygamberimiz (sav), Asr-ı Saadette öğretmenlik yapan

Muallim Mirdas’a : “Sakın üçten fazla vurma; aksi takdirde Allah da sana

kısas uygular.” (bkz. Üsruşeni, I, 10) dediği rivayet olunur.

“Üç kişiden kalem kaldırılmıştır. Bunlar, uyanıncaya kadar uykuda olan,

ergenlik çağına ulaşıncaya kadar çocuk ve aklı başına gelinceye kadar deli

kimselerdir. (Ebu Davud, Hudud 16; Tirmizi, Hudud 1; Nesai, Talak 15; Darimi,

Hudud 1; Ahmed b. Hanbel, I, 116)

Hadisiyle yukarıdaki hadisin (namaza alıştırma sürecinde dayağın tavsiye

edildiği hadis) hükmünün kaldırılmış olduğunu savunan hadis bilginleri vardır.

Beyhaki başta olmak üzere birçok hadis bilgini namazın çocuk üzerine vacip

olmadığını namazı terk halinde önceden konulan -dövünüz- ifadesinin

hükmünün, sonraki hadis ile yürürlükten kaldırıldığını, dolayısıyla ergenlik

çağına kadar çocuğun hiçbir surette -namazı terk ettiğinden dolayı-

dövülmemesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Bu görüşte olanların dışındaki

Page 48: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 47

İslam bilginlerinin çoğunluğu ise, disipline etmek ve namazı kılmasını sağlamak

amacıyla çocuğun dövülebileceğine izin vermişlerdir.”47

Resulullah’dan gelen hadisleri yorumlayan İslam âlimlerinin görüşleri,

disiplinde cezayı savunanlar ve cezayı savunmayanlar olarak iki farklı düşünce

oluşturmuştur.

Hz. Muhammed’in (sav) Çocuklarla İlişkisinde Sergilediği Tutum ve

Davranışlar

• Çocukların seviyesine inilmesini istemiştir. “Kimin çocuğu varsa onunla

çocuklaşsın”48

• Çocuklarla özel olarak ilgilenmiştir.

• Onlara selam vermiştir.

• Hal hatırlarını sormuştur.

• Çocuklarla şakalaşmıştır.

• Torunlarını bineğine almıştır.

• Hasta olan çocuklarla ilgilenmiştir.

• Onlara hoşlarına giden sevimli adlar takmıştır.

• Onlara mevsimin çıkan ilk meyvelerinden ikram etmiştir.

• Çocuklara onları sevdiğini söylemiştir.

• Çocuklar sosyal hayatın içindedir.

Hz. Muhammed’in (Sav) Çocuklara Müdahalede Bulunduğu Yerler

• Hz. Peygamber’in çocuklara müdahalesi dine ve örfe aykırı durumlarda

olmuştur.

47 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 69,70, 74 48 İbn Mıhled, Ahbâru’s-Sığar, s.: 135.

Page 49: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 48

• Uyarının hemen arkasından doğruyu göstermiştir: Kimi zaman yemek yerken

örfe ya da dini kaidelere aykırı davrananları uyarmış, hemen arkasından

doğru olan davranışı sergilemeye yönlendirmiştir. (Tirmizi, Et’ime 47;

Buhari, Et’ime 2; İbn Mace, Et’ime 8)

• Adab-ı Muaşeret: Cemaat adabında sağ tarafında durması gereken ibn

Abbas’ı sol tarafından sağ tarafına almış. (Nesei, İmamet 22)

• Erkeklerin fıtratını koruyucu müdahale: İpek elbise giyen çocukları bundan

men etmiştir.

• Başka insanların haklarına zarar verdiklerinde müdahalede bulunmuştur:

Hurma ağaçlarını taşlayan Raf’i b. Amr’a hurma ağaçlarını taşlamak yerine

altına düşenlerden yiyebileceğini söylediği (İbn Mace, Ticaret 67)

rivayetlerde görülmektedir.

C. EĞİTİMDE CEZAYI VE KISMEN DAYAĞI GEREKLİ GÖREN İSLAM

ÂLİMLERİ

İbn Sahnun (240/854)49

İslam Eğitim Tarihinde ilk olarak eser veren İbn Sahnun eğitimde disiplini

sağlamak amacıyla uygulanacak cezalarda, suçun çeşidinin dikkate alınmasını

öngörmüştür. Sözgelimi o, dersten eğlenceye kaçmak, derse karşı tembellik

göstermek gibi suçlarda bulunan öğrencilere on vuruşa kadar izin verirken,

Kur’an kıratı ile ilgili cezalarda üçten fazla vurulmaması gerektiğini

kaydetmiştir. Öte yandan İbn Sahnun, Hz. Peygambere izafe ettiği bir ifadeyi

zikrederek öğretmenin eğitim ve öğretimde mutlaka eşit ve adil davranışlarda

bulunması gerektiğini vurgulamıştır. Bedeni cezalara sık sık başvuran zalim

öğretmen tipini şiddetle kötüleyen İbn Sahnun, verilecek cezanın hiçbir zaman,

çocuğu yiyecek ve içecekten mahrum etme şekline dönüştürülmemesine dikkat

çekmiştir. Bununla birlikte öğrencilerin ferdi farklılıklarına dikkat edilerek

eğitilmeleri hususunda uyarıda bulunan İbn Sahnun, vasiyetinde “Onu (oğlunu)

49 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükâfat ve Ceza, Nil yay. İzmir 1994, sf. 86

Page 50: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 49

ancak teşvik ve sena (övmek) ile te’dib et. O dövmekle ve zorlamakla terbiye

edilecek çocuklardan değildir.” diyerek bu tavsiyesiyle öğrencilerin hepsinin

aynı metotla terbiye edilemeyeceklerini ifade etmek istemişti.

Kabisi (403/1012)

Hadis, kelam, tefsir ve fıkıh âlimidir.

Disiplin konusunda eğitimcilere şöyle yol gösterir;

“Çocuk, yazı, okuma ve hıfzetmede hata yapar veya ihmal ederse, ya

da oyuna kaçarak ders dışı şeylere dalarsa veya okuldan kaçarsa,

öğretmen önce onu nasihatlerle uyarır, ayıplar. Bir dahaki seferde

ayırma (yalnız bırakma) ve tehditte bulunur. Tehdit ve nasihatler

fayda vermezse, üçüncü seferde döver.

Kabisi, çocuğun dövülmesi esnasında başa ve yüze vurulmamasını, böyle bir

davranışın, çocuğun organlarına zarar verebileceğini göz önünde tutarak en

emniyetli yerin tabanları olduğunu ifade eder.”50

Dayağı ancak yumuşak söz ve nasihat fayda vermezse o da ölçüleri belli olarak

tavsiye eden Kabisi dayağın hangi yaş aralığında uygulanabileceğini de belirtir;

“On yaşını geçen ve henüz gençlik çağına da ulaşmayan çocuklara dayak

cezalarının tatbiki mubahtır. On yaşını doldurmamış çocuklarla, yaşları

ilerlemiş talebeleri ise dövmek caiz değildir.”51

İbn Miskeveyh (v.421/1030)

Ahlak filozofudur. İbn Miskeveyh, çocukların ahlaki yatkınlıklarının

yetişkinlerden daha iyi takip edilebildiğine inanır.

“Çünkü yetişkin adam kendi kötülüğünün farkında olduğu için değişik

hilelere, riyakâr davranışlara başvurarak kötülüğünü gizlemek ihtiyacını

50 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 87 51 Dr. Ahmed Çelebi, İslamda Eğitim Öğretim tarihi, damla yay. İst. 1983, sf. 276

Page 51: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 50

duyduğu halde çocuklar, şuurlu ve kasıtlı olarak kötülüklerini gizlemezler.

Bu yüzden bir çocuğun iyi ve kötü eğilimleri kolaylıkla anlaşılabildiği gibi

ahlaki eğitime cevap verme durumu da tespit edilebilir. Her şeye rağmen

ahlaki eğitim için en elverişli devre çocukluk çağıdır. Kuşkusuz eğitim ve

öğretim hayatın her döneminde yararlı olmakla birlikte özellikle

“çocuklara rezaletlerden arınmak ağır gelmez.” Bu suretle zamanında

ahlaki eğitimi sağlanan çocuklar için “hikmetin belirlediği” “şeriat ve

sünnet”in gösterdiği bütün meziyetlere yönelmek ve bunları kazanmak

kolaylaşır; hepsinden önemlisi, bayağı hazlar karşısında isteklerini

dizginleme istidadı kazanırlar.”52

İbn Miskeveyh çocukların yetişkinlere nazaran daha rahat terbiye

edilebileceğini, onların ahlaki erdemleri çocukluk çağında kazanmaları

gerektiğini söyler.

Eğitimin önemine dair tespitlerinde, eğitimin ve öğretimin aksatıldığı, ihmal

edildiği durumlarda çocukların akıl, basiret ve irade gibi yüksek melekelere

dayalı erdemleri kazanamayacağını bu erdemlerden ziyade eğitimi ihmal edilen

çocuklarda duygusal, hayvani, bencil eğilimlerin ağır basacağını, kötü huyların

yerleşeceğini belirtir.

Genel olarak eserlerinde “İyi huy ve davranışlardan dolayı övgünün

kullanılmasını, çocuklara sevgi, nasihat ve hoşgörü ile yaklaşılmasını ancak bu

yaklaşımın fayda getirmediği durumlarda hafif dövmeyi tavsiye eder.”53

İbn Miskeveyh54, Çocukların terbiyesi ve suç işledikleri zaman onlara ceza

tatbiki konusunda prensipler koymuştur. Şöyle ki;

• Çocuğun işlediği ilk suçu affedilir.

• İkincisinde, şu şu işleri yapmak çok kötüdür gibi sözler söylemek suretiyle

dövmeden azarlanır.

• Üçüncüsünde, kulağı çekilir.

• Aynı suçu tekrar işlerse hafif yollu dövülür.

52 Mustafa Çağrıcı, İslam Düşüncesinde Ahlak, İfav, ist. 1989 sf. 121 53 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 89 54 Dr. Ahmed Çelebi, İslamda Eğitim Öğretim Tarihi, damla yay. İst. 1983, sf. 276

Page 52: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 51

Öğretmen, bu metotların hepsini denedikten sonra, çocuk hala vazgeçmezse,

onu bir müddet kendi haline bırakması gerekir. Sonra aynı metotlara yeni

baştan döner. İbn Miskeveyh, el- Maverdi’nin bu konu ile alakalı sözünü de

nakleder.

El- Maverdi (974/1058)

Fıkıh ve tefsir âlimidir. Çocuğun idaresi güçleşir ve - aldığı bütün tedbirlere

rağmen- hocaya karşı çocuğun kalbinin nefreti ve onun idaresindeki zahmet

devam ederse, o, çocuğu bir müddet kendi haline bırakır ve dinlendikten sonra

tekrar yeni baştan terbiye metotlarını uygular.

İbn Sina (428/1036)

Daha çok tıp alanında kaynak eserleriyle tanınan İbn-i Sina çocuk eğitimiyle

ilgili olarak cezayı ve ödülü değişik durumlarda yeri ve zamanı gelince farklı

şekillerde tavsiye eder;

“ İbn Sina cezalandırmayı çeşitli aşamalarda ele almış ve öncelikle;

• Korkutmayı,

• Tesvik etmeyi,

• Yakınlık gösterme ve yalnız bırakmayı,

• Bir defa övmeyi,

• Baska bir defa azarlamayı,

• Şiddetli azardan sonra gerekirse dövmeyi tavsiye etmiştir.55

Yalnız iş dövme safhasına geldiğinde diğer İslam âlimlerinin tersine bir görüş

bildirir;

“İlk dayak cezasının acı verecek şekilde olması, çocukta bundan

sonrakilerin daha şiddetli olacağı hissini uyandıracaktır. Bunun aksine ilk

55 Milli Eğitim Dergisi, OSMANLI DÖNEMİ İLKOKULLARINDA (SIBYANMEKTEPLERİNDE) DİSİPLİN ANLAYIŞI VE UYGULAMALAR, Hüseyin Şimşek, sayı: 162, bahar 2004

Page 53: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 52

vuruş hafif olursa, çocuk bundan sonrakilerin hafif olacağı zannına

kapılarak artık dövülmekten korkmayacaktır.” 56

Gazali (505/1111)

Çocuğun güzel ahlak ile ilgili güzel bir hareketi görüldüğü zaman ve (hatalı

davranışta bulunduğu zaman) ;

• Takdir edilmeli, çocuğu sevindirecek şekilde mükâfatlandırılmalıdır.

• Aynı zamanda insanlar arasında övmelidir.

• Şayet bazen kendisinden bir defalık kötü hal sadır olursa onu

görmemezlikten gelmeli, gizli kusurlarını araştırmamalıdır. Aynı zamanda

bu hatalı hareketi başkalarının yapabileceği çocuğa hissettirilmemeli;

bilhassa çocuk yaptığı kusuru gizlemek ister ve bu hususta azami gayret sarf

ederse bunu tamamen görmemezlikten gelmelidir. … Aksi durumda çocuk bu

hususta cesaretlenir ve bu kusurları tekrar yapmaya kalkışır. Duyulmasına

aldırış etmez hale gelir.

• Şayet bu hatalı halini tekrar ederse gizlice tekdir etmeli, bunun zararları

kendisine anlatılmalıdır.

Gazali, burada gözetimin eğitimde önemini ve metodunu belirtir. Ayrıca yaptığı

her hatalı hareketi cezalandırmanın yanlışlığını ortaya koyar.

Sık sık tazirden kaçınılmalıdır. Çünkü bu hal çocuğu bu sözleri dinlememeye

ve kötülükleri yapmaya iter. Kınamaları dinlemez ve onları hafife alır. Baba

çocuğa karşı ağır davranmalı ve çocuğu çok seyrek zamanlarda kınamalıdır.

Annesi ise çocuğu babası ile korkutmalı bu suretle kötülüklerden alıkoymaya

çalışmalıdır. Yemek, yatak ve giyecekte lükse kaçmamalıdır. Gizli olarak yapmak

istediği her hareketten menetmelidir. Çünkü çocuk, gizli olarak yaptığı şeylerin

bir kusur olduğunu bilir. Gizli yapa yapa onunla ünsiyet peyda eder ve onu

aşikâre de yapmaya başlar.

“Daha önceki yaşlarda çocuk güzel terbiye edilmez, kötü söz ve işlere

alışır, gününü oyun ve eğlence ile geçirir, istediğini yer, içer, istediğini

56 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 90

Page 54: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 53

giyerse… Duvarın kuru toprağı kabul etmemesi gibi bu çocuk da

hakikatleri kabul etmez.” 57

Gazali, genel olarak, çocuğun disiplininde sık uyarı ve ikazdan yana değildir.

Çocuğun gözetim altında tutulması, ona iyi örnek olunması, oyun oynamasına

fırsat verilmesi, hataları daha çok ima ve şefkat yoluyla yasaklar koyarak,

düzeltmeye çalışmak gerektiğini söyler;

“Muallimin talebesinin kötü ahlakını apaçık bir şekilde değil mümkün

olduğu kadar tariz ve ima yolu ile bildirmesi ve bu ahlaktan menetmesi

gerekir. Azarlama şeklinde değil. Merhamet ve şefkat hisleriyle onu kötü

huylarından vazgeçirmeye çalışacaktır. Çünkü bir hocanın talebesini açık

bir şekilde azarlaması, talebenin hocaya karşı duyduğu hürmet hissini

iptal eder.

Gazali, karakter terbiyesinde dolaylı yolu tercih ederek bilhassa gençler

üzerinde daha etkili olan bu metodu seçer ve böylece öğrencilerin tariz

yoluyla söylenen sözler içindeki manayı çözme ile zihni güçlerini

geliştireceğini ifade eder.” 58

Gazali, gençlik çağına ulaşmamış çocuklarda ise, eğer anlayış sevgi, hoşgörü,

açıklama gibi yollar fayda vermezse en son çare olarak dayağı önerir:

“Öğretmen, dayak cezalarına ancak son çare olarak başvurabilir. Bunu da

sık sık kullanmamalıdır. Kullandığı takdirde de katı kalplilikle öç alan

kimse pozisyonunda değil, merhametli ve terbiye edici nitelikte olmalıdır.”

(Gazali, Risaletü’l-Edeb fi’d-Din s.43) 59

İbnu’l-Hacc el-Abderi (737/1336)60

Disiplin ile ilgili genel olarak Gazali ve İbn Miskevyh’ten etkilenmiştir. Şunları

söyler;

• Çocuğun iyi davranışları herkesin önünde mükâfatlandırılmalıdır.

57 Mahmut Çamdibi, Şahsiyet Terbiyesi ve Gazali, İfav, İst. 1994, sf. 237,238,239 58 Mahmut Çamdibi, Şahsiyet Terbiyesi ve Gazali, İfav, İst. 1994, sf. 242,243 59 Dr. Ahmed Çelebi, İslamda Eğitim Öğretim tarihi, damla yay. İst. 1983, sf. 276 60 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 92

Page 55: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 54

• Yaramazlıklarına göz yumulmalı, hemen azarlama yoluna gitmemelidir.

• Suçu tekrar işlerse, gizlice cezalandırılmalı, fakat hatası yüzüne sık sık

vurulmamalıdır.

• Baba arada sırada azarlamalıdır. Çocuğun gözünde heybetini korumalıdır.

• Ceza, çocuğa göre değişir; birine sadece kaş çatma, diğerine azar, bir

üçüncüsüne ise dayak gerekir. Ancak on yaşın altındaki bir çocuk

dövülmemelidir.

İbn Kayyım el-Cevziyye61 (751/1351)

İslam Hukukçusu’dur. Görüş olarak dayağı kabul etmiş ancak sınır getirmiştir.

Eğitim amacıyla uygulanacak cezalarda en fazla on vuruş olabileceğini tercih

etmiştir.

D. ÇOCUK EĞİTİMİNDE DAYAĞA KARŞI OLAN VE MANEVİ

CEZALARI BENİMSEYEN İSLAM ÂLİMLERİ

İbn Cemaa (733/1333)62

Muhaddis, fakih, müfessir, eğitim alanında eseri vardır. İbn Cemaa’ya göre

öğretmen öğrencileri tavır, hareket ve ahlaki davranış yönüyle, kontrol

etmelidir. Bu arada öğretmen, kötülüklere dalan, öğrenimle alakayı kesen,

olumsuz davranışlar sergileyen öğrencileri aşamalı olarak bundan vazgeçirmeye

çalışmalıdır. Bunun için:

a. Olumsuz davranışta bulunan öğrenci sınıfta olduğu bir anda öğretmen

umumi olarak konuşur ve bu kabil davranışı ima ile kınar, böyle

davrananların bu hareketten uzaklaşmasını ister. Başka bir ifadeyle yanlışı

söyler, doğru olanı gösterir. Yapılanın farkında olduğunu ima eder.

61 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 93 62 Mehmet Faruk Bayraktar, İbn Cemaa’nın Eğitim Anlayışı, İslam’da Aile ve Çocuk Terbiyesi Sempozyumu, ısav vakfı, ilmi neşriyat, sf. 146

Page 56: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 55

b. Öğrenci, olumsuz davranıştan vazgeçmezse, bu defa yanına çağırıp gizlice,

yapılan davranışın yanlış olduğunu bizzat kendisine söyler.

c. Bu yolla da vazgeçmezse, öğrenciyi açıkça ve arkadaşlarının yanında

sertçe ikaz eder.

d. Öğretmen, özellikle davranışı bozuk öğrencinin bazı arkadaşlarını

etkilemesinden ve onlara kötü örnek olmasından endişe ettiği zaman

öğrenciyi dersten uzaklaştırabileceği gibi onunla ilgisini de kesebilir.

Görüldüğü gibi İbn Cemaa, öğrenci davranışlarının ıslahında ve gerektiğinde

öğrencinin cezalandırılmasında aşamalı bir metot teklif ediyor. Öğrenciden yüz

çevirmek, onun teklif ettiği eğitimde verilebilecek en ağır cezadır.

İbn Cemaa’nın eğitimde dayak gibi bedeni cezadan ziyade manevi cezalara

yöneldiğini görmekteyiz.

Maverdi (364/974)63

Öğrencilere sert davranmamalı, gençleri hakir görmemeli, onlara değer

vermelidir. Öğrenciliğe yeni başlayanları da küçük görmeyip kızmamalı,

ümitsizliğe düşürmemelidir . Onlara ilmi sevdirmeli, şefkat göstermeli, ilim

öğrenmeye teşvik etmelidir.

İbn Haldun (808/1405)64

Eğitim ve öğretimde öğrencilere ve özellikle küçük çocuklara sert davranmak ve

onları cezalandırmak son derece zararlıdır. Çünkü baskı altında yapılan eğitim,

öğrencinin heves ve neşesini yok ettiği gibi onu tembelliğe de sevk eder.

Kendisini baskı altında hissettiği için içindekileri açıklamaktan çekinerek riyaya

ve ikiyüzlülüğe sürüklenir. Zamanla bu haller, onun için adet ve karakter

63 Mehmet Emin Ay, İslam Eğitimcilerine Göre Disiplin, İslam’da Aile ve Çocuk Terbiyesi Sempozyumu, ısav vakfı, ilmi neşriyat, sf. 241 64 Mehmet Emin Ay, İslam Eğitimcilerine Göre Disiplin, İslam’da Aile ve Çocuk Terbiyesi Sempozyumu, ısav vakfı, ilmi neşriyat, sf. 241

Page 57: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 56

hüviyetine bürünür. Böylece ondaki insani meziyetler bozulur ve sonuçta, güzel

huy, üstün meziyet kazanma melekesi kaybolur. Zira zulüm ve şiddet korkusu

ile dürüstlük kazanmaya alıştırılan kişi, günün birinde baskıdan kurtulunca

fazilet atmosferinden uzaklaşarak, çoğu kez rezalet yolunu tutar.

İbn Haldun, dayağa ve baskı ile eğitime şiddetle karşı çıkmıştır. Dayağın,

karakteri bozduğunu, öğrenmeyi zorlaştırdığını dile getirir.

Alaaddin Çelebi (856/1453) 65

Öğrencilerin öncelikle fıtratlarının tanınması gerektiğini belirtmiştir. Öğrenci

eğer uyanık, zeki ve anlayışlı ise dersini yavaş yavaş artırmalıdır. Verilen bir

konu veya ders iyice öğrenilmeden diğer konuya geçilmemelidir. Bir harfi veya

kelimeyi bilmediği için öğrenci dövülmemeli, kolaylık sağlanarak öğrenmesine

imkân tanınmalıdır.

Taşköprüzade (960/1552)66

Eğitim-öğretimde öğretmenin sözünün, işine ve hareketlerine uygun olması

gerektiğini ilk şart olarak zikrettikten sonra, öğrencinin aleyhine olan

hususlarda yasaklar konulması gerektiğinde, bunların sertçe ve açıktan

yapılmayıp ima ile ve söylemekle yetinilmesinin daha doğru olacağını ifade

etmektedir. Ona göre ima etmenin tesiri daha büyük olacaktır. Çünkü sertçe

konulan yasaklar insanı daha çok teşvik eder. Taşköprüzade bu düşüncesini

aşağıdaki ifadesiyle daha da pekiştirmektedir: “Kişi yasaklanan şeye karşı

hırslıdır.”

65 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 95 66 Mehmet Emin Ay, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994,sf. 95

Page 58: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 57

Erzurumlu İbrahim Hakkı (1194/1780)67

Anne ve baba, çocuklarını sevgi ve şefkatle öpüp kucaklamalı, onlara

merhametle muamele etmelidir. Gerektiğinde onlarla oynayıp şakalaşmalı,

onlara daima yumuşak söz söylemeli, olur olmaz şeye kızıp

bağırmamalıdır. Çocuklar için asla beddua etmemeli, daima hayır dua

etmelidir. İbrahim Hakkı, anne ve babanın çocuklarına yaptığı bedduanın çoğu

zaman kabul olduğunu, bu yüzden onların fesadına ve fakirliğine sebep

olduğunu söyler. Ayrıca anne ve baba, yanındaki çocuklarına kendi

yediklerinden yedirmeli giydiklerinden giydirmelidir. Giydirip süslemede iyilik

yapmada ve hediye vermede, çocuklarına mutlaka eşit davranmalı, onlar

arasında asla ayırım yapmamalıdır. Oğlan olsun kız olsun çocuk altı yaşına

vardığı zaman, Kur’an okumasını dinin emir ve yasaklarını, İslam adabını

öğretmelidir. Çocuğun yerine getiremeyeceği bir vazifeyi ona yüklememelidir.

Çünkü bu, çocuğun hayırsız ve asi olmasına sebep olur. Anne ve baba, çocuğuna

güzel isim vermeli, ona yazı yazmayı, atıcılığı ve yüzmeyi öğretmeli, ayrıca iyi

bir sanat sahibi yapmalıdır. …

Erzurumlu İbrahim Hakkı, anne ve babanın çocuklarına karşı tutum ve

davranışlarında son derece hassasiyet göstermeleri, şahsiyetli birer insan olarak

topluma kazandırılması için onlara sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşmaları

gerektiği inancındadır. O, çocuğun ruhi gelişimi açısından, tümüyle sevgi ve

şefkatin hâkim olduğu bir aile içinde yetişmesinin önemini özellikle

vurgulamaktadır. Onun çocuk terbiyesi konusunda açık bir ifadesine

rastlamadıysak da azarlama, cezalandırma ve bilhassa dayağa yer vermediğini

söyleyebiliriz.

67 Osman Türer, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Çocuk Terbiyesine Dair Düşünceleri, İSLAMDA AİLE VE ÇOCUK TERBİYESİ, 2, Isav, Ensar, İst. 1996, sf.312

Page 59: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 58

E. İSLAM ÂLİMLERİNİN ÇOCUK DİSİPLİNİNDE ÖDÜL-CEZA

KULLANIMINDA ÖNERDİKLERİ PRENSİPLER

Ödül Kullanımı

1. Ödül aracı olan övgü, iyi huy ve davranışlardan dolayı olmalıdır. (İbn

Miskeveyh)

2. Genel yaklaşım; çocuklara sevgi, nasihat ve hoşgörü ile yaklaşım

olmalıdır. (İbn Miskeveyh)

3. Çocuğun güzel ahlak ile ilgili güzel bir hareketi görüldüğü zaman takdir

edilmeli, çocuğu sevindirecek şekilde mükâfatlandırılmalıdır. Aynı

zamanda insanlar arasında övmelidir. (Gazali)

4. Öğrencilere sert davranmamalı, gençleri hakir görmemeli, onlara değer

vermelidir. Öğrenciliğe yeni başlayanları da küçük görmeyip kızmamalı,

ümitsizliğe düşürmemelidir. Onlara ilmi sevdirmeli, şefkat göstermeli, ilim

öğrenmeye teşvik etmelidir. (Maverdi)

5. Çocuğun iyi davranışları herkesin önünde mükâfatlandırılmalıdır. (İbnul

Hacc el-Abderi)

6. Hoşgörüye ve sevgiye dayalı eğitim yapılmalı. “Eğitim ve öğretimde

öğrencilere ve özellikle küçük çocuklara sert davranmak ve onları

cezalandırmak son derece zararlıdır. Çünkü baskı altında yapılan eğitim,

öğrencinin heves ve neşesini yok ettiği gibi onu tembelliğe de sevk eder.

Kendisini baskı altında hissettiği için içindekileri açıklamaktan çekinerek

riyaya ve ikiyüzlülüğe sürüklenir.” (İbn Haldun)

7. Yaramazlıklarına göz yumulmalı, hemen azarlama yoluna gitmemelidir.

(İbnul Hacc el-Abderi)

8. Anne ve baba, çocuklarını sevgi ve şefkatle öpüp kucaklamalı, onlara

merhametle muamele etmelidir. Gerektiğinde onlarla oynayıp şakalaşmalı,

Page 60: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 59

onlara daima yumuşak söz söylemeli, olur olmaz şeye kızıp

bağırmamalıdır. Çocuklar için asla beddua etmemeli, daima hayır dua

etmelidir. (Erzurumlu İbrahim Hakkı)

9. Öğrencilerin öncelikle fıtratlarının tanınması gerekir. Öğrenci eğer

uyanık, zeki ve anlayışlı ise dersini yavaş yavaş artırmalıdır. Öğrencinin

derste bilemediği bir harf için dayak yememelidir. (Alaaddin Çelebi)

10. Affedicilik öncelikli olmalıdır. “Şayet bazen kendisinden bir defalık kötü

hal sadır olursa onu görmemezlikten gelmeli, gizli kusurlarını

araştırmamalıdır. Aynı zamanda bu hatalı hareketi başkalarının

yapabileceği çocuğa hissettirilmemeli; bilhassa çocuk yaptığı kusuru

gizlemek ister ve bu hususta azami gayret sarf ederse bunu tamamen

görmemezlikten gelmelidir.” (Gazali)

11. Medreselerde üstün başarı gösteren öğrencinin manevi ödül şekli

şöyle olurdu: “Çocuk bir ata veya deveye bindirilir, etrafını kardeşleri ve

arkadaşları kuşatır ve bu kafile şehrin en büyük caddelerinde dolaştırılırdı.

Halk bu zeki çocuğu selamlamak ve tebrik etmek maksadıyla başlarını

pencerelerden ve şerefelerden dışarı sarkıtırlar ve çoğu zaman da çocuğun

ve kafilenin üzerine fındık, ceviz ve benzeri şeyler atarlardı. Ebu’l Ferec el-

Isfahani’nin nakline göre68; Ali b. Cebele (ö: 213/828) büyüyünce mektebe

kaydedildi. Bir kısım talebeler gibi o da üstün başarı gösterdi. Bir ata

bindirilerek, üzerine badem saçıldı. 69

12. Medrese ve mekteplerde maddi mükâfat ve bahşişler oldukça

yaygındı.

“Nitekim el-Melik’ül-Eşref’in Dımeşk’te (Şam) kurmuş olduğu medresenin

vakıfnamesinde şu kayıtlar yer almaktadır;

Medresede okuyan her talebeye sekiz dirhem verilir. Bu miktar çok çalışan

arttırılır, az çalışandan da eksiltilir. Dinleyicilerin her birisine üç veya dört

68 El-Agani, XVIII/101, Dr. Ahmed Çelebi, İslamda Eğitim Öğretim tarihi, damla yay. İst. 1983, sf. 278 69 Londra Ünv. Prof. Dr. Sargaint Hadramutta bu adetin halen devam ettiğini söylemiştir. Dr. Ahmed Çelebi, İslamda Eğitim Öğretim tarihi, damla yay. İst. 1983, sf. 278

Page 61: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 60

dirhem verilir. Üstünlük gösterenlere ise daha da arttırılır. Aralarında

fevkalade başarı sağlayanların hakkını sekiz dirheme kadar yükseltmek

caizdir. İçlerinden birisi bir hadis kitabını ezberlerse, hocanın ona ayrıca bir

bahşiş vermesi gerekir.” 70

Ceza Ve Dayak

1. İşlenen suçun çeşidi önemlidir. Suça göre ceza verilmelidir. (İbn Sahnun)

2. Ceza hiçbir zaman yiyecek ve içecekten mahrumiyet cezası şeklinde

olmamalıdır. (İbn Sahnun)

3. Dayağa ve bedeni cezalara, en son olmak ve sık sık olmaması kaydıyla

müracaat edilmelidir. (İbn Sahnun, Gazali, İbn Miskeveyh)

4. Suç hâsıl olursa suçun çeşidi göz önüne alınarak verilen cezalarda dereceli

gitmek gerekir. Cezalandırmada, önce yumuşak söz, uyarı, yalnız

bırakmak, tekrarlarsa tehdit, en son dövme tercih edilmelidir. (Kabisi, İbn

Miskeveyh, İbn Sina)

5. Döverken başa ve yüze vurmamak gerekir. En zararsız yer ayak tabanıdır.

(Kabisi)

6. İlk dayak çok şiddetli atılmalıdır ki çocuk bir daha suça meyletmesin. (İbn

Sina)

7. On yaşını geçen ve henüz gençlik çağına da ulaşmayan çocuklara dayak

cezalarının tatbiki mubahtır. On yaşını doldurmamış çocuklarla, yaşları

ilerlemiş talebeleri ise dövmek caiz değildir. 10 yaşın altındaki çocuklar

dövülmemelidir. (Kabisi, el-Ehavani, el-Abderi)

8. Çocukların terbiyesi ve suç işledikleri zaman onlara ceza tatbiki konusunda

prensipler;

• Çocuğun işlediği ilk suçu affedilir.

70 Dr. Ahmed Çelebi, İslamda Eğitim Öğretim tarihi, damla yay. İst. 1983, sf. 278

Page 62: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 61

• İkincisinde, şu şu işleri yapmak çok kötüdür gibi sözler söylemek

suretiyle dövmeden azarlanır.

• Üçüncüsünde, kulağı çekilir.

• Aynı suçu tekrar işlerse hafif yollu dövülür. (İbn Miskeveyh)

9. Sık sık tazirden kaçınılmalıdır. Çünkü bu hal çocuğu bu sözleri

dinlememeye ve kötülükleri yapmaya iter. Kınamaları dinlemez ve onları

hafife alır. (Gazali)

10. Annesi ise çocuğu babası ile korkutmalı bu suretle kötülüklerden

alıkoymaya çalışmalıdır. (Gazali)

11. Suçu tekrar işlerse, gizlice cezalandırılmalı, fakat hatası yüzüne sık sık

vurulmamalıdır. (İbnul Hacc el-Abderi)

12. Baba arada sırada azarlamalıdır. Çocuğun gözünde heybetini korumalıdır.

(İbnul Hacc el-Abderi)

13. Ceza, çocuğa göre değişir; birine sadece kaş çatma, diğerine azar, bir

üçüncüsüne ise dayak gerekir. (İbnul Hacc el-Abderi)

14. Eğitim amaçlı atılan dayakta on vuruştan fazlasına gidilmemelidir. (İbn

Kayyım el-Cevziyye)

15. Olumsuz davranışta bulunan öğrenci sınıfta olduğu bir anda öğretmen

umumi olarak konuşur ve bu kabil davranışı ima ile kınar, böyle

davrananların bu hareketten uzaklaşmasını ister. Başka bir ifadeyle yanlışı

söyler, doğru olanı gösterir. Yapılanın farkında olduğunu ima eder.

Öğrenci, olumsuz davranıştan vazgeçmezse, bu defa yanına çağırıp gizlice,

yapılan davranışın yanlış olduğunu bizzat kendisine söyler.

Bu yolla da vazgeçmezse, öğrenciyi açıkça ve arkadaşlarının yanında

sertçe ikaz eder.

Öğretmen, özellikle davranışı bozuk öğrencinin bazı arkadaşlarını

etkilemesinden ve onlara kötü örnek olmasından endişe ettiği zaman

Page 63: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 62

öğrenciyi dersten uzaklaştırabileceği gibi onunla ilgisini de kesebilir. Bu

ona en ağır cezadır. (İbn Cemaa)

16. Cezada, ima etmenin tesiri daha büyük olacaktır. Çünkü sertçe konulan

yasaklar insanı daha çok teşvik eder. Kişi yasaklanan şeye karşı daha çok

hırslıdır. (Taşköprüzade)

Page 64: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 63

IV. BÖLÜM

ÖDÜL VE CEZANIN ÇOCUK EĞİTİMİNDEKİ YERİ

Buraya kadar ki bölümlerde görüldüğü kadarıyla ödül ve ceza, batılı ve doğulu

toplumların eğitim sistemlerinde farklı yoğunluklarda ve şekillerde

uygulanmıştır. Çocuğun disiplininde önemli bir araç olarak rolünü oynamıştır ve

hala birçok anne baba, eğitmen bu aracı bilinçsizce kullanmaktadır. Teorik

olarak karşı çıkan yaklaşımlar ise (insancıl) iş uygulamaya gelince yine bu

araçlara müracaat etmektedir.

A. ÇOCUK DİSİPLİNİNDE ÖDÜL VE CEZA OLMALI MIDIR?

İnsanoğlu doğumundan ölümüne kadar ait olduğu toplumun bir üyesi olarak

hem kendisine hem de çevresine karşı sorumludur. Bu sorumluluklar insana

belli sınırlar çizer. Hem toplumsal alanda hem de bireysel alanda hayatın

düzenli ve sağlıklı yürüyebilmesi için, aynı zamanda sorumlulukların yerine

getirilebilmesi için insanın belli normlara uyması şarttır.

Çocuklar ise dünyaya geldikten sonra yaşadıkları çevrenin kurallarını anlamak

isterler. Çevrelerindeki insanların verdiği tepkilere göre durduğu yeri, nereye

kadar gidebileceğini, anlamaya çalışırlar. Yazılı ve yazısız bir çok kural okulda,

evde, iş hayatında, kurumlarda, düğünlerde, törenlerde, mahallede vs….

karşısına çıkar. Çocuklar yapacaklarını yaptıktan sonra gözlemlemeye başlarlar.

Araştırma, keşif ve özgür hareketlerin sonunda kendi güç ve kontrollerinin

farkına varırlar. Bu esnada kurallar, çocukların sınırlarını görebilmesi, kendi

beceri ve yeteneklerini keşfedebilmesi açısından önemlidir. Sınırlarını

göremeyen çocuklar toplum tarafından kabul görmezler. Kabul görmeyen,

onaylanmayan çocuklar ise problemli bir kişilik geliştirirler.

Disiplinde ana hedef, çocuğu çevresiyle ve kendisiyle uyumlu hale

getirebilmektir. Disiplinden kasıt çocuğu salt kurallara boğmak, yasalarla

şekillendirmek değildir. Bu uyumda kimi zaman kurallar değiştirilebilir,

Page 65: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 64

esnetilebilir, eksiltilebilir ya da artırılabilir. Uyumun gerçekleşmesi için değişik

disiplin yöntemleri uygulanabilir.

Gerek Türk Eğitim Tarihine, gerek İslam Tarihine gerekse doğulu ve batılı

disiplinlere baktığımızda çocuk eğitiminde ödül ve cezanın, farklı şekillerde,

yoğunlukta, aralıklarda ve kişiliklere göre kullanılageldiğini görmekteyiz.

Çağımız eğitim ve öğretiminde ise okullarda“öğrenci merkezli” yaklaşımlar

sergilenmektedir. İnsancıl (hümanist) öğrenci merkezli yaklaşımlar, disiplin

yönteminde “ödül ve ceza” yerine “Etkin dinleme, ben mesajı, kazanan yok

metodu ve münazara” yöntemlerini kullanırlar.

Ödül ve ceza kullanımına şiddetle karşı çıkan bu yaklaşım; öğrencinin sorunlu

davranışlarında öğretmenin sakin bir şekilde öğrenciyi dinlemesini önerir.

Sakin dinlemeden sonra öğretmen, soru cevapla doğru olan yaklaşımı

bulmasına çalışarak çocukta empatik düşünceyi geliştirmeye çalışır.

Ancak bu yaklaşım; cezayı ve müdahaleyi kullanmamasına karşın, sürekli

çocuğun bireysel anlamda ilgi ihtiyacının doyurulması ile onu özel bir

muameleye tabi tutmaktadır. Aynı zamanda bu yaklaşım; şımarık, başkalarına

zarar verici bir durumda bile çocuğun anlayışla dinlenmesi sonucunda,

çocuğun egosuna dönük bir nevi ödül niteliği taşıyan bir tutum olarak

karşımıza çıkar.

Sürekli pozitif duygular yaşayan çocuk, ilerleyen yaşlarda negatif duygulara,

olaylara karşı tahammül gösterememektedir.

Çocuğa sağlanan sınırsız özgürlük, deneyimsel öğrenmesine çalışmak, kendi

kendisine doğruyu bulması için müdahalede bulunmamak prensiplerine

dayanan bu yaklaşımın sonucu ortadadır. Bencil, kendi dünyasına odaklı

kişiliklerin yol açtığı sorunlar çığ gibi büyümektedir.

Çocuk eğitiminde kulağa çok hoş gelen “çocuğun serbest bir şekilde müdahalede

bulunmadan kendini bulması” eğitimde gerçekliğe de pek tekabül etmez. Çocuk

sosyalleştikçe özneleşir. Çocuğun kendini tanımasında çevrenin geri

bildirimlerinin önemi büyüktür.

Page 66: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 65

İnsancıl yaklaşımlarda çocuğun ortamda bir eğitmen tarafından sürekli

gözlem altında tutulması ise örtük müdahaledir. Cezayı savunmamasına

rağmen insancıl yaklaşımlar da çocuk sürekli gözlem altında tutularak adeta

cezalandırılır.

Geri bildirimsiz, müdahalesiz yetişen ve kendi sınırlarını çizemeyen bu çocuklar

yetişkin olduklarında çevreleriyle uyumu yakalayamamaktadır. Uyumsuzluğun

getirdiği buhran ise en büyük cezadır.

Kendisiyle çelişen uygulamaları oldukça fazla olan bu disiplin pratikte gerçekçi

değildir.

Bu yaklaşımın bir eseri olarak, bugün gerek batıda, gerekse ülkemizde okullarda

ciddi derecede disiplin sorunları yaşanmaktadır ve batılı eğitimde daha otoriter

yöntemlere dönüş söz konusudur.

Her ne kadar okullarda insancıl yaklaşımlar (hümanist) sergilenmeye çalışılsa

da Türk toplumu, geleneğinden bugüne disiplinde ödül ve cezayı fazlasıyla

kullanmıştır. Hala da toplumumuzda yaygındır.

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı - Aile ve Toplum Hizmetleri Genel

Müdürlüğü, Aile ve Toplum Hizmetlerinin Türk Aile yapısıyla ilgili 2011

istatistikleri 71 bu konuda önemli veriler sunar:

Çocuğa Verilen Cezalar

Araştırmada annelere son bir yıl içinde çocuğunuza hangi cezaları verdiniz

sorusu yöneltilmiştir. Annelerin yüzde 7,4’ü çocuklarını sık sık azarladığını

ifade etmektedir. Bu oranı yüzde 4,2 ile interneti yasakladım, yüzde 3,4 ile TV

izlemesine izin vermedim cevabı takip etmektedir. Annelerin hiç vermediği

cezaların başında ise yüzde 90,4 ile odaya kapatma gelmektedir. Bu oranı yüzde

83,1 ile harçlığını kesme, yüzde 81,1 ile arkadaşları ile görüştürmeme takip

etmektedir. Annelerin bazen verdiği cezaların başında ise yüzde 50,7 ile

71 http://www.ailetoplum.gov.tr/upload/athgm.gov.tr/mce/2013/taya_kitap_butun.pdf

Page 67: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 66

azarlamak gelmektedir. Bu oranı yüzde 33,2 ile TV izlemesine izin vermeme,

yüzde 28,7 ile tokat atma izlemektedir.

Annelere yöneltilen son bir yıl içerisinde çocuğunuza hangi cezaları verdiniz

sorusu babalara sorulduğunda, annelerde olduğu gibi babalarda da en az

başvurulan cezalandırma yönteminin odaya kapatma olduğu görülmektedir.

Çocuğunu odaya kapatarak cezalandırma yöntemini hiç tercih etmeyen

babaların oranı yüzde 93,7’dir. Bu oranı yüzde 86,8 ile dövme, yüzde 86,6 ile

arkadaşları ile görüştürmeme takip etmektedir. Babaların bazen başvurduğu

cezaların başında yüzde 44,7 ile azarlama gelmektedir. Bu oranı yüzde 28,8 ile

TV izlemesine izin vermeme, yüzde 25 ile oyun oynamasına izin vermeme

takip etmektedir.

Araştırmaya göre babaların sıklıkla başvurduğu cezaların başında, annelerde

olduğu gibi azarlama gelmektedir. Bu oran yüzde 5,4 düzeyindedir. Bu oranı

yüzde 3,5 ile interneti yasaklama gelmektedir.

Çocuğa Ceza Verilmesinin Sebepleri

Araştırmada 6-17 yaş arasında çocuğu olan bireylere çocuklarına en çok hangi

nedenle ceza verdikleri sorulmuş ve katılımcılar en fazla üç seçenek

işaretleyebilmişlerdir. Bu soruda katılımcıların yüzde 39,6’sı hiç ceza

vermediğini belirtmiştir. Katılımcıların yüzde 38,6’sı ise çocuklarına eğitimi

ihmal etmesi sebebi ile ceza verdiğini belirtmiştir. Bu oranı yüzde 14,8 ile

yalan söyleme, yüzde 12,2 ile büyüklerine saygısızlık yapma, yüzde 10,8 ile

kendi bakımını yapma, odasını toplama vb. görevlerini yerine getirmeme

sebepleri ile ceza verme izlemiştir.

Yemek yememe, TV fazla izleme, küfür etme, evde hayvan besleme, şımarıklık,

eve geç gelme vb. sebeplerden dolayı çocuğuna ceza verenlerin oranı yüzde

0 düzeyindedir.

Araştırma sonucuna göre Türk toplumu cezayı kullanmaktadır ancak bu oldukça

bilinçsiz bir kullanımdır. Nerede, ne zaman, hangi dozajda, ne biçimde verileceği

Page 68: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 67

konularında bir kafa karışıklığı mevcuttur. Bu kafa karışıklığının en büyük

nedeni ise batılı eğitim sistemlerinin bozucu ve bölücü etkileridir.

Kısacası, çocuk eğitiminde ödül ve ceza uygulamaları disiplinin bir parçasıdır.

Uygulama aşamasında hiçbir disiplin tamamıyla ödül ve cezadan arınamaz.

Önemli olan bu araçların bilinçli kullanımıdır.

B. ÖDÜL VE CEZA PRAMİTLERİ

Manevi Ödül

hepsi

birlikte oyun/aktivite

teşvik/öne çıkarmak

övgü

alkış

öpmek

sarılmak

tebessüm

Page 69: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 68

Maddi Ödül

hepsi

para

tatil

ev eşyası (bisiklet, cep, bilg.)

giyim eşyası

kitap ve kırtasiye ürünleri

oyuncak

çikolata/şeker

• sanatsal aktiviteler

• hobiler

• oyunlar

• mutluluk ve zevk oluşturan işler

İç Kaynaklı

Ödül

• maddi ve manevi ödüllerin hepsi

Dış Kaynaklı

Ödül

Page 70: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 69

Psikolojik Cezalar / Manevi Cezalar

hepsi

sosyal dışlama

küsmek

şantaj

tehdit

rencide etmek

bağırmak

azarlamak

kınama

uyarı

ima etmek

kaş çatma

Page 71: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 70

Maddi / Fiziksel Cezalar

C. ÖDÜL VE CEZANIN FAYDA VE ZARARLARI

Ödül, kimi zaman bir hediye olarak, kimi zaman kişide uyandırılan sevinç duygusu

olarak kimi zaman da davranış tekrarını sağlayan pekiştireçler, özendiriciler

olarak insanın karşısına çıkar. Ödül kullanımında amaç; insanda hoşa giden iyi

davranışların tekrarını sağlama ve başarıların devamlılığını sağlamadır. Ödülü

maddi ve manevi olarak iki alanda sınıflandıran da vardır, iç kaynaklı ve dış

kaynaklı olarak iki alanda değerlendiren de vardır. Maddi ödüller, yiyecek, para,

hediye vs…iken manevi ödüller, tebessüm ile başlar, öpme, sarılma, övgü, takdir,

öne çıkarma, alkış vs.dir. İç kaynaklı ödül, kişiye haz ve zevk veren uğraş, iş

olurken dış kaynaklı ödül ise dışarıdan verilen ödüldür. Bu bir imtiyaz, özel ilgi,

hediye, övgü, para vs… olabilir.

Ceza; üzüntü, sıkıntı, acı veren uygulama ya da suçu önlemek için verilen maddi

manevi tedbir, ya da suça karşılık verilen yaptırım, üzüntüyle sonuçlanan hal,

uyarı gibi birçok anlamı bünyesinde ihtiva eder. Ceza Arapça bir kelimedir ve

mükâfat anlamını da içerir.

hepsi

dayak

odaya kitlemek

aç ve susuz bırakmak

Sıkmak/saç çekmek

Kulak Çekmek

Page 72: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 71

Ceza da amaç, hatalı davranışları ortadan kaldırmak ya da bu yanlışlara

yönelimi durdurmak, caydırmak suretiyle kötü alışkanlıkların oluşmasını

engellemektir. Maddi ve manevi olmak üzere iki türde ceza vardır. Manevi ceza;

sevgi ve ilgiyi azaltmak, tenkit, uyarı, kınama, azarlama, hakaret.. Maddi ceza ise,

dayak, temel ihtiyaçları kısmak, istekleri göz ardı etmek gibi kısımları içerir.

Gerek ödülün gerekse cezanın içerisinde insana hem fayda hem de zarar veren

bir takım unsurlar vardır.

Ödülün Faydaları:

• Ödül aracılığıyla çocuk, doğru davranışa güdülenir. Çocukta istekliliği artırıcı

bir etkisi vardır.

• Çocukta onaylanmanın getirdiği bir mutluluk, pozitif duygu oluşturur.

• Kendi becerileri, kendi kişiliği hakkında olumlu düşünce geliştirir. Kendisine

ve çevresine daha güvenli yaklaşır.

• Çocuğun sosyalleşmesine yardım eder.

• Çocuk ödül aracılığıyla kendisine ödülü veren kişiye karşı olumlu duygular

besler ve ona bağlanmasına neden olur.

Ödülün Zararları

• Ödül amaç haline dönüşürse, çocuğun doğru davranışları ödül için

sergilemesine neden olur.

• Ödül amaç haline getirilirse, çocukta kaygı bozuklukları oluşturabilir. Ya ödül

alamazsam düşüncesi! Onda sürekli endişe hali oluşturur.

• Sürekli ve benzer şekillerde verilen ödül, çocuğun motivasyonunu düşürür.

• Sürekli ve aşırı dozda verilen ödül, çocuğu haz merkezli ve pragmatist yapar.

• Çocuk aşırı ödüllendirilmede, kendisini fazlasıyla değerli görmeye, narsist

eğilimler sergilemeye başlar.

Page 73: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 72

• Sürekli ve aşırı dozda verilen ödül, çocukta doyumsuzluğa ve tatminsizliğe yol

açar. Çocukta memnuniyetsizlik hali baş gösterir.

• Aşırı ödül çocuğun sosyal uyumunu olumsuz etkiler. Çevresinden de aynı

derecede ödül beklentisi içine girer. İlişkilerinde sık sık hayal kırıklığı yaşar.

• Sürekli ve aşırı verilen ödülde, çocuk hayata karşı olumsuz bir algı oluşturur.

Yüksek düzeyde pozitif duygu yaşadığı için ödülsüz bir hayat onda negatif

duygu yaşamasına neden olur. Bu duygulara alışkın değildir. Bu durum,

çocuğu zorluk ve sıkıntılara karşı dayanıksız yapar.

Cezanın Faydaları

• Doğru, yerinde, dozajında verilen bir ceza ile çocuk yanlış davranışı

sergilemekten vazgeçebilir.

• Yerinde ve etkili bir ceza, zarar verici davranışların sonunda oluşan kaybı

telafi eder.

• İstenmeyen davranışların kontrol altına alınmasını sağlar.

• Akılcı ve tutarlı bir cezalandırma, çocukta adalet duygularının gelişmesini

sağlar. Hak ve hukuk kavramları somutlaşır.

• Doğru, yerinde, dozajında verilen bir ceza, olumsuz davranışların

yerleşmesini engeller.

• Akılcı ve tutarlı bir cezalandırma ile çocuk çevresine daha bir güvenle

yaklaşır. Hem kendi hem de başkalarının haklarının korunacağına dair bir

güven geliştirmesine neden olur.

• Ara ara verilen uygun ceza, çocuğun kendi sınırlarını görmesine ve sosyal

kuralları kavramasına yardımcı olur.

Cezanın Zararları

• Cezalandırmada cezayı verenin duygusal tatmini söz konusuysa, ceza amaç

haline gelmişse, çocukta olumsuz davranışın kalıcı hale gelmesine neden olur.

Page 74: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 73

Ya da olumsuz davranışı otoritenin olmadığı yerde sergiler. Çocuk ikiyüzlü

bir tutum gelişir.

• Çocuğa verilen ceza suça uygun değilse, orantısızlık varsa, tutarsızlık söz

konusuysa çocukta cezayı verene ve çevresine karşı öfke ve güvensizlik

oluşturur. Çocukta adalet duygusu gelişmez.

• Aşırı ceza, çocukta sürekli korku ve endişe hali oluşturur. Bu hal yoğun ve

uzun süre yaşanırsa duygu durum bozukluğuna neden olur.

• Sürekli ceza, çocukta öğrenme zorluğu oluşturur.

• Sürekli ve yüksek oranda ceza, çocukta yılgınlık ve bıkkınlık hali oluşturur.

• Sürekli, orantısız ceza çocuğun negatif duygularını geliştirir. Öfke, kaygı,

huzursuzluk, mutsuzluk…

• Sürekli ve yüksek oranda ceza çocuğun hayata karşı bakışını olumsuz etkiler.

Baktığı her şeyde negatiflik arar.

• Ceza almamak için, cezayı verene karşı yağcı bir ilişki geliştirmesine neden

olabilir. Bu da kişilik gelişimini olumsuz etkiler.

• Sürekli ve aşırı ceza, çocuğun olumsuz bir benlik algısı geliştirmesine neden

olur.

• Sürekli ve aşırı ceza çocuğu, yüzsüz yapar, arsız, patavatsız bir yapı

geliştirir.

D. ÖDÜL VE CEZA KULLANIMINDA SINIRLILIKLAR

Ödül ve ceza cepteki para gibidir. Bir insan parasını nerede, nasıl ve ne miktarda

kullanacağını inceden inceye nasıl hesaplıyorsa, bir eğitimci de çocuk eğitiminde

ödülü ve cezayı hangi yaşta, hangi duruma, hangi suça, nasıl ve ne biçimde

vereceğini iyi belirlemelidir. Gerek eğitimcilerin gerekse anne ve babaların

ellerindeki sermayeyi hoyratça kullanmalarının çocuk üzerindeki olumsuz

etkileri aşikârdır. Etkin bir şekilde verilmeyen ödül ve ceza, çocuk gelişimi

üzerinde geri dönülmesi zor tahrifata yol açar.

Page 75: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 74

Gelişim Dönemine Göre Ödül-Ceza Uygulamaları

1. Okul Öncesi Dönemde Ödül - Ceza Uygulamaları

0-6 yaş arasında genel anlamda çocuk için dünya ilginç, keşfedilmesi gereken bir

yerdir. Çocuk bu dönemde hayatı için gerekli bilgileri büyük oranda taklit

ederek, deneyerek yanılarak, oyun oynayarak, çevresiyle kurduğu iletişim ağı

içinde edinir. Davranışlarında istikrar ve bilinç yoktur. İlgileri sık sık yön

değiştirir. İlgi, merak ve duruma göre sergilediği davranışlar, çevreden gelen

geri dönütlerle yavaş yavaş sabitleşir. Bu dönem, ebeveynlerin çocuğa

kazandırmak istedikleri beceri ve davranışlar için oldukça dikkatli olması

gereken bir dönemdir. Çocuk, gördüğü her şeyi uygulamak ister. Çocuk tam

anlamıyla sosyalleşmediği için düzenli ve sürekli iletişim kurduğu anne ve

babasının etkisi, çocuğun davranışları üzerinde daha çoktur.

Hz. Muhammed (sav) çocukların fiziki anlamda cezaya maruz bırakılmaması

gerektiğini (özellikle sekiz yaş civarına kadar) hadisinde belirtmiştir.

“Henüz tıfl olan çocuklarınızı dövmeyiniz.” (Deylemi, II, 286/b)

Buradan yola çıkarak ilk olarak şunu önemle belirtmeliyiz ki;

Okulöncesi dönemde çocuk kesinlikle fiziksel şiddet görmemelidir.

0-2 Yaş Arası Çocuklarda Ödül Ceza

Bebeklik dönemidir.

Ödüller:

• Bebek temel ihtiyaçlar için ağladığında anne bekletmeden ihtiyaçlarını

karşılamalıdır.

• Özellikle çocuk gülerken ve keyfi yerindeyken annenin ilgilenmesi onu o

sırada öpmesi bebekte pozitif duyguların daha çok yerleşmesini sağlar.

• Temel ihtiyaçlar için ağladığında (yemek, uyku..) anne sarılma, kucaklama,

okşama fiilini kullanmalıdır. Öpme eylemini kullanmamaya dikkat etmelidir. (

Pozitif duyguları öne çıkarmak ve koşullamak için..)

Page 76: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 75

• Agulamaya başladığında hemen karşılık verilmelidir, değişik ses oyunları

oynanmalıdır.( Bebeğin hemen çabasının arkasından ya da çabasıyla birlikte

teşvik gelmelidir.)

• Bebeğin emeklediği anlarda yürümesi için teşvik, övgü cümleleri

kullanılmalıdır.

• (Bebeğin hemen çabasının arkasından ya da çabasıyla birlikte teşvik

gelmelidir.)

• İki yaşına kadar uyku düzeni önemlidir. Uyuturken düzenli hikâye/ninni/dua

okunmalıdır.

• İki yaşına kadar emzirilen bebekler duygusal anlamda daha çok tatmin

yaşarlar.

Ceza

Hiçbir psikolojik ve fiziksel ceza kullanılmamalıdır. Uyumadığı için ya da yemek

yemediği için kolları sıktırılan, burnu sıktırılan, tokatlanan bebekler, sadece

ağladığı zaman annesini yanında gören bebekler, negatif duyguyu yoğun

yaşarlar. Sürekli, gergin, huzursuz bir ruh hali yaşarlar.

2-4 Yaş Arası Ödül Ceza

Hayali oyun dönemidir. Taklit ile öğrenme daha fazladır.

Ödüller

Verilen ödüllerin güzel bir davranıştan sonra olmasına dikkat edilmelidir. Ya da

davranışla birlikte verilmesine dikkat edilmelidir. Ödül verilirken davranış

mutlaka söylenmeli ve altı çizilmelidir. Çocuk, bu şekilde onay gören

davranışının farkına varacak ve daha sık tekrarlayacaktır.

Bu dönemde manevi ödüller kullanılmalıdır ancak manevi ödüller, abartılı

verilmemelidir. Bol miktarda ve doğal olarak sergilediği, zaten gelişimsel olarak

yaptığı davranışlarına da kullanılırsa (Aaa! Çocuğum pencereden dışarı bakıyor!

Alkış! gibi ) kullandığınız ödüllerin hem etkisi kalmaz hem de çocuğun egosu

beslenmiş olur.

Page 77: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 76

• Sofra adabında belirlenen adabı yerine getirdiği zaman yaptığı davranış öne

çıkarılmalıdır. Yetişkinin ilgi göstermesi ve onaylaması çocuk için ödüldür.

(Sofradan kalkmadan yemek yemesi, kaşığı sağ eline alması, besmele ile

başlaması gibi…)

• Paylaşım yaptığı zamanlarda tebessüm ve öpücük kullanılabilir. (Dikkat! Ödül

verilirken davranış mutlaka tekrarlanmalıdır. Bak babası kardeşine nasıl da

oyuncak getiriyor! Dedikten sonra sonra öpmek… gibi… )

• Yardımlaşma davranışları dikkatle takip edilmelidir. Mesela babasına

mutfaktan bir bardak su getiren çocuğun davranışı öne çıkarılarak takdir

edilmelidir. Bu davranış ara ara çocuğun yanında bir başkasına anlatılarak

pekiştirilmelidir.

• DİKKAT!; Bu dönemde bencilce davranışları (başkasına vurma, başkasının

eşyasını alma gibi) ya da haz merkezli isteklerini yerine getirmek için

sızlanmaları (markette çikolata için bağırması gibi) asla

ödüllendirilmemelidir. (Bu davranışlarına ilgi göstermek, teskin etmeye

çalışmak, hayır dedikten sonra evet demek, sarılıp öpmek gibi…)

• Kullanılacak Ödüller: Tebessüm, sarılma, öpme, teşvik, takdir, ilgilenmek

olmalıdır. Maddi ödüller kullanılmamalıdır. Çikolata şeker türü şeyler

davranışlarına ödül olarak değil, sürpriz olarak ara ara karşısına çıkmalıdır.

Ceza

Bu dönemde çocuk oldukça aktiftir. Merak duygusu fazladır ve çevresini sürekli

keşfetmek ister. Bu arada güvenlik konusunda başına gelebilecekleri

hesaplayamaz.

• Anne ve baba bu dönemde çocuğun aşırı girişimciliğinden dolayı tedirginlik

yaşayıp güvenlik tedbirlerini artırabilirler ya da abartabilirler. İşte bu tutum,

çocuğa bu dönemde verilebilecek en büyük cezadır. Çocuğun, sürekli

engellenmenin sonunda yaşadığı acı, iç dünyasına huzursuzluk olarak yansır.

• Ör: Kum havuzunda kumla istediği şekilde oynamasına izin vermek ancak

tuvalette klozetin içindekilerle oynamasına izin vermemek gerekir. Abartılı

Page 78: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 77

güvenlikte, anne her daim çocuğun yanındadır. Misal, Kum havuzunda

oynarken çocuğun başındadır. Sürekli uyarı hali ve engelleme vardır.

- Kumu başına dökme!

- Kumu yeme!

- Kumla suyu karıştırma! gibi…

• Bu dönemde bencilce davranışlarına ve çevreye zarar verici tutumlarına

manevi cezalar verilebilir. Ancak bu asla yoğun, sık ve uzun süreli

olmamalıdır. Psikolojik şiddet, çocuğun duygu dünyasını negatif yönde

köreltir. Ayrıca cezayı etkisiz hale getirir.

• Verilebilecek manevi cezalar: Kaş çatma, uyarı, en üst limitte uzaklaştırma

(1-2 dakika) olabilir.

• Bu dönemde fiziksel şiddet uygulamamak gerekir.

4-6 Yaş Arasında Ödül ve Ceza

Çocuk, yavaş yavaş sosyalleşmeye başlamıştır. Akranlarıyla ve çevresindeki abi,

abla, yetişkinlerle ilişkisi bu dönemde şekillenmeye başlar. Grup oyunları ile

akranlarıyla, abi, ablayla iletişim kurdukça nerede nasıl davranması gerektiğini

kavramaya çalışır. Çocuğun soruları oldukça fazladır. Bu yüzden bu dönem sözel

geri bildirimlerin oldukça önemli olduğu bir dönemdir. Niçin soruları ile neden

sonuç ilişkileri kurarak olayları anlamlandırmaya çalışır.

Güç gösterilerinin en çok yaşandığı dönem 4 yaş civarıdır. Çocuk otorite ile

alabildiğine bir mücadelenin içine girer. Gidebileceği sınırları, özgürlük

alanlarını keşfetmeye çalışır. Bu dönemde çocuğun özgürlük alanının iyi

belirlenmesi gerekir. Kurduğu ilişkilerde sınırlarını görmesi aynı zamanda

kendini tanımasını da sağlayacaktır.

İnat dönemi olarak da adlandırılan bu dönemde çocuğun bu inadını kararlılık

olarak dönüştürebilmek önemlidir. Bu dönüşümün yapılabilmesinin en iyi yolu,

yaşına uygun etkinlikler ve oyunlardır. Oyunlarda hedef belirlemek ve bu

inadını hedefe ulaşması yolunda şekillendirmek, etkinlikleri bitirmeden

kalkmamasını sağlayarak kararlılık göstermesini sağlamaya çalışmak gerekir.

Page 79: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 78

Kısaca, Çocuğa kullanılan dil ve genel duygu durumu pozitif olmalıdır. 4-6 yaş,

eğitimcilerin ve ebeveynlerin en sabırlı davranması gereken yıllardır denilebilir.

Alışkanlıkların ve kişiliğin önemli bir kısmının oluştuğu dönem olduğu

düşünülürse, ödül ve ceza dengesinin bu dönemde çok iyi ayarlanması gerekir.

• Çocuğa bu dönemde, içselleştirebilmesi açısından kuralların hayatında var

olma nedenleri iyi açıklanmalıdır. ( Karlı havada kısa kollu giymeyiz yoksa

çok üşürüz ya da Eve gelen misafire güleryüzle hoş geldin dersen bundan

hoşlanırlar gibi..)

• Uzak ve genel sonuçlardan bahsedilmemeli. “ Kışın kısa kol giyersen hasta

olursun”… hasta olması uzun zaman alabilir ama üşüme sonucu hemen ve

somuttur…”

• Kurallar izah edilirken çoğu anne baba ister istemez olumsuz bir dil kullanır.

Bu çocuğu negatife doğru iter. Bu da daha çok cezayı gerektiren fiiller

işlemesine neden olabilir. Bundan uzak durmaya çalışmak lazım.

• Ör: Misafirin yanında koltuk tepelerinde zıplayan ve bağıran 4 yaşındaki bir

çocuğa olumsuz yargı gitmemelidir. Bu onu tepkiselleştirip suç işlemeye daha

çok teşvik edebilir.

- Zıplama, bağırma! İnsanları rahatsız ediyorsun! (Olumsuz yargı)

- Yan odadaki koltukta daha rahat zıplayabilirsin! Böylelikle biz de

aramızda konuştuğumuz şeyleri daha iyi anlarız. (Olumlu yargı)

• Sınırlar izah edilirken kesin, kısa ve kararlı bir dil kullanılmalıdır. ( O senin

eşyan değil. İzin almalısın… gibi)

• Hayati olmayan anlarda ufak tercihler yapmasına izin vererek

ödüllendirilebilir. (Boyamamı yapalım, Legolarla mı oynayalım)

• Paylaşma, yardımlaşma, doğru söz, saygı davranışları gibi ahlaki ve insani

kuralları sergilediği zaman mutlaka takdir ve öne çıkarma yapılmalıdır.

Sergilediği davranış söylendikten sonra takdir edilmelidir. (Benim kızım,

misafirlerin elini öpermiş, onlara şeker tutarmış, misafirperver kızım benim!

gibi… )

Page 80: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 79

• Teşvik içeren okşayıcı, cesaretlendirici sözler ahlaki davranışlar için

olmalıdır. Bu kredi çocuğun kişisel becerilerinde harcanmamalıdır.

- Benim kızım pek de güzel oynar. Değil mi kızım! Hadi alkış… gibi…

• Manevi ödüller kullanılmalıdır: Tebessüm, öpme, sarılma, teşvik, takdir

gibi…

• Maddi ödül de kullanılabilir. Maddi ödüllerden eğitici oyuncaklar ve hikaye

kitapları, kırtasiye ürünleri (defter, kalem vs..), park gibi gezi yerleri tercih

edilmelidir.

Ceza

Fiziksel ceza kullanılmamalıdır. Manevi cezalardan kaş çatma, uyarı, azar,

ilgisizlik ve yalnızlık uygulanabilir. Ancak ima ve kinaye yoluyla anlatım

sergilenmemelidir. Çocuk bu dönemde çoğunlukla düz mantık yürütür, mecazı

pek anlamaz.

Çocukla ilişkide manevi ödül ağırlıklı gidilir, olumlu davranışlar öne çıkarılır ve

olumlu iletişim kurulursa çoğunlukla olumsuz davranışlar gelip geçicidir, kalıcı

değildir. Ancak çocukta, alışkanlık ve davranış sorunları istikrarlı hale gelirse

(Yukarıda önerilere dikkat edilmek şartıyla) şu cezalar uygulanabilir.

• Alışkanlık bozukluklarına (tırnak yeme, burun karıştırma gibi…) ilgisizlik,

görmezden gelme

• Davranış bozuklularında (vurma, tükürme gibi..) manevi cezalarda dereceli

artış olmalıdır.

- Kaş çatma (etkisi yoksa)

- Köşeye çekip, uyarı ve istenen davranış söylenmeli (davranış devam

ederse)

- Sosyal ortam içinde, mağdurun yanında azarlama (devam ederse)

- Sevdiği bir oyun ya da oyuncaktan mahrum bırakma (eğer devam

ederse)

Page 81: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 80

- Ortamdan uzaklaştırma ve yalnızlaştırma (beş dakikalık odaya

kapatma, sandalye ile köşeye duvara dönük oturma gibi ..)

- Devam ederse, bir müddet ilgisiz kalındıktan sonra başka bir ortam ve

zamanda davranış tekrarlanırsa baştan tekrar başlanmalı…

• Cezayı daha çok baba vermelidir. Ceza verici olarak, çevredeki akraba ve

arkadaşlardan da yardım istenebilir. Ortamda bulunan arkadaş, misafir,

akraba köşeye çekilip çocuğa kızması ve tepki göstermesi ondan istenebilir.

Yalnız, çocuğun bu danışıklı tavrı görmemesi gerekir. Aynı zamanda o an

içinde anne ve babadan duygusal destek almamalıdır. Anne ve babaların

çoğu, çocuğunun yaramaz davranışlarına başka yetişkinler kızdığı zaman

alınganlık şeklinde duygusal tepki verir. Çocuk ise iyi duygu okur yazarıdır.

Böylesi durumlarda toplumsal geri bildirim etkisiz hale gelir. Ve daha çok

olumsuz davranışın artmasına neden olur.

• Uygulanan cezalar sadece bu tip davranışlara verilirse etkili olur. Olumlu

davranışları öne çıkartılmış, pozitif iletişim kurulmuş, sevgi ve güven bağı

sağlıklı gerçekleşmiş bir çocuk çoğu zaman bir kaş çatmadan etkilenir ve

olumsuz davranışını bırakır.

2. İlkokul Döneminde Ödül-Ceza Uygulamaları (6-10)

İlkokul çağına gelen çocuk sosyalleşmiştir ve anne, babanın etkisi sıralamada

kısmen ikinci dereceye inmiştir. Öğretmen ve arkadaş grupları davranışlarında

daha etken bir konuma gelmiştir. Onların koyduğu kurallara uymaya eğilimlidir.

Grup oyunlarında kazanmak ve kaybetmek, bir işi başarabilmek bu yaşlarda öne

çıkan özelliklerdir.

Tam oturmasa da bir iç sorgulama başlamıştır. Ancak yine de çocuklar bu

yaşlarda kendi duygu ve düşüncelerinden ziyade, arkadaşlarının,

öğretmenlerinin duygu ve düşüncelerini daha çok takip eder. Otoriteye karşı

gelmeler olsa da bu aileden tamamıyla bir kopuşu beraberinde getirmez. Yanlış

davranışlar noktasında, dürtülerine uysa da kötü olduğunun bilincindedir. Anne,

babasının düşüncelerini önemser ve arkadaş gruplarında savunur.

Page 82: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 81

İlk altı yıl ana baba ocağında sürekli doğru ve yanlış davranışların eğitimini alan,

iyi ve kötünün artık neler olduğunu bilen çocuğun, sosyal çevreye ana babasız

açıldığı dönemdir. Çeldiriciler, cazibesi olan ortamlar çocuğun gelgitler

yaşamasına neden olur. Çocuk sosyal ortamın tehlikeleriyle ilk kez

yüzleşmektedir. Ve iradesi tam anlamıyla gelişmemiştir. Dürtüsel davrandığı

anlar, pişmanlık yaşadığı anlar mevcuttur.

Bu dönemde çocuğun özdenetiminin gelişebilmesi için yapılması gereken ilk iş

çocuğun iradesini güçlendirmektir. Özdenetimi gelişmiş bir çocuğa ödül ve ceza

aracını kullanmak onun gelişimine zarar verici bir durumdur.

İlkokul çağı boyunca çocuğun iradesinin kuvvetlenmesi için aktiviteler,

sorumluluklar ile meşguliyet sahibi olmasına çalışılmalıdır.

Bu dönemin disiplin anlayışında anahtar kelime ise “Denetimli özgürlüktür”

Ödüllendirmede Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

• Öncelikle şunu belirtmekte yarar vardır. Eğer çocuk iletişimi kuvvetli ve

söz dinleyen bir yapıya sahipse sadece konuşma içeriği ve gündem iyi

belirlenerek disiplin sağlanabilir. Böyle bir çocuk için birlikte sohbet, vakit

geçirmek, işbirliği manevi ödül görevini görür.

• Çocuğunuza düzenli olarak her gün kaliteli bir sohbet için zaman ayırın.

Sohbet konuları olarak toplumsal kurallar, sosyal tehlikeler, beğeniler, zevkler,

hobiler seçilebilir.

• Size aktardığı sorunları dikkatle dinleyip doğru bir şekilde rehberlik

yapmaya çalışın. Kendisini anne ve babasına yakın hisseden çocuklar anne

ve babalarını hem memnun etmeye çalışırlar hem de sorunlarını paylaşırlar.

• Ona zevk alacağı hobiler kazandırın. (500-250 parçalık puzzle tablolar, zeka

oyunları, deneysel uğraşlar vs..) bu hobiler çocuğun yapması gereken

sorumluluklarının arkasına konulabilir. Misal, ödevlerini bitirdikten

sonra…

• Kurallar noktasında net bir tavır sergileyin. (Okuldan çıkar çıkmaz eve

gelmelisin! Küfür kullanmamalısın!)

Page 83: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 82

• Çocuk bu dönemde kendisi hakkında ne düşünüldüğünü fazlasıyla önemser.

Başkalarının kendisiyle ilgili düşüncelerinden etkilenir. Özellikle ahlaki

kurallara uyduğu zamanlarda onu bir başkasına anlatarak överek

onurlandırın. (Mustafa ne kadar kızarsa kızsın asla küfür kullanmaz.

Yaşlıların elinde bir yük gördüğü zaman koşar alır ve taşır gibi… ) Bu

onurlandırmanın davranışlara dönük olmasına dikkat edin.

• Manevi ödüllerden en çok övgü, onurlandırma, takdir kullanılmalıdır. (Bu

ödüller, davranış yerleşene kadar sık ve düzenli, davranış yerleştikten sonra ise

azaltılarak bitirilmelidir.)

• Asla verilmemesi gereken ödül çeşidi ise öpme ve kucaklamadır. Bu

çocuğun kendisini hala bir bebek gibi hissetmesine neden olur. Çocuk,

sorumluluk almakta sıkıntı yaşar. Aynı zamanda duygusal kırılganlığa neden

olur.

• Çocuğun ciddi derecede dürtüselliği varsa eğer, olay takibini iyi yapmak

ve anında ödül, cezayı kullanmak gerekir. Böyle durumlarda Aile Panosu

oluşturulabilir. 6-7 yaş civarında gülen ağlayan yüzler kullanılabilir. Biraz

daha büyük çocuklara artı ve eksi panosu oluşturulabilir. Böyle durumlarda

özellikle olumlu davranışlara koşullamak için uğraşmak gerekir.

• Maddi ödül: Nadiren kullanmaya dikkat etmek gerekir. Kitap, kırtasiye

ürünleri, çıkartmalar, gezi, tatil, önemli büyük başarılarında bisiklet olabilir.

Bu dönemde para, çocuğa ihtiyaçlarını karşılamak için verilmelidir. (Bu temel

ihtiyaç ya da ara ara çikolata, dondurma gibi ihtiyaçlar)

Cezalandırmada Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar

• Cezalandırmada suçu neyse ona denk bir ceza vermek gerekir. Ders

çalışmayan çocuğunu tokatlayan baba, çocuğun yalan davranışını sözel bir

uyarı ile geçiştiriyorsa eğer suça adil bir ceza vermemiş olur.

• Kurallara karşı gelme durumlarında, itiraz ettiği durumlarda, bunu

cezalandırarak bastırmak yerine direnç göstermesinin nedenini bulmak

gerekir. Bu neden konuşarak ortadan kaldırılıyorsa cezaya müracaat

etmemek yerinde olur. Gerekirse kurallar esnetilip, çocuğa uygun hale

getirilebilir. ( eve gelme saati, ders çalışma şekli vs..)

Page 84: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 83

• Ahlaki suçlarda çalma eylemi gibi… Eğer bir pişmanlık hali varsa affetmek ve

şans tanımak, bunu fırsata dönüştürmek en iyi yoldur.

- Önce suçun nedenlerini bulmak gerekir. Nedenlere göre bütün çözüm

yolları denenir ancak durum çözülemezse cezalandırmaya gitmek

gerekir. En son çare olarak cezalandırma aşamasında;

- Telafi cezaları ile başlanabilir; mağdura gidip özür dileme ve çaldığı

eşyayı geri ödeme yaptırılmalıdır. Etkili olmazsa;

- Manevi cezalardan küsme, yalnız bırakma kullanılabilir. Etkili olmazsa;

- Evden dışarı çıkarmama (Evde hapis cezası uygulanabilir.) Yine etkisi

olmazsa;

- Üstü örtük dayak tehdidi yapılabilir ancak dayağa 10 yaşına kadar

müracaat etmemelidir.

- Bu arada zihinsel yönlendirme mutlaka yapılmalıdır.

- Bütün bunlara rağmen sorun çözülemezse en son çare, kulak çekme

olabilir.

Temel ilke: Başkasının eşyasını çalmak, haksız kazanç elde etmek, adaletsizliğe

girer. Başkasına yapılan haksızlığın aynısı sana yapılsa sana adaletsiz davranılsa

bu durumu kaldırmazsın. Bunun cezası hapistir ve kuldan saklasan da Allah’tan

saklayamazsın Allah zalimleri sevmez.

• Çocuklar ilkokul birinci sınıftayken aşk kavramını öğrenir ya da daha önce

dizi vs. yererden öğrenmiştir okulda ise uygulama sahası bulur. Ancak bu

bilinçli bir kullanım değildir. Yan yana gezme ve seni seviyorumlar dan

ibarettir.

Bu safhada çocuk gelip bir kızla ye de erkekle çıktığını söylüyorsa ya da

arkadaşından bahsediyorsa,

• Kınama, yadsıma,

• Sözel uyarı

• Öğretmenle konuşma

Page 85: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 84

yapılmalıdır. Daha sonra, Aşk kavramıyla ilgili zihinsel yönlendirme

yapılmalıdır.

Temel ilke aşılanmalıdır: Aşk: Kusursuz olan için olur. İnsan Kusurludur,

eksiktir, aşka layık değildir. Aşk Allah(cc) ve Peygamber için yaşanır.

Ancak buna rağmen bildiği halde iradesini kullanamayan, 10-14 arası yaşına

gelmiş çocuğunuzun flört davası olduğunu öğrenirseniz kademeli

cezalandırmaya gitmek gerekir.

• İki tarafa da sözel uyarı (devam ederse)

• Harçlık kesme (devam ederse)

• Sıkı denetim ve psikolojik baskı (Buluşma mekânlarının takip ve baskını gibi)

• Bütün bunlara rağmen sorun çözülemezse fiziksel ceza en son ancak şiddetli

bir biçimde olabilir. (İbn Sina metodu)

• Bu esnada bu konunun gündemi yapılmamalıdır. Gündeme taşınması

meşrulaşmasını kolaylaştırır. Anne ve baba bu durumu çocuğun yanında

muhabbet konusu haline getirmemelidir. Başkalarına anlatmamalıdır.

Yayılması, evde muhabbet konusu haline gelmesi çocukta,“Battı balık yan

gider” psikolojisi oluşturabilir. Bu durumu daha da arsızlığa dökebilir…

• Çocuğa 10 yaşına kadar dayak atılmamalıdır. Bu dönemde fiziksel cezada

en son sınır “kulak çekmedir” bu üst sınırı geçmemek gerekir. ,

• Çocuğa ceza verirken anne, babanın ve eğitimcinin kendi öfke durumunu

iyi ayarlaması gerekir.

• İntikam amaçlı olmamalıdır.

• Çocuk, cezayı niçin aldığını iyi kavramalıdır.

• Hak ettiğine inanarak cezasını çekmelidir.

• Çocuğa suçluluk, pişmanlık ve af dileme durumlarında şans tanınmalıdır.

(Ancak bu cezadan kurtulma amaçlıysa buna izin vermemek gerekir.)

Page 86: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 85

3. Ön Ergenlik Döneminde Ödül Ve Ceza Uygulamaları (10-14 Yaş)

On yaşına kadar çocuklar kendilerini ve çevrelerini tanımlarken daha yüzeysel

davranır. Tanımlamalarda dış niteliksel özellikler baskındır. Arkadaşını

tanımlarken aynı ayakkabıları giyme, aynı boyda olma gibi özellikleri öne

çıkarma ve kendini tanımlarken de fiziksel özellikleri sahip olduğu eşyaları

tanımlama daha fazladır.

Ergenlik belirtilerinin başladığı dönemlerde ise çocuk, artık kendi duygu ve

düşüncelerine odaklıdır. Gerek kendi gerekse çevresiyle ilgili tanımlamalarda

insanların inançları, kişilik özellikleri, düşünceleri de yer alır.

Bu yaşlarda çevrenin kendileri ile ilgili yaptığı tanımlamalardan da fazlasıyla

etkilenen genç, kendi davranışlarını da bu tanımlama ve açıklamalara göre

düzenler.

Bir gruba ait olma, onaylanma ihtiyaçları ise fazladır. Başarısızlık ve hata

yapmaya karşı daha duyarlı hale gelir. Buna bağlı olarak arkadaş eleştirisi ,

çocuğu eskisine kıyasla daha çok etkilemeye ve üzmeye başlar.

Aile desteğine ihtiyaç duydukları bir dönemdir. Gencin ailesinden,

arkadaşlarından ve çevresinden gelen ödül beklentisi hala yüksektir. Toplum

içinde var olabilme, kendini gösterebilme önem kazanmıştır. Gençte kendi

kişisel becerilerini, başarılarını kanıtlama çabası vardır.

Çocukluk çağından çıkmaya başlayan gencin yetişkinlere ait rolleri anlamaya

çalıştığı dönemdir. Gence, mesleki eğilim, dini görüş, siyasi bakış ve cinsel

açıdan karmaşa yaşadığı bu dönemde kimliğinin oturması için yardım

etmek gerekir.

Ödüllendirmede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

• Bu dönemde çocuk artık yetişkin gibi ödüllendirilmelidir. Anne ve babanın

eski alışkanlıklarını bırakması gerekir. Aferiiin… alkış… gibi teşvik içeren

sözler bu dönemdeki genci daha çok kızdıracaktır. “Ben bebek miyim?” diye

tepki göstermesi büyük bir ihtimaldir.

Page 87: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 86

• Gencin kişisel yeteneklerinin, becerilerinin keşfedilmesi ve öne

çıkarılarak onore edilmesi kendini tanıması açısından önemlidir.

• Sorumluluk duygusunu iyi işlemek gerekir. Görev bilincini aşılamak, yaptığı

işle onu onaylamak gerekir.

• Bir grup içinde ortak çalışmalara yönlendirilmelidir. Buradaki çaba ve

başarıları takdir görmelidir.

• DİKKAT! Bu dönemlerde özellikle bu hususa dikkat edilmelidir: Bu dönemde

çocuğa sık sık Cenab’ı Allah’ın güzel davrananlara vereceği

mükâfatlardan bahsedilmelidir. Misal; selam verene Allah iki sevap, sevabı

alana da bir sevap yazar gibi…

• DİKKAT! Bu husus çok önemlidir: Çocuğun karşısına beklenmedik

anlarda çıkan durumlar, mucizevî olaylar Allah’ın(cc) yardımıyla

ilişkilendirilmelidir.

Misal; Dokuz yaşındaki Ali annesinden izin almadan uzaktaki bir markete

gitmeye kalkışınca yolları karıştırmış ve kaybolmuştur. Yaklaşık yarım saat

kayıp olarak kalmıştır ve o esnada ailesi onu aramaktadır. Ali çok korkmuş,

korktuğunu belli etmeden bulunduğu bölgede bir o yana bir bu yana giderken

aileden biri onu bulmuştur. O an büyük mutluluk yaşayan çocuğa babası “

Onu Allah’ın yardımıyla bulduklarını söyleyerek bu yardımı çocuğunun yeni

namaza başlamasıyla ve sürekli ettikleri duayla ilişkilendirmiştir.” Bu tip

fırsatlar iyi değerlendirilmeli ve çocuğun bu yaşlarda ilahi yardımları

günlük hayatın içinde görmesine yardım edilmelidir.

• Maddi ödülleri kullanmamaya dikkat etmek gerekir. Maddiyat sadece

kişisel ihtiyaçlar dâhilinde gündeme gelmelidir. (Çoğu anne baba bu dönemde

çocuğunun artan maddi isteklerine boyun eğer. Henüz on yaşında olmasına

rağmen elinde cep telefonu olan, marka bağımlısı gençler üstünlük

mücadelesini niteliksel özelliklerini geliştirme yerine, görüntü ve gösterişe

yatırım yaparak sağlamaktadır. Aldığı cep telefonunu, marka ayakkabılarını,

kıyafetlerini göstermek çocuğa geçici bir duygusal tatmin sağlamakta

arkadaşında gördüğü daha iyi bir marka ve eşya karşısında komplekse

Page 88: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 87

kapılmaktadır. Günümüz kapitalist sisteminde en çok dikkat etmemiz gereken

şey çocuğu maddi ödüllere bağımlı hale getirmemektir.)

• Ödülü önceden vaat etmemek gerekir. Davranıştan önce verilen ödül çocuğu

rüşvete alıştırır. ( Bak hediyen burada, odanı toplarsan alacaksın gibi…)

Cezalandırmada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

• Bu dönemde işlenen hem kendine hem de topluma ciddi zarar veren suçlar

affedilmemeli, hoş görülmemelidir. Hırsızlık, flört, içki, sigara, esrar

kullanımı gibi suçlar, öncelikle en üst dereceden cezalandırılmalıdır. Ceza

ile yetinilmeyip çocuğu bu suça iten koşullar düzeltilmelidir. Çevre

değişikliği yapılıp aile içi ilişkiler, okul ve arkadaş ilişkileri sıkı takibe alınmalı

ve ıslah çalışmaları yapılmalıdır.

• Kur’an’ı Kerim’de Allah’a isyan eden günahkâr toplumların helak olmuş

sonlarını bu dönemde gündemde tutmak gerekir. Cenab-ı Allah’ın hangi

suçları cezalandırdığını bilinç düzeyine taşımak çocuğun irade eğitiminde

oldukça önemlidir. Ergenlik döneminde bu bilinç onu büyük suçlara

karışmaktan alıkoyacaktır.

• Bu dönemde ceza verilmemesi gereken hususların başında el

becerilerinde ve günlük işlerde sergilediği sakarlıklar yer alır. Çocuk, ani

büyümenin getirdiği fiziksel dengesizlikleri yaşar. Anlayışla karşılamak

gerekir.

• Okul ödevlerini yerine getirmediği durumlarda doğal cezayı beklemek

gerekir. Misal; Çocuk ödevlerini yapmadığı zaman ceza vermesini

öğretmeninden istemek doğal cezadır. Sorumsuzluğunun karşılığını sınıf

içinde yaşadığı mahcubiyet duygusuyla öder. Ancak çoğu anne ve baba

çocuğunu bu doğal cezadan mahrum bırakmaktadır. Çocuk mahcubiyet

yaşamasın diye çocuğun yerine sorumlulukları yerine getiren anne ve baba

sayısı az değildir.

• Bu dönemde çocuğun ibadet eğitimine ağırlık vermek ona sorumluluklar

vermek gerekir. Bu kapsamda; Çocuğu namaza tedrici alıştırmak daha iyidir.

Kılması gereken vakit ve rekâtı ihmal ettiği durumlarda sözel uyarı ve

denetim, seccadeyi önüne sererek hafif zorlama yapılabilir. (Sevdirici ve

Page 89: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 88

ödüllendirici yaklaşımlar sergilendikten sonra mecburiyet

durumlarında..) Ancak bunun için dayak atmak çocuğun psikolojisini bozucu

ve ibadetten soğutucu bir etki yapabilir.

• Karşı gelme, saygısızlık gibi durumlarda ima ile anlatım (kaş göz

yeterliyse beden dili ile uyarı..) eğer ima yetersiz kalırsa direkt uyarı eğer

o da yetersiz kalırsa caydırıcı bir ceza dışarı çıkma yasağı yada harçlıktan

kesme gibi bir ceza uygulanabilir. Ancak bu hallerine fiziki ceza ile karşılık

vermek sakıncalı olabilir. Fiziki ceza ağır suçlarda olmalıdır o da intikam

aracı olarak kullanılmamalıdır.

Bu dönemde çocuk sosyal ortama anne ve babasız çıktığı için sosyal tehlikelerle

ilk kez bu kadar yakından tanışır. Niyet okumada ve sosyal davranışlar

oluşturmada acemiliği vardır. İradesi zayıftır. Bu yüzden sağlıklı bir rehberliğe

ihtiyacı vardır.

Anne, babanın ve eğitimcilerin bu yaş arasında çocukla muhabbeti canlı bir

şekilde tutması ve ona bol bol nasihat vermesi önemlidir. Nasihat; çocukluk

anıları, başkası üzerinden hikâyeler, Kuran’dan kıssalar anlatılarak yapılabilir.

Önemli olan rehberliğin doğru bir üslup seçilerek yapılması ve ilişkinin sevgi ve

güven üzerine daha da sağlamlaştırılmasıdır.

Bu dönemin disiplin anlayışında anahtar kavramlar;

“Denetimli Özgürlük” ve “Rehberlik” dir.

4. Ergenlik Döneminde Disiplin Anlayışı

Ön ergenlik döneminden sonra takribi 13-14 yaştan sonra artık ergenlik dönemi

başlamıştır. Batı kaynakları ergenlik denilen dönemi, yaklaşık 21 yaşına kadar

uzatır. Bu dönem arasını yetişkinlik olarak kabul etmezler. Ergenle hassas ilişki

kurulmasını anne ve babalara tavsiye ederler.

Gerek İslam fıkhında gerek peygamberin uygulamalarında şimdiki anlamda bir

ergen yaklaşımının olmadığını görmekteyiz. İslam fıkhına baktığımızda çocuğun

akil- baliğ olduktan sonra işlediği günahlardan sorumlu tutularak yetişkin

Page 90: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 89

muamelesine tabi tutulduğunu görüyoruz. Peygamberimizin uygulamalarında

ise 15 yaşından sonra devletin önemli kadrolarında görevlendirilerek (katiplik,

komutanlık gibi…) ciddi toplumsal görevler yüklendiğini görüyoruz. Peygamber

(sav) gençlerin cesaretini ve yürekliliğini onlara önemli görevler vererek

değerlendirmiştir. Onlara çocuk muamelesi yapmamıştır. Onlarla saygı, sevgi ve

güven ilişkisi kurmuştur. Onlarla ciddi ve olgun bir iletişim kurmuştur.

Sorun şurada ki, zamanımız toplumu kapitalist ve emperyalist bir toplumdur.

Eğitim anlayışımız ise Tanzimat’tan bu yana Batılıdır. Bu düzen de yetişen

çocuklar yaşlarının üzerinde bilgi ve tecrübe kazanarak yetişkinlerin dünyasına

geçiş yapmaktadır. (Misal: Dokuz yaşında üç kız ile flört eden erkek çocuğu,

bunu daha küçük yaşlardayken filmlerden öğrenmiştir. Ya da sekiz yaşında ruj

süren, tırnak uzatan, sivri topuk ayakkabı giyen kız çocuğu, biraz daha

büyüdüğünde birçok hazzı erken yaşamanın getirdiği sıkıntıyı, ileriki yaşlarda

çocuk yetişkin olarak ödemektedir.) Ergenlik döneminde ise önemli kararlarda

ve projelerde görev alamayan, hassas ilişki adına çocuk muamelesi gören koca

gövdeli bu çocuk, yetişkinlik çağında büyümemiş çocuk olarak hayatına devam

etmektedir. Kısaca; Batı eğitim anlayışı çocukları asla büyütmemektedir.

Ergenlik döneminde anne ve babaların dikkat etmesi gereken hususlar;

• Bu dönemde gence toplumsal sorunlar, siyasi görüş, sanat ve özellikle

dini yaklaşımlarda bilinç kazandırılmalıdır. Bol görüş alışverişi, nasihat,

yönlendirme yapılmalıdır. Bu bilinç kazandırma işleminde gencin değer

verdiği abisi, ablası, bir yakını olursa daha olumlu sonuçlar alınacaktır.

• Gerek evle ilgili gerek kendisiyle ilgili hususlarda birlikte istişare edilip ve

kararlar alınmalıdır.

• Onlara önemli toplumsal görevler (Yardım kuruluşlarında görevler, sivil

toplum kuruluşlarında gençlik çalışmaları; dergi, gazete çıkartma gibi…)

vererek teşvik edilmelidir.

• Eğer erkek çocuğu ise evin ekonomik ihtiyaçlarında söz sahibi olmalıdır.

Gelir gider tablosunu babayla birlikte oluşturabilir.

• Gence sorumluluklar yüklenmelidir. Misal; Evin faturalarını ödeyebilir.

Page 91: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 90

• Arkadaşlarını eve davet etmesine ve evde serbest takılmalarına izin

vermek gerekir.

• Cep telefonu, bilgisayar, facebook kullanımlarında eğer irade sorunu

varsa denetimli özgürlük sağlamak ve kullanım anlarında psikolojik bir

baskı uygulamak yerinde olabilir. Rahat takılmasına izin vermemek,

baltalayıcı girişimlerde bulunmak; Bulunduğu ortamda gürültü yapmak,

(elektrikli süpürge çalıştırmak, bir arkadaşla telefon konuşması yapmak gibi).

Ergen bu girişimlerde kızdığında her seferinde geri adım atıp, nazik bir dille

özür dilemek ve daha sonra başka engelleyici yollar bulmak gerekebilir.

Gençlik döneminde irade sorunlarında politik yolların denenerek gencin

engellenmesi gerekir. (Bu arada teknolojinin zararları üzerine haberler,

hikâyeler, nasihatler, makaleler, yayınlar aracılığıyla bilinç kazandırılması

gerekir.)

• Günlük bir program çıkartması ve ona uyması sağlanmalıdır. Programın

içeriğini ve saatlerini kendisi ayarlarsa programını sahiplenme olasılığı

yükselir.

• Bu dönemde para kazanabileceği partime işler yapmasına izin

verilmelidir. (Ancak iş ahlakının iyi öğretilmesi kaydıyla!)

• Bu dönemde işlenen hırsızlık, esrar gibi ciddi adli suçlar da hukuki cezai

müeyyide uygulanmalıdır.

• Cinsel içerikli suçlar da ise para, cep bilgisayar imkânlarının elinden

alınarak yalnızlaştırılması gibi sert cezalara gidilmelidir.

• Gencin ani öfke patlamalarına ve gelgitli duygu dünyasına karşı anlayışlı

davranmak ve hoş görmek gerekir. Bu dönemde her durumda kayıtsız

şartsız itaat beklemek hatadır.

• Verilebilecek manevi ödüller: Ona fikrini sormak, saygı duymak, duygusal

gelgitlerini anlayışla karşılamak, birlikte geziye çıkmak, spor yapmak, zekâ

oyunları oynamak, arkadaşlarıyla kutlama yapmasına izin vermek, tanıdık ve

güvenilir bir arkadaşında kalmasına izin vermek…

Maddi ödüller; Giyim eşyaları, para, cep tel, tatil, bisiklet olabilir.

Page 92: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 91

• Verilebilecek maddi cezalar; Para, cep telefonun elinden alınması,

bilgisayar yasağı olabilir.

DİKKAT! Ceza olarak dayağa asla başvurulmamalıdır.

Manevi cezalar; İma, kinaye, kara mizah, sözel uyarı, küsme olabilir.

• DİKKAT! Bu dönemde “Ahiret Bilinci”, “Ölüm ve Hesap” gibi gaybi

konularda Kur’an ve Sünnet temel alınarak gence bir bilinç

kazandırılmalıdır. Allah’a (cc) vereceği hesabın bilincini kazanan genç günah

işlemekten de çekinecektir.

Ödüller genç daha çok ahlaki ve erdemli bir davranış sergilediği zaman

kullanılmalıdır. Misal: Babasını saygıyla dinleyen gence babasının, fikrini

sorması ve onun fikrini onaylaması gibi ya da sorumluluklarını yerine getirdiği

için gencin tatile gitmesi gibi… Burada dikkat edilmesi gereken husus, çocukça

ödüllendirmeye gidilmemesidir. (Aile toplantılarında öne çıkarıp yetenek

gösterisi yapmasını istemek gibi)

Yarışmalara katılıp derece almasına çalışmak, başarısının üçüncü şahıslar

tarafından ödüllendirilmesi genç için daha tatmin edicidir. Bu arada yarışmalar

vasıtasıyla kaybetmenin getirdiği duygu durumlarıyla da mücadele etmeyi

öğrenir.

Maddi ödüle alışmamış bir çocuk, ufak bir maddi karşılığı olan hediye ile

fazlasıyla mutlu olur. Ergenlik dönemine maddi ödül kullanmamaya özen

göstermek gerekir.

Bütün Yaş Aralıklarında Çocuklarda Ödül- Ceza Kullanımında Genel

İlkeler

• Ödül ve ceza, sık verilmemelidir.

• Ödül ve ceza, verildiğinde uzun süreli ve yoğun olmamalıdır.

• Ödül ve ceza, çocuğun eyleminin dengi olmalıdır. ( Arkadaşlarıyla tehlikeli

mekanlarda takılan 12 yaş çocuğuna iki gün dışarı çıkma yasağı gibi ya da

ödevinden iyi not alan çocuğa sadece iyi denilerek gülümsenmesi gibi..)

Page 93: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 92

• Ödül davranıştan önce verilmemelidir. (Çocuğa çikolatayı göstererek;

Akşam yemeğini bitir bu çikolatayı ye!” gibi) Bu çocuğu rüşvete alıştırır.

• Maddi ödül ve cezalara mümkün mertebe müracaat etmemek gerekir.

• Eğitimci, anne ve baba, cezayı çocuk üzerinde öfkelerini kusmak için

kullanmamalıdır.

• Çocuk hangi davranışına niçin ödül ya da ceza aldığını iyi kavramış

olmalıdır.

• Ödül ve ceza amaç haline gelmemelidir. İyi bir davranışına verilecek ödülün

uzun uzun gündem yapılması iyi davranışı gölgeler, çocuk ödül için ya da

cezadan korktuğu için davranışı sergilemeye başlar.

• 10 yaşına kadar dayağa müracaat edilmemelidir.

• Dayak sadece ön ergenlik döneminde takribi (10-13) ciddi ahlaki (cinsel),

adli suçlar için kullanılmalıdır.

• Ergenlik ve sonrasında dayağa müracaat edilmemelidir.

• Dayak cezasında başa ve yüze vurulmamalıdır.

• Dayak cezası en son çaredir. Cezalandırmada ve ödüllendirmede en düşük

dereceden başlamak esastır.

• Hep aynı ödül ve cezayı kullanmamak gerekir.

• Çocuğun kişilik yapısı baz alınarak ödül ve ceza kullanılmalıdır. ( İçe

dönük, dışa dönük çocuğa verilen ödül ve ceza aynı olmamalıdır.)

• Ödül ve ceza kullanımında o toplumda meşru olan ödül ve ceza tipleri

dikkate alınmalıdır. (Hiç fiziksel ceza kullanmayan bir batılı bir toplum ile

Çin’de okulöncesinden başlayan fiziksel şiddet içeren disiplin anlayışında,

iki topluma da verilecek ceza önerileri aynı olamaz…)

Page 94: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 93

Ödül Ve Ceza Uygulamalarında Biçim, Yoğunluk Ve Sıklık

Ödül ya da verilen ceza çocuğun önemseyeceği ve dikkate alacağı bir

miktarda olmalıdır. (Çocuğun ödül ve ceza olarak algıladığı şey nedir? Sorusunu

iyi sormak ve ona göre bir miktar belirlemek gerekiyor. Eğer algılamasında

fazlasıyla üst ve yoğun miktarlar varsa öncelikle bu konudaki algısının

değiştirilmesi gerekir.)

• Ödül ve ceza, davranışın hemen arkasından verildiğinde çocuk

davranışıyla ödül arasında bir ilişki kurabilir. Hangi davranışının niçin

ödüllendirildiğini daha iyi anlar. Davranışın hemen arkasından verilmeyen,

bekletilen, ertelenen ödül ve cezada çocuk ödüle ve cezaya yoğunlaşır.

• İstenen doğru davranışı yerleştirmede ödül, ilk etapta sık aralıklı ve düzenli

olmalıdır. Davranışın yerleştiği kanaatine varıldığında ödül, ara ara ve

düzensiz aralıklarla verilerek sonlandırılmalıdır.

• Çocuğun doğal olarak sergilediği ve yerleşmiş doğru davranışlar ara ara

hatırlatılıp takdir ile yetinilmelidir. Yerleşik doğru davranışlarda düzenli

ödülün etkisi davranışı bozucu olarak işlev görebilir.

• Çocuk, istenen davranışı sergilediğinde ortamda hoşuna gitmeyen bir

durumun kaldırılması da ödül gibi işlev görür. (Bir öğretmen, çok çalışkan

bir öğrencisinin yanında oturan tembel ve sürekli onun yaptığı çalışmayı

bozan bir öğrenciyi kaldırıp başka bir yere oturttuğunda bu durum çalışkan

öğrenci için ödül işlevi görür. Olumsuz durumdan kurtulduğu için daha çok

çalışır.)

• Çocuğun yapması gereken bir sorumluluk (ödev) ile çocuğun bir isteği (Misal;

Arkadaşlarıyla sinemaya gitme isteği) çatıştığında istek sorumluluktan

sonra gelirse ödül görevi görür. Ödevinden sonra lunaparka gitmesi gibi…

Çocuğun Karakter Tiplerine Göre Ödül ve Ceza

Kişilik tipleri ile ilgili kuramlar fazladır. Burada ise yaygın olarak bilinen ve

tanımlanan iki kişilik tipi üzerinde durulacaktır. İnsanları, içe dönük ve

dışadönük olarak sınıflayan isim Jung’tur. Jung kişilik kuramında insanları sekiz

sınıfa ayırır; İçe dönük düşünen, içe dönük-duyuşsal, içe dönük-duygusal, içe

Page 95: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 94

dönük-sezgisel, Dışa dönük-düşünen, dışa dönük-duyuşsal, dışa dönük-

duygusal, dışa dönük-sezgisel.

1. İçe Dönük Çocuklar

İçe dönük tipler, kendi içine kapanık ve dış dünyanın etkisinde kalmayan bir tip

olarak tanımlanır.

İçe dönüklüğü doğuştan getirilen bir kişilik özelliği olarak kabul eden kurama

göre bu çocuklar genel olarak şu özelliklere sahiptir:

• Bebekliklerinde sakin ve çok fazla ağlamayan, uzun süreli uyuyan,

• Bireysel oyunları tercih eden,

• İnsanlarla uzun süreli göz kontağı kurmayan,

• Mücadeleci yapıları pek olmayan,

• Okula başladıklarında ise oyun oynamaya pek istekli olmayan, bir köşede tek

başına oturan,

• Çok az sayıda arkadaşları olan,

• Evde kendi başına oyalanmayı seven,

• Aynı etkinliği defalarca yapabilen,

• Kendini ifade etmede diğer çocuklar kadar başarılı olamayan,

• Sosyal ortamda arkadaş ilişkilerinde umarsız bir tutum sergileyebilen,

(genelde, dinleme sorunu ve duygusal küntlükden kaynaklıdır.)

• Kalabalık ortamlarda ve fazla hareketli ortamlarda enerjileri çabuk tükenen,

• Konuşmadan önce uzun uzun düşünen,

• Bir etkinliğe katılmadan önce gözlemleyen çocuklardır.

İçe Dönük Çocukların Disiplininde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Page 96: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 95

• Bu çocuklarda manevi ödülleri fazla kullanarak; teşvik edici, onere edici

dili kullanarak onları harekete geçirmeye çalışmak esas olmalıdır.

• Öğretmen ya da anne baba bu çocukların kendini ifade etmesi için

beklemelidir. Konuşmadan önce zihinlerinde toparlama yaparlar.

• Bu çocukların hatalarını grup içinde düzeltmek eğitim hatasıdır. İç

sorgulamayı fazla yapan bu çocuklar grup içinde söylenen hatayı fazlaca

önemserler. Özgüven sorunlarına yol açmaması için kenara çekilip

söylenmesi ya da ortama genel olarak söylenmesi daha sağlıklıdır.

• Bu çocukların duygularına dönük tahkirden (yargılayıcı, suçlayıcı dil,

tehdit..) kaçınmak gerekir.

• Fiziksel cezalara müracaat edilmemelidir. Bu çocuklar genellikle uyarı ve

nasihati dinlerler. Sadece bu nasihati içselleştirmeleri için zaman tanımak

gerekir.

• Sürekli iletişim halinde olmak bu çocukların kafalarını daha çok karıştırabilir.

2. Dışa Dönük Çocuklar

Dışa dönük tipler, dış dünyaya açık, uyaranları dışarıdan alan, etkiye açık tipler

olarak tanımlanır. Genel olarak, düşünceli, duyusal ve duygusal olarak

sınıflandırılırlar.

Dışadönük çocukların genel özellikleri kabaca şöyle sıralanabilir:

• Bu çocuklar, çok konuşan ve konuşurken düşünen çocuklardır. Bu yüzden

fazla hata yaparlar.

• Enerjilerini gürültülü ve kalabalık ortamlardan alırlar.

• Evde yalnız kalmaktan sıkılırlar.

• Sürekli bir hareket arayışları vardır. Durağanlıktan hoşlanmazlar.

• Çevrelerinden gelen geri bildirimleri fazlasıyla önemserler.

• Grup çalışmalarından zevk alırlar.

• Düşüncelerini ve deneyimlerini hemen paylaşmak isterler.

Page 97: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 96

• Duygularını anında ifade ederler.

• Sosyal ortamlarda pozitif duyguları fazla yaşarlar.

Dışa Dönük Çocukların Disiplininde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

• Dışa dönük çocuklar düşünmeden eyleme geçtikleri için hata yapma

ihtimalleri daha çoktur. Genelde konuşurken düşünürler. Anında durdurup

uyarmak gerekir. Grup arkadaşlıkları içinde uyardığınızda, ufak çaplı uyarı

ve azarlamaları kaldırabilirler.

• Ancak grup dışlamalarından ve yalnız bırakılmaktan çok etkilenirler.

• İlgisizlik, konuşmasına fırsat vermemek, onu hareketsiz bırakmak bu tip

çocukların negatif etkilendiği cezalardır. Fazla ve sık verildiğinde

tepkiselleşebilirler.

• Ancak anında davranışının sonuçları gösterildiğinde yani geri bildirim

verildiğinde kendilerine bir çekidüzen verirler.

• Bu çocuklara disiplin verebilmek için sürekli konuşmak, iletişim kurmak ve

yönlendirmek gerekir.

• Bu çocukların hareketliliği, sürekli konuşmaları kendisine ve çevresine

ciddi anlamda zarar verici boyuttaysa son çare olarak fiziksel cezaya

müracaat edilebilir. Ancak daha önceden belirtilen sınırlara riayet

edilmesi şartıyla…(10 yaşından önce olmaması, yüze ve başa vurulmaması,

intikam amaçlı olmaması gibi şartlara riayet edilmesi gerekir.)

Ana Baba Tutumlarına Ve Ana Baba Karakter Yapılarına Göre

Disiplin Şekilleri

Anne ve babalar çocuklarını disiplinize ederken kendi kişilik yapılarını,

kültürel bakış açılarını, eğitim durumlarını ve içinde bulundukları

koşulların etkisini çocuklarının eğitimine ister istemez yansıtırlar. Kültürel

bakış açılarının, eğitim durumlarının ve koşulların etkisini, anne babalara ve

eğitimcilere dönük eğitsel faaliyetlerle kısmen aşmak mümkünken kişilik ve

mizaç özelliklerini aşabilmek zor olarak kabul edilir.

Page 98: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 97

Kişilik ile ilgili tanımlamalara ve birçok kurama burada değinmek zordur. Öte

yandan müslüman bir toplum olarak kendi kültürel değerlerini merkeze alarak

bu konuda bir kanıya varmak doğru yaklaşımı bulmak açısından daha

sağlıklıdır.

“Davranışlar kişiliğin aynasıdır.”

“Kişilik/şahsiyet, her insanın kendine özgü davranış eğilimlerinin dinamik bir

bütünüdür. Ancak insan, öylesine karmaşıktır ve içindeki gerçek gizli eğilimleri

günlük etkinliklerde öylesine zayıf ve seyrek görülür ki, onun bilimsel olarak

anlaşılması ve davranışlarının belirleyicilerinin sadece davranışların

gözleminden çıkarılması adeta imkânsızdır. Toplumlaşma sayesinde fert, bir

kişilik oluşturur ve belirli bir toplumda yaşamaya elverişli davranışlar

kazanır. Her kişide başka insanlarla münasebet sayesinde doğan bir benlik

kavramı, yani insanın kendi kişiliği hakkında bir kanaati vardır. Genel anlamıyla

ahlaki davranış bu benlik ile dış dünya arasındaki münasebetin görüntülerinden

ibarettir. Şahsiyetin gelişmesi, insanın kendi özünü tanımasıyla

mümkündür. İçindeki vicdanının sesini şuurlu olarak tanıyan, anlayan ve

kabullenip kontrol edebilen insan, şahsiyet sahibi olabilir. Zihni faaliyetler ve

düşünce, üstünlük kazandıkça kişiler olgunlaşır.

Kişilik ve davranış arasında, sıkı bir bağ vardır. Bir davranış ekilirse, bir

alışkanlık biçilir, bir alışkanlık ekilirse bir karakter biçilir, bir karakter ekilirse,

bir kader biçilir. Bundan da anlaşılacağı üzerine kişi bütün davranışlarına dikkat

etmek zorundadır. Basit gibi görünen bir davranış; olumlu veya olumsuz yönde

insanın kaderini etkileyebilir. Kişilik gelişimini tamamlamış bir insan, kuvveti

elinde bulundurduğunda büyüklenmez, kaybettiğinde de zillete düşmez. O,

kimliğinden aldığı enerjiyle daima güçlüdür.” 72

Kişiliğin oluşumunda soyaçekimin ne kadar ve nasıl olduğu araştırmaya değer

bir konudur. Kişilik ile ilgili oluşumlarda gözlenebilen unsurların etkileri daha

somut ve kanıtlanabilirdir. Sosyal etkiler, anne ve baba tutumları, coğrafi

etkiler ve kültürel etkilerin kişiliğin oluşumunda katkısı %70 lere varan bir

etkidir. Kişinin içinde büyüdüğü sosyal ortamı tahlil etmek, kültürel etkileri

72 Dr. H.Emin SERT, Kur’an’da İnsan Tipleri ve Davranışları, Bilge yay., İst. 2004 sf: 52-53

Page 99: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 98

tanımlamak, kişinin olaylar karşısında sergilediği tutum ve davranışları

eğilim olarak tanımlamak o kişinin şahsiyeti hakkında önemli ipuçları verir.

Bugün batı eğitim anlayışı, Müslüman çocukların ruh olarak olgunlaşmaması ve

kişiliksizleşip kimliksiz kalabilmesi için birçok politika üretmektedir. Ailevi

sorunları çözemeyen, oldukça basit meselelerde bile bir psikolağa başvuran

yetişkinlerin önemli bir kısmı, kişilik ve karakter noktasında sorun

yaşamaktadırlar. Karakter olarak olgunlaşmamış yetişkinlerin ne kendi

sorunlarına ne de çocuklarının sorunlarına çözüm üretemeyeceği bir gerçektir.

Uzmanlar kişilik özelliği olarak en çok içe dönüklük ve tezcanlılık özelliklerini

gösterirken karakter özellikleri olarak da namus, sorumluluk, alçak gönüllük

gibi özellikleri göstermişlerdir.

İslam âlimlerinden Gazali, ise kişiliğin bazı unsurları olduğunu ve bunları

bilmenin insanı tanımada önemli olduğunu söyler.

1. Nefs ( Nefs-i Emmare, Nefs-i Levvame, Nefs-i Mutmainne )

2. Ruh ( Kalbin fonksiyonlarından biri )

3. Kalp ( Bilginin doğduğu, ilmin yerleştiği yer.. )

İslam âlimlerin çoğu, insan kişiliğini bu üç merhaleye göre değerlendirir.

Nefsine düşkün biri hayvanlar mertebesinde görülürken karakter yönünden

(ahlaki özellikler) üst noktaya gelmiş bir müslüman İnsan-ı Kâmil mertebesinde

görülür.

Batılı disiplinlere baktığımızda kişiliğin tezcanlı, şüpheci, ağırkanlı,

çekingenlik gibi özelliklerle tanımlandığını ve özellikle ergenlik döneminden

sonra bu yapının zor değişeceği yönünde bir kanaat vardır. Bu yapı kimi

disiplinlerce olduğu gibi kabul görürken kimi disiplinlerde bu yapıyı

değiştirmek için zorlar.

İslam âlimleri ise kişiliği üç ana özelliğin bileşkesi olarak görür. Nefs, ruh,

kalp… İnsan nefsini terbiye ettiği müddetçe ruh olarak gelişir. Bilgiyi kalbine

yerleştirdiği ve hakikati aradığı müddetçe insanlaşır. Yani İslam’a göre kişilik

Page 100: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 99

her daim değişebilir. Gelişip melekût âlemine de çıkılabilir, aşağılaşıp

hayvanlar âlemine de inilebilir.

Buradan yola çıkarak anne babalara ve eğitimcilere disiplin noktasında

söylenebilecek en önemli şey;

Çocuk disiplininde nefsanî isteklerini bir kenara bırakmaları gerektiğidir.

Eğitimci ya da anne baba çocuk için zararlı olan ne tür alışkanlıkları varsa

bunları terk edebilir. Kendi davranışlarını çocuğun faydasına olacak şekilde

değiştirebilir.

Bugün, çocuk disiplin şekillerinde farklı söylemler oldukça fazladır. “Duygusal

Disiplin, Sözsüz Disiplin, Ödülsüz ve Cezasız Disiplin, Pozitif Disiplin…”

Bu farklı disiplin önerilerini İslam kültürüne göre özümseyip, anne babaların

karakter yapılarına göre ve çocukların yapılarına göre analiz edip, doğru

öneriler oluşturmak gerekir.

Misal; Duygularını ifade edemeyen ya da duygusal açıdan kör olan bir anneye,

babaya “Duygusal Disiplin” önerilerinde ısrarcı davranmamak gerekir.

Günümüzde yaygın disiplin türlerine kısaca değinirsek;

Disiplin Türleri

Duygulara dönük disiplinde “Çocuğun dünyasına inebilmek ve onu

anlayabilmek önemlidir. Bebeklik döneminden itibaren disipline başlamak

esastır. Sağlıklı bağlanma duygusal disiplinin temelidir. Bebekle anne mümkün

mertebe birlikte vakit geçirmelidirler. Ninniler, oyun, beslenme saatleri, keyifli

ve ahenkli, geçmelidir. Okula başladığında da birlikte aktivite ve oyun ile keyifli

dakikalar geçirmek çocuğun duygusal açıdan rahatlamasına ve anne babasının

yanında onların sözünü daha çok dinlemesine neden olur. Ergenlik döneminde

ise bu ilişki karşılıklı muhabbet ve birlikte karar verme olarak devam eder.”

Pozitif Disiplin

Page 101: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 100

“Pozitif yaklaşımda davranış kazandırmada cezasız ancak ödül ağırlıklı bir

yaklaşım esastır. Çocuklara sınırlar öğretilir. Sözel uyarılarda eğitimcinin duygu

durumunda kızgınlık olmamalıdır. Öfke ile değil tatlı dille bir iletişim

kurulmalıdır. Çocuğun özgüven gelişimi önemlidir. Bağımsız hareket edebilme

becerisini kazanması gerekir. Pozitif disiplin özde bu beceriyi çocuğa

kazandırmak için uğraşır. Boyun eğdirmeden, sürekli olarak neden-sonuç

ilişkileri kurarak çocuğa sınır çizmeye ve disiplin kazandırmaya çalışır. Model

olmak, istenmeyen davranışları görmezden gelmek, olumlu davranışları

ödüllendirmek, net ve açık beklentiler koymak, istenen bir davranışı daha az

istenen bir davranışın arkasına yerleştirmek gibi ilkelerle çocuğa disiplin

kazandırmaya çalışır.”

Sözsüz Disiplin

“Çocuğa sınır konulurken beden dili aktif bir şekilde kullanılır. Mimikler ve

jestler, ses tonu ayarı, bakışlar anlatılmak istenen duruma göre ayarlanır ve

çocuğun sınırları anlamasında önemli bir araç olarak işlev görür. Çocuklar

özellikle okulöncesinde anne ve babanın beden dili ve duygu dilini iyi takip eder

ve taklit eder. Özellikle okulöncesinde etkilidir.

Ödülsüz ve Cezasız Disiplin

“Olumlu olma, seçenek sunma, düşünmeye özendirme, etkili sorular sorma,

öğrenme amacıyla dinleme, nutuk çekmeyi azaltma, varsayımları gözden

geçirme, önemli olanın üzerinde durma, yardım isteme, üstü kapalı iletileri

tanıma, sorumluluk geliştirme, kişisel sorumluluk alma, ceza verici olmadan

otorite kullanma, gençlerin önderlik etmesine izin verme, içgüdülerle baş etme

yöntemlerini öğretme, kardeş kavgalarında araya girme, cinsiyet farklılıklarının

farkında olma, övme yerine kabul etme, nitelikli çalışma, çocuğun huyunu

değiştirmeden o halini kabul edip geliştirme (!), anababalığın zevkini çıkarma

konularını kapsıyor.”73

Bu disiplinlerin tartışmaya açık yönleri bulunmakla beraber, ana babanın genel

yapısına uygun yöntem arayışlarında önerilerden yararlanılabilir.

73 Dr. Marvin Marshall, Ödül Yok – Ceza Yok! Bu Nasıl Disiplin, Sistem yay., 2009/İst. Sf: 13

Page 102: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 101

Hareketlerinde, sözlerinde ağır hareket eden, geri bildirimleri az veren bir anne

babaya ya da eğitimciye çocuk disiplininde en uygun tarz “beden dili” ile

disiplin önerileridir diyebiliriz. Bu disiplinde anne ve baba, ses tonunu iyi

ayarlayarak, parmak sallayarak, sus işareti yaparak, göz kırparak, tebessüm

ederek, uzaktan hafif bir öpücük yollayarak, konuşmadan ve fazla enerji sarf

etmeden çocuğa mesajını iletebilir. Önemli olan çocuğuyla ahenkli bir şekilde

hareket ederek hangi davranışa, nerede, hangi olayda hangi beden dilini ne

ayarda kullanacağını iyi belirlemesi gerekir. Ceza gerektiren irili ufaklı her

duruma parmak sallayan bir eğitimcinin bu hareketinin etkisi kısa zamanda yok

olacaktır.

Duygu dilini iyi kullanan sezgileri kuvvetli bir eğitimci duygulara dönük

mesajları kullanarak çocuğu disiplinize edebilir. Çocuk istenmeyen bir hareket

yaptığında “Aşk olsun!” sitemkâr dil, pişmanlık duygusu oluşturacak şekilde

“Ne kadar ayıp!” sözü gibi duygulara dönük ifadeler, özellikle okulöncesi ve

ilkokul döneminde etkilidir. Ancak bu duygu dilinin hangi davranışa, nerede,

ne zaman ne yoğunlukta verileceği önemlidir. Çocuğa yoğun suçluluk duyguları

yaşatmak ya da sevgiye boğmak gibi aşırılıklar duygusal gelişim açısından

tehlikelidir.

Çocuğuyla kuvvetli bir iletişim içerisinde olan anne baba ya da öğrencileriyle

sürekli muhabbet içinde olan eğitimci için en güzel metodlardan biri de ödülsüz

(dış kaynaklı ödülsüz) ve cezasız eğitimdir. Bu disiplinde çocuğa sürekli

olarak bilişsel yönlendirmeler yapılır. Konuşarak anlaşma yoludur.

Dinleme, soru sorma, önemli olanın üzerinde durma, övme yerine onaylama

gibi davranışlar aracılığıyla çocuğa disiplin sağlanmaya çalışılır.

Anne baba ya da eğitimciler kendi yapılarına ters disiplin şekillerini uygulamaya

çalıştıklarında mesela, mükemmeliyetçilik tutumu olan anne babadan çocuk

disiplininde sıfır ceza uygulaması istenildiğinde bunu başarmak için kendisiyle

sürekli bir mücadelenin içine girmesi gerekir. Çocuğa davranışları istendik

şekilde gerçekleşirken duyguları ise çocuğa farklı mesaj verir. Duyguları “sana

çok kızgınım der” davranışlar “ tamam sorun yok der”

Page 103: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 102

Çocuk disiplininde en önemli ilke; Çocuğa karmaşık mesajların gitmemesidir.

Çocuğa bir konuda “evet ya da hayır ” deniliyorsa eğer, davranış, duygu,

düşünce ve beden dili olarak bir bütünlük olması gerekir. Her biri ayrı

telden çalarsa net bir mesaj gitmediği için çocuk kafa karışıklığı yaşar.

Bu yüzden daha çocuk sahibi olmadan anne ve babaların kendi olumsuz

tutumlarını düzeltmeleri gerekir. Çoğunlukla anne ve babalar, çocuk sahibi

olduktan sonra kendi olumsuz tutumlarının çocuk üzerindeki etkisini görürler

ve sıkıntıları yaşadıkça kendi davranışlarını düzeltme yoluna gider. Tabi bu

durum da daha çok okuyan ve kendisini görebilen yetişkinler için söz

konusudur. Çocuk terbiyesi hafife alınacak bir iş değildir. Düzgün ve doğru

ahlaka sahip bir çocuk yetiştirmek kutsal bir görevdir. Çocuk daha doğmadan

anne ve babanın tıpkı eğitim öğretim yılı başlamadan yıllık, aylık ve günlük

planlarını yapan öğretmen gibi davranıp çocuk için planlama yapmaları, o

plan doğrultusunda ortak tutum sergilemeleri, gerektiği anlarda ise

koşullar ve çocuğun psikolojisine göre, plan değişiklikleri yapabilmelidir.

Page 104: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 103

SONUÇ

İnsanı iyi, güzel ve doğru olana yakınlaştıran ve içinde bulunduğu toplumla

uyum içinde hareket etmesini sağlayan şey disiplindir.

Eğitimcilerin en büyük amacı, iç disiplini oluşturarak çocukları kendilerine ve

çevrelerine faydalı bir insan olarak yetiştirmektir. İç disiplini olan bir insan;

Uğraştığı konuya iyi odaklanır, motive olması için dışsal nedenlere ihtiyacı

yoktur, amaçlı hareket eder, sorumluluk bilinci gelişmiştir, bağımsız hareket

edebilir, yaptığı işi sever, özgüvenli ve kararlı hareket eder.

İnsan içinde yaşadığı topluluğun sözlü ve sözsüz kurallarına uymadığı zaman,

karışıklık ve anarşi çıkar. İnsanın toplumsal kuralları da dikkate alması ve

insanlar arası hukuka uyması gerekir. Bir eğitimci çocuğu yetiştirirken, iç

disiplini kadar insanlar arasında hukuka uymasını sağlayacak dış disiplini de

çocuğa kazandırmaya çalışır. Dış disiplini oturmuş bir insan, sosyal adaleti

temin etmede başarılır.

Gerek iç gerekse dış disiplini oluşturmada yüzyıllardır kullanılagelmiş ve halen

de kullanılan en önemli iki araç ödül ve cezadır.

Ödülün ve cezanın kullanım amaçları farklıdır. Eğitimci davranış kazandırma

açısından, hukukçu, hakların temini açısından, psikoloji ise çocukta sevinç ve

mutluluk duygularının uyandırılması açısından ödül ve cezayı ele alır.

Birçok millet, ödül ve cezayı, gerek örf ve adetlerinde gerekse eğitim

politikalarında kullana gelmiştir.

Batı eğitim tarihine bakıldığında özellikle iki uç felsefenin dönem dönem hâkim

olduğunu görürüz. Skolâstik eğitim ve insancıl, rasyonalist akımlar. Kilisenin

insana bakış açısı çocuk eğitimine de yansımış, günahkâr doğduğu kabul edilen

insan, ölümüne kadar kirli kabul edilmiş, bunun sonucunda da kilise okullarında

işkenceye varan dayak uygulamaları var olagelmiştir. Vaftiz törenleri ve bol bol

dayak ile insanın içindeki şeytan çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu duruma tepki

gösteren batılı aydınların bir kısmı ise tam tersi tezler oluşturmuşlardır.

Page 105: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 104

İnsancıl, hümanist kuramlar insanın duygularını merkeze almış, rasyonalist

kuramlar insanın aklını merkeze almıştır. Eğitimin merkezinde dinin olmasını

istemeyen batılı aydınlar merkeze insanı oturtmuşlardır. İnsanı aklıyla,

duygularıyla, davranışlarıyla güçlü bir birey yapmaya çalışan bu akımlar, bu

güçlü bireyleri narsist, bencil ve pragmatist bir yapıya doğru sürüklemiştir.

Sonuçta, aile yapısının ve toplumsal bütünlüğün bozulması en büyük problem

olmuştur. Batı sistemler halen eğitim anlayışlarındaki bu çıkmazdan

kurtulamamıştır.

İslam dünyasında ise, İslam âlimlerinin oluşturduğu eğitim halkalarının yerini

zamanla medreseler almış, medreselerden sonra da okullaşma gerçekleşmiştir.

Batılılaşmanın getirdiği tesirle İslam kültürüne ters bir eğitim anlayışını

okullaşma süreciyle birlikte devralan Müslüman dünyası, halen kendisine ait

olmayan eğitimsel problemlerle uğraşmaktadır.

İslam’da eğitim öğretim tarihine baktığımızda merkezde “Allah (cc)” olduğunu

görmekteyiz. İlim ve hakikat arayışı Allah içindir ve Ahirete dönük kutsal bir

vazifedir. Bu anlayışla hareket eden İslam âlimleri, dönemin firavunlarına,

krallarına gerçeği haykırmaktan geri durmamıştır. Dalkavukluk, Osmanlı batıya

yönünü çevirdikten sonra ve “ İlim insan ve toplum için” olduktan sonra ortaya

çıkmıştır.

Merkezde dinin olduğu yıllarda, Hz. Peygamber’in zamanında, çocuğa ceza

uygulamasının kerih görüldüğü ve daha çok manevi ödüllendirmenin yapıldığını

görüyoruz. Daha sonraki dönemlerde de ödüllendirmenin, cezadan daha çok yer

aldığını görmekteyiz. Mesela, medreselerde öğrencilere para verilmesi gibi…

Para gayrete göre ve başarıya göre artırılmaktaydı. Onere etme, takdir, başarılı

öğrencileri at sırtında gezdirme ve topluma ilan etme gibi disiplinde

ödüllendirmeler oldukça fazlaydı. Ceza, çoğunlukla manevi cezalar olarak

dereceli bir şekilde, çocuğuna göre, şartlara göre, olaya göre dikkatli bir şekilde

uygulanmıştır. Dayak ise İslam âlimlerinin en son ve çok dikkatli olarak belirli

şartlar altında tavsiye ettikleri bir araç olmuştur. Çocuk, 10 yaşına kadar

dövülmemeli, yüze ve başa vurulmamalı, eğitimci öfkesine hâkim olmalı, suçuna

denk olmalı, ergenlik dönemine girdiğinde asla dövülmemelidir. Dayağın tavsiye

edildiği yaş aralığı ise 10 yaştan sonra ve çocuk ergenliğe geçiş yapana kadardır.

Page 106: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 105

Kısaca, İslam eğitim ve öğretiminde çocuk disiplininde ödülün ve cezanın hassas

bir şekilde kullanılageldiğini görüyoruz. Bu hassasiyet, batılılaşma süreciyle

kaybolmuştur.

Batılılaşma sürecinden sonra “İlim insanlar için” yapılmaya başlamış, hakikat

arayışından ziyade hem eğitimcide hem de öğrenci velilerinde pragmatist

yaklaşımlar hâkim olmuştur. Pragmatist yaklaşım, okullara nitelikli

öğretmenden ziyade sırf üst kademede akrabaları var diye niteliksiz

öğretmenlerin alınmaya başlanmasına, onlara “Hoca” sıfatının verilmesine,

“Hoca” sıfatına layık olmayan şahısların eğitimde ciddi hatalara yol açmasına,

dayağı pervasızca kullanmaları gibi pratiğe yansıyan pek çok olumsuzluklara

neden olmuştur. Şimdilerde ise “İlim, güçlü bireyler yetiştirmek için var” Bu

perspektiften bakılınca insancıl, rasyonalist akımlar eğitim anlayışımıza hâkim

olmuştur. Öğrenci merkezli yaklaşımlar, çocuk eğitiminde ciddi bir otorite

boşluğu oluşturmuştur. Kendini kral ve kraliçe gibi gören narsist, bencil ve

saldırgan, duygusal kırılgan bir nesil hem aile hem de toplumsal bütünlüğümüzü

ciddi derecede tehdit eder olmuştur. Kısacası, çocuk eğitiminde İslam kültürüne

ve kendi örf ve adetlerimize dönerek disiplin sağlayıcı yeni metotların

bulunması ve uygulanması gerekir.

Ödül ve ceza uygulamalarında gerek eğitimcilerin gerekse anne ve babaların

oldukça dikkatli olması gerekir. Bu konuda bilinçli yaklaşımlar ancak çocuğu

terbiye edebilir. Ödül ve cezada; yaşa göre, olaya göre, şartlar göz önünde

bulundurularak yoğunluğun, sürenin, hangi türün uygulanacağına karar vermek

gerekir. Çocuğun kişiliğinin hesaba katılması ve ilkeler çerçevesinde hareket

edilmesi ise esastır.

Çocuk disiplinini, kapitalistleşmiş ve batılılaşma yolunda sürekli politikalar

üreten bir sistemin baskısı altında gerçekleştirmeye çalışmak, taşlı yolda araba

sürmeye benzer. Arabayı araç olarak düşünürsek, yolun sonunu da “Ahiret

olarak belirlersek” genel yaklaşımımız şu olmalıdır;

Çocuk eğitiminde amaç, ahireti kazanmaktır. Araç, ödül ceza

uygulamalarıdır. Eğitimci amaca ulaşmak için taşlı yolda sık sık aracını

değiştirmeli, kontrol etmeli, gerekirse aracı tamamıyla terk etmelidir.

Page 107: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 106

Eğitimci, çocuk iç disiplini ve dış disiplinini kazanmış bir yetişkin olana kadar

ona eşlik etmelidir.

Tedbir bizden takdir Allah’tan…

Page 108: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 107

KAYNAKÇA

Alatlı, Alev, Batı’ya Yön Veren Metinler,(4 Cilt), İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı, 2010

Alaylıoğlu, Ruşen- Oğuzkan, A. Ferhat, Ansiklopedik Eğitim Sözlüğü, İst. 1976.

Apak, Adem, Hz. Peygamber’in(Sav) Etrafındaki Çocuklar ve Gençler , BİHMED, İst.

2009

Ay, Mehmet Emin, Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, Nil.yay. İzmir 1994.

Ay, Mehmet Emin, İslam Eğitimcilerine Göre Disiplin, İslam’da Aile ve Çocuk

Terbiyesi Sempozyumu, ISAV vakfı, İlmi Neşriyat

Başaran, İ.Ethem; Eğitim Psikolojisi, Ank. 1984.

Bayraktar, Mehmet Faruk, İbn Cemaa’nın Eğitim Anlayışı, İslam’da Aile ve Çocuk

Terbiyesi Sempozyumu, ISAV Vakfı, İlmi Neşriyat

Bettany, G.T., Dünya Dinleri Ansiklopedisi, Say yay. İstanbul 2005.

Bingham, Jane ve bir heyet, Antik Dünya Ansiklobedisi, TÜBİTAK Popüler Bilim

Kitaplığı, Ankara 2010.

Bronson, Po - Merryman, Ashley, Eyvah Çocuğum Büyüyor, Beyaz Balina yay., İst.

2010.

Cüceloğlu, Doğan, İnsan ve Davranışı, Remzi Kitabevi, İstanbul 1999.

Çağrıcı, Mustafa, İslam Düşüncesinde Ahlak, İFAV, ist. 1989.

Çamdibi, Mahmut, Şahsiyet Terbiyesi ve Gazali, İFAV, İst. 1994

Çelebi, Ahmed, İslam’da Eğitim Öğretim Tarihi, Damla yay. İst. 1983.

Dobson, James, Ağaç Yaşken Eğilir, Beyaz Balina, İstanbul 2004.

Gültekin, Mücahit, Okul Öncesinde Duygu ve Davranış Sorunları, Nesil yay. İstanbul

2006.

Jean M. Twenge, Ben Nesli, kaknüs yay. İstanbul 2009. arka kapak.

Page 109: CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL · Bulmaca çözmek gibi… Dış Kaynaklı ödül (extrinsic reward): Davranışın kendi içinde bulunmayan fakat davranışın yapılması için dışarıdan

CEZA KORKUSUNDAN ÖDÜL

BAĞIMLILIĞINA [EĞİTİMDE ÖDÜL – CEZA DENGESİ]

Aile Akademisi Derneği | Ekim 2013 108

Kanad, H. Fikret; Kısaltılmış Pedogoji, MEBY. İST.1976 s. 83, akt. Mehmet Emin Ay,

Din Eğitiminde Mükafat ve Ceza, İzmir 1994, s.23

Marshall, Marvin, Ödül Yok – Ceza Yok! Bu Nasıl Disiplin, Sistem yay. İstanbul 2009.

Oğuzkan, A.Ferhan; Eğitim Terimleri Sözlüğü, TDK.Yay. Ankara 1974 akt. Mehmet

Emin Ay, Din Eğitiminde Mükâfat ve Ceza, İzmir 1994.

Plotnik, Rod, Psikolojiye Giriş, Kaknüs yay. İstanbul 2007,

Rahman, Afzalur, Hz. Muhammed (SAV), Siret Ansiklopedisi, İnkılab yay., İst., 1996

Rousseau, J. J., Emile ya da Çocuk Eğitimi Üzerine, Babil yay. Erzurum, 2000.

Rukancı, Fatih- Anameriç, Hakan, Felsefe Dünyası, Ortaçağda İlk Üniversiteler, yıl:

2004/1, sayı: 39

Sert, H.Emin, Kur’an’da İnsan Tipleri ve Davranışları, Bilge yay., İst. 2004.

Şimşek, Hüseyin, Milli Eğitim Dergisi, Osmanlı Dönemi İlkokullarında (Sıbyan

Mekteplerinde) Disiplin Anlayışı Ve Uygulamalar, sayı: 162, Bahar 2004

Türer, Osman, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Çocuk Terbiyesine Dair Düşünceleri,

İslam’da Aile Ve Çocuk Terbiyesi, 2, İSAV, Ensar, İst. 1996

Türkçe Sözlük, (2 Cilt), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1988.

Ünsal, Nezir, Eğitim Bülteni, sayı: 30, basım tarihi: 2006, sf: 23,27

WEB

http://www.ailetoplum.gov.tr/upload/athgm.gov.tr/mce/2013/taya_kitap_butun.pdf

http://www.hristiyanforum.com/forum/showthread.php?t=330630

Aksoy, Naciye, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, Kış, 2001, Sınıf Yönetimi ve

Disiplin Modelllerinin Dayandığı Temel Yaklaşımlar, sayı:25

(http://www.pegem.net/dosyalar/dokuman/1133-2011071510246-

aksoy.pdf)