cilt 1 | sayı 3 | eylül 2011 issn: 2146-4782 koru proceedings · sahibi yayın kurulu (alfabetik...
TRANSCRIPT
Cilt 1 | Sayı 3 | Eylül 2011
Koru Hastanesi’nin Bilimsel Yayın Organıdır.
Koru Vakaları DergisiKoru Proceedings
• Retroperitoneal Fibrozise Bağlı Gelişen Bilateral Üreteral Obstrüksiyon• İnfeksiyon Kontrol Hemşiresinin Nozokomiyal İnfeksiyonların Kontrolünde
Önemi ve Rolü• Nephrectomy In Benign Disease: A Case of Giant Renal Hydatic Cyst• Fare Gözünde Deneysel Olarak Endotoksinle Oluşturulan Üveit Modelinde Endotelin
Peptidlerin Rolü• Retrorektal Tümör: Olgu Sunumu• Testiküler Epidermoid Kist İçin Uygulanan Testis Koruyucu Tedavi• Rekürren Üretral Fistülün Deri Flebi İle Tamiri• Mideden Yabancı Cisim Çıkarılması: Görüntülü Olgu Sunumu• Retrograde Yöntemle Kronik Total Oklüzyona Müdahale: Görüntülü Olgu Sunumu• İleri Evre Hemoroidal Hastalıkta Staplar Hemoroidektomi: Görüntülü Olgu Sunumu
ISSN: 2146-4782
Koru Proccedings Koru Vakaları Dergisi
ULAKBİM Ulusal Veri Tabanındadır.
“hayatı güzelleştirir”
ACİL SERVİS
AMELİYATHANELER
ANESTEZİ VE REANİMASYON
BESLENME VE DİYET
BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
DAHİLİYE (İÇ HASTALIKLAR)
DERMATOLOJİ VE KOZMETOLOJİ
ESTETİK VE PLASTİK CERRAHİ
FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
GASTROENTEROLOJİ
GENEL CERRAHİ VE CERRAHİ ONKOLOJİ
GÖĞÜS HASTALIKLARI
GÖZ POLİKLİNİĞİ
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
KARDİYOLOJİ
KULAK BURUN BOĞAZ
LABORATUVAR HİZMETLERİ
NÖROLOJİ
ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ
RADYOLOJİ
ÜROLOJİ - ÜROONKOLOJİ
İNTERNET HİZMETLERİ
OTOPARK
TERAS CAFE
www.koruhastanesi.com
BÖLÜMLER VE HİZMETLERİMİZ
K O R UHASTANESİ
Oğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21, Balgat - ANKARATel. 0312 287 97 97Faks 0312 287 98 98
İsmet Gülce AVANOĞLUÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Ethem BEŞKONAKLIBeyin Cerrahisi, Ankara
Aydan BİRİGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Hakan BOZKAYAAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Gülcan ÇELİKÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Soner ÇİVİÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Nuri DENİZGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
A. Kürşat DURALÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Meltem Refiker EGEÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Ahmet ERDEMGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Mehmet ERDEMGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Fikret İLERİGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Erdoğan İNALGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Uğur KANDİLCİÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Mustafa KAYAÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Ümit KORUCUOĞLUÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Ömer KURTİPEKGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Osman LATİFOĞLUGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Sezai LEVENTOĞLUGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Süleyman Can NUMANOĞLUÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Aycan OTOÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Celil ÖZKANÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Zerrin ÖZKÖSEGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara
Muhterem POLATÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Şerife TOPTAŞÖzel Koru Hastanesi, Ankara
Koru ProceedingsKoru Vakaları Dergisi
Koru Hastanesi’nin Bilimsel Yayın Organıdır.
Editörler
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Sahibi
Yayın Kurulu (Alfabetik Sırayla)
Yönetim Yeri
İletişim
www.koruhastanesi.com
Yayın Hizmetleri
Mustafa KIRAÇYardımcı Editör
B. Bülent MENTEŞ Hasan BİRİMisafir Editörler
Bahadır EGEEditör
Bahadır EGE
Erer Sağlık ve Eğitim Kurumları İşletmesi A.Ş. adına Hasan BİRİ
ISSN 2146-4782
Cilt 1 | Sayı 3 | Eylül 2011
Oğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21Balgat, Ankara-TürkiyeTel: (312) 287 97 97 Faks: (312) 287 98 98
Tasarım ve UygulamaBAYT Bilimsel Araştırmalar Basın Yayın ve Tanıtım Ltd. Şti.Ziya Gökalp Cad. 30/31, Kızılay-AnkaraTel. (312) 431 30 62www.bayt.com.tr
BaskıMiki Matbaacılık Ltd. Şti.Matbaacılar Sitesi, 560 Sk. No:27, İvedik-AnkaraTel. (312) 395 21 28
Baskı Tarihi30 Eylül 2011
Üç ayda bir, yılda dört sayı olarak yayınlanır.
Bahadır [email protected]
Koru Proccedings Koru Vakaları Dergisi
ULAKBİM Ulusal Veri Tabanındadır.
KORU PROCEEDINGS “KORU VAKALARI’’üç ayda bir yayımlanan hakemli bir dergi olup, orijinal makale, literatür gözden geçirmeleri, vaka sunumları, teknik bildirileri ve uzman görüşlerini İngilizce ve Türkçe dillerinde basmaktadır. Her makalenin başında yazı başlığı, özet ve “medline” kurallarına göre düzenlenmiş anahtar kelimelerin İngilizceleri verilmektedir. Editör Kurulu alanında uzman kişilerden gözden geçirme talep ederse bunlar da hakemler tarafından değerlendirilebilecektir. KORU PROCEEDINGS “KORU VAKALARI’’’nın Editörleri WAME Yöneticiler Birliğinin onaylamış olduğu editörler politikasını desteklemektedir. Dergi, Uluslararası Tıp Dergisi Editörleri Komitesi’nin yayımlamış olduğu Biyomedikal Dergilere Gönderilen Makaleler için Gerekli Standartlar ile tam bir uyum göstermektedir (NEJM 1997; 336: 309-315, güncelleme 2001).
Makale Gönderme Tüm yazarlar makalelerini [email protected] adresine göndereceklerdir.
Online Makale Gönderme Makalelerin hakemler tarafından hızlı değerlendirilebilmesi ve basımlarındaki gecikmelerin önlenebilmesi için [email protected] adresine elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir. Makaleler Word dokümanı (*.doc) veya zengin metin biçimi (*.rtf) olarak gönderilmelidir. Makale için iletişim kuracak tüm yazarların gerekli iletişim bilgileri olmalıdır. Tüm şekil, tablo ve gerekli görülen ek dokümanlar da aynı adrese gönderilmelidir. Yazarlar aynı sistem üzerinden “Telif Hakkı Devri ve Finansal Durum”u belirten ve yazının orjinalliğinin beyan edildiği, sorumlu yazarın imzaladığı formu da gönderilere eklemelidir.
Editör Politikası Tüm makaleler bilimsel katkıları, orijinallikleri ve içerikleri açısından bilimsel komite tarafından değerlendirilir. Yazarlar verilerin doğruluğundan sorumludurlar. Dergi gerekli gördüğü yerlerde dil ve yazım ile ilgili uygun düzeltmeleri yapma hakkını saklı tutar. Makaleler gerekli görüldüğünde revizyon yapılmak üzere sorumlu yazara geri gönderilebilir. Dergide basılan yazılar derginin malı haline gelir ve yazıların telif hakkı KORU PROCEEDINGS ‘’KORU VAKALARI’’ adına alınır. Daha önce herhangi bir dilde basılmış yazılar dergide basılmak üzere değerlendirilmez. Yazarlar KORU PROCEEDINGS “KORU VAKALARI’’na gönderdikleri bir yazıyı başka bir dergiye gönderemezler. Makalelerde yapılacak tüm değişiklerde yazar ve basımevinin izni alınır.
Makalelerin Hazırlanması KORU PROCEEDINGS “KORU VAKALARI’’“Biyomedikal Dergilere Gönderilen Makaleler için Gerekli Standartlar”a uygun olarak yayın kabul eder (International Commitee of Medical Journal Editors: Br Med J 1988; 296: 401-5).Makalenin gönderilmesi sırasında yazarlar deney/araştırma tipini belirtmelidirler ve istatistik uygulamaların Bailar JC III ve Mosteller F. tarafından yazılan “Guidelines for statistical reporting in articles for medical journals: amplifications and explanations” (Ann Intern Med 1988; 108: 266-73) kılavuzuna uygun olması gerekmektedir.Makale ile birlikte gönderilen üst yazıda makale içindeki bilgilerin herhangi bir kısmının daha önce elektronik ortam dahil yayımlanıp yayımlanmadığı veya değerlendirilmek üzere gönderilip gönderilmediği bildirilmelidir. Çalışma için etik kurul kararı alınıp alınmadığı veya insan deneyleri ile ilgili 2000 yılında güncellenen Helsinki Bildirgesi’ne uyulup uyulmadığı belirtilmelidir, aksi durumlar açıklanmalıdır. Üst yazıda iletişim kurulacak yazarın adresi, telefonu, faks numarası ve e-posta adresi olmalıdır.
Makalenin İçeriği
ÖzetTüm makalelerin Türkçe ve İngilizce özeti olmalıdır. Özetler amaç, materyal-metod, bulgular ve sonuç bölümlerinden oluşmalıdır. Orijinal makalelerin özeti 250 kelime ile sınırlandırılmıştır.
Anahtar Kelimeler Özetin altında en fazla 6 adet kelime veya tamlama veriniz. Kısaltmaları anahtar kelime olarak kullanmayınız.
GirişNiçin bu çalışmayı yapmaya ihtiyaç duyduğunuzu ve amacınızı sadece en önemli makalelere atıfta bulunarak kısaca belirtiniz.
Materyal ve MetodPlanınızı, hastalarınızı, deney hayvanlarınızı, materyal ve kontrollerinizi, kullan-dığınız yöntem veya metodu, uyguladığınız istatistiksel yöntemi açıklayınız. Etik konularla ilgili izinleri yukarıda açıklandığı gibi belirtiniz. İlaçların jenerik isimleri ile birlikte üretici adı ve üretildiği ülkeyi belirtiniz.
Bulgularİstatistiksel metodlarla desteklenmiş bulgularınızı ayrıntılı olarak belirtiniz. Şekil ve tablolar metin içinde verilen bulguları desteklemeli tekrar etmemelidir; verinin metin, tablo veya şekil şeklindeki sunumların bir tanesinde gösterilmesi yeterlidir. Sadece en önemli bulgularınızı vurgulayınız; bu bölümde bulgularınızı diğer araştırmalarla karşılaştırmayınız. Bu tip karşılaştırmalar tartışma bölümüne saklanmalıdır.
TartışmaBulgularınızın önemini ve farkını vurgulayın ancak sonuç bölümünde sunulan detayları tekrarlamayın. Görüşlerinizi sadece çalışmanızda bulduğunuz gerçek-lerle desteklenecek şekilde sınırlayınız, araştırmadığınız ya da gösteremediğiniz varsayımları tartışmaya eklemeyiniz. Bulgularınızı başka araştırmalarla karşılaş-tırınız. Bu bölümde bulgular bölümünde belirtilmemiş yeni veri sunulmamalıdır.
Kaynaklar Kaynaklar yazı içinde geçtikleri sırayla, Arabik sayılarla ve üst simge olarak numaralandırılmalı ve aynı sıralamayla referanslar listesinde yer almalıdır. Kaynakları “Biyomedikal Dergilere Gönderilen Makaleler için Gerekli Standartlar”a uygun olarak hazırlayınız (http://www.amaassn.org/public/peer/wame/uniform.htm). Kaynaklarda yazarların hepsi yazılmalı, yazar sayısı altıdan fazla ise sonrası “et al” şeklinde kısaltılmalıdır. Dergi kısaltmaları “Cumulated Index Medicus”a uygun olarak yazılmalıdır.
Örnekler:Dergiler;1. Dilaveris P, Batcvarov V, Giafalos J, et al. Comparision of different methods for manual P wave duration measurement in 12 “ lead electrocardiograms. Pacing and Clin Electrophysiol 1999;22:1532-8.
Kitap bölümü;1. Schwartz PJ, Priori SG, Napolitano C. The Long QT Syndrome. In: Zipes DP, Jalife J, eds. Cardiac Electrophysiology. From Cell to Bedside. Philadelphia: WB Saunders Co, 2000:597–615.
Tablolar ve ŞekillerMakale ile birlikte gönderilen tüm tablo ve şekiller “Windows” altında açılabilmelidir. Online olarak gönderilen renkli şekiller veya gri-skalalı görüntüler makale kabulu ardından posta ile 300 dpi “*.tiff”, “*.jpg” veya “*.pdf” formatındaki şekiller ayrıca gönderilmelidir. Her tablo ve şekil ayrı bir sayfada sunulmalıdır. Tüm tablo ve şekiller Arabik numaralar ile belirtilmelidir. Her tablonun başlığı tablonun içeriği ve amacını belirtmelidir. Her şeklin üzerindeki işaret ve sembolleri açıklayan bir alt yazısı olmalıdır.
DüzeltmelerDüzeltme talepleri ve eleştiriler iletişim adresi belirtilen yazara gönderilir. Basımın gecikmemesi için istenen düzeltmeler en kısa zamanda cevaplandırılmalıdır. Revizyonların cevapları ile geri gönderilmesi en geç 30 gün içinde olmalıdır. Editörler kurulu 30 günden sonraya kalan revizyonlarda makaleyi reddetme hakkını saklı tutar. Tüm hakemlerin görüşlerine cevap yazılmalıdır ve yapılan düzeltmelerin sayfa numarası ile satır sırası belirtilmelidir. Yapılan tüm değişikliklerin metin üstünde koyu olarak belirtildiği bir kopya ile düzeltmeler yapıldıktan sonraki son halinin temiz bir kopyası birlikte gönderilmelidir. Sunulan kaynakların ve verilerin doğruluğundan yazarlar sorumludur. Hatalı, aldatıcı veya yanlış yönlendirici bilgilerin varlığı fark edildiğinde Baş-editör makaleyi bilimsel literatürden çekme ve bunu duyurma hakkına sahiptir.
Koru ProceedingsKoru Vakaları Dergisi Yazarlara Bilgi
The KORU PROCEEDINGS ‘’KORU VAKALARI’’, printed quarterly, publishes original peer-reviewed articles, reviews, case reports, technical reports and com-mentaries in the fields of colon and rectum in English and Turkish languages. The title, abstract, and key words (according to medical subject headings) are provided in English and in Turkish at the beginning of each article. Reviews will be considered for publication only if they are written by authors who have at least three published manuscripts in the international peer reviewed journals and these studies should be cited in the review. Otherwise only invited reviews will be considered for peer review from known experts in the area.KORU PROCEEDINGS ‘’KORU VAKALARI’’is a peer reviewed journal and adheres to the highest ethical and editorial standards. The Editorial Board of the KORU PROCEEDINGS ‘’KORU VAKALARI’’ endorses the editorial policy statements ap-proved by the WAME Board of Directors. The journal is in compliance with the uni-form requirements for manuscripts submitted to biomedical journals published by the International Committee of Medical Journal Editors (NEJM 1997;336:309-315, updated 2001).
Submission of manuscriptsAll manuscripts should be sent to [email protected]
Online SubmissionsOnly online submissions are accepted for rapid peer-review and to prevent delay in publication. Manuscripts should be prepared as word document (*.doc) or rich text format (*.rtf). All manuscripts should be sent to [email protected]. Attach the manuscript, all figures, tables and additional documents. Please also attach the cover letter with “Assignment of Copyright and Financial Disclosure” forms, check-list of below mentioned guidelines according to the type of the manuscript.
Editorial PoliciesAll manuscripts will be evaluated by the scientific board for their scientific con-tribution, originality and content. Authors are responsible for the accuracy of the data. The journal retains the right to make appropriate changes on the grammar and language of the manuscript. When suitable the manuscript will be sent to the corresponding author for revision. The manuscript, when published, will become the property of the journal and copyright will be taken out in the name of the journal KORU PROCEEDINGS ‘’KORU VAKALARI’’. Articles previously published in any language will not be considered for publication in the journal. Authors can not submit the manuscript for publication in another journal. All changes in the manuscript will be made after obtaining written permission of the author and the publisher.
Preparation of ManuscriptsKORU PROCEEDINGS ‘’KORU VAKALARI’’ follows the “Uniform Requirements for Manuscripts Submitted to Biomedical Journals” (International Committee of Medical Journal Editors: Br Med J 1988; 296: 401-5). Upon submission of the manuscript, authors are to indicate the type of trial/research and statistical applications following “Guidelines for statistical report-ing in articles for medical journals: amplifications and explanations” (Bailar JC III, Mosteller F. Ann Intern Med 1988; 108: 266-73)In the cover letter the authors should state if any of the material in the manuscript is submitted or planned for publication elsewhere in any form including electronic media. A written statement indicating whether or not “Institutional Review Board” (IRB) approval was obtained or equivalent guidelines followed in accordance with the Helsinki Declaration of 2000 update on human experimentation must be stated; if not, an explanation must be provided. The cover letter must contain address, telephone, fax and the e-mail address of the corresponding author.
Manuscript Specifications
AbstractAll manuscripts in Turkish should be accompanied by an abstract in English lan-guage. An abstract in Turkish is not required for manuscripts written in English. The structured abstract(s) should present the purpose of the study, material-methods, results and conclusions. This must contain fewer than 250 words in a structured format.
Key WordsBelow the abstract provide up to 6 key words or short phrases. Do not use ab-breviations as key words.
IntroductionState concisely the purpose and rationale for the study and cite only the most pertinent references as background.
Material and MethodsDescribe the plan, the patients, experimental animals, material and controls, the methods and procedures utilized, and the statistical method(s) employed. Address “Institutional Review Board” issues as stated above. State the generic names of the drugs with the name and country of the manufactures.
ResultsPresent the detailed findings supported with statistical methods. Figures and tables should supplement, not duplicate the text; presentation of data in either one or the other will suffice. Emphasize only your important observations; do not compare your observations with those of others. Such comparisons and com-ments are reserved for the discussion section.
DiscussionState the importance and significance of your findings but do not repeat the details given in the Results section. Limit your opinions to those strictly indicated by the facts in your report. Compare your findings with those of others. No new data are to be presented in this section.
References Number references in Arabic numerals alphabetically starting with number “(1)”. The numbers should be written in parentheses at the end of sentences. Use the form of the “Uniform Requirements for Manuscript Submitted to Biomedi-cal Journals” (http://www.amaassn.org/public/peer/wame/uniform.htm). List all authors, if authors are more than six, use “et al”. Journal titles should conform to the abbreviations used in “Cumulated Index Medicus”.
Examples:Journals;1. Dilaveris P, Batcvarov V, Giafalos J, et al. Comparision of different methods for manual P wave duration measurement in 12 “ lead electrocardiograms. Pacing and Clin Electrophysiol 1999; 22: 1532-8.
Book chapter;1. Schwartz PJ, Priori SG, Napolitano C. The Long QT Syndrome. In: Zipes DP, Jalife J, eds. Cardiac Electrophysiology. From Cell to Bedside. Philadelphia: WB Saunders Co, 2000: 597–615.
Tables and FiguresTables and figures should work under “Windows”. Color figures or gray-scale images must be at least 300 dpi. Figures using “*.tiff”, “*.jpg” or “*.pdf” should be saved separate from the text. All tables and figures should be prepared on separate pages. They should be numbered in Arabic numerals. Each table must have a title indicating the purpose or content of each table. Each figure must have an accompanying legend defining abbreviations or symbols found in the figure.
RevisionsRevisions will be sent to the corresponding author. Revisions must be returned as quick as possible in order not to delay publication. Deadline for the return of revisions is 30 days. The editorial board retains the right to decline manuscripts from review if authors’ response delay beyond 30 days. All reviewers’ com-ments should be addressed and revisions made should be started with page and line of the text. Send a highlighted copy indicating the revisions made and a clear copy of the revised manuscript. Authors are responsible for the truth of presented data and references. Editor-In-Chief has the right to withdraw or retract the paper from the scientific literature in case of proven allegations of misconduct.
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiInstruction to Authors
İçindekiler
Önsöz .............................................................................................................................................. v
Retroperitoneal Fibrozise Bağlı Gelişen Bilateral Üreteral Obstrüksiyon .................................. 73FAZLI POLAT, MUSTAFA KIRAÇ, NURİ DENİZ, HASAN BİRİ
İnfeksiyon Kontrol Hemşiresinin Nozokomiyal İnfeksiyonların Kontrolünde Önemi ve Rolü .............................................................................................................................. 79AYŞEGÜL ADLI DURSUN
Nephrectomy In Benign Disease: A Case of Giant Renal Hydatic Cyst .................................... 83FAZLI POLAT, SÜLEYMAN YEŞİL, CEM ÖZLÜK, HÜSEYİN GÜMÜŞTAŞ, HASAN BİRİ, İBRAHİM BOZKIRLI
Fare Gözünde Deneysel Olarak Endotoksinle Oluşturulan Üveit Modelinde Endotelin Peptidlerin Rolü ............................................................................................................................ 87HASAN ALİ TUFAN, MERAL OR, SEVİM ERCAN
Retrorektal Tümör: Olgu Sunumu ............................................................................................... 95BAHADIR EGE, B. BÜLENT MENTEŞ
Testiküler Epidermoid Kist İçin Uygulanan Testis Koruyucu Tedavi ........................................ 99MUSTAFA KIRAÇ, FAZLI POLAT, HASAN BİRİ, NURİ DENİZ
Rekürren Üretral Fistülün Deri Flebi İle Tamiri ......................................................................... 105MUSTAFA KIRAÇ, NURİ DENİZ
Mideden Yabancı Cisim Çıkarılması: Görüntülü Olgu Sunumu ................................................ 107BAHADIR EGE, HAKAN BOZKAYA
Retrograde Yöntemle Kronik Total Oklüzyona Müdahale: Görüntülü Olgu Sunumu ............... 109¹SAVAŞ AÇIKGÖZ, ²MELTEM REFİKER EGE
İleri Evre Hemoroidal Hastalıkta Staplar Hemoroidektomi: Görüntülü Olgu Sunumu ........... 111BAHADIR EGE, B. BÜLENT MENTEŞ
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiCilt 1 | Sayı 3 | Eylül 2011
73
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Retroperitoneal Fibrozise Bağlı Gelişen Bilateral Üreteral Obstrüksiyon
1Fazlı Polat, 2Mustafa Kıraç, 2Nuri Deniz, 1Hasan Biri1Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı2Koru hastanesi Üroloji Kliniği
Yazar BilgisiMustafa KıraçÜmit Mahallesi. Meksika Caddesi. Yeniçağın sitesi. A blok No:38 Ümitköy-Ankarae-posta: [email protected]
ÖZET
Retroperitoneal fibrozis retroperitonun nadir görülen infla-matuvar bir hastalığıdır. Retroperitoneal bölgedeki herhangi bir organı tutabilir. Sıklıkla üreteral obstrüksiyona neden olur. Retroperitoneal fibrozise bağlı oluşan bilateral üreteral obs-trüksiyonun tedavisi cerrahidir. Bu yazıda kliniğimize anüri ile gelen bilateral üretaral obstrüksiyon gelişmiş retroperitoneal fibrozis vakası sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Anüri, Fibrozis, Üreteral obstrüksiyon
ABSTRACT
Retroperitoneal fibrosis is a rare inflammatuar disorder of the retropeirtoneum. It can affect any organ in the retroperitoneum. It often causes üreteral obstruction. Treatment of bilateral üreteral obstruction due to retroperitoneal fibrozis is surgical. In this study, it is presented that a case of retroperitoneal fibrosis admitted to our clinic with anuria and bilateral ureteral obstruction.
Key Words: Anuria, Fibrosis, Ureteral obstruction
74
Polat ve ark.Koru Proceedings
GİRİŞ
Retroperitoneal fibrozis (RF) nadir görülen ve etyolo-jisi tam olarak bilinmeyen inflamatuvar bir hastalıktır. 1948 yılından itibaren ‘Ormond’ tarafından üreteral obstrüksiyon yapan retroperitoneal inflamatuvar süre-cin bildirilmesi ile Ormond hastalığı olarak anılmaya başlanmıştır.1 RF, retroperitonun kronik inflamasyonu ile karakterize ve retroperitoneal alandaki herhangi bir
oluşumu tutabilen bir hastalıktır. Sıklıkla üreterler, aorta ve vena cava tutulur. İnsidansı tam olarak bilinmemesine rağmen yılda yaklaşık olarak 200.000 – 500.000 arasında yeni vaka saptanmaktadır.2 Hastalık sıklıkla erkeklerde ve 40’lı yaşlarda ortaya çıkmaktadır. RF vakalarının % 60-70’i idiopatikdir.3 Geriye kalan vakalar ise travma, malinite, otoimmün sebepler, ilaçlar ve enfeksiyonlara bağlı olarak gelişirler. Biz bu çalışmada retroperitoneal
Resim 1. Retroperitoneal organları içine alan fibroinflamatuvar doku dansitesi görülmektedir.
Resim 2. Retroperinoneal fibroinflamatuvar dokunun intaoperatif görünümü.
75
Retroperitoneal Fibrozis Koru Proceedings
fibrozise bağlı olarak gelişen bilateral üreteral obstrük-siyon vakasında uyguladığımız üreterolizis vakasını sun-maktayız.
OLGU SUNUMU
64 yaşında erke hasta, 2 aydır halsizlik ve yorgunluk şikâyeti var. Son 4 gündür idrar yapamama şikâyeti ile başvurdu. Hastanın yapılan fizik muayenesinde genel durum iyi bilinç açık ve koopere idi. Suprapubik kit-le saptanmadı. Tam idrar tetkiki idrar veremediği için yapılamadı. Hastanın laboratuar değerlerinde WBC:8.4 k/Ul, hemoglobin 14.4 gr/dl, AKŞ: 102 mg/dl, BUN: 77 mg/dl, kreatinin 15.5 mg/dl, Na:135 mmol/L, K: 4.9 mmol/L, INR:1.07 olarak belirlendi. Abdominal ultrasonografisinde bilateral böbrekler doğal ancak retroperitoneal alanda periaortik ve perikaval yumuşak doku artışı saptandı. Çekilen kontrastsız abdominal to-mografide ise retroperitoneal alanda üreter ve retrope-ritoneal organları içine alan yumuşak doku belirlendi. (Resim 1) Hastaya retoperitoneal fibrozis’e bağlı bilate-ral üreteral obstrüksiyon tanısı ile acil şartlarda bilateral üreteral stent yerleştirildi. Stent yerleştirildikten sonra
hastada diürez ortalama 6300 cc/gün oldu. Postopera-tif 3. Günde serum kreatinin değeri 1.2mg/dl ve BUN değeri 12 mg/dl’ye geriledi. Genel durumu düzelen ve diyaliz ihtiyacı ortadan kalkan hasta açık cerrahi işleme alındı. Cerrahi eksplorasyon sırasında retroperitoneal fibrotik doku belirlendi (Resim 2) Hastaya transabdo-minal olarak bilateral üreterolizis işlemi uygulandı. Üre-terler retroperitoneal alandan peritoneal kaviteye alındı. (Resim 3,4). İşlem sırasında retroperitoneal alandan ya-pılan biyopsi sonucu granulasyon dokusu olarak belir-lendi. Postoperatif dönemde komplikasyon gelişmedi.
TARTIŞMA
RF nadir görülen retroperitonun inflamatuvar bir has-talığıdır. Patogenezi tam olarak aydınlatılamamıştır. Ancak genetik zeminde yatkınlığı olan insanlarda daha fazla görülmektedir. Sistemik ve otoimmün bir hasta-lık olabileceği üzerinde durulmaktadır.4 Son çalışmalar RF’nin belirgin bir şekilde, sistemik lupus eritomatozus ve tip 1 Diabetes mellitüs gibi otoimmün geçişli has-talıkların da ilişkili olduğu HLA DR B1*03 alelleri ile ilişkili olduğunu göstermiştir.5
Resim 3. Üreterolisiz uygulanmış ve periton içine alınmış sağ üreter.
76
Polat ve ark.Koru Proceedings
Hastalığın başlangıcı değişkendir. Ancak çoğu hastada ateş, halsizlik, kilo kaybı ve ödem gibi non-spesifik bul-gular bulunur. RF’nin klinik bulguları genelde fibrozisin çevre organlarda yapmış olduğu obstrüksiyona bağlı gelişir. Erken bulgular genelde non-spesifik olduğu için tanı koymak güçtür. Tanı genelde fibrozisin neden oldu-ğu üreteral obstruksiyona bağlı gelişen anuri veya oligüri, yada büyük damar ve sinirlerin tutulmasına bağlı gelişen bulgular (bacaklarda ciddi ödem, hipertansiyon, gaita inkontinansı) ile konmaktadır. Hastalığın tanısı için kul-lanılan görüntüleme yöntemleri intravenöz pyelografi, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans incelemedir (MRI). Bunlar içinde en değerli bilgiyi BT ve MRI verir. Özellikle kreatinin yüksekliği olan vakalarda MRI tercih edilmelidir. Bizim vakamız-da da tanı non-spesifik bulgular nedeniyle gecikmiş ve fibrozise bağlı olarak gelişen bilateral üreteral obstrük-siyon sonucunda tanı konabilmiştir. Görüntüle yöntemi olarak kreatinin değerinin yüksek olması nedeniyle opak maddenin kullanılmadığı BT tercih edilmiştir. MRI has-tanın kalça protezi nedeniyle uygulanamamıştır.
RF’nin tedavisi fibroinflamatuvar reaksiyonun durdu-rulması ve fibrozise bağlı gelişen obstrüktif patolojinin
cerrahi olarak düzeltilmesi şeklindedir. İnflamatuvar re-aksiyonun önlenmesi için tamoksifen, steroidler ve im-munsupresif ajanlar kullanılmaktadır. Bizim vakamızda hastada yalnızca üreteral obstruksiyon geliştiği için cer-rahi tedavi üreterolisiz olarak yapılmış ve cerrahi tedavi-ye ek olarak tamoksifen tedavisi başlanmıştır.
RF’de gelişen bilateral üreteral obstruksiyon için uygu-lanan üreterolizis işlemi obstruksiyonun giderilmesinde yaygın olarak kullanılan bir yöntem olmuştur.3 İşlem açık cerrahi veya laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Biz vakamızda açık cerrahi yöntemi tercih ettik. Lapa-roskopik yöntem ayrıca robotik olarak da uygulanabil-mektedir.6 Son yıllarda üreterolizis için daha çok lapa-roskopik ve robotik teknikler kullanılarak üreterolizis uygulanmaktadır. Ancak bazı hastalarda cerrahi kont-rendikasyonlar nedeniyle açık cerrahi halen uygulanan bir yöntemdir.
Sonuç olarak RF retoperitonun inflamatuvar bir hastalı-ğıdır. Hastalığın seyrinde genelde üreteral obstrüksiyon ortaya çıkar. Obstrüksiyonun giderilmesi için geçici teda-viler çözüm değildir. Üreteal obstrüksiyon kesin tedavisi hangi yöntem ile yapılırsa yapılsın üreterolizis işlemidir.
Resim 4. Üreterolisiz uygulanmış ve periton içine alınmış sol üreter.
77
Retroperitoneal Fibrozis Koru Proceedings
KAYNAKLAR
1. Ormond JK. Bilateral ureteral obstruction due to envelop-
ment and compression by an inflammatory retroperitoneal
process. J Urol 1948;59:1072-1079.
2. Kottra JJ, Dunnick NR. Retroperitoneal fibrosis. Radiol Clin
North Am 1996;34:1259-1275.
3. Demirci D, Gulmez I, Ekmekcioglu O, Sözüer EM, Keklik E
Intraperitonealization of the ureter during laparoscopic urete-
rolysis. J Urol 2001;165:180-181.
4. Baker LRI, Mallinson WJW, Gregory MC, Menzies EA, Cat-
tell WR, Whitfield HN et al. Idiopathic retroperitoneal fibro-
sis. A retrospective analysis of 60 cases. Br J Urol 1988;60:497-
503.
5. Vaglio A, Carlo S, Buzio C. Retroperitoneal fibrosis. Lancet.
2006;367:241-251.
6. Patrick W. Mufarrij, MD, Michael D. Stifelman, MD, Robotic
Ureterolysis, Retroperitoneal Biopsy, and Omental Wrap for
the Treatment of Ureteral Obstruction Due to Idiopathic Ret-
roperitoneal Fibrosis. Rewievs in Urol 2006:8;226-230
Beslenme ve Diyet
KORU HASTANESİ HİZMET BİRİMLERİ
Koru Hastanesi yaşamla bağınızı güçlendiriyor.Beslenme ve Diyet Bölümümüzde sağlıklı beslenme, obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, gut, mide ve bağırsak hastalıklarında beslenme tedavileri, karaciğer ve böbrek hastalıklarında beslenme, gebelik ve emziklilikte beslenme, çocuk ve adölesan beslenmesi branşlarında hizmet verilmektedir.
Beslenmenizi ve yaşam tarzınızı;ama ilk önce mutfağınızıbirlikte gözden geçirelim…
Sizce de kendiniz için bir şeyler yapmanın vakti gelmedi mi?
Obeziteyle birlikte dolaşım sisteminin bozulması sonucu hipertansiyon, kan yağlarının olumsuz etkilenmesiyle koroner arter hastalıkları ve gelişen insülin direnciyle birlikte diyabet görülebilir. Ayrıca vücut yağındaki artış kanser riskini de artırmaktadır. Burada amaç doğru beslenmeyle vücutta artmış yağ kütlesini azaltıp uygun egzersizlerle kas kütlesinde artış sağlamaktır.
Aşırı zayıflık da obezite gibi birtakım sağlık problemlerine neden olmaktadır. Yetersiz beslenmeyle kemik sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir, kas kütlesindeki düşüş güçsüzlüğe neden olabilir. Besin yetersizliği sonucu anemi başta olmak üzere bir takım vitamin ve mineral eksiklikleri yaşanabilir. Bayanlarda adet düzensizlikleri ve doğurganlıkta azalma görülebilir.
Hadi harekete geçin...
Koru Hastanesi beslenme ve diyetetik bölümü olarak amacımız öncelikle kişinin şu anki beslenme durumunu saptayıp onu optimum beslenmeye yakınlaştırmaktır. Burada bizim için önemli olan sağlıklı beslenmeyi kişinin yaşam tarzına adapte edebilmek, ulaşılabilir hedefler koymaktır.
Diyetisyen: Merve DEMİRTAŞ
“hayatı güzelleştirir”
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
79
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiDERLEME
İnfeksiyon Kontrol Hemşiresinin Nozokomiyal İnfeksiyonların Kontrolünde Önemi ve Rolü
Ayşegül Adlı DursunKoru Hastanesi İnfeksiyon Kontrol Hemşiresi
Yazar BilgisiAyşegül Adlı DursunÖzel Koru Hastanesi 1377. Sok. No 21. Balgat Ankara, Tel:0312 287 97 97, Fax: 0312 287 98 98e-posta: [email protected]
ÖZET
Nozokomiyal infeksiyonlar bütün dünyada güncel bir sorun-dur. Nozokomiyal infeksiyonların önlenmesi için kurulan in-feksiyon kontrol komitesinin bir üyesi olan infeksiyon kont-rol hemşireleri bu mücadelede kilit bir rol oynamaktadır.
Anahtar Kelimeler: İnfeksiyon, İnfeksiyon kontrol hemşiresi, Nazokomiyal enfeksiyon.
ABSTRACT
Nosocomial infections are an actual problem in the world. In-fection control nurses , whose a member of the infection con-trol committee for the prevention of nosocomial infections, are play a key role in prevention of nosocomial infections.
Key Words: Infection, Infection control nurse, Nosocomial infection.
80
DursunKoru Proceedings
GİRİŞ
Hastane infeksiyonları (Nozokomiyal Enfeksiyonlar), bir hastanede bulunmayla sebep ilişkisi gösteren; ya-tan hasta, sağlik personeli, ziyaretçi ve hastaneyle ilişkili diğer kişilerde oluşan infeksiyonlardır. Daha güncel ve geniş ifade ile “Sağlık hizmetleri ile ilişkili infeksiyonlar-dır”. Hasta hastaneye yattığında inkübasyon döneminde olmayan ve hastanede kazanılan infeksiyonlar hastane infeksiyonu vaya nozokomiyal infeksiyon olarak tanım-lanır. Nozokomiyal infeksiyonlar genellikle hastaneye yattıktan 48- 72 saat sonra ve taburculuğu takiben ilk 10 gün içinde gelişir. Cerrahi bir girişimi takiben ilk 30 gün içinde insizyon bölgesinde (yüzeyel, derin veya organ/boşluk) gelişen infeksiyonlar hastane infeksiyonu olarak kabul edilir (cerrahi alan infeksiyonu). Kalıcı olarak yer-leştirilmiş implant varlığında ise ( prostetik kalp kapağı, insan dokusundan olmayan damar grefti, mekanik kalp veya kalça protezi gibi insan dokusu kökenli olmayan implante edilmiş yabancı cisim) ameliyattan sonraki bir yıl içinde insizyon bölgesinde gelişen infeksiyonlar has-tane infeksiyonu olarak tanımlanır.1
Hastane infeksiyonları tıp ve hemşirelik uygulamaları içinde her zaman ele alınan bir sorun olmuştur. Sem-melweis (1847) hekimlerin hastalara infeksiyon bulaş-tırabileceklerini yazarak, öneriler getirmesine karşın yaşamını sepsise bağlı olarak yitirmiştir. Florance Nigh-tingale hijyen ve temizlikle ilgili kural ve hükümlerle, teknik bilgi ve becerileri içeren hemşirelik kuramında, fizik çevre üzerine yoğunlaşarak hastanın fizik çevresin-den optimum düzeyde tutulmasının hastalığın önlenme-si ve hastalık hızlarının düşürülmesinde önem taşıdığını vurgulamış, fizik çevredeki tüm olumsuzlukları (kötü havalandırma, ısı yetersizliği, toz vb.) hastanın iyileş-mesini etkileyen negatif stresörler olarak belirtmiştir. 1850-1900 yıllarında hemşireler tıbbi asepsinin koordi-natörü olarak geliştirdikleri ilke ve tekniklerle hastalık epidemilerini önlemeye çalışmışlardır.3
1948-1960 yıllarında hastane infeksiyonlarının çok önemli bir problem olduğu anlaşılmış, bunu İngiltere’de 1959 yılında ilk kez İnfeksiyon Kontrol Komitesi’nin (İKK) kuruluşu, 1962 yılında da İnfeksiyon Kontrol Hemşire (İKH)’liği kavramının ortaya atılması izlemiştir.
Ancak 1975 yılında dahi görev analizi yapılmamış olan infeksiyon kontrol hemşireleri bu görevini diğer iş-lerine ek olarak yürütmüşler ve tüm eğitimlerini West Middles’da iki günlük kurslar olarak almışlardır. Günü-müzde İnfeksiyon Kontrol Hemşireliği Derneği formal eğitim programlarını oluşturmuş, detaylı iş tanımlarını yapmıştır. 1987 yılında İngiltere’de artık İKH’nin tek görevinin infeksiyonu önlemek olduğu benimsenmiştir. Bölgesel sağlık kurumlarının hepsinde birer İKH gö-revlendirilmiştir. Artık hemşireler arasında infeksiyon kontrolü bir kariyer seçimi olmakta ve çekiciliğini gide-rek arttırmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, Atlanta Eyaleti’nde “Centers for Disease Control and Preven-tion” (CDC) tarafından yılda iki kez kurslar açılmakta, hemşireler için lisansüstü eğitim (master vb.) veren üni-versite programları geliştirilmektedir.4
Ülkemizde bu konuda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Hastanesi öncülük etmiştir. 1984 yılında ilk “Hastane İnfeksiyon Kontrol Komitesi(HİKK)” kurul-muş ve İnfeksiyon Kontrol Hemşiresi” kavramı orta-ya çıkmıştır. Hastane infeksiyonlarının tespiti hastaya ve laboratuara dayalı sürveyans yöntemi kullanılarak CDC(Centers for Disease Control and Prevention) kri-terlerine göre yürütülmektedir.3
Sağlık Bakanlığı tarafından yataklı tedavi kurumların-da, sağlık hizmetleri ile ilişkili olarak gelişen infeksiyon hastalıklarının önlenmesi ve kontrol altına alınması amacıyla yürütülen hastane infeksiyonlarının kontrolü çalışmaları kapsamında İnfeksiyon Kontrol Hemşirele-rinin eğitimine ve sertifikalandırılmasına dair çalışmalar yapılmakta olup, bu alanda uzmanlaşmak isteyen hem-şirelerin sağlık bakanlığının ilgili eğitimini alması, eğitim sonunda yapılan sınavlarda başarı göstermesi ve sertifi-ka sahibi olması şart koşulmaktadır.
İNFEKSİYON KONTROL HEMŞİRESİ NİTELİKLERİ
İnfeksiyon Kontrol Hemşireleri, infeksiyon kontrol ko-mitesinin tam gün görev yapan tek elemanıdır ve hasta-ne infeksiyonlarının kontrolünde anahtar rolü üstlenir.5
81
Nazokomiyal Enfeksiyonların Kontrolü Koru Proceedings
Nozokomiyal infekksiyonların önlenmesi konusunda görev yapan hemşirenin nitelikleri önemlidir. İKH ni-telikli ve enerjik bir performans göstermezse infeksiyon kontrol komitesi amaçladığı etkinliklerine ulaşamaz. Bu nedenle İKH olarak seçilen kişinin sahip olması gere-ken nitelikler şu şekilde özetlenebilir;
a. Ülkenin Yüksek Öğretim Kurulu tarafından onaylan-mış bir Hemşirelik Yüksek Okulu mezunu olmalı,
b. Meslekte en az bir yıl deneyime sahip olmalı,c. İnfeksiyon kontrol alanında uzman olmalı,d. İKK’nın amaçlarını benimsemeli,e. Hastane misyonuna, politikalarına, kalite güvenliğini
sağlayıcı standartlarına hakim olmalıf. İnfeksiyon kontrol programlarının düzenlenmesi,
uygulanması ve değerlendirilmesi konusunda yöne-tim becerilerini geliştirmiş olmalı
g. Liderlik, etkileşim, kişilerarası ilişkiler ve haberleşme becerilerini geliştirmiş olmalı,
h. Eğitim becerilerine sahip olmalı,i. İyi bir danışman ve rehber olmalı,j. Ekip çalışması bilincine sahip olmalı,k. Sağlık çevresini ve olanaklarını iyi bilmeli,l. Sistematik çalışmayı benimsemiş olmalı,m. En önemlisi de bu alanda çalışmaya ilgili olmalı.
İNFEKSİYON KONTROL HEMŞİRESİNİN GÖREVLERİ
a. Hastaların hastaneye başvurusundan sonra ortaya çıkan infeksiyonların tipi ve sayılarının bildirilmesi ve yakın takibi,
b. Her gün mikrobiyoloji laboratuvarı ile ilişki kurularak üreyen patojen mikroorganizmaların tespit edilmesi,
c. Haftada en az iki kere ünitelere ziyaret yapması ve bu sırada sorumlu doktor ve hemşirelerle ilişki ku-rarak yeni hastaların saptanması, infeksiyon şüphesi olan, ateşli ve antibiyotik kullanan hastaların tesbiti,
d. Sağlık personelinde oluşabilecek infeksiyonların tes-piti ve gerekli eğitimin yapılması,
e. Bütün infeksiyon verilerinin haftada bir kez, İKK’de görevli infeksiyon hastalıkları uzmanı ile gözden ge-çirmek,
f. İKK ya sunulmak üzere aylık rapor hazırlamak,
g. Tüm personeli infeksiyon kontrol uygulamaları yö-nünden denetlemek,
h. Bildirimi gerekli bulaşıcı hastalıkları vakit kaybetme-den Sağlık Müdürlüğüne haber vermek,
i. İnfeksiyonu olan hastan hastaneden taburcu edilir-ken veya başka bir yere sevkedilirken ilgili kişileri bilgilendirmek,
j. Aynı türden mikroorganizma ile iki veya daha çok hastada ortaya çıkan infeksiyonlarda geriye dönerek kaynakların araştırılması,
k. Hastaneye uygun dezenfeksiyonların seçiminde ve bu konudaki mikrobiyolojik araştırmalarda görev alma, eczane ile birlikte kullanım yerlerinin tespiti, personelin bu konuda eğitimi,
l. Hastanede uyulması gereken izolasyon tekniklerinin saptanması, gerekli malzemenin temini için öneriler-de bulunma,
m. İnfeksiyon kontrolüne ilişkin politika ve prosedürle-rin oluşturulması ve geliştirilmesi çalışmalarına katıl-mak,
n. Sürveyans verilerini toplayarak sorunları saptayıp gerekli önlemleri almak,
o. İnfeksiyon kontrolü ile ilgili araştırmalar yapmak, bi-limsel yayınları takip etmek ve bilimsel çalışmalara katılmak,
p. İnfeksiyon kontrolü için komite tarafından saptanan kuralların ve yöntemlerin denetimi ve eğitimi,
q. Tüm sağlık personelinin infeksiyon kontrol alanında eğitimi ve danışmanlığıdır.
İKH’nin bunlar dışında hemşirelik uygulamalarını ge-liştirmesi, kurslara devam etmesi ve bilgilerini sürekli yenilemesi gerekir. İKH, bütün bu görevlerinde hem-şirelik hizmetleri departmanlığına bağlı olmakla birlikte günlük sorumluluğu İKK’ya karşıdır.3
HASTANE İNFEKSİYONLARINI TESPİT YÖNTEMLERİ
a. Mikrobiyoloji laboratuarındaki tüm kültür sonuçları-nın izlenip, pozitif kültürlerin takibe alınması,
b. Her bir ünitedeki doktor, hemşire gözlemlerinin günlük olarak değerlendirilmesi,
82
DursunKoru Proceedings
c. Her hastaya uygulanan infeksiyon kontrol bildirim formlarının ve kayıtlarının değerlendirilmesi,
d. İnfeksiyon hastalıkları konsültasyon ekibi ile bağ-lantı kurup, hastane infeksiyonu olan hastalarla ilgili bilgi alınması.
İnfeksiyon kontrol hemşireleri tarafından yapılan visit-ler sonucunda, hastalar yerinde değerlendirilerek, hasta-ne infeksiyonunun varlığı veya türüne karar verilir. Her ayın sonunda kayıt edilen infeksiyon bildirim formla-rından, infeksiyonların aylık servislere dağılımı, hastane infeksiyonlarına neden olan mikroorganizmaların ser-vislere dağılımı, İKK’ne sunulur ve tartışılır.2
Hastane infeksiyonlarına bağlı morbidite, mortalite ve artan tedavi maliyetleri nedeni ile hastanelerde etkin in-feksiyon kontrol programlarının uygulanması çok büyük önem taşır. 20. yüzyıl sonrasında hastane infeksiyonları yataklı sağlık kuruluşlarındaki en önemli kalite göster-gesi haline gelmiştir. Hastanelerde kaliteli sağlık hizmeti sunmak için iyi organize edilmiş bir infeksiyon kont-rol programı yürütülmelidir. Hastane infeksiyonlarının kontrolünde infeksiyon kontrol hemşireleri anahtar rolü üstlenir. İ nfeksiyon kontrol hemşireliği klinik çalışma deneyimi, ameliyathane, yoğun bakım unitesi vb. riskli
bölgelerdeki uygulamalar mikrobiyoloji ve epidemiyo-loji alanlarında bilgi sahibi olma, iyi iletişim kurabilme becerisine sahip olma gibi birçok özelliğin bir arada bu-lunmasını gerektiren bir klinik uzmanlık alanıdır.
KAYNAKLAR
1. Şardan YÇ,Ünal S. İnfeksiyon Kontrol Komiteleri Nasıl Ör-
gütlenmelidir. Hastane Enfeksiyonları Yayını 2004;2:81-3.
2. Şimşek N,Ecioğlu N, Ünal S. Hastane İnfeksiyonlarının Ön-
lenmesinde İnfeksiyon Kontrol Hemşiresinin Rolü. Hastane
infeksiyonları Dergisi 1998;2:20-4.
3. Öztürk R. Hastane Enfeksiyonları: Sorunlar, Yeni Hedefler
ve Hukuki Sorumluluk. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli
Tıp Eğitimi Etkinlikleri. Hastane Enfeksiyonları Koruma ve
Kontrol Sempozyum Dizisi 2008;60:23-9
4. Öztürk R. Türkiye’de Enfeksiyon Kontrolü ile İlgili Son Ge-
lişmeler. Ankem Derg 2011;25:9-16.
5. Eksik A. Hastane İnfeksiyonlarının Kontrolünde Hemşirelik
Hizmetleri Klinik Derg 1994;7.6-9
6. Erbektaş İ, Lale S. İnfeksiyon Kontrol Hemşireliği: Tanım
ve görevleri. Hastane Infeksiyonları Kontrolü El Kitabı
2004;1:91-95.
83
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Nephrectomy In Benign Disease: A Case of Giant Renal Hydatic Cyst
1Fazlı Polat, 1Süleyman Yeşil, 1Cem Özlük, 1Hüseyin Gümüştaş, 1Hasan Biri, 1İbrahim Bozkırlı1Gazi University School of Medicine, Urology Department
Yazar BilgisiFazlı Polat41. cadde, No: 2/8 Cukurambar/Ankarae-mail: [email protected]
ÖZET
Ekinokokal hastalık özellikle Türkiye gibi koyun ve sığırların yaygın olarak yaşadığı yerlerde endemik olan bir hastalıktır. Ekinokokus granülozusun erişkin formu sıklıkla karaciğerde larval kistler oluşturur. Bu çalışmada primer sağ renal hidatik kist saptanan erkek hasta sunuldu. Multioküler kist total nef-rektomi ile komplet olarak alındı.
Anahtar Kelimeler: Kist hidatik, Nefrektomi
ABSTRACT
Echinococcal disease is an infestation endemic to areas of sheep and cattle raising and, therefore, to Turkey. The tapeworm, Echinococcus granulosus, forms larval cysts most commonly in the liver. In this study, a primary right renal hydatic cyst which was found in a male has been presented. The multilocular cyst was completely removed by total nefrectomia surgery.
Key Words: Hydatic cyst, Nephrectomy
84
Polat et. al. Koru Proceedings
INTROdUCTION
Echinococcal disease is an infestation endemic to areas of sheep and cattle raising and, therefore, to Turkey. Although hydatid disease of the kidney is uncommon, it still constitutes about 3% to 4% of cases of hydatid disease which patients may be asymptomatic or present with symptoms of lumbar region pain,haematuria, and hydatiduria (1) . The kidney is usually involved as part of disseminated disease, and isolated renal Echinococ-cus is extremely rare (2) . We describe a patient who had renal hydatidosis that is caused by the Echinococ-cus granulosus.
CLINICAL PRESENTATION
A 43years old man with a history of pain in the right flank. On abdominal examination, tender firm masses were palpable in right hypochondrium. His other sys-temic examination findings were normal. Laboratory investigations were normal except marked eosiniphilia. Echinococcus titer (indirect hemagglutinin test) was positive(1/32). A computerized tomography (CT) scan showed a 100x100x80 mm multilocular cysticmass with a mixed density in the superior-lateral portion of the right kidney.Medical therapy with oral albenda-zole 200 mg albendazole twice daily was administered
3 mounths before surgery. Right radical nephrectomy was performed adopting a transperitoneal approach for the anticipated diagnosis of renal adenocarcinoma. Dissection was difficult because there was no appar-ent plane of cleavage between the gerota fascia and the surrounding tissue. No minor and major complication performed during or after operation. Postoperative stay was 3 days.
dISCUSSION
Hydatid disease is a parasitic infestation caused by the larval form of Echinococcosis granulosus. The disease is most common in sheep-raising countries including Turkey (3) . The most common location for develop-ment of a parasitic cyst is the liver (65–75%), as the embryos are first carried there by mesenteric venules. Echinococcal larvae may reach the kidneys through bloodstream, lymph glands, or by direct invasion (2-4) . Routine blood tests are generally normal except for eosinophilia, which is found in only 50% of cases. Se-rologic tests such as Casoni skin test, complement fixa-tion test and indirect hemagglutination test, even with a high incidence of false negative and positive results, are helpful in some patients. Radiological studies have a more important place in the preoperative diagnosis of renal hydatic disease. These cysts are usually spheri-cal or oval shaped, and they may be single or multiple,
Figure 1. CT scan showing a giant cyst at the upper pole of the right kidney. Figure 2. Right Nephrectomy Specimen.
85
Nephrectomy of Giant Renal Hydatic Cyst Koru Proceedings
uniloculated or multiloculated, and thin walled or thick walled. More specific signs include visualization or cal-cification of the cyst wall, the presence of daughter cysts, and membrane detachment (3,5). Symptoms may be absent since echinococcal disease is usually an inci-dental finding. The most common presentation is of chronic flank pain or discomfort from cystic pressure (5). Ultrasonography usually demonstrates a multicystic or multiloculated mass. Computed tomography reveals unilocular thick-walled or multilocular cysts with well-defined walls. Detection of daughter vesicles on ultra-sound or CT is characteristic of renal hydatidosis (6).
Surgical procedures are the main treatment modality for renal hydatid disease. Simple nephrectomy, partial nephrectomy, endocystectomy or cystectomy choices may be selected according to the degree of renal paren-chymal destruction, size and location of cyst. Scolicidal agents such as formalin, cetrimidesoaked gauzes and salt solutions are helpful intraoperatively in protect-ing the surgical area (3). We performed nephrectomy for complete eradication of disease, because of the large size of the cyst and only small functional part of
kidney. Partial nephrectomy and closure of connection may have a risk of implantation of daughter cysts in these cases.
REFERENCES
1. Poulios C: Echinococcal disease of the urinary tract: Review
of the management of 7 cases. J Urol 1991;145:924.
2. Craig PS, Rogan MT, Campos-Ponce M: Echinococcosis:
disease, detection and transmission. Parasitology 2003; 127:
5–20.
3. Benjellous S, Elmirini M. Hydatid disease of the kidney (apro-
pos of 45 cases). Prog. Urol. 1993; 3: 209–15.
4. Col C, Col M, Lafci H: Unusual localizations of hydatid dise-
ase. Acta Med Austriaca 2003; 30: 61–64.
5. Angulo JC, Sanchez-Chapado M, Diego A, Escribano J, Ta-
mayo JC, Martin L: Renal echinococcosis: clinical study of 34
cases. J Urol 1997; 157: 787–794.
6. Vargas-Serrano B, Ferreiro-Arguelles C, Rodriguez- Romero
R, Marcos del Rio N. Imaging findings in renal hydatid disea-
se. Eur. Radiol.1997;7: 548–51.
Beyin Cerrahisi
KORU HASTANESİ HİZMET BİRİMLERİ
1- Disk hastalıkları ve dejeneratif omurga hastalıkları:Servikal,torakal ve lomber disk hernileri (boyun ve bel fıtığı) mikroskop eşli-ğinde mikrodiskektomi yöntemi ile yapılmaktadır. Spinal stenoz (dar kanal), spondilolistezis (bel kayması), omurga stabilizasyonu (enstrumantasyon) ameliyatları modern nöroşirurjinin tüm yöntemleri kullanılarak yapılmakta, Kemik erimesi, kemik tümörleri ve metastazlara bağlı omurga kırıklarında kapalı yöntemle yapılan kifoplasti ameliyatları başarı ile uygulanmaktadır.
2- Travmalar:Çökme kırıkları, epidural ve subdural hematomlar, kafa kaidesi tamirleri, omurga kırıkları ve stabilizasyonu, omurilik basısında acil cerrahi müdahaleler,
3- Beyin ve omuriliğin damar hastalıkları:Anevrizma, arteriovenöz malformasyon ve kavernoma ameliyatları, endarterektomi, intra-serebral hematomlar, vasküler anastomozlar, spinal avm’ler.
4- Nöroonkoloji:Her çeşit beyin ve omurilik tümörlerinin cerrahi tedavisi, meningiomalar, glial tümörler, serebellopontin köşe tü-mörleri, hipofiz tümörleri, beyin sapı, pineal bölge, posterior fossa tümörleri, kafa kaidesi tümörleri, ekstramedüller veya intra-medüller spinal tümörler. Kalvaryum lezyonları ve kranioplasti ameliyatları, kraniofasiyal cerrahi, kraniosinostoz ve şekillendirme ameliyatları.
5- Hidrosefali yapan tüm durumların tedavisi:Şant ameliyatları ve nöroendoskopik girişimler, third ventriculostomy, araknoid kistle-rin fenestrayonu.
6- Fonksiyonel nöroşirurji:Hemifasiyal spazm ve trigeminal nevraljide mikrovaskülar dekompresyon, vagal sinir stimulatörü yerleşti-rilmesi, epilepside (sara hastalığı) cerrahi tedavi.
7- Periferik sinir cerrahisi:Periferik sinir anastomozları, tamirleri, sinir tuzak sendromları cerrahisi.
8- Pediatrik nöroşirurji: Hidrosefali tedavisi Beyin sapı gliomları ,talamik tümörler ve hipotalmik gliomlar gibi derin yerleşimli beyin tümörleri . Sendromik ve nonsendromik kraniosinostoz vakalarında kraniofasiyal cerrahi epilepsi ameliyatları.Açık ve kapalı spinal disrafizm gibi spinal malformasyonlar
9- Yoğun bakım ünitesi:Kritik hastaları yakın monitorizasyonla izlemekte, her an için BT çekilebilmekte ,ameliyathane her zaman için müdahalelere hazır beklemektedir.
Kliniğimizde tüm modern nöroşirurji aletleri, modern ameliyat mikroskobu, mikroşirürji aletleri, high speed drill sistemi ameliyat-lar için sürekli hazır tutulmaktadır.
7 gün 24 saat hizmet
Özel koru hastanesinde beyin, omurilik ve sinir sistemiyle ilgili tüm cerrahi girişimler, uluslararası standartlarda modern tıbbın tanı ve cerrahi yöntemleri kullanılarak yapılmaktadır. Ameliyathane donanımı, ameliyat sonrası hasta bakım ve takiplerinin hassasiyetle sürdürüldüğü hastanemizde 7 gün 24 saat hizmet verilmektedir.Özel Koru Hastanesi Beyin Cerrahisi bölümünde her türlü nöroşirürjikal müdahale yapılabilmektedir.
Beyin Cerrahisi ÜnitesiOp. Dr. Soner ÇİVİ
“hayatı güzelleştirir”
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
87
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Fare Gözünde Deneysel Olarak Endotoksinle Oluşturulan Üveit Modelinde Endotelin Peptidlerin Rolü
1Hasan Ali Tufan, 2Meral Or, 3Sevim Ercan1Ardahan Devlet Hastanesi, Göz Hastalıkları, Ardahan, Türkiye 2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları, Ankara, Türkiye 3Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
Yazar BilgisiHasan Ali TufanArdahan Devlet Hastanesie-posta: [email protected]
ÖZET
AMAÇ: Bu çalışmada, farelerde endotoksinle oluşturulan deneysel üveit modelinde endotelin-1 (ET-1) reseptör anta-gonistlerinin rolü değerlendirilmiştir.
MATERYAL VE METOT: Çalışmamızda, 24 farenin 48 gözü değerlendirilmiştir. Fareler dört grupta incelenmiştir. Herhangi bir işlem yapılmayan birinci grup, kontrol grubunu oluşturmaktadır. İkinci gruba intraperitoneal lipopolisakkarit (LPS) enjeksiyonu uygulanarak deneysel üveit modeli oluştu-rulmuştur. Üçüncü gruba eş zamanlı olarak intraperitoneal LPS ve ETA reseptör antagonisti (BQ123) enjeksiyonu ya-pılmıştır. Dördüncü gruba benzer uygulama ile LPS ve non selektif ET-1 reseptör antagonisti (Bosentan) enjeksiyonu yapılmıştır. Enjeksiyonlardan 24 saat sonra serum ve humör aköz (HA) ET-1 düzeyindeki ve aköz protein konsantrasyo-nundaki (APC) değişiklikler değerlendirilmiştir. Bunlara ek olarak, üveal enflamasyonun şiddeti histopatolojik olarak de-ğerlendirilmiştir.
BULGULAR: Kontrol grubunda ortalama serum ve HA ET-1 düzeyi, sırasıyla, 95,90±32,53 pg/ml ve 144,03±44,71 pg/ml idi. Kontrol grubunda ortalama APC 270,87±149,09 pg/ml düzeyindeydi. LPS ejeksiyonu, serum, HA ET-1 düzeyinde ve APC’de belirgin bir artışa neden olmuş olup bu değerler sı-rasıyla 291,94±74,97 pg/ml (p=0.004), 565,67±376,29 pg/ml (p=0,037) ve 783,40±74,43 pg/ml (p=0,004) idi. Aynı za-manda, LPS enjeksiyonu yapılan farelerde histopatolojik olarak
ABSTRACT
PURPOSE: In this study, we investigated the role of the endothelin-1 (ET-1) receptor antagonists’ in a model of endotoxin-induced uveitis (EIU) in mice.
MATERIALS AND METHOD: 48 eyes of 24 mice were examined. The mice were evaluated in four groups. The 1st group was the control and no procedure was done. In the 2nd group, EIU was induced by intraperitoneal injection of lipopolysaccharide (LPS). In the 3rd group, both LPS and ETA receptor antagonist (BQ123), in the 4th group, both LPS and non-selective ET-1 receptor antagonist (bosentan) was injected intraperitoneally. 24 hours after the injections, the serum and humor aqueous (HA) ET-1 levels and aqueous protein concentration (APC) changes were assesed. The severity of uveal inflammation was examined histopathologically.
RESULTS: In the control group, mean levels of serum and HA ET-1 concentration and APC were 95,90±32,53 pg/ml, 144,03±44,71 pg/ml and 270,87±149,09 pg/ml respectively. LPS injection inceased the levels of serum, HA ET-1 and APC significantly. These levels were 291,94±74,97 pg/ml (p=0.004), 565,67±376,29 pg/ml (p=0,037) and 783,40±74,43 pg/ml (p=0,004) respectively. Also, severe uveitis was seen histopathologically. BQ123 inhibited the elevation of those parameters which were 83,33±37,56 pg/ml (p=0.004), 138,91±63,70 pg/ml (p=0,037) and 525,01±49,23
88
Tufan ve ark.Koru Proceedings
GİRİŞ
Üveit, ciddi görme kayıplarının en önemli nedenlerinden biri olup gelişmiş ülkelerde legal körlüklerin % 5-20’sini oluşturmaktadır1-2. Birkaç enfeksiyöz ve otoimmün meka-nizmalar dışında günümüzde hastalığın patogenezi ile ilgili olarak halen sınırlı bilgiye sahibiz3. Endotoksinle indükle-nen üveit (EIU); deney hayvanlarına sublethal dozda lipo-polisakkarid (LPS) verilmesiyle ortaya çıkan göze lokalize akut enflamatuar cevapla karakterize bir olaydır4. EIU bir akut ön üveit modeli olup bu hastalığın hem patofizyolo-jisinin değerlendirilmesinde hem de potansiyel tedavi se-çeneklerinin araştırılmasında kullanılmaktadır. EIU mode-linde, TNF-α, IL-6, IFN-γ, endotelin-1 5, PGE2 ve nitrik oksit gibi çeşitli medyatörlerin seviyesi oküler dokularda artmakta ve akut ve kronik inflamasyonda rol almaktadır6. 1988 yılında Yanagisawa ve arkadaşları tarafından domuz aorta endotelinden izole edilen endotelin-1 (ET-1), 21 ami-noasitten oluşan bir nöropeptid olup bilinen en potent va-sokonstrüktör maddedir7. Endotelin ailesinin üç izoformu, ET1, ET2 ve ET38 ve iki reseptör subtipi, ETA ve ETB olduğu saptanmıştır9. Başta ET-1 ve ET-3 olmak üzere en-dotelinlerin ve reseptörlerinin çeşitli oküler dokularda varlı-ğı gösterilmiştir10-11-12. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda ET-1’in EIU modelinde kritik rol oynadığı belirtilmiştir13-14. ET-1’in üveit gelişiminde önemli bir mediator olduğunu
bilmemize karşın bu konuyla ilgili sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır.Bu çalışmada, farelerde endotoksinle oluş-turulan deneysel üveit modelinde, serum ve humör aköz (HA) ET-1 düzeyindeki ve aköz protein konsantrasyonun-daki (APK) değişiklikler değerlendirilmiştir. Aynı zamanda, intraperitoneal olarak uygulanan selektif ETA reseptör antagonistinin (BQ123) ve non-selektif ET-1 reseptör an-tagonistinin (Bosentan) bu parametrelere olan etkisi değer-lendirilmiştir. Bunlara ek olarak üveal inflamasyonun şidde-ti histopatolojik olarak değerlendirilmiştir. Üveit modelinde bosentanın etkisini değerlendiren ilk çalışma olması ve yine ET-1 reseptör antagonistlerinin üveit üzerindeki etkilerini histopatoloji eşliğinde değerlendiren ilk çalışma olması açı-sından bu çalışmanın önemli olduğu düşüncesindeyiz.
MATERYAL VE METOd
Deney Protokolü
Bu çalışmada 24 farenin (8 haftalık, 20-25 gr) 48 gözü kullanılmıştır. Çalışma, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Etik Kurulu kurallarına uygun olarak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim-dalı laboratuarında gerçekleştirilmiştir.
şiddetli üveit tablosu izlenmiştir. BQ123 enjeksiyonu, LPS’nin neden olduğu serum ve HA ET-1 düzeyindeki ve APC’deki ar-tışı engellemiştir; bu parametreler sırasıyla, 83,33±37,56 pg/ml (p=0.004), 138,91±63,70 pg/ml (p=0,037) ve 525,01±49,23 pg/ml (p=0,037) olarak ölçülmüştür. Benzer şekilde, BQ123, LPS’nin neden olduğu üveit tablosunu histopatolojik olarak engellemiştir. Bosentan enjeksiyonu, LPS’nin bu parametre-lerde neden olduğu artışı engelleyememekte hatta arttırmakta-dır; bu parametreler sırasıyla 386,23±176,78 pg/ml (p>0.05), 540,33±214,18 pg/ml (p>0.05) ve 1107,10±117,67 pg/ml (p=0,055) olarak ölçülmüştür.
SONUÇ: ETA reseptör antagonizması sağlayan tedavi moda-liteleri ile ilgili daha ileri çalışmalar yapıldığı takdirde, bu mo-dalitelerin üveit tedavisinde kullanılabileceği düşüncesindeyiz.
Anahtar Kelimeler: Humör aköz (HA), Aköz protein konsant-rasyonu (APK), Endotoksinle indüklenen üveit (EIU), Lipopolisak-karit (LPS)
pg/ml (p=0,037) respectively. Similarly, BQ123 inhibited EIU, histopathologically. Bosentan injection could not inhibit those parameters. On the contrary, it augmented those parameters which were 386,23±176,78 pg/ml (p>0.05), 540,33±214,18 pg/ml (p>0.05) and 1107,10±117,67 respectively. Bosentan aggravated the uveitis histopathologically.
CONCLUSION: We think that ETA receptor antagonists may play role in the treatment of uveitis if more studies are done concerning these modalities.
Key Words: Humor aqueous (HA), Aqueous protein concentration (APC), Endotoxin-induced uveitis (EIU), Lipopolysaccharide (LPS)
89
Rat Üveit Modellerinde Endotelin Peptidlerin Rolü Koru Proceedings
Farelere işlem öncesi intramüsküler ketamin hidroklo-rür (25 mg/kg) ve ksilazin hidroklorür (5 mg/kg) uy-gulanarak genel anestezi ve proparakain hidroklorid ile topikal anestezi sağlanmıştır. Her türlü manipülasyon öncesinde sterilizasyon %5 povidon iodin solüsyonu ile sağlanmıştır. İntraperitoneal enjeksiyonlar steril şart-larda ve 27-gauge iğneli 1ml’lik insülin enjeksiyonu ile gerçekleştirilmiştir. Bütün solüsyonlar enjeksiyonlardan hemen önce hazırlanmıştır.
Her farenin iki gözü çalışmaya dahil edilmiştir. Sağ göz-den parasentez yolu ile humör aköz örneği alınırken sol göz histopatolojik değerlendirme için enüklee edilmiştir.
Gruplar
Hayvanlar randomize olarak 4 grupta incelendi. Grup 1 (n=6), kontrol grubu olup hiç bir işlem yapılmadı. Grup 2’ye (n=6) intraperitoneal yolla lippolisakkarit (LPS,S. Thphmirium, 50µg/0.1ml) uygulandı. Grup 3’e (n=6) intraperitoneal yolla LPS ile eş zamanlı ola-rak BQ123 (25µgr/0.05ml) uygulandı. Grup 4’e (n=6) intraperitoneal yolla LPS ile eş zamanlı olarak bosentan (100µgr/0.2ml) uygulandı.
Endotoksinle İndüklenen Üveit Modeli
İntraperitoneal 50µg/0.1ml LPS (S. typhimurium, Sigma Chemical Co.) enjeksiyonu ile üveit modeli oluşturuldu.
İntraperitoneal Enjeksiyonlar
2. grupta lipopolisakkarit (LPS,S. Thphmirium, 50µg/0.1ml), üçüncü grupta BQ123 (25µgr/0.05ml) ve 4. grupta bosentan (100µgr/0.2ml, Tracleer, Actelion) 27-gauge iğneli 1 ml’lik insulin enjektörü ile intraperito-neal olarak uygulandı.
Aköz Humör Örneği Alınması
İntraperitoneal enjeksiyonların 24. saatinde, hayvanların sağ gözlerinden aköz humör örnekleri alındı. İris, lens ve retina itina ile korunarak, 30-gauge iğneli 1 ml’lik in-sulin enjektörleri ile yaklaşık 0.01 ml aköz humör ör-nekleri toplandı. Tüm örnekler satrifüj edildikten sonra
biyokimyasal değerlendirmeye kadar – 80 ºC ‘de sak-landı. Aköz humör örnekleri ET-1 seviyesi ve protein konsantrasyonu açısından değerlendirildi.
Serum Örneği Alınması
İntraperitoneal enjeksiyonlardan 24 saat sonra ve aköz humor alınmasının hemen akabinde, intrakardiyak yolla 0.5 ml serum örneği alındı.Ötenazi ve Enükleasyon
Humör aköz ve serum örneklerinin alınmasını takiben yüksek dozda xylazin hidroklorid (200 mg/kg; Alfazyne, Alfasan, Netherlands) intrakardiyak yolla uygulandı. Öte-naziyi takiben sol gözler enüklee edildi. Histopatolojik değerlendirmeye kadar örnekler -80ºC’de muhafaza edildi
Grupların Değerlendirilmesi
Örnekler objektif testler ile değerlendirildi. Objektif testler, ET-1 ve aköz protein konsantrasyonunun ölçü-mü ve histapatoljik değerlendirmelerdi.
i. Aköz Protein Konsantrasyonunun Ölçümü
Aköz protein konsantrasyonu modifiye Lowry meto-du15 ile tespit edilmiş olup değerler pikogram/ml olarak verilmiştir.
ii. Aköz Humör ve Serum ET-1 Düzeyinin Ölçümü
Serum ve HA endotelin-1 düzeyi, kantitatif sandviç en-zim immünassay tekniği kullanılarak değerlendirilmiştir. Tabanında fare ET-1 spesifik antikorlar bulunan ELISA kiti kullanılmış olup (Mouse Endothelin 1, ET-1 ELI-SA Kit, Uscnlife) bu kit 1pg/ml altındaki ET-1 düzeyini tespit edebilecek sensitiviteye sahiptir.
iii. Histopatolojik Değerlendirme
Deney süresi sonunda elde edilen sol göz küreleri %10’luk tamponlu formalinde 48 saat süreyle tespit edilmiştir. Her iki yarısında kornea, sklera, üvea ve optik sinirin izlenmesine olanak verecek şekilde longitudinal eksen boyunca kesit yapılmıştır. Dokular %50, %70,
90
Tufan ve ark.Koru Proceedings
0,00
50,00
100,00
150,00
200,00
250,00
300,00
350,00
400,00
1 2 3 4
Serum ET-1 değişimi
Grup
Grafik 1. Serum ET-1 düzeyindeki değişim
%80, %90 ve absolu alkol serilerinden 2 saat süreyle ge-çirildikten sonra, 4 saat ksilol, 2’şer saat ksilol+parafin ve parafinde bekletildikten sonra parafine gömülmüş-tür. Rotary mikrotom ile her parafin bloktan 4-5 mm kalınlığında 3’er adet seri kesit alınmıştır. Kesitler rutin olarak hematoksilen eozin ile boyandıktan sonra Oly-mpus BX51 ışık mikroskobunda değerlendirilmiş ve fo-tomikrografları çekilmiştir.
İnflamasyon şiddetinin histopatolojik olarak derecelendirilmesi
Verma ve arkadaşlarının kriterleri göz önünde bulundu-rulmuştur16.
İstatistiksel Analiz
Dört grup bulunmakta olup gruplar kendi içinde serum ET-1 düzeyi, HA ET-1 düzeyi ve HA protein konsant-rasyonu değişiklileri açısından nonparametrik Mann Whitney U Test kullanılarak istatistiksel olarak karşılaş-tırılmıştır. 0.05’in altındaki p değerleri istatistiksel an-lamlılık kriteri olarak alınmıştır. Veri analizi SPSS 13.0 for Windows programı ile yapılmıştır.
BULGULAR
Serum ET-1 Değişiklikleri
Tüm deneklerden alınan serumlardaki ET-1 düzeyle-ri, Tablo I ve Grafik I’de sunulmuştur. 1. grupta, or-talama serum ET-1 düzeyi, 95,90±32,53 pg/ml olarak saptanmıştır. 2. grupta, ortalama serum ET-1 düzeyi, 291,94±74,97 pg/ml olup kontrol grubuna göre an-lamlı olarak yüksek bulunmuştur (p=0.004). 3. grupta, ortalama serum ET-1 düzeyi 3,33±37,56 pg/ml olup
2. gruba göre ET-1 düzeyinin anlamlı olarak azaldığı (p=0.004) ve bu değerin kontrol grubundan istatistik-sel olarak farklı olmadığı izlenmiştir (p>0.05). 4. grup-ta, ortalama serum ET-1 düzeyi 386,23±176,78 pg/ml olup 2. grup ile arasında anlamlı fark olmadığı ve tüm gruplar arasında en yüksek ET-1 düzeyinin bu grupta olduğu izlenmiştir (p>0.05).
Humör Aköz ET-1 Değişiklikleri
Tüm deneklerden elde edilen HA ET-1 düzeyleri, Tab-lo II ve Grafik II’de sunulmuştur. Birinci grupta or-talama HA ET-1 düzeyi 144,03±44,71 pg/ml olarak saptanmıştır. İkinci grupta ortalama HA ET-1 düzeyi 565,67±376,29 pg/ml olup bu değer kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p=0,037). Üçüncü grupta ortalama HA ET-1 düzeyi 138,91±63,70 pg/ml olup bu değer 2. gruba göre anlamlı olarak daha düşük düzeyde bulunmuştur (p=0,004). Dördüncü grupta orta-lama HA ET-1 düzeyi 540,33±214,18 pg/ml olup ikinci grup ile arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05).
Humör Aköz Protein Konsantrasyonu Değişiklikleri
Tüm deneklerden elde edilen HA protein konsantrasyon-ları, Tablo III ve Grafik III’te sunulmuştur. Birinci grupta ortalama HA protein konsantrasyonu 270,87±149,09 pg/ml olarak saptanmıştır. İkinci grupta ortalama HA prote-in konsantrasyonu 783,40±74,43 pg/ml olup bu değer kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur
Tablo 1. Serum ET-1 düzeyleri (pg/ml)
Grup Enjeksiyon Serum ET-1 (pg/ml)
1 Kontrol 95.9±32
2 LPS 291.9±74
3 LPS+BQ123 83.3±37
4 LPS+BOSENTAN 386.2±176
91
Rat Üveit Modellerinde Endotelin Peptidlerin Rolü Koru Proceedings
(p=0,004). Üçüncü grupta ortalama HA protein kon-santrasyonu 525,01±49,23 pg/ml olup bu değer 2. gruba göre anlamlı olarak daha düşük iken (p=0,004) kontrol grubundan ise anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,016). Dördüncü grupta ortalama HA protein konsantrasyonu 1107,10±117,67 pg/ml olup 2. gruba göre daha yüksek düzeyde bulunmuştur (p=0,055).
Histopatoloji
Histopatolojik olarak inflamasyon şiddeti Tablo IV’te izlenmektedir. Grup 2 ve 4’te inflamasyonun şiddetli olduğu görülmekte iken grup 3’te inflamasyonun grup 2’ye gore daha az olduğu dikkat çekmektedir.
SONUÇ
Üveit, üveal dokuları tutan kompleks bir inflamatuar hastalık olup kesin patofizyoljisi halen tam olarak or-taya konulmamıştır. EIU, LPS ile sağlanan akut üveit tablosuyla karakterize intraoküler inflamasyon olup üveitin patofizyolojisinin anlaşılması açısından önemli bir modeldir17. EIU, ön segmente inflamatuar hücre in-filtrasyonu ve oküler bariyerlerin yıkımına bağlı humör aköze protein sızıntısıyla karakterizedir18-19. İnflamasyo-na, LPS’nin active ettiği inflamatuar hücrelerden salınan TNF, IL-1, IL-6, IL-8 ve ET-1.6 20, gibi medyatörlerin aracılık ettiği gösterilmiştir.
Bizim çalışmamızda, diğer çalışmalara bezer şekilde intraperitoneal LPS enjeksiyonu sonrası şiddetli üve-it tablosu geliştiği izlenmiştir. ET-1 ilk olarak domuz aortunda potent bir vazokonstriktör mediator olarak tanımlanmış7 ve takiben oküler dokularda varlığı gös-terilmiştir21. Endotelin-1’in göz üzerindeki etkileri ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda, Endotelin-1’in göz içi basıncında, pupil çapında, korioretinal dolaşımda22 ve intraoküler enflamasyonda23-24 rol aldığı gösterilmiştir. Daha önce yapılan çalışmalarda, EIU modelinde aköz ET-1 konsantrasyonunun kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu ve ET-1’in üveitte önemli bir medyatör olduğunu doğrular şekilde tavşan gözüne ET-1 enjek-siyonu yapıldığında aköz protein konsantrasyonunda artışı olduğu görülmüştür14. Bizim çalışmamızda da benzer şekilde intraperitoneal LPS enjeksiyonu yapılan
0
100
200
300
400
500
600
1 2 3 4
HA ET-1 değişimi
Grup
Grafik 2. Humör Aköz (HA) ET-1 düzeyindeki değişim
0
200
400
600
800
1.000
1.200
1.400
1.600
1 2 3 4
HA protein konsantrasyon değişimi
Grup
Grafik 3. Aköz protein konsantrasyonundaki (APK) değişim
Tablo 2. Humör aköz (HA) ET-1 düzeyleri (pg/ml)
Grup Enjeksiyon HA ET-1 (pg/ml)
1 Kontrol 144±44
2 LPS 565,6±376
3 LPS+BQ123 138,9±63
4 LPS+BOSENTAN 540,3±214
Tablo 3. Aköz protein konsantrasyon (APK) düzeyleri (pg/ml)
Grup Enjeksiyon APK (pg/ml)
1 Kontrol 270.8±149
2 LPS 783.4±74
3 LPS+BQ123 525±49
4 LPS+BOSENTAN 1107.1±117
92
Tufan ve ark.Koru Proceedings
2. grupta, aköz ET-1 düzeyi, kontrol grubundan an-lamlı olarak daha yüksek izlenmiştir. Çalışmamızda dikkati çeken bir diğer nokta, LPS enjeksiyonu sonrası aköz ET-1 konsantrasyonunun serum ET-1 konsant-rasyonundan 1.9 kat fazla olduğudur. Bu durum ET-1’in aktif şekilde aköz humöre salındığını ve üveitte rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Benzer sonuçları Lepple-Wienhhad ve arkadaşları da bildirmişlerdir25. Daha önceki çalışmalarla26 uyumlu şekilde, bizim çalış-mamızda da LPS enjeksiyonu sonrası APK anlamlı ola-rak artmıştır. Kan-aköz bariyerindeki ciddi hasar APK düzeyini arttırmakta ve bu durumun oluşmasında ET-1 önemli rol oynamaktadır. Salınan ET-1, ETA ve ETB reseptör subtipleri üzerinden etki etmektedir27-28.
Çalışmamızda, sentez inhibitörü olmamasına karşın bir ETA reseptör antagonisti olan BQ123’ün, LPS’nin neden olduğu humör aköz ve serum ET-1 düzeyin-deki artışı azalttığı izlenmiştir. Daha önce yapılan ça-lışmalarda, ETB reseptörlerinin dolaşımdaki ET-1’in yıkımında rol oynadığı, bu nedenle clearance receptor olarak da adlandırılabileceği belirtilmiştir29-30. Çalışma-mızda, BQ123 enjeksiyonuna bağlı serum ve HA ET-1 düzeyindeki azalmadan, ETA reseptör blokajıyla daha etkin hale gelen ve otoregülasyonda rol alan ETB re-septörünün sorumlu olduğunu düşünmekteyiz.Yapılan çalışmalarda, ETA reseptörünün, araşidonik asit me-tabolitleri üzerinden inflamasyonda rol aldığı ve ETA reseptör antagonisti (97-139) enjeksiyonu yapıldığında APK ve aköz PGE2 düzeyinde azalma sağladığı be-lirtilmiştir31. Çalışmamızın sonucunda ETA reseptör antagonistlerinin yalnızca reseptör blokajı üzerinden değil aynı zamanda ET-1 düzeyinde azalma sağlayarak inflamasyonun baskılanmasında rol aldığı görülmüştür. Çalışmamızda bir diğer önemli nokta, LPS’nin neden
olduğu üveitin, BQ123 ile baskılandığının histopatolojik olarak gösterilmesidir.Çalışmamızın diğer ayağında uy-gulanan non-selektif ETA ve ETB reseptör antagonisti bosentan, LPS’nin neden olduğu aköz ve serum ET-1 düzeyindeki artışı engelleyememiş hatta istatistiksel olarak anlamlı olmayan bir artışa neden olmuştur. Aynı zamanda bosentan uygulanan grupta, yalnızca LPS uy-gulanan gruba göre APK daha yüksek bulunmuştur. Laboratuar bulgularıyla uyumlu şekilde, histopatolojik olarak da bosentanın üveit tablosunu şiddetlendirdiği görülmüştür. Shoji ve arkadaşları, ETB reseptör anta-gonisti BQ-788 uygulandığında ET-1’in neden olduğu APK artışının engellenemediğini bildirmişlerdir31. Çalış-mamızda, ETA reseptör antagonisti BQ123’ün aksine non-selektif ET-1 antagonisti bosentanın ET-1 ve APK artışını engellemediği izlenmiştir. Bu durumun, otore-gülasyondan sorumlu ETB reseptörünün inhibisyonun-dan kaynaklandığını düşünmekteyiz. ETB reseptör blo-kajı, ET-1’in,inflamasyonda önemli rol oynayan ETA reseptörü üzerinden daha fazla kullanılmasını sağlıyor olabilir. Çalışmamız, üveitte bosentanın etkisini araştı-ran ilk çalışma olması açısından önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, ET-1’in üveit gelişiminde önemli bir faktör olduğu görülmüştür. Bu çalışmada, ETA reseptör anta-gonizmasının (BQ123) hem serum hem de HA ET-1 düzeyini azalttığı görülmüştür. Bu yönüyle ETA reseptör antagonistlerinin üveit gelişimini engellemede bir başka etki mekanizması ortaya çıkmıştır. Çalışmamız, ETA re-septör antagonistlerinin, ET-1 düzeyine olan etkisini de-ğerlendiren ilk çalışma olması yönüyle değerlidir. Üveit modelinde ETA ve ETB reseptör antagonisti bosentan, BQ123 ile sağlanan serum ve aköz ET-1 düşüşünü engel-leyememektedir. ETB reseptör antagonizması, ET-1 me-tabolizmasını azaltarak üveit tablosunu şiddetlendirmek-tedir. Çalışmamız, bosentanın oftalmoloji alanında ilk kez kullanılıyor olması açısından değerlidir. Sonuç olarak, ET-1 sentez ve salınımını engelleyen veya ETA reseptör antagonizması sağlayan tedavi modaliteleri ile ilgili daha ileri çalışmalar yapıldığı takdirde, bu modalitelerin üveit tedavisinde kullanılabileceği düşüncesindeyiz.
Tablo 4. Üveal inflamasyon şiddetinin skor değerleri
Grup Enjeksiyon Histopatolojik Skor
1 Kontrol 0/+
2 LPS +++
3 LPS+BQ123 +
4 LPS+BOSENTAN +++
93
Rat Üveit Modellerinde Endotelin Peptidlerin Rolü Koru Proceedings
KAYNAKLAR
1. Read RW. Uveitis: advances in understanding of pathogene-
sis. Curr Rheumatol Rep 2006;8:260–266.
2. Curi A, Matos K, Pavesio C et al. Acute anterior uveitis. Clin
Evid 2005;14:739–743.
3. Gupta R, Murray PI. Chronic non-infectious uveitis in the
elderly: epidemiology, pathophysiology and management.
Drugs Aging 2006;23:535-558.
4. Rosenbaum JT, McDevitt HO, Guss RB et al. Endotoxin-
induced uveitis in rats as a model for human disease. Nature
1980;286:611–613.
5. Sugiura M, Inagami T, Kon V et al.Endotoksin stimula-
tes endothelin-release , in vivo and in vitro as determined
by radioimmunoassay. Biochem Biophys Res Commun
1989;161:1220-1227.
6. De Vos AF, Hoekzema R, Kijlstra A at al. Cytokines and
uveitis. A review. Curr Eye Res 1992;11:581–597.
7. Yanagisawa M, Kurihara H, Kimura Set al.A novel potent va-
soconstrictor peptide produced by vascular endothelial cells.
Nature 1988;322:411-416.
8. Inoue A, Yanagisawa M, Kimura S et alThe human endot-
helin family: three structurally andpharmacologically distinct
isopeptides predicted by three separate genes. Proc Natl
Acad Sci1989;86:2863-2870.
9. Arai H, Hori S, Aramori I et al. Cloning and expressi-
on of a cDNA encoding an endothelin receptor. Nature
1990;348:730-732.
10. MacCumber MW, Ross CA, Glaser BM el al.Endothelin:
Visualization of mRNAs by in situ hybridization provi-
des evidence for local action. Proc Natl Acad Sci USA
1989;86:7285–7289.
11. Wollensak G, Schaefer HE, Ihling C et al. An immunohistoc-
hemical study of endothelin-1 in the human eye. Curr Eye
Res 1998;17:541–545.
12. Stitt AW, Chakravarthy U, Gardiner TA, Archer DB et al.
Endothelin-like immunoreactivity and receptor binding in
the choroid and retina. Curr Eye Res 1996;15:111–117.
13. Shoji N, Oshika T, Masuda K et al. Inflammatory reaction
via arachidonic acid cascade after intravitreal injection of
endothelin-1. Curr Eye Res 1998;17:205-210.
14. Shoji N, Oshika T, Masuda K et al. Endothelin-1 and intrao-
cular inflammation in pigmented rabbit eyes. Jpn J Ophthal-
mol 1997;41;150-153.
15. Sandermann and Stromiger: Purification and properties of
C 55 -isoprenoid alcohol phosphokinase from Staphylococ-
cus aureus. J Biol Chem 1972; 247: 5123-531
16. Manju J Verma, Naofumi Mukaida, Ute Vollmer–Conna et
al. Endotoxin-Induced Uveitis is Partially Inhibited by Anti–
IL-8 Antibody Treatment Ophthalmol Vis Sci 1999;11:2465-
247.
17. Ayo C: A toxic ocular reaction I. New property of Schwart-
zman toxins. J Immunol 1943;46:113–132.
18. Forrester JV, Worgul BV, Merriam GR Jr et al. Endotoxin-
induced uveitis in the rat. Graefes Arch Klin Ophthalmol
1980;213:221–233.
19. Howes EL, Cole P.W., Adair TM. et al. Cellular and vascular
responses in acute experimental ocular inflammation. Invest
Ophthalmol Vis Sci 1994;35:4031–4038.
20. Nakamura T, Kasai K, Sekiguchi Y et al. Elevation of plasma
endothelin concentration during endotoxin shock in dogs
Eur J Pharmacol 1991;205:277-282.
21. MacCumber M W, Jampel H D and Snyder S H Ocular ef-
fects of the endothelins: abundant peptides in the eye. Arch
Ophthalmol 1991;109:705–709.
22. Sugiyama T, Oku H, Moriya S et al.Effect of endothelin-1
on ocular circulation. J Jpn Ophthalmol Soc 1993;97:678–
682.
23. Taniguchi T, Okada K, Haque M S R et al. Effects of endot-
helin-1 on intraocular pressure and aqueous humor dyna-
mics in rabbit eye. Curr Eye Res 1994;13: 461–464.
24. Ishikawa H, Yoshitomi T, Harada Y et al.The presence of
two sites of action of endothelins in the isolated rabbit iris
sphincter and dilator muscles. Curr Eye Res 1993;12:1049–
1055.
25. Lepple-Wienhues A, Becker M, Stahl F et al. Endothelin-like
immunoreactivity in the aqueous humor and in conditioned
medium from cultured ciliary epithelial cells. Curr Eye Res
1992;11:1041–1046.
26. Chen HB, Yamabayashi S and Tsukuhara S: Morphological
Changes in Rabbit Ciliary Epithelium and Blood–Aqueous
Barriers after Intravitreal 10−5M Endothelin-1. Exp Eye Res
1996;62:605-612.
27. Sakurai T, Yanagisawa M, Masaki T: Molecular characte-
rization of endothelin receptors. Trends Pharmacol Sci
1992;13:103–108.
28. Marsault R, Feolde E, Frelin C: Receptor externalization de-
94
Tufan ve ark.Koru Proceedings
termines sustained contractile responses to endothelin-1 in
the rat aorta. Am J Physiol 1993;264:687–693.
29. Fukuroda T, Fujikawa T, Ozaki S et al. Clearance of circu-
lating endothelin-1 by ETB receptors in rats. Biochem Bi-
ophys Res Commun 1994;199:1461–1465.
30. Berthiaume N, Yanagisawa M, Labonte J, D’Orleans-Juste
P: Heterozygous knock-Out of ET(B) receptors induces
BQ-123-sensitive hypertension in the mouse. Hypertension
2000;36:1002–1007.
31. Shoji N, Oshika T, Amano S, Masuda K: Effects of endothe-
lin receptor antagonists on anterior chamber inflammation
induced by intravitreal injection of endothelin-1. Exp Eye
Res 1999;69:437-444.
95
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Retrorektal Tümör: Olgu Sunumu
1Bahadır Ege, 2B. Bülent Menteş1Koru Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı
Yazar BilgisiBahadır EgeÖzel Koru Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği, Oğuzlar mah. 1377 sok 21 Balgat, ANKARAe-posta: [email protected]
ÖZET
Retrorektal kitleler cerrahi pratikte nadir görülen olgulardır ve konjenital kalıntılardan gelişebildiği gibi kemik, nerojenik, inflamatuvar ve metaztatik orjinlide olabilirler. Çoğunlukla benign karekterde olup malign transformasyonda göstere bi-lirler. Bu nedenle agresiv cerrahi tedavi gerektirirler. Olgu ola-rak posterior sagital yaklaşımla opere edilen retrorektal kitleli 18 yaşında kadın hasta sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Retrorektal kitle, Posterior sagital yaklaşım.
ABSTRACT
Retrorectal masses are rarely encountered in surgical practice, and they arise from congenital remnants, and from osteogenic, neurogenic, inflammatory, or metastatic processes. The major-ity of these masses are benign but many can be malignant, so they need to be treated with aggressive surgical management. We report a 18-year-old woman with rectorectal masse. The patient was operated via a posterior sagittal approach.
Key Words: Retrorectal masses, Posterior sagittal approach.
96
Ege ve Menteş.Koru Proceedings
GİRİŞ
Retrorektal ya da presakral bölgedeki kitleler nadiren görülmektedir. Referans merkezlerde bu tümörlerin insidansı 1/40.000-63.000 olarak bildirilmiştir.1,2 Çok nadir görülmesine rağmen, genel cerrahların çoğu ka-riyerlerinin bir döneminde en az bir kez retrorektal tü-mörler ile karşılaşmıştır.1 Tümoral kitlelerin büyük bir kısmı benign olmakla beraber malign de olabilmektedir. Bu yüzden agresif cerrahilere ihtiyaç duyulabilmekte-dir. Retrorektal bölgedeki kitlelere hatalı tanı konulması ve uygunsuz cerrahi tedavi edilmesi sonucunda cid-di ve geri dönüşümü olmayan komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Retrorektal alanda bulunan lezyonlar konjenital ya da akkiz, benign ya da malign olarak sınıf-landırılmaktadır. Bu lezyonların 2/3’ü konjenital olup bunların da 2/3’ü benign olarak bildirilmiştir. Yumuşak doku, sinir, yağ ve vasküler yapılardan oluşan bu potan-siyel alan oldukça karmaşık embriyolojik gelişime sahip-tir. Bölgedeki üç farklı germinal tabakadan kaynaklanan totipatansiyel hücreleri içerdiğinden bunlardan meyda-na gelen tümöral lezyonlar da farklı farklıdır.
OLGU
Rektal tenezm ve pelvik ağrı nedeniyle başvurduğu kli-nikçe yapılan karın ultrasonografisinde retrorektal pel-vik kitle saptanması üzerine kliniğimize refere edilen 18 yaşında bayan hastada rektal tuşede posterior yerleşim-li rektorektal kitle palpe edildi. Hastaya yapılan pelvik MR’da rektorektal yerleşimli 10x8 cm’lik kitle mevcuttu (Resim 1). Kolonoskopide rektum distalinde lumene dı-şarıdan bası yapan kitle formasyonu dışında ek patoloji-ye rastlanmadı. Hasta gerekli hazırlık yapıldıktan sonra opere edildi. Kitlenin lokalizasyonu nedeniyle en uygun
cerrahi seçenek olan posterior sagıtal yaklaşım ile (Re-sim 2) kitleye ulaşıldı ve total olarak eksize edildi (Resim 3). Postoperatif dönemde sorunsuz seyreden hasta 3. gün taburcu edildi.
TARTIŞMA
Retrorektal kitlerle genellikle asemptomatiktir. Bu neden-le insidental olarak tespit edilirler.3,4 Retrorektal tümörler kadınlarda daha sık görülür.4 Bizim hastamızdada olduğu gibi nadiren perirektal ağrı, kabızlık, dışkılama kalibrasyo-nunda değişiklik, tenezm ve rektal kanama şikayetlerine yol açabilir.3,5 Retrorektal tümörler konjenital, neurojenik, inflamatuvar, kemik yapı ve mix tip olabilir. Konjenital lezyonlar retrorektal tümörlerin %55-70’ni oluşturmak-tadır. 3,6,7 Konjenital lezyonlar kordoma (notochord ka-lıntısı), teratoma, anterior sakral meningosel ve gelişm-sel kistlerdir (dermoid, epidermoid, enterik duplikasyon veya tailgut kistleri). Tedavi edilmeyen teratomlarda % 5-10 malignite gelişim riski vardır.4 Rektal muayene kitle-nin lokalizasyonu, kistik veya solid oluşunun belirlenmesi açısından önemlidir.8 Kolonoskopi diğer rektal mukozal lezyonların ekartasyonunun yapılabilmesi için gereklidir. Pelvik MR ile lezyonun değerlendirilmesi başarılı bir şe-kilde yapılmaktadır. Retrorektal tümörlerde biyopsi hala
Resim 1. Posterior sagital yaklaşım. Resim 2. Pelvik MR’da retrorektal kitle.
97
Retrorektal Tümör: Olgu Sunumu Koru Proceedings
tartışılmaktadır. Biyopsi lezyonun enfeksiyonuna ve re-kürrenslere yol açabilmektedir.8,9 Başarılı komplet eksiz-yon rekürrens, infeksiyon, malign transformasyondan hastayı korumaktadır.
KAYNAKLAR
1. Menteş BB, Kurukahvecioğlu O, EGE B, Karamercan A, Le-ventoğlu S. Retrorectal tumors: A case series. Turk J Gastro-enterol 2008;19: 40-44.
2. Leventoğlu S, Menteş BB. Retrorektal Tümörler. Kolon Rek-tum Hast Derg 2007;17:61-69.
3. Jao S-W, Beart RW, Spencer RJ,Retrorectal tumors: Mayo Cli-nic experience 1960-1979. Dis Colon Rectum1985; 28: 644-52.
4. Glasgow SC, Birnbaum EH, Lowney JK,Retrorectal tumors: a diagnostic and therapeutic challenge. Dis Colon Rectum 2005; 48: 1581-7.
5. Cody HS 3rd, Marcove RC, Quan SH. Malignant retro-rectal tumors: 28 years’ experience at Memorial Sloan-KetteringCancer Center. Dis Colon Rectum 1981; 24: 501-6.
6. Uhlig BE, Johnson RL. Presacral tumors and cysts in adults. Dis Colon Rectum 1975; 18: 581-9.
7. Stewart RJ, Humphreys WG, Parks TG. The presentation and management of presacral tumors. Br J Surg 1986; 73:153-5.
8. Hannon J, Subramony C, Scott-Conner CE. Benign retrorec-tal tumors in adults: the choice of operative approach.Am Surg 1994; 60: 267-72.
9. Bohm B, Milsom JW, Fazio VW, et al. Our approach to the management of congenital presacral tumors in adults. IntJ Colorectal Dis 1993; 8: 134-8.
Resim 3. Retrorektal kitlenin total olarak çıkarılması.
Genel Cerrahi
KORU HASTANESİ HİZMET BİRİMLERİ
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
Gastrointestinal Sistem CerrahisiBu grup hastalığın dogru tedavi edilebilmesi için tanısının doğru konulabilmesi gereklidir. Bunun içinde kliniğin iyi bir endoskopik değerlendirme birimine sahip olması gerekir. Hastanemiz Gİ Ünitesi ileri teknolojik işlemlerin yapıldığı başarılı ve saygın bir ünitedir.
Gastroenteroloji-cerrahi Endoskopi Ünitesi (GI Ünitesi)Hastanemiz Gİ ünitesi bünyesinde proktolojik işlemler, kolonoskopi, özefagusmideduoenoskopi ve ERCP gibi ileri teknolojik işlemlerin yapılabildiği başarılı ve saygın endoskopi ünitesine sahiptir. Tanı alan hastalara gerektiğinde cerrahi tedavisi planlanmakta, uygun hastalıklarda endoskopik girişimler yapılmakta ve cerrahi gerektirmeyen ancak PTNSE ve FemiScan gibi yöntemlere ihtiyaç duyan hastalara da bu işlem başarıyla uygulanmaktadır.
Laparoskopik Cerrahi ve Fıtık CerrahisiKarın duvarı kesilmeden laparoskopik enstürmanların yardımıyla safra kesesi hastalıkları, hiatus hernisi (mide fıtığı) kalın ve ince barsak, apandiks hastalıkları, diagnostik amaçlı (tanısal) ve fıtık cerrahileri başarıyla yapılmaktadır. Bu yöntemlerle ağrının daha az olması iş ve güç kaybının aza indirilmesi ve sosyal yaşantıya erken dönmeleri amaçlanmaktadır.
Hepatopankreatobilier CerrahiKaraciğer, safra kesesi ve yolları, pankreasın selim ve tümöral hastalıklarının tanısı, cerrahi tedavisi onkolojik cerrahide deneyimli ekibimiz tarafından son sistem teknolojik aletlerle yapılmaktadır.
Kolorektal CerrahiKalın barsağın selim ve maling (kanser) hastalıklarının tanısı ve tedavisi kliniğimizde başarıyla yapılmaktadır. Konusunda deneyimli ve öncü ekibi, çağdaş cerrahi yöntemler ve modern cihazların yardımıyla kolon kanserinin tedavisini, kliniğimiz dünya standartlarının üzerine taşımıştır.
ProktolojiHastanemiz Gİ ünitesi bünyesinde bulunan son teknolojik tanı ve elektronik tedavi cihazları ile (anal manometre, PTNSE ve FemiScan …vb) anorektal hastalıkların tanısı ve tedavisi başarıyla yapılmaktadır. Hemoroidal hastalığın evresine göre skleroterapi, infrared koagulasyon, band ligasyon ve lazer hemoroidektomi öncü ve deneyimli ekibimizce başarıyla yapılmaktadır. Ayrıca anal fissür, anal abse-fistül, anal kaşıntı (puritus ani) günü birlik ayakta -günlük yaşantınızı etkilemeden tedavi edilebilmektedir. Pilonidal sinüs (kıl dönmesi) hastalığı dünya literatürünce kabul edilen cerrahi tekniğimiz olan modifiye Limberg flep onarım yöntemiyle başarıyla ve en düşük tekrarlama oranıyla yapılmaktadır. Uygun anal inkontinens ve kabızlık şikâyetli hastalar Gİ ünitesi bünyesinde yer alan anal biofeedback cihazları (PTNS ve FemiScan) ve konusunda uzman ekipçe cerrahisiz olarak tedavi edilmektedir. Rektosel (yani gayta yapılan rektumun ıkınma ile birlikte vajen içine sarkması, fıtıklaşmasıdır), özellikle çok ve zor doğum yapmış bayanlarda gelişir. Cerrahi tedavi gerektirir ve deneyimli ekipçe gerçekleştirilmelidir. Hastanemiz bu ameliyatın en sık yapıldığı nadir hastanelerdendir.
Endokrin ve Meme CerrahisiÜlkemizde en sık görülen hastalıklardan biri olan guatr (tiroid bezi) tedavisi başta olmak üzere, tüm hormonal sistemin selim ve habis hastalıklarının takibi ve cerrahi tedavisi bilimsel veriler ışığında deneyimli ve akademik cerrahi ekibimizce başarıyla gerçeklestirilmektedir.
Meme hastalıkları, özel beceri ve teknoloji gerektiren bir hastalık grubudur. Bu özel hastalık grubunun tanı ve tedavisi son sistem teknoloji kullanılarak yapılmaktadır. Meme kanserli hastaların cerrahi tedavileri meme koruyucu cerrahi ve sentinel lenf nodu örneklemesi ile hastaya ve meme dokusuna en az zarar verilerek gerçekleştirilmektedir.
Genel Cerrahi Ünitesi Doç. Dr. Erdal GÖÇMEN Op. Dr. Bahadır EGE
Kurucu/Konsültan Hekimler Prof. Dr. Bülent MENTEŞ
“hayatı güzelleştirir”
99
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Testiküler Epidermoid Kist İçin Uygulanan Testis Koruyucu Tedavi
1Mustafa Kıraç, 2Fazlı Polat, 2Hasan Biri, 1Nuri Deniz1Koru hastanesi Üroloji Kliniği2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı
Yazar BilgisiMustafa KıraçÜmit Mahallesi. Meksika Caddesi. Yeniçağın sitesi. A blok No:38 Ümitköy-Ankarae-posta: [email protected]
ÖZET
Epidermoid kist testisin benign bir lezyonudur. Nadir gö-rülür. Testis tümörü gibi semptom verir. Biz bu çalışmada tümör markırları negatif olan testiste kitle ile başvuran bir hastada testiküler epidermoid kist için uyguladığımız testis koruyucu cerrahiyi sunuyoruz. 27 yaşında erkek hastanın sağ testisteki kitlesine enukleasyon uyguladık.
Anahtar Kelimeler: Benign kitle, Enuklesyon, Testis, Testis koruyucu cerrahi.
ABSTRACT
Epidermoid cyst is a benign lesion of testis. It is uncommon. It likes malign testicular tumors. In this study, we present testis sparing surgery for testicular epidermoid cyst in patient who admitted testicular mass and with negative tumor markers. A 27-year-old male, we performed to enucleation for right testicular mass of the patient.
Key Words: Benign mass, Enucleation, Testis, Testis sparing surgery.
100
Kıraç ve ark.Koru Proceedings
GİRİŞ
Testisin epidermoid kisti nadir görülür. Genç erişkin er-keklerdeki tüm testiküler kitlelerin % 1’inden daha azını oluşturur.1 Erken çocukluk çağında da görülebileceği gibi vakaların çoğu 10-40 yaşında ortaya çıkar. Testisin epidermoid kisti tipik olarak malign tümörlerde olduğu gibi ağrısız ve sert testiküler kitle ile kendini gösterir. Vakaların hepsinde tümör markırları normaldir. Benign olan bu kitlelerin tedavisi tartışmalı olmakla beraber kabul edilen görüş testis koruyucu cerrahidir.2,3 Biz bu çalışmada testis koruyucu cerrahi olarak kitle enuklas-yonu uyguladığımız testiküler epidermoid kist vakasını sunmaktayız.
OLGU SUNUMU
27 yaşında erkek hasta, son üç aydır fark ettiği sağ tes-tiste şişlik şikayeti ile başvurdu. Yapılan fizik muayene-sinde sağ testis orta polde ele gelen sert, ağrısız yaklaşık olarak 2x3 cm boyutlarında kitle lezyonu saptandı. Diğer sistem muayeneleri normaldi. Hastanın kan analizlerin-de serum BUN 9 mg/dl, kreatinin 1.0 mg/dl idi. Tam idrar tetkiki normal olarak belirlendi. Tümör markeırları
alfa-feto protein (AFP) 1.4 IU/mL, B-hCG 0,1 IU/mL olarak saptandı. Yapılan skrotal doppler ultraso-nografisinde sağ testis orta 1/3 kesimde 28x26x23 mm boyutlarında cidarı kalsifiye, yoğun içerikli, konsantrik
Resim 1. Sağ testis orta 1/3 kesimde 28x26x23 mm boyutlarında cidarı kalsifiye, yoğun içerikli, konsantrik internal la-minasyon gösteren kitle lezyonu. Skrotal doppler ultrasonografi.
Resim 2. Sağ testis orta polde 27x26x23 mm boyutlarında epidermoid kist ile uyumlu benign naturde kitle lezyonu. Testis Magnetic rezonans inceleme.
101
Testis Koruycu Cerrahi Koru Proceedings
internal laminasyon gösteren, renkli doppler USG de kanlanma göstermeyen epidermoid kist ile uyumlu ola-bilecek bulgular saptandı (Resim 1). Testiküler kitlenin detaylı incelemesi açısından hastaya testis magnetik re-zonans incelemesi (MRI) yapıldı. Testis MRI’sinde sağ testis orta polde 27x26x23 mm boyutlarında epidermo-id kist ile uyumlu benign naturde kitle lezyonu izlendi (Resim 2).
Hasta benign testiküler kitle ön tanısı ile operasyona alındı. Sağ testis inguinal insizyon ile doğurtuldu. Tu-nika vajinalis açılarak testiküler kitle explore edildi. Kit-leden intraoperatif frozen-section biyopsi yapıldı. Bi-yopsi sonucu benign olarak rapor edildikten sonra kitle enukle edildi. (Resim 3). Enukleasyon sonunda yaklaşık olarak 3 cm boyutlarında kitle çıkartıldı ve testis paran-kimi sütüre edilerek kapatıldı.(Resim 4, Resim 5). Alı-nan dokunun patolojik incelemesi testisin epidermoid kisti olarak rapor edildi (resim- 6). Hasta postoperatif 1. günde externe edildi. Cerrahi sırasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon görülmedi.
TARTIŞMA
Epidermoid kist testisin nadir görülen benign bir tü-mörüdür. İlk olarak 1942 yılında Dokerty ve Priestly tarafından tanımlanan bu tümör günümüze kadar farklı serilerde bildirilmiştir.4 Tüm testiküler tümörlerin yakla-şık olarak %1-2’sini oluşturur ve dördüncü dekatta daha çok görülür. Testiküler epidermoid kistin uzak metas-taz oranı ve lokal rekürrens oranı sıfıra yakındır.5 Benign bir lezyon olmasına rağmen klinik bulguları tipik olarak malign bir testis tümörünü andırır. Fizik muayenede ele gelen sert ve ağrısız kitle lezyonu malign testis tümörü
Resim 3. Enukle edilen testiküler epidermoid kist.
Resim 4.Kitle enukle edildikten sonra testisin görünümü.
102
Kıraç ve ark.Koru Proceedings
ile epidermoid kistin ortak prezentasyon şeklidir. Bizim hastamızda da tipik olarak fizik muayenede malign testi-küler kitleyi andıran muayene bulguları ortaya çıkmıştır.
Malign testis tümörlerinin seyrinde serum tümör mar-kırları (alfa-feto protein, laktik dehidrogenaz, beta-korionik gonadotropin) değişik oranlarda yükseklik göstermektedir. Genel olarak testiküler kanserlerin or-talama % 51’inde tümör markırları yüksektir.6 Testikü-ler epidermoid kistlerde ise çoğunluklar tümör makırları normaldir. Ancak literatürde beta-koriyonik gondotro-pin seviyesinin yüksek olduğu bir vaka bildirilmiştir.7
Bizim vakamızda ise serum tümör markırları tamamen normal olarak belirlenmiştir.
Epidermoid kistin tanısında görüntüleme yöntemleri bütün testiküler kitlelerin tanısında olduğu gibi ciddi bir öneme sahiptir. Özellikle ultrasonografi testiküler epidermoid kistin tanısı için vazgeçilmez bir metottur. Ultrasonogarafik bulgular iyi sınırlı hiperekojen kenarlı, santralde hipoekoik kitle imajı şeklindedir. Kistin cidarı keratin lamellerine bağlı kalsifiye olarak görünür. Epi-dermoid kist için tanımlanan dört bulgu, target görü-nüm, kalsifikasyon içeren keskin cidar, ekojenik kenarlı solid kitle ve tipik olarak lameller yapının oluşturduğu soğan kabuğu görünümüdür.8 Tanıda diğer önemli bir yöntem olan MRI da ise epidermoid kist kontrast tut-mayan keskin sınırlı ve konsantrik halklar içeren kitle
şeklinde izlenir. Bizim hastamızda da hem doppler ult-rasonografide hemde MRI incelemede klasik bulguların tamamı vardı. Ultrasonografi ve MRI ile hastamızdaki kitlenin tanısı epidermoid kist olarak konmuş ve bu tanı patolojik olarak da teyit edilmiştir.
Testiküler epidermoid kistin tedavisi tartışmalı konu ol-makla beraber tedavinin ana şeklini cerrahi tedavi oluş-turmaktadır. Radikal orşiyektomi altın standart tedavi ola-rak uzun yıllar kullanılmış ve günümüzde de kullanılmaya devam edilmektedir. Son yıllarda testis koruyucu cerrahi epidermoid kistlerin tedavisi için yaygın olarak kullanıl-maktadır. Testiküler tümörler için yapılan testis koruyu-cu cerrahi, soliter testisteki tümörler, bilateral tümörler, pediatrik tümörler ve benign testis tümörleridir.9,10 Epi-dermoid kist için uygulanan testis koruyucu cerrahiyi ise etkileyen ana unsurlar tümörün USG ve MRI görünümü, intraoperatif biyopsi sonucu ve hastanın yaşıdır. Radyo-lojik olarak benign natürdeki tümörler, frozen biyopside-ki negatif malinite bulgusu veya genç yaştaki fertilite bek-lentisi olan hastalarda testis koruyucu cerrahi uygundur. Bizim hastamız fertilite beklentisi olan genç, görüntüle-me yöntemlerinde malinite bulgusu içermeyen ve negatif frozen biyopsiye sahip bir hastaydı. Dolaysıyla hastamıza kitle enukleasyonu uygulandı.
Resim 5. Enukleasyon sonrası sütüre edilmiş testis.
Resim 6. Kesitlerde fibröz stroma örnekleri yanı sıra lümeninde keratin lamel-leri olan kistik yapı görülmektedir. Epidermoid kist (Monodermal teratoma)
103
Testis Koruycu Cerrahi Koru Proceedings
Sonuç olarak testisin epidermoid kisti oldukça nadir görülen benign bir lezyondur. Ultrasonografi ve MRI çoğunlukla preoperatif tanıyı koydurur. Tedavisi cerra-hidir. Bu tümörlerde testis koruyucu cerrahi olarak par-siyel orşiektomi veya kitle enukleasyonu uygulanabilir.
KAYNAKLAR
1. Shah KH, Maxted WC, Chun B. Epidermoid cysts of the testis. A report of three cases and an analysis of four cases from the world literature. Cancer 1981;47:577–82.
2. Reinberg Y, Manivel JC, Llerena J, Niehans G, Fraley EE. Epi-dermoid cyst (monodermal teratoma) of the testis. Br J Urol 1990;66:648-51.
3. Passarella M, Usta MF, Bivalacqua TJ,Hellstrom WJ, Davis R. Testicular-sparing surgery: a reasonable option in selected pati-ents with testicular lesions. BJU Int 2003;91:337–40.
4. Dockerty MB, Priestly JT. Dermoid cysts of the testis. J Urol 1942;48:392–400.
5. Malek RS, Rosen JS, Farrow GM. Epidermoid cyst of the testis: a critical analysis. Br J Urol 1986;58:55–9.
6. Klein EA. Tumour markers in testis cancer. Urol Clin North Am 1993; 20: 67-73.
7. Mills JN, Nguyen TT, Williams RD. Falsely increased betahuman chorionic gonadotropin with a testicular epidermoid cyst. J Urol 2001; 166: 2314
8. Langer JE, Ramchandani P, Siegelman ES, Banner MP. Epider-moid cyst of the testicle: sonographic and MR imaging features. AJR Am J Roentgenol 1999; 173:1295-99.
9. Su CM, Lee YL, Huang SP, Chou YH, Huang CH. Testicular sparing surgery for bilateral epidermoid cysts of the testes: a case report Kaohsiung J Med Sci 2004;20:83–5
10. Kirac M, Polat F, Yeşil S, Biri H Bilateral synchronous testicular seminoma: Case report Türkiye Klinikleri J Urology 2010;1:102-5
Dermatoloji ÜnitesiDoç. Dr. Muhterem POLAT
Dermatoloji
KORU HASTANESİ HİZMET BİRİMLERİ
Medikal Cilt Bakımı ilecildiniz yenilensin
Cilt Bakımının Önemi
Cildinizi güzelleştirmek için yapabileceğiniz çok şey var. Bu yöntemler cildinizi doğru tanımaktan başlayan ve cildin ihtiyaçlarına yönelik bakım ve uygulamaları içeren bir süreci kapsar. Uzman kişilerin size önerip titizlikle uygulayacakları profesyonel cilt bakımı, ev bakımınızda kullanmanızı önerecekleri cilt bakım ürünleri, sağlıklı ve taze bir cilde sahip olmanıza önemli bir katkı sağlayacaktır.
Cildimizin ihtiyaçlarını bilmek, doğasını anlamak ve doğru ürünle doğru uygulamayı yapmak bu konuda uzmanlaşmış olan kişilerin işidir. Unutulmaması gereken en önemli nokta bu iş yanlış uygulandığında sonucun daha kötü olacağıdır. Özel Koru Hastanesi Dermokozmetik Ünitesinde aylık cilt bakımlarının yanı sıra dermaroller uygulamalı cilt bakımı da yapılmaktadır.
Kliniğimizde cilt bakımlarının yanı sırakimyasal peeling de yapılıyor.
KİMYASAL PEELİNG NEDİR ?Cildin yıpranmış, tazeliğini ve parlaklığını kaybetmiş üst tabakasının soyulmasını ve dökülmesini sağlayarak daha sağlıklı ve canlı tabakanın ortaya çıkarılması işlemidir. Peeling uygulaması sonrasında cilt yüzeyi taze ve berrak bir görünüm alır. Matlığın giderilmesi ile canlı parlak bir ifade oluşur. Akne izleri azalır, tıkalı gözenekler açılarak cilt nefes alır ve yenilenir. İnce çizgiler azalırken dolgun bir görüntü oluşur. Tedaviden yanıt alabilmek için 2-4 haftalık aralar ile 6-8 seans, cildin kazandığı tazeliği korumasını sağlamak için ise her 2 ayda bir uygulamanın tekrarlanması önerilir.
LAZER EPİLASYON İLE İSTENMEYEN TÜYLERE SONHastanemizde kullanılmakta olan Epicare Duo iki ayrı lazer sistemini içerir.Birincisi 755 nanometre dalga boylu Alexandrite lazer, ikincisi 1064 nanometre dalga boylu Nd:yag lazer. Epilasyon işleminde hastanın ten rengi ve kıl yapısına uygun olan dalga boyu seçilir. Güvenli, kalıcı ve etkili bir yöntem olması nedeni ile cihaz ABD’de FDA onayı almıştır. Seans süreleri 30-40 gündür ve soğuk hava sistemi sayesinde acı en az düzeye indirildiğinden konforludur. Lazer epilasyon işlemi dokuya veya bezlerine zarar vermez. Tedavinin tamamlanması için genel olarak 4-8 seans gerekmektedir.
KILCAL DAMAR TEDAVİSİEpicare Duo ile epilasyon işlemi yanı sıra kılcal damar tedavisi de başarıyla yapılmaktadır. Tedavi için gerekli seans sayısı damar yoğunluğuna bağlıdır, tek seansta sonuç alınabildiği gibi daha fazla seans da gerekebilir.
Kliniğimizde ayrıca lazer ile cilt gençleştirme tedavisi de yapılıyor.
“hayatı güzelleştirir”
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
105
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Rekürren Üretral Fistülün Deri Flebi ile TamiriMustafa Kıraç, Nuri DenizKoru Hastanesi Üroloji Kliniği
Yazar BilgisiMustafa KıraçÖzel Koru Hastanesi Üroloji Kliniği, Oğuzlar mah. 1377 sok 21 Balgat, ANKARAe-posta: [email protected]
41 yaşında erkek hastaya idiopatik üretral fistül nedeniyle daha önceden 3 kez fistül tamiri yapılmış ancak fistül trak-tı kapanmamış. Kliniğimize başvuran hastanın fizik mua-yenesinde koronal seviyede fistül ağzı izlendi. Kateterize
edildiğinde üretrada başka patoloji görülmedi. Hastaya fis-tül traktı eksizyonu yapılmadan tamir uygulandı. Fistül ağzı inverte edilerek kapatıldı. Oluşan defekt penis cildinden alınan saplı deri flebi ile kapatıldı. Komplikasyon gelişmedi.
Hasta postoperatif 1. Günde taburcu edildi.
Resim 1, 2. Fizik muayenede penisde koronal-glanduler seviyede gözlenen fistül ağzı izlenmektedir.
Resim 3,4. Fistül ağzının inverte edilerek kapatılması ve defektin saplı deri flebi ile örtülmesi. (peroperatif görünüm)
“Kadın Hastalıkları ve Doğum”
KORU HASTANESİ HİZMET BİRİMLERİ
Gebelik sürecinde anne ve bebeğin değerlendirilmesi için gereken tüm muayene ve tetkiklerinizi has-tanemizde yaptırabilirsiniz. Beslenme ile ilgili temel bilgilendirme rutin olarak yapılırken, dikkatli bir kilo kontrolü anne ve fetus için oldukça önemsenmektedir. Bu amaçla gerektiğinde, gebelik boyunca diyetis-yen eşliğinde beslenmeniz ve kilo alımınız planlanmaktadır. Gebelik takipleriniz esnasında ileri teknolojiye sahip ultrasonografi cihazları kullanılmaktadır. Doğru olmayan bir kullanım ve tanıtım ile öne çıkarılmaya çalışılan dört boyutlu ultrasonografi gebeliğin rutin takibinde gerekli olmamakla birlikte özellikle bazı fetal anomalilerin değerlendirilmesinde öne çıkmaktadır. Anne ve fetusun izlenmesinde en üst düzeyde hizmet sunan hastanemizde bu anlamda da gerektiğinde kullanılmak üzere dört boyutlu ultrasonografi özelliği olan cihazlar kullanılmaktadır. Hastanemizde doğuma hazırlık dersleri (lamaze) başlatılmıştır. Bu derslerde çiftler, doğuma temel bilgi ve egzersizlerle hazırlanmaktadır. 32. gebelik haftasından itibaren isteyen hastalarımızın, hipnoz çalışmaları ile doğum korkusunu yenmesine, daha rahat ve kontrollü nor-mal doğum yapmasına yardımcı olmaktayız.
Normal DoğumAnne karnında süresi tamamlanan bir bebeğin vajinal yolla dünyaya gelmesi normal vajinal doğum olarak tanımlanır. Günümüzde tıp uygulamalarında teknolojinin de yardımıyla önemli değişimler olsa da kadınlar çağlardır vajinal yolla doğumu aynı şekilde yaşarlar. Doğum deneyimi kadını ve ailesini derinden etkileyen olağanüstü bir süreçtir. Sağlık Bakanlığı ülkemizde sezaryen doğumun tıbbi gerekliliğinin çok üzerinde yapılması nedeniyle anne dostu hastaneler programını başlatmıştır. Hastanemiz bu programı destekleyen bir zihniyetle hizmet etmekte ve bugün için hem anne, hem de bebek için daha sağlıklı olduğu noktasında yeterince bilimsel kanıtlara ulaşmış olan normal vajinal doğumu desteklemektedir. Yirmidört saat boyun-ca hizmet üretilen hastanemizde kadın doğum, pediatri, anesteziden olusan uzman bir ekip ve yardımcı sağlık personeli eşliğinde, tam donanımlı ortamda tercihinize bağlı olarak epidural (ağrısız) anestezi ile normal vajinal doğum yapabilirsiniz. Anne-baba olmak tarifsiz bir deneyimdir. Bir ailenin tüm yaşamı boyunca karşılacağı en olağanüstü olay bir bebeğin aileye gelişidir. Bu anlamda bir bebeğin oluşumdan gelişim ve izlenmesine yardım ve aracılık eden Koru Hastenesi doğum ekibi doğumunuzu da mutluluk ve güven içinde yasamanızı sağlayacak olanakları hizmetinize sunmaktadır.
GEBE ve GEBELİKLE İLGİLİ AMELİYATLAR (OBSTETRİK)• Erken gebelik hastalarında yapılan müdahaleler• Önlenemeyecek düşük ile seyreden gebeliklerde gebelik
ürünlerinin tahliyesi (kürtaj)• Dış gebelik ameliyatları• Erken doğumları ve tekrarlayan düşükleri engellemek için
serviks (rahim ağzı) ameliyatları (sütür atılması, pesser yerleştirilmesi v.d)
• Histerotomi• Normal vajinal doğum (ağrısız, epidural anestezi, diğer teknikler)• Sezaryen doğum (epidural-spinal-genel anestezi)
ENDOSKOPİK (KAPALI) AMELIYATLAR• Tanısal laparaskopi• Laparaskopik histerektomi• Laparoskopik myomektomi• Laparoskopik kistektomi (yumurtalık kistlerinin çıkarılması)
• Laparaskopik endometriozis ameliyatları• Tanısal histeroskopi (rahim içinin endoskopik incelenmesi)• Histereskopik uterin anomali operasyonları (septum rezeksiyonu
vb.)• Histereskopik miyom-polip, yabancı cisim çıkarılması
ONKOLOJİK AMELİYATLARServiks, uterus, endometrium ve over kanseri ile ilgili;• Konizasyon• Basit histerektomi• Radikal histerektomi• Pelvik lenfadenektomi• Paraaortik lenfadenektomi• Kitle eksizyonu (debulking)
JİNEKOLOJIK AMELİYATLAR• Uterusun (miyom, polip, adenomyozis v.b) ve overlerin
(endometrioma, dermoid, apse vb kistler, kitleleri) iyi huylu hastalıkları ile ilgili operasyonlar
• Miyomektomi (miyom çıkarılması)• Histerektomi (uterusun çıkarılması)• Vajinal yoldan, Vaginal histerektomi• Abdominal histerektomi• Endoskopik/Laparaskopik histerektomi• Over kistleri/kitlelerinin çıkarılması (kistektomi)• Overlerin ve/veya tüplerin çıkarılması (ooferektomi/
salpingooferektomi)• Sistosel (vajina ön duvarı, mesane sarkması) onarımı• Rektosel (vajina arka duvar, rektum sarkması) onarımı• Uterus sarkması (desunsus) ameliyatları (vajinal ve abdominal
yaklaşımlar)• İdrar kaçırma ameliyatları (ürojinekolojik ameliyatlar)• Vagina ve vajina girişindeki anatomik hasarların düzeltilmesi
(vaginaplasti/perinoplasti)
HASTANEMİZ KADIN HASTALIKLARI ve DOĞUM BÖLÜMÜNDE YAPILAN AMELİYATLAR
Gebelik takibi için Koru Hastanesi
“hayatı güzelleştirir”
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
107
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Mideden Yabancı Cisim Çıkarılması: Görüntülü Olgu Sunumu1Bahadır Ege, 2Hakan Bozkaya1Özel Koru Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği, 2Ankara Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji AD
Yazar BilgisiBahadır EgeÖzel Koru Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği, Oğuzlar mah. 1377 sok 21 Balgat, ANKARAe-posta: [email protected]
Acil servise yabancı cisim yutması şikayetiyle başvuran hastanın fizik muayene bulguları normaldi. Diş hekimi tarafından yapılan tedavi sırasında enstrümanın ucu-nu yutan hasta diş tedavisi sonlandırılarak acil servise
getirildi. Karın grafisinde sivri metalik yabancı cisim gözlendi. Perforasyon bulgusu yoktu. Yapılan üst GİS endoskopide yabancı cisim görüldü ve bir komplikas-yon gelişmeden başarıyla çıkarıldı.
Resim 1, 2. Karın grafisinde metalik cisim. Gastroskopide mide mukozasına saplanmış diş tedavisi enstrümanının ucu.
Resim 3,4. Endoskopla yabancı cisim başarıyla çıkarıldı.
Gİ-Endoskopi Ünitesi
KORU HASTANESİ HİZMET BİRİMLERİ
Kolorektal cerrahiKalın barsağın selim ve maling (kanser) hastalıklarının tanısı ve tedavisi kliniğimizde başarıyla yapılmaktadır. Konusunda deneyimli ve öncü ekibi, çağdaş cerrahi yöntemler ve modern cihazların yardımıyla kolon kanserinin tedavisini dünya standartlarının üzerine taşımıştır.
ProktolojiKültürel nedenler ve hekimlerin bu konuya olan yetersiz ilgisi nedeniyle anorektal hastalıkların tanısı ve tedavisi ne yazık ki ülkemizde istenen düzeyde değildir. Hastanemiz Gİ ünitesi bünyesinde bulunan son teknolojik tanı ve elektronik tedavi cihazları (anal manometre, PTNSE ve FemiScan..vb.) yardımıyla başarıyla yapılmaktadır.
Hemoroidal hastalığın evresine göre skleroterapi, infrared koagulasyon, band ligasyon ve lazer hemoroidektomi öncü ve deneyimli ekipce başarıyla yapılmaktadır.
Ayrıca anal fissür, anal abse-fistül, anal kaşıntı (puritus ani) günü birlik ayaktan (günlük yaşantınızı etkilemeden) tedavi edilebilmektedir. Pilonidal sinüs (kıl dönmesi) hastalığı dünya literatürünce kabul edilen cerrahi tekniğimiz olan modifiye Limberg flep onarım yöntemiyle başarıyla ve en düşük nüks (tekrarlama) oranıyla yapılmaktadır.
Uygun anal inkontinens ve kabızlık şikayetli hastalar Gİ ünitesi bünyesinde yer alan anal biofeedback cihazları (PTNS ve FemiScan) ve konusunda uzman ekipce cerrahisiz olarak tedavi edilmektedir.
Rektosel (Yani gayta yapılan rektumun ıkınma ile birlikte vajen içine sarkması, fıtıklaşmasıdır), özellikle çok ve zor doğum yapmış bayanlarda gelişir. Tipik olarak hastalar dışkılama sırasında vajenden parmak yardımıyla baskılayarak dışkı çıkışına yardımcı olma ihtiyacı duyarlar. Tedavisi cerrahidir ve deneyimli ekipce gerçekleştirilmelidir. Hastanemiz bu ameliyatın en sık yapıldığı nadir hastanelerdendir.
Cerrahi-Gastroenteroloji Endoskopi Ünitesi (Gİ ünitesi)Hastanemiz Gİ ünitesi bünyesinde proktolojik işlemler, kolonoskopi, özefagusmideduodenoskopi ve ERCP gibi ileri teknolojik işlemlerin yapılabildiği başarılı ve saygın endoskopi ünitesine sahiptir. Tanı alan hastalara gerektiğinde cerrahi tedavisi planlanmakta, uygun hastalıklarda endoskopik girişimler yapılmakta ve cerrahi gerektirmeyen ancak PTNSE ve FemiScan gibi yöntemlere ihtiyaç duyan hastalara da bu işlemler başarıyla uygulanmaktadır.
Gİ Ünitesi Op. Dr. Bahadır EGE
Kurucu/Konsültan Hekimler Prof. Dr. Hakan BOZKAYA Prof. Dr. Bülent MENTEŞ
“hayatı güzelleştirir”
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
109
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
Retrograde Yöntemle Kronik Total Oklüzyona Müdahale: Görüntülü Olgu Sunumu¹Savaş Açıkgöz, ²Meltem Refiker Ege¹Özel Kavaklıdere Umut Hastanesi Kardiyoloji Bölümü, ²Özel Koru Hastanesi Kardiyoloji Bölümü
Yazar BilgisiMeltem Refiker EgeÖzel Koru Hastanesi Kardiyoloji Bölümüe-posta: [email protected]
60 yaşında erkek hastaya tipik efor anjina nedeni ile yapılan koroner anjiografide Sol ön inen arter (LAD) % 100 tıkalı saptandı. LAD deki total oklüzyon klavuz tel ile geçilemediği için sağ koroner artere yerleştirilen
diagnostik katateter ile retrograde enjeksiyon yapıla-rak, LAD deki klavuz telin gerçek lümende seyretmesi sağlandı. Balon anjioplasti ardından stent yerleştirilerek LAD de tam açıklık sağlandı.
Resim 1, 2. Sağ koroner arterden yapılan retrograd enjeksiyonla Sol ön inen arterin görüntülenmesi.
Resim 3,4. Klavuz telin gerçek lümende ilerletilmesi ve stent sonrası tam açılım sağlanması.
Üroloji
KORU HASTANESİ HİZMET BİRİMLERİ
Tedavide modern tekniklerÖzel Koru Hastanesi Üroloji Bölümü, alt yapısıyla modern üroloji pratiğinde uygulanan tetkik ve tedavi amaçlı tüm girişimlerin yapılmasına olanak sağlayan bir kliniktir. Üroloji Bölümümüzde prostat hastalıkları, taş hastalıkları, ürolojik kanserler, ürolojik enfeksiyonlar, androloji, çocuk ve kadın ürolojisi hastalıklarının ayırıcı tanısı ve tedavisi yapılmaktadır.
Çocuk ürolojisi departmanımızda konjenital UP darlıklar, megaürter, vezikoürteral reflü, hipospadias, inmemiş testis hastalıklarının tedavisi son teknikler kullanılarak yapılmaktadır. Hastalarımızın sünneti cerrahi yöntemlerle uzman doktor tarafından gerçekleştirilmektedir.
Ürolojik hastalıkların tedavisi için tercih Koru Hastanesi…
Her soru ve sorununuza cevap...Prostat hastalıklarının tanı ve tedavisi son derece gelişmiş analiz yöntemleri ile yapılmakta ve prostat kanseri için prostat iğne biyopsisi (TRIB) 4 boyutlu Doppler ultrasonografi eşliğinde uygulanmaktadır. İyi huylu prostat büyümesinde cerrahi tedavi kapalı yöntemle (TUR-P) yapılmaktadır.
Laparoskopik cerrahi son yıllarda ürolojik hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Son derece konforlu bir yöntem olan laparoskopide hastanede kalış süresi son derece kısadır. Hastanemiz üroloji bölümünde laparoskopik cerrahi başarı ile uygulanmaktadır.
Hastanemiz üroloji bölümünde cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisi yapılmakta ve bu hastalıklar için tarama testleri uygulanmaktadır.
Özel yöntemlerle cerrahi tedavi...Böbrek taşları gençlerde, erkeklerde ve sıcak iklimlerde yasayan kişilerde daha çok görülmektedir. Böbrek taşlarının tedavisinde çok farklı metotlar kullanılmaktadır. Hastanemiz üroloji bölümünde böbrek taşları için kapalı yöntemlerle cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Perkütan nefrolitotripsi, endoskopik üreter taşı tedavisi ve lazer litotripsi yöntemleri hastanemizde mevcuttur.
Özel Koru Hastanesi Üroloji Bölümünde infertilite tarama testleri ve muayeneleri yapılmaktadır. Yardımcı üreme teknikleri modern cihazlarla hijyenik ortamlarda sperm sayımı ve ayrımı yapılarak uygulanmaktadır. Doktorunuzla yapacağınız bir görüşme fertiliteniz hakkında size çok değerli bilgiler verecektir. İnfertilite problemi yaşayan çiftlerin tedavisi için doğru adres üroloji kliniğimizdir.
“hayatı güzelleştirir”
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
111
Koru ProceedingsKoru Vakaları DergisiOLGU SUNUMU
İleri Evre Hemoroidal Hastalıkta Staplar Hemoroidektomi: Görüntülü Olgu Sunumu1Bahadır Ege, 2B. Bülent Menteş1Koru Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği, 2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı
Yazar BilgisiBahadır EgeÖzel Koru Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği, Oğuzlar mah. 1377 sok 21 Balgat, ANKARAe-posta: [email protected]
Anemiye yol açan hemoroid ve anal ağrıs şikayeti ile kliniğimize başvuran hastanın rektal muayenesinde evre IV internal ve eksternal hemoroidal hastalığının olduğu tespit edildi. Hastaya en uygun tedavinin staplar
kullanılarak hemoroidektomi yapılaması olduğuna ka-rar verildi. Başarılı operasyon sonrasında hastanın anal ağrı şikayeti geçti ve hasta postoperatif 1. gün taburcu edildi.
Kontrollerinde ağrısı ve kanaması olmayan hasta erken dönemde günlük yaşamına ve işine sorunsuz olarak döndü.
Resim 1, 2. İleri evre he-moroidal hastalık ve staplar hemoroidektomide kullanılan enstürmanlar.
Resim 3,4. Hemoroidektomi sonrası tam düzelme sağlandı. Sirküler şekilde çıkmış hemoroid pakesi.
“hayatı güzelleştirir”
ilgi
bilgi
sevgi
www.koruhastanesi.comOğuzlar Mh. 1377 Sk. No: 21 Balgat - ANKARA
Tel. 0312 287 97 97, Faks 0312 287 98 98
“hayatı güzelleştirir”
www.koruhastanesi.com