cumhurİyet dÖnemİnde tÜrk kadin hareketlerİ · 2018-04-24 · cemiyeti’dir. günümüz...

3
50 Hukuk Gündemi | 8 Mart Kadın Özel Sayısı CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRK KADIN HAREKETLERİ Stj. Av. Yılmaz ŞAHİN Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Türk Kadınından fazla çalıştım, Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Türk Kadını kadar emek verdim” diyemez ! M. Kemal ATATÜRK Giriş Kadın hareketleri günümüzde oldukça etkilidir. Feminizm, hukuktan ekonomiye kadar birçok alanda etkisini gösterdiği gibi, kadınları toplum içinde olması gereken yere taşımaya devam etmektedir. Kadın hareketlerinin tarihinden kısaca bahsedecek olursak; Fransız Devrimi ile kadınlar eşitsizliklere ve toplumsal rollerine karşı itirazda bulunmaya başlarlar. İnsan haklarına yapılan vurgu, kadınların da seslerini duyurma girişimlerini tetikler. Mary Wollstonecraft’ın 1792’de yayımladığı A Vindication of the Rights of Woman (Kadın Haklarının Doğrulanması) adlı kitabı kadınların insan haklarına vurgu yapmaktadır. Kitap başta eğitim hakkı olmak üzere erkeklerin sahip olduğu haklardan kadınların da yararlanması gerektiğini dile getirir. 1 Ülkemizde ise kadın hareketleri Tanzimat Dönemi’nde başlamıştır. Kadınlar II. Meşrutiyet Dönemi’nde ise artık itirazlarını daha yüksek bir sesle kamuoyuna duyurmayı başarmışlar ve sonra Osmanlı Müdafaa-ı Hukuku Nisvan Cemiyeti’ni kurmuşlardır. 2 Cumhuriyetle birlikte Türk Kadınlar Birliği kurulmuştur. Bu birlik, 1935’te 33. kongresini düzenlemiş ve ilginç bir şekilde aynı yıl kapatılmıştır. 3 1970’lerde tekrardan faaliyet gösteren kadın hareketlerinin savunucusu dernekler, günümüzde daha büyümüş ve güçlenmiştir. 4 Cumhuriyet Dönemi’nde var olan kadın hareketini anlayabilmek için Osmanlı’daki kadın dernekleri ve faaliyetleri de bilinmelidir. O yüzden bu yazıda önce Osmanlı’daki kadın hareketlerinin ve derneklerinin tarihi, daha sonra ise Cumhuriyet Dönemi’ndeki kadın hareketi anlatılacaktır. Osmanlı’da Kadın Hareketleri Tanzimat Dönemi’nde batıcılık akımının etkisiyle modernleşme hareketleri Osmanlı Devleti’nde de görülmüştür. Kadınların eğitimsizliğine dikkat çekilmesi bu modernleşme hareketinin sonucunda ortaya çıkmıştır. O dönemde hemen hemen bütün düşünürler, kadın sorunu üzerine yazıp çizmiştir. Kadınların eğitilmesini savunan erkek reformcular, eğitimli kadının daha iyi erkek evlat yetiştireceğini böylelikle de toplumun daha da ileri gideceğini iddia ediyorlardı. Ayrıca erkek düşünürlerin artık kendilerine itaat eden eş yerine konuşabilecekleri eş istemesi de bu durumun bir başka yönüydü. 5 Terimleri ve çerçevesi erkekler tarafından tanımlanan bu modernleşmeci zihniyette, kadına bir birey olarak bakmaktan ziyade, biçimlendirilecek bir nesne olarak bakılmıştır. Üstelik toplumda her açıdan hızlı bir değişim yaşanıyordu. Bu değişimde kadınlara biçilen rol, geleneksellik ile modernlik arasında dengeyi kurmaktı. 6 Tanzimat döneminin Osmanlı kadınına devlet eliyle mesleki ve kültürel açıdan eğitim kapılarının açıldığı bir dönem olduğunu söylemek mümkündür. Birinci Meşrutiyet döneminde II. Abdülhamid, İkinci Meşrutiyet döneminde ise İttihat Terakki yönetimi kadın konusuna özel bir önem vermiş ve kadınların kamusal hayatla bütünleşmesi yönünde önemli adımlar atmışlardır. Özellikle 1908 yılı ve sonrası kadın hareketleri için özel bir önem taşımaktadır çünkü Osmanlı kadınları ilk defa bu 1 Andree Michel. Feminizm. Çev. Şirin Tekeli. İstanbul: İletişim Yayınları, s. 45. 2 Çakır, Serpil. Osmanlı Kadın Hareketi, İstanbul: Metis Yayınları, 1996 2.basım, s. 47. 3 Zafer Toprak, Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayımları, 2016, 2. Baskı, ss. 481-495. 4 Şirin Tekeli, On Maddede Türkiye’de Kadın Hareketi, https://m.bianet.org/bianet/kadin/43145-on-maddede-turkiyede-kadin- hareketi (Erişim Tarihi: 14.01.2018) 5 Fatmagül Berktay, Türkiye’de Kadın Hareketi, Kadın Hareketinin Kurumlaşması Fırsatlar ve Rizikolar içinde, çev: Meral Akkent, Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, Metis, 1994, İstanbul, s. 20. 6 Serpil Çakır, 1908’in Kadınlar Açısından Anlamı, https://bianet.org/biamag/kadin/108437-1908-in-kadinlar-acisindan-anlami (Erişim Tarihi: 14.01.2018)

Upload: others

Post on 09-Mar-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRK KADIN HAREKETLERİ · 2018-04-24 · Cemiyeti’dir. Günümüz Türkçesiyle adı “Osmanlı Kadınının Hukukunu Savunma Derneği” olan dernek,

50 Hukuk Gündemi | 8 Mart Kadın Özel Sayısı

CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRK KADIN HAREKETLERİ

Stj. Av. Yılmaz ŞAHİN

Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Türk Kadınından fazla çalıştım, Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Türk Kadını kadar emek verdim” diyemez !

M. Kemal ATATÜRK

GirişKadın hareketleri günümüzde oldukça etkilidir. Feminizm, hukuktan ekonomiye kadar birçok alanda etkisini

gösterdiği gibi, kadınları toplum içinde olması gereken yere taşımaya devam etmektedir.Kadın hareketlerinin tarihinden kısaca bahsedecek olursak; Fransız Devrimi ile kadınlar eşitsizliklere ve toplumsal

rollerine karşı itirazda bulunmaya başlarlar. İnsan haklarına yapılan vurgu, kadınların da seslerini duyurma girişimlerini tetikler. Mary Wollstonecraft’ın 1792’de yayımladığı A Vindication of the Rights of Woman (Kadın Haklarının Doğrulanması) adlı kitabı kadınların insan haklarına vurgu yapmaktadır. Kitap başta eğitim hakkı olmak üzere erkeklerin sahip olduğu haklardan kadınların da yararlanması gerektiğini dile getirir.1

Ülkemizde ise kadın hareketleri Tanzimat Dönemi’nde başlamıştır. Kadınlar II. Meşrutiyet Dönemi’nde ise artık itirazlarını daha yüksek bir sesle kamuoyuna duyurmayı başarmışlar ve sonra Osmanlı Müdafaa-ı Hukuku Nisvan Cemiyeti’ni kurmuşlardır.2 Cumhuriyetle birlikte Türk Kadınlar Birliği kurulmuştur. Bu birlik, 1935’te 33. kongresini düzenlemiş ve ilginç bir şekilde aynı yıl kapatılmıştır.3 1970’lerde tekrardan faaliyet gösteren kadın hareketlerinin savunucusu dernekler, günümüzde daha büyümüş ve güçlenmiştir.4

Cumhuriyet Dönemi’nde var olan kadın hareketini anlayabilmek için Osmanlı’daki kadın dernekleri ve faaliyetleri de bilinmelidir. O yüzden bu yazıda önce Osmanlı’daki kadın hareketlerinin ve derneklerinin tarihi, daha sonra ise Cumhuriyet Dönemi’ndeki kadın hareketi anlatılacaktır.

Osmanlı’da Kadın HareketleriTanzimat Dönemi’nde batıcılık akımının etkisiyle modernleşme hareketleri Osmanlı Devleti’nde de görülmüştür.

Kadınların eğitimsizliğine dikkat çekilmesi bu modernleşme hareketinin sonucunda ortaya çıkmıştır. O dönemde hemen hemen bütün düşünürler, kadın sorunu üzerine yazıp çizmiştir. Kadınların eğitilmesini savunan erkek reformcular, eğitimli kadının daha iyi erkek evlat yetiştireceğini böylelikle de toplumun daha da ileri gideceğini iddia ediyorlardı. Ayrıca erkek düşünürlerin artık kendilerine itaat eden eş yerine konuşabilecekleri eş istemesi de bu durumun bir başka yönüydü.5 Terimleri ve çerçevesi erkekler tarafından tanımlanan bu modernleşmeci zihniyette, kadına bir birey olarak bakmaktan ziyade, biçimlendirilecek bir nesne olarak bakılmıştır. Üstelik toplumda her açıdan hızlı bir değişim yaşanıyordu. Bu değişimde kadınlara biçilen rol, geleneksellik ile modernlik arasında dengeyi kurmaktı.6 Tanzimat döneminin Osmanlı kadınına devlet eliyle mesleki ve kültürel açıdan eğitim kapılarının açıldığı bir dönem olduğunu söylemek mümkündür.

Birinci Meşrutiyet döneminde II. Abdülhamid, İkinci Meşrutiyet döneminde ise İttihat Terakki yönetimi kadın konusuna özel bir önem vermiş ve kadınların kamusal hayatla bütünleşmesi yönünde önemli adımlar atmışlardır. Özellikle 1908 yılı ve sonrası kadın hareketleri için özel bir önem taşımaktadır çünkü Osmanlı kadınları ilk defa bu

1 Andree Michel. Feminizm. Çev. Şirin Tekeli. İstanbul: İletişim Yayınları, s. 45.2 Çakır, Serpil. Osmanlı Kadın Hareketi, İstanbul: Metis Yayınları, 1996 2.basım, s. 47.3 Zafer Toprak, Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayımları, 2016, 2. Baskı, ss. 481-495.4 Şirin Tekeli, On Maddede Türkiye’de Kadın Hareketi, https://m.bianet.org/bianet/kadin/43145-on-maddede-turkiyede-kadin-hareketi (Erişim Tarihi: 14.01.2018)5 Fatmagül Berktay, Türkiye’de Kadın Hareketi, Kadın Hareketinin Kurumlaşması Fırsatlar veRizikolar içinde, çev: Meral Akkent, Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, Metis, 1994,İstanbul, s. 20.6 Serpil Çakır, 1908’in Kadınlar Açısından Anlamı, https://bianet.org/biamag/kadin/108437-1908-in-kadinlar-acisindan-anlami (Erişim Tarihi: 14.01.2018)

Page 2: CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRK KADIN HAREKETLERİ · 2018-04-24 · Cemiyeti’dir. Günümüz Türkçesiyle adı “Osmanlı Kadınının Hukukunu Savunma Derneği” olan dernek,

8 Mart Kadın Özel Sayısı | Hukuk Gündemi 51

dönemde 1914 yılında İstanbul Darülfünun’unda başlayan kadınlara yönelik derslerle yükseköğrenim olanağına kavuşmuş ve ilköğretim zorunlu hale getirilmiştir.7

Ayrıca 1908 yılından sonra kadın derneklerinin sayısında gözle görülür bir artış olmuştur. Cemiyetler Kanunu’nun çıkması ile bu derneklere yasal bir çerçeve kazandırılmıştır. Bu dönemde ortaya çıkan dernekleri dört farklı kategoride incelemek mümkündür8:

I. Kadın haklarını gerçekleştirmeyi amaçlayan kadınlar tarafından kurulan derneklerII. Toplumsal yardımı amaçlayan kadınlar tarafından kurulan derneklerIII. İçinde “Kadın Kolları” veya “Hanımlar Heyeti” bulunan erkekler tarafından kurulan derneklerIV. Bu dönemde kurulmuş olan çeşitli derneklere kadınların üye olmaları ile dahil oldukları derneklerO dönemde yardım dernekleri kurularak faaliyetlere başlanmış daha sonra kadınların ekonomik sorunlarına

yönelik dernekler, kültürel dernekler, mesleki eğitim veren dernekler ve ülke savunmasına yardım etmek amacını taşıyan dernekler kadınlar tarafından kurulmuştur.

Ancak II. Meşrutiyet döneminde feminist olarak nitelendirilebilecek tek dernek Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’dir. Günümüz Türkçesiyle adı “Osmanlı Kadınının Hukukunu Savunma Derneği” olan dernek, mezhep ayrımı gözetmeksizin her Osmanlı kadınını asli üye, her ecnebi kadını ise yardımcı üye olarak derneğine kaydediyordu.9

Kadınların dışarıya çıkarken giydiği kıyafetin iyileştirilmesi ve milli bir kıyafet oluşturulması, kadının iş hayatına ve sosyal hayata girebilmesi için gerekli kolaylıkların sağlanması için çalışmak ve kadınların çeşitli yollarla aydınlatılmasını sağlamak bu derneğin başlıca amaçlarındandır. Dernek, Kadınlar Dünyası isimli bir dergi çıkararak fikirlerini ve düşüncelerini kamusal alanda savunuyordu. Hatta kadınları çözümü kendilerinde arıyor, yazılarında Osmanlı erkeklerinin kendilerini anlayamayacağını dile getiriyorlardı.10 Derneğin o zamanlarda siyasi bir talebi yoktu zira kadınlar daha toplumsallaşmamıştı. Özellikle kadın erkek eşitsizliğine, eğitimsizliğe ve hukuktaki yanlışlar üzerine yoğunlaşmışlardır.

Cumhuriyet Döneminde Kadın HareketleriCumhuriyet’in kurulmasının ardından Türkiye’de modernleşme hareketleri hız kazanmıştır. Yapılan reformlar, Batı

medeniyeti maddi ve manevi bir bütünlük içinde ele alınarak yapılmıştır.Türkiye’de kadınların siyasi anlamda ilk örgütlenişi Kurtuluş Savaşı’ndan sonraya rastlar. Anadolu ve Rumeli

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti daha Halk Fırkası ismini almadan 1923 Haziran’ında “Kadınlar Halk Fırkası” kurulur. Kurucuları Nezihe Muhiddin, Nimet Remide, Latife Bekir, Şukufe Nihal gibi isimlerdir.11

Her ne kadar fırka adını taşıyorsa da Kadınlar Halk Fırkası’nın ana amacı siyasi nitelikte değildir. Öncelikle toplumsallaşma ve eğitim gereklidir. Siyasi haklar er ya da geç kazanılacaktır. Fırkanın hükümete verdiği beyannamede “memleketin her noktasında siyasi, ictimai ve iktisadi bütün mesâilde kadının dolayısıyla veya doğrudan doğruya dahli ve tesirinden azade kalmış bir keyfiyet bulunmamasına rağmen bu mesainin gözle görünür derecede bariz olmadığı” vurgulanmakta, “yer yer tecelli eden kadın mevcudiyet ve şahsiyetinin kitlevi bir şekle ifrağı” gereğine değinilmektedir.

Yine o dönemin dergilerinden Süs, Kadınlar Halk Fırkası’nın siyasi akımlara dâhil olmayacağını belirtmiştir. İkinci Başkan Nimet Remide verdiği bir demeçte esas olarak Anadolu’daki cehaletle mücadele edeceklerini açıkça belirtmiştir.12

Bütün bunlara rağmen, fırkanın genel sekreteri Şükufe Nihal fırkaya daha geniş bir çerçeve çizerek kadının siyasal haklarını savunur. “…kadının içtimai, iktisadi ve bilahare siyasi sahalarda haklarını, inkişaflarını temin etmektir” diyerek siyasi hakların fırka programının uzak hedefleri arasında olduğunu belirtir. Şükufe Nihal’e göre fırka eninde sonunda kendi temsilcilerini Meclis’te görecektir.13

Kadınlar Halk Fırkası isminden ötürü erkekler tarafından tepkiyle karşılanır her ne kadar kendine seçtiği hedefler desteklense de siyasi bir isim olan “fırka”yı kullanmaları yadırganmıştır. Ayrıca o dönem tüm ulusu kapsayacak tek bir fırka oluşturulacaktır o da Halk Fırkası’dır. Bu sebeple Kadınlar Halk Fırkası Ankara’nın onayını alamaz.

7 Çakır, 1908’in Kadınlar Açısından Anlamı.8 Nermin Abadan-Unat, Söylemden Protestoya: Türkiye’de Kadın Hareketlerinin Dönüşümü, 75 YıldaKadınlar ve Erkekler, der: Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu, Tarih Vakfı, İstanbul, 1998, s. 326.9 Çakır, Osmanlı Kadın Hareketi, s. 57.10 Çakır, 1908’in Kadınlar Açısından Anlamı.11 Toprak, Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm, s. 463.12 A.g.e., ss. 463 – 464.13 A.g.e., s. 464.

Page 3: CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRK KADIN HAREKETLERİ · 2018-04-24 · Cemiyeti’dir. Günümüz Türkçesiyle adı “Osmanlı Kadınının Hukukunu Savunma Derneği” olan dernek,

52 Hukuk Gündemi | 8 Mart Kadın Özel Sayısı

Bu sebeple 7 Şubat 1924 tarihinde, Nezihe Muhiddin öncülüğünde Türk Kadınlar Birliği kurulur. Derneğin amacı, kadınları fikri ve içtimai alanda yükselterek hakiki bir valide yetiştirmektir. Kadınların yaraları sarılmalı, onlara el uzatılmalıdır. Türk Kadınlar Birliği, Türk Kadın Yolu isminde bir dergi çıkarır, o dönem fakir kız çocuklarına el uzatır. 1927’de Kadın Birliği, tüzüğüne bir madde ekleyerek kadınlara siyasi haklar sağlamayı amaçlar, tereddütle de karşılansa bu madde kabul edilir.14

1927 seçimlerine kadın aday gösterilmesi fikri dernek bünyesinde tartışılır ve sonunda Cumhuriyet Halk Fırkası adına bir kadın adayın gösterilmesi uygun bulunur fakat 1927 Anayasa’sında açıkça seçime katılacak olanların erkek olması gerektiği belirtildiği için bu talepleri geri çevrilir. Dönemin Savunma Bakanı ise kadınlar ülkeye hizmet istiyorlarsa onları askere alalım diyerek ilginç bir açıklama yapar. Daha da ilginci ilgili bakan, 1924’te Anayasa tartışmalarında kadınların seçimlere katılmalarını savunmuştur.

Nezihe Muhiddin’in sert açıklamaları Ankara tarafından olumlu karşılanmaz bu sebepten ötürü daha ılımlı bir kadronun başa geçmesi istenir ve Nezihe Muhiddin ve ekibi Türkiye Kadınlar Birliği’nden uzaklaştırılır.

Kadınlara ilk siyasal hakları 3 Nisan 1930 günlü Belediyeler Kanunu tanır. Bu hakkın tanınmasından sonra 11 Nisan’da Türk Kadınlar Birliği’nin düzenlediği mitingle bu zafer kutlanır. 1934 yılında, Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve 191 arkadaşının verdikleri bir anayasa değişikliği teklifi ile kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınır.15

1935 yılı ise Türkiye kadın tarihi açısından önemli bir yıldır. 1 Mart 1935’te toplanan beşinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde on sekiz kadın milletvekili yer alır. Uluslararası Kadınlar Birliği ya da 1935 Türkçesiyle Arsıulusal Kadınlar Birliği on ikinci kongresini İstanbul’da yapar. 18-24 Nisan 1935 günleri arası toplanan kongrenin ev sahibeliğini Türk Kadınlar Birliği üstlenir.

Günümüz1935’ten 1975 yılına kadar artık Türkiye’de bir kadın hareketinden söz edilemez. Kadınlar daha çok hayır kurum

ve kuruluşlarında çalışmaya yönlendirilmiştir. “Türk kadını Batılı kadınların önüne geçti” resmi söylemi kadınları bir sessiz çoğunluğa dönüştürmüştür.

1975’te İlerici Kadınlar Derneği kurulur. Sol kesim kadınları ülkedeki bu eşitsizliği sorgular fakat bunu feminizm adı amacıyla değil sınıf mücadelesi amacıyla eylemlerini yaparlar.

Yeni kadın hareketleri Türkiye’de 1980 yılında başlar. Eğitimli genç kadınların oluşturdukları bilinç yükseltme grupları, ataerkil topluma ve devlete eleştirel yepyeni bir tahlil meydana getirmişlerdir. 1985’ten 90’lara kadar Medeni Kanun reformu kadın hareketinin başlıca gündemi olmuştur. 2002 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanun, yeni kadın hareketinin başarısını da ortaya koymaktaydı, zira o vakte kadar evli kadın kocaya tabi tutularak kimliği yok edilmekteydi.16

Yine 1980’li yıllardan beri üniversitelerde türban yasağına karşı yapılan eylemleri de feminist çerçevede değerlendirmek mümkündür.17

Şiddete maruz kalan kadın bedenine karşılık da çalışmalar hız kesmeden devam etti ve günümüzde de devam etmektedir. Bu yolda kadın sığınakları (Mor Çatı) kurulmuş yine 1998 yılında Aileyi Koruma Yasası’nı kabul ederek şiddete uğrayan kadınları koruma altına almıştır.18

Günümüzde Türkiye’de kadın hareketi oldukça aktif ve etkilidir. Milyonlarca genç kadına ulaşan dernekler, gerek kamusal alanda gerek sosyal medyada seslerini duyurmakta ve etkinlikler yapılmaktadır. Her yıl onlarca konferans, seminer düzenlenmekte, yazılar kaleme alınmaktadır. Tüm bu çalışmalara rağmen ne yazık ki ülkemizde cinsiyet eşitsizliği ve kadına şiddet devam etmektedir. Kadın hareketlerinin tarihi göstermektedir ki Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmemiştir bilakis Türk kadını seçme ve seçilme hakkını tırnaklarıyla kazanarak almıştır.

14 A.g.e., s. 466.15 A.g.e., ss. 467 – 468.16 Tekeli, On Maddede Türkiye’de Kadın Hareketi.17 Çaha, “Türkiye’de Kadın Hareketi Tarihi: Değişen Bir Şey Var mı?”.18 Tekeli, On Maddede Türkiye’de Kadın Hareketi.