defining relative clauses
DESCRIPTION
DEFINING RELATIVE CLAUSES. Tanımlayan Sıfat Cümleleri Defining : tanımlayan, belirleyen, belirten, tarif eden. Tanımlayan sıfat cümleleri. Sıfat cümlelerini konuştuğumuz kişiyi veya nesneyi belirtmek/tarif etmek için kullanırız. - PowerPoint PPT PresentationTRANSCRIPT
DEFINING RELATIVE CLAUSES
Tanımlayan Sıfat Cümleleri
Defining: tanımlayan, belirleyen, belirten, tarif eden
Tanımlayan sıfat cümleleri
• Sıfat cümlelerini konuştuğumuz kişiyi veya nesneyi belirtmek/tarif etmek için kullanırız.
• Sıfat cümlesi adından da anlaşılacağı üzere bir cümlenin kişi veya nesneyi belirtmek için sıfat olarak kullanılmasıdır.
• A girl: bir kız “hangi kız?” belli değil• The girl WHO is dancing “hangi kız?”
“dans eden kız” “kimden bahsettiğimiz belli”
bir adam: a man hangi adam belli değil uçak kullanan adam hangi adam - BELLİ
A man who flies planes: Defining Relative Clause
Nasıl bir kişi?A person who teaches English: İngilizce öğreten bir kişi
Defining Relative Clause
Bir çocuk: a boy hangi çocuk belli değilmavi gözleri olan çocuk hangi çocuk – BELLİ
A boy who has got blue eyes: mavi gözleri olan çocuk Defining Relative Clause
insanlar: people hangi insanlar belli değilkomik insanlar hangi insanlar – BELLİ
People who are funny: komik insanlar Defining Relative Clause
Hangi kitap?
The book which is on the table: masanın üstündeki kitap Defining Relative Clause
Nasıl bir araç?
A device which shows directions: yönleri gösteren bir araç Defining Relative Clause
Nasıl bir şey?
Something which makes small things look larger:
küçük şeyleri büyük gösteren bir şey
Hangi kedi?the cat which doesn’t catch mice: Fare yakalamayan kedi
Defining Relative Clause
Nasıl bir şey?Something which opens the doors: Kapıları açan bir şey
Defining Relative Clause
Nasıl bir şey?Something which takes photos: fotoğraf çeken bir şey
Defining Relative Clause
Sıfat cümlesi = “Who, which, that + fiil + nesne”
• Sıfat cümleleri kullanılmadığında KİMDEN veya NEDEN bahsettiğimiz belli olmaz.
• Bir adam: hangi adam? Belli değil• Uyumakta olan adam: hangi adam? Belli
• Bir vazo: hangi vazo? Belli değil• Masanın üstündeki vazo: hangi vazo? Belli
• A man : hangi adam? belli değil• The man who is sleeping : hangi adam?• “Uyumakta olan adam”
• A vase : hangi vazo? Belli değil• The vase which is on the table: hangi vazo? • “masanın üstündeki vazo”
İki cümledeki ORTAK öğe bulunur, ikinci cümledeki ortak öğenin yerine kişi ise WHO, nesne ise WHICH yazılır ve bu
cümle birinci ortak öğenin peşine eklenir.
• I know that man. “Şu adamı tanıyorum.”
• He is drinking tea. “O çay içiyor.”
• Hangi adamı tanıyorum?
• I know that man WHO is drinking tea.
“Çay içen adamı tanıyorum.”
İki cümledeki ORTAK öğe bulunur, ikinci cümledeki ortak öğenin yerine kişi ise WHO, nesne ise WHICH yazılır ve bu
cümle birinci ortak öğenin peşine eklenir.
• The boy is very clever.
• He is playing computer games.
• Hangi çocuk çok zeki?
• The boy WHO is playing computer games is very clever.
“Bilgisayar oyunları oynayan çocuk çok zekidir.”
İki cümledeki ORTAK öğe bulunur, ikinci cümledeki ortak öğenin yerine kişi ise WHO, nesne ise WHICH yazılır ve bu
cümle birinci ortak öğenin peşine eklenir.
• The man has got a limousine.
• He is our neighbour.
• Hangi adam bir limuzine sahip?
• The man WHO is our neighbour has got a limousine.“Komşumuz olan adam bir limuzine sahip.”
İki cümledeki ORTAK öğe bulunur, ikinci cümledeki ortak öğenin yerine kişi ise WHO, nesne ise WHICH yazılır ve bu
cümle birinci ortak öğenin peşine eklenir.
• I dislike films. “Filmleri sevmiyorum. Hangi filmleri belli değil.”
• They have sad stories. “Onlar sahip acıklı hikayelere.”
• Hangi filmleri sevmiyorum?
• I dislike films WHICH have sad stories.“Acıklı hikayelere sahip olan filmleri sevmiyorum.”
İki cümledeki ORTAK öğe bulunur, ikinci cümledeki ortak öğenin yerine kişi ise WHO, nesne ise WHICH yazılır ve bu
cümle birinci ortak öğenin peşine eklenir.
• I don’t go to the restaurants. “Lokantalara gitmem.”
• They are expensive. “Onlar pahalıdır.”
• Hangi lokantalara gitmem?
• I don’t go to the restaurants WHICH are expensive.“Pahalı olan lokantalara gitmem.”
E x a m p l e s
• Beş dil konuşan kız “sıfat cümlesini tekrar hatırlarsak; ismi NİTELEYEN, belirten CÜMLE
idi. Hangi kız? –beş dil konuşan kız. Türkçede İSİM en sondadır ancak İngilizcede isim en başa yazılır ismi yazdıktan sonra bu isim İNSAN ise WHO, nesne veya hayvan ise WHICH yazılır kalan kısımlar eklenir.”
• A girl “kız”
• The girl WHO “isim insan olduğu için who yazdık.”
• speaks five languages. “tekil olduğu için fiile –s ekledik ve nesneyi yazdık.”
• The girl who speaks five languages
• Futbol oynayan çocuklar
• “Hangi çocuklar?”
• The children “önce ismi yazarız”
• The children WHO “yazdığımız bu isim kişi olduğu için peşine WHO yazarız.”
• “Bu yazdığımız WHO sıfat cümlesinin öznesidir, öyleyse cümlenin diğer öğeleri olan fiil ve nesneyi de eklersek sıfat cümlemiz tamamlanmış olur.”
• The children who play futbol
• Çok kitap okuyan insanlar• “Hangi insanlar?”
• People “Önce tanımlanan ismi yazarız.”
• People WHO “Yazdığımız bu isim –people- insan olduğu için peşine WHO yazarız.”
“Bu yazdığımız WHO sıfat cümlesinin öznesidir, öyleyse cümlenin diğer öğeleri olan fiil ve nesneyi de eklersek sıfat cümlemiz tamamlanmış olur.”
People who read a lot of books
• Bahçedeki çiçekler
• “Hangi çiçekler?”
• The flowers “Önce tanımlanan ismi yazarız.”
• The flowers WHICH “insandan bahsetmediği için WHICH yazarız.”
“Bu yazdığımız WHICH sıfat cümlesinin öznesidir, öyleyse cümlenin diğer öğeleri olan fiil ve nesneyi de eklersek sıfat cümlemiz tamamlanmış olur.”
The flowers WHICH are in the garden
E x a m p l e s
• I like students.
• They always study their lessons.
• I like students WHO always study their lessons.“Her zaman derslerine çalışan öğrencileri severim.”
E x a m p l e s
• They have a shop.• It sells fishing equipments.
• They have a shop WHICH sells fishing equipments.“Onlar balıkçılık malzemeleri satan bir dükkana sahipler.”
• Hangi dükkan? • Balıkçılık malzemeleri satan dükkan
“The shop which sells fishing equipments”
• the computer doesn’t work.• It is old.
• the computer which is old doesn’t work.“Eski olan bilgisayar çalışmıyor.”
Hangi bilisayar? Eski olan bilgisayar“the computer which is old”