diyanet cocuk haziran_tatil
DESCRIPTION
AçıkTRANSCRIPT
“Göklerdeki ve yerdeki her şey
Allah’ı tesbih eder. Mülk yalnızca
O’nundur. Hamd O’na mahsustur. O her şeye hakkıyla gücü
yetendir.”Tegâbun suresi 1. Ayet
“Size bir selam verildiği zaman
ondan daha güzeliyle veya aynı selamla
karşılık verin…”Nisâ suresi 86. Ayet
“…Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk
isteme…” Kasas suresi 77. Ayet
MerhabaBu yıl ne kadar yağmurlu bir ilkbahar mevsimi geçirdik. Havalar
biraz serin, yağmurlu, bulutlu geçince yaz da hiç gelmeyecek san-
dık ama, işte sonunda yaz geldi çattı. Ekinler sarardı, meyveler-
den bal damlıyor nerdeyse, güneş de her gün en sıcak haliyle do-
ğuyor üzerimize. Yeryüzünü bol yağmurla sıcak günlere hazırladı Sevgili Rabbi-
miz. Barajlarımız doldu, toprağımız suya kandı. Ama yaz geldi diye
durmak yok, tabiat başka şekilde çalışmaya devam ediyor. Çeşit
çeşit meyveler sallanıyor ağaçların dallarından, yerden de tahıllar,
sebzeler fışkırıyor…Ya siz… Siz yaz tatilinde neler yapmayı düşünüyorsunuz? Durun
ben aklıma gelen birkaç tanesini sayayım: Arkadaşlarınızla gön-
lünüzce oyun oynayacaksınız. Bol bol gezeceksiniz, kiminiz köyü-
ne, kiminiz memleketine gidecek. Bir kısmınız tatilde daha önce
hiç görmediği yerleri görecek. Annenize babanıza işlerinde yardım
edeceksiniz. Bol bol kitap okuyacaksınız. Kim bilir, aranızda tatil-
de okumak için arkadaşlarıyla kitap değişimi yapanlar bile vardır.
Kur’an kurslarını da unutmadım. Biliyorum, Kur’an kursuna da gi-
decek ve Rabbimizin dünya ve ahiret mutluluğumuz için bizlere
gönderdiği ilahi kitap olan Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğreneceksi-
niz. Camileri cıvıl cıvıl seslerinizle şenlendireceksiniz. Kur’an kur-
su öğreticisi abla ve ağabeyleriniz, imam amcalarınız hazırlıklarını
tamamlamış, sizlerin gelmesini büyük bir heyecanla bekliyorlardır.
Sakın gitmemezlik yapmayın olur mu?
Kur’an kursu deyince hemen söyleyeyim. Bu yılki “tatil
arkadaşınız”ı yanınızda kursa götürmeyi unutmayın olur mu? Ta-
til kitabındaki bilmecelerden arkadaşlarınıza ve yaz kursu hocanıza
sorun bakalım, bilecekler mi? Hatta hocanıza kursta her gün tatil
arkadaşımdan sevdiğiniz bir bölümü okumayı, orada tiyatro olarak
canlandırmayı ya da bulmacalarını hep birlikte çözmeyi teklif ede-
bilirsiniz. Eminim bu teklifiniz hocanızın ve arkadaşlarınızın hoşu-
na gidecektir. Bu sene de bol renkli, bilmeceli, bulmacalı, resimli, hikayeli, şi-
irli, çizgi hikayeli güzel bir “Tatil Arkadaşım” hazırladık sizler için.
Haydi, tutun “tatil arkadaşınızın” elinden… Bakalım nerelere götü-
recek sizi… Siz onunla güzel vakitler geçirirken, biz sizler için çalış-
maya devam edeceğiz. Hepinize mutlu tatiller.
Dr. Yüksel Salman
Dini Yayınlar Genel Müdürü
HAZIRLAYANLAR:Dr. Faruk Görgülü
Serap Çakmak
1Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Merhaba ..............................................................1Peygamberimizin Gününde Çocuk Olmak .4-5Yaşasın Tatil .................................................. 6-7Zehra’nın Tatili ............................................8-11Bir Yağmurun Damlasıyız ........................ 12-13Şiiri Sevdim Dili Sevdim......................... 14-15Bir Tebessüm .................................................. 16Gülümse ............................................................ 17Duvardaki Güvercin.................................. 18-19400 Yıllık Yolcu Evliya Çelebi ................20-21C .................................................................. 22-23İpler Fena Karışmış ................................ 24-25Haydi Namaza .......................................... 26-27Biz Küçük Ümmetiyiz Onun ................... 28-29Grup M.E.G.A. “Hazine Peşinde” .......... 30-35
Yunus Emre’nin Kütüphane Günü .......... 36-37Ak Ceylan İle Pembe Kirpi .................... 38-39Ödüllü Bulmaca .........................................40-41Bil-Bul ........................................................ 42-43Kim Korkar Lülo’dan ................................ 44-47Kim Kimdir? Ne Nedir? .......................... 48-49Bilmece Bildirmece ..................................50-51Ne Yaparsın? ...................................................52Benim Kahramanım .........................................53Bil-Bul ........................................................ 54-55Teker Teker Tekerleme ........................ 56-57Bilmece Bildirmece ................................. 58-59Leman Teyzenin Eli Kolu Dolu ......................60Nasreddin Hocanın Vasiyeti ........................ 61Bil-Bul ........................................................ 62-63Çözümler ..........................................................64
4
122
Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
20
38
52
56
ÖDÜLLÜ BULMACADAN
HABERİN VAR MI? DOĞ-
RU OLARAK ÇÖZENLERİN
ARASINDAN 50 KİŞİYE Kİ-
TAP HEDİYE EDİLİYORMUŞ.
40ÖYLE Mİİİ? NEYİ
BEKLİYORUZ O ZAMAN!
HEMEN BULMACAYI
ÇÖZÜP DERGİMİZİN
ADRESİNE GÖNDERELİM...
3Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Enes Bin Malik çocukken Henüz miniminicikken getirdi annesi Hizmet etsin diye size; pamuk pamuktu elleri
Enes’in; günahsız masum gözleriyle, bakmağa geldi
Yanınıza geldi efendim nurunuza şefkatinize geldi
Sizin ahlakınıza, sevginizeSizin meleklerle muhabbetinizeSizin dünyayı imar edişinize, sizin Allah’a çağrınıza
Sizin ahiret sevdanıza, sizin Allah’a en sevgili oluşunuza
Getirdi annesi tutup pamuk ellerinden Enes’i
Ne akıllı anneymiş Enesciğin annesi; bizim de annemiz
Enescik ne akıllı bir çocukmuş, o şimdi bizim de efendimiz
Enescik ah biliyor musun senden sonra bütün
Çocuklar hep sen olmak istediler Ben olsaydım Enes’in yerinde, ah ben de peygamber elinde
O büyük gökkubbenin gölgesinde, en şerefli gölgede
Şen şakrak oynasam, koşsaydım keşke, dediler
Bana da bir iş buyursaydı efendimiz ben de minimini
Aklımda dalıp kalsaydım oyuna oyuncağa, dediler
Sonra çıkıp gelseydi efendimiz, ah Enescik sen hâlâ
Vural Kaya
PEYGAMBERİMİZİN GÜNÜNDE ÇOCUK OLMAK
4Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Gitmedin mi gönderdiğim yere, dese efendimiz ama hiç
Hiç azarlanmasam, bir kere bile olsunKötü söz duymasam hiç kovulmadan yaşasam yaşasam
Ah ne olurdu ben de onların zamanındaDoğup onlarla yaşasam, oyun oynasamHasan ile Hüseyin olsaydım yahut Namazda boynunuza çıksam; sabır cennetiniz
Sonsuz çocukluğuma açılsa Ah ben onlarla doğup onlarla ölseydimAh ne olurdu ne olurdu efendim
5Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Serap Çakmak
YAŞASIN TATİL
Matematik, fen, sosyal, Türkçe derken
işte bitti dersler. Sınavlar bitti, testler
bitti, ödevler bitti. Karneler hak edildi so-
nunda. Sekiz aylık emeğimizin belgesi olan
karneler… Bazen sevindik, bazen üzüldük,
bazen heyecanlandık ama çok çalıştık. Ça-
lışmamızın, emeğimizin sonucu olan karne-
lerle birlikte güzel bir tatili de hak ettik.
Tatil ne güzel bir kelime, değil mi? “Tatil”
kelimesinin bendeki çağrışımı; yapmak is-
tediğim, yapmaktan zevk aldığım şeylerle
rahat rahat ilgilenme imkânı bulmak.
Bu tatil için de çok güzel planlarım var.
Kâh derslerden kâh soğuk havalardan
fırsat bulup da yapamadığım her şeyi yap-
mak istiyorum bu yaz.
Bir kere… Ağaçlarla, çayır çimenle, top-
rakla iç içe olmak, koşmak, oynamak, ağaç-
lara çıkmak, bisiklet sürmek, ip atlamak,
top oynamak istiyorum. Yemyeşil ağaçlar,
renk renk çiçekler, pırıl pırıl güneş beni dı-
şarı çağırıyor. Ben de arkadaşlarımı dışarı
çağıracağım. Bütün sokak oyunlarını özle-
dim. Doyasıya oynayıp, yorulup, acıkıp sulu
sulu bir armudu, bir avuç can eriği iştahla
yemeyi özledim. Dalından elma koparma-
yı özledim. Saklambaç oynamayı özledim.
Yakantop oynamayı özledim…
Özledim de özledim...6Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Amaaa....Koskoca bir tatili oyunla, eğlenceyle geçi-recek değilim elbette. Yapmak istediğim bir sürü şey var. İlk işim ebru sanatını öğrenme-ye başlamak olacak. Malzemeleri, boyaları aldım bile. Ablamla birlikte odamızın bir kö-şesini bu iş için düzenledik. Haftada iki gün gideceğimiz kursta ebru yapımını, ebru sa-natının inceliklerini öğreneceğiz. Tabi tam anlamıyla öğrenmek için üç ay yetmez, bili-yorum. Hayranlıkla seyrettiğim o rengârenk tablolardan yapabilmem için yıllarca emek vermem gerekiyor. Bir gün ben de harika tab-lolar yapabilirim belki… Belki ünlü bir ebru-zen bile olabilirim.
Tatilimi hem eğlenceli hem faydalı geçir-mek için başka planlarım da var. Okul zamanı okumak isteyip de okuyamadığım kitapların listesini yapmıştım. Kütüphaneden ödünç aldıklarımı okumaya başladım bile. Sırada onlarca kitap var, listem epey kabarık. Tatil bitmeden hepsini okuyabilirim inşallah. Size de tavsiyem: Eğer hâlâ bir tatil planı yapmadıysanız hemen yapmaya başlayın. Çünkü biliyorsunuz; tatil, boşa vakit geçir-mek değildir.Ne demiş atalarımız: “Vakit nakittir!”
7Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
8Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
9Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
10Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
11Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Bir Yağmurun Damlasıyız
Esra Serdaroğlu
Bir yağmur bulutuYağmak için beklerkenBir ses gelmiş içinden“Tık tık tık”Biri kapıyı çalıyormuş Sanki bulutun içinden Bulut sormuş:“Kim o?”İçerden cevap gelmiş:“Benim” demiş aceleci bir sesle“Hadi aç kapıyı,Önce ben gideceğim.”Sabırsız bir damlaymış o,Toprağa en önce varmak içinYarışacakmış herkesleKendi kendine sayıp duruyorken“biiir, ikiiii, üüüç…” diyeGök gürlemiş birdenKorkmuş bizim küçük damlaBulutun en içine girmişSaklanmış, bilememiş.O ses yağmur müjdesiymiş.Bulut açmış kapılarınıBütün damlalar çıkmış bir birYalnız biri içerdeymişO bil bakalım kimmiş?Ufak ufak merakındanÇıkarmış başını buluttanİşte bizim küçük damlaBir de bakmış aşağıyaHerkes usulca yürümekteymişÖnce şöyle bir çekilmiş geriyeVe sonra koşarak bütün gücüyleAtmış kendini ileriye“Heeeyyyt” demiş,
12Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
“Açılın ben geliyorum.”Kimse onu fark etmemiş.Herkes kendi yolundaymışBizim acemi küçük damlaKoymuş bir kez kafasınaKimse onu geçemezmişYere ilk o inmeliymiş Damlaların en güzeliymişMiş miş miş miş…Kendini ne de çok beğenmişDamlaları iteklemişHerkesin kalbini kırmışDerken bizim küçük damlaBilge damlayla karşılaşmışOnu bile tanımamışAçmış kollarını iki yana“Çekil” demiş.Çekilince bilge damlaBizimki çakılmış bir dalaAcısıyla ovunurken “Dinle” demiş bilge damla“Senin adın Yağmurbenim adım Yağmur”burada herkesin adı YağmurBiz seninle bir bütünüzEğer sen beni görmezsen Ben de seni görememÇarpışırızOysa Yağmuruz biz ; çarpışmayızBarışız biz; yol veririz.Damla damla ilerlerizToprağa karışınca bizAğacız biz çiçeğizNehiriz biz denizizBir yağmurun damlasıyızHem küçük bir zerreyiz bizHem büyük bir deniziz.
13Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Şi ir i Sevdim Dili Sevdim
Gülay Sormageç
Okula heyecanla başladığımız günlerden epeyce uzaklaşmıştık. Alışmıştık.
Derslere, öğretmenimize ve öğrenciliğin acemice ve sıcacık koşuşturmasına!..
Yavaş yavaş senenin sonu görünüyordu. Gülten öğretmen bizim bu hâlimizin farkın-daydı. Bize dedi ki:
-Çocuklar! Sizinle bugün bir karar vereceğiz ve yeni bir çalışma içine gireceğiz.
Sene sonu müsameresi düzenleyeceğiz.Bunun için içimizden gönüllü arkadaşlar isti-yorum. Çiçeklerin diliyle annelerimizi ve misa-firlerimizi ağırlayacağız.
Hepimizin merakı artmış ve sorgulayan gözlerle gül yüzlü öğretmenimizi dinliyorduk. O ise; bizim heyecanımızı, merakımızı körükle-meye devam ediyordu.
-Her hâlde annelerimiz de bundan çok mut-lu olurlar ve bizi izlemeye gelecek olan herkes de çok mutlu olur. Öyle değil mi?
Öğretmenim gülen yüzüyle iki elini tat-lı tatlı çırptı:
-Haydi bakalım. Bu kadar merak yeter!…Sıkı durun…Açıklıyoruum…Bakalım beğene-cek misiniz?
Biz de neredeyse nefes almıyor gözlerimi-zi kırpmıyorduk!
Öğretmen sorularına başladı:
14Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
-Kim gelincik olmak ister?-Kim papatya olmak ister?-Kim küpeli çiçeği olmak ister?Hemen parmağımı kaldırdım. Çünkü salkım
salkım; utangaç ve narince yere doğru uzanan küpeli çiçeğini hep sevmişimdir.
Sıra benim şiirimi okumaya gelmişti. Kalbim ağzımdan çıkacak zannettim.Yine de heyecanı-ma yenik düşmeden şiirimi okuyabildim.
Ezberlemek için uğraşmam gerekiyordu. Ama hiç zorlanmadım. Çünkü şiiri sevmiştim. O za-man anlamıştım şiirin dilimize zenginlik kattığını.Sözün insanı etkileyen anlatımlarından birinin de şiir olduğunu!..
O gün karar verdim ve şiiri sev-dim, dili sevdim. Atasözlerimizi, deyimleri sevdim. Ninnileri, mani-leri sevdim.
Öğretmenimiz bizleri dinledik-ten sonra daha sürprizinin bitme-diğini söyledi.
Bu güzel okuyuşlara kıyafetle-rimiz de eşlik etmeli ki; daha keyif-li olsun gösterimiz. Altın gözlü pa-patya için bir elbise ipek yaprak-lı gelincik çiçeği için bir elbise vee!.. Bol çiçekli güzel küpeli çiçeği için bir elbise!..
Bugün son provamızı yapıyo-ruz.Pembenin her tonuyla bezen-miş küpeli çiçeklerinin boy attı-ğı elbisemi giymiştim. Şiirimi oku-dum:
KÜPELİKüpe küpe açarım benSevinç neşe saçarım benBaylar bilmez kıymetimiBayanlara kaçarım benDüşünmeyin kara karaTakıverin kulaklara!..
Ses tonum, jest ve mimiklerim-le başarılı bir sunum sergilediği-mi öğretmenim teşekkürüyle ifa-de etti.
Nihayet beklediğimiz gün gelip çattı her birimiz kelebekler gibi kı-pır kıpır gösterimize renk kattık.Biz o gün; birlikte çalışmanın gü-zelliğini tattık!..
15Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
16Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Sabahleyin Pencereyi açıncaTemiz havaVe Yeni bir gün doluyor odama
Güneş parlıyorDünyayı bilmem amaİçimi ısıtıyor. Kadife çiçeği fısıldıyor kulağıma:Her gün bir hediyedir,Şükret Ve Gülümsemeyi unutma!
Sen gülümse kiHer şey gülsünHer yüze yakışır tebessüm
GÜLÜMSE
Serap Çakmak
17Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Bu sabah,
Bahçemizin duvarına bir güvercin kondu.
Ürkütmeden
Sessizce
Pencereden seyrettim.
Güneşte parlayan tüyleri rengârenkti.
Kanatları alaca,
Ayakları paçalı
/Amcamdan duymuştum:
Paçalı güvercinler pek hünerli olurmuş.
Alçacık yerden bile takla üstüne takla
atarmış./
Düşünceye daldım o an:
Rengârenk çiçeklerle donanmış bahçemi-
zin duvarına konmuş,
şirin, nazlı, alımlı bir güvercin…
Ve pencereden, sessizce onu seyreden
ben…Ne büyük bir mutluluk!
Allah’ım! Sana şükürler olsun
Bakmam için göz verdin,
Sevmem için gönül verdin
Düşünmem için akıl verdin, fikir verdin.
Bu muhteşem güzellik karşısında
Sevinç verdin, heyecan verdin.
DUVARDAK‹ GÜVERC‹N
M. Said Türkoğlu
18Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
19Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
400 YILLIK YOLCU EVLİ‹YA ÇELEBİ‹
Biliyor musunuz arkadaşlar? 2011 yılı UNESCO ta-
rafından “Evliya Çelebi Yılı” olarak kabul edildi. Bu yıl Ev-
liya Çelebi’nin 400. doğum yıldönümü. İyi ki doğmuş.
Ayrıca Avrupa Konseyi Çelebi’yi “21. Yüzyılda İnsanlı-
ğa Yön Veren En Önemli 20 Kişiden Biri” ilan etti. Bütün
dünyanın önemini kabul ettiği dedemiz Evliya Çelebi’yi
tanımak ister misiniz?
25 Mart 1611’de İstanbul’da doğdu. Ailesi aslen
Kütahyalı olup fetihten sonra İstanbul’a yerleşmiştir.
Seyahatnamesinde soyunun Hoca Ahmet Yesevi’ye da-
yandığını söylemektedir. Babası sarayın kuyumcubaşı-
sıdır. Evliya Çelebi çok çalışkan bir öğrenciydi. Önce mahal-
le mektebine, ardından medreseye gitti. Yedi yıllık med-
rese eğitiminden sonra, bir saray okulu olan Enderun
Mektebi’ne devam etti. Ayrıca özel hocalardan Kur’an,
hat, musiki dersleri aldı. Hafız oldu.
Ömrünün 50 yılını seyahatle geçiren Evliya Çelebi,
belki de bu yüzden hiç evlenmemiştir. Eserlerinden an-
laşıldığına göre iyi ata biner, iyi cirit oynardı. Gayet çe-
vik, hareketli bir insandı. Herkesle iyi geçinirdi. Hazır ce-
vap ve hoş sohbet birisiydi. On parmağında on marifet
yani…
Rukiye Oklan
400 YILLIK YOLCU EVLİ‹YA ÇELEBİ‹
20Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Çocukluğundan itibaren oldukça meraklı, ha-yal dünyası geniş, farklı yerleri ve insanları tanıma-yı seven Evliya Çelebi bir aşure gecesi rüyasında Peygamberimizi görür. Hz Peygamber ona seyaha-ti müjdeler.
Bu rüyadan sonra İstanbul’dan başlayarak se-yahat eder. İstanbul’u semt semt gezerek gör-düklerini, duyduklarını not eder. İstanbul’dan son-ra Bursa’ya geçer. Bursa dönüşü “Seyahatname” yazmaya karar verir. Anadolu’nun ve dünyanın çe-şitli yerlerini gezmeye başlar. Bu gezileri sıradan bir gezme değildir. Kâh seferlere katılır, kâh elçilik, kâh vergi toplayıcılığı şeklinde devlet görevlerinde bulunur. Zaman zaman saray içinde de görevler alır ve devlet yönetimine yakinen şahit olur. Devlet gö-revlilerinden de aldığı destekle geniş bir coğrafya-yı gezer. Gördüğü yerleri, insanları, olumlu olumsuz olayları, isyanları seyahatnamesine kaydeder.
1682’de gezmek için gittiği son yer olan Mısır’dan İstanbul’a dönerken yolda vefat etmiştir. Kabrinin nerede olduğu belli değildir.
EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİSeyahatname 17. yy’da yazılmış çok
ünlü bir gezi kitabıdır. 10 ciltten oluşmak-
tadır. Gezip gördüklerini herkesin anlaya-
cağı bir dille anlatır. Gezdiği yöre insanının
konuşma dilini, örf-âdetlerini vermiştir.
Karşılaştığı olayları esprili bir dille anlatır.
Bazen abartılara, olağanüstülüklere yer
verir. Her ciltte onlarca şehir yer almakta-
dır. Anadolu’dan Viyana’ya, Kafkasya’dan
Mısır’a geniş bir coğrafyayı anlatmıştır.
21Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Kâğıda bir c, yazdım. C’nin yanına bir e, sonra onun yanına bir y kondurabilirdim. Ceylanları anlatan bir masal olabilirdi bu. Veya bir ceketi… Ne bileyim? Cet-vellerle ilgili bir hikâye de olabilirdi. An-cak, ben konuyu düşünürken c yazdığım yerde kıpırdadı. Ben, hayretle ona ba-karken gülümsedi. Hatta inanmazsınız, konuşmaya başladı:
Hatice Kadın
Arabacı
22Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
-Haksızlık bu, diye haykırdı. İyi düşünüp öyle yaz-malıydın. Daha hayatımın baharında beni nasıl si-lersin?Özür dilemek için ağzımı açacaktım ki, bir de ne göreyim?C, kaçıyor. Hem de hoplaya, zıplaya…
-Hey! Nereye?Cevap vermedi. Odadan çıkmıştı bile. Kalkıp ar-dına düştüm. Nasılsa açık kalmış olan dış kapıyı geçip merdivenlere atıldı.-C, lütfen, dur bir dakika! Beni dinle!
Beni duymadı. Çünkü avazı çıktığı kadar bağıra-rak şarkı söylüyordu.
Nefes nefese kalmıştım.“En güzeli bilmem ama en yaramazı sensin” diye geçirdim içimden. Hiç böyle bir şey başı-ma gelmemişti. Ona yaklaşamıyordum bile.
C, sonra apartman kapısından sokağa fırla-dı. Ben de insanların şaşkın bakışları altın-da peşinden koşmaya devam ettim. İki adım ötemizdeki caminin bahçesine girdik. Aman, demeye kalmadan benim c, caminin tabe-lasındaki c’nin yanına çıkıp oturdu. Yal-vardım, yakardım. İndiremedim. Merdi-ven getirdim. Ben oracıkta uğraşıp du-rurken imam amca geldi. Merdiveni kol-tuğumun altına verip beni eve gönderdi. Arkama bakarak oradan uzaklaştım.
Şimdi caminin önünden her geçişimde benim haylaz el sallıyor bana. Ona ya-pacağımı bilirdim, ama orada iki tane c olduğuna ve birinin benim ol-duğuna kim inanır ki?
-Teşekkür ederim, dedi.-Bi, bir şey değil, dedim kekeleyerek. Ama niçin?-Beni yazdın, dedi.-Şey, dedim. Aslında daha karar verme-dim. Silebilirim de.
-Ben bir ceee,
Yazıldım az önceee,
En güzel beniiiim,
Harfler içindeee.
23Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
SÜNNET
MEKRUH
ABDEST ALMAK
KIBLE
GUSÜL
TEYEMMÜM
MESHETMEK FARZ
Vücudumuzun
her tarafını
hiç kuru yer
kalmayacak
şekilde yıkamaya
ne denir?
Doğru cevaba ulaşmak istiyorsanız ipleri takip edin, arkadaşlar! Başlayın bakalım!
Abdest alırken başımızın
dörtte birini ıslak elle
sıvazlamaya ne denir?
Abdeste
başlarken niyet
etmek nedir?
Abdest alırken bir organı üç
defadan fazla yıkamak nedir?
Su bulamadığımız zaman temiz
toprakla abdest
almaya ne denir?
Teyemmüme başlarken
niyet etmek nedir?
Namaz kılmaya, Kur’an okumaya
başlamadan önce ne
yapmalıyız?
İPLER FENA KARIŞMIŞSerap Çakmak
Abdest alırken
hangi yöne dönmek güzel bir
davranıştır?
24Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Abdesti güzelce alırsak ne olur bili-yor musunuz, çocuklar? Şifreyi çözünce öğreneceksiniz.
Abdest alırken suyu gereğinden fazla kullanmanın ve bir or-
ganı üç kereden fazla yıkamanın mekruh olduğunu biliyor
musunuz?Peygamberimiz, sahabilerinden birini abdest alırken görmüş.
- Bu ne israf, ey Sa’d! demiş.Sa’d:-Abdestte de israf olur mu? deyince…
Peygamberimiz ne demiş, biliyor musunuz arkadaşlar?
Hadi, kelimeleri sıralayarak Peygamberimizin verdiği ceva-
bı bulalım!
EVET
KENARINDAOLSAN İSRAF
AKARSUYUN
BİRBİLE
OLUR
ŞİFRE ANAHTARI á ş ø Á Ñ Ç ÿ
A B C Ç D E F G Ğ H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
GÜPGÜZEL BİR ABDEST
ABDESTTE DE İSRAF OLUR MUYMUŞ?
á
á
á
á
ş
ø øø
ø øø
ø
Á Ç
Ç
Ç
ÇÇ
Ç
Ç
ÿÿ
ÿ
25Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Bir günde 5 vakit namaz var, biliyorsunuz arkadaşlar. Küçük Ahmet namaz kılmayı yeni öğ-renmiş ve hepsini vaktinde kılmak istiyor. Peki, hangi vakitte hangi namazın kılındığını siz bili-yor musunuz? Biliyorsanız konuşma cümlelerindeki boş yerlere namazların isimlerini yazmaya başlayabilirsiniz. Hadi kolay gelsin!
26Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Yaz-Çiz: Hatice İpek - Emre Bilgiç
27Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Koyunca alnını yereÇıkıveriyorum omzunaSonra hop yukarıdayımGül kokulu omzunda
Sonra eğilince yereKardeşimde sıraBir o bir ben çıkıyoruzDedemizin omzunaAman yavrum duurO, Allah’ın RasulüdürAma bizim de dedemizdirHem biliyorsun ki anneciğim
O hiçbir çocuğa kızmadı Hiçbir çocuğa vurmadıSevdi bütün çocukları
Mustafa Oğuz
- Ümmetin küçükleriHasan ve Hüseyin (r.a.) dilinden -
BİZ KÜÇÜK ÜMMETİYİZ O’NUN
28Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Anlattı O, bütün insanlara
Allah’ı, Cenneti
Anne babaya sevgiyi
Anlattı bütün çocuklara
Biz küçük ümmetiyiz O’nun
O da bizim dedemiz
Sevgili Peygamberimiz
Sevgili Peygamberimiz
BİZ KÜÇÜK ÜMMETİYİZ O’NUN
29Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
30Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
31Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
32Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
33Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
34Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
35Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Zekiye Çoban
Yunus Emre bugün hayli gecikti. Oysa hep bu sa-atlerde gelmiş olurdu. Vakit ikindiye yaklaşıyor. Bir saat sonra kapanır burası. Neden bu kadar geç kaldı acaba? Gözlerim kapıda. Dışarıda kavurucu bir yaz sı-cağı var. İçeride bunaltıcı bir hava. Çalışanların dışında ortada pek kimsecikler görünmüyor. Ka-pılar ardına kadar açık. Ağaçlarda yaprak kımıl-damıyor. Bir kedi ağacın gölgesine tünemiş sı-caktan. Kuşlar da sessiz sedasız geçip gidiyor-lar. Bugün pek gelen giden olmadı. Yunus Emre, annesi ve kardeşi hâlâ ortalar-da görünmüyor. Sıcaktan mı gelemediler, bilmi-yorum. Gözüm yollarda kaldı. Kitaplar da onları bekliyor. Aralarında konuştuklarını duyuyorum:- Nerede kaldı Yunus Emreler?- Hiç bu kadar gecikmezdi oysa.- İnşallah bir aksilik yoktur.- Hava çok sıcak, belki o yüzden gelemedi. - Belki birazdan gelir.- Aay, geldiğinde hangimizi okumak ister bu se-fer?- Beni - Beni- Beni de okumak ister.- Beni de- Belki beni hemen şu masacıkta okuyuverir.…
Yunus Emre’nin Kütüphane Günü
36Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Ah Yunus Emrecik nerelerde kaldın? Herkes seni bekliyor kütüphanende. Binlerce kitap dostun, seni çok seven görevliler ve ben...
Yunus Emre on yaşlarında sevimli mi sevimli, akıllı mı akıllı bir çocuk. Işıl ışıl kahverengi gözle-ri, pırıl pırıl bakışları ona nasıl güzel yakışıyor!
Her cumartesi annesi ve kardeşiyle uğrar bu-raya. Her cumartesi kütüphane günüdür onla-rın. Hep birlikte gelirler, binlerce kitabın arasın-da görünmez olurlar kimi zaman. Kardeşi henüz okula gitmiyor, ama ağabeyiyle kitaplar arasın-daki sıkı muhabbete ortak oluyor. Burada çok huzur buldukları her hâllerinden belli. Ailece ki-tapsever insanlar..Bir seferinde konuşurlarken duymuştum. Ev-leri hayli uzakmış kütüphaneye. Yoksa daha sık gelmek isterlermiş. Yunus Emre aldığı kitapları o gün okuyup bitirirmiş.Ama yeni kitaplar için bir sonraki cumartesi-yi beklermiş. Keşke dedim içimden, evleri daha yakın olsa. Daha sık görüşsek.Kütüphanenin kapanmasına az bir zaman var. Buluşmak bir sonraki cumartesiye kaldı sanı-rım. Sağlık olsun. Ne yapalım!Durun bir dakika! Ayak sesleri.. Gelenler var. Onları ayak seslerinden tanırım ben. Yunus Emreleeeer! İşte geldiler! Gelişini, şirin yüzünü, narin ellerini önce ben görürüm, ben hissederim her zaman. Adını so-yadını yazıp o sevimli imzasını atar üzerime. Ardından da annesi imzalar. İşte yine öyle oldu.
Girişteki masanın üzerinde duran ziyaretçi ka-yıt defteriyim ben. Bütün kitapseverler önce bana uğrar. Adları ve imzaları bende saklıdır.
Ah şirin çocuk, bugün ne çok beklettin, merakta bıraktın bizi! Gelmeyeceksin sanmıştık.
Şükür kavuşturana...
37Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Bir varmış, bir yokmuş…Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Yıllar geçerken an içinde, bebecik dile
geldi beşikte. Ne dedi, bildiniz mi, güller gibi güldü-
nüz mü!Masal isterim de masal diye tutturdu,
her şeyi unutturdu. Ninem o tatlı sesiy-le masalını anlatmaya, sözlerine bal katma-ya başladı:
Yüce dağların eteğinde, ulu ağaçların sıra sıra dizildiği yemyeşil bir orman var-mış. Bu ormanda ne güzel çiçekler açarmış: Menekşe, fesleğen, gelincik, hanımeli, ıtır çiçeği, melekotu, nilüfer, sümbül, yasemin, zambak…
Aklınıza gelen bütün sevimli dostlar o cennet gibi ormanda yaşarlarmış. Onlardan biri de Akceylan imiş.
Akceylan bir gün Gök derenin yanında mis gibi kokan otları yerken inceden ince-
ye bir çığlık duymuş:-İmdaaat! Can kurtaran yok muuu? Boğu-
luyoruuum!Otlamayı bırakan Akceylan kulak kesil-
miş. Sesin dereden geldiğini anlayınca he-men o tarafa koşmuş. Bir de bakmış ki, de-rede küçük pembe bir şey çırpınıyor. He-men etrafa bakınmış. Yerde bir dal parçası görmüş. Dal parçasını kıyıya taşıyıp derede çırpınan küçük şeye uzatmış.
Binbir zorlukla dal parçasına tutunup kı-yıya çıkan minik, titreyerek durmadan ba-ğırıyormuş:
-Ay, ay, ay! Az daha ölüyordum. Allah’ım! Sana şükür, canımı kurtardın!
Akceylan ise büyük bir şaşkınlık içindey-miş. Çünkü dalın üstünden yere inen o mi-nik pembe şey, bir kirpi imiş.
-Aaa! Pembe bir kirpicik, demiş hayretle.-Niye şaşırdın ki, demiş pembe kirpi. Sen
de bembeyaz bir ceylansın işte!
Suzan Çataloluk
AK CEYLAN ile PEMBE KİRPİ
38Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Biraz sonra iyice kendine gelen pembe kirpi şakacı sözlerle Akceylan’a demiş ki:
-Kardeş, çok teşekkür ederim. Allah’ın izniyle hayatımı kurtardın. İnşallah sana can borcumu öderim bir gün. Bu küçücük kirpi ne işe yarar diye düşünme. Yüce Rab-bimiz görev verince gökler nokta olur, kü-çülür. Bu küçük kirpi de sana iyilik eder bir gün.
İlerleyen günlerde ikisi çok iyi dost ol-muşlar. Sık sık bir araya gelip Gök derenin kıyısında sohbetler etmişler.
Günlerden bir gün Akceylan büyük bir ıhlamur ağacının dibinde otlanırken birden karşısına koca kaplan çıkmaz mı! Ceylancık kaplanı görür görmez can havliyle kaçmaya başlamış tabi. Ama koca kaplan peşini bı-rakmaya hiç niyetli değilmiş!
Sonunda kaçacak yer bulamayan cey-lancık bir tepeciğe çıkmış. Sırtını bir ağa-ca dayamış, gözlerini yummuş. Korkudan tir tir titriyor, Allah’a dua ediyormuş.
Kaplan yavaş yavaş, sine sine tepeyi tır-manmış. Akceylanla burun buruna gelmiş. Pençelerini kaldırıp tam ceylana atılacak-mış ki... Birden yüzüne bir şeyler batmaya başlamış.
İncecik ses duyulmuş:-Hey koca kaplan! Arkadaşımı rahat bı-
rak! Yoksa bütün oklarımı üstüne atarıım! Oklarım çok zehirli, ona göreee!..
Sesin geldiği tarafa bakan kaplan, küçük kirpiyi görünce alaylı bir sesle bağırmış:
-Grrooovv! Boyuna bakmadan beni tehdit mi ediyorsun? Bir lokmada yutarım seni!
Kirpicik altta kalır mı hiç!.. Oklarını peş-peşe kaplanın başına göndermiş. Kaplan acıyla çığlıklar atan koca kaplan çareyi ora-dan kaçmakta bulmuş.
Akceylan korku içinde bir müddet konu-şamamış. Korkusu geçince demiş ki:
-Kardeş, canımı kurtardın. Çok teşekkür ederim sana.
Pembe kirpiyi dereden kurtardığı gün, “Sen bu küçücük hâlinle bana nasıl yardım edeceksin ki!” diye düşündüğünü hatırlamış ve çok utanmış kendinden.
Pembe kirpi onun düşüncelerini okumuş-casına bilgece konuşmuş:
-Kardeş, sen de benim hayatımı kurtar-mıştın! Bana ne büyük bir iyilikte bulun-muştun. Eğer o gün sen beni kurtarma-saydın, bu gün ben olmayacaktım ve sen o kocaman kaplanın yemeği olacaktın. Yüce Rabbime şükürler olsun ki, bizi dost kıldı. Ne demiş insanoğlu: “İyilik yap, denize at. Balık bilmezse Hâlik bilir.”
İki arkadaş o günden sonra ebedi can dostu olmuşlar.
Ne serüvenler yaşamışlar, neler, neler görmüşler...
39Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Bulmacamızı çözüp anahtar kelimeyi de bulduktan sonra
bu sayfayı kesip veya fotokopisini çektirip 30 Temmuz 2011
tarihine kadar aşağıdaki adresimize postalayın.
Adresimiz: Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel
Müdürlüğü Süreli Yayınlar ve Kütüphaneler Daire Başkanlığı
Üniversiteler Mah. Dumlupınar Bul. No: 147/A 06800
Çankaya - Ankara
Serap Çakmak
1
1
2 4
5
3
6
78
910
11
12
1314
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
Renkli karelerdeki harfleri bulup sıraya dizin, yüce kitabımızın isimlerinden biri ortaya çıkacak.
Bulmacayı doğru olarak
çözenlerin arasından
kurayla belirlenecek
50 kişiye “Ahlakımı
Öğreniyorum ve Hadis
Kartelası” hediye
edilecektir.
40Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
1. Allah’ın isimleri.
2. Kur’an’ın 24. suresinin adı.
3. Peygamberimiz için okuduğumuz;
“Allah’ın rahmet ve selâmı onun üzeri-
ne olsun.” anlamına gelen duaların ge-
nel adı.4. Kâbe hangi şehirdedir?
5. Evliya Çelebi’nin, gezip gördüğü yerle-
ri anlattığı gezi kitabının adı nedir?
6. Çağırma, seslenme, bağırma.
7. Peygamberimizin kabri hangi şehirde-
dir?8. Ayın en parlak hâli, dolunay. (Medine’ye
yakın bir yerleşim yerinin adıdır. 624 yılında,
burada müşriklerle Müslümanlar arasındaki ilk
büyük savaş gerçekleşmiştir.)
9. “…………… ile başlamayan her iş bere-
ketsizdir.” HADİS-İ ŞERİF
10. Âdem Peygamberden sonra insanlığın
kendisinden çoğaldığı peygamber kim-
dir?11. Namaza başlarken alınan tekbirin adı.
12. Medine’de, Peygamberimizin kabrinin
de içinde bulunduğu caminin adı ne-
dir? 13. Müslümanların namaz kılarken yönel-
dikleri taraf, yön.
14. Büyük kişilere ait ziyaret edilen me-
zar.
1. Allah’ın, varlığının sonu olmadığı, ebedî olduğu anlamına gelen ismi nedir?
2. “Ben gelmedim dava için Benim işim sevgi için Dostun evi gönüllerdir Gönüller yapmaya geldim.” Bu dizelerin şairi kimdir?3. Kur’an’ın 5. suresinin adı.
(Adı “sofra” anlamına gelir.)4. Müslüman olarak Peygamberimizi gör-
müş, onun sohbetinde bulunmuş ve Müslüman olarak ölmüş kişilere ne de-nir?
5. Kur’an’ın 34. suresinin adı.6. Yarım yüzyıl boyunca dünyanın o dö-
nemdeki en önemli yerlerini gezip gö-ren, gördüklerini de en ince ayrıntı-sına kadar yazıya döken, 17. yüzyılda yaşamış büyük Türk gezgini kimdir?
7. Renkli boyalarla yapılan bir kâğıt süs-leme sanatı.
8. Mesnevi adlı eserin sahibi olan, 13. yüzyılda Konya’da yaşamış büyük âlim kimdir?
9. Balıkesir ilimizin bir ilçesi.10. Kitapların deri, bez, plastik gibi mal-
zemelerle kaplanmış olan dış kapağı.11. Kurban bayramının arefe günü sabah
namazından başlayarak 4. günü ikin-di namazına kadar her farz namazdan sonra söylediğimiz tekbirin adı nedir?
12. İslam dinine mensup olan kişi.13. Peygamberlik, nebilik.14. Namazın farzlarından biri: Nama-
zın sonunda teşehhüt miktarı (tahiy-yat duasını okuyacak kadar bir süre) oturmak.
41Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
YO
L BULMACA
HANGİSİ FARKLI?
Ge
çe
n g
ün Ö
DEM
E N
OKT
ASI
na g
ittim
, “Ö
” d
ed
im, g
eld
im.
Issız bir adada
ne olmaz?
-IS
Kel nasıl ça¤ırılır?-Hey KEL!
42Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
YO
L BULMACA
Top a¤larda… Ben a¤lamaz mıyım?
Suyun küçüğüne ne denir?
-Sucuk
43Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
44
45Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
46Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
47Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
KİM KİMDİR?Cümlelerde boş bırakılan yerleri kutucuklardan
uygun isimle doldurun.
Rukiye Oklan
ÖMER SEYFETTİN
MEHMET AKİF ERSOY
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
HZ. HATİCE
PİRİ REİS
YUNUS EMRE
“Safahat” isimli eseriyle
meşhur, İstiklal Marşı
şairimizin ismi
13. yy.da yaşamış, ilahileriyle ünlü sevgi şairimizin ismi
Kaşağı hikayesiyle ünlü usta
hikayecimizin ismi
15. yy.da çizdiği dünya haritasıyla ünlü denizcimizin
ismi
Osmanlı Devleti’nin yükselme
döneminde kanunlarıyla ün
yapmış padişahın ismi
Peygamber Efendimizin altı çocuğunun annesi olan eşinin
ismi
48Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
NE NEDİR?Cümlelerde boş bırakılan yerleri kutucuklardan
bulduğunuz uygun sözcüklerle doldurun.
EDEBİYATGELENEK
SEVAP
YANKI
DOLU
AİLE
Evlilik ve kan bağına dayanan,
toplum içindeki en küçük birliğe
............................. denir.
Ses dalgalarının bir yüzeye
çarparak geri dönmesine
............................... denir.
Hayırlı amellere Allah tarafından verilen karşılığa
............................. denir.
Olay, düşünce ve duyguların dil
aracılığıyla biçimlendirilmesi
sanatına ............................. denir.
Su buharının birden yoğunlaşıp katılaşmasıyla oluşan yağış
türüne ........................... denir.
Bir toplumda kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel kalıntılara, alışkanlıklara ............................. denir.
49Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Uzun uzun uzanır, yılda bir kez bezenir.
(Ağaç)
İbiği tarak gibi, kuyruğu orak gibi
(Horoz)
Yer altında kırmızı minare
(Havuç)
Dam üstünde takur tukur. Sandım kızlar kilim dokur. (Dolu)
Direkli kuyu, eksilmez suyu
(Burun)
Biri verir, öbürü alır. Görünürde hiçbir şey yok.
(Selam)
Yazın yaşını yeriz, kışın başını yeriz.
(Soğan)
Kaynayınca buharım, donunca buz olurum. Bir bardak içtiniz mi
karışır siz olurum.
(Su)
Bir odam var, içinde otuz iki sandalye bir de halı var.
(Ağız, dil)
50Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Aç durur, susuz duramaz.
(Sürahi)
Bir belalı başım, tuzsuz pişer aşım.
(Süt)
Sekiz köşe beş değil, başı çayla hoş değil.
(Şeker)Benim bir ağacım var,
her gün bir yaprak döker. (Takvim)
Adı nedir, budu nedir, bu dünyanın tadı nedir?
(Tuz)
Akşam baktım çok idi, sabah baktım yok idi.
(Yıldız)
Dışı katık, içi kütük.
(Zeytin)
Ak sarayın içinde sarı sultan oturur.
(Yumurta)
Kırk kardeş el ele tutuşur.
(Zincir)
Ağ örer, balık tutamaz.
(Örümcek)
Hanım içeride, saçı dışarıda
(Mısır)
51Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
“Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işler-se, onun mükâfatını görecektir. Kim de zer-re ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun ceza-sını görecektir” (Kur’an’ı Kerim, Zilzâl Suresi 7. 8. ayet)
RABB‹M‹Z D‹YOR K‹:
Hilal Mertoğlu Bayır
Her tarafa çöp atılmış bir ortamdasın.İçmiş olduğun suyun boş şişesi elinde kaldı.Etrafta da hiç çöp kutusu yok.
Her yer zaten çöp içinde! Ben de elimdeki çöpü yere atarım.
Etrafta göl, deniz vs. varsa çöpümü oraya fırlatırım.
Bir çöp kutusu ararım. Bulamazsam çöpümü yanım-da taşır, bulduğum ilk çöp ku-tusuna atarım.
52Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
YAZ.-ÇİZ.: Hilal Mertoğlu BayırBENiM KAHRAMANIM
53Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
CumaDAYIM, Cumartesi AMCAM.YA
NG
ın d
ola
bın
ı aç
ma
yın,
YA
NG
ço
k kı
zar.
Adamın biri çok yaşlanınca ne yapmış?
-Kurulanmış.
Yeni çizilmiş resme ne denir?-NEVresim
SaçMALANMAZ, taranır.
54Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
ELET‹REL‹M
YOL BULMACA
Üstten ve yandan görünüşü verilen şekilleri eşleştirelim.
Ad
am
ın b
iri d
o¤
uta
n TO
Palm
ı, s
onr
a g
itmi
, DO
∕U
a to
pun
u g
eri
verm
i.
KURSa g
ide
ce
ktim, kurm
ad
ı gid
em
ed
im.
55Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Ayşe bacının keçileriHop hop hopluyorArpa, saman istiyor Arpa, saman yokKilimcide çokKilimci kilim dokur İçinde bülbül okur İki kardeşim olsaBiri ay, biri yıldız Biri oğlan, biri kızCeplerim dolu sakızEbe sakız çiğnesinEbelenen söylesin.
Elim elim epenek Elden düşen kepenekKepeneğin yarısıKeloğlan’ın karısı
Hop çikolata çikolataHani bana limonata Akşam yedim salataSabah yedim salata Seni gidi kerata
56Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Eveleme develeme
Lafı sözü geveleme
Evvel altı elma yedi
Seren sekiz serçe dokuz
Toramanın topu kara
Ak devenin çatı kara
Ebe ebe nerede Su doldurur deredeDere boyu çalılıkDerede olur balık Şu ebe de ne alıkOltamı attım,Balığı tuttum.Balık suya dalamaz,Ebe beni bulamaz.
Kızın adı Hediye Ekmek vermez kediyeKedi gider kadıyaKadının kapısı kilitliHediye’nin başı bitli
Ebe ebe gel bize
Uzaktan vur elimize
Vuramazsan sensin ebe
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi
Yağlı böreği kim yedi?
57Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Dört konaklık yolum var. Her biri üç ay sürer. (Mevsimler)
Az gitti, uz gitti. Dere tepe düz gitti. Altı ay bir güz gitti.
Uyanınca hepsi bitti. (Rüya)
Tepeye koy yel alır, dereye koy sel alır.
(Un)
Yaşarken yerinden ayrılmaz,
öldükten sonra gezer. (Yaprak)
Manisa’dan, Tire’den. Şimdi geçti buradan.
(Rüzgâr)
Mani mani maniki, Tırnağı var on iki.
(Sarımsak)
Elemez melemez, ocak başına gelemez
(Yağ)
Mavi tarla üstünde, beyaz güvercin yüzer.
(Yelkenli)
Evi sırtında, ayağı karnında. İzi yıldız, gözleri boynuz
(Salyangoz)
58Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
Alçacık dallı, yemesi ballı
(Üzüm)
Bir kızım var, kat kat çeyizi var.
(Lahana)
Baldan tatlı, taştan ağır.
(Uyku)
Benim adım iki hece, çalışırım gündüz gece.
(Saat)
Ak bir çubuk, tükenir çabuk.
(Tebeşir)
Ayakları su içer, üstünden gelen geçer.
(Köprü)
Yazın sıvasını yapar, kışın kapısını kapar.
(Kırlangıç)Etten kantar, altın tartar.
(Kulak)
Bir küçücük kumbara, ekin taşır ambara.
(Kaşık)
Arabadan atladı, pantolonu patladı.
(Karpuz)
Kanadı var, kuş değil, yolları yokuş değil.
(Uçak)
59Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
61Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
SUDOKU
10 FARK
Pimi adama ne denir?
-PiMAN
Çay en iyi hangi dağda içilir?-Çay barDAĞInda
62Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
ELET‹REL‹M
YOL BULMACA
KÜP BULMACAArkadaşlar açılımı verilen küpü birleştirirsek aşağıdakilerden hangi üçü doğru olur.
Gölgeler ile gerçekleri eşleşti-relim arkadaşlar.
Ko Ali ko. Baban karneni gördü.
YANGın dolabını açmayın, YANG çok kızar
63Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
CEVAP ANAHTARISAYFA-25 GÜZEL BİR ABDESTBİR KİMSE GÜZELCE ABDEST ALIRSA TIRNAKLARININ ALTINA KADAR VÜCUDUNDAN GÜNAHLARI DÖKÜLÜRABDESTTE DE İSRAF OLUR MUYMUŞ?EVET BİR AKARSUYUN KENARINDA OLSAN BİLE İSRAF OLUR
SAYFA-42-55
SAYFA-48-49KİM KİMDİR?“Safahat” isimli eseriyle meşhur, İstiklal Marşı şairimizin ismiMEHMET AKİF ERSOY13. yy.da yaşamış, ilahileriyle ünlü sevgi şairimizin ismiYUNUS EMRE15. yy.da çizdiği dünya haritasıyla ünlü denizcimizin ismiPİRİ REİSKaşağı hikayesiyle ünlü usta hikayecimizin ismi ÖMER SEYFETTİNPeygamber Efendimizin altı çocuğunun annesi olan eşinin ismiHZ. HATİCEOsmanlı Devleti’nin yükselme döneminde kanunlarıyla ün yapmış padişahın ismiKANUNİ SULTAN SÜLEYMANNE NEDİR?Evlilik ve kan bağına dayanan, toplum içindeki en küçük birliğe .AİLE denir.
Hayırlı amellere Allah tarafından verilen karşılığa SEVAP denir.Ses dalgalarının bir yüzeye çarparak geri dönmesine . YANKI denir.Bir toplumda kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel kalıntılara, alışkanlıklara GELENEK denir.Olay, düşünce ve duyguların dil aracılığıyla biçimlendirilmesi sanatına EDEBİYAT denir.Su buharının birden yoğunlaşıp katılaşmasıyla oluşan yağış türüne DOLU denir.
1-6
4-2
5-7
8-3
ELET‹REL‹MSAYFA-54-55
SAYFA-62-63
1-3
4-7
5-2
8-6
3, 5, 6
ELET‹REL‹M
KÜP BULMACA
64Diyanet Çocuk Dergisi TATİL ARKADAŞIM 7 - 2011
DUA
Şükürler olsun Allahım! Verdiğin, VermediğinHer şey için Sana minnettarım…
SERAP ÇAKMAK