2 3
CİHAT ARAL
Cihat Aral 1943 doğumlu.1964-1969 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatla Akademisi Y.Resim bölümü Neşet Günal Atölyesinde öğrenim gör-dü.1970 yılında ilk kişisel sergisini açtı.Sanat alanında ihtisas yapmak ve öğretim üyesi olarak yetiştirilmek üzere 1416 sayılı yasa uyarınca devlet burslusu olarak Fransa’ya gönderildi.Paris Ulusal Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda resim dalında ihtisas yaptı.Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda sergi açtı.İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (İDGSA) Resim Bölümüne ögretim görevlisi olarak atandı.Görsel Sanatçılar Derneği(GSD)’nin örgütsel çalışmalarına katıldı.1976 Antal-ya 13. Uluslar arası Duvar Resimleri Sempozyumu’na katıldı.250 metrekare alan üzerine yaptığı”Analar ve Çocukları”‘adlı kompozisyonu çalışma tamam-lanmadan,dönemin Antalya valisi tarafından üzerine branda çektirilerek kapa-tıldı.Sanatçının yurtiçi ve yurt dışında özel koleksiyonlarda ve müzelerde yapıtları bulunmaktadır.Sanatçı çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdürmektedir
MEHMET ERGÜVEN
Figür resmini zora koşan en önemli sorun anlatı ile ifade arasındaki hassas dengeyi sürekli kollamak zorunda olmasıdır.Buna göre figürün çıkış noktasında hep aynı şeye tanık oluruz.Paylaşım ihtiyacının anlatıya dönüşmek için fırsat kolladığı noktada nihai amaç iletişimin belirleyici olduğu bir dile odaklanır hep.Ne var ki ,sabit,bir başka deyişle uzlaşılmış göstergelere bağımlı düzenleme (kompozisyon),her defasında görünürlüğü yeniden gerekçelendirme sorunuyla karşı karşıyadır.Göründüğü gibi olanın sureti o ‘gibi’yle hesaplaşıp sabit göstergeyi silkelemediği sürece sıradanlığa yenik düşer.Nitekim,daha ilk adımda amatörlüğe mahkum olan z sayıdaki sanatçılar arasında bu tür çalışmalar resim tarihinin en sıkıcı örnekleri arasında yer alır.
Uygarlık tarihine başyapıt olarak geçen resimlerin hemen hepsi özünde aynı paydayı bölüşür:Resim bir şey söylemez,olsa olsa söylüyor olmayı söyler sadece.Cihat Aral’ın resimlerine bir bütün olarak bakınca tam da bu noktada figüre yöneldiğini görürüz.Nitekim,daha ilk dönem resimlerinde bile söylemekten çok söylüyor olmayı dikkate aldığı göze çarpar;belki yeterince kararlı değil,ama doğurgan bir kararsızlığın yürürlükte olduğu bu resimler çok geçmeden anlatıyla hesaplaşmanın ipuçlarını içermektedir aslında .Bu bağlamda Aral çağdaş Türk resminde değişime ilişkin iç dinamiği kendi resminin oluş sürecinde bulan sınırlı sayıdaki sanatçılar arasında yer alır ; ve bu önceden alınmış bir karardan çok kişiliğinden kaynaklanan bir özelliktir hiç kuşkusuz.Apaçık:Özgüven kendine bakmaya yazgılı olmanın armağanıdır Aral’a .Ayrıca yaşamı boyunca sessizliğini koruyup başrole talip olmadan kendiliğinden başrolde olması da tamamen bununla bağlantılıdır elbette.Türk resmi figüre yenik düşen çok sayıdaki ressamın öyküsüdür esasen.Aral bu sınavdan yüzünün akıyla çıkabilmiş az sayıdaki sanatçılar arasında yer alır-yaşamı boyunca yeterince önemsenmemiş ,ancak zamanla çıktığı yarışı kazanmaya aday bir usta.
Aral’ın özellikle tutuklu olduğu dönemde yaşadıklarını paylaşma ihtiyacı bu tecrübeyi tuvale aktardığı örneklerde malzemeyle hesaplaşmayı tehdit eder hale gelmesine rağmen,burada duygu sömürüsüne yönelik anlatı hiçbir zaman ön plana geçmeden,ileride ifade’nin ağırlık kazanacağı düzenlemenin önünü açmıştır aslında.Aral’da belirli bir üretim modelinden söz edilecekse,gerçekte itici gücünü sezgiye bağlı olan bir süreçte tanık olduğumuz şey bu resimlerin sonuçlarına katlanmayı baştan göze aldığı bir doğallığın ürünü olmalarıdır…
Yaşadığı dönemin tanığı olmamak yine o yıllarda bir sanatçının karşılaşacağı en ağır eleştiridir.Hiç şüphe yok ki,bu tavır hayli keskin biçimde karşıt görüşü de (soyut resim) tetikleyince,sonuçta Aral gibi figürde direnen sanatçılar,düzenlemede (kompozisyon)zaten kendiliğinden var olması gereken sentaktik kaygıyı her örnekte vurgulayarak soyutlamaya karşı olmadıklarını açıkça ortaya koymuşlardır.
Aslında Aral’da tanık olduğumuz soyutlama iradesi özünde lirizm olarak sentaksa yansıyan uyumlu kişiliğin sonucudur.Burada muhayyel sema perdesi dipyüzeyden çıkıp bir tül gibi resmin önüne geçmiştir sanki.Lirizmin cezp edici bir unsur olarak bu resimlerle kuracağımız diyaloğa katkısı hep aynı gerekçeden kaynaklanır.Nitekim dikkatli bakınca fark etmekte zorlanmayız:Aral da söz konusu olan lirizm aslında atmosfer içeriği olarak bu tül perdesinin ardında tortulaşmış munis düzenlemedir-iddiasız ama o ölçüde içtenlikli bir kompozisyon;ve bu da,moda akımlarının etkisiyle kendine bakmayı zorlamadan kendisiyle buluşabilmiş Aral’ın hangi nedenle çağdaş Türk resminde özel bir yeri olduğunu gösterir bize.Söylemek bile fazla:Kendisiyle buluşma,yılmadan görüneni dikkate alma disiplinidir burada.
4 5
Dayanışma, 100x80 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2004 Karda Çöpçüler, 81x65 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2003
6 7
Çöpçü Kadın, 73x97 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2015
Dönüş Vakti, 73x97 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2005 Ve Bayraklarıyla Geldiler, 70x50 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2007
8 9
Çöp İnsanları, 90x72 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2008Yürüyüş, 65x81 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2015
Ve Bayraklarını Alıp Gittiler, 50x61 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2011
10 11
Çöp İnsanları, 65x81 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2004 Çöp İnsanları, 65x40 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2011
Çöp İnsanları, 60x81 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2004
12 13
Karda Çöpçüler, 70x110 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2008 Çöpçü Kadınlar, 73x60 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2002
Ve Bayraklarıyla Geldiler, 73x100 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2007
14 15
Kurban, 50x61 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2012
Ve Bayraklarıyla Geldiler, 45x40 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2011
Çöp İnsanları, 60x70 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2017
16 17
Şeyh Bedrettin’in Kaçırılışı, 100x81 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2009
Kedili Çocuk, 46x65 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2016
Kurban, 40x65 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2011
18 19
Ve Bayraklarıyla Geldiler, 73x92 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2008
Kurban, 40x65 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2011
Göç, 100x81 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 1996
20 21
Denize Hasret, 81x92 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2007Balık Ayıklayanlar, 65x81 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2007
22 23
Çöp Toplayanlar, 50x61 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2008
Kurban, 40x65 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2011
Gecenin Sisinde, 50x50 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya, 2002